alınır. eğer şehir içinde kendinize ait başka bir hesaba yatırıyor olsaydınız alınmazdı ama bu durumda alınır.

ortalama ne kadar? yatıracagım mebla 500€ falan.

örneğin finansbank'ta 100 tl için 27 tl alınıyor. citibank'ın ne miktarda alacağını bilmiyorum. ama iyi bir miktar olacağını tahmin ediyorum.

bankamatik'ten yatırırsan daha ucuz olur muhtemelen. mesela ben iş bankası'na bu şekilde yatırdığım zaman 3,5 tl alıyordu. gerçi tl'ye çevirmeden euro olarak yatırırsan baya artabilir, ben ilets için swift ile pound gönderdim, 30 tl masraf aldı garanti. sonra tl'ye geçtiler de olan bana oldu.

iphone4 al.. çünkü..

iphone 4 tabiiki....hem tasarım olarak hemde fonsiyonelliği bakımından bana göre blackberry i ezen bi tel

edit: iphone düşkünlüğü-okuduğum üniversitenin wifi sistemi sadece bilgisayar ve iphone yazılımlarını destekliyor bu kadar diyim

htc al çünkü; www.youtube.com

ikisi arasinda iphone. temmuzdan bu yana htc desire kullandigim icin, htc desire alternatif olarak onerebilecegim bir diger telefon.

tabi ki iphone. neden? cunku bir fenomen

- iyi de fenomense fenomen benim isime nasil yarayacak bu?

- oyle bir fenomen ki, gerek amator gerek profesyonel binlerce yazilimci ve firma ha bire yepyeni uygulamalar yaziyor, bitmek tukenmek bilmiyor.

kurumsal bir şirkette çalışıyorsan emaillerini sürekli kontrol etmen gerekiyorsa veya mail çok gönderiyorsan blackberry. hem telefon olsun hem ipod olsun binlerce uygulama desteği olsun sıkılınca eğlenceli 1-2 oyun oynayım diyorsan iphone4

tabiki blackberry al
iphone herkesin elinde var o kadar ele ayağa düştü ki çakmaları da inanılmaz derecede çok

iphone kötü demiyorum ama tek elinle doğru düzgün kullanamıyorsun. aman ekranı çizilmesin diye yoruluyorsun sanki telefon değil.
hem mail konusunda hem kullanılabilirlik konusunda hem tasarım konusunda blackberry. ayrıca bbm falan var

en eskilerinden bir bb kullanıcısı olarak, kesinlikle 4 al...
htc daha iyi tabi...
bb çok sorun çıkartıyor.

4 yilda 6 bb degistirdim. ya bende sorun var ya da bu tel cok cabuk bozuluyor.ben de htc oneririm

iphone tabii ki. nedeni applications denilen uygulamaları. pişman olmazsın.
ayrıca ekran kalitesi, ipod görevi de görmesi, hd video çekimleri falan. anlatılmaz yaşanır.

ayfon 4 hocam. bir milyon app, jailbreak vs.
bbnin kasası falan cok dandik bence. etrafımdakilerin hepsi gıcır gıcır.
ayfonun bence tek eksigi pili, ama o da o performansa dayanamıyor normal.

Hacım nerde oturuyosun? Şöyle pek sevmediğin, ama yaşamakta da sıkıntı çekmiyeceğin bir yere git (Benim için ankara mesela), kafan açılıyor, hem yalnız olmanın, hem de orda bulunmakta gönülsüz olduğun bir yerde olmanın birleşik tecrübesi seni yeni bir seviyeye eriştirip bütün sıkıntılarını geride bırakıyor. Hani çok da sıkılacağın bir yere gitme. Burda mesela benim ankara örneği vermemin sebebi, böyle hem içinde bulunduğum çevreyle hiç bir bağlantısı yok, hem hiç arkadaşım/tanıdığım yok, 2 gün boyunca ne yaptıysam yalnız ve bilmeden yaptım. İşe yarıyor gibi.

çakraz yapmıştım ben istanbuldan araba ile. küçücük bir sahil. Oradan çıkıp sahilden dolaşa dolaşa rahatlamış geri dönmüştüm :)

ben daha güzel ruhu dinlendirici bir o kadar da can sıkmayacak türde bir yer arıyorum arkadaşlar.
bu arada tavsiyelerinizi etkiler mi bilmiyorum ama bayanım ve arabaya atlıyım da şurayı gezeyim gibi bir şey olsun istemiyorum. otobüs, uçak gibi araçları kullanacağım :)

bu yurt dışı tur olaylarına tek başına girişsem nasıl olur acaba?

(bkz: amsterdam)

hocam ege'ye kaçabilirsin bikaç gün. örneğin ayvalık bu zamanlarda sessiz sakindir. denize yakın biyerlerde ev kiralarsın yada otelde kalırsın. istediğin zaman çıkıp dolaşırsın. rahatlarsın. istediğin zaman da yatıp keyfine bakarsın.
ayvalık'ı örnek olsun dşye verdim. ege'mizin herbir tarafı cennettir.

zevklerini bilmiyorum ama tavsiyem;
www.sunnetgolu.com

kabak veya olimpos'a git, kâfi.

ha ben üç hafta toroslarda bir mağarada kalmıştım mesela, kafana uyuyorsa detayları, nasıl yapacağını, neye ihtiyacın olacağını yazabilirim.

Git Uzungöle'e bi motel kirala, 3 gün kafa dinle. epey üşüyeceksin ama.

edirne
valla bak, orda 1 gün kal, atla otobüse
çanakale
burda da bir gün kal, sonra istersen
ayvalık
burdan da geri dönüş..

kesinlikle amsterdam. bul u8cuza uçak bileti, ayarla hostelini, git kafanı dinle. bütün gün coffee shopta pinekle tavsiye ederim.

anonimyususer +1

edirne mukemmel.
bozcaadada kus ucmuyordur, yalnızlgıı seviyorsan git.
ayvalık.
kaz dagı.
safranbolu
amasra
beypazarı (mukemmel hale gelmiş, baskana alkış)

sec begen al. yurtdısına gitmeye degmez, hele bu sogukta. su anda almanyanın en sıcak yerlerinden birisi karlsruhe eksilerde.

212 men

hepsi piyasa parfümler bir dolansanız 10 kişiden 9unda bunlardan birine denk gelirsiniz.

Aqua Gio Erkek

13-14 yaşımdan beri kullanırım, isterse 10 kişiden 100'ünde de aynısı olsun, zikimde bile olmaz. yakıştığını ve beni yansıttığını düşünüyorum...

her parfüm her kişide aynı kokmaz...

avon christian lacroix noir üstüne erkek parfümü tanımam =) nişanlıma ondan başka parfüm aldırmıyorum. üstelik bunların çoğundan da ucuzdur herhalde..

cool water ya da bunların dışında kenzo parfümlerine bakılabilir.

212 men! 4 senedir sevgilime kullandırdığım tek parfüm.

armani code degil de normali daha guzel cok onceleri kullanmıstım, dieselin yumruk seklindeki parfumunu (ismini unuttum ya la) aldım ebayden 300ml, gunluk onu sıkıyorum, o da tatlı.

onemli not: hocam, etrafında bu işlerden anlayan bi kız bulacan, sevgilin varsa al onu, sende duranı sec. secmece parfum olmaz.

Rochas Erkek Edt

Aqua Gio Erkek

babama; CK In2U ya da CK One alıyorum.
sevgilime; Issey Miyake L'eau D'issey ve kokusunu değiştirirse kızarım.

3 koku da güzel ama CK One herkeste var. Davidoff Cool Water'ı da kullanmayın artık. Bvlgari kokularına bakabilirsiniz kış için.

Bu yazdığınız kokuların hemen hemen hepsi ergen liseli:)

Tavsiyelerim:

Terre d'Hermes
John Varvatos
Givenchy Xeryus Rouge
Joop Jump
Lalique Encre Noire
YSL Body Kouros
Christian Dior Dune
PS Story
Burberry London


bikoklasanasunu.blogspot.com

:)

cem davran'ın ki mi? geçen hafta gördüm sanırım

tekrar olmasın o hocam, 28 mayıstan sonrakiler, -eger varsa- bulamıyorum nedense

hocam bence oralarda kalın, metrobus falan da var, 5 yasında evi avcılar tarafından capaya dogru gelirsen o fiyata bulamazsın gibime geliyor.

anadolu yakası'nda acıbadem olabilir belki...

ataşehirde olabilir zorlarsanız biraz

avcılar'da suç oranı yüksek mi? yaşanılmaz mı avcılar'da?

dict.leo.org

Bölgeye göre "neutral-das" da olabiliyor. Yukarıdaki ilk email yanında olan f harfine basıp tartışma formuna gidebilirsin. Baya konuşulmuş.(linki çekemedim)

Benim bildiğimm yabancı gelen kelimeler neutral alıyordu. Das Auto, Radio falan bunun klasik örnekleriydi.

Rat für deutsche Rechtschreibung karar veriyomuş.

en.wikipedia.org

"die elektronische Post"tan veya "die elektronische Nachricht"ten gelmis olabilir. bazi yerlerde hakikaten "das" imis artikeli. almanlar kelimeyi artikeliyle bir bütün halinde duya duya ögreniyor :) kulak aliskanligi falan..

işte evet duya duya öğreniliyor ama ilk kim başlatıyor onu merak ettim : )

post kelimesinden geliyor kardesim. elektronische post, die.

vize konusunda bir sey diyemem ama suriye gezmeye gitmek icin pek iyi bir tercih degil.

pasaport cikarmadiysan ilk pasaportunu kisa sureli al, yepyeni pasaport cikarabilirsin batiya vize alman gerektiginde. ayrica bazi ozel durumlarda ayni anda iki pasaport tasiyabilme durumu var diye biliyorum, ulkeye girerken ve cikarken her ikisini de ibraz ettigin surece.

kişiden kişiye değişir ama gayet alabilirsin amerika veya schengeni normal şartlar altında. Sonucta gezmek için gidiyorsun. direk vermiolar diye bir kural yok ama israil vizesi için var mesela boyle bişi. suriyeye gidersen israile daha sonra gitmek için yeni pasaport cıkarman lazım. git gez hocam. zira ben benzer durumda aynısını yaptım.:)

www.eksiduyuru.com

Bu tür durumlarda emniyete başvuruyorsun ve pasaportunu koruma altına aldırmak istediğini belirtiyorsun. Akabinde emniyetimiz, tertemiz, pırıl pırıl, bakire bir pasaportu şahsın adına düzenliyor.

not: bu işlem sadece iran,suriye,pakistan,afganistan gibi vs. ülkelerin vizesi pasaportunda bulunması durumunda yapılır.

kısa süreli al.
ayrıca suriye cok farklı bir ülke, kesin gez bence. ilgin varsa tercih dogru. hatta üsenme beyruta da git. serefsizler yıktı biraz ama olsun, mükemmel bir havası var.

Bileti alınmış olarak mı görmek istiyorlar? Ayırtmış olmanız yetmiyor mu? Amerika'ya yetiyor ayırtmış olmak.

uçak fobisi olduğunu söyle veya öncesinde başka ülkelere backpack yapacağını belirt.

Ben o riski almıştım.
Bazı firmalar atıyorum +10 Euro ödediğiniz taktirde bilet fiyatınızın büyük bir kısmını geri ödüyor.

cosmictring: ya rezervasyon olarak görünüyor istenen. ama online thy rezervasyonu sadece bir günlük. o kadar kısa sürede başvuru yapmam mı bekleniyor?yani sonuçlanana kadar rezervenin süresi doluyor zaten.

bosver thy'i ya :).
diger firmalardan rezervasyon yaptir gidecegin yere. Cikarsa sonra gidip THY'den alirsin?

Veya lucky_meh in dedigi gibi ekstra ucret vererek iptal edilebilir/degistirilebilir bilet alabilirsiniz.

ilerisi icin cevap: rezervasyon yap, almana gerek yok.

bilet almaya gerek yok rezervasyon yaptırmanız lazım. fakat rezervasyon numarası falan yetmiyor, konsolosluk e-ticket numarasını görmek istiyor aklınızda bulunsun.

rezervasyon yaptirip ciktisini aliyorsun. rezervasyonunun ucup ucmamasi problem degil. ben ilk schengen vizemi oyle almistim.

o zaman şu noktaya geldim. rezervasyon yeterli. ancak thy'nin online bilet bölümünde benim bilet için verilen rez. süresi bir gün. yani rezervasyonu takiben ertesi gün almak zorundayım. belki benim bilet tip ve sınıfıma mahsus bir durumdur diye düşündüm.
entrapmen sorum özellikle sana: thy'den mi rezerv. yapmıştın acaba? çok çok teşekkürler bu arada.

musteri bunu yapmaya usenmezse:
forums.macrumors.com

i could get run over by bus yesterday. - dün bi otobüs tarafından ezilebilirdim.
i can get run over by bus tomorrow. - yarın bi otobüs tarafından ezilebilirim.

sizin cümlede zaman konusunda bi terslik var, could-tomorrow uymuyor.

hocam yanlış olabilir ama get run over by bus otobus tarafından ezilmek carpılmak gibi bir sey galiba, yarın kelimesi uymuyor oraya.

(bkz: köyden yarın geldim)

could sadece gecmis zamanlardaki olasilik icin kullanilmaz; gercek otesi simdiki ve gelecek zamanlardaki olasilik icin- ornegin "I could eat a horse"[bir at yiyebilirim!] - ya da daha kibar bir dille bir olasiliktan bahsetmek icin kullanilabilir. Bu durumda sizin cumleniz ilk tanima uydugundan cevirisi "yarin bir otobus tarafindan ezilebilirim" olacaktir.

@bipot: bi olay anlatırken ya da betimleme yaparken doğru dediğiniz ama tomorrow koyarsanız o cümleye ne diyon olm daha az iç derler. şu dediğinize daha uygun sanırım:

I might get run over by bus tomorrow.

Normal fırın yemeği bu.

Tepsiye isteğe göre tavuk,köfte,kırmızı et,soğan,patates,havuç,biber,yağ,tuz vs... diz,fırına ver.

inandırıcı bi tarif diil :/
suyu salçası falan nerde? hangi sırayla koyuyoruz? hepsini çiğ mi koyuyoruz? sanmam?

gayet inandırıcı bir tarif. sırası töresi yok. hepsi çiğ olacak şekilde istenilen miktarda konur. üstüne salçalı su dökülür (filmde su konmaz kendi suyuyla pişer diyor yılmaz erdoğan). fırına verilip pişirilir. özel bi tarifi yok yani.

tinyurl.com

Aşağıda yazanları dikkate alma (-:

eh aşkolsun yani sabahtan beri arıyorum zaten ama bunun aynısından yok ki hiçbi yerde.
bu tavuk değil ayrıca, et. muhtemelen kuzudur.
aratınca çıkan şeylere benziyo mu hiç bu videodaki?
benzemiyor.
çiğden yapıcam bakalım, olmazsa teessüflerim sizinle olsun.

rahmetli anneannem "kapama" derdi, hepsini koyarsın, fırına verirsin, sonra calakasık yersin.
inandırıcı iste, birebir yasadım yedim misler gibi de yemektir kendisi:)
zaten inanmıyorsan güzel de olmaz yemek hehe, kalbini vereceksin, inanancaksın yemege.

peki hadi bakalım :)

Tamam senin eşşeğin kancık olsun ...

aynı filmde eti de görüyoruz kasaptan alınırken. kendisi kuzu kol. satırla dörde bölünüyor. kemiğiyle falan da konuyor tepsiye.

o sahneyi iyi hatırlıyorum sinemadan çıkar çıkmaz yemek yemeye koşmuştum gördükten sonra =) dün aksam bizde evde kız arkadasımla denedik bunu. fırına patates domates soğan falan dizip kuzu kol etlerini (filmde görüldüğü gibi kesilmiş olacak) verdik fırına. dizmeden önce tepsiye tere yağı ve çok az zeytin yağı damlattım. folyoyla kapattık üstünü verdik fırına. pişmesine yakın folyoyu çıkarttım fazla suyunu çeksin diye. gerçekten de su ilave etmeye gerek yok bence buna salça da gerekmiyor. inanılmaz güzel oldu ama mühim nokta kuzu etinde. et ne kadar güzel yemek o kadar lezzettli arkadasım

3.1.3 degil de 3.1.2 istersen:

blackra1n.com a gir, indir programı.
itunes da backup al.
sonra, googleda ara: 3.1.2 restore os, bul indir.
itunes a gec, shifte basılı tutup restore bas, sana soracak neye restore edeyim, bu 3.1.2 os u sec. restore etsin.
sonra blackra1n i calıstır işlem bitti mi, make it ra1n !

sonra da, wireless olan bir yere git (bunları yaparken etrafında bulunsun yani bi kablsouz internet) ordan blackra1n e gir, cydia ve unlock seylerini indir.

bitti.

hasekiden taksim otobuslerine bin, unkapanı koprusunu gecmeden imc duragında in. ordan kesin geciyordur eyip tarafına giden otobus.
ha gecmiyor mu, ordan halice dogru giden deniz kenarından yol var. eyip nerde biliyorsundur. o tarafa dogru yürü, hemen yakında durak var, ordan binersin.

fiyatları bilmiyom kahvaltı icin ama bir simit veya tost ile bir cay ne kadar pahalı olabilir ki :)

www.havas.net

bu da az tuzlu değil aslında, ama taksime giderseniz sorunsuz gibi

havaş kullanmazsan eğer metrobüse bin (söğütlüçeşme) yenibosnada in ordanda taksiye bin (trafik yoksa 3-5 dk sürer) sanırım 70 dk filan sürer toplam. fiyat olarak da 6-8 lira. (havaştan daha ucuz)

ido varmı bilmem ama saat 7-7bucuk gibi kadıköy-bakırköy'e binin... üst geçitten karşıya geçin. havaalanının otobusu geçiyor 96T ona binin. 96T nin saatleri de www.iett.gov.tr de yazar. Taksim'den geliş saatine ve PAZAR saatine bakmayı unutmayın.

kadıkoy bakırkoy deniz otobusu 6 lira.
bakırkoy havaalanı dolmus taksi, bolusuyorsunuz tutarı hatırlamıyorum.
en kısa ve zahmetsizi bu.

@hubble kini uygula en iyi yontem bu ben de böle yapiyorum.

sabah 7 gibi ido ya binmem lazım dimi? o saatte var mıdır?

en iyisi metrobüs.sabah 7 de eveden cık bence metrobüse bin 7.45 gibi şirinevlerde metroya aktarma yap en gec 8.30da atatürk havalimanında olursun bence(not metro 7 dakka sürüyo fakat yürüme ve kontrolle bu saati bulabilir....

store.apple.com
diğer soruların yanıtını bilmiyorum.

zararlı cıkarsın.
16gb fiyatı 850€
32gb fiyatı 970€ türkiye'de daha ucuz. bi de türkiye'dekiler unlock olarak satılıyor. almanya'da öyle değil sadece kendi gsm sebekesiyle kullanabilirsiniz.

almanyada o2 iphone satmaya baslıyor yarın. simlocksuz.
16 gb iphone dort iki yıllık vertrag 649 €, yarın alıyorum.

operim.

Servisi arayıp hata ışığını anlatırsanız en doğru cevabı alırsınız. Şakası yok bunun.

bacan cekmiyor sanki, yoksa baca isigi niye yansin di mi? sonmuyorsa, sorun devam ettiginden.

cok ciddi bir problem, allah korusun zehirlenir olursunuz. belediye bacalari temizliyor, ama isterseniz kombiciye sorun size bacaci onersin. bize yapmisti. once kombiciyi cagirin bakimini da yaptirin.

alarko mu kombi?

sorun bacada olmasa bile temizletme zamanın gelmiş sanki.

eğer temizletince geçmezse, heralde kombidedir, nerde olcak :)

sagolun arkadaslar.

no avalon: gaymak mı baymak mı ne oyle bisey.

bu arada ciddi sorunu buldum. kombinin icine ustteki acıklıktan guvercin yuva yapmıs. kombinin ici tıka basa dal yaprak :)

16gb ı 890€
32gb ı 1050€

amazon.de den baktım fiyatlara. unlock satılmıyor bildigim kadarı ile orda. dil de sorun olmaz türkce de olur isterseniz. garanti icin oraya gitmesine gerek yok apple uluslararası garantili satıyo bütün ürünlerini. hatta 50-60€ farkla bunu 2 yıl yapabiliyosunuz(normalde 1 yıl)

simlock olayını jailbreak le falan yapabilirsiniz ama son versiyonun yoktu galiba şimdilik.

arkadas isvicreye yakınsa isvicreden alsın. 580 € orda. ama su anda ellerinde yokmus 2 hafta diyorlar.

900 euro da pahalı yahu...
şu an değil belki ama 3 4 ay sonra isviçre'ye gidebilitesi var madem o zaman bakayım teşekkürler cevaplar için.

selim seslerin konserine gitmiştim, bitince kulise sızdım, muhabbet edeyim diye. adam klarnetini verdi ufle diyor. ulan nasıl ufliyim, duzgun tutsana diyor adam.
klarneti satmaya calıstı bana ben ogrenmek istiyorum deyince. tabi babaeskili tarafım oldugundan frekans uyustu adamla. arkada rakı falan gırla gidiyor darbukacı cok iyiydi o gece, gel sen de ic diyor abim bana.

nacizane gelişen olaylardan sonra anladım ki, bu işleri belediyelerin o toplulukları oluyor ya, oralara gidip soracan. icki icilen yerlere gidip de sor. bikac isim telefon bulursun. sonra su yolunu bulur.
not: ankarayı bilmiyorum o yuzden bunları yazdım. istersen mesajla selim seslerin cebini atarım :)

selim abi öğretir o işi.
vereyim telefonunu?

ben hakem olsam vermezdim.

karar doğru da asıl soru kaleci doğru mu?

bence de doğru. penaltı maçın içinde olsa (penaltı atışlarına kalınmamış olsa) kaleci topa dokununca oyun mu duruyor sanki... süzüle süzüle girmiş işte.

her şart altında doğru karar.

seri penaltı atışı. dikkat edilirse video sonunda rakip takımın oyuncusu da penaltı noktasına gelip kaleci kale arkasına geçiyor falan. yanlış karar.

kaleciye çarpıp içeri girmesinden hiçbir farkı yok teorik olarak.

Top hareketini tamamlamıyor.Bu yüzden dogru karar...

tabi ki dogru, vermezse hakem olamazdı cunku. oyuncu tekrar topa degemez ama kaleci gol olmaması icin amuda bile kalkar orda.

seri yazanlar var, tekrar baktım yanlışsa duzeltin ama, seri de olsa dogru karar.

karar doğru kaleci aptal.

karar net dogru, seri olmasi bisey degistirmez. topun ikinci bir mudahale olmadan hareketini tamamlamasiyla ilgili. topun yavas gitmesi yaniltmasin. kaleciye carpip iceri giren bir top nihayetinde.

jameskeenan futbolun kurallarını bilmiyor olabilirsin bunda bi sorun yok, ammavelakin biliyormuş gibi kesin konuşuyor olman ve soru sahibini yanlış bir bilgiyi kesin olarak lanse ederek abuzittin mi dedirtiyorsun adama. top hala hareket halinde paşa paşa gol. ister seri penaltı atışı olsun ister maç içinde bir penaltı...

iki buçuk sene önce sormuştum aynısını. aha buldum: (git: 23613). oradaki cevaplar da işe yarayabilir.

bir gün gerçekten olabileceğini hiç düşünmemiştim.

doğru tabi ki topa müdahale yok sonuçta

tdkda asil anlamında bunla ilgili bir sey yok.
yani, asıl liste o.

asil denir. "i" ile. zamanla anlam kayması olmuş herhalde ya da "asıl"ın yerine o kadar uzun süre yanlış kullanılmış ki artık onun yerini almış.

sıfat hali 'asli' tdkterim.gov.tr

asil.

tdk'ya sordum.

- "Asıl kazanan" doğrusudur, dediler... asil olmazmış...

suna bi el atın, arkadas da aldı cıldırıyor, dedim aslınd abne ona ayfon al diye ama.

sports internationalda vardı. deli yorucu bişiy yalnız..

Hillside etiler de varmidir ki?

mac'lerde var

www.hillsidecityclub.com

Realryder adinda bir ust modeli gibi bir sey var sanirim. Arayip sorabilirsin de tabi.

fiyatlar ne kadarlarda dolasıyor bilen vardır? (aletin degil ueyliklerin biliyorum bir suru var ama kactan baslar nedir?)

acıbadem çamlıca universe de var. komple üyelik için yaz başında bize yıllık 2000 tl fiyat vermişlerdi- taksitli fiyat-

beylikdüzünde marka city de town clubda var. ama çok yorucu gerçekten. sipinning dışında da bir çok aktivitesi var. biz 2 kişi 2000 tlye kayıt yaptırdık. yıllık

wpi arkadaşımız doğru söylüyor... başka şeye bakma derim, ben Hillside Etiler üyesiyim ve Realryder gerçekten çok farklı diğer cycle derslerine hiç benzemiyor çunku bu alet sağa sola 45 dereceye kadar yatabiliyor ve tüm core kaslarının çalıştığını hissediyorsun.

ocağa koyduğunda iyice karıştır. sonra hiç dokunma.

bi de köpürdükçe köpükleri fincanlara doldurma şeysi var ama şike mi değil mi bilemiyorum.

köpürdükçe doldurma kısmı doğru.. az kişi için yapıyorsan köpürme de az olur.. garanti köpürecek diyorsan fazladan kahve ve su kullan ki çokça köpürsün... bi de kahvenin hava almamış ve bayatlamamış olmasına dikkat.
teorisi bu.. pratikte ben de sınıfta kalıyorum ama..
şu pazarda satılan elektrikli cezveler şahane köpürtüyor ama...

öncelikle kahve taze değilse ne kadar uğraşsan zor.. sonra, öteki arkadaşın dediği gibi, öyle sürekli karıştırmayacaksın.. ve ilk taşımda, köpükleri fincanlara çay kaşığı yardımı ile paylaştırıp, son bir kez daha ocağa koyacaksın ki biraz daha köpürsün.. (evet, şike gibi biraz =D)

at blender a şeker kahve ve suyu 2 dakika karışsın sonra kaynatırken de dokunm

işin sırrı çok kısık ateşte pişirmektir gerisi teferruat.

kahvesini bol tut. her bir fincan için 2 dolu dolu çay kaşığı kahve gibi. ben fazladan yarım fincan su ve 1 kaşık kahve koyuyorum böylece fincanın yarısının telve olmasını engelliyosun. kısık ateşte karıştırmadan pişsin. üstü iyice kabarıp köpük olur, onu fincanlara dağıtıp kalanını biraz daha kaynattıktan sonra paylaştırdığın köpüğün üstüne yavaşça koy ki hop yok olmasın.
bi de denemedim ama şunu duymuştum, şeker ve kahveyi suyu koymadan önce karıştırmak gerekirmiş.
aa ayrıca kahve manyağı annemin dediğine göre tatlı su çok köpürmüyomuş, musluk suyu daha iyiymiş o konuda. amma ve lakin türkiye'de sular kireçli! zbammm!

1) kahve kaliteli ve taze olacak
2) fincanlar aşırı büyük veya küçük değilse tepeleme 3 çay kaşığı kahve ile
3) isteniyorsa şeker cezvede karıştırılacak
4) cezve iyi olacak
5) kahveyle toz şeker iyice karıştırıldıktan sonra
6) mutlaka SOĞUK su eklenecek ve tekrar homojen olacak şekilde karıştırılacak
7) ocağın altı minimumda (kısık değil de, tam kapanmaya yakın olan pozisyonda) olacak
8) iyice kabarınca AMA KAYNAMADAN, ya tatlı kaşığıyla veya direkt cezveden fincanlara köpük alınacak
9) tekrar ocağa konulunca bir kez daha kabaracak ve tekrar fincana alınacak
10) son turda artık kaynayacak ve fincanlara son parti aktarılacak
11) yanınan su konulacak, kahveyi içmeden su içilecek ki, ağızda önceden kalan herhangi bir tat kalmayacak
12) eğer sade içiliyorsa veya istenirse minik bir lokum da fincanın da yanına iliştirilecek


afiyet olsun

hiç yapamıyorsanız ocağa koymadan önce kaşığın ucuyla çok az toz soda koyun alın size bol köpüklü türk kahvesi kahvehanelerin hilesidir:))

uyuklayan kediye ayrıca tesekkur etmek istiyorum. almanyadayım, taze kahvem ve iyi bir cezvem yok.
işte ben böyle bir hal icindeyim.

Hep bir öneri işe yarar gibi görünüyor şu and, gerçi birkaçını denemiştim ama birdaha denemem gerekiyor sanırım. Teşekkür ederim herkese.

Bu arada hubble'ın mesajını okuyunca soruyu bir an için o sordu sandım.

diginettv yi indir ntvden izle babalar gibi.

www.eksisozluk.com

ben de izledim. bakan o kadar güzel geçiştirdi ki, gerçi geçiştirmeye çalıştığını yakaladığım için başarısız olmuş oluyor aslında.

bakan yanlış hatırlamıyorsam sadece ben değil 22 kişilik bir kurul karar verecek, hadi diyelim ben müsteşarı da kafaladım 2 oy olduk, 22 kişilik kurulda nasıl çoğunluk oluşturalım dedi.

bunun üzerine oradan biri ama asıl olay o değil ki, asıl 5 kişilik kurul karar verecek siz müsteşarla birlikte 2 kişi olup %40 lık çoğunluğa tek başınıza sahip oluyorsunuz dedi. o 5 kişi kim oluyor, nasıl oluyor, fonksiyonu nedir hatırlamıyorum ama bakan ve müsteşarın 5 kişiden 2 kişisini oluşturduğundan eminim. bunun üzerine bakan "yea o tam öyle değil aslında" falan dedi ve muhabbet kaynadı.

ben de yarım yamalak anlatabildim, dünkü programı izlemiş olan veya bu konuda daha çok bilgisi olan biri düzeltirse süper olur.

hani bi comak hikayesi var ya hep gosterilen, şimdi onu sokma sırası geldi:)
sıkılganın videosu birebir anlatıyor hocam. bana da düşmüştü, hangi parti iktidar olursa olsun, cok tehlikeli.

onitsuka tiger

vans
airwalk
emerica
etnies

nayk adidas konvers bunlar hiçte karizma ayakkabı markaları değildir. seni çok fena kandırmışlar üzgünüm.

kemal tanca. gayet güzel spor modeller çıkardı ve 90-120 TL aralığında.

tiger, cok rahat.

taygirlar 190 lira yalniz.

reebok
rb 904 pvn
hayatımda giydiğim en rahat en güzel ayakkabı
asicsler güzel de
tiger 1 kere aldım, görünüş şık ama bir ayakkabı bu kadar rahatsız olabilir bence.

hocam tigerı moda diye giymeyelim, gercekten rahattır, ayrıca iste sana 25 €ya alayım ebay almanyadan. 190 lira cokmus hocam gercektende. ben ebayden en fazla 45 vererek istedigimi alıyorum.

ukden almaya calissin, orda ulke yazamadim demin, 0800lu hat var, arasin hocam. bence bedava yollarlar oraya da.

Amazon.co.uk'den gayet kolay bir sekilde alabilir. Ustelik telefon ve posta masrafi odemeden...

amazonda ayfon 4 göremedim ben, 3 gs falan var ama 4 yok :(

store.apple.com

3gs --->526 usd
4 16gb--->642 usd
4 32gb--->758 usd

en ucuzu hongkong, sonra da isvicredir. bi yerlerde okumustum ama, ayfonlarin su 4lerinde anten sorunu var ya, o sorunlu telefonlari kendilerine gore dandik ulkerde satacaklarmis like tr cn gibi. ben denk getirdi mi isvicreden alacam elimdeki 3Gyi satip. tabi su aralar avrupada 4 bulunamamakta, 3 hafta diyolla teslim suresini.

Neden internet değil? neden voip değil?

Ben hep uluslararası görüşeceğim zaman voip'le görüşüyorum.

zira gidecek kişinin her an internette olma gibi bi şansı yok ne yazıkki. gönül isterki voip olsun

ben yazın mobile world kullanmıştım, almanya'dan türkiye'yi en ucuz tarifeden arayan şebeke oydu. oradan alması gerekiyor tabi. türk hatları maalesef almanya'da hiçbir avantaj sağlamıyor.

super sim diye bir sey vardı.google it.teknik detayına girmiycem.belki girerim sonra.

ayyildiz diye bi bok var, 15 centmis.
benim o2 ile kontratim var, tr sabit hatti homezonedan 9cente ariyorum, cebi de 25 cente. ama 2 yillik kontrat yapiyorlar. tabi isi bitip trye donerse odemesine gerek yok butun aylari.

Voip programı cep telefonundan kullanılabiliyor.

vodafone'un vodafonelulara her ay 500 dakika bedavası var. aynı şekilde vodafonelu da türiyeden tek dünya tarifesiyle almanyayı dakikası 1 kontöre arayabiliyor.

hocam, baska simle denedi mi?
restore yapip tekrar jailbreak yaptin mi sonra?
ornek: ayni sorun gibi gorunmese de benim ayfonda sifrelerimi hep tekrar girmem lazimdi butun applere, onceden boyle bir sey yoktu. ulan dedim artik boyle mi falan, sonra kudum forumlari, hicbir sey olmuyorsa restore et demisler, ettim gecti sorun. yani durum su: ayfonun os u nedense bence stabil degil. yani pil tam biterken sarja takiyorum ayfon kitleniyor, tekrar restore jailbreakle ugrasiyorum.
o yuzden, farkli bir sim dene, ama bence sifirdan bir restore ve jailbreak sart.

ayrılmaz, bitişik yazılır.

ayrılmaz. bu tip durumlarda "ben daha önce böyle gudik bir yazım gördüm mü" diye bir düşün. görmediysen kesin öyle yazılmıyordur.

ayrılmaz ama "ben daha önce..." yaklaşımı kesinlikle yanlış.


"türkçe'yi" ayrılır örneğin. "türkçeyi" şekline daha alışığızdır oysa ki.


edit: yanlış ifade etmişim, özür dilerim.

"türkçeyi" olacak tabii ki doğrusu. "türkçe'yi" şekline alışığız ama.

şimdi şöyle ki, kesme işareti özel adların yanlış algılanmasını önlemek için kullanılıyor olsa gerek.X Bayramınız, Y Abiniz gibi kullanımlarda kesme işareti kullanılmıyor.

yasakani'ye ek yapayim. Türkce buyuk yazilir, ozel isimdir.
ozel isimlere gelen cekim ekleri kesme isareti ile ayrilir, ama yapim eki, cokluk eki ve bu eklerden sonra gelen ekler ayrilmaz.
iyelik eki, cekim eklerine girer.
tdkya gore ramazan bayrami ozel isimmis.
yani:
Ramazan Bayrami'nizi kutluyorum. cumlesi dogrudur. (tkdaya göre beni karistirmayin.)

bakin ne buldum:

tdk.gov.tr

asagilarda kesme ile ilgili bolum var, okuyunuz efenim.

@yasakani
türkçe'yi diye yazılmaz. türkler ayrı yazılmaz. türkiye'yi dersen olur mu? bir düşün bakalım. olursa neden olur. lütfen bilgi amaçlı yazı yazarken; bilginin doğruluğuna emin olalım veya teyit edelim.

ben ipucunu verdim. buradan yola çıkarsanız %80 sonucu bulursunuz. bunun için biraz fazla okumak gerekiyor. elbette forum sayfası değil, kitap, dergi okumalısınız. nitelikli şeyler.

içimden geldi:
-şey'li sözcükler ayrı yazılır. her şey, hiç bir şey...

-de bağlacının ayrı yazılıp, yazılmasını karıştırıyor musunuz. de yi atın, yerine dahi koyun. oluyorsa de ayrı yazılır.

geçen gün bir sözlük yazarı bir konuyla ilgili mesaj atmış. şöyle bir şey var: "evette"
"evet haklısın ama şu da var" demek istiyor. ama evette. "hiç hayatımda evette diye bir sözcük gördüm mü okudum mu" diye yazmadan önce düşünse keşke.

-kısaltmalar apostrofla ayrılır. ama ek kısaltmaya göre verilir. açık haline göre değil. gazeteler, dergiler bile bu yanlışları yapıyor. ilginç.

bddk'ya dersin. bddk'na değil.

türkçe kusursuz kullanımı zor olan bir dil. daha noktayı virgülü dogru yerde kullanmayı bilmeyen insanlar var.

o yüzden bu soruyu sorman güzel. haa ben şurada bir sürü imla ve yazım hatası yapmış olabilirim. ama yapmamak için gayret ediyorum. siz de edin. biraz da olsa...

hafızlar kovalasın seni

selection ve element aqua'nın müdavimiyimdir.

neden hugo boss, sen piyasada kac parfum var bilir misen?
hugo kullandim zamaninda, hos kokudur. yenileri hic kullanmadim, cunku mukemmel bir parfumum var. ama hugo boss degil, o yuzden soruya cevap olmaz :)

hugo boss boss güzeldir,pek fazla kullananda yok.

bvlgari aqua pour homme

hatunlar yoldan cevirip ismini soruyor :D

hugo eskidi artık
@zozjotejmnk e katılıyorum bvlgari aqua tek gecerim.

Chanel Allure
off diyorum başka da bişey demiyorum..

hugo boss boss tester almıştım zamanında 5-6 kere sıksam bile 2-3 saat içinde geçiyordu kokusu.belki benim aldığım kötüdür bilemiycem.

ama şu an bvlgari aqua pour homme kullanıyorum.çok memnunum

burberry classic de iyidir.

hugo boss el ayağa düstü artık.j4 ü tavsiye ederim.

bvlgari - pour homme
www.comercialgaby.cl

prada
parfumyeri.com

bu ikisinin üstüne tanımam..

teninde denemen lazım tabii ki de..

Türkiye pazarına girmemiş ancak kokladığım anda beyne kan akışını belirli süre durduran,etkisinden bir süre kurtulamadığım Abercrombie-Fierce diyorum başka birşey diyemiyorum.Yurtdışından bulma imkanınız varsa kesinlikle değerlendirin.İlk 10 dkda en az 5 hatun çekim gücüne sahip.
P.S:Bir de blog yapmışlar parfüm satışı için;
abercrombiefierce.blogcu.com

kadin oldugumdan kullanmadim ama hugo boss boss'a asik olmuslugum var. yeterli delil sanirim.

multimedya tusları icin kurulan yazılımı guncellemeyi deneyin? (denemediyseniz)

goncelleme yazmışım yaa :D:D

ve guncelleyin (guncellemediyseniz)

yazılım gelmedi klavye ile birlikte. sanırım. çok oldu alalı x7 mouse ile almıştım onun yazılımı vardı ama. internetten bulabilirmiyim?

edit: sitesine baktım no drivers required diyor.

her türlü klavyenin her türlü multimedya tuşu için driver gerekir. driver gerektirmeyen diğer tuşlarıdır.

@desdinova nerden bulabilirim driver'ı?

vendor sitesinden, eğer orada yoksa yardımcı olamam. bir dahaki sefere o markayı tercih etmezsin.

dediğim gibi no drivers required diyor orda.

dediğim gibi bir daha a4tech alma o zaman =)

olmaz, anlaşılırsa evrakta sahtecilik olur.

hatta kaseye telefonunu falan eklettirme sirketin, bi bok olursa aramasınlar, foyan cıkar ortaya.

zaten staj onayı için verdikleri belgede kullandıkları kaşe de sadece şirket logosu ve ticari ünvanı yeralıyor. aynısından yaptırtmayı düşünüyorum yarın. tek çekincem firmanın az çok bilinen bir firma olması. neyse yarın akşam ana haber bültenlerinde kaşe sahtekarlığı ile ilgili bi haber görmezseniz problem hallolmuş demektir :))

paşa paşa imzalamak zorundalar iyi yada kötü staj defterini doldur iaadeli taahütlü gönder firmaya gönderi adresi olarak da okulun gerekli bölüm başkanlığını gönder hocana da durumu anlat boyle boyle diye olar biter

ayrıntıları bilmiyorum ama arkadaşım bütün stajlarında öyle yaptı.

85'ten sonra doğmuşlar arasında öyle bişey bulman zor istatistiksel olarak.

"benim yaşadığım zorluğu çocuğum yaşamasın" deyip her türlü şeyi çocuklarının önüne sermiş ebeveynlerin hatası. hata diyorum çünkü çocukları mücadele azmi olmayan, "doymuş" bireyler oluyor ve hayattaki zorluklara daha uyumsuz oluyor. determinasyonları çok düşük kalıyor 85 sonrası insanların.

baştan eleme listesi oluştur kadam.

1.tek çocuksa (tek göz ağrım)
2.çok çocuklunun ilk çocuğuysa (ilk göz ağrım. öh!)
3.çok çocuklunun son çocuğuysa (son göz ağrım. ıyh!)
şımarık olmaları muhtemel.

en iyisi 7 çocuklu ailenin ortancasını seç :) babası bırak şımartmayı, adını bile unutuyordur eminim.

takıldığın ortamı ufaktan değiştir istediğine kavuşursun conconların ortamından uzak dur

esenbogaya katılıyorum. tabi ki istisnalar vardır ama bu kural boyle biline.
ha ayrıca, 85ten oncekilerde de tarif ettigin turde dişiler vardır. ama azınlıktadır.
geçmişimi kaybediyorum, cok uzuluyorum.

not: erkegim, verdigim cevaplar erkekler icin de gecerlidir dişiler kadar olmasa da.

köylere bak

yav arkadaş kuran çarpsın deli oluyorum ya böyle hatunlara. benim bildiğim erkek adamın her istediği olur? yoksa ben mi yanlış düşünüyorum?

@kararsız komutan; ne alaka köylerle ? sende mi hatunsun nesin?

neyi olmus mesela mduur onu da sorsaydın ?

@bryan fury yahu hocam sinirden sormadım onu ortamdan uzaklaştım da öyle konuşurken işte ben çok şımarık büyüdüm ne istediysem hayatımda oldu falan. ne bu allahınızı seviyosanız ya. ne pis bi nesilmiş 85 sonrası.

hacı başka kız bul. çekilir mi lan öyle kızlar. ben şımarık büyüdüm.her istediğim olsunmuş..siee ordan. baban mıyım lan senin! erkeğin her istediğide olmaz.ortak kararlar verilir. buna paylaşmak diyoruz.

başka kız bul da denmiyo ki güzelce bişeyse... yola getirmeye çalış. ez azcık, eksiğini gediğini vur suratına. küçült egosunu ;)

Yalan o yalan :)

"Her istediğimi yap, yapmazsan kafamı yormadan, bunu bahane ederek anında ayrılırım senden, etrafta salak çok" demek o.

Evlerine gitseniz şunu görürsünüz: (bkz: kalk kız soğan hazırla)

benimde her istediğim olur de ve artık seni istemiyorum de göt olsun

artık kızmıştım hacı. her istediğin olacak diye bir olay yok. bir şeylerin de olmasın canım vs. dedim. sonra bıdıbıdı ötüyor ya. skcm çekemem ben böyle ya.

@muppet hocam o kadar güzel kız da değil ya. yani varlıkta da yoklukta da gideri var denebilecek cinsten.

takıldığın yerleri değiştir. örneğin etilerde takılırsan bu sonuç kaçınılmaz. daha az ciks yerlerde takıl.
ayrıca bir bayan olarak cosmicstring'in dediğine de katılmıyor değilim laf aramızda. sen beni şımart, istediklerimi yap dolaylı anlatımıdır o muhtemelen. :)

kızlar önceden sınırı koyuyor işte. sen de saf saf ziliyorsun. diyeceksin ki benim de hayatım el bebek gül bebek geçti. ne istersem yapıldı. ben de gelemem sıkıntıya de, durum eşitlensin

o değil de keşke hepimiz öyle yetişrilseydik hayat bize güzel olurdu

85 sonrası doğumlu bi kız olarak söyleyebileceğim tek şey her istediğim olmadı lan benim!? madem herkes öyle benim eksiğim neydi!? dışlanmış mıyım!?

ehere.. yok azizim, siz şanssızmışsınız..

ortam değiştir önerisine katılıyorum. uzak durman gereken yegane kızlar 1 kendini prenses sananlar 2 kendini erkek sananlar. aman diyeyim

"anne-baba çocuğuyla arkadaş olmalı, her sorusuna mantıklı bir cevap vermeli, yalan söylememeli, herşeyi tattırmalı, eksiklik yaşattırmamalı, böyle böyle koca beyinli olmalı" laflarını yanlış yerinden anlamış anne-babaların büyüttüğü yeni nesiller böyle malesef.

şansına küs.

limitsiz kredi kartı vermeyi teklif edecek kadar uçuk olabilen bir ailem var ama o prenseslik borusu sadece evde öter derim. zaten öbür türlüsünü beklemek aptallık olur, bir ilişkide eğer karşındakine de değer veriyorsan -ego tatmini için o ilişkide değilsen zaten değer veriyor olman gerekir- hep kendi dediğin olsun istemezsin, bir şekilde dengeyi tutturur iki tarafın da gönlünü yaparsın. bir insan istediği kadar şımartılarak yetiştirilsin, eğer karakterli ve biraz akıl sahibiyse bu tür saçma sapan davranışlarda bulunmaz. bu sebeple bence araman gereken şımartılmamış kız değil de daha karakterli, kişiliği gelişmiş bir kız. belki biraz daha seçici olmalısın.

kelevelelis tarzı entry'ler yaz, tutar.

havaalanında ödeniyor.

bankalara (hangileri bilmiyorum) ve havaalanında iceride. havaalanındaki bankalar zaten hep acık, ordan da yatırabilirsin.

bankaya falan gerek yok..havaalanında bir görevliye 'harc' de o tarif eder yerini..sonucta para var ışın ucunda

Garanti bankasına da yatırılıyor.15 ytl.
2 hafta kadar önce yatırdım.

pasaportla bankaya git, yatır. havaalanında hiç mi hiç uğraşma derim ben.

ataturk havalimani'nda cikis kapilarinin yakininda bankolar yapmislar, bankaya kadar gitmeye bile gerek yok.

Derin dondurucunuz (-18 en az) var ise bozulmayacağını düşünüyorum. Biz aldık yaptık birşey olmadı. Sadece çözdürdükten sonra tekrar dondurmayın derler.
Ama normal buzluksa bilemiyorum bozulur mu dayanır mı..

derin dondurucu veya buzluk farketmez ikisine de atabilirsiniz , cumartesi günü de gönül rahatlığıyla yiyiniz efendim. Fırın ya da tavada ısıtınca ilk günkü gibi olmasa da gayet güzel yenilebilir.

aga bir kere dondurabilirsin her seyi unutma, at buzluga, istedigin zaman cıkar, ama cıkarınca ye :) yemezsen cöp. dolap riskli bence.

lahmacun kutsal bisey tabi, ozen gostermek gerek, hele acılıysa.

dolapta iki gün kalmış lahmacunu hiç tereddüt etmeden, hem de ısıtmadan yemişliğim var..tadı güzeldi,bişi de olmadı..yazık,atılmaz,yenir o lahmacun:)

50 adet lahmacun yaptırıp soğuduktan sonra direkt derin dondurucuya atmışlığım. sonra acıktıkça çıkarıp çıkarıp yemişliğim vardır. için rahat olsun.

arkadaşlara katılıyorum rahat olunuz.bide şey, 2 lahmacunla doymak nası oluyo :(

application store kullanacaksaniz kesinlikle iphone alin derim...

hetece dizayir

tek tercih iphone

ayfer 4 alma, gecende ben de duyuru actım, anten sorunu ciddi ciddi varmıs. bende 3G var, keske 3GS olsaymıs. olmadı bekle ayferi 4 u duzeltsinler, onu al. isvicrede 565 € locksuz,faturalı. veya hongkongda 500€, hepsi garantili, apple storedan.

Sebamed dökülmeye karşı şampuan var, saçınız kısaysa memnun kalabilirsiniz. (Eski sebamed değil ama) Uzunsa katır kutur yapabilir.

ben elseve kullanıyorum arı sütü. çok fazla dökülür saçlarım aynen benim de ince telli. ama sanki azaldı gibi. bir deneyin isterseniz..

clear ipeksi dokunuş. nerdeyse saç tiplerimiz benziyor. ben de head and shoulders kullanıp beğenmemiş ve hemen ardından bunu kullanmaya başlamıştım.

Şu Otacı bitkisel şampuanıda bir dene istersen . 2 senedir kullanıyorum gayetde memnunum .

tresan isirgan otlu da iyidir..

Şampuanın içine bepanthen,evigen,bemiks ampüllerini karıştır ya da çam terebentin karıştır işe yarıyo.ya da susam yağı,yılan yağı,badem yağını karıştırıp saçına masaj yapıp beklet sabaha kadar

hayatımda head and shoulders kadar saçma bir şampuan görmedim

benim tavsiyem : elseve multivitaminli

panten

ne kadar kimyasal, o kadar dokulme ve yaglanma.
ben defneli sampuan kullanıyorum, ne kadar dogal dese de icinde 2 tane kimyasal var:
"dfn garlı defneli zeytinyaglı sampuan" aktarlarda bulursun. 10 lira. 1.5 yıldır kullanıyorum, haftada bir de bunun ısırgan otlu sac kremi var, cok kuruttugu icin onu suruyorum.

ama trye dondu mu sampuanı da bırakıcam, kalıp sabuna gecicem, defneli gene.

o zaman da kombinem su olacak:
defneli zeytinyaglı saf dogal sabun (kalıp, cok ucuz)
icinde yukarıda bahsettikleri yagların karısımı olan bir yag ismi: destek marka sac bakım yagı. butun yaglardan var bunun icinde. 15 lira haftada 1 kere kullansan 3 ay rahat.
hapiboğlu ısırganotlu sac kremi, yogundur az kullan, dogal. (cok reklam oldu)


tekrar diyorum, ne kadar az kimyasal, o kadar iyi.
biliyorum cok yazdım ama not:
kerastase ın sampuanı var: biotic. almanyada cok ucuz,onu kullandım, saclar ahenkle dans ediyor ama kafam kasınıyor, doktor dedi ki bunun icinde moleküller halay cekiyor kardesim, yapmayın boyle seyler dedi.

hubble a katılıyor ve bir ekleme yapıyorum. şampuan ne kadar çok köpürüyorsa o kadar kimyasaldır. bu türlü şampuanlardan uzak durun

okudum ve arttırıyorum: ebesinin örekesi vardır.

öeeh, belki henüz izlemeyen vardır, değil mi?

Görüyorum ve iki misli diyorum: Ulan dizi mizi umurumda değil de adam başlıkta öküz gibi yazmış bilmemkaçıncı bölüm diye izlemeyen niye gelip o başlığa tıklar ki? Yani bu başlıklı bi yere giren biri ne umarak girer?

ilk mesajı okudum, uzuldum derken ikinci mesaj hem beni rahatlattı, hem de kendime getirince ulan dogru yazmısım lan iste dedirtti.

yok yok hiç bişi olduğu yok sadece kamera geçe bekçisine zoom yapıyo o kadar

şöyle açıklayayım bari : başlık görünmüyor sadece, altında yazılan da görünüyor. dizi benim de umrumda değil, sikko bir 11. bölüm zaten ama ayıptır, günahtır.

i37.tinypic.com

pardon hocam, affola :)

ben rotterdamda kahve bulmustum, artık amsterdamda da yoksa yazıktır. en kotu netten izlersin:
veetle.com
atdhe.net
myp2p.eu

digiturkwebtv den izleyebilirsin.

maç 19 eylül'de.

www.tff.org

(bkz: dreambox)

wikipedia dan "2010 Türkiye Cumhuriyeti Halk Oylaması" diye arat. beceremedim linki.

edit:tinyurl.com (çaldım)

(git: 168286)

www.kararmilletin.com

www.halkoylamasi2010.com

0dy, ikinci linkte sadece kılavuzlar var.
ikinci cevabın icinden direk gir diye sey ettim:

www.scribd.com

sonucta ne hayırcılardan ne de evetcilerden biseye bakmak lazım.

hubble birbirini desteklediği için yazdım, neden hayır demesi gerektiğini sözlükten daha basit bakabilir. akp taraftarı değilim :)

Şurası bence çok net anlatmış: cm.ntvmsnbc.com

pek bilgili değilim ama kuran tarih/coğrafya/büyü kitabı değil diye biliyorum.. islam da ona göre inşa edildiyse yoktur.. ha dersen dinozor buldum kesip yesem helalmi die

www.uzunhayat.net

die bi yer buldum.. bi cevabı da Hz.yiğit özgür vermiş
www.komikbisey.com

@miucee yok kesip yemek için değilde hani bariz fosiller filan var. açık açık reddediyor mu diye merak ettim.

nie reddetsinki bi hayvanı?

"Şüphesiz Allah komodo ejderlerini bakmayı emreder, Tyrannosaurus rex e inanmayı nehyeder. Olur ki öğüt alırsınız diye size öğüt veriyor.

"Ey inananlar! su kaplumbağalarını bırakıp da dinazorları dost edinmeyin! ola ki dinazora inanan bizden değildir"

gibi ayet yoktur heralde

@miucee hani yaradılış filan o yüzden. yeni aklıma geldi birisi allah bizi sınamak için koydu fosilleri demişti. öyle birşey de var yani.

ne bilm kitapları karıştırmamak lazım gibi geliyor bana tarih-tarih kitabından, dinazor-arkeoloji kitabından, din-din kitabından öğrenilir hepsinin yeri ayrı.. dinazoru elinde fırça kazı yapan bilir.. yaratıcı ne emretmiş din adamı bilir..

neyse bu garip soruyu tam anlayıp cevap veren çıkarsa öğrenmiş olucam bende

ne yani şimdi inanan müslümanlara göre dinazor diye bişey yok mu? fosiller sınamak için mi :S

din ve bilim ayrı sahalar olmakla beraber din bilime karşı değildir. bilimin buldukları* da dinle çelişmez. arkeoloji araştırır, dinozor kemikleri bulursa dinozor vardır (bulamazsa yoktur değil tabii :))
--
kuran'da her şey* teferruatıyla, adıyla yazılı olmayabilir yahut bizim bugün türkçe, latince vs. isimlendirdiğimiz şeyler kuran'da farklı yazılmış olabilir. kuran'da yazılı şeyleri anladığımızı sanıp da yeni keşiflerle "hadi ya, aslında o bu değilmiş, aslında şuymuş" dediğimiz durumlar da az değil. yani birisi çıkıp da "ben kuran'da yazan her şeyi tam olarak anladım" diyemiyor, zira bilim devamlı gelişiyor. araştırmalar, deneyler, keşifler, icatlar devamlı artıyor. insanlık daimi bir ilerleme içerisinde.
--
bir de; bildiğim kadarıyla din, insana sınırları* çizer, içerisi helaldir*, dışarısı haram*. helal çerçevenin içinde istediğin gibi gez, toz, her şey serbest; yeter ki sınırı ihlal etme.
demem o ki dinozor (tdk böyle diyor) olmasının veya olmamasının islam'a hiçbir zararı yok. varsa vardır, yoksa yoktur.
--
konunun uzmanı değilim, düşüncemi yazdım, yanlışım varsa özür.

karmarulez, bu güzel soru için teşekkürler. nicedir benim de aklıma takılırdı, insanların boyu ilk zamanlarda çok uzun muydu (10-20 mt. gibi), zamanla kısaldı mı? ömürleri de... bir gün buna da bir cevap buluruz elbet.

şöyle de bir şey var ama kaynak belirtilmemiş:
tinyurl.com

tevrat'a göre dünya 6000-7000 yaşındadır. kur'an'da bu yanlışı yalanlama yoluna gitmemiştir, öncelikle bunu belirtmek gerekir diye düşünüyorum.

@hicazkar
din ve bilim ayrı alanlardır. ama birçok din bilimin alanına da elini atmakta beis görmez. çünkü birkaç bin yıl öncesinin insanı için normal bir durumdur bu. dini dünya gerçeklerini açıklamak için kullanırlar ve bugün hala -özellikle semavi dinlerde olmak üzere- bu etkiyi görmek mümkündür. bu sebeple bilimin bulguları çoğu zaman dinle çelişebilir.

din de bilime kavramsal olarak karşı değildir, ama çoğu zaman bilimin bulguları dinle çelştiği için din bilime karşı cephe alır (bkz. evrim teorisi). çünkü günümüzde din iyice kurumsallaşmıştır, insanlar üzerindeki gücü hala bilime görece daha fazladır.

dinler tarihi toplasan 5-10.000 yıl falandır.dinazorlar ise milyonlarca yıl önce olan bişeydi.yani, ilahi dinler portakalda vitamin bile değilken dinazorlar vardı..zaten ilahi dinler, kitaplarından da anlaşılacağı üzere belli bir coğrafyaya ve belli bir tarihe özgüdür.işte diyanetiydi, vatikanıydı ıkına ıkına günümüze uyarlıyor. sen bu soruyu kalkıp bir din alimine sorsan en yakın ayetle uyarlayarak cvp verecektir. halbuki kuranda öyle birşey yok(sadece âlemin yaratılışına değiniyor). adam sadece cevap vermeye kastığı için böyle bir sonuç çıkarıyor.

islamda dinazorlarin olmadigina dair birsey yok bildigim kadariyla. olduguna dair bisi olmamasi olmadigi anlamina da gelmez.

@poshen, bazı ayetler hariç sadece ortaçağ araplarına ithafen yazılmış bir kitabın, alakasız bir coğrafya ve zamanda kabul görmesi zaten o mantığın bir ürünü..matrix'i dogonların hayatına uyarlamak nasıl birşeyse bu da onun gibi..anahatları olan iyilik-güzellik-hoşgörü gibi şeyleri uyarla ee hani ajanlar(melekler)? hani ziyon kenti(metafizik olaylar) bir varmış bir yokmuş.

@cruex anliyorum seni.

kuran'da dinozorlarla ilgili bir yazı var mı anlamında soruyorsunuz sanırım. benim bildiğim yok.

kuran'da her şeyin en ince detayına kadar anlatılması gerekliliğine olan inanca katılmıyorum. ayrıca şöyle düşünülebilir: buzdolabı aldınız, içinden manueli çıktı. buzdolabının buzluk bölümünün soğutma devrelerindeki kondensatörün üretildiği maddenin nerden geldiği manuelde yazmaz. kuran'ı da bu manuel gibi görebiliriz. tabii bakış açısı olarak söylüyorum yoksa herkes dilediği gibi düşünebilir.

@39 uncu harami: benim bildiğim islam okumayı, anlamayı, öğrenmeyi emreder; koşulsuz inanç emretmez.

demin eksisozlukten bir link vasısatı ile sayın elmalılı hamdinin tefsirini indirdim. tek pdf dosyası, 10 cilt, 9000 sayfa.
diyeceksiniz ne alaka? onkoloji profosoru vardı haluk nur baki, allah rahmet eylesin. adam fatiha suresini 40 farklı sekilde yorumlamıs. (not: bulun okuyun efenim.)
nereye gelecem: islam kosulsuz inan demez, koskoca kitap "oku" emriyle baslıyor, ne diyorsunuz siz? okuyacaksın, ogreneceksin. ha ikileme mi dustun, o konuda kitapta bir sey varsa bu boyledir diye, ona inanıp inanmaman sana kalmıs.
sonuc: bildigim kadarıyla kitapta boyle bir sey yok. bu demek degil ki dinazor yok.

(bkz: kutsal kitaplarda dinozorlardan bahsedilmemesi )

Dinazorların ölmesine gelince, bu mahlukların yaşamasına Cenab-ı Allah izin verseydi, bu devasa mahluklar insanlık için büyük bir tehlike arzederdi. Bu nedenle vazifesini yapan bu yaratıklar, Allah'ın hikmetinin neticesi olarak vazifeden terhis edilerek bâki ruh konumuna geçmişlerdir.

bankalardan bulursun, hemen veremezler ama getirirler, hangi subelerinde varsa.

kuyumculara da sorabilirsiniz.

şöyleki; isveçli gurbetciler, altın alışverişlerini kron üzerinden yaparlar. kuyumcuların dövizi bozdurmayıp saklama ihtimalleri de mevcuttur.

eminönü'nde istediğin miktarı dövizcilerde bulabilirsin.

her genç gibi odama ses yalıtımı yapıp bangır bangır müzik dinliycem havasındasın. gerçek bir yalıtım için duvarların içlerinden başlayarak duvarın boyası ve dış kaplamasına kadar binbir olayı var +kapı ve pencereler. yapacağın yumurta kabı yalıtım da öyle süper bi yalıtım olmayacak. boşver o sebeple kısık dinle :/

guzel bir ses sistemin varsa yalitim cidden insaat isidir (oda icine oda insa edilir). maliyetli olur oldukca.

astarından pahalıya gelir. 10m2 bir oda bile olsa, ses yalıtımı en az 800-1.000 lira arası harcama ister. onun yerine 400-500 lira bayılıp üst model bir kablosuz kulaklık alsanız daha fazla randıman alırsınız.

(git: 22962)

(git: 168962)

illa yapmak istersen:
boya kazınacak. sonra burası istegine kalmıs, ister 1 cm kalınlık, ister 5 cm. cam yunu kaplayacaksın. sakın stropor deneme. sonuc kotu.
sonra bir panel ve duvar kagıdı mesela.
işin kotu tarafı, bunu tam yapmak istersen her yere yapman lazım. tavan tabana da, ama yapmasan da olur yani, yapsan senin icin daha iyi olur, ama yapmasan da olur.
ama yapsan daha iyi olur.

(bkz: aspartam)

tatlandırıcılar sayesinde. bunlar kalori içermeyen, şeker taklitleri. 1 gram şeker yaklaşık 4 kkal. enerji verir.

hocam herkes bisey der aspartamla ilgili, ben de diyem sana.
yaklaşma aspartama.
aspartam, 2 aminoasit ve asıl etken maddesinden olusur. etken madde butun molekulun yuzde 10udur sadece. aminoasit zaten bildigin dogal yapıtasımız. ama işin igrencliği surda baslıyor. aspartam midede cozuldugunde aminoasit zaten bünyede oldugu icin direk kullanılmaya devam eder, ama sana icerken o sekeri hissettiren sey, madde midede cozulunce bir zehre donusuyor. beyindeki hucreleri öldürmeye baslıyor. bildigin zehir ha. adını hatırlarsam eklerim buraya.
aspartamı su ana kadar bagımsız bir kurulusun denetlemesine izin verilmedi. bence verilmez de.
ha, light ın icinde natriumsiklamat var.aspartam 300 kat sekere, natriumsiklamat 50 kat sekere karsılıktır.
sonucta bunlar yapaydır, unutma. ben kola icecegim zaman ki cok nadir icerim normal kola icerim. onun dısında da seker ilavesiz meyve suları, dogallardan.

prospektüsünde yazmıyor mu?

günde 4 defa 2 kapsül yazmış sadece.

ben ac karna alıyordum, ölmedim.
eger o işe yaramazsa "reflor"

aç karnına alın.

ishal kesme ilaçları genellikle aç karnına alınır diye biliyorum.

sizi geren, ilişkinizi hayatınızı etkileyen birşeyin normal olması mümkünmü? değil tabikide. al eşini karşına ciddi ciddi otur konuş bize anlattığın gibi, boşanmayı bile düşünmeye başladığını da söyle eğer şimdiye kadar demediysen. olayın ciddiyetini boyutlarını kavrasın. hatunların çoğunda duygular mantığın önünde olduğu için hemen basmaz kafa onun için kavramasını sağla durumu (evet zor olacak) sonra ya düzelmeye başlar işler yada anlarsınki bi bok olmayacak boşanalım diye kesin net bir şekilde karar verirsin.

kızlar evleninceye kadar babaya karşı sübap olan anneyle sürekli karşı karşıya kalıp dalaşır didişirler evlendikten sonra ise cancigğer kuzu sarması olup birbirlerine yapışırlar ve ayrı yapamaz hale gelirler. bu tipik bir türk kadını davranış biçimidir. esasında senle evlenen kadının ailesinden boşanması lazımken, daha önce olmadıkları kadar aralarında manyetik bir çekim oluşur ve bundan en çok etkilenen ise evli adamın ta kendisidir.
sen ne kadar hayt hut diye rest çeksen de, bi kere bir kadına laf anlatmak zaten bin dağ iken 2 kadının kurduğu barajı geçmek olanaksıza yakındır hocam. bekara karı boşamak kolay hesabı bazı arkadaşlar osurur gibi boşan deyip kesip atmışlar, boşanmak öyle sevgiliden ayrılmaya benzemez allah göstermesin adamı ölüm acısı yaşamış gibi en az 2 yıl döve döve silkeler aman boşanmayı deneme karını seviyorsan anlaşıyorsanız ve tek derdiniz buysa.
baba karını karşına alıp konuşacaksın. bi kere senin ailen benim ailem kısmını çözmen lazım. orası tehlikeli sular. sen karının ailesini karşına alma. ama kaynanayla güzel bir duvar ör, o duvarı atlayıp sana ilişmesin. karına da izah et, benimle evlisin anneni boşa, bazı şeyleri ayarıyla yapalım güzelim evliliğimizi azaba çevirmeyeyim diye. karını samimiyetin ile ve ailesine karşı kasıtlı bir tavrın olmadığıyla ilgili ikna et.
sen de fazla kafaya takmadan böyle biraz daha soğukkanlı olarak dışarıdan bak olaylara. karın , annesiyle olan irtibatını sürdürürken sen dışında kal. onunkine de sizi içine sürüklemedikçe fazla karışma. atıyorum 1 ay filan sen kendi cephende herşeyi olumlu ve bu konularda tartışmaya girmek istemeyen fazla bulaşmayan adam şeklinde davran bak bakalım gelişme olacak mı.
eğer çocuk düşünüyorsanız bir süre bu işlere girmeyin. şu an grafiğin salındığı bir dönem yaşıyorsunuz. bu işler taşlar biraz daha oturduğu zaman yapılır.
aklıma gelenler bunlar. özet itibariyle allah yardımcın olsun baba...

he bosan yok olmadi kaynananin agzina sic...bebe misiniz siz ya?

anne kizini kafasinda hala evlendirmemis ve sonucta bu evliligi hala kabullenememis. bu kadar kisa ve oz!

nerden mi biliyorum cunku aynilarini bende yasadim, hemde yapan benim annemdi:) bunu asmasi 1 senesini aldi ama nasil aldi bana sor, her telefonda binbir trip her telefonde surekli moralsiz soguk konusma falan filan sokulan laflarda cabasi...

hep alttan aldim ve kocama asla yansitmadim, yansitirsam donusu olmayan bir mutsuzluk sarmalina girecegimiz belli ne gerek var?

kizina kusmek icin bir bahanesi var demissin demmeki surekli ilgi odagi olma cabasi var bunun altinda elin oglu aldi kizimi psikolojisi...

ha bende birde koca tarafi var onlar bu anlattiklarinin upgrade versiyonu ha benim kocam ne yapti asla prim vermedi, simdi onlarada duruldular allahtan...

birde annemin bi trip atmalarinin bitmesinde bir gun cok sinirle kurdugum " anne bak ben mutluyum keyfim yerinde sagligim iyi eger sen benim bu mutlu gunlerimde bana bozululp benimde huzurumu bozacaksan sen bilirsin, bu gunler bir daha geri gelmeyecek ve bana kus kaldiginla kalacaksin ve unutma anne bu sekilde davranmaya devam edeceksen ben yaninda yokum tercih senin"

ha gercekten yaparmiydim solediklerimi sikar biraz ama annem bunu yedi o gun bugundur pek bi ilgili pek bi guler yuzlu:)

evliligini aileler yuzunden bitirecek kadar zayif olma derim ben...

esini al konus karsilikli bi yol haritasi cizin davranis belirleyin kimseyi kirmadan yola getirin emin ol hic zor degil, nabza gore serbet geldi hanimmmm:):)

kayinvalide ne kadar da kendine ugraslar bulsa, size karismasi, evliliginize mudahale etmesi etkilenmez. Durum daha derinlerde...
Sizde genis aile uyeleri (kayinvalide) ve cekirdek aile (esiniz ve siz) arasindaki "sinirlar" ic ice gecmis durumda. Bu, evlilikte ortaya cikan en buyuk sorunlardan biridir.
Siz kendinizi ne kadar degistirmeye calissaniz da bu durum tamamen ortadan kalkmayacak,
kayinvalideniz istediginiz gibi bir kadin olmayacak, esiniz de oyle. Her ikisinin de "farkindalik"larini artirmak gerekli.
Esinizle konusup aile terapisi yardimi alabilirsiniz.

Ankarada'ysaniz profesyonel yardim icin size yardimci olabilirim.

eşinize söyleyin sizinile ailesi arasında bir tercih yapsın. ailelerinizi ayda 1 maksimum 2 defa ziyaret edin. icice dip dibe yaşarsanız bu tarz şeyler bitmez.
Unutmayın aileler evlenmiyor, bireyler evleniyor, o yüzden ailelerden bağımsız bir ilişki tesis etmeniz en mantıklısı.
ilk sorunda gemiden atlamak hoş değil, oturun konuşun ve beraber karar alıp uygulayın.

eşin psikoloğa gitsin, ailesini mantıksız derecede takmamayı öğrensin.

Çok sağolun arkadaşlar. Eşimle konuşmaya çalıştığım zaman tamam diyor. Fakat yine aynı hamam aynı tas. Size şöyle dyim doktora gidiyoruz herhangi bir rahatsızlık için doktor ilaç veriyor diyelim. Mesela antibiyotik. Eğer annesi kullanma derse o ilacı asla kullanmaz. Birde herşeyimizi biliyorlar asla gizlimiz yok. Herşeyi anlatıyor onlara. Akşam ne yediğimizden sabah kalktığımıza kadar. Bazen de geçmişle ilgili birşey açar. Ama benimle ilgili değil herkesin başından geçen şeyler düğün öncesi hazırlıklarda olan huzursuzluklar özellikle. Birinin bir davranışı gibi. O zaman da işte sizden o kişi bu hareketi daha erken yapsaydı eşyalar alınmadan falan önce evlenmezdim diyebiliyor. Daha benden dolayı hiçbir şikayeti yok. Sadece etraftakiler durup durup bişey buluyor. Galiba çok pasif biri insanım. Eşim bana saygı duymuyor :(

müjde; artık yeni bir ailesiniz. siz farklısınız. artık anne ve babalarınız arada bir hal hatır sormaya sıkışınca akıl falan danışmak için lazım olacaklar. yeni bir aile olduğunuzun farkına varın. bir aile psikoloğuna falan danışın. sakın kaynanayı falan değiştirmeye çalışmayın. onlar son nefesi verene kadar sizin evlendiğiniz ve yuvadan uçtuğunuzu kabullenmeyecekler. bu saçma koruma içgüdüsü ile sizi sürekli huzursuz edecekler. kendi yetişdikleri çocukları nasıl etkileyeceğini de çok iyi bilirler. onları değiştirmek gibi bir fikre sakın kapılamayın zaman ve emek kaybı+ hüsran ile sonuçlanır. eşini al onun kişisel gelişimi için çaba harca. bir okul okusun, ev kadını ise işe girsin, çocuksuz ise çocuk doğursun, bir kitap yazsın, yani bir amacı olsun sadece sizin ailenizi ilgilendirecek.
eşinizin anneannnesi ile babaannesi arasında nasıl bir tercih yapamayacaksa her ikiside aynı ise, kendi anne ve babalarınız ile ilgili bunları düşünün. empati yapın yani bu konuda. eğer yaşı küçükse sabırla bekleyin büyümesini, daha da açmayın aranızı.
bir de mümkünse ayrı bir şehre semte ilçeye taşının. ortak arkadaşlar ednin çevrenizi genişletin. kukumav kuşu gibi durmayın. belli bir süre sonra etkisini kaybedecek bu davranışlar ama asla yokolmayacak da.
kolay gelsin.

ground kardeş
eşim için okul okusun demişiniz ama artık okulluk hali kalmadı. Doktora tezini teslim etmek üzere :)

burda yazılanlar eşinize okutmak faydalı labilir, cidden..

ne yaparsanız yapın ama sakın sakın bu sorunlarınızı çözmeden çocuk yapmayın.

bence eşinizin ve kayınvaldenizin kaprislerine son vermek için tek birşeye ihtiyacınız var, cesaret. biraz cesur olun, bu hareketlerin sizi mutsuz ettiğini, evliliğinizi sallantıya soktuğunu hissettirin,
siz kaprislerine boyun eğiyorsunuz çünkü eşinizi kaybetmek istemiyorsunuz, peki eşinizde var mı aynı korku? üstelik de , annesi istemezse antibiyotik bile içmez, durumu inanılmaz tehlikeli.hayat boyu aynı şeylerden şikayet etmek yerine şimdiden tedbirinizi alın bence.

kayınvalidenin konuşmalarını kaydetenin bir yolunu bul

bu duyuruyu eşine okut.

sakın boşanma, kaynanaya da elleme. uzaklaşın, evet çok kısa ve öz onun ailesinden uzaklaşın.

kardeş senin bi ailen var. ne senin anne baban, ne de onun anne babası bu kadar girmeyecek olaya. asagılarda bi cevap okudum, uzaklasın diye. aynen oyle yapıyorsun. gerekirse konsmayacaksın bile. ama bu konuda esinin de aynı tavrı takınması lazım. ben daha evli degilim, ama hep soyle dusunurdum, hocam bi evlenicem sonra her seyin bi cozumu bulunur sorun cıkarsa, bazen bulunmuyormus ama, yani zorla olur mu boyle bir sey, annem babamın ailesini sevmez, babam da annemin. birbirlerininkine gitmezler, he biz cocuklar olarak herkese gidip goruruz, ona da bisey demezler, anneannene gitme demez babam, ya da babannene gitme demez annem. boyle de mutlular. biz de mutluyuz. sorun yok yani. ama sunu hep hatırda tutmak lazım. senin bir ailen oldu, artık oncelik onun. onun menfaati, mutlulugu, huzuru onemli. karsılıklı olarak yapabiliyorsanız yapın. yok esin kendi ailesini tutuyorsa hala sen bunları anlatınca, bosan gitsin. birbiriniz icin yaratılmıssınız diye bisey yok.
sevgiliden ayrılmak gibi, onu seversin ama cozemeyecegin problemler vardır. deger mi butun hayatı mahvetmeye.
bence konus. derdini anlat. anlaması icin ugras, pes etme. zaman ver. ha degişmedi mi, kendi mutluluguna bak. sen mutlu olmadan etrafındakileri mutlu edemezsin.

Durum annesinden değil bana kalırsa direkt eşinizden kaynaklanıyor. Eşiniz gidip annesine sizin özelinizi anlatırsa o da hayatınıza mudahale etme hakkını kendinde görür.Zaten eşinize durumu anlattığınızı ama değişen birşeyin olmadığını söylemişsiniz.

Bana kalırsa eşiniz duruma dışarıdan bakıp da olup biteni idrak edebilirse ne ala. Yoksa kanser olursunuz maazallah. Mesela bu duyuruyu okutmanız güzel olabilir. Eğer durup düşünürse belki anlayabilir. yok eğer sen bizim aile hayatımızı gidip başkalarına mı anlatıyosun derse zaten kendi yaptığın farkında değildir, olması da mümkün görünmemektedir, uzatmaya, çabalamaya değmez.

Bir de pasif bi insan olduğunuzu ve eşinizin size saygı duymadığını söylemişsiniz. Eşinizin size saygı duymadığı gayet açık.Ama bu sizden değil eşinizden kaynaklanıyor. Sorun istememek, alttan almak pasiflik değildir hiçbir zaman.

bence sorun kaynananızda değil, eşinizde.
kesinlikle eşinizde.

eşiniz, tahminimce 18 yaşından büyük, yetişkin bir insan. ama hala annesinin her lafını ayet gibi kabul ediyorsa, iki gün aramayınca annesi küsüyor o da kalbini almaya çalışıyorsa sorun eşinizde.

tamam anneler başımızın tacı ama her insanın kendine ait bir hayatı var ve olmak zorunda. bir süre sonra anne baba kendiliğinden rahat bırakmıyorsa, uygun dille anneye babaya izah etmek lazım.

sizin şu anda yapabileceğiniz şey eşinizi karşınıza alıp konuşmak, annesini yakasından silkmesi gerektiğini, artık onun ailesinin sizinle kurduğu aile olduğunu anlatmalısınız.

eğer eşiniz bu durumdan anlamıyorsa, üzgünüm ama bunun çözümü yok demektir. geçmiş olsun.

Problem kayınvalidenizde değil eşinizde. Yani bir başka deyişle kayınvalidenizin problemli olması önemli değil, ama eşinizin sürekli onu takması, her şeyinizi anlatması falan problem. İnsanın anne-babası için ne olusa olsun damat ya da gelin eldir, kendi çocuğunu kafaya takar, onun başına bir şey geliyormuş gibi kurgular, kötü olan hep öbür taraf olur, bunu değiştiremezsiniz. Ama olgun bir eşin (kadın ya da erkek), evlilikte olan şeyleri ailesi bile olsa sürekli başkalarına anlatması ciddi bir sıkıntıdır. Ben şahsen evliliğin kadın tarafı olarak anneme pek bir şey anlatmam, bir problem bile olsa yansıtmam, kendi başımıza çözeriz bir şekilde. Annem saçmasapan bir müdahale yapacak olsa önce ben tepki koyarım, daha olay eşime yansımadan keser atarım, gerekirse anneme çemkiririm. Eşimden de aynı şeyi beklerim.

Eşinizle daha ciddi konuşun. Daha daha ciddi konuşun. 2 günde bir arasın anasını tamam da havadan sudan konuşsun. Hayır ev kadını olsa anlayacağım ama doktora yapıyor diyorsunuz, ben de yuh artık diyorum. Evde olup biteni o kadar anlatmasın.

çok şey söylenmiş, evli değilim ama belki yardımcı olur bir kadın bakış açısıyla. iç durumu bilemem ama zor koşullarda çocuk yetiştirmiş anneler özellikle büyük kızlarına düşkün olurlar. hani nasıl desem hem arkadaşı hem evladı hem yardımcısı olur. bir başkasının gelip onu elinden alması anne için zor bir durum olur ve hala eski zamanında kızı yanındaymış gibi yaşamaya devam etmek ister. kız da eğer tam olarak kişiliğini oturtamadıysa anneye aşırı bağımlı oluyor. tercih yapmasını isteyerek işleri daha da zora sokma derim ama profesyonel bir yardım almanız yardımcı olabilir. eğer imkanın varsa başka bir şehre taşının uzaklaşın biraz. zaten bu düşük bir ihtimal olur gerçi:)eğer eşin annesini ziyarete sık gidiyorsa mümkün olduğunca yanında sen de git ve annesine onu sahiplendiğini onun yanında olduğunu göster. belki anneye kardeşlere hediyeler ev ihtiyaçları götürmeler tarzı şeyler annenin yanında eşine aşırı ilgi gibi şeyler anlatmak istediğim. belki kayınvaliden sana güvenmeye başlar zamanla ama kısa sürede olmayacağı kesin. arada eşinden habersiz kayınvalideni ara halini hatrını sor. aile yaşantınızın ayrı olması gerektiğini uygun bir dille anlat eşine ve uygulamayı görmek istediğini belirt. olmadıysa sen de onun ailesiyle ilgili özel şeyleri kurcala ters piskoloj, belki işe yarayabilir. dayanabildiğin yere kadar dayan boşanmak son çözüm sonuçta:/

domine et ortamı. insanın genlerine işlemiş bir huyu var, baskın karakteri görünce pısar. sen yapay da olsa baskın karakteri oyna dengeler yerine otursun.

2 ay içerisinde evleneceğim bende.ve söylediklerin şimdiden bizim için bile sorun olmaya başladı.biz aileleri mümkün olduğu kadar sokmamaya çalışıyoruz olaylara ama ister istemez etkileri oluyor.orta yolu bulmanız gerekiyor.senin benim ailem karışmaz melek gibidir demen bile bir sorun aslında.

kaynanayı uzaklaştır, ne işi var onun ilişkide, 3 kişilik bi' şey değil bu.
kaynana! sözüm sana: çık, çık, çık!
ayrıca her kız çocuğu böyle olmaz, annesiyle gene konuşsun ama ilişkiniz hakkında değil. bu konuda da eşinle konuşacaksın. zarar gelmesini istemiyorum bize deyip, kafandakileri sabırla ve kırmadan paylaşacaksın.
çözülebilmesi için denemek lazım önce.

bence önce kaynanaı evlendir .

okurken sıkıntı bastı, 3 günlük hayat. kaynanadan uzaklaş, olmadı bi hal çaresine bak. en son iş boşanmak. boşanmakta sevgili ve seviyeli ilişkide gereksiz.

Ne yap, ne et ama çocuk yapma.
Kanarsın o tatlı sözlere, sonra üzülürsün...

Boşanma! Sakın! Boşanma!
Döverim bak, harbi diyorum çok pis döverim. Farklı sebeplerden daha kötü durumdayken boşandım. 1.5 yıl geçmesine rağmen hala holding sahibiyken sokağa düşmüş gibi hissediyorum. Tek yol eşinle konuşmak. İşe yaramadı mı bir daha, olmadı bir daha. Baktın işe yaramıyor, sözlerin anne kalkanından sekiyor o zaman (eğer o da seni seviyor ve durumu düzeltmek istiyorsa) profesyonel destek alın. Kulağa hoş gelmediğini biliyorum ama çok işine yarayacak. Maddi sıkıntın varsa bile borç harç gidin bir uzmana. Dışarıdan birisinin söylemesi çok şeyi değiştirecek göreceksin. Ne olursa olsun boşanmak en son seçenek bile olmasın senin için.

kaynana o kadar iyi ama o kadar iyi davran ki hep altta kalsın. hep bir mahcubiyet durumu yarat.. ters manyel at kardeşim yani! tabii hepsini karının gözünün önünde yap. eee show dünyası!

cok özür dileyerek söylüyorum: ailesi yüzünden hayat arkadasi ile tartisan bi kiz, senin gibi bi ezik icin fazla bile.. sakin elinden kacirma, aman diyim, baska bulamassin..
ha illa bi cözüm yolu ariyorsan sahip oldugun arkaik kayinvalideye burda yazili modern metodlar sökmez, cesaretin varsa hemen simdi, eger yoksa bi ufak devirdikten sonra kapisina gidip "talükatini bezbezlerim senin, uzak dur evimden' diyemedigin sürece zaten o ev senin olamayacagi icin dert etmene gerek kalmaz.. zaten evine sahip cikamadigin icin boynuzu da yersin yakinda..
aman be cok dertmis seninki de, bi kadehte sana iceyim bu gece..

Arkadaşlar hep, sakın çocuk yapmayın falan demişler ama ben tam aksini düşünüyorum; çünkü birbirinizi sevdiğinizi özellikle belirtmişsiniz, ayrılmaya da gerek olmadığı ve hatta saçma bulduğum kanaatiyle, ben herkese karşı çocuk yapmanızı tavsiye ederim. çünkü ortada size karşı duyulduğunu kesinlikle düşünmediğim bir saygı söz konusu.özellikle kayınvalideniz tarafından. ilkel gibi görünse de, insanın doğasında olan bir şey bu kimse inkar edemez, bir çocuğunuz olursa saygınlık kazanabilir ve hatta sizin de artık ayrı bir ''aile'' olduğunuza ikna edebilirsiniz. biraz tehlikeli bir karar olabilir, ancak zaman içerisinde siz de göreceksiniz ki, eşinizin annesi de artık evliliğinizi gerçek anlamda kabullenmiş olacaktır. uzaklaşmak ve uzaklaşıp da ikinizi birbirinize daha çok bağlayacak ve eşinize 7/24 ailesini aratmayacak bir meşguliyet olan çocuk ile her şey yoluna girebilir, ancak açıkçası eşiniz ile uzaklaşma konusunda uzlaşacağınızı sanmam..siz yine de çocuk konusunu bir düşünün derim, sevgi sağlamsa ayrılmak kadar saçma bir şey olamaz.

yorumları okudum, her şey söylenmiş...ama en doğrusu @sezai ikilitre'nin söyledikleri maalesef.

bir sorun var ve bu senin sorunun, bıraksan eşin ve annesi hayatlarının sonlarına kadar öyle yaşarlar...duruma üzülen bir kaç kişi olabilir; ama bu senin sorunun.

bu sebeple çözümü dışarıda aramanın, öyle tavuk gibi yumurtaya oturup beklemenin bir anlamı yok. g.tü b.klu bi civiciv bile edinemezsin böyle...


e çözüm yolu da çok basit:
eşin ve annesiyle konuşmak, sonra bir daha konuşmak, sonra bir daha, sonra bir daha...yani @sezai ikilitre'nin dediklerini güzel yoldan yapmak. bağırarak çağırarak ikna edilmiş pek insan yoktur galiba dünyada çünkü. korkudan ya da kafasını şişirip sıkıntıya girmemek için ikna olmuş görünenler vardır. sen de biliyorsun.

konuşmak zor iş ve sonuç alması pek mümkün değil gibi gelecektir sana büyük ihtimalle. ama iş öyle değil güzel kardeşim. otoriter davranırsan(otoriterlik bağırıp çağırmak değil biliyorsun) doğru kelimeleri kullanırsan(bu çok önemli) başarısız olman çok fazla zor; tabi yapabilene.

öyle tembellik, sıkıntıya girememek, günüm güzel geçsin düşünceleri falan cahil adam, salak adam işi. iki dakka götünü kaldır da bu konu için gerçekçi bir şey yap...

bu senin hayatın ister yönetime geç istersen de milletin senin üzerinden nasıl egosunu şişirdiğini izle.


onlarca denemeden sonra (ama deniyorum diye kendini kandırma, kaliteli iş çıkart) yine de olmuyorsa eşini al ve uzaklaş o aileden. bağlantıyı koparmadan onların karışmasını engelle(talefon dahil)(ama güzellikle, zaten eşin hak veriyormuş sana...güzellikle).

kaynanaya koca bul bence. dul gibi geldi.

Yukarıda yazanları çok fazla okuduğumu söyleyemeyeceğim. Yardımcı olacaksa aklıma şunlar geldi:

Eşine asla annesini kötüleme. Her ne yaparsan yap bunu eşinin annesini kötülemeden yapman gerekiyor. Eşine sürekli onun yanında olduğunu hissettirmen gerekiyor.

Kaynananla konuşmak yerine sorunu kaynağından çözmeli ve eşinle konuşmalısın. Eşin kendi içinde bu sorunu hallettikten sonra annesiyle olan ilişkisini de bir yoluna koyacaktır zaten.

Eşine artık sizin ayrı bir yaşantınız olduğu gerçeğini anlatman gerekiyor. Bir aile olarak geleceğinizin ve mutluluğunuzun birbirinize sıkı sıkıya bağlanmaktan geçtiğini eşine anlatman gerekiyor. Önemli olanın seninle olan ilişkisini sağlamlaştırmak olduğunu anladığında hatasının farkına varacaktır.

Kendini suçlu hissetmesi yerine doğru yolu bulması konusunda yardımcı olabilirsin.

Ne kadar iyi anlaştığınızı ve bunu kaybetmek istemediğini hatırlatmakta fayda var.

Başka bir şehre taşınıp herkesten ve her şeyden uzaklaşabilirsiniz. (Deneyip memnun kalan var. )

Bol şans.

Bana kalırsa bu boşanmayı gerektirecek kadar büyük bir sorun değil. Sen eşini ciddi anlamda seviyorsun anladığım kadarıyla ki eminim o da aynı şekilde seni seviyordur. Yoksa birbirinizin davranışları yüzünden daha çok kavga ederdiniz.Bu durumda Yapılması gereken he deyip geçmek. Biliyorum çok zor ama başka çaresi olduğunu sanmıyorum. Bir de çocuğunuz var mı acaba? Eğer yoksa bu sorunlar eve bir bireyin daha katılmasıyla tamamen son bulabilir. :)

daha iyisi var mı nın sorusu sana kalmıs. onceliklerine göre degişir.
www.careace.net

not: evet iphone kullanıyorum (3G) ve fiyatları bilmiyorum.