Vuslat
yalnız, depresif, dibe vurmuş, şanssız, hayatta hiçbir şeyi yolunda gitmemiş karakterlerin olduğu filmler arıyorum. Sonu iyidir, kötüdür farketmez. Teşekkürler..
yalnız, depresif, dibe vurmuş, şanssız, hayatta hiçbir şeyi yolunda gitmemiş karakterlerin olduğu filmler arıyorum. Sonu iyidir, kötüdür farketmez. Teşekkürler..
0
tam dediğin gibi değil ama bu arayış ya da istediğin i sen gibi ifade eden biri sever sanki:
(bkz: angel heart)
(bkz: angel heart)
0
animals with the tollkeeper, barton fink, requiem for a dream, frances ha, girl interrupted, I Am Legend, amerikan güzeli, güneşli pazartesiler, i want you,
polis +beş şehir (onur ünlü), beş vakit + hayat var(reha erdem), zeki demirkubuz (kader, masumiyet vb), mutluluk (a. oğuz), vücut (Mustafa Nuri),
polis +beş şehir (onur ünlü), beş vakit + hayat var(reha erdem), zeki demirkubuz (kader, masumiyet vb), mutluluk (a. oğuz), vücut (Mustafa Nuri),
0
kirazıseviyorum
sb.
sb.
0
burada amk burada diye girecektim her hafta sorulduğu için, harbi nerede lan ? niye acep kime küfretti
0
araya girip bişi sorucam ben, şu adam dövme mevzusundan önce de bu kadar seveni var mıydı gibson'ın, yoksa o olay mı vesile oldu :) ben o olayda fark etmiştim de kendisini
0
Benim tanışmamın adam dövme mevzusuyla alakası yok, yardım istemişti yardım etmiştim bayağı teşekkür etmişti. Dost canlısı, mütevazı yardımsever bir adamdı(öldü sanki:)) insanların sevmesi normal. O duyuruların altına kaslıyım zenginim falan yazması tamamen taşak (aman atmasınlar beni de -.-). Ego o kadar olsa emin ol bu kadar dost gören de olmazdı.
0
Çok süper samimim adamdı gibson. taşaklı biriydi. yardıma ihtiyacı olana gelirdi.
ışıklar içinde banlansın
ışıklar içinde banlansın
0
kaslı olduğu muhabbeti taşak değildi sanırım. bir keresinde body building'le ilgili bir soruma gayet detaylı bir açıklama yapmıştı. gerçekten kaslı bir abimizdi. rip.
0
çok iyi elemandır. adam dövme olayını bilmiyorum bile. numarası da eski telefonda kalmış bak şimdi farkettim. eğer bunu okuyorsan bi şekilde ulaş bana gardaş.
0
şimdiye kadar uçurulmaması bile yeterince torpilli bir durumdu zaten bana göre. önüne gelene küfrediyordu. geç bile kalınmıştı zaten. sonunda hak ettiğini alabildi.
0
sizin hayatınız boyunca kazanamayacağınız parayı şu yaşımda kazandım, gelemiyeceğiniz yerlere geldim diye karşıt düşünceli insanlara sataşıyordu en son. bu benim aklımda kalan. iyi diyenler cevaplarını okumuyorlardı herhalde.
0
iyi bilirdim ben de kendisini.
Gibsoon, unutulmayacaksin dostum. Rip. <3 Seni seviyoooz.
Gibsoon, unutulmayacaksin dostum. Rip. <3 Seni seviyoooz.
0
tanımam etmem, bu topraklarda yeniyim zaten. yalnız aşağıdaki ironi dikkatimi çekti, adam egosuna düşkün birisi olmadığını belirtmek için yazdığı yazısına bile, 'dayak yemekten kurtardığımız kardeşimiz' diye başlamış:) bunu belirtmeye ne gerek vardı yani şimdi? bir arkadaşım deyip geç. hayır anlaşılmıyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz, herkes salak bir tek siz zeki değilsiniz. yazının geri kalanı da sırf buna benzer övgülerle dolu zaten. neyin kafası olm bunlar? komik. egonuza bu kadar düşkün olmayın, büyüyün birazcık. neyse allah selamet versin.
0
sevgili sen masada değil yatakta güzelsin, beni bu kadar merak edip 18 marttaki duyuruya 24 nisanda cevap vermen çok hoşuma gitti.
diyeceklerim bu kadar
saygılar
düttürüdüt: '';)'' koyman çok pis artistlik oldu kanka, nasıl ezildim nasıl ezildim bilemezsin. şaka gibi ya nelerle uğraşıyoruz
diyeceklerim bu kadar
saygılar
düttürüdüt: '';)'' koyman çok pis artistlik oldu kanka, nasıl ezildim nasıl ezildim bilemezsin. şaka gibi ya nelerle uğraşıyoruz
0
@gibson
Tabiki seni değil kirazın duyuruları. Yeni olduğumdan dolayı çoğu kişinin duyurularına sonradan baktığım gibi geç yazdığım bir yığında cevap mevcut bunun gibi. Boşuna hoşuna gitmiş yani;)
Bilmukabele
Diyeceklerinin o kadar olmadığından belli oldu zaten rahat ol sen asdfasf
Tabiki seni değil kirazın duyuruları. Yeni olduğumdan dolayı çoğu kişinin duyurularına sonradan baktığım gibi geç yazdığım bir yığında cevap mevcut bunun gibi. Boşuna hoşuna gitmiş yani;)
Bilmukabele
Diyeceklerinin o kadar olmadığından belli oldu zaten rahat ol sen asdfasf
0
kambocya diasporasi
önerebilir misiniz? `into the wild` izledim beğendim başka ne önerirsiniz?
önerebilir misiniz? into the wild izledim beğendim başka ne önerirsiniz?
0
dev hizmet:
www.facebook.com
fb hesabın olmasa da görebiliyorsun. resimlere tıklayınca açıklama kısmında film incelemeleri var.
www.facebook.com
fb hesabın olmasa da görebiliyorsun. resimlere tıklayınca açıklama kısmında film incelemeleri var.
0
sidd79
damn building but little note to hang this buzzard before he can kill me instead of xteşekkürler.
damn building but little note to hang this buzzard before he can kill me instead of x
teşekkürler.
teşekkürler.
0
kül
çalıştığım için pek takip edemedim, protesto için bir şey düşünüldü mü, haberiniz var mı? ekteki fotoyu gördüm facebookta ama pazar günü alsancak gibi bi yerde imkansız bunun olması.
çalıştığım için pek takip edemedim, protesto için bir şey düşünüldü mü, haberiniz var mı? ekteki fotoyu gördüm facebookta ama pazar günü alsancak gibi bi yerde imkansız bunun olması.
0
valla olacağını sanmıyorum, özellikle de böyle bir zamanda protesto edenden kan alırlar gibi geliyor bana.
ama eylemsizlik eylemi diye bir şey duymuştum. eyleme katılanlar pazar günü ne dükkan açacaklar ne sokağa çıkacaklar.
ama eylemsizlik eylemi diye bir şey duymuştum. eyleme katılanlar pazar günü ne dükkan açacaklar ne sokağa çıkacaklar.
0
ekşi sözlükte ben böyle bir başlık açtığımda ak-it olmuştum,provokatör olmuştum.çoğ ilginç.ben eyleme gitmeyi düşünüyorum.
0
aslında protestodan kastım sokağa dökülmek değil de daha yaratıcı şeyler. şu ortamda ota boka sokağa dökülmek bana da anlamsız geliyor. facebookta biri yazmış, akp'nin yediği haltları broşür bastırıp gündoğdu'daki evlere dağıtalım, tayyip çıkınca da herkes pencerelerden savursun falan demiş. bunun gibi şeyler var mı diye merak ettim.
0
robin sparkles
yerel seçimlerde kendimce bir ikilemde kaldım. netleşmek açısından size sormak istedim. kime oy vermek istediğinizi ve nedenini yazsanız ne güzel olur."chp oylar bölünmesin!1111!!1""hdpçünkü sırrı gezi eylemlerinde geldi dozerin önünde durdu b'olm.""akpçünkü adamlar çalışıyor abi. duble yol filan."
yerel seçimlerde kendimce bir ikilemde kaldım. netleşmek açısından size sormak istedim. kime oy vermek istediğinizi ve nedenini yazsanız ne güzel olur.
"chp
oylar bölünmesin!1111!!1"
"hdp
çünkü sırrı gezi eylemlerinde geldi dozerin önünde durdu b'olm."
"akp
çünkü adamlar çalışıyor abi. duble yol filan."
gibi.
sevgiler.
"chp
oylar bölünmesin!1111!!1"
"hdp
çünkü sırrı gezi eylemlerinde geldi dozerin önünde durdu b'olm."
"akp
çünkü adamlar çalışıyor abi. duble yol filan."
gibi.
sevgiler.
0
chp. mansur yavaşı destekliyorum gerçekçi ve bizden duruyor. şu kırmızı kazaklı fotoğrafı var ya, kim düşündüyse o düğmesi iliklenmemiz kazak zoruyla kapanmış beyaz gömlek ve dikkat çeken bi renkteki kazak tam klasik halk tiplemesi.
ilçede de (çankaya) yine chp. akp siksen vermem, mhp'nin çok güçlü bir atak yapması lazım benim oyumu alabilmesi için. (sana mı kaldı aq diyenler evet bana kaldı.)
ilçede de (çankaya) yine chp. akp siksen vermem, mhp'nin çok güçlü bir atak yapması lazım benim oyumu alabilmesi için. (sana mı kaldı aq diyenler evet bana kaldı.)
0
Ya ben oy vermemeyi düşünüyordum da millet ''akpye yarar illa ki ver boş kullanma'' diyor. Ben de bilmiyorum açıkçası. Onu bırak benim gibi bi kaç arkadaşım daha var. Onlar da bana soruyor. Yani bi parti seçsem 1x4 oy falan sağlarım :)
0
vallahi gönlüm sırrı abi dese de oylar bölünmesin muhabbetine küfrederek de olsa sarıgül'e vereceğim gibi duruyor. epey şansı var bence.
0
chp'ye vereceğim. seküler yobazım. akp'yi istemiyorum. ben siyasete atılana kadar idare edin. alın en büyük vaadimi de veriyorum şimdiden: kime oy vereceğinizi düşünmek zorunda kalmayacaksınız. ayıks.
0
Chp, oylar bolunmesin. Sarigulu sevmiyorum ama diger ikisini daha da sevmiyorum.
0
cehape
aslında chpli değilim ama 17 aralık sürecinden beri güzel konuşuyor kılıçdaroğlu. sarıgüle de bir antipatim yok.
aslında chpli değilim ama 17 aralık sürecinden beri güzel konuşuyor kılıçdaroğlu. sarıgüle de bir antipatim yok.
0
oturduğum semtte chp.. büyük şehirde sarıgül'ün almasını topbaş'a tercih ederim ama elim varmaz.. olmayacağını ile bile aydemir güler'e atarım.. adam gibi adam, elim titremez..
0
Chp, oylar bölünmesin.
Ayrıca neden sadece oylar bölünmesin konusunda o kadar hiddetlendin anlamadım.
Ayrıca neden sadece oylar bölünmesin konusunda o kadar hiddetlendin anlamadım.
0
hepar
ismi çok güzel.
şaka şaka chp, der meister +1, en azından biraya zam gelmez belki bu kadar fazla, ya da ülkemizdeki yobazlık azalır belki, azalmasa bile en azından bunu alenen yapacak cesareti bulamazlar.
ismi çok güzel.
şaka şaka chp, der meister +1, en azından biraya zam gelmez belki bu kadar fazla, ya da ülkemizdeki yobazlık azalır belki, azalmasa bile en azından bunu alenen yapacak cesareti bulamazlar.
0
chp. her yaptığını takdir etmemekle beraber CHP'nin daha eşitçi ve mantıklı hareket ettiğine, edeceğine inanıyorum. ayrıca AKP'lilere (vekiller ve parti üyelerine) genel olarak "kötü insan" olarak bakıyorum.
0
@armagan genelde neden chp diye sorduğumda o tepkiyi alıyorum da, konu biraz gergin, esprili yazmak istemiştim. hiddet değildi :(
0
chp - eli kuvvetlensin daha güçlü muhalefet edebilsin diye...
bu devirde halen oy vermeyeceğim diyenler var yav arkadaşlar durum vahim gidin kullanın aka vermeyin boka verin ama kullanın... yoksa fena boka sarıyor işler
bu devirde halen oy vermeyeceğim diyenler var yav arkadaşlar durum vahim gidin kullanın aka vermeyin boka verin ama kullanın... yoksa fena boka sarıyor işler
0
ak partiye vericem. chp ve yobaz oğlu yobaz kemalistlere kafama silah dayasalar yine vermem. bunu abartı olarak söylemiyorum. kendi memleketimde olsaydım büyükşehir için mhp nin çok iyi bir adayı olduğu için mhpye verecektim ama burada melih gökçekten daha iyisi yok. mansur yavaş halkı kandırıyor. gerçekleştiremeyeceği şeyleri anlatıyor. bugüne kadar chpden bu ülkeye bir fayda gelmemiş zaten bundan mı gelecek. adamın konferansına gittim ve iyice soğudum. kısacası lafa değil icraata bakarım.
0
@fuerteventura,
hocam melih gökçek'in çok iyi olduğunu mu düşünüyorsunuz, yoksa "o da aynı bok da kötünün iyisi, mecburen veriyoruz." mu ? eğer ilkiyse doğma büyüme ankaralı olarak sebeplerinizi dinlemek isterim. ikimizden birisi çok yanlış görüyor demektir şehri.
ha eğer ikincisi ise bir şey diyemem elbet.
hocam melih gökçek'in çok iyi olduğunu mu düşünüyorsunuz, yoksa "o da aynı bok da kötünün iyisi, mecburen veriyoruz." mu ? eğer ilkiyse doğma büyüme ankaralı olarak sebeplerinizi dinlemek isterim. ikimizden birisi çok yanlış görüyor demektir şehri.
ha eğer ikincisi ise bir şey diyemem elbet.
0
bodah
Soru başlıkta, bir de o fiyata değer mi? bu da montumuz: http://www.1v1y.com/urun-detay/slim-fit-kapusonlu-dizayn-mont-616395
0
bende pek beğenmedim ama zevkler ve renkler tartısılmaz, bu bir.
ikinci olarak, beğendiysen sen al, çünkü bence jack and jones için 169 tl iyi bir fiyat.
ikinci olarak, beğendiysen sen al, çünkü bence jack and jones için 169 tl iyi bir fiyat.
0
bence kötü hele gerçek hayatta güneş falan vurdu mu adınız parlağa çıkar :D
0
ben beğendim. alır mıyım almam ama uygun kombinle güzel durabilir. o fiyata değmez ama.
0
parlak olmasaymış, cepler de hoşuma gitmedi. yine de beğendiysen al. bilemedim.
0
Parlak ve begenmedim. Ama kalitelidir vs. markadan oturu deger o fiyata.
0
çok parlak.
bi de ben olsam üstüne biraz daha ekleme şansınız olursa,columbia'nın fln
montlarını alırım,en azından uzun vadede giyerim ve işe yarar.
bunlar gibi laylon değil:)
www.asports.com.tr
bi de ben olsam üstüne biraz daha ekleme şansınız olursa,columbia'nın fln
montlarını alırım,en azından uzun vadede giyerim ve işe yarar.
bunlar gibi laylon değil:)
www.asports.com.tr
0
neil manke
http://9gag.com/gag/adNoV5jbu esprilerin hiç birini anlayamadım. açıklayabilecek olanlar yardım edebilir mi?not: çeviri değil, espri açıklaması.
9gag.com
bu esprilerin hiç birini anlayamadım. açıklayabilecek olanlar yardım edebilir mi?
not: çeviri değil, espri açıklaması.
bu esprilerin hiç birini anlayamadım. açıklayabilecek olanlar yardım edebilir mi?
not: çeviri değil, espri açıklaması.
0
ilk üçüne cevap vereyim. çok fazla soru var.
1. take things literally, olayları gerçek gibi almak demek ama burada, eşyaları gerçekten de almak, çalmak anlamında kullanılmış. kleptomanlara referans verilerek.
2. bir şakaya retorik soruyla cevap verirsen ne elde edersin? sorunun cevabı sorunun kendisi.
3. 3 mantıkçıya soruyor: herkes bira ister mi? ilk ikisi diğerlerinin isteyip istemediğini bilmediğinden, sorunun da herkes (üçü birden) bira ister mi olduğundan, bilmediklerini söylüyor. 3.sü diğerleri hayır demediği için evet diyor, diğer ikisi için, kendileri istemeseydi hayır derlerdi 1 kişinin bira istememesi herkes bira istiyor mu sorusuna hayır cevabı vermek için yeterli. demek ki kendileri için istiyorlar. sonuncusu da kendisi bira istediği ve diğerlerinin hayır cevabı vermediği için evet herkes bira ister diyor.
1. take things literally, olayları gerçek gibi almak demek ama burada, eşyaları gerçekten de almak, çalmak anlamında kullanılmış. kleptomanlara referans verilerek.
2. bir şakaya retorik soruyla cevap verirsen ne elde edersin? sorunun cevabı sorunun kendisi.
3. 3 mantıkçıya soruyor: herkes bira ister mi? ilk ikisi diğerlerinin isteyip istemediğini bilmediğinden, sorunun da herkes (üçü birden) bira ister mi olduğundan, bilmediklerini söylüyor. 3.sü diğerleri hayır demediği için evet diyor, diğer ikisi için, kendileri istemeseydi hayır derlerdi 1 kişinin bira istememesi herkes bira istiyor mu sorusuna hayır cevabı vermek için yeterli. demek ki kendileri için istiyorlar. sonuncusu da kendisi bira istediği ve diğerlerinin hayır cevabı vermediği için evet herkes bira ister diyor.
0
6- latincenin yapısından kaynaklarıyor, 'martinus' un sonunda tekil takısı var, 'martini' ise çoğul takılı. örneğin 'domus' ev demekse domi evler demek, çoğul hali.
7- latincede V roma harflerini biliyorsundur gerçi, 5 anlamına geliyor. adam da v harfi yapmış eliyle.
14- pavlov un köpekleri zil sesiyle besleyip yaptığı deney, pavlov da da şartlı refleks oluştumuş, telefon zilini duyunca köpeklerin maması aklına geliyor.
16- şrodinger in kedisi, ışığın hem dalga hem parçacık yayılması ile alakalı bir faraziye, ışık parçacıksa kedi ölür, dalgaysa ölmez ama her ikisi birden olduğundan hem ölü hem diridir. yani bara hem girmiştir hem girmemiştir.
17- higgs bozonu olmadan, temel parçacıkların neden kütle sahibi olduğunu açıklayamıyoruz. yani higgs bozonu diyor ki ben olmasam nasıl mass(kalabalık/kütle) sahibi oldurdunuz?
7- latincede V roma harflerini biliyorsundur gerçi, 5 anlamına geliyor. adam da v harfi yapmış eliyle.
14- pavlov un köpekleri zil sesiyle besleyip yaptığı deney, pavlov da da şartlı refleks oluştumuş, telefon zilini duyunca köpeklerin maması aklına geliyor.
16- şrodinger in kedisi, ışığın hem dalga hem parçacık yayılması ile alakalı bir faraziye, ışık parçacıksa kedi ölür, dalgaysa ölmez ama her ikisi birden olduğundan hem ölü hem diridir. yani bara hem girmiştir hem girmemiştir.
17- higgs bozonu olmadan, temel parçacıkların neden kütle sahibi olduğunu açıklayamıyoruz. yani higgs bozonu diyor ki ben olmasam nasıl mass(kalabalık/kütle) sahibi oldurdunuz?
0
5 numara:
matematikçiye göre kadına asla ulaşamaz. zeno'nun ok paradoksu veya aşil ve kaplumbağa konularını araştırabilirsin. önce yolun 1/2sini gitmesi lazım. sonra kalan yolun yarısı 1/4 oluyor ve böyle gidiyor. matematiksel olarak asla 1'e ulaşamıyorsun. bu yüzden matematikçi "imkansız" deyip gidiyor.
mühendis ise ihmal edilebilir değerlerden bahsediyor. belki matematiksel olarak ulaşamam ama işimi görecek kadar yaklaşabilirim diyor :)
matematikçiye göre kadına asla ulaşamaz. zeno'nun ok paradoksu veya aşil ve kaplumbağa konularını araştırabilirsin. önce yolun 1/2sini gitmesi lazım. sonra kalan yolun yarısı 1/4 oluyor ve böyle gidiyor. matematiksel olarak asla 1'e ulaşamıyorsun. bu yüzden matematikçi "imkansız" deyip gidiyor.
mühendis ise ihmal edilebilir değerlerden bahsediyor. belki matematiksel olarak ulaşamam ama işimi görecek kadar yaklaşabilirim diyor :)
0
19- programlama dilinden anlamam ama, adam diyor ya bir ekmek al.yumurta varsa bir düzine al. muhtemelen bunun programlama dilindeki karşılığı bir ekmek ve yumurta varsa da bir kaç yumurta alması değil.bir ekmek al. eğer yumurta varsa bir düzine ekmek al. şeklinde açılır.
0
20- 1023 mb diye bir grup var henüz hiç gig'leri (gigabyte kısalması) yok. aynı zamanda gig konser anlamına da geliyor. kelime oyunu.
0
11:
unionized (sendikalaşma)
un-ionized (iyonize olmayan)
okunuşları farklı oluyor.
15:
bara girince "burada soygazlara hizmet vermiyoruz" deniyor, helyum da tepki vermiyor. (tepkimeye girmemesine gönderme)
unionized (sendikalaşma)
un-ionized (iyonize olmayan)
okunuşları farklı oluyor.
15:
bara girince "burada soygazlara hizmet vermiyoruz" deniyor, helyum da tepki vermiyor. (tepkimeye girmemesine gönderme)
0
15- helium bara girdiğinde barmen biz burda soygazlara (noble aynı zamanda asil demek- noble gas soygaz demek) servis yapmıyoruz diyor. helyum da tepki vermiyor(tepkimeye girmiyor yani. helyum soygaz, o yüzden reaksiyona girmez)
0
8:
en çok bu zorladı :) kadının sorduğu soru "kız mı erkek mi" değil de "kız veya erkek mi" şeklinde yorumlanabilir. başka bir ihtimal olmadığı için evet diyor.
10:
bunu çevirmeden edemeyeceğim:
"entropi çok bozdu" :)
en çok bu zorladı :) kadının sorduğu soru "kız mı erkek mi" değil de "kız veya erkek mi" şeklinde yorumlanabilir. başka bir ihtimal olmadığı için evet diyor.
10:
bunu çevirmeden edemeyeceğim:
"entropi çok bozdu" :)
0
10- termodinamiğin entropi ilkesinin kendisi içinde geçerli olması gibi, eksisozluk.com
18- Octal 8'lik sayı sistemi, Decimal 10'luk. 8'li sayı sisteminde 31, Decimalde 25'e eşit oluyor.
19- Programlamada if koşul belirtir, eylem değil.
18- Octal 8'lik sayı sistemi, Decimal 10'luk. 8'li sayı sisteminde 31, Decimalde 25'e eşit oluyor.
19- Programlamada if koşul belirtir, eylem değil.
0
17:
bunu anlamadım, gugıla sordum şöyle dedi:
"make me one with everything" hem "çek bi hot dog, her şeyden olsun" anlamına hem de "beni her şeyle bir kıl" anlamına gelebiliyor.
bunu anlamadım, gugıla sordum şöyle dedi:
"make me one with everything" hem "çek bi hot dog, her şeyden olsun" anlamına hem de "beni her şeyle bir kıl" anlamına gelebiliyor.
0
cemlemikonusuyorsun
Merhabalar. Bi ödevim var, final ödevi. Sinemayla alakalı bi ünlü ile röportaj yapmak istiyorum. Kim olduğu, ne olduğu farketmez. Nerden nasıl bulabilirim, nasıl bir yol izlemeliyim? Şimdşden teşekkürler
Merhabalar. Bi ödevim var, final ödevi. Sinemayla alakalı bi ünlü ile röportaj yapmak istiyorum. Kim olduğu, ne olduğu farketmez. Nerden nasıl bulabilirim, nasıl bir yol izlemeliyim?
Şimdşden teşekkürler
Şimdşden teşekkürler
0
0
otopsicocugu
Bir oyunda 11 parçalı resimdeki puzzle'ı tamamlamak için yardım lazım...Teşekkürşer.http://oi60.tinypic.com/nef32c.jpg
Bir oyunda 11 parçalı resimdeki puzzle'ı tamamlamak için yardım lazım...
Teşekkürşer.
oi60.tinypic.com
Teşekkürşer.
oi60.tinypic.com
0
zenc
ikaz kelimeleri önem sırasına göre ingilizcede aşağıdaki şekilde ama 2 ve 3 numaranın türkçe karşılıklarında hem fikir olamadık. sizce dikkat ve uyarı hangi sırada olmalı?1. danger - tehlike2. warning - dikkat yada uyarı3. caution - dikkat yada uyarı
ikaz kelimeleri önem sırasına göre ingilizcede aşağıdaki şekilde ama 2 ve 3 numaranın türkçe karşılıklarında hem fikir olamadık. sizce dikkat ve uyarı hangi sırada olmalı?
1. danger - tehlike
2. warning - dikkat yada uyarı
3. caution - dikkat yada uyarı
1. danger - tehlike
2. warning - dikkat yada uyarı
3. caution - dikkat yada uyarı
0
1-2-3 bence. ıslak zeminde caution yazıyor. "bunlara uyun, geleceğinizi belirleyecek" tabelalarında warning. hayvan gibi petrol taşıyan şeyin üstünde danger.
yalnız aynı anlama gelmiyorlar. herhangi ikisi bile aynı anlamda değil, görevleri farklı. o yüzden sıralamak saçma olur bence. danger ölürsün lan manasında, cauiton hocam dikkatli ol manasında, warning de "dikkat dikkat. bir çanta kayboldu." gibi bir şey.
yalnız aynı anlama gelmiyorlar. herhangi ikisi bile aynı anlamda değil, görevleri farklı. o yüzden sıralamak saçma olur bence. danger ölürsün lan manasında, cauiton hocam dikkatli ol manasında, warning de "dikkat dikkat. bir çanta kayboldu." gibi bir şey.
0
danger -> tehlike.
warning -> aklını başına devşir, öyle şeyap.
caution -> bunlara dikkat et.
sıralama böyle anlamlarında.
warning -> aklını başına devşir, öyle şeyap.
caution -> bunlara dikkat et.
sıralama böyle anlamlarında.
0
bana göre kelime anlamları daha ziyade warning:uyarı caution:dikkat ama türkçede önem sırasını düşününce tehlike-dikkat-uyarı gibi geliyor, sıra değişiyor. dikkat denilince "buna dikkat etmek lazım, aksi takdirde başına tatsız bişiy gelme ihtimali var" anlamı daha yaygın gibi. ama uyarı her türlü şey olabilir. tdk sitesinde yazım kurallarının istisnalarında bile "uyarı" yazıyor :)
0
havacılık sektörü için konuşuyorum
caution: bunlara uymazsan uçağa zarar verebilirsin demek
örnek: prntscr.com
warning: bunlara uymazsan insana zarar verebilirsin demek
örnek: prntscr.com
yani warning daha tehlikeli.
danger hepsinden tehlikeli etrafa insana uçağa herşeye zarar verebilirsin çok dikkat et demek.
danger>warning>caution
caution: bunlara uymazsan uçağa zarar verebilirsin demek
örnek: prntscr.com
warning: bunlara uymazsan insana zarar verebilirsin demek
örnek: prntscr.com
yani warning daha tehlikeli.
danger hepsinden tehlikeli etrafa insana uçağa herşeye zarar verebilirsin çok dikkat et demek.
danger>warning>caution
0
merkancam
merhabalar, sevdiğiniz bir türküyü yazar mısınız ?
merhabalar, sevdiğiniz bir türküyü yazar mısınız ?
0
En ama een sevdiklerim:
Altın hızma mülayim
Selanik türküsü (Çalın davulları)
Arda boyları
Bahçede yeşil çınar
İki keklik
Bülbülüm altın kafeste
Altın hızma mülayim
Selanik türküsü (Çalın davulları)
Arda boyları
Bahçede yeşil çınar
İki keklik
Bülbülüm altın kafeste
0
okkusapik
Merhaba,Üzerinde 5 haneli telefon numarası olan bir döküman var elimde ve bu dökümanın yaşını tespit etmeye çalışlıyorum. Telefon numarasının 5 haneli olması bunun en azından minimum yaşını bulmam konusunda yardımcı olacak bir bilgi. Nedir bilginiz var mı bu konuda? İnternette yeterli kapsamlı bilgi
Merhaba,
Üzerinde 5 haneli telefon numarası olan bir döküman var elimde ve bu dökümanın yaşını tespit etmeye çalışlıyorum. Telefon numarasının 5 haneli olması bunun en azından minimum yaşını bulmam konusunda yardımcı olacak bir bilgi. Nedir bilginiz var mı bu konuda? İnternette yeterli kapsamlı bilgiye ulaşamadım.
Saygılar.
Üzerinde 5 haneli telefon numarası olan bir döküman var elimde ve bu dökümanın yaşını tespit etmeye çalışlıyorum. Telefon numarasının 5 haneli olması bunun en azından minimum yaşını bulmam konusunda yardımcı olacak bir bilgi. Nedir bilginiz var mı bu konuda? İnternette yeterli kapsamlı bilgiye ulaşamadım.
Saygılar.
0
kendimden yola çıkarak 88 e kadar gidebildim. evet böyleydi hafızam beni yanıltmıyorsa. sonradan birer birer arttı.
0
İstanbul'da 1983'te, Ankara'da ise 1987 yılında telefon numaraları 6 haneli hale getirildi.
0
hmm sanırım yanıldım, şimdi 88 yılının gazetelerine baktım, orada başta 3 hane sonra xx xx şeklinde numaralar, yani xxx xx xx. baştakine alan kodu desek, o zaman var mıydı alan kodu hatırlayamadım, geriye 4 hane kalıyor. siz de bu yoldan bakabilirsiniz, gazetelerin künyelerinde telefon numarası oluyor.
tuncayozenbas.blogcu.com
tuncayozenbas.blogcu.com
0
4 haneli telefon çok iyiymiş, demek 9999 tane abone yoktu :)
O kağıt parçasının ili de önemli cevaplardan anlaşıldığı üzere
Ben Dedeme ait kartvizitlerde 6 hane gördüm hep, 1970lerde Şehir İstanbul
O kağıt parçasının ili de önemli cevaplardan anlaşıldığı üzere
Ben Dedeme ait kartvizitlerde 6 hane gördüm hep, 1970lerde Şehir İstanbul
0
izmir'de 1987 ye kadar 6 haneliydi. sonra başına güzelyalı için 2 geldi. 247 0x xx oldu benimki. bir akrabamızınki 24 xx xx ken bahçeli evlerde 224 xx xx oldu.
0
0
dahinnotha
bu sayfa parodi mi yoksa bu adamlar bu zekasızlıkla nasıl FB sayfası açabilmiş ve yönetiyor.https://www.facebook.com/pages/United-Khanate/184850018330720biz insan değiliz biz insandan da öte kurt soyundan gelen barbarlar, kurtlarız demiş. bi de yorum yapanlara sürekli aşağılayıp bir şeyler deyip ATI
bu sayfa parodi mi yoksa bu adamlar bu zekasızlıkla nasıl FB sayfası açabilmiş ve yönetiyor.
www.facebook.com
biz insan değiliz biz insandan da öte kurt soyundan gelen barbarlar, kurtlarız demiş. bi de yorum yapanlara sürekli aşağılayıp bir şeyler deyip ATILDIN demiş, falan. ırkçılık ve nefret söylemleri gırla, falan filan.
merak ettiğim şey, bu sayfa gerçek olamaz. kesin parodidir falan diye düşünmek istedim de. değil sanırım.
çok var mı bu tarz "barbar"lardan.
www.facebook.com
biz insan değiliz biz insandan da öte kurt soyundan gelen barbarlar, kurtlarız demiş. bi de yorum yapanlara sürekli aşağılayıp bir şeyler deyip ATILDIN demiş, falan. ırkçılık ve nefret söylemleri gırla, falan filan.
merak ettiğim şey, bu sayfa gerçek olamaz. kesin parodidir falan diye düşünmek istedim de. değil sanırım.
çok var mı bu tarz "barbar"lardan.
0
bence postlar kesin parodi. üslup değişik. yorumlarda bazen sıçıyor ama şu cümleye baksana: "İnsanlık düşmanı bir sayfada insanlık yaptığın için ATILDIN"
bunu yazan ciddi olabilir mi :)
edit: biraz daha inceledim. yorumlar da sıçmıyor lan. hoşuma bile gitti. her boka kulp bulma hastalığıyla dalga geçmişler herhalde. üslup bayağı kaliteli. ciddi olamayacak kadar kültürlü biri yazıyor bence bunları.
edit 2: son kararım: bence bu sayfada ironinin dibine vuranlarla ironiden anlamayanlar bir araya gelmiş.
bunu yazan ciddi olabilir mi :)
edit: biraz daha inceledim. yorumlar da sıçmıyor lan. hoşuma bile gitti. her boka kulp bulma hastalığıyla dalga geçmişler herhalde. üslup bayağı kaliteli. ciddi olamayacak kadar kültürlü biri yazıyor bence bunları.
edit 2: son kararım: bence bu sayfada ironinin dibine vuranlarla ironiden anlamayanlar bir araya gelmiş.
0
atsizcilar.org, nihalatsiz.org vardı bir ara. Onlara benzettim bunları da. Biz çok gülerdik okurken. "Evime dört hafli gelecek, ne yapayım" diye bir başlık vardı. "Kuzenim kürtle evleniyor, bize gelecekler. Nasıl bir tepki koymalıyım kürt birinin evime girmesine" diye cevaplarında da "Eve dört harfli sokuyorsa annen-baban, bir şey demiyorlarsa, onlar senin ailen de değildir. Senin ailen biziz. Evde durma sakın, bulaşmasın" falan yazmışlardı. Kendilerinden bile olsa en ufak düşünce sapması olan birini "Çaşıtlık yaptığı için atıldı" diye kovuyorlardı, forumdan atıyordu. Nefret söylemi almış başını gitmişti ama kahkaha atmaktan geri duramıyordum.
0
atsızcılar forumlarına çocuk yaşta maruz kalmış birisi olarak üzülerek söylüyorum, bu sayfa gerçek olmasa bile (ki gerçek gibi görünüyor) bu kafada adamlar var. var yani.
aman diyeyim bulaşma, seni de EKŞİCİ PİÇ OLDUĞUN GEREKÇESİYLE atarlar. ne günlerdi be.
@aychovsky, o başlığı çok net hatırlıyorum hahahaha. kürt de yazmıyorlardı, k*rt diyorlardı.
aman diyeyim bulaşma, seni de EKŞİCİ PİÇ OLDUĞUN GEREKÇESİYLE atarlar. ne günlerdi be.
@aychovsky, o başlığı çok net hatırlıyorum hahahaha. kürt de yazmıyorlardı, k*rt diyorlardı.
0
parodi falan değil. bu tipler böyleler :) ben birkaç saat aralarında kalmıştım malesef ve muhabbetleri sayfadaki gibiydi. yaa konuştukları şeyleri duyunca çocuk la bunlar dersin. boş boş uğraşlar peşindeler işte..
hani cemaatte "abii çay doldur da içelim ehi ehi" muzipliği vardır ya aralarında şakalaşmaktır. bunlarda da birbirlerine "sen ermeniymişsin" sen rummuşsun sen yunanmuşsın diyerek şakalaşıyorlar.
maalesef gerçek.
edit: şöyle bi yorum var. bi de elemanın resmini koymuş.
"tipe bak amına çaktığımın doktor who kılıklı ingiliz-aborjin melezi ibne. Biz türkçülük yapmayalımda senin gibi bedevi eniklerimi yapsın, islamcı soysuz bir ibne olduğun için ATILDIN!" ahahahahjskdhnakjshdjaksd
edit2: "Khan Moontaur seni hiç gözüm tutmadı, ATILDIN!" ajsahndjkasnlhnasjkdhahahahha
hani cemaatte "abii çay doldur da içelim ehi ehi" muzipliği vardır ya aralarında şakalaşmaktır. bunlarda da birbirlerine "sen ermeniymişsin" sen rummuşsun sen yunanmuşsın diyerek şakalaşıyorlar.
maalesef gerçek.
edit: şöyle bi yorum var. bi de elemanın resmini koymuş.
"tipe bak amına çaktığımın doktor who kılıklı ingiliz-aborjin melezi ibne. Biz türkçülük yapmayalımda senin gibi bedevi eniklerimi yapsın, islamcı soysuz bir ibne olduğun için ATILDIN!" ahahahahjskdhnakjshdjaksd
edit2: "Khan Moontaur seni hiç gözüm tutmadı, ATILDIN!" ajsahndjkasnlhnasjkdhahahahha
0
acccra
Yazılan cevaplarla alakalı bir şey yazmak için edit yapmaktansa direk soru sahibi de cevap yazıyor ya hani. İşte herkese tik verdikten sonra orada bir tane tiksiz cevap (soruyu soranın cevabı) olunca kötü duruyor. Bu kendi duyurusundaki kendi cevabına tik koymak Cevap bu/Toplam cevap oranını etkiler
Yazılan cevaplarla alakalı bir şey yazmak için edit yapmaktansa direk soru sahibi de cevap yazıyor ya hani. İşte herkese tik verdikten sonra orada bir tane tiksiz cevap (soruyu soranın cevabı) olunca kötü duruyor.
Bu kendi duyurusundaki kendi cevabına tik koymak Cevap bu/Toplam cevap oranını etkiler mi, duyuru geleneklerinde iğrenç aşağılık bir şey midir, ben mi çok önemsiz şeylere kafa yoruyorum? Nedir bu işin raconu?
Bu kendi duyurusundaki kendi cevabına tik koymak Cevap bu/Toplam cevap oranını etkiler mi, duyuru geleneklerinde iğrenç aşağılık bir şey midir, ben mi çok önemsiz şeylere kafa yoruyorum? Nedir bu işin raconu?
0
siz siz olun, nesnel sorularda "doğru cevabı", öznel sorularda cevap niteliğindeki mesajları tikleyin. gerisi mühim değil.
0
bence kendi cevabına tik koymamak, sonradan bir şey daha yazdığını göstermek açısından daha etkili oluyor. 20-30 cevap gelen bir soruyu soran kişinin arada yazdığı şeyin kaynayıp gitmemesi açısından daha iyi bence.
0
kendi yazdığına tik koyan tikin işlevini bilmiyor herhalde. niye konsun ya? buradaki saçma yüzdeyi de takan varsa hayat zor olmalı.
0
Ben koyuyorum valla her yazana tik, kendi yazdığıma da koyuyorum estetik durmuyor öbür türlü
0
tunc_
"if you are not attractive as they want you to be"Bir yerlerinde bozukluk var sanki?
"if you are not attractive as they want you to be"
Bir yerlerinde bozukluk var sanki?
Bir yerlerinde bozukluk var sanki?
0
aksaklık değil de eksik, şöyleki;
''eğer, onların senin olmanı istediği gibi çekici değilsen''
''eğer, onların senin olmanı istediği gibi çekici değilsen''
0
"as attractive as" deseydi, "onların olmanı istedikleri kadar çekici değilsen" olacaktı. "çekicisin ama daha çekici olman lazım" gibi.
bu hâliyle "onların olmanı istedikleri gibi çekici değilsen" oluyor. yani "hiç çekici değilsin" gibi.
ben böyle anladım.
bu hâliyle "onların olmanı istedikleri gibi çekici değilsen" oluyor. yani "hiç çekici değilsin" gibi.
ben böyle anladım.
0
Düzgün de cümlenin bir öncesi falan var galiba. Tek başına bu kadarken insan merak ediyor. ...... öyleysen. Eeee devamı ne? diyesi geliyor insanın. Ya şöyle bir öncesi falan olmalı.
-(Burada olumsuz bir soru gibi bir şeyler. Sence hangi durumlarda bu iş olmaz gibi bir şeyler.) In what cases won't I get the job? (bunun gibi bir şeyler)
-If you are not bıdı bıdı....
ya da bir devamı olmalı
.... to be, şöyle olur, böyle olur.
Ama cümlede sorun yok.
-(Burada olumsuz bir soru gibi bir şeyler. Sence hangi durumlarda bu iş olmaz gibi bir şeyler.) In what cases won't I get the job? (bunun gibi bir şeyler)
-If you are not bıdı bıdı....
ya da bir devamı olmalı
.... to be, şöyle olur, böyle olur.
Ama cümlede sorun yok.
0
mayeskuel
iflah olmaz bir loser ve yalnızlıktaki ustalığımı düşününce niye yazmıyorum ben lan? diyerek başladığım bu yazma işinde istikbalim sizin ellerinide. ne dersiniz? bu satırlar devam etse okur musunuz?**************çalan kapı sesiyle irkildi. hemen defterini ve kalemini birbirine paralel ve 10 cm aral
iflah olmaz bir loser ve yalnızlıktaki ustalığımı düşününce niye yazmıyorum ben lan? diyerek başladığım bu yazma işinde istikbalim sizin ellerinide. ne dersiniz? bu satırlar devam etse okur musunuz?
**************
çalan kapı sesiyle irkildi. hemen defterini ve kalemini birbirine paralel ve 10 cm aralık kalacak şekilde masanın üstüne özenle yerleştirdi. gelen, yeni arkadaşı halil'di. insanları daha iyi tanımak için yaptığı bu küçük oyunlar işe yarıyordu. hızlı selamlaşma faslının ardından kahve hazırlamak için mutfağa gider ve yokluğunda neler çevirildiğini öğrenmek için misafirin ardından özenle hizaladığı eşyaların açı ve konumunu tekrar gözden geçirirdi. eğer kurbanı bu tuzağa düşerse bir dahaki sefere daha mahrem eşyalarını ulu orta bırakıp bu testi bir sonraki aşamaya götürürdü. ama bu sefer olmamıştı. çünkü ercan, yüreğinde kötülük ve kuşku olmayan saf biriydi. daha birkaç gün evvel parkta ağlarken yanına gelmiş, biraz merak biraz da şevkat dolu bakışların ardından iki dost olmuşlardı. görülür şey değildi, birbirini tanımayan iki yetişkin adam sırf diğeri ulu orta ağlıyor diye dost olmuşlardı. hemde ne dostluk. çok ilginç adamdı şu halil vesselam. ilk görüşte yufka yürekli, cana yakın bir izlenim bırakırken, daha sonraları bu şefkat duygusu yerini şüpheye bırakıyordu. onun aksine yusuf kapalı kutuydu. ilk bakışta çok soğuk biri görünse de kalbinin kapısını açtığı insanlara en az halil kadar bağlanıyordu. tabi bu durum, yıllar süren yalnızlığın getirdiği tuhaf düşünce ve gelenekleri devam etmesine mani olmuyordu. halil, odadaki hiç bir şeye dokunmadan onu bekliyordu. hiç bir ses duymayan yusuf ise bu suskunluğun sebebini merak ediyor ve yine karşıdakine sormaktansa her hareketini, geliş saatini, kıyafetini şöyle hızlıca aklına getirip olası senaryoları zihninde şöyle bir sıralıyordu. bu durumdan nefret ediyordu. maden işciliği diyordu buna. çünkü çok yorucu bir işti. Kronik zannettiği baş ağrılarının sebebi de buydu. halbu ki ercan'daki bu sessizliğin ve sebebi masum bir müjdeden ibaretti. İş bulduğu müjdesini vermek için gelmişti. kahvesini yudumlarken, müjdesini vermişti. fikir yürüttüğü ihtimaller suya düşen yusuf'un memnuniyetini sergilemek için gösterdiği çaba ise amatör tiyatro oyuncularına ders olarak okutulacak biçimde yapmacıktı. ercan, daha işbaşı yapmadan hayallerinden bahsetmişti. ilk maaşımla seninle istanbul turu yapıcaz. sultanhamet'e çıkıp yürüyerek eminönüne gideceğiz. oradan vapurla boğaz turu. bakarsın 2 kız buluruz. onları da ben çekerim. iyi bir dinleyici olan yusuf ise onaylayan kafa hareketlerinden başka birşey yapmazken aklından yıllar önce yaşadığı aynı heyecan ve akabinde gelen hayalkırıklıkarı geldi.
***************
**************
çalan kapı sesiyle irkildi. hemen defterini ve kalemini birbirine paralel ve 10 cm aralık kalacak şekilde masanın üstüne özenle yerleştirdi. gelen, yeni arkadaşı halil'di. insanları daha iyi tanımak için yaptığı bu küçük oyunlar işe yarıyordu. hızlı selamlaşma faslının ardından kahve hazırlamak için mutfağa gider ve yokluğunda neler çevirildiğini öğrenmek için misafirin ardından özenle hizaladığı eşyaların açı ve konumunu tekrar gözden geçirirdi. eğer kurbanı bu tuzağa düşerse bir dahaki sefere daha mahrem eşyalarını ulu orta bırakıp bu testi bir sonraki aşamaya götürürdü. ama bu sefer olmamıştı. çünkü ercan, yüreğinde kötülük ve kuşku olmayan saf biriydi. daha birkaç gün evvel parkta ağlarken yanına gelmiş, biraz merak biraz da şevkat dolu bakışların ardından iki dost olmuşlardı. görülür şey değildi, birbirini tanımayan iki yetişkin adam sırf diğeri ulu orta ağlıyor diye dost olmuşlardı. hemde ne dostluk. çok ilginç adamdı şu halil vesselam. ilk görüşte yufka yürekli, cana yakın bir izlenim bırakırken, daha sonraları bu şefkat duygusu yerini şüpheye bırakıyordu. onun aksine yusuf kapalı kutuydu. ilk bakışta çok soğuk biri görünse de kalbinin kapısını açtığı insanlara en az halil kadar bağlanıyordu. tabi bu durum, yıllar süren yalnızlığın getirdiği tuhaf düşünce ve gelenekleri devam etmesine mani olmuyordu. halil, odadaki hiç bir şeye dokunmadan onu bekliyordu. hiç bir ses duymayan yusuf ise bu suskunluğun sebebini merak ediyor ve yine karşıdakine sormaktansa her hareketini, geliş saatini, kıyafetini şöyle hızlıca aklına getirip olası senaryoları zihninde şöyle bir sıralıyordu. bu durumdan nefret ediyordu. maden işciliği diyordu buna. çünkü çok yorucu bir işti. Kronik zannettiği baş ağrılarının sebebi de buydu. halbu ki ercan'daki bu sessizliğin ve sebebi masum bir müjdeden ibaretti. İş bulduğu müjdesini vermek için gelmişti. kahvesini yudumlarken, müjdesini vermişti. fikir yürüttüğü ihtimaller suya düşen yusuf'un memnuniyetini sergilemek için gösterdiği çaba ise amatör tiyatro oyuncularına ders olarak okutulacak biçimde yapmacıktı. ercan, daha işbaşı yapmadan hayallerinden bahsetmişti. ilk maaşımla seninle istanbul turu yapıcaz. sultanhamet'e çıkıp yürüyerek eminönüne gideceğiz. oradan vapurla boğaz turu. bakarsın 2 kız buluruz. onları da ben çekerim. iyi bir dinleyici olan yusuf ise onaylayan kafa hareketlerinden başka birşey yapmazken aklından yıllar önce yaşadığı aynı heyecan ve akabinde gelen hayalkırıklıkarı geldi.
***************
0
(bkz: martin eden)
bu kitabı okumalısın öncelikle, zaman alacak, kendini geliştirmen gereken bir iştir bu. daha ilk günden konu ile ilgili geleceğini random insanların eline bırakırsan elbette yazamazsın.
bu kitabı okumalısın öncelikle, zaman alacak, kendini geliştirmen gereken bir iştir bu. daha ilk günden konu ile ilgili geleceğini random insanların eline bırakırsan elbette yazamazsın.
0
Yazi hic duru değil. Okurken yoruyor. O yuzden hepsini okuyamadim.
0
Bence cabala yazmanin ogrenilen bi sey olduğunu düşünüyorum.
0
Okumuyorsun falan demek haddime değil, okuyup okumadığını da bilemem ama bir yazmak için bin okumak gerek bence. Çok dolambaçlı anlatmışsın biraz gizem katmak adına. Kesinlikle yazmayı bırakma. Her yönetmenin başlangıçta lanet ettiği filmleri, her sanatçının ben ne yapmışım ulan böyle dediği eserleri vardır. O yüzden yaz. Ama blog falan aç, buradan da link paylaş mesela. Feedbackler iyiye evrildikçe daha da gür çıkmaya başlar sesin, yazma şevkin de artar. Ama bırakma yani.
0
halil kim, ercan kim? önce isimde bir karar kıl istersen. imla çalışman gerek fazlasıyla. bazı cümle yapıları hatalı. 2 kız denmez, iki kız denir ayrıca.
hobi olarak yaz istersen sadece?
hobi olarak yaz istersen sadece?
0
satırları okumadım çünkü "beğenirseniz kitap yazıcam" tavrı fazla ciddiyetsiz geldi. satır satır şunları söylemek istiyorum, artistik yapçam biraz kusuruma bakma,
> yazı yazmaya kitapla başlanmaz, öyle bir niyetin varmış gibi çıkardım yazdıklarından.
> paragraf diye bir şey var, kullanırsan daha rahat olur.
> yazıyı insanlar beğensin diye yazma. öyle olursa sadece hevesin kırılır, bırakırsın. beğeni kısmını kitap çıkaracak seviyeye geldiğinde düşünmen lazım. şu an tek rakibin kendinsin. insanları sktir et, kendi yazdıklarını kendin eleştir.
> armagan da söylemiş, bir yazmak için bin okumak lazım gelir. yalnızlık ve loserlıkla yazarlık arasında nasıl bir bağlantı kurduğunu merak ettim ayrıca.
> biz beğenelim diye yazacaksan, hiç yazma boşver. yok ben yazmak istiyorum diyorsan, bol bol roman oku. nasıl kurgulamış, nerede ne yazmış... incele. olay örgüsünü ayrı, yazım tarzını ayrı incele. betimlemelere dikkat et. bir sayfa boyunca duvarı anlatırken mesela, kaç kez "duvar" yazarak başlamış cümleye? anlatımı nasıl çeşitlendirmiş, renklendirmiş? ne yapmış? duvar çok güzeldi. sokağa bakıyordu. adam, duvara baktı. duvar gerçekten de çok güzeldi hmmm mı diyormuş? demiyorsa, nasıl anlatmış? işte bunlar hep detay.
> hitler amcanın bir sözü vardı, "kitabı baştan sona mal gibi okumanın faydası yoktur, önemli olan o kitaptan alman gerekeni almaktır" gibisinden bir şeydi. okumak, yazım kabiliyetini geliştirir elbet. ama süreci hızlandırmak için hem bol bol yazmak, hem de okunan şeyi etraflıca incelemek, "hmm okuyoz işte" deyip geçmemek gerekir.
> yazım kabiliyeti geliştirilebilir bir şey olmakla birlikte, BENCE, belli bir seviyenin üzerine çıkamaz. iş bir noktadan sonra hayal gücüne kalıyor çünkü, eğer roman falan yazacaksan. gerçi o da geliştirilebilir bir şey.
velhasıl, niyetin depresif tumblr kızı/oğlanı olmak değilse, böyle bir tutkun varsa ve yazmak istiyorsan olumlu olumsuz tüm laflarımızı siktir edip yazmaya başla. yooook ben öylesine yazcam diyosan, yine yaz tabii, yazmak iyidir. ama kitap çıkarıcam diye gaza gelme.
> yazı yazmaya kitapla başlanmaz, öyle bir niyetin varmış gibi çıkardım yazdıklarından.
> paragraf diye bir şey var, kullanırsan daha rahat olur.
> yazıyı insanlar beğensin diye yazma. öyle olursa sadece hevesin kırılır, bırakırsın. beğeni kısmını kitap çıkaracak seviyeye geldiğinde düşünmen lazım. şu an tek rakibin kendinsin. insanları sktir et, kendi yazdıklarını kendin eleştir.
> armagan da söylemiş, bir yazmak için bin okumak lazım gelir. yalnızlık ve loserlıkla yazarlık arasında nasıl bir bağlantı kurduğunu merak ettim ayrıca.
> biz beğenelim diye yazacaksan, hiç yazma boşver. yok ben yazmak istiyorum diyorsan, bol bol roman oku. nasıl kurgulamış, nerede ne yazmış... incele. olay örgüsünü ayrı, yazım tarzını ayrı incele. betimlemelere dikkat et. bir sayfa boyunca duvarı anlatırken mesela, kaç kez "duvar" yazarak başlamış cümleye? anlatımı nasıl çeşitlendirmiş, renklendirmiş? ne yapmış? duvar çok güzeldi. sokağa bakıyordu. adam, duvara baktı. duvar gerçekten de çok güzeldi hmmm mı diyormuş? demiyorsa, nasıl anlatmış? işte bunlar hep detay.
> hitler amcanın bir sözü vardı, "kitabı baştan sona mal gibi okumanın faydası yoktur, önemli olan o kitaptan alman gerekeni almaktır" gibisinden bir şeydi. okumak, yazım kabiliyetini geliştirir elbet. ama süreci hızlandırmak için hem bol bol yazmak, hem de okunan şeyi etraflıca incelemek, "hmm okuyoz işte" deyip geçmemek gerekir.
> yazım kabiliyeti geliştirilebilir bir şey olmakla birlikte, BENCE, belli bir seviyenin üzerine çıkamaz. iş bir noktadan sonra hayal gücüne kalıyor çünkü, eğer roman falan yazacaksan. gerçi o da geliştirilebilir bir şey.
velhasıl, niyetin depresif tumblr kızı/oğlanı olmak değilse, böyle bir tutkun varsa ve yazmak istiyorsan olumlu olumsuz tüm laflarımızı siktir edip yazmaya başla. yooook ben öylesine yazcam diyosan, yine yaz tabii, yazmak iyidir. ama kitap çıkarıcam diye gaza gelme.
0
bence "yazma" denecek kadar kötü değil daha kötü kitaplar okudum emin olabilirsin.
0
sana şunu söyleyeceğim: imaj çok önemli. bunu neden söylüyorum? şu satırlar bir editörün elinden geçse, yazım hataları ve düşük cümleler toparlansa insanların tepkileri çok farklı olur. çünkü kitapçılarda bestseller diye satılan birçok kitapta böyle sayfalar mevcut. yazında içerik açısından "aman tanrım muhteşem" denilecek bir şey olmasa da yerilecek bir tarafı olduğunu da sanmıyorum. bu paragrafın redaksiyonunu yapıp sana mesaj atacağım. bir iki hafta sonra o metni kullanıp bu soruyu tekrar sor, bakalım bu sefer tepkiler nasıl olacak :)
0
nerede detaya girip girmeyeceğini hiç bilmiyosrun demiş birisi. bence haklı.
ömer seyfettin okumuş, çehovu sevdiğine inanmaya çalışmış, yusuf atılgan gibi yazmaya heveslenmişsiniz gibi. olay mı durum mu? mesela; bir bardağın elinizden düşmesi bir olay mıdır? yoksa durum mudur? bunu anlatırken ömer seyfettin mi olacaksınız, yoksa çehov mu? neyse, bu kadarcık bir yazıdan hüküm vermek istemem. haddim değil. sormuşsunuz diye fikrimi beyan etmeye çalıştım. yazmaya devam edin elbette. daha çok yazın. sadece anlatımınızı sadece beğendikleriniz ve kopyalama isteklerinize göre ayarlamaya çalışmayın. ben öyle pek kitap okuyan birisi değilim, bitirebildiğim kitaplar var elbette. benden daha ciddi önerisi olanlar olacaktır. son olarak, gerçekten yorucu cümleleriniz. cümle sonrası ve gelen cümle arasındaki noktalar, kıkırdak kemiklerinin takılışı gibi. duraksatan ve dikkat dağıtıcı.
ek: bence kitap yazmayın. şimdilik. ( şerhimi, yarın bir gün nobel alır da, ekşi duyurudaki monitör canavarları, bana yazma demişti falan dersin diye ekliyorum )
ömer seyfettin okumuş, çehovu sevdiğine inanmaya çalışmış, yusuf atılgan gibi yazmaya heveslenmişsiniz gibi. olay mı durum mu? mesela; bir bardağın elinizden düşmesi bir olay mıdır? yoksa durum mudur? bunu anlatırken ömer seyfettin mi olacaksınız, yoksa çehov mu? neyse, bu kadarcık bir yazıdan hüküm vermek istemem. haddim değil. sormuşsunuz diye fikrimi beyan etmeye çalıştım. yazmaya devam edin elbette. daha çok yazın. sadece anlatımınızı sadece beğendikleriniz ve kopyalama isteklerinize göre ayarlamaya çalışmayın. ben öyle pek kitap okuyan birisi değilim, bitirebildiğim kitaplar var elbette. benden daha ciddi önerisi olanlar olacaktır. son olarak, gerçekten yorucu cümleleriniz. cümle sonrası ve gelen cümle arasındaki noktalar, kıkırdak kemiklerinin takılışı gibi. duraksatan ve dikkat dağıtıcı.
ek: bence kitap yazmayın. şimdilik. ( şerhimi, yarın bir gün nobel alır da, ekşi duyurudaki monitör canavarları, bana yazma demişti falan dersin diye ekliyorum )
0
beatli hippie
beni korkutan bi şey bu aralar. normalde kimseden siyasi, dini ve benzeri fikirlerini bilmeksizin hoşlanmam, yani hoşlanmazdım, bu sefer durum farklı. o'nla ilgili bi sürü varsayımlarda bulunmak durumunda kalıyorum, müslüman veya başka herhangi bir din inananıysa ne tepki veririm kestiremiyorum. nor
beni korkutan bi şey bu aralar. normalde kimseden siyasi, dini ve benzeri fikirlerini bilmeksizin hoşlanmam, yani hoşlanmazdım, bu sefer durum farklı. o'nla ilgili bi sürü varsayımlarda bulunmak durumunda kalıyorum, müslüman veya başka herhangi bir din inananıysa ne tepki veririm kestiremiyorum. normalde tepkim bellidir ama dediğim gibi bu sefer durum biraz farklı.
0
karşındaki kişiye Müslüman olmadığını söyle. Kimse kimsenin dini görüşüne karışacak değil ama olmayacak duaya da amin denmez.
0
kardeşim türkiyede yaşıyorsun biliyon dimi
edit: nickini şimdi gördüm, o kız ıyy hippiiiii diye sana siktiri çekerse çok gülerim lan
edit: nickini şimdi gördüm, o kız ıyy hippiiiii diye sana siktiri çekerse çok gülerim lan
0
Allah korusun ya ne yaparım bilemiyorum inan. Müslüman ne ya sene 2014 :S
0
yani müslüman da olsa kafa yapılarınız uyarsa anlaşabilirsiniz. benim kız arkadaşım da müslüman zaman zaman sorunlar oluyor tabi ama bu yüzden vazgeçseydim pişman olurdum.
ayrıca garipseyen arkadaşlar hiç garipsemesinler..
ayrıca garipseyen arkadaşlar hiç garipsemesinler..
0
müslüman çıkmak nasıl oluyor? ben anlamadım?
geceyarısı vampire dönüşmek, üzerine su dökülünce gremlin olmak gibi mi?
geceyarısı vampire dönüşmek, üzerine su dökülünce gremlin olmak gibi mi?
0
Ciddi bir ilişki düşünmüyorsam sorun etmem, ama iş ciddiye giderse oturup adam akıllı konuşmak lazım, şahsen tercih etmem böyle bir ilişki ama hadi diyelim oldu, iki tarafında anlayışlı, saygılı insanlar olması gerek.. Olmayacak şey değil ama bana zor gibi geliyor.. Kolaylıklar..
0
Sevinirdim, bende müslümanım sonuçta. Allah inancına sahip olan birini tercih ederim.
0
musluman degilsin ve anladigim kadariyla herhangi bir dine karsi inancin yok (veya başka herhangi bir din inananıysa)
ve gene anladigim kadariyla din(lere)e karsi da bir tepkin var(normalde tepkim bellidir ama dediğim gibi bu sefer durum biraz farklı)gayet normaldir,anlasilir.
burada onemli olan bir dine inanip inanmadigi degil, nasil bir insan oldugu olmali bence. sonucta birbirinizin inanclarina saygili oldugunuz surece bu durum bir sorun olusturmamali.
zenciamacalismiyor guzel demis; bunun icin vazgecseydim pisman olurdum.
sen bunu diyebilecek misin? once buna karar ver bence.
ikinizin de bu konuda fazlasiyla olgun olmaniz gerekiyor.
ve gene anladigim kadariyla din(lere)e karsi da bir tepkin var(normalde tepkim bellidir ama dediğim gibi bu sefer durum biraz farklı)gayet normaldir,anlasilir.
burada onemli olan bir dine inanip inanmadigi degil, nasil bir insan oldugu olmali bence. sonucta birbirinizin inanclarina saygili oldugunuz surece bu durum bir sorun olusturmamali.
zenciamacalismiyor guzel demis; bunun icin vazgecseydim pisman olurdum.
sen bunu diyebilecek misin? once buna karar ver bence.
ikinizin de bu konuda fazlasiyla olgun olmaniz gerekiyor.
0
kahkaha atıyodum az kaldı hocam bu ne ya :)
dünyada 1.6 milyar müslüman var, korkacak çok şeyin varmış senin yav.
Allah yardım olsun kardeş :( :P
dünyada 1.6 milyar müslüman var, korkacak çok şeyin varmış senin yav.
Allah yardım olsun kardeş :( :P
0
kız arkadaşım oruç falan tutuyor, aileden gelme bir dine yatkınlık var. ben ise ateistim. ben 24, o 23.
gel gör ki birlikte yaşıyoruz ve ben klasik bir ateist profili çiziyorum. yapmadığımız halt yok, eğer dert edindiğin buysa. dibine kadar müslüman değilse, sorun yok.
gel gör ki birlikte yaşıyoruz ve ben klasik bir ateist profili çiziyorum. yapmadığımız halt yok, eğer dert edindiğin buysa. dibine kadar müslüman değilse, sorun yok.
0
yukarda biri sormuştu, ateistim.
65 derece, çok yakınımdaki bir ateist-müslüman evliliğinden gördüğüm üzere olgun, anlayışlı, hoşgörülü, saygılı vs. olması beklenen taraf hep ateist taraf oluyor, kadın adamın ateist olduğunu bilmiyor ayrıca. kadın bilse ve adam bu kadar hoşgörülü olmasa ilişki nasıl seyrederdi bilmiyorum.
kadın erkek fark etmeksizin bir insanda dikkat ettiğim ilk şey dünya görüşü (siyasi, dini, felsefi vs.) ikinci olarak da tavırlar. adam fazlasıyla 'iyi insan' egosuz, samimi, işi gücü bırakıp senle dereden tepeden muhabbet eden biri. siyasi, dini vs bu fikirlerini bir kenara bırakırsak iyi, dürüst, biraz deli ve bünyesinde sayamayacağım bi sürü harika özellik barındıran süper bi insan. ama eğer herhangi dini bir inanca sahipse ciddi bi ilişki yürütemem sanırım o'nla.
ozzpwnz ve zenciamacalismiyor, kız arkadaşlarınızın ateist olduğunuzu bilip bilmediklerini merak ettim.
65 derece, çok yakınımdaki bir ateist-müslüman evliliğinden gördüğüm üzere olgun, anlayışlı, hoşgörülü, saygılı vs. olması beklenen taraf hep ateist taraf oluyor, kadın adamın ateist olduğunu bilmiyor ayrıca. kadın bilse ve adam bu kadar hoşgörülü olmasa ilişki nasıl seyrederdi bilmiyorum.
kadın erkek fark etmeksizin bir insanda dikkat ettiğim ilk şey dünya görüşü (siyasi, dini, felsefi vs.) ikinci olarak da tavırlar. adam fazlasıyla 'iyi insan' egosuz, samimi, işi gücü bırakıp senle dereden tepeden muhabbet eden biri. siyasi, dini vs bu fikirlerini bir kenara bırakırsak iyi, dürüst, biraz deli ve bünyesinde sayamayacağım bi sürü harika özellik barındıran süper bi insan. ama eğer herhangi dini bir inanca sahipse ciddi bi ilişki yürütemem sanırım o'nla.
ozzpwnz ve zenciamacalismiyor, kız arkadaşlarınızın ateist olduğunuzu bilip bilmediklerini merak ettim.
0
türkiye'deki çoğu müslüman, herhangi bir kur'an çevirisini baştan sona okumuş bile değil. dert edeceğin daha öncelikli şeylere bak ona gelinceye kadar; hayata bakışı, politik görüşü gibi şeyler var örneğin karakterini belirlemesi-karakterinden kaynaklanması veya bir şekilde nasıl birisi olduğunu göstermesi daha muhtemel olan.
0
yahu yazdık ya işte bi insana bakışımı belirleyen ilk şeyler dinin yanında siyasi görüş ve dünya görüşüdür diye. ha karakter yazmayı unutmuşum ama adam zaten fazla karakterli bi insan.
0
tabi ki de koşarak uzaklaşırdım. türkiye'de müslüman ne alaka yani. sen de kaç böyle bir ihtimal bile olmaması lazım ama yine de neme lazım yazayım istedim.
0
örneğin dedim, daha başka örnekler veredebilirim istersen kişinin kim olduğunu yahut nasıl birisi olduğunu gösterecek olan, dinden daha önce. tekrar edeyim, türkiye'deki çoğu müslüman herhangi bir kur'an çevirisini baştan aşağıya okumuş dahi değil, nesi belirleyebiliyor yahu bakışını? kişinin ateist, deist olması yahut başka bir dinden olması, türkiye özelinde belki kişinin sosyal çevresini de gösteriyor olabilir - de senin bakışın bu çerçevede değil zaten. kişinin seçmediği ve çoğunun kimlik olarak taşımaktan daha ötesini yapmadığı bir şey sana neyin varsayımında bulunduruyor olabilir yahu?
0
ya kulkke ne demek çok önemli değil, inanan adamlar baştan aşağı bütün hayatlarını bu inanca göre inşa/bina ediyor, hayata bakışlarını inançları belirliyor. ha dini pek takmayan biriyse iş değişir tabi.
0
benimki çıktı. gittim bi de evlendim. gerçi boşancaz gibi ama bu konuyla alakası yok. takıl kafana göre.
peşin edit: atesitim evet.
bi daha edit: iki taraf da birbirinin ne mal olduğunu bildi ve birbirine bulaşmadı. arada "ne yani ölünce hiçbi şey olmıcak mı diyon sen şimdi" gibi hafif konuşmalar dışında hiçbi şey olmadı.
peşin edit: atesitim evet.
bi daha edit: iki taraf da birbirinin ne mal olduğunu bildi ve birbirine bulaşmadı. arada "ne yani ölünce hiçbi şey olmıcak mı diyon sen şimdi" gibi hafif konuşmalar dışında hiçbi şey olmadı.
0
@beatli hippie türkiye'de çoğu müslüman daha kur'an'ın çevirisini baştan aşağıya okumuş dahi değil ama tüm hayatlarını ona göre mi inşa ediyorlar? nasıl olabiliyor yahu o?
türkiye toplumu'nun önemli bir çoğunluğu muhafazakar yaşam biçimine sahiptir ama onların büyük çoğunluğu dinsel muhafazakar değil geleneksel muhafazakarlardır. gene muhafazakar yaşam biçimine sahip olmayıp muhafazakar olanların da beslendikleri kaynakları din değil geleneksellik. dinsel muhafazakar yaşam biçimi olan insanı da kendi çevrende bir şekilde buldu isen bilemem.
türkiye toplumu'nun önemli bir çoğunluğu muhafazakar yaşam biçimine sahiptir ama onların büyük çoğunluğu dinsel muhafazakar değil geleneksel muhafazakarlardır. gene muhafazakar yaşam biçimine sahip olmayıp muhafazakar olanların da beslendikleri kaynakları din değil geleneksellik. dinsel muhafazakar yaşam biçimi olan insanı da kendi çevrende bir şekilde buldu isen bilemem.
0
Kendini müslüman olarak tanımlayan bazı insanların tahammül sınırları kendini bir dinle tanımlamayan kişilerden daha geniş olabiliyor zaman zaman. Yani başkasını kendi inancına göre yargılamıyorsa ve sen de "Nasıl kanıtı olmayan bir şeye inanabilir?" diyerek dogmatik kafa yapısını sorgulamak yerine onun tahammül sınırlarıyla ilgilenirsen anlaşmamanız için bir sebep yok bence.
Ayrıca, Türkiye'de kültürel muhafazakarlık var; bu sadece dinle şekillenmemiş. Kapalı, küçük toplum muhafazakarlığı var. Bu nedenle hiçbir dini ritüelle ilgisi olmayan biri bile çok dar görüşlü olabiliyor.
Bu mesajda anlatmaya çalıştığım şeyi şu soruya verilen yanıtlarda bile görebiliyoruz malesef. Aynı soru "hoşlandığınız kişi ateist çıksa ne yapardınız?" diye sorulsa verilen yanıtlar bu kadar cıvık olmazdı.
Ayrıca, Türkiye'de kültürel muhafazakarlık var; bu sadece dinle şekillenmemiş. Kapalı, küçük toplum muhafazakarlığı var. Bu nedenle hiçbir dini ritüelle ilgisi olmayan biri bile çok dar görüşlü olabiliyor.
Bu mesajda anlatmaya çalıştığım şeyi şu soruya verilen yanıtlarda bile görebiliyoruz malesef. Aynı soru "hoşlandığınız kişi ateist çıksa ne yapardınız?" diye sorulsa verilen yanıtlar bu kadar cıvık olmazdı.
0
Yalnız bir müslüman olarak şunu söyleyeyim.
Kendini müslüman olarak tanımlayan çoğu kişi aslında dinden bihaber, müslümanlık adına yaptıkları şeyler genelde bilinçli olmaktan değil gelenekten ve alışkanlıktan kaynaklanıyor. EN basitinden bir müslümanın bir ateistle evlenmesi yasaktır, çoğusu bundan dahi habersiz veya bilse bile sorun yapmıyor. E haliylede müslümanlık kimlik kağıdı müslümanlığıyla sınırlı kalıyor.
O sebepten çokça bir sorun yaşayacağınızı zannetmiyorum. 1-2 sınırlı mevzuda laf dalaşına girmezsiniz, yeterli. E tabi bu bir kısım için geçerli. İnandığı gibi yaşamayan ama kritik mevzularda dini kuralları önemseyen bir başka daha kitle var.
EN iyisi en baştan konuşun ağzını arayın. Sonra sıkıntı olmasın.
Kendini müslüman olarak tanımlayan çoğu kişi aslında dinden bihaber, müslümanlık adına yaptıkları şeyler genelde bilinçli olmaktan değil gelenekten ve alışkanlıktan kaynaklanıyor. EN basitinden bir müslümanın bir ateistle evlenmesi yasaktır, çoğusu bundan dahi habersiz veya bilse bile sorun yapmıyor. E haliylede müslümanlık kimlik kağıdı müslümanlığıyla sınırlı kalıyor.
O sebepten çokça bir sorun yaşayacağınızı zannetmiyorum. 1-2 sınırlı mevzuda laf dalaşına girmezsiniz, yeterli. E tabi bu bir kısım için geçerli. İnandığı gibi yaşamayan ama kritik mevzularda dini kuralları önemseyen bir başka daha kitle var.
EN iyisi en baştan konuşun ağzını arayın. Sonra sıkıntı olmasın.
0
sonradan müslüman olan bi erkek arkadaşım vardı. içkiyi, sigarayı bıraktı. beş vakit namaza başladı. bana sarılırken bile günah işliyomuş gibi halleri vardı. cemaate de girmiş duyduğuma göre.
neyse, olmadı yürümedi zaten. karşılıklı oturup birer içki içip muhabbet bile edemiyoduk.
ben inançlıyımdır bu arada, ama gereklerini yerine getirmem.
eğer yukarda anlattığım gibiyse zor.
neyse, olmadı yürümedi zaten. karşılıklı oturup birer içki içip muhabbet bile edemiyoduk.
ben inançlıyımdır bu arada, ama gereklerini yerine getirmem.
eğer yukarda anlattığım gibiyse zor.
0
ister inan ister inanma tam olarak dediğini yaşıyorum ben de bir kaç gündür. ayıptır söylemesi bi kız var -nasipse yengen olacak ehehe- kız uçuk biraz, epey bohem takılan bir tip. ailesinin hafiften dinci olduğunu biliyordum zaten de, facebook'una baktım, allah (cc), kuran-ı kerim vs. gibi bir iki sayfa beğenmiş; acayip şaşırdım ne yalan söyleyeyim. ilk aklıma gelen eskiden beğenmiştir oldu (malum bu ülkede herkes müslüman doğuyor). sonra dedim ya tek derdimiz bu olsun. ama yer yer büyük bir sıkıntı da olabilir; yani sonuçta normal arkadaş değil de eş olacaksak, yediğimiz içtiğimiz bir olacaksa tam kestiremiyorum ne olur. ama dediğim gibi tek derdimiz bu olsun.
0
ya işte ister gelenek deyin, ister geleneksel muhafazakarlık deyin, ister dini çok bilmemesinden kaynaklanıyor muhafazakarlıkları deyin (açıkçası bu biraz komik), kapalı bi toplum olmamızdan falan deyin; sonuç itibariyle inançlı adam muhafazakar olur. ben mesela buna yarın bi gün gel sevişelim desem, o ben zina yapmam diyecek. biliyorsunuz müslümanlar evlilik dışı ilişkiye 'zina' diyolar. sonra benim bekaretimi sorgulamaya kalkacak belki. bana bunları sorgulamayan müslüman gösterin? kadın erkek eşitliğine inanan bi müslüman gösterin? bi kadının üzerinde egemenlik kurmayı düşünmeyen bi müslüman gösterin? dinle çok ilgisi olan veya olmayan fark etmez.
dediğim gibi muhafazakar değilse ve din onun için fazla önem teşkil etmiyorsa sorun olmayabilir. ama bilemiyorum yine de böyle az veya çok müslüman bi adamla ciddi bi ilişki yürütebileceğimi düşünmüyorum.
edit: biri demiş; dini ritüellerle pek alakası olmayan adam da muhafazakar olabiliyor, e bu ritüellerle alakası olan adamın muhafazakarlık seviyesini takdirinize bırakıyorum artık.
dediğim gibi muhafazakar değilse ve din onun için fazla önem teşkil etmiyorsa sorun olmayabilir. ama bilemiyorum yine de böyle az veya çok müslüman bi adamla ciddi bi ilişki yürütebileceğimi düşünmüyorum.
edit: biri demiş; dini ritüellerle pek alakası olmayan adam da muhafazakar olabiliyor, e bu ritüellerle alakası olan adamın muhafazakarlık seviyesini takdirinize bırakıyorum artık.
0
alafortanfoni
All hung up in your green eyes'ın anlamı tam olarak nedir? "Her şey yeşil gözlerinde asılı" mı? "Yeşil gözlerinden süzülen her şey" mi? Nedir?
All hung up in your green eyes'ın anlamı tam olarak nedir? "Her şey yeşil gözlerinde asılı" mı? "Yeşil gözlerinden süzülen her şey" mi? Nedir?
0
inancsiz deve
google'a yazınca çıkmayan eşsiz güzel büyük çözünürlüklü fotoğrafları nereden bulabilirim?
google'a yazınca çıkmayan eşsiz güzel büyük çözünürlüklü fotoğrafları nereden bulabilirim?
0
darkknight
Bu sorularda tam olarak ne sorulmuş ? Hello! Is it possible for us to stay from 07/03/2014 till 11/03/2014? more questions: - do you rent the whole apartment or one room? - does your flat really is situated near Taksim? - is the cost mentioned here is final? what is included? more questions: - does
Bu sorularda tam olarak ne sorulmuş ?
Hello!
Is it possible for us to stay from 07/03/2014 till 11/03/2014?
more questions:
- do you rent the whole apartment or one room?
- does your flat really is situated near Taksim?
- is the cost mentioned here is final? what is included?
more questions:
- does your flat really is situated near Taksim?
- is the cost mentioned here is final? what is included?
Hello!
Is it possible for us to stay from 07/03/2014 till 11/03/2014?
more questions:
- do you rent the whole apartment or one room?
- does your flat really is situated near Taksim?
- is the cost mentioned here is final? what is included?
more questions:
- does your flat really is situated near Taksim?
- is the cost mentioned here is final? what is included?
0
-bütün daireyi mi kiralıyorsun, bir odayı mı? (yalnız mı olcaz sen de olcan mı tepemizde)
-dairen gerçekten taksim'e yakın mı? (yarım saat yürümeyelim)
-burada yazan fiyat son fiyat mı? (indirim yap hacı) bu fiyata neler dahil?
-dairen gerçekten taksim'e yakın mı? (yarım saat yürümeyelim)
-burada yazan fiyat son fiyat mı? (indirim yap hacı) bu fiyata neler dahil?
0
Merhaba!
07/03/2014'den 11/03/2014 tarihine kadar evinizde kalmamız mümkün mü?
Daha fazla sorular:
- Tüm evi mi kiralıyorsunuz yoksa bir odayı mı?
- Daireniz Taksim'e sahiden yakın bir yerde mi?
- Belirtilen fiyat son fiyat mı? Neler dahil?
Not: Tam olarak birebir çeviri değildir.
07/03/2014'den 11/03/2014 tarihine kadar evinizde kalmamız mümkün mü?
Daha fazla sorular:
- Tüm evi mi kiralıyorsunuz yoksa bir odayı mı?
- Daireniz Taksim'e sahiden yakın bir yerde mi?
- Belirtilen fiyat son fiyat mı? Neler dahil?
Not: Tam olarak birebir çeviri değildir.
0
appdata
Arkadaşlar günaydın...Matrix 2: The Matrix Reloaded'ın DVD'sinde architect şöyle bir konuşma yapıyor...Ama türkçe altyazıda, "mavi" olarak marke ettiğim bir cümle var, architect'in ingilizce konuşmasında bu cümle nerede?Eğer orijinal konuşmada böyle bir cümle yoksa Türkçe altyazıya bunu ekleyen niye
Arkadaşlar günaydın...
Matrix 2: The Matrix Reloaded'ın DVD'sinde architect şöyle bir konuşma yapıyor...
Ama türkçe altyazıda, "mavi" olarak marke ettiğim bir cümle var,
architect'in ingilizce konuşmasında bu cümle nerede?
Eğer orijinal konuşmada böyle bir cümle yoksa Türkçe altyazıya bunu ekleyen niye eklemiş...
Yoksa çeviri takımına "burada bir sorun var, düzeltilmeli altyazı" manasına gelen bir not bırakmış da, çeviri ekibi bunu anlamayıp altyazıyı böyle mi yayımlamış...
----------------
Architect: Your life is the sum of a remainder of an unbalanced equation
inherent to the programming of the Matrix. You are the eventuality of an anomaly, which, despite my sincerest efforts,
I have been unable to eliminate from what is otherwise a
harmony of mathematical precision. While it remains a burden
assiduously avoided, it is not unexpected, and thus not beyond
a measure of control. Which has led you, inexorably... here.
-----------------
tr altyazı:
Yaşamın, Matrix programından kaynaklanan bir denklemin
dengesiz sonucundan ibaret. Bütün samimi çabalarıma rağmen
kesin matematiksel doğruluğun uyumundan yok edemediğim bir
anormallik sonucu sen oluştun. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor.
Sürekli ihmal edilmiş bir yük olmasına rağmen
beklenmedik bir şey değil ve kontrol dışı olmadığı için
buraya gelmen kaçınılmazdı.
------------------
"Bu sorunun çözülmesi gerekiyor" cümlesi ingilizce konuşmada nerede?
yoksa dediğim gibi çeviren eleman çeviri takımına bir not bırakmış da bunlar anlamayıp filmin DVD'sine mi koymuşlar bunu :)))
Matrix 2: The Matrix Reloaded'ın DVD'sinde architect şöyle bir konuşma yapıyor...
Ama türkçe altyazıda, "mavi" olarak marke ettiğim bir cümle var,
architect'in ingilizce konuşmasında bu cümle nerede?
Eğer orijinal konuşmada böyle bir cümle yoksa Türkçe altyazıya bunu ekleyen niye eklemiş...
Yoksa çeviri takımına "burada bir sorun var, düzeltilmeli altyazı" manasına gelen bir not bırakmış da, çeviri ekibi bunu anlamayıp altyazıyı böyle mi yayımlamış...
----------------
Architect: Your life is the sum of a remainder of an unbalanced equation
inherent to the programming of the Matrix. You are the eventuality of an anomaly, which, despite my sincerest efforts,
I have been unable to eliminate from what is otherwise a
harmony of mathematical precision. While it remains a burden
assiduously avoided, it is not unexpected, and thus not beyond
a measure of control. Which has led you, inexorably... here.
-----------------
tr altyazı:
Yaşamın, Matrix programından kaynaklanan bir denklemin
dengesiz sonucundan ibaret. Bütün samimi çabalarıma rağmen
kesin matematiksel doğruluğun uyumundan yok edemediğim bir
anormallik sonucu sen oluştun. Bu sorunun çözülmesi gerekiyor.
Sürekli ihmal edilmiş bir yük olmasına rağmen
beklenmedik bir şey değil ve kontrol dışı olmadığı için
buraya gelmen kaçınılmazdı.
------------------
"Bu sorunun çözülmesi gerekiyor" cümlesi ingilizce konuşmada nerede?
yoksa dediğim gibi çeviren eleman çeviri takımına bir not bırakmış da bunlar anlamayıp filmin DVD'sine mi koymuşlar bunu :)))
0
not bırakmış olabilir bence. alt yazıda "askere gidiyorum hakkınızı helal edin" diyeni de gördüm "burası metinde yoktu anladığım kadar çevirdim" diyeni de :)
0
@novocaine
zaten tek bir tane çeviri var piyasada. o da orijinal dvd'den alınmış olan çeviri. adam bambaşka bir şey sormuş sen anlamamışsın olayı :)
soruya gelirsek çeviren kişi belki kendi yorum katmıştır diyeceğim ama olmayacak. çünkü ingilizcesindeki tüm cümleleri aynen çevirmiş. yorum katabileceği bir cümle kalmamış ortada. aynen dediğin gibi çeviri notu geçmiş herhalde :)
yanlız bunu yıllardır kimse fark etmemiş mi sen mi fark ediyorsun şu anda ilk defa acaba. bu da çok ilginç kimsenin şimdiye kadar fark etmemiş olması :)
zaten tek bir tane çeviri var piyasada. o da orijinal dvd'den alınmış olan çeviri. adam bambaşka bir şey sormuş sen anlamamışsın olayı :)
soruya gelirsek çeviren kişi belki kendi yorum katmıştır diyeceğim ama olmayacak. çünkü ingilizcesindeki tüm cümleleri aynen çevirmiş. yorum katabileceği bir cümle kalmamış ortada. aynen dediğin gibi çeviri notu geçmiş herhalde :)
yanlız bunu yıllardır kimse fark etmemiş mi sen mi fark ediyorsun şu anda ilk defa acaba. bu da çok ilginç kimsenin şimdiye kadar fark etmemiş olması :)
0
gadlemler
Selam gurular, " Satista dogru bilinen yanlislar" ingilizcede en resmi ve guzel ve 'business' nasil cevrilebilir acaba?Ve birde ingilizce CVnin adres kismina ne yazmaliyim ki "esnek" oldugu, ise bagli olarak tasinabilecegim belli olsun.Cok tesekkurler!
Selam gurular, " Satista dogru bilinen yanlislar" ingilizcede en resmi ve guzel ve 'business' nasil cevrilebilir acaba?
Ve birde ingilizce CVnin adres kismina ne yazmaliyim ki "esnek" oldugu, ise bagli olarak tasinabilecegim belli olsun.
Cok tesekkurler!
Ve birde ingilizce CVnin adres kismina ne yazmaliyim ki "esnek" oldugu, ise bagli olarak tasinabilecegim belli olsun.
Cok tesekkurler!
0
Common misconceptions of marketing mesela güzel. Tam doğru bilinen yanlışlar olmadı pek ama.
0
aslında bunun türkçesi de hep yanlış ifade ediliyor, "doğru sanılan yanlışlar" demek istiyoruz, değil mi?
"mistaken notions about sales/retail/marketing operations" dersek olur mu ki? doğru kabul edilen demiyor ama alt metninde o da var. yanlış sanılan doğruları da kapsıyor olabilir tabii.
taşınma kısmını bilemedim.
"mistaken notions about sales/retail/marketing operations" dersek olur mu ki? doğru kabul edilen demiyor ama alt metninde o da var. yanlış sanılan doğruları da kapsıyor olabilir tabii.
taşınma kısmını bilemedim.
0
doğru bilinen yanlışlar, bunun kesin tam karşılığı bi deyim vardır ingilizcede.
0
"myth" kullanilir cevirmek istediginiz icin tam olarak.
"common myths of sales"
"common sales myths"
"sales myths"
hepsi olur
CV'nin adres kismina adres yazilir, yani size posta gonderilirse postayi alabileceginiz adres. kimse sizin mobilitenizi verdiginiz adrese gore yargilamaz ve bu adres dogru olmali.
tasinma konusunda sorun yasamayacaginizi "willing to relocate" seklinde belirtebilirsiniz.
"common myths of sales"
"common sales myths"
"sales myths"
hepsi olur
CV'nin adres kismina adres yazilir, yani size posta gonderilirse postayi alabileceginiz adres. kimse sizin mobilitenizi verdiginiz adrese gore yargilamaz ve bu adres dogru olmali.
tasinma konusunda sorun yasamayacaginizi "willing to relocate" seklinde belirtebilirsiniz.
0
dimitri iskete
linkteki şarkıyı arıyorum.http://vocaroo.com/i/s0udkePWEw4l
0
gogu delen adam
ted, coursera, quora, elitedaily, evrimagaci, bbc future, iflscience vesaire. takipçisi olanlara gerçekten bir şeyler katan web siteleri arıyorum. zaman geçirdikçe ufkum genişlesin. tavsiye edebileceğiniz site var mı? konu içeriği etikten evrime, herhangi bir şey olabilir. ancak metafizikvari olması
ted, coursera, quora, elitedaily, evrimagaci, bbc future, iflscience vesaire. takipçisi olanlara gerçekten bir şeyler katan web siteleri arıyorum. zaman geçirdikçe ufkum genişlesin. tavsiye edebileceğiniz site var mı? konu içeriği etikten evrime, herhangi bir şey olabilir. ancak metafizikvari olmasın.
ayrıca özellikle resim alanında kendimi yetersiz hissediyorum. akımlar, öğrenilmesi gereken ressamlar ve eserlerinin yer aldığı hoş siteler de olur.
teşekkürler.
ayrıca özellikle resim alanında kendimi yetersiz hissediyorum. akımlar, öğrenilmesi gereken ressamlar ve eserlerinin yer aldığı hoş siteler de olur.
teşekkürler.
0
şu siteyi yeni keşfettim:
www.brainpickings.org
bir konuda derinlemesine bilgi vermiyor ama değişik konulardan haberdar oluyorsun ve beğenirsen seni araştırma yapmaya sevketmiş oluyor.
www.brainpickings.org
bir konuda derinlemesine bilgi vermiyor ama değişik konulardan haberdar oluyorsun ve beğenirsen seni araştırma yapmaya sevketmiş oluyor.
0
ivirzivirarsivi.blogspot.ch
coursera benzeri open2study var.
sanatsozlugum.blogspot.ch
www.acikbilim.com
coursera benzeri open2study var.
sanatsozlugum.blogspot.ch
www.acikbilim.com
0
durbikonusucaz
başlıktan kastım (bkz:into the wild ) gibi bir film olabilir(bkz:theodore john kaczynski ) gibi bir adam olabilirtüketici toplumun reddi, doğa sevgisi, betonlaşmadan şehirleşmeden tiksinme gibi konularda biyografi, film, belgesel, kitap, manifesto vb. şeyler var mı bildiğiniz
başlıktan kastım
(bkz: into the wild ) gibi bir film olabilir
(bkz: theodore john kaczynski ) gibi bir adam olabilir
tüketici toplumun reddi, doğa sevgisi, betonlaşmadan şehirleşmeden tiksinme gibi konularda biyografi, film, belgesel, kitap, manifesto vb. şeyler var mı bildiğiniz
(bkz: into the wild ) gibi bir film olabilir
(bkz: theodore john kaczynski ) gibi bir adam olabilir
tüketici toplumun reddi, doğa sevgisi, betonlaşmadan şehirleşmeden tiksinme gibi konularda biyografi, film, belgesel, kitap, manifesto vb. şeyler var mı bildiğiniz
0
safe var:
www.imdb.com
evli şehirli zengin bir kadın (julianne moore) durup dururken hastalanıyor. film hastalanma sürecini ve sonrasını gösteriyor. şehirleşme, çevre kirliliği gibi olaylara dokunuyor film ama bu konuda çok bariz bir taraf almıyor. kaçış yöntemi olarak doğaya dönme akımını da sorguluyor. bence içinde enteresan ipuçları olan değişik bir film, ama uyarayım yavaş ilerliyor. zevkinize uyar mı bilemem.
www.imdb.com
evli şehirli zengin bir kadın (julianne moore) durup dururken hastalanıyor. film hastalanma sürecini ve sonrasını gösteriyor. şehirleşme, çevre kirliliği gibi olaylara dokunuyor film ama bu konuda çok bariz bir taraf almıyor. kaçış yöntemi olarak doğaya dönme akımını da sorguluyor. bence içinde enteresan ipuçları olan değişik bir film, ama uyarayım yavaş ilerliyor. zevkinize uyar mı bilemem.
0
yemrem
iş yerinde boş kaldıkça adını soyadını yanındaki dolu müsvette kağıtlarının boşluklarına yazan biri bunu ne diye yapar? bunu nasıl yorumlarsınız? o kişi hakkında ne düşünürsünüz?not: masasında mutlaka defalarca adı soyadı yazılmış en az 1 kağıt görebilirsiniz.
iş yerinde boş kaldıkça adını soyadını yanındaki dolu müsvette kağıtlarının boşluklarına yazan biri bunu ne diye yapar? bunu nasıl yorumlarsınız? o kişi hakkında ne düşünürsünüz?
not: masasında mutlaka defalarca adı soyadı yazılmış en az 1 kağıt görebilirsiniz.
not: masasında mutlaka defalarca adı soyadı yazılmış en az 1 kağıt görebilirsiniz.
0
sıkıntı ve stres içinde olabilir. sırf bişeyler karalamak için yazıyo olabilir.
0
öylesine yapıyodur. ben de adımın baş harfini yazarım, çiçek, kalp, küp, ev, ve sol anahtarı çizerim.
0
Can sıkıntısından yapar, sadece ad-soyad değil, karalamamalar, resimler, vb. de eşlik eder. Bunu da genelde kafası sürekli çalışan insanlar yapar. Kafası çalışan derken zekiden bahsediyorum (ben yapmam, kendim için değil), beynin sürekli bir şeyle meşgul etmek isteyen ve kafanın hiçbir şey yapmaması sıkıntı veren insanlardır. Genelde de kıvrak zeka sahibi olurlar.
0
Can sıkıntısıdır.. Ben çok yaparım mesela, ufak tefek şeyler çizerim, adımı yazarım vs. Mesela bankada staj yaptığım dönemde var olan bütün formları teker teker doldururdum, kullanmayacak olmama rağmen..
0
normal abi her şeyden bir şey çıkartmaya gerek yok. şeyin şeyi olur eyyorosbi.
ben de mesela canım sıkılınca imza atarım bol bol. onunki daha tehlikesizmiş.
ben de mesela canım sıkılınca imza atarım bol bol. onunki daha tehlikesizmiş.
0
yaşasın ahkam kesmek!
-narsisttir
-yaratıcılıktan yoksundur, karalama yapmak için aklına bir şey gelmeyince adını yazıyordur
-sürekli adını yazması gereken bir şeyle ilgileniyordur, güzel yazabilmek için alıştırma yapıyordur
-aslında diğer elini kullanıyordur, öbür eliyle yazma alıştırması yapıyordur
başka uyduramadım :)
-narsisttir
-yaratıcılıktan yoksundur, karalama yapmak için aklına bir şey gelmeyince adını yazıyordur
-sürekli adını yazması gereken bir şeyle ilgileniyordur, güzel yazabilmek için alıştırma yapıyordur
-aslında diğer elini kullanıyordur, öbür eliyle yazma alıştırması yapıyordur
başka uyduramadım :)
0
Ben öyle bir insanım.
Çok düşündüğüm zaman elimi meşgul etme ihtiyacı hissediyorum, kafamın bir bölümü dikkatimi yazdığım şeye verirken diğer kısmıyla daha rahat düşünebiliyorum
Çok düşündüğüm zaman elimi meşgul etme ihtiyacı hissediyorum, kafamın bir bölümü dikkatimi yazdığım şeye verirken diğer kısmıyla daha rahat düşünebiliyorum
0
ben de ayni seyi yaparim, ismimi-soyismimi degisik sekillerde yazmaya calisirim, imzami atarim. insan bunalinca boyle seyleri zaman gecirmek icin yapiyor gayet normal bence.
sunu da eklemek istedim, isi abartip erkek arkadasimin, annemin, babamin, kardesimin isimlerini de benimle birlikte yazdigim olmustur.
sunu da eklemek istedim, isi abartip erkek arkadasimin, annemin, babamin, kardesimin isimlerini de benimle birlikte yazdigim olmustur.
0
Bilinçli bir şekilde oturup düşünmeden yaptığımız karalamalar, boş zamanlarımızda çiziktirdiğimiz gelişigüzel şeyler, gerçekten de iç dünyamız hakkında ipuçları verir.
Ben bu konuların bilir kişisi olmamakla beraber, bu kişinin içten içe ya çok narsist, ben merkezli ya da kendini kanıtlama ihtiyacı duyan ancak bunu henüz pek başaramamış bir kişi olduğunu düşünürdüm.
Ben bu konuların bilir kişisi olmamakla beraber, bu kişinin içten içe ya çok narsist, ben merkezli ya da kendini kanıtlama ihtiyacı duyan ancak bunu henüz pek başaramamış bir kişi olduğunu düşünürdüm.
0
rastgelebiri
SEIKO - Bu marka neden dandik geliyor bana? Bu algımı neden kıramıyorum? Saatleri muhteşem, kaliteli olduğunun da farkındayım ama mümkün değil almam koluma bir tane Seiko saat. Bu durum geçer mi sizce? 800-1200 liraya falan saatleri var.CASIO - Yani kaliteli mi dandik mi belli değil. Tamam taş gibi
SEIKO - Bu marka neden dandik geliyor bana? Bu algımı neden kıramıyorum? Saatleri muhteşem, kaliteli olduğunun da farkındayım ama mümkün değil almam koluma bir tane Seiko saat. Bu durum geçer mi sizce?
800-1200 liraya falan saatleri var.
CASIO - Yani kaliteli mi dandik mi belli değil. Tamam taş gibi makineler ama o denli soğuğum ki markaya anlatamam. Bedava bir Casio saat versen koluma takmam gibi geliyor. Neden öyle?
aynı seiko gibi 1000 liraya falan saatleri var.
Pierre Cardin - Ne ki şimdi bunun durumu? Dandik mi kaliteli mi belli değil.
Var mı sizin de sebepsiz yere taktığınız markalar? Bak bir tane elle tutulur sebebim yok bu markaları sevmemek için ama olmuyor.
800-1200 liraya falan saatleri var.
CASIO - Yani kaliteli mi dandik mi belli değil. Tamam taş gibi makineler ama o denli soğuğum ki markaya anlatamam. Bedava bir Casio saat versen koluma takmam gibi geliyor. Neden öyle?
aynı seiko gibi 1000 liraya falan saatleri var.
Pierre Cardin - Ne ki şimdi bunun durumu? Dandik mi kaliteli mi belli değil.
Var mı sizin de sebepsiz yere taktığınız markalar? Bak bir tane elle tutulur sebebim yok bu markaları sevmemek için ama olmuyor.
0
daha önce hiç düşünmediydim ama pierre cardin bana da dandik geldi şimdi. çok fazla taklidi olduğu için böyle oluyor bence.
0
pierre cardin'i zevkine güvenmediğim, paçoz şeyler giyinen insanlar beğeniyor. ondan bana kaliteliymiş izlenimi uyandıramadı bi türlü
nişan bohçası yaparken gidip damat takımı falan alıcaktık, sanırım sırf bu yüzden bişey beğenemedim
nişan bohçası yaparken gidip damat takımı falan alıcaktık, sanırım sırf bu yüzden bişey beğenemedim
0
acer: dandik algısını asla yenemez, gerçekten dandik de.
casio: müzik aletleri, öğrenci seviyesindedir, üst düzey ürün beklememeli.
iphone: sırf şarj aletlerinin sikkoluğundan bile kaybediyor.
hyundai: daha adının telaffuzunun nasıl olduğunu bilmiyoruz, kendi reklamlarında bile farklı farklı söylüyorlar.
casio: müzik aletleri, öğrenci seviyesindedir, üst düzey ürün beklememeli.
iphone: sırf şarj aletlerinin sikkoluğundan bile kaybediyor.
hyundai: daha adının telaffuzunun nasıl olduğunu bilmiyoruz, kendi reklamlarında bile farklı farklı söylüyorlar.
0
saat konusu biraz farklıdır aslında. saatten anlayan kişiler tarafından
pierre cardin, casio, lacoste, swatch vs. bunlar saatten sayılmazlar.
omega, seikoi tissot vs. bunlar ve türevleri saatten sayılır.
pierre cardin, casio, lacoste, swatch vs. bunlar saatten sayılmazlar.
omega, seikoi tissot vs. bunlar ve türevleri saatten sayılır.
0
Ramsey: kurucusunun Remzi adlı beyefendi olduğunu öğrenmemle beraber hiçbir şey eskisi gibi olmadı. istedikleri kadar Londra markası yaratmaya, fiyatlarını şişirmeye çalışsınlar, gözümde değeri yok. bildiğin Mahmutpaşa markası sayıyorum.
0
Bende beko'nun öyle bir etkisi var.
Ayrıca renault. Nedenini bilmiyorum.
Ayrıca renault. Nedenini bilmiyorum.
0
fenerliyim ama feneri delgado
selamlar.üsküdar civarında böyle uygun fiyatlı bir su markası arıyorum. bildiğiniz kadarıyla paylaşır mısınız? tesekkurler.
selamlar.
üsküdar civarında böyle uygun fiyatlı bir su markası arıyorum. bildiğiniz kadarıyla paylaşır mısınız? tesekkurler.
üsküdar civarında böyle uygun fiyatlı bir su markası arıyorum. bildiğiniz kadarıyla paylaşır mısınız? tesekkurler.
0
inthechaos
M. Ö. 3000'li M.Ö. 3000'li M.Ö. 3000li M. Ö. 3000li m.ö. 3000'li ?kafamda deli sorular
M. Ö. 3000'li
M.Ö. 3000'li
M.Ö. 3000li
M. Ö. 3000li
m.ö. 3000'li ?
kafamda deli sorular
M.Ö. 3000'li
M.Ö. 3000li
M. Ö. 3000li
m.ö. 3000'li ?
kafamda deli sorular
0
noktasız +1.
tdk: Gelenekleşmiş olan T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) kısaltmalarının dışında büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz.
www.tdk.gov.tr
tdk: Gelenekleşmiş olan T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) kısaltmalarının dışında büyük harflerle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz.
www.tdk.gov.tr
0
seksen9
telaffuz edilen kelime nedir?doğru cevap gelince hepinize tik atcam efenim. o kadar da zor soru değil aslındasoruyu her zaman yanlış telaffuz edilen diye sorsam daha mantıklı olabilirmiş. bi tek @kül bildi.
telaffuz edilen kelime nedir?
doğru cevap gelince hepinize tik atcam efenim. o kadar da zor soru değil aslında
soruyu her zaman yanlış telaffuz edilen diye sorsam daha mantıklı olabilirmiş. bi tek @kül bildi.
doğru cevap gelince hepinize tik atcam efenim. o kadar da zor soru değil aslında
soruyu her zaman yanlış telaffuz edilen diye sorsam daha mantıklı olabilirmiş. bi tek @kül bildi.
0
kendi açımdan söylemem gerekirse aşağıdakileri yazarken 2 kez düşünürüm;
-yalnız
-yanlız
-herkes
-şarj
-yalnız
-yanlız
-herkes
-şarj
0
pantalon (pantolon, pantol, pantul)
motamo (motamot, modamod)
entelektüel (entellektüel)
kravat (gravat)
krapon (grapon)
laminat (laminant)
sutiyen (sütyen)
menstrüasyon (mensturasyon)
menopoz (menapoz)
gardörob (gardırop, gardolap)
pardösü (pardesü, pardisö)
küretaj (kürtaj, kürtaş, kürtac, kurdaş)
gangren (TDK bile kangren yazmış!)
şanjanlı (janjanlı)
şanjman (şanzıman, şanzuman)
salamanje (salomanje)
subasman (yazılışı sousbassement) su basmanı diye okuyorlar
Venezuela (Venezüella)
Ekvador (Ekvator)
eşofman (eşortman, aşortman)
şofben (şohben)
oparlör (hoparlör, apollo) yazılışı haut-parleur
naylon (laylon)
rögar (loğar oha!)
alüminyum (elaminyon)
patoloji (pataloji)
ortopedi (ortapedi, ortabedi)
ultrason (ultrasyon)
Röntgen (rotgen)
menenjit (menengiç - ne bilsin garibim? zaten oğlu hasta, bi de tutup onu mu ezberliycek?)
motamo (motamot, modamod)
entelektüel (entellektüel)
kravat (gravat)
krapon (grapon)
laminat (laminant)
sutiyen (sütyen)
menstrüasyon (mensturasyon)
menopoz (menapoz)
gardörob (gardırop, gardolap)
pardösü (pardesü, pardisö)
küretaj (kürtaj, kürtaş, kürtac, kurdaş)
gangren (TDK bile kangren yazmış!)
şanjanlı (janjanlı)
şanjman (şanzıman, şanzuman)
salamanje (salomanje)
subasman (yazılışı sousbassement) su basmanı diye okuyorlar
Venezuela (Venezüella)
Ekvador (Ekvator)
eşofman (eşortman, aşortman)
şofben (şohben)
oparlör (hoparlör, apollo) yazılışı haut-parleur
naylon (laylon)
rögar (loğar oha!)
alüminyum (elaminyon)
patoloji (pataloji)
ortopedi (ortapedi, ortabedi)
ultrason (ultrasyon)
Röntgen (rotgen)
menenjit (menengiç - ne bilsin garibim? zaten oğlu hasta, bi de tutup onu mu ezberliycek?)
0
"yanlış telaffuz"dan sayılıyor mu bilmiyorum ama ÇÜNKİ ve ISTANBUL inanılmaz rahatsız ediyor beni.
şehrin adı istanbul. niye ıstanbul diyosunuz ki? spikerler bile böyle yapıyor. ayrıca niye "çünki" diyosunuz? kendimize gelelim lütfen. terbiyesizliğin alemi yok.
edit: crown, doğru telaffuzun ıstanbul olduğunu söyledi. dünyam başıma yıkıldı resmen. yapmayın bunu lütfen. neden ıstanbul? antalya'ya neden entalya demiyoruz? gerçi türkçe ne kadar yazıldığı gibi okunan bir dil, o da tartışılır ya neyse.
şehrin adı istanbul. niye ıstanbul diyosunuz ki? spikerler bile böyle yapıyor. ayrıca niye "çünki" diyosunuz? kendimize gelelim lütfen. terbiyesizliğin alemi yok.
edit: crown, doğru telaffuzun ıstanbul olduğunu söyledi. dünyam başıma yıkıldı resmen. yapmayın bunu lütfen. neden ıstanbul? antalya'ya neden entalya demiyoruz? gerçi türkçe ne kadar yazıldığı gibi okunan bir dil, o da tartışılır ya neyse.
0
@prezerlatif ben de öyleyim bazı kelimelerde bi düşünürüm
yanılmak -yanlış
yalın -yalnız
kırpmak -kirpik
melih gökçek tweeti -herkes
yanılmak -yanlış
yalın -yalnız
kırpmak -kirpik
melih gökçek tweeti -herkes
0
"Birhaber" bu ara en çok karşılaştığım.
@proletarier aller lander vereinigt euch (Kopyalayıp yapıştırmak bile zaman aldı be yav)Sarımsak için TDK "İki şekli de doğrudur. Biri halk ağzıdır ama kabul ederiz" diyor. Gerçi TDK'ya güven miktarı nedir ki.
@proletarier aller lander vereinigt euch (Kopyalayıp yapıştırmak bile zaman aldı be yav)Sarımsak için TDK "İki şekli de doğrudur. Biri halk ağzıdır ama kabul ederiz" diyor. Gerçi TDK'ya güven miktarı nedir ki.
0
valeybol voleybol
telaffuz telafuz
laboratuar laboratuvar lavabotuar lavabotuvar diye uzar gider bu.
telaffuz telafuz
laboratuar laboratuvar lavabotuar lavabotuvar diye uzar gider bu.
0
bu sıralar tape ezdi geçti.
çörek de hatalı söylenir. (çöğrek, çöörek gibi)
çörek de hatalı söylenir. (çöğrek, çöörek gibi)
0
@hayat aklini
tape doğru efenim
www.eksiduyuru.com
exlibris'in, oradaki cevabını bi daha okuması lazım.
tape doğru efenim
www.eksiduyuru.com
exlibris'in, oradaki cevabını bi daha okuması lazım.
0
@compadrito'nun doğrusu bu diye verdiği yazılışların önemli bir kısmı yanlış. sevgili dostumuz sanırım bir sözcüğün köken dildeki haliyle o sözcüğün geçiş yaptığı halini karıştırmış. sözcükler başka dillere geçerken imlaları ve söylenişleri (hatta anlamları) değişebilir. örnekse sutiyen değil, sutyen olacak doğrusu. ya da pantalon değil, pantolon. gardörob değil, gardırop, küretaj değil, kürtaj vb.
soruya yanıt olarak: yayımlamak, hoş geldin(iz) (bitişik yazılıyor fakat hoşgelmek diye bir fiil yok) sağ ol(un) (bunu da bitişik yazıyorlar), tıraş vb.
soruya yanıt olarak: yayımlamak, hoş geldin(iz) (bitişik yazılıyor fakat hoşgelmek diye bir fiil yok) sağ ol(un) (bunu da bitişik yazıyorlar), tıraş vb.
0
Anneciğimin telaffuzları çok şekerdir. Şöyle ki;
fanyans (fayans)
laaba (lavabo)
dezenktefe (dezenfekte)
vezevre (rezervuar)
maarul (marul) Gerçi Türkçe öğretmenimi İstanbullular maarul diye okur demişti.
Bunlar da kayınvalidemden geliyor,
riks (risk)
çukulata (çikolata)
korniz (korniş)
taras (teras)
fanyans (fayans)
laaba (lavabo)
dezenktefe (dezenfekte)
vezevre (rezervuar)
maarul (marul) Gerçi Türkçe öğretmenimi İstanbullular maarul diye okur demişti.
Bunlar da kayınvalidemden geliyor,
riks (risk)
çukulata (çikolata)
korniz (korniş)
taras (teras)
0
@compadrito motamo'dan emin değilim o kadar. türkçeye telaffuz ve yazılış olarak nasıl geçtiğine bakar. pek güvenilir bir kaynak olmasa da tdk motamot demiş. nişanyan'a baktım motamo denilmekte. sanırım motamo olsa gerek. tabii yazdıklarınızın hepsi yanlış değil. şöyle ilk bakışta eşofman, entelektüel, pardösü, ortopedi, alüminyum, röntgen vb. ama mesela ekvador dediğimiz şey bir devletin adı. ekvator ise küçük mavi gezegenimizi kestiği varsayılan çizgi.
0
Ulan tam yalnızdan sonra da yanlış da yazacaktım. :D vazgeçtim. :)
0
wuh sakin.
bilgi değil zeka sorusu sormaya çalışmıştım yaw. onu da beceremedim zaten tam çevirememişim.
devamı: (git:www.forbes.com)
bilgi değil zeka sorusu sormaya çalışmıştım yaw. onu da beceremedim zaten tam çevirememişim.
devamı: (git:www.forbes.com)
0
@microfiction
yazdıklarımın bazılarının, onayınızdan geçmiş olmasına çok sevindim. motamo'ya sanırım ya da emin değilim demenize de şaşırdım.
Ekvador'u Venezuela'nın arkasından yazdığım için ülkeyi kastettiğim anlaşılır sanıyordum ama anlaşılmamış demek ki.
sutiyen değil sutyen olduğunu biliyorum ama takılın, sorun ve açıklayayım diye kasten öyle yazdım. kimin sutyen, kimin soutien, kimin sütyen veya ikizlere takke dediği ile çok ilgilenmiyorum. tek amacım, sütyen diyenlerin de, kelimenin sou ve tien kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşmuş bir bileşik isim olduğunu bilmeleri. doğrusunu ve nereden geldiğini bilsinler de, canları ne istiyosa onu desinler. sou alt demek tien de destek demek. alt destek! (desteğin olurum yavrum!)
Fransızcada o ve u bir araya gelince asla ü olarak okunmaz, u olarak okunur. sutiyen olarak yazmamın sebebi, oradaki tien'e dikkat çekmek.
elbise dolabı ise gardırop değil gardrob. garde-robe'un okunuşu yani.
context yani bağlam çok önemli
bu görmüş olduğunuz el aletinin adı curette, okunuşu da küret
monarchmedicalproducts.com
www.merriam-webster.com
Latince curer kelimesinden yani tedaviden türemiş. Cure+dent'ın kürdan (tedavi+diş) olması gibi.
bu el aletiyle yapılan girişimin adı curetage, okunuşu da küretaj. küret ile yapılan işlem, kürt ile yapılan işlem değil yani. Çok havalı -aj ekini almayı biliyosanız Fransızcadan, bunu da pekâlâ söyleyebilirsiniz. Ben gidip kadın doğum hocama kürtaj dersem, genel cerrahi hocama da kangren dersem ''mal mısın oğlum?'' derler bana. doğrusunun ne olduğunu bilin diye yazıyorum. siz ne isterseniz diyebilirsiniz. isterseniz kurdaş diyin ve kardaşla bi akrabalığı var mı acaba bunun diye kafa yorun.
bağlam önemli demiştik di mi? ben şimdi oto sanayiine gidip ''Arif usta benim şanjmana bir bakabilir misin?'' desem,
''Top musun lan sen?!?'' diyip götüme pandik atar! Doğrusunun şanjman olduğunu bildiğim halde, 'usta bi de şanzımana baksan?'' demek zorundayım. Ama gidip de, Kâmil usta bizim gardolabın montacını yapacaan mı? da demem yani.
Haa, bi de, Nişanyan usta da pantalon giyiyor.
yazdıklarımın bazılarının, onayınızdan geçmiş olmasına çok sevindim. motamo'ya sanırım ya da emin değilim demenize de şaşırdım.
Ekvador'u Venezuela'nın arkasından yazdığım için ülkeyi kastettiğim anlaşılır sanıyordum ama anlaşılmamış demek ki.
sutiyen değil sutyen olduğunu biliyorum ama takılın, sorun ve açıklayayım diye kasten öyle yazdım. kimin sutyen, kimin soutien, kimin sütyen veya ikizlere takke dediği ile çok ilgilenmiyorum. tek amacım, sütyen diyenlerin de, kelimenin sou ve tien kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşmuş bir bileşik isim olduğunu bilmeleri. doğrusunu ve nereden geldiğini bilsinler de, canları ne istiyosa onu desinler. sou alt demek tien de destek demek. alt destek! (desteğin olurum yavrum!)
Fransızcada o ve u bir araya gelince asla ü olarak okunmaz, u olarak okunur. sutiyen olarak yazmamın sebebi, oradaki tien'e dikkat çekmek.
elbise dolabı ise gardırop değil gardrob. garde-robe'un okunuşu yani.
context yani bağlam çok önemli
bu görmüş olduğunuz el aletinin adı curette, okunuşu da küret
monarchmedicalproducts.com
www.merriam-webster.com
Latince curer kelimesinden yani tedaviden türemiş. Cure+dent'ın kürdan (tedavi+diş) olması gibi.
bu el aletiyle yapılan girişimin adı curetage, okunuşu da küretaj. küret ile yapılan işlem, kürt ile yapılan işlem değil yani. Çok havalı -aj ekini almayı biliyosanız Fransızcadan, bunu da pekâlâ söyleyebilirsiniz. Ben gidip kadın doğum hocama kürtaj dersem, genel cerrahi hocama da kangren dersem ''mal mısın oğlum?'' derler bana. doğrusunun ne olduğunu bilin diye yazıyorum. siz ne isterseniz diyebilirsiniz. isterseniz kurdaş diyin ve kardaşla bi akrabalığı var mı acaba bunun diye kafa yorun.
bağlam önemli demiştik di mi? ben şimdi oto sanayiine gidip ''Arif usta benim şanjmana bir bakabilir misin?'' desem,
''Top musun lan sen?!?'' diyip götüme pandik atar! Doğrusunun şanjman olduğunu bildiğim halde, 'usta bi de şanzımana baksan?'' demek zorundayım. Ama gidip de, Kâmil usta bizim gardolabın montacını yapacaan mı? da demem yani.
Haa, bi de, Nişanyan usta da pantalon giyiyor.
0
* kendi - hemen hemen herkes açık e ile telaffuz ediyor.
* de anlamındaki dahi - da:hi gibi okunuyor. ifrit oluyorum.
* kağıt - kaat gibi okunması gerekirken yazıldığı gibi okunuyor.
* ikametgah - genellikle ikâmetgah şeklinde okunuyor. doğrusu kalın k.
* de anlamındaki dahi - da:hi gibi okunuyor. ifrit oluyorum.
* kağıt - kaat gibi okunması gerekirken yazıldığı gibi okunuyor.
* ikametgah - genellikle ikâmetgah şeklinde okunuyor. doğrusu kalın k.
0
@compadrito "doğrusu" dediğiniz şeyler fransızca açısından doğrusu. fransızcasıyla hava atmak isteyenler bunlar doğrusudur diyebilir ama en nihayetinde bu sözcükleri fransızca değil, türkçe içinde kullandığımızda doğrusu-eğrisi değişecektir. zaten bu sözcüklerin çoğunun türkçedeki varlıkları ve imlalarının son halini alışının üstünden bayağı vakit geçmiş. öte yandan "cevap" da türkçeye arapçadan girme ve arapçada p diye bir harf yok ama "cevab veremedi" diye kitap yazınca pek "doğru" olmuyor. ama fransızcada hem havalı hem de doğru oluyor sanırım.
0
sparkle kiddle
ne konusunda uzmansınız? örnekler:-çok deli resim çizerim.-dijital elektronik konusunda üstüme yoktur.-kahve falında ne desem çıkar.
ne konusunda uzmansınız?
örnekler:
-çok deli resim çizerim.
-dijital elektronik konusunda üstüme yoktur.
-kahve falında ne desem çıkar.
örnekler:
-çok deli resim çizerim.
-dijital elektronik konusunda üstüme yoktur.
-kahve falında ne desem çıkar.
0
kahve falında ne desem çıkar. çok destekli sallıyorum...
bir de yani tanıştığım birine karşı negatif bir şey hissedersem en kısa zamanda birine karşı bir yanlışını görüyoruz. ben birinden hoşlanmazsam arkadaşlarım o kişiyle arkadaş olmaz, temkinli yaklaşır. bu konuda da adım çıktı.
bir de yani tanıştığım birine karşı negatif bir şey hissedersem en kısa zamanda birine karşı bir yanlışını görüyoruz. ben birinden hoşlanmazsam arkadaşlarım o kişiyle arkadaş olmaz, temkinli yaklaşır. bu konuda da adım çıktı.
0
hiçbir şeyim yok. yine yüzüme vuruldu halbuki çok isterdim.
neyse çok iyi türk kahvesi yaparım, olur mu ?
neyse çok iyi türk kahvesi yaparım, olur mu ?
0
Cok deli severim, hayal kurarim, surpriz yaparim. Bos beles isler kdjdja
0
iyi bir muhabbetim yoktur, sıkıcı biri de sayılabilirim aslında ama karşımdakini iyi dinlerim. en iyi yaptığım şey bu.
0
@kirmizikasekaban bi fotograf atsakta bize de baksaniz :))
Boyle bilincli isteyerek degil de, bos bulunup icimden gelerek bi sey dilesem mutlaka olur. Mesela piyango alip bana ciksa dedigimde cikmaz ama yolda yururken bi para bulsam yerde ya desem bulurum. Ya da sunu gorsem keske desem o kisiyi gorurum gibi
Boyle bilincli isteyerek degil de, bos bulunup icimden gelerek bi sey dilesem mutlaka olur. Mesela piyango alip bana ciksa dedigimde cikmaz ama yolda yururken bi para bulsam yerde ya desem bulurum. Ya da sunu gorsem keske desem o kisiyi gorurum gibi
0
isimde iyiyimdir.
(bunu kendi kendime soylemiyorum tabi aldigim geri bildirimlere gore soliyorum.)
(bunu kendi kendime soylemiyorum tabi aldigim geri bildirimlere gore soliyorum.)
0
ikna.
ikna gibi bir çabam olmadığında bile insanlar benim fikrimlerimi kabul ediyorlar.
ikna gibi bir çabam olmadığında bile insanlar benim fikrimlerimi kabul ediyorlar.
0
american institute of architects generel excellence in architecture madalyam var, mimarlikta mukemmelim cunku (yerseniz).
insanlari sinir etmekte ustayim, kendimden nefret ettirmede ustayim, isleri ertelemekte mukemmelim. ozguven eksikliginde ustayim.
dillerde oldukca iyiyim sanirim (ozguvenle bir tek bunu soyleyebilirim).
insanlari sinir etmekte ustayim, kendimden nefret ettirmede ustayim, isleri ertelemekte mukemmelim. ozguven eksikliginde ustayim.
dillerde oldukca iyiyim sanirim (ozguvenle bir tek bunu soyleyebilirim).
0
Olumsuz seyleri dusunerek gerceklestirmek konusunda mukemmelim. Bu da olursa sictim artik dedigim her sey oldu.
0
illa bir şeyde mükemmel olacaksam, kendimi düşünme konusunda mükemmelim. kendimle uğraştığım kadar başka bir şeyle uğraşsaydım çok büyük aşama kaydederdim. yok öyle miyim, böyle miyim, niye bunu düşündüm, niye bunu yaptım, ne yapmalıyım, ne yapacağım, bence böyle mi yapmalıyım... öf.
0
Acemiliğin ve gıllıgışlı işlerin ustasıyım. Her girdiğim ortamda en boktan, en kompleks, en challenging problemleri bana iteliyolar. Ya da bu konuda paranoidim.
Bi keresinde isyan edecek oldum, yahu ben doktorum, ne annarım bundan!?! deyu, Bunu sen yapcan! diye tutturduydu patron.
Bi keresinde de, bana kartvizit bastırır mısın? dedim patrona. Tabii hayatım, yeter ki sen iste! dedi, ben de, ama unvan olarak "Lağımcı" yazsın kartta! dedim.
Bi keresinde isyan edecek oldum, yahu ben doktorum, ne annarım bundan!?! deyu, Bunu sen yapcan! diye tutturduydu patron.
Bi keresinde de, bana kartvizit bastırır mısın? dedim patrona. Tabii hayatım, yeter ki sen iste! dedi, ben de, ama unvan olarak "Lağımcı" yazsın kartta! dedim.
0
çocuklarla iletişim kurma konusunda mükemmelim, anne olsam mükemmel ötesi olurdum.
0
mükemmel bir şey yok, yaptığım şey/ler/i illa ki başka bir yerde benden iyi yapanı vardır.
lakin en son evimin kapısına danışmanlık merkezi tabelası yaptırmayı düşünüyordu arkadaşlar. iş konusunda (genellikle start-up), tasarım konusunda, ilişkileri konusunda, orama şu oldu konusunda, gözümün üstünde kaş var konusunda vs diye çeşitlendrebilecek her tür konuda kapım çalınabiliyor. boş işler müdürlüğümden olsa gerek. kafam çalışsa profesyonel olarak yapıyor olurdum şimdiye.
lakin en son evimin kapısına danışmanlık merkezi tabelası yaptırmayı düşünüyordu arkadaşlar. iş konusunda (genellikle start-up), tasarım konusunda, ilişkileri konusunda, orama şu oldu konusunda, gözümün üstünde kaş var konusunda vs diye çeşitlendrebilecek her tür konuda kapım çalınabiliyor. boş işler müdürlüğümden olsa gerek. kafam çalışsa profesyonel olarak yapıyor olurdum şimdiye.
0
hayati yasayan adam
Dizilerde, filmlerde gördüğüm bir olay var: Telefon konuşması dinlenen biri, ( karşı taraf dinlemeyi bilmiyor), konuşurken onu dinleyenlere fark ettirmeden konuştuğu kişiye bir kelime ya da cümle söylüyor. Dinleyenler için anlamsız, ama kahramanımız telefonun dinlendiğini anlıyor. Sherlock da kullan
Dizilerde, filmlerde gördüğüm bir olay var: Telefon konuşması dinlenen biri, ( karşı taraf dinlemeyi bilmiyor), konuşurken onu dinleyenlere fark ettirmeden konuştuğu kişiye bir kelime ya da cümle söylüyor. Dinleyenler için anlamsız, ama kahramanımız telefonun dinlendiğini anlıyor. Sherlock da kullanıyor bunu (3x02 de) homeland de de var (3x04 te) 24 de de jack bauer kullanıyordu.
Soru şu: Ben bu terimin adını "stress code" olarak biliyorum ama internette böyle aratınca alakalı birşey çıkmıyor. Bu duruma ne ad veriliyor? Sözlükte ya da wiki gibi yerlerde açıklama gören var mı?
Soru şu: Ben bu terimin adını "stress code" olarak biliyorum ama internette böyle aratınca alakalı birşey çıkmıyor. Bu duruma ne ad veriliyor? Sözlükte ya da wiki gibi yerlerde açıklama gören var mı?
0
distress signal ile karıştırıyor olabilir misiniz? biraz farklı gerçi.
en.wikipedia.org
diğer dizileri bilmiyorum ama sherlock'taki durum şöyle: o söz ilk kez irene'li bölümde geçiyor. daha sonra 3x02'deki konuşmada sherlock bunu yine laf arasına sıkıştırıyor, john da mary'ye açıklama yaparken "battle stations" tabirini kullanıyor:
en.wikipedia.org
bunu kapsayan daha genel bir terim bilmiyorum ben maalesef.
en.wikipedia.org
diğer dizileri bilmiyorum ama sherlock'taki durum şöyle: o söz ilk kez irene'li bölümde geçiyor. daha sonra 3x02'deki konuşmada sherlock bunu yine laf arasına sıkıştırıyor, john da mary'ye açıklama yaparken "battle stations" tabirini kullanıyor:
en.wikipedia.org
bunu kapsayan daha genel bir terim bilmiyorum ben maalesef.
0
distress signal tam olarak karşılamıyor aradığımı ama yine de teşekkürler
0
cancan
hacılar şimdi benim lise bilgisiyle hatırladığım kadarıyla,shall kalıbı sadece soru cumlesi olarak ve sadece We öznesiyle kullanılabilen bir kalıp.Fakat şu gunlerde pozitif cumle yapısı ve I öznesiylede karşıma çıkıyor.Nedir bunun doğrusu? Ben mi yanlış hatırlıyorum?
hacılar şimdi benim lise bilgisiyle hatırladığım kadarıyla,shall kalıbı sadece soru cumlesi olarak ve sadece We öznesiyle kullanılabilen bir kalıp.Fakat şu gunlerde pozitif cumle yapısı ve I öznesiylede karşıma çıkıyor.Nedir bunun doğrusu? Ben mi yanlış hatırlıyorum?
0
Yanlis hatirliyorsunuz evet.. Duz cumlede ve diger zamirlerle de kullaniliyor.
Sokakta cok sık duyacaginiz bir kalip degil yalniz.
Sokakta cok sık duyacaginiz bir kalip degil yalniz.
0
lisede işgüzar hocalar öyle öğretebiliyorlar bazen :)
www.ingilizcedersin.com
benim karşıma en sık çıktığı yer sözleşme metinleri. orada kesin kurallardan bahsedilirken kullanılıyor. atıyorum: alıcı ödemeyi x tarihinde "yapacaktır" derken shall kullanıyorlar.
günlük konuşmada biraz eskilerde kaldı galiba. dönem filmlerinde daha çok karşımıza çıkıyor.
www.ingilizcedersin.com
benim karşıma en sık çıktığı yer sözleşme metinleri. orada kesin kurallardan bahsedilirken kullanılıyor. atıyorum: alıcı ödemeyi x tarihinde "yapacaktır" derken shall kullanıyorlar.
günlük konuşmada biraz eskilerde kaldı galiba. dönem filmlerinde daha çok karşımıza çıkıyor.
0
shall, will demek, ama boole eski ingilisce gibi.
bi de you shall not pass var.
giremezsin gibi. sonra kanunlarda falan var you shall you shall not diye.
ki küül aciklamis.
bi de you shall not pass var.
giremezsin gibi. sonra kanunlarda falan var you shall you shall not diye.
ki küül aciklamis.
0
işyerinde çok üst düzey görevde bi kadın var. hızlı yürür hep, çok hırslı! köşede çarpıştık, nerdeyse kucaklaştık yani.
güldü ve ''Shall we dance???'' diye bi espirik yaptı. hep acelesi olduğu içün, ''apla bi annat, ciğer oliyim bak! niye burda Will demedin de, shall dedin?'' diyemedim. İçimde kaldı.
belki little gelip aydınnatır bizi. ya da kediebesi...
güldü ve ''Shall we dance???'' diye bi espirik yaptı. hep acelesi olduğu içün, ''apla bi annat, ciğer oliyim bak! niye burda Will demedin de, shall dedin?'' diyemedim. İçimde kaldı.
belki little gelip aydınnatır bizi. ya da kediebesi...
0
Shall'in temel kullanimi i ve we kisileri icin gelecek zaman cumleleri. Yani i ve we shall kullanirken digerleri will kullaniyor. Lakin bu keskin ayrim gecmiste kalmis bir durum.
Cumle icinde kullandiginda shall kesin gerceklesmesi gereken gelecek algisi yaratiyor bende ki bundan dolayi mesela 10 olumcul gunahta shall kullanilir, kul'un de bahsettigi gibi.
Zamaninda sadece i ve we icin kullaniliyor olmasi sonucta kendi yapicagimiz seylerin kesinligini bildigimizden diye acikliyorum ben kendime, digerlerinin yapacaklarini kesin ve net bilemeyiz.
Ama artik kesin yapmalari gereken seylerde 2. Ve 3. Tekil-cogul kisilerde de kullaniliyor. Bir tur yumusatilmis emir cumlesi gibi.
Sorulara gelicek olursak shall daha cok teklif veya tavsiye durumlarinda kullaniliyor will yerine. Shall'in tam turkce karsiligi yok gelecek zaman icinde. Ama tercume edilicek olsa will we dance? Dans edecek miyiz? Shall we dance? Dans etsek mi? Diye ikisini ayirirdim ben.
(Dilbilgisi anlatmak konusunda ozurluyumdur onun icin kusura bakmayin, okuya okuya kullanmini gordukce daha iyi oturacaktir kafada yeri. Ezberle gitmeyin.)
Edit. Shall sorularina mesela su gibi ornekler eklenebilir;
Where shall we eat?
Shall i close the window?
What shall i do?
Su an dusununce mesela shall ile i ve we disinda soru cumlesinde kullanimi gelmiyor beynime. O tip kaliplasmis bir durum hatirlamiyorum bir yerlerden gozume carpmis.
Cumle icinde kullandiginda shall kesin gerceklesmesi gereken gelecek algisi yaratiyor bende ki bundan dolayi mesela 10 olumcul gunahta shall kullanilir, kul'un de bahsettigi gibi.
Zamaninda sadece i ve we icin kullaniliyor olmasi sonucta kendi yapicagimiz seylerin kesinligini bildigimizden diye acikliyorum ben kendime, digerlerinin yapacaklarini kesin ve net bilemeyiz.
Ama artik kesin yapmalari gereken seylerde 2. Ve 3. Tekil-cogul kisilerde de kullaniliyor. Bir tur yumusatilmis emir cumlesi gibi.
Sorulara gelicek olursak shall daha cok teklif veya tavsiye durumlarinda kullaniliyor will yerine. Shall'in tam turkce karsiligi yok gelecek zaman icinde. Ama tercume edilicek olsa will we dance? Dans edecek miyiz? Shall we dance? Dans etsek mi? Diye ikisini ayirirdim ben.
(Dilbilgisi anlatmak konusunda ozurluyumdur onun icin kusura bakmayin, okuya okuya kullanmini gordukce daha iyi oturacaktir kafada yeri. Ezberle gitmeyin.)
Edit. Shall sorularina mesela su gibi ornekler eklenebilir;
Where shall we eat?
Shall i close the window?
What shall i do?
Su an dusununce mesela shall ile i ve we disinda soru cumlesinde kullanimi gelmiyor beynime. O tip kaliplasmis bir durum hatirlamiyorum bir yerlerden gozume carpmis.
0
kül
ncaa basketbol koçunun şampiyonluk sonrası sahada yaptığı konuşmadan:"We’re in good condition. One of my theories is to get our players to believe they’re in better condition than any team against whom we will participate. And whether they are or not, if they’ll believe that, it can help them a lot.
ncaa basketbol koçunun şampiyonluk sonrası sahada yaptığı konuşmadan:
"We’re in good condition. One of my theories is to get our players to believe they’re in better condition than any team against whom we will participate. And whether they are or not, if they’ll believe that, it can help them a lot. And it’s always been my philosophy to go with six or seven men until games are won or lost."
son cümleye anlam veremedim, fikri olan?
"We’re in good condition. One of my theories is to get our players to believe they’re in better condition than any team against whom we will participate. And whether they are or not, if they’ll believe that, it can help them a lot. And it’s always been my philosophy to go with six or seven men until games are won or lost."
son cümleye anlam veremedim, fikri olan?
0
six-seven men kısmında bir yerlere atıf ya da dolaylama/benzetme var ama basketbola özgü bişy belki.
"my phylosphy" dediğine göre kendine dair bişy de olabilir, sahadaki beş kişiye bir bazen iki kişilik destek olurum gibi bişy diyo olabilir. ya da futbolda taraftar için "bugün bjk 12 kişi oynadı" falan denir ya o hesap 5+1 ya da 5+2den kasıt taraftar desteğidr.
"my phylosphy" dediğine göre kendine dair bişy de olabilir, sahadaki beş kişiye bir bazen iki kişilik destek olurum gibi bişy diyo olabilir. ya da futbolda taraftar için "bugün bjk 12 kişi oynadı" falan denir ya o hesap 5+1 ya da 5+2den kasıt taraftar desteğidr.
0
teşekkürler, peki "until games are won or lost" diyerek ne kastetmiş olabilir? asıl saçma taraf orası gibi sanki :)
0
Bence de kısıtlı rotasyondan bahsetmiş. Maçlara 12 kişi çıkmasına rağmen sadece 6-7 oyuncu süre alıyor demek ki. Bu da benim tercihim demiş koç.
0
"oyunların kazanıldığı-kaybedildiği kesinleşene dek" sanırım demek istediği, basketbola uzağım pek emin değilim da herhalde oyun-lar derken birkaç maçlık seriler oluyo ya onları kastediyo olmalı.
0
hmm o zaman "until games are won or lost" derken "maç sonuna kadar" anlamında mecaz yapmış olabilir mi?
0
Bence rotasyona katılan 1 veya 2 yedek oyuncu manasında. Basketbolda 6. adam olması için takıma katılan oyuncular oluyor.
0
öyle de olabilir, mevzubahis tek bir maç-ların geneli ise. ama oyun serilerinden bahsediyosa örn. oynanacak beş maç varsa üçüncü maçta diyelim öyle bişy oluyo ki serinin kazanıldığı kesinleşiyo ve kalan maçlar öylesine oynanancak, öyle bi durumu da kastediyo olabilir.
gerçi armagan'la cakabo'nun bahsettiği şeyin ne olduğunu dahi bilmiyorum, teknik bi duruma atıfta bulunuyosa dediklerim yanlış oluyo.
"believe" kelimelerinden yola çıkarak bu taraftar ya da 6. 7. adam olma, yüreğimiz sizinle kısmını çıkardım ben.
gerçi armagan'la cakabo'nun bahsettiği şeyin ne olduğunu dahi bilmiyorum, teknik bi duruma atıfta bulunuyosa dediklerim yanlış oluyo.
"believe" kelimelerinden yola çıkarak bu taraftar ya da 6. 7. adam olma, yüreğimiz sizinle kısmını çıkardım ben.
0
hacı adam maç bitti ihtimaller bitti inansan ne inanmasan ne diyor. sonucu gördün mü motivasyona ihtiyacın kalmaz, mevzusu bu
0
eğer çok fark açılır da maçı kesin olarak bir takım alır konumuna gelmezse, felsefesi gereği sadece 6-7 oyuncuyu kullanırmış. (normalde 12 olur) yani cakabo ve armagan +1. son kısımda sadece o maçı kastediyor çünkü seri toplamda 5 maç oynanacak şeklinde değil de 4e gelen kazanır diye oynanır.
0
kül
bir word dosyasına sağ tıklayıp özelliklerden "ayrıntılar" kısmına girdiğinizde "son kaydetme tarihi" görünüyor hani. bunun görünmemesini sağlamanın bir yolu var mıdır?
bir word dosyasına sağ tıklayıp özelliklerden "ayrıntılar" kısmına girdiğinizde "son kaydetme tarihi" görünüyor hani. bunun görünmemesini sağlamanın bir yolu var mıdır?
0
0
aaa teşekkürler. e madem bu değiştirilebiliyor, balyoz davasında neden olay oldu dosya kayıt tarihleri :/
0
2 şık var: ya hakkaten bilmiyorlar böyle şeyleri, ya da bu tip programlar sadece windows'un tarihi görüntüleme şeysini manipüle ediyor, kod kısmına inildiğinde zaten esas tarihlere ulaşılabiliyor. ben o kadar detaylı incelemedim şahsen :D
0
balyoz davasında kanıtların tarihlerini bulabilmek için sağ tık/özellikler'e bakıldığını düşünmüyorsunuzdur umarım.
0
neye bakıldığını bilmiyorum ki. saçma bir soru sormuş olabilirim. yazsanız da biz de öğrensek?
0
kül
nereden bulurum? tıp terimleri sözlüğü değil, sadece tanımlı hastalıkların isimlerine ihtiyacım var. gugıla hastalık isimleri yazmaktan öteye gidemedim, güzel bir şey çıkmadı :) türkçeleri lazım bana.
nereden bulurum? tıp terimleri sözlüğü değil, sadece tanımlı hastalıkların isimlerine ihtiyacım var. gugıla hastalık isimleri yazmaktan öteye gidemedim, güzel bir şey çıkmadı :) türkçeleri lazım bana.
0
0
denizsabun
Bugünkü doodle'daki erkek ve kadın karakterine çok benzer işler yapan ünlü bir sanatçı vardı. Adı çok pis aklıma takıldı var mı hatırlayan. www.google.com
Bugünkü doodle'daki erkek ve kadın karakterine çok benzer işler yapan ünlü bir sanatçı vardı. Adı çok pis aklıma takıldı var mı hatırlayan. www.google.com
0
cosmicgadin
üşenenler ve aklına gelmeyenler için. 15 sn sayım x 4.
üşenenler ve aklına gelmeyenler için. 15 sn sayım x 4.
0
88 çıktı. kahve içiyorum belki ondandır. bi de kahve içmiyoken bakıyım sonra fark oluyor mu bakalım.
0
theodor
Brad Pitt'inki gibi mi adonis tercih ediyorsunuz yoksa rahmetli Paul Walker'ınki gibi mi?
Brad Pitt'inki gibi mi adonis tercih ediyorsunuz yoksa rahmetli Paul Walker'ınki gibi mi?
0
nerede satılıyorlar bunlar? beğenince alabiliyor muyuz? isteyince oluyor mu?
brad pitt elbette.
brad pitt elbette.
0
ya abi aradaki tek fark brad pitt'in pantolonu daha yukarida. bence onunki daha iyi bir vucut yani. simdi duygusal olmaya gerek yok.
0
o ne lan çevik kuvvet gibi.kalsın ikisi de.sanki bi süre sonra gıcırdayacakmış gibi duruyorlar.
0
dostum sen adonisi yanda bi yumruk mu zannediyorsun. adonis kası herkesde aynıdır ve kasıklara doğru iner. önden çeksen ikisindede aynı kas var. mesele indiği yer zaten onu seksi yapan.
0
aguilas negras
Komik mi? Benim anlamadığım bir şey mi var?https://twitter.com/Entelseven/status/433541691782356992/photo/1
0
0
off rezalet. değilse de çogacayip ince bi esprisi olması lazım benim anlamadığım. ama benim anlamayacağım kadar über espriyi yapacak bi adam bu kadar beceriksizse hiç karikatür çizmez diye düşünüyorum :)
0
Ahahahaahahahahahahaahahah hayatımda gördüğüm en komik karikatürlerden biri. Nasıl anlamadınız ya?
0
piranase
uzun suredir arada bir aklima gelen ve begendigim bir film vardi. basrolde arap rolunde bir adam var. denzel washington'na benziyordu. bomba yapimini ogreniyor sonra amerikada terorist bir gruba katiliyor. sonra fbi(sanirim) ile anlasip canli bombalarin belirli bir otubuste toplanmasini saglayip buy
uzun suredir arada bir aklima gelen ve begendigim bir film vardi. basrolde arap rolunde bir adam var. denzel washington'na benziyordu. bomba yapimini ogreniyor sonra amerikada terorist bir gruba katiliyor. sonra fbi(sanirim) ile anlasip canli bombalarin belirli bir otubuste toplanmasini saglayip buyuk bir faciayi onluyordu. buyuk ihtimal amerikan yapimi bir filmdi.
edit: basroldeki don cheadle imis. denzel'a nasil benzettiysem. tesekkurler
edit: basroldeki don cheadle imis. denzel'a nasil benzettiysem. tesekkurler
0
aklıma traitor filmi geldi, konusuna dair hiçbir şey hatırlamıyorum ama çağrıştı öyle. bir bakın:
www.imdb.com
www.imdb.com
0
dieselsingle2
Orjinali kerli ferli farsça, sözlükte okudum ama, anlamı nedir? Sizin bildiğiniz anlamı.
Orjinali kerli ferli farsça, sözlükte okudum ama, anlamı nedir? Sizin bildiğiniz anlamı.
0
tam anlamına bakmadan önce bana çağrıştırığını yazayım. yanlış biliyor olabilirim ama benim aklıma orta yaşlı bir kodaman geliyor :)
0
ker fer güç kudret derman demek bunlar hep.
gözünün ferindeki fer.
altını şer incisi ker'deki ker.
gözünün ferindeki fer.
altını şer incisi ker'deki ker.
0
ateyist_
Bir miktar parayı(4bin 750 tl) evdeki seccadenin altına koydum (hayatım ironilerle dolu amk (bkz: ateyist)). Neyse geçen gece akşam 22:00'da para oradaydı. Gece çıktım, bir arkadaşta kaldım. Sabah eve girerken kuzenim de benimle beraber girdi, benden önce evden çıktı. Ben evden 11:00'de ayrıldım ve
Bir miktar parayı(4bin 750 tl) evdeki seccadenin altına koydum (hayatım ironilerle dolu amk (bkz: ateyist)). Neyse geçen gece akşam 22:00'da para oradaydı. Gece çıktım, bir arkadaşta kaldım. Sabah eve girerken kuzenim de benimle beraber girdi, benden önce evden çıktı. Ben evden 11:00'de ayrıldım ve parayı kontrol etmedim. Eve tekrardan saat 20:30'da geldim. Bu akşam 22:30'da da paranın orada olmadığını farkettim. Evin dışarısını çeken kamera kayıtları var. Ben saat sabah 7:30'da eve giriyorum, kuzenim benimle giriyor. 10:15'te evden ayrılıyor o saatten sonra da eve yabancı hiçbir kimse girmiyor.
Evde herhangi bir tahribat, kapıda zorlama v.s. yok, sadece seccadenin altındaki para kayıp.
Böylesi bir senaryoda tek şüpheli kuzenim. İstedim ki duyulmasın, önce kız arkadaşını aradım, durum böyle böyle dedim, ben sadece şüpheleniyorum, sakın böyle birşeyden bahsetme ama duyarsan lütfen bildir dedim. Kız direkt kuzenime parayı sen mi aldın diye mesaj atmış. Olay boka da sardı. Kuzen şu an kızın evinde, kız gizlice eve almış, çıkamam diyor. Mesajlarında abi benden nasıl böyle birşey beklersinvari, benim ahlakımı eleştiren mesajlar atıyor ki ben sadece para yok dedim.
Kısacası;
Şimdi ben bu parayı, böylesi bir ortamda bu çocuktan nasıl geri alırım? Nasıl suçunu kabul eder.
TL;DR: elimde kanıt yok, param zeval gördü. ben bu parayı nasıl geri alırım ?
Evde herhangi bir tahribat, kapıda zorlama v.s. yok, sadece seccadenin altındaki para kayıp.
Böylesi bir senaryoda tek şüpheli kuzenim. İstedim ki duyulmasın, önce kız arkadaşını aradım, durum böyle böyle dedim, ben sadece şüpheleniyorum, sakın böyle birşeyden bahsetme ama duyarsan lütfen bildir dedim. Kız direkt kuzenime parayı sen mi aldın diye mesaj atmış. Olay boka da sardı. Kuzen şu an kızın evinde, kız gizlice eve almış, çıkamam diyor. Mesajlarında abi benden nasıl böyle birşey beklersinvari, benim ahlakımı eleştiren mesajlar atıyor ki ben sadece para yok dedim.
Kısacası;
Şimdi ben bu parayı, böylesi bir ortamda bu çocuktan nasıl geri alırım? Nasıl suçunu kabul eder.
TL;DR: elimde kanıt yok, param zeval gördü. ben bu parayı nasıl geri alırım ?
0
paranın miktarı da önemli.
önemli bir miktarsa döve döve itiraf ettir.
ulan ben de maaşı ayakkabı kutusunun içine saklamıştım dikkat çekmez diye. yer mi değiştirsem napsam
önemli bir miktarsa döve döve itiraf ettir.
ulan ben de maaşı ayakkabı kutusunun içine saklamıştım dikkat çekmez diye. yer mi değiştirsem napsam
0
aile ve yakınlarına duyur, polise gideceğini de kesin duyur. yine de itiraf etmezse gerçekten polise git.
0
Çek kenara anlayışlı babacan şekilde konuş. Önce kabul etsin. Bir kez kabul etti mi artık inkar edemez. Sonra parayı tahsil edersin göz korkutmayla şantajla.
0
polisi çağırdım, kanıtlayamazsın dediler, öyle dediler, böyle dediler.. Keşke en baştan arasaymışım dedim ben de.
0
ya sen iftira atıyorsan? ben niye iftira atayım kadar ben neden çalayım da aynı kapıya çıkıyor. ben kendi bileziğini bozdurup çalındı diye küçük çocuklara suç atan akraba gördüm oradan biliyorum :)
0
Ne bileyim armagan vurmak kırmak, gemileri yakmış olurum. gitti cidden para.. bir hırsızlık vakasını zihnimde bu kadar basit sonlandıracağım aklıma gelmemişti, çalınmış geri gelir gözüyle bakmıştım hep, tecrübe oldu.
0
Kuzenin kamera kayıtlarına göre falan tek şüpheli fakat senin tanıdığın kuzenin böyle bir şey yapar mı, herhangi bir yere borcu falan var mıydı? Eğer kuzenin öğrenmemiş olsaydı 1-2 gün içinde o parayla bir şey yapacaktı ya da yapmış da olabilir tabi ama eğer haberi olmasaydı yüksek ihtimal illaki sana o kadar parayla yapılabilecek bir şey yaptığından falan bahsederdi veya kendisine bir şey alırsa görürdün.
Ha bir de ne kadar kanıtlar onu gösterse direkt bi insanı suçlamak kötü yani bilmiyorum.
aslında yine haberi olmasaydı eğer mesela ben olsam eve gelip beraber, benim bir ödemem vardı dur parayı alayımda ödeyeyim gibisinden konuşup parayı bulamamış gibi yapıp hareketlerini izleyebilirdin, işte ne kadar önemli bir ödeme falan olduğunu söylerdin falan, sonra biraz seccadenin etrafından uzaklaşır acaba başka bir odaya mı koydum gibisinden söylenir odadan çıkardın, yüksek ihtimal o şuraya düşmüş gibisinden bulup getirecekti ya da orada bir yere koyup senin bulmanı sağlayacaktı. Ne senaryo yazdım he.
edit: cümleler çok düşük la, ben yatıyom :)
Ha bir de ne kadar kanıtlar onu gösterse direkt bi insanı suçlamak kötü yani bilmiyorum.
aslında yine haberi olmasaydı eğer mesela ben olsam eve gelip beraber, benim bir ödemem vardı dur parayı alayımda ödeyeyim gibisinden konuşup parayı bulamamış gibi yapıp hareketlerini izleyebilirdin, işte ne kadar önemli bir ödeme falan olduğunu söylerdin falan, sonra biraz seccadenin etrafından uzaklaşır acaba başka bir odaya mı koydum gibisinden söylenir odadan çıkardın, yüksek ihtimal o şuraya düşmüş gibisinden bulup getirecekti ya da orada bir yere koyup senin bulmanı sağlayacaktı. Ne senaryo yazdım he.
edit: cümleler çok düşük la, ben yatıyom :)
0
abi benden nasıl şüphelenirsin ben öyle bi insanmıyım gibi şeyler söylüyosa şüphelen tabi öyle bi şeyle yüzyüze gelen biri böyle oturup açıklama yapmaz ne diyosun sen der küfreder iftira var ortada çünkü. yine de eve iyice bi bak
0
bana pek mantikli gelmedi kuzeninizin almis olmasi. eger cok salak bi insan degilse paranin tamamini degil, icinden 200-300 gibi bisey alir ki calindigi belli olmasin. cunku o para ortadan kayboldugunda kendi ustune kalacagini bilir.
seccadenin etrafini, dolap cekmece vs neresiyse oralari iyice bi arayin bakalim. belki kenardan kaydi dustu siz acarken falan.
ararken de seytan aldi goturdu, satamadan getirdi diye soyleyin. seccade, ateyist ve seytan. tam sirlar kapisi gibi anasini satayim.
seccadenin etrafini, dolap cekmece vs neresiyse oralari iyice bi arayin bakalim. belki kenardan kaydi dustu siz acarken falan.
ararken de seytan aldi goturdu, satamadan getirdi diye soyleyin. seccade, ateyist ve seytan. tam sirlar kapisi gibi anasini satayim.
0
hocam en yakın karakola git durumu anlat, kamera kayıtlarına bakın, oradaki polislere rica et.böyle böyle benim amacım bu parayı kurtarmak, şikayetçi olmak istemiyorum, ama durumda böyle böyle de. ver telefon numarasını arayıp konuşsunlar, işte biz şu karakoldan arıyoruz lütfen en kısa sürede buraya gelin diye. iki dakka oradaki polis sıkıştırsın, kamera kayıtlarını izletsin zaten çözülür olay.
hani adamın diyeceği bak senden başka giren çıkan yok, madem öyle neden gelmedin eve kaçıyorsun kuzeninden diye.
gerekirse diye söylüyorum, kapı cam çerçeve parmak izi bile alırlar, şikayetçi olursan.ha umarım eminsindir eve camdan pencereden birinin girmediğine, ve paranın hakkaten kayıp olduğuna
hani adamın diyeceği bak senden başka giren çıkan yok, madem öyle neden gelmedin eve kaçıyorsun kuzeninden diye.
gerekirse diye söylüyorum, kapı cam çerçeve parmak izi bile alırlar, şikayetçi olursan.ha umarım eminsindir eve camdan pencereden birinin girmediğine, ve paranın hakkaten kayıp olduğuna
0
kuzeninin geldiği değil, geçen gece akşam 22:00'dan itibaren (paranın orada olduğundan emin olduğun son an) olan kayıtları izledin değil mi?
"kendi üstüne kalır diye yapmamıştır" fikrine katılmıyorum.
sonuçta senin o parayı ne zaman oraya koyduğunu bilmiyor.
3 ay önce koyup, bir daha kontrol etmemiş ya da 1 ay daha kontrol etmeyecek olabilirdin.
o arada da evine 10 kişi girer çıkar, kim olduğunu anlayamazsın.
sanırım o zaman diliminde yakalanması şans olmuş biraz.
açıkçası bence de böyle bir şeyi yapmamış insan çok daha farklı tepki verirdi.
"kendi üstüne kalır diye yapmamıştır" fikrine katılmıyorum.
sonuçta senin o parayı ne zaman oraya koyduğunu bilmiyor.
3 ay önce koyup, bir daha kontrol etmemiş ya da 1 ay daha kontrol etmeyecek olabilirdin.
o arada da evine 10 kişi girer çıkar, kim olduğunu anlayamazsın.
sanırım o zaman diliminde yakalanması şans olmuş biraz.
açıkçası bence de böyle bir şeyi yapmamış insan çok daha farklı tepki verirdi.
0
Hata en başta parayı seccadeye saklaman.Ondan sonra eğer kesin ispatın yoksa kimseyi suçlayamazsın.İkinci hatanı yapmış olursun.
0
kuzenin namaz mı kılıyor da seccadeyi açmış? nerden aklına gelir ki seccadenin altına bakmak?
0
sen neden direk kız arkadaşına mesaj attın ki?
Sende de var bir kabahat.
Önce kendin soracaktın kendisine.
Para gitmiş bence döve döve itiraf ettir.
Sende de var bir kabahat.
Önce kendin soracaktın kendisine.
Para gitmiş bence döve döve itiraf ettir.
0
@anection haklı bence, kuzenin neden seccadeyi kurcalamış olsun? Tesadüfen bulma ihtimali nedir? Parayı oraya koyduğu biliyor mu, bilen başka biri var mı? bir ihtimal paranın yerini değiştirmiş olabilir misin?
0
@yakuza123 uzun süredir call of duty'nin cd'yi istiyordu benden, cd de seccadenin yanında.
Sonuç olarak; para henüz elimize geçmedi. Kuzen pek ortalarda görünmüyor. Ailesi ve etrafı olayı öğrendi, yelin kulağı varmış harbiden. Ben olayı uzatmadım çünkü işler istediğim şekilde gitmedi ve paranın tekrardan elime ulaşmayacağına yeterince kani oldum.
Önümüzdeki aylarda düğünü var, sıkıştırdığımda düğün ve takı ile alakalı 2-3 cümle sarf etti, sanırım düğünden sonra parayı geri teslim etmeyi düşünüyor.
Çok teşekkür ederim ilginiz ve paylaştığınız bilgiler için.
Umarım bir benzeri sizlerin başına gelmez.
Sonuç olarak; para henüz elimize geçmedi. Kuzen pek ortalarda görünmüyor. Ailesi ve etrafı olayı öğrendi, yelin kulağı varmış harbiden. Ben olayı uzatmadım çünkü işler istediğim şekilde gitmedi ve paranın tekrardan elime ulaşmayacağına yeterince kani oldum.
Önümüzdeki aylarda düğünü var, sıkıştırdığımda düğün ve takı ile alakalı 2-3 cümle sarf etti, sanırım düğünden sonra parayı geri teslim etmeyi düşünüyor.
Çok teşekkür ederim ilginiz ve paylaştığınız bilgiler için.
Umarım bir benzeri sizlerin başına gelmez.
0
kül
iki can düşmanı karşı karşıya ama arada hafif bir mizah var. sherlock-moriarty veya neo-ajan smith gibi düşünün. biri diyor ki "senin x yapacağını önceden düşünüp ben de y yaptım, nihahağğ". öbürü "asıl ben y'yi düşünüp z yaptım" diyor, böyle atışıyorlar. sonunda biri deliriyor "en önce ben düşündüm
iki can düşmanı karşı karşıya ama arada hafif bir mizah var. sherlock-moriarty veya neo-ajan smith gibi düşünün. biri diyor ki "senin x yapacağını önceden düşünüp ben de y yaptım, nihahağğ". öbürü "asıl ben y'yi düşünüp z yaptım" diyor, böyle atışıyorlar. sonunda biri deliriyor "en önce ben düşündüm" diye bağırıp çağırıyor.
film dedim ama dizi falan da olabilir bilemiyorum. scary movie gibi spoof da olabilir. var mı bilen?
film dedim ama dizi falan da olabilir bilemiyorum. scary movie gibi spoof da olabilir. var mı bilen?
0
suits'te olmuş olabilir mi?
Harvey ile Louis arasında geçen bir konuşayı hatırlattı bana.
Harvey ile Louis arasında geçen bir konuşayı hatırlattı bana.
0
prestige ciddi değil miydi ya? böyle bir mizah var mıydı ki?
o değil de, çizgi film çıkmasından korkuyorum :)
o değil de, çizgi film çıkmasından korkuyorum :)
0
heat te alpacinoyla de niro biraz konuşuyolardı bu tarz ama o film değildi galiba
0
heat'i de izlemedim. çıldırıcam :( gerçeklik algısı yok sahnede, abartı olduğu çok belli. how i met your mother'da barney'nin böyle bir macerası olmuş olabilir mi?
0
Conan o goruntuyu gosteriyodu surekli bi yerden kesip komik hale getirip falan o mu?
0
vallahi senin aradigin sey rowan atkinson'in doctor'u canlandirdigi doctor who comic relief bolumu. steven moffat abi yaziyor.
www.youtube.com/watch?v=Do-wDPoC6GM
www.youtube.com/watch?v=Do-wDPoC6GM
0
thracian
ayaküstü cevaplanabilecek bir soru değil bu. önce bunu belirteyim.direk aldığım notlardan başlıyorum. dünyanın oluşumundan sonra meydana gelen atmosferde, yavaş yavaş yaşam habitatının oluşmasına elverişli bir ortam meydana geldiği zamanlarda inorganik maddeler nasıl organik maddeye dönüştü? ilk önc
ayaküstü cevaplanabilecek bir soru değil bu. önce bunu belirteyim.
direk aldığım notlardan başlıyorum. dünyanın oluşumundan sonra meydana gelen atmosferde, yavaş yavaş yaşam habitatının oluşmasına elverişli bir ortam meydana geldiği zamanlarda inorganik maddeler nasıl organik maddeye dönüştü? ilk önce enzimler mi yoksa bakteriler mi yoksa virüsler mi çıktı? hücre olarak nasıl bir hücre yapısı vardı? bitkiler hayvanlardan sonra mı hayvanlar mı bitkiden sonra çıktı? internette yaptığım bazı araştırmalarda bu ilk "kıpırdanmaların" yıldırım yoluyla aniden oluşan protein zincirleriyle meydana geldiğini söylüyor. böylelikle dna'lar oluşmuş. fakat bu dna'ların yaşam için gerekli olan "savaşma dürtüsü"nü nasıl elde ettiğini anlamış değilim. ve üreme olayı da bambaşka bir konu zaten. memelilerde bile üremeyi adam akıllı incelediğiniz zaman işin kökünde "bölünerek çoğalma" var.
(ingilizcesi olanlar alttaki soru cevap sayfasını okuyabilir)
answers.yahoo.com
(bakteriler birbirini yiyor)
www.youtube.com
yani buradan da şu konuya gelmek istiyorum; bir şekilde oluşan organik madde nasıl bilinç kazandı? sinir sistemlerinin bir şekilde karmaşık bir "elektrik tesisatı" olduğunu anlıyorum; bu da beni gerçekten vücudun biyoelektrik kullandığını doğrular nitelikte ki; bu hemen hemen yıldırımla oluşan protein zincirlerini getiriyor aklıma. fakat bilinç çok acayip birşey. artık doğal seleksiyon mu dersiniz, survival of the fittest mi dersiniz; bu organik maddelerin taa buraya kadar gelişmiş olmaları kaotik kuramlara çok ters.
kaotik kuramı da şöyle açıkamama müsaade edin; evrende kaotik olarak süregelen fraktal motif (büyük patlama (ki hala sicim teorisi gibi teoriler bu olayı farklı yorumlamakta)) bizim gibi karmaşık ve oluşması belki hiç olası olmayan varlıkların nasıl meydana gelmesine izin verdi? insanlığın evrende ancak bir an için varolabildiklerini düşününce (zamana göre orantılıyorum) bir an içinde de yokolma eşiğinde olabiliriz. adeta uzakta biryerde bir anlığına parlayan ve sönen bir ışık gibiyiz evrende.
konuyu şöyle örneklendirmek istiyorum; sayısal lotoda çıkabilecek rakamların motifsel olma olasılığı, yani mantıklı bir dizilim oluşturma olasılığı, her zaman oluşturmama olasılığından az gibi gelir bize.
mesela ben size desem ki ben bu gece oynanacak lotonun sonucunu biliyorum fakat bir kez oynama şansınız var. ve ben size iki seçenek veriyorum.
birisi 2-4-6-8-10-12
diğeri de 2-3-4-6-8-10
hangisini oynardınız? içgüdüsel olarak kaotik dizilime yönelmez miydiniz? halbuki iki dizilimin oluşma olasılığı aynı oranda. ama kaotik dizilimler neden motiflerden ağır basar?
bu sorulardan sonra şuna geliyorum; en can alıcı soruya;
evrenin bir kere var olması, tekrar varolacağı anlamına gelir mi? yani sonsuz olasılık hesaplamalarından sonra birden (sicim teorisine göre birçok evren balonunun birbirine sürtmesiyle oluşan elektriklenmeyle yaratılan yeni bir evren) veya klasik big-bang teorisine göre tekrar büzülme yaşamak ve tekrar patlamak suretiyle oluşan yeni bir evren; içinde tekrar insanoğlunu ihtiva edecek mi? belki de milyon kez oluşmuş olan evrenlerde milyon kez insan (veya başka bir bilinçli varlık) oldu ve olacak. fakat bizim şu an şu konuşmayı bilinçli olarak yaptığımızı hatırlatırım. şu an biz varız. bu kadar imkansızlıklardan çıkıp geldik ve şu an konuşuyoruz. bu olasılığa x diyelim.
öldükten sonra bilincin yokolduğunu kabul edersek, evrenin ve fiziğin kurallarına bağlı yaşayan bilincin zamandan da soyutlanmasının gayet mantıklı olduğunu düşünüyorum. yani öldükten sonra bizim için zaman duracak.
ta ki;
birden bizim varolmamızı sağlayan x'in olma olasılığı meydana gelene kadar. bu şekilde zamanın bilinç öldükten sonra durmasının; bizim tekrar x'in oluşana kadar donmasına ve biz tekrar x gerçekleşince bir bilinç kazanıp dünyaya dönmemize neden olacağına inanıyorum.
yani öldükten sonra aniden tekrar bilinç kazanıp canlanacağız. bu iki "an" arasında milyarlarca evren varolup yok olacak fakat biz bir bilince sahip olmadığımız için o an bize yokmuş gibi geçecek.
ama tabi yine aynı bilinçli homo sapiens olarak mı uyanırız, yoksa bambaşka formda birşey olarak mı uyanırız onu bilemem. varolma x olasılığı çok değişkenlik gösterebilir.
bu düşüncelerimde bir yamukluk var mı? eğer varsa nereleri atlıyorum? bilinç ve kaotik dizilimler konusunda bana hak vereniniz var mı? ya da nasıl bir fikriniz var?
not: agnostiğim. her ne kadar bütün dinlere saygı duysam da onların inandığı argümanları kanıt olarak kabul edemem. bir yaratıcı olabilir; fakat o kitapları göndermemiş de olabilir. işte bunlar hep agnostiklik.
not: işbu fikir oluşumları ve teorilerin birleşmeleri, bir zaman önce bir içki masasında fena sarhoşken meydana geldi ve hatırlayabildiklerimi sabah bir yere not ettim.
direk aldığım notlardan başlıyorum. dünyanın oluşumundan sonra meydana gelen atmosferde, yavaş yavaş yaşam habitatının oluşmasına elverişli bir ortam meydana geldiği zamanlarda inorganik maddeler nasıl organik maddeye dönüştü? ilk önce enzimler mi yoksa bakteriler mi yoksa virüsler mi çıktı? hücre olarak nasıl bir hücre yapısı vardı? bitkiler hayvanlardan sonra mı hayvanlar mı bitkiden sonra çıktı? internette yaptığım bazı araştırmalarda bu ilk "kıpırdanmaların" yıldırım yoluyla aniden oluşan protein zincirleriyle meydana geldiğini söylüyor. böylelikle dna'lar oluşmuş. fakat bu dna'ların yaşam için gerekli olan "savaşma dürtüsü"nü nasıl elde ettiğini anlamış değilim. ve üreme olayı da bambaşka bir konu zaten. memelilerde bile üremeyi adam akıllı incelediğiniz zaman işin kökünde "bölünerek çoğalma" var.
(ingilizcesi olanlar alttaki soru cevap sayfasını okuyabilir)
answers.yahoo.com
(bakteriler birbirini yiyor)
www.youtube.com
yani buradan da şu konuya gelmek istiyorum; bir şekilde oluşan organik madde nasıl bilinç kazandı? sinir sistemlerinin bir şekilde karmaşık bir "elektrik tesisatı" olduğunu anlıyorum; bu da beni gerçekten vücudun biyoelektrik kullandığını doğrular nitelikte ki; bu hemen hemen yıldırımla oluşan protein zincirlerini getiriyor aklıma. fakat bilinç çok acayip birşey. artık doğal seleksiyon mu dersiniz, survival of the fittest mi dersiniz; bu organik maddelerin taa buraya kadar gelişmiş olmaları kaotik kuramlara çok ters.
kaotik kuramı da şöyle açıkamama müsaade edin; evrende kaotik olarak süregelen fraktal motif (büyük patlama (ki hala sicim teorisi gibi teoriler bu olayı farklı yorumlamakta)) bizim gibi karmaşık ve oluşması belki hiç olası olmayan varlıkların nasıl meydana gelmesine izin verdi? insanlığın evrende ancak bir an için varolabildiklerini düşününce (zamana göre orantılıyorum) bir an içinde de yokolma eşiğinde olabiliriz. adeta uzakta biryerde bir anlığına parlayan ve sönen bir ışık gibiyiz evrende.
konuyu şöyle örneklendirmek istiyorum; sayısal lotoda çıkabilecek rakamların motifsel olma olasılığı, yani mantıklı bir dizilim oluşturma olasılığı, her zaman oluşturmama olasılığından az gibi gelir bize.
mesela ben size desem ki ben bu gece oynanacak lotonun sonucunu biliyorum fakat bir kez oynama şansınız var. ve ben size iki seçenek veriyorum.
birisi 2-4-6-8-10-12
diğeri de 2-3-4-6-8-10
hangisini oynardınız? içgüdüsel olarak kaotik dizilime yönelmez miydiniz? halbuki iki dizilimin oluşma olasılığı aynı oranda. ama kaotik dizilimler neden motiflerden ağır basar?
bu sorulardan sonra şuna geliyorum; en can alıcı soruya;
evrenin bir kere var olması, tekrar varolacağı anlamına gelir mi? yani sonsuz olasılık hesaplamalarından sonra birden (sicim teorisine göre birçok evren balonunun birbirine sürtmesiyle oluşan elektriklenmeyle yaratılan yeni bir evren) veya klasik big-bang teorisine göre tekrar büzülme yaşamak ve tekrar patlamak suretiyle oluşan yeni bir evren; içinde tekrar insanoğlunu ihtiva edecek mi? belki de milyon kez oluşmuş olan evrenlerde milyon kez insan (veya başka bir bilinçli varlık) oldu ve olacak. fakat bizim şu an şu konuşmayı bilinçli olarak yaptığımızı hatırlatırım. şu an biz varız. bu kadar imkansızlıklardan çıkıp geldik ve şu an konuşuyoruz. bu olasılığa x diyelim.
öldükten sonra bilincin yokolduğunu kabul edersek, evrenin ve fiziğin kurallarına bağlı yaşayan bilincin zamandan da soyutlanmasının gayet mantıklı olduğunu düşünüyorum. yani öldükten sonra bizim için zaman duracak.
ta ki;
birden bizim varolmamızı sağlayan x'in olma olasılığı meydana gelene kadar. bu şekilde zamanın bilinç öldükten sonra durmasının; bizim tekrar x'in oluşana kadar donmasına ve biz tekrar x gerçekleşince bir bilinç kazanıp dünyaya dönmemize neden olacağına inanıyorum.
yani öldükten sonra aniden tekrar bilinç kazanıp canlanacağız. bu iki "an" arasında milyarlarca evren varolup yok olacak fakat biz bir bilince sahip olmadığımız için o an bize yokmuş gibi geçecek.
ama tabi yine aynı bilinçli homo sapiens olarak mı uyanırız, yoksa bambaşka formda birşey olarak mı uyanırız onu bilemem. varolma x olasılığı çok değişkenlik gösterebilir.
bu düşüncelerimde bir yamukluk var mı? eğer varsa nereleri atlıyorum? bilinç ve kaotik dizilimler konusunda bana hak vereniniz var mı? ya da nasıl bir fikriniz var?
not: agnostiğim. her ne kadar bütün dinlere saygı duysam da onların inandığı argümanları kanıt olarak kabul edemem. bir yaratıcı olabilir; fakat o kitapları göndermemiş de olabilir. işte bunlar hep agnostiklik.
not: işbu fikir oluşumları ve teorilerin birleşmeleri, bir zaman önce bir içki masasında fena sarhoşken meydana geldi ve hatırlayabildiklerimi sabah bir yere not ettim.
0
neredeyse 100 defa okunmuş kimse yanıtlamamış (zokondor hariç).
yok mu hiç aranızda matematikçi, biyolog, kimyager, fizikçi, filozof, ne bileyim bakkal, kasap falan? kafanıza nasıl takılmıyor bu sorular?
yok mu hiç aranızda matematikçi, biyolog, kimyager, fizikçi, filozof, ne bileyim bakkal, kasap falan? kafanıza nasıl takılmıyor bu sorular?
0
Yazıyı okuyup anlamaya çalıştım, pek de güzel gidiyordu, ta ki "yani öldükten sonra bizim için zaman duracak. ta ki; birden bizim varolmamızı sağlayan x'in olma olasılığı meydana gelene kadar. bu şekilde zamanın bilinç öldükten sonra durmasının; bizim tekrar x'in oluşana kadar donmasına ve biz tekrar x gerçekleşince bir bilinç kazanıp dünyaya dönmemize neden olacağına inanıyorum. yani öldükten sonra aniden tekrar bilinç kazanıp canlanacağız. bu iki "an" arasında milyarlarca evren varolup yok olacak fakat biz bir bilince sahip olmadığımız için o an bize yokmuş gibi geçecek. " kısmına kadar. Neden böyle olacağına dair yazıda pek bir şey bulamadım.
Bunun dışında evrenin tarihinde gerçekten de çok küçük bir zaman kaplamamıza rağmen evrimsel sürecin bizi buraya getirmesi neden imkansız gibi, o kısmı da anlamadım.
Benim yanıtım cevaptan ziyade daha çok soru oldu, kusura bakma.
Bunun dışında evrenin tarihinde gerçekten de çok küçük bir zaman kaplamamıza rağmen evrimsel sürecin bizi buraya getirmesi neden imkansız gibi, o kısmı da anlamadım.
Benim yanıtım cevaptan ziyade daha çok soru oldu, kusura bakma.
0
whoosie soyle ozetleyeyim. bilinc, insanin bedenine baglidir. yani bayildigimizda bile bilincimiz gidiyorsa oldugunde nasil acik kalsin? mekan ve bilinc kaybolunca, zaman o bilinc icin anlamini yitirecek. yani farkinda olmadigin birseyi nasil olceceksin? nasil olunce bu dunyada ne olup bittigini goremeyeceksek zamanin aktigini da goremeyecegiz cunku evrenin icinde bulundugu dogrusal zamanli uzayda bulunmayacagiz. zaman zaten cok goreceli ve tam olarak anlasilabilmis birsey degil
0
hocam sabahladığım için kafam şunu okuyacak halde değil ama uyanınca bakacağım, kafam basarsa bir şeyler yazacağım. silme nolur. şimdilik üç kitap yazayım, okumadıysan internette araştır sen.
orhan hançerlioğlu - düşünce tarihi
bir sürü sovyet yazar - diyalektik ve tarihsel materyalizmin abecesi
lawrence krauss - hiç yoktan bir evren
orhan hançerlioğlu - düşünce tarihi
bir sürü sovyet yazar - diyalektik ve tarihsel materyalizmin abecesi
lawrence krauss - hiç yoktan bir evren
0
evrimsel surec cok inanilmaz. eger ben dindar biri olsaydim evrime karsi savas acmayi birak bunu bir mucize olarak kabul ederdim ve dort kolla bu teoriye sarilirdim. hic sekteye ugramamis bicimde buraya uzanan bir surec nasil boyle evrenin sirlarina odaklanabilen bir organizma meydana getirdi cok sasirtici degil mi? yani abiyogenez'i de gectim, bu habitata sahip bir gezegeni barindiran bir evren olusmasi bile cok supersonik bir olay degil mi? cok yukaridan buyuk resme bakiyorum da bu evrenlerin birbiriyle carpismasindan meydana gelebilecek yeni evrenlerin icinde olusan akilli formlarin bir gun evrenin kendisine mudahale edebilecek varliklara donusmesi bile iaten degil, acaba biz gibi evrenler de evrim geciriyor olmasin? boylelikle bizi arac olarak kullanip kendi surekliliklerini saglamak icin primat bir taktik izlemediklerini nereden bilelim :)
0
Bilincin yok olacağını anladım da sonra neden bir anda aynı x olduğunda ölmüş gitmiş bilinci kazanıp dünyaya döneceğiz, orasını anlamadım. Bilinç metafizik bir şey değildir zira, beyindedir, ölürsün biter. Ondan sonra herhangi bir durumda aynı bilinçle nasıl var olacağız ki?
0
whoosie su an bilincli bir varlik olma olasiliginin gerceklesmis halini yasiyoruz. yani sonsuz olasilikta bir ihtimal olan sans gerceklesmis. ve bu da tekrar bu sansin gerceklesebilme ihtimalini meydana getiriyor. cunku sonsuzda sifir olan olasilik sonsuzda bir'e donusmus durumda. bu yuzden sonsuz zamanda sonauzda bir ihtimalin gelecegi bir an tekrar yasanabilir. bence bu boyle :)
0
Ayakustu cevapliycam su an cok vaktim yok ama sonra daha derin aciklayabilirim.
Oncelikle ilk olusan dna degil rna. Rna protein iliskisini bildigini varsayiyorum. Basit aminoasitler laboratuarda da ilkel dunya sartlarina benzer ortamlarda olusturulabiliyo (bu kisimlari sonra kaynak link vs ile destekleyebilirim)
Sonra bakteriler var aerobikler anerobikler bi de mavi yesil algler var, bunlar cok hucreli canlilari, klorofilli bitkileri ve mitokondrili hayvanlari olusturuyo (bu kisim daha ayrintili aciklanmali tabi)
Evrenin de paralel evrenlerin yaklasip carpisip surekli yeniden basladigi bir teori vardi senin dedigine benzeyen ama su an bulmam imkansiz.
Biyolojiyle ilgili soru olursa aciklamaya calisirim.
Oncelikle ilk olusan dna degil rna. Rna protein iliskisini bildigini varsayiyorum. Basit aminoasitler laboratuarda da ilkel dunya sartlarina benzer ortamlarda olusturulabiliyo (bu kisimlari sonra kaynak link vs ile destekleyebilirim)
Sonra bakteriler var aerobikler anerobikler bi de mavi yesil algler var, bunlar cok hucreli canlilari, klorofilli bitkileri ve mitokondrili hayvanlari olusturuyo (bu kisim daha ayrintili aciklanmali tabi)
Evrenin de paralel evrenlerin yaklasip carpisip surekli yeniden basladigi bir teori vardi senin dedigine benzeyen ama su an bulmam imkansiz.
Biyolojiyle ilgili soru olursa aciklamaya calisirim.
0
abi ben yanlışlıkla yularımı alıp gelmişim, soruyuda anlamamıştım zaten.
genede adetten cevap vereyim;
sorunun cevabı: 3
genede adetten cevap vereyim;
sorunun cevabı: 3
0
Bakteri ve alglerden once koaservatlar var tabi bi de unutmusum yszmayi.
0
ilk sorulara yanıt vereyim, sonrasına başkaları bakar zaten, okuyamadım şimdi hepsini.
virüsler sonradan ortaya çıktılar. ilk olarak kendi besinini üretemeyen canlılar ortaya çıktı, ardından kendi besinini üretebilen canlılar ortaya çıktı. ardından olanlar için zaten yanıt yazılmış.
virüsler sonradan ortaya çıktılar. ilk olarak kendi besinini üretemeyen canlılar ortaya çıktı, ardından kendi besinini üretebilen canlılar ortaya çıktı. ardından olanlar için zaten yanıt yazılmış.
0
biyolojiyle ilgili açıklama yapılmış ufaktan, fizik kısmında da sonsuz evrenler teorisi yani sicim'le bağlantılı olan kısmı ve klasik big bang'den bahsetmişsin o da tamam. ama şu var, fiziğin bu kısmı gavurun teorik fizik dediğinden. yani burada aslında matematiksel sistemler yaratma kısmı daha ağır basıyor. ve o kısımlarda da bilinç geçişleri ya da evrenin alacağı yeni formla ilgili falan herhangi bir yorum doğal olarak yok, çünkü neredeyse bilimin konusu bile değil şu imkan sınırlarında.
bilinç olmayınca zaman olmaz konusu çok standart aynen öyle. doğmadan önce zaman senin için ne ifade ediyorsa, öldükten sonra da onu ifade edecektir muhtemelen. ondan sonra tekrar o olasılıkların birleştiği nokta, canlılığın başlangıcı noktası için herkesin bilinci geri döner canlanırız falan demişsin burada inanılmaz metafizik parçalamışsın. ha kurgulanırsa güzel bilimkurgu çıkar mı bundan çıkar o ayrı. bunu da öyle hakaret diye söylemiyorum, bilimkurgu güzel bir şeydir temeli varken böyle okutuyor işte gece gece.
bilinç olmayınca zaman olmaz konusu çok standart aynen öyle. doğmadan önce zaman senin için ne ifade ediyorsa, öldükten sonra da onu ifade edecektir muhtemelen. ondan sonra tekrar o olasılıkların birleştiği nokta, canlılığın başlangıcı noktası için herkesin bilinci geri döner canlanırız falan demişsin burada inanılmaz metafizik parçalamışsın. ha kurgulanırsa güzel bilimkurgu çıkar mı bundan çıkar o ayrı. bunu da öyle hakaret diye söylemiyorum, bilimkurgu güzel bir şeydir temeli varken böyle okutuyor işte gece gece.
0
(bkz: at fav'a bekle)
kamon beyler bayanlar, evrenin sırrını çözücez beraber işalla!
çok düşündüm konuya ait bir fikrim olsa da yazsam diye ama cıks, "aağbi akıl almıyor resmen ya" demekten öteye gidemedim. yine de ayıp olmasın diye yazıyım bişiler.
herkes gibi ben de en basit yerden gireyim konuya o halde, heheh. öldükten sonra canlanan şey teknik olarak "biz" olacaksak da dediğin bilincin şimdiki gibi olacağını bilemeyiz, belki de bilinçdışı hareket eden organik "makineler" ortaya çıkar. demek istediğini anladım ama cümlelerinden "a kişisi ölecek, 6901232374198 ışık yılı sonra canlanıp algılamaya devam edecek" gibi bir şey çıkıyor, ondan buraya takılındı sanırım.
allahını seven bu duyurunun üzerine bilim atsın!
kamon beyler bayanlar, evrenin sırrını çözücez beraber işalla!
çok düşündüm konuya ait bir fikrim olsa da yazsam diye ama cıks, "aağbi akıl almıyor resmen ya" demekten öteye gidemedim. yine de ayıp olmasın diye yazıyım bişiler.
herkes gibi ben de en basit yerden gireyim konuya o halde, heheh. öldükten sonra canlanan şey teknik olarak "biz" olacaksak da dediğin bilincin şimdiki gibi olacağını bilemeyiz, belki de bilinçdışı hareket eden organik "makineler" ortaya çıkar. demek istediğini anladım ama cümlelerinden "a kişisi ölecek, 6901232374198 ışık yılı sonra canlanıp algılamaya devam edecek" gibi bir şey çıkıyor, ondan buraya takılındı sanırım.
allahını seven bu duyurunun üzerine bilim atsın!
0
@rubenanyakov
cevabın için çok teşekkür ederim. teorik fizik yakıştırman çok doğru. şu anda şu sınırlı bilgimiz dahilinde ancak olasılıklardan bahsedebiliriz. fakat olasılık hesapları her ne kadar hep olumsuzluğa yatkın sonuçlar çıkarsa da ben biz öldükten sonra bu olasılığın bir şekilde gerçekleşeceğini düşünüyorum. çünkü bilinç yokken gerçekleşen olasılıklar zaman kavramı olmadığı için sıfır zamanda sonsuz kere hesaplanacak.
şöyle diyeyim; 6 milyar tane köşesi olan dev bir zar hayal et. ve sana denilen sayı 222 numaralı sayıyı atıp tutturman. olasılığın altı milyarda birdir. ve 222 numaralı sayı bu ömrün boyunca hep zar atsan da gelmeyebilir; böyle birşey de var.
fakat öldükten sonra o zar sonsuz kere atılacak. çünkü sonsuzlukta oluşabilecek olumsuz olasılıklar bizi ilgilendirmiyor. jackpot olana kadar atılacak; çünkü sadece jackpot atılırsa zaman bizim için başlayacak.
ben zaten tekrar bilinçlenmenin bu evrende tekrar homosapiens olarak yaşanacağını iddia etmiyorum. belki de bambaşka fizik kuralları olan bir evrende bambaşka varlıklar olarak oluşacağız.
buna inanmamın sebebi, şu an var olmamızdır. yani imkansız gibi gözüken şey gerçekleşmiş. şu an yaşıyoruz ve bilinçliyiz. dünyanın en büyük fenomeni bu bence. big bang öncesi, evrenin başlangıcı falan hiç önemli değil. biz varız. varolmak en büyük şaşılası şey.
ve bir kere var olduysak, tekrar varolma şansımız var. çünkü biz öldükten sonra o sonsuzlukta tekrar o zarlar atılacak. ve 222 numaralı talihli hiçbirşey olmamış gibi tekrar bilinçlenecek. ama dediğim şey reenkarnasyonla falan karıştırılmasın lütfen. bu dediklerim sadece olasılıklar üzerinden ilerleyen ve daha önce de belirttiğim gibi bir içki masasında kafamda birleştirdiğim şeyler.
tekrar senin cümlene dönelim;
"ondan sonra tekrar o olasılıkların birleştiği nokta, canlılığın başlangıcı noktası için herkesin bilinci geri döner canlanırız falan demişsin burada inanılmaz metafizik parçalamışsın."
ben burada metafizikten çok olasılık parçaladım :) bir kere olmuş olan birşeyin tekrar olma olasılığının sonsuzda tekrar olası olduğunu söylemek istiyorum sadece. mesela transformers'daki optimus prime. gerçekte yok. ve bunun olma olasılığı yok. fakat optimus prime eğer bir kere evrenin kendi akışkanlığı içinde homosapiens'ler gibi evrimleşip bugünkü haline gelseydi; derdim ki bu optimus prime tekrar sonsuz zamanda oluşma olasılığına sahiptir. bunun gibi düşün :) biz ölüp tekrar bilince sahip olamadan bilemeyiz; hatta ölüp tekrar bilince sahip olsak bile bilemeyiz; aradaki bağlantı hep noksan kalacak çünkü.
cevabın için çok teşekkür ederim. teorik fizik yakıştırman çok doğru. şu anda şu sınırlı bilgimiz dahilinde ancak olasılıklardan bahsedebiliriz. fakat olasılık hesapları her ne kadar hep olumsuzluğa yatkın sonuçlar çıkarsa da ben biz öldükten sonra bu olasılığın bir şekilde gerçekleşeceğini düşünüyorum. çünkü bilinç yokken gerçekleşen olasılıklar zaman kavramı olmadığı için sıfır zamanda sonsuz kere hesaplanacak.
şöyle diyeyim; 6 milyar tane köşesi olan dev bir zar hayal et. ve sana denilen sayı 222 numaralı sayıyı atıp tutturman. olasılığın altı milyarda birdir. ve 222 numaralı sayı bu ömrün boyunca hep zar atsan da gelmeyebilir; böyle birşey de var.
fakat öldükten sonra o zar sonsuz kere atılacak. çünkü sonsuzlukta oluşabilecek olumsuz olasılıklar bizi ilgilendirmiyor. jackpot olana kadar atılacak; çünkü sadece jackpot atılırsa zaman bizim için başlayacak.
ben zaten tekrar bilinçlenmenin bu evrende tekrar homosapiens olarak yaşanacağını iddia etmiyorum. belki de bambaşka fizik kuralları olan bir evrende bambaşka varlıklar olarak oluşacağız.
buna inanmamın sebebi, şu an var olmamızdır. yani imkansız gibi gözüken şey gerçekleşmiş. şu an yaşıyoruz ve bilinçliyiz. dünyanın en büyük fenomeni bu bence. big bang öncesi, evrenin başlangıcı falan hiç önemli değil. biz varız. varolmak en büyük şaşılası şey.
ve bir kere var olduysak, tekrar varolma şansımız var. çünkü biz öldükten sonra o sonsuzlukta tekrar o zarlar atılacak. ve 222 numaralı talihli hiçbirşey olmamış gibi tekrar bilinçlenecek. ama dediğim şey reenkarnasyonla falan karıştırılmasın lütfen. bu dediklerim sadece olasılıklar üzerinden ilerleyen ve daha önce de belirttiğim gibi bir içki masasında kafamda birleştirdiğim şeyler.
tekrar senin cümlene dönelim;
"ondan sonra tekrar o olasılıkların birleştiği nokta, canlılığın başlangıcı noktası için herkesin bilinci geri döner canlanırız falan demişsin burada inanılmaz metafizik parçalamışsın."
ben burada metafizikten çok olasılık parçaladım :) bir kere olmuş olan birşeyin tekrar olma olasılığının sonsuzda tekrar olası olduğunu söylemek istiyorum sadece. mesela transformers'daki optimus prime. gerçekte yok. ve bunun olma olasılığı yok. fakat optimus prime eğer bir kere evrenin kendi akışkanlığı içinde homosapiens'ler gibi evrimleşip bugünkü haline gelseydi; derdim ki bu optimus prime tekrar sonsuz zamanda oluşma olasılığına sahiptir. bunun gibi düşün :) biz ölüp tekrar bilince sahip olamadan bilemeyiz; hatta ölüp tekrar bilince sahip olsak bile bilemeyiz; aradaki bağlantı hep noksan kalacak çünkü.
0
tekrar okudum, biraz ikinci mesaja biraz ilk kurguya cevap verdik dağınık oldu.
şimdi şöyle, ben yanlış anlamışım gece okurken biz derken sen tekrar bilinci olan canlıların oluşmasından bahsediyormuşsun, ben olayın reenkarnasyon tarafı için metafizik parçalamışsın dedim o "döneceğiz, biz" kısmını.
evrenin yokluğu sırasında olan şey nedir o da tahayyülümüzün dışında bir konu ama, sonsuz kez tekrar edeceği ön kabulü çok saçma değil tabii ki olabilir. ben sadece o varolma şansını döneceğiz gibi bir ifade okumuştum sanırım, tekrar bizim bilinçlerimizin de geri döneceği gibi kurguladım gece gece. bilinç tekrar tabii ki dönebilir mümkün.
bu illa insan ya da günümüz kurgusu olur mu? bunun cevabı işte evrim teorisiyle bağlantılı. evrim teorisi dallanmalarına tepeden bakarsan bir dallanmayla tüm canlılığı gördüğün doğru ama o yolların çizilmesinin tek sebebi şartların onu gerektirmesi. aralarından geleceğe yönelik planlama yapma özelliğini en gelişen canlının insan olması bir dahaki kurguda mutlaka beklenecek bir şey değil.
organik madde-evrim konusu hakkında şu da var, genler arası KOPYALANMA SAVAŞI falan diyordu richard dawkins bu senin bahsettiğin duruma. tabii meslekten bilim-kurgu yapmakla suçladılar yine adamı haklı olarak ama şuna oturtmuştu söylerken mantığı. ilk protein tiplerinden bazıları kendilerini organizmaya girdikten sonra tekrar ettirmeye başladılar, delidana hastalığına sebep olan protein buna örnekti sanırım. ilk rekabetin, survival of the fittest'ın sebebinin bu başlangıç olduğunu söylerdi mesela dawkins. kör saatçi ve cennetten akan ırmak özelliklere bu konulara yoğunlaşan iki güzel kitabı tavsiye ederim.
kaotik konusunda da şu var bence,
"sayısal lotoda çıkabilecek rakamların motifsel olma olasılığı, yani mantıklı bir dizilim oluşturma olasılığı, her zaman oluşturmama olasılığından az gibi gelir bize."
bu zaten daha az. motifsel olanlar ve olmayanlar diye tüm olası sonuçlardan iki küme çıkarsak motifsel olanlar kümesinde daha az eleman olur, dolayısıyla olasılığı daha az olur vs.
fakat ikinci kısımda açıkladığın örnek doğru, aralarında fark yok. hem loto örneği, hem de evrenin oluşması örneği için de bunun açıklaması şu, neden kaotik'i seçmek zorunda değiliz kısmında, bu argümanı da zamanında ekşi'deki brick top'tan görmüştüm anmış olayım; geçmişe olasılık hesabı uygulanmaz. yani şöyle, dünyanın başlangıç koşulları söylediğiniz kurguya göre çok düşük ihtimal olmuş olamaz demek bakın benim olasılık biliminden haberim yok demek gibi bir şey. olasılık geleceğe yönelik öngörme bilimi olduğundan geçmişe uygulamanın mantığı yok.
www.youtube.com
bu videoyu sana anlattığımda, sonra da bak gel euroleague'in resmi sitesine bakalım sonuç hakikaten böyle dediğimde, sen hala bana ABİ OLMA İHTİMALİ ÇOK ZOR ONDAN OLMAMIŞTIR dersen senin denyoluğun olur mesela. loto sonucunun motifselliğine de, evrim konusuna da, evrenin oluşması konusuna da böyle bakmak lazım, aslında sen de böyle bakıyorsun da argüman olarak sevmiştim ben bunu açıklamak için yazayım dedim.
çok uzattım, çok güzel şeyler düşünmüşsün, düşüncelerinin çoğunda bence yamukluk yok.
şimdi şöyle, ben yanlış anlamışım gece okurken biz derken sen tekrar bilinci olan canlıların oluşmasından bahsediyormuşsun, ben olayın reenkarnasyon tarafı için metafizik parçalamışsın dedim o "döneceğiz, biz" kısmını.
evrenin yokluğu sırasında olan şey nedir o da tahayyülümüzün dışında bir konu ama, sonsuz kez tekrar edeceği ön kabulü çok saçma değil tabii ki olabilir. ben sadece o varolma şansını döneceğiz gibi bir ifade okumuştum sanırım, tekrar bizim bilinçlerimizin de geri döneceği gibi kurguladım gece gece. bilinç tekrar tabii ki dönebilir mümkün.
bu illa insan ya da günümüz kurgusu olur mu? bunun cevabı işte evrim teorisiyle bağlantılı. evrim teorisi dallanmalarına tepeden bakarsan bir dallanmayla tüm canlılığı gördüğün doğru ama o yolların çizilmesinin tek sebebi şartların onu gerektirmesi. aralarından geleceğe yönelik planlama yapma özelliğini en gelişen canlının insan olması bir dahaki kurguda mutlaka beklenecek bir şey değil.
organik madde-evrim konusu hakkında şu da var, genler arası KOPYALANMA SAVAŞI falan diyordu richard dawkins bu senin bahsettiğin duruma. tabii meslekten bilim-kurgu yapmakla suçladılar yine adamı haklı olarak ama şuna oturtmuştu söylerken mantığı. ilk protein tiplerinden bazıları kendilerini organizmaya girdikten sonra tekrar ettirmeye başladılar, delidana hastalığına sebep olan protein buna örnekti sanırım. ilk rekabetin, survival of the fittest'ın sebebinin bu başlangıç olduğunu söylerdi mesela dawkins. kör saatçi ve cennetten akan ırmak özelliklere bu konulara yoğunlaşan iki güzel kitabı tavsiye ederim.
kaotik konusunda da şu var bence,
"sayısal lotoda çıkabilecek rakamların motifsel olma olasılığı, yani mantıklı bir dizilim oluşturma olasılığı, her zaman oluşturmama olasılığından az gibi gelir bize."
bu zaten daha az. motifsel olanlar ve olmayanlar diye tüm olası sonuçlardan iki küme çıkarsak motifsel olanlar kümesinde daha az eleman olur, dolayısıyla olasılığı daha az olur vs.
fakat ikinci kısımda açıkladığın örnek doğru, aralarında fark yok. hem loto örneği, hem de evrenin oluşması örneği için de bunun açıklaması şu, neden kaotik'i seçmek zorunda değiliz kısmında, bu argümanı da zamanında ekşi'deki brick top'tan görmüştüm anmış olayım; geçmişe olasılık hesabı uygulanmaz. yani şöyle, dünyanın başlangıç koşulları söylediğiniz kurguya göre çok düşük ihtimal olmuş olamaz demek bakın benim olasılık biliminden haberim yok demek gibi bir şey. olasılık geleceğe yönelik öngörme bilimi olduğundan geçmişe uygulamanın mantığı yok.
www.youtube.com
bu videoyu sana anlattığımda, sonra da bak gel euroleague'in resmi sitesine bakalım sonuç hakikaten böyle dediğimde, sen hala bana ABİ OLMA İHTİMALİ ÇOK ZOR ONDAN OLMAMIŞTIR dersen senin denyoluğun olur mesela. loto sonucunun motifselliğine de, evrim konusuna da, evrenin oluşması konusuna da böyle bakmak lazım, aslında sen de böyle bakıyorsun da argüman olarak sevmiştim ben bunu açıklamak için yazayım dedim.
çok uzattım, çok güzel şeyler düşünmüşsün, düşüncelerinin çoğunda bence yamukluk yok.
0
kül
selam canlar. öncelikle işim gereği tdk'yı referans almak durumunda olduğunu söyleyeyim. tdk'ya göre Kurban Bayramı özel isim ve bu şekilde büyük harfle yazılıyor. şimdi buna ek getireceğimiz zaman kesme işaretiyle ayırıyor muyuz, ayırmıyor muyuz? ayrılmayan istisnalar arasında bunun sözü edilmemiş.
selam canlar. öncelikle işim gereği tdk'yı referans almak durumunda olduğunu söyleyeyim. tdk'ya göre Kurban Bayramı özel isim ve bu şekilde büyük harfle yazılıyor. şimdi buna ek getireceğimiz zaman kesme işaretiyle ayırıyor muyuz, ayırmıyor muyuz? ayrılmayan istisnalar arasında bunun sözü edilmemiş. ayrılmaması lazım gibi geliyor, ayırınca çok garip görünüyor gözüme ama ispat edemiyorum. google fight'ta ayrılmamış hâli açık ara önde ama yazım konusunda google'a güven olmaz :)
0
@bokalemun, bütün özel isimler ayrılmıyor ama. o istisna burada da var mı diye soruyorum.
0
@kül hangi özel isimler ayrılmıyor? şu var özel ismin sonuna gelen ek yapım ekiyse ayrılmaz, çekim ekiyse ayrılır. gelen eke göre değişiyor o.
0
misal:
UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin 2’nci Oturumunda; Mavi Köşe Bakkaliyesinden vb.
UYARI: Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.
UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanlığının; Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Yürütme Kuruluna; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 112’nci Birleşiminin 2’nci Oturumunda; Mavi Köşe Bakkaliyesinden vb.
UYARI: Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.
0
kısmen buldum, buraya da yazayım:
UYARI: Sonunda 3. teklik kişi iyelik eki olan özel ada, bu ek dışında başka bir iyelik eki getirildiğinde kesme işareti konmaz: Boğaz Köprümüzün güzelliği, Amik Ovamızın bitki örtüsü, Kuşadamızdaki liman vb.
buna göre "Kurban Bayramınız" derken ayrılmıyor. "bayramında" diyeceğimiz zaman ne olacağını bulamadım.
UYARI: Sonunda 3. teklik kişi iyelik eki olan özel ada, bu ek dışında başka bir iyelik eki getirildiğinde kesme işareti konmaz: Boğaz Köprümüzün güzelliği, Amik Ovamızın bitki örtüsü, Kuşadamızdaki liman vb.
buna göre "Kurban Bayramınız" derken ayrılmıyor. "bayramında" diyeceğimiz zaman ne olacağını bulamadım.
0
etna
kırmızı (veya bordo) denilince aklınıza gelen ilk "tek kelimelik" şey ne olur?(soyut veya somut farketmez)
kırmızı (veya bordo) denilince aklınıza gelen ilk "tek kelimelik" şey ne olur?
(soyut veya somut farketmez)
(soyut veya somut farketmez)
0
bordo: ruj (bu aralar ruj icin bordonun mukemmel bir tonunu ariyorum o yuzden galiba).
0
"ah" nidası, bir kadın sesi ama maskülen bir yanı var; acıyla zevkin karışımı gibi.
0
pastel. sadece kırmızı renkte pastel boya geliyor direkt aklıma.
bir de merak ettim, lohusa şerbeti cevabını vermiş biri ama tick atmamışsın diğerlerine tick atmana rağmen. o sayılmıyor mu yoksa hayatında hiç mi lohusa şerbeti görmedin?
bir de merak ettim, lohusa şerbeti cevabını vermiş biri ama tick atmamışsın diğerlerine tick atmana rağmen. o sayılmıyor mu yoksa hayatında hiç mi lohusa şerbeti görmedin?
0
kırmızı ile bordo farklı renkler ama ya?
kırmızı: seks (bilinçaltına gel)
bordo: şarap
ha bir de kelime olarak değil de, ne bileyim kırmızı denince benim için keskin, köşeli bir yapı, üçgen mesela, geliyor aklıma. ayrıca genç bir kadın -gezi'deki kırmızılı kadınla alakası yok, renklerin cinsiyeti denince kırmızının cinsiyeti kadın gibi gelmiştir hep bana-, ayrıca siren ya da alarm sesi -gene bilinçaltı :D -, cumartesi akşam 6'den gece 12'ye kadar olan süre -sonrası bordo renk mesela-, ve re notası geliyor aklıma.
bordo ise daha do notası gibi, koyu mavi tonlarla birlikte, ayrıca bordo denilince kafamda paradise circus çalmaya başlıyor ve kadife hissi duyuyorum. ayrıca 6 sayısının karşılığı mor renk ile birlikte. ha bir de cumartesi gece 12'den sonrası.
kırmızı: seks (bilinçaltına gel)
bordo: şarap
ha bir de kelime olarak değil de, ne bileyim kırmızı denince benim için keskin, köşeli bir yapı, üçgen mesela, geliyor aklıma. ayrıca genç bir kadın -gezi'deki kırmızılı kadınla alakası yok, renklerin cinsiyeti denince kırmızının cinsiyeti kadın gibi gelmiştir hep bana-, ayrıca siren ya da alarm sesi -gene bilinçaltı :D -, cumartesi akşam 6'den gece 12'ye kadar olan süre -sonrası bordo renk mesela-, ve re notası geliyor aklıma.
bordo ise daha do notası gibi, koyu mavi tonlarla birlikte, ayrıca bordo denilince kafamda paradise circus çalmaya başlıyor ve kadife hissi duyuyorum. ayrıca 6 sayısının karşılığı mor renk ile birlikte. ha bir de cumartesi gece 12'den sonrası.
0
victum
yine ben yine değişik bir soru. selamlar arkadaşlar. severek, bayılarak yediğim bu ayçekirdeği(bizim burlarda çiğdem derler)nin içinde sizler de denk gelmişsinizdir böyle siyah siyah ufak çıtır parçalar oluyor.. çok lezzetli olduklarından bayılarak yemişimdir şimdiye kadar. fakat geçen nerede duyduğ
yine ben yine değişik bir soru. selamlar arkadaşlar. severek, bayılarak yediğim bu ayçekirdeği(bizim burlarda çiğdem derler)nin içinde sizler de denk gelmişsinizdir böyle siyah siyah ufak çıtır parçalar oluyor.. çok lezzetli olduklarından bayılarak yemişimdir şimdiye kadar. fakat geçen nerede duyduğumu hatırlamıyorum bu parçaların kuş boku olduğunu duydum. hakikaten var mı böyle bişey? çerezciye sorucam sorucam unutuyorum şimdi aklıma gelmişken sorayım, bir bilenimiz mutlaka çıkar dedim.
0
hocam öyle şey olurmu hiç? bak şöyle düşün
o çekirdekler yıkanmıyor diyorsan, ıslatılıyor, tuzlanıyor, ondan sonra kavruluyor, sence kuş boku mu kalır?
o çekirdekler yıkanmıyor diyorsan, ıslatılıyor, tuzlanıyor, ondan sonra kavruluyor, sence kuş boku mu kalır?
0
hocam onlar kuş boku değil, kurt. çekirdeğin içini yiyerek büyüyen kurtlar, fırına girince o hali alıyor. lezzetli olmasının sebebi de protein deposu olmasından.
0
Toplu igne basina benzeyen yuvarlagimsi kucuk sapli seyleri diyorsan cekirdeklerin bitkiye baglanti kisimlari olabilir.
0
ay senelerdir yerim hiç öyle bir şeye denk gelmedim, ne ki o? ben ne yiyorum senelerdir? bana da anlatın :(
0
(git: www.resimlerx.com) kenardaki siyahlıklar yediğimiz o bitki. kavrulunca güzel oluyor, ben de yerim :)
0
bitki lan onlar. ne kus boku, ne de kurt. nasil bir kafa yasiyorsunuz arkadasim.
0
kibritsuyu
her yemeğin mutlaka yazılı veya yazılı olmayan hazırlanma ve yenme kuralı varken bunun da eminim ki bir kuralı vardır. "neresine koyarsan koy fark etmez" değildir.hamburgerin ana malzemesi köfte. bir de ekmeğin arasına konan garnitürler var. işte yeşillik var, domatis var, turşu var, soğan var, çeşi
her yemeğin mutlaka yazılı veya yazılı olmayan hazırlanma ve yenme kuralı varken bunun da eminim ki bir kuralı vardır. "neresine koyarsan koy fark etmez" değildir.
hamburgerin ana malzemesi köfte. bir de ekmeğin arasına konan garnitürler var. işte yeşillik var, domatis var, turşu var, soğan var, çeşidine göre bir sürü şey var. peki şimdi biz köfteyi nereye koyacağız? alt ekmeğin üstüne koyup, malzemeyi köftenin üstüne mi koyacağız? bu mu doğrusu, yoksa önce malzeme, en üste mi köfte? yoksa önce hede malzemesi, hödö malzemesi, sonra köfte, sonra bıdı malzemesi, vıdı malzemesi şeklinde mi?
bir sırası yok, kafana göre yapılır demeyin. mutlaka bir kuralı vardır.
hamburgerin ana malzemesi köfte. bir de ekmeğin arasına konan garnitürler var. işte yeşillik var, domatis var, turşu var, soğan var, çeşidine göre bir sürü şey var. peki şimdi biz köfteyi nereye koyacağız? alt ekmeğin üstüne koyup, malzemeyi köftenin üstüne mi koyacağız? bu mu doğrusu, yoksa önce malzeme, en üste mi köfte? yoksa önce hede malzemesi, hödö malzemesi, sonra köfte, sonra bıdı malzemesi, vıdı malzemesi şeklinde mi?
bir sırası yok, kafana göre yapılır demeyin. mutlaka bir kuralı vardır.
0
heston diye bir şefin "in search of perfection" yemek programını çevirmiştim. her bölüm bir yemeği mükemmel hâle getirmeye uğraşıyordu. bir bölümde de mükemmel hamburgerin peşindeydi. şimdi baktım, bölüm sonunda kendi yaptığı hamburgeri aşağıdan yukarı doğru şöyle inşa etmiş:
ekmek-ketçap-turşu-domates-köfte-marul-soğan-ekmek
ekmek-ketçap-turşu-domates-köfte-marul-soğan-ekmek
0
köfteyi malzemelerin üstüne koyarsan köftenin kayma ihtimali var. önce köfteyi ekmeğin üstüne koymak daha mantıklı bence.
bi de bazı restoranlar hamburgeri açık getirir. yani alttaki ekmeğin üzerinde köfte. diğer ekmek ve malzemeler yanda. sen istediğin gibi koyarsın.
bi de bazı restoranlar hamburgeri açık getirir. yani alttaki ekmeğin üzerinde köfte. diğer ekmek ve malzemeler yanda. sen istediğin gibi koyarsın.
0
köfteyi bilmiyorum ama domates koyacaksan ekmeğe en uzak yere (yani ortalara) koy ki ekmeği ıslatmasın. Ev usulü ise pek fark etmez ama klasik hamburgerse ıslak ekmek hoş değil.
0
en alta kofte. LTO diye bir kavram vardir amerika'da mutfaklarda. lettuce tomatoes onions. hamburger icin bunlari onceden hazirlarsin, sonra eti pisirince hambuger ekmeginin uzerine su sirayla koyarsin.
ekmek
sogan
domates
kivircik
kofte
ekmek
geri kalani istege gore eklenir. bunlar standarttir genelde.
ekmek
sogan
domates
kivircik
kofte
ekmek
geri kalani istege gore eklenir. bunlar standarttir genelde.
0
