almanyada abitur yapiyorum (A-Level)ekonmi ve idari üzere. 4 haftalik staj yapmaliyim, (parasiz staj yapmaya raziyim). Sizce sans larim nasil ?
Dil: Almancam süper, ingiliscem de iyi, türkce yazmakta sorluk cekiyorum ama konusmam biraz daha iyi.

nereye sorabilirim ?

derslerim için kullanacağım, laptopla hammalık yapmak yerine kullanayım diyorum. not alma, pdf okuma falan. ipad mini 2'yi mi beklesem, galaxy note 10.1 2014 edition'ı mı, yoksa nexus 7'nin yenisini mi, hatta nexus 10 bile olabilir. çok param da yok o yüzden fiyatı da önemli tabi ama asıl önemli olan performans, kullanım kolaylığı ve dayanıklılık. gg'den 3g'li tablet almıştım pasaporttan elimde patladı.

Ayiptir soylemesi yeni yemek yedik, simdi de bi tatli yiyelim diyoruz? Sizin tavsiye edeceginiz, favori tatlilariniz, mekanlariniz nelerdir?

Not: İstanbul dayiz

işyerinde ilk yılım. başımda bir müdür var. adam gayet iyi aslında, bir şey sorsam yardım ediyor espri yapıyor vs. neyse ben bir mail attım şirketin alt kademelerinde çalışanlara. maili attıktan 1 saat sonra o da bir mail atmış, shafuck şunu söylemeyi unutmuş falanca filanca diye. halbuki bana mail atsaydı ben de yollayabilirdim tekrardan ki önemli bir şey de değildi.
sonrasında başka bir üst düzey benden herkese mail atmamı( o müdür de dahil) istedi. zamanlamayla ilgili bir şey. herkes döndü bu adam dönmedi bana.
son olarak da şu oldu; şimdi belli başlı kişiler seminer veriyor şirkette ben de veriyorum bir konuda uzman olarak. bu adama gittim dedim ki herkesin seminer vereceği tarihleri yazıyorum sizi ne zamana yazayım. o da yanlış anlamış onu yeni öğrenenlerin arasına mı ne yazıyorum zannetmiş dedi ben de o konuları biliyorum ne yenisi bi tek sen misin bunu bilen falan dedi hafif gülerek. Ben de yok öyle değil dedim anlattım. ha okey diyip gitti.

ne bu şimdi ? diğer elemanlarla muhabbeti de var bana gelince bir soğuk sanki.

bu bebek ingiliz, alman, japon, turk vs. herhangi bir millete ait bir ciftin bebegi olabilir. bu bebegi issiz bir adaya biraktiniz ve sadece ona yiyecek giyim gibi gereksinimleri 7 yasina kadar vereceksiniz. ama tek kelime dahi konusmayacaksiniz bebekle 7 yasina gelene kadar. 7 yasin sonunda konusma cagina tam olarak geldiginde bu bebek hangi dili konusabilir?

Starbuck, Groundhog Day, Stranger Than Fiction, being john malkovich gibi enteresan senaryoları olan filmler tavsiye eder misiniz bana?

kardeşim istanbul avrupa yakasında oturuyor ve 2 gün önce ilke hastanesi diye bir yere gitmiş. daha önce çürüyüp üst tarafı düşen ama kökü çenede kalan bir diş için gitmiş. hastanedeki diş hekimi müsveddesi çekiçle mekiçle dalarak kan ter içinde 1,5 saat uğraşmış. ancak üstesinden gelemeyince kardeşimin telefon numarasını alıp, göndermiş. güya sonra arayıp çağıracak, kaldığı yerden devam edecekmiş. ancak kardeşim 2 gündür diş ağrısından ne çalışabiliyor ne de bi şey yiyebiliyor.

kaliteli, işini hakkıyla yapan önerebileceğiniz bi diş hekimi var mı? yalnız durum acil, hemen bugün gitmesi gerekiyor. ayrıca fiyatın çok uçuk olmaması, makul seviyede olması kardeşimin yararına olacaktır.

4. yıl olacak.aslında istediğim şu ; eve çıktı şu aralar. uzak mesafe bir de.böyle odasına evine falan konabilecek daima yanında olabilecek türden şeyler istiyorum ama aklıma gelmiyor.hani çookk ağır bir hediye olmalı demiyorum.aslında yıl dönümünden çok içimden geldi bu bir de.

misal masasında bir çerçeve olabilir vs vs vs vs..dediğim gibi aklımda yok hiçbir şey şu an.
bir fikir verin de sınavlar da başlamak üzereyken yorulmaktan kurtarın beni.sonra da güzel dileklerimi alın .)

hoşçakalın.. tiklerde buluşmak dileğiyle..

belirtiyorum..herhangi bir karakter düşkünlüğü yoktur.direkt belirgin bir özelliği de yok maalesef.zaten bu işimi zorlaştırıyor.erkeğe bu türden hediye düşünemiyorum asıl sıkıntım da o galiba.

Bugün lustrali kullanmaya başlamamın üçüncü günü. ilk bir hafta sabah yarım alıyorum, sonrasında sabah yarım akşam yarım alacağım.
ilaç 100 mg. şuan bi etkisini görmüş değilim. zamanla etkisi olacak mı, beni neler bekliyor, tecrübelerinizi paylaşır mısınız?

Merhaba, arkadaşım erkek tarafı şimdi 3 yıllık sevgilisi vardı bunun evleneceklerdi artık öyle ki çocuk altın falan almış baya hazırlığını yapmış. Neyse kız aydın'da yaşıyor çocuk Erzurum'da. Kızın ailesi diyor ki aydın'da yaşamazsanız olmaz çocuk da her yerde yaşarım ailenin yanında yaşamam al sana harita seç beğen diyor, fakat kız ailesini ikna edemiyor, kendisi de çok istemiyormuş sanırım ve ayrılıyorlar. Ben çok kızdım ölür müydün, seni yiyecekler miydi ne olacaktı dedim fakat olan olmuş. Sor herkese haklı olan benim dedi, herkes böyle mi düşünür acaba? Teşekkürler.

?

2. öğretim okudum. Burs vermiyormuş TEV Almanya'ya 2. öğretim okuyanlara. Almanya'yı oradaki şirketlerde iş bulabilirim rahat yaşam koşulları diye istiyordum ama burs bulamayacagım sanırım..

ABD için bi hocam burs bulurum sana dedi. İlk 50'de bi okul istiyorum. Almanya'da Münih Teknik Üniversitesi için basvuru yapacaktım. RWTH Aachen'a da bakıyordum ama orası şehir olarak çok küçük. Ben de hanımla oğlumu da götürecektim. Baktım içinden çıkılacak gibi değil Almanya.. Münih çok pahalı..


ABD'de master için yarış çok daha çetindir muhtemelen ama ne dersiniz Almanya'yı zorlamayı bırakayım mı artık?

25 mg'lik ataraxtan 7-8 tane alinsa tek seferde nolur?

Şu an Samsung Galaxy Gio telefonum var. 2-3 senedir kullanıyorum ama artık yavaşlığı ve hafıza problemi beni bitiriyor root işlemi yapmama rağmen. pili de iyice öldü sayılır. yeni bir telefon almayı düşünüyorum. aradığım özellikler, büyük ekranlı olması (arada dizi, film izlenebilir boyutta), işlemcisinin sağlam olması, hafızasının da çok sağlam olmasa bile 200-300 mb gibi saçma bir boyutta da olmaması. 2-3 seneden daha uzun süre kullanmak istiyorum alacağım telefonu. İlk gözüme çarpan, zevklerime uyan Sony XPeria SP ile Samsung Note 2 oldu. özellikleri aşağı-yukarı aynı gibi ancak samsung'un tasarım olarak ekstra bir +'sı var gözümde. Sony ise şarj uzunluğu ile cazip geliyor.

Bu telefonları kullananlar, iyi bilgi sahibi olanlar, yorumlarınız nelerdir? Başka telefon da önerebilirsiniz tabi (Apple olmasın mümkünse). Bütçem maksimum 1300 civarı.

şu diziler haricinde hangi dizileri önerirsiniz?

the wire, oz, game of thrones, sherlock, lost, lost room, prison break, dexter, lie to me, mentalist, revolution, six feet under, spartacus, under the dome ve sit-com dizileri.

güncel diziler de olabilir. mesela homeland'i merak ediyorum. onun haricinde lost seven fringe sever derler. acaba başlasam mı? son olarak person of interest nasıldır?

* person of interest tamamen polisiye ağırlıklı ise izlemeyi düşünmüyorum.

ben klavye ile gülme özürlüsüyüm.
bir tasarımda "asdsajdhakjs" kullanmam gerekiyor. ama gördüğünüz gibi beceremiyorum.

ajkshdkjashdk
asdasjdhkjashdjk


olmuyor, güzel gelmedi bunlar bana.

biraz güler misiniz, copy paste yapayım bari :/

(j olmuyor sanırım)

böyle birşeyi hediye etme fırsatınız var diyelim. bu ünlü kişi erkek de olabilir. böyle birşeye ne derdiniz?

soru2: babanız ne derdi? sorsanıza bir. oha :)

şu an sevdiğim bi adamdan ayrılmak üzereyim uzun da bi ilişkimiz vardı seviyorum da bağımlıyım da ikisi karışık. tüm günüm onla geçiyo onla konuşmayınca çok garip hissediyorum sıkılıyorum. böyle bi ilişkiden sonra yeni biriyle mutlu olmuş o ilişkisini hiç özlemeyen var mı? nasıl atlatıyosunuz?

Master son senemdeyim. Doktorayı büyük ihtimal yurtdışında yapacağım.

Şu ilandaki kadroya başvursam, kabul alsam, Haziran - Temmuz geldiğinde "benim doktora işi oldu, haydi bana eyvallah!" diyebiliyor muyum:

yoksis.yok.gov.tr

?

işsizim, son paramla gidip 100-200 tane kapaklı plastik ufak kaselerden alıp bir avm'ye dalayım diyorum. önce yönetimden izin almak şart tabi. daha sonra tek tek masalara gidip projeyi anlatarak kase ve kaşıkları bırakayım. proje şöyle olacak ben kaseyi bırakacam, yiyen o kaseye dokunmayacak. yemeyen ise iyi durumdaki ve muhafazaya müsait artık yemeğini(pilav, salata, patates vs..) bu kaseye koyup kalkacak. ben de o kaseleri toplayıp avm'nin bir yerinde beleşe dağıtacam. tabi maksimum 2 saat içinde o yemekleri dağıtmam lazım. öbür türlü hayvanlara gidecek.

nasıl?

komiklikten de düşebilirim, şaşkınlıktan/şoktan da, farketmez burası. ama şöyle diyeyim acayip film izleyen birisiyim, bu yüzden gözümden kaçmış olması büyük ihtimal olan filmlerden önerin(kıyıda köşede kalmış olan, ama yine de çekimleri falan iyi olsun kıyıda köşede dediysek de o kadar değil, çekim çok önemli benim için)

ek: tamam lan allahsızlar ben kendim bulur bi şeyler izlerim.

gönül işi değil sorum, sizce hangisi daha iyi ?

sevgilin varken askere gitmek vs sevgilin yokken askere gitmek

şöyle, şimdi bu olay imkansız da diyelim ki mistik bir şeyler oluştu ve size şöyle bir teklif geldi;

kabul ettiğin takdirde bugün banka hesabına 10 milyon dolar yatacak; lakin ömrünün sonuna kadar biriyle cinsel beraberlik yaşayamayacak bir fonksiyona getirileceksin; yani erkekte ereksiyon olmayacak kadında cinsel organın yeri kapanacak tabi acısız şekilde olacak bunlar.

teklifi kabul eder miydiniz ?

antalya'da bir hasta bakım evi var mahallemde. her yaş grubundan insanın yer aldığı bu özel bakım evindeki hastalara insancıl olmayan şekilde muamele edildiğine şahit oluyorum. 14 yaşlarında zihinsel engelli bir kızı yerde sürüyerek içeri sokmaya çalıştıkları, gene zihinsel özürlü olan bir gence çöp döktürmek, ekmek aldırmak gibi özel işlerin yaptırılması, sözlü olarak taciz edilmeleri gibi. içlerinde direkt iletişimde olduğum bir amca var, gördüklerinden duyduğu şikayetleri dile getirdiği için kendisine sokaktan gelip geçeni sözleriyle taciz edip sarkıntılık yaptığına dair bir suçlamayla dava açmışlar. biz böyle bir şeyin olmadığını imzamızla tasdik ederek yardımcı olmaya çalıştık ama ben insanlık dışı muamelelerin uygulandığı bu yerin kapatılması adına bir şeyler yapmak istiyorum. nasıl bir yol izlenir bilmiyorum; bilgisi, önerisi, mesleği dolayısıyla işi bu olanların yardımlarını rica ediyorum. ne yapılabilir?

elimde psd formatinda bir kelime var. bunu bir klasordeki butun fotograflarin sag alt kosesine yapismasini istiyorum.

cok mu sey istiyorum?

koşubandı zımbırtısından alan üst komşum(120 kg), üst katta çılgın atıyor. ben kulaklığımı takar sallamam da, annem çok sinirleniyor. az önce de gittim tartıştım. kadın saat daha 18.00 falan dedi. bağrınmaya başladı falan. gereksiz gergin insanlar böyle giderse sürekli tartışma olacak. polis veya hukuki bir göz korkutma yapabilir miyim? gürültü yönetmeliğine baktım da, saat 19.00'a kadar gürültü yapılabilir diyor. annemi dizginlesem problem değil de, kadın da haklı. sürekli evde günde 3-4 saat kafa şişiren bir ses sinir bozucu olabiliyor. ne yapayım sizce?

arkadaslar, telefonum artik kucuk gelmeye ve yavaslamaya basladi. iphone 4 kullaniyorum. yeni bir telefon alacagim ancak sony ile samsung arasinda gidip geliyorum.

hangisini onerirsiniz ?

sorumuz başlıkta mevcut ..

tercihiniz ?

saçlara iyi geldiğini duyduğum için hataydan getirttiğim ev yapımı defne sabunları kepek yaptı? normalde saçımda hiç olmazdı. bıraksam mı sabunu ?

erkeğim.

Dün gece tam uykuya dalacakken çok yoğun bi korku hissettim. Sanki biri beni öldürmeye gelmiş ve tepemde dikiliyomuş gibi. Kalbim öyle hızlı atmaya başladı ki. Gözlerimi kocaman açtım. Sonra yavaş yavaş geçti. Ne ki bu. Tekrar olur mu.

Çok kararsızım Obi van kanobi. Tek umudum sizlersiniz.

1- mutlu değilsiniz ama iyi kötü bir düzen oturtmuşsunuz. bu şekilde devam etmek.

2- mutlu olacağını düşündüğünüz yeni bir düzene geçmek. ama buna geçiş yapınca 1. seçeneğe dönüş yapamıyorsunuz ve bu seçeneği seçince kesin mutlu olacağınızdan da emin değilsiniz.

hangisi?

şu aralar bu vereceğim karar büyük bir önem taşıyor. konuyu pek açmak istemedim biraz yarım yamalak görünüyor kusura bakmayın ama bir yerlerden fikir almak istedim.

Selamlar,

Birisi hakkında İngilizce "umursamaz" demem gerekiyor fakat bir yandan da bu kelimeyi kötü anlamda kullanmamamız gerekiyor. "Hayatı çok da sikine takmayan" gibi bir anlamda olmalı.

Ne gibi bir şey kullanabiliriz? Yardımcı olan biri çıkarsa çok sevinirim.

Sevgiler.

kuzenim son üniversite sınavında umduğu gibi yapamamış. Ama yinede özel bi üniversitede tam burslu fizyoterapistlik bölümü kazandı üstelik 800 tl de burs alıyor. Kaydını felan yaptırdı okula gidiyor ama bu diş hekimliğini çok istiyordu ben bu sene de çalışıp seneye tekrar gircem sınava diyor ve başlamış bile çalışmaya. Puanı kırılmaz mı ki? Kırılırsa ne kadar kırılır? Kendisine söyledim kırılırsa kırılsın diyor.

işimden değilde iş yerimden nefret ediyorum, iş yoğunluğu çok az, gözüm saatte sürekli ve mesleki anlamda bir şey katmıyor gibi bana. iş yerinde de toplasan 10 kişi var öyle sohbet edip zaman geçireceğim biri de yok. cumartesi öğlene kadar çalışıyorum. kafayı yiyeceğim lan.
bunun yanında patron çok iyi, stres yok ve yüksek lisans yapmama izin veriliyor. maaş zamanında yatıyor.
ne yapcam lütfen yardım :(

iş başvuruları yaparken iyi seviyede ingilizce istiyorlar ya hani.


karşımdakinin beni kolaylıkla anlayabileceği bir ingilizce'ye iyi seviyede diyebiliyor muyuz ? yoksa gramer vs de bilmek de gerekiyor mu ?

hani okuduğum herşeyi anlarım. ingilizce iyi yazarım ve konuşurum.
ama işte grammer hataları yapabiliyorum bazen. ama genel olarak akıcı bir ingilizcem var.
bu adamların istedikleri şey mi yoksa illa böyle ingiliz gibi ingilizce mi bilmeliyiz ?

sevgili ekşi sakinleri,

20 yaşın başlarındaydım deli dolu uçarı kaçarı bir bayan.hayat bir oyun gibiydi ki hiç bir zaman olgun biri olamamışımdır.sevgiyi sadece bir kelime sanardım.anne baba kardeş vb sevgiside dahil(bu benim suçumda değildi esasen.ailemde böyle yetişmişti.annesinden nefret eden bakıcılarla büyümüş sevgi bilmeyen dominant ötesi bir baba.benide kendi gibi yetiştirdi, mükemmel olduğunu sanıyor hala)

sonra birgün o geldi. ona da dürüst davrandım herkese olduğu gibi ben kalbini kırarım üzerim benim hayatım düzenli değil dedim.hiç kimseyi sevemedim insanlara çok değerde veremiyorum dedim.pek aldırmadı.öyle sahiciydiki.canlı kanlı sahici biri.

ilk 4-5 ay çok güzel ve yolunda idi herşey. sonra bir hata çocukça bir hata yaptım. arkadaşlarımla çıktığım gece tanıştığım bir ispanyolla flört ettim. işi ileri boyutlara taşıdım ve lanet gibi birkaç kere daha görüştüm. bilmiyorum neden yaptım.sadece ispanyolla biryerde takılırkenki duygu hoşuma gitmişti herhalde. o heyecan o farklılık. yabancı biriyle herkes olabilirdin heryere girebilirdin istediğini giyebilirdin sokağın ortasında durup öpüşebilirdin istersen çılgınlar gibi galatada koşabilirdin veya bir barda kuğul bir şekilde oturup her istediğini yapabilirdin. öyle özgür bir heyecandı ki. onu hiç sevmediğimi, sadece vakit geçirdiğimi ve aldatmadığımı düşündüğümü hatırlıyorum.

sonrası.. çorap söküğü gibi geldi. sevgilime hep önem verdim ama kendi içimde yaşadığım çekişmeler dış dünyama yansıdı. tutarsız davranışlar sergilemeye başladım. bir yerde ayrılmak istedim onu kıracağımdan korktuğum için. bu böyle devam etti. ve bir yerden sonra ne yapsam da toparlayamadım. ayrıldık. onun bunu bildiği için mi başka bir sebebten mi ayrıldığımızı bilmiyorum. ortak bir arkadaşımız vardı söylemiyecek biri ama yinede söyledi mi bilmiyorum.

çok zor toparladım.bir müddet kendime gelemedim.saldım kendimi.sonra.sonra ben.ben öyle değiştim ki ondan sonra.hayata bakışım değişti.sevgi neymiş onu öğrendim. daha bir sürü şey.büyüdüm ben olgunlaştım.bambaşka bir hayat kurdum kendime.gerçek insanların dostun olduğu.ama gerçek ha.sahici.canlı kanlı.

şimdi 3 yıl geçti.hayatıma başka kişiler girdi çıktı ama ben her yerde herkeste hala onu arıyorum.onun oturduğu semtten geçemiyorum.bir tuhaflaşıyorum, yürürken bütün insanların yüzlerine tek tek bakmaya çalışıyorum onu görürsem kaçırmayayım diye. biliyorum şimdi gelse onu bütün kalbimle kucaklayabilirim. bütün ömrümü onunla geçirebilirim tek bir kişiye bile bakmadan. onun sahiciliğini öyle çok özledim ki. arada görsem uzaktan o bile iyi gelecek bir nebze. en yakın arkadaşlarıma bahsedemiyorum bahsetmekde istemiyorum nedense. anlamıyorlar hafife alıyorlar. 1 kere gece sarhoş olup aramıştım hatırlıyorum açmıştı iyi konuşmuştuk. 1 kerede o napıosun diye mesaj atmıştı cvp atmamam daha doğru olacağı için atmadım.

busene mezun olacağım. mesleğim hazır olacak mezun olunca. ailemin durumu fena değil. mezun olunca çıksam karşısına baksam gözlerinin içine yetmez mi eskiden yeterdi. anlamaz mı sevdiğimi? herkes affedilemez mi?

sadece onun sahiciliğini istiyorum. onun ruhunu. saatlerce oturup sohbet etmeyi. isterse saçlarını kazıtsın isterse yüzünde beyaz lekeler çıksın. çok birşey istemiyorum eskisi gibi açgözlü değilim. 3 yılımı onu özleyerek geçirdim. bundan sonrasınında öyle olmasını istemiyorum. ne olur olur deyin. olur. yeniden olabilir. onun değişmiş olmasını istemiyorum. gözleri hala aynı baksın istiyorum aynı sahicilikle.

Kullanan var mı? Ad soyad mail alıp bir daha girmemişim. Şimdi komple yandexe mi geçsem diye düşünüyorum. İyi mi? Kullanılıyor mu? Biliniyor mu?

bazen yavaş yavaş bir insanı tadıyorsun. limonlu pasta yemek gibi. yavaş yavaş alıyorsun tadını.
tadını aldıkça bitmesin istiyorsun alışıyorsun çünkü tadına
ama her çatalda biraz daha eksiliyor. bu da üzüyor.
aşk mı o?

cok sacma delice sorular sorarim sanki gercek izlenimi veririm ortami karistiririm. yapasim var trolluk. yapam mi? (zaten su an yapiyorsun diye cevap yazmayin ben yazdim bile-)

Şimdi biliyorsunuz diş tedavisi özel sigorta kapsamına girmiyor çoğu yerde, masraflı da bir sağlık sorunu. Bir de üstüne dişçi ile hoş bir mazim olmadığını hesaba katarsak şu anda kara kara düşünüyorum. Avrupa yakasında; Mecidiyeköy, Levent, Beşiktaş taraflarında uygun bir özel diş hekimi ya da hastanesi biliyor musunuz? Dentistanbul gibi yerler bana biraz tuzlu gelecek açıkçası, 2 diş için 2.000 tl fiyat çekiyorlar. Yardımlarınızı bekliyorum.

Müslüman bir aile düşünün. Almanya'da 6 ay yaşamış oraları biliyor. Türkiye'de yaşamak yerine bu iki ülkeden birini tercih edecek. Baba mühendis. Dil konusunda sıkıntı yok. Master ile başlanıp devamı orada gelecek büyük ihtimalle.
Kriterlerimiz;

1- Refah Seviyesi
2- Irkçılık
3- İnanç Özgürlüğü
4- Sosyal Hayat
5- İklim

Siz olsanız neden seçtiğinizi de söyleyerek hangi ülkeyi ve şehri tercih ederdiniz?