kitap oluşturabilecek kadar bir oyluma sahip bir dosya yani. yani 10 sayfalık, 25 sayfalık vb. dosyalar olmaz demek. asgari bir şiir kitabının oylumu ne kadarsa o kadarlık bir dosya.

peki o oylum ne kadardır?

kaç sayfa... 40-60?

18-22 adet şiir gerek demek.

varlık dergisinin yaşar nabi nayır şiir ödülü almış kitaplarına bakın. bir de yasakmeyve şiir kitaplarına. bunlar genç yazarların şiirlerinden oluşurlar. ha, bir de yky'nin kare biçimindeki (bu kare biçiminde olması önemli. başka şiir kitapları da var yky'den çünkü) şiir kitapları var. onlara da bakın. aslında genel olarak kitapçıların şiir bölümlerine bakarsanız bir fikir edinirsiniz. özellikle varlık, yasakmeyve ve yky'nin adlarını vermemin sebebi ise ünlü ve özellikle de ölmüş şairlerin bütün şiirlerinin çoğu kere tek ciltte toplanıyor olması. dolayısıyla asgarinin oldukça üzerinde sayfaya sahip oluyor bunlar.

edit: 18-22 adet şiir az olur düşüncesineyim. bir de şiirlerin boyutları da çok değişebiliyor. beş tane şiir koyarsınız ama o şiirler nâzım hikmet'in büyük şiirleri gibi sayfalarca sürer. öte yandan dört dizelik şiir de olur.

microfiction haklı, ben ortalama uzunlukta 22 şiiri kast etmiştim, 15-30 satır arası.

bir de, şiir kitapları genelde 80 sayfa oluyor. o uzunluğu kaldıracak olması lazım dosyanın.

"neymiş bu filtreli tuvalet kabı" diyerek internetten bakındım biraz. bahsettiğin şey bu mu?

www.canpet.net

eğer buysa, ben bu kabın aynısını kullandım 3-4 ay kadar. açıkçası sıradan kapalı tuvalet kabı işte. tepesinde bir cep telefonu genişliğinde keçe gibi bir şey var. güya kokuyu absorbe ediyor. ben herhangi bir etkisini görmedim. düşün, duyuruyu okuyunca filtreli tuvalet kabı nasıl bir şey diye merak ettim, kullandığımdan haberim bile yok. o derece benimsememişim..

kapalı tuvalet kabında benim kedi rahat hacet göremiyordu. bokunu elini yüzüne bulaştırıyordu. o yüzden kısa bir süre kullanıp attım.

aynen bu, dediğim şey.

demek ki pek de bir olayı yokmuş. filtre olayı bir işe yaramıyor yani.
o zaman sorumuzun şeklini değiştirelim kapalı tuvaletlere gelelim.

yahu içi kokmuyor mu bunların yazık değil mi hayvana?
ben dayanamam...

kullananlar nasıl kullanıyor?

silika kum kullanıyorsan kapalı tavsiye etmem. çok toz yutuyor. ben biraz kullandım. şimdi eskisni kullanıyorum. ancak eğer topaklanan kullanıyosan (diatomit miydi neydi) kapatabilirsin. koku olmuyor. yani onları rahatsız etmiyor. zaten temizliyorsun.

benimkiler bunu görse bi kenara kaçışıp sonra da ağlarlar :) uzay gemisi yahu bu kum kabı değil. :)

biz çok başarılı bir yöntem bulduk vallahi. 1milyoncudan orta boy bir leğeni aldık. bildiğiniz yuvarlak plastik leğen. kasaya doğru giderken de hani şu buzdolaplarına serilen kaymayı falan önleyen minik delikleri olan plastiğimsi örtülerden aldık. yolumuzun üstündeki petshoptan da topaklanan kum ve kum küreği edindik.
eve gelince leğenin (kum kabının) etrafına, kedi tuvaletten çıkınca ilk basacağı yere o delikli örtüyü serdik. böylece patilerinden dökülecek kumlar oraya döküldü. deliklerin arasına hapsoldu. etraf temiz kaldı. topaklanan kumun avantajı olarak hiç bir atık leğende kalmadığı için koku da olmuyor. 5kglık bir paket kum 2 kediye yaklaşık 3,5-4 hafta misler gibi yetiyor.

sir gawain'in linkini verdiğinden kullanıyorum. Bizim ev için bir zorunluluktu, gayet de memnunuz. Zira kedinin tuvalet kabı banyoda duruyor ve bizimki sağolsun kum taneciklerini banyonun diğer ucuna kadar fırlatıyor.(du) Yalnız her gün kontrol edip katı atıkları temizlemeniz lazım. Aksi halde hayvana eziyet olur. Bizimki mesela kirli olduğunda içine girmeyi reddediyor. Filtresini sık değiştirmeniz lazım. Bence işe yarayan bişey.

hehe soğuk olur patileri merak etmeyin. normaldir bir şey olmaz. siz sıcak bir yuva alın ona içine girip oturabilsin.

hills gibi profesyonel bir markanın kitten mamasını alın. kum olarak da silikon pek tavsiye etmiyorum sağlığa zararlı. onun haricinde herhangi bir marka işinizi görür. çişleri top haline getiren bir yapısı olsun yeter (üzerinde yazar).

size kısa zamanda alışacaktır merak etmeyin. zaten mamasını suyunu veren, oynayan ilgilenen kişiye hemen alışır.

mama için hills ya da proplan kullanın.
kum için yararını zararını bilemedim ama ben silikon kullanıyorum. gayet memnunum.
bir de oyuncak alın şu 1-2 tl lık farelerden. benimki ölüyor onun için.
iç parazit için bir veterinere götürün mutlaka. yazık oluyor sonra hayvana.

yavru kedi gözümün önünde bin kere tuvalete girdi çıktı bir kere kum yediğini görmedim. hatta yavru kediler o kadar cahildir ki bu konuda kumu eşelemeyi, poposunu temizlemeyi bile bilmez. girer yapar çıkar. ama bu dediğim 1-2 aylıkken falan. sizinki 3-4 aylıkmış zaten. rahatça kullanır tuvaleti. gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.

ek: merak edip baktım anemik kedilerde görülebiliyormuş kum yeme beton yalama gibi davranışlar. bu zaten veterinerlik bir durum yani tipik kedi davranışı değil.

Tabi karakterine göre değişecektir ama birkaç günden bir-iki haftaya kadar olan sürede alışır hemencecik. Bu arada bu evredeyken sürekli patilerini okşayın, ilerde hiç tırmalamaz böylece.

mama için proplan kittens'ı öneririm illa kuru mamaya alıştıracaksanız, onun dışında evde yapılabilen birçok tarif var ama kediler etçil hayvanlardır bunu unutmamak lazım. kum olarak doğal silikon kullanıyorum iyi markalar sağlık güvencesi veriyor bence topaklaşan kumdan daha sağlıksız değil. alışma sürecine gelince, kediler asla köpeklerle karıştırılmamalı, siz sevmek istediğinizde değil kendisini sevdirmek istediğinde gelir yanınıza unutmayın, daha küçük oyuna bayılır onunla oynayın ne bileyim aliminyum folyodan toplar yapın yumaklar yapın oynatın alışma süreci hızlanır, bir de kedinin gözlerine direk bakmayın tehdit olarak algılarlar.patisi soğuk olur normal, ama sıcak bir yer yapmak için petshopa ihtiyacınız yok büyükçe bir sapet alın içine yumuşak bir yastık üzerine polardan örtü işte en sevdiği yer hazır bile.. aşılar çok önemli aşılarını mutlaka yaptırın.. iyi günler:)

ne alırsan al ama asla whiskas alma. bildiğin cips. idrar yollarında problem yapıyor ayrıca. unutma o artık sokakta değil. senin sorumluluğunda.
benim de kedim 4 aylıkken sokaktan gelme. ama şu an soguk havada burnunu dahi çıkartmıyor dışarı, deli yemek seçiyor. artık sokak kedisi değil yani. silikonlarda söyle bir sorun olabilir, sert olduğundan dolayı patilerine batma yapabilir. vancat diye bir kum var onu kullanmıştım ben bir süre. topaklanıyor direkt.

hazır mama verme rica edşyorum, kasaptan ciger akciger alın (kilosu 2lira) pişirip verin, hazır mamaların hepsi çook zararlı, biraz zahmetli ama zahmetsiz hiçbir şey yok ki!

lacat adlı markanın kuru mamalarını ve yavru kediler için olan mamasını aldım.

bir de mırmır diye bir kum aldım ince taneli topaklaşan. lakin pek hoşuma gitmedi değiştirmeyi planlıyorum.

patileri hala soğuk dediğim gibi taşta gezindiği zaman soğuk yok normal ısıya ulaşıyor sanırım.

bir de çok uykucu ya gece uyanıyor zibidi...

bir de son soru çok pırt yapıyor bu hayvan nedendir?
aklıma soğuk yer geliyor bu hayvanlar da insanlar gibi karınlarını üşütebiliyorlardır herhalde....

biraz daha iyi bir mama kullanabilirsiniz aslında sanki. arkadasım purina kullanıyor www.petburada.com bir bak istersen memnun da.
vancat kullanmıştım ben ilk gayet güzeldi de tuvaletinden çıkarken her yeri kum yapıyordu.
evet gece azıyorlar malesef.
bi veterinere göstermek gerebilir mi diye düşünüyorum ama sanmıyorum açıkcası pırt sorunu için. ya da yoldan geçerken girip soruverin olmadı. ben yakınlarda götürücem veterine bizimkini olmadı soruveririm pırt sorununu :)

merhabalar...

veterinere gittim ve karma aşısını yaptırdım hills marka kaliteli mama da aldım.
pırt sorunu yok oldu aslında.

kum işini ise kullandığım kullanılamaz hale gelen kadar kullanmaya devam etme kararı aldım zira fazla para harcadım bu aralar.

herkese teşekkür ederim.

ben markafoni'den calvin clein one aldım. kokmuyordu. yine de geri gondermedim. 6 yaşındaki yeğen anaokuluna giderken duru adındaki kıza artistlik yapmak için kullandı. pek yakınlaştıkları söylenemez, duru da kokusunu alamamış olsa gerek. ama parfüm iyi

ben bir kac yidir kullaniyorum. boyle visne gibi bir kokusu var. cok kisi kullanmadigi icin sagda solda generic koku diye etiketlenmez. bir de kumas kapli sisesi cok guzel :)

güzel bir parfüm bence. ama hatırladığım kadarıyla çok kalıcı değil.

ben alırım burbery'nin hastasıyım ama bence (bkz: burberry the beat)

her gün aynı saatte iki ölçü passiflora içiniz.

(bkz: passiflora)

(bkz: unisom)

düzenli bir hayat.
her sabah işe okula gitmek gibi bir sorumluluk alırsanız gece yatış ve sabah kalkış saatleriniz düzene girer bir hafta içinde.

indirme sınırını 6-8 megabite çekerseniz daha rahat edersiniz. yalnız ttnet'in bildiğim kadarıyla 12 megabitlik bir tarifesi yok. 8 ve 16 veriyorlar. siz nasıl 12 alıyorsunuz?

fizyden youtube videolarını değil de sadece fizy'nin içerisindeki müzikleri dinleyebilirisiniz. sanatçı ismi yazdıktan sonra filter da sound kısmını işaretleyip denesiniz bi ?

turkcell superonline adsl kullanıyoruz 16 megabit fakat hattımız müsaade etmediği için 12 veriyorlar.

aslında verilen tavsiyeler güzel fakat ben daha çok internet hızının üleştirilmesini sağlayacak bir çözüm arıyorum.

iki bilgisayar da eşit hızlar da internetbağlantısını sömüremez mi? böyle bir yazılım yok mu?

film izleme ve hafif-taşınabilir olma durumları birbirine biraz ters ama şöyle yorumlayayım:

-13 inç almak mantıklı, hem taşınabilir hem de film izlenebilir (tam ortada gerçi ikisini de yapamıyor olabilir sizin açınızdan)
-eğer harici diskiniz yoksa ya da almayacağım diyorsanız air'i unutun. 64gb ya da 128gb ile yetinemezsiniz. ama ssd sessiz, minimal güç harcamasıyla çalışan ve acayip hızlı bir teknolojidir.

sözün kısası, sizin için taşınabilirlik mi yoksa hdd kapasitesi mi önemli ona karar verin ve 13 inç seçeneklerden birine karar verin bence.

not: bir senedir SSD kullanıyorum laptopumda ve şu anda beni kesseniz SSD'siz bir taşınabilir bilgisayar kullandıramazsınız. gerekirse ikinci el alırım, düşük model alırım, beklerim ama ssd'li alırım.

not 2: şimdi alayım sonra ssd takarım gibi bir durum çok çok zor macbook pro'da.

macbook air'de harici ekran kartı yok tamam da, macbook pro'da da yok gözüküyor? verdiğin seçenekler arasında 3. tabii ki. normalde macbook pro'da işlemcinin ekran kartından ayrı bir ekran kartı olması lazım diye biliyorum.

11 inç çok küçük. bir sene 12 inç kullandım illallah dedim.

bi de macbook air da ssd değil flash memory kullanılıyo yani sonradan yükseltemezsin. ssd olsaydı parayı bastırıp daha yuksek kapasiteli disk takılabilir ama macbook airlar icin bu mumkun değil.

bu air modellerinde film izlersin rahat ekran kartı isteyen işler yapmıycaksan air al. işlemcileri kötü değil.

kullandığın bir masaüstü bilgisayarın yoksa pro al derim.

air ancak gezen dolaşan sonra üstüne evine dönüp masaüstü bilgisayarında başka işler yapan tipler için. -bu böyle olmayabilir hemen vurmayın ama bu dediğimi bir düşünün-

lakin bir öğrenci insanı iseniz ve bilgisayarı çokça evde bazen de dışarda kullanmak gibi eğilimleriniz varsa ısrarla belirtiyorum pro alın.

bunun haricinde ben şu an 11.6" bir netbook kullanıyorum gayet iyi bir ekran boyutu.
ama aklımın bir köşesinde 13"'ler...
alacaksanız 2. seçenektekini alın, 2. seçenektekini alacaksanız 100 dolar daha verin 3. seçenektekini alın.

13" Air kullaniyorum, kesinlikle tavsiye ederim. Onceden Core i7 islemcili, SSD'li desktop kullaniyordum ama duz kullanimda Air daha performansliydi isletim sistemi sayesinde. Ama spesifik bir seyler yapacaksaniz (oyun oynamak, render almak vs) degisir tabi...

Harici hardiskim birkaç tane var o konuda sıkıntım yok. Taşınabilirlik benim için daha önemli. Yeni akademisyenliğe adım atmış biri olarak, üniversitedeki araştırmalarımda kullanacağım. Programcılıkla, oyunlarla pek aram yoktur. Genel kanı 13 inç olanın tavsiyesi üzerine. Macbook Prolar donanımsal özellikleriyle ön plana çıksa da ağırlıkları beni düşündürüyor. Ben daha mobil taşınabilir hafifliğini çantama attığımda unutacağım bir ürün arıyorum. Keşke şu Air'de USB 3.0 da olsaymış. Tek gözümde kusuru o. Thuderbolt teknolojisi hem yaygın değil hem de dönüştürücü bir aparatı yok. Üçüncü seçenekte hep beraber karar kıldık diye düşünüyorum. Yardımcı olan arkadaşlara bir bir teşekkür ederim.

ne kadar hafif o kadar iyidir

filistin lubnan agzi bence

agiz farkliliklarini bilmedigim icin hangisi faideli cevap veremem

ibraniceye yakin arapca agzi diye birsey olmaz gibi geliyor bana gore. sonucta alfabesinden tut herbirseyleri farkli diller. bir de zaten turkiye'de ogrenilecekse mumkunati var mi acaba arapca'yi herhangi bir ulkenin agziyla ogrenmek? arapca bilinen klasik sekliyle ogrenilebilir memleket sartlarinda. ancak ogrendikten sonra gidilen memlekette oranin yerel arapcasina gore distort edilebilir.

bir de misirlilarin arapcasi kulaga sanki arapca dgeilmis gibi geliyor sanki diye ekleyeyim. digerlerininki daha bir arapca sanki.

ibraniceyle arapça akraba oldukları ve kelime türetim sistemleri sülasi bir yapıda olduğu için aslında iki dil benzer.

tabi tarih süreci içinde özellikle ibrancanın kullanılmaması daha sonra tekrar canlandırılması arapçanında mahallileşmesi neticesinde farklar daha da artmış durumda.

iş bu duyuruda bu farkların en az olduğu ağzı bulmaya yönelik.

ilk mantıklı yaklaşım filistin-lübnan levanten ağzı gibi geliyor coğrafi yakınlıktan dolayı mantıklı... ama bilimsel değil.

başk?

Buffering ile alâkalı bir durum, Flash Player'ın tampon belleği ve/veya Temporary Internet Files klasörünüz dolmuş olabilir. www.ccleaner.com adresinden CCleaner'ı indirip kurun, web tarayıcılarınızı kapatın, tam bir tarama yapıp geçici dosyaların tamamını silin, kayıt defterini güncelleyin ve bilgisayarınızı yeniden başlatın. Sonrasında klibi izlemeyi yeniden deneyin, büyük bir ihtimalle düzelecektir.

tivibu ev kullanıcısıyız.

o değil de dil butonuna basınca sürekli düzeldi.

dusunmeden al hele yavru alırsan birdaha bırakamazsın direk cesaret tavan yapar :) tabi o buyuyunce evden biri olcak oyle alışıyosun ki bakamamak aklına gelmeyecek. dandik mama kullanma aşılarını yaptır bide parazit damlası falan kullandın mı kedin bebekten daha temizdir :)

kararsızsan alma, ben aldım bakamadım.

çocukluğumdan beri kedi beslemiş biri olarak diyorum ki;
bakımı en kolay hayvandır kedi.
1- gezdirmek, koşturman, çişe götürmen gerekmez
2- tuvalet eğitimi nerdeyse doğuştan vardır bütün kedilerde.
3- binyıllardır insanlarla birlikte yaşadıklarından genetik olarak insan dostudurlar.
4- alışkanlıkları, eğilimleri insanlara çok benzer. birlikte yaşam kültürleri vardır nerdeyse. (bi çok ev arkadaşımdan daha uyumluydu kedilerim her zaman)
5- çok duyarlı ve anlayışlıdırlar. senin ruh halini anlar ve ona göre davranırlar.
6- şımartmadığın sürece kurallarına uyar. ama şımartırsan tepene çıkar (aynen bizim gibi yani)
7- ilk kedi için yavru değil de 1 yaşlarında bi hayvan daha uygun olur.
8- ayrıca 'ya bakamazsam' korkusu, duyarlı ve titiz biri olduğunun kanıtı olduğundan pek de güzel bakarsın bence

yavru sahiplenme niyetimdeyim en fazla 3 aylık...
hatta çok ciddi bir siyam kedisi delisiyim siyamlar hakkında obsesyonlarım var.

hatta hayatımın çokça fazla bir bölümünde keşke bir siyam kedisi olabilseydim diye düşündüm.

her neyse... yine de böyle bir sorumluluk alabilir miyim masrafların altından kalkabilir miyim bilemiyorum...

bir hayvan beslemenin zorluğunu kalben anlayabiliyorum ama tam olarak nasıl olduğunu bilemiyorum... ne yapmam gerek?

Karar yine senin ama bence bi sürü para verip kedi alma. Sokak görmemiş yavru kedi al birinden. Böyle dışarısını pek bilmediğinden çok kaçmaya çalışmaz, sırnaşır.

Küçükken alıp da sonra bıkmak çok zor bi ihtimal gibi görünüyo bana. Senin büyüttüğün bir şey oluyo sonuçta. Zamanı geliyo beraber uyuyosun, hastalanınca için acıyo falan.

kedi sahiplenmek büyük sorumluluk gerektiren ve hiç de göründüğü gibi kolay olmayan bir iş. zamanın yoksa, kediye vermen gereken ilgiyi aktardığın derslerin, ailen, sevgilin falan varsa, sabahın 5'inde kapında miyavlayan bir kedi bir iki haftadan sonra sana yük gelmeye başlayacaksa (evde kapalı kapı bırakamamaktan ve neredeyse her gece bölünen uykudan bahsediyorum), çiş ve kaka temizliğini yapmaya üşeneceksen (2-3 hafta sonra bayma yani, sonuçta kaka topluyosun), evinde tuvaleti koyacak balkonumsu bi yer yoksa (koku yapar çünkü içerde) bi de aşılar, mama, kum, sepet, oyuncak ıvır zıvır vesaire için 500 lira kadar birikmiş paran yoksa girme bence bu işlere. üzülür ağlarsın sonra.

hayatında düzen oturttuysan, ikide bir şehir değiştirip memlekete, yok okuduğun şehre, yok tatile, yok erasmus'a gitmiyorsan tamam al derim. ama öteki türlü zor bir iş.

Ağrıyan bölgeyi belirt istersen.

lokasyon belirtemiyoruz.

hemoroidsen hemoroidim de

*gripimsi, efenime söyliyim üşütmemsi sebeplerden dolayı kaynaklanan kırgınlık ve ağrılar, hafif şiddette sinüzit ağrısı için minoset plus, nurofen, belki calpol şurubu diil ama, hapı. parasetamol bazlı ağrıkesiciler yani.

*hafif şiddette regl sancısı için majezik. baş ve migren ağrılarına hafif derecedeyken iyi geliyor.

*kas, eklem, romatizmal ağrılar, tutulma vs için dicloflam, buscopan. buscopan ayrıca süper bi regl ağrısı gidericidir. yine kas eklem ağrıları için daha etkili bir çözüm istiyorsak prepagel jel ve thermove da tavsiye edebileceğim merhemlerdir.

*ortadan yüksek şiddete kadar regl ve baş ağrıları için ibuprofen bazlı ağrı kesiciler. advil iyidir. advil candır. diş ağrısına, advil kapsülünü ısırıp ağrıyan dişin üzerine o jeli boşaltmak da iyi geliyor. yalnız tadı bok gibi.

*ortadan yüksek şiddete kadar baş, regl, karın ve eklem ağrıları ve hafiften orta şiddete diş ağrısı için apranax forte. 550 mg.

*ortadan şiddetliye baş ağrısı ve her türlü diş ağrısı için ketaprofen bazlı biprofenid.

*eğer ağrı çok şiddetliyse zaten bunlarla vakit kaybetme git acile volteren vursunlar neblim diazem yapsınlar.

- minoset plus'in yerine gectigi soylenen panadol extra olabilir (parasetamol bazli)
- advil (ibuprufen bazli)

bence de "b"

b derim ben

bence a. neden dersen, "sine büyüka'yı sahneye..." diye söylediğimiz zaman gayet normal geliyor kulağa değil mi? o tarz isimlerdeki "oğlu" biraz kafa karıştırıyor sanki. orada artık "oğlu", "darbuka" ile birleşerek bileşik bi kelime olmuş. dolayısıyla ona göre bir ek alır diye düşünüyorum.

"b"

doğrusu a şıkkıdır.

bir nesneyi bir kimseden isterken örneğin;
kalem kutuyu getir deriz.

ama özel olarak o kutu o kimseye aitse;
kalem kutunu getir deriz

bir kişiyi çağırırken de böyledir.
bıdı bıdı'yı sahneye davet ediyoruz.

ha ama sen çok felsefik düşünüp o kişinin bedenini o kişiden getirmesini rica ediyorsan ve o kişide o ince düşünüşe sahipse
bıdı bıdı'nı sahneya davet ediyoruz denebilir.

a doğru.
orada ciddiye alınacak olan şey "oğlu" değil komple soyad olmalıdır.
kalıplaşmış kelimeler hariç (eminönü'ne, beyoğlu'na vs..) yöntem budur.

konuşma dilinde darbukaoğlu'yu dersen olmaz. yazıda bu gerekli ama anons olayında kesinlikle "b"

Bence cevap b.
Kelime dar ünlü olan 'ı,i,u,ü' seslerinden birini alacak, kelimenin son harfi sesli harfle bittiğinden dolayı araya kaynaştırma harfi girerek söyleyişi kolaylaştırıyor. Kaynaştırma harfleri de 'YaŞaSıN' daki sessiz harfler. Türk Dili hocalarının derste anlattıklarından hatırladığıma göre 'Y' ünsüzü sadece 'ne-y-i, su-y-u' kelimelerinde istisnai olarak kullanılıyormuş. '..oğlu' kelimesinin alacağı kaynaştırma harfi 'Y' değil, 'N' olmalıdır.

Cevap a:

eğer oğlu soyadı içinde olmasa ayrıca bir kelime olsa.mesela:
komşunun oğlunu sahneye... o zaman b olur.Fakat burdaki oğlu soyadıyla birleşik ve kastedilen ve ekleme yapılacak kelime oğlu değil darbukaoğlu. eğer darukaoğlu'nu dersek gerçekten de babası darbuka olan birini sahneye davet ediyormuş anlamı veririz. buyüzden başka adlarda nasıl yapıyorsak ki yaarock yapmış "sine büyüka'yı sahneye..." "y" kaynaştırma olarak kullanılır.

benim cevabım hariç gelen cevaplara göre durum 5-5. bilemedim neyi tikleyeceğimi.

Soyaddaki darbuka kelimesini kaldırıp baksanız daha bir netleşiyor görüntü sanki...

@crostata: soru konum zaten sonu "oğlu" ile biten soyadlardaki bu seslenme olayı.

sabahtan beri yazıyolar sözlükte. yapıcak bişeyin yok bekliyceksin.

sabahtan beri yazabilirler ama sabahtan beri okumak için gerekli internet erişimine bazı kimseler sahip olamıyor ne yazık ki!

harbi sağlam küfür edeceğim şimdi aziz üniversiteme.

öyle olunca uzatıveriyorlar onu bir şey olmuyor.
en kötü dilekçe verirsin öğrenci işlerine n'olcak.

Merak etme senden kaynaklı bir şey değil, her zaman olduğu gibi haftaya da devam eder kayıtlar.

ilk basım

proje için, ilk sunum denilebilir belki

ikinci sunum
Üçüncü sunum... kulağa tuhaf da gelmiyor

İlk Sürüm?

aslında bakılırsa bunun tam olarak kullanılan türkçe karşılığı "sıfır"
ikinci el olmak ve sıfır olmaktaki sıfır.

lakin ben ilk versiyonu derdim. bilemedim.

İlk sürüm de denilebilir, özellikle de teknoloji ile ilgiliyse projeniz.

dediklerinizin hepsi uygun ama duruma göre kullanıldığında.

kitap için ilk baskı yerine birinci basım demek daha uygun sanki?
ama proje için "birinci tertip" denilse, olur mu ki?

Toparlayacak ve bir kaç şey ekleyecek olursam;
Çizgi roman için --> İlk Baskı
images.wikia.com
Proje İçin --> İlk Sunum
2.bp.blogspot.com
Kitap İçin --> Birinci Baskı
www.superalsat.com
İşletim Sistemleri, bilgisayar programları vb. için --> İlk Sürüm
ecx.images-amazon.com

3 tane circle, bir tane elips ?

goo.gl bunu al fotonon üstüne koy.

onu ben de düşündüm fakat ben bulut yapmak istiyorum.

1.bp.blogspot.com

edit : hazır kullanmak istemezsen aç yukardaki dosyayı, üstüne yaylar çizerek doğaçlama yap. Yay çizimi şurada :

www.thegoldenmean.com

superbolloon mu ne diye bir web sites,i vardı. resmi yükleyip konuşma veya düşünce balonu ekliyordun ama bilemedim şimdi.

buldum superlame.com

yay çizimi işi iyiymiş.. ve fakat ben beceremedim..

oeh en basitini söyliyim benim de yeni aklıma geldi, brush indir, böyle şekilli mekilli brush pack'ler oluyor. boyutunu falan da istediğin gibi ayarlarsın, tek tıklamayla istediğin yere oturtur baloncuğu. brush pack arama işini sana bırakıyorum.

the tea party dinle, hatım et...

orphaned land-ocean land, olat ha'tamid çok uyar mı bilmiyorum biraz daha sert gerçi ama .

tanımım yerine verdiğim linkteki şarkıyı dinleyerek tavsiyelerde bulunsan daha süper olacak gibi.

bulunduğum yerden youtube gibi sitelere giremiyorum ama şarkı isimleri söyleyeyim istersen;

the tea party - halcyon days
the tea party - the bazaar
the tea party - walking wounded
the tea party - samsara
the tea party - temptation
the tea party - a certain slant of light
the tea party - fire in the head

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
grooveshark.com

cok modern degiller ama nacizane tavsiyelirim bunlar.

armorgames diye bir site var.

güzel oyunlar felan...

cannon fodder,sensible soccer

duke nukem 3d, blood, shadow warrior.

richard burns rally (ekran kartı için pixel shader gerekiyor)

Attack on Pearl Harbor

"Adventure" denilen oyunlara bakın. Çoğunu (yeniler dahil) sorunsuz çalıştırırsınız.

ne tarz oyunlar sevdiğinizi söyleyebilirseniz daha spesifik birşeyler söylenebilir. Ancak şu var ki 3-4 senelik oyunlara bakınç Güncel oyunlar zorlayabilir biraz makineyi

benim bildiğim oynanmıyor, ama o işi kökten çözen şöyle güzel bir şey var,

(bkz: joytokey)

joystickten kasıt xbox 360 gamepad olursa oynanır elbet.

(bkz: Xbox 360 Controller for Windows)

en.wikipedia.org

usb çıkışlı olanları tak kullan oluyo diyolla yalnız wirelessliler için bir aparat mı ne gerekiyor... ortamlarda 50-60 liraya bulunabilir.

ben güzel muhabbetler çevirdim bi sürü insanla valla. biraz da konuşacak şeylerin olması laızm. dürüst olmak zorunda da değilsin ki, karşındaki tanımayacak seni salla gitsin bi karakter uydur o ol :)

güzel soru ve bence hala tam cevaplanabilmiş değil.

fakat benim tahminim türkiyeden bıdı bıdı yapan tiplerin %70'i karı-kız olarak tabir ettikleri varlıklarla diyalog kurmaya çalışıyordur.

-melaba ayşe çüküm 21 sabtim bıdı bıdı...

bi kısım tikicab kızımız da muhtemelen ortam şartları bunu zorladığı ayşegül ve fatmanur ortama kayıt olduğu için olmuştur. ilk kaydolan kızlaro bilmöiyoruz kimler...

-hihi çok komik insanlar var ya bugün çok konuştuk hihih

bi de yukarıdaki kız grubuna benzer nerd abiler vardır. teknoloji gereği olayı takip etme işini bunlar yaptıkları için ilk siteye üye olanlar da bunlardır...

-tibitir çok sıktı face öldü zaten sözlükler de bozdu ama burası yeni sosyal olarak insanları birbirine yakınlaştır... susmaz da bunlar.

bir de çok tabi küçük bir kesim yalnızlardan oluşur. çok yalnızım tribindeki adam konuşacak insan yokluğunda buraya atılmış olabilir.

-çok yalnızım... yalnızım... anonimleşelim...

böyle sürüp gider ama ne konuşuyorlar cidden bilemiyorum.

benim gibi merak edip atılanlar da olacaktır ama ben hala beklemedeyim.

Ben de Bursa'da arıyorum. Bilenler görenler insaniyetlik namına söylesin.

bursadaki kimse fsm'de türk fransız kültür derneği bıdı bıdı var oraya uğra yardım iste her türlü yardıma hazırlardır.

gerekirse kitap bile getirtirler.

diğer şehirlerdeki insanlar istanbul ve izmir için fransız kültür merkezlerine danışın.

(bkz: fkm)

çekinmeyin r'leri normal söyleyebiliyorlar.

bölümü iyiyse (tıp, mühendislik vb) çıkar. orada fen edebiyat'ta okuyan adam görmemiştim.
yurt iyidir ama iki kişilik odalar biraz küçük, alan paylaşımı pek düzgün yapılmamış. benim tavsiyem yurtta fazla zaman geçirmemeye baksın yoksa sıkılır.
buzdolabı ve tuvalet odaların içerisinde bulunuyor, bu açıdan rahattı.
son senelerde çok fazla net-elektrik-su kesintisi oluyordu, belki bu sene düzelmiştir.
her şeye rağmen alternatifi olan kyk ve özel yurtlara fark atar kesinlikle.

Avantajlari; kampusun icinde, guvenlik var 7/24, giris cikis saatleri diger yurtlara gore daha makul, her zaman sicak su var, kaloriferler her daim yakiyor insani(kisin pencere aciyoruz), genelde temizligi fena yapmiyolar.
Dezavantaji ilk anda aklima gelen bisi yok. Tabi odalar cift kisi icin ufak bence, tek kisi icin daha rahat. O da pahali o ayri.
Oraya girebilmek icin kendi bolumune giris basarisi onemli oncelikle, fakultelere ayri kontenjan veriyolar. Torpil tabiki de var.

girebilmen için gereken tek şey torpil.. ben oraya adam gibi başvurup girebilen hiç görmedim diyebilirim.
öğrenci köyü mevki olarak güzel bir yerde ikea kipa falan gibi yerlerin arkasında 525 numaralı otobus onunden geçiyor. cıkar cıkmaz otobuse binip kampusun her yerine ulaşabilirsin.
orada tam analmıyla 4 5 yıl kalanı hiç tanımadım.normal yurtlara göre daha rahat bir sistem olsa da evde kalmayı tercih ediyorlar.

Torpil ile giren bir kisi biliyorum onun disinda cevremde hic torpille giren yok endise etmeyin basari sirasi iyiyse girer. Giremez ve yedekte kalirsa da ozel yurta girerse yillik kontrat yuzunden cikamayabilir ona dikkat edin. Yedeklere yer cikiyor cok cok ama bi iki ay disarda kalabilir.

yardımcı olan arkadaşlara çok teşekkür ediyorum

dün açıklandı 10 kişi almışlar ve tabii ki bize çıkmadı. bu nasıl iş anlamadım. 1766 öğrenci kapasitesi var ve yılda sadece 10 kişi mi alıyor? bu nasıl iş?

halihazırda kalmaya devam edenler olduğu için kapasite 1700 küsür olsa bile o kadar kişi almıyotlar.

buraya girebilmenin tek yolu iyi bir bölüm kazanmış olmak.
bölüm söyle hak kazanıp kazanamayacağını söyleyeyim hadisesi.

geçen sene bende burada kalmayı pek bi istemiştim ama ancak nisan aylarına doğru telefonla ulaşıp yer olduğunu ve kalabileceğimi belirttiler tam bir mağduriyet durumu.

bence başka alternatifleri değerlendirin.

çevremde satrancı geç konuşacak kimsem yok.

yok mu temiz yerler vay bee...

yok mu bunun zırvesı satranc oynayıp bıra içsek ..

www.chesscube.com

arka planda program çalıştırmaya izin vermiyor.

yahoo games

www.instantchess.com

facebook hesabınla giriş yapabiliyorsun.

Bildiğim tek kore dizisi boys over flowers ama sadece ismini biliyorum içeriğini değil

kore dizisi değil zaten aradığım dizi brezilya dizisi... okusana soruyu??

koreyi okuyup altını okudum pardon telefondayım

ben de. ama boynumdan değil.
yapacak pek bir şey yok sanki. keyif almaya bakın.

Bende cok gıdıklanırım ama denedim de kendimi kasmassam sanki daha az huylanıyorum gibi oldu.yanii öyle

gıdıklanmak kaçınılmazsa zevk alacaksın...

bu ne la?

belki abinin ciddi sorunları vardır eskiden de böyle miydi acaba?

faturalandırma bir sonraki ay başlangıcından itibaren oluyor diye biliyorum. yani 25te geçtiysen ayın 1inde başlıyor yeni faturalandırma. 1mbit ve kotalı 35 lira iken en fazla 64 gelebilir maddesi vardı. bunda da öyle birşey olmalı.

8 megabit 4 gb kotalı 29 lira olan tarife vardı.
kota aştığım için 79 lira gelmişti bir fatura.

bunun üzerine de tarife değişikliğine gittik.
16 megabit olan limitsiz tarifeye.

bunlar temmuz ayının ortalarında oldu bu fatura da temmuz faturası.

benim bildiğim de kota belirli bir miktardan sonra ne kadar aşılırsa aşılsın en fazla 79 lira gelebiliyor fatura.

ama burada 94 lira 50 kuruş yazıyor.

benim aklıma bir aya bir tane kotalı tarif bir tane de kotasız tarife olmak üzere iki tane fatura kesme ihtimalleri geliyor.

böyle şeyler yapabilirler mi?

veyahut bu ve buna benzer şeyler yapıldıysa benim itiraz hakkım var mı?

sözleşmeye bakmak lazım açıkçası. birşey bulursanız itiraz edin. geçmişte o bahsettiğim 64 liralara da 150lik faturamı göndermediler. bunlar geri alındı ama sıkıntı yaşamak, uğraşmak bile bir mağduriyettir.

64 bit

10 gb ram mi?

ohanescan o ne lan?

zaten o ramler için 64 bit de yuh.

ekran kartı seni yarı yolda bırakır, eğer yüksek gereksinimli oyunlar düşünüyorsan.

64bit yükleyin, tek seçenek o zaten

i7+10gb ram var ama hdd 5400rpm, ssd olsa uçar

64e mecbursun. windows 7 bile 32 bitte en fazla 4 gb ram çalıştırır. 64 bit ise 128 gba kadar yolu var. 64'un tek dezavantajı "aygıt sürücüsü" dediğimiz artiz programların "arka planda çalışan anti virüz veya bazı driverlar" 64 bitte yazılmış olanları kullanma zorunluluğu olması. artı yanı da after effects gibi ram + işlemci kanırtan programlarda tek seçenek olması.

ne için istediğine bağlı olarak ne alacağın değişkenlik gösterir.

ama hafif fiyakam olsun için alacağım havası sezdim ben.

al ayfon.

Bin liralık şeyle hava yapılmaz. Kendine sakla o parayı.

ipod lar ucuz oluyor tavsiye ederim

yok sadece merak ediyorum apple uygulamalarını hani alıp tövbe bismillah şey gibi gösterme meraklısı değilim, sadece ufaklığımdan beri teknolojik aletlerle oturup bişeyler kurcalamayı severim budur yani..

Kredi kartı almamak :) İlla alırım diyorsan hepsi aynı, yalnızca her yerde garanti şubesi var ben o yüzden keşke oradan alsaymışım diyorum. :)

garantiden uzak dur, finansbanktan uzak dur, akbanktan uzak dur.

iş bankası iyidir, 500 tl limitli kart verir, yapı kredi iyidir.

maximum universiteli - işbank

işbankası,
kart ücreti yok ve diğerleri bana kart vermezken(burs ve kredi almıyorum ondan herhalde) işbankası 1000 liralık kredi kartı vermişti.

kredi kartı alacaksan 2 lira için bile kredi kartı kullan ve kesinlikle nakit kullanma. yoksa zor günler geçirirsin. yani paran bir yerde durdsun ikisini aynı anda tüketme.
edit: vic89 garanti konusunda hakllı. onda da extra genç kart var.

hesabını daha sonra da kullanmak istersen işbankası daha iyi bence de.

Maximum üniversiteli. Net.

maximumda üniversite süren bittiği an 70 lira hesap işletim ücreti alıyor haberin olsun. hatta öğrenciyken de alabiliyor, öyle bir sorun olursa kimliğinle bankaya gitmen yeterli.

kesinlikle kredi kartı kullanma derim, banka kartı kendi paran , en güzeli

Bazı bazı okulların bankalarla işbirliği oluyor...

Misal bizimki vakıfbankla şak diye kayıt günü elime tutuşturdular epeydir kullanıyorum netten de çok alış-veriş etmişliğim var şimdilik sorunum yok.

lakin bankaların öğrenci milletine yönelik bazı bazı kredi kartı versiyonları var hatta üniversitelerin içinde millete kakalıyorlar söyledikleri doğruysa epey avantajlı.

onlara bi bakın derim.

almasan daha iyi,diyelim ki aldın,taksiti her zaman yapamayacaksın,yüklene yüklene anca asgarisini yatıracak gücün olacak,kısır döngü olması muhtemel. çoğu şeyi paran varsa öyle al ama illa alacaksan da play yapı kredi iyidir 500limit kart aidatı yok taksit indirim çoğu yerde oluyor.

alma kredi kartı filan...
bir ay yüklenirsin ondan sonra 4-5 ay sıkıntı çekersin ödicem diye..

Ben de kredi kartı kullanma derim. Sıkıntı yaşarsın, çok hem de...

nivea krem, diplere surulecek. iyice yedirilecek.

delphin,

olmak ya da olmamak bilemiyorum... olabilirim. sen de insan olabilirsin :)
olabilirim cidden ama öyle tıbbi bir tanı koydurmadım henüz.

perkele,

sen kullanıyor musun, faydasını görüyor musun?

diyojenimtırak,

abi sirke kıllara zarar vermesin misim gibi sakallarıma yazık olmasın keskin sirke sakala zarar vermesin... hem sirkeden de nefret ederim.

sirke!!

önce bi yıka sakalı kiri aksın sonra diplere sirke sür. 5-10 dakika arası kalsın. sonra önce akıt suyla sonra bi daha yıka. 2 veya 4 günde bir yap bunu. saçımdaki ve sakalımdaki egzamayı geçirdim sirkeyle. kepek mepek kalmadı.

sorunuza birden fazla cevap olabilir ama büyük ihtimalle işe yarayacak bir çözüm söyleyeyim: kenacort a.

muhtemelen dermatit tarzı bir hastalıktır cilt doktoruna git stereoid tarzı ilaç verir kısa sürede geçer. ama ilerde tekrarlamayacığı garanti değil

yok abiler ablalar dermatit falan değildir çünkü bilakis bu şey benim doğumumla benimle birlikte.

cildim öyle galiba... ejdeha deyince fazla abartmış oldum... yok o kadar değil hatta vaktiyle bir sevgilim negzel pürüzsüz cildin var filan dahi diyordu.

Bendede var cildim hasta değil gayet sağlıklı kuru ciltlerde kepek olması normal gibi ona göre şampuan kullan sakallarınada saçın gibi davran

baba yok mu bir bilen?

anladım, hiç mi katil yok aranızda? ahaha

adli tıp enstitüsünden bilgi alabilirsin ama korktum ya sen böyle sorunca. İyisin değil mi?

kendini iple boğan birinin videosunu izlemiştim. peder zickler'in sözlükte verdiği bir videoydu. intihar edenin sadece başı belli oluyordu. kafası önce morarıyordu. fakat birkaç dakika sonra rengi tekrar eski haline geliyordu. hatta kafaya kan gitmediği için sanırım benzi soluyor gibiydi. kafa için ilk zamanlar böyle diyebilirim.

ingilizce ararsan soruna cevap bulabilirsin. türkçe kaynak dediğin kişiler dışında zor bence.

ingilizcem kaynaklardan istifade edecek düzeyde değil ne yazık ki.

o kadar zor bir şey sormadım bence tıbbiyeli kişiliklerin kolayca bilmesi gerekli ama sanırım ortalıkta yoklar.

eşimin anlattıklarını ve ilgili linkleri aynen aktarıyorum.
"Asfiksi (boğulma-ası)ile ilgili makale için:
www.klinikgelisim.org.tr

algor-livor-rigor mortis ile ayrıntı için:
www.ttb.org.tr

ası yolu intihar ile ilgili powerpoint sunumu için:
web.itu.edu.tr/~ozcanm/kim/bogulma.ppt

ası ile ex olanların giyinik veya çıplak olmasının bir özelliği yoktur. ancak otopsi yapanlarca ölüm sebebi olarak otoerotik asıya dikkat çekilir. bu durum genelde cinsel sapkınlarda görülen bir durumdur. Şerefattin hocanın makalesinde ayrıntısını bulabilirsiniz.

tam asılarda vücudun ve ipin baskısı ile tlem izinden yukarı bölgeye kan akışı kapandığı için surat genel de kansız bir görünümde yani beyazdır. morarma genelde telem izinin aşağı tarafında görülür. morarma ayaklarda yoğun bir şekilde görür.

ancak yarım ası veya tam olmayan asılarda vücudun yere temas eden (genelde diz kısmı) yerlerinde basıya (yer çekimi ve vücud basısı) bağlı morarma olur.

25 derece üzeri kuru ve açık havada açıkta kalan bir ceset zenci başı görünümünde olduğunu görmüştüm. Bekleme süresi 4-6 gündü. 15 derece muhtamelen kapalı ve nemli olan ortamda 5 gün kalan birinde çürüme yoğunolarak görülmez. Koyu kırmızı- gri renk arası bir renge bürünebilir. Ancak ortamda ki nem ve vücudun güneş görüp görmediği önemlidir. Ölen kişinin maruz kaldığı sıcaklık insan vücut sıcaklığına ne kadar yakın olursa çürüme o denli hızlı olur. Yani 36 dereceye yakın veya bu derecenin üzerindeki sıcaklıkta açık havada ölen kişinin 4-6 gün içerisinde vücut dış derisiyle el ve ayaklarında çürüme tam anlamıyla gerçekleşir. El ve ayaklardaki kemikler gözle görülür şekilde çürüyen etten ayrılarak net bir şekilde ayrışabilir. Sizin sorduğunuz kapalı ortamda 15 derecede 5 gün süreyle bekleyen ve tam ası ile intihar eden bir kişide ölü katılığı ve ölü morluğu tam olarak oluşmakla birlikte, el, ayak ve karın bölgesinde çok az çürüme görülebilir. Ancak kurtlanmanın anlattığınız şartlarda 5 gün içinde görülmesi pek beklenmez."

bi link daha buldum resimli falan korkunç :)
www.itf.istanbul.edu.tr/adlitip/slaytlar/13.ppt

çok sağ ol ya acayip faydalı oldu bu bilgiler.

şuraya bi bak bakalım.
www.imdb.com

the chumscrubber olabilir,filmin açılışında pure morning çalıyor, film suburblerde geçiyor ve gençlik filmi/en azından gençler liseli...

en.wikipedia.org

"This song was also included as track 12 on Big Shiny Tunes 3. The song was included on the soundtrack to the 2005 film Chumscrubber." diyor.

şarkı "song to say goodbye" olabilir mi? öyle bir film hatırlıyor gibiyim, yalnızca şarkıya dikkat ettiğimden hemen indirmiştim mp3 player da buldum şimdi, yukarıda yazdığım şarkıymış, pure morning değil.

The Chumscrubber olacak sanırım arandığım film... kafasız heriften anımsadım şimdi.

teşekkürler :)

touch tabi ki la sorulur mu?

@kelimeyounu
Ne bileyim hacı bilsem sormazdım demi:)
Bana da mantıklısı touch geldi ama belki bi eksiği falan vardır diye şey ettiydim.

touch baştouch ıdır :)

touch zenci .

touch 4. nesil.

touch.

Kız kardeşim ve benden "A Millionaire's first Love".
www.imdb.com

schindler's list en çok ağladığım filmlerden biriydi. dancer in the dark var bir de.

(bkz: ağlatan filmler) işinizi tamamen görecektir.

the notebook

a walk to remember

"Angela'nın Külleri"

canim kardesim

ağlayacağını garanti ederim;
a moment to remember; www.imdb.com
more than blue; www.imdb.com

(bkz: the fall)
(bkz: marry and max)

ben nedense bu filmlerde ağlamıştım. ama o anki psikoloji de önemli.

"eternal sunshine of the spotless mind" tabükü de. hüngür hüngür ağlamıştım ben.

ee hic kimse babam ve oglum dememis?

''black'' dememişim, duygusuz kardeşimi bile ağlatmıştı;
www.imdb.com

(bkz: ai)
(bkz: leaving las vegas)

daha önce aşık olduysanız Betty Blue www.imdb.com
hayvanları seviyorsanız Hachi: A Dog's Tale www.imdb.com

Birincisi en az yarım saat, ikincisi 5-6 gün boyunca aklınıza geldikçe ağlatır.

Kardeş bunun yasal olup olmadığını gösteren resmi bir belge varmı en az 50 site gezdim 10 tanesi yasa dışı 40 yasal diyor anlamadım gitti bunu nasıl tam olarak sağlama alırız yoksa sıkıntıya düşeriz gibime geliyorda...

turkiye'de ne oldugu bilinse kesin yasak olur ama bilinmiyor bence. salvia baya agir trip etmenizi sagliyor ama suresi kisa 5-7 dakika. gene de saglam bir drug ama dedigim gibi az biliniyor. Amerika'da bu yasal, her headshop ta var, tezgah ustunde 18 yasindan buyuksen alabiliyorsun.

Ben de araştırmıştım bu konuyu. Edindiğim bilgiler narkotiğin son toplantısında bu maddeyi görüştüğü ancak yasaklamayı karara bağlayamadığıydı. Yani bu durumda yasal.

Oysaki tarım bakanlığının listesinde üretimi, temini ve satışı yasak maddeler arasında geçiyor bu bitki. O zaman da yasadışı.

Hukuku iyi yorumlarım ama burada kurumlar arası bir iletişimsizlik söz konusu sanırım. Her ne olursa olsun yutan eleman prensibinden tarım bakanlığınca yasaksa illegaldir diyebiliriz.

bu nasıl bir dengesizliktir anlayamadım gitti bende bir yerde tarım bakınlığı x40 ve üstüne negatif vermiş diye okumuştum eğer yasaksa bu aktarlarda nasıl olupta bulunuyor onuda anlamış değilim tam olarak muamma bir konu ne tam olarak yasak olduğu biliniyor nede yasak olmadığı tarım bakanlığı neye göre yasaklamış eğer polis narkotik yasaklamadıysa tarım bakınlığı neye göre ceza uyguluyor. bazı ları diyor yurt dışında normal cantamın içinden getirebiliyorum vs vs zaten bu ürün türkiyede yetişmiyor gelenlerin hepsi yurt dışından geldiğini var sayarsak nasıl oluyorda yasak oluyor orasıda ayrı bir muamma :S

Ayrıca bu tarım bakanlığı


Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bitkileri negatif ve pozitif olmak üzere listeledi. Negatiflerin ithalatı, üretimi ve kullanımı yasaklandı. Misvak, adaçayı ve soğan tohumu gibi 80 ürün listede negatif olarak işaretlendi


bu nasıl saçmalıktır cözemedim gitti...

Arkadaşlar Ne yapacağız şimdi neye göre doğru neye göre yanlış tam bir bilgide yok yardım edin lütfen...

wikipediadan aynen alıntıdır

Salvia divinorum, ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından sarmaşık türü bir bitki.

Salvia divinorum Meksika'nın, Oaxaca Sierra Mazateca bölgesinde doğal olarak bulunan entojenik bir bitkidir. Bilinç değiştirici özellikleri nedeniyle Mazatec şamanları tarafından iyileştirme ve evreni keşif amaçlı olarak yüzyıllardır kullanılmaktadır. Kullanım kökeni Aztek yerlilerine ve daha öncesine dek gider. Salvia divinorum temel etken madde olarak Salvinorin A içerir ve kullanımı dozajına bağlı olarak halüsünasyon görmeye yol açar. Türkiye'de ve birçok ülkede yasaldır.

şimdi içebiliyor muyuz içemiyor muyuz?

hiç bir yerde net olarak ne olduğunu söylemişler valla şaştım kaldım içebiliyormuyuz içemiyormuyuz ? yokmu aramızda polis abiler :) araştırıp söyleseler bizde devletimizle milletimizle sıkıntıya düşmesek... illegal yollardan temin edilir ama tutupta zehir tacirlerine para kazandırmakta istemiyorum işin acıkcası...

bide bu şey yenirmi içilirmi nasıl kullanılıyor yav

İllegal arkadaşlar.

polise sordum direk "o ne la" dedi, sonra narkotikci arkadaşını aradı sordu. arkadaşı da "o ne la" diyince yasal olduğu kanısına vardık. sanırım yasal.

PS2 değmez bence psp sanki daha mantıklı eğer Türkiye'den ucuza varsa; elbette ps3 de olabilir uygunsa fiyat hatta en iyi o olur. Wii'ler zaten kampanyada Türkiye'de darty'de falan 279 TL oralardan almaya gerek yok. Daha uygunu da yoktur bence. Bunun dışında tablet pc olabilir, ipod falan da güzel hediye...

telefon hariç her türlü gideri var.

olm yardım edin la şu adama.

dostum yurtdışındaki bir arkadaşımdan cevap bekliyorum.

a. aletten genel olarak memnumun donanım olarak eksiği var diyenler halt ederler.
b. arıza çıkarma potansiyeli aldığım günden bu yana ki yaklaşık 9-10 ay olmuştur hiç yok. arıza çıkarmadı bende ama bu teknoloji işi...
c. öyle bir şey yok 1 ghz işlemci soğuk kalsın diye arka bölüm komple metal zaten plastiği ise sert ve sağlam. düşürmemek gerek ve fakat :)
d. çok yoğun olarak kullandığım zamanlarda (250 sms+müzik player+ biri ki telefon görüşmesi+wireless) yaklaşık 2 gün civarı gidiyordu. lakin şarjını tam bitirmemekte ve %30'lardayken şarj etmekte fayda var ki o tarz bir sıradan kullanımla 3 ile 5 arası gider gibi geldi bana.
e. en büyük eksiği (bkz: bada) ve flash olmaması. belki flash eklentisi yapılmıştır ama bihaberim. bada da yani bir ios bir android değil ama bunların pek de gerisinde değil. ortalama kullanıcıya sorun yaratmaz.

not: bazı telefonların fotoğraf makinelerinde fotoğrafların göbek kısmında belirli bir ışık altında pembeleşme oluyormuş bu benimkinde yok.
bir de telefonun kötü bir yanı belleğinin doluyor olması. özellikle multitaskinge yüklenildiğinde bazen telefonun belleği yetersiz geliyor ve bazı aplikasyonların kapatılmasını buyuruyor. böyle durumlarda telefonu açıp kapamak faydalı. başka da derdi yok.

eğer yeni telefon alacaksanız galaxy serisine bakın bence. mis gibi android. (wave'im yok)

BADA OS'lu cihazlar çöpten öte bir şey değil. Hem bir smartphone'un tüm olumsuz özelliklerini taşıyor -kısa şarj, büyük boyut, hantal yapı vesaire-, hem de uygulama neredeyse yok. Aman diyeyim.

1 yıldır wave kullanan bı arkadasımla yenı telefon bakıyoruz sımdı. roket adam'la aynı düşüncedeyiz.

abartmaya gerek yok o kadar çöp tabir edilecek bir telefon değil.

o fiyata galaxy malaksi yalan dolan 850 civarı fiyata bundan iyi telefon yok!

şarjı kısa gidiyor diyenler telefonu şarj etmeyi beceremiyorlar kanımca!?

Akıllı telefon değil neredeyse hiç uygulama olmadığı için.

750'ye galaxy ace var, gayet de güzel.

fair play içerisinde kızı kim alırsa kız onundur abi. ama fair play anlaşmanızı önceden yapın :)

ne var bunda? kız güzelse ikinizin de beğenmesi normal. e boşuna arkadaş olmamışsınız zaten, zevkleriniz ortakmış.

kız büyük ihtimalle ikinizi de istemez zaten. öyle oluyor bu işlerde genelde. hiç birbirinizin arkasından birbirinizi kıza kötülemeden atlatmaya bakın durumu.

ah bi de bana hep tuhaf gelmiştir iki arkadaşın aynı kişiyi beğenmesi. biri beğendikten sonra öbürü hiiiç sesini çıkarmamalı bence. centilmenliğe aykırı.

kız güzel taş gibi beğenmesi mi yoksa ben buna aşığım beğenmesi mi?

ilkiyse salla gitsin. bi sorun çıkmaz ondan. ikincisiyse ya kız ya arkadaş. ikisinden birini seçeceksin.

şimdiii hoca böyle bir durumda kızda popo kalkması denilen bazı durumlar meydana gelebilir.

kıza aşırı düşkünlük gösterilmesi kızı sıkar bunun üzerine sizden uzaklaşarak başka başka mecralarda başka başka işlerle ilgilenmek isteği doğabilir.

en olmadı kendisini beğenen iki erkeğin farklı özelliklerini kullanır.
atıyorum ali çok hoş sohbettir onunla oturur konuşur derdini anlatır derdini dinler konuşur. veli ise yakışıklı ama odundur. iki aynı anda güzel bir ikili olur gibi.

benim atmalarım dışında bi de sanırım; (bkz: bizim büyük çaresizliğimiz)

biz arkadaşlarımızla bu şekilde sadece manavdan karpuz alırken ikilemde kalıyoruz. çünkü iyi karpuzu kim seçerse o alıyor. kız mevzu karpuz gibi değil, karşı tarafın da onayı gerekli. ha tüm kızlar arkadaşlarınıza meil ediyorda siz burda bizden öneri istiyorsanız, soruyu değiştirmenizi tavsiye ediyorum :)

armorgames.com

kagit ucagin var, ucurdukca puan kazaniyorsun, kazandigin puanlarla upgrade yapiyorsun, sonra daha uzaga ucuruyorsun falan filan.

www.mirrorsedge2d.com

ille flash olcak demiyosan:

www.phoboslab.org

bunlari da biliyosundur ama:

armorgames.com
armorgames.com
jmtb02.com
jmtb02.com



veee en guzelini sona sakladim:
haxball.appspot.com

ahada sana kafayı yedirtecek vaktinin tamamen sömürecek bir oyun:

(git: armorgames.com)

yalnız sonra pişmanlık falan fayda vermiyor.

şahsen ben 60 küsür leveldeyim hadi seni de görelim.

the company of myself
www.kongregate.com

mushroom madness 2
www.kongregate.com

electric box 2
www.kongregate.com

oyunda.mynet.com

Aylardır sarmış durumdayız şirkette. Hatta 1 ay önce yeni pack çıkarttılar yeni haritaları filan geldi. Onu da www.arcade.fi adresine girip arama bölümünden cursed treasure diye yazarsan bulursun.

bbc var ya zafer plaza'nın yanında, önünden bile geçme. bi arkadaşım gitmiş, bu kadar ciddiyetsiz bi kurs görmedim diyor. fransızca'ya gitmişti o da.

tömer var en iyisi, ama sınıf açılmasını bekleyeceksin..

Sanırım Tömer efendiler Bursa'da Fransızca takılmıyorlar ve fakat.

daha başka alternatif?
çok seçeneklilik iyidir.

ben de zamanında araştırdım fakat bulamamıştım. heykel'e doğru çıkarken aktif eğitim mi ne var da, onlar için de sınıf açılmasını beklemek zorundasın. ukla'da da var, ancak aynı sorun burada da geçerli.

bi de, kursa gitsen bile sadece başlangıç seviyesinde kalırsın çünkü sınıf açılması için bile aylarca beklenen bi şehirde takdir edersin ki pek fazla kişi 2. seviyeye devam etmek istemiyor. çare yok maalesef..

Aktif Eğitim sanırım yeni dönemini bugün başlattı.

zaten şu an için Bursa'da sadece zamanı değerlendirmek adına giriş seviyesi Fransızcayla uğraşmak istiyorum. yani Bursa'da Fransızcamı daha da fazla ilerletmeyeceğim.

İzmir'de FKM'de ileri başlangıçtan devam etmek gibi bir niyetim var.
her neyse şimdilik mevzu bahis Bursa.

Eksen Eğitim deyü bir yer var bilgisi olan?

eksen eğitim'i bir arkadaşım çok tavsiye etmişti. ilk durağım orası olmuştu zaten, ancak orada da sınıf açılma problemi var..

kendimiz cevaplayalım efenim Bursa FKM'de çoğzel bir şekilde Fransızca dersleri verilmektedir.

ücret olarak A1 seviyesi 405 lira.

evet, iran kedileri öyle, ama her gün gözlerini silmen ve taraman gerek. ve kakasını yaptıktan sonra da temizliğini yapman gerekebiliyor. açıkçası şöyle söyleyeyim, benim 5 kedim var ve hayvanlarla çok haşır neşirim. hepsi sokaktan alınma. benim kedilerim gelden gitten anlıyor mesela. iran kedileriyle öyle bir diyalog kuramıyorsun. ancak çok sıradışı bir hayvan olmalı.

mesela siyamlara saldırgan derler, ama dünyanın en sakin siyamını görmüş biri olarak, bunun garantisi yok diyorum. ankara kedileri agresif oluyor ve genelde sağır olabiliyorlar nedense.

özellikle yavruyken kediler yaramaz olur, çünkü dişleri kaşınır ısırırlar, sallanan her şeyi oyuncak zannederler ve ayağına bile atlarlar. bunun nedeni avlanma egzersizi yapıyor olmaları.

sadece eğer dişi bir kedi alırsan erkeklere göre sakinliği daha garanti etmiş olursun. erkeklerin enerjisi daha fazla oluyor. dişiler 1 yaşını geçince daha da sakinleşiyorlar. bu aslında cinsi ne olursa olsun geçerli. naçizane önerim beklemen ve karşına çıkan sevimli bir tanesini cinsine bakmadan alman. zaten karşına çıkacaktır. çünkü hangi cins olursa olsun, ne çıkarsa bahtına olacak. hem sen de bir hayat kurtarmış olursun. :)

Scottish Fold

british short hair

iran kedisinin vur kafasına al ekmeğini. ama tüyleri çoook dökülüyor. çok bakım gerekir. tüylerini kestirmek gerekir vs vs..

sokaktan bir yavru kedi aldım o çok yaramazdı cinsini bilmiyorum ama inanılmaz oyun delisiydi-rahatsız edecek derecede, hiç laf anlamıyordu. onu başka bir aileye vermek zorunda kaldım iş saatlerimiz nedeniyle (gerçekten yoğun çalışıyorduk). şimdi yine bir yavru kedi aldım sokaktan. o gayet akıllı uslu. dur deyince duruyor gel deyince geliyor.. bu biraz da ilgine ve disiplinine bağlı. ilkine çok yüz verdik ilk kedi deneyimsizliğinden. bunu daha iyi kontrol edebiliyoruz. biz evde yokken de aklımız kedi napmıştır diye evde kalmıyor. bu yüzden bence cinsine pek bakmıyor.

sokaktan al yahu sevaptır.

tamamen şansa kalmış. örneğin iran kedisi miskin, siyam hareketli derler ama bu diğer türlere göre yapılmış bir değerlendirmedir. yoksa iran kedisi de oldukça hareketlidir. eğer sakin bir kedi arıyorsanız yapabileceğiniz (hem kedi hemde sizin için) en iyi hareket iki kızkardeş sokak kedisi alıp 6aylığı geçmeden kısırlaştırma ameliyatı yaptırmanızdır. evde büyüyen bu ufaklıklar hem büyüdüklerinde çok fazla sokağa çıkmak istemezler, hemde cinsleri gereği (dişiler her zaman için erkeklerden daha sakindir) sakin olur. iki tane olmaları da günde 4-5 saat yalnız kaldıklarında sıkıntıdan delirmemeleri için bir önlem. kısa tüylü alırsanız bahar-yaz aylarında evde tüy toplama derdinizde az olur.

chinchilla.

kedilerin de insanlar gibi karakterleri var.

benim süper zekalı bir tekirim olmuştu ve epey komut öğretmiştim (mama zamanı efekti, eve gel efekti, kucağıma gel efekti vs.), yatacağım zaman kapıyı açıp eve geliş efektini yaptığımda çıkıp geliyordu eve. aile içinden kimseyi tırmalamazdı ama yabancılara terör estirirdi. üzüldüğümü, hastalandığımı falan anlayıp benimle ilgilenirdi.

geçenlerde bir arkadaşımın tekirine 1 ay bakmam gerekti, gün saydım resmen gitsin bir an önce diye. durup dururken geldi kafama atladı suratımı tırmık içinde bıraktı, yemek yerken masaya atlayıp et kaçırdı, kumunu beğenmedi her gün kum değiştirdim. çileden çıkardı beni kısaca.

erkek arkadaşımınsa iran kedisi var. gözlerinde akıntı oluyor ve çapaklı bildiğin. sevgilim çayla siliyor gözlerini ama mesela ben tiksinirim çapaktan, hayatta yapamam öyle bir şeyi. tüylerini de sürekli taramazsan kalitesiz peluş hayvan gibi olur, her yere tüy döker. uğraşılacak iş değil.

onun yerine biraz cılız kalan tekir yavrularından birini alabilirsin. anne kediler kendilerine benzemeyen güçsüz kedileri emzirmeyip ölmesini bekliyor genelde. işte o dışlanan kediyi alırsan hem ölmesini engellersin, hem çok yaramaz olmaz hem de zaten 1 yaşından sonra her kedi uslanıyor.

siyam efenim siyaaaam....

(bkz: #21417058)

alıştırmamak da önemli.

kedim, ilk başlarda hiç yatağıma çıkmazdı, sadece kendi yastığının üzerinde uyurdu. bir gün bir kendini bilmez aldı bunu yatağa koydu. ondan sonra alıştı, yataktan başka yerde yatmaz oldu.
el ısırmayı da aynı şekilde öğrenmişti.

yani neymiş, kedinin yaramazlığını çekmeyecek insanları kedinin yanına yaklaştırmayacaksınız ki şımarmasın, yapmaması gerekenleri yapabileceğini sanmasın.

kesinlikle önermem. ben görükle şubesinde kpds hazırlık kursuna gitmiştim. istersen daha ayrıntılı da anlatabilirim ama bu kadar yeter herhalde.

öyleyse Bursa'da şöyle güzel bir Fransızca kursu tavsiyesi istiyorum.

(bkz: bursa fkm)

Kulaktan şarkının makamını çıkarmak gibi, şiiri sesli okuyup vezinini söyleyenlerde var ama sizin kulağınızı yarına kadar bu şekilde geliştirmeniz çok zor.

_ . _ _ = fâ'ilâtün'dür... fâ'ilâtün'ün hecelerini açık-kapalı diye gösterirsen bu şekil ortaya çıkar (nasıl yapıldığını biliyorsundur herhalde?)

. _ _ _ = mefâ'îlün

.. _ _ = feilâtün

_ _ . = mef'ûlü

daha gider bu...

bunun gibi her heceyi nokta-çizgi şeklinde yaz, heceleri say;

16 heceyse eğer 4/4/4/4 şeklinde ayır ve mef'ûlü, fâ'ilâtün gibi kalıplara sokmaya çalış. > . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ / . _ _ _ = Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün / Mefâîlün

14 heceyse 3/4/4/3 şeklinde böl. > _ _ . / . _ _ . / . _ _ . / . _ _ = Mef'ûlü / Mefâîlü / Mefâîlü / Feûlün

15 heceyse 3/4/4/4 de olabilir, 4/4/4/3 de olabilir. tam hatırlayamadım bunu ama istiyosan araştırıyım bi. kafan karışmışsa hiç girme bu yola :)

yavrum benim bahis ettiğiniz konuya göre bana hece saymamı öneriyorsunuz sanırım.

hece sayılır sayılmasına dediğiniz gibi de ayrıldı diyelim 20 farklı aruz kalıbından hangisine mensup olduğunu anlamanın yolu ne olacak peki? o kısmı kavrayamadım... zaten sınavda da çıkmadı ama bir gün seve seve öğretecek bana kendini bu!

Kuru boşverin de Casper almayın derim ben.

ilk aradığımızda bizi pek sallamadılar.. sonradan konuştuk nakitte de böyle bir indirim mevcut.

şu an çok ucuz ve paramızla alabileceğimiz en iyi ürünü casper yapıyor.

neden caper'e önyargılısınız aydınlatır mısınız sayın cosmicstring?

Çünkü duyduğum yorumların en az %95'i kötü.

casper alcağına thk ya bağışla o parayı çok daha iyi. dünyanın en kötü malzeme kalitesiyle notebook üretiyorlar. banane canım işimi görsün yeter dediğini duyar gibiyim. evet işini görsün yeter de belli bir süre sonra aletten pc sesi gelmeye başlayınca hay aq casper diyosun.

elimde vatandan alınma casper nirvana var.yorumlara aldırmadan almıştım.özellikle fan gürültüsünden bezmiş durumdayım ki bütün casperların sorunu.kardeşimin datronu vardı o bile daha iyi.

ben de bütün bu şizofreni, obsesif kompulsif rahatsızlıklarımın nedeni neydi diyordum, meğer son altı ay öncesine kadar casper nirvana kullanıyordum ondanmış.

yahu arkadaşlar, abartmayın isterseniz.. allah başka elem keder vermesin =)

eğer ekonomik olarak çok fazla rahat değilseniz, öyle çok süper fantastik bir şeyler de aramıyorsanız bence alınabilir.

kaldı ki arkadaş başka bir şey sormuş, ki maalesef bilemediğimden cevabı, bir şey diyemiyorum.

vatan daki kur sabit kampanyası nakit alışverişlerde ve kredi kartı tek çekimde geçerli,maddi olarak en uygun notebook casper gibi görünüyor,elektronik neticede şans işi bugün en iyisinden en kötüsüne tüm notebooklar sorun çıkarabiliyor..ama şunu söyleyebilirim verdiğiniz ücretle aldığınız hizmet notebookda doğru orantılı..

tinyurl.com
şuna da bir bakın derim süper fiyat performans oranı.

@ rentts;

dünyanın en kötü malzeme kalitesi derken ? neye dayanarak söylüyorsun bu sözü? kime göre,neye göre 'en' kötü...

anlat biz de bilelim ha ?

edit:

merakımı şu tarz yorumlar gideremedi açıkcası ;

"fatih in dediği gibi birde ben bişe ekliim. o laptobun HDD berbat..."

bok atmaya ne kadar meraklı millet ya...

şimdi uzun uzun yazarak yormak istemiyorum kendimi casper için merak eden şurdan baksın
www.chip.com.tr
ha inanmayan varsa da gidip alsın kendi görsün, çok da fifi.

www.imdb.com o köpeğin imdbde kayıtlı diğer filmi bu bi bakın bakalım.

köpek aynı köpek değil cinsi aynı sadece :)

ya da über it ise eğer normalden 3 kat fazla uzun yaşamış olabilir.

Timi Yuro-as long as there is you

eveeeeet işteee buuuuu... sağ ol ki.