son zamanlarda tüy kusmaya başladı. tüy yumağını rahat çıkarsın diye arada malt veriyorum.

Ben iki üç günde bir multivitamin macun vermeye çalışıyorum.

Ben tüy dokulmelerine karşı sarimsak iceren bir tablet veriyordum. iki tane olduklari ve bende astim oldugu icin tuy epey problemdi.
Çok severek tuketiyorlardi. Ama markasını unuttum.haftada bir veriyordum. Mevsim dönümlerinde tuy dökme hızı artinca haftada bir kac tablete cikiyordum.

malt pastası veriyorum sırf tüy kusması için.

gimpet in beauty paste'ı var tüy sağlığı için duzenli kullanıyorum ve cok azaltıyor memnunum. bir de arada probiotikli olanından veriyorum.

Gimpet'in maltlarından kullanmadım hiç. Birinde promosyon olarak geçmişti elime 12GR'lık olanından, bizim 2 kediye 2 öğün anca yetti.
Yani çok pahalı onlar.
Onun yerine İmuneks tablet alıyorum, 2 günde bir mamalarının üstüne tableti açıp içindeki toz ilacı döküyorum.

Tüy olayı için malt farklı bir olay tabi. Sadece tüy için olanından alınabilir ama vitamin olana gerek yok bence.

Biliyorum; ancak işten izin alıp çıkabileceğim bir vakit yok ne yazık ki.

Başkasının sizin adınıza vereceği dilekçeyi kabul edeceklerini sanmıyorum ben. Aklınızda olsun da süre kaçırmayın diye söylüyorum. geçmiş olsun

Arzuhalciye gittiniz sanırım yanlışlıkla :) ya da kendini avukat olarak tanıtan bir Arzuhalci olabilir :)

Avukatım. Kim merak ettim bu arkadaş. Bir de her şey dahil ( harç tebligat keşif bilirkişi temyiz) bence avukat dahi olmayabilir.

kazanacağına eminse, karşı taraftan alacağı ücreti düşünüp senden sadece masrafları almış falan olabilir. ya da sadece davayı açmak için istemiş olabilir. yoksa fazla düşük.

dişçi 10 tl maliyetli dolgu için 150 tl istiyor. kimse onunla pazarlığa girişmiyor veya gelip duyuruda sorgulamıyor. ama avukat 200 tl para isteyince sorgulanıyor.

neden?

avukatınıza verdiğiniz paraya acımayın. çünkü iş ve vekaletle birlikte sadece para değil sorununuzu da ona devrediyorsunuz. dişçi ya da doktor sorununuzu devralmıyor ama.

az istemiş bilginiz olsun. bilirkişi masrafı varsa o idari davanın maliyeti zaten en az 300-400 tl'dir.

1. dişçiyle de pazarlık eden insanlar var. ben uygun fiyatlı bir dişçi tercih ediyorum mesela.
2. doktor ya da dişçinin sorunu devralmadığını, sorumluluk almadığını belirtmek garip oldu. Avukatın davayı kazandıramama hakkı vardır ve sorgulanmaz. ama doktor ya da dişçi yaptıklarından sorumludur ve ortaya çıkan sonuçtan dolayı ağır cezalar ve yükümlülükler altına girebilir.

Avukattan çok bir beklentim yok, hani biraz yatkınlık sağlarsam bundan sonraki davalarımı da kendim açcam inşallah. üzerinde biraz çalışcam.

1. si parantez içinde yazdığınız kısımda isteyeceğiniz şey ecrimisil tazminatıdır.

2. si satış işlemleri mahkemede yapılmaz. mahkeme satışa karar verir, mezat salonlarında satış yapılır. gelen kişiler kimi salona sokmamış onu anlamadım. kaldı ki eşşek gibi mübaşir var orda, ona niye söylememişler?

3. sü size yanlış aktarılan olay aslında mezat salonunda, yani açık arttırmanın satılacağı yerde geçiyorsa, orda da eşşek kadar elinde silahla bekleyen polis var. satış yapcak memura da söyleyebilirsiniz böyle böyle oluyor diye.

özet: satış nerde yapılacaksa orada zaten polis var, polis olmasa da satış yapacak insana durumu söyleyin, bu adam böyle böyle geleni korkutuyor deyin, gerekirse ihale ertelenir tekrar ihale için zaman kaybı olmaz.

son olarak da avukatınızı değiştirin :)

@trajikomix

Cevabın için teşekkür ederim. Olayı şu anda iş yerimden yazdığım için çok açıklayamadım sanırım, Pardon. Biraz daha detaylandırmaya çalışayım.

parantez içinde yazdığım konuyu hiç karıştırmadan es geçebiliriz. O ayrı bir dava konusu sanırım.

2. olarak satışın tam olarak nerede gerçekleştiğini bilmiyorum. O ortamda bulunmadım. Annemde gitmedi. Avukat ilgileniyor. Olay dediğiniz gibi mezat salonunda geçiyordur büyük ihtimalle.

Gelen kişiler değil, davayı kaybeden şahıs gelen kişilerin önünü kesip satış falan yok evi ben aldım diyerek gelen alıcıları geri yollamış. Aynı ortamda polis var mı bilmiyorum.

Davayı takip eden avukat başka bir kişiydi. Konunun detaylarını tam bilmiyorum neden, nasıl oldu hakkında tam bilgi sahibi değilim. Annem davayı açtığında duruşmalara giren ve davayı kazanan avukat başkaydı ve davanın görüldüğü adliyeden uzak bir yerden gidip geliyordu. Sanırım Davanın görüldüğü ya da satışın gerçekleşeceği mekana (mezat salonu) yakın bir arkadaşına devretmiş. Bu davayı kaybeden arkadaşta dediğim gibi namlı bir tip. Ne *ok yiyeceği belli olmaz. Yeni avukat kadın, korkmuş ve bir avukat arkadaşıyla birlikte (2 avukat) ortama gitmişler. İkiside elemandan korkmuşlar ve müdahale etmemişler.
Eleman dengesiz, ortamı her an Adana adliyesine çevirme potansiyeli olan bir tip. Bu yüzden aynı ortamda yüz göz olmadan avukat aracılığı ile çözme yolu tercih ediliyor. Yurtdışında yaşadığı ülkeden sınır dışı edilmiş bir adam. öyle bir tip yani. bu nedenle en az şekilde yüz göz olup bu işin çözülmesi gerekiyor. Aksi takdirde ya o birini ya da biri onu yer. Annem babam zaten emekli ayrıca defalarca avukat tutabilecek maddi güce sahip değiller. Bu nedenle avukatı değiştirebilme şansı pek ihtimaller arasında görünmüyor.

Yani anladığım şu anlattıklarınızdan. O ortamda yani koca adliye için söz etmiyorum. direkt olarak satışın gerçekleşeceği salonda Polis mevcut mudur? Ya da satışın gerçekleşeceği gün ve ya öncesinden karakola ya da savcılığa bu şahıs satışı engelliyor tarzında bir dilekçe ile başvurmak gerekir mi?

Satışlar her adliyede mezat salonunda olmaz ve hep de Polis Mübaşir olmaz. Avukatın değiştirilmesini gerektirir bir durum görmedim ben.gerekebilir de tabi. Ama zaten olayı tam bilmeyen bir kişinin dilinden duyup hemen avukatlara laf etmek pek hoş değil. Cevap veren arkadaş için söylüyorum. Siz avukatınızdan gerekli açıklamayı yapmasını isteyiniz bence.
Anladığım kadarıyla anneniz mirasçılardan bir tanesi. İzalei şunu davasında evin satılarak paylaştırılmasına karar verildi. Bu satış da onun satışı. Doğru mu anlamışım bilmiyorum.
Elemanın satışa gelmesini önleyemezsiniz ancak satışı yapan icra müdürünü uyarırsanız o gerekli önlemleri alacaktır. Satış gününden önce satışı yapacak icra müdürüne durumu açıklayın bence.
Gayrimenkulü satın alacak kişi de adamı çıkarmak için müdahalenin Men i davası açacak. Ya da satışı yapamazsanız tüm mirasçılar beraber müdahalenin meni davası da açabilirsiniz. Ve de ayrıca oturduğu zaman için kira gibi bir şey istiyorsanız ecrimisil de talep edebilirsiniz. Avukatınıza bunları sorunuz.
Geçmiş olsun.

Tahminen o tarihlerde orada çalıştığınızı bir şekilde belgeleyebilirseniz kazanabilirsiniz diye düşünüyorum.

Yakın zamanda fazla mesai ücreti almadan çalışan bir arkadaşım dava açtı. Mesai haricindeki maillerini vs. göstererek davayı kazanıp fazla mesai ücretlerini aldı mesela.

Başka bir örnekte, sigortasız çalışan bir kişi işten ayrıldıktan sonra dava açtı. Çalıştığı sırada imzaladığı bir fatura ya da makbuz benzeri bir evrak ile orada çalıştığını belgeledi ve davayı kazandı. Bunu birebir görmedim ama arkadaşımın anlattığı buydu.

Bir şekilde ispat edebiliyorsanız büyük olasılıkla kazanırsınız.

Ordan yatirilmis bir kac aylik prim var.

sigortalılığın tespiti davasını araştırmanızı öneririm. öncelikle o tarihte orada çalışıldığını tespit ettirmelisiniz. bu davada ispat edebilirseniz sgk giriş tarihi bu tespit tarihine göre değişir. sonra ne tazminatı istediğinizi ona göre belirlersiniz. kıdem oluşmuş mu işten ne zaman çıkmışlar. tazminatlar için zamanaşımı süresi geçmiş mi vs. bir sürü ayrıntısı olabilir.

www.hm.com

rosmann'da görmüştüm bir bakın isterseniz size yakın olan bir yerden.

www.ballonet.net

Happy Socks hoşuna gidebilir. Kanyon'da falan satılıyor ama internetten daha uyguna bulabilirsiniz.

www.facebook.com

Penti. Hem güzel hem ucuz.

Des imes ile karşı karşıyaydı galiba di mi. Bostancıya gelip ordan 19 d ye bilebilirsin. Ya da dudullu minübüsleri var. Bostancıdan ulaşım daha kolay.

oluyor hala var. ben sevebilir miyim o da ayrı

ne zamandan beri var bu his?

3-4 ay oldu. çok uzun sayılmaz sanırım

Arkadaşlarla daha çok zaman geçirmek iyi gelir. Fazla boş durmamanızı öneririm.

sevilcekmisim ama bi turlu o kisiyle dogru zamanda ayni yerde olamadigimdan sansimi kaciriyomusum gibi.

Şuan hissettiğim duygu. Bir kaç gündür. Demek iki üç ay sürecek. Uzunmus

oluyor. devam ediyor.

Ya muhakkak sevilirsin de, seni seveni sevecek misin o var.

bu biraz da karşımızdaki insanın bize hissettirdiklerinden mi kaynaklanıyo acaba? mesela benim karşımdaki kişi bana pek iltifat falan etmezdi, bir anlamı kalmazmışmış. zaman geçtikçe çirkin olduğumu, kimsenin beni beğenmeyeceğini düşünmeye başladım. bunu bana o düşündürdü mesela. ona kalsa dünya güzeliyim de ben bunları hissettikten ve sürekli kendimde kusurlar aramaya başladıktan sonra bir anlamı kalmadı iltifatlarının.

Oluyor ve geciyor dont worry.

hem sevemem hem de sevilmem gibi geliyordu. ikisi de oldu çok şükür :)

bir daha hic sevilmeyeceksin hissi bir zamanlar sevildigini gosteriyor. hic sevilmedigini dusunenler napsin :(

en azından sevilmişsin.

biri seni uzaktan kesmeye başlayınca geçer o his.

sevildiğimi görünce geçti o his.

Ben daha çok sevilen taraf olduğum için hiç yaşamadım o hissi.

gerçekleri kabul ederek

"hiç sevilmeyeceğin hissi", "bir daha hiç sevilmeyeceğin hissi"nden kat kat beterdir. Sen yine iyisin.

yaklaşık 1 yıldır var bende. ben umursamıyorum, öylece üstesinden geldiğimi düşünüyorum. eskiden çiftleri görünce sinir olurdum. ulan bi kız da beni şöyle sevmedi derdim de, şimdilerde s.et sevmesin diyorum. :)

başkasını sevince ve karşılık alınca geçiyor. başta sudan çıkmış balığa dönüyorsun ama olsun. bekleyerek veya arayarak yani zorla yapabileceğin bir şey değil bu. birden karşına çıkar. kurcalama kısaca.

O değil de tam tersi bir his var; bir daha kimseyi gerçekten sevemeyeceğime dair. 26 yaşına girdiğim bu son zamanlarda bir daha aşık olmayacağımı, biraz anlaştığım birini bulduğumda zamanı gelince mantık evliliği yapacağımı tahmin ediyorum.

bana oluyor. başa çıkamadım, öyle duruyorum boş boş...

o ilk takılan küpeyi biray sakın çıkarma. sonrasında da gümüş küpe kullan. deldireceğin yer gerçekten temiz ve steril bir yer olsun.

Delerken takilan kupeyi 1 hafta cikartma. Daha sonra degistir ve uzun bir sure kupe takili kalsin, yoksa 2 gun icinde tekrar kapaniyor.

tabanca ile değilde iğne ile deldir daha sağlıklı hemde ilk taktığı küpe senin istediğin küpe olur öyle boncuk takıp gezmezsin

feminen bir aksesuar olduğunu unutma.
ek: delik kapandıktan sonra iz kalması bünyeden bünyeye değişiyor, kalabilir

gidion deldirion ne tavsiyesi beklioyursun?
bence deldirme

@house md insanlar rahatça fikir beyan edemiyecekler mi artık neden tepki gösteriyorun?

Deldirme

gümüşe alerjin var mi bunu ogren.

Kıkırdak deldireceksen tabanca ile deldirme bence. Kulak memesinden deldireceksen sorun olmuyor. Eczaneler de iyidir.
Beğenmezsen alerji olursa rahatsız olursan küpesi çıkarırsın kapanır delik. Fazla düşünmeye gerek yok. Heveslendiysen deldir gitsin bence.
Ama deldirdikten sonra seversen uzun süre çıkarmamalısın. Yoksa kapanıyo açarken acıyo falan.

ılıklık belirtisi doktora git

mantık arama bu işlerde, tutarlar sorumlu.

eski ev adresi falan var mı abinizin. Annesi farklı işlerde çalışan avukat arkadaşlar kendilerini ve müvekkilerini haklı çıkarabilmek için eski adrese postalama yoluna gidebiliyor. Başıma geldi oradan biliyorum. Sorumlu da tutuluyor.

İlk sefer zorla getirme kararı veriliyor. İkincisinde yakalama çıkabiliyor. Avukat olsa da ilk celse dinlemek ister hakim.

Nobetci eczane arayin.
Apotheken berlin sonntagdienst ya da nachtdienst diye aratip bakin. Ya da otelinize sorun sixin icin baksinlar.
Sonra eczaciya derdinizi anlatin. O size verecegi ilaci bilir zaten.

Banyo yapıp sokaklarda gezmeyin
gezmeyin bir de. Kafayı Üşütünce çapak ve kızarıklık olabiliyo bi miktar.

kum kirli olabilir mi? bizim kız da zaman zaman 1dk kadar eseliyor ondan sonra keyfi gelince yapıyor. kedi bu çok şeyapmamak lazım.

Benimkiler de kum kirli olunca yapıyor.

Kumu az olduğunda dışkıyı kapamaya çalıştığı için yapıyor olabilir. İlk geldiğinde küçük olduğu için yeterli olan kum artık az geliyo olabilir

İşçi işveren ilişki kurulması lazım ki sigorta ödeyesiniz. Onun için de ücret ve bağımlılık şartı olması lazım. Siz onlara yaptıkları işe karşılık bir ücret ödemeyeceksiniz diye anlıyorum, bu durumda zaten işçi işveren ilişkisi kurulmuş olmaz. Bağımlılık da, ustaların sizden başka kimseye hizmet vermemesi, size bağımlı olması şartı. O da olmayacak zaten, normal işlerini de yapabilecekler, o yüzden de sizin aranızdaki sözleşme iş sözleşmesi olmayacak. Sigorta ödemeniz için gereken hukuki ilişki var olmayacak yani.

Edit: Ücret kısmıyla ilgili değişiklik yapmışsınız. Bağımlılık şartı da olması lazım sigorta için.

usta şahıs firması olarak çalışıyor olabilir ve kendisi bağkurlu olur. yaptığı hizmet karşılığı da işverenine hizmet faturası keser. böylece hem kaza durumunda işveren sakata gelmez hem de resmi vergisi kdvsi vs ödenen düzgün bi iş olur. sizin de işveren ile bir aracılık sözleşmesi yapmanız gerekebilir. bu bahsettiğiniz sitelerdeki sözleşmeleri bir okuyun dilerseniz. ödemeleri site üzerinden kesmek ve komisyonu o arada bu sözleşme dahilinde almak lazım gibi geliyor bana.hani ödeme yapılırken tik atılan sözleşmeler var ya sitelerdeki o sözleşmeleri incelerseniz sizin durumunuza benzer şeyler görebilirsiniz bence.

öpe öpe al paranı kardeşim.

noterden protesto falan çekmen lazım sanırım. biri kesin bilgiyi verir şimdi.

kira ve aidat toplam 800 tl, çalışan iki kişinin ödemeyeceği bir rakam da değil.

Noterden protesto çek direk, hiç uğraşma.

aynısının benzerini babam yaşamıştı. arıyoruz açmıyor, başka numaradan aradığımızda kem küm ediyor falan. en sonunda dava açtık çıktı. çıkarken kapı kirişlerini falan söktü -.-

5-6 ay önce aynı durumu yaşadım araştırma yapmıştım. ya noterden ihtarname çekip 30 gün bekleyeceksiniz, ya da direk icra takibine başlayacaksınız:

www.turkhukuksitesi.com

ben kiracıyı bunlarla uğraşmak yerine biraz korkutarak çıkarmıştım, ama bayanlara yapılmaz tabi bu.

elektrik su senin üstündeyse elektrik suyu kestirebilirsin. acı bir tecrübe olacaktır onlar için:)

emlakçı bugunler için var. veren emlakçı da uğraşsın. onunla bir görüş derim.

biz de benzer durumla karşı karşıyayız. çok sinir bi durum.
öncelikle icraya verip gecikmiş kira borcu şu kadardır diye dilekçe yazılıp, tebliğ edilecekmiş. 30 gün sonra da icra hukuk mahkemesine verilecekmiş. tek celsede sonuçlanır dedi avukat ama bu süreç toplamda 4-5 ayı bulurmuş.

protesto falan gereksiz, boş yere notere para vermeyin
tahliye talepli icra takibi başlatılacak, sonrasında da tahliye davası açılacak.
karar onların aleyhine gelecek ama temyiz edecekler.
en az 1 sene sürecektir evden çıkmaları.. bu arada iş yerlerine maaş haczi yazısı vs. gönderip birikmiş kira alacağını tahsil etmeye çalışacaksın.
tahliye malesef zor ve masraflı bir iştir.

merhaba, avukatım.

kira alacağınıza ilişkin icra takibi başlatacaksınız. 7 gün içerisinde itiraz etmez ve ödemezse haciz işlemi yapabilirsiniz. 30 gün içerisinde ise ödemezse, bu süre geçtikten sonra ödese dahi icra hukuk mahkemesinde açacağınız tahliye davası ile ilk celse tahliye kararı alırsınız.

istanbul'da iseniz yardımcı olmaya çalışırım. geçmiş olsun.

tahliye taahhüdünüz usulüne uygun düzenlenmiş ise onu da icraya koyabilirsiniz.

istanbul dışında nasıl igdaş bayisi oluyor?

istanbul gaz dağıtım A.Ş. = İGDAŞ

Başka şehirdeki gaz işlerine bakmaz.

Aynen oradaki gazdas da ne bilim belki olur diye

Netten iptal edebiliyosun. Hatta güvence bedeli paranı da bankaya yatırıyorlar. Ama elektrik su da aynı kolaylık yok haberin Olsun.

Ha pardon. İGDAŞ için konuştum ben.

2: demir kapı şartmış.

Borsam var. 3-4 tane Borsam var Kadıköy'de.

çok meşhur bi yer vardı adı aklıma gelmiyor, biraz salaş gibi ama lahmacunu epey iyi, migrosun ya bir ya 2 sokak üstündeydi. şu mekanların olduğu yerlerde.

edit : buldum halil lahmacun.

Evet halil lahmacun. Borsam biraz pis gözüküyor bana. Ama lezzeti güzel oranın da.

yalnız direksiyona giriyorsun. motor ilkyardım sınavları yok. gene kursa gitmen falan lazım ama.
zorlaşma olayını bilmem.

Tanidik bi kurs bulup kurs ucretini veriyorsun. Kursa gitmene gerek kalmiyor onlar hallediyor her seyi. Sen de sinava gidip geciyorsun. Emniyetten ehliyeti aliyorsun.

b ile ilgisi yok .kendi başına özelliği olan sadece motoru kullanmaya dayalı bir sınav .önceside öğrenip sınava girersen daha iyi olur. ilerleye zamanda gerekliliği artacaksa şimdiden al . ama alayım bir gün lazım olur diyorsan da sana kalmış bir şey sonuçta . ben ufak bir kazadan sonra almaktan vaz geçtim .

Tanıdık bir kurs bulmasanız da isotun dedikleri oluyor. Ben hiç ehliyet yokken a2 almıştım. Tek seferde tam puanla geçtim. Eğer arabayı ve bisikleti sorunsuz kullanabiliyorsanız motosikleti çok rahat kullanırsınız. Bisikletle iki teker dengesine, arabayla debriyaj-gaz ikilisine alışmış oluyorsunuz çünkü. Platformdan geçeceksiniz sınav esnasında. Gözünüzde büyütmeyin onu, yoksa düşersiniz.

ben b'nin ehliyenini cikartmadan a2'ye basvurmustum. tek 1 tane test sinava ve direksiyona girmistim. Kimse testi dememis, kalkti mi?

vaktin de varsa şimdiden al. b vardı a2 aldım kasım ayı gibi. test sınavına girmiyorsun, sadece sürüş. gidip bir gün 2-3 saatlik sınıf eğitimi ardından haftasonları ikişer günden 3-4 hafta falan sürüş eğitimi almıştım. pratik yapma imkanım olmadığı için hem de güvenli sürüş konularından bahsedileceğinden ben tam katılım sağladım. sınavı geçtin mi gerisi b'den farklı değil işte bir emniyete başvururken sınıf ekletme kısmını seçiyorsun o kadar.

daha bir ay önce budapeste viyana prag turu yaptım. budapeşte gezmek için kolay bir şehir. peşte tarafında for sale pub'a git. trip advisor dan da bakabilirsin. yenekler ve atmosfer super fiyatları cok uygun. macaristan in yoresel gulaj çorbasını da burada icebilirsin. viyana da ise fil mueller de sinitzel yemelisin. cafe shazer de shazer turta da tavsiye edilir. maria tereza nin sarayıni ziyaret edebilirsin. akla zarar bir bahçesi var.

1-10 Mayıs arası Viyana-Budapeşte-Bratislava-Prag olarak gerçekleştirdim. Buradaki arkadaşların verdiği bazı tavsiyeleri de kullandım. Cuma gecesi Viyana'ya varış yaptım ve Cumartesi sabah erkenden çıktım. Viyana'yı sadece 7 saat gezebildim ve bir çok yeri gördüm diyebilirim. Oradan otobüsle Budapeşte'ye gittim. Budapeşte'de 4 gece kaldım. Ama tadı damağımda kaldı. Daha geniş zamanım olsaydı 1-2 gün daha kalırdım. Diğer arkadaşlar ne düşünür bilmem ama ben olsam 3 gece Budapeşte'de kalırdım. Bilet işini kafanda büyütme. Anladığım kadarıyla Budapeşte'den Viyana'ya geçeceksin.Yapman gereken, yaptığın rezervasyonu çıktı alman ve tren kalkmadan 1 saat önce gara gidip uluslararası bilet gişelerine gitmen yada müsait olduğun gün de gidebilirsin. Kahramanlar Meydanı'nı (Hösök Tere) ziyaret edeceğin dün tren garında inip biletini alıp oradan yürüyerek meydana da gidebilirsin. Fakat orası sürekli kalabalık oluyor. Ben bileti alırken 30 dakika falan bekledim. Hostel vs ayarlamadıysan öneri yapabilirim çünkü benim kaldığım yer hemen sinagogun yanındaydı ve her yere kolaylıkla erişebiliyordum.

Viyana'da 2. gune pek bir sey kalmayabilir.

budapeşteden viyanaya giden trenler de keleti palvaudvar istasyonundan kalkıyor. haritandan bakarsan yürüyerek de ulaşabileceğin bir yer büyük ihtimal. buda bölgesini bir günde gezebilirsin diye düşünüyorum. tabi daha uzun sürede de gezilebilir. sıkıştırılmış tur için bir gün yetebilir.

viyana'da müze çok. ben climtin eserlerinin de olduğu belvedere sarayı ve bahçelerini gezmenizi öneririm. bir gün buraya gidip bir gün de merkezi çember şeklinde çevreleyen müzelerin sıralandığı caddeyi yürüyebilir ve aziz stephan kilisesinin bulunduğu meydanı görebilirsiniz diye düşünüyorum.

Şu an yazmaya üşendim gezmelik yer ama uyarayım iki tane taş hatun yanına ya da yanınıza yaklaşıp adres sorarsa, sonra da şurda güzel palinka içmelik yer var deyip seni ya da sizi davet ederlerse bilin ki götünüzden kan alınacak. Gitme/gitmeyin.

Sevgilin hakkında biraz daha detay verirsen bir şeyler bulabiliriz bence. Nelerden hoşlanır, hobileri neler?

@Atimi, kendisi mühendis. Öyle çok çılgın hobileri falan yok, benim gibi düz insan o da. Yaz aylarında spor amaçlı boks yapıyor. Genelde klasik-spor arası giyiniyor (ben tamamen sportif giyindiğinde daha cok beğeniyorum), fanatik Fenerbahçeli ama bu konuda bir şey almayı düşünmüyorum.

Şimdilik aklıma gelenler bunlar, sonradan gelirse ilave ederim :)

@Atimi fotoğraf ilgileniyor bu arada, onu atlamışım. Analog bir fotoğraf makinesi aldı geçenlerde, gözü gibi bakıyor.

Mobilden girdiğim için edit yapamadım :)

Tripod olabilir belki de madem gözü gibi baktığı bi fotoğraf makinesi varmış

bütçe ne kadar fotoğrafçılığı ile ilgili öneride bulunayım.

@mobydick,
Bütçe 100 lira diyelim ortalama. Aslında çok sevdiğim bir şey olursa fiyat artabilir ama "hediyenin olayı fiyatında" düşüncesi yaratmak hiç istemem. Bi de hobilerinden ziyade hiç alakası olmayan fakat çok hoşuna gidecek bir şey daha iyi olmaz mı sizce ya?

Fotoğrafçılıktan yürü bence de

sualtı çek at fotoğraf makinası alabilirsiniz 40 tl fln oluyor.. ya da sualtı çek atma(yani devamlı kullanım) makinalarından alabilirsiniz 150 tl fln oluyor.

analog makinası için hayyam pasajına gidip lens alabilirsiniz. 100 liradan az tutacaktır.

analog dediğin için tripod olmaz olmaz bence.

lomography makina alabilirsiniz mağazası var beyoğlunda.

bunların içinde havuzla arası varsa sulatı fotoğraf makinası derim ben.

buarada bayanım :D

kendine seksi ic camasiri alip atraksiyona girebilirsin. ciddiyim. valla.

@mobydick su altı fikrini sevdim :) yalnız şu var, şimdi ben o hediyeyi normal zamanda da alırım (hatta alcam, sevdim fikri) ama bu doğumgünü hediyesi yani, daha "ona fayda içermeyen" bir şey olsa daha iyi olmaz mı?

Bu arada, daha önce hicbir erkek arkadaşıma hediye almamıştım, ben bu işlerden hiç anlamıyo da olabilirim :)

@hot potato o fikir de güzel ama ben daha çok; adam duygusal bağ kursun, beni hatırlasın falan istiyorum hediye vasıtasıyla :)

ben erkek arkadaşıma e-reader aldım. çok sevdi, her gün elinde. hem orijinal hem de kullanışlı bi hediye. eğer kitap okumayı seviyorsa tavsiye ederim.

sahibinden ya da hayyamdan ikinci el polaroid (anında fotoğraf çekip altından yazdıran şipşak makine) alabilirsin. bütün ayarları yaparsın ve doğum günü sabahı uyurken fotoğrafını çekmeye başlarsın. sonra muhtemelen uyanır. elinden alır. o da seni çekmeye başlar. sonra böyle doğal ve seksi pozlar eşliğinde sabahı tamamlarsınız. elinde duygusal bağ kurabileceği fotoğraflar olmuş olur, ayrıca polaroide her baktığında o sabahın aklına geleceğine de bahse girerim:))

ve polaroid makine fotoğraf çekmeyi seven biri için eğlenceli de olur. bu arada dikkat etmen gereken şey aldığım makine modelinin filmi ve kartuşunun pahalı olup olmadığı.

eksiduyu.ru

dipnot: erkek modelimi bulursanız haber verin evlenecem :D

mobiydick, sevdim bu fikri inceleyeceğim :)

hepinize çok teşekkürler.

benim kedinin tüyleri uzun bir de. çok tüy döküyor. özel taraklarından var. onlardan aldım 2 günde bir tarıyorum. azalacaktır diye düşünüyorum.

bunun için özel elektrik süpürgeleri var sanırım evcil hayvan tülerini toplamaa yönelik güçlü.
başka da bir çözümü yok. biz koy götüne rahvan gitsin dedik saldık gitti. kurutemizlemecimizde bi kızcağızın kedi köpek alerjisi var, ne zaman bir şey götürsek hapşırığa boğuluyo gariban, bi tek ona üzülüyorum.

yıkayarak geçmiyo bu arada bunların tüyleri de, bunu da belirtmiş olayım.

Kıyafetlerden yapışkan rulo ile alıyoruz tüyleri.(pet shoplarda var) koltuğa saplananlara da işe yarar mı bilmem ama baya kullanışlı bir şey.

çamaşır kurutma makinesi kedi tüylerini topluyor.

Testees nedir bilmiyorum ama Google'da aratınca çıkan afiş bana The IT Crowd'u hatırlattı. Onun dışında Modern Family'i öneririm.

mozart in the jungle

californication izlemediysen güzel bir dizi.

2 broke girls. pisman olmazsin

Örnek olarak verilen diziyi hiç izlemedim ama new girl diyorum.

the big bang theory
friends

Coupling iyidir, müthiştir, klasiktir. İngiliz versiyonunu tercih ediniz.

modern family +111

office
californication
modern family

Community de var.

friends +110
how not to live your life
the office

kesinlikle ve kesinlikle önce scrubs sonra the office.

(bkz: olasılıksız)
olabilitesi için; (bkz: laplace'ın şeytanı)

(bkz: contact)

(bkz: discipline)

(bkz: stars my destination)

cesur yeni dünya - aldous huxley

beni asla bırakma - kazuo ishigura

Bence bu alanın en iyisi: phillip dick'ın romanlarıdır.
Eğlenceli olsun diyorsan da: otostopçunun galaksi rehberi, çok güzeldir.

Galaksi rehberi +1

Ama kesınlıkle ve kesınlıkle alfred bester-kaplan kaplan. Coook sıddetle tavsıye olunur.

arthur c. clarke ve h.g. wells'in kitaplarına bakabilirsin.

Dune serisi bence.

Mülksüzler, Ursula K.Le Guin
Tüm PKD romanları
Tüm Stanislaw Lem romanları
Vakıf Serisi, Asimov
Zor Şey Tanrı Olmak, Ştrugatski kardeşler

Bence kızgınlıktan, püskürtme yapmasına gerek yok kızgınlığa girmesi için. Tez zamanda veterinere götür, başka bir sıkıntısı varsa zaten söyler.

Evet Kısırlaşınca eski şekerliğine mutluluğuna döner diye düşünüyorum. Tam zamanları.

Kozyatağı Carrefourun ordan 500t otobüsüne binince bir durak sonra Kavacık köprüsünde oluyorsunuz. Ama uzun bi durak. Trafik yokken bile 15 dk falan sürüyor. Kazaskerden Carrefoura Da taksi pek yazmaz. bence en iyi taksiyle karfura sonra 500t. Sabah o saatlerde çok trafik oluyor. Erken çıkmak lazım.

tuvalet temizlemek sıkıntılı dsfsdfsd

ama değer

uyutmaması en zor yanı.

bir yere gittiğinde verecek kimsen olmalı, beraberinde götüreceksen uçakta, arabada sıkıntı.

Evin büyük değilse koku sorunu olabiliyor.

bir yere gittiğinde verecek insan +1. onun dışında koku sorunu olmaz benim evim küçücük ama hiçbir koku sorunu yok. tertemiz hayvanlar <3

küçük ama kıymetli bir şey aldıysan ortalıkta bırakmama gerekliliği belki. ya da çabuk bozulmaya meyilli şeylerin çabuk bozulmaya daha meyilli olması. bizimki biraz meraklı da, oyuncakları kesmiyor:)

koku. alışınca anlamıyorsun ama baya bok kokuyor evin içi.

evden biraz uzak kalınca kedi, temizliğin ne olduğunu anlıyorsun.

Tatile giderken gözün arkada kalması durumu ve kedileri kimselere bırakmamak/rahat ve düzenlerini bozmamak için 4 günden fazla tatil yapamamak durumu dışında hiçbir zorluk çekmiyoruz. İyi ki varlar.

Not: Çok temiz hayvanlar. Kum temizliği evet, sevimsiz ama onların arkadaşlığı için çekmeye değer bir sevimsizlik. <3

Bir de benim şurada yazdıklarım vardı, sahiplenmeden önce okunması için: kedinmivar.blogspot.com.tr

laptopun, klavyenin üstüne yatması, birde bazıları gazete dergi okurken kucağına falan geliyo okutmuyo :) diğerleri söylenmiş zaten.

edit: çıkmasını istemediğin yerlere çıkar birde mesela mutfak tezgahı falan tüy olabiliyor, benimkisi kesme tahtasına yatıyor sürekli misalen.

kimse soylememis ama tuy bence :D bi de kesinlikle iki tane sahiplen, maddi durumun varsa gercekten bir taneden cok daha keyifli ve kolay oluyor iki kediye bakmak. hem kedi yalnizlik cekmiyor hem de sana rahatsiz edici derecede sarmiyorlar gece uyurken falan.

Maması ve kumu düzgünse kedi evde koku yapmıyor. Tabi kısır olmayan erkek kedi koku bırakabilir orası ayrı. Ama kısır olmayan bi erkek Kediyle evde yaşamak çok zor zaten.
Bence de tüyleri. Kaliteli mama, sık sık tarama ve ev süpürmeye rağmen tüy sıkıntı olabiliyor.

kedinin evcil hayvan değil, evde bir birey olması o bireyin de şımarık bir çocuk olması olarak düşün. etrafı dağıtmak, yemek yemene ya da hazırlamana izin vermemek, rahat oturtmamak, tırmalanmak, tüy...

ha tabii bunları geçtiğinde sen bir şey yaparken yanında dikilip izlediğinde, uzanınca yanına yattığında, televizyon izlerken kucağına unuttuğunda bunları unutabiliyorsun.. tabii hiç uzun dönemli bakmadım kedi. hep başkalarının kedisi vardı. en uzun 1,5 ay birlikte kaldım :)

bizde 1, teyzelerimde 2'şer kedi var, şu zamana kadar da pek çok kedim oldu, evet tek sorun tatil olayı, özellikle de haşarı bir kedin varsa sorun olabiliyor, hem kediyi emanet ettiğin kişiler önemli, pansiyona bırakıyorsan kedi için güvenli mi, iyi bakılır mı, o önemli, kedin psikopatsa misal diğer kedileri rahatsız eder mi pansiyonda kalan ya da kısa süreliğine başka yere bıraktığında oraları mahveder mi? bunlar sorun. mesela teyzelerimden birinin iki erkek kedisi var, biri bildiğin kötü kedi şero. gerçekten öyle -bi de tatlı ki! :3 - ama en son tatile giderken teyzem pansiyona bıraktı, bildiğin ortamı dağıtmış, her kediye sataşmış, yolda yürürken tipini beğenmezse çizen bir hayvan (bkz: based on a true story) hayır öyle travmatik bir geçmişi de yok, çok küçükken sokaktan alındı, hep en iyi mamalarla, şımartıla şımartıla bakıldı, sonuç böyle bir sayko killah çıktı :D bi de kendisi devasa bir şey, yolda gören "pardon abi.." deyip önünden kaçıyor. ha bir de teyzem giriş katta yaşadığı için evi otel olarak kullanması, çöplüklerden getirdiği yemekleri evin içine sokması, teyzemin bahçesindeki en güzel ve temizlenmesi zor yerlere kocaman kocaman kakalar bırakması -köpek kakası sanıyorlar, o derece- buna rağmen evin içine de kakasını yapmaya devam etmesi -ya da kaba tabirle, sıçıp batırması, ki tuvalet eğitimi var- yani kedini dikkatli seç derim, bir de erkek kedilerde dışarı çıkıp gezinip gelme olayı daha fazla, sineklik yırtma olayları da oluyor kedilerin. eğer bakabileceksen yaşlı ve muhtaç bir kedi al, cins kedi satın alma bu arada, çok fazla kedi var barınaklarda, yaşlı kediler daha yol yordam biliyor :D tamam belki bir yavru kedinin neşesi, oyunculuğu yok ama evde sağladığı huzur inanılmaz güzel oluyor, oh mis mis yatıyor kucağına, gorrluyor purrluyor mırrlıyor beraber uyuyorsunuz, süper oluyor! :D

bir de dişi kedileri tavsiye edeceğim ama kedilerin de biri birine uymuyor ki, dişi olup da dışarıda kuş avlayıp eve getiren prenses iran kedisi de biliyorum, teyzemin kedisiydi, rahmetli oldu geçen haftalar da :( ha bir de, bir zaman sonra senin bir parçan olacak cidden, ama ömürleri insanlarınki kadar uzun değil, biliyorsundur, bir şekilde ayrılacaksınız, çok üzüleceksen alma derim. cidden bağlanıyorsun çünkü.

edit: ha bu arada, yaşlı ve kısır erkek kedi de bakabilirsin, onlar da çok sakin oluyorlar. illa yavru kedi alacaksan da, bakımını iyice öğren ondan sonra al derim. iyi kediler :3

fazla sevdirmiyor
delinin teki

dünün dünyası - stefan zweig.
yeterince geriden başladığından emin olmak istedim.

why nations fail

Leo Huberman
Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla

Cok okuyan mi cok gezen mi?

Murat Belge'nin başka kentler başka denizler serisi var. Ama içindekileri incelemelisin. Amerika falan da var seride. Avrupa olanlara bakabilirsin.

Proust oku.

parmağına gelen küçüçük bir beze gibi bişeyden bahsediyorsun galiba. bende var, geçen lafı geçmişti, arkadaşlarımda varmış. küpe takanlarda oluyor galiba bi şekilde.

benim kaşımda olmuştu aynısından, çıkarmak zorunda kaldım piercingi. vücut kendi yapıyor onu, engellenemiyor maalesef. çıkarınca zamanla geçti benimki ama kendiliğinden.

Zamanla geçti benimki de. Sonra tekrar deldirdim aynı yeri. Problem yok.

otobüs biliyorum 12A

seyhan müziğin ordan üsküdar ve altunizade sarı dolmuşları kalkar, onun dışında 500a da capitol'ün önünden geçiyor.

Otobüs dudaklarının bitimindeki mavi minibüslerden siyah şapkalı kirazlıtepe minibüsü de var, önünden geçer.

Otobüs falan çalışmazsa metro ile Ünalan ordan metrobüs ile altunizade yapılabilir.Sonrası yürüyüş.

kadıköy- koşuyolu veya kadıköy- ümraniye minibüsleri capitolün önünden geçiyor

rahtıma yakın bulur musun bilmem fakat iyi bir spor salonu var. tramway raylarını sahilden takip etmeye başla moda caddesine sapmadan önce sahilde. hatta tam önü durak

Neira nın dediği yeri ben de tavsiye ederim.(yanılmıyorsam aynı yer) Modada oluyo. İsmi airport Form center. Kadınlar için de İdeal.

tepe nautilius da sports international var, bayadir uyeyim. hocaları iyi, fiyatları iyiydi en son yenileme yaptigimda, en guzel tarafi ulasim acaip rahat zaten malumun. bir sorun olduğunda aşırı ilgililer falan. bence bir gidip gorussen fiyatta falan yardımcı da olurlar hiç uzmediler

Şu filmini çok sevmiştim küçükken ama derin anlamlı bir film değil, Pazar sabahı içinçıtırçerezlik film
www.imdb.com

Ca$h

ben derinlik sarhoşluğunu sevmiştim.

çerezlik. Avis de mistral.

the big blue

15BK var, trafiğin yoğunluğuna göre değişir gidiş süren.

sarı dolmuşlar var. 5buçuk lira gidiş. trafik yokken 40 dkya yakın sürüyo. yazıcıoğlunun ön tarafında ana caddeden kalkan bağlarbaşı üsküdar dolmuşlarının ordan kalkıyo. dolması bazen beş on dk sürebiliyo.

beykoza varınca (tam olarak beykoz merkeze varmadan) necmettin erbakan kültür merkezi ile atatürk heykelinin arasından gir, karakolu geç, karşında olucak.

dogru. nette arastir bulursun, basit sirasiz bisiydi

Normalde sürücü kursunun hazırladığı dosyanın içinde gerekli olan tüm evraklar olur. Kursla bir görüş.

Sanki ruhsat için gerekiyodu öyle belgeler. Ama karıştırdım heralde. O tip belgeler emniyetin yanında parayla dosyanı hazırlayan fotokopici benzeri dükkanlarda oluyo çoğu zaman. Gidip bi kaç gün önceden kontrol edebilirsin. Oralardan alırsan Pazarlık da yap bence.

Tek sayfalık bir form yanlış hatırlamıyorsam. Kursun halletmesi gerekirdi onu da.

Tırnaklarını kesiyo musunuz. Hafif derinden kesildiyse sızlıyor olabilir diye düşündüm.

kısırlaştırılan kediler de kızgınlık dönemine girebilirler. eğer sorunu buysa uykusuz gecelere merhaba diyebilirsin.

ben de kizginliktan olacagini dusunuyorum. daha fazla huyuna takmis sans belli. :) dur saka saka. kisir olmasi sadece dogurganligini yok ediyor sex hayati baki diye biliyorum. bi eniste, damat ne dersen artik ayarla problemin cozulur. Ayni sikinti bende de mevcut 10 yasinda bir siyam kedim var o da kizginlik doneminde ev herkes sinir krizinde bagirmasindan. Bulamadik bir gelin adayi daha. Hadi mesaji da biraktim buraya arada.

@faredenkorkankedi, kesiyorum ama bayaa oldu keseli. kontrol de ettim, bişey yok gibi hatta uzamış bile tekrar kesilse kesilecek.

@tururo, @thunderstruck, kızgınlığa mı girmiş? ama daha önce hiç böyle bir durumu olmamıştı nebileyim 2,5 yaşında, yumurtalıkları filan da yok, nası yani yoo olamaz... olmamalı. olmasın noolur.

ayrıyeten kızımız herhangi bir kedi gördüğünde sinirden deliriyor direkt saldırı pozisyonuna geçiyor. hiçbir damadı da beğeneceğini sanmıyorum hatta muhtemelen kan çıkar.

2,5 yaşında diyorsun. genç kız işte. yumurtalıkları alındığı için yavru doğuramaz ama hormonların tek kaynağı yumurtalıklar değil.
ne yazık ki oluyor.
sinirden delirme konusunda bunların karakteri öyle. benim evimdeki dişi de (6,5 yaşında ameliyatlı) ne bir kediyi seviyor ne de bir insanı. tek istisnası var. beni görünce kompresör gibi gırıldayan şıllık veterineri görünce mırıldamaya geçiyor.

Teklifi kabul ettiniz sanıyorum.

Zor karar. Bu gurbetin ne kadar süreceği de belli değil galiba.

Yerinizde olsam, eğer Antalya'da başka iş bulamayacaksam yani Ankara'ya muhtaçsam karımı ve çocuklarımı da Ankara'ya taşınması için ikna etmeye çalışırdım. Çocuklar babalarından uzak olmayı haketmiyorlar.

neden ailece gitmiyorsunuz? bir de çocukların yaşı kaç? ben babası 30 yaşında 8 ay süreyle askere gitmiş bir kız çocuğuyum ve babam gidip geldikten sonra hiçbir zaman eskisi gibi olamadık. samimiyetimiz kalmadı. yabancı gibi geldi bana. bence hayat boyu düzelmeme ihtimali olan bu riski göze almayın. çocukların belki okulu var vs ama okula da çevreye de alışırlar. ama aranızdaki bağ koparsa zor.

merhaba,
ankara'ya gidip o süreçte iş aramak en mantıklı geleni bana şu anda. lakin...

0- hangi sektörde olduğunuz ve sektörün türkiye, dünyadaki durumu önemli. 1. kişi olmanıza istinaden bahsettiğiniz iki ihtimalden hangisinin yüksek olduğunu objektif olarak görebiliyorsunuzdur.
1- maaş +kira yardımı gibi bir şey olacak mı?
2- ankara'ya taşınmanızla beraber başta yakacak gideriniz yükselecek, maaşınızda bir artış olacak mı?
3- çocuklar kaç yaşında? durumu anlatabileceğiniz yaşta iseler maaşınızın bir kısmını ankara-antalya uçak biletine yatırmayı göze alın... kritik yaşlarda iseler ileride hiç ummadığınız sorunlar ile karşılaşabilirsiniz, pedagog/psikolog desteği candır (okuldaki rehberlik servisi iyi değilse +masraf tabi bu da).
3- işten ayrıldınız diyelim yasal hak+ tazminat dediğiniz iş garantisi sağlayan şeyler değil, belirli bir süre idare edebilirsiniz. sektörünüzün dinamiklerine bakarak iş bulma potansiyelinizi iyi değerlendirin. veya gelen parayı kumar olarak kendi işinizi kurmaya yatırın.

çıkın bi deniz havası alın konyaaltında, iyi gelecektir :)
hakkınızda hayırlısı...

@pardonan teklifi kabul ettim evet, eşimi ikna etmek istemiyorum çünkü mevcut iş yerinde çok mutlu ve ben gittikten sonra orada uzun vadeli çalışmaya devam edebileceğimin garantisi yok. Durumlar 6 aya anca netleşecek.

@letheavendangered onlarla gidip yukarda bahsettiğim iş riskim gerçekleşir ve grup kapanırsa mevcut düzeni bozmuş, eşimin de işini dağıtmış olurum. Ankara'da olduğum sürece en kötü ayda 2 sefer gelip gitmeyi planlıyorum. Bunun dışında resmi tatiller ve 1 aylık yıllık izinde de birlikte olacağız.

o iş tekin değil, bir sene için diğerlerinin düzenini bozmaya değmez. ben olsam ankara'ya tek başıma giderim, o arada iş de ararım, eşimin işi de yerinde kalır, çocukların okulu da. antalya'da iş budum buldum, bulamadım, altı ay kadar sonra bir bakarım duruma, ne haldeyiz, tamamen taşınmaya değer mi diye. eğer "değer" seçeneğim ağır basarsa ona göre hareket ederim.

ekleme: ben yazarken bir üstteki cevap yoktu, neredeyse aynı şeyleri yazmışız.

genelde büyük firmalar bu başka şehir önerisini işe iade davası ile karşılaşmak istemedikleri için öne sürüyorlar. sizi bezdirene kadar yeri değiştirmeye çalışabilirler. iş kanununda işçiyi işten çıkarmak son çare olmalı. aksi taktirde organizasyonu küçültüyoruz diyerek size başka bir iş önermeden çıkarırlarsa işe iade davası açıp kazanma olasılığınız daha fazla olur.

@faredenkorkankedi benimki pek öyle bezdirmelik bir durum değil, ayrılmayı kabul etmem halinde neredeyse işe iade'de kazanacağım tazminat kadar para alacaktım. Cidden çalışmak istedikleri için şehir değişikliği teklifi yaptılar ki taşınma yardımı vb. adı altında neredeyse tazminatıma yakın yardım alacağım.

yahu kardeşim insan ne için yaşar? ailesi, arkadaşları, sosyal hayatı için. sen şimdi gidip ankarada tek başına üç kuruş para için ne yapacaksın? bırak o iş yerini, başka iş bul aynı şehirde. illaki bulursun.

@hzben evet bulurum ama mevcut pozisyonum için 3-4 yıl kendimi paralamam lazım. Ondan sonra 40 yaşında mevcut pozisyonuma gelmiş olurum. Halihazırda benim için fırsat sunup fedakarlık etmem gereken bir durumdaym.

Çocukların geleceği için giderdim

ben çocukken (henüz okula yeni başladığım yaşlardı tam hatırlamıyorum) babam izmire tayini çıkmıştı, ilk giderken çok ağladığımı ve evden uzaklaştığımı hatırlıyorum (mesafe olarak yani bizim oralar o zamanlar tarla idi)

sonrasını açıkcası hatırlamıyorum tek hatırladığım her ay gelirdi, bi poşette halley getirirdi (çok severdim halley'i) sonra giderdi, açıkcası benim açımdan babamın o sırada olmaması çok şeyi değiştirmedi (bizim ilişkiler biraz karışık, zaten babamda değil babaannemde yaşıyordum ama oda yan evdeydi zaten)

babam için ise durum öyle değilmiş sonradan sonradan ortaya çıktı baya özlüyormuş o halde bir kaç sene çalıştı sonra geldi. neyse demem o ki özleyeceksiniz bol bol, ama teknoloji gelişti artık ve antalya için iyi bir geliriniz var eminim ki iyi bir internet bağlantısı smarttv vs. ile skype vs. üzerinden her gün görüşürsünüz ve antalya/ankara çok uzak değil kolayca gelip gidebilirsiniz. pek içinizi ferahlatmadı ama diyebileceklerim bunlar.

yorumlarınızın tamamını okumamıştım, şöyle bir şey söyleyebilirim (kesin bilgi) eğer siz sürekli gidip gelirseniz çocuklarınızın gözünde pek iyi olmayabilir, sadece sizin ankaradan gelmeniz değil de çocukların ve eşinizinde arada sırada sizi ziyaret etmeleri uygun olur böylece eşinizin de sizi yalnız bırakmadığını çocuklarınız görmüş olur. iki siz gidin bir onlar gelsin gibi bişi yada ayarlarsınız onu siz kendi dinamikleriniz ile.

arada belki sadece çocuklarınız da gelebilir (çocuklar yalnız seyehat edebilir evet, ingiltere, usa arasında uçan 7/8 aşında veletler var) bu da onların kendilerine güvenini arttırır ilerde hem ankarada yeni arkadaşlar edinebilir ve çevrelerini genişletebilirler olumlu yanlarıda var yani.

6 ay sonra şirket toparlarsa Ankara'da kalmaya devam edeceksiniz ve kaç yıl orada kalmanız gerekecek belli değil sanırım. Yönetici olursanız tekrar Antalya'ya dönme olasılığı kalmaz gibi görünüyor.

Siz hep Ankara'da aileniz Hep Antalya'da olacak ise ailenizin yanında olmayı seçmek iyi olur.
Bir iki yıl için gitmek çocuklar açısından o kadar sorun yaratmaz. İletişim araçları çok gelişti. Çocuklarınızla geçirdiğiniz zamanın eksikliğini dokunup koklama dışında telafi edebilirsiniz. İletişimin süresi değil niteliği önemli biliyorsunuz.
Son kararınız eşinizle ortak vereceğiniz karar olmalı. Eşiniz için de zor bir süreç çünkü.

hcı abi reddi miras kalan mirastan cok borc varsa yapılıyo evet ölmesi birazdan m e l t e m gelir aahahahahahaha

ölümden sonra yapılır. ölümden önce mirastan feragat sözleşmesi yapılır. Bu sözleşme miras bırakanla yapılır.

Mirası reddetmenin Öğrenmeden sonra bir ay süresi vardı diye hatırlıyorum. Süreleri araştırın bence. Hak kaybı olmasın.

mirasdan feragatname, mirası bırakacak olan olan kişi hayattayken her iki tarafta noter huzunda olmak üzere ilgili feragatnameye imza atar, noter her ikisinede rızasını sorar, her iki kişininde akıl sağlığı yerinde raporu alması lazım.

reddi miras, miras bırakacak olan kişi vefat ettikden sonra yapılır, vefat sonrasında 3 ay içinde yapılması gerekir aksi takdirde misarı kabul etmiş sayılırsınız, sulh mahkemesine yazılı şekilde başvuracaksınız, yine belli bir yaşın (60'dı galiba) üstündeyseniz akıl sağlığı raporu gerekebilir tam emin değilim.

Not: Avukat değilim, bir süre önce benzer bişiyle uğraştık o nedenle biliyorum.

atarlı ergen ne o babanla tartıştın da mişrasınımı reddetcen hahahah tik koy

Yapan bir sürü arkadaşım var, yapabilirsin bence.

Benim de yapan arkadaşlarım var. Türkler sorun yaşamadı ama Romen arkadaşlarım türk bi kamyoncuyla ufak bi sorun yaşadılar.kamyoncu para istemiş anlamamışlar falan. Otobüs parası kadar para vermişlerdi. Bi de arada araç bulamayınca çok uzun sürede gelmişlerdi.

antalya. atla uçağa git. yağmur yoksa hava ılıktır.

Nası insanlarsınız bilmiyorum ama yalova civarlarındaki termal oteller olabilir bence. Başka yerlerdeki termal oteller de olabilir. Kışın sıcak sıcak mis.

kapadokya derim

Ohaa.. Ben tasdik ettireceğim de muhasebecine. Gel ben yardım ederim.

ben 500 veriyorum. 1.sınıf mükellefim.

aylık ne kadar muhasebe ücreti ödüyorsunuz?

edit: ben tasdik ettireceğim dedikten sonra direk defterinizi alın daha iyi. pek hayır beklemeyin ordan o saatten sonra.

Nedir acaba yasal ücretler? Bunun standart ücret levhaları yok mu acaba?

www.kmsmmmo.org.tr
www.nevsehirsmmmo.org.tr

biraz ilden ile değişiyor sanki. tutturabildiğine.

Arkadaşlar muhasebecilerin günüdür defter tasdik etme günleri, ne araklarsalar kar sayarlar. kendiniz tasdik ettirin. 50 lira tutuyor.

Teşekkürler cevaplar için. Ben mali müşavirle çalışıyorum. Muhasebeci şeklinde ifade etmem yanlış mı? Ayrıca mali müşavir olarak daha fazla ücret talep edebilirler mi?

niye yanlış olsun. istiyosan fino de, o parasına bakar :)
iş hacmine bağlı ne kadar talep edecekleri. 1000 lerce fişi olan bir supermarketsen ayda 1000 lira ama normal bir tuccarsan 100-200 arası isterler aylık.

Tekrardan teşkkürler.

Mailinde defter tasdiklerini noterden yapacağız diyor. Bu 1300TL'e defterin kendi ücreti dahil midir? Yani her sene için yeni bir defter mi çıkarılır yoksa sadece var olan defter tasdik mi edilir?

defter dediği şey bir sürekli formdur büyük ihtimalle. 3-5 lira bisiydir. Sakın ha sakın 1300 gibi bir rakam vermeyin...

ya bu olay çöpçülerle davulcuların bayramlarda bahşiş toplaması gibi bişey olmuş. denildiği gibi en fazla 100 lira tutar, üstünü kendine layık görmüş. Bence başka bir muhasebe bürosuna geç. Denildiği gibi kendim yaptırcam dersen kin tutar sana her işin yamuk olur sonra. kusura bakma kardeş ücretin bana çok geldi de al defterlerini geç başka yere.

Benim muhasebecim 200 tl istedi. Aynen az evrakım oluyor.

şimdi mali müşavir olarak size ve herkese cevap vereyim.

öncelikle ohaaa. o neymiş öyle 1300 nedir arkadaş?

şimdi bu para sadece defter tasdiki değildir. muhasebecinizin sizin için bir yıl boyunca yapacağı masraflar için istediği bir paradır. sadece defter tasdiki olarak bakmayın. bunun kağıdı var, toneri var, klasör var, dosyası var, size gelip gitmek için veya sizin adınıza vergi dairesi olsun, sgk olsun gitmek için yol parası var. var oğlu var. normalde siz yanınızda çalışan yokmuş ama biri çalışıyor olsaydı onu vergi dairesine veya müşteriye gönderirken yol parasını vermeyecek miydiniz? maaşından mı gidip gelecekti? e muhasebeci de bir bakıma sizin bir çalışanınız. sizin için kimbilir kaç kere ofisinden çıkıp size geliyor, kaç vasıta ile geri dönüyor, vergi dairesine gidiyor. bunları da düşünün.

lakin bunları da düşünseniz 1300 çok fazla. oda bize bu fiyatı alalım diye liste veriyor, bunu isteyin diyor. gerçekten isteyen var, alıyorlar da. ben bugüne kadar hep oturup hesapladım, noter ne tutar, kırtasiye ne tutar, yol parası vs. yapacağım harcamalar ortalama ne tutar, onu istedim.

birinci sınıf için noter fiyatları 100 sayfa için 61 lira, 200 sayfa için 80 lira. yani 200 sayfa yevmiye, 100 sayfa kebir, 100 sayfa envanter defteriniz olsa, numaralı kağıt bedeli maksimum 15 lira, noter ise 80+61+61=202 lira, fazla fazl atayım, 100 liralık kırtasiye kullansa, 200 lira da yol parası verse

15+202+100+200 = 500 lira civarı bir şey yapar o da maksimum yani.

bugüne kadar en fazla aldığım kişiden geçen sene 600 lira aldım ama onun işyeri çok uzakta, arabayla gitmekten başka yolum yok ve ayda iki sefer gidip geliyorum. siz düşünün yaktığım benzini. bunu da istiyorum haliyle.

ama yine de 1300 lira çok fazla çok.

Gelirken giydiklerimi giyiyorum
Arabayla gidip geliyorum.

sormayın +1
iç çamaşırını değiştiriyorum tabi.

Gelirken giydiklerimi giyiyorum. Genelde arabayla gidip geliyorum, böylece bir ironiye daha imza atmış oluyorum. :)

Halı sahada duş yok maalesef, elimi yüzümü yıkayıp akleti değiştirip eve kadar sabrediyorum.

evime 3-4 dk yürüyüş mesafesinde olduğu için üzerimi değiştirmeden eve geçip duşumu alıyorum sonra tabii yeni iç çamaşır/pijama

evime yakın mesafede olduğu için duş almadan direk eve gidiyorum.
gelirken giydiklerimi yada üşenirsem sporda giydiğim kıyafetlerin üzerine montumu giyip eve dönüyorum.

sormayın + 1
İç çamaşırı ve çorap hariç gelirken giydiklerimi giyiyorum. Arabayla gidiyorum.

iç çamaşırım ve çoraplarımın yenisini giyiyorum. gömlek ve pantolon üstümdekileri giyiyorum.

Eve yürüyerek gidiyorum, 10 dakika sürüyor.

Çorap hariç aynı kıyafetler ve metro ile dönüyorum

İşte giydiklerimi. Arabayla gidiyorum.

14m ile sahil havası alarak 1 buçuk saate gidilir tahmini :) daha kısa olarak 15bk ile 1 saatte gidebilirsiniz.

15BK var kadıköy kavacık hattı. ben hafta içi sabah mesai saatlerinde kullanıodum. bi saat civarı sürüyo.

Biraz dönüp dolaşmak olabilir ama metro ile kozyatağına gelip oradan 500t ye binilebilir. Kozyatağından sonra direk Kavacık köprüsüne gidiyor. Trafik yoksa Kozyatağından sonra 20dk. Kadıköy kozyatağı da 20dk. Ama tabi görüşme Kavacık köprüsüne yakınsa mantıklı olabilir ancak.

Bildiğim kadarıyla birkaç farklı blok var ve hepsi farklı yerde. Hangi blokta olduğunu da yazarsanız daha iyi olur.

@i-pek; B bloktaymış.

@shnhkn; hocam ataşehir'den kadıköy ne kadar sürer? ulaşımı neyle sağlayabilirim? çok karışık yerler midir bu semtler?

otobüs firmasına sor merkezlere servis varmıymış.

kadıköy adliyesi kartala taşınıyor. hatta taşınmış bile olabilir. telefon edip sor. boşuna yanlış yere gitme.

ataşehir'i hiç karıştırmadan harem'de de inebilirsin. kullanacağın otobüs şirketinin kadıköy'e servisi olacaktır büyük ihtimalle. onu kullanarak kadıköy rıhtım'a varabilirsin. ordan önce boğa heykeline, heykelden de moda'ya doğru yürüyeceksin. 15 dakika sürmez, hem spor olur.

Bazı firmalar Harem e girmiyor ama. Biletini almadıysan Kamil Koçun en son Kadıköye servisi vardı yine de bunu sorup alırsın Ataşehirden Kadıköye servis 30dk taksi 15dk civarında gelir. Altıyolda indiğinde B bloğa yürümen 5dk.

bu arada kadıköy adliyesi kartal'a taşınmış. kesin bilgi.

Kadıköy adliyesi kartala taşındı. Ebeş üzerinden kartal pendik istikametine giden herhangi bir vesayitle gidilir. Otobüs firmasının servisleri sizi e beş üzerinde bi yerde bıraksın yeter. ebeş üstünden minübüs otobüs herşey geçiyor. altından da metro geçiyor.Binayı görmemenize imkan yok. Metroya binerseniz de adliye durağında inebilirsiniz. Ben metroyu tercih ederdim.

kadıköy balık pazarındaki kahvaltıcılarda geçiyor.

bahariye caddesinden yukarı eski havuzun oraya doğru çıkarken sol taraftaki sokaklardan (caddenin sonuna doğru olanlardan sokullu sk'ın bi ileri veya bi geri sokağı belki de sokullu sk olabilir) birinde sokağın girişinden görebileceğiniz büyükçe bir market var. ismi deal'di diye hatırlıyorum. Burada geçiyordu ticket.

mümkün eğer davada tarafsa dilekçe verin mahkemeye dava dosyasının fotokopisini alabilirsiniz.

davada taraf değil ama davadan direk etkilenenlerden.
sanırım bunun için de bir dava açmak gerek.

avukat gidip dosyayı inceleyebilir taraf olmasa da. ama taraf vekili değilse fotokopi alması yasal değil. 14 yıl önceki dosyayı bulmak da oldukça zor. dosyalar arşive kaldırılıyor. çok eski dosyalar sekaya gönderilebiliyor falan. yalnızca gerekçeli kararı yeter diyorsanız. karar defterinden göz atmayı deneyebilirsiniz. ancak karar defterleri dahi arşivlerdedir. hali hazırda devam eden dava dosyalarını bulmak, görmek bile zaman zaman zor olabiliyor. Bol şans diyeyim.

kadıköy gebze minibüsü tamam sağol. taksiye para vermekten kurtulduk.

metrobüsün son durağında değil ama. uzunçayır durağında inilmeli.

uzunçayır durağında in.kadıköy yönüne giden otobüslerin hemen hepsi gider gataya. kadıköy gebze minibüsü diye birşey duymadım hiç. tekrar diyeyim sondurak değil,uzunçayır.

www.youtube.com

mozart'tan bahsediyor olabilir misiniz? evanescence'in lacrimosa'sında da geçmişti.

www.youtube.com
bu da evanescence versiyonu.

maalesef bu değildi kayranın kedisi. teşekkür ederim yine de.

sergiye gideyim ankara'dalarsa hala, o zaman yeni bir cevapla gelebilirim.

metrobüsten indikten sonra üst geçitten inip biraz yol kenarından yürüyüp ordaki diğer üst geçitten yan yola geçiceksin, e 5 mi oluyo ki orası, anayola işteh. ordan geçen otobüslerin hepsi büyükçekmece adliyesinden geçiyor hemen hemen. zaten geneli halk otobüsü büyükçekmece bilmemne diye bağırıyolar. yarım saat sürüyodu en fazla diye hatırlıyorum. bi de otobüslere binerken akbil basıyosan basarken söyle şöföre öyle bas. eğer normal halk otobüsü değil de şu küçüklerdense bazıları silivriye falan gidiyo diye çift bilet falan alıyo. boşuna paran gitmesin.

metrobüs'ten yenibosna durağında inersen, büyükçekmece'ye rahat rahat koltuğa yayıla yayıla gidersin. Çünkü Büyükçekmece tarafına giden araçların ilk durağı yenibosna. Avcılar ara durak olduğu için sabah erken ve akşam iş çıkışı gibi saatlerde oraya gidecek araçlarda yer bulmana imkan yok. Ben derim ki yenibosna'da in ve ilk duraktan bin..

(bkz: mad men)

(bkz: breaking bad)

dexter.

(bkz: carnivale)

stargate universe ü de bi deneyebilirsin bence. daha ilk sezonda hem.

the mentalist,how ı met your mother...

seinfeld, curb your enthusiasm, breaking bad, the wire

soylemezsem çatlarım, the prisoner mutlaka. 6 bölümcük

In Treatment

weeds

(bkz: weeds)

kesinlikle "prison break"

(bkz: fringe)

tüm stargateler. 10+6+1 sezon şimdiik. :)weeds güzel. amsterdam var, sadece 8 bölüm ama süper.

iyi olur mu kotu olur mu bilmem ama bir kere aklina dustukten sonra gitmezsen hayat boyu icinde ukte olarak kalacak onu bilirim.

gidilir, bir de gelince üstüne toefl verilir tam olur. geriye dönebilsem kesin giderdim.

Bilmiyorum işte yaş geldi geçiyor ne yapsam acaba.

aklımda duracağıma yanımda dursun demişler ya, o hesap. içinde kalacağına git. ya da gitme pişman ol :)

gidenlerden aldığım izlenim, orada biraz sıkıntı çekildiği (uyum süreci+sıkı çalışma koşulları). eğer erasmus şansınız yoksa, bu alternatifi deneyin derim. çünkü gelenler şikayet etse bile yine de iyi bir deneyim olduğunu söylüyorlar. bölümünüz de deneyim gerektiriyor. bence gidin derim.

Erasmus sadece seneye yapabiliyorum. Staj için var erasmus ama Avrupa'da bir otel ayarlamam gerekiyor ondada bağlantım yok. Ne yazıkki. Varsa bağlantınız çok sevinirim =)

kötü iş derken, o biraz şans. iyilerine de raslayabilirsin. hem bulaşık yıkamak da insana bir sürü şey katabiliyor bence. ayrıca burda bi ayda kazanacağını orda iki haftada kazanıyorsun ve ordaki işverenlerin vs. senin burda üniversite öğrencisi olduğunu oraya macera için gittiğini vs biliyorlar. insanların bakışı da farklı oluyor. iyice hesaplayıp gitmek lazım ama. önceden gezi planını bile yapmanı tavsiye ederim. yoksa gidip çalışıp çalışıp dönebilirsin. her şey sana kalmış. lüks olmayacak ve sürüneceksin biraz. ama işin keyfi orda. karakterin böyle bir şeye uygunsa ve fırsatın varsa kaçırmamalısın bence. keşke hala öğrenci olsam ben.

erasmus yap bence. gidip orada bulaşıkçılık, çöpçülük yapmak vizyonuna birşey katmaz. hee torpilin veya şansın varsa nispeten belki daha iyi bir işe düşersin ama zor işte.

vatandas.uyap.gov.tr şuradan devam edin. adalet bakanlığın sitesinden de ulaşabilirsiniz buraya. şimdi baktım da, sadece davanın görüldüğü mahkemeye ilişkin bilgiler, yer ve numarası gibi, ve kimlik numaranızla dosyayı takip edebiliyorsunuz. kolay gelsin.

ama yine de bu yukarıdaki siteden duruşmalarda neler olmuş neler denmiş öğrenemezsiniz. açılan davaları numaralarını duruşma tarihlerini falan görebilirsiniz sanırım sadece. bence gidip adliyeden ilgili kalemden dosyayı isteyip içine baksanız en kolayı olur. dosyanın içinden dilekçelere göz atarsınız avukatınız neler yazmış görürsünüz. bu arada davalar uzun süreçler ve avukatlar da her daim konu üzerinde olmuyolar bu yüzden. 5 ay sonraya atılmış bir duruşma üzerine her daim çalışmadıkları ve düşünmedikleri için de çoğu zaman gereğini yapmadıkları düşünülüyor. aksi de olabilir tabi, yine de çok üzerine eğilmemiş bir avukat bile olsa kötü niyetli olacağını sanmıyorum avukatınızın.