camper daha rahat ve estetik ayakkabilar yapiyor bence. ayrica fiyat olarak da ayni kategoride degiller. clarks $70-150 araliginda iken camper ayakkabilarin cogu $150'den basliyor genelde. cok da dayaniklilar ayrica, tavsiye ederim.

Ya esasen rahat bisey olsun diye dusunuyorum. Surekli klasik giymek zorundayim. belki biraz abes bir goruntu olabilir ama ayak sagligim elden gidecek yoksa, o yuzden oncelik rahatlik. Az biraz klasik gorunurse yeter. Belki cok guzel gorunmeyebilir ama topallamaktan iyidir.

Fiyat cok onemli degil. Gozumu kararttim.

babamın ayakta duramama gibi bir problemi var, ayak tabanları ve bilekleri ağrıyor hemen.
hem camper hem de clarks ayakkabısı var, camper'ı giymiyo clarks'ın ikincisini aldı.

Güvenilir evet, direk otele gidiyorsunuz, rezervasyonun bir çıktısını almakta fayda var.

Tabi ki güvenilir. Zaten booking.com da odeme almiyo bildigim kadariyla. Girdiginiz kredi karti bilgileri otele gonderiliyo. Ciktisini alip gidersiniz rezervasyonun.

Defalarca kullanmis biri olarak guvenli oldugunu soyleyebilirim.

Otellerle ilgili yorumlar falan da oyle ucuk kacik degil. Baya baya dogru.

Güvenilir, akıllı fırsatlar oluyor zaman zaman, onlardan birine denk geldin büyük ihtimalle, bazen de kişiye özel bir gecelik fırsatlar oluyor, sadece 1 gece için geçerli olabilir uygun fiyat, hesabını ona göre yap.

Erkek için: davidoff summer fizz

(bkz: aqva bvlgari)

ama sen kullanma ki benim gibilerin kiymeti olsun

@no christ requiress;homme olan mı?

İnsense ultramarine.

issey miyake

lacoste essential
ama çok kalıcı değil.

www.e-kigili.com

edit: 250 lira paraya beymen takım elbisenin kol düğmesini bile alamazsın.

beymen business outlette bile 250 tl ye imkansız. Ama sarar,kiğılı,damat olur.

ah be canım kardesım bugun capıtol boynerde %50 ındırım vardı dayıma aldım fabrıkadan 600lık takımı 280'e

bugun beymende cook şık takım begendık 800du 400'e dusuyodu ındırımdeydı ama 1 gunluk tabı

aynen beymen demem çok salakça olmuş ama hatemoğlunun reklamlarını görüyorum hep 250 tl civarında. neyse gidip bakalım bari.

hatemoğluna git. slim fit mi ne kesimi var. onların uygun fiyatlılarına bak. gömlek falan da hediye iste.

senin adresin çetinkaya.

optimum outlet'e git orada bulabilirsin.

Zamanin varsa arastiririm ederim diyorsan Viaporta git gez dolas. Hatta 400-500e olanlara da bak. Kumasinda ufak hata defo yakalamaya calis(iplik kacigi, degisim yeri yani kolay belli olmayan bisey). Buluncada otur pazarliga. Bikac kez boyle denk geldi 2 sinde amsey kipin indirim yaptirttim 2ainde yaptirtamadim. O defouuda terziler 2dkda hallediyorlar.
Yok olmaz dersen ramsey kipin indirimli urunlerine bak. Alacaginkumasin yun seviyesi dusuk olur ama idare eder.olmadi Suvari var bi de..

herhangi bir efor magazasini kesinlikle gezmelisiniz.

hayir diyemezsin.

söyle acikliyim aslinda,cogu otomobil firmasinin arge merkezi ya da arge merkezlerinden bazilari amerikada dir.

birbirinden üstün demek cok yanlis,farkli bakis acilari var.otomobil alaninda benzinin o kadar ucuz olmasi ya da göreceli ucuz olmasi yüzünden daha verimsiz araclari vardi sadece.

@serabetan: anlayamadim neden amerika'dan iyi markalar cikmadigini? ucuz benzin yuzunden mi?
top gear programinda surekli alay ediyorlar mesela amerikan araclariyla ve amerikan muhendisligiyle. benden ordan merak ettim.

avrupa derken?
almanlar üstün olabilir, bilemiyorum. ama fordun f serisindeki tork canavarı dizelleri de mühendislik harikasıdır. geçmiş efsane de baya var. en basitinden corvette.

amerikalılar büyük ve güçlü araç seviyolar. avrupalılar ise küçük ve ekonomik. sanırım mühendislik konusunu da bu beklentiler etkiliyor.

avrupa: ingiltere, almanya, italya

evet ama amerikan arabalarinda bir bmw, bir audi'deki teknolojiler gozukmuyor. Sanki avrupa daha bir inovatif gibi.

mesela sana bi amerikan teknolojisi:
www.donanimhaber.com

bu avrupada herhangi bi araçta yok:)
misal bmw nin de yüksek teknoloji gerektiren ürünleri (yanılmıyosam z serisi) amerikada üretiliyordu. emin değilim ama bundan.

sebeplerden birisi de sanıyorum şu ki; amerikada benzinin sudan ucuz olması sebebiyle ne kadar yaktığının önemi olmuyor, adam basıyor güçlü motoru, ekonomik düşünmüyor. avrupalı ve asyalılar bu konuda daha hassas olduğundan daha değişik teknolojilere yöneliyorlar.

iyi de, gm diye bi otomobil devi var, bi iki yıla kadar dunyanın en buyuk uretıcısıydı. altındaki markalara bak bi. toyota gecti sonra.

amerkan otomotivini cok kucumsuyorsun bence. otomatik vitesin uzun zamandır native, manuel in opsiyonel oldugu bi yer.

insanların ürünlere ve tabii ki arabalara ne gözle baktıkları çok önemli.

avrupa'da halen insanlar bir arabayı yıllarca kullanıyor. amerika'daki tüketim kültürü gereği bir iki yıl sonra eskimiş geliyor. o yüzden insanlar aldıkları mallar uzun süre dayanır mı diye bakmıyorlar herhalde.

bunun dışında alışkanlıklar var bence çok önemli olan. adamlar alışmış amerika'da plastik iç döşemeye, aramıyor avrupa'daki adam gibi kaliteli malzemeden yapılmış bir kokpit. adamın ilgi alanı değil.

aynı arabayı aynı kokpitle satamıyorsun ama işte avrupa'da. adamlar da amerika'da öyle üretiyor alıcı öyle diye. fiyatını da düşük tutabiliyorlar böylece. motor tasarım falan desen de öyle. amerikalı'nın da kalite beklentisi olanı biliyor audi'yi mercedes'i. bu da bir mühendisliktir aslında.

ama öte yandan oradaki gelişmeleri yapanlar da avrupalılar olabiliyor. nasa'nın uzay programlarında alman mühendislerin acayip payı var mesela.

burs senın ıcın kazanılmıs bır haktır dolayısıyla ıade edılmez.
kredıyı cevrıldıgı gunden ıtıbaren ıslem gorur hesap ona gore yapılır. yedıklerın afıyet oldu yanı :)

bu deneyimle sabit mi yoksa duyum falan mı? şimdi sevinip sonra bi tarafımda patlasın istemiyorum:)

Bursları geri ödemeniz gerekmeyecek. Kredi almaya başladıktan sonrasını ödeyeceksiniz.

Burslar geri ödemesizdir, adı üstünde burs :)

hiç sinirlenmeyin durduk yere. alternatifleri deneyin.

www.macroplant.com

sık sık yapsan aslıda problemsiz halloluyo. ben şarj için bilgisayara bağladığımda itunes u da açıyorum, hiç problem olmuyo.

61/134... ya sabır.. itunes bildiğin en baştan tüm programların yedeğini alıyor gereksiz yere. delirmemek cidden elde değil.

back up iyidir bir şey olduğunda da iyi ki almış diyorsunuz :) uzun aralıklarla takarsanız böyle olması normal normalde 1-2dk sürer büyük bir program/oyun indirmediyseniz.

ifunbox veya sharepod. oneririm.

duvarlarınıza açık renkli tablolar asabilirsiniz.

Neden renk değişikliği yapamıyorsunuz ki? Boyatın şöyle beyaz ya da şampanya rengine ferah ferah oturun.

6 ay sonra evi boşaltma ihtimalim var, fazla masraf yapacak durumum da yok, bu yüzden boya işine mecbur kalmadıkça girmek istemiyorum.

www.ikea.com.tr

şöyle bir duvar aydınlatma işinizi görebilir. avizenizde 2 ampul kullanırsınız, iki köşeye de bunlardan beğendiğinizi taktırırsınız. aynı dertten muzdariptim, böyle çözüm buldum ben.

1)beyaza boya duvarları, sadece salonu misal. ev sahibinle konuş, problemden bahset, hallolur.
2)led ampulleri dene ama çok farkedeceğini sanmıyorum.

edit: çok masraf edemem demişin ama boyalar ucuz. tek oda için çok masraf etmezsin. kendin boyayabilirsen ucuza hallolur.

Aydınlatma ile ilgili değil ama salonunuzda ayna olursa size ferahlık hissi verebilir.

arkadasim alttan aydinlatmayi dene cok tasarruflu ufak ampuller var kablo aydinlatmasida olabilir ..

aslinda cözümü olmayabilir,o renkler ne kadar isik gelirse gelsin koyu gözükecek

bunun yierne camin oldugu tarafa acik renkli boydan boya bi perde alabilirsiniz.

örneklenen ikea ürünlerini kullnabilirsiniz

dekoratif baska seyler kullanabilirsiniz.

birde asagi dogru olan isiklar yerine kessinlikle ayakli lamba kullanin ,isi vermesi acisindan degil,mental olarak daha iyi hissediceksiniz,gözü yorar direk gelen isik.

birde ben ce tam tersini de deneyebilirsiniz,az isikla dekoratif bir losluk yaratin.

kütüphane alin mesela onu aydinlatin.

www.seemsartless.com

www.foodgps.com

bence sizin ruhunuzu sıkan o beyaz floresanımsı tasarruf ampulleri, az ışıklı labaratuvar ortamı gibi, gözleri de yorar üstelik, onun yerine sarı ışık alın aydınlatması aynı olsa bile en azından sıcak ve gerçek renkli olur ortam.

pinking +1 çevreciliğim tutup butun evi tasarruflu ampule cevirmiştim.evde tükendim şimdi hepsi 60 lık sarı ampul.

ilave çok bişey değil 3 kilo boya bir tane rulo alın toplamı 20 lira tutar.duvarları kendiniz boyayın.yapın krem rengi ya da kırık beyaz işlem tamamdır.

pinking of you +1. o beyaz şarküteri reyonu ışıklarına da uyuz olurum.

bence avizeyi de ışığı tavana yöneltenlerden seçin. ışık yukarıdan dağılırsa daha soft olur ışık.
bunun dışında ev sahibi ile konuşma konusunda ısrarcı olun. sonuç itibariyle oarada oturuyor ve parasını veriyorsunuz. yukaıda bir arkadaşın da dediği gibi kendiniz boyayıp masraftan kaçınabilirsiniz. bence ev sahibi sorun çıkarmaz çünkü kim gelirse gelsin bu konuda kendisine ricada bulunacaktır sonuçta. ne biçim renk yapmışlar öyle canım.

çok sağolun arkadaşlar, ilk iş olarak en hesaplı çözüm önerisi olarak yarın hemen sarı ampul alacağım. bu da işe yaramazsa ayaklı aydınlatma ya da duvar aydınlatmasıyla ışığı evin çeşitli yerlerine dağıtmayı deneyeceğim. hiç biri işe yaramazsa dediğiniz gibi uyuz ev sahibimle konuşmam gerekecek.

duvarları aydınlatmaktan fazlasına ihtiyacımız var, önce bir kendinizi aydınlatın sonra duvarları düşünürüz, toplum olarak aydınlanmamız lazım.

Benimde ayni sorunum vardi evin her kosesine bunlardan koydum:
www.ikea.com.tr

halojen lamba kullanın.

1 boya artı 1 rulo ile 3-4 saatte boyayıp 1 gün kurumaya bırakın 1 gün artı 25 tl ye mal olur.

sarı ışıklı tasarruf lambası seçin birde mümkünse.

odayı boyayın gitsin konuşmaya değmez

yakıt dışında memnunsanız düp taktırın mesela, olmaz mı?

onun dışında polo, fabia, corsa tabi dizel+manuel kombinasyonu bu öneriler.

polo polo polo

not:tüplü araçlar çok riskli

aynı modelin dizeli. hem ekonomik, hemde huyunu suyunu bildiğin bişey olur. memnunsan güncellemen yeter. ama otomatik alma. opelin otomatiği pek memnun etmiyor, nette bi araştır.

çok mal bi soru olmaz umarım da golf le arasında ne fark var polonun?

sınıf+konfor+yol tutuş... baya farklı.

@shnhkn
saol usta, şimdi benim arabam 1.4; bu 1.2. performans açısından çok fark olacak mı arada?

0 araba sonuçta, farkı hissetmessin aksine performans artışı gözlersin.10 yıllık arabayla bir tutma.

ya hakkaten merak ediyorum bütün vw çalışanları internette gezinip reklam mı yapıyo diye, yahu 1.2 poloya 42 milyar verilir mi az mantık ya kardeş git otomatik dizel astra classic al o parayla hem üst segment bi aracın olur hem dizel hem de otomatik, ha ama bi süre depresyona girebilirsin alt segment vw alamadım diye ama üzülme alışırsın..

töbe..

VW tavsiye etmem...

@marcelle
neden?

aynen ben de anlamıyorum polo ya 40 45 verenleri..

@nediyemmahmutmudiyem

otomatik kısmı dışında aynen katılıyorum. 1.4 corsadan sonra 1.2 polo sana traktör gibi gelir. performansı üzer. arkadaşlar daha iyidir demişler ama sanırım 1.4 corsa kullanmadılar. benzinli olduğunu da unuttular galiba.

edit: astra almak hele hele şimdi astra almak süper fikir. 40 civarı baya donanımlı veriyolardı dizelini. ama otomatik alma derim. bi araştır o konuyu.

bir de açıklasanız şu cahile :)

dostum 10 yıllık 1.4 motorun performansı aynı mı kalır, bilgisizce konuşmayın, o aracı bilgisayara soksan % bilmem kaç kayıp vardır zaten.

polo çok aşırı konforlu ve güvenli bir araç. yakıt tasarrufuda çok iyi, vw önermem diyen arkadaş reno öneriyor sanırım.

poloyu kötüleyenlere kanmayın. yeni polo 5 senelik eski model astra klasikten hem daha konforlu hem de daha iyi bir araçtır. a,b,c,d vs. sınıf farkları araçların sadece boyutlarıyla alakalıdır. kaliteleriyle alakalı değil. bilmeden atmayalım.

sevgili bilip atlayanlar;
d sınıfı mercedes c serisi ile b sınıfı polonun konforu aynıdır;, haklısınız. sadece biri diğerinden daha büyük hepsi o. hatta e sınıfı f10 kasa 520d ile a sınıfı kia pikanto arasında boyut dışında fark yoktur. o kadar paarayı ne diye verirler anlamam. geniş istiyosan kamyon al amk!

arkadaş kafayı mı yedin sen? astranın girdiği viraja poloyla girersen o virajdan çıkamazsın! sınıf farkı sadece boyutla alakalı olur mu? adam ciddi ciddi araba alıcam diyo sen ergen beyninle "sınıf farkı sadece boyutla alakalı" diyosun. akülü arabadan bahsetmiyoruz güzelim.

@disfircası
kardeşim nereye sokarsan sok. şayet araba, kiralama şirketinde kalmadıysa o kadar kaybetmez. 1.2 dizelle 1.4 benzinli aynı olur mu hiç? kullanmadıysanız gözünüzü seveyim yanıltmayın insanları. dizelin kalkarken verdiği tork en fazla 4000 devire kadardır. sonrası eşek gibi anırır. benzinli olanı 6500 devre kadar yolu var, mis gibi de akar.

Çünkü şimdiye kadar salak gibi 1 polo classic (0 km almıştık), 1 de Golf (2. el almıştık 20,000 km.de idi) kullandık. İkisinden de hiç memnun kalmadık. Bi de çok samimi komşumuzun passat'ı vardı, illallah edip sattı. Çok fazla sorun çıkaran arabalar. Yok otomatik cam düştü, yok anten koptu, yok fren balatalarından zırt bırt ses gelir. Ay ne bileyim daha bir sürü şey vardı, babam daha iyi bilir.

Polo fena değil ama pahalı ve donanımı zayıf. iki arkadaşım iki farklı polo aldı (ikisi de dsg li, biri benzinli -40.000 TL, biri dizel 49.000 TL) ve çok da memnun değiller. jantlarının kapak olması ve iki airbag li olmaları zaten sürekli dalgasını geçtiğim hususlar.
ben olsaydım 1.6 tdci fiesta titanium alırdım. benzinlisini kullandım ve bugüne kadar kullandığım tüm araçlardan (S3, Impreza sti ve megane rs dahil) daha iyi yol tutuş karakteristiklerine sahip olduğunu iddia edebilirim. bir de chip ile 15 hp falan alırsınız ki bence yeter de artar bile şehir içi için..

Jazz. Cidden guzel bayan arabasi diye dusunup onyargili olma test surune bi cik.
Dizel degil ama yakit tuketimi baya hesapli.

polo bluemotion'ın yakıt tüketimine bakarsan buradaki zırıltıları çok fazla takmaman gerektiğini anlarsın. yoğun kullanıyorum demişsin dolayısıyla yakıt tüketimi çok önemli. vw polo bluemotion dünyanın en az yakıt tüketen 5 kapılı aracı diyordu geçen gün bir reklamda, bu önemlidir. tabi bir de satarken vw para eder diğerleri etmez. bu arada vw kullanmıyorum, hayranı değilim; ama gerçekler acıdır, vw bu işin iti olmuş durumda.

(bkz: aspirin complex) 2 günde turp gibi yapıyormuş. Ben eczacının yalancısıyım.

sıcak sütün içine bal ve toz zencefil at...


bir de doktor denen varlık hakkında araştırma yap!

theraflu forte. güzel de uyutuyo.

evlilik cüzdanınız olmadan kolay kolay bir yerde kalamazsınız. siz en iyisi tanıdık öğrenci evi bulmaya çalışın.

yidiğimin cüzdanı...çoktur beraberiz bi foto albüm yapsam göstersem resepsiyonist abiye?evlencez valla desem!!!!öğretmenevi tavsiyesi aldım ben bu arada,orada da yolumuza taş mı koyarlar ki?

öğretmenevi olmaz. zaten evlilik cüzdanı diye sitelerinde bile yazıyodur. evlilik cüzdanı istemeyen yer varsada pahalıdır, ayrıca yanındakini erkek arkadaşın, seni de evlenilecek kız gibi göreceklerini sanmıyorum. atraksiyona gerek yok. hiç olmadı gidin otogarda sabahlayın. öğretmenevi gibi bi yerde de ayrı ayrı 2 oda verebilirler. ama farklı zamanlarda gidin emi:)

ne dertmiş bu yahu!arkadaşımın değerli tavsiye ve önerilerinden başka fikir verebilecek olan başka arkadaşlar var mı acaba?

bulduğunuz en ucuz ve güvenli şey öğretmen evi ise, gidip iki oda tutun, yukarı çıkıp yerleşince biriniz diğerinin yanına gitsin ayol, zabıt tutacak halleri yok ya..

uygulama mı oyun mu?
oyun:
mc3
gta3
fruit ninja
sf 4 volt
tiny wings
uygulama: yüzle oynama boothları var kilo aldırma yaşlandırma falan onlarsın hepsi
viber
msn
facebook
garage band

(bkz: flipboard)

aslında şöyle güzel bi zayıflama koçu falan tarzı uygulama varsa bomba olur :)
yediklerimizi yaptıklarımızı faln takip etsin hatta halısahalarımızı falan girelim?

Tunein radio
Turkcell dergilik
Vread
Flexplayer
Puffin browser
Skype
Twitter

iturkezbiz diye bi uygulama var. detaylı anlatımları falan oluyo. ayrıca baya bir ülkeden top 10 uygulama listeleri falan da var. fırsat diye bir kısmı var ve çok sağlam oyunlar free olduğunda yayınlanıyo. bi dene derim.

bu tür sorularınıza toptan cevap olması için: (bkz: ipad mag) 2 ayda bir yayınlanan iPad uygulama dergisidir kendisi. editörüyüm diye demiyorum bol bol uygulama vardır içinde (o kadar reklam da olsun).

bireysel tavsiyelerim:

Planetary
Six-Guns
Flipboard
StumbleUpon
Animoog
Garage Band
Tunein

cut the robe ve finger cut

1) vitesi boşa al, el frenini çek, keyfine bak.
2) kalkış esnasında olduğunu varsayıyorum, evet değiştirilir bir şey olmaz.
3) tecrübem yok, hep tırsmışımdır hareket halindeki aracın el frenini çekmeye :) ama takla atmaz ondan eminim. vitesi küçülterek motor frenini kullanmayı deneyebilirsiniz.

1. sen de dur, yoksa arkadan çarparsın.
2. değiştirilir. birbiriyle hiç alakası olmayan iki sistem.
3. o hızda hayır, ama zaart diye çekersen, direksiyonu da kontrol edemezsen götünü kaydırabilir. hızlıyken o göt kaydırma hadisesi arabanın dengesini bozar, takla da atarsın.

1- debriyaj artı fren yapacaksın anlık bir duurmsa yoksa önceden de denildiği gibi vites boşa el freni

2- değiştirilir

3- birden çekme direksiyon hakimiyetini de yitirme

1) yokuş aşagı mı gidiyorsun yokuş yukarı mı :)?
2) değiştirilir
3) el freninin insanları korkutmasının altında yatan sebep arka lastikleri hemen kilitlediğinin düşünülmesidir halbuki iyi derecelendirilmiş bir el freni belli bir noktaya kadar normal fren gibi çalışır ve sadece arka tekerlekleri sıkıştırır yani bisikletteki ön fren etkisini yaratıp arabanın arka tekerlerinin yerden kesilmesine sebep olmaz ama önceki yorumda dediği gibi tam çekip te arabanın arkadan kaymasına sebebiyet verirsen nihayetinde toplayamayıp takla ile sonuçlandırabilirsin. el hassasiyeti oluşması gerekir ve bunun sonucunda el freni ile arabanızı güvenli şekilde durdurabilirsiniz. araba ile ilgili temel sürüş yeteneklerini oturttuktan sonra bilen biri eşliğinde arabanızın ( kendi kullanacagınız araba olması önemli) el freni tepkilerini öğrenip uygulamanız gerektiğinde sizi hayatta tutan etkenlerden olacaktır.

ilk iki soruya cevap verilmiş, ben 3 e cevap veriym:
takla atma olayını kim nasıl uydurdu bilmiyorum ama bir kaç kere daha duydum bunu. araç eğer direksiyon hakimiyeti kaybedeilmediyse takla atmaz. kaldı ki 30-40 km hızlarda el frenini çek direksiyonu da kır araç poposunu kaydırır. çok çok lastik "yakar"sın. ama acemiyken el freniyle oynamanı tavsiye etmem.

1) Kornaya bas,selektör yak
2) Değiştirilir tabi ama gitmek için el frenini indirmeyi unutursan sonuçları hiç hoş olmaz.
3) Dik bir yokuşta 50km/H arabanın daha fazla tepki vermesine yol açar. Takla atmazsın ama arabanın götü atar. Toparlayamazsan spin atarsın ya da sağa sola vurabilirsin. Kısacası aracı öncelikle iyi tanıyor olmanız gerekir ve direksiyon hakimiyetini mutlak surette sağlamanız gerekir. Manuel arabalarda motor freni dedikleri bir sistem var öyle bir durumda onuda uygulayabilirsiniz.

3- yol düzse çekilir yoksa kontrol kaybedilir

bazı modeller çok ısındıklarında otomatikman kapanıyor zaten. dell ve acer da deneyimledim.

hp 100 dereceye doğru geldiğinde fokurdamaya başlamak üzereyken kapanıyor. el değmeyecek kıvama geldiği çok oldu.

benim hp hiçbir şey yapmıyorken (yani hiçbir şey derken, internette geziniyorum öyle facebook, 9gag filan) 82-83 derecelerde, eğer ki dizi filan izlersem, 92-93'lere çıkıyor. oyun oynayamıyorum zaten, ki oyun oynamak için almıştım.

nufüs müdürlüğüne git, kaybettiğini söyle. sana hemen yeni kimliği veriyorlar ve bir kağıt veriyorlar. 15 gün içinde mal müdürlüğüne gidersen 40 küsür lira. 15 günden sonra gidersen 60 küsür lira cezası var. gazeteye falan ilan vermene gerek yok.

gazeteye ilan vermen gerekiyordu sanırım.

"14-Kimliğimi kaybettim. Gazeteye ilan ve emniyet makamlarına bildirim zorunluluğu var mıdır?

Kaybedilen nüfus cüzdanları ile ilgili olarak gazeteye ilan vermek ve emniyet makamlarına bildirimde bulunmak vatandaşın kendi şahsına ait bir işlemdir. Kaybedilen nüfus cüzdanının yerine yeni nüfus cüzdanı alındığında, kaybedilen nüfus cüzdanı hukuken geçersiz hale gelmektedir. "

www.nvi.gov.tr

gazeteye gerek yok. ama içim rahat etsin, adıma şirketler kurmasınlar diyorsan karakola başvurman gerek. bir kağıt imzalatıp veriyorlar.
geçen yıl ben de kaybettim. muhtara gidip bir belge almıştım. (işime yaradı mı hatırlamıyorum.) daha sonra nüfus müdürlüğü... cezayı hemen ödersen 50, yoksa 75 diye hatırlıyorum.

geçen aynı durumu bende yaşadım, gazeteye ilan vermene gerek yok geçersiz sayılıyor zaten dendi bana yinede içim rahat olsun diyorsan 5 lira birşey zaten. 67 milyon lira cezası var 15 gün içinde mal müdürlüğüne gidersen 51 milyona düşüyor. nüfus cüzdanı 5 dk ya çıkartılıyor 5 lirada onun için veriyorsun, muhtarlıktan alman gereken talep kağıdı 4.5 milyon talepteki fotoyla nüfus müdürlüğüne vereceğin foto aynı olmak zorunda gereksiz bilgi verdiğimin farkındayım ama sorun olmasın sıkıcı bir iş çünkü. :)

ceza ödemek istemiyosan git karakola çaldırdım de. yanılmıyosam ceza ödenmiyodu o zaman..

karakola git ve kimliğini cüzdanınla beraber çaldırdığını söyle, tutanak tutsunlar ceza fln ödemessin.

o siteyi bilmiyorum ama dx benzeri focalprice var güvenilir.

focalprice++

focalprice'a çok güvenmeyin, 1 aydır hala ürün göndericekler.
siteye yazınca da cevap yok..
bakalım, gelişme olursa iletirim..

Kriz yönetimi koşullarına geç. Yani şöyle; önce elindekilere bak ve onların değerini düşün, daha sonra geleceği bunun üzerine kur. İşletmelerde de, kriz döneminde sıklıkla yapılan hata, kriz öncesi koşulları sağlamaya çalışmaktır. Ve genelde yapılması gereken en mantıklı şey, tehditleri fırsata dönüştürmek; zayıflıklarını güçlü yanlarına çevirmektir. Bak nasıl, anlatayım..

Bir kız arkadaşın yok ve seni aldattı değil mi ? Harika. Gerçekten. Çünkü çok iyi bir kız arkadaşın olsaydı şimdi askere gittiğinde her şey daha da canını acıtacaktı.

İşin yok değil mi ? Daha iyisi olamazdı; çünkü harika bir iş bulsan bile askere gidince dönüşte devam etme garantin yoktu.

Askere bir an önce gitmeye bak; mümkün olan ilk celp döneminde, yani aralık 12 de. uzayacaksa zaten uzayacak, tutup yurtdışına gidebilirsin ama alışamazsan; dönüş çilesi+kültür değişimi+vakit kaybetmek+askerlik daha zor gelecek. Hem şöyle, ben mesela 24 yaşımda gittim (şu an 27 yaşındayım) ve 24 yaşımdakine kıyasla fiziksel formum daha düşük. Ne kadar geç gidersen o kadar zor gelir askerlik, çünkü fiziki yıpratıcılığı var. Git ve kafanı boşalt; buradaki herşeyi unutacağına bahse girerim.
Her şeyden önce, 2 diploman var ve kaybedeceğin bir şey yok. En evla durum..

Kız arkadaşın konusunda da şunu söyleyeyim; ilahi adaletin bir gün gerçekleşeceğine inan. Sen kalbini temiz tut yeter. Eninde sonunda bir şekilde, onu ayartan kişi de, o da bunun acısını çekeceklerdir.

Formülize edelim; askere git - orada tüm yaşanmışlıklara bir reset at - geri dön (ki zaten çok daha olgunlaşmış olduğunu hissedeceksin) - düzgün bir iş bul - kızlar zaten bir şekilde gelir, kafana takma..

onceki duyurundaki hatandan ders aldiysan (elindekilerin kiymetini bilip mutlu olamamak) simdi o dersi uygulamanin zamani iste. mutlu olmak icin sebeplerini dusun.

o kiz artik olmaz madem oyle bir gecmisiniz olmus, geri donse de aklindan cikaramazsin baskasiyla yattigini, omrun boyu. gecmis gitmis.

"askere git" cevaplarına katılıyorum. en kısa zamanda askere git. hem işle ilgili önemli bir handikapı ortadan kaldırmış, hem de kafanı boşaltmış olursun. yalnız askerdeyken sivil hayatınla ilgili şeyleri, özellikle de eski sevgilini düşünme. bilhassa elinde silah varken. mazallah...

@darkrocq ben de aynı şeyi düşünüyorum. askerde tam kafayı sıyırıp döndüğümde hayattan kopmuş biri olma ihtimalim korkutuyor. şimdi bari bir iş, bir meşgale bulursam zamanla unuturum tüm bunları gibi geliyor.

cevap değil; ama. mezun olmama birkaç ay kalmıştı, hayatımın aşkını bulduğumu sanıyordum, alanım da açık vardı kpss yi kazanıp atanacaktım. sevgilimden ayrıldım, dersleri salladım sınfta kaldım, kpss atamaları durduruldu. kısaca yalnız değilsin, mutlulukta mutsuzlukta sürekli değil.

@yaş 25

askerde iken bir mimar arkadaş vardı bizde; ilk 3 gün boyunca adam ağladı. elimizden geldiğince yardımcı olduk, sonra zamanla alıştı; gönüllü mıntıka falan bile yaptı. Diyeceğim şu; o adam askerliği bitirdiyse herkes bitirir. Kaldı ki, oldukça zor koşullarda (adana / 45 derece şeklinde) askerlik yaptık. Erteledikçe zorlaşır, unutma..

yalnız kalmamaya çalış..
askerlik bu yalnızlık süresini perçinleyeceğinden (bence) hiç bulaşma..

ilahi adalet demiş biri; cidden adına ne dersen de var öyle bişey..
bu durumda hiç bir kusurun olmadığını düşünüyosan içini ferah tut ve sıra sana geldiğinde bunun acısını çıkart. ama bunu söylerken "kafayı tamamen intikama tak" demiyorum, o zaman herşeyi mahvedersin. sadece uygun anın geleceğinden emin ol ve önüne bakmaya çalış.

yapılacak bişey olarak bugüne kadar hiç bilmediğin bişeyi yap, ya da hiç bilmediğin bi yere git. yeni insanlarla tanış. ama tavsiyem yalnız kaldığın anları minimuma indir. alkol olayından da bir an önce kurtul.

bi yerlerden başla ve gerisini "akışına bırak", muhtemelen herşey yoluna girecektir.
işin zor, yaşadım..
ama acının da keyfini sürmesini bilirsen çok kolay halloluyo herşey..

askere git bence de. orada binbir çeşit insan tanıyacaksın, hayat hikayelerini dinleyeceksin ve göreceksin ki türkiye gibi bir ülkede şu sahip olduklarınla çok çok çok şanslı bir kişisin. ya da git eğitiminle hiç alakası olmayan vasıf gerektirmeyen kasiyerlik gibi bir işe gir bir süre çalış bakalım. göreceksin ki oradaki insanlar o işe günde 10-15 saat sadece karınlarını doyurabilecekleri maaşa bir ömür katlanmak zorundalar sense istediğin zaman çekip gidebilirsin. bir bu düşünce ve duygu durumunla onların hayatını yaşamak zorunda olsaydın ne yapacaktın. yeteneklerinin, aklının, geçmişinin, eğitminin vs. değerini anlayacaksın kız arkadaşın seni aldatmış olabilir kendine dön bence, hayattaki önceliklerin neler bir sor kendine, bazı insanlar sadece temel ihtiyaçlarını karşılayarak hayatta kalma mücadelesi veriyorlar seninse elinde her türlü imkan var kendini geliştirebilmen için. ne diyebilirim ki ben de hemen hemen aynı durumdayım seninle ve bu dediklerimi de yaptım çok da faydasını gördüm çok klişe bir laf ama doğru: kaybedince anlıyoruz elimizdekinin kıymetini.

he bir de, yurtdışı olayı var. bak dediklerimi yap en az 4-5 ay türkiye gerçekleriyle bir tanış bilmiyorum bana kalburüstü bir hayat yaşamışsın gibi geldi belki de zaten biliyorsundur bunları. sonra sen zaten koşa koşa yurtdışına gitmek isteyeceksin zaten. benzer yollardan geçmiş birinden bu tavsiyeler kafamdan sallamıyorum.

olur..
mersin otogardan dakka başı adana dolmuşları var..
onlara bin..
adana otogardan da ya taksiyle ya da dolmuşla 10-15 dk bi mesafe var..

trenle gidersin, adananın merkezine de gidiyo tren ama ordan nasıl havalanına gidersin onu bilmiyorum, adanalılar anlatsın..

ama şöyle bir durum var, en mantıklısı ve kolayı servis..
bekliyosun falan ama en çilesiz yolu da o..
kalan alternatiflerin çileli..

seni arabayla bırakıcak birini bul..
bu süper iyisi..

şimdi tren şakirpaşa'da duruyormuş. öyle diyor tcdd, şakirpaşa'daki tren istasyonundan gidilinebilinir mi, havalimanına, napılır yürülür mü taksiyle mi, hea, nasıl?

3 seçeneğin var birincisi trene biniceksin mersinden adanada garda iniceksin tren 4 lira oradan taksiye binersen hava limanı 15 lira tutuyor.2.si otogara gidip oradan tok servislerine binebilirsin 5-6 lira bişe sonra otogardan havaalanına da 10 tl tutar max. 3.sü ise direk mersindeki servise bin hiiç uğraşma derim erken kalk biraz.

Asıl soru şu o zaman: trenle şakirpaşa istasyonunda insem ne kadar uzak kalır bu havaalanı bana? adanalılara gelsin... bici biciylen beraber..

192.168.2.1 yazın internet explorer'a, çıkan sayfada ayarlar'dan tekrar şifre belirleyin.

ama ne yazık ki kabloyla bağlanmanız gerekebilir. hatta gerekecek.

resetlediğinize emin misiniz? tuşa basıp çekince reset olmuyor, basılı bekletmek gerekiyor. resetlediğinizde tüm ayarların silinmesi lazım çünkü.

resetlemek için 2 3 defa 5-10 saniye arası basılı tutunuz. daha sonra pc'yi ethernet'le modeme baglayıp 192.168.2.1 yazın. karşınıza gelen ekranda şifre isteyecek. bu şifreyi internette "airties modem şifre" diye aratırsanız bulabilirsiniz.

modemin arkasındaki küçük delkten resetle..
sonra 192.168.1.1 olması laım bu adrese git ordan hallediyosun..
çok sıktıysa firmanın bilgilerini googledan bul, firmanın yardım numarası var..
çokta iyi şekilde yardımcı oluyolar..
zor bir iş değil yani..

eğer resetlemeyi başardıysanız açılan sayfada şifre yine isteyecektir, fakat boş bırakıp giriş yaparsanız girecektir.

onları ben çalıştırıyorum.

var..
biraz soru sor..
"arkadaşınız ne kanseri, hastalığı ne aşamada, ne gibi tedaviler uygulanıyo" falan gibi..
o zaman anlarsın hangi bara para yetiştiremediğini..

bi tanıdkktan rica et bedavaya attır..
"kanka bu aralar yolsuzum şu işi bi hallediver bea" gibi bişiler sölersen tamamdır..

aslında bir tanıdığın internetten hesabı vaardı VivaSms'ten onun hesabı kapandı o yuzden şimdi atamıyorum hani birkaç tane olsa zaten kendi hatımdan atıyorum ama hergun lazım olduğu için ücretsiz bişi olsa tadından yenmez.

iphone uyuglaması var bende beleş atıyorum her biyere.

sen şeyi globol olanı mı kastediyorsun. jailbreaklibenm iphone ama

bazi kaliplari kullana kullana alisirsiniz

benim kullandiklarim

1- "en son kac olur nakit"

2- bu son fiyat degil heralde

3- y kadar veriyim? (burada y, x'in dediginin en az yuzde 20 azi)


dinci kesim icin "biraz indirim sünnettir" gibi bisey de kullanilabilir, etkilidir.

hayatta soylenen fiyattan almam biseyi. zaten indirimli halinden bile kazaniyolar.

--

bunun disinda, fiyati ilk duydugunuz anda bi kere cat diye yapistiracaksiniz "ooouuvv cokmus" lafini. ama hic beklemeden. dusundugunuz fiyattan ucuz bile gelse, ilk anda bunu bi yapacaksiniz ki, fiyat arastirmasi yapmis falan gibi gorunun, ya da piyasayi biliyor gibi.

onun disinda "gecen hafta surda su kadardi" gibi beyaz yalanlarla da gelebilirsiniz.

"ayagimiz alissin"
ve
"bak zaten bu hafta/onumuzdeki hafta sundan da alcaz, daha bitmedi senle alisverisimiz"
"bak arkadaslarimi da buraya yonlendiricem"

de etkili laflardir.

ek not: haa kimileri tok saticidir, kurus inmez, suratiniza da bakmaz. ben de kil olur bayilsam bile o ürüne, almam hayatta.

sen zenginsin belli yakısmaz sana. onun ıcın kısıtlı butce olması gerek.

@bryan :)

Hocam direkt şu kadarım var bu kadar olursa alırım yoksa almam diyeceksin. bu blöf işe yarar genelde ama adam kabul etmediğinde almamasını bileceksin.

öğrenciye ne kadar olur diyosun. kendini acındırıyor da acındırıyorsun daha mutfak alışverişi yapıcam, derslerime yardımcı olsun diye kitap alıcam vs vs gibi.

babamın bir lafı vardır, şimdiye kadar yaptığım pazarlıklarla en az bir daire parası kurtarmışımdır diye. tabii bu pazarlıklar pazardan aldığımız domateslerle daire etmez...
ben de böyle bir okulda yetiştim.
çünkü memlekette hemen hiç bir ürün kendi rayici ile satılmaz. pazarlık bu durumda haktır. yani önce bunu kendine hak olarak göreceksin.
hocam bi kere pazarlık yapmanın en baş koşulu kendine güvenir görüneceksin. bir miktar sempatik olacaksın. güzel ısrar edeceksin.
satın almaya karar verdiğin ürüne ayılıp bayılsan bile bu ürünü almayı kafasına koymuş insan profilini kesinlikle çizmeyeceksin. o zaman almaya hevesli adam olursun karşındaki satmaya hevesli olan değil kekliği cebe attık satıcısı olur.
bazı klişe laflar heryerde geçmez. 5 liralık ürünü 3 liraya şurda satıyorlar klasik blöf lafının cevabı sen bana 3e ver ben 10 tane alayım klasik blöf cevabıdır her yerde işlemez. almazsan bak çıkıyorum gibi klasik tavırlarının karşılığı e hadi o zaman sana iyi günler olursa o kapıdan geri dönmek de tahmin edersin güzel durmuyor.
benim standart üslubum genelde fazla uzun uzun pazarlık yapıp uzatmam, direkt olarak şuna ver hemen alayım derim. karşıdan gelecek cevap orada pazarlığın yönünü belirler. adam fiyatta kafadan düşüyorsa verdiğin rakamda ısrar edersin. o bir rakam söyler, sen bi tane söylersin. bu sidik yarışındaki son rakam aldığın pazarlıklı rakamdır.
bazıları kuruş düşmez, onlara e sen bilirsin diye hafiften geri dönme taktiği yapabilirsin. eğer adam bi dakka filan derse pazarlık kapın hala açıktır. eğer o da net ise, verdiğin rakamın biraz daha üzerinde ikinci bir rakam daha söylersin. yine nuh diyor peygamber demiyorsa bu adam pazarlığa açık değildir. ama ben yine yılmam, şu kadar param var ver o zaman bu paraya benim işim görülsün sen de para kazan derim.
en pazarlık yapılamayacak adam huysuz satıcılardır. bazı tipler, sırf uyuzluğuna bile malında indirim yapmayabilir. ben eğer bu adamın malı bulunmaz hint kumaşı değilse lafımı eder çıkar giderim.
eğer satıcı uyuz değilse, sempatik pazarlık her zaman iş görür. biraz esnaf tabiyatlı görüneceksin. somurtarak pazarlık sevmem. kendine güvenen arada kontaktı düzgün kuran güzelce de ısrar eden biri her zaman indirimini alır.
tabii bir de şu var, bir pantalonla, bir araba alırken yapılacak pazarlık arasında ciddi farklar vardır. ürün maliyeti büyüdükçe ısrar katsayını artıracaksın. sonuçta pazarıkta alacağın indirim skoru karşılıklı ısrarcılıkla doğru orantılıdır.
bir de alacağın ürünü girdiğin ilk yerden almadan önce malın değerini ya bileceksin ya da başka yerlerden de alacaksın.
en düşüğünü bulsan bile pazarlık hala hakkındır.
pazarlık yaptıkça stiller oluşturursun. kendine göre laflar icat edersin. ben ticaret olayında satıcı deneyimleri de yaşadım. bir oyun gibidir pazarlık pek de keyif verir insana.
bu böyle 3 paragrafla anlatılacak şey değil tabii.
en güzeli pratik pratik ve pratiktir hojam.

şu mühim tabii, adam bir mal satıyor ve onu zarar ettirerek satınalmak değil belli bir avantajla satınalmaktır maksat.
yoksa mazallah kimsenin cebinde gözümüz olmamalı...

yaşasın ibneliberalekonomitosu...

1: öğrenciyiz abi.
2: ya zaten cebimde o kadar yok.

ikincisi daha çok işe yarıyor gibi.

@la traviata:memleket kayseri galiba:)

azizim pazarlık bende yapamıyorum ama genelde kazıklanmam.. yani bi malı almadan önce bi kaç yere sor.. gidip ilk bulduğun yerden alma..
ben en kolayı netten alıyorum çoğu şeyi..
ne kazık var ne bişey..
en güzeli de alternatifin bol..
ne alacağına bağlı olarakta netten fiyat araştırması yap..

yok ben ev alıcam araba alıcam diyosan o işin de usulünü bilen adamlarla bu işi yapıcaksın..

bir de pazarlık gidip colins'te levista yapılmıyor ki. bizim neslin sorunu bu. ben de kendimi pazarlık yapamam sanıyordum eve kapı lazım oldu bir baktım adamla valla 170 liram yok yok 170ten aşağısı kurtarmaz muhabbetleri içinde buldum. iş dünyasındaki pazarlık ama tamamen farklı. bir yerden para kırıyorsan başka bişeyler vermen gerekiyor genelde.

(git: 145494)

Macbook, Toshiba, Sony, Asus.

ben acer'dan memnunum..

doğru cevap asus olacaktı

O zaman şöyle sorayım. Bahsettiğim iki bilgisayar şurada;

www.bimeks.com.tr

www.hizlial.com

Bu ayarda bu fiyatlarda daha iyi bir marka bilgisayar var mı?

Bence LG
Acer larda bir süre sonra kronik problemler başlıyor.

lg tabi ki

Lg var bende 3 senelik. Düşe kalka büyüdü. Banamısın demedi. Çok sağlam alet yapmışlar.

bence acer.
lg ne ya? buzdolabı markası mı?

LG rocks

Acer Laptop da yaşanan problemler
1- Bir süre sonra tuş takımı laçkalaştı
2- DVD rom bozuldu
3- HDD bozuldu. 2. HDD takıldı oda bozuldu. 3. HDD bozuldu
4- Anakart arızalandı
5- Laptop çöpe atıldı.

(Şu an çalıştığı tahmin edilen ve satılabileceği düşünülen parçalar RAM, Ekran Kartı, 3. kez takılan HDD

ben 5720 kullanıyorum acer..
iyi makina tavsiye ederim acerı..

edit: bende dell almak için yola çıkmıştım. o daha iyi sanıyorum..

ne acer ne LG..
asus ya da toshiba
cicisine bicisine aldanma, ucuzuna kaçma.. asus'tan ya da toshiba'dan (dell de iyidir) şaşma!

Valla 2 PC'de de numpad var gibi görünüyor. Hiç kullanmayacak olmana karşın harf tuşlarını küçülterek ilerde işini zorlaştıracak bu gereksizliği alma bence...

dava abartılı da zabıtaya söylerseniz iki durum olur,izin belgesi yoksa gürültü cezası keserler,varsa bir şey olmaz.

dava açtığınla kalırsın. demokratik değil müslüman bir ülkede yaşıyoruz.

zaten diğer davulculara göre ekstra rahatsız edici bir şey yapmıyorsa gürültünün suçunu o adama yıkmak yanlış.

seni zorla ya davulcuyla ya da zurnacıyla evlendirirler.

@titiz : müslüman ülkede yaşıyorsun öyle mi?

klima çarpar adamı, klimaya bir şey olmaz da 45 dakika açık 15 dakika kapalı gibi bir şey yapabilirsiniz aksi takdirde hakikaten zararlı..

rüzgarı direkt çarpmıyorsa, oda küçük değilse, ayarladığınız sıcaklık 24 gibiyse uyunur bile odada

o zaten sürekli çalışmaz.diyelim 25 dereceye ayarladınız,25 e getirir bir süre çalışır kapanır.sonra 26 ya çıkınca yine açılır devam eder kapanır.hepsi böyle mi bilmiyorum ama böyle olması lazım.

eski modeller (inverter olmayanlar) o şekilde çalışıyor.

hiç bi bok olmaz..
al sen onu 22-23 dereceye.. uyursan da uyku moduna al, fanı çok yavaş çalışsın.. üzerini ört ama yoksa hastalanırsın..
mersinde yaşamanın ve gece uyuyabilmenin en mantıklı yolu olduğu için bu konuda rahat ol, bütün bir yaz açık bizimki..hatta o kadar ki, yaşadığım yerde elektrik kesiliyo klimaya aşırı yüklenince millet, o kadar yani..

ınsanlar sence mersin'de adana'da nasil uyuyorlar? klimalar tum gun acik orada, gece ve gunduz.

bizim klima inverter, yatacagimiz zaman 27, gun icinde de 24 dereceye ayarliyoruz. bahar aylarinda calismadigini farzedersek yaklasik 3 senedir durmaksizin calisiyor.

yatana kadar sogutmada kalsin yatarken nem almaya alirsin rahat rahat uyursun carpmaz etmez..

elektrik faturan kabarır. onun dışında sorun olmaz son 5 aydır nerdeyse 24 saat klima açık bir yerde çalışıyorum/uyuyorum falan. klimalarımız vestel marka taş gibi maşallah. şu anda da kafamın üstünde var bir tane sabah 7 den beri çalışıyor 22 derecede ancak işte..

elektrik faturasi icin de akilli elektrik sayaclari care olarak bulundu.

Sıkıysa yakala

Türkçesi bu Leonardo di caprio ve tom hanks oynuyor

sıkıysa yakala değil. hatırladım o filmi dediğin sahneden

ama adını çıkaramadım merak ettim ben de

otostopçu ?

yakalarsam sokarım..

öğrenci işlerinden alabilirsin.
ben kazara askere gidiyodum ve bu şekilde (bu belgeyle) yırtmıştım.

aynı sorunu bende yaşadım.ben aöl muhasebe bölümü okuyorum.normal şartlarda okul bitti..ama sadece bir dersin yazılılarına girmediim için bir dönem uzatıldı.askerlik tecili için benden ( EK c2 ) BELGESİNİ İSTEDİLER BENDE HALK EĞİTİM MERKEZİNDEN ASKERLİK ŞUBESİNE GİTTİM ..DEDİLER BUNU SEN KENDİ KÜTÜĞÜNE POSTAYLA YOLLİCAKSIN BENDE İSTENENLERİ YAPTIM. KAÇ YIL TECİL YAPILDIIINA DAİR BİR BİLGİM YOK.

usb kablosuyla direkt makineden mi atıyorsun? usb driver'larını yeniden kur, olmadı terracopy adlı programı yükle ve onunla kopyala/kes/yapıştır yap.

genel tavsiyem, bir kart okuyucusu edin, ve her kullanımdan sonra kartına format at (virüs ıvır zıvır).

parca parca olduğu icin öyle. 3 gblık tek parca olsa 3 dakikada atar.

usb ile atıyorum. terracopy işe yaramıyor, karttaki dosyalara uygulanmıyor niyeyse.
kart okuyucuyla arkadaşın bilgisayarda yapmamıştı zaten sorunu.

ayiadam, tek parça olması mümkün mü?

10 ar veya 20 şer şekilde atsan?

şimdi denedim, yine olmuyor..

tek parca olması mümkün değil. bilgisayardan baska yere atacak olsan mümkün de makineden değil.

"12182 gün 4 saat kaldı" yazısını görmüş bir adam olarak hiç şaşırmadım. bu tam 33,3749059387 yıl ediyo. ekran görüntüsünü de almıştım.

ben vista kullanıyorum ve kendime "koduumun vistası" şeklinde bir açıklama yapıp tatmin oldum. tavsiye ederim.

daha sorunsuz we en hızlı şekilde kopyalama ubuntu'da mümkün.
imkanın varsa deneyebilirsin..

4MB boyutu sana kalmış, gayet normal sonuçta istediğin büyüklükte we kalitede çekersin fotolarını..

bir kart okuyucu ve teracopy ile sorun kısmen çözülmüştür. sebebini anlayamadım hala ama:) herkese teşekkürler.

profil bilgilerinde gorunur yapmadigi hicbir bilgiyi malesef ogrenmek mumkun degil.

dava açmayı dene.
bir şekilde bulurlar.
ama baban anneni hala seviyosa, o da olabilir. o işi de bi araştır.

cok canınızı skmıyorsa valide bloklasın feysten. kişi eklemesini ve özel mesaj secenegini kapatsın bir süreliğine.
o kişi her kimse rahatsız edecek seviyedeyse, bilin ki iyi birşeyler peşinde degil. kim oldugunu bulucam diye yoluna gitmeyin bence. bosverin kim oldugunu bulsanız da bu sizi mutlu etmeyecektir.

bisey olmaz. gozlerin kamasir ama. bildigin lamba yoksa bir ozelligi yok.

vesikalık çektirsen daha rahat değil mi :)?

bişi olur aslında yüksek eşikli ışığa uzun süreli bakmak güneş gibi zararlıdır.

çükümün vesikalığını mı çekim anlamadım asdljasdj

@sözlüknickbilmemne; yani ışığın insan tenine bir zararı, kanserojen bir etkisi yok dei mi?

siz hiç böyle bir istek duymadınız mı yani ? :/

a4 e sigmayinca nefsimi koreltme yolunu sectim ben
dfsagkj yok hocam olmadi oyle bi istek

ben denedim yabışıyo scannerın kapağı..

bence zararli degildir, olsa firmalar her yerine class 1 bilmemne radiation yazarlardi. yuzumu taratmistim onler aydinlik arkalarda kalan yerler karanlik cikiyor. pek bir ise yaramiyor yani ama cozunurlugu yuksek. hehe

ben kafamın ve elimin fotokopisini çekmiştim, bi bok olmuyo..
tabi o günden sonra değişimler olmadı değil..
beynim sıvıymışta akacakmış gibi oluyo..
bi de şurama bıçak saplanıyo sanki.

çükün radyoaktiviteye maruz kalacağından scannerın ışığı gibi yeşil olacak ama 2 katıda büyük olacak :)
şaka şaka bişi olmaz.

radyasyona maruz kalan yer , sinirlendigi zaman yesillesip kocaman olcak hulk gibi yani

oha denicem o zaman!!1!

arkadaşım sanırım sende bir nekrofili durumu var. kanunen suc sayılır. cunku eşin öldüğünde olun karar verme durumları ortadan kalkar. ama sen çaktırmadan yap yapacagını. ama durumun sürekliliğini merak ettim. cunku ilişkiden sonra insan ölü de olsa oturup beraber film izlemek ister. sonra sürekli soğut ısıt durumları ne olacak? haa... varsa bunlara çözümün arkandayım şayet mevtayı iyi bir şekilde muhafaza etmeyeceksen bu ona da saygısızlık olur değil mi?

tabi ya eş öyle kaldırılıp atılırmı?
canı çıktıysa bedeni duruyo.

ne aşklar var ulan.
hocam sen yinede bırak eşin ölürse göm gitsin. eşin bu duruma ne diyo onu çok merak ettim ben..

hocu mikrodalgada isit sonra sapla kuskuyu. kuku suyu olarak da zaten zibilyon cesit kayganlastirici var shoplarda. curumemesi icin de formaldehite yatirabilirsin. ama formaldehit mi daha kotu kokuyur curumus ceset mi ondan emin degilim bak.

eşini doldurtmayı dene gfdfhdf

akar, kokar. hiç bulaşma.

e önce sen ölürsen esinin isi daha zor olacak(bkz: erektil disfonksiyon). bence boyle bir anlasmaya girmemek daha rasyonel. olmadi. esinin benzeri bir oyuncak yaptirabilirsiniz belki.

Eşinizin sizden önce öleceğinden nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

hea, hijyen, fiziksel durumlar fln bi kenara bırakırsak, devlet yazılı beyan olmazsa bu durumu cesede kotu muameleden dolayı ceza kesebilir sana. etik kısmına gelince iki kisi rızası da varsa benı alakadar etmez.

adama ödev mödev vermisler etikle metikle ahlakla ilgili. gelmis sormus sizde tribe girip esinin olceginden nasi bu kadar eminsin diyorsunuz.

ölen hamsterın yerine her an yeni bir tane gelebilir, bence hemen atmayın. :)

yok ya öyle pek eşya gibi bakmıyoruz, 3 yaşındaydı zaten rahmetli, ortalama ömrünü tamamladı göçtü gitti. çok uzun bir süre yenisi gelmez yerine.

sokağa dök...

ye.

yemi çağdaş yaşama, hamsterın deriyi de mehmetçik vakfına bağışla.

fakir kuara hamsterlara dağıt..

cumali olabilir... adamda çok cumali tipi var...

not: beşiktaşın altyapıda öyle bi adam var...

cumali degil - kim bilmiyorum, besiktasli degilim. takim listesine baktim oyle bi foto goremedim. a ve a2 takimda.

antrenorlerden biridir belki.

kondüsyoner o adam hacı

kondüsyoner değil. a2'den geldi. yeni profesyonel oldu sanırım. adını bulurum belki biraz bekleyin.

bence de kondüsyoner değil krampon falan giymiş, çoğu antremanda da var falan

cumali o hacı.
benim arkadaşım vardı cumali diye, aynısıydı bu adamın.

07.07.1992 doğumlu Sezer Özmen kendisi

bu adam 35 yaşında gibi duruyor lan ne iş? 1992 ne :/

türkçe bir uluslararası ilişkiler teori kitabından. mesela benim önerim tayyar arı-uluslararası ilişkiler teorileri.

hangi şehirdeysen büyük bir kitapçıya git.ordan kpss yayınlarını sor.orda bulursun uli kitaplarını.çoğu birbirinin aynı şeyler. basit bir giriş arıyosan faruk sönmezoğlu-uli giriş. tayyar arı da iyidir.. ama sınava yönelik olurmu onu bilemıyorum..

normal

90 a bağlarsın.

sen hesapla, sadece hamallar 50-100 arası çalışır.sen arabayıda ayarlamışsın.gerçi ne kadar yük var orasıda önemli ama yine iyi fiyat.sen öğrencisin gene de üstteki arkadaşın dediği gibi damardan girip pazarlığı eksik etme.

ya bu pazarlık yapılmış hali. 4. kata çıkartılacak 2 tane hamal olcak. 50, 50, 10 lira da araba için işte...

bence anlaş.

4. katsa eşya az bile olsa hakkıdır hamalların ya. Umarım parayı hamallara direkt siz vereceksinizdir.

tamamdır o iş.

hamalları da düşün.

10 lira araba denmiş ama o arabanın kontağını 50 den aşağı çevirmezler.. mesafenin bi önemi yok.

bence yolda duran bi kamyonet sahibiyle konuş, hamalları al yanına.. 2 dklık iş dersin, adamada bi 20-25 lira verirsin hallolur. (yaptım)

tamamdır, hallettim 100 liraya anlaşcam galiba, 2 hamal ve taşıma ücretiyle, iyi kapatıyorum sanırım, teşekkürler herkese.

Erikli'yi tavsiye ederim. Süper bir yerdir. Çok iyi fiyata tatilinizi huzurlu bir şekilde yapabilirsiniz.

bozcada?

altınoluk şahanedir şimdi. bildiğim kadarıyla (şehir efsanesi değilse) isviçre alplerinden sonra dünyanın en temiz havası burada bulunmaktaymış. denizi de şahanedir. fiyatları da pek çok yere göre makuldür.

iyi tatiller... :))

@bryan fury

Bozcaadayı düşündüm ama yol 6 saat ve çok pahalı olduğunu söylüyorlar yemek içmek açısından. feribotta kuyruk filan olursa zaten sıçtık demektir. diye düşünüyorum. sen gittinmi?

ağva ya gitme. altınoluk sakin kafa dnleme yeri sen bilirisin. 3 günlük tatilden pek bir şey anlamazsın bence başka şekilde değerlendir.
hoşçakal

evet bozcaada gereksiz pahalılıkta. merkezde diyil de erdek civarında sakin köyler olması lazım (hatırlayamadım, aratsanız bulursunuz belki). iki saate bandırma'ya, yarım saatte oralara gidersiniz, neredeyse istanbul içi sayılır.

edremit körfezini tavsiye ederim. küçükkuyu, altınoluk, akçay, güre, ayvalık.

marmaris (Y)

@gizem_k

marmaris güzel evet de bir hafta sonu tatili için çok uzak bir yer. bide temmuz başı fiyatlar uçmuş olur :)

uçakla adana, havaalanından bi araba kirala, ordan da mersin.
kız kalesi, silifke sahilleri falan hem el değmemiş güzel yerler, hemde gittiğine değecek kadar tarihi yapı var..
ama havaalanı falan stres olur dersen bilemem..
(adana-mersin arası arabayla 45 dk falan, uçak hareket ettiği andan da bir buçuk saat sonra inmiş olursun)

mersin'e bu mevsimde gidilmez. yolda buharlaşıp erirsin valla. :))