ataköy'deki siteler derim.

Güzel bir yer bulabilirsen Yeşilköy civarı, ya da Ataköy.

İkitelli'de ağaoğlu my world europe var. 1+1 ler 1200/1300 civarı , 215 tl de depozito isteniyor.

www.myworld-europe.com
www.sahibinden.com

Soyak Olympiakent. Yeni sitelerde inşaat vb kaynaklı çeşitli problemler olyor. En az 4-5 senelik yerlere bakarsanız daha iyi olur. Olympiakent bu açıdan iyidir. Binalar yeni yapılan siteler gibi dipdibe değildir. eşyasız 2+1 bulabilirsiniz.

iphone5s al maceraya girme derim ben.

büyüklüğü sorun değilse note 4 al, iphone'u bırakıp android'e geçtiğim için nasıl mutluyum anlatamam.

@territori: o da çok yakında dinozor seviyesine ulaşacak diye emin değilim.

@bagdf: büyüklük hiç sorun değil ya. ama yine de appple'dan sonra samsung gözümü korkutmuyor değil.

digerlerini kullanmadim ama 5s'ten inanilmaz memnunum. gerci icinde hala ios 7.1 var ama sikinti olmuyor

teste vereceğin parayı psikoloğa ver bence, buradan bakınca daha büyük problem olarak görülüyor. boğazı ağrıyan bir insanın aklına aids miyim sorusu gelmez, hele ki son 2 senede 2 farklı kişiyle seviştiyse.

olasılık diye bir şey söylenemez, test yaptırmadan bilemezsin.

Öncelikle, sağlıklı bir erkeğin aids'li bir kadınla vajinal (anal değil) korunmasız seks yapınca aids olma olasılığı, içine boşalsan dahi, 10,000'de 4. Evet evet yanlış duymadınız, yazıyla #onbindedört#

kaynaklar:
www.cdc.gov
www.healthline.com

O kişinin kesin %100 aids olduğunu varsayıyoruz burada. Sen daha onu bile bilmiyorsun, düşün yani.

Sonra hadi diyelim sen aids oldun, bunu yeni hatuna bulaştırma ihtimalin 10,000'de 8. Tek sevişme için. Bu da aynı kaynaklarda yazıyor bulabilirsin. 100 kere seviştiyseniz 10,000'de 800 oluyor bu.

Sevgilin zaten çift test yaptırmış, çifte negatif olmuş. onun dert edeceği hiç bir şey yok.

Sen de bu istatistiklere güvenip pipini her deliğe sokma tabi bundan sonra.

Ayrıca, aids dediğin bağışıklık sisteminin çökmesidir. Nezle olunca bile iyileşemezsin. Son son iki yılda herhangi bir hastalıkla hasta olup iyileştiysen, aids değilsin. Ama HIV taşıyıcısı olabilirsin, yani hasta değil taşıyıcı.

Taşıyıcı insanların boğazı aids'ten dolayı ağrımaz, yani gerçekten aids veya hiv taşıyıcısı oılsan bile boğaz ağrısı ile anlaşılmaz. Ya bağışıklık sistemin çökmüş olur, hiç iyileşemezsin, ya da taşıyıcısındır, ağrı sızı yapmaz.

Bu kadar yazdım, tik vermezsen şarbonlu mektup gönderirim evine.

"boğazım ağrısa bakıyorum" derken kastım "en ufak bir şeyde kafam oraya gidiyor" anlamındaydı, bu kadar literal almasaydınız keşke yahu.

@baba jo: iki senede iki farklı kişi değil hocam, kondomsuz iki farklı kişi.

@harzem: anal var bahsettiklerimde, korku orada. sevgilimin dert edeceği bir şey yok da benim var sanırım, bilmiyorum. sağolasın ama tik senindir o/

muhtemelen kapmamışsındır, soğuk algınlığı geçirip iyileşiyorsan da kapmış olsan bile cxcl4 mutasyonun vardır hiv ortaya çıkmıyordur (bulaştırıyor olabilirsin ama) magic johnson vardı böyle, adam turp gibiydi ama turnikelere tüküre tüküre çıkardı.. ne günlerdi ;_;

hocam hiv türkiye gibi bir ülkede kolay kapılabilecek bir hastalık değil. tek gecelik ilişkideki kişi hayat kadını mıydı? öyle olsa bile oran hakikaten çok az. rusya, abd, afrika ve güney amerika ülkelerinde oran biraz daha fazladır. bence endişe edilecek hiç bir şey yok. türkiye'de son aids haberi yıllar önce adana'da bir çocuk hayat kadınıyla birlikte olunca ortaya çıktı ve onda da test negatif çıktı.

www.milliyet.com.tr

haber buydu. sonra test falan yapılmıştı bişi çıkmamıştı. heralde böyle bir karıyla birlikte olmadın? hahahaha

@shotgunwoman: işte ihtiyacım olan türden iç rahatlatma türü, teşekkür ediyorum^^

@hullabaloo: hocam bu haber değeri taşıyan bir olay değil ki, ondan yoktur haberlerde. benim arkadaşım var yoksa türk ve hiv+ olan. yattığım insan da böyle gayet iş gezisindeki birisiydi, ama ne kadar aktif bir cinsel hayatı olduğunu bilemeyeceğim.

İş gezisinde kondomsuz anal ilişki yaşayacağın tek gecelik hatun mu buldun, vay aq ne insanlar var ;_;

Neyse, bu durumda bile ihtimal 10,000'de 138, yani yüzde bir civarı.

Tekrar vay aq ;_;

kaleiçi ve rixos'un altındaki bar (adını hatırlayamadım şu an) güzel. konyaaltı tarafı, jolly joker falan var. başka da bir atraksiyonu olduğunu düşünmüyorum.

manavgat köprülü kanyon rafting turuna katılabilirsin. günü birliktir, bayağı eğlenceli. google'dan aratıp düzenleyen firmalara ulaşabilirsin. merkezin belli noktalarından alıp akşamına geri bırakıyorlar.

barları ve raftingi deneyeceğim. teşekkür ederim.

olimposta bir kac gün takilabilirsin, akşamüstü yat limanından şelale turlara katıl dikkat et eller havaya tekneleri yerine sakin tekneleri sec, arkadaş varsa bira cekirdek al yatlimanınan kayık kiralayıp falezlerin oralara kurek cek, kaleicini dolar, sonra karalioglu parkına gec, ısıklar caddesinde piyasa yurusuyu yap.. ataturk parkıda fena değildir, bigman restoran var oranon bahcesi cok güzelldir, yada stellas manzaraya da gidebilirsin..

Tekne turu ayarladım. Yarın Kaleiçi, yürüyüş de yapacagım. :) öneriler için teşekkürler

evet rexona motion sense reklam filmi. daha iyisini yap falan diyor reklamda.

@elektr10: aynen ta kendisi

güçlü gps sinyalleriyle kordinatları belli durakların,

Tüm Hatların durak mesafe km yüklü. Oraya gelince söylüyor. Bir sokak farklı gitse o metreye gelince yine durağın adını söyler.

@iddaaci'nin dediği şey mümkün değil.

x rotasını aynı yoldan, hiç sapmadan bir sefer 15 km olarak giden bir araç diğer gidişinde 15.5 km olarak gidebilir.

gps'e +1 diyorum.

filo takip sistemi diye bir şey duydun mu looo?

her durakta bir insan bekliyor. otobüs gelince de kumandaya basıyorlar, böylece ekran değişiyor.

şoför bir tuşa basıyor olabilir diye düşünüyorum ben. zira bazen gayet otobüs durak durak gezse de belli bir durakta takılı kalıyor ekran.

Açılın ben harita mühendisiyim :D Bizim de arkadaşlarla aramızda tartışma konusu olmuştur. Şimdi katılırsınız katılmazsınız orasını bilmem ama ben kendi fikrimi açıklayayım.

Otobüslerde dikkat ettiyseniz ayrı bir ekran var. Sefer saatini falan ekstra bilgileri gösteriyor. O ekranda araç hareket ettikçe değişen koordinat bilgisi var. (enlem boylam cinsinden.istanbul için örnek vermek gerekirse 41.123 , 28.5646 şeklinde) Ben diyorum ki, durakların koordinat bilgileri zaten bir yere kayıtlı. Nokta cinsinden tutuluyordur durakların koordinat bilgisi. Bu noktaya göre belirli bir çapta tampon bölge oluşturuluyor ve otobüsün koordinatları o tampon bölge içine geldiği zaman iki nokta arasındaki mesafe hesaplanarak otobüsün durağa olan uzaklığı bulunuyor. Belirli bir yakınlık mesafesine ulaştığı zaman da dın dın borsa istanbul diye ötüyor o durak şeysi.

Kendi adıma böyle bir senaryo kurdum. Hatta GPS'in doğruluğu kapalı ve yağmurlu havalarda azalıyor. Evet ona da dikat ettim. Sanki yağmurlu ve kapalı havalarda otobüs durak isimlerini biraz daha uzaktayken okuyor. Yani normalde durağa 3 metre kala söylüyorsa, yağmulu havada bu 5-7 metreye çıkabiliyor. Öyle işte.

gps le alıyor altyapısı da turkcell olması lazım. cok karmasık bı duzenek degil.

Durak mesafesi için gps üzerinden çalışıyordur, otobüsün durağa ne zaman geleceğini düzgün tahmin edebilmek için de 3g üzerinden otobüs iett'nin sistemine gps'ten aldığı koordinat verisini update geçiyor olmalı.

ilk çıktığında duraktan sinyal alıyordu. sonra gps girdi işin içine hatta ilk çıktığında metrobüste vardı duraktan da sinyal almıyordu. kapı açılmasına göre sayıyordu. şu anda gps + 1

bence hala açık var bu anlattığınız sistemlerde. çünkü bazen o duraklar tersten başlıyor saymaya, ve sürekli tersten gidiyor kalkış bitiş yeri arasında. bazen de hiç alakası olmayan bir hattın duraklarını saymaya başlıyor filan. o nasıl oluyor peki?

gpsten otomatik olarak söyleniyor. hatta bi keresinde şoförün bi tanesi o cihaz sayesinde gün içinde beynim pişiyor diye söyleniyordu... baya güçlü sinyallere sahip herhalde idk

fikir yurutmeye, teori patlatmaya gerek yok. iyi bir istanbulluysaniz "akilli durak" kavramini duymussunuzdur. bu duraklarda gps vardir. otobus bu duraklardan gecerken bir sonraki duragin haberi olur ve ona gore 10 dakika sonra burada der. tabi bi guzergahta 6 duraktan sadece 2si akilliysa tahmin etme basarisi dusuyor.

burada ücretsiz. 9th edition. iş görür mü?

gen.lib.rus.ec

eğitim kitabı olduğu için normal

@lesmiserables cok tesekkurler!

@sayns hocam 100 120 140 tamam da 200 cok geldi. Hatta son versiyonu 244 dolarmis.

çevirilere çok takılan bir insanım, mümkün mertebe de çeviri kitap okumam. ancak bu sene türkçe psikoloji dersim yüzünden el mahkum bu kitabın türkçe'sini almıştım. gerçekten tatmin edici. onu alsan da pişman olacağını düşünmüyorum.

çok ekstrem yazılımlar değilse kullanacakların, bence alabilirsin. ama air'larda cd kullanma şansın olmadığını da göz önünde bulundur derim.

750 Lira sizin için büyük bir para değilse gayet alınabilir. en azından mcbook farkını görmüş olursunuz. performans beklentiniz olmayacak tabi, o var.

2009 model araba bile almıyor diyen arkadaş komikmiş.

CD kullanılmıyor ama ben nomal pc'de en son ne zaman CD kullandığımı hatırlamıyorum. o devir kapanmak üzere.

aynısının 4 gb ramlisini o civarda fiyatlarda bulursan al gitsin. 2 gb düşünme derim. ama ssd var mı o da önemli. ssd olsun.

ben 2010 late air kullanıyorum. 256 ssd 4 gb ram gayet de memnunum. yosemite ile yağ gibi akıyor. bi 5 sene daha kullanırım. internette sörf + film için kullanıyorum sadece. bikaç tane de program işte spotify, photoshop cs6, fm 2015 vs.

128 gb ssd var.

benim arkadaşım da var bunun aynından. sadece ramini 4gb yaptık sonradan biz. cihazın şarj yerinde sıkıntı vardı, baya baya şarj almıyor filan, sürekli kabloyla kullanıyor. o büyük sıkıntı yaratıyor bi yerde. dikkat edin.

bir de üzerine yosemite kurarsanız filan biraz toparlanıyor, yoksa çok yavaş kalır.

ssd varsa alınabilir, yoksa yavaşlığı öldürür sizi. rami de artırırsınız yavaş gelirse.

1

kesinlikle 1. bilmediğin kelimeler oldukça da üşenmeden sözlükten bak.

Ben ingilizce kelime dağarcığımı 2'nci yöntem ile geliştirmiştim. Bir cümlede bir kelimeyi anlamıyorsanız direk altyazıdan çıkarabililorsunuz. Ama çevirinin düzgün olduğundan emin olmanız lâzım.

eger ingilizcen iyi ise bence hic turkceyi isin icine karistirma, ispanyolca dublaj turkce altyazi veya vice versa olarak izle. hem diller birbirine yakin hem de yanlis ceviri olasiligi azalir.

o zaman şöyle yapmalısın,

filmi ispanyolca dublaj açıp

türkçe alt yazı + ispanyolda alt yazıyı filme eş zamanlı yerleştiriyorsun. (normal alt yazı aşağıda oluyor ya, bi tane de filmin üstüne ekliyorsun, artık hangisi altta hangisi üstte sen seç) film akarken ikisini de okumaya çalışıyorsun... gerekirse durdurup anında nerde neyi nasıl çevirdiğini öğreniyorsun.

konuşması az ve günlük olaylardan oluşan bi dizi film seçmen hayrına olur.

Becerebilirsem bir süre şöyle deniycem, teşekkürler herkese
i.imgur.com

ankara'da yaşıyorsan eğer, geçen sene böyle sırpça'yı öğretmek için atak yapmışlardı hatırlıyorum. goethe'de falan broşürleri vardı kursun. ama fiyatları anlamsızca yüksekti diye hatırlıyorum.

ingilizcen varsa bende kaynak var sırpça birkaç tane.

Boşnakça-Sırpça-Hırvatça temelde aynı dil, gramer yapıları da aynı, nadir de olsa kelimelerde küçük farklılıklar var.

Aklıma gelenlerden bir iki örnek:
Süt: mleko, mljeko
İki: dva, dvie
Kahve: kafa, kahva...

Boşnaklar ve Hırvatlar latin, Sırplar kiril alfabesi kullanıyorlar.

Din ve kültür farklılıklarından kaynaklı selamlaşma, vedalaşma kalıpları ve bu kelime farklılıkları dışında ayırt edemezsiniz bile.

Yugoslavya döneminde resmi dil Serbo-croation olarak anılıyormuş, Yugoslavya dönemini yaşamış Slovenler de bilir.

Boşnakça kursu varsa gidin. Ben Sırpça konuşulan bir bölgede kısa süreli kursa gittim, kursu bir Sırp latin alfabesi kullanarak verdi, kiri alfabesini sonradan öğretti ve Boşnak, Sırp ya da Hırvat farketmeksizin iletişim problemi yaşamadım. Kiril alfabesini kendiniz öğrenirsiniz, sorun olmaz.

Çok güzel dil, konuşması da öğrenmesi de keyifli.

Bu arada 800-900 kadar türkçe/osmanlıca kelime var diye biliyorum Sırpça'da, Osmanlı döneminden kalma, genelde yeme içme ve günlük hayatta kullanılan kelimeler.

Sırp bir arkadaşıma bunu söylediğimde sinirli bir şekilde "jooook!" dediğinde gülmekten yerlere yattım.

Jok : yok

Parks and Recreation izle internetten, ya da The Sarah Silverman Programme. Ve hiçbir şey canını sıkmaya değmez, ne olduysa da geçer. Değerli olduğunu fark edip canını sıkma:)

the it crowd

Maddi sıkıntım olmayacaksa evet.

Rayde +1

hiç düşünmem, okurum.

Okunur bence. En kötü 1,2 yıllık güzel bir macera olur geri gelip yeni bir iş bulursun.

göçmenlik başvurum kabul edildiyse tabi gider okurum. niye çünkü o süreç öyle kısa bir süreç değil kabul beklerken 3-5 bin kazanacağım işte çalşıyorsam madem kesin kenara para koymuşumdur.

kesinlikle evet

aynisini yaptim, gerekirse yine yaparim.

önemli olan para değil kaliteli yaşamak
kesinlikle evet

Tip, hukuk gibi cok uzmanlik gerektiren ya da esdegerligini alirken cok kastiran bir bolum degilse diplomanizin gecmemesi gibi bir durum soz konusu degil. Sadece ise alimda 1 sira geride olursunuz. 25 yasindan sonra 18-19 yasinda yarisi asyali gocmen bebelerle okumak hele kurumsal bir iste calistiktan sonra cok da kolay degil. O okullarda hic bir zaman kataloglardaki gibi tas kanadali hatunlarla cim uzerinde piknikvari ders calismayacaksin. O 4 sene bitmez, ben 27 de 3 sene yaptim aynisini zar zor bitti.

Bence 6 ay 1 senelik diploma falan gibi teoriden cok pratige odaklanan bur kursla aslinda cok da buyuk olmayan acigini kusa yoldan kapatmaya bak.

Niye ryersonda, mcmasterda hatta yorkda cokta asyali yok :)

Orada bir kariyer de kurabileceksen, evet.

Kenara para attıysam ve maddi olarak zorlanmayacaksam evet. Ayrıca okumanın yaşı yok.

1- @modlar bu benim feykim silebilirsinizin aktardiklari mantikli. eger multeci vb. ozel durumlarla gitmiyorsaniz (ki oyle bir secenek pek kalmadi sayilir) zaten diplomaniz gecerli olmali ki nitelikli gocmen olasiniz.

2- farkli nedenlerle yurt disinda okumak soz konusu olabilir. bunlari soyle irdeleyelim:
a- intibak (entegrasyon) acisindan okulda ogrenim gormek avantaj saglar. bunu master yahut lisans derecesinde yapmak surec olarak mesakkatli ve yorucudur. ancak disiplinli, ne istedigini bilen, direncli kimseler iyi sonuclar alabiliyor.
b- bolum / alan degistirmek isteyebilir insan. muhendislikten biktim, i.t.'den daraldim filan diyen tanidiklarimiz oldu. bir tanesi eknomi yuksek lisansi okudu. epey zorlandi ama simdi emeginin karsiligini aliyor.
c- okul okumak size kapilari sonuna kadar acmiyor. muhendislik yuksek lisansi yapmis nepalli arkadas 2 yila kadar issiz kaldi. sikintili surecler gecirdi. (meraklisina, tekniker olarak calisiyor, keyfi yerinde gozukuyor)
d- cocuk sahibi olduktan sonra, acik ogretimini daha iyi bir diplomayla pekistirmek isteyen bir arkadas lisans okudu. cok kolay olmadi, hala da is bulamadi, ama istedigini gerceklestirdi.
e- kanada, avustralya, yeni zelanda gibi ulkelerde insanlar daha ozgurdur. sinifsal ayriliklar, toplumsal kast o kadar baskin degildir. meslek ve alan degistirmek isteyen insanlar toplumda kabul gorur. bir insan 45'inde elektrikcilik yahut tesisatcilik okuyabilir. bankaciliktan bikan bir zat, parasi daha iyi diye vinc operatorlugu sertifikasi sinavlarina hazirlanabilir. ascilik, kahvecilik gibi seylere yonelinebilir. vs. v.s

bir de, kaliteli yasamak filan o kadar duz mantikla gelmiyor. kalite nedir, yasaminizin neresindedir, nasil artar eksilir biraz dusunmek gerek. kanada'da, avustralya'da gocmen turkler (tr'de orta halli, orta-ust olanlar icin konusuyorum) istanbul'da izmir'de yasadigi sartlardan daha iyi midir, kotu mudur? bu uzun bir tartisma konusudur.

En büyük faydaları iş bulmak ve prosedürleri halletmek. Oralarda tanıdığın varsa herhangi bir yerle görüşüp böyle böyle eleman alır mısınız, buradakilerin yarısına çalışacak hem diyip kabul alırsa olabilir. Prosedürlere hakim değilim ama araştırsan bulursun bence.

aslında olay şöyle, türkiye'deki wat firmaları amerika'daki aracı firmalarla çalışıyor. o aracı firmalar da amerika'daki işverenlerle çalışıyorlar.

sen direkt işverenden evrakları alamazsın, çünkü işyerinin sana güvenmesi için bi dayanak lazım. işveren bunu aracı firmayla aşıyor.

amerika'daki aracı firmaya komisyon ödeyerek yapabilir misin bilmiyorum ama onlar da türkiye'deki müşterileri yerine böyle bi yöntemle iş yapmazlar gibi geliyor.

bu dediğini yapan bir arkadaşım vardı ama o da 3. gidişinde yapmıştı. yani oradaki işvereni zaten 2 yıldır çalıştığı yer olduğu için çocuğa güveniyordu, bu şekilde aşmıştı.

@akatreil: Benim Türkiye'deki komşumun orada işi var, yeteri kadar da tanıyoruz birbirimizi, güven ortamı var yani. O işe yarar mı yani mesela?

yetisirsin bence ama killik cikartip almayabilirler. cocuk kac yasinda? anadolujet'te var mi bilmiyorum ama pegasus'ta cocuklari tek basina gonderebiliyorsunuz. giris katinda guvenlik kontrolunden once bir gorevli gelip cocugu aliyor, ucaga kadar eslik ediyor. ayni sekilde vardigi yerde de daha once ismini vermis oldugunuz kisiye imza karsiligi teslim ediliyor. ucak parasindan daha ucuz olur muhtemelen

İndi bindi yapması lazım bence. Bu uçak 500t gibi mi çalışıyor. Adis adabada almasın soluğu.

Bavulun gelmesi zaten kafadan 15 dakika. Uçaktan inmesi de öyle kolay değil ama kabin ekibine söylerse ilk o inebilir. Yine de çok zor, bence zorlamasın, arada 1 saat olan başka firmadan bir uçuş bakın. Uçağı kaçırısa yazık olur.

Çok çok zor. Çorlu havalimanında check-in prosedürü ne kadar hızlı işler bilmiyorum ama yetişirse de kılpayı yetişir gibi geliyor. En temizi bahsedildiği gibi kabin memurunun çocuğa eşlik etmesi. Ama belirli bir yaşa kadar çocuklara yalnız bilet satılmıyor diye biliyorum.

şimdi tescilli kebap ölçüsü şiş başına 180 gram olmalı. bunun da 50 gramı yağ desek 130 gram falan et yiyorsun dürümün içinde. tabi haliyle adamlar bizim gibi kilosunu 35-40 tl den almıyor eti. ortalama dürüm başına 2,5-3 tl en fazla et maliyeti var. gerisi de zaten ıvır zıvır 1 tl bile tutmaz. dürüm başı da 2 lira işletme maliyeti desen işte 2-3 tl net kar oluyor.

özetle ben başka etler girdiğini düşünmüyorum, sonuçta et stoklanabilen bir şey. büyük baş hayvanı alıp kendi kesse daha da düşüyor bu et maliyeti.

@Streak: O zaman, hani bu 30 lira civarinda yedigimiz yerlerde akil almaz bir kâr söz konusu oluyor olsa gerek. Yoksa farkli bir durum mu söz konusu?

oralarda tamamen mekana para veriyorsun işte, belki marine etme yöntemleri farklıdır falan. aldıkları etin daha pahalı olduğunu sanmıyorum ama işte oranın da işletme gideri payı yüksek. kiraydı, işçi maaşıydı, iç mekan görsel giderler falan.

Never Felt So Alive diye bulunmasi nâmümkün bir sarki imis kendileri.

türkiyenin ilk hamburgercisi dediğiniz yer 'pino'dur, kimi kişilerce çok beğenilirken kimilerince aman aman bir tadı yoktur. yine de bir uğramak isterseniz 'doktorlar' da denilen ismet inönü caddesinin üzerindeki şubesine uğrayabilirsiniz, zaten gezeceğiniz yerlerden birisi de o cadde. ve 'adalar' denilen porsuk kenarı.

adaların iki yanında birçok kafe sıralanmıştır, oralarda oturup birşeyler yeyip içebileceğinz gibi, porsuk kenarındaki çimlere oturup çekirdek çitleyerek de keyif yapabilirsiniz.

yada porsuğun üzerinden esbotlarlar veya sandallarla bir porsuk turu da güzel olacaktır.

merkezden biraz uzaklaşıp masal şatosunun olduğu yere sazova parkına da gidebilirsiniz. orası da eskişehire gidilip görülmeden ayrılmayacak yerlerden.

ve şimdi tam zamanı, cıvıl cıvıl olan yapay denizin bulunduğu park, kentparka da uğramalısınız. eğer ramazan içerisinde giderseniz iftardan sonra gerek açık hava film etkinlikleri gerek konserler birçok etkinliği de mevcuttur. tabii meşhur gece hayatı 222 park'a da uğramak isteyebilirsiniz...

şimdilik ilk aklıma gelen bunlar. geziniz kesinleştirdiğinizde nereye nasıl gidilir sorularınıza cevaplayabilirim ve tabi başka sorularınızı da. aklıma geldiikçe eklerim. :)

@fabr: Pino'yu okudum ben de başlıklarda falan, şu anda listede. Pino ve çi börek yeriz diye düşünüyorum. Başka tavsiyelere de açığız.

Porsuk turunun süresi ve fiyatı nedir acaba? Bir de akşamları oluyor mu? Sandallar kaç kişilik?

Sazova'yı da duymuştum, ancak kısa süre ayıracağımızdan oraya gitmek pek mümkün olmayacak diye düşünüyorum.

Kentpark'ı duymamıştım ama. Listeye ekledim. Akşama doğru size özelden yazsam, bize bir rota çıkarsanız olur mu? Hiç bilmiyoruz zira Eskişehir'i.

Çok teşekkürler!

Odunpazarı evleri külliye ve lületaşı ürünler satan atlı han öneririm

porsuk turları çok ucuz, feribotlar en son 3 liraydı galiba sandalları hiç bilmiyorum ama onun da pahalı olacağını sanmıyorum.

madem kentparkı listeye eklediniz, kentparkın içinde biraz ucuna doğru kırım çibörekçisi var. normalde ben çibörek yemezdim yağlı oluyor diye oradan bir kere yedim ve çok hoşuma gitti başka yerden yemez oldum. çiböreği de oradan yiyebilirsiniz.

mesajınızda ayrıntılı olarak anlatırım yine nereyi gezmek istiyorsanız ;)

üniversite olarak tercih etmeyi düşünüyorsan en kısa zamanda git gör. Zaten tercih süresi fazla uzun olmadığından sıralamalar puanlar falan filan derken o süre çabuk geçecek. Üniversite tanıtımlarını boş ver. Tercih etmeyi düşündüğün bölümün asistanlarınla git kendin konuş bilgi al. Kampüsün yerine , barınma olanaklarına, şehrin genel olarak yemesi içmesi toplu taşıması pahalımı değil mi bunlara bak. 4-5 sene geçer mi burada diye sor kendine.

odtünün tanıtıml günleri vardı keşke ona gitseydin. bildiğim kadarıyla odtü bu içeri almada en zorlayan üniversite ankaradaki. ama gitmeden önce ara bence netleştir

4-5 temmuz civarı olacak odtü'nün tanıtım günleri. tam zamanı bilmiyorum okulun sitesinden takip etmekte fayda var.

odtü'nün kapıdan sokmada en sıkıntılı okul olduğu günler eskide kaldı. şu an en rahatlarından biri diyebilirim, ama yine de bayağı zorludur o ayrı.
bence tercih günlerini bekle, ya da ilgilendiğin bölümü ara konuş durumu anlat. onlar sana muhtemelen "kapıya geldiğinde bizi arat aldırırız içeri" tarzı bir şey diyecek. güvenliğe de bunu söylersin. ama erken gitmekte fayda var tabii.

tercih yapmadan önce bölümleri gezmek istiyorum dersin alırlar kimliğini izin verirler çok büyük ihtimalle. başı boş girilmeye izin yok sadece odtüde. ama tanıtım günleri de mantıklı sanki

eksisozluk.com

jövö lamuğ la lua le la lö bonör
sö ne pa boku darjant ki fe dü bonör
lalala lalalaaaaaa

zaz- je veux

www.youtube.com

khaled - aicha klasiktir.
başka aklıma gelirse yazarım.

jean jacques goldman - comme toi...

çok dokunaklı, çok güzeldir.

le vent nous portera tam vocabulaire yapmalık şarkı. bi de bizim lisede insanlar öğrenmeye başladığımızda je ne veux pas travailler dinleyip duruyodu

ne me quitte pas klasiktir.

bir de 'la mer'.

biz hazırlıkta şu şarkıyı kullanmıştık: "louise attaque - léa" www.youtube.com

www.youtube.com Beyrouth

www.youtube.com Je vous salue madame

www.youtube.com Joe Le Taxi

www.youtube.com

édith piaf'ın padam padam'ı hem kolay, hem de tatlış bir şarkı bak.

JANE BIRKIN & SERGE GAINSBOURG - LA DECADANCE

Bunun sözlerini biri çevirebilir mi diye soracaktım, dili bilmiyorum ama anlaşılır gibi geliyor.

Direkt otobüse bineceğin Ulusoy ofisine gidip onlarla konuş, durumu anlat. İyi insanlara denk gelirsen onlar sınırdan daha fazla bagaj alıyorlar. Para falan teklif etme başta, rica et.

Olmadı Ulusoy'dan emin değilim ama otobüste yer varsa zaten ücret karşılığı alıyorlar fazla bagajları.

Sırt çantası falan büyükse yanına alamazsın yalnız. İnsanlar nasıl geçecek koridordan oraya koyarsan çantayı, üstteki çanta yerine de sığmaz büyükse.

@iamelf: başta çaktırmadan sokmaya çalışıp, yakalanırsam da "öğrenciyim" edebiyatı yapmayı planlıyordum aslında. sırt çantam da standart boyutta. kamil koç'un otobüslerinde her daim bir duffle bir sırt çantası binerim ve kimseye zararım olmadan giderim hani, ulusoy'un otobüslerinin boyutu da farklı değilse sıkıntı olmaz o konu.

@scandiacus O dediğin riskli, kabul etmezlerse ne yapacaksın? Bence sen direkt konuş. Kuzenim de İstanbul'dan Muğla'ya taşındı, o da öncesinde konuşmuştu. Hem belki sınırı geçmiyordur bile valizlerin.

önce konuşma.
yanında biri daha olsun o da yolcuymuş gibi verin bagajları. çok cart curt ederse 10 kaat sıkar halledersin. önceden konuşursan iş resmiyete biner. daha fazla ödemek zorunda kalabilirsin.

@iamelf: konuştuğumda hayır derlerse durum daha kötü ama. öbür türlü en azından bir şansım oluyor.

@cekilmis gayfe: mantıklıymış o aslında. hani çağrı merkezini aradığımda sorun olmyacağını söylüyorlar ama yine de belli olmaz.

hayır derlerse valizi az olan birinin eline tutuşturursun :)

arkadaşlar yardım edebilecek kimse yok mu ?

eğer bilgisayarda yazılı hale getirirsen bir göz atabilirim ama kağıttan bakmak bayağı zor.

telefondan okuyamazsınız galiba ama bilgisayarda gayet net ctrl mouse tekerleği ile büyütüp çok net haline getirebilirsiniz.

the stars are shining strongly and brightly and they give unusual light to here.

strong olan ışık zaten bright'tır.

give unusual light yerine light up kullanabilirsiniz.

_____

all this sensations that i feel give me an impression of happiness.

cümle bana saçma geldi. tüm bu hissetiklerim bana bi mutluluk izlenimi veriyor ? direkt makes me happy desek.

aynı sayfanın son cümlesinde nerenin fotoğraflarını çekecekler ? senin bahsettiğin yer mi yoksa herhangi güzel bir yer mi ? oradaki bulanıklığı gidermelisin.

_______________________

3. sayfada problem developed yerine problem occurred kullanın. problem gittikçe büyümemiş, oluşmuş çünkü.

servisiniz beni oyalıyor kısmında gramtik hataları var sanırım.

servisiniz beni "nervous" ediyor demeyiz. aklıma kullanabilecek güzel bir kelime gelmedi ama annoy kullansanız bile nervous'tan güzel durur.

"i am an aggrieved person right now" bu cümleyi kaldırın lütfen :D

take action to you değil take action against you denilir ama bi şikayet mektubunda bu kadar dramatik olunup niye bu kadar tehditkar davranılır bilemiyorum.

________________________________

4. sayfa
gitardan bahsediyorsunuz ve "çalınmak için kullanılır" demek okuyucuyu aptal yerine koymak gibi oluyor.

it looks like quite modern yerine like'ı kaldırıp yazın.

"it's been my family since 2002." 2002'den beri aileme ait falan mı dicektiniz anlamadım bu cümleyi.

_______

5. sayfada one dog yerine a dog kullanın.


açıkçası sıkıldım, kalanı da başkası yapar artık. ne için bu writingler ? iyi seviye ingilizce gerektirecek kadar ağır değiller çünkü.

önemli olan anlamsız kelime olmaması yada kelime hatası olmaması

gerisine yardımcı olucak yada eklemek istediği şeyler olan arkadaşlar lütfen yardım

up up up

up up up

hatalı yerleri baştan yazmaktansa hazır dosyadan düzeltmek daha kolay ve bilgisayar yazısını okumak el yazısından daha rahat. şu haliyle uğraştırıcı.

tekrar bilgisayardan yazmaya ne gerek var ? gayet okunur değil mi ? arkadaş yarısını okumuş bile saolsun

up up up

up up up

up up up

up up up

soruda da dedigim gibi, kktc. kuzey kibris.

no probs.
kesin bilgi ama di mi? havalimaninda kalmayalim öyle. üc günlük seyahat bu arada.

türk vatandasiyim evet

tc vatandaşıysan kktc ye sadece kimlikle girebiliyorsun. pasaporta gerek yok

pasaportla girmenin özel bir sebebi yoksa pasaportla girme zaten. türkiye'den pasapaportla çıkış yaparsan yurtdışı çıkış harcını kitlerler. kimlikle çıkarsan harç yok.

translate.google.com

isveççe'den ingilizce'ye çeviri konusunda google translate neredeyse hatasiz çeviriyor.
ustteki ceviri dogru. Rosengård, Malmö sehrinin siddet olaylari ile meshur bir semti bu arada. en.wikipedia.org

"Rosengård'dan bir cocuk/genc [iste bildigimiz boy, garcon, junge] alabailirsiniz, ama Rosengård'i bir cocuktan alamazsiniz" gibi bir anlami oluyor, Türkce'ye tam cevirmesi biraz imkansiz gibi.

dogru yaptin yanlis yaptinli bilemiyorum malesef, ama türkce anlatimlilar arasinda www.italyan.com en iyisi olabilir

www.duolingo.com

İngilizcen iyiyse bu var ama. Türkçe-İtalyanca kaynak bilmiyorum.

www.italianonline.it

www.scudit.net

www.italiano-elledue.com

memrise

ingilizcen varsa şu direkt ders kitabıdır, müthiş güzel sağlam bi şeydir. italyan dili edebiyatı öğrencisi olarak ben burdan çalışıyorum valla. lisede ingilizceyi de bu tip kitaplardan öğrenmiştim çünkü. ders kitapları çok karman çorman geliyo. adres çubuğuna yaz bunu açsın direkt pdf olarak,

learn-italian.ru/books/grammar.pdf

sağoluun italianonline baya güzel aradığım tam da buydu.

azıcık pahalıdır ama kavaklıdere selection (kırmızı) oldukça güzel bir içime sahip. 60-70tl civarı olması lazım.

vincent kavun da oldukça güzel ben seviyorum, diğer meyveli şaraplar çok kısa sürede mide bulandırıyor çok şekerliler.

pek anlamam ama kalecik karası magnesia içtim geçen. gerçekten çok iyiydi.

Ben de kalecik karasi diyorum.

turasanın bir şarabı vardı. adını tam anımsayamadım ama dört ödüllü şarabın karışımı ile yapılmış bir şaraptı. kalecik karası, öküzgözü,seneler, ve bir tane daha vardı karışımda.

onu bulabilirsen efsane olur. pahalı da değil hem.

Echo Falls Cabernet Sauvignon güzel oluyor, fiyatı da abartılı değil

Üzerinde "merlot" yazan herhangi bir şarap işini görür bence.

Merlot uzumu demisken...

Fiyat performans olarak: frontera

merlot içeceksin. "merlo" diye okunur türkçeymiş gibi okuma sakın. nolduğunu anlamadan bitirirsin şişeyi

Öncelikle, mutlaka sana bu yolda yardimci olacak arkadaslarin veya ögretmenin vs. olmali, dil cünkü konusmadan ögrenemeyecegin bir sey. Basta güzel anlatimli gramer kitaplari kullan, ayni zamanda Türkce altyazili Ingilizce diziler izle, sonra asinaligin arttikca Ingilizce altyaziyla izle. Her firsatta kelime calis, gir cocuk hikayeleri okuyarak basla internette. D&R ve Remzi gibi yerlerde cesitli seviyelerde minik kitaplar bulabilirsin.
En önemlisi, asla sormaktan ve hata yapmaktan cekinme. Anlamadigin bir hususu gerekirse bin kere sor insanlara. Ve elbette, Ingilizce ögrenirken Türkce düsünme. Dilin mantigini kavra. Buradan da ben dahil ihtiyac duydugunda yardimci olabilecek insanlar cikacaktir bol bol.
Hadi kolay gelsin.

bende aynı durumdayım ve bu duyuruya gelecek olan cevapları çok merak ediyorum. Attım fava :)

ben şu anki ingilizce seviyemin neredeyse %70 lik temelini lise hazırlık sınıfında attım diyebilirim. anadolu lisesiydi eğitim dili ingilizceydi vs belki bunun da etkileri olabilir ancak geri dönüp o 1 senede yapılan aktiviteleri düşündüğümde basılı kaynakların yanında ciddi manada interaktif bir süreçten geçildiğini görüyorum. tabi bunu 10-11 sene öncesi şartlar çerçevesinde değerlendirmek lazım. günümüzde görsel ve işitsel kaynakların çoğu oldukça ulaşılabilir. yapman gereken tüm bu kaynakların yanı sıra interaktiviteyi de bir şekilde sağlayabilmek. birlikte ve karşılıklı etkileşimi sağlayan çeşitli kullanışlı web siteleri, yazılımlar mevcut. belirli bir miktar ödeyerek bunları edinmen sana ciddi manada faydalı olacaktır.

türkçe altyazılı dizi izliyorum ama henüz bir faydasını görmedim. sanırım hiç kelime bilgim olmadığı için.

Yurtdisina cik, illakinogrenirsin. Ilk 3 4 ay cok zorlanirsin ama sonra acilirsin. Work and travel bir secenek olabilir ama benim param olsa hindistana giderdim. Orda da iyi bir temel alirsin bir dil kursuyla. Turkiyede dil kursuyla baslasan sklrsin, birakirsin, heves olarak kalir. Ben 14 yil ingilizce dersi aldim. 9 ayda igrendigimi ogrenmedim. Bir de 14 yilda bise ogrenmedigimi anladim.
Isin zor kolay gelsin, ama ingilizce ogrenirsen butun hayatin degisir.

Duolingo.com ile sifirdan dil ogreniyor insanlar. Ben de, esim de ogreniyoruz hatta, tavsiye ederim.

teşekkür ederim cevaplar için.

J'ai tué ma mère

the 400 blows

Child's Pose

birisine seslenirken düşüyordur belki. emin değilim sadece tahmin

@burya sadece seslenme değil sanırsam zira şöyle bir örnek vereyim:

Yunanistan yeni maliye bakanının soyadı "Βαρουφάκης"
Ama mesela şöyle bir haber başlığı verilmiş "Δύσκολη αναμέτρηση για τον Βαρουφάκη"
goo.gl

Burada sondaki sigma harfi niye düşüyor anlayamadım.

edit: yine aynı haber içinde iki farklı paragrafta adamın soyadının sondaki sigma harfi düşmüş diğerinde düşmemiş:

"Δημοσίευμα των Financial Times σημειώνει ότι κατά τις συζητήσεις που έγιναν το Σαββατοκύριακο αποκαλύφθηκε μεγαλύτερο χάσμα μεταξύ των δύο πλευρών, κάτι που οδηγεί σε μία δύσκολη αναμέτρηση του υπουργού Οικονομικών Γιάνη Βαρουφάκη με τους ομολόγους του σήμερα το βράδυ.

«Πρόσωπα που μετείχαν στις προπαρασκευαστικές συζητήσεις, και είχαν ως στόχο να ορίσουν και να συγκρίνουν τις θέσεις των δύο πλευρών, δήλωσαν ότι η Αθήνα ήγειρε πολύ περισσότερες αντιρρήσεις στους όρους του υφιστάμενου προγράμματος στήριξης από το 30%, στο οποίο είχε αναφερθεί την περασμένη εβδομάδα ο κ. Βαρουφάκης» σημειώνουν οι FT, προσθέτοντας:"

hocam cevab veremeyeceğim ama bildiğim kadarıyla freekara yunanca biliyor. buna cevap verecek kadar biliyor mudur bilmem ama biliyor yani yunanca. ona sor istersen. zamanında bana yunan elleriyle ilgili başka bir konuda çok yardımcı olmuştu sağolsun, pırıl pırıl bir adamdır.

για τον Βαρουφάκη yazıyor ya..
burada accusative yani ismin i hali var. o yüzden düşmüş olmalı.

Güncelleyeyim

yunanca'da vokatif denen bir sey var. yani birisine seslenirken bunu kullanirsin. o zaman sondaki sigma harfini düsürürüz, genelde maskülen isimler olur bunlar.

κώστας -> κώστα!
γιαννις -> γιαννι!

ayni sekilde de mesela "beyefendi" anlamina gelen
κυρια -> κυριε!

Yunanca ögrenmesi nispeten zor bir dil, cünkü sistemi diger dillerden cok daha farkli. Bir hocaya ya da takildigin gramer noktalarini aciklayacak bir ögretmene ihtiyac duyabilirsin. Baslangic icin Επικοινωνήστε Ελληνικά (Epikinoniste Ellinika) güzel bir kitap eger Ingilizce biliyorsan. Eger sadece Türkceysen, mecburen Fono'nun Yunanca Ilk Adim tarzi kitaplarini tercih edeceksin. Normalde Fono'nun kitaplarini asla tavsiye etmem bir dilci olarak, ama tek alternatifin Alfa, ve Alfa cok daha kötü bu hususta. Teach Yourself Greek kitabi da ise yarayabilir.

Maximiles tabii ki de. Mikes and smiles uzunun sirketinin karti. Uzun vadede seni soyarlar. Maximiles iyidir. Ben adios ve maximiles kullaniyorum. Bu iki kart cok iyi.

Imkanin varsa select al.

Pegasus'la uçuyorsan Pegasus Plus al.

THY için miles and miles kartın olsun zaten, ücretsiz, kredi kartına bağlı olmak zorunda değil.

@joy luck club
aynen uzunun şirketi ama türkiye içi anca thy, bol bol da lounge kullanıyorum. pegasus mecbur kalmadıkça tercih etmiyorum. select olması gerek, ama emin olamadım.

@cakabo: pegasus çok tercih etmiyorum. zaten miles and smiles’ım var bağımsız olarak, ama platinum ekonomi bilet alsam da direkt cip lounge’a sokuyorsa ona gideceğim mecbur

Ben olsam online oyun oynarım. Bedava MMOlar var, beraber oynadığın insanlarla bir yandan konuşuyorsun. Bayağı iyi olur.

speaking geliştirmek istiyorsan internetten ziyade normal hayatta sosyalleşmelisin derim. en kötü birilerini bul skypetan falan konuş hani. bişeyler dinleyerek anca comprehension ve vocabulary gelişir.