mesai 8de başlıyor ama bazı doktorlar daha geç geliyor. bazısının kapısında erkenden sıra oluyor hastalar..

adana: 8.30 açılış 9 doktor geliyor.

ben istanbul'dayım - mimaroba hatta - ama fark eder mi acaba?

dengesizliğine

5 saat baska birini elde etmeye calisiyor. olmuyor sana dönüyor. 8 saat baska birini elde etmeye calisiyor. olmuyor sana dönüyor.

telaşlanmayın, sizi özlediği anların peak yaptığı noktalarda mesaj atıyordur.. yani şahsen öyleyim.. monoton bi ritimden ziyade müzik oluşturmayı severim.. bir gün hiç iletişim kurmayıp ertesi günü sabahtan akşama onunla yatakta geçirebilirim.. monoton bir ritim oluşturursanız, bu alışkanlığa dönüşür.. attığı günaydın mesajı sizi sevdiğinden veya düşündüğünden değildir, alışkanlık olduğu ve demediğinizde kızacağı için yollar.. tutarsız zamanlar ise daha samimidir..

biraz da yoğunlukla ilgili.. o sıra arkadaşlarımlayımdır, işteyimdir vs..

tebrikler el birliğiyle çökerttiniz beni. o ritm aslında uzun süreli şeylerde kötü bir şey değildir ama herkesle kurulamayabiliyor veya o rutin bazen keyifli ilişkiyi götüren bir şey olacağına sıkıcı veya ilişkiyi bitiren şey olabiliyor. neyse en iyisi heralde bu konuyu onunla konuşmak ve onun görüşünü almak. eğer yolunda gitmeyen bir şeyler varsa da bitirmek.

onunla konuş tabi, ama 8 saat hiç bir şey demeyip sonra size aşık olduğunu söylüyorsa muhtemelen size aşıktır.. siz ise mesaj yerine gidip 8 saate takılıyorsunuz..

eğer o hiç aramasa da 8 saat sonra siz arayınca dese kuşkulanırsınız, ama o arıyormuş işte.. ne istiyorsunuz ki?

bence biraz evhamlısınız 2-3 gün aramayıp sonra aşığım diye mesaj atıyor deseniz belki bir nebze ama 5 saat dediğiniz günlük koşturmacada nedirki insan bazen tüm gün kimseyi arayamayacak kadar yoğun olabiliyor, işyerinde ya da bulunduğu ortamda rahat olmuyor olabilir her şey olabilir ama dengesizlik falan değil bu yapmayın. bence çok düşünmeyin kendinizi üzersiniz sadece. seviyorum diyorsa seviyordur özledim diyorsa özlemiştir bunları düşünün

Belki o 8 saat boyunca işi gücü vardır. Malu dünya hali, çalışmak lazım.

bu neye delalettir?
düzgün ve samimi bir adam olduğuna delalettir.
görev icabı günaydın aşkitom, iyi geceler fıstığım, gibi yasaksavan mesajlar yerine içinden geleni yazıyordur,kıymeti bilinmeli, saçma sapan triplere girilmemelidir.

arkadaşlar ben erkeğim, kız arkadaşım kopuk kopuk davranıyor. cevaplar buna göre olsa daha iyi sanki :)

o zaman ben bir bağyan olarak öküzün önde gideniyim. zira öle zırt pırt seviyorumlu, aşkitomlu mesajlar atmaktan nefret ederim. fazla sulu sepken bi ilişki türüdür o benim için. yanındayken davranışlarımla anlatmayı tercih ederim. o daha bir insancıldır bana kalırsa. yoksa vıcık vıcık romantizmler beni bayar. belki sevgilinizde böyledir. sadece içinden geldiğinde sölüyodur. ayrıca günlük hayat koşturmaca falan. hayır bi de anlamadığım abi oluruna bırakın şu işleri biraz. hesapla kitapla aşk yaşanmaz. savaşa mı girdiniz kuzum?

@kedilimadam a sonuna kadar katılıyorum,
bir önceki yazdıklarımda geçen adam yerine kadın sözcüğünü koyun,
bence bu konuyu onunla konuşup mızmız erkek kimliğine bürünmeyin.

güzel söylemişsiniz, evet ilişkilerin bir ritmi olur ama bu ritim değişkendir, değişken olabilir. sürekli o ritimde gitcek diye bir durum yok. ne bileyim 3 ay çok sık iletişim kurulur, yok efendim diğeri yoğun bir döneme girer ya da canı daha çok yalnız kalmak isteyebilir.. bunlar doğal şeyler.. her şey bir ritim tuttursa ve o şekilde gitse hayat bence çok sıkıcı olurdu.

bir kadın olarak 1 hafta aramayabilirim ya da bir mevzu olur, paylaşcak şeyler olur, peşpeşe aramak gerekir. belli olmaz ki, bilemeyiz o kadarını, öngöremeyiz.

sizi işkillendiren iletişim sıklığının değişmesi mi sadece? görüştüğünüzde, iletişim kurduğunuzda sıklık dışında fakettiğiniz, hissettiğiniz bir değişiklik var mı? önemli olan bu kanımca.

bahsettiğiniz kopukluk bir gün ve üzeri süre olsaydı farklı şeyler konuşabilirdik ama 5-8 saat gayet insani bir süre bence.

he's just not that into you

Bu da başka ritmlisi işte, tadını çıkarın :)

ps3 oynuyodur, pes'e kaptırmıştır falan

islemleri ve ucreti konusunda birsey soyleyeme ama kartin cikmasi 5 dakika suruyor kayitli resimdan ya da isterse arkadasinin goturdugu resimden hemen orda yeni kimlik basiyorlar.

2 yıl önce 40 lira gibi bişeydi diye hatırlıorum ben ama. feci sallıo da olabilirim.

king

nautilus

victory

priestess of the moon
(bkz: dota)

aegean

sea-doll

leviathan.

Little Osman

gemicik

nebuchadnezzar

slice of life

6. sezon ne zaman başlıyor? açıklanmadı di mi daha?

toprak.

Ceviz Kabuğu

Armageddon

ermanen

lost

ship happens

giovani benim dil partnerimdi.

eat pray love kitabından

malzemede çekme emniyeti 10 N/mm^2 olduğuna göre t kalınlığını hesaplayınız.

mukavemet dersi alıyorum 3.kez. baya bi bağlıyız yani uzun süredir.

''Neyse, bu saatte arama, yüreğine inmesin. Anası babası nerede?''

(bkz: her temas iz bırakır)

Macondo 'da dünyaya gelen ilk insan sıfatını taşıyan Aureliano, martta altısına basacaktı.

Evet, ben de mart ayında doğmuşum.

"nehlüdov kadına kur yapan bir subaydan söz edildiğini duyuyor ve bu durum onu bir yandan kıskandırarak üzüyor, öte yandan da boğazına kadar battığı bir yalandan kurtulma umudu vererek sevindiriyordu."

tolstoy-diriliş

adam terazi burcu büyük ihtimalle.

"doğum sancıları içinde yatarken, açık bir pencereden gece boyunca akapella şarkılar söyleyen delikanlıların seslerini duyabiliyordum."

hmm benimle pek bi bağlantısı yok, evet :)

Brian, "Gerekli Şeyler"in açılışından önceki gün eve dönerken bisikletine binmedi.
Ruhlar Dükkanı, Stephen King

hiçbir ilgisi yok :/

ingilizde bol gelirli bir bay sarki soyluyor
sevda sözleri c. sureya

"orada çekiçle-örs arasında farkında olmadan çelikleştik."

alev coşkun - hasan ali yücel

olmadı bende. pek alaka bulamadım :)

"Von dem Typ, der mir gestern seinen Helm ins Gesicht gefeuert hatte."

anna gavalda'nin bir kitabindan.

değişip duran seyircilerden ayrı bir de onların seçtiği sürekli gözcüler vardı ki, ne tuhaftır, hep kasaptı bunlar ve görevleri üçer üçer açlık şampiyonunun başında beklemek, kimse görmeden bir şey yememesi için onu göz altında tutmaktı. (kafka, akbaba)

:)) benimle olan bağlantısı şu an diyet yapıyor olmam olabilir ve dolayısıyla kendi kasabım oluyorum.

Oppenheimer tarafından yapılan bir diğer deneyin sonucu ise şu faydalı tavsiyeyi ortaya çıkardı:Daha akıllı görünmek için eş anlamlı kelimelerin daha karmaşık olanını seçmeyin.

"gündelik hayata dair 104 garip bilimsel gerçek, ntv yayınları" :)

çağrışım: kelime süslemeye gerek yok, sade yalın anlatımın iyi olduğu çağrışıyo:)

"Estragon: Bekliyoruz."
Godot'yu Beklerken - Samuel Beckett (Kabalcı)
ben de bekliyorum

Dear Nikki,
Because we don't like it.

(bkz: He's just not that into you)

"Greklerin içine değin girmiştir."

Tragedya'nın Doğuşu, Friedrich Nietzsche, Say Yayınları, 2. basım, 1994.

''Sonra kanı gördü''.
Ken Grimwood-Kayboluş

This book will touch on some aspects of systems in state-space form, but a through study of linear systems, including state-space concepts, is beyond the scope of this book.


Mathematical Methods and Algorithms for Signal Processing.

en yakinimdaki kitap buydu. durum-uzay'i salla sen nabican demis, salliycam demek ki.

Unutmak, olağan karşılamak istediğim çarpıcı gerçek gene içime işlemişti.

masumiyet muzesi.

afrikalı leo

"doğumumdan bir hafta sonra babam berber hamza'yı beni sünnet etmesi için çağırdı ve bütün arkadaşlarına bir şölen verdi."

In this text, three factors are derived for arithmetic gradients: the P
G factor
for present worth, the A
G factor for annual series and the F
G factor for future
worth. There are several ways to derive them.
engineering economy 6th ed.

Kısacası, güneşin büyüleyici bir biçimde aydınlattığı bu salonda, çevresinde bulunan herkesle kusursuz bir biçimde bağdaşsa da, toplumsal kökeni gizemli.

Teorema - Pier Paolo Pasolini

ayrıksılığı, merak yaratmayı, çağrıştırıyor. kendini tümüyle göstermemek (paylaşacakları olmasına rağmen etraftakilerin çoğuyla paylaşacak şeyler bulmakta zorlanmak, gündeliğin basitliğinden sıkılmak yüzünden ise eğer) bana pek yabancı diyil.

böyle şeyler söyleme bana.N'olur böyle şeyler söyleme
C.Süreya/Onü. Günün Mektupları

"Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan arttırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir."

şahsi tecrübem ilk gecen biraz zor geçiyor ertesi günden itibaren geceleri sorun olmadı 1 hafta sonra dikişler alındı. ilk 2-3 gün o tarafta çiğnemeye çalışırsan acıyor biraz sonra alışıyorsun. antibiyotik verecek doktor ihmal etme, bir de en azından ilk gece kesinikle ağrı kesici al onu da zaten doktor verir.

ben de gömülü diş mağdurlarındanım.
operasyon sırasında felaket bir acı beklerken,asıl olayın daha başlamadığını düşünürken doktor "dişini aldık farkında değilsin sen" demişti.
cidden hiçbir şey farketmedim.en ufak bir ağrı-sızı olmadı.ama uyuşturucunun etkisi geçince katlanılabilir bir ağrı oluştu,o da 1 güne kalmadan geçti tamamen.
çok korkuyorsanız fazladan uyuşturucu vurdurun,işi sağlama almış olursunuz.
bu arada doktor ağrı kesici olarak apranax vermişti,çok faydasını gördüm.bir sorun isterseniz onu da...

dişinin durumuna ve operasyonun zorluğuna göre değişir normale dönüş. benim başımdan iki defa geçti. birincisinde ilk gece acıdan sızmıştım ve bir hafta ağzımı konuşmak için bile açamadım. ama ikincisinde normal bi diş çektirmişim gibi iki saat sonra hiç bir şey olmamış gibi hayatıma devam ettim.

operasyon sırasında kasma kendini.doktorun eline falan yapışmaya kalkma(var böyle manyaklar)
doktor yönlendiriyor zaten seni."birazdan baskı hissedeceksin,şuan dikiş atıyorum" gibi.
operasyon sırasında acı falan duymayacaksın,bu yüzden korkma sakın.

operasyondan sonra ağız temizliğine dikkat et.dry socket mi ne öle bir şey oluyormuş enfeksiyon kapınca ya da çekilen yerdeki pıhtı oynayınca.o felaket ağrı ve acı yapar bu yüzden türkürmeyeceksin ve sigara kullanmayacaksın.

ilk 24 saat ağzının içi sürekli kanıyor gibi olacak.korkma çünkü o çene kemiğinden gelen sızıntı.tükürüğünü boyadığı için öyle görünüyor,eski türk filmlerindeki ince hastalığa yakalanmadın sorun yok.

ilaçları ihmal etme.2 güne bişeyin kalmaz.bir eczaneden soğuk buzlu bilmem ne aleti edin.(böyle içine su koyup,buzluğa atıyorsun o donuyor içinde.sende ağrıyan yerlerine uygulayıp fevkalade rahatlıyorsun dermana gibi:).şaka bir yana şişlik için bu soğuk uygulama.

ben 2 si tam 2 si yarım olmak üzere tam 4 operasyon geçirdim.. açıkçası ilkinden sonra biraz tırstım.. alt çene ve tam gömülüydu biraz zor oldu.. tavsiyem, operasyon sırasında kulağına kulaklık tak ve sevdiğin müzikleri dinle, ben öyle yaptım bende işe yarıyordu.. yoksa cok geriliyorum. anestezi gectikten sonra haliyle bir ağrı ve şişme başlıor.. 3 e kadar da daha normale dönüyor ama tam iyileşme 3 hafta falan sürüyor zannediyorum.. bu süreçte tavuk çorbası, patates püresi falan yiyerek geçirebilirisn.. gecmis olsun..

yarı gömülü ise çok zor olmaz. dikiş gerekmeyebilir bile. belki üstündeki deriyi hafif keserler, belki normal haliyle çekerler. tamamen gömülü, kemik kaldırarak çekilmesi gereken 20 yaş dişleri bile 1 haftada iyileşir. sizinki daha kolay olur diye tahmin ediyorum. eğer tamamen gömülü, kemiğin içindeyse, ağzınızda hiç görünmüyorsa, ozaman çekimden sonra şişme, çenenin kilitlenmesi, dolayısıyla ağız açmada kısıtlılık, ve bir kaç gün sıvı diyet söz konusu oluyor. ama sizin ilk gün hafif bi ağrınız -belki- olur, sonrada bir şey kalmaz muhtemelen, başka da komplikasyan olacağını sanmıyorum. geçmiş olsun.

panpa panpa benim dişim çene kemiğimdeydi. operasyon 1 saat falan sürdü. 5 dikiş atıldı. bunları niye söylüyorum ciddi bir işti anla diye. doktorum çok iyiydi. bana verdiği tavsiyeleri sana iletiyorum aynen:

çekimden hemen sonra buz uygula altı saat kadar. ben uyguladım ne şişti ne ağırdı.

hazır çorba, puding ve yumurta stoğu yap. sıvı diyeti vermezse yemesi en kolaylar bunlar. benim çenem 1-1,5 santim falan açıldı ilk 3 gün. yumurtayı çiğnemeden yutulacak büyüklükte dilime koyup yuttum.

yemeklerden sonra ağzını suyla ve doktorun verdiği gargara ile çalkala. yaranın içinde yemek kalırsa iltihap yapar. mümkün olduğunca temiz tut.

sigara içme dedi doktor ama ben ilk akşam bile içtim bir tane. her sigaradan sonra gargara yaptım ama.

ilk akşam yemek yemiyeceksin o yüzden karnını douyurup git.

tükürüğünü tükürme yut dedi bana nedenini bilmiyorum. pipet kullanma dedi onun da nedenini bilmiyorum.

doktoruna da bakıyor şişip şişmemesi. benim dişim çene kemiğine yapışık gömülü yatay konumda bir dişti. kırarak çıkarabildiler. en büyük parça pirinç tanesi kadardı.ama yüzüm hiç şişmedi. çene kemiğine dokunmak ile alakalıymış. en ufak darbe yüzün şişmesine yol açıyormuş. annem yarı gömülü çektirdi kadının suratı iki gün şişti. operasyondan önce anlattı doktor bana bunları.

bir de operasyonda ağzını dilini uyuşturacaklar. ben dilimi yutucam diye çok korktum mesela. doktora da söyledim normal dedi. bir diline sinire iğne vuracaklar o ana hazır ol. benim yaşadığım en acayip deneyimdi. beynimde hissettim o iğneyi yani.

geçmiş olsun şimdiden. umarım hemen iyileşirsin.

ben de 20lik dislerimden birini aldirmistim, operasyon sirasinda aci duymadim lokal anesteziden dolayi (veya istersen oncesinde ufak bir hap icirebilirler sana ve sadece oraya girdigini/ciktigini hatirlarsin sonra). ama sonrasinda anestezinin etkisi gecince inanilmaz agrilar cektim, ve yara bir sure kanadi dolayisiyla gece uyurken yastigina bir havlu koymani tavsiye ederim. ayrica yuzumun sag tarafi bi hafta kadar mor dolastim, tabi 2 hafta icinde yeserdi sarardi ve tamamen gecti. insan icine cikmak biraz zaman aliyor. 1 hafta sonra acin hafifliyor sonra geciyor, kontrollerine gitmeyi ihmal etme enfeksiyon kapmasin. gecmis olsun.

diş macunlarının beyazlatıcı özelliği arttıkça aşındırıcı özelliği de artar. üstelik hiç bir diş macunuyla tatmin edici bir beyazlatma sağlanamayabilir. diş hekiminize gidin profesyonel beyazlatma ile birkaç seansta hallolur.

Diş macunu ya da fırçası, ton değişikliği sağlamaz. Diş hekimlerine gidilip, profesyonel bir şekilde beyazlatılması falan lazım.

diş macunu dişlerinizi beyazlatmaz,beyazlatıcı macunların etkisi çok azdır.
gerçek bir beyazlık istiyorsanız diş hekimine gidip beyazlatma yaptırabilirsiniz...
diş fırçası marka önerisi: curaprox

diş fırçaları dişçimin söledğine göre yüzde beş işe yarıyrmuş diş macuunu önemlı deıl ama signalın white now gargara şeklınde olanı var ondan memnunum önerırım

çok yakın bir arkadaşım hergün günde 2 kez dişlerini fırçalar (üstelikte sensodyne ile) o da aynı şeyi söylemekte..dişin yapısından kaynaklı bir renk de olabilir..

sigara içiyorsan azaltmaya çalış. gün içerisinde de falım ışıl veya ona benzer sakız çiğne. faydası oluyor.

ben signalin beyaz bilmemne dis macunundan memnunum.

sigara içiyorsan clinomyn ve oral b elektrikli diş fırçası kahverengi dişlerden beyaz dişler elde ettim

bir hafta once ciddi bir arastırma yaptım bu konuyla ilgili:

beyazlatıcı macunların icinde ciddi agresifler var. dis minesini tahrip edecek cinsten. ve her macunun bir RDA degeri var, bu deger, fırcalama anında yarattıgı asındırma degeri. bu degerler beyazlattıgını soyleyen yazan macunlarda cok fazla, yani asırı derecede riskli urunler bunlar.
arastırma sonunda ayrıca buldum ki, hicbir macun disi beyazlatmaz. sadece mineyi asındırır, bu bir anlık beyazlattıgını gosterir size. ama o fazla asınan yerler savunması zayıflayan yerlerdir. uzun vadede sorun cıkarabilirler.

simdi asıl cozume geliyoruz: beyazlatmak istiyorsanız doktora gideceksiniz. ha ben ne yaptım: ben kendi rengine donsun istiyordum dislerimin. cok cay kehve icerim cunku. bir dis macunu buldum. alman bilimci kardesim, bunun icine polimer küreler koymus, boyle cok cok ufak. kumdan da kucuk. hatta bunları dogal yaglara batırıp cıkarmıs. bunlar n'apıyor, mineyi zedelemeden temizliyor disi. asıl rengi neyse o hale getiriyor. ve getirdi, bir haftadır kullanıyorum, sonuc mukemmel bence. hatta trye gelince dislerimi temizleticem bi, -beyazlatmıcam bak temizleticem sadece-, sonra bunu kullanmaya devam edecegim.

not: almanyadayım ben, urun burda var ama tr var mıdır bilemedim. okulum bitince aldırtıcam hep burdan. macunumu buldum ben.

edit: ismini yazmıstım ama sonra reklam gibi geldi, sildim istersen mesaj atarım.

edit2: deger tablosu da var elimde. bilgine.

beyazlatıcı etkisi olan diş macunu sakın kullanma.
sensodyne florid etkili olanını fazla kullanma;
fazla florid dişi sarartır.
sensodyne pronamel düzenli kullan en iyisi bence.

dostlar sakin olun yazıyorum:

pearls and dents. degeri dusuk baska macunlar da var, ama sadece almanyada bildigim kadarıyla digerleri ( mesela theramed samtweiss)

diş hekimleri beyazlatırken aşındırmıyor mu acaba? bildiğime göre aşındırıyor, temizlemede değilse de beyazlatmada. doğal bir yöntem olduğunu da duydum ama güvenmiyorum doğrusu.

sarı rengi uzaklaştıran bir diş tozu kullanıyorum, diş hekiminin de zararsız bir şekilde beyazlatacağına ikna olamadığımdan. google'a diş tozu yazınca ikinci sırada geliyor, markanın adı yanında natural/herbal diyor.

amway-glister. mükemmel.

www.amway.com.tr

bence dişhekiminize telefon açıp sorun, daha doğru olacaktır

derin temizlik yapıldığına göre periodontal hastalık sahibi bir ağızdı arkadaşınızınki. tedavinin idamesi için klorheksidinli gargara verilir genelde. o gargara tat duyusunda değişiklik yapar. bir de apseli olan bir dişi vardıysa eğer o apsenin boşalabilmesi için dişetinin içinden yol açmış olabilirler, o iltihabi sıvı tuzlu algılanır, apsenin boşalmasıdır, kısa sürede geçer. yoksa öyle tat cisimciklerine zarar vermek falan mümkün şeyler değil.

ön dişler de çürüyebiliyor.

diş taşi o

hiç iade etmedim dolaysıyla nasıl oluyor bilmiyorum. ama birkaç kere alışveriş yaptım ve hiçbir sorun yaşamadım.

ben çok alışveriş yaptım bu siteden. ayakkabı da aldım. ama allah'tan ayağıma olmuştu. site teslimatta ve malların kalitesinde güvenilir. ama teslim ve iade şartları konusunda bir tecrübem olmadı.

ben de hiç iade etmedim ama, elime geçen ürünler hep olması gerektiği gibiydi.

ben de ayakkabı almıştım 2-3 ay önce, iade etme gereği duymadım, gayet güzel geldi. ama iade koşulları kısmında yazıyordu bir şeyler. sanırım aynen geldiği gibi iade etmeniz gerekiyor (kutusu, etiketleri vs. hırpalanmadan).

ilk ayakkabı aldım sorunsuz geldi ama, sonradan nevresim takımı aldığımda paketi açık ve belirgin defolu geldi.

Kemal Sayar - Ruh Hali
O bölümü ayaküstü de okuyabilirsiniz kitapçıda :P kısadır.

cok teknik bir konuda cok teknik olmayan kitap ariyorsunuz.

çok teknik olmayan bir kitap neden arıyorsunuz anlamadım ama lise psikoloji kitabında da anlatılıyor.

psikoloji konusunda bilgi düzeyimin çok teknik olursa anlamaya yetmeyeceğini düşündüm. ayrıca önceden okumaya yeltendiğim 'psikosomatik bozukluklar' gibi sabrım yetmediği için bıraktığım, çok ilginç konular hakkında yazılmış çok sıkıcı kitaplar da olabiliyor. o yüzden istatistik verileri yerine daha günlük dille yazılmış, ders çalışır gibi değil, roman okur gibi okunabilecek birşeyler kastetmiştim.

implant yaptırsanız da çekim sonrası kemik dolsun diye, implant kısmı kemiğe uygulanınca da sağlamlaşana kadar, bi kaç aylık bir süre dişsiz dolaşmanız gerekir.
kanal tedavisi yaptırın. renk değişimi olabilir, ama bir kaç yıl içinde olur, hemen değil. olduğunda da zaten buna özel beyazlatma yöntemleri var. eski haline getirilir.

implant sanıldığı kadar kolay bir tedavi yöntemi değil. her halükarda mevcut dişinizi korumaya çalışın. ben mecburen implant yaptırıyorum ve tedavi aşaması çok uzun sürdüğü ve kayıp dişim önde olduğu için zorlanıyorum. doktorun önerdiği şekilde tedaviye devam edin, o tarz bir durumla karşılaşırsanız en kötü ihtimal dişin ön yüzüne kaplama yapılır. ki daha farklı tedavi yöntemleri de vardır mutlaka durduk yere dişinizden olmayın.

kanal tedavisi dişin sinirinin alınmasıdır. eger siz o dişe iyi bakarsanız sararıp niye kararsın ki? genelde agrı vermedigi icin yine cürükler farkedilmez, o yüzden kararır solar. ama cok isteniyorsa eger o diş kesilir, kökü kalır, üstüne kaplama yapilir, güzel durur. rengi falan da ayarlanıyor cünkü digerlerine göre.

selam sanırım ikisinde de var, ama ben beytepe'dekinin yerini biliyorum, yıldız anfinin yanındaki istatistik bölümünün tam yanında, başarılar.

sıhhiyedeki de tıp fakültesinin içindeki öğrenci işlerinde.

sleeve :)

coffee collar diye biliyorum ben

patentli bişi oldugunu duydum.

Antibiyotik kullanırsanız geçer ancak; ben Largopen alıyorum.

antibiyotik vermedilerse kullanmayın, yavaş yavaş iner. tamamen geçmesi 6 ay sürer.

antibiyotik verdi zaten, ama ben dolguyu yapmadan iltahabı halleder diye düşünmüştüm, teşekkürler...

muhtemelen. ortodonti de olabilir belki.

Plastik cerrahidir belkide. Cunku diş bozukluklarını veya ceneden kaynaklı şekil bozukluklarını onlar gideriyor.
Korkutmak gibi olmasın ama ben burun ameliyatı oldugumda cenesinden ameliyat olmuş bi cocuk vardi 20 li yaslarda, iki gun yemek yiyemedi, konusamadı.

çene cerrahisi olan hastaneleri google da ara, diş ve çene cerrahisi veya diş cerrahisi diye de olabilir.
20 yaş dişin çıkıyordur:)

çene eklemlerinde bir sorun var hocam. eğer çeneni açarken zorlanıyor ve de iyice açınca tak diye bir ses geliyorsa takılma gibi, çene cerrahına yönlendirilmişsin. çene cerrahı demek diş doktorunun bu alanda ihtisas yapanıdır. istanbul ataşehir de bir doktor var cidden çok iyi tavsiye ederim.

www.istanbulimplantoloji.com tolga bey.

çene cerrahisi diş hekimliğine ait bir dal. ağız ve çene hastalıkları cerrahisi olarak geçer. gömülü 20 yaş dişleri başta olmak üzere her türlü çene ameliyatını yapar. bir üniversitenin diş hekimliği fakültesine gideceksiniz. plastik cerrahiyle falan alakası yok.

minnettar olmak mı?

minnet?

vefa?

"şükran" da olur.

"kadirşinas" da belki.

şükran?

minnet tam oturuyor senin tarife

müteşekkir

2.nesil ipod nanom vardı 5 yıl kullandım. sonunda pili dayanmamaya başladı, 1-1.5 saatte biter oldu, kardeşime devrettim şimdi o kullanıyor hala, başka bir bozukluğu da olmadı. bende 5. nesil ipod nano var şimdi. gayet memnunum tavsiye ederim.

2 yıl de ömrü biten ipod görmedim ben :) ben de 3 yıl ipod touch kullandım 2-3 ay önce sattım da iphone almak icin. 3 yıl boyunca ilk günkinden farkı pilinin daha gitmesiydi sadece o haliyle bile piyasada cogu mp3 calardan daha uzun süre dayanıyodu pili. pilini değiştirebiliyosun zaten. yakın bi arkadasım ipod classic kullanıyo onnuda 4 yıl falan olmuştur yine aynı şekilde ilk günki gibi kullanıyo.

2. el ipod classic(80gb) aldım 3 yıl kadar önce, hala taş gibi.. parlak metal tarafı çizilmekten korumanı tavsiye ederim alırsan bundan. ben korumadım çok ince ince çizikler var, biraz da arkası siliniyor..
bu arada en sevdiğim ipod modeli classic oldu benim.
pil ömründe kayda değer bir azalma gözlemlemedim.. sık sık müzik dinliyorum, boşaldığını fark edince şarja bağlıyorum.. bazen açık unutuyorum cebimde : ) neyse tık demedi işte 3 yıldır.. böyle gider gibi görünüyor daha uzun süre.. ayrıca ölürse pili, götürüp değiştirtebilirsin servisinden herhalde..

ayrıca ipod kullanıyorsan güzel bir kulaklık da al kendine..

dövme yaptırmak için en iyi bölge ama bana kalırsa sag kola yap. :)

sağ kola başka bir şey düşüüyorom. :)

faithless bana çok güzel gelmedi açıkcası. 50 yaşında faithless dinlio olmıcaksın. 10-15 yıl sonra çocuğun olunca da ben böle bunalımlar geçirdim, intihar eşiğinden döndüm açıklaması yapılmaz. ama sen bilirsin tabii.

faithless bence de olmamış, ama hikayene bakınca 'dum spiro spero' yazdırsan diye geçti içimden, nefes aldıkça umut vardır gibi bir anlamı var, faithless negatif bir algı yaratıyor bende, müzik grubu olması ise zaten eksi puan benim gözümde, anlamsız bir fan gibi görünme ihtimali yüksek.
bu arada hikayesi olan dövmeleri seviyorum :)
dövme yeri için de istediğin zaman kapatabileceğin bir bölge olması daha iyi demişti benim konuştuğum dövmeci, yarın kimlerle çalışacağın veya aynı ortamda olacağın belli olmaz demişti, mantıklı gelmişti. yazın ortasında uzun kollu giymek zorunda kalmayın sonra?
dövmeciyle defalarca konuşup dövme yaptırmayanlar sınıfındayım ben de, o yüzden fiyat bilgisi veremeyeceğim. yaptırırsan fotoğraf koy da belki gaza geliriz :)

iş konusunda hiç bir problem yaşamam.
yapmayı düşündüğüm meslekte dövmesi olmayanı dövüyolarmış zaten :)


müzik grubu olması konusuna gelince.
ikilemdeyim orda.
müziğe gerçekten çok önem veriyorum. hatta vücudumda başka bir yere müzikle ilgili bir dövme yaptırmayı da düşünüyorum. hatta kesin yaptıracağım ama bu 'faithless' dövmesi, yaşadığım zorlu dönemi atlatmamda yardımcı olacağı için öncelikli. yani müzik grubu olması bana o kadar da kötü gelmiyor. evet belki liseli ergen gibi gözükebilir başkalarına ama kendi içimde bir hikayesi olmuş olacak.

yaptırdıktan sonra da koyarım fotoyu, no problem :)

bence biraz bekle. ilk dövmemi 19 yaşımda çok severek ve isteyerek yaptırdım. 20 yaşıma geldiğimde hala memnundum. 21 yaşıma geldiğimde biraz şüphe etmeye başladım. şimdi 22 yaşındayım. üzerini tamamen kapatmayı veya daha iyi bi' hale getirmeyi düşünüyorum. kim bilir bu yaş 23-24 olduğunda ne düşüneceğim.

illaki yaptıracağım diyorsan;

herhangi bi' şey yaptırmaktansa anlam yüklemeyi başardığın bi' şeyi yaptırmak istediğin için bence gayet mantıklı.

bahsettiğin yer gayet iyi. ama geride bırakabildiğin bi' şey olduğundan belki ensene veya ensenin biraz daha altına yaptırabilirsin. (değişik bi fikir benimki de. mantıklı gelir veya gelmez.)

font konusunda internetten araştırma yapabilirsin ama gittiğin dövmeci de mevcut tecrübeleri sayesinde daha uygun bi' şey önerebilir.

bahsettiğin yeri bilmiyorum ama (eğer istanbul'daysan) danny garcia (inkstanbul artcore) veya çağatay ateş (negatif) önerebileceğim iki isim olur. ikisini de biraz araştırırsan ne kadar iyi olduklarını görürsün.

fiyat seçeceğin fonta bağlı. ama iyi bi' şey yaptıracaksan en az 300 lirası var derim.

son olarak; bence sen yine de biraz bekle.

kesinlikle danny garcia'ya yaptırmalısın. tavsiye dersen belki de yazıdan ziyade sana bunu hatırlatabilecek bir figür bulsan söylesen çizim konusunda danny yardımcı olacaktır zaten. daha orjinal olur bodos bodos yazıyı yazmaktansa. ha yok ben yazıda kararlıyım dersen font bulmasan bile kendisine anlatırsan yok çok keskin harfler olsun yok şöyle olsun böyle olmasın diye, o hoşuna gidebilecek şekilde yapar diye düşnüyorum

bu arada ben kendisine üç adet dövme yaptırdım şimdiye kadar. onun dışında bir üç tane daha dövmem var. ilk dövmemi 16 yaşımda yaptırmıştım ve bi anlık karardı ve hiç pişman olmadım. bi an bile pişman olursam diyorsan hiç yaptırma.

fiyat konusuna gelince de verdiğin paraya acıma derim zira her doktora muayene olmadığın gibi her dövmeciye de gitmemelisin.

onur yılmaz var karşıyakada. süperdir.
www.medicaldentist.com

alsancakta halil gözaydın vardı.
eski dişçim.eli hafif ve beceriklidir.
bi de şeker bi amcadır.

bayraklı sevgi yolunda dişçi neşe hanım var. 18 tane dişimi çok çok uygun bir fiyata yaprırdım.( dolgu, kaplama,köprü ıvır zıvır) 3 yıl oldu bu soru olmasa aklıma biile gelmezdi tedavi olduğum.

valla basmane'de gümüşeller var, adamlara yıllardır gideriz, süperdirler. 20 lik dişimi tereyağından kıl çeker gibi çekti. ayrıca bornovadan metroyla 10 dk. :)

fasulyeler yetiştirebilir. 1 grup fasulyeyi gün ışığında 1 grubu loş ışıkta diğer bir grubu da karanlıkta yetiştirip gün ve gün uzunluklarındaki değişimi not alır. grafikler çıkarır. ışığın fasulyelerin büyüme hızına olan etkisini sunar.

yanardağ maketi yapıp içinde sodyum patlatmak, ejderha maketi yapıp ağzında magnezyum(du galiba) yakmak - farklı renk bir alevi oluyor- gibi şeyler yapmıştık biz lisede.

geri dönüşüm, atıkların değerlendirilmesi gibi şeyler daha güzel.

robinbook'a mesaj atıp sor. onda kitap olması lazım ve satıyordu da en son. satıldı mı bilmem.

robinbookta var sanırım gündeste. ama kitaptaki hiçbir şiirin adı yok, isim koymamış ferhan şensoy, o yüzden kendin tamamlamakta zorlanabilirsin.

kitap bende de var ve inthechaos un dediği gibi hiçbir şiirin ismi yok.

evet görünüşe göre bu şekilde toplamak da mümkün olmayacak. robinbook'tan satın alacağım kitabı. (ki asıl derdim buydu, pek güzel oldu.) fakat ahdettim, tüm şiirleri tek tek ellerimle yazıp blog üzerinden filan paylaşacağım. burada da duyururum. ferhan şensoy da, yayınevi de bir şey demez artık sanırım bu işe. cevaplar için teşekkürler.

post rock dinle çalışırken.

odadaki tüm ışıkları kapatıp, üzerinde sadece çalışacağın materyal olan masada, masa lambasının altında. finaller yazarak çalışmak için çok geç bir nokta olduğu için altını çizerek, en son sadece altını çizdiğin yerleri okuyarak.

kütüphane... evde olmuyor
imza:
ders çalışması gereken vakti internette geçiren öğrenci

bir tek pharmaton kullanıyorum onu da kış aylarında vücudun direnci artsın diye. çok fazla yabancı madde girmesini istemiyorum vücuduma açıkcası. mümkün olduğunca az almaya çalışıyorum.

benexol

majezik.
migren + sinüzit kombosuna sahibim.

ferra sanol. bıraktığım an demirim yerlerde.

"niye zahmet ediyorum ki..." gibi, yaklaşık olarak

niye ugrasiyorum ki? (sallayayim ben bunu daha iyi olur gibi gibi)

nie uğraşıorum ki

"even" gelince, zaten "neden canımı sıkıyorum ki" olan anlama "değmez, bu kadarı bile fazla, muhatabım bile değil" gibi küçümseyen bir ifade ekleniyor.

"Niye uğraşıyorsam artık" gibi de düşünülebilir, zenginlik olsun.

(bkz: idiopatik)

kenakort merhem kesin çözümdür. 22 yıllık tecrübe.

herhangibir gıda tetikleyebiliyor bu aft olayını. tıpta gerçekten de bir nedeni yok olarak anılıyor. tedavileri arasında dut pekmezi/şurubu başı çeker. kenakort da iyidir lakin sunduğu sıradışı çözüm nedeniyle anca gece yatarken kullanılabilir. mikrobik etmenler de tetikleyicidir fakat her an bu mikroplardan yuttuğumuzdan ağızda yara çıkarması için ciddi anlamda yoğun bir mikroba maruz kalmak gerekir herhalde.

tuzlu su, ağız gargaraları öneriliyor genelde. bir de kenacort diye bir merhem/krem var. yaranın üstünü kapattığından acısını anlamadan aft geçiyor bununla. gayet dua edilesi bir ilaç olduğunu söyleyebilirim. tek zorluğu sürmesi. tek hamlede aftın üstüne bırakmak gerekiyor.

neden olacağını bilmiyorum da kenakort çözüm değil. kesin çözüm oral medic. 10 dk içinde geçiriyor.

aftadur biye bir sprey var, tedavi amaçlı değil sanırım ama üstünü kapladığı için rahat ediyorsunuz

Güzel şeyler olmasını istiyorsun ve güzel şeyler görmüşsün, hepsi o.

Cigar sigaradır.

rüyanda gördüklerinin yanında onları görürken ne hissettiğin de önemli. hangi bölümlerde korku, heyecan, sevinç, utanma,telaş gibi duygular hissettin?

adamı kovalarken belki biraz telaşlıyım, mesajı okuyunca umutlanıyorum, genel olarak bi huzur var rüyada ,bir türlü cevap veremeyince hafif bir panik başlıyor.

gizli bir anlamı yok gibi rüyanın. sanırım sen sanki onunla tekrar bir konuşsan bu iş olacakmış gibi hissediyorsun ama aynı zamanda bu konuşma pek mümkün de değil. sonucun olumlu olmayacağından korkuyorsun ama içinde bir umut var.

rüya kısmını geçer de ilişki olayına geçersek. uzak mesafe ilişkisinde ısrar sana zarar verir. eleman belli ki aklı başında mantıklı birisiymiş. yanında olmayan birisini hayatında istememesi gayet normal bence. onun bu kararına saygı duymalısın.

uzun mesafe sebebiyle iletişimsizlik. rüyanın anlamı bu.

arada mesafe olduğu zaman iletişim sorunları olacağını düşünüyorsun. çünkü o sana bir şey söylüyor ama bunu anlamak için badireler atlatıyorsun, badirelerden sonra anlıyorsun ama bir türlü cevap veremiyorsun.

psikolojik sembolizasyonu budur.

@elanor marin: sen iyi kahve falı bakarsın :)

Belli oluyor röntgende.

germleri var, 8 yaşından itibaren panaromik filmlerde görülmeye başlanır. yaşı gelince sürer.

tretin önerirler peeling babında.

ben roacctane kullaniorum suanda ayni zamanda eritretin isimli jeli verdi doktor

kalan sivilce izleri için bana contractubex yazmıştı doktor. aylardır olan izleri bile silmiş bir krem kendisi.

onbeş yirmi tane görseydin eve yeni biri gelecek, hayatının aşkını bulacaksın demekti ama beş on tane görmüşsün, want2die'ın dediği doğru.

eline para geçecek. inanmazsan inanma.

geçen sene ben de görmüştüm bir b*k olmadı.

yunus polisler pesine dusecek, sen kacacaksin onlar hoplayip ziplayip seni kovalayacak. dikkatli ol.

yanlış insanlara yanlış sorular soracağına, onların da saçma sapan şeyler sallayacağına delalet eder...

ben ne zaman yunus görsem büyük ve iyi şeyler oluyor, hayırlı bir şey bence.

yunus özyavuz a.k.a sagopa kajmer, seni din yoluna girmeye teşfik edecek, sen yanaşmayınca twitterdan adresini herkese verip, rezil rüsva edecek...

teknik iletişim sınırları içinde profesyonel iletişimcilerin kominikasyon sistemleri ve yazılımları dizaynında daha fazla rol almasına karşı çıkan bir araştırma üzerine kurulu olan makale, sosyal medyanın işlevlerini integre etmek amacıyla kavramsal temeller ve somut adımları sunmak için aktivite teorisini kullanıyor.

dedim ben ama, hatalı olabilir. emmin olamadım şimdi.

teşekkür ederim, emek harcaman yeterli :)

bence böyle:

sosyal medyanın işlevselliklerinin entegre edilmesi amacıyla somut adımlar ve kavramsal temeller sunulması için aktivite teorisini kullanan makale; profesyonel iletişimcilerin iletişim sistemleri ve yazılım tasarımında bütünüyle yer almalarını savunan teknik komünikasyon dahilindeki araştırmalar üzerine kuruludur.

teşekkürler oxibrinth. ben harmanladım bunları :=)))

rahat ve düzenli sevişebilmek, çocuk yapmak, yalnız kalmamak (özellikle yaşlılıkta) için olabilir.

tek başına yaşamak kolay olmadığı için.

yaşlılık en mantıklı açıklama. bir de güvence.
yani yaşlandığında yalnızlık daha da zor demek istedim.

ya ben soruyu okumadan cevaplamışım. kedime göre bir mantık kurdum senelerce düşündüm düşündüm ve en mantıklı açıklama bu geldi. yoksa türk toplumunda durum tabiki çok çok farklı...

Ya kimse genç yaşında yaşlılığını garantiye almak için evlenmez herhalde.Genç dönemden bahsediyorum.

küçük bi yüzdesi de sevdiği ve her şeyi paylaşmak istediği için olabilir.

evlenmenin hukuki sonuçları vardır. mirasçılık, müşterek çocuk vs.. diğer durumda kapıyı çarpar çıkar gidersin.. ee tabi burada iki tarafın da ekonomik gücü olan bol sevişmeli evlilikleri baz alarak "ne gerek var abi?" demek açıkcası çok da yadırganası değil. ama sosyal bir gerçeklik de var.

karşındaki kişinin bir ömür seninle kalmak isteğini belgeleme ihtiyacı, bi güvensizlik hissi olabilir.

turk toplumu derken?
sanki bi biz evleniyormusuz gibi olmus.
hocam, yalnızlık zor. benim hayalim, evlenecegim kadınla yas 60 70 oldu mu guzel bir turk kahvesi yapıp hanım gazetede neler yazmıslar bugun tey tey diye sohbet etmek.
o zamana kadar da karsılıklı olarak destek olmak hayatta. sevişmeyi yazmıyorum bile, kontrolsuz guc guc degildir.

edit: genc donem derken?
ha ne olur ilerde bilmem.

Bizim kültürümüzdeki evlilikleri sorduğum için yazdım.
Edit: 25 35 yaş arası diyeyim daha da ufuk açsın.

çevre baskısından kurtulma sebebi de var tabi.

9 yıllık sevgilimle bu yıl evlendim neden evlendiğime gelince tamamen çevremdeki insanlara bu adamın beni gerçekten sevdiğini ispatlamak için, biliyorum çok saçma evlilik sevginin kanıtı değildir, kimseye bişeyi inandırmak zorunda da değiliz ama, benim gibi asi bi kız bile bu duruma düştü. "adam 9 yıldır seninle herşeyi yapıyo niye evlensin ki" diyenlere kapak olsun diye salladık nikah cüzdanını

erkekler için ev toplama,yemek yapma,bulaşık derdinden bir yerde kurtulmak içindir.

lemmiwinks + 1

Aile hayatının önemli olduğunu bildikleri için olabilir.

erkekler için; bedava sevişmek (sevişmeyi bilmemekten geliyor), ev işleri vs konusunda kendisine bakacak biri (annesinden uzaklaşamamış ve bireyselliğini kazanamamış kişi, oedipus kompleksi de var burada), aile ve toplum baskısını hafifletmek, yalnız kalmaktan korkmak (son ikisi de bireyselliğini kazanamamaktan geliyor)
kadınlar için; maddi olarak kendisine bakacak biri (kendisini ikinci sınıf insan olarak görmesinden, elektra kompleksi), aile ve toplum baskısını hafifletmek, çocuk yapmak (kendi varlığının anlamsızlığını onlar üzerinden unutmak, yaşlandığında kendisine bakacak birilerini istemek), yalnız kalmaktan korkmak.

özet geçersem; hastalıktan, başka bir şey değil.

yalniz yasiyorsan hastalaninca kendine bakmak cok zor oluyor lan. bi de bazen eve canin sikkin geldi mi icini dokecek birini ariyorsun (seni yargilamayacak, dalga gecmiyecek sadece dikkatli dinleyecek biri) bi de soyle sicak hazir yemek falan yapmissa. bence bu kadari bile yeterli ya da ben son zamanlarda cok yalniz kaldim amk

@please don't die: dediklerinin olması için evlenmek gerekmiyor..

evlilik özü itibari ile ekonomik bir birimdir (çok ekonomik anlamında kullanmıyorum bunu, ekonomi bilimi ile alakalı anlamında kullanıyorum). istersen biraz araştır, yazamayacam şimdi uzun uzun.

@ :/ kesinlikle katiliyorum sana, o yuzden insanin gozunde buyutmesi gereken bir sey degil bence evlilik. hayatinin buyuk bir kismini biriyle paylasiyorsun, bu paylasimda resmi makamlarca onaylanmis. ha onaylanmasa ne olur.hicbisi olmaz. sadece insanlar bu tip resmiyet kazanmis durumlarda daha bir sorumlu hissediyorlar kendilerini. artik toplum baskisi mi dersin, insan psikolojisi mi bilemiyorum. ben cok evlenme taraftari degilim, ama kesinlikle hayati birileriyle (poligami olarak algilanmasin) paylasma taraftariyim.

dövme büyük olacaksa agzından baloncuklar çıkan balık,ve o baloncukların içinde baş harfler olabilir mesela.kimsede görmedim aklıma geldi oyle...


ya da örümcek ağı yaptırıp isimler bir şekilde kombine edilebilir.

cinsiyet?

dişi kişiler için yıldız olabilir; aile bireyi kadar yıldız. anne baba büyük, kardeşler daha ufak şekilde. kolun iç tarafına, omuz arkasına, üst beden* yanına olabilir.

er kişi için tribal bir şeyler düşünülebilir, ben olsam olabildiğince düz bir şey isterdim o ayrı(misal her biri için bir çizik).

trisepsin üzerine dikey şekilde gothic yazı tipiyle baş harfleri yazılabilir.

bir saat olabilir ve herkesn sevdigi sayı yerine isminin bas harfi. saatin şekli de aileye özel bir şey faln

koluna sırasıyla aile üyelerinin baş harfini sonuna da soyadının başına harfini yaptırabilirsin. soyadının baş harfi diğerlerinden biraz daha büyük olsun.

içinde aile bireylerinin adı geçan kare bulmaca olabilir.

4.bp.blogspot.com

el yazısı şeklinde harfler birbirine değen yüzük yaptır bi parmağının çevresine

nereye yaptıracağınız konusunda şu tabloya bir göz gezdirin bence: www.cracked.com

harf değilde her birini temsil eden şeyler olabilir mesela kardeşinin uğur getirdiğini düşünüyorsan kedi balığının uğur getirdiğine inanılır, babanı koruyucu görüyorsan korumacılığı temsil eden bir sembol falan öyle şeyler. discovery'de miami ink izle arada oluyor böyle şeyler.

ebay'den ipod 5th gen 8gb 200 tl gibi bir fiyata aldım birkaç ay önce. şu anda 6th gen çıktı, gayet uygun fiyata bulunabilir. özellikle radyosu şahane. hani digiturk'teki yayını durdurma geri sarma filan olayını radyoda yapmış adamlar.

urun.gittigidiyor.com

ben yıllardır ipod nano kullanıyorum, çok memnunum.

iriver öneriyorum.

bence sansa clip+. flac çalar, radyosu var, küçücük bir şey. 100 liralık alete 200 liralık kulaklık alıp dinleyenler var. ses kalitesi bakımından uçmuş gitmiş diyorlar. ancak ekranı küçük ve sadece 4 renkli. kendi hafızasının yanında micro sd girişi de var. o philips'ler gibi yasal ses sınırına takılmıyor. güzel alet. düşünebilirsiniz.

Hangi amaçla alacağın önemli. Eğer Amazon"dan kitap alacaksan kindle çok iyi. Ben aldım, ayrıca pdf (yani korsan) kitaplari da okuyabiliyorum. Ayrica txt formatina getirebilecegin her bir şeyi de okuyabiliyorsun. Beleş 3g"si ile primitif şekilde de olsa internete girilebiliyor, hafif ve iki hafta şarjı dayanıyor. Ayrıca da ucuz. Lakin diğerlerini bilmediğim için kıyaslama yapamayacağım. Eğen kindle alacaksan birkaç model var ben free3g olan modelini almani oneririm wirelesslısı ucuz ama türkiyede wirelesslar çalışmıyor, kabloya muhtaç kalabilirsin.

dostum o kadar para vermene gerek yok aşağıdaki ürünlere bi göz at ihtiyacını fazlasıyla karşılayacaktır.. Tabletpc.. Wireless a da girersin herşeyi yaparsın..

7" olanlar 300 / 10" olan 400 yaparız fiyatları..

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

amaciniz ozellikle e-book ise bosverin tablet pc'leri, elektronik kagit teknolojili readerlar (kindle, nook, vs.) kitap okuma konusunda neredeyse butun tabletlerdeki lcd ekrana gore cok daha iyi.

tom riddle+1 tablet bilgisayar bambaşka bir şey. niyetiniz kitap okumaksa aman diyeyim tablet bilgisayarlardan uzak durun. elektronik mürekkebi olmayan bir şeyden kitap okumayı denemeyin bile. gözlerinize yazık. hem söz konusu olan e-kitap okuyucu değil de tabletse o zaman da gidilir adam gibi yurtdışından i-pad getirttirilir.

yok, amaç tamamen kitap okumak.

diş hekimi değilim,ama fikir vermesi açısından söylüyorum; ben de yarı gömülü 20lik dişimi çektirmiştim 2 yıl kadar önce.çekildiği yere 2 dikiş atılmasına rağmen tam olarak kapanmadı hala ve doktorum anormal bişey olmadığını söylemişti sorduğumda...
yine de doktora danışmakta fayda var.geçmiş olsun.

üstler çok çabuk altlar çok geç kapanıyor.

kapanmadı derken, çekildiği an kemik açıktadır, şimdi kemiğin üstünü örten bir dişeti var ama çukur formda demek istediniz herhalde. Ağrı, ağız kokusu yada kanama var mı?

experince yerine experience desen daha iyi olabilir:)

Parantez içinde "familiar with" veya "beginner" tarzı bir açıklama yazarsan olur. Bu sefer de diğer programlama dillerine de seviye yazmak gerekebiliyor.

Bence en temizi açıklama yazma, sadece mülakatta sorarlarsa seviyeni söylersin.

beginner-intermediate-excellent

bunları kullanman daha iyi olur.

"Experienced in......"
ya da good knowledge of ....
Knowledge of .... at an .... level.

ian.hixie.ch

bu abimiz benzerini yapmışta onun için şey ettiydim.

computer proficiency diye bir kısım yap, nasılsa ofis programlarını vs yazman lazım, bu diğerlerini de ayrı bir satıra yaz parantez içinde de beginner intermediate expert vs yazabilirsin mesela veya ne tür işler yaptığını her programla dili için ayrı yazabilirsin. sadece IT odaklı bir CV ise daha farklı bahsedebilirsin tabi, iş tecrübelerinin olduğu yerde hangi programlama dilini nasıl kullandığını da belirtebilirsin ne tür proje yaptığını mesela.

daimi diş kaybı implant için şart değildir. ama yaş faktörü önemli olabilir. daimi dişler eksik dişin olduğu yere doğru eğilir normalde, çekim yaptırınca da aynı şey olur. dolayısıyla implanta yer olması için öncesinde ortodontik tedavi veya yer tutucu yapımı gerekebilir. yada daimi dişler gelince o eksiklik belli olmayacak diyerek implanta gerek görülmeyebilir. fiyat konusunda yardımcı olamayacağım.

bahsettiğin şeyin aynısını ben yaptırdım. süt dişi olduğundan daha küçük bir implant koyuldu ve daha ince bir işçilik olduğu için daha pahalıya mal oldu. tek diş toplamda 1500 tl civarına geldi.