kendi ürününü sattırması daha avantajlı değil mi?

bunun için ilk akla gelen sebep işletim sistemi satışı değil hardware satışından para kazanmayı daha karlı buluyor olması olmalı.
bunun dışında da onlarca sebep sayılabilir.
mesela özene bezene yaptıkları güzelim Mac OSX'in kamyon gibi öten, çirkin kasalı bir toplama bilgisayarda çalıştığını görmek yüreklerini dağlıyor olabilir :)

pazarlama stratejisi. şirket politikası.

adamlar biz böyleyiz diye imaj yapmışlar. kolay kolay da bozmazlar bu saatten sonra bu imajı.

Google Androidi satıyor ama 50$lık çin malı telefonda da var, Galaxy S2'de de var, kalite farkı oluşuyor. ama apple napıyor mesela ipod ilk çıktığında mac'in olması gerekiyordu müzik atabilmek için, şimdi de adamın iphonu var , sadece tek bir tane telefon olduğu ve çok popüler olduğu için 3.şahıslar o telefona özel aksesuar yapıyor ya da uygulama yapıyor. Android telefonlarda böyle bişey yok şuan.
ve dedikleri gibi zaten işletim sisteminin korsanıda bol bol mac bilgisayarlar şuan türkiyede değil belki ama mesela bi amerikada her evde nerdeyse, abd dışında da tüm ülkelerde özel bi statüsü var iş-sanat odaklı kullanım için özel olarak nitelendirilir. öbür türlü olsa sıradan olur, işletim sisteminden sadece para kazanıcak üstüne korsanla uğraşıcak, şimdi nerde korsan macbook ? nerde macbook air ? :D

alakasız ama microsoftla htc nin sözleşmesi varmış , htcnin sattığı her telefondan 5$ para alıyormuş microsoft ister android olsun ister windows

her şirketin hitap ettiği kitle farklıdır. apple da, işletim sistemini donanımla birlikte uymunu test ederek piyasaya sürüyor ki, hatadır, ıvır zıvırdır uğraşmak istemeyen kullanıcıyı çekebilsin. ayrıca bu yaptığıyla işletim sistemine her donanım firmasının çıkardığı ürün için driver kasmak zorunda kalmıyor, buna ayıracağı zaman-parayı tek donanıma yoğunlaştırarak kazanıyor.

her bir donanım için ayrı ayrı uyumluluk ve performansla uğraşacaklarına bildikleri bir donanıma göre işletim sistemi oluşturuyorlar. bill gates in amacı her eve bilgisayarı sokmaktı ve bunun yolu buydu. apple'ın böyle bir amacı yok. yaptığı işi güzel yapıyor. ipad2 için steve jobs "fiyatı artırmayı düşünmüyoruz zaten asıl gelir kaynağımız donanımı satmak değil filan demiş zaten yazılımdan da kazanmıyorlar asıl gelir kaynağı pazarlama.

kendi cihazları ile zaten geçiriyor istediği kadar. ne gereği var :)

www.ozgecmisornekleri.com

kariyer.net'te özgeçmiş oluşturup onu normal kağıda basılabilir halde de görebiliyorsunuz.

yönetmenin tarzı bu.

niye eş zamanlı şekilde geçiyor diye bişey mi var. bu kötü olma kriteri midir yani. ya da ben de bilirim bidon çekmeyi filan ne demek ki. bir filmin kötü olduğunu göstermez bunlar. ki filmde gayet gelişip sonuca varan bi olay da var. ağır ve sıkıcı gelmiş olabilir ama film mi bu nedir denecek bi durum yok ortada.
ya bir de okuyan sanıkcak ki böyle boş boş şeyleri çekip film diye koymuş. böyle mi geldi gerçekten sana yani.

Filmi çok beğendim. Büyük ihtimalle cinayet nasıl işlendiye odaklandın. Yada gösterilmesini bekledin. Öyle bir beklenti içerisine girmiş olabilir misin?

önce başka filmlerini de izlemeliydin,
mesela uzak, iklimler, kasaba...

@tepedeki psychedelic adameş zamanlı geçmesinden kastım, her detay gözümüze sokuluyor, yani akıcı değil. akıcı olmaması da içine almamasıdır beni. bu da benim için kötü kriteridir yani. evet benim ve salondaki onlarca kişi için öyleydi. sıkıcıydı net olarak bir olay yoktu. acayip basit bir konu hatta benim için konu bile yok. detayları çekerek de zaman doldurmuş filmde. Siz ne anladınız da filmin sahibiymiş gibi savunmayı geçtiniz anlamadım? Neydi tam olarak o bidon sahnesi? Bize ne anlattı o bidon? Ne verdi? Ne hissettirdi?
@tamamtamambuldum yani elbette görecelidir kimi beğenir kimi beğenmez. o konu da kesinlikle hak veriyorum size. o kısım gerçekten kaliteliydi. çünkü gerçekti. gerçekliğini hissettirdi. ama şahsi düşüncem böyle bir sahne daha güzel bir tema içerisinde geçerse daha etkili olabilirdi.

@nemo problemo haliyle giriyor insan, bence film biraz belgesel havasında olmuş. bir cinayet işlendiğinde savcı doktor polis jandarma vs ne yapar bu gibi durumlar işlenmiş. siz neden çok beğendiniz peki?

@kimilolo bilemiyorum 5 yıl sonra tekrar izleme isteği duyabilirsem kesinlikle izlerim ve bugünkü düşüncemle kıyaslarım

@hoot ilk defa filmini izledim, bir de filme girmeden önce hiçbir şey bilmiyodum film hakkında, kimler var konusu ne vs gibi

dalga geçmek veya ayar vermek için sormuyorum;

yaşın kaç? (sinema beğenilerinin yaşla çok ilgili olduğunu düşünüyorum)

sinematografi işte buralardaki olay.

bence yaşa bağlancak bir şey değil 4 kişi gittik. biri 50li biri 40lı biri 20li yaşlardaydı ve hiçbirimiz beğenmedik mesela

bana kalırsa beğenmediysen çok şey kaybedersin gibi bi durum yok yani nihayetinde zevk meselesi ama nuri bilge ceylan filmleri çok normal filmler değil, yani olay konu değil diye düşünüyorum. ben beğendim bu arada.

beğenmemek başka bi olay. ne ki bu, yuvarlanan bidonu ben de çekerim demek başka bi olay. ben filmin sahipliğini üstlenmiş değilim. sadece bahsettiğin şeyler ve bahsetme şeklin büyük bi önyargıya sahip olduğun ve ya adam rüzgarı çekmiş koymuş demeye bahane bulabilmek için izlemeye gittiğin gibi bi düşünce uyandırdı bende. ha öyle olmayabilir tabii ve beğenmemiş de olabilirsin. illa bu beğenilecek nasıl beğenmezsin demiyorum senin nasıl beğendiniz bunu deyişin gibi. ayrıca yuvarlanan bidon da tek başına bi sahne değil sonuçta. film bir bütün ve adam çektiği her dakika için fazladan para/alkış vs. almıyor ki zaman doldurmak gibi bişeyle alakası olsun olayın.

@nabruknabruknabruk evet kesinlikle zevk meselesi, kayıp bazında sadece zaman oldu benim için. evet olay konu değil. peki tam olarak ne? çekimler mi? detaylar mı?

Yukarıda da belirttiğim gibi kesinlikle önyargıyla gitmedim. Film hakkında hiçbir bilgim yoktu. Sadece gideceğim filmin adını biliyordum ve girdim izledim. Benim sormamdaki amacım gerçekten merak etmiş olmam, burda kimseyi yargılamıyorum, kaçırdığım detayları yakalamaya çalışıyorum, filmi anlamaya çalışıyorum. Benim bulamadığım ama genelin bulduğu nedir diye öğrenmeye çabalıyorum. Kişisel düşüncem yukarıda söylediklerim. Sonuçta bidonun yuvarlanması, elmanın düşmesi, yaprakların uçuşması tamam hoş sahneler. Ama bana bir şey katmıyor, bir şey düşündürmüyor. Sadece merak ediyorum size ne hissettirdi bunlar? Size ne düşündürdü?

senin zevklerine çok ters bir yerde bu film. sözlükte en sevdiğin 10 film olarak :

"1.(bkz: the shawshank redemption) (esaretin bedeli)
2.(bkz: pulp fiction) (ucuz roman)
3.(bkz: reservoir dogs) (rezervuar köpekleri)
4.(bkz: inglourious basterds) (soysuzlar çetesi)
5.(bkz: shutter island) (zindan adası)
6.(bkz: star wars) serisi (yıldız savaşları)
7.(bkz: the green mile) (yeşil yol)
8.(bkz: the dark knight) (kara şovalye)
9.(bkz: the prestige) (prestij)
10.(bkz: fight club) (dövüş kulübü)"

bunları yazmışsın. hatta sonra "neden kötülediniz" diye şaşırdığını da belirtmişsin. ne bileyim hem bunları hem de bu filmi beğensen o tuhaf olurdu asıl. zevkler renkler olayı işte salla gitsin. nuri bilge ceylan'a sorsak o da recep ivedik'i star wars'ı sevmez herhalde.

Elbette ki zevkler ve renkler tartışılmaz, ben sadece nbc'ı da denemiş oldum, tanıdım en azından. Sonuçta herkes her şeyi beğenecek diye bir kaide yok

ben de konusuyla ilgili bişey bilmeden gittim. bashettiğim önyargı nuri bilge ceylan filmi olmasından kaynaklandığını düşündüğüm bi önyargıydı. yani sadece onun isminin olmasının getirdiği bişey. farketmeden öyle bi düşüncen de olabilir içten içe ama ama yok diyorsan yoktur o zaman, tamam.
ve şu sahnelere takılıp kalmamak lazım daha önce de dediğim gibi. hala bidonun yuvarlanması ne hissettirdi, sana ne kattı diyorsun. bu dark knight'ta batman'in adamları dövmesi sana ne kazandırdı demek gibi bişey. ben de dark knight'ı hiç sevmemiştim mesela. üzüntüden ağlıycaktım nerdeyse insanlar nasıl zevk alıyor bundan diye.

tarz meselesi. sinema tv mezunuyum ve nbc filmlerinin hiçbirini sevmem.

nuri bilge ceylan hakkında da hiçbir şey bilmiyordum filmi izleyene kadar :)
dövmesinden falan değildi yahu film içine alıyodu ne bilim heyecan uyandırıyordu en azından

imdb'deki ilk 250 yi seyredip film işinden anliyorum deyince böyle oluyor. insanin ne bilmedigini bilmesi önemli. film boktan olabilir. ama şaşırmak ve öyle de film mi olur mu demek cehaletin göstergesi.

zaten nbc filmlerinin amacı insan kasvete sürüklemektir ki pek ala sizin üzerinizde de başarıya ulaşmış. uzak iklimler üç maymun kasaba izlediyseniz hepsinde ana karakterlerin iç sıkılması ve bu sıkılmayı yan karaktere ve izleyiciye taşıması vardır.

filmi daha izleyemedim, spoiler olmasın diye de yazılanlara kaçamak kaçamak baktım. yav herkes nuri bilge sevecek diye bir mecburiyet yok. başkası sever sen sevmezsin. bir kubrick sever diğeri lynch, biri fellini sever diğeri herzog vb.. seveyim diye kasarsan hiç sevemezsin. çok film izleyip, filmler üzerine düşünmeye başladıktan sonra bu tip filmleri beğenmeye başlar insan. hızlı ve öfkeli, transporter falan izlyen adamın önüne koyarsan bu filmi adam küfür de eder, söver de ( sizin için demiyorum bunu ) . yani nuri bilgeyi beğenmediyseniz bırakın şimdilik başka yönetmenlerin filmlerini izleyin, öyle öyle renginizi bulun. sonra bir bakmışsınız bir gün nuri bilge filmlerini bayıla bayıla izliyorsunuz :)

bi de şöyle bir anım var, üniversitede de bir arkadaşım vardı sinema muhabbetleri yapardık. n.b'nin iki filmini yarım yamalak izleyip bırakmış sevmemiş, o da hatta " ben de çekerim oğlum konu yok" falan diyordu. bi kaç yıl sonra öyle denk geldik, sohbet falan derken konu n.b'ye geldi. baktım adam n.b'yi övüyor, anlatıyor falan dedim oğlum hani sen sevmezdin, demez mi abi ben şimdi anlıyorum diye. bu süre içersinde tabi bir çok yönetmen, auteur filmlerini izlemiş.. tabi herkes için böyle olacak diye bir şey de yok..

bu arada ben de severim keretanın filmlerini, 3 maymun hariç.. bir de not arada semih kaplanoğlu filmlerine falan denk gelirseniz nuri bilge ceylan filmlerinden sonra izleyin..

@jackofalltrades cehaletle ne alakası var? bir film görüşü yüzünden bir insana cehalet lafını yapıştırmak ne kadar doğru bilemiyorum. film işinden anlıyorum dediğim de yok. ayrıca şaşırmış olabilirim, emin olun salondakilerin hepsi şaşırdı. öyle de film mi olur da diyebilirim? bu benim şahsi görüşüm. ben burda bilgi edinmek için sordum. konuyu açıklayıcı yorum yapmayacaksanız hiç yazmayın.

@mistikla kasvete sürüklenmek filmin olayından değil de işlenişinden, tarzındandı bence tamamen, telefon çaldı morg hazırlanıyor, telefon çaldı morg hazır. hadi morga yürüyelim. sinema sanattır benim için. bir duygu vermeli bana. ve ben bu sahnelerin hiçbirinde bir duygu alamadım

100a+10b+c - (100b+10a+c)= 270
90a-90b= 270
90(a-b)=270
a-b= 3
4 1 a'nın 4 b'nin 1 olduğu değer için c 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9 değerlerini alır
5 2 a'nın 5 b'nin 2 old. değer için aynı şekilde
6 3
7 4
8 5
9 6

yani 6x10= 60 değer
pardon yahu farklı sayılarmış o yüzden 10 çarpı 6 değil de 8 çarpı 6 yapacaz 48 yani

a-b=3 olmalı.

960,1,2,3,4,5,7,8
850,1,2,3,4,6,7,9
740,1,2,3,5,6,8,9
630,1,2,4,5,7,8,9
520,1,3,4,6,7,8,9
410,2,3,5,6,7,8,9
301,2,4,5,6,7,8,9 (b sıfır olamayacağı için bu satır yok)

7 kere 8... 56. (değil, 6 kere 8... 48)

edit: b=0 olur mu lan iteoooğluit!

@mrtksn

c'ler de kendi arasında 8 farklı değer alabiliyolar.

41c için:

410, 412, 413, 415, 416, 417, 418, 419

100a + 10b + c - (100b + 10a + c) = 270

90a - 90b = 270

a - b = 3

şartlar:

a'nın b'den 3 fazla olması,
b'nin 0'dan farklı olması (0 olursa bac 3 basamaklı sayı olmaz),
üçünün birbirinden farklı olması

bu durumda;
____________________________________________________________________
a b c
9 6 --> dizilimi için 8 adet 3 basamaklı sayı yazılabilir:


9 6 0
9 6 1
9 6 2
9 6 3
9 6 4
9 6 5
9 6 7
9 6 8
____________________________________________________________________

aynı şekilde;

____________________________________________________________________

a b c
8 5 --> dizilimi için 8 adet,
____________________________________________________________________

a b c
7 4 --> dizilimi için 8 adet,
____________________________________________________________________

a b c
6 3 --> dizilimi için 8 adet,
____________________________________________________________________

a b c
5 2 --> dizilimi için 8 adet,
____________________________________________________________________

a b c
4 1 --> dizilimi için 8 adet,
____________________________________________________________________

olmak üzere, toplam 48 adet farklı 3 basamaklı abc sayısı yazılabilir.

kargolar cumartesi çalışıyor. o güne denk gelirse gelir. ama "şu gün gelsin" deme şansınız yok. hele amazondan!

Eğer DHL UPS gibi firmalar getiriyorsa, onları arayıp Takip kodundan belirtebilirsiniz.

Ama PTT yi arayıp şu paketi bana haftasonu getirin dediğinizde dikkate alacaklarını sanmıyorum.

hiçbir kargo şu gün gelsin olayı yapmıyor tamam o gün getiririz diyorlar ama ne zaman eserse o gün getiriyorlar en son mng ile 4-5 koli kargoladım ulan çarşamba günü gitmeli diyorum adamlar salı götürüyor

cervuetta artı bir. samsung telefondan wifi yayıp touchınızla o wifi a bağlanabilirsiniz

Telefon android degil ama wifi si var ama benim istedigin turkcell uzerinden baglamak bu imkansiz mi?

o iş olmayabilir ama iphone4 te 3g ile internete baglanıp baglantıyı wifi ile yayabiliyosun telefon modem olmuş oluyo. o mantıkla yapabilmen lazım telefonun modeliyle google da bi şansını dene.

çevremdeki kürtlerin %100 ü barışık değil, sen türksün diyince sinirleniyorlar hayır ben türkiyelim diyorlar.

bunlara ben "çekimser kürt" diyorum. olayları bu.

türkiye'den başka yaşayacak yerleri yok. suriye-ırak ve iran'da mı yaşasınlar? o yüzden bağımsız bir kürdistan kurulsa burada pkk sempatizanı olan, devamlı pkk ve kürtçü propoganda yapanların çoğu yaşamak için kürdistana gitmezler. çünkü yaşam kaliteleri epey düşer.

@baldur soruyu anlamamissin sanirimm ama

şiddet çoktan her kesim tarafından kanıksandığı için ayaklanmıyorlar, kendilerini bizzat şiddetin taraflarından biri olarak görüyorlar. yarın tsk operasyon yapsın sokaklarda görürsün ayaklanmayı.

herkesi öyle sağduyulu hümanist vs sanmayın efendim.

pkk ''kürtlerin haklarını alması için kurulan'' bir örgüt gibi görünse de aslında kendi içinde çıkan her farklı sesi yokeden diktatöryanın alası bir örgüt. okuyup adam olup, halkını kurtarmak için yetişmesi gereken kürt gençlerini savaşın, pisliğin, ihanetin, kalleşliğin içine çekip, haklarını almak için savaşıyorumuş gibi göründüğü kürtleri yokeden bir örgüt.
kürteri temsil ettiği falan yok. devlet kürtleri silahlı direnişten farklı olarak demokratik bir çözüm üretemesinler, hep pkk'ya mahkum kalsınlar, bu sorun hiç çözülmesin, hep karmaşa olsun, kürtler asimile olsun, kendi içinde bir yıkıma sürüklensin diye pkk'yı yarattı. daha doğrusu pkk için zemin hazırdı devlet de bunu bir güzel kullandı. hatta ilk üç yılında bizzat devlet besledi, silah yardımı yaptı pkk'ya. devlet silahlı çatışmadan farklı bir kürt sorunu çözüm(süzlüğü)ü istemediği için kürtlerden doğru düzgün bir çözüm gelse de yükselemedi, kısa zamanda bastırıldı. aydın, sorunu çözmek için donanımlı, aklı başında, okumuş kürtler ve türkler bir bir öldürüldü ve kürtler karanlık bir geçmiş ve geleceğe mahkum edildi. on binlerce faili meçhul var. bu bir gerçek. utanılası, yüz karası bir tarih... bugün ise her ne kadar eskiye oranla daha rahat kürt sorunundan bahsedilse de, resmi olmayarak da olsa tanınsalar da artık kendi kendini hor gören, kendi kendini asimile eden bir kürt halkı söz konusu. içine ettiler bıraktılar. halbuki medeni medeni ayrılmalıydılar bundan 1 asır önce. yazık oldu.

öncelikle sivasın doğusundanım, leşker ağanın, zebur ağanın torunlarındanım ve kimliğimden gurur duyarken, bu etnik kimliğe ek olarak kendime türk demekten de asla gocunmadım, gocunmadık. ben köyde doğmasam da bir kere bile de kimsenin gelip "kürtçe yasah" dediğini de duymadık. sadece köye gereksiz yere (alevi ağırlıklıdır köy) cami yaptılar o kadar, onu da kimse dert etmedi. pkk'nın ne kadar şerefsiz olduğunu da "abey açız iş ver" diyen, iş verdikten sonra köye silah yığan pkk'lıların bizzat kendisinden öğrendik. şerefiz piçler. ayrıca benim dedelerim osmanlıya karşı silah sıkıp dağa çıkmasına rağmen, cumhuriyet döneminde tek bir problem, baskı bok yedirme cart curt yaşamadık ki korucu falan da değiliz. bizim gibi de milyonlarca adam var bu işlerle hiç alakası olmayan.

sorunun cevabı ise belli:korku. bakma sözlükte yazanlara sanki tüm kürtler devlet düşmanı, tüm kürtler "devlet bize şunu yaptı bunu yaptı ödeyecek bunları şunu isteriz bunu isteriz" tarzında da takılmıyor asla.

ama öyle bir korku ve baskı vardır ki doğunun bazı yerlerinde ağzını açamazsın. gözümün önünde bir berber dükkanın ertesi gün kapatıp kaçtı ilçeden sırf pkk'yı eleştirdi diye, anında akşama bir zarf ve vın. eğer hizbullahçıysan veya ciddi bir aşiretin mensubuysan istediğini söylersin, ama bunun dışındaki azınlıksan ancak susmak durumunda kalıyorsun. çünkü devlet seni koruyamıyor artık.

ha iran'da bu işler tam tersi, millet geçen günkü gibi çatır çatır ayaklanır çünkü piranşehr gibi çok ücra köşelerde değilsen devlet seni her daim korur, en ufak bir ihbarında teröristi yakalar (bizdeki gibi aman seçim öncesi olay olmasın diye pısmaz veya olaylar artmasın diye şehirdeki bilinen pkk'lıları tutuklamamazlık etmez). sonuçta iran'da çok daha az kürt olmasına ve aslında çok daha sıkıntılı durumda olmalarına rağmen pjak'a karşı ciddi bir tepki mitingi olur, ama bizde kimsenin ağzını bıçak açmaz, açamaz.

sivasın ötesine geçmeye gerek yok aslında. önemli olan bağımsız kürdistan kurulduğunda istanbul taksimde pkk lehine gösteri yapanların ne kadarının şırnak'ta yaşamaya gideceği. önce içinizdeki bu tutarsızlığı çözün.

60milyon turk bunca zorbaliga ragmen ayaklanmazken
10milyon kurtun ayaklanmamasini mi yadirgiyorsun?

ayrıca gitmezseniz belirli bir süre içerisinde ceza ödüyorsunz.

Teşekkür ederim. Konu hakkında arkadaşımı zaman kaybetmeden götüreceğim. :)

Bildigim kadariyla tasindiginiz yerden(eski adresiniz yani) ikametgah nakil kagidi tarzinda bir kagit almalisiniz sonra onu su anda tasinmis oldugunuz yerdeki muhtarliga verin

Eğer taşındığınız adreste ikamet eden birisi var görünmüyorsa fatura bile götürmenize gerek yok. Direkt kaydolursunuz.

Eğer ikamet eden birileri var görünüyorsa ve faturalar henüz gelmediyse geçici kayıt yapıyorlar. Kira kontratını götürecekseniz kontrat noter onaylı olmalıdır.

Bir de artık muhtara gerek yok.

5)iPhone için yetkili servislerden biri teleservice sanırım, htc içinde öyle 2 gün önce telefonumu verdim hiç bişe sormadılar garanti için seri no ve imei kontrolü yaptılar.

3)teknosadan alındıysa teknosada fatura kayıtları vardır

4)eğer yenisi gelicek sorunsa teknik serviste bunu yapar

yetkili servislerini adını verseniz kıyaslayabilirdik,
1 verdiğiniz servise bağlı girişim bilişime verin en sağlam onlar ama dandik bir servise verirseniz telefonun açıldığı belli oluyor tam kapatamıyorlar
2 garantisi varsa olabilir ama bir home tuşundan dolayı yeni telefon vermezler home tuşu sorunu baya olan bir sorun ve değiştirildi mi sorun halloluyor fiyat bilgisini internetten bulabilirsiniz
3 büyük ihtimalle isterler işlerini garantiye alma açısından
4 pek sanmıyorum apple ın kendi mağazası olsa türkiyede tamam da bu saydıklarınız dağıtıcı konumunda öyle bir şey yapmazlar bence

3g'mi apple'ın kendi mağazasından almıştım, sorun çıkardığında oraya götürdüm (ipodları öyle yapıyorum çünkü) beni etilerdeki genpaya yönlendirdiler. iphone'lara o bakıyormuş. orada da not alan kızarın pek zeki olduğu söylenemez, şikayetini söyledikten sonra aldığı notu okumasını iste (sadece orası için değil, her yer için geçerli bu).

seri no'dan baktılar garantisine filan. faturanın f'sinin lafını etmediler. ayrıca yıllar önce sonyericsson telefonumda da fatura istememişlerdi, seri no'dan yapmışlardı işlemleri.

teleservisde sana kopyasını vertiyorlar sorunun, ayrıca internetten takip edebiliyosun nerde hangi aşamada

en yakın adliyeden alabilirsiniz sabıka kaydınıda. muhtarlık ücret isteyecektir diğer iş için ama nüfus müdürlüğüne vs. giderseniz ücretsiz alabilirsiniz.

kadıkoy adliyesi var bahariyede 5 liraya alıyosun

adliyede de para veriyosun 5 ya da 10 tam hatırlamıyorum

ups ile gönderilen bir şeyi eline almadıktan sonra istesen de vermezler. bu şu demek oluyor. eğer bir kere geldilerse ve sana bir şekilde ulaşamadılarsa onların kargo toplama yeri gibi bir yer var. oraya götürüyorlar malzemeyi. sonuç olarak sen gidip oradan alamadığın için onların keyfini bekliyorsun. ama eğer ulaşırlarsa sana 10 numara. yani adresinde ol falan diyorlar. kanımca boktan ve stres dolu bir hayat sebebi kendisi.

İstanbul yada Ankara için tercih edilir ama heryerde şubesi yok ve üstte belirtildiği gibi geldik/yoktun durumları sıkıntı yaratabilir...

ben hiç memnun değilim açıkcası, aynı yerdeyim her seferinde başka görevli geliyor ve hepsi çeşit insanlar... vatanbilgisayar inatla sadece ups'le gonderiyor!

harika kesinlikle tek geçerim ups i. yurtiçiyle kıyaslamam bile

ups türkiye de en dandik kargo şirketi kesinlikle.

yurtiçi'yle falan kıyaslanamaz bence.

www.eksisozluk.com

yurtiçi'nin şubeleri çok olduğu için gel git sorunu yaşamazsın. ups bu konuda sıkıntılı.

Aras ve yurtiçine oranla UPS'i tercih ederim. Kargo durumuyla ilgili cep telefonunuza mesaj geliyordu bi aralar. Şu anda hangi şirket nasıl çalışıyor pek bir bilgim yok. Ancak UPS'in geniş bir şube ağı yok. Onun dışında ben bi sıkıntı yaşamadım.

Çok kötü. Bide üstüne pişkinler. Kitapyurdu.com'dan ben yıllardır kitap alırım, hep yurtiçi olmadı aras' la eve mi kargolatırım. Dün dur bi değişiklik yapıp UPS vereyim dedim, demez olaydım.

Sürat kargodan tutun bütün kargo şirketleti adresimde bir sorun yaşamamalarına ragmen bu arkadaşlar yaşamış, saat başı hatta dk başı bakıyorum online olarak nerede olduğuna hala dağıtımda yazıyor.

Neyse saat 6 oldu bi baktım eksik adres bilgisi girilmiş 12:20 saatli olarak, e be kardeşim madem eksik adres var 12:20de girdiğin bilgiyi neden saat 18 'de yayınlıyorsun? Neyse lanet olsun dedim gittim kar kış girdim, ben bukadar dağınık bir kargo şirketi görmedim.

Bizim bakkal niyazinin dükkanı bile bundan daha derli toplu. Hatta niyazi amcayı bırak benim odam bile daha derli toplu! velhasıl kelam girdik benim kargom vardı adres bulunamamış dedim onu alıcam dedim, pişkin gibi bi özür bile dilemediler, akşam akşam söve söve eve geldim, sizi seçen top olsun.

pilavlar ertesi gün çorbaya, kadınbudu köfteye filan gidiyor. Sebzeler sebze çorbası oluyor vs... Hepsi bir şekilde değerlendiriliyor yani :)

Darülacaze'deyse çöpe dökülüyor.

adana çimento fabrikasında artan yemekler toplanıp domuz çiftliğine gönderiliyordu

çalışanlar sefer tasıyla evlerine götürüyor.

diğer kısmı bilmiyorum ama büyük ihtimalle sıfırıyla değiştirirler logitech o konuda çok iyi

geçen ay logitech sitesinden destek aldım, 3 gün sonra yeni mouse alıcısı gönderdiler. herkese tavsiye ediyorum

bence öncelikle mini mikser lazım mikrofonu, şarkıyı çalacağınız cihazı bağlama açısından

-öncelikle sağlam bir bilgisayar ve internet bağlantısı.
-ses kartı bence şart onboard ses kartları veya creative'in hiçbir modeli profesyonel olmuyor, olamıyor... maudio öneririm.masaüstü için olan çözümleri gayet tatmin edici ve fiyatları uygun...
-mixer lazım. profesyonel olması açısından.4 kanallı bir mixer işinizi hayli hayli görür.hem kendi sesinizi tonlarsınız hem de efektli bir mixerse efekt açabilirsiniz azıcık.
-konuşurken altta fon müziği istiyorsanız mixere gireceğiniz bir müzik çalar lazım. bu bir ipod veya türevi mp3 player olabilirken, laptop da olabilir.bağlantısını yapıp mixerden kendi sesinizle balansını ayarlar fon müzikli konuşmanın keyfini çıkarırsınız...
-mikrofon, eğer mixer iyiyse çok farketmiyor. piyasada iyi mikrofonlar olduğu gibi iyi mikrofonları taklid eden düşük kaliteler de mevcut. shure sm57-58 iyi vokal mikrofonudur.broadcast mikrofonları, piyasada broadcast setleri (ses kartı, mikrofon, mixer) de satılmaktadır. bence bu tamamen bütçeye endeksli olur.araştırır bakarsınız.

profesyonel çözümler için: www.compel.com.tr www.akalin.com.tr ve tüneldeki mağazaları bakmanızı öneririm...

yayın software konusunda winamptan öte bilgim yok.sam broadcast var ve winamptan iyi ama stabil değil sanıyorum.sourberry forumlarında öyle yazıyor...

kolay gelsin. adres paylaşın da dinleyelim...

ayrıca jingle lazım tabi...
kendinize özgün olmalı; o hususta da yardımcı olabilirim...

ayrıntılı cevaplar için teşekkürler. Sam broadcaster ile uğraşıyorum şu sıralar. Arka planda müzik çalma, ses efektleri, şarkılar arası geçiş gibi başlangıç efektleri için ideal gibi gözüküyor.
maudio ve shure güzel ancak henüz bütçem için fazla. Yayın işini çözdükten sonra adres paylaşırım. Jingle teklifi için teşekkürler.

www.trksoft.net bu firmanın radyo hosting paketlerini incele herşeyi şeffaf yapmışlar. Radyo demo paneli var yayın kalitesini test et ve öyle karar ver. Sadece hosting türkiyenin en pahalı hizmet veren firmalarından birisi kaliteli ve ucuz radyo hosting arıyorsan www.trksoft.net tek geçerim.

Radyo Demo Panel: ns3.trksoft.net

deo tak koltuk altı kremini denesene bi

antiperspirantlı bi ürün kullanırsan terlemeyi kesiyor ama tabi ne kadar sağlıklı bilmiyorum..

abi terlemeyi kesmek ne kadar saglıklıdır acaba işte olay o :)

kullandığın deodorant yüzünden iz kalıyo olmasın pudralı deo lar iz bırakıyoda

Walla farkında veya değil çoğu insanın kullandığı stick ve roll-onlar antipersirantlı zaten.

ben başka türlü başa çıkamadım.

mesela o deotak hiç işe yaramadı bende.

öyle yani.

@semson +1 - bazı deodorantlar iz bırakıyor. bir de tshirtine göre değişiyor, bazı tshirtlerinde yoktur mesela, kumaşıyla alakalı.

ya tshrtun rengiyle alakalı mesela beyazda o ıslaklık izi olmaz ama kırmızı bi tshrt giyiyorum çok dikkat çekiyo direk ıslaklık var,deodorantın izi ya sarı yada beyaz pudradır ki nivea black&white kullanıyorum yinede o ıslaklık var yani terliyorum her turlu :)

daha kaliteli alıcı koymuşlardır. iphone'un çektiği yerde de ipodum çekmiyor..

belki 1 wifi bağlantısı için yer vardır modemde. ipad bağlıyken iphone göremiyordur.

bir torbaya buz doldur biraz da soğuk su, iphone u üzerinde beklet biraz

iPhone'un cekimi dusuk. Mesela iPhone sadece 1 tane ag bulurken MacBook 10 tane bulabiliyor. iPad de ikisinin arasinda bir yerde herhalde.

şimdi saz dediğin telli çalgıların genel adıdır. sen bağlama mı alcaksın gitar mı cümbüş mü çarango mu vs vs

dipnot:piyano bile bir saz imiş

altındağ belediyesinin civarında bağlama yapan güzel yerler var. ben ordaki "balaban saz"'dan bir bağlama yaptırdım. yanlış hatırlamıyorsam maun ağacındandı, 200tl fiyatı. çok çok memnunum. uzun sap tercih. o biraz sizin tarzınıza kalmış. mesela benim gibi neşet ertaş ile yatıp kalkan birisi iseniz uzun sap iyi bir başlangıç olur. bunun divan sazı var, kısa sap'ı var. hepsi ayrı bi dünya. biraz sizin tarzınıza kalmış. tabi bi de gideceğiniz kurs uygun mu o bağlamaya, onu bilmek lazım.

kısa sap bağlamayı çalmak daha kolaydır.uzun sapa göre.
ağaç olarak da gül ya da ceviz değil,maunu tavsiye ederim.biraz daha pahalıdır fakat.

bağlama diyim o zaman saz yerine oldu mu :) ?

hiç oynamam ama aklıma iddaa geliyor.

iddaaya bulaşıp elinde olanıda kaybetme.

yasal yollardan bulmanız pek mümkün görünmüyor.illegal bir şekilde bulmak,bulamama durumunda göreceğiniz zarardan fazlasını doğuracaktır maddi ve manevi olarak,dolayısıyla hiç bulaşmayın derim.

varsa kredi kartında nakit çekmek.

bu parayı parça parça, dostlarından arkadaşlarından, patronundan toparlamaya çalışmak?

para alabileceğim kimse yok arkadaşlar

tefeci bul

kredi kartıyla bir kuyumcudan taksitle altın al, yan kuyumcudan bozdur. hem ödemeyi taksit taksit yaparsın zor olmaz

kredi kartından nakit çekim.


illa vardır 2-3 arkadasn. iyi düşün

bora'dan iste, gerisi gelir zaten.

Dönem başında olur öyle, sonra alışırsınız, geçer. Derse aç girmeyin, öğleden sonra dersiniz varsa öğlen az yiyin. Bal yiyin. Yapabilirseniz spor yapın, yapamazsanız yürüyebildiğiniz kadar yürüyün. Derslerde de acele etmeyin, sakin sakin anlatın. Arada sırada öğrencileri konuşturun, hem onlar için iyi hem siz dinlenirsiniz iki dakika :)

doğru şekilde nefes alın. göğüs nefesi değil, diyafram nefesidir önemli olan. sesi etkin kullanmanın yöntemi nefestir.

heyecanla da ilgili olabilir. sesinizi "relax mode"da kullanın, kafanızı patlatarak bir şey anlatmayın. ayrıca hep anlatmayın imkan varsa, konuşturun karşınızdakileri ara ara.

başlarda oluyor öyle ben de ilk aylarda o sıkıntıları çekiyordum. sesim kısılmaya başlamıştı hatta ama alıştım sonradan şimdi gayet rahatım. öyle spor falan da yapmıyorum sen de 1-2 aya alışırsın.

aynı soruyu şimdi ben soracakım. heyecanla ilgisi yok. ben okulöncesi öğretmeyim birkaç şarkı söyleyince yoruluyorum, bakıyorum diğer öğretmenler art arda sayısız şakı söylüyor. acilen bu işe çözüm bulmalı, deneyimli öğretmenler yardım ederse ben de sevinirim.

çocuklara az bağırın :)

zamanla geçer, özellikle diyafram kullanmayı öğrenince.
yalnız bir de şu var.
kendinizi iyi tartın, ya da bir arkadaşınıza dersinizi dinletip tarttırın.
normalden fazla yüksek sesle anlatıyorsanız, o çok verimsiz bir olaydır, boşa nefes tüketir. tam dozunda bir şiddetle konuşmalısınız. çünkü normal ayarı aşında, ses, nefes çok daha fazla yorulur.

yani;
notrmal ses yüksekliği dozu 10 olsun ve gene normal denecek 10 miktar yorgunluk yapsın.
12 ile konuşursan, 12 değil, 18-20 yorulursun.

Ben Royal Canin, Proplan veya Hill's öneririm. Ama 15 kg.lık büyük paketler almanızı önermem. Çünkü ağzı açılınca kokusu kaçıyor ve bir süre sonra yememeye başlıyorlar...

proplan

160-190 arası değil malesef aradığım mama.

60-90 lira arasında 15 kilo kaliteli mama bulmanız mümkün değil. petburadadan baktım, pet style 85, pet choice 78, alice 70, foxy 70, proline (proplan-petline'dan marka çarpmış) 69, petline 65 liraymış. açıkçası zamanında markaları araştırdım ama çoğunu ilk defa görüyorum. bir de goody, champion gibi market mamaları var ki evlerden ırak. petline ile ilgili sözlükte sadece 1 adet entry olması da tercih etmemek için bir sebep olsa gerek.

son olarak marcelle'nin 3 tavsiyesi de piyasanın elit firmalarıdır, eğer yapabilirseniz 5-7,5 kg'lik paketler tercih edin, yok pahalı geldi derseniz, evde kendi hazırlayacağınız tavuk-balık olaylarına girmeniz kediniz için daha iyi olacaktır.

çiğ et, tavuk, balık, sakatat, kemik yedirin (barf/raw diet)
bütün besinini kullanacakları için daha az yerler
bu yüden daha ucuza gelir
hem de daha doğal ve sağlıklıdır.
daha detaylı sorularınız olursa deliberte ile iletişime geçin.

karttan çıkış yapmayacağınız için ekran kartınızını bilgisine gerek yoktu normal kasadan ekran çıkışını direkt olarak tv e bağlayabilirsiniz en azından ben öyle bağlıyorum

Bilgisayar Masaüstü pc laptop değil..

ben de laptop demedim zaten normal masaüstü bilgisayardan bağlanıyorum :) ama laptoptan da bağlayacağım zaman bir şey fark etmiyor aynı kabloyu kullanıyorum

ekrankartinin uzerinde yer alan dvi cikisina dvi hdmi donusturucusu takip, hdmi kablosuyla baglayabilirsiniz. eger ekrankartinizin uzerinde cift dvi cikisi varsa, (yani vga cikisi yoksa) dvi vga donusturucusu kullanarak, eger vga cikisi varsa dogrudan vga kablosuyla baglayabilirsiniz. son olarak s-video cikisina, s-video kablosu takarak da baglayabilirsiniz. donusturuculer ve kablolar ekrankartinin kutu iceriginde yer alabilir yoksa da magazalardan veya internet uzerinden kolaylikla bulabileceginiz parcalardir.

@opteron

Öncelikle verdiğiniz bilgiler için teşekkürler.. Bu saydıklarınızdan hangisi ile görüntü kalitesi açısından en iyi verimi alabilirim?

dijital olanlar yani hdmi ve dvi en iyi görüntü kalitesini sağlar.

vga veya component kablo ile de bağlantı yapabilirsin.

bildiğim kadarıyla indiren bir program yok ben albüme göre indirip kendim ekliyorum

organizeitunes.net

kapalı otoparka giremiyorsun.

Ben giriyorum şirketin aracıyla, kimse de bakmadı bugüne kadar. Ankamall olsun antares olsun işte ankaradaki avmlerde rahatça girip çıkıyorum.

taktırılır, 900 tl maliyet hesabında 900tl olarak muhasebeleşmez. kullanım ömrünce belli bir oranda artar. (LPG 5 sene sonra çöp olacak ve yenisiyle değiştirilecekse mesela)
özetle:
arabayı bugün satarsan 25000 tl bir yıl sonra 23000tl, Fark 2000
harcama 900 tl
LPG nin yarattığı artı değer: bugün 900 tl 1 sene sonra 700tl
LPG li arabanın bugünkü yeni satış değeri 25900 1 sene sonraki değeri 23700, Fark 2200
(öz varlığınızda ki kaybınız 200 tl)<(benzin getirisi 600 tl.)

Ha bence arabayı sat. araba sahibi olarak, sadece ölçülemeyen değerler(vakit ve prestij) kazanıyorsun ama karşılığında inanılmaz bir para harcıyorsun. kazandığın ölçülemeyen değeri ne için kullanıyorsun bunları düşün. ben mesela arabayla işe daha hızlı gidip kazandığım vakti çalışarak değerlendiriyorum ama madalya veren olmadı.
Herkes değişir!!!

@s man chen,

dostum çok merak ettim ne işle meşgulsün? Ayrıca teşekkürler.

ankarada kapalı otoparklara girebiliyorsun istanbulda giremiyorsun.

istanbuldaysan tek zararı bu.

ne kadar km yapacağına göre kar zarar olayı değişir ama 12.000 km den fazla yapacaksan kesinlikle lpg kitine verdiğin parayı çıkarıyorsun.

iyi bir markada hiç bir zararını görmedim şimdiye kadar. lpg candır. güvenlik konusunda da karbüratörlü değil de sıralı sistemli olunca sıkıntısı yok diyorlar. söyleyenin yalancısıyım.

ben lpg li araç kullanıyorum ve tasarrufundan çok memnunum bir sonraki arabama da kesinlikle taktırırım.

istanbulda kesinlikle giremiyorsun çile lan resmen

sıralı sistem ise taktırılır. gayet de memnun kalırsınız. ayrıca 600 tl'yi az km yaparım diye hesapladınız sanırım, lpg taktırınca daha fazla gezeceksiniz (bu yarar mı zarar mı bilemem). aracı satarken de lpg'li olması bir çok müşteri için olumlu bir değer olacak.

araban varsa demekki az çok paran da vardır paran varsa sosyal hayatında vardır. haliyle rahatına da düşkün bir adamsan lpg taktırıp gaza 2.5 lira verince daha bi sosyal olursun. her yönden avantajlı bence.

1 haklı nedenle fesh etmiyorsan hayır
2 yazılı olarak ik'ya
3 8 hafta olması lazım
4 etkilemez. yok. ilerde referans sıkıntı olabilir.

2 hafta önce diye biliyorum ben haber verirsin 2 hafta daha çalışır ayrılırsın

1. istisnalar haricine alamazsın. (istisnalar, mesela askere gidiyorsan aırsın, kadınsan ve evlendiysen 1 sene içinde istifa edersen alırsın, 10 senedir kesintisiz çalışıyorsan alırsın, kanıtlayabileceğin şekilde istifa için haklı bir sebebin varsa, mesela patron taciz ediyorsa, elliyorsa falan alırsın)
2. istifa dilekçesi yazıp bu işlerle ilgilenen birime veriyorsun.
3. 1,5 sene ile 3 sene arasında çalışması olanlar için ihbar süresi 6 hafta. ya 6 hafta daha çalışıyorsun, ya da 6 haftalık ücretini patronun eline sayıp hemen gidiyorsun.
4. bunu bilemiyorum.

Şarjlıysa pek performaslı olacağını sanmıyorum. Bunların üst modelleri benzinli oluyor, asıl onlara bakmak lazım. 60 liralık helikopter, 60 liralık olur.

Aslında bunu elim kontrol muhabbettine alıssın diyerekten düsündüm. 60 liralık helikopterin sancısı da 60 liralık olur en nihayetinde, baktım elim yatkın bi üst model bi üst model diye giderim sanırım.

kesinlikle önce sim al onda öğren öyle başla
edit: 60 liralık helikopter için sime gerek yok zaten sim 50-60 milyon. ben 200-300 milyonluk bir şey alacağınızı zannettim e haliyle onu kaldırır kaldırmaz kırmak da pek hoş olmayacağı için benim yaptığım gibi simden başlayın dedim

bence hemen başla al ucuzundan hevesin geçsin.

kontrolü öğrenmek için bence güzel alet.. tehlikeli olabilir benzinlileri, ciddi yaralanmalara sebep olabilirsin(bence)

not:hiç kullanmadım da bi an;

"güzel aletmiş lan vaay benzinliside varmış, olm sktr et sen kullanamazsın bundan büyüğünü büyüğünü, ya kendine ya çoluk çocuğa çarpar pervanesi, bişey olur kaşı gözü çıkar al başına bela"
dedim kendi kendime

Al gitsin, kasma. Uzunca bir süre idare eder seni. Evde takılırsın evvelâ, sonra rüzgârsız havada açıkta. Skalada altlarda bu modeller, fakat en al değil. Kontrolleri nispeten iyi. Eğlendirir.

ilk kullanımlar için çok iyi bir model ben de almaya karar verdim. 4 channel+gyroscpoe+8-15 dk uçuş süresi 65 tl için iyi.

Hiç alakam yoktur da... Yeğenim almış bunun aynısından, oyuncak olarak. Çok değil, iki duvara çarpmaya dağıldı bütün iç aksamı, uçmuyor artık. Hassas alet olduğundan en ufak bir sorunda uçmuyor bi' de. Boşu boşuna 65 lira harcamasın biri diye dedim. Daha kaliteli alternatiflere bak derim, bütçen uygunsa.

salam heliler 1500 dolar ama ucuramassin once ucakla baslaman lazim

kontrollere alışmak için ucuzundan başlaman gerekli. pahalı bir model alıp acemilikle bir yerlere gömüp hem maddi hem manevi olarak sarsılacağına, bence en ufaktan başlamak en iyisi. bu tip hobilerde pratik çok ama çok önemlidir.
zaten bunu aldıktan kısa süre sonra bir yere çarpıp ya da düşürüp kıracaksın, ama en azından neyi nasıl kontrol edeceğini öğrenmiş olacaksın. böylelikle yukarıda bahsedilen profesyonel benzinli modelleri kendine güvenerek alırsın fena mı?
iyi eğlenceler...

new balance alıyorum ben ikidir, çokta memnunum.

jordan al en az 5 sene giyersin.

şimdi her gün aynı ayakkabıyı giyiyorsan elbetteki dayanmaz onun yerine converse tiger dexter vs al her gün farklı bir ayakkabı giy mesela 3 yıldır giydiğim converse ım hala gıcır gıcır haftada en fazla bi gün giyiyorum çünkü

10 15 çeşit spor ayakkabım var. değiştirip değiştirip giyiyorum. son yıllarda aldığım ayakkabılar bariz tırt çıkıyor.

ayrıca o converse denen bok ne dandik ayakkabıdır arkadaş. öff bee. ziyan vallahi. o sadece ayakkabı satan büyük mağazalar ucuz mallara çok abandılar adidaslar bile götüme benziyor.

new balance deneyeceğim. çok sevmediğim tipte ama artık tipine mipine bakacak konumda değilim. gönül isterki 600 700 liraya el yapımı italyan alalım ama çok para.

yapacak bir şey yok hacı ayakkabı bu eskicek :)

cevap vermezdim sunu dinletirdim

www.youtube.com

bas ve davul kötüyse herşey kötü gider. o yüzden bence o insanların duymuyoruz diye iddia ettiği sesler aslında olayı götüren, düzene oturtan şeydir.

www.eksisozluk.com

şarkının temeli bateri ve bas gitardır

steve harris der susardım.

panpa şöyle bi benzetme var bas gitarın orkestradaki yerini anlatmak için:
bateri tuğla, bas gitar ise onları bir arada tutan çimentodur. gitar ise duvarın sıvası ve boyasıdır.
en aptal adama böyle anlatınca anlamaya niyetliyse bişeyler belirir yani kafasında.
bas sesler olmadan yapılmış şarkı baş ağrıtır. doygunluğu ve dengeyi sağlamak için bas sesler şart. denebilir bence.

olm çimento mimento değildir lan illa bas gitar. "bas gitarın önemini varlığında anlamazsın abi, olmadığında anlarsın" geyiği bir, şu çimento muhabbeti iki. 12 yıldır şu enstrümanı çalıyorum, şu iki geyik peşimi bırakmadı anasını satayım.

bas gitarı nasıl çalarsan bas gitar o görevi görür. çimento da olur, boya da olur, sıva da, cila da. nasıl çaldığınla alakalı. modern batı müziği tarihi boyunca genel anlayış rock müzik = elektro gitar müziği olduğu için, bas gitaristler hep geri planda kalmıştır. öne çıktıkları iki tür progressive ve (ucundan) fusion'dır.

dolayısıyla şu geyiği çeviren adama terbiye sınırları dahilinde "bilmediğin konular hakkında ileri geri konuşma, progressive müzik dinle öyle konuş" derdim. hele bi geddy lee'yi, chris squire'ı, tony levin'i, billy sheehan'ı dinlesin, sadece metal dinleyen müzik beğenisi kısıtlı bir arkadaşsa sean malone'u, steve harris'i, dan briggs'i, steve digiorgio'yu, arif mirabdolbaghi'yi dinlesin, ondan sonra tartışalım.

Tercih meselesi. Her müzikte Bariton sesler kullanmak zorunda değilsiniz. Bas gitar olmadan da müzik yapılır. Tonlarınızı adam gibi ayarlarsınız kulak falan da tırmalamaz. Klasik müzikte de aynı şekilde. Tercih meselesi, o adam öyle düşünüyorsa yanlış veya doğru diyemeyiz.

www.youtube.com şu müziğe kulağımı tırmalıyor kapat gürültüyü diyenler var.

rome-fiumicino'da 9 euro'ydu...

geçen yıl 25 lira mı ne almışlardı benden. o civarda bir şey işte daha aşağı değil. küfür ettiğimi hatırlıyorum ama net.

çok işe yarıyor mu ki bu? hatta ne işe yarıyor altıüstü laylon?

valizler yırtılmasın, patlamasın diye yapmak istiyorum. biraz fazla dolular,, fermuarlar zorlanıyor. biraz daha destek olur diye düşündüm

boşver parana yazık

@lagoon
bir de başkasının valizinde bir şey dökülürse senin valizinin içine sıçılmasın diye yapıyorlar.

eskiden 5liraydı şimdi yeni bir şirket aldı ihaleyi. kaplama renginide yeşil yaptı lapSs 20 tl. ama işe yarıyor uçak ambarlarında heba olmuyor yırtılması daha zor akan kokan bir sürü bagaj oluyor şutaltında.

ayvalık türkiyenin en güzel yeri yahu, hikayeyi bir şekilde öğrenirsen bizimle de paylaş lütfen

www.haberpan.com

burdaki ev mi?

fotoğraftaki ev buna benziyor ama sanki değil, ahh nerelerden bulsam fotoğrafını???

google görsellerden arat en basiti.. ayrıca öğrenince bilgilendir merak ettim ben de..

yok o ev bu değil.

ev o kadar göz önünde ve google görsellerden bir resmini bulamıyorum.

evin etrafındaki işletmeler üzerinden arama yap googlda

facebook kullanmıyorum ama daha önce de burada yazıldığını hatırlıyorum. sanırım meme kanseri ile ilgili bir proje.

meme kanseri için yapılan bi proje. orjinali "i am x weeks and i am craving y" şeklinde. doğum tarihine göre kodlanmış "şifre"lerden oluşturuyorlar.

(git: 303300)

(bkz: x haftadır y yemedim/#25394078)

Yine yılın pembe kurdeleyi destekleme zamanındayız. Belki bazılarınız zaten biliyorsunuz pembe kurdele " pink ribbon" uluslar arası göğüs kanseriyle mücadelenin sembolü halini almış ve kadınlar arası dayanışmanın teşvik edilmesini amaçlamıştır.
Geçen yıl konuya dikkat çekmek amacıyla pek çok kadın profilinde sutyeninin rengini paylaşmıştı.Diğer bir sefer de çantasının evde nerede olduğunu yazmışlardı ve bu durum bazı gazetelerde de yer almıştı.
Erkekleri bu işe karıştırmıyoruz çünkü bu hastalık daha çok kadınlarda görülüyor.
Bu yıl bu geleneği şu şekilde geçen senekinden daha çok sayıya ulaşmak için aşağıdaki şekilde sürdürmeye çalışacağız.
fikir şu:
Doğduğun ay ve gününü aşağıdaki kodlamayla yazıp profilinde paylaşacaksın.
Bir örnek: ( haziran) sekiz haftadır (7) un kurabiyesi yemedim.

Hadi bayanlar gösterelim kendimizi

Aylar:

Ocak-1 haftadır
Şubat-2 haftadır
Mart-3 haftadır
Nisan-4 haftadır
Mayıs-6 haftadır
Haziran-8 haftadır
Temmuz-10 haftadır
Ağustos-12 haftadır
Eylül-13 haftadır
Ekim-14 haftadır
Kasım-16 haftadır
Aralık-18 haftadır

Ayın günleri:

1 - Yoğurt
2 - Kısır
3 - Hamburger
4 - Çerez
5 - Domates
6 - Dondurma
7 - Un kurabiyesi
8 - Lolipop
9 - Fıstık
10 - Köfte
11 - Profiterol
12 - Kestane kebap
13 – Baklava
14 - Simit
15 - Sarma
16 - Peynir
17 - Pizza
18 - Elma
19 - Müz
20 - Karnıyarık
21 - Kızarmış tavuk
22 - Açma
23 - Kıymalı börek
24 - Akide şekeri
25 - Çilekli pasta
26 - Sucuklu tost
27 - Haşlanmış yumurta
28 - Kazandibi
29 - Kuru fasulye
30 - Patates kızartması
31 - Çikolatalı kek

copy paste

windows:

search --> grubun adı ---> ctrl + a ---> delete.

grubun adını arat shift oklarla seç hepsini sil
ctrl+a işlemez music ten aratırsan

remdir o rem. ayrıca remse uyumlu olması gerekir pc ile

elindeki 1gb lık ram, kasadan çıkardığın parçayı da laptop a takamazsın

altı üstü kaç kuruş bu bi de, attım gitti o vakit.

atmasaydın bence. alabilirdim.

piercing ile deldirme ücreti en az 30 falandır zaten kıkırdağı deldirecekseniz onu gözden çıkarın derim. tabancayla da kesinlikle kıkırdak deldirmeyin...

akbank wings 30000 puan ile avrupaya bilet alınabiliyor 1 sene sureli olarak da mil borçlanabiliyorsunuz. garanti shop and miles 20000 puan istiyor ama alan vergilerini oduyorsunuz bunda da 1 senelik borçlanma mümkün. olur da harcamalardan kazanılan mil ile borcunuzu kapatamadınız kalan borç karşılığı kredi kartınıza yansıyor. ha bir de thy ile biriken puanlar shop and miles puanları ile birlestirilebiliyor.
verdigim bilgiler avrupa ucusları icin puanlar da bu civarda net bilgiyi kredi kartlarının ilgili internet sayfalarından bulabilirsiniz.

ek. bu arada olur da shop and miles puanları ile thy bileti alırsanız hediye bilet statusunde oldugundan thy kartına puanlar işlemiyor wings de boyle bir durum yok

Oncelikle internetten yorumlari okuyun wings icin hic iyi seyler yazilmamis.

bir de yıllık kart aidatı daha fazla olabiliyor.

shop&miles kesinlikle en iyisi.

bir erkek olarak söylüyorum para verseler giymem

fransız stayla... 2-3 sene öncesinin modası.
ama rahattırlar. bence uygun vücutla (ince vücut-taraksız, ince ayak) gideri var

berbat.

not:bayan ıcın.

delfina +1

giyeni görmedim, görsemde beğenmem. conversin değerini bir kez daha anladım bunu görünce.

berbat kelimesi kifayetsiz.

bu ne panpa yaaaaaaa :(

çok kötü. sakın alma bence

ıyı ya almıyım ozaman ama kahverengı canyatla takmalık duz taban ayakkabı ıstıyorum tavsıye?

adı var. sünnet ayakkabısı.

bu ayakkabılar (oxford deniliyordu heralde adına da) bi ara çok modaydı gerçekten. giyeceğin yere ve kombinleyeceklerine göre (vintage oluyor) gayet güzel bi ayakkabı.

kadıkoy rex sinemasından aşagı inince gargamelin karşısınında dual muzik,ve dovme studyosu var ust katta erhan abimiz çok yeteneklidir sever sayarız muhabbeti inanılmazdır çok çok temizdir git bi görüş derim sonuçta pastel boya degil yaptırdıgın ama bi görüş derim :)

Edit: nasıl bi anlatımdır yarabbim!

iğne açılış fiyatı en ucuz 75tir zaten sen bir tane nokta da yaptırcak olsan 75 tl vereceksindir, parayı dert etme ömür boyu taşıyacağın bir şey yaptırcaksın ne kadar iyi olursa senin için de o kadar iyi olur

@thednb: teşekkürler, ben de alternatif arayışı içindeyim zaten, görüşücem mutlaka:)

@metehan01: tabi ki ben de iyi olmasını istiyorum ama adıyla ünlü olmamış olsa bile düzgün çalışan yerler vardır o amaçla sordum. ikinci 75in hesabını yapıyorum açıkçası ona ihtiyacım var yaptırmayı düşündüğüm zamandan beri:)

eksitattoo.com

(bkz: ekşi tattoo & piercing)

kız köpeğin olup olmadığını sormuş pampa, anlammı bu.

dipnot : karşınızdakinden nefret etmiyorsanız, "yok" diye kısa öz ve odun bir cevap vermeyin. En basiti, köpekleri sevdiğinizi, ama cinsler konusunda pek bilginiz olmadığını söyleyin. Hatta işi büyütüp bir iki köpekle ilgili konudan bahsedip (işte şöylelerdir şusunu severim vs.) muhabbeti devam ettirmeniz gerekir.

Nasıl birisi size nasılsın dediğinde iyi diyip kesip atmıyorsanız, aynı şekilde bu tip şeyleri de kesip atmayın

ordan muhabbet kurmaya çalışmış ama sende olmayınca muhabbet tıkanmış.

köpegim vardi ama yakin zamanda kaybettik kendisini, cok özlüyorum onu deseydin simdi cok yol almis olacaktin güzel kardesim. insan hayati işte böyle ufak ayrintilarla örülüyor, insanin karşisina her gün erik gibi kütür kütür bir hatun cikmiyor malum.

kıza adını sormanı, gereksiz bulup köpekten bahsederek konuyu değiştirmiş. zaten inceği için de evet demen ya da hayır demen bi muhabbeti de açmıcaktı.

olmamış erik kıvamı nasıl oluyor panpa.. anlat bize de doğruyu yanlışı ayırak

işiniz var mı diye sormalıydınız. o kollardan hart hart ısırma şansını kaçırmışsın.

utanmistir, soruyu degistirmistir genc bir kiz ise.

diger turlu seni de nazik bir bay olarak gormus kirmak istememis eger adini bahsetmediyse.

kıza adını tam olarak nasıl sordun hacı?
sormak var sormak var..

**bu arada, jackofalltrades +1

yok ya. hayvana böyle yakın davranınca, köpeğin olduğunu, alışkın olduğunu düşünmüştür. başka bir anlamı yok. yani hayır yok ama istiyorum ya da şöyle böyle gibi uzatsan da orada kalırdı muhabbet. kız iner giderdi.

köpeğin adını sormuş adam yahu. yani öyle olmalı.

(bkz: abi seviyorsan git konuş bence)

bunu biri yapacaktı :))

şaka bi yana anlamı olsa artık ne faydası var ki? inmiş gitmiş. bulabilirsen amenna

benim köpeğim sana neden yakınlık gösterdi, acaba senin de köpeğin var ve kokusu üzerine sindiği için mi? diye düşünmüştür.

sen de benim gibi sorulan sorulara net ve kısa yanıt verenlerdensin herhalde.
konuyu devam ettirmek ve yol almak için "yok ama.." ile devam etmen gerekirdi..

hatayı en başta yapmışsın sen. kızın adını değil köpeğin adını sormalıydın önce.

dostum köpeğin olsaydı kesin verirdi

var desen, "tokuşturalım mı? büyüyünce satarız parayı kırışırız" derdi.
şansına küs.

kızın adını sormuşsun anladığım kadarıyla. öyleyse diyecek bişi yok. otur sıfır.

köpek de erik gibiymiş kütür kütür.

köpegim var deseydin belki de ciftlestirmek icin bir köpek arıyodu keske bi köpeen olsaymıs ordan isi baglardın:)

kopekleri ciftlestirmek sembolunde, ciftlesmek istiyodu belki de, bak simdi bu sansi kacirdin.

o değil de sen o kızla birbirinize yazılsanız bence otobüs şoförü ikinizi de döverdi.
kız hem otobüse elinde köpekle binmiş, üstüne bide karşı cinsle yakınlaşma girişiminde bulunmuş. kaptan orta kapı'nın gözünden kaçmasa kötü olurdu.

görev çubuğunu boş biyerinden tutup ekranın alt kısmına (eski yerine) sürükleyin.

ctrl alt sol ok olmadı. laptop kullandıgım için belki

görev çubugu değil sadece ekran tamamiyle yanladı. klasörler falan altta var. mouse çıldırdı.

sorunun çözümü için sizi bekliyorum.

win7 ise masaüstüne sağ tıkla, ekran çözünürlüğünü seç orada "yön" var zaten

he. o zaman windows 7 için konuşuyorum şu an. masaüstü-sağ tık-ekran çözünürlüğü-orada ekranın çözünürlüğü yazıyor ya 1280x800 falan diye.onun altında yön var.oradan yatayı seçeceksiniz.

yan yatır.
ilk defa işe yaradı lan

ctrl alt yukarı ok yap hacı sen

ben bilyoner kullanıyorum gayet de memnunum

yok canlar iddaanın tekelindekileri sormuyorum. benim sorduklarım yurtdışı olanlar.

bets10
hititbet tek geçerim

Kotta küçük cep var ya, oraya koysan? Baya alıyor orası.

kotların bozuk para cepleri var aynı zamanda çakmak koymalık cepler, orası olur, içinde bozuk para cebi olan cüzdanlar var ama, malum çoğumuz kıçımızda cüzdan varken oturduğumuz için bozuk paranın üstüne oturmak rahat olmaz.

Onun dışında cüzdancılarda falan bulabilirsin birşeyler, ama en ideali pantalondaki ufak ceptir, tabi dilenci stayla cebinde 100 tane bozuk para yoksa

gün içinde demişsiniz ama akşam eve geldiğinizde bozukluklarınızı bir kaseye koyun, ay sonunda küçük altın alacak kadar paranız birikir böylece. biz böyle yapıyoruz.

bir daha cuzdan alirken uygun bir cuzdan alabilirsiniz sanirim. bir de gun icindeden kastiniz nedir bilmiyorum ama ben genel olarak isyerimde ve evimde belirli noktalarda biriktirip yeri geldikce kullaniyorum. arabalarda kulluk bu is icin ideal. onun haricinde 5 lira oldukca butunletmek de bir cozum yolu:)

gün içinde 18.25(18 1TL, 1 25 krş. metro'da jeton almak için 20 lira verdiğin zaman böyle bi sonuçla karşılaşıyorsun) lira bozuk para taşımak zorunda olduğum zamanlarda bile ceplerim delinmedi..

ama herhangi bir gün içinde maksimum 3-4 lira bozuk para oluyor ve gün boyunca cebimde taşıyorum.. geldiğim zaman çıkarıp biriktirdiğim yere koyuyorum.. ertesi güne cebimde bozuk para olmadan başlıyorum..

fazla rahatsız ediyorsa bozuk para gözü olan cüzdanlardan alınabilir..

cüzdanımın bozuk para cebi yetiyor bana. mümkünse hep bozukları harcıyorum zaten öyle çok da birikmiyor yani...

Evet gün içinde birikiyor, bir paket sigara alıyorum, 4.5 TL bozuk para ve daha niceleri, akbil yükleme haricinde cebime bozuk para koymadığım bir alışverişim olmuyor. birkaç yere uğrayınca cebim doluyor. yüklü alışveriş yapayım marketten o zaman kullanırım diyorum mesela 23 tutuyor, 3 veriyorum cepten, ötekiler yine bana kalıyor. hele o kuruşcuklar! teşekkür ederim herkese :)

bazı markaların pantolonlarında cep içinde küçük bozuk para cepleri oluyor (misal; dockers) Bu tip pantolonları tercih edersen sorun olmuyor şıngır şıngır gezmiyorsun :)

Not: Dockers örnek olarak verdim çok daha uygun fiyatlı markalarda var...

kaykay malzemesi satan dükkanlarda filan böyle ufak, plastik, sıktığın zaman açılan bozuk para cüzdanları filan var, tavsiye ederim. hem hoş görünüyor hem de işlevini yerine getiriyor.

1 liraya bozuk para zımbırtıları satılıyo, 5 kuruş dışında hepsinden 10 tane filan alıyo içine. cep için biraz büyükçe ama çantaya ideal. şak şuk pazarda filan çekiyorum bozukları pazarcı bile şaşıyo. www.eforgrup.com bu tip bişi ama 4lüsü de var daha ufak.

bozuk paralar cüzdanın bozuk para gözüne, cüzdan da çantaya gidiyor.

aynen eve geldiğimde ne kadar bozukluk varsa bi kutuya atıyorum

eve gelince kavanoza atıyorum, o parayla da her ay ufak altın alıyorum. bu ay alamadım ama, 30 tl eksik kaldı :(

@kediebesi, süpermiş linkteki zımbırtı.

motor tehlikeli abi alma, onun yerine ucuz bir araba al.

vimeo.com

abi malesef motoru sevdiğimin çeyreği kadar arabayı sevmiyorum-heveslenmiyorum

Ninja olmaz mı?

tam olarak benim durum.yamaha biraz pahalı,cbr 125 r en uygunu gibi gözüküyor panpa bende ondan başlamayı düşünüyorum.

bende bi ara sizin gibi gaza gelmiştim ve bana en matıklı gelen motor hyosung Gt 250 R dı. hem güzel görünüyor hem motoru düşük hemde ikinci eli ucuz.

kawasaki ninja 250r de olabilir tabi zaten onları yazarken de örnek olsun diye yazmıştım diğer önerilere de açığım

cbr 125 iyidir, işini görür

açıkçası benimki gazdan öte er ya da geç alıcam yani, hyosung da pek beğendiğim bir motor değil malesef

boyun 175 den uzunsa ve iriysen cbr125r sana gelmez
gerçi bende gazdan öte durumdayım motora başlayacam ama cbr 125 cidden ufak bişi, mobiletten hallice.

yamaha ybr125r düşünmüyorsun sanırım malum supersport değil

Ben de aylarca araştırdım, ehliyeti de hallettim ama ailem karşı çıktığı için alamadım kendi motorumu.

Tecrübelerim :

cbr125 supersport'a geçmek için en çok önerilen basamak ama birden 600'lük supersport'a geçersen en az bir kaç ay gaza gelmeden efendi efendi gitmen gerekiyor. İlk günden gaz açayım, motoru yatırayım, tek yapayım, lastik yakayım dersen 2. ve son motorun olur.

Bütçen varsa ve daha önce motor kullandıysan 600'lüğe geçmeden önce 250'lik kullanman daha iyi olur. Yalnız 250'lik diyip geçmemek lazım o da aceminin elinde ilk günler çok tehlikeli.

@technicalte yok boyum 172 falan çok uzun değilim yani :) evet ybr düşünmüyorum kesinlikle super sport istiyorum, 250cc e bakacam çok mobilet gibiyse 125 cc
@kimlanbu kesinlikle küçük bir şeyle başlamayı düşünüyorum 1-2 sene hem motoru tanıma hem trafiğe alışma açısından daha sonra 600cc 1000cc hayabusa vs diye giderim umarım, zaten öyle kendime güvenmeden o kısımlara geçecek değilim hatta 250likle başlasam bile baya acemi takılcam ana trafiğe bir süre çıkmayıp fazla hızlanmadan gitmeyi planlıyorum belki de hondanın motor eğitim kursuna da giderim gönlümden ışıkta teker yakma, tek teker gitme geçse de hayatımı da tehlikeye atacak değilim...

tt yurtdışı çıkışlarında sorun var

bugüne özgü ise bekle yarına kadar çünkü facede arkadaşlarda fln çok yavaş fln diyo ttnette bi problem varmış onların yalancısıyım

alt yaı çalışması varmış bana öyle dedi destek ekibi

yav biraz sözlük, olmadı yazdığınız yer olan duyuruyu okuyun. bwş soruda bir "internet neden yavaş" diyorsunuz.

www.eksisozluk.com

bugün bir problem var semih kardeşim.

aynen dostum benim de 2 dk lık videoyu bile yüklemiyor resmen 8 mb internet hızı olmasına rağmen

ülke toptan artık çok duyarsız.

öncelikle yalnızca okulu uzatanları alakadar ediyor -yani beni- ve okulu uzatanların büyük çoğunluğu da galiba memleketinde.
edit: daha kimse ne kadar ödeyeceğini de bilmiyor. galiba ondan.

millet takip edemez oldu olayları..

bu hükümete yapılan protesto kadar hiçbirine yapılmamıştır. (bkz: tekel işçileri) durum buyken hiçbirşey fayda etmiyor. çünkü garantili oyları var. gene seçiliyorlar. hemde oyları artarak.

tayyipçiler memnun: (bkz: eski tüp kurukları var mı baaak)
(bkz: ekmek karnesi olan günleri biliriz)

okulunu uzatanlar düşünsünler onlar protesto etsinler diye düşünüyorum. herkes protestoya kalksaydı o halde davamız ne ne için birşeyler yapmalıyız onu bilemezdik. gençlik önüne gelene saldır yerine gençlik araştır öğren durumu analiz et saldır olsa daha iyi olmazmı... benim harcım artmadı halada aynı... bundan 2 3 yıl onceki gibi geneli kapsayan bir sey olursa o halde cıkar hakkımı ararım.

ziyapaşa bulvarında o dediğiniz yer kazım büfeyle hiç alakası yok. ziyapaşa da özsütün karşısında biyerde olduğunu duymuştum tam emin değilim ama.

ziyapaşa bulvarında starbucks'ın karşı çaprazı.

eğer amerikan pazarını soruyorsanız atatürk caddesinde atatürk yüzme havuzu var onun arkasında kalıyor hemen.

küçük bi dükkan ama bulursun ya elbet sora sora, satılıyordur elbette

kalitesini belirleyen faktör kumaşıdır. fiyatı belirleyen faktör kalitesi+işçiliği+markasıdır. bütçe sıkıntısı olmayacaksa beymen-vakko tavsiye ederim. daha uygun derseniz sarar-kip-ramsey-kiğılı. tabii bu saydıklarımdan çok daha ucuza ve kaliteli şeyler bulmanız da mümkün.

Network e bir bak. Pierre Cardin in kalıpları iyi gibi.

nerdesin?

(bkz: moda di centone)

kiğılı, network takımları iyidir. madem sürekli giyeceksin, adam gibi bişey al derim eğer bütçe el verirse. bütçe eh işte ise ccs sarar'a da bakabilirsin.

damat

ahaha hayırdır dostum? ama sanmıyorum çok saçma bir istek bu

niye saçma olsun bi barkod uygulaması için 10 tane iphone lazım 1 günlük okadar

barkod scanner denilen app için kullanacaksan, android market'te de aynı app'ten var.

1 duble rakı 54 promil.

(bkz: #7563590)

alkol muayenesinden once agzinizi alkollu mouthwash ile yikayip oyle uflerseniz 200 300 promil de cikabilir, ama sapasaglam durursunuz.

kaç tane bira tüketmek çok yanlış bir soru çünkü kişiden kişiye değişen bir olay bu (kilo yaş vs) bir de içilen süreyle de bağlantılı 5 birayı 5 saatte içmenle 1 saatte içmen aynı etkiyi yaratmicaktır sonuçta

hayır öyle olmuyor. üfledikten ve 50 promilden fazlası makinede göründükten sonra yırtma şansınız yok. hatta 60 promilli çıkıp trafik polisinden azar işiteni biliyorum (evin de yakınmış neden üfledin makineye diye)

iyi de ben 4 birada kaydırıyorum şaftı arkadaş 7-8 içiyo benden sağlam. e üflediğinde de promili benden fazla çıkacak. tolerans diye bişey war. bu ölçüm pek sağlıklı değil gibi geldi bana ??

@melodica

haklısın. ama ne yazık ki trafik polislerinin elinde alkol toleransımızı ölçecek bir teknoloji yok. o yüzden (ne kadar saçma da olsa) 50 promil sınırı var.

burunda inanılmaz fazla sayıda kılcal damar var ve bu damarlarda difüze olan maddeler yine inanılmaz bir hızla kana ve beyne karışıyor.

kimyasal uyuşturucularda amaç kana karışmasını sağlamak. yani sigara, esrar vb gibi değil. eroin'in damardan alınması da bu nedenle. böylece bütün vücut çok daha çabuk etkileniyor.

olay beyne ulaştırmak değil. mesela sadece belden aşağısını geçici felce uğratan uyuşturucular var. veya boyundan aşağısını. o hafiflik hissi (galiba) bağımlılığın nedeni.

beyin derken merkezi sinir sistemini kastettim. bütün uyuşturucular bu sistemdeki nörotransmitterlerin manuel olarak salınması prensibiyle çalışır.
@lancelot
nasıl ki her hareketimizin beyinde bir merkezi varsa, sadece alt taraf kendi kendine felç olmaz.

@jemjum
felç yalnızca beyinle olmaz. sinir uçlarının paralize olması da felç nedenidir. kendi kendine felç olur yani.

teşekkürler

kendisi urfada mı iş arıyor, antepte mi konyada mı?

istanbul'da ise taksimdeki eleman arayan barlara ya da cafelere iş başvurusunda bulunabilir..

ya da yakındaki bi alışveriş merkezinde eleman arayan herhangi bi yere başvurabilir..

part time olarak giyim mağazalarına başvursun. ya da alışveriş merkezlerini bir gezsin.

taksimde cafe bar tavsiyeleri de gayet mantıklı.

anket yapabilir, ajanslarda çalışabilir. (bunlar düzensiz işlerdir, paranızı zor alırsınız)

ben de onun yaşında bunlar yapmıştım.

@bonjurkes istanbul'da iş arıyor. mümkünse avrupa yakası.

700-800 e zor bulur. haftanın 6 günü full time çalışanlar zor alıyor o kadar parayı bu tarz işlerde.

call center, part time olabilir.

her kuşun eti yenmez

hayatin kisa oldugudur.
yasim daha 27, cok ders alirim.

zamanla herşey unutulur. yıllar önce çektiğim eziyetler, yaşadığım buhranlar şimdi basit bir anı'dan ibaret.

insan kınadığını yaşamadan ölmezmiş

götü sıcak tutucaksın

yalnız kalmak bir insanın kendine verebileceği en büyük cezalardan birisiymiş.

"salla"

reel ve fonksiyonel analiz dersleri. :(

öğrendiklerini herkesle paylaşma.

hiçbir şeyin istediğin gibi olmayacağı.

ve an gelir her şey tersine döner

her şerde hayır, her hayırda bi şer vardır

anlamak özgürleşmektir

ko götüne rahvan gitsin..

kimseye gereğinden fazla değer verme. Kimseye güvenme, her şeyi sorgula.