telefon hattinin sirketini aradin mi?

aklima gelmemisti. deneyim hemen

Find my iphone uygulamasi yuklu muydu? Konumunu bulabilirsin telefon hala aciksa

find my iphone yuklu ise cihazi kititle. bu islem sirasinda sana ulasabilecekleri bir mesajda birakabiliyorsun telefona.

find my iphone var ama giris mi yapmamisim ne olmus bilmiyorum, telefon bulunamiyor.

az once partidekilerden birievent sayfasina yazmis telefon buldum bana ulasin diye. mesaj attim, simdi ondan cevap bekliyorum. umarim benden baska telefon kaybeden olmamistir da benimkidir.

zarf kutuya girdikten sonra önemi yok. sadece zarfı çok sıkı kapatırsan akşam sayım esnasında malın biri zarfı yırtar açıcam derken oyun heba olur.

acik-kapali fark etmez. kapali olunca bazen pusula da yapisiyor ve acarken yırtılma sorunu oluyor. tabi bir de sayim suresi uzuyor.

nebiliyim abi şüphelendim yani kalem soksan açılır o zarf malum ortam hileye gelmeyelim

Ben yaladım söylemesi ayıptır.

bazı yerlerde zarfı kapatmayın açması zor oluyor diye rica etmişler

valla ben her seçimde dilini içeri koyuyorum, şimdiye kadar hiç yalamadım herhalde.

milletin yaladığı, yalamadığı yiyiştiği zarflar oluyor. midemiz bulanıyor açıkçası, bir de işin hijyen boyutu var tabii. bunun dışında hafif ıslatarak yapıştırınca zarf açılırken pusulanın zarar görme riski var. sen zarfı içeri doğru kapat ver sıkıntı yok.

oyunuzun geçerliliğini etkileyen bir şey değil yani.

bugüne kadar hiç yalamadım +1
nerden kalem sokup açacaksın o zarfı? zarfı illegal açacak adam yapışmış olanı açamaz mı sanıyorsun ayrıca?

yasak değil ama sakıncası var. malın teki sayım sırasında yırtarak açarken pusulanı da yırtarsa, yırtık pusula gerekçesiyle oyunu geçersiz sayabilirler. 2004'te genç partili mal sandık üyemiz 3 oy yırtmıştı böyle. 3.sünde fark ettik yırtıkların hep ondan geldiğini. "arap, sen yırtma, bokunu çıkarıyorsun" deyip kenara aldık arkadaşı.

Oy zayimi eanasinda zarflarin rahat acilmasi icin boyle demistir. Bir an once bitirmek istiyor insanlar bu sureci.

Birçok kez müşahitlik yaptım; gerçekten de yalanarak kapatılan zarfların açılması zor oluyor; açarken hasar görme riski de fazla. Bi de sandık başkanları genelde özensiz abiler. En garanti yöntem zarfın dilini içeri sokarak atmak. O zarf kapalı biçimde sandığa girdikten sonra nasıl kapamış olduğunuzun başka bir ehemmiyeti yok.

salvarliysa kesin bi sikinti var tabi

ben de hiç kapatmam acaba kapatılıyor mu diye düşünürdüm hatta bir seçimde pusula zarftan çıkacak gibi olmuştu sandığa atınca

açarken/açtıktan sonra yırtılınca oy geçersiz oluyorsa, adamlar kendi partisi olmayan her oyu yanlışlıkla yırtmış gibi yapar.

bi de o zarfı yalayanlar mı varmış yahu:)

ben o dışarda kalan üçgen biçimindeki hareket ettirebildiğimiz kısmı, içeri tıkıştırıyorum kutuya atarken içindeki pusula düşmesin diye.

geç kaldınz ne yazık ki yapılacak bişey yok, işlem apmak için son gün 10 eylül falandı sanırım.

@nrmnm öyle olamaz çünkü 2 seçimde de aynı evde hem onlar hem ben gözüküyorduk ve bu şekilde 2 kere oy kullandım ben.

onlar kontrol edip burada boyle biri yasamiyor demis olabilirler. netice de evden birisi sorgulayinca o hane de yasayan herkesi gorebiliyor.

para cezası ödemek zorunda da kalabilirsin ikametgah yüzünden. çok geciktirme

maltepe'deki merkez aciktir muhtelen.

40 kusur falan artar

ios surumu? bir de sorun muhtelen ipad'de ama sadece test icin farkli wi-fi adi ile sifresiz sekilde kullanim denenebilir.

Ios sürümü 7.0.6

Şifresiz demememiştim. Deniyorum.

Şifresizde de bağlantı yok.

karanfil lie yüksek caddesinin kesistigi kosede foto express var.

demirtepe metro durağının karşısında bir yer var adını bilemedim ama gitsen görürsün.

helenart'ın dediği yer ucuzdu en son hatırladığım kadarıyla. Ne yaparsan yap kolej tarafında çektirme.

Olmaz. Uçak Havaalanına indiğinde 29'u olması lazım. Burdan 29'u girmeden bindirmezler bile.

hangi ülke? hangi tip vize?

29 unda tr den çıkman lazım. daha türkiyede çakılırsın geçemezsin.

almanya, turistik vize.

schengen ise muhtelen ülkeden cikarmayacaklardir. netice de gecerli bir vizen yok. havayolu sirketinin cagri merkezinden vize bilgisini verip ucaga kabul ile ilgili bilgi alman en dogrusu olacaktir.

Selam herkese, belki yardımcı olur diye yazayım. 28'i günü almanya'ya gittim fakat saat gece 12'ye kadar transit bölgede bekledim ve giriş yapmadım. Saat 12'de giriş yaptım ve italya schengenim olmasına rağmen bir iki soru sorularak toplamda 3dk içinde ülkeye giriş yaptım.

360-total-security ücretsiz indir derim. flaşbellektekileri zart diye silmiyor. karantinaya alıyor. aha bütün verilerim gitti olmuyor... sana soruyor izin verirsen oyunları yükletir...

avast free ve premium kullanabilirsiniz. üstünü de tanımam, arka planda sessiz sakin çalışan bir virüs programıdır. free hali de oldukça iyidir. paralı olarak alırsanız, otomatik güncelleştirmeler, pislikçi programı, safezone eklentileri beraberinde geliyor.

sophos

mcaffee al kafan rahat etsin.

kaspersky pure
ruslardan şaşma

ben pantolon değiştirdim paçası yamuk gibi gelmişti, etiketi üzerindeydi. kasada kadın fişimi sormadı. dedim niye sormadınız, farklı bedenle değiştirmediğiniz için demişti.

bir keresinde yanlış fişi götürdüğüm için fişsiz değişim yapmışlardı. fişsiz olunca ikinci defa değişim hakkın olmuyormuş. h&m'de de aynı kural geçerli midir onu bilmiyorum.

fissiz fakat üzeri etikeli sekilde degisim yaptilar.

noterde ceza vs çıkmaz plakayla internette sorgulama yapacaksın. araç sahibinin tc kimliği ve araç ruhsat bilgileri varsa trafik cezasını öğrenebilirsin. hgs için plaka yeterli.

Muayene; aracın ruhsatında muayene süresi yazar. Lpg takılmışsa bence hemen muayene yaptırıp lpg'yi ruhsata işlet(aksi halde polis çevirirse ve lpg işlenmediğini görürse aracı bağlar). Sanırım şu adresten de en son ne zaman muayeneye girmiş görebilirsin ; www.tuvturk.com.tr

Rot/balansta sıkıntı varsa araç biraz yüksek hızlara çıktığında sorun yaşarsın, ben olsam aracı alınca gider yaptırırdım. Arka amortisör ise çok sıkıntı yapacak birşey değil bence, çukurlara ve tümseklere dikkat edersin, daha sonra halledersin.

Rutin bakımlar km'ye bağlı, en son ne zaman bakım yapılmış onu sor. Takriben 10bin km'de bir bakım yaptırmak lazım ve de bir yıl içinde 10bin km yapmasan da motor yağını ve filtreleri (hava ve yağ filtresi bazı araçlar için de yakıt filtresi) değiştirtmek lazım. Motor için yağ çok önemli, bakım yaptırmasan bile mutlaka filtre ve yağını zamanında değiştirmeye özen göster. Uygun yağ için de mutlaka aracın kılavuzuna bak, sanayide falan değiştiriyorsan araca uygun yağ kullanılmasını iste, yoksa adamlar kafalarına göre en ucuz yağı döşerler.

Hayırlı olsun, güle güle kazasız, belasız,cezasız kullan aracını.

eyv hocam tesekkur ettim.

1- 15 dakika sürer
2- cezalar çıkar ama hgs çıkmayabilir. hgs cezası olması saçma zaten
3- ruhsatın içinde muayne süresi yazar
4- bilmiyorum
5- kullanınca durumun aciliyetini anlarsın zaten - imkanın varsa bir ustaya götür tabii ki başka yerlerine de baksın
6- kullanım klavuzunda yazar rutin bakımlar. aldığın markanın yetkili servisini arayıp bilgi alabilirsin arabanın yaşını ve kilometresini söyleyerek. ayrıca bununla ilgili forumlarda çok detaylı bilgiler var hemen her marka için
7- rica ederiz hayırlı olsun

bu arada araba marka model yaş km nedir?

1. ceza, vergi ve varsa muayane borclari cikar zaten bunlar varken aracin satisi yapilamaz. noter islemi sira yoksa 15 dakika falan surer. noter ucreti 80 tl idi belki biraz artmis olabilir. ruhsati nasil alacagini da oradan ogren.
2. muayene bitim tarihi ruhsatta yazar. lpg takildiktan sonra araci tadilat muayenesine goturmen gerekir. 1 ay kadar suresi olmasi lazim. zaten muhtemelen o yuzden daha once fatura ettirmemisler.
3. bakimsiz arac basa beladir. alinca dogrudan bakim yaptir.
4. rutin bakimlar araca gore degismekle birlikte benzinli araclarda genelde 15 bin, dizel araclarda 10 bin km de bir yapılır ya da 1 yılda bu km yapilmadi ise yılı dolunca yapılır. yag araba da onemli bir unsurdur.

hayırlı olsun.

hemen hemen sunlarla ayni

www.travel-value-shop.de

Produkte: Spirituosen bolumunde bakabilirsin.

geçen hafta free shop'tan alışveriş yaptım. jack daniel's 1 lt, yamulmuyorsam 24 ya da 27 euro'ydu. jim beam'ci olduğum için 17 euro'ya 1 lt'lik jim beam aldım. sonuçta ikisi de burbon. artı 10 euro vermek istemedim.

absolute da yine 17-18 euro gibi bir fiyattaydı.

chivas 35 euro oalrak aklımda kalmış.

olan şey muhtemelen şudur.

siz ram i takarken muhtemelen vucudunuzdaki statik elektrigi bosaltmadiniz ve o elektrik ana kartiniza yukleme yapti.

tamirci de o elektrigi desark ederek kasanin yeniden calismasini sagladi. bu desarj islemi en kolay su sekilde olur.

makinenin fisi cekilir. bios pili cikarilir. bios pilinin + ve - uclari uygun bir tornavida ile kisa devre yapilir. bu esnada acma-kapama dugmesi 10 sn veya biraz daha fazla basili tutulur. sonra makine acilir. hayat normale doner.

bana da bir arkadaşım "abi benim bilgisayar açılmıyor. 20 defa denedim olmadı." diyerek bilgisayarı verdi. eve getirdim. düğmesine bastım açıldı. sonra al yaptım deyip geri verdim. muhtemelen senin tamirci de aynısını yaptı. "anakart şey olmuş" diye sorun mu olur.

notebook mu masaüstü mü?

gpu dediği ekran kartı. maliyeti epeyce degisik bir urun.

bilgisayarın tam modelini yazar mısın lütfen?

Laptop ise gpu degismesine gerek olmayabilir. Gpu ayaklari yerinden oynamistir belki isitilarak vs. yerlestirilebilir.

Notebook
Asus f9s

NVidia GeForce 8400M G harici ekran kartı mevcut bilgisayarınızda. Aynı zamanda Intel® GM965 Express Chipset mevcut.

Bu chipsette dahili GPU var.

Ekran kartında sorun varsa görüntüyü Chipset'teki GPU ünitesinden alabilmeniz gerekir. Ekran kartına ihtiyacınız yoksa bu şekilde masrafsız kullanıma devam edebilirsiniz. Bu işlem BIOS'tan yapılabilir.

sorunu tam anlamadım ama takipli gönderim yapabilirsin. 2 lira fazla para verip gönderdiğin mektubu takip ediyorsun. aynı kargo gibi.
taahütlü deniyor galiba bu işe

zarfın üstüne ptt tarih basiyor otomatik olarak.

Evet sorum biraz karışık. Takip ile ilgili değil.

Benim sorum şu aslında. Mektubu Zarfa koyduk, pulu yapiştirdik gittik götürdük postaneye. Zarfın üzerine tarih atıyorlar mı ?
Ya da bir diğer soru. Gelenpaket üzerindeki alıcı ve adres bilgilerinin oldug bilgisayar cıktısı var ya. Orda iletişim biilgileri ve tarih oluyor. O tarih kısmını manipüle edebilir miyiz ? Ya da o tarih kısmını manipüle edebilecek birisi var mı? Bilgisayarlar tarihi otomatik mi yazıyor oraya ?

Bana atıyorum aralık 2014 tarihinde evime gönderilmiş bir posta cıktısı lazım. İçerik önemli değil. Önemli olan kasım - aralık 2014 gibi evime herhangi bir posta gelmiş olması.

paket üzerinde gelen bilginin bilgisayar kopyası varsa tarihi ile oynabilirsin.

pul varsa tarih basmaz ptt. sadece şube kaşesi basar. normal pul yok ise mektup makinesinden gecirir o da otomatik basar tarihi, ücreti ve sube adini.

Peki o oynama belli olur mu ?

Hmmm. Pul varsa ve tarih basmıyorlarsa o işimi görebilir sankim. Ama yine de diğerine ihtiyacım olabilir

01:19

saatler normalde gece 4'den 3 aliniyor. :)

hocam şartların o kadar ağır gözükmüyor. karıyeri dediğin gibiyse, ssk sı tam yatıyorsa resmi ve dini tatiiler varsa en önemlisi müdürlerin ve iş arkadaşların insan ise devam et. daha başındasın eminim ilerde çok spesifik o.ç. ları ile karşılaşacaksındır.

bu arada mühendissin, sosyal yönü olan bir meslek dalı değil. gerçi endüstri diğer mühendislik dallarına göre biraz daha rutinlikten uzak olabiliyor. mühendislik işleri ilk başlarda zevkli gelsede, sonra bayacaktır, sıkıcıdır (özellikle tr şartlarında). özel sektördeysen teslim zamanlarında da köpek gibi çalıştırılar, sabahlarsın.

dostum en az 1-2 sene kal ve sektörü tanı, kendine bir çevre kur. işi bırakmaya karar verdiğinde sektörde farklı firmalarda tanıdığın insanlar edinmiş ol. ne güzel işini bulmuşsun hemen.

ileride anlayacaksın ki iş işte bulunur. "yatayım sonra ne de olsa iş bulurum" düşüncen oldukça tehlikeli.

şimdilik kal ve sektörü ve içindekileri tanı. ileride bu dediklerimin çok faydasını görürsün.

kendimden örnek verim,
ilk girdiğim işte köpek gibi çalışıyordum, türkiyenin her yerine gittim ama sektörü tanıdım, sektördekileri tanıdım. ondan sonra girdiğim ve halen çalıştığım (bu hafta son burada da :)) işi de bu çevre ve tecrübe sayesinde edindim.

şimdi çalıştığım işte ise çevremi daha da genişlettim ve çok farklı tecrübeler edindim. buradan gideceğim işte ise artık müdür olarak çalışacağım. bu seviyeye gelmemde tek faktör sabır ve sekötrü tanımam oldu. "ya ben burada bunaldım sanırım ayrılacağım" dememin ardından 2 hafta içerisinde 4 iş teklifi aldım. işte bunlar hep network :))

ozel sektor tecrubesi olan arkadaslar daha iyi bilecektir ama sanirim h. sonu tatil garantili ozel sektor isi bulmak oldukca zor bir is. hatta bazi durumlarda devlette bile olmuyor o h. sonu garantisi.

aileden gelen bir zengilik yoksa 23 calismak icin erken bir yas degil. tatill paran olunca daha guzel. yoksa o tatil yapayim donunce is aradigim sey tatilin onune gecen bir is arama olabilir.

daha az maas ama daha garantili bir mesai saati istiyorsan kpss ile sansini deneyebilirsin. kamu sektoru ilk geldiginde avantajli gibi gorunsende yillar gectikce ozel sektor ile arandaki maas farki acilacaktir. netice devlette 1 sene calismak ile 20 sene calismak arasindaki maas farki yıl basina 10 tl yi zor gecer.

@morcivert ; hocam özel sektörde küçük istisnalar dışında 9-6 adam gibi mesai yapan, onun dışında da çalıştırmayan yerler yok mu yani o kadar mı vahim durum? ssk'sının tam yatması, resmi ver dini tatillere tatil verilmesine sevinecek kadar düşük durumda mı piyasa yani. evet dediğiniz şeyler çoğunlukla var ama bugün 2.5 yıllık bir arkadaşla konuştum, "müşterideyken zaten kan alıyolar, ofisteyken de son 15 gündür 9'dan 10'dan önce çıkmadım akşam" diyo adam, değer mi kendimi bu kadar paralamaya acaba onu düşünüyorum.


@teritori ; hocam sektör bana göre değil bu sektör üzerinde 1-2 yıl saçlarımı döküp tanışma ihtimalim olan işime yarayacak birkaç kişinin umuduyla işe devam mı edeyim yani? hani sevdiğim bir sektör olsa devam ederim de danışmanlık olayı yoğun çaba gerektiren bir sektör ve ben buranın adamı değilim gibi duruyor.

Bu süreçlerden geçmiş biri olarak tavsiyem, biraz zaman geçince alışırsın tarzı moda girme, o alışma süreci hiç bitmiyor ya da kendini kandırıyorsun, mutsuz isen mutlu olduğun yeri bulana kadar devam et, ilk 2 ayda mutsuz isen 5 sene sonra da mutsuz olacaksın ama tek farkı bunun farkında olmayacaksın, yaşın da genç risk almaktan korkma.

9-6 mesai yapıp tatillerde adam gibi tatili genelde kurumsal firmalar verir ya da iyi niyetli patronların olduğu küçük şirketler ama kurumsal bir yere girmek için de çok parlak değilsen ya da etiketli bir üniversiteden mezun değilsen; mezun olur olmaz zor, küçük bir şirkette en az 6-7 ay kalıp sonra gitmek daha kolay oluyor.

özel sektörde bahsettiğin rahatlık ve standartta çok çok az iş vardır.

sektör değiştireceksen en kısa sürede değiştir o zaman ama iş bulmak o kadar kolay değil unutma yine de. sevmediğin işi yapma fekat gerçekten şartlar o kadar da ağır değilmiş. daha neler neler gördü bu gözler.

Bu durum "yeni mezun sendromu" da olabilir, gerçekten işin dandikliği de olabilir; anlamak için henüz çok erken. Bizim mezunlarımızın çoğu girdikleri ilk işten nefret ediyorlar, çünkü öğrencilik hayatının bitişini kafalarına çakıyor ve bir daha eskisi kadar mutlu olamayacaklarını düşünüyorlar. Hatta bu sendrom son sınıfta başlıyor "Bir daha hiç böyle zamanlarım olmayacak, mutlu olamayacağım" diye. 1-2 yıla kadarsa işlerine ve hayatlarına alışıyorlar, ezici çoğunluğu para versen yeniden öğrenci olmak istemiyor. Ayrıca işten zevk alma ve bu sendrom birbiriyle kısır döngü içindeler de. Diyelim, iş 2 birim sıkıntılı, kişi sendromun etkisiyle onu 5 birim sıkıntılı hissedip daha da beter sendrom içinde kayboluyor. Sendromu biraz daha kabullenmeye başlamış kişilerde, senin dediğin "Bari haftasonu olmasaydı", "Bari akşamları olmasaydı" gibi pazarlıklar başlıyor.

Açıkçası hem aynı bölümden mezun olduğum arkadaşlarım hem de mezun ettiğimiz öğrencilerimin çoğu akşam ve hafta sonu çalışmıyorlar, işi işte bırakıyorlar. Dolayısıyla, endüstri mühendisi için böyle bir iş bulmak aşırı aşırı zor değil. Tabii ki senin işinden çok zor koşullar var ama yeni mezun olarak dinlenmek istemen abes de değil. Yine de henüz o kadar görev ve sorumluluğun yokmuş. Eğer şu an işten ayrılır ve kafa dinlersen, dönüşün yine zor olacak. Aynı sıkıntıları yeniden yaşayacaksın. Bir sonraki işin için de benzer şeyleri söyleme olasılığın yüksek. Yine alışma süreci olacak, yine işteki çalışma şartları gözünde büyüyecek; her şeye yeniden başlayacaksın.

Bu şirkete biraz daha şans ver. Eğer gelecek sene bu zamanlar hala aynı şeyleri düşünüyorsan, yeni mezun sendromundan kaynaklanan bir durum değil demektir. O zaman, "Gerçekten de dandik bir yerde çalışıyorum. Başlarım parasına" deyip yeni bir iş ararsın.

şöyle özel cevapları vereyim arkadaşlar, teşekkürler hepinize bu arada.

@gezegen olan pluton ; hocam 6-7 ay bu sektörde çalışırsam kurumsal bir firmaya geçişimde buranın bir değeri olacak mı ki? sonuçta ayrı sektörler biraz. o yüzden vakit kaybetmek istemiyorum o kadar süre.

@tescillimarka ; dediğim özelliklerde çok az iş var diye kurtlar sofrasına meze olmayı kabul etmeyi anlayamıyorum, belki 5 yıl sonra anlarım bilmiyorum ama şu an herşeyi kabullenmek zor geliyor.

@rain when i die ; hocam sen bu şartlarda 9 ay görev yaptın diye benim nispeten daha rahat bir iş aramam neden garip geliyor anlamıyorum, geleceğimi rahat planlamak istiyorum insanım sonuçta.

@aychovsky ;

@ilkistan,
hocam şimdi tr de insani çalışma koşullarını sağlayan firmalar çok fazla değil. iyi bir okuldan mezun olduğunu söylemişsin. sizde eminim karıyer günleri fln gibi şeyler oluyordur. @teritori nin dediği gibi, özellikle okuldan arkadaşlarından bu büyük firmaların çalışma koşullarını öğren araştır. eminim oralarda arkadaşların vardır. burada biraz tecrübe kazanıp özellikle "çalışmak" konusunda tecrübe kazanınca daha iyi bir firma için eyvallah dersin gidersin.

şimcik ben inşaat müh'üm ama biraz fabrika tecrübem oldu, çevremde end müh arklardan da duydum, özellikle fabrika gibi vardiyalı çalışan yada benzeri belirli bir tarihe ürün siparişi yetiştiren firmalarda üretimde çalışıyorsan(mühendis olarak tabi), en iyi ihtimalle dönemsel olarak aşırı mesai yaparsın tr şartlarında.
ama bunlar dışında bir ürünün üretim ve kontrol aşamasında değilde daha yönetimsel yada ara işlerde çalışırsan (planlama, ihale işleri gibi) daha insani şartların olabilir. uzaktan sadece yorum yapıyorum. kendi branşın üzerinden sen bu açıdan bakıp değerlendirirsin.
Şimdi bu bakış açısını ve mesleğin üzerinde tecrübe kazandıkça elde edeceksin. buda tabi zamanla olacak. şirketlerde genelde zaten bi köpek gibi çalışan ekipte vardır. birde normal çalışanlar.

ben dandik bir üniden mezun oldum, şimdi kurumsal bi firmadayım tabiki memnun değilim. çok boktan şirketler gördüm. ssk yı asgari yatıran, arife günü sabahlamalar, söz verdiklerini vermeyenler, arkandan iş çevirenler . 9 sene oldu toplamda daha yolumuz çok ama arada iyi arkadaşlarımda oldu tabi güzel tecrübeler de kazandım ama hepsi aynı bokun morciverti. şunu net söylerim, çalışanına eziyet etmeyeni yönetici yapmıyorlar. hepsi bu boktan düzende 65 yaşına kadar senin iliğine kadar sömürmek için uğraşıyorlar. sana akşam 6 dan sonra bu gün yapılacak diye iş bırakan köpek müdür, yada 10 günlük işi 4 günde yap diyen a.o. estaban büyük ihtimalle üstündeki müdüre yada patrona yaranmak için yapıyordur. biraz abartı yazdığımı düşünebilirsin ama gerçek bu.

ayrıca kendi işini kurmak yada geçimine yetecek bir baba mesleği gibi şeyler varsa onlarıda bi değerlendir derim.
eyyorlamam bu kadar.

28-29-30-31 ekimde çalışıyorum bu nedir adalet midir arkadaşlar siz söyleyin

boş yolda botla antreman yap. 1-2 saatte alisirsin. cıplak ayakla surmek (mumkun olsa da) zekice bir fikir sayilmaz.

alışırsın botla kullanmaya. çoraptan daha kolay olur hatta. çoraplı ayağın pedaldan kayabilir.

kışın çorap çıkarmak daha zor bence. ben de ilk botla kullandığımda zorlanmistim ama zamanla alisiyorsun.

botla kullanmaya alışırsın +1
zamanla en kalın ayakkabıyla bile kullanabilecek seviyeye gelirsin.

çıplak ayakla pedala basmak botla basmaktan daha zor.çok yoruyor. bir kez dene, göreceksin.
ben üşenmeyip ayakkabımı değiştirmeyi tercih ediyorum. botla bastığını hissetmiyorsun, tehlikeli bence.

hava soğuk olur da mac bileti isi nasil olur onu bilemedim.

viki'den önemli yerlere bakin. gezilecek epeyce yer var. toplu tasima cok basarili. günlük ya da 3 günlük bilet alin. rahat sekilde gezersiniz.

www.onlineticketexpress.com
www.footballticketnet.com

www.hotelmidas.com

gecelik fiyati 150-200 TL arasidir. tad'a ulasimi kolaydir. taksi ile 3-5 dakika yuruyerek 15 dk. surer.

edit: para birimi.

@helenart çok teşekkür ederim, daha ucuz bir yer tercihimdir ama bulmazsam burayı aklımda tutacağım

Zonguldak amele Birliği konukevi.
Şaka değil hocam çok övgü alıyor.

Daha uygun fiyatlar için Dernek çevresindeki yerlerden ziyade Sıhhiye civarı yerlere bakmanı öneririm, önünden geçen otobüslerle max. 10 dakikada çıkarsın Çankaya'ya. Booking den bakayım dedim bir tanesini incelersin, yorumlarına falan bakarsın, Ankaralı olduğumdan otelleri pek bilmem doğrusu, aklına yatmazsa alternatif aynı yerdeki otellere bakmanı öneririm. www.booking.com

Sınav çıkışında da Kuğulu Park yakın orada bir dinlenirsin, Tunalıdan aşağı doğru seke seke inersin, kuru kalabalığın tadını çıkarırsın, çay-kahve-bira vs. içmek için mekanlar zebil gibi, kafana göre takılırsın. Sınavda başarılar.

EK: benim de aklıma ilk başta Zonguldak A.B. geldi ama yürüyerek 20 dakikanı alır en az, araçla gideyim desen daha da uzun sürer aktarma yapacağın için, yine de 100 liranın altında ise değerlendir derim ben de, çünkü Hoşdere Cad. üzerinde merkezi konumda.

Çok teşekkür ederim! 20 dakika yürümek benim için sorun değil o nedenle yarın konukevini arayacağım.

1. ppt dosyasını pdf olarak kaydet.
2. pdf'i ac. yazdir menusunden "coklu secimi" tercih et. sayfa basina 6-9 hangisini istiyorsan onu sec.
3. istedigin gibi buyuk yazdiracaktir.

Yazdır dedikten sonra ayarlardan, slayt yerine dinleyici notları seçimini yapsan?

www.gurozalit.com

iphone 6 kullanıyorum, ben de hala beklemedeyim. o kadar çok şikayet okudum ki çekiniyorum güncellemeye.
aynı soruyu soracaktım ben de bugün. takipteyim.

ben kullaniyorum herhangi bir sikayetim yok (iphone5).

yani arada sirada donma kitlenme oluyor ama mesela 5 gunde bir falan gibi dusun. ekrani kitleyip acinca duzeliyor. onun disinda hic bir problem yok, daha hizli gibi hatta.

bende hiçbir sorun olmadı bugune kadar. hatta daha iyi oldu diyebilirim.

4s kullanıyorum problem yok

5s kullanıyorum şarj olayı güzel

Su sitedeki photo tool'u kullanarak istenilen kriterlere uygun hale getirebilirsin:

travel.state.gov

mevcut fotonun özellikleri nedir?

greencardphotocheck.com buradan kontrol ettiğinizde ne hatası alıyorsunuz.
kaç gündür green card fotoğrafı ile uğraşıyorum.az çok anladım sistemi.

bu tarz programlar bilgisayarina takip yazilimi falan kurabiliyor. o nedenle guvenli degil. bence yazilimlari kaldirmayi deneyebilirsin ancak en garanti yol format atmak olabilir. goz asinaligin varsa hizmet kisminda olmamis gerekn programlari devre disi birabilirsin.

Bu yılda artık korsan oyun oynanmamalı. Ucuzladı habele hübele o konuya girmiyorum, güvenlik olarak oynanmamalı. Torrentten çekilen Windows kurulmamalı, o şunu kur bunu yap denilen crackli oyunlar kurulmamalı.

uzun suredir korsan oyun oynamiyorum zaten basliktan da anlayabileceginiz gibi online oynuyorum ve onun korsan olma ihtimali yok. kullandigim program video editing programi ve ara sira zevkine kullandigim bir programa 300dolar veremiyorum maalesef.

Ara sıra kullanacak kadar amatör kullanıyorsan free programlar var. Microsoft ve Adobe ile uğraşmamak adına ben Foxit, Google, Open kullanıyorum mesela. Video formatları dışında torrent kullanımına karşıyım açıkçası. Ki onlar bile tam masum değil.

Her neyse sulandırmayalım. Görev yöneticisinden pc boşken işlemci kullanımına bakabilirsin. Servisleri inceleyebilirsin. Malware var mı diye taratabilirsin.

evet ilk önce yaz ondan sonra içindekielr tablosu oluştur, zaten bu tablo senin belirlediğin başlıklara göre oluşturuluyor.

1. stiller sekmesinde baslik1, baslik2 ayarlamana gerekiyor.
2. sonra icindekiler dizini otomatik olarak olusturulabiliyor.

once yazip sonra yapmak bence daha cok vakit kaybettirir. en bastan basliklari ayarlarak gidersen kolay olur. ama istersen en son tum basliklari teker teker ayarlayip icindekileri dizini olusturabilirsin.

önce konunun ana hatları belirlenir, içindekiler tablosu da o hatların başlıklarından oluşturulur zaten. ana hatları belirlemeden ilerlemek sağlıklı olmaz.

napayım yazayım sonra mı geleyim yoksa oluşturayım mı içindekiler tablosunu zaten max 15 sayfalık olacak ödev altbaşlıklarla birlikte 10 başlık falan var. onları da belirledim sayılır. şimdi hazırlamak sayfa numaraları açısından falan nasıl olucak?

ben soruyu net anlayamadım. şekilsel olarak tablo oluşturmak zor bir şey değil, yazdıkça sayfa sayılarına göre de düzenlersin tabloyu, hatta istersen ara başlıklar da eklersin de konu başlıklarını belirlemeden ödev/tez zaten yazılmaz.

Stilleri kullanmanız gerekli. İçindekiler sayfası ona göre oluşturulur. Baştan yazarsanız sayfa numarasına göre Update edemezsiniz zira o word ün otomatik tsnımladığı bir şey. Siz en iyisi ödevi yazın başlık stillerini kullanmayı unutmayın. Sonra otomatik oluşturun.

çalışma iznin var mı amerikada? çalışma izninin tipini soruyo sanki.

adam kısaca çalışma iznin varsa gel..ben hiç uğraşamam diyor..
kategorilerde

1-göçmen olayan statüde çalışma iznin varsa

2-göçmen olmayan statüde özel bir işte (özel yetenek veya beceri gerektiren) çalışma iznin varsa..

3-çalışma izninin olduğu başka bizim bilmediğimiz bir kategori..

sen hangisine dahilsin diyor..

amerikada çalışma iznim yok.

dedim dedim

aynı fikirde değilim. başvuruda bulunurken amerikan vatandaşı olmadığımı, ileride çalışmak için sponsor ihtiyacı duyduğumu zaten belirttim ki tüm firmalar kendileri soruyor bunu zaten. dolayısıyla abinin haberi var benim statümden. bana burda sormak istediği: eğer amerikan vatandaşı değilsen çalışma iznine ilişkin aşağıdakilerden hangisi senin statüne uygundur diyor gibime geldi.

category 3te de çalışma izni başvurusu gerektiren kategori demiyor mu? dolayısıyla bana 3 uymuyor mu?

3 uyuyor bence de. çünkü mevcut bir çalışma iznininiz mevcut değil ancak başvuruda bulunabilirsiniz.

diyor ki; US vatandasi olmayanlar icin uc tip izin soz konusu. Bunlardan hangisi sizin icin en iyi alternatif olur?

cat 1. gocmen olmayan statude calisma izni.
cat 2. bir isverene ozel olarak gocmen olmayan statude calisma izni (bundan sirket degistiremiyorsan, ya da zor oluyor)
cat 3. belge gerektiren calisma izni.

buradaki to file söylemi başvuru ya da kayıt anlamında diye düşünüyorum. herneyse 3.südür diyerek yanıtladım teşekkürler

benim anladığım katagori 3 şunu diyor.

belki de bizim bilmediğimiz bir türde,katagoride çalışma iznine 'zaten' 'hali hazırda' 'önceden' sahipsin. bunu bize gönder. (gönder kısmı lafın gelişi)

yani senin durumunu anlamış. bizimle çalışman için bunlar gerekiyor demiş.

sen bence durumu açıkca anlat. çalışma iznim yok sizin bana sporsor olup çalışma iznimi sizin çıkarmanızı istiyorum vs de.. tabi bu olunca belli bir süre maaştan kesip düşük ücret veriyorlar sanırım..

yok lan dur..

bu kategorilerin altında şöyle yazıyor..

If you fall under the third category, and you have a pending Form I-485, Application to Register Permanent Residence or Adjust Status, you are required to apply for work authorization and an Employment Authorization Document before you seek employment in the U.S. This document proves that you are allowed to work in the U.S.

o belge de şu..

www.uscis.gov

kablo tv alt yapısı olan bir yerde iseniz, teledünya&uydunet bağlatabilirsiniz. d-smart'a göre çok daha avantajlı fiyatları var. kampanyalarına mutlaka göz atın bu arada ayın 30'undan sonra kampanyaları yenilenecektir.

teledünya üst paket + uydunet.

dört köşe diye bir kampanyasi vardi. sitelerinden bakabilirsin.

türkiye'nin en hesaplı ve kaliteli hizmeti teledünya + uydunet'te.

uydunet altyapısının bulunduğu mucizevi bir yerdeyseniz teledünya + uydunet.
yoksa ttnet + tivibu. soyguncu digiturk ve dsmart'a bulaşmayın bence. duyuru bunların soygunculuklarıyla dolu.

meşrutiyet caddesinden geçmesi muhtemel.(paralı otobüs)

elvankent dolmuşları etimed hastanesinin yakınından geçmez. sincan dolmuşlarına binmelisiniz.

elvankent dolmuşları emirlerde istasyon caddesinden sapar ahi elvana döner oradan dolaşır siz istasyon caddesinden devam eden araçlara binseniz daha iyi petrol istasyonunun orada inmelisiniz sanırım (etimed caddeye uzak değil zaten)
kızılaydan metroya binerseniz ümitköyde inip ringe binebilirsiniz sincan fatih ringlerinden herhangi biri
kızılayda meşrutiyetten ve güvanparkın arka tarafından (buranın adı tam olarak nedir bilmiyorum ama bildiğimiz büyük güvenpark durağı değil, askeri bişeyler olan arka tarafta bir yerde) paralı beyaz arabalar kalkıyor
sıhhiyeden dolmuş kalkıyor
necatibeyden de geçen otobüsler var
balgattan bu taraf gelen hiç bilmiyorum.

alternatifler:

1. kizilay'dan metro + umitkoy'den sincan ring otobusu
2. sıhhiye'den banliyo treni (inis emirler istasyonu)
3. sıhhiye kopru ustundenn sincan dolmuşu
2. kizilay'dan (genel kurmay'in yanindan parali otobus)

ortalama variş: 1 saat
tercih sirasina gore dizili.

iptal ettirme yıllık 1tl ye netgsm e geç :) cebinde olsun numaran

telekom merkezin'den 1 gün sonra iptal olur. yontem: yurt dışına taşınıyorum. akrabalarınızdan birine devredelim. türkiye'de akrabam yok.

gecmis olsun.

nyc için imperial court hotel iyidir. fiyat ve konumu da nyc için fena sayılmaz.

nyc'de holiday inn var manhattan'da. financial field diye geçiyordu sanırım, yeni yapıldığı için ucuz.

nyc de park central da kaldim tavsiye ederim otel ve yeri cok cok iyiydi. night otel de de kaldim tam times square deydi odalar ufakti ama onu da tavsiye ederim

NY'ta New Yorker hotelda kalmıştım. güzel hotel. ama tuzlu tabikisi.

Nyc için pod 51 öneririm, times square'e 1 km, müzelere filan yürüme mesafesi

igne yazdir akli basina gelsin, ilac icmezsen aha boyle igne yersin de korkut biraz.

Tadı iğrenç olabilir mi? Çocuklar için tadının iyi olması önemli. Kötüyse değiştirebilir. Olmazsa ben dişinin arkasından basardım. Ha antibiyotik neyse de ötekinin iğnesinin kullanıldığını görmedim.

bakmıyor ki tadına. peşin hükümlü. tadı iğrenç olduğu için değil, sırf ilaç olduğunu anladığı için öğk diyor. öteki şurup peditus. bana da içirdi işte oyunla içireyim derken, portakallı şekerli gibi bir tadı var, güzel de kokuyor.

öteki şurup önemli değil, o semptomatik tedavi için, o şart değil de sırf antibiyotiği alsa razıyım. orta kulak iltihabı ilerlemesin.

her yolu denemişsiniz, çocuk bu kadar uğraştırıyosa bence tek çözüm: biri çocuğu tutup burnunu sıkacak çocuk nefes almak için ağzını açınca da şurup ağza verilip sıkıca kapanacak. bunların hepsi 5 saniyede olup bitecek.

evet çocuklarımıza yetişkin birer bireylermiş gibi saygı ve sevgiyle yaklaşmalıyız ama bu kadar da şımarıklığa da pes. kendisi için neyin iyi ve doğru olduğunu ayırt edecek yaşa gelene kadar ana babasının sözünü dinlemek zorunda.

onu da yaptık en sonunda, boğazına kaçtı, köhö köhö perişan oldu çocuk. iyice nefret ettirdik el birliği ile. şımarık bi çocuk değildir aslında. söz dinleri denileni yapar ama ilaca bi inat etti anlamadım.

geçen sene bu zamanlar (kurban bayramı idi) sokakta düşüp alnını çizdiğinde de doktor enfeksiyon önlemi olarak aynı antibiyotiği verdi. yani şu ankinden çok daha bilinçsiz değildi, ben o entibiyotiği tek başıma, kucağıma yatırıp enjektör ile sakince içirirdim. o zamandır da ilaç kullanmadı, bir senede ilaca dair nasıl bir bilinçlenme yaşadıysa doğrudan nefret etmiş. nasıl oldu anlamadım.

anne terliği ile tanismamis ondandir :)

benim kızda da aynısını yaşamıştım, son çare burnunu sıkarak vermiştim. ilk seferinde boğazına kaçırdı gibi oldu sonrakilerde olmadı. bir iki seferden sonra bizdeki kararlı tutumu anladı sanırım, baktı kurtuluş yok itiraz etmeden içti. ritüeller oldu biraz, suyunu hazır bir elinde bekletmece, tatlı bişeyler hazır etmece gibi. tadı mı kokusu mu artık neyse bir şeyinden rahatsız oluyorlar.

kıssadan hisse; yılmak yok mücadeleye devam.

şimdi antibiyotiği şişe bitene kadar diye verdiği için ve ara vermemeiz de gerektiği için onu ziyan etme şansım yok. zaten toz halinde ve suyla karıştırılığ hazırlanıyor ve hazırlandıktan sonra 7-8 gün ömrü var. o yüzden onu daha hazırlamadım bile. peditus'u 5 gün kullan dedi, onu ziyan edip duruyoruz. bi ben içiyom, bi süte kat, bi ice tea'ye kat, bi ağzına zorla ver tükürsün, şişe yarılanacak neredeyse daha içemedi. 5 güne yetişmezse bile bi şişe daha alırım. o yüzden önce peditus ile alıştırma yapıp, içmeye karar verdikten sonra antibiyotiği de hazırlayıp vermeyi düşünüyoruz.

yarın sabah bi kez daha zorlayalım bakalım. öncekilerde burnunu tıkamamıştık. bu sefer annesi de kabul ederse iyice gaddarlaşıp burnunu da sıkalım bakalım. dedğiniz gibi olursa antibiyotiği de hazırlar başlarız.

Sokakta düşüyor ve alnı çizildi diye antibiyotik kullanıyorsunuz.
Silme duyuruyu sabah sorayım hatuna

arkadas subat dogumlu mu?

acken daha kolay kandirilir.

daya gitsin, oho oho yapip acindiriyor kendisini hayat ablanin da dedigi gibi.
sagligi icin icmek zorunda.
sizi de maymun etmis karsisinda.
o yasta ben babama ilacimi icmicem diycem ha! piii...

doktor (ki kendisi pediatri profesörü) "gözüne yakın bir yara, mikrop kapma ihtimali var ve mikrop kaparsa göz sinirlerini etkileyebilir, tedbirimizi alalım" diyip antibiyotik verince ister istemez kullanıyor insan. kafamıza göre kullanmıyoruz.

şubat doğumlu değil, temmuz doğumlu, alakası varsa aslan burcu. lakin şurubu tok karnına içmesi gerekli olduğunu söyledi doktor.

bugüne kadar doktora danışmadan hiç ilaç vermedik. sadece calpol ve dolven, onu da zaten daha ilk muayenede söyledi, evinizde bulunsun, ateşi çıkarsa şu aralıklarla verebilirsiniz diye. sadece bunlara mahsus olmak üzere ateşi çıktığında her sefer sormuyoruz o yüzden.

çocuğa aysti vermeyin o zaman. normalde de vermeyin zaten ama aysti verecekseniz bari yoksunluk krizine girmesini bekleyin, karşısında aysti içipp ona vermeyin, kıvransın. aystiyi karşısında döke saça için, tasa doldurup tastan da yere dökün falan. salya sümük olup aysti istediğinde "şurup içmezsen aysti yok" deyin. şurubu içerse aysti maysti de vermeyin. bu devirde babasın güvenmemesi gerektiğini de öğrensin bu vesileyle (bkz: fırsat eğitimi)
cdn.newadnetwork.com

burnunu sıkıp içirin, ilacı içirdikten sonra da topitop falan verin ağzındaki tat geçsin. peditus, dolven neysede antibiyotik içince ben tadından miğdem bulanır kusardım, birde suyla karıştırıldığı için böyle içinde küçük küçük kum tanesi gibi topaklar olurdu. tadı ağzıma geldi içim kalktı.

@chaotic good +1

otorite boşluğu var ve çocuk bunu kullanıyor. şevkat elbet gösterilmeli ve 'birey'lermiş gibi davranılmalı ancak bunu dirayetsizlikle karıştırılmamalı. çocuğun karşısında otoritenin siz olduğunu bilmeli ama şu anda ipler çocuğun elinde ve @chaotic good'un da dediği gibi sizi maymuna çevirmiş.

burnunu tutup ağzını açtığında ilacı yollamak ya da yanaklarından bastırıp ağzını açmasını sağlayıp kaşığı sokmak gibi yöntemleri uygulayabilirsin.

Garip gelebilir ve ilacın yapısını bozar mı bilmiyorum,onu sormak lazım, (bir de boğazda öksürük olduğu için saçma olacak ama belki ılık suyla birlikte yedirebilir iseniz,) madem şurup portakallı ve tatlı, dondurma kaplarına koyup bir de çubuk takıp buzlukta dondurup vermek denenebilir? Mi?? Ateşli hastalıklar için daha faydalı sanki ama aklınızda bulunsun bana çözüm gibi geldi.

5 yaşında iken babamın bana ilaç içmedigim için bir bağırışı vardı, 29 yaşındayım hala aklıma düşer. Şimdi anlıyorum endişelendiler de yaptılar tabii ama iğne yaptıracak iseniz bile doktor iğne yapacak deyip (zaten yapmazsiniz da) iğne ve doktoru kafasında birbirine bağlamayın ne olur. Sonra aklı erene kadar her doktora gidişle ortalığı ayağa kaldıran çocuk sahibi olursunuz mazallah.

efervesan antibiyotik var, onu içebilir, doktora sorup ona değiştirin

olmadı iğne + 1

tekrarlayan orta kulak iltihapları = tüp takılması, ameliyat vs vs

Kibritsuyu, peditusla zaman kaybetmyin, hatırladığım kadarıyla çok iğrenç bir kokusuı vardı. peditusu vermeseniz de olur zaten. yüksek ateş olursa parasetomol içieren sevdiği/ daha az rahatsız olduğu bir ilacı vardır onu verirsiniz.
(ben hastalığın gerçek durumunu anlamak için bu tür semptomotik tedavi ilaçlarını neredeyse hiç kullanmadım. böylece çocuk ne durumda daha iyi takip edebiliyordum)

bir an önce antibiyotiğe başlayın, çocuğun içmediği kadarını bir yere not edin. 3 ölçek 5 ölçek ne kadarsa ikinci bir şişe satın alıp ziyan olan kadarını vermeye devam edersiniz.

ilacı hiç tatmadan reddettiyse tadıyla ilgili değil demek ki.
ilaç içme işini onun için oyuna çevirmek de çözümlerden biri.

öncelikle ilacın şişesi,nde değişiklik yapın. bulabilirseniz onun seveceği tarzda bir şişe bulup ona aktarın. bulamazsanız ilacın şişesini sevdiği karakterlerin resimleri olur başka bişeyler olur güzelce kamufle edin.

sonra dışarıdan yeni getirmiş gibi yapıp " (çocuğunuzun ismini bilmediğimi şimdi farkettim) canım x'cim bak bu gün sana çok güzel bir haberle geldim. sen o ilacı sevmedin ya hani, senin için araştırdım, soruşturdum çocukların çok sevdiği bir çeşidini buldum, ne kadar şanslıyız demi... " gibi ilacı bulunmaz hint kumaşıymış gibi pazarlayın.

anne ve baba olarak siz de bu oyuna inanın, yüzünüzde içinizde gerginlik olmasın. onu hemen hissediyorlar biliyorsunuz.

o da işe yaramazsa bu sefer " bunu apırsan da köpürsen de içmen lazım, bu senin sağlığın için çok gerekli" deyip kaçacak nokta olmadığını anlamasını sağlayın.

Önceki cevabımda geçmiş olsun demeyi unutmuşum. Gelmiş geçmiş olsun :)

Edit: Bu istemediği şey için alternatif bulma yönteminin ileriki zamanlar için doğru olmayan davranışlara neden olmaması için ikinci tekrarda ( bu kez ilaç olmayacaktır o) öyle her istemediğinin alternatifinin olmadığını anlatırsınız. davranış pekişmez.

o zaman uykudan uyandırığ iteleyin ilacı. sonra uyusun yine. yapacak bişey kalmamış iğne biraz ağır gelebilir sanki ya bilemedim tabi. gerçi benim kardeşim de içmicem dediği zaman bizim tv altındaki dolap boyu biraz yüksek ufaklğı oraya oturup öyle iteliyor (4 yaşında) baktı olmuyo mama sandalyesini getiririm beni sinir etme o ilaç içilecek diye sert konuşunca önce ilacı içiyor sonra sen neden bana kızdın diyo bizimkinin gözyaşı kirpiğinde resmen hemen damlıyor :) annem de ben sana neden kızayım indescribable a kızdım aa sana kızar mıyım annem diyo hemen gülüyo kerata. böyle actionlar la içirebilirsiniz sanki. ha annem önce tatlı tatlı hadi ufaklık gel bakalım ilaç içelim diyo baktı direniş var, el koyuyo olaya falan falan

Siz ilaç içirmek için binbir yöntem denerseniz, o da sizden görüp içmemek için yöntemler geliştirir. yani siz olayı büyütürseniz, o da büyütür.

Çocuğum yok ama bir dönem çocuk bakmıştım öğrenciyken. 2 buçuk yaşındaydı. annesi şımartmıştı biraz, birşey yaptırmak için dil döküyordu sonra çocuğa boyun eğiyordu ve birşey yaptırtamıyordu.

Ama ben ona bakarken otoriterdim, yani yemek yiyeceği zaman asla kızmadan ama otoriter bir tonda söylerdim bunu yiyorsun şimdi diye. Ona öyle bir tarzda söylerdim ki, başka seçeneği olmadığını düşünürdü. itiraz etse bile duymamazlıktan gelirdim ve işleme devam ederdim. asla olayı büyütüp dallanıp budaklandırmazdım. durup da acaba içecek mi, ne tepki verecek, yutturdum mu numarayı gibisinden nabzını tutmazdım. annesinin ağlata zırlata yaptıramadığı şeyleri ben gayet sakin bir durumda yaptırır oldum.

yani sizin ilacı içmez diye korktuğunuzu anlamasın, önce kendinizi inandırın. umarım anlatabilmişimdir. karşı koyma gibi bir lüksünün olmadığını düşünsün. ilacı içerse de aferin falan demeyin, zaten yapması gereken birşey olduğunu sansın. olayı büyütmeyin.
içiremezseniz tekrar deneyin ama onu ikna etmeye çalıştığınızı düşündürtmeyin.

Biliyorum kolay değil ama ben bu yöntemi çok zor sorunlu bir çocukta denedim ve başarılı oldum.

Ben uyurken uyandırıp, şurubu enjektörle (iğnesini çıkarıp tabi) ağzına püskürtüyordum, uyku sersemi yutuyordu. Sizinkinde işe yarar mı bilemedim.

O antibiyotik surubu benim oglumda icmezdi.enjektorun ignesini cikartarak agzina sıkardim.
Iyice buyudugunde bu da ise yaramadi artik igne istiyorum doktordan,cunku kusmaya basladi zorla ictigi icin.

Gecmis olsun.

evet bu sabah üç kişi kafakola alıp burnunu tıkayarak ağzına köteledik. zor şer yuttu. neyse dedik 1-2 sefer böyle zorlanırız, mecbur olduğunu anlayınca razı olur. akşam dozuna daha fazla direndi. ilk başta yutuyor gibiydi ama enjektörün tamamını sıkınca böğüre böğüre kustu. yani şımarıklık falan değil artık fobi geliştirecek çocuk. maalesef yolu yok, beceremedik içirmeyi. otorite boşluğu falan demesin kimse, otorite eksikliğinden değil demek ki. zira bu çocuk söz dinleyen bir çocuktur. yap denileni yapar, yapma denileni yapmaz, aklına yatmayanı sorar niye yapıyorum, niye yapmıyorum diye, yapılan açıklamayı anlar, kabullenir. ama ilaçta niyeyse iyileşmen lazım, içmen lazım açıklamalarını hiç kabul etmiyor. o derece ki, kulağının ağrımasını ilaç içmeye tercih ediyor. bu otorite aşılabilecek bir sorun değil. otorite sıkıntısı olsa hiçbir dediğimizi umursamaz, her durumda kafasına göre takılır, yap denileni yapmaz, yapma denileni yapardı. o zaman maymun ediyor diyebilirdik. ama ilaç içerken niyeyse durum farklı. artık ya tadını sevmiyor, ya rahatsız oluyor bilmiyorum. istemediği bir şeyi zorla yaptırmanın anlamı yok. doktorla görüşüp iğne isteyeceğim.

iğne ile tedavi sırasında aynı zamanda bir pedagog'a da gidin mutlaka. şimdi bu sorunu iğne ile atlatabilirsiniz belki ancak ileride bunun neye dönüşeceği belli olmaz.

kargn +1

döke saça ice tea içmek yazınca aklıma erol taş'ın et yeme sahnesi geldi, üstüne de hıah ah ah ah diye gülsün, çocuk kahretsin saçı kaşı beyazlasın?

@kibritsuyu, valla bana çatır çutur iğne vuruyorlardı, çok sızlanırsam da oyuncak alıyorlardı, sırf oyuncağın hatrına katlanıyordum.
rüşvet kesin çözüm, en sevdiği şey ile geçin karşısına.

pedagoga falan gerek yok bence
güle oynaya şurup içen çocuk görmedim ben. hastalık da dahil olunca iyice huysuz oluyolar. şurup yoksa iğne var denklemini öğrendiğinde şurubu da içer

olanları yazayım.

pazartesi günü peditus'u hiçbir şekilde içiremeyeceğimizi anlayınca boşver dedik, semptomatik tedavi kenarda dursun, öncelikli olarak kulak iltihabını kurutmak için antibiyotiği verelim.

- pazartesi sabah kavga dövüş 5cc'nin ağzının kenarlarından akanları parmakla sıyırıp ağzına tıkmak suretiyle içirdik.
- pazartesi akşam aynı yöntemle içirirken böğüre böğüre kustu (bundan bahsetmiştim)
- salı günü sabah yine kavga dövüş ve ağzından akanları sıyırıp geri ağzına tıkarak içirdik.
- salı akşam da aynı.
- çarşamba sabah aynı.
- çarşamba akşam aynı.
bunların tamamında ağzından dışarı attı, parmakla sıyırıp geri ağzına soktuk. 5cc'lik ölçünün tamamını içememiştir oraya buraya bulaştığı için.
- perşembe sabah ilginç şekilde direnmedi, namnam yapa yapa içti.
- perşembe akşam da isteyerek içti. tamam dedik hallettik bu işi.
- cuma sabah da isteyerek içti. hatta kaşıkla istedi. evdeki misafir de üçlü çektirir gibi oooooOOOO diye tezahurat yaptı, yolladık gitti.
- cuma akşam isteyerek içti aynı sabahki gibi.
- cumartesi sabah isteyerek içti.
- cumartesi akşam yolculuğa çıktık, çok erken uyuduğu için uyandırıp içiremedik, atladık.
- pazar sabah isteyerek içti.
- pazar akşam yine çok erken sızdı, an itibariyle uyandıramıyorum, uyandırsam da çok aksilik eder, içmez, yine atladık.

özetle pazartesi sabah başladık, salı akşam, cumartesi akşam ve pazar akşam hariç olmak üzere içti diyebilirim augmentin'i. toplam üç dozu atladık. kimilerini akıttığı için bir ölçekten az yutmuş olduğunu tahmin ediyorum.

sizce iş görecek kadar içirmiş miyizdir? bu kadar atlaya atlaya içmiş olmamız çok problem midir? şişede geriye 1 veya 2 doz kalmış gibi görünüyor.

peditus'u hiç içmedi.

bitirsin artık onu bence. (hekim değilim)

kaçamayacağını anlayınca direnmeyi bırakıyorlar genelde, sizde de öyle oldu herhalde. ya da hastalığın etkisi geçmeye başlayınca kokular da o kadar kötü gelmiyor o zaman da içiyorlar.

geçmiş olsun tekrar :)

fortiguard'lı bir ortamda oyun forumlarını bile açamıyordum. program falan da deva olmadı ama bir site bulmuştum video oynatma hariç her yere girebildim. belki işine yarar.

anype.com

ultrasurf indir onla dene

check point'e hoş geldin.

google translate'de açın. belediye vpn'i diye anıyoruz biz kendisini.

3 ay önce bizimkisi 3-4 günde onaylanmıştı. ekstra bir durum yoksa genelde red yemezsiniz.

inşallah hocam. ekstra bir durum yok ama, şengenin kendi garipliği, bir de bu suriye olayları vs olunca hafiften tırstım.

Benim ilk(daha önce yurtdışı falan sıfırdı yani) vizem postaya verdikten 3 gün sonra elime geçmişti Fransa'dan. Yani red olmama ihtimali de var.

fransa cok cabuk cevap veriyor, red tabii olabilir ama bu kadar cabuk olmasi red oldugu anlamina gelmez. Sonucu buraya da yazin;)

teşekkürler bilgiler için. benim iki abd vizem var, belgeler sıkıntı değil, çalışıyoruz, maddi durumda da sıkıntı yok. ama böyle olunca bir sorayım dedim. zaten pasaportu UPS'e vermişler. Umarım bugün gelir (Ankaradayım zira), yoksa bayram sonuna kaldı herhalde.

Amerika vizesi olunca bazen schengen bile olmadan aliyorlar ülkeye. Amerika vizei vardi diye bildirdi iseniz Express onaylanmistir :)

@helenart, yani eski pasaportumda amerikan vizesi var, 2021'e kadar geçerli. Onun da fotokopisini koydum dosyaya. umarım onaylanmıştır. :)

@oscar: hocam 5 yıllık kapı gibi şengenim oldu :)

kısayolların hepsi gitmiş theconqueror açılmıyor denedim o yolu

dosyalar derken masaüstündeki tüm simgeler değil di mi? sadece bazı dosyalardan mı bahsediyorsunuz?

bilgisayarım gibi simgeler ve klasörler duruyor sadece klasör içinde olmayan onlarca pdf ve word dosyaları vardı ve png ler hepsi gitmiş

geçici profil ile oturum acmis olabilir Windows.

c:\users\"kullanici adi"\desktop klasörü yolundan direk masaüstüne ulasmayi deneyin.

lokasyona gore değişmekle birlikte cankaya (ankara) cok iyi.

uydunet fiber yok zaten. normal bakır kablo var kutularda apartmanlarda.
uydunet iyidir ama lokasyona göre değişir.

2 gün önce bağlattım, ankara cebeci'de 25 mbit'i iliklerime kadar hissediyorum.
nitro diye bir paket var, günlük 100 mbit yapıyor, onu henüz test etmedim ama müşteri hizmetlerindeki müşteri temsilcisi 100 mbit alabileceğimi söylemişti.

uydunet fiber diye bişi var. yeni yapılan altyapılar binaya kadar fiberle geliyor ve binada koaksiyel kabloyla dağıtılıyor ve koaksiyel kablo bakır kabloya kıçıyka gülebilecek bi kablo.

şu anki tarifem 25/2 mbit. temmuz ayında bir günlük nitro paketi aldım ve 1 gün içerisinde 500+ gb download yaptım. 100 mbiti de iliklerine kadar veriyorlar. açıkçası makul bi akk sı olan bi paket alıp, ay boyu indirecek şeyleri biriktirip bi gün nitro paketi alıp hepsini indirmek çok mantıklı zannımca. şahsen ben 1 günde 6 aylık belki daha fazla izlenecek film/dizi indirdim.

Bende de 6 plus 64 gb var ve yavaşladı evet. Facede sayfayı kaydırırken bile takılıyor. İnşallah düzelir

iphone 6, 16 gb.

yavaşlama yok.

ilk yüklediğinizde spotlight indexlemesi vs derken yavaşlama olması normaldir, 2-3 saat sonra düzelmesi ön görülür.

ben güncelleyeli 12 saat oldu yaklaşık, acayip yavaşladı makine. çok pişman oldum valla.

İphone 4s icin yanlislikla guncellemeyi indirmeye basladim
Umarim indirdikten sonra kurayim mi diye soracak ben de hayir diycem simdilik

iphone5 ios9 yavaşlama yok.

ben de korkarak indirdim ama benim iphone 5 aksine hızlandı bile.

yeni gelen güncellemeler ile spotlight ve siri başta olmak üzere arka planda sürekli kullanımını analiz eden uygulamalar çalışıyor sanırım. bunları -özellikle spotlight ve siri- kapatınca sorun ortadan kalkacaktır muhtemelen.

1 saate telefonumun update'i bitince daha detaylı yazabilirim.

iphone 5 , yavaşlama yok.

iphone5: kötü değil. yavaşlama yok. 1,5G'a yakın bir depolama alanı açıldı telefonumda. ilk yükledikten sonraki 1 saat boyunca bir hash'leme işlemi var sanırım, o yüzden biraz yavaş çalışıyor; ama sonra toparlıyor. batarya kullanımı ile ilgili en erken yarın bir şeyler yazabilirim, ama korkulduğu kadar ölümcül değil.

güncelleme : ipad mini (ilk versiyon) ile geçtim, 8'den daha hızlı, ama yine ağır. muhtemelen ipad 2'de de aynı olacaktır, zira ilk miniler ile ipad 2 aynıydı.

cagri merkezi ile görüşebilirsiniz.

THY ile görüşeceksin.
Bilet promosyonluysa astarından pahalıya gelir değiştirmek.
Çünkü değişiklik ücreti + diğer uçacağın zamanki sınıfın fark ücretini alıyorlar.

Acentadan aldiysaniz thy acentaya yonlendiriyor.

Mobilden editleyemedigim icin boyle bir sorun yasayacaklara not: Thy cagri merkezi hallediyor ama tabi ek ucret oduyorsunuz.

bence hiçbir görevli bir kadının yanındaki çanta sayısını sorgulamaz :)

Macaristan'a girerken kontrole uğrarsan sorabilirler sadece, buradan çıkarken bavul muhteviyat kontrolü yok.

En fazla bavulun aldığı kadar götürürsün.
Faturaları yanında olduğu sürece sıkıntı olmaz.
Çakma olduğu için faturası yok dersen onu bilmiyorum.

kendi kullanimin icin oldugunu karsiya ikna edebilecegin miktar kadar.

bazı cins güvenlik memurları olabiliyor.
havaalanı girişteki güvenlik (pasaport kontroldan önceki) kabine veremeyeceğim büyüklükteki çantamda çakı gördü, bavulu açtırdı, baktı, tamam dedi geçti. yasak bir madde değil rahatlıkla uçağın altına verebileceğim bir şey. ama uyuzluk değil mi. aynı adam, yanında 18 tane sabun olan birini de köşeye çekti napıcan bunları dedi, adam da hediye götürüyorum dedi. ki bunlar havaalanı girişi araması, pasaport sonrası değil tekrar altını çiziyorum. sabuncu adama noldu bilmiyorum ama sana sorarlarsa sen de ucuza buldum hediye götürüyorum, ordaki akrabaların bir sürü çocuğu var falan de.

avis sixt hertz budget
kısaca kurumsaldan şaşma

en memnun kaldığım avistir

öneri verecek kadar tecrübem yok ama şöyle bişe var. senin için uygunsa deneyebilirsin.

www.turkcell.com.tr

www.centraltr.com

YOYO firmasını deneyebilirsin.

central + 1

Budget'ta vodafone'a %25 indirim var.

mail attim.

erkek olan sensen, ki tercih kısmı sana patlıyorsa muhtemelen öyle, hesabı da sen ödeyeceksin muhtemelen. hesap öderken küfretmeyeceğin, lan kıza bak ilk buluşmada hesap taktı demeyeceğin, normalde de gittiğin bir mekan seç. ilk buluşma diye normalde gitmeyeceğin lüks bir mekanda ağırlayıp, kendini olduğundan farklı tanıtmaya çalışmana gerek yok.

bilmiyorum ki yemek de yenir herhalde saat itibariyle iş çıkışı olucak

park bulvar yine en iyi secim kizilayda.

ya da ykm'nin ustundeki ftz miydi ne orasi.

yok ya hava atma gibi bi derdim yok. ben genelde sakarya insanıyım alkollu mekanı istemez diye buraya sorayım dedim. olmadı karanfil-yüksel tarafındaki cafelere otururuz sonuç itibariyle

kızılayda da mekanların çoğu leş
yemek yemeyecekseniz park bulvar var oraya gidin
yemek yiyecekseniz el paso diyecem tuzlu olur, tk kebap falan var karanfilde oralara gidin.

KAranfil sokakta bir yere oturun işte.

Kızılay'da Melbo var, eski Melbo değil yeni (birkaç sene önce açılan) Ykm'nin izmir caddesine doğru giden yerinde, Eski milli piyango dairesinin karşısında orası çok güzel.

saolun dostlar bu heyacanlı günümde yardımcı oldunuz :) park bulvarı teklif ederim yok mok derse de karanfilde bi yere otururuz artık

Park bulvar çok kabalık ve gürültülü ama ben olsam ilk buluşma için orayı tercih etmezdim yine de siz bilirsiniz, iyi eğlenceler :)

@neferkitty
gürültülüyse hoş olmaz o zaman. o zaman melboyu sıralamada ilk sıraya aldık bakalım

Karanfil'de kahveci paşazade var. alternatif olarak karşısında kafes fırın var.

mekana takılma bence o olmasa nereye giderdin. oraya git. en temizi daha kendin olursun.

Kızılay avm'de ayda kafe var (hala var sanırım.) Kabul ediyolarsa terastan yer ayırt yukarıdan bulvarı izlemek çok keyifli. Tam karşıda ykm'nin en tepesinde FLZ var. İçki ve canlı müzik. 60 tl gibi bir hesap olur sanırım ortalama. Belki biraz daha pahalı. Konur'da ezgi cafe su cafe falan arka bahçeden yer ayırtırsan o da güzel derim

İptal durumunda ne yapılacağı ayrıntılı şekilde yazıyordur bir yerde. Son dakika promosyonlarında falan iade olmayabiliyor. Müşteri hizmetlerine sorun, onlar mesela 10 gün kalana kadar para iades var derse vardır. Tatil siteleri ödemeyi direkt alır, anca booking.com falan vardığında öde der.

booking.com dene. sonra öde seçeneği var.

iptal koşullarını incelemen gerek. iadeli-iadesiz gibi farklar var. iadesiz bir rezervasyon yaparsan iptal edersen paran yanar.

Turkiye içi ihs.com.tr
Türkiye dışı namecheap.com

Başka da seçenek düşünme.

ihs +1

godaddy +1
veya
güzelhosting,

namesilo bence.

2 saat kala aciliyor olmasi lazim.

2 saatten once de acilir sadece ucaga binilecek gate numarasi bos birakilir.
4-5 saat onceden checkin yaptigim olmustur

çanakkale'yi bilmem de mersin'in tercih etmeyecegim kesin :)

küçük bir şehir, şuan nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama mersin'den daha küçük bir şehir. gelin bir hafta tatil yapın zaten çözersiniz şehri. nasıl beklentileriniz var bilmiyorum, ama rahat, sakin bir şehir burası. kordonu var genellikle kalabalık olur, öğrenciler var bir sürü. bar, kafe var ekseriyetle. gezmek için kordonu turlamak dışında fazla bir seçenek yok. ha civar ilçelere, adalara fln gidilebilir h.sonu gibi vakitlerde. kamp yapılmaya gidilebilir. o tarz etkinlikler olabilir. yeni avmler açılıyor bir yandan şehir gelişiyor da denebilir. trafiklik pek bir olay yok dediğim gibi oldukça küçük şehir. ben çanakkale'de yaşıyorum bir süredir, ama büyükşehirin imkanlarını aratıyor bir süre sonra. özellikle devlet ve belediye tiyatrolarını arıyor gözlerim. yine etkinlikler, çeşitlilikler o kadar fazla değil burada büyükşehirde olduğu gibi. kişiden kişiye beklentilere göre değişir herhalde.

Su an ankarada yasiyorum.benimki bozkirdan,burokrasiden kalabaliktan igrenme.ankarayi terk ettigimde tek ozleyeceğim sey tiyatrolar olur.cok sosyal biri sayılmam.zaten ankarada da 1 yil yaşadıktan sonra cok opsiyonun kalmıyor ondan sonra hep ayni seyler.dogru duzgun agaclik alan yok.ya bahcelideki kafelere gidiyosun ya da ankamall cepa gibi avm'lere.ha benim gönlümden antalya geçiyor ama oralara da tayin zor.

Çanakkaleyi severim

Oha sehitlik olmasa yozgattan farki yok denilmis.olm canakkale cok guzel la her an deniz kenarinda aktivitelerin gece isikli gemiler ay mehtap her sey mukemmel hayat pahali degil tamam ucuz da degil ama siradan iste sacma mekanlar yok eh kucuk elbette tiyatro falan bulamazsin kucuk sehirin getirdigi sikintilari var ama memleketim olmasa ilerde yasamayi kesinlikle isterdim suan da isterim elbette ama zor gibi duruyor.

-denizsever: şahane deniz var.
-kalabalık: nüfus 120k. şehrin boyutlarına göre çok ideal.
-trafik: saçma trafik ışıklarımızı saymazsak yok. sayarsak da en uzak mesafe 20dk araba ile.
-gezmek: deniz kenarı, doğa, tarih, tatil yerleri gibi yerlerde seçenek çok fazla. sosyal hayat ise aktif denebilir. güzel barlar, cafeler, çay bahçeleri var. kimse kimseye karışmaz, isteyen içki içer isteyen kahve çay. sanat sepet işleri biraz azdı ancak son 3 yıldır artışta. konserler, sergiler, sanat merkezi falan sıklaşmaya başladı.
-yemek: ucuz ve temiz yemek var. ama gelişmiş bir yemek kültürü yok. balıkla aranız iyiyse ucuz ve güzel balık yiyebilirsiniz. sebze meyve falan da şahanedir. hem de ucuzdur. domates 10 lira oldu haberlerine epey şaşırmıştık misal. bir de daha önce yediklerimiz neymiş diyeceksiniz. (pazardan alışveriş yapmalısınız)
-alışveriş: bütün ihtiyaçlarımı internetten karşılayan biri olarak bu konuda yorum yapmıyorum. avm açıldı bir tane. bilgim bu

kamuda çalışıp, keyfe göre bir hayat sürmek için çok güzel bir yer. ben izmirden 6 yıl önce geldim, eşimle keyifli bir şekilde yaşayıp gidiyoruz.

sormak istediğin bir şey olursa sözlük üzerinden sor, burda göremiyorum mesaj falan.

iki şehri de bilen biri olarak, çanakkale diyorum kanka.. alışveriş; esnafı beş para etmez ama şehre göre oldukça büyük bir avm açıldı. içinde herşey var (cinemaksimum dahil). dünyanın en saçma trafik ışığı sistemine sahip ama, abartısız söylüyorum şehir merkezi olmak kaydıyla en uçtan en uca yürümek maksimum 1 saat.. zaten arabayla merkeze inmek gibi bir fanteziden ilk hafta vazgeçersin.. feribotla karşıya geçtin mi, dünyanın en güzel denizi var sarosta, kabatepe ve kuzeyi boyunca. olmadı in güneye assos kadırga koyu vb.. mersin mi çanakkale mi dersen çkale...

Boş bir sütuna +sağdan(A1;1) formülü ile birler basamağındaki değer alınır.
Bu sütun 1 ve 6 rakamları dışındakiler kalacak şekilde filtrelenir.
Daha sonra görüntülenen satırlar silinir ve filtre kaldırılır.

boş sütün ekle.
a) 1. satira * koy.
b) 2-5 satirlara x koy.
c) bu 5 maddeyi blok halınde aşağı doğru kopyala (blok seç-sağ alt köşeden aşağı çek).
d) tüm tabloyu filtre et. * lari filitre dışı bırak.
e) işine yaramayan satira sil. filtreyi kaldir.

o servis 06:50 TK7181 uçağı içindir.

burgaz'dan önce çorluya geçip oradan havalimanına ulaşabilirsiniz.

peki corlu otogardan havaalani yakin midir? taksi imkani olur sanirim?

tesekkurler.

otogardan havalimanı çok uzak olmasa da taksi ile çok yazar. oradan bir şekilde otobüse binip otogara geçebilirsin. taksi 50 lira falan yazar. çorlu'da taksi istanbul'daki gibi değil.

13 numaralı hat geçer havalanından. otogarın önünden kalkar. son durak havaalanı. taksiyi hiç düşünme 50 liranı alırlar en az.

yardimlariniz icin tesekkurler.. elde bavul vs. olacagi icin otogara otobusle gecmede skinti yasayabilirim o zaman. anadolujetin servisi disinda direkt bir otobus yoktur degil mi havaalanindan? havas tarzi?

sizin elinizde olan birşey değil. uzun yapmak istediğinizi de belirtseniz dökümanda, kimi zaman istemeyene çıkıyor isteyene çıkmıyor, biraz ihtiyaca göre alıyorlar sanırım.

diyelim aldılar beni uzun dönem, ne olacak bu durumda?

Öncelikle askerlik şubesine başvuru formu doldururken yedek subay olmak istiyorumu işaretliyorsun. Eğer as teğmen açığı/ihtiyacı varsa seni alıyorlar. 12 ay askerlik süresinde batıda taban maaş 2700 (3000tlye yükselmiş olabilir) doğuda biraz daha yüksek(3500 civarı).

Eğer komando olurum dersen uzun dönem için şansın iyice katlanır.

acemiyken maaş almıyoruz? ve acemilik 1 ay mı 2 ay mı oluyor? yoksa şansa mı bu da?

Emin olmamakla birlikte acemiyken de maaş alıyorsun diye biliyorum. Acemilik 2 buçuk ay. Bir de acemilik bittikten sonra astek olacağın yer kura ile belirleniyor.

1. yedek subayın acemesi olmaz. o kismin adi sınıf okuludur. Sınıf okulunda maaş yok. max. süre 2,5 ay ama toplam da üç ay oluyor.
2. 3 ayın sonunda maaş yatmaya başlar. şuan maaş ne durumda bilmiyorum ama 2006 da asteğmen maasi arastirma görevlisi maaşına eşitti. son ay teğmen olursunuz ve teğmen maasi yatar.

eğer paraya çok ihtiyacın yoksa uzun dönem yapma.
eğitiminde filan bildiğin kan alıyorlar. doğuya düşme ihtimalin de yüksek.

seninle hiç bir alakası yok. şansına kalmış %90 da çıkmaz.

çevremden gördüğüm kadarını yazıyorum halkla ilişkiler mezununa çıkmaz.

Açıkogretim mezunu astegmen vardi bizim bolukte. O zaman yaptigim hesaplamaya gore, astegmen olma ihtimalin %5.

şuna buna çıkmaz demeyin. eğirdir dağ komando okulunda askerlik yaptım. komando asteğmen olmaya gelmiş arkeolog bile gördüm.

komando olursan parası güzel ama o eğitimleri atlatabilirsen tabi.

kesinlikle ulaşır. 15 yıldır ekad ekibi ile çalışıyorum. ekad oluşumu da 2003'den beri var. sorulariniz varsa buradan veya ozelden yardimci olabilirim.

yazıcının içinde gelen baslangic toneri olabilir. baslangic tonerleri genelde dusuk kapasiteli oluyor.

edit: 2000 sayfanin tamami renkli miydi? değilse bu baskılardan ne kadari renkli idi. orijinal toner yaklasik 1400 sayfa basar diyor.

www8.hp.com

çok azmış çok maliyetli abi bu ne böyle.

daha çok basan bir yazıcı önerebilir misiniz?

mürekkeple uğraşırım diyorsan EPSON L210, kartuş yok tank var direk alıp içine basıyorsun. fotoğraf falanda basıyor fotoğraf kağıdına.