ikea evimizin herşeyi
www.ikea.com.tr

yaşa purpurum. şunun kenarlarını oyabilirsem tamam bu iş: www.ikea.com.tr

bu arada, 500 TL de iyi fiyatmış yani. neyse özelliklerinde yazdığına göre diğerler ürünler gibi kağıttan değil en azından.

edit: he bir de kare yapmam lazım tabi ki bunu.

beraberce bi addresistanbul a gidin ; www.addresistanbul.com

evet buraya da bakalım busuta ama sanırım buradaki bir masa fiyatına tüm salonu döşerim gibi geliyor :) ama el mahkum gideceğiz.

tepe mobilyanın mutfak kısmında,nautilusta görmüştüm ben daha çok,bölee oymalı eskitilmiş cogzel masalar ve sandalyeler vardı.bulursam link de koyuciim.

tam diil bunlar da bulamadım linki;
www.tepehome.com.tr

www.mudoconcept.com.tr

ekatalog.mudoconcept.com.tr

mudo izmir mağazasında tarif ettiğin gibi bir masa gördüm sanki. internetten bunu bulabildim ama bir gidip görmek gerek. yanlız tarif tam mudo stili bence.
www.mudo.com.tr
edit: busuta da benden önce yazmış bak:)

bence fazla değil

bence fazla. bizde 3 tane bilgisayar nerdeyse 10 saat çalışıyor her gün. iki tane ışık yatarken de yanıyor. 60-70 geliyor. bence panpa sayaca da baktır. sayaç da bozulmuş olabilir.

Normal gibi... Ben toplamda 7 saat 100w ampül, 15 saat 550w pc + monitör vs, televizyon, 24 saat buzdolabı ve haftada 40dk süpürge, günde bir kez 15 dk saç kurutma makinesi kullandığım halde 34 civarı geliyor.

Laptop fişini kullanmadığınız zamanlarda çekin,yoksa o sürekli pili doldurmaya çalıştığından daimi bir elektrik kullanımı yapıyordur.

elektrikli sohben var mi? Varsa normal yoksa fazla bence...

sayaç akıllı sayaçsa tarifene bak akıllı sayaçlarda 06-17 normal 17-22 arası iki 22-06 arası normalin yarısı şeklinde bir tarife var. en fazla kullanılan saat 17-22 arası olduğundan tüketimi yükseltebilir. buzdolabı içinse test yap bir-iki gün fişini çek sayacı oku karşılaştır.

buzdolabı falan dışında aletler fişi takılı olarak kalmasın. mesela televizyon stand by da kalmasın. izlemiyorsanız fişini çekin.

buzdolabının beyni bozulmus resiztansı devamlı sorun cıkarıyormus. teknik servis öyle dedi. faturaya yansıyormus bu olay direk.

buzdolabı tek başına 17 lira fatura getirebiliyo A sınıfı değilse...test ettim.

yemekhaneyle kimya arasındaki kulübemsi yerde olması lazım onların.

sosyal hizmetler binası o kulübenin adı. şu ana kadar o kadar merkezi bi binanın ne odluğunu hiç merak etmemiş olmanız çok garip doğrusu :)

küçükken çok sevdiğim bir masal vardı. masalın kahramanının ismi dıngıl'dı.

masalda şöyle cümleler geçerdi. "herkes uyur, dıngıl uyumaz". işte küçükten çok etkilenmişim bu masaldan :)

ayrıca gündüz çok yorulmuştum, akşam uyudum birkaç saat. şimdi tekrar yatıcam.

kul Ahmet erken kalkar,
"haydi, ya nasip!" dermis.
kimseler anlamazmis,
'ya nasip!' ne demekmis.

yatakta debelenerek uyumaya calismaktansa, sizmayi beklemek daha kolay geliyor.

uyanıkken yapılacak şeyler uyurken yapılacak şeylerden genellikle daha keyifli ve daha faydalı.

@mea maxima culpa:

sanirim dedigin masalin aynisini abim bana "akıllı bıdık" adi altinda anlatiyordu :)

niye uyumuyoruz: buyuk cogunlugumuz internet bagimliligindan.

bence en zahmetsiz ve uygun olan 2. seçenek gibi. en azindan tek araç.

2

eğer trafik anlamında bir aksilik olmasa (burası İstanbul, herşey olabilir.) E3 seni saat 20:00 civarında havaalanına yetiştirecektir. Check-in derdin olmadığına göre en geç 20:25'te orada olman gerek, 25 dk aksilik payın var yani.

o saatte isten cikip o ucaga yetismeye calismak cok riskli bir is. en azindan 1 saat once cikmaya calismani oneririm.

daha erken cık bence de. 2. secenek en ıyısı.

En mantıklı olanı söylüyorum.
Metro Gayrettepe>Metrobüs Uzunçayır>Otobüs Kozyatağı/Havaş

18:40 otobüsüne bekleyene kadar çoktan karşıya geçmiş olacak. Sonrası kolay. O otobüs 0 trafikte 1saat10dkda gidiyor. yarım saat rötardan fazla yapacağına eminim.

6'da değil de 5bucukta işten çıkınca metro-metrobüs-18:30 kozyatağı havaşı şeklinde kolayca yetiştim. Tavsiyeler için teşekkürler :)

www.surveymonkey.com

ücretsiz üyeliği ne kadar işini görür bilmiyorum... ama herşeyi ayarlayıp bi araştırma şirketine çok uygun bir fiyata yükletebilirsin. biz bu siteyi kullanıyoruz CATİ çalışmaları için.

söylediğim siteden anket oluşturabilirsin sadece... yoksa siteye girip kimse anket doldurmaz. bu konuda yanlış anlaşılma yoktur sanırım... burada anketi oluşturup linkini artık nereden paylaşırsın bilemiyorum... duyuruda böyle linkler verenler oluyor...

anketi hazırla koy buraya linkini. modlara da rica et bir hafta üstte dursun. istediğiniz sayıya erişirsiniz.

linkini paylaşmak nasıl oluyor? yani anket bana bir link veya kod verecekler ben onu başka sitede mi yapacağım? o da olur ama anketin linkini de verecek bir site olsa daha güzel olurdu. çünkü bunun için benim bir domain falan bulmam lazım sanırım. bir de sonuçları nasıl gönderiyor?

ronaldo17 teşekkürler. anketi hallettikten sonra yaparım artık.

surveey.com

wordpress mi?

hangi blog platformunu kullaniyorsun?

wordpress'te birden fazla yazar ayarlayabilirsiniz.

blogger ise
ayarlar izinler yazar ekle
settings permissions add author

blogger idi. belirtmediğim için üzgünüm.
@homeless teşekkürler.

(bkz: #20700334)
(bkz: cv hazırlamanın püf noktaları)

-fotoğraflı cv daha makbul sanırım.
-önce iş tecrübeleri, sonra okullar yazılıyor(akademik başvuruysa tam tersi)
-tecrübeler eğitimler sertifikalar vs tarhleri günümüzden geriye doğru giderek yazılıyor.
-başvurulan işle ilgili olmayan sertifika ve etkinlikler üzerinde çok durmamak lazım.
-2 sayfadan uzun cv pek makbul değil, şişirilmiş olduğu düşünülüyor.
-referansınız varsa yazarsanız hoş olur.
-bir çok insan cvnin başına bir paragraflık niyet mektubu gibi bişey yazıyor, nasıl bir pozisyon istiyorum veya neden bu pozsiyonu sitiyorum temalı, mesela;

OBJECTIVE
To obtain a position that leverages my personal skills, work experience and educational background towards building the business and the organization

gibi genel bişey bile olabilir. oraya management, marketing, software development vs özel bi sektör yazarsanız daha hoş olur.

europass kullan evlat.

www.istanbul30.com
Bu adreste ucuz hosteller bulabilirsiniz.

haci kiralik daireler var neredeyse beles onlara goz at derim.

büyükada da www.butikadahotel.com i tavsiye ederim. gecelik 2 kişi 100 tl idi.

bizim evi kiraya verebılırım full esyalı :))

www.gezinet.net
buradan seç beğen, ayırt.

www.hushhostelistanbul.com iyidir.ortak banyolu odaları daha ucuz ama özel odalarda var.kahvaltı veriyorlar sabah filan.

Denize cok yakin olan www.esanshotel.com
(git: )

6 seneden fazla oldu kullanmaya başlayalı. çok memnunum hiçbir sorun yaşamadım yıllardır. tam emin değilim ama 3 çift lensi 55 liraya almıştım sanırım bi kaç ay önce.
bi göz doktoruna danışıp almanı tavsiye ederim yine.

- lens ciddi anlamda bir rahatlık. hele ki göz numaran ileriyse. buğ yapmaz, kirlenmez falan. temiz iş. kesinlikle kullanabiliyosan, doktor onaylıyorsa kullanmalısın.

-uzun süredir kullanıyorum, bi zararını görmedim. benden daha uzun kullananlar da tanıyorum, onlar da bir zarar görmedi. retinayı korneayı inceltir diyen doktor da var, retinayı inceltmez onlar lazerle ameliyat işine girip para kazanmak için söylüyor diyen doktor da var. aslını bilmiyorum açıkçası.

- çeşitli markalar var, gene doktoruna danışarak marka önerisi alabilirsin ama genelde, 6lı olan paketler 60tl civarı, markaya göre değişir. bir tanesi 1 ay diyor içinde, ama temiz kullanırsan 2 aya kadar yolu var 1 adetin.

son olarak benim de tek gözüm 0,50 diğeri 6 numara. bu sebeple tek gözüme lens takıyorum. zaten lens iki ayrı göz için birer paket alınır. yani tek gözün bozuksa pahalıya değil aksine ucuza gelir sana. tek göze kullandığın da şeffaf olduğu için belli bile olmuyor. rahat olabilirsin :)

sorularınızın hepsine yeterli cevap veremesem de, lens kullanmaya başlayınca çok büyük bi rahatlık olduğunu farkedeceksiniz ve evet keşke daha önce başlasaynışım kullanmaya diyeceksiniz.uzun süreli kullanım derken, gün içerisinde saatler boyu kullanmak ve bunu alışkanlık haline getirmek göz kuruluğuna yol açabiliyor, tabi lensiniz gece çıkarmalık lens ise. öte yandan, en fazla 10-15 yıl kullanabilirsiniz lens sonrasında birtakım göz rahatsızlıklarınız olur, ne bileyim korneanız incelir diyenler de var, ne kadar doğru bilmiyorum. son sorunuza gelirsek, ben aylık lens kullanıyorum. bir pakette 6 adet lens oluyor ve fiyatı tabi aldığınız yere göre ve markaya göre değişiyor. ben 50tl ye almıştım en son paketini. tek göz için lens derken, gözünüzün numarasına göre bi paket alırsınız ve onu kullanırsınız. benim ikisi farklı numaralarda olduğu için iki ayrı paket alıyorum.

umarım yardımcı olmuşumdur. iyi akşamlar.

-7 yıldır lens kullanıyorum, gözlükle aram hiç iyi değil ve hiç olmadı bu sebeple tavsiye ederim tabi. hem de sigara dumanı ve soğan bile gözde lens varken yakmıyor :)

-doktorum her retinanın bir lens kullanma ömrü vardrı kiminin 10 yıl kiminin 30 yıl dayanır demişti.nihai süreçte lazerle çizdirirsin demişti.

-oksijen geçirgenliği çok olanlarından kullanmanızı tavsiye ederim. Len türleri ve markaları da giderek gelişiyor yenileniyor her seferinde daha konforlusu çıkıyor. Şu anda accuve oasis marka lens kullanıyorum ve mutluyum. Hepsinin kendince bi niteliği var tek döyleyebileceğim focus markalılar daha kalın ve rahatsız edici.

-Fiyatlara www.lensmarket.com 'dan bakabilirsiniz, tüm marka ve modeller var, 1- gün içinde getiriyorlar ve yanında len solüsynu da getiriyorlar. Bana solüsyonlar dahil 6 aylık 150 gibi bişeye maloluyor.

-Tke göze takılan lens hiç duymadım açıkçası, baş dönmesi sorunu yaratabilir gibi geldi, göz doktorunuza danışmanız daha iyi olur bu konuda.

-Tavsiyelerim:
*oksijen geçirgen bir lens bile olsa mümkün olduğunca lensinizle uyumayın her akşam solüsyona koyun, iki lensi ayrı kutulara koyun, 4
*üstünde ip makyaj toz kaldıysa avuç içinize koyarak diğer elinizin bi parmağıyla temizleyşn mutlaka.
*tırnaklarınız uzunsa takıp çıkarırken ayrıca özen göstermek gerekiyor.
*lens takmadan önce değil taktıktan sonra makyaj yapmak gerekiyor
*gözünüzün derecesinden 0.25 düşük lensi kullanmak gerekiyor sanırım göz tembelliği yapmasın diyeç yani -3 miyop iseniz -2.75 lensiniz olmalı. doktorlar hep öyle yazıyor reçeteyi.
*uzun süre bilgisayar başında duracaksanız lens kuruyabilir gözlük takmanızı tavsiye ederim.
*haftanın bigünü mesela evden çıkmayacağınız bir pazar günü evde lens yerine gözlğkle durmak da gözlerinizin dinlenmesini sağlayabilir.
*denize/havuza girerken ya çıkarmanız gerekiyor ya da hiç dalmamanız gerekiyor. yoksa lens suya düşebileceği gibi düşmese bile mikrop kapabilir.

Bunca detaya rağmen hala tavsiye edebildiğime ben de inanamadım ama evet tavsiye ediyorum hala :)

önceki cevapları okumadım.

- 17 yıldır gözlerim bozuk ama aşırı rahatsız etmedikleri için gözlük kullanmıyordum çok fazla. arabada, sinemada, okulda falan kullanıyordum sadece. 9 aydır falan ev dışında lensle geziyorum hep. evde gerek duymuyorum, bilgisayar kullanırken de rahatsız ediyor.

- doğru galiba ya. mümkün olduğu kadar az kullanmak en iyisi.

- lens var lens var şimdi, toric (astigmat) lensler daha pahalıdır mesela. acuvue oasys ya da acuvue advance'ler fena değil. (johnson and johnson'ın) piyasada çoğunlukla 3 çift lens olan kutular var ama bu çift tabirine takılmayın, 6 tane demek o işte. tek gözde kullanabilirsiniz tabi ki. fiyatta sorun olmaz, 6 tane aynı lensten almış olacaksınız sonuçta.

ek: astigmat 0.75 ve üzeriyse genelde toric lens veriliyor, daha düşükse sadece kontact lensle geçiştiriliyor. kontact ve toric arasında nerden baksanız kutu başına 20-40 lira fark oluyor.

Oasys(yanlış yazmış olabilir), Actuva(gene yanlış yazmış olabilirim).
Gayet sağlam, kullanışlı ve dayanıklı lensler. 50 kağıt civarı ederi.
Bir kutudan 3 tane çıkar ve 3 ay gider.

sürekli kullanacaksanız yeni nesil bol oksijen geçiren lensleri tercih edin, şimdi hiçbir markayı hatırlayamadığım için sadece şunu yazacağım: gözlük numarası ile lens numarası arasında 0.25 gibi bir farkın bulunma nedeni gözlük merceğinin göze uzaklığının gözle sıfır olan bir lenste sıfıra inmesinden kaynaklanır. yoksa gözünüz her türlü tembelliğe alışabilir, onunla ilgisi yok.

lensli dönemlerim çok rahattı, sonra bir saçmalıklar oldu, bir doktor gözümün lense uygun olmadığını dahi iddia etti bir dönem. sonra anladım ki markaya şuya buya göre değişiyor. sürekli bilgisayar başında olduğum için gözlük kullanıyorum ama yine de lens gibisi yok.

adını hatırlamıyorum ama hatırlayacaklara yardımcı olayım. ekranın ikiye bölündüğü oyunlar var. bir tarafında tetris, bir tarafında renkli balonları üçleyip patlatmaca var mesela. iki ayrı tuş setiyle aynı anda oynaman gerekiyor oyunları.

flash oyun tabii ki.

(bkz: satranç)

kare karalamaca
(bkz: griddlers)

komik olacak ama zuma da olabilir bence, o renk top gelirken diğer yerleri kontrol ediyorsun falan, bir de sudoku da iyi olabilir ama multitasking için değil de odaklanma için iyi olabilir o.

en son stone çıktı ama esas konusu bu değildi. yan unsur gibi olarak kullanılıyordu.

vavien de sayılabilir sanırım.

(bkz: te doy mis ojos)
milyon tane ödül almış süper bir ispanyol filmidir.

breaking the waves.

hikaye biraz daha tersten aslında bunda ama vura vura öldüren bir film.

"gözlerimi de al" isminde bir ispanyol filmi bu kriterlere uyar.

kenarından kıyısından ripple effect...tam öyle değil de, öyle olanlara değiniyor, telaffuz ediliyor.

adam seni cikaracaksa da cikarmaz tazminat vermemek icin.

bence liste açıklanana kadar bekle. zaten diğer işlerden belki haber gelebilir o güne kadar. listede olmadığını görürsen de söylersin.

ben zaten gidiciyim dersen listedeysen bile cikartir listeden seni. ben olsam oyle yapardim. sonucta tazminat vermemis olacagim.

olayi akisina birakin derim.

zaten listede adın var dostum.

aynı şekilde ben zaten çıkıcam beni listeye yazın diyen birini listeye yazmışlar biraz da o yüzden gaza geldim.

valla benim şirketimde yazarız biz hemen. ama ben iş buldum o yüzden yazın beni demeyeceksiniz tabi. madem böyle bir şey yapacaksınız paketen yararlanmak istiyorum deyin.

bekle. kurtarmayı düşündüğün kişi muhtemelen bir sonraki furyada gidecektir.

Yağız

Selim, Fatih.

kaan

tabi ki egemen..

manalı olsun, yani birini andırsın.

örneğin; gelmiş geçmiş en büyük türk hükümdarı ; selim olabilir ki yavuz selim olarak da koyabilirsiniz.

ikili isimler daha şık duruyor.
ama tutup kaan,berk,berkcan,türkcan,cancan,oncan,buncan gibi topic isimler koymayın derim :)

hayatınızda büyük anlamı olan birini koyun ki her ona seslendiğinizde onu hatırlayasınız.

örneğin;

egemen ismi bana yalakalığı temsil ediyor. zamanında böyle bir eleman vardı öyle bir yerleşti ki zihnime adamı çıkarıp atamıyorum :)

tekrar ediyorum;

bora:)

kuzey

berk

deniz..

benim favorilerim:

dora
çınar

Allah analı babalı büyütsün, güzel bir ömür versin :)

toprak, ılgaz, deniz, ırmak, arda

soyadı ile de uyumlu olsun biraz:)

@ mahnita saol:))
Aslında kız olsa doğa koyucaktı ablam ama erkek oldugunu öğrendik doğa unisex isim ama fazla mı feninen ne

birine serhat birine de ferhat koyun. İşte böyle isimler. Ya da birine ömer diğerine fsruk koyun.

çok güzel bir isim biliyorum ama söylemem ben kendi oğluma koycam :)

globallesmeyi de dusunuerek en azindan ingilizce telaffuzu kolay bir isim oneririm.

muhammet

Oğlumun adı Bilge, ikincisi de oğlan olaydı Bahadır koyacaktım.

Çağan

er

timur

Bilge Kağan

Alp

Doruk

doruk güzel de sanki çok mu popüler kültür havası var

behlül koy....bırak o bihterini bulur:D

daha fazla öneriye açıgız

kayra

Gürkan

Mustafa Yiğit
Ozan
Mert
Özgür

dora dedim doğa demedim :)

coloribus

www.adsoftheworld.com işleri görmek için ama hangi yarışmalar var diyorsan öyle bi liste direk olmayabilir, gunn report'a falan bak.

freud_?

www.amazon.com

freud - düşlerin yorumu

kitap değil de bbc ve horizon'ın konuyla ilgili çok güzel belgeselleri var.

-Kiminle arkadaş olduğunu gördüm!
-Üzgünüm ama annesiyle yaptığımız uzun bir tartışmadan sonra bunun kaçıramayacağımız kadar iyi olduğuna karar verdik.
(tam çeviri: kaçırmak için fazla iyi olduğuna)
(kaçırmak: fırsatı kaçırmak, fırsatı tepmek falan gibi)

Eğer "yer mom" derken yazım hatası yoksa "your mom", yani "annesiyle" değil "annenle" yaptığımız tartışma. Yazım hatası var da aslında "her mom" olacaksa purpurum doğru diyor zaten.

iktisat, hukuk, muhasebe için kpss kitapları yardımcı olabilir.

önerdiğiniz bi yayın kuruluşu var mı?

ikinci sayfa yayınları...savaş yayınları...

teşekkürler.. başka bilen varsa eklerse sevinirim..

freecycle istabul isimli yahoo mail grubuna üye olun, oraya mail atın, illa ki bi alıcısı çıkar,
hatta köylerde yada muhtaç olan bi yerlerdeki okullara kütüphanelere bağışlama fırsatı da bulabilirsiniz böylece.

www.eksiduyuru.com bu duyuru da Sivas Şarkışla lisesi için kitap toplanıyor. buraya göndere bilirsin.

Ansiklopedeleri artık hiçbir kurumsal şirket yardım kampanyalarında kullanmıyor.
Neden? Çünkü artık bilgilerin çoğu güncel değil, haritalar değişti, isimler değişti, sözcükler değişti.
Bence ansiklopedilerden kurtulmak amacınız ise, kağıt dönüşümden faydalanabilirsiniz.
Başkalarına yardım etmek için istiyorsanız, ansiklopedilerinizi vermeyin yeterli.
Nacizane fikrim.

30-35 sene tertemiz saklamışsınız, biraz daha saklayın, koleksiyonerlere, antikacılara falan satarsınız. zira onlardan ansiklopedi olarak yararlanmak imkanı artık mevcut değildir. (ha tabi "falancaya 40 sene evvel filanca denirdi" gibi çıkarımlar yapmak mümkün)

kavaklıdere yakut tek

doluca antik olabilir, bugun tansaş'ta 24 tl'ydi. hafif tatlı güzel bir kırmızı şarap..

biraz sert ve yoğun aroma için öküzgözü
daha hafifi için boğazkere (ikisinin karışımı da güzel olur buzbağ gibi)
hafif ama etkileyici bi tad için kalecik karası(çapkın şarabı)
yakut bence de uygundur
çarpsın istiyorsanız ilk kadehi dikin daha sonra hafif devam edin

kırmızı şarap için söylüyorum,
yakut veya majestik fiyatına göre baya iyi şaraplar.
biraz paraya kıyacaksanız diren'in mahlep şarabı çok güzel, şiddetle öneririm

frontera'lar da guzel oluyordu.

(bkz: sevilen sıcak şarap) değişik bir tad olabilir, çeşitli marketlerde bulabilirsiniz, 11-12 lira civarında fiyatı

Yerliden uzak dur; fillet ise pinot grigio, sirloin ise merlot, rib-eye ise de shiraz içilebilir. O fiyata Grand Champs Bordeaux bulunabilir mi bakmak lazım.

nasıl bi' taharet anlayışın olacak ki kan getireceksin arkadaşım malum yerinden. otururken sorun yaşıyor musun?

yok

mide ile alakali bir problem de olabilir. simdilik heyecan yapmayin.
tekrarlanmasi durumunda "kesinlikle" doktora gidin.

olabilir,kaşıntı var mı?

bağırsaklarınızda bi enfeksiyon olabilir.

basur oulnca kan geliyor. normal zamanlarda kabızlık sorunu yaşıyorsan bu kan bence basurla ilgili. daha detaylı yanıt vermek isterdim ama bokun morfolojisine gireriz. hoş olmayabilir:)

acı ve kaşıntı var mı? varsa muhtemel

kolit de olabilir.

Fistül olma ihtimalide var. Kan dan önce şişlik filan farmıydı?

anal fissür olma ihtimaliniz de var. doktora gidin teshisi koysun.

abiler ablalar, ilginiz için çok teşekkürler;
şimcik şöyle, kanama bir nevi sivilce patlaması gibiydi. hemen gitti zaten sonrasında.. acaba tabiri caizse "sert sıçma" gibi bir eylem sonucu böyle birşeyin olması mümkün mü yoksa illa tıbbı teşhisi konmuş vakalara mı yönelmeliyiz?

bu arada dışarda birşey yok, içerde de birşey oldugunu zannetmiyorum.

tekrar ederse doktora başvurunuz
buraya sorup 10 dk içinde 10 farklı hastalık tribine girmeyiniz

@ superb, eğer tıp okuyorsan doktor olunca hastalarına "sen" diye hitap eden doktorlardan olucağa benziyorsun. bu yüzden sana tik yok, nah sana tik.. ulan ne ara farklı hastalık tribine girdim hipokrat ?!?

istiklalde bir parfümeride görmüştüm.
roma sütunları hesabı bir deseni olan şişesi vardı parfümün dimi yoksa yanlışmıyım?

internet'te.
tr.strawberrynet.com

Evet evet öyle şişesi.

İnternetten almaya pek güvenemesem de başka çözümü yok sanırım teşekkürler yine de.

"Mesaj atsa koşa koşa gideceği erkek" eğer sevgilisini aldattığı kişiyse geçmiş olsun, o ilişki bitmiş. Sevgilisine durumu aydırarak ayrılmalarını sağlayın. Sonuçta bütün ilişkiler evlilikle noktalanmak zorunda değil, bitmiş işi sürdürmenin de kimseye faydası yok, olamaz.

psikologun yapabileceği şeyler de sınırlı. sorun çözülmeden sadece telkinle nereye varılabilir ki? sorunu da çözmek arkadaşınıza kalıyor. bir tercih yapıp, tercih ettiği kişiye de dürüstlükle her şeyi açıklayıp ona göre devam etmeli.

@ataturkiye olayin sadece cinsellikten ibaret oldugunu dusunursek ben hale bunun bir heves oldugunu ve zamanla sonup gidecegini dusunuyorum. yoksa coktan iliskisini bitirmesi icin bende onerilerde bulunurdum.

Biri çok iyi huylu, diğeri çok ateşli yakışıklı diyelim. Birinin etinden diğerinin sütünden mi faydalanacak? İllaki bir tercih yapmak zorunda. Ki bence taraflar fazla zarar görmeden, gerekirse müdahaleyle bu tercihe zorlamak. Yoksa bugün o kişiye karşı biten cinsel heves yarın başkasına başlayacaktır. Aldatmanın sınırı yok, o kapı açıldı mı ohooo...

Psikolog olarak sana derim ki, kızın ilk önce kendi kafasında tutarlı bir yola girmesi lazım. İyice baksın kendine ve düşünsün. "Ben, kimi neden istiyorum"

@jesterdvine oneriniz icin tesekkur ederim. bu arada kizin soyledigine gore izleyecegi yolu o coktan kafasinda kurmus zaten. yani yeni oglanla sadece cinsellik icin birlikte olmak istiyor. gercek erkek arkadasiyla da hala evlenmek istiyor, olanlari anlatip iliskilerini yok etmek istemiyor. problem su ki, bunu yaparken olaylarin altinda vicdani sizlayip, aglama krizlerine giriyor. surekli "bu benim tasiyamayacagim bir yuk" diye inliyor. keske hicbir sey olmamis gibi devam edilebilseydi...

ilişkiyi sürdürmesini telkin etmenin anlamı yok ki, hele karşı taraftan bunu saklıyorsanız hakikaten ayıp. kızın erkek arkadaşına bunu söylemek zorundasınız.

3 sene bir ilişkinin monotonlaşması için yeterli bir süre değil bana göre. evlilik düşünüyorlar diyorsun, 2 yıl sürmicek ki bu evlilik. arkadaşının sevgilisine olan ilgisi tamamen kaybolmuş ve başka erkekleri çekici bulmaya başlamışsa, evlenip yazık etmesin derim. erkek arkadaşına yazık etmesin yani.

erkek arkadaşına bi süre kafasını dinlemek sitediğini yalnız kalmak istediğini falan söyleyip uzak kalsalar(bu ara verme muhabbetine de pek inanmam ama ara verseler) ve bu süreçte diğer sevgilisiyle de görüşmese mesela. Ve kimi özlediğini, erkek arkadaşı yokken diğerini hala arzulayıp arzulamadığını daha kolay kestirebilir sanırım. ikisi de hayatındayken karar vermek zor da, ikisi de hayatında yokken karar vermek daha kolay sanki.

Tabi bu arada ara vermeye kırılan erkek arkadaşın geri dönmeme ihtimalini de göze almak gerek. Bi de kesinlikle evlilik fikrini rafa kaldırmak lazım. En azından bi süreliğine. Çünkü herkes evlenince aldatmam diye düşünüyo niyeyse ama evlilik ihanete daha açık bişey çünkü ayrılması daha zor ve insnalar gayrimeşru yollara daha çabuk meylediyorlar. Bütün bir hayatını rezil etmesin bence. Hadi şimdi ayrılamıyorsa bile evliliği düşünmesin.

@purpurum iliskilerine ara vermeleri mantikli ancak 2 senedir ayni evde yasiyorlar. bu karari uygulamaya koymak biraz zor olabilir.

bal gibi seviyor işte diğer çocuğu. yoksa kimse seks için "şimdi ara dese koşa koşa giderim" demez. kendini de sizi de sevgilisini de kandırmasın. ayıp. ayrılsın sevgilisinden gitsin o çocuğa. kıçına tekmeyi yiyince o çocuktan anlar hatasını.

@fnac: ne yazık ki hiçbir şey olmamış gibi olmayacak artık ve o kız da birinden birini seçecek. ve sonuçlarına katlanacak / alışacak. şahsen yağmurda yürürken ıslanmayan bir insan tanımam.
ayrıca bence @sen git doğru söylemiş. sizin laflar bir çare olmayacak kıza. Direkt kendisinin yaşaması lazım tercihinin sonuçlarını.

1- en azından temelleri öğrenirken ders al bence. ben ders almadan oynamıştım, mal mal duvara karşı topu atıp duruyordum, anlamsız oluyor çok. odtü'de veriliyor ders.

atlı spor kulübü ya da odtü. ikisinin de kursları var.

bilkent sports international.

şu soğukta götün donsun istemezsen diye, kapalı kortu var adamların. ders de veriliyor (üyelik şart değil)

Ankara üniversitesindeysen tenis kursları var ankara üniversitesinde değilsende var aslında sen ulaş bana.

odtü'nün dışarıya da açık tenis kursu var diye biliyorum.

Alevi olunmaz, doğulur. Zaten islama inanan birinin Aleviliğe geçmek için mantıklı bir sebebi olamaz.

islama inanan birinin aleviliğe geçmesi için neden mantıklı sebebi olmaz. anlatır mısınız?

kelime-i şahadette muhammed ile resul'u değişken olarak alıp uygun değeleri koycaksın.

"eşhedü ennaaa ilaaaahe illallaaah, veeeeşş hedüü ennaaa ali'ün abduuuuu ve nebiüü" işe yarayabilir diye düşünüyorum.

edit: ciddiye alındığıma inanamıyorum hala.

alevi olamazsınız ama bektaşi gelenekleri benimseyebilirsiniz, zira bektaşilik de akrabalık yoluyla, kanla geçen bişey olsa da aynı zamanda bi felsefe olarak da düşünülebilir. Sünni olduğu halde kendini bektaşi olarak tanımlayan tanıdıklarım var ve kimse de onlara hadi ordan yezid demiyor.

kesinlikle kelime-i şahadette değişiklik yapmakla falan olunabilinen bişey değil.

kendini nasıl rahat hissedeceksen onu tercih et... doğarken sana mı sordular cinsiyetini dilini dinini.
takıl kafana göre...
istediğin gibi yaşa, başarabiliyorsan birşeyleri yıkabiliyorsan düz tabu mantık kafalarını senden keyiflisi yok..

@cnky

harbi saçmalamışsın!

mintaxla

@cnky islam'a inanan birinin alevilik'e geçmek için mantıklı bir sebebi olamaz mı? alevilik islam'ın dışında mı? senin sahip olduğun ve sarfettiğin şu görüşün bir mantıklı sebebi olabilir mi?

@celeron 300a hz. ali peygamber değildir. tüm cem'ler, ya allah, ya muhammed, ya ali, diye gider. ciddi veya şaka, bunu yazdınsa tepki doğması normal.



sana da cevabım dostum, bir arkadaşım vardı ben alevi olmak istiyorum diyordu. senin benden ne farkın var şimdi diyordu. doğru da söylüyordu, aslen alevilik doğumla geçse de kendini nasıl hissediyorsan öylesindir, doğum değildir bana göre belirleyici olan, alevi öğretisini, araştır, bununla ilgili sayısız kitap var, bunlardan bir iki tane oku veya en yakın cem evi'ne gidip bir dede ile konuş, önce şaşırıp, mesafeli durabilir haklı olarak ama samimiyetini anlarsa sorularına doğru cevap verecektir. yalnız her alevi dedesi de ehil değildir, yenibosna cem evi'nde ali dede denilen genç bir dede var. cem tv'de de çıkar bazen. cem evi'ne telefon açıp, ne zaman görüşebileceğini öğrenebilirsin istanbul'daysan. cemler'e katılabilirsin perşembe günleri, çoğu alevi'den de daha iyi alevi olursun, ama takılma böyle şeylere, alevi'yim, sünni'yim laflarına. ne hissediyorsan onu yap, kendine bir ad vermen gerekmez.

din degistirmek sacmadir kanimca. ya dine girersin, ya dinden cikarsin. ben bunu begenmedim buna geceyim olayi mantikli gelmiyor bana. benim dinle minle isim olmaz ama cnky'ya katiliyorum, alevilige gecis mantikli degil. ciddiyetsiz bir mezhep. eger inaniyor olsaydim da dansla figurle ibadet edilen bir dine mezhepte olmak istemezdim. sanki alevilige gecme istegi "onlarin kurallari daha gevsek, sunnilik bana zor geldi" demek gibi geliyor bana. bu arada bu goruslerim tamamen tarafsizdir, hatta alevilige ve alevilere daha sempatiyle bile bakarim dini daha az ciddiye aliyorlar diye.

@samfisher; tiyatrodaymış gibi yatıp yatıp kalkınca ibadet mi oluyor yani?

akıl fikir.

aleviliği ırksal bir şey sananları da görmüş olduk bu soru sayesinde.

Ben aleviyim desen, kim diyecek ki yok degilsin? Bir kayit mayit yok ki aleviler arasinda. Aleviyim diyen hatta demeyen bile katilabiliyor ibadetlere, rituellere. Sana kalmis.

@isyanim var ulaan dedigim gibi o yatip kalkma da cok sacma, cidden cok sacma. ama oteki dansli sarkili olan daha da sacma. namazda en azindan eglenme ihtimalin yok.

ccc ulusoy reis ccc

İsmail Ayaz da fena değildir.

buzlu da ismail ayaz da uyuzdur ölsünler onlar tren var güzeldir tren cok güzeldir :D

trende yer yok malesef.

kamil koç ta başlamış seferlere.

ulusoy gitmiyor artık.

guerilla marketing en basit anlamda genel geçer tutundurma silahlarını kullanmadan, "gerilla taktiği" ile tutundurmayı, bilinirliği, satışları vs. arttırmaktır. pek çok gerilla metodu olabilir.

ambians kelime anlamından da gidilebileceği gibi tüketicinin genel çevresini kullanarak tutundurma yapmaktır. guerilla'nın silahlarından biri olabilir. guerilla daha genel bir tabirdir. açıkçası marketing y.lisanslarında çok çok az değiniliyor bunlara, belki etkin bir şekilde kullanan pazarlamacılar daha iyi açıklar

biraz daha açayım, ambient marketing şöyledir, mesela bir binayı brandalarla kaplayıp kola kutusuna çevirirsin, bu ambient marketing olur. ha bu bir guerilla yöntemi midir dersen, kısmen evet.

Sanırım gerilla olup ambeint olmayan bişey örenk verebilirseniz daha iyi anlayabileceğim.

gerillanın onemli bi ozelliğide genelde düşük maliyetli olması ve insanları beklemedikleri anda vurması, şaşırtıcı olmasıdır. gerillaya bi ornek; unicef japonyada yerlere mayın seklinde, ayakkkabıya yapısan stickerlar atıyor, millet bunların farkına varmadan basıp geçiyor. eve varıp, ayakkabıyı cıkarırken o stickerı farkediyolar ve uzerindeki "afrikada olsaydınız şuan bu bir gercek mayın olacaktı ve siz muhtemelen olmuş olacaktınız. mayınların temizlenmesi için baaş numaramız falan filan" yazısını okuyolar.

sınırı çizmek biraz zor ve kafa karıştırıcı olabilir. hatta çoğu zaman birbirinin yerine de kullanılıyor bu iki kavram.

ambient, reklamlarını geleneksel mecralar dışında kalan mecraları kullanmak yoluyla yaparken (örneğin kibrit kutusu üstü, mağaza poşetleri, süpermarket arabasının tutacağı vs)
guerilla'yı ambient'tan ayıran en büyük fark, sürpriz öğresinin olmasıdır. seni beklemediğin bir yerde ve beklemediğin bir anda yakalar.

ambient aynı anda daha fazla insana ulaşabilirken, guerilla kişilere ya da küçük gruplara özeldir.

ambient genelde tek taraflı konuşurken, guerilla'da bir interaksiyon-etkileşim söz konusudur.

ambient, gökyüzünde zeplin dolaştırıp en süper X bizde der mesela. guerilla'ysa senin o x'e en çok ihtiyacın olabilecek yeri beller. sen tam oraya geldiğinde tataaaa! şimdi bi x'in olaydı süper olmaz mıydı der. gibi.

buradan konuyla ilgili yazılmış başarılı bir tez'i okuyabilirsiniz.
www.google.com.tr

docs'ta anket hazırlanabiliyor ama başka bir tool var mı hatırlamıyorum...

www.ehow.com

nasıl hazırlanabiliyor, bi link vs bişey var mıdır acaba?

google documents'a gir, new sekmesinden form'u seç. zaten olaylar gelişir.

arkadasim u ve ışık kısmını boşver bence, ben bu ikilemde kaldığm durumlarda bi takıyorum lensi, rahat edemiyorsam diğer tarafı takıyorum, hangisi rahatsa anlıyorum ki o tarafı düzü. 7 yıldır lens kullanıyorum,en kesin yolu bu.

düz u şeklinde tutarken, 2 rakamını okuyabilmelisiniz.

purpurum'a katılmakla birlikte düz u olarak duran lensin dış yüzeyinden bakınca o 2'yi normal okuman gerek. ayrıca dikkatli bakarsan B&L harfleri de vardır o da U dururken dış yüzünden okunaklı olması lazım düzü genelde böyle belirlenir lensin.

isik kaynagi

U --> lens oluyor bu

siz


Simdi bu sekilde lensin altindan bakinca '2' rakamini goruyorum. B&L harflerini goremedim gerci.

ışığa tutma olayı doğru. örneğin ciba vision lenslerde ciba vision yazar. ışığa doğru tuttuğunda gördüğün o rakam,yani 2,lens gözündeyken karşıdan bakan birinin 2 yi düz okuyacağı şekilde takılmalı,yani 2 dıştan bakıldığında düz olmalı,sen içten bakıyorsan 2 nin ters göründüğü yüzey gözüne değen taraf. yani güneş gözlüğü taktığından ray ban yazısını karşıdan bakan düz okur sen de gözünle içten bakmaya kalksan ters görürsün ya,aynen o mantık.

pantolonu ne zaman aldın, faturası duruyor mu?
bunu annem almış ama bana dar geldi de ve değiştir yahu, neden kasıyorsun bu kadar, dediğin gibi pahalı bir yerse sorun çıkarmayacaklardır, değiştireceklerdir.

@durukafa, edit yaptım cevap olarak.

@ot nasıl oluyor kestirmek? Terzi mi yapıyor?

iade edebilmen için giyilmemiş olma şartı olacağını sanmıyorum.. aldığın yerin telefon numarası falan varsa ara sor iade/değişim olaylarını.. genişletilebileceğini sanmıyorum.. çöpe atmaktansa en azından arayıp sormak mantıklı yani..

not: apış arası eriyen/yırtılan ne kötü bi şeydir yareppim.. bu dertten muzdarip olanları toparlayalım..

sıcak suda yıkayın, belki işe yarar.

iade olabilitesi var... ayrıca giyip çıktın diye de utanma boşver :))

hiç olmadı markalı bişeyse sat -10 -20 liraya burdan abi.

başka bi şubesi varsa aldığınız mağazanın oraya götürün ordan değiştirin. genişletemezsiniz.

Olm tüketici olayları var memnun kalmadım dersin fişi faturası durduğu taktirde yeterli olur bu kadar korkmayın satıcıdan verin acımayın begenmedim diyin olsun bitsim.

ya git değiştir aynı mağazadan yenisini al hiç bir şey olmaz.

Giydin diye değiştiremezsin demezler çünkü giyip oturmadığını görünce iade ediyor herkes.
Ama siz bunu giydiniz gibi bir dangalak soru sorulmaz yani.

İç çamaşırı mı alıyosunuz? :)

sen yaparsın şampiyon

dexter. (dikkat ettiyseniz noktayı koydum)

house. (dikkat ettiyseniz bir nokta da ben koydum)

battlestar galactica. (ben de ben de)

breaking bad
spartacus
blue mountain state

two and a half men

The Big Bang Theory(NOKTA)

seinfeld olmadan o noktaların bir hükmü yoktur.

the wire
the office
it's always sunny in philadelphia
entourage

oz (nokta)

"V"

The Lost Room. 2006 yapımı 6 bölümlük bir bilim kurgu-drama temalı mini dizi.
Pek bilinmeyen ama kısa ve mükemmel bir dizidir.

curb your enthusiasm

spartacus diğerlerini at çöpe

dexter..!
izlediğim en iyi dizidir kendisi.

biraz karanlık bir film ama: one hour photo geldi aklıma ilk olarak..

Fur: An Imaginary Portrait of Diane Arbus

fotoğrafçılığa değişik bir bakış açısı için (bkz: rear window)

shutter var

fur ressamın hayatını anlatıyodu sanırım.

shutter da ne biliyim, fotoğrafçılıkla ilgili gram ilham vermez :)bildiğin 2. belki de 3. sınıf korku filmi :)

nuri bilge ceylan filmlerini öneririm durgun kareleri vardır hep zaten fotoğraf sergisi gibidir. ilham verici olabilir.

edit: pardon çok büyük bir mallık ederek fur a ressam filmi demişim.
düpedüz aradığınız filmdir :P

Wim Wenders'den Palermo Shooting

blowup www.imdb.com
veya toptan: www.imdb.com

batıda kilyos, doğuda ağva.

şile olabilir

(bkz: kıyıköy)

ben buyuk adaya gıdıp bısıklete bınıcem.

Şirketteki kızların tavsiyesiyle; taksim majestik cafe mete imiş dogru adres. 15 lira kahve + tarot bakıyormuş.

Asmalımescit'teki Gemi Cafe'de dilek, Melekler Kahvesi sokağındaki paradiso'da Demet varmış. (Ya da tam tersi) Sosyetiklermiş, iyi biliyolarmış vs muhtemelen pahalıdır fiyatları 30-40 falan.

Hemen bakayım ben. Kafanızı karıştıran bir şey var. İş veya aşkla ilgili. İsminin içinde a veya e var. Seçmekte acele ederseniz pişman olacaksınız, biraz bekleyin. Yaşlı bir kadın var, dalgalı saçlı, başınızın üstüne oturmuş, sizi bir yere sürüklemeye çalışıyor. İyiliğinizi istiyor ama sizi çok bunaltıyor. Bir yere gidip bir miktar para kaybedeceksiniz ama bu sizi üzmeyecek. Kafanızın rahatlamasını, bir düşünceden dolayı artık çok yorulmuşsunuz, onu atmak istiyorsunuz. Eski, ne zamandır görüşmediğiniz bir dosttan bu konuda yardım göreceksiniz.

Bir de büyü yapmışlar size, atın bir elli kağıt, onu da bozayım.

@cosmicstring tutmadı malesef :)

Yoo, benim falım hep tutar :)
Büyü için 30'da anlaşalım ;)

Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz.


(MAİDE SURESİ / 90 )

@romeomustdie ayet istememiştim. biliyorum zaten bunu, insanları doğru yola sevketmeye çalışmana gerek yok, herkes biliyor senin kadar merak etme. benim dinim bana senin dinin sanadır(böyle de bir ayet var biliyorsun değil mi?)
ayrıca dini inancı olan biri olduğumu kim söyledi?
inancım olsa bile beni tanımayan birinin hayatım hakkında tahminler yapması bence bir oyundur ve kimseye zararı olmadıkça keyiflidir.

bakırköy d e cıvıltı cafe var carousel'in karşı sokağında. yıllar önce orada bi kadın vardı gayette iyi bakardı ama hala varmıdır o bilmem.

arso , bana inan herkes bilmiyor... Bunu biraz araştırsan sende anlarsın. O ayeti biliyorum, fakat '' SİZİN DİNİNİZ SİZE,BENİM DİNİM BANA'' ayeti, uyarıda bulunmayın anlamında değil, inanmak istemiyorum diyenlere ısrar etmeyin anlamındadır. Bende aynen öyle yapıyorum. Uyarırım, eğer karşımdaki inançsız ise ve uyarıyı reddediyorsa tabiki zorlamak söz konusu olamaz...Saygılarla..

skype üzerinde yabancı biriyle muhabbet edebilirsiniz
livemocha diye bir site mevcut. hem dersler mevcut hem de speaking olayı için uygulamaları var. belki türkçe öğrenmek isteyen birini skype için ikna edebilirsiniz

kendi ülkende o dili anadili olarak konuşan birileriyle uzun süreli takılmak...

Yabancı kanal veya Türkçe altyazılı Amerikan dizileri izleyebilirsiniz.
İzlemediğiniz zaman bile evde açık dursa kulak dolgunluğu olur ve telafuzu da geliiştirir muhtemelen.

Anlamak kolay. Çok dinlerseniz bir süre sonra kendiliğinden her şeyi anlamaya başlarsınız. Konuşmak için tek çözüm konuşmanız, o da yabancı ülkeye gitmeden imkansız. Biriyle bir saat konuşsanız, günün geri kalan kısmında hep Türkçe konuşacaksınız.

yaz sezonunu antalyada çalışarak geçir. turistlerin içinde olabileceğin bir iş bul.hatta düşünürsen haber et yardımcı olurum.

rosetta stone

Betty Blue/37°2 le matin

natural born killers
lonely hearts
wong kar wai nin aşk zamanı
Les Amants Du Pont-neuf var köprüüstü aşıkları

la fille sur le pont (her film sorana da bunu öneriyorum ya, du bakalım...)

eternal sunshine of the spotless mind
arızalı değil de nedir yani. :)

masumiyet

"Jeux d'enfants" tabi ki

masumiyet + 1

(bkz: Wristcutters: A Love Story)

(bkz: dolls)

reconstruction
american beauty
boş ev

(bkz: le fabuleux destin d'amelie poulain)

Katil Doğanlar (1994) Natural Born Killers +1

500 days of summer.
dandik bi film ama olsun.

50 ilk öpücük

(bkz: old boy)

sayılır mı bilmem ama
a la folie.. pas du tout..
"he loves me, he loves me not" olarak ingilizceye çevrilmişti.

ne şekilde ayrıldığımıza bağlı.

var tabi ki, neden olmasın ki? mutsuz olsa ne geçecek ki elinize?

(bkz: saygı)

şöyle düşün ki bu senin eski sevgilin olmuş ve ufacık bir nedenden dolayı bile olsa birşeyini birşekilde sevmişsin beraber olmuşsun
bir daha düşün; sen bunun şimdi kötülüğünü istiyorsun... kim saçmalamış olur?
kendi kendine tezatlığa düşmez misin?

@aylin

ama ufacık bir nedenden dolayı da nefret etmişsin.

seviyorken ayrılmışsanız elde olmayan nedenlerden ötürü evet isterim ama aldatma ihanet varsa gebersin yansın ölsün :D

deliler gibi mutlu olsun yeter ki bana uzak olsun, diyen milyonlari da es gecmeyelim : )

ben eski sevgilisinin ayrıldıktan sonra tanışıp hoşlandığı eleman ile arasını yapmış adamım.

keşke mutluluğu bizim isteyip istemediğimize bağlı olsa.

bir tek dileğim var mutlu ol yeter...

hayır bütün eski sevgililerin allah belasını versin evlendiklerini mutlu olduklarını görücem diye facebooka bakamıyorum bi ben mutlu olayım onlar bok yesinler işte benim bu konudaki fikirlerim id değerindedir ama yerindedir

çok da umrumda değil. ne yaptığından haberim yok.

2 tane ciddi iliski yasadigim eski sevgilim var. biri hep mutlu olsun istiyorum, digeri de olsun gebersin, basina tas dussun, herkes onu aldatsin, isleri kotuye gitsin.... istiyorum.

diyecegim odur ki kisisine gore, nasil ayrildiginiza gore, size yaptiklarina gore degisir.

ps ikisini de cok sevmistim.

ayrıldıktan sonra mutsuz olmuşsa ve siz görece daha mutlu olmuşsanız, ve onun mutsuzluğunun vicdan azabını yaşıyorsanız, sırf onun için değil kendi iç huzurunuz için bile mutlu olmasını istersiniz.

bende mutlu olsun hatta kıçı tavana vursun isterim. neden isterim, bir ayrılıkta daha kapımı çalmasın diye, ya ya.

Sürünsün şıllık.

hehe.

Ben isterim mutlu olsun, öyle iyi falan da ayrılmadık.

ne hali varsa görsün..adı üstünde zaten.eski sevgili :) önümüze bakalım gençler :)

mutluysan hepsi mutlu olsun
mutsuzsan hepsi gebersin moduyla alakalıdır budurum..

will smith'in oynadığı bi film vardı, yazarlar şimdi

(bkz: juno)

(bkz: la science des reves)
(bkz: voksne mennesker)
(bkz: noi albinoi)

altta da eklemişler zaten noi'yi görmemiştim.

The Darjeeling Limited
Everything Is Illuminated
Garden State
Once
Juno
Burn After Reading
Stranger Than Fiction

yazdığınız filmlerden izlemediklerim

everything is illuminated, garden state ve once'ı indirmeye başladım. izlandiklere bilahare geleceğim.

dark horse
voksne mennesker orjinal adı.

@elanor marin,

evet pursuit of happyness

mary and max
garden state

what's eating gilbert grape

excel.
macroya falan da gerek yok, ilgili formülleri yazarsınız, siz yeni rakam girdikçe o hesaplar.

android icin money manager diye bi program var bu isleri yapan, muhtemelen diger isletim sistemleri icin de cesitleri vardir.

paraliz diye bir program vardı, ilk versiyonu dergi vermişti free midir bilemedim şimdi.

eminönü

eminönünde akşam saatlerinde iskele önlerinde,

istanbul üni. beyazıt giriş kapsınında sol tarafındaki alt geçitte.

yerde çuvalda satılan tütünler gibi mi? Paketli ve dükkanlarda satılan versiyonu var mıdır bunun?

Ankara da eymir gölüne ilk defa gitmek isterken gölün etrafındaki ormandan göle inememiştik. Bi amca da sağolsun(!) "kepçe şurdan yeni yol açtı odan inin" demişti. Ve istemeden buradaki sporun sahasında bulmuştuk kendimizi. Kemiklerimizi sağlam sevdiğimiz için bu hızda kullanmamıştık ama bisikletleri "AGD" dedirtecek cinsten bir yoldu.
Orayı tavsiye ederim. Tam olarak buna uygun ama etrafı ağaçlık değil.
adres: kepçenin yeni açtığı yol eymir gölü/ankara

Aslında tekrar düşündüm de, Ankara'da ahlatlıbelin ve odtü arazisinin bazı kısımlarına bu parkura uyan yerler çok. Ben sadece eymire girme talihsizliğinde bulunduğum için aklıma ilk orası geldi :)
Mesela ahlatlı belde çankaya dinlenme tesislerinin içine girer. Ağaçlığın arasındaki patikaya saparsan böyle deli yokuşlu bozuk yollara ulaşıyorsun. Hatta yolun ucu da konya yolunun 50 metre üstü(yükseklik oalrak üstü).

Çift amortisörlü ve ağır olması gereken bisikletlere ihtiyaç olduğunu biliyorum. Ama organizatör ve koruyucu ekipmanlar hakkında fikrim yok.
redbisiklet.com sitesinden bu dükkanın iletişim adreslerine ulaş. dükkan sahibine sor. Yardımsever bi bisikletçidir. Başka bir şehirdeysen dahi parkur tavsiyesi verebilir.

İstanbul'da belgrad ormanında bunu yapanlar var diye biliyorum.

aslında ekipman kiralayacak organizasyonın olması daha önemli. zira profesyonel bir spor olduğundan bisikletler çok pahalı.
cevaplar için teşekkürler

7:30 uygun, yurtdışına gidecekseniz 6:30'u tercih edin tabi.

yurtdisi degil. esasinda gitmem gereken nokta da degistir.

Atatürk havalimanı devlet hava meydanları karakolu'nda olmam gerekli.

sabah trafigi nasil olur bilmiyorum, bu gece bursa'dan istanbula gelicem ve sisli'de bir arkadasimda kalcam. sabah havas ile belirttigim adrese ulasmam gerekli.

istanbul trafiginde 1 saatte taksimden ataturk havalimani'na ulasmak mumkun mu yani ?

beyoğlunda cafe açarsın, 4 arkadaşım bundan 3 yıl önce toplamda 35bin'e küçükparmakkapı'da süper bi cafe açtılar,(mekan hala kira bu arada) cafeb baya tuttu. tabi ortamın, müziğin yemeğin çok etkisi var, geçen sene aynı büyülükte başka bi mekan daha açtılar, hereç maraç yeraltı ekonomisine verilen tutarlar varsa onu bilemicem.

cafe işletmek ÇOK zordur. çok tanırım hevesle girişip batan... meslekler nedir?

franchise alın.

kişisel tecrübelerime dayanarak konuşuyorum. sizin gibi şu kadar param var yapacak iş yok diyen insanların bilmedikleri işe bulaşmamaları gereklidir.

sizin yapacağınız iş ya hazır işleyen bir sistemin parçası olmak. örneğin taksi plakası almak, halk otobüsü plakası almak gibi parayı bir defa verip akarı kokarı zarar etme riski olmayan işlere girmek.

ya da gene işleyen bir sistemin içinde yatırımcı olarak kar payı almak olabilir. bu 2ci seçenekde kar daha yüksek olabilir örneğin 100 bin lira için 3 ayda 30-40 bin lira gibi. ama riskde vardır.

özetle sadece para sahibi olmak işi pek çözmüyor. hatta böyle hazır para ile ticaret tecrübesi olmadan bi işe girişmenin sonunda o paradan geriye bişey kalmıyor.

LG X130-AASB8T NETBOOK

Hem işlemci daha iyi hem de Windows 7 ile geliyor.

LG X130-G A7B6T NETBOOK

- ethernet girişi var.
- pili 6 hücreli ama ağırlıkları eşit. 6-7 saat pil ömrü
- dahili sim kart girişiyle 3g kolaylığı
- işlemciye çok takılmadım çünkü nasılsa bu aletler güç için yapılmadı
- xp yerine win7 olsa iyi olurmuş ama

pil ömrü, hdd ve işlemciye göre farklılıkları var. hangisi senin için önemliyse ona göre tercih yapmalısın. ben 12.1" celeron 1.3 işlemcili packard bell'den, pil ömrü nedeni ile 10" samsung 2gb ramli netbook'a kararımı çevirmiştim.

ben de windows 7 olsun istiyorum ama bazıları netbook windows 7'yi kaldırmaz xp ile çalışması daha iyi diyor siz ne diyorsun bu konuda?

netbook win7 ile krallar gibi çalışır, onu diyen bok yemiştir, hayatında netbooka win7 yükleyip kullanmamıştır.
ben kullandım ve gayet memnundum.

xp'yi çalıştırıyorsa win7'yi de çalıştırır. ram'i az gelirse eklersin bi çubuk daha olur biter. daha windows 7 çalıştırmayan netbook görmedim.

lg.

Şu yazıyı okumanızda fayda var sanırım: www.netbookolik.com Gayet bilgilendirici bir yazı bence!

ahmet hamdi tanpınar - saatleri ayarlama enstitüsü
sevgi soysal - yenişehir'de bir öğle vakti

yakup kadri karaosmanoğlu - yaban (yakup kadri sevmem ama mihenk taşıdır)
oğuz atay- tutunamayanlar
ihsan oktay anar'ın bütün kitapları

reşat nuri güntekin - yaprak dökümü, çalıkuşu
yakup kadri karaosmanoğlu - sodom ve gomore, yaban
peyami safa - dokuzuncu hariciye koğuşu, fatih-harbiye
yaşar kemal - ince memed

kürk mantolu madonna - sabahattin ali
yalnızız - peyami safa
küçük ağa - tarık buğra

oğuz atay-tehlikeli oyunlar
orhan pamuk-kara kitap
yusuf atılgan-aylak adam

sadece yazar-şair isimlerini veriyorum. birden fazla eserleri okunmayı hak eder bence.


önce şairler:

birhan keskin-turgut uyar-edip cansever-özdemir asaf-ece ayhan-metin eloğlu-fazıl hüsnü dağlarca-ilhan berk-sezai karakoç


yazarlar (öykü ve roman):

sait faik-m. şevket esendal-sabahattin ali-yaşar kemal-orhan kemal-a. h. tanpınar-bilge karasu-füruzan-sevgi soysal-oğuz atay

nazim hikmet
kemal tahir


sevket sureyya aydemir - suyu arayan adam
atilla ilhan - hangi bati?
falih rifki atay - zeytindagi

duygu asena - kadinin adi yok
latife tekin - berci kristin çöp masallari

necip fazil kisakurek
tahsin yucel
muazzez tahsin berkand
ziya osman saba
umit yasar oguzcan

mithat cemal kuntay:üç istanbul
sabahattin ali:kürk mantolu madonna
attila ilhan'ın tüm romanları

bence sırf parmak arası olanlardan almayın. cok acıtıyor baska yerden destegı yokken hele. sagdakı daha tarz bısı. eger forum ıstanbula gıdersenız, yolunuz duserse en azından cesıt cok. bunu soyleyebılırım. ya da ıstıklal caddesınde erol denen magaza bu tıp saglam seyler yapıyor. dıkkat edın ama, gercek derı dıye satıp ayak altınızı sureklı boyayan bısı olmasın.

floda görmüştüm.

- hmm parmak arası konusunda tamamdır. dikkate alıcam bu öneriyi (: erol a bir bakayım ama hiç gördüğümü hatırlamıyorum istiklalde :S gs lisesinden aşağıda mı yukarıda mı acaba

- deichmann'dakilere bu duyuruyu açmadan önce bakmıştım (: hiçbirini beğenmedim ben aslında onların :( ama çoook teşekkür ederim

- flo ya bir bakayım

erol'un bi mağazası da taksim'den osmanbey'e gelirken, ramada'yı geçtikten biraz sonra, sağ kolda.

istanbulda vardır mutlaka "erbil süel"
çok kaliteli değil ama bi milyar çeşit sandalet vardı. ha ben hiçbirini beğenmedim o ayrı.
fiyatları da 30 dan başlayıp 80 e kadar değişiyor.

beşiktaş çarşıdaki ayakkabıcılarda görmüştüm tam mağaza adı hatırlamıyorum ama.

kadıköyde ender diye bi ayakkabıcı var. bahariyeye çıkarken mc donaldsın sokağında. en pahalı ayakkabı 40 lira. hem her türlü model var hem almayanı dövüyolar.

1-Niyet emktubu ref. mektubu yerine geçmez, çünkü biri sizin tarafınızdan biri sizin hakkınızda başkası tarafından yazılıyor, amaçlar bambaşka, bir hocanıza mail atıp, aldığınız diğer ref mektubunu da ref gösterip, ref. yazmasını isteyebilirsiniz, hala okulda olan bir arkadaşınız varsa (uzatan, master yapan, birnin kardeşi vs) ondan rica edersiniz gider alır, hoca'ya da onun alacağını haber verirsiniz mesela.

2-Bildiğim kadarıyla zman olarak geçerli ve sonuçları açıklanmış bir ales gerekiyor ama bazen eksik belgeyle kayıt yapıp sonra esntebiliyorlar. Boğaziçi yapmıyor diye biliyorum.

Malesef hocalarımız onlar yerine benim hazırlamamı(hazırladıklarımızın da hiçbirini beğenmiyorlar) ve dersinden AA almadığım sürece mektup vermeceklerini söyledikleri için çıkmazdayım. Yoksa niyet mektubu ile refernas mektubu farkını biliyorum. Sadece girmek için bu kadar azimliyim ama aynı zamanda aşırı yoğun bir çalışma tempom var şu an içini göstermek amacıyla böyle bir şey yapsam artı puan verir mi diye düşündüm

şampuana badem yağı ve çam terebentin karıştırın derler, bi de yağmur suyu iyi gelir derler, bilemiyorum

kardeş, saçların uzayana kadar, "x ay" boyunca, yüz hatlarına uymayan çok kötü saçlarınla gezeceksin.

saçlarını hızlı uzatacak bir şey bulsan dahi, bu süre inse inse "y ay"a inebilir.

dert etme bence fazla yani.

www.altzine.net diye bir site var, eski hayaletgemiciler yapıyor bunu da :)

bilkent için duydukların doğru, odtü'nün herhangi bir yardımı ya da bursu yok. Ancak asistan oluran 1500-1750 gibi bir maaş alıyorsun, asistan olmak da öyle çok kolay değil bildiğim kadarıyla. ya da odtü'de tübitak'a başvurup tübitak bursu alabilirsin, o da en son bildiğim 1250 idi ama artmış olabilir. Sosyal bilimler veya idari bilimlerdeysen tübitak bursu alma ihtimalin mühendislik ve temel bilimlere göre daha düşük diye biliyorum.