hmm bi de firmanın şartlarını duymak lazım:)

internetten al gitsin.

illa internetten almam diyorsan bimeks/darty/vatan buralardan bak. kampanyalı oluyor bazen.

klasik olacak ama iphone5'i bekle derim az kaldı

meemet mi gari bu +1

ne zaman çıkacağı bile belli değil ki iphone 5'in?

12 Eylül (yani bugün) tsi 20:00 lansmanı yapılacak ve ön siparişler alınacak. 21 eylülde piyasaya çıkacak. Türkiye'de piyasaya çıkış tarihi kesin değil ama ekim sonunu bulur.

hocu it's almost there beya...

yok yahu, kapı açılmasından falan bir şey olmaz. buzdolabının kapağında bi köşede duruyor benim filmler.

Sakın buzdolabına koyma!

onları naylon torba içinde koymuyor musunuz?

yok yahu kendi kutusu içinde koydum. koymaya mıydım?

kendi kutusunu ayrıca naylona sarmak gerekir diye biliyorum.

bu iki makine de yalnızca AF-S lensleri destekliyor. bu yüzden lens çeşitliliği kısıtlı ve pahalı. biçeceğim fiyat ne amaçlı nasıl kullanacağıma göre değişir.

d5100yü yılbaşında çinden makul bir fiyata alıp 1700tlye sattım burada.

@elalemin derdi

zaten sanırım ileride bütün lensleri af-s.....g tadında olacak gibi geliyor bana.
adamlar diyafram halkasını çıkarttılar...

lakin ilerie ben fx formata geçmek istiyorum şöyle bir deneme turu atacağım yani bu gövdelerle.o yüzden zaten bu gövdeler için alacağım lensler ya ucuz dx'ler olacak ya da baba baba fx format lensler alacağım.

@zenc
kaça aldın peki :)

2007 yilinda nikon d60'imi ayni dusunce ile aldim lakin lens dunyasinda oyle cok sey degismedi 5 yildir. Af-s lensler halen normallerin iki kati fiyatinda, lenslerimi ancak manuel olanlarla cesitlendirebiliyorum.

110 üzerinden yirim :)

not: ateyiztim.

Aynı oturuş benim evin salağında da var :) verdim 110

kurban olurum ben ona:) çok tatlı 120 verdim

2

85 kafi.

huyunu suyunu bilmek lazım ama renkten kaybetti verdim 90ı.

kedi sokak isi cins degil, ustelik sisko ve salak gorunuyor. koltuk ise les. kediye benden 35 ganga

100 verdim. sevimli.

80 yeterli

Vallahi kedi medi sevmem aslında ama bu çok tatlı. 100 verdim gitti.

sevimli olmasına sevimli ama o şeyler, özellikle baklava zararlı değil mi kediye?
ciddiye alıp sormuş oldum ama gerçekten yiyor mu?

evet yiyor

Yazıktır, yedirmeyin onları kediye. Kediye 100 ama size kocaman bir sıfır.

senin ben derken mesela 'nin' de yükselip 'ben' kısmını kısık homurdanma şeklinde vurgulayarak yapabildiğimi farkettim şimdi.

www.youtube.com

Boyle bi de dilini katla senin ben derken kuzey stayla o zaman olur :)

senin ben...
seni...
seni gidi...
hay...

birebir geliyor;

seni veled-i...

(bkz: veled-i zina)

ananıssss..

hay ben senin...

msi ge620 ile ciddi ekran kartı problemleri yaşıyorum. sorunu tam olarak çözemedim henüz, ama onboard ekran kartında iken ya 1920x1080 görüntüyü işlemekte zorlanıyor ya da onun gibi birşey.

yerinde olsam böyle beklentiler dahilinde sağlam bir masaüstü toplardım.

açık söyleyeyim ben bunların ikisine de bu parayı vermem.

Asus N kasa iyidir, fiyat da iyi gibi geldi.

asus n kasayı alasım geliyor benim de ama kasa dizaynı içime sinmedi. garip bir şey yapmışlar.

gddr5 ramli bir ekran kartına yönelseniz daha iyi olmaz mı? gt540m bende de var, öyle çok iyi bir ekran kartı değil. 620m, 520m, 525m'den filan iyi gene ama.

msi'inki öyle zaten. aldım zaten msi da

markaaditurk şeklinde ufak bir aramayla ulaşabilirsin her markanın fanboylarının forumlarına.

(bkz: canonturk)

canon 60d

nikon d5100 18-105mm lens ile.

edit: yahu bunu yanlış duyuruya yazmışım!

(bkz: pentaxturkey)

bence bu siteyi de bi' incele. pentaxlar da çok iyidir. k5 alabilirsen tavsiye ederim. ff bir makine.

ikinci el ipad 2 alsan?

amacın eglenceyse ipod touch

ön yargılı olmamak gerek.

kimi dönemler böyle şeyler olabilir. zamanında birşeyler yapmış diye bir ömür kimseye ön yargılı baklımamalı bence.

alakam olmaz.

herkes ergen oldu, oluyor. ama önyargılı yaklaşırım, 2-0 geride başlar.

ön yargılı olmamak lazım da şiddet eğilimli olduğu ortada. bu bir önyargı değil ki artık.

ekleme: ben yaralar hala taze olarak canlandırdım kafamda. geçmişten kalan bir şeyse durum değişebilir elbette.

psikolojik sorunları olduğunu düşünürüm. ama yargılamamaya çalışırım.
ne şartlarda yaşadığını, ailesinin nasıl olduğunu bilemezsin. kimse bu dünyaya nasıl geleceğini seçemiyor.
ergenlikte de insanlar yetişkinlikte yapmayacakları şeyleri yapabilirler. duyguları daha yoğun yaşayıp, daha yoğun tepkiler verebilirler.
hele de tanımaya çalışmadan sırf kolunda geçmişten kalma izz var diye görüşmeyi kesmek saçma olur.

o senle gorusmek istermi acaba bulunmaz hint kumasimisin

sağ elimi kullanıyorum. sağ "pazu"mun üstünde iki tane faça izi var. çok küçükken serseriler (tinerci yada balici tam hatırlamıyorum) atmıştı. o yaşımda liseye kadar saklamıştım. belki de beni olgunlaştıran herşeyi kendi başıma yapmamı sağlayan şeylerden biriydi, bilemezsin.

sağ elini kullanan sağ, sol elini kulanan sol koluna düz faça atamaz.

bir iki ise belki ama çoksa koşarak uzaklaşırım.

t3hn0 doğru söylemiş bazen kendimiz dışarısında gelişebilir bu faça olayı.bunu göze almalıyız

kan vermelisin dostum..

bol su iç ve doktora görün


www.terleme.com

botoks yaptırıyorlar, geçici olarak işe yaradığını duymuştum. bir de aşırı terlemenin sebebi bulunmalı. bir duruma bağlı değilse tereson, vs kullanabilirsin acil durumlarda.

benim ellerim dışında heryerim terliyor işte hayvan gibi kıllıyımdır ama benden daha kıllı ayılar gördüm adamlar gram ter yok benim durumum çok mistik amk.

kılların tere etkisi olur yahu. önce onları bi yok et dostum.

evet spor terlemeyi düzenliyor.

aynen spor şart eyvallah cevaplar için.

yapılmışı var...

(bkz: o kadar terlemek ki bölgesel yağışlara neden olmak)

doktora gidiceksin. doktor uygun bir tedavi yöntemi uygulayacak. arkadaşımda da vardı aynı sorun, doktora gidince düzeldi.

Öncelikle uludağ üniversitesinde ilgili öğrenci işlerinden dersin içeriğini almalısın. Çünkü denkliği olup olmadığını ispatlaman gerekecek. Onları bölüm başkanına iletebilirsen daha iyi cevap alabilirsin. Mail adresi falan yok mu?

dersin içeriğini hocana göster, onaylarsa dersi orada alırsın.

anladığım kadarıyla şimdi benim hocalarıma uludağ üniversitesinde alacağım derslerin denk olduğunu onaylatmam lazım.

fakat şu an uludağ üniversitesinde hangi derslerin açılacağı belli değil dolayısıyla nasıl onay alacağım?

bir de bu onaylatma işi nasıl oluyor belgesi falan mı var bunun?

bence okuyacağın bölüme göre değişir.

hangi bölüm?

iletişim

şehir olarak mı bölüm olarak mı?

ikisi de çok güzel. ama bence izmir bi tık önde.

imza izmirli, eskişehir'de öğrenci.

wartzay ikisinin birleşimi

Ege'nin iletişim bölümü hakkında o kadar bilgim yok ama Anadolu'nun ilitişim bölümünün iyi olduğunu söylüyorlar. Şehir seçimi için de nereli olduğuna göre de değişir diyeyim. Denizi olan bir şehirdensen hiç sana göre değil bence. Bir de çok ufak bir yer hoca 6 ay içinde biter gider! Ama bir o kadar da pahalı. Soğuğu da cabası! Bi' hatırladım yine tiskindim vallahi, boş ver sen İzmir'e git!

eskişehiri bir arastır derim..en iyi iletişim fakültelerinden biridir hele reklamcılık ve halkla ilişkiler okuyacaksan eskişehir derim ben

kıyas yapmayalım. tek başına eskişehiri düşünelim. bence dışardan gayet iyi görünüyo. şehir zaten güzel. anadolu iletişim de dünkü bölüm değil. ha bu iyi olduğunu göstermiyo ama işte dur şimdi..
izmire gelelim. gelelim izmire. izmir..? neyi var izmirin? deniz. büyükşehir. peki gelişmiş mi? yoo. insanı mı süper? büyük şehirlerde insanı süper diye bişey denemez artık unut bunu. boyoz mu çiğ börek mi? boyozu soğuk yedim bi kere niye bu kadar methedildiğini hala anlamış değilim.

ya neyse işte salla izmiri eskişehir iyi.

anadolu'nun iletisim dalinda piyasada da kalitede de ismi var. sehir olarak izmir>eskisehir>diger butun sehirler ban kalirsa.

not: anadolu insaat muh. ogrencisiyim 6 senedir , dogma buyume izmir bornovaliyim.

ege iletişim akar,eğitimi iyi bence;kız arkadaşım o fakültede kendisini nasıl yetiştrdiğini gözlerimle gördüm. sonuçta her ünide olduğu gibi iş sen de biter.

izmir faktörü zaten bambaşka bir olay;)

+ senin için yeni iletişim fakultesi yapıyorlar egeye ayna camlı falan iyisin yine:D

izmir +78656

Kızsan İzmir. Erkeksen git Eskişehir'de oku.

izmir'liyim, eskişehir'de okudum anadolu üniversitesi'nde. iletişim okuyan çok da arkadaşım oldu, hiçbiri gidip süper bir işe girmedi. anadolu iletişim'in olayı daha öncedenmiş. daha önce sadece öss ile değil, öss + mülakat ile giriliyormuş ve buna göre seçiyorlarmış insanları. son senelerde öğrenci kalitesi düştü normal olarak. benim okurken gördüğüm iletişim öğrenci kitlesi genelde caka satmayı seven, özenti tiplerdi ve çoğundan bir bok olacağını düşünmüyorum ki tonla adam tanıdım içlerinden, ev arkadaşlarım vs. oldu.

ha ege hakkında pek bilgim yok, bir kuzenim okuyor, o da mezun olmadı daha. ama şehir farkı dersen, ben de sana eskişehir'in amına koyayım derim. on sene öncesine kadar ortalama bir anadolu kasabasından farkı yoktu, sonradan çok hızlı bir şekilde değişim yaşadı ve ne halkı ne de altyapısı kaldırabildi bunu. caka satmayı çok seven bir belediye başkanı var. saçma sapan yerlere saçma sapan parklar vs. yapıyor ama şehrin merkezinin biraz dışına çıktığında, çok dışına da demiyorum, üniversitelerin çevresinden biraz uzaklaştığında dolaşacağın yerler bakımsız, yatırım yapılmıyor, birçok yer hiç abartmıyorum, köy gibi.

ben mühendislik fakültesinde okudum, bizim kampüs biraz şehir dışında kalıyor ki kazanıp gidersen eskişehir'e, sen de hazırlığı o kampüste okuyacağın için göreceksin dediğim şeyleri.

ayrıca eskişehir'in insanı sanıldığı gibi modern ve hoşgörülü vs. değil. yerel seçimlerde büyükerşen sayesinde dsp-chp artık neyse o parti kazanıyor ama genel seçimlere bak, hep akp 1. parti. şehir hayatına alışabilmiş değiller, sürekli bir birbirini ezme durumu var göt kadar şehirde, kimsenin birbirine saygısı yok. hele öğrenciysen kimsenin sana saygısı yok.

bütün bunları düşün derim, nerelisin bilmiyorum ama ben izmir'de doğup büyüdükten sonra burada geçirdiğim altı sene sonunda bıktım. izmir candır, başka yere benzemez. ama ege iletişim konusunda bir şey diyemeyeceğim.

ha bu arada esnafı vs. de öğrenciyi sikmeye çalışıyor, onu da bil.

Suat.

sabri.

mahmut.

existentialist cat

Sarah.

sigara al, 1 tane de olsa bira parası kalmazsa evde damacanadan su takıl :)

canın çok pis sigara çeker...

sigara içen birisi olarak sigara ve alkol ikilisini yan yana getirmediğinde ne kadar keyif alacağını bir gözünde canlandır, almak mantıklı geliyorsa koşa koşa kaptır al derim ben. sigara içmiyorum, haliyle ancak böyle yönlendirebilirim :)

sağı solu kurcala 2-3 lira çıkar bir yerlerden:D 1 paket sigara, 1 şişe de bira al

Babamsagolsun +1

herkes çok sağolsun :) biraları almaya karar verdim, tekele girdim. tüm kuvvetimi toplayarak abi iki sigara versen 1 lira versem olur mu dedim :) sağolsun tekelci abi adam gibi adam çıktı, parayı da almadı, hatta fazladan sigara bile uzattı. biraz utandım ama öğrencilik artık nolcak :)

ulan siktiğimin çubuğu için düştüğünüz halleri sikeyim.

@gominist radar bira olmicak olsa yatar uyurum da, ya hep ya hiç mantığı :)

vergi artırımı oldu sanırım alkole sigara... evet yeniden.

www.ntvmsnbc.com
(bkz: 30 mayıs 2012 alkol ve sigaradaki vergi artışı)

sevgili anane... sodanın tadı çok güzel oluyor öyle. gerisini boşver.

Sanıyorum çözünen tuz, sodadaki çözünmüş karbondioksitin yerine geçiyor, limon için de aynı durum söz konusu. Karbondioksit, hava kabarcıkları şeklinde çıkıyor; zaten farkedildiği üzere sodanın asitliği azalıyor biraz.

evi pislemez. kediler akıllı ve temiz hayvanlardır. kum alırsınız, gösterirsiniz oraya yapar.
2-3 gün mama su koyarsanız evde kalabilir.
ayda mama ve kum 50-60 tl falan tutar.
aşıları para eder. tanesi 30 tl falan.

ama 2,5 yıl tek kedi, 1,5 yıldır da 2 kedi ile yaşayan biri olarak 2 kedi alın diyorum.
canları sıkılmaz o zaman hem. aklınız evde kalmaz.

kedi bakımı aslen çok zor değil. ama maddi açıdan öğrenciye ek bir yük demek. bu yük ileride batmaya başlayabilir haberiniz olsun.

kumu bulduktan sonra tuvaletini hep kuma yapar o. yalnız kum temizliği de biraz can sıkıcıdır. bok püsürden iğrenmeyen biri olsanız bile seve seve yapmazsınız. kakasını her yapışında kumdan almanız gerekir. aksi takdirde kumda kakası birikir ve sıkıntı çıkarır. kedinin ayaklarına filan bulaşır.

zemin kattaysanız kedi bakımının hiçbir fiziksel zorluğu olmuyor. biraz büyüdükten sonra dışarıya çıkışını özgür bıraktığınız takdirde tuvaletini eve bir daha yapmıyor. ama sokağa çıkan kedinin aşılarının her zaman düzenli yapılması gerek. evdeyken de gerekli tabi bu, ama sokağa çıkan kedinin parazit aşılarının her ay yapılması gerekir.

kedinize değer veriyorsanız markette satılan boktan mamalardan almazsınız. daha kaliteli mamalara yönelirsiniz. bu mamaları 5 kiloluk paketler halinde almak daha ucuza gelecektir, ama yine de masraf demek.

kedi tüyünden iğrenmeyeceksiniz. kediyi kıyafetlerinizle çok haşır neşir etmeyeceksiniz. öbür türlü bütün gardolabı döktüğü tüylerle kaplar.

özgür bırakma niyetiniz yoksa kesinlikle kısırlaştıracaksınız. sanırım 6 aylıktan itibaren yapılabiliyor bu. 100 lira veya daha fazlasına patlayabilir. ondan sonra bu konuda sıkıntınız olmaz.

problem yaratabilecek olan şeyler kıyafetlere ve eşyalara yapışan tüyleri ve kakasıdır. kedinizi seviyorsanız bunlar büyük bir problem teşkil etmiyor. değişebilmekle birlikte aylık 60-100 arası masraf çıkarır. kuduz, mantar gibi aşıları başta size masraf yaptırır. çünkü bir aşısı 30-40 lira tutar. ilk aşı döneminden sonra aşıları seyrekleşir. senede 1 kez filan yaptırmanız gerekir. parazit ilaçlarını ise 1-2 ayda bir düzenli alması gerekir. iç ve dış parazit aşısı aşağı yukarı 40 liraya patlar.

net söylüyorum kedi şu dünyada en kolay bakılan hayvandır.

mamasını koyarsın kaba günde bir kere kumunu temizlersin biter. aşıları için veterinere götürürsün.

bunun haricinde hiçbir şey yapmana gerek yoktur.

acayip titiz ve pimpirikli bir insan olarak, kedi ile uyuyabilir hale geldiysem herkes kedi bakar arkadaş.
ayrıca kediler insanlardan daha temiz.
ona iyi davranırsan o da sana o kadar iyi davranacaktır.
öyle hadi şunun notlarını bir dağıtayım demeyecektir en azından :)

Ciddi ciddi, kakasını bir avuç dolusu yaptıktan sonra poposu yine de tertemiz kalabilen bir hayvan. Boş vakitlerinde üstünde-başında ne kadar kir varsa yalayarak temizliyor. Daha temiz bir ev hayvanı olabileceğini sanmıyorum.

Kedilerle aram hiç kötü değildi ama birlikte uyumak diyen arkadaşıma da katılıyorum. Ne olursa olsun, sabah kalktığınızda battaniyenin bir ucunda biri, yastığın bir köşesinde de diğerini görünce güne mutlu başlıyorsunuz.

İki kedi konusuna katılıyorum. İmkan varsa zolayıp iki kedi alın. Yavru kedi almak iyidir. Tadı başka, sevimliliği başka. Her anına şahit olmak bambaşka.

Royal Canin 36 mamanın açık şekilde kilosu 15 liradan satılıyor. En iyilerinden birini örnek verdim. Kedi acıkırsa yemek de seçmez ama imkan varken biraz iyi mama da görmeli ev kedisi derim ben.

Kuru mamaya ne kadar çabuk alışırsa o kadar iyi. Tuvaleti 1 aylık olmadan öğrenmişti bizim sıpalar. Eve geldikten sonra 2 gün sağa-sola, üstümüze-başımıza yaptılar ama bir haftanın sonunda tamamen kum alışkanlığı kazandılar.

Alırsam golden retriever alırım ben abi havasında dolaşan biri olarak, kediden başka ev hayvanı beslemeyi düşünmeyecek hale geldim. 3 ay önce kedim yoktu. O kadar da rahat konuşuyorum. :)

Yalnız şunu da ekleyeyim; öğrenci evinde de kedi sağı solu dağıtıp, kumaşları, perdeleri tırmalayamayacaksa, bence hiç bulaşmayın. Köpek gibi değil, öyle dur, yapma etmeden anlamaz çoğu kez. Daha geçen ay yeni aldığım kulaklığı kemirip bir tarafını çalışmaz hale getirmişlerdi. Gözümün içine bakıyorlardı hiçbir şey olmamış gibi. Sarılıp öpüp, olsun lan bakmayın öyle sıpalar diyemeyecekseniz kedi almayın.

İki de fotoğraf atayım, tam olsun:

i.imgur.com
i.imgur.com

nikon d5100 bilmem ki neden :)

ikisi arasında bir seçim istiyorsanız, rahatlıkla şudur diyemem. sebebine gelince, iki makinenin arasında, hobi kullanıcısının bakıp ta "şunla çekilmiş" diyebileceği bariz bir fark yok. hele pek bilginiz yok ise mümkün değil ayıramazsınız. d3100 tercih edilebilir, deneme şansım oldu, gayet hafif, rahat taşınabilen, sessiz sedasız, güzel bir makine ve fotoğrafta da çok güzel sonuçlar verdiğine şahit oldum. 550d tercih edilebilir, çünkü çok tutulan bir makine (ben almazdım ayrı konu). o da yine hafif ve jpeg işleme konusunda çok güzel bir işlemcisi var. yeni başlayan biri için bu çok güzel bir özellik. bir de önizlemeye önem verirseniz, 550d' nin ekranı daha yardımcı olur. geri kalanı beğeninizle alakalı.

bu arada af motoruna kafayı takmayın, zaten topu topu kullanacağınız lens 4 taneyi geçmez. onları da adam gibi lens alırsanız hepsinde focus motoru var zaten. bir tek 50mm alırken biraz pahalı o da o kadar önemli bir ayırt ediici olmamalı iki makine arasında.

selamlar.

d3100 +1

fakat af motoru yani otomatik netleme motoru yok bodyde bu yüzdende alıcağın lenslerde af motoru bulunması lazım yoksa elle netleme yapmak zorunda kalırsın ki çok kolay bişey değil
ayrıca su geçirmeme özelliğide yok yani yağmurlu havada çekimler için hiç uygun değil
fakat cidden iyi makinedir başlangıç ve orta seviye için

ha bide paraya kıyarım diyosan nikon d300s öneriyorum ,

kendi başına gidip 2. el makina almaya kalkma kazıklanabilirsin

başarılı :)

ohaa 5 mp ile böyle harika görüntü yakalayamazsın.sallıyosun bence.samsung S III ile fln çektin heralde ? :P

samsung jet ile çektim, dur orjinalini yollayayım sağ tık özelliklerden bak :)

picturf.com

picturf.com bu da 3.foto kesmeye üşendim

img9.imageshack.us bu da 3.fotonun kesilmişi, kese kese görüntü kalitesi düştü gerçi

2. fotoğrafı merak ettim, pozu artırmış olman gerek zira başakların rengini dahi yakalmışsın

gayet güzel.

orijin hali daha güzel.

resimlere bakılırsa ucuz olan fat, pahalı olan slim modeli.

ucuz olanı hayvan gibi büyük ve kalın yer kaplıyo yani.pahalı olan küçük versiyonu incecik bişey.

@michael jackson peki başka bir fark var mı aralarında?

biri slim kasa diğeri kalın kasa sanırım tek fark bu.

sitedeki bilgilere göre fark yok lakin çıkışlarda fark olacağını sanıyorum.

İsterseniz slim modeli sadece 2 defa kullanılmış chipli + 2 adet orjinal joypad li + 20 adet oyun 150 Tl ye verebilirim.Evde boşuna yatıyor.

kalında ethernet yok.

jet

usain bolt

ttnet

ferrari

zaman

(bkz: fly by)

para

takyon
ışık hızı
ses hızı
roket
uçak
gökdoğan
bugatti
formula
ferrari
lamborghini
kurşun
internet
speedy gonzales
tavşan
araba yarışı
almanya otobanları
şimşek
yıldırım
motorsiklet
koşucu
at
roller coaster
tsunami
tornado
elektron

speedy gonzales

akaplumbaga

arriva arriva! :)

tazi

zıpkın, ok, mermi, jet, füze

fırtına

flaş

f1
rally

yardır git. fırsat budur.

o iş olmuş yav.

yürü tabi..

koş koş koş :) ama ayrıntıları arada paylaş merak ettim :)

şanslı :)

yürü ya kulum

saldır

yardır gangaaa..


alllaaana gurban

giden pek memnun ki dönen yok seferinden

tek taşı unutma. şaka maka bu karıların sağı solu belli olmaz. her ihtimale de hazır olarak git. unutmaÜ; şanslı adam yoktur, her fırsatı deneyen değerlendiren adam vardır.

aferin akıllı kızmış, iş ortamında birşey olamayacağının farkındaymış. bence şahane. mutluluklar dilerim:))

sal bayır aşağıya boşa kaptır git.

Olmuş bu. Yardır..

adama çok gaz verdik kıza bir iş yapmasın la bu?

Yürümezsen baştan kaybedersin, yürüdükten sonra kaybedersen içinde ukte kalmaz.

kriter sadece merkezde olması mı? bir de merkez derken?

kilim otel
kordon otel
beyond otel
movenpick
swiss
hilton
anemon
ege palas

fiyatlara baktım da aslında merkezde olması şart değil, merkez derken alasancak civarını kastetmiştim. cidden yüksek yahu fiyatlar nasıl yapsak, 2 gece 250 den aşağı fiyat yok.

hiç kalmadım da bütün otel tavsiyelerinde balca otel geçiyor, bir bakın derim.

Kimse yapmaz bu güzelliği bak.
www.gunlukkiralikevizmir.com

cansınız.

Comfort Otel. mümkünse 404 değilse sonu 4 ile biten odalardan birinde kalın.

uyumam mümkün değil şişme yatakta. direk yere yatmayı tercih edebilirim. değişik birşey.

somya-döşek candır. döşekle büyüdük lan biz, ne şişme yatağı. ayrıca hiç rahat değil şişme yatak, bir kere yatmayı denedim, başaramadım. havasını indirdim öyle yattım yerde.

yazın çok terletiyormuş.

Şişme yatak bende var, odama misafir geldiğinde pıs pıs şişiriyorum misafiri yatırıyorum. Çok rahat değil ama portatif pratik, hafif :)

@goldentitan bu aralar kullanacağım şimdi çok sıcak değil de evet dediğin gibi yazın kullanışlı olmayabilir.

sıcakta falan ustune nevresım falan serer yatarsın orası sorun degıl

ama cok rahatsız, yerde mı yatıyorsun altında balon mu var bellı degıl, belın falan tutuluyor ama parasızlıgın gozu kor olsun iyi bir sey alana kadar yatılır okadar da kotu degıl dıyeyım

bence şişme yatak gayet kullanışlı. amcam geldi kaldı bizde adam bir buçuk ay o yatakta yattı. çift kişlikti. hiç de şikayeti yoktu.
ama işte hergün indir şişir meselesi oluyor. uraşırım dersen bence kullanışlı.

@vakumlu bunu her gün şişirmek mi gerekiyor?
bir de bisiklet pompası falan almak gerek değil mi? yoksa yanında aparat da veriyorlar mı?

ben bir-iki hafta şişme yatakta yattım sabaha kadar sönüyordu, nerdeyse yerdeydim. her şişme yatak öyle midir bilmem ama dandik bişeye de benzemiyordu pek. öyle şişman birisi de değilim ondan oldu desek. ben beğenmedim yani.
bendeki elektrikliydi. fişe takıyordun şişiyordu.

spotçu diye tabir ettiğimiz yerlerden yastık al dostum çok parasızsan.

at yere yatağı. şahsen son 1 yıldır böyle yatıyorum ben :)

bende şişme karı var gayet kullanışlı.

haftanın 4 günü şişme yatakta yatan biri olarak derim ki
çok da rahatsız değildir, bendeki sabaha kadar sönme durumu yaşatmadı, 2-3 gün sonra gevşemeye başlıyor ama sıkıntı değil, şişir gitsin.
kaskatı olacak kadar şişirmek de iyi değil, biraz pay bırakınca gayet rahat....

şişme yatak 2-3 gün idare eder de bel sıkıntısı falan varsa olmayacak bişey(ben 2 gün yatsam direk sıkıntı yaşıyorum). somya-döşek, hiç olmadı 4-5 yastığı dizerek yatmak bile daha iyi.

1,5 ay şişme yatakta yattım ve ara sıra özlüyorum. yemin ediyorum ortopedik yataklardan çok daha rahattı. çok güzel uyku çekiyordum. tek sorun çok fazla dönen biriyseniz azıcık ses yapıyor :)

sisme yatak olayi az da olsa rahatina duskun olan adam (ve elbette kadin) icin zulumden ote birsey. ucuza bulabilirsen tamam ama cok rahatsiz yani. dosek de cok pahali olmasa gerek. kesinlikle dosek

ben de öyle duydum. yıkanmışlara bir şey olmaz herhalde ama negatifler pırtlıyor.

ilk defa duyuyorum, filmler x-ray ışınlarına duyarlı mıymış?
ben film makaralarıyla alışveriş merkezlerindeki x-ray'lerden geçtim çok defa, hiçbişey olmadı.

şöyle bişey buldum: www.kameraarkasi.org

hayır sorun olmaz.

sinemalarda halen "film" kullanılıyor biliyorsunuz. güvenlikler, polisler alışkın "film" film görmeye. xray konusunda yapmanız gereken film üzerindeki değerler ile xray'in değerlerini karşılaştırmanız. ancak genelde 100-200 ve hatta 400 asa filmler xrayden etkilenmiyor. ancak özel bir nedenle yüksek asa film kullanacaksanız veya farklı filmler kullanacaksanız bunlara ait dokümanı yanınızda götürün ve mutlaka erken gidin ki kapıda takılıp vakit kaybetmeyin.

ayrıca goo.gl
benim dediğimi de yazmışlar:
Travelers probably shouldn't worry about possible X-ray damage when hand-carrying their film onto the airplane unless they are carrying:
* Film with an ISO speed or Exposure Index (EI) of 400 or higher. (bu arada iso ile asa farklı olduğna dikkatini çekerim. rakama bakarken göz önünde bulundur lütfen.

demişim 12 ağustos 2011'de

Bozulur. ben smyrna'nın yaptığı alıntıda bir detay var. Hand-carrying diyor. Carry-on çantalar sadece standart x-ray'den geçiyor. Bavullar vs ise daha kuvvetli xray cihazlarından geçtiğinden daha fazla ışına maruz kalıyor.

Taşıyacaksanız el çantası/carry-on da taşıyın, bavula atmayın.

Şuradan çeşitli örneklerini görebilirsiniz :
www.kodak.com

yine hayır. oradaki hand carryingden kasıt, özel koruma altına alınmış xrayi engelleyen koruması olan film kutular veya çantaları dışında taşıma metodları. ben 400 asa filmle xrayden geçiyorum ve sorun yaşamıyorum(ki azten 4-5 kez geçtikten sonra sorunlar görülebilir deniyor). sonuçta üzerinizde hiç bir şekilde bir cihaz, metal, film (boş bile olsa) gate'den geçemezsiniz. herşeyi x-raye atmanızı isterler, anahtar telefon vs hariç. film özellikle de fotoğraf makinesini xraye sokmama şansınız yok. sadece bu konunun profesyoneli olduğunuz konusunda ikna edeceksiniz ki filmleriniz göz ile denetlensin.

handcarrying'den kasıt korumasız.

Kodak aksini söylüyor :
"X-ray equipment used to inspect carry-on baggage uses a very low level of x-radiation that will not cause noticeable damage to most films. However, baggage that is checked (loaded on the planes as cargo) often goes through equipment with higher energy X rays. Therefore, take these precautions when traveling with unprocessed film"

İster elinde taşı, ister gazete kağıdına koy, ister metal kutu içine koy. Hiçbirşey olmaz, çünkü uçağa bindirdiğin çantaları tarayan x-ray cihazı zayıf.

Bavul ise bambaşka hikaye. Bavulların doluluğu, kalınlığı vs. çok daha güçlü cihazlar gerektiriyor. Checkked baggage dedikleri, fişlenen ve konveyorla uçağın kargo bölümüne giden bavullar çok daha fazla x-ray ışınına maruz kalıyor.

Bozulmuyorsa adamlar o sayfayı niye yapmış.

Özetle, banyolanmamış filmleri taşıyabileceğiniz en güvenli yer yanınıza aldığınız çantanız.

Denicez görücez artik :( bi kismini valize bi kismini el cantama alayim ben.ucuz diye atladim bi dünya film aldim kicimda patlamaz umarim.

gelme... napacaksın burada?

görükle uzak sayılır aslında ama metro gitti sanırım oralara. emin de değilim.

mudanyada balık ürünü ve rakı takılabilirsin.
bursa içerisine girersen de iskender ye. sabah tahinli pide ye!

kestane şekeri ye. müzeler var oraları gezebilirsin. camileri gez.

başka da yapacak bir şey yok.

Güzelyalı bursaya mudanyadan azcık daha yakın bir yer, hemen yanyana, ikisinin arasında ulaşım kolay olmalı diye düşünüyorum, hatta yürünür bile galiba.

Görükle heryere iki vesaittir yalnız ona göre. Metro en yakın ünversiteye kadar var. görükleden otobüs veya minübüse binmen üniversiteye veya küçük sanayiye gitmen, ordan sonra tekrar metroya ya da otobüse binme gerekir.

Bursa merkez otel dolu ama nasıldır fiyatlar falan bilemem, çoğunun internet sayfası var bizzat sorabilirsin. Mudanya da kalmak için güzel bir yer aslında. Ama orda da fiyatlar nasıldır bilemem. Mudanyadan merkeze gelmek de iki vesaittir bu arada. Mudanyadan metro istasyonuna, ordan da metroya şeklinde.

Bursada çekirge caddesinden kaptırsan yeşile kadar yürürsün, baya hoş olabilir, ben yaparım arada :)
Yenecek en iyi şey de İskender herhalde.Gerçi ağır o bana ama çoğu insan seviyor. Ben bir de şehri safa diye bir yer var orayı seviyorum, heykelde bir binanın en üst katında, bir tarafta dağ bir tarafta bursa manzarası eşliğinde yemek yersin, hele hava da güzel olursa müthiş olur.

Bir de teleferik var aslında. O da güzel bir deneyim, deneyebilirsin. Ona da heykelden teleferik otobüsüne binerek iki vesaitle ulaşıyorsun. Teleferiklen çıktığın dağın tepesinde de et lokantaları var bu arada, nasıldırlar bilemem oralarda hiç yemedim ama o da bir seçenektir.

güzelyalıdan yada mudanya (arası 2 km) her 15 dk da bursa merkezine dogru araçlar geliyor yaklaşık 25 dk da metro aktarmasına bırakıyorlar oradanda 20 dk da bursanın yarısına ulaşabilirsin.
mudanyada akşam ne yaparsın yanında biri varsa rakı balık mekanıdır orası onun haricinde pek birşey yapamazsın en fazla sahilde 2 tur atıp canın sıkılır kafa dinleyecegim dersen bir nebze

görükleye ulaşım çok rahat metro var oradan merkez diye tabir ettiğimiz yere yani orada arkadaşın var ise orada kal bence sıkıntı şey etme kolay ulaşım oradan.
yemek yemelik mekanlar listesi (kendimce)
-uludağ kebapçısı (eski dükkan ama saat 6 dan önce gitmen şart yoksa kalmaz) iskender salla iskenderin iskenderini en kralı orasıdır tavsiyem bol etli olanı aksini söyleyenle kavga ederim
-küçük saray yada kapalı çarşıya gitmeden bir yer var orada pideli köfte küçük sarayında timurtaş denen yerde heykele giderken ki mekanında
-bursayı bilen birisi varsa yanında olacak fethiyede susurluk kokoreç (böylemi yazılıyordu la) kokoreç yemelisin
-kat 3 diye bir mekanlar var bursada 2 tane (bir çok kişi bilir yerini) alkollü mekan oranın yemekleri enfestir.
-ara sokaklarda gördüğün pidecilerin birine girip cantık ye lüks yer olmasın kenarını ince tut diye de tebihle ama
-mantı ve çiğ börek (böyle olmadıgına eminim ama anladın) yemek istersen kükürtlü caddesinin sonunda osmanlı mantıcısı var oradan yemelisin
-pideli köfte için kayhan çarşısında kayhan pideli köfte diye mekanda da yiyebilirsin
-çorba içeceksen tarif edeyim yerin adını bilmiyorum bende çünkü heykel denen bölgeden düm düz cadde üzerinden aşşagıya sallan birtane köprünün üzerinden geçeceksin orayı geçtikten sonra ileride bir tane benzinlik göreceksin sağda onun hemen yanında ki ufak sokak gidiyor onun başında sarhoş çorbacısı sıfatlı dükkanda bol tereyağlı mercimek içmelisin (şiddetle tavsiye ederim
-klasik olacak arap şükrüde herhangi bir mekana oturup rakı balık yada rakı meze yada artık ne içersen içmelisin mekan önermeyecegim zaten heryeri nerdeyse balıkçı reşat satın aldı.
-imkan bulursan çalı köyüne gidip (görükleye yakın) "çalı et mangal" da gördügün herşeyi yiyebilirsin (bu da şiddetle tavsiye)
son olarak da
- kahvaltı için eker (bildiğin süt markası olan) gidebilirsin yeride izmir yolunda karfurun karşısında metro istasyonun hemen yakını ama 11den önce orada olmalsın yoksa ana baba günü gibi olabiliyor bazen birde arka taraftaki masalara geç orasıda sakin oluyor.
- gece mekana gitmek istersen çarşamba ve cumartesi hayal kahvesinde bakkal diye bir grup çıkıyor (harbiden bakkal müziği yapıyorlar) onları dinleyebilirsin
-salı perşembe günleri heykel lemanda sürreyya diye biri çıkıyor onu dinleyebilirsin hatta yaklaşıp onun kulagına stingden birşey söylemesini rica et
iyi eğlenceler.. zor olacak ama :)

@hoporlor e katılıyor çekirgeden yürüyebilirsin ki bende kükürtlü caddesinden yapıyorum onu genelde hatta rota vereyim kükürtlü ısıklarından sonra muradiye bayırından çıkıp o radan tophane yolundan pınarbaşı (dikkat oralar tahlikeli olabilir) maksem oradan temenyeri oradan ipekçilik bayırından yeşil oradan emir sultan (not geçecegin bazı yerler serseriler ve dinciler oalcatır çok söyleneneleri duyma birde bursa çok bayırlı yerdir yorulacaksındır dinlene dinlene git)

aklına gelmiştir ama mantar pano bulsan bi tane?
renkli renkli raptiyeler kullanırsın hem.

pin art olayı yanlış anlaşılmış galiba...

www.youtube.com

madem paran var düşünme slr al iki hafta sonra sıkılınca dslr a geçersin

paran varsa dslr al. bu arada slr-like demek istedin sanirim, slr makineler dslr'lerin filmli olanlari oluyor zaten.

slr'a para verme... çok istiyorsan sana bir slr satarım ucuza :)

cevap dslr. slr kullanın diyenler dof öğrenin diyaframı enstantaneyi iso'yu öğrenin diye diyorlar.

slr yerine manuelde dslr kullan aynı kafa. ayrıca film masrafın olmuyor ki inan bana bir yerden sonra o filmlere, banyolara verdiğin para koymaya başlıyor.

bence de kezban gibi dslr alma, direkt dijital bir makina al, malum ara güler bile canon g-9 mu ne kullanıyor, çok istiyorsan sonra alırsın dslr, aman fotoğrafçı görünecem diye 1500-2000 lira vermeye gerek yok, hele ilk makinaya.

öte yandan tom riddle'yi dinle slr dediğin o değil, slr filmli makinadır.

haa bir de slr alacağım diyorsan

canon a-1
canon ae-1
canon ae-1 program

al. komple objektifler dahil 400-500'e bulursun. başka bir şeye para verme.

vereceksen de nikon f100'e ver :)

Slr like sanirim. Editte verdigim nikon makine slr like olsa gerek. Filmdir banyodur bir sey yazmiyor nette. Simdi slr alip sikilinca dslr alacak kadar da zengin degilim. 600 dolares var. nikon 400 kaat, bunun yaninda canon ise 500.
Nikonda lens almaya gerek yok sanirim ama canon da ekstradan lens e ihtiyac herhalde. Bir de dslr makine 1-2 sene sonra yalan oliii diyiler. Paran mi var derdin var arkadas!!!!
Canon a1 var bende bi de :)

aynen yazdığın gibi düşünüp analogla başlamıştım.çok da sevdim.ama banyo konusunda cok sıkıntı çektim. fotoğraflar tarandıktan sonra film şeridinin üstündeki delikli şeritler gözüktü fotoğraflarımda, kimi filmlerimi yırttılar.kimisinin solusyonları bayattı renkler berbat çıktı falan filan.(yaşadığım şehirle alakalı bu durum, belki istanbul izmir ankara filan olsaydı bu işi daha ciddiytle yapan fotoğrafçılar bulabilirdim)
sonra dslr'ye geçtim. kafam hala filmlerde lomolarda ama kendi karanlık odamı kurmadan bir daha boyle bi işe girişmem diye düşünüyorum.

analog çok zevkli. banyo konusunda sıkıntı çekmeyeceksen analog diyorum hatta ae-1 p al:)

iyi bir makine alirsan 1-2 seneden cok daha uzun sure kullanirsin demode olmadan. ben 2009 yilinda nikon d90 almistim, hala daha butun gereksinimlerimi karsiliyor mesela.

kardesimle ortak nikon d7000 ve d60 kullaniyoruz. karsilastirma yapmak gerekirse manual kullanim ozellikleri birbirlerine cok yakin, tabii birinin alici cozunurlugu iso hassasiyetleri arasindan daglar kadar fark var ama sonuc olarak fotografi gosteren lens.

butcenize gore ikinci el bir d60(18-55 lens ile) isinizi gorur (veya sifir olarak d3100 var galiba) bir de 35 mm f1.8 alirsaniz guzel cekimler yapabilirsiniz.

kim diyo dslr 1-2 sene sonra yalan oluyor diye. 4-5 senedir aynı dslr yi kullanıyorum.

dslr çok da gerekli değil, hamalık bence. ama tercih meselesi tabi. sony nex serisi aps-c sensör falan kompakt boyutlar iyidir baya.

micro four/third ler aps-c den daha küçük sensöre sahip ama bence yeterliler.

nikon 1 serisi var. j1 ve de v1. türkiye fiyatını bilmiyorum ama yurt dışında canon g12 ile falan aynı para. daha da mantıklı geliyor o nedenle. ya da aynı senörden fuji film x10 da kullanıyor


daha da ufaltırsan sensörü daha gelişmiş kompaklar var mesela canon g12, olympus xz1 panasonic lx5 var.

slr like önermem. saçma boyutları var. onun yerine deli gibi zoom yapabilen mesela canon sx 230 lar fln var. ama fiyatları çoks açma geliyor bana.

bana sorarsan film kamera mı kalmış derim. bu saatten sonra özellikle sensör teknolojisi bu kadar geliştikten sonra film hamallık.

işte dslr alıcaksan da pentax canon nikon falan var. hepsi iyi gardeş, git bak gözüne iyi geleni cebine uygun olanı al.

60

Geçme notu 50 ise 60.

sorun sende değil üniversitede.

35.4\10+x.6\10=60

x=77

77 almalısın. eğer geçme notun 60 ise.

bu nasıl üşengeçlik la, kalırsın sen

kalırsın sen.

Hiç mi bilen yoktur yahu ?

benim arkadas kulaniyor , altina tütünü hafif yerles dircekmisin yukarki gidik ce bastirabilirmisin.
sana bi link buldum www.youtube.com

başlangıçta çok pahalı ve çok ucuz markalardan kaçın, orta halli birşey al

doldurup yakma ile ilgili sorularını burdan cevaplarım ben sana

ayrıca: www.eksiduyuru.com

ilkin ikinci el kaliteli bir şey al.

sıfır ve uyduruk bir şey alacağına. aynı parayı vermiş olursun.

www.pipomarket.com

Nasıl yani, hangi üniversitelerde ?

edit: Üniversiteye göre değişir, yatarak bitireceğin yerde var, hayvan gibi asılıp, kalacağın derslerin olduğu üniversitede var.

evet, bir nevi kalınıyor. yani kimse sana "madem geldin, hadi geç" demiyor. mesela ben 7 senede bitirdim. bi de lanlı konuşma...

nasıl kalınıyor peki?

sonuçta dönemlik öğrenci değil miyiz? ege üniversitesi için konuşuyorum.

mesela güz dönemi geçtim ama bahar döneminde kaldım yani ortalamam çok düşük 1-2 ders dışında hiç ders verememişim... bu durumda seneye 3'üncü sınıftan ders alamıyor muyum?

bölüme göre değişir.
çoğu bölümde kaldığın dersi tekrar edersin. alttan ders alıyor olursun. eğer ön koşul ders ise kaldığın, o dersi vermeden üst dersi alamazsın. 4. sınıfa geldiğinde 1 dersin bile kalmış olsa onu vermeden mezun olamazsın.
bazı bölümlerde (tıp gibi) o yılı vermen gerekir. o zaman sınıfta kalırsın. yıl tekrar edersin.

kalınıyor. niye kalınmaısın. ama %99 dersten kalınıyor. dersten kalınınca ortalama düşüyor, ortalama belli bi değerin altına düşünce tekrar alıyorsun.

itü'de sınıfta kalma yok, sadece dersten kalma var. istediğin zaman o dersi araya sıkıştırıp alabilirsin. ama ktü diş hekimliğinde bir dersten bile kalsan seneye sadece o ders için okula gelirsin.

tavşan kanı - tam tatmin edici bir bilgi olmadı ama en azından tarihlerini çözebilirim verdiğin linklerden. sağol hocu.

alttaki 3 sıra para israil parası.

üstteki soldan ikinci para bir uzakdoğu lkesi parası tarihi 1988 yazıyor zaten

diğer kalan 3'de arap paraları. en azından arap alfabesinin kullanıldığı memleketlerin parası.

bunlar haricinde hiçbir şey anlaşılmıyor.

gominist - :-))))

soldan ikinci güney kore parasi bence
south korea 100 won hatta:
upload.wikimedia.org

sagdan ikinci de suudi arabistan parasi (riyal) (1378 hicri takvim/1958)
www.cointalk.com

üst sıradan sağdan üçüncü 1958 tarihli.

hicri olarak 1378

zamanının ötesine yollanmak- entry'nin yoğun bir şekilde eksi alması halinde gerçekleşir. entry'e hiçbir şey olmaz, yerinde durur aynı şekilde. kısacası sadece adı var.

bir entrynin yazarın en sevilmeyen entryleri listesine girmesine site jargonunda takılan isim.

bende diyorum yazılan entry olduğu yerde duruyor, zamanın ötesine falandaa gitmemiş (ben burdan arka sayfalara düşüyor veya otomatik siliniyor belli bir zaman sonrayı anladım) nedir bu muhabbet falan diye düşünmüştüm veya login girişi yapanlar mı görüyor bunları derken olayı anladım, teşekkürler ^^

aslında karma sebebiyle kaygıdan da çemkiren oluyor tabi, karma diye bir şey var sözlükte entryler eksilenince düşüyor filan boş işler.

zamanın ötesine yollanan entry
=
beğenilmemiş, eksi oylanmış entry

entriyi beğenmiyorlar. yazan vatandaş da ağlıyor neden kötülüyosunuz böhühühü diye. bazıları alışkanlık haline getirmiş böyle editleyip ağlamayı, kızmayı.

kimisi de dayanamıyor siliyor. zöe entrilerine bakıyorsun: sıfır. bunlara da halk arasında savunduğu fikre bile sahip çıkamayan kişiliksizler diyoruz.

not: karma bireyin fikirlerinin bizzat kendisidir. onları savunamadıktan sonra sikeyim ben öyle karmayı.

1 sene olacak, mazide kaldım ben. artistlik yaptım pişman değilim ama çöktüm erkenden. özel bir arayışım da yok, böyle olaylar genelde aramadığında karşına çıkıyor en azından benım ıcın öyle.

türkiye'nin büyük bir bölümü 20+ yılını sevgilisiz geçirdi-geçiriyor :)

çıkışı oldukça basit, birine karşı duyguların değişmeye-gelişmeye başlıyor. sonra bir bakıyorsun onun da duyguları bir değişiyor, bir bakmışsın sevgili olmuşsunuz.

normalden pek bir farkı yok yani.

çok çok daha uzunları oldu.

1 sene olmuştu bi kere.

oldu oldu. uuzun süredir beraber olduğum kız arkadaşımdan geçen temmuzda ayrıldım. olaylar falan gelişti bu sürede ama olmadı. arada ufak tefek maceralarım oldu ama "evet bu "diyebileceğim bir ilişkim olmadı. bu gidişle de zor aşk acısı falan değil sadece insanlar beni onunla özdeşleştirmişlerdi. hep o sorun oluyor.

direk küfür ediyor lan bize. bi söz görmüştüm. herkes yalnızsa neden herkes yalnız gibi bir şeydi.

www.youtube.com

ağır sövmüş, afaroz edilmeli

seneyi devriyesi geliyor. helva tarifi okudum biraz önce kitaptan. yapıp dağıtacağım.

26 yıl uzun mu :)

20 yaşındayım benim hayatımda sevgilim olmadı lan siz neden bahsediyosunuz aq :(

hoop doğru konuş:D

(bkz: yarım kalan hayaller yaşındayız)

neyse ki evli bir kezbanım artık, ben üzerime alınmadım ama ağır küfür la.

ben de 8 ay civarı manitasız kalmıştım... valla kendimi fitness'a ve derslerime verdim yakın arkadaşlarımla zaman geçirdim erkek erkeğe gezmece tozmaca,bi dolu kızn geldiği house partyler yapıp hiç birini sevgili olmaya layık bulmadığımız ama geyiğin dibine vurulan dönemlerdi.

arkadaşların sevgili bulup sen sap gibi kalınca biraz kötü.ben zor beğenen biriyim;umutla bakmaktan vazgeçip "kesin kendime göre bnm kafamda birini bulamıcam artk" moduna soktğm an buldum birisini:) hep böyle olur zaten:D.

oğlum bak git

o değil de son fotoğrafta bokeh patlaması olmuş... çogzel lan.

acaba neyle çekilmiş?

corgi gibi duruyor, jack russell terriere de benziyor. bilemedim.

corgi olması lazım

edit: fotoyu çeken adamın flickr hesabını buldum ve evet köpeğimiz welsh corgi imiş.
www.flickr.com

yakınındaki bir otelden rica etsen satın almayı bir iki adet veya nereden aldıklarını sorsan. genelde oteller için üretiliyorlar çünkü.

Olabilir aslında... Ama ayıptır söylemesi hiç otel kültürüm yoktur :| Lobiden mi sormalıyım acaba? Barına mı gitmeliyim? 20 lira da bayımak istemem küçücük şeye.
Ya da büyük marketlerde var mıdır mesela(metro grosmarket?)? tobacco shoplar? Kanuna karşı gelen tanıdık bir tekel bayisi? :D Öyle bir yerden almayı tercih ederim, eğer bilen varsa :)

Valla Jack Daniels var mıdır bilemem ama ben büfeden cep vodkası aldığımı hatırlıyorum yıllar önce.

@onexey, yıllar önce çok güzel satılıyordu. Ben de çok aldım sıra sıra absolutler dururdu mesela daha 3 sene önce : ) Şimdi yok galiba sorduklarım artık satamıyoruz dedi ki kanunun geçen yıl çıkışını da hatırlıyorum. "Gençlerin alkole kolay ulaşımını engellemek" amacıyla 20cc altı yüksek alkollü içkilerin tekel bayilerinde satışını durdurdular.

satışını ve gümrük girişini engellediler. Ancak boş şişeyi doldurarak hobini devam ettirebilirsin.

urun.gittigidiyor.com bunu al

havalimanlarında duty freelerden alabilirsin.

pazartesi bana mesaj yaz calıstıgım otelin cost costrol işine bakan abi candır canandır adamın dibidir.zannediyorum halleder

en son havaalanından almıştık 3-5 tane uçakta höpürdetmiştik. güzel günlerdi.

yani cevap bu.

matara alsan olmaz mı?

@arden v2, Şişeyi kaybettiğimi yazmıştım zaten.
@cecilia, harikasın =) Boşunu almak aklıma gelmemişti :D Bulsam bile bunu almayı düşünebilirim ;)
@sofiane-leni mujovic ve gominist redar, oralara yolum düşseee ah neleri alıcam ben :D Küçük şişeyi doldurduğum büyük şişe Duty Free'den gönlüme konmuş bir arkadaşımız zaten..
@mr fusion, çok büyük oluyo onlar. 10 cl'lik şişeler bile büyük bence çünkü zaman zaman kot cebine koyup geziyorum içkiyle (değişik bir alkoliğim)
@arafa, sen de harikasın =) harika olur valla :)

60 ml'lik mataralar da varmış biraz tuzlu ama bir seçenek.
www.eflasks.com

hatta şunu da buldum:
www.amazon.com

hatta hatta:
www.google.com

kaç yıldızlı otel? 3se bırak kendin taşı bavulu, taşıyana da bahşiş vermem ben olsam. işi o zaten diyerekten.
5ve üstü ise, yine kendim taşırım:)

20 falan bile olabilir aslında. 10 yeter diye düşünüyorum. 5 bile çok bana kalsa.

5 ve üstü yıldız için 10tl
3 ve 4 yıldız için 5tl yeter

önce oteline sonra cebine göre değişir.
5 ile 30 arası bana sorarsan. fazlası ziyan.

ha ben hiç para vermem. kendim taşırım maydanoz olur taşımaya kalkarsa kendi bilir.
evet bencil ve sığ biriyim.

yanımda bir kadın varsa ve onunkini taşırsa ancak para verebilirim çünkü kadınların kendi çantasını taşıması saçma olur.

bana kalsa ben de kendim taşırım da kapıveriyorlar elimden. sağolun varolun, görgü bilgi güzel şey... 10 Tl'ye karar verdim. kaptırmazsam bavulu daha mutlu olurum gerçi. kendi işimi kendim görmek daha iyi. bahşiş filan da yapmacık geliyor. film zenginiymişim gibi, kimi kandırıyorsam...

bahşiş, tip miktarı alınan hizmetin bedelinin %10'undan fazla olmamalı.

eleman bellboy olarak geçiyor.

5 ve üstü yıldız için 10tl
3 ve 4 yıldız için 5tl


eski bir bellboy

ya aşağı yukarı 1 bilemedin 1 buçuk ay kadar. ama 10 gün 1 hafta bile benim için idare eder bir süre çünkü pat shop kafeslerine kapatmak istemiyorum onlar

teşekkürler,haber bekliyorum

ben de alabilirim aslında ama... çok kararsız kaldım yazık değil mi hayvanlara.

malasef şuan ben de zor zamanlar geçiriyorum barınma konusunda,onları da en az etkilenecekleri şekilde barındırmaya çalışıyorum bir yerlerde.

ingilizce için dohuza bas diyor.

sazan.avi olduk sanırım. :|

pires nayn for ingiliş.
press nine for english.

avi mavi. gece eğlencesi işte.

isten cikarken adama ingilizce am gunu yag demek.

firii sıtayl mıydı o?

bitek forint'i anladım nerde diyor bunu?

"velkam tu prezidensi" var bi de.

Başka duyuru açmamak için duyuruna salça oluyorum kusura bakma :P
aynı karı bi keresinde bana "dıp pörsın yuhev kold bilmemne bilmemne" demişti.Biri de onu söylesin yaaağğğ.Ne demek istemiş?

abbas passenger iyi güldüm gece gece :D

tuborg mu, efes mi içtin? neden?

roman - neden olmasın.

-''Roman puanla kazanır, öykü ise nakavt etmek zorundadır.'' Julio Cortazar'ın sözü yüzde 90 ihtimalle.

-Öykü yükselişte malum. Hızlı tüketiyoruz, hemen sonuç istiyoruz.
Daha da yükselecektir.

-Bana göre yazım zorluğu: Şiir en zor olmak üzere Şiir > Öykü > Roman diye gider.

bir yaprağın düşüşünü 20 sayfada anlatmadığı için öykü.

roman. öykü çok kısa. karakterleri detaylandırmak zor.
öykü. roman çok uzun. okurken canım sıkılıyor.

roman diyorum ben.

@kogan evet cortazar'ın sözü.

farklı kulvarlarda yarışıyorlar.

roman ya da uzun öykü. kısa olunca hemen bitiyor tam da havaya girmişken cık cık cık.

öykü.

koca oğuz atay koca yusuf atılgan... bu adamların öyküleri iyi öylesine iyi ki.

roman sevmiyor ben... çok uzun ve gereksiz. asıl amaçtan yoksun.

Uktelerden nolcak canım. Entryler duruyor işte

genel olarak entrylerden bahsediyorum.özel mesaj veya p.m. den değil.

entry'lerin silinip silinmeyeceğini uçan yazar belirliyor.

kendi kendini uçururken silinsin/silinmesin seçenekleri var.

ama uçurulursa entry'leri gider. ve ama faydası olur sözlüğe denilerek kalması gibi bir uygulama görmedim şimdiye kadar... ukteyle ne alakası var. onlar da entry değil mi? dediklerimin aynısı entry oldukları için ukteler için de geçerli...

bu konu saçma yahu... mesela çok okunan bir yazarı uçuralım...

entrylerinin sözlükten sileneceğini mi sandınız?

@gominist redar

ohoo o soruna yazara hiç ellemeyerek çözüm bulmuşlar zaten. okunan yazarlar dokunulmazlık sahibi gibi bir şey...

Efendim ukte de bir entrydir bilmekteyim.Lakin sonuç olarak ukte dolduran kişi sayısı az ...ben ciddi anlamda yoğunlaşmıştım ve bir çok ukteyi doldurdum en azından düzgün bilgilerle yaptım bunları.
3 sene yazarlık yaptım.Söylediklerim hoşlarına gitmedi modların imla bahane olaraktan uçuruldum ve bütün entrylerde gitti.Onlar zaman ve emek demek.Yazık oldu hepsine.
İşte sözlükte böyle iken duyuruda silinmez şeklinde bir ibare var ona şaşırdım.

sağlık ocağında yoktur.

Aile hekiminizde.

aile hekimim sağlık ocağında ama

aile hekimi ne bilecek göz derecesi bakmayı. otomatik makinesi olsa da sağlıksız olur.

göz kliniği olan bir hastaneye gideceksin.

bazı büyük optikçilerde de göz doktoru oluyor.

aile hekimlerinde göz derecesi ölçüm cihazı yok arkadaşlar, eczaneden ya da göz doktorundan öğrenebilirsin.

gözlüğün varsa gözlükçüye git gözlük almak istiyorum kaç para olur camların fiyatı de gözlüğünü ver onlar ölçer gözlükten sonra vazgeç.

samimiyetsiz

4+4+4 olayi.

düzenlenen yeni eğtim sisteminin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için yapılmış saçmalık.

yani sıçtılar ve kokmasın diye üzerini örtüyorlar bu reklamlarla... yıllar sonra da çıkıp "bakın kızların okula gitme seviyesini nasıl da yukarı çektik allahın izniyle!" diyecekler.

teşekkürler tayyeap

4+4+4 sisteminde kızların okula gönderilmeyeceği yönündeki tepkileri dindirmek adına yapılan beyhude bir çaba sadece.

Kız erkek fark etmez çocuğunu okula göndermek istemeyen ebeveynler için o salak reklamlar çokta tınnnnn. 2. 4 yılda dışardan bitirme imkanı tanırsan adam gönderirmi hiç o reklamlar engel olurmu?

Ayrıca cecilia +1

bazı tekel bayiilerinde satılıyor.

eczaneden alacağınız da gayet sağlıklı olacaktır merak etmeyin (ki eczanede satılır zaten)

var var, migroslari gezmen lazim sadece. bizim burdaki migrosta hep oluyor.

ben arabanin silecek suyuna koyuyorum pembe renkli olani. seffaf olan senin aradigin gerci. litre fiyati 28 liraydi galiba. eczanelerde de var dendigi gibi.

o değil napıyon la sen o alkolleri

tesekkur ediyorum tum cevap verenlere, demekki bulunmasi cok da zor degilmis buralarda, ben migros gezmeye devam edeyim.

gominist, kendi ickimikendim uretiyorum, vergiler bi yanimiza girmesin diye

son günlere doğru fiyat düşer elbet. ama mesela çok satılan kimi ürünler kalmayabiliyor.

bu sene daha çok kpss,kpds,ygs vs...tarzı standların fazla olduğunu gördüm bu yönüyle açıkçası benim beklentilerimi karşılamadı, yayınevleri fiyatlarda genel olarak yüzde 25 indirim yapıyor, bu da bana çok uygun gelmedi internetten sipariş vermek daha ucuz olur diye düşünüyorum özellikle hafta içi gitmenizi tavsiye ederim, hafta sonu oluşan gürültü ve kalabalık nedeniyle gezmek mümkün değil.

pressde kolaylık sağlıyor. üretimin hızlı yapılması açısından. aynı cevabı pet şişelerin dibi için de verebiliriz. ayrıca dikkat ederseniz dip ve ağız kısımları daha kalındır bunun nedeni
-metalde pres sırasında yan yüzeylerin sıkıştırılarak uzatırlırken dibin yaklaşık aynı kalması. altı dolu rulo elde edilir sonra üzerine kapak yerleştirilir. mesela kapak bu yüzden incedir.
-petlerde basınçlı hava ile ufak deney tüplerine benzeyen plastik kalıp içinde sıcakken şişirilerek o şekil alır. alt kısmın dümdüz olmaması seri üretimde kolaylık ve kullanıcı rahatlığı içindir.

hatta size ufak bir belgesel. üretim aşamalarını içeren bir youtube videosu:

www.youtube.com

İçecek kutuları (genellikle gazlı/karbonatlı/karbondioksitli içecekler) sevk edilip saklanabilirken düşme vb. kaynaklı basınca karşı zarar görmemeleri için azotla tahrik edilirler. Bu basıncı dengelemesi için de alt taraf, kutunun normal katmanından daha kalın yapılır. Ayrıca bu kutuların istiflenebilir yapıda olmaları için de bu kısım içe doğru bombelidir. Eğer bu içe yönelik bombe olmasaydı da taban düz yapılsaydı, kutular gazdan sebepli dışa doğru hafifçe basınç şişkinliği eğiliminde olacaktı, üstelik istifleme de imkânsız hale gelecekti.

ayrıca o bombeli kısma sayı basılır.

ışık kıralacak bir açı ile gelirse fotoğraflarınızda hare oluşabilir, ancak fotoğrafa etkisi olmayacak köşede biryerde ise pek etkilemez. bazı objektifler toz geçirmeye de müsait oluyor (gevşek olabiliyor kullanımdan ötürü) bu çizik te toz tuttabilir, bu da etkiyi kötüleştirebilir.
selamlar.

ohtaran, aynalı sistemi var ve vizörde görüntüde sorun yok gözüküyor sanırım fotoğrafa da yansımaz bu çizik?

farklı aydınlatma ve açılarda denemek lazım, vizörde yansıma yoksa problem olacağını düşünmüyorum gerçi. olsaydı zaten görürdünüz orada. ya yansıma oluşturacak kadar derin ve keskin değil, veyahut görünmeyecek biryerde o halde. problem olacağını düşünmüyorum. yine de olur da bir kareyi çekerken gözünüze çarparsa hafif açı değişikliği ile kurtulabilirsiniz bundan.
selamlar.

makinenin içindeki pozometre enstanene ayarını, seçtiğiniz iso değeri, diyafram açıklığı ve ortam ışığına göre size verir.yani 100 asalık film takıp 400 asaya ayarlarsanız,fotoraf olması gerekenden daha karanlık çıkar diye biliyorum

şöyle ki, pozometre ölçümü diyafram, enstantane ve makine üzerinden seçeceğin ISO ya göre değişiyor.

Eğer 400 ISO bir film koyupta 25 ISO seçersen pozometren ışık yeterli dediğinde aslında 5 stop(25-50-100-200-400) fazla olacaktır.

Bembeyaz fotoğraflar seni bekler..

banyo süresi ile oynayarak çok da güzel fotoğraflar elde edebilirsiniz. her stop ta %30 azaltmak gerekiyordu sanırım süreyi.

pozometre yoksa ne olacağ?

o zaman el pozometresi alacaksın.
ışık yeterli mi değil mi ezbere bilmen çok zor

abi zaten 2-3 bin lira verip kamera alıp da gece portre gibi? fotoğraf çekersen seni döverler.

iphone mercekleri iyidir, profesyonel ışık altında çok güzel katalog çekimi de yapılabiliyor. ammaaa telefonlar, hem sensör hem lens boyutu açısından profesyonel ışık veyahut gün ışığı haricinde tatmin etmeyecektir. bu ister iphone olsun, ister carl zeiss diye yırtsın birtarafını değişmez. ancak 300-400 liraya alacağınız bir makineden de daha iyi bir performans alamayacaksınız. nex-5 gibi yeni aynasız sistemler zannederim istediğiniz şey olacaklar. teknik olarak ta ayrıntı ile ilgili sorularınız olursa sorabilirsiniz.
selamlar.

thehandheldblog.com bir de buraya bak. amacın iyi fotoğraf çeken bir telefon ise bu da bir alternatif olabilir. ama bir dslr makine olmadığı da açık. bir kaç video karşılaştırması (audio yazısı hangi telefonun adının yanında ise ses kaydı o telefondan) www.youtube.com www.youtube.com www.youtube.com

zenit falan alın 90-100 liraya alsın çocuk hevesini :)

çok ciddiyim.

www.sahibinden.com