bu tip bir şeyi hiç aratmadım ama çizdiğiniz sistem "cover flow" olarak geçiyor diye biliyorum.

Anahtar kelimen "carousel script". Benzeri yazılımları çıkartır. google sites konusunda pek bir fikrim yok ancak en azından temel httml, js veya flash desteği sunuyordur diye düşünüyorum. Flash tavsiye etmem mobilde patlar.
Kolay gelsin.

megane 2 kullanmış biri olarak konforu az, yakıt tüketimide inanılmaz derece ekonomikti. Teknolojik bakımdan Corsa tabiki megane'den kat kat yüksek olcaktır. bilginize

Dediğin gibi segmentleri ve fiyatları baya alakasız.İkisi de işimi görüyorsa aradaki 12 bin lira da benim için önemsiz ise, önceliğim konfor ise megane sorunsuzluk ise tabiki garantisi olan corsayı alırım.

2014 corsa sahibiyim. bence ikisi de değil ama illa bunlarsa seçenekler ozaman corsa. yeni her zaman iyidir.

Megane yani fransızlar otomatik şanzumanda tehlikelidir. Opel'e selam yola devam.

görürsün illaki bağlanan cihazları.

modemin menüsünden mutlaka görünür. görünmeden bağlanacak yetenekte veletler direkt telekomu hacklerdi zaten :)

anti adblock killer

uBlock Origin

uBlock Origin+1000

ayrıca daha başarılı.

uBlock Origin+2000
ayrıca sşstem kaynağı kullanımı daha düşük.
Unutmadan, kişiselleştirilmiş filtrelemesi de daha iyi

pejo leş araba alınmaz

km seçeneğinden dolayı reno mantıklı geldi bana.

"şu leş bu çöp yorumlar genelde çok bilinçsizce söylenen cümlelerde geçiyor."

"bu iki modelde sık sorunları bilmiyorum"

ben biliyorum, pejo leş araba.

teoride başka pratikte başka. bi araba sürekli servise gitme ihtiyacı duyuyorsa leştir arkadaş yurtdışında olduğu için yüzeysel olarak leş dedim. türkiye'de pejo almak enayiliktir, parayı çöpe atmaktır. bana inanmıyosan sözlükteki pejo başlığını okuyabilirsin. ne kadar harika bi mühendislik örneği olduğundan bahsedilmiş yeteri kadar.

Pejo hakikaten leş ama madem ikisi de düz vites gönlünden geçeni al gitsin.
Ha otomatik olsaydı kesinlikle pejoyu ele derdim.

hangisinin tipini beğenirsen onu al. ikisinin de birbirinden farkı yok. özelliklerine falan bak ne bileyim.

ikisi de kolay kolay sorun çıkarmaz, ikisi de dandik (pardon ekonomik) arabalar, ikisi de az yakan arkadaşlar, iki benzinli motor da düzgün bakılırsa 300-400 binleri görür. ikisiyle de kaza yaparsan tenekeye döner, ikisi de lpg'de sorunsuz.

eğer temizse (ustaya göstermeli ve teste sokmalı) kilometresi az olan makbul.

Ben clio sevenlerdenim. türkiyede pejo ya karşı bir önyargı vardır. Bunun sebebi Türkiye'nin bozuk yollarına dayanıklı olmaması ve ön takımın çabuk dağılması diye biliyorum. Diğer yandan uzmanlar her zaman genç olan arabayı öneriyorlar. eski araba sertleşmiş plastik parçalardan dolayı motor şanzuman sağlam olsa bile ummadık arızalar çıkarır. Bu kadar lakırdı edip şunu al diyemememin sebebi bu karşılaştırmada birisi daha genç olsada ikisinin de eski olması.

ben honda veya toyota al derim.

pejo leştir, önyargılı değilim

lenovo energy management diye bir yazılım var. diğer pc'lere kuruluyor mu bilmiyorum. şu an masaüstü pc'de olduğum için deneyemiyorum ama bir dene istersen. istediğin şeyi o yazılım yapıyor.

bataryayı tam şarj etmenin ne zararı var? bilmediğimden soruyorum.

Belki bu minik işe yarar:
www.nirsoft.net

Bataryanın tepe limitine kadar abanmadan keserek kullanınca ömrü daha uzun oluyor. Mevzu bahis program bana da lazım takipteyim.

Aslinda mesele %80de kesmek degil de %80 altina düşmedikçe yeniden sarj etmemek. %90 civarındayken sarj etmek bataryayi üzüyor.

Mac icin çözümü olan varsa yesillendirsin

Biraz çalışayım üstünde.

%100 aynısı olmasa da: i.hizliresim.com
büyük boyutta en azından istediğin yere bastırabilirsin

Uğraşmıyorum, vazgeçtim. Üstteki güzel.

@asbe teşekkürler. orjinalini tercih ediyorum gerçi:) bir de beyaz t-shirt üzerine düşündüğüm için sarımsı arka plan kötü duracak sanki. tabii olmadı denerim yine.

@himmet peki madem sağol yine de:)

Zemin transparan, her renk zemine basılır.
Arka plandaki çizgiler vektör, herhangi bir renge dönüşebilir.

(git: www.filedropper.com)

Photoshop bilmiyorum bu arada :)

almak istediğin raporun türüne göre değişir. isteğin ziyaret istatistiklerini "tam ve detaylı" almak ise kesinlikle server log'lardan türetilmiş istatistiklerine güvenmelisin. yani hosting panelden eriştiklerine (awstats vs.)

Hatta daha kesin yazayım, şimdi buraya neyin ne olduğunu halen anlayamamış tatlısı webmasteri birileri gelir belki atar tutar ama, google analytics ziyaretlerine dair sınırlı bir bilgiye sahiptir.

izah edeyim, google analytics vb. servisler "sadece ve sadece" kodun eklendiği sayfanın normal yollar ile görüntülenmesi neticesinde bilgi toplayabililer. sunucu tarafı serverlog tabanlı istatistikler ise uçan kaçan herşeyi görür.

* sayfaya bir kod gömmene gerek yoktur, görür
* kod gömmeyi aklından geçirmediğin scriptlerin hata sayfası bile açılsa görür
* sitenden direkt (siteni ziyaret etmeden) dosya çekeni de görür
* sitenden direkt (hotlinking) imaj çekeni de görür
* sitenin belirli koşullar altında ürettiği hata kodlarını sa sever sayar.

kısacası alayını görür.

kar suyu, normal sudan ince olduğundan.

İnce olduğuna katılmıyorum. Benim fikrim kar parçalarının ayakkabı üzerine yapışması ve sürekli bir şekilde ayakkabı'nın duran suya maruz kalması. Yağmur mesela çarpıp düşüyor yani ayakkabı üzerinde devamlı basınç yapmıyor. Ben de hep ayakkabıyı leğen içine koyunca acaba belli bir süre sonra geçirir mi bu ayakkabının kalitesini belirtir mi diye düşünürüm.

ilk defa duyuyorum. su geçirmiyorsa kar suyunu da geçirmemesi lazım.

Kar suyu ince, daha akışkandır

Bence ayağın terliyordur.

@peggy -1

@tukenmez adam +1

simdi su gecirmez ürünler, bu sifati su hic gecirmediklerinden haketmez. belli bir basinc altinda, belli bir süre su gecirmediginden hak ederler bu sekilde lanse etme hakkini.

mesela kol saatlerinde 5 atm yazsa da bu aslinda sicak su altinda, dusta vs 2-3 bar demektir, ellerini yikarken cikartmaman demektir, ama suya dalar o basinca kadar inersen sadece 5 dk su gecirmemesi anlamina gelir. sonrasinda ici nemlenir, bugulanir ya da su alir. ancak bu kriterleri saglamasi gögsünü gere gere sugecirmez yazmasina izin verir.

simdi waterproof cogu ürün, sealed dikis kullanmaz, bu söyle olur. ipler özeldir, waxlanir vs. islanmamasi istenir. dikislerin üstü genelde örtülü olur ki su almasin, ama hava alabilsin. goretex gibi kumaslar islendikten sonra islemden gecerki iplerin gectigi delikler ufalsin, sikilassin. su gecirmez yazsa da aslinda cogu "sicrama su gecirmez". su gecirmez, plastik kaplama cantam var mesela, onun üzerinde bile sadece kisa dalislarda su gecirmez yazar, bir seyi suyun icinde tutarsan o kumas su gecirir.

kar suyu ise, dikisler üzerinde kalir, dikisler tarafindan yavasca emilir. islanmasindan ya da su gelip akmasindan bahsetmiyorum, suyun sürekli orda tutulmasi gibidir kar. caya küp sekeri degdirdiginde küp seker nasil emiyorsa kumas da dikisler de emer suyu. kar gecirmez yapmak icin, dikisler genellikle icten mühürlenir. dikisin arka kismina baska bir kumas vs yerlestirilir ki ayagin temasi mümkün olmasin dikisle.

ama öyleyse neden her botu snowproof almayalim? hem suyu da gecirmez ki o zaman?

gene yanlis. kar ayakkabilari cogunlukla hava almaz, ayagi terletir. alplerde giyersen hava zaten nispeten kurudur, soguktan dolayi. o yüzden dert olmaz, asil önemli olan ayagin islanmamasidir.

ama sehir ortaminda kapali alana girdigin an hamama döner ayaklarin, kendi teriyle üsütür, bakteri olusturur, pis kokar. o yüzden ayakkabi dedigin nefes almalidir.

bu yüzden iyi ayakkabi, yerine göre dogru secilmis ayakkabidir. bahar hikeina, babetle gelmenin farki yoktur bence sehir hayatinda kar gecirmez, bilek üstü bot giymenin.

Cevaplar için herkese, özellikle de aynadakiyabanci'ya çok teşekkürler :)

tiklememişsin ama söylediğim şey doğruydu:)

@aynadakiyabancı, verdiğin bilgiler doğru, ben de bir dalış eğitmeniyim, ancak bu botları dalışta kullanmadığımız için basınç konusundan bahsetmek gereksiz. şehirdeki kar-yağmur durumu o kadar komplike değil.

ben istanbul veya genel olarak türkiye koşullarından bahsediyorum.

istanbul koşullarında (ya da yılın 6 ayı kar altında kalan bir yerde yaşamıyorsan) yağan azıcık karda ayakların ıslanıyorsa bu ayakkabının dandikliğine işaret eder.

3 outdoor markansının su geçirmez botunu kullandım şimdiye kadar, hiçbirinin karda su geçirdiğini görmedim. benzer şekilde kullananlardan da duymadım.
(dağda kış faaliyetlerinde daha farklı, koflach tarzı botlar kullanıyoruz misal, ve de yoğun hareket olduğu için bahsedilen şekilde ayak terleyebiliyor, bu farklı bir durum)

tabii ki ayakkabı eskidikçe suya dayanıklılık zaman içinde azalır ve su almaya başlar. ya da su geçirmiyor diye ayakkabıyı bir kova su içinde tutarsan aynı şekilde su almaya başlar. bu da farklı bir durum.

sonuç olarak, normal şartlar altında, bu "waterproof" diye satın aldığın ayakkabı iki cm karda su geçiriyorsa dandik ayakkabı almışsın demektir. geçirmemesi gerekir.

@peggynin genellemesine karsi ciktim, ama son dediklerine katilmiyor degilim. konuyu dagitmak pahasina da olsa birkac sey daha diyeyim.

•ayaklarim tarakli oldugundan ya da kalin coraplarla kisin giyildiginden ayagima göre azicik daha büyük numaralar almam gerekiyor. öyle olunca her yürüyüste, özellikle yokus asagi, ayakkabilarin dikisleri esniyor. bu da su gecirmezligin kaybolmasi demek. o yüzden saticilar ayakkabilarin dinlendirilmesini, düzgün bakilmasini önerirler.

•birkac defa su gecirmezligine karsi cikarak ürün geri yolladigim oldu. bir defasinda dikislerde hata oldugu söylendiginden ürün degisimi önerildi. bir digerinde ise, kullanici hatasi denilerek reddedildim. nedeni suydu, üretici bu tarz sikayetlerde mikroskop altina yatiriyor ayakkabiyi. dikis yerlerindeki ipliklerde deformasyon görülmüs. bunun nedeni de benim o dönemki cahilligimle kamp atesi civarinda takilmis olmam imis. atesle temasi olmasa bile o sicaklikla yapistirici malzemede esnemeler olmus, ipliklerin uclari eriyip yapismis. yani goretex gibi ayakkabilarin sugecirmez kalmasini saglamak cok zor.

•ama gene de @peggynin dedigi gibi, eger bir ayakkabi su gecirmez ise, kisa süreli karla da mücadele edebilmeli. en eski botum 6 yillik, aylarca giydigim oldu, kamp ates gördü. hala su ve kar gecirmez bir saat kadar karda gezsem. su an bulundugum yer -13, kar degil buz yagiyor, bilege kadar kar. 8 cift ayakkabimdan spor ayakkabilarim dahi 20 dk karda yürüsem islanmaz, beni gecirmeye yeter. eger o kadar kisa sürelerden veya istanbul gibi yerlerden bahsediyorsak, evet, su gecirmez bot kar suyunu da hemen cekmemeli.

•son olarak, ister profesyonel olun, ister ayakkabinin tanesine 1000 lira sayin. -30 derecede 8 saat disarida kaldiginizda, sizinle islanmak arasindaki tek sey, goretex, texapore vs gibi teknolojik kumaslar degil, posettir. cogu asker veya outdoorcu gene de corap disina poset giyip giyer ayakkabisini, nefes almayip terleyecegini bilse de. not düseyim istedim.

Ayakkabıyı süngerle bir güzel vazelinliyorsun, kenar dikişlerinin de nasibini aldığından emin olmak için kenarlarda ve dikişlerde bir diş fırçaşı ile ikinci bir kat da atıyorsun. ardından kısa bir fön makinesi işlemi ile vazelini özümsemesini sağlıyorsun.

Hayırlı olsun, ne normal su ne de kar suyunu geçirmeyen canavar gibi bir ayakkabın oldu. 4 yıllık ısparta deneyimi ile sabittir.

Notlar: Açık renk ayakkabılara uygulama, koyulaşır. Nubuk ve süet ayakkabılarda sakın deneme. Sadece siyah veya koyu kahve renginde kullan, onlarda atış serbest. Yoğun kar gören ve soğuk iklimlerde 3 - 4 ay dayanır. Sonra yenileme ister. Daha uzun kullanım için önce parafin sonra vazelin aksiyonu var ama işçilik ister.

İçeriklerini başkalarına ifşa etmediğin sürece bir şey olacağını sanmam, ama senin için sıkıntı oluyorsa Şube'ye gitmene gerek de yok, Bankanın internet sitesi üzerinden şikayet oluştur, şu şu insanların mailleri tarafıma geliyor benim alakam yok, istemiyorum diye. Onlar adamlardan yeni mail adresini alıp halleder. Büyük ihtimal ya bunlar yanlış mail verdi ya da maili giren banka personeli dalgınlıkla mail bilgisini yanlış girdi.

Bir de onu deneyeyim bakalım. Bir tanesinde isimlerimiz tutuyor, o muhtemelen yanlışlıkla olmuş ama diğerinin ismi de bambaşka nasıl olmuş anlamadım.

sil geç...
diğerleri de zaman içerisinde extrelerim neden gelmiyor lan diyerek duruma ayıkacak ve düzelteceklerdir. başına ne gelebilir? inbox'ın meşgul edilmesi mesela.

mail'i sana gelen zat'ı muhteremlerin işlemlerinde bir ıslak imzan yok, talimatın yok. sadece mailleri sana geliyor ki mail bu adres de değil. hani olsa da yanlış adres bildiriminden mektupları evine gelse, dersin yarın öbür gün haciz çıkar gelirler. bir şey alamazlar ayrı konu ama otur dert anlat.

ama burada mevzu bahis email adresi. ne yapacaklar? garanti bankası borçlarınızdan dolayı facebook'tan gelen maillerinize haciz koymuştur :) gibi bir şey beklemiyorsun umarım.

(: Yok be üstat, dedim ya; "başım derde girebilir mi diye düşündüm aklıma bir şey gelmedi. "şu olabilir ve sorun yaşarsın" diyebileceğiniz bir şey var mıdır?"

Bin bilene danıştım işte. (: Teşekkür ederim cevapladığın için.

babana da geliyor. fakat çoğunun cryptohacker olduğunu düşünüyorum. sakın ekleri açayım deme, cuku tutma ihtimali var.

gerçekse de banane. sahibi sallamadiktan sonra ben ne sallayacagim diyorum.

bana da geliyor yıllardır benle aynı ad soyada sahip birinden. bireysel emeklilikleri, kredileri vs. sallamadım hiç. karşı taraf da sallamıyosa demek hiçbir şey olmadı. olmaz da zaten.

bir de bi alışveriş sitesinden geliyordu sürekli. yine benle aynı ad soyada sahip biri mailimi vermiş. yok kargonuz gönderildi yok bilmemne. girdim hesaba şifresini değştirip silip hesabı çıktım sjahskj bi daha başıma musallat olmadı. tabi banka falan olmadığı için önemli değildi.
rahatsızsan mail at hallederler.

her elektronik cihazın kendine has bir menü yapısı olduğu için yardım alman çok güç. şuradan demek olası değil. ama ipucu vereyim.
menüde OSD (on screen display) görürsen kapat bir dene.
olmadı mı? show source gibi bir şey de olabilir.
o da mı olmadı? yazını üstüne etiket yapıştır geç :)

msi vb mal install yazılımları uninstall etmek için gereken parçaları programın klasöründen başka mal konumlara atabiliyorlar. bunlar silindiğinde de böyle menopoz modlara giriyorlar.

standart aksiyon olarak yapabileceğin en mantıklı çözüm aynı yazılımın aynı sürünümü tekrar yüklemek ve ardından uninstall etmek.

fermente diyoruz biz hep.

fermantasyon a harfinden sonra ünlü uyumuna uyuyor.
fermante ise tamamen uyumsuz. dil dönmez yine fermente dersiniz.
tdk'nın sözlüğü çok sikko bi sözlük. gerektiğinde başvurun ama fazla güvenmeyin. türk dilinin tek otoritesi tdk gibi de düşünmeyin. aslında ortada otorite falan da yok da. ama siz sözlükte olmayan kelime dilde de yoktur diye de düşünmeyin.

genel bir kural vardır

galatı meşhur lugatı fasihten evladır. ben etiketlerde hep fermente görüyorum. fermante nereden çıktı çözemedim.

ingilizcesi fermentation olduğuna göre ben oyumu fermentasyondan yana kullanıyorum

ikisi için de sakınca görmüyorum ben, ama fermente kullanımı daha rahat geliyor.

bi de her yabancı kelimeyi ingilizceden aldık zannedenler türedi orda burda görüyorum devamlı :) sizi nerede yetiştiriyolar anlamıyorum ki. fermentation fransızcada fermantasyon diye okunuyor. fermenté kelimesini de olduğu gibi almışız. fermante diye okunuyor fransızcada. ama ünlü uyumundan dolayı fermenteye dönüşmüş ya da yazıldığı gibi okunmaya çalışılmış olmalı. buradan da doğrulayabilirsiniz www.nisanyansozluk.com

Ben de hep farkında olmadan fermente diyorum hep. Türkçe için daha uygun demek. TDK'ya güven konusunda da katılıyorum. Kimyada en çok kullanılan nicelik "mol" bile yok. "Mutant" sözcüğü de girememiş zaten.

Belki icerige gore mayalanmis diyebilirsin? Olmuyorsa bence de fermente de.

yabancı sözcüklerde ünlü uyumu aranmaz. mayalanma desen olmuyor mu? Yabancı kelime kullanmak daha mı havalı oluyor? illa kullanacaksan fermentasyon olarak kullanacaksın çünkü fermente diye bir kelime yok zaten. Büyük Türkçe sözlükte ferment var. Fransızca'dan gelme ve maya demek. mayalanma da fermentasyon muhtemelen.

ferhunde

tdk'de ne "fermente" kelimesi ne de "fermante" kelimesi var...

ferment (maya) var..
ferm-a-ntasyon (mayalanma) var..

tdk.gov.tr
tdk.gov.tr

o değil de, fermante daha rahat söyleniyor? fermente derken daha çok zorlanıyorum ben, ağzım mı bozulmuş benim !?

@bu nick tam yirmi alti karakter
yani binlerce "bilimsel" makalede kullanılmış bir sözcüğü TDK'da olmadığı için soruyorum. hava atmak diyorsun. muhtemelen senin gibi sığ düşünmeyen herkese diyorsun bunu.

@holy diver
evet, TDK'da olmadığını zaten söyledim. hangisinin daha popüler ya da kullanımı rahat diye merak ettim.

Akademi bitmiş o zaman. Akademideki her şeyi doğru mu kabul edelim yani anlamadım dediğini? şimdi baktım, fermentenin geçtiği bir sürü akademik tez de var onları ne yapacağız? (ki öyle bir sözcük yok normalde Türkçe'de) sadece mayalanma diye geçen birçok makale var hâkeza. Onları ne yapalım? Demek ki kullanılabiliyormuş akademide.

Evet, süper sığ düşünüyorum. Yalnız en azından biraz araştırıp elime Türkçe sözlük almayı biliyorum. internet sözlüğünden bulabileceğinizi sanıyorsunuz ya her şeyi...

edit: Tdk'da değil Tdk'de.

@bu nick tam yirmi alti karakter

1- akademide bu kadar kullanıldı, demek ki doğru denilmemiş burada. akademide bu kadar kullanılıyor, demek ki sorulmaya değer bir şey bu.

2- mayalanmış sözcüğüne edilen bir laf yok, anlayamadığım bir savunma mekanizması geliştirmişsin. maya gibi teknik bir terimin anlamının fermenti karşılayıp karşılamadığı sözlükten değil bilimsel kaynaklardan öğrenilebilir. "birebir karşılıyor" diyebilir, soru soran kişinin cevabını verebilirsin, çünkü "bu" konuda bilimsel bir arka plana sahip olmayabilir.

3- tanımadığın bir insan, gerçekten merak ettiği bir şeyi gayet masumane bir şekilde dile getiriyor ama merak ettiğin şey hava atıp atmadığı.

4- düzeltmeye kalktığın kişi türkçeyi mükemmel kullandığını da iddia etmiyor.

bişey olmaz. sokak kedisini ısırmışlığım var.

yoktur diyemeyiz tabii, ama bir insanı öpünce kapabileceğin hastalık ihtimalinden azdır bence

ben de bizimkini hep öpüyorum bazen burnumu burnuna sürtüp yüzümü gömüyorum kendisine, şu güne kadar bi şeyim olmadı, olmasın amin.

Diğer aşıları yapılmadıysa yavru kedidir, hiç bişey olmaz öp kokla.

Gördüğüm en pis kedi, tanıdığım en temiz insandan bile daha temizdir sanırım.
Onlar bizden kat kat daha temiz. Hiçbir şey olmaz. Mis gibi içine çeke çeke öp hemde. Ben öyle yapıyorum.

evde de değil bahçede beslediğim kedileri yıllarda sevdim öptüm. sorun olmadı.
ha french kiss diyorsan fikrim yok denemedim.

1 senedir ağız burun dalıyorum, ısırdığım bile oldu ve bir problem yaşamadım. Yaşar mıyım bilmiyorum fakat şu ana dek yaşamadım.

Valla benimkinin aşıları tamam, bütün gece nefesi nefesimde uyuyorum. Dün sabah bardaktaki sütümü içerken yakaladım. Başka da süt yoktu kahveye kattım içtim valla :)

9 iyidir

yamulmuyorsam, kitaplarda times new roman ve 12 punto kullanılıyordu.

ekşi'den bir entry buldum o da aynısını söylemiş;
eksisozluk.com

standart fontlar için ideal okunur boyut 12'dir
10'un altı sağlam gözler için dahi yorucudur ve kaliteli printer gerektirir.
14 ve üstü cin ali kitabı sınıfına giriyor

Çöp mideye sahip biri olarak söylüyorum, olmaz bir şey. Bana bir şey olmuyorsa yediklerimden, kedilere de olmaz

bozulduğunu düşündüğünüz şeyleri hayvanlara vermeyin lütfen. yemek artıklarını bazen anında tüketmiyorlar, dışarıda bir süre daha bekliyor ve bozulma kesinleşiyor. özellikle yavrular kolayca hastalanıyor, ölebiliyor.

2 güne kadar bana ver ben yerim. 3-5 gün arası kediye köpeğe ver gitsin, onlar zaten koklayıp teyit etmeden yemez. bir hafta falan olduysa at gitsin. kediler zaten koklar bırakır yemez ama maksat sokak kirlenmesin.

iş bu öneri kızartılarak pişmiş deniz ürünleri içindir. çiğ veya fırınlanmış olanlarında durum biraz sıkıntılı.

Tuzlu ve baharatlı tüm etkileşimler oksitlenmeye neden olur. Hem de bu o kadar hızlı olur ki, bir bakmışsın klavye iptal.
Önerim, giriş şifren varsa hemen iptal et, yoksa giremeyebilirsin. Cihazın da bir yerlerden klavyesini bul değiştir. Eğer şalgam anakarta kadar ilerlediyse önerim yanına peynir ve rakı da ekleyerek cihazının son günlerinde beraber içip sohbet etmek.

1 hafta oldu calisiyor pc. saniim anakata ulasmamis. ayrica hdmi ekran kartina mi yoksa anakarta mi baqli

(bkz: vector magic) diyorum.. malum aramalarla bulursun.
bununla vektöre çevirin, ufak modifikasyonları sonra yapın. vektöre çevirmek için uğraşmayın pen tool'la falan..

Ps ile vektör dosya oluşturamazsın. Sadece vektörel çizgiler içeren raster imajlar oluşturabilirsin ki boyutunu büyüttüğün zaman kalite kaybı olur. illustrator ile çizersen yani eps, ai vb. vektör formatları kullanırsan çözünürlük kaybı yaşamadan istediğin boyutta kullanabilirsin.
Bu şekilde çok görsel üzerinde çalışacaksan illustrator (ya da başka bir vektörel çizim programı) kullanırsan daha iyi olur.

yaptım ben. e-mail adresini yolla atayım

www.hizliresim.com

Mevcut ikon için çözümün kesinlikle vektörize etmek. Ancak genel anlamda ne yapabilirim diye de sormuşsun. O kısımda yardımcı olmaya çalışayım.

Vektöre çevirme konusunda en iyisi (hayal bilgisine +1'imle) vektor magic.
Editör olarak da, ps ile vektör çalışılmaz. Hatta küçük görsel çalışmayı da tavsiye etmem. yıl 2015 halen resampling özürü olan ve adam gibi png işleyemeyen, jpg'de full re-encode yapan kazma bir yazılım. Baştan unut gitsin derim. milyon fonksiyonu var ama netice kalitesi retouch tool tadında.

ai pişmanlıktır. blair cadısını sinemada izlemek gibi. zamanına acırsın, yarısında bırakıp gitmek istersin ama salon da müsait değildir :)

eğer işin hep ikonlarla ise hiç düşünme Inkscape'e giriş. Başka da bir tool'a ihtiyacın yok. ücretli paketlerle neredeyse aynı yetenekte. İdeal formatın svg ve bolca bulmak için kısayolun bu (git: goo.gl) Sadece SVG arar.

hem raster hem vektör çalışıyorum ve büyük ölçekle de işim oluyor dersen, hem vektör hem raster'da photoline duble tatmin edecektir. ücretlidir. format desteği de muhteşemdir. hemen hemen her türlü dosyayı alıp işleyebilirsin. ancak kullanımı alışkanlık ister. ilk bakışta alışamayabilirsin. yakışıklı değildir ancak her şeyi usulüne uygun yapar ve deforme etmez. alman disiplini diyelim ;)

sedo diyor ve topu google'a paslıyorum

1 - domainin ana sayfasına bu domain satılıktır koy.
letişim bilgisi ekle
2 - sahibinden vs. domain adlarını göstererek satılığa çıkar.

"Could you keep it down" denebilir.

please lower your voice.

could you keep t down dogru kalip ama biraz buyurgan.

could you please keep it down, hatta could you please keep it down a little bit dersen, tonlamana gore en kibari olacaktir.

Uyari olarak asmak icin falan dusunuyorsan
Please keep quiet
Yazar genelde kutuphanelerde uyari cumlesi olarak

- Shut the fuck up
Ardından sakinlemiş bir ses tonu ile
- Please

could you please keep your voice down

Sigortalarda hafif isinma var
Mahalle de elektrikler var apartmanda da var
Prize takili birsey yok sadece camasir makinesk telefon buzdolabi takiliydi


Sigortadan cizirtilar geliyor simdi kapali gelmiyor

evde kontrol kalemi ve bir parca kablo varsa gecici bir cozum yapilabilir,kenidinize guveniyormusunuz eliniz yatkin mi bu islere.carpilma riski var cunku.

temas noktalarından birisi ark yapmakta. bu işlerden anlamıyorsan bulaşma, akşam akşam 220 volt eşliğinde horon teptirir adama. Yok dalacağım diyorsan;

bir yerlerde iyi sıkılmamış veya gevşemiş bir kablo, veya klasik tip sigorta varsa onun temas noktalarında yanma kömürleşme veya gevşeme (aynı sonuca götürür zaten) vardır. Veya kopmak üzere olan bir kablo da olabilir.

eğer cızırtı şalterin içinden geliyorsa sorun onun içerisindeki kontaktörlerde demektir. evdeki cihazların zarar görmemesi için ana şalteri kapat. cızırdayan şalteri seri şekilde 20 - 30 defa aç kapat. Böylece kontaktörlerin üzerinde biriken yanık kısımlar bir nebze döktürüp geceyi geçirecek konforu (belki) sağlayabilirsin. ancak tertesi gün öyle veya böyle o şalter değişecek. veya evdeki elektrikli eşyalar tek te değişmeye başlayacak.

Imam cagirip evi okutup ufletebilirsiniz. Cin falandir belki, ya da trafoya kedi girmistir.

Ev eskiyse normal bu tip seyler, yalniz prizler topraklidir umarim, yoksa buzdolabi falan bozulabilir, elektrik tesisatindan yangin bile cikabilir.

Kac para masraf olur ya burslarda yatmadi :/

sigorta eski tip mi? eski tipse bu işlerden anlayan konu komşu, esnaf filan vardır çevrede. ev sahibi filan birilerine söyle bakalım.
yeni tipse elektrikçi çağıracaksın mecbur. elektrik bu şakaya gelmez. elektrikçiye söylersin, burslar yatmadı şu gün ödeyebilirim diye. ya da ev sahibine durumunu söylersin, kirayla yatırırım dersin. yangın çıkar bişey olur neme lazım.
öyle kullanma, yardım almak iyi bişe, başkalarına da yardım etme şansı tanımış oluyorsun. yardım etmek de insanları mutlu ediyor.

Elektrikciye yaptirdik
Kacak akim rolesi varmis...

50 tl'ye yeni sigorta 20 tl iscilik aldi
Boyle durumlarda sigortayi kapatmak gerekiyormus

Yanik kokusunun sebebi sigortaymis...

www.hizliresimyukle.com
www.hizliresimyukle.com

Bir çok otomobilde şasi numarasının camın hemen kenarında yazdığına tanık olabilirsin. Plaka dediğin zaten umumi. Yani bundan bir zeval gelecek olsa şasi noları zulaya yazarlardı.

Ancak ironik olarak, internetten alışveriş için gereken tüm bilgileri üzerinde yazan kredi kartlarını da garsonlara verip yolcu etmiyor muyuz... Ediyoruz :)

(bkz: enerji aktarıyorum)

@masa penisi denediniz mi yoksa nickinizle uyumlu bir espiri anlayışınız mı var?

Sahaja yoga aşırı saçma ritüelleri olan ve topyekün soyut söylemler üzerine kurgulu bir tuhaf şey... eee. ne bileyim bir isim bile bulamıyorum. Beraber ve solo hinçe şarkılardan geçtim, yıldız tilbe'ye rahmet okutacak güzellikte bir teyzemizin print edilmiş fotosu önünde ibadet gibi bir şeyler yapıyorlar. Kundalini'nin de zaten bir pokemon adı olduğundan şüphe ediyorum.

eğer bilimsel (deney/kontrol kümeleri) ile test edilebilir etkiye sahip, hatta devlet nezdinde kabul görüp hapishane rehabilitasyonunda dahi kullanılan bir teknik istiyorsan transandantal metitasyona bir göz at.

Ek not: Bu çok mu temiz? elbette değil. işin ticari kısmı nedeniyle onlar da insanara mantra satıyorlar. Mantra ne dersen, işin mambo jambo kısmı.

ne sonradan monte ritüellerine ne de mantralarına ihtiyacın yok. oku araştır öğren, mantra seçimindeki (öyle hiç de hassas olmayan) basit ipucunu ben veririm.

Not: 11 yaşımdayken türkiye'deki ilk öğrenenlerdenim.

şu an gripsen olma

Grip değilsen de olma. Her yıl mutasyona uğrayıp sayısı, türü artan binlerce grip virüsünden söz ediyoruz. Tanımlanan belki yüz tanedir. Grip aşısı tamamen ticari bir şey. Onun yerine boğazına dikkat et. Bol meyve ye. Bol su iç, bol temiz hava al. Eyyorlamam bu kadar.

gripken olmaman gerekir ama, grip iyilesince ol. eger cok sik hasta oluyorsan gercekten koruyor. en azindan ben de cok sik grip olan hir bunyeye sahibim. iki uc sene ust uste olmustum ve hasta olmadim ya da hafif atlatmistim.

ol

grip dediğin menopozundaki bekar bir hatundan daha değişken bir virüs. aşı da sana geçen yılın (modası geçmiş) malzemelerini boca eden bir dalga. hafif vakalarda belki iş görür ama adı üstünde hafif. mutasyonun kitabını yazmış adamı deviren güncel griplerde bir halta yaramadığı bolca denek ile sabittir.

Kesin ol. Gecen sene eski virus dedikleri h1n1den bir suru insan oldu türkiye'de. Gercekten koruyor.

Ancak gribin gectikten sonra olmalisi.

Buraya yazin.

... anyone to help out there? Its a simple paragraph.

cannot be thought?

Eğer değerlendirme anlamındaysa

This proposal can not be considered as X

kiti+1

neferkitty +1

cannot be considered as X.

Araştırma sektöründe uzun mesailerim oldu. Data mining'dir analizidir raporlamadalar için de çok eziyet çektim. Ancak hiç veri veya analiz parametresi dönüştürme sıkıntım olmadı. Şöyle özetleyeyim.

Ara gaz notu: istatistikçi değilim ama yaptım.

Kafama çekiç gibi inen ilk kural "kendi algoritmanı kendin yaz ve parametrik yaz" kuralıydı. Şimdi bu excel'in 6. derecedeki polinom trend line'ı ne halta yarar fikrim yok ancak kesin bir çözüm önereyim. O özelliğin tam olarak ne işe yaradığını dökümantasyondan google'dan vs. iyice öğren. Ardından o özelliği excel'in standart fonksiyonlarını kullanarak baştan kodla. Excel'de bir tab aç, ayarlar de adına. Kodlarken değiştirilmeye müsait tüm parametreleri (istisnasız) o ayarlar tabına linkleyerek kolayca değiştirilebilir hale getir.

Tğm bu işlemleri yaparken o özelliğin ve yapmakta olduğun analizin nasıl çalıştığını o kadar net öğreneceksin ki, ayarlar tabındaki parametreleri kullanarak artık değil haftalık (yeterli veri var ise) günlük analiz dahi yapabilirsin.

Hazır analiz de raporlama şablonları pişmanlıktır. Bir işi tam yaptıklarını daha görmedim.

o özelliklerin hiçbiri işinize yaramayacak. domaini alın geçin.

15 yıldır sunucu ve domain, ort 10 yıldır da site işinin göbeğindeyim.
Sorunun tam yanıtı değil ama ciddiye almanı öneririm.
Çölde mahsur kalsam godaddy'den su almam. Domani almışsın ya, işte orada bırak daha öteye geçme. Site konusunda da;
Her başlayan aynı yollardan geçiyor. Herkes amerika'yı baştan keşfediyor. Zamanına yazık etmek istemezsen direkt son adıma (aklın yolu bir level'ı) atlaman adına sorarsan ayrıca yardımcı olabilirim.

Gayet güzel, sitende bir güvenlik sistemi çalışmakta ve senin girişimini de algılamış. Uyarmış. Hatta merak ettim sitende hangi yazılımı kullanıyorsun? Bir teste almak isterim.

Not: Endişelenme senin siten üstünde değil elbette. Kendi sunucuma kurup hardcore dalacağım :)

Her satırdan kastınız ne?

??? rhan'ın sorusunu daha da açayım.
Her bir satırı bölüp "ayrı" sayfalara mı basacak?

evet her siraya karsilik bir sayfa PDF olusacak
bir siradaki butun veriler PDF de degisik konumlara yerlesecek

maalesef görüntüleyemezsin.
PDF'i oluşturan arkadaş compress işlemini abartmış, zip yerine de jjpg comression kullanmış sanırım ki imajlar gazetelerdeki tecavüz mağdurları gibi mozaiklenmiş.

Geri dönüşü olmayan bir işlemdir.

küfür etmiş sana,
rim job denilen şey doğru örnek olmuyacak ama secdeye eğilmiş gibi yapıp cinsel organa dil atmak, türklerin rim job versiyonu diye devenin götünü dillemek demiş. o eleman baya mal, türkleri deveye binen milyonlarca dallamadan sadece birisi.

öncelikle (bkz: rim job)

türk usulü rim job - kafanı bir devenin götüne sokup içerden dışarıya yalamak

tarzında bir cümle. komik bir şey göremedim.

yanıtlamak istersen;
no dude just checking camel's cock is bigger than mine or not. if bigger, I'll consider to sent camel for your satisfaction.

hatta şöyle de devam edebilirsin

note: camel rejected to screw you, I'll keep trying with a donkey. They are less picky on bustards asses.

"sometimes I have behave so stupid"

?

i can be really stupid sometimes / sometimes i can be really stupid

"sometimes i'm being so stupid"

yanlis yonlendirme olmasin diye uyariyorum. dude ve prgrssychdlc'in cevirileri yanlis.

hopeless +1

sometimes i'm being so silly.
edit: hopeless +1 ayrıca.

4 kişi ayrı bir şekilde söylüyordu, şimdi neredeyse iki katıyız :)

Occasionally I'm being so fool

whimsical +1
Gayet başarılı bir çeviri.

i'm really stupid sometimes

Haha normalmiş demek ki herkesten de farklı çıktı ama teşekkürler hepinize

senin misafir erişiöin için bilgi özgürlüğü formu doldurdum.

Sana ziyaretçi erişimi sağlamak için "bilgi özgürlüğü" formu doldurdum.
Eski arşivlerin 1997'de su altında kalıp tape'lerin bozulmuş olmasından dolayı olsa gerek, detektifin dosyasının olduğu sunucuyu bulamadım.

teşekkürler

you welcome

I had ordered ''blue'' coloured cell phone case, but you've shipped a '' brown'' one. The case delivered to me is a poor quality good and not suitable for standard size of the cell phone, could not fit rightly. I am sorry to say that performance of your company has failed due to your careless attitude. I demand for repair your mistake through with shipping ''blue'' and high quality good, otherwise I will be obliged to report your careless sale to the authorities.

My order information: (buraya sipariş numaranı yaz)

Biraz daha yumuşatıp hatanın telafi edilmesini, mavi ve iyi kalite mal gönderilmesini, yoksa şikayet edeceğini yazdım.

neferkitty güzel yazmış da mal çinliler bu maillerden bi bok anlamıyolar.

Umarım işini çözersin kısa sürede. Bence good yerine product yazın. Good diyince iyi falan anlarlar iyice kafaları karışmasın.

:D hiç aklıma gelmemişti good kısımları product ile değiştir evet mantıklı :))

gönderdim bile :(

Boşver o zaman bir şey olmaz :)

feedback olarak 1 yıldız vermen daha anlaşılır olurdu. muhtemelen bunu anlamayacaklar, hatta kahverengisi çok güzel bir de mavisini istiyorum dediğini bile düşünebilirler.

i want blue color but this is brown. product is not good quality and not suitable for my phone. i want refund.

bu daha anlaşılır ve onların anlayacağı dilden olurdu. özellikle refund deyince işler çok hızlı değişiyor :)

tuzzluk güzel yazmış. anladıkları dil budur.

hi,friend,sorry to hear that
could you pls send some pictures just right here
about the item problem ,try to show the detail of problem ,
And attach a photo of the parcel on which we can find the tracking no. clearly
about the item problem ,try to show the detail of problem ,
and it can help our technologist to check how happen, how to replace it , how to solve the problem better for u
tks


DİYE CEVAP VERMİŞLER. google a bakmadan size geldim.

Hakkaten anlamamışlar :D

Fotoğraf istiyorlar,nasıl çözebiliriz filan demişler.

Sana gelen kılıfın resmini çek, kılıfın resmini çekmeden önce yanına da kocaman kağıt koy ''I DON'T WANT BROWN, I WANT BLUE'' yaz.

Sorunu çözmek istiyorlar.

Bir de kargo ile gelen etiket numarasını, sipariş numarasını net gözükecek şekilde bir fotoğraf yolla.

kılıfın uymadığını da göster bir fotoğrafta.

neferkitty lisanı çok güzel kullanmış ancak çinlileri aşar. Daha çok şundan anlarlar (kısa ve öz)

I demand blue you sent brown. That shit even didn't fit. I will screw you all.
All bests...

Kullanim dogru. Evet oyle de olabilir.

av için prey daha uygun sanki, avcı hayvanlar için predators veya predator animals kullanılabilir.

Av'ın isim hali icin hunt doğru. "The Hunt" diye film olsa "Av" diye çevrilir. Ya da "ormandaki terör" de olabilir show tv'de.

Avcı hayvan için predator doğrusu.

prey aslında ''avına odaklanan ayı'' tamlamasında av yani yem olacak hayvan.

avlanma işi ise hunt.

Eğer av ile kast edilen yem olacak hayvan ise prey kullanılır.

hayvanların avlanmasındaki avcı predator, insan avcı hunter.

The predator started to hunt denebilir mesela.

Dolasıyla hunter&hunt aslında bizim türkçedeki av ve avcı demek değil.

avcı doğal bir avcıysa (aslan kaplan vs): predator, predatorun avı: prey
avcı insansa ve spor veya yiyecek için avlanıyorsa avcı: hunter, hunter'ın avı: game
avcı insansa ve sosyopat olup insan avlıyorsa biraz da metafora girerek avcı: hunter da olur predator de, ama avına prey demek daha uygun düşer.


game ve prey farkı önemli burda, sportif/yiyecek avcılığındaki av olan hayvanlar için game kullanılıyor.

peki "hunt by somebody" gib ibir kullanım olabiliyor mu?

hunted down by sb kulaga daha uygun geliyor.

"hunt by somebody" ancak birisinin düzenlediği av anlamında kullanılabilir, yani "istanbul belediyesi geleneksel su aygırı avı" için "traditional hippo hunt by istanbul city government" falan dersin. Zorlayıp araya "hunt by somebody" sıkıştırdım bak.

Bunun dışındaki tüm kullanımlar için "hunt by somebody" hatalı olur.

Sen cümleyi tam yazsan da yardım etsek ne güzel olacak aslında.

birisi kesinlikle "prey" olacak. Diğeri bizim köyden değil swh

bildiğim kadarıyla türkçede de ingilizcede de yok.

sevgi, nefretin karşısında kullanılan bir tanım. ama tam olarak denk gelir mi düşünmek lazım. o kadar sorgulayamayacağım şimdi.

Pozitif ayrımcılık diyeceğim de olur mu bilmem

politically correct kullanılabilir.

"hate speech değilse ifade özgürlüğüdür" mantığıyla yaklaşırsak: freedom of speech/expression

peace speech... olabilir mi?

"dövlet SİZE bakmiiir" gibi bir şey olsa gerek.

sıfır ürünse uygun, sonuçta kasacak program ya da oyun yoksa işin içinde film-internet için iş görür.

Oyun oynama ve yoğun kullanım (grafik ve CAD yazılımları) sıfır düzeyde ise işinizi gayet güzel görecek bir cihaz, RAM ve işlemci de iyi görünüyor. Son olarak BeatsAudio ses sistemine sahip, ki müzik dinlerken oldukça iyi bir ses yakalarsınız.

ufak tefek oyun bile oynarsınız bunla.

adresteki support.hp'den sonrasına bakmadım. Tavsiyem sen de bakma. İşim bilişim, bu malların içini biliyor ve yazıyorum.

uzun süredikr ilk defa gbit etherneti olmayan pc gördüm. epey kırpılmış alet, ethernetten bile çaldıklarına göre.

This can be offered with small amounts of mixed fruits and vegetables. As a treat, hedgehogs will go “hog wild” for live insects, like crickets, mealworms, or earthworms

sebze ve meyve verilebilir. arada sırada, çekirge gibi böcekleri, solucanları yer mutlu olurlar.

kedi maması iyidir, çok küçükse yaş mama koyun :)

bazı kedi mamaları taurin içerebiliyor. bu diğer bir çok hayvanda böbrek sorunlarına yol açabilir. örneğin bir köpeğe verilmemeli. güvenli oynamak istersen köpek maması deneyebilirsin. bahçe varsa ona da gerek yok sanıyorum.