internetteki yorumlara katılıyorum.

burayı seçme nedeni nedir?

eğer bütçe ise alternatiflerinin çok farklı olacağını sanmıyorum.

eğer model ise biraz daha araştırabilirsiniz.

internette genelde güzel yorumlar yer almaz. bir ürünü alıp da memnun kaldığın zaman onunla ilgili yorum yapmazsınız ama alıp da sorun çıkarsa o zaman itin götüne sokulur o firma. o yüzden internetteki yorumlar biraz aldatıcı olabiliyor. hiç sorun yaratmayan firma maalesef yok ama şikayet sayısı da çok fazla ise alternatifleri araştırabilirsiniz.

ben aldım, 4 yıldır bir sorun yok.

kitap masa güzel bişey, 6 kişilik masa misafir geldiğinde 12 kişilik oluyor. sandalyeler plastik, o biraz kötü.

bunun dışında en ucuzlarına kaçmayın, orta fiyattakilerde pek sorun olduğunu da duymadım.

Al salona koy her gün misafir gelmeyeceğine göre çok da önemli değil. Bilinmedik markalara daha fazla vereceksin kapalı kutu nerden sürpiz yapacak diye bekleyeceksin sonra. Bunun ne olduğu belli en azından. 1 senedir bende de var 20 akşam anca oturmuşuzdur üzerinde.

Başı sonu en fazla yarım saat 45 dk sürüyor. Nikah sonrası tebrik sırası oluyor. Burada takı takılıyor, takılmazsa ayıp :)

saatinden 15dk önce orada olsanız yeter. saati gelince 5dk nikah işi sürer. sonra arka bölümde takıya geçilir.

yakınlık derecesine göre takınızı takar, tebrik eder resminizi çektirir(satın almanız gerekir) işiniz biter.

fotoğraf almanız gerekmez, takıyı takıp selamlaşılır yada yakınlığa göre öpüşülüp iyi dilekler iletilir ve nikah şekeri alınıp direk çıkılabilir

böyle girmeyin bu işlere lütfen. teknik olarak işinizi yapacak hiç bir konuyu bilmiyorum demişsiniz..

bir iş planı çıkartın kendinize. neyi amaçlıyorsunuz kime hitap ediyorsunuz giderleriniz ne olacak gelir modeliniz ne olacak diye. en azından buna vakit harcayın..

kağıt üzerinde tahmini olarak proje kendini gösterir zaten. sonrasında uygulanabilir birşeyler çıkarsa elinizdeki plana uygun teknik kısımlarını yazacak kişileri daha rahat bulursunuz.

Fikri mülkiyet hukukunda uzmanlaşmış bir avukatla beraber ortaklarınızla imzalayacağınız bir sözleşme yapın. Sözleşme olmadan bu ise girerseniz yeni bir gun is butiğinde sizi saf dışı bırakırlar. Ne oldugunu anlamazsınız. En basitinden yapılacak olan sitenin hakları siteyi yapan kisinindir. Boyle bir sürü ince nokta var.

uçak kaçırmak serbest..
vizenizde de şu şehire gidecek diye bir ibare olmadığına göre?

izin verirler, gerçi izinlik bir durum yok diğer uçağı beklemek yerine havalimanından çıkıp gezebiliyorsun. geri dönmezsin olur biter.

ama dönüş biletin varsa o sakata gelebilir.

valizi alamıyormuşuz, baştan lviv diye işaretliyorlar tabi

Valizin varsa o direk aktarmalı uçuşunun yapılacağı uçağa aktarılır.

çocuğun teki bu mantıkla bir site yaptı, united airlines dava etti hemen ama çocuk kazandı davayı.

skiplagged.com

valizsiz süper fikir.

pang?

bow and arrow.

@saygilarefendim

Çok teşekkürler :)

borsaya acıksa kap

büyük bir şirketse fortune 500, capital 500, ISO 500 gibi listeler

daha küçük şirketse anadolu 500 listesi var. tam da bu pazar günü ekonomist dergisi'nin kapak konusu olacak kendisi.

bir de yine İSO 2'nci büyük 500 sanayi kuruluşu listesi de mevcut. İSO 500'den farklı olarak.

gordugum en ilginc sorulardan biri. eger dediginiz gibi ayrilma olasilig varsa

parcalari bolup 120x80 europlaet dedigimiz standart paletlere yukleyin(goz karari verdim eger daha buyuk parca ise genis palet kullanmaniz lazim. yardimci olurum) . strec yapin bir de. forklift gerekmez yalniz tutacaginiz nakliye kamyonu asansorlu kamyon olsun. arka kapisi asansor islevi goruyor. o tur nakliye kamyonlarinda genel olarak transpalet dedigmiz alet bulunuyor. asansorle indirip transpaletle ,eger yerler duzgunse, istedginiz yere birakbilirler parcayi.

ölçülerine göre tekerlekli bir şey bulmanız lazım..

www.google.com.tr

ağırlık nedir?

altta palet olsun. palet içerisinde ağırlığa uygun 2 parmak boru olsun. takozların dibinde..

www.kutlugun.net

adama böyle indireceğini söyle. ona göre uzun yapsın boruyu. boru ağzında diş olsun manşon olsun de. maliyetli şeyler değil. 3-4 tl manşon. sen öyle indirme sen şöyle indir.

iki boruyu bir birine bağla manşonla. boru uzasın.
cache2.asset-cache.net

üstte tam ortaya "mapa" çaktır. ama paletin 4 köşesinden destek alsın.

alttan palet takozlarına sardığın halatı mapadan geçirerek boruyu geçir. boru uzun olduğu için kaldırman kolay olacak. mapadan geçirdiğin bir ip ile kamyondan eğerek indirirken yükün boru üzerine sürüklenip seni ezmesine de engel olabilirsin.

dji phantom türkiyede de yedek parçasını rahat bulacağınız marka.

onun haricinde yuneec modelinede bakabilirsin. bende yuneec 500+ var.

cevap için teşekkürler. yuneec leri bilmiyordum. hoşuma gitti. memnuniyetiniz ne düzeyde? eğer her ikisini de kullandıysanız P3 ile karşılaştırabilir misiniz?

mekatronikci oldugunuzu belirtmemis olsaydiniz cevap yazmazdim bunu oncelikle belirteyim :)

dji'in plastik kendin yap cinsi frame'leri (ve bunlarin klon'lari) var. f450, f330 diye gecer. oncelikle bunlara bulasmayin. esneme ve dayaniklilik problemleri oluyor, verimsiz oluyor. phantom'lar guzel, tahmin ettiginiz gibi. 2. el bir phantom 1 ya da 2 alin, eski tip. ama rcpano.net'te gecen arkadas icin baktim, fiyatlar oyle kelepir degil herkes birilerini kaziklama derdinde gibi gorundu bana. ama parcalari bir sekilde ve ayri ayri yurtdisindan getirebilirsiniz tabi.

goruntu almak icin gps ozellikleri (gps hold, return to home) ve reliability cok onemli. cunku araci kullanirken goruntuye odaklanmak isteyeceksiniz, aklinizda aracin ucup gidebilecegine ya da dengesiz davranacagina dair suphe olmamali. o yuzden phantom serisini tercih edin. diger cin mali urunlerde motorlar fircasiz motor dahi olmayabiliyor. ilk cikan phantom'larda home position'i almazsa sinyali kaybedince ucarak cin'deki fabrikaya donmeye calisma olayi :) vardi, naza'nin (dji'in flight controller'i, phantom'larda da o kullaniliyor) yazilimini hep guncel tutarsaniz boyle seylerle karsilasmazsiniz saniyorum.

phantom'u aldiniz, uzerine bir adet gimbal ve gopro baglayacak, gopro'nun analog video out'unu da "vtx" denen video transmitter ile 900mhz/1.2ghz/1.3ghz/5.8ghz ile yere aktaracaksiniz. yerde bu sinyali alacak bir "vrx" ve ekran ya da gozlugunuz olacak ki goruntuyu gorebilin. ayrica yere aktarilan goruntuyu "dvr" ile (35 dolara bulabileceginiz en dandik dvr is goruyor) kaydetmeniz kaza durumunda araci bulmak icin faydali olabilir. "osd" de takarsaniz gps koordinatlarini ve aracin pil vb. durumunu downlink uzerine aktarabilirsiniz, bunun icin dji'in phantom/naza ile uyumlu bir osd urunu var. video aktarim frekansi olarak 1.3 tavsiye ederim, en cok urun ve anteni bu frekansta bulursunuz. ama kumanda 2.4 ghz ile calistigi icin video transmitter ("vtx") ile anteni arasina low pass filter takmaniz gerekiyor ki video yayini 2.4ghz alicinin almaya calistigi sinyali etkilemesin.

yerde goruntuyu izlemek icin fatshark ya da benzeri gozluk, veya monitor ile bir "ground station" ya da benzer ufak birsey yapacaksiniz. bu konuyu ayrica arastirin.

daha ilerisi icin alici ve kumandayi degistirip uhf/lrs ile 433mhz ile kumanda edebilir, menzili artirabilirsiniz. kontrol frekansini 433'e gecirdiginizde video tarafinda da low pass filter'a ihtiyaciniz olmayacak.

ben goruntu almak icin kullanmiyorum o yuzden phantom ve gopro'm yok, yabanci tanidiklarin tasarlayip kestigi karbon fiber ya da g10 sasiler uzerine kendim topluyorum, mobius actioncam ile kayit yaparken "board camera" denen dandik guvenlik kameralari ile aldigim goruntuyu osd'den gecirip yere gonderiyorum. son 1 yildir fazla birsey de yapamadim, ucusa bile 1-2 kere gitmisimdir, hem zaman yok hem de bu sene hep cok ruzgarli gecti.

disq hocam cevap için çok teşekkürler. ayrıntılı anlatımınıza göre bir yol haritası belirleyeceğim. bu arada ben antalya'dayım. yakınlardaysanız tanışmak isterim.

yakinda degilim malesef. biraz da sitelerden bahsedeyim
banggood.com fena degil hemen gonderiyor genelde ~1 ayda geliyor
hobbyking.com eu warehouse hizli, international warehouse cok yavas (2 ay)
ebay'den de parca toplayabilirsiniz. ben dvr'i ebay'den almistim ornegin.
readymaderc.com iyidir guzeldir, amerikada olmasina ragmen shipping fiyatlari cok kotu degil. international olmayan video alici/vericilerde frekans siniri var ama, zaten yazar. dikkat edin buna.
multirotorsuperstore.com fena degildir oraya da bakin.

Kağıt tutkalı. Çift taraflı bant, stick yapıştırıcılar vs. var ama sağlıklı yapışmaz bence.

kapıt ince ise sıvı kullanmayın kalın ise sprey yapıştırıcılar var işinizi görür

Kağıt değil de ince kartonları (en az 300gr/m2 ya da 1 mm kalınlığında) birbirine yapıştırmak istiyorum. Kağıt tutkalını hiç denemedim, aslında hiç görmedim de, nasıl kullanılıyor ve nasıl sonuç veriyor bilmiyorum. Eğer en iyi sonucu kağıt tutkalı veriyorsa denemek isterim.

valla biz eskiden, cd'nin olmadığı, dergilerin olduğu dönemde kağıtların çok iyi yapıştığına şahitlik ederdik.

not: cevap değil diye silinmesin bak bu, gayet de cevap verdim. cevap cümlenin içinde.. sadece bunu açıkça dile getirmedim asdf

ben cocukken kese kagidi yapmistim birine ucret karsiliginda, adam unla suyu karistirip civik bulamac yapmisti, super yapistiriyordu.

Kağıt tutkalı (mücellit) genelde matbaalarda kullanılır. Gayet sağlamdır. Karton yapıştıracaksınız işinizi bu görür.

sulandırılmış ağaç tutkalı.

Daha açık bir ifadeyle defter kapağının üzerine bir kapak daha yapıştırmak istiyorum, yani kartonların kalınlığı bu. Cevaplar üzerine tutkalları araştırmaya başladım, makul görünüyorlar. Acaba kartonlarda deformasyon yaratır mı ıslanma, dalgalanma, kabarma gibi?

Yok hayır bir şey olmaz. Defter kaplayacaksan eğer, kuşe çıkartma kağıtlar var, onları da aynı şekilde tutkalla yapıştırabilirsin ama biraz ince işçilik gerek.

master a başlayalı kaç yıl oldu?

polis seni niye şubeye teslim etsin? sadece teslim olacağına dair kağıt imzalatır.

oldu bayağı. tez dönemini bile geçtim, tecil mecil kalmadı bişey 4-5 yıl oldu. iş güçten dolayı erteledim.

askerlik şubesine geçen aylarda gitmiştim. orada bi hatun vardı. eğer günüdz yakalanırsanız bazen şubeye getiriyolar dedi.

neyse dostum o önemli değil zaten biliyosun :)

himm. şubeye getirilme olayını hiç duymamıştım. 15 gün sonra getirilmezsen bir kez daha imzalatıyorlar falan. gbt den gözüküyor asker kaçağı olduğun. ki sen şu anda zaten bakayasındır 4-5 sene olduysa.

dostum zaten bakaya kaldım diyorum ya. yeni kaldım, henüz...

hı yani diyosun ki 1. seferde götürürler sonra 15 gün ardından gitmezsen gbt ye de çıkıyo bu öyle mi?

e peki ben diyelim gittim. askere alınacağım tarih şubat falan olacağı için o tarihe kadar yine bakaya mı kalıcam. yoksa teslim olur olmaz mı alacaklar?

neyse zaten gidemem o süre zarfında da... meraktan sordum.

bu mu sadece?

bu konu hakkında hala net bilgi yok. askerlik durumları gbt ye işlenmesinden beri türlü efsaneler var.

eğer mesai saatlerinde denk gelirseniz askerlik şubesine teslim etme ihtimali var. kime denk geldiğinize bağlı. jandarma vs olursa daha sıkıntılı.

ilk 15 günde ceza yiyiorsunuz sonrasında hakkınızda ceza kesinleşince havalimanı dahil heryerde bu bilgi çıkıyor.

herşeyden önemlisi kafanız rahat olmuyor..

yapma ya. yurtdışına çıkartmıyolar mı?

oncelikle sulusunu aldin mi? muayene olmadiysan "yerin belli olmuyor" bildigim kadariyla (eminim ama degismis falan olabilir)

eger senin hangi tarihte, nerede askerlik yapacagin belliyse polis mesai saatleri icerisinde seni yakalarsa subeye goturur. sube de sana birligine katilman icin 3 gun sure verir, haydi git der. (bu 3 gun icinde ister katilirsin birligine, istersen de kacmaya devam). 2. kez yakalanirsan karga tulumba birligine postalayabilirler (dusuk ihtimal ama olan var)

eger ki muayenen yoksa, yerin tarihin belli degildir. (ama hic muayenen yoksa)

yakalanirsan polis 15 gun kagidini imzalatir. (sabah 5te beni gelip bulmuslardi), mesai saati icindeyse ve uyuzsa adamlar alip subeye gotururler ama haftasonu falansa sadece kagidi imzalatip giderler.

dava acilma olayi tombala tamamen. sansina oldu da dava acilirsa cezalari odeye odeye yoluna devam edebiliyorsun sanirim (bunu yapan var ama bi arastir iyice teknik kismini. sonra mahkeme salonundan birligine gondermesinler direkt )

karisik oldu biraz idare et :D

bayağı karışık ve eksik bilgiyle yazdın diye düşünüyorum. gerçi anlattığın ülke türkiye olduğu için bi sorun yok. neyin ne olduğu belli değil ya!

sülüs nedir bilmiyorum. muayene dediğin de beden kontrolü falan sanırım.

lisans bitip master başında oldum onu. tecil vs için yapmıştım.

-ayrıca 3 gün değil 15 gün diye biliyorum.

- ve birliğe postalama işini ilk defa senden duydum. çok araştırdım ve artık birliğe teslim etme durumu yok. yeni yasa çıktı. artık para cezası var.

ben böyle bir durumdayken 'galiba'larla telkin edilmek istemiyorum ;)

net bilgi lazım. tanıdık bi avukat bulucam galiba en son. bilirler belki.

ayrıca kimmiş o düşük ihtimal de olsa birliğe teslim edilen? konuşmak istiyorum varsa bi hesabı falan.

Öğrenci işleri son senede askerlik şubesine belge yollamadığından dolayı bende bakaya kalmıştım. Bildiğim kadarıyla bakaya kalmak demek tecil hakkın bittikten sonra askere alınma durumunun sorgulanmasından başka bir şey değil. Yani hala okuyorsan yada askere gidemeyecek sağlık sorunların varsa belgelerle gittiğin zaman tecil ederler. Zamanında öğrenci belgemi götürüp hemen 1 yıl tecili almıştım. Mezun olduktan sonra 2 yıl daha aldım.

Suruç' ta patlamanın olduğu gün ben olaylardan habersiz kasım celbinde askere gitmek için başvurdum. Askere 6 kasımda alacaklar, yerin belli olması ise 28 ekimde olacak. Eylül ayında da tekrar gidip imzalamam gereken belgelerin olduğunu söylediler. Lanet olsun deyip kendi isteğimle başvurduğumda bu kadar prosedür çıkarttıklarına göre seni 15 gün içinde teslim olmanı istemeleri imkansız gibi.

Ayrıca hangi kıtaya düştüğün belliyse e-devlet üzerinden de görebilirsin.

teşekkürler yanıtın için. vallahi dostum o aşamaları yaşadım ben.

master ın devam etse bile 1 yıllık tecilini aşarsan her şekilde çağırıyorlar. kaçarı yok.

e-devlete de bakmadım ya kendimi o moda sokmayayım şimdi.

Yeniden açılır ama skorun düzelmesi için düzenli ödemelerin devam etmesi lazım, bir anda düzelmez.

@patiska bir kere ağzımız yandı zaten, düzenli öderim bundan sonra.

öğrenciyken kredi notuymuş, asgari ödemeymiş falan sallamıyorsun da sonra iş başa gelince öğreniyorsun her şeyi hocam. :)

hazır borç kapanmışken neden tekrar açıyorsunuz ki? nakit çalışın. yine sanal miktar üzerinden borçlanıp olmayan paranızı harcamaya başlayacaksınız..

kartınız kullanıma kapatılmamış, iptal edilmiş. borcu ödeseniz de açılmaz geri. yeni lart başvurusu yapmanız gerek. yeni kart alır da düzenli kullanır ve düzenli öderseniz kkb puanınızı olumlu etkiler tabi.

@cirkinkizyokturazvotkavardır bu kbb puanı önemliymiş hocam. bunu yükseltmem içinde ufak tefek harcamalar yapıp onları gününde ödemem lazım. kart iptal olunca bayağı düştü çünkü.

@animalman bana yeni kart verirler mi?

Kara listeye düşenler 5 sene kart alamıyorlar şansını denemelisin

Çünkü servis tablosu sadece servis_tipi değil yaklaşık 10 tane sütundan oluşuyor. Diğer sütunlar için de aynısını uygulayınca iç içe girmiş 10 tane if else döngüsü ve mysql_query oluşuyor. Fazla karışmasın diye servis tablosunu bu şekil gösterdim.

eşittir değil de like ile çekseniz "like '%'" şeklinde bir kullanım ile tüm kayıtları alabilirdiniz. gerçi bunu mssql tarafında kullanıyorum ama mysql tarafında işe yarar mı bilemem.

php de nasıl yazılır bilmiyorum ama sorgunu şöyle değiştirebilirsin:

sorgun = SELECT * FROM servis WHERE 1=1

if servistipi<>"" then
sorgun = And servis_tipi = "$post_servis_tipi"
end if

bu şekilde hepsi için boş gönderebilirsin veya if koşulunu düzeltip "hepsi" olarakta göndereiblirsin.

şöyle olmaz mı

select *

from servis

where servis_tipi like
(case when "$post_servis_tipi"="Bakım" then "$post_servis_tipi"
when "$post_servis_tipi"="Montaj" then "$post_servis_tipi",
else "%%" end)

emin değilim tabi.

Çözdüm, biraz amelece oldu ama paylaşayım yine de. Hepsi seçildiğinde $post_servis_tipi = 'Bakım, Montaj' a eşitledim. Ve MYSQL sorgumu da aşağıdaki gibi düzenledim.

SELECT * FROM servis WHERE servis_tipi in ($post_servis_tipi)

Teşekkürler herkese.

Sorunuza ek olarak tablonuzda çok kayıt varsa böyle text bir alandan aramak sisteminizi yavaşlatır.
Servis tipini ayrı bir tabloda tutup bu tabloya da ID ile bağlamanızı öneririm. Sorguyu da şurayı örnek alarak yazabilirsiniz:
stackoverflow.com

trello.com ?

asana,
trello
slack

Google Drive üzerinden bunların tümünü yapabilirsiniz.

zoho?

Yayıncılık içinse "yayın başladı anonsu" diyebilirsin.

canlıya geçiş duyurusu

bir şirkette yürürlüğe girecek yeni İK hizmetlerinin duyurusu için konulmuş bu başlık.

"Canlı Geçiş Duyurusu"

Kodamanlık istiyorsan E60 kasa BMW düşürmeye çalış. Düşük modelli W211 Merc de olur.

X serilerine de bakın. 2003-2006 modeller var ama km si yüksek

insanın doğayı harap etmesi hakkında bir alegoriydi. çocuğun döşü doğayı simgeliyor, eli ise insanı...

bu yaptığın iş mi şimdi.. ne güzel çıkartmıştık hayatımızdan..

Serkan cocugun amcasi.
Oylesine cekmisler.

Ben ilk çıktığı zamanlar duymuştum amcası mi dayisi mi ne işte serkan. Bunlar iddiaya giriyorlar bu eleman kazanıp böyle birşey yapıyor

ben bir farkını göremedim. yine kargoya veriliyor teslimat adresi yerine mağazaya gidiyorsunuz.

görende ilgili yerde ürünler stokta hazır hemen gidip alabiliyorsun zannediyor..

Bir hafta önce Roma'daydım. Hava tam gezmelikti, ağustos ayında gereksiz sıcak ve kalabalık olacağını düşünüyorum. Biletleri gitmeden 6 hafta önce almıştık.

www.cheapair.com

uçmak zorunda değilsiniz..

tr.shopandmiles.com

ben shell'de yakıta çevirdim. çünkü bilet alsan bile bir ton harç falan ödüyorsun. onun yerine gider pegasustan ucuz bilet alırım...

36 000 mil 360 liralık yakıt eder.

akaryakıt alırdım anlaşmalı istasyonlardan.

ben olsam millerle isteyene parası mukabilinde bilet alırım. bi yurt içi bileti 3750 mil ediyo. 35 tl'de vergi. bi bileti vergi dahil ortalama 100 tl'ye satsan 9 bilete neredeyse 600 liradan fazla kazanırsın. he ama bileti alacak kişiyi bulcan, mil aktarımı ücretli olduğundan bileti senin alman dolayısıyla vergiyi senin ödemen gerekecek. güven meselesi de önemli bu durumda. donanımhaber'de filan çok satılıyo bu şekilde. bu platform üzerinden bende bi arkadaştan 2 defa bu şekilde bilet aldım. vaktim var diyosan bu şekilde de yapabilirsin. önümüzdeki aylarda iki yurt içi bilet alırım ayrıca. :)

hayır. o gün itibariyle o yaşta olanlar yararlanabilir.

üç dört sene sonra birdahada çıkar

kaçabildiğin kadar kaç, sana vuran bi bedelli de elbet bi gün çıkar

kaçabildiğin kadar kaçarken bir kenara da para atarsan askerlik ücreti bedavaya gelir.

yaparlar belkide yapamazlar.

bunu en iyi arayarak öğrenebilirsiniz.

internetten basvuru yaptım tam 2 hafta sonra aradılar, skrm yapacağınız işi almıyorum deyip kapattım.

bana 2 defa randevu verip gelmediler. Arayıp sorduğumda da geldik sizi bulamadık diyorlar. İşin kötü yanı arayıp digitürk genel merkezine şikayet ettiğimde şubenin sorunu, şubeyle ilgili yapabileceğimiz bir yaptırım yok diyorlar. Böyle sikik bir firma işte . Keşke dsmart yada ttelekom alsa şu süper ligi de kurtulsak.
Bu arada tivibu kullanıyorum. Öneririm.

Suan evde ne internet ne de yyayın var.. onerebileceginiz neler var ?

size yakın bir digitürk şeyini arayın gelip yaparlar hemen. adamlar alacağı paraya bakar.

babanın durumu iyiyse iste, değilse isteme bence

hic sikilma, utanma, ailenden istemezsen kimden isteyeceksin.

Çok çekiniyorsan, borç gibi düşün, maaşını alıp elini toparlayınca babacım şu borcumdu sana deyip vermeyi teklif edersin, almaz da zaten, senin için rahat etsin.

borc al bi arkadasindan, maasi alinca odersin.

babandan isteme.

istediğiniz miktar babanızı zora sokmayacaksa ondan isteyin. ama onda yoktur başkasından alıp verecek derseniz arkadaşınızdan isteyin.

babadır bu gurur yapar zora sokmamaya çalışır sizi kendi sıkıntıya girer. arkadaşınızda varsa verir umursamaz.

iste nasılsa calısıyorsun maası alınca fazlasıyle verirsin.hem ailenden de istemeyeceksen kimden ısteyeceksın.

imkanınız varsa borç isteme yerine bunları da kullanabilirsiniz.

kredili mevduat hesabı
taksitli nakit avans

Bankalara para yedirme. Ailen onlar senin. Geri ödersin.

Ailenle arandaki ilişkiye bağlı. Ben zor durumda ilk anneme giderim, onun da durumu yoksa ve gerçekten zor durumdaysam yakın bir arkadaşımdan borç isteyebilirim. Para almaktan sıkılıyorsan da maaşını alınca geri verirsin. Ama mesela benim annem parayı geri versem almaz. Onun yerine o para değerinde bir hediye alabilirsin. Hem senin kafanda ödeşmiş olursunuz hem de aile ile aranda banka gibi para muhabbeti olmaz.

3 ay raporlu olduğumdan geçen ay kiramı babam ödedi. Ne var bunda? isteyeceksin tabii. geri vermeyi teklif edersin, alırsa ihtiyacından dolayı alır zaten.

Borç al ya da maaş yatınca güzel bir yemeğe götür&ev hediyesi vb. al

27 yaşında bekar ve 4 yıldır çalışan, kendi parasını kendi kazanan bir adamım.
bayramda azıma sıçıldı afedersin. öyle böyle değil. sadece 600 lira yakıt almışım, ailece gezdik tozduk. bugün yatan maaş kredi kartlarına gitti.
elde var koca bir sıfır. şimdi bu ay kredi kartıyla yaşamak yerine baba bankasına başvurucam. sende öyle yap. ulan o kadar kilometre yapılır mı? Dizel bir de bu araba!

Annemi arayıp sordum babamın durumu nasıl param kalmadı hiç isteyim mi diye. O da ara sor kızım baban o senin dedi. Aradım istedim zar zor. Yolladı hemen canım benim. Maaşı alınca ben de sana destek çıkarım baba dedim, eşşoğlueşek o nasıl laf dedi :)
Hepinize teşekkür ederim.

chipset driverlarınızı güncelleyin

direk hadımköy'den al derim.yeni toplu konutlardan ya da bahcesehir.

@labanon hergün git gel 110km + trafik bunun için ortası diyorum.

arada köprü var zor kısmını unutun.. şişli kağıthane buralar kadıköye yakın orta noktalar. kağıthane hadımköy 30-35 km kağıthane kadıköy 20-25 km..

eğer sabahları hadımköy den kadıköy yönüne gideceksen vay haline. her gün gişelere kadar trafik olur. akşamda tam ters yönde..

select contact_name + ' ' + contact_surname as NameLastname from tablo

chp milletvekillerinin rozet takması mevzusu. normalde parti başkanı takıyor gibi bir olayı var, burdaki ilginçlik bu arkadaşların birbirine takması.

yarıldım

Allaskina nabiyo bunlar, arkadaki muhabir öldürdü beni.

arkadaki gazetecinin yarılmasına yarıldım.

sonra hepsi haydar beye takacak.

bağlanmaya çalıştığınız sunucu dışarıdan gelen bağlantılara açık olmayabilir.

ne yapmam gerekiyo?

lokalden bağlanmayı deneyebilir misin

sunucu adresine (local) yazarak şifresiz bağlanmayı deneyin. olmadı bilgisayar isminden de olabilir.

büyük ihtimalle bağlandığınız sunucu, senin üzerinde bulunduğun yere izin hakkı vermemiş, yetki verin.

cevapları merakla bekliyorum, küfür etmediğim mi kalmadı, bağırıp çağırmadığım mı kalmadı. hala aranıyorum eskisi kadar sık olmasa da. benim bunlarla herhangi bir geçmişim de yok, nerden yapıştılarsa.

çağrı merkezlerinde arama yapan birim aboneye bakarak aramaz. önünde bir liste vs. vardır, oradan sırayla arar ya da ekranına düşer. yani siz aranırken "haa bu salak müşteriymiş aramayalım" deme imkanları yok. en fazla ne olur, görüştüğünüz kişi başka aramada yine sizi aramakla görevlendirilmişse ve sizin o salak müşteri olduğunuzu hatırlarsa üzerinize çok gelmez. ya da tam tersi, sizin bilerek salaklık yaptığınızı düşünüp iyice üstünüze gelebilir. ama "bu salakmış bunu aramayalım" gibi bir durum söz konusu olmaz. belki aramaları organize eden yetkili durumdan haberdar olursa aranmamanızı sağlayabilir ama bununla uğraşacaklarını hiç sanmıyorum, özellikle abone sayısı yüksek olan digitürk'te.

tek numaradan aramıyorlar ki, her sefer başka bir numara arıyor. artık bayi midir çözüm ortağı mıdır ne halttır. keşke aynı numaradan arasalar da engellesem kurtulsam.

akbank 2 haftadır arıyordu. hep aynı konu. ya sigorta ya da kredi. sonunda açmamaya karar verdim. abartmıyorum pazar hariç günde 4 kez falan arandım, toplamda 48 ediyor aşağı yukarı. hiçbirine cevap vermedim. üç gündür aramıyorlar. numarayı engellemek de bir çözüm olabilir. muhatap olmaya gerek yok bence.

hocam 0212 473 73 73'ten arasa açmıycam, engelleiycem ama bambaşka numaralar arıyor. tanımadığım numarayı açmama lüksüm yok, iş ile ilgili de arıyorlar tanımadığım numaradan. mecburen açıyorum.

crm sistemlerinde her zaman aynı kişiye denk gelmezsiniz. bu durumda birini sinir etseniz bile aramanın bir sonucu olmayacağı için 2 ay sonra tekrar aranabilirsiniz. 2 seçeneğiniz var.

1. sms ve arayan no bloklayan bir program kullanmak. ben sabırla 2 ay gibi bir sürede çoğundan kurtuldum.

2. arandığınızda x kişisi vefat etti bu numara başkasının kayıtlarınızdan çıkarın diyebilirsiniz. hatta gıcık olduğunuz biri varsa onun numarasını verebilirsiniz..

sikayetvar.com üzerinden bu yazdıklarınızı yazın. en fazla bir hafta sonra sizden özür dileyerek veritabanlarından numaranızı sildiklerini söyleceklerdir.

baska numara verirken o numarada baska biri olabilir mi sorusunu sormayi ihmal etmeyin. bir de böyle durumlarda numara güncellemesini check ediyorlar isimden, kayitli mi adiniza gibi ya da numara kullaniliyor mu gibi, o yüzden onu artik önermem ben pek.

bir de duyuruyu silmeyin iyiymis ben notumu aldim.

5gundeingilizce.com

sürekli dinlediğin şarkılara eşlik et, hatta arada kendin söylemeye çalış, ama bunu sürekli yapman lazım.
iyi konuşan biriyle sohbet etmeye çalış.
kendi kendine düşünürken, yüksek sesle ve ingilizce konuş.
aynanın karşısında yüksek sesle kitap oku, karşındaki birine okuyormuş gibi.
çocuklara dr seuss falan oku.
conversation parçalarını durdurup her cümleyi çok rahat söyleyebilene kadar tekrar et.
konuşman gerektiği zaman aklından geçen karışık cümleleri ele, kısa ve basit cümleleri tercih et.

yabancı sevgili yap.

Evde yalnız olduğunda kendi kendine İngilizce sesli düşün, o an aklına ne geliyorsa. Söyleyemediğin her şeyi hemen o an bak, öğren. Biraz geliştirdikten sonra evine yabancı bir misafir geldiğini varsay ve o misafiri evinde ağırlıyorsun. Yanında yabancı bir konuk olsa o akşam nasıl geçerdi düşün işte ve sanki varmış gibi her şeyi konuş kendi kendine. Biraz durumu toparladıktan sonra hayal kur, şunun gibi mesela; X konuda düzenlenmiş bir konferans var, sen de konferansta sunum yapacaklardan birisin. Sunumu İngilizce olarak yapacaksın. Bunu yaparken önce çok basit konulardan başla, markette nasıl gereksiz şeyler almadan çıkılır bile olabilir yani konu. Zamanla konuları ağırlaştır, terminolojisini pek bilmediğin alanlara kaydır.

Emin ol, gideceğin bütün kurslardan çok çok daha faydası olacak. İngilizce öğretmeniyim ve özel ders öğrencilerimin hepsine de yaptırdım. "Kağıt üzerinde yapmakla olmaz, konuşamıyorsan dil bilmiyorsun" diye azıcık gururlarına dokununca yaptılar hep, faydasını da gördüler.

Edit: Başlarda çok karışık, çoklu dil bilgisi gerektiren cümlelere girme ama biraz zorla kendini. Zor cümle kuramadım, hep basitten gideyim dersen, tıkanırsın bir yerde. Kendini azar azar zorlamadan bir üst yapıyı öğrenebilme ve kullanabilme şansın yok. Ve daha önce söylediğim gibi, hiçbir zaman erteleme, söyleyemediğin cümleyi/kelimeyi hemen o an araştır ve öğren, peşini bırakma.

dizi, film izlemek faydalı ama ben klasikleşen bir etkili olduğunu direkt olarak gözlemlediğim şeyi söyleyeceğim; kaba tabirle dilin dile değmesi. şaka değil gerçekten etkili illa dillerin temasına da gerek yok yan yana kalınca mecbur konuşuyorsun karşı cins olursa ilgi alaka daha da artıyor. imkan varsa denemeye çalış, bir haftada farkı kendin görürsün.

Ben dizi film izleyerek ogrendim konusmayi da ama farkinda olmadan istinyede bekle nin dedigini yapiyormusum ahahah. Biri gorse sizofren damgasini yeriz. Iyi yontem +1imi veriyorum.

football manager oynarken ortaokuldan beri maç sonlarında kendi kendime basın toplantısı düzenlerdim. O zamanlar daha görüntü yok oyunda. 15-16 yıl öncesinden bahsediyorum. Sanki bana soru sormuşlar gibi ingilizce cevap verirdim. Klübün geleceğini projelerimi falan anlatırdım. O oyun sayesinde ingilizcem gelişti. Çok fazla dil bilgisi bilmeden reflekslerimle çözüyorum işi. Konuşurken rahatım artık.

Kapds'den mükemmel puanlar falan alamıyorum 90 oldu en çok ama konuşmayla inanılmaz refleks elde ediyorsun. Film falan izlerken altyazıya bakmamaya çalışrdım mesela. Çok argo ya da garip esprilerin bazılarını hala anlayamıyorum ama bayağı iyi duruma geldim.

Hatta dizi izlerken çevirmenin yanlış çevirdiği şeyleri falan çok rahat tespit edebilir oldum. Ama ben çok küçükken başladım. 14-15 yaşında.

"şablon alıp hostinge tanıtmak"

yıllardır bu sektördeyim, ilk defa yukarıdaki ibareyi duydum :) hocam bu denli basit şeyler değil o işler, gözünü korkutmak için söylemiyorum. çok genel sormuşsun. sorunu biraz daha dar açıdan sorarsan cevaplandırayım. zira sorduğun sorunun cevabı sayfalar, saatler alır.

siz olaya bu şekilde yaklaşıyorsanız sorunuzun cevabı "hayır yok". en zor olan şablonu alıp hostinge tanıtmak zaten.

bol şanslar

Tecrübem kendi sitem için bu işleri yapmaktan ibaret olduğundan eticaret konusunda cahilim, bilemedim.

diğer arkadaşa katılmıyorum. şu zamanda ve bundan sonraki zamanda bu olayın en kolay kısmı yazılım kısmıdır. en zor kısmı ise; ürün seçimi ve bu ürünün pazarlanmasıdır. çünkü tahmin edemeyeceğiniz şekilde bir rekabet var.

Icımdekibiri haklı, işin teknik altyapısı, yazılımı falan öyle zor değil fazla. Satış yapabiliyorsan o kısmı da halledersin her halükarda. ZOr kısım para kazanmak.

benim tecrübe ettiğim kadarı ile sanal pos falan ekletilmeyecekse çok teknik birşey yok ilk etapta
ben de e-ticaret sitesi yapmaya çalışıyorum, kardeşinle haberleşelim , paslaşıırız özelden ulaşın

Onun yerine hazır bir e-ticaret sitesinden bu işini kolayca görebilirsin.
(bkz: tictail.com )

çok üst düzey bir e-ticaret sitesi düşünmüyorsan www.opencart.com 'ı kurun. şablon hazırlamasında, düzenlemesinde falan bir şey yok. isterseniz bir çok free şablonu var. paypal ödemesi vb. gibi eklentileri zaten mevcut..

tr'de bile kaç tane tanınmış firma var opencart kullanan.. yok profesyonel olarak bu işi yapacağım diyorsanız gene bir çok destek alabileceğiniz firma var..

kurulumu wordpress gibidir.. veritabanı kurulumu, opencart kurulumu ve düzenleme aşaması..

demo güzel olurdu falan dersen kendi hostuma kurayım dene, gör sistemi... ;)

"ama bunlar yapılmadı" demek istediniz heralde?

Tüketici mahkemesine gidip dava açmanız gerekir. tüketici olarak seçimlik haklarınız var, illa evden vazgeçmek zorunda değilsiniz, ekskiklikler oranında bedelde indirim talep edebilirsiniz.

kusurlu mal satışı oluyor diye biliyorum, hukukçu arkadaşlar daha iyi yardımcı olacaktır

muhakkak kılıfına uydurmuşlardır. çoğu projede karşılaşılan birşey. eğer değilse sizin için iyi.. yapılacak birşey vardır. bir hukukçuya mutlaka danışın. sözleşme olmadan buradan atıp tutmak ne kadar doğru olur bilemedim.

karsilastir.ma

karsilast.ir

hangi.si bu iyi olur, akilda kalici.

Bumubumu.Com
Bumubu.mu

moto g dusunebilirsiniz, saf android var icinde. uc yil goturur sizi dokulmeden bir sey yapmadan. 700tl civari satiliyor, toplu alimda daha ucuza bulabilirsiniz.

sarji da uzun gitsin istiyorsaniz lumia 720 oneririm, o da iki uc yil goturur, sarji genelde iki uc gun gidiyor. windows phone maillerde filan da iyi hem.

moto g guzel bir tercih olur bence de. saf android olmasi performans acisindan sorun yasamanizi engeller. ayrica en az 2 yil boyunca da butun guncellemeleri en gec 2 hafta icinde alirsiniz. android'ler de device administration olayi da kolay. uzaktan cihazlari isteginiz gibi kontrol edebilir, gerekirse factory reset yapabilirsiniz. fiyatlari uygun olursa motoX ve nexus5 de olabilir.

avea, vodafone gibi firmalarla görüşün, direk cihaz paket alternatifleri var bir sürü kurumsal kullanıcılar için.

nokia lumia modellerini düşüneblirsiniz. office programı ile uyumlu olması da ayrı bir avantaj

htc one v 450 tl

blackberry bold 550 tl

çok teşekkür ediyorum arkadaşlar. kontratlı cihaz için tarife bitme süresi varmış sanırım o yüzden operatörlerden yararlanamıyoruz.

komplo teorisine gerek yok bence, tesadüf olmuş. Bunun dışında apartmandakilerle aranız iyiyse kulis yapın ve bu adamlardan apartmanca şikayetçi olun.

Tesadüf bence. Esnaf kafası öyle naif planlara çalışmaz, gelir lastiğini keserler not mot da bırakmazlar, bi bok da yapamazsın karşılık olarak. Gerçekten o kadın çizmiş diye düşünüyorum.

tesadüftür bence kadın bırakmış not, adamların günahını almayın.

apartmanla aramız iyi. yani daha doğrusu kötü değil, öyle can ciğer görüştüğüm adamlar yok, merhaba nasılsınız o kadar. ama adamı şikayet etmek için koordine olmaya gelince kimsenin çıt çıkaracağını sanmıyorum. öyle mıy mıy bi apartman. 2007'de ankara'da sular azaldığında bizim oraya hiç su çıkmaz oldu. kiracı halimle uğraştım didindim aski'den adam getirtip yolu kazdırdım falan. ev sahiplerine depo yapılması konusunda kulis yaptım da takan olmadı. sonra yan komşu sağolsun el attı da bi depo yapıldı. o da taşındı gitti zaten. öyle apartman problemleriyle pek ilgilenen yardımsever tipler değiller. kimse arkamda durmaz. aban dokunmayan yılan bin yaşasın hesabı.

İyi niyet olmasa kadın not falan bırakmazdı. Sen de hasarı cebinden / kaskondan öderdin.

kesinlikle tesadüf ve bence çok şanslısınız.
esnaf adam kolay kolay öyle şey yapmaz, kafası bozulur da gözünü karartıp yaparsa da daha pislik bişeyler yapar not falan da bırakmaz
mesela plakalarınızı söker çölde su arar gibi plaka ararsınız, keşke arabayı çalsalardı amk dersiniz.

ayrıca adam dükkanın önü açık kalsın isterken "dallama" oluyor ama sen çoluğumuz var çocuğumuz var çocuğumuz var bizim hepimizin çocuğu var deyince herşey mübah oluyor?
binanıza ait otopark olmasına rağmen dükkan önüne park ediyorsanız ayıp ediyorsunuz. o adam orada ekmek peşinde, dükkanın girişini yük inme binme işlemini engellemeseniz bile cephesini kapatıyorsunuz ve inanın bu çok önemli.
arabanız otoparkta kalsa zarar görmezsiniz hatta bu tip kazaların yaşanma olasılığı da düşer ama arabayı dükkanın önüne koyduğunuzda adamın işi etkilenir.

çoluk çocuk yük varsa apartmanın önüne indirirsiniz siz otoparka inemiyorsanız eşiniz arabayı alır gelir çocuğunuzu/yükünüzü koyar devam edersiniz hiç de öyle "buraya koymazsam ölürüm" gibi bir durum yok.

valla dükkancı yerinde olsam polisi arar o arabaları çektiririm
gerçi zaten çektiriyorum, iyi ki aynı binada değiliz.

anlattığınıza göre kafamda canladırdım, yeni kiracılar olsa umrunda olmazdı. üstülek dediği gibi yeni taşınma sırasında başka bir yerden tuttukları kamyon gelecekse kamyoncunun hiç umurunda olmazdı..

kamerası olan o bölgeyi gören bir yer dükkan yok mudur?

birde kaportada sürten cismin boyası kalmış gibi. belki ipucu verebilir.

dükkan önü dediğim yer kamuya ait bir yol. adamın dükkanının kapısını engelleyecek şekilde koyuyor değilim. oradan çekilirse onun adı araba çekmek değil, hırsızlık olur. zira orası adama ait bir alan olmadığı gibi, apartmana ait bir alan bile değil. sokak. dikkat ederseniz orası apartmanın yeri de demiyorum, kamuya ait park yasak olmayan bir yol kenarı diyorum. sıçarım onun manzarasına. o önce gelirse o park eder, ben gelirsem ben park ederim. otopark var diye kullanmak zorunda değilim. otopark da zaten kimisinin 2 araba sahibi olduğu 14 dairelik apartmanda 5 arabalık bir otopark. kaldı ki çoğu zaman evin önünde de park yeri bulamıyorum, park edenler farklı apartmanlardan da olabiliyor, kimseye de "ibnelere bak apartmanımızın önüne park etmişler" demiyorum. gidip paşa paşa ya otoparka koyuyorum, ya uzağa park ediyorum. çünkü orası herkese açık ve park yasağı olmayan bir yer. adam dükkanının önü açık kalsın diye kamuya ait yola araba park ettirmiyorsa bunun adı pek tabii ki dallamalık olur. ben kimsenin hakkına engel olmadan ve yasaları çiğnemeden neresi kolayıma geliyorsa oraya araba park etmekte özgürüm. buna da kimse karışamaz. eğer işlerini etkileyecek kadar dükkanının önü kapanıyorsa, yan taraftaki kargocu gibi belediyeye başvurur, yol kenarını ve kaldırımı da kiralar, kaldırımı ona uygun araba çıkabilir şekilde yaptırır, önüne de isterse dikenli tel bile gerer. ona da kimse karışamaz, çünkü artık oranın da sahibidir. ama kamuya ait yol işini engelliyorsa siktirsin gitsin kamuya ait olmayan, kendine ait olan bahçeli bir yer tutsun. kamuya ait yola da karışmasın.

azıcık şehirde yaşamayı, komşuluğu, ortak alanları birlikte kullanmayı falan öğrenmek lazım.

aynı binada bahsettiğim yerden arabamı çektirirseniz, ya polis çekmez "ben buradan niye araba çekeyim" diye, ya da hadi bi şekilde çektirttiniz diyelim, araba hırsızlığı nedeniyle savcının karşısına çıkarsınız. o yüzden benim apartmanımın önünde kalkışmayın o işe.

edit: bu arada üşenmedim ölçtüm, dükkanın kapısı ile arabayı park ettiğimiz yer arasında, yani adamın "önü" dediği yer ile dükkan arasında tam 12 (on iki) metre var.

1- evet veya online anlık olarak görüntüleyebileceğiniz bir sistem.
2- reklam verdiğiniz yere göre değişir. büyük firmaların online takip sistemleri var.
3- sitenizde google analytics kullanırsanız tıklandığında sitenize gelecek url için bir kampanya oluşturup kendi analytics hesabınız üzerinden o url nin ne kadar tıklandığı gibi detayları görebilirsiniz.

bütçe önemli bu konuda. alternatif olarak medyanet, reklamz, google adwords, affiliate marketing gibi alternatifler mevcut. eğer mekan ise foursquare e de bir bakın

Katılmıyorum, zira Facebook reklamları şu an Google reklamlarından sonra piyasada en etkili ikinci reklam uygulamasıdır. Verim almadığınızı düşünüyorsanız coğrafi ayarları inceleyin, yaş gruplarını ayarlayın, doğru kitleye ve doğru zamanlarda yayınlayın.

Facebook reklamında yaş grubu ayarlarını yapıyorum. İl ayarı ve üzerine yalnızca belli üniversiteleri seçiyorum. Aldığım sayfa beğenilerinde çoğu alakasız kişiler oluyor.

Reklam vermek çok zor bir iştir.
Reklam vermek kolaydır da beklenen geri dönüşü almak zordur.
Vereceğiniz reklam bir mekana aitse öncelikle özelliklerini iyi belirtmeniz gerek (bunları buraya yazmak sizi doğru kanala yönlendirmemizde fayda sağlayacaktır)
Her mekana aynı yerde verilene reklam fayda sağlamaz.
Reklam için Facebook kullanacaksanız cinsiyet, yaş, bölge vs ayarları önemli.
Twitterda fenomenleri takip eden bir güruh var eğer mekanınıza uygunsa burayı tercih edebilirsiniz.
Mekan reklamı için foursquarede beğeniler ve check in'ler önem kazanıyor.
Ayrıca doğru kelimelerle adwords yaparsanız fayda sağlayabilir.
Internet odaklı bir reklam için re-targeting de düşünebilirsiniz.
Facebook beğeni odaklı gidecekseniz öncelikle biraz para verip sayfaya belli sayıda beğeni satın almanızı öneriririm.

200 beğenisi olan bir sayfayı 210 yapmak
20000 beğenisi olan bir sayfayı 20100 yapmaktan daha zor olabilir.

Eskiden reklam işi yapıyordum detayları yazarsanız yardımcı olabilirim diye umuyorum.
Ve başarılar dilerim. (Uzun olduysa özür dilerim)

B2B business to business. bir firma düşünün bayilerine satış yaptığı bir portal var. bu sistem üzerinden bayiler üreticiye siparişlerini geçiyor sonrasında mallarını alıyor ve nihai tüketiciye satıyor.

üretici bir firmanın son kullanıcıya değil de başka bir firmaya ürün satışı. örneğin uçak motoru üreten ge ve boeing firması arasındaki ilişki b2b ama mr cihazı üreten ge-memorial hastanesi arasındaki ilişki b2c.

doğalgaz şirketleri evsel kullanıcıya gaz satarken b2c oluyor ama doğalgazla çalışan bir elektrik santraline satarsa b2b oluyor mesela

mersedes fabrikası yedek parçayı bayisine satarken b2b,

bayi sana satarken b2c.

illa sonunda müşteriye gitmesine gerek yok. şirketlere su dağıtan sucu lar da b2b çalışmış oluyor.

alayını denemiş biri olarak;

- otelde kesinlikle kalmayın-zira sabahın köründe geliyorlar. eğer mesai saati dışındaysa kağıt imzalatıp gidiyorlar, mesai saatinde şubeye götürüyorlar.

- yurt içi uçuş; yaklaşık 20-30 kere uçtum, bi problem olmuyor.

- trafik çevirme; istanbul'da hala denk gelmedim. sürekli trafikteyim. olsa bile askerlik kısmına bakmıyorlar yüzde 95.

- yurtdışı uçuş; hakkınızda arama emri ya da mahkeme olmadığı için mesai saatleri dışındaysa kağıt imzalayıp çıkabiliyorsunuz.

- askerlik şube; zorla tutup götüremedikleri için gitmenizde bi sakınca yok. ama içim rahat etsin derseniz telefonla bilgi alın istediğiniz kadar. (küçük şubeleri arayın daha rahat ulaşırsınız)

- emniyet müdürlüğü; otelde kağıt imzaladıktan sonra pasaport çıkarmaya gittim, bi sorun olmadı. hatta sistemde göremedi bile. sanırım sadece yurtdışı çıkış yasağına bakıyorlar orda.

ek olarak; çoğu polisin haberi bile yok ya da uğraşmak istemiyorlar bu durumla. olur da illa gbt'ye sokucam seni derse rica edin askerliğe bakmasınlar. zaten canlarına minnet.

umarım faydalı olmuştur.

sagol brkylmz.
ufak bir not ekleyeyim, nasil basiniza gelmedi hayret. arkadasim emniyet mudurlugunde (ankara) pasaport cikarttirirken goz altina aldilar. "tezimi yazdim tecil alacam" dedi biraktilar, ama zaten goz altina aldiklarinda da naapacaklarını bilemiyorlardi kafaları karismis polisin de.

yurtdışı uçuş; 5 yıllık asker kaçağı bir tanıdığım geçen ay uçtu herhangi bir durumla karşılaşmadı.

arkadaşım pasaport çıkartmak için gittiği emniyet müdürlüğünden askerlik şubesine polis nezaretinde götürüldü. emniyet müdürlüğü sakat o bakımdan.

@brkylmz tutanak tutulduktan sonra 15 gün süreniz oluyor. bu durumda gbt den düşüyor. emniyet müdürlüğünde bu sebeple gözükmemiştir.

@cirkinkizyokturazvotkavardir dogru, arkadas emniyet genel mudurlugunden askerlik subesine gidince de 15 gun sure verdiler.

Ya beyler çok orta yerden giricem fakat cevaplarsanız sevinirim. Diyelim otelde kalıyorum ve polis gelip aldı beni. Götürdü Askerlik şubeye teslim etti. Bana da şu gün askersin dediler ve teslim olmadım. Bu durumda beni zorla askere alabiliyolar mı? Yoksa sadece para cezası mı kesebiliyorlar? Yani ben teslim olmadığım sürece beni askere alma durumları var mı?

polis götürür, şubede sülüsünü alırsın sonra serbest kalıp 700.000 asker kaçağının arasındaki yerini alırsın :)

bi süre sonra da bağlı bulunduğun kaymakamlıktan ceza gelir (şansına göre süresi değişir), 15 gün içinde yüzde 25 indirimli olarak yatırıp hayatına devam edersin.

2. kez yakalanan çok az kişi var şu an internette. onlar da yine aynı şeyi yapmışlar. 3. ye yakalanan yok ama bu sefer sen ayıp olmasın diye gidersin heralde :)

e-devlet üzerinden alabilirsiniz. (eğer tammalandıysa)

herhangi bir askerlik şubesinden alabilirsiniz. e-devlet'e de bir bakın.

ankarada dikimevi-cebecideki subeden aldim ben yapmadigim icin.
yok yapildiysa, e-devlet trink veriyor zaten

hayır.

ip değiştirmek çözüm olmayabilir. karşı mail serverları sizin etki alanınızı (domain) spam liste almış olabilir. damini değiştirmek yerine euro message gibi bir şirketle çalışabilirsiniz. tabi mail gönderim yoğunluğunuza bağlı bir hareket.

tabii ki çözüm var. ama sizin veya serverların ayarlarını bilmek lazım. sizinki biraz saçmalamış. uluslararası şirketler var. mesela hilton.com bütün dünyada bu alan adını kullanıyor. hanbi hilton-tr falan yok. (site olarak değil mail olarak) bu adamlarınki niye spam olmuyr? saçma.

mailingi belli sayılara bölüp, aralıklarla gönderin.

net sayıları hatırlamıyorum ama belli bir zaman dfilimi içerisinde belli bir limitten sonraki mailler spam olarak algılanır.

arkadaşlar tik'ler geldi ama sanmayın ki sorun çözüldü, henüz çözüm üreten bir cevap yok.

Bazı önemli müşterilere e-maillerim gitmiyor, telekomdan yeni ip almak dışında ne yapabiliriz ?

Doğru söylüyor hacı. kara liste oluşturan firmalar var. detaylarını bilmiyorum ama adam büyük oranda haklı...

Şu linkten bir kontrol et istersen

mxtoolbox.com

maili aynı anda x sayısından fazla kişiye gönderirseniz sunucu otomatik olarak spam bu der göndermez. hosting firmanızı değiştirin.

Öncelikle adamın yaptığı buysa adam gerizekalı değil. Sadece senin öyle mail göndermene izin vermemeliydi. Toplu mail gönderimini herkes kendisi yapsa mailing firmalarına gerek olmazdı. Elemanın söylediği üzere blacklist'lere girmiş olabilirsiniz. Bunlardan çıkmak için bir kısmına para bile vermek gerekebiliyor bazen. Toplu mailing hizmeti veren yerlerle çalışırsanız bu tip sıkıntılar yaşamazsınız.

RATS Dyna bizim ip'yi blacklist'e eklemiş diğerlerinde sıkıntı yok, çözebilir miyiz problemi ?

kesin birşey söylemek zor. Muhtemelen teknik gelecektir size. Reverse dns kaydına önem veriyorlar anladığım kadariyla.Exchange sunucu ip'nizi verirseniz bir kontrol edebilirim ya da siz mxtoolbox.com adresinden yapabilirsiniz. Firmanın removal için istediği kriterler aşağıdaki linkte.

www.spamrats.com

mail gönderim şeklinizin SPAM yapan herhangi birisinden farkı yok. Öncelikle bunu çözmeniz lazım. siz ne kadar dürüst olsanız da yazılımlar bunu ayırt edemez doğal olarak da engeller. bu iş için kurumsal bir e-posta gönderim firmasıyla çalışmanızı öneririm.

her mail sunucusu sadece blacklist kontrolü yapmaz. kendi içindeki firewall sistemleri de belirli kurallara göre sizi bloklamış olabilir. bu durumda mailinizin ulaşmadığı adreslerin isimlerine göre tek tek aksiyon almanız gerekebilir. (ilgili şirketin IT yetkilisiyle görüşmeniz gerekebilir). eğer içlerinde kendi mail sunucusu olmayın dışardan hizmet aldıkları bir firma varsa işiniz dahada zorlaşıyor.

bence burada bir yanlış anlaşma var. sirküler gönderiyorum diyor ki bu olsa olsa 100 şirkettir yani toplu mail değil yaptığı. benbu konuya dikkat çekmek istedim.

Iyi olmus :)
Bir de kalkip adama gerizekali diyorsun.
Senin gibi ezberciler yuzunden internet copluk içinde.
Captcha olmadan form koyulmuyor.

yapılabilir mi evet.. hayal mi evet.

www.google.com.tr

ABBYY FineReader işini görür, internetten nasıl kullanıldığını araştır. Çözüme kolayca ulaşırsın

windows one note gayet basarili bir sekilde yapiyor bu isi

en şahane çözüm bence evernote adlı program/sayfa... aplikasyonu da çok kullanışlı... ocr vb. yazı tanıma sistemi de var.

temin ettiğin mal varlığına bağlı

mümkün

soyle sorayim, 1,5 milyon tl ile bi alet alinacak, alet de yillik 200-250 bin tl net gelir saglayacak. direkt bunun uzerinden verirler mi dersiniz? :) yani aleti ipotek ettirsek falan? :)

Leasing ile oldukça mümkün. Ancak halihazırda işleyen bir şirketinin olması gerekir; şirketin kredibilitesi de çok iyi olursa %50 veya daha az teminatla da alınabilir.

belirttiğiniz makina para basma makinası değilse bu cümleye vermezler.
alternatif olarak leasing yapabilirsiniz.

o zaman şöyle sorayım cevabı sen anla, dediğin gibi olsaydı herkes yapmaz mıydı?

aleti ipotek ettirerek vereceklerini sanmıyorum :// öyle olsa herkes benzin istasyonu satın alır 4-5 yılda herkes parasını çıkarıp herkes milyoner olur :///

Hemen bugün kuracağınız bir şirkete böyle bir tutarın ne leasing ne de kredi yoluyla verilebileceğini sanmıyorum. Ancak gösterebileceğiniz mal varlığı durumu değiştirebilir.

en az 1 muhasebe yilini bitirmiş bir şirketiniz ve güzel bir bilançonuz varsa. kesin mizan ve gelir tablonuz iç açıcıysa. bu kredi ile alınacak makine vb toplam mal varlığınızın büyük bir kısmını oluşturmuyorsa alabilirsiniz. şirketin gelir durumunun bu krediyi karşılayabilecek düzeyde olması gerekir. potansiyel getiri ile hareket edilmez pek.

yoksa havuza 100 milyon usd atmak için gidip kredi alanlar var :)

@matematik koyu,
@maltali,

girisimcilik diye bir sey var, bir de "lan benim aklima geldiydi" var :)

soylediğiniz şey pek mümkün değil. anlattığınız duruma göre yani. hibe fonlarına bakın isterseniz

asıl soruna odaklanın. firma hala sizin sipariş edip parasını ödediğiniz lastikleri takmadı? gelsinler o zaman onları taksınlar. sonra para iadesine gerek kalmaz.

Karşı taraf işi uzatır muhakkak. Ama peşini bırakmamanız lazım. Çünkü mağdur olan taraf sizsiniz. Size uygun olmayan mal göndermişler. Özellikle uzaktan (internetten) alım olduğu için böyle bir durumun kullanılmadan önce anlaşılmadığı için sizin yapabileceğiniz bir şey yok.

öncelikle bu durumda "mağdur" olan bir taraf yok. iki taraf da kendince mağdur.

siz lastikleri takmadan önce kontrol etmeliydiniz. hatta kargocunun vs. yanında kontrol etmeliydiniz. bu sizin yegane yükümlülüğünüz aslında.

firma da "ben nereden bileyim eski lastik olmadığını" mantığında hareket ediyor.

izleyeceğiniz tek yol şudur: satış sözleşmesini okuyun. iade şartları, hatalı gelen mal vs. kısımlarını okuyun. orada her şey açıkça yazar zaten (ve bu genelde satıcının lehine olur).

bunlar esnaf olmadığı için "müşteri kaybetmeyim" mantığında yaklaşıp ortak bir yol bulmaya çalışmaz. geçmiş olsun, hadi güle güle der. maalesef durum böyle.

bulunduğun ilçedeki tüketici sorunları hakem heyetine başvurabilirsin.

belki sorunuzun direkt cevabı olmayabilir ama aşağıdaki konuları dikkate alabilirsiniz

3d secure olması daha iyi ama yapabiliyorsanız nonsecure işlemeride kapsayacak şekilde yapın hatta bunu kullanıcıya seçtirin.
(checkbox ile 3d secure ödeme yapmak istiyorum gibi)

banka binlerini sisteme tanımlayıp müşteriye banka seçtirmeyin

mümkünse formda ad soyad, kart no alanı (4 lü şekilde ayırırsanız daha iyi olur)geçerlilik tarihi ve cvc kodu alanları olsun

aynı şekilde visa master ayrımını otomatik alın

luhn doğrulamasını mutlaka yapın

bunlar haricinde işlem şekliniz ne olacaksa bunlarla ilgili test yapın
peşin satış, taksitli satış, puanla satış, ön otorizasyon gibi.

tutar gönderimlerini mutlaka test edin. bankalara göre farklılık gösterebiliyor.

kendi hata tablonuzu, bankanın sanal posuna ait hata kodlara göre mutlaka düzenleyin. yetersiz limit, online işlem yetkisi, cvc no hatası, geçerlilik hatası sık karşılaşılanlar.

şimdilik aklıma gelenler bunlar

mailchimp de 2000 kontak limitli aylık 12000 gönderim ücretsiz.

çok beğendiğim bir servis bu koşullarda ücretsiz olması ayrı bir güzel.

lütfen spam yapmayın

www.mailchimp.com

server iis ise buna bir bakın www.iis.net

apache kullaniliyor.

soru bana yanlış geldi. şimdi siz bunları neyle banlamak istiyorsunuz? 10000 zombi'nin IP'si sürekli sabit mi? yoksa farzımisal bu rakamı mı veriyorsunuz. periyodik olarak banlamak nedir?

1.IP'ler sürekli değişken değilse zaten bir kere engellenir ve bir daha engelleme gerekmez.

2. IIS sunucusu DDoS mitigation icin uretilmemistir. Dolayisiyla gorevi DDoS atagi engellemek degildir. Bunun icin DDoS mitigation hizmeti veren ISP'lere veya urunlere bakmalisiniz. ornegin; arbor networks veya huawei. DNS Yonlendirme veya BGP routing ile DDoS Mitigation hizmeti alacaginiz yerler(ISP, SP) ise; Turk Telekom, Prolexic vs olabilir. Ek olarak DDoS'u mumkun mertebe kesin olarak engelleme diye bir kavram yoktur. Sadece etkisini hafifletebilirsiniz. Oyle olsa cagimizin karin agrisi olmazdi.

3. Tahmininizi neye gore yapiyorsunuz? Kullandiginiz bir saldiri engelleme/izleme servisiniz hizmetiniz var mi?

4. Dedigim gibi DDoS oyle firt diye engelleyebileceginiz bir saldiri degil. DDoS tipi nedir? gelip sadece ping atip gidiyorlar mi yoksa Web sitesine GET mi yapiyorlar? SYN Attack mi? UDP Flood mu? Nedir? Bandwidth atak mı? Yani bant genisliginize mi abaniyorlar? Bunlari bilmelisiniz, belirlemelisiniz. Eger bilmiyorsaniz, bunu olcumlendirmesi icin hizmet almalisiniz.

GET yapiyorlar ve requestlerin ayirt edici bir ozelligi yok.
periyodik olarak banlamak dogru olmadi pek onun yerine bi sureligine blocklamak diyelim. ataklarin geldigi ip ler ttnet e ait dynamic ip blogunda oldugu icin suresiz olarak blocklamamak istiyoruz.
saldirilari da netstat la tcpdumpla takip edip inceledim.
bazi zombieler cok fazla connection aciyor, bazilari az aciyor ama az acilsa dahi zombie sayisi benim tespit ettigim kadariyla yaklasik 10000 civari.

Sunucular co-located olarak bir hosting firmasinda mi? yoksa kendi yerinizde mi?

IP'ler ttnet dinamik ise IP Reputation'a gore engellemek sizin icin cok zor olacaktir. Sunucu/Network mimarinize gore cozumler sekillenebilir.

Hizmet aldiginiz Hosting Provider veya ISP'den DDoS cozumu icin bir talepte bulundunuz mu? Eger kendi kurumsal hattiniz uzerinden sunucularinizi/web sitesini publish ediyorsaniz Turk Telekom'un DDoS hizmetine bakabilirsiniz. Kirli trafigi once Turk Telekom uzerine aliyor ve BGP routing ile size temiz trafigi yonlendiriyor.

Eger farkli bir provider'da barindiriyorsaniz, DNS yonlendirmesiyle TTL 0 yapip domainin DNS'lerini dolayisiyla WWW kaydini DDoS Mitigation hizmeti alacaginiz firmaya yonlendirirsiniz, firma kirli trafigi temizleyip, temiz trafigi sunuculariniza gonderir.

CloudFlare bu tip bir hizmet sagliyor mesela. keza, Prolexic de oyle.

Varolan yapiniz da sunucu uzerinde yapabileceginiz pek bir aksiyon yok. Zaten kirli trafigi sunucuya kadar kabul ederseniz atak amacina ulasir. Atagin sunucuya/servise gelmeden engellenmesi gerekir.

Edward Hopper'ın Deniz Feneri tablosu var süper.

imgc.allpostersimages.com :)

lebowski resmi de olabilir.

benim odada ucak tablolari, gocmen kus tablosu falan var mesela ilginiz ne yondeyse onla ilgili bir sey bastirtip cercevelettirebilirsiniz

fc02.deviantart.net


fc00.deviantart.net

Galata Kulesi resmi?

Dünya haritası?

Ben odama Nat Geo nun dünya haritasını asmıştım sarı renk ağırlıklı retro görünümlü bi haritaydı. Hem içimi açıyor, hem dünyayı gezme konusunda beni motive ediyordu.

www.turkiyeposterleri.com

www.seostandpoint.com

www.google.com.tr

giden kutusundan silinmiyor mu?

takılan maili tıklayıp açıp öyle silmeyi deneyin

yapabiliyosanız hesabı silip tekrar kurun.

Oncelikle urun ozellikleri elle yazılmış olmali. Kopyala yapıştır değil. Daha sonrasinda reklam vereceksin sitelere. Forum siteleri vs. Gerisi kaliteli bir iş. Güven kazanmak.

Google.com altında bununla ilgili linkler var. Belli bir ücret karşılığı seçtiğin kelimeleri satın alabiliyorsun. Aratıldığında her seferinde olmasa da ilk sayfada çıkıyorsun. Yan tarafa reklam verebiliyorsun.

Adwords diye aratabilirsin.

google da üst sırada yer almak icin biraz zaman gecmesi gerekiyor. ayrıca bu tarz isi yapan cok fazla bilindik firma var senden almalari icin cok iyi bir web tasarımı ve uygun fiyat sunmak gerekiyor ki buna ragmen müşteriler sorun yasadiklari firmayi birakip yeni firmadan oyuncak pek almıyorlar. :(

1-) mevcut sitelerden farkınız ne olacak? aynı ürünü daha uygun fiyata verebilecek misiniz? daha uygun fiyata verdiğinizi duyurabilecek misiniz? iş hacminiz artmaya başladığında müşterilerinize yeterli hizmet verebilecek misiniz? iş planınız, hedefiniz var mı?

2-) reklam için ciddi sermayaye ihtiyacınız olacak. mevcut müşteri kitlenizi oluşturana kadar google adwords, affiliate network, sosyal medya kanallarına para akıtmanız gerekecek.

3-) hangi e-ticaret altyapısını kullanacaksınız? hazır çözümler mi kendinize ait bir yazılım mı olacak? bu konuda bir seo uzmanına mutlaka danışmanız gerekecek. ayrıca kelimeler bazında bir hedefiniz olmalı.

4-) ilk etapta adwords ile para karşılığı çıkabilirsiniz. sonra sitenizin seo altyapısına göre zamanla olacaktır. (düzgün kurgulandığı takdirde.) ayrıca gerçekten o kelimeye ait ürünü satmaya odaklanın. sırf üste çıkmak için yapılan çalışmalara kanmayın. siz satmaya odaklanın google organik arama ve adwords zaten buna göre dizayn edilmiştir sonucunu göreceksiniz.

5-) evet

6-) rica

sorularına cevap almışsın zaten sadece ufak bir detay: google'da üstte çıkmanın 2 yolu var:
1- google reklamıyla inorganik şekilde
2- seo ile organik şekilde daha kalıcı bir şekilde

bir de şöyle bir yorumum var: soruların çok basic, yanlış anlama fazla bilgin yok gibi geldi. network ve ecommerce konularında biraz tecrübeli biriyle yola çıkmanı öneririm.

yolun açık olsun