bunlar tam kan tahili içinde değil bildiğim kadarıyla. ne zaman yaptırmay gitsem bu ikisi ayrıca işaretleniyor istek kağıdında.

ne mal insanlar var arkadas ya, napacakmis isyeri bobrek testlerini, karaciger testlerini.

tam kan tahlilinden kasit tam kan sayimi ise bunlar cikmaz. o sadece hemogram. aile hekiminizle bi gorusun, o yapabilir bu testleri.

@fayfim isveren acisindan "bu adam ise girerken de su degerleri boyleydi, bizim is yerinde hastalanmadi"

Isci acisindan "benim degerlerin buydu, sizin is yerinizde hastalandim"

Ozellikle kimya sektoru icin gecerli

sonucu yazalım da belki birine lazım olur. bu iki madde için ekstradan kan verdim ve tahlil yapıldı.

@la noix evet kimya sektörü

@la noix

anladim, mantikli geldi. tesekkurler :)

sus sus sesini çıkarma. sanmam.

bişey olmaz raatol. neresi çıktı?

Küçükçekmece. Evime 2 metrobüs durağı uzaklıkta nerdeyse. Tedirginim değişir diye ya :)

hayırlı olsun :) fazla etrafta hava falan atma ama, kendine sakla bu bilgiyi. 20 yaşındaki hala çocukça düşünen insanlarla yapacaksın askerliği. karı gibi dedikodu yapanı da var, yalaka olanı da var. gidip öterler falan hiç gereği yok. bol bol evci izni alırsın.

hata yaptıklarını needen çıkardın? tek örnek sen değilsin, rahat ol.

Teşekkür ederim :) Fazla dillendirmemek lazım doğru söylüyorsun. Peki her hafta evci izni alırken komutanlardan falan olayı anlayan olmaz mı ?

@uykusunu yakalayan adam internette biraz baktım da bu durumda olup 1-2 hafta içinde yeri değiştirilenler var diye yazılmış. hatta bir tanesi ilk hafta anlayıp doğuda bir yere gönderdiler beni yazmış

Ooo aynı babam. Onlar da ankarada maltepede otururken gatada mı ne yapmış askerliğini. Eline mi işedin lan demişler ona, ben de diyim mi :)

@emirkulu hehe :)

Normalde aynı garnizonda yaşayan personelin askerlik yeri değişir. Yani kişi aynı il sınırları içinde askerlik yapamaz da nasıl oluyorsa çıkıyor. Sonrasında uğraşacak psikopat komutan gelmediği sürece de sıkıntı olmaz. İşin anlama kısmında zaten ellerinde sarı zarfın var yani anlamama diye bir şey yok. Bilmelerine rağmen uğraşmama var. İstanbulun bazı yerlerinde evci verilmiyor şaşırma. Bkz. 66.mkz p. tugayı tank taburu topkule/istanbul.

gittiğin zaman 1-2 ay istanbulda yaşadığını söyleme. bende ayazağa da yaptım iş yerime 100 metre uzakta yaptım, 2 kişi istanbulda yaşadığını söylemişti komutan tekirdağ'a göndertti ikisini de.

@wallcan anladım teşekkür ederim. başka yere göndermesinler de evci izni olmasa da olur. uğraşmazlar inşallah.


@fallthepieces hadi ya kötü olmuş adamlara. sen iyi yapıp söylememişsin bari. gerçi soran olursa ne yalan söylicem onu da bilmiyorum bişey uydurucaz artık.

fazla dillendirme evci için de acele etme nasılsa yoluna oturur. önce komutanlara kendini sevdir. dillendirmeden çıkar gidersin gerekince.

benim iki yakınıma böyle bir durum olmuştu, bir şey olmadı. ama komutana göre değişiyor demek ki.

evci izni için sonuçta ailenden biri gelip izin alıyor. evciye bile çıkmana gerek kalmaz zaten. hem kısa dönem ne güzel. haftalık çarşı izninde evine gidersin mis gibi.

hata falan olmasına gerek yok, böyle olan çok insan var.
söylesen de bir şey fark etmez.

bu sene çok duydum böyle eve çok yakın diyeni sanmıyorum değiştireceklerini ama sen yinede çok paylaşma herkesle.

saint michel civarındaki yunan dönercileri denedim, zararsız. montmartre civarında o amelie'nin çekildiği Cafe des deux Moulins var, yemekleri iyi. eiffel civarında pek yemek yok açıkçası, öğün arası gidilebilir ya da monoprix gibi bir marketten paket sandviç alın gayet hesaplı. champs-elysees'den cüzdan yakmadan çıkmanın yolu ya mcdonald's ya da paul'den sandviç+içecek+tatlı kombinasyonu almak. illa restoran olacaksa pizza pino da var o caddede tavsiye edebileceğim.

cadde köşelerindeki cafe'lerin günlük menüleri de iyidir, kalabalık mekanları tercih ederseniz sıkıntı olmaz.

paris kendinden pahalı bir şehir. monoprix sandviçleri, paul/brioche doree menüleri, mcdonalds ve denk gelirseniz lübnanlı dürümcüler en ucuz ve sağlıklı seçenekler.

bu duyuruya mantıklı cevap yazmak çok isterdim ama ben en fazla tavuk dönercileri karşılaştırabiliyorum afiyet olsun eyfel kulesinde foto çekinmeyi ihmal etmeyin :s

Paris'te ucuz yemeği unutun, en ucuz seçenekler sandviçler onlar da 5 euro civarı, tlye vurursan 16-17 tl ediyor. Eiffel civarında nehir turlarının kalktığı yerde Bateaux Parisien'in restoranı var, fiyatlar Paris için makul, biz Türkler için pahalı elbette.

eskişehir'den direk gölcük'e araba var mı bilmiyorum ama olmasa bile izmit halkevi'nde inip ordan kalkan gölcük arabalarıyla gidebilirsin. yaklaşık 20-30 dk falan sürüyor.

mesaj

aydınlatma elektrikçilerinde olacağını sanmam ama malzeme satanlarında olabilir.

Aydınlatma elektrikçilerinde bile olabilir. Burada önemli soru metre ve kablo kalitesi.

10TL'ye de var 180TL'ye de.

10 liradan başlar fiyatları; 5 metresi 35 lira civarıdır. yanlız uzun olacaksa kalitelisinden al.
bilgisayarcılarda, teknosada vs bir ton yerde bulunur.

geçen biz bilgisayarcı-kırtasiye karışımı bir yerden 3mtsi 7 liraya aldık.

hdmi kablosu veriyi dijital iletir. kalitelisi kalitesizi olmaz.

hdmi kablosunda sürüm farkı yoksa 5 liralık kabloyla da aynı görüntüyü alırsınız 150 liralık kabloyla da. elektrikçilerde olacağını sanmıyorum

kalitesizlerin ne kadar hızlı bozulduğuna şaşıp kalabilirsin.
takıldığı yuvayı bozmadığına şükredersin.
dijitalin kaliteli ve kalitesizi olur.

Elbette kalitesizi de olur. Yuvası elinde kalır, oksitlenebilir vs vs.

15 liralığını da 100 liralığını da full hd televizyonda denedim pek bir fark göremedim açıkcası. he uzun alsan iyi olur tabi.

lan sevgili benim/senin oda benim/senin kime ne deli olmayın sevgilisi olan herkes tek başına mı yaşıycak

ben oluyorum şahsen.oda benim diye bişey yok aga,oda onun olsa da kızla gürültüsü patırtısı ile beni rahatsız etmeye kimsenin hakkı yok.ha gelir sevişir gider ona tabi bişey diyemem.

ben sevişmeyi dinleyen taraf olarak değil de sevişen taraf olanlara soruyorum yalnız bu soruyu, sonuçta pek tanımadığı etmediği adam yani evdeki, insan rahatsız olmaz mı ya ?

Bir erkek olarak, eğer ev arkadaşım yıllardır tanıdığım bir insan değilse kızı getirmekten rahatsızlık duyarım evet. Diğer adam da getirse rahat edemem, evde tanımadığın bir kadın. Bu konularda en iyisi yalnız yaşamak.

once +1. o yüzden eve çıkamadım ben de 2 yıldır burdan falan birini bulup.

valla sevindim ben gibi aynı dertten muzdarip başkaları da varmış.

ünide 2 yıl aynı odada yakın arkadaşımla kaldım. her ikimizin de kız arkadaşı geldiğinde diğerimiz salonda ikamet ediyordu. hiçte sorun olmadı. biraz anlayış lazım aga.

ben karma yurtta kaliyorum, 6 kisiyiz yurtta. banyo, wc, mutfak ortak. kiz arkadasimla birbirimize gidip geliyoruz haftada birkac kez, ev arkadaslarimi taniyor. bazen beraber yiyip iciyoruz. diger oturanlarin da cogunun sevgilisi var, sikinti olmadi simdiye kadar.

diger sorunun cevabi yazdigin gibi. ilana cevap yazip odaya bakiyorsun, cok talip varsa hepsini bi günde cagirdiklari da oluyor. orda anlatiyorsun iste kimsin, nesin, ne yaparsin vesaire. sonra karar veriyor evde oturanlar.

ögrencisin sanirim, bence gayet rahat davran ev bakmaya gittiginde. ilani veren oturan degil de ev sahibiyse zaten ögrenci olarak isin zor baya, oluruna birak en güzeli.

biraz anlayis lazim +1

kiz arkadasin gelmesi problem olmadi simdiye kadar. ne benimkinin ne ev arkadasiminkinin

@ben de ev bakmaya gitmiycem ben, ev arkadaşı arıyorum da nasıl bulunur düzgün insan, nerden anlaşılır hiç bilmiyorum bu konuları, birini evine almak zor bir karar ya.

şöyle izah edeyim, sevgilim yok. ev arkadaşım da yok. ama tam klozetin sağında kalan duvar, orada apartmanın girişi var. ve ben çatııııır çatır s.çyorum. oysa yarım metre yanımdan en az dakikada bir kişi giriyor apartmana.

ne onlar rahatsız ne ben. çünkü arada duvar var. ha evde cıbıl manitayı kovalama fantazisi zor olur. o ayrı.

bunları önceden konuşacaksın.kardeş benim sevgilim gelir rahatsız olur musun diyeceksin.adam kabul etmezse başka birini arayacaksın.

şu an kız arkadaşımla yaşıyorum ama önceden öyle bir durum vardı.
şöyle özetleyeyim, sikimde bile olmuyordu. ev arkadaşlarım da eve biriyle geldiğinde sorun olmuyordu. yani aslında, bunun sorun olacağı filan aklıma bile gelmiyordu. hatta güzel sohbet-muhabbetler dönüyordu. bir arkadaşımla kız arkadaşı terli terli sevişmenin üzerine odama geldilerdi. (kafalar da biraz güzeldi.) şeker gibi tipleri vardı ikisinin de. ha böyle yazıyorum, dağınık biri gibi gözükebilirim ama tam aksine çok da düzenliyim. kaldığım evler de hep öyle oluyordu. bu noktada ev arkadaşının kim olduğu çok önemli pek tabii... ayrıca biraz deneyimle birlikte, açılma ve alışma da önemli sanırım. ilk cinsel deneyimimin olduğu dönemlerde seks hakkında konuşmaktan çekinirdim; ancak şu anki arkadaş grubumun hepsinde cinsel yaşamla ilgili sohbetler hep var.

ikincisi ise, yazışıyorsun. (nereden yazıştığına bağlı olarak kişinin profilini filan inceliyorsun. şahsen, serdar ortaç paylaşmışsa, profilinde milyon tane vatan millet fotoğrafı varsa mesajlaşmayı kesiyorsun filan mesela. bunlar ön yargı gibi duruyor ama uzun vadede hayat kurtarıcı ön yargılar. kötü deneyimlerle sabit.) sonra doğrudan eve gidiyorsun. kiralayacağın odayı görüyorsun. evi gördüğün esnada hem sohbet muhabbet ilerliyor, hem evdeki düzeni, yaşayışı anlıyorsun aslında. ona göre yerleşiyorsun. gayet basit bir yöntem.
bu kadar uzun ne yazmışım amk.

iki taraf da rahatsiz oluyor.

2 kiz ayni evde kaliyorlar: dinleyen taraf muzdarip genelde. sikayetci olma tavir alma veya napiyorsunuz siz lan diye uyarmaca vs oluyor. dinleten kisim ise bu baskilardan sikayetci. bir de apartman vs ufak yerse sikinti yaratirlar.

2 erkek kaliyor ise: kiz arkadasini getirene satasiliyor. muhabbet vesaire degisiyor olgun adam gibi biri degilse. kiz arkadasini tartan vs dahi cikabiliyor. genelde b.ku cikartiliyor.

1 erkek bir kiz ayni yerde kaliyorsa: bu durumda zaten direkt sevgili kismi olay cikardigindan misafir kalmaca olmuyor.

yasadiklarim ve gözlemlediklerim bu sekilde. tamamen olgun akli basinda muhabbeti düzgün seviyeli insanlarsa güveniyorsaniz taniyorsaniz hicbiri gerceklesmez. ama genelde insanlar cacik cikiyor. hiyar cikiyor.

1) siz veya sevgiliniz rahatsız olmuyor mu?

şu anki durumu düşünecek olursak, ben kendi odamda sevişirken rahatsız olurdum evet. istediğin kadar kapat sağı solu, ses gidebilir. gitmese de rahat edemem. sevişemeyik. ev arkadaşlarımın sevişmesinden rahatsız olmam bağırmadıkları sürece, "hmm yan odada seks yapılıyor, hmmm" diyecek değilim, yapsınlar istediklerini bana ne.

2) ev arkadaşı bulma işleri nasıl yürüyor?

herkesin tarzı farklıdır bence ama genel olarak ilan verme, mail veya telefon yoluyla görüşme, sonra da buluşma şeklinde oluyordur herhalde. ben şimdiki ev arkadaşımı duyurudan buldum, şöyle oldu,

* burda ilan verdim
* adam kendisiyle, genel yaşantılarıyla, diğer arkadaşla ilgili özet geçti bilgileri verdi (mail yoluyla)
* kafama yattı, istanbul'da direkt eve gittim, oturup 1-2 saat muhabbet ettik evi odayı falan gördüm
* "tamam o zaman 15'inde geliyom" deyip çıktım
* 15'inde bavullarla geldim zile bastım anahtar attılar yukardan, girdik tanıştık konuştuk.

ev değiştirecek olursam benim ilk tercihim yine duyuru olacak. iyi kötü yazıp eden, huyunu suyunu bildiğim, hiç değilse böbreğimi çalmayacağını bildiğim insanlarla eve çıkma ihtimalim doğal olarak daha yüksek... o yüzden dandik dunduk ne idüğü belirsiz sitelere ilan vermeden önce duyuruya yazıyorum.

yıllardır manyak gibi internette takıldığım, sosyal hayatımı da internette tanıştığım insanlarla sağladığım için artık çoğunlukla milletin yazısından bile anlıyorum çoğu şeyi. bu tip "kardeşlik" ortamları ev arkadaşı aramak için güzel. ben mesela ev arkadaşı ararsam buradaki herhangi bir duyurucu karşısına çıkacak tipin ne olduğunu az çok bilir. hatta açıp duyurularıma bakarsa çook fazla bilir.

amma uzun yazdım allah belamı versin ya gece gece

edit: çok uzun değilmiş ya kafam yavaşladığı için bana öyle gelmiş

(eve çıkacaksan fiberi olan bi' yerde mümkünse az ev arkadaşlı bi yerde çık hacıt, dota oynuycaz)

benim bi ev arkadaşı odaya iki kızı aynı anda atmıştı. vay amk bile dememiştim lan. ne kadar fesatlık var millette. zaten çok iyi çocuktu, gel beraber ava çıkalım derdi. fukara babasıydı. kullanılmış kaputlarını etrafa bırakırdı. bi olumsuz tarafı oydu ibnenin.

benzer şeyleri ben de yaşadım hocam, aynen dediğin gibi. 6-7 sene öncesiydi işte, lise bitmişti ve artık bende üniversiteli olabilecektim. okulumu şehir dışında okumak istiyordum; antalya’da. şans yüzüme güldü ve akdeniz üniversitesi’ni kazandım. hiç vakit kaybetmeden istanbul’dan antalya’ya geldim.

ancak bir sorun vardı; hiç düşünmeden antalya’ya gelmiştim fakat benim kalacak yerim yoktu. yapacak birşey yok, otobüsten indim artık. bari sahile inip iki bira içeyim dedim.

kendime sakin bir yer bulup güzel deniz manzarası karşısında biramı yudumlarken, 15 – 20 metre ilerde güzel bir kızın tek başına oturduğunu gördüm. yanına oturup hiç birşey söylemeden diğer birayı ona uzattım, o da hiç birşey söylmeden aldı. bir – iki dakika sessizce oturduk ve ben “tanışalım mı” dedim. “olur” dedi; “ben dilara“. ben de “devran, memnun oldum” diye ekledim. “ben de” dedi.

havadan sudan sohbet ettik birkaç saat boyunca. hava kararmaya başladıkça kalacak yerimin olmadığı aklıma geliyordu ve tedirgin oluyordum. sohbet muhabbet derken başıma gelenleri de anlattım. “bir planın var mı peki” dedi. “hayır, sahilde yatarım büyük ihtimal” dedim. “ayy, durum vahim” dedi ince bir sesle. ben de duygusal bir ses tonuyla “keşke, güvenebileceğim insanlar olsaydı” dedim. bir – iki saniye sustu, yavaşça “bana güvenebilirsin mesela” dedi. “güvensem ne olur ki? bu, kalacak yer bulana kadar sahilde yatacağım gerçeğini değiştirmez” dedim. bir sessizlik oldu, biralar yarıya gelene kadar hiç konuşmadık.

havanın rengi iyice kızıla dönmüştü, çok romantik bir ortam vardı. yaklaşık 100 metre ileride bir barda canlı müzik vardı ve bende hafifçe mırıldanarak çalan parçaya eşlik ediyordum. “biliyor musun, benim erkek arkadaşım yok” dedi. ben sormadan böyle birşey söylemesi hoşuma gitmişti, “benim de kız arkadaşım yok” dedim ve “ne kadar çok ortak yönümüz var değil mi” dedim. tebessüm ederek kıkırdadı ve “evet, haklısın” dedi.

biraz daha sohbet edip birbirimizi tanımaya devam ettik, sanırım muhabbet koyulaştıkça bana daha çok ısındı ve güvenmeye başladı, “istersen bir süre bende kalabilirsin” dedi. ben de nedense gurur yapıp, “hayır canım olurmu öyle şey” dedim. “bal gibi olur” dedi. gülümsedim. gülümsedi.

biraların sonu geldiğinde hava çoktan kararmıştı, saatime baktım; 21:43. “istersen kalkalım saat geç oldu sizinkiler sorun yapmasın” dedim. kafasını sağa sola sallayıp, “yok hayır, ailem istanbul’da. ben buraya üniversite dolayısıyla geldim” dedi. nedense içimde bir sevinç oluştu; “neden daha önce söylemedin ki” dedim. “sormadın ki” deyip hafifçe güldü ve ekledi; “hadi kalkalım“.

evi yakınmış, yürüyerek gittik ve bu süre içinde biraz daha sohbet ettik. ev arkadaşının olup olmadığını sordum. “tek kalıyorum” dedi. “ne güzel” dedim. “istersen bir süre değil de, sürekli bende kalabilirsin” dedi. “evet çok iyi olur ama masraflara ortak oluruz” dedim ve güldüm. “evet, tabi ama ben yemek yapmasını bilmem, sen anlar mısın” dedi. “sadece makarna ve hazır çorba” dedim. “olsun seninle ne olsa yerim” dedi. şaşırmıştım, ne diyeceğimi bilemedim, durup birkaç saniye bakıştık. gözlerinin içi gülüyordu, bakışları kalbimin derinliklerini ısıtıyordu. ne yapacağımı bilemedim, istemdışı dudaklarım dudaklarına gitti…

birkaç saniye sonra dudaklarımız ayrıldığında hala ağzımda yarrak tadı vardı. “noluyor lan” dedim. meğer kaşla göz arası ağzıma vermiş travesti pezevenk. “napıyosun lan sen” dedim; “bu yarrak nerden geldi“. sırıttı; “ne bekliyodun ki? neden yalnız olduğumu sanıyorsun? bu kadar güzel bir kızı sahilde yalnız bırakırlar mı” dedi. hiç birşey demedim, nedense ona kızamamıştım. “ev arkadaşı olma teklifin hala geçerli mi” dedim. böyle dedim, çünkü başka seçeneğim yoktu. tüm üniversite boyunca sahilde yatamazdım. “evet, tabi hala aynı evde kalmak istiyorsan” dedi ve beraber eve girdik. eşyalarımı falan yerleştirirken çok yoruldum, zaten saat geç olmuştu. “ben yatıyorum izninle” dedim. “iyi geceler yarın görüşürüz” dedi.

sessizce yatağıma uzandım, ona neden kızamadığımı anlamaya çalışıyordum. güzel gülüşü gözümün önünden gitmiyordu, bir yandanda bi travestinin nasıl bu kadar güzel olabileceğine şaşırıyordum.

saat ilerliyordu fakat uykum gelmiyordu. onu düşünmeye devam ediyordum, içimdeki hisse anlam veremiyordum. aman tanrım! galiba ona aşık olmuştum. “hayır olamaz” dedim neredeyse bağırarak. “birşey mi oldu” diye seslendi diğer odadan. “yok hayır, sana iyi geceler” dedim.

bu düşünceyi kafamdan atmaya çalışarak kendimi müziğin yatıştırıcı etkisine bıraktım. gözkapaklarım ağırlaşıyordu, içime huzur doluyor ve duyularım kayboluyordu. ve sonunda uyuyup kaldım.

sabah uyandığımda gece yattığımdan çok daha üşüdüğümü fark ettim. üzerimde battaniye yoktu, yüzüstü yatmıştım ve boynum tutulmuştu. doğrulayım derken, bir serinlik hisettim. kıçımda bir ıslaklık vardı. elimi attığımda”lanet olsun” dedim. orospu çocuğu beni sikmiş!

derken, elinde keyif sigarasıyla kapıdan içeri girdi; “ne oldu gülüm? ava giderken avlanmak nasıl bir duygu” dedi. gözlerim doldu. 19 sene koruduğum kolladığım götümü, anasını siktiğimin bir travestisi sikmişti. ne yapacağımı bilemedim. sırt çantamdaki 14'lü tabancayı alıp götüme sokup patlatarak intihar ettim.

gurur duyarım. istediği gibi sevişebilirler.
sabah kahvaltıyı hazırlasınlar ama... en fazla çay koyarım!

sevişmekten ne korkuyoruz valla, her anlamda cinsel konularda tabularımızı yıkamıyoruz! yenge ulan o! eskiden ataerkil evlerimizde geniş aile yaşarmışız ya, o rahatlık ne zaman gitti amk!

@ hulki bey
amk sonuna kadar okudum lan ben bunu
araya troyu sokmasaydın ne guzel senaryoydu be

@hulki sadece "ben dilara"ya kadarını ve bi de son paragrafını okudum. güzel hikaye birader. sonu çok vurucu.

insanlar o kadar sikko ki kimin ne olduğu, ne yapacağı hiç belli olmuyor.

bu biraz benim yaşadıklarımla alakalı olabilir fakat gayet sağlam zeminlere oturttuğum bi doğru bu, sokakta saatin kaç olduğunu soran adam bile bir şey koparmanın peşinde, insan ırkı kesinlikle güvenilemez bir yapıda.

kaldı ki ben böyle bir ortamda sevgilimin uyuduğu odanın bitişiğinde bir 'tehdit unsuru'nun uyumasına izin vereceğim.

istisnalar yok mu var, tertemiz insanlar da var, lakin tek gecelik ilişki peşinde koşmuş/koşan, bakışlarında garip bir çakallık sezebileceğim(ki ben bunu çok rahat algılayabilirim), laflarının altında küçücük bile olsa, şaka yollu bile olsa bir ima sezdiğim insanı evimde bulundurmam, gece 3de donuyla kapının önüne koyarım.

hepsini geçtim internetten, daha önce hiç tanımadığım ve ölçemediğim bir insanı kaldırıp evime yerleştireceğim.

ben bunu tek başıma yaşasam bile yapmam, hep bi gözüm açık uyumama sebep olacak bi hareket bu.

öte yandan tanıdığın güvendiğin insan olsa bile yine hiç belli olmaz, geri dönüşü olmayan şeylere sebep olabilir.

tabii bunların hepsi benim abartılı, çarpık doğrularım sonucu ortaya çıkan şeyler, bi adam çıkar burda 'biz gayet yaşıyoruz bi sorun da yok' der bi cevap veremem yani.

yapabilen insanlar neye güveniyor, nasıl içleri rahat ediyor hayatım boyunca da anlayamayacağım, türkiye lan burası?

merak ettim şimdi. diyelim ki ev arkadaşınız lgbt. bilmiyordunuz. belki o da bilmiyordu. belki de öyleydi. ev arkadaşı kabul edermiydiniz?
diyelim ki kabul ettiniz.
odasında partneriyle hunharca şevişmesi sizi rahatsız eder miydi? hardcore ya da gangbang ve benzeri faaliyetlerine izin verir miydiniz? ya da siz sevişseniz hetero ev arkadaşınız ne derdi?
merak ettim!!!

@cliquot etmezdi.

Fabrikalara, laboratuvarlara, finans kurumlarına danışman olurlar, televizyona çıkarlar, kitap yazarlar, aklını kullanan iyi paralar alır..

bilginin para ettiği düzenlerde iy para kazanan hocalar olur. hepsi değil ama kazananı da çoğiy kazanır.

kendi aldığı maaş dışında, ders ücretleri oluyor, idari görevleri oluyor,araştırmalarda danışmanlık yapabiliyor, hazırlanan projelerden kazancı oluyor, yayımlanan eserlerine karşılık ücret alıyorlar vs vs ve bunlar hep para. :)

danışmanlıktan deli gibi para kazanabiliyorlar.

çalıştığım şirketin yangın danışmanı diye bir profa 70.000$ verdiğini biliyorum. zemin ile ilgili bir profa 5.000 TL vermiştik adam ile sadece bir kez görüşüp veriler hakkında yorum yapması için.

bizim hocalardan 3 tanesi, batmakta olan bir kimya fabrikasının sorununu çözmüşler. fabrika da bunlara 300 bin tl vermiş. bizim hocalar kabul etmemiş onun yerine fabrikaya bizden 3 tane öğrenci alın demişler. böyle böyle oluyor heralde.

istanbul da aylık geliri 10 bin liranın altında profesör yoktur.(net gelir)
bakmayın siz o gazetelerde çıkan devletin verdiği profesör maaşlarına...

ben bi olay biliyom da, detayını annatamam.

işi halletmek içün 1 milyon dolar istedi hoca.

şirket kabul etmedi ama herifin dediğini dinnemediği içün de gümledi...

bunnar uç örnekler!

Başka gelirler şöyle olabilir:

İdari görev - dekan, rektör yard, rektör
Projelerde yürütücülük - Avrupa birliği çerçeve programları, TÜBİTAK vb
Patent
Danışmanlık

o degil de cok iyiymis ya.. ben de bakip aciyordum helal diyordum.

peki profesor oluncaya kadar? asistanlar docentler vs. onlarda bu tarz danismanlik olanaklari var mi yoksa profesorlugu alacak kadar tecrube olmali mi?

sanırım mac adresiyle engellenebiliyor. öğrenci evi yıllarında şifresiz bir wireless vardı ve herkes girdiği için net aşırı yavaştı. bizde herkesi engelleyip yalnızca bizim ev ahalisini bağlıyorduk :d kapitalist düzen napalım.

mac ban mı atmışlar ?

ondan olduğunu düşünüyorum. başka bir yolu varsa da bilenler yazar. bir arkadaşının laptopuyla falan bağlan ve kendi banını kaldır.

mac değiştirsem olur mu ?

özel olarak seni banlamadıysa mac değiştirmen de fayda etmez sadece belli mac'lere izin vermiştir belki.

mac adresi değiştirmek ne zaman bu kadar genel bilgi haline geldi yahu :) vakti zamanında kıçımızı yırtardık.

neyse yukarıdaki ihtimaller dışında pek birşey kalmıyor.
mac ban sadece sana yada mac ban kendisi dışındaki herkese.

chrome giriyo.

Chrome ile girdim.

@she was my baby

Bendeki sorun ne olabilir? Baştan sona önbellek vırt zırt her şeyi temizledim. Ama bir türlü giremiyorum.

firefox giriyor

"ctrl + f5" yap girmezse paran iade.

İşte şuradaki gibi hata veriyor. Aynı hatayı telefonda da verdi.

i.hizliresim.com

@she was my baby girmedi yine

modemi kapat ac?

@she was my baby

Yine olmadı

kesin bilgi

ayıp. hiç insan döner mi?

Yüzde 97 doğrudur diyorum.

aynen.

Kibir barındıran bi söz.
Yetime iyilik yapıp ve kölesi olsun isteğinde olan ama biat edilmeyen bi piç söylemiş bunu.

iğrenç bir cümle. kalp kırıcı yani.

Dogru bir laf...

askerlikte kanıtlanmıştır. %100 çalışıyor.

hep winterfell'de öğrendin bunları sen

yüzde yüz doğru. hatta küçük bir anıyla pekiştiriyim. ilkokuldayız çocuğuz daha. yeni aldığım topu lavuğun biri patlattı. bizim orda da adettir patlatan yenisini alır. baktım çocuk ağlamaya başladı annem beni öldürür para vermez zaten yok paramız falan diye. ben de tamam ulan senden önemli değil ya boşver demiştim. aradan 1 ay geçmeden o ağlayan yalvaran çocuk artist artist diklenmeye küfür etmelere falan başladı bize.

doğrudur yani. ama yine de merhamet iyidir. merhamet güzel biri.

kalitesiz insan sözü, bunun bir diğeri de acıma acınacak duruma düşersin sözüdür. İnsanın en temel duygularından biri acımadır halbuki. Utanma yok, sıkılma yok, acıma yok ne var lan it!

Ahahahahaha ordaki yetim gercek anlamda degil be kardes. Yetimden kasit zor durumdakine cok acima belini cunku o sira sana gelince acimayacak.

uahsudhuasdhu abi naptın ya @konusma

'yetim' biraz agir, uygunsuz ve yersiz kacmis bu cumlede. vermek istedigi mesaji baska bir sekilde daha guzel ifade edebilirdi.

mesela ben "acima, acinacak hale dusersin" lafina sonuna kadar inaniyorum. va hatta defalarca test ettim ve onayladim.

besle kargayı oysun gözünü'nün daha farklı bir versiyonu. sevgi kırıntısı yok.

Kendisi sitesi var, google a aratınca çıkıyor. Normal vatandaşlara bordo pasaport veriliyor, ona başvuru yapın.

deden devletten emekli(Kadro derecesi 1,2 ve 3. derece olarak çalışan ve bu derecelerde çalışmakta iken EMEKLİ olan devlet memurları.) ise hususi pasaport hakkı var ona başvurabilir ve harç bedeli ödemez sadece 75 lira defter ücreti öder ha değilse o zaman umumi seçiceksin harç+defter ücreti ödiceksin başvuru burdan

epasaport.egm.gov.tr


gitmeden önce 2 tane biometrik fotoğraf çektiricek bankaya parayı yatırıcak yalnız bankadan verilen dekonta kaşe ve imza attırmayı unutmasın

Çok teşekkür ederim @iorveth ve @allstar

Bu bıkkınlığı sadece üzerine giderek atabilirsin. Tedavi veya ilaç yok haliyle. Gözünü karartıp yapacaksın, staj süresince hayatından nefret ediceksin ama gene yapacaksın çünkü mecbursun. İleride evleniceksin,çoluk çocuk olacak bu sefer onlar için çalışmak zorunda kalacaksın, hayatından daha çok nefret ediceksin. Nefret ederek yaşayacaksın, daha sinirli, daha boş bakar hale geleceksin. Ama kaçış yok, para lazım çalışacaksın. Böyle böyle işte, hayatının içine edilecek. Ben bu durumdayım, ve çoooooooooooooook mutsuzum.

Ben de geçen yaz yaptım. Aynı şekilde hırs olayı hiç olmayan bir insanım ve nefret ede ede gittim geldim. Ama bunu yapılması ve atlatılması gereken bir şey olarak gör. Ben 1 ay yaptım çok çabuk geçti. Motive olacak bir durum yok aslında. Gidiyorsun geliyorsun olay bu. Zaten senden kimse bişey beklemiyor orda. Getir götür falan.

Eger bu kadar isteksizsen yanlis bolum secmissin. Mimarlik okuyorsan okulu birak derim direkt. Ciddiyim.

Edit: gerci genelde 5 kurus vermeden calistiriyorlar ve Turkiye'de calisma kosullari rezalet. Ama gelecekte yapacagin meslek ise insanda biraz heves olur yahu.

bence değil.

ama zamana göre değerlendirmek gerek. bugün "klişe" dediğimiz şeylerin hemen hepsini ilk defa özgün bir şekilde ortaya koyan film o. ha ama bence hâlâ ilk yirmiye bile giremez.

Herkes için en en iyi film olmasa da herkesin "Evet, güzel" diye uzlaşabileceği ve puan verebileceği bir film olabilir. Ortak noktada bu film yükseliyordur.

Tabii ki hayır, esnaf tarzı bir yönetmenliği var.
Dünya'nın en iyi vasat filmi denebilir.

konusu güzel olsa da film daha iyi çekilebilirdi o yüzden sinema tarihinin en iyi filmi değil bence.

bence de en iyi film o değil. ama bence o filmi izlememiş insanların sinema konuşması yasaklanmalı. bence.

@aychovsky'nin dediği gibi belki herkes için en iyi film olmayabilir ama bu filmi hiç beğenmedim diyen işte böyle tek tük çıkabiliyor.

bana göre en iyi film budur. konusu gayet basittir ama oyuncuların içinde bulunduğu duyguyu aktarması çok harika. 50 kere izlemişimdir, sıkılmadan 50 kere daha izlerim. sonra 50 daha...

ilk sırada olması da biraz zamanında hakettiği değeri görememesinden olabilir bence. o yıl (1994) hiç oscar alamadı. ama o yıl yapımlarını bir görmeniz lazım. hepsi birer başyapıt. forrest gump, pulp fiction, ...

bu film oscar tarihinin yüz karası olarak bilinir. hiç oscar almadığı için.

yani bence en iyisi değildir hatta bir yerlerde sıkmaya başlar ama çok sağlam hassiktir çektirdiği doğru.

ilk 10 da kesin sayarım hatta ilk 5 e de girer ama birinci değil benim gözümde.

bu en iyi kavramı çok karışık bir olay ya. mesela imdb puanı 8 üstü izleyip beğenmediğim hatta çöp olarak nitelendirdiğim onlarca film var. ama bazen düşük bütçeli pek tanınmayan 5-6 civarı puanı olan filmler hayatının filmi olabiliyor.

o liste "en iyi filmleri" sıralamıyorki, sadece oy veren kişilerin ortalama puanıyla sıralanıyor, yani en çok kişinin beğendiği filmler en üstlerde oluyor, klişe ama çok kişi beğendi diye sinema tarihinin en iyi filmi demek çok düz mantık olur bence.
o listede üstlerde olup izlediğimde "yuh ne la bu" dediğim o kadar çok film olduki...ama fikir veriyor işte, beğenme ihtimalimin en yüksek olduğu filmler genelde o listede oluyor. bana göre(!) sinema tarihinin en iyi 100 filmini saysam yarısı o listede hiç yok mesela.

filme gelince: bence ortalama bir film, izlemediysen izle en azından, belki sen seversin.

hiç bi filme en iyisi diyemeyiz bence. ama bu film en iyilerden bence.

amper değeri. fazla olursa daha çok depolar, daha çok dayanır. ne kadar fazla o kadar iyi.

android kullanıyorsanız ebayden polarcell alın, almanyadan geliyor, çok kaliteli ve mAh değeri orjinalden yüksek 1 haftadır kullanıyorum baya memnunum. hayır polarcellden komisyon almıyorum.

ne kadar çok olursa o kadar uzun gider diye biliyorum.

Ne kadar akım basarsa batarya o kadar iyidir de , o 2450 lere filan aldanma alabılıosan orjınalını almaya bak. Alamıyorsan da orjınala yakın olanı al. O 2450 mAh gerceği vermiyor. Yok öyle bi değer aldanma hepsı aynı.

orda yazanlar genelde yanlış değerler. ayrıca o pillerin yanma ve patlama riski yüksek. adam 1500 mah pille aynı boyutta 3000 mah pil satıyor. bu imkansız nerdeyse. he bazıları var gerçekten mah değeri doğru fakat aynı oranda pil boyutu da büyük. bunun için telefon genişleyeceğinden dolayı kendi kapaklarını da gönderiyorlar.

o kıytırık batarya şirketleri samsungdan daha iyi bir teknolojiye sahip olmadıklarına göre batarya boyutu iyice büyüyüp telefonun yapısını bozmadıktan sonra daha yüksek amper değerine sahip olma şansları yok bence.

mAh akım değeri değil akım*saat değeridir ve toplam depolayabildiği enerjiyi gösterir. yani aynı akım değeriyle çalışan iki telefonda 1500 mAh ne kadar gidiyosa, 3000mAh onun iki katı gidecektir aynı akım değerine sahipse. Yalnız farklı bir kimyasal ya da uzay teknolojisi kullanmıyorsa mantık olarak 3000mAh lik bataryanın da 1500 mAh lık bataryanın boyut olarak iki katı olması lazım. o yüzden yalan yanlış uyduruk bataryalara inanmamak lazım..

2700 diye aldım bende, max 1500-1600 mah çeker. Ebaydan almıştım ben de

adım akıllı firmaların bataryalarını alırsan işe yarar o mah değerleri.

milyar dolarlık sektör lan bu.

(git: mugen.co)

daha iyisini nasa yapıyo.

not : elmacıyım üçüncü parti pille işim olmaz.
etrafımdaki insanlara aldım çok.

1500 mah demek; saatte 1500 mili amper akım sağlayabilir demek, telefonun belli bir ihtiyacı olduğu düşünülürse, 3000 mah pil 1500 mah pil den 2 kat daha geç biter diyebiliriz.

kıllar değil de yarın öbür gün eşini dostunu sikmeye kalkarsın bırak şimdi kılı mılı.

onunla ilgili bir bilgim yok ama alırsan aç karnına içme. mide bulantısı yapıyormuş çinko tabletleri.

efendim halkımız bir tarafından uyduruyor afedersiniz.

Çinko saç dökülmesine iyi gelir
bebek sidiği saçlara iyi gelir
şu iyi gelir, bu iyi gelir...

Sakın ama sakın, çinko tableti doktorunuz uygun testleri yapmadan almayınız. Testosteron falan değil derdim. Saç dökülmesinin çok farklı etkenleri vardır.

1) Stres, sıkıntı
2) Düzensiz beslenme
3) Hastalık
4) Mineral eksikliği
5) Yakın zamanda doğum yapma
6) Tiroid bezindeki bozukluklar
7) Belki de sizi en çok ilgilendiren ve korkutması gereken nokta: Bayanlarda hormonal bozukluk sebebiyle erkeklik hormonunun fazla salgılanması. Bu genelde kalıtsaldır.

Düzensiz beslenme ile mineral eksikliğini ayırdım. Niye mi? Yeterli proteini alamadığınızda da saçlarınız dökülür.
Eğer stresli bir hayatınız varsa, istediğiniz kadar çinko yutun, bir faydası olmaz. Aksine zararı olur.

MEsela düzensiz besleniyorsanız doktor size "panplus" gibi saçın ihtiyaç duyduğu proteinleri ve etken maddeleri içeren bir ilaç önerecektir.
Eğer saç dökülmeniz mineral eksikliğindense telovium gibi mineral içeriği fazla olan bir ürün önerecektir.
YA da hormonal bir bozukluğunuz varsa doktor size östrojen hormonu takviyesi yaparak bu sorunu çözecektir. Hormonal bozukluğunuz varken çinko kullanırsanız ve dediğiniz gibi erkeklik hormonunun artışına sebep oluyorsa saçlarınız daha da fazla dökülmeye başlar.

O yüzden bir dermatologa başvurarak yanlış ilaç kullanımından kaçınınız.

ben elimi attığımda avuç avuç saç gelmeye başlamıştı ve cildiyeye gittim çinko yazdı doktor sadece, şampuanımı da kremsiz kullanmamı tavsiye etti. çinkoyu aldım ve bir de sarımsaklı şampuan aldım ve abartısız söylüyorum tek tel dökülmez oldu neredeyse. testosteron konusuna gelince bi erkek olarak erken boşalma yaptı bayağı. doktorum yapmaz diyor ama yaptı valla bana. saçım uzadı diye heycan mı yaptım nedir:p

Sorunun cevabı: Çinko eksikliği bulunmasında erkeklerde testesteron seviyesi normalin altına düşer. Çinko eksikliği giderilirse testesteron seviyesi normal haline geri gelir.

Kısaca çinko alıp testesteron seviyenizi normalin üstüne çıkartmazsınız. Olması gereken yere geri getirirsiniz.

Kadınlarda testesteron eksikliği de düşük libido ve kilo alma gibi sorunlara neden olur.

Korkmayın kısaca çinko almaktan. Zaten almanız gereken bir şey. Eğer eksikliğini yaşıyorsanız bu bir sorundur ve giderilmesi gerekir.

Saç dökülmesi sorununuzun kaynağı çinko eksikliği midir? Bu da ayrı konu.

Çinko anti-aromataz. Yani testosteron->DHT ve testosteron->estradiol dönüşümlerini yavaşlatıyor.

Kıllandıran DHT. Yani endişelenme.

az önce izledim çok çok iyi The breakfast club tabikide altyazılı olucak ama :)

(bkz: Big Night)

hithcock

a little bit of heaven..

scent of a woman. al pacino'nun oyunculuğuna hayran kalmazsan paran iade.

www.imdb.com

jim sturgess rules.

interstate 60

erasmus'taydım litvanya'da. bir dönemliğine gitmiştim, ama o kadar harika, o kadar muhteşem geçiyordu ki, ikinci döneme uzatmam şart oldu. türkiye'ye dönemezdim yani o hayatı bırakıp. okula mail attım, kağıt küreği ayarladım falan derken her şey halloldu. ama ikinci dönem için erasmus hibesi alamazsın dediler. ailemle konuştum, ikna ettim. tamam dedik, biraz daha az harcar, gerekirse makarnayla beslenir yine de kalırım. bir dönem daha kalacak olmanın sevinci, ama bir taraftan da "nasıl geçineceğiz" kaygısı arasında gidip geliyorum. derken bir hafta falan sonra hocadan bir mail geldi. erasmus başvuruları sonlanmış o dönem için, bir tane kontenjan boş kalmış. o yüzden o kontenjanın hibesini de sana vericez dedi. o maili gördüm ya ben. sandalyeyi devirip ayağa kalktığım gibi bağırarak öyle bi koşmaya başladım ki. böyle atlaya zıplaya, şampiyonlar ligi finali 90+5'te gol atmış gibi yardırdım dakikalar boyunca. millete sarılıyorum falan. baya çılgın atmıştım ahah. hey gidi günler.

daha olmadı valla. bazı hayallerimiz var tabi onlar gerçekleşirse dünya kupası finalinde takımının tek golünü 90' da atmış futbolcu gibi sevinirim.

benimki çok klasik. lisede futbol turnuvası. kaleciyim, maç 0-0 bitmiş. uzatmalar filan derken penaltılara kaldı. son penaltıyı çıkardım, yendik:)

2010-2011 yılındaki alanzinho'nun attığı 2 golü de listeye ekleyebilirim.

arkadaşıma ösym şifremi vermiştim sabah öss tercih sonuçlarına bak ve beni ara diye. müjdeyi verince çok sevinmiştim. ama nerden bilebilirdim ki ----> expertfootball.com

7 gün içinde ayıplı ürün iade alınır gibi bir şey vardı. başka bir vatan bilgisayar şubesine götürmeyi deneyebilirsiniz, direkt genel merkezle konuşabilirsiniz, gidip olay çıkarabilirsiniz. bunların hepsinde şans var.

daha önce konya şubesinde değişim, topkapı şubesinde iade yapmışlığım var.

tüketicinin korunması hakkında kanun (vaktim yok, yoksa anlatırdım)

biraz hır çıkarman gerekiyor. yoksa sallamıyorlar. arkadaşın bilgisayarı 3 saat sonra arıza verdi. gittik ve 3 saatlik bilgisayarı service göndercez dediler. bizde mal gibi döndük eve. sonra arkadaş bi ablasını alıp gitmiş ve değiştirmişler.

pozitif ayrımcılığı kullan sende :)

vatan bilgisayardan bi şey aldık. ertesi gün iade etmek istiyoruz.

kasadaki adam iade almadığında yapmamız gerekenler nelerdir?

hır çıkarmak ya da pozitif ayrımcılık derken kasiyere napıyım mesela?

alamayız dediklerinde o zaman ben de... şunu şunu yapacağım...??????

Bildiğim kadarıyla tüketici haklarında 7 gün içerisinde hiçbir sebep göstermeksizin aldığınız ürünü geri verip paranızı geri alabilirsiniz. Mesela 3 sene kadar önce bir hard disk satın aldım. Sonra daha cazip bir ürün buldum onu almaya karar verdim. Ertesi gün ürünü aldığım yere gidip "Benim için daha uygun bir ürün buldum, bu sebeple sizden aldığımı geri vermek istiyorum" dedim ve verdiğim parayı geri aldım. Sonra başka bir yerden yeni bulduğum ürünü gidip satın aldım.

7 gün olayını ben de söyledim ama o internetten yapılan alışverişler için geçerliymiş. Öyle dediler. Hır çıkartmak derken ısrarlı bir şekilde söyledim anlattım derdimi çalışan da bana hak veriyor ama elimden gelen bir şey yok kural böyle diyor. Şimdi o adama da ne diyim ki ben. Ne yapabilirim küfür mü ediyim anlamadım

hayır elinden birşey gelecek yöneticisini çağırın.

7 gün olayı netten veya değil olayı diye bi ayrımı yok. Kesinlikle isyan et.. Seni uğraştırmaya çalışıyorlar kesinlikle hır çıkarr

çalışanları iade almayın diye şartlıyorlar fakat yapılan şey tamamiyle saygısızlık.

aldığın ürünü, arıza sebebiyle 7 gün içerisinde iade edebilirsin.

söyledikleri hiç bir şeye, seni ikna çabalarına kulak asma, çalışanlar 'ama beyefendi şöyle böyle' dedikce ses tonunu yükselt, bir noktadan sonra müdürleri otomatikmen belirecektir zaten.

kararlılığını koru ve derdini düzgün kelimelerle müdüre anlat, haklarını bildiğini söyle, ürünü iade et, yaşadığın mağduriyet için senden özür dilemelerini iste, arkanı dön, kapıya doğru yürü.

iade, paketi acilmamis ve kullanılmamış ürün için belirlenen sure icerisinde bir haktir.

siz urunu acip kullanmissiniz ve urunun arizali oldugunu iddia ediyorsunuz.

urunun arizali olmasi saticinin degil ureticinin problemidir.

arıza uretici tarafindan ücretsiz olarak tamir edilir.

ayni arizayi 3 kere, farkli arizalari 5 kere yapan ürünü yenisi ile degistirebilme hakkınız var.

vatan pc iyi niyet gosterip urunu iade alabilir, bilemeyiz tabi.

bir üst yetkilisini çağır.

@çokilginç +1 7 gün cayma hakkı her türlü alışverişte geçerlidir. (internet ya da mağaza falan) ve birde biraz siz sesinizi yükseltin cazgırlık yapın.

az önce yanımda 1-2 kişiyle gittim. mağazada sadece çalışanlar ve yönetici vardı. 15-20 dakika tartışma oldu. sonra iyice sesimi yükselttim herifle boğaz boğaza geldim. baktım laftan anlamıyo bastım küfürü. üstüne yürüdüm geri çekildi. yine de değiştirmedi. servise götürüceksiniz dedi.

o zaman yapılacak birşey yok sende servise ver. belki gerçekten onların yapabileceği birşey yoktur. ne bileyim.

siz de bilip bilmeden konuşuyorsunuz. hır çıkarmak ne köpek miyiz biz? efendi gibi olmayınca olmuyorsa olmuyordur. pozitif ayrımcılk dediniz kasiyere karı götürttünüz. lise mezunu kasiyere üç kuruşluk mal için anamızı bacımızı mı peşkek çekelim? @kambocya diasporasi

ürünü açmadan nasıl iade edecez? açmadıysak niye iade edelim zaten?

açtıktan sonra -arızalı değil- ben istemiyorsam ne oluyor?

ürünü açtık ekranı kırıksa ne oluyor?

ürünü açtık görünürde sağlam ama açılmıyor veya açılıyor ama arızalıysa ne oluyor?

bakın yukarda cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam bi şey diyor.

bu gibi durumlarda her opsiyonu anlatan bi bilgilendirme şeyi yayınlansın. gerekirse her market kendi kuralını yayınlasın ama her opsiyonu bilelim amk.






matkap aldım amk, eve gittim ilk vidada kırıldı matkabın ucu. 1 saat sonra yine aynı marketteyim. ben 1 saat önce matkap aldım. eve gittim bi tane yer deldim matkabın ucu kırıldı. para mı iade edin ya da yeni matkap verin dedim.

3-5 tane erkek görevli etrafıma toplandı, veremeyiz yok öyle kırmayacaktın yanlış kullanmışsındır dediler. ben de sadece kendimin duyacağı şekilde sizi şikayet edecem diyerek uzaklaştım. gittim başka yerden matkap ucu aldım. o da uymadı. hepinizin amk.

Yarın götür misliyle değiştirmek istiyorum de, değiştirirler diye düşünüyorum neticede ayıplı ürün olduğu açık mümkün olan en kısa sürede de bildiriyorsun daha ne olsun.

Öyle de işte napıcakları belli olmaz bunların. Yarın gidiyim en iyisi

Engelleyemiyorsun gerçekten.

O konu şöyle oluyor. Diyelim birinin görmek istemediği birşeyi beğenmek ya da yorum yapmak istiyorsun. Beğendiğin o gönderinin herkese açık olmaması lazım. Yani yalnızca yorum yaptığın kişinin arkadaşlarına açık olması lazım. Tabi o beğendiğin gönderinin sahibi kişi ile bunu görmesini istemediğin kişinin arkadaş olmaması lazım :d

bence htc'ye bakmalısın öncelikle. aklımda model yok ama telefon alırken baya araştırmıştım güzel modelleri vardı senin istediğin özelliklere tam uyan.

Kullanmadım ama kullanan herkes S3 mini ve S4 mini'den uzak durulması gerektiğini söylüyor. Aşağı yukarı bu fiyatlarda HTC Desire 500, Xperia SP, LG Optimus L9, Lumia 720(şarj süresi çok iyi) ve Xperia L telefonlarını inceleyebilirsin. Bir de General Mobile Discovery var fiyat/performans ürünü deniyor ama kullanıp çok mutlu olan kadar çok kronik sorunları olduğunu söyleyen de var.

@malibug Xperia L'de karar kıldım gibi.

Lumia 720 oneririm, 3 gun sarji gidiyor, her turlu uygulamayi da kullanabilirsiniz ve de o dediginiz aralikta fiyatlar.

kanaat getirmek en büyük zenginliktir :P

şuanki telefonun sana yetiyor,işini görüyormuş.bence almana gerek yok

o paril paril telefonlarin da sarji az gidiyor merak etme ve onlar o sayfalara girmeyip oyun oynamak icin kullaniyorlar genelde :)

alma dostum alma idare et..

akıllı telefonlar türk insanı için bir tür uyuşturucu oldu yani adam hiç bir nimetinden faydalanmasa bile gidip 1.500 liraya telefonu alıyor sonra bir eliyle tutup diğer parmağıyla kontes gibi tuş kilidi açıyor falan. çok güzel uygulamalar var eğer bunları aktif olarak kullanacağım diyorsan, e-book okurum diyorsan vs. al ama sadece facebook, twitter, foursquare için alacağım diyorsan parana yazık derim.

Gerek yok bence, whatsapp için çıldırmıyorsan.

Tek derdin sarj ise o fiyata alacagin telefonlardan seni tek tatmin edecek olani lg g2 zaten.

Ama g2'nin de sarji bir gun fazla gider o kadar.

senin telefon fazla bile.

kullanım olarak dağlar kadar fark var, aynı işi yaparsın ama zevkle yaparsın. kapitalizmin uşağı olarak kesinlikle al diyorum.

htc desire 500
bunu al 800 tl ye yarı yarıya kar edersin hic bir fark da goremezsin hatta bazı özellikleriyle çok daha iyi.

kesinlikle ve kesinlikle alma. o telefonların fiyatları düşer mi bilmiyorum, ama ben iyi ki almamışım beklemişim diyorum. şimdi çok teknolojik bazı duyuru sakinleri burun kıvırabilirler ama, general mobile discovery alacağım kısmet olursa, galaxy s3 ile çoğu özelliği aynı ve ondan daha ucuz. ama s4 ya da iphone alma gereği duymuyorum. tamam, teknolojik şeylerin hep en son sürümünü alın, derler ama, altı üstü bir telefon için bunu gerekli görmüyorum, wall street'te çok değerli hisseleri olan forbes sıralamalarında dünya ilk bir kaç şirket içinde olan bir yerin ceo'su falan değilsen. -bu arada kendimi ruhi mücerret gibi hissettim, kullandığım kelimeleri doğrmu mu kullandım onu bile bilmiyorum, birden çıktılar o derece yani-

bende 5800 var, 2010 mart'ında almıştım, o kadar düşürmeye, sulu ortama -üstüne bir litre su döküldü ve bir kaç saat o bir litre suyun içindeydi, bir torbanın içinde- üstüne asit çözeltisi dökülmesine -distile su + hidroklorik asit çözeltisi idi gerçi, çok bir şey olmadı- dayandı, hafiften zortlamaya başladı -bazen gelen aramalarda ses çıkarmaması, ara ara hafıza dolu uyarısı vermesi, hoparlöründen gelen seste cızırdamalar olması, arada tuş kilidi kapanınca saatinin şaşması vs. vs. dışında, bir sorunu yok. şarjı da 1-1.5 gün gider duruma göre -tabi yarım gün dayandığı da olabilir, ruh haline bağlı :D - tek sorunum, uygulama desteği olmaması, kullanmak istediğim bazı uygulamalar, oyunlar falan var, o. ceo da değilim. 1500 tl'lık telefon almam o yüzden. hatta belki discovery bile almam bir süre daha, o derece.

valla biraz komik gelebilir; ancak size hayatımda uyguladığım bir taktiği paylaşmak istiyorum. bu yöntemle çok defa paramı kurtarmışımdır.

"Alışveriş yaparken, almak istediğiniz şeyi elinize alın ve ona sorun; ‘Sen gerçekten istek misin? (Yoksa geçici heves mi?) Sen ihtiyaç mısın? (Yoksa lüzumsuz mu?)’ diye ona sorun. Sonra da kendi içinizdeki sese sorun ‘Ben bunu alarak kendi hayatımı mı yaşıyorum, yoksa başka birinin hayatını mı? "

Al, eskisini bana yollasana *.*

#boylelikle sen kapitalizmin esiri olacak bense , masraflari minimum duzeyde tutmaya devam edip mutlu olucam. Nasl plan ?

Ciddi cevap: alma cinim. Telefonu akilli olmayan bizler ölmüyoz.

Teşekkür ederim arkadaşlar hepinizin fikirlerini okudum. Vazgeçtim almaktan :)

kendi dertlerimi unutturduğu için severim.

bana çok derdini anlatır insanlar. ama aşk meşk dertlerinden hoşlanmam pek. teselli olayına da pek inanmam aslında. adamın evine haciz gelecek nerdeyse tutmuş takma kafana kardeşim diyorum. yarrak takma. nereye takmıyosun ?

teselli konusu çok hüzünlü yahu, boş teselli vermeyeyim diye, durumu tartışmaya konuşmaya çalışıyorsun, tersleniyorsun, meğer beklenen şey teselliymiş. heh.

abi teselli olayı farklı gerçekten. bir keresinde yakın bir arkadaşımın derdi vardı baya kafasına takıyordu. gel kardeşim takma kafana moralini düzeltelim eğlenelim falan dedim. neyse aradan 2-3 gün geçti bu sefer benim çok moralim bozuktu. bi sigara yaktı ve takma kafana diyip gülümsedi. o zaman kafama dank etti bazı şeyler.

Severim dinlemeyi, milletin derdşnden bir şeyler öğrenilebilir. Sonra aynısı benim veya başkasının başına gelirse ne yapabileceğimi bilebilirim. Uykum varsa ve yoğunsam dert dinleyemem, onun dışında dinlerim.

ben dert dinlemeyi de anlatmayı da çok seviyorum, bi samimiyet yaratıyor gibi geliyor insanlar arasında. aychovsky'nin dediği gibi bir şeyler öğrenilebiliyor cidden.

ama sorun var ya, ne kadar ders alırsan al bunlardan, sanki yaşamadan da akıllanılmıyor gibi... ürkütücü.

samimi arkadasim falan degilse dinlemem, acik acik yuzune

Banane lan senin derdinden? Mutlu olunca iyi birsey yasadiginda gelip bana mi anlatiyosun mutlulugunu benimle mi paylasiyosun? Yok. E o zaman ne sikime simdi gelip beni darliyorsun git baskasina anlat

Diyorum, defalarca dedim.

Yakin arkadasimsa zaten derdini bilirim anlatmasina gerek yok ha bilmedigi derdi varsa anlatmak istiyorsa dinlerim

Kendi derdimi de en fazla aileme anlatirim.

Teselli edilmekten nefret ederim.
Bir is icin hazirlik yapmisim ugrasmisim ama olmamis ve hatta emekler bosa gittigi gibi benim hayatimi da olumsuz etkileyecek sonuclar dogurmus
Ne bilim sevdigim kiz baskasina varmis diyelim
Adam gelip bosver be abi baska is/kiz olur falan diye teselli etmeye kalksa cinnet geciririm

adam son iki sezondur 30 golün üstünde atıyor. bu sezon da 25 maçta 16 gol attı. götünü mü siktirsin daha ne yapsın. ayrıca real madrid'e 4 gol atmak tesadüfi değildir.

yapma volkan.torres'in eto'nun drogba'nın önünde değil bu adam ki bunlar 2. klasman adamları

sana hemen burak yılmaz örneğini vericem o attıyor.

Torres drogba eto'o ikinci klasman adami mi? ne sacmaliyorsun aga ya?

Bu adam çok iyi bir bitirici ve o boyda olup böyle koşan futbolcu az var. Yani hem koşabilen forvet, hem de kafa atabilen forvet.

Tabi ki ne Agüero gibi koşuyor, ne Suarez gibi top sürüyor, ne de Lukaku gibi güçlü değil ama hepsinden biraz var bence.

sana diyorum ki adam her yıl 30'un üzerinde gol atıyor lan.
torres kim olm:)
torres ne işe yarar? yakışıklı ve sempatik bir adam olmasa şimdi fenerbahçe'nin yedek kadrosundaydı. torres'in 3 yılda attığını adam geçen sezon tek başına attı.

yeterince beslenirse iyi bir forvet. ama bir takımı alıp sırtlayacak adam değil. drogba'nın chelsea performansı gibi olamaz yani. dortmund'un orta sahası o kadar iyi ki attığı gollerin 4'te 1'i falan boş kaleyedir. ama yine de iyi forvet.

yoktan yaratmaz sunulanı affetmez öyle bi adam.

dortmund gibi bayern gibi iyi takım oyunu oynayan takımlarda iş yapar. bizim takımlar gibi at fink'e kafasındaki takımlarda etkili olamaz pek.

torres'ten her türlü daha iyi topçu.

torres + etoo + demba ba yanlış bilmiyorsam toplam 5 gol atabildi bu sezon ligde.

almanya liginde gol atmak kolay. premier lige gitsin göriyim lewandowski'yi. bence gol makinesi değil. beslenmezse sıradan forvet. polonya milli takımındaki performasına bakmak yeterli aslında.

@fuskiyenin oğlu. İsmi geçen, dünyanın parasına satılan Torres'in üstelik İspanya milli takımında arkasında Xavi, Xabi Alonso, Iniesta, Pedro, David Silva, Fabregas vs. varkenki performansına bak. Bir oyuncunun gol makinesi olması ayrı bir şey, iyi forvet olması ayrı bir şey. Premier league'de normalde Lewandowski tipinde forvetler iş yapıyor. Bakarsan Dzeko, Negredo vs. hep benzer özellikleri olan oyuncular. PL'de önemli olan şey forvetin fiziksel gücü ve bitiriciliği. Bunların ikisi de var Lewandowski'de.

İspanya'da gol atmak daha kolay ona bakarsaniz.
Negredo boyle mi oynuyordu İspanya'da? Adam Man. City'de kendini asti.

Lewandowski 10 numara adam. Torres'e de bok atmayalım.

Torres'e bok atmıyorum, Torres'ten aşağı kalır bir adam değil Lewandowski diyorum.

@oymak beyi aykut kocaman sportif direktörken çok istemişti, teklif de götürmüştü fenerbahçe ama böyle olacağı çok belliydi adamın, dortmund bugünkü halinde olmamasına rağmen orayı tercih etti haklı olarak.

mandzukic'in 24 maç 15 gol istatistiği var lewandowski nin 34 maça 22. mandzukicin açıkçası çok ortalama bi forvet olduğu çoğu çevrece kabul edilmiş durumda. ne farkı var bu adamdan bok gibi demedim adama zaten. ortalama bi forvet dedi ama herkes çok abarttı dedim. insigneden cavaniden van persieden falan iyi olduğunu düşünmüyorum.

Sadece dortmund'da değil eskiden beri iyiydi bu adam. 2009'dan beri kendisini takip ederim.

hardtackle.blogspot.com

az ye o zaman.ama çiğ köfteyi yemeye başlayınca durabileni daha görmedim.

ye gitsin. midemin verdiği sinyallere bakarsam şu an yediğim hiçbir şeyi yememem gerekir.

yeme.
ben nefret ederim çiğ köfteden.

duyuruyu okurken ağzım sulandı. yardır bence.

çiğ köfte nasıl sevilmez ya? :)

Benim de canım çekti şimdi, aldıracak birini bulamazsam çınlatacağım kulaklarınızı :)
Yiyin gitsin..

çok yeme ve çok acılı yeme. hem acı midene sıkıntı verir hem de acının üstüne bol bol su içersin midendeki bulgurlar şişer rahatsızlık verir.

yeme

Tam olarak dediğin gibi değil ama şöyle bir şey var. Özelliklerini sen yazıyorsun o fiyat belirliyor.

novabilgisayar.com

Masaüstü için bu heralde ya.

çoğu site yapıyor zaten bunu, en azından bu saydığın özellikler için

www.ucuzu.com

www.akakce.com

Bence izlemeye devam et çok sağlam dizi. Ben de ilk bölümlerde sıkılmıştım.

yavaş ilerler. 3.sezon ile birlikte şahlanmaya başlar. İzlediğim en iyi dizidir ayrıca.

bu konuda herkes farklı düşünüyor. ben şahsen breaking bad'in hiçbir zaman hızlı ilerlemediğini düşünüyorum. sondan önceki bölümde bile "tamam lan bitirin sahneyi" dediğim oldu.

ama izlediğim en güzel dizi mi? evet. müthiş mi? evet. deli sarıyor mu, izlerken adrenalinden ölüyor musun? evet.

herkes sevmeyebilir.

izle sadece.

izlemeyin

evet abi 3 sezon boyunca ccesetten kurtulmaya çalışıyolar. çok sıkıcı çok boktan o yüzden imdb puanı tavan yapmış.

bosver disari cik ve insanlari izle. hayata karis

dizi çok yavaş ilerliyor bu bir gerçek ama ilerledikçe sarıyor.

yavaş ilerler, kaliteli dizidir, karakterler(walter, jesse) iyidir. ama efsane değildir. bi' prison break bi' lost değil kısacası.

Tahmin ediyorum.

The Dark Charisma

Değil galiba ama bunuda izleyeceğim.

"İzleyeceğiniz görüntüler "Kavgam" belgeseline aittir."

alkislarlayasiyorum.com

@Skey295

Harbiden öyle,buldunuz! Teşekkür ediyorum.

Filmi var izlersen

www.imdb.com

playstation 4 al.

Olene kadar biriktir bence kajdjua

bana versen super olur mesela.

bana borç verebilirsin, 100 tl cik

tatile çık
rusa git
fitre ver

bana ver vermez isen değerini bil yapmak istediğin şeyleri yap işte.

tatile çık +1

ev al. şu zamanda en güzel yatırım ev.

Şu yaz sezonunda yapılacak en güzel şeylerden biri tatil olabilir. Veya ne bileyim telefon ve diğer elektronik eşyalar üst modellerle değiştirilebilir.

gitar al

1.5 ay sonra gelecek 1500 lirayla anca yapacağın borçları kapatırsın :)

akciger grafisini 15-20 liraya ozel bir saglik kurulusundan hemen alabilirsin. ozel dedigim hastane degil, sadece o grafilerle filan ugrasan goruntuleme merkezleri oluyor, onlar.

benden de sağlık raporu istemişlerdi. geçen ay hallettim. özel hastaneden olur mu dedim olur dediler. gittim özel hastaneye 40 tl bayıldım. kan tahlili + akciğer filmi çektiler. tetanozu falan ekstradan yaptırırsın heralde.

sahil yolundan hipodrom yoluna bağlanan köşede bakırköy belediyesinin bu işler için açtığını düşündüğün bi yeri var, orda bi çoğu yapılıyor (belki de hepsi)

devam et tabikide sıkılıyorum diye iş mi bırakılır

eşek gibi çalıştırsalar götün yer tutmasa bir de internet sınırlı olsa daha mı iyi

tek derdin sıkılmak olsun.

köpek gibi çalıştırılmaktan bin kat iyidir.

hayalimdeki meslek. çıkarsan haber ver :D

kapsülse içini boşaltıp başka bir şey koyabilirsin ya da dozajını düşürebilirsin.

babannemde ilaç kullanma hastalığı vardı. bonibonlarla tedavi etti annem :) ama emmeden ısırmadan direk yutmasını tembihlerdi hep. o da hiç uyanmamıştı duruma :)

www.youtube.com

The Doors'tan people are strange, riders on the storm ve tabi ki the end

Nancy Sinatra'dan bang bang

jimi Hendrix'ten hey joe, all along the watchtower (şarkının orjinal sahibi bob dylan)

aklıma gelirse başka, yazarım

comfortably numb 94 new orleans versiyonu alır goturur seni 11 dakika

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com
www.youtube.com

mogwai - i am jim morrison i am dead

www.youtube.com

Kenara kayın kralı geliyor

www.youtube.com

karanlık bir odada
www.youtube.com

björk moon - possibly maybe

susheela raman- salt rain - o rama - song to the siren

angus and julia stone - for you - just a boy

filme gitmedim ancak serinin filmleri birbirinden bağımsız değil. devamı yani.

ama gidin, öyle pek ahım şahım bir senaryo olmadığı için anlarsınız olayı.

bu film digerlerine gore daha iyi olmus diyorlar. Arabalar patlamalar vs var. Kucuk cocuklarin hosuna gidebilir.

ben daha önceki filmleri izlememiştim dün gittim ilk defa. sıkıntı olmadı pek. aksiyon sahneleri için izleniyor zaten. öyle aman aman bir senaryosu yok. git bence sorun olmaz.

Kız kaç yaşında?

kadın o kadar yemek getiriyorsa kızın evine girmezdim. kızı evime alırdım. sen olmasan başkası olucak.

annesi öğrense feci bozuk atar sana. hayalkırıklığına uğratma kadını. uzak dur.

kız yollu.
olan olmuş zaten kız önceden yapmamış olsa annesine ayıp olabilir de bu durumda olmaz götür kızı.

bitirici laf:sikilmiş götün davası olmaz.

yaşlar kaç ona göre bir şeyler diyelim... sadece yiyişmekten bir şey çıkmaz bence ya her türlü :)

sen ne düşünüyosun?

asıl kendine saygın varsa kızdan uzak dur bence.

yaparsan pişman olacağın belli yapma bence, zaten yaşın da ona göre büyükmüş baya ben de olsam büyük ihtimal yapmam.ihtimal diyorum çünkü kızın görünüşüne çekiciliğine de bağlı.

şöyle söyliyim o zaman bu kadar aşağıladığın biriyle 'yiyişme'.yani kendine bunu yakıştırma.ayrıca bu kadar da bazı şeylere aç olmayın.annesi sana sürekli yemek getiriyo,seni düşünüyo,kendi çocuğu gibi seninle ilgileniyo ve sen o annenin çocuğuyla ilgili ne düşünüyosun,ne muamelesi yapıyosun.

herkes duygusal mode on : ) sen bakma bunlara,sevişmek güzeldir.

Komsuya yan gözle bakilmaz hiç mi edep adap ogrenmediniz yahu. Ustelik birde kadın sana onca iyilik yapmış. Kizi yollu ise yollu.

yapma!

yok, hiç elleşme.

Komşuysa hiç bulaşma bence. Kız her zaman bulunur ama komşuyla papaz oldun mu sıkıntı. Yüz yüze bakıyosunuz her gün.

mom & girl yap olm işte

neighbour girl videosu çekmen şiddetle tavsiye olunur *swh

yabmazdım.

değmez.

kıza olanlar olmuş zaten anneye odaklanıyorum. olayları öğrenirse kadın bir ömür ne kızına ne başka bir insana güvenir.

knorr analı kızlı çorba getiriyor mu kamka kızın anası?

böyle böyle yurdum insanı abaza oluyor işte:)

prensiplerinden vazgeçme kanka, onlarda giderse geriye ne kalır ki?

asla

başvuru günü esas olur ya öyle şey yapmazlar. dert etme.

bide için rahat etmeyecekse ara 444 1 500 ü sor.

valla insan bunlardan herşeyi bekler. yarın da geçmezsem mecbur arar sorarım artık. teşekkür ettim.

objektif olalım olalım da, allah var, onu geçtim darwin bile çarpar bu nasıl soru lan diye...

o denilen oyuncular illa birini kesecekse burak'ı kesebilir, drogba kendini kolaylıkla çok gol atan adama çevirebilir şu anki servis oyunundan...

soru mu saçma ben mi anlamadım? hali hazırda dünya futbolunda drogba'yı yedek bırakacak santrafor yok ki?

6 Yabancı olduğu için elmander kesinlikle gönderilecek. umut'u da türk olduğu için yedekte dursun diye bonservisini alırlar ama 2 forvet oynarsan Drogba - Burak, tek forvetle oynarsan Drogba oynayacak kesin.

Önemli olan çift forvette yanlarında kimin oynayacağı. Eğer diğer forvet Burak ise Umut, Drogba'yı kesemez. Ama Drogba'nın yokluğunda Elmander oynayabilir.

Drogba: Takım için tabi yararlı, en basitinden defans adamı tutmak zorunda hissediyor kendini, kafadan bir adam eksiltiyor bile. Maç bitimine 10 dakika kalmışken defansa yardım ettiğini görebiliyorsunuz. Bazı adamların yaldır yaldır koşmasına gerek yok, futbol aklı bu açığı kapatır.

Umut: Sezona iyi başlamışken sonra ne olduysa oldu, kayıplarda dolanıyor. Yaş avantajı var. Yabancı sınırlamasından dolayı oynama şansı artabilir.

Elmander: Yeniden form tutması gerekiyor. Çok sevsem de oyun tarzını yazın yeniden form tutması lazım. Drogba ve Elmander'i aynı anda oynatabileceğimiz sistem olursa iyi olurdu tabi.
edit: ne kadar çok form tutması lazım demişim ya. içime oturmuş adeta.

hocam objektiflik falan bir yana drogba'yi real madrid forvetleri higuain ve benzema da kesemez birak umut'u elmander'i.

Drogba Umut+Elmander'den de daha iyi bence:)

drogba bütün hava toplarını pas olarak indiriyo, bu bile yeter.

drogba'nın ölüsü yeter.

www.digiturkplay.com.tr

büyük dünya tarihi

Amerika'nın Gizli Tarihi olabilir. İsmi yanıltmasın, sadece Amerika hakkında değil. www.tvyo.com
BBC'deki Bruce Parry belgeselleri olabilir. Youtube'dan Filthy Cities'e de bakabilirsiniz, tam bölümleri var. Bunları yeni izledim, ordan aklıma geldiler. Daha iyileri var muhakkak.

tarihi olarak
- weight of chains
- death of yugoslavia
- apocalypse the second world war
- secret history of america

cografi olarakta
- doğada tek başına serileri
- zor yollar

Home

www.imdb.com

Journey to the Edge of the Universe
veya
BBC'nin Nature's Great Events serisi. "The Great Tide" favorim.

hitler the rise of evil

ben hayvanlarla alakalı olarak öldürmeye programlananlar'ı yani built for the kill'i öneririm

(bkz: the human body)

anladım çok teşekkür ederim. o zaman gitsin en ucuz bulduğu özel hastaneden alsın. staj için o kadar sıkıntı yapmazlar heralde. yanlış mı düşünüyorum. git baştan al demezler yani ?

www.eksiduyuru.com

Abi öncelikle staj yapacağı yere sorsun NE TÜR bir sağlık kuruluşundan istiyorsunuz diye. Ay aman kabul olur mu diye düşünmesine gerek kalmaz sonra.

Arkadaşla bugün irtibata geçtim sonucu buraya yazıyım da diğer arkadaşlar da faydalanır. Sağlık ocağına gitmiş vermemişler. Staj için başvurduğu yere mail atmış ve özel hastaneden de alabileceğini söylemişler. Özel hastaneye gitmiş 40 tl vermiş. Kan tahlili yapmışlar ve akciğer filmi çekmişler. Sonra da sağlık raporunu almış. Cevap yazan arkadaşlara teşekkür ederim.

Haydi hayırlı uğurlu olsun o zaman arkadaşına.

cm oyna. 00/01

kadro güncellemeleri var mıdır bimiyorum ama fm 2008

cumayı bekle iron man gelicek

oblivion'a gittim, efektler falan hoş olmuş ama hikaye tırt. sıkıldım baya şahsen.

Erdem Metallica'dan bir şarkıyı uzun hava gibi söylüyordu onu mu diyorsun ? :)
Eğer oysa 26 Nisan 2013

www.youtube.com

maalesef hacılar bunlar değil. anlatabilsem keşke, çok sağlam bir şeydi. cenk erdem power'daki yayınlarından birindeydi, 2-3 aylık bir olaydı sanki. bilemedin 4 ay olsun.

erdem şarkıyı baya nefes nefese bitirince cenk, şarkıyı söyleyen mefta oldu sanırım gibi bir şey söylemişti hatta. bilgi yarışmasının olduğu bölümde olduğundan da çok eminim. o ipucu olsun.

40 dakikanı alır, şirinevlerden metrobuse binersin mecidiyekoy duragında inersin, oradan yürüyerek ali samiyeni geç burger kingin sokagından saga dön biraz ileride yürüme mesafesinide katarsak 50 dakika diyelim

Teşekkür ederim.

Metro'dan çıktıktan sonra sol tarafa yani e5 in olduğu tarafa doğru yürü. Daha sonra üst geçitten karşıya geçerek Koçtaş'a doğru ilerle. Koçtaş'ın yanından geçen caddenin adı Yıldırım Beyazıt Caddesi. O caddede yürümeye devam et. Yaklaşık 10 dakika yürüdükten sonra karşına cadde üzerinde sağ tarafta Merkez Camii çıkacak. Caminin karşısında Gül sokak var ordan gir. Gül sokak bitince sağa doğru kıvrıl ve Türkmen sokağa gir. O sokağı da takip et karşına çıkıcak. Link paylaştım ordan da bakabilirsin. Biraz roman oldu ama idare et artık :)

harita.yandex.com.tr

S3 mini geçen perşembe A101'de 699 TL idi. Bilgi olması açısından :)

ses geç gelmiyo mu bilgisayara?

hayır gecikme sorunu asio4all programı ile halledilebiliyor. yalnızca farklı tonlarda ses alamıyorum.

öncelikle kullandığım bilgisayarı, varsa ses kartını vs. en önemlisi de kullandığın işletim sistemini yazarsan ona göre bir yorum yapabiliriz.

Bilgisayar: Sony Vaio VPCEB4L1E BQ
İşletim Sistemi: Windows 7 64 bit
Ses kartı: Realtek High Definition Audio

mikrofon girişinden gitar bağlarsan ortaya çıkan şey anca "ses" olur. ton falan bekleme hiç. ayrı ses kartı alman şart. hele bir de guitar rig gibi vasat bir program kullanıyorsan iyice kötü.

anladım cevap için teşekkür ederim

amfi lazım amfi. ondan önce efektleri öğrenmek lazım.

ne tür çalmak istiyorsun, gitardan gelen ses kimin tonuna benzesin istiyorsun bunları sormak lazım sana. ondan sonra geniş bir açıklama yazısı yazabilirim.

''line 6 pod studio ux1''e bi bak derim. amfiyle pedalla çalayım derdin yoksa şu an, yazılımını (pod farm) kurcalayıp kendini geliştirebilirsin ton konusunda.

epiphone les paul sahibi bir kişinin ses kartı alabilecek bütçesi vardır düsturundan hareketle bir ses kartı almanı tavsiye ediyorum. realtek'le olmaz o iş. en fazla overdrive alırsın. hatta imkanın varsa ve müzik olayını bilgisayar üzerinden yürüteceksen bir apple ürünü alman yararına olur. ama bu pahalı çözüm. ses kartı da fazla fazla işini görür.

amplitube kullanabilirsin ama değişik sesler almayı bekleme. birde realtek ses kartıyla olmaz o iş. emin ol buna. bende marshall jmp1 vardı mesela. creative 5.1 ses kartı. jmp1'den distortion'ı alıp efektleri amplitube'den alıyordum ona rağmen geç gelme yani latency olabiliyordu. o yüzden bu işi düzgün yapıcaksan ya ses kartı al. yada hiç uğraşma git bi behringer rack efektör al. ilginç sesler yakalarsın rammstein vs.

@kraliyet copculeri--@hopeless aslında amfim var. Boston GA-15R. Fakat hep aynı tonlarda çalmaktan sıkıldım ve internette bu programlarla karşılaştım, videolarını falan izledim.

Mesela şu iki videodaki herifler tek gitarla çok farklı tonlarda çalabiliyorlar.

www.youtube.com

www.youtube.com

@rebellion öneri için teşekkür ederim söylediğin cihazı biraz inceledim fakat 430 TL civarı bir fiyatı var ve şuan bu miktarı veremem malesef :)

@master of orion--@crackocain anladım benim ses kartında iş yok :) laptoplarda ses kartı değişimi olur mu o konuda da bir bilgim yok malesef. araştırıcaz artık. olmadı söylediğiniz pedallardan birine yönelebilirim.

1. dakkadaki efektler için rack efektör şart. dijital bir efektör lazım sana. boss gt6 alabilirsin. kullanımı da zor değildir. gt8 zorlar biraz ama gt6 tek kanal olduğu için sıkıntı olmaz. daha sonra burdan phones'tan guitar rig'e veya amplitube'e çıkartabilir süsleyebilirsin.

çok uğraştım bu konuyla distortion mutlaka distortion kaynağından alınmalı. dijital olur analog olur tüplü olur farketmez. elimden analog setup geçti, dijital setup geçti, rack setup da geçti 4x12 kabinle.

mixing konusunda geliştirdiysen kendini öyle uğraş ses kartı olaylarına. sahnede de kullanamazsın çünkü. onun için hem kolay taşıma hem çok yönlülük ve ses kalitesi olarak RACK sistem kurmanı öneririm. pahalı evet. ama evladiyelik ve ikinci el piyasasında aldığın fiyattan satarsın.

@crackocain ayrıntılı açıklama için çok teşekkür ederim. kafamda az çok bir şeyler oluştu. ses kartı değiştirmek ya da laptop değiştirmek falan çok iş açar başıma. maddi konuları biraz toparlayıp bir sistem kurmayı düşünüyorum.

Yapacağın en hayırlı iş zoom g1 ya da g2 model prosesör alıp hem efektlerin, hem de tonların nasıl ayarlandığını öğrenmen. Amfin de varmış zaten.

Başlangıç için en iyisi ucuz bir prosesördür. şimdilik ses kartına ihtiyacın yok. elimden milyarlık analog pedal setup geçti, yine taşıma kolaylığı ve ton çeşitliliği bakımından prosesörlere döndüm. 15 senedir bu işin içinde olan birisi olarak tavsiyem budur.

www.mydukkan.com
Bu prosesör sana wah wah kullanmayı da öğretir, içindeki davul sesleriyle de bayağı eğlenirsin.

@kraliyet copculeri çok teşekkür ederim önerini dikkate alacağım

impulse response diyoruz dinletemiyoruz

sadece ses kartıyla bunları yapabilirsin

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

daha iyileri de var da bunlar denk geldi şimdilik

32 olursa 3.5 olarak görür.

32bit işletim sistemleri 3gb ramden sonrasını görmez. 64bit kurarsan bu sıkıntın olmaz.

benim 4gb ve 64 bit. hiçbir sorun yok.

bence riskli gibi. kombiye zarar verirsen çok çok daha pahalıya patlar senin için.

Temizlemeyi bir deneyecem ama tam ne yapıldığı ayrıntılı yazıyordu o entryde nasıl kaydetmedim hayret ya.

(bkz: #31463966)

Internet bir derya gibi. Youtube'da bile çok güzel türkçe ingilizce dersler var. Ayrıca Guitar Pro yazılımı ile belli başlı şarkıların tablarını ve perdelerini de görebilirsiniz. Ama ezbercilikten öte anlayarak gitmek için online derslere bakınız derim. Günde 1 saat çok şey katar

Selim Işık'ın 100'e yakın dersi var.0 seviyesinden başlıyor.Youtube'da ara bulursun olmadı gitardersivideo.net kendi sitesi.Bir de tab okumayı öğrendikten sonra guitar pro çok işine yarayacak bunun yanında biraz çalmayı öğrendiğinde mutlaka metronomla çalış.

Teşekkürler arkadaşlar söylediğiniz sitelere ve programlara bakıyorum.