gençler, bundan 1 sene önce belki de daha önce eve superonline fiber ineternet bağlattım. 20 mb hız'ı ve sınırsız kota seçeneği ile. eskiden sppedtest.com dan download ve upload hız tesi yağtığımda sonuç en kötü 12 mb download ve 6 mb upload veriyordu. şu an ise hızımı 3 mb olarak gösteriyor. acaba hızım neden düştü ? kablolu veya kablosuz aynı sonuç çıkıyor.

Selamlar.

Arkadaşlar twitter'ı takip eden birisi değilim, eskiden açtığım bir hesap vardı aydı yılda bir girip bakarım. geçen girdiğimde 20 tweet yazıyordu ve saçma sapan reklam tweetleriydi bunlar, sildim hepsini. bunların çıkması normal mi? ben tweet falan atmadım birileri benim hesabımla nasıl tweet atabiliyor?

Önceki sevgilimi aldatarak başlamış olan ve şu anda takdir-i ilahi diyebileceğimiz bir şekilde bombok giden bir ilişkim var. Nereden baksan adam öldürmüş biri kadar pişman ve mutsuzum. Ne şimdikinden ne öncekinden vazgeçebiliyorum, evet ya ikisine de aşığım ya da ikisine de saplantılı kalmışım.
İş görüşmelerim, mülakatlarım da en az aşk hayatım kadar boktan. Yaşım büyük, bırak evlenip aile kurmayı, doğru düzgün bir iş bile bulamıyorum. Ailemin parasıyla asalak gibi yaşıyorum.

İlkgençliğimden yadigar manik depresifim. İnsan ilişkilerim çok zayıf. Fazla arkadaşım, eşim dostum yok. Periyodik olarak görüştüğüm birkaç kişi var ancak artık kendimi onlara hiç yakın görmediğimden paylaşımımız yok denecek kadar az.
İçkiye çok sardım her gün alkol alıyorum. Kafam güzel olunca ya hüngür hüngür ağlıyorum ya da ağzımı bir at gibi açıp deli kahkahalar atıyorum. Bu iki modun dışında bir modum olmuyor, ikincisi daha baskın tabii.

Öfke patlamaları yaşıyorum, bunun yüzünden stres kaynaklı bir cilt hastalığına yakalandım. Sinirlendiğimde ilerlemesini engelleyemiyorum. Heyecanlandığımda da.İkisindede başım dönmeye başlıyor hatta birkaç kez bu yüzden bayıldım. (iyi bok yedim. aferin. evet.) Durduk yere kavga çıkartıp sinirlenip bayılabiliyorum özetle.

Kendimi hiç sevmiyorum, ve etrafındaki herkesi mutsuz eden çok kötü, skimsonik bir insan olduğumu düşünüyorum. Geleceğe dair hiçbir hayalim, planım, isteğim yok. Mesleğimi, mezun olduğum bölümü sevmiyorum. Olası iş hayatımı da sevmeyeceğim. Sevmediğim bir işi yapacağım. Sayıca oldukça fazla olan hobilerimle de artık uğraşasım gelmiyor. Sürekli yatıp uyuyasım var.

Özetle yrrak gibi bi insanım ben. Bir gün cesaretim olursa intihar etmeli miyim?

NOT: 1)Ayy hepsini okudun mu? Çok saol cnmm.
2)Sevişince de geçmiyor.

3) Cinsiyet erkek değil hacılar.

Bir yağmur damlası hızının limit hızını tanımlayınız. Bu hız damlanın düştüğü yüksekliğe bağlı mıdır?
bunu diferansiyel olarak açıklamam gerek.bilen biri el atabilir mi yaw çok acil.

Önceden açtım ama kimse cevap vermedi.

Elimde tee 2005'ten beri kullanılmayan Lexmark Z602 yazıcı var. İşim düştü kendisine, depodan buldum kullanayım dedim yalnız hiçbir şey basmıyor. Kartuşları kurudu herhalde.

Bu durumda,

1) Bu kartuşlar adam olur mu? Bunları doldurtabilir miyim?
2) Yeni kartuş mu almam gerekli?

Birinin hesabıma para yatırabilmesi için ona hangi bilgileri vermem gerekir? hesap no'su salt yeterli mi?
banka, para yatarken ne kadar kesim yapar?

merhaba arkadaşlar. kafamda hiç araba almak yoktu ama 1000 liraya net yürüyen, motorunda falan arızası olmayan bir araba buldum. araba almayı düşünmeyen 21 yaşında bir öğrenciydim ancak bu düşündürttü. fiyat normalde 2200'den düşme.

araba 91 model ford escort, motorunda aksında falan bir sıkıntı yok, tek kapılı, sürücü tarafındaki kapı kapanmadığı için içerden iple bağlanmış, diğer kapının da kilidi çalışmıyor. rot-balans ayarında çok ufak sıkıntı var ama hız yapmayacağım için gidip yaptırmam bile. motor falan sağlam diyor adam, frenleri de sağlam. adamı da biraz araştırdım kime sorduysam yamuk çıkmaz çok iyi adamdır falan dedi. ruhsatı falan tüm belgeler de tamam. hiç anlamam arabadan ama ayağımı yerden keser, alayım mı sizce?

not: kapı arızası sıkıntı değil çünkü yaşadığım yerde cüzdanı düşür yarın gider karakoldan alırsın.

Arabaya Navigayon cihazı taktıracağım.Tavsiyeniz varsa alayım...

Merhaba güzin ablalar/abiler/kardeşler.

Hiç uzatmadan lafa gireyim. Erkek kişisiyim. Yaklaşık 1.5 senelik ilişkimiz 2 hafta önce bitti kız arkadaşımla. Bu 1.5 senenin yaklaşık 6-7 ayını beraber aynı evde yaşayarak geçirdik falan.. Bayağı bir alışma söz konusu oldu yani birbirimize. Üniversite okuduğumuz yerde kalacaktık bir süre uğraştık ama olmadı o memleketine dönmek zorunda kaldı ben de öyle.

Üzerinden 1-2 ay kadar geçti ki artık uzak mesafenin vermiş olduğu bir şeyle kız arkadaşım benden soğudu mu ne oldu bilmiyorum ayrılmak istedi. Ben çok uğraştım ayrılmayalım diye seviyordum çünkü hala da seviyorum. Günlerce ikna etmeye çalıştım ama istemedi. "Artık sana karşı bir şey hissedemiyorum, olmuyor" dedi. Ama arkadaş kalmak istedi.

Ayrıldık ve 2 hafta oldu ama hala facebook'tan yazışıyoruz, konuşuyoruz, telefonla arıyor soruyor falan.. Ben unutmaya çalıştıkça o izin vermiyor yani. Konuştum kendisiyle bu durumu ama o "arkadaş kalamıyor musun sen o zihniyette misin" diye sordu.. Normalde arkadaş kalma durumuna karşı değilim önceki 1-2 sevgilimle hala arkadaşız mesela.. Ama işte bu olmuyor sürekli konuşursak, yazışırsak unutamıyorum. İçimde her seferinde bir umut.. Kıramıyorum da.. O yazınca hemen yazıyorum, yardım isteyince hemen ediyorum, reddedemiyorum.. Böyle olunca da unutamıyorum. Onu kıramayıp ne isterse yaptığımın o da farkında..

"Ben normal arkadaş olarak konuşuyorum seninle. Çünkü senden daha yakın konuşacak arkadaşım yok" diyor. Ama bir yandan da hala beni kıskanıyor falan felan..

Bir yandan hiç bırakmak, muhabbeti kesmek istemiyorum, dayanamam onsuzluğa diyorum. Bir yandan da bu böyle gitmez diyorum..

Ne yapsam bilemedim güzin ablalar/abiler.. Keseyim mi muhabbeti?

avea'nın 500 dk konuşma, 1000 sms, 1 gb internet veren pakedini yenilemek için hangi numaraya ne yazıp mesaj atıyorduk? normalde otomatik yeniliyordu ama hatta para olmadığından yenileyemedi. şimdi yeni tl yükledim.

sorum şu
6x6 bi determinant olmalı ve determinantı tamsayı olmalı ödev bu.bu 36 sayıda 11 den fazla tek sayı olmayacak bu da kural tabi öle 1 ve 0 lar da çok olmamalı.çözüm olarak şunu düşünüyorum matrisi yazarken 3x3 ten başlıyorum det=2 yavaş yavaş kenarın köşesine rakama ekleyip genişletip 6x6 ya geldiğimde det=2 olmasını sağlıyorum.bu anlamadığım şey genişletme olayında sorun orantılı bir şekilde eklemeyi nasıl başarıcam.
yada sizin önerebileceğiniz daha iyi bir fikir var mı?

nereye verilir, nereye atılır? para etmiyormuş geçen duyurularımdan hareketle öğrendim. bari birileri nasiplensin sevaba gireyim.

“Bir deniz haydutu çetesinin lideri yakalanır, Büyük İskender'in önüne getirilir. Büyük İskender korsana denizi niye kötü amaçla kullandığını sorar.
Korsan: "Ya sen niçin dünyayı ele geçiriyorsun? Ben bu işi küçük bir gemiyle yaptığım için bana haydut deniliyor, sen aynı işi büyük bir filoyla yapılınca imparator olarak anılıyorsun."

Bu kıssadan hareket ederek devleti çete örgütünden ayırt eden şeyin ne olduğuna ilişkin düşününüz. Bu düşünceden meşruluk, doğruluk, adalet, güven gibi değer yüklü kavramları ayıklayarak değerlendirmenizi biçimsel olana özgüleyiniz.

anlamadigim sey bicimsel olana ozgulemeyi nasil yapacagim ? hocaya mail attim tersledi derste bahsettim derste olsaydin anlardin dedi.

İsletim sistemi bastan kurulacak bilgisayara. Cd nin bastan calismasi icin nasil yazilmazi gerekir sizce?

Selamlar,
Birkaç haftadır aradığım arabayı sonunda aldım.
99 model Renault Clio 1.4 Hatchback, Lpg'si ruhsata işli, 188.000 km'de.

10.300 liraya anlaştık. Kapora olarak 300 lira verdim. Pazartesi de devrini halledeceğiz.
Merak ettiğim şu, notere gidip kaç liraysa verip devrini aldıktan sonra ne gibi bir prosedür izlemem gerekiyor?
Nerelere gidip neler yapmalıyım? Yoksa direkt olarak takipçiye mi vereyim, o halletsin tüm işleri?

İlk arabam olacağından bu işlemler sırasında kandırılmak istemiyorum. Bir adımı bile atlamamalıyım.

beyler şuan bir şey farkettim... ben öğrenciiym neysede, çalışanlar sabah gidiyo akşam geliyorlar, sadece çalışıyorlar, 2 günlük haftasonu için mi? lan bu nasıl bir şey, çalıştığın yere güzel kıyafet ve arabayla gitmek için çalışıyosun, yani dışarı çıktıgın yokki, lan nasıl olur 2 gün haftada diğer 5 gün çalış akşam eve gel, vay anasını, bu nasıl oluyo ya?

Arkadaşlar masaüstümde internet var kablolu.Ben bunu laptopa da bağlamak istiyorum.Ama laptopu da lcdye bağlıyorum genelde oyun oynarken.Bu yüzden laptopta oyun oynarken internete de ihtiyacım oluyor,multiplayer için.Bunu nasıl yapabilirim?


Modemle lcd aynı odada değiller en az 4-5 metre var.

Aslında bir ailem bile var denilemez. Henüz 10 yaşımdayken babamı bir trafik kazasında kaybettik. Annem ve babam bir anadolu şehrinde doğup büyümüş, orada evlenmiş ve İstanbul'a göç etmişler. Ben burada doğmuşum. İstanbul'da pek yakın akrabamızın da olmayışı sebebiyle babamın ölümünden sonra hayatımız annemle yalnız geçti. Annemin evlenmeyi düşündüğü erkekler hariç.

Bir sürü hata yapıyordu ve ben bir yetişkin olmadığım için hiçbir şeye müdahale edemiyordum. Adam yerine konmayacak bir sürü erkekle ilişki yaşadı hep evlenme ümidiyle. Hepsi de anneme zarar verdi, hayatımızı kabusa çevirdi. En sonuncusu ise en kötüsü.

3 yıldır bir lokanta sahibiyle takılıyor. Adam tam bir cani. Yeri geldi annemi dövdü, yeri geldi tırnaklarıyla kazandığı paraya el koydu. Resmen işkence ediyor. Ama annem o kadar aptal bir insan ki hala ümit besliyor. Ben hayatımda bu kadar korkunç bir adam görmedim. Olumlu tek bir hareketi bile yok. Ben okumakta olduğum için elime üç beş kuruş para ya geçiyor ya geçmiyor ama o adam annemin bütün parasını sömürüyor. En son annem de bazı huzursuzluklar sebebiyle işi bıraktı. Son dönemlerde aptal saptal haplar da kullanmaya başladı. (Maalesef uyuşturucu haplar) Şimdi tam anlamıyla berbat durumdayız.

Ara sıra haber vermeden Edirne'deki teyzeme gidiyor. Geçen gün yine evde yalnız başımaydım cebimde beş kuruş para yoktu. Yine o şerefsiz erkek arkadaşı geldi kapıyı çaldı. Annemin Edirne'de olduğundan habersiz. Kapıyı açmadım gitmesini bekledim. Ancak gitmedi. Zile ardı ardına basıyordu, kapıyı yumruklamaya başladı. Küfürler savurarak annemin adını da zikrederek aç kapıyı diye bağırmaya başladı. Acayip sinirlendim bir yandan da korkuyordum ama mutfağa gidip elime bir ekmek bıçağı aldım. Öldürüp kurtulmak istiyordum. Hapis yatmaya bile razıydım. Biraz daha kapıya vurduktan sonra gitti. Sinirimden ağladım.

Bu hayattan nasıl kurtulurum?

Arkadaş ne zormuş yeni işe başlamak? Yeni mezun oldum, işe girdim ama daha önce hiç çalışmamıştım. Kabus gibiymiş, ki herkes aşırı iyi davrandı, firma gayet kurumsal, her şeyim hazırdı gittiğimde, hoşgeldin hediyeleri zart zurt ama yine de ben böyle leş gibi hissediyorum günün sonunda.

Hiçbir şey anlamıyorum nerdeyse, her şeyi birine sormak zorunda olmak iğrenç bir şey. Arkadaş arkadaş gezinen insanların yanında mal gibiyim gibi geliyor yemekte falan ki çok sosyal bir insanımdır.

Milyar tane şirkete özel, sistem, dosya adı, özel terim falan var, hepsini tek tek sormam gerekiyor. Of, nedir ortama alışma süresi? Siz nasıl geçirdiniz bu süreci?

Bir de ekip yöneticisi var koca adam, ekiptekiler sen diyor birbirine ben de öyle dedim ama o yöneticiye de "x abi" diyorlar, bu ne böyle kahve gibi, ben o adama ne dicem hitap etmem gerekirse? Adam da hakkaten aşırı şirin, babacan bi adam ama ben utanırım yani abi denir mi, oha.

ki ben ilk bira içtikten sonra bidaha içmem ne çirkin tadı varmış diyen, ardından lise zamanlarında çok nadir içen, üni ye geldiğimde ortamlarda zoraki olarak içen içsem bile 2 den fazlasını hatta 2. 50clliği bile zor bitiren biriydim.

fakat son 4-5 ayda nolduysa artan bir ivmeyle canım bira ister oldu. hele 1 ay önce yaptığım interrail sırasında 40 çeşit bira içmemle birlikte şimdi türkiyeye döndüğümde hergün her an bira ister oldum.

bugün içmeyeyim diyordum kendimi zor tutuyodum fakat en son ekşi de tuborg gold yazısını görünce dayanamadım almaya karar verdim. bu durum normal midir?

şimdi bira almaya gidiyorum, döndüğümde bakıcam cevaplara:d

arkadaşlar dün saat 13:30 sularında kennedy caddesi üstündeki akbıyık iett durağından hemen önceki ışıklarda, karşı yönden gelen suriye plakalı araç sağına soluna bakmadan yasak olduğu halde u dönüşü yaparken bana çarptı. ve sonrasında da birşey olmamış gibi basıp gaza gitti. çarpmanın etkisi ile fena yalpaladım ama yine de dengede kalmayı başardım. bende ve bisikletimde herhangi bir şey yok ama gerizekalının plakası düştü. bu adam için herhangi bir şey yapabilir miyim acaba?

sphotos-b.ak.fbcdn.net

Çevrenizde böyle şeyler paylaşan insanlar var mı? Bu hödükleri ayıklamak için fesbuk hesabı mı açmam lazım. Yoksa hepiniz misiniz lan siz mi büyüksünüz ben mi!

Not: Soru ilk sorudur.

öncelikle programlamaya meraklı bir cahil olduğumu belirtiyim. bazı internet sitelerinde drag and drop olayı oluyor ya. işte öyle birşey hangi teknolojilerle yapılır? kasettiğim basit bir işlem değil ama. Mesela face gibi bir sitede kullanıcı, gördüğü bir resmi(thumb yada buton halinde) arkadaş listesindeki kişilerin fotolarına sürükleyecek. ve onlarla paylaşmış olacak. bana çok zor ve karmaşık gibi geldi. acaba böyle bir işlem için animasyonundan tutun veritabanına dek hangi dil, teknolojiler kullanılır söyler misiniz?

şimdi utorrenti indirdim ama webde arıyo bu yine. sanırım ben yapamadım. şöyle anneye anlatır gibi anlatsanız? şimdi ne yapmalıyım mesela

5000 liram var naçizane altın hesabı açtırayım diyorum. Hangi bankadan açtırsam, ya da açtırmasam mı uzun vadede bi getirisi olmaz mı ne diyorsunuz?

Ne olur şimdi ?İstanbul Semalarında bombalar patlar mı ?Suikastlar ,istanbul ankarada bombalar olur mu ?

merhaba güzel insanlar!

benim polonya ve katyn katliamı ile ilgili bir sunumum var. hatta çıkış noktamı da 2. dünya savaşı'nın, polonya'ya olan etkisi üzerine kurmak istiyorum. siyasi olsun, teknoloji olsun, eğitim olsun, kültür olsun.

bu konular ile alakalı filmler önerebilir misiniz bana? polonya ve ikinci dünya savaşı olsun filmlerin içerisinde.

wajda filmlerini önermeyiniz çünkü hepsini biliyorum :)

çok teşekkür ederim.

Sevgili yardımsever erkek arkadaşlar sevdiceğime yanda gördüğünüz ayakkabıdan almayı düşünüyorum hediye. Ama nasıldır ne diyosunuz rahat mıdır ? Ya da fikir değişikliğine mi gidiyim hemen başka bişey mi düşüniyim ?

windows 7 açıkken ikinci işletim sistemi olarak xp'yi nasıl kurabilirim? setup.exe açılmıyor bir türlü. dvd sürücüm yok.

selam

bir 90'lar çocuğu olarak soruyorum:

eskisi kadar arabesk yapılmıyor mu? yoksa yapılıyor da, artık eskisi kadar popüler değil mi?

hatırlıyorum ben emrah, mahsun kırmızıgül, alişan, özcan deniz, küçük ibo, ibrahim erkal falan dinleyerek büyüdüm, gayet de hoşuma giderdi. zaten de müzik kanalları falan paso bunları yayınlardı. şimdi müzik kanallarına bakıyorum, hep pop, rock müzik olmuş.

mesela dün eskaza mahsun kırmızıgül'ün bu sevda bitmez şarkısına denk geldim kral tv'de, çok özlemişim yahu. sesini sonuna kadar açıp kendimden geçtim.

nerde o eski arabeskler beyler? modası mı geçti?

geçenlerde laptobımın üzerine su döktüm. aşağı sallamak, saç kurutma makinesiyle kurutmak gibi girişimlerim oldu ama pek de kasmamış, oluruna bırakmıştım. ertesi gün açtım bilgisayarı, birkaç tuşu işlemiyordu. hâlâ da işlemiyor. servise versem tamiri bana ne kadara patlar?

arkadaşlar evimdeki bir bilgisayarı vakti zamanında komşunun bilgisayarının ağına bağlamıştık.şimdi evde başka bi bilgisayarı tekrar o ağdan bağlamaya çalışıyorum ancak komşuya ulaşamıyoruz şifreyi sormak için.acaba bilgisayarda o şifreyi öğrenebileceğimiz bi sekme varmı

Üst düzey yöneticiler, CEO, VP, departman başı gibi insanlar neden çok meşgul? Gerçekten çok mu meşguller ?

Hep görüşmedeler mi?

Neden bunlarla görüşmek zor?

"Önemliyim" ve "ulaşılmazım" prensibini de mi benimsiyorlar (bir nebze de olsa) ?

hani derler ya eskiden buralar tarlaydı, şurada bir dere akardı şırıl şırıl diye, o hesap işte. demek istediğim kimse bilmezken sevdiğim şeyler ilerde herkesin diline dolanıyor.

mesela Quaresma, Porto yıllarından beri takip ederim. Quaresma formam bile vardı hatta. sonra beşiktaş'a geldi patladı gitti. şimdi halı sahada o formayı giydiğim zaman beşiktaş'lı snaıyorlar beni.

sonra pilli bebek. ankara'ya 20 yılını vermiş birisi olarak, eskiden beri beğenir dinlerim. sonra behzat ç. çıktı, şimdi herkes behzat ç.'den sonra dinlemeye başladın diyor.

son olarak yaklaşık 5 yıldır falan kendi çapımda illüzyonla uğraşıyordum. öyle batakmış, okeymiş falan ben istemedikçe yenilmem yani. neyse sonra bu yarışmalar çıkınca onuda bıraktım arkadaş. şimdi herkes özenti diyecek, adamın asabını bozacaklar. buradan onlara sesleniyorum; siz yokken biz vardık lan!

soruya gelince, sizinde var mı bunlara benzer örnekleriniz?

ev hariç. sinema hariç.

onun yerine bu daha mantıklı gibi cevaplar yerine. şundan şundan alınmaz çünkü şöyle tehlikeli gibi cevaplar bekliyorum bilenlerinden çünkü alacağımdan değil merakımdan soruyorum:) sürekli çok takla atar bu araba gibi şeyler duydum. lpg li olması diğer lpg li arabalara göre nasıl farklı sıkıntı yaratabilir. sonuçta her lpg li arabanın kaza yapma ihtimali var. umarım anlatabilmişimdir ne demek istediğimi.

Ne derece bu söze katılıyorsunuz?
Sonuçta bu adam İlber Ortaylı boru değil yani.
Acaba neye dayanarak bu sözü söyledi.
Böyle bir makalesi de var.

soru başlıkta. açık ve net.halkın ikiye,üçe veya beşe ayrılması mümkün mü? yani icraatten bahsediyorum. zaten ayrılmış durumda herkes. yani bir savaş çıkması olası mı?

yeni yerleşeceğim evde internet varmış, odada prizden(ya da adı başka bişey) gelen bi kablo da gördüm. şimdi onu direkt bilgisayara mı bağlıcam yoksa modem yine şart mı? cahilliğimi mazur görün. tşk.

selam..şöyle bir durum var. işçi işverenle tartışıyor sonra sinirle kalkarak odayı terkediyor. giderken boş kağıda imza atıyor gerisini doldurursunuz diyor. pişman olan işçi geri dönmek istiyor ama kabul edilmiyor. işveren de işçinin imzasının olduğu kağıda istifa ediyorum ve hiçbir alacağım yoktur şeklinde dilekçe düzenliyor. daha sonra tavır değiştiren işçi beni kovdular diye mahkemeye veriyor.

bu durumda iş mahkemesi ne karar verir ? dilekçenin işveren tarafından doldurulduğunun söylenmesi bir şeyi değiştirir mi ?

acaba çok mu tepki gösteriyorum diye merak ettim size sorayım dedim. benle ilgili şöyle bir durum var zaman konusunda çok takıntılıyım. 5dk'ya geliyorum deyip yarım saat gelmeyen adamları sırf gelince dalabilmek için bekliyorum. ama çevreme bakıyorum adamların umrunda değil. mesela biri 8'de gelecem deyip saat 8:15 olduğunda sinirlenmeye başlıyorum. benim bildiğim en azından gelmeyeceksen ya da geç kalacaksan arar haber verirsin. etrafımda benimle birlikte bekleyenlere bakıyorum hiç takan yok. "Geliiir yaa" filan diyorlar. neyse bu kadar önbilgiden sonra konumuza geçelim.

bir adam var. samimi bir arkadaşım. adamın bizim için mesleki bir şey yapması lazım. rica filan değil görevi yani. olayın gelişimi şöyle:

ben bunu öğlen arayıp "hadi halledelim işi" diyorum. "abi akşam 7 gibi yapıcam çekimim var güneş batana kadar bitmesi lazım" diyor. "tamam görüşürüz akşam" deyip kapatıyorum.
saat 19:30 gibi benimle birlikte bekleyen ama sikinde olmayan arkadaşıma bu arkadaşı aratıyorum. "bir saate kadar atacam" diyor arkadaşıma. yine gelen giden yok.
saat 21:30'da facebookta açık görüyorum bizimkini. hadi amk 7de geliyodun nerdesin sen" diyorum ve yazdığımı 2 dakika sonra görüyor ancak cevap vermiyor.
saat 23:30'da beni arıyor konuşma yemin ederim şu şekilde:
o: abi naber napıyosun? nerdesin şimdi sen?
b: olum 7den beri bilgisayar başında seni bekliyoruz.
o: ha eskişehir'de değilsin yani. ya bana burada bi adam lazım burdaysan dedim. e kim var bizimkilerden burada?
b: ali var mehmet var. olum sen bi cevap ver bana 7de gelicem deyip neden gelmiyosun? hadi gelmedin niye aramıyosun?
o: çekime gittim ikinciye.
b: olum neden aramıyosun 6 saat bekletiyosun bizi?
o: sarper ben şu an ne yapıyorum? telefonla seni aradım di mi? aradım işte??
b: olum 7de gelmeyeceğini gece 11:30da arayarak mı haber veriyosun?
o: e aradım ya işte!!!
b: olum düzgün cevap versene lan
o: hacı kafam çok şey şu sıra ben mehmeti arayayım o zaman burdaysa.
b: tamam görüşürüz.

adamın genel huyu bu. ve ben bu adam ve benle bekleyen elemanla ortak büyük bir işe girişecez. binbir yemin etti geçen yılki bahanelerinin artık kalmadığına filan. dedikleri de doğru ama bu sefer başka bahaneler buluyo böyle işte. diğer arkadaşın da hiç umrunda değil gelmiş gelmemiş. "daha zaman var yarın yaparız" diyor. o da haklı ama o zaman demesin abi "bugün yapacam" diye. aşırı mı tepki gösteriyorum amk?

ek: dakik bir insan değilim. ben de geç kalıyorum sık sık. kalınca binbir özür diliyorum bakıyorum kimsenin umrunda değil yine.

Merhabalar. Hani bazen sözlükte beyaz atlet giyen erkeklerle dalga geçiyorlarya; 24 yaşındayım ve hayatım boyunca hep beyaz atlet giydim. Siz ne giyiyorsunuz olum? Aydınlatın beni.

a. var
b.yok
c.bilemedim ben onu.

pc'ye yeni format attırdım ancak attırdığımdan beri her gün sağ alt köşeden yetersiz disk alanı (özellikle video sitelerinde video izlerken) diye uyarı alıyorum. sile sile program kalmadı. ne edilebilir ne yapılabilir benim gibi bilgisayar cahili için.

Arkadaşlar 15.000 lira civarı bir bütçe var. Bu iki arabadan sizce hangisine yönelmeli? Neden?
Ve yine bir soru daha, bilen arkadaşlar yardımcı olursa sevinirim;
Yine bu tarz arabalardan hangilerini önerirsiniz? Bütçe maksimum 16.000 lira. Uzun yola da gidebilecek bir şey olsun çünkü çalıştığım yer Afyon, memleket Manisa. Aşağı yukarı 320 km ikametimden.
Ayda bir git gel hesaplarsak çok uçmayalım...

bayrama bir gün kala turu iptal ettiler ve yaptığım havaleyi iade etmedikleri gibi kupon kodlarını iptal etmedikleri için fırsat sitesi de kartıma iadeyi yapamadığını söylüyor. 7 iş günü içinde iade gerçekleşeceğini söylemişlerdi fakat 10 iş gününden fazla oldu. Çok üzülüyorum, ve nasıl böyle bir keklik yaptım diye kendime çok kızıyorum. bana nasıl bir yol izlememi önerirsiniz. İşten başımı kaldıramıyorum ama kesin sonuçlu bir yol için bir gün izin alabilirim. Her gün telefon açıp email atmaktan bıktım.

Teşekkürler

bacımsın, kardeşimsin muhabbeti yapamıyorum yakın kız arkadaşlarımla bile. daha doğrusu ayakmış gibi geliyor bunlar. yapanların da samimi olduklarını düşünmüyorum samimi olsalar bile. dürtüler dolayısıyla kendimde böyle bir şey olamayacağını düşünüyorum. ama karşı tarafa da söylüyorum bunu hayal kırıklığı olmasın diye. ''abi kusura bakma ben böyle bir şey söyleyemem. bir alkole bakar benim işim. kontrol işi bu. hiç limanmış gibi bakma'' vs. diyorum. sonra hayvan mısın olm diyorum kendi kendime ve ''lan çok kırdım mı acaba'' diye bazen rahatsız oluyorum bu durumdan. sizin düşüncelerinizi merak ediyorum. kendimi kalıplaşmış ahlaki normlara uydurmak zorunda mıyım? yoksa içimden geldiği gibi yalansız ve ''kırıcı'' yaşamaya devam mı etmeliyim?

edit: tam anlatamadım sanırım ama özet olarak kimseye ''sana o gözle bakamam. olamaz öyle bir şey'' gibi kesin bir şey söyleyemiyorum. söyleme ihtiyacı da hissetmiyorum.

Kız tarafından istenmeyen biri olarak nereye gidersem gideyim beyler sanki kızı takip ediyormuş gibi kızla karşılaşıyorum, yani kızda bu mal beni mi takip ediyor nedir diye popoları pışpışlanacak. Az önce bi arkadaşımla alacağım evin önünden geçiyordum evin olduğu semti binayı göstereyim diye ordan da geçerken böyle elimle işte bu daire, bu bina diye gösteriyorum sonra yan binadaki balkonda bi baktım bu kız akrabaları ile oturuyor şimdi sanacak ki beni görmek istiyor, beni gösteriyo vs gibi Allahim çıldıracam lan yardım edin.

bi herif icin bekarliga veda isi basima kalmis olabilir. ev kiralaniyormus bi gece icin, baska baska seyler de ayarlaniyormus, nasil ayarlaniyor oyle seyler, ev nasil kiralaniyor, tecrubesi olan var mi ki?
bi de en fantastik ne olabiliyor?
~
bu da fuhus ilani gibi oldu, oyle degil, ne oluyor, ne yapmak gerek falan, butun cevre iyi aile cocugu anasini satiyim, kimse bi sey bilmiyo.

ölçüt ne oluyor? mesela antrenmana gelmedi diye 1 milyon € verilmez herhalde. yıllık maaşının % şu kadarı kadar ceza verilir diye sözleşme imzalarken kulüp mü belirliyor, federasyon yönetmeliğinde mi belirleniyor, yoksa uefa tarafından mı belirleniyor?

hatta her futbolcu için değişebiliyor mu? mesela quaresma, balotelli gibi nispeten disiplinsiz futbolcular için kulüp sözleşme imzalarken daha yüksek tutmak isteyebilir.

neyse, çok uzattım.