beşiktaştan zincirlikuyu'ya. oradan metrobüsle acıbademe.

beşiktaştan vapurla kadıköye. otobüsle acıbademe.

direkt otobüs var mıdır bilmiyorum

ek olarak motorla üsküdar minibüsle acıbadem. kadıköyden de minibüs ve dolmuş var. acıbademin gideceğin noktasına göre kadıköy yada üsküdar tercihini yap.

en kısa, trafik azsa taksiyle. beşiktaştan yakın zaten, 10 lira falan tutar.

oyunu bırak. become a legend'da takım arkadaşların tamamen gerizekalı. rakip takım son derece normal oynarken senin takım arkadaşların tamamen mala bağlıyorlar ve her takımda durum bu.

küçük takımda elemanlar sana top ulaştıramaz, senin de cebelleşerek attığın güzel pasları gol yapamaz, deli olursun. ama büyük takımda ver ayağına gol atsın.

küçük takımın tottisi dahi olsan görüp göreceğin anca dert keder.

not: bu arada yeni transfer olduğun takımda pas atmazlar pek 15-20 maç sonra takım sana sen de takıma alıştın diye konuşacak takımın bi abisi seninle ondan sonra paslar su gibi akacak.

öncelikle pozisyon olarak forvet arkası idealdir. hem bol asist yapar hem de bol gol atarsın. bu da transferini kolaylaştırır, antreman haklarını çoğunlukla hızdan yana kullan. hızın artmaya başladığında dayanıklılık ve şutlarını düzelt. beceri kartlarını da unutma zamanla işine yarayacakları toparlaman hayrına olur. küçük takımda en az bir sezon geçirmen lazım. hem pişersin hem de sezon sonu kapağı bir takıma atarsın. ben ilk sezon santander deydim sonra almeria da 2 sezon geçirdikten sonra inter e attım kapağı. adamlar pas vermiyor diye birşey yok top isteme tuşu var basıyorsun elini kaldırıp top istiyorsun, atıyorlar. ayrıca menajerini para buldukça değiştir, besle büyüt sonra yenisine geç, gitmek istediğin favori takımınla işi o bağlayacak çünkü. başlarda çok sabır istiyor zaten 16-17 yaşındasın normal yıllar geçtikçe maçlar güzelleşmeye başlıyor hele şampiyonlar ligi müzikleri eşliğinde o havayı veriyor sana gerçekten, sonra yılın futbolcusu falan seçiliyorsun ödüller alıyorsun güzel yani.

araya beni de kaynatırsanız çok sevinirim.

İstanbul olduğuna emin misiniz? Surlar var bir tepede, ileride de göl gibi birşey...Küçükyalı Dragos tarafında bir tarihi eser vardı ama gölü çıkartamadım. Belki de Kurtköy taraflarıdır.

evet Istanbul. Facebook'ta listemde olan birinin tanidiginin albumunde buldum (listemdeki kisi yorum yapmis, oyle gordum).

Ceken kisi helikopterle ist. turu yapmis, o zaman fotograflamis, bir suru baska fotolar da var. O yuzden kesin Istanbul olduguna emin olabilirsiniz yani.

o başka fotoları alalım mümkünse.

o görünen kentsel alan sultanbeyli. o kalıntılar da büyük ihtimalle aydos kalesi.

maps.google.com

aydos ormanlarına benziyor diyecem ama aydos ormanlarından kuzeye bakınca şehir görmezsin güneye bakınca da deniz görürsün. ya da çok pis sallıyorum sanki hayatım aydos ormanlarının üzerinde süzülerek geçiyor.

@darknum

kuzeye bakınca nası şehir görmezsin? tem'den gelip geçerken içinden geçtiğimiz o sultanbeyli var ya ne kadar büyümüş aklın almaz.

evet aydos'muş. gölümsü yer de ömerli barajı.

ahah senin linkini sonradan gördüm. her gün temde yanından geçtiğim sultanbeyliyi beynimde silmişim ben ondan. yok öyle bir yer benim için. olmasın da zaten.

lüksemburg baya ucuzmuş alkol sigara olayında.

0.85euro'ya, almanya'da 550ml'lik pet şişeden bira içmişliğim var.

ucuz yaşamın olduğu üçüncü dünya ülkelerinde en ucuz oluyor. mesela dünya'daki en ucuz birayı tuvalu adasın'da bulabilirmişsin.

onun dışında güney amerika'da paraguay ucuz
asya'da vietnam, laos gibi ülkelerde ucuz

avrupa'da mesela bulgaristan, macaristan, slovenya, litvenya gibi ülkeler genel olarak ucuz. ama mesela polonya ve ispanya gibi ülkelerde de daha ucuz içkiler bulabilirsin. rusya'da da ucuz vodka bulabilirsin mesela.

550ml biralar 0.65-0.70 euro Avusturya'da

portekizde cok ucuzmus diye duydum, erasmusa giden bir arkadasım soylemişti.
ha burda almanyada da pahalı degil yani, bazı yemek yenen yerlerde su bile biradan pahalı oyle diyeyim sana.

ucuzluk marketlerinde pet sisede cok ucuza bira var, ha icer misin, gerek yok.

çek cumhuriyeti.

0.85€ fln bi 50cl lik bira için çok pahalı. italyada bile 1.5€ ya 5lt şarap alabiliyorsun ama en çok alkol tüketilen ülke de olan çek cumhurtiyetinde benim gördüğüm en ucuz alkol vardı. restorantta 0.30€ ya 50cl bira alabiliyorsunuz. oradan kıyaslayın artık.

hırvatistanda sudan ucuz diyolar.

azerbaycan

şu an bulgaristan'da 1,89 levaya aldığım 2 litre birayı içiyorum. bir TL, 0,90 civarı bir leva ediyor.

Makedonya. Bir litre erik rakısı 1€. Ev yapımı. Ama kör etmez. Lokum. Direkt bidonla alırsın mis gibi.

uzak doğudan gelen bir arkadaşım (şu an hatırlamıyorum hangi ülke olduğunu tam, tonla ülke gezmiş piç) şişesi 0.50-0.60 euro'ya viskiler olduğundan bahsetti. hatta kola daha pahalıymış, o yüzden kokteyllerde alkole abanıyorlarmış daha ucuz diye.
bundan 20 sene önce gitmiş başka biri de benzer hikayeler anlatmıştı.

metal muhafazayı ısınıp tutuşturamayacağı birşeylerin üzerine koyarsan bişicik olmaz panda.

su dolu bir kabın içine koy. yüzsünler.

mum ergiyiği en ufak sarsıntıda etrafı batırabilir başıma geldi ordan biliyorum. yoksa bir tehlikesi yok.

Ya bi şey olmaz belki ama siz yine de yapmayın bence, ne olur ne olmaz...

ben her gece 1-2 tane yakarak yatıyorum. 1 metre gibi bir yükseklikte cam tealight mumluklar içinde duruyorlar (mum içine tam sığıyor). üst hizasında bir şey olmamasına özen gösteriyorum sadece. hani olur da deprem filan olsa ya da binaya kamyon girse de aşağı düşse zaten söner sanırım.. ne kadarcık alevi var ki zaten?

manha manha ingilizce degil ya, kulaga da komik geliyor. Kermit manamanah ne amq diyor, bizim 3lu basliyor. 2 pempe yaratik magara adaminin tarzina kil oluyor ki cok komik tripleri. Yaslilar diyor ki;
1.yasli: bu manamanah ne ki?
2.yasli: aslinda soru su; kim takar?
yoksa herkes benim gibi elemanın araya girip manamanah demesine mi gülüyor. evet o olay cidden komik:) muppet show .. cok ozlenir

şu kadar eğlenceli bir şeyi küfre benziyor diye sevenin a.k.
son derece eğlenceli bir melodi, şarkının kendisi komik. eski, anısı var falan filan.

hayır bunun yanında aradayım, arada kaldım, en sevdiğim sayı 6. vb bir sürü şeye bayılıyoruz. küfür diye düşüneni de you touch my tralalala 'ya davet ediyorum.

zaten pampa, panpa diye girilince konuya ben geriliyorum, kufur falan hic alakasi yok... neyse bir de cek cek kurekleri diye bir sarki vardi.. hey gidi hey..

ben kedime kullanıyorum. bir yerde indirimliydi, otuza falan almıştım. normal fırçalar en tepede birikenlere yetiyor, tabi bu sırada havada baya tüy uçuşuyor. furminator alttan gelen tüyleri çekiyor, dolayısıyla hayvandan topak topak tüy çıkıyor. kedimi kucağıma aldıkça üstüm mahvolurdu, şimdi tek tük tüy kalıyor.

kötü yanı, hiç bastırmadan taradığım halde kedim bu alete nedense hiç tahammül edemiyor. hiç furminator videolarındaki kediler gibi döne döne taratmadı kendini hep gırladı kaçtı falan. ama bu sorunu son günlerde aştım gibi, ensesinden kavrayıp çok dikkatlice tarıyorum, her seansın sonunda da ödül bisküvisi yediriyorum. kuzu gibi oldu. sevmiyor ama sakince oturup bitmesini bekliyor en azından. tüyleri pırıl pırıl duruyor. şiddetle tavsiye ederim.

mükemmel bir alet cidden işe yarıyor. kaşınmayı seven bir kediniz varsa furminatoru yere koyun, kendi kendine bile kullanır.

thanx to darknum

kedim pek sevmezdi ama baya tüy temizliyor. ebay'den almıştım (kargo dahil 70 tl filandı sanırım daha ucuz da olabilir). kedim de öldü. aleti de verdim. bir kedim yada fürminatörüm bile yok anlıyor musun ? Hadi temizle.

onu diyenler uydurmuşlar. 3g yi destekleyen bir şebeke 2g ve 2.5g yi de destekler. bunun haricinde saadece 2g ve 2.5g yi destekleyen bazları da var

o sorun farkli birsey. bazi telefon modellerinde 3g acik olmazsa cekim gosteriyor ama telefona ulasilmiyor. kulaktan kulaga o hale gelmis heralde. bazi dediklerim sadece samsungun 1 modelinde gordum.

vodafonun çekmeme gibi bir problemi yok. tabi en ücra bir köy olmadığı sürece rahatlıkla kullanabilirsin. aveanın hiç çekmediği yerde vodafone full çekiyordu

turkcell'den vodafone'a geçtim. hiç bir fark yok. sözlük entrylerine filan bakmayın. mesela turkcell moda'da bir nargilecide 3g çekmiyor, 2g'ye düşüyor. vodafone'da da aynısı oluyor. onun dışında belki bağlantı hızlarında fark vardır ama internet için telefon kullanmıyorum bilemeyecem.

ayrıca 3g'yi kapattım pil tasarrufu için. çekim olaylarında hiç değişen bir şey olmadı.

modeminizi access point olarak tanıtmanız lazım. wireless modeminizi bilgisayarınıza ethernet kablosu ile bağlayıp, 192.168.1.1 veya 2.1 den girip, modem ayarlarınızı kurcalamanız gerekiyor. en kolayı, telefon ile wireless modeminizin distürübütörüne veya üreticisine ulaşmak

şimdi detaylı cevap yazamayacam ama bana sözlükten mesaj atarsan detaylı bir şekilde yardımcı olabilirim. kendimde uğraştım yakın zamanda bu iş için.

siteye ödüyorsun, onlar komisyon alıp kalanını işletmeye veriyorlar.

sen işletmeye para ödemiyorsun. sadece grupanyaya ödüyorsun. işletmeye kuponunu veriyorsun.

olur. diziyi izle.

eger bilmiyorsan dizinin adi da: firefly

Önce diziyi izle derim, karakterlere alışman açısından. Ben bu firefly + serenity olayını 2 ayda bir yapıyorum epic. Dizisinden de pişman olmazsın ki bence dizisi daha iyiydi filminden hehe

Zaten dizi iptal edildi diye film çıktı bildiğim kadarıyla. Ah Fox yaktın bizi, gitti güzelim dizi.

ben diziyi izlemeden filmi izledim, pişmanım şu an, en kısa zamanda diziyi izleyeceğim. film güzel ancak "neden bu kadar efsane olmuş ki bu firefly amaaan" gibi bir anlamsızlık hissi oluyor sadece filmi izleyince.

ben ilk filmi izlemiştim güzel gelmişti. ama düzüsü çokd aha güzel. yani diziyi izle de mutlaka. olmadı diziden sorna bir daha izlerisn o o kadar önemli deyil...

kapıdaki duran görevliler bile bilir. en azından telsizle sorabilirler. ben bi kere telefonumu tuvalette unutmuştum. aynı gün gidip aldım.

umarim bulurum ya, o kadar kamera bosuna takmadilar herhalde.

girişte danışma varsa oraya sor. yoksa direk yönetim ofisine çık oradan sordur.

yarını beklemeyin. orada 24 saat güvenlik olur. arayın kayıp eşya ofisine baksınlar. artık bir çok avm'nin sitesi var. oradan telefonunu bulursunuz.

ben sinemada araba anahtarımı düşürmüşüm. temizlikçi danışmaya teslim etmişti. bir kaç bilgi doldurup veriyorlar. avm çalışanları bulduysa çok sıkı denetleniyor diye biliyorum ondan çalma olmaz. başkası aldıysa geçmiş olsun.

filesonic uploader'ların yeni favorisi.

kesinlikle torrent.

hazır boştayken torrent'e geç accayip rahat. ne link arama derdi var ne bozuk dosya derdi var. indir utorrent. gir thepiratebay'e güvenilir adamlardan(aşina olursun zamanla) yatır download'a mis. yalnız seed etmezsen adam değilsin. herşeyin değil de böyle bu işte benim de tuzum olsun fazla popüler de değilmiş insanlara faydam dokunsun mantığında yaklaşıyorum ben. böyle çok sevdiğim film dizleri filan seed ediyorum sadece. malum internet hızı. neyse uğraş bak güzel şey torrent.

valla torrent olarak utorrent yok ubuntuda. transmission var bir de çok övmüşler deluge torrent'i şu anda repositorylerini ekliyorum. deneyelim bakalım.

tey tey. 2007'de rapidshare geçtiğimde emule vardı. Torrent minicikti. Neler dönmüş Ziya!

bide port açmayı da öğren modemin için. işin en uyuz kısmı orası zaten. gerçi adam gibi modemin varsa 5dk'lık iş de everest modem var bende o yüzden de öyle söyüyor olabilirim.

Torrentten başkasını kesinlikle gözün görmesin 5 gb lık dosyayı başka nereden 3 saatte indirebilirsin ?

Haa illa site diyorsan filefactory, megaupload, hotfile, depositfiles var iyidir.

Ama yeni modayı da söylemeden edemicem Multiupload. Tek seferde 6 farklı siteye (saydıklarım + rapid +zshare + uploading) upload ediyor hoşuna gidecektir

hollandalılar (göçmenler değil yerlisi) acaip güvenilir insanlardır. parayı gönderip ters köşeye yatırmazlar sizi içiniz rahat olsun. ha göçmenler donunuzu alır o ayrı (türkler başta olmak üzere).

craiglist tarzı sitelere bakın kesin kiralık ev ilanı vardır. özellikle yazın orada olmayan öğrencilerin kiraya verdiği yerler filan.

booking, hostelworld, hotels.com vs gibi güvenilir bir site (ya da tabii ki otellerin kendi siteleri) dışında kesinlikle kira ya da depozito yatırmayın görmediğiniz bir ev/oda için. özellikle craigslist türü yerlerde bu şekilde çok insan dolandırılıyor.

ingiltere'de üniversite kampüsleri yazın çok ucuz olarak kiraya veriliyor, hollanda'da vardır belki böyle bir şey.

bence en mantıklısı 3-4 günlüğüne bir otelde yer ayırtıp o sırada craigslist ya da türevi yerlerden bir kaç evi görmeye gitmek, kesin bulursunuz bir şey.

kamernet.nl

bu siteden kalacak yer bulabilirsin. oldukca fazla secenek var. yardim gerekiyorsa bana mesaj atabilirsin.

en.wikipedia.org

peki kaynaktan uranyum elde edilirken ışıma her an gerçekleşmiyor mu? yani çalışan insanlar nasıl korunuyor, yoksa korunma ihtiyacı yok mu?

en.wikipedia.org

burada acikliyor iste onu da. radon gazi yayiyor deniliyor. zaten radon uranyum ve toryum'dan elde edilebiliyordu yanlis hatirlamiyorsam.

gazi uzaklastirabilmek adina vantilator sistemleri kuruluyormus. buna ragmen kanserojen bir madde bu radon gazi.

ayrintili bilgi de surada: en.wikipedia.org

uranyum dogal olarak bulunan bir element sadece daha kararsız hale getirmek için bombardıman yapılıyor. dogal olarakta radyoaktif bir madde sadece bu kadar kararsız degil.
yarılanma sürecinde bozunan madde yanlış biliyor olabilirm ama aklımda kalan kurşun benzeri bir maddeye dönüşmüş olması ama emin degilim bu bilgiden. her an gerçekleşiyor dogal ortamında da korunmaları radyoaktif koruma kıyafetleri mevcut onlarla oluyor.

termal görüntülemeler var ama o pek öyle çıplak gözle gördüğünüz gibi göstermiyor. (uydudan termal görüntüleme var mı onu bilemedim ama uzaktan görüyorsun işte)

body of lies filminden, uydular hakkında fikrim yok fakat 5 mil yükseklikte uçan casus uçaktan görüntü alıyorlardı.

www.youtube.com

sivillerin bile google earth denilen şeye ulaşabiliyorsa devletlerin elinde ne naneler vardır

duvarın arkasını göstermez termal kamera.

eğer içeriye gizli bir kamera kurulmamış ise, dışarıdan pencereye yöneltilmiş dürbünümsü birşey yok ise. elektronik bir aksamla duvarın arkasını evin içini görmek mümkün değil.

biraz daha rahat içimli. geri kalanı "artiz"lik bunun şaraplı rakılı versiyonları da var kafa yapma ihtimali yüksek zayıf bünyeler için.

cappucchinolu tütünle iyi gidiyor allahsız :)

rahat içimli değil, aksine çekimi daha zor ama aromayı kuvvetlendirmek için konuyor genelde. mesela limonlu nargilenin içine limon dilimleri atılan yerler var.

tadı güzelleşiyor. süt tozu koyuyorlar, süt değil bu arada.

süt koyulur, tütünün tadının daha iyi gelmesi için.

dediklerinin hepsine yakın olarak oturabileceğin yer hasanpaşadır. özellikle doğuş üniversitesi civarı

libadiye taraflarindayiz biz de, uzak sayilmaz bu dedigin yerlere. evler cok guzel ve ucuz buralarda ama karsiya gideceksen cekilecek dert degil. iskence resmen her sabah uzuncayir'a gidebilmek zaten buyuk bi huner istiyor, sonra uzuncayir tikis tikis. kendinden soguyorsun valla. hic bulasma eger sabah ve aksam trafiklerine kalacaksan.

acıbademde ev tutacan en güzeli. metrobüsün yakınında. uzunçayır bir durak aşağıda kalıyor. küçük çamlıca'nın diğer taraflarından metrobüse ulaşım problemli olur.

görmüşsündür karayolları sorumluluk alanı tabelaları var. o tabelaların belirlediği alanlarda ya belediye ya da karayolları ilgileniyor.

şahsen tem'i çok kullanıdığım için biliyorum, bu kaplama lastiklerin dökülen parçaları olsun, öyle hayvan leşleri olsun, herhangi bir kaza artıkları olsun çok hızlı bir şekilde karayolları tarafından temizleniyor. öyle geceyi bekleme filan yok yani. zira ölüm tehlikesi yaratan şeyler.

yanında getirirse sorun olacağını sanmam ama elektrik konusunda sıkıntı olabilir. fişleri değişiktir falan.

ben amerikadan getirttim vakti zamaninda. 6 oyun ikinci gamepad falan bana 850 liraya gelmisti. simdi dolar artti. burada gayet uygun fiyatlar var ve taksitle. degmez diye dusunuyorum. calismayan sey blu-ray oynaticisi. amerika icin calisiyor. yani blu-ray filmleri izleyemeyeceksin. fakat oyunlar icin boyle bir sinirlama yok istedigin yerden aldigin oyunu oynayabilirsin. ayrica getirtirsen converter falan almana da gerek yok voltaj icin. amerika icin uc al 2-3 liraya direk tak prize, icindeki adaptor butun dunya icin calisacak sekilde ayarli.

Bana da ABD'den hediye geldi. Sorunsuz çalışıyor. Bir tek fişine ek fiş takıyorsun (ek fiş ne demekse işte 2li fişlerden) o kadar.

ps3 fiyatları avantajlı değil. oyun getirsin aleti buradan al.

bireysel satıcıyla uğraşmazlar ama dükkan şeklinde satanların kesinlikle dikkat etmesi gereken bir konu zira maliye arada rastgele takibe alıyor böyle kişileri.

teknik olarak para el değiştiriyorsa devlet bundan pay alır, "vergi."
pratikte bi bok olmaz.

iyi ama korktum ben. şimdi 500 lira kazandığım şeye 12.000 vergi borcu çıkarsa.. of yani. korkağım di mi biraz?
kargo yoğunluğunu bile takip ediyorlarmış insanların..

satınız güzel kardeşim hiç birşey olmaz.

trafik, insan yoğunluğu ve turistik yerlerin fazlalığından dolayıdır diyerek sallama hakkımı kullanıyorum.

çünkü belediye kötü.

bakma avrupa yakası da adam gibi gelişmiyor. Sadece biri 0 olunca diğeri 0'dan büyük her değer için hızlı gelişiyormuş gibi geliyor.

Metro yapılıyor. Tramvay mevcut Kadıköy'de, kısa da olsa. Plazalar Altunizade ve Ataşehir'de bol bol var. Hal de var, taşınıyor ama. Havaalanı da var, hem de Atatürk Havalimanı'ndan daha güzel bence. Yoksun değil yani. İhtiyaç meselesi ayrıca, mayeskuel haklı.

Ayrıca "finans merkezi" nanesi var yapılacak olan. O zaman bin tane daha plaza yapılır.

Yapılmasın. Bizim taraf böyle kalsın isterim o ayrı.

avrupa yakasında iş merkezleri, ticari işletmeler ve vergi mükelleflerinin daha çok olmasından dolayı bburadaki belediyelerin verilendirmesi ve bütçeleri daha büyük. buna mukabil anadolu yakasında daha çok konut olmasından dolayı maddi olanaklar daha kısıtlı. işte bu yüzden sırf bu yüzden, belediyeler, kaymakamlıklar ve özel idare kuruluşları anadolu yakasında daha az kısıtlı bir bütçe ile çalışıyorlar. ek olarak sürekli göç alan istanbul türklerin anadoluya göçünden tersi olarak daha çok doğuda yani anadolu yakasına göç alıyor. bu göçmen nüfus ise daha çok gecekondulaşmaya neden oluyor.yani gelişmeye açık bir nüfus değil.hatırlarsanız anadoluya göçte son gelenler hep daha batıya yerleştirilmiştir. şimdi ise sınırlarımız sabit olduğundan göçler doğuya ekleniyor daha çok. ha birde türklerin bitmek bilmeyen avrupa sevdasının da etkisi var burda.. yeni bir şey yapılacaksa illla ki avrupa yakasına düşünülüyor. bunun gördüğüm tek istisnası formula 1.

anadolu yakası bundan yüz yıl önce sayfiye tatil yeriymiş. doğru düzgün yapılaşma haliyle yokmuş.yavaş yavaş şehir büyüdükçe ihtiyaçlar değişmiş. şimdi avrupa yakasında pis bir kalabalık ve sıkışıklık var. oysa anadolu yakası öyle değil daha planlı programlıdır. google maps bunu doğrular.

şehrin merkezi tabiki avrupa yakasıdır. her şehrin bir merkezi olmak zorunda avrupa yakasına az gelişmiş diyemeyiz şehrin merkezi anadolu yakası değil desek daha doğru. aslında kıyaslama yaparsak anadolu yakası doğru ve düzenli yapılaşma ve imara açılmış alanların kalitesi bakımından avrupa yakasından katbe kat üstün ve daha yaşanabilir yakadır. tabi ümraniye dudullu ve tuzlayı saymıyorum :)

telif hakkını almaktan kastınız nedir ? bır kural bulursanız bunu ıspatlarsınız ve yayınlarsınız ve duyrulmuş olur , tabi daha once boyle bır seyın yayınlanıp yayınlanmadıgını kontrol etmelisiniz , internetten yada ne bileyim ilgili oldugu unıversıte bolum kutuphanelerınden tezleri filan..

matematikten anlayan birine sorabilirsin

Bir üniversiteye gidip matematik bölümündeki hocalara sorabilirsiniz ama kendini bilimci zanneden, ışık hızını geçtim diye kapımıza gelen adamlar gibi olmamaya dikkat edin. Yüksek matematik bilginiz yoksa yeni bir şey bulmuş olma olasılığınız çok çok düşük. Telif hakkı almak yayın yapmakla oluyor. Bilimsel, hakemli bir dergide yayımlanan eseriniz o işin size ait olduğunu gösteriyor.

indeks taraması yaparsınız, sonra baktınız böyle bir şey yok gider makale yazarsınız bu konu hakkında sonra o makaleyi hakemli bir dergide yayınlarsanız bilimsel telif hakkını almış olursunuz. (bilimde YÖK denen salak kurum dışında kimse makaleleri, tezleri saklamaz. Paylaşır. Buna karşılık da atıf alır. Bir tek YÖK 'ün Tez Merkezi saklıyor bunları çok zeki oldukları için.)

Matematik formüllerinin telif hakkı alınamaz.

Bulduğunuz formülü bir makale olarak yayınlarsınız. Ya da yayınlatmaya çalışırsınız, review eden adam "evlat bu zaten bulundu makalen geçersiz" diyip eline tutuşturur zaten.

odtü'de böyle bir kurul var, yurdun dört bir köşesinden gelenleri dinliyorlar. hocamız anlatırdı oraya gelip fikirlerini, buluşlarını, formüllerini anlatanları. eski güzel günlerdi.

bizim bi arkadas kutuphaneden aldigi kitabi vermeyi unutmus, cikarken de kapidaki guvenlik turnikesi otmus. disiplin kuruluna sevk etmislerdi kizi. kitap da gotu boklu 5tl etmeyecek bi kitapti.

konumuza donecek olursak; yenisini aldirirlar en fazla.

genellikle para cezası ya da aynının aldırılması cezası uygulanır ama abartıp olayı idari bir işleme tabi tutan manyak kütüphanecilere de denk gelmen mümkün...

Üstünde ceza varsa,

ceza + kitabın bedeli.

cezayı karşılayamayacağını söyleyen arkadaşım için başka kitaplar getir ozaman demişlerdi üniversitenin kütüphanesinden.(mezun olurken kütüphaneden onay alınıyordu.)

kaybettiyseniz biran önce kaybettiğinizi bildirin çünkü bazı üniversitelerde geçikme parası hergün katlanıyor üstüne birde kitabın parasını vereceksiniz. elinizi çabuk tutun...

Para cezası ve yenisini aldırma yöntemi uygulanır çoğu yerde. İdari işlem yapmak bence abartılı bir hareket değildir, manyaklıkla ilgisi yoktur.

ben kaybettim taşınırken kitabı. hem de türkiye'de bulunmayan pahalı bir kitaptı. ebay'den delphi'de bir firmadan buldum. Bir dünya para ödeyip getirtip verdim. Sağolsun kütüphaneciler de rahat güzel insanlardı problem çıkmadan aldılar kapandı konu. Yoksa mezun olacağınız zaman çıkış belgenizi vermiyorlar.

samandıraya gidip geleceksen senin için en uygun yer spor caddesi (kartal köprüsünden kartal merkeze inen cadde) kartal stadı, ahmet şimşek koleji etrafı olabilir. hem merkezin içinde hem de bahsettiğim caddeyi dümdüz yukarı doğru takip ederek özel aracın varsa 20 dk da varabilirsin. bahsettiğim yerler karlıktepe, çavuşoğlu mahalleleri.

kadıköy'den samandıra baya bir mesafe ama kartal'a 10 basar yaşamak için.
yolu gözüne kestiriyorsan kadıköyde ev tut.

civicin motoru havada karada ezer focusu ama araba temiz mi? bir de ikinci elde güzel satılıyor civicler.
aksesuar vs olayında ise yorum yapamayacam.

aksesuarları ve arabanın temizliklerini eş değer düşünebiliriz tabi satıcıların söylediklerinden fakat şöyle birşey var araçların ikisi de kocaeli' de ama focus 34 plaka honda 41 bir de honda' yı da alsak lpg ye çevireceğiz muhtemelen onun masrafı var bir de.. :/

Focus bugün alırsan yarın satabilirsin.
Focus'un parçaları daha ucuzdur.
Focus'un servis maliyeti daha düşüktür.
Focus'un parçalarını Türkiye'nin her yerinde temin edebilirsin.
Focus'un iç ve bagaj hacmi daha geniştir.
Focus'un az yakan bir araç olduğu ile ilgili rivayetler var.

Ben civic alırdım. Ama focus dizel olsaydı focus alırdım. Ha bu arada civic'e lpg taktırılamıyorsa yine focus alırdım.

2. elde tandık bildik araba alınır hacı. ben onu bilir onu söylerim.
o paraya 0'da alabilirsin.

civic' e lpg taktırılacak yani bu kesin, tabi onu alırsak.. bir de fordu bu kadar övdükten sonra niye civic? sürüş kalitesinden vs ötürü mü?

edit: o paranın epsilon civarına hangi 0 arabalardan bahsediyorsun hocam?!

panpa ikisi de çok kaliteli,rahat araçlar.
performans konusunda honda bir adım önde,tasarım-konfor konusunda da ford önde.yakıt tüketimleri hemen hemen aynı.(otomatik vites olduğu için ikisi de biraz fazla yakar aklınızda bulunsun)yani pek bişey farketmiyor aslında.berabere kaldılar diyebiliriz.

yalnız değinmeden geçemeyeceğim,ford focusun lpgye çok iyi adapte olduğunu söylüyorlar.lpgli focus kullandım,neredeyse benzinliyi aratmıyordu.
benzinin 5 liraya yaklaştığı şu günlerde lpg önemli bir faktör bence-hele otomatik viteste-.focus alırsanız 1000lira kadar karınız olacak.
ben olsam focus derdim kısacası.

@nick ul ne idugu....;

şu an 1.6 benzinli otomatik ford focus kullanıyorum,şehir içi tüketim zaten max 30 kuruş civarında.
verdiğin miktar yanıltıcı olmuş sanki biraz...

focus çok fazla yakar benzin lpg ye çevrilmiş ama yine de 25 kr dan aşağı yakmaz. civic ile kesinlikle kıyaslanamaz peynir ekmek gibi satılıyor satarken sorun çıkmaz honda motoru sorun çıkarmaz istenilen fiyat uygun.

ben sana 1994 model honda civic si coupe öneririm.14.750 bin tl atmosferik motor 136 hp tek kapı sunroof çelik jantlar hatta al ilan..

www.sahibinden.com

tabi ki civic

bahsettiğiniz honda çok uygun değil sanki bir aile için..

eğer düşünürsen ben arabamı satıyorum. 2004 honda civic 1.6 vtec sport
121 bin km de otomatik vites ve benzinli type r kasa. ben 21500 e askere gideceğim için satıyorum son fiyat.

[email protected] yada 0 532 571 49 30 dan ulaşabilirsin :)

civic için de sana biraz bilgi vereyim. Araç motor konusunda ve sürüş keyfi konusunda inanılmaz keyifli. Şehir dışında 100 km de 6.8 litre şehir içinde 7.8 litre yakıyor. Bunlar benim yakaladığım ortalama rakamlar. Kullanıma göre daha iyi sonuçlar da elde etmek mümkün. İç hacmi konusunda iki aracın da çok farkı olduğunu düşünmüyorum. Ben civic ile neler neler taşıdım aklın durur :) İşim gereği yurt dışına çok sıkıyorum ve gittiğimde genellikle araç kiralıyorum. Şöyle söyleyebilirim ki iki araç da sınıfında gayet iyi alınabilecek modeller. Sürüş keyfi ve performans konusunda honda'nın, konfor konusunda ford'un önde olduğu konusundaki yoruma katılıyorum. Motor konusunda ise tartışmasız honda ford'un çok ötesinde.

çok uğraşırsan illaki bir sonuca ulaşırsın ancak oraya kadar 12 liradan daha fazla sinir stres sahibi olursun sanıyorum.
bence boşver gitsin.

dava mava çok tutar. 12 lirayı ödemek mantıklı gibi geldi bi an.

araştırdım biraz, hakaem heyetine derdimi anlatan bir dilekçe, iddiamı destekleyen yazışmalarla filan posta ile başvurabiliyorum ve sonuç çıkınca bildiriyorlar. meblağ düşük olduğu için dava açılmıyor amahakem heyetinin verdiği karar mahkeme kararı hükümünde oluyor.

Yani aslında hata arkadaşınızda tabii. Sonucun olumlu çıkacağını zannetmiyorum. Dava mava insanı fazlasıyla uğraştırıp sinir eder. 12 lirayı sokakta düşürdünüz farzedin, sinirinizi de çok bozmayın derim.

son yazdığın doğru. hakem heyeti gayet ilgi gösterir ve süründürmez.

yazılım öyledir aslında, onlar da elbise argümanı dışında haklılar. arkadaşınızın hatası, sizin indirdiğiniz yazılım başına gsm şirketi büyük bir ihtimalle geliştirici firmaya para ödüyordur.

iade edemezsiniz oyunu, büyük ihtimal offline oynanabiliyordur yani sizin telefonunuzdan söküp çıkarma gibi bir şansları yok.

bu gibi bir durumda hakem heyeti ile şununla bununla uğraşmayın derim ben. yapmanız gereken firmaya uzun bir şikayet mektubu yazmak olur müşteri temsilcisi hakkında.

gerzekçe bir şey söylemiş olsa da o noktayı deşip o kişinin işini tehlikeye atmak istemem açıkçası. verdikleri hizmeti hiç kullanmadım ve satın alındığı mesajı geldiği anda iptali için aradım. sonuçta istemediğimiz bir ürünü iade edemiyor muyuz?

yazılım konusunda iade almamakta bir nevi haklılar. sonuçta oynayıp oynamadığını anlayamazlar.
ha ben sana derim elbise mi alıyorsun ulan diye, ama müşteri temsilcisi diyemez. densizlik yapmış kendisi.

şimdi müşteri temsilcisinin öyle bir denyoluk yapmış olması bunun arkadaşının hatası olduğu gerçeğini değiştirmiyor. oyunun iade alınması için geçerli bir sebep göremedim ben. sonuçta o oyunu indirip oynuyor olduğun halde iade etmek istiyor da olabilirsin. yapman gereken en mantıklı iş müşteri temsilcisini şikayet etmek olur. zaten görüşmeler kayıt altına alındığı için tespiti ve yaptırımı zor olmayacaktır.

arkadaşlar oyunun şifresi geldiği anda müşteri hizmetlerini iptal için aradığım noktasını açıkça ifade edemiyor muyum? yani başka ne yapabilirim ki? iki bildirim de tek bir mesajda geliyor.

kazanıp kanamayacağını bilemem fakat tüketici hakem heyetine yaptığın ödemeyi de o 12 tl ile birlikte geri alıyorsun.

12 tl ödemek koymaz kimseye,burada mutabıkız.
ancak asıl sorun şu.saçma sapan firmalar oldu bittiye getirip kazıklıyorlar insanları.
ben yaşadığım bir olayı anlatayım;
zamanında gazetelerin kuponla verdiği fırınlardan almak istemiştik.30 liralık dandik kumtel fırınlarından.zaten gazete alıyoruz fazla mal göz çıkarmaz mantığıyla giriştik işe:)
kuponları biriktirdik,gerekli yazışmaları yaptık ama bir türlü cevap gelmedi.iş inada bindi tabii,tüketici mahkemelerine başvurduk.dava açıldı,6 7 ay kadar bekledik ve sonunda firma suçlu bulundu,fırını adresimize gönderdiler.mahkeme masraflarını kendileri ödedi tabiki.
ama o fırın geldiğinde kuponla araba almış gibi sevindim.kullanıldı mı fırın?hayır...
demek istediğim bu çakallara göz açtırmamanın verdiği huzur bambaşka bir şey.
kesinlikle hakkınızı arayın,yoksa içiniz rahat etmez...

bence adamlar haklı. yazılımın iadesi olmuyor genelde. kopyalamadığını/kaydetmediğinin garantisi yok, adamların hiç bi suçu yok. gidip satın almışsın, iade edicem diyorsun.

arkadaşın ödesin 12 lirayı, ortada bi haksızlık yok yani. daha mantıklı şeylere celallen.

şöyle açıklayım, "demo" oyunu zaten oyunu test etmenize yarıyor. bunun dışında internetten şuradan buradan oyun hakkında bilgi edinme şansınız var.

siz bu oyunu satın aldığınız an gsm şirketiniz üretici firmaya yüzde üzerinden ücretini ödüyor, vergisini ödüyor, ve karını alıyor. eğer gsm şirketinizi ikna edebilirseniz bir şekilde size 12'yi geri yatırırlar, ve üretici firmaya yaptıkları ödemeyi zarar olarak kabul ederler. bunu sistem hatası nedeni ile yaparlar, "arkadaşım almış" diye değil.

şifre geldiği an mesajı geri iade etmek gibi bir şansınız yok, forward mı edeceksiniz geri? yemin mi edeceksiniz şifreyi girdim diye.

dünyanın her yerinde yazılım iadesi vardır, evet ama bu cd-key'i girmediğiniz süre geçerlidir, cd-key elinize geçmediği sürece, açılmadığı sürece. bu bütün yazılımların üzerindeki sözleşmede yazar. bunun dışında birçok firma trial software sunar ki bu çok güzel bir şeydir, ne aldığınızı bilirsiniz. sizin için de böyle olmuş, demo'sunu oynamış arkadaşınız.

üzgünüm, fakat firma haklı. hakkınızı arayın demek isterdim fakat burada pek bir hakkınız görünmüyor.

kiralarsam veremem ama satın alırsam verebilirim.

hayır veremezsin.

arkadaşlar,

firma yazışmalar sonunda 12 tl'yi iade etti, haberiniz olsun.

obaa.
bana ayar olsun. ama hatırlatayım etiketi açılmış filmleri-oyunları iade edemiyorsunuz :)

peki telefondaki oyununun akıbeti?

ne yalan söyleyeyim bakmadım hiç oyuna. hiç denememiştim, şimdi de şarjım yok. :)

dealextreme'de olabilir sanki. o tarz seyler bolca mevcut.
ama en guzeli bir elektronikciye yaptirmak. eger sag-sol kanal ayirmak icin istiyorsan en temizi oyle yaptir. 5 dakikasini almaz adamlarin.

electro world media markt gibi yerlerde var. fiyatıda 15tl gibi bi şeydi.

ben geçen bu anlattığının tekli olanını yaptırdım 5 lira aldı, çok bir şey tutmaz yaptır derim.

ya da tekli olanın hazırları var zaten ondan al ucuna çoklayıcı tak

electroworld de olan seyin gittigidiyorda ebay de falan olması lazım ama yok bulamıyorum.

dediğiniz gibi gidip yaptırıyım bari.

yazıcıoğlunda filan 2-3 tl'ye bu tarz kablo ihtiyacından fazlası var.

biz edirneliler genelde istanbul yaparız yeni arabayla. basarız da basarız. otoban var nede olsa yıllardır. siz istanbullular da bir edirne yapabilirsiniz mesela.

(bkz: rodaj)

açılır aynı tempoda devam ederseniz 2-3 aya olur. ya da 120-130km/h istanbul-ankara yapın. çok güzel açılır.

sene olmuş 2011. motor açma diye bir kavram mı kaldı allah aşkınıza. normal kullanın işte aracınızı. aşırı zorlamayın başka bir şeye dikkat etmenize gerek yok.

(devir göstergesini sonuna kadar zorlamayacağınızı düşünüyorum)

Galiba hepsi 1000 dakika 29 lira civarı ama vodafone kamuya geçenlere ayda 1 liraya telefon veriyordu, şubat ayında sona ermiş olabilir kampanya. Turkcell dakika hesaplaması farklı olduğu için dezavantajlı olabilir.

Avea Kamu 657 plustan çok memnunun ben.

turkcell en iyisiydi ama tarife zamlandı (1200 dk 35 tl şimdi 45 mi ne oldu)
vodafone'a geçtim 30 tlye 500 her yöne 500 vodafone veriyor. o da baya güzel. (vodafone kullanıyorum yılbaşından beri ve çekme derdi yok)
avea'ya bakmadım fikrim yok.

Vodafone maxi kamu sanırım adı, o 1000 dakika her yöne veriyor. Avea süper kamu da 1000 dakiak her yöne ama aveada bir dolu kamu şeçeneği var, sitesinden inceleyin, kendi konuşma sürenize göre uygun olanını seçersiniz.

ben vodofone 500 heryone 500 vodofone olanı kullanıyrdm çok mantıksız aveaya geçtm 29 lira ilk 6 ay sonrada 35 lirraya çıkıcak ben araştrdm bana en mantıklı bu geldı oneririm

vodafone kampanyası şubatta bitti. 1000 dakika heryöne 40 tl ye geçersin. ayda bir liraya cihaz alabilirsin. koşullar var. vodafone.com.tr den öğrenebilirsin.

ithalatçı firma bana yenisini vermişti sıkı bi ağızlarına sçtığımın ertesinde

(star wars galaxies idi mevzu bahis oyun)

yok yok içme. ingilizcene güveniyosan bi ara telefonlarını durumu anlat. ilk yaşayan sen deilsindir. bende başka şirketten wow aldıydım elimizde yok bekliceksin dediler. yarım ingilizcemle bastırdıydım vermicekseniz paramı verin diye anında gönderdiler oyunu. muhtemelen onlar o key in hangi hesapta kullanıldığına, hangi tarihte kullanıldığına, senin hangi tarihte satın aldığına bakıp haklı olduğuna karar verebilirler

biri daha anlatmıstı aynını da, crack lemıs oyle gırmıs fln. ithalatcıyı arayıp anlat bi anlamıyorlarsa kayabilirsin.

bugün içersinde dönerler sana muhtemelen. donotreply@bıdıbıdı.com'dan gelmiştir büyük ihtimalle mail. sonra bir de konuyla ilgili bir mail atarlar.

cd-key'i aldığın yerle bir görüş; eğer netten falan aldıysan bi karışıklık olmuş olabilir.

sözlükte biri yazmıştı firmaya oyunun faturasının, kutusunun ve kutuda serial yazan yerin fotoğraflarını çekip yollamış. derdini de açıklamış. yeni serial yollamışlar.

hacı adam sana demişki,
3 yıl işten ayrılamazsın, ayrılırsan şu kadar ödersin.
tatil veya bayram bile olsa ben istersem m kuzu kuzu gelip çalışacaksın.
vs. vs.
sende bunlara imza atmışsın.
neden geçersiz olsunki?

Konunun uzmanı, hatta alakalısı bile değilim ama senin hatırladığın olay; işverenin işçileri aleyhine kendi başına verdiği, işçilerinin herhangi bir şekilde kabul ettiklerini göstermediği durumlarda geçerlidir tahminimce.

Etna'ya +1 diyorum, imzanı attıysan kesinlikle geçerlidir. Geçmiş olsun, ağır sikmişler harbiden.

bilgim yok ama yorum yazmadan edemeyeceğim. ne lan bu böyle adamlara bak, sikkolar. iş hukuku dersi ben de aldım ama birşey hatırlamıyorum. güzel şeyler de vardı hani. bu sözleşmeyi geçersiz kılacak güzel şeyler de vardır mutlaka. olmalı.

Usta bu nasıl sözleşme?
Her madde işveren lehine, böyle sözleşme mi olur?
Bu işin uzmanına danış bence www.alitezel.com

hukukçu değilim; ama mantıken konuşmak gerekirse,

içerisinde bu denli işciyi sikmeye yönelik maddeler bulunan bir sözleşmenin her ne kadar kanunlarda yeri olsa da mahkemelik olduğunda hakimlerin, "bu nasıl sözleşme a.k. iş y yapmayı bırakın elemanlardan para kazanın daha çok kar edersiniz" minvalinde şeyler söylemesi gerek. eğer söylemezse ve kanunlar da müsaade ediyorsa vay memleketin haline diye oturup ağlayalım.

iş kanununa aykırı hükümler geçersizdir. rahat ol. sikme falan yok ortada, göz korkutma var sadece.

imza atmadan çalışamazsın al çalıştığın kadar paran, güle güle.. Minvalinde ki sözler üzerine işçi aleyhine olan hükümler geçersizdir diye hatırlayıp bastım imzayı. önceki çalıştığım iş yerinden çıkarken sözleşmede işten ayrılmadan altı ay önce işçinin haber vermesi gereklidir aksi takirde işçi tazminat ödemekle yükümlüdür" diye bir madde olmasına rağmen 2 hafta önce dilekçemi verip ayrılmıştım içim rahat ama yine de soru işaretleri vardı kafamda. İzaleisuyuu sağolsun soru işaretlerini kaldırdı.

Kanun Diyor ki:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 17. maddesine göre; süresi belirli olmayan hizmet akdi feshedilmeden - işi altı aydan az sürmüş ise iki hafta, altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş ise dört hafta, birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş ise altı hafta, üç yıldan fazla sürmüş ise sekiz hafta- önce karşı tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Bildirim önelleri hem işçiye hem de işverene tanınmıştır. Bu nedenle bildirim önellerine uyulmadan hizmet akitlerinin feshedilmesi durumunda işçi veya işverenin ihbar tazminatı isteme hakları doğmaktadır. İstifa ederek işten ayrılan işçi, bildirim öneline uymakla yükümlüdür; aksi takdirde, ihbar tazminatı ödemek zorunda kalır.

Ancak istifa eden işçinin ihbar tazminatı ödediğini şimdiye kadar ne gördüm ne de duydum. İstifa eden bir çalışanını da tazminat ödemeye zorlayan bir işveren de görmedim.

İşveren en fazla duygusal baskı veya tehditle işi bırakmamanız veya uzun bir süre daha devam etmeniz için sizi zorlar. İşçisini mahkemeye vermek kadar aptalca birşey aklından bile geçmez(eğer size şahsi bir kin gütmüyorsa). Çünkü:
1. kazanma şansı çok azdır.
2. dava sırasında başka kirli çamaşırları ortaya çıkabilir
3. elemanıyla davalı olan bir patronun diğer işçilerinden alacağı verim düşer

İhbar tazminatı miktarları kanunda açıkça belirtilmiştir(İş yerinde çalışma süresiyle orantılı, altı aya kadar iki hafta, birbuçuk yıla kadar dört hafta, üç yıla kadar altı hafta ve üç yıldan sonra sekiz hafta) ama bu işverenin işçiyi çıkartması halinde ödenecek tazminatlardır. İşçinin ödeyeceği tazminatlar bildiğim kadarıyla kanunda belirtilmemiştir. Eğer ileride bu yüzden mahkemeye düşerseniz(ki çok çok çok küçük bir ihtimal) işveren sözleşmede yazılan tazminatı talep eder. Siz de o sözleşmeyi işe alma baskısı altında imzaladığınızı söylersiniz. Hakim yüzde doksan dokuz ihtimalle sizi haklı bulur. Yüzde bir ihtimalle iş kanununda işverenin ödemesi gereken tazminat kadar tazminat ödemenizi ister ki bu da yukarıda belirttiğim gibi en fazla sekiz haftalık ücrettir.
Bunun çok özel bir istisnası şöyle olabilir: Siz çok özel ve önemli bir proje için işe alınmışsınızdır. Sizin habersiz işten ayrılmanız halinde yeriniz hemen doldurulamayacaktır ve işveren bu yüzden muazzam zararlar(milyonlarca dolar)eder, işte hakim ancak bu durumda işvereni haklı bulur. Tabii bu proje, sözleşme metninde ayrıntılarıyla yazılıysa.

Sözün kısası, imzaladığınız sözleşmedeki o madde için hiç üzülmeyin, uygulanması neredeyse imkansız bir madde. Ancak böyle bir maddeyi sözleşmeye koyacak kadar tıynetsiz bir işvereni uzun süreli düşünmeyin, ileride illede başınızı başka nedenlerle ağrıtacaktır. Daha iyi bir iş arayın ve mümkün olduğunca çabuk bu firmadan ayrılın.

Ayrıca (git: 133259)

bazı kısımları iş kanununa uygun bazıları değil. iş sözleşmesinde işçi lehine hükümler geçerlidir, işçi alehine hükümler ise geçersizdir. örneğin yapacağınız iş belirli süreyi gerektiren bir iş, proje vs değilse belirli süreli iş sözleşmesi söz konusu değildir. size tavsiyem 4857 sayılı iş kanununu iyice okumanız. kanun sade bir dille yazılmıştır ve gayet anlaşılır hükümler içermekte. bu arada eğitim aldıysanız belirli bir tarihten erken ayrılmanız halinde eğitim ücretini tazminat olarak ödetmeleri geçerli olabilir. bunlar için de yargıtay kararlarını inceleyin. işten ayrıldıktan sonra işle ilgili bir işletme açmanıza dair bir takım kısıtlamalar olmakla birlikte aynı işi yapmanızı engelleyecek bir madde fln söz konusu olamaz. ayrıca tatillerde çalışmanız karşılığı aylık dışında ücret talep edilemez gibi saçma bir madde de söz konusu değildir. dediğim gibi kanununu iyice okursanız daha iyi anlarsınız. yine de kafanıza takılan bir şey olursa sormaktan çekinmeyin.

hiçbi boktan anlamıyorum ama bu sözleşmenin geçersiz olduğuna inanıyorum. işçisin sen abi, paraya ihtiyacın vardı ve mecburen bastın ama bu sözleşme resmen kölelik. kanunlardan üstün hiçbir sözleşme olamaz.

ben senin bir adamı öldürmeni taahhüt ettiğin bir sözleşmeyi sana imzalatsam send e o adamı öldürmesen o sözleşme ile senden tazminat alabilir miyim?

tatillerde, fazla mesaide vs'de ekstra para vermeyiz maddesi var ya. sikerler o maddeyi yazan adamı.

İş Kanununda haftasonu çalışırsanız kaç para, bayramda çalışırsanız kaç para fazla mesai alırsınız açık açık yazar. Ha bunu patronunuza ödetmek için çok uğraşırsınız o ayrı.

Ayrıca siz şimdi ayrılsanız o adamların zaten mahkemeye vermesi, yok efendim mahkemenin sözleşmeyi incelemesi falan filan, 40 yıl sürer. mahkemelerin yavaş çalışmasını avantaja çevirebilirsiniz.

youtube'da var.

videoyu indirmedim ama gorntu kalitesi dusuk. kare kare gorunuyor youtubedakiler.

yandan 480p 'yi seçtiniz mi? hatta sanırım 720p bile seçeneklerde vardı.

(bkz: battlestar galactica mini series)

2 bölümlük bir girişi vardı onun yanlış hatırlamıyorsam. mini series adıyla geçiyor olabilir. (bu mini series düşük ihtimal isim olarak)

edit: sayfayı yenilemezsem olacağı budur tabii.

var ama farketmez. ben birinci sezonun sonunda izlemiştim, bir sıkıntısını görmedim. 2. sezonun sonunda da razor u izlersin.

(bkz: battlestar galactica seyir rehberi)

ubuntu tabiki de. sonra pardus. sonra diğerleri.

www.ubuntu.com

ubuntu / pardus {debian tabanlidir} su an icin en ragbet gorenleri normal bir kullanici icin. onu tavsiye ediyorum, zira bu isletim sistemleri hakkinda turkce kaynakta mevcut.

çok teşekkür ediyorum. az buçuk bilgim vardı zaten ama mesela ubuntu'nun netbook versiiyonundan haberim yoktu. iyi ki sormuşum.

tekrardan çok sağolun...

gareth bale - maicon, tottenham - inter şampiyonlar ligi maçı. hem ingiltere hem italya da oynanan maçlarda adam maicon gibi bir hayvanı madara etti.

www.youtube.com

hangi maç ya da turnuvaydı tam hatırlayamıyorum ama galiba euro 2008'deki sırbistan-almanya maçı olması lazım. eşleşme de srna-jansen olması lazım. yazık olmuştu jansen'e, hala unutmadım kaç yıl geçmiş aradan.

diego capel-gökhan gönül ilk maçta gökhan gönülü haşat etmişti..

kadıköy pasajında askeri malzemeler satan dükkanların camlarını süslüyor onlar. oralarda bulabilirsin. (askerde ninja eğitimi var sanki ne alakaysa)

favori sezonların 3-4 özellikle 4.sezon 1. bölümü tavsiye ederim.

konular değişiyor ama arada eski karakterler ve olaylara atıf yapıyorlar. bu durum o bölümü izlemenize hiç engel değil. 6. sezon baştan sona müthiştir bu arada.

ben de son sezonlardan keyif aldım, ancak hiç izlemediysen en azından sezon basından basla.
cunku ben yarıldıgım bolumleri hiç izletmeyen arkadaslarıma izlettigimde komik bulmadılar. seinfelde gulmek için tek kural karakterleri tanımak. ben 7 ve 8. sezonları ilk bolumlerinden itibaren izlemeni öneririm.
ama illa superlerini yazcaksak var bir kaç favorim: 7-15,16,17,19,22, yok ayıramıcam haksızlık yapıyomusum gibi geliyor:)

herkesin seinfeld'i kendine beyler!!1!! valla once bi kac tur izler insan tum sezonlari sonra en begendigi sezonlar daha bir izlenir olur ve omur boyu izlenir seinfeld 3-5 ayda bir yeniden sonsuza kadar. en azindan simdiye kadar benim icin oyle. genel gecer bi liste istiyorsan imdb'nin oy oranina gore sirasi.
www.imdb.com

en başından başla hiç bir şey kaybetmezsin. zaten seçme bölümleri izledikten sonra aradaki eski bölümlere ufak göndermeleri merak edecek ve başından izlemeye başlayacaksın. dedikleri gibi bölümler birbirinden bağımsız ama bilen için o göndermeler süper zevk veriyor.

seinfeld'i 2 defa bitirmiş ve hala arasıra arkaplanda seinfeld dinleyen bir manyak olarak bana göre efsane bölümleri

-the contest
-the junior mint
-the betrayal
-soup nazi
-the butter shave

her ne kadar konular birbiriyle bağımsız olsa da karakterlerin gelişimini ve geriye dönük verdikleri referansları anlamak için en başından başlamanızı tavsiye ederim.

süper soru valla benim de aklımdaydı :) heralde başladığı saatlerde gidilse normal our, 17-17:30 gibi, çünkü sadece alt kısım açık olacak sohbet muhabbet falan olur

17:00-17:30 gibi gidip de devasa sıralarla karşılaşmayalım :) çalışmayan herkes kalabalık olur diyip erkenden yığılırsa maç bileti kuyruğunda döner.

ben 7'ye dogru gitmeyi dusunuyordum, ama o saatte gidersem girememe ihtimali var gibi gorunuyor.

musluman yazarlar zaten sabah namazini muteakip gideceklermis.

ben ay hesabından 17 olduğum için kalabalıkla birlikte girmeye çalışıcam :) olur da o saatlerde tenha olursa biraz takılır sonra girerim zaten :))

5.30 - 6

9-10 da giremezmiyiz?

ben 10 gibi gidicem - mekan doldu derlerse sen benim kim olduğumu biliyor musun yapmayacağıma da söz. tıpış tıpış dönerim

erkenden gitmem normalde ama cem yılmaz'ın olayını merak ediyorum ona yetişecek şekilde gidecem.

7 gibi gitmeyi planlıyoruz ama girememeyi de göze aldık. söylenen rakamlar civarında katılım olursa girişler bayağı sorunlu olacak gibi.

4-5 gibi oralarda olacak kimse yok pek anladığım kadarıyla.

tren hattı var ama saçma bir hat ve otobüsten pahalıya gelir.. en güzeli atlas jet ile ucuza bilet bulup ücretsiz servsilerini kullanarak aydın'a gitmek. yoksa pamukkale vs otobüs firmalarını tavaf edecek fiyat yoklayacaksınız.

Önerdikleri ücret gayet normal.Başka bir sektörden örnek vereyim mesela ; sabah 7.30 akşam 18.00 cumartesi 13.00'a kadar ve mesai değil.Ücret 654 tl.

Başlangıç olarak bir süre tecrübe odaklı çalışmayı göze almalısınız.Kesintiler olduğundan dolayı 650 gibi bir miktara geliyor asgari ücret.Yamuluyorsam arkadaşlar düzeltsinler tabi.

Emek sömürüsü görmemişsınız. Önce : askari değil. Asgari. Yani en az anlamında. Bunun yanında üniversite öğrencisi olarak öyle bir iş bulmuş olmanız bile şans. 9-5 nerdeyse. Şu pizza dağıtan elemanlar var ya, çok bildiğin o marka bile 10 saat çalıştırıp 2 az sonra sigorta yapar. Sonra da asgari ücret. Fazla mesai yok. Öyle geçer gider günler.

Kulak memene öpücükte ister miydin ? Millet öğrenciyken inşaatta çalışarak ayda 600 tl kazanamıyor.

Ya tmm işte emek sömürüsü Siz destek mi çıkıyorsunz şimdi

insanların aldıgı maaşlar,
patronlarına kazandırdıkları para ve vazgeçilmez olmalarıyla ilgilidir.

1. sınıf hukuk ögrencisi olarak ne biliyorsun ki? Neyi sunacaksın.
senin gibi adamı 15 dk içinde yeniden bulur.

Şu an tabiki son derece degersizsin adamın gözünde.
Bence çalış, işi ögren, yüksel.
Maaşın da yükselsin.

ssk olmadığından 600 demiş. ssk olsa en az asgari ücreti vermek zorunda. çalışma saatleri hakkında bişey diyemem ama sigortayı yapmaması hakkınızı sömürmesi benim gözümde.

emek sömürüsü elbette.
iş hayatında senelerdir sikilip sesini çıkartmamış olanlar patrondan önce çıkacaktır önüne, şimdiden tanımaya başlaman güzel olmuş.

türkiye'de emeğini sömürmeyen kaç firma var?
işsizlik bu kadar fazlayken o paraya daha fazlasını verebilecek bir sürü insan var. öyle düşün.

soru burada şu olmalı ben o diğer adamlardan farklı mıyım? farklıysam ne farkım var da daha çok maaş alayım. şimdi hukuk sektöründen anlamam evrensel durum ingilizcen varsa alacağın maaş artar (daha doğrusu seni isteyecek insan sayısı artar o da maaş artışı olarak döner)

okurken dehşete kapıldım, adam sanki GMY olacak, ne fark yaratması ne diğerlerinden üstünlüğü alt tarafı asgari ücretle işe adam alınacak ona bile sgk yapılmıyor ve millet eyvallah demiş. zaten ortalıkta bu kadar mallıkta insan dolu olduğu için vasıfsız işler için millet sigortasız çalışıyor. ne yapsın adam bir de patrona domalsın isterseniz.

kusura bakma da sigorta yapma 50 lira fazla ver diyen belki 1 milyon insanın olduğu bir ülkedeyiz (rakamı kıçımdan salladım). eğer vasıfsız bir adamın yapabileceği bir işe başvuruyorsan boku yedin geçmiş olsun.

istediğin kadar biz böyle oldukça tarzı olacak o kadarlık triplere girin işsizlik azalmadıkça değişecek bir durum değil bu.

Güzelsen ya da yakışılıysan daha fazlasını bile kazanabilirsin

50 var.

campus jobbing'e bak

nick herşeyi soyluyor aslında zapata.

erkeğim yakışıklı sayılırız ddddd

petrol isine gir deli para var badak.

@dirty Jigololukta iyi para var.

mühendislikte çok para var.mühendislik okumak lazım..

2 saatlik proje güncelleme ücretim 200 tl. :) iletişim ajansı işlet :)

god of war adam gibi 1-2-3 oynanır. olmaz öyle. oyuna hakaret.

1 ve 2 oynanmadan o kadar da zevkli olmaz. hatta 1-2 daha da güzel esas güzel oyunları kaçırmış olursun bence. ama tabiki de oynanır direkt 3.

tamam abiler. 1-2'yi de alayim o zaman. ama hic bi yerde yok burda yahu. internettn bakacaz artik.

Seri 1-2-3 şeklinde hikayeleştirilmiş.3'ü oynarsan kratos ben kimim ne işim var neden bu tanrılara kafa tutuyorum der.Ama 1 den başlarsan bugüne kadar oynadığın en iyi oyunlardan birini oynamış olursun.Ayrıca Cedric'e katılıyorum. 1-2 bana da daha güzel gelmişti.

Shopto ya ya da sahibindene falan bak muhakkak bulursun satan adam. iyi oyunlar.

bildiğimm kadarıyla ayrı ayrı ps3 için satılmıyor. böle 3 lü bir set şeklinde satılıyor. ya da feci yanılıyorum. her neyse. bence en ucuz çözüm bir ps2 bulup çipli mipli 1-2 yi bitirip öyle ps3 te 3 ü oynamak.

@cedric o box set ps3 e uyarlanmadı mı? uyarlanmadıysa çok saçma olmuş. Benimde çok bilgim yok. Bir de PSP içim chains of olympus var onu da oyna.

psn store'da 50 tl'ye 1. ve 2. oyun grafikleri düzeltilmiş halde paket olarak satılıyor.

işte ps3 için şey edilmiş ama pahalı yani :/

ben de oynadım psp için olanını tat vermedi çok. 1 ve 2 gerçekten en iyileri. misal 3 ü bir daha oynamam her halde ama 1 ve 2 yi zilyon defa bitirmişimdir.

bugun mal mal gezerken bi dukkanda collectors edition'u buldum, aldim hemen. dead space'i bitirip daldim hemen. hadi bakalim/

god of war 1 i ilk kez oynuyor olmak için neler vermezdim. şanslısın...

shopto da gormustum gecen. cod icin fln paketler vardı.

logitech'in h serisi var tam modeli neydi unuttum. normal yeşil-pembe 3.5mm uçlu ama pakedin içinde bi de usb dönüştürücü var. işine yarar.

valla son derece standart telefonun bluetooth kulaklığıyla canavar mag (128vs128 fps) oynanıyor. öyle fantastik sistemlere hiç gerek yok.

Online oyun fanatiği bir arkadaşın tavsiyesi ile Plantronics aldım. 150 Lira civarında fiyatı olan kulaklığı(bu model artık üretilmiyor) sahibinden.com dan gayet uygun fiyata buldum.

Hatta bu kişiden aldım;
www.sahibinden.com

(bkz: ron korb)

çello filan istersen julia kent ve adam hurst'ü bi deneyebilirsin.
bunun yanında balkan gibi etnik gibi filan a hawk and a hacksaw ve black ox orkestar var ama bunların bazı şarkılarında söz var.

myspace.com/cerahat

(bkz: Cinuçen Tanrıkorur)

ben şunu çok severim
www.lastfm.com.tr

haklısın.

Ne kadar çok üye, yazar, başlık, entry, tık; o kadar çok para.

@lazor umarım böyle düşünmüyorlardır.

Kaç tür troll var? Benim görebildiğim, dinci takılanlar ve ateist takılan troller var.Arada yine dini yönelimleri yüzünden cinsellik konusunda trollük yapanlar var.Benim tespit edebildiklerim bu kadar şimdilik.Modlar genelde fortmata uygun olup olamayacağına bakarlar.Bu düzen çok radikal bi karar alınmadıkca ssg ve ekibi tarafından düzelmez gibi. Açıkçası ortada 'düzelmesi' için bir durumda görmiyor olabilirler.
Çok canını sıkılıyorsa onları donuz'a ekle hocam.
Kişisel olarak söylemek gerekirse ben troll entrysi okurken zevk alıyorum hatta ve hatta acaba şimdi ne gibi bi trollükle konuya bakacaklar merak ediyorum.Dengizik olsun nasılbirdemokrasiistiyoruz olsun vb. bu insanların yazdıklarını okumak bir dinsiz olarak bana hoş geliyor aykırı düşünceyi okurken daha çok tatmin oluyorum nedense.
Özet olarak bunlar sözlüğün bir rengi gibi geliyor bana.Herkes normal olsa bi albenisi kalmazdı.

Kimin gerçek görüş bildirdiği ile troll amaçlı giriş yaptığının ayrımını yapmak zor. Nasıl bi eleme yoluna gidilebilir bunun için? Ya da sizin başkaları için troll kafasında olup olmadığınızı nasıl bilebilirsiniz? Bence de illallah ama çözüm yok gibi.

lazor haklı. ben de öyle düşünüyorum.

@uckac; öyle düşündüklerinden eminim.

yoo ettirmedi. bazılarını gayet eğlenceli buluyorum. hem kim troll kim değil? rahatsız edenleri okuma geç işte, ne var bunda bu kadar kafaya takacak...

Ben de takip ediyorum bazılarını. Ha ayrıca "bu troll" deyip -format problemi de yoksa-
sözlükten uzaklaştırmak sözlük mantalitesine tamamen ters düşer.

üff trol trol trol ben şu muhabbetten daha çok baydım cidden.

kardeşim yazarsın sözlükte oluştur badi listesi ya da ekşi ++ mı ne var. birdolu şey var rahatsızsan kullan yani.

@386 dx zaten okumuyorum, başlıkları bile yetiyor. zaten saçma sapan bir siyasi kutuplaşma içerisinde ülke. troll denen şey de bunu körüklüyor. eğlence olarak görebilir bunu yapanlar fakat eğlence göremiyorum herhangi bir yerinde. insanlar zaten karşı görüşlülerden nefret eder duruma geldi ve bundan keyif almak bence normal bir şey değil. işin garip tarafı bu tür başlıklarda millet saydırıyor birbirine, trollük yapanlar(içimden geçenleri yazarsam ayıp olur) daha çok gidiyor üstüne, mallık edip bu başlığa yazı yazana anlatamıyorsun da başlık troll başlığı olduğu için. trollcülük bir zeka göstergesi, espri anlayışı veya genel toplum algısının üstünde olmanın göstergesi değil bence. böyle olduğunu düşünenlerin de acınacak derecede sorunlu olduğunu düşünüyorum üstelik.

istemiyorsan okuma demek de insafsızlık üstelik. şu troll enflasyonu ortaya çıkmadan önce bir konu dengesi vardı sözlükte, yaşamla ilgili saçma sapan konularla ilgili bin tane başlık vardı, keyifle okuyorduk yazılanları. şimdi aralarından cımbızla çekmek zorunda kalıyoruz. bunun sözlük kuralları veya formatıyla da ilgisi yok. fakat sözlüğün içerik olarak çok değiştiği, siyasi çöplük olduğu kesin. benim sıkıntım bu. ekşi sözlüğün bu kadar sevilmesinin nedeni zaten mottosunda yazdığı gibi bilgi kaynağı olması. gerekli veya gereksiz olması önemli değil, okuyup saçma sapan şeyler de öğrenebilmek, insanların başından geçen olayları okumak, google'da saatlerce aramadan aradığın şeyin başlığında bir yazarın bildiği ufak ayrıntıyı öğrenebilmek.

bilmiyorum belki benim algımda bir yanlışlık vardır, troll normal bir şeydir vs.

gerçek trolling yapmak ve yapanları izlemek çok zevkli. sazan avı sayesinde herkes sözlük formatını öğrenmek zorunda kalıyor. ayrıca insanların çok komik tepkiler verdiklerine şahit oluyoruz.

sözlükteki o dinci/ulusalcı/../xci trolleri okumuyorum.eskiden o bile güzel yapılıyordu, şimdi sadece insanlar iğreniyor okurken yazılanları. :( basıp geçiyor. dont feed diyip feed edenler de olmasa bitecek.

troll mü ne trollü. troll ne arar ekşi ++ 'da.

donuz candır. trollsüz sözlük keyfi için tavsiye ederim. mis gibi yazarlara ulaşıyorsunuz bu sayede.

eksi++ +1.

yüzdeyüz katılıyorum abi 6. nesil birey olarak. millet ekşi++ diyor. sorun benim görmemem değil sorun bunların sözlükte olduğu ve kalitesini düşürdüğüdür. kurumsal düşünün amk bireysel düşünmeyin.

@ lord henry

abi kurumsal düşüncek olan biz değiliz. düşünmesi gereken elbet düşünüyordur.

ekşi++ kullanıyorum, kafam rahat. Şahsen oldukça rahatsızım ama sözlük bir yere kadar özgür olduğu için moderasyonun da yapabileceği bir şey yok.

Bakıyorum karaktersizce bir başlık açılmış, ilk sıradaki entry sahibinin geçmiş entrylerine ve karmasına bakıyorum. Yarak kürek başlıklar açmışsa ve karması eksilerdeyse direkt donuz listesine ekliyorum.

Bazen baktığımda karması yüksek ama bana ters gelen bir şeyler yazmış olanlar da çıkabiliyor. Onları donuz listesine eklemiyorum, adam içten bir şekilde fikrini belirtmiş, çıkıntılık yapma derdi yok.

anadolu bodruma gitmiyor. pamukkale'de digi koltuk filan var bir sor priz var mı diye. bir de ulusoy royal class'lar da var priz.

Varanda olabilir.

Maalesef, her ikisinde de yok.

ben istanbuldan denizliye pamukkale şirketinin pamukyol otobüsleriyle gittim. 2 koltuk arası priz vardı valla...

Orada da çok torpil dönüyor. Amerikan Başkanlarından biri torpille Vietnam'a gitmemişti. Ya da özel okullara girişlerde çok torpil dönüyor vs...

dünyanın her yerinde torpil var

türkiye'deki gibi değil. türkiye'de torpilsiz işe giremeyeceğin sektörler mevcut.

O işi gerçekten hakedenler arasında tanıdık olanlara öncelik tanındığı olabiliyor. Türkiye'deki gibi bomboş adamları hayal bile edemeyecekleri yerlere getirmiyorlar.

darıcadaki dışında hayvanat bahçesi mi var zaten? (gülhaneye 12-13 sene önce gitmiştim, rezaletti. şu anda ne durumda bilemiyorum)

gülhanede hayvanat bahçesi yok artık darıcanın da kapatılmasından söz ediliyordu noldu bilmiyorum, geçen yaz otobüslerin arkasında belediyenin doğrudan otobüs kaldırdığına yönelik bir reklam vardı belki hala devam ediyordur.