Kavaklıdere Egeo Roze gayet iyidir. Tavsiye ederim.

Prosecco için de yalnızca şarap satan butiklere bakabilirsiniz. Şuradaki yazıda bahsediliyor: adimadimgurme.com

bizim is yerindekiler bir cok denemenin ardindan internetten soyluyor. memnunlar killektiva mi ney. bazi yerlerde subeleri de var.

kadikoy'de mockup moda'dan aliyorum kahveyi, tavsiye ederim. konumu; mehmet ayvalitas meydani. (moda havuz)

çibo demeye hazırlanıyordum ben de :D

carribou varsa civarda daybreak filan deneyebilirsin. ben carribou kahvelerini severim. üşeniyorum demesen ikea'nın kahvelerini de önerecektim ama o topa hiç girmiyorum o zaman.

Kahve çekirdeklerinin HEPSİNDE kavurma işlemi sonrası akrilamid oluşuyor starbucksa özgü bir şey değil türk kahvesi ve kakaoda bile oluyor, eve aldığın çekirdeği ham alsan da kavurma işleminde oluşacak hem de daha fazla soluyacaksın. Cilt ve solunum yoluyla da geçiyor. Nereden alırsanız alın süzerek demleme öneriliyor.

eksisozluk.com

solunum yoluyla da akrilamid alındığı için taze çekilmiş kahveyi koklamak artık iyi bir fikir değil mesela.

neferkitty doğru bir entry yazmış. ancak bu sebepten olmasa bile, lezzet açısından starbucks'ın yerine alternatif düşünebilirsin. avrupa yakası desen gözüm kapalı önereceğim 2-3 yer var ancak anadolu yakasında sadece 1 yerin çekirdeğini denedim, o da gayet güzeldi. montag www.zomato.com

moda migros yakınlarında rafine espresso bar ve merkezdeki fujifilmin üstünde bulunan montaj Coffee'nin kahvelerini önerebilirim

kahhve.com

Balıkçılar çarsısı sonunda coffee manifesto güzeldir.

www.probadorcolectiva.com

Ben Probador'a aylık üye oluyorum genellikle, isteğe göre 2 haftada 1 veya 1 haftada bir değişik kahveler yolluyorlar. Tabii normal olarak da alabilirsin. Kahveleri kalitelidir.

istanbulda uzun vadeli oturmayi dusunuyorsaniz ev satin almaya girisin bununla birlikte lokasyon olarak nereleri dusunuyorsunuz? ev fiyatlarini kira carpanina gore iyice hesaplayin. kiracilarla ugrasirim problem degil derseniz yatirimlik ufak ev alip onun kirasi+ustune az kira ile daha buyuk daha iyi bir yerde de oturabilirsiniz (daha riskli)

ev alın

Ev alıp kendinizi bağlamayın. Atın bankaya ilerde evi satamazsin ama para lazım olur.

1200 kira verin, paranız bankada dursun. Euroya çevirin.

Hangi semtte oturmak istediğinizi de söylemeniz lazım. Ben merkezi ve hareketli semtleri seviyorum mesela, dediğiniz verilerle de buradan gerçekten oturulacak bir ev almak çok zor.

Selam,

Saçma gelebilir ama 200 bin'in 32 günlük mevduatı 2 bin civarıdır. Hani aklınızda bulunsun. Ev fiyatlarının bu kadar şişik olduğu ortamda 1600 civarı kirayı mevduatla çevirebilirsiniz.

Çok içme..

Diyarbakırda içtim ben. Bizim aldıklarımızın üzerinde üretim tarihi yoktu ve 40 TL'ydi. Süryani şarabının beyazı yok bildiğim kadarıyla. Ben farklı farklı zamanlarda içtim. İlk içtiğimde keskin gelmişti ama içtikçe tadı güzelleşiyor. Ama fena yapabiliyor, çok içmemek lazım. :)

Fiyat pahalı geldi yahu. 90 TL çok bence. =)

süryani şarabının beyazı da mı varmış. ben sadece kırmızı olur diye biliyorum.

90 tl çok 1 lt şarap için. o fiyata mis gibi ithal şaraplar var.

biz sevmedik çok keskin ve sert geldi bize.

90 tl coksa diyeyim getirmesin o halde? Peki istanbul'da nerede buluruz bu sarabi?

@halanne, Kirmizi-beyaz var mi diye bilmediğimden sordum.

Icimi de yumusaktir dediler ama... dur bakalim.

suryani şarabı farklı ve yöresel bir lezzet. bir defa dahi olsa denemek gerekir. 90 lira bana da biraz fazla geldi. hani şaka yoluyla ''vicdansız 90 lira neyin şarabını getiriyorsun, pazarlık yap biraz'' filan diyerek daha ucuza getirtebilirsin belki.

www.gurmeajanda.com

@allaccess:

bu etkinliğin fiyatı nedir acaba? arkadaş aynı fiyata 12 şişe şarap alıp begenmediklerini denize dökse yine daha az para verir gibi duruyor uzaktan :)

Kanyon suvla’da minik minik kadehlerde şarap denenebiliyordu ama anladığım kadarıyla seçtiğiniz bir tür şaraptan birkaç tane deneniyor. Zomato’dan bir menüsüne bakın en sonlarda var, fiyatlar makul gayet.

@leylaomega tam aradığım gibi bir yermiş. 5 cl'lik küçük kadehler çok mantıklı deneyip deneyip karar verilebilir.

başlığı takipteyim.

şaraba acayip merak sardım nedense. yakında mardin'den süryani şarabı geliyor. bunu da paylaşacağım duyuruda. umarım beğenirim.

Kanyon veya Emaar Suvla ile Taksim'deki Solera'da isteğinize göre şarap deneyebilirsiniz. Daha kapsamlı bir eğitim arıyorsanız, IWSA'nın WSET sertifikalarına bakacaksınız, yok daha basit bir eğitim bakıyorsanız Somelyer'in (www.instagram.com) eğitimlerini takip edebilirsiniz.

Ayrıca, önümüzdeki hafta sonu, The Taksim Marmara'da CMC isminde bir etkinlik var, yaklaşık 200 tane şarabı tadabileceksiniz. Fiyatı 170 TL. (www.gustobarshop.com) Nasıl şaraplar sevdiğinizi bulmanız için güzel bir başlangıç olabilir. Ben de orada olacağım, gelirseniz her türlü yardımı yaparım.

www.adimadimgurme.com da benim sitem, orada da şarapla ilgili bir çok bilgi bulabilirsiniz.

adimadimgurme.com
adimadimgurme.com

Bunlar benim önerilerim. Mekan çok, inceleyip ilave soru da sorabilirsin. Orkide Pastanesi'ni tavsiye etmem, turistik ve çok sıkıcı bir mekan. Bence Akşam Simit Fırını'nda dene. Onun dışında gitmeyi planladıkların güzel yerler, değişiklik olur.

mano ve burger lab'e gitme, ya da git ama diğerleriyle aynı klasmanda olmadığını bilerek git; diğerleri gayet güzel.

moda'da b.o.b var, zapata var. Havan'dan'ın sadece cumartesileri çıkan kaburga burgeri, basta'nın kuzu burger'i de sadece burgerci olmayanlar arasından güzel burgerler.

www.hurriyet.com.tr

bunu bilin de..

akali burger kesinlikle

Demirören AVM'de Uptown İstiklal'de yedim, gerçekten efsaneydi.

Valla ben big king’i hiçbir şeye değişmem :)

virginia angus iyi baya

Bob -Moda tavsiye ederim.Timeout en iyi olarak onlari secti.Patatesleri de çok güzel.

Bir de buna ek olarak Harbiyedeki Zulayı öneririm.Ekmeği bana pek hitap etmedi ama köftesi olması gerektiği gibiydi ve cok lezzetliydi.

Beşiktaş'ta Biber Burger var tavsiye ederim.

Bu burgercilerin herhangi birini tavsiye etmem herhalde.

-Akali
-Zula'da Edizione
-Komşu Burger'in Tereyağlısı
-Basta'daki Kuzu Burger

önerilerim olacaktır.

b.o.b <3

Nusretin lokum burgeri ve komsu burger.
Virginia angusu çok sevemedim, mano ort. Bence, baltazar ise kanatlı eti çıkmıştı zamanında direkt ele:)

burger joint en çok onu sevdim bunlar arasından

www.instagram.com

kavaklidere cabernet sauvignon syrah
yine ayni seriden
ancyra kalecik karasi
daha tatli olsun denirse
chenet merlot

Büyülübağ - Cabernet Sauvignon
Vinkara Mahzen - Kalecik Karası
Suvla - Grenache Noir
Kayra - Buzbağ Rezerv
Pamukkale - Nodus Cabernet Franc Merlot (Bu 60'ı aşabilir ama çok güzel şarap.)
Küp - Thia Merlot

carrefourdan sava alınabilir fiyatı 14,90 TL, fiyat/performans üst seviyede. sava premium var birde, onun fiyatıda 18.90TL. sadece carrefourda satılıyor.

Nişantaşı'ndaki Frankie hoş olabilir.

Taksim Doğadan Restaurant - Sed hotel

SED oteldeydi sanırım. Saro diye bir adam var. Onun programı şahaneydi.

Dessera bağ evi, kırklareli.

Öyle çok da fazla bağ evi olmadığı için, hepsi ister istemez İstanbullu müşterilerin yüksek talebi ile popülerleşiyor.

Ancak @oligomer in dediği Dessera Bağ Evi, görece İstanbul'a uzak kalmasıyla tercih edilebilecek, keyifli bir yer. Bunun yanı sıra, sitemde de tanıtımına yer verdiğim Bakucha (adimadimgurme.com), gayet güzel bir alternatif.

bakucha olabilir, gitmiş ve beğenmiştim.

bence görmediyseniz bosna ve çevresi.

Çok net Belgrad.

gürcistan - tiflis 'e gidin gezin derim .
ucuz bir ülke , tarihi yerleri müzeleri seviyorsanız gezilecek çok güzel yerler var hem de yemekleri nefis

Turklerin vizesiz gidebilecegi en gelismis ulkeler Karadag ve Japonya. Japonya neden vizesiz bilmiyorum ama pahali olabilir, bu nedenle Karadag daha ekonomik olur.

Belgrad çok güzel, Tiflis'e de ilk kez gittim bu hafta sonu, orası da çok güzelmiş. İkisini de tavsiye ederim. Belgrad daha soğuk olabilir.

tam tayland mevsimi.
balkanlarda donarsınız.

2018'in Nisan ayı için Belgrad'a bilet aldım bile. =)

adimadimgurme.com

Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışmak gibi geliyor bana nedense. Şöyle; son 15 yılda eğitimden yönetime, özel sektörden kamu kurumlarına, değişmeyen bir sistem gösterin, ben de size bundan 30 yıl sonrasının planını gönül rahatlığıyla yapabileceğiniz bir ülke göstereyim. Memlekette bırak yıllar sonrasını, yarın ne olacağı belli değil ki. Nedir; her şeye rağmen yaşlılığını büyük bir disiplinle planlayabilen bir insan, bireysel emeklilik gibi bir dıştan zorunlu güdüme ihtiyaç duymaz, kendi inisiyatifiyle planını, yatırımını yapar bence. Hatta biraz ticari zekası varsa bırak kendi yaşlılığını, çocuklarının gençliğini bile rahat geçirtebilir. Burada mesela bitcoin diye başımızın etini yiyorlar, o olur. O riskli geliyorsa döviz-altın yatırımı olur, tamamen atıyorum 50 bin liraya bir pazar yeri alınıp oradan gelecek kira biriktirilir, o kendini amorti edince bir pazar yeri daha belki. Ya da yine atıyorum 2 sene önce servis plakaları 200 bin liralardayken bugün 500 binin altına yok.

Düşünmüyorum ben yani.

2 yerden bireysel emekliliğim var. Birincisini ablam başlatmıştı, bana işe girdikten sonra devam ettirmesi kaldı. İşyeri de benim ödediğim kadar üzerine ödediği için devam ettiriyorum. İlki Anandolu Hayat ikincisi Garanti.

su anda hic bir yatirim araci verdigin paranin %25 ini sana garanti olarak kazandirmaz. %25 lik devlet katkisi denen bisey var ve bence cok cazip. ben bundan yaklasik 7-8 sene once girdim simdi ordan biriken parayi gorunce vay be iyi ki girmisim diyorum. maasimdan anlamayacagim kadar bi miktar kesip kendisi devlet katkisiyla biriktiriyor. Benim isime geliyor.

var ama tl olarak değil. koç hissesi/ döviz olarak tutuyorum.

6 senedir var. Benim 6 senede biriktiremeyip çer çöp edeceğim bir parayı biriktirdiği için mantıklı buluyorum. Yatırım olarak bakmıyorum açıkçası. Kredi kartımdan otomatik olarak kesildiği için aklıma bile gelmiyor, sene sonunda bilmemkaç bin lira birikmiş oluyor, “aa” diyorum.

3 (5 yıl üstü) tane vardı 2 tanesini ev alırken bozdurdum. 1 tanesi devam ediyor. usd olarak ödüyorum.

Evet var.Grupama'da.

Var ve yakında 10. yılını dolduracak. Doğruyu söylemek gerekirse 10. yılını doldurur doldurmaz, devlet katkısının bir miktarından da feragat ederek sistemden çıkmayı planlıyorum. Paramın değerlendirildiği fonların getirilerinin yetersiz olduğunu düşünüyorum.

Var ama dondurdum, gereksiz geliyor bana da. Şimdi ödediğin para 10-20 yıl sonra cücük gibi kalacak (yüzde 25 katkıyı alsan bile bana çok avantajlı gelmiyor).
Ama başka türlü para biriktiremeyenler için hiç yoktan iyidir diyorum.

Yok. Devlete güvenmiyorum, katkısına da güvenmiyorum. Paramı TL'de tutmak çok saçma geliyor. Altın alıyorum her ay.

tam tersi olsaydı, bu sefer niye sağ taraf borç, sol taraf alacak diye soracaktınız.

borç tarafını sol olarak seçmelerinin özel bir nedeni olduğunu sanmıyorum. tekdüzen hesap planı borçlu çalışan hesaplarla başlar. dilimizde de yazı, soldan sağa doğru yazılır. bu psikoloji ile ilk hesapları soldan başlayacak şekilde seçmiş olabilirler.

ilk kaydın borç olması da benzer bir istemsiz düşünce tarzı ile olabilir.

yine de net cevap istiyorsanız sizin için tekdüzen hesap planı hazırlama komisyonunun başkanı olan sayın hocama bunu bir danışacağım.

Sol tarafını "Varlıklar", sağ tarafını "Yükümlülükler" olarak da düşünebilirsiniz. Belki muhasebe mantığını kavramaya yardımcı olabilir.

borç alacak olarak düşünme. Debit Credit olarak düşün. + - yani. Sen olsan sağ tarafa önce - ile mi başlarsın?

2. Cebine para girmeden harcayamazsın ya muhasebe mantığı da aynı şekilde çalışır.

1. Sol tarafa varlıklar yazılmaya nasıl başlandı bilmiyorum, tahminime göre yövmiye defteri kaydından gelen bir alışkanlık olsa gerek. Maddeyi yazarken soldan başlıyorsun ilk kayıt borç olduğu için borçlar solda alacaklar sağda olmuş olabilir. Yövmiye defteri derken; bilgisayar çıktısı değil ciltli deftere dolma kalemle yazılan zamanlardaki yövmiye defteri.

Kamu borç stoğu/gsyih

Ama tabi ki tonla değişken var, doğru analiz için hepsini göz önüne almak lazım

Bir de ABD özelinde şöyle bir şey var. En en kötü senaryoda, ABD, dolar bazlı borçlanmasını para basarak ödeyebilir. Çünkü ABD'nin parası dünya çapında kullanılmakta. Ama mesela Türkiye'nin böyle bir şansı yok, dolar borcunu ödemek için bir şekilde o dolarları dış piyasadan elde etmek zorunda. Yani bir ülkenin parasının dünya çapında kullanılıyor olması böyle bir avantaj da sağlıyor.

kamu+özel sektör borç stoğu/gsyih de bakılabilir farklı bir değerlendirme olarak. Özel sektörün borçlarını çevirememesi de bir ekonomik krize sebep olabilir ancak tabii ki kamu borcunun çevirilebilirdiği kadar önemli diyemeyiz özel sektör borçluluğu için.

dolar rezerv para olsa da abd karşılıksız basarak borç ödeme amacıyla kullanamaz. sisteme enjekte etmese de bir karşılık göstermesi lazım. illa ki de gösteriyordur.

aslında yükü belirleyen tek şey karşılığının sürdürülebilirliğidir, üretim yapıyorsan, verimli tekniklerin varsa veya ne bileyim yeraltı kaynağı vs. gibi bir kapın varsa problem yok. ama ne zamanki borça alıştın, sürdürülemez hale geldi, o noktada batışa gidersin.

Gidip kendileri ile tanıştım. En son kahve festivalinde de vardılar. Güzel iki insanın çıkarttığı güzel bir marka. Şu anda yükselişteler. Umarım kalitelerini korurlar. Alishiro gibi tabandan tavana çıkıp şımarmazlar :)

Abi valla iş buldun sandım :)

Afiyet olsun

Ben de meşe pelitlerinden un yaparak deneyeceğim bu kış, bakalım :)

Halk ekmekteki tam buğday organik ekmek. Benimkisi bu. hem ucuz hem 10 güne yakın gidiyor.

Günde 2 dilim yetiyor.

Eataly nin rustic olanini aliyoruz biz, eksi maya zaten.
1 tam rustic ekmek 1,5 kilo civari geliyor, 4 kisi yiyoruz, 1 hafta goturuyor. Cok doyurucu, ustu de citir citir zaten.
Onu almaya usenirsek (her hafta alamiyoruz cunku kadikoyde oturuyoruz, gerci her hafta birimizin metrobusle isi dusebiliyor karsiya) eve yakin beyaz firin var, oradan aliyoruz eksi maya ekmegi. Ama bi eataly rustic degil.

10 gun nerde sakliyorsunuz bu ekmekleri yahu ? :)

1 yıldır bayılıyorm onlara.

Alishiro'yu da tavsiye ederim. Ali candır.

Süperrrr ben de alcamm

@fakyoras, dondurucu kısmına bez torba ile kaldırıyoruz, yiyeceğimiz kadarını ısıtıp yiyoruz :)

İstanbul'da ekşi mayadan, kaliteli buğday vb. kullanarak işini hakkıyla yapan ekmekçiler var. 240 derece bunlardan biridir. Başka tavsiye isterseniz, Avrupa Yakası için Bröd, Eataly'nin ekmekleri, Kantin'in dükkan kısmında satılan ekmekler ve Nino Bakery düzenli olarak ekmek aldığım yerler; ancak en çok Bröd'ü tercih ediyorum diyebilirim. Anadolu Yakası'ndaki favorim ise Sour & Sweet Bakery, plase olarak da Naan Bakeshop önerilebilir. Yine Anadolu Yakası'ndaki Juli Bakery hakkında güzel şeyler duydum ancak daha deneyemedim.

Gittik. Fiyatlar Midpoint civarı, belki bir tık daha üstü.
Biz şarap almadık, dikkat etmedim, ancak olabilir bence. Yalnız muhtemelen oraya kadar gitmişken oturmak da istersiniz. Ayağa düşmesin diye daha fazla detay vermiyorum :)
(bkz: foursquare)

Teras kısmında olan Kanyon Suvla yalnızca restoran olarak hizmet veriyor. Bu nedenle oradan şarap alamazsınız. İki kişi olduğunuzu düşünürsek, bir şişe şarap açtırıp, birer de ana yemek söylemek kaydıyla, kişi başı 100-120 TL civarında ödeme yaparsınız.

Şarap almayı düşünüyorsanız, galiba P1'di, yani otopark katında, Suvla'nın satış mağazası var. Orayı kullanabilirsiniz.

fiyat olarak kanyon içerisinde gideceğiniz bir çok restoran fiyatlarından çok farklı değil ve teras kısmında dendiği gibi satışı yok.

İki gün yeter safarı parka gidin halfetide tekne turu yapın tahmisin kahvesi meşhur alacaksanız marketten alın tahmis ıkı katına satıyor aynısını. El bagajıyla gidiyorsanız bagaj beklemek istemiyorsanız dönerken salça almayın kabine kabul edilmiyor. İmam çağdaşın baklavaları çok tırt serbetsiz tatsız. Zeugmayı hamam ve mutfak muzelerinş kaleyi gezin. Tostcu erola ugramaya degmez çok pis ve menüdeki hiçbir tostu yapmıyor sucuklu kasarlıdan baska. Kaleye gırıste hedıyelık satan bi dükkan var oradaki amcaya ugrayın sıze gezi broşürü versın gezilmesi gereken yerlerı guzergah çizerek anlatıyor girmişken magnet falanda alırsınız hem. İyi geziler bol bol yemek yiyin :)

Gezmek görmek için 2 yeter ama yemek için yetmez. Cumayı da katın yapabiliyorsanız. Yukarıdaki arkadaşın yazdıklarına ek olarak mozaik muzesine gidin ve cikisinda halil ustaya ugrayip kusleme vs yiyin. Bakircilar carsisini gezin. metanet lokasında sabah erkenden beyran yiyin. Katmerci zekeriya usta var orada katmer deneyin. Karsilastirmak icin bi de kusleme kebaphan restoranina gidin (biraz sehir disinda) ve bilimum kebap/katmer yiyin (favori katmerim buradaydi). Bisürü baklavacı var ve herkes farklı yeri seviyor. Ben imam cagdasin yemeklerini ve tatlilarini cok sevdim mesela. Az sekerli tercihimdir benim. Cok sekerli isterseniz kocak baklava olabilir. Cumartesi aksam bayazhana gidebilirsiniz bi de.

Yeme içme ve klasik tavsiyekerin dışında önereceğim yer Pişirici Kasteli olacak, 13. Yyda yapılmış bir kastel, tesadüfen girdik ve çok hoşumuza gitti, çok heyecanlı bir güvenlik görevlisi var, kastelin tarihi hakkında tüm bilgileri anlatıyor ve en güzel noktalarda, doğru kadrajla fotoğrafınızı çekiyor. Google haritalarda kastelin yerini ve 360 derece fotoğraflarını görebilirsiniz.

Bir de Metanet'in simit katmerine bayıldık biz, son yıllarda şekerden uzak durmama rağmen ufak bir parça ile kaçamak yapmaktan alamadım kendimi...

Pazar Antep'teki çoğu lokanta kapalı olur. Cumartesi gününü yeme içmeye ayırıp, Pazar da müze gezeceğim derseniz olabilir. Ama yeme içmenin hakkını vermek için Cuma gününü de eklemeniz iyi olur bana göre.

Mozaik Müzesi çok güzel cidden.

Yeme içme önerileri için de sitemizdeki yazılara yönlendirebilirim:
adimadimgurme.com
adimadimgurme.com

Aşina'ya gidip "şehir dışından geldik ve yöresel her şeyi denemek istiyoruz" deyin. Minik minik porsiyonlarla her şeyden getiriyorlar. İmam çağdaşı falan da denemiştim ama en çok Aşina'yı beğenmiştim ben.

İki şehir de gayet pahalı, daha bütçe dostu bir şeyler arayışı içerisindeyseniz Prag ve Budapeşte ikilisiyle başlamanızı tavsiye ederim.

prag ve budapeşte çok avrupa başkenti tadı vermez, hedefinizi barselona paris koyduysanız küçük gelir, sakin gelir. evet oraların masrafı yüksek olur ama yaşayacağınız tecrübeler, göreceğiniz şeyler de ona göre değişir. nispeten ucuz madrid diyebiliriz barcelona'nın muadiline, paris içinse roma diyebiliriz.

ben olsam bütçeyi zorlar paris'e giderdim. barselona da iyi ama paris daha kaotik megakent kıvamında, istanbul'da yaşamaya alışıksanız paris güzel gelir. paris daha çok avrupa'dır, barselona daha çok akdeniz'dir. paris'in sidik kokulu sokakları açıkhava müzesi beklentisindeki insanlarca yadırganıyor ama binbir çeşit insanın yaşadığı büyük şehir duygusunu da çok güzel hissettiriyor, ki paris'in açıkhava müzesi kıvamında bölgeleri de var.

barselona bana yapay geliyor, normalde akdeniz kültürü severim ama o düzenli yolları, cetvelle çizilmiş caddeleri hep aynı yerde dolaşıyormuş hissi yarattı. tabii merkezindeki barri gotic tam bir açıkhava müzesi ama paris'tekiler kadar geniş değil.

karar vermenin bir diğer yolu da iki şehirdeki önemli yapıları listeleyin. kim hangilerini daha çok görmek istiyor seçsin, çoğunluğa göre o şehre gidin.

edit: barselona'da da paris'te de ucuz konaklama seçenekleri var ama iyi araştırmak lazım, illa ki gecelik kişi başı 50 avro verecek değilsiniz. gideceğiniz döneme göre değişkenlik gösterir ama hostelde kalmak en ucuz ve rahat seçenek. kalabalık olduğunuz için airbnb de kovalayabilirsiniz, hele ki biraz uzun kalacaksanız daha bile avantajlı olabilir.

ilk defa cikacaksaniz paris daha mantikli bence.

yer seçimi bir yana, iyi çalışmakta fayda var. toplu taşımaların detayları, araba kiralama nereden yapılacak nerede yenir, nerede gezilir, internet alınacak mı vb. önden çalışırsanız daha kolay geçer.

Gormek istediginiz seylere gore karar verin. Sagrada familia yi eyfel kulesinden daha mi cok gormek istiyosunuz vb mesela.


Onemli olan orada cantaniza sahip cikin. Iki sehir de cok guvenli degil, yankesiciler vb var. cantanizi ayirmayin yaninizdan, pasaportunuzu, paranizi ona gore yerlere koyun.
Onun harici, tatmak istediginiz yerel tatlara bakabilirsiniz, orada sim kart alabilirsiniz internet kullanmak icin vs.

Ayrica airbnb kullanabilirsiniz bence. 4 kisiyseniz otel/hostelden daha uygun ve konforlu olur.
Sehir iclerinde kalacaksaniz araba kiralamayin sakin, iki sehir de toplu ulasim konusunda gelismis ki sehir seyahatinde araba kiralanmaz zaten :)

Paris'e gitmiş ve pahalılığından yılmış, aradıklarımı bulamamış biri olarak seçim illaki bu ikisi arasında gerçekleşecek ise ispanyollar ve kültürlerine olan sevgimden dolayı Barselona derim. Tabii Barselona'ya henüz gitmişliğim yok ancak Madrid ile içli dışlı sayılırım. Toplam iki kere gittim ve hep güzel anılarla ayrıldım. Eşimle gerçekleştirdiğimiz son ziyaret şöyleydi: adimadimgurme.com
Madrid'e gitmeyi de düşünebilirsiniz. =)

Yine de tabii buradaki öneriler bağlamında sizlerin ilk yurtdışı tatilinizden ne beklediğiniz önemli. Yalnızca yeni bir kültür göreyim, yurtdışı olsun yeter gibi bir bakış açısı varsa Prag ve Budapeşte önerim geçerliliğini koruyor. =) İkisi de genç ve eğlenceli şehirler.

Barselona.
paris ne la amele yurdu.
her yan Senegal, Cezayir, Kamerun.

seyduna +1

barselona paris'e göre çok daha ucuz bir şehir zaten. üstelik çok daha güzel (bence). tam muhteşem sokaklarında kaybolmalık. bu iki seçeneği vermemiş olsan bile ben barselona derdim.

keisnlikle barcelona

27 yaş, erkek.
Tek gittim.

Barselona;

Güzel kızlar, harika gece hayatı, muhteşem yemekler, güler yüzlü katalanlar, tablo gibi sokaklar, deniz kum güneş..

Paris;

Müzeler, mezarlıklar, aşırı pahalılık ve suratsız fransızlar.

Maddi olarak ikisi de aynı sayılır.

4 arkadaş için Barcelona diyorum ben. Paris'ten daha eğlenceli olacağını düşünüyorum. Barcelona uçak biletleri her zaman daha pahalı oluyor yalnız.

Biz gittiğimiz yerde airbnb kullanıyoruz ama evli barklı çift olduğumuz ve sakinliği sevdiğimiz için:p
Gençseniz ve etrafla sosyalleşmek istiyorsanız hostel'de kalın derim, bir sürü etkinlikleri falan oluyor hostellerin, veya yönlendirebilecekleri yerler oluyor, restoranlarda indirimleri olabiliyor, hostelde bir sürü ark ediniyorsunuz vs.
Gece çıkmayı seviyorsanız pub crawl yapın.

Nişantaşı çıkışından çıkacaksınız, sonra 15-18 dakikalık bir yürüyüş sizi bekliyor.

osmanbey

yukarıdakilerin ikisi de olur. Pangaltıdan da çıkabilirsiniz.

osmanbey durağı, nişantaşı ya da pangaltı çıkışı?

arapsız mekanlar sayayım size.

havalar da hazır güzelken beşiktaş'tan vapura atlayıp moda'ya geçebilirsiniz. en sakin ve huzurlu yer bence moda. dolanıp atıştırmalık, içmelik çok yer var. en iyisi moda sahil'de oturmak ama çimlerde oturamam derseniz arka oda iyidir.

moda uzak gelirse maçka parkı'na gidip çimenlerde takılabilirsiniz. gene çimenlerde oturmak zor gelirse beşiktaş olabilir. barları ve insanları güzel ama manzara ve ferahlık pek yok. mekan önerisi joker, kaset, rock'n rolla vs.

hafif kalburüstü takılalım derseniz de nişantaşında kozmonot pub güzel.

bir de, taksim'de ne işiniz var allah aşkına?

Karaköy falan olabilir.

bence de işimiz yok hiç oralarda. benim tek yerim moda. ama bu işten yorgun çıkacak filan, ona kolay olsun diye civar bulmaya çalışıyorum. yoksa hiçbi yer değil. moda'dan başka bi yeri de bilmiyomuşum.

sanırım maçka parkı iyi bi seçenek. ona sunacağım ve oy vereceğim seçeneklerden biri

Taksimde sadece galata ara sokakları olabilir, metrodan şişhane'de inerseniz istiklale karışmamış olursunuz. Ya da karaköy yapın, güzel cafeler var.

moda+1 ama sahildeki kayalarda fazla dolanmayın.

Biz hemen hemen her akşam Maçka Parkı'na gidiyoruz, yakında Macrocenter'dan birayı, şarabı alıp takılmalık, pek güzel oluyor. Sonra Grandma'da bir tatlı yiyip, üzerine de kahve içersiniz. 10 numara olur. =)

ek soru: maçka parkına metronun hangi çıkışından?
teşekkürler ederim son varoluşçular <3

Metrodan Osmanbey'den çıkıp (rumeli caddesi) teşvikiye'ye doğru yürünüyor.

Katmer: Katmerci zekeriya usta ve orkide (orkide favorim)
Kusleme: kuslemeci halil usta
Kocak: baklava
Menengic kahvesi: Tahmis kahvesi

Beyran: metanet bar ama adini hatirlamadigim 1-2 beyranci daha var

adimadimgurme.com
adimadimgurme.com

Şuradaki önerilerimiz halen geçerliliğini koruyor. =)
Antep'te özellikle Beyran ve Beyin Kavurma yemelisiniz, bir de bol bol tatlıcı ve katmercilere uğrayın. Özellikle Zeki İnal'ın şöbiyeti olmazsa olmaz. En büyük gastronomik zenginlikleri bunlar.

Hocam eksikler olabilir bence duyuruda Gaziantep olarak search edin. Baya bir tavsiye isteyen oldu, topluca görürsünüz.

zekeriya -katmer
Metanet - Beyran
Ayıntap - Baklava (Koçak da güzel ama favorim Ayıntap)

İmam Çağdaş'a uğrama, git diyenin diğer önerilerini de dinleme.

Elmacıpazarı - Tahmis Kahvesi'nde kahve
Orkide Pastanesi - Antepfıstıklı krokan, acıbadem

Akşam yemeği: Bayazhan

Bir Gaziantepli olarak:

Kebap: Çulcuoğlu. Halil usta eskisi gibi değil çok merak etmiyorsanız gitmenizi tavsiye etmem.

Yöresel yemekler: Acıoğlu, Tadım Lokantası, Büyükşehir Belediyesi Mutfak Sanatları Merkezi(buna kesin gidin)

Baklava: Zeki İnal, Koçak, Elmacıpazarı Güllüoğlu

Lahmacun: Kasap Halil Usta (soğanlı ve nar ekşilisini deneyin)

Beyran: Metanet, Dukat

Kahvaltı: Küşleme Kebaphan (beyran, katmer vs. her şeyi bir arada çıkarırsınız), Binevler'de Kahvaltım şarküteri (biraz pahalı ama değişik şeyler var İnstagram'dan bakarsınız), Orkide.

Ayaküstü işletmeler: Ali Haydar,Kebapçı Muzo, Ciğerci Mustafa, Köşk, Dürümcü Recep usta(nohut dürümü)

Öneriler icin teşekkürler gencler. Hepsine bakıcam. Beyrani bende merak ediyorum. Genel olarak metanet i önermişsiniz oraya gidicem. Katmer icin Zekeriya Usta olur sanırım. Bu mekânlar merkeze ne derece uzaklıkta ? Ilk defa gidicem bulmam kolaydır ama sanırım ünlülerse.

Hepsi merkezde sayılır, bulmak zor olmaz. Zaten çok ünlü mekanlar, Antep'te bunların bilmeyen yoktur.

Biz Acana ve Orjin gibi en pahalı mamaları kullandık ama hepsi köpeğimizde ters tepti, protein oranları fazla geldi, kaşıntı yaptı, cildi tahriş oldu. Neticede, memnun kalmadık. Artık Hill's ve N&D kullanıyoruz, memnunuz. Tabii köpeğinizin değişik gereklilikleri varsa mamayı ona göre özelleştirebilirsiniz, bizimkinin cildi hassas diye artık mamaları ona göre seçiyoruz. Sonuncu aldığımız mama "Sensitive Skin" diye tanıtılıyor mesela. Genellikle deneme ve yanılma ile en iyi mamayı bulduk. Siz de bütçeniz dahilinde farklı mamaları deneyebilirsiniz.

Ayrıca kuru mamaya alıştırmak için aç bırakmak makul bir yöntem, kalbinizin el vermeyeceği bir durum yok. Her akşam saat 20'de önüne mamasını koyarsınız, 45 dakika beklersiniz, yemezse önünden alırsınız. Eninde sonunda yiyecek ve alışacaktır. Başlarda kuru mamaya biraz da ıslak mama karıştırmak, iki üç parça sosis-salam, tavuk vb. atmak, üzerine leziz bir tavuk suyu dökmek gibi yöntemler denenebilir.

Brit Care mamalarına bakabilirsiniz, mümkünse tahılsızlarını seçersiniz.

Bizimki de mama yemekten pek hoşlanmadığı için marka tavsiyesi veremiyorum ama yazmadan geçemedim, golden için tavuk verilmesini önermiyor zaten hiçbir veteriner çünkü egzamaya sebep olabiliyor tavuk. Sizinkinin de kaşıntısının bu kadar sürmesi tavukla beslenmesiyle ilgili olabilir mi acaba? Mamayı da tavuklu almayın derim ben. Tavuğa ara verirseniz azalır belki kaşıntısı.

kuru mamaya alıştırmaktan başka çare kalmadı şu an. Brit Care alerjisi olan köpekler için özellikle beğenilen bir marka gibi görünüyor, alıp deneyeceğiz. tavuğu da derhal kestik artık suyunu dahi vermeyeceğiz.

umarım çare olur kızıma. çok teşekkürler yanıtlarınız için.

Başlığı görünce Populist yazmaya geldim :/
Populist harika bir yer.
Nesinden memnun olmamışlar yahu.
Birası da gayet iyi fiyatı da ortalama diyelim hadi ama öyle çok yüksek değil.

Madem arkadaşınız da orayı araştırmış hem de uzaktan geliyor bir akşamlık değer bence.

Başlığı görünce populist yazmaya geldim, populist harika bi yer+1. Birasını kendisi yapan bi de taps var ama populist'in havası başka.

Ale in ne oldugunu bilmeyip "birasi gazsiz" yazanlardir onlar
Ahsjs

Ayrica beraber gideceksiniz diye hesabi neden siz odeyecekmissiniz ki? Ortak odeyin, olsun bitsin.

Hesabı ben ödemiyorum ortak öderiz zaten.

33lük bira için de 30 45 tl arası fiyatlar hiç de ortalama gelmiyor bana.

33 lük bira 45 değil, 20 lik bira 16 tl, 40 lık da 27 mi ne.

basligi gorunce popilist demeye geldim. kim kotu yorum yapmis ise tas olur. biralari da mekan da cok guzel. pahali mi evet pahali ama guzel

Populist gayet güzel, farklı farklı türlerde biraları var. Herkes damak tadına uygun bir bira bulabilir. Ürünlerini kötüleyenlere bakmayın. Ancak pahalı olduğu konusunda katılıyorum. Ortalama olarak kişi başı 4 tane 33 CL'lik bira içip, bir şeyler yerseniz; yine kişi başı 120 TL ila 150 TL arasında ödeme yaparsınız.

Bir de Beşiktaş'ta Craft Beer Lab diye bir yer açıldı, arkadaşınızın biraya ilgisi varsa kesinlikle oraya götürün. Pek çok ithal bira servis ediyorlar, bu anlamda gördüğüm en zengin menüye sahipler.

İstanbulu bilmiyorum ama tokattan tanıdık varsa getirtebilirsin orada her yerde var

mardin mahlep saraaplarini kadikoyde balik pazarindan girince 1. ya da 2. sol sokakta (egimli bir yol)da tekelde var

metro markette yok demeye geldim.

Merhabalar,

Doğrudan Diren'e sorduk. Yalnızca Metromarket'lerde bulabileceğiniz yönünde bilgi verdiler.

Metro markette var mı yok mu anlayamadım ama sanırım kontrol etmeliyim.

Ben de yeni öğrendim prosecco diyorum.

Pamukkale'nin Sava serisindeki köpüklü şarapları iyidir.

doğrudan bir yanıt değil ama köpek sahiplenme, yetiştirme ve yaşamınızı onlarla paylaşmak konusunda çeşitli bilgilere erişebileceğiniz bir adres önereceğim:

www.pozitifpati.com

İdrar tutamıyor derken o 2 kez dışarı çıkışı dışında hiç çişini yapmıyor mu yani normalde evde? Çok küçük çünkü çişini tutmasını beklemek için. Bizimki 3 yaşında olduğu halde 4 kez çıkarıyoruz biz tuvalate. Yavruyken de çişi geldikçe yapıyordu zaten evde, tutması çok çok zor çünkü o dönemlerde.

4 aylık bir köpek için 2 kere sokağa çıkarmak yetersiz; tuvaletini ortalama kaç saat tutabildiğini iyi gözlemleyip, ona göre mesela her 5 saatte veya 6 saatte bir dışarı çıkartmak lazım. Bu işin belirli periyotlar dahilinde olması önemli.

Havladığında nasıl bir yöntem izliyorsunuz? Mesela kendi köpeğimize evde tek başına kalma alıştırması yaptığımız zamanlar, bazen odasının kapısını kapıyor ve onu yalnız bırakıyorduk. Ağlıyor, havlıyor, kendini parçalıyordu ancak kapıyı katiyen açmıyorduk. Ne zaman ki ağlamayı keser ve en az 3 dakika sessiz dururdu, o zaman kapıyı açardık. Bu vesileyle ancak sessiz durduğu takdirde istediğinin yapılacağını öğrendi ve gereksiz ağlama ile havlamayı kesti.

İnsanlara sırnaşması sorun değil, hatta sosyalleşme çağında özellikle insanlara sırnaşmalı ve onlardan ilgi görmeli; mümkünse insanlar da farklı farklı olmalı. Yaşlı, çocuk, orta yaşlı, kadın, erkek, üniformalı, üniformasız vs. gibi. Bence sosyal bir köpek olmasına çok takılmayın, iyidir iyi.

Köpeğinize bir ağızlık alın, sokakta herhangi bir şeyi ağzına aldığı an, ağızlığı geçirin. Yani konfor alanını bozun. Bunu durmadan tekrarlayın, bir süre sonra ağzına bir şey almanın yanlış olduğunu anlayacak ve kesecektir. Ayrıca ödül mamasıyla gezerseniz, ağzına bir şey aldığında ona ödül mamasını sunma şansınız olur, ödülü gören köpek ise otomatik olarak ağzındaki istenmeyen nesneyi bırakacaktır. Zaman içerisinde bu eylemi "Bırak" komutu ile desteklerseniz, ağzına aldıklarını bırakmayı da öğrenir.

Köpekler birbiriyle delicesine oynarken, hatta dışarıdan kavga ediyorlar gibi görünürken takmamayı öğreneceksiniz ve peşlerinden koşma ihtiyacı hissetmeyeceksiniz. Tabii ki korunaklı olmayan alanlarda asla tasmasız gezdirmeyin köpeği. Bu koşturma olayının korunaklı bir alanda gerçekleştiğini varsayıyorum. Ayrıca köpeğinizle "Gel" alıştırması yapmak önemli. Bunun için de yine ödül mamasından destek alacaksınız, çağırdığınız ve yanınıza geldiği her seferinde onu aşırı sevip, ödül mamasıyla ödüllendireceksiniz. Bu sayede köpek, yanınıza gelmenin ödül manasına geldiğini düşünecek ve sizin "Gel" komutunuza gönüllü olarak uymaya başlayacak.

Valla edam
Blue danish tavsiye edebilirim ama az bilinen bi çeşit diil

misal ben keçi tulum peyniri çok seviyorum, yav beyaz peynir diyip geçiyorlar çok alınıyorum, üzülüyorum.

Emmentaler diye bir peynir var, hafif eski kaşarı andırıyor, tam şarap peyniri. TR'de denk gelmedim, Almanyadan dönerken almıştım.

Vegan peynirler var. Ayirt edebilirsen uzman derim.

Edam ile gouda, Migros'ta var.

Bence en iyisi Cihangir'deki Antre Gourmet'ye gidin, oradaki peynirleri tek tek tadın. Kars Gravyeri, Mersin Bezde Tulum ve Adana'dan gelen bir Krem Keçi Peyniri var mesela ilk aklıma gelen, hepsine ayrı ayrı bayılırım. Daha aklıma gelmeyen pek çok peynir olduğu da kesin. Ha bir de, Eataly'den Stracciatella alın, taze bir peynir ve hayatımda yediğim en güzel şeylerden biri olabilir.

Sürk (metro markette var)

Birde çökelek var. Lora benziyor ana değil. Ekşimsi biraz.

Edam denmiş, Maasdamer, Brie.
Babybell <3

cheese.com
Bulabilirsen bunu dene derim. İskoç peyniri gayet güzel

Gorgonzola

@zwiegesprach

Emmentaler türkiye'de Emmental diye geçiyor. çoğu markette vardır

Harbi bergama tulum tamamdır. Bir de Kestel'den aldığım bir peynir var. Tulum diyorlar sadece. Çok mayalı çok tuzlu ama böyle yedikçe yersin iki kilo yersin durduramazsan kendini.

birde ben antalya'da bi otelde yemiştim. uzun uzun dilimlemişler. kaşar gibi ama kesinlikle kaşar değildi. böyle dişlerinle koparırken haribo yiyormuşun gibiydi tadı da tamamen peynir ama ne ekşi ne tuzlu yedikçe yiyesin gelen bi şeydi.

brie peyniri ar bide

mihaliç peyniri. sütaşınki fena değildi ama paket paket değişebiliyor. en sert ve büyük delikli olanını al.

keçi büşü

Merhabalar,

Başka birine Samos hakkındaki bilgilerimi derlediğim bir e-posta yollamıştım. Aynısı sizler için aşağıya kopyalıyorum; ilave sorunuz olursa sormaktan çekinmeyin lütfen.

"Samos cidden güzel bir ada, süper bir tatil geçireceğinize eminiz, biz şimdiden özledik. =)

*İlk tavsiyemiz vapurdan inmeye dair olacak. =)
Kuşadası'ndan yolculuk 1 saat 20 dakika kadar sürüyor, siz 1 saatin sonunda çantalarınızı falan toplayıp inilecek tarafta önceden yer tutun ve vapurdan mümkün olduğunca erken inmeye çalışın çünkü Yunan tarafındaki gümrük yavaş işliyor, sonlara kalırsanız 15-20 dakika daha fazla bekleyebilirsiniz.

*Konaklamak için Pythagorion en iyi seçenek, Kokkari'nin de önerildiğini göreceksiniz ama orası bir tık daha küçük, sessiz ve sakin. Vathi ise fazla merkezi olduğu için o şirin kasaba havasından uzak. Ama derseniz ki biz tamamıyla kafa dinlemek istiyoruz, yalnızca 2-3 otelin bulunduğu çok daha bakir koylar ve kasabalar da mevcut.

*Ada çok büyük olmasa bile toplu taşıma zayıf, taksiler çok pahalı değil, fiyatları makul sayılır ama her gün farklı plajları keşfedeceğiz derseniz mutlaka araba kiralamalısınız. Samos'un sezonu yavaş yavaş gerilediği için araba kiralamak konusunda çok zorluk yaşamazsınız, indiğiniz limanın çevresindeki araba kiralaması yapan ofisler ile görüşerek bir tane (40-50 EUR/günlük) bulabilirsiniz. Yine de ben daha garanticiyim derseniz arabayı önceden ayırtmakta fayda var.

*Hemen şarap başlığını açalım, Ada'da 2.200 üyesi bulunan bir kooperatif var ve en büyük üretici onlar. (www.samoswine.gr) Biz bunlara e-posta yollayıp ([email protected]), tadım ayarladık, "Satış ve Pazarlama Müdürü" tarafından karşılandık, tarihlerini anlattı ve şaraplarını denetti. Tadım ayarlamadan da gidebilirsiniz tabii, içeride minik de olsa bir şarap müzesi var, oraya gezebilirsiniz. Şarapları tadıma açık. Özellikle 2 tane sek beyaz şarapları var ki başarılılar ama alametifarikaları tatlı şarapları. Özellikle Vin Doux ile Anthemis'i çok beğendik, 1'er şişe kaptık.

*Bir de Ada'nın Batı tarafında kalan ve özel bir işletme olan Vakakis Şaraphanesi (vakakiswines.gr) var. O tarafa yolunuz düşerse belki ziyaret edersiniz veya şaraplarını mekanların menülerinde görürseniz deneyebilirsiniz.

*Plajlara gelirsek, bizler en çok "Psili Ammos Beach"i beğendik, tamamıyla kumluk, deniz sığ, su sıcaklığı tam kıvamında, girince serinletiyor ama üşütmüyor. Çevrede salaş işletmeler var, bardan biramızı alıp da denizin içinden içiyorduk, büyük keyif. =) Bu arada "Beach" dediğimize bakmayın, her yerde şezlong + şemsiye fiyatı kişi başı 2-3 EUR bir şey, bira fiyatları da 3 EUR civarında. Yunan'ın yerel biraları güzel onlar denenebilir. Bunun haricinde "Kerveli Beach" de gayet güzeldi. Samos plajları hakkında genel bir bilgi için de www.kokladunyayi.com şu bağlantıdaki yazıya göz atabilirsiniz. www.samainahotels.gr şu yazı da fena değil. Plajların restoranları genel olarak fena olmuyor, öğle yemekleri için tercih edilebilir.

*Alışveriş kısmına gelirsek, Ada'nın şarapları ilk alınacak şey ancak balı da pek ünlü, o nedenle bal da alın. Ayrıca bol bol Frappe içmeyi ihmal etmeyin, özellikle kahvaltıda. =)

*Restoranlara gelirsek;
Instagram'da #adimadimgurmesamosta hashtagi altında detaylı değerlendirmeleri paylaştık gittiğimiz çoğu yer hakkında, burada kısa kısa geçeceğiz.

Remataki, Pythagorion: Samos'taki en keyifli akşam yemeğini burada yedik, sabah plajken, akşam şezlongları kaldırıp masa atıyorlar, oluyor sizlere restoran. Türkçe menü veriyorlar, garsonlar biraz Türkçe biliyor.
Elia Restaurant, Pythagorion: Burası çok ünlü ve önerilen bir yer ama biz bir numarasını göremedik.
Katoi, Pythagorion: Kahveleri çok güzel, butik biralar, yöresel peynirler, şarküteri ürünleri falan var. Ortamı çok keyifli, uğrayın kesinlikle.
Two Spoons, Pythagorion: Bölgenin ünlü dondurmacısı, tatlıları da güzel görünüyor. Oturup da sohbet etmelik çok güzel bir bahçesi var, şans verilir.
Pizza di Piazza, Vathi: Şöyle güzel bir pizza yiyeyim derseniz denenir, bir pizza rahatlıkla iki kişiyi doyurur.

Yukarıdakiler gittiğimiz mekanlar, bir de listemize almamıza rağmen uğrayamadıklarımız var;
Lakis Restaurant, Pythagorion: Porsiyonlar doyurucu ve manzarası güzelmiş, balığı da eti de iyi pişiriyorlarmış.
Irodion Garden, Pythagorion: Güzel bir mekan demişler yine.
Aphrodite Garden Restaurant, Pythagorion: Gizli bahçesi hoşmuş.
AAA, Manolates: Ada'nın dağ köylerinden olan Manolates'teki bu restoran, oralara yolunuz düşerse uğramanız gereken yegane adres imiş.
Cafe del Mar, Kokkari: Ortamı güzel görünüyor."

ben peynir tabağı yapıyorum. Görsel olarak üzüm ve badem, cevizle de süslüyorum.

not: Çok sık şarap içmediğim için içersem de muhtemelen biriyle falan oluyor o yüzden böyle biraz daha zaman ayırıp yatırım yapabiliyorum. Yoksa her seferinde uğraşılmaz.

Leblebi super oluyor.

Her şaraba göre değişir o iş.

Fume et

peynir kuru kayısı biraz kuruyemiş varsa portakal falan

kuru incir ve dut kurusu

Şarabın kırmızı, beyaz olmasına ve gövdesine göre çok fazla değişkenlik gösterecektir benim cevabımda.

www.iwsa.com.tr
Bu yazı sizlere biraz fikir verebilir.

Kuru incir +1

eski kaşar,
siyah üzüm,
pringles original
kavun,
kuru incir.

Ve: www.youtube.com

bi kofteci vardi mehmet usta mi ne, sanayi gibi mi ne bir yerin ordaydi :) baya unlu bir yer, oraya gotur. hem ucuz hem guzel.

bornova taraflarina giderseniz kokorecci asim ustaya bi bakin.

icecek icin varuna gezgin guzeldi.

havalar sicak, buz pateni pistine de gidebilirsiniz.

Kıbrıs Şehitleri'ndeki Alsancak Dostlar Fırını'nda boyoz yiyin, tahinlisini es gemçmeyin.

Kemeraltı'ndaki Meşhur Hisarönü Şambalicisi'nde Şambali atmadan da olmaz. Kemeraltı'nda çok güzel lokantalar da var, özellikle 911. sokaktaki Bizim Lokanta'yı öneririm. Yine buradaki Süt Çiçeği'nin sütlü tatlıları güzeldir.

Kokoreç için Kokoreççi Asım Usta ile Kokoreççi Baki Usta tavsiye edilir.

Avrupai tatlı ve pastalar isterseniz Arpege denenebilir, Reyhan Pastanesi de İzmir'in yıllardan beri süregelen imza mekanıdır.

İçmek için Varuna'lar güzeldir, plase olarak La Puerta olabilir.

Daha özellikli yeme önerileri de isterseniz yazın lütfen.

dediğiniz gibi yavru henüz, sapıtması çok normal.

evdeyken sık sık dışarı çıkarın, toprağın, çimin kokusunu alsın. çok zor kalmadıkça eve yapmaz. bu süre içerisinde, biz odanın bir bölümünü çit gibi kapatmıştık. 3m2 lik bir alan kalmıştı hayvana. parkeleri korumak için 3-4 kat muşambayla kapattık, üzerine gazete kağıtları yığdık. hem evde yokken o alandan çıkamadı, hem de sadece bir noktaya yapmaya alıştı. yabancıların kafes eğitiminin bir değişiği işte, mantık aynı. hayvan yattığı yere tuvaletini yapmıyor, o yüzden bizim düzenekte en uç köşeye yapıyordu. eve gelince de dışarı çıkarıyorum 50 dakikada bir. çok rahat oturmuştu sonrasında düzeni. bir gece evden hastaneye gitmek zorunda kaldık, eve geri gelemediğimiz için yaklaşık 28 saat evde kaldı. ve hiç tuvaletini yapmamış hayvan. tabi bu dediğim olay o kafes tarzı yerin olmadığı dönem. çünkü biz o metodu yaklaşık 3 ay kullandık sadece.

deneyin derim.

Bizler de @Liriamer'in anlattığı gibi çitlerle kapatarak kafes eğitimi vermiştik. En kolay tuvalet eğitim yöntemi budur. Denerseniz rahat edersiniz. Ancak sorunlarınızın bitmesine az kalmış, 6. aydan sonra bayağı rahatlayacaksınız. Dişinizi birazcık daha sıkın.

tahmini konuşuyorum ama hiçbir köpek oteli diğer hayvanlarla temas etmemesi gibi bir hizmet veremez sanırım. ya şehir dışına çıkışınızı tekrar planlayın ya da eş dosttan yardım rica edin.

Şehir belirtirseniz daha kolay olabilir.

Sehir belirtmemissiniz. Izmir -cesme yakinlarinda iseniz ben seve seve misafir ederim. 3.5 yasinda bir pugim var benim de. :)

2 aylık bir köpeciği dediğiniz şartlar altında kabul edecek bir köpek oteli bulma şansınız maalesef yok. Yanınızda götürmeyi bir seçenek olarak düşünebilirsiniz belki.

petnannyshop.com

www.lacavesarap.com

www.onlinemahzen.com

adimadimgurme.com

Zamanında şöyle bir yazı kaleme almıştık. İşinize yarayabilir.
Bana göre de Onlinemahzen ilk tercih olmalı.

Ayrıca aklınızda belirli şaraplar vs. hakkında sorular varsa yardımcı olabilirim.

silivri baya ufak bi tatil kasabası gibi olmuş, orayı deneyebilirsin.

Trakya tarafında şarap turu yapıp, Bakucha Otel'de (adimadimgurme.com) veya Barbare'nin Barbaros Bağ Evi'nde (www.barbarosbagevi.com) konaklamak güzel bir alternatif olabilir.

" bu şehre gitmeyin ya da bu yol tehlikeli kullanmayın"

bence batman, diyarbakır, mardin, urfa ve maraş'a gitmeyin, gidiyorsanız da hostel ya da pansiyonda kalmayın.

Arabayı havaalanından kiralayıp, baska bir havaalanına bırakabilirsiniz. Garenta, budget gibi her yerde ofisi olanlardan kiralamanızı öneriyorum. Sitelerini inceleyip, fiyat konusunda fikir sahibi olabilirsiniz. Oteller icin bookingi kullanın, istediginiz fiyata oteller bulabilirsiniz. Yorumlar cok yol gösterici oluyor, yorumları okuyup, karar verebilirsiniz. Rotanız bence cok güzel. Batman ve diyarbakır dışındaki yerlerin hepsine gittim, karayoluyla ulaşım sağladım. 2 yıl antepte yaşadım, o bölgeyi gezebildiğim kadar gezmeye calıştım. Çok keyifli ve farklı bir deneyim olacaktır sizin icin. İntihar yöntemi gibi mantıklı(!) açıklamaları boşverin. Keyifli bir tatil diliyorum:)

Araç kiralamayı her şehirde yapmayıp geldiğiniz yerden araç kiralayıp yola çıkabilirsiniz.

Diyarbakır'da gezilecek yerler: sur'da çok fazla tarihi yerler var: sülüklü han, hasan paşa hanı, on gözlü köprü vs.

Mardin için direkt eski mardin'e gidin. Midyat'a falan da gidebilirsiniz.

Urfa'da balıklıgöl ile göbeklitepe'yi biliyorum ama halfeti'ye mutlaka gidin. Urfa'dan daha iyi.

Antep'in tarihi kültürel yerlerini gezmedim ama yemekleri için gitmişliğim var :)

gitmeden önce internette şehirlerin görülecek yerlerini araştırın bence. Diyarbakır için yardıma ihtiyaç duyarsanız yardım edebilirim. Mardin'e iki gün ayırabilirsiniz.

Büyük ve markalı araç şirketlerinden arabayı kiraladıktan sonra kafanız rahat olur, indiğiniz havalimanından alır, döneceğiniz havalimanında bırakırsınız. Kaskoyu da her şeyi kapsayacak şekilde yaptırırsınız.

Ben de Antep ve Adana'da bayağı zaman geçirmiş, Hatay'ı da gezmeye gitmiş biri olarak tavsiye verebilirim. Yolculuğunuzun ne kadar sürmesini planlıyorsunuz? Çünkü fazlasıyla dolu dolu gibi.

Antep, Hatay ve Adana'ya rahatça 2'şer gün ayrılır mesela.

Otel olarak tercihiniz hangi fiyat aralığında olacak bilemiyorum ama Antep için Tuğcan Otel güzel, Adana'da da Divan'ı önerebilirim merkezi konumu nedeniyle, Antakya'da ise Waxwing Otel'de kalıp beğenmiştim.

Antep ve Hatay'daki arkeoloji müzeleri cidden çok iyi. Onları programınıza mutlaka alın. Adana'da pek tarihi bir yer yok, daha çok yeme-içme üzerine kurulu.

Antep için sitemizden iki yazı önereceğim:
adimadimgurme.com
adimadimgurme.com

Adana, Maraş ve Antakya içinse bir arkadaşın sitesinde üç yazı mevcut:
tuncerc.blogspot.com.tr
tuncerc.blogspot.com.tr
tuncerc.blogspot.com.tr

Urfa'ya gitmişken mutlaka Halfeti'ye de uğrayın. Sonracıma Mardin'de Cerciş Konağı'na gidin, hatta gitmeden önce sahibi Ebru Baykara Demir'in hayat hikayesine bir göz atın.

Adana, Hatay ve Antep konusunda başka sorularınız varsa yardımcı olabilirim.

Şimdiden iyi gezmeler.