aktarmalı git o zaman ölmezsin

e pegasus var brüksele, direkt uçuş, ona da bakabilirsin.
eğer çok fiyat farkı yoksa direkt uçuş seçmenizi öneririm, aşırı zaman ve güç kaybı oluyor.

Pegasus'a bak, herşeyden daha ucuz oluyor genelde.

eğer linkedin de gördüklerini diyorsan, master yaparken avrupaya erasmusa gidenler sanki bütün eğitimi orda almış gibi o üniversiteden mezun olduklarını yazarlar.
bir de 5 sene çukurova üniversitesinde okuyup 3 aylığına italya da eğitim gören fakat facebukunun her yerini italya resimleri yazıları ile kaplayan, lisans eğitimini pisa da aldığını söyleyen dingiller vardır ama konumuz o değil.

(bkz: kapak atmak/#10475885)

şöyle de olabilir:
master a başlar, sonra tez için yurtdışında bi üniversitede burs bulur, gider orda da tezini verir.
veya, master a başlar, o esnada yurtdışı bursu bulur, burdakini yarıda kesip gidip orda yeniden başlar.
dediğiniz gibi eğitim kalitesi de etkili bence.

amaç doktora değildir belki? master yaparsan orada kalman kolaylaşır diye düşünüyorum.

eger ailen zengin degilse master icin burs bulman lazim master burslari da her onune gelene verilmez o yuzden yetersiz akademik durumu guclendiriyorlar ama yine de doktoraya yetmiyor mastere gidiyorlar.

ama genelde abd de ayni alanda 2. mastera sicak bakmazlar,o senin gordugun kanada veya avrupadir

yamaç paraşütü deneyin süper bir şey. özellikle seri tono yaptırın, rica edin yaparlar zaten.

aşırı uç olamayan bir hayal kurun sonra ona ulaşmaya çalışın.

@feristah, peki hayallerimi yıkarlarsa.

s.kerim böyle aşkın ızdırabını deyip çarpmadın mı kapıyı?

e aşkın kimyasal ömrü 3 yıl zaten, bir yarım sene erken bitmiş. oluyor böyle şeyler, hayat denen şey acımasız.

yeniden o hayale ulaşmak için çabalayın o zaman. yeni bir plan ve azimle.

EDIT: olayı çok yanlış anlamışım. sevgili mevzusu olduğunu yeni idrak ettim.

içinde onun olmadığı hayaller kurun o zaman.

sıkıntılı durum kanka.sen kendi istediğini yap. istersen reste rest diyip çarp kapıyı, istersen de yapıcı davran onu dinle..

reste rest dedik lan zaten zibidi. pardon şekerim alkolün bana verdiği yetkiye dayanarak seni aziz ilan ettim.

çarptım kapıyı başkan. dedim böyle aşkın ızdırabını can yücel bile skmezdi.

aşkın kimyasal ömrü 3 yılda amk bu kadınlar bu kadar mal mı? bunu bile bile ne bok var işte. kesin dışarıdan bir etken var.

feristah, sen ne güzel ne iyi niyetli bir arkadaşımızsın. şimdi bu elimde para var dicem ve para o elimde oluca. şık.

eyvallah kardeşler. yazdıklarımı yanlış anlamayın. zira alkolik gibi bişeyim. ağlasam düzelicek ama olmuyo. sağolun. hepinizin istediği olsun. seviyorum sizler.

30 senelik 40 senelik ilişkiler şöyle yürüyorlar.
3 4 sene sonra aşk bitiyor
Karşılıklı güven ve anlayış.

Yani adam da kadın da şunu bilmek istiyor, ben eve geldigim zaman, güvenebilecegim, beni kazıklamayacak, hayatı paylaşabilecegim birisi var mı yok mu?

Sevişmek falan filan evliligin bir zamanından sonra görev e dönüşüyor.
Aşk bitebilir, ama iyi arkadaş olabilirsiniz, birbirinizi tanıyor ve güveniyor olabilirsiniz.

Ama genelde heyecanımı kaybettimin manası şudur = başka birine heyecanlanıyorum.

İnsan çogunu görmeden, azının az oldugunu anlamaz.

htc nin 1000liralık herhangi bir telefonu olur, galaxy s3 almicaksanız samsung önermiyoruö.

android cihazların çoğunda agps var internet şart. ben bugüne kadar birtek asusun gps(asus olmayabilir, ama süreki telefon yapan bir firma değil) telefonunda birde sony'nin tabletinde rasladım gps'e

hocam google maps artık veri bağlantısı olmadan da haritaları açabileceğini açıkladı.
bunun yanında, lg'nin bi modelinin araç bağlantı kiti de var, direkt cama yapıştırabildiğin.

@njtbcrn doğru söylüyor ama türkiye dahil mi bilmiyorum, dalga dalga gelirse çok geç gelir.

bu arada araç kiti demişken ; www.youtube.com

@utku hocam bilmiyorsan atma lutfen.

@turcino: internet sart degil lakin telefonlardaki gps alicilari ile en az 2 dakika beklemen gerekebilir. gerci ozel navigasyonlarda da buna benzer bekleme sureleri var. kaldi ki bence bu o kadar buyuk bir problem degil.
ayrica bunu madem aracta kullanacaksiniz size batarya performansi gerekmez. baglarsiniz cakmaktan aleti olur biter. hatta cogu telefon artik bataryasi takili degilken sirf usb'den de calisabiliyor.

sirf bu is icin 1000 liralik aletlere gerek yok. 400-600 lira arasina bu isi cok guzel yapabilecek onlarca telefon var.
sonrasinda duzgun bir navigasyon yazilimi satin almaniz veya korsan islere girmeniz gerek.
bu anlatma, yerini duzgun gosterme vs cogunlukla hep yazilimla alakali seyler.
bircok yazilim var. copilot, navigon, tomtom vs vs.

dahil dahil. çatır çatır çalışıyo harita. ama yol tarifi falan denemedim hiç.
daha önceden baktığın her yeri kafada tutuyo

allah'im sana geliyorum. bu ne bilgi kirliligi.

google maps'in harita onbellekleme olayi cok sinirli bir sey. yani oyle tum turkiye'yi indireyim diyemiyorsunuz. eskidende vardi aslinda bu ozellik, labdan acmak gerekiyordu. denediniz mi gercekten bunu? turkiye'de var diye soyluyorsunuz ama yok. turkiye'de calismiyor henuz. lab'daki hali calisiyordu, bu hali calismiyor. mallik tam.

google'in bir diger kotu yani sesli navigasyon isi yok. bir de ekran isigini acik tutturma imkani tanimiyor (kendi ustunden).

illa google haritasini kullanacagim derseniz locus var. onun ustunden haritayi istediginiz ayrinti layerina kadar indirip kullanabiliyorsunuz.

androidli değil ama nokia e71 iphone ve galaxy s2 nin pilinin bitip bizi yarı yolda bıraktığı yaban ellerde ilaç gibi gelmişti.
şarjı da çok iyi gidiyor, iphone 3gs'in neredeyse dakikada %1 azalıyordu (galaxy s2 de baya kötüydü).
bence 0 e72 veya e6 alın.

benim dikkatimi çeken motorola motoluxe var, tam olarak özelliklerini bilmemekle beraber çok beğendim(arkadaş almışta), 800 lira gibide bir fiyatı var.
araştırılıp eğer özellikleri tatmin ederse alınabilir.

bkz: 439489(ne hikmetse bir türlü duyuru içinden bkz vermeyei beceremedim, direk sözlüğe atıyor)

apaçi profilinde, cr7 dahil

aslında apaçiler hemen yetişmeseydi erenköy suadiye tayfası sürdürüp geliştirecekti bunu ama maliyeti düşük trend dakikasında ayağa düştü.

Liiseli detected

(bkz: eric cantona)

bunu 2 yıl once yapıyorlardı o zamandan berı bana cok apacı gelıyordu hala yapanlarıda anlamam. yanı eskıden duzgun tıpler yapıyordu sonradan apacıler yapmaya basladı tabı halada yapan var aman dıyım yapma

14-15 yaşındaki XX photograpy ergenleri yapıyor onu sadece diye biliyorum. Lafım meclisten dışarı.

Geçenlerde bir küçük türütçüde denk geldim böyle haliyle.. Yakışanı var, yakışmayanı da...

dampire+1 ufff bi de yeni moda felan denmis, bizim bi ayagimiz cukurda belki de haberimiz yok.

güneşi arkama alınca ben de kaldırıyorum ensem pişmesin diye :(

dışlananlar adlı profilde sanırım dostum.

ziyaretçi olarak alabilirdi isteseydi. bence işine gelmemiş doktorun almak.

yahu doktorlar zaten yeni hasta kaydı yapabilmek için birbiriyle yarışıyor. direkt orada kaydınızı yapabilirdi kendisi, neden yapmadığını anlamadım.

Kotu gunune denk gelmistim sanirim bugun tekrar gitti bakti

300-400 diye tahmin ediyorum...

3600 kelime X 5,2 = 18-19 bin karakter yapar
En ucuz yaptıracağınız çevirmen 6Tl den yapacaktır 110 lira gibi oluyor
Çeviri bürosu yapacak olsa çarpı iki diye düşünün

boşluk hariç 24000 karaktermiş.

250 lira falan..

24000 karakter 24 birim yapar. bir birim de piyasada 6-7 tl'ye yapılıyor. ona göre çarpın işte.

optimum'un ordan çetinkaya otobüsü bulursanız ona binersiniz sonra orda barkal dolmuşları oluyor. çukobirlik felan yazar ona binin havaalanından inicem derseniz göbekte indirir ama çok yol yürüyorsunuz.

gençlik spor il müdür felanı için de ; gazipaşada kitapsan var. orda inerseniz. sora sora çok rahat bulursunuz.

@allanpoe, optimum un önünden mersine doğru giden minibüs falan yok mu?

onu bilemiyiciyim malesef :)

Çek korunası kullanıyorlar. Euro bozdurmak sorun olmaz diye düşünüyorum.

kendi para birimleri var, tl nin 10-11'de birine tekabül ediyor. prag için euro bozdurma sorun olmaz, adım başı doviz bürosu var fakat değerler ve komisyonlar çok fark ediyor. ben yerinizde olsam -kendi yaptığım da bu- atmden para çekerim. ya da birkaç yeri karşılaştırıp öyle parayı bozdururum.

hepsi ve daha fazlası:
lmgtfy.com

almanca?

ne mühendisi birader? inşaat mı makina mı çevre mi?

inşaat felansa, arapçayla rusça daha yakışıklı olur

ben de aynı bölüm mezunuyum
hobi olarak ispanyolca öğrenicem

ama mantıke n almanca ya da fransızca öğrenmek lazım sanki
bilemedim

bence ingilizcenizi daha da ileri taşıyın.
bi toefl la falan taçlandırın.

ilerde şu şirketlerle iş yaparım diyerek dil öğrenmene gerek yok bence, zira zaten çalışacağın şirketlerin tercümanları olacak. Bence yararlanabileceğin, işinle ilgili bilgi ve belgelerin bulunduğu bir dil seç, ya da hobi olarak herhangi bir dil

edit: feristah'ın söylediği en mantıklısı

ya zaten daha çok zevkine öğrenmek; biraz da cv'de göze çarpsın yeter istiyorum.

Almanca öneririm. Bakarsın yolun Alman şirketlerine veya Almanya'ya düşer EE müh olarak, işine yarar.

sen olmasan bile böyle konuşan biri için kılını kıpırdatmaya değmez..

kayranin kedisi +1

sende küfür ediyorsan böyle tam ruh ikiziymişsiniz derim. şakası bir yana, muhtemelen sensindir. iyi düşün iyi olsun.

anlattıkların kadarıyla, afedersin ama hayatını sikebilecek kadar hayatına müdahil olmamış, sen değilsin bence. umarım değilsin.

hacı zate piç etmişsin. boş ver napıcan hatunu. başka hatuna yaz.

wide +1

Git adam gibi hata bende senden hoşlanıyorum ama beceremiyorum kur yapmayı falan filan de.

Gayet normal bir tweet atmış

ykyt +1

cevaplar için eyvallah da küfür eden kız ilk defa mı gördünüz la ? ilginç valla.

küfür kısmını ben niye göremedim ?
sensin o :/

sildim orasını :)

ne yazmis ya merake ettim?

"hayatımı siktin" yazmıştı yahu

aracın sigortasının gezmeyi planladığın tüm ülkelerde geçerli olduğuna emin ol.
sigortayı yaptırmamazlık etme, sonra acısı derin olabiliyor.

genellikle normal ehliyeti kabul ediyorlar ancak resmi olarak uluslararası ehliyet isteme hakları var. ne olur ne olmaz diye bir araştır önceden, son dakika golü olmasın.

arabayı teslim alırken de iyice kontrol et sağını solunu, sonradan sana yüklemesinler sorumluluğu.

kimi şirketler kilometre limitli veriyorlar, öyleyse gideceğin yolu hesaplayıp ona göre seç şirketi.

balkan ülkelerinde yollar baya sıkıntılı, tavsiye etmem.
25 yaşından küçükseniz araç kiralama sırasında ekstra para alabiliyorlar. sözleşmeye bakmak lazım.
diğer ülkelere de giriş yapacağınız için büyük ihtimalle yine extra ücret ödemeniz gerekecek. bunu internetten rezervasyon yaptırınca göremiyorsunuz, araç kiralamaya gidince alıyorlar.
sigortanızın diğer ülkelerde de geçerli olduğu konusunda emin olun. balkan ülkeleri tekin değil trafik konusunda.
ben ve aile büyüklerim de birkaç kez bu şekilde seyahat düşünmüştük ama bu saydıklarım yüzünden geri adım atmıştık.
şimdiden iyi eğlenceler.

bıçakla kesin çözülmeden. başka bir çözüm gelmedi aklıma.

@turangue, feci donmuş durumda. biraz çözünür gibi olunca alsam, geri dondursam olur mu sence? :)

biraz çözülmesini bekleyip gerekli kadarını aldıktan sonra tekrar derin dondurucuya koyunca birşey olmuyor diye biliyorum ama ?

sıcaklığı düşük olacağı için bir şey olacağını sanmıyorum. yine de unutursan da alayı çözülürse hepsini pişir, o şekilde dolapta sakla, yiyebildiğin kadarını yersin o zaman. çözülmüş eti tekrar dondurmak olmaz zira.

olmaz. yani o şekilde yapmamalısınız.

@blue1809, ben de öyle umuyorum şu an :)

@ben smyrna, ne şekilde yapmalıyım? testere gibi kessem mi?

@bigboy76, adamlar yanlamasına dilimlemişler zaten bunu. baya da kalın, denedim şimdi delik işini olmadı :)
ekonomi falan neyime benim, gidip alacaktım yine 250gr :)

ekonomi yapman doğru.
sadece buzdolabına atmadan eti porsiyonlara ayırıp ayrı buzluk poşetlerine koyacaktın.

en güzeli, hepsini pişirip sonra yemediğini buzluğa at. çıkarıp yersin daha sonra.

en mantıklısı çözülmesini bekleyip hepsini pişirmen ve yiyeceğini alıp kalanını dondurman, öyle biraz çözülünce ayırıp kaldırmak da eti bozar

istediğim kadarını kopartabildim.
@cakabo, çok haklısın, unuttum buzluğa atarken.
@bigboy76, isveç'teyim malesef :) dandik bi ekmek bıçağı ve birkaç meyve bıçağından başka teçhizatım yok malesef:) zaten az önce bi meyve bıçağı daha kırıldı bu yolda :)

çözüp yeniden donduramazsın, ancak hepsini açıp farklı yemek yapabilirsin.

@bigboy76, dominos pizza olayı için söylemiştim ülkeyi!

kilis'e de uğrayın küçük ama şirin bir şehir.

antep fix olsun tabii ki, mardinle kıyaslanamaz bile. urfa-antakya arası tercih yapamadım ama antakya'yı görmedim çünkü. bence ikisi de aynı ayarda.

bu dört şehri de bilen birisi olarak, Urfa-Mardin.

bir sonraki kaçışınızda Antep-Antakya yaparsınız.

compadrito ya katılıyorum.

mardin havaalanı şu an bakımda olduğundan kapalı. antakya havaalanını da su bastı, o da kapalıydı en son.

tavsiyem nisanda başlayacak pegasus seferiyle urfa ya gitmeniz. daha sonra da eğer otobüsle urfaya geri dönmek zor olamayacaksa mardine gitmeniz.
otobüs olayına soğuksanız urfadan sonra antep sizin için daha rahat olacaktır.

maddi durum iyiyse, ben olsam şöyle yapardım: pazartesi sabah uçakla urfa, havaalanında 3günlük araç kiralayıp pazartesi urfa gezilip (harran ve-veya halfeti misal) salı sabahı mardine geçin. mardinde ilk olarak dara, sonra darülzaferan (zaten aynı yol üzerindeler), sonra mardin merkezi gezip salı gecesi mardinde kalın. çarşamba sabah yine urfaya geçip gezmediğiniz yerleri gezin. kebap yiyip eve dönün.

3gün varsa bence en iyi iki şehir mardin ve urfa.
ben baya özledim mardinle urfayı :)

commagene krallğı nemrut adıyaman falan

antep-mardin yapın

olmadı antep antakya. bence urfa'da diğerlerine kıyasla birşey yok

adıyamanlı bırı olarak sunu söyleyeyım nısan da nemrut bır kere olmaz...

kaldıkı guneydoğuya gideceksen eger. birinci sırada dıllerın dınlerın kentı mardın olmalı hazır mardıne kadar gitmişken hasankeyf görünmeli..2. yer için bır yer dıyemıyecegım ama.antep olmamalı bence hatırımda antep kalesi müzesi ve yemekleri kalmış sadece bence çok önemli seyler değil.

urfaya gelince ise..harran evleri görünmeli..bilecikte siyah gül görünmeli halfetide tekne turu yapılmalı balıklı göle uğranmalı kentın merkezı gerçekten güzel gezilmeli..


sonuç olarak mardin urfa ama antakyaya gitmediğimdem birşey dıyemeyecegım.

çıkmış sorular kitabı var yabancı dil binasında satılıyor. bu kitabın zamanında bana çok yararı dokunmuştu. tavsiye ederim.

üds ve kpds'ye de girsene böylece tek bir sınava kalmamış olur hem şansın ?

www.hostelworld.com
de.hostelbookers.com
www.statravel.com buralardan birinden önce 1 hostel bulun.

Sonra otobüs, tren ya da www.mitfahrgelegenheit.de buradan birinin arabasiyla gidin. Araba kiralamak pahaliya mal olur. Ispanya da hirsizlik cok oluyor özellikle.

1000 € ile Evliya Celebi gibi gezersiniz. Cok rahat yeter. Berlin cok ucuz ( 5 yil kaldim her yarini bilirim)

Amsterdam da Central Station civarinda cafeler vs. hersey cok pahali iyi ce gezin.
Ben hep Mc Donnalds dan falan yemistim. Cok ucuz Hamburger 1 €.
Ve Amsterdam da ki en saglam Hostel www.flyingpig.nl Yer bulursaniz orada kalin. Aksamlari eglence mükemmel.

teşekkürler caks.

bizim için özellikle rotayı çizme kısımı şu an için çok önemli. isveç çıkışlı bi gezi için yardımcı olabilir misin? :3

böyle bir gezi için mutlaka uçaklara da bakılmalı özellikle ryanair gibi firmalara. her nekadar interrailden ayrı para ödemek durumunda kalınsa bile, nerede uçak ucuz bileti bulunursaa oraya gidilebilir. rotayı da biletler belirlemiş olur böylece..

ideali, isveç prag uçak bileti ile tura başlamak ve amsterdamdan geri dönüş.

almanya için mitfahr kraldır alternatifler (saat filan uymazsa)
bi grup bileti var (5 kişiye kadar 30 euro civarı ödeniyor) deutche bahn'ın sitesinde hangi eyaletin bileti ne kadarmış bakabilirsiniz.
prag a berline vs otobüs de çalışıyor berlinbuslinies di galiba bilet almadan da biniliyor şoför kesiyor bilet ama bajaj için ekstra 1 euro alıyorlar

wishes, öğrenci feribotuyla rigaya gideceğiz. ününü duyduk baya :3
niye ama, berlin-prag ve prag-amsterdam otobüs biletlerine gece baktık hatta abartıp fiyat aldık.
anonimyususer, biz de bu şekil düşünüyoruz ama baya zorlandık dün gece. bir de uçak bileti fiyatları malesef hava ısınacağı için artmış.

daha önce bu işi yapmış arkadaşlar kendi rotalarını söyleyebilirlerse çok iyi olur.

antakya mı?
kesinlikle kuzeytepe ye git. nuri'nin yerinde kebap ve mezelerin tadına bak.
harbiyeye gidebilirsin.
merkezde müze var orayı gezebilirsin. müzzeden çıkıp yolun karşısındaki kapalı çarşı gibi yere girip kaybolabilirsin.

çarşısını gez, tam bir arap pazarı, her şey var. alışveriş yap. dünyannın ilk kilisesini gez. künefe ye çarşıda. köprüye bakan güzel bir konak var orda çay kahve iç. fotoğraf çek.

antakya'yı gez, emin ol geri dönmek istemeyeceksin. kapalıçarşı'da kağıt kebabı ye, sonra kral künefe'den künefeni ye. altınızda araba varsa harbiye'ye çıkın. müzeye gidebilirsin, dünyada ikincidir zira. sonra saint pierre kilisesi'ne gidebilirsin. ama emin ol, küçük bi şehir gibi gözüksede 9 saat sana yetmeyecek;)

8-9 saat içinde pek merkezden ayrılma derim zira kuzeytepe ile harbiye'de vakit geçirmek zaman alır.

Merkezde öncelikle lezzetli mezeler yemek istersen "Leban" a uğra. Ortodoks kilisesi'nin hemen yanında. Tatmin edecektir ziyadesiyle...
Ordaki ara sokaktan dal gözün biraz eski antakya'yı görsün. belki eski antakya evlerinden birine girersin. farklı bir deneyim olur.

uzun çarşıyı gez. aradaki camilere gir. farklı bulacaksın eminim. ha bir de cami avlusundaki künefeciyi sor orda. ev tipi künefe yiyebilirsin. ki oldukça lezzetlidir...

sonra müzeye git. yavaş yavaş bilen biri ile gez...

çık sonra atatürk caddesinde kebo var. kime sorsan gösterir. hayatında yiyebileceğin en güzel döneri orda yersin. döner deyip küçümseme. yedikten sonra sen de önereceksin birilerine eminim...

daha vaktin kaldı mı?

kaldıysa eğer saray caddesinde asia diye bir yer var. nargilesi iyidir. güzel vakit geçirirsin.

Et yenir et.Künefe de var tabi.

yemek konusunda,

-saray caddesindeki abdo usta olabilir (et döner).
-tavuk tercih edersen, o da kebo olabilir arkadaşın dediği gibi. döneri güzeldir antakya'nın
-yöresel yemekler yemek istersen asi kenarında sultan sofrasını ya da,
vali göbeği'nin hemen üst sokağında bulunan antikya'yı tercih edebilirsin.
-harbiye biraz zamanından çalsa da orda kebap yiyebilirsin. lezzeti farklıdır, alışan için diğer tüm kebaplar zevksizdir.
-aslında kağıt kebabı da tercih edebilirsin. çok enfestir çok.
-ya da tepsiye et.
-künefe olmazsa olmaz. ama gidip de saçma sapan bir yerde yeme. ayakkabıcılar çarşısına gir orda çınaraltı'nı sor. antakya'da en iyi yapan yerlerden birisi odur. tv'de falan izlemişsen eğer, hep orayı görüntülerler.
-affan kahvesinde haytalı ye. bir yaz tatlısı/dondurmasıdır ama olsun buralar çok soğuk değil zaten.



görülmesi gereken yerler açısından,

-arkeoloji müzesi'ne bir göz at derim. önemli bir müze çünkü.
-st. pierre kilisesi var. hristiyanlar için "hac" niteliğinde.
-yine saray caddesinde leban'da kahve içebilirsin, hemen yanında kilise manzarası ile.
-kapalı çarşı ilginç bir deneyim olabilir.
-habib neccar cami olabilir. ilgini çekerse tabi. yanılmıyorsam anadolu'ya yapılan ilk cami olması lazım. ilginç hikayesini yerinde öğren.

aklıma bunlar geldi, gelirse devamı editlerim.


edit: bir arkadaşım -şans işte- bir haber paylaşmış. gülse birsel'in kaleminden antakya.

www.sabah.com.tr

arkeoloji müzesini gezin.
sanırım biraz uzak kalıyordu st. pierre kilisesi, çok bir numarası yok. hayal kırıklığına uğraşmıştım ben. çok özel ilginiz yoksa hiç gitmeyin. bayağı zaman geçti hayal meyal hatırlıyorum 2-3 oda,küçük karanlık, içi boş gibi, taş bir bina, mağara gibi. heykel gibi şeyler bile yoktu sanırım içinde

Künefe,künefe,künefe

Yılbaşı oldu kampanyanın bitmiş olması ihtimali gayet yüksek.

ayrıca akşam 5 e kadar eft beleşş

onexey haklı bence. çok üzüldüm buna!!!!1111111

kaç ml o seçtiğiniz parfüm? 212'nin fiyatı o kadar değil diye biliyorum.

100 ml hocam.

ben olayı anlamadım, zaten erkeğim ama fiyat uygun olursa 100ml kenzo indigo alabilirim. fiyat hakkında bilginiz var mı? diye soracam ama saçma olacak.

tiran da 1-2 saat geçirdik; rehberimiz hemen ayrılmak için müthiş bir çaba içindeydi.
güvenlik sorunu var. avrupa mafyasını arnavutlar yönetiyormuş.

arkadaşımın babası arnavutlukta akademisyen. fazlasıyla kötü bir yer diye bahsediyor, arkadaşım daha da kötü diyor. onların yalancısıyım.

sağolun dostlar:))

bence 600 lira vermeyin bu makinalara. 2. el dslr alın.
misal nikon d60, pentax k10d veya eşdeğer canon.

canon sx130 alınca göreceksinizki küçücük alet neler yapıyor lan.

2el dslr tavsiyemdir fotografla ugrasacaksan soyledigin makineler 3ay sonra yetersiz gelir

800 liraya falan pentax k-x bulunuyor ikinci elde. çok alınası bir makine. biraz bekleyip alabilirsin.

nasıl bir şey yazmanız gerektiğini bilemem ama nasıl bir şey yazmamanız gerektiğini söyleyebilirim. şuna benzemesin mümkünse :)

www.milliyet.com.tr

ilerde pişman olmamak için ben olsam bu maile iş verirdim :)

mutlaka klasik özgeçmişin ötesinde bir şeyler bekleyeceklerdir. belki yaratıcı bir ön yazı. ama ipin ucunu kaçırmamak gerek :)

Termodinamik bilen adam makine mühendisidir. Reklam ajansında işi ne o adamın? Ama illa ben istiyorum arkadaş yapacağım olmazsa olmaz diyorsan yaratıcı bir şeyler yap. Senin güçlü yönlerini ortaya çıkarak bir şey olsun. Kod yazabiliyorsan kod yaz, fotoğraf çekebiliyorsan portfolyo gönder.

orijinal klip ama görüntüler sevmek zamanı filminden alınma.

zoom u da önemlidir.

Ben Panasonic Lumix serisi olmasına dikkat ediyorum :) Gayet kaliteli aletler, tavsiye ederim.

optik zoom önemli

eğer kompakt makine alacaksanız kaç mp olduğunun hiçbir önemi yok. küçük sensörlerinden çıkan fotoğraflar mp arttıkça kötüleşecektir.

aslında asıl yapmanız gereken www.flickr.com üzerinden incelediğiniz makinenin adını aratıp örnek fotoğraflarına bakmak olmalı.

ikinci olarak, fotoğraf çekimini beğendiğinizin bir de pil durumuna bakmanız gerekir diye düşünüyorum. kalem pille çalışan makinelerden uzak durmanız yararınıza olur.

bu arada makinede kullanılan lensin diyafram değeri de önemlidir. f2.8 tarzında yazılar yazar, f in yanındaki sayı ne kadar küçükse makine o kadar iyi ışık alır, gece çekimleri daha iyi olur diyerek olayı özetliyorum.

kolay gelsin

ferishtah +1

arkadaşımızın söylediğini biraz daha açar isek, kompakt sınıf olarak bilinen makinelerde sensör çok küçük olduğu için, yüksek megapiksel değeri göz boyamadan ibaret, zaten kaç mp olduğuna değil efektif piksel boyutuna bakmanızı öneririm çünkü çoğu üründe bu göz boyama açısından oynanmış pikseller yazılıyor. velhasıl kompakt bir makineyle 40cm bir baskı almayı da hayal etmezsiniz ki, böyle olunca 6mp bile hayli hayli yeter.

ikinci sorunuz, zaten çoğu video çekebiliyor.

üçüncü sorunuz ise panorama özelliği oluyor ki, bu sınıf makinelerde galiba en iyi sonylerde mevcut.

benim bu sınıfta dikkat edeceklerim yine ferishtah' ın bahsetmiş olduğu f değeri, pil gücü ve lensin kaç mm den kaç mm ye gidebildiği. bazı makinelerde aynı yakınlaştırma birimi verildiği halde mesela 10x diyelim, biri 22 mm gibi geniş bir açıdan başlar ancak x10 ile 220 ye gider, biri 28 mm gibi daha dar bir açıdan başlayıp 280 mm ye gider, geniş açı mı, fazla yakınlaşma mı buna da siz karar verebilirsiniz. bütçenizi ve beğendiğiniz modelleri yazabilirseniz arasında karşılaştırma yapmamız da mümkkün olur.

en son cat botumu 7 yıl giydim şuan giydiğim ise 2. yılında yep yeni. tek olumsuzlukları çok ağır olmaları.. yeşil kundura bu arada adresin.

yeşil kundura.

yeşil kundura'da satılanlar kalitesiz diye okudum sözlükte. şanssızlık herhalde. teşekkürler.

6 sene önce yeşilden almıştım sadece tabanı aşındı botun. yeşil iyidir.

yeşil iyi değil arkadaşlar ! harley ve Cat iyi ben wolverline aldım 6 günde iptal oldu attım kafalarına çıktım iade miade allah koruusun demiştim gene harley aldım indirim yapmışlardı

huzurda var.

yeşilden gönül rahatlığı ile alın. yaşayacağınız en büyük sorun ağırlığına alışana kadar ön kısmını yere vurmak olacaktır. o nedenle botun uç kısmı ayrılabiliyor. (benim ki öyle oldu, mahalledeki ayakkabıcı abi 5 dakkada eski haline getirdi)

öyle bir sigortaya ihtiyacin yokki(varda o kadar uzun olanina yok.)

simdi sana olayi anlatiyim biraz.

bu yurtdisi saglik sigortasi zimbirtisi turk vatandaslarinin ab icerisinde default ekarti olmadigi icin oradaki sigorta islemleri bitinceye kadar,kabul olana kadar orada ölmeleri durumunda cenazelerin türkiyeye geri gönderme parasini oradaki gittigin ülkenin ödememesi icin yaptiriliyor.yoksa baska numarasi yok.

bunun yaninda orada sigortan cikinca zaten baska sigortaya ihtiyacin olmayacak.ondan zaten gerek yok 180 günlük sigortaya.10-15 gün arasi sürebilir bu oradaki sigortaya kabul durumun.bu siradada zaten gecerli olan yurtdisi sigortani kullanirsin,oda aslinda senin nakit ödeyip ,türkiyeye döndükten sonra alacagin ücret seklinde olan bir sigorta.

bu arada oturum alicaksan orada sigorta yaptirman zorunlu diye biliyorum,gidince yaptiricaksin zaten.

türkce cok anlatamadim ama öyle biseyler iste.

ergo isviçre'den 100 tlye yaptırmıştım 2 sene önce. çok önemli ve gerekli bir şey değil, en azından benim işime yaramadı. tamamen vize alabilmek için prosedür icabı alınıyor zaten.

teşekkürler cevaplarınız için.

serabetan, aslında çok iyi anlatmışsın. bilmek istediğim de buydu zaten, ben isveç e gidince bana orada zaten sigorta yapacak mı devlet veya gideceğim üniversite? yazdıklarından bu sonucu çıkardım ki baya iyi bişi, tam istediğim gibi diyebilirim.
bu arada, evet erasmus için 6 aylık oturum alacam.

yurtdışı seyahat sigortası sadece cenaze masrafları için değildir.

konsolosluklar içinde cenaze masrafları teminatı da bulundurduğu için zorunlu tutarlar ancak sigortanın kapsamı içinde yurtdışında başına bir kaza hali gelmesi durumunda yapılacak tüm hastane masrafların da vardır. yine ek olarak kaza haline bağlı olarak acil durum rezervasyon iptali, uçak biletinin organize edilmesi, yakınlarına haber verilmesi gibi ek teminatlar da mevcuttur.

bu ürünün standart süresi ülke dışına çıkış tarihinden itibaren 90 gündür. yani 3. ayın sonunda Türkiye'ye gelip geri dönersen ürün 6 ay boyunca geçerli olmuş olur. eğer bu sigortayı vize için zorunlu olması sebebiyle yaptırıyorsan bu tür senin için uygundur. yok ben daha kapsamlı bir sigorta istiyorum, yurtdışında hastalanırsam hastane masraflarımı da karşılasın dersen o zaman yurtdışı eğitim sağlık sigortası adı altında satılan ürünlere bakman gerek. yanılmıyorsam YESS adında bir ürün vardı bu istediklerine net olarak karşılık olabilecek.

yazılmış çizilmiş ama sanki herkes pek bir yüzeysel bilgi vermiş,

Erasmus deneyimi olan biri olarak anlatayım, ilk önce, konsolosluğun belirttiği özel bir koşul var mı? Mesela, Finlandiya 10.000 euro ya da 100.000 euro teminatlı sigorta istiyordu, bunu yapan 3 firma vardı, isim veriyorlardı, üçünden birine yaptırabiliyordun.

Vize alırken orada bulunduğun ilk ve son günü kapsayan geçerli sigorta istiyorlar, sebebi basit, o ülke karşılıyor olayı falan yok. Bileğini burkarsın, falan orası okey. Onun dışında, araba çarptığı zaman, ya da alkollü kafayla başınıza birşey geldiğinde, ameliyat vs tarzı birşey olduğunda kimse karşılamaz. Kaldı ki, normal muayeneyi bile karşılamaz çoğu yer. Zaten sigortaların çalışma sistemi de şudur,

Sen ödemeyi yaparsın, faturanı yollarsın onlar geri öder. Eğer cebinde 20 euro varsa, sağlık hizmeti alamazsın. Oranın vatandaşı değilsin bir defa. Her aylık yerde, konsolosluğun sitesini araştır, istedikleri özel bir sigorta varmı, ya da teminatı nedir? Onu netleştirdikten sonra çoğu sigortanın yurtdışı eğitim sigortası paketi var, onlardan en uygununu bulup onu alman lazım.

Normal sigortalar 90 gün sonra geçerli olmaz, 91. gün bacağını kırarsan tüm paranı cebinden ödersin, sonra da ağlarsın bütün erasmus hiben hastaneye gitti diye. Aynı şekilde cenaze gönderme, yanına refakatçi gönderme gibi masrafları da sigorta karşılar.

bonjurkes, aslında söylediklerini biliyordum :) konsolosluk 30000€ luk teminatı olan seyahat sigortası istiyor.
bahsettiğin tarzdaki yurtdışı eğitim sigortası paketini hangi firmadan alabilirim? şimdiye kadar 5 yerden fiyat aldım, özellikle hep geçerli olmasını söyledim görevliye, her seferinde "hep geçerli zaten, 180 gün geçerliliği var sağlık konusunda.." karşılığını aldım ama poliçeyi okuduğumda öyle olmadığını gördüm. kısacası firma adı verilebilirse, şurdan yaptırdım memnun kaldım denirse daha iyi olur benim açımdan.

cakabo, teşekkürler, araştırıyorum.

filan, axa dan bugün fiyat aldım ama dediğim gibi onunki de 90 günlük.

@ cakabo

sigorta cenaze masraflari icin degil,ama ülkeyi ilgilendiren kismi o,yoksa adamin seyinde degil ki sizin hastaliginiz,kazaniz.

@bonjurkes

genelde 30 bin € teminat isterler,onun disinda götürme zorunlulugunuz aslinda temelde yoktur.bagli oldugunuz sigortalar tr de yurtdisinda da haber vermek kosulu ile gecerli,haber verirseniz alacaginiz bir belge ile gecerli olur,ama vize vermezler orasi ayri.yok efendim cenaze ile alakasi yokmus.tekrar söylüyorum,asil olayi odur ,yoksa zaten türk vatandasi oldugunuz icin acil bir durum basiniza gelse tedavi olursunuz,dedigim gibi sigortalar orada temelde gecerli olsa da pratikde degil.

Güneş sigortanın vardı bir ara ama hala var mı bilmiyorum, finlandiya konsolosluğu 100.000 euro teminatlı istemişti (oha diyorum) benden, aig den yaptırmıştım, onlara da sorabilirsin. Zaten bütün olay, sen orada harcamanı yapacan, arayıp adamları haber verecen olay o.

Aig ye bak hala batmadıysa, güneş sigortaya bak, allianz'a bak. Yurtdışı eğitim sigortası diye geçer bunlar, sadece yurtdışı sigortası diye sorma onlar 90 günlük

teşekkürler. güneş sigortaya vakıfbank üzerinden bakmıştım, fiyat almıştım ama bu tip bişi söylememişlerdi.
aig le allianz a da bakıyorum hemen.

annemin babası arap, kendisi 70 küsür yaşında ve hala bıkmadan usanmadan o eşsiz askerlik anılarını anlatıyor, sanırım gerçek değil duyduğunuz-okuduğunuz.

edit: soruyu yanlış anlamışım, dedem arap ama alevi değildi. olsun, kalsın bu cevap da :)

entry sahibi arkadaşın yedi sülalesinden beri süregelen, içlerine sindiremedikleri konuları evirip çevirip süsleyip çarpıtmalarına örnek bir entry.

hea askeriyede öyle bir alt kurul vardı, kemik testi yapıp arap mı diye bakıyordu sonra soy ağacından alevilik var mı diye araştırılıyordu ondan sonra alınıyordu askere !

tamamen savsata cahil cühela zırvaları..

giyilirmiş be daha.ben aykkabı ayağımdan düşene kadar giyerim.

vans sanırım vans iyidir candır,ancak eger dikişliyse yani o yapıştırıcıların altında dikiş varsa sorun etmeyin hiç giyiniz seviniz.ancak eger yapıştırıcıysa vans degildir ve herhangi bir ayakkabıcıda yaptırabilirsiniz gibime geliyor zor bir iş degil

Ayakkabicilarda seffaf elastik yapistiricilari var al ondan doldurt bi siseye, parmaginla sur iki yuze de bes on dk bekle sonra yapistir. Bitti.

Teşekkür ederim cevaplar için.
Evet ayakkabı vans, özel bi seri. İçim parçalanıyor o oyle boynu bukuk dururken :p
Ayakkabıda dikis yok, plastigi de cok yumusak, soylediginiz yapıstırıcıdan bulayım ben bi tane.

benim duyduğum isveç bu seneyle beraber ücret almaya başlamış diye duydum?eminmisinizi isveçte ücretsiz olduğuna?

isveçte malesef ücretli yüksek lisans. önceden ücretsizdi ama.

bachelor için konuşayım ben, almanya uygundu. yıllık 500€ civarında bir şey. ama erasmus'un da dediği gibi ucuz olan yerde de yaşam masrafı belini büker. ayda en az 1500 lira falan lazım avrupa'da okuyabilmek için, o kesin. ben bunu öğrendim. yüksek lisans hakkında bilgim yok, daha farklı olabilir tabii ki. eyyorlamam bu kadar.

ben nivea silver protect roll-on kullanıyorum gayet memnunum, ki ben tahmin edebileceğinizden daha fazla terliyorum. gün boyunca idare ediyor beni, diğer gün de zaten yeniden kullanıyorum duşumu alıp.

hem fazla etkili bir kokusu olmaması sebebiyle üzerine kaliteli parfümler de kullanabiliyorum.

yok zaten 48 saat kullanabileyim gibi iddialı deodorant aramıyorum, ertesi sabaha idare etsin yeter.

orkidehareketi.net
aynı sizin gibi terleyen bir insandım derdime derman oldu bunu sürüp üstünede kokusu hoş bir roll-on sürüyorum rahat 1 gün idare ediyor.

ben de nivea'nın iz bırakmayan siyah-beyaz for men'ini kullanıyorum, memnunum ama çok terlemem zaten.

bunun dışında rexona'nın roll-on ve deosticklerini tavsiye edebilirim.
bu mevsimde 48 saat yıkanmamamk imkansız zaten, her sabah duş ve deo.

ilaveten, akşam 5 sularında sprey deodorantla takviye yapılabilir.

lady speed stick. dalga geçmiyorum, bir erkek olarak bütün roll-on tarzı şeyleri denedim, huzuru lady speed stick'te buldum. herkes uzun kollu giyip üşürken terden sırılsıklam olmayı başaran bir insanım, öyle söyleyeyim. 2 - 3 gün idare etmişliği vardı, en ufak bir kötü koku olmadı. belki daha bile fazla dayanırdı ama banyo yapmadan en fazla 3 gün durabildim:)

burbat + 1

erkek olarak çok kez dalga geçilmişliğim de olmuştur bu ne lan lady stick diyerekten. alakası yok en iyi performans bunda.

en büyük çözüm: terkur
muazzam bir olay terkur, mükemmel, kesinlikle deneyin.

gillette in deodorantları var.bir denemeni tavsiye edebilirim.

karbonat da deneyebilirsiniz. Deodorantların çoğundan etkili. En azından doğal.

nivea silver protectin spreyli olanı da güzel hatta ablam bitirdi benim spreyimi :@ erkek kokusu olmasına rağmen :D kokuyu engelliyo ama terlemeyi engellemiyo fazla, şıp şıp şıp ter akarken hiç ter kokusu olmamasına şükretmek lazım genede... :D

edit:siyah beyaz nivea invisible tek kelimeyle berbat aklından bile geçirme almayı boşuna gider 10 tl...

gilette +1 (bkz: right guard), en az iki gün sıfır koku

Onu bunu bilmem de dunya capinda en cok satilan ve kullanilan deodorant axe'tir.

deotak kullan.

Dogal bir tuz var adini hatirlayamadim simdi. Kristal silindir seklinde satiliyor, roll-on gibi kullaniliyor. O kokuyu tamamen engelliyor. Terlersiniz yine ama koku olmaz, terlemeyi kesmek zararli zaten.

aynı mantık burda da var. alışveriş yaptım, memnunum.
sözlüktekiler para 1 gün gecikti diye veya haftasonu yatmadı diye şikayet etmiş genelde, fala takılmayın :)

gold computer kuruluşuymuş. hizlial.com un kardeşi

korkulacak birşey yokmuş.
Alışveriş yaptım kendilerinden. Hem de peşin fiyatına 9 taksitle.
Sonra satıcı ürünü temin edemeyince satış iptal oldu. Bayram tatiline rağmen 2 gün içinde param iade edildi.

kuyumcu çocuğuyum. yaklaşık 1.5 ay önce falan 125-130 lira seviyelerindeydi çeyrek altın. şuanda 182.5 lira. bu eğriye bakılırsa daha da yükselecek gibi duruyor. bayram dönüşü piyasa canlanacak. bu bir hareketlilik sağlar altında ama diğer yandan dünya ekonomisi ve güncel gelişmeler dipte. çok etken var altın fiyatına etkiyen. bizim bildiğimiz birşey varsa o da şudur: gerilimle arası çok iyidir altının. kaddafi fransa'ya mı salladı, bakarsın altın yükselir. obama kemer mi sıkalım dedi, altın yine artışta. kısacası biz dahil çoğu kimse kestiremez altının ne olacağını. şöyle olacak demek imkansız. ama bildiğimiz birşey varsa, yılbaşında 200 lirayı bulma ihtimalinin yüksek olduğudur.

son birşey: yaklaşık son 4-5 aydır, altının hiç 1 hafta boyunca düştüğünü görmedik. mehteran takımı gibidir, 1 birim düştüyse, ardından 2 birim artar.

ek: altinkaynak.com adresi piyasa takibi için referans alınabilir.

altının onsu 1900'u buldu neredeyse ve biz analistler 2000'e dayanacak gözüyle bakıyoruz.. son dakikada satın yani..

ben de hiç anlamam ama bozdurma son güne kadar. ben öyle yapacam. 1 düşerse 3 artıyor bu altın.

Bırakın dursun. Her türlü kardasınız, güven marjı çok yüksek altında şu sıra.

yarısını şimdi bozdur yarısını sonra bozdur.

eyvallah çok saolun.

bozdur arkadaşım hemen bozdur, bugün 5 tl düştü. yarın belli olmaz.

Lisans'ta yapsan bile yüksek'te yine yapabiliyorsun. Eğtim dönemi bla bla dediği lisansta anca bi kere, yüksekte bi kere, varsa doktorada bi kere manasında, aynı mesela lisansta iki kere olmuyor.

adamı katil eder bu erasmus ofisleri.

erasmus sürecinde mail trafiğinin önemi büyük, hatta tek iletişim yolu. maili haftasonu attıysanız geç cevap verebilirler. hatta cevap vermeyen okulun erasmus koordinatörünü facebooktan bulup oradan da mesaj atan arkadaşım var :)

en en kötü ihtimal bahar döneminde gidersin. erasmus ofisini telefonla ara, imkanın varsa git bas. eğer açıklama tarihi bu kadar gecikmişse sizin okulda mağdur olan sadece sen değilsindir, diğer mağdurlara ulaş, hep beraber hareket edin.

1. Senle aynı durumdaki diğer kişilere ulaş. Olumlu cevap almaman için bir sebep yok. Ama işle asıl ilgilenmesi gereken senin okulunun koordinatörlüğü. Durumu anlat.

2. Tüm öğrenimin boyunca 1 kez katılabiliyorsun Erasmus programına. İlk cevap yanlış. Hakkını kaybetmen bu durumda söz konusu değil zaten. Lisansta yapmazsan, yüksek lisans döneminde yapabilirsin.

son gün 12ye yakın

bankaya verilmiş otomatik ödeme talimatlarında banka parayı elinde tutmak istediği için son gün çekiyorlarmış ama direkt vodafone üzerinden çekilecek ödeme talimatlarında da aynı durum olur mu ?

evet aynen öyle, benim faturamın son ödemesi her ayın 5inde, kartımdan çekimi de 5inde oluyor. vodafone a geçerken ben de sizin gibi kredi kartı otomatik ödeme talimatı verdim, her ay son ödeme tarihinde çekiyorlar kartımdan tutaruı.

3g değil de wi-fi versiyon getirirsen güzel. Türkiye'den ucuz.

dolar+(bi ihtimal vergi+abd içi kargo)+yüksek dolar kuru+garanti olayı (önemli bence)+taksit olayı gibi nedenleri yanyana koydum güzel ülkemizden vergisini ödeyerek almaya karar verdim.

benim de isveç için banka hesabımda para göstermem gerekiyor. tanıdıktan bi günlüğüne parayı alsanız olmuyor mu bu tip durumlarda ? hesap cüzdanına işletip geri gönderirsiniz millete parasını. yoksa almanya vizesindeki gibi belirli bir sürelik blokaj mı istiyorlar.

valla tanığın onu kabul edeceğini sanmıyorum. vize gününe kadar da paranın hesabımda olması gerekiyormuş. tl falan olsa yine bi şekilde bulunur da adamlar direk dolar istiyor yav.

sponsorun mektubunun noter onaylı olması gerekiyor mu? eğer öyle ise adam sponsor olmayı bile kabul etmeyebilir..

söyle deneyin,kredi cekin,bi ay sonra ödersiniz,cok daha basit ve net bi cozum olur.

hmm.. bu olabilir aslında. ama konsoloslukta adamlar demesin kardeşim bu tarihe kadar paran yokmuş. nerden geldi bu para falan. kredi olayını çakmazlar mı?

kredi cektim bunla gidiyorum yurtdisina dersin ki sormazlar bile.

ya baktım da biraz faizler yüksek geldi. bu iş te sanırım olmyacak. sponsor bakınayım ben tekrar..

eskiden çekiyordu.. halen de çekiyordur diye dusunuyorum..

Fen-Edebiyat'ın girişindeki kırtasiye de çekiyordu geçen sene.

çekiyor, kesin ve net.

eğitim kısmını net okumadım ama organizasyon şirketlerini dene. devamlı şehir dışına çıkmasan bile monoton ofis hayatından oldukça uzak olursun çalışırken

kabin memurluğu çok rahat valla, 3 gün uçuş 4 gün yatış, maaşı, yurtdışı imkanı, vs...

satış mühendisi diye bi tabir var kariyer.net te. tam sizin gibileri arıyorlar. başvurun onlara, mülakat zamanı da aklınızdakileri dökün.

konuyla alakasız not: uzay mühendisliğiyle yandal düşünüyorum nasıl olur ? (anadal malzeme) :)

Gecmis olsun. Kalp alaninda bildigim ve surekli duydugum bir isim Bingur Sonmez. Acil sifalar.

Dedem 9 ay once by pass olmustu ve vefat etti, ameliyati iyi gecmisti ancak ameliyattan sonra bacaktan aldiklari damarin oldugu yerden pihti atti ve akciger embolisi gecirdi , olum sebebi de bu oldu, ameliyattan sonra gercekten iyi bakmak gerekiyor

artık pek riskli olmadığını ben de duymuştum ama insan %1 risk olsa dahi endişe duyuyor. heyet by pass kararı aldı ama profesörün de bakıp bu kararı değiştirmesi mümkün mü bi de onu sormak istiyorum sizlere?

cevaplar için de çok teşekkür ederim. değerlendirmeye aldım hepsini.

2008 yılında babam by pass olmuştu. tabi durumu sizin babanıza göre oldukça ilginç gelişti. 3km koştuğu gecenin ertesinde girdiği ekg de babamın o esnada kalp krizi geçirdiğini öğrendik. yürüyerek girdiği ekg odasından tekerlekli sandalyeyle çıkarttılar ve hemen yoğun bakıma aldılar babamı. annemin de doktor olması, hastane sahiplerini tanıması ve babamın durumundaki aciliyet bizim işleyişi biraz hızlandırdı tahminimce, aynı gece anjiyo oldu babam, hemen ertesi gece 5te de by pass a alındı.
aşırı hızlı gelişmişti bizim için her şey, anlık kararlar vermemiz gerekiyordu. bu yönden siz bize göre baya şanslısınız.
babamın ameliyat olduğu hastane hatay-antakya özel defne hastanesi
ameliyatı yapan doktor yrd-doç tu, adını şimdi hatırlayamıyorum. zaten bizim babamı başka hastaneye götürebilme gibi bi şansımız da yoktu, durumu cidden ağırdı.
ameliyatı gerçekleştirecek doktor referanslarını sundu, annem hastane sahipleriyle konuştu, anjiyo sonrasında verilen cd yi ben e-mail le ankaradaki tanıdığa attım o da durumun acil olduğunu söyleyince ameliyat kararı aldık.
bu söylediklerimin hepsi aynı gün gerçeklşti, bu arada kan toplama işini de hallettik. babama aşırı moral verdik, sürekli gülümsedik (bu esnada yoğun bakımda yatmaktaydı).
ameliyat 5-6 saat sürmüştü hatırladığım kadarıyla, ameliyat çıkışında kısa bi süre yoğun bakımda akabinde de normal odada kaldı. bu süreç de baya zorlu geçti. enfeksiyon riskine karşı aşırı dikkatli olmak zorundasınız, sürekli morale de devam edersiniz. o zamanlar euro2008 oynandığından bizim moral işimiz biraz daha kolay olmuştu.
yatarak geçirilen süre boyunca ve sonrasında yürüşlere büyük önem verdik.
bypass ameliyatında cidden büyük yollar katedilmiş durumda. 80li yıllarda bypass olan tanıdığımız bile var. bence korkmanıza hiç gerek yok.
bi anda yazdığım için aklıma geldikçe veya siz sordukça yardımcı olurum.

can alıcı nokta: hastanenin eve yakın olması bu tip uzun süreçli ameliyatlar için çok önemli. ameliyat sonrasındaki kontrolleri ve ameliyat sürecini düşününce ev-hastane arası mesafe büyük öenm kazanıyor. eğer doktora ve hastane koşullarına güveniyorsanız başkasının önerisiyle şehir değiştirmeyi ben pek yerinde görmüyorum.

şimdiden çok geçmiş olsun

geçmiş olsun dilekleri ve cevaplarınız için bir kez daha teşekkür ediyorum hepinize.

wizzair.com bir ara budapeşteye 30 euroya gidiyordu oraya bak istersen.

pegasus her ay mutlaka kampanya yapıyor yurt dışına.

hcbs den kredi kartı alana yurt içi yada yurt dışı uçuş bileti veriyor bak derim

bana bugün pegasustan mesaj geldi. eğer vodafone hattı olan bir tanıdığın varsa PGS yazıp 6666 ya göndersin. gelen şifre yurtdışı biletlerde %40 indirim sağlıyormuş. denemekte fayda var :)

almanya'dayim suan tatil icin, carsinin orta yerinde 2-3 katli bi saturn var. girisi otopark girisiyle ayni. aramayi gec guvenlik gorevlisi yok bile diyebilirim.

@hjarteblod

eee elin almanının çantasını arayıp fişlemek yürek ister göt ister...
adam bi dava açar haftasına ödersin 1 milyon euro'yu. Bunların havası buralarda geçer anca

Mainz'da Saturn'e uğramıştım ama dikkatimi çekmedi hiç. Yalnız Saturn ve Media Markt aynı gruba ait.

İstanbuldaki (Ümraniye) Media Markt ta 1 lira ile kilitlenen küçük kutucuklar var. Eskişehir de 1 fotoğraf makinası ve cep telefonumu o dediğiniz liste gibi bir şeye yazmışlardı.

Protesto edilecek bir durum yok. Bazı çantaların içinde güzel bir kaplama kullanırsan alarm sistemlerini falan bypass edip istediğini alıp çıkabilirsin. Normal bir uygulama yani. Buna ek olarak Almanya'daki bazı şubelerinde de yapıyorlar bunu, Hannover'da denk gelmiştim mesela, zorla çıkarttırıp o kutucuklara koydurttular çantayı. O uyduruk şey dediğin de zaten "firmaya emanet etmiş" oluyorsun, bir sıkıntı olursa çatır çatır ödemek zorundalar, güvenlik o yüzden o civarda dört döner.

Bu kadar alıngan olmayın. Orada çalışanlar alman değil yani, bildiğin türk hepsi, çalınanlar o adamların maaşından kesiliyor ki hırsızlıkta, birer birer bir şeyler götürmede üstümüze yok biliyorsun.

@iustitia omnibus

grubunu bilmemde media markt ların hem ümraniye meydan hemde yenisahra optimum mağazalarına sürekli gidiyorum hiiç bir kere bile liste miste tutan olmadı.

zaten mevzu seninde başına gelmiş, malların için liste tutulmuş, sanki 80'li yılların pasaport memuru artisler, giriş çıkışta liste tutuyolar yanında ne var ne yok diye

mağzalarına girip deneme ürünlerine su dökerek katılmayı düşünüyorum uyar mı?

adamlar haklı diye biliyorum ben, yapamayacagı sey su, o alarm calmadıgı surece senın cantanı arayamaz cıkısta, ancak giriste boyle bi tedbir alabilir.

liste tutması senın avantajına bişi aslında. herangi bi kayıp olayınca aha bu senın calısanın nezaretınde duzenlendı diye talep edebilirsin.

@roket adam

ya benim bişi bypass etme falan derdim yok ki,

hem ki bunların,
* kamerası var her yerde
* tüm ürünlerde güvenlik yapışkanı var
* bazı ürünler standa çelik telle bağlı
* içerde 50 tane reyon elemanı dolaşıyo

ee sen hala bişi çaldırıyosan o kendi mallığın yani, milletin çantasındakileri arayınca mı bitçek derdin ne alaka yani.

@take me rufee

anarşi yaratmayalım da, gitmeyelim almayalım

birbilerini arayıp dursunlar bütün gün

protestoluk bir durum yok.yurtdışında bir çok ülkede ve mağazada yapılan bir şey zaten.öyle yürek isticek bir durum da yok zira orada adamlar kural böyleyse böyledir diyip paşa paşa kilitli dolaplara koyuyorlar eşyalarını.ha görevlilerin davranışları kaba olabilir tabi o konuda haklısınız.

@damla cikolata

benim çantamda var 7-8 bin liralık foto makinesi ve lensleri, dandik bi kutu koymuşlar oraya bi kastırsan açılır elle, benim çanta ordan yürürse ben napıcam peki ?

ben zaten girmezdim içeri, sktirin der çıkardım da elimde o kağıt olsun scan edip gazetelere yollıycam diye girdim

olay bana da çok saçma geldi. marmara forum'a gitmedim ama sanırım orada bimeks teknosa falan da vardır. sırt çantasıyla yürütebileceğiniz, teknosa ve bimeks'te olmayıp da o mağazada olan ne olabilir ki bunca güvenliğe ihtiyaç duyulsun?

dünya üzerinde başka herhangi bir yerde uygulanıyor olması mazeret değil. sen bir ticarethane işletiyorsan mallarının güvenliğini kendin sağlamalısın. müşteriyi taciz etmek bunun yolu değil. bence sözlüğe ve netteki şikayet sitelerine yazın durumu.

ek: ayrıca o tutulan listede, "kameranın seri numarası" gibi sadece senin eşyana has bilgiler yoksa hiç bir anlamı yok. emanete bıraktığım 7bin liralık kamera, ben mağazada gezerken aynı modelde bozuk bir kamerayla değiştirilirse nerden anlayacağım? anlasam derdimi kime anlatacağım? paranoya mı yapıyorum? mağazanın yaptığının yanında gayet makul bi şüphe. sonuçta oradaki güvenlik de insan, ben de. onun hırsızlık yapma ihtimali benimkinden az mı?

e siz kendi çantanızdaki 7-8 binlik eşyaların derdine düşmüşsünüz o adamların mağazada kim bilir kaç paralık eşyaları var önlem almaları garip mi?
dediğim gibi çalışanların davranışlarıyla ilgili bir problem varsa her türlü haklısınız ama uygulamayı protesto etmek abes olur.size illa eşyalarınızı bırakın demiyorlar ki madem içeri alacaksınız liste yapıyorlar ve gayet mantıklı.

@korg eminim herifler göt kafa gibi davranmıştır, ona lafım yok. az çok tahmin ediyorum orada yaşanan diyalogu ve adamların tavırlarını.

ama yazdıklarını okuyunca da şöyle bir çelişki var sanki. adamlar sana (ya da herhangi bir müşterisine) güvenmiyorlar, reyondaki ürün çalınır korkusu yaşıyorlar. sen bunu mantıklı bulmuyorsun bir şekilde. kendine göre tezlerin var, adamların kamerası var, 50 tane eleman çalışıyor, vs diyorsun.

bir de farklı bir bakış açısıyla yaklaşalım olaya. mağaza sana bir emanet kutusu sunuyor. yani çantanı oraya koyabilirsin diyor. ama sen de o emanet kutusundan hırsızlık yapılabileceğine inaniyorsun. üstelik kutunun üstünde 1 anaktar mevcut ve senden maksimum 200-300 metre uzakta. duyuruda şöyle bir şey yazmışsın: sanki türk milletinin hepsi hırsız. gerçekten bu şekilde düşünüyorsan eşyalarını gönül rahatlığıyla kutuya bırakabiliyor olman lazımdı. eğer böyle düşünmüyorsan o zaman mağaza ile hemfikirsin demektir. şimdi tüm bunları tekrar gözden geçirdiğinde senin yaşadığın "değerli eşyalarım çalınır" tedirginliği mağazanın da yaşaması sence de mantıklı değil mi?

@perkele

güzel demişsin de, benim kutumun başında kendime ait kameram, güvenlik görevlilerim ve çantamın her bir yerinde elektronik kapıdan çıkınca öten yapışkanlardan mı var ki ? bi mağazanın müşterisine ve ülke halkına yaptığı davranış ayrıı benim kişi olarak yaptığım ayrı. Ben şimdi bütün halk hırsız mı sanki diyorum tamam ama bunu diyorum diye gece motosikletimi kitlemeden mi yatıyorum ? barda cafede telefonumu laptopumu ortada bırakıp tuvalete mi gidiyorum ? o ayrı o ayrı bence, firma olucaksan hizmet vericeksen ona göre davranıcan, kendini halkla bir tutmıycan.

mesela metrobüstesin adamın biri elini itip indir elini dese çıkarcağın yaygara ile bir mağazadaki elemanın elini itip indir elini demesi aynı mı olur ?

demeye çalıştığım o, çok tipimi bişeye benzetemediysen gel dolaş peşimde çıkana kadar..

hee bide güvenliğe bizim çanta giderse ne olcak diyorum "gitme gitmez korkma hehehe" geyik yapıyo, benim çanta gitmez de senin malların niye gitsin ?

saturn'de gördüğüm muameleden önce ben de müşterisini hırsız yerine koymak için bu kadar ısrarcı olan bir firma ile karşılaşmamıştım hiç. taksim saturn'deki tombul güvenlikçi abla da benim hırsız olduğuma kesin gözüyle bakıyor. ilk gidişimde elimdeki kitabın mağazanın malı olduğunu iddia etti; mağazada kitap da satıldığından haberimin bile olmamasının yanı sıra saturn'de hırsızlık yapma riskini göze alsam neden kitap çalayım ya da kitap çalmak istesem güvenlik önlemleri sıfıra yakın sıradan bir kitapçıya neden gitmeyeyim bilemedim. birkaç hafta sonra yine yolum buraya düştü ve laptop satın aldım, kasaya kadar peşimde beni uzaktan takibe alan iki görevli tarafından takip edildiğimi fark ettim önce, ardından kasadaki ablanın paralarımın sahte olup olmadığını test etme süreci için dakikalarca bekledim; çıkışta ise geçen seferki güvenlikçi abla bu kez de elimdeki kutulu faturalı bilgisayarın tarafımdan çalınmış olabileceği iddiasıyla damladı yine; bir faturaya bir bilgisayara uzuuun uzun baktı ve bir dahakine siktim ebeni bakışıyla yoluma devam etmeme izin verdi tereddütle. ya tipim gerizekalı gösteriyor ki taksimin göbeğinde koca mağazada sıfır organizasyonsuz hırsızlık yapabilme ihtimalimi bu kadar yüksek tutuyorlar ya da çok fakir görünüyorum, anlamadım hangisi.

bence haklısın korg, ben de olsam o kutulara makinamı koymazdım, içeri girmezdim. ayrıca protestona da katılıyorum, zaten fiyat olarak da uygun değiller.

@leucothea senin olay bambaşkaymış.

valla tarzları o. kişisel bir hareket olduğunu sanmıyorum. alışverişi kesin. şikayet maili atın. blog açın. en fazla bir özür telefonu alırsınız o kadar.

tüm avrupa'da büyük şehirlerde yapılan bir uygulamaya denk gelip, ühühü türk'e yapıyolar alman'a yemez tabii demişsin. amerika'ya hiç gitmedim bilmiyorum, ama sadece saturn de değil pek çok yerde yapılıyor bu tip uygulamalar.

onun dışında senin çantanın ve özellikle de senin hırsızlık amaçlı girmediğini güvenlik nerden ve nasıl bilebilir. "hey bakın korg geliyor bizim çocuk o çalmaz etmez çantasında 8 bin liralık malzeme var zaten ya" filan mı demelerini bekliyorsun? güvenlik uygulaması gereken prosedürü uygulamış sana. hem madem o kadar kamera ve güvenlik görevlisi var sen mal çalamayacaksın aynı şey senin oraya koyacağın kamera ve ekipmanın için de geçerli olacak. onu da geçtim envanter tutturuyorsun, bir çalınma durumunda firma sana zararının çok daha fazlasını karşılayacak üstüne bir de özür dileme amaçlı bir mağaza çeki verecek.

yiğit özgür'ün karikatür hikayelerinde vatanını milletini çok seven komik teyze vardı fakirleri pis kokuyolar diye kolonya döküp yakıp sonra üzülüyodu filan, seni ona benzettim vallahi.

uzun lafın kısası lütfen bu kadar alıngan olmayın, olayı da memlekete bağlamayın düzgün bir araştırma yapmadan. özellikle de muhattap olduğunuz güvenlik o prosedürü uygulamazsa alacağı iki kuruş maaş da tehlikeye düşeceği için biraz daha duyarlı olun. ne kadar göt herifler de olsa karşınızdakiler, karşısınıza birey olarak değil mesleğin sorumluluğunu taşıyan biri olarak karşıınıza çıkıyorlar.

bi de allah aşkına paragraf yap, enter tuşuna arada dokun. okuması yorucu oluyor.

Sadece Saturn'de değil, birçok yerde karşılaşılan bir durum aslında. Genelde ben de dolanırken sırtımda yaklaşık olarak aynı değerlerde bir fotoğraf çantası olabiliyor ve yakın sorunları yaşıyorum. Bir yere bıraksan aklın orada, içeri girsen salak saçma hırsız gözüyle bakmalar.. Ama kanımca bu sorun şirket politikasından değil, güvenlik görevlilerinin doğru düzgün eğitilmemesinden ve iletişim konusundaki yetersizliklerinden kaynaklanıyor.

Örneğin, geçen gün kız arkadaşımla birşeyler içelim dedik, migrosun alkollü içkiler bölümünde dolanırken bir güvenlik takıldı peşimize, uzaktan uzaktan bizi izliyor. Kız arkadaşım fark etmedi ama ben fark ettim ve çok rahatsız oldum. Hatta özellikle şüpheleneceği hareketler yaptım ki gelip müdahale etsin ve çıngar çıkarayım orada. Şimdi anlatırken bile sinirlendim, hemen migrosa bir mail döşeyeyim (ne işe yarayacaksa)...

Ama Saturn'e karşı toplu bir hareket olacaksa, mail yollama vs gibi, katılmaya hazırım.

firmalar güvenlik tedbirlerini kendileri belirler. isterlerse sizi çantanızla içeriye almazlar isterlerse not tutarlar. buna engel olamazsınız eğer beğenmiyorsanız girmeme hakkınız vardır.

tabii ki bu yapılan çok terbiyesizce bir olaydır, çantada özel eyşaların olabilir çantanız açıldığında mal gibi bakan bir görevliyle karşı karşıyasınız. neden bu olay başka firmalarda yaşanmıyor? onlar elektronik mağazası değil mi? şahsen bana öyle diyen birisi olsaydı girmezdim o mağazaya. sanıyorum ki girmeyeceğim bu okuduklarımdan sonra o mağazaya bir daha.

*** Bana destek veren herkese teşekkür ederim, gitmeyelim almayalım, firmaya hakveren arkadaşlarada saygı duyarım, demek hoşlanıyorlar bu tip muamele görmekten, gitsinler, aransınlar, fişlensinler ve mutlu mutlu alışveriş yapsınlar ***

hocam kafalar mı güzel nedir bu gitsinler fişlensinler durumu ne alakası var allasen?komik.

gören duyanda sanır ki hiç hırsızlık olmayan,çok az bir meblağ için 40 takla atıp üçkağıtın dibine vuran insanların olmadığı bir ülkede yaşıyoruz.tamam arkadaşım sen hırsız değilsin ben değilim o değil ee kim bunu yapan?? iş akp oylarına döndü.sorsan kimse oy vermiyor.

bak mesela birisi eğer çok şüpheli görüyorsa gelsin arkamdan takip etsin demiş birisi geçen geldi takip etti sinir oldum demiş.ee?hangi birimizi memnun edecek adamlar? baştan önlemi alıyorlar işte.şirket politikası işte.ben niye bazı mağazalara elimde dondurmayla giremiyorum? bi yerlere dökcek kadar salak mıyım? hayır ama adamlar kardeş bizde böyle diyorlar.ona karşı çıkıyor muyuz?


ha bu kadar uzatılacak bir konu mu bu?değil ama önce saygı duyarım diyip sonra bu tür muameleden hoşlanıyorlar falan demek hoş değil daha doğrusu gereksiz.

Bence bu biraz bizim milletçe içimizde var olan eziklik ve kompleksten kaynaklanıyor. Avrupalı devletlerin belli konularda bizi eziyor oluşunu bir yerden sonra avrupalı sermayenin türkleri mağaza girişinde bile ezebileceğine indirgiyoruz gibi. "Elin almanına bunu yapmak göt ister, işte buraya gelip hem bizden para kazanıyorlar hem ezip stres atıyorlar" demek gibi olmuş.

Bu arada şunu hatırladım, evet %100 kesin net hatırlıyorum, o kutucuklarda boş yer bulamadığım oldu benim Alman Saturn'lerinde. Ek olarak, insanlar güvenlik demeden bırakıyorlardı eşyalarını öyle giriyorlardı. Hani sen beni hırsız yerine koymuyorsun, ben sana baştan anlayış gösteriyorum hesabı.

Sırt çantanda 5 bin liralık fotoğraf makinası olması veya anahtarlığında porsche anahtarı olması bir şeyi değiştirmiyor, karşılıklı anlayış çerçevesinde prosedüre uyup, "sen benim kim olduğumu biliyor musun!!" demeden çantayı bırakmak gerekirdi şahsi fikrimce. Ek olarak güvenliğe de çalınırsa götünden kan alırım kardeş diye ufak bir not bırakılabilir tabii.

silindikçe yeniden yazarım. ühühühühühü :( beni 2. sınıf insan yerine koyuyoarlar bühühüüh :'(

bugun son gun degil miydi tercihler icin?

oncelikle kendim gormedigimi belirteyim. Okulda okuyan iki arkadasim var ve okuldan da bulunduklari sehirden de nefret ediyorlar. Hatta bir tanesi hayata kusmustu bi aralar oyle diyeyim. Ben nasil boyle bi hata yaptim diye. Gidecegin sehiri de goz onunde bulundur oyle karar ver.

23.59 son.

sana üniversite üniversite gezip bölüm değiştiren biri olarak diyorum ki eğer sağlam mühendis olmak istiyorsan şehrin önemi yok, hocalara baktın mı verilen eğitime, müfredata baktın mı ?
iş kendini gelştirmekte bitiyor. bu bölümü istiyorsan ingilizcesini oku. onun için de hazırlanman gerekecek yeniden. sen bilirsin ben olsam yazmam.

celal bayar'dan mezun olup 1 sene işsiz gezeceğine (ki bu çok daha kötü bir durum), 1 sene keyfine bak ve tekrar sınava gir.

tabi güzel çalış diğer sınava.

ne yaptin? kararin hayirli olsun.

maalesef yazdım.

hayırlı olsun. malesef deme bence. 2. senende de istediğin yeri kazanamamışsın, 3. yıl için bi daha riske girmemen iyi olmuş. öss ye çalışacağın kadar okul derslerine çalışırsan izmir de bir bölüme geçiş yapabilirsin.
şimdiden kolay gelsin

Kendisinden bir kişinin bile iyi bahsetmediği birkaç hocadan ders almıştım üniversitede; hepsi en iyi, en çok faydalandığım hocalar oldu. Diyeceğim, elalemin dediklerine bakmayın. Elektrik-elektronik istiyorsanız, okurken de boş gezmeyip kendinizi geliştirirseniz Celal Bayar'dan da güzel şeyler öğrenebilirsiniz.

(git: www.hititbet.com)

:)) Bundan 7-8 ay önce bi bahis sitesinde çalışıyordum 1 kere at yarışı tutturdum diye kazandığımın fazlasını kaybettim tövbeliyim :)

Çeviri yapmak.

ben organizasyon şirketlerinde şoförlük yapıyordum arasıra. günün birinde antalya-kemer arasında 700 km'lik gitgelin sonunda kırmızı ışıkta uyuyup öndeki araca çarptım.

demem o ki şoförlüğü hiç tavsiye etmiyorum :)

okulların kütüphanesine, dekanlığa falan part-time öğrenci alınabiliyor. hem bünyeni hem de derslerini zorlamamış olursun.

öğrenci işleri yani part time iş piyasasının geliri saatlik olarak belirleniyor.
üniversitelerde saatlik 4 liradan çalışılırken büyük mağazalarda hızlı mağazacılık uygulayan yerlerde 5-8 lira arasında ücret alıyorsun. hangi şehirdesin bilmiyorum ama ben ankarada hemen her yerde yapılabilecek part time işler görüyorum. ayrıca saatlik ücreti düşük olduğu için yaptığın işten keyif almamaya bıkmaya kaçış yolları aramaya başlayacaksın. o yüzden seçici olan taraf işveren olmasın sen ol. kendine saygını kaybetmeyeceğin ve insanların sana saygılı davranacağı yerlerde çalış yoksa çok yıpratıcı olabiliyor.

@roket adam evet çok mantıklı

Acaba dizi veya film çevirisi yapmak nasıl?

dizi film altyazı çevirisini hobi olarak yapıyor millet valla, iş alman lazım senin de çeviri aşırı sıkıcı bir iştir. hani oo süpermiş deyip bulduğun işe atlayıp iki gün sonra bırakırsan çok zor durumda kalabilirsinç

@andorei part time iş bende buldum, çağrı merkezinde çalıştım ama 400 tl aylıkla da olmuyor. şöyle 600 700 getirisi olsa seve seve.

Not: İstanbuldayım.

el yüz düzgün çok sıkıntılı bir fiziğiniz yoksa, ingilizceniz de varsa fuar hostesliği uygun olabilir. genelde haftasonuna denk gelir, fuar açılış/kapanış saatleri bellidir bildiğiniz dile veya ihtiyaca göre günde 100-500 TL arasında kazanabilirsiniz.

not: hayır fuar hostes ajansım yok reklam yapmıyorum :)

part time işle 600-700 kazanamazsın. millet günde 10 saat çalışıyor.

@homo sapiens gotgobekus hosteslik yaptım şuara hem fuar yok hemde o işin bi garantisi yok. Nezaman olucağı belli olmuyorki. Yoksa çok güzel iş. Birde günde 100 - 500 nasıl oluyoruş yahu ben tercümanlıkla 80 anca alabildim :) hangi ajans veriyomuş o paraları söylede bilelim :))

@lancelot du lac görülmemiş şey değil.

biz simultane arapça ve fransızca çevirebilen bir hostes kız için vermiştik geçen idef'09 da. günde 9 saat için 450 tl olarak. ajansla değil kendi başına çalışıyordu doğrudan. ajansa parasını kaptırmıyor artık öyleleri.

macbook pro

17' ler eşşek ölüsü ağırlığındadır genelde dikkat. sonra ulan şunun 1 boy küçüğünü alsaydım diyebilirsin.

Oncelikli amaciniz mobilite (kucukluk, hafiflik, uzun pil omru) degilse Air almayin.

17" macbook air yok zaten. bir de 17" laptop birkac ay sonra bunyede pismanlik yaratiyor tavsiye etmem. ben olsam macbook pro alirdim.

feci bir öneriyle geldim, ben de air almayı düşünüyorum bu arada.
bence bir tane 1000$ a 17" notebook pc al (misal dell in xps serileri) yanına bi tane de 13" lik macbook air al.
totalde bi macbook pro parası bile ödememiş olursun.

iki bilgisayar konusuna sıcak bakmıyorum. pro 17' düşünüyodum ama çok hantal olur dediniz. bataryadan ziyade kalite önemli. çünkü gerçekten bilgisayarı kullanma eylemini tam anlamıyla yapan birisiyim. mesela hp pavilion dv6000 vardı bundan önce. fiziksel olarak ağırlık/boyut oranı ney ? pavilion v air ve pavilion v pro 17'

bilgisayari oyun icin kullanacaksan neden mac aliyosun anlam veremedim.. tek tuk bir kac oyun disinda cogu mac os x'te calismiyor.. windows kurman gerekecek bilgisayara ki o zaman bi anlami kalmiyor mac almis olmanin.. ayni fiyata mis gibi alienware al derim ben..


ama yok ille mac alacam diyosan da:

tasinabilir olsun istiyosan 13" mbp al, cok da onemli degil diyosan 15" mbp al.. kesinlikle hareket ettirmeyecegim diyosan 17" mbp al..

air'ler fazla hafif ve tasinabilir olduklari icin teknik ozellikleri mbp kadar iyi degil..

ihtiyaçtan ziyade değişiklik için istiyorum zaten. şimdiki bilgisayarımla ilgili bir sıkıntım yok. ama gidip de dandik bişey de almak istemiyorum. yeri gelir taşımam da lazım olabilir. yazdıklarınızı okuyunca 15' olsun o zaman dedim. performans olarak pro daha iyiymiş. peki bunların klavyesi, kucaktaki rahatlığı falan hepsi aynı mı ? sadece içi mi değişik ?

17 desktop replacement dediklerinden, tasinirligi sinirli. bende 15 var, 13'e gecicem sirf kucagimda tasimasi rahat olsun diye. agirlik da degil sorun, minik ellerime... yani tavsiyem git bi apple store, biraz kurcala. eline hangisi eldiven gibi oturuyorsa odur.

dis dizayn degismez genelde, ama 17 inc'in fazladan usb girisi falan olabilir...

haklısın boyutlara kurcalamadan karar veremeyiz. teşekkür ederim.

araba almak için "yılbaşına doğru" daha iyi bir zamanlama olur sanırım. acil değilse tabii...

mini bence de fazla kaçar. 20.000 değil de daha az çekip 20.000 dolaylarında bir araba daha iyi olur. astra polo golf falan.

şimdilerde daha doğrusu kan 2-3 aydır krediler baya arttı. malum kriz falan deniliyor. bence şimdi kredi çekmeyin. suzuki altoya da vermeyin o kadar para. kredilerin ve özellikle de euro nun düşmesini bekleyin (illa 0 araba alacam diyorsanız).
20bin lira kredi çekseniz, 36 vade yapsanız, ayda 700 lira civarı belki biraz fazlasını ödemeniz gerekir. maaşınızı da düşününce girmeyin bu sıkıntıya derim.
ben yerinde olsam 13 milyarı 21-22 yapana kadar biriktiririm, sonra da gider 2. el temiz 2008 model bi corsa alırım. kredi de çekmem.
anneler hep haklı cidden.

şeytana uyma sakın. 13 bine al o arabayı sana yeter de artar. olmadı 7-8 bin kredi çekip 20 bin civarı bir şey al.

kredi dediğin şeyi de siz ödeyeceksiniz sonuçta..
20bin lira kredi demek, 2 sene boyunca ayda bin lira gibi düşünün.
ayrıca araba iyileştikçe masrafları da artar, bunu da unutmayın.

yerse girin, hayat bir kere yaşanıyor?!
ama 2 sene.. az değil yani..
bilmem anlatabildim mi?

araba aldıktan sonra malesef masraflar bitmiyor:
trafik sigortası 250tl yaklaşık
kasko: ilk arabanız olacağından ilk sene en az 1200 tl tutar
vergiler: yılda 500-600 tl
benzin: ayda 150 liralık benzin harcadığınızı düşünelim (yılda 1800)
bakımı, yağı suyu: yılda 1000 lira desek

totalde kabaca: 4850 lira yıllık masraf bu da aylık yaklaşık 400 liraya tekabül ediyor.

kredi tarafını hesaplayalım;

1.5% faizden 4 yıl vadeli kredi onaylandığını düşünelim; aylık taksidiniz 650 TL yaklaşık.

Arabanın size aylık külfeti: 650 + 400 = 1050 tl

1600 - 1050 = 550 tl maaşınız değişmediği sürece 4 sene boyunca geçinmeniz gereken tutar.

annen doğru demiş. gidip mini alacağınıza paranızı yatırım için kullanabilirsiniz.

malum hayatınızın sonuna kadar onların yanında yaşamayacaksınız. e mini.nin içinde de yaşanmaz.

şeytana uyma bencede.
al 13,000 e araba.kafan rahat mis gibi kullan.

şeytana uyma sakın 13.000e de temiz araba bulursun

Cek 20 milyari al miniyi hayatin tadini cikar. Bi kere geliyoruz dunyaya panpa. Hayallerini erteleme.

aralık ayını bekleyin derim...

1600 lira maaşla neyin kredisini çekiyorsunuz? ayağınızı yorganınıza göre uzatın allah aşkına. tepe taklak gidersiniz bir şey olur en ufak güvenceniz olmaz. maaş - harcamalar arasına bir miktar tampon bölge koyun her zaman.

bu maaşla o kadar kredi borcunu sırtlamak cahil cesareti gibi görünüyor ama küçük bir yerde çalışıyorum, fazla bir harcamam olmuyor. buna güvenerek belki çekerim kredi demiştim.

yorumlar için teşekkürler. vazgeçtim krediden. Borçsuz olarak alto'yu alacağım.

13000 bütçen varsa 11000 lik araba al..

arkadaşlar niye yılbaşını bekleyin diyorsunuz? bir arkadaşım araba almayı düşünüyor şu sıralar; yılbaşına doğru özel bir indirim falan mı olacak?

yılbaşına doğru bayiler kotalarını doldurmak için kampanyalar falan düzenliyor. böylece sıfır araba satışları artıyor. arabasını sıfırlamak isteyenler de ellerindekini çıkarıyor. piyasada daha çok 2. el araba olduğu için fiyatlar düşüyor.

2 farklı diyetisyene gittim. biri ender saraç, 2006da gitmiştim, 130 filandı seansı, her biri için ayrı ücret alıyorlardı ama gittikçe fiyatı düşüyordu. adamın tarzı uymadı yalan oldu. o adama gidersen harbiden kilo verirsin ama ideal kilona ulaştığında diyette yediklerin gibi beslenmeye devam etmelisin. sonra eskiye dönen çok gördüm. ben 2 seans gittim.

diğeri kızılay. kilo kontrollerine para almıyorlar, 50tl idi geçen sene. diyetisyen sadist manyak bi kadın çıkmıştı. zaten ne kana baktı ne bişeye. sonra ezberden verdiği listeye rağmen az kilo vermişim diye beni suçladı manyak. bi daha da gitmedim.

1 ayda 3 kilo verdim, daha sıkı olsaydım 4 verirdim, kalori sayıyorum. kadınsan 1000 kalori hedefle. altına düşme asla ama 1300ü de geçmemeye çalış. kaloriyi düşür dedim ama yediklerine dikkat et, sağlıklı seyler olsun, dengeli olsun. az yağlı az tuzlu sebze yemekleri filan iyidir. pilav makarna abur cubur yeme. dilara koçak'ın ajanda tipi bir şeyi var, ondan al, defter dandik ama içindeki cetveller filan şahane, yediklerinin besin değerlerini dengelemek için çok yardımcı. o yüzden eskilerinden de alsan olur yani.

bir ayda 7-8 kg çok fazla eğer kilon çok çok fazla değilse. ayda 4ten fazla verme.

edit: çok yazmışım gaza gelip, umarım çok konu dışına çıkmamışımdır :) bu arada ben 4 kiloyu ve teyzem 2 ayda 9 kiloyu spor yapmadan verdi. yapmana geerk yok demiyorum, tabii ki spor yapılmalı ama zorunlu değil hani.

şöyle iyisinden bi yere gideceksen aylık ücret veriyorsun genelde. haftada bir görüşmeye gidiyorsun. yani 4 görüşme için 150-250 tl civarı. Görüşme dediklerim de kiloyu yağdan mı verdin, sudan mı, kastan mı diye bakan aletle ölçüm ve programla ilgili konuşma vs.

Özel kurumlardaki diyetisyenlerin paraları karşılanmıyor diye biliyorum.

1 ayda 7-8 kilo cidden fazla olur bir de. Yağdan çok kas gider muhtemelen, sarkıverirsin ki o da kilolu olmak kadar fena malum. :/

Özel bi yerde gitmek yerine devlet kurumlarını da araştırabilirsin, çok iyi diyetisyenler olabiliyor.

devlet hastanelerinde de diyetisyen oluyor, annemin çalıştığı hastanede var misal.
bedava olduğundan gitmekte fayda var, onlara da bir şans verin :/

ben geçen devlet hastanesine gittim hazır çıktı verdi bi tane işte hepimizin bldiği şeyleri şöyledi. ama hepsi aynı olmayabilir tabii devlet hastanesini denemekte yarar var

sözlükte
taş devri diyeti
entrysini incele
veya
www.westonaprice.org
sitesini incele diyetisyene filan gitme.

ara akbankı iptal edin de, etmezlerse kartı kapatacam falan de. en kısa yolu bu.

4442525 i arayın, 35-40 lirasını iade ediyorlar.

Her sene iptal edin diyorum,hemen iptal ediyorlar

Müşteri hizmetlerini arayıp iptal ettiremezseniz ödemeyi yapın. Üyelik ücretinin yansıdığı ekstreyi alarak tüketici haklarına gidin onlar hallediyo paranızı kesin alıyorsunuz. Bu da uzun yolu.

banada yansımış bu ay, şimdi aradamı iptal edin dedim iptal ettim dedi kız :)
hiçbu kadar kolay olacağını düşünmemiştim

benimki de o civarda, normal yani.

bunlar ne ki benim masaüstü bile aynı sıcaklıklarda :) gayet normal yani.

şu bilgisayar çok ısınıyor takıntılarından uzak durun. maalesef 3-5 gerzek forumun insanların kafasına soktuğu saçma sapan bir takıntı bu.
pcniz çok ısınırsa ve bu onun için sorun yaratıyorsa emin olun fark edersiniz. kapanır, yavaşlar, görsel işitsel saçmalar..
laptop soğutucu almanın tek anlamı "lap" üzerinde kullandığınızda sizi rahatsız etmesin. bi de insanlar yatağın içine gömülüp laptopu da içine tıkıp kullanmaya çalışıyor. sizin (insan olarak sizin) hava almanızı engellersek ne kadar düzgün çalışırsınız? bu nedenle laptopu kullanacaksanız lap üzerinde değil, masa veya olmadı düz bir yüzey üzerinde kullanın. bu şekilde hava sirkülasyonu sorunsuz olacaktır. yatağa gömerseniz doğal olarak bütün delikler kapanır ve sıcaklık artar. bir çok laptopta hava alltan girer yanlardan çıkar. yani alttan hava girmesini laptopu yastığın üstüne koyarak engellerseniz makine napsın. soğutucu almak yerine düz bir zemin en beleş soğutma yöntemidir.

lan benim pc sabahtan akşama açık altına el değmiyor yinede tık demiyor canavar gibi. bişey olmaz usta. arkadaşında dediği gibi soğutucular sadece konfor için kucağın yanmasın diye. fan içerde aq alttaki şey nası soğutcak çok saçma

Normal ama bende de dell var ve kullanımı zorlastırıyor. oyun oynayamıyor insan. (oyun sırasında 80'lere cıkıyor.)

25/07/2011 ANKARA KİM/ANKARA KİM (Kargo İşleme Merkezi) PTT Torbaya Eklendi
25/07/2011 GÖLBAŞI-ANK./PASAPORT PTT Torbaya Eklendi
25/07/2011 GÖLBAŞI-ANK./PASAPORT PTT Kabul Edildi
23/07/2011 BİLİNMİYOR Belirtilmemiş EGM Pasaport Kişiselleştirildi
20/07/2011 ÜMRANİYE Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliği EGM Tanzime Gönderildi
20/07/2011 ÜMRANİYE Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Grup Amirliği EGM Onay Amiri Onayladı
20/07/2011 ÜMRANİYE Pasaport Büro Amirliği EGM Kontrol Amiri Onayladı
20/07/2011 ÜMRANİYE Pasaport Büro Amirliği EGM Başvuru Tamamlandı

yanisi, bence yetişir.

Randevu alamazsanız sabah erkenden gidin sizi ara boşluklarda kabul ediyorlar. Başvurudan sonra 3-4 güne elinde olur.

küçük şehirlerde (misal hatay) çıkartacaksanız ve yeşil pasaportsa 3-4 günde elinize geçer.

yakin zamanda cikardim. 5 is gununde cikti.

araba kiralıyacaksanız adı sanı duyulmuş şirketleri tercih etmenizi öneririm.
fiyat konusunda tanınmış şirketlerde tahminimce günlük 70-80 lira civarı bir tutar ödersiniz ve üzerine yakıt girerini de ekleyince size otobüse göre daha fazla maddi yük biner.
araç kiralarken thy nin miles and smiles kartının ve wings kredi kartının süreki %10-20 gibi indirim kampanyaları oluyor araç kiralamadan önce bu tip kartların indirimlerini araştırabilirsiniz. hatta son zamanlarda vodafone(www.kirmiziavantaj.com %30 indirim) ve avea da anlaşmalı yerlerde indirim yapmaya başladı. bunlara da göz atın bence.

söylediğiniz koşullara göre araç kiralamk maddi anlamda çok mantıklı değil ama konfor ve memlekette de kullanacağınızı düşünürseniz mantıklı olabilir. ben daha önce HERTZ'den kiralamıştım Bsğdat Cad. Şubesinden. Hyundai Getz'i 70TLye kiralamıştım sitelerinden fiyatlara bakabilirsin. Budget'e de bakabilirsin oda büyük bir firmadır.

linea alın, clio symbol çok kötü.

avis, hertz vb bilinmis firmalardan kesinlikle sasma. kardesler rent a cardan alirsan acik senet imzalarsin, kaza (en ufak cizikte bile) yapinca butun masrafi sana odetirler ve arabanin serviste kaldigi gun kadar kullanmis gibi para odersin. avisten alinca kaza yapinca en yakin avisten yeni bir araba alirsin, kafan rahat olur.

birde eğer araç kiralayacaksan aracı almadan sağına soluna iyice bak ince ince. çiziği falan varmı yokmu, senin üstüne ıkmaya çalışabilirler ayık ol derim ben.