Otobus biletini www.avanzabus.com'dan alabilirsin. Barcelona'ya gidiyorlardi sanirim.

Valencia'da yapilacaklar icin:
- Muzeler: Ciudad de las Artes y las Ciencias (burda Museu de Ciencies'e gitmeyin, cok cocuk isi. Hemisferic'te film izleyebilirsiniz.), Oceanografic (akvaryum), Palacio de Marques de Dos Aguas, Museo Fallero (ben bir blog yaziyorum aslinda, ordan daha uzun bulabilirsin: homesweetvalencia.wordpress.com)
- Plaza de la Reina, Plaza de la Virgen, Plaza del Ayuntamiento, Plaza de Toros
- Gece kulubu en unlusu Las Animas'tir, biraz kaziktir. Onun disinda L'Umbracle, Indiana, Rumbo
- Ogrenciler Calle de Polo y Peyrolon civarinda takilir geceleri. Gece hayati 1'den sonra baslar. Onun disinda Barrio del Carmen'de ve Ruzafa'da da cok bar vardir. Tavsiye edeceklerim Radio Transito, Radio City, Picadilly, Fox Congo, Catwalk, Caribbean, Aguacate.
- Plaj icin Malvarrosa'ya gidiceksin. Tramway veya otobusle gidebilirsiniz. Onun disinda civar kasabalarin plajlari guzeldir. El Saler, Alboraya, Pinedo. Otobusle gidilir.
- Paella yemek icin usenmezseniz El Palmar diye bir kasaba var, oraya gidebilirsiniz.

ozel mesaj atarsaniz daha detayli yazarim, su anda pek vaktim yok.

-

Çok çok özür dilerim. Sanırım cevap yazmakta gec kaldım ama tatildeydim, o yuzden devamlı baglantım yoktu. Aslında yazdıklarıma cok ekleyecek sey de yoktu. Cunku Valencia oyle kafana gore cikip gezerek kesfedebilecegin bir sehir, sokaklar cok karisik, soyledigim yeri ismiyle bulmak saatlerinizi alir. Ama yine de ek yapayim:

- Baños de arabes (Baños del Almirante)
- Iglesia de San Juan del Hospital
- Catedral de Valencia
- Basilica de la Virgen de Desamparados
- Torres de Serranos
- Torres de Quart
- Iglesia de Santa Catalina
- Iglesia de San Nicola
- Plaza de San Nicola
- Calle de Caballeros
- Casa de las Rocas
- Mercado Central (Meyve sebze pazari ama Avrupa'nin en buyugu)
- Mercado Colon
- Calle de Cirilo Amoros (Alisveris icin)
- Calle de Poeta Querol (Alisveris icin)
- Calle de Cristobal Colón (Alisveris icin)
- Museo de Bellas Artes
- Ve nasil unuttuysam La Llotja de la Seda de Valencia.

Sehirde paella yemek isterseniz Plaza de la Virgen'in cok yakininda "Las Cuevas"ta ogle yemeginde yiyebilirsiniz. Sahildeki restaurantlar da paella yapsa da onlar cok turistlerin damak tadina gore uydurulmustur. Orjinali icin El Palmar'a gitmek lazim.

Bunlarin hepsini gormeye kalksaniz vaktiniz kalmaz ama kalirsa Albufera'ya da gidebilirsiniz, Valencia yakinlarinda bir goldur. Gun batimlari sahanedir.

Ucuz yemek icin Montaditos'a gidebilirsiniz. Kucuk sandvicler yapilir. Barcelona'da bulamazsiniz bunu. Tinto de verano da icersiniz yaninda.

Tapas yemek icin oluyorsaniz uzak da olsa Universitat de Valencia Campus dels Tarongers yakinlarinda "Tanto Monta" diye bir restaurant var, Calle Serpis'te olmasi lazim. Oraya mutlaka gitmelisiniz. Ayni sekilde Las Cuevas da tapas konusunda unludur.

Cafe de las Horas diye bir kafe vardir Plaza de la Virgen'de. Enteresan antika dolu bir yerdir.

Bu aralar Oktoberfest var Plaza de Toros'da.

Son olarak Turia bahcelerinde mutlaka yuruyus yapmalisiniz. Eski nehirdir Turia. 7 kmlik bir park.

Her yere yuruyerek gidebilirsiniz, otobus metrodan daha ucuzdur. Taksiler pahalidir. Gece kuluplerinin girisi 15-20 euro arasi degisir. Insanlar persembe-cuma-cumartesi disari cikar, diger gunler sakin gecer.

Denize deniz ayakkabisi olmadan girmeyin, nerden ne cikacagi belli olmuyor. Deniz analarina ve garip baliklara dikkat.

Sokaklardaki portakallari koparip yemeyin. Igrenc.

Ozgecmise baslik olarak isim +1
Niyet mektubuna ben ilgiliye diye baslarim hep.

Hmm, olmazsa özel mesaj at; bir şeyler ayarlarız. #kıpkıpçılar

Merkez dediginiz yer Kizilay. Tunali ve Odtu'nun de birbiriyle alakasi yok zaten. Ben Ankara'da hostel hic duymadim, gormedim ama Kizilay'da nasil oldugunu cok onemsemiyorsaniz ucuz oteller bulabilirsiniz. Ogretmenevi'ne falan da bakin.

dalga mı geçiyorsun arkadaşım ne hosteli ankarada.

merkez dediğin kızılaydır. en az 70 80 e kalırsın orada daha ucuza bulamazsın. dersen öğrenciiyim param yok. ulus var. en az 50 tldir orada da gecelik otel odaları. korkma oralarda nezihtir. kızılayla arası 10dkdir.

evet

Cumartesi- Pazar da dahil, sabah 09.00, aksam 17.00 saatleri arasinda acik.

512 ram ile zor olur. çlaışır da kangren eder insanı.

kangren değil kanser ! biraz geç düştü.

ben smyrna+1

lynda'nin web sitesinden tutorial videolar vs bulabilirsin.

sürüm cok fark etmez bn yıllardır 2 yi severek kullanırdım gecen mecburen ps5 kullanmak durumunda kaldım ki 2yi kullanan icin 5 hiç bi zorluk yasamadm.

cs5'te herhangi bir sıkıntı çekmezsiniz. yalnız dikkat edin orjinalinde türkçe eklentisi var, onu kurmayın. ingilizceyle başlayın, ilerde sıkıntı çekersiniz yoksa. bir de 512 ram çok çok az. kanser eder söyleyim.
gelgelelim öğrenme işine. eski sürümlerine nazaran kullanımı çok basit cs5'in. 2 günde öğrendim diyebilirim. belki premiere, after effects saç yoldurucu programlarla uğraştığım için kolayca kavramışımdır. size önerim önce kendiniz kurcalayın. zaten photoshop zevkli iştir. uğraştıkça uğraşasınız gelir. belli bir seviyeye kadar gelirsiniz bu şekilde.
hee, ama ondan sonra @luin 41'in dediği gibi tutorial'ları mutlaka izleyin. çünkü hiçbir kitapta yazmayacak teknikler öğrenirsiniz oralardan.

cs5'de karar kıldık o zaman. kuruyorum onu. kanser etsin önemli değil :) çalışsın da.

ama aklıma takılan şey; internetten izlersem sıralama sorunu yaşamam mı? misal bi kitaba ortadan baslamak gibi. misal bi matematik kitabına ortadan baslarsan bi sik anlamazsın gibi. yani böyle toplu bir çalışma olsa idi, baştan başlardım izlemeye. diğer gün de devam ederdim hazmede hazmede.

kısaca internetten izlersem, bakmadığım konular, es geçtiğim yerler olmaz mı?

cs 4 kullan, portable ile başla.

tam manasıyla kullanmaya başlayayım. saçımı yolarsam cs4 ü indiririm.

cs5 kurdum. saç baş yolmuyorum, opengl varmış bilmiyordum. sağolun.

miş'li kısımlar yalan. daha önce 230984 kez söylediğim gibi eylül başı ya da ortası bekliyorum ben bir terslik olmazsa.

şu an iphone almak çok mantıksız.

ps: iphone alacak parası olmayan bi fanboy'um sldkjfdlsjk

fiyatı 1600 lira olacak turkcell de büyük ihtimal, daha ucuza beklemeyin.

Daha ucuz olma ihtimali vardir da Turkiye'de ucuz olma ihtimali yok. Bu kadar beklemissiniz, bekleyin az daha.

iphone 5 amerika'da eylul ayinda ciksa bile turkiye'ye adam gibi aralik/ocak ayina kadar gelmez sanki. o yuzden ihtiyacin varsa al derim. iphone 4'e gore cok fazla ozellik de ekleyeceklerini sanmam

daha ne ozellık ekleyebılırler kı ? olan ozellıklerı arttırırlar sadece.. ben oyle dusunuyorum.. makarna yapıcak degıl ya..

Eylül'de çıksa, Türkiye'ye de ocak ayında gelse bile, sıraya girmeniz lazım. Bizim bir tanıdık iPhone 4 için 3 aydan fazla sıra beklemişti. Ben ise iPhone 4'ümü haziran ayında, telefon yaygınlaşınca dertsiz tasasız aldım. Yani demem o ki, sizin o telefona kolayca ulaşmanız için ortalama olarak bi 8-9 ay daha beklemeniz lazım. Karar sizin.... Ama ben Türkiye'deki satış fiyatının çok da düşeceğini sanmıyorum...

@sensor1um, çok yanlış düşünüyorsun.

ipad 2 için o kadar süre beklemedik, iphone için de 4 ay beklemeyiz bence. yurtdışı kaynaklar da olacak. gelip giden bir ton insan var. early adopter tayfa bunlara aldıracak, hatta direkt kendileri gidip alabilirler de. bunların ellerinde şu an tabii ki iphone 4 var. onları da ya yakın çevrelerine verirler ya da piyasadan oldukça uygun fiyata satarlar. sözlük'teki zengin tayfayı yakından takip etmek lazım.

ben 1000 liraya buldum aldim mesela iphone 4 u (yurtdisinda), yoksa beklerdim tabi.

sirf daha iyi kamera olacak diye beklenebilir onun disindaki her sey gorsel placebo.

apple şirket politikası mıdır, yoksa tüketim manyaklığı mıdır bilemedim lakin ürün fiyatları üstü ürün çıktı diye düşmüyor, kaldı ki, iphone 5 için 4'ün yavrusu diyorlar(MIŞ) ben beklerim arkadaş dersen +S i bekle derim

1- e zararlı tabi vücut dengesiyle oynuyosun sürekli olmazsa kullanım çok zararı yoktur. ama yumurtalıkları tembelleştirme ve ilerde kısır olma ihtimali var gibi
2- regl den 3 gün önce kullanılıyor sonra değil

3 gün önce başlamalısın
gunde 3 kere
yan etkisi elbet war, kullanmayı bıraktıktan sonra regl olduğunda ağrıdan duvarları tırmalicaksın, 2. perioddada apranax fort ağrıyı kesmicek..
bıraktıktan 2-3-4 gun sonra oluyorsun kişiye göre değişiyor bu.

1. karin agrisi +1. Dahasi koca bir gobek, sis goguslerle dolasicaksiniz. asabiyetin sinirlarini zorlicaksiniz. kullandiginiza lanet edebilirsiniz. hormonal dengenizi alt ust ediyorsunuz sonucta.

3. Bazi insanlar da baslamasi 1 haftayi da bulabiliyor ama genelde 3-4 arasi.

regl geciktirici ile ilgili anlatılanlardan korkup başka bir yöntem denemiştim ben. ağrım-sızım-devam eden pms halim olmadı.

geciktirmek istediğim reglden bir ay önceki olan reglimin ilk gününde doğum kontrol hapına başladım. doğum kontrol haplarının aktif olması için hep reglin ilk günü başlanması gerekiyor zaten. neyse işte normalde kutudaki 28 adet hapı içiyorsun, sonra bıraktıktan 1-4 gün sonra adet oluyorsun. ben 28 gün sonra hemen yeni bir kutuya geçtim. ikinci kutuya da ihtiyacım olan gün kadar devam ettim, 4 gün, bıraktıktan 1-2 gün sonra da regl oldum. geciktirici yerine doktor tavsiye etmişti bunu.

bir de yüzmek falan için istiyorsan tampon da çok etkili bir çözüm olabilir.

primolut-n regl geciktrici ilaçtır, öneririm. regl başlamadan 2 gün önce içiliyor, günde 3 defa alınıyor, ne zaman regl omak istiyorsan 1 gün önce ilacın kullanımı kesiyorsun.
korkulacak bir ilaç deği. sonuçta bir ilaç yan etkileri olabilir ve kişiden kişiye değişir.

ben artik eski tip pasaportiara vize verilmiyor diye biliyorum. en azindan Avrupa'da boyle. vizen varsa kullanmaya devam edebiliyorsun da vize vermiyorlar.

10 yıldan eski çipsiz pasaportlara verilmiyor. ama ilk 2007'de çıkardığın çipsize alabiliyorsun.

Konaklama icin otel sart degilse Yellow Nest Hostel cok tavsiye edilir. Hem ucuz, hem cok iyi.

Bilet skyscanner.net?

couchsurfing denen bir şey de var.

bir metro ile(yaklaşık 40 dk sürüyor) merkeze inmeyi göze alırım diyorsan. günlük 12-13 euro'ya INOUT HOSTEL var. Hostel tepede doğa ile içiçe :)

Bir ornek vereyim, ona gore hareket edin:

2 yil once Turkcell'in HP kampanyasindan bir netbook aldik, aylik 69 lira odemeli. Ama fatura hic elimize ulasmadi, ayni anda 80 tane fatura odeyen babam da benim telefon faturalarimi netbook'un faturasi sandigindan sorun yok sanmis. Zaten interneti de 6 ay boyunca sorunsuz kullandi. Ne var ki bu sure icinde elimize hic fatura gecmedi. Sonra 6 ayin sonunda interneti kullanamamaya baslayinca babam Turkcell'i aradi. O da ne? 1700 lira borc. Faturalari odemedigimiz icin hizmeti kesmemisler o kadar ay boyunca, ama biz kampanyadan caydi saymislar ve sozlesmeden yazan tutari direkt fatura etmisler aylara bolmeden. Turkcell boyle bir firma oldugundan dikkat edin. Kesmeyebilir, sonra aylar sonra ama odememissiniz deyip bir suru para almaya calisabilir. E fatura gelmedi derseniz "benim problemim degil" der.

444 0 532 yi arayın sorun en temizi

aradım müşteri hizmetlerini ..fatura çıkmamış dio :D

Benim babam da kolu kirildiginda sopiro'nun bahsettigi et suyu vs. corbasini tuketmisti bol bol ki sanirim 45 yasinda olmasina ragmen kolu cabucak kaynadigina gore bir faydasi olmus olmali. kaslar icin su anda yapabileceginiz bir sey yok sanirim. yine o donem babam fizik tedaviye, termal havuzlara falan gitmis bir zaman. o sayede kisa surede topladi, kolu da uc yerinden kirikti ustelik.

O kaslar eriyecek. Fizik tedavi görmen gerek eski haline bir anda dönemezsin. zart diye toparlanmaz.

proteine aban bence doğuda bir gelenek var doğum yapan kadınalra hayvan kesilir eksiklik tamamlansın gibisinden o mantıktan yola çık et suyuna çorba paça çorbası falan ne bulduysan

alçıdan çıktıktan sonra zorlanmanız normaldir. ama yavaş yavaş eski gücünüze kavuşursunuz.
bol bol kemik suyuna pişirilmiş çorba tüketin. bir de komik gelecek belki ama kırıklar için "jelibon" tüketenlerin olduğunu biliyorum. sanırım içeriğindeki sığır jelatininden dolayı. yine de oldukça katkı maddesi ile imal edildiğini düşününce, canınız abur cubur istedikçe tüketin. abanmayın, abartmayın!
geçmiş olsun.

arkadaşımın birisi bunun için spor yapıyordu işi bilen bi hoca ile düzeltilebilir bnce de..

kamburlar ortopediye değil de fizik tedaviye gidiyor diye duymuştum ben

Omurgada buyuk, gozle gorulur bir anormallik yoksa fizik tedavi+1

Kayışdağı Darülacaze'nin hemen kapısında solda poliklinik var. Orayı arayın 528 84 84 ve nasıl randevu alınır öğrenin. Randevuya gidip o yaşlı fizyoterapist albayla görüşün ve durum gerektiriyorsa ibb fizyoterapi merkezi için kağıt yazsın. O merkez de 100mt ötede zaten. İçinde 4-5 fizyoterapist ve fitness makinaları olan o merkez tam işe yarayacaktır. Ücretsiz ayrıca :)

inşallah ankilozan spondilit değildir. uzman bir fizik tedaviciye gidin. teşhisi zor konulan bir hastalık.

amazon.co.uk u referans vermeyin pls.

aman sakınn hiç bir şey istemeyin. ingilterede burada pazar malı diyeceğiniz bir hırkayı, 200 tl'ye almış biri olarak diyorum. giyecek falan çok pahalı. yemek ucuz bi tek :))

primark'a gitsin arkadaşın. matalan'a gitsin. ucuzdur oralar.

@arnatuile
lacoste ve burberyy isteyeceğim oralarda bulabilr mi onu?

bulur.

lacoste ve burberry nereye gitseniz pahali, Ingiltere'den ucuza falan bulamaz onlari. Primark'tan ucuz urunler bulur, o da Primark marka.

Sterlin almış başını yürümüş, 2.9'lara gelmiş boşverin aldırmayın birşeyler. 1 Aydan beri İngiltere'deyim, hayvan gibi pahalı burada herşey.. Kıyafet Türkiye'de daha ucuz..

parfüm genel olarak ucuz. lacoste mağazası da duty freede pek bir ucuzdu ama indirim vardı. siz gidiyor olsanız başka şeyler derdim ama arkadaşınız uğraşmaz onlarla parfüm isteyin siz.

Kutunun icerigi nedir? Mevzu ticari mi? Bunlari bilmeden cevaplamak imkansiz sanirim.

bir de içinde ne var. içerik önemli. fransaya geçen yıl 400 kilo kadar basılı malzeme gönderdim sorun çıkmadı. gümrüğe takılabilir o yüzden 1 hafta sarkma olabilir dediler ama sorunsuz gitti. 4. gün ulaştı.

Dosya şeklinde msn tarzında aktarıldığını sanmıyorum ya da ben bilmiyorum.Şimdiki hesabın,düzenin kalsa da istemediklerini silsen?

tüm bilgilerini indirme şansın var ama direk onları geri upload edemezsin.

Fb de birden fazla hesap olayı hoş değil, facebook kıllandığı zaman hesap sorabiliyor sana

bende de aynı şey vardı , sildim hepsini 380 den 150ye indirdim arkadaşlarımı hem isminde q ! ' karakterler olanları ve nick olanları sildim :D sonra yüzyüze görüşmediğim herkesi sildim ( 2-3 kişi hariç ) yok onu seviyosan beğen yok bunu yiyosan paylaş şeylerini, dakikada bir ordan burdan copypaste söz yazanları sildim, şimdi duvarımda 1 hafta öncesinin şeyi bile var sor bana pişman mıyım hayır . ( bu arada ben silerken arkadaş listemde x lere tıklıyodum siliniyodu , şimdi arkadaşının profilini yeni sekmeye aç unfriend de falan uzun iş )

stnbull'' milletin bi tarafını kaldırmak istemiyorum yok bu sefer niye sildin felan diyecekler
en iyisi kökten silmek sanırım.. sonra açtığım yeni hesapta aklıma gelenleri eklerim

O da doğru dostum da ben olsam umursamaz silerdim.Madem yeni hesap açıcaksın sanırım tek tek eklemek zorundasın.Ayrıca yenisine hepsini ekle öyle sil eski hesabını,bazı eklemek istediğin arkadaşların profilini bulmak zor olabiliyor(herkese gizledikleri için) o yüzden.

Hesabini guvenlik ayarlarindan her turlu aramaya kapatirsin, ya da insanlari bloklayip silersin. O zaman sildigini de fark etmezler, hesabimi kapattim der gecersin

komple sildim gitti hafifledim tavsiye ederim.şmdiki hesabımda 3 tane arkadaşım var adam akıllı bilgi alabileceğim.

Tam tesekkullu hastaneden rapor yeterlidir. Tercumesi, noter onayi ve apostili olsun mutlaka.

Otel rezervasyonu yeterli. Onlar da biliyorlar otelde yasamayacaginizi, varinca ev arayacaginiz. Isterseniz konuya dair kucuk bir dilekce yazin, iciniz rahat etsin. Ama bunlarin hicbiri yuzunden sorun yasamazsiniz.

Palma de Mallorca
Madrid
Barcelona
Valencia
Menorca

adanın var zaten havaalanı. hem de avrupanın en işleklerinden.

Bu tip stajlar icin genellikle ogrenci vizesi veriliyor, onun proseduru izleniyor.

ben suanda almanyadayim staj icin.
kabul sonrasi ,bundesagentur denilen bir kuruma basvuruyorsun,daha dogrusu firman senin adina basvuruyor.
2 ay civari suruyo o belgeninde cikmasi 6-8 hafta.
ondan sonra alman vizesi alman gerekiyor.ondada ogrenci vizesi veriyorlar.

turk vatandasi oldugunu dusunerek yorum yazdim :)

Usta, halihazırda almanyadaysan bir an önce yabancılar dairesine git, randevu al (büyük bi şehirde değilsen yetişir) staja kabul aldığına dair belgeyi ibraz et, bir ihtimal öğrenci vizeni uzatacaklar, çalışma izniyle falan hiç uğraşmazsın.

Birebir aynı senaryo, ben vizem bitmeden gittim yabancılar dairesine, dedim böyle böyle, bi dünya evrak falan istediler götürdüm, öğrenci vizesini uzattılar. Onunla da 90 güne kadar çalışabiliyorsun anca. Başka türlü olmadı.

Şehir: Stuttgart.

npl diye bi tedavi var. nöro linguistik programlama.

dilek tugac 0 536 550 08 25
beni tenis hocasi can gonderdi diye ararsan yardimci olur.

Cocuk psikologu.

NLP falan bosverin.

çocuk psikiyatrisi olmasın çocuk sikolğu ne la

www.doktorsitesi.com

abi bu çocuk psikoloğunun uzmanlığı nereden yazarsan sevinirim hani 2 aylık sertifika pogromlarını saymazsak ya da rotasyonlarını saymazsak nerde almış bu uzmanlık paesini merak içerisindeyim... ama çocuk psikiyatrisi için sana yüzlerce hastane devlet ya da üniversite ya da özel hastane bulabilirim

almanya'da europcar ile hiç sıkıntı yaşamadan en az 8 kere araç kiraladım.

Europcar+1

sixt cok illetmis, ben de europcar'dan memnun kalmistim.

hangi ülke?

kullandiginiz cep telefonu nedir?

smart phone unuz var mi? ben hollanda'dayim, voipy diye bir zimbirti kurdum dakikasi 0.07 euro ya tr deki cep tellerini arayabiliyorum. sabit hatti aramak beles.

Amarika icin ise kartlar vardi yurtdisini aramaya yarayan, onlari kullanabilirsin. lokal bir numarayi ariyorsun, sonra asil aramak istedigin uluslararasi numarayi giriyordun, ucuz oluyordu vs.

şöyle bir şeyi kullanmayı düşünüyorum bir 15 gün sonra;

www.turkcell.com.tr

Smartphone'un yoksa Vodafone almak en mantıklısı. Uluslararası Vodafone içinde ucuza konuşuluyor.

SP varsa zaten Skype kur. Bayaa iyi.

Yurtdisindan bir hat alsan cok daha ucuza konusursun.

Turkcell kullanıyorum.

ülke Güney Afrika.

İphone 4

omegle.com
livemocha.com
ya da couchsurfing üyesi olup, şehrindeki buluşmalara katılıp, konuşma pratiği yapmak.. en işe yarayanı da bu..

busuu

Valla annem gecenlerde yeni aldigi eve sadece abonelikleri actirmak icin 1000 liraya yakin para odemis. Cebinizden buyuk meblaglar cikmadiysa siz muhtemelen acik olani ustunuze almissinizdir.

Ev sahibinin ilk actirma islemini tabi ki de kendisinin yapmasi lazim.

soruyu anlamamakla birlikte kiracı yada ev sahibi farketmez bir evde otururken evin herşeyi üstünüze olmak zorunda. çıkarken de bunlar devretmiyor, kapatıyorsunuz. yeni taşınan kendi adına açıyor yinede...
doğalgazda durum şöyle farklı olabilir, evde tesisat yoksa o demirbaşa girer ve parayı ev sahibinden kesersiniz. ama bunun dışında abonelik açma ücreti yine size ait.

Biraz daha ipucu vermezseniz zor o. Icinde "una hora" gecen kac tane Ispanyolca sarki vardir bir bilseniz.

işte başka herhangi birşey olsa da söylesem.. :((
aklınıza gelen hepsine açığım belki de denk gelir..
biliyorum samanlıkta iğne aramak ama şans.. :)

mırıldan kaydet yolla

www.2shared.com

saç spreyi var ısının saça zarar vermesini engellemek için. ama kendim kullanmadım işe yarar mı bilmiyorum.

Cok islak veya cok kuruyken kullanmazsaniz, arada bir bakim maskesi uygular duzenli kestirirseniz cok ciddi hasar gormez. Yani her kosulda yanacak o saclar kacisi yok da kestirmek zorunda olacak kadar olmaz en azindan.

kestirmek zorunda olacak kadar yanmasında o yeter

dove'un ısıya dayanıklı şampuanı var. kardeşim kullanıyor işe yarıyor mu bilemem.

edit: ısıya dayanıklı ne lan, ısıya karşı güçlendirici işte.

Sac serumlari var ben onlardan kullanıyorum hiç yanma olmuyor

markayı değiştirmesini iste. ben 10 yıldır kullanıyorum hiç yırtılma yapışma sorunu olmadı.

Goz kurulugu falan varsa sizde.... Gozunuze solusyon dokun, ya da doktordan goz kurulugu icin damla isteyin... Gozler islak olunca rahat cikar. Hic olmadi lensleri cikarmadan once aglayin biraz. :)

lensleri her gece uyumadan oonce mutlaka cikarin, lenslerle dusa girmeyin, havuza denize girmeyin. eger gozunuzdeyken islaniyorsa o yuzden olabilir. bide lens solusyonunuzu degistirin, optic free iyidir

kesinlikle gözünüze solisyon dökmeyin! klimalı ortamlarda bulunuyorsanız yapışabilir.

ben yillardir gozlerim kurudugunda gozume solusyon dokuyorum, hatta doktor da dokuyor. bir zararini gormedim. dokun. (2000den beri falan lens kullaniyorum)

edit: yararli oldugunu soylemedim ki ama sonucta zarari olmamasi ve o anki lensi goze yapisma durumunu kurtarmasi yeterli. hatta doktorun bile bunu tavsiye ediyor olmasi bence yeterli. damla surekli kullanilmasi gereken bisi, o anda lensten gozunuzu kurtarmaya calisiyorsaniz solusyon da gayet yerinde bir cozum ve tekrar ediyorum, bir zarari yok.

lens kutularının üzerinde bile yazar göze dökülmemesi gerektiği.zarar vermemiş olması yararlı olduğunu göstermez, göz kuruluğu için gayet uygun fiyata damlalar var zaten.

4 için konuşuyorum, 2 gün çok zor. akşam şarj ediyorum, gece 12'de şarjdan çıkarıp açık bırakıp yatıyorum. o gün akşam 9 gibi şarj tam bitmiş oluyor. aşağı yukarı 18 saat-24 saat yani. azıcık twitter, yarım saat kadar müzik falan yaptığım da.

Push mail ve notification açık (Günde 20 civarı mail alıyorum, max 10 tane de notification işte, parlaklık en yüksekte.

Ben iphone 3gs, erkek arkadasim 4 kullaniyor.

Ben saatlerce olmasa da gun icinde bir 30-40 dakka oyun oynuyorum. Haberleri okuyorum, facebook, twitter falan... 2 gun gidiyor telefon konusmalari, mesajlasmalarla.

Erkek arkadasim cilginlar gibi oyun oynuyor, saat basi maillerini kontrol ediyor, haberler falan derken 1,5 gun falan gidiyormus. Konfigurasyonla ilgili dedi biraz once.

Push mail- notifikasyonlar açık, parlaklık %70 gibi iken bendeki iphone 4 şarj etmeden 2 gün gidiyor. O iki günün sonunda da %20 gibi bir şarjı oluyor. Twitter-Facebook falan kullanıyorum. Müzik de dinliyorum. Almadan önce bu kadar beklemiyodum. Tabii gündüz okulda olduğumdan telefonla konuşmak yerine genelde mesaj kullanıyorum, akşam da telefonla konuşuyorum. Öyle işte.

iPhone 4 1bucuk gün gidiyo. Oyun pek oynamıyorum, wireless devamlı açık, maillerime bakıyorum, ortalama 1 sa müzik dinliyorum vs. bu kdr fonksiyonlu telefonlar için çok da kotu diil gibi

Seesu diye bir program var, çok sağlamdır. Chrome için eklentisi bile var. Ya da exe olarak setup halinde indirebilirsiniz bilgisayarınıza.

beemp3

grooveshark'tan dinleseniz?

begendiklerinizi groovedown ile indirebilirsiniz.:)

groovedown'dan nasıl indiriliyor?

youtube dan indirip convert etsen?

topinweb.com
edit: uyardılar, kullanılamıyormuş.

www.vidtomp3.com

şanslıysan eğer www.soundcloud.com bazı parçaları indirmene izin veriyor. Oradan takıl yok olmadı bir de şunu dene bulabilirsen şarkıyı sorunsuz indirirsin www.mp3raid.com
dipnot: arayüzdeki kalabalık seni korkutmasın güvenilir bi sitedir tecrübeyle sabit

en mutlu eden: uzun dönem başladığım askerlikte üniversiteyi bitirip diplomayı aldığım ve kısa döneme çevirmek için dilekçe verdikten sonra ankara' dan olumlu haberin tabura geldiği andı.
en mutsuz eden; aldatıldığımı öğrendiğim andı.

en çok mutlu eden: anne ve anne sevgisi
en çok mutsuz eden: ölüm ve düşüncesi

En mutlu eden - gercekten onemsedigim butun insanlarin bir arada oldugu ve baska bir hicbir sey dusunmek zorunda kalmadigim, problem cozmek zorunda olmadigim her an

en mutsuz eden - sevgilim bir ulkede, ailem baska bir ulkede oldugu icin havaalanlarindaki veda anlari, herkesin salya sumuk oldugu anlar. ama en cok babami havaalaninda aglarken gormek.

mutlu: uzun zamandır istediğim herhangi bir şeyin olması
kötü: annenin küsmesi, trip yapması

en mutsuz eden: ölüm acısı, ölümcül-ciddi sağlık problemleri (bende veya çevremde)
en mutlu eden: tabii ki aşk.
ve tabii ki çok nadir bu :)

mutlu: aşk
mutsuz: çaresizlik

+sevdiğim insanlarla olmak

-yargılanmak

Mutlu eden Arkdaşlarımla eğlenceli,güzel bir gün

Mutsuz eden,ortamdan dışlanmış hissetmek.

en mutlu eden: karşılıklı aşk
en mutsuz eden: ölüm

senin inanç sistematiğinde bir hata gördüm yalnız söylemeden edemeyeceğim. allah sana ''sevap işlersen bu dünyada çok rahat yaşarsın'' demiyor ki, ''sevap işlersen öbür dünyada rahat yaşarsın'' diyor. ''bu dünyadaki eziyetlere katlanacaksın'' diyor. o senin dediğin karma, bizim islamiyette yok o :D

ha bir de dindar insanların rahat yaşaması daha zor oluyor genelde. çünkü acaba hak yer miyim, birine zarar verir miyim, hile yapar mıyım korkusuyla çok para kazanabilecekleri şeyler yapmıyorlar. yani dindar olduğu için oğlunu hukuk fakültesine göndermeyen aile biliyorum ben. neyse yani takma kafana inanıyorsan. öbür dünyada rahat edersin :D

cenab-ı allah sevdiği kullarını böyle imtihanlardan geçirir. ne mutlu ki kalp gözünüz kapanmamış hala, allah'ın varlığına inanıyorum diyorsunuz hala. iman ve dua ile tekrar huzura erebilirsiniz, bol bol dua edin. ilmihal okuyup hocalar ile görüşün.

şaka lan şaka :D yok allah mallah, keyfine bak.

keder içinde olmanızın dinle diyanetle alakası yok. hayatta öğrendiğim birşey varsa o'da yaşadığın ortamın nelere gebe olduğudur. mutluların arasında durursan mutlu olursun. şansında açık olur bahtın da. kederli ortamın içinde yaşıyorsan hayatın o düzlemde şekillenir. tabii istisnalar kaideyi bozmaz.

kendini olabildiğince o ortamdan ve kederden uzak tut. sosyalleş. ortam yap. başarılı, zeki ve mutlu insanlarla takıl.

""dua edersen istediğin olur", "ona ibadet edersen istediğin olur", şeklindeki ifadelerin doğruluğuna inanmıyorum."

böyle bir şeyi nereden çıkardınız ki? her istediğin olacak diye bir şey yok zaten. çünkü o isteğinizin sizin için ne kadar iyi ya da kötü olacağını bilemezsiniz. yani sizin istediğiniz şey o an için size çok güzel gelebilir ama sonrasında belki de başınıza çok kötü işler açacak bir şey olabilir. o yüzden ben dua ettim ama kabul olmadı diye isyan etmeye gerek yok.

bir de "Çevreme bakıyorum, din iman umrunda olmayan insanlar çok mutlu." demişsiniz. onların gerçekten de mutlu olduğunu bilemezsiniz, belki de dışarıya karşı mutlu görünüyorlardır, bir de şu var tabi, inanmıyor diye mutsuz olacak değil.

şu da var, o inanmıyor dediğiniz insanlar istedikleri şeyi elde edebilmek için çalışıp çabalıyor sonrasında da onu elde ediyorlardır. ama "inanan" diye tabir ettiğiniz kişilerin çoğu sadece dua edip başka hiçbir şey yapmayıp, isteklerinin olmasını bekliyorlar. ben inanıyorum, dua da ediyorum, o zaman her istediğim olur diye bir mantık yok. tevekkül diye bir şey var.

bir de siz kendinizi hep sizden daha iyi yaşayan insanlarla karşılaştırıyorsunuz sanırım. bence kendinizi başkalarıyla kıyaslamayı bırakıp, isteklerinizi gerçekleştirmek için çalışıp çabalamaya başlayın ya da yapıyorsanız da devam edin. sizin mantığınızla düşünecek olursak, sizin hayatınızı yaşayabilmek için hayal kuran da bir sürü insan vardır, emin olun.

tanrı inancı gücünün yetmediği ya da açıklayamadığın korktuğun durumlarda sığınacak bir liman olarak ortaya çıkıyor insanın içinde. eğer yeterince realist olup neye gücünün yetip yetmeyeceğini iyi tartarsan(güçten kastım çalışmadan sadece dua ederek başarılı olunmaz vs.) ve çevrende olan olaylara ne kadar bilimin ışığında bakabilirsen o kadar tanrı inancına ihtiyacın azalıyor ve artık bazı şeyler için dua etmek yerine ona sahip olabilmek için harekete geçiyorsun, mücadele ediyor ve çaba harcıyorsun, o zaman işte hayal bile etmediğin şeylere sahip olabiliyorsun hem de sadece kendin uğraşarak. tanrı inancı, dua etmek falan bunlar hep işin kolayına kaçmak için

felsefeye çalışmaya başlayın. sofienin dünyası bu konuda güzel bir başlangıç adımı olabilir.

Ya hafız , hayatını allahın ya da x bi şeyin koyduğu kurallara göre yaşama bence. Kendin hangisinin doğru olduğunu düşünüyosan öyle yaşa. Onları yap.

senin su satirlari yazabilecek durumda olman bile, Allah'in seni gayet umursadiginin delili. Neden hep kendinden iyi durumda olanlara bakiyor ve kendini onlarla kiyasliyorsun? Biraz da senden kotu durumda olanlara bi baksan? Sadece temiz su bulamadigi icin 5. yas gununu goremeyen milyonlarca cocugun yasadigi bir gezegende yasiyosun. Yat kalk, Allah'a dua et, bu cografya dogdugun ve bu satirlari yazabilecek seviyeye gelebildigin icin. Sonrasini gene konusuruz, dilersen.

@compadrito,

o zaman 5 yaşına gelemeden susuzluktan ölen çocuk neye şükretsin, 3 yaşında ölmediğine mi?

Simdiye kadar yaptiklarinizla mutlu olamiyorsaniz kendinize yeni bir "yol" bulun. Din dediginiz bir yol sonucta, herkes bir kitabin, dinin pesinden gidecek diye bir sey yok. herkesin "tanri" anlayisi farkli... kendinizi mutlu eden neyse onu bulun.

Arapca, anlamini bile bilmedigim bir kac cumleyi tekrar etmek bana ne huzur veriyor, ne de istediklerimi elde etmemde yardimci oluyor. Tanri dediginiz sey sizin icinizde aslinda (Cem Yilmaz'im icimizde muhabbeti gibi ama oyle). Siz kendinize inanin once, kendinizi mutlu edin... Tanri diye inandiginiz baska bir varligi degil, icinizdekini mutlu edin. O zaman gerisi fasa fiso zaten. Siz mutlu eden neyse dogru olan odur. Bu kadar.

bu allah'a yakarış, dua edersen istediğin olur, sevap işle güzellikler seni bulsun gibi şeyler tamamen umut üzerine kurulu bir dünya bilader. bu dünyada birileri birilerini sikerken bi yandan da dini kullanıyor. sanki siken o değilmiş gibi, haksızlığa uğrayan kesimin bunun sorumlularının karşısına dikilmesini değil de allah'a ve umuda sığınmasını sağlıyor.

bu düzen bizi ayakta düzüyor. düzenler de oturmuş bizim allah'a dua etmemizi, ondan medet ummamızı izleyip gülüyor. bi yandan bu kurumu besliyorlar, zira işlerine geliyor. din kurumu bu yüzden var oldu hep.

derdinizin dermanını yanlış yerde arıyorsunuz, emin olun.

@sallayancay,

derman nerde peki? abi sohbetlerinde mi?

bu serefsızler başa geldıgınden berı benmde ınancım azaldı. ne bır adalet var ne bısey. yıllardır guzelim dinimize herkes bı yerlerınden bırseyler ekledi. cemaatler cakma peygamberler fettullahlar suleymancılar.. alayının allah belasını versin.

Allah (c.c.) tüm her şeyi yoktan var eden mutlak güç sahibidir. O Allah (c.c) birdir tektir. Ademe ruh üfüren ve onu bir balçıktan çiftler halinde yaratan yüce merhamet sahibidir. Eşi ve benzeri yoktur. O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, eksiksizdir, yerler ile göklerin sahibi, alemi muhteşem bir düzen ve nizam içinde yürüten eşsiz gücün sahibi O Allah'dır (c.c.).

Abi seni Allah mi gonderdi 2011 deki duyuruya yaziyorsun tovbest:))

Evet.
25 yasinizi gecene veya gecmediyseniz ogrenciliginiz bitene kadar.
Babaniz emekli oldugu kurumdan yazi alir, siz ogrenci islerinden ogrenci oldugunuza ve sgk'dan calismadiginiza dair yazi alirsiniz. emniyete gidersiniz beraberce. olaylar gelisir.

25 yaşını doldurup hala lisans öğrencisi olanlar için bi bilginiz var mı beyler?

Yeşil pasaport için soruyorum.

okul önemli değil. 25 yaş sınır. istersen halen ilköğretimde ol

ek bilgi: okul önemli. liseli kardeşime sadece 18 yaşına kadar verdiler. 18 yaşından sonra okumazsa vermezlermiş, üniversiteyi kazanınca 25'ine kadar alabilecekmiş.

@black sabahat
ee okul önemli mi oldu şimdi? bi daha oku bence yazdığımı :)

öğrenciysen 25 yaşına kadar.değilsen 18 yaşına kadar alabilirsin.

adaptor konusunda sorun olmamasi lazim, universal adaptor. bence apple tamircisine gotur, istanbul'da kadikoy ve uskudar'da var.

İsinmadan kasit ne onu da bilmek lazim tabi. Bu sicaklarda acikcasi ipad bile isiniyor biraz normal de olabilir. Umarim buz gibi calisacagini ummuyordunuz.

mbp isinan bir alettir. ama birsey olmuyor. sanal makine ile beraber fanlar genelde 6000 devirde donerek 3 yildir kullaniyorum. gormedigi gunes kalmadi hala ayakta ve gayet saglam. lakin dizinizin uzerine koyup kendinizi yakmayin. :)

www.apple.com

bunu yukleyip dashboard dan cpu sicakligini ve fan hizlarini kontrol edebilirsiniz.

yok canım elbette buz gibi çalışmayacaktı ama nedense bende ona yakın bir intiba bırakmış, sanki etrafımdaki mac kullanıcıları hiç şikayet etmiyorlardı gibi :) toshiba'dan mac'e geçtim, daha ilk günden toshiba sıcaklığı görünce kuşkulandım sadece. helenart ve norwegian wood arkadaşlara ayrıca teşekkürler, şu widget'tan biraz takip edeyim, olmazsa üsküdardaki teknik servise giderim.

Yazın özellikle sol üst kısım gayet de ısınıyor, hatta klavyedeki tuşlardan sıcaklığı hissedebiliyorum. Acaba beklentileri biraz yüksek mi tutuyordunuz :) fan sesi azdır ama macbook pro'lar da ısınır.

Ben evde laptop standı, yanımda taşırken de vantuzlu ayaklardan kullanıyorum. Ergonomik sebeplerden dolayı ancak soğutmaya da faydası oluyor.

sanırım evet, beklentilerim yüksek olmuş olabilir :)

eğer içini rahatlatacaksa şuan mac'i dizime koyamıyorum, yanıyor. mac'te ısınır.
bildiğiniz gibi bilgisayarda olan herşey mac'te de var.

Sastim kaldim yorumlari okuyunca. Ben bir yildir macbook pro kullaniyorum, hic o kadar ciddi bir isinma sorunuyla karsilasmadim. alet hep normal sicakliklarda... el diz falan yakmiyor yani. buz gibi degilse de oda sicakliginda.

son update'ten sonra bazilarinin (kullandiklari uygulamalar) nedeniyle problem yasadigini okudum gerci bir yerlerde. onu da bir arastirin isterseniz servise gitmeden once.

kac derece sicaklıklar yazarsan bir terslik olup olmadığı anlaşılır.

bu arada @luin41 normal kullanımda o kadar da çok ısınmıyor evet, şu an oda sıcaklığında mesela.

oyun/render dedin mi ızgaraya dönüyor ama :)

@thepseudocoder, "hiçbirşey yapmadan feci ısınıyor" kısmını kaçırmışım ben, işlem gücü gerektiren bir şey olmadan o kadar ısınıyor ise bir sorun olabilir. gerçi afaki konuşuyoruz tabii, derece lazım arkadaşın dediği gibi.

bugün farkettim ki tamamı olmasa bile bir kısım sıcaklığa google chrome sebep oluyor. özellikle gpu da 10 derece, gpu diode'da 30 derece sıcaklık azalışı var. fanlar da rahatladı, artık seslerini duymuyorum. sanırım bir süre daha safari'de takılacağım, chrome'u çok severdim yazık oldu.

Hayir yok, parmaginizla istediginiz yere birakmaniz gerekiyor.

gerzek bir telefon yani parmağınızla tutturamaz 1-2 karakter yana koyarsanız habire üstünde dolaşır durursunuz! :) (kullanıcısı değilim. bok atıyorum)

biraz gicik olsa da istediign yere tiklaman zor degil.

bende ya kelimenin başına ya da sona koyabiliyorum imleci(öyle dolma parmaklarım da yok)

Acaba sözlük açık diye mi.Kapanıyor mu biryerden sözlük? Zaten saçma yönlendirmelerinden sıkıldım.Dalgınlığıma geliyor 'Boşluk' yapıyorum, hop kelime değişmiş.

Mesajın üzerinde parmağınızla basılı tutarsanız tuttuğunuz yer büyüteçle yakınlaşır, imleci ince ayarla istediğiniz yere götürebilirsiniz.

Valla bayaa hassas çalışıyor imleci konumlandırma olayı, sizin parmaklar mı dolma acep?

büyüteçi kullanınca oluyormuş:)
Teşekkürler

fırıncı küreği ellerimle kullandığım süre boyunca bir sıkıntı çekmedim. büyüteç candır can.

Temyizden baska care yok o da yetismez. Sıkıntılı bi durum.

geçmiş olsun, bu kadar kısa sürede başka hiçbir ülkeden de vize alamazsınız

Ben 2 günde Hollanda'dan 3 aylık vize aldım ama, başka bir ülkeden red yediğinde ne olur bilemiyorum. Kötü olmuş.

geçmiş olsun, çok sinir bozucu bir durum. ama interrail için vizeyi Ispanyadan alma fikrini kim size verdi? Sanırım Ankaradasınız. interrail için en kolay vize veren Italya ve Yunanistan büyükelçilikleri dururken ispanyadan başvurmanız biraz saçma olmuş.

keşke dememek için yunanistanı bi dene derim

vaktiyle italya'nın vermediği schengen'i fransa'dan alan acente (çalıştığım firmanın çalıştığı acenteydi) sayesinde italya'ya gitmiştim. bir sorup danışın isterseniz acentelere. zaman da kısıtlı umarım hallolur.

acentelere danışın. bir günde vize alabilenleri var.

Başlangıç olarak İspanya'ya giriş yapacağımızdan ilk önce İspanya Büyükelçiliği'ne gitmiştim. Belgeleri tamamladıktan sonra gezi boyunca en çok İtalya'da bulunacağım için beni oraya yönlendirdiler fakat İtalya üzerinden başvuru sayısı o kadar çoktu ki bana verilebilecek en erken mülakat tarihi bizim tatil planımızın ortasına denk geliyordu. Biz de planı değiştirerek tekrar İspanya'ya başvurmama karar vermiştik.

Not: Gelen yorumlar üzerine biraz önce Yunanistan Büyükelçiliği ile görüştüm, başka bir yerden reddedildikten sonra en az 6 ay beklemeniz gerekir yoksa biz de direk reddederiz dedi. Sonrasında Hollanda için iData'yı aradığımda ise ilk girişi Hollanda'ya yapmamız gerektiği söylendi, oysa bizim planımız İstanbul-Barcelona uçuşu ile başlıyor. Yani şu anda Hollanda'ya başvurmak demek uçak biletleri ve rezervasyonlar dahil tüm planın değişmesi demek (hem de sonucunda tekrar reddedilme ihtimali yüksek olmasına karşın)

temyiz icin gerekli yazmaniz gereken ne varsa bana yollarsaniz erkek arkadasim ispanyol, ona cevirttiririm ben , ispanya konsoloslugu gercekten cok zorluyor, gecmis olsun.

Ikinci sebebi birinci sebebe bagli olarak vermisler. Vize basvuru sorularinda aslinda hep yaziyorum, Ispanya'dan vize almak icin paraniz oldugunu ispatlamaniz yeterli. insanlar genelde "e hesabimda su kadar para var, daha ne istiyorlar?" diyorlar ama oyle degil. Annenizin, babanizin maas bordolari, banka hesaplari, eviniz varsa tapusu, kira gelirleri vs bunlarin hicbirinden faydalanmiyorsaniz biel varligini gostermek zorundasiniz. Onlar sizin "onlarin basina bela olmaniz"dan korkuyor. Sorun burda... Ispanya'daki goc oranlarina bakarsak da haklilar bir bakima.

Ispanyolca konusunda yardim isterseniz sozlukten her zaman mesaj atabilirsiniz. Ispanyol manita ne demek, ben bizzat yazarim sizin icin.

Bilgi olsun diye söylüyorum; ben de Hollanda vizesi aldım ama ilk giriş yapacağım ülke Macaristan. Yaparsın uçak ve otel rezervasyonunu vs. alırsın Hollanda'dan. Şansını dene derim.

öncelikle geçmiş olsun, bu vize işleri insanı çileden çıkartıyor, can sıkıcı şeyler.
ben de yıllar önce italyaya vize alamamıştım, fransadan vize alıp italyaya gitmiştim. yine bir arkadaşıma almanya vize vermedi, aracı bir firma sayesinde hollandadan vize aldı, ama hollandaya gitti, uçakla, girişini oradan yaptı yani, sonra hızlı trenle birkaç saat içinde almanyaya geldi.

Astarı yüzünden her türlü pahalıya gelir, ayrıca vize alacağınızın garantisi de yok. Su için derim, geçmiş olsun valla, bildiğin şerefsizlik götlük bu.

2 hafta regl öncesi dönem + regl dönemi... e geriye kaç huzurlu gün kaldı insanlık adına. normal midir bilemem tabi. ben de regl öncesi dönem 1 gün bazen o da yok :)

ayarsızsın

Ben de! Ben de!

hep öyleyse normaldir. biraz erken oluyormuş sadece o kadar. istersen görün bir doktora gerçi ne yapabilir bilemiyorum.

benim 2 hafta önceden başlıo 5 gün sürüyo bittikten sonrada 1 hafta çıkamıyorum etkisinden. Yani ayın 26 günü agresifim :)

psikolojik. şartlandırmışsın kendini. ayrıca dengesiz beslenip çok yağlı yiyorsun. sivilceler ondan. he bi de hormonlarına baktır psikolojik değilse. şişkinlik de su içmediğin için olur.

ulan ben de diyecektim, benim sevgilimde de böyle bi durum var, bugün konuştuk diye. duyuruyu kimin açtıgını yeni görüyorum. ahahaha.

araya kaynak yapıyorum. @makel: senede 10 defa regl olanlar için ne diyeceksin?

african rain mağra kadınıdır o. eski çağlarda kadınlar 3 ayda bir regl oluyormuş. üretkenlik azaldığı için daha çok regl olmaya başlamışlar. gayet sağlıklı olabilir. hala 3 ayda bir regl olan kadın da var. çocukları da var gayet normal.

www.jinekoloji.net

bende de boyleydi. kilo verince -çok fazlam yoktu 7 kilo falan verdim şu an normalden zayıfım- ve regle yaklaşınca kafeini azaltıp spor yapınca geçti. hatta gecen iki ay farketmeden oldum ki bu benim icin bir mucizeydi.

regl başlamadan 10 gün önce bol bol kuru fasulye, mercimek, nohut gibi yiyecekler tüketin. doğal yoldan b6 vitamini takviyesi regl sivilcelerini önlüyor.

@calincia ama zaten şişkinlik oluyo bir de üstüne o gazı düşünemiyorum. sivilce yine idare edilir de olayın şişkinlik ve ruhsal etkisi rahatsız edici :/

yumurtlama zamanı da bişiler olabiliyo. uzun zamandır kontrole gitmediysen de bi görün.

Kiz surtunmeden alev alabilir, o yuzden boyle urunler zararli.

arkadaşım n'aptın sen.. o öyle olmuyor. sekiz-on çok bir defa onu diyeyim, sakin. 15 dakika da ortalamanın üzerinde olsa da olay partnerinin tercihlerinde bitiyor. çabuklaştırmak için ise spor yap, ve sigara kullanma...

not: kas gücüyle şehir değiştirip sigara kullanmıyorum, selam ederim :P

partnerimi zaten boşaltiyorum hayir bir süre sonra sıkılıyorum oyüzden çünkü 8den aşağısıda beni kesmiyor kan beynime sıçrıyor vicudum sanki yaniyormuş gibi damalarımda kan yok magma var.

panpa çabuklaştırmak istiyosan en güzeli kalabalık bir evde kapıyı kilitlemeden asılmaktır heralde. aha biri geliyor, aha kapı açıldı derken sorun falan kalmaz ortada.

gerçi şimdi 1 saat içinde 10 gidebilirsen, duyurudan ip mizi, adresimizi falan bulur bize de gidersin heralde. kaçın la kaçın.

eski kız arkadaşim terapiye göndermek istedi ama yararli olmadi
ben sadece bir soru sordum var mi dir yok mudur ?

F klavye ise alt+ğ

macbook'ta da alt+3 ile oluyor? klavyeniz nedir?

işte kanıt!1!!1: ######

klavye düzeni Turkish QWERTY PC'ye ayarlı bu arada.

Yaw okumadiniz mi duyuruyu, 2 gun once oluyordu, simdi olmuyor yazdim... Ben de biliyorum alt+3'le ciktigini. Duyuruya bakarsaniz.

qwerty, ispanyolca. ama benim sorum daha cok bir sey yaptim da mi olmuyor?

tamam onu okumamışız. ne kızıyon? :)

fiziksel klavye değil, prefs > language & text > input sources'daki klavye düzenini sordum. misal alt+3 ile # yapma olayı "Turkish QWERTY PC" ile çalışırken "Turkish QWERTY" ile çalışmıyor. Aynı şekilde Spanish ISO ile çalışırken düz Spanish ile çalışmıyor. onu değiştirmiş olabilirsin yanlışlıkla.

O da Spanish ISO. Bilgisayarda iki gunde hicbir sey degismedigi halde, israrla calismiyor.. Anlamadim.

hangi ülke yazmamışsın ama bence giremezsin bir gün önce.

avusturya

gece 12'ye kadar takılırsın apronda nolacak

Bence de giremezsin.

giremezsin +1

6 ay kala bile mırın kırın edenler var.. kaldı ki bu 1 gün.

giremezsin.

doğru cevap "giremezsin" değil, türkiye'den çıkartılmazsın o vizeyle.

zamanında havalimanında vize-pasaport kontrolü işlerinde çalışmış biri olarak söyleyim, vize tarihinden bir gün önce ya da bir gün sonra farketmez hiç kimse o ülke içinde duramaz.

çünkü havayolu şirketi vizesiz yolcu gönderirse 5000 eurodan başlayan cezalar alıyor.

makyaj malzemesi icin en onemli kriterim kalite. pahali da olsa birsuru ivir zivir cesit alacagima bir tane kaliteli alip cok uzun sure kullanirim.

trend ve moda cok onemli degil, rahat ettigim ve de bana yakisani tercih ederim.

kaliteli olduktan sonra fiyati onemsemem, alabilene kadar beklerim. illa cok almam gereken bir malzemeyse bir alt kalitesiyle idare etmeye calisirim.

uygulamali satis iyi bir yol, ne de olsa cildinizde hissedip nasil durdugunu da gorebilirsiniz. ama yalakaliga gerek yok, bir urunun cok ovulmesinden hoslanmam, guvenimi sarsar. iyi urunun cok ovulmasine gerek kalmaz, zaten iyi oldugunu bilen bilir.

ben sorana kadar karismasinlar, sorarsam da sadece sorumla ilgilensinler, yanina ekstra kakalamaya calismasinlar.

hepsinin olmali, neden olmasin ki? hijyen icin tek kullanimliklar gelistirilebilir tabi.

Yas 25.
1. Markasiz makyaj malzemesi almam. Gidip en pahalisina para da bayilmam ama ne oldugunu bilmedigim bir urun de kullanmam. Fiyat onemli bir kriter olsa da sirf ucuz olsun diye yuzume her seyi surmem.

2. Moda, trend ne olursa olsun ben yillardir yuzume en cok uyan renkleri, urunleri kullaniyorum. Bu sene bronz cok modaymis diye bana yakismadigi halde o urunleri kullanmam. O bakimdan bana pek bisi ifade etmiyor, ben yine canimin istedigini aliyorum - kimse kullanmiyor olsa da.

3. Malzemesine gore degisir. Bir fondotene 60-70 lira veririm de, ruja o kadar para bayilmam. Cunku fondoteni devamli kullaniyorsun, bir kere suruyorsun gun icinde, bu yuzden uzun sure gidiyor o urun. Verdigin 60 lirayi 4 aya bolunce o kadar da pahali olmadigini goruyorsun. Bir de habire fondoten degistirmiyor insan. Ruj, lipstick her gun baska bisi suruyorsun. O yuzden onlara tas catlasa 15-20 lira veririm heralde. Allik,rimel ve fondoten benim icin ayni sinifta. Allik icin limitim 30-40 lira, rimel icin 30 lira olur sanirim. Dedigim gibi bunlar uzun sure kullanilan urunler. Bugune kadar aldigim en pahali goz kalemi de 19 euro ile bir Chanel'dir, daha fazlasini da vermem zaten.

4. Pazarlamada en onemli sorun sonucta musterinin hayalkirikligina ugruyor ve bir daha urune elini surmuyor olmasi bence. Mesela Loreal reklamlarinda bakiyorsunuz, Eva Longoria'nin kirpiklerini alnina degiyor, halbuki sonuc hic kimsede oyle olmuyor. Gercekci beklentiler yaratmali bence tuketicide. Hangi marka hatirlamiyorum ama bir reklam kampanyasi vardi, "bu fotografta hicbir rotus yoktur, mankenin dogal halidir" diye.

5. Bir sey sormadigim halde uzerime atlayan stand gorevlisinden nefret ediyorum. Gelip "bir seye ihtiyaciniz olursa soyleyin" diyen bile bende stres yaratiyor. Ben sormadikca, rahat biraksinlar ben kendim secerim. Ondan sonra tam istedigim seyi bulup cikaramayinca onlar da sinir oluyor, ben kendim baksam daha rahat bulurum. Bulamazsam sorarim zaten.

6. Kremler haric fondoten ve lipsticklerin, ve hatta rimellerin testeri olmali. Kaliciligini gormek acisindan...

- kaliteli olması kesinlikle
- moda,trendi umursamam hayatta, kulandığım malzemeler bellidir zaten
- fondöten+göz kalemi+rimel+parlatıcı+far hepsini senede bir alırım ortalama 100-130 tl veriyorum. çok kullanmam ama...
- kimse bana pazarlamasın, ben gider bulurum
-kimse yanıma gelmesin, uyuz olurum..bir de müzik aleti satan dükkanlarda yapıyorlar, onlara da uyuz oluyorum.
- başta fondötenin testeri olmalı. ( doğru mu yazıyorum bilmiyorum)göz kalemi hariç hepsinin olmalı...


ben de teşekkür ederim.

alırken temel kriter kalite tabii ki, benim ki kaliteden de öte bazı markalara karşı takıntım var hayatta almam bakmam ürünlerine, kalitelidir onlar da ama böyle bir şey var içimde.

trend makyaj malzemesi deyince aklıma chanel'in trend belirleyen ojeleri, mac'in limitli olarak üretilen kalemleri farları geliyor.

Ortalama bir makyaj malzemesine vereceğim fiyat, üründen ürüne çok değişir, genelde verdiğim para 50+ oluyor.

Pazarlamada gerçekçi uygulama fotoğrafları çok etkili oluyor, aslında reklam için blogger'lar daha aktif bana göre, firmanın kendisi o yorumları yapsa pek önemsemem ama firmadan bağımsız birisi görüşlerini yazınca ve görüşler de iyiyse o ürünü alma isteği oluşuyor içimde. yani kısaca kimse bana pazarlamasın ben kendim bilerek gidip istediklerimi alıyorum.

Parfümeriye girdiğimde ben sorana kadar karışılmazsa hakkaten süper olur, başımda beklenmesinden hiç hazzetmiyorum. Bazen de sorsak bile sallanmıyoruz o da ayrı bir mevzuu tabii ikisinin ortası olsun.

Fondötenlerin, rimellerin, kapatıcıların hatta kalemlerin testerı olmalı. çünkü fondöten, kapatıcı gün içinde dayanıyor mu yoksa akıyor mu bilinemiyor, aynı şekilde kalemlerde, rimeller dökülebiliyor gün içinde, bunlar için tester şart olmalı bence.

- kaliteli olması lazım, sürdüğüm şeyin iki dakikada uçmaması lazım

- sezona göre makyaj yapan biri değilim, bu sadece bir pazarlama taktiği. mesela ojelerde de son zamanlarda başlayan bir taktiktir her sezona ayrı renk oje çıkarmak. gereksiz.

- kaliteli olduğu sürece bir ruja 50 veririm, ama 80-100 uçuk rakamlar benim için

- bu konuda diğer ülkelerin sephora'ları örnek alınmalı, insanlar tester'ları (ki bu tester'lar her zaman el altında bulunmalı, onun tester'ı yok bunu tester'ı yok dediler mi çıkıp gider müşteriler) özgürce deneyebilmeli, çalışanlar karışmamalı. ama soru sorunca da adam gibi cevap vermeliler, makyaj konusunda cahil olup "mat ruj diye bir şey yoktur ki size bunu vereyim" denmemeli çok itici ve müşteri kaçıran bir durum.

- yine sephora örnek alınmalı diyorum, sattıkları her makyaj malzemesinin standa sabitlenmiş bir tester'ı oluyor genelde. ve eğer tester kalmadıysa çekmeceyi açıp yepyeni bir ürünü kutusundan çıkarıp tester yapıyorlar. cilt bakım ürünleri ya da şampuanlar için de ambalajlı tester'lar bulunmalı ki kadın onu evinde deneyebilsin.

yurt dışındaki kozmetik mağazalarını uzun uzun inceleyen bir blogger olarak türkiye'deki mağazaların kendilerini ve çalışanlarını ciddi anlamda geliştirmeleri gerektiğini düşünüyorum.

ayrıca kesinlikle almayacağım markalar da vardır, mesela başka bir blogger ürünlerini beğenmediğini yazdı diye kızcağızı dava etmeye kalkan erkul kozmetik'ten asla almam, aldırmam da. bir markanın/mağazanın imajına çok dikkat etmesi gerekiyor.

-Kaliteli olmalı, her markanın hit ürünleri miss ürünleri vardır. Kaliteli bir marka diye her ürününe güvenmem.
-Makyajda basic ürünlerden yanayım, ne kadar az ürün, ne kadar hafif makyaj o kadar iyi. Trend olarak daha az zararlı ürünler ilgimi çekiyor. Mesela göz farı ama antioksidanlı, makyaj bazı ama güneş koruması ve nemlendirme özelliği gibi trendy ürünleri denemek istiyorum.
-makyaj malzemesi ürününe göre değişir. Ojeyle cilde sürülen bir pudra bir değil. Genel olarak clinique gibi orta segment ürün fiyatlarını tercih ederim.
-Makyaj malzemesini satan kadınların suratları palyaçodan hallice oluyor, gözenekleri göz göz, allıkları şerit gibi, kirpikleri rimel tortusuyla kaplı. Açıkcası oldum olası midemi bulandırmıştır aşırı makyajlı kadınlar.
Bilgili, doğru düzgün makyaj yapabilen, fazla sık boğaz etmeyen, yalan yanlış bilgilendirmelere girmeyen kişiler tarafından ürün tanıtılmalı
-Bana kimse karışmamalı, karışıcaksa da adam gibi bilgisi olsun.
-Her makyaj ürününün testerı olmalı.

Ispanya icin:

El Chupete
La Lluna (Sadece Comunidad Valenciana bolgesi)
Premios Eficacia
El Sol (Festival Iberoamericano de la Communicación Publicitaria)
FIAP (Festival Iberoamericano de la Publicidad)
Premios Alce (Alicante)

reklamcilik.ege.edu.tr sağ altta

atillaatalay.blogspot.com

mymodernmet.com
techcrunch

google reader kullanırsanız, takip ettiklerinize benzer olan feed'leri size öneriyor.

reader.google.com

xkcd
garfield
doghouse

www.bbc.co.uk

Bana ozgu zannediyordum cevabi bende merakla bekliyorum

yanliz değilmişim benim kuzenimdede oluyor sadece kedilerin bulunduğu yerde veya baz istasyonlarinin bulunduğu yerde oluyor duşu alip çikiyorum baz istasyonun orda kaşinti başliyor.

suyun içeriğinden kaynaklanabilir.

(bkz: mite)

Bir kereye mahsus hamama gidip tüm vücuduna kese yaptır. Ben böyle kurtulmuştum.

(bkz: su alerjisi)

bende de oluyordu ama sadece ayak ve el bilekleriyle sinirliydi. sonucta gunesten ve sicaktan olduguna kanaat getirecek kadar cok deneme yaptim. antihistaminik krem kullandim, 2 gun sonra gecti. ara ara kasiniyor yine ama o kadar cok degil.

bende de oluyordu bu kaşıntı olayı delirme noktasına gelmiştim. yazın olması havadaki nem miktarından olduğunu düşündürdü bana. ankaraya taşınınca iyice kesildi. bir de bende spor yaptıktan sonra duş aldığımda olmuyordu. ama mesela sabah kalkar kalkmaz duş aldığımda çok şiddetli oluyordu. bu kaşıntı mevzuunu zaten hala çözemediler bildiğim kadarı ile sebebi vs bile belli değil.

cildiniz kurumuştur? krem yağ bişi sürün. yağ derken baby oil gibi gibi.

kuru cilt yorumuna katılıyorum, yazın hem aşırı terlemekten, hem de sık duş almaktan cilt daha çok nem kaybediyor. bir de duş jeli kullanıyorsanız ondaki bir maddeye alerjiniz olabilir (benim var mesela). mümkün olduğunda saf bir sabun vs ile deneyin bir de.

kahve fincanı takımı.

borcam iyidir.
ya da fincan takımı.

borcam iyi değildir bence.
4.bp.blogspot.com

pike, çok hora geçiyor bu dönemlerde.

kül tablası.

kalem.

Dekoratif gaz lambası. hem süs eşyası gibi hem de işlevli.

www.google.com.tr

vazo. her eve lazım.

annem en yakin arkadasim evlendiginde ona kucuk bir set yapmisti ikea'dan. cok da ucuza gelmisti. bi tane cok sirin kucuk bir battaniye, bir kac sus yastik, cok sirin bir bulasik fircasi, bir de tepsi almisti. cok alakasiz gorunseler de sonucta arkadasim hepsini kullaniyor.

en son evlenen bir akrabama (yakın hiç değil, ama uzak da değil. arkadaş gibi daha çok) hem duvara asılabilen hem de masaya konabilen bi çalar saat almıştım. hani şu eski tip olanlardan. www.google.com.tr tipi de aynen şöyleydi. rengi de oda takımlarıyla tutunca sevinmişlerdi.

tuketıcı dernegı.

valla öncelikle daha fazla para gitmemesi açısından kredi kartını iptal ettirin yeni kart çıkartın numarası falan değişik olsun... sonra içerde kalan para için mücadele edersiniz...

annemin imzaladığı sözleşmede ne yzıor bilmiyorum ama atıyorum 1 yıl boyunca ayda 129 lira ise, kredi kartını iptal ettirdiğimizde bir de dolandırıcı olmayalım?

bankayı arayın. onlarda kart numarası ve internet alışverişlerinde bi şeyler yapabiliyolar sanırım.

kredi karti numaraniz degisse bile o kart uzerindeki borc yeni karta aktarilir benim bildigim. sizin bankadaki musteri hesabiniz sabit sonucta, onemli olan kart numarasinin degismesi. zaten 10 ay 129 tl cektilerse bir daha bisi cekmemeleri gerekiyor.

Su galiba bu sirket lcc-grup.com

evet aynen bu şirket. sözleşmeyi gönderseler bakıcam ne yzıyor üzerinde diye ama göndermiyorlr. yarın tekrar deniycem.

arkadaşlar şimdi napalım biz ya? annem hayatta tüketici derneğiymiş, davaymış uğraşmaz. annemin üzerine olduğundan ben de yapamam, napıcaz :S daha doğrusu napıcam. benim yapabileceğim bir şey lazım

istanbul'daysanız yerleri kozyatağı'nda kolay bir yerde. dayanın kapılarına.

kredi kartı numarasını değiştirin. sonra şikayetvar sitesine şikayette bulunun. www.sikayetvar.com gerekirse tüketici derneğine bilgi almak için gidin. gerekli bilgilendirmeyi yaparlar.

bankani ara. dolandirildigini soyle ve kredi kartindan cektikleri parayi iptal ettir. bu tur konularda banka seni senden iyi savunur merak etme.

vaktinde 2000 lira civari param carptirildi soke soke aldi garanti benim yerime.

tanıdık bir avukat bulup. kendinlerine ücreti geri iade etmeleri konusunda bir ihtarname gönderin. aksi takdirde dava açacağınızı vs. vs. belirtsin.

iadeli taahütlü yasal bi evrak ellerine gelince ciddiye alırlar. eğer yanılmıyorsam 7 gün içinde itiraz etmezlerse ihtarı kabul edip ödemek zorundalar.

bankaya dilekçe ile başvur nüfus cüzdanı fotokopisi de ekle ve faxla gönder. ilk ayı geri alır mısın bilmem ama kalan 9 ayı alırsın. bu arada telefonla da arasın annen kartla dolandırıldığını söylesin yeni kart verirler başka para cekemezler.

bence geri vermelisin.
bütün elektrnik cihazları açıp baksınlar o zman sorun var mı diye. saçmalık

edit: yada teşhir ürünü olabilir

Geri ver yenisini al bakmis sifre koymus diye bir sey olamaz.

geri ver, mırın kırın eder kesin öyle bir haltı eden bir firma. şikayet etmekle falan tehdit et, değiştirmezlerse de hakikaten et.

Resmen kullanılmış ürün vermişler. Çoğunda windows yüklü bile olmuyor sizden önce alan yüklemiş kurmuş. Bence de geri götürün, almak zorundalar.

onu sadece acip bakmakla yetinmemis bence kullanmis bile o calisan. magazalarda teshir urunlerine magazanin adi verilir kullanici olarak, calisan degil.

gerek kendim gerekse tanıdıklarım için üç dört tane laptop aldım ve hepsinin kurulumu falan ödeme yaptıktan sonra mağazada gözümün önünde yapıldı. öyle pakedini bile açmadan verdiklerini görmedim, bence de geri ver.

zuhaha böyle saçma bişeyide ilk defa görüyorum. bişey var mı diye bakmış. adamlar bozuk parçaya zorla bakıyolarda durup dururken bakalım bi bozuk mu bu diye bakacak bi adam ben tanımıyorum. adam güzelce kullanmış işini görmüş hatta o kadar işini görmüş ki şifre bile koymuş :))) vallaha gülmekten bi hal oldum git geri ver mutlaka.

marka ve mağaza adı ver merak ettim şimdi, o belliki kullanılmış yutturmuşlar sana.

Beyler gideyim fakat ne diyeyim. Savunmam ne olmalı (ulan sanki mahkemeye çıkıyoruz ya) ne diyeyim tam olarak.

erpa diye bir mağaza. Vatan bilgisayar, evkur gibi bir şey...

@hayaletin garrip huyları beyaz eşyacıdan laptop mu aldın sen. beyaz eşyacıdan laptop alanıda ilk defa görüyorum her neyse. git ve problem neyse direk anlat. olduğu gibi.

oranın sorumlu üst seviye birisiyle görüş. kullanılmış de bu pc kimde görülmüş açılıp parola koyulduğu, biraz daha kurcala pcyi eski tarihlerde bi işlemyapılmış dosyalara fln.

Dostum çalıştır'a cmd yaz sonra çıkan ekrana systeminfo yaz ve orda ilk yükleme tarihi:.... diye bişey yazar adamlar kullandıklarına göre bu tarihte eski olacaktır onuda gösterebilirsin.

hocam ilk yükleme tarihi 27.06.2011 yazıyor...

kullanılmış laptopu kakalamışlar panpa.
iade et, çıngar çıkar.

acaba sadece kullanılmış mı?
belki sattılar hüseyin gündüze, bozuk bişeyi vardı geri verdi, bunlar da onarıp satışa koydular yine.
kesinlikle değiştirmelisin.

teşhir ürünüymüş beyler.
biraz zorlayınca söyleyip yenisini verdiler. Taş gibi bilgisayar.
Sağolun hepiniz...

ne demek istiyorsun tam anlamadim. birebir derken ne kastediyorsun mesela, tek kelimeyle mi? hersey tek kelimeyle cevrilemez ki. yardimci kelimeleri bazen kullanmak zorundasin ceviri yaparken. passive voice olaylarina giriyor cunku.

yaptirildi - Rumeli Hisari was built/raised/constructed by Fatih.


yaptittirildi diye birsey yok sanirim. yaptirtildi olur. o da soyle:

Rumeli Hisari was made to be built by Fatih. (bunu biri onaylasin, cunku normal sartlarda kullanani gormedim. Bu da yaptirildi gibi kullanilir buyuk ihtimalle.)

Ettirgenin (causative) edilgeni (passive) nasıl olur diye soruyorum. Yani
"Fatih had this fortress built" yerine "this fortress ..... by Fatih" denecek. Gerçi muhtemelen böyle bir kullanım yok, zihin cimnastiği olsun diye soruyorum.

this fortress was got built by fatih. of cok fena sıktım bi fikir verir belki

construction of Rumelihisarı was ordered by Mehmed II.

öncelikle cevaplar için sağolun

@ermanen: bence de en makulü "was built", ama bu gramer olarak "yapıldı"nın karşılığı oluyor, "yaptırıldı"nın değil. ettirgenin edilgenini arıyorum ("yapttıttırıldı"yı espri olsun diye söyledim)

@gobraa: mantık güzel, yalnız bu kullanımı google'da aratınca hep hintli-pakistanlı siteler çıkıyor!

@homo sapiens: anlam olarak doğru da gramer olarak hala aradığım bu değil

"....ordered/requested to be built by...." ?¿?

"Rumeli Hisari" was made to get erected by Fatih.

Fatih got "Rumeli Hisari" erected.

Vallahi meshur mimar Santiago Calatrava insaat muhendisligi okurken mimarliga gecivermis, ikisinin de faydasini gordugu anlatilir kendisiyle ilgili her hikayede.

3.kişi gözüyle bakarsak aylar önce çıkan viral reklamın çakması olmuş. ama gelin-damat adayı için yeterince samimi. açmak gerekirse, 3.kişi olarak beğenmedim. ama biri bana böyle bişey yapsaydı hoşuma giderdi.

ne guzel hediye. ben de isterim :) fransa'dan goruntuler de koyabilirsin araya, guzel olur...

@mayeskuel haklısın endişem de oydu zaten. hani aralara başka yaratıcı bir şeyler koyabilir miyim falan niyetindeyim? varsa fikirleri alıp h.sonu yapmaya çalışacağım.

@ermanen sokak vs. falan böyle bir şeye gitmez diye düşündüydüm ama... bilemedim şimdi sen böyle diyince.

bence de sokaklardan goruntu ekleyebilirsin. bir de videoyu sen bitir. sen yoksun galiba...

@luin yokum ben. evet. beceremem öyle şeyleri. (: çıkıp ne diyeyim ki?

luin hakli sen de gorun. en sonunda ayni cumleyi sen soyle iste. belce ve kerem'e omur boyu mutluluklar... arkaplanda da guzel bir fransa goruntusu olabilir...

@ermanen arkadaşım onlar benim, belce ve kerem'e mi diyeyim tanıdığım insanlara.

daha samimi bir şeyler bulsam, olur gibi. (: hani "ömür boyu mutluluklar fransa'dan selamlar" vs. tadında

yani video'yu tamamlasin diye oyle dedim, isimleri soylemeden de diyebilirsin tabi sana kalmis, bir sekilde gozukmen gerekiyor hehe

harika olmuş ama senin de olma fikrine katılıyorum.

bence sen de kendine yabanciymissin da turkce konusamiyormussun gibi garip bi aksanla kisa bolum cek. komik olur... video'nun icinde sen de olursun. :)

ben fransızcasını söylesem? istesem de istemesem de garip bir aksan olacak zaten!

benim de aklima geldi o... altyazi yaparsin ona da super olur. :) ama sen de kagida bakarak falan yap. digerleri gibi olsun.

2 aydır fransa'dayım zaten. Fransızcam başlangıç seviyesinde daha.

ister istemez öyle olacaktır.

hacı kısalt onu. defalarca "be_lce ve kerem" demesinler.
Ayrıca buradan görürlerse süprizi kaçacak. Senin vimeo'nu takip etmiyorlardır umarım.

@michael
yok ikisi de düzenli internet kullanıcısı değiller. Video da o kadar uzun değil bence, defalarca demeleri komik oluyor...

belki saçma gelebilir; ama ben olsam youtube'dan caparkapa(educatedear)ile temasa geçip şu videoya bir el atmasını isterdim. adam hem editing hem de fikir bulma konusunda çok yetenekli.

ne zamana kadar yetişmesi gerek?

en geç haftaya perşembe.

panpa harici mikrofon kullanmamışsın, can kulağı ile dinlerken senin gülüşlerinin sesi çok fazla geliyor. Ses ayarı gerek. Seste ki noiseleride kaldırmamışsın.
Tema güzel.
Çekimler 1080p mi?

harici mikrofon falan şimdi çok zor işler. tek başıma uğraşıyorum zaten. 1080p - canon 60d ile çektim. gülmelerin falan çıkması da daha güzel olduydu gibi?

Gülmeler tabiki de güzel, sadece mikrofonun dibinde kahkahayı patlattığın için videoda ki sesin desibel aralığı çok açık olmuş.
Neyse efenim detaylara fazla takılırım ben, boşverin. Güzel bir çalışma olmuş.

Evet, gizlilik ayarlarindan.

daha turkcell yazamadığı için numune olarak ayırmışlar onu. resim yan yatık diye de olabilir

Ben öğretmenlik derim..Hatta ve hatta öğretmenlik çok da umrunuzda değilse, ilerde öğretmenlik düşünürsem bir sene de formasyonla uğraşmayı göze alırım diyorsanız İngiliz Dili ve Edebiyatı diyorum.

Maalesef ülkemizde çeviri yapmak için KPDS den belli bir puanı almak yetiyor. Bu nedenle sadece çeviriye odaklanmak bana pek mantıklı gelmiyor. Edebiyat her ne kadar korkutucu gelse de insanın ufkunu açıyor..3 sene önce bölüme başlayan benle şu anki ben arasında dağlar kadar fark var..

Ayrıca çeviriye başlayınca, kültür birikiminin çeviri yapmada sağlayacağı kolaylıkları da göreceksiniz. Bu nedenle edebiyattan alacağınız kültür birikimini çeviriye olan ilginizle birleştirmeniz çok daha verimli sonuçlar doğuracaktır.

istedigini oku diyenler size fazla idealist gorunuyor olabilir de misal sirf ac kalmamak ugruna da hayatiniz boyunca nefret ettiginiz bir isi yapmak istemezsiniz. bu bakimdan sizin hayatta ne istediginiz, neler yapmayi sevdiginiz de onemli.

hayattan sikilan adam +1 diyorum. ceviri mesela fransizca-ingilizce mutercim tercuman olucaksan tamam ama diger konularda hayattan sikilan adam'a katiliyorum.

ders içeriklerine göz at istersen bir de. ne öğretecekler sana öğren. her üniversitesinin sitesinde var. bu arada ben tercümanlık derim. ancak çevirmenlik yapma konusunda istekli olman gerek.

öğretmenlik oku, istersen çevirmenlikte yaparsın hikayeleri geçmişte kaldı. öyle kolay değil. şahsi olarak yaparsın ancak kurumsal anlamda tercümanlık okuman son derece önemli. şahsi çevirmenlikte bir yere kadar, ancak ek iş olarak görülebilir. çevirmenlik eğitimini bu derece küçümsemeyin derim.

kişiliğiniz çeviribilime daha yakınsa, öğretmenlik de edebiyat da sıkıcı gelecektir okurken. bir de yeni bir dil edinmek mezuniyet sonrası iş bulmada fazla fazla fayda sağlayacaktır.

ingilizce öğretmenliği mezununun yapacağı çeviriyle mütercim tercümanlık mezunu birisinin yapacağı tercüme ve kazanacağı paralar asla bir olmaz. biz ingiliz d.bilimi, dil edebiyat öğrencileri olarak bilumum sıkıcı yazılı çeviriyle 3-5 kuruş kazanırken, mütercimlik öğrencileri ardıl ve simultane çevirilerle paraya para demiyordu. dersleri de çok ağır değil bildiğim kadarıyla, ama zihinsel olarak çok yıprandıkları bir gerçek.

tercümanlık, dil edebiyat gibi bölümlerin bi kaç yıl içinde formasyon problemi olabilir zira alınan öğretmen sayısı gittikçe azalacak ve eğitim fakültesi mezunları da bu durumdan rahatsız biraz. tabi genel görünüş bu şekilde, ne olacağını bilemem tabi.

önceliğin maddiyatsa tercümanlık, ceviribilim, ancak öğretmenliğin de son yıllarda gittikçe daha popüler ve rahat olan bi meslek olduğunu da unutma, bi de dil mezunu insan hangi bölümde olursa olsun, üniversitede kendini geliştirmesi sonucu her işi yapar, bişeyler olur neticede, bi de üniversitede insanın fikirleri çok değişiyo, bunu da bilmek gerek.