imagine dragons - believer ama farklı bir versiyonu

"ben okumaya üşeniyorum siz okuyup bana anlatın"

buraya gelip bunu sormaya üşenmemen ama 5 dakika bakmaya üşenmen fevkalade.

(bkz: 27 mayıs ihtilali)

Demorat Parti'nin etkinliğini kırıp CHP'yi tekrar başa getirmek.

Birçok nedeni olabilir ama en büyük problem Menderes'in ordu ile aşırı takışmasıydı,o dönem araları baya gergindi, hatta "Orduyu yedek subaylarla bile yönetirim" dediği rivayet edilir, mahkeme kayıtlarında da vardır bu. Bununla birlikte o dönemin askeri gücü bugünkü gibi kukla bir durumda değildi ülkenin en güçlü birimiydi, öyle olunca böyle oldu haliyle.

Özünde Sovyetlerle ile yakınlaşma girişimleri olduğu dile getirilir.

bu kobuda birand in can dundar in belgeseli var oraya bak derim..
ama cok kabaca,
icerde cok fazla baskiyi, otoriterligi arttirmasi, toplumu "bizden olanlar ve olmayanlar" olarak ikiye bolmesi, vatan cephesi falan diye tarat cikar..
disarda ise amerikanciligi birakip rus yanlisi politika izlemeye karar vermesi ve bununda Nato cu askerlerimizi ve buyuk abiyi ofkelendirmesi...

Birant belgesel +1

birey olarak elimden bir sey gelmiyor. kontrolum disinda olan ve gelisen seyler bunlar. ben her ne kadar uzulsem ve olmamis olmasini dilesem de bu tur seyler uzerinde zaman harcamanin bir ise yaramayacagini dusunuyorum.

unutmamaktan ziyade, ayni uzucu sonucu bir daha yasamamak icin dersler cikarmali ve onlemler almaliyiz, cozumler bulmaliyiz. asil bizi ilerletecek sey budur.

diğer ülkelerle kıyaslayamıyoru mama bizim ülkede böyle şeylerin çok sık yaşanmasına bağlıyorum. sıradanlaşıyor, hep olan şeyler. artık şaşırtıcı gelmiyor.

Çünkü hatırlatilmıyor yaşanan kötü şeyler. 1984' teki gibi yaşananlar adeta bellek deliklerine atıliyor. Birde insan doğası gereği unutmaya mahkum, öbür türlü yaşamın devamı noktasında bozukluklar oluşuyor.

Şöyle bir dernek var bu konu bağlamında İstanbul'daysaniz mutlaka kapilarini çalın, etkinliklerine katılın. İstanbul'da yaşasaydim mutlaka giderdim ben.
www.karakutu.org.tr

enformasyon müthiş bir hızla akıyor. çalışma şartları da müthiş bir hızla akıyor. kendi işini takip etmezsen işsiz kalma akabinde aç kalma akabinde evsiz kalma ihtimalin var ama gündemi takip etmezsen kimse bir şey demiyor ya da senin için bir sonucu yok. adamın önceliği çocuğun okul taksitleri kurs parası yurt parası ya da hanım şunu istiyordu ne zamandır bir alsak da gönlü olsa...

o hıza yetişmek için de ya öncelik belirleyip birini ihmal edeceksin ya da insanüstü bir performans bir çabayla ikisine de yetişeceksin. başka bir seçeneğin yok.

tabii işin kolaycılık kısmı da var: "ben zaten üniversite mezunu olduğuma göre entelektüelim her şeyi bilirim, halkımız cahil, ortadoğu ülkesi, bıdı bıdı bıdı" zaten böyle diyenlerin de bir şey takip ettiği yok, kendi imajını koruyor. son 15 yılda ne oldu say lan desem üç cümle kuramaz. aklınca imajını koruyup kendini yüceltiyor muhayyilesinde kurguladığı ama gerçekliği olmayan bir toplumsal grubu aşağılayarak.

defalarca söylenegeldiği için yavaşça kaynayan sudaki kurbağa örneğini uzun uzadıya yazmadım, o da var.

Ayda

yasemin fulya vs gibi bir çok çiçek var ancak salata malzemesi vs gibi yeşillik ot olsun dersen daha az sayıda var
www.teknolojioku.com

şu linkten yada benzeri yerlerden bakabilirsin

Ot derken yenilebilen bitkileri mi kastediyorsunuz?

Yasemin, manolya, menekşe, gül, papatya falan var ama bunları insanlar yemiyor.

yonca

en sevdiğim isimelerden.

Mine/mina

açelya, nilüfer

Testere dişli aslan pençesi. Bu aralar çayını içiyorum gebe kalmak için. Kızım olursa koycam adını.

Funda.

Itır

angelica

Akasya. (Aynı zamanda taksi durağı ismi olarak da kullanılıyor.)

ot baya saçma bir kategori olmuş, bitkilere ot diyen biri bunlardan önce konu ile ilgili temel şeyleri öğrenmeye çalışsa daha iyi

ekinezya. ciddiyim, şarkısı bile var

menekse
sumbull

patrick moore'un gezegenler kılavuzu - her seviyede okunur ama yeni başlayanlar için bence başucu eseri.

PC için stellarium derim.

cosmos a space-time odyssey, zaten.

Cosmos'un 3.bölümündeyim çok beğendim ama bazen bazı şeyleri kaçırıyor gibi hissediyorum, bu biraz kötü hissettirdi bana.

Türkçe makale açısından Kozmik Anafor gayet faydalı oluyor. www.kozmikanafor.com

Ve stellarium +1

History Channel The Universe serisinin türkçe versiyonları youtube'da mevcut. Giriş düzeyi için iyidir. Cosmos uzay belgeseli değil tam olarak. How the universe works var yine discovery science yapımı.

Yine Morgan freeman Through to the wormhole var.

Bunların yanına Brian Green ve National Geographic yapımı kuantum fiziği belgeselleri var. Google'da ararsan türkçe altyazılı rahatlıkla bulabilirsin.

lga775 herhangi bir anakart olur, mutlaka asus veya p5q olması şart değil - tabi işlemcinin sağlam olduğundan eminsek.

linkteki olur, ama verdiği işlemci elinizdekinden biraz geride onu da dikkate alın.

Buruşturulmuş bebek bezinin içine koy, kimse cesaret edip kurcalamaz.

boş temiz güneş kremi şişesinin içine nakit para vs.

Telefon disindakileri kasaya koyarak plaja gidip telefonu da sessize alip cantanin icine. Cantaya da uzaktan goz kulak olmak seklinde..

Hepsi arabada. Arabanın kartı da streçe sarılı şekilde fermuarlı cepte. Öyle giriyorum denize. Ne olur ne olmaz...

Telefon almıyorum. Çalınsa bile pek etkisi olmayacak miktarda, plaj ihtiyacımı karşılayacak kadar para alıyorum yanıma.

taktikler icin sagol beyler. ilk icraatimda bunlara bakicam.

saka len laks beni taniyanalar bilor.

Yok mu sunun sahtesini, yerlisini yapacak?: indigo-voyage.ru

Biz "Wickelfisch"lerin icine koyup beraber yuzuyoruz iste, en temizi, hic aklimiz kalmiyor sahilde.

üzerine t-shirt örtüyorum.

Biz plaj çantasının içinde bırakıp gidiyoduk ya, bişey de olmadi senelerdir. Bizimki de fazla rahatlık sanırım bilemedim :/

Geçen Yunanistan'da bir sistem gördük tam ihtiyaç.
Bileklik veriyorlar su geçirmez. Bileklikle şemsiyede bulunan bir kasa var onu açıyorsunuz.

Her şeyi kasaya koyup bileklikle denize...

palve ve mabesa +1, üzerine tişört atmaktan başka bir şey yapmıyorum; hiç sıkıntı yaşamadım. o kadar insan içinde çoğu kişinin götü yemez bence zaten, hiç tanık olmadım gittiğim yerlerde hırsızlığa.

Türkiye dahil birçok ülkede hiçbir önlem almadan çantamda bırakıp yüzdüm hırsızlık falan da görmedim.

sırasıyla: hayır, evet, hayır.

dandik bir şarj aleti kullanmayın yeter. gerçi onları hiç kullanmayın.

usb micro olan şeylerden şarj edebilirsiniz. ancak önerilmiyor. çok forumda okudum pile zarar verebiliyor dandik şarjörler. riskli biraz yani. ama yapılabilir.

bu fotoğraf samanyolu'nun merkezini gösteriyor. normalde çok parlak ve yoğun olduğu için pek bir şey görünmüyor, spitzer ile (kızılötesi teleskop) merkezi böyle detaylı görüntüleyebilmişler. teleskop uzayda, biz kadrajda yokuz.

www.spitzer.caltech.edu - burada söylediğine göre fotoğraftaki alan 890 ışık yılı genişliğindeymiş, samanyolu'nun genişliği için 100.000 ışık yılı deniyor, yani görsel aslında bütün galaksinin ortasında, 1000'de 1'lik bölüm. mikroskopla bozuk paranın ortasına bakmak gibi.

bizim samanyolu'ndaki yerimiz böyle bir şey (bu tabi bir fotoğraf değil, illüstrasyon): i2.wp.com

kolların adları var (hepsinin var mı bilmiyorum), biz orion kolunda, merkeze yaklaşık 25.000 ışık yılı mesafede dönüyoruz.

bence uygun: www.corsair.com

mesela şuan en iyisi huawei p20 olabilir mi?
bu ürünü şuan almakla, 1 ay almak arasında kur farkı ihtimali var mı? (apple'a gelen %23 zam gibi bir şey bekleniyor mu? apple zammı bekleniyordu çünkü)

Samsung S9 PLUS. Kamerası hepsinden iyi. Huawei kameralarında genelde renkler baya yapay.

"buna dair bir yabancı site vardı, 100 üzerinden puanlıyordu"

aradığın dxomark, çok da itimat etmemeni öneririm. yerden yere vuruluyorlar.

Dxomark'a göre P20 Pro.

İlk 3 bence;
P20 Pro
Pixel 2 XL
S9+

Çıktıysa bu üçlü arasına XZ2 Premium da girer.

"çok kötü" değil ama mesela "güzel giyineyim" diyeceğin günlerde giyme derim.

aga bu kötü bi görüntü.
ben ki giyimine minimal düzeyde dikkat eden bir insanım, bunu dışarıda giymem mesela.

Kötü hocam. Sanki giymemişsin de bir yerde asılı gibi görünüyor.

giyersen giyilir çok da şey değil. ama rahatsız olduysan -ki olmuşsun soruyorsun- evde giyersin artık.

telefonun olmadan imkansız. veya birisinin uzaktan telefonun üzerinde hayvani bir kontrole sahip olması gerek. senin başına gelip buraya yazana kadar ortalık yangın yerine dönerdi.

"telefon bendeyken" kısmından emin misin? bütün ihtimalleri düşündün mü?

benim de pek aklima yatmadi (yazilimciyim) telefon sendeyse, senin hesabin sadece senin telefonda aktifse, telefon yanindaysa boyle bir sey olamamasi lazim.

telefon gün boyu elimdeydi. evde başka kimse de yoktu. sadece bir şey geliyor aklıma ama ne kadar makul bilmiyorum o da şu ki: telefon zaman zaman VPN'e bağlanıyor. VPN böyle bir şeye sebep olabilir mi? telefondan Whatsapp'a girince sanki MacOs'tan girmiş gibi gösterebilir mi?

yani... bugun o saatte mi girdin? mesaj falan attiysan girince bir kontrol et. Bugun whatsapp web'e girmediysen orada gozukmemesi lazim. VPN normalde boyle bir seye sebep olmaz cunku VPN ile telefonun arasindaki baglanti sifreli ama daha onemlisi telefonun ve whatsapp arasindaki baglanti da sifreli. yani VPN telefonunla whatsapp arasindaki veya browser ile whatsapp arasindaki paketleri inceleyip degistiremez (kendini mac os olarak gostermesi icin bu paketleri degistirebilmesi lazim). bugun hic girdin mi sen whatsapp web'e?

o yuzden bilemedim gercekten.

macos 10.10.1 de gorece eskice bir macos surumu. 2014'de cikti yani. o yuzden cevrende bir 20 saniyeligine telefonunu masadan falan alip login olabilecek ve macos kullanan biri varsa onun macos surumunu kontrol etmek isteyebilirsin. macosta tepede her zaman bir menu vardir, en solda da elma logosu vardir. yani ekranin en sol ustunde. ona tiklayip "hakkinda" veya "about this mac" e basarsan cikan pencerede surumu yazar 10.10.1 veya 10.12.4 vs. seklinde. cevrende bir makinede 10.10.1 surumlu macos varsa o bilgisayardan bir sekilde giris yapilmistir diyebiliriz.

hayır hiç giriş yapmadım. çevremde akşam 8'e kadar tek bir adet insan bile yoktu o yüzden bu kadar eminim kimsenin dokunmadığına :) teknik olarak bu kadar imkansız bir şey nasıl mümkün oluyor anlayamıyorum. yani doğal olarak isteğim dışında mesajlarımın görülmesini istemem, mail falan mı atsam ki? ciddi bir sorun çünkü.

soyle olabilir belki... whatsapp web pek kullanmadigim icin bilmiyorum, bir bilgisayardan login olundugunda kendi otomatik logout oluyor mu? belki bu macos logini baska bir zamanda baska bir gunde oldu. o gunden beri acik. dikkat edersen login tarihini degil "last active" tarihi ve saatini veriyor. yani bu login gecen hafta yapilmis olabilir, mesajlara en son bugun bakilmistir belki? sen de bugun farketmissindir? yakin zamanda aktiviteye bakmis miydin?

yok hayır, hiç MacOs'tan giriş yapmadım şu ana kadar.

yok demek istedigim belki biri bir anlik telefonunu alip acip ekrana tutup kendi bilgisayarindan girmistir, o gunden beri de ara ara bakiyordur, en son da bugun.

iPhone'larin kablosuz sarj ozelligi yok. hicbir isine yaramaz o alet. aliexpressten begendigin bi kabloyu 4-5$'a alabilirsin. orjinal kablonun hicbir olayi yok.

www.aliexpress.com

@crucio, iphone x'in diyor.

Qi standartlı herhangi bir cihazla kullanabilirsin, zararı olmaz.

@celeron iphoneX'ta Qi destegi oldugunu bilmiyordum. @paintov iphoneX ile kullanabilirsin, bir zarari olmaz ama cok yavas sarj oluyor aklinda bulunsun.

8de de var kablosuz şarj.

iphone x kullanıcısı olarak; hiç denemesem de araştırdığım kadarıyla kablosuz şarjın çok yavaş olduğunu biliyorum ve o yüzden hiç yanaşmıyorum.

telefonun şarjı bana iki gün yetiyor. genel olarak zaten geceleri şarja takıyorum. evde kullandığım ikili;

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

iki saatte 0-100 şarj oluyor alet. 0 dan 50'ye 40-45 dk da şarj oluyor. orjinal adaptörü bi kenarda duruyor. ofiste her ihtimale karşı orjinal kablosu ve asus'un 10 wattlık adaptörünü yanımda taşıyorum ama ofiste en son 2.5 sene önce iphone 4simi şarj etmiştim :)

şahsi fikrimce kablosuz şarj araba için ideal. onun dışında ciddi bi getirisi yok.

kablosuz şarj sisteminin bir standardı var ve her ürün ile geçerli.
zamanında nokia'dan aldığım kablosuz şarj aletini, şimdi iphone ile çatır çatır kullanıyorum. ancak prize takılmış şarj aleti kadar etkili değil. bu yüzden çok gerekli olmayan bir aparat. güzel görünüyor mu, oldukça...

çin'de Yiwu Industrial Trade City varmis mesela 5.5 milyon metrekareye yayilmis 7 km uzunlugunda bir toptanci. dunya'da uzerinde "made in china" yazili hemen her mali burada bulmak mumkun.

Yanlış Maltepe'de

eksisozluk.com

Sayfa numarası "sayfa sonu" (footer) diye bir bölümde, word header ve footer'ı karışmaması için soluk gösteriyor. aslında siyah.

sayfa sonuna veya numaranın üstüne çift tıklayarak rengiyle oynayabilirsin.

swiftkey'den fevkalade memnunum, ok tuşları seçeneklerden eklenebiliyor.

''tvdeki kulaklık girişine takıyorum''
''tvdeki kulaklık girişine takıyorum''
''tvdeki kulaklık girişine takıyorum''

echoes through eternity...

binder'e bakma.

bendekinde de kulaklık çıkışının sesi TV kumandasıyla ayarlanmıyor. menüde "headphone volume" diye ayrı bir kontrol koymuşlar.

samsung smart tv var bende. kulaklık girişinden bağladım kumandadan açıp kapatıyorum sesi. marka, model ne sizin?

mobil uygulamalar karmaşık dokümanları yorumlamada PC kadar iyi değil. basit görünümlü bir dosya olsa bile farklı platformlarda farklılıklar olabilir.

eğer üzerinde değişiklik yapmayacaksa sadece okuyacaksan pdf'e çevir.

7200 daha performanslı, 5400 artık ciddi anlamda tercih edilmiyor.

"stilleri" demek istediyseniz bu şekilde: www.extendoffice.com

yakında onu da koruyamadık üzgünüz derler gibime geliyor

ben lastpass kullanıyorum,

chrome'daki kayıtlı parolaları safari'ye aktaramadığım için.

içim rahat değil, ama güvenilir diyorlar.

eklentiyi kurduğun bilgisayardan mail, şifre giriyorsun. belli saatlik açık kalsın seçeneğini seçiyorsun.

açık olduğu sürece, kayıtlı şifrelerine, uygun sitelerde ulaşıyorsun.

eksisi, güvenilirlik.

artısı, her yerde istediğin şifreye ulaşabiliyorsun işte :)

1pass, roboform, dashlane, kaspersky vb. hepsini denedim. En iyisi şimdilik lastpass.

lastpass +1

Lastpass daha once hacklenmis birkac kez. Nasil guvenebiliriz ki ?

lastpass olayında şifreleri ele geçirmediler - şifreleri ele geçirmeye yönelik bazı bilgiler topladılar diyelim, ama bunlar da makul sürede bir şeyler yapmaya yetecek bilgiler değil. en azından lastpass'in söylediği bu.

şeytanın avukatlığını yapmak istemiyorum ama ben "nasıl güvenebiliriz ki?" sorusunun yeterince iyi bir cevabı olduğuna inanmıyorum. sülalemizi bilen google'ın bile başına da iş gelebilir, daha önce iş gelmiş ve bize söylememiş olabilirler, daha kötüsü farketmemiş de olabilirler. güvenliğiyle meşhur apple'ın icloud'u diğer güzel örnek. yine de bunlar lastpass'i aklamıyor o ayrı.

şifre yönetici seçerken "hangisi iyi?" yerine "bana uygun olan hangisi?" şeklinde gitmekte fayda var. mesela keepass şifreleri bir sunucuda tutmuyor, sorumluluğu kullanıcının elinde. bu durumda "keepass hacklenmiş" diye korkmaya gerek yok - ama sürekli farklı cihazlar kullanan biri bunu tercih etmeyebilir. 1password'de ise durum tam tersi, online değilsen şifrelerin de yok.

hesaba katacak bir sürü kriter var: mobil uygulamaları iyi mi, canımın istediği yöntemle 2-factor doğrulama yapabiliyor muyum, ek özellikler istersem premium üyelik gerekiyor mu vs. bunlara bakmak lazım. benim lastpass'de 100'den fazla hesabım var, şu an başka servise taşınmak ölüm geliyor. bunun dışında bir araba dolusu kıl-tüy seçeneği var, bu da beni biraz çekiyor.

teknoloji siteleri password manager incelemeye bayılıyor, bu linklerden de karşılaştırmalara bakabilirsiniz:

www.cnet.com
lifehacker.com
www.techradar.com
www.pcmag.com

siz giris kattasiniz degil mi? itfaiye ilgileniyor bu tur durumlarla. yakalamak icin agi vardir diye umuyorum.

@pide ben 5'teyim, üstümde 2 kat daha var, en üstte takılıyor hep.

o zaman takildigi katlardakilerle gorusun, itfaiye o kattan girip yakalamaya calisabilir.

catidaki plastigin acilan bir kapagi var mi, belki hic itfaiyeye gerek kalmaz?

dosyaya sağ tık. birlikte aç. oradan power pointi seçip aşağıdan hep bununla aç kutucuğunu tıkla. tamamdır.

@carabelli cevap için teşekkürler fakat power point görünmüyor, word falan çıkıyor orda. varsayılan uygulamalardan pptx'in direkt olarak powerpointe karşılık geldiğini görünce uzantıyı öyle yaptım powerpoint logosu geldi başına bu sefer açtım ama şu hatayla karşılaştım ;

uzantıyı eski haline getirin, ppt ile pptx çok farklı

bu win8 ama win10'da da aynı olsa gerek: streamable.com

twitterla başladı sanırım, instagramla da daha popüler olmuş olabilir.

Temiz on yılı var. Ben pm dendiğini hatırlamıyorum bile.

pm forum döneminde kaldı, twitter insta çıkınca dm oldu. bayadır böyle yani

ikisi de eski tabirler ama "direct" instagram ile popülerleşti. sosyal medya öncesi neredeyse her private idi.

instagram direct'in gelmesi 2013 sonu, twitter buna daha erken başladı ama patlaması instagram gibi.

i.hizliresim.com

Twitter patladıktan sonra. Takribi 2011

(bkz: dm'den yürümek)

Çok gerekmedikçe büyük avmlere gitme.

Alışveriş yaparken mutlaka yanında seni zaptedecek biri olsun

Maaşının hepsini hemen çekme.

''Yukarı çık''

benim kendi kendime verdiğim ve sürekli tekrar ettiğim bir cümle bu.

ben bir aksiyona yoğunlaştığım zaman önce onun bi' haritasını çıkartıyorum(vahi gibi birşey bu) ardından da yapılabilecek ihtimalleri ve buna gelecek refleksleri not almaya çalışmak yoruyor beni. halsiz bırakıyor. işte böyle zamanlarda saplanabiliyorum, farkında olmadan.

herhangi bir olayda, işle ilgili bir toplantı da olabilir, bir arkadaşımla-ailemden birisiyle-tanışla bi' sohbet ekmek de dahil olabilir ; eğer birşey yaparken nefes alış-verişim otomatikleşmişse-hızlanmışsa kendi kendime tekrar ederim olayların etkisinden çıkıp dışarıdan bi' bakayım diye. Bende çok işe yarıyor, sonunda zarar görebileceğim gereksiz bir çok münakaşaya girmemi bu şekilde engellemişimdir. Bilmiyorum bunu benim söylemem ne kadar etik olur ama, insanlar genelde kafamın farklı çalıştığını söylerler iltifat olarak. bilmiyorum var mı ama varsa bile bence o fark tamamen benim bu telkinimden kaynaklı oluyor. ''yukarı çık'' bence herkesin denemesi gereken birşey. bi' nevi tanrının gözü gibi.


bir de günlük hayatı kolaylaştırıyor mu bilmiyoru ama kıyafet seçiminde zaman kaybetmemi engelliyor;
üstüme giyeceğimle altıma giyereceğim arasında ters renk varsa benim için tamamdır. mesela lacivert pantolon açık renk tişört ya da açık renk pantolon lacivert kazak. ya da koyu renk takım açık renk saat gibi.
2-3 dakikada giyinip çıkarım sürekli bu yaklaşımla. Genelde arkadaşlarım giydiklerine ayna karşısında karar veriyorlar, onu çıkartıp başka şeyi denerler filan. gerçi bizim eskiden beridir hiç boy aynamız olmadı ama ondan mı değil mi bilmiyorum da ben aynaya bakma gereksinimi duymuyorum-duymadım hiç, zıt renkler varsa tamamdır.

edit: aklıma geldi, bir de yumurta kaynatıyorsam; suyun kaynadığı anda altını kapatırım ve takriben 3 dakika sonra da soymaya başlarım. Kayısı kıvamında oluyor böyle yapınca.

kaşar peynirim çabuk küfleniyordu tuppervare saklama kabı aldım 1 ay kadar temiz kalıyor. 4lü çelik sefer tası aldım bir yere giderken içine, pankek yapıyorum, dolma yapıyorum, komposto bile yapıyorum. börek vs. gittiğim yerlerdeki insanlara da ikram ediyorum. ya da bir çay alıp onları atıştırıyoruz, biz gezmeyi pek severiz.

vaktinde gömleklele ilgili şunu yazmıştım: (bkz: #47730484)

Gömlek ütülemek:
Arka, kollar, ön ve yaka sırasıyla ütüle. Arka omuz kısmını arkayı ikiye katlayarak ütülersen kolay olur. Düğme olan yerlere ütüyü basma, tersinden ütüle.

Yemeki mutfak önerileri dipsiz kuyu, yeni başladığını varsayarak: Yemeği severek yap(sevgini kat),
Tencere yemeklerinde genel olarak diğer ocakta pişen yemeklerde de önce en zor pişenden başlayıp çabuk pişene doğru sırala.
soğani et, havuç, biber, patates, patlıcan, kabak... gibi. prinç koyacaksan en son koy.
Etli yemeklere tuzu inmesine yakın at, tuz eti sertleştirir.
Dana eti ve gezen tavukları önceden pişir.
Haşlamalarda suyu atacaksan sıcak su, atmayıp kullanacaksan soğuk su kullan.
Bakliyatlardan nohut, fasulye (şeker fasulye hariç) bir gece önceden sıcak suyla ıslatılır. o su dökülüp soğuk suyla pişene kadar haşlanır. o su da döküldükten sonra taneler pişirir. diğer bakliyatlardan iç bakla ve sarı mercimeğin haçlama suyu dökülmez, börülce, yeşil mercimek ıslatmadan direkt (soğuk su ile) haşlanır ve haşlama suyu dökülür.
Pilav 1 bardağa 1.5 bardak su hesabıyla pişirilir.

Temizlik konusu da yerine göre dipli yerine göre dipsiz kuyu.
Malzeme alımanı abartmaya gerek yok. Camlar için bulaşık deterjanı kullanabilirsin mesela, çok güzel temizler. Bulaşık deterjanını bir çok yerde kullanabilirsin iyi sonuç alırsın. Tek dajavantajı sonradan iyi durulama gerektirmesi.
Durulama gerektirmesin ve hemen her yerde kullanabileyim dersen LOC var amerikan firması ürünü. pratik ve ekonomik temizlik sağlıyor.
Arap sabunu mükemmel temizlik sağlar. Yalnız kokusu ağır gelebilir. Her yerde kullanabilirsin, ağır kirli çamaşırlarda da kullanabilirsin. Halı, ahşap, sert zemin..

Yaptigim hatalardan bahsediyorum direk:

* Bakimli ol, hayatin cok kolaylasacak.
* Birikim yap. Lazim olmayacak gibi dusunme hic. Yeri geliyor, paraya ihtiyacin oluyor; o zaman milletten istemek zorunda kaliyorsun bu da insana zor geliyor.
* Borclarini soz verdigin sureden once ode, kredin hic bitmesin; bu olmasin istiyorsan, ustteki oneriyi cok dikkate al :)
* Herhangi bir not alma programi kullan. Keep olur, evernote olur. Gelir-gider olayini mutlaka not al. Harcamalarini gozlemlemen hayatini cok kolaylastiracak.
* Lifelong Learning olayina yurekten inan. Kendini gelistir durmadan. Coursera, udacity, edx gibi platformlardan yardir.
* Sozunu tut. Bu cok degerli.
* Isinle alakali estimation verirken, cok dikkatli ol. Olc, bic. Gercekci olmayan tahminler vererek, ne kendini kandir ne karsindakini.
* Hizli tuketme. Ne karsindakini ne de kendini veya sahip olduklarini. Yoksa cok cabuk sikilir, maymun gibi her yere saldirirsin.
* Olabildigince fazla gez.
* DIL ogren. Buna zaman ve para harca. Degeri inanilmaz.
* Spor yap.

Simdilik bu kadar. Opuyorum.

Gelirirnin 1/3 veya 1/4 ünü kazanmıyormuş gibi düşünüp bi kenara at. Kredi kartı kullanma.
Açken alışverişe çıkma, alışverişlerini mümkün olduğunca toplu yap ve liste yapıp git.
İşe başlamadan önce kafanda iş akış planını yap.

-Ajanda tutmak.
-Günlük harcamaları not almak.

www.tavsiye.info :)

herhangi bir şeyi almadan önce kendine şunu sor:"buna gerçekten ihtiyacın var mı?"

mesajlaşırken falna soranlara bunu göndermek en güzeli: galeri7.uludagsozluk.com

tişörtü kaldır ve de ki "sen götünü yaymaya devam et"

Bunu soranlar arkadasin mi? Arkadasinsa neden onlara boyle ters cevaplar veriyorsun. Arkadasin degilse neden hesap veriyorsun? Bence insan iliskilerini gozden gecir.

"Bir hedefim yok, bu benim yaşam biçimim" diyebilirsin. Ki öyle de olmalıdır, şu kadar kilo alayım ya da şu kadar kilo vereyim sonra bırakırım demek olmaz.

Ya da şu kadar kas yapayım sonra bırakırım denmez.

Atomaltı parçacıklarıyla başlar. Elektronlar nötronlar protonlar, daha da parçalandığında kuarklar. Einstein'ın izafiyet teorisiyle çelişip kütlesi olduğu halde ışık hızında hareket eden maddeler.

hocam tam ortası var mı bu geçişin? orada ne oluyor mesela? yani newton fiziğiyle kuantum fiziği kurallarının tam geçiş ya da değişim noktası...

Tam ortası atomlar işte, atom ve atomaltı parçacıklarının davranışları kuantum mekaniğini başlatıyor ama bu öyle klasik bilimsel deneylerle araştırılan ölçülen bir konu değil, bununla ilgili yapılan en gelişmiş deney Cern'deki proton çarpıştırılan deney, bu mesela kuantum fiziği ile ilgili yapılmış bir deneydi. Gerçi onda da ışık hızına yaklaşılamadı ama sonuçta denendi.

istediğiniz gibi uzunluk birimi şeklinde bir sınır vermek mantılkı gelmiyor, hirdojen atomu başka kurşun atomu başka.

angelus'un dediği gibi, artık atomlarla moleküllerle değil daha aşağıda çalışıyorsanız newton fiziği bitiyor.

Heisenberg'in belirsizlik ilkesindeki kütle arttıkça belirsizliğin yani momentum değişiminin miktarı azalır. Buna göre evet formulize edilmiştir.

Walter Levin çok güzel açıklar bunu
m.youtube.com

Video türkçe.

Öz eleştiri yapabilen biriyse tabi ki mümkün.
Yalnız şöyle bir gerçekte var, ya gerçekten haklıysanız ve şu saatten sonra sadece muhabbet uzamasın diye haksız çıkacaksanız ne olacak ? bu da bir sorun.

haklı çıkma hastalığı nasıl bir şey önce onu anlatmanız gerek.

Her konuda haklı çıkmak çoğu insan için hayatta kalmaktan bile önemli. Gelişmemiş bireyin bir göstergesi de her konuda iddialaşması. Bu haklı olma hastalığını bile geride bırakır, zaten kökenidir.

karşındaki insanı ne kadar umursadığına önemli diyorum ben.

tartışmaya değecek biri (yakın arkadaşın, bir şeyler öğrenebileceğin biri vs.) olsa neyse de "kanserin çaresi var ama halka sunmuyorlar" diyen insana "aa doğrudur evet" diyip geçmek stresten korur, kan şekerini düzenler, ömrü uzatır.

Önemli olan bir tartışmadan haklı çıkmak değil, mutlu çıkmaktır.

Bi kitapta okumuştum.

J r tolkien nasıl?

might makes right

en kolayı ama en doğrusu değil:

bozuk paragrafı not defterine yapıştırın, eskisini silin, not defterinen geri yapıştırın, tekrar maddelendirin.

altın cevheri madenden farklı materyaller ile çıkarılıyor. toz hale getirilip işlenirken ayrıştırma aşamasında siyanür kullanılıyor diye biliyorum.
oradaki "arama" çıkardıkları toprağın içinde arama, altının yerini göstermek gibi değil.

çok derli toplu değil ama bu başlıkta epey bilgi var: (bkz: siyanürle altın aramak)

Aramada değil, ayırmada kullanılıyor. Altın toprak altında cumhuriyet liraları gibi durmadığından, toprağı Kaya’yı kaldırıp kaldırıp siyanürden geçirip gereksiz kısımlardan kurtulup altına ulaşmış oluyorsun.

Ben de altın madeni olan yerleri bulmak için kullanıldığını zannederdim.

Bir tane emsal örnek var. Akademisyen bir kadın açtığı davayı kazanmıştı.

"Benim 2 kitabım, bir sürü makalem var. Bilim dünyasında tanınan biriyim. Ve akademide formal ismini kullanma zorunluluğu olduğu için eşimin soyadını da eklersem bulunabilirliliğim azalacak" gibi bir şeyler söylemişti. Hakim de haklı bulmuştu.

Ünlü olmayan, sıradan bir meslekteki bir kadın için davayı kazanması pek mümkün görünmüyor.

burada epey içerik var: (bkz: evli kadın sadece kızlık soyadı kullanabilir)

Kadınlar ya 2 soyisim ya da sadece eşlerinin soyismini kullanabiliyorlar

Emsal karar var

Valla disi bi insan bireyi olsam, aynen devam derim.

@amortisman kendisi benim kuzenim olur. ebru voyvoda...

saniri m süreç şöyle isliyor; önce gidip evleniyorsunuz. bu esnadan nikahtan önce iki soyisim için dilekçe veriyorsunuz. nikahtan sonra dava açıp gerekçenizi ve emsal kararı gösterip eşinizinkini sildiriyorsunuz ...

bildiğm kadarıyla dolgu sonsuza dek dayanan bir şey değil, yıllar boyunca dolgunun altı da yavaş yavaş çürüyebiliyor.

ne olacağı da ne kadar ilerleidğine bağlı. bir diş hekimine muayene olunuz.

fay hattı, adalar ile maltepe sahili arasından geçecek. özellikle anadolu yakasında e-5'in güneyi dümdüz olacaktır. toplamda en az 200000 - 2500000 civarı kayıp olur, büyük ekonomik kriz yaşanır ve suç oranı yükselir.

2 yıl içinde mi dedi, 2000'den sonra 50 yıl içinde mi dedi?

2 yıl dedi büyük ihtimalle.

sanırım öyle demedi.

çok büyük felaket olacağı kesin ama ekşi'deki meşhur entry'de anlatıldığı kadar olacağını da sanmıyorum. 2,5 milyon ölü çok çok fazla mesela. 500-600 binde kalır bence. ülke ciddi anlamda çok zorlanır ama tamamen çökmesi, geri dönülmez bir yola girilmesi vs. sanmıyorum öyle şeyler olsun. tabii ki çok büyük acılar yaşanacak, milletçe belki daha önce görmediğimiz rezillikler göreceğiz, ekonomi ciddi oranda küçülecek ama zamanla yine toparlanır yani eskisi gibi olmasa bile. dünyanın sonu değil.

ha bu demek değil ki gelen felaket korkunç. kesinlikle depremin etkisini küçümsemiyor ya da her şeyin yolunda olduğunu söylemiyorum. bir gölcüklü olarak benim istanbul'dan kaçmamın başlıca nedenlerinden biri deprem korkusu. o gün orada olacaklara sabır diliyorum.

ama yani 5 milyon insan ölür, türkiye'yi işgal ederler vs. o kadar değil.

Zombi dizilerindeki gibi bir ortam olur. Öyle olursa ölmek daha iyi.

2000den sonra 50 yıl içinde yüzde 67 70 ihtimalle 7 üzeri olacağını söyledi diye hatırlıyorum ben.

bununla ilgili olarak sözlükte biri epey karanlık bir senaryo yazmıştı: (bkz: #25899966)

hepsi için ayrı tablo oluşturup birbirine bağlasanız?

@golgi aygıtı

zaten her daire için yaklaşık 200 tablo olacak.

şu an nasıl bir veri saklamayı planlıyorsunuz ki her daireye 200 tablo ihtiyaç duyuyorsunuz açıklaman gerekiyor.

tek veritabanı da olabilir, her apt. için de. burada sizin uygulamayı veya ne kadar veriyi nasıl saklayacağınızı (kısaca veri modelini) bilmeden "şöyle ypamak doğru" demek zor.

cloud tabanli bir hizmet sunacaksaniz bu saas modelinde multi tenant bir mimariye karsilik geliyor diyebiliriz.
Veritabani konusunda uc genel yaklasim var diyebiliriz. Sorunun cevabi da biraz sizin stratejinizle alakali.

1-) Bir tane vertabani instance'a sahip olursunuz ve tum top level master tablolara ClientID verip musterileri birbirinden izole edebilirsiniz. Eger ayni anda farkli musterilere farkli uygulama versiyonlari, ozellikler sunacaksaniz bu model uzun vadede isinize yaramaz.

2-)Baseline olarak bir veratabani tasarimi yapip her yeni gelen musteri icin manuel veya docker benzeri bir containeri otomate ederek on demand deployment yapabilirsiniz. Yani her musteri icin bir veritabani instance olur. Bu senaryonda ilerde musteri birlestirme veya farkli durumlar icin haricten bir adet katalog veritabani tutmaniz tavsiye edilir.

3-) Son olarak shared multi tenant diye bir yaklasim daha var. Bu durumda daha karmasik ancak esnek bir yapi kurabiliyorsunuz. Veritabani lisans vb maliyerleriniz duserken, deployment zorlugunuz artiyor.

Asagidaki makalelere gozatmanizi oneririm:
docs.microsoft.com

Bu makalede ise her bir baslik icin Entity Framework ile yapilmis github ornekleri de var. Mutlaka gozatin derim.
azure.microsoft.com

apartmanlara bi tablo
dairelere bi tablo (içinde apartman id'sinin olacağı bi alan ile)
kullanıcılara bi tablo (en basidinden apartman ve daire id'lerinin olacağı birer alan ile)

sonra da bunları eşleyerek (left join vs.) ilerleyebilirsiniz.

200 tablo çok fazla, mutlaka bir yerde yanlış yapıyorsunuz.

İlişkisel veritabanı nedir öncelikle oradan başlayın, veriyi modellemediğiniz için her şeye ayrı tablo açıyorsunuz. Aslında buna gerek yok.

ben apartman yönetimini örnek olarak verdim, gerçek projede 200den fazla tablo var.

girilemiyor

edit: giriliyor, 500 aldım ama şimdi düzgün.

Bi gidiyor bir geliyor bu akşam. Bi Haller var.

Cok zor giriliyor. Donup duruyor sürekli. Bir de entry'lere artı - eksi oylama kısmı hiç gözükmüyor. Ben de benim hesaba mı birşey oldu dedim.

@Almanya

vpn ile girilmiyor. engellemye çalışıyorşar

Yurt disindan yaklasik 4 saattir giremiyorum.

Limit problem değilse şunu önerebilirim;

www.hepsiburada.com

G-Sync teknolojisi olmadan da Asus 1 ms, en az 144 hz monitör yeterli olur.

piyasadan biraz uzağım ama competitive oyunlar (kantır strayk vb.) önceliğin değilse bence g-sync veya yüksek rate'li monitörler çok gerekli değil.

(git: 1238387)

Muhtemelen Tesla sipariş vermiş onu soruyor. Şu anda öncelik ağırlıklı olarak Tesla ve SpaceX çalışanlarında. Model 3 için konuşuyorum.

madonna icin fotograf hatta turkiye bile bir sey ifade etmiyor.
oylesine atilmis bir twit. elon musk'in fotografi populer olunca altina yazmis iste.

Dallama sürücüler takip mesafesi bırakmıyorlar. Bu yetmezmiş gibi yüksek hızda giderken tırın, kamyonun arkasına sokuluyorlar. Tır bir anda durunca onların durmasını sağlayacak yeterli mesafe bulunmadığı için tıra girmiş oluyorlar.

günahını almayayım da, orta şeritteyken öndekini sol yerine sağdan geçmeyi denemiş olabilir. özellikle öndeki kamyon otobüs falansa ileriyi vaktinde görmek çok zor.

büyük araç kullanıcısı çok iplemiyor diğer araçları. malum bizim millet "arabam iyi bana bir şey olmaz" mantığını çok seviyor. ikisi birleşince en ufak aksilik böyle vahşet görüntülerine neden oluyor.

hiç bir güvenlik testi sizi gerçek trafikte kurtarmaz arkadaşlar, dikkatli kullanalım.

olay yeri tam olarak (fren mesafesi vs.) görünmüyor. fakat tahminim şu şekilde. kaza muhtelen araçların durduğu noktanın daha geriside olmuş. sagdaki tıra sol arkadan carpabildigine göre sürücü kontrolü kaybedip (lastk patlamasi, uyuma, telefon, vb.) tıra çarpmış olabilir. bir de başka bir araca makas atmaya calisiyor olabilir ama habere gore yolcu annesi oldugu icin bu biraz daha uzak ihtimal. bir de sürücü hastalanmis olabilir.

Tırın arka alt kısmındaki korumaların güçlendirilmesi gerekiyor. Böyle tırın altına girmiş çok kaza gördüm, hatta 2 sene önce aynı şekilde bir yakınımın babası vefat etti. Ön koltuktakilerin kurtulma şansı kalmıyor maalesef.

Biz geçen sene 2 tırın karıştığı bir zincirleme kaza geçirdik. Arkamızdaki bir tırın şöförü uyuyakalmış, şerit değiştirip bir arabaya çarpmış. O araba geldi bize çarptı, biz çarpmanın etkisiyle sağdan gelen başka bir tırın altına girdik yan tarafından. Ben ön sağda oturuyorum, son hatırladığım kapımın yamulup tırın tekerlerinin 10cm yakınımda döndüğüydü. Allahtan tır çok hızlı değildi, bizi biraz sürükledikten sonra ezmeye ramak kala durabildi. Arabanın önü aynı böyle olmuştu.

Tırlardan gerçekten korkuyorum, trafikte tır görünce hala kalbim çarpmaya başlıyor, videoyu izlerken bir fena oldum. Burada hata arabayı kullanan adamda gibi görünüyor ama tır şöföründe de bir b.kluk olabilir, gerçekten çok sorumsuzca kullanıyorlar.

Gecen ay esimin yengesi vefat etti tam boyle bir kazada.

Yenge rahmetli uyuyormus. Dayi sofor,kazayi hatirlamiyor. En az 1 dk direksiyonda uyumus olmali, tiri da hatirlamiyor. Kemer takan, oldursen hiz yapmayacak, senelerce servis cekmis usta sofor adam. Uyuyunca ayak agirlasip gaza yukleniyor. Arac daha da hizlaniyor. Tircinin hic sucu yok. Boyle vakalar da var.

Büyük ihtimal ile hatalı sağlama, ki bunun içine makas yapmak denilen salakça hareketi de sokabilirsiniz. Makas atmanın yarısı hatalı sağlamadır zaten.

Bu kadar büyük aracın aniden şerit değiştirmesi çok zor.

2 günlük uykusuzlukla bu şekilde arkadan tıra giren bir arkadaşım var. kaburga kırıkları ile atlattı ama kazayı hatırlamıyor, uyuklamış.

magic wand'ın "contiguous" diye bir seçeneği var, işaretliyken sadece birbirine komşu pikselleri seçer, işaretsizken sorudaki gibi tüm canvas'ı seçer.

daha iyisi için önerim menüden select -> color range

yukarıdaki select menüsünden rahatça yapabiliyorsun.

magic wand ile istediğin rengi seçtikten sonra sağ tuşa basıp "Similar"a basmak işini çözecektir.
Tolerance değeri similar'ları seçerken etkilidir, istersen artır veya düşür,

videoda kullandığı fonksiyon ek paket, açıklamada deneme versiyonunun indirmek için link var.

bunun numarası istediğin data noktasında "şu eğimi istiyorum" diyebilmek, ilk ve son data noktalarına sıfr verip s şeklinde fonksiyon çıkartmış.

de o excel'in çıkardığı polinom epey yakın, neden doğru sonuç vermiyor?

@celeron 300

teşekkürler, paketi indirip bir bakıcam, deneme olması kötü, bana ara ara lazım olacak bir fonksiyon çünkü.

excel in verdiği polinomu epey denedim ben, bir türlü düzgün sonuç alamadım. mesela 772 kotu için 47 den büyük 166 dan küçük, 47 ye yakın bir değer vermesi lazım, ama nedense ben bu rakamı bulamıyorum. polinomu bilgisayardaki hesap makinesinden denedim olmadı, x ile y arasındaki fark büyük ondan mıdır? bir türlü çözemedim, normal bir hesap makinesi ile deneyeceğim.

siz de deneyebilirseniz iyi olur aslında zahmet olacak ama. hesap yapmaya yapmaya epey paslanmışız, yaptığım işleme de güvenemiyorum çünkü. yanıt için teşekkürler bu arada.

@celeron hocam, teşekkürler söylediğin ek paketi kurup fonksiyonu kullanarak ara değeri buldum, yalnız bu deneme sürümü, 30 gün sonra bitecek. bu kısmı kötü.

benim bulduğum polinom denklemde rakamları yerine koyuyorum bir türlü doğru sonuç çıkmıyor, doğruya yakın bile çıkmıyor o kısmı anlamadım. o polinom olayını çözseydim deneme süresine gerek kalmazdı. polinom konusunda yardımlara açığım. bu tip soruları denklem üzerinden çözebilirsek ek programa hiç gerek kalmayacak.

çok teşekkür ederim tekrardan.

(git: i.hizliresim.com )

ek paketteki fonksiyon ile çözdüğüm ara değerleri foto üzerine yazdım.

polinomu da hesap makinesi ile kontrol ettim, oradan da hatalı çıkıyor,

ok buldum:

excel grafikteki polinomun katsayılarını yeterli hassasiyette göstermiyor.

yani 0,43 aslında 0,43661 - bu *çok* sorun değil ama x'in karesiyle küpüyle çarpınca ortalığı dağıtmaya yetiyor. grafikte gösterdiği denklemin sayı formatını değiştirmek işe yarıyor.

i.hizliresim.com

burada aynı veri için 2 polinom var, mavi olan 3. derece, kırmızı olan 2. derece. 3. derecede doğru sonuç almak için katsayıları virgülden sonra 9. basamağa kadar götürmem gerekti, ama 2. derecede virgülden sonra 5 basamak "fena değil" sonuç vermeye başlıyor. tabi eğri o kadar güzel fit etmiyor, o ayrı konu. dosya da bu: ufile.io

sonuç: yüksek dereceli polinomla daha iyi fit edeyim dersek aşırı hassasiyetle çalışmak gerekiyor. "ben işlemimde 8-9 basamak taşıyamam öeh" diyorsak da üsleri düşük tutup fit'i feda etmek gerekiyor.

çok teşekkürler hocam ya, çok mantıklı ve doğru bir yaklaşım, ben de diyorum koskoca excel hatalı grafik vermemeli, dediğin gibi katsayı hassasiyeti alıp her yere götürebilir bizi. çok güzel açıklamışsın tekrar teşekkürler.

işte elektronik sigaranın sorunu, bug'ı

iyi bakın arkadaşlar, iyi bakın!

cevap: bilmiyorum

Sinan paşa pasajı 1. kat tütüncü nargileci var bi tane, onda buldum.

i.hizliresim.com

rss

nasıl takipçisi olunuyordu ve nasıl işliyordu mail atıyordu değil mi?

feedly bu devirde en pratiği. android'de palabre'yi öneririm.

Bu tarz şeylere takılırsan işin içinden çıkamazsın. 10-20 arası şarja tak dolunca çıkar, bu kadar basit. Ben son 1 senedir şarj da çok kullandım oyun film vs hala şarj durumum çok iyi.

Boyle bisiler var.

www.apple.com

Neler denedim neler. Hepsi hikaye. En son salla pati şarja sok çıkar yapar hale geliyorsunuz. 1-1,5 sene sonra şarj tutmamaya başlıyor çünkü. Kendinizi boşa yormayın bence. Çok kafa takılmalık mezvu değil.

pil teknolojisi ilerledi, yaygın bilgilerin çoğu işe yaramıyor hatta zarar veriyor (tamamen bitirmek, tamamen şarj etmek gibi). bugün pilin ömründen en çok yiyen şey, %0'a kadar düşürmek.

sadece apple telefon için değil genel kural %40-%80 arası gezmek en uzun ömür veriyor diye okumuştum.

Hiçbir şey yapmaya gerek yok, batarya denen şeyin belli bir ömrü var ve o ömrün üstüne çıkamaz. Ama Apple bu konuda iyi bir marka, yani kolay kolay ölmez Iphone bataryası. En azından modası geçmeden ölmez.

Zaten Apple zor sökülen bir cihaz da değil değiştirilir zamanı gelince.

Orijinal şarj aleti dışında şarj kullanma, Apple hatta kılıfla da şarj etmeyin diyor.

Cycle olarak 500 kere tam şarj kapasitesi var. Bunu %20’de veya %50‘de şarj etmen çok fark ettirmiyor. En sağlıklısı yine de tamamen boşaltıp, tamamen doldurmak. Kullanım süresini ciddi şekilde uzatıyor.

osman kullanıcısının söylediği neredeyse her şey yanlış.

sorun aynı çözünürlük olup yüklenmemesinde mi? çözünürlüğün artmasında mı? yüklenip de duraklamasında mı? yani ekran kartında mı?

- TV'nin orda wireless'ın iyi çekmiyor. (benim oyum buna)

- bağladıktan sonra çözünrülüğü düşürebilirsin, 1280x720 ile denemek işe yaryabilir.

duyulmasi gerektigi kadar ve celeron 300a; tv ile modem yan yana. dolayısıyla tv ile laptopu bağlamak için yan yana koyunca modem-lap top arasındaki mesafe de yarım metre bile olmuyor. normalde laptopu bağlamadan yani duraklamadan her zaman kullandığımız yer 2-3 metre halbuki. modem ya da wifi çekmeme sorunu olduğunu sanmıyorum yani.

celeron 300a; çözünürlük düşürme denendi, hatta ütü masası ile çekilmişe kadar çözünürlük düşürüldü, fark/hızlanma yok. ekstra olarak dizi farklı playerlar da denendi.

idexo; sorun ne aynı ne de daha düşük çözünürlükte yüklenmemesiya da yüklenip duraklaması. yüklenmemek derken 1-2 saniye oynuyor,sonra ekranın ortasında kocaman bir yuvarlak çıkıp dönmeye başlıyor, sonra bi 2-3 saniye daha oynuyor ve gene o sinir bozucu yuvarlak çıkıp dönüyor ve bu böyle devam ediyor. bu tam olarak yüklenmemesi midir yoksa yüklenip duraklaması mıdır nasıl ayırd ederim bilmiyorum.

çözünürlüğü düşürdüğünüz halde aynı şey oluyorsa sorun muhtemelen internet hızının düşmesidir. Neden olduğuna dair bir fikrim de yok maalesef.

çözüm için başka bilgisayar kullanmayı deneyin.

Laptop, tv'ye bağlıyken bir speedtest.net 'den internet hızını bir test edin bence.

wifi sorunu bence, tv'nin yanına bi ethernet kablosu çekseniz çözülür gibi geldi.

bi de biraz uçayım, tv'nin bulunduğu pirizin toprakla falan bi sıkıntısı olabilir, hdmi kablosuyla tv'den gelen akım wifi sinyalini sapıttırıyo olabilir.

Ben ilikli ceket görüntüsünü el pençe divan durmak olarak algılıyor ve karakter törpüleyici bir imaj yarattığını düşünüyorum.

bürokrasi erkeklerin uymakla yükümlü olduğu kurallar bütünüdür.CİNSİYETÇİ DEĞİLİM KESİNLİKLE BEN SOSYETE BÖYLE.Suçluycaksanız o üstlerinizi suçlayın.ONLAR CİNSİYETÇİ.

eğer sizin de üstleriniz varsa alın derim ben ki daha sonra yine ihtiyacınız olacak

aslında burada keyfiyetten değil de protokol kurallarından bahsetmek istemiştim. bu nedenle gerektiğinde ceket iliklenmeli, en azından ilikleniyormuş gibi yapılmalı bence. bunun el pençe divan durmak olmadığını, makamlara saygıdan yapıldığını düşünüyorum.

@bb başka ne olabilir? etek-elbise direk karşılarında oturacağımdan tercih etmiyorum.

biriyle tanışırken, el sıkışırken ilikli olmalı. bir toplantı odasına girerken, ne bileyim bir sunuma *başlarken* ilikli olmalı. bana düzgün geleni bu şekilde, isteyen karaktersizlik veya el-pençe görmekte özgür.

iliklemek makama değil insana saygıyla ilgili bir davranış. sizin öğretmenleriniz sabah sınıfa günaydın derken ceketlerini iliklemiyor muydu bilmiyorum.

kadınlarda nasıl pek bilmiyorum açıkçası ama "karakter törpüleme" falan görünce duramadım.

videoların hiçbirinde fizik kurallarına aykırı görünen bir durum bulamadım. ayrıca firma boston dynamics. yani troll youtube videosu çekecek bir firma değil. 15 yıldır adım adım her yaptıklarını yayınlıyor adamlar. ilk yaptıkları iki adımda bir devrilen robotları da var yıllar önceki videolarında.

hareket kontrol, ai ve ml teknolojilerinin gelişimine bakarak aslında boston dynamics'in bu kadar iletlemesi çok da şaşırtıcı değil.

minnacık bacak hareketi yapmıyor aslında orada, kendini 5-10 cm havaya fırlatıp ayaklarını yukarı çekerek aynı bir insan gibi zıplıyor. ayrıca o kütleyi kaldıran hidrolik, pnomatik sistemler inanılmaz güçlü olabilir. yani 3-5 cm bir hareketle 30-40 cm yukarı zıplayabilir.

kendi etrafında dönmesinde de bir gariplik yok. zıplamanın son anlarında ayaklarını çapraz konuma getirerek dönme momentumu sağlıyor.

atlas'ın tek videosu bu değil. hareket kontrolünde ne kadar başarılı olduğunu gösteren bir karda yürüme videosu da var.

www.youtube.com

bu da aynı robotun izleyici önünde canlı demosu

www.youtube.com

bürosit koltuğa otur, etrafında dönmeye başla, kollarını ve bacaklarını açıp kapat. Gördüğün gibi hızına etki ediyor.

İşin arkasındaki matematiğe bakmak istersen de buyur :

sinews.siam.org

o değil de takla bittikten sonra dengeyi sağlamak için bacakları yeni doğmuş buzağı gibi titretmesinden duygulanan bi tek ben miyim :p

gerçek.

olayın tek gerçek olmayan durumu (ilizyonu) şu adamlar f1 aracı gibi sadece bu işi yapabilen bir robot üretmişler, prototip yani. muhtemelen bu alet en basic şeyleri yapamıyordur sadece gösterilen şeyleri yapabiliyordur. zıplamak gibi. ki bunu modelleyip aynı görüntülerde bir robot koyunca insan lan bu koşuyo ediyo bunları da yapıyo gibi bir düşünceye kapılıyor.
o robotu yapma parasını manyak bi CGI firmasına verip bu videosu yaptıramaz mısın? bence yaptırırsın.

hah biri daha benim gibi düşünmüş. bana da fake gibi geliyor ilk izlediğimden beri. tabii firmanın fake video çekip yükleyeceğine ihtimal vermediğim için anlam vermeye çalışıyorum sadece. diyorum herhalde benim algım yetmiyor buna.

ters takla attığı kutunun üstüne çıkarken de sanki yukarıdan iple asılıymış da, matrix'teki neo'nun zıplaması gibi, cüneyt arkın'ın kalenin surlarına zıplayıp çıkması gibi bir görüntü var, benim de dikkatimi çekti.

ufak bir bacak hareketiyle o kadar yükselemez gibi geliyor. ayrıca bir o kadar da yumuşak konuyor. biz tabii insan hareketleriyle kıyaslıyoruz. yani o yükseklikte bir platforma insan zıplars daha çok gerilmesi gerekir. inerken de gümm diye sert konması gerekir. bu bayaa ufak bir hareketle o kadar yükseliyor, yumuşacık da konuyor. belki hayvanoz bir zıplama gücü, inerken nefis bi yumuşatma sistemi vardır. fake değildir ama benim algımı da ikna edemiyor bir türlü.

insan taklasına göre değerlendirdiğimiz için garip geliyor olabilir. 1.50 boyunda 75 kg'mış, bu fizikte insan için fazla çevik.

bi de benim görüşüm ağırlık merkezi bize göre daha yukarda gibi, ilk izlediğimde bana da tuhaf gelmişti.

ben hala o dönme momentumunu veren hareketi görmüş değilim "ilk zıplama anında". zıplar zıplamaz döndüğü için.

hadi bürosit'e oturdum kolları fıldır fıldır döndürdüm, dönerim. ama bu arkadaşın yaptığı minnoş hareketlerle çılgınlar gibi 180 derece dönmesi? yada o yüksekliğe arkadaşın dediği gibi matrixvari çıkışı. vfx gibi geldi baya bir bana. ama boston dynamicste yapmaz diyoruz, herifler güven sağlamışlar. takla konusu ağırlık merkezinin pozisyonu nedeniyle daha mantıklı ama o yüksek sıçrama ve etrafında dönme dalgası çok kıllatıyo beni agalar. fake amına koyyim diye bağırasım geliyo.

belkide üstünde çalışıyoz oldu olucak diceklerdir?

baya yazdım sonra sildim. neden tik yok bize? o kadar yazıyoruz?

al hacı. tick senin olsun be!

ters taklada aslında yaptığı şey kendini geri bırakıp hızlıca ayakları çekmek yukarı doğru bir zıplama yok sadece doğrulduğu için düz konumuna geliyor sonra kendisini arkaya bıraktığında ayakları hızlıca çekiyor hem kendini arkaya doğru bırakması hem ayakları çekmesi moment kazandırıyor. ayrıca atladığı yer ile indiği yer arasında kot farkı var o da kendisine yeteri kadar zaman kazandırıyor hareketi tamamlaması için. bu ters taklayı düz bir zeminde yapamaz yani. zaten sanırım baya takla atmıştır en düzü bu olmuştur onu koymuşlardır.

kutulara zıplama,
şimdi robot ağırlığa göre yukarısı ve aşağısı için bir enerji denklemi yazdık diyelim. ayaklardaki yay enerjisinin bu değerden yüksek olması gerekiyor ki zıplama gerçekleşsin bu aslında günümüzde oldukça kolay uygulamabilecek birşey yani o kütleyi bir sıkışmış yay sistemi (yay sistemi derken aklınıza sadece burulmuş demir gelmesin hidrolik, pnömatik herhangi bir sistem) o kütleyi oraya çıkartırsın. asıl soru çıkardıktan sonra nasıl dengede tutacaksın. işte burada kontrol mühendisliği devreye giriyor.
kontrol mühendisliği için,
youtu.be
videosuna bir bakın. en basit anlamda şunu yapar 'hacılar şimdi bu cisimde (çubuk, araba, robot, baraj, f-16, uydu, uzay mekiği artık ne ise) ne kadar fiziksel formül varsa yazıyoruz. sonra bunu programa yüklüyoruz her bir yere de sensör koyuluyoruz sensörden istemediğimiz bir veri geldiğinde program hemen aksi yönde bir hareket oluşturarak dengeyi sağlıyor. herkes mutlu oluyor'
şimdi bu boston'lular bunu güzel yapmışlar yani robotun kafadaki komutta vucüdun her yerine bağlı olan sensörlerden veri geliyor ve o bacaktaki titreşimler aksi yönde aksiyonlar alarak dengeyi sağlayacak.
tabi bu oldukça iş gücü isteyen bir iş bu sebeple savaş uçakları, uzay mekikleri gibi yüksek bütçeli projelerde fazla kullanılıyor.
adamlar buna yerleştirmişler güzel tabi.
ama dediğim gibi mesela adam bunun gibi 15 tane robot üretmiştir. bu sadece zıplıyordur. diğeri sadece yürüyordur bir başkası sadece el sıkıyordur vs. çünkü ne kadar çok iş yapmasını istersen o kadar çok veri giriyor ve program o kadar çok karmaşıklaşıyor mesela koşarken ayağı kaydığında birden zıplamaya başlayabilir vs gibi hareketler yapabilir.
show için yapılmış tabi ama bence görüntüler gerçek.

Mobilim, aklima ilk geleni yaziyorum.
İki sutunu farklı sheetlere al.
Sonra a sutununda olanlari sec, yukaridaki menulerde yinelenenleri kaldir diye bir sey olacak. Yinelenen satirlari kaldirir bu.
Sonra diger sütun icin de ayni islemi yap. Sonra filtreden iki sutunu da buyukten kucuge diz. Sutunlari tekrar ayni sheete koy. İstedigin sey olur boyle.

ilk sütun için eyvallah ama, ikinci sütunda en yüksek değeri karşısına yazdırmam gerekiyor. teşekkürler...

streamable.com

teşekkürler @celeron 300a
hakkın ödenmez :))

estaf ne demek

Ayıp olma meselesi hakkında: Yaşam enerjisi ile dolu bir görme engelli arkadaşım var. Kendisi bolca bu kelimeleri kullanıyor. Belki kişiye göre değişiyordur ama ben de sizin gibi bu kelimeleri dikkat ederek kullanıyorum.

braille alfabesiyle not alıyorlar evet.

ben ufak bi gruba ingilizce dersi vermiştim, morbembem +1 diyebilirim. sana bana ilginç gelen şeyler ama milyon defa aynı muhabbeti çektikleri için bıkıyorlar. "görmek bakmak imtina etmeyin" olayı için; doğru. *ne kadar* kasarsan kas karşındaki senin o "aman dikkat edeyim" tavrını hissediyor, rahat olmak önemli.

not alma olayı için evet braille var ama uğraşmak istememişlerdi, zaten kağıt kalemle not almaktan çok uzak bir deneyim.

benim gittiğim yerde küçük bir braille printer vardı, oradan basit sorular notlar falan hazırlayabiliyordum. ne ders anlatacaksın bilmiyorum ama denklem falan diyorsan iş bi tık daha zor.

herkese cok tesekkurler. @celeron 300a lise son matematigi anlatacagim :)