Giriş
(6)

Klasikleşmiş Haftasonu

rakicandir
Evet, napıyoruz? Dökülün bakalım. Ben yine bir sınava hazırlanıyorum. https://www.youtube.com/watch?v=MM62wjLrgmA
Evet, napıyoruz? Dökülün bakalım.
Ben yine bir sınava hazırlanıyorum.
www.youtube.com
0
rakicandir
(07.11.25)
Çay demliyorum saat 22.00 de çatay ın youtube yayını var onu bekliyorum

Alan youtube kanalına erkan baş gelmiş bir yandan ona bakıyorum
0
grimavi
(07.11.25)
Hiçbir şey yapmayı düşünmüyorum. Boş boş oturmayı düşünüyorum. Hep plan hep plan nereye kadar :)
0
rock n roll
(07.11.25)
Erken kalkıp keyifli bir kahvaltı yapmak istiyorum yarın. Sonra çamaşır yıkarım. Öğlen yola çıkarım filme gideceğim sonra biraz yürüyüş yaparım akşam çalışacağım. Pazar da film hariç aynı plan. Bu hafta hafta sonu tatilimi kaydırdım hafta başı ufak bir seyahatim var.
0
mutekebbir
(07.11.25)
Geçen hafta sonuna benzememesine çalışacağım.
0
sekizdokuzon
(07.11.25)
Şu müziği açıp mutfağa bulaşıkları yıkamaya gideceğim: youtu.be

Yarın sabah parkta koşu, 1 saat uzaklıktaki markete yürüme, market alışverişi eve dönüş sonra çamaşır yıkama, temizlik faslı. Pazar ders çalışma akşam da arkadaşlarla yemek buluşması.
0
Amaranta ursula
(07.11.25)
-- Cuma akşamı
Eve gelip yemek yedim. Bilgisayarımı alıp pub'a gidip hayatımı güzelleştirmek için bazı konulara baktım, günlüğümü düzenledim.


-- Cumartesi
Dişçiye gideceğim kontrol nedeniyle. Umarım 10 dakika sürer en fazla. Kitap okur, film/dizi izlerim. Muhtemelen spora gitmem.

-- Pazar
Spora giderim yüksek ihtimal. Dizi/film izlerim.
0
put it in your appropriate place
(07.11.25)
(14)

30+ evli adam nasıl arkadaş edinir ki? edinemez bence

Lubb
merhabalar, 30+, evli erkek adam eşinin şehrine göçmüş.bu adam nası arkadaş edinebilir? gördüğüm kadarıyla bu tipler genelde futbol muhabbeti, halısaha vs üzerinden bir sosyallik yaşıyor.ancak bu arkadaş futbol tayfadan değil, halısaha yapmaz vs. o tip biri değil yani anladınız siz.e adam evli. gece
merhabalar,

30+, evli erkek adam eşinin şehrine göçmüş.

bu adam nası arkadaş edinebilir?

gördüğüm kadarıyla bu tipler genelde futbol muhabbeti, halısaha vs üzerinden bir sosyallik yaşıyor.

ancak bu arkadaş futbol tayfadan değil, halısaha yapmaz vs. o tip biri değil yani anladınız siz.

e adam evli. gece çıksa çıkmaz. yaş da yolun yarısı.

eee napcaz?

iş ortamını geçelim. ölü. zaten mantıklı da değil.

bence bu saatten sonra geçmiş olsun. en yakın arkadaş kitap.
+2
Lubb
(07.11.25)
30 lu yaşlardan önce kendi memleketim olmayan bir şehire atandım. iş yeri dışında arkadaş edinemedim. edinsem edinirdim ama kafam almadı. eşim de aynı o hiç edinemedi, ben de gene rakıya çıkacak dertlenecek 2 3 kişi var. ama evli olunca ayda 1.
+2
mikahakkinen
(07.11.25)
Kendine bir hobi bulacak sonra bunların gruplarıyla sosyalleşecek
+2
grimavi
(07.11.25)
Berber ortamı.
0
duster
(07.11.25)
Kadınlar arkadaş bulma konusunda sıkıntı çekmiyorlar. Sizin durumunuzda da, kadınlar arkadaş bulup 'Hadi kocaları tanıştıralım.' diyorlar. Olaylar bu şekilde gelişiyor.
+3
Mirket
(07.11.25)
Kitap kulübüne git.
0
rock n roll
(07.11.25)
iyi de bu benim, ezgi sen misin ?
+1
izmitcan
(07.11.25)
hocam aynı sorun bende var. evli değilim. lakin avm gezip, milletin orasına burasına bakıp offf oğlum varya... yok beaaa vb..., ne bileyim top maç muhabbeti yapan bir insan değilim. hani öte yandan fular takıp ahahah o kadar strong bir prescence var ki azimim.... tarzında da bir insan da değilim. ben henüz kafama göre bir arkadaş seti oluşturamadım. ha çok iyi arkadaşlarım dostlarım var ama dünyanın bir yanına dağıldıkları ve genelde evlendikleri çoluk çocuklara karıştıkları için orta noktada buluşamıyoruz.


müzikle uğraşıyorum. eğer yeteneğin varsa müzikle uğraş veya hobilerin çerçevesinde bişeyler yap en azından o konuda arkadaş edinirsin.


ha şimdi kalkıp ben bayburt'a geldim dersen de hiç bizi boşuna uğraştırma.


www.youtube.com
+1
Fodera
(07.11.25)
bayan arkadaş bul hocam.
+1
hold the door
(07.11.25)
spor klüplerine gidebilir, mba tarzı bir şey yapabilir üniversite ortamında?
0
damba
(08.11.25)
Namaz kılıyorsanız ya da inancınız kılmanıza engel değilse, mahalledeki camiye vakit namazlarında düzenli gitmeye başlayınca otomatik bir çevre oluşabiliyor.

Yine, eğer kat komşularınız varsa, arada yemek, ikram yahut memleketten gelen bir şeyler paylaşınca, muhabbet ilerleyebiliyor.

Mahalledeki yahut tercih ettiğiniz bir muhitteki bir kahve, çay ocağı, nargile cafe gibi erkek ağırlıklı bir mekana düzenli gitmeye başlayınca da yeni kişilerle tanışılabiliyor. Mesela iş yerinden bir arkadaşla yahut şehre sizi ziyarete gelen bir tanıdıkla buluşacaksanız, oturup bir şeyler içmeye hep aynı mekanı tercih edin. Müdavimler arası bir ülfet, bir muhabbet oluyor.

Benim favorim dil kursu, resim/müzik kursu gibi kurslar. Amaç sosyalleşmek olsa da, kafa dengi arkadaş bulamasanız da bir bakıyorsunuz, faydalı şeyler öğrenmişsiniz. Aynı şey yüksek lisans, kpss kursu vb. şeyler için de geçerli.
+1
yadigar
(08.11.25)
bilardo iyi bir ortam ve sosyal bir spordur. çevrenizde iyi bir bilardo salonu varsa tavsiye ederim.
0
galahad reloaded
(08.11.25)
bir cevabim yok ama sadece birinin ciddi ciddi “namaz kilsin” onerisine gulmeye geldim. shekandjei bzndiwjriqbdndiwbdjqoxnvltpqhrncuqbcnfi.
nE? vay arkadas, neler neler ya
0
kiyiya vuran dildolar
(08.11.25)
"Namaz kılıyorsan, camiye devam edince arkadaş ortamı oluşuyor" cümlesini "arkadaş bulmak için namaz kıl" anlayacak raddede kıt bir kavrayışın varsa gülersin tabii. Biraz da kendine gül. "Cevapla" tuşuna basmadan da gülünebiliyor, inanır mısın?

Namaz kılan insanlar var. Duyuruda da var, toplumda da var. Çıkıntılık yapan insanlar da var. Duyuruda da var. Toplumda da var.
+4
yadigar
(08.11.25)
Bir arkadaş edinince gerisi geliyor, onun arkadaşlarıyla ve ortamıyla muhabbet başlıyor ama o ilk arkadaşı edinmek zor.
0
thor44
(08.11.25)
(9)

Kadın cinayeti söylemi düşmanlığı

cemallamec
Öncelikle entry şu: https://eksisozluk.com/entry/179631669Özet: Son zamanlarda belki incel ve kadın düşmanı kesim tarafından alttan alta aşılanan “erkek cinayeti de var, kadın cinayeti diye bir şey yoktur” söylemi sizce neden bu kadar destek görüyor? Ben bu entry’de alttan alta kadın düşmanlığı okuy
Öncelikle entry şu: eksisozluk.com

Özet: Son zamanlarda belki incel ve kadın düşmanı kesim tarafından alttan alta aşılanan “erkek cinayeti de var, kadın cinayeti diye bir şey yoktur” söylemi sizce neden bu kadar destek görüyor? Ben bu entry’de alttan alta kadın düşmanlığı okuyorum. Düz okumaya yapınca “ayy canım” oluyor ama öyle değil işte. “Kadın cinayeti” ifadesi sizce sorunlu mu cidden? Bir erkeğin kadını öldürmesi sizce normal cinayetle eş değer mi?


Uzun:

Arkadaşlar, kadın cinayeti söyleminden rahatsız olan abidik gubidik bir kesim var farkında mısınız, bilmiyorum.

Bu entry’yi giren arkadaşa mesaj çektim, tane tane anlattım. Bana “yazdıklarını okumadım bile ön yargılısın” deyip durdu :) Ona yazdıklarımı okumamış ama bana ön yargılı diyor. Uzun uzun, tane tane yazınca da “ben telden uzun mesaj yazmam, okumam da üşenirim” deyip durdu. Ona siz demeyip sen dediğim için üslubuma laf söyledi ama ağzından “oç” kelimesi maşallah eksik olmuyor.

Eskiden sözlükte böyle sığ, b*ktan ifadeler değer görmezken gerçekten alttan gelen kesim bu kadar cahil olabilir mi?

Bir kadının öldürülmesi toplumsal yapıyken bir erkeğin öldürülmesi böyle bir neden bağlanamaz. Kadın sırf cinsiyetinden öldürülür mesela. Giyiminsen öldürülür. Örfünden öldürülür. Baskıdan öldürülür. İstismar edilir öldürülür.

Ama bir kadının erkeği giyiminden, inancından, namusundan, örften adetten öldürdüğü görülmez “neredeyse”.

Şimdi “bakın hep erkekler kadınları öldürüyor diyorsunuz alın size kadınlar da erkekleri öldürüyor. Bunun cinsiyetle alakası yok” demek sizce de kadın cinayetlerini kasıtlı olarak erkek cinayetleriyle aynı bağlama getirmek değil mi? Erkek, erkeği öldürüyor. Öküzün biri neden “erkek cinayeti” yazılmıyor, diyor. Kadının biri sebebi nedendir bilmiyoruz ama okumamışın teki başka şekilde saçmalıyor.

Kadın cinayeti ifadesi sizce sorunlu mu cidden?

Yahu sözlükteki troller bile “şu kadını beğeniyorum ama çok sevişmiş istemiyorum” diye yazıyorlar. Erkekler kendileri kadınlarla yatsın kalksın istiyor ama kadına gelince namus, helal süt, edepli arıyor. Bu olmayınca mesela namus cinayeti çıkıyor. Burada kadının öldürülmesi kadın cinayetine girmiyor mu? Yazacak örnekleyecek çok şey var da alttan gelen nesil cidden b-k gibi.
0
cemallamec
(07.11.25)
uzun zamandir ulke erkekleri olaraktan dayak eksikliginden muzdaribiz.

not: sinirlenip sovecegim icin entryi okumadim.
+1
klassno
(07.11.25)
Kadın cinayeti ifadesi faili örtüyor bir yandan, ortada bir erkek şiddeti sorunu var, erkekleri de öldürüyorlardaki erkekleri de başka erkekler öldürüyor, fakat bununla yüzleşmek yerine sadece kadınlar mı öldürülüyor diye salağa yatmayı tercih ediyorlar. En doğru kavramı kullansak da yüzleşmek istemeyen içn faydasız.
+3
grimavi
(07.11.25)
Kadın cinayetlerini başlık olarak sunmak yetersiz. Bu sosyolojik bir problem.
Deli yürek, kurtlar vadisi gibi dizilerle başlayan, sıfır bir ile zirveyi gören yeni nesil 'erkek' problemi aşikar. Bunun yanına bir de kadını eşya gibi gören ve memlekette önlenemez şekilde yükselen siyasal İslam var.

Tüm bunlar nihayetinde bu erkekleri tercih eden bayanlarda var tabii. Kurunun yaninda yanan yaşlar için üzgünüm ama o dizileri de bu siyasi iklimi de biz seçtik. Efendi adamlar kılıbık oldu, en okuyanı kültürlüsü bile yeri geldi 'maço erkek' istedi. Kıssadan hisse evet kadın cinayetleri vardır fakat gökten inmemiştir. Almanya gibi devlet isteyen Almanlar gibi millet olacak.

Ayrıca ülkede bir şiddet problemi var ve bunun kadını erkeği de yok. Ben entryden onu anladim. Bende öyle düşünüyorum ve kendimi sokakta asla güvende hissetmiyorum. Kadın cinayetleri yeni nesil 'erkek' problemi fakat şiddet hepimiz için var ve apaçık tehlikedeyiz.
-1
artıküyeolmakistiyorum
(07.11.25)
ilgi görmek isteyen ve üstün olmak isteyen erkeklerin saçma sapan tavırları. neden kadın cinayeti dediğimizi anlayacak zekanın kırıntısını taşımıyorlar. aldatma veya boşanma gibi şeylerden eşlerini öldüren erkekler hapse girince de kader mahkumu diyorlar onlara. kafa bu şekilde. gördüğümüz yerde engelleyelim. sayılarının fazla olması çok rahatsız edici.
+1
art cat chocolate
(07.11.25)
"Kadın cinayeti" kavramında bir sorun yok, bunun kullanılması normal, çünkü böyle bir sorun var. "Çocuk istismarı" gibi bir kavrama "Çocuk diye belirtmeye gerek yok, istismar istismardır, yetişkinler de istismara uğruyor" demiyoruz mesela. Buradaki "Kadın" ya da "Çocuk" o durumlardaki güç asimetrisi, sosyolojik süreçler, toplumsal yapı gibi kavramlardan kaynaklanan özel durumlara atıfta bulunuyor.

Örnek verdiğiniz entrynin kavramsal olarak belli hataları var, arkadaş bunları es geçip safsata yapmış. İlk olarak her cinayet aynı değil ve cinayetin işlendiği koşullar ile cinayetin işleyen kişinin motivasyonu alınacak cezayı belirliyor. Zaten o yüzden "Mahkeme" diye bir şey ve bir çok cinayet çeşidi var. Diğer türlü her cinayette aynı cezayı yapıştırıp geçerdik.

Diğer yandan insanların kendi önyargılarına istinaden farklı olaylara farklı tepkiler vermeleri; mesela bir kadın, bir erkek tarafından öldürüldüğünde erkeği lanetlerken bir erkek, bir kadın tarafından öldürüldüğünde kadının cinayeti işlemesine haklı neden bulmaya çalışmaları "Kadın Cinayeti" diye toplumsal bir olgu olmadığı anlamına gelmez. Tıpkı herhangi bir münferit olayda bir kadının bir erkeği tamamen sadistçe bir dürtüyle öldürmüş olmasının "Erkek Cinayeti" diye bir kavram yaratamaması ya da benzer şekilde "Kadın Cinayeti" kavramını ortadan kaldıramaması gibi.
+3
salihdt
(07.11.25)
Kadın cinayeti ifadesinde bana göre sorun yok ama kadın cinayeti ifadesiyle erkeklerin kadınlar tarafından öldürülebildikleri gerçeği örtülüyor sanılıyor, bence yanlış olan bu sanrı, ifadelere ezbere anlamlar yüklemek. Düşünmemek yani.

Burada "erkek cinayeti de var" diye ortaya çıkanların önemli bir kısmı erkeklerin olumsuz ve yıkıcı olduklarını görmeye tahammül edemeyenler, erkeklerle ilgili her zaman ve her türlü ifadeyi mutlaka kendi üzerlerine alınıp sorun çıkaranlar. Evet erkek cinayetleri de var ama bu kadar çok erkek şiddeti yaşanan bir toplumda erkeklerin öldürülmesi bu bahsettiğim tayfanın beklediği canhıraş tepkiyi yaratmıyor. Çünkü ülkemizde çok uzun yüzyıllardır kadınlar erkeklerden hem bedenen hem psikolojik şiddet görerek yaşadılar, kadınlık fikri buna göre evrim geçirdi, erkeklik fikri de böyle. Kolay kolay kurtulabileceğimiz bir halde de değiliz ve bahsettiğim tayfa bunu görmek şöyle dursun, bunu konuşmak yahut öğrenmek dahi istemiyor, gayet iyi biliyorlar çünkü.

Erkek şiddeti de var diyenlerde bu açıdan bakınca belki bir kadın düşmanlığı var gibi, bana göre yok çünkü onların düşmanlık güttüğü şey kadınlar değil, yüzyılların değiştirdiği kadın erkek algısı doğrultusunda saçma sapan bir yere gelen aile terbiyesi. Kadının oğlunun her işine koşması mesela, arkasından elinde kaşıkla yemek koşturması, 10 yaşındaki oğlunun ayakkabısını bağlaması, ödevini yapması vs... kadının oğluna erkek olduğunu hissettirecek başarma duygusunu asla vermemesi, sorumluluk hissini yüklememesi, oğlunun hayatını kolaylaştırmayı onun yerine yaşamak zannetmesi. Ve o annenin bunları bilinçsiz yapması... kadınlar farkında değiller ama oğullarının hayatını da onun hayatına girecek kadınların hayatını da bu tür anneler mahvediyor.

Suç sadece annelerde değil, işin içine bu davranışları bekleyen babalar da giriyor kimse kusura bakmasın. Kadından hizmet görmeyi erkeklik zanneden bir düzen var şu anda. Hizmetçisi değilim diyen kadınlar çok ayıplanıyor çok dışlanıyor hâlâ. Neden? Erkeğe kendisini erkek gibi hissettirmek istemediği için. Halbuki erkeğin kendini erkek gibi hissetme alanı sadece kadınlar değil ki. Hiçbir alanda kendini erkek gibi hissetmeyen erkek elbette kadına ve kadının güçsüzlüğüne de gücüne de muhtaç olur. Kaos da buradan çıkar.

Bu bahsettiğim tayfanın neye düşman olduklarının bilincinde olduklarını da hiç hiç hiç sanmıyorum. Ülkede müthiş bir bilinçsizlik hakim.
-2
muhayyer divan
(07.11.25)
Bir şey daha eklemek istiyorum: çocuk istismarına “çocuk” ekliyoruz, “çocuk gelin” diyoruz ya da “kadın hakları”, “işçi hakları” vb. deniyor da cinayete gelince neden kadın cinayetleri sorun olsun ki? İşin ciddiyetini kaçırıyor filan söylemleri bana boş geliyor. Bence bu söylemlerin altında ataerkil düşünce ya da kadın düşmanlığı yine önde. İnsanlar kabul etmese de bilinçaltlarında bir şekilde görünmeyen düşünceler ortaya kendini çıkarıyor.

Belki de kadın cinayetlerine kadın cinayeti dediğimizde sorun çözülecek. Kadının sırtında sopayı, karnında sıpayı eksik etme/kızını dövmeyen dizini döver tarzı atasözleriyle büyüdük, okuduk, duyduk. O düşünce belki bir yerde tohumunu bırakmıştır.

Bilemiyorum ama sözlükte de instagram’da da twitter’da da böyle tonla böyle tonla malca yorumlar entryler postlar var.
-1
🌸cemallamec
(07.11.25)
yani burada adam kadını dövüyormuş o yüzden kadın kızgın yağla adamı öldürdüğü için burada ''ama kadın da neler çekmiş garibim'' diye bakacaksak olaya, yani cinayet cinayettir demeyip bahanelere ve gerekçelere bakacaksak o zaman da bir adam aldatıldığında karısını öldürdüğünde buna da ''ama adamın namusuna zarar vermiş adam da namusunu temizlemiş aslanlar gibi yatar çıkar'' diyebilmeliyiz o zaman? neticede birini öldürmenin meşru yollarının neler olduğuna kim karar veriyor? bana şiddet uyguladı o zaman öldürebilriim. e ben de belki şöyle bi insanım: bana şiddet falan uygula fark etmez önemli değil ama beni aldatma. ben de aldatmayı şiddetten daha büyük bi hakaret olarak görüyorum onurum zedeleniyor. insan sadece fiziki bir varlık değil ki gururu, onuru da var dokunulmaz olan... o zaman beni aldatırsan seni öldürürüm? sen bana fiziksel değil ama onuruma zarar verdin mesela? benim kafamda da evet aldatılmak onurun zedelenmesi, ben geri kafalıyım diyelim ki... veya farklı ahlaki normları benimsiyorum senden... e gayet mantıklı o kişinin penceresinden baktığında. katil kadınla empati yapacaksak katil erkekle de empati yapacağız madem? neticede ikisi de insan. yaptıklarından sorumlular. hayvan insanı öldürürse mesela sıkıntı yok çünkü sorumlu değil neticede aklı yok iradesi yok. ya da mesela benim ayakkabıma basıldığında delleniyorum , adam öldürüyorum mesela ? ayakkabılarıma çok değer verdiğim bi gün adamın biri yanlışlıkla ayağıma bastı ben de çektim vurdum.. araştıralım bunun da gerekçelerini... yani bunun sonu yok.
beni fikrim: cinayet cinayettir. yapan cezalandırılmalıdır. kadın da olsa erkek de olsa.. adam kadını öldürdüğünde kadın cinayeti tü pis kaka diyorsak, ama o da onu aldatmış hak etmiş diyenleri linçliyorsak... kadın bir erkeği öldürdüğünde de aynısını yapmalıyız. cinayeti hafifleştirmemeliyiz. empatiye başlamamalıyız
-1
f02561
(07.11.25)
şiddet şiddettir. kadına, öğretmene, doktora diyerek bir çözüme kavuşması imkansız. doktora şiddet ile mağaza personeline şiddet arasında gündeme gelme açısından büyük bir fark varsa şiddetin azalması mümkün değil bana göre. eğitim, ekonomik sıkıntılar, geleneksel yasaklar vs. gibi şiddete meyleden sorunlar üzerine düşünülmeli.

neden çocuk istismarı diyoruz da kadına şiddet olmuyor... demiş birisi. çünkü kız çocuğuna istismar diye ayrılmıyor. hepsi çocuk istismarı olarak adlandırılıyor.
0
jepa
(07.11.25)
(7)

Tanımadığı biriyle tartışırken karşı tarafa sürekli "dostum" diye hitap eden insan

seni tanıdığım güne lanet olsun
Adam tanımadığı biriyle tartışıyor ama her cümleye bak dostum, öyle demiyorum dostum, saçma bir yorum yapmışsın güzel dostum, anlamıyorsun güzel dostum, yanlış düşünüyorsun dostum, boş konuşuyorsun dostum vs. kalıplarla başlıyor. İlla her cümlede bir adet dostum kullanıyor. Normalde dostumlu konuşan
Adam tanımadığı biriyle tartışıyor ama her cümleye bak dostum, öyle demiyorum dostum, saçma bir yorum yapmışsın güzel dostum, anlamıyorsun güzel dostum, yanlış düşünüyorsun dostum, boş konuşuyorsun dostum vs. kalıplarla başlıyor. İlla her cümlede bir adet dostum kullanıyor. Normalde dostumlu konuşan biri değil ve sadece birileriyle tartışma anlarında ortaya çıkıyor bu babacan ve çok anlayışlı olan insan tavrı. Bu üslubu üstten konuşuyor olarak mı görüyorsunuz yoksa size göre normal konuşma tarzı mı? Ben biraz kibirli buldum.
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(06.11.25)
Kibir ne alaka anlamadım. İyi niyet göstergesi olarak yorumladım hırtlar gibi başkan kral kardeşim vs dese hoşunuza giderdi.
+1
artıküyeolmakistiyorum
(06.11.25)
Evet bu pasif agresyon hitabı. Bu durumla ben de tehdit edilirken karşılaşmıştım ve hoşuma gitmemişti :)

Edit: bunda eksileyecek ne vardı :)
-3
grimavi
(06.11.25)
sen bir gerizekalısın yine de seni muhatap alıyorum akıllı ol demenin kibarcası
aynısı bizim evde var oradan biliyorum. :D
-1
neira
(06.11.25)
Bak ben biliyorum sen ne dersen de ikna olmam hitabeti. Dostum, abem, cart curt tarzı sözler tartışmada psikolojik üstünlüğü almak isteyen kişilerin hitabeti bence
-1
mikahakkinen
(06.11.25)
Pasif agrasyon +1
Çok sinirlenince böyle şeyler olabiliyor ben de tartışırken çok yaparım bunu;
-Bak canım benim…..
-Bak hayatım…..
Normalde asla sevgi sözcüğü kullanmayan biri olduğum için anlıyorlar çok yükseldiğimi.

Alt metinde “senin seviyene inmek istemiyorum seni kendi seviyeme çekmek istiyorum” gibi bir üsttencilik var.

Ben kendi kullandığım tabirlerle ilgili terapistimle konuşunca sevgi sözcüğümün alt metninde karşımdakini küçümseme olduğunu fark etmiştim.
Küçümseme, iğneleme, sakinleşmeye çalışma….
-1
mutekebbir
(06.11.25)
amerikalilarda da var bunu. polisler ozellikle kullaniyor.

sir, pls get out the car!

cevirisi beyfendi lutfen arabadan inin demek; ama ozunde. asagi insene amkc.
ayni sekilde. dostum sen az gelsene soyle demek de. gelsene lan amkc.

arkadasim, canim benim, bak guzel kardesim gibi seylerle alakasi yok bence.

daha iyi ifade edemezdim:D
0
buenosdias
(07.11.25)
cok enteresan,

yani "bos konusuyorsun dostum" "anlamiyorsun dostum" u bir kenara koyarsak karsi tarafa nezaket sinirlari icerisinde ama ayni zamanda da mesafeyi korumak istediginizde nasil hitap ediyorsunuz? sadece tartisma aninda degil hemen hemen her yerde kullandigim icin cok merak ettim.
0
vhs kaseti
(07.11.25)
(9)

1 ayda başımıza gelenler - Tepetaklak olan düzenimiz.

drako
1 aydır kafam yerinde değil. 2 ay öncesine kadar gayet huzurlu ve mutluyduk. Şuan ise tamamen tüm ailem tepetaklak vaziyette. evlilik sürecinde daha önce hedeflediklerimizi başarmıştık. ve en son hayalimiz kalmıştı.2 ay öncesine kadar da eşimle ortak hayalimiz olan müstakil bir ev almış , daha sonra
1 aydır kafam yerinde değil. 2 ay öncesine kadar gayet huzurlu ve mutluyduk. Şuan ise tamamen tüm ailem tepetaklak vaziyette. evlilik sürecinde daha önce hedeflediklerimizi başarmıştık. ve en son hayalimiz kalmıştı.

2 ay öncesine kadar da eşimle ortak hayalimiz olan müstakil bir ev almış , daha sonrasında ise bahçesine ufak bir yavru köpeğimizi de alarak en büyük hayalimizi gerçekleştirmiştik. Ancak evi aldıktan sonra ise sürekli aksilikler başladı.( Tabi ki borç harç- kredi vs ile)

Sesimizi çıkarmadık , düzelir dedik. ( İş-güç vs.) Neyse 1 ay öncesinde de bir insan diyemeyeceğim şahıs kırmızı ışıkta hızla geçerek arabamıza çarptı. Eşim yaralandı ciddi şekilde neyse ki halen bakımı devam etse de iyi olacak. 1 aydır ailesi bizimleydi ama onlar da tabi ki işleri güçleri olduğundan eşimi alıp gitmek istediler 1 ay. Ben de el mahkum tamam dedim. Zaten bu süreçte de araç da olmadığından evimiz de merkezden uzak bir yerde olduğundan gelip gidiyordum.

Bu arada o telaşeden çok sevdiğimiz kuşumuz ilgilenemediğimizden ( eşimin rahatsızlığı nedeniyle gel gitler nedeniyle) vefat etti, yine bu durum nedeniyle yeterince ilgilenemediğimizden yavru köpeğimiz de hastalandı. ( halen daha köpeğimiz ile uğraşıyoruz).

kısaca hayalimiz olan bir şeyi yaşayamadan ciddi tehlikeler atlattık. düşündüğümde nerede hata yaptığımızı ise bulamıyorum. kimseye zararı olmayan çiftlerdeniz.

ha iyi yanından bakarsak allaha şükür en büyük tesellim ve şükür sebebim eşim sağ.

bu arada tabi kaza nedeniyle araç da perte çıktı. bir yandan da pert işlemleri için uğraşıyorum.

bu başlığı neden açtım onu da bilmiyorum. sanırım çok bunaldığımdan ve çoğu kişiye anlatamadığımdan belki bir nevi rahatlamak amacıyla ( eşim de dahil- üzülmemesi için.).
+4
drako
(06.11.25)
gecmis olsun.
bazen bazen bir sey kotu gidince gerisi corap sokugu gibi geliyor hissedersiniz.

benzer bi tepetaklak surecinden gectim, halen toparlanmaya calisiyoruz. belki biraz uzun surebilir her seyin eskisi olmasi ama sabirli olun duzelecek her sey. esiniz sizinle, sagligi da yerine gelecek.
sabirlar diyorum simdiden.
0
65 derece
(06.11.25)
Hocam geçmiş olsun bunlar hayatta olan şeyler eşiniz kısa zamanda toparlar umarım hayvanları da ihmal etmeyin, hem köpeği hem kuşu geçici bir süre misafir edecek gönüllüler bulunabilir, siz temel masrafları yemi karşılayın
0
grimavi
(06.11.25)
Çok geçmiş olsun. Bu tarz olayların bir sebebini aramak doğru değil. Yani başınıza gelen kötü şeylerin illa ki ilahi bir sebebi, "ettik, bulduk." gibi bir durumu yok. Her an herkesin başına gelebilecek şeyler. Asla küçümsemiyorum, yaşadığınız şeyler çok zor. Umarım kimsenin başına gelmez diyebileceğimiz şeyler. Ancak sizin de bir nebze başardığınız iyi taraflarına daha çok odaklanmaya çalışın ve bu günlerin de geçeceğini bilerek ayakta durun.
0
himmet dayi
(06.11.25)
burada tepetaklak olan nedir tam olarak? evliliğinizin devam etmesiyle ilgili bir terslik yok sanırım. onun dışında kazadır, olur. kişisel algılanacak bir şey yok.

bunu da söylemek istemezdim ama o köpeğin geleceği için söylüyorum; yetişkin insanlar olarak kriz anlarında bakmakla yükümlü olduğunuz canlılara karşı daha sorumlu davranmanız gerekiyor. eşinizin ailesi olayın içinde, kendi aileniz var mı bilmiyorum ama varsa onlar da görece içinde olur. onun dışında eş, dost durumu da varsa ya da hiçbir şey değilse komşular varsa; bir kuşa 10-15 günlüğüne bakmalarını rica etmek zor olmamalı.

kuşla ilgilenemedik diye vefat etti demek dümdüz hayvanı birkaç gün aç ve susuz bırakmışsınız demek. bilmediğimiz şeyler varsa ayrı ama, o kuşu da hesaba katıp hiç değilse her gün eve 1 kere uğrayıp beslemek ve suyunu vermek gerekirdi. aynı sorumsuzluğu köpeğinize karşı yapmayın. bu sorumluluğu taşıyamayacaksanız da sahiplendirmeye çalışın bari hayvanı. elinizde açlıktan ve susuzluktan ölmesinden iyidir.
0
kiyiya vuran dildolar
(06.11.25)
İyi dilekleriniz için teşekkür ederim. İyi olmaya çalışıyoruz her şeye rağmen.

Maalesef olaylar nedeniyle tek kaybımız 2 senedir bizimle olan muhabbet kuşumuz oldu. Ona zaman ayıramadık ve veterinerin söylediğine göre bizi göremediği ve yeni bir yerde de olduğundan stres nedeniyle kalp krizi geçirmesinin yüksek olduğunu söyledi. Bu sebeple kaybettik maalesef fıstığımızı.

Köpeğe de ilk başlarda ofiste bakmaya çalışsam da stresinin artması nedeniyle eşimin ailesinin yanına göndermek zorunda kaldım bugün veteriner tavsiyesi ile birlikte. Umarım o da iyileşecek. Eşimle birlikte sağlıklı olarak dönecekler.

Tamamen hasarsız atlatamayacağız ama iyi olacağız umarım sonucunda.
0
🌸drako
(06.11.25)
@kiyiya vuran dildolar;

Kuş tabi ki aç ve susuz kalmadı. Yemi ve suyunu kontrol ettik ama yeni bir evde olduğundan ve bizim de sesimizi duyamadığından veterinerimiz kalp krizi geçirmiş olma olasılığı yüksek dedi. Köpek de yalnız değil. Başlangıçta benim ile birlikte ofisteydi gündüzleri ben ilgileniyordum. Ama bahçeye alışmış bir köpeği tek bir yerde tutmak zor ve hayvan strese girdi. Eşimin ailesi de geldiğinde kendileri köpek ile ilgilendi tabi ki. Karma aşıları bitmemiş bir köpeği de dışarıda gezdiremiyorsunuz. Bunu da biliyorsunuzdur diye düşünüyorum.

Tüm süreçte veterinerin tavsiyeleri ile yürüdük. Kafamıza göre hareket etmedik ve yine hiçbir evcil dostumuzu aç ve susuz bırakmadık yani. Biraz daha fevri cümleler kurmadan önce tam olayı bilmeniz daha iyi olur diye düşünüyorum.
+1
🌸drako
(06.11.25)
Geçmiş olsun.

Ben bu gibi durumlarda şöyle bakıyorum: Beterin beteri var.

Eşinizin iyileşiyor ve tamamen iyileşecek olması çok güzel. Araba denen şey sonuçta mal, yerine koyulur. Candan kıymetli değil.

Kuşa üzüldüm ancak eşinizin sağlığıyla ilgilenirken bazı şeylerin kaçması anormal değil. Sağlık olsun diyelim. Kuşlar gerçekten çok hassas hayvanlar, böyle bir aksilik olmasa bile hastalanıp sizi üzebilirdi. Elbette keşke ölmeseydi ama olan olmuş, yapacak bir şey yok.

Köpeği eşinizin ailesinin yanına göndermeniz çok iyi olmuş, o da orada çok daha hızlı toparlanacaktır. Geçmiş olsun, bu zor süreci telafisi imkansız bir zarara neredeyse uğramadan atlatacaksınız gibi görünüyor.
0
10551037
(06.11.25)
geçmiş olsun. bundan sonra her şeyin düzeleceğinden ve her şeyin sizin adınıza çok muhteşem gideceğinden eminim
0
co2s2
(06.11.25)
Çok teşekkür ederim mesajlar için. Gerçekten mutlu ve huzurlu oldum okurken.

Her şey gönlünüzce olsun .
0
🌸drako
(07.11.25)
(3)

Günlük not tutma için tükenmez kalem

webbrowser
Selamlar, günlük not tutma için jel tükenmez kalem arıyorum ama ürün skalası çok geniş ve fiyatlar çok farklı, siz hangi kalemleri tavsiye edersiniz?
Selamlar, günlük not tutma için jel tükenmez kalem arıyorum ama ürün skalası çok geniş ve fiyatlar çok farklı, siz hangi kalemleri tavsiye edersiniz?
0
webbrowser
(06.11.25)
Bic round stic ya da bic crystal yılların tükenmez kalemleri
0
grimavi
(06.11.25)
uni-ball broad
0
gercekdunya
(06.11.25)
ben faber castell broad pen kullanıyorum 0.8 kalınlıkta, her yerde yok birçok rengi de var. geçenlerde toplu aldım
0
gadlemler
(06.11.25)
(18)

Hitler'i kiskaniyo musunuz

lapaz
Yani sizin adiniz tarihten silincekken onunki belki yuzlerce yil kitaplarda gecicek?
Yani sizin adiniz tarihten silincekken onunki belki yuzlerce yil kitaplarda gecicek?
-11
lapaz
(05.11.25)
Tarihte şöyle yazıyor ama stalin tarafından tokatlandıktan sonra hitler kendi ülkesinde berlindeki bir sığınakta korkudan sıçan gibi saklanırken kafasına sıkarak intihar etmiştir :D
0
grimavi
(05.11.25)
Kıskanmak fazla ama lider ruhlu ve zeki olması ayrı bir parantez, diğer liderler de öyle. Kendi döneminin en zekilerinden biri olmak ( bir siyasi figür olmaya gerek yok) içten içe herkesin isteyebileceği bir şey. Mesela Muhammed, İsa bunlar da döneminin en zekileri. Şimdilerde beni büyüleyenler Bill Gates, Mark, Steve jobs, Elon musk gibi adamlar
0
olaylar olaylar
(05.11.25)
İyi de neden hitler ? Yüzlerce binlerce insan böyle oldu ve olmaya devam edecek. Ayrıca kıskanacak olsam hitleri de kıskanmazdım onca isim varken.
+3
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(05.11.25)
Adının yüzlerce yıl kitaplarda geçmesi öldükten sonra bir işe yaramadığından dolayı....
+1
hububrad
(05.11.25)
kıskanmam için bir sebep yok. ülkesini savaşa sürükledi, bir sürü masum insanı öldürdü, kendi askerlerinden çok kayıp verdi. ülkesinde taş üstünde taş kalmadı.


ben şimdi bunun neyini kıskanayım ki? ateşi bol olsun.
+1
Fodera
(05.11.25)
Abi ne yaparsa yapsın neticede yeri geliyor tek taşşak Hitler olarak da anılıyor çok kıskanılacak bir durum yok.
+1
kizil karga
(05.11.25)
bir katili neden kiskanalim abi deli miyiz?
+3
cooperr
(05.11.25)
yani ayni soruyu atatürk'ü, jeanne d'arc'i, marie curie'yi kiskaniyor musunuz diye de sorabilirdiniz. neden bir soykirimci sectiniz anlamiyorum.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.11.25)
ortalama bir ülkenin ortalama hayatını yaşayan insanlarız. hitleri ne kıskanacam hitler beni kıskansın.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Hitleri kıskanma değil de biraz anlamak lazım. Alman ulusunu yapılandırması ve şekil vermesiyle birlikte karanlık tarafı çok olan biri.
Öldürdüğü yahudiler konusunda yakın zamanda araştırma yapan Batılı bir tarihçi öyle sanıldığı gibi bunun 5-6 milyon olmadığını belirtiyor. Çünkü o tarihlerde bu kadar yahudinin Avrupa'da olmadığını kaynak taraması sonuçlarına göre belirtmiş.
Öldürülenlerin çoğu da fakir veya alt kesimden yahudiler.

Diğer ilaç veya silah üretimi konusunda söz sahibi olan yahudilere ise karışmıyor ve kendisinin yakın çevresinde yer alıyorlar.
Hatta bu katliamlarının temelinde vaad edilen topraklar fikrini gerçekleştirmek için yahudileri Avrupa'dan Filistin topraklarına sürme amacı güttüğü söyleniyor
-5
diyecevaplandı
(05.11.25)
Bu ne saçma bir çıkarım? Ben öleceğim, adım kalmayacak. Adımın kalması değil yaptıklarım önemli. Ben öldükten sonra adımın kalıp kalmaması zerre de umurumda değil. Ben yaşarken nasıl biriyim, ona bakarım. Milyonlarca insanı öldüren bir katili kıskanıyorsanız…

@diyecevaplandı, kendi yazdığına umarım kendin de inanmıyorsundur.
+1
cemallamec
(06.11.25)
Beğenmeyenler olmuş ama ,
Araştırın bakın aşırı uclarda ideolojiye sahip olanların ya kendileri yahudi kökenli oluyor ya da yakınlarında yahudiler yine oluyor.
Hitleri söyledik yukarıda. Yahudiliği de tartışma konusu.
Mao'nun da yakın çevresi öyle.
Stalin ve Lenin de dahil buna .

Eksileyenlere diyeceğim , sadece düşüncemi değil öğrendiklerimi yazdım.
Siz de sadece beğenmemezlik etmek yerine hiç değilse biraz araştırın.

Bu arada araştırırken Che guavera nın "dayısını " da unutmayın . Küba nere.. Ortadoğu nere ...

@cemallamec evet inanıyorum.
-3
diyecevaplandı
(06.11.25)
tarihte kıskanılacak başarılar elde etmiş bir sürü insan varken hitler’i neden kıskanayım. benim için bir güç figürü değil.
0
deartheodosia
(06.11.25)
Eksilemeyle olmuyor araştırmayla oluyor .
Sırada Karl Marks var . Onun da kökenine bakın. Zor değil . biraz araştırmak gerek sadece .

Masonluk veya yahudilikte bağlantılı tanınmış bilim adamları konusuna şuan hiç girmiyorum bile .
-2
diyecevaplandı
(06.11.25)
kendimi liberal birisi olarak tanimliyorum ama soyle bir duyuru gorunce aklima gelen ilk sey bu kadar malca bir sey soran birinin sitede barindirilmamasi gerek diye dusunuyorum.

milyonlarca insana soykirim yapip, dunya tarihinin akisini olumsuz bir sekilde ve buyuk olcude degistiren birini kiskanmak cok mantikli, evet.

yani banlanmayi falan takmadan kufur edilecek sey yazmissin. neyse.
+1
kiyiya vuran dildolar
(06.11.25)
öldükten sonra adımın tarihte yazması neyi değiştirir?
üstelik hitler'i saygı ve sevgiyle anan bir avuç insan var, kötü anansa milyonlar belki milyarlar. hakkında spekülasyonlara gerek yok, 6 milyon değil 2milyon kişi öldürmüşse de bir şey değişmez. mao 10milyon, stalin şu kadar milyon öldürmüşse biri diğerini daha az ya da daha çok şeytan yapar diye kıyasa girmeye de gerek yok. şeytan şeytandır. iyi anmıyorum bu insanların hiç birini.

unutulmaktan neden bu kadar korkuyorsunuz ki?
öldüğünüzde, sizi tanıyanlar ömürleri boyunca iyi ansınlar yeter. dahasına gerek yok.
0
biseysorcaktim
(06.11.25)
maradona veya charlie sheen olmak isterdim
0
Hallegadola
(06.11.25)
Sehir cöplügünü de kiskaniyor muyuz, onun kokusunu da metrelerce uzaktan aliyoruz mesela.
0
buf-e kür
(06.11.25)
(8)

Alıngan insanlarla hayat daha zor değil mi

egerbiryolcu
Siz böyle arkadaşlarınızı hayatınızda tutuyor musunuz?Bir yaştan sonra insanın tahammül seviyesi azalıyor mu?Hayatınızda olmak zorunda olan insanlar ise nasıl bir ilişkiniz oluyor?Yakın zamanda bir arkadas grubumda bir kız grupla ilgilenmemeye başladı. Başka bir arkadaş onu cevapsiz bırakmış diye. D
Siz böyle arkadaşlarınızı hayatınızda tutuyor musunuz?
Bir yaştan sonra insanın tahammül seviyesi azalıyor mu?
Hayatınızda olmak zorunda olan insanlar ise nasıl bir ilişkiniz oluyor?

Yakın zamanda bir arkadas grubumda bir kız grupla ilgilenmemeye başladı. Başka bir arkadaş onu cevapsiz bırakmış diye. Diğer kişi ondan özür diledi bilinçli değildi hamilelikten iyi degildim ben de diye. Olay tatlıya bağlandı sanıyordum ama kız hâlâ grupta bizi cevapsız bırakıyor veya belki de sessize aldı bakmıyor bile mesajlara.

İkinci olay da başka bir arkadaş grubumda bir arkadaşım evine hayırlı olsun dediğim halde ev videosuna yorum yapmadığım için beni diğer grup üyelerine kötü gösterip on beş yıllık arkadaşlığı dağıttı. Bazı sebeplerden dolayı o kişiye eski sicakligimi hissedemiyordum o yüzden sadece yapmacık olmamak için yapmacık samimiyet gösteremedim. Ama bu arkadaslik devam etseydi de kendimde hep her an yargılanacak endişesi vardı. Çünkü atladigim bir şey olunca daha önce de yine grup içinde "sen bana şunu demedin" gibi aynı kişiden cikiş yaşamıştım.

Ama mesela baska bı grup var. Orda kaç senelik arkadaşız. Kim kime ne yazmış kim neye cevap vermiş kim kimle daha samimi kimse takılmaz böyle şeylere. Nadir konuşuruz ama birbirimizi de çok severiz kimsenin arasında en ufak bir kırgınlık olmamıştır. Herkes relax ve mesafeli ama saygılı ve gerçekten birbirimizi seven bir arkadaşlık ilişkimiz var.

Hayat zaten yeterince yorucu. Ben böyle insanları artık hayatımda tutmak istemedigimi fark ettim. Neyin takibi bu. Evet tabii ki her şey cevapsız bırakılsa insan ben duvar miyim hissine kapılır ama kastettigim şeyler sürekli göz hapsine alınmak, en ufak bir şeyde arkadaşlığı bitirmeye yer aramak, Dünya sadece kendi etrafında dönüyor zannetmek...
+1
egerbiryolcu
(05.11.25)
vesaire.press

Arkadaşlıklarımızın hayatımızın sonuna kadar devam etmesini istediğimiz idealize bir düşünce var kafamızda fakat romantik ilişkilerimiz gibi arkadaşlıklarımızın da bittiği yerler var
+1
grimavi
(05.11.25)
Alıngan insana tahammül edemem hayatımda da tutmam, henüz yolun başındaysak hemen uzaklaşırım halihazırda arkadaşım olan biriyse de yavaştan mesafe koyarım.
Şu an hayatımdaki tek alıngan insan annem, kotam dolu başkasıyla uğraşamam.
Kendimi açıklamama gerek olmayan insanlarla arkadaşlığımı sürdürüyorum.
+1
mutekebbir
(05.11.25)
ben kişilik yapısı olarak dalgacı bir insanım, özellikle sevdiklerime takılır dalga geçerim. alıngan insanlar zaten bana ters, kişilik yapıma da ters. sizin yazdıklarınız daha kadınların alınacağı konular ben bir erkek olarak bu tarz şeyleri kafaya takmam. burada cinsiyet önemli gibi. ayrıca bu kadar küçük şeylere alınmam, takılmamda.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Eski bir alıngan olarak iki taraf için de çok zor olduğunu düşünüyorum. Rüzgar esip odanın kapısını kapatsa rüzgara bilenecek tıynette bir insandım. OKBB, özşevkat eksikliği, düşük özgüven gibi meselelerle ilgili farkındalık kazancınca hem ben hem etrafımdakiler biraz rahat etti. Bir başka nokta da bu yönünüzü bilen bazı insanlar özellikle damarınıza basar. Onları tatminsiz bırakmanın tadı da bir başka oluyormuş.
0
auroraaurora
(05.11.25)
"İkinci olay da başka bir arkadaş grubumda bir arkadaşım evine hayırlı olsun dediğim halde ev videosuna yorum yapmadığım için beni diğer grup üyelerine kötü gösterip on beş yıllık arkadaşlığı dağıttı"

bu cümleyi kurmanıza sebep olan kişi ile ve ona ayak uyduran arkadaşlarınızla bir daha sakın görüşmeyin. ben en yakın arkadaşlarımdan birinin düğününe gitmeyi unuttum. ablasının bile düğününe gitmiştim, öyle yakın arkadaşım. bir kere lafını yapmadı. sadece 1-2 kez rakı içerken geyik yaptık....
+3
co2s2
(05.11.25)
alınganlık hafif bir narsizm değil mi zaten ya? açık açık iletişim kurmak yerine her şeyin kendisi hakkında olduğuna inanmak, herkesin onun kötülüğünü istediğini sanmak falan... e bu da toksik insan profili benim için. haliyle tahammül etmek yerine uzaklaşırım bunlardan. kendileri alınganlıklarını bahane edip benden uzaklaşıyorsa da ne ala. "Klik" olamamışız demek ki, olacak insanlar da değilmişiz ki lastik gibi uzamamış bu arkadaşlık.

Bu arada ilk olay tatlıya bağlanmış ya. Belki o kız sessiz kaldığı süre boyunca sessizliğin ona iyi geldiğini fark etmiş olabilir, ondan hala sessiz kalıyordur belki. Bir konuşup dertleşip neden hala sessizsin diye sorulabilir özelden. Hala alınganlığı varsa da kendi haline bırakınız, öylesiyle uğraşılmaz.

Benim arkadaş grubumda da var öyle bir tip. Diğer bütün insanlarla ayda bir anca mesxajlaşsak kimse alınmaz, herkes birbiriyle mutlu. Kavga yok dert yok, ama biri her fırsatta bir şeyin alınganlığını yapıp kayboluyor, laf sokuyor. Yüz kere gönlünü aldık hala devam ediyor. Fark ettik ki gönlünü aldıkça daha çok yapıyor, bağımlı mı oluyor nedir. Biz de artık uğraşmayı bıraktık bu yüzden, kendi halinde takılıyor. Arada kabuğundan çıkıp mesaj atarsa ne ala bizim için, güle oynaya cevap veriyoruz sorgulamıyoruz muhabbet ediyoruz. Kaybolursa da nerelerdesin yazmıyoruz.
0
nolmus yani
(05.11.25)
Sen bana şunu demedin tarzı arkadaşlarının çok güzel dertleri var, kafalarına serinlik diliyorum.

Ben 23 yıllık arkadaşlığımı bitirdim. Sebebi de hastayken hasta olduğunu bilmeden (hasta olduğunu söylememesi) ona zaman zaman komikli ilginçli videolar gönderip cevap alamamaktan dolayı tepki göstermem, onun da buna karşılık "hastaydım, çok yoğundum, çok yorgundum, mesaj yazamazdım, telefon edemezdim, bunu bile çok zor yazıyorum" demesi. Ben yeri geldiğinde çok güzel küfür de ederim, küfür kelimesi olmadan da kişiyi atasının köküne sülfürik asit dökülmüş hissettiririm. Ona da ikincisini yaptım ve bitirdim. Sen kalk yıllarca bana bacım de, hasta olduğunu söyleme. Bilmem ne kadar zamandır gönderdiğim mesajlarıma cevap vermeyişini ben sana sitem etmeden açıklama, bir de padişahın sol ******lığı seviyesinde konuş. Bok yesin.

İnsanlar insan kıymeti bilmiyorlar. Ne erkekler kadınlarla konuşmayı biliyor ne kadınlar kendi kıymetlerini biliyor, kimse insan gibi davranmaya niyetli değil, kimse "biz"in anlamını bilmiyor, düşünmek dahi istemiyor.

Alınganlık zor evet ama bence hayatından çıkarmak için yeterli sebep değil. İnsanları alınganlıkları üzerinden değerlendirmek tuhaf. Çok alıngan ama bizzat annem mesela, sizin anneniz babanız böyle olsa onları da mı çıkaracaksınız hayatınızdan? Onunla oluşacak denge başkadır, herkesle öyle olmaz, şu kadarcık zahmete giremiyor musunuz anlamıyorum.
-2
muhayyer divan
(05.11.25)
Alıngan insanlarla uğraşamam. Bizim WhatsApp gruplarında da çıktı böyle insanlar. Gruplar dağılmadı. Uzaklaşanlar uzaklaştığı ile kaldı. Arkadaşlıklar sonsuza kadar sürmek zorunda değil. Bu arada bunlar %1 falan. Kalanlar bunların 100 katı yaşandığı halde alınan veya trip atan olmadığı için mutlu mesut yaşıyoruz.
+2
nawar
(05.11.25)
(27)

düdüklü tencere kullanıyor musunuz? yoksa korkuyor musunuz?

Gradient_tabanlı_mor
ben korkuyorum. 5 sene önce almıştım geçen hafta kullanmaya cesaret ettim ama hep eşime yaptırdım. tek başıma basıncı filan boşaltamadım korktum. siz ne düşünüyorsunuz? kullanıyor musunuz? patlar diye korkuyor musunuz?
ben korkuyorum. 5 sene önce almıştım geçen hafta kullanmaya cesaret ettim ama hep eşime yaptırdım. tek başıma basıncı filan boşaltamadım korktum.

siz ne düşünüyorsunuz? kullanıyor musunuz? patlar diye korkuyor musunuz?
+1
Gradient_tabanlı_mor
(05.11.25)
Kullanıyorum ve her seferinde korkuyorum.
+1
sadakatsiz
(05.11.25)
Kullanıyorum ama korku oluyor bende de. Basıncı boşaltma sırasında mümkün olduğunca tencereden uzak duruyorum ve düğmeyi çevirir çevirmez mutfaktan son hız koşarak çıkıyorum ve kapıyı kapatıyorum :)
Eskinin düdüklü tencereleri biraz daha riskliymiş simdikiler daha güvenli yapılıyor herhalde.
0
rock n roll
(05.11.25)
korkmuyorum.
korkuya bir şey denmez tabi de gayet güvenli araçlardır.
o düdük denilen şey aslında bir güvenlik valfi, içindeki basınç aşırı artınca havayı boşaltır. o ses korkutuyr olabilir ama güvenlikle ilgili bir derdi yok. hep annelerin korkutması bunlar.
aynı valf kombide de var. kombiye fazla su basarsanız bir den foşşşşaarttşsşşss diye aşağıdan sfazla suyu fışkırtarak atar, etraf batar ama hiç bir yer patlamaz.
mantığını fiziğini anlayarak korkuyu yenebilirsin belki
edit: eskiler daha ügvensizdi, yenilerde bu ihtimal gerçekten çok çok çok küçük.
+1
kisa
(05.11.25)
kullanıyorum, korkmuyorum. basıncının göstergesi var.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(05.11.25)
öğrencilik zamanımdan beri kullanırım.
kullanırım dediysem, senede bir iki ihtiyaç duyarım.
açarken bir yandan kapağa sıkıca basıyorum ve yavaşça kaldırıyorum kolunu. gereksiz ama gayri ihtiyari yapıyorum bunu.

içindeki havasını iyice aldıktan sonra bir de çeşme altında yıkayın tencereyi, her yerine su değsin, o zaman güvenle açabilirsiniz.
0
biseysorcaktim
(05.11.25)
Korkuyorum. Düdüklü tencere şart olan bir tarifim de yok. En fazla bakliyat yemekleri için kullanabilirim. Onun yerine fasulyeyi nohutu akşamdan suya koymayı tercih ediyorum
0
grimavi
(05.11.25)
Korkuyorum ve kullanmıyorum.
+1
mutekebbir
(05.11.25)
kullandım defalarca korku olmadı. ama şu an evimde yok. ihtiyaç olmuyor. kemik suyu vs yapmadığım için. diğer bütün yemekler düdüklü olmadan da yapılıyor nasılsa
0
jelly bear
(05.11.25)
fissler tarzı güvenli modellere bak. daha güvenli duruyor. kendi kendine ve zorlama ile açılacak bir alet değil.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Kullanıyoruz ama tehlikeli mi evet
0
basond
(05.11.25)
fissler kullanıyorum patlamama garantisinden dolayı herhangi bir korkum yok. ama başka model de kullansam çok korkmazdım sanırım. patlama çok düşük bir ihtimal gibi geliyor
0
dfn4
(05.11.25)
kullanıyorum ve korkmuyorum.
0
inheritance
(05.11.25)
Korkutmak gibi olmasın iki defa patladı benimki. Kapağı iyi kapatmamışım. Mutfakta değilken patlayıp içindekiler tavana yapışmıştı. :( Kullanmaya devam ettim sonrasında; travmatik bir tecrübe değildi. Yeni nesilller daha güvenlidir, benimki eski epeyce.
0
auroraaurora
(05.11.25)
kullanıyorum ve korkmuyorum. eski tipte duduklu.
0
lemmiwinks
(05.11.25)
Çalışıyorum zamanım kısıtlı ağır ağır pişirme imkanım yok.
Kullanmak ne kelime :) Wmf set aldım büyük ve küçük her gün illa kullanıyorum.
0
cilekli pasta
(05.11.25)
10 senedir kullanıyorum bir kez bile sorun yaşamadım. Fissler
0
kullanicadi
(05.11.25)
yıllardır kullanıyorum, hiç de korkmuyorum, eskiden de korkmazdım.

eski tip düdüklü tencereler, içinde basınç varken açılabiliyordu. belki orada yanlışlıkla açma riski vardı. yeni düdüklü tencerelerin açma mandalı, içinde basınç varken kilitleniyor, isteseniz de açamıyorsunuz.

doğru kullandıktan sonra bir tehlikesi yok. ama mesela @kisa demiş ki düdük dediğin şey emniyet valfi, fazla basıncı oradan çıkarıyor. şimdi içini fazla doldurursun, içerideki bir mercimek parçası gelir içeriden o valfi tıkar, içerideki fazla basınç çıkamayınca ne olur? iyice sıkışır, sonra güm.

ama tepesine kadar doldurmak yerine yarısını doldurup içinde fokurdamaya yer bırakırsan hiçbir şey olmaz. ya da ne bileyim olmaz ya, fıslaması gerekirken fıslamıyor, fıslaması kesildi, ya da tuhaf sesler çıkarıyor, her zamankinden değişik bir şeyler oluyor. sakince ocağı kapat ve tencerenin durulmasını bekle. alttan ateşi kapattıktan sonra patlayacaksa bile patlamaz artık.
0
kibritsuyu
(05.11.25)
evimde düdüklü tencerem var ancak nasıl kullanılacağını bilmiyorum. içine ne koyup da pişireceğimi bilmiyorum.
0
co2s2
(05.11.25)
korkuyorum, kullanmıyorum annem kullanıncada girmiyorum mutfağa, korkan bir arkadaşım elektriklisini aldı %100 güvenilirmiş o şekilde kullanıyor.
0
eja
(05.11.25)
Kullaniyorum ve korkmuyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.11.25)
Düdüklüde pişecek bir şey varsa eşim pişiriyor. Öğrenci evimde bir düdüklü tencere kazası sonrası saatlerce tavandan/duvarlardan salça ve fasulye silmem gerekmişti, gerçi o zaman da yemeği annem yapıyordu. Ben her türlü uzak duruyorum, gerek yok :)
0
kobuzchu kiz
(05.11.25)
Şimdi auroraaurora nin dediği şeyi ben patlama olarak almam, kapağı doğru kapatmamis, emniyet valfi ise yaramamış. Bu emniyet kemeri takmadan kaza yapınca emniyet kemeri ise yaramıyor gibi bir durum.
düdüklüyu savunayım (rakamlar uydurmadır)
Kapak kapalıyken 50 Bar iç basınca dayanır, düdük ise 6 barda açılır ve havayı boşaltir. Kapak tam. Kapanmazsa 4 barda kendini bırakır diyelim.
kapak kapalı olsa fazla. Basınç dudukten çıkacaktı, ama yarım kapalı olduğu içi. 6 bara gelmeden 4 5 varda kapak açıldı ve etrafı dağıttı. Mubtemelen bomba gibi. İr sarapnel parçası yoktur sadece ortalık batmıştır (kapak da bir tarafa gitmiştir)
0
kisa
(05.11.25)
korkuyorum kullanmıyorum onun yerine arçelik gurme şef kullanıyorum, instant pot olarak geçen ürünler kullanılabilir kısaca
0
barisa
(05.11.25)
@kisa
Evet, kullanıcı hatasıydı benimki. Hala kullanıyorum aynı tencereyi, bir sıkıntısı yok. Yine de dikkatli olmakta fayda var.
+1
auroraaurora
(05.11.25)
surekli kullaniyoruz, elimizdeki tencere 15 yasini gecti.
sifir korku.
cunku (bkz: guvenlik katsayisi)
+1
cooperr
(05.11.25)
korkuyorum. evde bomba gibi duruyodu yıllardır. anneme verdim o da kullanamıyor çünkü o da korkuyor. niye istedi bilmiyorum sdkfsfg
0
matilda
(05.11.25)
Neredeyse tüm yemekleri düdüklüyle yapıyorum, korkmuyorum.
0
mirty
(05.11.25)
(10)

Bu saat sizce nasıl?

huçi kuçi
Söz konusu saat --> https://img.ersacloud.com/product/l/AQ-230A-1DMQ_5.jpgCasio'nun AQ 230 modeli. Nostaljik bir saat. Çok da uygun, 2 bin kaymeye aldım. Geçenlerde Terminator'ün ilk filmini izlerken Lance Henriksen'in kolunda tıpkı bunun gibi hem analog hem de dijital göstergesi olan bir saat gördü
Söz konusu saat --> img.ersacloud.com

Casio'nun AQ 230 modeli. Nostaljik bir saat. Çok da uygun, 2 bin kaymeye aldım. Geçenlerde Terminator'ün ilk filmini izlerken Lance Henriksen'in kolunda tıpkı bunun gibi hem analog hem de dijital göstergesi olan bir saat gördüm ve çok hoşuma gitti. Aynısından bir tane de bende olmalı diye aklımdan geçirdim hemen. Azıcık araştırdım internette. Bu tarzda olup üretimi devam eden modeller arasında bunu buldum. Fiyatı da cüzi gelince anlık bir galeyanla bastım siparişi. İyi mi ettim, kötü mü, vallahi bilmiyorum. Saat elime geçti. Kasası ve camı plastik veya ona benzer hafif bir materyalden yapılmış herhalde, dokununca biraz adi hissettiriyor. Ama duruşu fena değil. Küçük, ince, zarif, eski havalı bir saat. Ben aksesuardan, takıdan, saatten filan anlamam. İş yerinde taktığım bir Seiko Presage var. Bu saati de daha serbest ortamlarda gündelik kıyafetlerle takarım diye düşünmüştüm. Doğru bir seçim yapmış mıyım sizce?
0
huçi kuçi
(04.11.25)
Güzel saat. Zarif ve klasik. Tek kusuru su geçirmezliği iyi değil.
+1
runaway
(04.11.25)
Güzel saat, dediğin gibi dokununca malzeme kalitesi biraz düşük fakat uzaktan görüntü olarak fiyatından daha pahalı duran şık bir saat.
www.instagram.com

Ben de beyazını almayı düşünüyorum. Özellikle bilekte büyük saat sevmeyenler için vintage bir havası var, hem dress watch hem de günlük saat olmaya uygun, giydiğin her kıyafete uyar güle güle kullan.

Çelik kordonla rahat edemezsen siyah kordon da yakışıyor saate
www.instagram.com
+1
grimavi
(04.11.25)
Eczanelerdeki duvar saatleri gibi. Cok cirkin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
@runaway Musluktan gelen suyu geçirmesin kafi benim için.

@grimavi Siyah kordon-beyaz kadran kontrastı güzel olmuş hakikaten ama bendeki saat siyah kadranlı. Siyah kadranın üstüne siyah kordon ekleyince videodaki gibi güzel durmaz muhtemelen. Bu içime sinerse ileride bir tane de beyaz kadranlı olanından alırım, o da hoşmuş.

@konusma ben asdasdasd
0
🌸huçi kuçi
(05.11.25)
www.reddit.com
Siyah siyah da fena durmuyor

Hatta casio da deri kordonlu versiyonlarını çıkardı bu sene, önceden yoktu
www.ersasaat.com.tr
www.instagram.com
0
grimavi
(05.11.25)
@grimavi

img.lazcdn.com

Şu parlak beyaz kadranın üstüne siyah deri kordon çok şık durur bence abi. Siyaha siyah da fena değilmiş ama siyah deri kordon takacak olsam beyaz kadrana takardım galiba.
0
🌸huçi kuçi
(05.11.25)
Aksesuarın kötüsü olmaz bence, değişiklik olsun diye arada takarsın işte; çok para da vermemişsin zaten güle güle kullan.
0
Bruce
(05.11.25)
kötü ya
yaşlı işi.
0
OgutucuRecep
(05.11.25)
akıllı saat kullanmasan alacağım modelden biri bu olurdu sanırım. hem sade, hem şık, hem de casio.
0
duyuruuser
(05.11.25)
cok iyi saat ve model. güzel günlerde kullan.
0
koela
(05.11.25)
(2)

twitter'da yüzün üzerindeki "breaking news" yazısı

kuul
genşler selam. sanırım ben çok yaşlandım bu tayfaya yetişemiyorum. twitter'da time'da normalde hiç alakam olmayan kişilere ait profiller ve profil fotolarında bu şimdilik anlamsız ibareyi görüyorum. lessie bize ne anlatmaya çalışıyor ?
genşler selam. sanırım ben çok yaşlandım bu tayfaya yetişemiyorum. twitter'da time'da normalde hiç alakam olmayan kişilere ait profiller ve profil fotolarında bu şimdilik anlamsız ibareyi görüyorum. lessie bize ne anlatmaya çalışıyor ?
0
kuul
(04.11.25)
Bir mesajı yok, insanlar tam olarak yüzlerini göstermek istemeyince stickerlar ile bir bölgeyi gizliyorlar, bu da sevilen stickerlardan biri
0
grimavi
(04.11.25)
bir mesajı yok + dünya da olabilir, leopar da. amaç yüzü saklamak.
0
kojonotsuki
(04.11.25)
(3)

Rekabetçi oyun önerir misiniz?

hold the door
Escaping yapmak için oyunlara sarmayı düşünüyorum. Güçlü bir deskop bilgisayarım var. Ne önerirsiniz?lol'a tövbeliyim, valo ve cs oynamam.
Escaping yapmak için oyunlara sarmayı düşünüyorum. Güçlü bir deskop bilgisayarım var. Ne önerirsiniz?

lol'a tövbeliyim, valo ve cs oynamam.
0
hold the door
(02.11.25)
aeo2:de oyunu öğrenmek biraz vakit alabilir diye düşünüyorum
0
belkider
(02.11.25)
hocam onu çocukken oynuyordum yav, 4080 ekran kartım var, aeo2 da oynanmaz bu sistemle :(
+1
🌸hold the door
(02.11.25)
Bu ara battlefield 6 ya sardı insanlar
youtu.be
+1
grimavi
(02.11.25)
(14)

Evlilikte erkeğin belli durumlarda otorite, üst gibi olmak istemesi sizce normal ve sağlıklı mı?

psmstc
Yani normalde eşit ilişki var. Her iki tarafın kararlarına göre de hareket ediliyor. Ama erkek belli durumlarda otoritesi hissedilsin kendisine saygı gösterilsin istiyor bu normal sağlıklı bir beklenti mi?
Yani normalde eşit ilişki var. Her iki tarafın kararlarına göre de hareket ediliyor.

Ama erkek belli durumlarda otoritesi hissedilsin kendisine saygı gösterilsin istiyor bu normal sağlıklı bir beklenti mi?
-2
psmstc
(02.11.25)
kesinlikle erkek daha fazla dominant olmalıdır.
+1
HellKeePer
(02.11.25)
Saygı böyle erkeklik şovlarıyla kazanılmaz. Bir diğer sorun da erkekler açık büfe gibi bu sorumluluklarını canları istediği konuda gösterip canları istemediği konularda salağa yatıyor, görmezden gelmeyi seçiyor
+5
grimavi
(02.11.25)
Eşit olan evlilikler çok sürmez genelde, erkeğin bi şekilde baskın olması lazım. Bunu eşitlik adı altında değerlendirince çılgına dönüyor bazı femninistler. Bu işin doğası bu sakin…
-3
olaylar olaylar
(02.11.25)
Tanıdığım kadınlar içinde hatta baskın olanlar bile erkeğin daha baskın olması, birşeyleri başlatan kuran yöneten olmasını istiyorlar.

Kadınların doğası gereği sanıyorum koruyup kollanmak ve bir erkeğin bir şeylere karar verip ona uyması hoşlarına gidiyor.

Ben erkeğim ama öyle baskın özelliklerim yok malesef.
Ama gördüğüm kadarıyla ilişkide erkek baskın değilse kadın bunu kullanıyor başka erkeklere gözü kayıyor.
Her durum için değil tabiki, tersi durumlarda var elbet
-3
kararsızataletfilozofu
(02.11.25)
tabi ki normal. bu çok temel bir istek. kadın sevgi ister, erkek saygı ister. bu bilginin ilkokulda verilmesi lazım
-6
abelardo
(02.11.25)
hold the door
(02.11.25)
madem video paylasiyoruz

m.youtube.com
0
WithWorth
(02.11.25)
otorite güç ve zor kullanmakla ilişkili bir terim. bence ilişkiler dahil hayatın hiçbir alanında olmamalı. sahiplenme olur, koruma olur, uzmanlık olur, iki taraf da okeyse bunda sorun yok ama otorite benim kafamda zor kullanmakla ilişkili çağrışımlar yapıyor.

olayın şu tarafı da var tabii. 5 kadın 1 erkek oturduğumuz masada "kadınların çoğu otoriter erkek sever" lafına tetiklenip aynı argümanı öne sürünce kadınlar tarafından beklediğimin çok çok üstünde bir yadırgamayla karşılaşmıştım. internetteki kadınlar gerçek hayatta nerede ben de çok merak ediyorum.
0
aloha snackbar 3
(02.11.25)
erkek ister de
erkeğin öyle bir kapasitesi, dominant olacak bir vasfı, yeteneği bişeyi var mı? yok ki.

sıkıntı burada bence
benim dediğim olacak
e olsun da
sebep?
daha zeki misin, neyi becermişsin mesela? daha kariyerli misin, hayatta daha tuttuğunu koparmış başarmış bi pırıltı göstermiş misin?

etrafımdaki erkekler kadınların tırnağı etmiyor %90 böyle...kadınlar daha baskın olmak filan istemiyor, istediğinden değil ortalamada erkekler vasıfsız.
+1
subcomponent
(02.11.25)
cinsiyet rolleri üzerinde eşitlik diye bir şey insan medeniyetinin kültürel kodlarında yok. daha medeni kanundan "ailenin reisi erkektir" hükmü ilga edileli 2 nesil bile geçmedi. tam eşitlik evlilik dışı ilişkide olabilir ancak. çünkü boşanırken kadının çok daha zayıf ve korunmaya muhtaç olduğu varsayımı ile karara çıkıyor dosyalar.

her anlamda eşit olacağız diye düşünen insanların evlilik dışı ilişki sürdürmeleri gerek diye düşünüyorum.
0
loch ness
(02.11.25)
subcomponent +1
anne babasının sözünden çıkamayan erkekler dominantlık yapmaya kalkışınca komik oluyorlar.
0
deartheodosia
(02.11.25)
Adil olmakla beraber evet olmalıdır.
Kadının hakların olması ve hakların korunması önemli.
Yoksa eşitlik adı altında diğer türlüsü anlamsız bir rekabet olur sadece.
0
diyecevaplandı
(02.11.25)
çok muallak sormuşsunuz.
"belli durumlar"dan bir örnek verir misiniz?
"otorite, üst gibi olmak", "otoritesi hissedilsin" ile ne kastediyorsunuz, açar mısınız?
"kendisine saygı gösterilsin" beklentisi neden sadece belirli durumlarla sınırlandırılıyor? bence karşılıklı saygı her zaman olmalı.
+1
tnz
(02.11.25)
Her erkek ve her kadın saygı bekler. Saygı iki şekilde hissettirilir, biri kişinin yapısına, hassasiyetlerine, ihtiyaçlarına ve tercihlerine olan saygı, bunları rencide etmemek, mümkün olduğunca yerine getirmek şeklinde gösterilir. İkincisi de saygı sözlerle, ses tonuyla, bazı jestlerle ifade edilir. Mesela saygıdeğer müdürüm, değerli yurttaşlar, sevgili eşim gibi. Hal dili yani içinde bulunulan psikolojinin yaydığı enerji çok etkileyici bir unsur bana göre, hisseden hisseder.

Erkeğin saygı beklemesi eğer (bkz: perestiş) beklemek şeklindeyse o erkeğe kibirli denir en hafifinden (kadın da olsa ona da öyle denir). Ama erkek kendisine gösterilen saygıda genel olarak problem görüyorsa bunun çözümü oturup konuşmaktır bence. Herkes saygı bekler, erkeğin fazladan saygı beklemesi bence normal değildir.

Erkeğin gazı da samimi teşekkür ve övgüdür, o da ayrı.
0
muhayyer divan
(02.11.25)
(5)

Sığ ve ateşli mi? Derin ve dingin mi?

loch ness
Entelektüel derinliği sıfıra yakın (klasik popüler kültür insanı - total dedikleri) ancak zeki, neşeli ve son derece ateşli bir partneri mi tercih ederdiniz , yoksa her konuda sohbet edebileceğiniz, birlikte tekamül şansına sahip olduğunuz, ufkunuzu genişleten, ama görece sakin , stabil ve içinizdek
Entelektüel derinliği sıfıra yakın (klasik popüler kültür insanı - total dedikleri) ancak zeki, neşeli ve son derece ateşli bir partneri mi tercih ederdiniz , yoksa her konuda sohbet edebileceğiniz, birlikte tekamül şansına sahip olduğunuz, ufkunuzu genişleten, ama görece sakin , stabil ve içinizdeki kaplanı pek de uyandıramayan bir partneri mi?

yada; geçmişte daha çok hangilerini tercih ettiniz, filmin sonu ne oldu?
0
loch ness
(01.11.25)
Tekamül, derinleşmek bence kişisel bu yüzden zeki, neşeli, ateşli ortalama bir insan tercih ederim.
+1
grimavi
(01.11.25)
ben çok neşeli biriyle evlenmiştim, sonra boşandım. şimdiki aklım olsa sakin, stabil biriyle evlenirdim.
+3
co2s2
(01.11.25)
Yani baska kriterler de mevcuttur elbet ama bu dar cercevede sig ve atesli iyidir, gerizekali olmadigi surece.
+1
bosver nicki
(01.11.25)
Benim ihtiyacım hangisiyse onu tercih ederim. Çünkü diğeri bende var zaten. Yani şimdiye kadar etkilenmelerim sevmelerim hep bu yönde oldu.

Aslında ihtiyacın neyse derken biraz da "anlaşılmak" veya "tamamlanmak" arasındaki farkı kastetmek istedim. Aynı dili konuşmak da bir ihtiyaç farklılıklara uyum sağlayarak var olmak da bir ihtiyaç.
+1
muhayyer divan
(01.11.25)
abi ben tersinle birliktelik taraftariyim, cunku obur turlu cok sikici olur hayat.
ters kutuplar birbirini ceker, fizik yaniliyor olamaz..

kendim gibi birisini istemedim ozellikle. hatunla da oturup politika matematik fizik konusmak istemiyorum ya. zaten butun gun isyerinde kafam sisiyor.

eve gelince bana basit seylerden bahsetsin, kafam acilsin biraz.
o yonde de adim attim, bu secimden pisman degilim.
+1
cooperr
(02.11.25)
(4)

2009 civarında MTV türkiye'de sık çalan yabancı şarkılar

biseysorcaktim
o yıllarda okuldan geldikten sonra, yemek yerken mtv'yi açar müzik dinler klipleri izlerdim.müzik akışlarında genelde aynı şarkılar olurdu, severdim de.o yayın akışında o yıllarda çıkan şarkıları arıyorum. daha doğrusu bir tanesini hatırlamaya çalışıyorum ama bir türlü bulamadım. şarkının neye benze
o yıllarda okuldan geldikten sonra, yemek yerken mtv'yi açar müzik dinler klipleri izlerdim.
müzik akışlarında genelde aynı şarkılar olurdu, severdim de.

o yayın akışında o yıllarda çıkan şarkıları arıyorum. daha doğrusu bir tanesini hatırlamaya çalışıyorum ama bir türlü bulamadım. şarkının neye benzediğini de bilmiyorum üstelik.

ama elimde bazı doneler var;
* o yayın akışında la roux - bulletproof çalıyordu onu net hatırlıyorum.
* yine aynı günler olsa gerek, chemical brothers - do it again çalıyordu.

sanıyorum ki o yıllarda popülerdi ve mtv'de de o zamanlarda çıkmıştı. do it again 2007 çıkışlı, la roux ise 2009 çıkışlı. youtube'a yüklenme tarihleri daha geç.

bu yıllarda mtv'de gördüğünüz yabancı hangileriydi? mtv hits şeklinde arattığımda çıkan şarkılar arasında göremedim. belki yoktur, belki dikkatimden kaçmıştır. ama hits listelerinde bu iki şarkı da yok zaten. o yüzden hit olmadığını, unutulup giden bir şarkı olduğunu düşünüyorum.
zayıf erkek bir solist vardı. muhtemelen aptalca bir klipti, hoplamalı zıplamalı gençlik şarkısı.
solist aklımda scooby-do çizgi filmindeki shaggy gibi kaldı ama bu bilgi yanıltıcı bile olabilir.

aslında sorum kısaca şu;
bahsi geçen 2009 - 2010 yıllarında mtv'de dinlediğiniz hatırladığın şarkılar hangileri? elimdeki tek anlamlı bilgi la roux ile aynı yayın kuşağında, ondan bir kaç şarkı önce ya da sonra çaldığı.
0
biseysorcaktim
(31.10.25)
youtu.be

Paolo nutini shaggy e benziyor biraz
0
grimavi
(31.10.25)
Day'n nite
Heartless
Paparazzi
Gives you hell
Kings and queens
American boy
0
Bruce
(31.10.25)
Burda (git: chartsaroundtheworld.com) bulursun belki yıl ve haftalara göre listeler var.
0
truf
(31.10.25)
2009 - music.youtube.com
2008 - music.youtube.com
2007 - music.youtube.com

Bir de bunlara bakın.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(31.10.25)
(6)

mersin ve adana hakkında ne düşünüyorsunuz?

messina123
bu iki şehirde yaşamak ister miydiniz? mersin ve adana denilince aklınızda ne canlanıyor? hiç gittiniz mi gitmediyseniz ön yargılarınız var mı?
bu iki şehirde yaşamak ister miydiniz? mersin ve adana denilince aklınızda ne canlanıyor? hiç gittiniz mi gitmediyseniz ön yargılarınız var mı?
0
messina123
(30.10.25)
Adana mersin deyince aklıma sıcak ve nem geliyor, kültürel özelliklerinden çok ben bu iklimde yaşayabilir miyim diye düşünürdüm
0
grimavi
(30.10.25)
Ikisine de hic gitmedim. Ilk aklima gelen asiri sicak olmalari. Adana'nin cok farkli yerleri vardir eminim ama kafamda hep pek tekin olmayabilir seklinde bir algi kalmis. Cok cesitli nufusu var gibi geliyor. Daha dogulardan gocenler, turk, cingene vs.
Mersin guvenli bir yer olarak kalmis aklimda, hic buyuk olay duymadim. Merkez haric (ya da sadece merkezdi sanirim) cok kurt gocu almis diye biliyorum. Bu negatif bir anlama gelmek zorunda degil tabii.
Ikisinin de denize kiyilari olmalarina ragmen neden pek yaz tatili/deniz kum gunes tatili denince akla gelmediklerini hep merak etmisimdir.
0
mbond
(30.10.25)
daha önce nerelerde yaşadınız bilmiyorum ama "istanbul geceleri" dışında bir hayatınız varsa mersin kesinlikle türkiyenin yaşanacak az sayıdaki şehrinden biri.

adana da güzel ama adana'nın gidilecek güzel semtleri ve mekan alternatifi bir tık daha kısıtlı mersin'e göre.

gerçi özellikle istanbulluysanız adana-mersin arası asya-avrupa arası gibi bir mesafe, bir ayağın her zaman diğerinde olabilir. bu da bu şehirlerin güzel avantajlarından bir tanesi. hem sosyal çevre hem aktivite hem de alışveriş anlamında birbirlerini besliyorlar, aslında 1 büyük kent yerine 2sinde birden yaşıyormuşsunuz gibi.

ekstra merak ettiğiniz bir şey varsa sorabilirsiniz.
0
patronaj1
(30.10.25)
mersin merkezde çok vakit geçirmedim ama ilçelerinde çok vakit geçirdim. Adana'nın hem merkezinde, hem de ilçelerinde vakit geçirdim. istanbul ve çanakkale ile karşılaştırayım:

istanbul : dünya şehri
adana : bölgenin merkezi
mersin ve çanakkale : kendi hallerinde şehirler.

istanbul pahalı, çanakkale çok daha ucuz, adana daha da ucuz, mersin daha daha ucuz.

istanbul genel olarak çok keşmekeş, adana biraz daha derli toplu, mersin daha sessiz sakin, çanakkale hepten sessiz sakin.

istanbul'da trafik var. Adana fena değil, mersin daha iyi. çanakkale'de araba kullanmanıza gerek yok.

istanbul'da iş imkanı var. Adana'da eh, Mersin'de daha da düşük, Çanakkale'de yok.

istanbul'da her mevsim var. adana yazları çok sıcak oluyor, Mersin de sıcak oluyor. çanakkale çok ideal bir iklim. (rüzgarı hariç)

istanbul'un sosyal ve kültürel hayatı hiç birinde yok.
+1
co2s2
(30.10.25)
ben herhangi bir anadolu şehrinde mecbur değilsem yaşamayı tercih etmem. çünkü böyle yerlerde dedikodu vs çok oluyo. insanlar genel hayat mücadelesini bırakıp birbirlerinin ne yaptıklarına daha çok odaklanmış oluyolar. adana da şiddet kültürünün çok yüksek bir şekilde nesiller arası aktarıldığı bir yer bu yönü ile yaşanılası bir yer değil bana sorarsan.

adanada yaşarken lisenin çıkış saatinde parkta oturamazsın mesela. liseli çocuklar hayal dünyamızı aşan nitelikte yaratıcı binbir türlü küfrü birbirlerine bağırarak söylerler ve bunun utanılacak bir şey olduğunu düşünmezler. aileleri de bu durumu yadırgamaz. ben olsam mecbur değilsem orada yaşamayı tercih etmem. mersinde yaşamadım bilmiyorum orayı ama adana kadar sıcak, adananın sadece adı çıkmış bu konuda.
-1
Sadece soruyorum
(30.10.25)
Mersin'den bikdiriyorum;
Sıcak çok sıcak... Sıcak daha da sıcak olacak.... Bu geceeee... Yarın sabah.... Öğlen daha fena....

Şaka bir yana ben ilçedeyim. Ankara'lı bir bozkır bebesi olarak klima ile ısınıp/soğuma kısmına hala alışamadım. Nem beni mahvediyor. Yazları genellikle akşam 8e kadar kendimi bilmez şekilde yaşıyorum.
Ama deniz kenarında yaşamaktan, içime mayomu giyip canımın istediği yerde ve anda suya atlamaktan, balık tutmaktan, toroslarda kamp yapmak için sadece 5 dakika gitmenin yeterli olmasından, toprağın bereketinden... Çok memnunum.
0
strawberry first
(31.10.25)
(11)

Sevgiliyle Her Gün Görüşmek

carnalflower
5 aylık bir ilişkide evli gibi yaşadığım bir kız arkadaşım var. Çoğunlukla onun evinde buluşuyoruz. Her ne kadar o hissettirmese de acaba yalnız kalmaya mı ihtiyacı var, her gün görüşmekten sıkılmış olabilir mi diye düşünüyorum. Bana kalsa her gün gitmek isterim. Sizce bu konuda nasıl yoklamalıyım a
5 aylık bir ilişkide evli gibi yaşadığım bir kız arkadaşım var. Çoğunlukla onun evinde buluşuyoruz. Her ne kadar o hissettirmese de acaba yalnız kalmaya mı ihtiyacı var, her gün görüşmekten sıkılmış olabilir mi diye düşünüyorum. Bana kalsa her gün gitmek isterim. Sizce bu konuda nasıl yoklamalıyım ağzını? Sormadan böyle devam mı etmeli? Soracaksam da nasıl bir görüşme ritüeli önerirsiniz. Onun görüşmek isteyince beni çağırması mıdır doğal olan?
0
carnalflower
(30.10.25)
sevgilimle komşuyuz. baya aynı mahallede komşuyuz. önceden de aynı iş yerinde çalışıyorduk öyle tanışmıştık. yani 24 saat beraberlik söz konusu neredeyse.

ben kadınım.

hep onun evindeyiz 2 yıldır. benim evde kediler olduğu için huylanıyor pek gelmek istemiyor, ben de zaten evimi sürekli toplamak zor geldiğinden pek çağırmıyorum. yine de gelirse kapıdan çevirmiyorum tabii.

ben de yalnız geçirilen zamanı çok severim. her gün de evine gitmiyorum zaten kedilerim var onları hep bırakamam. o bana istediğin zaman gel, aramana sormana yazmana gerek yok dedi. anahtarını da verdi. kafama göre gidiyorum baya.

ben yine de bazen soruyorum, geleyim mi diye. o da kızıyor sorma gel diyor. ben de diyorum ki "belki yalnız kalmaya ihtiyacın vardır belki bi işin vardır". o da diyor ki yok gel.

sen de direkt bu konuyu aç. "canım her gün sendeyiz darlanıyor musun? bana kalırsa ben hep görüşelim isterim ama sen de evde yalnız kalmak istersen biraz belki gün belirleyebiliriz veya başka bir çözüm bulabiliriz." diyebilirsin.
+1
art cat chocolate
(30.10.25)
Her ilişkinin dinamiği farklı ama bence sende ve erkeklerde şöyle bir sorun var, reddedilme ve ayrılık anksiyetesi yüzünden kendini ifade edemiyorsun

Karşındakine rahatça ben bunları bunları severim bunlardan bunlardan da hoşlanmam demek yerine ifade etmekten kaçınıp çoğu şeyi halı altına süpürme eğilimindesin

Birbirine uygun olmayan çiftler ayrılma cesaretini göstermeyince ilerde işler daha da karışıyor

Size ayrılın demiyorum :) kişisel isteklerinizi rahatça ifade edebilin
0
grimavi
(30.10.25)
Daralan, darlanan insan bir şekilde belli eder bence. 5 ay uzun bir süre değil. Bir problem olduğunu sanmıyorum. Çok aklınıza takılıyorsa da yanlış anlaşılmayacak düzgün cümlelerle ifade edin.
0
yadigar
(30.10.25)
valla ben karımı bile her gün görmek istemiyorum. her gün görüşmek sıkıcı haftada 1 2.
0
mikahakkinen
(30.10.25)
Erkek tartışmasız sıkılır. Her gün nedir ya?
0
luluki
(30.10.25)
somut bir veri üzerinden böyle bir şey söylemiyorsanız, çok kafaya takılacak bir şey yok bence. ama bunu açık açık konuşmakta da herhangi bir problem olduğunu sanmıyorum ben.
0
co2s2
(30.10.25)
ben olsam normalde 5 gün gidiyosam bu hafta 3 gün giderim, diğer günler neden gelmedin diye sorarsa işim vardı, vsvs derim. baktım gelmemi istiyor gibi bir tavır takınırsa gelmediğime üzülürse devam ederim yine gitmeye. ama tepki vermezse haftada 3-4 güne indiririm gitme olayını.
0
Sadece soruyorum
(30.10.25)
Dümdüz bir insan olarak aynı bize sorduğun gibi gider kendisine de sorardım. "Ben sana her gün bile gelsem sıkılmam, seninleyken mutlu oluyorum ama kendi kendine de vakit geçirmek istiyor olabilirsin, şayet böyle bir durum varsa bunu da normal karşılarım" benzeri bir konuşma yapardım.

Sadece soruyorum'un dediği gibi yaparsan kız "carnalflower neden 5 gün gelirken 3 gün gelmeye başladı?" diye düşünebilir. Bu sefer o kafasında kurar, acaba benden sıkıldı mı, söylemiyor mu, işim var dedi ama ne işi var acaba diyerek. Belki de üzerine gitmek gibi olmasın diye sormaz bile ama içten içe kafaya takar. Sen aaa bak neden az geliyorsun diye sormadı, tepki vermedi o zaman ben haftada 3 gün gideyim madem artık dersin🙈 Dümdüz konuşun gitsin işte hayatı zorlaştırmayın 🙈
0
kullanicadi
(30.10.25)
evet haklısın böyle düşünmemiştim. ama dümdüz sorunca da "canım ben sıkılıyorum 3 gün gel yeter" diyemez ki o zaman da ayıp olur diye düşünüp gerçek düşüncesini saklayabilir.
0
Sadece soruyorum
(31.10.25)
Bu bence tamamen kültür farkı. Benim yetiştiğim ailede tamamen açık iletişim var, birbirimizle herşeyi konuşarak veya tartışarak anlaşabiliyoruz, en kötü anlaşamadığımız konusunda anlaşıyoruz.
Eşimin ailesindeyse sürekli bir “ayıp olur” durumu söz konusu, aile içinde bile birbirlerine “ayıp olur, alınır” diye açık açık konuşmuyorlar. Ama sonuçta bence daha ayıp oluyor. Şöyle bir örnek vereyim, “gelmeyin, evde yokuz” demek yerine “gelmeyin dersek ayıp olur, gelme diyemeyiz” diyorlar ama insanlar geliyor ki bunlar evde yok. Bence bu daha ayıp mesela.
O yüzden karşı tarafın bu konudaki alışkanlığı ve kültürü önemli.
0
physcos physcos
(31.10.25)
Sorunuz bu değil ama fikir vermesi açısından söylüyorum.
Eşimi haftanın 8 günü görsem sıkılmam.
Demem o ki; kişiden kişiye değişir.
İletişim kurmakta fayda var.
0
kumandanim
(31.10.25)
(10)

Casio fiyat araliginda baska saat ureticisi var mi?

ceann deas
5 bine kadar butcem var gunluk takacagim saat ariyorum. Sakar bi insanim kolumu bacagimi surekli carparim sık sık ellerimi yikarim kremlerim surekli saat takip cikarmayacagim cizilirse uzulmeyecegim su gecirmez bi saate ihtiyacim var. Casioda bir kac model begendim ama alternatif de ariyorum. Bu fiy
5 bine kadar butcem var gunluk takacagim saat ariyorum. Sakar bi insanim kolumu bacagimi surekli carparim sık sık ellerimi yikarim kremlerim surekli saat takip cikarmayacagim cizilirse uzulmeyecegim su gecirmez bi saate ihtiyacim var. Casioda bir kac model begendim ama alternatif de ariyorum. Bu fiyat araliginda oneriniz var mi? Daniel klein falan gosterdi saatciler cok cakma geldi icine sinmedi acikcasi.
0
ceann deas
(29.10.25)
Casio al geç hocam, hangi modellerini beğendin

Seiko nun yan markası lorus var bir de, mekanizmaları güvenilir quartz saatleri var, günlük saat olarak kullanılabilir
0
grimavi
(29.10.25)
www.casio.com

Bunu begendim cok kibar bi model bence

Seikolari cok begenmistim fiyatlari fazla gelmisti lorus bakayim cok tesekkurler
0
🌸ceann deas
(29.10.25)
Hocam casio aq230 modelinin beyazı da bilekte güzel duruyor
www.casio.com
encrypted-tbn0.gstatic.com
encrypted-tbn0.gstatic.com
0
grimavi
(29.10.25)
Onlari da begendim ama ince bilekli bir kadinim absurt büyük duruyor o tarzlar :(
0
🌸ceann deas
(29.10.25)
lorus
+1
cooperr
(29.10.25)
İkinci el saat ilginizi çekerse uzun zamandır alışveriş yapmadığım ama önceden 8-9 tane saat aldığım bir instagram satıcısı var. Özelden atabilirim.
katalog gibi sunmuyor ve Bira cins ama işini gördüğüm kadarıyla düzgün yapan bir saatçi.
Onun dışında bütçe arttirilabikirse gshock kadın modelleri var. Seveni çok (fotodaki tarzla ilgisiz)
0
kisa
(29.10.25)
Yok gunluk vura kira kullancagim saat icin birinin tribini kargo parasini falan cekmek istemem tesekkur ederim yine de :)
+1
🌸ceann deas
(29.10.25)
casio ile havuz, hamam, duş, sauna, dağ bayır takılıyorum bana mısın demiyor...

otomatik saat merakımı zedeledi sunduğu bu konforla.
0
brkylmz
(29.10.25)
swatch
0
hoot
(29.10.25)
Tissot bakabilirsiniz.
0
kumandanim
(30.10.25)
(13)

Fenerbahçe ve Beşiktaş neden tüm enerjisini masabaşına harcıyor

messina123
Günlerdir hakemlerin bahis oynaması üzerine ikisi de Galatasaray’a yüklendiler (ne alakaysa). Ancak gelinen noktada görüyoruz ki Galatasaray’ın 2021 şampiyonluğu elinden alınmış.
Günlerdir hakemlerin bahis oynaması üzerine ikisi de Galatasaray’a yüklendiler (ne alakaysa). Ancak gelinen noktada görüyoruz ki Galatasaray’ın 2021 şampiyonluğu elinden alınmış.
-5
messina123
(29.10.25)
encrypted-tbn0.gstatic.com

Bu verileri takım ismi vermeden, iskoçya liginde böyle bir durum var normal mi desem herkes burada açıkça bir kollanma görür de ondan
-1
grimavi
(29.10.25)
Beşiktaş bitik onu geçelim de FB'nin GS'ye yüklenmesi çok doğal zira en çok şampiyonluğu GS kazandı. Bu tabii ki mantıklı bir yüklenme değil mesela var kararları çok konuşuluyor oysa yabancı var geldikten sonra gs lehine daha çok karar verilmeye başlandı. ya da zorbay'dan en fazla puan alan takımın fb olması vs...
-3
eisberg
(29.10.25)
Cunku turkiye'de hicbir sey sadece calisarak kazanilmiyor. Besiktas ve fenerbahce de aptalca yonetildikleri icin masa basi oyunlari disinda ellerinde koz yok. Galatasaray nispeten daha iyi yonetiliyor ama genellikle gunu kurtaran hamleler yapiliyor.

Kisacasi ne turkiye ligi ne de turkiye ligindeki herhangi bir takim ben cok temizim diyebilir. Akli basinda herkes bunu gorebilir aslinda ama aptal olmak ya da sucu disarda aramak her zaman daha kolay.

@grimavi'nin paylastigi istatistik ise komik tum bunlarin bir ornegi gibi. Iskoc liginde bu istatistigi paylassan bu tabloyu hangi matematik bilmez hazirladi diye sorarlar adama. Kaynaksiz olduguna adim gibi eminim ustelik.
-3
bosver nicki
(29.10.25)
başarısızlıklarına kılıf bulmak için masabaşı oyunlara enerji harcıyorlar.
masabaşı oyunlara enerji harcadıkça daha da başarısız oluyorlar.
her iki klup de kısır döngüye girdi, çıkmaları zor.
fenerbahçe uzun yıllar ali koçta ısrar etmeseydi belki çıkardı bu döngüden ama artık çok geç. çoluk çocuk galatasaraylı oldu.
-4
abelardo
(29.10.25)
simdi paylasilan gorselde galatasaray 37 faulde bir kart goruyor. super ligda genelde mac basina bir takimin yaptigi faul miktari 10-20 arasinda oluyor. yani bu gorsele gore galatasaray iki macta bir kart goruyor demektir. ama gercekte bu sene galatasaray 10 macta 20 ye yakin kart gordu, diger takimlarla aradaki fark da ciddi oranda degil. hele gorseldeki gibi yaklasik 8 kat fark yok.

ama cok rahat bir sekilde bu gorselin kaynaksiz ve dayaniksiz oldugunu internette cesitli, kendi guvendiginiz, bircok farkli kaynaklardan gorebilirsiniz. internet herkesin elinin altinda, gorsel hazirlayarak inandirici olmuyor bazi seyler.

www.transfermarkt.com.tr
0
emrahday
(29.10.25)
Kart sayılarıyla ilgili şu da var. Galatasaray gördüğü kırmızıyı derbinin 34. dakikasında görmüş. Yani direkt skora etki edecek şekilde görmüş.

Fenerbahçe 85. dakikada üstelik rakip de 10 kişiyken yani 11’e 10 oynanırken kırmızı görmüş.

Beşiktaş aynı şekilde rakibinin 10 kişi mücadele ettiği maçta 90+8’de kırmızı görmüş.

Her kulvarda rezil rüsva oluyorlar. Amaç şu biz başarısızız Galatasaray başarılı. Biz başarılı olamıyoruz o halde Galatasaray’ı da kendi çöplüğümüze çekelim. Kafa yapısı bu yani
-3
🌸messina123
(29.10.25)
bu iş siyaset gibi. başarısızsan dış etkenlere bağlarsın. kılıçdaroğlu bir kere olsun hatasını kabul etti mi? kollama ayrı konu ama gs takım kalitesi ve istikrar olarak son 5 senedir fb ve bjkdan daha başarılı. dış etkenlere gelirsek kollama 4 büyük takım ve anadolu takımları arasında oluyor. türk futbolunda bir tane temiz takım yok varım diyorsa net yalandır.
+1
mikahakkinen
(29.10.25)
dün bugün çıkan hakemlerin bahis oynama meselesi çok yüksek ihtimalle gs lobisi tarafından ortaya atılmıştır. tamamen bir cambaza bak durumudur.

gs, formasına yasa dışı bahis sitesi reklamı almıştır. aynı yasa dışı bahis sitesinin sahibinin çocukları gs maç önü seremonisine çıkmıştır. söz konusu bahis sitesi sahibi, hasta gs taraftarıdır.

bu yasa dışı bahis baronlarının hakemlere para verdikleri biliniyor. asıl hikaye burada. burası biraz eşelenirse gs'nin çok canı sıkılır.
0
co2s2
(29.10.25)
fetö'ye platin sponsor olup, fetöcü topçuyu senelerce kaptanı ve efsanesi ilan eden, tesislerinde fetö savcılarına çift kale maç yaptıranın senelerdir fetööö diye bağırması gibi, bahis şirket sahibi olan adamı apar topar başkanı ilan edip şirketten sahipliğinin düşürülmesi telaşına giren takımın yine başkalarını bahisle suçlaması. ve bunları yaparken de türkiye ve avrupa'da şike denince akla gelen ilk takım olması.

kısacası birtakım komiklikler, şakalar, vapurlar.
+1
lifeisopeth
(29.10.25)
cooperr
(29.10.25)
AKP ve cemaatin hukum surdugu son 25 yilda basarili olmus, zenginlesmis, isleri tikirinda kim varsa istisnasiz yargilanmalidir. GS maalesef sicili en kabarik kulup olarak goze carpiyor. Ben gs taraftari olsam bu kadar basaridan, dominasyondan rahatsiz olurdum sahsen. Arada da yandas Trabzon ve akraba Gumusdag'in takimina sampiyonluk verilmis:) Guler misin , aglar misin? Bursa'yi da unutmayalim cemaatin altin yillarinda genelkurmay baskanini dahi iceri aldiklari yillarda tum Turkiye'nin cemaatci ertugrul olarak bildigi adamin takimi sampiyon oluyor, tesadufe bakin:) Ama GS taraftari cok baska kafada, 20-25 hafta bu sene gene feneri sampiyon yapacaklar, fener ayarlamis, ligi fener dizayn ediyor diye ciddi ciddi konusurlar:) Hadi eskiden Hincal vardi ilgi cekmek, kufur yemek, cok konusulmak icin boyle seyler ortaya atardi, o degil akli basinda bir tane mi gs taraftari olmaz ya:) Sorsan hep magdurdur, ama kupadan yer kalmamis muzede:) Nasil oluyor, hep size kumpas, herkes size karsi ama en sonda hep siz kazaniyorsunuz, Allah misiniz siz?
-1
speedy
(29.10.25)
@speedy

90-00 arasinda 6 gs sampiyonlugu var, fenerin tek sampiyonlugu var. ortada akp yok.

hadi onu gectik..

00-10 arasinda 3 gs sampiyonlugu, 4 fener sampiyonlugu var.
yani akp'nin ilk 10 senesi fenere mi yaradi diyecez?

ben cimbomlu olarak bu dominasyondan rahatsizim evet, cunku ortada rakip kalmadi... ic kavgalariniz dedikodunuz bitse de artik bir odaklansaniz, bir iki sene sampiyon olsaniz cok isterim ki biz de biraz hirslanalim.
0
cooperr
(29.10.25)
@cooperr: 90-00 arasinda akp yok belki ama donemin Agar, mesut yilmaz gibi baska guc odaklari vardi ne tesaduf ki onlara da yanasmissiniz, onlar da sizdendi ki Agar etkisi hala daha suruyordur, adam godfather'daki Marlon Brando'dan daha guclu halen Turkiye'de. Gs'in her seferinde Anadolu'dan bu derece kayipsiz, sorunsuz cikmasi hayret verici. Fenerbahce ise dusmancasina muamele goruyor her sehirde. Herkes en cok Fener'i yenmek istiyor. Gs yeni yeni derbi galibiyeti gormeye basladi, sampiyonluklarinin yuzde 80'i falan Anadolu'dan gelen puanlar ve Fener'e anadolu'dan gelen celmeler sayesindedir. O yuzden zaten getirelim play-off'u dendiginde Gslilar ofkeden deliye donuyor. Play off'da da biz sampiyon olduk derler ama o sampiyonlugun nasil ikina ikina guc bela geldigini en iyi kendileri bilirler.

AKP'nin ilk yillarinda nasil soft oldugunu bilmeyen yok, 9 16 kulerini traslamadi, darildim ben seviyesindeydi akp o ara. zaten o arada aldik o sampiyonluklari. Turkiye'nin en buyuk winnerini en buyuk loseri yapti AKP. Kadikoy, Fenerbahce denince kizli erkekli, laik, bogaza karsi viski yudumlayan, din, ahlak dusmani, chpli olarak kodlanmisiz biz akp'nin kafasinda. Sizse tam tersi. Tum mesele o zaten.
+1
speedy
(29.10.25)
(15)

ailesel mevzular

melodi
biraz uzun oldu kusura bakmayın babam bi süre önce zor bi hastalık geçirdi. şeker-tansiyon problemleriyle geçiyor günlerimiz. doktor alkol-sigara-tereyağ asla, şeker-tuz-çay gibi ürünlerde de kısıtlama getirdi. ilk zamanlar çok dikkat ediyorlardı artık iyileşiyor diye adım adım gevşetiyorlar. ben ra
biraz uzun oldu kusura bakmayın

babam bi süre önce zor bi hastalık geçirdi. şeker-tansiyon problemleriyle geçiyor günlerimiz. doktor alkol-sigara-tereyağ asla, şeker-tuz-çay gibi ürünlerde de kısıtlama getirdi. ilk zamanlar çok dikkat ediyorlardı artık iyileşiyor diye adım adım gevşetiyorlar.

ben rahatsızlığında 3 ay kendi evime gitmedim sabaha kadar nefesini dinledim. abimin eşi de o 3 ayda bi kere bile eve gelmedi. neyse şimdi o pıhtı mevzusundan beri sürekli babama “melodi görmesin al ye, al çay iç” , melodi izin verirse bi bira içsin canım nolucak modunda. bu 2 senede birden fazla defa kötü olmayalım diye ima ettim, ben sanki yasaklıyormuş gibi davranmayın vs diye. ama artık iş öyle bi yere geldi ki ben sanki evin çocuğu benim arkamdan iş çeviriyorlar.

neyse bugün yine uyumaya girdim ama duyuyorum 9 gibi yemek söylediler eve(ki babam 7de yemek yemişti. babama da yedirdi zorla(o da zaten yemek istiyor işine geliyor onun) sonra yemek işleri bitti salona gittim daha birşey demeden iyi ki yarım saat önce gelmedin yoksa yine kızardın dedi. benimde tepem attı. bu konu biraz daha uzarsa kalbini kırıcam, ben kendim için istemiyorum onun sağlığı. iyilik değil kötülükten yapıyorsun falan dedim. 3 ay ben onun nefesini dinledim bi kere bile eve gelmedin bırakta ben dert edeyim babamın sağlığını dedim. sonrası kıyamet abim bana bağırdı annem-babam falan. gereksiz birşey mi yapmışım?
kendi eşim de dahil ben onların aile işlerine karışmıyorsam onlarda duracakları yeri bilecekler hala aynı şeyi düşünüyorum.

kendimi o kadar rahatlamış hissediyorum ki size anlatamam.
+1
melodi
(29.10.25)
Hani küçük çocukları annen geliyor baban geliyor sana kızacak diye korkuturlar senin durum da öyle olmuş, etrafındakiler sorumluluk paylaşmak istemediği için sorumluluğu senin korkuna yükleyip kenara çekilmişler

Çıkışın biraz sert olmuş fakat etrafındakiler senin üzerindeki manevi yük ve sorumluluğun farkında değil, uygun bir zamanda anlat bunu onlara da
+1
grimavi
(29.10.25)
Zor zamanlarda 3 ay gelmeyip geldiğinde de babanızın sağlığı için yaptıklarınızın tersini yapması hiç doğru değil.
Yengede truva atı mı desem yoksa virüs mü bilmiyorum ama ona benzer huy sezinledim. Öyle ya "içeri girdiğinde" ne olduğu belli oluyor.
Evdekiler sizin gördüklerinizi nasıl göremiyor, onun yaptıklarına karşı neden biraz olsun temkinli olamıyorlar? Bunu anlaması zor.
Söz konusu yeme içme olduğunda, genel olarak toplumda dizlerin bağı çözülüyor. Doktorun yasakladıkları daha bir cazip görünmeye başlıyor.

Maddi varlık durumunuzu bilmem ama babanızdan sonra miras konularında biraz daha gerçek yüzü görünecektir.
Sizin söyledikleriniz tam da uygun zamanda taşı yerine oturtmak olmuş. Başka bir zamanda yaşanacak gerilimde (2. raund için ) söyleyeceklerinizi şimdiden not alın. Zamanı geldiğinde de yine herkesin gözü önünde eleştirinizi yapın ama ses yükseltmeden, daha sakin bir şekilde.
Herkes birbirinin ne mal olduğunu , yapılan yanlışları bilmeli.
0
diyecevaplandı
(29.10.25)
Sizin babanızla ilgili sorumluluklarda muhatabınz yengeniz değil ki, abiniz ve babanız. Muhtemelen abiyle çatışma yaşamayı göze alamadığınız için yengeye bilenmişsiniz ama yanlış kişiye fatura çıkarıyorsunuz. Abiniz dur diyecek sınır aşımı varsa ki anladığım kadarıyla o veya ailenin diğer üyeleri herhangi bir rahatsızlık duymuyor.

Babanız için endişelenmeniz, sağlıklı kalabilsin diye emek vermeniz çok doğru bir hareket ama en nihayetinde babanız da koskoca bir yetişkin, çocuk değil. Kimse bir yetişkine "zorla" (o da içten içe istese bile) yemek yediremez.

Ezcümle, onların hataları var evet ama sizin de tepkiniz hem yanlış kişiye, hem de fazla olmuş. Ayrıca bu gibi durumlarda çatışma yaşamanın kimseye faydası olmaz. Belli ki yorulmuşsunuz, bunu onlara daha sakin anlatmalısınız. Çoğu şeyi üstlenmeye meyilli biriyseniz farkında dahi olmayabilirler.
+2
Phoebe
(29.10.25)
Phobe +1 demeye geldim
0
basond
(29.10.25)
Benim babam da şeker hastası. Gözü kararıp bayılmışlığı bile var sokak ortasında. Her neyse ben katı davranırım. Mesela evde baklava servis edilirken onun önündekini ben alıp çekince “Bırak, yesin. Az yesin, gözü kalmasın.” deyip dururlar. Ben kızınca babam darılır yemez. Bir şey yapınca da benden habersiz yaparlar ki ben kızmayayım diye.

Şimdi sorun anne babada değil. Sorun çevredekilerin ciddiyetinin farkında olmaması ve yaptıklarıyla kendilerini iyi, seni kötü göstermesi. Çünkü “bir dilim baklavadan bir şey olmaz” anlayışıyla onlar merhametli, sen izin vermeyince kötü kalpli filan oluyorsun ama bir dilim baklava, şeker hastasına her şeyi yapar. Senin de durumun böyle. Çevredekilerin sözde merhameti aslında anlayışsızlık ve cehalettir. Ama toplum tarafından bazı duygular o kadar yanlış biliniyor ki…

Mesela senden gizlemeleri alttan alta seni de kötü gösteriyor bilinçli yapılmasa bile. Sen negatif bir uyarıcı oluyorsun. Nereden baksan sorunlu bir şey. Bir şey olunca da “ben demiştim” dersen bu da senin üste çıkmaya çalışmanı ve ailenin sağlığından çok kendi haklılığını sürekli vurguladığını gösterecektir.
+1
cemallamec
(29.10.25)
@cemallamec işte tam olarak yaşanan şey bu. ciddi anlamda babamla aram bozuluyor bana karşı hep sert.

@phobe abimin umrunda bile değil. oldum olası karı kız manyağıydı onlar ne derse doğru bizi anında satabilir. ona bundan önce birden fazla defa iyilik yapmıyorsunuz babama desem de demekki eşini hiç uyarmamış. onun uyarmadığı yerde de iş bana düştü. annemde aman problem çıkmasın diyen tiplerden yapılan herşeyi unutan
0
🌸melodi
(29.10.25)
@melodi, amacınız ve çabanız çok kıymetli ama bu karşınızdaki herkesin yetişkin olduğu ve esas sorumluluğun babanızda olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Herkes sizin doğrularınız ve seçimlerinize göre davranmak zorunda değil, bu gerçeği kabullenmeye mecbursunuz.

Ayrıca baktınız abiniz sınır çizmiyor eşine, muhatabınız yine de abiniz, yengeniz değil.

Siz elinizden geleni yapın babanızla ilgili ama o da yine bildiğini okuyacak. O alan açtığı için o yemekler ona önerilebiliyor. En fazla ona endişelerinizi, duygularınızı tatlı dille anlatabilirsiniz. Allah gecinden versin, aniden vefat etse sizin onunla son anılarınızın aile içi tartışmalar olmasını emin olun istemezsiniz.
0
Phoebe
(29.10.25)
Hasta bakımı ile ilgili yaşanan sıkıntıların, zorlukların ve endişelerin öncelikle çok bilincindeyim, sizi anlayabiliyorum. Genelde hastaya sürekli bakan kişi(ler) aslında bir süre sonra hastanın otoritesini ele almış gibi oluyor. Siz elbette endişelenmekte ve kızmakta haklısınız ama babanıza sürekli bakan kişi kimse buna göre bir rutin oluşturuyor ve aile arasında da gerginlik çıkınca “sen mi bakıyorsun sanki sen bak” noktasına geliyor her şey maalesef. Eğer babanıza sürekli bakan kişilerse ona özel yemek menüsü hazırlamak, yaşam düzeni oluşturmak onların rutinine girmediğinden böyle bir şey olmuş olabilir. Oturup konuşmak lazım bakın babama böyle bir rutin oluşturmamız lazım, ne eksik para mı yardım mı vs ona göre orta yol bulmak lazım. Şeker bir süre sonra uzuv kaybı yapabiliyor ve sakatlık vs de olabilir ileride o yüzden çözüm odaklı bir yol bulmam lazım. Sürekli bakımı ile ilgilenen kişi burada kritik olacak açıkcası.
0
titanic kemancısı
(29.10.25)
@titanic kemancısı sürekli bakan diye bir şey yok Allaha şükür annemle beraberler kendi rutinleri var. ama abimler geldiğinde yada onlara gittiklerinde rutin nanay. tabi ki babam 1 gün ipin ucunu gevşetsen devamını her gün istiyor bu sefer anneme eziyet evde sürekli gerginlik.

benim aslında anlayamadığım konu ben eşimin ailesinde hiç bir olaya müdahil olmam beni ilgilendirmiyor çünkü.(ona sürekli diyorum ki annesi kanserden vefat etti şeker tabi ki yasaktı) ben senden gizli annene şeker yedirsem ne hissederdin. biliyorum bu konuda abim muhattap ama o yok zaten :)
+1
🌸melodi
(29.10.25)
Yukarıda anne baba yetişkin diyenlerin konuyla o kadar alakası yok ki. Olay yengenin güç gösterisinin bir insanın sağlığını etkilemesi. İnsanların bunu anlamaması normal bir aileye sahip olduğunu gösteriyor sanırım. Güzel bir şey bu.
Yengeyle uğraşacaksınız başka yolu yok. Klasik yenge.
Çok uğraştım ben bunlarla. Yarısıyla kavgalıyız diğer yarısı yerini biliyor. Günün sonunda yıllarca kendimi boşu boşuna üzdüğümü anladım. İnsanlığı, iyiliği, aman aileyiz aman şöyleyiz aman böyleyizi bıraktınız an rahat edeceksiniz. Kötü biri olduğunuz anda size gücü yetmeyen sizi çok sevecek, gücünüzün yetmediğiyle de güzel bir sosyal anlaşma yapıp uzaklaşacaksınız ama en azından kafanız rahat olacak.
0
asue
(29.10.25)
@asue ben de dünden beri bu moddayım aman aileyiz diye ses çıkarmadığım her gün tepeme çıktılar. 40 yaşındayım çocuk değilim ev içinde sürekli bir küçük çocuk muamelesi. aman duymasın aman görmesin.

bana dün oturmuş bim dost yoğurt güzellemesi yapıyor gidip binlerce lira verip çanta alan kadın. en son dün kadın programlarından mı öğreniyosun bu sağlıklı beslenme şeylerini dedi(sağlıklı beslenme şeyi dediği akşam meyve-ekmek yenmemesi gerektiği) ki bunu bize doktorumuzda söyledi. kusura bakmayın kendim için istemiyorum istediğiniz şeyi yiyip içebilirsiniz ölebilirsiniz haklısınız beni ilgilendirmiyor dedim
0
🌸melodi
(29.10.25)
Seni haklı buldum. En fazla yük ve sorumluluk sende olduğu için biraz dolmuşsun ve en nihayetinde de patlamışsın bu kötü olmuş sadece. Bir sonraki mevzuda tepkilerini doğru yerlerde ve bekletmeden verirsen birden taşma yaşamazsın. Mesela o üç ay boyunca tek başına bakım vermişsin ya, bunu etrafındakilerle paylaşmalıydın, siz de gelin vs demeliydin.

Onun dışında çoook haklısın ama insanımız sağlık konusunda hiçbir şey bilmiyor. Zamanında alerjik çocuğum vardı çok çektim ben de. Vermeyin dememe rağmen sırıta sırıta uzatırlardı, bak şimdi nasıl da kızacak diyerek.. Bak yine tetiklendim sinir bastı.. Ya da ben paketli gıda vermiyorum dediğimde kendisini eksik hissedenler oluyordu bunu hissediyordum. istiyor ki sen de yedir ve onunla eşit ol. İflah olmayız gerçekten, insanımızdaki bu yedirme içirme merakını asla anlayamıyorum.
0
kullanicadi
(29.10.25)
@asue, 4-5'er yıl arayla abla, abi, baba ve anneyi kaybettim. 4 yıl paranoid şizofreni tanısı almış bir ablaya, yaklaşık 20 yıl da kalp/şeker/tansiyon hastası olağanüstü takıntılı ve dediğim dedik bir anneye baktım, ayrıca görme engelli bir babayla büyüdüm. Konuyla alakam olmadığı için değil, tersine bakım verme, hastayla ilgilenme durumlarında bu tür aile çatışmalarının her türlüsünü yaşamış biri olarak, deneyimlerimden yola çıkarak, aynı sizin "fikir belirttiğiniz" gibi fikrimi paylaştım.

@melodi, bütün çevresel faktörleri yönetemez, tüm aile üyelerini onların iyiliği için bile olsa domine edemezsiniz. Büyük ihtimalle hem psikolojik hem bedenen aşırı yorulmuşsunuz süreçten, çok normal bu ama dinlenmeli, hatta bir miktar uzak kalıp nefes almalısınız ki süreç daha da zorlaştığında (hayatın kaçınılmaz gerçeği) yanlarında olabilecek gücünüz ve psikolojiniz olsun.
0
Phoebe
(29.10.25)
@phoebe başınız sağ olsun. Cevaplarınızı tekrar okudum. Ne yazık ki çok iyi anlıyorum sizi.
Bir sürü güzel şey yazmışsınız ama bunların melodi için geçerli olduğunu düşünmüyorum. Konu yetişkinlerin sorumlulukları ya da sorumsuzlukları değil bana göre. Melodi de sorusunda belirtmiş, konu aile düzeninin bozulması.
Yenge görümceyle olan yarışını hasta bir babanın hayatı üzerinden yapıyor. Umarım baba bundan zarar görmez bu aile içerisindeki otorite savaşı başka şeyler üzerinden devam eder.
Son cevabınıza katılıyorum ama. Melodi kendine odaklanmalı. Daha yaşayacağı çok şey var.
0
asue
(30.10.25)
işin açıkcası bir şeyle alakalı söz sahibi olmak için o işin içinde olmak lazım diye düşünüyorum. (babam torununu görüntülü aradıklarında bile gördüğünde ağlıyordu-ağladığı zamanda pıhtı atan yerde kanama oluyordu- bizde haklı olarak bu atak süresince getirmeyin çocuğu dedik) ona alınıp arayıp sormamış kendi de gelmemiş :) ki biz o 3 ayda babamın kendi kardeşlerine aramayın, eve gelmek isteyenlere gelmeyin dedik. ondan başka alınan olmadı.

pıhtı attıktan ve yaklaşık 1 ay hastanede yatıp çıktıktan sonra çay-kahve gırla yarınlar yokmuşcasına. melodi abartma bundan nolacak lafları. 1 hafta sonra kontrole gittiğimizde kanama artmış tekrar yatış dediklerinde babam polikliniğin önünde bayıldığında o yoktu yanımızda
0
🌸melodi
(30.10.25)
(1)

Fotoğraf oluşturan yapay zeka

etna
Hanım Bizim oğlanın fotoğrafını verip Atatürk'le yan yana bir fotoğraf üret dedi ama bu yapay zeka işlerinden anlamıyorum. Chatgpt ceminay ve grok Hiçbiri oğlanın birebir aynı yüzünü yapamadı. Hepsi kafasına göre çocuk fotoğrafı oluşturuyor. Bunu yapabileceğim en iyi uygulama hangisidir?
Hanım Bizim oğlanın fotoğrafını verip Atatürk'le yan yana bir fotoğraf üret dedi ama bu yapay zeka işlerinden anlamıyorum. Chatgpt ceminay ve grok Hiçbiri oğlanın birebir aynı yüzünü yapamadı. Hepsi kafasına göre çocuk fotoğrafı oluşturuyor.
Bunu yapabileceğim en iyi uygulama hangisidir?
0
etna
(28.10.25)
youtube.com
Burada anlatıyor
+1
grimavi
(28.10.25)
(1)

Demon Slayer

meşe
Merhaba, sinemada izleyemedim, malum ortamlarda da bulamadım son filmini. Nereden ulaşabiliriz var mıdır malumatı olan? Teşekkürler.
Merhaba, sinemada izleyemedim, malum ortamlarda da bulamadım son filmini. Nereden ulaşabiliriz var mıdır malumatı olan? Teşekkürler.
0
meşe
(28.10.25)
Mesaj attım
+1
grimavi
(28.10.25)
(8)

Pantalon paçalarının yere değmesi

Kahvedesu
Şimdi tüm pantullar upuzun. Tuvalete girerken katlasam da açılıyor. Her eve geldiğimde makineye atıyorum. Size de iğrenç geliyor mu okbli miyim?
Şimdi tüm pantullar upuzun. Tuvalete girerken katlasam da açılıyor. Her eve geldiğimde makineye atıyorum. Size de iğrenç geliyor mu okbli miyim?
0
Kahvedesu
(28.10.25)
Nefret ederim. Yere değen paça çok sinirimi bozar her seferinde yıkamak bile kesmiyor beni çareyi kısaltmakta buluyorum.
Tuvaleti ayrı olay yolda yürürken toz toprak gelmesi ayrı olay çok zor çok.
0
mutekebbir
(28.10.25)
ben terziye kısalttırıyorum yere değen hali daha estetik dursa da evet pis oluyor ve tek sefer giyebiliyorsun, o pis hali ile dolaba geri koyamıyorsun
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
terzi var, gidiyorsunuz, yere değmeyecek şekilde kısaltıyor. inanılmaz.
+3
elorelia
(28.10.25)
@elorelia, ciddi misin? Senden duyuyorum. Tuvalete girecek şekilde kısaltınca bermuda olur.
-7
🌸Kahvedesu
(28.10.25)
youtube.com
youtube.com
youtube.com

Long jeans hack yazınca çeşitli çözümler var
+1
grimavi
(28.10.25)
Okb'li değilsin, gerçekten iğrenç. Ama bu paçaları uzun tutma merakı nedir anlamadım. İnsan evde kendi bile kısaltabilir paçalarını, biraz öğrenmek lazım sadece. Çünkü o pantolonla arkadaş evine de girilir anne evine de girilir, mikrop taşımak neden sayın bacım.
0
muhayyer divan
(28.10.25)
Hicbir pantolonum bermuda degil ve tuvalete girince hicbiri yere degmiyor. Tam olarak su boyda paca kullaniyorum: share.google
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
Bunlar mom jeans galiba, bahsettiklerimiz geniş paça. En mantıklı çözüm grimavinin önerdiği çengelli iğne bir yerimize batmazsa.
-2
🌸Kahvedesu
(28.10.25)
(17)

İçkisi sigarası olmayan insanlar nasıl vakit geçiriyor?

sekizdokuzon
İki haftadır yalnızca bir kez dün gece alkol aldım ama sanırım uzunca bir süre içmem artık. Sigara içmek de istemiyorum, bugün bir tane içtim. Paket öyle duruyor, atmıyorum ama içmiyorum da. Kendimi bildim bileli hayatımdaydi bu ikili, şimdi ikisi de en azından bir süre, bir ihtimal sonsuza kadar ha
İki haftadır yalnızca bir kez dün gece alkol aldım ama sanırım uzunca bir süre içmem artık. Sigara içmek de istemiyorum, bugün bir tane içtim. Paket öyle duruyor, atmıyorum ama içmiyorum da. Kendimi bildim bileli hayatımdaydi bu ikili, şimdi ikisi de en azından bir süre, bir ihtimal sonsuza kadar hayatımdan çıkıyorlar. Benim tanıdığım insanlar, sosyalleşme tarzım, gün içinde yapıp ettiklerim hep bu ikili etrafında şekillenirdi. Sigarası alkolü olmayan insanlar nasıl vakit geçirirler? Boş vakitlerinde ne yapar, nasıl sosyallesirler?

Teşekkürler.
-2
sekizdokuzon
(27.10.25)
Ig Tiktokta tatlı tarifi paylaşıyorlar hepsi şeker hastası.
-9
Bruce
(27.10.25)
içki ve sigara olmadan da sohbet edebiliyoruz ?
+7
grimavi
(27.10.25)
Kahve içerek :)
+1
mutekebbir
(27.10.25)
Bu ikisi insanın hayatından çıkınca çok fazla boş zaman kalmıyor mu? Nasıl dolduruyorsunuz bu boş zamanı? Her gün duş falan alıyorum zaman bolluğundan, neredeyse kitap okumaya basliycam.
0
🌸sekizdokuzon
(27.10.25)
Hiç elma yemeyenin canı elma istemez diye bir geyik var. Biz o elmayı yediğimiz için anlamı yok. Beyin bu ikisi olmadan da dopamin salgılamayı öğreniyor bir süre sonra. Sigaranın ve alkolün eşlikçileri ile arasındaki bağ zayıflıyor, ama kopmuyor maalesef.
0
auroraaurora
(27.10.25)
Twitter çitliyorum, sanırım benim bağımlılığım da bu
0
grimavi
(27.10.25)
İçkisiz sigarasız eğlenebiliyoruz. Yani benim gibi utangaç değilseniz gayet güzel oyunlu danslı etkinliklere gidilebilir. Sırf bunun için bir eğlence düzenlenebilir bir lokalde bi yerde. Yani neden olmasın ayrıca. Eğlenme anlayışını değiştirmek gerekiyor sanırım. Benim gibiler daha çok insanların eğlenmesini seyrederken mutlu olabiliyorlar. Ya da ne bileyim, doğa ile müziği/kitabı/vs bir araya getirmek de bir eğlenme şekli gibi. Belki de ben gülmekten çatlamalı eğlence nasıl oluyor bilmiyorumdur.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
bi şey içmek şart mı? illa şartsa çay kahve içerim. bi şey içmeden de oturabiliyoruz.
hiç içmedim hiç de eksikliğini hissetmedim.
0
jelly bear
(27.10.25)
İçki içmeden de bir şeyler içilebiliyor mesela soda gibi:) sigaradan ölesiye tiksindiğim için etrafımda da sigara içen yok gayet de güzel vakit geçiriyoruz. Sohbet ediyoruz falan. Onlarsız da sosyalleşiliyor.
0
suicides underground
(27.10.25)
Sigara hic kullanmadim fakat ickiyiyi cok severek iciyordum. Alkolik degildim ama her gun iciyordum. Ogle arasinda falan iki bira yuvarlayip ise giderdim. Hatta sevdigim bir icki icin taa iskocya'daki bir adaya dahi gittim. Jay Z'nin sisesi $500'lik konyagini 2-3 aksamda bitiriyordum. O derece seviyordum. 20 sene boyunca icmedigim gun nadirdir.

Yas 40+ olunca azalttim. Simdi cok az ve nadiren iciyorum. 20lerde 30lardaki aksamdan kalmalik ile 40+ lardaki aksamdan kalmalik cok farkli. Eskiden hemen toparlanirdim. 40'dan sonra hangover olup gunu kacirmak istemiyorum. Hem fiziksel olarak da toparlanmak daha uzun zaman aliyor.

ilginc bir sekilde ayni yas grubumdaki arkadaslarim da yavas yavas alkolden uzaklasmaya basladilar. Bazilari bir kac ay boyunca icmiyor, bazilari benim gibi nerdeyse tamamen birakti.

Su an cok daha iyi ve derin uyuyorum. Kilo verdim. Daha saglikli hissediyorum. Bu kararimdan cok memnunum.

Ben ball hockey oynayarak sosyallesiyorum. Iyi bir grubum var. Gonullu itfaiyeciyim orda dunya kadar arkadas edindim. Is yerinde birkac tane saglam arkadas var. Komsular falan var...
0
thetruenorthstrongandfree1
(27.10.25)
Yapılacak o kadar çok şey var ki... Kitap okumak ya da dinlemek, ev temizlemek, yemek yapmak, film, belgesel izlemek, yürüyüş, koşu, enstrüman çalmak, gezi planı... Zamanımı ayarlayabilirsem barınak gönüllüsü olmak ve huzurevi ziyareti.
0
pembediken
(27.10.25)
Ickim sadece disarida yemeklerde. Sigaram hic olmadi. Sekeri biraktim. Ambalajli ürün tüketmiyorum. Gazli icecek olarak sadece maden suyu. Kahve sevmiyorum. Cayi günde iki bardaga düsürdüm.

Ne yapiyorum?
Ihlamur ve baska bitki caylari iciyorum günde 2-3 bardak.
Tatli krizim gelince dusa giriyorum. Inanilmaz bir sey ama sicak dus o krizi yatistiriyor. Evde bal var, cok istersem bir kasik bal koyuyorum cayima. Daha önce "cok cay iciyorum, bunu birakinca zaman nasil gececek?" diye düsünmek aklima hic gelmemisti. Neden zamani gecirmekte zorlanayim ki?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(28.10.25)
içki ve sigara içmeyerek :)
0
bay b
(28.10.25)
yerine başka şeyler koyarak ilk aşamada. dikkat dağıtıcı. ilk aklıma gelen puzzle yapmak (alakasız olabilir) ya da belki soda/yumuşak kahve içerek dengelemek olabilir. abur cubura yönelmeyin, kilo olarak geri döner. başarılar sevgili 8910, destekliyorum bu kararını.
0
deartheodosia
(28.10.25)
hayatımda ikisi de hiçbir zaman alışkanlık oluşturmadığı için var oldukları halinin ne kadar yer kapladığını çok tahayyül edemiyorum. sigara hiç bağımlısı olmadım kokusunu falan pek sevmiyorum sadece üniversitede arkadaşlarla içerdim arada. alkol de bünyeme ağır geliyor. hemen midemi bulandırıp uyku yapıyor içemiyorum.

günlerim genelde işte geçiyor, iş ortamında sosyalleşmek için sigara içmeme gerek yok dedikodu yapacaksam arkadaşların yanına gidip fısır fısır yaparım. akşam da evdeyim zaten yine alkole sigaraya ihtiyacım yok ev işleri, yemek bulaşık çamaşır ve vakit kalırsa sosyal medya + kitap okuma ile geçiyor. benim de aksine sigaraya ve içkiye ayıracak vaktim yok aslında :)
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
İşte çıkıyorum ellerimi ceplerime sokup sallayarak milletle muhabbet ediyorum asdasd
sigara içmedende hava almaya çıkıyor işte.
0
eja
(28.10.25)
osbir
0
izmitcan
(28.10.25)
(19)

Kitapların Önsöz Bölümü

rock n roll
Selam herkese,Kitapların önsöz bölümünü okuyor musunuz yoksa direkt kitaba mı başlıyorsunuz?
Selam herkese,
Kitapların önsöz bölümünü okuyor musunuz yoksa direkt kitaba mı başlıyorsunuz?
+1
rock n roll
(27.10.25)
Doğrudan başlıyorum, önsözler heyecanımı söndürüyor
+1
grimavi
(27.10.25)
share.google

Okurum; OKB’nin gözü kör olsun.
Yazarın kendisi tarafından yazılmışsa atlanmaması gerektiğini düşünüyorum.
Öte yandan, kitabı bir perspektife oturtur genelde özsözler. Sizin birçok kaynaktan tarayıp süzebileceğiniz bilgiyi ve çerçeveyi sağlar. İlyada’yı Azra Erhat’ın önsözü olmadan bütün kabul etmem zor kendi adıma.
+1
auroraaurora
(27.10.25)
Atlarım. Ama Hasan Ali Yücel klasiklerinden bir tanesinde önsöz şöyle başlıyordu: okuyucu, biliyorum sen önsöz okumazsın…

Bi bunu okumuştum :)
0
substituent
(27.10.25)
Kitap bittikten sonra okuyorum önsözleri ama kitabı çok beğendiysem hemen kopmamak için yoksa okumam.
0
mutekebbir
(27.10.25)
önsözünü, kime ithaf edildiğini vs. hepsini okurum.
0
yurtsuz john
(27.10.25)
Okuyorum... Lanet olsun görev bilinci. Eksik bırakamam
0
kullanicadi
(27.10.25)
Önsözler genelde spoiler içerdiği için bundan kaçınmak adına direkt başlıyorum. Önemli bir kitapsa bittikten sonra önsöze bakıyorum.
-1
Amaranta ursula
(27.10.25)
Okuyorum. Bazen kitaba dair can alıcı şeyler sunabiliyor. Kitabın içinde fark edemediğini önsözde bulabiliyorsun.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
Ben de okurum mutlaka. Şu an okuduğum kitaba daha baslayamadım çünkü 20 sayfa önsöz var. Daha o bitecek bir de yazarın hayatı ve yapıtları var yaklaşık bir o kadar sayfa da o.

Bu bölümlerin önemli olduğunu düşünüyorum ama bazen çok uzun olduğunda sıkılıyorum. O yüzden merak ettim, benim durumumda olan var mı diye .
0
🌸rock n roll
(27.10.25)
Satırını atlamadan okurum. İyi ki okudum dediklerim, boş boş konuşmuş olanlar, uzattıkça uzatanlar, önsöz yazıyorum diye kitabı özetleyenler, her çeşidini okuyorum.

@ auroraaurora'nın da dediği gibi OKB’nin gözü kör olsun.
0
Mirket
(27.10.25)
önsözü yazar yazdıysa okurum. başkası yazdıysa pek okumak taraftarı değilim. kısaysa çevirmenin notlarını okurum. bazen uzun uzun yazıyorlar, o zaman şöyle hızlıca bir göz gezdiririm.

bazen farkına bile varmadan önsöze başlamış olurum.
eskiden "boşuna yazmamışlardır, adı üstünde önsöz işte" diyordum ve okuyordum. talihsiz bir kaç önsözden sonra boşuna da yazılabildiğini ve durduk yere tüm kitabı özetleyenler olduğunu görünce önsözleri pek sevmez oldum.
0
biseysorcaktim
(27.10.25)
Okurum. Bazen kitaba başlayıp başlamayacagima dair fikir edinirim
0
pembediken
(28.10.25)
Okumam. Kitabı birkaç sayfa okuduktan sonra da bir bakarım atıyorum 10-15 sayfa olmuş önsözü atladığım için.
Kısa günün kârı. Bravo bana.
+1
michael_knight
(28.10.25)
Modern serilerde okumuyorum ama klasiklerde yazarın hakkında yeterli bilgim yoksa mutlaka okurum çünkü biyografisini özet geçiyorlar ve okurken nasıl şartlarda yazdığı , bakış açısı vs daha iyi şekillenebiliyor. Örneğin en beğendiğim Stendhal’in Kızıl ve Kara’sını okumadan önceki önsözdü, romandaki karakterin tam zıttı yönde bir kaderi olması enteresan gelmişti; kendisi zorunlu Napolyon askerliğine alınmış romandaki karakterin en büyük hayallerinden birisi de Napolyon askeri olmak. Bunu önsöz okumadan yakalayamazdım :)
0
titanic kemancısı
(28.10.25)
okuyorum ben önsözü.

okumadığım tek ihtimal önsözün aşırı uzun ve sıkıcı olduğu halidir ki o durumda da zaten muhtemelen kitap da sıkıcıdır yarım bırakırım.
0
Sadece soruyorum
(28.10.25)
bu konudan defalarca kez ağzı yanan biri olarak artık okumamaya başladım.

dünyada nasıl bilmiyorum ama bizim ülkemizde bu bölüm kitabın tüm heyecanını alıp götüren, karakterleri ve olayları ön sözün sahibinin çıkarımlarına göre şartlanıp okumana neden olan bir yapıda oluyor. ön veya son sözü hep kitap bittikten sonra okurum.

hatta arka kapak yazısını bile spoiler ile dolduran yayınevleri olduğu için o kısmı bile okumam.
0
m e b
(28.10.25)
Kesinlikle okurum. Hem bir fikir oluşturur hem de benim takıntım. Önsözü okumadan başlarsam kitaba ortasından başlamış gibi huzursuz olurum. Kitabı rahat rahat okuyamam. Obsesyon gibi bir şey.
0
wilhelmwasmuss
(28.10.25)
okurum. yazarın biyografisini de okurum. kitap basım yılı editör telefon numarası kaçıncı baskı vs her yerini okurum.
0
koela
(28.10.25)
Felsef kitabı değilse veya önemli bi çeviri değilse direkt geçiyorum.
0
truf
(28.10.25)
(2)

Vita yağı ile kurabiye

egerbiryolcu
Evde bundan var hiç kullanmadım. Levain kurabiye, cookie gibi kurabiyelerde kullanilsa tereyağ ile yapilmiş gibi olur mu kötü mu olur yoksa?
Evde bundan var hiç kullanmadım. Levain kurabiye, cookie gibi kurabiyelerde kullanilsa tereyağ ile yapilmiş gibi olur mu kötü mu olur yoksa?
0
egerbiryolcu
(27.10.25)
Vita dediğimiz şey margarin, pastanelerde genelde kurabiye poğaça vs bu tip yağla yapılır

Tariflerde verilen tereyağ miktarıyla aynı miktarda kullanabilirsin
+1
grimavi
(27.10.25)
kıyır kıyır diye tabir ettiğimiz anlamda daha iyi olur ama lezzet anlamında maalesef tereyağı yakalayamaz.
0
eisberg
(28.10.25)
(2)

Babaya hediye almalık tablet

AWD
Babam haberlere bakacak, köşe yazısı okuyacak, YouTube da gezecek. babaya almalık tablet ne tavsiye edersiniz? Rami düşük olmasın, uzun yıllar kullanabilsin.Marka: Apple olmaz, dandik bir şey de olmaz. Samsung Lenovo vs olabilir.
Babam haberlere bakacak, köşe yazısı okuyacak, YouTube da gezecek. babaya almalık tablet ne tavsiye edersiniz? Rami düşük olmasın, uzun yıllar kullanabilsin.Marka: Apple olmaz, dandik bir şey de olmaz. Samsung Lenovo vs olabilir.
0
AWD
(27.10.25)
Samsung galaxy tab a9+
+2
grimavi
(27.10.25)
@grimavi +1
0
co2s2
(27.10.25)
(6)

kardiyoloji kalp krizi riski için önden tetkik yapar mı?

biravekahve
çok yakın vakitte bir aile dostumuz kalp krizi geçirdi. Benim de anne-babamda kolestrol-tansiyon var. Kardiyoloji bölümüne götürsem bu kalp krizi riskinin önceden tespiti için bir şeyler yapabilir mi, kalple ilgili hangi tetkikleri yapar? Teşekkürler.
çok yakın vakitte bir aile dostumuz kalp krizi geçirdi. Benim de anne-babamda kolestrol-tansiyon var. Kardiyoloji bölümüne götürsem bu kalp krizi riskinin önceden tespiti için bir şeyler yapabilir mi, kalple ilgili hangi tetkikleri yapar? Teşekkürler.
0
biravekahve
(27.10.25)
40 yaşından sonra bir kardiyolog muayenesine gitmek iyi olur derler, bir de bu hastalık için ailede önceden babada dedede kalp krizi varsa genetik olarak da yatkın olunuyor
0
grimavi
(27.10.25)
ilaçlı tomografi var, sanal anjiyo yani. yaparlar.
0
kisa
(27.10.25)
Kan tahlilleri, ekg, ekokardiyografi, eforlu ekg çekecektir.
Risk varsa bu tetkiklerle çıkar.

Sintigrafi, sanal anjiyo ve anjiyo ileri tetkikler oluyor. İlk elde yapılmıyor.

Önden ben bir kontrol edeyim diyorsan yokuş ya da merdiven çıkar. Yaşıtlarına nazaran performans ne kadar kötüyse o kadar risk var demektir.
Tedbir için de Akdeniz usulü beslenme ile, bol yürüyüşlü, sigarasız, hareketli bir yaşam.
0
Mirket
(27.10.25)
bildiğim kadarıyla öyle doğrudan tespit için bir test yok.
genelde kriz anında acilde troponin bakılıp kalp krizi olup olmadığı anlaşılır.
kardiyoloji daha çok kalp krizi riskine yönelik testler yapar. kolestrol falan yüksekse ona göre, damar tıkanıklığına, plak oluşumuna yönelik tetkikler yapar.
damarların durumlarını görmek için sanal anjiyo(bt-anjiyografi) yapılıyor ama hiç bir şikayeti olmayan birine durup dururken yapmazlar.
durumunuzu anlatın aile öyküsünde kalp sorunları olduğunu söyleyin doktor ihtiyaç duyduğu testleri yapar.
birde kolestrol varsa şah damarı(karotis arter) ultrasonuda isteyin.
ayrıca ekokardiyografi istenirse iyi olur. kapak hastalıkları, odacıkları, kasılma durumlarını ve aort hastalıklarını gösterir. hemde kısman ucuz maliyetli olduğu için çoğunlukla bunu isterler.
0
my fault
(27.10.25)
benim aileden genetik kalp ve damar hastalıkları var. hasta değilim ama adayım. 30larımda kan tahlili, efor testi, renkli tomografi bakıldı. En sonunda bir de holter takıldı. böyle kontroller yapılmıştı.
0
false pretension
(27.10.25)
Kolestrol tansiyon varsa -yaşları da var sanırım- her sene kardiyoloji muayenesi olmaları lazım.

Bu muayeneler sonucu alınacak önlemler kalp krizi gibi oluşacak ani kalp damar vs bilumum sorunları minumuma indirir.
0
makbur
(27.10.25)
(7)

Naber?

msb
sb
sb
-1
msb
(26.10.25)
Pazar akşamı kasveti var ben bu kasveti daha da artıracak şarkılar dinliyorum çay suyu koydum
0
grimavi
(26.10.25)
Yürüyüşe çıkıp çıkmamama kararsızlığı yaşıyorum. Bugün hiç dışarı çıkmadım. Yemeğim de hazır ama yağmurlu biraz hava:/
+1
Amaranta ursula
(26.10.25)
youtu.be

Bu müzik aletine kafayı taktım. Uykuya geçiş müziği olarak kullanıyordum bu ara. Chatgpt yi "alsam kenara atar mıyım?" "öğrenmesi zor mudur?" gibi sorularla darlıyorum şu an
0
kullanicadi
(26.10.25)
Detoks is over. 13 gün sürdü, son 48 saatinde de sigara içmedim. Iki bira içip uyuycam.
0
sekizdokuzon
(26.10.25)
1 e kadar mesai senden naber?
0
rentts
(26.10.25)
Harika bir gündü.
0
gabe h coud
(26.10.25)
iyi diyelim iyi olsun be. iyiyim demek alışkanlık olmuş. senelerdir uzak kalmıştım buralardan. aklıma geldi, siteye gireyim dedim ve başlığı gördüm. boşanma davama 11 gün kaldı. saçma sapan bir 3 sene geçirdim. bu sefer bittin dediler, yine yıkılmadım. bilgisayar topladım, battlefield 6 aldım. saat 8 gibi işten eve geldim ve kafa dağıtmak için oyun oynuyorum.
0
synche
(26.10.25)
(3)

bu oyunun adı neydi?

festina
linki ektedir;https://eksisozluk.com/img/71u1w1ii
linki ektedir;
eksisozluk.com
0
festina
(26.10.25)
Blok oyununa çok benziyor. Tetris de deniyor sanırım.
-1
ulukayin
(26.10.25)
youtu.be

Oyunun ismi same
+1
grimavi
(26.10.25)
teşekkür ederim
0
🌸festina
(26.10.25)
(18)

Ayrılsak da beraberiz

kendinikertenkelebek
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle biten bir çiftin, “sevgiliyken daha iyiydik sanki” diyerek boşanarak yollarına sevgililik hayatı yaşamak şartı ile devam etmesi normal mi? Anlaşamayarak boşanan iki kişinin haftada 1-2 bir gün görüşüp, kadının “kendimi kadın gibi hissetmek istiyoru
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle biten bir çiftin, “sevgiliyken daha iyiydik sanki” diyerek boşanarak yollarına sevgililik hayatı yaşamak şartı ile devam etmesi normal mi? Anlaşamayarak boşanan iki kişinin haftada 1-2 bir gün görüşüp, kadının “kendimi kadın gibi hissetmek istiyorum, şımartılmak istiyorum, gezip tozmak istiyorum. bana bu kadarı da yeter mutlu olmam için” demesi. Erkeğin bunu kabul etmesi…

Ya tabii ki alan razı satan razı pek bir şey kalmıyor geriye ama. Cidden psikolojik açıdan da sağlıklı ilişki açısından da bir gariplik, sorun yok mu? Yani bir tek ben mi anlamakta zorluk çekiyorum bu durumu?

Şöyle güzelinden az açalım bu konuyu istedim. Şimdiden vakit ayıranlara teşekkürler.
0
kendinikertenkelebek
(25.10.25)
Aynı evde kalmayıp sevgili kalmaları normal. Ama arada sevgi aşk olmadan devam ediyorlarsa leş bi ilişki.
-1
luluki
(25.10.25)
Evlilik dediğin sorumluklar pakediyle birlikte geliyor, bu sorumlulukların yürütülememesi karşılıklı ilgiyi ve çekimi düşürmüş

Çift de bu sorumlulukları aradan çıkarıp, herkesin kendi hayatını derleyip topladığı, evleri ayırıp sevgililik moduna dönmüş, gayet güzel bir durum

Edit: arkaşlar niye eksiliyorsunuz herkes bizim standart evlilik pratiklerimizi de standart sevgililik pratiklerimizi uygulamak zorunda değil. İnsanlar kendilerine uygun daha farklı bir ilişkilenme pratiği seçmiş.
-2
grimavi
(25.10.25)
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle bitiriyorlarsa neden sevgili kalıyorlar? Sevgiliyken de aynı sorunlar devam eder sonuçta. Bu biraz şey gibi olmuş evliyken ensemde boza pişiriyorsun istediğim şeyleri açık açık yapamıyorum sevgili kalalım arada seninle olayım arada başkalarıyla gibi bir şey. @edmond honda'ya katılıyorum açık ilişki yaşamak istemişler gibi.
+5
mermaidd
(25.10.25)
bu ikisini zorlayan sey yetiskin hayati. kadini bilhassa.
yetiskin olamamis iki kisi gibiler daha cok.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
yani etrafımda çok fazla boşandık ve sevgili kaldık artık çok daha mutluyuz diyen pek görmüyorum. bunun uzun sürebilecek bir ilişki turu olduğunu da düşünmüyorum çünkü evlilikte yaşanan sorunların bir şekilde tekrar edeceği, insanların tartışmalarına sebebiyet verecektir diye düşünüyorum.
+3
🌸kendinikertenkelebek
(25.10.25)
Evlilikten sevgililiğe geçiş fikri zekâ geriliği belirtisi bence ya. Üremesinler de napıyorlarsa yapsınlar.
+1
arbre
(25.10.25)
kız toksik biri erkekte pasif tencere kapak işte. bir süre böyle devam eder, şımarık sevgili baskasını bulursa pasiften ayrılır yeni sevgilisine hayatı dar eder böyle giderler işte.
+6
koela
(25.10.25)
Duygusal anlamda olgun olmadıklarını düşünmekle beraber tarafların her ikisinin de psikolojik olarak iyi olmadıklarını düşünürüm. Yakın arkadaşı olsam taraflardan herhangi birisinin psikoloğa gitmesini öneririm.
+1
ulukayin
(25.10.25)
son zamanlarda okuduğum en saçma şey.

muhtemelen erkek iktidarsız
+1
Algorix
(25.10.25)
Her ikisi de ' anlaşmalı yedekte kalma' tarafında olmuş olur.
Benzerleriyle işim biterse veya umduğum çıkmazsa arada bunu kullanırım düşüncesi var. Aile kavramı , sorumluluk vs çoğu şeyden uzak şekilde .
+2
diyecevaplandı
(25.10.25)
Elbette bir gariplik var. Bence de var. Evliyken insanların birbirine sevgisini saygısını ilgisini değiştiren şey imza mı oluyor yani anlayamadım. Sorumluluk yokken daha mı bağlılar yani? İstedikleri an başkasıyla birlikte olma yetkisi yok ki ortada, sevgili olmak birbirine bağlı olmaktır, açık ilişki yaşamak değil ki. Çok fazla saçma olmuş.
+1
muhayyer divan
(25.10.25)
Aldatmanın yolunu yapıyor. Grup seks partilerine gider işin sonu.

Edit: Başıma geldi, oradan biliyorum.
0
gabe h coud
(25.10.25)
Okan buruk-Nihan akkuş
0
Hallegadola
(25.10.25)
Kadın kişisi çalışmıyorsa, Babadan yetim maaşı alarak aile bütçesine katkı sağlamayı amaçlıyor olabilir mi?
0
Mirket
(25.10.25)
demek ki evlilik ilişkilerini monotonlaştırmış. nasılsa 7/24 aynı evdeyiz, bakımlı olmaya, dışarı çıkmaya gerek yok diye diye birbirlerine karşı özensiz ve ilgisiz hale gelmişler. nasılsa aynı evdeyiz diye birbirlerine değil başkalarına zaman yaratmışlardır. böyle böyle kopmuşlardır. kendi özel alanları da olmayınca, ev düzeninde de anlaşamadılarsa bu da huzursuzluk yaratmıştır.

sevgili olunca haftada 2 kez görüşürken özenli oluyorsun, heyecanlı oluyorsun. o enerjikliği geri istiyorlardır.

bu kişiler evlenmeden önce aileleriyle mi yaşıyorlardı yalnız mı?
-aileleriyleydilerse: evlenince özgür olacağını sandıklarından aradıklarını bulamamış ve bu durum ilişkilerini bozmuş olabilir.
-yalnızlardıysa: uzun süre yalnız yaşamanın rahatlığını bozunca evi başkasıyla paylaşmak çok zor gelmiş olabilir ve birbirlerine gıcık kapmış olabilirler kendi düzenlerine uyulmayınca.
+2
art cat chocolate
(25.10.25)
@art cat chocolate

peki ne kadar istenilen saglanabilir? ya da ne kadar sürdürülebilir bir ilişki türüdür bu? ya da sağlıklıdır?
0
🌸kendinikertenkelebek
(25.10.25)
@kendinikertenkelebek

hmm...

böyle sorunca bilemedim :d yani...

araları evli oldukları süreçte ne kadar bozuldu acaba? birbirlerine saygı ve ilgileri azaldıysa çok sürmez bence. birbirlerinden sıkılmış olabilirler, yeni kişiler tanımak isteyebilirler. evliliği de tattık bu ilişkiden bir halt olmaz baydı artık diyebilirler.

ilgileri, saygıları ve sevgileri azalmadıysa bu şekilde de devam edebilirler gayet güzel. çocuk da istemiyorlarsa ve ailenin-toplumun lafına da bakmayacaklarsa sorun yok. uzun bir ilişkinin evlilikle sonlanması şart değil.

bence okay. dedikodusu yapılıp gülünüp geçilebilir bir şey tabii çünkü evlenip boşanıp devam etmek garip geliyor kulağa. alışık değiliz bu tarz şeylere. keşke evlenmeden devam etselermiş. bu yüzden evlenmeden önce beraber yaşamayı denemek lazım. şimdi tüm eşe dosta düşmana bir güzel laf vermiş oldular.

kendimden yola çıkayım.

ben 11 yıldır ailemden uzakta bir şehirde, 7 yıldır yalnız yaşıyorum. 2 de kedim var. çok alıştım yalnızlığa. şu anda bir ilişkim var (2 yıllık gibi ama karışık biraz) ve onunla aynı eve çıkmayı hayal etmek bile beni boğuyor. yalnızlığa, sessizliğe, kendi düzenim olmasına çok alıştım. keza o da o şekilde. evlerimiz yakın ve arada bir görüşmek ve evlerde buluşmak daha rahat. aynı eve geçersem ondan soğuyabilirim. huzurum kaçabilir. ben çocuk istemiyorum, o da istemiyor. bu durumda evlilik oldukça gereksiz. düğünden ve diğer tantanalardan da hiç hoşlanmam. hiçbirine ihtiyaç duymuyorum. bu şekilde 2 yıl geçti ve başka sebepten aramız bozulmazsa, aynı evde yaşamıyoruz ve evlenmedik diye aramız hiç bozulmaz. ölene kadar bile sürebilir. bir noktada kira sebepli aynı eve çıkmak olası gözüküyor tabii :d (ülke ekonomisinin ilişkilere etkisi)
0
art cat chocolate
(25.10.25)
ikisi birbirlerini fazla sıkmış, hayatlarına fazla müdahil olmuşlar ve artık toksikleşmişler, sonra da dayanamayıp ayrılmışlar gibime geldi.

ne seninle ne sensiz durumu benim de bildiğim, tanıdığım bir durum.
bazen yakın olunca, mıknatıs gibi fazla yakın olunuluyor ve nefes alamıyor insanlar, uzakta olmayaysa dayanamıyor. sevgili olmak, sevmek ve aynı ev içinde olmak farklı şeyler. özgür yaşarken aynı evde yaşamanın sınır ve sorumluluklarını bilmiyor bazı insanlar. yadırgamıyorum. olgun değiller, büyüyememişler gibi düşünüyorum ben de bu konuda.

ayrıldık ama arkadaş kaldık aşamasına benzer bir şey olmuş bu.
ayrıldık ama arkadaş kaldık'ı bir noktaya kadar anlayabiliyorum ama "boşandık ama sevgiliyiz" biraz farklı bir trend. bunu garipserim.

bana şey gibi geliyor bu; birbirlerinin hayatına çok girmişlerdi, şimdi boşandıklarında fazla boş oldular, yalnız kaldılar, alışkanlıklarından vazgeçemediler ya da geçmek istemediler. o yüzden vites düşürdüler. bu çift belki de "boşanmadan önce evlerimizi ayırıp bir müddet ayrı kalsak, her şeyi bitirmeden önce bir de böyle denesek belki evliliğimizi kurtarırdık" diye düşünüyor olabilirler.
0
biseysorcaktim
(25.10.25)
(7)

Bu otobüste en rahat koltuk hangisidir?

hadi ya la
8 saatlik bir gece yolculuğu. Hedef olabildiğince iyi uyuyabilmek.Ekipman: Uyku gözlüğü, boyun yastığı, ANC kulaklık, ekstra hırka/örtühttps://ibb.co/pj0fncSM
8 saatlik bir gece yolculuğu. Hedef olabildiğince iyi uyuyabilmek.
Ekipman: Uyku gözlüğü, boyun yastığı, ANC kulaklık, ekstra hırka/örtü

ibb.co
0
hadi ya la
(25.10.25)
Eğer yanına biri oturmazsa 21-22 çünkü koltuğu arkaya istediğin gibi yatırıp uyursun

Teklilerden 4,7,10,13,16 iyi
orta kapının yakınına gelen 19, 20, 23 tekli koltuklara mola sırasında kapıdan çok soğuk girer
0
grimavi
(25.10.25)
21-22 arkaya yatmıyor olabilir. emin değilim. normal şartlarda 4 iyidir. çok sallamaz.

otobüs boşsa, arkası boş olan bir koltuğa geçip yatırmak daha mantıklı tabii ki..cam kenarında...
0
co2s2
(25.10.25)
travegoysa hepsi dar. setraysa 35 en arka
0
mikahakkinen
(25.10.25)
35 favorim
-1
arbre
(25.10.25)
alinmasaydi 1 derdim. su haliyle 35 diyorum.
kis vakti kapidan uzak koltuklari dah acok seviyorum, her kapi acildiginda üsümüyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
1,2,3 en kötüsüdür. Karşı taraf farı sürekli gözünüzü alır. Şöför hareketleri, şöför muavin muhabbeti rahatsız edicidir.
Orta kapı önü arkası, karşısı ve çaprazlar çok kötüdür. Muavinin geliş gidişi, servis hazırlığı falan hep tepenizdedir. Molalarda kapı açık olacağı için üşürsünüz.
Arkaya nedense muhabbetçi adamlar oturur. Yol boyu carcar konuşurlar.
En iyisi öne yakın tekli koltuklardır. Önünüzdeki Ayı koltuğu kucağınıza yatırmadığı sürece rahat edersiniz.
0
Mirket
(25.10.25)
mercedes amblemi(yıldızı) büyük olmali,
internette sirket ismini ara,
kazaya karismayan eski sirketleri tercih et,

static.bilet.com
0
designer
(25.10.25)
(12)

kız arkadaşım resimler gördü ve..

baldan kaymak
fotoğraf uygulaması yedeği varmış. senelerdir girmediğim çöplük. Ve ayrılmak istedi. Yan yana çekildiğim resimler vardı geçmişten, onları gördüğünü söyledi. Ne yapmalıyım? Ondan sonra olan hiçbişi yok.Çok üzgünüm düşünemiyorum lütfen napmam gerektiğini salağa anlatır gibi..
fotoğraf uygulaması yedeği varmış. senelerdir girmediğim çöplük. Ve ayrılmak istedi. Yan yana çekildiğim resimler vardı geçmişten, onları gördüğünü söyledi. Ne yapmalıyım? Ondan sonra olan hiçbişi yok.

Çok üzgünüm düşünemiyorum lütfen napmam gerektiğini salağa anlatır gibi..
0
baldan kaymak
(24.10.25)
Olgunlaşmamış biriyle ilişki sürdürmek istemiyorum. Kendine iyi bak. Diyorsun.
+9
arbre
(24.10.25)
Konu bir iki gün soğusun sonra açıklamanı yaparsın, kendini aşırı açıklamaya çalışma sadece olanı anlat. Bundan sonrası ona kalmış istediği kararı verebilir

Geçmişindeki fotoğrafları silmeliydin vs argümanı da duygusal manipülasyon. Bazı insanlar fotoğrafları siler bazıları silmez. Bunu kabullenmeyecek insanlar da özgürce başka yollara gidebilir.
+1
grimavi
(24.10.25)
olgunlaşamamış +1
eskiden ben de böyleydim. olay çıkartırdım her şeye. sen açıklamanı yap inanmıyosa bye bye de.
+2
matilda
(24.10.25)
Mal mı bu afedersin onları görmeseydi yaşanmamış mı olacaktı.

Yaşanmış ve görmüş işte ne var bunda benim liseden beri fotoğraflarım duruyor (2012)

Merak edip bakarken ne görmeyi bekliyordu acaba?

Kızlarda şey tribi oluyor. Eskiyse neden silmiyorsun.s.s.s işim gücüm yok binlerce fotoğraf arasından eski foto arıycam.

Saniyorlar ki yalnız kalınca gizli gizli eski sevgililerimize bakıp ağlıyoruz herhalde... değişik bir kafa.

Ben şahsen olsa ve görsem çok isterim, merak ederim yani. Eşim her şeyi silmiş, bu daha rahatsız edici.
+7
ananiyimioguz
(24.10.25)
Derin derin nefes al geçecek. Kendini daha iyi hissedince her şey bu kadar karanlık olmaz ve daha iyi konuşur ona göre kararlar verirsin.
-1
i'm gonna start a revolution from my bed
(24.10.25)
Kız arkadaşına olgunlaşmamış diyenlere katılmıyorum bazı takıntılı adamlar var ki ben de denk geldim eski sevgililerinin hepsinin fotoğrafları bi köşe saklı duruyor. Belki hala ona karşı bir şeyler hissettiğin için sakladığını düşünmüş olabilir. Bir kaç gün müsaade et ardından @grimavi dediği gibi açıklamanı yaparsın. Şayet açıklamadan sonra görüşmek istemiyorsa yapacak bir şey yok
+2
mermaidd
(24.10.25)
Kıza da hak veriyorum benim de birebir takıntılı olarak takip edildiğim oldu, çok ürkütücü.
Seni de öyle sanmış olabilir.
Sakin kafa ile konuşun güvenemiyorsa yapılacak başka şey yok.
0
cilekli pasta
(24.10.25)
Gecmis olmus bitmistir geri gidip mudahele sansinin olmadigi bir yerdir. Ayrica iyi ya da kotu insanin anilarini saklamasi kadar dogal bir sey olamaz. Fotograflarin duruyor olmasini, hala o kisilere karsi duygusal hisler besleyebilecegin anlamini cikaran insanlarla birlikte olma. Kimse kendini guvende hissedecek olgunlugu gosteremiyor diye gecmisine dair olanlari silme. iyi de olsa kotu de olsa gecmis senin gecmisindir. Gecmisin gecmiste kaldigini bilip bunu sindirebilecek olgunlukta olmayan biriyle vakit kaybetme.
+2
tezek
(24.10.25)
ayrıl abi, ne işin var. böyle bir psikolojinin kime ne faydası olacak.
0
gabe h coud
(24.10.25)
Ben şahsen birlikte olduğum kişinin eski sevgilisiyle fotoğraflarının arşivde dağınık bir şekilde kaldığını görsem daha rahat hissederdim. Bu durum özellikle hepsini silmiş olmaktan daha umursamazca duruyor.

Sadece bu kişiyle olan fotoğrafları ayrı bir klasörde titizce gruplanmış olarak bulsam biraz rahatsız olurdum ama yine de ayrılma noktasına gelmezdim.

Ayrılma noktası benim için fi tarihinden kalma fotoğrafların derli toplu şekilde güncel, kolay ulaşılabilir bir yerde ve hatta belki diğer eski sevgilerle olan fotoğraflarla da birlikte bir arada bulunması olurdu. Bu @mermaidd'in dediği yere denk düşüyor.

Böyle bir durum yoksa olgun bir davranış değil +1. Bence de kendi açınızdan olayı anlatıp sonrasında çok ısrarcı olmayın.
+2
akhenaten
(24.10.25)
bir iki gün bekle. sonra karşına alıp bu resimleri gördükten sonra ayrılmak istemesinin asıl sebebini öğren. resimleri sakladığını mı düşündü, yoksa ondan önce biriyle çıkmış olmana mı öfkelendi?
sakladığını düşündüyse açıklamanı yap, yedek olayını anlat. hala inanmıyorsa postala.
ondan önce biriyle çıkmış olmana öfkelendiyse, postala.

bu ne ya çocuk gibi
0
nolmus yani
(24.10.25)
ohooo daha şimdiden böyle şeylere ayrılmak istiyorsa işin iş geçmiş olsun
0
Hallegadola
(24.10.25)
(5)

vejetaryen veya vegan olan var mı?

art cat chocolate
aranızda vejetaryen veya vegan olan var mı? ne zamandan beri? nasıl karar verdiniz?vegan veya vejetaryen olmayı düşünen var mı?ben 2.5 yıldır vejetaryenim. antalya yangınlarından sonra ciddi şekilde düşünmeye başlamıştım, oradaki hayvanları öyle görmek beni çok üzdü. zaten instagram'da gördüğüm vide
aranızda vejetaryen veya vegan olan var mı? ne zamandan beri? nasıl karar verdiniz?

vegan veya vejetaryen olmayı düşünen var mı?

ben 2.5 yıldır vejetaryenim. antalya yangınlarından sonra ciddi şekilde düşünmeye başlamıştım, oradaki hayvanları öyle görmek beni çok üzdü. zaten instagram'da gördüğüm videolar da beni çok etkiliyordu. zamanla azalttım ve bir gün önümdeki tavuk etini yarıda bıraktım ve daha fazla yiyemeyeceğimi anladım. gözüme canlı halleri geliyordu.

gayet et seven ve yiyen bir insandım, yıllar önce asla olamam vejetaryen herhalde demiştim ama oldum.

b12 eksikliği de demir eksikliği de yaşamadım; kansızlığım olmadı. kremalı makarnalara abandığım için kolesterolüm ve trigliseridim yükseldi. 3-4 aydır da bu makarnaları yemeyi bıraktım, sebze odaklı besleniyorum. vegan köfteler yiyorum. vejetaryen olmadan önce de her türlü sebze yemeğini ve baklagilleri çok severek yiyordum zaten. hiç zorlanmadım. kilo vermedim.

giyimde ise veganım, asla gerçek deri/kürk bir şey almıyorum. kozmetikte de veganım.
+1
art cat chocolate
(22.10.25)
2015 den beri etik nedenlerden vejetaryanım, mümkünse giyim ve yiyecekte vegan seçeneği tercih ediyorum

Örneğin dışarıda menüde hem vejeteryan hem vegan seçenek varsa vegan olanı tercih ediyorum

Mutfak becerilerin ve repertuarın geliştikçe hem aç kalınmıyor hem de sağlık sorunu yaşamıyorsun. bu coğrafya, market ve pazarlar, tencere yemekleri ve zeytinyağlılar kültürümüz buna çok uygun
0
grimavi
(22.10.25)
Vegan veya vejetaryen degilim olmayi da dusunmuyorum ama sorunuza su anlamda destek niteliginde cevap vermeden gecemedim. Hangi videoydu bilmiyorum ama ben de bir video izledim ve videodaki her konuda kesinlikle hakli olduklarini dusunuyorum. Hayvancilikla ilgili buyuk degisikliklerin olmasi cok iyi olurdu. Eskiden koylunun bir cesit yan gelir kaynagi ve beslenme kaynagi iken simdi ozellikle kucuk bas orta-buyuk sirketlerin ticarethanesine dondu.

Tavuk konusunda ben de yerken olumsuz hissiyatlara giriyorum. Mumkun oldugunca uzak durmaya calisiyorum. Digerleri en azindan gorece normal bir hayat yasamis olabilir diye dusunuyorum. Verimlilik adina hayvanlara eziyet edilmesine karsiyim ama hayvan yemenin de dogamizin bir parcasi oldugunu dusunuyorum. Et fiyatlari 2'ye katlansa da bu isler biraz daha eski usul/insani sekilde yapilsa hic bir sikayetim olmaz.
0
mbond
(22.10.25)
Yemekte vejeteryanim sanırım bir 5 senedir, giyim ve kozmetikte veganim son 2 senedir.

Oldum olası et yemeyi hiç sevmedim, tadı hoşuma gitmiyordu ama ara sıra balık yerdim. Demir oranim dolayısıyla çocukluktan beri hep düşük ya da sınırda. Sonra balıktan da tiksinmeye basladim. Son 5 senedir de hiçbir canlıya yapılan en ufak bir işkenceyi midem kaldırmaz oldu. Özellikle korumasız, savunmasız, masum herkes için. Mecazi anlamda değil gerçekten midem bulanıyor bu tür şeylere tanıklık ettiğimde, biri sanki midemi alıp elinde bukuyor gibi oluyor. Sonra bu konuda birkaç videoya denk geldim. hayvanlara özellikle kozmetik açıdan nasıl eziyet edildiğini 10s görmem yetti vegan olmak için. Veganlik bu açıdan geç geldi çünkü kozmetik hiçbir ürün kullanmıyorum. Doğal şeyler kullandığım için işin bu etik dışı boyutundan bihaberdim.

Yemek düzenimi değiştirecek bir durumum olmadı dolayısıyla.
0
truf
(22.10.25)
Veganlığı seçmek isterim elimden geldiğince giyimde kozmetikte vs dikkat etmeye çalışıyorum, sadece yemek konusunda yapamıyorum.
30’lu yaşların başından itibaren dönem dönem bu konuyu düşünüyorum etik olarak çok doğru bulduğum fakat kendi hayatımda uygulamaya geçmekte zorlandığım bir durum.
Her şeyin birbiriyle bağlantısı olduğunu düşünüyorum “etin cinsel politikası”nı okuduğumdan beri vegan değilsem feministliğimin bile “yarım” olduğuna inanıyorum bu durum beni gerçekten çok üzüyor.
Üç farklı diyetisyenle çalıştım belli bir aşamaya gelince hepsine böyle bir düzene geçme konusunda danıştım hiçbiri bana bunu önermedi bu yüzden olması gereken kiloma ulaştığım zaman kendisi de vegan olan birine gidip destek alarak bu yola adım atabilmeyi çok istiyorum.
Bana lazım olan şey biraz dirayet biraz da cesaret sanırım insanlara bir yaştan sonra ben artık bu düzene geçtim demenin beni nasıl etkileyeceğini bilmiyorum böyle çekincelerim var.
Bu konuda tecrübe sahipleri tecrübelerini paylaşabilirse benimle çok mutlu olurum.
0
mutekebbir
(22.10.25)
hayvanlara karşı zaafım var. ben de et tüketmek istemiyorum ama olmuyor işte ;(
0
Algorix
(22.10.25)
(9)

Sizce hangisi?

love and trust
Trekking bot almayı düşünüyorumKararsız kaldım, Sizce hangisi daha güzel(Baaağyan giyecek)https://ty.gl/xz9o0dbd4j9j3https://ty.gl/hy49ok9hycsu5https://ty.gl/d29osmsvysx4b
Trekking bot almayı düşünüyorum
Kararsız kaldım, Sizce hangisi daha güzel
(Baaağyan giyecek)

ty.gl
ty.gl
ty.gl
0
love and trust
(22.10.25)
hepsi aynı gibi ama 3
+1
elorelia
(22.10.25)
Şehirde kullanacaksan alma kayıp düşersin
0
grimavi
(22.10.25)
Gerçi üçünde de var gibi duruyor ama bir tanesinin materyalinde süet yazıyor. Süetin suyla temasından sonra alacağı renk ve şeklin nasıl bir iğrençlikte olacağını merak ettim ben.
Su geçirmez bir üründe süetin işi ne konusuna akıl erdiremedim.
Bilmediğim bir teknoloji geliştirdilerse bilemem de, kafamda oturmadı olay.
Google'a süet ve su yazın. Olmayacağına dair mutlaka yazılar vardır.
0
Mirket
(22.10.25)
Şehirde giyeceksen vibram tabanın şehirde giymeye uygun taban çeşitleri var, onları araştır derim.

Trekking botta estetik aramak çok mantıklı değil, hangi koşullarda giyeceğine göre teknik bakmak lazım.



Edit: o zaman 2
0
Bruce
(22.10.25)
Şehirde giymeyeceğim. Tamamen toprak ve karlı zeminde giyeceğim.
0
🌸love and trust
(22.10.25)
3
-1
arbre
(22.10.25)
hicbiri.
tabanlari cok duz. toprak ve karli alana uygun degil, kayarsiniz.
ben bu modelden (onceki sezonlardan) kullaniyorum cok mutluyum. www.asics.com
-1
65 derece
(22.10.25)
bunlar yuksek bilek korumali. backpacking yapilmayacaksa gereksiz agir botlar.

cok hardcore trekking yapilmayacaksa daha hafif modeller mantikli olur falcon, acadia gibi.
+1
antikadimag
(22.10.25)
Hardcore trekking kıstasınız nedir bilmiyorum ama ayda 1-2 kere 17-18 kmlik parkurlar yürünecek. Bilekli olması zaten özellikle tercih sebebi. Almışken bir kere alayım’cılardanım, 3bin-5binlik modeller de var, zengin değilim bir süredir almayı gözlüyordum, sonunda denkleştirip aldım. Asolo tercih etmemin sebebi, ayağı iki yandan kavrayıp sıkı bir görünümü olması. Muhtemelen rahattır da

Hiçbirisini değil şunu aldım;

www.atmosferoutdoor.com
0
🌸love and trust
(22.10.25)
(5)

Hazır ekmek hamuruna yumurta eklemek

selamun aleykum kitty
Hazır alınmış (kabarmış halde kullanıma hazır) mayalı ekmek hamuruna yumurta ekleyip poğaça yapsam nolur sizce iner mi hamur
Hazır alınmış (kabarmış halde kullanıma hazır) mayalı ekmek hamuruna yumurta ekleyip poğaça yapsam nolur sizce iner mi hamur
0
selamun aleykum kitty
(21.10.25)
Hamura eklemeye çalışma, yumurtanın sadece sarısını bir kapta çırp ve fırına atmadan önce hamurların üstlerine fırçayla sür

youtu.be
2.20 zamanı
0
grimavi
(21.10.25)
Eklemem lazım çünkü yumurtalı bi poğaça yapmam gerek :(
0
🌸selamun aleykum kitty
(21.10.25)
bir miktar inecektir illa ki.. ama ne olacak ki, 15 lira bir ekmek hamuru, 5 lira yumurta. 2 tane de bulaşık yıkayacaksınız?!? deneyin, sonuçları bize de bildirin.
+1
co2s2
(21.10.25)
Misafirlere rezil olmayalım da bildiririm
0
🌸selamun aleykum kitty
(21.10.25)
hamuru ikiye bölün, yarısını yumurtalı yapın. yarısı garanti yarısı deneysel.
+1
Etanglement
(22.10.25)
(4)

outdoor bot seçimi

nindelaranel
şehir içinde giyeceğim (ankara) bir outdoor bot arayışındayım. salamon giydim memnun kalmadım. sürekli yanları patlıyordu. aşağıdakilerden hangisini seçerdiniz1) https://www.alpinist.com.tr/urun/scarpa-moraine-mid-gore-tex-erkek-outdoor-ayakkabi?srsltid=AfmBOopiEULx_r1ktX1c715WJq2Pd3veZlW1LLD-lCDJ7S
şehir içinde giyeceğim (ankara) bir outdoor bot arayışındayım. salamon giydim memnun kalmadım. sürekli yanları patlıyordu. aşağıdakilerden hangisini seçerdiniz

1) www.alpinist.com.tr

2) www.boyner.com.tr
0
nindelaranel
(21.10.25)
Benim trekking kulübündeki liderlerden biri bu markayı önerdi:

www.k2outdoor.com.tr
+1
auroraaurora
(21.10.25)
benim yürüdüğüm bir hoca da aşağıdaki markayı önermişti. ucuz bir modelini aldım ve beğendim ben.

www.trendyol.com

bu arada şöyle de bir ekleme yapayım. özellikle botların (normal ayakkabılar için de geçerli aslında) ömrünü uzatmak isterseniz aynı botu iki gün üst üste giymeyin. en az 1 gün ara ile giyin ki ayakkabının içi yeterince kuruyabilsin. "çok kaliteli tek bir bot alayım, yıllarca giyeyim" olmuyor maalesef. en az iki farklı bot çok daha uzun ömürlü olur.
0
shadowfollower
(21.10.25)
Şehir içinde outdoor bot giyilmez. Kaymaz taban vs dedikleri doğa şartlarında taşa tutunur, çakıla tutunur, kayaya tutunur kaymaz fakat şehir içinde bazı kaldırımlarda, dükkan önü zeminlerde, ıslak asfaltta o tabanlar paten gibi kayabilir

Şehir içinde kaymaması için "kauçuk tabanlı" klasik cat tarzı botlar iş görür
+1
grimavi
(21.10.25)
eksisozluk.com

burada detayli yazdim. özetle grimavi dogru soylemis. bulabilirsen dogal kaucuk(rubber) bir bot alip giymen lazim. red wing, buttero ilk akla gelenler.

vibram taban mermer zeminde feci kayar.
0
antikadimag
(22.10.25)
(7)

Herıld yani tribün…

tahirkemalbozoglu
Bu sözü daha once kullanan veya ilk defa duyan kimler????
Bu sözü daha once kullanan veya ilk defa duyan kimler????
0
tahirkemalbozoglu
(21.10.25)
Herıld yani tabirini biliyorum ve maalesef kullanırdım. :( Tribünlüsünü duymadım.
0
auroraaurora
(21.10.25)
"herıld yani" 80'lerin sonu 90'ların başında zamane gençliğinin kullandığı bir kalıp idi. çok duyduk, çok kullandık zamanında.

tribün nedir bilmiyorum.
0
kibritsuyu
(21.10.25)
"herıld yani" tabirini kullanırdık küçükken. tribünü duymadım ama.
0
elektr10
(21.10.25)
Herald tribune diye bir gazete var, filmde bunu gören biri herıld yani esprisini herald yani tribün olarak geliştirmiş olabilir

Bazen bu espriler küçük bir grup içinde kullanılıyor. Üniversitedeyken beğendiğimiz bir şeye nice diyorduk sonra da reklamlardan dolayı nicer dicer demeye başlamıştık :)
+1
grimavi
(21.10.25)
olsa olsa Ferhan Şensoy'un icat ettiği bir kelime bütünüdür bence.
0
unalub
(21.10.25)
Ben kullanmadım ama bir dizi karakterinin sürekli kullandığı bir tabir olarak kalmış aklımda muhtemelen onun etkisiyle de insanların günlük kullanımına girmiştir, yabancı gelmiyor.
Tribün detayı yok bende de.
0
mutekebbir
(21.10.25)
herıld yani çok ama çok popülerdi, ben de kullanırdım çocukken. ama türibini bilmiyorum.
0
gadlemler
(21.10.25)
(6)

Instagram istemek

arbre
Bir yerde düzenli olarak karşılaştığım ve beğendiğim bir kız var. Instagram/telefon nasıl isteyebilirim? Şu ilk adım konusunu çözsem gerisi benim için çok kolay. Bu adım bana çok zor geliyor. Ciddi ciddi nerede nasıl tanışıp sevgili oluyorsunuz? Sevgilimin olmamasından sıkıldım. Mantıklı fikirler is
Bir yerde düzenli olarak karşılaştığım ve beğendiğim bir kız var. Instagram/telefon nasıl isteyebilirim? Şu ilk adım konusunu çözsem gerisi benim için çok kolay. Bu adım bana çok zor geliyor. Ciddi ciddi nerede nasıl tanışıp sevgili oluyorsunuz? Sevgilimin olmamasından sıkıldım. Mantıklı fikirler istiyorum. Sağ olun.
-10
arbre
(20.10.25)
hocam sen her gün neden birine aşık oluyosun. hızına yetişmek çok güç.
+18
koela
(20.10.25)
insanlar yüzyüze görüşebilmek için iletişim bilgisi ister sen zaten yüzyüze olduğun biriyle flörtü online a taşımak istiyorsun

Flörtün, sohbetin gerçeği ve heyecanı yüzyüze olur, buradan devam etsene
+8
grimavi
(20.10.25)
Tanımadığın insanlara yaklaşıp instagram istemek Türkiye'de işe yaramaz. Anında sapık olarak etiketlenirsin. Düzenli olarak karşılaşıyorsan önce birkaç kez ayaküstü sohbet edecek ortamı yarat. Ondan sonra tepkisine göre instagram istersin. Nasıl bir ortamda karşılaştığını bilmediğimiz için ne konuşman gerektiğini biz söyleyemeyiz.
+7
synesthesia
(20.10.25)
önce bi yerde kahve içelim mi /yemek yiyelim mi diye sor, onun da niyeti varsa evet der, orda iletişim bilgisi alabilir miyim diyip alırsın. olacağı yoksa da bi gerekçe bulup reddecektir zaten.
+1
beatbox yapan metalci
(20.10.25)
@grimavi çok kafa adamsın ha. +1

@arbre Sen sürekli birilerine yürümeye çalışıyorsun ama sürekli olarak ilk adımda donuyorsun farkında mısın, burada ciddi stres olduğu zaman donar insan (3 tepkiden biri kaçma biri savaşma biri donma). Bence savaşma tepkisine evrilmen lazım, git insani iletişim kur. Evet durduk yere kendini tanıtmak ve onu tanımak istediğini söylemek büyük bir şey ama bu donma işini aşmazsan kuruyup gidersin Allah korusun arbre 😋
+2
muhayyer divan
(20.10.25)
algoritmalara guven @arbre. kzila yeterli siklikta ayni ortamda ayni duzende bulunursan, algortma tanrilari sana kizi onerecektir.
0
taurina
(21.10.25)
(10)

Yatak odası kapı askısı

Bruce
Yatak odanızın kapısının üzerinde askı var mı, varsa kıyafet mı asılı?
Yatak odanızın kapısının üzerinde askı var mı, varsa kıyafet mı asılı?
0
Bruce
(20.10.25)
yok.
0
deartheodosia
(20.10.25)
Kot ceketim asılı askıyla birlikte

Temsili olarak:
i.ebayimg.com
0
grimavi
(20.10.25)
Var, çanta asılı genelde, kıyafet nadir asarım kapı arkasına
0
kuehles blondes
(20.10.25)
var. milyon tane eşarp...
0
yadigar
(20.10.25)
İkea'nın kapı arkası askısı var. Üstünde de giyilmiş ama daha makineye atma kıvamına gelmemiş, tekrar giyilebilecek kıyafetler asılı. Pantolon, kazak, swaeshirt vs.
+1
kibritsuyu
(20.10.25)
Sabahlıklar ve kolyelerim asılı.
0
auroraaurora
(20.10.25)
Evet çantalar hırkalar var. Odada yer az olunca işe yarıyor
0
pembediken
(20.10.25)
eski evimde vardı, taşınırken almayı unuttum, kaldı orda. Şimdiki evimde duvarda iki askı var biraz köylü işi sddjs onları kullanıyorum.

Pantolon işinde her gün "bugün hangi pantolonu giysem" diye düşünmeyi ve ceplerindekini/kemeri değiştirmeyi sevmediğim için giydiğim pantolonu oraya asıyorum ve yıkama zamanı gelene kadar ordan alıp giyiyorum.
+1
nundu
(20.10.25)
var, bornozum havlum ve röbdoşambrım asılı.
0
co2s2
(20.10.25)
yok
0
gabe h coud
(20.10.25)
(3)

Mavi ve levis kotlar

kanepeee
1. mavi'deki hunter ve martin modellerinin levis'te karşılığı var mıdır? Düz paça, düz bacak.2. mavi'deki bedenler levis'teki bedenlerle aynı mıdır?
1. mavi'deki hunter ve martin modellerinin levis'te karşılığı var mıdır? Düz paça, düz bacak.
2. mavi'deki bedenler levis'teki bedenlerle aynı mıdır?
0
kanepeee
(19.10.25)
1. Bilmiyorum.
2. Olabilir ama olmayabilir de. Bedenler, aynı marka içinde modelden modele dahi değişiklik gösterir. Bu nedenle denemek şart.

Levis biraz bildiğim bir marka ve aynı kodlu modelleri dahi yıldan yıla değişiyor. 501 zamanla daraldı bollaştı beli indi kalktı vs. Bu durum Mavi'de nasıl bilmiyorum ama Levis'ta bunu bizzat tecrübe ettim.

Özetle, denemek şart.
0
10551037
(19.10.25)
Levis ın klasik 501 modeli normal bel ve düz kesim bunlara denk geliyor
0
grimavi
(19.10.25)
levistaki bedenler bile aynı değil. iki tane 501'im var. biri 26 biri 27 beden ve kumaş tipleri bile farklı. mutlaka gidip denemek lazım.
0
elorelia
(20.10.25)
(9)

Görece ağır sakatlığınız varken nasıl pozitif kalabiliyorsunuz?

kuehles blondes
Selam, uzun olacak biraz sanırım. Özet: çok aktif bir insanken şu anda çeşitli sakatlıklar dolayısıyla desteksiz oturup kalkamaz haldeyim ağrıdan ve “daha iyi olucam, geçecek” “yine de halime şükrediyim, ne derdi olan insanlar var ben yine iyiyim aklım yerinde” vs gibi şeyler diyemiyorum. Tam tersin
Selam, uzun olacak biraz sanırım.

Özet: çok aktif bir insanken şu anda çeşitli sakatlıklar dolayısıyla desteksiz oturup kalkamaz haldeyim ağrıdan ve “daha iyi olucam, geçecek” “yine de halime şükrediyim, ne derdi olan insanlar var ben yine iyiyim aklım yerinde” vs gibi şeyler diyemiyorum. Tam tersine “eskiden yapabildiğim hiçbişeyi muhtemelen bir daha yapamıcam” “gencim ve oturup kalkamıyorum, halime bak” diye ağlıyorum sürekli. Normalde sağlık dışında olumsuz/umutsuz gözüken bi durum olduğunda pes eden bi insan değilim ama sağlık olunca ve günlük hayatımı bu kadar etkileyince çok pesimistim. Siz böyle ağır sakatlık geçirirken vs nasıl pozitif kalabiliyorsunuz?

Uzun versiyon:
Ben normalde çok aktif, o doğa yürüyüşü rotası senin, bu bisiklet rotası benim biriy(d)im. Normalde de yürür(d)üm, bol seyahat eder(d)im.

Dizimde bir sıkıntı var, arada bu aktiviteleri yaparken bazen kendisini hissettiriyordu ama doktorlar ok veriyordu yani hiking ve bisiklet için ve ben de ona göre tenis, voleybol vs oynamıyordum.

Neyse ben zaten biraz sorunlu olan dizi tekrar sakatladım, ayağımı sürüye sürüye yürüyebiliyorum, günde 2 ağrı kesici almadan hayatıma devam edemiyorum ve kasım ortasında ameliyat olacaktım ama salak gibi kayıp düştüm ve sağlam olan dizimi de sakatladım. Şu anda 2 ağrı kesici bile zor yetiyor, oturup kalkamıyorum, yürüyemiyorum, ayakta dururken dengemi kaybediyorum vs. be başka bir sebepten ameliyatım ertelenmek zorunda vs.

Doktor ameliyatın zaten çok başarılı geçse bile sadece max %70 iyileşme getirebileceğini belirtti ve ben evde durduğum her an, ayağa kalkamadığım her an “zaten artık bisiklete de binemicem muhtemelen asla” “doğa yürüyüşlerini unutup örgü örmek gibi hobi filan edineyim” diye diye dolanıyorum. Sürekli negatifim, öteki dizi de sakatladığım için iyice umutsuzum. Çok daha kötü durumda insanlar olduğunu biliyorum, halime yine de şükretmem gerekiyor biliyorum ama yani o kadar zor geliyor ki.

Siz böyle bir sakatlık/hastalık vs geçirirken nasıl pozitif kalıyorsunuz? Nasıl yardım aldınız? Destek vs?
0
kuehles blondes
(19.10.25)
Aa duyurunun eskilerinden kuehles, %70 toparlamak iyi bir oran fakat ev atmosferi seni iyice karamsar yapmış, umarım ameliyattan sonra bir sene içerisinde toparlarsın da neredeeen nereye diye tekrar bu duyuruyu okursun :)
+1
grimavi
(19.10.25)
İyileşmenin parçası olarak bir süre yas tuttum. Niye ben, niye şimdi diye isyan ettim. Üzülüyorum hala tabii, ama kabullendim bir yandan. Belli bir yaştan sonra depresif ruh hali de mi çok geçiyor, yoksa ben mi daha iyi baş etmeyi öğrendim, bilmiyorum ama kısa sürede normal hayatıma döndüm.
+1
auroraaurora
(19.10.25)
Birkaç ay önce deadlift yaparken yıllar önce olduğu gibi yine belimi sakatladım. 1 hafta yataktan çıkamadım, 1 ay evden doğru dürüst çıkamadım. Bisiklet sürerken yine incittim iyileşme süresi uzadı falan.. İkicinci ayın sonunda ağrı bitti nihayet yine spora başladım. Acı lineer şeklinde azalmadığı için o ara ben herhalde o anki acıyla ya da ona yakın bir şeyle hayatıma devam ederim gibi geliyordu. O zanla oturup dizlerimi dövmedim. Yürüsem yeterdi. Aktif spor yapmayan kim düzenli şekilde koşuyor ki zaten. Hatta sor etrafına 10 kişinin çoğu en son ne zaman koştuğunu hatırlamaz. Yürü yeter yani. Hiking yapmayıver nolacak. Kaç kişi hiking yapıyor ki, mutsuz mu sanki yapmayanlar.

Özetle yürümeyi hedefle. Yüzde 70 iyileşme de oran olarak iyi sanki. Yüzde 50 iyileşme yürümek için yeter gibi geliyor bana :)

Geçmiş olsun.
+1
beyfendi
(19.10.25)
Hersey olacagina variyor,
cok fazla kafa yorup üzülmemek gerekiyor,
sana fayda etmeyen beslenme aliskanliklarindan uzaklas.
+1
designer
(19.10.25)
aktif basketbol oynarken 2006 yılından ön çapraz bağlarımı kopardım ve hayatta en zevk aldığım şey olan spordan uzak kaldım. 20 kg aldım. ilerleyen süreçte çok nadir futbol oyanasam da, basketbolu bırakamadım ve sadece şut çektim.
2023 yılında minisküs parçalanması ile tekrar ameliyata girdim ve aynı anda ön çapraz bağlarım tekrar kopmuştu. sırf kızımla çömelip kalka bilmek, oyun oynamak için ameliyat oldum. 1 ayda ayağa kalkmam gerekirken dizim enfeksiyon kaptı. Aynı bölgeden 1 ay içinde 2. ameliyatımı oldum. Hayatta en zevk aldığım şey ve beni mutlu eden şey olan sporu bırakmak zorunda kaldım. 3 ay yattım. minisküssüz ve çömelmekte zorlanan bir insan olarak hayatıma devam ediyorum. kızımla oynarken zorlanıyorum. tek yapabildiğim spor yüzme ve bisiklet.

ayak kopmadığı sürece sıkıntı yok. ameliyat sürecinde günde 3 ağrı kesici ve yaklaşık 10 tane antibiyotik içtim. 2 ay boyunca karnımda kan sulandırıcı iğne oldum. çocuğum olmasaydı farklı olurdu. gerçekten acılarım yüzümden çok sıkıntı çektim. intiharı düşünür gibi oldum.

zor ama ne sıkıntı çeken insanlar var. kanser, ampüte, sürekli ağrılı hastalıklar vb. canını sıkma.
+1
mikahakkinen
(19.10.25)
çok çok çok geçmiş olsun.

yıllar önce el bileğimden benzer bir ameliyat geçirdim, çok ağrım vardı. ameliyat sonrası 1 yıl kadar ağrılarım devam etti ve şu an bir şey kalmadı eğer çok zorlamazsam, ağırlık kaldırmazsam. oluyor böyle şeyler. tek tavsiyem üzerinde düşünüp moralini bozmaman.
+1
deartheodosia
(19.10.25)
çok geçmiş olsun, bildiğin üzere bazı kalıcı/ölümcül hastalıkların insan psikolojisi üzerinde evreleri oluyor. 5 evre ben bunları yakınlarımda çokça görmek zorunda kaldım. hepsi de ölümcül hastalıklar sebebiyle.


geçmişte omurgam dolayısıyla çok sıkıntılı günler geçirdim ve inanılmaz ağrı kesiciler kullandım öyle ki ne karaciğer kaldı ne safra kesesi. bu durumu da toparlamak için ayrıca uğraştım. morfin falan gayet sıradan kalıyor kullandığım ağrı kesiciler arasında. tabi bunun esktradan kaza belası kaburga kırığı ıvırı zıvırı var.


şunu farkettim. insan başına geldiği zaman kesinlikle altından kalkamam, ben bununla nasıl yaşayacağım gibi şeyler diyor ama bir süre sonra çok da zor olmadığını, kabullenebildiğini farkediyorsun. eğer geçici bir süreçse oha lan ben geçmişte nelerle uğraşmışım, başıma neler gelmiş falan deyip geçiyorsun. bir de insan canı çok tatlı dayanıklı bir yapım vardır ama ne kadar çok ağrı sızı çekersen psikolojik olarak direncin o kadar azalıyor.(acıya dayanma eşiği demek istedim sanırım) ben aylarca inanılmaz ağrılar çektim, yataktan kalkamadım. yatakta bile yatamadım. yemek yiyemedim. çok çok uç noktadaki acılar. kaburga kırığı falan vız gelir tırıs gider yani. neyse böyle şeyler yaşayınca gün geliyor ufacık bir baş ağrısı bile seni zorlayabiliyor. hastalıkta konfor ve kafanın rahat olması çok önemli.


psikolojik yardıma ihtiyaç duyuyorsan bundan çekinme. mesela insan sürekli hareketsiz kalınca uyuyamıyor, uyuyamayınca zaman geçmiyor, zaman geçmeyince bire bin katıp düşünmeye daha da mutsuz olmaya başlıyor. ben beyin cerrahına demiştim ameliyat sonrası ben yorulamıyorum dolayısıyla uyuyamıyorum diye. bana bi ilaç yazmıştı ufak bi sakinleştirici gibi bişey. o ufacık hap bile benim konforumu çok arttırmıştı. ha bi ara kullandığım diğer ağır ilaçlarla tepkiye girip tavanda çiçekler böcekler görmeye başlamıştım ama ilaç saatlerini biraz kaydırınca düzelmişti. bu yazdılarımı tamamen yaşadıklarım ve çevremdeki insanların yaşadıklarına dayanarak yazdım. doktor falan değilim.


bunlara bir örnek vereyim. 5.5 ay palyatif bakımda kaldım annemin yanında. hastaneye girdiği ilk hafta çok kötüydü, ondan sonra ağrılarını sızıları fentanil vb kesilince ve güven altında olduğunu bilince kadın mutlu olmaya başladı. ölümüne üç saat kalana kadar o kadar çok olumsuz duruma rağmen mutlu ve yüzü gülüyordu. rahmetli anacığım tıp doktoruydu bu arada yani herşeyin net olarak farkındaydı, iki doktorla görev ihmali sebebiyle sorun yaşadık o ara ihmalden ağrıları sızıları çok artmıştı, başhekimle görüşüp sorunu çözemeyince sağlık bakanlığına ulaştım. bir hafta sonra sağlık bakanı bizzat hastaneye gelip baş hekimi görevden alıp gitti. ihmali buradan düşünün. bu arada aklınıza nüfuslu birisi olduğum falan da gelmesin. sadece net olarak yapılan ihmalleri, başhekimle sonuç alamadığımı hasta yakını olarak annemin doktor kimliğini de ekleyerek şikayet olarak gönderdim. zaten inanılmaz derecede sorun varmış bu bardağı taşıran son damla olmuş.


çok güzel bir andı. benim bişeyden haberim yok dışarda sigara içiyorum. birden çakarlı arabalar korumalar falan. bu arada başhekim merdivenlerin başına çıktı sağlık bakanı milletin elini sıka sıka merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı. başhekimin elini sıkmadı, yüzüne bile bakmadı. sinirli sinirli yukarı çıktılar indiklerinde başhekim artık yoktu.
+1
Fodera
(20.10.25)
benzer hisler içerisindeyim. uzun süredir yüzme, egzersiz, ve dikkat etme ile yönettiğim skolyozum var. koluma ve bacağıma vuran ağrı, karıncalanma hissi ile bu sabah doktora gittim. doktor ameliyat gerekebileceğini söyledi. seneye japonya planı yapmıştım, ilk kez kendi başıma tatil yapacaktım yalan olacak muhtemelen.
+1
inheritance
(20.10.25)
geçmiş olsun.

inan bana herkesin hayatının bir döneminde benzer tecrübeleri oluyor.

2021'de covid olana kadar gerçekten çok sağlıklı biriydim. bütün check-up'larda doktorların mükemmel örnek diye gösterdiği o kişi bendim. 20 senenin üstünde spor geçmişi; ağırlık çalışma, calisthenics, yüzme, futbol, masatenisi, uzun yürüyüşler vs hayatımda hiç sigara içmedim, alkol de çok az ancak arkadaşlarla bir aradayke..

covid'i ağır geçirdim, iyileştim fakat sonrasında nabzım hep 100'ün üstündeydi. uzun mesafe yürüyüşü geçtim kısa mesafeleri bile yürümeye korkuyordum, nabzım 140-150'lere falan çıkıyordu. o kadar çok kardiyoloğa gittim ki, hepsi kalbin çok sağlam hiçbir şey yok yorumunda bulundu. tabi bu süreçte bütün sportif faaliyetlerime ara vermek durumunda kaldım. beloc verdi doktorların heps, ilk kullanışımda çok sevimsiz yan etkileri oldu ve kullanmak istemedim.

sonra bir şeyi keşfettim, yatış pozisyonlarında nabzım ayaktaki gibi anormal yükselmiyordu. bütün hareketlerimi yattığım yerde yapmaya başladım. yattığım yerde barfiks falan çekmeye başladım :) sonrasında tekrar beloc'a başladım, vücudum bu sefer ilacı daha iyi kotarmaya başladı. 1,5-2 sene bu şekilde kontrollü geçti ve sonrasında ilaçları tek tek bırakıp eski formuma döndüm.

siz de tekrar eski formunuza kavuşacaksınız. doktor %70 dese bile onun çok daha üzerine çıkabilirsiniz fizik tedavi ve kondüsyon çalışmalarıyla. -ki sporcu geçmişiniz var-

asla enseyi karartmayın. hayatta her şey olabiliyor, önemli olan başımıza gelenlerden maksimum fayda sağlayabilmek. spor yapamıyorsan oturduğun yerden daha çok kitap oku, yazılım öğren, ne bilim çalıştığın konularda kendini geliştir.

aslında en olumsuz gözüken süreçlerin bile dikkatli yönetildiğinde insanlara çok büyük faydaları olabiliyor. bunlara odaklanın.

tekrar geçmiş olsun. en kısa sürede düzeleceksiniz, sonra buraları okuyup "vay be ne günler geçirdim" diyeceksiniz :)

bak o zamanki duyurularım (o kadar karamsardım ki bir daha hiç normale dönmeyecekmişim gibi geliyordu.. )

www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
+1
makbur
(20.10.25)
(9)

Filtre kahve makinesine su yerine süt koysam ne olur

etna
1. Kahve nasıl olur? Latte gibi olur mu?3. Makinenin temizliği zor olur mu?
1. Kahve nasıl olur? Latte gibi olur mu?
3. Makinenin temizliği zor olur mu?
-2
etna
(19.10.25)
Makinenin özel süt haznesi yoksa yapmayın süt ve su aynı şekilde ısınmaz mahvedersiniz makineyi. Su ısıtıcıda süt ısıtmak gibi düşünün.
+2
mutekebbir
(19.10.25)
Sakın deneme
+2
grimavi
(19.10.25)
sütlü filtre kahve normalde de sütle demlenen bir kahve değil, süt sonradan ekleniyor. makineyi bozarsınız.
+2
asap raki
(19.10.25)
makinenin icindeki borularda sut kalacağından 1 haftaya kalan sutler koku yapmaya ve küflenmeye baslar. devam ederseniz zehirlenirsiniz, zaten kokudan içemezsiniz
+6
oscar
(19.10.25)
Sütlü filtre kahve için yöntem önereyim.

Filtre kahve makinesi, potu alttan ısıtan bir modelse kahveyi normal koy, suyunu bir miktar az koy, potun içine de süt koy. Dikkat, su konan yere değil, kahvenin akacağı yere. Kahve demlendikçe pottaki sütün içine aksın.

Potu ısıtan zemin, alttan sütü de ısıtacaktır. Belki anında sımsıcak kahve içemezsin ama biraz bekleyince ısınacaktır.

Latte gibi olur mu, olmaz. Latte zaten filtre kahve ile yapılmaz, espressoya buharda ısıtılıp köpürtülmüş süt katarak yapılır. Benim tarif ettiğim ancak sütlü filtre kahve olur.
+4
kibritsuyu
(19.10.25)
1. Kahve nasıl olur? Bok gibi olur.
2. Latte gibi olur mu? Hayır olmaz. Cafe latte için espressonun üzerine köpürtülmüş süt eklenmesi gerekir.
3. Makinenin temizliği zor olur mu? Makinenin temizliği hiç zor olmaz çünkü makineyi temizleyemezsiniz. Makine doğrudan çöpe gider. Olur da aynı makineyi alacaksanız bir tek karafı kurtarabilirsiniz yeni makinede de kullanmak üzere.

Kahve sütle demlenmez, suyla demlenir.
+1
10551037
(19.10.25)
kahveyi su ile yap, üzerine süt dök
+1
benarrivo
(19.10.25)
makine ile değil, anca hario v60 gibi bir pour over haznesine sıcak süt dökerek yapabilirsiniz. makine ile yapmayın makineyi çöpe atarsınız
0
inheritance
(20.10.25)
1- hayır latte gibi olmaz.
2- makineden makineye değişmekle birlikte bazı boruları temizlemek mümkün olmaz. kalan süt bakteri yapar, mikrop yapar.

filtre kahve ile latte olmaz, caffe misto olur. kahvenin üstüne ısıtılmış süt dökün. bitti gitti.
0
co2s2
(20.10.25)
(23)

Erkek arkadaşımdan sıkılmaya başladım

ekşi duyuru sever
Önceden görmek için can atıyordum ama şimdi her hareketi batmaya başladı. Konuşacak konumuz, ortak noktamız yok gibi gelmeye başladı.Toplu ortamlarda düğünlerde, arkadaşların yanında bazen saçma sapan davranıyor. Bir de mesela çantasından olips çıkardı bana uzatmadan geri kaldırıyor. Ben deyince par
Önceden görmek için can atıyordum ama şimdi her hareketi batmaya başladı. Konuşacak konumuz, ortak noktamız yok gibi gelmeye başladı.

Toplu ortamlarda düğünlerde, arkadaşların yanında bazen saçma sapan davranıyor. Bir de mesela çantasından olips çıkardı bana uzatmadan geri kaldırıyor. Ben deyince pardon deyip veriyor.
Doğum günümde hediye almış. "Pasta ne zaman yeriz" diye soruyorum yani pasta beklentimi biliyor. Normalde de dışarda, evde hep pasta falan yeriz. Sonra saatlerce oturup en son işi çıkınca pasta almadan gidiyor.
Bunu konuştuk sonraki gün çok pişman olup çiçek, pasta aldı. Normalde çiçek de almaz.

Bunlar bariz olan örneklerdi. Normalde akış içinde de saçma şeyler yaşıyorum.
Sıkılınca bırakmak gibi huyum yok. Görünce mutlu oluyorum ama hareketleri batmaya başladı.
Sizin yorumlarınızı merak ediyorum.
-17
ekşi duyuru sever
(19.10.25)
Aslında sana çok da uygun olmayan birini başka sebeplerden tolere etmişsin, bu duygularını tatmin ettiğin için artık sana uygun olmayan kısımları batıyor

En güzeli sana artık eski duygularımı hissetmiyorum deyip ilişkiyi temizce bitirmek, çocuğa da kafa karışıklığı olmasın, kendinde bir hata bulmaya kafa takmasın çünkü ortada bir hata yok, onun karakteri ve hayat pratiği böyle

Bir dahakine hem gönlünü titreten hem de sonrasında soğumamak için kendine daha uygun, iletişim becerileri, sosyal becerileri sana daha uygun biriyle beraber olursun, bu sana hayatına insan seçme ve bazı şeyleri görmezden gelmeme konusunda bir deneyim oldu
+5
grimavi
(19.10.25)
Konuşacak bir şey yoksa ayrıl
+2
arbre
(19.10.25)
Olips vermedi diye ayrılmak hiç mantıklı değil.
Buraya bile yazarken çok da ayakları yere basan bir gerekçe gösteremiyorsun.
Hala görünce mutlu olduğun insanı öyle kolay söküp atamazsın hayatından.
Ayrılsan daha iyisini mi bulacaksın, boşluğa mı düşeceksin. Öncelikle bunu düşün.
Sonra senin için sorun olan şeyleri maddeler halinde yaz. Her birinin önemini tart. Sonra al elemanı karşına, konuşun.
Çözersiniz sorunu bence.
+3
Mirket
(19.10.25)
beraberken keyif almıyorsan, ne bileyim cidden ortak nokta yoksa sıkıcı olur. bir de ben pasta isterim muhabbeti her ne kadar bana enteresan gelse de, belki de cidden önemsemiyor seni. önemsenmemek üzücü tabi.

kedi +1

pastayla çiçeği biz alalım barışın olmaz mı?
+3
Fodera
(19.10.25)
ilgisi baskasindadir.
-1
gule gule
(19.10.25)
@mirket
Mesele olips vermedi değil. Böyle ufak düşüncesizlikler. Mesela kapı tutma gibi şeyleri de sonradan yapmaya başladı.
Bir önceki duyurumdaki yazdıklarıma da bakarsan fikir olur.
@fodera, ilişkimiz 1 sene olacak ilk kez doğum günümü kutladı. İlk olunca önemsedim.
0
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
önemsenmemek cidden üzücü. umarım öyle değildir.

öte yandan genç bir kardeşimiz olduğunu düşünüyorum. tahminim 21 22 yaşında olduğun, haklı mıyım?


ha bir de şimdi kızgınsın, sinirden tam böyle geniş geniş yazamıyorsun. duyurunu okuyunca çoğumuzun kafasında piremses kız imajı oluştu. bence biraz sakinleş sakin sakin genişçe yaz, konuşalım.
+1
Fodera
(19.10.25)
Yaptıkları şeyler anlattığın kadarıyla seni önemsemediğini gösteriyor. Bana kalırsa sen ilişki yaşamıyorsun bir arkadaşınla buluşuyor, görüşüyor gibisin. Karşına alıp oturup konuştuysanız ve hala aynı düşüncesizlikleri yapmaya devam ediyorsa yol yakınken kendini de onu da yıpratmadan aranızdaki "ilişkiye" son vermelisin.
+2
mermaidd
(19.10.25)
başlık, "sevgilimden sıkıldım" olunca akla direkt şımarık kız tahayyülü geliyor. okuyunca anlıyorsun, sıkılmak değil mesele.
+4
i'm gonna start a revolution from my bed
(19.10.25)
Sevmiyorsun bence. İnsan sevince gözüne gelmiyor böyle şeyler.
Sevmek zorunda da değilsin sevgin bitmiş olabilir. ayrıl gitsin.
-2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
Şeker vermedi kapı tutma gibi gerekçeler biraz bahane olmuş. Sıkıldıysan ayrıl kendine bahane arıyorsun gibi geldi
0
kondansator
(19.10.25)
ayrıl usta vakit harcamayın
-1
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Ayril coco
0
lapaz
(19.10.25)
okurken bile ruhum daraldı. bence hiçbir insan , çantasından çıkardığı olips'i ne yapacak diye gözetlendiği, "pasta istedim alacak mı dur bakayım hmmmf" diye kastırıldığı , böyle 12 yaş problemleri ile ilişkinin sorgulandığı gergin bir ortamı hak etmiyor. sal adamı gitsin.
+5
loch ness
(19.10.25)
Olips uzatılması "ağzın kokuyor" olarak yorumlanabilir. Bu yüzden istemeyene olips uzatılmaz. Pasta alınmaması öküzlük ama işi çıkması ve sonradan pasta alması mazur görülebilir. Bir noktadan sonra her hareketinin batması doğal, beklenilebilir, normal karşılanması gereken bir olay. Diğer "saçma" davranışların ne olduğuna bakılmalı.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
ayrılın kurtulun. daha iyileşmeyecek.
0
gurur
(19.10.25)
Olips fln hikayede, doğumgününde pasta almayıp sonradan alması. Bilemedim.

Batan başka şeyler de var demişsin. Daha iyisini bulabileceksen ayrıl. Görünce mutlu olman da güvenli alanın olması ve alışkanlık.
+1
mobydick
(19.10.25)
@mobydick
Hatta 4-5 saat beraber oturduk. Ne zaman mum üfleyeceğim dedim. Pasta alıcam dedi.
Ayrılmadan önce midesi ağrımaya başladı. Giderken de buna alındığımı söyledim. "Midem daha iyiken haftaya falan alırız" dedi. Sonra eve geçerken baya surat falan astım. Hiç beklediğim gibi bir doğum günü olmadı. Biraz travmatik oldu benim için.
Ben de gittikten sonra telefonda baya moralim bozuk konuştum. Sonraki gün pasta falan getirmeseydi açıkça konuşup beni önemsemediğini hatta ayrılmayı düşündüğümü de söylerdim. Normalde hiç çiçek de almadı. Hatta bir keresinde çiçek alırım ama solacak sonra o yüzden almıyorum demişti. Bence ölüp bittiği birisi olsaydım otomatik olarak içinden gelerek yapardı her şeyi.
0
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
@loch ness birlikte olduğun insanı iyi hissettirecek bir şey yapmayı sevmiyorsan sorun sendedir.
Allah senin gibilerden uzak tutsun kadınları.
-3
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
ayrıl coco +1
+2
gabe h coud
(19.10.25)
ilk doğum gününü kutlamalıydı. 10 yıllık evli çift değilsiniz. bence sen haklısın. ama kimseyi de değiştiremezsin, öğretemezsin. adam böyle biri demek ki.
0
deartheodosia
(19.10.25)
ben aşırı hassasım bu tür konularda eşimden de düşünceli olmasını bekliyorum, eğittim de o herkesin cimri dediği adam benim istediğim her şeyi bir şekilde yapıyor önüme seriyor.

seviyorsan böyle demezdin. sevmiyorsan ayrıl. seviyorsan şekillendirirsin merak etme
-2
Hallegadola
(20.10.25)
ayrılma bi süre aldat ara sıra, baktın yine sarmıyor ayrılırsın.
0
Algorix
(22.10.25)
(3)

Hevesin kalmaması

kararsızataletfilozofu
Yeni araba alacağım daha ödemeye başlamadan plaka ve eski araba satışının sorunları sebebiyle tüm hevesim kaçtı hiç mutlu etmiyor.Hoşlandığım biri vardı o da olmadı görüşmüyoruz artık ama aklıma geliyor arada.Çok boş hissediyorum saman geldik saman gidiyoruz ya ölüp gidiyor insanlar ne yeni insanlar
Yeni araba alacağım daha ödemeye başlamadan plaka ve eski araba satışının sorunları sebebiyle tüm hevesim kaçtı hiç mutlu etmiyor.

Hoşlandığım biri vardı o da olmadı görüşmüyoruz artık ama aklıma geliyor arada.

Çok boş hissediyorum saman geldik saman gidiyoruz ya ölüp gidiyor insanlar ne yeni insanlar tanıyıp sevip sevilmeden ne de yeni yerler görmeden.

Geçen ay içinde resmen endorfin serotonin dopamin bombardımanı varmış çok iyi hissediyordum şuan bitti yine herşey.
spora da gitmem yasak , zaten saç sebebiyle de flört buluşma sıkıntı 2-3ay sanki normalde oluyormuş gibi.

Arkadaşlar var ama hep aynı şey haftaiçi iş arkadaşlarıyla gündüz işyerinde görüşüyoruz.
Haftaiçi akşam kimse yok. Bunalımlar var.

Haftasonu arkadaşlar var görüşüyoruz.
Ama boş vakitler çok sıkılıyorum, yeni insanlarda eklenmiyor.

İlaç kullanmak istemiyorum.
Passiflora belki.
Bir şeylere odaklanıp bir şey de yapamıyorum ne dizi izlemek ne evde kendi başıma esneme-hafif spor yapmak vb.
Oyun oynamakta istemiyorum yazık vaktime.
Ne yapsam vol20 oldu sanırım
0
kararsızataletfilozofu
(18.10.25)
Hocam sen bu ruh haliyle bir romantik ilişkiye başlasan senin için daha kötü olur, ilişki içindeyken bundan keyif alabilecek gibi durmuyorsun, iyi ki olmamış diye sevinebilirsin
0
grimavi
(18.10.25)
Abi sen şehir değiştir. İstanbul olur, İzmir olur, Antalya olur.
-1
arbre
(18.10.25)
istek duymuyorsan alma zira benim tüm arkadaşlarım araba tamircisi, bu tamir bakım mevzuları öyle büyük meblalar tutuyor ki resmen her seferinde ağzım açık kalıyor.


ayrıca erkek arkadaşından ayrılmış hatun kişisi gibi saç rengi değiştirip, ayakkabı çanta bakmaktan farkı yok. ekonomik durumlar malum. para kolay kazanılmıyor. muhtemelen alacağın araba da senin psikolojik durumunu rahatlatmayacak. o yüzden almayalım, akışına bırakalım.

usta kendini spor yapmaya zorla, illa böyle salona git demiyorum, çık dolaş haraket et yürü. tak kulaklıkları sevdiğin müzikleri dinle. göreceksin bi yerden bi fikirler gelmeye başlayacak. ya şunu mu yapsam, buraya mı gitsem vb...
+1
Fodera
(19.10.25)
(7)

Denizli hakkında ne düşünüyorsunuz?

dedeminhirkasi
Unutulmuş bir şehir gibi Denizli…Mesela benim hiç denizlili tanıdığım olmadı. Ya da hasbelkader sohbet ettiğim bir denizliliye rastlamadım. Sizde durumlar nasıl? Kaybolmus hatta unutulmuş bir şehir gibi değil mi?Böyle etliye sütlüye karismayan kendini unutturmuş gibi
Unutulmuş bir şehir gibi
Denizli…
Mesela benim hiç denizlili tanıdığım olmadı. Ya da hasbelkader sohbet ettiğim bir denizliliye rastlamadım. Sizde durumlar nasıl? Kaybolmus hatta unutulmuş bir şehir gibi değil mi?
Böyle etliye sütlüye karismayan kendini unutturmuş gibi
0
dedeminhirkasi
(18.10.25)
2019'da askerlik görevimi icra ettiğim yer. Açıkçası köy gibiydi ve insanını çok da iyi hatırlamıyorum. Esnafı da tüm memleket esnafı gibiydi. Ayrıca benim de askerlik dışında adını bile duymadığım bir yer.
+1
artıküyeolmakistiyorum
(18.10.25)
denizliliyim. denizlililer denizli dışında fazla yaşamaz çünkü genelde yerlilerin ekonomik durumu iyi ve sanayi gelişmiştir. etliye sütlüye karışmaması doğrudur. şehir sanayici olduğu için hükümetlerle iyi geçinmektedir. şehrin zengin ailelerini buraya yazsam tanırsınız. vestel ve zorlunun sahipleri, abalıoğlu ve lezita, tekstilde bir sürü firma var. köy gibi değil süper güzel bir şehir değil ancak ege de yaşanabilecek izmirden sonraki en gelişmiş şehirdir. sezen aksu tuba ünsal melek mosso sıla demet akbağ falan denizlili.
ayrıca şaraplık üzümde denizli birincidir.
@artıküye olmakistiyorum genel olarak ben de denizli sevmem ama köy nedir ya. kardeş sen bir erzincana yozgata erzuruma gitte sonra köyü gel denizlide gör.
+2
mikahakkinen
(18.10.25)
Bir de denizlinin ismi deniz den değil domuz dan geliyor, eski ismi tonguzlu > donguzlu > denizli oluyor ege bölgesi yamaçlarında domuz çok haliyle

Tanıdığım denizlililer zengin insanlardı, sanayisi toprağı ticareti bu yollardan zengin bir memleket
0
grimavi
(18.10.25)
Denizi olmamasına çok şaşırmıştım, halen garip geliyor.
Farklı bir kebabı varmış, merkezde bilmem neredeki yerde yemek gerekiyormuş.
Horozu var demek ki horoz dövüşü kültürü olan bir yer yani eksi puan.
Dağlık.
Pek az denizlili ile tanıştım. Herhalde pek göç etmiyorlar.

Yani unutulmuş gibi diyorsun, kısmen doğru ama unutulmuşlar listesi yapsak çok çok daha unutulmuşlar var. Çorum, Yozgat, Amasya ve daha saymayı unuttuğum yerler var.
0
michael_knight
(18.10.25)
kanada'da denizlili sayisi fazla, komple birkac koy gelip cogalmislar.
denizli diyince aklima direk tembellik geliyor, caliskan denmesine baya sasirdim.
onun disinda tipik anadolu insani iste, ne eksik ne fazla..
0
cooperr
(19.10.25)
Denizli'liyim. :)
Ancak Ankara'da doğup büyüdüm. Memlekete çok hakim değilim.
0
strawberry first
(19.10.25)
Kızları çok güzeldir.

Aydın-İzmir-Denizli üçgeninde en güzel kızlar net Denizlilidir.
0
RaiseThySword
(19.10.25)
(12)

en lüzumsuz su harcamaları nerde oluyor?

i'm gonna start a revolution from my bed
s.b?
s.b?
0
i'm gonna start a revolution from my bed
(18.10.25)
sanayide mi? evde mi?

evde
1. muslugu acip sicak su gelmesini beklerken.
2. elde bulasik yikarken.
3. 5 litre su ile 200 ml cis cektigimizde. sifonlarin alayinin optimize edilmesi gerekiyor.

bunlari insanlarin dis fircalarken ya da banyo yaparken kullanmadiklari anda suyu kapattigini varsayarak yaziyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.25)
Sanayide tekstil.
-1
arbre
(18.10.25)
Araba yıkamacılarda
0
grimavi
(18.10.25)
çimler bence. görsellik dışında bir olayı yok sanırım ama deli gibi sulama istiyor
0
eisberg
(18.10.25)
Aşırı yaygın bir örnek olmasa da beni en sinir edenlerden biri şu; kız arkadaşı evdeyken gürültülü bir şekilde sıçtığı duyulmasın diye her patlamada sifon çeken veya suyu açık bırakan kişiler ciddi su kaybına yol açıyor.
-3
mbond
(18.10.25)
Tarım. Vahşi sulama
+1
Mirket
(18.10.25)
(bkz: askeriye)
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.10.25)
Endüstri olarak tarım ve sulama. Dünya'daki tatlı suyun yaklaşık %70'ini kullanıyormuş. Şeker kamışı ve bazı tahıllarda çok kullanılıyor. Yeni sulama teknolojileriyle su kullanımını azaltmaya çalışıyorlar.

Onun dışında termoelektrik ve nükleer santrallerde de çok gidiyor.

Moda/tekstil endüstrisi fena. Bütün işlemleri düşününce (pamuk üretimi, imalat, nakliye, yıkama vs.), bir kot pantolon üretimi 3,781 litre su harcıyormuş. www.unep.org

Evde en çok su, duş alırken gidiyordur. Luzümsuz belki bakış açısına göre değişir. Kovayla yıkanma seçeneği de var ama kimse uğraşmak istemez. Sifonlarda da çok ve az su butonlular oluyor, bu daha mantıklı ve tasarruflu.
0
ermanen
(19.10.25)
tarımda oluyor. hala kardüzen tarım yapılıyor. adam akarsuyu alıp kendi tarlasına çeviriyor, suyun %99'u boşluğa akıp gidiyor. havzaları dolduracağına sağda solda heba oluyor.

sanayi vs. tarımla yarışamaz bile su harcaması konusunda.
tarıma denetim gelmek zorunda.
0
tchuck
(19.10.25)
evde sifon, su gerekli de bence gri su ya da yağmur suyu kullanılabilir.
0
hoot
(19.10.25)
Tarım konusunda şunu söyleyebilirim. Evet, tarımda çok su harcanıyor ama Türkiye'de sulama birlikleri var. Kimse ben akarsuyu tarlama çevireyim, kafama göre sulama yapayım diyemez. Damlama sistemleri ile sulama on yıldan uzun süredir Türkiye'de kullanılıyor ve kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Çiftçi için su da bir gider. Diğer bölgelerimizde durum nedir bilmiyorum, gözlemlerim Ege ve Marmara bölgeleri için geçerli.
0
gnosis
(19.10.25)
kağıt üretimi. kağıdın hammaddesi selüloz sebebiyle doğayı kirletmiyor ama sürekli yeraltı sularını kullanıp arıtmadan salıyorsun , ee oradan kanallara, nehirlere, denizlere ulaşıyor. yeraltındaki su kaynağını denize salmış oluyorsun yani.


yanlışmıyım diye chatgptye baktım şöyle bir cevap verdi.

Kağıt üretimi, sanayide en fazla su tüketen süreçlerden biri olarak bilinir. Su hem ham maddenin (odun lifleri veya geri dönüşüm lifi) işlenmesinde hem de yıkama, hamur hazırlama, beyazlatma, taşıma ve soğutma aşamalarında kullanılır.
0
Fodera
(19.10.25)
(10)

Yalnızlık

ashleybon
O kadar yalnızım ki kimseyle tanışıcak ortamım olmuyor. iştekiler yaşça büyük evliler çok sosyalleşmeye yanaşmıyorlar. bulunduğum yerde çok az insan yaşıyor. Normal kız arkadaş bile bulamıyorum insan ne kadar yalnız yaşabilir bu kadar? hobi kursuna gidin demeyen tango salsa yapan erkekler hiç tarzım
O kadar yalnızım ki kimseyle tanışıcak ortamım olmuyor. iştekiler yaşça büyük evliler çok sosyalleşmeye yanaşmıyorlar. bulunduğum yerde çok az insan yaşıyor. Normal kız arkadaş bile bulamıyorum insan ne kadar yalnız yaşabilir bu kadar? hobi kursuna gidin demeyen tango salsa yapan erkekler hiç tarzım değil. resim sevmem. spor da yapacak enerjim yok. ahşap boyama, kil, doğa yürüyüşleri de tarzım değil. yalnız bu kadar nasıl yaşayabilirim?
+1
ashleybon
(17.10.25)
Kendi adıma konuşursam, yürümek. Doğa yürüyüşü falan değil, direkt dümdüz yürümek. Nerede olduğu önemli değil.

Saatlerce yürürüm. 3 saat kesintisiz yürüdüğümü biliyorum. Takıyorum kulaklığı, eve gitmemek için yolu uzattıkça uzatıyorum. Ne zaman evde bunalsam çıkıp min 1 saat yürüyorum. Hatta bunu 2 günde bir yaparım.

Yürümek bence bir “coping mechanism”, ya da stimuli. Benim için işe yarıyor.


Yürümenin felsefesi, diye bir kitap var. Tavsiye ederim. diğer yürüyüşçüleri anlatıyor. Mesela bir yerde nietzsche’yi anlatıyor. Sonu gelmeyen yürüyüşler yaparmış. Bir yer de Rousseau’dan bahsediyor, o da aynı. Bu kitapta anlatılan kişilerin ortak özelliği de fazla yalnız olmaları.

Yürüyüş derken; trekking gibi şeylerden bahsetmiyoruz. Su mataranı al, yürüyüş ayakkabılarını giy, böyle değil. Bu spor. Sadece yürümekten bahsediyorum.
+1
substituent
(17.10.25)
Yalnızlık çok da kötü bir şey değil öncelikle, madem tüm olası önerilere direkt olarak kapıları kapatıyorsunuz yalnızlığınızla barışıp mutlu olmaya çalışın.
Yürüyüş önerisine o kadar katıldım ki insanın kendi kendine yapabileceği en güzel aktivitelerden biri ki ben yalnız yemeğe gitmeyi, sinemaya, konsere gitmeyi de çok severim bunları da öneririm.
Naçizane bir önerim de iş yerindeki insanlarla ilişkinizi sadece işte tutmanız iyi bir şey onlarla sosyalleşmek zaten gereksiz buna hiç takılmayın.
+2
mutekebbir
(17.10.25)
Konuşmayı seviyorsan konuş. Ben 8 yıl Elazığ'da yaşadım, gittiğimde 25 yaşındaydım ve bir Allah'ın kulunu tanımıyorum, memuriyete başlamıştım ve kız başına doğuda yapayalnız kalabilmek için eve kapanmıştım, İnternete sarmıştım, sözlüğe sarmıştım, çok dertler dinledim çok kişiyi intihardan çevirdim çok kavgalar ettim çok muhabbetler ettim... hem ben şifalandım hem yapabildiğim kadar çok şifa vermeye çalıştım. Belki sana da iyi gelir bu. Veya başka, daha yüzeysel konuşmalar. Seslendirme olur, birinin sosyal medya danışmanlığı olur...
0
muhayyer divan
(17.10.25)
Dünyada artık adult loneliness diye bir kavram var artık, kadın erkek farketmiyor
+1
grimavi
(17.10.25)
Spor enerji

Belirgin değişim yaşadım
Kızlar bela .d
-2
baldan kaymak
(17.10.25)
Spor yaptıkça enerjin yükselir.
+1
gabe h coud
(17.10.25)
Bunun için en uygun şey sosyal medya gibi duruyor çünkü pek hobilerle ilgili değilsin. Geriye arkadaşların söylediği gibi tek seçenek spor kalıyor yada benim dediğim gibi sosyal medyanın gücünden faydalanarak arkadaş edinebilirsin
+1
mermaidd
(17.10.25)
Yalnizlik cok yaygin ne yazik ki, insanlar artik kanserden degil yalnizliktan olecek.

Bunu bir kenara birakarak, ne olursa olsun spora baslayin, kendiniz icin, yasliliginiz icin, enerjiniz icin, depresyona girmemek icin. Ne yapin edin bunu duzenli hale getirin
0
kassiopeia
(17.10.25)
Enteresan bir şey var.
Son zamanlarda hiçbir şey yapmamama rağmen ve dümdüz işlerimi odaklanmama rağmen insanlar benimle daha çok sohbet açmaya çalışıyor diye hissediyorum. Bu noktada öyle çok hoş/karizmatik/yakışıklı/entelektüel/varlıklı vs tarzda biri olmamama rağmen bu yaklaşımı da anlamlandıramıyorum, daha doğrusu şaşırıyorum. Yani bu şaşkınlık da özgüvensizlikten değil de, bu tip bir ilgiyi beklememekten kaynaklanıyor. Bu noktada bazen bir adım geriden kendine bakmak da nerede ve nasıl durduğunuzu kendinize fark ettirmek açısından faydalı olabilir.
0
rakicandir
(17.10.25)
bence iştekilerin büyük olmasını kafana takma, yetişkin insanların arkadaşlığı normal, mesleğinle ilgili örgüt varsa onlara katıl, hatta senden büyük kadınlarla sevgili olmaktan çekinme...

insanları sen de davet et, yani önce onlara ne verebileceğini göster, mesela insanlara hangi konuda iyi gelirsin?

Ayrıca yurtiçi yurtdışı gezi programlarına bak. örneğin otobüsle Balkanlara gitmek gibi, ya da Güney doğu Anadolu, Karadeniz turları
0
hoot
(18.10.25)
(8)

Dik duramam sorunum

naksidil
Masa başı çalışıyorum. Ne kadar dikkat etsem de bir süre sonra kambur olduğumu fark edip kendimi düzeltiyorum. Ne kadardır öyle olduğum muamma. Yürürken de fark edene kadar kambur yürüyorum. Bunu nasıl çözebilirim. Egzersiz ya da dik durmak için satın alabileceğim bişey var mı?
Masa başı çalışıyorum. Ne kadar dikkat etsem de bir süre sonra kambur olduğumu fark edip kendimi düzeltiyorum. Ne kadardır öyle olduğum muamma. Yürürken de fark edene kadar kambur yürüyorum. Bunu nasıl çözebilirim. Egzersiz ya da dik durmak için satın alabileceğim bişey var mı?
-1
naksidil
(17.10.25)
youtu.be

Bu videonun 3.45 deki 3. Egzersiz dediği hareketi günde 3 set 10 tekrar yaparsan anında etkisine şaşıracaksın
+1
grimavi
(17.10.25)
30 ders reformer plates paketi satın al. Sonrasında bir salona yazıl, sırt kaslarını güçlendir. O kaslar seni arkaya doğru asılacak.
-1
Mirket
(17.10.25)
Pilates
-1
gabe h coud
(17.10.25)
grimavi +1, ayrıca bu videoyu bir süre önce aramış ama bulamamıştım :) oradaki egzersizi dene, 4 ncü 5 nci günde farkı hissedeceksin. acayip işe yarıyor.

birde sabah uyanınca iyice bir gerilme, gün içerisinde de kolları havaya kaldırıp geriye doğru gerilme hareketi etkili oluyor.
0
selam
(17.10.25)
Yüzüyorsun ve bu iş kendiliğinden çözülüyor
-1
arbre
(17.10.25)
evinin koridoruna barfiks demiri tak. gün aşırı barfiks çek ta ki 10 tekrar yapana kadar.

kamburun düzelmezse gel söv buradayım.
0
yurtsuz john
(17.10.25)
Bir de şu hareket var evde ofiste kolayca yapılabilecek biraz da oyun gibi oluyor, dik olarak ayakta da yapabilirsiniz

youtube.com
0
grimavi
(17.10.25)
Haftada 6 gün, günde en az yarım saat yüzen ve kifozu olan biri olarak söyleyebilirim ki tek başına yüzme bu işin çaresi değil.

Fizik tedavi egzersiz vermişti ama az biraz yapıp bıraktım. Tekrar başlayacağım.
0
inheritance
(17.10.25)
(5)

Ayaklı vantilatör çalışmıyor. Motoru mu bozuldu acaba?

ermanen
Ayaklı vantilatör var. Yazın baya çalıştırıldı. Son zamanlarda açınca hemen dönmeye başlamıyordu, motordan biraz ses geliyordu. Bir süre sonra kendiliğinden dönmeye başlıyordu.Bugun hiç tepki yok. Uzun süre bekledim çalışmadı. Bütün ayarları denedim. Motordan da ses gelmiyor. Motoru mu öldü bunun ac
Ayaklı vantilatör var. Yazın baya çalıştırıldı.
Son zamanlarda açınca hemen dönmeye başlamıyordu, motordan biraz ses geliyordu. Bir süre sonra kendiliğinden dönmeye başlıyordu.
Bugun hiç tepki yok. Uzun süre bekledim çalışmadı. Bütün ayarları denedim. Motordan da ses gelmiyor. Motoru mu öldü bunun acaba? Tamire götürmeye değer mi bilmiyorum. Ağır biraz. Nereye götürülür, ne kadar alırlar? Garantisini çoktan geçmiş bir alet.

Yeni hafif bir vantilatör mü alsam yoksa...
0
ermanen
(17.10.25)
motora elektrik gelmiyor olabilir. eliniz yatkınsa varsa multimetre ile kontrol edin. çıplak tellere elinizle dokunmamaya dikkat edin, şakaya gelmez 220v.

yazlıkta 30 yıllık arçelik vantilatör vardı. bir gün çalışmamaya başladı meğerse düğmesi kırılmış.
0
inheritance
(17.10.25)
multimetre yok. motoru da baya iyi kapatılmış. :/
0
🌸ermanen
(17.10.25)
Bu yaz bana da aynısı oldu şu işlemi yaptım düzeldi

İhtiyacın olan tek şey tornavida ve makine yağı
youtu.be
0
grimavi
(17.10.25)
@grimavi

denedim biraz once, bu da ise yaramadi. motorda daha ciddi bir sorun var sanirim
0
🌸ermanen
(17.10.25)
Aynısını yaşadım motor ile mil arasındaki rulman kitlenmiş yağladım temizledim düzeldi
0
basond
(17.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.