insan kaynakları, -dilimin söylerken dönmediği- core competence, sürdürülebilir rekabet avantajı, karlılık, etkinlikle temellenmiş verimlilik, odaklanma, segmentasyon böyle iken böyle..

ulusal büyüme hedefleri büyük çünkü ulusun büyüme hızı da büyük. global yapıda yerel dinamiklere sahibiz, yerel pazarın büyüme hedesine kayıtsız kalmak maddenin doğasına aykırı blablabla..

lokal pazar daha fazla büyüyorsa, globale kıyasla daha fazla büyüme normal.
lokal pazarda doygunluk azsa, daha fazla büyüme beklentisi normal.
globalde rekabet artarken lokalde aynı hızla artmıyorsa yine daha fazla büyüme beklentisi normal.
vs

benim de işletim sistemimi 1 mail ile ücretsiz olarak vista dan win7 ye yükseltmiştir kendileri

dead on arrival deniyor buna zaten. aldığınız ürün 1 ay içinde arızalanırsa tamir görmeden otomatik olarak değiştirilir.

benim de şarj aletinde sorun çıkmıştı, eve gelip çok sorgu sual etmeden yenisini vermişlerdi hemen.

Dell kesinlikle ve kesinlikle servis konusunda en iyi markadır. Şirkette birinin dizüstü bilgisayarının ekranında sorun vardı, beş dakikalık bir telefon konuşmasından sonra adres \ fatura bilgilerini aldılar ve üç gün sonra yeni bir dizüstü bilgisayar ekranıyla ofise geldiler. Ekranı değiştirdiler ve gittiler.

Daha önce de telefonda tarif ederek bir dizüstü bilgisayarı tamir etmemi sağlamışlardı.

Ayrıca windows olmayan, hard diski biçimlendirilmiş bir bilgisayarda test programı çalıştırabiliyorsunuz.

Herhangi x bir marka olsaydı 3 günde kargonun gitmesi, 3 günde gelmesi, yapıldı yapılacak derken en az 1 haftanın geçmesiyle en az iki hafta beklemek zorunda kalacaktır.

Bu insanları takdir etmek gerek.

@oscar:
toshiba'da da sorun vardı, aldıktan sonraki 2 gün içerisinde fark etmiştim ama 6 haftayı sonuna kadar kullanmışlardı. hatta tamir edilmiş biçimde yolluyorlardı da baya problem olmuştu, uğraşmıştım.

bu arada başlığında toshiba (daha doğrusu servisi olan tnb) yerden yere vuruluyor. ben de tecrübemi yazayım.

30 nisan 2010 tarihinde darty'den toshiba laptop aldım. getirdim, şarja taktım, ertesi gün bilgisayarı açtım, kurulumunu yaptım. hiç sorun yok gibiydi. ama o da ne? ekranın etrafındak kasanın sol üst köşesi, insan tırnağı girecek kadar aralıktı. belki dikkatsiz biri farkına bile varmazdı ama ben takıntılı olarak taktım buna. darty'e götürdün, "bir şey yapamayız açmışsınız paketi" dediler. toshiba'nın ne olursa olsun garantisi var. ilk 15 günde koşulsuz şartsız para iadesi, ilk 1 yıl kırılma dökülme ye karşı tamir garantisi. hemen ona başvurdum. garanti kaydımı aktive ettim. sonra da "beğenmedim bu bilgisayarı" diyerekten garantiden faydalanıp iade ettim. belki iki ay beklettiler ama taksitle aldığım bilgisayarın parasını trink nakit olarak geri ödediler. hiç lolo etmediler. muhtemelen orasındaki aralığı da fark etmediler. standart garantiye yollasam kesin oraya bir damla yapıştırıcı sürüp yapıştırarak geri yollarlardı. ben de yepyeni bilgisayarımı ilk gününden zamklı zamklı kullanır içime sindiremezdim.

Bozulan şarj aletini ve ethernet portu bozulduğu için komple anakartı eve gelip değiştiler sorgusuz sualsiz. Kontrol bile etmedi adam. Telefondaki beyanımla direkt geldi değiştirdi gitti.

ben de best buy (seattle) dan dell xps 1647 aldım klavyede sorun vardı öbür gün gittim 30 dkk sonra sıfır laptopla değiştirdiler.

bilgisayarım yazın başında reset atmaya başlamıştı. telefon açtım, ramleri falan denettirdi. düzelmeyince 4 iş günü sonra teknik servis eve geldi. anakartı komple değiştirip gitti. teşekkürler.

(bkz: Laptop alacak birine tavsiyeler)

Teşekkürler duyuru ahalisi...

veri analizinde böyle bir olay vardı. bir veri grubunu, barındırdığı istatistiki bilgiler doğrultusunda uzatıyordun. bu mantıkla eldeki verileri 35 yıldan da 50 yıla oranlayarak tahmini bir sonuç elde etmek mümkün. işlem dilimin ucunda yahu, aklıma gelmiyor ismi bir türlü.

benim de dilimin ucunda işte =) bi yandan araştırıyorum ama doğru key wordleri bulamadım herhalde. nasıl arasam ki?

(bkz: regresyon analizi) excelde büyüme ya da growth formülü ile yapabilirsin.

edit: excel'de tahmin (forecast) formülü ile hesaplanıyor.

elimdeki 35 yılın maksimum değeri 11.2 m/s
50 yılın maksimumu ne olur. kısaca problemim bu aslında.

yıllar bazında var mı peki? yani elinizde 35 yıl için tek tek değerler hatat ay bazlı falan var mı yoksa son 35 yılda 11,2 mi diyorsun?

elimizde tek veri var, küçük bi script yazdım hesaplıyor şuan.
edit:gene 11,2 çıktı panpa :P :)

ekstrapolasyon diye bir yöntem var, belki işinize yarayabilir.

Yatarak tedavi secmeme sansiniz yok esasinda. yatarak tedavi ana teminat gibi düşünün. ayakta tedavi kismini çeşitlendirebilirsiniz.

ayakta tedavi (muayene, ilaçi görüntüleme, teşhis, tanı tetkikleri v.s.) fiyati belirleyecektir. yil icinde standart olarak ne kadar saglik harcamasi yaptiginizi uc asagi bes yukari cikartabiliyrsaniz kolay karar verebilirsiniz. ayakta tedaviyi % 100 ve ya % 80 li tercih edebilirsiniz benim onerim % 80 dir. fiyat farki ile amorti edilebilir.

dikkat etmeniz gereken satin aldiginiz saglik planının gecerli olduğu network. genellikle 2 network vardir eko veya kısıtlı network diye gecen planlar alman, amerikan, international, fng gibi hastanelerde geçerli olmaz. aci badem gibi kendi grup hastalanerinde kullanilmasi durumunda hesapli olan planlari vardir. allianz, aksigorta ve yapi kredi sigortayi onerebilirim. planlari hemen hemen ayni olmakla birlikte fiyatlari tercihinizde belirleyici olacaktir.

gecmis olsun

Onların teminatları var, bazı sigortalar mesela, A grubu hastaneleri (acıbadem vs) karşılamıyor. Poliçeler senelik ayakta ve yatışlı teminat bedeli olarak değişiyor. Zaten genelde poliçe payını yükselten ayakta teminat bedeli oluyor bence mutlaka yatış kapsamı da yaptır. Ben 5küsür yıldır özel sigortalıyım, atıyorum fenalaştım ateşim çıktı, acile gidiyorum, yatış yapıyorlar ve yatışta %100 sigortam karşılıyor. Ayakta ise %80 oranında senelik 2000TL'ye kadar olan poliklinik+tetkik+ilaçlarımı karşılıyor.

Ilk 3 sene hiç poliçemi kullanmadım diyebilirim. Ama şu an çok işime yarıyor - ki benim sigortam oldukça dandik. Yaptırıp da teminatı yüksek ve etrafımdakilerin memnun kaldığı sağlık sigortacılardan ise duyduklarım Yapı Kredi ve Anadolu hayat.

anadolu hayat, gerçekten köklü bir sigorta. ailem de yıllardır anadolu hayattaydılar. hoş sonra çeşitli nedenlerle kesmek zorunda kaldık ama çok memnunduk.

minik bir metinde bunu ütopik olarak excel ile belki yapaiblirsiniz :)
metni excele yapistirip metni sütunlara böl dersiniz. bölme işlemini boşlukla ayrilmiş her metin için tekrar et diyerek.
sonra bu satiri kopyalayip özel yapiştir / işlemi tersine çevir diyerek sütuna dönüştürürsünüz.
pivot table ile her kelimenin ne kadar tekrar ettiğini bulabilirsiniz. ama dediğim gibi bu minik bir metin için geçerli :)

ms word'de compare gibi bi fasilite vardı ama?

3g önemsizse 8520 alınabilir ama bu devirde 3g nasıl önemsiz olabiliyor anlamadım?

blackberry için bence en önemli özelliklerden birisi 3g. sadece görüntülü konuşma v.s. olarak değil de hız olarak değerlendirmek lazim. ben telefondan pek anlamam ancak 3 yildir falan blackberry kullaniyorum iş için gerçekten ciddi bir fark var diyebilirim.

iş mailleri bizde neredeyse tamamen text tabanlı. yani dosya alışverişi olmuyor. internette de aktif kullandığım siteler sozluk, twitter gibi text tabanlı siteler. o yüzden çok fazla 3g arayacağımı sanmıyorum işin aslı.

görüntülü konuşma filan zerre umrumda olmayan şeyler bu arada.

mesela ben de hayatımda 1 kere bile 3g üzerinden görüntülü konuşma kullanmadım ama text tabanlı sitelere edge ile girerken bile insan 3g'nin hızını fazlasıyla arıyor. internette yavaş gezmenin eziyeti aradaki fiyat farkına değer mi bilmiyorum.

tamam beni 9300 konusunda ikna ettiniz.
şimdi sıra benim eşimi ikna etmeme geldi :))

sirkeci işporta. ilginç derecede kaliteli çakmalar oluyor arada..

barcelona official store da 95 euro idi. mısır çarşısının arka sokağında ve beyazıtta kapalı çarşının önündeki sokakta (sahaflara gideriken) kaliteli çakmaları mevcut

imzaladığın sözleşme gereği , faizler filan biner zaman geçtikçe , sonunda da alırlar parayı.

icra fln oluyor.

icraya kadar gider alırlar

Avukat işin işine girmeden öde. 100 liralık borç avukat dahil olunca 400 lira oluyor.

tüketici hakem heyetine başvur. sözleşmede rızan alınmadan tek taraflı değişiklik yapıldığını söyle. uğraşamam dersen öde cunki icra takibi baslatırlar. hemen baslatmazlar. ama 1 sene sonra bir bakmıssın ödeme emri gelmiş. faiziydi, icra harclarıydı, vekalet ücretiydi derken o baya cogalır.

ben kendi web sitelerinden 2 kere ödeme talimatı vermiş olmama rağmen hala ödeme talimatımı alamamışlar, doğal olarak ocak ve şubat faturaları ödenmemiş. şubat faturası (normalde 55 tl civarında olması gerekirken) 180 tl olarak ödedim. hayvani bir faiz uyguluyorlar. allah belanizi versin demekten baska da birsey gelmiyor elden.

üniversitedeyken bir arkadaşımın başına gelmişti, iki yıl kadar sonra avukat aradı, taksitlendirdi, ödedi.

aracı ve broker derken? biraz daha açabilir misiniz? benim bildiğim acenteler yapıyor sadece..

mesaj da gonderdim gerci. buyuk sirketlerin konut poliçeleri genellikle paket policelerdir.paket policelerde de ihtiyaciniz olan tum teminatlar yer almaktadir hemen hemen. adresinize ve teminat tutarina gore degismekle birlikte ortalam primler 250 TL civarinda. (benim sadece 30.000 tl ev esyasi icin verdigim tutar 130 tl - 10 taksit)

zaten bilgilendirme yasasi geregince artik oyle minik minik yazamiyorlar. police teminatlarini size imzali bir sekilde veriyor sigorta sirketleri.

addons.mozilla.org

bence en zahmetsiz ve uygun olan 2. seçenek gibi. en azindan tek araç.

2

eğer trafik anlamında bir aksilik olmasa (burası İstanbul, herşey olabilir.) E3 seni saat 20:00 civarında havaalanına yetiştirecektir. Check-in derdin olmadığına göre en geç 20:25'te orada olman gerek, 25 dk aksilik payın var yani.

o saatte isten cikip o ucaga yetismeye calismak cok riskli bir is. en azindan 1 saat once cikmaya calismani oneririm.

daha erken cık bence de. 2. secenek en ıyısı.

En mantıklı olanı söylüyorum.
Metro Gayrettepe>Metrobüs Uzunçayır>Otobüs Kozyatağı/Havaş

18:40 otobüsüne bekleyene kadar çoktan karşıya geçmiş olacak. Sonrası kolay. O otobüs 0 trafikte 1saat10dkda gidiyor. yarım saat rötardan fazla yapacağına eminim.

6'da değil de 5bucukta işten çıkınca metro-metrobüs-18:30 kozyatağı havaşı şeklinde kolayca yetiştim. Tavsiyeler için teşekkürler :)

çekler vadesi olmayan ödeme emirleridir esasinda. yani ibrası halinde ödenmesi gerekir. ancak uygulamada üzerinde yazan tarihte ödenmesi talep edilir. bir de ticaretle uğraşan insanlar ödemeleri ona göre ayarlar çek günü gidip yatırırlar ödeme tutarını genelde.

önce alamazsınız ama sonra alabilirsiniz tabi. ancak sonra kısmında şu önemli. rakam çok büyük ise ve siz ödemeyi almazsanız belki aynı tutarlardaki tahsilat yapan birisi ile ertesi günlere para kalmayabilir. bu durum tabii ki iyi niyet ile çözülebilir. şöyle ki çek sahibini ararsınız, ben ancak bugün tahsil edebiliyorum ama para yok bilginiz olsun dersiniz. onlar da para yatırır. para yok diye dan dun karşılıksız yaptırmayın. hele ki çek sahibi düzgün bir işletme ise. sonra adamlarla iş yapamazsınız bir daha. ayrıca çok emin olmamakla birlikte "karşılıksız" damgası yemiş çeki normal şekilde tahsil de edemezsiniz diye biliyorum.

Çek işleri biraz tehlikeli, çekin verildiği bankayı bir arayın bakalım, dönen çekleri varmı kesen kişinin.

eğer çekin keşide edildiği yer ile aynı yerdeki bankaya gidecekseniz üzerinde yazan tarihten itibaren 10 gün içinde bankaya gitmeniz lazım.

şu an sanılanın aksine çek üzerinde yazılı tarihten önce bankaya gidemezsiniz. ödeme yapılmaz bu tarihten önce.yasak.

ödeme tarihinde takasa ver bankaya. ödenme ihtimalini güçlendirmiş olursun.

yildiz.tv vardı oraya bakın bi hala duruosa eski programlar izleniyordu sanırım

epey bir dalga geçmişti. kariyeri boyunca tek gol atmış sanırım. antrenmanda bile gol atamazdı dedi. bir de biz soyunma odasına girdik ufak tefek çirkin bi adam oturuyodu içerde, kim lan bu diye konuşuyrouz aramızda sonradan öğrendik ki bizim yeni transfermiş falan dedi.

@liriamer
programın adını ve tarihini biliyor musun acaba?

program adi 1 e 1 futboldu sanırım. fb-bjk maçı sonrasındaki program olabilir.

(bkz: pay it forward)

belki forrest gump da sayilabilir. adam alcak gonullu ancak farkinda degil. biraz ironik onunkisi

hayırlı olsun 50milyar verdikten sonra arabaların hepsi tatmin eder bana kalırsa. s40 iyidir sağlamdır, qashqai'yi cipim var veya yerden yüksek olayım beklentileri olan insanlar alıyor ama ona motor yetmiyormuş diyorlar, doğru.

ben oldum olası qashqai leri sevmem. s40 a düz araba falan demişsin ama bence çok güzel görünüyor. volvo s40 ı seçerdim.

nissan juke al bence doğrusu hiç gidip galeride denemedim ama güzel bir araba şehir için orjinal hoş bi araba

peugeot 407

Golf 1.6 TDI DSG Triptronic Trendline.
ALfa Giulietta 1.6 JTD Progression Plus

golf evladiyelik bir araç. satmak isterseniz de 1 saatde müşteri bulabilirsiniz. Alfa da araç kullanmaktan zevk almanızı sağlayan bir araç. yakıtı ikisi de dizel.

50bin liram olsa dakka düşünmem gider 95 96 bir mercedes g klasse alırım.
yaştan dolayı vergi indirimi var, mercedes ve hemde 4x4..
konforun kralı var. ha yakıt dersen ona bişi diyemem. :)
ama o paraya yine dizel land rover discovery'ler var 2000 2002 falan...

308 cc

bence...

50 milyara nası alim 308 cc?

Tek tas pirlantadir. Ama karatina (agirligina), rengine, parlakligina ve kesimine gore fiyati degismektedir. 200 liraya da tektas bulursunuz ama cok kucuk, isikta parlamayan ve mat renge sahip, cizik bir tektastir buyuk ihtimal.

Ortalama bir tektas icin 1500 TL yi gozden cikarin derim

Çakma değil de pırlantalar da kalite kalite. Üste düzgün şekli olabilir ama yüzüğe oturttukları kısım boştur, lekelidir, işçiliği kötüdür vs... yani pırlanta öyle ucuza maledilebilecek bir şey değil. Öyle 50-100 liralık bir şey olsaydı millet niye milyarlar saçsın ki?

O 200 TL lik ürünlere pırlanta denmezde teknik olarak pırlantadır tabi beş para etmezdir. Adam gibi bişi alacaksan en azından 1000 TL yi gözden çıkar ki taşı belli olan bir yüzük alabilesin yoksa olası diyalog;

- Aşkım bu tektaşı senin için aldım :)
- Ayyy mahmut ne tatlısınnnnnn
......... Mahmut bunda pırlanta yok!!???
- Aşkım var ya işte...
- MAhmut bu "şey" bit kadar!! gözüm görmesin seni Mahmut. Takmam ben bunu. Arkadaşlara rezilmi edeceksin beni sen? Pırlantaymış Pehhh..

:)) biraz abartmış olabilirim ama dillendirmesede içinden böyle geçecek :)
Ayrıca alacağın ürün sertifikalı olsun. En düşük "I color VS1" olsun 25 santimlik bir taş uygun olur sanırım.

Edit: Kimse "Aşkım bu tektaşı senin için aldım" şeklinde mal gibi bir giriş yapmaz. Takılmayınız buna.

pırlanta değil onlar, yazıyordur zaten bir köşesinde. ayrıca içinden yukarıdaki diyaloğu geçirecek insana plastik yüzük alın bence.

pazarlik yapmanizi öneririm. ben kiz arkadasima aldigim yuzuk için 2.700 TL den 1400 TL ye indirecek kadar pazarlik yaptim. (zen diamond)

wikipedia'dan diamond'ı okuyabilirsin.

tektaş yüzükte taş elmas, yüzük de genelde altındır. altın tektaştan kasıt bu olsa gerek.

tek taşın anlamı pırlanta olması ile değer kazanır. 200 tl ise kesin "atom taş" diye tabir edilen çakma taştır. bir zaman sonra matlaşır.

gomulu alt yazisi olan animeleri izleyebilirsin panpa.

nerden indirdigimi hatirlamiyorum da bende naruto vardi mesela, ingilizce alt yazi gomulu. torrent sitelerinden bulabilirsin.

iki saattir arıyoru bi link ver be hocam ama türkçe altyazı olsa süper olur

arena-tr'de var. ama davetiye bulup uye olman lazim oraya da. baska davetiyesiz uye alan torrent siteleri de vardir mutlaka, onlarda da bulabilirsin.

yıllardır arena üyesiyim toplasan 5 tane yok

sana kac tane lazim panpa?

hocam bir panpa asla nümerik şekilde hareket etmez.

"hocam bir panpa asla nümerik şekilde hareket etmez."

ben sadece bu aforizmaya hasta oldum. ama eger tr altyazili naruto bulunursa diye de basligi takip edeyim istedim.

sana 60mblik mkv gömülü altyazılı one pieceler bulabilirim, rapid veyahut megaupload olması lazım. ama altyazı ingilizce. uyar mı?

tr altyazılı gömülü naruto isteyenler www.animeou.net veya com öle bişi, adamlar çeviriyo orda sürekli güncel. ama tr altyazı iğrenç bişi bence, en alası bile beceremiyo çevirmeyi.

(bkz: netsiparis.com)

iki kere bilgisayar topladım buradan, hiçbir sorunla karşılaşmadım. teknik servis ile toplatma dışında bir işim de olmadı, onu belirteyim.

www.netsiparis.com

Vatan bilgisayar olabilir. Biz şuana kadar hep ordan aldık.

bu netsiparis com güzelmiş ama fiyatları normal mi ?

inventus.com.tr

ben hep GOLD pc den aldim. hatta konfigürasyonla ilgil iarayıp ya şu ekran kartını yazmışsınız ama gerçekten şu şu işi yapmayacaksanız daha uygun bişeyler önerebilirim, bilerek mi yazdınız bunu? gibi yönlendirmelere de yapmışlardı zamanında

netsipariş ten ben de topladım konuyla ilgili entrylerim de var . ups kargo ile tam istediğim gibi parçalar sorunsuz geldi.

www.hiperucuz.com

sizden 8 sene önce mezun olmuş kişiler de sizin hakkınızda aynı şeyi düşünmüştür büyük ihtimalle. :)

aradan neredeyse 10 sene geçmiş. bu 10 sene içinde birçok şey değişti, öğrencilerin giyim kuşamlarının değişmesi de normal.

yonja sonra da facebook en büyük iki etken bence. birilerinden özene özene herkes birbirine benzer oldu giyim kuşamda.

Şaşılacak bir durum yok.

Gençliğin bir kısmı "din" ile kafayı yerken,bir kısmıda "şekilcilik" ile kafayı yemiş durumda.

Ha kafayı yemeyen,"bilgi"ye aşık olup okuyup,araştırıp,sorgulayan bir kitle yok mu dersen;var elbette ama sayıları o kadar az ki hiç karşılaşmamış olman çok doğal.

ben mesela 11 sen sene önce mezun oldum(iibf) bizde kizlar da erkekler de gayet paspaldi. 1 tane izmirli kizcagiz vardi makyaj v.s yapip şık gözüken. şimdi istanbul üniversitesinde haftada bir gün ders veriyorum hakikaten kampüs gossip girl seti gibi. sosyal medya, internet ve dizilerin öğrettiği yeni yaşama biçimi kalıpları nedeniyle şartlanma var sanırım (ne dedim lan ben)

tekstil sektöründe çin'in ortaya çıkışı, maliyetlerin düsüsünün de buna etkisi fazladır ama bu daha cok 2005 ve sonrasına rastlar,
ama bir çok hazır giyim markasinin üretimlerini türkiye'ye taşimasi, internet kullanımının artması gibi etkenleri de göz ardı etmemek gerekiyor, yani sadece daha ulaşılabilir ve daha ucuz hazırgiyim son 7 yıldır

ustteki hucrenın kosesınden tut assa cek.

rica ederim.

boş hücreye gel ctrl+d yap (üst satırı kopyalar. formülse uyarlayarak kopyalar)

eger bu A ve B sütunlarına sürekli data girişi olacaksa a1 den c3 e kadar olan tüm hücreleri seçip (varsa başlık satırıyla birlikte) Giriş Sekmesinde yer alan "Tablo olarak biçimlendir"e tıkladığınızda artık formül kopyalamakla uğraşmazsınız. siz a ya da b sütununa değer girdiğinizde otomatik olarak formülü kopyalar c sütununa.

(bkz: yüzücü gözlüğü)

en en işe yarayan yöntem:
yemek hazırlıgı için ilk once soganin dış kabugunu soyup buzluğa atıyosun.O arada diger malzemeleri çıkarıp edene kadar 2-3 dk geçiyor.Soğanın göz yakan suyu dondugu için hiç gözünü yaşartmadan rahatlıkla doğrayabiliyorsun.
yıllardır bundan baska yontem uygulamadım.

tek hareketle ikiye bölüp, blender ile devam etmek.

benimkiler hiç yanmıyor, belki de lens takıyorum ondandır.

evet lens olunca yanmayı engelliyormuş

ben de muslugu acip yaninda dogruyorum, 100% olmasa da bayagi ise yariyor.

"soğan ben sana kirve olayım, sen gözümü yakma" diyorsun, soğan da yakmıyormuş. pek kimse bilmez ama işe yarıyor sanırım, 35 yıllık ev kadını onaylı.

suyun faydası var, doğrarken üzerine serpseniz bile olur.

başlığınıza tebelleş olup, narı da suyun altında/içinde ayıklamanızı öneririm.

beyaz kısımları yüzüyor, kırmızı taneler batıyor, fışkırsa bile suyun içinde fışkırınca, hiçbirşey olmuyor. hem de çok hızlı ayıklanıyor.

gözlerin altina limon sürmek var bir de. ama ben sakarim bir kere denedim gözüm yandi.

gözlük fayda etmeyebilir çünkü, burun yolu ile de etkisini gösteriyor. ekmek içi çiğnemek bana az da olsa faydası olmuştu. doğrarken çiğne yalnız.

ağız kapanmayacak şekilde dişlerin arasına konulan bir kibrit çöpünü (yanisi kibrit çöpünü dişler ve dudaklar aralık kalacak şekilde ıssırmayı) tek geçerim.

sadece agizdan nefes alinca gozlerin yanmiyor. ama o ilk kucuk burun nefesinde gozlerden yaslar gelmeye basliyor.

motor kullanıcılarının pek cogu kendi iradeleri disinda karistiklari kazalar nedeniyle ( katil kamyoncu, dikkatsiz arac suruculeri, yanlis muhendislik urunu yollar v.s.) hayatini kaybetmekteler. ozellikle istanbulda sikisik trafikte santim santim giderken yandan gecip giden motora uyuz(!) olan mal araç sürücüleri üzerine kiriveriyorlar direksiyonu. asgari koruma önlemleri ile, kücük bir motorla ( 250 cc vb.) kendi kendinize duserseniz en fazla yaralanirsiniz ancak bir araca carpma, bir aracın carpmasi, bankete carpma, arac tarafindan ezilme gibi durumlar sık karsilasilan seyler.

risk sizden cok çevredeki öküzlerde. sırf bu yüzden 4 tekerlekliye geçiş yaptim mesela. bir yil icinde 5 tanidigim öldü motor kazalarında istanbulda. sadece 1 tanesi kendi hatasiydi diyebilirim.

öleceksiniz diye bir şart yok tabii ki ama benim şahsi gözlemlerim sonucu söyleyebileceğim şu ki Türkiye'de trafikteki normal bir insana göre daha fazla risk altında olduğunuz. Bunun nedeni de siz değilsiniz, yani istediğiniz kadar dikkat edin, iyi kullanın, trafikte "şuna bir değdirivereyim" psikopatları sayıca bu denli fazla olduğu sürece riskiniz artıyor.

Ölmemek için evinde/bahçende binebilirsin motora.

www.youtube.com

Arabayla karşılaştırıldığında gerizekalıların sana zarar verebilme ihtimali çok çok daha yüksek, sen istediğin kadar adam gibi kullan.

bende istanbulda motorsiklet kullanıyorum. işe gidip geldiğim oluyor. dikkatli kullanılır ve hız yapılmazsa bence ölmemek mümkün ;)
bu nedenle özellike çok güçlü olmayan ( benimki gibi 150cc ) bir motorsiklet tavsiye ederim.

@skatheist: hemet cam denen sey kazanin vehametini gozler onune seriyor, alt tarafi soyle bir dokundu kadin arkadan! motor paramparca.
bayan sofor iste :D

sizden kaynaklanan tek ölüm hızlı giderken düşmek olur herhalde.daha çok motosikletten büyük diğer araçlar yüzünden yaralanır veya ölür motosikletçiler.kendinizden emin olmadan zaten trafiğe çıkmayın.çıktıktan sonra diğer araçlara çok dikkat edin.türkiye'de bisiklet ve motosiklet birer trafik taşıtı olarak görülmez.

hızlı giderken düşmeyin,düşecekseniz çok yavaş gidin.

Şimdi motorsiklet kullanırsan ölürsün gibi düşünce çok yanlış. Tabi kaza yapmazsın diye birşey yok, genelde bu düşünceyi fazla koruma olmadığı için söylüyorlar. Yani 30 la giderken düşersen ölme ihtimalin diğerler araçlardan daha fazla. (iki teker, etrafında seni koruyacak birşey yok vs. )

Ben kendimi bildim bileli bisiklet kullanırdım, gençliğim bisiklet üstünde geçti. O Yüzden 2 teker denge vs gibi konularda deneyimim çok. Son 2 yıldır da motorsiklet kullanıyorum (250 cc chopper), yani hız tutkum yok, gezinti amaçlı.

Motorsiklet kullanmadaki en önemli olay dikkattir. Araba kullanan birisi trafik için 3 birim dikkat ediyorsa motorsiklet 15 birim dikkatli olmalı. Kafan bozukken, alkollüyken, müzik dinlerken vs kesinlikle kullanılmamalı, bunlar dikkat dağıtan şeyler.

Yani sen motorsikletin üzerindeyken herşeye hakim olmalısın. Karşıdan araba geliyo, hızı ne kadar?, yolda laka, tümsek olabilir mi? şu köşede dörtlüleri yakan araba bi anda çıkabilir mi? Karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kişi var, yola atlayabilir mi? arkadamdaki araba hızlı mı geliyo? gibi sürekli etrafı incelemen, Herhangi bir problemi önceden çözmen için sana gerekli zamanı verir. (hız azaltma, yön değiştirme, fren gibi)

Bunlarla tehlikeyi oldukça çüzi rakama indirebilirsin. Fakat istanbul gibi bir yerde trafiğe çıkmak için motorsikletinle bir olabilmek adına çok kullanman lazım. Yani daha az trafiğin olduğu yerde, slalom hareketleri, sağa sola dönüşler, frenler vs çalışman lazım.

Bu konuda aşağıda bir iki site verecem o siteleri iyice incele. Çok yararlı çalışmalar var, özellikle donald duck gayet başarılı.

Tekrar söylüyorum, dikkat çok önemli. Potansiyel tehlikeleri süzmen ondan daha önemli. Ektsra dikkat isteyen birşey motorsiklet çünkü telafisi yok. (bknz. hava yastığı)
Gerekirse bakkala giderken bile kask takmak gerek, motora seni ve motorsikleti koruyucu aparatlar takman gerek, aynaları aktif olarak kullanman gerek vs vs.

O kadar çok açısı var ki bunun, yolun durumuna göre de sürmen gerekebilir mesela.

Aklıma gelenler şimdilik bunlar.

donald.hypermart.net

şu sitede görünürlük diye bir yazı var, benim demek istediklerimi anlatıyor mesela. Şahane bir site, kesn incele

www.motosiklet.net

bu foruma da üye ol. başlangıç için çok güzel yazılar, deneyimlerini paylaşanlar var.

ölmek yada ölmemek değil mesele o anın tadını çıkarmak.bu işe sadece 10 km lik yolu gidip gelmek için düşünüyorsan sen bisikletine binmeye devam et :D

@KappadoX: henuz o 10 kmlik yolu gidip gelebilecegimden bile emin olmadan, henuz hic on-road tecrubem olmadan; turlara katilayim, avrupayi offroad gezeyim, 600 cc'lik motor alayim sesiyle mahalleyi inleteyim planlari yapmiyor olmam mantikli bence.

pamuk yüzdesi ne kadar iyiyse o kadar iyidir. aynı zamanda kumaşın elinizde bıraktığı his de hoş olmalıdır. ne pürüzlü olmalı ne de plastik gibi kaymamalı

crispino,sarar,koton.

Koton'u salla. Erkek gömlekleri beş para etmez. Babama göre kumaşa dokununca dokumasından anlarsınız, mesela Lacoste gömleklerin dokuması sık ve serttir. Seni terletmez, yapışmaz üzerine ama düzgün durur. Lacoste biraz ütopya tabi fiyat olarak.
U. S. Polo'yu bayan gömlekte tek geçiyorum. Erkek modelleri de hoş, slim fit olanları. Çok çok uçuk değil fiyatları. Hem şık, tarz duruyor. Bir de kumaşı kalın, yakaları - kol ağzı enli; bu yüzden yamulmuyor ağzı yüzü. İstersen en uyguna bulabileceğin outlet adresini yazarım özelden. Zira şu an sezon sonu ve kış sezonunun yanına, geçen yazdan kalma yaz sezonu gömleklerini de asıyorlar. 2011 yazı için de geçen yazın renklerini, düğmelerinin sayısını değiştirip yeni sezon yapıyorlar :)

%100 koton gömlekler cok saglıklı olmakla birlikte ütü işini inanılmaz zorlaştırır ve asla asla ilk günkü gibi olmaz.İçinde az da olsa sentetik bulunan ürünler ütüye daha iyi gelir.Dikişi de önemli tabii..iyi markaların etiketlerine bakarak alırsanız istediginiz görüntüyü elde edersiniz.

ne kadar polyester o kadar güzel ütü.

dufy nin gömlekleri ne kadar kaliteli de olsa kesinlikle ütü düşmanı. kazaksız giyilmiyor. sadece yakasi gözüküyor. yani Dufy alma :)

debenhams'dan aldigim ingiliz mali ama cok da pahali olmayan gomlekler vardi. kesimi de cok güzel. markasini hatirlayamadim ancak hakikaten hem cok kolay ütüleniyor hem de ütüsü bozulmuyor kolay kolay. bir de us polo ütü konusunda iyidir ama cabuk eskiyor.

marketlerde zeta marka ütü spreyi satılıyor, lacivert kutulu. en ütü tutmayan gömleği bile haşı huşur sert yapmadan jilet gibi yapıyor.

tekin gömlek - mahmutpaşa

Mahmutpaþa Cad. No: 213 Mahmutpaþa/ÝSTANBUL

güzel ihraç fazlası gömlekleri var. ben yıllardır alırım. hem güzel ütü tutarlar hem de kesimleri iyidir.

www.gauche.com.tr

kiğılı'da ''non-iron'' adlı bir ürün var. Fena değil.

metroya yakınsan eğer metorya bin aksarayda in ordan otobüse bin karşıya geçip veya taksiye bin taksi en fazla 10 tutar.eğer yakın değilsen otobüse bin aksarayda in ordan tekrar otobüs veya taksiye bin yada saraçhaneye gel ordan dolmuşa bin.

e5 ten geçen yenikapı - yenibosna^(31) tam işinizi görür

bahçelievler'in neresinden gideceğinize bağlı olarak minimum 15 tl tutar, 20 küsurlara kadar yolu var. eğer e-5'e kadar yürüyebilirseniz kadir has'ın tam karşısından yenibosna'dan gelip yenikapı'ya giden 31 no'lu hat geçiyor. yaklaşık 45 dk içinde deniz otobüsü terminalinin önünde olursunuz.

bahçelievlerden bakırköye gidip bakırköyden trene binebilirsin.

bahçelievlerden bakırköye minibüsle ordan trenle gitmek en hızlı ve ucuzu olucaktır

yükünüz fazlaysa otobüsle aksaray ordan taksiyle yenikapı yapın derim

bahçelievlerden taksiye binerseniz 23-25tl filan tutar

firma degil de yazilimsal olarak bu mumkun, parali programlar var sanırım bu isi yapan, yoksa da bir python yazilimcisi bu sistemi symbian bir isletim sistemi icin kodlayip calistirabilir.

www.bem.com.tr
bunu var ama hiç denemedim.

codec iletişim diye bir firma ile çalışıyoruz biz. sorunsuz gayet iyi çalişiyorlar. turkcell gold partner mı ne adamlar ayrica

www.codec.com.tr

valla ucuz diyorsanız aksaray yer altı çarşısı iş görür.

kampanya ve kaliteli derseniz Damat'ta kampanya var. sezonda 500 falan olan takimlar 200 civarında

dostum beylikdüzü çevresinde değil ama merter'i tek geçerim.

beyliciumda ayyıldız var.

hocam hasırcılar'a bak, çok fazla alternatif var orada, hem de yol üstünde..

kac yillik makine? ben 5. yilimda ayni sorunla karsilastim, pili degisiyor simdi.

bir volt metreyle şarj aletini ölç diyeceğim ama bunu soruyorsan büyük ihtimalle yapamazsın diye düşünüyorum. bir elektronikçiye rica edip şarj aletini kontrol ettirebilirsin. probleme göre de şarj aleti edinirsin ya da servisin yolunu tutarsın.

3 yıllık makıne. umarım şarj aletındedır sorun. bı de pil degıstırmek pahalıdır.

genellikle mıknatıslı şarj ucunun içten kopması sonucu oluyor. benim de macbookumla bu problemi 2 defa yaşamıştım sonra apple'ın sitesinde bunun herkes tarafından şikayet edilen bir konu olduğunu görmüştüm.

bu satış noktasının ne sıklıkta ve kim tarafından ziyaret edileceğini belirleyen bir sistemdir.

kabaca bir harita, haritada yer alan satış noktaları ve elimizdeki pazarlamacı sayısı ile ziyaret frekansı ihtiyacımız olan verilerdir.

haritayı pazarlamacı sayısına göre hinterlandlara ayırırsınız. sonrasında her pazarlama elemanına günlük ziyaret sayısına göre optimum route planını çıkartırsınız. günde örneğin max 15 ziyaret yapılabiliyorsa pazarlamacı sayınızı ve dolayısıyla hinterlandı ona göre şekillendirirsiniz.

her bakkal bilir colacı ne zaman gelecek, sigaracı hangi gün uğrar v.s. hatta çoğu zaman saati bile tutar ziyaretlerin.

yapı malzemeleri satışı yapan bi firmayla görüşeceğim. en azından bi fikir sahibi olayım, kafamda bir şeyler oluşsun diye sormuştum. birkaç şey saçmalayabilirim artık =)

teşekkürler yardımlarınız için.

Kadroda 7 yabancı var, Vidmarın sözleşmesi donduruldu olayısıyla herhangi bir sorun yok.

www.fenerbahce.org

kinsey de gitti yaskeviçyus geldi

kinsey diil de greer gitti

tarihi eser icinse selanik biraz güdük kalir. dostluk ekspresi var. onunla da gidebiliriniz.
bi beyaz kule bi surlar bir kordon derken selanik bitebilir 1 günde. sonra yakın olarak kavala gidilip görülesi olaiblir. ama tarih v.s. için atina daha uygun olur.

ben efes + istanbul mu tüm yunanistan mu diye sorsanız efes + istanbul derim.
vize konusunda biraz ketumlar.

vestiyer askılı vs misafirler kullanır ayrıca mont semsiye her sey asılır.
dilsiz uşak makamın arka çaprazında durur ceketini asmak içni sadece.

bizim ofiste paltolarımızı asmamız için bir dolabımız var ancak yöneticilere bir de dilsiz uşak veriliyor. ceketini asabilmesi için. departmanda 6 kişi aynı tip masalara oturuyor, arkasinda dilsiz uşağı olan yöneticidir diyebiliyor insanlar da ayrıca. çok da şık gözüküyor hem :)

Yağız

Selim, Fatih.

kaan

tabi ki egemen..

manalı olsun, yani birini andırsın.

örneğin; gelmiş geçmiş en büyük türk hükümdarı ; selim olabilir ki yavuz selim olarak da koyabilirsiniz.

ikili isimler daha şık duruyor.
ama tutup kaan,berk,berkcan,türkcan,cancan,oncan,buncan gibi topic isimler koymayın derim :)

hayatınızda büyük anlamı olan birini koyun ki her ona seslendiğinizde onu hatırlayasınız.

örneğin;

egemen ismi bana yalakalığı temsil ediyor. zamanında böyle bir eleman vardı öyle bir yerleşti ki zihnime adamı çıkarıp atamıyorum :)

tekrar ediyorum;

bora:)

kuzey

berk

deniz..

benim favorilerim:

dora
çınar

Allah analı babalı büyütsün, güzel bir ömür versin :)

toprak, ılgaz, deniz, ırmak, arda

soyadı ile de uyumlu olsun biraz:)

@ mahnita saol:))
Aslında kız olsa doğa koyucaktı ablam ama erkek oldugunu öğrendik doğa unisex isim ama fazla mı feninen ne

birine serhat birine de ferhat koyun. İşte böyle isimler. Ya da birine ömer diğerine fsruk koyun.

çok güzel bir isim biliyorum ama söylemem ben kendi oğluma koycam :)

globallesmeyi de dusunuerek en azindan ingilizce telaffuzu kolay bir isim oneririm.

muhammet

Oğlumun adı Bilge, ikincisi de oğlan olaydı Bahadır koyacaktım.

Çağan

er

timur

Bilge Kağan

Alp

Doruk

doruk güzel de sanki çok mu popüler kültür havası var

behlül koy....bırak o bihterini bulur:D

daha fazla öneriye açıgız

kayra

Gürkan

Mustafa Yiğit
Ozan
Mert
Özgür

dora dedim doğa demedim :)

Brokerlık sınavı neymiş?

Sınav diyorsa muhtemelen imkb broker'lığından bahsediyordur.

Bildiğin simsar aslında bu broker'lar. Her türlü alım satım yapıyorlar. Tek fark; bunların elinde tuttukları bir meta yok. Yani her şey dijital ortamda geçiyor.

Para çevirdikleri için Türkiye şartlarına göre oldukça dolgun paralar kazandıklarını söyleyebilirim. Hele ki kendi parasını da araya sıkıştıran broker'lardan olursa paraya para demez.

bir de gemi brokerı var. gemilere yük buluyor. komisyon alıyor. aylık kazancı 10bin liranın aşağısına düşmüyor. bu muymuş acaba. buysa artislik yapması normal çünkü aylık kazancı 30 bin lirayı bulan broker var.

artistlik yapmakta haklı eğer olursa o iş bir daha yüzüne bakmaz senin.

eğer hakkı ile yapacaksa tebrik edilesi, çünkü inanılmayacak bir stres ve bunalım içerisinde oluyorsun. ataturkiye'nin de dediği gibi sanal ortamda işlemleri yapıyorsun...

(bkz: forex)
(bkz: broker)
(bkz: finans analist)
(bkz: futures)


işlem yaptığın borsa ne borsası burası da önemli, new york borsasında çalışan birisi olarak artistlik niyetine değil ama türkiye şartlarında iyi kazanıyorum.

önceden gelen edit: ekşi bakınızlarını deneyemiyorum çalışıyor mu diye çünkü firewall engelliyor. öpüm

(bkz: gomlekci)

ben de bu işleri broker köyüme dönerim artık

www.24dakika.com bunlar mı oluyor onlar?

gönderdiğiniz kare sanırım imkb'den :)

evet oradan

bir araci kurumda calismak icin almasi zorunlu sertifika is bulmak bunun yaninda daha onemli herkes sertifika alabilir, yeter ki iktisat ilimlerinden mezun olsun yada olmasin muhendislerde aliyorya gerci...

internet download manager'ın geçici sürümünü kullanabilirsiniz.

programa gerek yok. internet explorerda temporary internet files klasörüne flv formatında düşüyor. video tam yüklensin kafi.

mozillanın eklentisi var. izlerken direk soruyor indireyim mi diye

kölnde bi iş yok.. sadece katedral var o kadar... kölne gitme derim.

Koln'e git, gitme katedralden baska birsey yok diyenlere de inanma.
Brugge'u mutlaka ekle rotana.

gecerken gente de bir ugra bence.

brüksel'de de görülecek pek bi şey yok. bi meydanı var o. envai çeşit çikolata ve bira ilgini çekiyorsa uğra.

Brugge +1

ben onceki yil amsterdam - rotterdam - Antwerp - Brugge - Bruksel - Paris rutu yaptım arabayla. otoban tercih etmeyip köy yolalrından gittim ancak baharda veya yazın güzel bir rotaydı

kesinlikle birinci rota. yalnız o rotaya mutlaka ama mutlaka gent'i de ekle. zaten trenle 20 dakika brugge'a.

AA 85 ve üstüdür genellikle. hocaların insiyatifinde olan geçme notudur. o da hocadan hocaya değişebilir.

valla ben istanbul iniversitesi nokta sistemini vize ve final sonuclarina 100 üzerinden giriyorum harfe çevir diyorum o kendisi harf sistemine dönüştürüyor. sadece sınavların ağırlıklarını soruyor bana. vize 40 final 60 v.s. gibi. bir de curve var mı yok mu diye soruyor.

sanırım ders gecme notu hoca insiyatifinde degildir. ben bana üniversitenin verdiği evraklara v.s. baktım da orada da böyle bir bilgi yok. ancak okuldan okula değişebilir belki.

boğaziçini blmiyorum ama odtü'de tamamen hocanın insiyatifinde. verilen not da ders geçme notu da hocaya bağlı. hatta bu yüzden bölüm başkanlığına, dekanlığa, rektörlüğe dilekçe yazıp itiraz edince, biz hocaya karışamayız, cevabını alıyorsunuz buralarda.

üniversite üniversite, hoca hoca ve hatta dersten derse bile değişiyor. 80 ile de cc aldım 36 ile de. ki üniversite kararı yüzünden 35 altı direk kalır üniversitemde.

Bogazici'nde hangi bolumde olduguna gore degisir. Sayisal bolumler genellikle curve uyguluyor. Ama benimki gibi sozel bolumler ne yazik ki katalog sistem kullaniyor. Buna gore harf notu su sekilde:

90-100: AA
85-90 : BA
80-85 : BB
75-80 : CB
70-75 : CC
60-70 : DC
50-60 : DD*


*Bazi bolumlerin bazi derslerinde DD yerine direkt F verebiliyorlar. Eger boyle bir durumun varsa hocanla konusup DD verin yeter demeni tavsiye ederim. Boylece prerequisite bir dersse daha sonraki donemlerinde kayma yapmaz. Daha sonra istersen yine tekrar edersin.

yuksek cozunurlukte bir tane bulup bir ozalitcide nbastirabilirsiniz acil çözüm olarak

sonucta bir ferdi kaza sigortasi. her türlü faydali bir ürün ancak o fiyat çok yüksek. 15.000 teminata max. toplam 20 tl prim olmali. bir ferdi kaza sigortasi bir de kredi karti issizlik sigortasi ( issiz kalirsaniz kredi karti borcunuzu oduyor) 99 TL daha uygun bence

beybaba
www.palabea.net
www.italki.com
www.livemocha.com
www.wiziq.com

gir gez hoca kirala saati 5-12 $ arası hocalarla muhabbet et. ayrıca normar userlarlada arkadaş olup skype vasıtasıyla çatır çutur practice yapabilirsin. ben şahsen yapıyorum. kursalara 800-1000 lira verip 6-10 kişi sınıfta saatte 60/6=10 dk konuşacağıma 40 saat olsa 400dk

10$'a 60dk--> 50*10=500$ --> 50*60dk=3000 dk practice olur sana

ibretlik bir paylaşım oldu.

RSA
TED

Konusmalarini takip etseniz... Cok ufuk acici ve ayni zamanda da kaliteli ingilizce duyabileceginiz bir ortam - dizilerdeki gibi "Yo, yo, yeah!" degil yane... ;)

(bkz: toastmasters)

Türkçeden İngilizceye çeviri yapın. Faydasını çok görürsünüz. Gerçek seviyenizi de anlarsınız. :)

KPDS'den çalışmadan C alıyorsanız "advanced" değilsiniz sanırım. İngilizce hazırlık sınıfında okuduğunuz gramer kitabını gözden geçirin, İlginizi çeken konularda yapabildiğiniz her şeyi İngilizce yapın, yalnızken bir şeyler düşündüğünüzde İngilizce düşünün.

Yapabileceğiniz bir şey daha: answers.yahoo.com'da uzun uzun yazarak soru cevaplayın.

(bkz: beyaz şahin)

uno olabilir.

DAEWOO TİCO nasıl?

tico'nun son kullanıcısı olursunuz. yerli istemiyorsaniz
93-94 mazda 323
91 - 92 suzuki swift degerlendirebilirsiniz. 1000 TL gibi üste çıkarsanız epey farklı alternatifler cikabilir

bekle biraz daha alma araba
çok heves etmiştim gittim 91 model suzuki swift almıştım.tüp taktırmıştım 1000motor arabaya.yakmıyordu neredeyse. izmir-aydın 20 liraya gidip geliyordum.

şöyle bir durum var,eski arabanın derdi bitmiyor arkadaşım.2 kez conta yaktım.yok
termostat açmamış,yok suyu eksiltmiş yok bilmem ne...bütün hevesin kaçar kötü bir araba alırsan
şahin,doğan falan hiç yorum bile yapmaya gerek yok zaten.
bütçeyi biraz yükselt 8000 e falan gelince ford ka al.1999-2000 model klima,airbag vs çok iyi bir arabadır

suzuki-maruti
82-80 model bmw 3,16(motordan iyi anlıyosan)
uno
şahin
ford taunus(birçokları gibi bu seçeneği görmezden gelmeni tavsiye etmem. gayet kullanışlı rahat ve geniş bir araç ancak çürüklere dikkat. ayrıca yedek parçası ve yakıt tüketimi ekonomiktir.)

twingo

euphoria güzel de eğer strawberyy den alacaksan aynı fiyata daha güzel parfümler var..

öforya intense al.

burberry katıldıysa touch derim ben şahsen.

diğer seçenekleri bilmiyorum ama davidoff cool water kullandım bi süre. bir takım kişiler arko traş kolonyası gibi koktuğunu söylediler çok kafam bozuldu

burberry katildiysa london ve touch derim ben. CK çabuk uçuyor.

euphoria da çabuk uçtu bende...

davidoff cool water kullanıyorum. hiç kalıcı değil ve generic bir kokusu var. bana da birisi traş kolonyasını hatırlattığını söylemişti :)

davidoff cool water uçar evet...ck derim ben

faydali tabi ki. sol elin iyilestirici, sag elin hizlandirici ozelligi vardir. içgüdüsel olarak hazimsizlik sorunu cektiğimizde mesela sag elimizi koyariz karnimiza, veya basimiz agridiginda da sol elimizi kullaniriz.

daha detayli bilgi için (bkz: akupressur)

vücudun ağrı kesici kimyasalları var, ağrının olduğu yer lokalize edilebilirse bu kimyasallar salınıyor ve ağrıyı azaltıyor. sanırım ağrıyan yeri tutmak lokalizasyonu kolaylaştırıyor, yani beyne dokunsal bir uyaran aracılığıyla "işte burası" sinyali göndermiş oluyorsun.

iphone4 al.. çünkü..

iphone 4 tabiiki....hem tasarım olarak hemde fonsiyonelliği bakımından bana göre blackberry i ezen bi tel

edit: iphone düşkünlüğü-okuduğum üniversitenin wifi sistemi sadece bilgisayar ve iphone yazılımlarını destekliyor bu kadar diyim

htc al çünkü; www.youtube.com

ikisi arasinda iphone. temmuzdan bu yana htc desire kullandigim icin, htc desire alternatif olarak onerebilecegim bir diger telefon.

tabi ki iphone. neden? cunku bir fenomen

- iyi de fenomense fenomen benim isime nasil yarayacak bu?

- oyle bir fenomen ki, gerek amator gerek profesyonel binlerce yazilimci ve firma ha bire yepyeni uygulamalar yaziyor, bitmek tukenmek bilmiyor.

kurumsal bir şirkette çalışıyorsan emaillerini sürekli kontrol etmen gerekiyorsa veya mail çok gönderiyorsan blackberry. hem telefon olsun hem ipod olsun binlerce uygulama desteği olsun sıkılınca eğlenceli 1-2 oyun oynayım diyorsan iphone4

tabiki blackberry al
iphone herkesin elinde var o kadar ele ayağa düştü ki çakmaları da inanılmaz derecede çok

iphone kötü demiyorum ama tek elinle doğru düzgün kullanamıyorsun. aman ekranı çizilmesin diye yoruluyorsun sanki telefon değil.
hem mail konusunda hem kullanılabilirlik konusunda hem tasarım konusunda blackberry. ayrıca bbm falan var

en eskilerinden bir bb kullanıcısı olarak, kesinlikle 4 al...
htc daha iyi tabi...
bb çok sorun çıkartıyor.

4 yilda 6 bb degistirdim. ya bende sorun var ya da bu tel cok cabuk bozuluyor.ben de htc oneririm

iphone tabii ki. nedeni applications denilen uygulamaları. pişman olmazsın.
ayrıca ekran kalitesi, ipod görevi de görmesi, hd video çekimleri falan. anlatılmaz yaşanır.

ayfon 4 hocam. bir milyon app, jailbreak vs.
bbnin kasası falan cok dandik bence. etrafımdakilerin hepsi gıcır gıcır.
ayfonun bence tek eksigi pili, ama o da o performansa dayanamıyor normal.

kisa mesafelerde poset almiyorum, evde biriken posetleri de cop poseyi olarak kullanıp da bitiremiyorsam pazara giderken goturuyorum. aldiklarimi onlara dolduruyorum.

eğer arabayla gittiğim bir yerse poşet almıyorum ama yürüyerek gitmişsem poşete koyduruyorum. poşet kullanımını aza indirmek için poşetleri çöpe atmadan tekrar tekrar kullanıyorum. haftalık yaptığım market alışverişlerinden dolayı edindiğim market poşetlerini de çöp poşeti olarak kullanıyorum, günlük 2-3 parça bir şey almak için gittiysem zaten kendi bez alışveriş çantalarımı kullanıyorum. yanımda çantam varsa d&r, dost, imge gibi kitapçılardan poşet almak yerine aldığım kitabı çantama atıyorum.

Şahsen poşete koyulan ekmeği poşetten çıkartıyorum ve poşete gerek olmadığını belirterek koşullu tepki göstertene kadar devam ediyorum.

taşınma ve kurban bayramı dışında parayla çöp veye diğer poşet satın aldığımı hatırlamıyorum desem. bu işler için tamamen market poşetlerini kullanıyorum. ancak doğada bozunabilir poşet veren marketleri de tercih ediyorum.

çare bulamadığım bir şeyde kuru temizleyicilerde elbiselerin üstüne sarılan naylonlar. onlar doğada çözünebilinenlerden değil. kendim teslim almaya giderken gamboç götüreyim diyorum. unutuyorum.

merry shelly + yanımda bez canta tasiyorum

Kısa mesafelerde kesinlikle plastik poşet kullanmıyorum. Çantamda file çantalardan var. Eğer alacağım şeyler çok değilse ve mesafe uzaksa, o file çantayı kullanıyorum. Herkesin aval aval bakması haricinde gayet mutlu ve mesudum.

~2
hayir
evet

çok iyi niyetle yıllardır arabada yanımızda çanta taşıyalım desek de yapamadık. açıkçası her şeyi poşete dolduruyorum sonra çöp poşeti olarak değerlendiriyorum. verdikleri poşetler doğada kolay çözülebiliyor genelde. (poşetleri bahçeme gömüp kontrol ediyorum gitmişler mi diye) bin tane poşet olmasın bari diye büyük poşet istiyorum.
metrodan alışveriş yapıyorum poşete para ödüyorum mesela ama poşetleri çok güzel oluyor parasını verdiğim için herhalde.
yapmak istiyoruz da yapamıyoruz işte..

az önce başka bir yerden yaptığım alışverişin torbası varsa yeni gittiğim yerden aldıklarımı da ona koyuyorum, çantam büyükse ve aldıklarım sığıyorsa içine atıyorum ya da kısa mesafeyse hiç poşet almıyorum. eski poşetleri çöp poşeti olarak kullanıyorum (çöp torbası satın almıyorum) veya ayakkabı koyuyorum.

olayın teferruatını bilmem de o araç sahipleri bir daha hayat boyu hatalı park etmezler.

cekicinin carptigi araclarin (dolmuslarin) hasarini limitler dahilinde cekicinin trafik sigortasi karsilar ancak tasidigi araclarin hasarini trafik sigortasi karsilamaz. bunun için ekstra bir sorumluluk sigortas iyaptirmis olmasi gerekirdi ki bizim trafik vakfi veya emniyet - belediye gibi araç çeken kurumlarda boyle sigortalar oldugunu zannetmiyorum.

hani kuşlar ağaçlar
binbir renkli çiçekler
nasıl yakalamıştık
saçlarından baharı

(bir tek bu geldi aklıma)

adın bahardı

yaşar- yalancı bahar

sezen aksu, hıdrellez

yanıtlar için teşekkürler.

sarkisozum.gen.tr sitesinden aratınca şöyle bi liste buldum. bunlara ek olarak aklınıza gelirse, eklerseniz sevinirim :)

Yılmaz Erdoğan - Bu Bahar Aşka Hazır
Erhan Güleryüz - Tohum - Mevsimlerden Sonbahardayım
Semiha Yankı - Baharı Bekleyen Kumrular Gibi
Özdemir Erdoğan - Baharda Kuşlar Gibi
Kargo - Sonbahar
Yıldız Tilbe - Papatya Baharı
Yonca Evcimik - Sonbaharda Geleceğim
Teoman - Mevsim Sonbahar
Yavuz Bingöl - Baharım Sensin
Yeliz - Hoşgeldin Bahar
Göktan - Içimde Sonbahar
Yonca Evcimik - Yalancı Bahar
Tan - Ben Her Bahar Mutsuzum
Can Atilla - Gülbahar
Özdemir Erdoğan - İkinci Bahar
Pınar Aylin - Yine Sonbahar
Teoman - İstanbul'da Sonbahar
Teoman - Sonbahar Rüzgarları
Lara - Sonbahar Rüzgarı
Yeni Türkü - Akasya Kokulu Sonbahar
Sezen Aksu - Ben Her Bahar Aşık Olurum
Sezen Aksu - İkinci Bahar
Yeni Türkü - Bahar Şarkısı
Ebru Gündeş - Yalancı Bahar
Rafet El Roman - Gençliğin İlkbaharında
Cem Adrian - Sonbahar
Deniz Seki - Bu Şehre Sonbahar Geldi
Yeni Türkü - Yitik Bahar
Haluk Levent - Antalya'da Sonbahar
Emel Sayın - Bir İlkbahar Sabahı
Burak Kut - Sonbahar
Yaşar - Yalancı Bahar
Tan - Her Bahar
Sezen Aksu - Sonbahar
Metro - Mevsim Sonbahar
Yeni Türkü - Son Bahardan Çizgiler
Özlem Tekin - Bahar
Barış Manço - Bir Bahar Akşamı
Haluk Levent - Bahar Şarkısı
Nalan - Kaç Bahar
Sibel Can - Sonbahar
Hüner Coşkuner - Baharı Bekleyen
Fatih Erkoç - Bahar Bahçesi
Nilüfer Örer - Mevsim Bahar
Barış Manço - Ömrümün Sonbaharında
Gürkan - Mevsim Bahar
Ajda Pekkan - Bu Bahar
Aşkın Nur Yengi - Yalancı Bahar
Soner Arıca - Adın Bahardı
Zafer Peker - Her Baharda

Bulduklarınızı yazın, TSM'den bulamadığınız varsa bildiklerimi ekleyeyim. Youtube'dan bakın mesela. bahar+tsm diye aratıp.

en sevdiklerimden birisi Candan Ercetin - Bahar (bkz: http://fizy.com/#s/1f9x9m)
hele bahar isimli sevgiliye felan direk soylenir :)
sen bana müjde misin umut musun sevgili
kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar

bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgilim
benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var

(bkz: bak yine geçti bahar)
(bkz: kırık kalp)
(bkz: başka bahar)
(bkz: bir bahar aşkısın)
(bkz: ikinci bahar)
(bkz: kacinci fasl i bahar bu solar gider emelim)

anarşik bahar:
(bkz: kanatlarında kaldı bahar)

bonus - baygın bahar:
(bkz: bir bahar akşamı rasladım size)

replikas-bahar

çok güzel bir şarkı olan selda bağcan'ın ellerinle bana baharlar getir'i de bu şarkıların arasındadır.

düşbaz - bahar

www.youtube.com

rapide yükle de bari sevgilisi pınar olanlar nasiplensin

pınar derken :)


yüklerim tabi, bahar olanlar nasiplenir artık :)

tam emin degilim, ama duydugum kadariyla motoru yamaha ya da suzuki ile nerdeyse ayniymis, saglammis yani. bir de kanuni aldi galiba hyosung'u, artik kendileri uretim yapmayacaklarmis.

iyidir. hyosung artık kendini ispat etmiş bir kore markası. çin malı motorlarla karıştırmayın.

çin malı değildir ama bi japon da değildir. arasında dersek yüzeysel olursa da yanlış olmaz. ayrıca uzun süredir türkiye'de, servisi fln sorun çıkarmıyor olsa gerek.

benim arkadasim aldi o modelden. sanirim suzukinin motor blogunu kullaniyorlar. kaliteli ve güzel bir motor.

Kendisi mükemmel bir motordur. Güne Kore yapımıdır. artık ST Kanuni aldı, kendi üretimlerine sobn verdiler. 2006-2009 arası modellere bakın almak isterseniz. Dayanıklıdır ve çok karizmatiktir.

sahibinden de görüleceği üzere piyasası da iyidir. racing kasa o fiyata başka motor da yok tr de. güzel bir başlangıç motorudur ayrıca. (250)

gv250 ve gt250 kullanan arkadaşlarım var. şimdilik bir şikayetleri yok. artçı olarak bindim, bence gayet güzel cihazlar. Yalnız 250 lik motora göre çok yakıyorlar.

gt250-r'yi zamanında baya araştırmıştım. vites geçmeme problemi olabiliyordu, yeni modellerde yoktur herhalde böyle bir şey. Bir de motoru "yatırırsan" karenaja dünya para bayılman gerekebilir.

cep telefonundan plaka girerek tramerden de yapabilirsin. numarası 5664 olması lazım, sitede detayları vardır.

www.tramer.org

edit: rica ederim de www.tramer.org.tr olacak tabi :) yalnız merhum çok da yanlış söylemiyor; kaskodan yaptırılmamış bir tamir tramerde gözükmeyebilir. sonuçta tamir fiyatını belirleyen kasko şirketiyle anlaşmalı olan servis. ikinci el otomobil alırken sadece tramere kesinlikle güvenme.

@carliston tesekkur ederim. olayin ayrintilarina asagidaki adreslerden ulasilabiliyormus. turkcell olmasi biraz sikintili ama bir sekilde hallederim sanirim.

www.otokontrol5664.com
ww.tramer.org.tr

edit: tum operatorlerden yapilabiliyormus sanirim. ucretlendirmesi de soyle gorunuyor;
Servis Ücretleri:
Tüm operatorlerde aynı olup servis fiyatları aşağıdaki gibi belirlenmiştir: Hasar servisi 2.8 TL - Kaza servisi 2 TL - Trafik servisi 2 TL - Kasko servisi 2 TL - Mağdur servisi 1.6 TL - Sigortalarım servisi 2.4 TL'dir.

www.traport.com.tr

araba alacaksanız mesajlı olana güvenmeyin. bir de kaza bilgisinin çıkması için tamirin kaskodan yaptırılması gerekiyor. en iyisi bi ustaya ya da servise baktırmak.

@merhum: tramer ile kaskonun bir alakasi yok bildigim kadariyla. hatta acilimi trafik sigortalari bilgi merkezi. kisaca yanlisiniz olmasin?
kaza tutanagi ile sigortadan masrafli olarak yaptirilan her islem gorulebiliyor olmasi gerek uzerinden?

arac plakasını vereiblirseniz sizin icin sorgulama yapabilirim. ancak arac kaza gecirip pert oldu ise akabinde de tekrar trafige cikti ise plakasindna sorgulamada sonuc vermeyecektir. bunun icin motor / şasi numarasından sorgulamak gerekir.
eger tramere kayitli bir hasari var ise size ne kadarlik bir hasar olgunu da soyleyebilirim sanirim.

ya neyse işte... sigortadan yaptırılmış olması gerekiyor. adam duvara çarpıp kendi yaptırmışsa bi şey göremezsin. ya da iki taraf anlaşıp sigorta dışı yaptırmışlarsa...

valla bu adamların satış bölgesine girmediğin sürece alabilirsin. böyle bir bağlılıkları var birbirlerine karşı. biri diğerinden sürekli olarak toptan alışveriş yapıyor diğeri de o bölgede başka adam varsa ona satış yapmıyor. bulmayı dene derim.

kapalicarsi beyazit girisinin yanindan suleymaniyeye dogru giden daracik yol var ya (sahaflar carsisina da gidilen yol) orada türlü cesitli formanin yani sira her türlü tommy, gucci lacoste çakmalarini da bulaiblirsiniz.

mesaj gonderdim.

ayrica aksigorta pitişik yazılıyor :)