"kaçmaz baba hakikaten iyiymiş". hakikaten bir kaç aya evlenecek olsam ve bütçemi zorlamayacağını bilsem alırdım. 100hz, led, 102 ekran, usb oynatıyor. daha ne olsun. sadece usb'de hangi formatları oynatıyor, alt yazı sorunu var mı bunu araştırın derim. bazı tvlerde sorun olabiliyor.

yarın birgün o kadar para verdik keşke biraz daha verip 3d olanını alsaydık demeyeceksiniz güzel alet.

gidip bunun yerine philips aldığım için kafamı taşlara vuruyorum. Bunda DTS desteği, altyazı desteği, mkv oynatma vs her şey var. Fiyatı da güzel. Dedikleri gibi almışken 200HZ lik alıp 3D den de faydalansaydık demeyeceksen güzel seçim.

usb olayında samsung bir numara diye biliyorum. sony ise tam tersi bi bok açmıyor afedersiniz

Monitör neyle bağlı bilgisayara ? vga,dvi,hdmi ? muhtemelen monitörün sürücüleri ile alakalıdır, en güncel versiyon yüklü mü ?

kasa yok bunda. imac gibi dusun.

modelini bilmiyorum, online olarak surucu taramasi yapabilecegim bi yer var mi?

iki duyuru altta aynısı var. ordan bakmak daha kolay olmaz mıydı?

open dns ? üç beş ayda bir kere 5-10dk sorun çıkarıyor sadece

google dns
8.8.8.8

güzel olur ben beğendim.

işin içine şuku girdi mi ortam bozulur ben söyleyeyim.

çok beğendiğin cevaplara mesajla reaksiyon göster. buranın samimiyeti de orda aslında biraz.

edit: beni sizler var ettiniz :*

ben mesaj atıyorum "ahldfjglkfg süper" şeklinde :)

benim de şuku aradığım çok oluyor bazı cevaplarda. mesaj atıyorum sonra.

ve @jangara +1

@trajikomik haklısın
şukunu verdim p... öhm. :)

mesaj atmak daha iyi, öteki türlü olursa suyu çıkabilir ilerleyen zamanlarda..

tik yanında bi de oylama kutusu olsa fena olmazdı sanki. ama sırf ego tatmin etmek için millet güzel yazmaya kasacak.
bence en iyi yöntem tebrikleri ileten mesaj atmak. muhabbet de olur.

evet mesaj aklıma gelmemişti doğrusu ama ota bokada mesaj atan olurum diyede korku var hafiften.

kimlanbu+1
beğendiysen mesaj at abicim. ahuahuahua diye birlikte gülelim, halay çekip mendil sallayalım.

ekleme: 45 m aydın. size bir mesaj kadar yakınım :)

eve, ben beğendim

eczacı var çok net, ezzacı deniyor genelde

bağırmak diye okunur, ancak diksiyon kurslarında ya da spikerlere baarmak diye okunması söyleniyormuş, kulağa daha hoş geldiği için.

yazıhane, yazzane.

gardırop- gardolap

baarmak diye okunur zira ğ bi ses değildir ben demiyorum, istanbul üniversitesi konservatuarından diksiyon hocası söylüyor efendim

(bkz: istanbul türkçesi)
(bkz: trt türkçesi)

Kurabiye, hakan, hukuka, kendi kendine. 2.ye ornekler. Ayrica zaten butun diller yazildigi gibi okunur. Okunus kurallari farklidir, o yuzden oyle okurlar. Turkce de okundugu gibi yaziliyor dense de her kelimenin okunusu farklidir. Kac cesit e harfi var mesela.

kartı ancak en yakın şubeye başvurarak pazatesi alırsın,kart babanın üzerine olduğu için sana vermezler.

belki para çekildiği için (yüklü miktarsa) banka aramış olabilir babanı. yada baban kartı kullanıma falan kapatmış olabilir.

Peder bey yurt dışındayken oldu aynısı bize. şu şu numaralı kartıma şu gün yanlış şifre girilmesi nedeniyle şu şubenizin atm si tarafından el koyuldu, kartımın eşim x e verilmesini arz ederim şeklinde dilekçe yazıp ilgili şubeye faksladı, annem teslim aldı kartı.

Diyelim bir fonksyion hazırladın

function ornek(x, y, z, aci, kenar)

bu fonksiyonu cagirirken nşa 5 parametre girmen gerekir. ama kullanıcı bunlardan 4 tanesini girmiş olabilir bu durumda eksik girilen parametre yerine fonksiyon içinde varsayılan bir değer atamana yarar.

örneğin adam 4 parametre girmişse 5. yi atamak için şöyle kullanırsın :

if nargin<5, kenar =50;end

varargin ise bir fonksiyona tanımlanandan daha fazla parametre girmek istediğinde kullanılır. fazladan girdiğin her parametre varargin içine atılır. daha sonra nargin ve varargin in boyutlarını kontrol ederek fazladan kaç parametre girilmiş, girilen parametreler nelerdir bulabilirsin.

been there done that? tam olmadı evet ama...

kalıp bilmem de "way too far from me now" geldi aklıma

"been there, done that" sanki "biz de geçtik o yollardan" gibi.. ama emin olamadım şimdi..

öyle geldiyse düşündüğümden de iyi. "used to do" anlamı verme konusunda eksik kalıyormuş gibi bence çünkü. hani "çok eskiden yapardım, iyi bilirim, artık bıraktım" değil tam olarak.

şansımı "it's all over from me" olarak kullanıyorum

pass from me.

Tamam vurmayın lan!

"i have done with it"
"long gone"

olmadı sanki ya

i'm too old for this shit

www.eksisozluk.com

"been there, done that" derken biraz snobluk var, sen giderken biz dönğyorduk bu yollardan dermişsin gibi.

"i am too old for this" uygundur. hadi icazeti de verdim iyisin...

yenıden riplemen lazım

nası olucak o?

dediğin şey baya zahmetli galiba.video settingsden falan kaliteyi düşürüp izleyemem mi?

format factory kalitede düşüş olur ama en kısa yol bu.

hocam teşekkürler.yarın sabah deniycem.yine de o zamana kadar daha kısa yolunu bilen varsa yardımcı olursa mesud olurum :)

rerip yerine baştan indir daha kısa sürer.

splash pro ile oynatmayı dene bir de.

kotalı internet kullanıyorum maalesef yoksa hiç bunlarla uğraşmazdım.
splash pro ne ola ki?

@kimlanbu

splash pro ile ne alakası var olayın? eski bilgisayar deniliyor; gpu hızlandırması yok ise splash pro da etkisiz kalır...

(bkz: movix)
(bkz: geekbox)

nası kullanıcam bu programları
(bkz: movix)
(bkz: geekbox)

Tam bilgisayar donanımı verilmediği için splash pro önerdim, ne bileyim ben ekran kartı nedir, denesin en azından.

movix ve geekbox linux tabanlı video oynatıcıları, iso larını download edip cd ye çekip cd den boot edeceksin. usb boot destekliyorsa bilgisayarın usb diske de çekip kullanabilirsin.

km player'la izlemeyi denedim sorun yok gibi.hiç aklıma gelmemişti :S

bu arada splash pro da çalıştırdı sorunsuz

Artificial intelligence. En iyisi mi bilemem ama en çok etkileyeniydi. Hüngür hüngür ağlamıştım.

kesinlikle en iyisi budur demem normalde ama benim de aklıma requiem for a dream gelir.

yakın zamanda temple grandin i çok beğendim, bir de forrest gump var.

the man from earth ile fight club arasında gidip geliyorum ama çok daha az bilinen olduğu için the man from earth.

back to the future
the man from earth de çok güzel filmdir.

Tereddutsuz the godfather

the lord of the rings extended versiyonu tabii ki de.

Tek bir film baya zor ama:

Citizen Kane.

loft - en iyi kurgu
once - en iyi müzikal
leaving las vegas - en iyi dram
spoorloos - en iyi gerilim
in the name of the father - en iyi senaryo
the killing - en iyi hede (çok iyi ama neyde iyi bulamadım)

ama en iyi film "los lunes al sol" bence.

the dark knight ve fight club birinciliği paylaşır.

yukarıda yazan filmlerin çoğunu beğenmediğimi söylemek istiyorum sadece.

green mile (çok düşünmedim aslında filmleri görünce reserved yazcaktım. bi durdum hangisidir lan dedim bu çıktı)

her karşıma gelişinde sıkılmadan izleyebileceğim tek film: a beautiful mind

in bruges
baxter

Scarface

hehe kimse the boondock saints dememiş.

Amelie

iyi kötü çirkin
hatta daha da daraltmak gerekirse sadece tuco

matrix ve the usual suspects

before the rain

tereddütsüz la vie en rose. senelerdir kaç kere izlerim, ayrı tad alırım.

Fight Club
Trainspotting

Hiç bakmadan: The Last Samurai

tereddütsüz şeysiz; 12 maymun.

insanın aklından binlercesi geçiyormuş be.

schindler's list ve good-bye Lenin! aklıma ilk gelenler her zaman.

Kusma : Kusma bir hastalık değildir. Kusma bazı hastalıkların bir belirtisi olarak ortaya çıkar. O yüzden kusma oldukça önemli bir belirtidir.Muhabbet kuşlarında oldukça sık görülen kusma bazen eş istemenin de bir belirtisi olabilmektedir. Kuşlarda tifoda ecoli enfeksiyonlarında sindirim sistemi rahatsızlıklarında da sıkça kusmaya rastlanır. Kusmanın tedavisini mutlaka bir veteriner hekimin kontrolünde yapılması gerekir. Genellikle eş isteyen kuşlar aynanın karşısına geçerek kusarlar.

mastır yaparken de kusuyorlar.

www.papaganokulu.org

devamlı asansöre biner, komşularının hiçbirini tanımazdı.

boğulurum ben orada.

evden çıkasın gelmez. çok canın sıkılır. internet ve tv bağımlısı olursun.

honk kong rules!
bir süreliğine çok güzel olurdu tabii ki. ayrı bir kafası ve ruh hali var.

gürültülü.yurt gibi olurdu bir binada 35952986 insan.

Üst katlarda yaşasam markete inmeye üşenirdim. Telefonumu evde unutsam hazır çıkmışken intihar ederdim. Deprem/yangın korkusuna uykularım huzursuz olurdu.

aşağı inmek kaç gün sürüyor? yada yukarı çıkmak?

eğer tavanı yüksekse çok güzel yaşanabilir. viyana'da bu kadar büyük olmasa da (edit: üçte biri falandı anca) bu tarz rezidanslardan oluşan uzun ve geniş bir binada kalmıştım birkaç hafta. bina koridorları falan çok boğucuydu, ama eve giriyorsun, tavan normal yüksekliğin iki buçuk katı, camlar çok büyük ve içeri muhteşem güneş giriyor istediğin gibi, bayaa güzeldi yani tahmin ettiğim gibi boğmuyordu. bi de iki katlıydı ama nasıl anlatayım, böyle asma kat gibi, cam tarafında değil karşısındaki duvarda. görüşü kapatmıyor ama çok kullanışlıydı.

özet: tavan yüksek olsun, içerisi güneş olsun krallar gibi yaşarsın.

komşularla oldukça mesafeli, mahalle teyzelerinden uzak ne de güzel yaşanırdı of of.

(bkz: çok iyi olurdu çok da güzel iyi olurdu tağam mı)

ya asansörlerin kontrolcüsü bozulursa?

bir aşure verenin olmazdı panpa

abi 5 bfik çok değil mi sence?
bence çok.

evet.

5 bfik mod'un gösterdiği entryler yani mod'un bfik olarak yorumladıkları.halbuki üzerinde biraz düşünse bfik olmadığını anlayabilir.

bu arada dediğin doğru binlerce saçma insan varken, sözlüğe bi şeyler kazandıran insanların gönderilmesi saçma. ama onlar senin nasıl bi insan olduğunu da bilmiyolar ki sonuçta.

evet, görüşürüz.

evet, allaha emanet ol

kesinlikle haklısın bfik gibi keyfi bi karar yok sözlükte. bi kriter yok bfik yapmak için sadece kafana göre. o kadar saçma adam yazıyor ki formata uygun diye sözlüğün içine ediyorlar.

ssg bir mark zuckerberg olsa yazarların sorunlarıyla ilgilenecek birkaç kişi işe alırdı.sen yazarlar sayesinde oturduğun yerden para kazan** ama sorunlarıyla ilgilenme.peki ssg

kurallara uyma sonra uçunca ssg reyiz bizle ilgilenmiyor. ilk bfik te veya ikincisinde uçmuş olsan eyvallah da 5 kere yapmışsın aynı şeyi. hata hala bende değil diyorsan daha da br şey demiyorum.

Nick ne

(bkz: sözlük moderasyonunda keyfilik faktörü)

Telefonun kendi programi ile dosyalara erismeyi deneseniz. Pc studio muydu sonyninki neyse hatirlayamadim adini.

Edit: ayrica dosyalar gizli olmasin. ise yarayacagini pek sanmiyorum ama belki ac yerine arastirla girseniz dizine. Belki windows gezgini ile ilgili bi sorundur.

w705 kullanmadım, eski telefonum w580i de kabloyu takınca ekranda hangi modu istediğin yazıyordu. telefon modu veya depolama mıydı neydi.

bir de my phone explorer dene

torrent var.

Mozilla Firefox kullanıyorsan eklentiler mevcut addons.mozilla.org

Real player kullanmayalı rahat 10 sene olmuştur, şimdi flv,mp4 yaygın.

firefox kur
free download manager kur
firefox için flashgot eklentisi kur.

video izlerken flashgot ikonuna tıklarsan link çıkar, tıkla indir.

internet download manager

(bkz: internet download manager)

idm

idm +1
para verip lisansını aldım, o derece

o çıplak hatunlara etiketleme konusunun spam olması gerek. muhtemelen arkadaşınızın da haberi yoktur. etiketlenmenin gizlilik ayarlarında bi ayarı olması lazım ama ben de tam bilemiyorum şu an.

@saatgeceninonkisi +1

arkadaşınızında haberi yok spam yani.pcyi virüs taramasından geçirmesi gerek o etiketleyen zannettiğiniz kişi :D

fotoya girip remove tag derseniz bir daha aynı fotoda etiketleyemez ve bi nebze bu bi çözüm olabilir

Arkadaşımın bilerek yapmadığının farkındayım, uyardım zaten "yenge görürse öper seni" diye. Tarif ettim saçma salak uygulamaları sildi. Etiketi de kaldırdım.

Lakin sorunuma hala çözüm bulamadım, yok mudur başkasının beni etiketlemesini engellemenin yolu ?

@kimlanbu araştırdım biraz ve şöyle bi sonuç çıktı,etiketleme izni vs diye bişey yok yani kendin teker teker etiketimi kaldır deyip kaldırcaksın fakat seni etiketledikleri resimleri herkes görüyor ya şu resimde etiketlendi vs diye yani onu gizleyebilirsin en azından çıplak saçma sapan resimlere etiketlendiğin zaman kimse görmez sadece sen görüp etiketini kaldırırsın,bundan başka gizlilikle ilgili bi yöntem yok facebookun sitesinden baktım çünkü.


Bir fotoğrafta etiketlenmeden önce etiketi onaylama seçeneğim var mı?
Etiketleri oluşturulmadan önce onaylama seçeneğiniz yoktur ancak etiketlenen fotoğraflarınızı kimlerin görebileceğini kontrol edebilirsiniz:

Gizlilik Ayarları sayfasından, "Etiketlendiğim fotoğraflar ve videolar‎" ayarını değiştirin. Bu, etiketlenmiş olan tüm fotoğraflarınızı bir yerde görebilecek kişileri kısıtlar.
Bir fotoğrafta etiketlediğinizi her zaman öğrenmek için Hesap Ayarları sayfasından etiket bildirimlerini açın.


Etiketlenmiş olan bir fotoğrafınızdan hoşlanmazsanız şunları yapabilirsiniz:

Duvarınızdan gönderiyi kaldırın.
Fotoğraftan etiketi kaldırın.
Fotoğrafı kötü amaçlı buluyor veya istemiyorsanız, fotoğraf sahibinden fotoğrafı silmesini isteyin.



Gizlilik Ayarları sayfanızda "Fotoğraflarımda ve gönderilerimde etiketlenen kişilerin arkadaşları, söz konusu fotoğraf ve gönderileri görebilsin" ifadesinin yanındaki kutu işaretliyse, etiketlenen kişinin arkadaşları söz konusu fotoğrafı görebilir.

Bu kutu işaretli değilse, fotoğrafın gizlilik ayarları genişletilmez. Ancak, etiketlenen kişi fotoğrafın gizlilik ayarı ne olursa olsun fotoğrafı görebilecektir.

"../inc/settings.xml" yer mi acaba ?

@kimlanbu, o zaman ana sayfadakinde hata verir.

soru cevabi icin de if-else. ya da iki turlu de yukle, birinde hata versin. ya da iki yere de koy settingsi (manasiz. ama cozer)

$_SERVER globaliyle document root'u alıp inc yerine yazabilirsin , yani:

$root = $_SERVER["DOCUMENT_ROOT"] => /var/www/web/site
$data = simplexml_load_file("$root/inc/settings.xml");

$_SERVER["DOCUMENT_ROOT"] kullanırsan full path vermen gerekiyor, yani abc içindeyse eğer

$_SERVER["DOCUMENT_ROOT"]."/abc/............" şeklinde.

rıfkı çabuk düşer, kız ve erkekler çabuk çıkarsa 1 saat mümkün ama normalde 2 saat ortalama süre standart

kadroya bağlı, bi' saatte bitebilir.

Aram bozuk olmasa sorardım arkadaşlarıma ama "home made" boyalar ile istikrarlı bir renk tutturamayacağına garanti verebilirim.

çok lüks bir boyaya gerek yok, igora gibi markaların renk kataloglarındaki renk skalalarına bakarak hacmen hangi boyadan ne kadar katacağın, ne kadar oksidan kullanacağın vs anlatılıyor.

bir kere kuaföre giderek adam boyayı karıştırırken kullandığı boyaların numaralarına, kullandığı oksidanın markasına, hacmen kaçlık olduğuna vs bakman gerekiyor. amatör ellerde oldukça tehlikeli yakarsın saçlarını.

Yalnız ayarı bir kere tutturduktan sonra şaka gibi fiyatlara inanılmaz saçlar elde edebilirsin. Boyaların gelişi tüpü 2.5tl gibi komik fiyatlar.

edit : kuaför arkadaşları olan bir erkeğim, kızıl saçlı hatun diye abuk subuk mesajlar atmayın kırarım kalbinizi.

jean's color, deep red. tek geçerim. boyanın alfaparf'dan olmasına dikkat et alacaksan, çakmaları çok. saçını sarıya açtırıp öyle boyaman gerekiyor ya da kırmızı oryal daha bile iyi olur. evde boyamanı öneririm çünkü boya saçında 3-4 saat kalırsa soldaki fotoğraftaki gibi bir renk elde edersin. eğer az tutarsan daha pembemsi olur.

edit: bu postta var fotoğraflar, alltan iki ve üçüncü fotoğraflar deep red ile boyalı hali saçlarımın. alttan üçüncü fotoğraf bembeyaz bulutlu bi günde çekilmişti o yüzden olduğundan daha pembe görünüyor.

bir kişi de dememiş link yok bişey yok diye, guzellikolsun.blogspot.com buyur.

PLC programlamayı bilmiyorum ama bunun mantığı basit. Bir değişken tanımlayacaksınız ve butona her bastığınız da bu değişken bir artacak. Bu sayma işleminin mod3'te gerçeklşebilmesi için bir if denetimi sayıcının 3 e gelip gelmediğini kontrol edecek, gelmişse sıfırlayacak. Dir bir if yahut switch case tarzı bir denetim de sayıcının durumuna göre motorun hızını belirleyecek.

plc ne ? s7-200 se ben yardım edeyim. ladder diyagramda counter ekle, çıkışı kontrol et, yardımcı röle kullanman gerek, gerçek hayatta kullanacaksan delay kullanman da lazım yoksa butona bastığında hızı allah bilir.

free download manager kurulur.
firefox un flashgot eklentisi kurulur.

youtube'da ilgili video açılır, firefox'da adres çubuğunun solunda flashgot simgesi çıkar, sağ tuşla tıklarsan video adı ve boyutunu yazar, gene tıklarsan fdm indirmeye başlar.

dolmasını bekliyoruz

yiyeceksin.

bizde de hemen dolmuyor öyle ama her durumda elde yıkarken harcanan su, deterjan, emek vs daha fazla olduğu için tıka basa dolmasa da ortalama dolduğu an çalıştırıyorum.

hemen dolmuyor, ama benden hem daha az su harcayarak hem de daha temiz yıkayacağı için dolmasını bekliyorum

2 kişilik bulaşık makineleri var.

evinde 5 bardak, 5 tabak, 10 çatal bıçak, 1 tava, 1 tencere varsa ne yaparsan yap dolmayacak zaten o makina.

kirlileri suya tutup at makinaya, eldeki temiz çanak çömlek bitene kadar biriktir makinada.

ben yalnız yaşamasam da yazın genelde tek kalıyorum, az bulaşık ayarı var, süper bişey.

elindeki bardak ya da tabak sayısının iki katı kadar daha bardak tabak olması lazım ki doldurasın. elinde 3 bardak varsa dolmayacağı gibi çabuk da ihtiyacın olur.

sadece kablolu tv izleyeceksen 100Hz al derim.

200HZ = 3D

Gözlüklerini takıp 3D filmin tadını çıkarmak paha biçilemez, çok eğlenceli. İlk çıktığında 7-8 bin tl idi, şimdilerde baya düştü.

3d filmlerle işim olmaz dersen gerek yok 200Hz e, bence yapılması gereken bir yatırım.

200 hz yayin yok, 200 hz hizinda calisan lcd goruntu panelleri var. durum biraz kandirmacadir. televizyon ureticileri "true motion" "easy motion" "motion plus" ayagina pek de islevi olmayan hizmetler sunarak sana 200 mhz satarlar.


50 hz alma. iyi bir 100 hz bulursan kacirma. illa 200 hz olmasina gerek olmadigi gibi 200 hz olmasi da sorun cikartmaz.

hea ben panasonıc g veya vt serisi derım goruntu kalitesine dıyecek yok.

yok, biraz önce denedim gene bulamadım.

r^2 nedir ?

k=1'den k=t'ye kadar çarpılıyor onlar, birer tane değil yani.

açık haliyle şu: i.imgur.com

A ve B'yi bulmam lazım. lineer olması şart değil tabii ben doğru fit ettiğimde %99 çıktığı için lineer olabileceğini düşündüm. r^2 o doğrunun açıklayıcılık oranı, gerçek oran için %100 olması gerekir. (bkz: r kare)

her krizin farklı sebepleri var ; bu krizi ele alacak olursak kriz ülkelerin borc krizi , yani ulkeler borclandıkları tutarları odeyememe durumuna geliyor , bu borcların buyuk kısmı bankalara , yanı devlet kagıtlarının buyuk kısmı bankaların aldıgı kagıtlar .. bu kagıtların degerı dusuyor , hatta degersizlesiyor ve zarar etmeye baslıyor , piyasadaki nakit akısları daralıyor.. bankalar bırbırlerıne borc vermemeye baslıyor , bunun yanı sıra her krizde insanlar parayı elde tutmaya baslıyor , nakit akısı azalıyor , bu bankaların karını azaltıyor , nakit akısı yavaslıyor ve bankalar mevcut duzenı devam ettırmek ıcın gereklı nakiti bulamıyor , ayrıca borclanmak ıstedıgınde daha fazla maaliyet odemek zorunda kalıyor.. aynı zamanda riske girip bankadan kredi alan musterileri de azalıyor haliyle gelirleri exponansiyel olarak azalıyor..
biraz karıstı ama genel itibariyle bankaların gelirleri düşüyor , maliyetleri artıyor..

krizlerin genelini ele alacak olursak ;
maliyetleri artıran temel unsur guven ortamının kaybolması , guven olmayan yerde borclanma maliyeti artar. halk tarafından yapılan harcamalar azalır. firmalarca yapılan yatırımlar da azalır .
hem borclanma maliyetinin artması hem de borc verecek kisi sayısının azalması bankaların temel olarak gelirlerini cok cok cok dusurur ve nakit akıslarını devam ettiremeyecek duzene gelirler..

google'dan aratırsan örnekleri bulabilirsin.

Banka parayı sizden alır, atıyorum aylık size 1 birim faiz verir, gider başkasına aynı miktar parayı kredi olarak verir, aylık 2 birim faiz ister.

Para girişi kesilirse veya mevcut hesap sahipleri paralarını çekerlerse denge bozulur. Kredi alanlar borçlarını ödemezlerse gene denge bozulur.

Batışlar bu kadar basit olmuyor ama özeti bu.

2007 abd mortgage krizi hakkında bir araştırma yapmanı öneririm.

bende bir şeyler eklemek isterim..piyasada dolaşan paraların çok çok üstünde borçlanma yapıyor bankalar..borçlar tahvil, hisse senetleri şeklinde oluyor..para neredeyse hiç kullanılmıyor..bir banka diğer bankadan al kağıtları ver paramı derse o diğer bankanın verdiği kağıtlar kadar nakit parası yoksa o zaman seyret cümbüşü..son günlerde fransa italyadan aldığı 8 milyarlık kağıtları nakit paraya çevirdi..eğer italya 8 milyarım yok deseydi..italyanın alacaklısı olan diğer kurum ve kuruluşlar krize gireceklerdi..çünkü ellerinde italyan kağıtları var ama o kağıtları karşılayacak italyanın durumu yok..yani değeri ödenemeyen senet gibi bir kağıt..bu sefer italyadan alacaağı olan bankaların italyada ne kadar para gömdükleri de piyasada bilinir..alacağı değersizleşen o bankalarda güven kaybeder, ve para çekemez..o kurumda parası olan kişiler de paralarını ister..yani bir nevi herkes birbirinde aldıkların kağıtların karşılığı parayı ister ama para yoktur piyasada anlayacağın..

çamaşır makinesi nasıl ayda 3 saat çalışıyor ya? bi program 2½ saat sürüyor nereden baksan.
ps: buzdolabını değiştirdik ayda 10-15 tl fatura azaldı.

usta çamaşır mak 7-8 kilo alıyor kolay dolmuyor. 1,5 saatte yıkıyor. tek kişiyim zaten

hocam belli saatten sonra çalıştır çamaşır bulaşık makinesi gibi aletleri,bildiğim kadarıyla saat 22:00 den sonra birim saat ücreti daha azdı.Belli bir kw geçtikten sonrada katlamalı yazıyor die biliyorum saygılar

hesaplarken kw değil kwh kullanacaksın. makinaların üstünde yazan değerlerde harcayacakları maksimum güçtür, ortalaması biraz daha düşüktür.

şu an toplam tüketimini hesaplamaya üşendim, yukarıdaki listeye göre aylık tüketimin kaç kwh hesapla.

1kw = 1000w

akıllı sayaç ve akıllı sayaç tarifesi kullanıyorsan da bazen seni zarara sokabilir bu.

akıllı sayaç tarifesinde gün 3 e bölünüyor, her aralığın kwh fiyatı farklı. en ucuzu gece, bu yüzden çamaşır bulaşık işini akşam saat 10'dan sonra yapman mantıklı olur.

sana gelen fatura ne ? faturada yazan tüketim miktarın ne ? ne kadarlık bir farktan dolayı memnun değilsin faturadan ?

attığın özel mesajdan vergi, sabit ücret, belediye vergisi bedellerini dikkate almadığını fark ettim.

%18kdv
%5 bedediyeye
+ bir kaç tl sabit ücret ödüyorsun. Haliyle toplam fatura şiştikçe şişiyor.

hardisk pio moduna düştüğünde dediğin problem görülüyor.

bilgisayarım/sağ tuş/özelikler/aygıt yöneticisi/IDE ATA ATAPI den harddisklerini kontrol et (sağ tuş/özellikler/gelişmiş özellikler sekmesi)

Bunlarda pio modu yazan varsa kaldır, bilgisayar yeniden başlatılsın mı diye sorar, evet de geçmiş olsun.

cehaletimi mazur gorun. ide ata/atapi altindaki Intel(R) ICH9M-E/M SATA AHCI Controller a sag tikliyorum sadece general, driver,details, resources sekmeleri cikiyor.

ATA channel 0,1 vs yazanları kontrol et. Gelişmiş sekmesinde Ultra DMA Mode 6 falan yazıyorsa problem yoktur, pio mode yazan varsa kaldır.

duyuruya screenshot ekledim. galiba bende ata channel yok. veya ben beceremiyorum.

Yolda renkli renkli giyinmiş yürüyen insanlar var ya, bonus onlar. Topladıkça puan kazanırsınız. Kırmızılar en iyi puanı verenler.

Herhangi bir trafik kursuna git, sınava hazırlık kitabı almak istiyorum de, 5-10 liraya satarlar kitabı. olmadı nette de var :

www.erdilegitim.com

Güzel bir atasözümüz var bütün usta şöförlerimizin uyguladığı

Kervan yolda düzülür

-abi. o xp en kötü güvenli modda açılır %80 başka makinede. denedin mi?
-ikincisi o şifreyi hatırlıyor musun? veya programın adını registry'de arattın mı?
3- bi de böyle bişey var
www.raymond.cc

editson: bi de bu var
www.pcregedit.com

hdd su an elimin altinda olmadigindan deneyemedim. guvenli modda acilsa bile programin calisip calismayacagindan pek emin degilim. bana calismaz gibi geliyor. her ihtimale karsi bu tarz bir sey varmis gibi geldiginden bunu ariyorum.

edit: ben o sifreyi hic gormedim. isyerindeki bilgisayara zamaninda kurulmus, adamlar kurmus etmis. aptal bir muhasebe programi bahsettigimiz sey. zamaninda ikinci bir bilgisayara kurmak icin baktigimda registry icinde bir sey bulamamistim ama duzgun bakip bakmadigimdan emin degilim. su an o pc'yi acamayacagim icin bakmam biraz zor.

senin bahsettigin programlara baktim ama onlar tam aradigim seyler degil. benim aklimda kalan program soyle bir seydi, driverlarla alakali kisimlari almiyordu. sadece programlarla alakali kisimlari aliyor, programlar da birebir ayni uzantiya kopyalandiktan sonra calisir haldeki xp'de senkronize yapiyordu obur makinadan aldigi registry'i.

normalde 200$ gibi bir fiyatlari vardi bu tarz programlarin ama adlarini bilsem eminim bulurum ben onlari :)

şimdi efenim;

öncelikle aradığınız registry kayıtları "c:\windows\system32\config" klasörü içinde... programlar ile ilgili kayıtlar "software" dosyası içindedir; herhangi bir uzantısı da yoktur... bir de bunların yedekleri vardır; windowsun ilk kuruluşunda temiz olarak "c:\windows\repair" klasörü altındadırlar...

yapmanız gereken ilgili programın önce seri numarasını bulmaya çalışın; bu iş için programlar mevcut... baktınız seri numarasını bulamıyorsunuz o zaman registry işine dalın...

calistira regedit yazinca acilan registry editorde ctrl+f komutuyla arama yapabilirsin. programin ismiyle ilgili aramalar yapip sansinizi deneyebilirsiniz.

bir de programin ismi nedir? saglayici firmasindan aslinda dove dove alabilirsiniz (sayet turk firmasi ise).

1) Anladım.
2) Registry yedeğini regedit ile de alabilirsin File/export diyerek.
3) Registry sniffer olarak geçer bunlar. Hangi program registry ye yazıyor, okuyor görebilirsin. RegMon denen programı kullanabilirsin.

www.symcod.com

süreçte yardım istersen mesaj atarsın.

muhasebe programı ise şifre bilgisini registry'de tuttuğunu sanmıyorum.
disk, cpu gibi bilgileri kontrol ediyordur.
bence uğraşmadan önce programın yetkilendirme için hangi özellikleri kontrol ettiğini öğrenin.

firefox çok daha fazla kullanır.

@xenophobe +1

firefox çok kullanıyo

firefox da program tek bir işlem olarak çalışıyor, chrome da her tab, her eklenti ayrı bir program olarak çalışıyor.

zilyon tane eklenti kurulu olduğu için test etmeye üşendim ama kendin dene bir.

çalışan bütün chromeların yediği ram'e bak, firefox'u hesaplarken de "plugin-container.exe" yi de hesaba kat.

testten chrome galip çıkacaktır muhtemelen.

o şekilde kasalar da var bildiğim kadarıyla hatta özel üretim bazı kasaların içinde ufak dolap bile var yani.

soğuması için havanın dolaşması gerekiyor, ondan olabilir.

laptop dneıyor ona.

mac mini var.

büyük kasanın avantajı içine farklı donanımlar ekleyip çıkarabilmektir. ana bu bana yeter diyorsanız ya laptop alırsınzı veya slim kasalardan. ben pcyi aldıktan sonra eklediklerim:
-daha sessiz bir psu (ki bu aynı boy olduğundan saymamak lazım konu ile ilgili olarak)
-3 adet hdd (dahili) (toplam 4 oldu)
-firewire kartı
-fax modem (evet fax çekiyorum)
-3 x 2'li dahili usb
-dahili kart okuyucu
-ilave dvd rom (param olunca bluray de gelecek)
eğer kasam slim olsaydı bunları nereye koyardım acaba? üstlik benim ekran kartı falan gerek duymadığımdan on board. bi de o olsa kasada kablo takacak yer olmazdı.

fury demek istiyorki daha küçük yapsalar demişsin ya. ona laptop deniyor. yani küçük istiyorsan laptop al. benim dediğmi gibi..

hava sirkülasyonu için.

bilgisayar profu olmasam da, bütün parçalar birbirini ısıtır ve 2 gün sonra güme gider o kasa tahminimce.

Doğru. Kürtçü troll denilen tiplerin çoğu akademisyen falan çıktı, en azından benim tanıdıklarım.

kimlerdir bunlardır? ben habersizim sözlük camiasından. trolleri zaten hiç takip etmem..

bu hayalgücünü başka mecralarda değerlendirmesi gerekir.

işin kötü yanı, her bağırıp çağırana ne söylediğine bakmaksızın inanan yurdum insanı, bu adamı da ne söylediğini anlamamasına rağmen, tarzından dolayı seviyor, hakkaten hayranları var.

sözlükte, bahsettiği kişiler olmadığı gibi, uzaktan yakından alakası yok. sözlükte bir propaganda yapılıyorsa o da am-göt-meme ve şakirt propagandasıdır. sözlüğü neresiyle okuyor söylesin, de insanlar yıllardır kendisine hitap ederken yüzüne bakıyor.hatanın neresinden dönülürse kardır.

ayrıca akademisyenden kasıt araştırma görevlisi veya yüksek lisans yapan kişilerse haklı olabilir. sözlük eğitim seviyesinin yüksek olduğu bir platform.

adnan oktar'ın islamla ilgili açtığı davayı kürtçülük diye bağlamak anca nihat genç ve şürekasına yakışır zaten.

alıntıyla ne alakası var galadnikov

savcılık meşhur sözlük sitesinden kayıtları adnan oktar'ın açtığı dava üzerine istedi. ayrılanlar sözlüğün tutumunu protesto ederek ayrıldılar. o alakası var.

@ galadnikov işte bende onu öğrenmek istiyorum.adann oktar vesilesiyle sözlükteki kimlikleri teşhir için bi çaba mı oldu da insanlar ayrılmaya çabaladı?.
@ son cümlen zaten nihat gençin dediğine çıkar..kimseyi ifadelerinden dolayı küçümseyecek durumumuzda yok..

ayrılanların çoğu hakkında soruşturma açılan kişiler değil ki. ayrılmalarının sebebini söyledim zaten, sözlük yönetiminin tutumunu protesto ettikleri için ayrıldılar.

hakkında soruşturma açılan kişi bir nevi teşhir olmuş sayılabilir evet. kaç kişiye teşhir olmuş sayılır orası şüpheli.

sözlükten ayrılma sebepleri sözlüğün fişleme yapılan bir araç haline gelmesi. insanların fikirlerini özgürce ifade edemediği, düşünce özgürlüğünün olmadığı bir ortamda birileri sözlük yoluyla ismini gizleyerek fikir beyan etmek zorunda kalmışsa bunun suçlusu kendileri değil düşünceye engel koyanlardır. birisi düşüncesi yüzünden işinden oluyorsa ve siz bu embesillikten gurur duyuyorsanız asıl namertlik sizdedir.

insanların fikirlerinden rahatsız olan zavallı adamlar bir de giden kişilerin altından yalanla dolanla hala iş çevirme peşindeyse, bir kez daha düşünmek gerekir. iddeanız yalan ve yanlışlardan yola çıkarak oluşturulmuştur. siz yalancısınız.

Adnan Oktar'ın davası sözlükte anonimitenin tamamen bittiğine işaret etti, sırf bu yüzden kürt sorunu ile ilgili entrylerini bir bir silen yazarlar hatırlıyorum.

kuruyla suluyu karıştırınca böyle oluyor kafa.

terör örgütü sempatizanlığı hatta militanlığına delalet yazılar vardı. ilgili yazarların götü tutuştuysa ne güzel. düşüncem budur.

firefox 5 kullanıyorum, çünkü hızlı güvenilir sağdan soldan garip virüsler kapmıyo, eklentileri can, görünümü güzel arayüzü hoş ve en önemlisi ie ara sıra garip garip hatalar verip sorular sorarken ff5 bunların hiçbirisini yapmıyor.

chrome kullanıyorum ben. çünkü artık kendimi tam anlamıyla google teslim ettim herşey uyumlu olsun diye.

chrome. çünkü hızlı ve stabil.

safari :macbook kullaniyorum

chrome. uzun zaman önce neymiş diye bi geçip bakayım dedim, geçiş o geçiş. hatta o tarihte, ie'nin 'acaba bilgisayarda bi yamukluk mu var' diye düşündürecek kadar yavaş çalışma sorununu chrome anında çözmüştü.

chrome+firefox

neden:eklentiler, hız, arayüz

Chrome. Çünkü kardeşim onu yüklemiş.

ff 3.6.19
5'e kadar gittim ama geri döndüm addon uyumluluğu nedeni ile. zaten genelde hemen geçmemek gibi bir huyum var. chrome istediğim eklentiler olmadığından kullanmıyorum (autocopy yeter-benzeri var ama aynı işi görmüyor)
ie ... yorum yok
safari opera .. operayı telde kullanıyorum. yine aynı cevap aynı eklentileri aynen bulsam onu da kullanırım. çok iyi çok hızlı diyene sözüm şu. abicim ferrari de hızlı. hadi parasını bi yana koydum, adana'da huzurevleri mahallesinde ferrari olur mu? olmaz. eklentileri uymaz!

firefox. babam da firefox kullanırdı. dedem netscape kullanırdı. aileden gelen bir şey.

opera. çünkü anarşist ruhum var, illa kitleye karşı gelicem.

şaka bir yana, alışkanlık güven ve hız diye özetleyebilirim.

firefox kullanıyorum eklentileri nedeniyle, videoyu indirmek vs vs bi sürü eklentisi var, ve İE den daha hızlı ve güvenli.bence firefox chrome ikisinide yükle öyle karar ver.

internet explorer kullanmam kullananı da sevmem.

firefox 5 kullanıyorum, arada dengesiz sürümleri çıkıyor o sıralarda chrome'a dönüyorum. Eklenti desteği ve performansları bu iki tarayıcıyı seçmemde etken.

opera, bana göre en iyisi olduğu için, bilgisayar kafayı yediği için son zamanlarda hepsini de denedim, seamonkey bile kullandım birkaç hafta, hiçbir tarayıcı operanın sunduğu kullanım kolaylığını sunmuyor bana.

firefox 3.6.19

mozilla, chrome, explorer kullandım. opera kullanıyorum şu anda hiç birisi opera gibi değil.

Chrome , ayrıca web store var Chrome da , geldiğinden beri bilgisayarda Chrome dışında program calistirmadim chromebook niyetine kullaniyorum bilgisayarı :d


not: bende kendimi Google a teslim ettim , office falan kullandığım yok herşeyim gmail üzerinde , telefonda oyle

chrome. çünkü ben buna değerim.

Chrome. Neden: minimalizm, basitlik, sadelik. Adres çubuğu bile gereksiz bence ki Canary versiyonunda adres çubuğu bile yok Chrome'un.

Ben sadece içeriği görmek istiyorum saçma sapan butonlar menüler falan değil.

firefox 5 çünkü geçmiş dosyalarını en derli toplu tutan tarayıcı. google bir arama motoru olmasına rağmen bunu yapamıyor.

chrome, çok sade ve hızlı.

chrome çünkü en hızlısı bu bana yeter

Firefox kullanıyorum.Çünkü eklentileri ve özelleştirilebilmesi.bunların yanında (bkz: adblock) eklentisi bana internette dolaşmayı çok rahat sağlıyor.Ufakda olsa arkasında kâr amaçlı şirketlerin olmaması ve açık kaynak olması

xyz çünkü en hızlısı benimki hepsini döver benimkisi! bsg herkesinki en hızlısı.

opera kullanıyorum. ihtiyaçlarımı karşılayabilecek kadar donanımlı bir opera bir firefox var. firefox ta milyon sorunla eklentiyle cebelleşmekten bıktım.
her açıdan optimize ettiğim operadan vazgeçemem asla

salt halde chrome operadan hızlıdır kabul. -firefox eklentisiz bile yavaş operadan onu yazmadım- operanın kendi içinde gelen özelliklerini chrome ve firefox'a eklentiler bularak yapabilirsizin, eyvallah doğru.

ama sonra chrome ve firefox eklentileri ile aynı seviyeye gelmiş bu üç browseri deneyin bi, hangiler kanı hangileri tazı görürsünüz.

kullanım kolaylığı, hız ve güvenlikte opera'dır. tek sorunu bazı salak sitelerin ona uyumsuz olması.

seni işe alacak ama 1-2 hafta daha deneme süreci diye yutturacak. oldu bittiye getirip ağustosta sana maaş falan vermeyecek. eylülde başlayacaksın ancak maaşlı çalışmaya.

Lojistikten anlamam ama sana verilen işi yapamıyor musun yoksa sana iş verilmiyor ve boşta mı duruyorsun ?

Sana verilen işi yapamıyorsan google bir tek çorabının diğer tekini bulamıyor. Eğer sana iş vermiyorlarsa da yetkili kimse onun gözüne sokacak şekilde kap işleri milletten "ben hallederim" de.

Çalışanlara kendini sevdiremezsen tutunamıyorsun şirket kurumsal değilse, o yüzden bir süre huylarına git.

İş hayatında herkes bilgi saklıyor, çoğu yavşak, bana öğret diye peşlerinde koşma, takip et, başlarında dur, boş vaktin olsa bile mutlaka uğraşacak bir şey bul kendine.

nasıl yani? bu süreçte maaş almıyor muydunuz? ne denemesi?

hacı kimseye gidip bana iş öğret deme (bu, elma piş ağzıma düş demektir). kendin öğren. mümkün olduğunca yaparak öğren. atak ve girişken ol. korkak ve çekingen olma.
ha bir de, yapabiliyorsan yaratıcı ol. yeni başlanan her iş yerinde eski çalışanların göremediği boşluklar vardır. kapat onları.

verilen işi defalarca kontrol edip yapıyorum ve onlarda memnun kalıyor ama vakitleri az olduğu için yeni bir şey öğretmeye pek fırsatları yok, haliyle boş boş oturuyorum çoğu zaman. boş oturuyorum derken iş yapıyormuş gibi gözüküyorum uzaktan.

diğer konu, hemen hemen bütün çalışanlarla aram iyi, diğerleriylede henüz tanışmadığımız için samimi değiliz. karşılıklı olarak kıl olduğumuz biride yok sanıyorumki herkes memnun benden.

ha birde stajyer bir kız var, bütün gün milletin tepesinde dolanıyor bana iş öğretin bende yapayım diye ama o çalışanlar kızdan o kadar bıktı ki artık selamını bile almıyorlar, bende onun gibi olmaktan korktuğum için yeni iş isteyemiyorum. akşam akşam yine moralim bozuldu hay allah.

edit: şuan normal çalışan olarak şirketteyim ama ilk 15 günlük deneme süresi vardı, ondan sonra ssk yapacaklardı. benim bir ay oldu ama ek 15 gün daha verdiler, ikinci bir şans. maaşta alacağım.


edit üstüne edit: evet biraz daha girişken ve atak olmam gerektiğini söyleyenler oldu.

deneme sürecinde işçinin hakları saklıdır diye biliyorum ben. bedava çalıştırmak yok yani öyle. yanlış mı biliyorum?

zaten memnun değilsen bu da demektirki uzun süre kalmıycaksın orada. aynı şeyi ben de yaşadım. bence onlar kovmadan sen çık git baska yerlerde şansını dene. en azından sana değer verilen bir yerde denemiş olursun..

Hacı biraz medeni cesaretim var diyorsan, o kürek kafalı patronunu al karşına, "Benden beklentileriniz nelerdir, sizce neyi eksik yapıyorum, nasıl yapmam gerekir, ne önerirsiniz" de. . Yuvarlak cevapları kabul etme, üstüne git. Patronsa ve sana bikbik yapmaya hakkı olduğunu düşünüyorsa, bu sorulara da tatmin edici bir cevap vermek zorundadır. Vermiyorsa da öyle bir patronla çalışılmaz zaten, kendini yırtsan yaranamazsın emenike çocuklarına.

abi patronlarda kronun teki zaten, oturup iki süslü laf söylesen anlamazlar bile. herif zamanında tır şoförüymüş sonra işleri büyütüp uluslarası şirket kurup ilerlemiş işte. şirketin 100'den fazla tırı var, ofisi çok çok güzel, alt katta otomativ satışı var. ofisteyken özgüvenim artıyor, pek bırakmakta istemiyorum gibi.

cok calismakla cok calisiyomus gibi yapmak arasinda fark vardir. ikincisini yapmayi ogrenin. ordan oraya kosun, insanlarla is hakkinda konusun, soru sorun cekinmeyin, canli ve enerjik gorunun. yani illa is yapiyor olmaniz gerekmez, asil nokta oyle gorunmek.

İlk önce, deneme süresinde bedava çalışmak diye birşey yok, tabi sana adam bedavaya çalışcaksın demediyse, bu bir, ikinci olarka işten çıkarsan ya da çıkarılırsan iş maillerinin yedeğini al ki birşey olursa ispat olur.

üstün vardır, direk patron değil tabi, mail at, konuş iş iste, takıldığın yerleri sor. Ama sen adama direk iş istiyorum de, yapacak iş laızm de, eğer sana iş yok derse, patron sana laf ederse dersin, ben iş istiyorum bana iş verilmiyor diye.

Son olarak, sakın ha bedava çalıştırılma, illa iş yeri senden memnun kalacak diye birşey yok ama bedava çalıştıracakları anlamına gelmez

hacı, şimdi şöyle de bir durum var. hani seni oraya almışlar ama çok ihtiyaçları yokmuş gibi sanki. bu durumda ihtiyacı senin zorla oluşturman gerekiyor. ofiste ipleri öyle bir eline al ki, yavaş yavaş "ulan bu herif olmasa ne yapıcaz" moduna girsin adamlar. hatta baktın işler kötü gidiyor, kendine güvendiğin bir ara bir gün izin al, herkes küfür etsin "ulan biz bu herif yokken nası çalışıyoduk" diye.

eğer birinin bir şey öğretmesini beklersen çok hata edersin, kasa kasa yardıra yardıra alıcaksın yani, kendine iş oluştur bi şekil.

yani nötr kalmak bir işe yaramıyor, bi şekilde bir şeyler yapman lazım katma değerli.

ne iş yaptığını da yazmamışsın ki.

lojistik firmalarından haberi olmayıpta kendin öğreneceksin armut piş ağzıma düş yapmayacaksın diyenlere gülüyorum sadece. lojistik ve gümrük öyle sektörler ki kimse sana birşey öğretmiyorsa öğrenmen çok zordur. işe alındıysan birisi seninle sürekli ilgilenmeli ve 1 ay içerisinde sana işi öğretmeli. staj yaptığım yerde bu şekilde yürüyordu.

soruda neden hiç kendi başına öğrenmekle ilgili bir seçenek yok?

bi kere patron dediğin adamın her dediği doğru veya mantıklı olacak diye bir şey yok, canı sıkılmış sana patlamış gibi bir durumda olabilir, o yüzden sen iyi iş yaptığını düşünüyorsan devam et.

hem öğretin deyince başınızdan savıyorsunuz, hem de patlama yapamadın diyorsunuz, biz de anamızın karnından lojistikçi doğmadım ya kardeşim! usta-çırak ilişkisi olmadan nasıl öğrenmemi bekliyorsunuz? siz bu kafayla daha çok eleman değiştirirsiniz!

de ve ayara karşılık ver.

mudure yasadigin durumu aynen anlat, aynen, buraya anlattigin gibi. sana isi ogretecek, egitim verecek birileri olmali. bazi sirketlerde 2 yil trainee pozisyonunda baslattiktan sonra trainee oldugun isin asli pozisyonuna geliyorsun ancak. bu surec icinde egitim, deneyim ne varsa senin ustundeku adamlardan ediniyorsun. sana boyle bir imkan saglanmadan. yap et ne demektir ya?
kurumsal olmayan sirket sahibinin mudurluk yaptigi akraba sirketlerinde cok oluyor bu. kendinizi suclamayin sakin ola. yuzyuze konusamiyosaniz yerinde olmadigi bir gunu takip edin mudurun, ve yerinizde bulamadim vs deyin, alt alta yazin iste uygun sekilde bunlari, yonetim ustune dusen sorumlulugu yerine getirecek ki siz de ilerleyebilin. zaten yeni mezun deneyimsiz diye acik bulacak yer ariyorlardir. karsilikli iletisimle anlasmayla olur bu isler, sana sans taniyorum bebegimsinle olmaz, cok sacma, usul usul is arayin.

pardon, daha onceki yorumlarinizda sirketin yapisini anlatmissiniz. durum anlasildi, joelskellington +1.

(bkz: orphan)

orphan yazacaktım yazılmış, öyleyse the orphanage olur

ikisi de iyidir, özellikle orphanage mis gibidir. izlendi ama işte.
o yüzden yeni önerilere çok çok açığım.

heute tension vardı ama onu da kesin izlemişsindir öyleyse

polanski'nin sudaki bıçak filmi. eskidir. polanski'nin daha psikolojik gerilim filmleri de var erken dönem mükemmel olan ama bilemiyorum, bunlar daha entel dantel denilebilecek filmler bazılarınca.
ya da hemen hemen bütün hitchcock filmleri eğer izlemediysen. rope mesela?

nuri bilge filmleri. dalga geçmiyorum ciddiyim.

session 9? gerçi imdb kategoriye korku demiş ama. www.imdb.com

@skryer, polanski'nin filmlerini izledim, hatta sudaki bıçağın sonradan çekilen uyarlamasını dahi izledim. hitchcock'tan devam etmek en iyisi belki de.

@lancelot du lac, nbc bi' uzak olsun bana ya.

@goks, duymamıştım filmi, bakıcam şimdi. sağolasın.

valla ben alien 2'de (aliens) epey bir gerilmiştim aslında. hem de eğlenceli filmdi.

Bunun için düzgün bir subwoofer ve ses sistemi gerekiyor yoksa sesler patlar. Amatör işi parçalar veya kalitesiz mp3 dinliyorsan da olmaz o iş.

dfx plugini var onu bir dene, beğenirsin muhtemelen.

ben ses sistemime güveniyorum(creatıve) ve kaliteli müzik nedir iyi bilirim bi tek şu ayarlarda biraz oynama yapmak istiyorum o kadar :)

enhancer pluginini kur.

basit olarak soldan ilk 3ü sub(kalın) sesleri sondaki 3ü high(ince) sesleri geri kalanlar da mid(orta) sesleri ilgilendiriyor, parçaları dinlerken kendin bu mantık üzerinden birşeyler yapabilirsin.

utilities'de disk manager mı ne var. türkçe yaptım adı disk izlencesi olmuş. orada görünüyorsa formatlanabilir sanırım.

kontrol ettirdim şimdi kayıp alan olduğunu tespit etti, başlatma cd ile boot edip disk utilty ile tamir edin uyarısı çıktı.

edit : cd ile başlatıp repair disk diyince 5 dk da düzeltti, apple'a saygım arttı

kimi diziler tekrar tekrar izlenir. misal evde doğum beklediğim bu süreçte nip/tuck ı tekrar izlemeye karar verdim, ilk bölümden itibaren.

bence asıl diziler tekrar izlenir. yemek sırasında friends, seinfeld, it's always sunny, coupling açıp izliyorum bir bölüm. çünkü bu tür dizilerde olaylar değil genelde aradaki muhabbetler ön planda. o yüzden sonradan izlendiğinde çok keyifli oluyor.

standart dvd riplerimi tek tek siliyorum, 720p ve 1080p lik tekrar izlenebilirliği olan filmleri tutuyorum.

dizilerden de belli başlılarını tutuyorum, spartacus serisi, game of thrones, bsg,sga,sgu,everybody loves raymond, married with children, coupling gibi dizileri silmeye kıyamıyorum.

lostu son bölümünü izlediğim gibi sildim, tscc,prison break, heroes'u da uçurttum.

arşiv mi kaldı ya. eskidendi o. izleyip siliyorum. arada kaliteli ve kült filmleri tutabiliyorum tabi.

95c
9-10 tb civarı.

Eskiden internet boşa akmasıncılardandım ben de. Şu an çok nadir bir şey indiririm. İndirdiğimde de Dvd'ye falan atarım. Günün birinde adam gibi internete sahip olursam ancak yapabilirim izleyip silme işini. Tekrar izleme olayına giriyorum.

aynı filmlerin mkv olanlarını silerdim.1080p , 720p ve dvdrip filmlerin aynılarını arşivlemenin bir espirisi yok bence.epey bir yer açar sana

@ruhadam
tam anlayamadım, her filmden zaten bir tane var 720p olarak.

@kıvanc mesela avatar filmini düşün
aynı filmin 720p 1080p ve dvdrip'i varsa bunların 1080 ve 720 lik olanlarını silerdim.bunu ifade etmeye calıştim

muhtemelen kredi kartı bilgilerini vermeden hesap açmayı soruyorsun :

www.iphoneturkey.biz

uygulamalara para vermek istemiyorsan jailbreak candır.

=count olması lazım ama emin deil gibiyim de.

countif denesen :)

=COUNTIF(A1:A20,">20")

terbiyesizce bir yol...

hacı kapı bu kadar yakınken neden yolları ızleyıp uzatıyorsunkı. madem bu noktaya geldı. ararsın hedıyelerımı gerı ıstıyorum dersın. amaç bellı ıstek bellı. temiz iş yap

yol izlersen sıçarsın. arayıp söyle tabi

Ara söyle, küfrederek geri iade etsin, ezik durumuna düş. Borç değil, harç değil hediye.

Aldatmışsa "vizite ücretin olsun" de, ya duvarda patlatır, ya kendi ayağıyla getirir.

@kimlanbu +1

kapısına dayanıp iste. ske ske verecek ciddi ol çekingen durma. kararlı dur sinirli dur.

'hediye'nin anlamını biliyor musun?

www.youtube.com

Aldığın hediyeler cok pahalıysa ya da senin işine yarayacak bir durumdaysa aç telefon ya da yüzyüze konuşarak iste.Ama kız vermek istemiyorsa nasıl alacaksın ki zorla? "Kıza pahalı hediyeler alırken ayrılacağını hiç düşünmedin mi ?" vermek istemiyorsa unut takma kafaya..

orospu kaltak fahise falan havalarda ucusuyor ama ne kadar kizgin olursaniz olun neticede bir zaman birlikte gecirmissiniz, o zamanlar karsiligini veriyormus ki hediyeler almissiniz. bu kizginlikla geriye alsaniz alsaniz babayi alirsiniz gibi geliyor, ben kizin yerinde olsam vermem de bu kadar laftan sonra.

kendini kandirma, hediyeleri mi gercekten istiyorsun, yoksa onun kotu hissetmesini, aci cekmesini mi? birincisi ise ara soyle. ama hediye bu yani... biraz ayip olmuyor mu?

madem nişanlanma kıvamına gelmişsiniz yerin belli kardeşim aile mahkemesi, karşılıklı evlilik vaadi oluşmuşsa nişanlanmış sayılırsınız hukuken ve nişanlanma sonucunda tüm hediyelerin iade edilme zorunluluğu vardır.

tüm derken maddi bakımdan iadesi mümkün, mektup şu bu olmayacak, kıymetli sayılabilecek şeyler işte. seve seve vermezse zorla verir.

ben eski sevgilinin yerinde olsam inadına atardım tüm hediyeleri çöpe. hediyenin geri istendiğini de ilk kez duydum. nişan bohçası bile geri istenmiyor artık.

ah ah yazık yurdum insanın düştüğü şu hale. bir hediye alayım var yok paramla o hanım olmadı ondan alayım bu hanıma vereyim olmadı satar yerim diye düşünüyorsaaaann... çok beklersin ben olsam geri vermezdim.

o ne yaa açlıktan ölsem isteyemem isteyen olursada o adamın üstüne kusarım tiksinççç

bırakmakla iyi yapmış senin gibi adamı.

adaptor konusunda sorun olmamasi lazim, universal adaptor. bence apple tamircisine gotur, istanbul'da kadikoy ve uskudar'da var.

İsinmadan kasit ne onu da bilmek lazim tabi. Bu sicaklarda acikcasi ipad bile isiniyor biraz normal de olabilir. Umarim buz gibi calisacagini ummuyordunuz.

mbp isinan bir alettir. ama birsey olmuyor. sanal makine ile beraber fanlar genelde 6000 devirde donerek 3 yildir kullaniyorum. gormedigi gunes kalmadi hala ayakta ve gayet saglam. lakin dizinizin uzerine koyup kendinizi yakmayin. :)

www.apple.com

bunu yukleyip dashboard dan cpu sicakligini ve fan hizlarini kontrol edebilirsiniz.

yok canım elbette buz gibi çalışmayacaktı ama nedense bende ona yakın bir intiba bırakmış, sanki etrafımdaki mac kullanıcıları hiç şikayet etmiyorlardı gibi :) toshiba'dan mac'e geçtim, daha ilk günden toshiba sıcaklığı görünce kuşkulandım sadece. helenart ve norwegian wood arkadaşlara ayrıca teşekkürler, şu widget'tan biraz takip edeyim, olmazsa üsküdardaki teknik servise giderim.

Yazın özellikle sol üst kısım gayet de ısınıyor, hatta klavyedeki tuşlardan sıcaklığı hissedebiliyorum. Acaba beklentileri biraz yüksek mi tutuyordunuz :) fan sesi azdır ama macbook pro'lar da ısınır.

Ben evde laptop standı, yanımda taşırken de vantuzlu ayaklardan kullanıyorum. Ergonomik sebeplerden dolayı ancak soğutmaya da faydası oluyor.

sanırım evet, beklentilerim yüksek olmuş olabilir :)

eğer içini rahatlatacaksa şuan mac'i dizime koyamıyorum, yanıyor. mac'te ısınır.
bildiğiniz gibi bilgisayarda olan herşey mac'te de var.

Sastim kaldim yorumlari okuyunca. Ben bir yildir macbook pro kullaniyorum, hic o kadar ciddi bir isinma sorunuyla karsilasmadim. alet hep normal sicakliklarda... el diz falan yakmiyor yani. buz gibi degilse de oda sicakliginda.

son update'ten sonra bazilarinin (kullandiklari uygulamalar) nedeniyle problem yasadigini okudum gerci bir yerlerde. onu da bir arastirin isterseniz servise gitmeden once.

kac derece sicaklıklar yazarsan bir terslik olup olmadığı anlaşılır.

bu arada @luin41 normal kullanımda o kadar da çok ısınmıyor evet, şu an oda sıcaklığında mesela.

oyun/render dedin mi ızgaraya dönüyor ama :)

@thepseudocoder, "hiçbirşey yapmadan feci ısınıyor" kısmını kaçırmışım ben, işlem gücü gerektiren bir şey olmadan o kadar ısınıyor ise bir sorun olabilir. gerçi afaki konuşuyoruz tabii, derece lazım arkadaşın dediği gibi.

bugün farkettim ki tamamı olmasa bile bir kısım sıcaklığa google chrome sebep oluyor. özellikle gpu da 10 derece, gpu diode'da 30 derece sıcaklık azalışı var. fanlar da rahatladı, artık seslerini duymuyorum. sanırım bir süre daha safari'de takılacağım, chrome'u çok severdim yazık oldu.

(bkz: zerrin özer)
(bkz: gönül/#1486204)

(bkz: leman sam)
www.youtube.com

@cokta cokoprens;

gönül'ler karışmış, bu fikret kızılok'un şarkısı, kimlanbu'nun aradığı değil.

@demcan, zerrin özer değil

seyyal taner olabilir mi? niyeyse çağrıştı.

sanırım en son ışın karaca da söyledi.

@in vino veritas, seyyal taner versiyonunu bulamadım, olabilir biraz dadaha bakınayım.

@zet, yok ışın karaca da değil.

33,45,78 lik plakları çalar, özetle alayını çalar.

edit : soruyu yanlış anlamışım, dahili speaker'ı yok gördüğüm kadarıyla, ses sitemine bağlaman lazım ya da bilgisayara.

bun bu kadar para vermeyin. değmez. biraz araştırın 200'e falan doğrudan mp3'e bile çeviren sd kart girişli modeller var. (başka marka) onları da ses sistemine bağlamanız gerek ama en azında bu kadar para vermezsiniz.

Haci bu dj pikabi, sadece muzik dinniyceksen sana gelmez bu. Ha iki tane alip house, trance mixliycem cilgin aticam diyosan o ayri

o kadar kucuk paketteki bomba ise sayet korkunc bir hasar veremez cevresine. o yuzden etrafi genisce bosaltilip kontrollu sekilde patlatiliyor.

fünye ile patlatınca paket ile birlikte bomba düzeneği de parçalandığı için gidip paketi kurcalamaktan daha güvenli. Bomba patlayabilir de, düzenek parçalanıp etkisiz hale de gelebilir.

Patlarsa şiddedi azalmaz ama insanlara zarar vermeyecek bir şekilde patlar, insanları uzaklaştırdıkları için.

Adı üstünde patlatmak bombaysa veya değilse içinde ne olduguna bakmadan patlatmak, herhalde plütonyum düzeneği çıkmıyor içinden

ünlü birisi miydi ?

@kimlanbu arkadaşımdı buradan ve duyuru chat grubundan. benim için ünlüydü işte

bi ara bi duyuru açıldı, kızın biriyle takılmak istiyorum ama duygusala bağlıyo, bi kere şeyedicem sonra aramıycam, tarzında. herkes duyuru sahibine yüklendi, borzoi farklı görüşler sergiledi, hafif tartışmalı durumlar oldu ama o yüzden banlendiğini de sanmıyorum doğrusu.

duyuru'nun chat grubu mu var? vay anasını sayın seyirciler.

Quantum teorisi oku, wikipedia'dan başlayabilirsin. Hatta önce bohr atom modelini arkasından quantum teorisini oku. Modern fizik dersini verir vermez resetledim kafamı.

bbc'nin atom diye bi belgeseli var. onu izle.

Şunları okuyun:
- "Maddenin Son Yapıtaşları", Gerard 't Hooft, Tübitak Yayınları,
- "Bir Ötesi Olmayan Kuram Düşleri", Steven Weinberg, Evrim Yayınevi.

"Güçlü kuvvet" lafı kötü bir çeviri. Onun yerine Ömür Akyüz "yeğin kuvvet"i tavsiye ediyor ve bence doğru yapıyor.

İHH ve türevi derneklerin vardır. Bu oluşumlara güvenmeyen gruptan değilseniz, sitelerine girip bakın.

saatgeceninonikisi +1... Kesinlikle çok iyiler. Örneğin Pakistandaki sel felaketinden sonra tüm kurumların aksine acil ihtiyaç olan bölgelere yardım ulaştırdılar. Net üzerinden yardım yapabiliyorsunuz. şu da çok önemli ki hangi projeye yardım etmek istiyorsanız seçebiliyorsunuz. katarak ameliyatına sponsor olup birinin görmesinisağlayabilirsin veya bir su kuyusu açtırabiliyorsun.

(bkz: www.cansuyu.org)

fet. hoca efendi hazretleri 10bin dolar göndermiş, istersen telefonla yardım edebiliyormuşsun, zap yaparken denk geldim sinirlerim kalktı.

deniz fen... pardon.

bakın sevgılı sozlukculer,
bırlesmıs mılletlerı fılan herseyı bosverın.

bır ulkenın ınsanı yardıma ıhtıyacı varsa, ulkesındekı Kızılay, Kızılhaç veya Kızılyıldız aracılıgı ıle uyesı bulundugu Uluslararası Kızılhaç - Kızılay Federasyonu'na uluslararası yardım talebınde bulunur.

Bu durumda yardım talebınde bulunan ulkeye yardım edılecekse bu yardım sadece yardımda bulunacak ulkenın Kızılhacı - Kızılayı tarafından yapılabılır.

Bunun harıcınde ıhh, denızfenerı, gunduzfenerı, kımse yok mu, vb. olusumlar sadece Kızılaycılık oyunu oynarlar.

Bu olusumların yaptıgı yardımlar sozde yardımdan oteye gıtmez, gıdemez.

Bu kurumların yaptıkları kısa ve net olarak, ınsan yasamını etkıleyen olaganustu durumların yasandıgı yerlere hıcbır resmı unvana sahıp olmadan(turıst olarak) bırkac kısı bır araya gelerek, uzerlerıne de amblemlı logolu bırseyler gıyerek gıderler, ınsan sayısının en az oldugu bır bolgede yapılabılecek en gosterıslı sozde yardımı, reklam yapmalarına ımkan verecek sekılde yaparlar ve bolgeden cekılırler.

Bu sozde ve gostermelık ınsanı yardım faalıyetlerı sırasında da Bayragımız'ı kullanarak Ulkemız'e olan bakıs acısının olumsuz yonde gelısmesıne sebep olurlar.

Bu olusumların yaptıgı yardımlar herhangı bır vatandasın arabasının bagajına bır cuval un ya da pırınc yukleyıp ben ınsanı yardım yapmaya gıdıyorumdan oteye gecmez, gecemez.

Bu yuzdendır kı sozde ınsanı yardım ulastırmak uzere cıktıkları gazze yolunda ısraıl ıle bızı zor duruma dusurduler.

Bu olusumlara herhangı bır maddı ya da manevı kaynak aktarımında bulunarak yapılabılecek en kotu seyı yapıyorsunuz.

Ne medyanın, ne bırlesmıs mılletler'ın oyunlarına gelmeyın, cıddı anlamda bır sıkıntı varsa bunun ıle ılgılı olarak ulkemızde Turk Kızılayı gereklı faalıyetı yurutur.

Yurutmedıgını dusunuyorsanız Ucretsız 168 Turk Kızılayı Bagıs ve Danısma Hattı aracılıgı ıle dusuncelerınızı dıle getırebılırsınız.

40tl?

kcal cinsinden

arabayı 40 km ittiysen çok.
arabada yiyip içtiysen (negatif anlamda) çok.
çok işte be hacı. :)

100 kalori yaktın diyelim. arabadan indin yemek yedin kaç kalori aldın

bilgisayarın karşısında 8 saat otururken yaktığınız kalori ile aynı kaloriyi yakarsınız. ha, arabayı sürerken dans falan ettiyseniz o başka.

50 kalori falandır ya en fazla. o kadar bile değildir.

f1 filotu olsan oldukça fazla olurdu ama binek otomobille kayda değe...ciddi misin ?!

otomatik vites degilse kuskusuz adale de yapmissinizdir.

ayrica kendimi tutamayarak, 1km/cal x 40 = 40 yapar.

www.novafeel.de

su siteye göre (almanca)45 dakikada (asagi yukari 40 km yapar) yaklasik 90 kalori yakiliyormus.
yanniz 80 kiloluk bi insana göre hesapladim.