fuskiyenin oglu
haftada bir yiyorum bunlardan KFC tavukları ile ilgili bi haber yapıldımı geçmişte ? ne düşünüyosunuz ?
haftada bir yiyorum bunlardan KFC tavukları ile ilgili bi haber yapıldımı geçmişte ? ne düşünüyosunuz ?
0
değil tabiki de..
bir kere o tavuklar dogal yetısmıyor
ayrıca monosodyum glutamat mı ne ondan vardı diye hatırlıyorum
bir kere o tavuklar dogal yetısmıyor
ayrıca monosodyum glutamat mı ne ondan vardı diye hatırlıyorum
0
fritöze atılmış hiçbişeyin sağlıklı olması mümkün değil :D isterse en sağlıklı tavuklardan yapsın.
0
hiçbir işlenmiş gıdanın sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. hele hele tavuk meselesi tam bir facia.
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
0
ya abicim sallamayalım rica ediyorum. kfc'nin tavukları özel bir tavuk değil (ekleme: en azından türkiye'deki kfc'lerde satılanlar kfc'ye özgü bir tavuk değil). sabah erken saatlerde (dükkanlara mal gelme saati) kfc restaurantlarının önünden geçerseniz görürsünüz, bildiğiniz soğutmalı beypiliç kamyonetlerinden bildiğiniz beypiliç markalı tavuklar indirilir dükkana. yani migros'a gidip aldığın beypiliç marka but ile kfc'de yediğin but aynı but. amerikadan özel tavuk falan gelmiyor.
diyorsanız ki bütün market tavukları böyledir, sağlıksızdır, ona eyvallah, o tartışılır. ama o da kfc'ye özgü bir durum değil. marketten alıp yememeniz de gerekiyor bu durumda.
tek zararlı olabilecek şey tavuğu içine bandırdıkları katkı maddeli kaplama ve elli defa kızartma yapılmış artık transı da geçmiş zift olmuş kızartma yağları olabilir.
yoksa tavuk marketten aldığınla aynı. spam mail okuyup okuyup gaza gelmeyin.
diyorsanız ki bütün market tavukları böyledir, sağlıksızdır, ona eyvallah, o tartışılır. ama o da kfc'ye özgü bir durum değil. marketten alıp yememeniz de gerekiyor bu durumda.
tek zararlı olabilecek şey tavuğu içine bandırdıkları katkı maddeli kaplama ve elli defa kızartma yapılmış artık transı da geçmiş zift olmuş kızartma yağları olabilir.
yoksa tavuk marketten aldığınla aynı. spam mail okuyup okuyup gaza gelmeyin.
0
olay fritözden öte, sonuçta bitkisel yağ o, aşırı diyemeyiz zararına ama tavuklar berbat şartlarda yetişiyor ve tamamen hormonla ilaçlarla şişirilmiş durumdalar.
food inc.'te var görüntüleri, food matters, forks over knives, bunlar da hep yediklerinizin ne halde olduğunu nasıl sağlıksız olduğunu görebilirsiniz.
haber olarak da zaten bu adamlar tazminat ödemeye mahkum edildiler. kfc ve zehirlenmek kelimeleriyle haberi bulabilirsiniz.
food inc.'te var görüntüleri, food matters, forks over knives, bunlar da hep yediklerinizin ne halde olduğunu nasıl sağlıksız olduğunu görebilirsiniz.
haber olarak da zaten bu adamlar tazminat ödemeye mahkum edildiler. kfc ve zehirlenmek kelimeleriyle haberi bulabilirsiniz.
0
kimsenin salladığı filan yok. ki mesele kfc tavuğu da değil. ben genel olarak piyasaki tavuk etlerinin yenmesine de karşıyım. ve uzun zamandır da tavuk eti yemiyorum.
0
fast-food zincirlerinin tamami "junk food" (çöplük yiyecek) olarak tanimlanir.
epsl.asu.edu
www.youtube.com
belgeseli, bu zincirlerden beslenen kisilere neler oldugunu anlatir.
Bahsettiginiz markaya ozel olarak:
www.time.com
www.nytimes.com
Ozet: O marka, ABD'de, butun junk food zincirleri icinde, "en junk" olani olarak nitelendirilir.
Bir zamanlar e-mail araciligiyla, genetik olarak degistirilmis tavuklarinin fotograflari dolasirdi. Sundan daha korkunc gorunuslu tavuklar:
images.teamsugar.com
Neden tuyleri yok? Genetikleriyle oynanmis. Peki nicin? Eh, tuy yolma ile vakit ve enerji harcamayip, daha UCUZA satabilmek icin.
Hele o soslar! ABD'de sadece bir defa, bir sosun ucundan tadina bakmaya kalkmistim da midem agzima gelmisti.
epsl.asu.edu
www.youtube.com
belgeseli, bu zincirlerden beslenen kisilere neler oldugunu anlatir.
Bahsettiginiz markaya ozel olarak:
www.time.com
www.nytimes.com
Ozet: O marka, ABD'de, butun junk food zincirleri icinde, "en junk" olani olarak nitelendirilir.
Bir zamanlar e-mail araciligiyla, genetik olarak degistirilmis tavuklarinin fotograflari dolasirdi. Sundan daha korkunc gorunuslu tavuklar:
images.teamsugar.com
Neden tuyleri yok? Genetikleriyle oynanmis. Peki nicin? Eh, tuy yolma ile vakit ve enerji harcamayip, daha UCUZA satabilmek icin.
Hele o soslar! ABD'de sadece bir defa, bir sosun ucundan tadina bakmaya kalkmistim da midem agzima gelmisti.
0
kibritsuyu+1
mc donald's pınar'ın etini peynirini, unonun ekmeğini; kfc-popeyes gibi markalar da banvit ya da beypiliç gibi markaları kullanıyorlar.
izlediğimiz belgesellerdeki durum tamamen amerika'ya özel.
ha beypiliç, banvit ne kadar sağlıklı vs vs bunlar tartışılır da, kibritsuyu'nun dediği gibi, marketten aldığın tavuk neyse, orada yediğin de o.
hatta biraz dikkat edip bakarsanız mağazaların içinde bir yerlerde bu kurum "banvit/beypiliç/xpiliç/xbilmemne" ürünleri kullanmaktadır falan yazar.
food inc'teki olaylar ne kadar iğrenç ve üzücü olsa da, bizim ülkemiz için geçerli değildir.
bizim de kendimize göre gıda, tarım ve beslenme sorunlarımız var.
paranoya yapılacaksa da mantıklı şekilde yapmakta fayda var.
mc donald's pınar'ın etini peynirini, unonun ekmeğini; kfc-popeyes gibi markalar da banvit ya da beypiliç gibi markaları kullanıyorlar.
izlediğimiz belgesellerdeki durum tamamen amerika'ya özel.
ha beypiliç, banvit ne kadar sağlıklı vs vs bunlar tartışılır da, kibritsuyu'nun dediği gibi, marketten aldığın tavuk neyse, orada yediğin de o.
hatta biraz dikkat edip bakarsanız mağazaların içinde bir yerlerde bu kurum "banvit/beypiliç/xpiliç/xbilmemne" ürünleri kullanmaktadır falan yazar.
food inc'teki olaylar ne kadar iğrenç ve üzücü olsa da, bizim ülkemiz için geçerli değildir.
bizim de kendimize göre gıda, tarım ve beslenme sorunlarımız var.
paranoya yapılacaksa da mantıklı şekilde yapmakta fayda var.
0
@blatta hiberna
ben tam tersini düşünüyorum. daha geçtiğimiz günlerde apikoğlu gibi bir markanın sucuklarında kanatlı eti çıktı. ha keza ismi gündeme gelen onlarca farklı firma var. bana göre mesele paranoyak olup, olmamaktan ziyade bizim halkımızın bazı büyük firmaları duyduğu bu anlamsız güven..
bir örnek vereyim. markete gittiğin zaman aynı marka sucuğun %100 dana, tavuk yazan ürünü ile %100 dana eti, tavuk eti yazan ürünü arasındaki fiyat farkını araştırır mısın?
adamlar %100 dana, tavuk diyerek hayvanın eti dışındaki her şeyini da mübah görüp, o şekilde işliyorlar. gerisini senin hayal gücüne bırakıyorum.
bu da 1 saat önce ajanslara düşen haber: www.yazete.com
ben tam tersini düşünüyorum. daha geçtiğimiz günlerde apikoğlu gibi bir markanın sucuklarında kanatlı eti çıktı. ha keza ismi gündeme gelen onlarca farklı firma var. bana göre mesele paranoyak olup, olmamaktan ziyade bizim halkımızın bazı büyük firmaları duyduğu bu anlamsız güven..
bir örnek vereyim. markete gittiğin zaman aynı marka sucuğun %100 dana, tavuk yazan ürünü ile %100 dana eti, tavuk eti yazan ürünü arasındaki fiyat farkını araştırır mısın?
adamlar %100 dana, tavuk diyerek hayvanın eti dışındaki her şeyini da mübah görüp, o şekilde işliyorlar. gerisini senin hayal gücüne bırakıyorum.
bu da 1 saat önce ajanslara düşen haber: www.yazete.com
0
@raif_efendi:
yazdığım anlaşılmıyor mu?
bizim ülkemizdeki markalara güvenmemek ayrı bir şey.
sen marketten de evine beypiliç ya da başka bir marka tavuk sokmuyorsundur ya da salamda sucukta apikoğlu değil, x kullanıyorsundur, bunlar farklı şeyler.
food inc adlı belgeseldeki rezaleti görüp, biz bunları mı yiyoruz demek ayrı bir şey.
çünkü food inc bizim topraklarımız dahilinde yaşanan gıda sektörü skandallarını değil, amerika'dakileri anlatıyor.
amerika'da yediğin kfc farklı, buradaki farklı.
oradaki başka bir tavuk fabrikasından çıkan tavuğu pişiriyor, buradaki başka.
yani fast food olunca konu tavuklar, etler, ekmekler sanki her gün amerika'dan geliyormuş gibi davranılıyor, onun mantıksızlığından bahsediyorum.
ben açıkçası tavuğun sağlıksız olduğunu bilsem de belli bir oranda tüketiyorum.
o yüzden kfc ya da x bir fastfood şirketindeki tavuğun sağlıksız olan yanı benim için kızarmış vs vs olması oluyor.
yani sağlıklı mıdır sorusunun birçok farklı cevabı olabilir.
ha şu da var, ülkemizdeki et ve tavuk sektörü her gün daha da kötüye gidiyor.
ama bence amerika'daki et ve tavuk sektörünün yanında biraz daha iyi genel olarak.
yazdığım anlaşılmıyor mu?
bizim ülkemizdeki markalara güvenmemek ayrı bir şey.
sen marketten de evine beypiliç ya da başka bir marka tavuk sokmuyorsundur ya da salamda sucukta apikoğlu değil, x kullanıyorsundur, bunlar farklı şeyler.
food inc adlı belgeseldeki rezaleti görüp, biz bunları mı yiyoruz demek ayrı bir şey.
çünkü food inc bizim topraklarımız dahilinde yaşanan gıda sektörü skandallarını değil, amerika'dakileri anlatıyor.
amerika'da yediğin kfc farklı, buradaki farklı.
oradaki başka bir tavuk fabrikasından çıkan tavuğu pişiriyor, buradaki başka.
yani fast food olunca konu tavuklar, etler, ekmekler sanki her gün amerika'dan geliyormuş gibi davranılıyor, onun mantıksızlığından bahsediyorum.
ben açıkçası tavuğun sağlıksız olduğunu bilsem de belli bir oranda tüketiyorum.
o yüzden kfc ya da x bir fastfood şirketindeki tavuğun sağlıksız olan yanı benim için kızarmış vs vs olması oluyor.
yani sağlıklı mıdır sorusunun birçok farklı cevabı olabilir.
ha şu da var, ülkemizdeki et ve tavuk sektörü her gün daha da kötüye gidiyor.
ama bence amerika'daki et ve tavuk sektörünün yanında biraz daha iyi genel olarak.
0
@blatta hiberna
mantikli paranoya bir (bkz: oksimoron)dur.
Junk food zincirlerinde, ASIL tehlike, satin aldiginiz yiyecekle beraber tukettiginiz; gazli icecekler, patates ve sogan kizartmalari, soslar, endustriyel pisirme teknikleri, trans yaglar ve bunlarin kombinasyonu ve daha da onemlisi tuketilen miktar ve tuketim frekansi yani KÜMÜLATiF MARUZiYET'ten kaynaklanir. Bu soylediklerim de, sadece ABD'ye ozgu degil, dunyanin 200 ulkesine ozgudur.
Zaten bundan 15 sene oncesine kadar, KFC, Taco Bell ve Pizza Hut zincirleri Pepsi sirketine aitti. Halen de anlasmalari var, bildigim kadariyla.
Siz Beypilic'ten (pilicin "bey" olani da nasi oluyosa?) filan aldiginiz tavugu, evinizde bu yontemlerle pisirmiyor, ayni soslarla, ayni yaglarla, ayni miktarda kaloriye maruz kalarak tuketmiyorsunuz. Gazli icecek tuketiminiz de muhtemelen daha az oluyordur, cunku, "BUYUK SECIM ISTER MISINIZ?" standard bir sorudur kasalarda.
Konunun uzmanlarindan ben smyrna da iki kelam ederse iyi olur.
Ben sizin anne olup olmadiginizi bilmiyorum. Ileride cocuklariniz oldugunda, bu junk food zincirlerine hangi gonul rahatligiyla gotureceginizi merak ediyorum.
Ayni sey kibritsuyu ustadim icin de gecerli.
mantikli paranoya bir (bkz: oksimoron)dur.
Junk food zincirlerinde, ASIL tehlike, satin aldiginiz yiyecekle beraber tukettiginiz; gazli icecekler, patates ve sogan kizartmalari, soslar, endustriyel pisirme teknikleri, trans yaglar ve bunlarin kombinasyonu ve daha da onemlisi tuketilen miktar ve tuketim frekansi yani KÜMÜLATiF MARUZiYET'ten kaynaklanir. Bu soylediklerim de, sadece ABD'ye ozgu degil, dunyanin 200 ulkesine ozgudur.
Zaten bundan 15 sene oncesine kadar, KFC, Taco Bell ve Pizza Hut zincirleri Pepsi sirketine aitti. Halen de anlasmalari var, bildigim kadariyla.
Siz Beypilic'ten (pilicin "bey" olani da nasi oluyosa?) filan aldiginiz tavugu, evinizde bu yontemlerle pisirmiyor, ayni soslarla, ayni yaglarla, ayni miktarda kaloriye maruz kalarak tuketmiyorsunuz. Gazli icecek tuketiminiz de muhtemelen daha az oluyordur, cunku, "BUYUK SECIM ISTER MISINIZ?" standard bir sorudur kasalarda.
Konunun uzmanlarindan ben smyrna da iki kelam ederse iyi olur.
Ben sizin anne olup olmadiginizi bilmiyorum. Ileride cocuklariniz oldugunda, bu junk food zincirlerine hangi gonul rahatligiyla gotureceginizi merak ediyorum.
Ayni sey kibritsuyu ustadim icin de gecerli.
0
aynı şeyden, ama farklıymış gibi bahsediyoruz.
hepimizin söylediği şey aynı, aslında hemfikiriz.
kfc, pizza hut, mcdonalds, vs. gibi zincir fast food restaurantlarında asıl zararlı olan şey hammadde değildir. türkiye için konuşuyorum. zararlı olan şey kfc'nin tavuğu, mcdonalds'ın köftesi falan değil. food inc. izleyip gaza gelmemek lazım. türkiye'de bu ürünler zaten yerli tedarikçilerden karşılanıyor. marketten aldıklarınızla aynı. ha diyorsanız ki "ben onlara da güvenmiyorum, marketten de almıyorum" sonuna kadar haklısınız. ama buna da, sırf bu yüzden "kfc zararlı" diyemeyiz. "tavuk sağlıksız" deriz ve hiçbir koşulda tavuk yemeyiz. burada kfc'nin suçu yok, tavuk üreticisinin suçu var.
kfc'nin ve diğer fast food'ların zararı ise kullandığı katkılar (soğan halkasının dışındaki kıtır, kfc'nin tavuklarının etrafındaki zamazingo), sabahtan akşama kadar yüksek ısıda içinde bin kere kızartma yapılan yağlar, hiçbir sağlıklı tarafı olmayan kolalar, gazlı ve katkılı içecekler, nasıl yıkandığı saklandığı belli olmayan yeşillikler, vsvs. malzeme aynı da hazırlama şekli asıl zararlı olan.
ben evde yeşilliğimi sirkeli sularla yıkıyorum, bu adamlar belki en fazla şöyle bir suya tutuyor ki ondan bile emin değilim. ben pişireceğim tavayı bir öğün sonra tekrar kullanacaksam bile işim bitince yıkıyorum, bu adamlar ızgaralarını leş gibi olmuş metal bir telle siliyorlar, sabahtan akşama kadar üstünde kimbilir neler ürüyor. yağlar sabahtan akşama yanıyor. zavallı karıcım hamileyken televizyonda mcbeefy reklamı gördü de hamile haliyle deli gibi aşerdiği halde götürüp de yedirmedim. gittim kıyma alıp kendim hamburger yaptım.
compadrito üstadım demiş, ben çocuğuma mümkün olduğunca bunları yedirmem. hani belki arada bir nefsini köreltsin, reklamını görüp görüp bi tarafı şişmesin diye.
hepimizin söylediği şey aynı, aslında hemfikiriz.
kfc, pizza hut, mcdonalds, vs. gibi zincir fast food restaurantlarında asıl zararlı olan şey hammadde değildir. türkiye için konuşuyorum. zararlı olan şey kfc'nin tavuğu, mcdonalds'ın köftesi falan değil. food inc. izleyip gaza gelmemek lazım. türkiye'de bu ürünler zaten yerli tedarikçilerden karşılanıyor. marketten aldıklarınızla aynı. ha diyorsanız ki "ben onlara da güvenmiyorum, marketten de almıyorum" sonuna kadar haklısınız. ama buna da, sırf bu yüzden "kfc zararlı" diyemeyiz. "tavuk sağlıksız" deriz ve hiçbir koşulda tavuk yemeyiz. burada kfc'nin suçu yok, tavuk üreticisinin suçu var.
kfc'nin ve diğer fast food'ların zararı ise kullandığı katkılar (soğan halkasının dışındaki kıtır, kfc'nin tavuklarının etrafındaki zamazingo), sabahtan akşama kadar yüksek ısıda içinde bin kere kızartma yapılan yağlar, hiçbir sağlıklı tarafı olmayan kolalar, gazlı ve katkılı içecekler, nasıl yıkandığı saklandığı belli olmayan yeşillikler, vsvs. malzeme aynı da hazırlama şekli asıl zararlı olan.
ben evde yeşilliğimi sirkeli sularla yıkıyorum, bu adamlar belki en fazla şöyle bir suya tutuyor ki ondan bile emin değilim. ben pişireceğim tavayı bir öğün sonra tekrar kullanacaksam bile işim bitince yıkıyorum, bu adamlar ızgaralarını leş gibi olmuş metal bir telle siliyorlar, sabahtan akşama kadar üstünde kimbilir neler ürüyor. yağlar sabahtan akşama yanıyor. zavallı karıcım hamileyken televizyonda mcbeefy reklamı gördü de hamile haliyle deli gibi aşerdiği halde götürüp de yedirmedim. gittim kıyma alıp kendim hamburger yaptım.
compadrito üstadım demiş, ben çocuğuma mümkün olduğunca bunları yedirmem. hani belki arada bir nefsini köreltsin, reklamını görüp görüp bi tarafı şişmesin diye.
0
compadrito'nun dikkat çekmesi ile okudum da.. ne diyeceğimi bilemedim. açıkçası ben 7 yıl mcd 1 yıl dominosta çalışmış birisi olarak her ne kadar gelen ürünlerin ne koşullarda üretildiğini bilmesem de dikkatimi çeken bir kaç olumlu şeyden bahsetmek isterim. öncelikle söylendiği gibi kesinlikle tüm ürünler (çok çok az istisnai ürünler. mesela mcd'de hardal) türkiye'de üretiliyor. bunun içinde kağıttan ekmeğe her şey var. bu sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor. fakat çiğ ürüne baktığımda kesinlikle sorun görmüyorum. yani hijyen şu bu. ama tabii ki görsel anlamda (veya mikrobiyolojik anlamda) sorun yoksa bile genetik veya sağlığa uygun olmaması (çok şeker, çok tuz, çok yağ içermesi) da mümkün, ki öyle. aslında siz evde hamburger yapsanız sağlıklı hamburger yine yapamazsınız yine yapamazsınız. çünkü hamburger'e lezzet veren yağdır, bol susamlı tatlı mayalı ekmektir, bol mayonez veya ketçaptır. sebze burger denilen saçmalığı veya hindi burger denilen garipliği (ki ikisini de severim :)))) sağlıklı diye yemek anlamsız. çünkü o zaman hiç hamburger yemeyin kardeşim...
Genetik konular.. bu konulara girmem aslında. Çünkü gen değişimine kesinlikle karşıyım. Ama yapılacak bişi yok. Bu yapılıyor ve yapılmaya devam edilecek. Gerekçe olarak ise hep "açlık" öne sürülecek. Ama gdo ürünler nedense açların çok olduğu afrika ülkelerine vs hiç gitmiyor. (veya göze batacak seviyede gitmiyor) ha gdo ürün yesin köpekler diyorum sanmayın. ama amaç açlıksa biz de onlar da yiyelim gdo ürünlerden.
kfc abd'de çok çok ama çok mimli. ancak diğeleri de pek altta kalır değil. abd'de sosa bandım böğğğ dedim. bu gerçekçi bir yorum değil. (gerçek değil demiyorum) adamların saatleri(a.m.-p.m.), elektirkleri (110 v 60 hz) bile farklı iken sosu iğrençti demek doğru değil. alışkanlık onlar. senin böğğ dediğin sosa ben bayılıyorum mesela. barbekü sos.
konu burada çok dağılmış. ne desem bilemedim. türkiye'de marketten alıp pişrdiğin ile dominostan aldığın arasında kesinlikle kalite farkı olmaz. buna eminim. (malzeme kalitesi) çünkü mesela değişmedi ise dominos polonezköy ürünleri kullanıyordu. e marketten almıyor musunuz bunu kardeş? emin olun farklı bantlardan çıkmıyor ürünler. ha tabii ki şirketlerin isteklerine göre farklı ürünler yapıyorlar. ama bu hammadde olarak farklı şeyler kullandıkları anlamına gelmiyor. bi de paketleme farklı tabi. onlara doğrayıp gönderiyorlar mesela.
hamuru ise dominos bizzat kendi üretiyor merkezinde. onu da 5 günlük kullanıma uygun temin edip ona göre kullanıyorlar. taze taze. "donmuş ürün ıyyy" falan değil. veya abd'den gelmiyor!
bakın bi kez insanları ciddiye alıp ihl sözlükte yazdığım bir yazıyı ekleyeyim. yoruldum çünkü...
(of bulamadım. bir de ağır ki site.. saçma salak bir arama motoru var. bir şey bulmuyor. mcdonald's ile ilgili bir başlık idi. oradaki nickim smyrna. bulmayı becerirseniz haber verin bi zahmet.)
Genetik konular.. bu konulara girmem aslında. Çünkü gen değişimine kesinlikle karşıyım. Ama yapılacak bişi yok. Bu yapılıyor ve yapılmaya devam edilecek. Gerekçe olarak ise hep "açlık" öne sürülecek. Ama gdo ürünler nedense açların çok olduğu afrika ülkelerine vs hiç gitmiyor. (veya göze batacak seviyede gitmiyor) ha gdo ürün yesin köpekler diyorum sanmayın. ama amaç açlıksa biz de onlar da yiyelim gdo ürünlerden.
kfc abd'de çok çok ama çok mimli. ancak diğeleri de pek altta kalır değil. abd'de sosa bandım böğğğ dedim. bu gerçekçi bir yorum değil. (gerçek değil demiyorum) adamların saatleri(a.m.-p.m.), elektirkleri (110 v 60 hz) bile farklı iken sosu iğrençti demek doğru değil. alışkanlık onlar. senin böğğ dediğin sosa ben bayılıyorum mesela. barbekü sos.
konu burada çok dağılmış. ne desem bilemedim. türkiye'de marketten alıp pişrdiğin ile dominostan aldığın arasında kesinlikle kalite farkı olmaz. buna eminim. (malzeme kalitesi) çünkü mesela değişmedi ise dominos polonezköy ürünleri kullanıyordu. e marketten almıyor musunuz bunu kardeş? emin olun farklı bantlardan çıkmıyor ürünler. ha tabii ki şirketlerin isteklerine göre farklı ürünler yapıyorlar. ama bu hammadde olarak farklı şeyler kullandıkları anlamına gelmiyor. bi de paketleme farklı tabi. onlara doğrayıp gönderiyorlar mesela.
hamuru ise dominos bizzat kendi üretiyor merkezinde. onu da 5 günlük kullanıma uygun temin edip ona göre kullanıyorlar. taze taze. "donmuş ürün ıyyy" falan değil. veya abd'den gelmiyor!
bakın bi kez insanları ciddiye alıp ihl sözlükte yazdığım bir yazıyı ekleyeyim. yoruldum çünkü...
(of bulamadım. bir de ağır ki site.. saçma salak bir arama motoru var. bir şey bulmuyor. mcdonald's ile ilgili bir başlık idi. oradaki nickim smyrna. bulmayı becerirseniz haber verin bi zahmet.)
0
slmcnmnbr
nerden başlanmalı nasıl olur?http://www.youtube.com/watch?v=WEeqHj3Nj2c
0
ilk denemede ayak bileğini öyle bi incitirsin ki 8 tane kanadın olsa uçmamaya tövbe edersin panpito.
0
cookiert
iyi geceler duyurunun f1 pilotları,yahu almayayım almayayım diyorum ama dayanamayacağım sanırım.şöyle 20 25 bin tl'ye 1.2 1.4 falan polodur, puntodur bir heçbek otomobil alsam; günde de çok değil 40 km yapsam, bu aracın bana aylık net maliyeti kaç tl olur? vergisi, kaskosu, senelik gideri püsürü dah
iyi geceler duyurunun f1 pilotları,
yahu almayayım almayayım diyorum ama dayanamayacağım sanırım.
şöyle 20 25 bin tl'ye 1.2 1.4 falan polodur, puntodur bir heçbek otomobil alsam; günde de çok değil 40 km yapsam, bu aracın bana aylık net maliyeti kaç tl olur? vergisi, kaskosu, senelik gideri püsürü dahil. aylık kaç para çıkacak cebimden?
yahu almayayım almayayım diyorum ama dayanamayacağım sanırım.
şöyle 20 25 bin tl'ye 1.2 1.4 falan polodur, puntodur bir heçbek otomobil alsam; günde de çok değil 40 km yapsam, bu aracın bana aylık net maliyeti kaç tl olur? vergisi, kaskosu, senelik gideri püsürü dahil. aylık kaç para çıkacak cebimden?
0
sadece çevremden duyduğum genel bir yorumu paylaşayım.
ortalama bu civarlarda araç kullanan dostlarım, araba hiç çalışmasa aylık 100-150 tl gideri var diyorlar. bunun üzerine 40km x 30 aylık yakıtı da eklersen, ortalama bir sonuç çıkabilir sanırım. (bu değere kasko dahil değil diye hatırlıyorum)
ortalama bu civarlarda araç kullanan dostlarım, araba hiç çalışmasa aylık 100-150 tl gideri var diyorlar. bunun üzerine 40km x 30 aylık yakıtı da eklersen, ortalama bir sonuç çıkabilir sanırım. (bu değere kasko dahil değil diye hatırlıyorum)
0
yakit tüketimi sehir ve güzergaha göre degisir..
vergi aracin yasina ve motoruna göre.. yillik 1.4 icin 350 - 550 tl, 1.2 icin 180 - 350 tl
kilometrede ortalama 25-35 kurus yakarsiniz muhtemelen. 40 km de 10-14 lira
kasko 700 - 1000 tl civari olur muhtemelen zorunlu trafik 250-300tl civari muhtemelen.
rutin senelik bakimi hicbir ariza ve degisen olmadan 200 civari olur.
4-5 yilda bir lastik degisecegini de göz önüne alirsaniz ona da yillik 150 tl ekleyin.
2 yilda bir de muayene var o da 150 lira, yillik 75 lira
vergi aracin yasina ve motoruna göre.. yillik 1.4 icin 350 - 550 tl, 1.2 icin 180 - 350 tl
kilometrede ortalama 25-35 kurus yakarsiniz muhtemelen. 40 km de 10-14 lira
kasko 700 - 1000 tl civari olur muhtemelen zorunlu trafik 250-300tl civari muhtemelen.
rutin senelik bakimi hicbir ariza ve degisen olmadan 200 civari olur.
4-5 yilda bir lastik degisecegini de göz önüne alirsaniz ona da yillik 150 tl ekleyin.
2 yilda bir de muayene var o da 150 lira, yillik 75 lira
0
araç+sigorta+kasko+yakıt+bakım+lastik+yıkamasıdır boku püsürüdür aylık 500 lira minimum cebinden çıkan olacaktır. istersen 126 bis al minimum budur.
0
roket adam
tadı marketten alacağınız atıyorum bir maret, bir apikoğlu'ndan ne kadar farklı oluyor? cidden denenmesi gereken bi uğraş mıdır?
tadı marketten alacağınız atıyorum bir maret, bir apikoğlu'ndan ne kadar farklı oluyor? cidden denenmesi gereken bi uğraş mıdır?
0
kıymanın kalitesine, yağ oranına, baharatların miktarına bağlı olarak tadı değişir ama diğer sucukların amına kor havada karada. türkiyede o kadar berabat bir hal aldı ki sucuk salam piyasası. hani en iyi türk sucuğunu avrupadan alırsın diyebilirim
(bkz: egetürk)
(bkz: egetürk)
0
Eğer işi eline yüzüne bulaştırmazsan her türlü, ama her türlü daha güzel olacaktır.
0
yalnız kendin uğraşacağına bu tarz ev sucuğu satan yerler bulup onlardan satın alsan daha kolay olur. ama yok arşiv yapacam dersen denemeye değer.
0
annem yapıyor. bir diliminin kokusu, tadı vs. her türlü en kaliteli sucuğu donunda oynatır. o derece.
0
fadetoreality
Merhaba,Yazılım geliştirme, programlama dilleri, kütüphaneler, derleyiciler, açık kaynak, web ve mobil uygulama geliştirme gibi konularda güncel bilgim olsun diye günlük takip edebileceğim siteler arıyorum blog gibi. Mashable, TechCrunch, ReadWrite gibi. Öneriniz var mı?Teşekkürler...
Merhaba,
Yazılım geliştirme, programlama dilleri, kütüphaneler, derleyiciler, açık kaynak, web ve mobil uygulama geliştirme gibi konularda güncel bilgim olsun diye günlük takip edebileceğim siteler arıyorum blog gibi. Mashable, TechCrunch, ReadWrite gibi. Öneriniz var mı?
Teşekkürler...
Yazılım geliştirme, programlama dilleri, kütüphaneler, derleyiciler, açık kaynak, web ve mobil uygulama geliştirme gibi konularda güncel bilgim olsun diye günlük takip edebileceğim siteler arıyorum blog gibi. Mashable, TechCrunch, ReadWrite gibi. Öneriniz var mı?
Teşekkürler...
0
alikavazinmahmut
ne gibi isimler gelirdi aklınıza?
ne gibi isimler gelirdi aklınıza?
0
life club.
türkiye'de ki spor salonunun yüzde doksan dokuzu gibi :)
türkiye'de ki spor salonunun yüzde doksan dokuzu gibi :)
0
Deathklaat
Nerdeyse piyasaya ilk çıktığından beri premium rapidshare hesabı kullanan biriyim. Anladığım kadarıyla yaptıkları son değişiklikler ve kısıtlamalar ile sonunda uploader'ları bezdirmişlerdir ve onlarda artık RS'e yükleme yapmayacaklarını net bir dille belirttiler. Warez-bb gibi forumları sık kullanan
Nerdeyse piyasaya ilk çıktığından beri premium rapidshare hesabı kullanan biriyim. Anladığım kadarıyla yaptıkları son değişiklikler ve kısıtlamalar ile sonunda uploader'ları bezdirmişlerdir ve onlarda artık RS'e yükleme yapmayacaklarını net bir dille belirttiler. Warez-bb gibi forumları sık kullanan biriyim o yüzden arıtk yeni bir alternatife yönelme zamanıdır diyorum.
Sizce bundan sonra warez dünyası hangi site üzerinde yoğunlaşır ? Ömrümüzü link aramayla geçirmeyelim.
Sizce bundan sonra warez dünyası hangi site üzerinde yoğunlaşır ? Ömrümüzü link aramayla geçirmeyelim.
0
asıl rapidshare benzeri siteler kanunlar tarafından bezdirildi. megaupload'ın ve devamında filesonic gibi piyasanın diğer "mega"larının başına gelenlerden haberin yok sanırım.
şu anda bulduğun site ya popüler olmayan bir site olacak ya da kısa süre sonra o da "canım biz aslında kişisel dosyaları saklama hizmetiyiz, dosya paylaşma diil =))" kıvamına girecek.
şu anda bulduğun site ya popüler olmayan bir site olacak ya da kısa süre sonra o da "canım biz aslında kişisel dosyaları saklama hizmetiyiz, dosya paylaşma diil =))" kıvamına girecek.
0
@darknum torrent'i tabiki biliyorum ve zamanında fazlasıyla kullandım. çare kalmadıysa onunla devam edeceğim ama şu an sadece araştırıyorum.
@hjarteblod mega'nın başına gelenlerden haberim var, rapid'in bunları keyfi olarak yapmadığını biliyorum tabiki ama inişleri çıkışları olsa bile megaupload davası patladıktan sonra rapid bir şekilde devam etti. son 2-3 güne kadar aradığım şeyleri bulmakta çok zorlanmadım ama bu son değişim iyi olmadı. o yüzden bi ihtimal belki stabil devam edecek bir site çıkar diye düşündüm.
@hjarteblod mega'nın başına gelenlerden haberim var, rapid'in bunları keyfi olarak yapmadığını biliyorum tabiki ama inişleri çıkışları olsa bile megaupload davası patladıktan sonra rapid bir şekilde devam etti. son 2-3 güne kadar aradığım şeyleri bulmakta çok zorlanmadım ama bu son değişim iyi olmadı. o yüzden bi ihtimal belki stabil devam edecek bir site çıkar diye düşündüm.
0
diyojenimtırak
http://www.trt.net.tr/ondemand/Medya.aspx?GaleriResimKodu=1d96b406-7857-4a44-bc07-e27256c90d46idm görmüyor vidyoyu
0
mms download eden program bulabilirsen linki şu : mms://95.0.159.132/i/icerikyonetimsistemimedya/video/2012/11/21/1a7f35f2-2ece-4d3c-a95f-27ed44c68481.wmv
0
0
yule
Amelie-les-crayons tarzı grup veya şarkıcılar arıyorum. Ataları Edith Piaf olan tarzdan (uyduruyor da olabilirim).
Amelie-les-crayons tarzı grup veya şarkıcılar arıyorum. Ataları Edith Piaf olan tarzdan (uyduruyor da olabilirim).
0
verbena
yakında ameliyat olacak olan büyükanneyle izlenecek , depresif olmayan, ağlatmayan, neşelendiren, umut veren ya da sadece sıradan, kafa dağıtıp iyi vakit geçirebileceğimiz bir film arıyoruz.türk sineması olur, ortadoğu olur, hollywood olur.. yeter ki çok fazla karmaşık bi şey olmasın :)var mıdır öne
yakında ameliyat olacak olan büyükanneyle izlenecek , depresif olmayan, ağlatmayan, neşelendiren, umut veren ya da sadece sıradan, kafa dağıtıp iyi vakit geçirebileceğimiz bir film arıyoruz.
türk sineması olur, ortadoğu olur, hollywood olur.. yeter ki çok fazla karmaşık bi şey olmasın :)
var mıdır önerisi olan?
türk sineması olur, ortadoğu olur, hollywood olur.. yeter ki çok fazla karmaşık bi şey olmasın :)
var mıdır önerisi olan?
0
ya aslında 50/50 öneriyorum herkese. konusu kanser hastası biriyle arkadaşı arasındaki ilişki gibi bi şey. aslında film ağlatabilir ama gayet umut veren bi film. depresif değil. şimdi sonunu söylemek de olmaz. karar veremiyorum sizin için uygun mu. büyükanneyle olmasa bile sen izle, herkes izlesin bu filmi :)
0
Transamerica (2005)
bu filmde de ameliyat var. ama cinsiyet değiştirme ameliyatı :)
tabi yanlış anlamayasın, ben keyifli bi film olduğu için söylüyorum.
bu filmde de ameliyat var. ama cinsiyet değiştirme ameliyatı :)
tabi yanlış anlamayasın, ben keyifli bi film olduğu için söylüyorum.
0
henrychinaski
dizimag, facebook'a yüklediği videoları facebook'un serverları üzerinden kendi sitesine yönlendirip orada yayın yapıyordu (ya da öyle bir şey, süreçten emin değilim.) facebook bu uygulamayı kaldırdı, daha sonra dizimag vkontakte'ye yöneldi vs. bu süreç nasıl oluyor? vkontakte'ye videolar yüklesem ke
dizimag, facebook'a yüklediği videoları facebook'un serverları üzerinden kendi sitesine yönlendirip orada yayın yapıyordu (ya da öyle bir şey, süreçten emin değilim.) facebook bu uygulamayı kaldırdı, daha sonra dizimag vkontakte'ye yöneldi vs. bu süreç nasıl oluyor? vkontakte'ye videolar yüklesem kendi sitemde dizimag usülü nasıl yayınlayacağım bunları?
0
henrychinaski
.us uzantılı domain adresi almanın herhangi bir dezavantajı var mı? ileride şirketin olsa bu adreste ikamet etmesinin sorunu olur mu?
.us uzantılı domain adresi almanın herhangi bir dezavantajı var mı? ileride şirketin olsa bu adreste ikamet etmesinin sorunu olur mu?
0
arama motoru için bir sorun olursa olur, onun dışında bir sorun olacağını sanmam.
0
İnsanlar ya google'da şirketin adını aratacak ya da sirketadi.com diye yazacaklar size ulaşmak için. .us alan adı ikisi açısından da büyük dezavantaj.
0
seo konusunda bir nebze etkisi olabilir. ancak site içeriğin benzersiz ise bana kalırsa çok problem olmaz.
ayrıca alan adına da bağlı. misal put.io isimli türk girişimi io uzantısından dolayı değer kaybetmez. sen okuyor.us gibi bir alan adı ile yola çıkıp bir proje yaparsan, com olmadığı için başın ağrımaz.
özetle yapacağın işe bağlı.
ayrıca alan adına da bağlı. misal put.io isimli türk girişimi io uzantısından dolayı değer kaybetmez. sen okuyor.us gibi bir alan adı ile yola çıkıp bir proje yaparsan, com olmadığı için başın ağrımaz.
özetle yapacağın işe bağlı.
0
dahinnotha
selamlar, ufak çaplı bi liste yapalım dinlemelik. unutulanlar, unutulmayanlar, eskiler, belki yeniler de olsun içinde. türkçe dedim ama sözsüz de olabilir. cahit berkay'dan başladım http://www.youtube.com/watch?v=Jp6tmfrETQMardına bunu koydum http://youtu.be/fS_cYA9_WK8 evgeny grinkosonra mfö, sonra
selamlar, ufak çaplı bi liste yapalım dinlemelik. unutulanlar, unutulmayanlar, eskiler, belki yeniler de olsun içinde. türkçe dedim ama sözsüz de olabilir.
cahit berkay'dan başladım www.youtube.com
ardına bunu koydum youtu.be evgeny grinko
sonra mfö, sonra da grup yorumdan hafif bi şeyler.
siz de paylaşın bildiklerinizi.
cahit berkay'dan başladım www.youtube.com
ardına bunu koydum youtu.be evgeny grinko
sonra mfö, sonra da grup yorumdan hafif bi şeyler.
siz de paylaşın bildiklerinizi.
0
dokunmakalbime
age of empires 1 fifa 99quake 3cs 1.6yükledim.bu tarz başka hangi oyun önerirsiniz?
age of empires 1
fifa 99
quake 3
cs 1.6
yükledim.
bu tarz başka hangi oyun önerirsiniz?
fifa 99
quake 3
cs 1.6
yükledim.
bu tarz başka hangi oyun önerirsiniz?
0
telefonuma quake 3 kurdum bende eğlenceli oluyor otobüste.
half-life kurabilirsin. senaryosu asla eskimez.
half-life kurabilirsin. senaryosu asla eskimez.
0
mr.goodcat
var mı istanbul için ? komedi türünde yani güldürecek bir oyun olursa güzel olur. müzikal varsa o da güzel olur.
var mı istanbul için ? komedi türünde yani güldürecek bir oyun olursa güzel olur. müzikal varsa o da güzel olur.
0
sehir tiyatrolarına ve devlet tiyatrolarına bakın, güzel oyunlar var. oyunları bilmiyorsanız sözlükte filan arayın mutlaka cıkıyor bır seyler.
0
İstanbul Efendisi harika bir oyundur şu anda o hemen aklıma geldi ama yarın sana güzel bi liste hazırlar dönerim:)şimdi dersimin başına geçmeliyim maalesef.
0
0
Eureka
eskiden haftada 2 kitap bitiren ben son 4 aydır kitap okumuyorum. şu an grange'dan kurtlar imparatorluğunu okuyorum az kaldı bitecek işte 4 ayda bitirebildim hani. o yüzden bana öyle bir kitap gerekli ki bir solukta okuyayım, angry birds oynamak yerine kitap okuyayım. not: çok ağır olmaması lazım no
eskiden haftada 2 kitap bitiren ben son 4 aydır kitap okumuyorum. şu an grange'dan kurtlar imparatorluğunu okuyorum az kaldı bitecek işte 4 ayda bitirebildim hani. o yüzden bana öyle bir kitap gerekli ki bir solukta okuyayım, angry birds oynamak yerine kitap okuyayım.
not: çok ağır olmaması lazım normalde her türlü okuyabiliyorum ama şu aralar bana gerekli olan o şevki tekrar kazanmam
okumadığım kütüphanemdeki kitaplar;
yusuf atılgan-aylak adam
kafka-dava, dönüşüm
paulo coelho-simyacı, baş kaldıran insan
Canan tan- piraye
Albert camus-yabancı
cemal süreya-sevda sözleri
dino buzzati-tatar çölü
sabahattin ali-içimizdeki şeytan
can yücel- canfeda
not: çok ağır olmaması lazım normalde her türlü okuyabiliyorum ama şu aralar bana gerekli olan o şevki tekrar kazanmam
okumadığım kütüphanemdeki kitaplar;
yusuf atılgan-aylak adam
kafka-dava, dönüşüm
paulo coelho-simyacı, baş kaldıran insan
Canan tan- piraye
Albert camus-yabancı
cemal süreya-sevda sözleri
dino buzzati-tatar çölü
sabahattin ali-içimizdeki şeytan
can yücel- canfeda
0
yusuf atılgan-aylak adam a başla. cemal süreya sevda sözleri de başucu kitabın olsun. piraye'yi hiç okumasan da olur.
0
kafka biraz garip, kötü demiyorum ama uzun süredir okumadıysan sıkabilir. arkaya atmanı tavsiye ederim. aylak adam +1 ayrıca.
0
ne okumayacağını söyleyeyim: kafka. o şevki kaybedersin.
ben de senin gibi bi kitabı aylarca bitiremeyenlerdenim, ama simyacı oldukça akıcıydı, hemen bitirdim. onu okuyabilirsin. hem ince de.
ben de senin gibi bi kitabı aylarca bitiremeyenlerdenim, ama simyacı oldukça akıcıydı, hemen bitirdim. onu okuyabilirsin. hem ince de.
0
kesinlikle sabahattin ali-içimizdeki şeytan
zaten başladın mı bitirirsin tek seferde...ben uzun bir otobüs yolculuğunda okumaya başlamıştım,arada molaya bile çıkmadım =)
zaten başladın mı bitirirsin tek seferde...ben uzun bir otobüs yolculuğunda okumaya başlamıştım,arada molaya bile çıkmadım =)
0
raif_efendi
Mallık, kerizlik, enayilik, çok sevmenin getirmiş olduğu körlük sonucu oluşan durum hakkındaBirazdan anlatacaklarım %100 yaşanmış olup, sizlerin önerilerini bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.Şu an 28 yaşındayım. Üniversite okumak için gelmiştim ve tam 10 senedir İstanbul'dayım. Bu süre zarfının büyü
Mallık, kerizlik, enayilik, çok sevmenin getirmiş olduğu körlük sonucu oluşan durum hakkında
Birazdan anlatacaklarım %100 yaşanmış olup, sizlerin önerilerini bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
Şu an 28 yaşındayım. Üniversite okumak için gelmiştim ve tam 10 senedir İstanbul'dayım. Bu süre zarfının büyük çoğunluğu kendi ayaklarımın üzerine durmakla geçti. Yaklaşık 6-7 senedir süreli-süresiz işlerde de çalıştım. Bunun son 3 senesi sevdiğim iş, iyi bir maaş ve sosyal olanakları da güzel olabilecek şekilde gelişti.
Bahsetmiş olduğum işe başlayana kadar hiç kız arkadaşım olmadı. Bu meselenin ise benim açımdan çok fazla detayı vardı. Neden olmamasını ise şöyle özet geçebilirim.
- Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
- Bir ilişkinin maddi ve manevi onlarca sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı da sevdiğim insanla yola çıkarken tek hayalimin huzurlu bir yuva kurmak olduğunun altına çizerim.(Salt olarak vakit geçirmek, gençliğimi yaşamak bana maalesef çok uzak) Özetle bunun için de maddi olarak hazır olmam gerekiyordu.
Yaklaşık 2,5 sene önce bir kız tanıdım. Yüzünü dahi görmeden yazdıklarından dolayı aşık olmuştum. Günlerce, aylarca fotoğrafını paylaşmasını bekledim. Bir gün İstanbul'a geleceğini söyledi. Ben bir şans olur mu diye yüz yüze buluşma teklifi ettim. Kabul etti. Ben onunla buluşmadan önce 1 günlük bir İstanbul planı yaptım. O gelmeden gideceğimiz mekanları tek tek yerinde tespit ettim. O güne özel kıyafetler, hazırlıklar vs... Ve buluştuk. Onu kaldığı adresten aldım. Önce Emirgan Korusu'nda kahvaltı, sonra Otağtepe'de kahve-sohbet keyfi... Her şey mükemmel. Konuştukça konuşuyoruz. İkindi vakti Üsküdar iskeleden ve karaköy'e geçiyoruz. Tünel'den sonrada İstiklal caddesindeyiz. Yemekler, tatlılar, sohbetler derken gece 11 oluyor. Normalde akrabasından akşam 7 için izin alan ve benimle maksimum 1 saat görüşmeye planlayan kız ile çok zor ayrılıyoruz. Ardından İstanbul'da kaldığı sürece 2 kez daha buluşuyoruz. O buluşmalar da en az ilki kadar keyifli geçiyor.
Ben kıza aşık olmuş, çok sevmiştim. Sonra yaşadığı şehre döndü. Uzak mesafe ilişkisi başladı. Bazen o geliyor, bazen ben gidiyordum. Ancak ilişkide problem yoktu. Onun okulu bitirmesi için bir kaç dersi vardı. Ben maddi manevi her anında yanında olmak için çabalıyordum. Ve bunları yaparken de zerre bir beklentiye girmiyordum. Bir gün , artık çalışmak istediğini söyledi. Tek bir işte çalışma hayali vardı. Ve bu iş için ben bağlantılarımı kullanarak bir ihtimal yardımcı olabilirdim. Yöneticilerime durumu açtım. Tek tek kapıları çaldım ve sonunda mülakat için bir gün aldım. Başvurdu. 1 ay sonra çağırdılar ve hayalini dahi zor kurduğu iş için kabul edildi. Bu süreç içerisinde ilk tartışmalar ufaktan yaşanmaya başladı ve çağrıldı günden (bundan benim haberim yoktu) bir gün önce buluştuk(Aniden çağırdı). Halbuki o beni o buluşmaya çağırırken ben onun için 25 farklı doğum günü hediyesi(onunla olamadığım her sene için bir hediye gibi düşünüp) hazırlamak için dükkan dükkan dolaşıyordum. Elimde bir kaç hediye ile yanına gittim ve ayrılmak istiyoruz dedi... Çok çok çok kötü oldum. Herkesin içinde hüngür hüngür ağladım. Çekti gitti. Ben öylece kaldım. Tek başıma bir evde kalıyordum. Kendimi eve atmam ile saatlerce ağladım. Gecenin bir vakti 12. kattan saatlerce baktım. Atlamak ile atlamamak arasında defalarca gidip, geldim.
Birkaç ay böyle geçti. Saçlarımı üçe vurdum. Evimdeki eşyaları yok parasına sattım ve geride her şeyi bırakmak için kendime söz verdim. Arkadaşların yanına çıktım. Bu süreç içerisinde de bir ay geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladık. Dişleri ağrıyordu. Kendi cebimden tüm tedavisini karşıladım. Telefona ihtiyacı vardı, gittim iphone aldım. Bu tarz harcamaları ayrılmamızdan önce de yapıyordum. Ancak ayrılık sonra bir daha onu kaybetme adına kendimden daha fazla fedakarlık yapıyordum. Doğumgünlerimiz iki gün araylaydı. Benim doğumgünümde o bana hediyeleri verirken, ben sürpriz yapıp bir hediye verdim. (nikon d7000) Mutlu oldu. İşi için ihtiyacı olacağı, hem de harika bir dslr makinesi olmuştu. İki gün sonra doğum gününde de kendisini özel hissettin diye kolye, kıyafet gibi daha önceden alamadığım bazı şeyleri hediye etmiştim. Ancak bunlara rağmen garip bir mutsuzluk vardı...
Yaklaşık bir 6 ay zaman zaman iyi, zaman zaman da mutsuz bir şekilde bir ilişki yürüdü. Bunların sebepleri arasında benim biriken 17 bin tl borcum oldu. Ancak bu borcun en büyük sebebi, onu biraz daha mutlu edebilirim mi diye, elimden geleni değil de, elimden gelenin fazlasını yapmak yüzünden oldu. Cebime 2 lira giriyorsa, ben 4 lira harcama yapıyordum. Sadece doğum gününde 5 bin tl nin üzerinde harcama yapmışım. Biliyorum bunları okurken beni mallık, kerizlik, enayilik ile suçlayacaksınız... Ama ben de böyleyim işte...
Bu mart ayında bir mesaj attım. Benimle olmaktan mutsuz musun diye.. Cevap olarak evet minvalinde laflar edip, ayrıldık. Aradan 1 ay geçti ve bana mail olarak evleneceğim diye mail attı. Ben de Allah mutlu mesut etsin dedim. Sonra da bende bazı emanetleri olduğunu söyleyip, son bir kez görüşelim dedim. Tamam dedi. Bana hediye ettiği hediyelerin büyük kısmını ona teslim ettim ve arkama bakmadan gittim. Mayıs ayı gibi evine hırsız girdi. Neyse ki kendine bir zarar verilmemişti ve maddi olarak kaybı yoktu. Ben bir şekilde bunu öğrendim ve geçmiş olsun demek için aradım. Şaşırdı. O dönem tekrar konuşmalar başladı. Aynı evde birden fazla kişiyle kalınmadığını, muhitin in kötülüğünden bahsedip duruyordu. Özetle tek başına eve çıkma niyetindeydi ve ben de saf gibi yine koşturmaya başlamıştım. Kendisi evi buldu. Ben o borçlu halimle evinin depozitosunu ayarladım. Tam 1 günde evinde yaşayabilecek şekilde bütün eşya işlerini hallettim vs. Bu dönem içerisinde dönem dönem sadece iletişim halindeydik. Evlilik meselesinin yalan olduğunu anlamıştım. Ancak üstelemiyordum. Kendisi ara ara gündeme getiriyor, ben de üzerinde durmuyordum. Bu arada evin kirası konusunda da ona destek oluyordum. Yaklaşık bu mesele de 3 ay sürdü. Ve artık bu süreçte de soğumaya başladım. Artık kira konusunda benden bir beklentisi olmamasını dile getirdim. Zaten bunca zaman borçları kapatacağım diye uğraşmaktan aylardır maaşımın tamamını bankaya yatırmaktan bıkmıştım.
Bu olaylar yaşanır yaşanmaz, çok kısa sürede evlilik meselesi bu sefer ciddi bir biçimde gündeme geldi. Bir anda bunu istediler. Ben evleneceği kişiyi öğrendim. Aynı iş yerinden bir çocukmuş. Normalde diyelim x semtinden aşağısı olmaz diye talep eden kız gitmiş, bir anda hiç istemediği semtte bile yaşayabilecek kız gelmiş. Belki aklınıza gelir diye şu detayı da paylaşmak istiyorum. Çocuk zengin değil. Yahut daha iyi bir mevkide filan da hiç değil. Hatta ona bunu öğrendikten sonra bir soru sormuştum. Seni taşıyabilecek biri değil diye. O da bana evet deyip, umarım ikimizi de yanıltır diye cevap verdi...
Biliyorum çok uzattım. Bu meseleyi kısmen ailem ile birlikte 3-5 arkadaşım biliyor. Düne bu kadar detaylı olarak kimseye anlatmamıştım. Ancak bir arkadaşıma yine hepsini olmasa da bir kısmını anlattım ve çocuk beyninden vurulmuşa dönüp, bana bir sürü laf söyledi. Özellikle benim kıza verdiğim tüm hediyeleri tek tek istememi söyledi. Eğer vermeye yanaşmazsa, git eşi olacak kişiden bunu talep et filan dedi. tamam %100 malın, enayinin, kerizin önde gideniyim ama bunu yapabilecek bir yapım yok. bana çektirdiği onca acıdan sonra benim de böyle davranmam bana gereksiz geliyor. Ama bir yandan da onca borcu kapatmak için eşek gibi çalışmak ve başka bir adamın çıkıp, ellerinle büyüttüğün bir çiçeği alıp koparması, koklaması insanın zoruna gidiyor.
Kimle evlenirse evlensin. Zerre umrumda değil artık. Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı... Biz en başından evleneceğiz diye yola çıktık ve ben ne yaptıysam sevgilim değil de, hanımımmış gibi mücadele ettim. Ben ne yapayım aaa dostlar?
Birazdan anlatacaklarım %100 yaşanmış olup, sizlerin önerilerini bekliyorum. Şimdiden teşekkürler.
Şu an 28 yaşındayım. Üniversite okumak için gelmiştim ve tam 10 senedir İstanbul'dayım. Bu süre zarfının büyük çoğunluğu kendi ayaklarımın üzerine durmakla geçti. Yaklaşık 6-7 senedir süreli-süresiz işlerde de çalıştım. Bunun son 3 senesi sevdiğim iş, iyi bir maaş ve sosyal olanakları da güzel olabilecek şekilde gelişti.
Bahsetmiş olduğum işe başlayana kadar hiç kız arkadaşım olmadı. Bu meselenin ise benim açımdan çok fazla detayı vardı. Neden olmamasını ise şöyle özet geçebilirim.
- Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
- Bir ilişkinin maddi ve manevi onlarca sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı da sevdiğim insanla yola çıkarken tek hayalimin huzurlu bir yuva kurmak olduğunun altına çizerim.(Salt olarak vakit geçirmek, gençliğimi yaşamak bana maalesef çok uzak) Özetle bunun için de maddi olarak hazır olmam gerekiyordu.
Yaklaşık 2,5 sene önce bir kız tanıdım. Yüzünü dahi görmeden yazdıklarından dolayı aşık olmuştum. Günlerce, aylarca fotoğrafını paylaşmasını bekledim. Bir gün İstanbul'a geleceğini söyledi. Ben bir şans olur mu diye yüz yüze buluşma teklifi ettim. Kabul etti. Ben onunla buluşmadan önce 1 günlük bir İstanbul planı yaptım. O gelmeden gideceğimiz mekanları tek tek yerinde tespit ettim. O güne özel kıyafetler, hazırlıklar vs... Ve buluştuk. Onu kaldığı adresten aldım. Önce Emirgan Korusu'nda kahvaltı, sonra Otağtepe'de kahve-sohbet keyfi... Her şey mükemmel. Konuştukça konuşuyoruz. İkindi vakti Üsküdar iskeleden ve karaköy'e geçiyoruz. Tünel'den sonrada İstiklal caddesindeyiz. Yemekler, tatlılar, sohbetler derken gece 11 oluyor. Normalde akrabasından akşam 7 için izin alan ve benimle maksimum 1 saat görüşmeye planlayan kız ile çok zor ayrılıyoruz. Ardından İstanbul'da kaldığı sürece 2 kez daha buluşuyoruz. O buluşmalar da en az ilki kadar keyifli geçiyor.
Ben kıza aşık olmuş, çok sevmiştim. Sonra yaşadığı şehre döndü. Uzak mesafe ilişkisi başladı. Bazen o geliyor, bazen ben gidiyordum. Ancak ilişkide problem yoktu. Onun okulu bitirmesi için bir kaç dersi vardı. Ben maddi manevi her anında yanında olmak için çabalıyordum. Ve bunları yaparken de zerre bir beklentiye girmiyordum. Bir gün , artık çalışmak istediğini söyledi. Tek bir işte çalışma hayali vardı. Ve bu iş için ben bağlantılarımı kullanarak bir ihtimal yardımcı olabilirdim. Yöneticilerime durumu açtım. Tek tek kapıları çaldım ve sonunda mülakat için bir gün aldım. Başvurdu. 1 ay sonra çağırdılar ve hayalini dahi zor kurduğu iş için kabul edildi. Bu süreç içerisinde ilk tartışmalar ufaktan yaşanmaya başladı ve çağrıldı günden (bundan benim haberim yoktu) bir gün önce buluştuk(Aniden çağırdı). Halbuki o beni o buluşmaya çağırırken ben onun için 25 farklı doğum günü hediyesi(onunla olamadığım her sene için bir hediye gibi düşünüp) hazırlamak için dükkan dükkan dolaşıyordum. Elimde bir kaç hediye ile yanına gittim ve ayrılmak istiyoruz dedi... Çok çok çok kötü oldum. Herkesin içinde hüngür hüngür ağladım. Çekti gitti. Ben öylece kaldım. Tek başıma bir evde kalıyordum. Kendimi eve atmam ile saatlerce ağladım. Gecenin bir vakti 12. kattan saatlerce baktım. Atlamak ile atlamamak arasında defalarca gidip, geldim.
Birkaç ay böyle geçti. Saçlarımı üçe vurdum. Evimdeki eşyaları yok parasına sattım ve geride her şeyi bırakmak için kendime söz verdim. Arkadaşların yanına çıktım. Bu süreç içerisinde de bir ay geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladık. Dişleri ağrıyordu. Kendi cebimden tüm tedavisini karşıladım. Telefona ihtiyacı vardı, gittim iphone aldım. Bu tarz harcamaları ayrılmamızdan önce de yapıyordum. Ancak ayrılık sonra bir daha onu kaybetme adına kendimden daha fazla fedakarlık yapıyordum. Doğumgünlerimiz iki gün araylaydı. Benim doğumgünümde o bana hediyeleri verirken, ben sürpriz yapıp bir hediye verdim. (nikon d7000) Mutlu oldu. İşi için ihtiyacı olacağı, hem de harika bir dslr makinesi olmuştu. İki gün sonra doğum gününde de kendisini özel hissettin diye kolye, kıyafet gibi daha önceden alamadığım bazı şeyleri hediye etmiştim. Ancak bunlara rağmen garip bir mutsuzluk vardı...
Yaklaşık bir 6 ay zaman zaman iyi, zaman zaman da mutsuz bir şekilde bir ilişki yürüdü. Bunların sebepleri arasında benim biriken 17 bin tl borcum oldu. Ancak bu borcun en büyük sebebi, onu biraz daha mutlu edebilirim mi diye, elimden geleni değil de, elimden gelenin fazlasını yapmak yüzünden oldu. Cebime 2 lira giriyorsa, ben 4 lira harcama yapıyordum. Sadece doğum gününde 5 bin tl nin üzerinde harcama yapmışım. Biliyorum bunları okurken beni mallık, kerizlik, enayilik ile suçlayacaksınız... Ama ben de böyleyim işte...
Bu mart ayında bir mesaj attım. Benimle olmaktan mutsuz musun diye.. Cevap olarak evet minvalinde laflar edip, ayrıldık. Aradan 1 ay geçti ve bana mail olarak evleneceğim diye mail attı. Ben de Allah mutlu mesut etsin dedim. Sonra da bende bazı emanetleri olduğunu söyleyip, son bir kez görüşelim dedim. Tamam dedi. Bana hediye ettiği hediyelerin büyük kısmını ona teslim ettim ve arkama bakmadan gittim. Mayıs ayı gibi evine hırsız girdi. Neyse ki kendine bir zarar verilmemişti ve maddi olarak kaybı yoktu. Ben bir şekilde bunu öğrendim ve geçmiş olsun demek için aradım. Şaşırdı. O dönem tekrar konuşmalar başladı. Aynı evde birden fazla kişiyle kalınmadığını, muhitin in kötülüğünden bahsedip duruyordu. Özetle tek başına eve çıkma niyetindeydi ve ben de saf gibi yine koşturmaya başlamıştım. Kendisi evi buldu. Ben o borçlu halimle evinin depozitosunu ayarladım. Tam 1 günde evinde yaşayabilecek şekilde bütün eşya işlerini hallettim vs. Bu dönem içerisinde dönem dönem sadece iletişim halindeydik. Evlilik meselesinin yalan olduğunu anlamıştım. Ancak üstelemiyordum. Kendisi ara ara gündeme getiriyor, ben de üzerinde durmuyordum. Bu arada evin kirası konusunda da ona destek oluyordum. Yaklaşık bu mesele de 3 ay sürdü. Ve artık bu süreçte de soğumaya başladım. Artık kira konusunda benden bir beklentisi olmamasını dile getirdim. Zaten bunca zaman borçları kapatacağım diye uğraşmaktan aylardır maaşımın tamamını bankaya yatırmaktan bıkmıştım.
Bu olaylar yaşanır yaşanmaz, çok kısa sürede evlilik meselesi bu sefer ciddi bir biçimde gündeme geldi. Bir anda bunu istediler. Ben evleneceği kişiyi öğrendim. Aynı iş yerinden bir çocukmuş. Normalde diyelim x semtinden aşağısı olmaz diye talep eden kız gitmiş, bir anda hiç istemediği semtte bile yaşayabilecek kız gelmiş. Belki aklınıza gelir diye şu detayı da paylaşmak istiyorum. Çocuk zengin değil. Yahut daha iyi bir mevkide filan da hiç değil. Hatta ona bunu öğrendikten sonra bir soru sormuştum. Seni taşıyabilecek biri değil diye. O da bana evet deyip, umarım ikimizi de yanıltır diye cevap verdi...
Biliyorum çok uzattım. Bu meseleyi kısmen ailem ile birlikte 3-5 arkadaşım biliyor. Düne bu kadar detaylı olarak kimseye anlatmamıştım. Ancak bir arkadaşıma yine hepsini olmasa da bir kısmını anlattım ve çocuk beyninden vurulmuşa dönüp, bana bir sürü laf söyledi. Özellikle benim kıza verdiğim tüm hediyeleri tek tek istememi söyledi. Eğer vermeye yanaşmazsa, git eşi olacak kişiden bunu talep et filan dedi. tamam %100 malın, enayinin, kerizin önde gideniyim ama bunu yapabilecek bir yapım yok. bana çektirdiği onca acıdan sonra benim de böyle davranmam bana gereksiz geliyor. Ama bir yandan da onca borcu kapatmak için eşek gibi çalışmak ve başka bir adamın çıkıp, ellerinle büyüttüğün bir çiçeği alıp koparması, koklaması insanın zoruna gidiyor.
Kimle evlenirse evlensin. Zerre umrumda değil artık. Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı... Biz en başından evleneceğiz diye yola çıktık ve ben ne yaptıysam sevgilim değil de, hanımımmış gibi mücadele ettim. Ben ne yapayım aaa dostlar?
0
Siz çiçeği ellerinizle falan büyütmemişsiniz, bir yığın para harcayarak sadece kendinizi böyle bir yanılgı içerisine sokmuşsunuz. Daha baştan itibaren kızın pek umrunda olmadığınız anlaşılıyor. İlk büyük aşkınızı tamamen kendi kendinize yaşamışsınız.
Psikolojik destek alın. Bilhassa şu saçları üçe vurdurma hikayesi falan kendinizi gereksiz yere derbeder aşık yerine koymaya meyiliniz olduğunu gösteriyor. Ama boşuna yapıyorsunuz. Kız şimdi evlenmeyeceğim, tekrar beraber olalım canım dese atlayarak gidersiniz, hiç de umrumda değil falan demeyin. Acaip kerizmişsiniz evet.
Psikolojik destek alın. Bilhassa şu saçları üçe vurdurma hikayesi falan kendinizi gereksiz yere derbeder aşık yerine koymaya meyiliniz olduğunu gösteriyor. Ama boşuna yapıyorsunuz. Kız şimdi evlenmeyeceğim, tekrar beraber olalım canım dese atlayarak gidersiniz, hiç de umrumda değil falan demeyin. Acaip kerizmişsiniz evet.
0
harbi kerizmissin raif efendi, maria icin bile yapilmaz bunlar.
hediyelerini geri al, burdan ucuza satarsin bize.
hediyelerini geri al, burdan ucuza satarsin bize.
0
Seninle görüşüp, sonra tam istediği işi alınca ayrılalım demesi,
HEdiyelerinin enteresan bir şekilde çalınması,
daha çıkmıyorken senin aşırı yüce gönüllü olup kızın evinin parasını ödemen veya yardımcı olman,
üzerine 6 ay daha çıkıp çıkmadığın belirsizken kıza para yağman 17bin borca girmen filan,
ya hayatının sonuna kadar bu eziklikle yaşa, ya da git erkek gibi eşi olacak adamla buluşup kibarca bütün bu olanları anlatıp hediyeleri vb geri iste.
HEdiyelerinin enteresan bir şekilde çalınması,
daha çıkmıyorken senin aşırı yüce gönüllü olup kızın evinin parasını ödemen veya yardımcı olman,
üzerine 6 ay daha çıkıp çıkmadığın belirsizken kıza para yağman 17bin borca girmen filan,
ya hayatının sonuna kadar bu eziklikle yaşa, ya da git erkek gibi eşi olacak adamla buluşup kibarca bütün bu olanları anlatıp hediyeleri vb geri iste.
0
öncelikle dediğin gibi malmışsın ve enayinin önde gideniymişsin. Kızı parayla satın almaya kalkmışsın ama o önce davranıp seni satın almış. Ben de kız olsam ve böyle bi mal bulsam iliğine kadar sömürürüm. Ayranı yok içmeye tahtaravanla gider sıçmaya hesabıyla davranmışsın. Cebinde paran yokken kirasına kadar vermişsin.
Benim öyle bi yapım yok demişsin, kusura bakma ama senin yapın filan kalmamış arkadaşım. Yüzsüzlüğün en son sınırına dayanıp kıza olmayacak şeylerle yanaşmaya kalkmışsın. Şimdi yapacağın şey arkadaşının dediği gibi "artık buraya kadar , ver bakalım eşyaları ve hediyeleri" diyip söke söke almak. Eğer vermiyorsa her türlü pisliği yapmak.(Kocası , ailesine söylemek) İcabında kirasına kadar ödediğini kocasına söylemek.
Benim öyle bi yapım yok demişsin, kusura bakma ama senin yapın filan kalmamış arkadaşım. Yüzsüzlüğün en son sınırına dayanıp kıza olmayacak şeylerle yanaşmaya kalkmışsın. Şimdi yapacağın şey arkadaşının dediği gibi "artık buraya kadar , ver bakalım eşyaları ve hediyeleri" diyip söke söke almak. Eğer vermiyorsa her türlü pisliği yapmak.(Kocası , ailesine söylemek) İcabında kirasına kadar ödediğini kocasına söylemek.
0
Boş ver dostum hayatına bak. Çalışır ödersin borçları bundan sonra da kız arkadaşın olursa emin olmadan işini gaantiye almadan fedakarlık yapma.
aslında nickini okuyunca insan anlıyor nasıl bi acı çektiğini. benzer olaylar benim de başıma geldi evleniyor şimdi. bana bi beşiktaş forması almıştı bakamıyorum formaya bi arkadaşa verdim sende dursun dedim forma geçince sıkıntım alırım dedim. evleneceği kişi de beşiktaş'lı.
ona kürt mantolu madonnayı okutmuştum sen biraz raif efendiye benziyorsun demişti. boş ver hediye isteme görüşmeyi de kes. hatıralarını sil.
ve inan ki bana bu dünya seni sevmeyen biri için ağlamaya değmez. sevse yanında olurdu. bunca sıkıntının karşılığı tecrübe ve mutlu bi hayat. bundan sonra ilişkin olursa sen mutlu olabilirsin ama o ilk mutsuzluğunda seni hatırlayacak. sen mutlu bi ilişkiye başlarsan onu tamamen unutacaksın. acı çekeceksin doğru. ben evlilik haberini alınca hastaneye düştüm 4 serum verdiler kalbim çok hızlı atıyormuş. hemşire ambulansta bana baktı "gülüyor musun ağlıyor musun" dedi. monaliza oldum yani :)
aslında nickini okuyunca insan anlıyor nasıl bi acı çektiğini. benzer olaylar benim de başıma geldi evleniyor şimdi. bana bi beşiktaş forması almıştı bakamıyorum formaya bi arkadaşa verdim sende dursun dedim forma geçince sıkıntım alırım dedim. evleneceği kişi de beşiktaş'lı.
ona kürt mantolu madonnayı okutmuştum sen biraz raif efendiye benziyorsun demişti. boş ver hediye isteme görüşmeyi de kes. hatıralarını sil.
ve inan ki bana bu dünya seni sevmeyen biri için ağlamaya değmez. sevse yanında olurdu. bunca sıkıntının karşılığı tecrübe ve mutlu bi hayat. bundan sonra ilişkin olursa sen mutlu olabilirsin ama o ilk mutsuzluğunda seni hatırlayacak. sen mutlu bi ilişkiye başlarsan onu tamamen unutacaksın. acı çekeceksin doğru. ben evlilik haberini alınca hastaneye düştüm 4 serum verdiler kalbim çok hızlı atıyormuş. hemşire ambulansta bana baktı "gülüyor musun ağlıyor musun" dedi. monaliza oldum yani :)
0
hayatımda bu kadar keriz bir adam görmedim. ilyas salman'ın canlandırdığı karakterler senin yanında kurnaz kalır.
0
öncelikle şunu belirteyim. birlikte çok özel şeyler yaşadık. birlikteyken çok bir sorun yoktu. yani inek gibi süzme durumu yok. ben yaptım. o istemese de ben yaptım.
bu kadar açık açık yazdıysam, siz de benim samimiyetime inanın lütfen. hırsızlık olayı da %100 doğru. çirkinlik konusuna gelecek olursak. çirkin filan değilim. süper yakışıklı bir adam da değilim. 1,83 boy. 73 kilo. Eli ayağı düzgün, kendini bir çok konuda geliştirmiş, sosyal ortamda sevilen, sayılan birisiyim. sigara, alkol, kumar alışkanlığım yok.
bu kadar açık açık yazdıysam, siz de benim samimiyetime inanın lütfen. hırsızlık olayı da %100 doğru. çirkinlik konusuna gelecek olursak. çirkin filan değilim. süper yakışıklı bir adam da değilim. 1,83 boy. 73 kilo. Eli ayağı düzgün, kendini bir çok konuda geliştirmiş, sosyal ortamda sevilen, sayılan birisiyim. sigara, alkol, kumar alışkanlığım yok.
0
Ayrıca özel mesejdan gelene de cevap olarak, ekleme ihtiyacı hissediyorum.
beni param için sevmedi. sonuçta zengin bir adam da değilim. ortalama bir hayatım var. ben onu sevdiğim için mücadele ettim diyorum. mesele sadece hediyeler değil ki. ona iş bulmam da mı paraya boğmak oluyor? yahut her sıkıntısında yanında olmakda mı paraya boğmak?
beni param için sevmedi. sonuçta zengin bir adam da değilim. ortalama bir hayatım var. ben onu sevdiğim için mücadele ettim diyorum. mesele sadece hediyeler değil ki. ona iş bulmam da mı paraya boğmak oluyor? yahut her sıkıntısında yanında olmakda mı paraya boğmak?
0
bir ekleme ihtiyacı daha.
ben onunla birlikteyken hep şunun söyledim. benim bir çift ayakkabım olsun, senin 10 çift.. ben sana 11. sini almaya hazırım. Akşam eve geldiğimde taşın suyunu kaynatsan ve yemek bu desen, ben oturur, onu içer, elini sağlık derim, demişimdir...
ben sevdim arkadaşlar. hepsi bu. mesele sadece para meselesi değil. lütfen biraz daha beni anlamaya çalışın.
ben onunla birlikteyken hep şunun söyledim. benim bir çift ayakkabım olsun, senin 10 çift.. ben sana 11. sini almaya hazırım. Akşam eve geldiğimde taşın suyunu kaynatsan ve yemek bu desen, ben oturur, onu içer, elini sağlık derim, demişimdir...
ben sevdim arkadaşlar. hepsi bu. mesele sadece para meselesi değil. lütfen biraz daha beni anlamaya çalışın.
0
birader tam salak asikmissin kusura bakma. kimsenin sevgisinden emin olmadan yatirim yapma. hem maddi hem manevi. kiz hic bir zaman sana asik olmamis. sadece onun icin olen biten birisini yayinda istemis. ha yaslariniz 35 civari olsaydi ya da kiz biraz erken evlilik guven telasina dusseydi evlenirdiniz bile. kizlar sevdiklerinde asik olduklarinda direk belli ederler. gozlerinden, davranislarindan herseylerinden anlarsin. sana asik olmayan birisine bu kadar baglanman kotu olmus. zamanla normale donersin fakat tahribat hep seninle birlikte olacaktir. gecmis olsun.
0
uzuldum haline.
kiza karsi asiri duygu beslemis fakat ayni karsiligi gorememis gibisin. genelde turk insani iliskilerinde, bu bi standarttir. hep bi taraf verirken, diger taraf almaya o kadar cok alisir ki, vermeyi aklindan bile gecirmez.. burda veren taraf sen olmussun.
kiz seni finansal anlamda kullanmis gibi gorunuyor. ne zamanki finansal anlamda birazcik destege ihtiyaci varmis, o zaman seni tekrar hayatina almis gibi yapmis gorunuyor.
bence bu verdiklerini kendine dert etme, verdin gitti. bak burasi cok onemli: insan hayatinda her donem hata yapar.. ama kimse bile bile hata yapmak istemez. sen o anki hislerinin verdigi inancla, dogru oldugunu dusundugun seyleri yaptin, geriye donup bakinca her ne kadar cogu yanlismis gibi gorunse de. hangimizin hayatinda geriye donup baktiginda, hersey %100 dogru ki? sen de buna takilma bence. hayatina devam et. kendine eziyet etmeden.
ve herseyden ote sunu aklindan cikarma raif efendi: 'bu hayati sen yasiyorsun, bu hayat senin hayatin, kimse seni mutsuz edecek kadar degerli degil, en degerlisi sensin.'
kiza karsi asiri duygu beslemis fakat ayni karsiligi gorememis gibisin. genelde turk insani iliskilerinde, bu bi standarttir. hep bi taraf verirken, diger taraf almaya o kadar cok alisir ki, vermeyi aklindan bile gecirmez.. burda veren taraf sen olmussun.
kiz seni finansal anlamda kullanmis gibi gorunuyor. ne zamanki finansal anlamda birazcik destege ihtiyaci varmis, o zaman seni tekrar hayatina almis gibi yapmis gorunuyor.
bence bu verdiklerini kendine dert etme, verdin gitti. bak burasi cok onemli: insan hayatinda her donem hata yapar.. ama kimse bile bile hata yapmak istemez. sen o anki hislerinin verdigi inancla, dogru oldugunu dusundugun seyleri yaptin, geriye donup bakinca her ne kadar cogu yanlismis gibi gorunse de. hangimizin hayatinda geriye donup baktiginda, hersey %100 dogru ki? sen de buna takilma bence. hayatina devam et. kendine eziyet etmeden.
ve herseyden ote sunu aklindan cikarma raif efendi: 'bu hayati sen yasiyorsun, bu hayat senin hayatin, kimse seni mutsuz edecek kadar degerli degil, en degerlisi sensin.'
0
0
Kız resmen senin aşkını harcamış, sana borç olarak geri dönmüş bunlar. Yaşadıkların tecrübe olsun sana abi, bu kadar enayi olmasaydın demeyeceğim, ol enayi ol ama daha önemlisi sevmeyi öğren..
Seni malınla sevmeyecek birini sev..
Seni malınla sevmeyecek birini sev..
0
Seven insan enayi olamaz olsa olsa şaşkın olur. Olan olmuş bunu dert yapma. Hayat sana daha uygun olanını mutlaka çıkarıcaktır
0
seninkine benzer şeyler yaşayan bir arkadaşım vardı. kız çocuğa altın seti bile aldırmıştı kendine hediye olarak.
bu olayda kız başta sevmiş olsa da, zamanla maddi konular çok ortaya çıktığı için bir noktadan sonra senden yararlanma yoluna gitmiş. başlarken böyle bir niyetle başladığını sanmıyorum ama sen abartmışsın panpa.
bu olayda kız başta sevmiş olsa da, zamanla maddi konular çok ortaya çıktığı için bir noktadan sonra senden yararlanma yoluna gitmiş. başlarken böyle bir niyetle başladığını sanmıyorum ama sen abartmışsın panpa.
0
vay babam vay.
sen neler yapmışsın.
bence artık çirkinleşmen lazım.
bunun için kıza verdiğin tüm hediyeleri geri iste hemen.
sende nasıl bir kafa var anlamadım ben.
nasıl bir aşk ki bu kıza her seferinde gözün kapalı inanıyorsun.
sen neler yapmışsın.
bence artık çirkinleşmen lazım.
bunun için kıza verdiğin tüm hediyeleri geri iste hemen.
sende nasıl bir kafa var anlamadım ben.
nasıl bir aşk ki bu kıza her seferinde gözün kapalı inanıyorsun.
0
Ne yazsam, nerden başlasam diye çok düşündüm. En iyisi kısa ve net yazayim dedim:
Hayatinda görüp görebilecegin en bencil insana denk gelmistir. Ahlaki acidan dünyada iki cesit insan vardir: iyi ve kötü insan. Sen kötü insana denk gelmissin. Cünkü bütün kötülüklerin nedeni, bencilliktir demisti bir felsefe hocam.
Gelelim bu durumun duygusal iliskiyle baglantisina.
Sana cok net bir cevap: seversen sikilirsin, sikersen sevilirsin.
28 yasindasin. Hayat yeni baslarken, hatta ve hatta oturmuşken, böyle bir sey yasamak, seni diplere sürükler. sürüklesin, bosver. hayatinin tecrübesini yasadin, sonradan anlayacaksin... Yasin da bunu cabuk anlamaya müsait. Aklini basina topla, cik disina, pencelere, apartmanina disardan bak!
Herkesin ilginc bir hikayesi var buna inan. Seninki de bunlardan bir tanesi. koy bur çekmeceye, sakla. zamani gelince, cikar cikar, bak. ders al. duyurunu da silme ya da kopyasini al. 6 ay sonra falan bir bak. neler göreceksin, neler...
Sevmissindir, dogrudur. Zaten gönül sevince önünde hicbir sey duramaz. Sevmek, vermektir, fedakarliktir. Sen hediyelerle, üstelik düsünceli hediyelerle sevgini göstermek istemissin. ancak karsiligini alamamissin. alacagimizin garantisi yoktur her zaman. bu durumu kabullen. ama bir gün bunlarin karsiligini alacaksin, merak etme.
sen kalkip onun icin, o fizanda diye, fizana da gitsen, onun önüne dünyalari da sersen, benligini dahi teslim etsen, o insan seni sevmiyorsa, sevmez arkadaş. aci ama gercek; seni hiç de sevmeyecek. sen ona güzel seyler vererek, askini besledin. pisman olma, ders al. pismanlik faydasizdir. yaşam ise pragmatik ilerler...
" Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum."
Demissin. Ah be güzel kardesim. O yürek tir tir titrer. Agzina gelir. Yanarsin, donarsin. Ama aşk da bu değil midir zaten? Üstelik gözleri kör eden!!!
İyi ki kisa yazdim he?! :) Hediyeleri isteme. Sakin yapma böyle bir sey... birak o karakteri ve hayatla basbasa kalsin. Böyle bir cirkinligin karsisinda asaletini kaybedersen, sen de ondan farksiz olursun. "Bu yapabilecek bir yapim yok" demissin zaten. Evet, yapma. Seni cok iyi anliyorum bu konuda... Sakin sakin yapma.
Ha bir de son bir elestiri: aslinda belki ondan degil senden kaynakli bu durum. Daha önce de degindigim gibi, sen fazla vericisin. Bu yüzden, yineliyorum, durumu kabullen. Aşk gözü kör eder. Sen de kör olmussun, ama gecti. "Ucuz" atlattin. Bir de evlenseydin böyle bir insanla neler olurdu düsün! Bazen kötüde iyi vardir. Unutma...
Bir yakinim dügünün olacagi günün ögleni ayrildi. ayni senin gibiydi. hediyeler, istedigi her seyi yerine getirmeler falan... sonuc: yeni evdeki buzdolabinda yumurta yok diye her sey iptal. yumurta lan bu. yumurta. bakkalda tanesi 15 kurustu o zamanlar... ama olmayacagi varmis iste. simdi evli, tatli mi tatli bir kizlari var. gecen ablasindan yine dinledim. ölüyorum geberiyorum diye anirmis onu severken. sonra aldi yumurtayi...
Özet: bencil insana denk gelmis ve severken sikilmissin. Kurtuldun diye sevin.
P.s. Maria Puder, Raif Efendi'yi hic sevmedi. Raif Efendi de bunu hic göremedi...
Hayatinda görüp görebilecegin en bencil insana denk gelmistir. Ahlaki acidan dünyada iki cesit insan vardir: iyi ve kötü insan. Sen kötü insana denk gelmissin. Cünkü bütün kötülüklerin nedeni, bencilliktir demisti bir felsefe hocam.
Gelelim bu durumun duygusal iliskiyle baglantisina.
Sana cok net bir cevap: seversen sikilirsin, sikersen sevilirsin.
28 yasindasin. Hayat yeni baslarken, hatta ve hatta oturmuşken, böyle bir sey yasamak, seni diplere sürükler. sürüklesin, bosver. hayatinin tecrübesini yasadin, sonradan anlayacaksin... Yasin da bunu cabuk anlamaya müsait. Aklini basina topla, cik disina, pencelere, apartmanina disardan bak!
Herkesin ilginc bir hikayesi var buna inan. Seninki de bunlardan bir tanesi. koy bur çekmeceye, sakla. zamani gelince, cikar cikar, bak. ders al. duyurunu da silme ya da kopyasini al. 6 ay sonra falan bir bak. neler göreceksin, neler...
Sevmissindir, dogrudur. Zaten gönül sevince önünde hicbir sey duramaz. Sevmek, vermektir, fedakarliktir. Sen hediyelerle, üstelik düsünceli hediyelerle sevgini göstermek istemissin. ancak karsiligini alamamissin. alacagimizin garantisi yoktur her zaman. bu durumu kabullen. ama bir gün bunlarin karsiligini alacaksin, merak etme.
sen kalkip onun icin, o fizanda diye, fizana da gitsen, onun önüne dünyalari da sersen, benligini dahi teslim etsen, o insan seni sevmiyorsa, sevmez arkadaş. aci ama gercek; seni hiç de sevmeyecek. sen ona güzel seyler vererek, askini besledin. pisman olma, ders al. pismanlik faydasizdir. yaşam ise pragmatik ilerler...
" Yüreğimi kıpırdatmayan bir kişi ile deneyimim olsun diye çıkmanın doğru olmadığını düşünüyorum."
Demissin. Ah be güzel kardesim. O yürek tir tir titrer. Agzina gelir. Yanarsin, donarsin. Ama aşk da bu değil midir zaten? Üstelik gözleri kör eden!!!
İyi ki kisa yazdim he?! :) Hediyeleri isteme. Sakin yapma böyle bir sey... birak o karakteri ve hayatla basbasa kalsin. Böyle bir cirkinligin karsisinda asaletini kaybedersen, sen de ondan farksiz olursun. "Bu yapabilecek bir yapim yok" demissin zaten. Evet, yapma. Seni cok iyi anliyorum bu konuda... Sakin sakin yapma.
Ha bir de son bir elestiri: aslinda belki ondan degil senden kaynakli bu durum. Daha önce de degindigim gibi, sen fazla vericisin. Bu yüzden, yineliyorum, durumu kabullen. Aşk gözü kör eder. Sen de kör olmussun, ama gecti. "Ucuz" atlattin. Bir de evlenseydin böyle bir insanla neler olurdu düsün! Bazen kötüde iyi vardir. Unutma...
Bir yakinim dügünün olacagi günün ögleni ayrildi. ayni senin gibiydi. hediyeler, istedigi her seyi yerine getirmeler falan... sonuc: yeni evdeki buzdolabinda yumurta yok diye her sey iptal. yumurta lan bu. yumurta. bakkalda tanesi 15 kurustu o zamanlar... ama olmayacagi varmis iste. simdi evli, tatli mi tatli bir kizlari var. gecen ablasindan yine dinledim. ölüyorum geberiyorum diye anirmis onu severken. sonra aldi yumurtayi...
Özet: bencil insana denk gelmis ve severken sikilmissin. Kurtuldun diye sevin.
P.s. Maria Puder, Raif Efendi'yi hic sevmedi. Raif Efendi de bunu hic göremedi...
0
arkadaşlar okuyup, beni dinlediğiniz için teşekkürler. büyük çoğunluk isteme taraftarı. annemle de durumu paylaştım. o da benim böyle yapmamın, doğru olacağını söyledi.
asıl mesele. ben, web sitesi yaparak para kazanan adamım ve müşterinin işini %100 yapsam bile para isterken yüzüm kızarır. O yüzden ayrıldıktan sonra aklımın ucundan dahi geçmeyen bu meseleler, arkadaşımın ağır konuşması sonucunda beni bu noktaya sürükledi.
Kız beni sömürdü veya değil. Ancak şunu anlamanızı isterim. Kendimi kabullendirmek için bu hediyeler alınmadı. Ezik olduğum için değil. Ondan başka bir seçeneğim olmadı için de değil. Arkadaşlar ben sevdim. Aşık oldum. Tamam ilk kez bir kızla çıktım. Ama size yemin ediyorum, ben bu zamana kadar beklettiğim için böyle oldu. Bu zamana kadar onlarca kızla da çıkabilirdim. Bu noktada kendimi anlatıp, böbürlenir gibi gözükmek ve anlaşılmak da istemiyorum.
Ben karşımdaki kişiye, paramla görgüsüzlük de yapmadım. Sadece inandım, güvendim ve onun mutluluğu için koşturdum. Teşekkür için yapmadım. Beklemedim de. Ki mesele onun yüzünü güldürmek için para ile yapılan meseleler de değildi. Duygusallık, romantizm, ince düşünme, sevgi, saygı, samimiyet vs vs... Ben bunların hepsini ona yaşattım. Bunu kendi de defalarca söyledi, hissettirdi.
Tekrar herkese teşekkürler.
asıl mesele. ben, web sitesi yaparak para kazanan adamım ve müşterinin işini %100 yapsam bile para isterken yüzüm kızarır. O yüzden ayrıldıktan sonra aklımın ucundan dahi geçmeyen bu meseleler, arkadaşımın ağır konuşması sonucunda beni bu noktaya sürükledi.
Kız beni sömürdü veya değil. Ancak şunu anlamanızı isterim. Kendimi kabullendirmek için bu hediyeler alınmadı. Ezik olduğum için değil. Ondan başka bir seçeneğim olmadı için de değil. Arkadaşlar ben sevdim. Aşık oldum. Tamam ilk kez bir kızla çıktım. Ama size yemin ediyorum, ben bu zamana kadar beklettiğim için böyle oldu. Bu zamana kadar onlarca kızla da çıkabilirdim. Bu noktada kendimi anlatıp, böbürlenir gibi gözükmek ve anlaşılmak da istemiyorum.
Ben karşımdaki kişiye, paramla görgüsüzlük de yapmadım. Sadece inandım, güvendim ve onun mutluluğu için koşturdum. Teşekkür için yapmadım. Beklemedim de. Ki mesele onun yüzünü güldürmek için para ile yapılan meseleler de değildi. Duygusallık, romantizm, ince düşünme, sevgi, saygı, samimiyet vs vs... Ben bunların hepsini ona yaşattım. Bunu kendi de defalarca söyledi, hissettirdi.
Tekrar herkese teşekkürler.
0
millet eleştiriyor ama film olsa bayıla bayıla izleyip haklı çocuk dersiniz bence.
yaşayarak öğrenilecek şeyler listesinde top sıralarda yer alır senin durumun.
yaşayarak öğrenilecek şeyler listesinde top sıralarda yer alır senin durumun.
0
komedi diyorum. hiç görmediğin birine sadece yazdıklarından mütevellit 1 günlük istanbul turu ha? o yea baby. sonrasında maddiyata dayalı sözde bir ilişki. Suyundan da koy. hayır, ne zaman bu derece sevdin, ne zaman aşık oldun, ne zaman o aklının gizli köşelerinde saklı kalmış ilişkiyi yaşamaya başladın? Senin özgüven kayış sıyırmış, hatunda bunun emarelerini toplamış. Hediyelerin geri istenmesi konusu ise ayrı bir tiyatro. Bırak yapma. Cezanı çek.
0
@dokuzeylul
bu kadar şey anlattım. ilk tanışmada istanbul turu konusundan neden yalan söyleyeyim. tamam inanmayabilirsin ama inanman için ne yapayım?
bu kadar şey anlattım. ilk tanışmada istanbul turu konusundan neden yalan söyleyeyim. tamam inanmayabilirsin ama inanman için ne yapayım?
0
sana inanmadım mı demiş ?
yaptıklarının saçmalğından bahsetmiş.
badaksın gördüğüm kadarıyla, üstüne üstlük beta-erkeksin. bunlar birleşince sen de sonunda seni kabul eden birini bulunca yardırmışsın, kız da kullanmış. olay bundan ibaret. hayatına devam etmeye bak ve yaşananları unut.
yaptıklarının saçmalğından bahsetmiş.
badaksın gördüğüm kadarıyla, üstüne üstlük beta-erkeksin. bunlar birleşince sen de sonunda seni kabul eden birini bulunca yardırmışsın, kız da kullanmış. olay bundan ibaret. hayatına devam etmeye bak ve yaşananları unut.
0
öncelikle aranızdaki ilişki belki başlarda iki sevgili olarak yürüyordu muhakkak. ancak zamanla bu biraz baba-kız ilişkisine dönmüş gibi gözüktü, ya da abi-kardeş. cinsel ilişkinizin içeriğinden bağımsız olarak, sadece anlattıklarından, o tarz bir ilişkinin varlığını hissettim. yani kızcağızımızın belki de aradığı şey böyle bir ilgidir hayatı boyunca, neden olmasın. ve bunu sende gördüğünde, önce aşk duygusu hissetti, daha sonra ise, zamanla bu aşk, yerini sadece sevgiye bırakmıştır. insanoğlu böyledir, bir insana her istediğini yaptığın takdirde, hatta karşısındaki insana bahsetmemesine rağmen, içten içe birşeyi arzu ettiğinde ve bu arzu ettiği şeyler bir bir gerçekleşirse, bunu gerçekleştiren kişiye karşı kendisini borçlu hisseder, bu borçlu hissetmenin devamında ise, o kişiyi sevgiyi paylaştığı bir insan olarak değil, daha çok hayatını sürdürebilmesi için hem zevk hem de ihtiyaç için istediği herşeyi aldırabileceği insan olarak görmeye başlamıştır. dolayısıyla, bir zaman sonra böyle bir ayrılığın olması gayet doğal. ayrılığın sonrasında dahi, senin destekte bulunman zaten yeni bir ilişkinin başlamasına dahi gerek kalmadan, senden destek alabileceğini görmesini sağlamıştır.
hediyeler almışsın zamanında, bu harcamalar sana yüklü bir borç olarak geri dönmüş. fakat ne yazık ki, hediyeleri gidip de geri istemek yakışık almayacaktır. anlıyorum borcun var fakat her insan yaptığı hatanın cezasını hafif ya da ağır çekmelidir. senin hayatında yaptığın bu hataların cezası da o borçlar. dolayısıyla hediyeleri geri istemek yerine, bir şekilde borcunu ödemek için çözümler aramaya koyul.
onun dışında, hediyeleri geri istediğin takdirde, unutman gereken bir insana, ilişki esnasında aldığın tüm hediyeleri görerek, tekrar o günlerin geri gelmesini istemen mümkün olacaktır. bu da sadece sana zarar verir. maddi olarak rahatlatır, ancak manevi olarak uzun vadede zarar vereceği aşikar. dolayısıyla hediyeleri geri istemeyip, kesinlikle bu kişiyle irtibatı bir an önce kesmelisin. telefon, mail, ona ait ne varsa hayatından çıkarıp, atmalısın. mümkünse kendi telefon numaranı dahi değiştirebilirsin. hem 28 yaşındasın, yaşayacak daha farklı anların olacak, çok daha iyi ya da kötü deneyimlerin olacak. bunu da hayatın boyunca yaşayabileceğin kötü deneyimlerden biri. bu yaşadıklarının sonucunda, hayata, insanlara, aşka, vefaya ve duygulara karşı bakış açının değişmesi gerekiyor, ki ister istemez değişmiştir bile.
özetle, şu saatten sonra, senin onunla alakalı ne varsa kafandan silip, ne hediye geri alıp ne de başka birşey yapmaman gerekiyor. kendi hayatına odaklan, kendine odaklan, işine odaklan, başka insanlar tanı, ki şüphesiz tanıyacaksın da. önemli olan, kendine olan saygını ve inancını kaybetme. onunla yaşadıkların senin için sadece bir anı olarak kalsın, geçsin gitsin.
hediyeler almışsın zamanında, bu harcamalar sana yüklü bir borç olarak geri dönmüş. fakat ne yazık ki, hediyeleri gidip de geri istemek yakışık almayacaktır. anlıyorum borcun var fakat her insan yaptığı hatanın cezasını hafif ya da ağır çekmelidir. senin hayatında yaptığın bu hataların cezası da o borçlar. dolayısıyla hediyeleri geri istemek yerine, bir şekilde borcunu ödemek için çözümler aramaya koyul.
onun dışında, hediyeleri geri istediğin takdirde, unutman gereken bir insana, ilişki esnasında aldığın tüm hediyeleri görerek, tekrar o günlerin geri gelmesini istemen mümkün olacaktır. bu da sadece sana zarar verir. maddi olarak rahatlatır, ancak manevi olarak uzun vadede zarar vereceği aşikar. dolayısıyla hediyeleri geri istemeyip, kesinlikle bu kişiyle irtibatı bir an önce kesmelisin. telefon, mail, ona ait ne varsa hayatından çıkarıp, atmalısın. mümkünse kendi telefon numaranı dahi değiştirebilirsin. hem 28 yaşındasın, yaşayacak daha farklı anların olacak, çok daha iyi ya da kötü deneyimlerin olacak. bunu da hayatın boyunca yaşayabileceğin kötü deneyimlerden biri. bu yaşadıklarının sonucunda, hayata, insanlara, aşka, vefaya ve duygulara karşı bakış açının değişmesi gerekiyor, ki ister istemez değişmiştir bile.
özetle, şu saatten sonra, senin onunla alakalı ne varsa kafandan silip, ne hediye geri alıp ne de başka birşey yapmaman gerekiyor. kendi hayatına odaklan, kendine odaklan, işine odaklan, başka insanlar tanı, ki şüphesiz tanıyacaksın da. önemli olan, kendine olan saygını ve inancını kaybetme. onunla yaşadıkların senin için sadece bir anı olarak kalsın, geçsin gitsin.
0
Mallık, kerizlik, enayilik degil, bunun adi "delusion". Kendi kendine bir ruya tasarliyor ve kendini o ruyaya inandiriyorsun. Bu ruya, aklinin ve mantiginin onune geciyor. Deyim yerindeyse, "kendi kendine beyin yikama" da diyebiliriz buna. Tabii o ruyadan nemalanan taraf da, seni kullaniyor bu arada.
Olaya iyi tarafindan bakalim: Bi daha boyle bir sey yapmazsin. Tecrubelisin artik. Eh, tecrube de bedava elde edilen bir sey degil. Kimi daha az bedel oduyor, kimi daha cok. Su veya bu konuda tecrubeliyim diyen birisi, o tecrubeyi kazanmak icin maddi ve manevi bedeller odemistir. Bedel odemeden tecrube sahibi olunmaz. Kim ki, "Bedel odemeden tecrube sahibi oldum" diyosa, bil ki yalan soyluyordur. "Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı..." demissin ya, iste karsiligi, bu tecruben. Yoksa, hakime gidip "Evlenme vaadiyle beni kandirdi ve elimden su kadar liralik hediye aldi" dersen, ne cevap alirsin bilmiyorum. Hediyeleri geri iste. Isterken, "Cocuklar Gulsun Diye dernegine bagislayacagim" dersin.
"Elinle cicek buyutmek" ifadesi, hala romantizm pesinde oldugunu gosteriyor. Artik aramiza donmelisin.
Olaya iyi tarafindan bakalim: Bi daha boyle bir sey yapmazsin. Tecrubelisin artik. Eh, tecrube de bedava elde edilen bir sey degil. Kimi daha az bedel oduyor, kimi daha cok. Su veya bu konuda tecrubeliyim diyen birisi, o tecrubeyi kazanmak icin maddi ve manevi bedeller odemistir. Bedel odemeden tecrube sahibi olunmaz. Kim ki, "Bedel odemeden tecrube sahibi oldum" diyosa, bil ki yalan soyluyordur. "Ancak benim bunca sıkıntımın bir karşılığı olmalı..." demissin ya, iste karsiligi, bu tecruben. Yoksa, hakime gidip "Evlenme vaadiyle beni kandirdi ve elimden su kadar liralik hediye aldi" dersen, ne cevap alirsin bilmiyorum. Hediyeleri geri iste. Isterken, "Cocuklar Gulsun Diye dernegine bagislayacagim" dersin.
"Elinle cicek buyutmek" ifadesi, hala romantizm pesinde oldugunu gosteriyor. Artik aramiza donmelisin.
0
cevaplar arasında gerçekten çok güzel yazanlar var. okuyucu olarak bana bile çok çok faydalı düşünceler. kendi adıma onlara teşekkür ederim.
*******
yaşadıkların yakından tanıdığım (kadın) birinin yaşadıklarına çok benziyor.
kendinin olmadığı halde sevdiğinin olması için çabalamaların, koşturmaların,vs..
o yüzden seni o kadar iyi anlıyorum ki..
sevmişsin..
tam da raif efendi gibi sevmişsin hatta..
ve sahip olduğun her şeyi vermek istemişsin..
"ben"den önce "sen" demişsin..
bundan sonra her karşına çıkana şüpheyle yaklaşacaksın, güvenemeyeceksin ve bahsettiğin kadar çoğu geçtim, normal bir ilişki yürütecek kadar bile sevemeyeceksin. ama, hayatının tecrübesini kazanmış oldun..
maddi olarak kaybettiklerini unut. verilen şeyler geri istenmez. ama ayrılmalarda çok ciddi büyük pahada hediyeler varsa geri verilmemesi de o kişinin ayıbıdır bence (bana sorsan, her şeyi geri veririm).
gerçekten çok düşük seviyeli bir yapıya sahipmiş karşındaki. ve ne yazık ki bu yaptıkları da (kendi çıkarı için senin borçlara girmene göz yumması) onun yanına kalmaz, çıkar aheste aheste.
onu ve onunla ilgili her şeyi hayatından çıkar. temiz bir sayfa aç ve hayatına öyle devam et.
umarım gerçek maria puder'ini bulursun..
çünkü piyasada o kadar çok sahte raif efendi'ler ve maria'lar var ki...
***
bir de söylemeden duramayacağım (ama kimseye karşı kişisel tavrım yok, lütfen yanlış anlaşılmasın); kişinin kendisine bir takım sıfatlar yakıştırmasıyla üçüncü kişilerin de aynı şeyi yapması aynı şey değildir. ayıptır. o kişinin kendisiyle olan bağı/ilişkisi/samimiyeti(ne derseniz artık) ile üçüncü kişiler arasındaki ilişkisi bir mi de o cüreti kendinizde buluyorsunuz anlayamadım. yakışmıyor diyeceğim ama herkes kendisine yakışan şekilde ifade ediyor düşüncelerini tabi..
*******
yaşadıkların yakından tanıdığım (kadın) birinin yaşadıklarına çok benziyor.
kendinin olmadığı halde sevdiğinin olması için çabalamaların, koşturmaların,vs..
o yüzden seni o kadar iyi anlıyorum ki..
sevmişsin..
tam da raif efendi gibi sevmişsin hatta..
ve sahip olduğun her şeyi vermek istemişsin..
"ben"den önce "sen" demişsin..
bundan sonra her karşına çıkana şüpheyle yaklaşacaksın, güvenemeyeceksin ve bahsettiğin kadar çoğu geçtim, normal bir ilişki yürütecek kadar bile sevemeyeceksin. ama, hayatının tecrübesini kazanmış oldun..
maddi olarak kaybettiklerini unut. verilen şeyler geri istenmez. ama ayrılmalarda çok ciddi büyük pahada hediyeler varsa geri verilmemesi de o kişinin ayıbıdır bence (bana sorsan, her şeyi geri veririm).
gerçekten çok düşük seviyeli bir yapıya sahipmiş karşındaki. ve ne yazık ki bu yaptıkları da (kendi çıkarı için senin borçlara girmene göz yumması) onun yanına kalmaz, çıkar aheste aheste.
onu ve onunla ilgili her şeyi hayatından çıkar. temiz bir sayfa aç ve hayatına öyle devam et.
umarım gerçek maria puder'ini bulursun..
çünkü piyasada o kadar çok sahte raif efendi'ler ve maria'lar var ki...
***
bir de söylemeden duramayacağım (ama kimseye karşı kişisel tavrım yok, lütfen yanlış anlaşılmasın); kişinin kendisine bir takım sıfatlar yakıştırmasıyla üçüncü kişilerin de aynı şeyi yapması aynı şey değildir. ayıptır. o kişinin kendisiyle olan bağı/ilişkisi/samimiyeti(ne derseniz artık) ile üçüncü kişiler arasındaki ilişkisi bir mi de o cüreti kendinizde buluyorsunuz anlayamadım. yakışmıyor diyeceğim ama herkes kendisine yakışan şekilde ifade ediyor düşüncelerini tabi..
0
öncelikle büyük geçmiş olsun. bu kız, sen hediyelerini geri istesen de sana iade edecek gibi gözükmüyor. bir daha ki ilişkilerinde de böyle pahalı hediyeler almaman ve büyük harcamalar yapmaman senin yararına olacaktır. Ama sen bir sonraki sevgiline ya da bu kız sana geri dönse yine bu kıza aynı harcamaları yapacaksın o ayrı... hayırlı başarılar.
0
@dirildimde geldim
Bek gözel didin abim de, 17 bin lira borcla, AVM'ye gidip nasil "Tanrim beni bastan yarat!" denebiliyor?
Bek gözel didin abim de, 17 bin lira borcla, AVM'ye gidip nasil "Tanrim beni bastan yarat!" denebiliyor?
0
vay anasını neler var ya. biz de gerçek değildir bu adamlar idare eder durumdakileri kaçırmayalım bari filan diyoruz.
hediyeleri isteme. neye malolmuş olursa olsun sen onları içtenlikle ve mutlu etmiş olmak için aldınsa ki öyle diyorsun, şimdi iş borç ödemeye gelince, kız terkedince dur geri alayım bunları kurtarayım olmaz. seven için, sevilenin sefası da cefası da boynunun borcu. alırken düşünecektin bu iş olmazsa ayrılırsak bana koyar mı bu fotoğraf makinesini almış olmak diyecektin. geçmiş gitmiş artık.
değişme, piç olma. herkes gibi olmak, devrin adamı olmak zorunda değilsin. sadece bir daha ki sefere şunu bil, seni seven kadın, seni öyle bir maddi sıkıntıya sokacak hediyeleri asla kabul etmez. yok ne gerek vardı hayatta olmaz filan diyip de neyse madem bu seferlik alayım vs değil bak, kesinlikle kabul etmez. kendimden biliyorum. sonunda onu mutsuz edecek hiç bir şey beni mutlu etmez çünkü.
bence güzel bi insansın. acı çekmek istemiyorum dersen anlarım ama yine de değişme bence.
hediyeleri isteme. neye malolmuş olursa olsun sen onları içtenlikle ve mutlu etmiş olmak için aldınsa ki öyle diyorsun, şimdi iş borç ödemeye gelince, kız terkedince dur geri alayım bunları kurtarayım olmaz. seven için, sevilenin sefası da cefası da boynunun borcu. alırken düşünecektin bu iş olmazsa ayrılırsak bana koyar mı bu fotoğraf makinesini almış olmak diyecektin. geçmiş gitmiş artık.
değişme, piç olma. herkes gibi olmak, devrin adamı olmak zorunda değilsin. sadece bir daha ki sefere şunu bil, seni seven kadın, seni öyle bir maddi sıkıntıya sokacak hediyeleri asla kabul etmez. yok ne gerek vardı hayatta olmaz filan diyip de neyse madem bu seferlik alayım vs değil bak, kesinlikle kabul etmez. kendimden biliyorum. sonunda onu mutsuz edecek hiç bir şey beni mutlu etmez çünkü.
bence güzel bi insansın. acı çekmek istemiyorum dersen anlarım ama yine de değişme bence.
0
böyle bir şeyi kendi senden istemedikçe neden yaptın sana minnet duymasını falan mı istiyosun ya da o bana bakar diyip senden vazgeçmez gibi bi fikirle mi yaptın bunları sevdim yaptım dersin biliyorum ama biraz başka şeyler var gibi hediyelerini geri istemen parasal olarak sana yararsa iste yoksa napıcan daha para harcama yeter kıza kendi borcunu harcını bitir yarın öbürsügün ailen olcak senin de onlara biriktir
0
raif kardeş, enayiliği filan geçtim boşver onu da, ne yap ne et o hediyelerin hepsini çatır çutur al kızdan, senin öyle bir yapın yoksa ben senin için yaparım ama d7000'i ucuza vereceksin bana :d kız vermezse kocasına söyleyeceğini söyle her şeyi odü patlar garanti, belki sen istemiyorsun ama o hediyeleri geri aldığında kendini keriz hissetme katsayın çok düşecek, ayrıca al yani ıphone ne amk ?
0
Özür dileyerek yazıyorum ama ona iş buldum, şu hediyeleri aldım (modeline kadar), şöyle para verdim, tedavisini yaptırdım falan diyorsun da,bunları zaten dediğine göre isteyerek, severek yapmışsın, ne gerek var burada çarşaf çarşaf yazmaya, listeleyip göze sokmaya? Sadece para gücüyle yapılabilecek şeylerden bahsetmiş olman tuhaf bence. Tamam insan çok sevince her şeyi yapar, helal olsun ama dememişsin ki bana öyle bir bakardı ki nefesim kesilirdi ya da saçlarını okşarken sonsuza kadar sürsün isterdim o an. Ne mübarek, ne müthiş adamsın densin mi istiyorsun sana? Bazen bir minik öpücük o nikon d7000 midir nedir ondan daha değerlidir.
0
hope ender
nereye götürülür?zaman 1 gün, hatunumuzun yaşı 28. saygılar.düdüt: sapphire'in tepesine çıkarayım dedim de, çıkabiliyo muyuz?
nereye götürülür?
zaman 1 gün, hatunumuzun yaşı 28. saygılar.
düdüt: sapphire'in tepesine çıkarayım dedim de, çıkabiliyo muyuz?
zaman 1 gün, hatunumuzun yaşı 28. saygılar.
düdüt: sapphire'in tepesine çıkarayım dedim de, çıkabiliyo muyuz?
0
çıkarabilirsin. yani en son cıkarılıyordu. kesın emın olmak ıcın aramakta fayda var..
sımdı bı kere sultanahmet ayasofya yerebatan 3'lusunu gezdır. vakıt varsa topkapı sarayı ve sırkecı ıstıkametınde yuruyus yapın..
muze sevıyorsa etnografya muzesı vardı topkapı sarayının hemen altında..
sımdı bı kere sultanahmet ayasofya yerebatan 3'lusunu gezdır. vakıt varsa topkapı sarayı ve sırkecı ıstıkametınde yuruyus yapın..
muze sevıyorsa etnografya muzesı vardı topkapı sarayının hemen altında..
0
edirnekapı da kariye müzesi ve mihrimah sultan camisi dikkat çekici bir yer mimar sinan dan da bahsetmeyi unutma mihrimah sultana aşkından falan (git: www.forumdas.net), oradan balatın içinden fener rum patrikhanesine salının ve halici göster. Tabi ki eminönü mısır çarşısı görülmeye değer yerler ve son olarak olmazsa olmaz boğaz.
AVM falan değil de bence daha tarihi yerleri göstermende fayda var bence, geldiği yerde avm nin kralı var.
AVM falan değil de bence daha tarihi yerleri göstermende fayda var bence, geldiği yerde avm nin kralı var.
0
bence rumeli hisarına çıkar. sonra işte ulustur bebektir ortaköydür oraları gezdirirsin.
0
sultanahmet ayasofya yerebatan 3'lüsüne bir de akşam vakti galata kulesi güzel bir son olabilir. hatta galata kulesinden indikten sonra konak cafe'de bir şeyler atıştırılabilir. manzarası harika.
www.galatakonakcafe.com
www.galatakonakcafe.com
0
başlığa yaruldum.
ilk kez istanbul a geliyorsa zaten tarihi yarımada ya mecbur gideceksiniz. ve Sultanahmet, ayasofia derken 1 gün gider.
pierre loti güzeldir...
akşam saatlerinde ortaköy ve boğaz manzarası.
ha bir de beşiktaş üsküdar yapabilirsiniz vapurla...
üsküdar da bir sahil turu atılabilir. yani anadolu yakasını da görmeli bence.
ilk kez istanbul a geliyorsa zaten tarihi yarımada ya mecbur gideceksiniz. ve Sultanahmet, ayasofia derken 1 gün gider.
pierre loti güzeldir...
akşam saatlerinde ortaköy ve boğaz manzarası.
ha bir de beşiktaş üsküdar yapabilirsiniz vapurla...
üsküdar da bir sahil turu atılabilir. yani anadolu yakasını da görmeli bence.
0
0
hippokondriyak
Soru başlıkta ütopyalılar.Hani orijinal olur, ihtiyaç dahilinde neler olabilir fikir üretebilir misiniz?
Soru başlıkta ütopyalılar.
Hani orijinal olur, ihtiyaç dahilinde neler olabilir fikir üretebilir misiniz?
Hani orijinal olur, ihtiyaç dahilinde neler olabilir fikir üretebilir misiniz?
0
(türk kahvesi makinesi + türk kahvesi fincan seti + kurukahveci mehmet efendiden kahve) alırsın, ilk kahveyi de sen yap evde.
0
çamaşırlık, ütü masası, tost makinesi, kızartma tenceresi(içinde süzgeci olanlardan)
0
bir öğrenci olarak evimdeki hiçbir şeyi mikrodalga fırın kadar faydalı bulmuyorum. çok işe yarıyor.
0
tost makinesi
su ısıtıcısı
güzel bir tencere
atıyorum dört kişilik yemek tabağı, kase, bardak falan. Japon pazarlarından tek tek alıp takım oluşturabilirsiniz.
beşli plastik çekmeceler oluyor, ister mutfakta sebzelik olarak kullansınlar, ister odalarında, gerçekten çok yük kaldırıyor.
su ısıtıcısı
güzel bir tencere
atıyorum dört kişilik yemek tabağı, kase, bardak falan. Japon pazarlarından tek tek alıp takım oluşturabilirsiniz.
beşli plastik çekmeceler oluyor, ister mutfakta sebzelik olarak kullansınlar, ister odalarında, gerçekten çok yük kaldırıyor.
0
zirvelerin ozgurlugu
aranizda Beta'yı cok guzel kullaniyorum sahane diyen var mi ?biktim habire Betaya yonlendirilmekten ssgnin kulagini gunce uc kez cinlatiyorum.
aranizda Beta'yı cok guzel kullaniyorum sahane diyen var mi ?
biktim habire Betaya yonlendirilmekten ssgnin kulagini gunce uc kez cinlatiyorum.
biktim habire Betaya yonlendirilmekten ssgnin kulagini gunce uc kez cinlatiyorum.
0
arka plan hala çok parlak, sonuçta yaptığın tek şey okumak ve o da gözünü yormaya başlıyor betada, ayrıca bir sayfada çok az başlık görülüyor. Tabii üst kısmın koyulaştırılması çok daha iyi olmuş, dur bakalım neler göreceğiz.
0
ekran o derece parlak ki 5 dakika sonra gozlerime kramp giriyor.
yazar adi aratamiyorsun,
tema degistiremiyorsun.
eskisi varken yenisi niye ayrıca...
yazar adi aratamiyorsun,
tema degistiremiyorsun.
eskisi varken yenisi niye ayrıca...
0
dokunmakalbime
elimdeki tutoriallerin hepsini bitirmeye azmettim. elimdeki tutorial konuları sırasıyla,csshtmlseophpafter effectsdreamweaverillustratorphotoshopflashjoomlaofficesıralama nasıl olmalı? hangisini öğrenirsem bir sonraki için faydalı olur?
elimdeki tutoriallerin hepsini bitirmeye azmettim. elimdeki tutorial konuları sırasıyla,
css
html
seo
php
after effects
dreamweaver
illustrator
photoshop
flash
joomla
office
sıralama nasıl olmalı? hangisini öğrenirsem bir sonraki için faydalı olur?
css
html
seo
php
after effects
dreamweaver
illustrator
photoshop
flash
joomla
office
sıralama nasıl olmalı? hangisini öğrenirsem bir sonraki için faydalı olur?
0
office
*html
photoshop
*css
*php
seo
flash
joomla
after effects
illustrator
yanına * koyduklarımı dreamweaver da kodlarsan onu da aradan çıkarırsın.
*html
photoshop
*css
*php
seo
flash
joomla
after effects
illustrator
yanına * koyduklarımı dreamweaver da kodlarsan onu da aradan çıkarırsın.
0
her şeyden biraz bilen ol tabiki. bir şeyi çok iyi bilirsen amele; her şeyden fikrin olacak kadar anlarsan, kumaşın ve şansın da varsa yönetici olursun.
0
her şeyden biraz bilmek, oturup hiç birşey bilmemek daha iyidir. muhtemelen gidişata göre birine sarıp o alan üzerine yoğunlaşcam.
0
Tam1Hi0n3
Yine bir 21 yaşında erkek sorusuyla beraberiz. Hangi tarz ceket alsam acaba? http://static.fashionbeans.com/wp-content/uploads/2012/07/basiclayeringlookbook.jpgedit: ceket seçimi için iyi bir site buldum belki faydalanırsınız : http://www.my-wardrobe.com/coat-room
Yine bir 21 yaşında erkek sorusuyla beraberiz. Hangi tarz ceket alsam acaba?
static.fashionbeans.com
edit: ceket seçimi için iyi bir site buldum belki faydalanırsınız : www.my-wardrobe.com
static.fashionbeans.com
edit: ceket seçimi için iyi bir site buldum belki faydalanırsınız : www.my-wardrobe.com
0
@bgraydin
arada kaynamış o idare et :D
bunlara genel ad olarak ceker dedim zaten çoğu ceket değil.
arada kaynamış o idare et :D
bunlara genel ad olarak ceker dedim zaten çoğu ceket değil.
0
hepsini giyerim ama en alt 2 satırdaki 6 ürün özellikle ilgi çekici
3. satırın ortasındaki palto çok iyi
3. satırın ortasındaki palto çok iyi
0
hakikaten ben de bu tarz şeyler giymek istiyorum da nereden bulacaksın bunları. özellikle gömlek-yelek kombinasyonları...
yorumum ise 3. satır 2. sütun
yorumum ise 3. satır 2. sütun
0
roket adam
var mı bildiğiniz? çayın tipinden, kullanılacak demliğe kadar özet geçerse birisi çok sevinirim, zira dünyanın en iğrenç çayını içmekten bıktım.teşekkürler.
var mı bildiğiniz? çayın tipinden, kullanılacak demliğe kadar özet geçerse birisi çok sevinirim, zira dünyanın en iğrenç çayını içmekten bıktım.
teşekkürler.
teşekkürler.
0
çayın suyu önemli, farklı sularla deneyiniz. cam veya porselen demlik iyidir. bir de çay filizi alıp 1/3 olarak normal çaya karıştırabilirsiniz, ya da sir winston gibi filan kaliteli çaylardan az alıp ondan da bir kaşık karıştırabilirsiniz her seferinde.
0
Tarçın çubuğu atın, 1 demlik, 1 çubuk. rengini de güzelleştirir kokusunu da.
0
çay dükkanı'nda hoşuna gidebilecek bişeyler bulabilirsin. blog kısmında da öneriler var. aynı gün kargoya veriyorlar siparişini...
0
demligin metal degil porselen olursa ve suzgecin metal degil kagittan olursa cok daha guzel sonuc alirsin ayni cayla.
0
çay nasıl demlenir:
1. mutlaka iyi/lezzetli su
2. porselen demlik
3. damak tadınıza göre harmanlanmış veya klasik çay (kimisi karanfil tanesi vs de atar mesela. )
4. çayı yıkamadan tozuyla demlemek gerekir. çünkü asıl tadı o tozdadır.
5. alttaki suyu kaynayana kadar, üstte demlikte çayın yanmaması için, çok çok az su konulur.
6. kaynamış su, demlikteki çaya azar azar ve tek bir noktadan boşaltılır ki çay bi anda haşlanmasın.
7. çay 10 dk hadi bilemedin 15 dakika demlenir.
afiyet bal şeker olsun..
1. mutlaka iyi/lezzetli su
2. porselen demlik
3. damak tadınıza göre harmanlanmış veya klasik çay (kimisi karanfil tanesi vs de atar mesela. )
4. çayı yıkamadan tozuyla demlemek gerekir. çünkü asıl tadı o tozdadır.
5. alttaki suyu kaynayana kadar, üstte demlikte çayın yanmaması için, çok çok az su konulur.
6. kaynamış su, demlikteki çaya azar azar ve tek bir noktadan boşaltılır ki çay bi anda haşlanmasın.
7. çay 10 dk hadi bilemedin 15 dakika demlenir.
afiyet bal şeker olsun..
0
ben tomurcuk çay,kaçak çay ve tirebolu 42 çayını karıştırıyorum,(bunları büyük bir torbada karıstırıp öyle kullanıyorum)çayı yıkamıyoruz tabi.suyun iyi kaynaması ve bır anda suyun çaya dökülüp haşlak olmaması da önemli.
0
soğuk suya çay.yalnız demlenmesi 1 saatin üstünde.bir kere denedikten sonra diğer çtiğiniz çaylar çok tatsız gelecektir.
0
chemnil'in cevabını görünce şöyle bir deneyimimi paylaşayım.
yurtta kaldığım dönemlerde kantinden içtiğim çayın tadını hiçbir yerde bulamadım. adamın yaptığı ise o kadar ekstrem bir şey değildi. mübalağa etmiyorum. farklı farklı 6-7 firmanın çaylarını masaya döker, karıştırır, bir kutuda muhafaza ederdi. sonra da standart bir şekilde demlerdi...
yurtta kaldığım dönemlerde kantinden içtiğim çayın tadını hiçbir yerde bulamadım. adamın yaptığı ise o kadar ekstrem bir şey değildi. mübalağa etmiyorum. farklı farklı 6-7 firmanın çaylarını masaya döker, karıştırır, bir kutuda muhafaza ederdi. sonra da standart bir şekilde demlerdi...
0
porselen demlik,güzel bir su,yine iyi bir çay gerekli.15 dk.demlenecek.su iyice kaynayınca demliyosun.
0
ayrıca çayı aldığın kağıt pakette değil, hava ve koku geçirmeyecek kapaklı, mümkünse cam bir kavanozda muhafaza edeceksin. çünkü çay yanındaki şeylerin kokusunu alır.
0
şurada harika çeşitler var, deneyin kesinlikle bence..
www.tikina.com.tr
alternatif olarak, yeşil çayı porselen demliğe alıp, kaynamış suya elma dilimleri, tarçın çubuğu varsa karanfil atıyorum. harika oluyor. siyah çaya da aynı yöntem uygulanabilir mi bilmem, denemek lazım..
www.tikina.com.tr
alternatif olarak, yeşil çayı porselen demliğe alıp, kaynamış suya elma dilimleri, tarçın çubuğu varsa karanfil atıyorum. harika oluyor. siyah çaya da aynı yöntem uygulanabilir mi bilmem, denemek lazım..
0
raif_efendi
Uzaktan uzağa ilgim olan uzak doğu spor sanatları arasında birinde karar kılıp, bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum. Okuduklarım kadarıyla başlangıç olarak malzemeleri biraz tuzlu gibi. Bunun dışında eğitim veren 3-5 yer de var.Özetle bu sporla ilgilenen, devam eden arkadaşların fikirlerine ihti
Uzaktan uzağa ilgim olan uzak doğu spor sanatları arasında birinde karar kılıp, bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum.
Okuduklarım kadarıyla başlangıç olarak malzemeleri biraz tuzlu gibi. Bunun dışında eğitim veren 3-5 yer de var.
Özetle bu sporla ilgilenen, devam eden arkadaşların fikirlerine ihtiyacım var. Şimdiden teşekkürler.
Lokasyon İstanbul. Yaş 28.
Okuduklarım kadarıyla başlangıç olarak malzemeleri biraz tuzlu gibi. Bunun dışında eğitim veren 3-5 yer de var.
Özetle bu sporla ilgilenen, devam eden arkadaşların fikirlerine ihtiyacım var. Şimdiden teşekkürler.
Lokasyon İstanbul. Yaş 28.
0
şimdi kanka ben baya bir yaptım bıraktım sonra. 1. danım war yani bir shinai ile aklınızı alırım.
şimdi kendo da 3 temel alet var. birincisi shinai. antreman sopası. biz çinden getirtmiştik taa ne zaman kargo dahil kırk liraya falan gelmişti. ama tüm topluluk olarak almıştık. 20-30 tane falan.
sonra bogu denilen set var. ben boguyu yalan olmasın bir sene falan hiç giymedim. eşofmanla gittim shinaiyi salladım durdum havaya. 1 sene sonunda giydim. ama klübün bogusunu giydim. sınavlara falan da onunla katıldım. danı alınca sen al artık kendine dediler. arkama bakmadan kaçtım. en ucuzu o zaman 500 dolar falandı. el yapımı olanlar falan vardı 10000 dolar falan. öğrenciydim 500 dolar benim iki aylık paramdı alamadım. bir süre takıldım sinir oldum braktım.
üçüncüsü de kıyafet. adını hatırlamıyorum valla. benimki nerde onu da bilmiyorum. böyle bol paçalı siyah yada lacivert judocu kıyafeti gibi bişi. bu da çok ucuzdu. pamuklusu falan 17 dolardı. aldık.
şimdi o bouyu bir sene falan giymiyorsun zaten. o yüzden git gör. zaten ilk bir kaç hafta shinai nasıl tutulur, güç hangi koldanalınır vs gibi temel şeyleri öğreneceksin. sonraki bir kaç ay ayak ve bağırış kordinasyonu vs vs derken bir sene sürer işte bogu giymen.
kendo çok güzel bir spor. ben giderken antremanlar cuma akşam pazar sabahtı. çok stresliydim o aralar. cuma akşamları ilaç gibi geliyor. o shinaiyi indirdikçe yaptığın bağırışlar o tüm stresi atıyor. o zamanları atlattıysam kendo sayesinde.
ben ankaradayım. bilmiyorum yani istanbulda kurs.
bir de mümkünse japon sensei bulunduran bir kursa git. yaptığım sürelerde en zevkli kısım japon senseilerimin zamanıdır. türk senseiler çok artist oluyor çekilmiyor.
şimdi kendo da 3 temel alet var. birincisi shinai. antreman sopası. biz çinden getirtmiştik taa ne zaman kargo dahil kırk liraya falan gelmişti. ama tüm topluluk olarak almıştık. 20-30 tane falan.
sonra bogu denilen set var. ben boguyu yalan olmasın bir sene falan hiç giymedim. eşofmanla gittim shinaiyi salladım durdum havaya. 1 sene sonunda giydim. ama klübün bogusunu giydim. sınavlara falan da onunla katıldım. danı alınca sen al artık kendine dediler. arkama bakmadan kaçtım. en ucuzu o zaman 500 dolar falandı. el yapımı olanlar falan vardı 10000 dolar falan. öğrenciydim 500 dolar benim iki aylık paramdı alamadım. bir süre takıldım sinir oldum braktım.
üçüncüsü de kıyafet. adını hatırlamıyorum valla. benimki nerde onu da bilmiyorum. böyle bol paçalı siyah yada lacivert judocu kıyafeti gibi bişi. bu da çok ucuzdu. pamuklusu falan 17 dolardı. aldık.
şimdi o bouyu bir sene falan giymiyorsun zaten. o yüzden git gör. zaten ilk bir kaç hafta shinai nasıl tutulur, güç hangi koldanalınır vs gibi temel şeyleri öğreneceksin. sonraki bir kaç ay ayak ve bağırış kordinasyonu vs vs derken bir sene sürer işte bogu giymen.
kendo çok güzel bir spor. ben giderken antremanlar cuma akşam pazar sabahtı. çok stresliydim o aralar. cuma akşamları ilaç gibi geliyor. o shinaiyi indirdikçe yaptığın bağırışlar o tüm stresi atıyor. o zamanları atlattıysam kendo sayesinde.
ben ankaradayım. bilmiyorum yani istanbulda kurs.
bir de mümkünse japon sensei bulunduran bir kursa git. yaptığım sürelerde en zevkli kısım japon senseilerimin zamanıdır. türk senseiler çok artist oluyor çekilmiyor.
0
ayiadam detaylı cevap için teşekkürler.
senin de dediğin gibi en pahalı parça bogu. internette ve sözlükte gördüğüm kadarıyla 1000 $ civarına alınabiliyor. Tabi bunun diğerlerine göre artısı eksisi nedir sanırım işin içine dahil olduktan sonra anlaşılabilir.
istanbul'da aylık 100 tl gibi ücretlere kurs verildiğini okumuştum. Bu ücret sence makul mudur? Bu kurs dışında kendi çapımda antrenmana ihtiyacım var mı? Ne düzeyde?
senin de dediğin gibi en pahalı parça bogu. internette ve sözlükte gördüğüm kadarıyla 1000 $ civarına alınabiliyor. Tabi bunun diğerlerine göre artısı eksisi nedir sanırım işin içine dahil olduktan sonra anlaşılabilir.
istanbul'da aylık 100 tl gibi ücretlere kurs verildiğini okumuştum. Bu ücret sence makul mudur? Bu kurs dışında kendi çapımda antrenmana ihtiyacım var mı? Ne düzeyde?
0
benim gittiğim üniversite klubüydü. para vermiodum yani ama 100 lira bence çok. sonuçta bir spor salonuna yazılabilirsin aylık 100 tlden. ama şimdi bilemedim yani. karate kursu falan da o kadardur düşününce.
kendi çapında antreman pek mümkün değil zaten. çünkü elinde bir buçuk metrelik sopa var ve vuruşları shinaiyi tam tepende dik tutarak yapıyorsun. yani boyun 170 olsa 150de shinai 4 metrelik bir yükseklik lazım sana. zaten ayağını yerde sürümen gerekiyor onun da sıkıntısı var. yani bireysel antreman spor salonu yoksa zor.
güzel bir spor tavsiye ederim. yani en azından bir sene git yap. görmüş olursun.
kendi çapında antreman pek mümkün değil zaten. çünkü elinde bir buçuk metrelik sopa var ve vuruşları shinaiyi tam tepende dik tutarak yapıyorsun. yani boyun 170 olsa 150de shinai 4 metrelik bir yükseklik lazım sana. zaten ayağını yerde sürümen gerekiyor onun da sıkıntısı var. yani bireysel antreman spor salonu yoksa zor.
güzel bir spor tavsiye ederim. yani en azından bir sene git yap. görmüş olursun.
0
çevik değilsen dezavantaj olabilir. ama 1 70lik adam kadar çeviksen gayet avantaj. çünkü puan el kafa boyun ve karından alınıyor. boy farkı ne kadar çoksa kafadan puan vermen o kadar düşer.
0
kendo gibi günlük hayatta hiçbir işine yaramayacak bir spordansa aikido, ninjitsu vb. sporları tercih etmeni öneririm. kendo'yu kakalamak istemem aksine büyük saygım var, ama aikido'da mesela hem kılıçla çalışırsın, hem sopa-bıçak hem de silahsız çalışmalarla çok yönlü bi sanat icra etmiş olursun. ilgilenirsen mesajla detay konuşabiliriz, yardım edebilirim.
0
raif_efendi
İyi geceler dostlar.Karşıma çıkan rusça bir metinde neler yazdığını merak ediyorum. yazılı halini bulsam google translate ile yine işimi görebilirim, ancak onu da bulamadım. çok fazla vaktinizi almadan yol gösterici bilgilerinize ihtiyacım var. teşekkürler.http://f.mypage.ru/4119997e8d8e39c6d8184c81
İyi geceler dostlar.
Karşıma çıkan rusça bir metinde neler yazdığını merak ediyorum. yazılı halini bulsam google translate ile yine işimi görebilirim, ancak onu da bulamadım. çok fazla vaktinizi almadan yol gösterici bilgilerinize ihtiyacım var.
teşekkürler.
f.mypage.ru
Karşıma çıkan rusça bir metinde neler yazdığını merak ediyorum. yazılı halini bulsam google translate ile yine işimi görebilirim, ancak onu da bulamadım. çok fazla vaktinizi almadan yol gösterici bilgilerinize ihtiyacım var.
teşekkürler.
f.mypage.ru
0
bilen kimse çıkmazsa ve çok önemliyse, google translate ile çok çok uğraştıracak bir çözüm var. kaynak metin kısmında rusçayı seçtikten sonra sanal klavye işaretine basarak kiril harfi ile giriş yapabilirsiniz :)
0
aşk hakkında bu metin. "eğer bana bu hayatta gerçekten en önemli şey nedir diye sorsalar, sevmek ve sevgili olmak derim" diye başlıyor. anlatıcı kadın.
0
"ne zenginliğin, ne sağlığın, ne şöhretin ne de yeteneğin kıymeti yok eğer bunları sevdiğimiz kişiyle paylaşamıyor isek" diye devam ediyor
0
Son paragrafta da " Anam babam doğum günlerinde bebelere hediye almaktan mutlu olurlardı ama bebeler onlara gülerek karşılık vermezse mutlulukları solardı" diyor.
0
yardımlarınız için çok çok teşekkürler. özelden bir arkadaş da çok yardımcı oldu. hatta ilgili kitabı bile paylaştı. www.idrp.ru
Anladığım kadarıyla Ortodoks ahlakı ile büyüyen gençler için yazılmış bir gençlik kitabı. tekrar teşekkürler.
Anladığım kadarıyla Ortodoks ahlakı ile büyüyen gençler için yazılmış bir gençlik kitabı. tekrar teşekkürler.
0
raif_efendi
kevin mitnickler merhaba.şimdi google ın bir hizmetini bir kaç günlüğüne yüksek kullanım miktarlarında kullanmam gerekiyor. fakat günlük kullanım limiti bulunmakta ve bu maalesef tahminlediğim işin aylarca sürmesini neden oluyor.sistem, network konularında çok anlayan biri değilim. ancak bildiğim ka
kevin mitnickler merhaba.
şimdi google ın bir hizmetini bir kaç günlüğüne yüksek kullanım miktarlarında kullanmam gerekiyor. fakat günlük kullanım limiti bulunmakta ve bu maalesef tahminlediğim işin aylarca sürmesini neden oluyor.
sistem, network konularında çok anlayan biri değilim. ancak bildiğim kadarıyla proxy ler aracılığıyla varolan bilgisayarın ip adresini değiştirebiliyoruz. bu ne kadar doğru, ne kadar verimli? google bunu yer mi?
yapmak istediğim çalışma için 320 adet farklı ip gerekiyor. bu durumda kurulan bir program, listesindeki binlerce ip adresini otomatik olarak değiştirir mi?
önerileriniz, uyarılarınız nedir?
teşekkürler.
şimdi google ın bir hizmetini bir kaç günlüğüne yüksek kullanım miktarlarında kullanmam gerekiyor. fakat günlük kullanım limiti bulunmakta ve bu maalesef tahminlediğim işin aylarca sürmesini neden oluyor.
sistem, network konularında çok anlayan biri değilim. ancak bildiğim kadarıyla proxy ler aracılığıyla varolan bilgisayarın ip adresini değiştirebiliyoruz. bu ne kadar doğru, ne kadar verimli? google bunu yer mi?
yapmak istediğim çalışma için 320 adet farklı ip gerekiyor. bu durumda kurulan bir program, listesindeki binlerce ip adresini otomatik olarak değiştirir mi?
önerileriniz, uyarılarınız nedir?
teşekkürler.
0
platinum hide ip adlı program 100 küsür farklı ülkenin ip'sinden girmeni ve 0 ila 999 dakika arasında otomatik değişmene olanak tanıyor. ilaveten google'da yiyor. ne zaman ip değiştirip google hesabıma ulaşsam xxx ülkeden şüpheli login tespit edildi diyor. tabi google'dan bahsediyoruz. muhtemelen bu tarz çakallıkların önünü almış, günlük ne kadar farklı ip kullanabileceğin konusunda kısıtlama getirmiştir.
0
@mayeskuel
bu değişiklik esnasında tamamen google hesapları logout etsem ve ilgili işlemleri bitirip, kendi ip adresimi kullanıma geçsem. bahsetmiş olduğun uyarıyı alma ihtimalin ortadan kalkmaz mı?
bu değişiklik esnasında tamamen google hesapları logout etsem ve ilgili işlemleri bitirip, kendi ip adresimi kullanıma geçsem. bahsetmiş olduğun uyarıyı alma ihtimalin ortadan kalkmaz mı?
0
valla hocam eğer o yapmak istediğin iş google'un sandbox'ladığı seo çakallıklardan biriyse muhtemelen onun önünü almıştır. denemeden bişey söyleyemem.
0
şimdi hatırladım da google, ip değişikliği saptamalarında captcha doğrulama istiyor. yani ne zaman ip değişikliği saptanırsa captcha ile doğrulamanı istiyor ki yazdığın yada kullandığın scriptler engellensin. onun dışında olay gayet basit aslında hocam. ben google olsam ip, mip uğraşmam. direkt derim ki free kullanıcılar her ne halükarda olursa olsun günde 5 işlemden fazlasını yapamasınlar. iki satır kod'a bakar. sen ne kadar ip değiştirirsen değiştir o kullanıcı bilgilerin tek tabloda olduğu için istersen mars'tan gir gene yapamazsın.
0
ip değiştirme programları işe yaradı. ancak bu seferde localhost üzerinde çalıştırdığım script problem verdi :/
0
raif_efendi
Dostlar acil bir konu :)Biliyorum çok saçma ama bu yol üstünde şöyle rokası, nar ekşisi olan tavsiye edeceğiniz bir yer.Ne biliyorsanız yazıverin. Vakit çok dar.
Dostlar acil bir konu :)
Biliyorum çok saçma ama bu yol üstünde şöyle rokası, nar ekşisi olan tavsiye edeceğiniz bir yer.
Ne biliyorsanız yazıverin. Vakit çok dar.
Biliyorum çok saçma ama bu yol üstünde şöyle rokası, nar ekşisi olan tavsiye edeceğiniz bir yer.
Ne biliyorsanız yazıverin. Vakit çok dar.
0
Avcılar E-5 üstünde Elazığlı Çiğ Köfteci var.Ama hangi durakta inersen rahat olur çıkaramadım.
0
Valla Beylikdüzünde Ekinoks Avm'de Cesa Çiğköfte var. Mükemmeldir. e-5 üzerinde Esenyurt'ta da şubesi mevcutmuş. bu da adresidir: Saadet dere mah. Tonguçbaba Cad. (Kiptaş ve Torrium AVM Karşısı)
0
Ben de şu adreste tatlıses çiğköfte yi buldum. gideceğim eve de yakın gibi.
wikimapia.org
önerir misiniz tatlıses çiğ köfteyi?
wikimapia.org
önerir misiniz tatlıses çiğ köfteyi?
0
Hangi sune tatlisesin bakmadım ama beykent şubesinden hep yiyorum ben. Bence guzel
0
raif_efendi
xxx Kodlu Rezervasyonunuzdaki Uçuşunuzda Tarife Değişikliği Olmuştur. Lütfen İşlem Yaptırmak İçin şu şu numaraları arayın. Şimdi arıyorum ama ulaşamıyorum. Bunun anlamı ne olabilir?
xxx Kodlu Rezervasyonunuzdaki Uçuşunuzda Tarife Değişikliği Olmuştur. Lütfen İşlem Yaptırmak İçin şu şu numaraları arayın.
Şimdi arıyorum ama ulaşamıyorum. Bunun anlamı ne olabilir?
Şimdi arıyorum ama ulaşamıyorum. Bunun anlamı ne olabilir?
0
fenerbasket
romalılar, marmara forum bakırköy metrobüse yakınmıdır? çapa'dan en güzel nasıl gidilir.
romalılar, marmara forum bakırköy metrobüse yakınmıdır? çapa'dan en güzel nasıl gidilir.
0
çapadan tramvay, zeytinburnu durağında iniş, 500 metre falan yürüyüş. tek araç mis gibi.
0
zeytinburnu metrobüs, metro veya tramvay durağında indikten sonra bakırköy tarafına doğru yürüyün. köprüden indikten sonra oradaki gazete bayisine sorun bi "bakırköy minibüsleri nereden kalkıyor?" diye. size hemen 100 metre ilerideki tekzen'in girişini göstericektir. binin oradan minibüse boş boşuna yürümeyin. önünden geçiyor marmara forum'un.
0
hope ender
1. bir domain satın aldım. bunu başka birisine satabilmem için gerekli min süre nedir?2. yüzlerce lira dönecek olayda, alışverişi nasıl güvenli olarak yapabiliriz?
1. bir domain satın aldım. bunu başka birisine satabilmem için gerekli min süre nedir?
2. yüzlerce lira dönecek olayda, alışverişi nasıl güvenli olarak yapabiliriz?
2. yüzlerce lira dönecek olayda, alışverişi nasıl güvenli olarak yapabiliriz?
0
alan adını merak ettim.
bildiğim kadarıyla sedo sitesinden böyle bir satış gerçekleştirilebiliyor.
bildiğim kadarıyla sedo sitesinden böyle bir satış gerçekleştirilebiliyor.
0
45 gündü galiba, alan adının kaydını takiben 45 gün içerisinde domain transfer yapılamıyordu diye hatırlıyorum.
0
www.sedo.co.uk
üye oluyon, alan adını park ediyon. sonra alan adının nameserver adreslerini belirttiği gibi değiştiriyon. satmak isteddiğin fiyatı veya açık artırmayla satmak istiyosan başlangıç fiyatını belirtiyon.
komisyon alıyo ama
üye oluyon, alan adını park ediyon. sonra alan adının nameserver adreslerini belirttiği gibi değiştiriyon. satmak isteddiğin fiyatı veya açık artırmayla satmak istiyosan başlangıç fiyatını belirtiyon.
komisyon alıyo ama
0
istediğin zaman satabilirsin senin satmanı engelleyecek bir husus yok.
Bazı firmalar transfer süresi belirliyor o firmalarda (firma içi) hesaplar arası transfer ücretsiz o şekilde transfer edebilirin.
En güvenli yol para gelir şifreleri verirsin. Yok adam kabul etmezse domainin şifresini ver, mailine sıfırlama linki gönder. para gelmezse 24 saat içinde o linkten şifreyi sıfırla tekrar geri al domaini.
Bazı firmalar transfer süresi belirliyor o firmalarda (firma içi) hesaplar arası transfer ücretsiz o şekilde transfer edebilirin.
En güvenli yol para gelir şifreleri verirsin. Yok adam kabul etmezse domainin şifresini ver, mailine sıfırlama linki gönder. para gelmezse 24 saat içinde o linkten şifreyi sıfırla tekrar geri al domaini.
0
raif_efendi
Bildiğim kadarıyla google yasal olmayan içerik barındıran siteleri reklam sisteminden uzaklaştırıyor. Peki bu site nasıl sistemde kalabiliyor?http://www.cizgifilmseyret.com/
Bildiğim kadarıyla google yasal olmayan içerik barındıran siteleri reklam sisteminden uzaklaştırıyor. Peki bu site nasıl sistemde kalabiliyor?
www.cizgifilmseyret.com
www.cizgifilmseyret.com
0
Gözlerinden kaçmış olabilir sonuçta adsense hesap sahibi birisi Google izni olmaksızın istediği sitesine reklam yerleştirebiliyor. Google fark ederse cezalandırır, ya da siz şikayet ederseniz. Şikayet etmek için reklamın köşesindeki i harfine tıklayıp sayfanın altındaki politika ihlali bildirme formunu doldurup gönderebilirsiniz.
0
Nerden biliyorsun içeriğin yasal olmadığını? Belki adamlar telif ödüyor. Aynı mantıkla google nerden bilsin yasal olmadığını.
İçerik biri şikayet etmediği sürece google bilemez böyle bir sitenin yasal iş yapıp yapmadığını.
İçerik biri şikayet etmediği sürece google bilemez böyle bir sitenin yasal iş yapıp yapmadığını.
0
@gsgsgsgsgsgsgsgs
ben de bir yayıncı olarak sadece değişen kurallar var mı diye merak etmiştim. yoksa amacım kimseye şikayet etmek değil.
@skatheist
dostum bir sakin ol. kimseyi şikayet ettiğim filan yok. alexa'da ilk 500 içerisindeki siteleri, bunlara gelen hitleri, içerikleri, reklam politikalarını filan inceliyorum. olay bundan ibaret. kaldı ki şu kadar geniş içeriğin, telif filan ödenmesi sence imkansız değil mi?
ben de bir yayıncı olarak sadece değişen kurallar var mı diye merak etmiştim. yoksa amacım kimseye şikayet etmek değil.
@skatheist
dostum bir sakin ol. kimseyi şikayet ettiğim filan yok. alexa'da ilk 500 içerisindeki siteleri, bunlara gelen hitleri, içerikleri, reklam politikalarını filan inceliyorum. olay bundan ibaret. kaldı ki şu kadar geniş içeriğin, telif filan ödenmesi sence imkansız değil mi?
0
kaçanbalık
Koku manyağı bir insanım. İlk başlarda sıradan bir parfüm merakı olarak başladı sonrasında her kokladığım parfümü ayrıştırmaya çalıştım (hmm bunun içinde yoğun yasemin var, nar var, orkide kullanmışlar, çok az hindistan cevizi vs.) konuyla ilgili az buçuk başarılı olduğumu görünce de bunun üzerine g
Koku manyağı bir insanım. İlk başlarda sıradan bir parfüm merakı olarak başladı sonrasında her kokladığım parfümü ayrıştırmaya çalıştım (hmm bunun içinde yoğun yasemin var, nar var, orkide kullanmışlar, çok az hindistan cevizi vs.) konuyla ilgili az buçuk başarılı olduğumu görünce de bunun üzerine gitmeye karar verdim.
Mesela ilgilenenlerin seveceği bir site var şu şekilde; www.fragrantica.com alanında bildiğim kadarıyla en iyisi bu site. Seçtiğiniz parfümün içinde neler var, alt notası, üst notası neler bu siteden görebilirsiniz.
Şuanda Tom Robbins - Parfümün Dansı'nı okuyorum. Perfume the story of a murderer'ı izledim.
Başka ne var önerebileceğiniz?
Parfüm, koku işiyle ilgileniyorsan şunu kesin oku, şunu izle, şuraya git diyebileceklerden yorum bekliyorum.
Sevgiler
Mesela ilgilenenlerin seveceği bir site var şu şekilde; www.fragrantica.com alanında bildiğim kadarıyla en iyisi bu site. Seçtiğiniz parfümün içinde neler var, alt notası, üst notası neler bu siteden görebilirsiniz.
Şuanda Tom Robbins - Parfümün Dansı'nı okuyorum. Perfume the story of a murderer'ı izledim.
Başka ne var önerebileceğiniz?
Parfüm, koku işiyle ilgileniyorsan şunu kesin oku, şunu izle, şuraya git diyebileceklerden yorum bekliyorum.
Sevgiler
0
ben de öyle oldum son 1 yıldır falan, fragrantica'nın da hastasıyım :)
şöyle bi site var: www.kokucuk.com
mygitar diye bi forum var, onun parfüm bölümü çok dolu ve bilgilendirici.
ladyodeur.blogspot.com var.
saklinotalar.blogspot.com (mygitar'ın parfüm admin'inin blog'u)
edit: şu kızın blog'unu çok beğeniyorum, parfüm kısmı dışındakileri de tavsiye ederim nasilgiysem.blogspot.comümler (link tam yapışmadı yaa:S )
şöyle bi site var: www.kokucuk.com
mygitar diye bi forum var, onun parfüm bölümü çok dolu ve bilgilendirici.
ladyodeur.blogspot.com var.
saklinotalar.blogspot.com (mygitar'ın parfüm admin'inin blog'u)
edit: şu kızın blog'unu çok beğeniyorum, parfüm kısmı dışındakileri de tavsiye ederim nasilgiysem.blogspot.comümler (link tam yapışmadı yaa:S )
0
0
in vino veritas
kimi iyi diyor kimi çok zararlı diyor. her gün 1 yumurta yemek zararlı mı ki? yesek nolur?
kimi iyi diyor kimi çok zararlı diyor. her gün 1 yumurta yemek zararlı mı ki? yesek nolur?
0
kim diyo amk ya. protein kaynağı yumurta en fazla 2 tane ye günde. ama iyi pişir çiğ yeme. avidin diye bir protein biotin denilen vit b7 ya da h vitaminin bağlar.
0
valla bir ara günde 4-5 tane yiyordum. iyidir yumurta yemek ama kolestrol falan muhabbeti nedir bilmiyorum.
0
40 yaş üstü için her gün yemeyin demişlerdi geçenlerde.
0
ye ye, zararlı diyenler, öğle yemeklerinde patates kızartması ile kola yiyen tipler. keyfine bak. yumurtadaki proteini başka şeyde zor bulursun.
0
bulabilirsen DHA lı olanlarından ye. bulduğunda da bana yerini tarif et.
www.keskinoglu.com.tr
www.askdrsears.com
www.bodyforumtr.com
www.keskinoglu.com.tr
www.askdrsears.com
www.bodyforumtr.com
0
GDO'lu yemle beslendilerse zararı olur.Üzerinde organik sertifikası olanlardan yiyiniz.
0
@baldur
abi bugün 3m migros a baktım. her çeşit var, bir tek bu yoktu. ben de tekrar spora başlayacaktım. o yüzden en verimli yumurtayı araştırıyorum. eğer onu bulamazsam eggy markasını arayacağım.
www.eggy.com.tr
abi bugün 3m migros a baktım. her çeşit var, bir tek bu yoktu. ben de tekrar spora başlayacaktım. o yüzden en verimli yumurtayı araştırıyorum. eğer onu bulamazsam eggy markasını arayacağım.
www.eggy.com.tr
0
Organik ve gezen tavuk (free range) yumurta yerseniz problem yok. Flotty önerebilirim, bir iki marka daha var. O eski kolesterol hikayelerinin çok gerçek olmadığı gün yüzüne çıktı.
0
nemo problemo
https://p.twimg.com/A0IJGfMCIAAF_MO.jpg:largebana pek gerçek gibi gelmedi ama? üst tarafta pek gerçek değil gibi ama alt taraf harbiden fotoşop gibi. yamuluyor muyum?
p.twimg.com :large
bana pek gerçek gibi gelmedi ama? üst tarafta pek gerçek değil gibi ama alt taraf harbiden fotoşop gibi. yamuluyor muyum?
:largebana pek gerçek gibi gelmedi ama? üst tarafta pek gerçek değil gibi ama alt taraf harbiden fotoşop gibi. yamuluyor muyum?
0
0
türkiye'de yaşayıp da buna gerçek mi demek çok ilginç. biraz etrafına baksan bundan yüzlerce görebilirsin rahatlıkla oysa.
0
sağ baş parmak çok ince kalmış kızcağızın, belliydi çakma olduğu kanımca. ama böyle orantısız vücudu olan çok siyahi kız gördüm diyebilirim.
0
0
raif_efendi
Menülerde ve dönen slaytta dönen fontun adını bilen var mı? Teşekkürler.https://www.vargonen.com/cart.php?gid=15&carttpl=cart
0
menülerle, dönen slayttaki font farklı yalnız. istiyorsan şansını dene bi whatthefont'ta...
0
beusans sanırım.
edit : kaynak koduna bakmayı bir an için akıl edemedim. meğer cufon kullanıyormuş. oradan tespit ettim.
fontdeck.com
edit : kaynak koduna bakmayı bir an için akıl edemedim. meğer cufon kullanıyormuş. oradan tespit ettim.
fontdeck.com
0
trinitrotoluen
Hemoroid için hangi kliniğe muayene olmam gerekiyor?
Hemoroid için hangi kliniğe muayene olmam gerekiyor?
0
seviyesi çok ileri değilse, size bir tarif önerebilirim.Bende işe yaradı, yapımı çok basit.
0
Her türlü tavsiyeye açığım tabii ki. Ayrıca dahiliye mi, daha spesifik olarak gastroentroloji mi, yoksa genel cerrahi mi? Karar verin.
0
0
kesinlikle genel cerrahi. gastro mideyle alakalı zaten. gastirid, reflü falan onlara bakar.
sana denemen için de şunu öneriyorum.Ben doktora gitmiştim zamanında.Fitil ve krem verdi.Ama kullanmayınca ya da ishal, kabız vs. olunca yine başlıyordu.
Umutsuzca yukardaki tarifi denedim ve sadece 5 gün içerisinde olay çözüldü, iyileştim.Şimdi betona da oturuyorum, acı da yiyorum allaha şükür problem yok.
sana denemen için de şunu öneriyorum.Ben doktora gitmiştim zamanında.Fitil ve krem verdi.Ama kullanmayınca ya da ishal, kabız vs. olunca yine başlıyordu.
Umutsuzca yukardaki tarifi denedim ve sadece 5 gün içerisinde olay çözüldü, iyileştim.Şimdi betona da oturuyorum, acı da yiyorum allaha şükür problem yok.
0
@compadrito
gastroenterolog da olur. ama en iyisi genel cerrahiye gitmek.
bir de daha özel bir dal olarak proktolog var.
gastroenterolog da olur. ama en iyisi genel cerrahiye gitmek.
bir de daha özel bir dal olarak proktolog var.
0
yüzkırk
selamlar,büyük boşluğa düştüm,bana güzel dizi söyleyebilecek olan var mı? tuttugum izlediğim dizileri veriyorum hani bir fikir verir,dexterhımymsuitswhite collarspartacusbig bang theorycalifornicationgame of throneshappy endingseskiden ;lostfriends felan işte...
selamlar,
büyük boşluğa düştüm,
bana güzel dizi söyleyebilecek olan var mı? tuttugum izlediğim dizileri veriyorum hani bir fikir verir,
dexter
hımym
suits
white collar
spartacus
big bang theory
californication
game of thrones
happy endings
eskiden ;
lost
friends felan işte...
büyük boşluğa düştüm,
bana güzel dizi söyleyebilecek olan var mı? tuttugum izlediğim dizileri veriyorum hani bir fikir verir,
dexter
hımym
suits
white collar
spartacus
big bang theory
californication
game of thrones
happy endings
eskiden ;
lost
friends felan işte...
0
letreset
o kadar çirkinim ki kendimden nefret ediyorum. tek çocuk olmasam anne ve babamı düşünmesem hemen intihar ederim tek 1 sn tereddüt etmem. keşke iyi bi okulda okuyacağıma iyi bi bölümde okuyacağıma bu kadar zeki ve bilgili olacağıma malın teki olaydımda azıcık güzel olsaydım insanların dalga geçtiği k
o kadar çirkinim ki kendimden nefret ediyorum. tek çocuk olmasam anne ve babamı düşünmesem hemen intihar ederim tek 1 sn tereddüt etmem. keşke iyi bi okulda okuyacağıma iyi bi bölümde okuyacağıma bu kadar zeki ve bilgili olacağıma malın teki olaydımda azıcık güzel olsaydım insanların dalga geçtiği kişi olmasaydım. kendimden nefret ediyorum.en yakın arkadaşım her gün farklı bi kızla sevgilisini aldatıyor. ben ise insanlara o kadar değer veriyorum ki.. ben böyle dünyanın adaletine sokayım.
liseli değilim yıllardır bunalımdayım. bi öneri yapın dicem ama ne denir ki intihardan başka hiç birşey aklıma gelmiyor..ü
edit: boğaziçi mühendislik okuyorum. başarısız ticaret girişimi sonunda batırdığım büyük miktarda para var önümüzde 3 4 sene zengin olamam şu klasik öneridende midem bulanıyor artık.
edit2: vg yapıyorum zaten o kadar zayıftımki çok yavaş gelişiyorum.
liseli değilim yıllardır bunalımdayım. bi öneri yapın dicem ama ne denir ki intihardan başka hiç birşey aklıma gelmiyor..ü
edit: boğaziçi mühendislik okuyorum. başarısız ticaret girişimi sonunda batırdığım büyük miktarda para var önümüzde 3 4 sene zengin olamam şu klasik öneridende midem bulanıyor artık.
edit2: vg yapıyorum zaten o kadar zayıftımki çok yavaş gelişiyorum.
0
zengin ol paranla sikersin hacı. görmüyo musun kimler ne karılar götürüyor amk? kimilerinde tip var kimilerinde kafa. bence tip olacağına kafa olsun daha iyi amk.
0
cok çirkin adamlarda baya kız götürüyor, olay yakışıklılıkta değil ağzın laf yapacak, piçlik serserilik. bu devirde yok öle efendi adama kız.
0
patron sokma sen böyle dünyanın adaletini direk sik!
tipini görürsem seni motive edebilirim.
tipini görürsem seni motive edebilirim.
0
çirkin bi kız olduğunu düşün. o zaman daha kötü ya la
tarzın yoktur senin ondan böyle.
tarzın yoktur senin ondan böyle.
0
güzellik gibi çirkinlik de çok göreceli.
nasıl çirkinsin?
- saçın mı döküldü, dökülmemesini sağlayan ürünler kullanırsın, gerekirse ektirirsin
- burnun mu uzun? estetik var
- dişlerin mi yamuk? çenen mi yamuk? tel taktır, çene ameliyatı ol
- vücudundan mı memnun değilsin? spor yap, emek ver, vücudun şekle girsin
- ayrıca, her zaman bakımlı ol.
bunaltma kendini boş yere
edit: @trinitrotoluen güzellik/çirkinlik çok göreceli şeyler. öyle olmasaydı herkes aynı adamın/kadının peşinde dolanıyor olurdu. güzellik anlayışı çağlara göre değişmezdi. insanlık tarihi boyunca 0 beden kadınlar hep güzel mi algılanıyordu? güzellik, estetik, insandan insana, ülkeden ülkeye, çağdan çağa değişen şeylerdir, dolayısıyla görecelidir
nasıl çirkinsin?
- saçın mı döküldü, dökülmemesini sağlayan ürünler kullanırsın, gerekirse ektirirsin
- burnun mu uzun? estetik var
- dişlerin mi yamuk? çenen mi yamuk? tel taktır, çene ameliyatı ol
- vücudundan mı memnun değilsin? spor yap, emek ver, vücudun şekle girsin
- ayrıca, her zaman bakımlı ol.
bunaltma kendini boş yere
edit: @trinitrotoluen güzellik/çirkinlik çok göreceli şeyler. öyle olmasaydı herkes aynı adamın/kadının peşinde dolanıyor olurdu. güzellik anlayışı çağlara göre değişmezdi. insanlık tarihi boyunca 0 beden kadınlar hep güzel mi algılanıyordu? güzellik, estetik, insandan insana, ülkeden ülkeye, çağdan çağa değişen şeylerdir, dolayısıyla görecelidir
0
arkadaşlar kusura bakmayın ama verilen bu tarz tavsiyeler inanın bayağı malca oluyor. ben de aynı dertten sıkıntı çekiyorum ve inanın ortalama bir tipiniz yoksa insanların size karşı olan ilk izlenimi bile iyi olmuyor. uzaktan görüp tanışmak istediğiniz insan var tanışmak istemediğiniz insan var. daha muhabbetiniz yokken bile tanışılmak istemeyen oluyorsunuz. e durum böyleyken kendinizi gösterebilmek için normalin üstünde bir çaba göstermeniz ve yüksek özgüven ile insanlara yaklaşmanız gerekiyor. fakat sorun da şu ki özgüven havadan gelen bir şey değil. sosyal ortamda aranan birey olmanız, karşı cinsin ilgisini hiçbir şey yapmadan bile çekebilmeniz bu durumlarda insana özgüven veren şeyler oluyor. fakat insanlar size daha ilk saniyede "bu ne la tipe bak!" diye yaklaşırken özgüven sahibi biri olmanız nasıl beklenebilir? kendi adıma konuşursam yolda giden herhangi bir insanın sizin yanınızdan geçtikten sonra "bu nasıl tip lan?" dediğini duymak inanın hiç de hoş bir şey değil.
bodybuilding falan yapmakla geçecek şeyler de değil bunlar.
edit: güzellik/çirkinlik çok da göreceli şeyler değil. abartmaya gerek yok. çirkin insan çirkindir. 1000 kişiden 1'i beğenecek diye bekleyip duramazsınız.
bodybuilding falan yapmakla geçecek şeyler de değil bunlar.
edit: güzellik/çirkinlik çok da göreceli şeyler değil. abartmaya gerek yok. çirkin insan çirkindir. 1000 kişiden 1'i beğenecek diye bekleyip duramazsınız.
0
sakal tipsiz erkeğin can simididir.
polo yaka erkeğin topuklu ayakkabısıdır.
komünist de olabilirsin göze batmamak için arada kaynamalı falan.
saç ekilir burun düzeltilir göz altı torbaları alınır.
çirkinliğin şişmanlık kaynaklıysa direk intihar et.
polo yaka erkeğin topuklu ayakkabısıdır.
komünist de olabilirsin göze batmamak için arada kaynamalı falan.
saç ekilir burun düzeltilir göz altı torbaları alınır.
çirkinliğin şişmanlık kaynaklıysa direk intihar et.
0
ayrıca, entelektüel açıdan kendini geliştir demek de pek çözüm odaklı bir öneri değil. mesela adam "en yakın arkadaşım her gün farklı bi kızla sevgilisini aldatıyor. ben ise insanlara o kadar değer veriyorum" demiş.
insan dediğimiz canlı sürekli entelektüel birikimini kullanarak birilerini elde etmeyi bekleyemez. bu da can amk. mesela hoşuma giden birisiyle takılmak istiyorum abi ben. yemişim birikimi. güzel kız/erkek her fırsatta karşı cinsle yiyişip sevişirken, çirkin insan kırk yılda bir anca onu sevebilecek birini bulursa bu fırsatı elde edebiliyor. yaşamayan bilmez tabi.
edit: tabi işin çelişkili yanı da, kendinden şikayetçi olup tüm bunları düşünen bir insan da karşısında güzel biri olsun istiyor. bu yüzden de işin içinden pek çıkılamıyor maalesef.
insan dediğimiz canlı sürekli entelektüel birikimini kullanarak birilerini elde etmeyi bekleyemez. bu da can amk. mesela hoşuma giden birisiyle takılmak istiyorum abi ben. yemişim birikimi. güzel kız/erkek her fırsatta karşı cinsle yiyişip sevişirken, çirkin insan kırk yılda bir anca onu sevebilecek birini bulursa bu fırsatı elde edebiliyor. yaşamayan bilmez tabi.
edit: tabi işin çelişkili yanı da, kendinden şikayetçi olup tüm bunları düşünen bir insan da karşısında güzel biri olsun istiyor. bu yüzden de işin içinden pek çıkılamıyor maalesef.
0
panpa saçlarını uzat. burnun çirkinse estetik yaptır. gözlerin çirkinse gözlük tak. yüzünün şekli çok güzel değilse sakal bırak. kulakların kepçeyse yine saçını uzat. bakımlı bir şekilde saç uzatmak havalıdır.
0
sen bi insanin olabileceği en doğal halindesin. bi şu yazdıklarındaki samimiyete bakar mısın?
illa da şekil şemal istiyorum diyosan berbere az daha para ver de güzel kessin o saçları. sakallara da bi şekil. az da kıyafete para harcaman lazım. parfüm? mesela armani black code fena gider. bi de güzelinden saat.
tarzın olduğu zaman yüzünün güzelliği problem olmaz pek. bi duruş, bi gülüş seçersin kendine. gerisi gelir.
intihar falan edeyim de deme. çok canın sıkılırsa yak mesaj ışığını, bi kahve içeriz, ferahlarsın. kız da buluruz la sana. dert etme :)
illa da şekil şemal istiyorum diyosan berbere az daha para ver de güzel kessin o saçları. sakallara da bi şekil. az da kıyafete para harcaman lazım. parfüm? mesela armani black code fena gider. bi de güzelinden saat.
tarzın olduğu zaman yüzünün güzelliği problem olmaz pek. bi duruş, bi gülüş seçersin kendine. gerisi gelir.
intihar falan edeyim de deme. çok canın sıkılırsa yak mesaj ışığını, bi kahve içeriz, ferahlarsın. kız da buluruz la sana. dert etme :)
0
yapma guzel kardesim, boyle dusunme.
haline sukretmeyi ve tipinle idare etmeyi ogren.
ayrica trolluk yaptiysan kicina top kacsin.
haline sukretmeyi ve tipinle idare etmeyi ogren.
ayrica trolluk yaptiysan kicina top kacsin.
0
bu kadar kompleks yapacağına kendine güvenli ol.
kızlar mıymıntı erkek sevmez. ne çirkin erkekler var ne güzel kadınları götürüyor.
mal mal intiharı düşünme de biraz kendine yatırım yap.
psikolojin de bu kadar bozuksa psikoloğa git.
her sorunun çözümü var.
gerekirse estetik yaptırırsın.
senden çok daha kötü dertleri olanları düşün.
kızlar mıymıntı erkek sevmez. ne çirkin erkekler var ne güzel kadınları götürüyor.
mal mal intiharı düşünme de biraz kendine yatırım yap.
psikolojin de bu kadar bozuksa psikoloğa git.
her sorunun çözümü var.
gerekirse estetik yaptırırsın.
senden çok daha kötü dertleri olanları düşün.
0
Çirkinlik abidesi bir çocuktan hoşlanıyordum yıllar önce. Çünkü çok zekiydi ve bu beni acayip etkiliyordu.
Sonuç: Çirkinliğine fazla takılma. Başka özelliklerin varsa Adriana Lima'yı bile etkilemen mümkün. Ama özgüven şart. Özgüven de çirkinlik olayına taktığın sürece olmayacak. Yani bu konuya TAKMA.
Sonuç: Çirkinliğine fazla takılma. Başka özelliklerin varsa Adriana Lima'yı bile etkilemen mümkün. Ama özgüven şart. Özgüven de çirkinlik olayına taktığın sürece olmayacak. Yani bu konuya TAKMA.
0
çirkinde olsa elit sporlar yapan kişilerin ilgi gördüğünü düşünmüşümdür hep. tenis badminton squash vs.
0
daglien
aşağıdakiler gibi yeni nesil türk müzik grupları varmı başka bildiğin?sattaslüxüszi puntetnika
aşağıdakiler gibi yeni nesil türk müzik grupları varmı başka bildiğin?
sattas
lüxüs
zi punt
etnika
sattas
lüxüs
zi punt
etnika
0
piiiii hiçbirini bilmiyorum, demek ki artık yaşlanmışım.
bence 110 underrated bir grup benzer gruplara kıyasla.
bence 110 underrated bir grup benzer gruplara kıyasla.
0
tchuck
option'ların her birinin beni bir linke götürmesini istiyorum.örneğin;<option>Almanya</option><option>İtalya</option><option>Fransa</option>almanyayı seçtiğimde; index.php?ulke=germanyfransayı seçtiğimde; index.php?ulke=franceitalyayı seçtiğimde; index.php?ulke=italygibi site içindeki url'lere gide
option'ların her birinin beni bir linke götürmesini istiyorum.
örneğin;
<option>Almanya</option>
<option>İtalya</option>
<option>Fransa</option>
almanyayı seçtiğimde; index.php?ulke=germany
fransayı seçtiğimde; index.php?ulke=france
italyayı seçtiğimde; index.php?ulke=italy
gibi site içindeki url'lere gideyim. nasıl yapabilirim?
örneğin;
<option>Almanya</option>
<option>İtalya</option>
<option>Fransa</option>
almanyayı seçtiğimde; index.php?ulke=germany
fransayı seçtiğimde; index.php?ulke=france
italyayı seçtiğimde; index.php?ulke=italy
gibi site içindeki url'lere gideyim. nasıl yapabilirim?
0
select in onchange özelliğine bağlı olduğu form u submit ettirip, gelen değere göre yönlendirme yapabilirsin.
<select name="ulke" onchange="this.form.submit()">
not: bu en amele yöntem. jquery kullanarak elbette çok daha iyisi yapılabilir.
<select name="ulke" onchange="this.form.submit()">
not: bu en amele yöntem. jquery kullanarak elbette çok daha iyisi yapılabilir.
0
Dr. Kissingher
kızılaya, okudum ettim formlarını. içime sinmedi bu veriş durumları, tıbbi amaçlarla da kullanılabilir demiş, insanlara bağışlamak istiyorum ben, ihtiyacı alsın hesabı. gidip bizzat ihtiyacı olan birini bulsam da mı versem?
kızılaya, okudum ettim formlarını. içime sinmedi bu veriş durumları, tıbbi amaçlarla da kullanılabilir demiş, insanlara bağışlamak istiyorum ben, ihtiyacı alsın hesabı. gidip bizzat ihtiyacı olan birini bulsam da mı versem?
0
kan duyuruları dışında adını yazdırabiliyorsun hastaneye, ihtiyaç oldukça arıyorlar.
0
ben üç ayda bir veriyorum. ortalama 1 hafta içerisinde ihtiyaç sahibine verildi diye telefonuma mesaj da geliyor. bahsettiğin şekilde bir durumla hiç karşılaşmadım.
0
buraya kaydoluyorsunuz. ihtiyacı olan size ulaşıyor. bizim bi yakınımıza ihiyacımız varken arayıp gönüllü bulmuş ve sonra biz de kaydolmuştuk. arıyorlar beni hâlâ..
kanbankasi.gen.tr
Kızılay'ın şöyle bi durumu var galiba. bilmem kaç defa verince ailenden birine kan ihtiyacı oluşması sonucu kan buluyor sana. soyadı aynı olacak filan...
kanbankasi.gen.tr
Kızılay'ın şöyle bi durumu var galiba. bilmem kaç defa verince ailenden birine kan ihtiyacı oluşması sonucu kan buluyor sana. soyadı aynı olacak filan...
0
türk kızılayı'nda düzenli kan bağışçılarına kendilerine ya da yakınlarına kan ihtiyacı olduğunda herhangi bir ayrıcalık gösterilerek kan verilmesi gibi bir uygulama bulunmamaktadır.
0
diğer detaylar ile ilgili olarak ise;
türk kızılayı'nın kan faaliyetleri tamamen "kan ve kan ürünleri kanunu" ile "kan ve kan ürünleri yönetmeliği" ne uygun olarak yürütülmektedir.
ülkemizde kan konusundaki faaliyetlerin anılan mevzuat hükümleri çerçevesinin dışına çıkarılarak yürütülmesi mümkün değildir.
bu sebeple türk kızılayı'nda içinize sinmeyen herşey bu ülkenin standardıdır.
siz siz olun türk kızılayı'nın düzenli kan bağışçısı olmaktan vazgeçmeyin.
türk kızılayı'na bağışlayacağınız bir ünite kan vererek kurtaracağınız üç ihtiyaç sahibinin haklı gururunu kendi içinizde yaşayabilir ya da göğsünüze takacağınız madalyanız ile topluma örnek olabilirsiniz.
türk kızılayı'nın kan faaliyetleri tamamen "kan ve kan ürünleri kanunu" ile "kan ve kan ürünleri yönetmeliği" ne uygun olarak yürütülmektedir.
ülkemizde kan konusundaki faaliyetlerin anılan mevzuat hükümleri çerçevesinin dışına çıkarılarak yürütülmesi mümkün değildir.
bu sebeple türk kızılayı'nda içinize sinmeyen herşey bu ülkenin standardıdır.
siz siz olun türk kızılayı'nın düzenli kan bağışçısı olmaktan vazgeçmeyin.
türk kızılayı'na bağışlayacağınız bir ünite kan vererek kurtaracağınız üç ihtiyaç sahibinin haklı gururunu kendi içinizde yaşayabilir ya da göğsünüze takacağınız madalyanız ile topluma örnek olabilirsiniz.
0
bonjurkes
http://www.gsstore.org/urunDetay.asp?urunID=18915şu forma üzerinde türk bayrağı yokken mi dha güzel yoksa türk bayraklı mı? Sanırım şu anki formalarda türk bayrağı yokmuş, sonraki partide gelecekmiş. Ben bu halini daha bi sevdim gibi ama genel görüş nasıl acaba?
www.gsstore.org
şu forma üzerinde türk bayrağı yokken mi dha güzel yoksa türk bayraklı mı? Sanırım şu anki formalarda türk bayrağı yokmuş, sonraki partide gelecekmiş.
Ben bu halini daha bi sevdim gibi ama genel görüş nasıl acaba?
şu forma üzerinde türk bayrağı yokken mi dha güzel yoksa türk bayraklı mı? Sanırım şu anki formalarda türk bayrağı yokmuş, sonraki partide gelecekmiş.
Ben bu halini daha bi sevdim gibi ama genel görüş nasıl acaba?
0
ortada olunca bence sırıtmıyor. ancak parçalıda sağ tarafa koydukları hali inanılmaz kötü. ayrıca bu hali de gayet güzel.
0
sanki benim duyduğum, ilk parti bayraksız satılacak, sonraki partilerde bayrak default dikili gelecek, doğru muyum yamuluyor muyum?
0
raif_efendi
http://www.dailymotion.com/video/x2m62b_mondial-du-vtt-descente-de-venosc-c_newsYorumları alayım...
0
downhill denen zımbırtı manyak bir şey hacı.ama göt ister, en ufak bir hatanda öpersin daşı, gayayı.
bir örnek video da benden olsun o vakit:
www.koreus.com
bir örnek video da benden olsun o vakit:
www.koreus.com
0
Hardtail ile bile inilebilecek çok teknik olmayan bir downhill parkuru. Herhangi bir XC parkurunu tamamlamış herhangi bir XC yarışcısı rahatlıkla tamamlar.
kekec salman'ın yolladığı linke ilave olarak downhill veya allmountain bisikleti olmadan ve teknik bilmeden tamamlanamayacak bi kaç HD örnek;
www.youtube.com
kekec salman'ın yolladığı linke ilave olarak downhill veya allmountain bisikleti olmadan ve teknik bilmeden tamamlanamayacak bi kaç HD örnek;
www.youtube.com
0
la ben izlerken dahi adrenalinim tavan yaptı. bu nasıl bir heyecandır.. bana kalırsa havada uçmaktan filan kat kat göt isteyen bir atraksiyon.. ölüm vadisi'nde yürümek bile artık gözümde bir şey ifade etmiyor!
0
@ali desidero
dostum ben alt seviye bisiklet kullanıcısıydım :) ancak senin eymir inişine hemen bi baktım da bunların yanında arazi otoban gibi kalıyor :p
www.youtube.com
dostum ben alt seviye bisiklet kullanıcısıydım :) ancak senin eymir inişine hemen bi baktım da bunların yanında arazi otoban gibi kalıyor :p
www.youtube.com
0
eheh, yalnız o videodaki yangın yolu zaten sadece en son indikten sonra bir patikaya girmiş arkadaşlar patika yazmasına rağmen vidyoda. Çok daha teknik ve dar inişler mevcut olmakla beraber, Eğer gelirsen seninle önce o tür yangın yollarından ineceğiz zaten ;)
0
"pedal çevirmiyorlar bile. hiç bisiklet sürüyorum diye gezmesinler." +1
bisikletle yokus inmede ne var, asil marifet cikabilmekte.
bisikletle yokus inmede ne var, asil marifet cikabilmekte.
0
baterist
Selam arkadaşlar, soru başlıkta, hayatında ilk defa ev kiralayacak bu adama yardım edin :)Teşekkürler
Selam arkadaşlar, soru başlıkta, hayatında ilk defa ev kiralayacak bu adama yardım edin :)
Teşekkürler
Teşekkürler
0
kira lokasyon ulaşım tabi ilk etapta akıl edecek kadar zekisiniz,
aidatı yüksek olmasın tesisatları çalışıyor olsun,rutubet olmasın,zemin yada bodrum kat olmasın, kapı sağlam olsun
edit dış cephe kaplaması falan olursa iyiş olur kışın rahat edersin tabi bide kombisi sağlam olsun
aidatı yüksek olmasın tesisatları çalışıyor olsun,rutubet olmasın,zemin yada bodrum kat olmasın, kapı sağlam olsun
edit dış cephe kaplaması falan olursa iyiş olur kışın rahat edersin tabi bide kombisi sağlam olsun
0
@basond emlak sitelerine bakıyorum da aynı daireyi farklı fiyat aralıklarında göstermişler, bu emlakçıların bir kurnazlığı mı?
0
evin bulunduğu yer, ev eskiyse banyo ve tuvaletin muslukları, güneş alan/almayan oda var mı?, mutfağın ihtiyaca göre büyüklüğü küçüklüğü gibi bi sürü şey sayılabilir lakin bana göre en önemlisi ev sahibinin nasıl biri olduğu! Eğer paragöz, aç gözlü, görmemiş biriyse uzak dur. Ev güzel olsa da, fiyatı uygun da olsa uzak dur...ev sahibi cidden önemli bi ayrıntı! Çok şükür bizimki melek gibi bi adam, ancak ev sahibiyle uğraşmaktan hayattan bezen bi sürü arkadaşım var...
0
elektrik, su, doğalgaz gibi giderlerin merkezi olmadığına dikkat et. misal bazı büyük sitelerde (innovia) hala adam akıllı bir altyapı olmadığını görmüştüm. Elektrik tüm apartmana gelip, senin sayacına göre oranlayıp bir miktar çıkarıyorlar ancak her türlü çakıyorlar.
Sonra aidata dikkat et.
Eğer bilindik bir sitede filan tutacaksan onunla alakalı internetten yorumları oku.
Ayrıca sıfırdan bir ev kurmayı planlıyorsan ve örneğin 2000 TL masraf belirlediysen, buna her zaman %50 ekle..
Sonra aidata dikkat et.
Eğer bilindik bir sitede filan tutacaksan onunla alakalı internetten yorumları oku.
Ayrıca sıfırdan bir ev kurmayı planlıyorsan ve örneğin 2000 TL masraf belirlediysen, buna her zaman %50 ekle..
0
kontratta kira zammı kısmına dikkat et.
bir de evi teslim alırken fotoğraf falan çek. kırık, dökük vb. ne varsa ev sahibine bildir mutlaka. sonra ev sahibi "ben evi verirken böyle değildi" diyerek depozitonun üstüne yatmasın.
bir de evi teslim alırken fotoğraf falan çek. kırık, dökük vb. ne varsa ev sahibine bildir mutlaka. sonra ev sahibi "ben evi verirken böyle değildi" diyerek depozitonun üstüne yatmasın.
0
@spider03 sıfır dairelere bakıyorum, sonuçta sıfırdan ev kuruyoruz yep yeni eşyaları eski evde heba etmeyelim. Sıfır binaların neredeyse tamamı da emlakçıların elinde, ev sahibine ulaşmak çokta mümkün gözükmüyor :(
0
Kesinlikle ulaşım ve evin yakınında market büfe vs. olması....
Merkezi ısıtma, kombi olayı, kesinlikle kombi olmalı tek yaşayan biri için,
Merkezi ısıtma, kombi olayı, kesinlikle kombi olmalı tek yaşayan biri için,
0
evi nereden bakıyorsunuz hangi semtten sıfır ev zor bulunur her semtte sonuçta?
Aynı daireyi farklı fiyattan veriyorsa ev sahibi kesin bişey dememiştir kafalarından bi fiyat veriyolardır. dikkat et.
Aynı daireyi farklı fiyattan veriyorsa ev sahibi kesin bişey dememiştir kafalarından bi fiyat veriyolardır. dikkat et.
0
2 ay kira ödenmemesi durumunda tüm aylara ait kira bedelleri muaccel olur şartı kira sözleşmesinde olmasın.
0
@saruwatari o madde kanunda var zaten. ev sahibi, bir dönemde iki kez haklı ihtardan tahliye davası açabiliyor. kontratta olup olmamasının çok da önemi yok yani.
0
@merhum, eğer bu madde sözleşmede varsa ve 2 ay kiranın ödememesi durumunda icra takibi başlatılıyor ve bütün senenin kirası istenebiliyor. cezai şart gibi bir şey yani. ödenmeyen borç 4000 ise bir anda 24.000 olabiliyor.
0
gogu delen adam
İnsanlığı yerin dibine sokan kitap isimleri. Roman olur, deneme olur. Ne olursa.
İnsanlığı yerin dibine sokan kitap isimleri. Roman olur, deneme olur. Ne olursa.
0
valla en güzel örneklerinden biri "animal farm" sanırım. bu tür kitaplar daha çok toplumu eleştiren kitaplar oluyor. hiciv sanatına da bakılabilir. misantropi öğelerine de bakılabilir.
"Gulliver’s Travels" romanında misantropi var mesela. satirist ve misantrop yazarlara da bakabilirsin. mesela Jonathan Swift'in eserleri böyle imiş.
şu kaynaklara da bakabilirsin:
en.wikipedia.org
www.goodreads.com
worldsstrongestlibrarian.com
"Gulliver’s Travels" romanında misantropi var mesela. satirist ve misantrop yazarlara da bakabilirsin. mesela Jonathan Swift'in eserleri böyle imiş.
şu kaynaklara da bakabilirsin:
en.wikipedia.org
www.goodreads.com
worldsstrongestlibrarian.com
0
raif efendi, dinle küçük adam başucu kitaplarımdandır. tam isabet bir tavsiyede bulundun. varsa başka tavsiyen, çekinme.
demian olsun, çavdar tarlasında çocuklar olsun, 1984 olsun, cesur yeni dünya olsun, ekmeğin fethi olsun.. bu türlerde, sadece insanlığı değil ama sistemi de yerin dibine sokan kitaplar konusunda çekinmeyin. ama, sosyalist devrim gelecek gibi kitaplar da olmasın. sadece küfretsin. devrim mevrim hayali şeyler aşılamaya çalışmasın.
demian olsun, çavdar tarlasında çocuklar olsun, 1984 olsun, cesur yeni dünya olsun, ekmeğin fethi olsun.. bu türlerde, sadece insanlığı değil ama sistemi de yerin dibine sokan kitaplar konusunda çekinmeyin. ama, sosyalist devrim gelecek gibi kitaplar da olmasın. sadece küfretsin. devrim mevrim hayali şeyler aşılamaya çalışmasın.
0
contavolta
elimde bi tane stored procedure var MSSQL de yazılmış. ben bunu php sayfamda çağırıp kullanmak istiyorum. Out parametreleri nasıl kullanıcam, çağırıcam yardımcı olabilecek var mı? Gerekli parametreleri gönderiyorum. sonra while ($obj = odbc_fetch_object($sonuc)) { $kontenjan = $obj->Kontenjan;
elimde bi tane stored procedure var MSSQL de yazılmış. ben bunu php sayfamda çağırıp kullanmak istiyorum. Out parametreleri nasıl kullanıcam, çağırıcam yardımcı olabilecek var mı?
Gerekli parametreleri gönderiyorum. sonra
while ($obj = odbc_fetch_object($sonuc)) {
$kontenjan = $obj->Kontenjan;
$kullanilan = $obj->Kullanilan;
}
diyerek çağırıyorum ama değişkenlerim boş geliyo.
procedure un parametreleri aşağıdaki gibi,
CREATE procedure SP_KontenjanTur(
@SirketNo int,
@AcenteKod varchar (50),
@TurKod varchar (50),
@Donem1 datetime,
@Donem2 datetime,
@Kontenjan int out,
@Kullanilan int out
)
Gerekli parametreleri gönderiyorum. sonra
while ($obj = odbc_fetch_object($sonuc)) {
$kontenjan = $obj->Kontenjan;
$kullanilan = $obj->Kullanilan;
}
diyerek çağırıyorum ama değişkenlerim boş geliyo.
procedure un parametreleri aşağıdaki gibi,
CREATE procedure SP_KontenjanTur(
@SirketNo int,
@AcenteKod varchar (50),
@TurKod varchar (50),
@Donem1 datetime,
@Donem2 datetime,
@Kontenjan int out,
@Kullanilan int out
)
0
$query = "call prosedurun adı";
$result = mysqli_query($link,$query) or die ("Sorguda Hata: $query. " . mysqli_error());
if (mysqli_num_rows($result) > 0)
{
while($row = mysqli_fetch_array($result))
{
}
}
mysqli_free_result($result);
mysqli_next_result($link);
$result = mysqli_query($link,$query) or die ("Sorguda Hata: $query. " . mysqli_error());
if (mysqli_num_rows($result) > 0)
{
while($row = mysqli_fetch_array($result))
{
}
}
mysqli_free_result($result);
mysqli_next_result($link);
0
tchuck
arkadaşlar ben anlamıyorum yav.şimdi bir site yaptım, öyle çok özgün, çok harika bir şey değil. aksine bir çok eksiği falan var, ama zaten amatör bir şekilde tasarladığım ve bu işleri de yeni öğrendiğim için bana tecrübe oluyor. o yüzden seviyorum yani. (herhangi bir ticari kaygım vs. yok zaten)neys
arkadaşlar ben anlamıyorum yav.
şimdi bir site yaptım, öyle çok özgün, çok harika bir şey değil. aksine bir çok eksiği falan var, ama zaten amatör bir şekilde tasarladığım ve bu işleri de yeni öğrendiğim için bana tecrübe oluyor. o yüzden seviyorum yani. (herhangi bir ticari kaygım vs. yok zaten)
neyse, konunu bu kısmı alakasızdı konuya geçeyim.
şimdi siteyi tasarladım, birçok eksiğinin olduğunu biliyorum görsel olarak. ama insan tek başına uğraşınca göremiyor, anlayamıyor, kavrayamıyor. o yüzden internette web sitemi gösterdim insanlara, dedim ki eksikleri neler, neleri yanlış yapmışım saçma yapmışım yamuk yapmışım söyler misiniz?
(bu arada sitem fazlasıyla sade bir görünüme sahip. kullanıcılar rahatça dolaşsın, kasmasın, okumaları rahat olsun, her şey ellerinin altında bulunsun diye olabildiğince duru bir site yaptım. muhtemelen bu kötü bir tasarım örneğidir gerçi)
neyse, sitelerdeki insanların yorumları oldu. fazla sade oluşuyla ilgili. yorumlarını açmalarını istedim. herkeste aynı şeyler:
- sitende banner yok. mutlaka banner koymalısın. bannersız site olmaz, kullanıcılar bannera alıştı.
diyorum ki, banner bana çok hantal bir şey olarak geliyor. sitemde gerçekte göstermek istediğim şeyleri çok aşağıya itiyor, ben gerçek içeriğimi tepeye koymak istiyorum, bannerla kapatmak istemiyorum diyorum. ama illa ki banner koymalısın diyorlar.
1. burda ben mi yanlış düşünüyorum?
- sitende footer yok, mutlaka footer koymalısın, footersız olmaz.
diyorlar. diyorum ki benim sitem twitter/facebook tarzında aşağıya doğru akıyor. alta footer koysam bile, bundan 2-3 ay sonra içerik onbinlerce pixel aşağıya kadar inecek siz scroll indirdikçe. footer koysam ne işime yarayacak?
hayır, diyorlar footer olmak zorundaymış. niye?
2. bu konuda da ben mi yanlış düşünüyorum?
- sitende hiç resim yok, çok boş görünüyor şuan.
bak işte, bu konuda hakikaten haklı olabilirler. sitem boş, sade, düz. ben de bunu düzeltmek istiyorum ama resimlerle boğarak düzeltmek istemiyorum işte. kullanıcıları parlayan eden, ışıldayan resimlerle niye yorayım diyorum. ben içeriği göstermek istiyorum, en rahat beyaz arkaplanla okurlar resimlerle kimseyi yormak istemiyorum diyorum.
3. bu konuda gerçekten çok haksız olabilirim. ama yine de haksız mıyım? merak ediyorum.
sitemi burda paylaşabilirim eğer isterseniz, o önemli değil.
zaten özgün bir site de değil. twitter ve facebook'tan çok kopyalar çektim. ama bu işin önderlerine özenerek başlarım, ilerledikçe kendi lügatımı oluştururum site kendi kendine özgünleşir diye düşündüm açıkçası. ben çok haklıyım, çok özgün site yaptım demiyorum.
sitemin de açıkçası bir sürü eksiği var, bana da çok boş geliyor. ama banner-footer ve her yere resim koy gibi eleştiriler saçma geliyor bana. haksız mıyım ki ya?
şimdi bir site yaptım, öyle çok özgün, çok harika bir şey değil. aksine bir çok eksiği falan var, ama zaten amatör bir şekilde tasarladığım ve bu işleri de yeni öğrendiğim için bana tecrübe oluyor. o yüzden seviyorum yani. (herhangi bir ticari kaygım vs. yok zaten)
neyse, konunu bu kısmı alakasızdı konuya geçeyim.
şimdi siteyi tasarladım, birçok eksiğinin olduğunu biliyorum görsel olarak. ama insan tek başına uğraşınca göremiyor, anlayamıyor, kavrayamıyor. o yüzden internette web sitemi gösterdim insanlara, dedim ki eksikleri neler, neleri yanlış yapmışım saçma yapmışım yamuk yapmışım söyler misiniz?
(bu arada sitem fazlasıyla sade bir görünüme sahip. kullanıcılar rahatça dolaşsın, kasmasın, okumaları rahat olsun, her şey ellerinin altında bulunsun diye olabildiğince duru bir site yaptım. muhtemelen bu kötü bir tasarım örneğidir gerçi)
neyse, sitelerdeki insanların yorumları oldu. fazla sade oluşuyla ilgili. yorumlarını açmalarını istedim. herkeste aynı şeyler:
- sitende banner yok. mutlaka banner koymalısın. bannersız site olmaz, kullanıcılar bannera alıştı.
diyorum ki, banner bana çok hantal bir şey olarak geliyor. sitemde gerçekte göstermek istediğim şeyleri çok aşağıya itiyor, ben gerçek içeriğimi tepeye koymak istiyorum, bannerla kapatmak istemiyorum diyorum. ama illa ki banner koymalısın diyorlar.
1. burda ben mi yanlış düşünüyorum?
- sitende footer yok, mutlaka footer koymalısın, footersız olmaz.
diyorlar. diyorum ki benim sitem twitter/facebook tarzında aşağıya doğru akıyor. alta footer koysam bile, bundan 2-3 ay sonra içerik onbinlerce pixel aşağıya kadar inecek siz scroll indirdikçe. footer koysam ne işime yarayacak?
hayır, diyorlar footer olmak zorundaymış. niye?
2. bu konuda da ben mi yanlış düşünüyorum?
- sitende hiç resim yok, çok boş görünüyor şuan.
bak işte, bu konuda hakikaten haklı olabilirler. sitem boş, sade, düz. ben de bunu düzeltmek istiyorum ama resimlerle boğarak düzeltmek istemiyorum işte. kullanıcıları parlayan eden, ışıldayan resimlerle niye yorayım diyorum. ben içeriği göstermek istiyorum, en rahat beyaz arkaplanla okurlar resimlerle kimseyi yormak istemiyorum diyorum.
3. bu konuda gerçekten çok haksız olabilirim. ama yine de haksız mıyım? merak ediyorum.
sitemi burda paylaşabilirim eğer isterseniz, o önemli değil.
zaten özgün bir site de değil. twitter ve facebook'tan çok kopyalar çektim. ama bu işin önderlerine özenerek başlarım, ilerledikçe kendi lügatımı oluştururum site kendi kendine özgünleşir diye düşündüm açıkçası. ben çok haklıyım, çok özgün site yaptım demiyorum.
sitemin de açıkçası bir sürü eksiği var, bana da çok boş geliyor. ama banner-footer ve her yere resim koy gibi eleştiriler saçma geliyor bana. haksız mıyım ki ya?
0
@raif_efendi abi adres gerçekten önemli değil. zaten sitem tamamlanmış değil, dolusuna bereket eksiği var. ama sinirime dokunan şey sürekli banner yap footer yap demeleri. sitemin eksikleri banner ve footer değil, çünkü sitem sistem gereği o tip bir site değil.
www.tuyover.com sitem; yukarıda monitör adını verdiğim bölümün;
ortasındaki dive dinamik bir script yazıyorum, son tutan kuponlar, günün en çok dikkat çeken (oynanan ve yorum yapılan) maçları ve son haberler satır satır geçecek tıklandığında içeriği lightboxta gelecek. (idda programı bölümündeyken ise, o dinamik bölümde, son yorumları görecek kullanıcılar)
kullanıcı girişi yapılmadığında beyaz görünen alana da bir dinamik script yazıcam, amacı biraz daha farklı olan, şimdi uzun uzun anlatmayayım.
onun dışında tasarımda çok fazla boşluklar olduğunun farkındayım. ama sırf site boş görünmesin diye de gereksiz resimler banner ve footerla doldurmak istemiyorum.
her türlü eleştirinize açığım elbette ama site gördüğünüz üzere banner vb. işlere uygun bir site değil.
www.tuyover.com sitem; yukarıda monitör adını verdiğim bölümün;
ortasındaki dive dinamik bir script yazıyorum, son tutan kuponlar, günün en çok dikkat çeken (oynanan ve yorum yapılan) maçları ve son haberler satır satır geçecek tıklandığında içeriği lightboxta gelecek. (idda programı bölümündeyken ise, o dinamik bölümde, son yorumları görecek kullanıcılar)
kullanıcı girişi yapılmadığında beyaz görünen alana da bir dinamik script yazıcam, amacı biraz daha farklı olan, şimdi uzun uzun anlatmayayım.
onun dışında tasarımda çok fazla boşluklar olduğunun farkındayım. ama sırf site boş görünmesin diye de gereksiz resimler banner ve footerla doldurmak istemiyorum.
her türlü eleştirinize açığım elbette ama site gördüğünüz üzere banner vb. işlere uygun bir site değil.
0
tüm dediklerinde haklısın tek denebilecek sitede sağ ile sol dengesi yok. onun dışında güzel.
0
bu işlerden bir nebze anlayan birisi olarak bazı konuları madde madde sıralayacak olursak şunları söyleyebilirim.
- Öncelikle banner, footer konusunda benim de fikrim çok elzem olmadığı konusunda. Ancak bana kalırsa sitenin aşağı kısımda, sayfanın bittiğine dair bir bant mutlaka olmalı. öbür türlü eksik yüklenmiş gibi bir algı oluşuyor.
- Böyle bir işi tek başına yaptığını düşünüyorum ve genelde de bu işler ne kadar programlama tarafından harika dahi olsa, tasarım uyumluluğu, kullanılabilirlik gibi konular iyi işlenmediği zaman, yapılan ürün havada kalıyor.
- Biraz daha örnek ile açıklamam gerekirse orta-üst alanda iddaa programı şeklinde haber koymuşsun. üyelere tıkladığım zaman da üye adı ve resimleri geliyor. peki üyelerin sağındaki gereksiz boşluk senin gözünü yormuyor mu? Yahut tüm üyelerin listesinin kutucuk içinde scroll lu bir şekilde gelmesi sıkıcı değil mi?
- Yukarı kısımlarda tasarım bütünlüğünün olmadığından bahsetmiştim. Bunu da şöyle açalım. Şöyle geriden baktığın zaman orta/sol-üst-sağ ve aşağı alanlar arasındaki padding değerleri sence de tutarsız değil mi?
Ama alt toplamda şunu da belirtmek isterim. Zaman zaman duyuruda açtığın soruları görüyorum. Böyle bir çalışma yaptığının farkındayım. Ciddi bir emek, beyin fırtınası mutlaka var. Ancak bir siteyi kodlamak kadar tasarım üzerine eğilmek de o kadar ihtiyaç.. Senin yapmak istediğin sadelik ile bu tasarım bana göre aynı paralelde değil..
Kolay gelsin.
- Öncelikle banner, footer konusunda benim de fikrim çok elzem olmadığı konusunda. Ancak bana kalırsa sitenin aşağı kısımda, sayfanın bittiğine dair bir bant mutlaka olmalı. öbür türlü eksik yüklenmiş gibi bir algı oluşuyor.
- Böyle bir işi tek başına yaptığını düşünüyorum ve genelde de bu işler ne kadar programlama tarafından harika dahi olsa, tasarım uyumluluğu, kullanılabilirlik gibi konular iyi işlenmediği zaman, yapılan ürün havada kalıyor.
- Biraz daha örnek ile açıklamam gerekirse orta-üst alanda iddaa programı şeklinde haber koymuşsun. üyelere tıkladığım zaman da üye adı ve resimleri geliyor. peki üyelerin sağındaki gereksiz boşluk senin gözünü yormuyor mu? Yahut tüm üyelerin listesinin kutucuk içinde scroll lu bir şekilde gelmesi sıkıcı değil mi?
- Yukarı kısımlarda tasarım bütünlüğünün olmadığından bahsetmiştim. Bunu da şöyle açalım. Şöyle geriden baktığın zaman orta/sol-üst-sağ ve aşağı alanlar arasındaki padding değerleri sence de tutarsız değil mi?
Ama alt toplamda şunu da belirtmek isterim. Zaman zaman duyuruda açtığın soruları görüyorum. Böyle bir çalışma yaptığının farkındayım. Ciddi bir emek, beyin fırtınası mutlaka var. Ancak bir siteyi kodlamak kadar tasarım üzerine eğilmek de o kadar ihtiyaç.. Senin yapmak istediğin sadelik ile bu tasarım bana göre aynı paralelde değil..
Kolay gelsin.
0
min.us
Nacizane önerilerimi resim üzerinden giderek paylaşayım..İddia programı ve canlı skor kısmı ilk başta logoymuş gibi görünüyor. Üst kısımdaki barın yüksekliğini biraz arttırıp büyütebilirsin bence tüyover logosunu. canlı skorları sağına çekebilirsin eğer başka bir şey eklemeyeceksen o kısma başka.
Sağ kısımdaki hoşgeldin bölümü üye seçilmeyince boş duruyor kötü görünüyor. orayı başka bir şekilde değerlendirebilirsen güzel olur boş durmasın yani. sağ kısımdaki oklar da zaten diğer arkadaşlarında bahsettiği hizalama olayı. body + sidebar görünümü daha iyi olur bence.
sarı noktalar da ise tüm arkaplanlarda beyaz yerine 2 renk kullanman biraz daha canlandırabilir sayfayı. kuler.adobe.com dan mevcut renklere uygun renkler bulup dene derim bi.
bannerın illa yanıp sönen renk cümbüşü atraksiyonlu bir şey olmasına gerek yok. kupon arama sisteminin altına ya da üstüne uygun boyutta sade hareketli ya da hareketsiz bir banner/resim kullanabilirsin, ordaki boşluğu da azaltmış olursun biraz.
son olarak footer konusunda da raif_efendiye katılıyorum..header body footer yapısal olarak gerekli giriş gelişme sonuç tadında..yarı transparan sabit bir bar bile olabilir üzerinde yükleniyor... gibi bi yazı yazan..
kolay gelsin..
Nacizane önerilerimi resim üzerinden giderek paylaşayım..İddia programı ve canlı skor kısmı ilk başta logoymuş gibi görünüyor. Üst kısımdaki barın yüksekliğini biraz arttırıp büyütebilirsin bence tüyover logosunu. canlı skorları sağına çekebilirsin eğer başka bir şey eklemeyeceksen o kısma başka.
Sağ kısımdaki hoşgeldin bölümü üye seçilmeyince boş duruyor kötü görünüyor. orayı başka bir şekilde değerlendirebilirsen güzel olur boş durmasın yani. sağ kısımdaki oklar da zaten diğer arkadaşlarında bahsettiği hizalama olayı. body + sidebar görünümü daha iyi olur bence.
sarı noktalar da ise tüm arkaplanlarda beyaz yerine 2 renk kullanman biraz daha canlandırabilir sayfayı. kuler.adobe.com dan mevcut renklere uygun renkler bulup dene derim bi.
bannerın illa yanıp sönen renk cümbüşü atraksiyonlu bir şey olmasına gerek yok. kupon arama sisteminin altına ya da üstüne uygun boyutta sade hareketli ya da hareketsiz bir banner/resim kullanabilirsin, ordaki boşluğu da azaltmış olursun biraz.
son olarak footer konusunda da raif_efendiye katılıyorum..header body footer yapısal olarak gerekli giriş gelişme sonuç tadında..yarı transparan sabit bir bar bile olabilir üzerinde yükleniyor... gibi bi yazı yazan..
kolay gelsin..
0
efreet sultan
Twitter'da takip ettiklerimiz için uzun süredir tweet atmayanların listelendiği bir zımbırtı var mı? Yani güncel olarak tweet atanlardan uzun süredir tweet atmayanlara doğru listeleme.
Twitter'da takip ettiklerimiz için uzun süredir tweet atmayanların listelendiği bir zımbırtı var mı? Yani güncel olarak tweet atanlardan uzun süredir tweet atmayanlara doğru listeleme.
0
twitter eklentilerinin çoğunda, bu ve buna benzer bir çok özelliğin olduğunu biliyorum. hatta lokasyon, cinsiyet gibi bir çok analiz de sunuyor. ancak şu an nokta atışı bir isim aklıma gelmedi.
0
gerard
selam,dun soru-yorum programina bir adam konuk olmustu ducane cundioglu diye (program surda: http://tvarsivi.com/player.php?i=2012060737936). adam konusurken surekli boyle kitaplardan, filmlerden ornekler veriyordu. Bazi yerlerini anlatiyordu, yazildigi tarihler, yazarlari, yonetmenleri, oyunculari
selam,
dun soru-yorum programina bir adam konuk olmustu ducane cundioglu diye (program surda: tvarsivi.com adam konusurken surekli boyle kitaplardan, filmlerden ornekler veriyordu. Bazi yerlerini anlatiyordu, yazildigi tarihler, yazarlari, yonetmenleri, oyunculari falan her seyi hatirliyordu. yine baska bir ornek ilber ortayli da olabilir. o da konusu aciliyor, ezberden rusca bir siir falan patlatiyor. nasil beceriyorlar bu kadar iyi hatirlamayi her seyi?
dun soru-yorum programina bir adam konuk olmustu ducane cundioglu diye (program surda: tvarsivi.com adam konusurken surekli boyle kitaplardan, filmlerden ornekler veriyordu. Bazi yerlerini anlatiyordu, yazildigi tarihler, yazarlari, yonetmenleri, oyunculari falan her seyi hatirliyordu. yine baska bir ornek ilber ortayli da olabilir. o da konusu aciliyor, ezberden rusca bir siir falan patlatiyor. nasil beceriyorlar bu kadar iyi hatirlamayi her seyi?
0
Yeteri kadar beğenirsen, ezberlemek de değilde, aklında kalıyor. Bende de oluyor. Bir kere okuduğum cümleler bile en alakasız muhabbetlerde aklıma geliveriyor. Öyle uğraşmakla olacak şeyler değil yani.
0
dücane cündioğlu, türkiye'de son dönemde yetişmiş gerçek entelektüellerden birisidir. zaman zaman tarık zafer'de yaptığı programlara katılmıştım. bir kaç kitabını okudum. haftasonları yazdığı yazıları takip ederdim.(geçen sene bıraktı)
bu adamın yazdığı yazıları okuyun. antichrist filminden giriyor, gazali'den çıkıyor. farklı bir bakış açısı var. bir ara tv net üzerinde de zaman zaman katılıyordu. tv.net üzerinden bulabilirsiniz.
şimdilerde ise adalar'ın birisinde tek başına bir evde yaşadığını okumuştum..
bu adamın yazdığı yazıları okuyun. antichrist filminden giriyor, gazali'den çıkıyor. farklı bir bakış açısı var. bir ara tv net üzerinde de zaman zaman katılıyordu. tv.net üzerinden bulabilirsiniz.
şimdilerde ise adalar'ın birisinde tek başına bir evde yaşadığını okumuştum..
0
Bkz : Algıda seçicilik
Etrafına bakarsan 7 - 77 herkesin futbol hakkında konuya çok hakim olduğunu, geçmişteki maçları, oyuncuları bilgileri olduğunu görürsünüz.
Eğer siz de bu konuda yüksek ilgi seviyesine ve algıya sahip olursanız eminim ki önemli ayrıntıları, noktaları kolayca anımsarsınız.
Etrafına bakarsan 7 - 77 herkesin futbol hakkında konuya çok hakim olduğunu, geçmişteki maçları, oyuncuları bilgileri olduğunu görürsünüz.
Eğer siz de bu konuda yüksek ilgi seviyesine ve algıya sahip olursanız eminim ki önemli ayrıntıları, noktaları kolayca anımsarsınız.
0
0
