zor bir iş, kolay gelsin. bu konuda kendinizi geliştirmeniz gerek. bu konuda ve çocuk yetiştirme ile ilgili her konuda bolca okuyun. gerekirse uzmanlardan yardım alın. şu anki rahatsızlığı ilgili olarak da doktora götürün. tuvalet eğitimine daha sonra başlarsınız.

öyle çok aramadan bulduğum bir yazı, okuyun bakalım. oldukça doğru bilgiler vermiş. tekrar kolay gelsin.

www.annenotlari.com

bende mi bir mallık var anlamadım ama yaklasık 10 dakikadır bahsi geçen yaratığın insan yavrusu mu köpek yavrusu mu olduğunu çıkarmaya çalışıyorum. sanırım insan yavrusu bu canlı :)

buradan verilebilecek en akılcı ve yapıcı tavsiye doktoruyla görüşün olacaktır sanırım.

ben insan yavrusu diye anladım ve buna göre yazdım, değil mi yani?

@deliverance köpek değil gayet insan yavrusu bahsettiği.

çok garip olcak sözlükteki olaylardan sonra ama kadinlarkulubu.com'a bi bakmanı tavsiye ederim bi kaç yıldır orayı takip eden biri olarak.

Önce çocuk kaç yaşında? Erkek çocukları 3 yaşa kadar hazır olmayabilirler. Benim oğlum bıraktığında 27 aylıktı, kendi kendine oldu gibi diyebilirim, ama bütün süreç 7-8 ay kadar sürdü. Bu 7-8 ay içinde sürekli başa dönmeler, kaçırmalar, kasti olarak yapmalar, tuvaletle inatlaşma dönemleri falan da yaşadık. Tuvalet eğitimi zor bir süreç yani, çocuk hazır değilse zorlamayın, başınıza daha büyük bela alırsınız. Özellikle de bir kabızlık hikayesi var, daha kötü bir kabızlık durumu ile karşılaşabilirsiniz, bu bir kısır döngü halini alabilir (tuvaletten korkma, kakasını tutma, tuttukça kabız olma, kabız oldukça kıçının acıması, acıdıkça tuvaletten daha beter korkma şeklinde). Bunu yaşayan insanlar biliyorum, 1 hafta çocuğu tuvalete gitmediği için doktord lavmanla içi boşaltılan çocuklar var.

Diğer sorunlar içinse sakin olun. Mama vermeyin. Tutarlı olun. Mutlaka acıkacak. Hiç bir çocuk demek istemiyorum ama çocukların %99.9'u kendini açlıktan öldürmez merak etmeyin. Acıktıkça seveceği şeyler verin. Yemekleri eğlenceli hale getirin. Yemekleri önce ağız tadına göre hazırlayın, sonra yavaş yavaş normal şekline döndürün. Kastettiğim şu, misal çocuk yemeği tuzlu seviyor diyelim ve tuz zararlı. Önceleri tuzlu yapın, sonra yavaş yavaş tuzu azaltın gibi. Mesela benim oğlan et sevdiği için normalde etli pişirmediğim şeyleri bile etli yapardım, örn. kereviz, sonra içindeki etleri azaltıp zyağlıya döndürüyorum. İlk etapta kerevizin tadına alışıyor et derdine.. anlatabildim derdimi umarım.

Kolay gelsin. Çocuk büyütmek zor bir süreç, Allah yardımcınız olsun.

acikmasina musaade edin, birsey olmaz. boylece yedigi sey hosuna gidecektir. siz zorla yedirmeyin. kabizlik ihtimaline karsi sebze yemeklerini pure yapip yedirebilirsiniz. kac yasinda oldugunu soylememissiniz de... 1 yas civaridir, zannediyor, buna gore yaziyorum:

cis ve kaka zamanlarini biliyorsunuzdur, degil mi? yemek zamanlarinizi cesitlendirmemeye bakin ki, belli saatlerde ne yapacagini (cis icin zor, ama kaka icin degil) bilin. lazimlikta oldugunu unutturabilirsiniz, belki... yahut yemekten sonra lazimliga oturtursunuz, isi bittiginde "aferin" der kaldirirsiniz, mesela... alisir. inatlasiyorsa, dikkatini dagitin, ama isini bitirene kadar kaldirmayin, oyalayin. lazimlikli mama sandalyeleri isinizi gorebilir, bu arada...

hayır, üzerine başkasını gömemezler ki hele de aileden izin almadan. aradan 5 yıl geçince gömülme olayı var ona da aileden ölen başka birini siz kendi isteğinizle gömüyorsunuz diye biliyorum. mezarın 1.5m kazılmasına mantıklı bir sebep bulamadım ben.

sebebini yarın öğreneceğim neymiş umarım mantıklı bir açıklamaları vardır.buraya yazacağım.

bahsettiğiniz şey mükerrer defin.

aileden birini gommek icin de onarim belgesi istiyorlar.

mezar çökmüş olabilir mi? altındaki tahtalar çürüyüp kırılıyor üstündeki toprak yığını da aşağıya düşüyor.

merhum 15 yaşında vefat etti diyor üzerinden uzun yıllar geçmiş gibi anladım ben, tahtalar ne kadar zamanda çürür ki, daha kısa sürmez mi?

32 sene evvel vefat etti.bugün mezarlıklar müdürlüğüne gittim.mezarın tespit için açıldığını söylediler.fotoğrafları çekilmiş,tahtalar çürümemiş.bahşiş koparmak için tekrar kapatmamışlar görevliler olay bundan ibaret imiş.
ne desem boş

neyse en azından ciddi bir durum yokmuş. allah rahmet eylesin tekrardan.

meyve suyu

domates salatalık yumurta kaymak. kahvaltı tabağı deneseniz.

elma suyu ve limonata ile gayet güzel oluyor. süt bittiginde yapiyorum direk.
benim favori meyve sulari onlar, siz kendinize gore deneyebilirsiniz.

denemedim ama belki, soguk nescafe falan da olabilir?

sütten başka bir şeyle gitmiyor maalesef kahvaltılık gevrek. laktoz intoleransınız vardır büyük ihtimalle, laktozsuz süt kullanmayı deneseniz?

hiç bişey dökmeden de katır kutur yenir. yanında da meyve suyu içilir mesela.

ama deliverance'ın dediği de mantıklı.

fdemon;
Kahvaltılık şeyler yiyemiyorum pek midemi haşat ediyor ama tenks :)

yoğurt ile karıştırıp yiyebilirsin.

ben sütaşın yağsız şekersiz meyveli yoğurtlarıyla yiyorum. 4 lü küçük paketlerde satılıyo danone gibi

yanında bir içecekle cips gibi kıtır kıtır ye bence öylede güzel oluyor:)

soya sütü ile deneyebilirsiniz

Keçi sütü - inek sütü alarjisi olan bebeklere bile keçi sütü veriyorlar.

@SiyamkedisiZorro; keçi peyniri bile yiyemezken sütünü hiç yiyemem herhalde teşekkürler :)

@sannora; ama soya sütü harika bir fikirmiş teşekkürler

Neden acıyalım ki ? Spor sağlıktır.Ayrıca kas yapıyoz hatunlar bize veriyor. yaaa

hayır acımıyorum çünkü sağlığıma ve vücuduma yatırım yapıyorum, sen evde oturarak dünyayı kurtardığını mı zannediyorsun ben de onu düşündüm şimdi.

orda harcadığın vaktin 10 katı kadar ömrün uzuyo çiko

Böyle sorular sormak için harcadığın vakte ne kadar acıyorsan, biz de o kadar acıyoruzdur en fazla.

Düdüt: Yeter artık vurmayın adam öldü.

siz sıçarken harcadığınız zamana acımıyor musunuz?

itiraf et, sivilceli ve gözlüklüsün değil mi. bir de fazladan 5 kilon var en az.

arkadaslar doru cevap veriyor spor yapmak salikli ve insanin ömrünü uzatabilir, ve hobby olarak geciyor 45 daka bisey degilki, evde bos bos oturcamaspor yaparim daha iyi

ben acımıyorum ama üşeniyorum hep, o yüzden evde spor kısmına geçiş yaptım, üşengeçlik baki tabii hala yine de aklıma esince yapıyorum hiç acımadan :)

spor sağlık vs dışında hobi aynı zamanda, zindelik veriyor, takıyorsun gaz müzikleri mp3 player'a zevkli vakit geçiriyorsun. emin ol yaptığımız onlarca gereksiz işe göre spor yapmak her anlamda daha anlamlı.

Spor mutluluktur :)

Her antremanımdan sonra vücudumun dahada güzelleştiğini düşünerek, mutlu oluyorum.

Vücut yapıpta, lan niye yaptım, ne güzel televizyon izlerdim demez.

öyle felaket bir vakit harcanmıyor, haftada 5 saat filan.

gitmesen ne, evde kıç büyüteceksin.

Arkadaslarımla gidiyorum set aralarında konusuyoruz. Eglenceli geçiyor.
Vucut şekle giriyor. Dişaridan insanlardan gelen olumlu sozler mutlu ediyor.
Özellikle kardiyo egzersizlerle acayip kafam rahatlıyor.
Saglık kısmına deginmiyorum bile.

Kısaca kat be kat degiyor.

Allah'ım seviye yerlerde resmen, he amk adam kesin şişko sizi kıskanıyor. Ekşici profili her yerde lan.

Acıyorum ben panpa, keşke o vakti harcamadan sağlıklı kalmanın bir yolu olsa.

(bkz: yeter artık vurmayın adam öldü)

hava çok nemli ondan. benim de kışın veya çok sık yıkadığım zaman çok kuru oluyor. ona çok sinir oluyorum işte.

çözümü varmı peki bunun? sürekli krem mi sürsem ?

aynı sorun bende de var. yazın ellerimi yıkıyorum maksimum 2 dakka sonra tekrar yapış yapış oluyor. bir çözümü olduğunu sanmıyorum.

pudra kullanılabilir aslında ama gerçek hayata nasıl uyarlarsın bilemem :)

ziplama disinda hepicigi bende de var, neden acaba?

spor yapmayı ve aktif olmayı seviyorsunuz işte, ben de sizinle aynı şekildeyim. enerjimizi harcayamayınca böyle sapıtıyoruz. hatta ben bazen kendimi kontrol edemeyip insanların yanında da yapıyorum bunları.

1 ve 2 hariç evet.

yapmıyorum :/

1-2 ikisinide insanlar varken de yapıyorum, şu arabalar girmesin diye sokak başı ve kaldırım kenarına koyulan mantar tipli şeylerin üzerinde birinden birine atlamayı çok severim mesela
3- asansörde tek kalmak
4- hep oldu bu sorunum
5- hiç ders çalışamamama ve ders hırsım olmamasına rağmen spordan acayip zevk alıp acayip kazanma hırsıyla oynamışımdır hep.

evet. scooter çok daha makul çalışan insan için bence. hem daha iyi görünür, hem daha pratik. mesela bacakları falan da örtüyor scooter o yüzden hafif yağmurda çamur vs derdi olmuyor.

bana kalırsa komik değil aksine karizma, ama gerçek hayatta uygulanabilirliği ve kullanışlılığı nasıl olur tartışılır.

komik değil aslında bir filmde falan karizma unsuru olarak görebilirsiniz. lakin gerçek hayatta o kadar yapmacık durur ki herkesin tek dediği "öküze bak, görmemişin motoru olmuş" olur. avrupada yaparsan böyle düşünmez görenler ama orada da ceza yersin=)

illa araba yani pff

bi kere supersport bir motorda dizlik takman veya korumalı pantolon giymen şart güvenlik açısından. ama güzel haberi vereyim, motosiklet.net forumunda normal pantolonun üzerine giyilebilen yandan fermuarlı ve cırtcırtlı korumalı pantolonlar olduğu yazıyordu. aynı senin dertten muzdarip olanlar yazmışlar bir göz at. yani motordayken motorcu gibi görüneceksin, inince onları çıkartıp takım elbiseli olacaksın.

Daha zahmetsizi; takım elbiseleri işyerinde bırakmak. Gidince üst-baş değiştirmek.

evet hiçbir zaman gerçekleşmeycek bence de.

belki geliyorlar ama sana bana çaktırmıyorlar hacı nereden biliyorsun?

100.000 yıl sonra olay yaşanacaksa, 102.012 yıl ve millattan öncesi yıllar çarpı 365 gün çarpı 24 saat ve hatta çarpı 60 dakika gibi bir ihtimal var. ayrıca bunu 7 milyar gibi yuvarlak bir nüfus sayısıyla da çarparsak senin bilme veya benim bilme ihtimalim gerçekten acayip kuvvetli :)

zaman yolculuğu imkansız lakin bu konuda gayret sarf ederek belki başka kapılar açılır. hevesi bile zevkli.

ama biri bilse yayılmaz mı? Ayrıca bu olay bir kere yapıldıktan sonra sürekli yapılacaktır ve elbet tek kişi değil kişiler yapacaktır.

imkansız.

zaman yolculuğu ile ancak o makinenin kullanılmasından sonraki bir yere gidilebilir. yani, içine bir adam koyup çalıştırırız, adam 1 yıl yaşlanır ama dışarda tarih 10yıl ilerlemiştir. veya tam tersi.

asla gecmise yolculuk edilemeyeceği söyleniyor, gecen sene ikizler kuramını arastırırken baya acıklama okumustum fakat sımdı hatırlamıyorum

insanin zamanda yolculuk yapmasi pratikte gercekten zor bir sey, ama belki de sadece zamanda geriye gitmektir zor olan, zira ucak yolculugu yaparken bile cok cok az da olsa zamanda yolculuk yapmis oluyoruz. ama bu tabii ki dunyaya gore yapilmis bir zaman yolculugu

yolculuk eden kişiler, bizim bulunduğumuz ana değil , alternatifine gittikleri için bilemiyoruz sanırım. yani geçmiş , gelecek , ve bütün olasılıklar zaten var. sanırım böyle muhabbet emin değilim. bilen biri aydınlatsa ne güzel olur.
www.zamandayolculuk.com

belki tarihte o kadar önemsiz bir dönemde yaşıyoruz ki adamlar buraya gelmeye tenezzül etmiyorlardır. dinazorlar, dünya savaşları, atlantis varken bu zamana niye gelsin zaten?
2.teorim de belki zamanda geçmişe gidince hayalet gibi olunuyordur, görünmeyen, dokunamayan, sadece gözlemleyen. belki de hayaletler aslında gelecekten gelen gözlemcilerdir. roman yazmaya başlıyorum arkadaşlar 4 ay sonra kitabın tanıtımını buradan yaparım.

Gerçekleşecek. Hatta gerçekleşti demem gerek. Çünkü yüzyıllar sonraki torunlarım kalkıp geliyor ara sıra yanıma. Çok önemli bir şeyler yapacakmışım ilerleyen yıllarda. Çok büyük bir adammışım, heykellerim falan dikilecekmiş. O yüzden beni görmek bilmek tanımak istiyorlarmış.

Ama ne yapacağımı söylemiyor eşşek sıpaları. Haylazlar.. :)

www.sihirlielma.com

şınav çok etkili bir egzersiz ama düz şınav bir yerden sonra yetmeyebilir doğal olarak ancak asla boşuna çalışmış olmazsınız böyle devam etseniz de.
şöyle bir şey yapabilirsiniz ama, sırt çantanıza doldurursunuz kalın kitapları onlarla birlikte çalışmaya devam edersiniz, ağırlık arttırma şansınız var yani. veya ayaklarınızı yüksek bir zemine koyup öyle deneyebilirsiniz, daha rahat yaptıkça ayakları daha yukarı kaldırırsınız ki bunun amuda kalkarak şınav çekmeye kadar yolu var :)
sonra kollar kapalı veya kollar çok açık olarak eklemlerinize zarar vermeden şınav çekebilirsiniz.

düşünün işte bir çok varyasyonu vardır bunun.

dockers (chino)

sıcak havalarda kanvas giyilmez kanvas kalın bir kumaş, hele şort giyen biri insansanız hiç giyilmez. aradığınız şey kanvasın incesi chino veya ince kotlar. mağazalarda görürsünüz zaten.

keten pantolon da olur hem şık da duruyor. Ama ütü konusu sıkıntılı

mudo, zara' ya bak derim. yazlık chinolar var, rahat bir şey istersen regular fit alırsın ya da hoşuna giderse vücut da uygunsa slim fit alırsın.

3g video çekmiyor, zamanında çok eleştirildi.
Jail break yapıp camera programalrı yükleyebilirsin ama çok tatmin etmez.
peder zenginse kamera aldırsan iyi olur 300-500 lük işini görür

iphone 3g normalde video çekemiyor, ancak jailbreak ile.

ses kaydı içinse "voice memos" var iphone 3g ile default gelen ses kayıt programı. çok kaliteli değil tabii kayıtlar ama işinizi görür. ses kalitesinin programla değil donanımla ilgisi var bildiğim kadarıyla.

bütün dünya kullanıyor ve bence bir tek sen garipsiyorsun :) ne femineni ya
ay pardon diyorsan tamam

ben genelde afedersin derim. sanırım pardon fransızcadan geliyor.

pardon çıkalı ayılar çoğaldı var bir de.

zaten yanlis bisey yapinca da kullaniyoruz 'pardon'u? yanlis bisey yapitignda yanlis bisey yapmis gibi hissetmen normal.

@nawres
hayır o anlamda yanlış değil, sanki çok saçma ve aptal bir kelime seçmişim gibi geliyor bu anlamda. iyi ifade edemedim kendimi orada maalesef.

ben de rahatsız oluyorum pardon kelimesinden.ağzımdan çıkınca pardon dediğim için özür dileyesim geliyor.karşımdaki fransızca önemli değil diyerek beni g.t edecek telaşı yaşıyorum.bi de afedersin çok güzel kelime,ona ayıp ediyorum sanki pardonu kullanınca.

feminen değil de amca diyeceğin adama mister, bayım demek gibi bir garip bir hava yaratıyor gibi geliyor bana o yüzden hiç kullanamam.

bana da acaip geliyordu dostum yanlız değilsin. o yüzden de ben artık kullanmıyorum. afedersiniz diyorum onun yerine.

pardon ama garip olan sensin kelime değil.

biri pardon diyince yok ben pardon diyorum salak gibi. benim de pek hoşuma gitmiyor ama yapışmış.

pardon yerine af edersiniz kullanmak istiyorum ama saniyenin onda birinde söylenebilen "pardon"u, beş heceden oluşan "afedersiniz"e yeğliyorum. uzun ve zor geliyor, bazen dilim sürçüyor. alternatif bulamadığım için pardon kullanıyorum, ve eet bana da garip geliyor bu kelime. yıllardır ısınamadım, çok yabancı geliyor.

@adramelekh
hayır yalnızca kelimeyi yadırgıyorum.

öyle bir şey yok diye biliyorum. ya açık ya kapalı. tv'yi kapatmak da yalnızca ekranla bağlantısını kesmek anlamına geliyor ps3'ün. controller ile istediğiniz hareketi yapabilirsiniz tv ekranı kapalı bile olsa.

bu yılın 3. çeyreğinde harddisk üretim hızı yeniden eski hızına ulaşacak deniyor

geçen seneden beri fiyatlar yükseldi, uzakdoğuda sel filan oldu, dünya çapında önemli yer tutan bir üretim kapasitesi yokoldu vs. vs. ha bu durumları fiyatları yüksek tutmak için de kullanıyorlardır.

ben gerçi pek hakim değilim konuya ama aşağı yukarı böyle şeyler.

ben sel mevzusunu duydum ve işte martta falan ucuzlayacak dediler, ucuzlamamış işte, pis soyguncular !!!111!!!

biraz düştü aslında, geçen sene bu zamanlar daha da kötüydü. beklemedeyim, bir düşsün saldıracağım ama şimdi o kadar para vermek koyuyor.

eski fiyatlarını bilmiyorum ama, malum vatan haftasonları %25 indirim yapıyor, peki indirim zamanı almak mantıklı mı yoksa yine de pahalı mı kalıyor? Çok acelem yok

media markt ve saturn mağazalarını takip edersen iyi ürünler yakalarsın
eylülde fiyatlar taban yapar..

bana çatlak oluşmuş gibi geldi umarım öyle değildir. çatlaksa geçmez sadece beyazlar izi kalır.

aman aman çok ters iş yapıyorsun diyim ben sana. kas yapıcam derken çok fena yırtmış iç kanama yapmışsın. çatlaklar oluşurken bu kadar renk almaz, hafif pembeleşir, yüzeysel de olabilir elbet ama bana pek öyle gelmedi. tam olarak nasıl çalışıyorsun bilmiyorum ama profesyonel birileriyle çalışmalısın. eğer konu fizyolojikse, bünyenle ilgiliyse bilemiycem (kimi iç kanamalara daha müsait oluyor) ama görünüşe bakılırsa sadece aşırı zorlamışsın.
bunlar ne zamandır var?
spora yanlış devam ettiğin sürece bununla kalmaz daha bile hasarlı iş yaparsın, tendon yırtarsın, omzunu çıkarırsın vs. ekstra ağırlıkla çalışmaya geçmeden önce vücut ağırlığınla bol bol egzersiz yapmanı öneririm. (bu yazdıklarımı tabi ki senin hakkında bişey bilmeden yazıyorum o yüzden sana uymuyorsa boşgeç, doktor çareni söyler.)

aşırı büyümeden eklem yerleri çevresinde olur koltuk altının arka kanatla birleştiği yer ve resmini çektiğin yer ama biraz yukarda senin ki anlamadım tam birleştiği yerde olması lazımdı
edit: barfiks e girme biraz bende arka kısımda beyazlık olmaya başlar gibiydi arkadaşım uyarmasa anlamıyordum azalttım şimdi normal. yırtmadıysan geçer(yırtığa benzemiyor)

kadınlar normal yoldan doğum yapınca iz kalır ya yırtılma izi. hah işte ondan bu da. benim arkadaşta da olmuştu, kaldı izi.

eğer arkadaşların dediği gibi yüzeysel çatlaksa bu aşamada nemlendirici bepanten türü birşey sürersen iz kalmayabilir.

güya çatlaklar henüz kırmızı iken geçirilebiliyormuş.

www.kozmedshop.com

@ekaterina

ilk başta bana da öyle geldi ama bunlar oluştuğundan beri böyleler ilk başlarda nemlendrici bepanten kullandım ama geçirmedi

@kediebesi

2-3 aydır var ama son 1 ay spora gitmedim. ilk başlarda nemledirici kullandım ama geçirmedi.
o yüzden spora ara verdim.hoca hiç ilgilenmiyordu. dediğiniz doğru olabilir çatlak olsa çoktan deri rengini alırdı. neyse kırmızıklıklar geçse kafi çatlaklar geçmiyor zaten..

@gündüz m
hocam bu sol kolum. sağ kolumda tam dediğiniz yerde var.

@rony
o çatlakları biliyorum ama bunlar deri rengini almadı nedense.

3-4 ay içerisinde deri renginizle aynı renge gelecek o çatlaklar. nemlendirici kullanın ama pek de umutlanmayın derim, alışın onlara.

hacım dumbell fly giriyorsan girme. illa gireceksen 10-12.5 kiloyu geçme. ön omuz ve üst göğüs idmanların (kollarını açarak yaptıkların çoğunlukla) zorlar bu bölgeyi. ağır giren bodycilerde olur. birçok arkadaşımda var. bende de var sıkma canını ciddi bi durum değil. ama büyük ihtimalle geçmeyecek o çatlaklar. zamanla rengi açılır ama yine de fark edilir hep.

barışığım artık onlarla da spora devam ettikçe yenileri oluşr mu acaba?

dövme falan yaptırmayı dusunuyorum zaten uygun bır sekil bulursam.

özellikle flyda ağırlık arttırırsan yenileri oluşur kaçışın yok. ama hafif girersen ya da başka hareketlerle değiştirirsen( ben fly hiç yapmıyorum, çatlaklarım hemen hemen görünmez oldu.) dikkatli ve bilinçli çalıştığın sürece yenileri oluşmaz, olanlar da göze batmaz.

aynılarından bende de var dostum. geçen kış oluştular 85 kiloyu falan vurmuştum yaza definasyon kardiyo falan derken 75 kiloya düştüm o sırada çıktılar ben çok buyume küçülmeden oldu demiştim. 1 yıl oldu yüzde doksanı sedef rengine döndü ama hala bazı bazı yerlerde kırmızılık duruyor. body cilerde olan bir şey. bizim hoca iyi ısınmıyorsun ondan oldu demişti kendisinde de vardı :D şimdi kırmızılık var diye duracak mıyız durmuyoruz. doktora da sordum(böyle bir şey için gitmedim tabi) bir krem verdi 3-5 kere sürdüm aklıma gelince de sürüyorum. doktorun dediği olan olmuş bunlar gitmez ama cildini nemli tut bebe yağı falan sür dedi daha ilerlemesin demişti. öyle iç kanama falan bir şey demedi olur öyle dedi :) hee bu arada yaptıkça ilerliyor dostum , kız değiliz ki bunlara önem verelim dimi ama. no pain no gain.

@kediebesi:

ne iç kanaması yok daha neler.

truvaiti kas yırtıkları da, vuruk morluk da sonuçta iç kanama. cildin gerilme yönüne bakılınca bunlar yüzeysel çatlağa benzemiyor, öyle olsa yatay olması gerekirdi. herhalde sen benden iyi bilirsin kas içi kanamayı.

sonuçta bunlar derideki yüzeysel şeyler...

diyosunuz. ama bence deri kaslardan esnektir, kaslarım istediği kadar gerilsin, ciltte gerilme olmuyor kolayına. öyle olsa mesela splits yaparken her yanımızın çatlaması gerekirdi, hiç öyle bir olay olmuyor. ancak gerili haldeki kası normalden fazla esnetirsen bu tip bir hasarın oluşacağını düşünüyorum. hatta hangi hareketle bunu yaptığını bile çıkarabiliyorum gayet. bu tip hareketlerle nasıl yüzeysel çatlak oluşuyor gerçekten anlamadım affedin beni :)

kediebesi niye yatay olmasi gerekirdi?

Bana sorun vucudunuzun hangi bolgesinde hangi dogrultuda catlak olacagini soyleyeyim.
Orda dikey oluyor. Kol altinda kola paralel. Sonra gobekte vucuda paralel bacakta bacaga paralel kalcada vucuda paralel memede memeye paralel diz arkasinda bacaga paralel hatta yatay olan hic yokmus...

tabi dediğiniz gibi de olabilir kabul ediyorum ama bence aynı yerlerde aynı tip izler oluşuyor hepinizde çünkü deltoidi zedeliyorsunuz... bu konuda beni tek ikna eden şey izlerin geçmemesi. o yüzden yüzeysel olabilir. ama yüzeysel olarak bu kadar hasar verici iş yapıyorsa da, yine de zorluyor ve yeterince su içmiyor demektir.

her detayı çalışmana gerek yok. genel büyük çıkıntıları bil. bilek kemikleri isim olarak sorulur genellikle. soruların yarısı cranium'dan çıkar

kemik neyse de kas kötü olur.

valla bizim okulda her çıkıntı falan soruluyodu. okul önemli o açıdan

hangi okul?

okulu sen yazana kadar:

zamanında "malum" evlerde, kemikler olurdu. adamlar bulmuşlar kemikleri yere gazete koymuşlar üzerine çalışıyorlardı. hatta histoloji preparatı mikroskop olan evler gördüm. neredeyse kadavra açacaklar falan. güzel bence paralel tıp fakültesi kurmuşlar.

oralara takıl, saatlerce al kemikleri oyna ters çevir kurcala. hatta arkadaşlarınla sözlü yaparmışcasına çalış.

coxa'yı eline alınca 5 boyutlu olduğu için o anın heyecanı ile kafan karışabilir.

cranium evet, zaten olayın yarısı orada.

google body browser vardı şimdi:

www.zygotebody.com olmuş.

oradan bak evir çevir sağını solunu.

bir de profesyonel ol:

sakal tıraşını ol.

kumaş pantolon giy.

bir çıkıntıyı oluşumu tam hatırlayamazsan boş bırakma etrafındakileri falan yaz salla bir şeyler zaten her şeyde ortak olan 20 25 tane anahtar kelime var. boş bırakma yani.

bilmediğin bir çıkıntı veya sulcus falan sorarlarsa "onu tam hatırlayamadım ama şunun adı şu, ehe" diyerek aklınca manipüle etmeye çalışma. çok kızarlar. bilmiyorsan veya hatırlayamadıysan sadece "hatırlamıyorum" de. kolay gelsin.

kafa deliklerinden 2-3 soru gelir
kafa kemiklerinden 2-3 soru gelir.

sonucu merak edenler için, tam anlamıyla sıçtım arkadaşlar. 3 tane kafa kemik ve deliklerinden, 4 tane eklem ucundan, 2 tane vertebradan ve 1 tane de costadan soru çıktı. sınav öncesinde her şeyi biliyordum neredeyse, sınavda 1 tanesi bile doğru dürüst aklıma gelmedi.

gerçek değil, zaten adam ürün özelliklerinde dahili hafızasının 4 gb olduğunu yazmış. normal hafıza seçenekleri 16-32-64 gb.

1- iphone yazmamış eleman PHONE yazmış :D
2- 4 gb'lik iphone yok
5- iphone 4GS diye bir telefon yok :D

3. resimdeki sim karttan anlaşılabilir gerçek olmadığı. iphone 4s'e sim kart sokmak için kesmek lazım simi, küçücük bişey giriyor sadece oraya öyle bütün sim değil.

Bunun gerçek olup olmadığını anlamıyorsanız, siz iyisi mi hiç iphone almayın.

iwork kullanıyorum ben, işimi görüyor. iwork dediğimiz şey 3 programdan oluşuyor; pages, keynote ve numbers. her biri 20şer dolar. bunları satın almak yerine internette kırılmış versiyonlarını da kullanabilirsiniz tabii.

normalde iwork ile microsoft office cok da farkli degiller ama diger bilgisayarlarla uyumluluk onemli ise tavsiyem office.

office for mac kullanıyorum da, çok iyi sayılmaz açıkçası. iwork için çok iyi diyorlar. ayrıca uyumluluk falan sorun olmuyor iwork'de eğer çok eksantrik bişi üstünde çalışmıyorsanız.

bir şey olmaz ya nolcak.

hayır abi hiçbir şey olmaz dik kafaya.

tamam içiyorum o halde. ölürsem sizi bulurum ona göre. sonra ''ben demiştim bakın ne oldu'' demek istemiyorum...

ahaha yoğurt süte dönüşmez, süt yoğurda dönüşür dönüşürse. ondan da bir zarar gelmez merak etme.

aşırı kalsiyumdan superman olabilirsin yan etki olarak ama zararlı bir etki bulamadım. ha kriptoniti çok severim haftada 3 gün yerim diyorsan superman olmak zararlı olabilir belki.

yok öyle bişey.
tabi günde 6-7 tane almicaksın. bi de one a day tarzında bi kutusuna 60-70 lira bayıldıklarını alma, supradyn var mis gibi 9 lira :D vitamin vitamindir.

elbette bazı vitamin ve mineralleri gıdalardan fazla fazla alıyosun (b12 vit eksikliğinin semptomatik olarak çıkması için 2 yıl falan gerekiyor), bazılarını da alamıyorsun. ben özellikle sınav dönemlerimde b1 almaya özen gösteriyorum

(bkz: hipervitaminöz)

bir şey olmaz rahat olun, kafaya şişeyi dikmediğiniz sürece.

bir şey olmaz diyenler doktor mu merak ettim doğrusu :)
eğer ki vejeteryan ya da yemek seçen bir tip değilsen vitamin desteğine hiç gerek duymazsın. yine de alayım riski de göze alayım diyorsan kendini zehirleme riskini göze alabilirsin tabi. vücutta depolanan vitaminler risk yaratabilir, depolanmayanların da aşırı alımının zararlı olabileceğine dair yayınlar mevcut.

geçmiş olsun.

wifiden olabilir kablo kullan mümkünse(bilmiyorum mümkün mü?)

abi aynı sorun bende de vardı nefret ediyordum oyundan o yüzden. çaresi kabloyla bağlamak. son 15-20 maçımda bir kere bağlantım koptu onda da internet gitmişti zaten.

genel olarak sağlaklar yazılarını sağa eğimli, solaklar ise düz veya hafif sola eğimli yazar. ben iki elimi de kullanabiliyorum, kendim hangi elimle yazdığımı kolaylıkla fark ediyorum ama diğer insanlar fark edemiyor. ama sağ ve sol eliyle yazdığı yazı birbirini tutmaz.

mümkün

mümkün.

telefonları çalıştırman için pasaport kaydı yaptırman lazım.

telefonları ben kullanmayacağım, burada satacağım insanlar kullanacak ve kaydını yaptıracaklar. orasına ben karışmam.
@hayırsız: neden ki ben sülaleme getireceğim belki :) şaka bir yana satmıyorlar mı cidden aynı insana? peki şey yapsam, farklı yerlerden satın alsam?

onlar satar da sen türkiye de kullanamazsın, yurtdışından gelen telefonun türkiye'de kullanılabilmesi için getiren kişinin ben getirdim bu telefonu diye kaydettirmesi gerekiyo, onu da iki senede bir kere yapabiliyosun. gugıllarsan daha da ayrıntısını bulursun.

ama bir telefon bir macbook bi tablet bi fotograf makinesi vs. getirirsin heralde

edit: tabi pasaport kaydını satanlar da var onu kastettiysen bilmem ama gümrük de yine birden fazla sokturmazlar bence

imdbden baktım da ne biçim ünlü bu hiç görmedim daha önce :/

nip tuck'ta organ mafyası olarak bir bölümde oynamıştı, liz denilen kadını baştan çıkarıp eve atıp böbreğini çalmıştı. adına bakacaktım ben de ne zamandır aklımdaydı şimdi karşıma çıktı. vay be. güzel kadın ama.

evet oluyor, çok ender de değil aslında. iki arkadaşımın gözleri böyle. soru neydi bu arada? :)

central heterochromia, heterokromi yani.

santral heterokromi
genel olarak göz renklerinin farklı olması heterokromi de çeşitleri var işte. sanırım snn dediğin santral olan

(bkz: heterochromia iridium)

@kalotalar böyle benimki
3.bp.blogspot.com

mac'de windows kullanmak tam bir ölüm onu söyleyim.
bildiğin bütün kısa tuşlar fare'nin sağ tuşu gibi kavramlar olmadığı için kafayı yediriyor insana.
Mac içinse öncelikle pad ile yapılan gesture'ları öğrenmeye bak iki parmak üç parmak sağa sola yukarı aşağı oldukça avantajlı işler. Onun dışında da bir süre sonra hızlı bir şekilde alışıyorsun zaten mac'e

www.apple.com bunlar işine yarayabilir başlangıçta.

zaten bi süre sonra alışıyosun, kendin de bulabiliyosun.

arkadaşın da dediği gibi gesture lar çok işe yarıyo, bir de command+space e basınca açılan spotlight var, hayatını çok kolaylaştıracak. zaten sonra zorunda kalmadıkça windowsa dokunmak bile istemeyeceksin.

ha bi de sıkışınca; google: how to bıdıbıdı mac yazdınmıydı, tamam.

uzun süre mac os kullandıktan sonra yeni topladığım makinama windows7 kurdum ve derin bir oh çektim.
diyesim, windwos'un işlevselliğini çok arayacaksın mac os'da.
belirli noktalar var;
1- mac os'da ntfs disklerle işlem yapılmaz. bunun için ek yazılım yüklemek gerekir.
2-dosya silmek için uygulamalar bölümünde ki programı çöğ kutusuna atmak yeterliy(miş)
3- normal şartlar altında .zip uzantılı dosyaları açamassın. bunun için de ek program gerekir.
4- safari çok dandik bir tarayıcı.
5- çizgi-roman okumak için süper bir program var mac os için. eğer böyle şeylere meraklıysan kesin kur.

aradığınız her şeyin cevabı burada: www.sihirlielma.com

geçişimi inanılmaz kolay hale getirdi, hala yeni yazılarını takip ederim. korkulacak hiçbir şeyi yok rahat olun.

@pangea'ya cevap olarak;
-zip dosyaları windows'ta da ek program(winrar) olmadan açamıyorsunuz.
-safari mac'te müthiş stabil ve hızlı, tasarımı çok hoş ve aradığınız her şey var.

@deliverance, hatali yonlendirmeler yapmayalim:

- zip dosyalari windows'ta herhangi bir ek programa gerek duymadan acilabilir,
- safari mac, rezil bir tarayicidir. mac uzerindeki performans siralamasi google chrome, firefox, safari diye gider.

mac osx'e gecisiniz esnasinda sadece windows'ta calisan uygulamalari kullanmayacaksaniz, herhangi bir sorun cekmezsiniz, hic dert etmeyin bile. kaldi ki mac uzerine bootcamp ile kurdugunuz windows da cok performansli calisir. boylelikle sadece windows'ta calisan uygulamalari da kullanabilirsiniz. (Windows ustunde SQL Server 2008, VS 2010, Oracle Express, IIS7, Photoshop CS5 kurulu makine gayet performansli calismaktadir.)

10+ yillik yazilim gelistiriciyim, Windows ve Mac OSX'i hatirlamadigim kadar uzun suredir kullaniyorum. Size tavsiyem, her seyin birebir karsiligini aramak yerine, apple yolunu ogrenin. Yani en basitinden 'sag click ile tiklayip new xxx document' demek yerine 'xxx uygulamasina gidip yeni bir dokuman olusturmak' gibi. Mac kisayollarini ogrenirseniz cok rahat edersiniz.

zip konusunda hatalı olabilirim ama safari konusunda ısrarcıyım.
mac platformunda kesinlike chrome ve firefox'tan daha stabil ve kullanımı daha kolay. hız konusunda da kafa kafaya gidebilirler sanıyorum, uzun bir süre chrome ve safari'yi birlikte kullandım, göze çarpan bir hız farkı yok. safari'deki clicktoflash ve clicktoplugin eklentileri mükemmel özellikle.

media.tumblr.com
dayanamadım :)

şınav, mekik çek.

dizi izlenir
tv izlenir
sözlük okunur
kek yapılır
yazı yazılır
yemek yapılır
çekmece düzenlenir

@pangea, çok tembelim yahu yoramam kendimi :)

@mlky lvn, bu dediklerinizin hepsini yapsam tutsa tutsa en fazla 4-5 saatim gider. iki gün yapayalnızım böyle daha kafa dağıtacak bir şeyler...

müzik ve sanatsal çalışma (anladın sen onu) arşivi düzenlenir. tabi varsa. benim 25 gb'a yakın müzik ve 130 gb'a yakın da sanatsal çalışma arşivim var. ama acayip dağınık. keza masaüstümde de 720'ye yakın dosya var. klasörden açıp kullanıyorum. o yüzden ben mesela düzenlemeye kalksam 2 gün yetmeyebilir bile. :) ama belki senin için yeterli bir süre olabilir.

ha bu arada, yarın eurosport'ta nadal-federer maçı var saat sabah 10'da. onu izlemeden güne başlama.

çay demleyiniz. üşenmeyiniz.

hiç arkadaşın yok mu? git onlara oturmaya hatta yatıya. çıkın dışarı.k.park canlıdır bu aralar

@esmeraldasarisinalma, hiç arkadaşım yok. ebet asosyalizmin neferiyim.

(bkz: sözlükteki kemalistler)

(bkz: #26101619)

yazarların durum, konu ve olayları analiz kapasiteleriyle ilgili ben de aynı ikileme düşmüştüm: www.eksiduyuru.com
cevabımı burada aldım. gerçekten sözlüğün dikkate değer bir kısmı bildiğimiz gerizekalı sanıyorum. veya öyle demeyeyim de geç algılıyorlar. o başlığa cevap yazan herkes için söylemiyorum, genel olarak sözlük profili böyle.

owencan meselesine gelince, bu arkadaş bir iki kere mustafa kemal atatürk hakkında övgü dolu yazılar yazdı, trollük yapmayacağım tek insan gibisinden bir şeyler dedi, sözlüğün sevgisi ondan sonra katlanarak arttı. öyle yani. nbdi ise yazarlar tarafından anlaşılamadığı için kötüleniyor herhalde. ulan böyle dedim şimdi mesaj atar nbdi ben ciddiyim öyle düşünüyorum diye göt eder beni :))

Atatroll

kroll olucam derken şerefsizlik yapmıyor çünkü

ikisini de sevmem, seveni de hic sevmem.

sozlugun en az %95'i gerizekali zaten. o sebepten cok takilmayin bu tur seylere. sozluk kullanici ve yazar tayfasini gozunuzde buyutmeyin.

@neira: Hocam özellikle senden daha çok açıklama bekliyorum. Diğer troll'lerin şerefsizlikleri ne? Mesela dinci çizgisini koruyan bir troll'ün nesi kötü?

@jugador: Yaz hacı, çünkü bu söylediklerini genellemek yanlış olur bence.

@deliverance: Evet, genel bir gerizekalılık. Ya da hiç düşünmeden, araştırmadan yorum yapma hevesi. (bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)

@ötekiler: herkes Atatürk sempatisinden bahsetmiş genel olarak. Evet, haklısınız, son zamanlarda bundan dolayı sevilir oldu. Ama bu son birkaç haftadan önce de diğer troll'lere kıyasla el üstünde tutuluyordu, sempati duyuluyordu. Bunun sebebi nedir?

@wide: Diğer troll'lerin de bir tarzı var. Onların farkı ne? Misal nasilbirdemokrasiistiyoruz emek veriyor troll'lüğe, çizgisini çok iyi koruyor ama eleştiriliyor. Benim owencan'a önyargım yok, troll'lüğü zaman zaman onaylıyorum. Esas olarak anlamaya çalıştığım şey, diğer troll'lere önyargılı olup owencan'a olmaması insanların.

akasya durağı tarzı diziler, evlendirme programları niye seviliyorsa o yüzden seviliyor. anlaşılması kolay, sığ, "özet geçen" tarzda olduğu için. uzun uzun yazıları okumaya kim uğraşacak allahını seversen. hiçbir mantığı olmadan herkesin iyi dediğine kötü, kötü dediğine iyi de, sözlüğü karşına almış oluyormuşsun işte.

film bilmiyorum ama
dizihd.com cidden başarılı dizi için

pocto.com diye bir site gördüm buralarda buna benzer bir soruda, bir bakın isterseniz.

2. soru için: vlc> preferences> subtitles & osd sekmesine girin> default encodingin yanında yazanı Turkish(ISO 8859-9)'e çevirin. emin olmak için programı açıp kapatın.
ilki içinse eğer bulursanız bana da haber verin, hiç araştırmadım ama vardır muhtemelen.

Pages sayfasina nasil sifre verilebilecegini buldum.Ilgili arkadaslar yararlansin diye buraya da yaziyim en iyisi.Pages de hangi dokumanda calisiyorsak o dokuman acikken sag yukaridaki inspector butonuna tikliyoruz.acilan pencerede en asagida Require Password to Open i isaretleyince sifre girmemiz isteniyor.Daha sonra burada gordigimiz sifre ile ulasiyoruz dosyaya

www.vatanbilgisayar.com haftasonu indirimiyle istediğin fiyata alırsın. HP gayet başarılı yazıcılar yapıyor. Wireless olmayan modelini kullanıyorum. Gayet memnunum. Bunlar toner kullanıyor. Toner fiyatları az değil. Ama binlerce sayfa bastırabiliyorsun. Ayrıca istersen 20-30 liraya doldurtma ihtimalin de var. Senin işini rahat görür. Uzun süre baskı yapmasan dahi sorun çıkartmaz.

HP'den uzak dur. LaserJet gider sana. Tozları bir miktar pahalı ama, sen evladiyelik gibi kullanırsın gibime geliyor. Samsung iyidir.

Samsung ve Xerox iyidir. Brother da hoştur.

HP'ye sıcak bakmadığınız için böyle.

@AhmetVural1987: HP'den uzak duracaksa LaserJet'i nasıl alacak?

samsung ve xerox'a sıcak bakmaya başladım ben de. yalnız baktıklarımda wifi yok sanırım, veya var da yazmıyor çok saçma olarak. ben hepsinde vardır bu özellik diyordum ama yok galiba...

hiç kasma, 3000 devir civarında tut yavaş yavaş (ama çok yavaş çek) hızlı çekersen bir anda atar kaza yaparsın pati çekersin vs. bu şekilde stop etmezsin.

ikisi de aynı kapıya çıkıyor rahat olun. araç hafif rampadaysa ileri gitmez zaten, o zaman dokunmak zorunda kalırsınız gaza.

@freekara
araç kavrama noktasında stop etmez bu arada.

torku düşük bir araç zorlanırsa (yüklü olabilir, klima son ayar çalışıyordur vs.) stop edebilir kavrama noktasında.

@allineed

eheheh, debriyaja basmadan arabayı çalıştırmak araba boş vitesteyken oluyor, o zaman basmanıza gerek yok debriyaja :)
siz 1 de çalıştırdığınız için hep basmak zorunda kalıyorsunuz :)

şöyle diyeyim, oyun stiliniz real madrid ve barcelona'nın oyuncularının özellikleri ve custom tacticiyle uyuşmuyordur, napoli'ninki uyuşuyordur. bende öyle oluyor mesela, dizilimini ve custom tactic'ini değiştirmeden birçok takımla oynayamıyorum, hatta tüm takımlarda kendime göre ayarlıyorum.

ekleme: bir de script söylentileri var, fifa 12 başlığında scipt diye aratırsanız hiç duymadığınız kadar küfür duyabilirsiniz. hele bugün mazochist nickli bir arkadaş iki entry yazmış scipt olayına dokundurarak art arda, öldürdü beni gülmekten :)

başta hepsini kendime göre ayarlıyordum ama bazı takımlarda özellikle hızlı oyuncuların olduğu takımlarda benim taktik pek işlemiyordu. Oyun stili oturmuş takımları custom tacticts le kullanmaya başladığımda daha fazla performans almaya başladığımdan beri bakıyorum başlamadan önce format a mantıklıysa öyle başlıyorum. Napoli yi de custom da bırakıyorum mesela ve barcelona ile aynı dizilime sahip. Bahsettiğim oyuncu performansları. Maç öncesi saha diziliminde sırf meraktan bir kaç kez geçmedim adamda aynı dizilimle geliyor karşıma... Ha madrid'in bana uyan ayrıca bir taktiği var
ama o da bazen çok fena çuvallayabiliyor customa çevrince daha yüksek randıman alıyorum öyle olunca da.

script, script amına koduğumun scripti..

mazochist'in yazısı çok güzel olmuş karnıma ağrılar girdi gülmekten..

cs 1.6 en popüler cs sürümü. indirilecek her şeye www.senoyna.com adresinden ulaşabilirsiniz, ancak indirmek için üyelik istiyor sanırım(ücretsiz). sxe'yi falan da buradan bulabilirsiniz. dosyalar kısmında cs 1.6 full sürüm v7 indirip en stabil güncelleme pakedi olan v23'ü kuracaksınız. sxe'de oralarda bir yerlerdedir herhalde. oynamıyorum uzun süredir.
yabancı server olayı pek iyi değil, genelde pingler yani gecikmeler çok oluyor, o yüzden türk serverlarında takılırsınız çok büyük ihtimalle.
iyi oyunlar.

edit: editini okumadım.

Senoyna.com'a üye olamıyorum şuan link kırık sanırım.

herhangi bir full sürüm cs 1.6 yüklerseniz sorun olmaz, patchlerini yüklemeden oyuna girip giremeyeceğinizi hatırlamıyorum maalesef, ama kurulması lazım yani. bende üyelik formu açılıyor, sorun sizde sanırım. farklı tarayıcıyla deneyin veya tarayıcının cachesini temizleyin.

evet intermediate yeterli değil, ama umut her zaman var. bu arada girmek ve çıkmak zor değil sanırım bu bölümlere, intermediate'ı doğru yazamayan mezunlar verdiğine göre :) (takılıyorum sadece kimilolo, typodur zaten)

İyi bir matematik ve Türkçe netinin yanında 75 civarı İngilizce neti gerek. Matematik ve Türkçe'de iyiyseniz İngilizceye iyi çalışıp başarmanız gayet mümkün. İngilizce zor bir dil değil.

Ben Almanca Mütercim Tercümanlık okuyorum. Aklınıza bir soru takılırsa yardımcı olmaya çalışırım.

ikisi de kesinlikle orijinal değil, cx-300ii'yi de böyle ucuz fiyata aldıysanız o da çakma olabilir aslında :)

kulaklıkları böyle yerlerden almanızı tavsiye etmem ben açıkçası. zaten çabuk bozulan ve garantiye ihtiyaç duyulan aletler, çakma olma ihtimali de cabası. sennheiser bakıyorsanız bilkom ve elmasepeti'nden bakın ve alın, en azından fiyatlarını karşılaştırmak için kullanın. aşırı fiyat farkı olanlar çakmadır. bu arada özellikle sennheiser'ın çakmalarını ayırt etmek zor bir olay, adamlar birebir kopyalarını üretiyorlar dış aksam olarak. dikkatli olun yani, paranız heba olmasın.

iyi akşamlar.

bendekinin de aynen bir tarafın sesi kısıldı. yenisini aldım. bulabildiklerimin en ucuzu darty'de, 129 lira.

evet, iç hastalıkları ve romatolojiden randevu alacaksınız.

direkt romatolojiye kabul etmiyorlar. önce dahiliye.

keychain access aradığınız cevap. utilities türkçe adıyla izlenceler klasöründe bulabilirsiniz. veya spotlight'tan aratın. master password'ü girince tüm şifrelerinizi gösteriyor.

onu denedimde o program sadece girdigim wi fi lerin sifrelerini gosteriyor baska da sifre gostermiyor dostum

ilginç, bende ne kadar forumda sitede kaydım varsa hepsini tutuyor.

bende sadece wi fi nin sifrelerini gosteriyor daha once kullandigim internetlerin sifrelerini gosteriyor bide 2 gun once girdigim msn nin sifresini gosteriyor 18 items yaziyor daha fazla da bisey gostermiyor.baska bir yolu yokmudur dostum?

bi şeyi silince bilgisayar harddiskin o bölümünü "yazılabilir" olarak işaretliyor ve böylece üzerine bi şeyler yazabiliyor bilgisayarın
yoksa bi şeyin buharlaştığı yok, zaten böyle olduğu için "dosya kurtarma" mümkün. sadece sürekli üzerine yazdığın bi disk

elektiriğin olup olmamasına göre saklanıyor. varsa 1 yoksa 0.
1 ler 0 lar birleşip bir şeyleri oluşturuyor.
o yüzden elektrik lazım zaten.

@egomanyak
evet yazılabilir olarak işaretliyor tamam bunu biliyorum, benim sormaya çalıştığım bu işlemi nasıl yapıyor aynı yere geldik yine.
@fakyoras
var veya yok nasıl oluyor ki, var ile yokun farkı nedir disk üzerinde?

o zaman kafada canlandırmaca oynayalım, şimdi bilgileri binalar olarak düşün üç boyutlu falan böyle fiziksel olarak ordalar ve bunları bulmamıza yarayan adresleri var. sen bir bilgiyi sildiğin zaman o binalara ait adresleri yok ediyorsun ve dolayısıyla bilgilere bir daha ulaşamıyorsun, recovery programları adresi olmayan binaları bulup tanıyorlar bu sayede sildiğin verilere kavuşabiliyorsun. sildiğin şeylerden tamamen kurtulmanın yolu ise onları çeşitli programlar ile silmekten geçiyor. bu programların yaptıkları şey o binaların adresini silip üsterine defalarca anlamsız bilgiler yazıp silmeleri yani bir nevi yarım yamalak binalar yapıyorlar üstlerine ve eski bilgiyi ( binayı) tanınmaz hale getirip recovery programlarının o veriyi bulmasını imkansız hale getiriyorlar. budur.

fiziksel olarak saklanıyor ama sizin göremeyeceğiniz atomik boyutlarda.

klasik disklerin yüzeyi manyetik bir materyal ile kaplıdır. hard diskin kafası yazacağı bilgiye göre bu yüzeydeki çok ufak bir alanı (1 bit) manyetik olarak kutuplar. okurken de oradaki manyetik alanın yönünü baz alarak sıfır ya da bir olduğuna kadar verir. silme işlemi çoğu zaman diskin yüzeyinde o dosya ile alakalı bilgileri silmez. dosyaların nerde bağladığı nerede bittiğini tutan bir tablo vardır (fat: file allocation table) bu tablo içinde o bölgeyi boş olarak işaretler ama veriler üzerine yeni bir bilgi yazılana kadar orada durmaya devam eder.

Cesitli diskler var tabii, sizin bilgisayarinizda kullandiklariniz, manyetik diskler.

1. Harddiskinizin icinde upuzun bir serit halinde manyetik bir bant var gibi dusunun. Yazma islemi yapilirken, bu bantin uzerine 1'ler ve 0'lar yazmak istiyoruz. 1'leri temsilen bu serit uzerindeki kutucuklari manyetik olarak yukluyoruz. Manyetik acidan etkisiz kalan kutucuklari 0 kabul ediyoruz.

2. Her bir kutucuk, bilgisayar dersinde ogrendiginiz bir "bit"e karsilik geliyor. 8 tane bit birlesip bir "byte" ediyorlar. Ornegin Ingiliz alfabesinin harfleri bir byte ile ifade ediliyor. Yani bilgisayarin diskine A harfi yazmak icin disk uzerindeki seritte 8 kutucuk ayirmaniz gerekli. A'nin karsiligi su: 01000001. Bu durumda sagdan baslayarak 1. ve 7. kutucuklara manyetik ozellik yuklemeniz gerekiyor. (Miknatislamisiz gibi dusunebilirsiniz.)

3. Temelde bilgiler bu sekilde tutuluyor. Bilgisayarin icinde seritleri upuzun tutamayacagimiz icin, plaktakine benzer bir yapi kullaniyoruz, seritleri bir disk uzerine sarmal bicimde yerlestirmisiz. Diskin kafasi bu sarmal serit uzerinde ilerliyor.

4. Eh daha fazla kapasite elde etmek icin bir diskin icine birden fazla katman koymusuz, ornegin birden fazla disk var ayni harddiskin icinde.

5. Muzik kasetleri de manyetik. Disketler de manyetik. CD/DVD'lerde manyetik ortam yok, onun yerine optik ortam var. Bu defa seritler uzerindeki kutucuklara minik aynalar yerlestirmisiz. 0 olmasini istedigimiz kutucuklardaki aynalari kiriyoruz, 1 olmasini istedigimiz kutucuklardaki aynalari kirmiyoruz. (CD/DVD yazmak/yakmak dedigimiz islem bu aynalari kirmaktan ibaret aslinda) Sonra bu serit uzerine bir lazer isigi gonderiyoruz. Eger lazer isigi geri yansiyorsa, o zaman o kutucukta 1 oldugunu anliyoruz.

6. Peki neden Bluray DVD'den daha fazla bilgi depolayabiliyor, DVD CD'den daha fazla bilgi depolayabiliyor? Kutucuklarin boyunu kucultuyoruz, ayni sekilde lazeri de daha inceltiyoruz. Bu sekilde.

7. Buraya kadar veri saklama isini anlattik, simdi de silme isine bakalim. Isletim sistemi verileri disklerde dosyalar halinde tutuyor, her dosyanin diskin uzerindeki yeri belli. Bu yerlere o dosyanin adresi diyelim ve soyle bir sayi oldugunu varsayalim: 19849382592 Eger sen bu dosyayi sileceksen, isletim sistemi 19849382592 adresindeki dosyayi unutuyor. Yani baska bir dosya yazmak isterse, bu adresteki kutucuklara yazmaya basliyor. E uzerine bir sey yazmazsak, bu kutucuklardaki eski manyetik bilgi duruyor? Yani onlara bir sey olmadi ki? Dolayisiyla dosya kurtarma programlari bu manyetik bilgileri derleyip toparlayip isletim sisteminin unuttugu deminki dosyasi kimi zaman yeniden birlestirebiliyor. Ama uzerine bir sey yazildiysa, yani manyetik bilgiler degistirildiyse, o zaman dosyayi kurtaramayabiliyor tabii.

Basit orneklerle anlatmaya calistim. Tesbihte hata bulmayin.

hemde nasıl olur kardeşim bilemezsin..

evet olabilir, hatta olur oluyor. şu anda bile oluyor :)
şöyle düşün; lisedesin bildiğim kadarıyla, normal arkadaşların ekstrem durumlar haricinde daimi, erkek arkadaşının 1 haftadan daha fazla erkek arkadaşı olarak kalacağını kim bilebilir?

Olabilir. Kıza bağlı. Bazısı da tam zıttını yapar arkadaşlarının sırf inat olsun diye.

eğer çok yakınlarsa etkili oluyor, hem de baya. üniversite'de bi kız arkadaşım bu yüzden terk etmişti beni. kız arkadaşının arkadaşlarıyla iyi geçinmeye çalışman lazım yani..

Maalesef olmakta.

Yeni tanıştığınız biri ise, evet arkadaşları yüzünden sizden uzak durabilir.
Eğer düzgün bir geçmişiniz varsa neden başkalarının söylediklerine kulak versin ki?

cevap evet. Bir de başlıktaki -de birleşik olacak.

hatta bazı ilişkiler vardır ki bazen er kişisi sadece hoşlandığı kıza değil onun kankisine de çıkma teklifi etmiştir sanki. tamam kankisi olabilirsin ama ilişkimizi rahat bırak be kızım.

kızına göre değişir, kimi etkisinde kalır ilişkisini dahi bitirir; kimi üstüne üstüne gider; gerekirse arkadaşlarını siler hayatından

bu faktor herseyi belirler.en buyuk etken hakketen

hayatın anlamı bu kriterde gizli. hoşlandığın kızın kankilerinin de gözüne girersen %100 başarı sağlarsın. yok, kankilerinin antipatisini kazanırsan ömür billah olmaz o iş.

allahı olur.

zaten ilişkileri mahvedenler genellikle bu arkadaş görünümlü pigme yaratıklardır.

undoubtedly that ile başlayıp virgülü kaldırsanız daha iyi olacak sanırım. ama böyle de dursa gayet iyi.

şimdi, şüphesiz ki'yi ''şüphesiz ki'' gibi düşünme. direk öyle çevirme ''doubt'' ve türevleri olmaz burda.

definitely, arguably, undisputably gibi bir kelime seç.. ingilizcenin aroması çok farklı, bu nedenle daha yakın benzer kelimelerle de gidebilirsin.

that'den sonra virgül gelmez bu cümlede

alamazsınız maalesef, eğer alınabilseydi etraf kopya oyunla dolup taşardı herkes jailbreak diye dolaşmazdı. şey yapın, psn den alın bundan sonra oyunlarınızı, bir kere aldıktan sonra istediğiniz kadar indirebilirsiniz.
blu-ray diskten yedeklemekten bahsediyorum tabii.

indirebilirsiniz ama multiplayer oynayamazsınız diye biliyorum ben. denemedim ama daha önce.

yoğk.

oyuna girmek için steam hesabına giriş yapmak zorundasın sen giriş yapınca da adam düşer. ayrıca aynı steam hesabından iki farklı bilgisayara oyun indirilemiyor diye biliyorum, tek mac adresine kayıtlı ve gerekirse aktarma yapabiliyorsun sadece.

aynı steam hesabını kardeşimle beraber kullanıyoruz, benim ekran kartım gtx 580 kardeşimin ki gts250 aahhahah fakir.

iki ayrı bilgisayara oyunu indirebilirsiniz tıpkı kardeşim ve ben gibi. fakat o puşt haber vermeden giriyor ve ben oyundan düşüyorum ühühüh, sorun sadece bu.

yani oyuna evden lan açsak mesela steam'e online olmasak olmaz mı? bu soru çok saçma olabilir arkadaşım böyle bir şeyler dedi tam anlamadım. aynı evdeyiz ama uzak yerlerden oynamayacağız.

lan mı canın sağolsun başbakan'ım.
evi internet cafe'ye cevirdiniz amk. arama sonucu yok öyle bir şey.
bu steam denen nane cok ückağıtcı, yemiyor o numaraları.

ahah ben de öyle dedim yaa, 20 tl vermemek için çeviriyor işte ancak :D

olur. football manager'da dediğin olay çok yapılır. hem oyunu birden fazla kişi indirebilir hem de çevrimdışı olup lan üzerinden multi oynarsın.

evet girebileceksiniz, nickinizin yanında es yazacak yalnızca. hatta isterseniz bu hesabınızla da giriş yapabilirsiniz yazar olunca herhangi bir işlem yapmadan.

yazar olunca isterseniz compumaster'a söylersiniz birleştirir duyuru hesabınızla. yoksa zaten doğrudan ekşisözlük hesabınızla da girebiliyor olacaksınız.

ekşi hesabını sildir bence, ben olsam sildiririm bak, karakter olarak bu olaya bakış açım bu, mesela insanların hayattan beklentileri çok farklı olabiliyor, dün yediklerini hatırlamayıp, 20 yıl önce yaşadığı bir olayı anlatan insanlar var. bunların temel nedeni olarak literatürdeki bilgi eksikliği kaynak gösterilebilir.

sonuç olarak benim fikrimi soracak olursan eğer ekşi hesabını sildir.

+1 disficasiyimben

herhangi bir sorun yok, gayet iyiler.

güzel ama mesela ios yazılmış olabilir mi? dikkat edin. ben bakmadım. siz kontrol edin.

@ben smyrna

kontrol ettim, yok.

biraz fazla mı resmi olmuş diye düşünüyorum birtek :)

resmi olsun nolcak ki. komik olmayanı almıyorlar diye bişey duymadım.

1) vitesi boşa al, el frenini çek, keyfine bak.
2) kalkış esnasında olduğunu varsayıyorum, evet değiştirilir bir şey olmaz.
3) tecrübem yok, hep tırsmışımdır hareket halindeki aracın el frenini çekmeye :) ama takla atmaz ondan eminim. vitesi küçülterek motor frenini kullanmayı deneyebilirsiniz.

1. sen de dur, yoksa arkadan çarparsın.
2. değiştirilir. birbiriyle hiç alakası olmayan iki sistem.
3. o hızda hayır, ama zaart diye çekersen, direksiyonu da kontrol edemezsen götünü kaydırabilir. hızlıyken o göt kaydırma hadisesi arabanın dengesini bozar, takla da atarsın.

1- debriyaj artı fren yapacaksın anlık bir duurmsa yoksa önceden de denildiği gibi vites boşa el freni

2- değiştirilir

3- birden çekme direksiyon hakimiyetini de yitirme

1) yokuş aşagı mı gidiyorsun yokuş yukarı mı :)?
2) değiştirilir
3) el freninin insanları korkutmasının altında yatan sebep arka lastikleri hemen kilitlediğinin düşünülmesidir halbuki iyi derecelendirilmiş bir el freni belli bir noktaya kadar normal fren gibi çalışır ve sadece arka tekerlekleri sıkıştırır yani bisikletteki ön fren etkisini yaratıp arabanın arka tekerlerinin yerden kesilmesine sebep olmaz ama önceki yorumda dediği gibi tam çekip te arabanın arkadan kaymasına sebebiyet verirsen nihayetinde toplayamayıp takla ile sonuçlandırabilirsin. el hassasiyeti oluşması gerekir ve bunun sonucunda el freni ile arabanızı güvenli şekilde durdurabilirsiniz. araba ile ilgili temel sürüş yeteneklerini oturttuktan sonra bilen biri eşliğinde arabanızın ( kendi kullanacagınız araba olması önemli) el freni tepkilerini öğrenip uygulamanız gerektiğinde sizi hayatta tutan etkenlerden olacaktır.

ilk iki soruya cevap verilmiş, ben 3 e cevap veriym:
takla atma olayını kim nasıl uydurdu bilmiyorum ama bir kaç kere daha duydum bunu. araç eğer direksiyon hakimiyeti kaybedeilmediyse takla atmaz. kaldı ki 30-40 km hızlarda el frenini çek direksiyonu da kır araç poposunu kaydırır. çok çok lastik "yakar"sın. ama acemiyken el freniyle oynamanı tavsiye etmem.

1) Kornaya bas,selektör yak
2) Değiştirilir tabi ama gitmek için el frenini indirmeyi unutursan sonuçları hiç hoş olmaz.
3) Dik bir yokuşta 50km/H arabanın daha fazla tepki vermesine yol açar. Takla atmazsın ama arabanın götü atar. Toparlayamazsan spin atarsın ya da sağa sola vurabilirsin. Kısacası aracı öncelikle iyi tanıyor olmanız gerekir ve direksiyon hakimiyetini mutlak surette sağlamanız gerekir. Manuel arabalarda motor freni dedikleri bir sistem var öyle bir durumda onuda uygulayabilirsiniz.

3- yol düzse çekilir yoksa kontrol kaybedilir

let me.

edit: let me falan değilmiş neyse.

le-fransızca
me-ingilizce
komiklikler, şakalar.

aslında bi anlamı yok. Fransızca bilmiyorum ama fransızcadaki "Le" ekinin sonuna "me" veya özne eki getirerek fiilin öznesini gösteriyorlar. internet memesi işte. mesela Le me eating, Le Derpina reading, vs vs...

cesitli internet meme'lerinde (bkz: rage guy)(bkz: forever alone)(bkz: f7u12) the anlamina gelen edat.

www.eksisozluk.com

şöyle anlatayım, "le me" dediğinizde işte burada beni görüyorsunuz, "le derpina reading" dediğinizde burada derpinayı bir şeyler okurken görüyorsunuz vs. demiş oluyorsunuz.

the ben, das borek gibi.

haaaaaa simdi oldu yaaa:)) let me ile bi alakası varmı pekı? yok herlde degıl mı?

hayır hiçbir alakası yok.

"le" eki, ingilizcedeki "the" yerine kullanılıyor 9gag de

fransızlar herşeyin başına "le" koyuyorlar ya onunla taşak geçiyorlar diye biliyorum. yani adam me yazacağına le me diyor, anlam aynı ama fransızcayla dalga geçiyor işte.

the vampire diaries' in lise dizisinden farkı yok öyle söyleyebilirim, ama neden izliyorum hala onu da bilmiyorum. true blood ise hep daha sert bir dizi olarak gelmiştir bana, duyduğuma göre iddialı sahneleri de varmış, izlemedim ama sadece duydum.

true blood

deliverance +1

true blood'ın 5. sezonunu beklerken bir-iki bölüm vampire diaries izleyeyim dedim, fark ettim ki hiçbir dizi true blood'ın yerini tutmuyor :D

true blood güzeldir, konusu ilgi çekici, her türlü gariplik mevcut.
vampire diaries bildiğin liseli dizisi, Twilight gibi.

umut sarıkaya'nındı sanırım bu. aramanda yardımcı olur belki.

link bilmiyorum ama karikatur umut sarıkaya nın eminim. Onun adıyla google da ararsan çıkar belki.

galeri4.uludagsozluk.com
burada. geçenlerde benim de aklıma gelmişti bu :)