Aşağı yukarı 18 yaşımdan bu yana çalışıyordum. Üç ay önce çalıştığım şirketten kendi işimi yapabilmek için anlaşmalı olarak kendimi kovdurttum. Kendi işimi kurma aşamasında bir çok aksilik çıktı. Olmadı neticede. Üç aydır uğraşıyorum. Az önce "sen sigortalı işi bıraktın, fazladan param olsa bile bir
Aşağı yukarı 18 yaşımdan bu yana çalışıyordum. Üç ay önce çalıştığım şirketten kendi işimi yapabilmek için anlaşmalı olarak kendimi kovdurttum. Kendi işimi kurma aşamasında bir çok aksilik çıktı. Olmadı neticede. Üç aydır uğraşıyorum. Az önce "sen sigortalı işi bıraktın, fazladan param olsa bile bir kuruş para vermem sana kendi işini kurman için" dedi. Ben de "senden para istemiyorum ki. arkamda durmanı da istemiyorum, yeter ki karşımda durma" dedim. Sigortalı işi bıraktığım için salaklığımdan girdi, akılsızlığımdan, işe yaramazlığımdan, sorumsuzluğumdan çıktı.
Bu adam ben lisedeyken bile "tek başına gidemezsin" diyerek tüm itirazlarıma rağmen beni otobüse bindirirdi. Emekliliğini burnumdan getirdi. Hiç bir işi kendi başıma yapmama izin vermedi. Benim onun haberi olmadan yaptığım ve başarılı olduğum işler hariç.
Her cümlenin başında "sen yapamazsın, sen beceremezsin, sen hakedemezsin"ler havada uçuştu. Bugün ise dayanamayıp söyledim:
Ne yapmama izin verdin de yapamadım, neyi emanet ettin de zarar verdim, ne görev verdin de altından kalkamadım diye sordum. Otobüse bile tek başıma binemeyeceğime inandın, bırakmadın tek başıma gideyim.
Dedim ya, onun haberi olmadan giriştiğim ve başardığım işleri girişip de başarıncaya kadar kendimi gerizekalı beceriksiz falan sanıyodum.
Bugün bana "sigortalı bir işe girmediğim sürece benden hiç bir şey bekleme" dedi. Ben de ona "ne senden bir şey bekliyorum, ne de sigortalı bir işe gireceğim dedim"
"ev falan da bekleme" dedi, "ev de istemiyorum, miras da" dedim. "merhamet de bekleme" dedi...
Çıktım evden bi iki sigara içip arkadaşa geldim. Anneme eşyalarımı toplamasını rica ettim. Dairede tek başıma kalıyordum. Babamın dairesiydi. Onlar memlekette yaşıyorlar. Nadiren istanbula geldiklerinde kendi dairelerinde kalıyorlar. Annem şimdi eşyalarımı topluyor, hiç bu raddeye gelmemişti iş. Hiç evi boşaltmayı düşünmemiştim...
Yeni ergen gibi mi davranıyorum bilmiyorum ama, eşşek kadar adama "dökmeden ye" diyebilecek kadar bakmadan konuşan bir babam var. Dökmüyorum da amına koyim, hiç dökmedim de?!
Paylaşmak istedim sözlük... Ne yapsam bilemedim...
0
yazdıklarını okuyunca, aklıma, internette mutlaka okuduğunuz şu yazı geldi;
06 yaşında : Babam herşeyi biliyor.
10 yaşında : Babam çok şeyi biliyor.
15 yaşında : Ben de babam kadar biliyorum.
20 yaşında : Şu muhakkak ki; babamın öyle pek fazla bir şey bildiği yok.
30 yaşında : Bir kere de babamın fikrini sorsam fena olmayacak.
40 yaşında : Ne de olsa, babam bazı şeyleri biliyor.
50 yaşında : Babam her şeyi biliyor.
60 yaşında : Ah, babam hayatta olsaydı da kendisine danışabilseydim.
0
70'de devlette işe başlayıp 95de emekli olup köyüne yerleşen bir adam. o "maaşlı işte çalış, amirlerine ne olursa olsun saygılı ol" düşüncesinde...
yapılarımız tam zıt. ben de dedeme çekmişim, o da dedesine çekmiş. korkarım benim çocuk da dedesine çekecek...
0
🌸
sakingitarist
(
21.03.11)
paylaşmanın faydası olmuştur umarım.biraz rahatlatmıştır diye düşünüyorum.
söylenecek pek bir şey yok aslında.dargın olacağınız bu süreçte hayatını idame ettirebileceksen sorun yok.düşündüğün işi kurmak için çabalayabilirsin her şeye rağmen.
bir süre sonra sular durulur merak etme,belki "dökmeden ye" dememesi gerektiğini anlar baban.
klişe olduğu kadar doğru bir söz;zaman her şeyin ilacıdır.
bu arada,bir anlık sinirle,karşıdakini ezmek amacıyla söylenen sözlere fazla takılma...
0
girişimci ruhu ile memur zihniyeti çatışması olmuş seninki.
ikinizde kendinizce haklısınız. babanın istediği bildiği düşündüğü tek yol garantici az az kazançlı risksiz yollar.
senin istediğin risk almak ve kendi işini kurmak. uzun yıllardır kendi işini yapan biri olarak şunu söyleyebilirim. eğer girşimci ruhuna sahipsen sabah 9 akşam 5 bir iş seni yavaş yavaş öldürür. kafandaki proje nedir bilmiyorum ama başarısız olsan bile güzel bir macera yaşamış olursun.
son olarak sinir ile köprüleri yakma. eğer ticarete atılacaksan ticaretin üçe alıp beşe satmak değil. insanları idare etmek ve senin istediğin noktaya yönlndirmek olduğunu anlamalısın. şu pozisyonda kurulu düzenini bozmamaya çalış. babanla iş konusunda ters düşebilirsin ve sana parasal destek olmayabilir. ama bir sinir ile rest çekip evi boşaltman bence yanlış bir karar.
0
kalından giren ben olayım.
baban senin önünde bir engel. hayatı boyunca seni belki de koruma içgüdüsüyle engellemiş. bunu yapamazsın onu yapamazsın demiş. şimdi yine yoluna taş koymaya çalışıyor. her insan bir değil. senin baban tipik türk insanı. zaten memurmuş da. büyük hedefleri olmayan biri yanılmıyorsam. neyse sana dönersek bence baban ile uzun bir süre görüşme. 1 yıl kadar. zaten o senin yokluğunu mutlaka hisseder. ondan sonra seni destekler belki. eğer böyle de olmazsa yine eskisine dönerse görüşme derim. sen dağa tırmanmaya çalışıyorsun, biri belinden sarılmış aşağı çekiyor seni.
0
içimden geldi bir de ben yazayım.
bir tane hayatımız var içinden ne geliyorsa onu yap bence. her karar verildiği anda doğrudur. düş, kalk, gül, ağla, aç kal, üşü, ısın, sev, gül, oyna, seviş vs vs..
içinden geleni yap dostum. zaten kopmuşun az çok babadan.
fakat ne olursa olsun "ah ah çok pişmanım" düşüncesinde olma hiçbir zaman. başta da dediğim gibi her karar verildiği anda doğrudur. ne istiyorsan onu yap.
30 yaşında bir devlet memuru olarak yazıyorum bunu. yaşlandıkça biriken "keşke"lerden beter bir şey yok şu hayatta
0
usta, adamın bir "tecrübesi" var ki ortada kal istemiyor. kötülüğünü istemiyor adam, riske girmeni engelliyor çünkü olur da "başaramazsan" ortada kalmandan korkuyor. içgüdüsel bir şey ve dediğim gibi "zaten ortam kötü, herkes işsiz, boş hayaller peşinde koşmasın, sigortalı işi bırakmasın" diye düşünmüş.
bence yapman gereken babandan nefret etmek ne bileyim küskünlük dargınlık çıkarmak falan değil. git konuş tekrar. baba böyle böyle de, ben böyle bi yol seçicem de, siz isteseniz de istemeseniz de riske gireceğim de, sinirlenmesine izin verme, sinirlense de bir şey deme küskünlük olmasın aga.
en korktuğum şeydir yani. resmen kendi babammış gibi yazdım duyuruyu da. geçmiş olsun.
0
babamı çok seviyorum. üzülsün istemiyorum. ne yapıyosa benim için yapıyor biliyorum ama ideallerimi engelliyor... "merhamet bekleme" diyen adam eşyaları almaya gittiğimde annemden doğru "söyle yemek yesin gidecekse öyle gitsin" demiş.
amına koyim illa ağlatıcak eşşek kadar adamı!.. elim ayağıma dolaştı, şaşırdım kaldım naapıcam diye...
0
🌸
sakingitarist
(
22.03.11)
herşey olur, önemli değil düzelir ancak sevgini bir kenara koy (aldığın kararları perdeliyor anladığım kadarıyla) kimse seni herhangi bir konuda engelleyemez ve özgüvenini sarsamaz. bu durumun üstesinden sen geleceksin, babandan bekleme.
0
Sen böyle anlatınca aklıma eskilerin her sohbetlerinde geçen lirikler geldi :)
"Ben İstanbul'a geldiğimde ... yaşındaydım, hiçbir şeyim yoktu, bir başımaydım." falan filan...
Dikkat ettiysen bu hikayelerin sonu hep başarılı biter…
Bir birey olarak, yeri geldiğinde babana değil kendine bile rest çekebilmeli ve kararlı duruşunu göstermelisin.Hem ailen için hem de senin için iyi bir sınama fırsatı oluşturmuşsun. Her ne yaparsan yap, başardıkların veya başaramadıkların seni teraziye koyacaktır. O nedenle, en iyi seçeneği işaretlemişsin diye düşünüyorum.
0