piratebay

üniversite öğrencisi olmak, hala üniversite öğürencisine ücretsiz mi bilmiyorum ocak ayında bir değişiklik oldu, bir de 20 tl'ye lisans satanları deneyebilirsin son olarak bir de mesaj attım.

libre office kullan

xfce. Nedenini ben de bilmiyorum cidden.

kde, windowsa çok benziyor, özelleştirme çok fazla, üstteki bar yok. üst bar macostaki kadar işlevsel olsa gnome kullanırım.

Cosmic gelene kadar kde. Gnome'a benzettim baya görüntüsünü. İdare ediyor ama saçmalıyor bazen hala widget lar falan.

kde aynen. daha iyisi yok

heveslendiyseniz ve şarj imkanı varsa alın. ama tesla ben hayatta almam. elektrikli alacak olsam ilk sırada ev3 vaya ioniq 5 olurdu.

togg t10f bekleyin derim. "togg alın" demiyorum ama vergi dilimi güncellemesi bu araç çıkınca yapılacak. Fiyatlar da ona göre şekillenecek.

şarj hakkında hiçbir şey bilmesem de surekli dc ile şarj etmeyin arada bir uzun surse de evde şarj edin deniliyor. ev de 4. katta.o konu kafamı kurcalıyor evet.

400 km şehir içi menzilli ortalama bir elektrikli araç için evde şarj imkanı aramaya gerek yok. Bu devirde herkes illa 10 günde bir avm'ye gidiyor, en kötü market alışverişini yapıp dönene kadar oluyor şarj. Ayrıca yakıt için bir yere gitmeme konforundan bahsetmiyorum bile, elektrik düşmanlarının "üküyüz sööd ono mu böklücemm" bahanesinin çürümüşlüğünü saymıyorum bile.

Ev3 benim de gündemimde, iyidir.

Ben de aynı soruyu uzun süre düşündüm. 30 Nisan'da karar verdim ve geçtiğimiz cuma aracı teslim aldım. Dediğiniz gibi, kişisel tercih. Kullanımınız, evinizin durumu vb. gözden geçirin. Ben henüz evime şarj ile ilgili bir yatırım yapmadım. Öncelikle biraz denemek istedim. 3 günlük tecrübeme göre hiç şarj istasyonu kurmasam bile idare edilebilir. Ben görece küçük bir şehirde yaşıyorum. Ona rağmen evimi merkeze alırsak 250 m çapta 3 tane AC şarj istasyonu var.
Araç seçimine gelince, ben tesla beğenemedim. Mini istedim bütün özellikler bu sene gitti. EV3 çok düşündüm, uzun menzil GT gelmemeye başladı. En sonunda konforu tercih ettim ve E-3008 aldım. Tavsiye ederim.

Şehir içinde kullanacaksan ve evde de şarj aletin olacaksa hiç düşünmeden al.

Evden şarj etme imkanınız varsa olur.

Ziraat bankası 400 bin tl faizsiz kredi veriyor togg için ve onu kazanc olarak saymazsak 1300 tl ye geliyor t10X.Elektrikli araçlar bu kadar yüksek fiyatta satılırken en düşüğü 1850 tl(BYD misal) Togg almak bu hesaba göre en karlısı bence togg a girebilirsin

Ben de elektrikli düşündüm ama hem şarj sıkıntısı hem de servis altyapısı ve tecrübesinden endişe ettiğim iiçin vazgeçtim. Honda HRV HEV (hibrit) aldım. Şehir içi kullanıma bağlı olarak 5-5,5 lt yakıyor. Advance paketini, 1.7-1.8 milyon arası temiz, düşük km, 2022-2023 model ikinci el bulabilirsin. Tavsiye ederim. Sıfırı da 2 milyon civarı galiba.

ben bir şey sormak istiyorum. 5. kattayım, istersem evden aşağıya kablo sarkıtabiirim, bu şekilde şarj edemem mi? kablo açık kalsa ne olur ki?

kia müthiş bi alet direk yapıştır geç.

Herkes tesla falan diye savunsa da sonuna kadar yerli ve milli otomobil togg diyorum.. hele de TOGG kredi kampanyası (git: teklifimgelsin.com) sayesinde vatandaş mutlu oluyor ya daha ne isterimm... düşüneyim ÖTV indirimi :D

Kullanıyorum.
Zararlı olduğu nereden çıktı bilmiyorum. Bilimsel olarak bir destek buldunuz mu buna?

Avrupa'da ve ABD'de bir çok yerde iş yerlerinde vs çalışanlar yemeklerini ısıtsınlar diye aktif ve yaygın olarak kullanılıyor. Ben evde de aktif kullanıyorum.

Sağlığa zararlı değil ayrıca. ChatGPT:

Mikrodalga fırınlar, gıdayı ısıtmak için düşük enerjili elektromanyetik dalgalar kullanır ve doğru kullanıldığında sağlığa zararlı değildir. Mikrodalgalar yalnızca su, yağ ve şeker moleküllerini titreştirerek ısı üretir; gıdada radyoaktif kalıntı bırakmaz. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) gibi kuruluşlar, mikrodalga fırınların uygun kullanımda güvenli olduğunu belirtmektedir. Ancak plastik kapların seçimi önemlidir; mikrodalgaya uygun olmayan kaplar zararlı kimyasallar (örneğin BPA) sızdırabilir. Bu nedenle sadece "mikrodalga için güvenli" işaretli kaplar kullanılmalıdır. Genel olarak, mikrodalga fırınlar gıdanın besin değerini diğer pişirme yöntemlerine benzer şekilde korur ve doğru kullanımda sağlık riski oluşturmaz.

Kullanıyoruz, özellikle sulu yemeklerde dolaptan çıkarıp yenecek kadarını tabakta 30 saniyede ısıtıyor mesela, büyk kolaylık.

airfryerin ici teflon ve mikrodalgadan daha zararli oldugu garanti.

Airfry mi daha zararsız? Güldüm sabah sabah.
Mikrodalga x98956 daha işlevsel ve zararsız. Seneler boşa gitti senin için. O saçma alet ne pişiriyor ne ısıtıyor neye yaradığı belli değil.

Mikrodalgasız bir Amerikan evi hayal edemedim. O derece çok kullanılıyor.

Zararlı falan da değil.

2000'lerden beri kullanıyoruz, çayımı kahvemi bile bununla ısıtırım.

sulu yemek, tabakladigin yemegi isitmak, tereyagini ve donmus ürünleri eritmek icin ideal. mikrodalga makinesinde bir zarar yoksa sana da zarar vermiyor diye biliyorum.

Tabi ki kullanıyoruz. Ben kullanmayı tam bilmiyorum, ısıtma için kullanıyorum, bilsem daha çok kullanırdım.

Ankastre varsa kullanırım. Yoksa aramam.

20 senedir mutfağın baş köşesinde.

kullanıyorum. hatta evlenirken çeyizime ilk aldığım şey oydu :) mikron benim için bir yaşam tarzı. çalışan bir kadın olduğum için ve evdeki yemek sorumluluğu bana ait olduğu için benim için olmazsa olmaz bir şey.

En iyisi Beyazıta git. Üniversitenin arka tarafındaki fotokopicilerin fiyatları uygun. Üstelik daha hızlı çekerler.

kadıköy'de marmara üniversitesinin karşısındaki fotokopiciler ucuz olabilir.

yurtsuz john'un mantığıyla etrafındaki bir üniversitenin yakınlarına git. illa fotokopiciler vardır.

minibüs yolunda marmara üniversitesi göztepe kampüsü yakınında vivacopy ve öz okutur kırtasiye vardı onlara bakabilirsiniz.

@Behemote +1 VivaCopy

Digerlerini bilmiyorum ama Turkcell icin uzaktan olmuyor. Yasal bir zorunluluk sanirim.

Turkcellde bu işler tamamen online

Türk telekom nasıl acaba ?

Honor 200

Dimensty işlemci yerine snapdragon 7 işlemci daha stabil ve verimli bence

tüm yabancı medya samsung'un a serisini övüyor.

şuradan aynı fiyattaki a55'i saydığınız telefonlarla karşılaştırdım; sanki a55 bi tık daha iyi duruyor ama detaylı incelemedim:

www.gsmarena.com

edit: bi daha baktim da, a36 da bir alternatif olabilir.

Samsung veya Iphone, gerisi boş iş.

samsung a34 veya a55

ben samsung a55 kullanıyorum geçtiğimiz yazdan beri, hiç bir zaman süper özellikleri olan bir telefon değil buna karşın ben çok memnunum, ekranı yapı kalitesi şarj süresi muazzam.

arkadaşım benden sonra honor aldı, ulan ekrana bakıyorum renkler renk değil, bi parlaklık yok, dokunma hissi çok kötü, kamerası iyi diye aldı benim a55 50mp ve gayet yeterli, onunki biraz daha iyi olabilir. ama hiç ama hiç beğenmedim. yapısı bile adi duruyor benimkinin yanında.

ha şunu belirteyim, telefondan anlamam, telefonda yaptığımm youtube izlemek, wildrift oynamak, görüşmek vb.

Poco'nun m serisi her zaman leştir. Çok sorunlu cihazlar. Poco'lardan sadece f serisi alınır ki o paralara çıkınca çok daha iyi başka modeller var. Samsung daha mantıklı.

ben telefon konusunda umut koçak'a güvenirim. gerçekten bu işin manyağı. Donanimhaber'e geçti, onun aylık incelemelerine bakın derim.

@hoot'un dediği adama güvenme. Markaya güven. Sorun olduğu zaman o adamı bulamazsın.

"Klasik olsun" derseniz www.migros.com.tr veya "yenilikçi olsun" derseniz www.migros.com.tr diyelim.

vileda'nın pedallılarını kullanıyorum, tavsiye ederim

iddianameleri avukatlardan ya da davanın taraflarından alabilirsin. tabi dava haline geldiğine göre davayı incelemek için mahkemeye gitsen ve numarasını söylersen eğer okumana izin verirler.

bunları ancak kişiler internete yüklerse görebilirsiniz. iddianamelerde bir sürü kişisel bilgi olduğu için bunları ayıklayıp yayınlamak gerekir isimleri gizlemek gibi. bu da büyük bir iş yükü olur.

Eğer dosyada gizlilik kararı yoksa herhangi bir avukat adliyeye gidip arşivde dosyayı inceleyebiliyor. Dijital kopyasını vermiyorlar normal şartlarda. Sadece arşivde oturup dosyayı okuyabiliyorsun. Popüler davalarda ise bazı avukatlar kamoyunun desteğini alabilmek için iddianame ya da başka evrakları gazetecilerle paylaşabiliyorlar. Biz de bu şekilde ediniyoruz.

diş sağlığına önem vermenin maddi kazançla alakası olduğunu düşünmüyorum.

Boşvermişlik
Pintilik
Kimsenin “abi dişlerin dökülüyo” dememesi

Kime göre kötü kime göre düzensiz.

Dişler kolay kolay elletilecek şeyler değil bana göre. Şahsen kendi takıntım olmasaydı gayet de sorun olmayacak kadar düzensizlikte dişlerim vardı. Kendi takıntımdan dolayı tel taktırdım, iyi ki o zaman taktırmışım, daha da yapamazmışım. Ha, teller çıktı ne oldu? Gülüş tasarımı gerekiyor şimdi, benim hekimim de beni bu anlamda yönlendirmedi, bilgi vermedi, ben başkakarından duydum. Ne oldu, param yetecek mi onu yaptırmaya bilmem.

Parası olmayan veya öncelikleri çok daha başka ve güçlü olanlar ne yapsın, mecburlar mı pek de problemli olmayan dişlerini yaptırmaya? Saçma bence.

Genelde zahmetli ve rahatsiz edici/korkutucu tedavileri olması gibi geliyor bana.

Mesela çok zenginsin ama dişlerin çarpık diyelim. Düzeltmek için diş teli ya da düzeltici neyse işte ondan takman lazım ve bugünden yarına olacak bir şey değil. Parasını vereyim 3 günde hallolsun diyemediğin için "Aman çarpık kalsın" diyebiliyorsun.

Cerrahi çekim gibi tedaviler işlem esnasında rahatsiz edici ve gergin, işlemden sonra birkaç gün ağrılı süreçler. Kanal yaptırmadım hiç ama o da sınıntılı bir süreç gibi. Protez yıllar önce babam yaptırmıştı, o da uğraşmak gereken bir iş.

Yani bence de ihmal etmeleri mantıksız ama ihmal etme sebeplerini anlıyorum. Hak vermiyorum ama dediğim gibi.

Edit: ya mesela geçen sene diş taşı temizlettiğimde burnum tıkalıydı. Diş taşı temizliği yani en basit işlem di mi? Ağzım açık dururken burnumdan düzgün nefes alamadığım için boğuluyodum az kalsın ahdhs geniz akıntım da vardı ağzımdan da verimli nefes alamadım. Bi yandan vızzzzz diye iğrenç ses ve diş taşlarını temizlerken diş etlerinde hafif sızlamalar da oluyor. Birkaç dakikalık en basit işlemde bile stres oldum. Yine şimdiye kadar 3 kez 20lik diş çektirdim cerrahi olarak. Hep erteleye erteleye sorun çıkartana kadar bekledim. Yani diş bakımımı ihmal eden biri değilim ama hep zor geliyor bana da da diş tedavileri.

kücükken dis teli yüzünden olusmus travmalari.

Yakın zaman öncesine kadar diş teli tedavisinin sağlık için değil, kozmetik sebeplerle yapıldığına inanılırdı.
Öyle ki diş teli tedavisi olan çocuklar okulda akran zorbalığına maruz kalabilirdi.
Hala o kafayı değiştirmemiş olanlar ya da kafa değişse bile artık bizden geçti diye düşünenler vardır.

Eskiden diş işleri oldukça acılı idi, şimdi teknoloji gelişmiş, eskisi gibi acımıyor.

aklima direkt feridun duzagac geldi. bence hayat kalitesi/gorusuyle alakali bir durum. icine sigara icmeyi, bosvermisligi, tembelligi herseyi koyabilirsin.

edit: bu cevaptan sonra google'a baktim son hali nasil diye. adamin tum fotolarinda agzi kapali asddsfjhdsj:)

vizyonsuz zenginler olduğu için. bir arabaya on milyonlar verir, bir akşam yemeğinde binlerce liralık hesap öder ama çarpık sapsarı dişlerle dolaşır.
aslında ülkenin son dönemdeki en büyük sorunu bu vizyonsuz, eğitimsiz, görgüsüz zenginlerdir.

Varlıklı biri değilim ama diş sağlığını boşvermiş bir insan olarak cevap verebilirim bence. Sebebi küçük yaşta dişçi korkusu yaşamaktı benim için. Sonrasında hiç yumurta kapıya dayanmadan dişçiye gittiğim olmadı. Ama dönüp bakıyorum keşke gitseymişim. Şimdilerde başladım hala zor ama aşmaya çalışıyorum o korkuyu. Acısa da öldürmez dinliyorum dişçide işlemler yapılırken. Böyleli işte.

dişçi korkusu.

dişçi korkusu, bir de bende öğürme var, doktor benim ağzıma rubberdam yaparak dolgu yapıyor.

dişlerimi fırçalarken bile öğürme geliyor. o aletler sokunca baygınlık geçiriyorum.

şöyle bir şey www.instagram.com

Acı çekme korkusu ve üşenme olabilir, bir de çok uç örnekler olmadıkça hafif kusurlu dişler daha insani bence, estetik kaygı da olabilir sebep.

3 m kredi çıkıyor mu? alırdım.

konut fiyatlari zaten dolar bazinda gerilemis durumda oturacagin evi alacagin ve su anda kirada oldugun icin alman cok mantikli odeme guclugu de olmadigina gore bence dusunecek cok bir sey yok bu denklemde

Ben olsam alırdım, faizler düştüğünde krediyi yapılandırırım

Faizler düşse de muhtemelen eskisi gibi herkese beleş kredi çıkmayacak dolayısıyla ev fiyatları aşırı yükselmeyecek. ben olsam beklerim.

Oturacaginiz ev her donemde alinir. Agresif degerlendirmediginiz parayla ki ev alacaginiz parayi agresif bir sekilde degerlendirmeye calismayin, ev fiyatlarina yetisemezsiniz, siz alacak olursunuz fiyati artar vs. dolaysiyla icinize sinen bir ev bulduysaniz alin. Onun karsiligi yok fiyatsal acidan dolayisiyla dogrusu yanlisi yok.

ben olsam alırdım,
şuan tam ev alma zamanı.

Alınır. Benim su an gördüğüm evlerin çoğu aylardir satılmıyor ve satilmadigi halde enflasyon falan diyerek fiyat artiyor. Bazı evlerde hayvanı bir pazarlik payı var bence. Çünkü annemin apartmanda 6 aydir satilmayan daire var. Ve fiyati 250 bin artirmis hala satilmiyor.

Oturulacak evse ve kredi çıkıyorsa alin. Krediler düşerse yapilandurma falan yaparsiniz.

şimdi değil 6 ay sonra alsan, her şey aynı kalsa bile 6 ay boyunca 6*32 = ~200bin kira vermiş olacaksın. elimde para var, 6 ay faizde kalsa zaten değeri artacak diye de düşünebilirsin ancak değer artışından ziyade enflasyona karşı sabit kalacağı için o seçeneği elemek lazım.

yüzde elli kredi çıkacak mı? çıkacaksa kaç ay olacak? mesela 48 ay alırsan kabaca 3 alıp 6 ödeyeceksin gibi duruyor.

ama dediğin gibi, X zaman sonra alacak olsan faizlerin düşüp düşmeyeceğini, düşerse evlerin yükselmeyeceğini bilmiyoruz.

alabiliyorsan al.

velevki yüksek faizle aldın ve bir süre sonra başka bir banka ciddi bi kampanya yaptı. kendi bankan ise yapılandırmaya yanaşmadı. bu durumda kredini A bankasından B bankasına taşıma imkanın var.

ben almayı düşünürdüm. şartlar uygunsa ve o krediyi ödeyebileceğimi düşünüyorsam alırdım (şuanki durumda 3milyonluk kredi ödeyemem ben, ödeyebilsem alırdım)

Oturmak içinse kaçırmayın. Her zaman alınır.

Yatırımlık kesinlikle almayın!

Kimse geleceği bilemez ama şapkadan yeni bir tavşan çıkarmazlarsa (süper bono vs.) 3-4 aya mevcut sistem patlar, ev fiyatları uçar.

Yatırım tavsiyesi değildir tabii ki, ev fiyatları bu sene olduğu gibi, fazla artmayabilir de.


.

Dönem iyi fakat kredilerde limit var kardeş epeydir.

Aradığın, beğendiğin evi buluyorsan hiç bekleme. Faizler indiğinde kredilerin yapılandırılma imkanı var.

Eksper bedeli 6M olan konutlarda eğer üzerinizde başka bir konut yoksa konutun sıfır veya ikinci el olmasına göre, enerji sınıfına göre değişken oranlarda kredi kullanılıyor.

Sıfır konutlarda değerin %60'ı, ikinci elde enerji sınıfına göre 2,5-3M bandında kredi imkanı var. Kredi kullandırım konusu karmaşıklaştı ve dallandı. Bir banka şubesinden bilgi almakta fayda var. Konut fiyatları değişkenlik gösterebilir ama enflasyonun altında olsa da artıyor. "Reel olarak düşüyor, döviz bazlı şöyle oldu" söylemlerini dikkate almamak lazım. Bunlar sabit gelirli, başını sokacak bir ev almaya çalışan, tek atımlık kurşunu olan insanları ilgilendiren söylemler değil.

Her yerde söylerim; ev alıp pişman olanı hiç görmedim, ev almayıp pişmanlık yaşayan ise başta kendim olmak üzere çooooook...

3m kredi hangi banka veriyor söyle ben de hemen çekip alacağım ev

makinenin amortisörleri patlamıştır, servis gelip değiştirecek. genellikle çok yükleyip yıkatınca zamanla olan bir durum. siz böyle kullanıp bozduysanız size; yok size böyle teslim edilmiş ise de ev sahibine yazar.

Makineyi bulunduğu yerde yapamazsan biraz öne alarak ve tabii ki fişini çekerek arka iki ayağı üzerine biraz yatırarak ön ayaklarını kontrol edin. Aşınma varsa ev sahibine söyleyin değiştirtsin. Aşınma yoksa onlar vidalıdır, sola sağa döner. vidayı hafif sol hafif sağ döndürerek, ayarlayın ki durduğu yerde topal durmasın.

Genelde ondan yürür.

Eğer ayaklar sorunsuzsa tabi ki @malheiros +1

Makine eski tip mi? 4 ayağı var onun ayarı bozulmuştur 4'ünüde aynı boya getirin.

komando +1
4 ayak aynı boy.

4 ayak aynı boy derken yeri düz mü önemli olan o. makinenin bir köşesine bastırınca makine sallanıyorsa o ayağı yükseltin, makinenin üstü boşsa, üstüne biraz su dökün, suyun aktığı yönün tersine makineyi yükseltin, makine düz dursun

Arkadaşlar makine eski tip, 4 köşeli ve 4 ayağı var. Sallandığını fark etmiştim ondeki ayaklar altına karton koymuştum ama ona rağmen çılgınlar gibi sallandı bugün. Sıkma bitene kadar başında durup tutmak zorunda kaldım.

Taşınma masrafları + yeni kira + depozito+komisyon vs karşıla çıkarım , yoksa oturmaya devam edeceğim, hukuki yollara başvurun diyin

@jülsezar +1

Ya da hiç detaya gitme. 'Ver mahkemeye' de.

bir emlakçıyla konuştuğumda, o da anca dava açması lazım bu da 2-3 sene sürer dedi ancak sonunda da kazanır dedi. bunun sonucunda da avukat, mahkeme masrafları çıkar dedi.

Kiram nispeten uygun diyorsun ya, o uygunlukla normali arasındaki farkı 3 sene biriktirirsen mahkeme masraflarını karşılar o para.

Ayrıca ev sahibi mahkemeyi kazanıp seni çıkarırsa eğer, eve oğlunu yerleştirmek ve başkasına kiralamamak zorunda. Kiralarsa eğer, sen onu mahkemeye verirsin ve o bunu bildiği için mahkeme işine yanaşması pek mümkün görünmüyor.

Bence kesinlikle hukuk yoluna başvurun ve bekleyin.
Ama bunu yapmaktan çekinirseniz bile en azından ev sahibinizden oğlunun Manisa'da okul kazandığını gösteren bir ekran resmi göndermesini isteyin.
Yalan söylüyorsa zaten çıkmazsınız.

manisada okul kazandı diye izmirdeki evi boşaltamaması lazım. tamam izmirdeki binlerce öğrenci bu şekilde okuyor ama dava açılırsa bunu söyleyebilirsiniz.

senden gelen kirayla rahat rahat manisada okula yakın ev tutar yahu, ne saçma bir söz. 2 yılda evden insan mı çıkarılırmış.

Ben olsam iki trafibda gonlu olmasi acisindan soyle derdim

Tasinma masrafim cok karsilayamayacagim icin cikamicam eger masrafimi karsilarsaniz cikarim yoksa davalik olucaz senelerce ugrasirsiniz yaoabilecegim en iyi sey bu

Hocam izmir'de durum ne tam bilmiyorum ama tasinma isi nakliyesi, depozitosu, bakimi iviri ziviriyla birlikte 100bine falan patliyor.

Sokaga atacak paraniz varsa tasinin. 2 yillik kiraci evden cikarilmaz.

ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açabilmesi için evin ihtiyaç duyulan bölgede olması gerekmiyor mu? okul manisa'da, ev izmir'de. hukuken oluyor mu, bunu bi netleştirin derim. eğer olmuyorsa reddedersiniz. tahliye taahhütnamesi imzalamadığınızı varsaydım. onu imzaladıysanız zaten yapacak bir şey yok.

abi şunu bir netleştirelim artık. yazdığınıza göre size tatlı dille, güzelce (en azından normal) ve tehdit içermeyen bir dille söylemiş. 2 yol çizmiş ve her türlü de 2 taraf için olumlu sonuçlanabilecek bir durum. ev sahibi insanca yaklaşmış.
durum böyleyken neden atar gider yapıp, işi kendinizce(?!) zorlaştırmak istiyorsunuz?
adaleti olmayan bir ülkede "git dava aç" demek ne demek?

emlak sektöründe olan birisi olarak yazıyorum. böyle durumlarla çok karşılaştık. istese ev sahibi hem resmi (yersen) hem de gayriresmi yollarla öyle şeyler yapar ki, haklıyken hem haksız duruma düşer hem de kapı önünde kalırsınız.
aynı şekilde, kiracı da öyle şeyler yapar ki ne ev kalır ne huzur.
herkes sidik gibi köpürüyor, nedense böyle olmaya bir merakları var.

bunu okuyan herkes için yazıyor. ev sahibi de olabilirsiniz, kiracı da. hangi taraf olursanız olun, verdiğiniz sözleri tutmakla yükümlüsünüz. kapağı atayım bir daha çıkaramaz, para vermem veya şu fiyata gitsin 2 gün sonra 3 katına çıkarayım, 1 hafta sonra çıkartırım gibi düşüncelerde olmayın. kolay, maddi açıdan da mantıklı ve huzurlu yollar var bu tarz davranışlara gerek yok.

oğlum manisa'da okul kazandı, eve o geçecek dedi. oturmak istersen, ocak ayında tüfeye göre zam yaparız,

mantık hatası var adam zam istemek için oğlunun okulu yalanını sürmüş piyasaya.

ben olsam Taşınma masrafları + yeni kira + depozito+komisyon vs karşıla derim 200 bini yerleştiririm.

Mtkrt olayı çok güzel özetlemiş.

bu devirde ev alacaksan boş bırakacaksın kiracıya veremeyeceksin. değerlendimi satacaksın. başka türlü bunlarla uğraşıyorsun.

aynısını biz yaptık insanca konuştuk taşınma yardımı teklif ettik çıkmam dedi. emlakçıdan ev bulduk istediği şekilde yine çıkmam dedi. sonra elden para istedi tamam dedik. sonra 100 bin oldu 200 tamam dedik. devamlı oyaladı bizi. sonra o 200 oldu 300 en sonunda biz iyi bir alıcı bulduk çokta zarar etmeden sattık gitti.
alıcıda sorunlu tiplerden. daha tapuda imzanın mürekkebi kurumadan yeni ev sahibiyle kavga ediyorlardı. şimdi seve seve çıkacaklar. biz söylediğimizde kirasının 1-1,5 katına güzel ev bulabilecekken şimdi en az 3-3,5 katını verecek.

Ev kiralamak, evini bir kiracının kullanımına 10 yıllığına vermektir. İlk kirayı sen belirlersin ve o kira her yıl ve yılda bir defa devletin belirlediği miktarda artar.

Kiracı masraf yapar, evi bulur, masraf yapar kiralar, gayret eder komşu, çevre edinir, orada yaşam için her tür alışkanlığını bırakır, yeni alışkanlıklar edinir, çocuğuna okuldan, işine ulaşıma kadar her şeyi yeni baştan belirler.

Sonra sen bakarsın, Aaaa dersin, ben bu süprüntüyü kapının önüne koyarsam daha pahalıya başka bir süprüntü bulabiliyorum. O zaman İNSANCA söyleyeyim, o da yasal haklarından vazgeçip defolup gitsin ki, gelsin paracıklar.

Bunu teklif etmek bile tacizdir, rahatsız etmektir diye düşünüyorum.

Benim de evim, kiracım var ve böyle düşünüyorum.

MtKrt'nin haklılık payı var. Önce ters yapıp sonra size ters yapılınca ağlanıp sızlanma başlıyor.

Ayrıca düzelteyim. Sözleşmeler istenilen sürede yapılır, ister 10 yıl ister 2 gün.

zamunda devam ediyor.

piratebay

torrentfreak.com

bu site genel olarak torrentle ilgili gelişmeleri vs duyurur ama redditlere de bakabilirsin

Cuma en güzeli bence, garip olmaz

Açılın, öğretmen geldi. :) Cuma günü okul en ideali. Tereddütsüz.

Çatalcadaki çiçekçileri google haritalardan bul, yorumları oku

Sonra bunları sırayla telefonla arayıp ablana çiçek göndermek istediğini, nasıl bişey istediğini gününü saatini vs söyle fiyat al, hatta buketi hazırlayıp götürmeden önce fotoğrafını sana vatsaptan atmalarını isteyebilirsin, parayı iban ile çiçekçiye gönderirsin

Her yer bitki diye bi site var oradan secebilirsiniz, ama bi iki hun onceden almaniz gerekebilir saksi cicekleri cok ozenli ve guzel bir cok arkadasima aldim,

Erken verilen hediyeleri sevmiyorum. Pazar eve

Kemalettin Bulamacı, Füsun sarp Nebil, Halil nadir teberci gibi isimleri okuyabilirsin.

turkcell ve turk Telekom, arpalık olarak tabir edilen yerlere döndü, YK üyeleri hep seçmece, akp'li yakınları nerede işe girecek? tabiki böyle kurumlarda.

netgsm gibi firma çıkıp da ben ucuza mal satacağım derse, turkcell kaybeder, turk Telekom kaybeder, bu sefer bu kurumlardaki bankamatikçiler sorun olmaya başlar.

sonuçta bir de KDV ve öiv gibi vergiler var, bu vergi gelirleri de azalırsa maliye istemez.

Bir de Ömer fatih sayan var, ulaştırma bakan yardımcısı ama btk'nın fiili başkanı.

Devletin arpalıkları +1 hem çok büyük +1,
Ek olarak da gündem olamaz yine her şeyin sponsorları/reklam verenleri bu firmalar, tv'lerin, gazetelerin, etkinliklerin, gündem olması da ciddi bir mana taşımıyor sürekli bir gündem muhabbeti dönüyor bu ülkede ama herkes pahalılıklarının farkında herkesin gündeminde aslında ama nasıl değişecek bir şeyler? Üzülerek söylüyorum bütünüyle kökten değiştirelemeden her şey öyle operatör fiyatları ucuzlasın, x olsun, y'ye indirim gelsin demekle değişmeyecek bir şeyler.

Bu konu hakkındakibir videoyu da buraya bırakayım :

m.youtube.com

şöyle bir şey olabilir mi? mesela evdeki prizlerde toprak hattı nötr'e bağlanmıştır, eskiden çok yaygındı. Bu nedenle nötr hattınıza elektrik geliyordur.

isik almak derken? canlı kabloya yaklastirinca isigi yanan kalemlerden mi bahsediyorsunuz? O kalemler güvenilir sonuc vermez. Olcu aleti alin, onunla bakin.

2 faz 1 nötr varsa onun anahtarı da komütatör, yani çiftli olmalı, tavana da iki ampulü olan bir avize takılmalı. bir düğme birini, bir düğme öbürünü yakmalı.

orayı kontrol eden yere tekli anahtar takılmışsa önce onu çıkarıp doğru şekilde bir komütatör takın. sonra deneyin kombinasyonları.

tekrar okudum, avize bağlı değilken faz ve nötrler doğru değil mi?
Ama avizeyi doğru olarak bağlıyorsunuz ama duya bakınca iki tane faz var?

Bence avize hatalı, avizenin içinde kabloları çatallarken yanlış bağlamışlar. duya nötr gelmesi gerekirken nötr gelmiyor, iki faz geliyor.

dizi ve filmde önemli olan site değil hangi ripper'ı takip ettiğin. düzgün olanları takip et pişman olmazsın. Ben 4-5 yıldır film izleyemiyorum ama tigole hala sağlam.

Ben genelde unblockit sitesinden girip bakıyorum sitelere

the pirate bay ve kickass to da aynı torrentleri aratıyorum, çok gönderilenlerden eliyorum öyle karar veriyorum.

ama film için genelde yify/yts en sağlamıdır

1337x
solidtorrents

zaten bildiğim kadarıyla en ucuz google, yıllık alıyorum zamlardan etkilenmemek için ama aileye paylaşım özelliği var, youtube premium gibi değil. aynı fiyat, 6 kişi ortak kullanıyoruz.

üniversite öğrencisiysen onedrive 1 tb ücretsiz

Bu aralar Black Friday indirimleri de olabilir, biraz bekleyin, sitesini de ara ara kontrol edin.

jack jones ve zaradan aldım son zamanlarda. baya güzel.

Boxer için kom diyorum, başka bi' şey demiyorum, gayet iyiler.

Belki Dagi sports modeli de olabilir.

penty
evet ilginç erkek bölümü de var çamaşırlar on

Bim Şok A101

blackspade

H&m.

boyner, mavi, h&m

M&S

calvin klein

toptancidan - seher yildizi

Marketlerde satılan ve hava almayan terledikçe bakteri üreten %90 polyesterden imal çamaşırları giyip sağlık geçmişlerine mantar ekleyen gencoların bunu açıklamada gösterdikleri cesaretlerinden ötürü tebrik ederim. Soruna gelirsek de H&M iyidir oradan devam et.

(bkz: şahinler)

gerçekten çocukluğumdan beri şahinler giyiyorumdur, babam da öyle

Kadıköy'de Özkan giyim var, oradan.

Şok, bim donu, bol bol alıyorum bol bol değiştiriyorum kendim için bu yöntemi daha rahat buldum çeşitli markalar deneyip

Trunk model kom ve blackspade çok başarılı.

(bkz: blackspade)

Seher yıldızı.

Jack and Jones'un amazonda satılan 5li 7li paketleri var. Onlardan alıyorum

nundu +1
burada çok önerildiği için ben de aldım. iyi de indirim oluyor. mutlaka deneyin.

marks and spencer

Doreanse var kaliteli boxer ve slip üretiyorlar. Yalnız şunu da söyleyeyim erkek için tanga, string'de üretiyorlar.

Malabadi ama son fiyatları pek içime sinmedi.

birçok marka denedim ama en memnun kaldığım armani'nin %100 pamuk olan modelleri oldu

modem ile sinyal güçlendirici arasındaki bağlantıyı kablolu yaparsanız daha verimli olur. bilgisayarcıya sorduğumda kablosuz çözümlerin çok etkili olmadığını söyledi. bir de sizin gördüğünüz sinyal seviyesi güçlendiriciden aldığınız sinyalin seviyesi, modemden değil. dolayısıyla modemden güçlendiriciye kadar düşen sinyal seviyesi ordan sizin telefonunuza kadar da düşüyor, haliyle çok iyi bir internet bağlantısı alamıyorsunuz

access point cihazını nerede konumlandırsınız, wifi sinyalinin zaten zayıf geldiği uçtaki odaya ise verim alamamız normal, access pointi modem ve uçta ki oda arasında sinyal seviyesinin iyi olduğu bir noktaya koyup tekrar deneyin.

imkan varsa modem ve access point arasındaki link bağlantısını ethernet kablosu ile yapın.

evde "TP-Link RE200 AC750" kullanıyorum 3 oda öteden gayet iyi çekiyor.
yazlıkta "tp link deco m4" var 3'lü set, 3 katta da çok iyi çekiyor, kablosuz olarak bağlı hepsi, kapsama alanları çakışacak şekilde ayarlayınca kör nokta da kalmıyor.

powerline al kurtul
www.hepsiburada.com

Bir kişi de dememiş ki mesh ağı kurun. TP link deco serisinden bir kez masraf yapıp mesh ağı kurarsanız bugün ve gelecekteki problemleriniz çözülmüş olur. Sinyal güçlendirici, repeater, access point vs. almayın. Powerline da almayın.

tp link deco hem ekonomik çözüm hem de kendiniz kurabilirsiniz.

internet hızı 100 mbit i geçmeyecekse deco e4 yeterli olur, 100mbir üstünde ise deco m4 almak gerekiyor.

burada kurulum videosu var, kurulumu çok basit;
youtu.be

mesh ağı dışındaki hiçbir şey maalesef çözüm olmuyor. Söylendiği gibi tp link deco tüm çileyi bitirir.

100 m2 ev için modemi evin ortasına almak daha mantıklı geliyor bana, wifi6 router almak da bir çözüm.

benzer problemlerden deco kurdum ve memnun değilim, tamam internet her noktada iyi çekiyor falan ama hem yüksek ping var, hem de hız düşük. zaten deco forumlarında da decoları kablo ile bağlarsanız en sağlıklı öyle olur diyorlar.

eğer kablo altyapısı yok ve yapılamıyorsa powerline cevabına katılıyorum. deco'nun powerline olanları da var onu alabilirsiniz.

Aynı amaçla 2 yıl önce bu zamanlar Hoover H-300 All in One diye bişey aldım. Baya araştırıp almıştım o zaman. Fazla para vermeye gerek yok, ısı pompalı olanı alın demişlerdi.
Uzaktan kontrol (hiç kullanmadım), anti allerjik modu vs vs vs hepsi var.
2 yıldır haftada 4 gün civarı çalışıyor mutlaka.
Ses seviyesi bizi rahatsız etmedi.
Elektrik tüketimi konusunda eski fatura ile arasında bizim fark edebileceğimiz bir tüketim bedeli TL cinsinden yakalayamadık.
Su giderine ihtiyaç duymuyoruz, suyu kapağında biriktiriyor.
Araya bir tahta koyarak çamaşır makinesinin üstüne kurduk, problem olmaz dediler. Yani o 500-1000 TL arası sattıkları aparatı da almadım.
Haftada 2 kere iç toz haznesini, 3-4 ayda bir de alttaki toz haznesini temizliyoruz, yeterli oluyor.

Not: Reklam-İşbirliği değildir :)

samsung kullanıyoruz 1.5 senedir çok memnunuz. ısı pompalı, a+++ enerji, hassas kuruma fonksiyonlu, havalandırma seçeneği olan, sessiz modu ile gece falan çalıştırabildiğimiz bir ürün tavsiye ederim. aynı ürün değil ama eşdeğeri ;

DV90BB9445GHAH

3 senedir grundig kullanıyoruz. Alman markalarına fazla para vermeye gerek yok bence.

ty.gl

bizim bütçe sorunu vardı, Electrolux kurutmalı makine aldık, çok memnunuz, hiç ayrı makine almayın, yıkamaya atıp kurumuş olarak almak çok güzel

çatallı kablo ve mikrofon için kulaklık kullansan nasıl olur?

Ama ortalık resmen kablo salatası hatta arapsaçı olacak

Teşekkürler. En iyisi aux Bluetooth kiti alayım.

malatya pazarı vs gibi yerlere bak.

bakarak nasıl anlayacak onu da deseydin

Malatya pazarında glikozsuz pestil veya tatlı yiyecek bulmak imkansızdır ya. kuruyemiş a101i o adamlar

daha henüz vermeyi düşünmedik, ikinci çocuğu düşünüyoruz ama herkes satıyor gördüğüm kadarıyla, belki fiyatları yüksek koydunuz, bence en iyisi hazırda tutup çocuk haberini duyduğunuz yakınlarına ücretsiz teklif etmek.

ihtiyaç sahibi birini bulmadığınız sürece başa bela. ihtiyaç sahibi derken illa fakir fukara olarak düşünmeyin. ben eşimin iş yerinden birine gönderiyorum her mevsim geçişinde. bir de komşunun çocuğu oldu, ona veriyorum. geçen iş arkadaşım da bana sordu getirsem kullanır mısın diye, getir dedim. yani bi sormak lazım bebekli çevreye. muhtara da sorabilirsiniz.

illa elden çıksın istiyorsanız letgo'ya ücretsiz koymayı deneyebilirsiniz paket halinde filan.

yeğen vs doğar diye işe yarar alet edevat ben de saklıyorum ama yerim var. yoksa satmaya çalışırdım. kıyafet saklamıyorum bir iki hatıra harici.

yardım kutularına atıyoruz.

Çocuk bebek kıyafetlerini ücretsiz veriyorum. Süt sağma makinesi, park yatak, oyun halısı gibi şeyleri zamanında komik rakamlara satmıştım sırf evden gitsin ortalık açılsın diye. Asıl kendi kıyafetlerimi verecek yer bulamıyordum ben meğer semtin ikinci el ve hediyeleşme Whatsapp grubu varmış oraya katıldım. Bunlar bedelsiz verilecektir diye fotoğrafını koyuyorum 4 5 saate kapıdan gelip alıyorlar.

Dolap artık ömür törpüsü gibi zamanında ordan 300 400 ürün satmış biri olarak kapadım gitti artık. Oradaki insanların sorularıyla baş edemezsiniz, alıp deneyip bu bana olmadı diye iade edip kargo parasını size kitleyebilirler. Bir sorun soruşturun semtin, mahallenin vs öyle Whatsapp grubu var mı diye. Bizimkinde bazen başka semtten de ilan veren oluyor üşenmeyen gidiyor alıyor özelden yazın bana deneyelim sizi dahil etmeyi

ufak tefek şeyleri sağa sola dağıttım .. bir iki şeyi anı olarak sakladım. sattığım bazı şeyler de oldu. bir kaç parça eşyayı da yakın arkadaşlarıma verdim.

yardım kutusu yanına koyuyorum su geçirmeyece çöp poşetinde ihtiyacı olan alıyor, öbür türlü belediyeler geri dönüşüme yolluyor taşeronlarına

torunum icin saklardim.

Sizin veya karşı tarafın o tutanak ile bir serviste işlem başlatması gerekli. Motorcu gitmemiş demek ki. (Bir de gitse bile dosyanın açılıp orada görebilmeniz hafta alıyor) Siz de motorcudan tutanağın taramasını isteyin.

peki itiraz sürem ne kadar? yani kusur oranına kazaya vs, durmuş trafikte ben sağdan sağdan şeride yaklaşırken oldu(tem değil e-5 bu arada) yani orada ben de o da bir çizim yaptık, durmuş trafikte emniyet şeridinden basıp geldiği için düştü ve bir arkadan çarpma mevzusu var gibi ama yine de itiraz etmek istiyorum

yasal süreniz nedir bilmiyorum, fakat tutanakta siz kazayı olduğu gibi yazmışsanız, fotoğraflarla da desteklediyseniz öyle itiraz edeceğiniz bir durum olmaz. yani mesela, herif emniyet şeridinden gelip çarpıyorsa zaten o kusurlu. size de kusur verebilirler de, yaralanma, ölüm vb. yok ise bunu uzatmaya hiç gerek yok. zaten öyle bir durumda da avukatla ilerlersiniz.

dediğim gibi onlar işlem bağlatırlarsa, sbm'de çıkar, orada itiraz etme şeyi var.

ayrıca siz aracınızda tekere çarptı diyorsunuz, siz de sigortadan aracı yaptıracaksanız, karşı tarafın ehliyet, ruhsat, trafik sigortası taramalarına da ihtiyacınız var. sadece tutanakla iş bitmiyor.

Turknet gigafiber altyapısı varsa mantıklı, diğer türlü telekom altyapısı üzerinden hizmet verecektir, bu durumda hemen her 3. parti iss'yi tercih edebilirsiniz, peşin ödeme sistemiyle comnet oldukça uyguna geliyor, ara ara kesintiler yaşatsa da fiyat performans olarak memnun kalmıştım kullandığım dönemde.

O bölgede muhtemelen Türk Telekom altyapısı ile vdsl (sokağa kadar fiber, sonrası bakır), superonline eve kadar fiber ve kablonet vardır. Dolayısıyla Türk Telekom altyapısı üstünden türknet, comnet, millenicom ve yine superonlinegibi alt servis sağlayıcılardan hizmet alabilirsiniz. Sanıyorum en ucuzu comnet.

Comnet’in sitesinden adresteki altyapıyı sorgulayın, 100mbps’ye kadar vdsl diyorsa bakır vardır, binanın kabloları iyiyse tüm vdsl sağlayıcılardan teknik olarak aynı hizmeti alırsınız. Turknet ve superonline sitelerinden de fiber var mı diye bakarsınız. 30 mbps üstü pratikte bir şey farketmiyor (upload’a ihtiyacınız yoksa), 4k yayın izleniyor çünkü. en ucuzunu alıp geçebilirsiniz.

hepsi türk telekom altyapısını kullanıyor, hepsi aynı olur diye düşünmeyin, biz internete çıkmak için önce o şirketin merkezine gidiyoruz, ve şirketin merkezi internete bağlanamıyorsa siz de bağlanamıyorsunuz, bir sene comnet kullandım ama turknet'e geri döneceğim adreste eve kadar fiber var, bağlantı kopuyor ve 7-8 saat gelmediği oluyor. turknet'te hiç böyle sorunlar yaşmadım ama comnette ayda bir sorun yaşıyorum, her zaman 7-8 saat sorun olmuyor ama kimi zaman yarım sat kimi zaman 2 saat sorun oluyor.

ben hem superonline hem turknet kullanıyorum fakat farklı yerlerde. izmir'de superonline, sinop'ta turkonline. ikiside fiber. ikisinden de aynı şekilde memnunum. turknet'in tek sıkıntısı teknik bir sorun olduğunda turk telekom elemanlarını kullanmaları. onlar da superonline gibi anında hizmet veremiyor. bunun dışında ikisi de aynı hızda hizmet veriyor, en azından benim için.

Biorezonans ile ilgili bilimsel olarak ispatlanmış hiçbir veri yok, bir iştah problemi yaşıyorsanız leptin direnci insülin direnci vs oluşmuş olabilir, bunun teşhisi için Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları bölümüne gitmenizi öneririm. Yoksa eğer Dahiliye de olabilir.

ben bu biorezonans denen naneye inanıp baya bi gittim, gençlik toyluk zamanlarım. 2010 yılı mıydı neydi. 1 sene düzenli gittim işinin ehli dedikleri birine. bitmek bilmeyen şişkinliğim ve baş ağrım üzerine. hiçbir işe yaramadı. bu kişisel bir tecrübe tabii. ama üstünden 15 yıl geçmiş, hala hakkında ispatlanmış fayda yoksa bu iş yaş derim.

aşırı yeme isteği ve tatlı krizine karşı yapılacak şey su içip beklemek

Taaaa galiba 2006'da gittim sigarayı bırakmak için. Hiç işe yaramadı. Hâlâ da mantıklı gelmez.

Gereksiz para vermiş olursunuz

iş arkadaşım 9 yaşındaki kızı için yaptırdı. acayip işe yaradı güzel kilo verdi 2 aydır ağzına şeker zerresi sürmemiş ve canı istemiyormuş. işe yaramış yani kısacası.

kendisi için de dün yaptırdı olumlu sonuçları görünce. bakalım kendisinde nasıl etki olacak.

Ahşap ve güzel olanlar uzun yıllar dayanmıyor olabilir kışın yağmur yiyor zamanla çürüyor, halatlar kopuyor vs

Metal olanlar yazın çok sıcak oluyor kayayım derken yanan bile oluyor yazın bazı bölgelerde. Plastik o kadar ısınmıyor, ahşaba göre de ucuzdur diye tahmin ediyorum. Çirkinliğinde ise hemfikiriz.

Kesin bir rant durumu da vardır onu da beklerim ama üretici firma hakkında bilgim yok

Dayanıklılık, kullanışlılık, güvenlik kaygılarıyla plastiğe yönelme var.

Ama çirkinlik konusunda hemfikir değiliz. Sizin Belediyeler zevksizdir.

Unutmazsam birkaç fotoğraf çeker editlerim.

çocuk parklarındaki esas parametre güvenlik.
zeminden kullanılan malzemelerin sertliğine ve sağlığa uygunluğuna kadar hepsinin bir standardı var. bunu karşılayabilen çok sayıda üretici firma yok zaten benim bildiğim.

ben çirkin olduklarına katılmıyorum. benim çocukluğumdaki parklar esas çok korkunçtu ve farklı parkurlar yoktu hepsi tek tipti. şimdi tırmanma duvarından tekli ve grup halinde binilenilen salıncaklara, zıplama parkurundan tünel gibi içine girmeli şeylere kadar çeşit de fazla. kaydırakları falan saymıyorum bile.

evimin önündeki millet bahçesinde çocuklar için bugs bunny tarzı süper kahramanlı salıncaklar bile var. daha ne olsun. şimdiki çocuklar şanslı bence en azından bu konuda.

Mimari, dış çevre vb. konularda Türkiye'de zaten genel olarak bir çirkinlik söz konusu. Yollar, binalar sanattan, estetikten uzak genellikle. Plansız, biçimsiz, dengesiz rant'a kurban gitmiş birçok yapı, yer... Avrupa'yı gezerseniz farkı net görebiliyorsunuz. Çocuk parkları da gerçekten çok itici, paçoz... Yakınından geçerken hızlı adımlarla uzaklaşmaya çalışıyorum.

türkiye'de ne güzel yapiliyor ki? sahiden, en son nereye bakip bir orijinallik, fonksiyonellik ve estetik gördünüz?
okul yapiyorlar malzemenin en dandigiyle. görüntüsünden bile sefalet akiyor. binalar gulag gibi gözüküyor, oraya giden cocugun psikolojisi zaten kayiyor.
her sey gibi sehir planlama da politik. isin arka plani bu.

Çünkü sanat ve estetik yok. Anlaşılmıştir bir tanıdık firmayla teknik şartnamesi de zayıftır. Ne verse şartnameye uyuyordur. cevre ile bütünleşmiş mı uymuş mu kimin umurunda

cemer marka olanlar o kadar kötü değil, dikkatimi çekip aratmıştım internette bu konuda baya profesyoneller diyebilirim

almaya değer. air al geç.

kullanabilirsin. ama kendi trackpadi aşırı iyi. mousea ihtiyaç duymazsın.

MacBook Air alırdım ben olsam (özellikle Windows’a ihtiyaç duymuyorsanız). Normal klavye fare kullanırsınız tabii.

Lenovo Yoga serisine göz atabilirsiniz.

SAMSUNG Galaxy Book2 Pro EVO, Notebook mit 13,3 Zoll Display, Intel® Core™ i5 Prozessor, 8 GB RAM, 256 GB SSD, Intel® Iris® Xe, Grey

bende var. 2 yil oldu cok memnunum. böyle bir sarj yok....
macbook bence cok pahali.

edit: ekran kücük ama haberin olsun. bunun yaninda da kus gibi ama.

macbook air'ler hem ince hem fansız hem de güçlü. 3 yıldır kullanıyorum, çok memnunum

air al bu is huzur icinde cozulsun..

macbook air olabilir eğer macos arayüzünü kullanışlı buluyorsanız ve lehimli ram ssd sorun değilse sizin için

yoksa hp elitebook 8xx serisini öneririm.

kaçırdığın bi şey yok yapabilirsin. yasa değişmedikçe.

240 gün'de tak diye kapanmıyor, mesela benim telefon yılbaşından beri açık, 300 gündür kullanıyorum henüz kapanmadı

Aynısını iki aypon alarak yapmayı düşünüyordum bi sene sonra birini satıp üst model alarak kullanmayı deneyeceğim.

öncelikle çoğu cihazda e-sim 3. imei'ye sahip olmuyor. yani önce iki fiziksel sim'i kullanır sonra e-sim'e geçer 4 ay da onu kullanırım düşüncesi varsa %99 işlemez. e-sim fiziksel sim'lerden birinin imei'sini kullanır.

telefon değiştirmek şu an için bir çözüm ancak 4 ay kullanım hakkını büyük bir olasılıkla daha da kısıtlayacaklar. bu yüzden imei değiştirilemeyen bir hatta iki telefon almanızı hiç tavsiye etmem. birkaç ay içinde kanunda/yönetmelikte değişiklik yaparak 4 ayı 2 aya düşürdüklerinde telefonlar elinizde patlar.

@shadowfollower 4 ayı 2 aya düşürme konusunda endişe etmeyin o kadar. sonuçta bunun amacı turist vizesinin süresi kadar. vizesiz olarak seyahat süresi çoğu ülke için 90 gün diyelim, 90. gün gidecekken sorun olsa bir de telefonsuz kalmaman için bunu 120 gün yapmışlar.

genelde windows update'den bulup yükler güncelleme yaptığında, ayarlarda özellikle kapatmadıysan varsayılan aktifti yanlış hatırlamıyorsam... ama biraz eski sürümleri yükleyebilir. bazen çeşitli stabilite ve performans sorunlarına sebep olabilir ama sorunsuz çalışabilir de... iki sistemin donanımlarına bağlı biraz, e muhtemelen son denediğimden beri sistem de gelişmiştir.

zaten windows 10'da filan windows to go diye bi sistem bile var normalde enterprise sürümlerinde kullanılıyor. taşınabilir diske kuruyorsun farklı farklı cihazlarda kullanıyorsun. var yani windowsun desteği bu konuda, ama en son kusursuz değildi.

bios'un eski olmaması lazım, ikisi de uefi bios ve disk ayarlamaları doğruysa çalışır. dene bir şey olmaz

not: taktım, sorunsuz çalıştı.

ucuza 1000 mb internet için şükredeceğine...

haklısın bence. "bir şey olmaz yea" kafası. ciddiyim, trollük yapmıyorum.

izin isteyecekler
izin isteseler zaten koy abi tabii ki ne demek derim.
bina benim.
kimsenin babasının malı değil kafasına göre delemez binayı.

dava açsan temizi var galiba

Kabul ettiğiniz kullanıcı sözleşmelerine bir bakın. Orada bununla ilgili bir madde vardır diye tahmin ediyorum.

@burfak

ben abonesi değildim ki o zaman.
adamlar gelip çakıp gitmişti :D

apartmandan biri basvurduysa hatta cogunluk talep ettiyse?

@buenosdias

apartman benim.

kimse başvurmadı.
tüm mahalleye çekmişler ztn.

Aşağıdaki mevzuatta kamu yararı ve geçiş hakkı maddelerine bakabilirsin. 5809 Sayılı EHK (Elektronik Haberleşme Kanunu), özet olarak karşıdaki bir kurum olduğunda resmi yazı ile başvurup izin alıyorlar, dayanak noktası transmisyon altyapısını kurma ve işletme konularında kamu hizmeti & yararı kapmasına girmeleri.
Karşıda ki şahıs olduğundaki süreci nasıl işliyor bilmiyorum, firmaya mail yoluyla ulaş, dönüş olmazsa cimer üzerinden şikayet et, herşey yazılı olsun.

Yıllık para isteme gibi bir hakkın olduğunu zannetmiyorum.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Geçiş Hakkı

www.resmigazete.gov.tr

www.mevzuat.gov.tr

Binaya verilen bir zarar görmüyorum. Ayrıca hızlı internet getirmişler. Kimseye zararı olmayan bir kutu için bu kadar yaygaraya gerek var mı?

Fotoğraftaki en şık şey o siyah pano valla. Bence dursun.

yaw bu dandik havuz fayansini bina duvarlarinda kullanmayi hangi amele akil etti, senelerdir icimi kemiren bir sorudur.

bence de kutu binaya gizemli bir hava katmis, kalsin +1

hububrad ve cooperr da +1 ayrıca evet

kiracı ararsan haber ver, 1000'lik interneti olan daire ne güzel

@sealth
Bilerek konuşmuyorum, yorum yapıyorum. Yanlışsam düzelt

Bina şahsa aitse o kutu da binaya hizmet veriyorsa yani bir geçiş durumu yokken kamu yararindan bahsedilebilir mi hala?

Bu arada buna çirkin, hızlı İnternet geldi vs gibi yorumlar seks iscisine tecavüzu meşru görmek gibi geliyor.

Bina sahibinin rızası alınmadan sorulmadan al işte bak ne olacak deme hakkı olmamalı kurumların (hele kar amaçlı kurum)

@kısa çok uzun uzun anlatabilirim de özetle bu konuyu hizmet almak gibi düşünme bu bir altyapı&iletim işi ülke genelinde bu işlerin yapılabilmesi için çıkartılmış, belirli kurumlara tanınmış bir ayrıcalık bu, gözünün önüne enerji nakil hatları gelsin, dağdan ovadan, ormandan, her türlü araziden geçen hatlar bunlar, bu hatların olduğu yerlerde ki mal sahibleri de burada ki direklerden enerji almıyorlar ancak ülke genelinde bir iletim&dağıtım şebekesi kurulmuş oluyor, kendisi de diğer herkes gibi bu sistemden dolaylı olarak faydalanıyor.

daha basit örneği yapılan yollar, köprüler, geçitlerde birilerinin arazisinden geçiyor, mal sahibi ben bu yolu kullanmayacağım diyerek bu yatırımın yapılmasına engel olamaz, kamu yararı kararı alınır&kamulaştırma yapılır, arazinin bedeli ödenir, işler devam eder.

devlet&kamu harici su dağıtım şirketleri, elektrik dağıtım şirketleri, doğalgaz dağıtım şirketleri, internet&telekomünikasyon servis sağlayıcıları, organize sanayi bölgeleri de bu işlemleri yapabilir.

@sealth,
Kafama oturmayan kısım şu,
Elektrik hattı oradan geçiyor.
Yani benim aramdan geçtikten sonra başka bir yerde birine hizmet götürüyor. Buna itirazım yok.

Burada o kutu bir son nokta. Yani oradan başka yere geçmiyor.
Dogalgaz kutusu gibi.
Yerim altından Dogalgaz borusu geçiyor. Bu tamam. Ama adam çıkarıp benim binama sadece benim binama satabilmek için saat koymuş. Buradan bir hizmet aktarımı olmuyor. Kafama takılan o oldu (hukukçu değilim)

yaw o benim binam değil.
o örnek :)

Ben kablonet kullanıyorum. Geçende taahhüt sona erecekti, bir baktım diğerlerine, yine en mantıklısı kablonet geldi, devam ettim.

Bir sürü var aslında ama çoğu TTNet altyapısı kullandığı halde TTNet hzinin altında her nedense. Şikayetvar da bir sürü yorum okudum, müşteri hizmetleri ve geri dönüş konusu da zayıf geldi. Çok sorun yaşamadığım için TTNet ten devam ettim

Beğenmeyen de var ama Comnet'e bakın, ben memnunum.

En ucuz neredeyse oradan almak mantıklı bence, tamamı aynı altyapıyı kullanıyor, müşteri hizmetleri dışında değişen birşey yok.

Comnet +1

comnet kullanıyorum, geçen sene 7-8 kere internet gitti. tt altyapısı var ama internet önce comnet'e gidip oradan çıkıyor. yedek yok, bakım filan da demiyorlar, iş yerine alınmaz ama evde kullanılabilir, netekim

Bu comnet on ödemeli diyor.
Bir senelik paket seçersem, 12 ayı peşin mi ödeyeceğim yani?

evet, öyle seçersen peşin ödeniyor, taşınırsan karmaşık bir süreç var, ucuz olacak diye peşin almana gerek yok. bir sene fiyat artmaz.

en ucuzunu bulmak için donanımhaberde her ay güncellenen bir liste var

forum.donanimhaber.com

televizyonun dvb-s özelliği varsa direkt takıp kanal ararsan çalışır. yoksa bir uydu alıca alman lazım

Abonelik şart değil uyduda temel kanallar ücretsizdir. Ancak çanağın doğru açıda olması lazım çalışması için. Bir de her tvde dahili tuner olmaz onu bilmek lazım. Uydu girişi varsa zaten vardır.

televizyonun arkasında kabloyu takıp vidalanacak uydu girişi varsa dahili uydu alıcı vardır.

şu soldaki, lnb satellite in yazan: www.technopat.net

kabloyu takıp uydu ayarlarından tarama yapmak lazım. bir sürü frekans mrekans ayarı var, uyducu forumlarına bakabilirsiniz.

Büyük şirketlerin Lenovo kullandığı gozlemine sahibim. Bende Lenovo kullanıyorum

3 sene önce laptop alırken macbook aldım. kesinlikle tavsiye ederim ama windows lazımsa snapdragon'lu laptopları bekle derim. apple m serisi gibi olacaksa kesinlikle bir kaç ay beklemeye değer.

hoot

Macbooklar sanırım uyumluluk sorunu teskil ediyor bazı yazılımlarla.

kurumsal lenova thinkpad , e15 ve düz kullanıcıyada hp alıyorlar

o yüzden snapdragonları bekle dedim. ama benim de inşaat mühendisi arkadaşım var, Mac kullanıyor. bence konuyu araştır, performansta baya iyiler

ayarlara git, ana ekran ikinci ekran ayarlarına bak, macteki desktoplar sanal masaüstü, her ekranın kendi sanal masaüstü oluyor.

25w için önemli değil, ultra hızlı şarj da kablo seçer.

Bende 18w hizli sarj adaptoru var kablosu orjinal olmazsa tel ekraninda hizli sarj yazisi cikmiyor.olmuyir yani.

normal şarjda bile kaliteli kablo çok fark ettiriyor.

adaptör de type-c ise 100w taşıyan kablolara bakabilirsin. usb 4 olarak geçen kablolar var. type-c olmasına rağmen kablo usb 2.0 bile olabilir.

psu'da corsair olması lazım sanırım, geçen günlerde bios update yapmıştım onunla da ilgili olabilir gibi geldi. hayırlısı

bios update'i sonrası olması işkillendirici ama bu vaziyette ilk uyuz olunacak şey ram'ler

Ssd denemesi kolay linux da kullanıyorsunuz zaten, bir live boot mint usb falan yapıp usb üzerinden çalıştırın yine sıkıntı varsa ram'lere daha bi göz belertmek gerekir gibi.

her iki işletim sisteminde de aynı hatayı alıyor olman rami işaret ediyor. Ramleri sök, her seferde sadece birini takarak sistemini dene.

şimdilik tek ram'le idare ediyorum, iki OS'ta da klavyede yazarken gecikme yapıoyr ama çökme olmadı, frekans olarak 2400'e ayarladım, böyle çözmeye çalışacağım

yakın zamanda bios güncelledim demişsin, ram profili sıfırlanmış da olabilir. Anakartın ATX ise ramlerini çift kanal kullanabilmek için işlemciden başlayarak slotları sayarsan 2 ve 4. slotlara taktıktan sonra, İntellerdeki XMP'nin AMD karşılığı DOCP sanırım, raminin desteklediği hız ve clock değerlerini seçip bir daha dene.

Eğer ram sticklerinden birinde sorunluysa, garantisi devam ediyorsa gönder değiştirsinler.

Tonalite ve ritim degisiklikleri. 4/4 ritim kullanmazlar surekli, kullansalar bile araya aksak ritimler karistirirlar. Sarkinin stamdart tonunun disina cikarlar yer yer. Sarkilarina dinamiklik katiyor. Muzik teorisi bilen adamlar detayli inceliyor mesela detaylara sasip kaliyorsun.

Vokali de çok başka algılamıslar ama.

Yani Radiohead dediğinde insanın aklına neredeyse yüzde elli vokal geliyor.

"ok computer" rock müzik camiası için devrim niteliğinde bir albüm. hatta şöyle söyleyeyim müzik dünyasında devrim etkisi yaratmış 3 albüm varsa bunlardan biri the beatles - rubber soul, biri king crimson - in the court of the crimson king diğeri de radiohead - ok computer. bunu albümün kalitesi, güzelliği anlamında söylemiyorum, daha önce denenmemiş elementlerin mevcut olduğu bir eserin yaratıldığı, kendinden onlarca yıl sonra bile yeni gruplara ilham kaynağı olabilecek nitelikte olduğu için devrimsel diyorum. ok computer'ın geçtiğimiz yıla kadar rateyourmusic'te müzik tarihinin en yüksek puanlanmış albüm olduğunu da belirtmek isterim. (kendrick lamar'ın butterfly'ı geçtiği için 2. galiba şu an)

kaldı ki benim en sevdiğim radiohead albümleri listemde ilk 3'e bile girmeyebilir ok computer. bu kadar övmeme rağmen ilk 3'e sığmıyorsa diğer albümlerine neler yazarım sen düşün.

her türde müzik yapmaları, acayip deneysel şeyler

open.spotify.com

İmanımızı tazeleyelim.

^Ramen^

open.spotify.com

Dinliyorum.

x.com

başarısı bu bence

Düğüne gelemeyeceğinizi belirten bir mesaj ya da telefon konuşması + yüz yüze geldiğinizde fiziksel olarak vereceğiniz bir altın daha samimi olur gibi geldi.

Çok saçma olur.

yakın arkadaşa olmaz. Ama liseden bi arkadaşım (ben onun düğününe gitmiştim) gelemeyecekti, sonra görüşmemiz de zordu iban'ını ver bu şekilde altınımı göndereyim bari demişti.(TL gönderdi)

çok saçma olmaz, ben teyzemin kızına yaptım, düğünden önce yollamıştım, normalde çeyrek takabilirdim, yol paramı filan da koyup yarım altın fazlasını yolladım, hem ben kasılmadım hem onun daha çok işini gördü

Samimiyete göre değişir öncesinde izah edip "x altınlık bir meblağ gönderirsem içim rahat edecek derseniz" ne alaka be demez sanıyorum samimi arkadaş.

(Düğün ortamından ağır tiksinen başka bir birey olarak yazdım)

Arkadaşınız düğünü önemsiyor mu yoksa aile/eş gönlü olsun diye mi yapıyor?

Eğer önemsiyorsa yakın arkadaşlarını düğün gününde yanında ister. yoğun tempo hiç geçerli bir mazeret değil. tüm düğünde bulunmak zorunda değilsiniz sonuçta, görünüp altınınızı takdim edip çıkabilirsiniz.

Önemsemiyorsa ve yakın zamanda yüz yüze görüşmeniz mümkün değilse IBAN saçma olmaz.

Yakın arkadaşınızın düğününe gidip gitmemek kararı size ait, ona bir şey demek mümkün değil. Şartlarınız elvermiyorsa, kendinizi zorlasanız da aşırı bir fedakarlık yapmanız gerekiyor ve arkadaşınız bunu dert edinmeyecekse gitmemek bir alternatif olabilir.

Şahsen, imkanım varsa hediyemi düğüne giden biriyle yollamayı tercih ederdim. Böyle bir imkan yoksa, yakın zaman içinde görüşebileceksem bizzat vermeyi tercih ederdim. Bu da mümkün değilse havale yapmaktan başka çare kalmıyor.

Bu durum içinize sinmiyorsa, ince bir davranış olarak düğüne telgraf çekebilirsiniz. Bunu günümüzde yapan çok az insan var, şık bir hareket olacaktır.

düğüne giden biri ile hediyeni yollamak. arayıp kendisini tebrik edip mazeretini bildirmek

IBAN'a olmaz.

gidemeyeceğinizi kesinlikle bildirin düğünden önce. eğer yüzyüze gelebiliyorsanız da istediğiniz boyutta bir altını elden verin.

28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi
adı üstünde parti seçmiyoruz meclise yollayacağımız temsilcilerimizi seçiyoruz bu göz önünde bulundurulmalı

iyi ama listede diğer adaylar chp'li.
şimdi şöyle, 2017 referandumunda bir kısım şehirli akp'li akp'den koptu. bunlar işte babacan'a parti kur oy verelim dedi. kimi 2018'de sandığa gitmedi kimi chp'ye kimi de hdp'ye verdi.

işte şimdi onlar chp'ye verecek. ben de onları yakından tanıyorum çünkü ailem öyle. ben 2009 yerel seçiminde dahi saadete oy ermeye başladım.
onlara göre abdullah gül ve ekibi makul. şimdi bu insanlar chp'ye oy verecekler. çünkü adaylar orada.

d'hondt sisteminde seçim bölgesinde 1. parti olmak en verimli şekilde mv çıkarmak demek. bu yüzden burun farkı ile de olsa 1. olmak önemli. burun farkı ile de olsa birinci olmak zaten chp'ye bir çok bölgede 30 mv getirecek. bu yüzden tek liste girildi

iyip'e ver.
mv seçilmesi garanti.

ben de benzer sebeple bir çok insan gibi tip'e veriyorum ankara'da. kimse bana asla hoşlanmadığım insanlar için tıpış tıpış oy verdirtemez. listelerin savunulacak hiçbir yanı yok. bunu doğru bulmuyorum. tatava yapmayıp gel deyince gelip git deyince gidemem. hayatım bunlarla mücadeleyle geçti benim. kendime duyduğum özsaygıdan dolayı bunu kendime yapamam.
tip'e yönelik bir süredir büyük bir potansiyel söz konusu benim gibi listelere tepkili bir çok isim chp'den tip'e kaymış durumda çevremde. sosyal medyada da gayet aktif bir kampanya yürütüyorlar. istanbul-ankara-izmir-antalya-adana ve tunceli'de tip için çok önemli potansiyel var. iyi bir kampanya yürütüyorlar. hdp içinden de bir geçiş söz konusu yakınen gördüğüm kadarıyla. tip için acaba barajı geçer mi vekil çıkarabilir mi vs diye düşünürsek ve oy vermemezlik yaparsak zaten hiçbir zaman bu insanlar seçilemez ve vekil çıkartamaz. mecliste 4 kişiyle böyle etkili bir muhalefet ve varoluş mücadelesi gösterebilmek takdiri hakediyor salt bu sebeple bile veririm oyumu. tip uzun bir süredir çoğu insan için ciddi bir alternatifti ama şu son liste muhabbeti, sosyal medya kampanyaları, etkili ve doğru mualefet söylemleri vs devreye girince bu alternatif olmanın çok ötesinde bir seçenek olarak kuvvetlendi artık. ben milletvekili çıkarabileceklerini düşünüyorum ve umuyorum. en kötü kıl payı kaçırır barajı ama işte buna izin vermemek gerekir. bu bakış açısı yanlış. eğer sempati besleyip ama ya geçemezse falan diye böyle düşünüp vermezsek zaten kategorik olarak hiçbir zaman başarılı olamazlar öyle değil mi?

bu arada madem ortak liste yapılabilen bir şey 0.3 bile olmayan deva ve gelecek adayları yerine tip adaylarını da chp listelerinden aday gösterselerdi bir kaç yerde en azından. kesinlikle bu liste muhabbeti olabilecek en kötü şekliyle yönetildi.
bizim ofiste başörtülü ve muhafazakar 3 kişi tip'e oy vereceğini söylüyor mesela. hakikaten çok farklı kişilerden oy alabiliyor tip.

Seçime inancım neredeyse sıfır ama ben de en azından sonraki süreçte milletvekillerinde daha faydalı insanlar görmek istediğim için TİP'e oy atacağım.
Şu an sayıları bu kadar azken bile koltuklarında oturanları nasıl kudurttuklarını görüp ekran başında keyifleniyorum çoğalırlarsa daha da iyi olacaktır.

Dağcı +1

Kk’nın cb olması halinde elinin güçlü olması için chp’ye vereceğim. Bu ülkede bunca haksızlığın, hukuksuzluğun içinde öyle ya da böyle yaşayan hepimizin özsaygısı yeterince yara almış durumda zaten. Tip’ e oy verince büyük başkaldırı falan olmuyor. Seçtiğin cb'nin elini zayıflatıyorsun. Risk alıyorsun. Sen bilirsin.

abi secim sistemine(d'hondt) gore hesap yapmak lazim bu secimde yoksa x bir partiye attigin oy o bolgedeki birinci partiye yariyor. eger tip vekil cikaramiyorsa o bolgede ve akp birinci partiyse senin oy akp listesine gitmis oluyor. asagiya duzgunce anlatan bir entry birakiyorum okuyunca ne dedigimi anlarsin.

eksisozluk2023.com

siberteknik+1 meclis çoğunluğu çok önemli. Ekside, duyuruda gördüğümüz 1 oy ona 1 oy buna demek romantiklik bence.

windows x key satın al şeklinde google'da arama yapıp bulabilirsiniz uyguna.

x = işletim sistemi versiyonu örneğin 10 pro gibi.

windows'u satın almak şart değil. etkinleştirilmeden de kullanılabiliyor.

ha yasal olmayan yöntemler soruyorsanız; duyuruda bu tür paylaşımlar yasak.

windowsu kurarken iş ve okul hesabı deyip öğrenci mail adresini kuruluş e-posta adresi olarak girmek

Büyük bir indirim olmuştu yıllar önce, o zaman retail almıştım evet. Windows 8 yeni çıktığı dönemde yasal yazılımı teşvik için baya uğraşmıştı microsoft. Hala o lisansı kullanıyorum.

Zaten bir kere alıyorsunuz, sonra upgrade ede ede gidiyorsunuz. Retail alınca key sizde oluyor zaten, bilgisayar falan değiştirseniz de sorun olmuyor.

ev sahibinle konuş. kayıtsız biri değilse kendi evi olduğu için hemen müdahil olacaktır.

Yav öyle kolay bir şey değil bu kolon kesmek

Kalorifer icin kolon kesilmez ama belki boru gecirmek icin kolonu delmis olabilirler.

Belediyeye cimer üzerinden ihbar

hocam o duvar delmiştir sana öyle ses gelmiştir. kolon kesmek de delmek de kolay değil. demir var içinde bolca.ele bunun evin içinde yapacak bir sürü moloz çıkar. ayrıca konutta duvar komple yıkılmayacaksa kolon kesmek mantıksız. çünkü dükkanlardaki gibi ortada bi kolon durmaz öyle.

benim de bahsettiğim zaten delmek, kesmek değil. adam kepçe operatörü ve elinde her türlü ve her boy delici kırıcı alet var.
delince statiği bozulur mu bozulmaz mı bilmiyorum. ama amacım sadece açık bir şekilde öğrenmek.

Adama sor bence deprem gündemdeyken, ne olacak. Kendi canı da ortada değil mi?

öğrenemezsin ama kolon kesecek kadar düşük zekalı değildir bence.

evet mümkün, bir çok kimse gelirini düşük göstermek için de bunu yapıyor anne dava açıyor

Yardım nafakası, yoksulluğa düşecek alt soy, üst soy ve kardeşlere talep halinde dava tarihinden itibaren bağlanan nafaka türüdür. (TMK m.364)

Yargıtay HGK içtihatlarında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Yardım Nafakası mirastaki sıra takip edilerek talep edilebilir. Nafaka alacaklısının Alt Soydan nafaka talep etme hakkı var iken kardeşlerine bu talep ile başvuramaz.

Yardım nafakasında yetkili mahkeme taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.

Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. (TMK 365/5)

Kac yasinda cocuk önemli bence.

Bunun önden bir prosedürü var mı, bilmiyorum ama bu şekilde ABD'de doğum yapıp çocuğu vatandaş olan en az 4-5 tanıdığım var. Hatta bu olay ticarete dönmüş durumda oralarda, şirketleri filan varmış.

evet abd de doğan her çocuk abd vatandaşı oluyor. ailesinin yasal statüsü olmasa bile.
trump bir ara bunu engellemeye çalıştı ama tam olarak engelleyemedi.
mevcut vize varsa sorun olamaz fakat ağzı burnunda vize başvurusu yapılsa sırf doğum için gittiği kanaati oluşursa vize vermeye bilirler.

ABD'yi boşverin kanada da doğum yapsın

agzi burnunda adami kolay kolay ucaga bindirmezler, kurallari var.
amerika bu isin turizmini yapan bir ulke, 6 aylikken gelip kaliyorlar, hastane doktor falan ayarlaniyor. $40-50k harcayip, dogurup donuyorlar.

abd/kanada arasinda kanada'yi tercih etmek net vakit ve para kaybi olur :)

Orada doğan abd vatandaşı oluyor. Göçmenlikten kalmış, Amerikada kanunlar çok zor değişiyor, hatta pek değişmiyor.
Bizdeki gibi ver yetkiyi, gör etkiyi olamıyor.

Evet olabiliyor.
Elbette çok avantajlı bir iş ABD vatandaşı olmak ama belli bir seviyenin üzerinde para kazanan vatandaşlarından, bu paraya dünyanın neresinde kazanıyorsa kazansın vergisini alıyor ABD.

Bir de diğer arkadaş da yazmış, hamileliğin son birkaç ayında zaten uçağa binemiyorsunuz. Binmek için doktor raporu gerekiyor vs.
Pek tesadüfen olacak bir iş değil orada doğum yapmak.

Kızım abd’de doğdu. Abd topraklarında doğan herkes abd vatandaşı oluyor. Kuruluş anayasasında var. Yani trump falan hikaye, bunu değiştiremez. Anca vize vermezler hamilelere. Başka bir şey yapamazlar.
Biz turist vizesiyle gittik. Çok masraflı da olmadı. Sorusu olan varsa özelden yazabilir.

(bkz: Jus soli)

fularsız entellik podcast ine bak

"%50'si olursa mantıklı olur." derdim ama diyemem.
100 bin lira maaş alanla 10 bin lira maaş alan bir değil ki.

Araç kredinizin ne kadar yüksek olduğunu da bilmiyoruz, diğer giderlerinizi de bilmiyoruz. Kimi insan ayda 5 bin lira ile yaşayabilir, kimisine 50 bin lira yetmez. Hiçbir şey bilmiyoruz aslında.
O yüzden %50.

yurtdisinda %30u gecirtmezler kolay kolay.
benim %17 civari.
%50 olsa arabayi satar otobuse binerim, asiri yuksek.

iki kişi çalışıyorsa kredi maaşın tamamı olabilir

Şu anda yüzde beşi. iki yıl önce kredi çekmiştim. ideali kiramdan fazla olmaması.

%33.

iki yıl önce eşimin maaşını tamamen gömmüştük, memur kendisi, şu an tam bilmiyorum ama onun maaşının 3-4'te biri gibi.

Ben de şu an aynı şekilde maaşımın 1/3'ü ile araç kredisi ödüyorum.

Biz bu şekilde çarkımızı döndürüyoruz ancak daha fazlasını tavsiye etmem günümüz koşullarında.

7 senedir çalışıyorum. Bir sey alacagim zaman yaptigim tek hesap eve giren paranın 50%’si kredide olabilir. Gecen sene ev aldık. Biraz fazla zam alinca hesap yaptik. Bir kredi daha çekip arabayı değiştirdik 4 ay once. İkimizde beyaz yakaliyiz. Suan guncel zamsiz halimizle 38% oraninda kredi oduyoruz. Zam gelince muhtemelen 29% a düşecek ancak yeni krediye girmeyiz muhtemelen hem ulke sartlari hem de yurtdisi tatili yapmak istiyoruz. Baya yazdım he günlük gibi.

2020'de krediyi aldığımda eve giren paranın %32'siydi. 2022 sonu itibariyle bu oran %16.

Konut kredimiz hane gelirinin %26'sına denk geliyor.

Maaşın kaçta kaçına denk gelmesi gerekir sorusu kişilerin gelirine de bağlı. 20K kazanan bir haneyle 100K için aynı oran verilemez. Kredi bedeli maaşın + ev kira bedelinin %50'sini geçmezse iyi olur diyeyim.

2 sene önce ev aldık o zaman konut kredisi borcumuz eve giren maaşın %50 siydi.
İlk 6 ay çok zor geçti ucu ucuna yaşadık resmen. Bir de bu kredi haricinde 12 aylık bir ihtiyaç kredisi o da maaşın %20 si falandır. ek olarak sağa sola az biraz borç aldık oda %5 diyelim. Yani ilk 6 ay maaşın %75 i borca gitti.

Geçtiğimiz 2 yılda enflasyon sebebiyle bizim borç çok hızlı eridi, maaaşlarımız da iyi arttı. Burda iyiki enflasyon oldu para değer kaybetti demiyorum tabiki. Ama realite olarak benim borcum erimiş oldu.

Şu anda konut kredi borcu eve giren maaşın %10 u gibi bişey. Enflasyon harici ben de iş değiştirdim maaşım zıpladı vs. Araba için ihtiyaç kredisi çektim bir de onu ödüyorum şimdi o da şu an için %30 falandır.

Neyse demem o ki biraz kendini sıkıp zorlamadan bu işler olmuyor. Belli bir müddet sıkıntı çekiyorsun bu tarz konularda. Tabiki bu herkesin gelirine ve harcama şekline göre değişen durumlar.

Ama hesabını kitabını iyi yap. Herkes bir değil harcama alışlanlıkları farklı, iş durumları farklı.

son olarak ytd

evi 2020 de aldık hane gelirinin % 50 siydi. şuan % 20 nden aza denk geliyor.

bir sınıf ya da müzik öğretmeni daha doğrusunu açıklar belki ama kendi tecrübemi aktarayım. çocuğuma spotifydan çocuk şarkı listeleri açıyorum, kırmızı balık gibi yetişkinken duyduklarım da mevcut, bizim zamanımızdaki şarkılar da, bak postacı geliyor, arı vızvız, sar makarayı vs. hepsi de yakın zamanda seslendirilmiş, demek ki hala popi bu şarkılar.

iki yaşında kızımla ayı, nane limon kabuğu, domates biber patlıcan söylüyoruz

Merhaba. Buna aslında saatlerce yazabilirim.

Hem meb'e bağlı müzik öğretmeni, hem koro şefiyim.
ilkokuldaki amatör gruplar veya sınıflarda da, dışarıdaki daha profesyonel ekiplerimde de eskilerin bildiği klasikleşmiş şarkıların da seslendirilmesine özen gösteriyorum. En azından hepsini seslendirmeseler bile, bunları mutlaka dinlemiş olmalılar diye düşünüyorum. Bu sizin dediğiniz jenerasyonlar arası iletişim/diyalog için de güzel. Ayrıca o dönemin çocuk şarkılarının bir çoğunun harika armonileri, piyano eşlikleri var.

Saip Egüz, Cenan Akın, Muammer Sun, Yalçın Tura gibi dev bestecilerimizin eserlerinden mutlaka yollarının geçmesi gerek çocukların. Prozodi anlamında da, pedagojik anlamda da, melodik anlamda da çok güzel eserlerimiz var.

Örneğin:
Kırlara Doğru (provamızdan bir kayıt)
www.youtube.com

Annemize Türkü (yine prova) muammer sun
www.youtube.com

Tüm müzik öğretmenleri aynı şeyleri yapmıyor derslerde, aynı repertuarları da kullanmıyorlar. Hepsinin Meb'in belirlediği "kazanımlar" çerçevesinde işlediği dersler, kendi birikimlerine göre şekilleniyor.
İlkokul 1-2-3-4'ün müzik kitapları var ama oradaki şarkılar bu eski şarkıların tamamını kapsamıyor. İçeriklerinin ne kadar kapsamlı olduğu da tartışılır. Zaten malum, sanata değer verilen bir dönemde yaşamıyoruz, şaşırmamalı.

Bu arada, elbette yeni jenerasyondan, son dönem bestecilerden de çok güzel çocuk şarkıları çıkıyor.

Örnek: Yavuz Durak
www.youtube.com


özetle, tamamen öğretmenlerin insiyatifine kalmış bir şey. bir standart yok.
daha da vahim olanı söyleyeyim.

eğer çocuk koleje değil de devlet okuluna gidiyorsa ve ortaokul bölümü yoksa, okula atanmış bir müzik öğretmeni de olmuyor ve müzik derslerini de sınıf öğretmenleri yapıyor. onların da kulağı olacak daaaa (olmak zorunda değil), çocuk şarkıları repertuarını bilecek deeeee...

maalesef şarkılara gelene kadar genel sanat dersleri anlayışında toptan problem var.

herkese teşekkür ederim.

@la traviata size detaylı yanıtınız için ayrıca teşekkür ederim. linklerdeki tüm performansları dinledim ve üçü de çok güzeldi.

siz bu işin merkezindesiniz ve size katılmamak mümkün değil. fakat yanlış hatırlamıyorsam bizim 5. sınıfa kadar bir müzik öğretmenimiz yoktu. şimdi nasıl bilmiyorum ama sınıf öğretmeni dışında bir öğretmen hiç derslere girmiyordu. bu en temel çocuk şarkılarını da sınıf öğretmenlerinin en azından nesiller arası bağların kopmaması için öğretmesi gerekmez mi?

evet gerekir.

Ben 80'liyim.
İlkokulda 5 sene benim de müzik öğretmenim yoktu devlette o yıllarda. Ama öğretmenimiz müzik dersinde müzik işliyordu. Ve bize onları da öğretiyordu. (Ama şunu unutmamalı ki, bizim öğretmenimizin kulağı vardı. ve ilgisi. hatta beni de ilk keşfedendir.)
Bazı devlet okullarında müzik saatinde müzik işlenmediğini de bizzat biliyorum

Bu arada her sınıf öğretmeninin çok iyi kulağı olmak zorunda değil. Fakat bir yandan da o müzikleri, o şarkıları çocuklarla tanışmaları için iyi kulakları olmaları da zorunlu değil. Yine de bana sorarsanız bu bir uzmanlık alanıdır ve müzik derslerine müzik eğitimi almış kişi girmelidir.

kaçıncı sınıf? Ben pixar animasyonlarını çok seviyorum, öğrencilere "Iyy ne bu böyle çocuksu" gelecek filmler de değil. Arog falan da güzel ama okul ortamına uygun mu tartışılır :d Türk filmi olarak Neredesin Firuze aklıma geldi bence Arog seven onu da sever.

Pixar hariç Shrek izletebilirsin Türkçe dublajı orijinalinden çok daha iyi Shrek'in. Yine çocuksu denip burun kıvrılamayacak bi şey.

Yani gevşek Türk filmi olarak aklıma Maskeli Beşler geldi biz ilkokuldayken yan sınıfı Harry Potter'a götüreceklerdi, yaş sınırı olunca ona götürmüşlerdi ahdshd

Öğrencilerin kaçıncı sınıf olduğunu söylerseniz başka filmler de düşünebiliriz

La vita è bella, bilumum amir khan filmi, coco wall-e up tarzı animasyonlar, yes man veya Bruce Almighty tarzı jim carrey filmleri

commonsensemedia gibi bir site var. burada çocuklar için tavsiye edilen her şey var

Pixar +1 diyorum
Öğrenci profili de önemli gerçi. Yoksa çok güzel japon anime filmleri de var.
Onun dışında narnia serisi, ya da ana karakterin köpek,yunus vs gibi hayvan olduğu filmleri de sevebilirler

Yaş aralığı nedir?

Ergenlerse the wave (2008) i kesinlikle oneririm.

ah şu şeker.

yer yer çizgi filmimsi anlatımla ilgilerini çeker.

sağlık açısından daha faydalı bir içerik de zor izletilir.

youtu.be

Orta okul lise falansa, Siccin izleyen çocukların ilgisini çekecek şey bence Netflix'teki Wednesday.

Biz lisede okulda Kill Bill falan izlemiştik :D