Giriş
(4)

ABD'den gitar getirebilecek olan var mı?

aeolus
Bizimkisi fukara hayali.Var mıdır böyle bir babayiğit?
Bizimkisi fukara hayali.Var mıdır böyle bir babayiğit?
0
aeolus
(06.06.09)
celephais e bir mesaj at benden de bir selam soyle :)
0
asteroid b612
(06.06.09)
eğer böyle bişi mümkünse bende bişi getirtmek istiyorum , yanlız ekşi de yazar değilim eğer iletebilirseniz ve mümkünse çok makbule geçer şimdidden teşekkürler

busuta[et]gmail.com
0
busuta
(06.06.09)
email adresini yazarsan bir yontem tavsiye edecegim.
0
kadirsavun
(06.06.09)
🌸aeolus
(06.06.09)
(4)

ses efekti midir, ses filtresi midir ne halttır

kibritsuyu
özkan uğur'un sesini arçelik robotu çelik'in sesi yapan filtreyi arıyorum. hangi programla, hangi efektle bu sese yaklaşabilirim?
özkan uğur'un sesini arçelik robotu çelik'in sesi yapan filtreyi arıyorum. hangi programla, hangi efektle bu sese yaklaşabilirim?
0
kibritsuyu
(12.05.09)
adobe audition da bu efekti bulabilirsin => mechanic effect
0
anki06
(12.05.09)
önce konu hakkında biraz bilgi:

en.wikipedia.org

windows için bazı yazılımlar:

download.cnet.com
0
loststone
(12.05.09)
Kullanilan sey bir vocoder. Yapan arkadas hangi program ile yaptigini soylemisti ama unuttum. Herhangi bir vocoder isini gorur.
0
kurukafa
(12.05.09)
vocoderla bunu yapabilirsin. mantik soyle. normal konustugun sekilde bir ses kaydi olmasi gerek. ornegin "aksama eve gidegim" dedin ve bunu kaydettin. daha sonrasinda ise bir ses dosyasi olmasi gerek ki senin konusmani vocoder bu ses ile harmanlasin. ornegin bir piyano sesi olsun ve daha dun annemizin calsin. vocoder bu iki dosyasi birlestirip daha dun annemizin melodisi ile aksam eve gidecegim demeni saglayacak. simdi sen ne yapabilirsin fikir acisindan. yildirim sesi bulursun ve kaydedersin. daha sonrasinda tapin ulan bana kolelerim dersin. vocoder bu ikisini birlestirip yildirim sesi ile tapin ulan bana demeni saglar. vocoder surada belese var: www.freedownloadscenter.com
0
kadirsavun
(12.05.09)
(11)

Hınzır Doğum Günü Kartı

73727
arkadaşıma doğum günü hediyesi olarak bezbol sopası aldım(tabi ki bezbol oynaması için değil).muzip bir hediye olacağını düşünüyorum.en az o kadar nükteli bir doğum günü notu iliştirmek istiyorum paket içine.kendim birşeyler karaladım ama pek hosuma gitmedi.daha eğlenceli daha NÜKTEDAN birşeyler yaz
arkadaşıma doğum günü hediyesi olarak bezbol sopası aldım(tabi ki bezbol oynaması için değil).muzip bir hediye olacağını düşünüyorum.en az o kadar nükteli bir doğum günü notu iliştirmek istiyorum paket içine.kendim birşeyler karaladım ama pek hosuma gitmedi.daha eğlenceli daha NÜKTEDAN birşeyler yazarak yardımcı olabilir misiniz ?

NOT : arkadaş 19 yaşına bastı.cinsiyet erkek.kendi yakın arkadasınıza yazar gibi yazın lütfen.adı fırattır
0
73727
(30.04.09)
"oldu da evine hırsız girdi, onun kafasında kırman dileğiyle."
0
rectoa
(30.04.09)
"iyi günlerde kullan." demen dahi yeterli imayı verecektir.
0
jack of hearts
(30.04.09)
"bu sopa, bezbol sopası değildir, ben bilmiyorum ama sen doğrusunu öğren." :)
0
ombisome
(30.04.09)
güle güle kullan :)
0
pinking of you
(30.04.09)
"kullandıkça beni hatırla" yeterince muzip mi sizce =) yok mu daha güzeli yahu ?
0
🌸73727
(30.04.09)
fırat okuyosa bişi yaparım ki ben bunla yaz.
0
passion rules the game
(30.04.09)
"allahın yok senin olsun be fırat" yaz 2240'a gönder. Virgülü istediği yere koysun. Sopayı da..

"allahın yok senin, olsun be fırat."
"allahın yok, senin olsun be fırat."
0
ombisome
(30.04.09)
sopayı kastederek, "en kötü günümüz böyle olsun." da yazabilirsin.
0
jack of hearts
(30.04.09)
firat sopayi koyayim da tur at.
0
kadirsavun
(30.04.09)
"nice home run'lara."
0
tahsin sutcuoglu
(30.04.09)
Oncelikle bir karti alip ikiye katlayiniz, boyle kitap gibi, sonra kapak kismina "Firat bu sopa var ya bu sopa..." yaziniz, ic tarafina ise herhangi bir kutlama mesaji yaziniz. Kapaktaki yazinin devami olsun ama siradan olsun.
0
msb
(30.04.09)
(1)

balkonu pimapenle kapatmak

river
uzun ve dar klasik bir balkonun yarısını pimapenle kapatmak ortalama kaç liraya mal olur? yakında yaptıran, fiyat alan var mıdır acaba?
uzun ve dar klasik bir balkonun yarısını pimapenle kapatmak ortalama kaç liraya mal olur? yakında yaptıran, fiyat alan var mıdır acaba?
0
river
(25.04.09)
boy 3960 en 880 mm yukseklik 2690 mm, 5 pencereli, 1400 tlden 2300 tlye kadar degisen teklifler aldim.
0
kadirsavun
(25.04.09)
(7)

laptop sorusu

kibritsuyu
arkadaşlar, sabah darty'de gördüm, hem tasarımına, hem özelliklerine, hem fiyatına bayıldım.hp pavilion ng699ea dv6-1010şudur kendileri: http://www.darty.com.tr/e_commerce/NOTEBOOK-PC/HP/NG699EA-DV6-1010-p-26009-c-24.htmnasıldır iyi midir? özellikleri birkaç yıl idare edecek olsun, bir de bununki gi
arkadaşlar, sabah darty'de gördüm, hem tasarımına, hem özelliklerine, hem fiyatına bayıldım.

hp pavilion ng699ea dv6-1010

şudur kendileri: www.darty.com.tr

nasıldır iyi midir? özellikleri birkaç yıl idare edecek olsun, bir de bununki gibi (ama tasarımı aynen böyle sıfır ve entry tuşu büyük) ayrı mümerik klavyesi olsun istiyorum. nümerik klavyeli diğer bilgisayarları beğenmedim pek.

sorun çıkaran bir makine midir, pavilion'ların çok sorunlu olduğunu okudum hep sözlükten. gerçi her bilgisyar için yazılmış aynı şeyler ama bilemedim.
0
kibritsuyu
(25.04.09)
ben israr ile soyluyorum ki hpnin ozellikle pavillion serisi bes para etmez. bakmissin ama ben gene de bir kez daha sozlukte hp basligina bak ki hevesin kirilsin diyecegim, bile bile lades olmasin. bizim sirket icin aldigimiz 4 adet hp pavilliondan iki sene dolmadan geriye 1 tane bile kalmadi.
0
kadirsavun
(25.04.09)
ben hp aldım, akşam aldım akşam açtım akşam yanıyordu makina, performans da iyi değil. ertesi gün sabah geri verdim asus aldım, yani tavsiye etmem hp'yi. bir de Acerden uzak durun, gerisi şans artık.
0
alchemistt
(25.04.09)
asus x59sl aldım. kıçımda patladı. donup dutuyor. sakın ha sakın!
yazdıkça rahatlıyorum bunu şerefsizim.
0
domine deyus
(25.04.09)
pavillion'dan imtinayla gachınız...
genel olarak ise laptop için toshiba derim.
0
nalmes
(25.04.09)
alabiliyorsan viao al derim, sırasıyla dell ve samsung lara bakın.
0
bryan fury
(25.04.09)
dell öneririm
0
istenmeyenucuncukisi
(25.04.09)
ayrı numerik klavye istiyorsan packard bell bak. iki yıla yakındır kullanıyorum. gayet memnunum.
0
synick
(25.04.09)
(8)

Fotoğraf Yedekleme

november rain
Bilgisayarımda 7gb kadar fotoğraf var ve gün geçtikçe de sayıları artıyor. taşınabilir bir hdd olmadığından fotoları dvd'ye yedeklemeye çalışyorum. fakat en son hangi fotoğrafları yedeklediğimi de kontrol edemediğimden iş çığrundan çıkıyor. elimde aynı fotolarla dolu bir yığın dvd oldu. bu işi siz n
Bilgisayarımda 7gb kadar fotoğraf var ve gün geçtikçe de sayıları artıyor. taşınabilir bir hdd olmadığından fotoları dvd'ye yedeklemeye çalışyorum. fakat en son hangi fotoğrafları yedeklediğimi de kontrol edemediğimden iş çığrundan çıkıyor. elimde aynı fotolarla dolu bir yığın dvd oldu. bu işi siz nasıl çözüyorsunuz?
0
november rain
(21.04.09)
kadirsavun
(21.04.09)
@kadirsavun, önerdiğiniz sitede kullanabileceğimiz bir alan limiti var mı? Yani 20gb bile olsa fotolarımızı arşivliyorlar mı? Siteye baktım ama göremedim bir türlü.
0
cevaps
(21.04.09)
collectorz in ben movie collectorini kullaniyorum. o yuzden limiti bimiyorum. fakat basit bir index yapip, fotolarin da thubmnailini koyacaktir diye dusunuyorum. free trial var, bir indirin isterseniz. bunun disinda da faq altinda sunu buldum.

is there a limit to the number of entries in the database?
There is no hard set limit to the number of items you can enter.

5.000 to 10.000 items should be no problem at all. After that, you may experience slightly decreased performance when sorting, searching, etc... But this will of course depend on your computer configuration and your View settings (any Folder view is faster than No Folder mode, List View is faster than Image View, etc..).

Tip

In case you have a somewhat larger collection of Books, CDs, DVDs or Games, you may want to consider purchasing a barcode scanner.

We sell two types of barcode scanners, which will help you speed up cataloging.
These are the
Opticon OPN 2001 laser scanner as well as the simpler
Cuecat scanner.
0
kadirsavun
(21.04.09)
collectorz'a diyecek bir şeyim yok, ancak ms'in sky drive hizmetini tavsiye ederim, sanırım şu an 20 gb'lık bir alan veriyorlar, başlangıçta 5gb'tı daha da artar bu. resim veya başka dosylarını upload edebilirsin. istersen sadece kendin erişeceğin şekilde, istersen bir kısmını herkese ya da, sadece istediğin kişilere açman mümkün.
0
abtash
(21.04.09)
ben harici harddisk kullaniyorum, yaklasik 135 gb boyutunda raw format fotograf var.
0
dengesiz pamuk
(21.04.09)
noclone diye bir program mevcut aynı resimleri bulmaya yarıyor. deneme sürümünü indirip bilgisyarınıza kuruyorsunuz. sonra search kısmından jpg formatını seçip search diyoruz sonrasını noclone hallediyor birbirinin aynı resimleri bulup önünüze seriyor. tabi arama yapmadan önce arama yapmak istediğiniz dizini seçiyorsunuz.

belki bu programda işinizi görebilir. bilemedim şimdi.
0
akustik cinayet
(21.04.09)
ben de google ın picasa sını tavsiye ederim.
şahsen çektiğim fotoğrafları direk picasa üzerinden bilgisayara atıyorum. hem çok düzenli albümlenmiş oluyolar hem de küçük düzeltme, kesme, boyut küçültme gibi konularda çok pratik bir program.
En azından bundan sonra daha düzenli arşivlemeniz için yardımcı olur.
0
bipolar
(21.04.09)
fotoğrafları jpg compression işleminden geçirmeden tutarsan böyle olur bence.

ha profesyonel fotoğrafçılık yapıyorsundur, tut tabi sıkıştırmadan hiç. ama manasız bence.
0
mortifera
(21.04.09)
(2)

Otomatik Çalışacak Salyangoz Motor

sebeklik
Şimdi apartmanımızda 2 adet baca var. Bunlardan biri mutfak aspiratörlerinden çekilen havayı çatıdan dışarı atmak için. Diğeri şömine ve barbekülerden çıkan dumanı yine çatıdan dışarı atmak için. Her iki bacanın da tepesinde birer salyangoz motor var, bunlar sürekli çalışıyor ve evlerde koku olmamas
Şimdi apartmanımızda 2 adet baca var. Bunlardan biri mutfak aspiratörlerinden çekilen havayı çatıdan dışarı atmak için. Diğeri şömine ve barbekülerden çıkan dumanı yine çatıdan dışarı atmak için. Her iki bacanın da tepesinde birer salyangoz motor var, bunlar sürekli çalışıyor ve evlerde koku olmamasını sağlıyor. Fakat bunlardan dolayı apartmana yüksek miktarda elektrik faturası geliyor. Şöyle birşey olabilir mi? Yazın şömine filan kullanılmadığı için o motorun sürekli kullanılmasına gerek yok. Aynı şekilde diğerinin de. Bunları sadece bir duman veya koku geldiğinde çalışacak hale getirebilir miyiz? Var mı öyle sistemler?... Birisi şömineyi yaktığı zaman, yemek pişirdiği zaman anlayıp motorları çalıştırsın?
0
sebeklik
(21.04.09)
şömine-barbekü için bildiğin duman sensörü işine yarar, istanbuldaysan karaköye, ankaradaysan da ulus-konya sokak civarında bak. hatta internetten de duman sensörü diye aratınca bişeyler bulursun. kurulumu kolaydır sen bile kurarsın uzmana gerek yok.
aspiratör içinse, her daireye bir anahtar koyun ve yemek pişiren kişi aspiratörün pervanesini çalıştırınca, çatıdaki motor da çalışsın.
0
zubundy
(21.04.09)
ruzgar ile calisan ve baca aaspiratoru olarak adlandirilan bir malzeme var. elektrige gerek yok, ruzgar ile donuyor ve verimli calisiyor. surada buldum, baska yerlerde de olabilir.

www.demisisan.com
0
kadirsavun
(21.04.09)
(3)

polis akademisi serisi ve jones kişisi

kibritsuyu
arkadaşlar polis akademisi serisini hepiniz biliyorsunuz. bu serinin filmlerinde ağzıyla değişik sesler çıkaran jones diye bir karakter var hani. hah bugüne kadar polis akademisi serisini dublajlı izlemiş olan benim gibi kişiler fark etmiştir ki, bu arkadaş kafasına bant bağlayıp bruce lee moduna gi
arkadaşlar polis akademisi serisini hepiniz biliyorsunuz. bu serinin filmlerinde ağzıyla değişik sesler çıkaran jones diye bir karakter var hani. hah bugüne kadar polis akademisi serisini dublajlı izlemiş olan benim gibi kişiler fark etmiştir ki, bu arkadaş kafasına bant bağlayıp bruce lee moduna girdiği zaman ağzı şekilden şekile girmekte, orada acaip sesler çıkararak bir şeyler söylemekte ama biz dublajda saçma bir çeviri duymaktayız. yıllardır içimde uktedir. bruce lee modunda dövüşe hazılanırken ne diyor lan bu adam? senelerdir neden mahrum kaldık? çok komik bir şeyler söylüyor veya komik sesler çıkartıyor gibi duruyor ama biz dublajın insafına kalmış izliyoruz yıllardır.
0
kibritsuyu
(14.04.09)
www.youtube.com

toplama. bunda hepsi var. bant bagladigi zaman da jimi hendrixi yapiyordu, bruce lee yi baska bir zaman yapiyordu.
0
kadirsavun
(14.04.09)
www.youtube.com

bu da karate sahnesi, bundaki kafadaki banti atlamisim ben.
0
kadirsavun
(14.04.09)
aslında genellikle karate filmlerinde rastlanan bir dublaj sorunu alaya alınıyor, uzakdoğu dövüşçülerinin mimikleri ve ağızkalabalıklığıyla ingilizce dublajı arasındaki uyumsuzluk hicvediliyor.
yani mesela, çinli bir karateci; "kianjukiçanaimzayauvirata iiian mmuu aayyaa vuhhuu" diye beşyüz dudak hareketi yaparken ingilizce dublajda "you will pay this" geçince bir sürü sessiz dudak hamlesi gerçekleşiyor. aynı şey türkçe dublajda da çok olurdu eskiden. fakat son 15 senedir türkiye'de seslendirme sanatı kendini çok geliştirdi.
edit- burada kendi gösterisinde yapıyor aynı şeyi:
www.youtube.com
0
midesiz
(14.04.09)
(3)

Almanca bilen yazarlar 2

charlesbukowskiineksi
Yeğenimin Almanca dönem ödevi için çevrilecek 3 adet kısa yazı bulunmakta. Bi' el atsanız o kadar makbule geçecek ki anlatamam. Lise düzeyinde basit bir Almanca ile anlatılacak.Ayasofya Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 - 537 yılları arasında İstanbul'un tarihi yarımadasındaki esk
Yeğenimin Almanca dönem ödevi için çevrilecek 3 adet kısa yazı bulunmakta. Bi' el atsanız o kadar makbule geçecek ki anlatamam.
Lise düzeyinde basit bir Almanca ile anlatılacak.

Ayasofya
Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 - 537 yılları arasında İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bir katedraldir. 1453 yılında İstanbul'un Türkler tarafından fethedilmesiyle Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürülmüştür ve günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
• Dünya’nın en eski katedralidir
• Yapıldığı dönemden itibaren yaklaşık bin yıl boyunca (1520’de İspanya’daki Sevilla Katedrali’nin inşaı tamamlanana dek) dünyanın en büyük katedrali ünvanına sahip olmuştur. Günümüzde yüzölçümü bakımından dördüncü sırada gelmektedir.
• Dünya’nın en hızlı (5 yılda) inşa edilmiş katedralidir.
• Dünya’nın en uzun süreyle (15 yüzyıl) ibadet yeri olmuş yapılarından biridir.
• Kubbesi "eski katedral" kubbeleri arasında çapı bakımından dördüncü büyük kubbe sayılmaktadır.

Kız Kulesi
Kız Kulesi, hakkında çeşitli rivayetler anlatılan, efsanelere konu olan, İstanbul Boğazı'nın Marmara Denizi'ne yakın kısmında, Salacak açıklarında yer alan küçük adacık üzerinde inşa edilmiş yapıdır.
Üsküdar'ın sembolü haline gelen kule, Üsküdar’da Bizans devrinden kalan tek eserdir. M.Ö. 2475 yıllarına kadar uzanan tarihi bir geçmişe sahip olan kule, Karadeniz’in Marmara ile kucaklaştığı yerde minicik bir ada üzerinde kurulmuştur. Bazı Avrupalı tarihçiler buraya Leander Kulesi derler. Kule hakkında pek çok rivayetler bulunmaktadır.

Çırağan Sarayı
Çırağan Sarayı; İstanbul, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi üzerinde bulunan tarihi saray.
Haliç ve Boğaziçi’nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray, köşkleri ve yapıtlar için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların bir çoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan’da 1910 yılında yanmıştı. Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Sarkis Balyan’a yaptırılmıştı. 4 yılda 4 milyon altına mal olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. Yapımı için Avrupa devletlerinden borç alınmıştır.
0
charlesbukowskiineksi
(12.04.09)
St.Sophia
Byzantinischen Kaiser I. Von Justinian M.Ş. 532 bis 537 Jahre zwischen der historischen Halbinsel von Istanbul, das alte Zentrum der Stadt ist eine Kathedrale. Eroberung durch die Türken im Jahre 1453 in Istanbul von Sultan Mehmet dem Eroberer und heute in einer Moschee, die als Museum.
• ist der weltweit älteste Kathedrale
• Vergewissern tausend Jahren aus der Zeit (die Kathedrale von Sevilla in Spanien bis zum Bau 1520'de ist) ist der weltweit größte Kathedrale benannt haben. Heute ist der vierte in der Fläche.
• Welt am schnellsten (5 Jahre) ist die Kathedrale gebaut wurde.
• weltweit längste Zeit (15 Jh.) wurde zu einem Ort der Anbetung ist eine Struktur.
• Kuppel des "alten Dom" in Bezug auf die Durchmesser der Kuppel, als die viertgrößte Kuppel.

Girl Kulesi
Girl Kulesi, die verschiedenen Erzählung, die der Legende, in der Marmara-Meer in der Nähe des Bosporus in Istanbul, Salacak aus ist die kleine Struktur wurde auf der Insel.
Der Turm ist das Wahrzeichen von Üsküdar, Üsküdar ist ein Werk nur in einem, der aus der byzantinischen Epoche. BC Verlängerung bis zum Jahr 2475 mit einer Geschichte des Turms, in der Umarmung der das Schwarze Meer mit dem Marmara wurde auf der kleinen Insel. Einige europäische Historiker hier sagen, Leander-Turm. Es gibt viele Gerüchte über den Turm.

Ciragan Palace
Ciragan Palace, Istanbul, Besiktas Kreis, das sich auf dem historischen Ciragan Caddesi Palast.
Sultan zu den schönsten Plätzen in das Goldene Horn und den Bosporus und wichtige Leute Schlösser, Schloss, und wurde an die Arbeit. Im Laufe der Zeit, die meisten von ihnen sind verschwunden. Im Jahr 1910 in einem großen Palast neben dem Çırağan hatte. Im Jahre 1871 über einer älteren hölzernen Palast von Sultan Abdulaziz Palace Architekt Balyan'a Sarkis worden waren. 4 Jahre und unter 4 Mio. im Warenverkehr zwischen der Struktur der Holzplatte und der Decke, Wände waren mit Marmor. Europa hat der Staat für den Bau der Schulden.
0
kadirsavun
(12.04.09)
girl kulesi haha
0
kadirsavun
(12.04.09)
@ kadirsavun: google translate e ben de baktım daha önce ve artık ona chicken translate demeye karar verdim. teşekkürler yine de sağolasın
0
🌸charlesbukowskiineksi
(12.04.09)
(7)

Ankara'da güzel go kart nerede yapılabilir?

bitter cikolata
Başlangıç olarak belirteyim, ilk kez ekşi duyuruyu kullanıyorum, çok heyecanlıyım. Soruma geçecek olursak, bir yakınıma doğum günü hediyesi bulmakta zorlanıyorum. go kartı sevdiğini duymuştum. nasıl bir hediye olur sizce? Bir de Ankara'da genel tabirle "nezih", ne bileyim işte güzel pist nerede vard
Başlangıç olarak belirteyim, ilk kez ekşi duyuruyu kullanıyorum, çok heyecanlıyım. Soruma geçecek olursak, bir yakınıma doğum günü hediyesi bulmakta zorlanıyorum. go kartı sevdiğini duymuştum. nasıl bir hediye olur sizce? Bir de Ankara'da genel tabirle "nezih", ne bileyim işte güzel pist nerede vardır? adres telefon filan? fiyatlar nasıldır?
Ya da başka nasıl bir hediye olabilir? Offf, çok gerildim.
0
bitter cikolata
(06.04.09)
ataturk orman ciftliginde var. ben de bir kere orada kullandigim icin kalite acisindan karsilastirma yapamiyorum. eglenceli, fakat 3 tur attik 5 lira odedik, 5 dakika surmedi.
0
kadirsavun
(06.04.09)
aries arena çok iyidir. iki yerde var:

biri hipodromda (batıkent'in eryaman çıkışı). 1200 metrelik bir pist. virajlar ve düzlükler son derece güzel hazırlanmış.

diğeri gimat taraflarında. hipodrom kadar iyi olmasa da yeri daha merkezi.

fiyat en son on dakikası on lira şeklindeydi. google'da aries arena diye aratırsan pistlerin yerleri hakkında daha ayrıntılı bilgi edinebilirsin.
0
matthias coltrain
(06.04.09)
araştırmalarım sonucunda ariesarena diye biryer keşfettim. gidip görünce yorumlarımı da eklerim.
ama halen daha yartıcı hediye tekliflerine de açığım yani...
0
🌸bitter cikolata
(06.04.09)
Go kart seviyorsa kesin formula 1 de seviyordur. Eğer pahalı gelmezse maket formula 1 aracı alabilirsiniz.
0
redstreak
(06.04.09)
ahlatlıbel /çank. belediyesinde yapabilirsin... forum ankara'da yaparsın ama 2'side ankaranın diğer ucu..
0
yirttin gotumu sahin agam
(06.04.09)
kessinlikle aries arena. kefilim ben. valla.
0
elcezire exclusive
(06.04.09)
bu ariesarena da piknik bile yapılabilir dediler. beni mi yediler???
0
🌸bitter cikolata
(06.04.09)
(3)

Hayatını Yazmak..

dambil
Bunu yapacağım galiba. karar aşamasındayım. hayatımı yazmak istiyorum ama sorular var kafamda. hadi bakalım:1- hep kısa yazılar yazmaya alışmış bünye (kısa derken bir oturuşta, bir nefeste yazılmış yazılar) aralıklı yazı yazabilir mi? 2- daha önceden bir kere denemiştim. öncesi ve sonrasının birbiri
Bunu yapacağım galiba. karar aşamasındayım. hayatımı yazmak istiyorum ama sorular var kafamda. hadi bakalım:

1- hep kısa yazılar yazmaya alışmış bünye (kısa derken bir oturuşta, bir nefeste yazılmış yazılar) aralıklı yazı yazabilir mi?

2- daha önceden bir kere denemiştim. öncesi ve sonrasının birbiriyle alakası olmamıştı. bu bağlantıyı kurmak için ne yapılabilir.

3- kendi ağzımdan mı anlatsam daha iyi olur yoksa 3. tekil kişi olarak mı?

4- diyelim ki bitti bu yazı, insanlarla paylaşılmalı mıdır, paylaşılacaksa ne zaman paylaşılmalıdır?

5- daha önceden böyle bir şeye girişen olduysa öğütleri nelerdir?

6- eklemek istediğiniz bir şey varsa yazmaktan çekinmeyiniz. örnek: kafayı mı yedin, neden böyle bir şeye girişiyorsun.

şimdiden teşekkürler herkese..
0
dambil
(06.04.09)
bir süre biyografi, otobiyografi ve anı türünden yazılar okuyun.
0
babatema
(06.04.09)
aziz nesin'in boyle gelmis boyle gitmez serisini okuyabilirsin, ilk uc soruna sonrasinda kendin de yanit bulursun.
0
kadirsavun
(06.04.09)
1- Evet yazılabilir. Başlangıçta zorlasa da, kısa yazı yazmış birisi, hiç yazı yazmamış birisinden daha makbuldür. Özellikle episod episod bölünürse, yazar daha da rahatlayabilir.

2- Otobiyografi de olsa, bir kurgu ve çatışma öğesini ihmal etmemek gerek. Okuru ne sürükler, buna karar verin. Zaten hepimizin yaşadığı hayatın bir örneğini anlatacaksanız başarılı olamazsınız. Sizin özelliğiniz ne? Bize umut sarıkaya gibi hepimizin yaşadığı hayatın ayrıntılarını farklı bir bakışla mı sunacaksınız, yoksa pek azımızın yaşadığı bir hayat mı yaşadınız, ilginç bir hayat mıydı, olaylarla mı doluydu. Yoksa durum tarif etme ve tasvir üzerine çalışmak gerekebilir.

3- Bu soruya sağlıklı bir cevap zor. İki biçimin de farklı avantajları dezavantajları var. Bu sizin kuracağınız üslupla ilgili.

4- Yazım süreci boyunca eleştirmenliğine güvendiğiniz bir dost ve "sıradan okur" tabir edilen insanlarla iletişim halinde olmanız önemli. Yazarlığınıza doğrudan müdahale anlamında değil ama, sıkıcı pasajların sıkıcı olduğunun anlaşılması gibi önemli bir görev üstlenirler.

5- dozunda okumak ve daha çok yazmak. devamlı yazmak.

6- kolay gelsin.
0
anadolu
(06.04.09)
(14)

bu volvolar niye böyle ucuz?

rentts1
soru yukarda örnek aşağıdaörnek:http://www.sahibinden.com/_97_volvo_s40_en_ust_donanim_mutlaka_inceleyiniz_-70WQQaXQQ10140669WQQpXQQdisplayitemnot:ötv ile alakası yok ötv den önce de fiyatlar böyleydi.
soru yukarda örnek aşağıda
örnek:
www.sahibinden.com
not:ötv ile alakası yok ötv den önce de fiyatlar böyleydi.
0
rentts1
(24.03.09)
- ikinci el piyasasi yok
- bakimi, yedek parcasi pahali
- vergisi fazla

ben de arabayi degistirmeyi dusununce ilk aklima ikinci el volvo geliyor. kalitesine gore fiyati az kaliyor.
0
kadirsavun
(25.03.09)
adam neredeyse 1 sene önce vermiş o ilanı. ikinci el piyasasını düşün işte.
0
teritori
(25.03.09)
yok ikna olmadım. tanıdığın volvosu var 2. el daha masraf çıkarmadı diyo 1 sene oldu. vergi konusunu bilemiyorum ama vergisinin tofaş kadar düşük de olmayacağını biliyorum (doğan, şahin) ama o kadar da olsun volvo ya biniyosun.
0
🌸rentts1
(25.03.09)
ikinci el fiyatını etkileyen bir numaralı etken yine ikinci el fiyatıdır. volvo da girmiş bir arkadaşımız bu kısır döngüye.

ya ayrıca bu araba 12 yaşında araba. 97 model dediğine göre 96 çıkışlıdır, etti 13. eski bir araba yani.
0
teritori
(25.03.09)
97 model 280binde daha ne bekliyorsunki pahalı bile.bunun 1-2 seneye kadar çıkartacağı masrafı bu fiyatı katlar bile.
0
buffy de vampir sayilir
(25.03.09)
buyrun 2003 model GS plakalı, hem de ilan da eski değil.
www.sahibinden.com
haydi buna ne demeli?
0
🌸rentts1
(25.03.09)
volvo o kadar üstün bir araç değil. örneğin en son kasa s40 larda kullanılan dizel motor citroen in üretimi bildiğim kadarıyla. c4 te kullanılanın aynısı yani.
0
hevipeyra
(25.03.09)
rutin servis masrafı başka ithal otomobillerden fazla değil, hatta 5 sene boyunca azına sçtık aracın bana mısın demedi yani çok da dandik sayılmaz ama benzerlerine oranlarına daha çok yakan bir otomobil.
0
tasa oturma soguk ceker
(25.03.09)
volvo maalesef sadece meraklısının bindiği, ikinci eli en kötü arabadır. benim vardı oradan biliyorum. üçotuz paraya satabilmiştim.
0
trocero
(25.03.09)
hem benzinli hem otomatik. içer bu benzini. ondan ucuz.
0
unoktad
(25.03.09)
tamamen ikinci elinin çok zor satılıyor olmasından ve yedek parçalarının çok pahalı olmasından..
0
alkolikfedai
(25.03.09)
volvo s40, hele o gösterdiğin kasası, bildiğim kadarı ile volvo'nun kendisinin bile utandığı bir araç.
bilinen volvo marka imajı ve fiyatları ile hiç alakası yok. vakti zamanında sıfırları da ucuzdu, misal bir toyota corolla veya honda civic neyse aşağı yukarı fiyatı oydu o senelerde.

yani klasik iyi markaların dönem dönem içine düştüğü, "büyük kitlelere satalım biraz kaliteyi düşürelim, sürümden kazanalım, marka piyasada daha çok görünsün" stratejisinin ürünü. bu araçtan sonra klasik volvo fanları volvo'dan soğudu. volvo gibi volvo olan s60, s70'leri satamamaya başladılar diye biliyorum.
ikinci elini, problemini bilmem. ama içine binip 2-3 kilometre kullanınca 13.000 lira bile etmesini sorgulayacağım son derece vasat bir araç göreceksin. o zaman da neden 13.000 diye sormayacaksın. içerideki plastik malzeme ve işçilik olsun olsun fiat palio kadardır, bir volvo'da aranacak hiçbir kalite unsurunu bulamazsın hemen hemen.

kısacası volvo falan değil o araba. o yüzden ucuz.
0
delikan76
(25.03.09)
280bınde ve 12 yaşında ve benzinli ve üstüne üstlük otomatik. Çok bile istiyo
0
Merwish
(25.03.09)
s40 ın 2009 model sıfırı 44 milyar ötv pazarlık desen 40 a alırsın kaç para olmasını bekliyorsun anlayamadımki?
0
buffy de vampir sayilir
(26.03.09)
(5)

İngiliz Kahvaltı Şeysi

nalmes
İngilizlerin böyle tost ekmeğinin içini oyup yımırtalı mımırtalı kızarttığı bir yiyecek var ya, hah! Onun adını bi deyin bakayım...
İngilizlerin böyle tost ekmeğinin içini oyup yımırtalı mımırtalı kızarttığı bir yiyecek var ya, hah! Onun adını bi deyin bakayım...
0
nalmes
(24.03.09)
sozluk.sourtimes.org

french toast, yumurtali ekmek, balik ekmek
0
kadirsavun
(24.03.09)
poached eggs mi yoksa eggs benedict mi ?
0
denizsabun
(24.03.09)
"cici papa"
0
cedilla
(24.03.09)
oscar goes tooo....
ermanen
thanks
0
🌸nalmes
(04.04.09)
(3)

Organ Nakli Sonrasi Kontrol - Tedavi Unitesi / Poliklinigi

kadirsavun
Hastalarinin karsilasacaklari problemler (organ reddi, karaciger fonksiyon test sonuclarinin yuksek cikmasi gibi) ile ilgili standartlasmis prosedurleri olan (deneme yanilma yontemi uygulamayan), doktorlarinin bilgisine guvenebilecegim, isini ciddiye alan doktor ve hemsirelerin calistigi bir organ n
Hastalarinin karsilasacaklari problemler (organ reddi, karaciger fonksiyon test sonuclarinin yuksek cikmasi gibi) ile ilgili standartlasmis prosedurleri olan (deneme yanilma yontemi uygulamayan), doktorlarinin bilgisine guvenebilecegim, isini ciddiye alan doktor ve hemsirelerin calistigi bir organ nakli poliklinigi bulunduran hastane ariyorum. Sehir Ankara ama Istanbul da gerektiginde olabilir.

korkum su ki boyle bir yer yok.
0
kadirsavun
(24.03.09)
başkent hastanesi'nin adı eskiden, başkent üniversitesi'nden falan önce "türkiye organ nakli ve yanık tedavi hastanesi" idi. zamanının ötesinde bir hastane idi yani bildiğim kadarıyla. prensipleri hala aynı mıdır bilmiyorum ama isterseniz doktorlarıyla bir görüşün.
0
kibritsuyu
(24.03.09)
kesinlikle baskent hastanesi, bu konuda isinin ehli olan doktorlara sahiptirler, gozun kapali guvenebilirsin.
0
fnac
(24.03.09)
baskent ile gecmisim 8 sene kadar. bu duyuruyu acma sebebim baskent hastanesi. duygusal bagi bir yana birakirsam:

1. gozu kapali guvenilebilecek bir yer kesinlikle degil. atilan adimlari takip etmek ZORUNDASINIZ. hayati onemi olan iki hatalarini (benim ile ilgili) ben duzeltmek zorunda kaldim.
2. soruda degindigim protokol yok.
3. hastanenin isleyisi Haberal'in hastanede yoklugunda yavsiyor.
0
🌸kadirsavun
(24.03.09)
(5)

atari tabancası

bir yudum homo sapiens
bu tabancanın çalışma prensibini bilen var mı?
bu tabancanın çalışma prensibini bilen var mı?
0
bir yudum homo sapiens
(17.03.09)
simdi o uçan ördek vurulan oyun üzerinden gidersek, ördeklerin oldugu kısımlarda ışığa duyarlı diyot (fotodiyot oluyo) varmıs. o tabancadan ışık yansıyınca ekrana eger ördege denk gelirse tv de saniyelik bi ekran beyazlaması oluyomus hatta. denk gelme sırasında olayın mekanizması ters işliyodu ama o ara tıkınmakla mesgul oldugum icin tam kavrayamamışım :)
eger anahtar kelimeleri dogru seçip google da aratırsanız bir sürü kaynak bulabilirsiniz gibi geliyor bana.
0
avifa
(17.03.09)
(bkz: duck hunt)
tetiği çektiğinizde ördeğin olduğu yerde insan gözünün algılayamacağı bi sürede (tek karede) bi beyazlık çıkar. eğer doğru nişan almışsanız tabanca bu farkı anlar ve vurmuş olursun. tabancanın içinde mercek ve foto diyot vardır.

edit: yukarıda cevap verilmiş ben yazarken ama öyle değil. tabancadan ışık çıkmaz.
0
yazar k
(17.03.09)
generic
(17.03.09)
peki diyelim ki ben baska bir televizyona yarim saniyelik aralikarla gidip gelen beyaz goruntu verdim. oyun calisirken ben tabanca ile o beyaz ekrana ates ediyorum, ordek vurulmus olur mu?
0
kadirsavun
(17.03.09)
@kadirsavun, bu prensibe göre olması lazım
0
yuto
(17.03.09)
(7)

kart bedeli

quinza
axess kredi kartım için akbank yaklaşık 35 liralık bir kredi kartı kullanım bedeli çekmiş hesabımdan. bazı kişilerden duymuştum, arayıp 'bu bedeli ödemek istemiyorum kartımı iptal eder misiniz' diye blöf yapınca kredi kartını iptal ettirmedikleri gibi kart bedelini de hesaba geri yatırıyorlarmış. be
axess kredi kartım için akbank yaklaşık 35 liralık bir kredi kartı kullanım bedeli çekmiş hesabımdan. bazı kişilerden duymuştum, arayıp 'bu bedeli ödemek istemiyorum kartımı iptal eder misiniz' diye blöf yapınca kredi kartını iptal ettirmedikleri gibi kart bedelini de hesaba geri yatırıyorlarmış. ben de aradım bankayı, 'kartınızı iptal etmeden önce bu bedeli ödememe isteğinizi alıp, bedelin geri ödenme imkanının olup olmadığını araştırıp size geri dönelim, aldığınız cevaba göre iptal etmek isteğinizi yenileyebilirsiniz' dediler. ertesi gün cebime bir mesaj geldi 'sözleşme gereği geri ödeme yapılmamaktadır.' şeklinde. geri ödeme yapılmıyorsa bu adamlar nasıl geri aldılar paralarını? şimdi ben blöfü devam ettirip kartı iptal ettirmek istediğimi söyleyeyim mi? yoksa tekrar aramayayım öyle kalsın mı?

p.s. kart ihtiyacım yoğun değil, ayda kartla bir iki alışveriş anca yapıyorum. faydalı olduğu zamanlar da var tabi ama olsa da olur olmasa da olur yani.
0
quinza
(11.03.09)
geri odeme yapiliyor, arayin iptal etmek istediginizi soyleyin ve daha sonra da asagidaki ornekteki gibi bir dilekceyi subeye ve genel merkeze fakslayin. aynisini yaptigimda ucreti geri odedikleri gibi ek bonus da verdiler. (worldcard)

YAPI KREDI BANKASI A.Ş.
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NE


Konu : Kredi kart yıllık üyelik ücreti hk.


Hamili olduğum xxxx xxxx xxxx xxx nolu kredi kartından 2009 yılı xxx ayına ait Hesap Bildirim Cetvelinde 35 YTL. kredi kartı yıllık üyelik ücreti kesildiğini öğrenmiş bulunuyorum. Hesap Bildirim Cetveli ile kesilen yıllık üyelik ücreti, 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 6. maddesinde düzenlenen " Sözleşmelerdeki Haksız Şartlar" hükmü ve ilgili yasal düzenlemelere aykırıdır.

Yukarıda saydığım nedenlerle 2009 yılı xxx ayına ait Hesap Bildirim Cetvelinde yer alan yıllık üyelik ücretine itiraz ediyor ve talep edilen ve kesilen 35 YTL kredi kart yıllık üyelik ücretinin bir sonraki hesap bildirim cetvelindeki tutardan mahsubunu talep ediyorum. Aksi halde yasal yollara başvuracağım hususunu bilgilerinize sunarım. Saygılarımla.



XXXX XXXX

İmza
0
kadirsavun
(11.03.09)
yiyen de var yemeyen de.

akbank bana da "35 lira için bir şey yapamayız ama 25 lira chip para verelim" dediler. istemem, ücreti de silin, kartı da iptal edin dedim. ücreti geri verdiler, kartı da iptal ettiler.

yapı kredi "tabi efem iptal edelim" diyip kartı iptal etmeden ücreti geri verdi. ama ben bir dahaki sene uğraşmamak için kartı da ayrıca iptal ettirdim.

garanti bankası hiçbir blöfü yemedi. bonus falan bir şey de

kadirsavun'un dilekçesi süpermiş. yapayım bunu garanti'de. teşekkürler.
0
kibritsuyu
(11.03.09)
sizden paralarını geri alma konusunu anlamadım. banka sadece kart ücretini size borç olarak yansıtır. ve isterse ters bir hareket girerek bunu iptal eder. şu sıralar hiç bir banka bireysel kart müşterisini kaybetmek istemez.
siz yine arayın. az çıkışın; falanca banka almıyor böyle bir şey siz niye böyle yapıyorsunuz, illa iptal mi ettirmemiz lazım kartı falan diye.
a)kart ücretini iptal ederler (düşük ihtimal, yazdıklarınıza göre pek verimli bir müşteri değilsiniz anlaşılan)
b)puan yüklerler
c)belli bir ciro taahhüdü karşılığı puan yüklemesi yaparlar
0
surprise
(11.03.09)
blöf yaptığında kartına chip para yüklüyorlar. altı ay kapatmama garantisi veriyorsun. ben en azından yarısını kurtarmıştım bu şekilde.
0
detroitli kizil
(11.03.09)
yapı kredi ve akbank, kestikleri ücretleri geri ödemediler, birden fazla kez aradım, dilekçe yazdım, nafile. yasal bir kesinti bu, ödemiyoruz filan dediler. halbuki akrabalarımdan ikisininkini geri ödemişti yapı kredi. galiba harcama durumuna göre adam seçiyorlar. ikisini de iptal ettim, rahat ettim. ha, ödeseler daha güzel olurdu, orası ayrı.
0
hicazkar
(11.03.09)
benim de başıma geldi bu olay, iptal ettirdim.ama ben sözleşmeye yazmıştım kart mart ücreti ödemem diye gerçi akbank çamura yattı sizin sözleşmeniz yok gelin sözleşme yapalım diye.

Olduuu



Cebit Türkiye fuarının tam çıkışıydı, Akbank çalışanı bir kişi kredi kartı isteyip istemediğimi sordu.Ben de yüksek lisans için 4 taksit yapan Akbank ya daYapı Kredi Bankalarından birisinden kredi kartı çıkaracaktım. Hazır burada bunları bulmuşken kartımı çıkartayım istedim.Hem kartı 10 dakikada vereceklerini söylediler hem de herhangi bir kart aidatı alınmayacagını söylediler.

Söyledikleri gibi kartımı 10 dakika içinde çıkartıp bana verdiler.Ben kendilerine okulun şu kadar tuttugunu bana bu tutarın altında bir limti verilirse kartı almayacagımı söyledim.Ayrıca kredi kartı sözleşmesine hiç bir şekilde kredi kartı aidatı, hesap işletim ücreti alınmayacagını bu bedelleri ödemeyecegimi kendilerine sözlü olarak belirtmemin yanında sözleşmeye el yazısı ile ekledim ve imzaladım.


Gel zaman git zaman tam okul taksitleri bitti derken 35 TL kredi kartı ücreti geldi.Tabiki de kuzu kuzu ödedim, bankadaki görevlileri aradım hiç bir şekilde yardım edemeyeceklerini söylediler, iki kez itiraz ettim fakat herhangi bir gelişme yok.Normal şartlar altında sen bankanın kredi kartı aidatı oldugunu biliyor ve bunu kabul ediyorsan banka senden bunu alır.Bu bankanın hakkıdır.Fakat bu şekilde çalışanı tarafından bu şekilde kandırılmak hiç hoş değil.Serbest piyasa kurallarına göre bu da doğru değildir.Dava falan açsam kesin kazanırım ama bankanın bana verdigi para puanlar bu benden istenen kredi kartı ücretini geçtigi için şimdi söz etmiyorum fakat bu tutarı kullandıktan sonra bankayı arayıp kartımı iptal ettirecegimi söyleyecegim.

Geçen cuma günü hsbc’deki kredi kartımı iptal ettirmek için bankaya gittim.Orada telefon bankacılıgında görüştügüm kişi neden kredi kartımı iptal ettirmek istedigimi sordu ben de kart ücretinden dolayı dedigimde kişi hemen 2008deki 35 tl kart ücretini iptal ettigini hesabıma bu tutarın eklenecegini.Fakat 2009 nisanda 30 tl kart ücretinin tekrar alınacagını söyledi ben de iptal ettirmekten vazgectim.Fakat nisanda tekrar itiraz edecegim alırlarsa o parayı tekrar iptal ettirecegim.

Bunu Akbank’a da yapacagım.Bu hafta para puanlarımı kullanıp bankaya kartı iptal ettirmek istedigimi söyleyecegim.Bu banka denilen sermaye piyasalarının olmazsa olmazı kuruluşlar malesef bu kart ücretleri konusunda pek düzgün davranmıyor ve kafasına göre işlem yapıyor.

Sözleşme şartlarına uymayan, sözleşmeyi kendisine göre yorumlayan Akbank gibi rezil bankalar oldukça ne bizim serbest piyasa ekonomimiz düzene oturur ne de Akbank dünyadaki bankalarla yarışa girebilir.

Olay böyle oldu,

Daha sonra bankadan mail geldi.

Bankadan bir mail geldi.Sözleşmemi bulamamışlar, demekki benim el yazımla olan sözleşmeyi hiç ettiler ve gelip yeni sözleşme imzalamamı istiyorlar.İtiraz etmesem 35 tl hiç olacaktı.Bunlar terbiyesizler.Serbest piyasanın düzenini bozuyorlar.Bence siz de itiraz edip kullanmama tehdidinde bulunun ama bu tehdit falan enreye kadar.
Kredi kartınıza ait sözleşme talebiniz Bankamızca incelenmiştir.
13.06.2003 tarihinde, 4822 sayılı yasa ile değişen 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca, bu tarihten önce basılan kredi kartlarında sözleşme olması şeklinde yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Kredi kartınızın 11.10.2008 tarihinde kullanıma açıldığı tespit edilmiş olup Bankamız kayıtlarında sözleşmenizin mevcut olmadığı belirlenmiştir.
Kredi kartınıza ait sözleşmenizin bulunmaması sebebi ile en kısa sürede şubenizden kredi kartı sözleşmesi imzalamanız gerekmekte olup konu hakkında şubenize bilgi verilmiştir.
Yapılan inceleme sonucunda kredi kartınıza yansıtılan üyelik ücreti iade talebinize olumlu yanıt verilerek ilgili tutar kartınıza iade edilmiştir.
Saygılarımızla,
Bize Ulaşın
444 25 25
www.akbank.com
0
liberal
(11.03.09)
Eğer bankayı aramanıza rağmen kart ücretini iade etmiyorsa tüketici hakları mahkemesine gidin. Daha önceki kazanılan davalar dolayısı ile kaybetme gibi bi şansınız yok zamanında bi banka bunu yargıtaya götürüp davayı kaybetmişti...
0
selimse
(12.03.09)
(8)

elektro gitar çalmayı geliştirmek istiyorum, bi el atıverin.

fuck milk get beer2
merhaba arkadaşlar..elimde bir "fender stratocaster" gitar var. "sağlam, klavyesi rahat, güzel gitar" diyor çalmasını bilip, çalan arkadaşlarım.. bi de randall marka dandik amfim var..ben 10-12 tane şarkının (çoğu metallica şarkısı, kolay olduğu için :p) riflerini falan çalabiliyorum.. solo atmak fa
merhaba arkadaşlar..
elimde bir "fender stratocaster" gitar var. "sağlam, klavyesi rahat, güzel gitar" diyor çalmasını bilip, çalan arkadaşlarım.. bi de randall marka dandik amfim var..

ben 10-12 tane şarkının (çoğu metallica şarkısı, kolay olduğu için :p) riflerini falan çalabiliyorum.. solo atmak falan yok daha.. "anam babam" usulü ile, "amele" usulü ile guitar pro dan tablarına bakarak öğrendim.. tab okumayı biliyorum.. tabi fingering'ler falan mutlaka yanlıştır.. mesala serçe parmaği hiç kullanmıyorum..
ama uğraşınca oluyor.. çalamayacağim bir şey değil şu gitar denen alet, belli bu..

uzun zamandır ders almayı düşünüyorum, ancak maddi yetersizlikler dolayısı ile bir türlü ders alamıyorum.. alamayacağim da sanırım, belli oldu..
ben de "bari kendi kendime yapmaya çalişim" dedim ama korkuyorum da.. çünkü "bi yanlış yola saptın mıydı, teknikleri yanlış olarak alıştırırsan parmaklarına öyle gider, düzeltmesi zor olur" diyor herkes..

şimdi sorum şu ki; ne yapmam gerekiyor? nerelerden başlamam gerekiyor?.. direk şarkılara mı gireyim.. yoksa gamlar, teknikler falan mı öğrenmem lazım.. elimde troy stetina'nın speed mechanics isimli metodu var.. mp3 leri de var.. 0'dan başlıyor olarak farzedin beni (ki öyle de aslında), önümüzdeki 1 ay boyunca çalişmam gereken şeyleri söyleyebilir misiniz mesala?..

olayın teorik bilgisini, tekniklerin neler olduğunu (tapping, sweep picking, diğer pickingler vs.) teorik olarak biliyorum..

benim istediğim şey gitarda solo atmak.. amacım bu.. heavy metal solosu da olabilir.. bir david gilmour solosu da olabilir.. solo'yu çok seviyorum.. "akor basmak" denen olayı pek sevmem.. ama mecbur öğrenmem gerekiyor galiba..

teşekkürler şimdiden ;)
0
fuck milk get beer2
(04.03.09)
bora uslusoyun gitar metodu vardı. ismini unuttum ama yanında cd side olduğundan epey yararlıydı. benim tavsiyem edin derim. bu arada solo atmayı seviyorum akoru sevmiyorum demişsin. bundan kaçış yok ritm gitarist olmasan bile öğrenmende yarar var. uzun süre emek verip işin solo kısmı yürümüş ama ritm kısmında aksadığını farkedersen çok uğraştırır sonra.
0
la grande
(04.03.09)
evet bir arkadaşım daha, ki kendisi baya profesyonel, konserlere çıkıyor, o da bora uslusoy'un metodunu al demişti..fiyatı da 12 ytl civarı.. pdf olarak bulabilir miyim acaba nette şu anda.. kızılaya gittiğimde de alırım ama ne zaman giderim kızılaya artık, kim bilir..
0
🌸fuck milk get beer2
(04.03.09)
Gercekten sıkı ritm bilmeden solo partisyonlarına vs. asılma derim. Sonucta iç içe gidiyo onlar. Sonracıgıma serce parmagı kullan eger kullanmamaya alısırsan ileride cok ugrasırsın. ben para biriktir derim, Taksim- Tünelde en cok 15-20 milyon civarı ders veren iyi adamlar bulabiliyosun. Çünkü yanlış başlarsan ileride toparlamak çok zor olur. (bkz: serçe parmak)

Sarkı mı, gam mı, falan mı, filan mı diyosun. Bence gamlara hic girme. Sarkı falan calıs sonucta ileride gircegin gamlardan vs.lerden olusuo cogu riff ve solo. Ama biryandan el alıstırmaları falan calıs. İnternette bulursun. www.ultimate-guitar.com mesela.

Kolay gelsin
0
thehole
(04.03.09)
Gitar çalmak veya herhangi bir enstrüman çalmak metod kitaplarına bakılarak öğrenilebilecek bişey değil.Görmek lazım bazı şeyleri.(kendi fikrim.)

Ayrıca solo çalmak istiyorsan teknikleri iyice öğrenmelisin.İnternetten video izleyerek,çalışarak bunları öğrenebilirsiniz.Benim sana önerilerim,
Selim Işık->www.youtube.com / www.gitardersivideo.com
Yaklaşık 10'ar dakikalık videolar var.Her derste ayrı bir teknik(tapping,legato,picking,harmonikler vs.) anlatılıyor.Ayrıca gitara yeni başlayanlara neler yapması gerektiğini anlatıyor.Forumda videoları bulabilirsin.

Justin Sandercoe->www.youtube.com / justinguitar.com
Bu yabancı arkadaşda London Music Institute'de öğretmen.Yine teknikleri anlatıyor,gitar ekipmanlarını tanıtıyor.İngilizcen varsa gerçekten iyi bir kaynak.
0
prometheus
(04.03.09)
ingilizcem gayet iyi.. sorun olmaz..
verdiğiniz linkleri bookmark yaptım.. her birisine bakacağim..
ankarada yaşıyorum, ancak burda da var 15 ytl ye falan ders veren kaliteli hocalar..
ancak ders almak zor gibi, en azından şu dönemler..

bir metoda bakarak öğrenilmez, görmek lazım düşüncesine şiddetle katılıyorum ancak gene de bi metod kitabı almak istiyorum, bora uslusoy demiş arkadaş, bir başka arkadaşım da bora uslusoy demişti..

www.borauslusoy.com
linkteki hangi metodu alayim sizce ;)
teşekkürler..
0
🌸fuck milk get beer2
(04.03.09)
ben Progressive
SOLO GİTAR METODU yla çalışmıştım ki hepsini bitiremedim tembellikten. ama isme kanma ritm açısındanda çok iyi egzersizler var. bu arada bu kitap serçe parmak olayına ilaç gibi gelir. hatırladığım kadarıyla steve vai, satriani gibi ustaların egzersizlerindende yararlanmıştı bora uslusoy bu kitabı hazırlarken. ingilizcem iyi demişsin, internetten onların egzersizlerinede ulaşabilirsin.
0
la grande
(04.03.09)
ben de ankaradayim. email adresim bu [email protected]

buraya bir mesaj atarsan malzeme konusunda ve teknik destek konusunda yardimci olabilirim
0
kadirsavun
(04.03.09)
peki teşekkürler..
"progressive solo gitar metodu"nu ben kızılaya çıktığımda alırım..
ayrıca yukarıdaki "prometheus" arkadaşın verdiği www.gitardersivideo.com isimli site çok güzel.. 2 saattir oraya takılıyorum, forumlarında sormuşlar baya.. videolar da çok güzel..

justinguitar.com da süper.. hatta brian may falan tebrik etmiş adamı.. orayı da sömürücem :)) daha sonra ama o.. :))
0
🌸fuck milk get beer2
(04.03.09)
(10)

park sorunu, dükkanın önü

supuki
yasal haklarını sonuna kadar bilen ve kullanan sözlükcü arkadaşlara bi sorum var.bakkal olsun berber olsun bir milyonlukcu olsun kafe olsun bunlar sacma sapan tabelalar otoban kukası falan koyarak mağazanın dükkanın önüne parkı engelliyorlar şimdi bu arkadaşların buna hakkı varmı?örneğin ankara fili
yasal haklarını sonuna kadar bilen ve kullanan sözlükcü arkadaşlara bi sorum var.
bakkal olsun berber olsun bir milyonlukcu olsun kafe olsun bunlar sacma sapan tabelalar otoban kukası falan koyarak mağazanın dükkanın önüne parkı engelliyorlar şimdi bu arkadaşların buna hakkı varmı?
örneğin ankara filistin caddesinde son aylarda dakika başı kafe açılması sonucu park yeri kalmamış durumda bir de valet parking den bozma üç beş değnekçiyi dükkan önüne koyup eline de iki tane park etmeyiniz levhasıyla bütün sokağı kapıyorlar bu yasal mı buna hakları var mı yasal mı kafe başına 2 park yeri 3 park yeri gibi kural falan var mı?
0
supuki
(03.03.09)
yok, ama gidip de "hakkin yok" dersen "hassiktir lan ordan" derler, ki ona da haklari yok.
0
polifonik osuruk
(03.03.09)
istanbul mecidiyeköy' de bir iki kere nerdeyse kavgaya varacak derecede tartışmışlığım vardır bu tip esnafla. biraz anlayış işi bu. örneğin dükkanına un gelecek fırın varsa 1-2 saatliğine kapatır onu anlarım ama manav 24 saat boyunca mal gelecek der mi yahu?! eğer sokakta park yasağı yoksa ve kendine güveniyorsan hafif sert çıkmak işe yarayabiliyor bazen.
0
hevipeyra
(03.03.09)
esnafla yine anlaşılır da bu bahsettiğim caddede iş çığrından çıktı açıkcası uğraşmayı düşünüyorum
0
🌸supuki
(03.03.09)
bu itlerle uğraşmak lazım aslında ama ne yapılabilir. belediyeye haber versen bugün geliyor, belki sembolik ceza kesiyor, belki görmezden geliyor. ertesi gün yine başlıyorlar yer tutmaya. hayır ben de inatlaşayım, kukasına tepip arabayı koyayım, adamlara "hakkınız yok, koyuyom aha işte" diyip koyayım diyorum ama arabaya zarar verirler diye de korkuyorum. sonuçta ben bırakıp gideceğim ama adam her dakika orada.
0
kibritsuyu
(03.03.09)
öyle bir kural tabi ki yok da, arabanın da ağzına sıçabilirler.
orospu çocukluğu mu, evet.
emniyetten bilmem neden de dayın amcan yoksa yapacak bişey de yok.
0
domine deyus
(03.03.09)
basima gelen bir olayi paylasmak istiyorum bu noktada. arabayi parkettim, isimi halledip geri geldim. bir taksici amca (50 yas ustu) eliyle agaca astigi ve kartondan yaptigi taksi park yeri trafik levhasini gosterip oraya parkedemeyecegim konusunda beni ikna etmeye calismisti.

bu cesareti nereden buluyorlar anlamak ne mumkun.
0
kadirsavun
(03.03.09)
yaptıklarının aynısını yapmak gibi fantazilerim var aslında.

mesela kadisavun'un dediği taksi durağı levhası gibi "kibritsuyu'na özel park yeri" diye bir karton yazıp park edince yandaki ağaca da ben asayım. dönünce adam taksi levhasını gösterirse "aha bak bu da benim levham. burası benim park yerim" diyebiliriz.
0
kibritsuyu
(03.03.09)
arabanın zarar görme riski var tabii o kötü poliste bişey yapmıyor ki inanılır gibi değil adam arabaya zarar verse bile 2 günde dışarda
0
🌸supuki
(03.03.09)
senin arabanı kaldırıma, yola parketme hakkın olduğu kadar, onun da orayı kapama hakkı vardır :)
0
plainwalker
(03.03.09)
aynı sorunu ben de yaşıyorum, apartmanların ilk katları hep dükkan, esnaf oldu bizim orada da, arabayı koyacak zerre yer yok gündüzleri.. insan sinir oluyo, eve birşey çıkaracak oluyo vs. vs. tartışıyosun bir işe yaramıyo. burası dükkan önü diyo, e benim de evimin önü diyorum, deli etme adamı diyo, çıldırıyodum. insanlar böyle cinnet geçirip adam öldürüyo heralde, velhasıl ev ve işyerleri böyle iç içe olduğu sürece bu iş böyle gider. ben de bırakamamıştım arabayı çünkü kroların birşey yapacağı çok açıktı. o senin arabana bişey yapacak, sen onun dükkanına yapıcaksın, bu böle sürüp gidecek kan davası gibi. istanbulun iyice boku çıktı vesselam. kültür, saygı, insanlık yerlerde... sıçtılar içine her yerin..
0
faideli bilgiler
(03.03.09)
(5)

Park Sorunu

kahvegibi
Şimdii, gıcık olduğum bir şey var. Sizinle paylaşıp fikrinizi alayım dedim.Çalıştığım plazanın otoparkında yer olmadığı için, plazanın etrafında değnekçiye bırakıyoruz arabayı. Bazı günler, akşam bi iniyoruz, arabanın önüne, servisçiler park etmiş. Ara ki bulasın. Buna karşı ne yapılabilir? Adamın l
Şimdii, gıcık olduğum bir şey var. Sizinle paylaşıp fikrinizi alayım dedim.

Çalıştığım plazanın otoparkında yer olmadığı için, plazanın etrafında değnekçiye bırakıyoruz arabayı. Bazı günler, akşam bi iniyoruz, arabanın önüne, servisçiler park etmiş. Ara ki bulasın.

Buna karşı ne yapılabilir? Adamın lastiğini pıçaklan yarmak, egsozuna patates sokmak filan dışında. Polisi arasak gelip çekerler mi? Kime şikayet edicez? Ne yapıcaz?

Namaste
0
kahvegibi
(03.03.09)
servisciler çalışanlar için orada, 10 dakkadan fazla kalmazlar zaten, srun neden servisciler oluyor da size park yeri sunmayan plaza olmuyor ? veya ben yanlış anladım..
0
alchemistt
(03.03.09)
ben defalarca kez polise (155) sikayet etmis biri olarak soyluyorum, hicbir ise yaramiyor. gonderiyoruz cekiciyi diyorlar, nerde cekici diye arayinca yolda diyorlar fakat tamamen oyalama. yalniz gecen bir arkadasim polisi aradiginda ben yuzbasi x diye kendini tanitinca bir ekip gelip ceza yazdi. ilginc, denemeye acik.
0
kadirsavun
(03.03.09)
işte sorun şu ki, bu plazanın içinde bir sürü iş yeri var.o işyerlerinden birinin servislerin hareket saati 6:30. oysa biz 6:00'da hatta bazen trafiğe kalmamak için 5:45'te çıkıyoruz. adam o saatte gelip önümüze park etmiş oluyor.

Plaza bize park yeri sunamıyor. çünkü yer yok.
0
🌸kahvegibi
(03.03.09)
serviscilik yapan biri olarak olay şöyle;

arabaların bağlı oldugu firma polise aylık para verir, büyük sorun olmadıkca polis dokunmaz onlara, ki normalide bu çünkü iş yerleri servis firmaları ile anlaşıyor ama onlara iş çıkışı için yer söylemiyor...

neyse, size şunu söylim, orda servis araçlarının şoförlerine değilde, bağlı oldukları firmanın yetkilisi olur nerdeyse hergün gelir, o kişi ile konuşursanız sorununuza çözüm bulur muhakkak, mesela siz şuraya park edin biz buraya, şu saatten sonra arabaların gelmesini sağlarız gibi mekana göre çözüm üretirler.

ancak emekçi insanlar servisciler, kabahat onlarda değil temel olarak.
0
alchemistt
(03.03.09)
alchemisst'e katılıyorum, servis sorumlusu kimse ona söyleyin, bunların hepsi genelde taşerondur, bir servis şirketine bağlıdır. oranın sorumlusuyla çözemezseniz durumu, bir üstüne, o da olmadı genel müdüre iletin durumu. fotoğraf çekin, saati ve tarihiyle olsun. elinizde kanıt olsun ki bir gün gelip "biz bi kere parkettirdik oraya" diye karşınıza çıkmasınlar.

veya servislerin park etmediği bir sokakta (iki sokak arkada, ileride vs) bırakın arabayı derim. yoksa başka çaresi yok, değnekçilerden bi yardım beklemek anlamsız, servis sürücüleri de iş yerine en yakın yere parketme durumunda.
0
zkurmus
(03.03.09)
(5)

Ankara'da Sağlık Karnesine Öğrenci Onayı Nereden Yaptırılır?

cpi wpi
babamın SSK'sından faydalanmaya devam edebilmem için çeşitli periyotlarla sigorta müdürlüğü gibi tam olarak neresi olduğunu bilmediğim bir yerlere gidiyordum. ve fakat bunu 5 yıldır yaşadığım ankara'da hiç yapmadığım aklıma geldi.özellikle bunu daha önce ankara'da yaptırmış olan suserlaradır sorum:
babamın SSK'sından faydalanmaya devam edebilmem için çeşitli periyotlarla sigorta müdürlüğü gibi tam olarak neresi olduğunu bilmediğim bir yerlere gidiyordum. ve fakat bunu 5 yıldır yaşadığım ankara'da hiç yapmadığım aklıma geldi.

özellikle bunu daha önce ankara'da yaptırmış olan suserlaradır sorum: ankara'da bu onayı nerede yaptırabilirim? bu sorunun spesifik cevabına ulaşamazsak ankara'da SGK'nın SSK'lılarla ilgili birimi hangisidir bunu bilen varsa yardımlarını rica edicem.
0
cpi wpi
(01.03.09)
sıhhiye den...
mithatpaşa caddesinden..
sgk binası var kocaman...
0
fuck milk get beer2
(01.03.09)
maps.google.com

tam olarak burdan arkadaşım..
"a" harfinin olduğu yer.. ;))
0
fuck milk get beer2
(01.03.09)
emin olmak için tekrar soruyorum, hasta halimle yanlış bi yere gitmek istemiyorum da. bana "ulucanlar caddesindeki ssk çankaya sigorta müdürlüğünden yapacaksın" gibi bi cvp verilmişti zamanın birinde. sen daha önce yaptırdın mı bu dediğin yerden aynı işlemi?
0
🌸cpi wpi
(01.03.09)
saglik karnesine ogrenci onayi yaptirmadim fakat kayip saglik karnesi cikartma ve daha sonrasinda baska birisi icin saglik karnesi alma islemlerini ulucanlarda hallettim. muhtemelen gitmen gereken yer ulucanlar.

google map linki vermeyi beceremedim. Altındağ, Ulucanlar Cd, Turkey anahtar kelimelrini girerek bir arama yaparsan zaten ssk cankaya sigorta mudurlugunu goreceksin.
0
kadirsavun
(01.03.09)
ben yaşım 18'i geçtiği için bir adet öğrenci belgesi ile bu google map de gösterdiğim yere gittim..

ve 1 senelik izin açtılar.. her sene tekrarlanıyor bu.. okuduğunu ispatlaman lazım babandan düşmemen için..

yani evet.. bu gösterdiğim yerden daha önce bu işlemi yaptırdım..
ama gene de sen bilirsin.. ben yaptırdım ordan..
0
fuck milk get beer2
(01.03.09)
(9)

Türkçe

oldu görüşürüz
hayırlı cumartesiler. benim `tdk` ile derdim var. türkçe'yi çok seviyorum. onsuz yapamıyorum. türkçesiz geçen yurtdışı günlerimde türkçe konuşan birini görsem abuk sabuk şeylerden bahsederek konuyu uzatıp daha çok türkçe konuşmaya çabalıyorum. bunu bir ihtiyaç olarak algılayınız.şimdi geçiyorum soru
hayırlı cumartesiler. benim tdk ile derdim var. türkçe'yi çok seviyorum. onsuz yapamıyorum. türkçesiz geçen yurtdışı günlerimde türkçe konuşan birini görsem abuk sabuk şeylerden bahsederek konuyu uzatıp daha çok türkçe konuşmaya çabalıyorum. bunu bir ihtiyaç olarak algılayınız.

şimdi geçiyorum sorularıma:

1) tdk dışında, türkçe'nin gelişmesini, törpülenmesini, yayılmasını, güçlenmesini vb hedefleyen/destekleyen kurumlar var mıdır? varsa adreslerini verin çayı koysunlar gidiyorum.

2) bu sorular daha önce de aklıma gelmişti ama az önce şöyle bir başlık görünce yazmaya karar verdim: "Beşiktaş ve çevresinde kaliteli bir French press alabileceğimiz yer bilen??". şimdi konuyu britanya'nın köpeğiyim ondan ingilizce konuşuyorum'a getirmeyeceğim elbet, french press nedir inanın bir bilgim yok, herhalde bir mutfak gereci filandır. sorunun içini de okumadım. ama belli ki türkçede karşılayan bir ismi yok ki arkadaşımız başlıkta genel kullanılışını alıp yazmış. sorum şu: biz şimdi böyle oturup tdk'nın buna türkçe bir isim vermesini mi beklemek zorundayız? ardından "abi ayaklı götürgeçli çok amaçlı bıdıbıdı demiş adamlar çok komik yuh yaa hahah" gibi iğrençliklere katlanmak zorunda mıyız? (o lafları edenler zaten "duyulduğunda kaçma isteği uyandıran bilmemneler" başlığında çokça incelenmiş)

demek istediğim; diyelim ben bugün gidip "türkçe kelime bulma kurumu" kursam; bürom filan var, sonra o french press için "rororo" gibi bir şey uydurursam, bu da çok kullanışlı olsa, kelimeyi yayma garantisi de versem; beni dinleyenler çıkar mı? çıkması için ne yapmalıyım?

evet bitti. lütfen "dil kendi kendine gelişir, şöyle olur, kabul görür, böyle olur, canlı bir varlıktır" vb cevaplarla gelmeyiniz. ulaşmak istediğim hani nasıl "bundan sonra ytl demiyoruz, geçti, tl diyoruz. " gibi bir durum olduğunda herkes uyuyorsa, yine güçlü bir kurum tarafından yabancı isimler veya mevcut bir kelimenin farklılaştırılması "emredilirse" başarılı olunabilir mi?

öpüyorum.
0
oldu görüşürüz
(28.02.09)
kelime bulma konusunda sizin bulduğunuz ya da kendi deyiminizle uydurduğunuz kelime akılda kalıcı kolay ve o gerecin yaptığı işi karşılıyorsa o kelime zaten kendiliğinden yayılır.
0
cumingsoon
(28.02.09)
şahane soru.

benim de tdk ile derdim var. bir sürü de entry girdim konuyla ilgili. yabancı kelimelere buldukları karşılıklar, gerçekten de kendileriyle dalga geçirtmek için bulunmuş gibi. yani "çok oturgaçlı götürgeç" gerçek bir karşılık değil, espri amaçlı uydurulmuş, ama bıraksan tdk'yı, hakikaten de otobüse "çok oturgaçlı götürgeç" der. zira yüzyıllardır "ataş" diye kullandığımız 4 harfli yazması, okuması, söylemesi, akılda tutması kolay kelimeye "tutturgaç" diye çince bir karşılık bulabiliyorlar. bir sürü örneği var bunun. french press tek içimlik filtre kahve yapmaya yarayan bi alet ve türkçesi yok. bıraksan buna da gaçlı guçlu bir şey bulurlar. ya da salak bir kısaltma (faks kelimesine belgegeçer diyip, ondan sonra da uzun bulup belgeç yapmak gibi) "kahveyapar" ya da "kahvesüzer" giye bir karşılık bulur, sonra da kısaltır "kahyap", "kahsüz" gibi rezalet bir kısaltma yaparlar. kimse de tutmaz. allahaşkına kaçımız faks'a belgeç, email'e elmek diyoruz? tutacak kelimeler bulamıyorlar. french press'e rororo desek daha çok tutar.

destekliyorum ve bir atılımınız olacaksa yanınızdayım.
0
kibritsuyu
(28.02.09)
french press için tek kelimelik bir karşılık yok bildiğim kadarıyla. mesela, bana birisi sorsa "french press mi, o da ne?" diye, "filtre kahve yapılan alet" falan diye açıklamam gerekiyor. bu tip durumlar tamamen kavramın, toplumun kültüründe var olup olmamasıyla ilgili. japonların sake içtiği minik kasenin onlarda en az bir ismi vardır, ama bizde yok, çünkü bizim kültürümüzde böyle bir gereç yok. hani derler ya, eskimolarda kar önemli bir şey olduğu için, kar anlamına gelen bilmem kaç kelime var diye, böyle bir durum.

günümüzde bu tip kavramlar/nesne isimleri, bizde kullanılmaya başladığında yabancı dildeki isimleri ile benimseniyorlar. bence bunun sebebi teknoloji ve iletişimin gelişmesiyle yabancı kültürlerin çok kolay izlenebilir, ulaşılabilir olması. Bu benimseme sürecinde anglosakson kültürün baskınlığı olduğunu gözlemliyorum. sizin verdiğiniz örneğe bakarsak, fransızlar french press için "cafetiere" kelimesini kullanıyor ama bizde yerleşen ingilizcesi oluyor. bir kez yerleştiğinde de yerine türkçe bir kelime yerleştirmek zor. bu konuda tdk'nın en büyük başarısının, "bilgisayar" kelimesini tam zamanında üretmek olduğu söylenir, yoksa büyük ihtimal hepimiz bu alete kompütür diyor olacaktık.
0
mermaid
(28.02.09)
söyleniş, okunui, yazılış kolaylığına falan hiç dikkat etmiyor tdk. halka nasıl daha kolay gelir diye de düşünmüyor. bilgisayar gerçekten tam zamanında bulunmuş bir karşılık. ama 20 senedir kullanılan, artık piyasadan kalkmak üzere olan "faks"a belgegeçer demek için çok geç kalındı. bi de gegeçe falan diye okunması zor. kısaltıp belgeç de yapsan şu saatten sonra kimse tutmaz.

bazı kelimelerin illa ki türkçe kelimelerle karşılanmaya çalışılmasını da anlamıyorum. tek bir türkçe kelimeyle karşılanamayınca 2-3 türkçe kelimeyle açıklanıyor, uzun gelirse ilk harflerinden kıslatılıyor. ya da yaptığı işin sonuna "-gaç -geç" getiriliyor. bu türkçe değil ki. şahsen yapı ve kural itibariyle türkçeye daha uygun olan yabancı kelimenin kullanılmasını tercih ederim. yani french press'e kahve süzdürgeci, kahve yapacı falan gibi bir şey deneceğine "kafetiyer" densin, bu şekilde girsin dilimize tercih ederim.
0
kibritsuyu
(28.02.09)
bilgisayar kelimesi ve bu alandaki bircok terim icin (bkz: aydin koksal)

su anki tdk'nin durumunu ben de pek ic acici bulmuyorum, ama zamaninda iyi isler yapmislar gercekten.

bir de guzel bir ironi (bunun da duzgun bir turkcesi yok ama yerlesmis, guzel olmus. istihza da guzel gerci) ornegi (bkz: milli produktivite merkezi)
0
lykos
(28.02.09)
bu düsünceniz, devlet destekli, bol gönüllülerden cok güzel bir proje olur.
hatta madem bu kadar ilgilisiniz, baslangic olarak konu ile alakali kisileri bir araya toplayici bir site de olusturulabilir.

bir diger mevzu ise, karsilik üretilen kelimelere bir sekilde tinisal olarak sempati mi duyulmuyor, serde tembellik mi var ayri bir konu. örnegin almanca´da yabanci kelimelere illaki bir karsilik bulunmus bu zaman kadar. lakin son yy esiginde onlarda da gözle görülür ciddi yabanci kelime kullanimi var. ancak almanca´da uzun kelimelere hic de soguk bakilmamis, yazim da ve sözlü anlatim icinde yerlesik olarak kullaniliyor. bu hususa deginis sebebim, bu bizde bulunan uzun kelimelere sicak bakilmayisinin, baska sebepleri oldugunu düsünüyorum. lakin diger bazi arkadaslarin da degindigi gibi türk dili tetkik cemiyeti zamaninda türetilen kelimerin kalitesi müthistir. bugün o sekilde saglam, hizli ve tutarli kelime türetilmeyisinin sebebini de dil yüzünden degilde de, dile hakim insanlarin azligindan kaynaklandigini saniyorum.

sadede gelirsek, her dil güzeldir bizim de hamurunda yoguruldugumuz bu dil, heran gelistirilmeye muhtac.
genel anlamda, konu ciddiye alinsa müthis seylere imza atmak pek ala mümkün.
0
aheste cek kurekleri millet uyanmasin
(28.02.09)
bu konuda dil derneği önemli ve ciddiye alınan bir kurumdur. www.dildernegi.org.tr adlı internet sitesi mevcut.

dille sıkı uğraşı olan birisi olarak benim de tdk ile derdim var. bu konuyla ilgili sözlük'te de birçok "entry" girdim.(bak yine ecnebicesini kullandık. girdi desek şuna. veya giri) tdk ile ilgili temel sorunlardan birisi tutarsızlığı. bunun kökeninde de 1980 darbesinden tdk'nın yapısıyla oynanması yatıyor. ben tdk'nın yayınlarına güvenmiyorum. imla kılavuzu olarak bu konuyla ciddi ilgilenen herkesin yaptığı gibi ana yazım kılavuzu'nu, sözlük olarak da darbeyle yapısı değiştirilmeden önceki son sarih tdk sözlük çalışması olan 1983 tdk türkçe sözlük'ü kullanıyorum. bunun ışında can yayınları'ndan çıkma ali püsküllüoğlu'nun sözlüğü iyidir. ayrıca merhum andreas tietze'nin simurg'dan çıkma etimolojik türkçe sözlüğünün tamlanmasını da - her ne kadar ölümünden sonra yıllar sürecek olsa da - dört gözle ve sabırla beklemekteyim.

dilin gelişmesi için yapılması gereken temel şey onu kullanmak ve bilmek. söcüklerin türemesini sağlayan şey temelde akademik, bilimsel ve edebi alanda onun kullanılmasıdır. bunu sağlayabilmek için de insanlara iyi bir dil eğitiminin verilmesi gerekir. yurtdışında eskiden latince ve klasik yunanca eğitiminin verilmesinin sebebi insanlar entelektüel çalışmaya girdikleri zaman gereksindikleri sözcükleri türetebilsinler diyedir.
türkiye'de ise dil yeterince kullanılmadığı için - yani yaratıcı entelektüel çalışma yeterli olmadığı için - iş tdk'ya kalıyor. dolayısıyla bu halkın kullanımı ve sözcük türetmesiyle bulunacak bir şey değil. bugün halkın kullandığı temel gereçleri karşılayacak belli başlı sözcükler zaten var. asıl mesele felsefe, sosyal bilimler, fen bilimleri, özellikle yurtdışından alınan teknoloji, edebiyat vb. alanlardaki sözckülerin türetilmesi.

bu da aslında sorunun sadece bir kısmı. türkçe sorunları hep ideolojik bir bakış açısından ele alınmakta. türkçe'nin zenginleştirilmesi - daha doğrusu yoksullaşmaktan kurtarılması - düşünülmemekte. bugün beğenmediğimiz ingilizcesnin sözvarlığı türkçe'den çok daha geniş olanaklar sunuyor. öztürkçeleştirmek bir çözüm değil, pek çok kere ayakbağı olabiliyor. örnekse tercüme etmek yerine çevirmek dediniğiniz anda bu dilde bir daraltmadır. daraltmanın sebebi çevirmek sözcüğünün zaten başka anlamlara gelmesidir. siz bugün "açık" dediğiniz sözlükte açık sözcüğünün yüzlerce anlamı vardır. nüanslar hatta temel ayrımlar belirsizdir. konuşmayı her tarafa çekebilirsiniz. bizim bir tek sözcükle karşılamak zorunda olduğumuz birbirinden farklı kavramları elin oğlu 50 farklı sözcükle belirgin bir şekilde ayırabiliyorsa burada dilin sözvarlığı açısından bir yoksulluğu var demektir.

türkçe'de öztürkçecilik veya osmanlıcacılık sığlığını aşamadık. beri yanda "bırakınız geçsinler" duruyor. "bırakınız geçsinler" dediğiniz anda bırakalım o zmaan başka dil konuşalım! bu da çözüm değil. o zaman temel ilke bir dilin kendi sözvarlığından yararlanarak dili olabildiğince zenginleştirmek olamlıdır. bugün disk sözcüğü türkçe'de zaten kullanılan bir sözcük. siz tutup da discplayer yerine bir sözcük aradığınızda buna tekerçalar demek abes. diskçalar demek daha mantıklıdır. pratiktir, dili gereksiz bir sürü anlamdaş ve ikircil sözcüklerle hantallaştırmaz, yoksullaştırmazsınız. örnek: yeni hava iş kanunu tasarısında uçuş personeli yerine uçucu personel denilmiş. uçucu? uçucu madde gibi yani. bu dili kısırlaştırmaktır. aynı sözcüğpe birden fazla kavramı bindirip dili hantal ve yoksul kılmaktır. çünkü dilimin sınırları dünyamın sınırlarını belirler! (bkz: ludwig wittgenstein)

ben dile çok kafa yoran birisiyim. bu konuda sürekli çalışıyorum. yazdığım metinlerde dilin olanklarını kullanmaya, akla yatkın yeni yollar arayıp zenginleştirmeye gayret ediyorum. dil kullanıla kullanıla gelişir. ama halktan önce yazarlarca, entelektüellerce, akdemisyenlerce... tabii bunu yapan adamların da dili bilmeleri gerekmekte.bunda bir kurumun da katkıları olur. ama şu anki "darbe yemiş" tdk bunu gerçekleştirmekten yoksundur. bileşik sözcüklerin yazımı konusunda bile tutarsız ve çelişkili bir tutum içinde olan şimdiki tdk'dan medet umulamaz. öte yandan "ne kadar orta asya kökenli olmayan sözcük varsa topunun köküne kibritsuyu" diye oktay sinanoğlu gibi yalınkılıç ve kör dvüşüyle saldırıya geçenler de bana salt mantıksız bir milliyetçilik içindeler gibi gelmekte. hiçbir dilde sadece safkan sözcüklerle konuşamazsınız. olanaksızdır! bu yüzden türkçeyi zenginleştirmede öztürkçecilik adına sözcük ırkçılığına gidilmemelidir.

ancak ben yine de türkçe'nin kendi sözcük dağarcığından devinim sağlanarak devinim kazandırılmasından yanayım. dışarıdan gelme gereçlere ait sözcüklerse işin sadece bir boyutu. bugün iki önemli sorun varsa onlardan birisi dilin yoksul bir biçimde temel kavram nüanslarından yoksun olmasıdır. bir diğeri ise dışarıdan gelen sözcüklerin artık türkçe imlaya bile uydurulmadan dil içinde kullanılmaları. french press deneceğine frençpres dense ona bile razıyım neredeyse.
0
beccaria
(28.02.09)
bana sorarsaniz tdk kadar biz de sucluyuz. kibritsuyunun orneginden gidiyorum, faksa belgegecer demeliyiz. nedeni de gercekten gecen bir belgenin olmasi. aklima ilk gelen ornek almanlar ve onlarin nerede ise dunyada standartlasmis kelimleri kendilerine gore cevirmeleri. ornegin televizyona fernsehen diyorlar ve bu fern ve sehenden olusuyor. biraraya gelince uzaktan izlenen gibi bir anlam cikiyor (almancam yok denecek kadar az, birebir ceviriyorum). peki biz televizyon icin uzaktanizlenen diye bir tamlama olustursak kacimiz bunu kullanir? olusturulan kelimenin soylenis kolayligi kadar o kelimeyi bilmeyen icin ifade ettigi anlam da onemli. yani belgegecer deyince bunu faks ile iliskilendirmek hic zor degil.
0
kadirsavun
(28.02.09)
@kadirsavun: ilişkilendirmek zor değil zaten. öyle bir açıklamalı kelime ki ne olduğu şıp diye anlaşılıyor. yani biri bana "tutturgaç" dese ataş demek istediğini anlarım. ama ataş gibi sade, güzel bir kelime dururken sırf fransızcadan gelmiş diye bundan rahatsız olup "yooh bu gavırca. olmaz" diyip dört harfli iki heceli mis gibi kelimeyi, dokuz harfli, üç heceli acaip bir kelimeye dönüştürmeye ne gerek var.

bel-ge-ge-çer. 10 harfli, dört heceli. ortadaki heceler de ge ge diye tekrar ediyor. upuzun bir kelime. karşılığı ne? "faks". raks gibi, dans gibi türkçe olarak kabul edilmiş kelimelere ne kadar da benziyor. ama yok olmaz. ingilizce bu. illa türkçe olacak. isterse 20 harfli karşılık olsun, yazması da söylemesi de garip olsun, ama türkçe olsun.

yabancı kökenli tren sözcüğüne espri olsun diye "alttan tüttürmeli üstten öttürmeli götürgeç" denmesini hiç acaip karşılayamıyorum bu yüzden. valla bıraksan buna benzer bir karşılık bulurlar. ha duyunca tranden bahsedildiğini anlıyorum ama sadece anlıyorum. kimse benden böyle karşılıkları (gerçek olanlarından bahsediyorum bu esprilerden değil) benimsememi beklemesin.
0
kibritsuyu
(28.02.09)
(8)

organ bağışı hakkında sorular

kibritsuyu
sevgili arkadaşlar. organ bağışı ile ilgili kafama takılan birkaç şey var.1. bu işi yaşarken yapabiliyoruz değil mi? yani bir yere gidip ben organlarımı bağışlıyorum diyip öldükten sonra organlarımızın alınmasını sağlayabilir miyiz?2. bu şekilde yapıldığında, allah korusun öldüğümüzde, bizim organla
sevgili arkadaşlar. organ bağışı ile ilgili kafama takılan birkaç şey var.

1. bu işi yaşarken yapabiliyoruz değil mi? yani bir yere gidip ben organlarımı bağışlıyorum diyip öldükten sonra organlarımızın alınmasını sağlayabilir miyiz?
2. bu şekilde yapıldığında, allah korusun öldüğümüzde, bizim organlarımızı bağışladığımızı nasıl anlıyorlar? yanımızda bağış kartı taşıyormuşuz. ama düşünün ki trafik kazası. cüzdanım cebimde mi duruyor sanki? hemen ceplerimi mi karıştırıyorlar? nasıl biliyorlar organlarımı bağışlamış olduğumu? böyle hastane veritabanında falan çıkıyor mu?
3. vicdani durum canımı sıkıyor. yani yaşarken organlarımı bağışlamış olmam bana organ bekleyen hastaların "şu bi ölse de organlarını alsak" diye düşündüklerini düşündürtüyor. yani sürekli ölmemi bekleyen kişiler varmış, ya da ağır yaralıyken "nasıl olsa bundan sonra adam olmaz bırakalım da ölsün, en azından organları işe yarar" diye düşünen birileri olduğu sanrısı içindeyim. böyle midir hakikaten? boşa mı rahatsız oluyorum bu düşünceden?
4. en güzelinin yakınlarıma söylemek, "ben ölürsem organlarımı bağışlayın" demek olduğunu düşünüyorum ama ne zaman bu konuyu açsam "allah gecinden versin sus ağzından yel alsın tövbe tövbe allah korusun cüccük (kulak çekme) taktaktak (tahtaya vurma)" şeklinde tepkiler alıyorum. ki allah gecinden versin, başıma kötü bir iş gelse eminim ki bu dediğimi hatırlamayacaklar. ne önerirsiniz ki ben bu organlarımı şu 3 numarada bahsettiğim düşünceden rahatsız olmadan bağışlayayım?
0
kibritsuyu
(25.02.09)
bakmadim ama bunlar yardimci olur sanirim,

www.tond.org.tr turkiye organ nakli dernegi

tr.wikipedia.org
0
la traviata
(25.02.09)
organ nakli oldum. toplmada 6 ay hastanede organ bekledim. hicbir asamada biri olse de organlari olse de ciksam suradan diye beklemedim. etrafimda benim durumumda onlarca insan vardi, hicbirimizin agzindan boyle bir laf cikmadi. hicbirimizin yakini boyle dusunmedi. hicbirimiz oturup haberlerdeki trafik kazalarini izlyip organ beklemedik. hastanede yataken ogrendiklerimden biri de olume yaklastikca bilgelesmen. bunu kendim icin soylemiyorum, organ bagisi bekleyen cocuklarin karakterlerindeki degisimleri biribir gozlemledigim icin soyluyorum. bu adil olmayan suclamayi haketmiyorlar. uc numaradaki gibi dusunulecegini dusunuyor olman beni savunmaya gecirdi. demek isterdim ki vermezsen verme kardesim, zaten boyle dusunuyor isen yaptigin iyiligin de bir anlami yok, fakat benim boyle soylemek icin tuzum kuru.
0
kadirsavun
(25.02.09)
öncelikle bağışlamış olmanın pratikte bir anlamı yok
yani öldüğünde annen veya baban buna karşı çıkarlarsa yapacak bişi yok bir nevi vücudun onlara kalmış miras gibi düşün.
tam tersi ise sen bağışlamamışın ama annen baban senin organını bağışlayabilir. bu da illginç tarafı.
senin bağışlamış olman sadece öldükten ssonra geride kalanlar için "vah yavrım şöle şöle organlarımı bağışlayın dimişdi " diyip sanki senin vasiyetinmişcesine onları harekete geçirmek için bir sebep diyebiliriz.
0
ground
(25.02.09)
hemen savunmaya geçmeyin efendim. elbette organ bağışı gibi ciddi bir işte bazı şüphelerimiz olacak. haliyle daha önce ne organ bağışladım, ne organ aldım. öğrenmek için soruyorum. "böyle düşünüyorlardır" da demedim. "böyle bir sanrı içindeyim" dedim sadece. organlarımı bağışlamak istiyorum ama bu sanrıdan da kurtulmam gerekiyor. ya da organ bağışladığımın beyin ölümüm gerçekleşene kadar bilinmemesi gerekiyor. ama hiçbir organ bekleyen kişi böyle düşünmüyor olsa da, insanın kendisinin böyle bir sanrıya kapılması, bundan kurtulmak için işin doğrusunu öğrenmeye çalışması gayet normal bence.
0
🌸kibritsuyu
(25.02.09)
organ bağış kartı alırken kuralları anlatmıştı görevli. organ bağış kartında bir isim ve ulaşabilecekleri bir telefon numarası belirtiyorsun. onu arayıp soruyorlar. ben bir arkadaşımın adını ve numarasını verdim. eğer gene de aileye soruyorlarsa bir çelişki var demektir.
2. soruya cevap sanırım bu: görevli, eğer organlarımı bağışlamaktan vazgeçersem kartı kırıp atmamı söylemişti. demekki bir database falan yok. olsaydı ''vazgeçersen bir organ bağış bürosuna gidip kaydını sildir'' derdi heralde.
0
insanimsi
(25.02.09)
organlarımı 18 yaşıma gelir gelmez bağışladım. çünkü ailem daha ben ortaokuldayken organlarını bağışlamıştı, öyle gördüm, öyle öğrendim, bir an bile tereddüt etmedim o yüzden. hala da fikrim değişmiş değil, organ bağışlamak için bu kadar tereddüt etmeye gerek olduğunu sanmıyorum. her şeyden önce ilk soru "organ bağışladıysan doktorlar seni öldürüp organlarını alır" oluyor, ya doktor bir başkasını yaşatmak için niye beni öldürsün ki, amaç hayat kurtarmaksa benimkini kurtarır zaten. kaldı ki organ bağışı ancak sizin yaşama şansınız olmadığında sözkonusu, beyin ölümü gerçekleştiğinde. diğeri "günah, allah bizi bütün yarattı" filan gibi dini gerekçeler oluyor, ben tanrının hayat kurtardım diye beni cezalandıracağına inanmam. ben öldükten sonra organlarım benimle toprağa girse ne olur, girmese ne olur, bir hayat kurtarabilirsem ne mutlu bana... organ bekleyenlerin "birileri ölse de biz yaşasak" diye düşündüğünü hiç bugüne dek aklıma getirmemiştim, daha çok "uygun organ çıkar inşallah" diye düşünüyorlardır bence, çünkü organ bağışlansa bile her hastaya nakledilemiyor. ölen kişi sizin yüzünüzden ölmediği için bunda bir tuhaflık olmamalı sanırım, ölüm de hayat kadar gerçek, birileri ölüyor, bu ölüm bir başkasının yaşamasına katkı sağlarsa bana sanki boşa ölünmemiş hissi veriyor. özellikle genç ölümlerde böyle hissediyorum, daha yapacak çok şeyi varken aramızdan ayrılan insanların en azından ölümüm boşa gitmedi(ölümden sonrası varsa tabi) diye düşüneceklerini varsayıyorum, ben öyle düşünürdüm en azından.
bir de en önemlisi empati, bir gün en sevdiğiniz, canınızın bir parçası olan insanın yaşaması bir organ nakline bağlı olabilir, bunu düşünüyor musunuz? kendinizi bir kez o insanların yerine koyarsanız, sanırım ki tereddütleriniz geçecektir.
organ nakli konusunda içim rahat, ola ki elimdeki belge yetmezse ailemin de tereddüt etmeyeceğini biliyorum, o açıdan da içim çok rahat...
0
opucuk baligi
(25.02.09)
istersen tüm vücudumu bağışladım diyebiliyorsun. bir kart veriyorlar. başına bir şey gelirse eğitim öğretim aracı olarak kullanılabiliyorsun.
0
can see
(25.02.09)
3. Duyduğum kadarı ile bu durum genelde organ bekleyenleri negatif etkiliyor, yani onlar da bu durumda gereksiz bir suçluluk hissediyor hatta doku uyuştuğu halde bünye bazen takılan organı kabul etmiyor.
0
frown
(26.02.09)
(6)

Laptop'a Dvd Okutma

3200
Bilgisayarı kurduğumdan beri ilk defa dvd taktım. Okumadı. Normal cdleri okuyup, dvd leri okumadığında, dvdleri de okuması için bişi kuruyorduk ama ne kuruyorduk onu bulamadım? Sürücüler'in içinde cd-rom lu dvdli bişi yok.Ne kursam da dvdleri de okuyabilir olsa?@trimpot: Tabii ki eminim, kaç yıldır
Bilgisayarı kurduğumdan beri ilk defa dvd taktım. Okumadı. Normal cdleri okuyup, dvd leri okumadığında, dvdleri de okuması için bişi kuruyorduk ama ne kuruyorduk onu bulamadım? Sürücüler'in içinde cd-rom lu dvdli bişi yok.

Ne kursam da dvdleri de okuyabilir olsa?

@trimpot: Tabii ki eminim, kaç yıldır kulandığım bilgisayar.

@ne niki be: cd-rom da dvd okutmaya çalışmıyorum, dvd-rom'da dvd oynatmaya çalışıyorum fakat sadece normal cd leri okuyor, dvd leri okumuyor. Onları da okuması için bişi yüklüyordum sanki ben.

@nihavent: Sürekli nod32 kullanıyorum ve sürekli güncel. Sadece dvd filmleri değil, data dvd lerini de okumuyor.
0
3200
(23.02.09)
DVD-ROM olduguna emin misiniz?
0
trimpot
(23.02.09)
ahahaha. oyle bir teknoloji var mi ya? cd rom da dvd okutmak gibi?
0
ne nicki be
(23.02.09)
aynı hata bende de vardı. virüs girmiş. dvd'leri okumuyordu sadece cd'leri okuyordu. nod32'yi kur. "derinlemesine analiz yap" seçeneğini işaretle. ama ilk başta güncellemeyi unutma. o dvd okuma meselesine gelince. sanki sen dvd filmlerden mi bahsediyorsun tam anlamadım?
0
nihavent uvertur
(23.02.09)
ilk kez böyle bir şey duydum. dvd filmler için powerdvd falan olabilir ama cd'leri okuyorsa dvd'leri okuması lazım.
0
co2s2
(23.02.09)
arkadasimin hp pavillionunda da ayni problem oldu. cdlerde problem cikarmadi fakat bicbir dvdyi okumadi. Bu dvd okuma problemi olarak HP tarafindan not edildi ve dvdrom degistirilmek istendi (garanti bitmisti), tabi ki degistirtmedik, gittik cikma aldik taktik calisti mis gibi. bilginize. bilgisayari sadece actik ve kapattik takarken dolayisi ile diyebilirim ki tamamen fiziksel bir problemdi.
0
kadirsavun
(23.02.09)
kadirsavun'un da dediği gibi sorun donanımsal. ofiste aynı tarz olay bir çalışanın başına gelmişti bizde de. Eğer garantisi bitmediyse gidin götürün.
0
teritori
(23.02.09)
(3)

iki alakasız soru: aküler ve istenmeyen cagrilar

nochristrequiress
1-) arabanin akusu artik olmus sanirim. daha once kar yagmisti, berbat buz tuttu her yer, dondurucu soguk vardi ve sabahina araba calismaz oldu. vurdurduk baska arabadan ama dun yaginca kar yine tukenmis. aku fiyatlari ne kadar su anda? amperi neye gore degisiyor? araba 2001 honda vtec 1.6 ies.2-) k
1-) arabanin akusu artik olmus sanirim. daha once kar yagmisti, berbat buz tuttu her yer, dondurucu soguk vardi ve sabahina araba calismaz oldu. vurdurduk baska arabadan ama dun yaginca kar yine tukenmis.

aku fiyatlari ne kadar su anda? amperi neye gore degisiyor? araba 2001 honda vtec 1.6 ies.

2-) kimi cep telefonlarinda istenmeyen cagrilari engelleme secenegi varmis (symbian olanlarda). bende ise nokia 6300 var, bunda oyle bir secenek numaraya spesifik olarak degil de tum aramalara yonelik olarak var. simdi ben bu secenegi secsem, karsi taraf arayinca ne oluyor? ulasilamiyor mu diyor mesgul mu caliyor? bir yerlerde mesgule eriliyor tel yazmislar da, o zaman da suratina kapamak gibi olur, ne anladim oyle engellemeden ben?
0
nochristrequiress
(18.02.09)
2. o secenegi sec sonra kendini ara
0
kadirsavun
(18.02.09)
2) çok eskiden yapıyordum s60 da sonra da s60v3 de. programla yapılıyor.
(bkz: #11524278)
ama çok çok kısa bir an çalıyor sonra meşgule düşüyor.
0
alpha05
(19.02.09)
Merhaba
Geçen hafta benimde aracın aküsü bitmişti, 12V 55Ah lik bir akü ihtiyacım olmuştu.
İnci Akü 125 Tl
Yuasa 135 Tl
Yerli bir marka: 105 Tl
idi
12V 72Ah bir inci aküyü 150 liraya aldım.(Akü kutup başı ters olduğundan almak zorundaydım, memnunum)
Şimdi aracın elektrik ihtiyacı yüksek seviyede ise yani aracında fazladan donanım varsa amperi yüksek akü alman senin yararına olacaktır.
0
tanjant
(19.02.09)
(5)

diş hekimleri yardım - kırık diş tedavisi

kibritsuyu
sevgili arkadaşlar. dün gece ufak bir ev kazası sonucu sağ üst köpek dişimin uç kısmı kırıldı. diş hekiminden randevu aldım, akşam gideceğim ama meraktan da duramıyorum. bu dişi nasıl kurtarırlar? çekip ya da yontup yerine protez mi takarlar, yoksa kırık yeri dolgu gibi bir şeyle kapatma şansı var m
sevgili arkadaşlar. dün gece ufak bir ev kazası sonucu sağ üst köpek dişimin uç kısmı kırıldı. diş hekiminden randevu aldım, akşam gideceğim ama meraktan da duramıyorum. bu dişi nasıl kurtarırlar? çekip ya da yontup yerine protez mi takarlar, yoksa kırık yeri dolgu gibi bir şeyle kapatma şansı var mıdır? yani sapasağlam diş. ucu kırıldı ve kötü görünüyor. çekmeden, yontmadan, kırılan yeri tamamlayarak düzeltme şansı var mıdır? kırılan parçanın bir kısmı da peçeteye sarılı vaziyette cebimde duruyor. işe yarar mı?
0
kibritsuyu
(18.02.09)
ben de ufak bir trafik kazasinda on disimin yarisini kosegen sekilde kaybettim. soyle bir tedavi uygulandi. once kalan disi trasladilar (yapistirma icin), daha sonra benzer renkte bir yapay dis mi diyeyim, protez mi diyeyim, uygun gelecek sekilde kesip arkadan yapistirdilar.
0
kadirsavun
(18.02.09)
öncelikle geçmiş olsun. ben de küçükken bir kaza geçirip bir dişimin yarısını kırmıştım.
once dişimi hafif törpüleyip sonra da sakız gibi bir madde ile orayı doldurmuşlardı. Tabıı o madde kısa sure sonra donuyor ve tıpkı gercek dıs kadar sertleşiyor. o zaman diş doktorum bana "kırılan parçayı getırsenız de bır sey degışmezdı" demıstı ama son kullanılan yontemler neler bılemıyorum. ayrıca ıyı bır diş doktoru bulmak da bu konuda onemlı. benim ilk gıttığım doktorun yaptıgı protez iki defa dustu, ondan sonra yaptırdıgımı ıse yıllardır kullanıyorum. bır de bu dolguları kullanırken suna dıkkat etmek gerekıyor, ağzın ıcındekı yaraları tedavı etmeye yarayan bazı merhem ya da solusyonlar bu dolguları boyayabılıyor, ve bazı boyanmalar kalıcı olabılıyor. Doktora sorarsanız daha ayrıntılı ve dogru bılgı verebılır, belkı sımdıkı protezler ıcın gecerlı degıldır bu ama yıne de aklınızda bulunsun.
0
think martini
(18.02.09)
kırık parça dediğim pirinç tanesi kadar falan. dişimdeki boşluk da 2 pirinç tanesi kadar. öteki pirinç tanesi kısım ek yeri sanırsam. dağıldı. dün çatır çutur ağzımın içindeydi toz halinde.
0
🌸kibritsuyu
(18.02.09)
işlem sonrası sonucu da yazayım, başkasına lazım olabilir.

öncelikle dişimin renginde dolgu yaptı. eliyle dolguyu yapıştırdı, sanırım dondurmak için de mavi bi ışın verdi. dişime iyice yapıştırdıktan sonra da o sinir bozucu vızzzzz yapan alete değişik değişik uçlar takarak heykeltraş gibi yontma, zımparalama gibi şeyler yaptı. aynı kendi dişim gibi oldu. bunu bi kullan, düşerse o zaman başka şeyler yaparız dedi. ikinci aşamayı da anlattı. düşerse dişime minik minik iki tane çivi çakıp onun üstüne dolgu yapacakmış. mini kazık diyor ya inşaatçılar heh onun gibi taşıyıcı kolon koyup üstüne dolgu yapacakmış. şimdi dolguyu sadece yapıştırıcı madde tutuyormuş. daha da olmazsa dişi yontup üstüne porselen diş koyar herhalde.
0
🌸kibritsuyu
(19.02.09)
Benim bir dişim alt sağ 2. azı dişi olması kuvvetle muhtemel,feci şekilde kırıktı. Bir yerinden kırık değildi çünkü çürümüştü ama kanala falan girmemişti. Hekimim dolguyla hem dişi kurtardı hem de kırığı diş haline getirdi. Hiçbir şekilde anlaşılmıyor üstelik.
0
Merwish
(19.02.09)
(4)

Solo öğrenme süresi

quaker
Soloo soloo soooooloo.. 90'lardan bir parça dinledik.. Şimdi haberler..Efenim merhaba.. Bendeniz 6 yıldır gitar eskitip çalmayı öğrenemeyen bir zavallı.Her 6 ayda bir, 7 günlük heveslenme süreleri dahilinde, toplamda 3 aylık tecrübem bulunmakta. Bu tecrübenin son 1,5 ayı elektro gitarda..Yok bending
Soloo soloo soooooloo.. 90'lardan bir parça dinledik.. Şimdi haberler..

Efenim merhaba.. Bendeniz 6 yıldır gitar eskitip çalmayı öğrenemeyen bir zavallı.
Her 6 ayda bir, 7 günlük heveslenme süreleri dahilinde, toplamda 3 aylık tecrübem bulunmakta. Bu tecrübenin son 1,5 ayı elektro gitarda..
Yok bending yok hammer on pull off falan fıstık kendimce oynadım bu oyuncağımla.
Akor basmaktır şudur budur, arkadaşlarla iğrenç sesler eşliğinde eğlenmek yeterli gelmiyor doğal olarak.
Şu engin "solo atma" sevdasına bir burnumu sokayım dedim.
www.ultimate-guitar.com
Şu tabın solo kısmıyla başladım işe.(Başladım diyorumda, evvelinde tabii parmak alıştırmaları yapmışlığım var çok sefer.)
Şarkının hızını zaten tahmin edersiniz.
Şimdi sorum şu, böyle bir soloyu tam manasıyla çalabilmek için benim gibi bir aceminin ne kadar süreye ihtiyacı vardır?

(Soru başında çalan parçayı hatırlayanlara sevgiler..)
0
quaker
(18.02.09)
Şimdi tabii yıllarını gitara vermiş adamın öğrenme süresiyle benimkini karşılaştırmak değil amacım.
"Abi bende işte gitarda akor basar bi kaç parça çalardım solosuz.. İlk denediğimde şöyle şöyle zamanda çaktım olayı" tarzında bir yaklaşım bekliyorum sadece..
Hani bir nevi "lan adamlar bu kadar da yapıyo ben ne kadar mal mışım" diyebileyim..
0
🌸quaker
(18.02.09)
ritim 2 ay, solo 2 yıl derler... ayrıca ne ekersen onu biçersin de demişler :)
0
insantaklidiyapanmaymun
(18.02.09)
ben sureden cok calisma yontemi ile ilgili birseyler soyleyeyim. sadece dogru calmaya calis, hatasiz calabilecegin bir hiz bul. daha sonra hizi yavas yavas arttirarak (metronom veya guitar prodaki speed trainer ile) calis ama dogru calmaktan odun vermeden. bu yaptigin aslinda basit bir kas egzersizi. nasil ki basketcilerde bir kas hafizasi olusuyor, sen de ayni seyi parmaklarindaki kucuk kaslar icin yapiyorsun. onemli olan hiz degil, dogru calmak. bir sure sonra kendin de sasiracaksin rahatca hizlandigin zaman. steve vainin verdigi ornek once yuru ki sonra kosabilesin.
0
kadirsavun
(18.02.09)
bir parçaya odaklanıp o sırf parçayı çalmaya çalışırsanız bitirdiğinizde sadece bir parçayı çalıyor olursunuz. solo işinin büyük kısmı sol el tekniğinde bitiyor. pozisyonlar üzerinde bol parmak alıştırması yaparsanız istediğiniz her soloyu çalabilirsiniz. bu alıştırmalar için de bora ulusoy'un solo gitar metodunu şiddetle öneririm.
0
muhammed eminoglu
(18.02.09)
(11)

labrador retriever

kobrettii
merhaba canlarım,başlıkta da belirttiğim gibi, labrador retriever köpeği almak istiyorum sanırım apartman yaşamı için en uygun biçilmiş kaftan küçücük içi dolu turşucuk bir köpek cinsi. bununla ilgili hem aramızda yavru satacak veya kaliteli, ırkı çaprazlanmamış güzel yavruları istanbul'da nereden a
merhaba canlarım,

başlıkta da belirttiğim gibi, labrador retriever köpeği almak istiyorum sanırım apartman yaşamı için en uygun biçilmiş kaftan küçücük içi dolu turşucuk bir köpek cinsi. bununla ilgili hem aramızda yavru satacak veya kaliteli, ırkı çaprazlanmamış güzel yavruları istanbul'da nereden alabiliriz? konusunda beni aydınlatacak birilerini arıyorum.

sizce nereden almalı bu puppy'i ? =) cok tenks..

evet cok kucuk degil.
0
kobrettii
(30.01.09)
herhangi bir pet shoptan veya çiftlikten alabilirsiniz, yeter ki secere belgesi olsun. secere belgesi, memlekette köpekcilik gelişmediği için henüz yurt dışında çıkarılıyor. kendiniz yapmaya kalkarsanız yanılmıyorsam 500 600 dolar civarında bir maliyeti var. onun içindir ki secere belgeli köpeğin fiyatı 1000 dolar kadar fark eder. anasının veya babasının secere belgesini köpek secereli diye yutturmaya çalışan çakallara da dikkat edin.

bana kalırsa, beğendiğiniz köpeği zaten birileri alacaktır. eminim iyi de bakacaktır. bence siz barınaklardan köpek almayı deneyin. hem barınakların yükünü hafifletir hem çok tatlı bir yavru sahibi olursunuz, hem de barınaktaki köpek kendisine yuva bulmuş olur.

ben bir sonraki köpeğimi barınaktan almayı düşünüyorum.
0
sunay
(30.01.09)
ben de 2 tane kopek besledim secereli olmasinin avantajlarini biliyorum. aslinda haklisiniz barinaklardan almak daha mantikli ama kaliteli bir yavru olmasini istiyorum. yani bu sebepten guvenilir bu isin satisini yapan petshop var midir bilinen?

bu arada tavsiye ve bilgi icin tesekkur ederim :) en basta hizlidan yazarken atlamisim.. :)
0
🌸kobrettii
(30.01.09)
juen var istanbulda, işinin ehli. bana 4 günde border collie getirmişlerdi.

www.juenpetmarket.com

bir de çiftlik vardı hatırladığımda onu da yazarım.
0
sunay
(30.01.09)
bende juen'in klinik sitesine baktim pet shop'ini ariyodum :) biraz tuzlu galiba orasi ama hemen bakayim cok tesekkur ederim tekrar..

bu arada orada, kopek satisi goremedim ama hep urunler vs. var gibi..
0
🌸kobrettii
(30.01.09)
barınaklar yavru ve cins köpek kaynarken; pet shoplara para vermek yerine , barınaktan bir can kurtarıp , bir hayvanın hayatını değiştirmeyi düşünseniz keşke...

köpek bakımından anlamam ama secereli "kaliteli" yavru ne demek ?
secereli olunca patileri altından mı oluyor ?

sizi koşulsuz sevecek , eğitebileceğiniz , düzgün bir ırk almaksa niyetiniz ; emin olun barınaklarda aradığınız gibi bir köpeği bulabilirsiniz.
hem paranız cebinizde kalır hem de bir hayvanın hayatını değiştirmenin paha biçilemez zevkini yaşarsınız.
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(30.01.09)
labrador retriever "apartman yaşamı için en uygun biçilmiş kaftan küçücük içi dolu turşucuk bir köpek cinsi" kesinlike degildir. altinci aydan sonra evde bakmak zorlasmaya baslar cunku adi ustunde bu bir retriever (vurulani avi geri getiren), yani bu bir av kopegi. tekrarlamak zorundayim, sana da yazik, ona da. mutlaka bahce gerekli.
0
kadirsavun
(30.01.09)
hayır tabii ki patileri altından olmuyor. ancak köpek ırklarının bir karakteri ve bu ırklarında bir kan yapısı vardır dolayısıyla, secere köpeğin ırkının korunduğunu ve yapısının bozulmadığını gösterir ve ne kadar safkan ise köpeğin karakteri o kadar normal olacaktır.

Ben daha önce köpek besledim, elbette bende barınaktan almak isterim.. ama suan icin o sekilde dusunmuyorum. ama yinede goz atacagim.. ilgilenen herkese tesekkur ederim.
0
🌸kobrettii
(30.01.09)
uygun egzersiz imkani tanindiginda teras katinda genis bir alanda beslemek, uygun degil midir? bu tip bir ortam icin uygun olan kopek cinsi ne onerirsiniz?

golden icin ne dersiniz bu kosullarda?
0
🌸kobrettii
(30.01.09)
apartmanda bakacaksanız size torkshire terrier veya maltese türü bir terrier cinsi öneririm. hem ufak hem de son derece akıllı ve uyumlu köpeklerdir (özellikle yorkie) barınak olayına ben de katılıyorum pet shop tan almayın! illa alacağım diyorsanız sakın bağdat caddesi üzerindeki bağdat hayvanat mağazasından almayın derim. 2 yıl önce bizim oğlanı oradan aldık, ilk 2 ay içinde sırasıyla kanlı ishal/gençlik hastalığı kombosu, uyuz ve başka illetlerle mücadele ettik. başkası olsa lanet olsun der köpeği geri verirdi sanırım yaşadığımız yürek üzüntüsünü anlatamam. bu süre zarfında hayata sarılan eleman tedavi ve şansla hepini yendi sekelsiz..en iyisi anası babasını bildiğiniz bir köpeğin yavrularından almaktır. golden, labrador, kangal, husky gibi ırklarda apartmanda hem size hem de ona çok çok yazık olur. pet shop lardan alınan şecere ve aşı belgelerinin yalan yanlış çıktığı da görülmemiş şey değildir. en önemlisi ise seçtiğiniz arkadaş ırkına ve bakımına göre 9-15 yıl sizinle birlikte yaşayacak 1 sene sonra askere gidiyorum, ev değiştiriyorum, apartman istemiyor, bıktım bundan vs deyip değiştirecekseniz köpek almayın yazık olur. hiç bir hayvan ve çoğu insan, bir insanı köpek kadar sevemez. kolay gelsin
0
justaddwater
(30.01.09)
@hickiran karasinek ve uyuyan karinca

secereli köpek, o cinsin karakter ve fizyolojik özelliklerinin bilindiği gibi olması anlamına geliyor. yani safkan olmayan bir golden yabancılara ve küçüklere karşı zannettiğiniz gibi dost canlısı olmayabildiği gibi, koruma içgüdüsü olan bir cinsin secereli olmaması halinde, gelen hırsızla kanka olması sorunuyla da karşılaşılabilir. zaten, köpek beslemiş biri olarak kobrettinin bunları bildiğini düşünüyorum. ayrıca köpek alırken, oyuncak, spor ayakkabı, veya benzeri bir şeye olan aşkla, istekle köpek seçtiğini de düşünmüyorum.

@kadirsavun
labrador a bahçe konusu ise, eğer bahçecilikle uğraşıyor ve bahçenizle vakit harıcıyorsanız, bahçede yaşayan labrador bi kaç ayda bütün bahçeyi kullanılmaz hale getirebilir.

@kobretti
labrador a gelince büyük boy grubundan iri bir köpektir. apartmanda beslenebilir fakat hangi köpeği alırsanız alın, düzenli dışarı çıkış saatleri, buna bağlı olarak düzenli yemek saatleri belirlemelisiniz. yine bunları da bildiğinizi biliyorum. bence köpeğin eğilitebilirliği, istediğinize göre koruma içgüdüsü olanı, cinsiyeti daha belirleyici köpek seçerken. örneğin erkek köpeklerin sürekli bir alan sahiplenme içgüdüsü ve buna baülı olarak her yere işeme isteği, erkekliğini farkettikten sonraki dönemde sürekli bitmek bilmeyen enerjisi ve kız peşinden koşturmak amaçlı evden kaçma denemeleri olur. kısırlaştırmak veya çok dikkatli bakmak gerekir. düşi köpeklere bu sorunu, altı ayda bir belirli bir periyotlarda yaşarsınız. köpeğin köpek olmaktaki amacı aranızdaki iletişimdir kanaatimce. aranızda yüksek telden iletişim olsun isterseniz karakterinize yakın ve eğitilebilir bir köpek seçin. örneğin her sabah uzun koşular yapıyorsanız, dalmaçyalılar çok sever uzun koşuları. evi koruması için, görev bekleyen ve görev verilmediğinde mutsuzlaşan alman kurdu, doberman doğru tercih olabilir vs vs... yine bunları da değerlendirmiş olacağınızı düşünüyorum : )

artı köpek alınacak yer konusunda da; hafızam beni yamultmuyorsa, beykoz'da green dog club diye bir çiftlik vardı. konusunda uzman insanlar. size daha fazla yardım edebilirler. bi buldurun internetten googledan falan.

bu vesileyle, köpeği olmayan arkadaşlara da sesleneyim: köpek barınaklarına yardım etmek için ille köpek beslemiş olmak şartı aranmıyor. siz de barınaktan kendinize bir köpek seçer, zaman zaman ziyareyine gider, ya uzaktan sever, ya yalaşır ama her halükarda onun için birşeyler bırakırsanız barınağa, hem gönüllü barınak çalışanlarının gönlünü almış, hem de köpeciklerimizin, aşıdır, mamadır, ottur, boktur, ihtiyaçlarını gidermiş olursunuz.

böyle.
0
sunay
(30.01.09)
herkese cok tesekkur ederim cevaplar icin.

@sunay,

tuzla barinagini inceledim en kisa zamanda yardim etmek icin arkadas ile gidecegim oraya ama dedigim gibi kopegi bir ciftlikten almayi yeglerim. dedigin ciftligi arastiracagim apartuman yasamina uygun, her aksam maksimum 1 saat minimum 40 dakika haftasonlari daha cok sure ayirabilecegim, bununla tatmin olucak bi kopecik almak istiyorum. cinsiyet secimi iletisim acisindan cok onemli haklisiniz, erkekden mutevellit ortaligin sidik olmasini istemem tabi.. :)

Saygilar.
0
🌸kobrettii
(31.01.09)
(6)

64 bit vs 32 bit Windows

thechosenone
Almak istediğim bilgisayarın işlemcisi Intel® Core™ 2 Duo P9500, 2.53 Ghz, 1066 Mhz FSB, 6 MB Cache, 64 bit. Acaba bu bilgisayara 32 bit Windows mu kursam yoksa 64 bit mi? 64 bit kurmanın faydası nedir ve sakıncaları nedir merak ettim bilenlere sorulur!
Almak istediğim bilgisayarın işlemcisi Intel® Core™ 2 Duo P9500, 2.53 Ghz, 1066 Mhz FSB, 6 MB Cache, 64 bit. Acaba bu bilgisayara 32 bit Windows mu kursam yoksa 64 bit mi? 64 bit kurmanın faydası nedir ve sakıncaları nedir merak ettim bilenlere sorulur!
0
thechosenone
(15.01.09)
32 bit windows, 3,5 gb tan daha fazla rami görmez. diyelim 4 gb ramin var. windows bunu 3,5 olarak algılar. 64 bit olanlarda ise böyle bir sorun yok. ne kadar takarsan tak, hepsini görür.
tabi tek fark bu değil. bilgin olsun diye dedim sadece.
0
el magico
(15.01.09)
düşünmeden 64 bit kur. hem 64bit programları, hem 32biti çalıştırır.
0
passion rules the game
(15.01.09)
64 bit Türkçe Windows Xp sürümü yok bildiğim kadarıyla.
0
vincenzo
(15.01.09)
1. 64 bit vista kullandim, adobe paketinde surekli problem yasadim.
2. 32 bit xp ye dondum, el magiconun dedigi gib 4gb lik rami 3 kusur gordu.
3. toshibanin sitesindeki (altini ciziyorum) xp suruculeri calismadigi icin 32 bit vistaya dondum

dediklerim notebook icin, bilginize.
0
kadirsavun
(15.01.09)
64 bit daha hızlıdır, ram'ini sonuna kadar kullanırsın tamam ama diğer programların da 64 bit destekli olması lazım 64 bit işletim sisteminde 32 bit program kullanırsan bütün programlarda olmasa da sorun yaşarsın. özellikle sağlam programlarda. kaş yapayım derken göz çıkarmış olursun. not:64 bit çıkalı yıllar da olsa hala yaygınlaşmadı.
0
abtash
(15.01.09)
4 gb ram'in faydasi kimedir, nasildir, laptop icin soyluyorum tabi ki. beni ikna edin ben de takayim laptopuma?

uzerinde on kusur tane vserver calisan sunucumuzun ram'i 8 gb. pasalar gibi kullaniyoruz hepimiz. ha 8 kisi birden girip hayvani bellek gereksinimi olan uygulamalar calistirirsa tabi ki kullanilmaz olur ama, rica ederim laptopta 4 gig nedir yahu?
0
lightblue
(15.01.09)
(3)

projeksiyon aleti

loststone
var mı şöyle uygun bütçeli bir projeksiyon aleti?
var mı şöyle uygun bütçeli bir projeksiyon aleti?
0
loststone
(08.01.09)
kadirsavun
(08.01.09)
yani piyasada çok ucuz şeyler var ama biraz araştırıp çözünürlük/ansilümen/lamba saati gibi önemli konularda dikkat etmende fayda var. fiyatı ucuz olur ama saat ömrü düşüktür uzun vadede çok daha pahalıya gelir..

amaç ne olacaksa ona göre işte...
0
hayo
(09.01.09)
pahalı projeksiyon cihazları uzun vadede ucuz olanlardan çok daha ekonomiktir. hitachi bombadır ayrıca.
0
carc
(09.01.09)
(1)

J. S. Bach - Air

tom riddle
Bu şarkının piyano versiyonuna sahip bir suser beni mutlu edebilir mi acaba?
Bu şarkının piyano versiyonuna sahip bir suser beni mutlu edebilir mi acaba?
0
tom riddle
(08.01.09)
neden limitli biz de alsaydik
0
kadirsavun
(08.01.09)
(4)

64 bitlik vistadan xp sp3 e donmek

kadirsavun
toshiba M305D-S4830 model 64 bitlik vista yuklu laptopum yavasladikca yavasladi ve de evdeki 2003 model toshibanin yarisi kadar performans gostermeye basladi. ilk aldigim zamanlarda xp icin suruculeri bulamiyordum ama simdi hepsini buldum. format atmadan once su sorular kafama takildi:1. donanimsal
toshiba M305D-S4830 model 64 bitlik vista yuklu laptopum yavasladikca yavasladi ve de evdeki 2003 model toshibanin yarisi kadar performans gostermeye basladi. ilk aldigim zamanlarda xp icin suruculeri bulamiyordum ama simdi hepsini buldum. format atmadan once su sorular kafama takildi:

1. donanimsal olarak 64 bit ve 32 bit ayrimi diye birsey var midir, yani anakart 64 bitte calisir sadece gibi bir durum var midir?
2. xp sp3 yukleyecegim, fakat nette bulabildigim kadari ile iki isletim sistemi kuranlar da var (vista ve xp), siz bunu onerir misiniz?

Tesekkurler

Unutmusum, 32 bitlik xp yukleyecegim.
0
kadirsavun
(15.12.08)
1) yok
2) olabilir ama ne gerek var? hali hazirda memnun oldugunuz ve ozleyeceginiz ozellikleri varsa vistanin bu secenegi dusunebilirsiniz.
0
entrapmen
(15.12.08)
ben halihazirda hem xp hem vista kullaniyorum. xp yi kurarken herhangi bir partition yapmamistim, ama bir ek program sayesinde dosya kaybetmeden vistayi xpnin yanina kurdum. acilirken soruyor hangisini calistirayim diye. bazi programlar vistada calismadigi icin bu durumdayim bu arada. hicbir sorunum yok simdilik.

ama sormak istedigim soru neden 32 bit de 64 bit xp degil?
0
arch101
(16.12.08)
Simdi ustume vazife olmayarak "neden 32 bit degil de 64 bit xp?" sorusuna cevap vermek istiyorum:

Cunku her program 64 bitte calismiyor. Mesela Adobe Premiere kullanamiyorum, calismiyor. Oyunlarin bircogu calismiyor. O calismiyor bu calismiyor.. Sahsen ben de su an internetten XP SP3 indiriyorum.. x64 edition ciktigindan beri kullaniyorum ama bi faydasini goremedim aksine zararini gordum, bana hep engel teskil etti.
0
vita vinum est
(16.12.08)
yanitlar icin sagolun. vita vinum est sagolsun benim yerime yanit vermis, aynen katiliyorum. ozellikle adobe un paketinde surekli problem cikiyor.
0
🌸kadirsavun
(16.12.08)
(4)

trt 2den bir film

kadirsavun
95-97 arasında trt2 de yayınlanmış olması muhtemel, Atilla Dorsay'ın tanıtımından sonra yayınlanan, siyah-beyaz bir film arıyorum. konusu bir davete katılan bir grup insanın bilinmeyen bir nedenle odadan çıkamamaları ve en sonunda kuzuların odaya salıverilmesi ile odadan çıkılabilmeleri.Teşekkürler
95-97 arasında trt2 de yayınlanmış olması muhtemel, Atilla Dorsay'ın tanıtımından sonra yayınlanan, siyah-beyaz bir film arıyorum. konusu bir davete katılan bir grup insanın bilinmeyen bir nedenle odadan çıkamamaları ve en sonunda kuzuların odaya salıverilmesi ile odadan çıkılabilmeleri.

Teşekkürler
0
kadirsavun
(25.11.08)
burjuvazinin gizli cekiciligi mi desem bilemedim.
0
atmacaged
(25.11.08)
bahsettiğiniz film luis bunuel in el angel exterminador adlı güzide eseri.
0
traslimon
(25.11.08)
kuzuların çok sesliliği.
0
ciddi sallıyorum bak
(25.11.08)
cevaplar icin sagolun, traslimonun yazdigi filmi ariyordum.
0
🌸kadirsavun
(25.11.08)
(6)

Asagidaki benzeri turk sinemasi

kadirsavun
ah belinda, adi vasfiye, asiye nasil kurtulur, arkadasim seytan benzeri onerebilecegeniz filmler icin simdiden tesekkurler. illa mujde ar olmasina gerek yok, bu filmlerden bir ya da birkacini izledi iseniz saniyorum akliniza ornek gelebilir.
ah belinda, adi vasfiye, asiye nasil kurtulur, arkadasim seytan benzeri onerebilecegeniz filmler icin simdiden tesekkurler. illa mujde ar olmasina gerek yok, bu filmlerden bir ya da birkacini izledi iseniz saniyorum akliniza ornek gelebilir.
0
kadirsavun
(24.11.08)
teyzem, gramofon avrat, vesikali yarim vs.. ornek verdigin filmler cok genis bir yelpazeyi kapsiyor. ne denir ki? alternatif turk sinemasi gibi bir sey demissin ama onlarca film girebilir buna bence.
0
comptrol
(24.11.08)
80-90'li yillarin sanat filmleri de denilebilir. tam senlik bir film buyuk yalnizlik sezen aksu da var hem.
0
darth maul
(24.11.08)
yanitlar icin tesekkurler. comptrolun yaptigi alternatif turk sinemasi tanimini ben yapamadim, gayet iyi olmus. adetin onlarca olmasi daha iyi. tekrar tesekkurler.
0
🌸kadirsavun
(24.11.08)
annem bana kiz bul evlen dedi
(24.11.08)
cazibe hanimin gunduz dusleri
muhsin bey
gece melek ve bizim cocuklar'la katilayim ben de.
0
pyro clustic flow
(25.11.08)
ANAYURT OTELİ(esasında tüm ömer kavur filmleri alternatif türk filmleri kategorisine girebilir)
0
dr.ramiz
(26.11.08)
(8)

victoria's secret size chart

dinomazu
buradan bir hatuna pijama alıcam ancak beden konusunda tereddütteyim, boyu 1.65, 34 beden bir hatuna s mi alınmalı yoksa xs mi yoksa m mi? bi yardım edin be ablalarım.size chart şurada:https://www.victoriassecret.com/commerce/moreInfo.vs?namespace=moreInfo&prnbr=9G-226569&cgnbr=OSSLPMWLZZZ&moreInfoI
buradan bir hatuna pijama alıcam ancak beden konusunda tereddütteyim, boyu 1.65, 34 beden bir hatuna s mi alınmalı yoksa xs mi yoksa m mi? bi yardım edin be ablalarım.
size chart şurada:
www.victoriassecret.com

edit: çok saolun efendim, sorunun doğru cevabı xs'miş.
0
dinomazu
(24.11.08)
walla aşağı yukarı aynı ebatlarda olan annem xs alırdı diye tahmin ediyorum... bilemiyorum
0
luin 41
(24.11.08)
xs'i azönce almış bulundum, değiştirme şansım var tabi henüz kargoya verilmedi. acaba çok büyük bi hata mı yapmış oldum?
0
🌸dinomazu
(24.11.08)
ben birseyler aldim victorias secretdan, s giyenler icin xs alinmasini kesinlikle oneriyorum, dogru yapmissin. cunku s aldiklarim bizdeki olcu ile hemen hemen m ye geliyor. xs aldikladim ise tam oldu.
0
kadirsavun
(24.11.08)
bence s al.
0
oceano
(24.11.08)
ama ağlatıcaksınız beni, azönce mail attım adamlara böyle böyle siparişi değiştirebilir miyim diye :)

edit: buyrun cevabı da geldi değiştirmişler :)
0
🌸dinomazu
(24.11.08)
victorias secret'ta xs 34-36 bedene denk geliyor. gönül rahatlığıyla xs alabilirsiniz ki zaten xs almışsınız. kesinlikle olur diyorum.
0
kahvegibi
(24.11.08)
ben o xs'i s yaptım :) sanırım tekrar xs yapıcam, saolun ilgi ve alaka için.
0
🌸dinomazu
(24.11.08)
1,65 boyundayım, 34 beden giyiyorum, xs almanız gayet doğru bir seçim.:)) müsterih olunuz.
0
susannah
(24.11.08)
(16)

mp3 lerin eksi duyuruda satilmasi

kadirsavun
basliktaki durumdan ben rahatsiz oluyorum. hepimiz bir sekil indiriyoruz birseyler, dinliyoruz, begeniyoruz arkadasimiza veriyoruz, durust olmak gerekirse durum boyle. ama tutup da burada divx arsivimden flim satiyorum, mp3 topladim satiyorum ilanlari gorunce rahatsizlik duyuyorum. sizin dusuncenizi
basliktaki durumdan ben rahatsiz oluyorum. hepimiz bir sekil indiriyoruz birseyler, dinliyoruz, begeniyoruz arkadasimiza veriyoruz, durust olmak gerekirse durum boyle. ama tutup da burada divx arsivimden flim satiyorum, mp3 topladim satiyorum ilanlari gorunce rahatsizlik duyuyorum. sizin dusuncenizi de duymak isterim.
0
kadirsavun
(08.04.08)
almazsın olur biter.
0
bryan fury
(08.04.08)
Ben de rahatsız oluyorum ama rahatsız olduğum için biraz da kızıyorum kendime. Neticede bir duyuru sitesi ve bu duyurular da kurallara uygun.

Yine de başkasının emeği üzerinden para kazanılması üzüyor beni. Düpedüz korsanlık bu diyorum. Sonra şu anda film indirdiğim geliyor aklıma, ben ne yapıyorum ki diye düşünüyorum.
0
paranormal
(08.04.08)
aynı ilanın sürekli olarak verilmesinden rahatsızım ben. bir ara rüyama girecekti "ingiliz edebiyatı ile ilgili görsel arşiv" diye.

korsan zımbırtıların burada parayla satılmaya çalışılması da hoşuma gitmiyor evet. ama satana niye satıyorsun da denmez ki.
0
pispinti
(08.04.08)
satana neden satiyorsun elbet denmez ve de istemiyorsam "almam olur biter", peki calinti oldugu bilinmesine ragmen bir esyanin satilmasi ile ilgili bir duyuru yazsam kalacak mi burada. mesela ben bryan furynin nerde oturdugunu buldum, arabasini caldim, geldim buraya satilik araba diye ilan verdim. almazsak olup bitecek mi?
0
🌸kadirsavun
(08.04.08)
Satana karışmam da, risk alıyor(lar). Seveni vardır, sevmeyeni vardır, başına iş alır. Yalnız takas ilanlarına oldukça sıcak bakıyorum.
0
kimlanbu
(08.04.08)
burda film nasıl indirilir diye sorulurken ,araba nasıl çalınır diye sorulmadıgına göre divx arşivini satmak isteyen varken çalıntı araba satıyorum diyen olmaz.satmak isteyen satar, almak isteyen alır arşivleri; gereksiz vicdan muhasebelerine girmek yersiz.
kültürel eserler ile diğer ilegal eylemleri karıştırmak oldukça yanlış,zaten bir sansür merakı başladı yine hafiften her alanda...
0
aynali
(08.04.08)
bu mp3 indirmenin araba çalmaya benzetilmesi olayına gıcığım ben. ben bryan fury'nin arabasını çaldığımda bunun kötü bir şey olmasının sebebi benim fazladan bir arabam olması mı bryan fury'nin bir araba kaybetmesi mi? herhalde ikincisi... ben mp3 indirdiğimde kimin nesi eksiliyor arkadaşım onu izah edebilen var mı?
0
hulleci
(08.04.08)
ben de rahatsız oluyorum
kendin de indirip izliyosun evet kabul ediyorum , müzikle kitabı korsan kullanmasam da filme ve oyuna para yetiştiremiyorum dvd sini bulamadıgım ve kiralayamadıgım filmi internetten indirip izliyorum..çok sevdigim bir oyun degilse de satın almadan indirip oynuyorum.
ama indirip senin izlemen-oynaman başka bunun üzerinden para kazanmak başka bişey. sen adamın yaptıgı şeyin, satma hakkını elinde tuttugu şeyin üzerinden para kazanıyorsun. bu hırsızlık işte, çünkü onun kazanması gereken parayı sen alıyorsun.
böyle bir ticaret kabul görmemeli bence almazsın olur biter mantıklı bir yaklaşım degil.
bu gözle bakıldıgında da bence araba çalıp satmaktan farkı yok. bir kitap çıkarttıgınızı ve kitabın başkaları tarafından satıldıgını, kendi kitabınızın satışından zırnık alamadıgınızı düşünürseniz aynı şey oldugunu görürsünüz.dedigim gibi insanların indirmesine p2p de paylaşmasına vs. engel olmak karşı çıkmak imkansız ama satmak olayın bambaşka bir boyutu.
0
merope
(08.04.08)
netten bir tane şarki bile indirmiş bir insanın burda tek kelime etmesinin samimiyetsizliğini yalancığığını kolpacılığını fener tutup göstermeye gerek yok.
"ben de indirdim ama...şöle şöle" lüzumsuzluğu nasıl bişedir.

di mi lostu 3 yıl sonra izlemeye yürek dayanmadı izledik. house u dexterı bekleyemedik tnt ülkeye gelsin de yayınlasın. afm sinemaları avrupa filmlerini versin diye durunamadık di mi.

torrent diye bişe olmasa çoğumuz şu an çok sevdiğimiz yönetmenlerden haberdar olmayacaktık kimilerine göre eksik kalacaktık ya da kendimize göre.

hangimizin para vererek kevin smith küliiyatı ya da tarkovski külliyatı alacak imkanı var paramız olsa da. bilmem bakmadım satarlar mı çok çok 2 şer dvdsi vardır piyasada.

hiç satın almadım bi ilandan ama eski bir oynunu filmi bulamayana yolladım. çok ilgimi çeken bir şey olsa para verip alırdım. msnden şarkı alıyorsunuz arkadaşlarınızdan. sonra da "ben de indirdim ama.." laflarına gelmesin kimse.

emek hırsızlığımış da şuymuş.
0
dorian greyfurt
(08.04.08)
bildigin korsan durumundan farki yok. bir filmi indirip izlemek ile bunu satip maddi kazanc elde etmek ayni $ey degil elbette. eskiden olsa "filmler, oyunlar, albumler turkiye'de cok fahi$ fiyata satiliyor" deyip korsana ufak yollu tahammul imkani bulundurulabilirdi lakin artik fiyatlar da diger ulkeler ile ayni hatta bazen daha ucuz oluyor. ama degi$meyen tek $ey gelir duzeyi. 1 ay cali$ip 3 kuru$ kazanan birinin 1 kuru$unu tum bunlarin orjinaline ayirmasi da soz konusu olmuyor. bu ve benzeri durumlar da korsana yonlendiriyor insanlari tabi bu en cok bundan kazanc elde edenlerin i$ine geliyor.

elinden geldigi kadar orjinal film almaya cali$ ama her aradigini bulamayacaksin ve mecburen ya internetten indireceksin ya da boyle ar$ivini satanlardan temin etmek zorunda kalacaksin. misalen en son burada da duyurusunu actigim ama cevap bulamadigim "Animaux amoureux, Les" filmini aradim hatta bu film onumuzdeki haftalarda turkiye'de gosterime girecek ama gitme $ansim bazi sebeplerden dolayi yok. orjinal dvd zaten piyasa da yok. mecburen bunu da ya internetten bulacagim (bulamadim) ya da korsan ar$ivinde olan birinden parasini verip alacagim.

sebepler cok ama korsani hakli cikaran yanlari yok tabi.
0
dengesiz pamuk
(08.04.08)
bence bu duyurulari rahatsiz edici kılan biraz da bu mp3 leri filmleri satan arkadaslarin bakis acilari. elbette korsan indiriyor herkes ve elbette korsan kötü birsey olmasina ragmen el mahkum bazen. ama o filmleri mp3 leri satarken ne kadar cok para kazanirim nasil bu isten zengin olurum diye düsünüyorsa arkadas orada bir yanlislik var bence. o filmlerin nasil ve nereden indigi belli. bir bos dvd nin ne kadar ettigi de belli. varsa elinde film mp3 takas edersin ya da eşegin kulagina su kacirmadan satarsin. ama ayni ilani defalarca ve bikmadan usanmadan yayinlarsa bir arkadas görmezden gelmek de mümkün olmuyor. ya da en azindan ben bu duyuru sitesinde böyle cambazliklar yapilmasini pek hos goremiyorum. onu kim takar elbette o da başka bir soru.
0
atmacaged
(08.04.08)
zaten sorun da aslında tam bu noktada.

mesela arkadaşınızdan bir kitabı alıp, fotokopisini çektirebilirsiniz.
arkadaşnızdan cd alıp onu da kendiniz için kopyalayabilirsiniz.
bunlar legaldir, çünkü kişisel kullanım içindir.

ama o kitabın fotokopisini alıp, satmaya başlarsanız, bu kişisel kullanımın ötesine fersah fersah geçeceği için artık suç işleyen bir insan konumundasınız. hayırlı olsun.

elbette, şu tarz bir arama duyurusu legaldir (kişisel kullanım sınırları)
"bilmemne ödevim için x filmni arıyorum, kopyasını gönderebilecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim"
ancak, "elimde, x,y,z, filmlerinin kopyaları var, isteyenlere makul ücret karşılığı gönderebilirim" gibi bir duyuru legal değildir.

yani, burada, internetten indirdiğim filmleri satıyorum demekle, katotopark'ta korsan cd satmak arasında fark yoktur. ikisinde de polis merkeze götürüp, öptürebilir. ikisinde de hakim karşısına çıkarsınız. ikisinde de para cezası alırsınız. hatta hapis cezası bile alabilirsiniz. tek fark, burası küçük bir komünite ve mesam'ın, müyap'ın, müyo-bir'in ya da satılan eserlerin mali haklarını elinde tutan insanların haberi olmuyor.

edit: ayrıca, üzülerek söylüyorum ki, yürürlükteki Fikri Sınai Haklar Mevzuatı ve İnternetle ilgili bilimum mevzuata göre, bu duyuruların yayınlanmasına aracılık eden site de bundan sorumludur. örneğin, her ne kadar çakma mallar cenneti bile olsa, gittigidiyor bile, bu konuda yaptırımlar uygulamaktadır. örneğin, armani vekili, gg'de çakma armani satıldığını fark edip, siteye ihtar gönderirse, söz konusu ürünleri anında satıştan kaldırıyorlar. burada da benzer bir durum yaşanmaması için, bu tarz illegal satışların burada yer almaması gerekir diye düşünüyorum.

ancak unutmamak gerekir ki; şu tarz bir arama duyurusu legaldir (kişisel kullanım sınırları)
"bilmemne ödevim için x filmni arıyorum, kopyasını gönderebilecek arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim"
0
kahvegibi
(08.04.08)
bu tür duyurular sadece sozluk kullanıcılarına açık.ayrıca korsan tezgahlarında mp3 cd si almakla burdaki bir kullanıcıdan almak arasında bir fark yok denildiği gibi.satın almak isteyen kişinin bağlantı sorunu olabilir,zaman sorunu yüzünden p2p olayına giremiyor olabilir,hala her yerde alenen korsan tezgahları varken, burda suçtur bu demenin alemi yok.polis önce gözü önündeki şeyleri halleder halledecekse.
bu açıdan bakarsanız kitabın fotokopisini üstüne kar koyarak satan üniversite fotokopicilerini polisin toplaması lazım.
0
aynali
(08.04.08)
bu sekilde yapanlarin verdikleri listelerdeki materyalleri cekiyorum, yakinda isteyenlere bedava dagitmaya baslayacam. biraz sabredin.
0
jupiterianvibe
(08.04.08)
eksi duyuru olabildigince esnek bir platformdur, anormal durumlar haricinde hic bir seyi silmek istemiyoruz. Cunku size hos gelmeyen seyler baskalarinin isine yarayabilir.

Ama eger bir duyuru, ana sayfada kalmak ugruna silinip silinip tekrar ekleniyorsa, o zaman bunu yapmak yasak, duyuru kurallarinda da belirtildigi gibi. (bunu onlemenin yollari arastirilmiyor degil).

Her turlu basimizi belaya sokacak duyuru ve ilanin internet kullanicilarina kapali olmasi konusunda ozen gosterin, siteyi kapatirirlarsa bu durum hic kimsenin hosuna gitmez.
0
compumaster
(08.04.08)
Şimdi olayı biraz alegorik hale getirip, aynı zamanda cinselliği de kullanarak (bkz: freud) şöyle bir örnek verilebilir:
Farzedelim ki bir ülkede evlilik dışı cinsellik ve para ile seks yapmak yasak. mp3 ya da başka bir telifli eseri indirmek evlilik dışı cinsellik gibi; onu satmak ise para karşılığı birilerinin cinsel ihtiyacını tatmin etmek gibi.
Teşbihte hata olmasın da :)
0
efx
(01.07.08)
(2)

yurtdışı ehliyet

madeath
hörmetler,yurt dışında araba kiralamak istediğinizde yada uzun süreli olarak burada yaşadığınızda araba kullanabilmeniz için türkiyede aldığınız ehliyetin ne derece hükmü var? özellikle fransa ve italya gibi ülkelerde türk ehlyetinin geçersiz olduğunu duymuştum ancak bu sadece bir duyum. avrupa dahi
hörmetler,

yurt dışında araba kiralamak istediğinizde yada uzun süreli olarak burada yaşadığınızda araba kullanabilmeniz için türkiyede aldığınız ehliyetin ne derece hükmü var? özellikle fransa ve italya gibi ülkelerde türk ehlyetinin geçersiz olduğunu duymuştum ancak bu sadece bir duyum. avrupa dahilinde kendi arabamız dışında araba kullanmak nasıl mümkün? özellikle kısa süreli tatilleri göz önünde bulundurarak soruyorum. teşekkürler.
0
madeath
(07.04.08)
genelde sorun olmadan araba kiralanabiliyor, amerika ve kanadada ilk altı ay ehliyetiniz geçerli, ama ülkeye gireli altı aydan fazla olduysa o zaman oranın ehliyetini almanızı istiyorlar. italyada da sorun olmamıştı, ama italya trafiğini görünce vazgeçebilirsiniz :) bazı avrupa ülkelerinde o ülkenin diline tercümesini isteyebiliyorlarmış ehliyetin, öyle duydum. en temizi gitmeden araştırmak, olmuyorsa da şoforler odasından (emin değilim?) biraz para ödeyip uluslararası ehliyet almak, sadece bir evrak doldurmak yetiyor.
0
opucuk baligi
(07.04.08)
soforler odasinda alinamiyor artik uluslarasi ehliyet belgesi, bunu turing firmasi yapiyor. www.turing.org.tr

fiyati 225 ytl seklinde fahis bir fiyat. benim farkettigim bu belge eskiden ise yariyordu, yani eski tip turkiye ehliyetinde ad/name seklinde ingilizce ibareler olmadigi icin cevirmek gerekiyordu, su anda oyle degil. opucuk baliginin da dedigi gibi amerikada istedigin gibi araba kiralayabilirsin ehliyetin ile. yalniz bu durum avrupa icin farkli, italya icin ornek vereyim. amerikan pasaportlu ve ehliyetli arkadasim italyada araba kiralamak istediginde kendisinden uluslarasi surucu belgesi istemisler, o da amerikada bunu almis idi. fiyati ise 5 dolar civarinda birsey idi. biz 225 tl verelim, 126 tlsi harc bir de. gelir duzeyimiz amerikadan daha iyi ya, o sebepten herhalde.
0
kadirsavun
(08.04.08)
(3)

msn emoticon yapmak

oldtimer
şimdi halihazırda olanları var ekliyoruz kimisi gayet büyük çıkıyor kimisi ise görünürde büyük olmasına rağmen küçücük bir hale dönüşüyor ekledikten sonra. bunun nedeni nedir? bir de şu resim, gif olanlar var kare şeklinde. bunları kendimiz yapabileceğimiz bir program var mıdır? tens yu veriyor...
şimdi halihazırda olanları var ekliyoruz kimisi gayet büyük çıkıyor kimisi ise görünürde büyük olmasına rağmen küçücük bir hale dönüşüyor ekledikten sonra. bunun nedeni nedir? bir de şu resim, gif olanlar var kare şeklinde. bunları kendimiz yapabileceğimiz bir program var mıdır? tens yu veriyor...
0
oldtimer
(03.04.08)
yor ver veri emre, yor ver veri
0
kadirsavun
(03.04.08)
macromedia (adobe) flash ile smiley yapabilirsin daha başka basit programlar da var videoyu smileye çeviren felan o küçük büyük mevzusu ise msnin abukluğu zannedersem oranlara göre değerlendirip iki tipte boyutlandırıyo.
0
yuto
(03.04.08)
tamam sorunu çözdüm. 50x50 lik animasyonlu gifleri büyük olarak gösteriyor. gif resmi için kullanılan programlarla yapmak mümkünmüş.
0
🌸oldtimer
(03.04.08)
(1)

klip

entry ca
---spoilerımtrak---şimdi bi tane klip var idi, bunda adamın teki yerde yatıyodu, millet gelip buna bakıyodu kaldırmaya çalışıyodu, polis molis de geliyodu hatta bi türlü kaldıramıyolardı adamı. soracıma niye kalkmıyosun diye soruyolardı cevap vermiyodu, zorlayınca kulağına söylüyodu. soora bi bakıyo
---spoilerımtrak---

şimdi bi tane klip var idi, bunda adamın teki yerde yatıyodu, millet gelip buna bakıyodu kaldırmaya çalışıyodu, polis molis de geliyodu hatta bi türlü kaldıramıyolardı adamı. soracıma niye kalkmıyosun diye soruyolardı cevap vermiyodu, zorlayınca kulağına söylüyodu. soora bi bakıyoduk klibin sonunda herkes yerde yatıyodu.

---spoilerımtrak---

neyin nesiydi kimin fesiydi bu klip, grup, şarkı adı filan?
0
entry ca
(26.03.08)
radiohead, bends albumu sarkinin adini hatirlayamadim

saniyeler sonra gelen edit: just
0
kadirsavun
(26.03.08)
(4)

Ankara Otel

empedans
Ankara'ya gelecek arkadaşım için bir veya iki gece kalabileceği uygun fiyatlı (öğrenci sonuçta) ve temiz bir otel (tercihen kızılaya yakın) tavsiyeniz var mı? (gecelik fiyatları da söyleyebilir misiniz?)
Ankara'ya gelecek arkadaşım için bir veya iki gece kalabileceği uygun fiyatlı (öğrenci sonuçta) ve temiz bir otel (tercihen kızılaya yakın) tavsiyeniz var mı? (gecelik fiyatları da söyleyebilir misiniz?)
0
empedans
(26.03.08)
www.hostelbookers.com

burada fiyat yaklasik 30 tl ama ulusta. musteri begenisi %87
0
kadirsavun
(26.03.08)
Kızılay'a yakın olma kıstası sizi sınırlamasın, Metro ya da Ankaray'a yakın olsa da olur en fazla 15 dakikada Kızılay'a ulaşır. Bu şekilde daha uygun fiyatlı otellere de ulaşabilirsiniz.

Fiyatını bilmiyorum ama Beşevler'de tam Ankaray durağının karşısında Turizm Otelcilik okulunun oteli vardı, fiyatı iyi diyorlardı ama rakam veremeyeceğim malesef.
0
crown
(26.03.08)
crown'un dediği turizm otelcilik okulunun tam beşevler ankaray istasyonunun yanında. öğrencilerin uygulama yaptığı bir otel olduğu için temiz olduğunu düşünüyorum. geçenlerde yine buradaki bir soru üzerine telefon edip sormuştum 1 kişi geceliği 18 liraydı. artmışsa da 20-25 falan olmuştur.
0
kibritsuyu
(26.03.08)
hemen hemen aynı fiyata başkent öğretmen evi var. bi de öğretmen kartı bulabilirseniz tadından yenmez.
0
brkylmz
(26.03.08)
(11)

gayda iskoçya irlanda...

raj
arkadaşlar benim feci şekilde böyle iskoç tınıları, özellikle gayda tınıları, irlanda ezgileri falan dinleyesim geldi. ama ben bilmem bu müziğin güzeli nedir, iyi albüm isimleri nelerdir. adı çıkmış sanatçılar kimlerdir bilmem.içimizdeki iskoçlara, irlandalılara sesleniyorum. istediğim şarkılar etni
arkadaşlar benim feci şekilde böyle iskoç tınıları, özellikle gayda tınıları, irlanda ezgileri falan dinleyesim geldi. ama ben bilmem bu müziğin güzeli nedir, iyi albüm isimleri nelerdir. adı çıkmış sanatçılar kimlerdir bilmem.

içimizdeki iskoçlara, irlandalılara sesleniyorum. istediğim şarkılar etnik olacak, folklorik olacak. eski halk ezgileri olacak. böyle braveheart'a highlander'a falan arkaplan müziği olacak şeyler istiyorum. ama bu bahsettiğim filmerin müziklerini de söylemeyin bana, onları biliyoruz.

hani böyle o kültürün ezgilerini çalıp albümde toplayan grupları falan istiyorum, modern tınılar olmasın.

hadi be içimizdeki irlandalılar, iskoçlar, bi buldurun be.
0
raj
(25.03.08)
ilk aklima gelen braveheartin soundtracki
sonra aklima gelen celtic woman
daha sonra aklima gelen blackmore's night
0
kadirsavun
(26.03.08)
pispinti
(26.03.08)
Goran Bregovic - Irish Songs indir bence.

216.90.204.21 ayriyetten bu adreste iskoçya ve irlanda milli marşlarını bulabilirsin.
0
crimsonking
(26.03.08)
içinde gayda olup olmadığını hatırlamıyorum ancak, del amitri diye bir gurup vardır, belki del amitri başlığı altında yazan arkadaşlar daha net şeyler söyleyebilir.
0
galahad
(26.03.08)
anatomik durus
(26.03.08)
loreena mckennitt

+

#268822 daki isimler

ise yarar mi?
0
la traviata
(26.03.08)
evrenselmuzik.blogspot.com
şiddetle tavsiye ediyorum.
0
gioberg
(26.03.08)
ron korb - celtic heartland

zevkle dinledigim bir albumdur. "celtic quest" ve "celtic dawn" adli iki albumu daha var ron korb'un, henuz bulup indirmis degilim ama eminim onlar da fena degildir. su adresten sample'larini dinleyebiliyormussun, ben de bu vesileyle dinleyeyim (soldaki music catalogue'a tiklaman lazim)

www.ronkorb.com
0
weeping guitar
(26.03.08)
aslansınız, cansınız.

her ne kadar arada bildiğim baya şey çıktıysa da, bilmediklerim de çıktı bolca. tebrikler diyor, hepinize birer kilt almak istiyorum.
0
🌸raj
(26.03.08)
solas diye bir grup var irlanda folkloru yapıyorlar. muhakkak edin.
0
gereksiz insan
(26.03.08)
vincenzo
(26.03.08)
(1)

outlook / okundu raporu

sleepy99
outlook 2003 kullanıyorum.biri, gönderdiği mailine "okundu raporu" istediğinde (eğer ayarlar'dan kapatmadıysanız) "bu kişi okundu raporu istiyor. göndereyim mi" diye soruyor ya.işte kişiye/gruba özel cevap olsun istiyorum. mesela belirlediğim kişilere otomatik olarak onay raporu gitsin, diğerleri iç
outlook 2003 kullanıyorum.
biri, gönderdiği mailine "okundu raporu" istediğinde (eğer ayarlar'dan kapatmadıysanız) "bu kişi okundu raporu istiyor. göndereyim mi" diye soruyor ya.

işte kişiye/gruba özel cevap olsun istiyorum. mesela belirlediğim kişilere otomatik olarak onay raporu gitsin, diğerleri için bana sorsun mesela.

office.microsoft.com
0
sleepy99
(25.03.08)
bunu herhalde rule ile yapacaksin. ben bildiklerimi yazayim, ama bunun icin en son adimda gerekli olan addin suradakilerden birinde olmali, acikcasi ben bakmaya usendim. farkettim ki link gozukmuyor. asagidaki linke asp ile custom arasina # bunu koyuver.

www.slipstick.com



tools-rules and alerts-oradan new rules-start from a blank-check messages after they arrive-from people or distribution list(sec kimler ise oradan)-sonra perform a custom actioni sececeksin-yukaridaki linkten buldugunu bu asamada sececeksin
0
kadirsavun
(26.03.08)
(8)

Üretilen enerji nasıl muhafaza edilir?

karapolisnas
Rüzgar değirmenleri veya barajlarda üretilen elektrik enerjisi nasıl muhafaza edilir? Nasıl korunur? Kendi kendine bir tükenme olayı var mıdır? Zaten ancak yetecek kadar mı üretilebilmektedir? NEdense merak ettim bu mevzuyu. Yoksa üretilen enerji direk tüketime mi sevkedilir?
Rüzgar değirmenleri veya barajlarda üretilen elektrik enerjisi nasıl muhafaza edilir? Nasıl korunur? Kendi kendine bir tükenme olayı var mıdır? Zaten ancak yetecek kadar mı üretilebilmektedir? NEdense merak ettim bu mevzuyu. Yoksa üretilen enerji direk tüketime mi sevkedilir?
0
karapolisnas
(23.03.08)
Barajlarda elektrik depolaması gibi bir durum mevcut değil. Bunun yerine, elektrik enerjisi ihtiyaça yaklaşık üretiliyor.
0
sheba and the albino girls
(23.03.08)
Bildiğim kadarı ile söyleyeyim üretilen elektrik enerjisini muhafaza etmek çok çok çok pahalı bir şey ve şu an türkiye de yapılmıyor. Yani türkiye de saatte ne kadar elektrik tüketiliyorsa o kadar elektrik üretiliyor, eğer elektrik ihtiyacı düşerse o zaman bazı santraller ve barajlar kapatılarak üretim durduruluyor...
0
selimse
(23.03.08)
Barajlarda vs uretilen elektrik muhafaza edilmiyor, aninda kullaniliyor.
0
wpi
(23.03.08)
(alternatif bir depolama)zamaninda uzanlar icin calisan arkadasimin bana anlattigi soyle, urettigin elektrigi tedasa veriyorsun ve tedas daha sonra istedigin zaman istedigin yerden bu elektrigi kullanmana izin veriyor, bir miktar komisyon aliyor ayrica elektrik olarak.
0
kadirsavun
(24.03.08)
mahalledeki trafolar var ya, işte sen televizyonu açma düğmesine bastığın zaman o trafo "elektirik lazım televizyon var burda" diyerek kaynaktan direk elektirik çeker. yani üretilen elektirik anında kullanılır. senin merak ettiğin şey sanırım barajda üretilen elektiriğin kullanılmayan kısmının ne olduğu. işte olay bu mahalle trafolarında. sadece ihtiyaç kadar elektirik çektiği için, ımm, böyle işte böyle medeniyet olmuş diyerek kendi sorduğum sorunun cevabında topu taça atarım. sözelciyim lan ben. kulaktan dolmayla bu kadar :)
0
s e ff a f
(24.03.08)
Elektrik enerjisinin depolanması teknik olarak mümkün, ancak ekonomik açıdan kabul edilebilir çözümlerin içinde en verimlisi yaklaşık %40 kayıpla depolayabiliyor bu enerjiyi.
Bununla birlikte, arkadaşların da belirttiği gibi, bizim ülkemizde bu tür bir uygulama yok. Zaten olan ülkelerde de bir şehrin elektriğini değil de örneğin kendisine bağlı bir tesisin elektriğini depolayacak merkezler bulunuyor. Verimsizlik ve masraf nedeniyle yine.

Elektrik zor zanaat azizim..
0
malmoth
(24.03.08)
tedas ın komısyon alması iletim masrafından dolayıdır. aynını botas da yapar. telekom da yapar.
0
bryan fury
(24.03.08)
ankara gölbaşında elektrik santraller yönetim merkezi var.
ordan bütün santrallerdeki generatörleri yönetebiliyorlar.(dev türkiye haritası var karşılarında, bütün santrallerde kaç generatör çalışıyor anında görüyorlar)
ihtiyaç kadar olanı devreye alıp ihtiyaç fazlasını devreden çıkarıyor, tasarruf sağlıyorlar.
0
buzkran
(22.05.08)
(5)

anne kedi neden yavrularının bıyıklarını yer?

gereksiz insan
Bir yaşındaki kedim kırk günlük olan dört yavrusunun bıyıklarını düzenli olarak son 10 gündür (ısırmak suretiyle) büyük bir özenle koparıyor. anne kedinin yavrularının bıyıklarını yemesine dair hiç bir konu yok nette. bir fikriniz varsa bıyıksız yavrularım ve ben merak içinde bekliyoruz...
Bir yaşındaki kedim kırk günlük olan dört yavrusunun bıyıklarını düzenli olarak son 10 gündür (ısırmak suretiyle) büyük bir özenle koparıyor. anne kedinin yavrularının bıyıklarını yemesine dair hiç bir konu yok nette. bir fikriniz varsa bıyıksız yavrularım ve ben merak içinde bekliyoruz...
0
gereksiz insan
(19.03.08)
bu pek de olağan bir durum gibi görünmüyor
tabi benim tecrübelerim bu yönde
bir çok kedim ve kedilerimin de yavruları oldu ama böyle bir durumla hiç karşılaşmadım
ama veteriner bir arkadaşım da olayın olağan olmadığını söylüyor ve
bıyıklar tekrar çıkar, yavrular bu durumdan başka zarar görmüyorlarsa müdahale etmene gerek olmadığını söylüyor
annedir hem sever hem bıyıklarını yer durumu galiba
0
gdduman
(19.03.08)
o biyiklar kedilerin dengesini sagliyor diye biliyorum. lazim yani biyik yavrulara :s iki neden aklima geldi; birincisi oyun oynamak' ikincisi de psikolojik. aslinda ikincisi daha cok aklima yatti, bebekler buyudu ve onlari cok seviyorsaniz kiskaniyor olabilir. Eskisine oranla bebeklere ayirdiginiz ilgi suresini azaltip anneyle ilgilenip sorun kiskanclik mi diye bir kontrol edebilirsiniz. yavrulara dayak ve size trip atma yerine bu sekil bir tepkide karar kilmis olabilir.
0
pyro clustic flow
(19.03.08)
@pyro clustic flow: modern sabahlar dinlerken ege, ogrenci evlerindeki kedilerinin biyiklarini kestiklerini ve hicbir denge kaybi gozlemlemediklerini soylemisti :)
bu biyik-denge iliskisi gercek mi acaba?
0
kadirsavun
(19.03.08)
anne ile yavrulari ayirin bence. psikolojik bir sorun gibi gozukuyor, yavrularla bir sorunu oldugu belli...
0
luke skywalker
(19.03.08)
efenim biyik dedigimiz sey kediler icin hayati onem tasir. kesilmesi kediyi belki oldurmez ancak onun hayatini altust edebilir. o yuzden kedilerin biyiklarini bilerek kesenler icin diyebilecegim tek sey insanliktan cikmis olduklaridir. ha gelelim biyik kedi de ne ise yarar... biyik bi tur duyu organidir kedi icin. hatta biraz abartip radar da diebiliriz. biyiklar kedinin yon tayin etmesini saglar, bir cisimle arasindaki uzakligi olcmesine yarar bir nevi lazerli metre gibi :), ve bir tur mimiktir o anki ruh halini gosterir. ozetle neymis efenim; biyik kedi icin onemliymis.. ne yapmiyormusuz kedilerin biyiklarini kesmiyormusuz... ne yapiyormusuz kedileri seviyor ve koruyor kolluyormusuz...
0
palyacopapi
(19.03.08)
(2)

hitachi cp rs55 modeli projeksiyon cihazı lambası

yazardimulanben
arkadaş nerde bulurum, naparım, kaç para tutar, hey rabbim elimde bitti aletin lambası. bi bilen eden varsa lüppen yardım.
arkadaş nerde bulurum, naparım, kaç para tutar, hey rabbim elimde bitti aletin lambası. bi bilen eden varsa lüppen yardım.
0
yazardimulanben
(11.03.08)
www.hepsiprojeksiyon.com

burada var, fiyatı yaklaşık 450 ytl
amerika satış fiyatı yaklaşık 230-240 ytl
amerikadan getirtirsen eger, duyurulardan birinde vardı, bir site var. sen onların posta adresine yolluyorsun, onlar amerikadan sana yolluyorlar. sanıyorum ekonomik birşeydi ama gümrükte problem olur mu bilemem. aradaki "200ytl-amerikadan nakliye" tutarı bu riski almaya değer mi karar senin.

bir de surada (www.touchboards.com) bu modelin üretiminin durduğunu ve Hitachi CP-RS56 LCD Projector SVGA olarak çıkmaya başladığını okudum.

bir de bunlarının hepsinin ötesinde kendin buna harcadığın paraya projeksiyon cihazı yaparsın (www.elyapimiprojeksiyon.com), lambası da 30 ytl gibi bişey. dolayısı ile bir kez daha lamba ömrünü doldurduğunda kara geçmeye başlarsın
0
kadirsavun
(11.03.08)
teşekkür ediyorum, vay anasını yav, iyi paraymış, elimizde patladı iyi mi...
0
🌸yazardimulanben
(12.03.08)
(2)

[gitar ]super octave vs super shifter

legion
elimdeki lanet repertuar yüzünden gitarı e, drop d, drop c yapmak zorunda kalıyorum ve haliyle sap kelimenin tam anlamıyla armuta döndü. evde çalışmak için harmonizer filan kullansam işe yarar mı acaba? hiç kullanmadım ama boss super shifter ve octave sanırım bu işi yapabiliyor. tavsiyelerinizi bekl
elimdeki lanet repertuar yüzünden gitarı e, drop d, drop c yapmak zorunda kalıyorum ve haliyle sap kelimenin tam anlamıyla armuta döndü. evde çalışmak için harmonizer filan kullansam işe yarar mı acaba? hiç kullanmadım ama boss super shifter ve octave sanırım bu işi yapabiliyor. tavsiyelerinizi bekliyorum.
0
legion
(09.03.08)
drop tuningler için hiç bir işine yaramazlar, çünkü hangi teli çaldığını anla(ya)mazlar.
Fakat enstrumanı, sesi biraz bozulmaya uğratarak toptan transpoze edebilirsin.
0
kurukafa
(09.03.08)
bunlar istediğini yapmaz. kurukafanın da dediği gibi atıyorum sadece kalın miyi reye çekip diğer telleri olduğu gibi bırakan bir alet yok. harmonizerın kullanım amacı çalıdığın şarkının tonundan örneğin 3. sesden sana başka bir gitarın eşlik etmesi durumu. en bariz örneği my friend of miserynin solosu ya da satrianin why'ı. fakat bunda da bir telden fazlasına basarsan alet iki sesin birden 3. sesini veremiyor ve cozutuyor. pitch shifter da aynı mantık ama oktavlardan veriyor sesi. bir arkadaşımın zoomu vardı, onun expression pedalından komple gitarı transpose ediyordu. bunu yapan başka markalar da vardır eminim. istediğine en yakın alet bu olabilir. onun aletinde sesler de bozulmuyordu, temiz veya distorsionlı sesde. ama dediğim gibi komple transpoze ediyordu, sadece tek tel değil. kullandığın gitar floyd roselu ise öyle olmayan kolay akort edebileceğin bir gitar alsan rahat edersin
0
kadirsavun
(09.03.08)
(6)

mission impossible

audionaut
arkadaşlar çok gerzek bir sorum var yardımcı olursanız çok mutlu olurum;hani aksiyon filmlerinde klişe bir sahne vardır; sprey sıkılır, lazer güvenlik sistemi görünür olur, kahramanımız o lazerler arasından geçmeye çalışır.hah, işte o sahneler lazım bana. mission impossibleların hangilerinde var mes
arkadaşlar çok gerzek bir sorum var yardımcı olursanız çok mutlu olurum;

hani aksiyon filmlerinde klişe bir sahne vardır; sprey sıkılır, lazer güvenlik sistemi görünür olur, kahramanımız o lazerler arasından geçmeye çalışır.

hah, işte o sahneler lazım bana. mission impossibleların hangilerinde var mesela o sahne? ya da başka hangi aksiyon filmlerinde mevcuttur? Film isimleri verebilirseniz çılgın olur.
0
audionaut
(07.03.08)
sanki Hudson Hawk'da var idi
www.imdb.com
0
kadirsavun
(07.03.08)
www.youtube.com

en gralı, en güzeli budur.
0
galahad
(07.03.08)
algoritma
(07.03.08)
link veremeyeceğim ama, tenacious d - the pick of destiny'deki jack black'in penayı aldığı sahne, bulabilecek arkadaş varsa 10 numara olur bence.
0
schimsonique chaiselongue
(07.03.08)
arkadaşlar yardımlarınız için çok teşekkür ederim, nasıl makbule geçti bilemezsiniz.
0
🌸audionaut
(07.03.08)
Tenacious D bu kapağın altında;

www.youtube.com
0
colonizer
(07.03.08)
(4)

organ bagışı konusu

deep thought
merhabalar,okulumuzda organ bagışı hakkında bir proje hazırlayacagız. bunun için bir ön araştırma yapıyoruz. yapılacak şeylerden biri de bu konuyla ilgili bir yetkiliyle görüşmek. telefonlar edip veya araştırıp kurumlara gidince de görüşme şansımız olur eminiz fakat eğer bir tanıdık vasıtasıyla, yön
merhabalar,

okulumuzda organ bagışı hakkında bir proje hazırlayacagız. bunun için bir ön araştırma yapıyoruz. yapılacak şeylerden biri de bu konuyla ilgili bir yetkiliyle görüşmek. telefonlar edip veya araştırıp kurumlara gidince de görüşme şansımız olur eminiz fakat eğer bir tanıdık vasıtasıyla, yönlendirilmeyle gidersek daha yararlı olacağını düşündüğümden acaba bu konu hakkında, bu konuyla ilgilenen kurumlarda tanıdıklarınız, bildikleriniz, tanıyıp bilmeseniz bile şu adam/kadın, şu kurum size çok yardımcı olur diyebilen varsa çok makbule geçicek. şimdiden teşekkürler...
0
deep thought
(05.03.08)
bana soracak olursanız (organ bağışını desteklemesi açısından) organ bağışlamış veya organ nakli olmuş birilerini projenize sunum ya da etkinik sırasında dahil edin. Eminim daha çarpıcı ve destekleyici olacaktır. Hatta ailesinden alınan organın takıldığı anne-çocuk, ya da baba-çocuk bulursanız ekileyicilik açısından tadından yenmez olur. Bunun dışında konu ile ilgili biraz bilgim de var, yardımcı olmaya çalışayım mesaj atarsanız.

ekleyeyeim, Ankara'da iseniz gönüllü olabilecek birilerini bulmaya çalışırım.
0
kadirsavun
(06.03.08)
Kızılay yardımcı olur ya da yol gösterir sanırım bu konuda.
0
colonizer
(06.03.08)
Ankara'da değiliz, İstanbuldayız. verdiğin fikirler için teşekkür ederim. fikir aşamasına gelmedik daha ama aklımda tutacağım bunları:)
0
🌸deep thought
(06.03.08)
Merhaba. Organ bağışı projeniz ile ilgili Memorial Hastanesi'nden Münci Kalayoğlu'na veya onun ekibinden Barış Tüzün'e ulaşabilirsiniz. Barış Tüzün, organ nakil uzmanı bir cerrahtır. Yardımcı olacaklardır diye düşünüyorum. Hatta sizi daha önce organ nakli olmuş hastalarla da görüştürebilirler duruma göre.

Barış Tüzün'ün de administrator olarak yer aldığı bir Facebook grubu da var: Organ Bağışla Bir Hayat Hediye Et (www.facebook.com

Ayrıca yine organ bağışı ile ilgili bir blog olan organbagisivenakli.blogspot.com adresine de göz atabilirsiniz. Barış Tüzün'e bu site veya Facebook üzerinden ulaşabilirsiniz.
0
lilly marlene
(06.03.08)
(5)

hp laptop arızası part ıı-vista ne ettin sen

radikalherif
(git: 22751) okumasanız da olur özetle: buradaki pc elime geçti.açtık baktık f10 f11 f8 le denedik ama bi cacık yok, recovery filan da olmuyor güvenli kipte de açılmıyor.olay özetle şu:"windows is loading" yazısından sonra boot screen akıyor ardından kullanıcı ekranını beklerken sadece mavi ekran(bi
(git: 22751) okumasanız da olur özetle:
buradaki pc elime geçti.açtık baktık f10 f11 f8 le denedik ama bi cacık yok, recovery filan da olmuyor güvenli kipte de açılmıyor.olay özetle şu:"windows is loading" yazısından sonra boot screen akıyor ardından kullanıcı ekranını beklerken sadece mavi ekran(bildiğiniz mavi ekran değil) ve farenin oku karşılıyor sonrası pelt hep aynı ekran bir değişim yok.
amerikadan alındığı için garantisi yok ,recovery cd si olmadığı için bir şey de yapamıyoruz.servisten rica etsek, kandırsak verirler mi_?ya da boşver İstanbul içi gel ben hallederim diyecek arkadaşı arıyorum,yemek sözü devam ediyor.
en kötüsü dosyaları kurtararak bir formata servis ne ister?ya proje felan yapılması lazım hadi bir şey deyin
0
radikalherif
(27.02.08)
enn basta f11 e basmak ise yaramiyorsa ve guvenli kipde de acilmiyorsa ubuntu gibi bi live cd ile dosyalari kurtarabilirsiniz
yeniden sistem kurmak icinse torrentden filan bi xp cd si bulup cd ye yazin;sonrasi puru pak iste
0
algoritma
(27.02.08)
ubuntu denenebilir de xp olmaz ,hp n,n driverlar xp yi desteklemiyor artık yeni modellerde yamulmuyorsam.vista yüklüydü zaten iyice pelt etmeyelim.
0
🌸radikalherif
(27.02.08)
ya da fikrim geldi.ubuntu live ile vista recovery hazırlayıp harici belleğe atabilir miyiz_?
0
🌸radikalherif
(27.02.08)
o dedigin olmaz cunku cd hazirlama programi vistada calisir
ayrica xp driver i kesin olmasi gerek www.hp.com.tr den modele gore bakiverin
0
algoritma
(27.02.08)
kadirsavun
(28.02.08)
(10)

Smartphone veya pda önerisi

kimlanbu
istediğim olmazsa olmaz özellikler- wi-fi- wi-fi- wi-fi- bluetooth- genişletilebilir hafıza- kocaman ekran- mp3- divx oynatabilme, altyazı ekleyebilme. (harici yazılımla da olsa başarabilsin)- ofis dokümanlarını açabilme- min 2mp kamera (video çekebilsin)- maksimum 1k ytlilk önce `sony ericsson p1`
istediğim olmazsa olmaz özellikler

- wi-fi
- wi-fi
- wi-fi
- bluetooth
- genişletilebilir hafıza
- kocaman ekran
- mp3
- divx oynatabilme, altyazı ekleyebilme. (harici yazılımla da olsa başarabilsin)
- ofis dokümanlarını açabilme
- min 2mp kamera (video çekebilsin)
- maksimum 1k ytl

ilk önce sony ericsson p1 i gördüm yalnız daha sonradan HTC 4550 ve HTC 3300'ı görüp bu aletin görünüşünün takoza benzediğine karar verdim.

Bu HTC denen markanın ürünün alıp bir kaç ay sonra kalitesizliğinden ağlamak istemiyorum. uzun süreler kullanmak istiyorum. Kalitesi nasıldır ?

Başka telefon önerisi olan ?
0
kimlanbu
(14.02.08)
toshiba portege bu yeni bir ürün istediklerinin çok daha fazlası var ve ekran çözünürlüğü 800x600 hepsiburadada var.800 ytl flndı sanırım.
0
omer460
(14.02.08)
toshiba portege g900 tam aradığım cihazmış, fiyatı da nispeten insaflı ama hakkında oldukça kötü yorumlar var, devamlı kilitlenme sorunu varmış.

nokia n810'da gsm olsa hiç sağa sola bakmazdım ama telefon özelliğini unutmuşlar !
0
🌸kimlanbu
(14.02.08)
bu kriterlere uygun asus p535 var. ben de ciddi ciddi almayı düşünüyorum. söylemiş olduğun özelliklere artı olarak GPS de var cihazda. yalnız fiyatı biraz daha yüksek olabilir. 1200 ytl civarı olsa gerek.
0
dalamar
(14.02.08)
genisletilebilir hadfizasi yok ancak 8 ve 16 gblik modelleri var.yakinda bluetooth olayi da cozulecek sanirim. kesinlikle iphone diyorum. cep telefonu demeye diliniz varmayacak. bambaska birsey bu cunku.
0
mandayuvasi
(14.02.08)
benim HTC var. 5 ay kadar oldu alalı. yukarıda istediğin özelliklerin hepsi mevcut, kameranın pixeli 1.2 fakat. model numarası WZA200, eski yani. begenmediğim tek özelliği wirelessı açınca bağlanmasının 2-3 dakika kadar sürmesi. Onun dışında memnunum. en sevdiğim özelliği ise skype kullanabilmek. sanıyorum fiyatları da diğerlerine göre çok daha uygun. başka soruların da varsa cevaplamaya çalışayım.
0
kadirsavun
(14.02.08)
@ dalamar ;Asus p535 in fiyatı 800-850 arası ankamall'da Zen teknıloji de gecen hafta sordum fiyatını.hakkındaki yorumlar olumlu
@ kimlanbu ben de senin gibi düşünme aşamasındayım 1 haftadır araştırıyorum internetten HTC Tytn II Kaiser bu en çok aklıma yatan şimdilik fiyatı 1250 civarı.bir de HTC Touch Cruise var.
ama biraz daha beklemeyi düşünüyorum.
0
manonflier
(14.02.08)
crown
(14.02.08)
niyeti bozup biraz önce vatan'a gittim, g900'e niyetlenmiştim ama fotoğraflara aldanmışım. 2 parmak kalınlığı var, takoz gibi. hala model arıyorum.
0
🌸kimlanbu
(14.02.08)
sony ericsson x geliyor. ama istediğinden fazla galba özellikleri.
0
ozdek
(14.02.08)
(git: 24550)

Linkteki ilanıma göz atmanızı öneriyorum.

Teşekkürler.
0
oxijen
(20.03.08)
(3)

sting i am so happy that i cant stop crying

kadirsavun
cok moralsizim, ağlatırken güldüren bu şarkıyı dinlemeyi çok istiyorum, bir yere koyabilecek ya da mail atacak var mı? Teşekkürlermercury falling albümünde idi şarkı. üşenmezseniz aynı albümden hounds of winter ve de la belle dam sans regret de yükler [email protected]
cok moralsizim, ağlatırken güldüren bu şarkıyı dinlemeyi çok istiyorum, bir yere koyabilecek ya da mail atacak var mı? Teşekkürler
mercury falling albümünde idi şarkı. üşenmezseniz aynı albümden hounds of winter ve de la belle dam sans regret de yükler misiniz.
[email protected]
0
kadirsavun
(08.02.08)
ilk istediğin şarkı benden olsun bakalım ;)
rapidshare.de
0
mortanius
(08.02.08)
kimse iplemiyor beni diye tam ağlamaya başlıyordum, sağolasın yiğidim.
0
🌸kadirsavun
(08.02.08)
hiç dinlememiştim bu yorumunu
0
🌸kadirsavun
(08.02.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.