Pdf işinizi görürse: annas-archive.org

archive.org

Çok teşekkür ederim <3

libgen.is

çok teşekkürler @tantavizisyon

Turkcell kullanıyor iseniz gönderen kısmında yazan ismi 2780e sms ile iletmeniz yeterlidir. İşlem ücretsizdir

Turkcell kullaniyorum,soylediginizi yaptim; fakat hatali istek diye mesaj geldi turkcellden

akıllı telefon varsa call blocker app'leri var, ücretsiz pek çoğu. ben kullanıyorum, tanımadığım numaralar ve numarası gözükmeyen mesaj ve aramaları engelliyor. gizlilik konusunda ise bir şey söyleyemeyeceğim.

yükledim bakalım. tesekkür ederim hepinize

Ford Fusion.

bence, alfa romeo 159

elbette ki lpgli bir focus. ama ghia olması şart.

polo, corsa, fiesta bakılabilir. biraz daha koyman gerekebilir üstüne temiz araba için.

bayan isen polo, corsa, fiesta gibi kutu arabalar daha temize bulunur bu paraya. erkek isen c sınıfı hatchback öneririm. Modeli fazla eski seçmemek lazım.

hocam er kişiyim. aklımda şunlar var.

1- golf 5
2- focus dizel veya benzinli çok kararsız kaldım.
3- megane 2 hb dizel

sizce hangisi mantıklı? ankara'da oturuyorum. tavsiye edeceginiz araçlara gidip bakarım.

en az km ve en yeni model hangisindeyse, hangisi daha temizse onu derim.

golf derim. az yakıyor, sürüşü keyifli ve vw var arkasında. yeter de artar bile.

özenme boşver. yol yakınken bırak sen.

not: adıyaman diye sattıkları da adıyaman değil.

Yaş tütün almalı (zaten yaş satılır), sararken biraz açıkta bırakıp hafifçe kurumasını sağlayıp sarmalı. Tütün kuru olursa acayip yakar. Mesela o açık tütünlerden aldınız 100 gram, önceden saracaksınız; birazını 5 dakika falan açıkta bırakın, sonra 1 paket sarın. Kalanı kapalı kalsın. Küçük paketlilerden alacaksanız old holborn gibi, açıp kapattıkça kuruyor zaten onlar genelde.

edit: 1 paket değil de maksimum 1 günde kaç tane içiyorsanız sarın açık tütün alacaksanız, yoksa beklerken de acayip kuruyor.

golden virginia yada drum öneririm ilk önce ocb falan kullan sonra arap kağıdına geçersin slim filtre kullan bide

ben adıyaman tütününü sevemedim gitti, belki sen iyisini bulursun da seversin tabii, belli olmaz, zevk meselesi. bitlis'i de övüyorlar ama onun da hakikisini bulamadım istanbul'da.

yalnız, zamanla parmakların sararabilir, özellikle çok ince, kısa filtreyle içersen. bu yüzden baştan gizeh slim filter xl al. normal filtrelerden uzundur, parmakların sararmaz.

Boğazı siken de var sikmeyen de. Mesela adıyaman, küba benim boğazımı mahvediyor. Ama old hobborn ya da goerge and sons yımışacık mikimmiller.
Kızılayda üç beş tane var. Şimdi ben tam şey yapamıycam. Leman cafenin orda var bir tane onun ilersinde burgerın yanında var tütüncü.
Kağıdı ve filtresi var. hatta sarma makinesi var. makineyle daha rahat sararsın. Slim sarmanı öneririm diğeri kalın oluyor ve fabrikasyon sigaradan daha uzun süre yanık kaldığı için bi sigara bütün bir güne bile yetebiliyor. Ben günde iki tane sarma içerken pakete geçtiğimde sömürüyorum bildiğin. Sarma doyuruyor çünkü. Ben de sigara içmesini sevenlerdenim, haz alıyorum.
Sormak istediğin olursa gel sor mesela, şimdi tam şey yapamadım.

vizörden bakamıyon işte ekranı var ordan bakıyon. eskiden kompaktlar vardı paralaks hatalı olurlardı vizörden baktığın yerle objektifin gördüğü yer farklı. o yüzden aynasızlar daha minik ve küçük haliyle kullanışlı. ağır değil bir kere al yanına gezdir oh.

profesyonel aynalı tercih eder. aynasızlar şu an için karşılaştırmaya bile girmez benim için. detaya pek girmek istemiyorum merak ediyorsanız model karşılaştırın açıklarım

vizörden bakamıyon, tavsiyesi verenlerden tavsiye alma, gerisi kendiliğinden gelir zaten.

sen etrafımdakileri çekeyim ,obje olur portre olur dersen ve zaten demişsin fotografçı değilim.bence aynasızlar yeterli senin için.ben aynasız alacak olsam fujininkini alırdım.fakir leicası gibi olmuş.hoş olmuş.yada canon eos m yada pentaxtan bişeyler.

chopin

(bkz: sergey rahmaninov)

sıralı tam liste

en.wikipedia.org

Schumann

schubert'miş. teşekkür ettim :)

google!

ismini hatırlamadığım adamı google'dan nasıl bulabilirim? bir piyanist diye mi aratacağım? sağolsun esbdg'in yolladığı listeyi zaten bulmuştum da 500 tane piyanist arasından aramaktansa buraya yazıp gelecek cevaplar arasından daha kolay bulabileceğimi düşündüm.

tahminle bilnebilecek birisinden bahsettiğine göre en ünlülerinden birini arıyorsundur.

"en ünlü klasik müzik piyanistleri" gibi bir liste aratırsan bulabilrsin.

Onur caymaz ve Ahmet büke diyorum.

Onur Caymaz, 36
Ahmet Büke, 43 yaşında. genç derken?
ben de barış bıçakçı diyorum. hadi bakalım hayırlısı...

yalçın tosun (çok genç sayılmaz ama çok iyi)
sine ergün (genç ve başarılı)
orçun türkay (yaşını bilmiyorum)

@ontolojikkonular edebiyat dünyasında böyledir. zaten çok erken verim alınabilen bir alan değil. öyle mozart gibi 6 yaşındaki harika çocuklar çıkmaz edebiyatta. o yüzden doğal karşıladım iddaacı'nın yanıtını. bir de geçtiğimiz yıllarda newsweek türkiye "40 yaşın altında 20 genç türk yazar" diye bir liste yayımlamıştı. benzer listeleri yurtdışındaki edebiyat dergileri (ilk aklıma gelen granta) de yayımlıyorlar. bu yüzden iddaacı'nın yanıtını legal kabul ediyorum. :)

murat özyaşar-ayna çarpması

Yok mu başka kimseden yanıt? Sözlük'te otobüste kitap okuyan artist tip başlığına millet verip veriştirmiş ama burada verilen yanıtların niceliği pek parlak gözükmüyor.

marksizm'i ortaya çıkartan weberdir.
Almanya da bir devrim beklerken Rusyada olmuştur(ikisi içinde geçerli)
Weber asistansa karl profesördür.

en en kabaca, marx tüm sistemi üretim ilişkileri üzerinden yorumlamıştır. marx'a göre bütün toplumların tarihi, sınıf mücadelesinin tarihidir. iktisadi sebepler ile alt yapısal ezcümle her unsur, üst yapıyı teşkil ederler. weber ise biraz daha işin sosyolojisine kaçıyor. belli bazı kavramlara fazlaca vurgu yapmıştır. mesela statü, bürokrasi, otorite vs. özellikle protestan ahlak ile kapitalizm arasında kurduğu ilişki kendisini akademik anlamda ön plana çıkarmıştır diyebiliriz sanırım. marksizmi ortaya çıkaran weber değildir fakat. hegel'den etkilendiklerini söyleyebiliriz her iki isminde. en kabaca ve kısaca böyle ifade edebilirim.

marksizmi ortaya çıkartan weberdir.
marx kendi yorumlarında bile bir düşünürün düşüncelerini onun adıyla yaymanın tehlikesinden bahseder , weber ise tam tersi olarak marx öldükten sonra bu düşünceyi yayarak öğretiyi aktarabilme yeteneğini dener.
bunu da kendi günlüğünde yazar.
kaynak: uluslararası ilişkilerde düşünce akımları ve düşünürlerin rolü fransızcadan çeviri için yeni yüzyıl üniversitesi

burada bir polemiğin parçası olmak niyetinde değilim. fakat bilindiği üzere weber marx'ın emek değer teorisini reddetmiştir. birçok noktada marx ile weber ayrışırlar, hepsine tek tek değinecek değilim. türkçe kaynaklarda ne yazdığına pek itibar etmiyorum zira sosyoloji ayağa düştü türkiye'de. yeni yüzyıl adlı bir üniversite olduğunu az önce öğrendim. ithamda bulunmuyorum, yanlış anlaşılmasın. fakat tek bir cümleden genel-geçer bir kaideye varamam, bilimselliğinden şüphe duyarım.

soruları türkçeye de çevirseniz? ingilizce cevap istiyorsanız türkçeye göre az cevap gelecektir muhtemelen.

iki soru da aynı kapıya çıkıyor gibi. siyaset felsefesinde etik problematiği ağırlıklı. kant, tr ibn rüşd vs olabilir. modern teorisyenler bağlamında bauman, derrida?, foucault geliyor. üzerinde biraz düşünmek gerek. bu kötücüllük, iyi olan şey-erdemli siyaset adamı vs- bağlamında arendt iyi bir örnek olarak başlanılabilir aslında.

ilk soruda Machiavelli'den gir Kant'tan çık, ama benim cevabım etik ve siyaset özel mülkiyet ve buna dair güç istenci olduğu sürece var olmayacaktır. Ancak bir de faydacı ahlak var ki meseleye burdan bakarsan belki olabilir diyebilirsin.

Herkese teşekkür ederim, cevaplar Türkçe olabilir ama sorularda özellikle anlam karmaşası yaşanmaması için Türkçe çeviri koymadım, çeviri soru yüzünden bir sefer dilim yandı da :)

@suleyman kargi ilk soruyu ben de dediğiniz gibi cevaplamıştım.

Ama sıkıntım ikinci soruda şu an. Onda kant'ın deontolojisine karşı olmam gerekiyor gibi zira 1. sorudaki argümanlarım o yönde ama neyi kullansam bilemedim. Yararcı ya da "consequentalist" bakış açısı yararlı olur mu sizce?

C4teki fili oynaman lazım D5 ya da E6ya

buff +1 fili kacir.

filinle ati takas etsen sana sah cekmis olacak
vezirini d7 ye oynayabilirsin

atı da yiyebilirsin. sonra o da senin fili yer. dolayısıyla vezirle şah çekmiş olur. sen veziri d7ye koyarsın. vezirleri değiş-tokuş yapabilirsiniz tabi bu durumda rok yapamıyor olursun ya da veziri kaçırmak durumunda. kaçırırsa sonraki hamleleri de yazarım. ben açık oynamayı sevdiğim için böyle bir öneride bulundum. at-fil ve vezirlerin değiş-tokuşu sadece bir yorumdur. konumda önemli elbette. eyyorlamam bu kadar.

@exilibris Vezir d7'de veziri kaybeder.

Ac7 yapıp şah çeker. Vd7 -c7 ile atı alır. Va4 -Vc7'i alır.

En iyisi buff'ın dediği sanki.

Peki oyunumda bir hata varmi?

Soyle oyun oldu.
Beyaz piyon d4
Siyah piyon d5 karsilikli geldi.

Beyaz piyon c4 yapip d5 teki piyonu tehtid edince.c8 deki filim e6 ya gelip piyonu korudu.

Beyaz piyon d5 teki piyonu alinca fil d5 e hareket etti. Yani beyaz piyon ve siyah fil karsi karsiya oldu.

B1 beyaz at c3 e gelip d5 fili tehtid edince fil atin karsisina c4 e geldi.

Vezir a4 e gelip sah cekip siyah fili tehtid edince b7 deki siyah piyon b5 e geldi(filin bir ust caprazina.)

atı yedikten sonra kendi atlarını ileri sür. at bu oyunun en önemli taşıdır bence.

Nasıl ya c3teki piyon senin d5tek piyonu nasıl tehdit ediyor ki? Ayrıca c8deki fil nasıl d6ya geldi, gelemez. Devamına geçemiyorum, her şey çok mantıksız.

karşı taraf atını c7'ye çekerse kale gidiyor ona göre.

veziri d5'e çekerse şah-kale-vezir çatalı olur bu sefer vezir gider.
bence o fil gözden çıkmış zaten al atı gitsin.

galadnikov haklı gerçi. veziri d5e sürüp fili korusan vezir fili alamaz.Atını c7ye oynayıp piyonunu alırsa şah çeker, şahı d8e kaydırırsın, atını tehdit edersin. sonra atı nereye çekerse çeksin şahla, fille ya da vezirle alırsın. veziri de oynatamaz şaha doğru alırsın çünkü.

edit: hmm doğru. kaleyi alır atla.
edit2: gerçi vezir kaleyi de korkuyor ama atı feda eder gibi. zaten vezir yerinden oynarsa bu sefer de fil gidiyor.

oncelikle fil ile atı yemekten başka şansın yok. koruma ihtimalin yok, kactigin anda Ac7 ile direk mat oluyor. hatana gelince isler daha 2. hamlede yanlis gitmeye baslamis. d5 teki piyonu Fe6 ile desteklemek yanlış, cunku hem filini kullanissiz bir yere kitlemis oluyosun hem de E sutunundaki piyonunun onunu kapayarak kendi taslarinin gelisimine engel olmus oluyorsun. internetten vezir gambiti veya vezir hint savunmasi diye aratirsan d4 ile baslayan acilislar hakkinda daha genel bir fikir sahibi olabilirsin.

edit: ayrica taş degişiminden sonra Vd7 yapma şansın da yok. Vb7 ile kaleni kaybedersin. taş degisiminden sonra once şahın onunun Ad7 ile kapatmalisin.

akü?

bu konularda biraz kör cahilimdir amma ateşleme olmadıysa akü bittiğinden değil midir?

göstergelere baktın mı ışıklar yanıyor mu? benzinden önce ona baksaydın...

motorin olması şart değil. benzin deposunun dibinde de bu kirler birikebilir. zamanında filtreleri değiştirmediysen ve enjektör bakımı yaptırmadıysan, zamanla enjektörlerini tıkayabilir ve hatta bozabilir.

edit: yeterince anlaşılır yazmamışım. ama bunlar "hoooop, güm" şeklinde olmaz genelde. zamanla olan şeyler.

Araba 3.000 km'de falan. Bu arada araba dizel.
Hiç ışık yanmıyordu ya. Akünün bitmesine sebep olacak bir dalgınlıkta bulunduğumu sanmıyorum ya, 6 günde de bitmez heralde.

akü biter 1 saatte bile biter... alarm bile bitirir aküyü :) bence akün bitmiş..

esas soru şu, kontağı çevirince tam olarak nasıl bir ses geliyor? ateşleme olmadı diyorsun. yani hiç ses gelmiyor mu yoksa araba öksürüyor mu? gazı pompalıyor musun? benzin göstergesi bitik diyorsa benzin bitiktir ama bence ateşleme diyorsan sorun aküde. 2 günde bir araç garajda dururken bile gidip 5 dakika çalıştırsan iyi edersin, hele bu soğuklarda daha çok lazım.

@ontolojikkonular sanırım yanlış açıklamışım. Anahtarı çevirince homurduyor araba, zorlanmasın diye 2 saniyeden fazla tutmuyorum. Sanırım ateşlemeyi yapmış oluyor o zaman araba. Sadece benzin yok diye 700-800 devire çıkamıyor? Veya artık her neyse işte. Akü olmasaydı o üçüncü denememde 2 saniyeliğine bile olsa çalışmazdı heralde?

Ek olarak kontağı tam çevirme hemen. Yarım çevir biraz bekle de enjeksiyon pompaları çalışsın.

Hee onu öyle yapıyorum zaten ya, dizel arabalarda önemliymiş öyle yapmak. Lambaların sönmesini beklemek (5 saniye kadar) yeterli mi?

hijjt sesini duymak yetmeli bence.

Pilini değiştir panpa

einsteinlık yapmayım ama görmüyordur belki. pili azalmış da olabilir. arada benim de yapıyor, alıştım artık. kablolu daha iyi olur diye düşünmeye başladım.

pili kabından yeni çıkmış duracell, iki kez de değiştirdim garanti olsun diye.

yakınlarda kablosuz modem veya mikrodalga fırın falan varsa girişim yapıyor olabilir.

mikrodalga taa mutfakta. modem var, ama pc'ye kabloyla bağlı. ki modem bu soruna yol açıyorsa her türlü kullanamam. modem>mouse :/.

Yeşil Efe Net

1

altınbaş rakı
ya da nostaljik şişesi yüzünden kulüp rakı da olur.
ama altınbaş iyi

ben rakıyı cidden severim. ama ne hikmetse en sevdiğim rakı yunan uuzo rakısı :(

efelerin efesi!

Yeşil efe

acip icecekseniz efe, hediye olarak kalacaksa tekirdag

hediyelik derken eğer seçeneklerdeki en iyi rakı hangisi anlamında soruyorsan, elbette âlâ serisi. âlâ serisi, piyasada mevcut tüm rakılar içerisinde uzak ara en iyisi. bunu tartışmak bile abesle iştigal. ama elbette diğerlerinden daha pahalı. eğer para mühim değilse zaten böyle bir liste yapmak bile saçma. âlâ'nın yanında diğerleri coca cola'nın yanındaki bim kolası gibi kalır.

2

peki atıyorum gece 4te yatıp 12ye kadar uyuduğun zamanla, 12de yatıp 8de kalktığın arasında fark oluyor mu? ben mesela sabah uykusu severim, kaç saat uyuduğumdan çok sabah kaçta kalktığım önemlidir. böyle bi şey olabilir belki. yavaş yavaş kendini daha aza alıştırabilirsin diye düşünüyorum. ama bi anda 2 saat düşürmeye çalışma yani, daha küçük küçük azalt.

yok dostum 24 saatin herhangi bir diliminde uyusam dahi en az 10-11 saat uyuyorum.

depresyon?

uyku apnesi olabilir öyleyse. bi kbb doktoruna görünmelisin, belki burun tıkanıklığın vardır.

ben de sabaha doğru yattığımda böyle oluyor. tüm gün uyuyorum. 4te yatarsam sabah öğlen 2den önce kalkamıyorum. bence bu alışkanlıkla alakalı biraz da bu aralar moralsizsen olabilir ya da moralsiz bi dönemden geçtikten sonra uyku miras kalmıştır.

antidepresan kullanıyorsanız ondan olabilir.

uyku kalitesi ile alakalı kesinlikle. ilk önce yatağı, yastığı falan değiştirmeyi deneyin. fazla kiloluysanız obezite de bir nedendir. burun tıkanıklığı, burunda et varsa bir neden de o. boğazı tıkayıcı bir durum varsa(büyümüş bir bademcik gibi) o da neden olur. bunların yanında uyku apne sendromu denen hastalık da olabilir tabi ki. o hastalık da daha çok bunlardan dolayı oluyor gerçi.
uyku kalitesini artırmak için yaptığınız değişiklikler yine yeterli olmazsa burun ve boğazınıza bir göz atmak için bir kulak burun boğaz doktoruna başvurabilirsiniz.
google'dan uyku kalitesi nasıl artırılır falan diye yazarsanız yapmanız gerekenler büyük ihtimalle liste halinde çıkacaktır.

imkansız

sırrıya fatihden,güngörenden ne kadar oy gelirse şansı o kadardır.

yok bdp artı bir kısım chp oyu alır sadece %10-12 arası diyelim

politik intihar

Tobe tobe

şu kadar alır böyle olur diye atıp tutmaya gerek yok. sırrı sadece tek bölgeden aday olduğunda bile çok fazla oy aldı. bşb için aday olursa normalde oy vermeyen de azımsanmayacak bir kesimin oyunu alabilir. gezi rüzgarı bazı chp'lileri de ona kaydırabilir.
biraz da chp'nin aday göstereceği ismin popülaritesine bağlı sırrı'nın chp tabanından alacağı oy.
şunu da unutmamak gerekir ki aday olması durumunda çok ciddi bir anti-propaganda yürütülecek. gerilla ile resimleri, doğudaki bdp mitingleri vs...
demem o ki gezi'nin rüzgarı seçim döneminde toplumu ne kadar etkilerse hatırda neler kalırsa sırrı'nın şansı da o düzeyde olur. hayalperestliğe hiç gerek yok

istanbulda akp adayi kimse o alir.

kadir topbas aday mi bilemedim simdi

Bir şeyi değiştirmez sadece CHP'nin oylarını böler. Gezici gezici dediğiniz de bir avuç insan oyların çoğunluğunu değiştirmez

yalnız chp nin değil akp nin de oyunu etkiler bence. muhafazakar kesimde de seveni çok. ayrıca kürtler akp ye de çok yoğun oy veriyor.

gezi hareketi denildiği gibi bir halk hareketi ve devrimse tabii ki geçer, sonuçta halk hareketi.

eğer değilse alamaz.

bence alamayacak.

Mustafa Sarıgül alabilir bir ihtimal

milletvekili seçilirken 120bin oy almıştı. istanbuldaki seçmen sayısını, akp oylarını falan düşündüğümüzde benim gözümden imkansız.

dtp nin istanbulda kemik 400000 oyu var. Sırrı süreyyanın da alacağı bundan 1 oy fazlası değildir.

sanmiyorum.

cevreye abuk gelecek kültler yapmadigin sürece sorun olmaz bence resmi olarak.

bu alanda bende acik görmüstüm, eskiden olanlari update etmek istedim ilk ama cok ciddi tepki alabiliyosun.

sifirdan kurmak daha mantikli hem kafan agrimaz.

birde sen ucma, birak ucursunlar.

yasak mı bilmem ama adamı linç ederler. sonuçta islam hoşgörü dini. o yüzden böyle şeylere bulaşma bence.

içeriğine bağlı.

aklınızda ne tür bir din var? :) devlet dine ve mezhebe göre farklı tarife uyguluyor çünkü.

pastafaryanizm en son din kabul edilmişti diye hatırlıyorum burada. yeterli cemaat toplarsan sorun olmaz. :)

@ontolojikkonular: hoşgörü dini olmayacak bu yüzden devlet bizi sevmeyebilir :) evrensel adalete en yakın ilkelere sahip olmasını istediğimden de linç edilmeyecek olmam konusundaki şüphelerimi arttırıyor.

Dinler arası diyalogdan girersen kimse bi şey demez bence :) Yeni kurulduğu bilinirse kimse sallamaz ayrıca, kökenleri bilmemnereye dayanıyordu yeni ortaya çıktı fln diye bağlaman lazım. etraflıca düşün.

Kendini dini bir devlet yöneticisi ilan etmediğin, ülkedeki otoriteyi tanıdığın müddetçe sıkıntı yok.

Bence Joseph Smith gibi yap. Yeni bir din kurmaktansa mezhep kuruyormuş gibi yap ama sonunda ortaya öyle bir şey çıkar ki başka bir din olsun.

ben mesihim diyenler bile ne hale getiriliyor bir de din kurmak nelere sebep olur gerisini var sen düşün.

kurulup yayılmış olanları var o.O

bence artık kullanılmayan bir dini upgrade et. optimizasyonu iyi ayarla. bi de tüm insanlarda sorunsuzca çalışsın.

ciddiye binerse dedikleri gibi saçma sapan fiili şeylere neden olabilir. oradan da halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamaya, kişilerin huzur ve sükununu bozmaya falan bağlarlar. burası türkiye, her şey olur.

inciswf.com

Hoslarina gitmezse yasak.

temin edilmiş ama 20 gündür bekletiyorlar.Daha önce de mail attım bunlara

valla bana şu gün gelecek diye bir şey söylemediler ve ayrıca 20 gün oldu yahu.Bunlar ders kitabıydı o kadar bekledim artık dayanamadım gidip kitapçıdan aldım.

iptal etmezlerse ne yapacağım bilmiyorum.

paket gelirse kabul etme? ya da açmadan geri gönder, kargo parası vermeden. iade koşullarını bozmadıkça gelse de geri gönderirsin ne olacakki. mecbur paranı iade edecekler.

geri göndersem direk olur mu ki ? yani kitapları hem daha ucuza aldım ben..hem de 20 gün beklettiler.kesinlikle istemıyorum

değil. motor sınavına giriyorsunuz.

A2 ehliyet almak için kurstayım. B sınıfına sahip olduğumdan sadece direksiyon sınavına katılacağım. (Kesin bilgi)

b'ye sahiptim. a2 için motor sınavına girdim. geçen sene. son durumu bilmiyorum.

ziraat atm'den yatırabilirsin. öğretmenlik için kaç oturum bilmiyorum lakin. son 2 senede kpss'ye girmediğin için bir sınav merkezinden de 3 tl'ye kaydını tamamlıyorsun.

3 oturum 120 lira ödeyeceksin.

sonra bir sınav merkezi yöneticiliğine gidip - kılavuzda yazar her şehir için- işlemleri yapacaksın. yardımcı olurlar.

bir yanlışlık yapmışlar.Önemseme fazla

hangi dünyanın? kim yapmış listeyi?

Hukuk bitmiş

yayınlanan bilimsel makaleler etkili diye biliyorum bu sıralamalarda. yoksa kimse gelip de hocaların dersi nasıl anlattığına, yoklama alıp almadığına bakmaz. yok öyle bir kriter. galatasaray ufak bir üniversite, haliyle az akademisyen var. bu yüzden en yüksek puanlı bölüme sahip olmasına rağmen bu sıralamalarda kendine yer bulamıyor.

mühendislik için değil o bildiğim kadarıyla -1aylık olan-

öğretmenler, veterinerler, doktorlar bir aylık eğitime giriyor. bir ay bile değil hatta birkaç gün daha kısa. aradaki fark kadar da erken teğmen oluyorlar.

biraz masraflı olur ama camların arasına jaluzi taktırabilirsiniz, hiç temizlik derdi yok, baya da karanlık yapıyo.

eminönü mahmutpaşada perdecilerin olduğu bir bölüm var ya orada kesin bulursun.

benim kadife kahverengi var süper, bulamazsanız da diktirilebilir

pencere olcunu al, buyuk supermarketlerin perde reyonundaki standard perdelerden uyan varsa daha ucuza gelir. internet sitelerinden de kontrol edebilirsin. mesela ikeada var bir suru cesit.

bu gitmez ne demek? estetik cerraha gidip aldırabilirsiniz. yapılan kesinin boyutuna göre, ufak bir iz kalır.
ps: genel cerrah da alabilir. liposuction olmaz çünkü kapsülün çıkartılması gerekiyor.

İste bu olusmus artik kurtulus yok dedi resmen, siringayla cekme teklifinde bile bulundum :D birisine de spor yap gecer demisler o da cok sacma geldi bana.

Genel cerraha da gittim benim ilgi alanim degil dedi :/

cildiyeyle ne alakası var anlamadım bir genel cerraha gideceksiniz öncelikle antibiyotiklik olma durumuna bakacak ve hemen alacak. gerçi büyüklüğü tam olarak nedir, nerede olduğunu da bimiyorum ama yağ bezesi o kadar sorun oluşturacak bir şey değil.

Valla ben de anlamadim once genel cerraha gittim yag dokusunda artis olmus, deri kalinlasmis cildiyeye git dedi yonlendirdi. Cildiye de ultrasonla bakti yag dedi de eee dedim. Eesi bu hadi gorusuruz dediler :/

bence sen başka bir doktora görün, kuzenimde de zaman zaman çıkıyor her seferindede aldırıyor, doktor uğraşmak istememiş gibi sanki

aldırırsan bu sefer başka yerinde çıkma ihtimali büyük yalnız

operasyon sonrası vücudun başka yerinde (ve daha fazla sayıda) yağ bezesi çıkacağına dair herhangi bir bilimsel kanıt yok. bezeyi aldırmasanız da, başka yerde çıkma ihtimali fazla çünkü zaten bünye, genetik olarak yatkın.
iğne, kesi, koter, dikiş...lipom başına 10 dk sürer.

istanbul/eminönü doğubank'ta orjinal yoksa da muadili mutlaka vardır. garanti de vermekteler. piyasanın en uygun fiyatları sanırım orada.

gittigidiyor.com da bataryalar var. orjinal de var çakma da.

yurtdışı.

hocalarla ilişkin iyi olmalı.

İngilizce bilmek.

çok pardon fakat, hayvanlar gibi dil.

Ha ama olmazsa da oluyor, onlar bilim değil film yapıyor ekseriyetle.

Okumayı, araştırmayı sevmen gerek,
en az bir yabancı dilin olmalı,
notların iyi olmalı
.
.
.

lisan

dayanıklılık.

biraz da öğrenci gözünden akademisyen mevzusuna değinmek istiyorum:

- bence iyi bir ders anlatma yönteminiz öğrenciyi derse çekme yönteminiz mutlaka olsun. öğrenciler zor sorsanız da sınavdan kötü alsalar da abi en azından iyi hocaydı desinler. yoksa AA da alsanız dersten berbat bir hoca olunca abi slaytları çalışıp geçtik diyor.

- mümkün olduğunca anlatacağınız alanınızdaki konuyu bilin. derste slaytlardan anlatmayın, öğrenci bir şey sorduğunda onun seviyesindekinin anlayabileceği bir dil kullanın.

- öğrencilerinizle yakın ilişki kurun hangi onlara mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışın. öğrenciler size gelip bir şey danışabilsinler, hatta siz onların ihtiyaçlarını bilin danışmadan o konulara değinin.

- kendinizi yetiştirin. öğrenci ile aranızda nesil farkını mümkün olduğunca azaltın. iPhone nedir bilmeyip pazarlama anlatan hocalardan olmayın. yakın siyasi, teknolojik, ekonomik gelişmeleri takip edin, öğrencilerinizle bu bilgilerinizi paylaşın onların görüşünü alın kendi görüşünüzü empoze etmeden söyleyin. tecrübelerinizi paylaşın.

master doktora için ortalama, ales, ingilişçe ve 2/3 referans, akademisyen olmak için de yök'ten kadro.

realistim.

olmakla "olmak"arasında fark var tabi. Türkiye'de bilimsel çalışma yapmak çok da önemli değil, varsa arkanda amcan dayın her türlü olursun hatta bu işi layığıyla yapanlar yıllarca kadro beklerken sen yeterlilikleri sağlar sağlamaz kadron da hazır gelir. senin adına ilan açılır, itiraz da edemez kimse. gidersin tayvan da bilmem nerede para karşılığı yazını bastırtırsın al sana uluslararası makale, hocaların notlarını kitap diye çak, öğrencinin makalesine 1. isim diye kayna tamamdır.

Bir de öbür türlü akademisyenlik var ki eğer kendini o işe % 110 vermediysen hiç bulaşma kafayı yersin. ne çalışma ortamı iyidir ne maaşı, doçent olana kadar ebeni zikerler. doçentten sonra rahatlarsın biraz ama yine de sistem kötü olunca işinden de mutlu olmazsın. Hele özel bir üniversitede başladıysan akademi olayına iyice sıçtın. saat 9 daysa mesai 9 u 5 geç gelince sana çemkirir hatta maaşından keserler. Yok ben illa olacağım diyorsan da;

-ALES
-yabancı dil
-objektiflik
-çok okumak, çok yazmak, daha da önemlisi yazabilmek
-iyi insani ilişkiler (ders anlatmak, kendini ifade edebilme anlamında)
-not ortalaması
-yapabiliyorsan yurtdışı. çünkü bizim akademisyenlerde genelde aşağılık kompleksi vardır. türk üni. mezunlarına burun kıvırırlar. yabancı bir yerde yap master ya da doktoranı çoğu zaman ne yapmış ne etmiş bakmazlar bile yeter sana diploman.