Giriş
(19)

Kariyer Planım Çok Mu Ütopik?

matilda
Ön muhasebeciyim ve kesinlikle bu mesleği yapmak istemediğime karar verdim. Yaşım 26. Sınava girip AÖF-Adalet'e başvuracağım barajı kesin geçerim zaten2018 KPSS'ye hazırlanıp ne yapıp edip 70 alacağım. Zabıt Katipliği için başvurup sınavları geçip Zabıt Katibi olmak istiyorum ve nihayetinde de AÖF b
Ön muhasebeciyim ve kesinlikle bu mesleği yapmak istemediğime karar verdim.
Yaşım 26.
Sınava girip AÖF-Adalet'e başvuracağım barajı kesin geçerim zaten
2018 KPSS'ye hazırlanıp ne yapıp edip 70 alacağım.
Zabıt Katipliği için başvurup sınavları geçip Zabıt Katibi olmak istiyorum ve nihayetinde de AÖF bitince DGS ile Hukuk bölümünü bitirmek istiyorum.
Çok mu ütopik oldu? Yani onu kazanırsam şuna şunu kazanırsam buna falan ama hedef koymalıyım.
Bir de 26 yaşındayım ya, çok mu geç kaldım?
Muhasebede kas falan mı dersiniz? Demeyin :(
0
matilda
(29.08.16)
muhasebe ye kas arkadaşım. boşver kpss falan.
0
aklimdakisorular
(29.08.16)
Benim tek takildigim, subattaki hangi sinav? Yoksa olur bence.
0
evrim halkasi
(29.08.16)
Ay şubatta derken pardon genelde başvurular şubatta oluyordu ya ygs için
0
🌸matilda
(29.08.16)
öss'ye kasıp (şimdiki adı ne ise) hukuk kazanman daha kolay sankim..
0
hosein
(29.08.16)
Neden zabıt katibi ? Zorluklarını biliyor musun?
0
aklimdakisorular
(29.08.16)
Moral olsun diye söylüyorum aynısını deneyip şu anda katiplik yapan bir tanıdığım var ve hiç ütopik değil. Ben de muhasebe okudum ama tasarımcılık yapıyorum. Bu meslek (muhasebecilik) bazılarına göre değil. Tabi ben, senden biraz daha erken kararımı değiştirmiştim. Halihazırda çalışıyorsan işini terk etme. Planlarını bu sürede gerçekleştirmeyi dene. Bu hayatın ilk yarısı 35 e kadardır. Bakılırsa hala süren var gibi, geç kalmış sayılmazsın... @aklimdakisorular zorluklarından bahsetmiş ama bizimki hiç zorluk çekiyor gibi görünmüyordu. 10 parmak sınavını geçtiği gün en zor günüydü galiba... Başarılar...Sevgiler...
0
ekşicigeldii
(29.08.16)
Zabıt katipliği için çok çok hızlı klavye kullanman lazım biliyorsun değil mi? Başvuran sayısı alınanlardan çok çok fazla oluyor. Yani ona "cepte" diye bakma bence. Olmazsa alternatifin olsun.

Zabıt katipliği yaparken hukuk okuyan, okulu derece ile bitiren bir arkadaşım var. Bu işe kalkıştığında 1 yaşında bebeği vardı, yaşı senden büyüktü. Olmaz iş değil, olmuşu var çünkü :)

Yapılmışı olmasaydı da ütöpik değil derdim.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(29.08.16)
ben ön muhasebe ve finansa bakıyorum özel bir şirkette. Sizi çok iyi anlıyorum ütopik değil kesinlikle değil işinizi ikinci plana atıp devlette bir yer edinmeye bakın derim kesinlikle
0
niceguy
(29.08.16)
smmm olan, aöf adalet mezunu olarak;
zabıt katibi olarak devlet kapağı atmanı anladım.
ama dgs ile hukuk gereksiz.
çok fazla avkat var zaten.
kaldı ki devleti değil özeli anca kazanırsın ki, o kadar parayı okula vereceğine kendine iş kurarsın daha iyi.
muhasebeden kasma. hukuk okuma.
başka mesleğe yönel.
ışık seninle olsun.
0
seyduna6687
(29.08.16)
Tamam yap ama en az 3 sene daha o iste calisacaksin.bunu biliyorsun dimi,
0
ykyt
(29.08.16)
Eger daha onceden herhangi bir lisans ya da onlisans bolumu bitirdiysen, ikinci universite kapsaminda onlisans adalet okuyabiliyorsun sinava girmeden.

ikinciuniversite.anadolu.edu.tr

Bir diger nokta da su ki, senin gibi dusunen yani adalet okuyup ordan hukuga gecis yaparim diye dusunen cok insan var. Bu konuda bildigim kadariyla rakibin ya da yoldasin cok, onu soyliyim.
bunlarin arasindan siyrilabilecegine inaniyorsan, ben bu yola bas koydum diyorsan devam et..
Yas olarak cok gec degil, hatta ben su an 5-10 yillik memur olup da seninle ayni planlamayi yapan cok kisi duydum diyebilirim..
0
aksiyom
(29.08.16)
kesinlikle geç kalmadın
0
asilyis
(29.08.16)
bence yabancı dil ile muhasebeye kas. pek çok şirket böyle adamlar arıyor.
0
tavukbanalop
(29.08.16)
go for it.
0
solskjaer
(29.08.16)
zor değil. ama zabıt katipliğinde mükemmel torpil dönüyor bil istedim.
0
cabiday
(29.08.16)
Hiç ütopik değil. Ben adalet bitirdim geçen yıl. KPSS'den hiç çalışmama rağmen 73 aldım. Şu anda makine mühendisliği okuduğum için hukuk falan çok hikaye geliyor bana. Adalet okursan sen de göreceksin. İnsan ürünü kuralları bilmek bir süre sonra sıkacak seni. İstesem şu anda DGS'yi de kazanırım ama gerek görmüyorum. İlle avukat olucam, avukat olmadan ölmek istemiyorum demediğiniz sürece böyle bir kariyer tavsiye etmiyorum. Böyle kademeli hedefler yerine adam gibi ygs-lys için dershaneye gidip direkt 4 yıllık üniversite kazanın daha iyi.
0
dissendium
(29.08.16)
Sakın gelme. Tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(29.08.16)
tünelin ucu neden bombok bir yere çıksın? ben de geç başlıcam. ancak her tarafta şu bölümleri, meslekleri kötüleyen insanlardan sıkıldım. hangi mesleği, bölümü araştırsam gelme çok kötü deniyor. madem öyle kötü bırak sen de bu işi?

geç de değil, kötü bir seçenek de değil. ön muhasebeden zaten pek yüksek bir maaş almadığını tahmin ediyorum. en kötü ihtimalle şu anki yerinde olacaksın. ne kaybedebilirsin? ütopik bir kariyer deyince daha yüksek bir şeyler bekledim açıkcası. gayet de olası bir kariyer hedefi.
0
tute
(30.08.16)
@tute, kötü olan meslekler değil. iş bulma konusunda sıkıntı yaşanması. insan 4-5 yıl okul okuduktan sonra bir yerlerde çalışabilmek, bir işe yaramak istiyor. İş bulamayınca ya da sana yetecek parayı kazanamayınca tünelin kötü kısmına çoktan gelmiş oluyorsun. Hukuk fakülteleri eskisi kadar prestijli değil. Bunun herkes farkında. Ev kirasını ödeyemeyen avukat da var. Böyle bir durumda insanlar nasıl mesleklerini bıraksın? Açıkça uyarıyoruz işte. Boğaziçi fizik okusan da işsiz kalabilirsin bu ülkede. Kötü dediğimiz kısım bu.
0
dissendium
(30.08.16)
(6)

Diyetisyenimin listesi ve kafama takılanlar

üç nokta
Merhaba,Aşağıda diyetisyenimin verdiği listeyi paylaşıyorum. En altta kafama takılan bir soru sordum. Cevaplarınız benim için değerli.Sabah: Kalkar kalkmaz 1 bardak ayran – 60 GR peynir- 5 zeytin- 2 dilim tam buğday ekmeği-yeşillik Öğlen: 120 gr ızgara tavuk et balık- 1 dilim tam buğday ekmeği - sal
Merhaba,

Aşağıda diyetisyenimin verdiği listeyi paylaşıyorum. En altta kafama takılan bir soru sordum. Cevaplarınız benim için değerli.

Sabah: Kalkar kalkmaz 1 bardak ayran – 60 GR peynir- 5 zeytin- 2 dilim tam buğday ekmeği-yeşillik

Öğlen: 120 gr ızgara tavuk et balık- 1 dilim tam buğday ekmeği - salata

Ara öğün: 200 ml ayran ve 1 elma

Akşam : 1 tabak sebze yemeği- 3 yemek kaşığı yoğurt salata- 1 dilim ekmek

Yatmadan önce: 10 badem ve yeşil çay

Sportif aktivite : haftada 3-4 gün 1 veya 1,5 saat kardiyo

Amaç : Yaklaşık 10 kilo vermek, yaş 28, kadınım

Benim sorularım şu: Bana bu diyetin karbonhidrat miktarı fazla protein miktarı az geldi. Diyetisyene sorduğumda yoo normal dedi ama spora gittiğim günler bu diyet beni öldürür gibi geliyor. Bir de günde 4 dilim tam buğday ekmeği yerine yarısını proteine çevirsem daha mantıklı değil mi? Belki onun dediği doğru ama neye dayandırdı bilmiyorum. Belki de mantığı olabilir. Bu konuda bilgisi olan varsa ve beni aydınlatırsa sevinirim.

Teşekkürler.
0
üç nokta
(29.08.16)
Size kardiyo için gayet uygun bir diyet yazmış diyetisyeniniz... Evet karbonhidrat biraz fazla gibi duruyor ama kardiyo yaparken harcayacağınız kaloriden, diyetinizin daha az olduğunu düşünüyorum. Aşağı yukarı tahminim yukarısı en fazla 1600 kalori falan yapıyor ve günlük ihtiyacınızın hemen neredeyse 300-400 kalori aşağısında. Bu da zayıflamanız için uygun bir diyettir. Size önerim diyeti kontrollü olarak uygulamanızdır. Eğer zayıflayamıyorsanız ona göre karbonhidratı biraz daha kısabilirsiniz ama proteini de kendi kendinize artırmanızı önermem. Onun da fazlası yine yağa dönüşecektir. Kardiyo esnasında ne kadar kalori yaktığınızı not edin bu işinizi kolaylaştırır. İyi sporlar...Sevgiler...
0
ekşicigeldii
(29.08.16)
Sıfır protein ve sıfır yağ diyeti yaptırıyor sanırım, tam bir para avcısı diyetisyen listesi. Böyle sahtekarlardan uzak durun. Tartıda hafif çıkarsınız ama yağ yakmamış olursunuz böyle listelerle.
0
angelus
(29.08.16)
@angelus bana da biraz öyle geldi açıkçası. ben bu diyete uyacağım ama akşamı herhalde proteinle değiştirebilirim.
0
🌸üç nokta
(29.08.16)
bu ne be yağ yok protein yok, berbat bi liste. azıcık bilgimle ben bile daha iyi liste hazırlarım.
0
nice tnetennba
(29.08.16)
nasıl yağ yok, protein yok ben de onu anlamadım? zeytin, badem, sebze yemeği ve salatadaki standart zeytinyağı yağ değil mi? ayrıca ayran, peynir, yine ayran, 120 gr et grubu ve yoğurt proteinden sayılmıyor mu?

bence siz listeye uyun. kalori hesabı değil, eğitimlerini aldıkları bir mantık çerçevesinde hazırlıyorlar genellikle. diyetisyene gittiğinize göre siz de bunu kabul ediyorsunuz. ben de gidiyorum bu arada ve aklıma takılan bişi olduğunda, ya da bir şey değiştirmek istediğimde listemi ona göre düzenlemesini rica ediyorum. sonra kilo vermezsem sorumluluk bende değil onda oluyor böylece. ;)

edit: ayrıca her gittiğinizde detaylı ölçümle yağdan mı kastan mı verdiğiniz anlaşılıyor, güvenmese vermez o yüzden. sadece basküle çıkartıp yaş/kas/su ayrımı yapmadan kiloyu tartan diyetisyen mi kaldı?
0
vejeteryanvampir
(29.08.16)
Tavuk, et, yogurt, peynir, ayran, badem cevizi proteib ve yag saymayanlardan tavsiye alma
0
la noix
(29.08.16)
(3)

Bir videonun problemsiz birçok platformda çalışması için formatı, ölçüleri?

aklimdakisorular
falan ne olmalı? mp4 mü? ve tabi boyutu ne olmalı?
falan ne olmalı? mp4 mü?
ve tabi boyutu ne olmalı?
0
aklimdakisorular
(29.08.16)
maalesef ki o videonun o donanima göre uyarlanmasi/formatlanması gerekir.
0
1adam
(29.08.16)
Evet... Hemen hemen mp4, tüm platformlara uygundur. Ayrıca siz videoyu yüksek çözünürlükte ayarladıktan sonra sorun etmeyin. Platform kendine göre ayarlamalarını yapacaktır. Size önerim;

480 dpi çözünürlükte bir mp4 dosyası hemen tüm platformlarda işinizi görecektir. Bununla beraber dosya boyutu sadece "upload" için sıkıntı olabilir ve ek olarak 400 mb.lık bir dosya genel olarak hiçbir platformda sorun çıkarmaz. Bu sorunları video converter programlarıyla çok rahat çözebilirsiniz. Kolay gelsin sevgiler...
0
ekşicigeldii
(29.08.16)
ben şahsen mp4'ü tercih ediyorum. problem yaşayan da görmedim duymadım. havada karada suda çalışır.

videonun boyutunu düşürmek izleyici için oldukça önemli. yüklenmesini beklemek ayrı dert, kota sikmesi ayrı. bu yüzden editing programlarında youtube, vimeo, vb.. siteler için özel export seçenekleri yer alıyor artık. 360x752 falan oluyordu galiba tam hatırlamıyorum.(bu videonun kayıt formatıyla falan da alakalı tabii ki) tam olarak youtube filan yazmasa da bu tür format seçenekleriyle deneme yapabilirsin.

video kalitesi kaygısına düşmene pek gerek yok. sinemada izlenmeyeceği için gözle fark edilebilir kayıplar neredeyse olmadığı gibi 6gb'lik videonun 350mb'a düştüğünü görmek çok keyifli.
0
marcowhisky
(29.08.16)
(5)

Vadeyle Ticaret yada Esnaflık Nasıl Yapılıyor?

mertozkoy
Merhaba,Esnaflarla ve fabrikalardan mal alan tüccarlarla sohbet ettiğimde hiçbirinin nakit ile çalışmadığını öğrendim. Hepsi 3 ya da altı ay sonraya çek veriyor ve alıyor. Bütün piyasanın böyle çalıştığını söylediler.Lakin bu çok riskli bir sistem değil mi? 3 ya da 6 ay sonra ne olacağını kim bilebi
Merhaba,

Esnaflarla ve fabrikalardan mal alan tüccarlarla sohbet ettiğimde hiçbirinin nakit ile çalışmadığını öğrendim. Hepsi 3 ya da altı ay sonraya çek veriyor ve alıyor. Bütün piyasanın böyle çalıştığını söylediler.

Lakin bu çok riskli bir sistem değil mi? 3 ya da 6 ay sonra ne olacağını kim bilebilir? Belki bugun için sistem çevrilebilir durumdadır lakin yarın misalen savaş ya da ekonomik kriz çıktığında sistem tamamen çökmez mi? Ayrıca vade zamanında ortadan kaybolan dolandırıcılar sistemi suistimal etmez mi?

Devlet nakit ile çalışmayı teşvik etmesi gerekmez mi? Herkesin önünü görerek nakit ile yatırım yapması daha mantıklı değil mi? Hem vergisel olarak bu insanlar faturalarını nasıl kesiyorlar? Vade zamanı geldiğinde mi? Vadeli çalışmak ayrıca dönemsel ekonomi istatistiklerin güvenilirliğini bozmaz mı?

Saygılar
0
mertozkoy
(28.08.16)
dostum, piyasada nakit altın değerindedir. Nakitle daha fazla ıs yaptırır, daha az para verirsin.

Atıyorum 10 bin liralık bir is yaptırdın. nakitle 9 a ayarlayabilirsin.

Çekler vade yapmayı sağlar, evet patlayabilir, o yuzden bir esnaf arkası birden fazla kisi tarafından imzalanmıs, fazla ciro edilmiş çekleri tercih eder, şekil şartlarına bakar, nerede kesildiğine bakar, mesela bu aralar doğudaki cekler patlamakta ... gibi daha bircok parametre var aslında, aldıgın kisinin piyasadaki reputasyonu da bunlardan biri... yani cekin arkasında olacak adam. değilse ceki bankada yazdırıp diğer ciroya muracat edeceksin .. falan filan.
ayrıca ceklerde 1200 liraya kadar koruma vardır banka tarafından ödenmezse 1200 lirasını banka öder.
Savaş zamanında önceliğin para olmayacak zaten, korkma.
0
anonymice
(28.08.16)
Çeki bankaya verirsin gününü bekler ya da kırdırırsın ama nakit parayı işletebilirsin. Dolar'a Euro'ya çevirir, altın alırsın, katılım hesabına, kar payına vs ortak olursun. Çek genelde büyük işletmeden küçüğe doğru akar. Küçük işletmeler de kendi arasında "dört aydan fazla vadeli çek almıyoruz abi" şeklinde kendi güvenlik önlemlerini alırlar... Perşembe'nin gelişi de Çarşamba'dan bellidir. Savaş zamanı benim vatandaşım işini bilir...
0
ekşicigeldii
(28.08.16)
iste bu nedenlerden ticaret = risk = cok paradir.

bu riski almak istemeyen adam da memur olur alir maasini, sonra yolda gordugun o arabalari evleri kim aliyor yahu muhabbeti doner :)
0
oscar
(28.08.16)
ticaret zordur, vadeli ticaret çok daha zordur. çek almadan bankalardan vs istihbarat alır genelde esnaf. kafam rahat olsun diyenler (bkz: coface) kullanır.
0
crimson king
(28.08.16)
hayır olmaz.

savaş veya kriz durumunda senin çeklerin ödenmezse, sen de çeklerini ödemezsin olur biter. sonuçta bi sana kriz/savaş yok ya.

dolandırıcı mevzuu çok oluyor piyasada. ona göre risk primi koyuyorlar çeklere. ya da birden fazla ciro edilmiş çeklere yöneliyor herkes.

devlet kendi nakitle çalışsın önce. çek bile vermeyen tuhaf bişey devlet.
0
babilbaligi
(29.08.16)
(6)

iphone 5 se'nin olayi ne?

in vino veritas
bu aralar goruyorum duyuruda telefon soran herkese iphone se oneriyorlar. ne ozelligi bu kadar onemli yapti bu telefonu? (hic iphone kullanmamis biri olarak meraktan soruyorum. bu ara telefon degistirmeyi dusunuyorum ama sonsuzluktan beri android kullaniyorum)
bu aralar goruyorum duyuruda telefon soran herkese iphone se oneriyorlar. ne ozelligi bu kadar onemli yapti bu telefonu? (hic iphone kullanmamis biri olarak meraktan soruyorum. bu ara telefon degistirmeyi dusunuyorum ama sonsuzluktan beri android kullaniyorum)
0
in vino veritas
(28.08.16)
ucuz
0
seljax
(28.08.16)
iphone 5 se değil, iphone se.

kasa olarak iphone 5S, donanım olarak iphne 6S'e yakın bir donanımı var. İşlemcisi 6S ile aynı, 4K video kaydı yapabiliyor falan. Aynı olmayan özellikleri kontrast oranı, ön kamerası, 3D ekran ...

Küçük telefonu tercih edenler için bulunmaz lezzet. En az 3 yıl çok rahat kullanılır.
0
himmet dayi
(28.08.16)
iPhone serisi arasında ekstra bir özelliği yok bildiğimiz sıradan geliştirmeler. Benim gibi küçük ekran metal kasa iPhone serisinden vazgeçmeyenler için üretilmiş yeni nesil iPhone. Kamera işlemci vb. Değişiklerle beraber... Bunun yanı sıra android ve iOS farklarına dikkat çekmek gerekir. Sizin için bu yenilik hiç de fena olmayabilir. Dikkat edin marka takıntısı olarak değil de yenilik olsun diye seçim yapacaksanız değerlendirin derim. Yoksa iOS, eski bir android kullanıcısına sıkıntı verebilir de. Sevgiler...
0
ekşicigeldii
(28.08.16)
@ekşici, ne gibi sıkıntılar mesela?
0
🌸in vino veritas
(28.08.16)
6s özelliklerinde, IPhone 4 boyutunda işte. Küçük boyutlu telefon tercih edenlerin aynı zamanda da performanstan ödün vermek istemeyenlerin tercihi. 6s'deki 3d touch olayı yok 5se'de ama, belirtmekte fayda var. Bence gayet zarif bir cihaz.
0
Arthur Dayne
(28.08.16)
Özgür değilsin iosta. Android den geçişte o bakımdan sıkıntı yaşarsın. Koskoca apple'ın uygulama mağazasında görüşme kayıt programı yok yav. İsterse dünyanın en mükemmel cihazı olsun yine de alınmaz ios.
0
loae haled
(28.08.16)
(2)

Kredi kartı borcu haciz

grv
Merhaba, kredi kartı borcundan dolayı eve icra gelmesi durumunda evden hangi eşyaları alma hakları olur hukuken? Yani klima falan sökerler mi veya buzdolabı, evde bir adet bulunan tv gibi eşyaları alabilirler mi? Sağolun.
Merhaba, kredi kartı borcundan dolayı eve icra gelmesi durumunda evden hangi eşyaları alma hakları olur hukuken? Yani klima falan sökerler mi veya buzdolabı, evde bir adet bulunan tv gibi eşyaları alabilirler mi?

Sağolun.
0
grv
(28.08.16)
Avukat değilim ama daha önceden ben de takip etmiştim bu konuyu. Hatırladığım kadarıyla iki tane olandan ancak birisini alabiliyorlar. İki tv den biri örnek olarak... Yoksa ihtiyacınız kadarını haciz yapamıyorlar...
0
ekşicigeldii
(28.08.16)
Bu konuda internette bolca bilgi var, anladığım kadarıyla birkaç yıl önce yapılan yasal düzenleme sonucu olarak bir adet olan hiçbir zaruri eşya (beyaz eşya vs) artık haczedilemiyor.
www.google.com
0
mikro patlama
(28.08.16)
(4)

spor için beslenme programı (plaza çalışanı içerir)

plastic_angel
Merhaba,2 aydır düzenli olarak iş çıkışı spora gidiyorum. İlk gün ölçümüme göre; 2 kilo vermişim fakat %3 yağlanma ve 3kg kas kaybetmişim. Vucut güzel bir şekle girmeye başlamıştı ama sağlıksız bir beslenme programım var sanırım. O kadar emeğim boşa gitti. rutinim şu şekilde; sabah türk kahvaltısı,
Merhaba,

2 aydır düzenli olarak iş çıkışı spora gidiyorum. İlk gün ölçümüme göre; 2 kilo vermişim fakat %3 yağlanma ve 3kg kas kaybetmişim. Vucut güzel bir şekle girmeye başlamıştı ama sağlıksız bir beslenme programım var sanırım. O kadar emeğim boşa gitti.

rutinim şu şekilde;
sabah türk kahvaltısı,
öğlen salata + bir dilim tahıllı ekmek + konserve veya bir porsiyon antrikot,
ara öğün 5 çorba kaşık müsil + süt + badem + ceviz,
antreman + protein tozu,
akşam ev yemeği

İnternette araştırıyorum, karbonhidrat alımı için öğlen+ara öğünde bulgur makarna falan önermişler ben bunları yiyememki. masamdan kalkıp makarna yemeye gidersem beni öperler orada ki zaten onu ısıtacak yer yok.

Tecrübeli abiler, ne yapabilirim? Bu tarz çalışanlar nasıl beslenmeli? Uygun bir yemek programı için yardıma ihtiyacım var. Diyetisyene falan mı gideyim en son seçenek?

Teşekkürler şimdiden,
0
plastic_angel
(28.08.16)
yüksek ağırlıkla çalışmıyorsan öyle karbonhidrat falan tüketmene gerek yok. etten sebzeden aldığın karbonhidrat yetiyor.

ekmeği ve müsliyi çıkar. gerisi gelir.
0
alperz
(28.08.16)
Ben diyetisyene gitmeden kendi diyetimi uygulamaya başladım ama tabi doktora danışmak her zaman daha faydalıdır hiç şüphesiz. Bunun yanında hocam bu bir de deneme yanılma meselesidir. Bir sporcunun spora başladığı andan itibaren yapması gereken en önemli şey vücudunu tanımak olacaktır. Ne demek istiyorum? hangi yiyeceklerin sana iyi geldiğini hangisinin zarar verdiğini, hangi haraketlerin gelişimine daha fazla katkı sağladığını dikkatli bir şekilde gözlemleyerek öğrenmen gerekir.

Müsli ve ekmekten vazgeç evet bunlar ağır karbonhidratlar. Daha hafif olarak Nestle corn flakes daha hafif bir atıştırmalıktır. Şimdi normal Türk kahvaltısında reçelin içine tereyağı sallarlar umarım öyle bir kahvaltın yoktur. Şekerden kontrollü bir şekilde uzak duruyoruz. Bal ve pekmez birer kaşık mideyi sağlamlaştırması açısından öneririm. Gelelim altın öneriye. Badem ve cevizi azalt haftada bire veya ikiye düşür mesela. Onun yerine hocam beyaz leblebi. En az yağ oranına sahip kuruyemiştir ve karbonhidrat ve protein açısından zengindir. Hem de çok zengindir. 20 gr protein 50 gr karbonhidrat 5 gr yağ vardır. Hem tok tutar hem de ihtiyacının yüzde yirmisini karşılar. Tabi ara ara birer avuç yiyebilirsin. Kırmızı et kreatin dengesi açısından da çok önemli. Haftada mümkünse tavuk göğüsle kombinasyon halinde yiyebilirsin. Bu arada çok su iç. protein ağırlıklı beslendiğin için böbrekleri ve karaciğeri yorduğunu unutma. Light ton balığı tavsiye ederim. Öğlen arası 30 gr protein sağlar 160 gramı karbonhidratlar en çok spor günlerinde gerekli, tatil gününde karbonhidratı düşürebilirsin. En önemli öğün spordan hemen önceki öğündür buna çok dikkat et. Çünkü bütün performansını o belirleyecektir. Ek olarak sabahları yumurta sayını artırabilirsin. Ben her sabah 5 beyaz 1 sarı yerim haşlama olarak. eksik hissettiğim günlerde 10 a kadar çıkar günde. Salata ve light yoğurt iyidir. Mümkünse light süt alıp evde kendi yoğurdunu yap çok basit zaten.hem 0 yağ olur hem de acıktıkça korkmadan yersin. İdman günlerine dikkat et eğer yeniysen vücut alışana kadar en az üç ay haftada üçün üzerine çıkma. Protein tozunu mümkünse izole kullan eğer yağlanmak istemiyorsan. Ben mesela şu an tamamen kütle artışı sağlayarak kilo alıyorum bu çok zor yani yağsız büyümek. 72 kg den 62 ye düştüm üç aydır 64 e yeni çıktım kas kütlesiyle beraber. Şimdi biraz biraz diyeti bozuyorum ama vücudu yağsız görmenin keyfi başka. Kaslar üzerinde damarlar falan.

Özetle idman günleri karbohidrat ve protein ağırlıklı beslenirken "off" günlerde daha çok proteine dikkat edersin. İki ay henüz erken hiç sorun etme. Vücudun spora ve diyete henüz alışıyor. Bu sporun ilk üç ayı zaten çöptür. Alışma sürecidir fazla beklenti içinde olma hiçbir kaybın yok. Günlük kalori ve protein ihtiyacını hesaplayabileceğin birçok site var onlardan yardım alarak bu hesabı yapabilirsin. Yağlar önce göbek simit kısmına yerleşiyor bilirsin bu nedenle haftada en az 3 mide çalış. Bu da göbek yağlarını eritmene yardımcı olacaktır. Protein tozu seçimine hatırlatıyorum dikkat et. Karbonhidrattan ziyade yediklerinin yağ oranına dikkat et. Şekeri olabildiğince azalt. Tuzu azalt. Ekstra tuz serpme yemekteki tuz yeterlidir. Beyaz leblebiyle de iyi dost ol. Kafana takılan olursa sormaktan çekinme rica ederim. İyi idmanlar sevgiler...
0
ekşicigeldii
(28.08.16)
Protein tozu için erken üst makamlar 3 aydan önce minimum süre tabi bu protein tozunu çöpe giden para olarak değerlendiriyorlar. Türk kahvaltısı diye bahsettiğin şey ne tam olarak bilmiyorum ama benim gözümde oldukça sağlıksız bir kahvaltı canlandı. Sabahları gün içinde alman gereken karbonhidratı alabilirsin hatta sabaha yüklemeye çalış. Öğlen ekmek gereksiz onu çıkar. Salata + yemek yeterli. Ara öğün yapmana gerek yok şu an için öyle ahım şahım bir antreman çıkardığını düşünmüyorum o yüzden bir şekersiz Türk Kahvesi yeterli gözüküyor şuan için. Antremandan önce elma tüketebilirsin tavsiye etmiyorum ama çok duramam diyorsan. Protein tozu dediğim gibi bence erken başlangıç için zaten başlangıç aşamasındasın gelişim yolun daha çok açık. Akşam ev yemeğinde ise ne çıkıyor bilmiyorum ama bu tabir de pek sağlıklı gelmedi kulağıma.

Sonuç olarak beslenme düzenin bana göre kötü. 2 ayın sonunda 3kg kas kaybı da pek muhtemel durmuyor muhtemelen atılan ödem var onun hesabı karışmıştır.
0
gozu acik sevisen yahudi
(28.08.16)
Göbek yağını eritmek için mide çalış he? Mide kasları istemli değil, öncelikle onu bilmek lazım. Mide bir iç organ, genelde canlıların karın bölgesinde bulunuyor. Karın kasları denmek istenmiş galiba.
Bölgesel incelme diye bir şey yok.
Kadınsan, 3 kilo kas kaybın zaten mümkün değil.
Kadın ya da erkeksen, düzgün düzgün ağırlığını kaldırıp düzgünce dinleneceksin. Beslenmeni kg yağdan arınmış ağırlık başına 1-1,5 gr protein alacak şekilde ayarlaycaksın. Olay bu.
0
kargn
(28.08.16)
(5)

Ne zaman kafayı yastığa koyduğumuzda

evrenos gazi
Borç harç olmadığı, düşüncelerden ve borç stresinden uzak bir uyku çekebileceğiz?Başladığı gibi gider mi? Tutumlu davranmanın bile bir fayda sağlamadığı günler geçer mi?Neden birilerinin bir günde eğlenceye harcadığı para, bizlerin hayatına yön veren paralar?Asla altından kalkamam dediğiniz noktadan
Borç harç olmadığı, düşüncelerden ve borç stresinden uzak bir uyku çekebileceğiz?

Başladığı gibi gider mi? Tutumlu davranmanın bile bir fayda sağlamadığı günler geçer mi?

Neden birilerinin bir günde eğlenceye harcadığı para, bizlerin hayatına yön veren paralar?

Asla altından kalkamam dediğiniz noktadan, vay be ne günlerden geçmişiz dediğiniz noktalara geldiniz mi?
0
evrenos gazi
(28.08.16)
borc almazsan borc odemek zorunda da kalmazsin. varosca bir ajitasyon yasiyorsun.
0
mayeskuel
(28.08.16)
Sondan başa doğru naçizane cevaplandırayım kendi adıma.

* Allah'a şükür son bir yıldır gerçekten maddi durum olarak; neredeeeen nereeyeeeee diyorum kendime bakınca. Bir senedir hiç ummadığım planlarım gerçekleşti. Bir o kadarı da listede sıralı bekliyor. Olacak bunlar, bu cilveyi kavramak lazım.

* Bazılarının bir günde harcadığı parayı evet bazılarımız neredeyse bir ayda belki bir yılda kazanamıyor olabiliriz. Bunun da asıl nedeni, daha ahlaki yollardan para kazanma gayretimizdendir. Yani kısaca bana göre; hiçbir ahlaki tutumu olmayan bir insanın zengin olmaması işten bile değil...

* Tutumlu davranmak her zaman faydalıdır velevki fark edemiyoruz, en azından tutumlu olmayı öğrenmişiz demektir ama faydası vardır...

* İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür derler. Nasıl düşünürsen de öyle gider hayat. Biraz daha cesaret başka bir şey değil.

Bunlar kişisel afaki yorumlardır elbette yanlışlanabilir. Sevgiler...
0
ekşicigeldii
(28.08.16)
>Neden birilerinin bir günde eğlenceye harcadığı para, bizlerin hayatına yön veren paralar?

Demişsin ya. buradaki "birileri" de "bizlerin" dediklerin de belli sayıda insandan oluşuyor. ve bu normal. herkesin ama herkesin "1 günde eğlenceye harcayabildiği para" miktarının aynı olabildiği bir gerçeklik olabilir mi ki sence? imkansız.
0
matrix
(28.08.16)
1. Düşünce tarzını değiştirdiğin gün rahat bir uyku çekebilirsin. Uykunu kaçıran senin içinde bulunduğun durumu yorumlayış tarzın. Tutumunu değiştir. Uyku düzensizliği, stres vücutta kimyasal değişiklikler yapabilir ve bu seni içinde bulunduğğun koşullarda en azından daha da zorlar.Üstüne durum geçtiğinde kalıcı izler bırakabilir. Onun için öncelikle uykunu düzeni önemli.
Salamon'un komşusuna borcu varmış. Salomon ne yaptı ne ettiyse parayı denkleyememiş. Gece dön sağa dön sola uyuyamıyormuş. Karısı yataktan çıkıp pencereye gitmiş. Gecenin kör karanlığında pencereyi açıp bağırmış " Mişoon, Mişoon!" Mişun karşı camda belirmiş "Ne oldu ne var?" demiş. Salomon'un karısı "Salomon'un sana borcu var ya, yarın onu ödeyemeyecek" demiş pencereyi kapatıp içeri girmiş.
Kocasına "Hadi yat,rahat rahat uyu bey, şimdi o düşünsün" demiş.
Elinden geleni yapıyorsan uykunu uyu. Yapmıyorsan kalkıp bir kağıt kalem al ve neler yapılabilir dök. Aklına gelen her şeyi yaz. Küçülme, büyüme... Nelrden vazgeçebilirsin, ek gelir kazanabilir missn, ne yaparsan ek gelir elde edersin...
Bu işlem bitince harekete geçersin o yorgunlukla zaten mışıl mışıl uyuyacaksın.

2. Başladığı gibi gitmiyor. İnişler ve çıkışlar oluyor. Tutumlu davranmak değil hesabını akıllıca yapmak lazım.
Altından kalkmakta zorlandığın bir ödemen varsa önce küçüleceksin. Yaşamsal ihtiyaçlar dışında her şeyden vaz geçeceksin. Minimal hayat trendi var dünyada, grupları var, paylaşımlar yapıyorlar, deneyimlerini yazıyorlar. İncelemek yararlı olur, senin aklına gelmeyen onların aklına gelmiştir, bakıp fikir alabilirsin. Günde 1 dolarla geçinen insan vardı yıllar önce. Aldığı sebzenin yararlı hiç bir yerini atmamak gibi yöntemler geliştirmişti. Günlük hayatta farkında olmadan alışkanlık edinerek yaptığımız o kadar çok israf var ki görünce sen de şaşıracaksın.

3. Çünkü insan tarımı keşfetti. Neyse şimdi o kadar eskiye gitmeyelim; çünkü çarklar böyle çalışıyor. Bu konuda bireysel olarak yapabileceğin bir şey yok. Enerjini şu aşamada kendi durumunu daha iyi yapmaya harcamak daha akıllıca olur.

4. Evet. 3 kere iflas yaşadım. Bir tanesi çok berbattı. Lise ve üniversiteye giden iki kızım ve henüz bebek olan kızımla çok ağır bir iflas göğüsledim. Ufak kızıma bakacak annem ya da bir yakınım olsaydı o kadar ağır olmayabilirdi, ne yapar ne eder daha kolay sıyrılabilirdim.

Sana tavsiyelerim şunlar olabilri:

*Durumunu bilmiyorum çocukların varsa okuyorlarsa mutlaka yardım iste. Okul hayatlarını psikolojik durumlarını mümkün olduğunca stabil tutmaya çalış.

*Yok yok deme,durumumuz şimdi bu, değişecek ama değişene dek şunları şunları yapmamız lazım de. Durumdan ailen de haberdar olsun ama umut kırıcı şekilde ortaya koyma. Umut çok önemli. Herşeyden önemli.

*Dümenin başında sakin ve kararlı biri olduğunu ailen görsün ve bilsin. Sen de öyle ol.

*Ailenle birlikte paylaşabileceğin güzel zamanları unuma. Harşey parayla yapılmıyor, evde sinama günleri olur, okey olur, sessiz sinema olur, akşam yürüyüşleri olur... ne seviyorsanız, birlikta gülüp iyi vakit geçireceğiniz zamanlar olsun. Gülmek günü kurtarır, zamanı kurtarır.

Kolay olsun :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.08.16)
Sizin, benim bir günde eğlenceye harcadığımız para da Bangladeş'teki adamın hayatına yön veren para olabilir mesela. Bu kıyaslamanın sonu yok yani. Borcunuzun ne borcu olduğunu bilmiyorum. Eğer acil bir hastalık, felaket vs. nedeniyle ise o da elbet geçecektir. Yok eğer başkalarının sahip olduklarına ben de sahip olayım (ev, araba, koltuk takımı vs) düşüncesi yüzünden olan borç ise, stresin nedeni maddi açlık ve sürekli başkalarıyla kendini kıyaslamak oluyor. O durumda düşünme biçimi değişmediği sürece bu günler geçmez.
0
mikro patlama
(28.08.16)
(4)

bu fotoğraftaki film hangi film

karlmarx
Teşekkürler
Teşekkürler
0
karlmarx
(28.08.16)
the prestige.
0
kurnaz
(28.08.16)
Michale Caine ve Scarlett Johansson diğeri de galiba Christian Bale öyleyse bu film prestij. Altılıyı bilmiş gibi hissettim :)
0
ekşicigeldii
(28.08.16)
Yüzde yüz The Prestige. 2006 yılından bir film.
0
dissendium
(28.08.16)
şuan trt de oynayan film
0
douglas
(28.08.16)
(8)

Telefon Önerisi

kirmizibalon
Merhabalar,Telefon almayı düşünüyorum. Maksimum 1.500 lira bütçem var. Bu bütçe ile alınablecek maksimum performans çalışan telefonlar hangileridir? Kullanıp memnun kaldıklarınız nelerdir?Şimdiden cevap yazan arkadaşlara çokça teşekkür ediyorum.
Merhabalar,

Telefon almayı düşünüyorum. Maksimum 1.500 lira bütçem var. Bu bütçe ile alınablecek maksimum performans çalışan telefonlar hangileridir? Kullanıp memnun kaldıklarınız nelerdir?

Şimdiden cevap yazan arkadaşlara çokça teşekkür ediyorum.
0
kirmizibalon
(27.08.16)
xiami x5 veya sony xperia xa
0
genc irisi
(27.08.16)
Şimdi ben de iPhone SE alın diyeceğim ama böyle de marka savunuculuğu gibi olmasın diye belirli açıklamalar yapmakta fayda görüyorum.

Neye göre kime göre telefon?

Öncelikle hangi amaçla kullanacağınızı iyi seçmeniz gerekir. Sadece telefon olarak mı kullanacaksınız? İş hayatınızda çok fazla rol oynayacak mı? Sosyal medyada takılmak yeterli midir? Son olarak en önemlisi Android mi? iOS mu?

Ben hayatımın her alanında senkronize olarak apple ürünleri kullandığım için kullanmakta zorluk çekmiyor ve aileden biriymiş gibi hissettiğim için SE yi tercih ettim. Bununla beraber metal kasa takıntım olduğu için de 6 serisine hiç bulaşmadım mesela. Üstelik geniş ekran taraftarı da değilim. Android kullanmayı denedim alışamadım. Hayatımda ne kadar lazım olsalar da windows'un ve android'in yeri yoktur bu sebeple bu markayı tercih ediyorum.

Bunun dışında tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir telefon olarak LG G3 D855 Gold'u önerebilirim. Üstelik bu aralar çok ucuz. Fiyat-Performans'a yönelik bir cihazdır. Araştırın kolay gelsin hayırlı olsun sevgiler...
0
ekşicigeldii
(27.08.16)
iphone se/5s uzun süre kullanılabilecek bir telefon.
0
infernalcadre
(27.08.16)
lg alma. varsa seçeneklerde ele gitsin. lg 2 lg 3 kullandım. etrafımda kullanan cok var. cok ısınıyor
0
hononu
(27.08.16)
Öncelikle teşekkürler.

@genç irisi, xiami yeni çıkan bir şey mi? nasıl bir şeydir bir de?

@eksicigeldii şu an kullandığım telefon iphone 4 ve artık güncelleme almadığı için hayatı zehir etti. Alacağım telefon uzun ömürlü olsun istiyorum. Ben de çok memnunum iphonelardan. Çok düşürüyorum telefonları, biraz ona dayanıklı olsun istiyorum. Önerin için çok teşekkürler. :)
0
🌸kirmizibalon
(27.08.16)
@infernalcadre çok teşekkürler.

@hononu lg ye bir türlü içim ısınmadı. herhalde tasarımını beğenmedim. çok teşekkürler uyarı için.:)

sony için de yorumlar alabilir miyim?
0
🌸kirmizibalon
(27.08.16)
asus zenfone laser 2
0
karlmarx
(28.08.16)
2 Önerim var. Sadece ararım, konuşurum, whatsapp facebook falan takılırım diyorsan iPhone SE. Çok kaliteli bir cihaz ve uzun seneler idare eder.

Ben illa kurcalarım, rootlarım program kurar kaldırırım, oyunları denerim, Android'in her türlü minnetinden yararlanırım diyorsan Asus Zenfone modelleri.
0
zontican
(28.08.16)
(16)

Sizde de oluyor mu bu?

fraise
Ben bir yere gitmeden önce çok strese giriyorum, gitmek istemiyorum vs. Gittikten sonraysa direkt alisiyorum, bu sefer de dönmek istemiyorum. Özellikle kalmalı bir yere gideceksem oluyor bu.En basitı ailemin yanına gideceğim zaman hic gidesim gelmiyor. Yol, valiz filan gözümde büyüyor; sıkılacakmisi
Ben bir yere gitmeden önce çok strese giriyorum, gitmek istemiyorum vs. Gittikten sonraysa direkt alisiyorum, bu sefer de dönmek istemiyorum. Özellikle kalmalı bir yere gideceksem oluyor bu.

En basitı ailemin yanına gideceğim zaman hic gidesim gelmiyor. Yol, valiz filan gözümde büyüyor; sıkılacakmisim gibi geliyor. Geldikten sonra da kendi evime dönerken aynı hisleri yaşıyorum. Ikisi de benim evim gerçi. Birinde senelerce yaşadım, odam var. Diğerinde hali hazırda kendi düzenim var. Bunun gibi işte.

Aynı durumda olan var mı? Çözümü var mı? Yoksa bir manyak ben miyim? Bıktım valla her seyahat öncesinde stresli olmaktan.
0
fraise
(27.08.16)
ben günübirlik bir yere giderken dahi yaşıyorum onu. hatta gideceğim güne kadar çok heyecanlı oluyorum, sürekli plan program yapıyorum, son 1-2 günde ise strese giriyorum, ne gerek var diyorum, gitmekten vazgeçecek noktaya geliyorum, eğer bilet almamışsam vazgeçebiliyorum. bir tek kendi evime dönerken yaşamıyorum, ailemin evinden dönsem bile.
0
hypathia
(27.08.16)
+1. Aynı durumları 3 yıldır başka bir ilde eğitim yüzünden yaşıyorum. Tatilden dönerken ve giderken. Özellikle bu yaz tatillerinde. Bende ekstra duygusallık da oluyor. Ben yokken birine bişey olsa vs takıntılar yapıyorum. Gittikten bi hafta sonra herkesi unutuyorum :d nerde değilsem orası daha iyi geliyor gözüme ama giderken de hep aynı olaylar işte.
0
iscanthere
(27.08.16)
ben tam kapıdan çıkarken her seferinde karnıma sancılar girmeye başlıyor.
0
bu ne dunya kardesimmm
(27.08.16)
ahaha aynen, bende de var bu. valizle seyahat durumlarını geçtim, sokağa çıkınca bile oluyor. normalde son derece asosyal, zorunda olmadığı sürece dışarı çıkmayan biriyim. yalnız ezkaza çıktım diyelim, eve dönmek istemiyorum bu sefer. yine uzun mesafe yolculuklarında da öyle. ankara'ya gidecektim mesela, uykularım kaçıyordu resmen istemiyorum diye. ama gidip iki saat geçirdikten sonra da dönesim gelmedi.

aslında bence bu "yer değiştirmeme" isteğinden yani en başta mustarip olduğumuz durumdan kaynaklı. her neredeysek orada kalmak istiyoruz. mecburen yer değiştirdiğimizde zihnimiz "e tamam buraya geldin ama daha fazla gitme işte, burda dur o zaman" diyor. galiba.
0
der meister
(27.08.16)
Oluyor
0
basond
(27.08.16)
Görüyorum ve artırıyorum. Ben alışverişe giderken dahi yaşıyorum bu durumu. O yüzden her "şey" den fazla fazla alır bir daha ne marketin ne de mağazaların kapısına uğramam. Yalnız eti günlük alırım bak o önemli, etin şakası yok. Her gün alırım az az alırım. Tabi bu sorunun cevabı değil galiba.

Bunun manyaklıktan çok biraz üşengeçlik, biraz kronik isteksizlik(ne gerek var ya her sabah uyanıyoruz türünden), biraz da sosyal fobi ile alakalı olabileceğini düşünüyorum. Her an aslında mücadele etmek istemediğiniz bir ortama giriyormuşsunuz da bu tekerrüre katlanmaya artık dermanınız kalmamış gibi. Evet evler tanıdık, ahali tanıdık, şehirler tanıdık ama ya tanımadık bir durum olursa? kaygının kaygısı gibi gereksiz bir his bilemedim. Kötü yemek tarifleri gibi oldu sevgiler...

düzeltme: ben yazarken tek cevap vardı.
0
ekşicigeldii
(27.08.16)
Ailem her tatile gittiğinde 9'da falan kalkar. Ben 11'de uyanırım. 1'de falan yola çıkarım. Hiç strese girmeden bu işi bitiririm. Sonuçta amaç tatilse çok kasmaya gerek yok. Ben sabah erken kalkınca kahvaltı etmiyorum. Midem bulanır iki saat. Hiç gelemem böyle şeylere. Çözümü plan yapmak. Çantanı hazırlayacaksan birkaç gün önceden yavaşça doldurmaya başlaman gerekiyor içini. En son tatile gidiyorum gazıyla çantayı kapıp çıkmak gerekiyor.
0
dissendium
(27.08.16)
Bende de var bu, evet.
0
Adramelekhh
(27.08.16)
ben strese girmiyorum ama zor adapte oluyorum. annemlerin evine ilk gittiğimde yatağımın sertliğine, oturma odasındaki spot lambaların neden sarı değilde beyaz olduğuna, televizyondaki salak dizilere falan takıyorum. bikaç gün sonra alışıyorum, her şey normal geliyor rahatlıyorum. kendi yaşadığım eve dönünce de "bu ev niye pis, yine bulaşıkları elimde mi yıkıycam, yine akşama ne yesem derdi başladı" diye dertleniyorum, annemin evini özlüyorum. bikaç gün sonra o da geçiyor, eve tekrar alışıyorum. hep bir döngü içindeyim. bence normal bir durum.
0
littlejack
(27.08.16)
Dissendium, onunla ilgili bir şey değil aslında. Ben zaten planlı bir insanım. Her şeyim de zamanında hazırdır. Stres kaynağı valiz hazırlamak ya da yetisememek değil. Başka bir duygu o.
0
🌸fraise
(27.08.16)
Oluyor. Uzun yolculuğa çıkacaksam bir hafta önceden sinir stres basıyor. Ailemin yanına gitme halinde de aynı duyguları yaşıyorum.
0
desktopu
(27.08.16)
oluyor, normal gezmeye gidicekken bile o gün hiç planımda yoksa aniden telefon geldiyse kim gidicek şimdi diyorum gidince de iyi ki gelmişim. kafamda önceden kurduysam planladıysam olmuyor ama.
0
hayati cozemeyen adam
(27.08.16)
küçükken çok olurdu bu.bi yere mızmızlanarak gider, ev sahibinin çocuğuyla oynamaya başlayınca da gitmek istemezdim.hiç bir yere çağrılmadığım için şu an böyle bir durum var mı, bilemiyorum...(hüzün dolu son.)
0
mungojerry
(27.08.16)
Offf, çok fena oluyor bu bende. Tatile de gitsem, iş gezisine de gitsem, gitmeden önce hüzünleniyorum. Diğer şehir veya ülkede havaalanına indikten sonra hemen alışıveriyorum. 3-5 gün kaldığım her yer evim gibi oluyor. Belgrad'a hani 2-3 günlük şehir derler ya gezmek için, 5 gün kaldım ve döneceğim gün 'Niye dönüyorum, neden dönmek zorundayım' diye üzüldüm.

Ben buna yazmıştım sanki zamanında. Bizimkine 'place attachment' diye geçiyor. En azından kendimde var diye bir araştırayım dedim ama bu yer bağımlılığının bu kadar çabuk ve güçlü hale gelişini açıklayan bir şey bulamadım. Bir yere gitmek ayrı bir hüzün, oradan dönmek ayrı. 3 günlük yer benim için ev-yuva gibi bir şey oluyor, yeni bir mahalle sanki hayatım boyunca evimmiş gibi hissettirebilir mi? Bunu rahatlığa da bağlayamıyorum; yoksa Kolombiya'da kaldığım sıcak su akmayan, camı kırık ve Temmuz ortasında bütün gece yorganla yattığım hostel için neden hissedeyim? Otel odasını bile yıllardır kendi odam olmuş gibi benimsiyorum. 'Keşke aynı anda iki yerde olabilsem' diyorum sürekli.
0
aychovsky
(28.08.16)
Tam tersi var bende. Bir yere gidecekken can atıyorum, heyecanlanıyorum. Ama gittikten sonra da hemen sıkılıp geri dönmek istiyorum.
0
Arthur Dayne
(28.08.16)
sırf bu yüzden acil durumlar hariç (kediyi veterinere götürmek oldu bu hafta) hiç dışarı çıkmadım. gözümde büyüdü. bu sebepten 3 ay evde oturduğumu bilirim.
0
nice tnetennba
(28.08.16)
(5)

HDMI'yla imtihan

Cimhenun
Kurtarın beni şu illetten. Hırs yapıp kinlendim artık günahsız televizyona.HDMI kablosunu taktığımda görüntü televizyona geliyor ancak ses bilgisayardan çıkıyor.Ses ayarlanırana mı ne girdim ordaki HDMI seçeneğini seçip varsayılan yapacakmışım ancak HDMI takılı değil diyor. Şimdiden teşekkür ederim.
Kurtarın beni şu illetten. Hırs yapıp kinlendim artık günahsız televizyona.
HDMI kablosunu taktığımda görüntü televizyona geliyor ancak ses bilgisayardan çıkıyor.
Ses ayarlanırana mı ne girdim ordaki HDMI seçeneğini seçip varsayılan yapacakmışım ancak HDMI takılı değil diyor.

Şimdiden teşekkür ederim.
0
Cimhenun
(27.08.16)
şu yazıyı inceleyin sorun çözülmezse yeniden değerlendiririz sevgiler...

www.sordum.net
0
ekşicigeldii
(27.08.16)
@ekşicigeldii hocam oradakileri daha önce denedim ancak yazının da söylediği gibi HDMI çıkıyor ama takılı değil diyor yani üzerine basıp varsayılan olarak işaretle diyemiyorum. İlginç olansa takılı olması. Yani televizyonda görüntü var oluyor o sırada.
0
🌸Cimhenun
(27.08.16)
bağlayın pcyi, o arada tv açık olsun pc kapalı ama hdmi bağlı olsun yani sinyal alamasın tv. bunu kapatmadan önce yapın. sonra açın pcyi. bir de öyle deneyin. olmazsa eğer sağ altta ses ikonuna sağ tıklayıp kayıttan yürütme aygıtlarına basın orda görünmüyorsa ordaki boşluğa sağ tıklayıp devre dışı bırakılmış, bağlantısı kesilmiş aygıtları göstere basın. olmazsa bilmiyorum..
0
hayati cozemeyen adam
(27.08.16)
Windows çubuğundaki hoparlöre sağ tıklayınca "playback devices" var. Oradan televizyonu seçip "set as default" diyince oluyor.
0
bazilika
(27.08.16)
(git:#1112828 ) halleden var. nasıl halletmiş or istersen
0
pembe baytar
(27.08.16)
(3)

Matbaa fiyatı soruyorum?

diyojenimtırak
A3 boyutuna, boydan 3e enden 4e katlanacak, parlak kağıda renkli baskı, 4000 türkçe 1000 ingilizce toplam 5000 adet bir matbaa işinin ortalama fiyatı ne olur?
A3 boyutuna, boydan 3e enden 4e katlanacak, parlak kağıda renkli baskı, 4000 türkçe 1000 ingilizce toplam 5000 adet bir matbaa işinin ortalama fiyatı ne olur?
0
diyojenimtırak
(25.08.16)
Ortalama, bir matbaacının size kârı ile söyleyebileceği en yüksek fiyat 2300 TL olacaktır. Bunun üzerine çıkmaz. Birkaç matbaacıdan fiyat almadan kesinlikle baskı yaptırmayın. Kolay gelsin, sevgiler...
0
ekşicigeldii
(25.08.16)
kağıt ne? ona göre çok değişir.
bir de tasarım dahil mi?

80gr a4 için kargo ve tasarım hariç kdv dahil 410 lira. kendimatbaam.com
0
babilbaligi
(26.08.16)
allahsızlık yapıyosun..ayrıca bana 1500 demiştin..
0
gkhT
(26.08.16)
(4)

barfiks

signore
yeni barfiks barı aldım da inanılmaz hamlamışım nizami 2 tane zor çekiyorum. sayıyı nasıl artırırım? avuçlarım bana bakacak şekilde 7-8 tane çekiyorum ama bu yanlış sanırım, pull ups diye aratınca hep avuç karşıya bakacak şekilde çıkıyor. kısa vadede hedefim 10 nizami barfiks. nasıl yaparım?
yeni barfiks barı aldım da inanılmaz hamlamışım nizami 2 tane zor çekiyorum. sayıyı nasıl artırırım? avuçlarım bana bakacak şekilde 7-8 tane çekiyorum ama bu yanlış sanırım, pull ups diye aratınca hep avuç karşıya bakacak şekilde çıkıyor. kısa vadede hedefim 10 nizami barfiks. nasıl yaparım?
0
signore
(25.08.16)
Youtube'de bununla ilgili çok video bulursun ama asıl barfiks, evet avuçlar karşıya bakacak şekilde geniş açılı barfiks şeklinde olandır. Çünkü direk kanatlara ve sırta vurur. Barfiks çekmenin iki önemli kolay yolu,

* birincisi zıplayarak kendinizi yukarı çekip yavaşça kasları yaka yaka aşağı inmek ve bunu tekrarlamak
* ikincisi ayağınızın altına bir sandalye alıp kendinizden biraz uzaklaştırarak, bir ayağınızla yeteri kadar sandalyeden destek alarak kendinizi yukarı çekmek.

Kolay olan çekiş tekniklerinde ön kolunuzu kullandığınız için rahat çekiş yapıyorsunuz oysa diğerinde sadece sırt kasları çalıştığı için hareket zorlaşıyor. Bunun için sırt kaslarınız güçlenene kadar bu yöntemler size uygun desteği sağlayacaktır.
0
ekşicigeldii
(25.08.16)
avuçların karşıya baksın aynen, sana bakınca adı chin up oluyordu. Karşıya bakarken iki tane nizami yaptın ya, sonra altına tabure al kendini yukarı kaldır tabureye basarak, sonra olabildiğince yavaş aşağıya doğru kontrollü in. Bunu pil bitene kadar yap. İki gün sonra 3 barfiks artı bitene kadar negatif... böyle böyle gittikçe artar.
0
okumayi sevmeyen okur
(25.08.16)
Chin-up bisepsi aktive ediyor daha çok, biraz da göğüsleri, o nedenle biraz boş iş o bisepsten gelen ekstra çekiş gücüyle yapıyorsun onu, kendini kandırmak gibi oluyor sen pull-up yapmay devam et sırtın için. Denedikçe kondisyon yükselir başka çözüm yok.
0
angelus
(26.08.16)
Inverted row da yap.
0
arnold schwarzeneger
(26.08.16)
(2)

evde kondisyon için şunlar nasıl?

islergucler2
http://www.hepsiburada.com/delta-dura-strong-deluxe-krom-plaka-20-5-kg-ultra-dizayn-cantali-set-ds-12505-p-SPORDELTA1882?magaza=Hepsiburadahttp://www.hepsiburada.com/delta-140-cm-barfiks-kapi-koridor-bari-egzersiz-spor-aleti-ds-90140-p-SPORDELTA1698?magaza=Hepsiburadahttp://www.hepsiburada.com/delta
0
islergucler2
(25.08.16)
www.hepsiburada.com

kapıda sıkıntı yoksa bunu da alabilirsin.

mat almayı da unutma.
www.hepsiburada.com
0
free bird
(25.08.16)
www.sahibinden.com

www.sahibinden.com

ağırlık olarak şu iki ilanı incele derim. Sahibinden'i de kafana göre biraz araştır. Sıfır ürün almana gerek yok ikinci ilan bence gayet uygun. Kısa sürede ağırlık artırmak isteyebilirsin ve her iki elde 20 kilo ağırlık senin için yeterli olacaktır. Bunun dışında z ve düz barlar da oldukça işine yarayabilir. İleriki dönemde özellikle. Kolay gelsin...
0
ekşicigeldii
(25.08.16)
(8)

Allahın yürü ya kulum demesi

limoncello
Var mı çevrenizde böyle insanlar Allahın yürü ya kulum dediği, birden yükselişe geçenler, çok iyi kazanmaya başlayan, hayatını 180 derece değiştirenler, hayatından son derece memnun olanlar. Farklı olarak yaptıkları ne, ya da şans mı? Bu bağlamda şansa inanıyor musunuz, yani yürü ya kulum olayı var
Var mı çevrenizde böyle insanlar Allahın yürü ya kulum dediği, birden yükselişe geçenler, çok iyi kazanmaya başlayan, hayatını 180 derece değiştirenler, hayatından son derece memnun olanlar. Farklı olarak yaptıkları ne, ya da şans mı? Bu bağlamda şansa inanıyor musunuz, yani yürü ya kulum olayı var mı sizce?
0
limoncello
(24.08.16)
ben varim; pek yuru ya kulum olayi yok; ama ufak da olsa etkisi olabilir. utuculuk, camcilik, dericilik, marangozluk vs.. derken herseyi birakip ismek ve iskur bilgisayar/tasarim kurslarina yazildim. sonra karin tokluguna bikac yerde calistim. hepsi 25'inden sonra oldu. su an ise uluslararasi bir firmada tasarimciyim ve yeni gelenlere egitim veriyorum. maasim da iyi.
0
mayeskuel
(24.08.16)
tanıyorum ben bir tane. sıfırdan tamamen şanş ile hayatın amına koyan,sonra da o şansı değelendirmeyip sıfırın bile altına düşen biri.
0
yuz kiloluk bir zenci
(24.08.16)
Cook zengin diyorsan benim etrafimda gordugum birkac kisiye allah yuru demis ama hic duzgun isler yapmiyorlar. Şans + pis isler bana gore. Aksi de mumkun tabi ama nadir.
0
aquarium
(24.08.16)
acun ılıcalı:)
0
geçerkenugradım
(24.08.16)
bi arkadaşım böyle. 18 yaşındayken topkek kemiriyodu, şimdi (22) evi var. yakın zamanda aylık geliri de çift hanelere vuracak gibi. ben de daha birinci sınıftayım, ayda 1200 lirayı geçersem kendimi efsanevi zengin sayıyorum. özgüvenimi düşürüyo hayin :(
0
der meister
(24.08.16)
Hemen hemen benim hikayem de @mayeskuel ile aynı. Ben de önceden muhasebeciyken bir anda grafik tasarıma yöneldim. Heygidi ekşi'nin ekşi olduğu yıllar... 2000'lerin başı....O zamanlar bilgisayar oyunu falan meşhur değil. adsl'den hiç haber yok. half-life diye bir oyun var onu da "internet cafe"de oynaman lazım. İşte bizim tayfanın o zamanlar bir kısmı yazılıma diğer bir kısmı tasarıma yöneldiler. Bizler şimdi o günlerin ekmeğini yiyoruz açıkçası. Herkes C++/Html falan öğrenmeye çalışıyordu. Zamanla ben de adım adım yol kat ettim ama @mayeskuel'den ayrı olarak, freelance olarak çalışmaya devam ettim. Allah'a şükür kazanıyorum. Patron derdi yok, mesai derdi yok, mobbing vs. ast. üst. derdi yok. rapor ver, tatil kovala, izin al, surat çek, müşteriye boyun eğ... Bilirsiniz işte... Bunların hiçbirine sahip değilim. Jerry Seinfeld'in dediği gibi ben hiç ofiste çalışmadım. Bilmiyorum sizin hayatınızı...

Diğer yandan Allah'ın yürü ya kulum demesi sanıldığı kadar da hayırlı bir durum değil. Bunun bir bayrak yarışı olduğunu düşünürsek, başkasından alıp sana verdiği zenginlikle yani o bayrakla sen hangi yöne koşuyorsun? Belki de asıl mesele bu! Özetle belkide hayatta her şey yolundaysa işte asıl o zaman başın belada demektir...
0
ekşicigeldii
(24.08.16)
benim etrafımda da var köyde kalacak yer bulamazlarken adam böyük şehre gitti. sonra ordan evini aldı, arabasını derken ailesini de götürdü. çok zengin olmadı ama bizim muhite göre yürü ya kulumluk bir olay. gerçi dürüst çalışmıyor dendi filan ama o köyün dışına çıkamayanların uydurduğu bir yalan da olabilir.
0
for day to break
(24.08.16)
İnşaat işiyle uğraşan bi akraba var bende. sağdan soldan borçla geçiniyordu adam. iki üç sene önce bi iş teklifi aldı. değerlendirdi. yıllık 1-2milyon götürüyor şimdi.
0
sonbaharadam
(24.08.16)
(15)

açlık moral bozukluğuna yol açar mı?

tamam onu da ben yaptım
bugün sabah ve öğlen yemek yemedim. biraz sinirlerim bozuk ve birşey yemek istemiyorum ama şuan moralim çok kötü, dünün ve ondan öncekinin aynısı olmasına rağmen çok kötüyüm.nedeni açlık olabilir mi?özet: açlık moral bozar mı?
bugün sabah ve öğlen yemek yemedim. biraz sinirlerim bozuk ve birşey yemek istemiyorum ama şuan moralim çok kötü, dünün ve ondan öncekinin aynısı olmasına rağmen çok kötüyüm.

nedeni açlık olabilir mi?

özet: açlık moral bozar mı?
0
tamam onu da ben yaptım
(24.08.16)
evet bildigim bozar. açken sen, sen degilsin..
0
1adam
(24.08.16)
Bende o cok bariz oluyor. Uzun sure yemek yemediysem sinirli keyifsiz ve cok mutsuz oluyorum. Regl oncesi gibi bir ruh hali. Yemek yiyince hemen geciyor.
0
aquarium
(24.08.16)
Elbette bozar. Öncelikle gerekli enerjiden yoksun kaldığınız için vücudunuza ekstra stres uyguluyorsunuz. Karbonhidratlar insan vücudunun adeta yakıtı gibidir. Yeterli miktarda karbonhidrat ve kalori vücuda kazandırılmadığı sürece halsizlik, yorgunluk ve moral bozukluğu gibi durumlar ortaya çıkacaktır. Bununla beraber hormonal dengemize de zarar verdiğimizi unutmamamız gerekir. En azından günlük kalori ihtiyacınızı karşılayacak kadar yemek yemenizde fayda var. Doktor değilim ama sporcu olduğum için besin eksikliğinin moral motivasyonu ve performansı nasıl etkilediğini ilk elden biliyorum. Geçmiş olsun en kısa sürede eski mutlu günlerinize dönmeniz dileğiyle sevgiler...
0
ekşicigeldii
(24.08.16)
abi çıldıracak gibiyim ya bugün iş yerinde zaman geçmedi ve şuan patlama noktasındayım eğer açlıktan değilse kısmında bağlantı kuramıyorum :(
0
🌸tamam onu da ben yaptım
(24.08.16)
bozar
0
f_d
(24.08.16)
Çok net bozar
0
yue
(24.08.16)
Bende sinir yapiyor
0
kassiopeia
(24.08.16)
tabii ki bozar kan sekerin dusuyor.
0
superfluid
(24.08.16)
Moral bozmaz, öfkelendirebilir. Farklı şeyler.
0
harvey
(24.08.16)
sinir ve moral bozukluğu garantidir aşırısı ağlama bile yapar
0
kirazıseviyorum
(24.08.16)
oruçlu olup da sinirli olmayan gördün mü hiç:)
0
nothing in my way
(24.08.16)
Kan şekeri +1, düştüğü zaman insanın dengesi bozuluyor, ruh hali dalgalanmaya başlıyor. Aşırı sıkı diyet yapanların sinirli olup oraya buraya saldırması da aynı sebepten, aç ayı oynamaz.
0
Sulfoxaflor
(24.08.16)
Evet kesinlikle. Kendi adima konusayim, aclik ve tokluk anlarim arasinda daglar kadar fark var.
0
stavro
(24.08.16)
açlık bende aşırı sinir yapıyor. beynim falan kitleniyor. bu da illaki moral bozukluğuna sebep oluyor.
0
jonestown
(24.08.16)
su içmeyi dene.
0
silver apple
(25.08.16)
(1)

facebook video indirme

kurnaz
bir eğitim videosu var hoşuma giden izlemek için indirmek istiyorum ama nasıl yaparım bunu bilen varmı?
bir eğitim videosu var hoşuma giden izlemek için indirmek istiyorum ama nasıl yaparım bunu bilen varmı?
0
kurnaz
(24.08.16)
* Öncelikle facebook sayfasındaki videonun üzerine sağ tuşla tıklayıp video url linkini kopyalayalım.
* Daha sonra www.onlinevideoconverter.com adresine gidelim. "convert a video link" butonuna/resmine tıklayalım.
* Kopyaladığımız linki yapıştırıp formatı mp4 olarak seçelim ve start butonuna basalım.
* En son gelen ekranda download butonuna tıklayıp arkamıza yaslanarak videonun inişini seyredelim.

Başarılar... Sevgiler...
0
ekşicigeldii
(24.08.16)
(14)

Üzgün olduğunu saklamak?

anumegha
Merhaba,Bazı insanlar görüyorum başka insanların yanında ağlamaktan çok utanıyorlar. Bazı insanlar da mesela kalplerinin kırıldığını en yakınlarından bile saklıyorlar. Bu neden böyle?
Merhaba,
Bazı insanlar görüyorum başka insanların yanında ağlamaktan çok utanıyorlar. Bazı insanlar da mesela kalplerinin kırıldığını en yakınlarından bile saklıyorlar. Bu neden böyle?
0
anumegha
(24.08.16)
Bize böyle kodlanıyor. "Aman insan içinde ağlama", "aman sakın ağlama" gibi cümlelerle büyüdük çoğumuz. Ağlamanın güçsüzlük olarak nitelendirildiği bir toplumda yaşıyoruz.
0
dessy
(24.08.16)
muhtemelen alacağın cevabın; -ya boşver ya da -takma kafaya gibi baştan savma ve işe yaramaz cevaplar olacağını tahmin edebiliyor ise ne demeye ona derdini anlatsın? veya paylaşsın?
veysel baba ile bağlayalım;

Anlatamam derdimi dertsiz insana
Dert çekmeyen dert kıymetini bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiç bir zaman gül dikensiz olamaz
0
seyduna6687
(24.08.16)
@üğpoıuy nedenini biliyor musunuz?
0
🌸anumegha
(24.08.16)
o insanlardan biri olarak; kimseye hassas yanlarımı göstermeme takıntım var. O sebeple özelimi açmam, güçlü bilinirim.
0
alaimisema
(24.08.16)
ben de böyleyim, üstüne mutlu görünüyorum. nedeni ise kendi mutsuzluğumu insanlara bulaştırmak ya da göstermek istememem sadece. sadece seçilmiş olanlar bilsin yeterli.

bana söylenen, öğütlenen bir şey de değil bu.
0
Apocalypse
(24.08.16)
Bu insan benim ve bu olayın yadırganmasına asla anlam veremiyorum.
İnsanların yanında ağlamaya falan utanmaktan bahsetmiyorum, paylaşmamaktan bahsediyorum.

Öyle veya böyle olumsuz düşüncelerimi, hislerimi kimseyle paylaşma gereği duymuyorum ben. Çünkü bence paylaşmanın bana en ufak bir getirisi yok. Canımın sıkkın olduğu zamanlarda denk gelip ısrarla soran olursa da bunu söylüyorum, "anlatsam kime ne katacak" diyorum, kimsenin bir cevabı yok bu soruya. Yani ben açık ve net bir şekilde rahatsızım ısrarından, neden diretiyorsun ki? En öteye gidebileni "anlat rahatlarsın" diyor. Ya nedir beni rahatlatacak olan? Anlatsam ağzımdan çıkacak cümleleri ben zaten kafamın içinde bütün gün boyu kuruyorum. Sesli söylesem ne değişecek yani? Sen nerenin bilgesisin ki yani bambaşka ulu bir bakış açısıyla mı bakacaksın da sorunu çözeceksin. Hepimiz götü boklu tipleriz işte. Hayır zaten bu ısrarı yapan adamın niyeti senin benim sorunuma yeni bir bakış açısıyla yaklaşıp, belki rahatlatacak bir çözüm önerisi sunmak değil ki. Senin benim rahatımı düşünen adam zaten YA ANLATSANA NOLUCAK diye inatla ısrar etmez. Adamın tek derdi merakı. Merakını giderecek, tüketecek senin hikayeni televizyondaki diziler gibi, gidecek. Gerçek bir samimiyetsizsin lan sen.

Bir de kusura bakmayın, kimse kimsenin derdini kendisininki kadar umursamaz, umursayamaz. Yani benim hayatımın seyrini tamamen değiştiren bir olay, en yakın arkadaşım da olsa, bir başkasının iki dakika sonra unutacağı bir olay. Bu durumda ben gerçekten benim için kritik, gerçekten önemli olan bir şeyi neden x kişisinin vakit geçirmesi için dillendirmek durumunda olayım ki yani? Çünkü o, sadece anlattığım süre boyunca ve belki ondan sonra arada sırada denk gelirse üçer beşer dakikası daha bu konuyu öyle "ulan ne kötü, vay ne acayip" falan diyerek geçirecek.

Bence buna kimsenin ihtiyacı yok. Kendi kendine kalabilen, bir şeyleri yaşayıp sindirebilen insan olmak bence her zaman daha iyi. Her ayağı kaydığında YA NOLDU BİLİYO MUSUN diyen insan gözümde net zayıf insandır.
0
naberabi
(24.08.16)
üğpoıuy ile benzer sebeplerden. güçsüzlüğünü insanlara gösterirsen, zayıf yanlarını açık edersin ve ileride gelebilecek daha büyük zararlara karşı açık vermiş olursun. basit bir mantık. kendini koruma içgüdüsü.
0
hypervaskulerdondurucu
(24.08.16)
kimsenin yanında kolay kolay ağlamam. bazen sinirden tutamadığım olmuştur o ayrı.

sebebine gelirsek; samimiyetsiz teselli cümleleri ve paylaştığın insan mutluyken senin mutsuzluğuna başarısızca dahil olmaya çalışma çabasını görmek gibi sinir bozucu şeyler sanırım.
0
jonestown
(24.08.16)
"Soyleyemem derdimi kimseye,
Derman olmasin diye,
İnleyen su kalbimi,
Agyar duymasin diye.

Sakladim goz yasimi..."

Vs gibi sarkilarda turkulerde de irdelenebilecegi gibi arabesk bi toplum turk toplumu. Genelde "ben aci cekeyim cektigim acidan herkesin haberi olsun ama hepsi bilmiyomus gibi yapsin" "sonra manitam bana acisin seviselim" gibi bir durum var. Aglamak bambaska bisey konudan bagimsiz olarak. Ama genelde boyle.
0
hailtothethief
(24.08.16)
Bu konu hakkında çok uzun konuşulur günlere haftalara sığmaz fakat kısaca naçizane fikrim; eğer sadece başkasının yanında ağlamaktan çok utandığıysa mesele, daha önce ya hiç göstermemiş olduğu yüzünü göstermekten çekiniyordur ya da kendisini ağlatan "her neyse" o durum karşısındaki acizliğini açığa çıkarmaktan korkuyordur. Yalnız bu ikincisi bir nevi kendi kendisiyle hesaplaşmasıdır insanın. İnsan "ego" su her durumu her şekilde geldiği gibi göğsünde yumuşatıp oyuna sokabilme kabiliyetine tek başına sahip değildir. Bunu mutlaka kültürel birikimler ve bireysel yeteneklerle desteklemelidir. İnsan içinde bulunduğu kültüre ve kendi kişisel bilgi birikimine göre bunu ya çok doğal ya da çok sıradışı algılyabilir. Yani ağlamak içgüdüsel olarak varlığımızda tohum olarak bulunsa dahi, bu ihtiyacı karşılamak için uygun şartları sağlamak neredeyse imkansızdır. Bu yüzdendir bazen bazı insanların yalnız başına hıçkıra hıçkıra ağlaması. Oysa bazı üzücü durumlar çok ama çok daha kolay atlatılabilir acılar gerçekten teselliden öte bir paylaşım alanı yaratabilse kendine...

Not: Ben böyle dedim diye böyle olacak değil ama bilirsiniz, insanız ve insana ait olanı anlayabiliriz...
0
ekşicigeldii
(24.08.16)
Yani bu derdini belli etmemenin altında yatan nedenleri kısaca şöyle özetleyebilir miyim?

-Bireylerde toplumdan ve aileden gelen bir "güçlü ol" mesajı var. Ağlamak bu mesaja göre şekillenen kimliği zedeler.

-Bazı insanların derdi sizi teselli etmek değil meraklarını gidermektir.

-İnsanlar teselli verirken samimiyetsiz davranabilirler.

-Derdini anlatmak çoğu zaman bir şeyi değiştirmez.

-Ve başka yerlerden edindiğim bilgilere göre de diğer insanlar maalesef ağlayan kişinin mutsuzluğuna sevinebilirler.
0
🌸anumegha
(24.08.16)
Toplumun güçlü olma, dik durma normu daha çok erkekler için geçerli. 'Erkekler ağlamaz' diye bir laf var. Hatta daha ileri gidelim 'Karı gibi ne ağlıyorsun/gülüyorsun' bile derler. Erkeğe bu coğrafyanın yüklediği en ağır yük bence zayıflığı gösterememek, ancak yakın hissettiği bir kişinin yanında ağlayabilmek, ortalıkta ağlayamamak. Hint filmlerinde vardır, erkeklerin sürekli gözleri dolar ve ortalık yerde salya sümük ağlarlar. Erkekle başlayan bu süreç, güçlü erkeğin yanında kadının da güçlü olmasını gerektiriyor; çok ağlamayan insan sürekli ağlayan bir insana katlanamaz. Üstelik kadınlar da bu şekilde yetiştiriyorlar evlatlarını. İstediğin gibi ağlayama, istediğin gibi duygulanama; bir süre sonra insan katılaşıyor. Bir süre sonra artık duygular da dibine kadar değil, daha yüzeysel hissedilmeye veya öyle gösterilmeye başlıyor.

Tabii bir de toplumdaki ağlamamanın yanında, bir de arabesk altyapıdan gelen 'çekilen acıyı yüceltme' kültürü de var. Kolombiya dünyanın en mutlu üçüncü ülkesiymiş. Adamlar fakir, sürekli bir olay yaşanıyor ülkede ama en mutlu ülkelerin arasındalar. 'Niye, manyak mısınız' dedim, 'Biz acı olayların nasıl üstesinden geldiğimizle gurur duyarız. Mutluluklarımızı yarıştırmayı severiz' demişti; biz ise üzüntülerimizi, acılarımızı nasıl yüklendiğimizi yarıştırıyoruz. Sabah programlarına bak, sürekli bir trejedi, sürekli ağlayan insanlar. En sevilen filmler en çok duygulandıran, ağlatanlar. Belki de güçlü görünüşün altında ağlamaya fırsat kollayıp bir bahane yaratıyoruz; şarkıya, filme sığınıyoruz. Efkar diye bir kelimemiz var diğer dillerde çok karşılık bulamayan. Efkarı yüceltiyoruz, romantikleştiriyoruz; bir silkinip kendimize gelmeyi değil. Akrabalarımız, bir önceki nesil 'Ben en çok bunu yaptım, ben en çok şunu yaptım', 'Aaa, o da bir şey mi, asıl ben neler çektim, neler', 'kan kustum, kızılcık şerbeti içtim dedim' diyerek omzundaki yükle savaş veteranı gibi gurur duyuyor neredeyse. Tamam, Kolombiyalılar çılgın, yanardağ köyü yutunca adamlar 'Nasıl olsa üstesinden geliriz, oh salsa' diyorlar ama bizimkisi de çok ağır, çok baskılayıcı.

Aslında ağlıyoruz ama özgürce değil, usturupluca, kurallar çerçevesinde.

Tabii bir de 'Duygularımla barışık olacağım' derken 5 yaşında gibi her şeye ağlama uç durumu var. Bir arkadaşım herhangi bir tartışma sırasında ağlayabiliyor. 'Bu öğlen yemeğe gidemeyeceğim, çalışmam gerek, işleri bitiremedim' diyorsun (ki sözleşilmiş yemek değil, her günkü yemekhane), anında ağlamaya başlıyor. Bana en çok karşılaştığı şeyin kendisine 'Duygu sömürüsü yapıyorsun' dendiği idi ama kız çok rahatsızdı kendi halinden, en ufak şeyde ve her gün mutlaka bir şeye ağlıyordu. Normalde 'Duygularınla barışık ol, onları yaşa' denir ve bunun sağlıklı olduğuna inanıyorum; bu duygularıyla barışık olmaktan ziyade duyguların insanı esir alması gibi bir şey. O da terapiye gidiyordu bu durumu kontrol altına almak için.

Derdi başkasına anlatmamak kısmına gelince, tek nedeni bir de karşımdaki kişi ile uğraşmamak olabiliyor zaman zaman. Bazen kendi kendine kolay atlatabileceğin bir şey, senin hayatına burnunu sokmak isteyenler tarafından daha karmaşık hale getirilebiliyor. Örneğin, o gün sevgilinle tartıştın ama çok da büyütülecek bir durum yok ve akşam öpse geçecek. O an moralin bozuk ama başkasına anlattığında abartılı tepkiler alabiliyorsun. 'Sana nasıl bunu yapar'lı, 'Bak, şerefsiz'li tepkiler alabiliyorsun. Tam bu durum olmadı ama atayım yine, mesela sevgilin 'Bugün buluşmayayım, ben uyuyayım' dedi; yani bunu büyütecek ve ilişkimin içine girmek isteyen, 'Vay efendim, nasıl böyle yapar. Suçlu sensin, tamam demişsin' diye abartacak birine dert anlatmak istemiyorum. Kimdi hatırlamıyorum; bir uzmanın 'ateş rahimliler' dediği bir grup var mesela, Kadınlar Kulübü'nün saldırgan üyeleri gibi her şeyi büyütmeye ve her an saldırmaya hazır, sürekli sinirli grup; onlara bir şey anlatmam asla. Pireyi deve yapabilir. Acımı olduğundan çok büyüten gruba çok bir şey anlatmam; zaten moralim bozukken daha da dibe göndermenin anlamı yok. Benzer şekilde o an dert anlayacak durumu olmayana da bir şey anlatmak için uğraşmam. Benzer şekilde yargılarına güvenmediğim ve çocuksu, aksi, benim gözümden göremeyecek, vb. gördüğüm birine de çok fazla açılmam.
0
aychovsky
(24.08.16)
bu soruyu başka bağlamlarda cevaplamış arkadaşlar; ben kendim için cevaplayacağım.

zayıf olduğum bir anı tanıdığım kimseye göstermek istemem, o yüzden başkalarının yanında ağlamamak için koşarak uzaklaştığım olmuştur. kalbim kırılır, kimseye söyleyemem. söylersem daha da gerçek olacakmış gibi gelir çünkü.

ha ama ne bileyim yolda üzücü bir şeyle karşılaşırım, iki gözüm iki çeşme ağlayarak aksiyon aldığım, ya da alamadığım çok olmuştur.
0
evde liyakat kalmamis
(24.08.16)
Seni öldürüp bitiren şeyin karşındaki için bir şey ifade etmemesi, bu dertlerin gün gelip sana karşı silah olarak kullanılma ihtimali ve utangaçlık.
0
petekpare
(24.08.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.