Giriş
(2)

etimoloji[ arbitrary-arbitration]

zeykur valekov
simdi bu arbitrary ve arbitration kelimelerinin kökenlerine dair bir bilgiyi nereden edinebilirim, öyle derinlemesine gerek yok.arbitrary; keyfi demek arbitration; tahkim demek. bu ikisi arasinda dilbilimsel bir bag var midir, varsa nedir, nereden bulunabilir?
simdi bu arbitrary ve arbitration kelimelerinin kökenlerine dair bir bilgiyi nereden edinebilirim, öyle derinlemesine gerek yok.
arbitrary; keyfi demek arbitration; tahkim demek. bu ikisi arasinda dilbilimsel bir bag var midir, varsa nedir, nereden bulunabilir?
0
zeykur valekov
(18.02.09)
ikisi de latince hakem demek olan arbiter sözcüğünden türemiş. "arbitrarius" olarak kullanıldığında kanunla düzenlenmeyen bir konunun hakimin takdir yetkisine bırakıldığı durumlar ifade edilmiş. yani hakimin bir yerde "hakem" olarak kabul edildiği haller. ancak yasallık ilkesinin gelişme süreciyle paralel olarak "arbitrarius-arbitrary" kelimesi takdire bağlı anlamından daha negatif olan "keyfi" anlamına kaymış.

www.etymonline.com
0
calendil
(18.02.09)
dilbilimsel bir bağ vardır. etimoloji sözlüklerinde bulabilirsin.
0
halef
(18.02.09)
(10)

ceza kanunları hakkında bilgi

zipirinsan
şimdi, biri var diyelim. biz onu evire çevire dövdük. döverken öldürdük. her bir eylemimiz de bilinçli. kaç yıl yeriz? dövmeyip çekip vursak daha mı az yeriz? nedir bunun oluru?
şimdi, biri var diyelim. biz onu evire çevire dövdük. döverken öldürdük. her bir eylemimiz de bilinçli. kaç yıl yeriz? dövmeyip çekip vursak daha mı az yeriz? nedir bunun oluru?
0
zipirinsan
(13.02.09)
ya yakalanırsam? hani önce döveceğim için, ses çıkar mecbur. dna falan bırakırız. illa yakalanırım.
0
🌸zipirinsan
(13.02.09)
sui
(13.02.09)
Döverek öldürürsen ağırlaştırılmış müebbet. Tabii hafifletici sebepler eklenmeli dosyaya.

Direkt öldürürsen sadece müebbet yersin.
0
ataturkiye
(13.02.09)
ben sordum. komalık olana kadar döversem, 2 yıl yermişim. doğru mu?
0
🌸zipirinsan
(13.02.09)
Komalık edene kadar döverken mutlaka dudağı/kaşı patlayacaktır. Bu durumda yaralamaya da girer. Bu da 1 yıldan 3 yıla kadar hapis gerektirir. Komalık olan kişinin hayati tehlikesi olduğu için ceza 1 yıl daha arttırılır. Toplamda 4 sene. Geçmiş olsun.
0
ataturkiye
(13.02.09)
azmış:) döveceğim:) budaklı meşe odunu olan?
0
🌸zipirinsan
(13.02.09)
Yün çırpmak için kızılcık sopası vardı, arabada da işlemeli bir sopa olacak ama du bakalım.
0
ataturkiye
(13.02.09)
ceza hukuku hocasından yanıt geliyor (evet ben)

döverken öldürmeyi kafana koymuşsan, aslında dövme eylemi yaralama suçu olmaz, kasten öldürme suçunun bir aracı olur. buna biz "geçit suçu" deriz. o zaman kişi sadece kasten öldürme suçunu işlemiş olur. bu durumda ceza kural olarak "müebbet hapis"tir. ancak olayda kişiye acı çektirerek öldürmüş olacağınız için büyük olasılıkla "acı çektirerek ve canavarca his saiki ile öldürme" ağırlatıcı nedeni uygulanır ve ağırlaştırılmış müebbet verilir.

doğrudan çekip vurursan kasten öldürme olur, ama önceden planlanmış olursa bu kez de "tasarlama" ağırlatıcı nedeni yüzünden yine ağırlaştırılmış müebbet alınır.

döverken öldürmeye çalışılmıyor ise, ama "ölürse de ölsün" diye yaradana sığınılıp vuruluyorsa, öldürme sonucu olası kastla gerçekleşmiş olacaktır. bu kez, ceza 20 yıldan 25 yıla kadar hapis olur.

adamın ölebileceği aklınıza gelmiş olup, "aman ölmesin diye kafasına vurmayalım da karnına çalışalım" deyip dalağını yırttıysanız bilinçli taksir, ölebileceği hiç aklınıza gelmemiş ise taksirle öldürme olur, kasten yaralama sonucunda ölüme neden olma suçundan yerine göre 8-16 yıl hapis cezası verilir.
0
calendil
(13.02.09)
tamam. kızılcık sopası, cop, odun vs ne bulursanız yollayın. ıslak battaniyeye sarınca iz kalmıyormuş hem
0
🌸zipirinsan
(13.02.09)
artık bu duyurudan sonra ne yaparsanız yapın o "tasarlayarak adam öldürmek/yaralamak" maddesine girer. geçmiş olsun.
0
coffee and cigarettes
(14.02.09)
(7)

ilginç şeyler (güvendiğim çaylaklık entrylerim)

kabablanka
kahve falının kökeni, kaltak kelimesinin etimolojisi, mevlevilikte 1001 günlük çile gibi ilginizi çekebilecek olan entrylerimi, daha önce yeni yazar danışma bürosuna başvurup yanıt alamadığım için, burada görüşlerinize sunuyorum.`kahve fali `kahve fincanından insanın iç dünyasının görülebilme fikrin
kahve falının kökeni, kaltak kelimesinin etimolojisi, mevlevilikte 1001 günlük çile gibi ilginizi çekebilecek olan entrylerimi, daha önce yeni yazar danışma bürosuna başvurup yanıt alamadığım için, burada görüşlerinize sunuyorum.



kahve fali
kahve fincanından insanın iç dünyasının görülebilme fikrinin ortaya çıkışına dair bir ipucu, mevlevilerin ayin i cem toplantılarındaki bir ritüelde bulunabilir: kahveci dede, tepsiyle kahveleri getirir. şeyhten başlayarak kıdem sırasına göre canlara sunar. kahvesini içip bitiren, fincanı, tabağıyla, sağ yanına, biraz geriye, görünmeyecek şekilde koyar. kahveci dede fincanları toplamaya başladığında fincanını alacağı kişinin önüne varır. kahveyi içen, kahve fincanını eliyle örterek kahveci dedeye verir. o da aynı şekilde örterek alır, ki fincanın içindeki kirli şekiller görünmesin. bu bir mevlevi anlayışıdır. bir mevlevi kir ayıp göstermez. kendi ayıplarının örtülmesini isteyen, başkalarının ayıbını meydana çıkarmaz ve örter. (hüseyin top, mevlevi usul ve adabı).

1001 gunluk cile
çile, farsça, kırk demek olan “çehl”den gelir. genelde ve başka tarikatlarda kırk gün az yemek, az uyumak ve ibadet ederek nefsi arıtmak ise de mevlevilikte çile süresi 1001 gündür. bu süre içerisinde nevniyaz, matbahta 18 türlü hizmet görür. bu hizmetler, ayakçılık, abrizcilîk(temizlikçilik), şerbetçilik, bulaşıkçılık, dolapçılık(matbah eşyalarının bakımı) pazarcılık(pazar alış-verîşi), somatcılık(sofrayı kurma), kandilcilik(kandillerin temizlenmesi), tahmiscilik(kahve hizmetleri), yatakcılık(yatak yapma, kaldırma), süpürgecilikv.s. 18 hizmet türüdür. nev niyaza önce ayakçılık yaptırılır, bu arada sema da meşk ettirilerek, sema etmesi öğretilir. çile süresince, dergah dışında bir yerde geceleyemez, kahvehane, düğün-dernek gibi yerlerde görünmez, asla içki kullanmaz, kimseyle tartışmaz, kimsenin işine karışmaz. büyüklere saygı, küçüklere sevgi ve şefkat besler, ağzından kötü bir laf ve küfür çıkmaz, edeple oturur, edeple konuşur. 1001 gün, onun için bir edep ve erkan öğrenme ve terbiye dönemidir.

1001 günlük çile süresini başarı ile ve kurallarına uygun olarak tamamlayan nev-niyâz'a, bu hizmetinin bittiği ve hücreye çıkacağı (hücre sahibi derviş olacağı) bildirilir, o akşam abdest alır, üzerindeki matbah tennuresini çıkararak derviş elbisesi giyer, matbahta saka postuna oturur. akşam, matbahta yemekler yenir, dua edilir, 18 budaklı şamdanuyandırılarak (yakılarak) tarikatçı dede veya aşçıdede gülbang (mevlevi duası) çekerek hazırlanan odaya götürülür, odanın kapısı sırlanır (örtülür), böylece nevniyâz hücrenişin (hücre sahibi derviş) olur. (mehmet önder, mevlevi adabı, 92-93)

hucrenisin
hücrede oturan manasındadır.
farsça nişesten : oturmak, nişasten : oturtmak
farsça fiilerin başına gelen "ni-" eki "aşağı" anlamına gelen bir edattır.
altlık anlamına gelen nihale'de, boyun eğip yalvarma anlamındaki niyaz'da, gizlenmiş anlamına gelen nihan'da hep bu "ni-" vardır. kaynak: sevan nişanyan

atesbaz veli
mevlana döneminde, medresenin mutfak işlerine baktığına inanılan ateşbaz veli hakkında anlatılan ilginç bir rivayet şöyledir: mutfakta odun bittiğini mevlanaya söylemesi üzerine mevlana, ayaklarını ateşe uzatmasını söyler. ocakta pişmekte olan kazanın altına giren ayakları ateşi harlamışken herhangi bir acı duymamaktadır. ancak bir an boş bulunur ve içine bir korku düşer. "acaba". bu anlık kuşku, sol ayağının baş parmağının ucunun yanmasına neden olur. bu durumdan utanç duyduğu için, bulunduğu her ortamda, yanan ayak baş parmağını, sağ ayağının baş parmağı ile kapatmaya çalışır.

bu olay sonrasında, ateşle oynayan anlamında ateşbaz lakabını almıştır. (canbaz: canıyla oynayan, hokkabaz: hokkalarla oynayan (bkz: kasebaz))

mevleviler matbaha ateşbaz veli makamı, aşçı dedeye de ateşbaz derlerdi. (gölpınarlı, tasavvuftan dilimize geçen deyimler ve atasözleri, s.34)

onun bu hareketi daha sonra mevleviler tarafından takip edilerek bugüne kadar ulaşmıştır. semaya kalkan dervişler ayakta dururken aynı hareketi yaparak, ateşbaz veli'nin ayıbını örtmeye çalışmaktadırlar.
argo sozcuklerin etimolojisi
kaltak, atın eyeri altına konan kaltak isimli bezin/keçenin üzerinde, her daim bir erkeğin oturuyor olmasına kinaye olarak, kadınlar için 'erkeklerin üzerinden inmediği kadın' anlamında kullanılagelmiştir.
kaynak: tuhaf şeylerin kökeni, burçay anger.
0
kabablanka
(28.01.09)
pek iyi pek hoş. olur bunlar tabii.
0
egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu
(28.01.09)
@egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu: copy-paste eleştirisi alacağımdan korkuyordum. kaynak göstermenin inandırıcılığını arttırdığını düşünüyorum. kültür tarihinin ilginçlikleriyle karşınıda olmaya devam edeceğiz.. ne zaman ? sadece 19.374 adaydan sonra..
0
🌸kabablanka
(28.01.09)
böyle ansiklopedik bilgiler yerine kendi düşüncelerinizi yazabileceğiniz başlıklar bulsanız daha iyi olur.

edit:bir de bu kadar uzun şeyler yazmayın yahu.ben moderatör olsam görsem bu kadar uzun atlarım valla.sıranız kaymasın :)
0
szqnn
(28.01.09)
son derece ilginç şeyler, iyi ki yazmışsınız. aynı kelimelerle başka yerde geçmediği sürece entryleriniz copy paste sayılmaz. lagaluga ve yorum kirliliği yerine böyle bilgi dolu entry'ler de sizin prestijinizi artıracaktır diye düşünüyorum.
0
calendil
(28.01.09)
@szqnn: bunların pek azını ansiklopedilerde bulursun. eğer öyle bi ansiklopedi olsaydı, en az yarısı sözlüğe yazılmış olurdu. uzun entry leri okumadan atlayacak mod olmaz olsun...

@calendil: teşvik için teşekkürler
0
🌸kabablanka
(28.01.09)
uzun entryleri atlayabilirler diye moderatörlere sitem etmek gereksiz. yirmi bin kişinin sırada olması demek en az iki yüz bin entry okunacak değerlendirilecek demek. hal böyle olunca okuması-değerlendirmesi daha uzun olan entrylerin-yazarlarların atlanması normal.

bir de şu var, 10 entry'yi sözlüğe hakim misiniz diye değerlendiriyorlar. yani iyi bir yazar mısın, sözlüğe mükemmel katkılarda bulunabilir misin diye bakmıyorlar, çünkü dediğim gibi binlerce adam var. hangisine ne kadar zaman ayıracaksın? o yüzden tavsiyem gerçekten yavan gelse bile tek cümlelik, sözlük kurallarını bildiğinizi gösterir (belki akıllı bakınız gizli bakınız vs kullanmak yararlı olabilir) şeyler girmektir. yazar olduktan sonra istediğiniz kadar bilgi pınarınızı akıtabilirsiniz efendim.
0
zbam
(28.01.09)
moderatorler çok kere söylediler, yapılmış en aptalca dalgınlığa (misal olarak söylüyorum) ya da bu gibi şeylere yazacağınız entrilerden ziyade bilgi verici, sözlüğün sözlük olduğunu hatırlatan entriler her zaman daha makbuldür. tabi bunları yazarken "format" bilginize de dikkat ediyorlar, ama arkadaşlara katılmıyorum yani binlerce kere söylenmiş bir şeyi başka kelimelerle ifade etmek sözlüğe gerçekten bir şey katmıyor...
aramaya inanınız görüyorum ki inanmışsınız. ne mutlu.
0
ahandanick
(28.01.09)
(2)

ispanyolca bir cümle

cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
"yo'n la prizion tu en las flores,sufro de korason kero ke yores.."ne anlama gelmektedir acaba?
"yo'n la prizion tu en las flores,sufro de korason kero ke yores.."

ne anlama gelmektedir acaba?
0
cisimi yapiyom popom kuru kaliyo
(22.01.09)
Yo'n la prizion, tu en las flores,
Ben zindanda, sen çiçekler arasında,
Sufro de korason, kero ke yores.
Kalbim acıyor, isterim ki sen de ağlayasın.

(bkz: yasmin levy)
(bkz: yo en la prizion)
0
trick style
(22.01.09)
ispanyolca değil bu arada, ladino bu.
0
calendil
(23.01.09)
(4)

üste sinen sigara kokusu.

mistiqkedi
ha çıktı, ha çıkıyor, aa vazgeçildi, yok uygulanmıcakmış vs derken özellikle bar ortamlarında sigara içmeye devam ediliyor hala. haliyle iki yudum zıkkımlanalım derken sigara dumanını da solumak gerekiyor. hadi dumanı soluyorum, yavaş yavaş akciğerime tecavüz ediyor tamam. ve fakat, benim daha büyük
ha çıktı, ha çıkıyor, aa vazgeçildi, yok uygulanmıcakmış vs derken özellikle bar ortamlarında sigara içmeye devam ediliyor hala. haliyle iki yudum zıkkımlanalım derken sigara dumanını da solumak gerekiyor. hadi dumanı soluyorum, yavaş yavaş akciğerime tecavüz ediyor tamam. ve fakat, benim daha büyük sıkıntım şudur ki; barda üste sinen sigara kokusu. resmen kendimden tiksinir oldum. otobüsle eve dönücem misal, insanların yanına falan yaklaşmamaya başladım. o derece sinir stres yapıyor bu durum bende.

ayrıca aynı ortamda birlikte bulunduğum insanların üstlerine bu kadar koku sinmiyor gibi geliyor. elbet muhteşem kokmuyorlar ama ben sanki montumun her cebinde bir sigara izmariti varmış gibi geziyorum. ve işin boktan kısmı istisnasız her sabah duş alan bir insan olmama rağmen akşam eve leş gibi kokarak gelmek.

sözün kısası; bu dünyanın en boktan durumundan kurtulmak için ne yapmak gerekir? benim üstüme daha fazla koku sindiğini düşünmem paranoyaklık mı? cildin durumunun bu konuya etkisi var mıdır? hormon falan?

bonus soru: sigara dumanında durum böyleyken, kullandığım parfüm/deodorantların kokusu 1-2 saat içinde uçup gidiyor. nereloroloy?
0
mistiqkedi
(21.01.09)
Son teknoloji ile üretilmiş çamaşır makineleri var. Sıcak hava ile çamaşırları pis kokudan ve mikroorganizmalardan arındırıyorlar. Yalnız fiyatları hakikaten çok yüksek!!! Samsung, Whirlpool, LG, Daewoo gibi beyaz eşya üreten firmaların ürünlerini inceleyiniz...

Ek Not: Ne yazık ki kış geceleri dumandan dolayı çamaşırlar çok kötü kokuyor. Havalandırmanın bir anlamı kalmıyor. Yağmur, kar da üzerine tuz biber ekebiliyor. Dağıtılan kömürler yüzünden çamaşır asamaz olduk.
0
tubytube
(21.01.09)
çamaşır makinesine tonla para vermek yerine aynı giysiyi bir gece dışarıda ayazda bırakmak da süper netice vermektedir.
0
calendil
(21.01.09)
calendil in dediği gibi dışarıda asılı bırakmak işe yarıyor. gömlek, atlet, tişort falan neyse sıklıkla yıkandığı için üzerinde koku kalmıyor fakat mont,kaban gibi şeylere de siniyor bu koku. gömlekler makinaya, montlar balkona.
0
vincenzo
(21.01.09)
camsil şişesinin içine yumuşatıcı koy. gece yatarken o gün giydiğin kıyafetlerinin üstüne sık. leke de bırakmıyor yumuşatıcı. hemi de mis gibi kokuyor.
0
ayiadam
(21.01.09)
(3)

Hukukçu arkadaşların yardım ve önerileri;

umuttt
arkadaşlar şimdi ben bir futbol maçına gittim ve maç çıkışında polis arkadaşlar beni gözaltına aldılar. gözaltına alınırken herhangi bir mukavamet göstermedim. polis otobüsünde sessiz sakin otururken bir çevik kuvvet polisi beni tokatlamaya başladı, ben de kendisine böyle bir hakkının olmadığını ken
arkadaşlar şimdi ben bir futbol maçına gittim ve maç çıkışında polis arkadaşlar beni gözaltına aldılar. gözaltına alınırken herhangi bir mukavamet göstermedim. polis otobüsünde sessiz sakin otururken bir çevik kuvvet polisi beni tokatlamaya başladı, ben de kendisine böyle bir hakkının olmadığını kendisini şikayet edeceğimi söyledim. bunun üzerine 2 polis daha gelerek 3 ü birlikte üzerime çullandılar. daha sonra taksimdeki hastaneye giderek (taksim ilkyardım) orada darp raporu aldım. (tıp öğrencisiyim ve darp raporu tutulurken darpsızdır diye yazdırılmaya çalışıldı fakat engel oldum ve vücudumdaki darpları belgelettim.)

neyse daha sonra nezarethaneye atıldım, beyoğlu karakolu amiri tarafından diger gözaltına alınanların ifadesini yinelemem yönünde baskı kurulmasına ragmen kendim ayrıca ifade verdim ve olayı anlatarak söz konusu kimliklerini bilmediğim polislerden şikayetçi olduğumu yazdırdım ifademe.

soruma gelince şimdi evime bir tebligat geldi ve 5149 sayılı kanunun 18. md kabahati nedeniyle 750 ytl para cezasına çarptırıldığımı öğrenmiş bulunmaktayım. yani anlayacağınız maçta küfür ettiğim iddia ediliyor!

bunun tespiti mümkün müdür, kendim küfür etmediğimi bildigim ve emin olduğum için ve orada 4-5 kamera bizi çektigi için bu görüntülerin incelenmesi yönünde bir itirazım olabilir mi?

idare para cezası oldugu için bunun itirazını idare mahkemesine mi yapmam gerekiyor? elimde tebligatta sulh ceaza mahkemesi yazıyor burada kafam karıştı. bir diger sorum da şu; para cezasını cumhuriyet savcısı vermiş, bu açıdan hangi delillerle bu para cezasına hükmetmiş olabilir? buna göre savunma hazırlamayı düşünüyorum.

hukukçu arkadaşlar prosedürleri iyi bilir, bu cezayı ödemezsem ne olur? mal beyanımı gerekirse mal beyanım yoktur şeklinde verebilirim üzerimde bişey yok. sanırım para cezası nedeniyle hapis cezasına çarptırılmam mümkün? biraz izah ediverseniz?
0
umuttt
(20.01.09)
bir savcının ceza kesme yetkisi yoktur ki
0
co2s2
(21.01.09)
öncelikle geçmiş olsun, hukukçu değilim bi bunu belirteyim. şimdi akepe hükümeti polisin yetki ve sınırlarını genişlettiği için, polisler vatandaş tokatlamakta herhangi bir sorun yaşamıyor. öncelikle bu konuda şikayet kovalama yorulursun sadece. ki hatta darp raporu almış olman dahi hiç birşey ifade etmeyecek maalesef böyle. ceza konusunda, cezanın iptali mümkün müdür o konuda hukukçu arkadaşlar sana ayrıntılı bir açıklamada bulunur fakat kesin olan bir şey varsa, o da devlet ölsen dahi senden parasını alır. senden alamazsa torunundanda olsa yine alır. yani senin üzerime herhangi birşey yok demen devletin pek umurunda olmaz, aksi takdirde hapis cezasıyla karşılarsın evet. fakat bunun bir çırpıda olabileceğini zannetmiyorum, şimdi sana tebligat gelmiş tebligatta son tarihler belirtilmişdir, ve bildiğim kadarıyla son tarihten itibaren ödeme yapmaman durumunda 2 kez uyarı gelir ve bu uyarılar esnasında geçen her güne faiz biner. tabii sen beni ciddiye alma, hukukçu arkadaşlar daha doğru bilgiler verecekdir sana. tekrar geçmiş olsun.

edit : bu arada suçun iptaline gidilirse, cezanda otomatikmen düşer. fakat tahminimce-bence- davanın iptali için yapacağın harcamalar, zaman, çaba ödeyeceğin tutardan daha fazla tutar.
0
bore
(21.01.09)
öncelikle geçmiş olsun. konunun uzmanıyım, onu da belirteyim.

kabahatler teknik anlamda suç olmadığı için cezaları idari makamlar veya savcılık tarafından verilir. savcılığın verdiği cezalara itiraz sulh ceza mahkemesine, idari makamların verdiği cezalara itiraz idare mahkemesine yapılır. kabahatlerde de suçlarda olduğu gibi hükmün belirli somut bulgular üzerine dayandırılması gerekir. dolayısıyla siz sulh ceza mahkemesine yaptığınız itirazda mutlaka görüntülerin incelenmesi vb. taleplerini belirtmelisiniz. eğer sizin kabahati işlediğinize ilişkin somut bir delil bulunamaz ise, cezanızın kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

polisin davranışı meselesinde ise şimdiye kadar doğru davranmışsınız. ancak şikayeti karakola yapmış olmanız onun sonucunu zora sokabilir. ben sizin yerinizde olsam savcılığa da ayrıca şikayette bulunurum. gerçi karakoldaki şikayetiniz de hukuki anlamda sonuç doğurur ama onu ifadenin içine koymuş olmanız nedeniyle sonuç alamamanız mümkün olabilir.
0
calendil
(21.01.09)
(1)

çeviri-acil

clones
"user's attention is drawn on the potential risks incurred if the product is misused. This data doesnt relieve the user from being konwledgeable about and complying with the regulations applying to his trade. He will be solely responsible for enforcing all necessary applicable precautions when imple
"user's attention is drawn on the potential risks incurred if the product is misused. This data doesnt relieve the user from being konwledgeable about and complying with the regulations applying to his trade. He will be solely responsible for enforcing all necessary applicable precautions when implementing the product"

budur.
0
clones
(18.01.09)
ürünün kötüye kullanılması (hatalı kullanımı) durumunda oluşabilecek potansiyel riskler kullanıcının dikkatine sunulur. bu veri, kullanıcının kendi mesleğine ilişkin mevzuata uygun davranma ve bu mevzuat hakkında bilgi sahibi olma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. kullanıcı ürünü kullanırken uygulanabilir nitelikte bulunan her türlü önlemi almak konusunda tek başına sorumlu olacaktır.
0
calendil
(18.01.09)
(4)

yedek subay aday adayı olarak 1, 2, ya da 3 Ağustos'ta sınava alındım diyelim...

gijilti
uzun ya da kısa dönem olarak, askere hangi celp döneminde gitmek zorunda olurum bu halde?
uzun ya da kısa dönem olarak, askere hangi celp döneminde gitmek zorunda olurum bu halde?
0
gijilti
(15.01.09)
ağustos celbinde.
0
calendil
(15.01.09)
Sen yedek subay aday adayı olduğun için, sana celp dönemi yok. Ağustos'ta sınava girersen, 10~15 gün sonra eğitim birliğine katılırsın. Bu kadar basit.
0
sheba and the albino girls
(15.01.09)
ayın 9'u gibi uzun/kısa neci olduğun nereye gideceğin açıklanır
en geç 12'sinde de birliğine teslim olursun
0
guitarman
(15.01.09)
o sınava girerken bir insan yedek subay aday adayı olamaz. sen de söylemişsin, o sınava girerken uzunu kısası belli değil ki uzun askerliğe atıfta bulunulan yedek subay aday adayılık hali nasıl olsun?

o sınava girmek demek uzunu kısası belli olmadan en geç 15 gün içinde bir askeri birlik kapısından girileceğini gösterir. uzunu kısası, hani millet internet başında sınav sonucu bekliyor ya, f5 f5 yapıyor, server 5 dakikada çöküyor falan, o gün belli olur.

o sınava girmek askerlik kararının sınavın yapıldğı dönem için alındığına delalet eder. yani askerlik başlamıştır, hatta süre çalışmaya başlamıştır. o dönem için askerlik sınavın ilk günü sabahı itibarı ile başlar zaten resmen. vatandaş sınava girer. uygun profilde olanlardan(üniversite mezunu vs...) bir kısmı asteğmen aday adayı olarak sınıf okullarına gider. kısa çıkanlar da er olarak, acemi birliklerinin nizameyisinden içeri adım atar.
0
delikan76
(15.01.09)
(6)

götümüze girebilir

the youngest of the endless
şimdi sorum şöyle ki, başka birisinin ettiği hakaretimsi şeylerden bahsedip onunla dalga geçiyor isek, (misal komik olduğunu sandığı , kendisini yaratıcı sandığı halde yaratıcı olmadığı gibi hafif ithamlarla) yazdığımız şeyler götümüze girebilir kapsamına girer mi?
şimdi sorum şöyle ki, başka birisinin ettiği hakaretimsi şeylerden bahsedip onunla dalga geçiyor isek, (misal komik olduğunu sandığı , kendisini yaratıcı sandığı halde yaratıcı olmadığı gibi hafif ithamlarla) yazdığımız şeyler götümüze girebilir kapsamına girer mi?
0
the youngest of the endless
(15.01.09)
bir insanın komik olmadığını söylemek ya da yaratıcı olmadığını belirtmek neden gg olsun?
0
co2s2
(15.01.09)
soruya cevap değil de death walking terror'le ilgiliyse, yani onun açtığı başlığın altına bişeyler yazacaksanız yazmayın bence, ilgilenmeyin şu adamla ya.
0
tepedeki psychedelic adam
(15.01.09)
tepedeki psychedelic adam - yok yahu benim fi tarihindeki bi entrymle alakalı aklıma takıldı. zamanında fazla ironikti herhalde deyip geçmiştim gerçi.
co2s2 - başkasının ettiği hakaretlerin sözlüğe dalga geçme amaçlı yazılması götümüze girebilir mi? aslında soru.
0
🌸the youngest of the endless
(15.01.09)
olduğu gibi alınırsa girer. ama asıl hakaretin muhatabı üçüncü kişiler tarafından anlaşılamaz duruma sokularak yapılan alıntılar girmez.
0
calendil
(15.01.09)
a kişisi b kişisine "ibne" dedi.

b kişisinin başlığına (bkz: ibne) yazarsak
ibne başlığına (bkz: b kişisi) yazarsak
b kişisinin başlığına "a kişisine göre ibne olan kişi" falan yazarsak

götümüze girer.
0
kibritsuyu
(15.01.09)
eğer birisi birisine hakaret ettiyse ve bu kamu tarafından biliniyorsa, biz de çıkıp bunu sözlüğe yazarsak bir yerimize girmez. mesela cem yılmaz, recep ivedik için "böyle dangalakça şeyler yapmak hiç hoş değil" dedi. biz de bunu sözlüğe yazdık:

başlık: recep ivedik
entry: cem yılmaz tarafından dangalakça bulunmuş film

başlık: şahan gökbakar
entry: yaptığı işler, cem yılmaz tarafından dangalakça bulunan kişi

başlık: cem yılmaz
entry: şahan gökbakar'a dangalak diyen kişi

sonuncu bile neredeyse olur
0
co2s2
(22.01.09)
(2)

kilise orgu

dehri
merhaba,istanbul'da ayin sırasında kilise orgu (organ filan işte, o dev şeylerden) kullanan bir kilise mevcut mudur? mevcut ise hangileridir? cemaat dışı vatandaşlar da gidip kenarda usul usul dinleyebilirler mi?müteşekkirem.
merhaba,

istanbul'da ayin sırasında kilise orgu (organ filan işte, o dev şeylerden) kullanan bir kilise mevcut mudur? mevcut ise hangileridir? cemaat dışı vatandaşlar da gidip kenarda usul usul dinleyebilirler mi?

müteşekkirem.
0
dehri
(14.01.09)
öyle kilise orglu bir kilise varsa ayin programlarını gün ve saatlerini öğrenmek isterim ben de şahsen.
hatta istek de yapabilsek :D
0
oceano
(14.01.09)
saint antoine'da kocaman bir org var ve herkese açık.

sainte trinité'de de güzel bir org mevcut. bu kilise (aslında katedral - istanbul'un tek katedrali) notre dame lisesinin içinde yer alıyor ve mutlaka görülmeli. girişi biraz daha meşakkatli olmakla birlikte girip ayin dineleyeceğim diyen kimseyi geri çevirmeyeceklerinden eminim.
0
calendil
(14.01.09)
(4)

Hukuki Mesele

joehigashi
Arkadaşlar anneanneme şöyle bir tebligat geldi mahkemeden hukuk konusunda bilgili arkadaşlar açıklayabilirse çok mutlu olurum BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNEDavacı: K.HDavacılar: Ahmet ersoy(koca,ölü 7 varisi var ve varislerden biri anneannem)- Fatma Ersoy (eşi)DAvalılar: Ebru ŞahinDava : E
Arkadaşlar anneanneme şöyle bir tebligat geldi mahkemeden hukuk konusunda bilgili arkadaşlar açıklayabilirse çok mutlu olurum


BÜYÜKÇEKMECE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE

Davacı: K.H

Davacılar: Ahmet ersoy(koca,ölü 7 varisi var ve varislerden biri anneannem)- Fatma Ersoy (eşi)

DAvalılar: Ebru Şahin

Dava : Evlatlık ilişkisinin kaldırılması

Dava Tarihi : 27.11.2007


Dava Konusu

Mahkemenizin 29.05.2007 tarihli 2007/57 Esas 2007/526 karar sayılı hükmü ile ilk iki sıradaki davalıların 3. sıradaki davalıyı evlat edinmelerine karar verilmiştir

Oysa Ebru ŞAhin 1995 yılında şevket has tarafından evlat edildiği açıkça bellidir.

4721 sayılı kanunun 282. maddesi ve 295. maddeleri uyarınca Başkasıyla soy bağı bulunan çocuk bu bağ gereksiz kılınmadıkça tanınamaz hükmüne açıkça aykırı olan bu kararın aynı kanunun 318. maddesi uyarınca iptaline karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur..

Ahmet ve Fatma Ersoy'un çocuğu yoktur. Fatma Ersoy kalan mirası almak için daha önce babası ve annesi olan reddedilmemiş ebru şahin'i evlatlık kabul ederek ölen ahmet ersoy'un üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkulü almak için böyle bir işlem yapmıştır. Ebru şahin'in esas babası şevket has bu konuya itiraz etmiş evlatlık işlemini ortadan kaldırmıştır. Bu sefer Fatma ersoy mahkeme açarak ebru şahin'i evlatlık olarak kayıt ettirmek istemektedir.Şimdi anneannem de fatma ersoy'un ebru şahin'i evlatlık kabul etmesini istememektedir. Bu durumda 6 varis dışında bir tek anneannemin itirazı geçerli olur mu ?
0
joehigashi
(14.01.09)
şimdi öncelikle bir avukat bulmanızı öneririm. buradan yapılacak hukuki yardım konunun bir numaralı uzmanından da yapılsa anlam ifade etmez, çünkü dosyanın bilinmesi gerekir.

ilk olarak, anneannenizin mahkemeye bizzat gitmesi gerekli değil. dilekçeye 1 hafta içinde yazacağı cevapla karşı iddialarını ileri sürebilecektir. ama 1 hafta önemli bir süre ona uyulmalı.

ikincisi, tek bir varisin dava açması mümkündür ve gerekli koşullarda mirasın geri alınması söz konusu olabilir (para dağıtılmış ise sebepsiz zenginleşmeye dayanılır ki mirasın tamamı değil genellikle bir kısmı söz konusu olur bu durumda)

onun dışında, dava dilekçesindeki hukuki dayanak bana uygun gelmedi. öne sürülen 295'inci madde, çocuğun baba tarafından tanınması ile ilgili, yoksa evlat edinme ile uzaktan yakından alakası yok. konu sizin anlattığınız gibiyse bu dilekçe ile bu davanın kazanılamayacağını söyleyebilirim.

ama tekrar ediyorum. gerek anneannenizin cevap dilekçesinin hukuken bir anlam ifade etmesi gerekse konunun bütün yönleri ile araştırılması için bir avukatın yardımı gerekir.
0
calendil
(14.01.09)
Yardımlarınız için çok teşekkür ederim.. Yalnız şöyle bi durum var. Bu evlatlık sözkonusu olan kız haricinde davalı 7 tane varis var ve bu varislerinin 6'sının durumu kabul etmesi söz konusu olabilir. Yani bu durumda bir tek anneannem itiraz edecek. Acaba bir tek onun itirazı bu davanın karşı taraf lehine sonuçlanmasını bozar mı ?
0
🌸joehigashi
(14.01.09)
Medeni Kanun'un soybağı davaları ile ilgili 284'üncü maddesine göre bu davalarda hukuk usulü uygulanmakla birlikte "Hâkim maddî olguları re'sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder." Yani herkesin sunacağı delil yargılamada dikkate alınır.

Onun dışında varis konumundaki evlatlığın kendisi de herhalde davalıdır ve anneanneniz daha çok onun görüşlerini teyit edecek bir dilekçe yazacaktır.

Tekrar edeyim, dava dilekçesinin hukuksal dayanağının aksini göstermek çok kolay ve hakim de bunu kolay kolay kabul etmeyecektir. (belli bir bölgesi ile gülebilir dahi). Sonuçta hukuksal dayanağı da hakim takdir edecek ve muvaza benzeri bir durum görürse konu mirasçı evlatlığın aleyhine dönebilir ama ben çok ihtimal vermiyorum. bu riskin takdiri için ise, önceki evlatlık sözleşmesinin ne zaman yapıldığı, son evlatlık sözleşmesinin ne zaman yapıldığı, evlatlığın ve evlat edinenin o tarihte gerekli şartları taşıyıp taşımadıkları, evlatlığın o tarihte reşit olup olmadığı gibi pek çok unsurun birlikte değerlendirilmesi gerekecektir. Onun için de avukat öneririm yeniden. Avukat tabii ki para alacaktır ama sizin tek başınıza veya basit bir dilekçeci ile bütün bu konuları değerlendirerek bir dilekçe yazma olasılığınız oldukça düşük. Eğer konu hakkında ciddi iseniz bana mesaj ile ulaşın, ben de size bazı tanığım avukatları tavsiye edeyim (kişi bazında tabii ki herhangi bir yönlendirmede bulunmam, ancak bazı tavsiyeler verebilirim)
0
calendil
(14.01.09)
@calendil

çok çok teşekkür ettiğim gibi bi konuda da özrümü ifade etmek istiyorum.. Olayı yanlış yazmışım. Demin tamamen dilekçeye uygun bir şekilde soruyu düzelttim. Bu bilgiler ışığında bir kere daha yardım istesem ? Eğer ki gerçekten durumu kendi lehimize çevirme olanağımız oluşursa sizinle temasa geçmeyi düşüneceğim.. tekrar teşekkür ederim..
0
🌸joehigashi
(14.01.09)
(2)

"fareli köyün kavalcısı" masalının orijinal adı nedir?

gorunen koyun gorunmez kilavuzu
"fareli köyün kavalcısı" masalının orijinal adını öğrenmek istiyorum.yazarının asıl yazdığı dildeki masalın adı ve ingilizce adını...
"fareli köyün kavalcısı" masalının orijinal adını öğrenmek istiyorum.
yazarının asıl yazdığı dildeki masalın adı ve ingilizce adını...
0
gorunen koyun gorunmez kilavuzu
(12.01.09)
ingilizcesi: the pied piper of hamelin
orijinal almancası: rattenfänger von hameln
yazarlar: grimm kardeşler
0
calendil
(12.01.09)
en.wikipedia.org


edit: gec kalmisim :)
0
samfisher
(12.01.09)
(13)

tanrının insanları yaratma amacı nedir?

zipirinsan
tamam, dindar bir insan değilim, bazılarına göre de cehennem kütüğüyüm. ama allaha inanıyorum. neyse, sordular bu soruyu bana, cevab veremedim. bana soruyu soran kişiye göre bir amacı yokmuş. gelmiş geçmiş tüm filozoflar bu soruya bir cevap bulamamış vs. oturup felsefe külliyatını okumaktansa, soray
tamam, dindar bir insan değilim, bazılarına göre de cehennem kütüğüyüm. ama allaha inanıyorum. neyse, sordular bu soruyu bana, cevab veremedim. bana soruyu soran kişiye göre bir amacı yokmuş. gelmiş geçmiş tüm filozoflar bu soruya bir cevap bulamamış vs. oturup felsefe külliyatını okumaktansa, sorayım dedim. gerçekten bir amacı yok mu, varsa nedir? biri bana anlatsın lütfen.
0
zipirinsan
(29.12.08)
Doğada insanlar tarafından "kontrol edilemeyen, tahmin edilemeyen dolayısıyla bilinmeyen" birçok şeyler vardır. Bence tanrı bizi doğaya salıp mühendislerin yaptıkları mühendislik çalışmalarında doğaya yaklaşmaya çalıştıkları gibi bizi de mükemmele yaklaştırmaya çalışıyor. Ardından ölüm denilen işlem ile aslında her doğum gibi yeni bir hayatta can bulmuş olarak diğer boyutlara kes - yapıştır yapıyor bizi...

Not: Hayatın anlamını cinsellik olarak görenlere diyecek tek bir söz bulamıyorum!!!
0
tubytube
(29.12.08)
"bakalım oluyor mu, yapabilecek miyim?"
0
gerrain
(29.12.08)
bu konulara pek uzak olmakla beraber. din derslerinden "kendisine tapmaları için" diye bir şey hatırlıyorum ama mükemmel din hocasının yorumu mudur bilemem...
0
goksuyu
(29.12.08)
(bkz: because i can)
0
katafalk
(29.12.08)
kendine kusursuz bir arkadaş arıyor. bunun için de 4 milyon yıldır bekliyor. bazıları erken pişiyor, onları da yanına erken alıyor.
0
jack of hearts
(29.12.08)
kendini farklı gözler ve bilinçler aracılığıyla yeniden tanımak için.
0
calendil
(29.12.08)
bilinmeyi istedigi icin.
0
ermanen
(29.12.08)
senin yaratma gücün olsaydı yaratmaz mıydın bişeyler?
0
nihilanth
(29.12.08)
tabudeviren
(29.12.08)
insanların tanrıyı yaratması. insan egosu.
0
point me at the sky
(29.12.08)
(bkz: ben gizli bir hazineydim bilinmek istedim) var. garanti veremem.
0
geldiler
(29.12.08)
0
sql
(29.12.08)
kendi kudretini görebilmek.
0
cruor
(30.12.08)
(24)

İnsan Neden Yaşar?

teritori
Sabatan beri iş yok, güç yok ofiste "insan neden yaşar" diye tartışıyoruz. Cevap verenler işin dini boyutunu katmasın lütfen, o şekilde çok basite indirgenir çünkü olay. Bir takım sıkıntılar, acılar, üzüntüler yaşayacağımızı bile bile ve günlük aldığımız tatminlerin bir daha alınamayacağını, bir dah
Sabatan beri iş yok, güç yok ofiste "insan neden yaşar" diye tartışıyoruz. Cevap verenler işin dini boyutunu katmasın lütfen, o şekilde çok basite indirgenir çünkü olay.

Bir takım sıkıntılar, acılar, üzüntüler yaşayacağımızı bile bile ve günlük aldığımız tatminlerin bir daha alınamayacağını, bir daha tatmin olmak için yine sıkıntılar çekeceğimizi bile bile neden yaşar insan?

sonuçta işin ucunda ölüm var. sadece ölüm korkusu mudur bizi yaşamaya iten ve bu sıkıntıları çekmemizi sağlayan? madem işin sonunda ölecez neden bu sıkıntıları çekiyoruz? neden yaşamımıza son veremiyoruz? cevap yetiştiremiyorum adama anasını satim.
0
teritori
(17.12.08)
bi sonraki yemek için.
0
gerrain
(17.12.08)
@gerrain: öğle paydosu vaktinin geldiği anlaşılıyor :)
0
🌸teritori
(17.12.08)
sıkıntıların sonundaki tatminleri yaşamak için olabilir. sıkıntı çekmeden yaşayasak o haz verici, tatmin edici şeyleri bir anlamları olmaz, insan sıkılır.
0
cumingsoon
(17.12.08)
alternatifi bilinmediğinden bence. bilsem ki diğer taraf diye bir şey var, avokado ananas vs, hemen geçerim oraya. ama ya yoksa?
0
tai
(17.12.08)
sanırım yaşamak insanın genlerine kodlu birşey.
hayattaki mutluluk, hayata bağlılık filan demiyorum. genel olarak surviving. yaşamak için çaba sarfediyor vücut sen istemesen de... eline iğne batınca canının yanması bile o tehlikeden uzaklaşmak için. sonrasında libidon var. libido da, soyunu devam ettirebilmen için. sevişeceksin ki üreyeceksin, üreyeceksin ki, artacaksın.

ha bir de, şu anda yaşadığımız sıkıntılar tamamen modern insanın dramı tadında.

bu konuda sorularının tam cevabı demesem de, kesin olarak ışık yakacak, gen bencildir kitabını okumanı tavsiye ederim.
0
kahvegibi
(17.12.08)
Aliskanliktan.

Ne yaptigini anlayana kadar iyice kaniksamis oluyorsun. Yasamamak zor geliyor.
0
wpi
(17.12.08)
yaşamın bize getirdiği yükümlülükler var (en basiti yukarıda bahsettiğim faturalar) biz bunlara rağmen gelmedik dünyaya, getirildik, bunun icin getirildik, günlük hayatın basitliği ve sorumluluklarını yerine getirmek, yaşıyorsun ve bunun bir bedeli var (her anlamda) çektiğimiz cilenin özü, anlamı bu, ölünce de kavuşacağız Allah'a. en basitinden bence böyle.
0
nomukasonduka
(17.12.08)
kahvegibi'ye katılıyorum ve artırıyorum:

yalnız insan değil, bütün canlılar yaşamaya çalışır ve bu onların genlerine kodlanmıştır. çünkü "yaşamaya çalışmayan" bir canlı türü olsaydı, zaten evrim gereği soyu tükenirdi. dolayısıyla etrafımızda gördüğümüz canlıların hepsi de içgüdüsel olarak "yaşamaya çalışan" varlıklar olmak zorundadır.
0
calendil
(17.12.08)
benim de konunun başından beri vardığım sonuç ilk insandan beri süregelen hayatta kalma içgüdüsüydü. neyse adam gitti de ben de tartışmaktan kurtuldum :)
0
🌸teritori
(17.12.08)
insan neder yaşar sorusunun cevabı bence bi bakıma insan neden neslini sürdürmek yani çocuk sahibi olmak ister sorusunun cevabında yatıyor. içgüdü olsun, ego tatmini olsun veya kendinden geriye bişey bırakma arzusu olsun bir şekilde insanlığın büyük bi kısmının arzusu çocuk sahibi olmak, bir gün öleceğini bildiğin birşeyi neden doğurmak? üstelik görülen herbitürlü pisliğe rağmen. sonu olmayan bir döngü bu. doğduktan sonra da bari birileri bizi buraya getirmişse bi tadına bakıp deyip aynı yanılgılara düşüyor aynı hareketleri tekrarlıyoruz. yani şöyle tartıp biçince, yaşamak var olma savaşı bi şekilde bi yerimizde kodlanmış, sistemin işlemesi için gerekli çarklardan biriyiz. veya daha optimist bir bakış açısıyla bişeyleri iyileştirme güzelleştirme çabası insanın yaşama nedeni de diyebiliriz. sonuçta her yeni doğana yeni bir umut diye bakmazmıyız?
0
nwnd
(17.12.08)
bir şeyleri başarmak için yaşar. o "şey" iş olur, aşk olur, ideallerini gerçekleştirmek olur kişiye göre değişir yani. ama özünde hayatta başarılı olmak. öldüğü zaman arkasında bir şey bırakmak ister insan. kısacası "loser" olarak ölmek istemez, evet istemez.
0
forumtrak
(17.12.08)
"Yaşadığım dünyadan iğreniyorum, ama orada acı çeken insanlara bağlıyım."
albert camus
korkarım en bütük nedeni bu...
0
in vito veritas
(17.12.08)
bir sürü kismen katildigim yorum yapilmis ama bir sosyolog ve antropolog olarak yasamanin amacini kesinlikle üremek olarak görüyorum, zira en baskin icdürtü olan cinsellik de insan disindaki bütün canlilarda sadece üreme amaclidir.
0
l i w e x
(17.12.08)
insanın bildiği tek şey yaşamaktır. ölmeyi bilmez, çünkü deneyimleyemez.
ölüm yaşamın alternatifi değil ki? ölüm sadece yaşamı bitirme eylemi. yani insanın sadece bir seçeneği var, o da yaşamak. yaşamamak diye bir eylem de yok. yaşamayan insan da yok.

ölüm, yani yaşamı sonlandırmak, yaşamdan daha riskli ve korkutucudur, çünkü hakkında hiç bir şey bilmeden karar verip uygulamak gerekir ve geri dönüşü yoktur. Bu da, bir canlının, hiç bilmediği şey olan ölmek yerine, tek bildiği şey olan yaşamak eylemine devam etmesini sağlar.
0
flyalone
(17.12.08)
bunun tartışılacak bir yanı yok ki; üremek için tabi ki!
:P
geri kalan her şey bunun için.
0
ajuga
(17.12.08)
Ama arada bir bünye "fatal error" verip intihar eylemlerine sebep olabiliyor tabii...
Zaten yaşadığımız dünya standartlarında yaşamı ve ölümü sorgulayabilme yetisi bile bir "error" gibi geliyor bana bazen...
0
dharmabum
(17.12.08)
bakınız the happening'de de kahvegibi'nin bahsettiği insanı yaşayamaya iten gene zarar veren bişi salgılıyordu bitkiler. insanlar da direk intihar ediyorlardı en kolay yöntemle. tabi bu işin uc noktası ama sanırım cidden genlerimizde var yasamaya calısmak..
0
eleventh american esme has met
(17.12.08)
dogdugu icin
0
gdduman
(17.12.08)
cengiz han dan alıntı yapacak olur isek (ki bu alıntı arnold un conan the barbarian filminde de edepsizce aparılıp kullanılmıştır...

-Düşmanları yenmek
-Mallarını yağmalamak
-Kadınlarının çığlıklarını dinlemek için diyebiliriz.
0
justaddwater
(17.12.08)
dini boyutu katmazsak her cevap geyik oluyor bir bakima ama felsefe katarsan ne ala.

dini boyutu en aza indirgeyerek cevap verirsek, en yakin cevabi gdduman vermis oluyor o zaman, dogdugumuz icin yasiyoruz...

o zaman baska bir soru doguyor burdan, neden doguyoruz?

bunu cevabi da olmek icin mi, hayir, yasamak icin doguyoruz.

burdan sonra kisir donguye giriyor iste

olum ise kisir donguyu sonlandirmaya yarayan olgu ama sonumuz degil.
0
ermanen
(17.12.08)
ben de tek kelimelik wpi ın yorumuna tek kelime ile katılıyor ve birkaç bkz ile artırıyorum:
(bkz: çalışmak için yaşamak, yaşamak için çalışmak)
(bkz: insan gibi yaşamak için eşek gibi çalışmak)
(bkz: yaşamak için çalışmak, çalışırken yaşayamamak)
0
cgcore
(17.12.08)
ne yazik ki gen bencildir. ayni ismi tasiyan kitapta guzel bir bakis acisi bulabilirsiniz.
0
armish
(17.12.08)
Misal ben daha büyük zevklere ulaşmak için yaşıyorum. Basite indirgersek :

Daha iyi bir evde oturmak için
Daha iyi bir araba kullanmak için
Daha güzel kadınlarla birlikte olmak için
Daha güzel mekanlar görmek için...

diye uzayıp gider.

Madem gidiciyiz sonuna kadar değerlendirmek lazım. İnanç varsa diğer taraf için de bir şeyler yapmayı unutmamalı.
0
kimlanbu
(17.12.08)
mutlu olmak için. yaşamanın birincil amacı mutlu olmaktır. en azından olmalıdır.
0
traslimon
(17.12.08)
(4)

[ gurme ] Şehriye nedir yahu?

enola gay
Herkes tanımlamış ama aslında kimse tanımlamamış. Şehriye nedir? Hammaddesi nedir Şehriye midir? ne işe yarar? Pilavı var, şehriye çorbası var yiyoruz içiyoruz ama nedir?
Herkes tanımlamış ama aslında kimse tanımlamamış. Şehriye nedir? Hammaddesi nedir Şehriye midir? ne işe yarar? Pilavı var, şehriye çorbası var yiyoruz içiyoruz ama nedir?
0
enola gay
(12.12.08)
makarnadır.
0
calendil
(12.12.08)
"icindekiler: durum bugdayi irmigi" diyor.
yani ben de onaylayayim, bildigin makarna.

ek: makarnanin sekli degisince tadi da hafif degisiyor. sehriyenin de bir numarali esprisi burada bence.
0
layouter
(12.12.08)
babam evde sehriye kalmayinca cubuk makarnayi kücük kücük kırdı sehriye yapti. sehriye budur.
0
atmacaged
(12.12.08)
Teyzem yapmıştı. Acayip sert bir hamuru vardı, 2 örtüyle hamburger yapıp beni üzerinde dolaştırmıştı yumuşasın diye. Bildiklerim bu. Ama makarnadan farkı yok diye biliyorum. Hatta öğrenci evlerinde yaşanan fakirlik dönemlerinde evde varsa makarna niyetine yapıldığını da söyleyebilirim.
0
bitti
(12.12.08)
(7)

ebay'den laptop alınır mı?

incredible
şimdi ben bu aralar bi laptop almayı düşünüyorum. muhtemelen hp pavilion dv4 serisinden olacak. ancak bu laptop türkiye'de yaklaşık 1500$'a satılırken ebay'de 700$. kargo ücretiyle birlikte maksimum 800$ oluyor. yani arada 700$ gibi büyük bi fark var. diyelim ki ebay'den aldım, yarın bi gün laptopta
şimdi ben bu aralar bi laptop almayı düşünüyorum. muhtemelen hp pavilion dv4 serisinden olacak. ancak bu laptop türkiye'de yaklaşık 1500$'a satılırken ebay'de 700$. kargo ücretiyle birlikte maksimum 800$ oluyor. yani arada 700$ gibi büyük bi fark var. diyelim ki ebay'den aldım, yarın bi gün laptopta bi sorun olursa garantisi türkiye'de de geçerli olur mu yoksa sap gibi kalır mıyım yoksa türkiye'de de geçerli olur mu? aradaki farka bakmadan türkiye'den mi alayım yoksa ebay iyi midir? gümrükten geçer mi? daha önce ebay'den laptop alanlar görüşlerini belirtirse sevinirim.
0
incredible
(03.12.08)
o fiyatta bir şeyin gümrükte takılacağı kesin hele türkiyede satılan bir ürün için %1000. ayrıca çoğu ürünün garantisi satıldığı ülkeyi kapsar çünkü satış fiyatına eklenen garanti bedeli sadece o ülkedeki servise ödenmektedir. türkiyedeki servis bir para kazanmadığı için bu işten hiçbir garanti sunmak zorunda değildir. aksi uluslararası garantiler var ama onlar çok nadir bulunuyor.

zaten aksi olsaydı herkes paralel ihracat yapardı.
eğer getirecek biri varsa şunu söylemek istiyorum ebayde power sellerların sattığı ürünleri güvenle alırım sadece açıklamaları dikkatli okumanız lazım kazıklayanı görmedim daha power seller olupta.
0
darknum
(03.12.08)
laptop icin biraz riskli goruyorum sorun olursa geri gondermesi zor olur.

gumrukte takilma diye bir sey ise olmaz, degisti kurallar artik 1000 euroya kadar %10 vergi odeniyor standart.
0
507
(03.12.08)
1500€ ya kadar %10
0
buffy de vampir sayilir
(03.12.08)
e tamam %10 fazla bir şey olmuyor, onu da veririm de garantisi türkiye'de geçerli olmaz mı?
0
🌸incredible
(03.12.08)
ben geçenlerde amerika'dan aldım bir tane gayet de memnunum. düşünce tarzımı anlatayım:

şimdi artık istanbul gibi yerlerde anakart'taki ufacık ayakları değiştirebilen makinelere sahip tamirciler var. her marka dizüstünü tamir edebiliyorlar yani. eskisi gibi bilgisayar bozulduğunda garantisi yoksa çöpe atmıyorsun. ama bedava da yapmıyorlar tabii. dolayısıyla ettiğin kâr ilerde arıza çıkarırsa onu karşılar mı bunu düşünmek lazım. ben mesela 2250 ytl ye aldım türkiye de benimkine muadil monster marka bilgisayarlar var ve fiyatları 4500 ytlden yüksek. monster a 4500-5000 vereceğime bunu alırım, 2 kere arızalansa yaptırmak için 500'er kağıt versem yine deli gibi kârdayım diye düşündüm. nazar değmesin taş gibi de bilgisayar çıktı, bir de garantisi olmadığı için hayatımda hor kullanmadığım ilk malzemem sanırım.

bir de şunu söyleyim yurt dışından getirecek biri yoksa gümrüğe takılma riski (ki ihtimal değil aslında kesin gibi bir şey) göze alınmaz. benim bilgisayar amerika 1300+kdv den satılıyordu arkadaş 2 ay sonra dönecekti. forum.donanimhaber de bu bilgisayarı amerika'dan getirmiş 1750 dolara satan bir adam denk geldi. beklemek istemedim ondan aldım, dolar da yükselmemişti o zaman 2250 tl ye hallettik, hem de bilgisayarı test ettim sağlam mı diye çyle aldım. yani tanıdık biri yoksa bu tür sitelere göz atabilirsin, hatta bu tür sitelerde ve gittigidiyor uygun komisyona istediğiniz bilgisayarı getiririz diyen adamlar var, onlarla irtibat kurabilirsin.

son olarak şunu belirteyim bence bu anlattıklarım 700 dolar için değmez neden dersen bence:

teknoloji mağazları genelde kuru 1,39 da sabitlemiş durumda, dolar ise 1,6 derse, bence:

1500*1,39+garanti > 700*1,6+komisyon-garanti

edit: gümrükte %10 ödeyeceğini bile düşünürsek:

1500*1,39=2085
(700+100+150)*1,6 =1520

2085 garantili, 1520 de garantisiz fiyat oluyor yani.
0
cashkopat
(03.12.08)
garanti türkiye'de geçsin istiyorsanız, uluslararası garanti sunan bir firmanın laptop'unu alın. bir de laptop'u isterken satış fişini falan da göndertmeyi unutmaytın. mesela asus'larda uluslarası garanti vardır, amerika'dan aldığım asus'u almanya'da tamire verebilirim gib.
0
raj
(03.12.08)
orası ilgili ürünün garanti şartlarına bağlı tamamen. genellikle laptopların dünya genelinde geçerli garantisi oluyor ama 1 yıllık (türkiye'de satılan elektronik eşya için min. 2 yıllık garanti söz konusu kanunen)
0
calendil
(03.12.08)
(3)

isviçre'ye giriş yapabilmek için fransa'dan oturma iznimin olması yeterli olur mu

o s c a r
yardımsever ekşi duyuru ahalisi, ocak ayında isviçre'ye gitmeyi planlıyorum. bugünlerde biletleri hazır ucuzken alsam iyi olacak.normalde isviçre schengen kabul etmiyordu, bunu biliyorum. lakin son zamanlarda okumuştum internette isviçre schengen'e evet dedi, diyecek filan diye. biraz bakındım nette
yardımsever ekşi duyuru ahalisi,

ocak ayında isviçre'ye gitmeyi planlıyorum. bugünlerde biletleri hazır ucuzken alsam iyi olacak.

normalde isviçre schengen kabul etmiyordu, bunu biliyorum. lakin son zamanlarda okumuştum internette isviçre schengen'e evet dedi, diyecek filan diye. biraz bakındım netten şimdi, şöyle bir yazı buldum;

"Yeni yasa uyarınca İsviçre’de, gümrük memurları 12 Aralık’ta kara sınırlarında kimlik kontrollerine son verecek, havaalanlarında da 29 Mart 2009 tarihinden itibaren de Schengen bölgesi içindeki uçuşlarda kontrolleri kaldıracak."

ben havayoluyla gitmeyi planlıyordum. Mart sonunda uçuşların kontrolünün kaldırılacağının yazması, benim işin yalan olması mı demek? yoksa kontrol olsa bile fransa'dan oturma iznim olduğu için girebilirim mi demek. pek kafam basmadı açıkçası, veya basmak istememişte olabilir:)

durum hakkında bilgi sahibiyseniz ve paylaşırsanız çok mesut edersiniz;)

şimdiden teşekkürler.
0
o s c a r
(29.11.08)
AB ülkelerinden birinde oturma izni bulunması İsviçre'ye vizesiz giriş için yeterli. Schengen'den önce de öyleydi, hala öyle. Ben yaptım biliyorum.

Yalnızca havaalanında biraz önceden hazır olmakta fayda var bazen çıkış yapılan ülkenin pasaport görevlileri konuya tam hakim olamayabiliyorlar (İtalya'da 1 saat beklettiler havaalanında)
0
calendil
(29.11.08)
Lyon'da yaşayan arkadaşım -ki kendisinin Fransa'da oturma izni var- canı istediğinde arabasına atlayıp yakında Cenevre'ye geçiyor valla. Yani Fransa oturma izni ile rahatlıkla gidebilirsiniz.
0
fedaialkolik
(29.11.08)
Oluyor evet.

İsviçre 12'sinde Schengene girecek. Havalimanlarında kontrolün devam etmesi ise geçici bir tedbir. Yani Schengen'e dahil ülkeler arasında normalde pasaport kontrolü olmuyor, ancak bir süreliğine bu İsviçre için devam edecek. Yani sadece kontrol olacak, bakacaklar pasaporta anlamında.
Aynısı geçen sene Schengen'e katılan yeni ülkeler için de yapılmıştı. Yılbaşında katılmışlar ancak mart sonuna kadar havalimanı kontrolleri devam etmişti. Herhangi birinin oturma izniyle başka birine seyahat edilebiliyordu o zaman da.
0
386 dx
(29.11.08)
(4)

Şöyle kişisel bir öneri acaba olurmu? Düşüncem yani.

onyetele
Şimdi geçen bu yeşilçamda oynamış, yıllarını vermiş insanların bu son zamanlardaki hallerini görünce çok üzülüyorum ya. Neden böyle bu duruma düşüyorlar bir anlam veremiyorum.Şöyle bişey olabilirmi;Mesela Yeşilçam gerçekten bir Kuruluş olsun ama resmi anlamda. Nasıl Mesam veya diğer yayın hakkına sa
Şimdi geçen bu yeşilçamda oynamış, yıllarını vermiş insanların bu son zamanlardaki hallerini görünce çok üzülüyorum ya. Neden böyle bu duruma düşüyorlar bir anlam veremiyorum.

Şöyle bişey olabilirmi;

Mesela Yeşilçam gerçekten bir Kuruluş olsun ama resmi anlamda. Nasıl Mesam veya diğer yayın hakkına sahip olan kuruluşlar gibi, aynı o statüde olsa.
Ve bu statüde şu madde olsa;
*Mesela bir özel kanal bir yeşilçam filmi yayınlamak istedi bir gün veya saatte. O film için yeşilçam' a telif hakkı gibi birşey ödese o tv kanalı. Ve bu telif hakkıyla o yayınlanan filmde oynayan karakterlere ( jön olur veya fügüran, ((aslında benim maksadım yıllarını emeklerini yeşilçama vermiş olan yan roldeki babacan abiler ablalar yani şuan durumu gerçekten kötü durumda olan insanlar)) işte anladınız demek istediğimi onlara bir gelir getirilmesi) belli miktarda Yeşilçamdan yayın hakkı gibi bir pay verilse. Aksi takdirde telif hakkını ödemeden yayınlanırsa o tv kanalına ceza fln kesilse.
Böylelikle o eski emektar oyuncularında bir nebze olsun ufakta olsa bi gelir kapısı olsa diye düşünüyorum. Gerçekten onları o halde görünce üzülüyorum ya. Gerçi memlekette o kadar sorun var, tamam kabul ediyorum ama Sanata ve Sanatçıya birazcık olsun değer vermiş oluruz diye düşündüm. Kişisel düşüncemdir. Olumlu veya olumsuz tepki olabilir. Saygı duyuyorum düşüncelere.
0
onyetele
(06.11.08)
evet yaa o filmlerin telif hakları kimlere veriliyor bilen var mı ? bir de saçma sapan ve reyting almayan yabancı filmlere bile tonla para ödenirken, reytingin dibine vuran güzide yapımlarımıza pek de değerinin verilmediğini sanıyorum. umarım yanılıyorum.
0
brkylmz
(06.11.08)
Eşref Kolçak şu anki yasayı "beyin özürlülerin" hazırladığını söylemişti.Demek ki "süpersonik beyne sahip" birilerinin çıkıp yeni bir yasa hazırlaması gerekiyor.Bu kişi neden sen olmayasın?
0
arkakose
(06.11.08)
Filmlerin telif hakları Türk hukukunda yalnızca filmin yönetmenine aittir. O da genellikle telif sözleşmesi yoluyla bu hakkı prodüktör ve/veya dağıtımcı şirkete aktarır. Filmdeki oyuncuların yalnızca Türkiye'de değil, bütün dünyada tek hakları prodüksiyon şirketi ile yaptıkları sözleşmeler karşılığında aldıkları paradır. Bu para filmin çekimi sırasında veya belirlenen vade ile ödenir ve oyuncuların, aynı filmin yapımında emeği geçen diğer çalışanlar gibi, hiçbir mali hakkı kalmaz.

Bütün fikir ve sanat eserleri hukuku anlayışı değişmediği sürece sizin uygun gördüğünüz sistemin uygulanması imkansızdır yani. Yasanın hangi beyin özürlüler tarafından hazırlandığının da bununla hiçbir ilgisi yoktur. Oyuncuların haklarını koruması ve onlara yaşlılıklarında yardım etmesi gereken kuruluşa biz "sendika" diyoruz. Yurtdışında sendikalar güçlü olduğu için oyuncular ve diğer çalışanlar haklarını söke söke almakta ve yaşlanınca üzülünecek hale düşmemektedirler. Hollywood'daki senaryo yazarı grevini düşünün. Türkiye'de ise sendika deyince akla "fabrikanın önünde nöbet tutan grev gözcüsü" imajı geliyorsa bunun sorumlusunu da varın siz araştırın...
0
calendil
(06.11.08)
Filmlerin telif haklarından oyunculara pay verilmesi yerine hukukta düzenlemeler yapılarak sanatçıların emekli olabilmeleri sağlanmalı aslında.

Mevcut yasada şöyle bir şey var;
‘Bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından belirlenen ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ekinde yer alan tabloda sayılan; film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar ile düşünürler ve yazarlar 5510 sayılı kanunun 4. maddesinin (a) bendine göre sigortalı sayılırlar.’

4a’lılar olarak adlandırılan bu grup yasa değişmeden önceki SSK’lılardır. (Yeni yasayla SSK,Bağkur ve Emekli Sandığı tek çatı altında toplandı biliyorsunuz ama hala şartlarda bir değişiklik söz konusu değil malesef. Bu apayrı bir konu-geçeyim.)

SSK’da işverenler, çalışanlarını gerekli yerlere tebliğ ederler. Peki örnek olarak sinema sektöründe bu yapılabiliyor mu? Genellikle hayır çünkü çalışma süreleri uzun sayılmaz ve bildirimlere gerek duymazlar. Denetlemeler malum.. Çalışanların ise kafalarına göre gidip prim ödeme hakları yoktur. Sonuçta ne olur? Prim ödenemez, emeklilik söz konusu olmaz, paralar uçar gider..

En basit çözümüyle yapılabilecek olan sanatçıları 4a’dan alıp 4b’ye (bağkura) geçirmektir. Böylelikle isteyen sanatçılar serbest çalışan kategorisinde, gelirlerine göre prim öder ve emekli olurlar. Tabi ki başka çözümler de bulunabilir..

Bunun dışında hükümetin ara ara sanatçılara özel afları söz konusudur. Gelecek bir af sonrasında sendikaların yardımıyla ‘şu an’ zor durumda olan yeşilçam emektarları minimum primlerini ödeyerek emekli olabilir. Düzensiz gelirler sağlamak yerine emeklilik çok daha faydalı olacaktır.

Sosyal güvenlik yasasını daha yeni düzenlediler ama sanatçıları unuttular. Sanatçılara kalıcı haklar sağlamak çok zor olmamalı.

Not : Hukuk uzmanı değilim, hatalarım vardır kesin. Mazur görünüz.
0
senzafine
(07.11.08)
(6)

fish and chips

pink
istanbul avrupa yakasında fish and chips yiyebileceğim bir yer var mı bildiğiniz?ben baktım karşıda bağdat caddesinde varmış ama bana uzak bakırköy. taksim ya da başka yerde var mı böyle bi yer?
istanbul avrupa yakasında fish and chips yiyebileceğim bir yer var mı bildiğiniz?
ben baktım karşıda bağdat caddesinde varmış ama bana uzak bakırköy. taksim ya da başka yerde var mı böyle bi yer?
0
pink
(06.11.08)
bordeaux
(06.11.08)
Etiler'de The North Shield'de vardir, ve de buyuk ihtimalle TGI Friday's'de.
0
wpi
(06.11.08)
beşiktaşta balık pazarının arka tarafında da var fish and chips yapan yerler
0
sirena
(06.11.08)
axijazz
(06.11.08)
city's avm'nin yemek katında bir balıkçı var. çok da güzel yapıyor fish&chips'i.
0
calendil
(06.11.08)
en iyisini Ortaköy House Cafe yapar.
0
Wishborn
(06.11.08)
(6)

Giorno perfetto, Un Filminden bir şarkı

artuc
Mükemmel bir gün adıyla da sinemalarda boy gösteren Ferzan Ozpetek' in yeni filminin içerisinde, çok bilinen, eski slow bir şarkı vardı. O kadar çok duydum ve o kadar çok eski ki, aklıma bile takmadım hemen gelir imdb' den bulurum diye düşündüm. Şimdi ne şarkının sözlerini hatırlıyorum ne de başka b
Mükemmel bir gün adıyla da sinemalarda boy gösteren Ferzan Ozpetek' in yeni filminin içerisinde, çok bilinen, eski slow bir şarkı vardı. O kadar çok duydum ve o kadar çok eski ki, aklıma bile takmadım hemen gelir imdb' den bulurum diye düşündüm. Şimdi ne şarkının sözlerini hatırlıyorum ne de başka birşeyi.

Yalnız neredeyse suna eminim ki, bakan' ın evinde çalıyordu bu şarkı. Ama ne zamandı? hangi dakikalardaydı anımsamıyorum. Belki bir bilen olur diye yazdım.
0
artuc
(03.11.08)
işinize yarar mı bilmiyorum ama şöyle bir site var:
www.filmmusicsite.com
belki tanıdık gelen bişeyler çıkar
0
karamell
(03.11.08)
cok saol karamell, ama olmadı be kardeşim, orada ki şarkılardan 2-3 tanesini hiç bulamadım diğerleri de istediğim değildi. filmi nette bulup download edp bu sefer şarkı sozlerini yazıcam .)

teşekkür ederim yinede.
0
🌸artuc
(03.11.08)
calendil
(03.11.08)
Hayır, o şarkı da çalıyordu evet ama o hareketliydi, benim bahsettiğim çok slow bir parça. çıldırıcam, aradım taradım bulamadım ya.
0
🌸artuc
(03.11.08)
Teşekkürler, diğer sayfayla aynı. Ama beraber gittiğimiz arkadaş en azından melodisini çıkartabildi, bende oradan şarkıyla ilgili olarak bir kadının soylediğini, fransızca olduğunu hatırladım. Çok fazla söylenilen, bilinen bir şarkı olması aslında çıldırtıyor insanı.
0
🌸artuc
(03.11.08)
hatta bu bahsettiğim şarkı, aynı zamanda çağan ırmak' ın issiz adam filminin fragmanında sonda çalan şarkı.
0
🌸artuc
(10.11.08)
(9)

diksiyon sorusu; okuyacağım mı? okuycam mı?

sefapezevengi
merhaba arkadaşlar...sevgilim diksiyon kursuna başladı. şimdi diksiyon hocası demiş ki: "okuyacağım" yerine "okuycam" diyeceksiniz. ayrıca "bir elin nesi var? iki elin sesi var" deyimi de "bir elin nesi var? ikelin sesi var." şeklinde telafuz edilir demiş. bu sevgilime çok saçma gelmiş(ki ben de ayn
merhaba arkadaşlar...
sevgilim diksiyon kursuna başladı. şimdi diksiyon hocası demiş ki: "okuyacağım" yerine "okuycam" diyeceksiniz. ayrıca "bir elin nesi var? iki elin sesi var" deyimi de "bir elin nesi var? ikelin sesi var." şeklinde telafuz edilir demiş. bu sevgilime çok saçma gelmiş(ki ben de aynı düşüncedeyim). ve sevgilim hocanın doğru öğretmediğini düşünerek kursu bırakmak istiyor. ben de ukalaca bir davranış olmasın, başka birilerine de danışalım diye düşündüm ve size soruyorum. sevgilim cevaplarınıza göre kursa devam edecek ya da etmeyecek.
teşekkürler...
0
sefapezevengi
(03.11.08)
şu kadarını söyleyeyim; "okuycam" yazıldığı gibi kısa okunur dediyse yanlış, lakin son hecedeki "a" bir buçuk vuruş uzunluğunda tonlanmalı. yani: "okuycağm" şeklinde. hani bir klişe söz vardır ya dalga geçilir hep, eski trt kdv fişi uyarı filminde bir velet söylemişti: "bakkal amca, bir kalem bir pergel bir de çukulata alacağım"
işte bu sözün akılda kalmasının asıl sebebi, son kelime olan "alacağım"ın aynen yazıldığı gibi okunmuş ve dile getirilmiş olmasıdır. doğrusu ise "alıca(ğ)m" olmalıdır.
yani sizin anlayacağınız, vurgu çok ama çok önemli. bu tip kelimelerde, yani birinci tekil şahıs gelecek zaman fiil çekimlerinde aynı metod uygulanır.
gelelim "ikelin sesi var" olayına. orada öğretmen arkadaşın bahsettiği olay, zamanla Türkçemizde meydana gelen sesli düşmesidir. yani yazarken "iyi akşamlar" yazarız, ve lakin hiç birimiz yazıldığı gibi okumayız. "yakşamlar" deyip geçer gideriz öyle değil mi? işte o da bunun gibi bir sesli düşmesi. yani diksiyonumuzda bazı harf ve kelimelerin yazıldığından farklı telaffuz edilmesi gayet doğaldır.
Lakin yine de size çok absürd geliyor ise kararınıza saygı duymak isterim, ancak bunun gibi şaşıracağınız pek çok örnek var.
yardımcı olabildimse ne mutlu...soracaklarınız olur ise sözlükten de ulaşabilirsiniz bana..
0
trawmatolog
(03.11.08)
türkçe hiçbir zaman yazıldığı gibi okunmaz. fonetik kuralları vardır ve öğretmeni doğru söylemiş. okuyc:am diye okumak doğrudur.
0
trista
(03.11.08)
"o-queue-cuğmm" şeklinde yandan yemiş fransız aksanıyla telaffuz etme de ne yaparsan yap.

"bakmayacaktın" değil "bakmıycaktın" (zeki müren böyle telaffuz ediyor) o zaman
"okumayacaktın" değil "okumıycaktın" olur o da "okuycaktım" ya da "okuycam" a gider.
0
blackdog
(03.11.08)
Diksiyon hocası doğru demiş. Benim okuduğum bazı gramer ve diksiyon kitaplarında da aynı bilgiler yer alıyor. Hatta yabancılara yönelik Türkçe öğreten kitaplarda da ilk derslerden birinde anlatılıyor bu konu.
0
calendil
(03.11.08)
diksiyon yapacaaam diye Turkce'yi degistirdiniz yahu:)
0
ermanen
(03.11.08)
konservatuvarlarda sahne sanatlarina (tiyatro, opera vs.) verilen diksiyon, fonetik gibi derslerde bu ogretilir.

turkce yazildigi gibi okunan bir dil degildir ama bu gercekle henuz tanismamis da binlerce insan var o ayri.
0
la traviata
(03.11.08)
Bu durum sanat dallarinda mi boyle yoksa her zaman mi gecerli? Niye boyle ogretmiyorlar o zaman?
0
ermanen
(03.11.08)
"okuycam" denmez, "okuucam" gibi bi söylenişi var onun. diksiyonda, yazıldığı gibi okunmaz harfler. ama "iki elin" kısmı, bildiğin "iki elin" olarak okunur, o kısımda atmış bence.

kursu veren adamın eğitimini sorun. ayıp değil, günah değil. nerden çıktı, ne mezunusunuz ki bu dersi veriyonuz? diye. "ehm" le başlarsa boşversin, bıraksın. ya atacaktır bi şey, ya da övünecektir.
0
lovemyself
(03.11.08)
trawmatolog çok güzel açıklamış, aynen öyle oluyor.

ek olarak; bu kullanım için genelde ali kırca örnek gösterilir, nasıl kullanıldığını duymak için onu dinleyebilirsiniz.
0
robin crusoe
(03.11.08)
(5)

Tabu - Anlatmada Sınır Nedir?

annem bana kiz bul evlen dedi
Tabu oynarken bazıları kelimenin kendisini değil, hecelerini ya da parçalarını ayrı ayrı anlatıyorlar.saat:tahıl ölçeğibir binek hayvanıbirleştirBöyle saçma şey olur mu? Tabuda direkt kelimeyi anlatma kuralı yok mu?O zaman ben her kelimeyi harflerinden anlatırım.saat:ş'den önceki harfb'den önceki ha
Tabu oynarken bazıları kelimenin kendisini değil, hecelerini ya da parçalarını ayrı ayrı anlatıyorlar.

saat:
tahıl ölçeği
bir binek hayvanı
birleştir

Böyle saçma şey olur mu? Tabuda direkt kelimeyi anlatma kuralı yok mu?

O zaman ben her kelimeyi harflerinden anlatırım.

saat:
ş'den önceki harf
b'den önceki harf
b'den önceki harf
u'dan önceki harf
birleştir
0
annem bana kiz bul evlen dedi
(01.11.08)
saat için kesinlikle olmaz "bizce" ama bileşik kelimeler için belki..
0
co2s2
(01.11.08)
yani olimpik bir spor olmadığı için zekice ve eğlendirici olduğu sürece neden olmasın... herhalde ölçüt şöyle koyulabilir: söylediğin yöntemle oyun oynamaının bri keyfi kalıyor mu? eğer her kelime böyle bölüne bölüne kolaylaştırılıyorsa oyunun tadı kaçar zaten kurallar değişir falan.
0
kurukafa
(01.11.08)
Bizim oynadığımız şekilde aşağıdaki anlatımlar yasak:
Bileşik olmayan bir kelimeyi parçalara ayırarak anlatmak
Kafiye ve benzeri sessel çağrışımlarla anlatmak
Başka dildeki karşılığını kullanarak anlatmak

Aşağıdakiler ise serbest:
Bileşik kelimenin bileşenlerini anlatmak
Şarkı sözünden hareketle anlatmak
Tabu kelimelerden birini başarıyla anlattıktan sonra o kelimeyi ve ondan türeyen kelimeleri kullanmak
0
calendil
(01.11.08)
öyle hiç zevki çıkmıyor, olay zaten o kelimeyi (heceleri değil) bilindik tanımlardan uzak şekilde anlatmakta değil mi?
0
quinza
(01.11.08)
tabu yazılı kurallarına göre kesinlikle bileşik kelimeler dışındaki kelimeleri bölemezsin. hatta çağrıştıramazsın (saate satmaktan gidemezsin, satmak diyene ona benzer bi şey diyemezsin) bile.
0
desdinova
(01.11.08)
(3)

ispanyolca bir cümle çevirisi?

aysiku
Este es un acuse de recibo para el mensaje que usted envió a [email protected]: Este acuse de recibo sólo acredita que el mensaje se mostró en el ordenador del destinatario. No hay garantía de que el destinatario haya leído o comprendido el contenido del mensaje.cümleyi türkçeye çevirebilirs
Este es un acuse de recibo para el mensaje que usted envió a [email protected].

Nota: Este acuse de recibo sólo acredita que el mensaje se mostró en el ordenador del destinatario. No hay garantía de que el destinatario haya leído o comprendido el contenido del mensaje.

cümleyi türkçeye çevirebilirseniz sevinirim...
0
aysiku
(29.10.08)
bu mesaj, [email protected] adresine gönderdiğiniz mesajın iletildiğini bildirmektedir.

Not: Bu mesaj, iletinin yalnızca alıcının bilgisayarına gönderildiğini kanıtlar. Alıcının, iletinin içeriğini okuyup anladığına dair herhangi bir garanti vermez.
0
traslimon
(29.10.08)
godless killing machine
(29.10.08)
Bu, [email protected] adresine göndermiş olduğunuz mesajın alındığına dair bir bildirimdir.

Not: Bu alındı bildirimi, yalnızca mesajın alıcının bilgisayarında göründüğünü belgeler. Alıcının mesajı okuduğunu veya içeriğini anladığını garanti etmez.
0
calendil
(29.10.08)
(3)

Uykuya geçerken acı çekmek?

traslimon
sapıkça bir başlık olduğunun farkındayım ama benim böyle bir sorunum var. kısaca anlatmaya çalışayım. yatağa uzanıyorum, uyku gözümden akıyor. artık tam dalmak üzere olduğumu hissettiğim anda sanki tüm vücudum geriliyor. inanılmaz bir fiziksel huzursuzluk yaşıyorum ve tüm vücuduma sanki iğneler batı
sapıkça bir başlık olduğunun farkındayım ama benim böyle bir sorunum var. kısaca anlatmaya çalışayım. yatağa uzanıyorum, uyku gözümden akıyor. artık tam dalmak üzere olduğumu hissettiğim anda sanki tüm vücudum geriliyor. inanılmaz bir fiziksel huzursuzluk yaşıyorum ve tüm vücuduma sanki iğneler batıyor. ayrıca kendimi yatağın o yanından bu yanına savurma ihtiyacı da hissediyorum. bunların sonucunda ise dayanamayıp kalkıyor ve salondaki kanepeye uzanıp tv izliyorum. tv karşısında ise bir süre sonra dalıp, uyumayı başarıyorum.

şu bilgileri de vereyim;
-deli değilim
-yatağım çok rahat
-uyku düzenim pek yok
-günde 2 fincan kahve ve 1 litre kola içmekteyim
-bu durum daha önce de olmuş, sonrasında geçmişti.
-''e sonunda uyuyomuşsun işte, boşver'' tadında yaklaşımlar pek yardımcı olmamakta.

bu durumla ilgili doktora gitmeme gerek var mıdır? ne yapılır, ne edilir? şimdiden teşekkürler...
0
traslimon
(28.10.08)
uyku apnesi veya epileptik bi durum belirtisi olabilir. olmayabilir de.

edit: apnesi değil başka bişey de olabilir bak emin olamadım şimdi. ama sözlükte başlığı vardı ondan eminim.
0
gerrain
(28.10.08)
Bana çok benzer şeyler oluyordu, bir süre sonra uykuya dalma sürecinde bir motorun üzerinde oturuyormuşum gibi titremeye başladım. Her gece oluyordu. Sonunda somatizasyon bozukluğu olduğu anlaşıldı. Anksiyete yani. Sorun bundan ibaret olabilir. Bu deli olmak demek değil tabii. Vücut o fiziksel uyarıları sahiden de hissediyor, ama tedavisi ancak psikoterapi ile mümkün.

Not: benimki iki-üç aylık bir terapiden sonra ilaç falan da kullanmadan kendiliğinden yok oldu. Tek yaptığım, sebebinin ne olduğunu anlamam ve içselleştirmem oldu.
0
calendil
(29.10.08)
araştırdığım ölçüde diyebilirim ki benim durumum apneden çok calendilin söylediğine benziyor. çünkü benim söylemeyi unuttuğum semptomlardan biri de titremeydi. sanırım bir süre daha gözlemleyip, kötüleştiği takdirde tıbbi yardım almak en mantıklısı...
0
🌸traslimon
(29.10.08)
(2)

hukuk kitapları

taipan
efendim ben hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim. hukuk kitapları malumunuz çok tuzlu. bu yıla kadar bir şekilde idare ediyordum yani maddi güç almaya yetiyordu ancak bu yıl kasıyor biraz. birde hukuk kitapları sadece ders için değil meslek hayatı için de önemli o açıdan fotokopiden uzak durmam ger
efendim ben hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisiyim. hukuk kitapları malumunuz çok tuzlu. bu yıla kadar bir şekilde idare ediyordum yani maddi güç almaya yetiyordu ancak bu yıl kasıyor biraz. birde hukuk kitapları sadece ders için değil meslek hayatı için de önemli o açıdan fotokopiden uzak durmam gerekiyor. böyle bildiğiniz hukuk kitaplarını ucuza alacağım bir yer var mı acep? yada hayrına bana bağışlayabilecek olan.
0
taipan
(27.10.08)
hayrına bağışlayacak birisini zor bulursun gibime geliyor. kendin de söylemişsin, meslek hayatında da lazım olduğu için pek kimse vermeye yanaşmıyor. ucuz kitap içinse izmirde konak da var biyer,piyasanın altında satıyo, taksit yapıyo, indirim de yapıyo. yok eğer izmir de değilsen, okulundakilere bi danış, bilen birileri mutlaka vardır.
0
nerdeyim ben
(28.10.08)
Hocalarına sor. Onlara bütün önemli kitaplar bedavaya gelir ve bazen ellerinde fazla bulunur. En azından bir önceki basıdan tırtıklama şansın var.
0
calendil
(28.10.08)
(18)

Kahve Öneriniz?

boshi
Ben aslında çaycıyım ama son bikaç gündür filtre kahveye merak sardim. Hangi marka & cins kahveleri önerirsiniz?
Ben aslında çaycıyım ama son bikaç gündür filtre kahveye merak sardim. Hangi marka & cins kahveleri önerirsiniz?
0
boshi
(23.10.08)
çok zor bulursun bulursan tiryakisi olabilirsin diyorum
maxwell house
0
buffy de vampir sayilir
(23.10.08)
Starbucks Decaf House Blend.
0
pathetique
(23.10.08)
schiller chiemsee'in aromasiz, duz filtre kahvesinden alabilrisin. cekirdekten cekiyorlar kendiler.

bir de jack daniel's in filtre kahvesini begeniyorum ben.
0
kaamos
(23.10.08)
gloria jeans'inkini ikram etti bi arkadasim, french vanilla veya visneliydi galiba. seker de bulundurmuyo kendisi, ona ragmen cok guzel bi icimi vardi. kendine bir de cekirdek blender'i (artik adi neyse) alirsin, cekirdekleri cekersin orada, ohh taze taze.
0
osuruklu
(23.10.08)
türk kahvesi seversen.
moda iskelesinde denemeni tavsiye ederim.
0
dahadeli
(23.10.08)
damla sakızlı veya çikolatalı türk kahvesi
muazzam
0
demlikposet
(24.10.08)
daha ziyade evde french press denen nanede şey etmek için tavsiye istemiştim, moda iskelesi'ne 500km kadar uzak olduğumdan o tavsiyeyi şimdilik askıya alıyorum. ama türk kahvesi olur mu diyorsunuz yani bu preslerde? tüm tavsiyelere teşekkürler bu arada, deneyebildiğim kadarını deniycem. yaşasın dişlerdeki kahve lekeleri ve yatakta uyumak için debelenilen geceler!
0
🌸boshi
(24.10.08)
türk kahvesi olmaz french press'te.. diğerlerini kahve makinesi için ya da french press için diye isterseniz çekirdekten çekiyorlar :)
0
kobuzchu kiz
(24.10.08)
(bkz: tchibo)
0
flyalone
(24.10.08)
Kesinlikle Tchibo. Hatta oradakilerden de Schattenwald Kaffee. Yerinde çekip anında paketliyorlar. Fazla miktarda çektirme, taze taze iç :)
0
calendil
(24.10.08)
kahve dünyasının kahvesi güzeldir, tavsiye ederim.
0
pain
(24.10.08)
Tchibo aldim ben gecende. Hem ben, hem icen baska bir arkadasim cok eksi bulduk. Hic begenmedik. Icinden iki paket cikan bir kutu almistik, ikinci paketi acmadik bile.

Davidoff marka kahveler de satiliyor marketlerde, onlar da guzel degil.

Starbucks biraz daha pahali ama bu ucu marka arasinda hep guzel cikti denedigimiz cesitleri. Su anda House Blendini iciyoruz, daha once de Kenya'dan bir kahvelerini iciyorduk.
0
wpi
(24.10.08)
www.kivahan.com.tr
hatta www.kivahan.com.tr
0
orchant
(24.10.08)
kahve dünyasında kolombiya çekirdekleri var basınçlı makinalar için. olmadı instant veya french press seçenekleri de var. ama çekirdek alıp üstüne su katmamak lazım.
0
authorization
(24.10.08)
tchibo'da yumuşaktan serte, yoğun aromadan, hafife kadar bir sürü kahve çeşidi var ama.. damak tadınıza en uygununu bulmak için her çeşitten 50şer gram çektirirseniz, kendinize uygun kahveler bulabilirsiniz.
0
flyalone
(24.10.08)
kahve du$kunlugu olmayan bendenizi bile "addicted" hale getiren kaveyi yazayim madem ben de: gloria jeans'in "blueberry morning"i.
0
dolphingirl
(24.10.08)
sıcak süte nescafe gold ve kakao eklenmesi ile de güzel karışımlara gark olabiliyor insan
0
yuto
(24.10.08)
starbucks house blend (decaf olmayan) ve rialto colombian supremo ile başladım işe, diğer tavsiyeleri de kademeli olarak, ytl'den tl'ye geçer gibi, sinsi sinsi deneyeceğim. tanrı taşikardiden korusun.

edit: bu arada orchant'in ilettiği kivahan.com.tr çok hoş mekanmış, hemen oradan ilgimi çeken "ters çevrilmiş french press" tekniğini paylaşayım ==> www.kivahan.com.tr
0
🌸boshi
(25.10.08)
(9)

Sokrates-Erasmus hakkında ne biliyorsunuz?

e.ozen
Arkadaşlar dökün eteğinizdekileri:) yaw duydum ki devlet hibeleri falan kaldırmış.Bilen var mı son durum ne yurtdışı için? Kim ne biliyorsa bir deyiversin gaari :D
Arkadaşlar dökün eteğinizdekileri:) yaw duydum ki devlet hibeleri falan kaldırmış.
Bilen var mı son durum ne yurtdışı için?
Kim ne biliyorsa bir deyiversin gaari :D
0
e.ozen
(23.10.08)
gectigimiz sene bir devlet universitesinde erasmus program koordinatorlugu yapmis biri olarak soylemeliyim ki, bahsettigin soylenti dogru olamaz. Halen erasmus koordinatorleri network'den mail aliyorum ama boyle birsey duymadim. Su cok acik ki; 2013 e kadar programin butcesi belirlenmis durumda ve dahi boyle bir degisiklik olsa bile buna devlet karar veremez, European Commission'dur bu programdaki karar mercii. Devletler sadece hibe havuzuna belirlenen oranlarda para aktarirlar, ve bunu kapasiteleri oraninca kullanirlar. Dokun eteginizdekileri demissin ama bunun yerine once ulusal ajansin internet sitesini (ua.gov.tr) inceleyip, anlasilmamis noktalarda daha spesifik sorular sormakta fayda var derim.
0
elan vital
(23.10.08)
desenize tam da doğru limana yanaşmışım. Hocam hangi masraflar ve benzeri harcamalarda devlet ne kadarını ödüyor? Ne kadar dışardan bulmak gerekir? tabi ki her ülkeye göre değişir ama örn. ispanya italya fransa almanya ?

bir de sorsam hani olmaz ya sorarsam hangi üniversite?
0
🌸e.ozen
(24.10.08)
daha dün okulun bu işlere bkan bölümündekilerle konuştum onlarda aynısını söyledi.bu sene komisyondan para gelmedi okula dedi.istediğimiz meblanın yarısını gönderdiler ve çoğu kişi gidemeyecek derken benim gözüm döndü zaten.sonra bugün okula bir duyuru asmışlar ki o da makina müh. bölümündekiler için kontenjan yoktur.bu sene para konusunda bir sıkıntı var sanırım ama nedir tam bilmiyorum.
0
aysiku
(24.10.08)
(bkz: esn)
0
flyalone
(24.10.08)
şu an ispanyadayım erasmusla ama, öyle pat diye aklıma gelmiyo, sor söyleyeyim :)

bizim hibelerin yarısı kesildi mesela, 5000 yerine 2500 alıcam. eğer il dışında okuyosan, ailen sana normalde gönderdiği parayı her ay gönderse, üstüne bu 200 euro ile geçinebilirsin (en azından oviedo'da durum bu).
0
cliffburton
(24.10.08)
Geçen sene ulusal ajans hibeleri 2/3 oranında kıstı. Bunun AB ile olan bir anlaşmazlıktan kaynaklandığı ve sadece geçen seneye mahsus olduğu söylendi bize. Bu sene sorun olmaması lazım, veya en azından kontenjanlar daha baştan hibeye göre belirlenecek ve açıkta öğrenci kalmayacak.

(Not: Ben de bir devlet üniversitesinde erasmus koordinatörüyüm)
0
calendil
(24.10.08)
cliffburton - Okulda eğitim ingilizce mi? Ya da ispanyolca öğrenerek mi gittin? Sıkıntı yaşıyor musun yada yaşadın mı dil konusunda,konaklama vs...

yurtdışındaki üniversiteler eğitim dili olarak genellikle kendi dilleri mi yoksa ingilizce mi tercih ediyorlar. örn. italya ispanya almanya fransa...

devlet okul masraflarını ve yurt masraflarını karşılıyor üstüne de ülkesine göre bir de harclık veriyor ort. 300-400euro. dogru mu anlamısım.??
0
🌸e.ozen
(24.10.08)
Hibelerin kisilmasi konusunda surec soyle isliyor. Universiteler haziran ayinda, bir sonraki donem icin ongordukleri degisim miktari kadar hibe talep ediyorlar. Ulusal ajans zaten belli olan yillik butceden, onceki senelerde universitenin aldigi miktarin ne kadarini harciyabildigi, ne kadarini iade ettigi vs gibi bircok kriteri icine alarak bir takim hesaplamalar yaparak universitelerin hibe cagrisina yanit veriyor. Ama bu mutlaka beklenenden az oluyor cunku para zaten belli, ve butun universiteler muthis bir atilim icersinde; talep surekli artiyor.Yil icersinde ek hibe vs alinabiliyor oldugundan cogu koordinator tam olarak ne kadar para alabilecegini kestiremiyor onceden, ve ogrencilere kacamak cevaplar veriliyor.
Simdi senin soruna donecek olursak, ulusal ajans ogrenci gitmeden toplam hibenin %80ini oduyor. Kalan %20yide donuste, toplam alinmasi gereken kredi oraninin 2/3 nde basarili olmak kaydiyla oduyor ama ben kendi adima soyleyeyim bazi ogrenciler toplamin 2/3 oraninda kredi getiremeseler bile bu kalan %20yi oduyordum, zira universitelerin boyle bir insiyatifleri var.
Bu hibe yetiyor mu? Hibeler gidilecek ulkelere gore ayarlaniyor mesela danimarka 600, almanya, italya, ispanya, fransa 500€; yunanistan 400€;romanya 300€. Ogrenciyken Almanya'da erasmus programinda yer almis biri olarak, ve bir donem de program koordinatoru yapmis biri olarak soylemeliyim ki, cok asiri bir eglence, seyahat, alisveris harcamalari olmazsa cogunlukla yetiyor bu miktar. Ozellikle belirledigin bir ulke varsa ve belirtirsen, ortalama ne kadar para harciyabilecegini vs yazabilirim. Benim tavsiyemi de sorarsan; eger universitenin anlasmasi varsa Almanya derim, zira hem kalacak yer asla sorun olmuyor, cok fazla pahali degil, ulke icersinde ve diger ulkelere seyehat cok ucuz, cogu dersi ingilizce takip edebiliyor, ek olarak almanca ogrenebiliyorsun vs.

Staj konusunda bence mutlaka degerlendir bu hakkini, cunku muthis bir hibe aliyorsun, ders, ECTS kredisi falan diye de kasmiyorsun. Staj yapilacak yeri bulma konusunda ise bolum ne bilmiyorum ama universitelerin labaratuarlarinda, hastanelerinde de staj yapabiliyorsun, dolayisiyla okulunun Erasmus anlasmasi bulunan universitelerle yazismani tavsiye ederim. Ama gurbetci bir tanidigin varsa, ve bolumune paralel bir yerde calisiyorsa cok daha kolay bir yer ayarlayabilir. Bir de birkac tane Turk sirket var bildigim, staj hibene el koyuyor karsiliginda da sana sirket, kalacak yer, ucak parasi,yiyecek vs gibi tum masraflarini karsiliyor, cok az da bir harclik koyuyor, ama bu makul gorukmeyebilir, belki son care olarak dusunulebilir.
0
elan vital
(24.10.08)
arkadaşlar güzel açıklamış, ben de şunu ekleyeyim; sen şu anda okulun için ne masraf yapıyorsan aynılarını yapmaya devam ediyorsun. devlet senin okulunu değiştiriyor (harcını sen kendi üniversitene ödediğinden, gittiğin okulda ödemiyorsun) ve orada yaşaman için belirlenen para miktarının farkını ödüyor. (türkiyede bir öğrenci masrafı ayda ortalama 200€, almanyada 500€ ise sana 300€ hibe gelir). bu paraya hiçbirşey dahil değildir. okul harcı dışında herşeyi kendin ödersin. (pasaport masrafları, uçak bileti, kira, okul ihtiyaçların vs..). Giden kişi aç kalmaz, hibe iyi ayarlanmıştır. Eğer dedikleri gibi yarı yarıya düşürüldüyse aileden daha çok destek almak gerekebilir.
0
neronas
(24.10.08)
(5)

hukuk sorusu - bi arkadaşa lazımmış

myriamonde
merhabalar efendim, siyaset biliminde okuyan bir arkadaşımın "bana avkat bul hukukçu bul" darlamalarına dayanamayıp soruyorum:(msnden kopya pasta)anayasa mahkemesine direct lawsuit ya da objection procedure yoluyla başvurabilen kurum ya da kişi kimlikleri nedir?turkcesını yazamıyorum bılmıyorum cunk
merhabalar efendim, siyaset biliminde okuyan bir arkadaşımın "bana avkat bul hukukçu bul" darlamalarına dayanamayıp soruyorum:

(msnden kopya pasta)

anayasa mahkemesine direct lawsuit ya da objection procedure yoluyla başvurabilen kurum ya da kişi kimlikleri nedir?
turkcesını yazamıyorum
bılmıyorum cunku
yanı
hukuk dılınde
bılmıyorum

böyle yani. bi oldurun yazık kıza.
0
myriamonde
(22.10.08)
anayasa mahkemesine direk dava ya da şikayet edebilen kurum ya da kişi soruyor sanırım. ben en basitinden parti kapatma olayları sayesinde cumhuriyet başsavcısını biiyorum.

edit: biri doğru veya yanlış derse süper olur, ben merak ettim şimdi
0
passion rules the game
(22.10.08)
İptal davası açmaya yetkili olanlar

Madde 20.- Kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve hükümlerinin Anayasaya aykırılığı iddiasıyla doğrudan doğruya iptal davası açabilecek olanlar şunlardır :

1. Cumhurbaşkanı;

2. İktidar ve Anamuhalefet Partisi Meclis Grupları;

3. Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyeleri;

İktidarda birden fazla siyasî partinin bulunması halinde, iktidar partilerinin dava açma hakkını en fazla üyeye sahip olan parti kullanır.

İktidar ve Anamuhalefet partilerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi grupları Anayasa değişikliklerinin ve kanunların şekil bozuklukları iddiasıyla iptalleri için dava açamazlar.
0
patricia teyze
(22.10.08)
Vatandaşların doğrudan gidip dava açmaları mümkün değil. iki şekilde dava açılabiliyor, ilki iptal diğer itiraz. iptal yukarıda açıklanmış itiraz ise mahkemlerde görülmekte olan bir dava sırasında olabiliyor ve mahkeme anayasa mahkemesine gidiyor:


İtiraz yoluyla mahkemelerce gönderilen işler

Madde 28.- Bir davaya bakmakta olan mahkeme :

1. O dava sebebiyle uygulanacak bir kanunun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse, bu yoldaki gerekçeli kararı; veya,

2. Taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa tarafların bu konudaki iddia ve savunmalarını ve kendisini bu kanıya götüren görüşünü açıklayan kararı;

Dosya muhtevasını mahkemece bu konu ile ilgili görülen belgelerin tasdikli örnekleri ile birlikte Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderir.

Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliği, gelen evrakı kaleme havale eder ve keyfiyeti ilgili mahkemeye bir yazı ile bildirir.

Evrakın kayda girişinden itibaren on gün içinde noksanlıkları olup olmadığı incelenir. Anayasa Mahkemesince yapılan bu incelemede, eksikleri olduğu anlaşılan işlerin geri çevrilmesine, mahkemenin yetkisiz olduğu tespit edilen başvurmaların da reddine karar verilir.

Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar verilmezse ilgili mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse mahkeme buna uymak zorundadır.

Mahkemenin Anayasaya aykırılık iddiasının ciddî görmemesi halinde bu iddia temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.

Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe, aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
0
gulden kale
(22.10.08)
ewt nasıl olduğu anlatılmış, ben de türkçesini yazayim dedim. somut norm denetimi ve soyut norm denetimi olmak üzere google da aratırsa detaylı bilgilere ulaşabilir bence..
0
nerdeyim ben
(23.10.08)
ingilizceleri ile birlikte cevaplandırayım:

direct lawsuit bizde bireysel olarak yapılamıyor. 1961 anayasası döneminde mümkündü, ancak 1982 anayasası bunu imkansız hale getirdi. direct lawsuit benzeri olarak yalnızca iktidar ve muhalefet partileri, cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin 1/5'inin anayasa mahkemesine başvurması mümkün, ancak bu da yasanın kabulünden itibaren belirli bir süre içinde olabiliyor. (soyut norm denetimi)

objection procedure ise bizdeki somut norm denetimini karşılıyor ve yalnızca mahkemede def'i olarak ileri sürülmek ve bekletici mesele yapılmak yoluyla incelenebiliyor. bunu herkesin (gerçek ve tüzel kişi) yapması mümkün ama ancak belirli bir davada kendisi hakkında uygulanacak olan hukuk normunun anayasaya aykırılığını iddia edebilir.
0
calendil
(23.10.08)
(4)

Fahri doktora

amarat
Bu fahri doktora olayı nedir ? Şimdi tayyip tutup dr ünvanını kullanabilir mi ?
Bu fahri doktora olayı nedir ? Şimdi tayyip tutup dr ünvanını kullanabilir mi ?
0
amarat
(16.10.08)
tabii ki de hayır.
0
co2s2
(16.10.08)
ankara fatih üniversitesi verdi diye biliyorum ama. cüppesi bile var
0
Güzel Marmara
(16.10.08)
Teorik olarak kullanmasında bir engel yok tabii. Avrupa ülkelerinde fahri doktora ünvanını kullananlar bunu Dr. h.c. (honoraris causa) diye belirtmek zorundalar. Türkiye'de böyle bir kısıtlama yok, ama fahri doktora ünvanı o kadar ayağa düşmüş durumda ki, kullanan komik kaçar, özenti kaçar. O yüzden de kimsenin kullanacağını sanmıyorum.
0
calendil
(16.10.08)
hepinize teşekkürler arkadaşlar.
0
🌸amarat
(18.10.08)
(10)

Fıkra

mabl
rezil oldum hatuna bi bok anlamadım ne anlatıyo şu fıkra?So, an Irishman, Englishman and German are caught in Saudi drinking. The punishment is 30 lashes followed by deportation. The prison guard says to the Englishman before lashing "before I begin you are entitled to have something on your back,
rezil oldum hatuna bi bok anlamadım ne anlatıyo şu fıkra?

So, an Irishman, Englishman and German are caught in Saudi drinking. The punishment is 30 lashes followed by deportation. The prison guard says to the Englishman before lashing "before I begin you are entitled to have something on your back, what would you like?"
The Englishman is a a cricket fan and asked for linseed oil. They lash him on a post and let him fly back to London groaning and crawling to the airport
Next came the German, asked the same question "what would you like?"
"nothing" said the German and after receiving his lashes he spits on the ground, calls the guards names and heads for the airport
Then it's the Irishman "what would you like?"
"oh" replied the Irishman, "I'll take the German"
0
mabl
(06.10.08)
vallahi ben de esprinin ince tarafini anlamadim ama ingiliz sirtina keten yagi suruldukten sonra kamcilanmak istemis. alman herif de kuru kuru bas kamciyi,sirtima bisey surulsun istemiyorum demis. irlandali herif de arkamda alman olsun demis. kamciyi o yesin hesabi. herhalde budur.
0
osuruklu
(06.10.08)
11 karpuz taşıyan türk heykelini düşün :))

bu adamlar suudi arabistanda içki içerken yakalanmışlar ve 30 kırbaç cezasına çarptırılmışlar. ama kırbaçlanırken sırtlarına bir şey konulmasını isteme hakları varmış.ingiliz keten yağı istemiş, kırbaçlanmış sonra havaalanına gitmiş. alman "hiçbir şey istemiyorum" demiş, onu da kırbaçlamışlar, o da havaalanına gidecekken irlandalıya sormuşlar sırtında ne istersin diye, o da "almanı isterim" demiş. ho ho ho. tabii bizim temel fıkralarından alışık olduğumuz zekaya ve gerilime sahip değil, özellikle almanın "hiçbir şey istememesi" süspansı öldürmüş ama ne yaparsın... yine 11 karpuz taşıyan türk heykelini düşünelim ve daha çok gülelim :)
0
calendil
(06.10.08)
yahu bu da snatch'teki zencili spickli fıkraya benzemiş ama ingiliz ne diye direkt yırtmış anlamadım.
0
mortifera
(06.10.08)
osuruklu ve calendil/
Benim de ilk anladığım bu anlamdı ama burda Irishman bizim Temel'in dengi, yani yaptığının aptalca olması lazım. Zaten kız da şöyle açıkladı espriyi: "He offers to carry the German on his back, because he doesn't understand."
Bu açıklama doğrultusunda tamamen manasız geliyor fıkra.
0
🌸mabl
(06.10.08)
yok tam olarak bizim temel fıkralarımızın karşılığı değil. yani saf bir anlama eksikliği değil de, akıllıca olduğunu düşündüğü bir şey söyleyip olmayacak bir şey söylemiş olmakta mesele. o deil de, bana yine de eksik veya yanlış bir tarafı var gibi geliyor bu fıkranın, çünkü olabileceği kadar komik olmamış. bizim ölene kadar mokoko fıkrası ile karşılaştırılabilir belki ama o da daha komik bundan.
0
calendil
(06.10.08)
afedersin ama bu seyi fikra diye nitelendirip, komik bulan hatunun ko gotune gitsin derim. "he he very funny" filan de, gecistir. hem boyle daha cool olursun bak, benden demesi. bi kere neden alman yere tukuruyor; ingilizler cricket hayrani olunca, almanlarin da tukurmeleri mi meshurdur nedir? sonra tukurmesinin , irlandalinin sirtina almasiyla ne gibi bir iliskisi olabilir. hadi irlandali almani sirtina aldi farzedelim, bu durumda irlandali almani ucaga goturup onunla birlikte ucaga binip sivisacagini mi zannediyor, suudiler de hemen birakacak sanki bu durumda, nedir? dedigim gibi, ko gotune gitsin :)
0
egotm
(06.10.08)
kızın açıklamasına bakınca, esas onun hiçbirşey anlamadığı ortada.
0
cedilla
(06.10.08)
@comptrol: mabl şöyle yazmış:
" Zaten kız da şöyle açıkladı espriyi: "He offers to carry the German on his back, because he doesn't understand."

Ben de ona istinaden, anlamamış dedim, yoksa doggy çağrıştırmadı bana.
0
cedilla
(06.10.08)
mrtskn, orada bir noktan var. Zaten kız ben anlamayınca milletlerin arasındaki ilişkileri bilmediğindendir dedi. Bi şekilde bi ilgisi var ama ana espri o değil tahminimce.

comptrol doggy felan deyince fıkranın cinsel çağrışım içerebileceği aklıma geldi, bildiğin safım yahu ben :D
şimdi ya Suudiiler sırtınıza bişey alabilirsiniz diyo, ama bizim Temel (İrlandalı) serde hafif gaylik olduğu için(?) arkanıza bişey alabilirsiniz anlayıp Alman'ı istiyo arkasına :)
Ya da aslında kırbaş yemicek

Haha kafayı yicemler, cezaları arkadan cop penetrasyonu, ve cezayı hafifletmek için arkalarına bişey alma hakları var, İngiliz ketenyağı alıyo mesela. Safım İrlandalı da sırtına alıcak sanıyo, Alman'ı istiyo, ama aslında Alman bana kaysın demiş oluyo. Ama bu anlamsız oldu gene.

Haha kafayı yicem :)
0
🌸mabl
(06.10.08)
önceki cevapları okumadım ama eğer irishman almanı sırtında taşırsa bütün kırbacı gene alman yiyecek.benim anladığım bu
0
zizou
(06.10.08)
(13)

acil yardım saat 3 buçuk kafayı yicem!

nanicks
sanırım 90ların ortaları latin veya ispanyol bi şarkı içinde salllıyorum biraz ama DİSE PERADA URZAİZ geçiyodu:/
sanırım 90ların ortaları latin veya ispanyol bi şarkı içinde salllıyorum biraz ama DİSE PERADA URZAİZ geçiyodu:/
0
nanicks
(21.09.08)
desperado?
0
desdinova
(21.09.08)
hayır desperado değil,pek bilindik bi şarkıda değil ama bi kadın söylüyo cok hoş bi şarkı tam bi latin şarkısın DİSE PERA DA UZRAİZ de tam nakaratında geçiyo:/
0
🌸nanicks
(21.09.08)
büyük ihtimalle sözleri yanlış anlıyorsun. dise perada yine büyük ihtimalle "desesperada" (çaresiz kadın) urzaiz de başka bir fiilin çekimi. yoksa yer adı değil. nakaratın bulunduğu yerin mp3'ünü gönderebilirsen veya bir rapidshare vs. linki verebilirsen yardımcı olabilirim (içinde desesperada geçen milyor kadar şarkı var)
0
calendil
(21.09.08)
ya şurda okdar şrkı bulunuyo bi benim şarkı yok iyimi cidden skandal:)ayrıca linkini bilsem parca sorun değil sadece şarkıyı biliyorum:/De La Urzaiz gibi bişey ama acayip güzel başlarkende gitarla başlıyo sadece
0
🌸nanicks
(21.09.08)
yardım edende yok uvvvvvvv
0
🌸nanicks
(22.09.08)
şarkının mp3'ü sende var mı? varsa msn'den bir yerden göndersene bana
0
calendil
(22.09.08)
olsa keşke bukadar merak etmem şarkıyı dinler dururum:/


ispanyolca ve gitarla hoş bi melodiyle başlıyo nakaratında diserepera uzraiz dınını nınını nınınıııı devamı offff yaaaa
0
🌸nanicks
(22.09.08)
bi dakka yeminle bu şarkıyı bende biliyorum.hatta tok sesli bi kadın söylüyo.ama bu meşhur bi şarkı.bi çok mekanda çalıyor.melodiyi biliyorum aslında.ama nası tarif etsem.gitarım şu an yanımda olsa bi şekilde ritmi çalıp rapidle calendil e gönderirdim ama şu an mümkün değil.
0
antisilencee
(22.09.08)
evvettt sanırım doğru yoldasın noolut banada yolla mp3ü:(
0
🌸nanicks
(22.09.08)
haala hayat belirtisi yok bu şarkı için:/
0
🌸nanicks
(22.09.08)
ilginç bi olay hep kendi mesajımın altına yine ben yazıyorum kimsede bişey demiyo yahuuu
0
🌸nanicks
(23.09.08)
1 haftadır bulunamazm bi şarkı:/
0
🌸nanicks
(29.09.08)
ya acaba aynı şarkıyı mı arıyoruz ben 88liyim hiç söz falan hatırlamıyorum

sadece nakarat nınınınını şeklinde bir kadın söylüyor ve latin müziği sanırım

eğer sen aradığını bulduysan söyle de belki benim aradığım da odur
0
ecbul
(24.12.08)
(7)

avea'ya dava

de beers
yanlışlıkla aynı fatura tutarım (213 ytl) 16/09/2008 ve 17/09/2008 tarihinde 2 kere ödendi.. durumu farkettiğimde müşteri hizmetleri temsilcisiyle 20/09/2008 tarihinde görüşüp paramın iadesini talep ettim, ancak olumsuz cevap aldım.. o ödemeyle daha sonra gelecek faturalarımın tahsilatının yapılacağ
yanlışlıkla aynı fatura tutarım (213 ytl) 16/09/2008 ve 17/09/2008 tarihinde 2 kere ödendi.. durumu farkettiğimde müşteri hizmetleri temsilcisiyle 20/09/2008 tarihinde görüşüp paramın iadesini talep ettim, ancak olumsuz cevap aldım.. o ödemeyle daha sonra gelecek faturalarımın tahsilatının yapılacağı söylendi.. ancak ben parayı geri almak istiyorum, bunu talep etme hakkım var mı? dava açmayı düşünüyorum.. yasal prosedür, haklarım, yapabileceklerim nelerdir?

ola ki bana ödeme yapmayı kabul ederlerse, ödeme yapmaları için süre sınırlaması var mıdır?
zamanında geri ödeme yapılmamasından doğan mağduriyetim için de dava açabilir miyim?

bilgilendirirseniz sevinirim.
0
de beers
(21.09.08)
sanirim otomatik ödeme talimati ile tahsilatlarinizi gercekle$tiriyorsunuz. $imdi ilk yapmaniz gereken adresinize gelen 213ytl tutarindaki faturayi bulun, eğer yoksa elinizde yillik döküm gibi bir $ey istetin ya da ne bileyim o ayin fatura detayini istetin herhangi bir avea bayisinden, muhtemelen mü$teri hizmetlerine yönlendireceklerdir onlarda adresinize gönderir(avea nasil cali$iyor bilemiyorum). daha sonra üstünde 2 ayri 213ytl tutarindaki ödemeyi otomatik ödeme talimati ile ödendiğinizi belirten ekstrenizi alin ve savciliğa ba$vurun yargi sürecini bilemiyorum ama muhtemelen hakli cikarsiniz. paranizida alirsiniz hangi yolla onu bilemiyorum artik. biz(vodafone) böyle durumlarda genellikle mü$teriye para iadesi yapmiyoruz, çekilen hatali mebla'yi gelecek ayki faturadan dü$üyoruz, avea niye böyle bir terbiyesizlik yapmi$ bilemiyorum, görü$meyi yaptiginiz operatörün bilgi eksikliğinden kaynaklaniyor olabilir, yargi süreci yorucu bir i$tir malum, uğra$mak istemiyorsaniz aveanin genel müdürlüğüne bir uğrayin derim,
saygilarimla.
0
05
(21.09.08)
@05

avea'da aynı şeyi teklif etmiş zaten, bir sonraki aydan düşüleceğini önermiş sanırım.
0
cliffburton
(21.09.08)
-a, evet pardon düzelteyim;
tabikide gidin davanizi acin, kesinlike paranizi rehin tutmaya haklari yoktur. ama savciliğa ba$vurmadan önce bir avea abone merkezine gidip abonelik sözle$mesini okuyun - imzaladiğiniz abonelik sözle$mesi - ya da otomatik ödeme talimati $artnamelerini inceleyin, bunlari öğrenmeden dava acarsaniz kaybetme $ansiniz var.
ancak yasal sürec vakit kaybidir tabikide, en iyisi avea genel müdürlüğüne bir uğrayin derim gerekli evraklarla, biraz bağirip cağirirsaniz paranizi hesabiniza yatirirlar umarim, nakit vermezler. ordanda sonuc cikmazsa en son i$ yargiya ba$vurun - tavsiyem -.
0
05
(21.09.08)
mukerrer odemeyi talep etme hakkiniz var normalde, fakat bu her gsm sebekesi icin gecerli olmayabilir. bununla ilgili yasal / standart bir isleyis vardir, imzalanan sozlesmede ya da avea'nin tk / maliye bakanligi vs. ile yaptigi anlasmada bu durumun karsiligi, "mukerre odeme iadesi" maddesinde eger sadece sonraki faturadan yapilan mukerrer odemenin dusmesi seklindeyse yasal olarak iade talep etme hakkiniz bulunmuyor.
ancak benim bildigim kadariyla mukerrer odemenin iadesi, numaraniz uzerinde acilacak kaydin incelenmesi sonrasi belirttiginiz - belirteceginiz hesap numarasina yatirilmalidir.

musteri hizmetlerini tekrar ararsaniz, musteri temsilcisi harici takimlideri ya da supervisor ile gorusmeyi talep edebilirsiniz, daha kesin bilgi almanizi saglar.. ya da en azindan yasal yollara basvuracaginizi filan belirtip ufaktan zorlayinca sonuc almak kolaylasiyor (tabi cok da zorlamamak gerek:)
0
paradoxical
(21.09.08)
usta bence bunu kötü niyetli anlama ama, bakkal dükkanı değil ki avea haklısın diye çıkarıp çekmeceden paranı verebilsin. bu işin muhasebesi var kaydı var. yani bence o parayı sana vermek isteseler bile 1 aya yakın zaman alacaktır bu.
0
desdinova
(21.09.08)
ayni sorunu turkcell ile ben yasamistim bundan 2-3 yil once. otomatik hesabimdan cektikleri parayi hemen iade ettiler. turkcelli cok durust buldugumdan felan degil ama paranizi iade etmek zorundalar.
0
wish i could fly
(21.09.08)
parayı tabii ki iade etmek zorunda. ancak savcılık yanlış adres. ortada bir suç yok ki? sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat davası açılması gerekiyor. bence en kolayı eldeki delillerle icra dairesine başvurarak ilamsız takip başlatmak.
0
calendil
(22.09.08)
(10)

çilek

orange coffee
bu mevsimde nerde bulurum?
bu mevsimde nerde bulurum?
0
orange coffee
(09.09.08)
donmus olarak bulunabilir galiba buyuk marketlerde.
0
osuruklu
(09.09.08)
waffle yapan yerlerden karım hamile modunda istersen parasını verip alabilirsin sanırım.
0
tai
(09.09.08)
alacğaınız miktar çoksa waffle yapan yerden istemek yerine, waffle yapan yere gidip "abi çileği nerden alıyonuz yaa" demek daha ucuz olur kanımca.
0
kibritsuyu
(09.09.08)
istanbul ortaköy'de yaşıyorum. daha dündü manavda gördüm. büyük manavlarda var. çilek mevsimi henüz geçmedi aslına bakarsanız.
0
mea maxima culpa
(09.09.08)
soruyu genisletiyim

kış günü cilek nereden bulunur yapiyim o zaman:) ama yine supermarketlerde vardir heralde donmus monmus idare edicez artik

tesekkur ettimm
0
🌸orange coffee
(09.09.08)
saksida da yetistirebilirsin.
0
kayranin kedisi
(09.09.08)
çoğu manavda vardır şuan.
0
cnonefb
(09.09.08)
Alakasız ama aklıma Asteriks'in ilk macerası geldi. Kuvvet şurubu mu yapacaksın??
0
calendil
(09.09.08)
kış günü için nereden alsan donmuş alacaksın. ihtiyacın düşük bir miktar olacaksa benim çözümüm uygun gibi. ha dersen "bana çok lazım, şurda burda kullanıcam" o zaman mevsiminde alıp derin dondurucuya gömmen lazım.
0
tai
(09.09.08)
marmaris çamlı köyü'nde bulursun.kasım ortalarına kadar, gidip tarladan/seradan istediğiniz kadar çileği, kendiniz seçerek toplayabileceğiniz köylüler var.
0
elcikpower
(17.09.08)
(7)

Diş Macunuyla Yüz Yıkamak

babatema
Başlık ziyadesiyle absürd oldu ama yapıyorum böyle bişey. yüzüme jel gibi sürüp, 15-20 saniye sonra yıkıyorum. inanılmaz bir ferahlık, rahatlık ve temizlik hissi geliyor. en süper temizleyici tonikten bin kat etkili gibi. bunu haftada bir-iki kere yapmanın bi zararı filan var mıdır bunun onu merak e
Başlık ziyadesiyle absürd oldu ama yapıyorum böyle bişey. yüzüme jel gibi sürüp, 15-20 saniye sonra yıkıyorum. inanılmaz bir ferahlık, rahatlık ve temizlik hissi geliyor. en süper temizleyici tonikten bin kat etkili gibi. bunu haftada bir-iki kere yapmanın bi zararı filan var mıdır bunun onu merak ettim de ondan açtım soruyu.
0
babatema
(24.08.08)
ben de kendimi garip sanardım
kullanmadan önce şampuanın tadına bakıyorum. :P
0
wampex
(24.08.08)
sivilce kurutmak için böyle bir şey yapılıyor diye biliyorum. merak ettim, sivilceli bir cilt sahibi misiniz peki?
0
rachel
(24.08.08)
yöö, sivilceli değilim.
0
🌸babatema
(24.08.08)
insanlar kıçının en orta yerine sürdüğü şeyi yüzüne sürdükten sonra hiç de şaşırtmadı beni ama yine de garip tabi.. ben de ferahlığı mentole bağlardım sanırsam..

(bkz: basur merhemini yüze sürmek)
0
supercalifragilisticexpialidocious
(24.08.08)
bildiğimden değil tamamen atıyorum.
sivilceye de sürüldüğüne - ve aslında gözle görülür bir etki yaratmadığına göre - demek ki kurutucu bir özelliğinden faydalanılıyor. ben olsam bu tip hareketlerin sonuna bir nemlendirici kullanımı eklerdim.
0
yedek ruh
(24.08.08)
vaktiyle şampuana da katanları görmüştüm. kafa efil efil oluyo ferah ferah..
0
ayanux
(25.08.08)
Bence son derece hatalı bir hareket. Diş macunu doğası gereği bazdır. Hem de sabundan daha kuvvetli bir bazdır. Yani pH değeri 7'nin üstündedir. Cildin pH değeri ise 5,5'tir. Yani hafif asidik bir ortamdır. Sabunun kendisi bile cildi kuruttuğu için fazla önerilmezken (cilde özdeş pH'lı sabunlar hariç) diş macunu ciddi ölçüde zarar veriyor olsa gerek. Kullandığınız marka diş macununun pH değerinin 5,5-7 arasında olduğunu tespit edemiyorsanız (var olabilir böyle diş macunları da) devam etmeyin derim.
0
calendil
(25.08.08)
(3)

vampir

RhapSody
arkadaşlar hep vampir temalı filmlerde kullanılan kilise piyanosuyla çalınan gerilim tarzı bir müzik var ya onu arıyorum.böyle dırırııııı dırırınınııım (kısa sessizlik ) devam eder...içinde geçtiği bir parça da olabilir farketmez.teşekkürler
arkadaşlar hep vampir temalı filmlerde kullanılan kilise piyanosuyla çalınan gerilim tarzı bir müzik var ya onu arıyorum.böyle dırırııııı dırırınınııım (kısa sessizlik ) devam eder...içinde geçtiği bir parça da olabilir farketmez.teşekkürler
0
RhapSody
(18.08.08)
(bkz: phantom of the opera) hatta suda linki www.youtube.com sanirim aradigin bu
0
sanio
(18.08.08)
bence j. s. bach - re minor toccata ve fug giriş bölümü.
0
luzumsuzadam
(18.08.08)
bach - re minör toccata ve füg. luzumsuzadam haklı. mp3'ünü arayacaksan d minor toccata and fugue olarak arayabilirsin. fantasia'nın ilk bölümlerinden biridir ayrıca.
0
calendil
(18.08.08)
(3)

tekerleme soruyorum

demlikposet
"isveç norveç danimarka belçika belçika hollanda" diye başlayan tekerlemeyi hatırlayan var mı yoksa böyle bir tekerleme yok da ben mi uydurdumgurbetçi tekerlemesi gibi kendimden şüpheye düştüm
"isveç norveç danimarka belçika belçika hollanda" diye başlayan tekerlemeyi hatırlayan var mı yoksa böyle bir tekerleme yok da ben mi uydurdum

gurbetçi tekerlemesi gibi kendimden şüpheye düştüm
0
demlikposet
(15.08.08)
(bkz: #8008778)
0
petekdoku
(15.08.08)
isveç norveç danimarka
belçika belçika hollanda
türkiyenin başkenti ankaradır ankara
ankara meslek lisesi
çıldırmış öğrencisi
öğretmenler ne yapsın
yoktur bunun çaresi
si si pepsi
demirkapı aralık
kızlar beşbin liralık
erkekleri sorarsan
sudan çıkmış pis bir balık.

lol. rofl. hatta rof rof.
0
uz
(15.08.08)
of of eskimişiz.

isveç norveç danimarka
belçika felemenk hollanda
yere batsın almanya
türkiye'nin başkenti ankara

anlaşıldığı gibi ikinci dünya savaşı yıllarına dayanıyor bu tekerleme. ben dayanmasam da orijinalini hatırlıyorum belli ki...
0
calendil
(16.08.08)
(7)

tribal dövme şekli arıyorum...

hayo
yıllardır dövme yaptıracağım derim fakat bir türlü olmadı. sebebi de çok basit hayatımın sonuna kadar taşıyabileceğim evet budur diyebileceğim bi figur, simge resim bulamadım.bana şu özellikler olan bi resim bişi önerin arkadaşlar:öyle bi şekil olsunki, adaleti, onuru ve sevgiyi simgelesin. uzakdoğu
yıllardır dövme yaptıracağım derim fakat bir türlü olmadı. sebebi de çok basit hayatımın sonuna kadar taşıyabileceğim evet budur diyebileceğim bi figur, simge resim bulamadım.

bana şu özellikler olan bi resim bişi önerin arkadaşlar:
öyle bi şekil olsunki, adaleti, onuru ve sevgiyi simgelesin. uzakdoğudan da olabilir bizden de olabilir. bi de renkli bişi olsun böyle dövmecilerde olan siyah tekdüze şekillerden olmasın.

çok şey mi istediğim bilemiyorum, bi buldurun be :)
0
hayo
(30.07.08)
...And Justice For All - albüm kapağı yaptırın bence.
0
murqx
(30.07.08)
tribal bir şekille adalet onur ve sevgiyi anlatmak zor
çünkü her kabilenin bu anlamları ayrı ayrı simgeleştirmesi söz konusu
polinezya mı maori mi
endonezya yerlileri mi
hawai mi
afrika mı

bence sen bir dövmeciye git böyle böyle bu konuyla ilgili bir motif istiyorum de üzerine konuşun o sana öneriler getirsin sen beğendiklerini beğenmediklerini söyle
ve sana özel bir motif tasarlasın
böylelikle dünya üzerinde sadece sende olan bir dövmeye sahip olmuş olursun

www.inkstanbulartcore.com veya www.myspace.com/dannygarcia72
o saydığın konularla ilgili güzel motifler bulabilir istanbuldaysen şayet
0
bubez laab
(30.07.08)
dorian greyfurt
(30.07.08)
kush
(30.07.08)
exdp
(30.07.08)
mininova'ya tattoo yaz indir ordan bi kaç şey zilyon tane tribal çizim geliyor..yok ben kendim yapmak istiyorum diyosan programı bilem var..

böyle bişey galiba adı;

Tattoo Tribal Drawing Tool - Designer v1
0
szqnn
(30.07.08)
calendil
(31.07.08)
(6)

maça ası vs kupa ası

axellennox
iskambil destesinde pek çok oyun için maça asının en değerli kart olduğunu biliyorum. aynı şekilde, eğer yanılmıyorsam, maça, karo, kupa, sinek grupları içinde en değerli olan grup da kupa (hearts) diye biliyorum.bu durumda hangi kart daha değerlidir? maça ası mı? kupa ası mı?
iskambil destesinde pek çok oyun için maça asının en değerli kart olduğunu biliyorum. aynı şekilde, eğer yanılmıyorsam, maça, karo, kupa, sinek grupları içinde en değerli olan grup da kupa (hearts) diye biliyorum.

bu durumda hangi kart daha değerlidir? maça ası mı? kupa ası mı?
0
axellennox
(19.07.08)
oyuna gore degisir kupa almazda bes para etmez misal.
0
bryan fury
(19.07.08)
briçte en değerli renk maça iken en değersizi sinektir. skat'ta ise en değerlisi sinek en değersizi karodur, hatta sinek vale bütün kartlar arasında en değerlisidir. spades'te adı üzerinde en değerlisi maçadır yine, hearts'ta ise (kupa almaza benzer şekilde) en değersizi yine kupadır. batakta ve bezikte ise renkler arasında fark yoktur, hangisi koz ise o en değerlidir.

kısacası oyunu icat edenin beğenisine kalmış bir şey.
0
calendil
(19.07.08)
pokerde de en değerli kağıt kupadır. kupa royal flush, maça royal flush'ı döver mesela.

briçte de maça (pik) en değerli kağıttır.
0
kibritsuyu
(19.07.08)
pokerde kupa, maca, karo ve sinek esittir.
0
wpi
(19.07.08)
eşit olamaz. mutlaka üstünlüğü olmalı. ne yani ben kupadan royal flush çıkartsam, rakibim de maçadan çıkartsa berabare mi kalacaz? pokerde beraberlik olur mu?

hatta yanlışım yoksa şöyle:

royal flush diye abartmayım, iki kişi 10 J Q K A şeklinde kent çıkarırsa kimin ası daha üstünse o alır.

as ve papazdan oluşan ve beşinci kartları da aynı iki as döper (illa as döper değil, sayıları birbiriyle aynı herhangi birer döper) karşılaşırsa kupa ası (veya büyük çiftin kupası) kimdeyse o alır.

eşit olur mu hiç?
0
kibritsuyu
(21.07.08)
poker derken bin türlü poker var ve bunlardan en geçerli olanı texas holdem'da eşit kabul edilirler.
0
desdinova
(12.12.08)
(68)

ÖSS Tercih Rehberi

rurouni
(moderasyon : Öss ile alakalı soruların hepsini burada toplarsak çok daha sağlıklı olur. Esen kalın.)Hadi bakalım puanları acıklanması ile herkesi tercih telaşı aldı alıcak. ilk soru benden gelsinoyle spor olsun diye dilden girdim sınava sanırım barajı geçmişim(ingilizce bi bolum isteme hakkını bile
(moderasyon : Öss ile alakalı soruların hepsini burada toplarsak çok daha sağlıklı olur. Esen kalın.)


Hadi bakalım puanları acıklanması ile herkesi tercih telaşı aldı alıcak. ilk soru benden gelsin

oyle spor olsun diye dilden girdim sınava sanırım barajı geçmişim(ingilizce bi bolum isteme hakkını bile kendimde gormuyorum zaten) dil puanı ile alan okullardaki toplam kontenjan ne kadar hangi okul hangi sıralamayla almış gibi şeyleri bilen var mı? veya nerden bakabilirim. sayısal sözel biliyoz da dil bi aciyip sanki

ek olarak nette gecen yıl hangi bolum kacıncıyı almış tarzı bir kaynak var mıdır?
0
rurouni
(12.07.08)
barajı geçmiş olman pek bi işe yaramaz dilde. yanlış hatırlamıyorsam 10bin civarında kontenjanı vardı dilin. ingilizce bi bölüm istiyorsan sıralamada en azından ilk 2000de olman gerekir. sıralama listesi vardı osymnin sitesinde ama şimdi yalnızca sonuçları veriyor site. ordan bi ara bakabilirsin.
0
kurremkarmerruk
(12.07.08)
www.dogrutercih.com adresinde tercihler bolumunde baya bir detaylı bilgi bulunmaka hatta site de su an yogunluktan ulaşılamaz durumda.
0
🌸rurouni
(12.07.08)
$oyle guzel bir tercihmatik ariyorum. kardesimin puanini yazip hangi okullarin hangi bolumlerine girebilecegini gosteren bir programcik.

Lutfen google sonuclari degilde, sizin kullandiklarinizi rica edeyim.
0
theli
(12.07.08)
benim anlamadığım bir şey var. geçen sene benim yaptığım netleri yapanlardan ortalama 20-30 bin kişi gerilerdeyim. bu da daha çok kişi doğru cevapladı demek evet ama bu sene herkesin mutabık olduğu şey soruların geçen seneki sorulardan daha zor olduğu değil miydi? neden böyle oldu?
0
kucuk suser is basinda
(12.07.08)
brkylmz
(12.07.08)
kuzenim girdi dil sınavına, 325.küsür puan almış dilden, ben de merak ediyorum, istanbul'da nereler tutar diye...
0
romica
(12.07.08)
2007 oss sonuclarini nereden gorebiliriz? sorgu sistemini soruyorum, var mi haala vatandaslik numarasiyla 2007 dokumunu veren link?
0
theli
(12.07.08)
Bilg. mühendisliginde hangi üniversite tercih edilmeli sizce?

353 puanla itüden sonra gelen tüm bilg. müh. lere gireibliyorum sanırım. ama yıldız teknik, marmara, ege üniversitelerinden hangisini seçsem diyorum. yardıma ihtiyacım var kısacası. bir de odtü inşaata da yetiyor. si.tir et bilg. müh. odtüye git pişman olmazsın diyen var mıdır ki?

Teşkürler efenim. Kızmayın tamam bir gün siz de yaparsınız . nihahaah :P
0
cunext ya da cun8
(12.07.08)
tercih değil de, ben hala öss sonucuma giremiyorum. açılmıyor!
0
sirrikadem
(12.07.08)
resimdeki puanlarla açıköğretime rahat bir şekilde gireceğimi biliyorum.
ama acaba örgün öğretinden bir yer gelir mi?

img294.imageshack.us
0
etna
(12.07.08)
@cunext ya da cun8:

bi kere inşaat nireee bilgisayar nire..tek ortak yanları sonundaki "mühendisliği" kelimelesi.

herhalde müh.ler içindeki öğrenciye en çok bağlı olan müh. bilg. mühendisliğidir.eğer daha önce yazılıma merak sarıp kurcalamadıysan bilg. müh belki zorlayabilir.çünkü daha önce hiç karşılaşmadığın bir eğitim görüyorsun.ben kıçımı kırarım algoritmadır,C'dir kafayı yorarım,paso ekrana bakarım,uykusuz geceler vazgeçilmezimdir ve en önemlisi gelişime açığım,bu alemdeki gelişmeleri çok yakından takip edebilirim,diyorsan bilg. müh. yaz.
daha önce aşina olduğun fizik ağırlıklı bir eğitim var inşaat mühendisliğinde.odtü'de okuması epey zordur ve hayatın oturarak değil ayakta şantiyelerde geçer başka bişe düşünme.hele ilk bir kaç yıl 5-6 aylık geçici işlerle çalışarak geçireceksin belki de.matematiğime,fiziğime güveniyorum,ben zaten saha adamıyım,bide ingilizce okurum diyosan yaz inşaatı.araştırdığında odtü inşaat eski günlerinde değil diyen olacaktır belki,ama geçen yıldan itibaren yeniden yapılanmaya başladı bölüm ve daha da zorlaştı,ama buna paralel olarak kalite artışı olacak mezun bazında bence.

benim tavsiyem bilg. müh. inglizce eğitim veren bir üni.de okuman.

odtü'de bir sene matematik okumuş,yazılımla uğraşmayı kafasına koymuş ancak işin içine girince sevmeyeceğini anlamış,bu sefer yatay geçiş yapmayı kafasına koymuş ve geçebileceği inşaat,kimya ve metalurji-malzeme müh. lerinden metalurji. müh. seçmiş biri olarak benim söyleyebileceklerim kısaca bunlar.
0
onurct
(12.07.08)
@etna

liseden hangi bolum mezunusuz bilmiyorum ama meslek lisesi değilseniz birinci bolumde bazı meslek yuksek okullarına yerleşebilirsiniz belki(meslek lisesi olunca zaten direk geciyolardı en son) 4 yıllık orgun ogretim veren fakulteler icin işiniz zor hatta imkansız. sosyal 1 puanı ile alan bolum puanlarına bir bakabilirsiniz aklınızda oyle bir şey geciyorsa. say 1 puanıyla herhangi bir meslek yuksek okulunun olacagınıda sanmam ama şansınızı denemek isterseniz neden olmasın.
0
🌸rurouni
(12.07.08)
@cunext ya da cun8:
galatasaray üniv. benim zamanımda itüden sonraki en yüksek bil müh puanlı devlet üniv.ydi. zorluğa alışıksan, değişik ortam olsun diyorsan buyur oku, ancak eğitimi matematik ve fizik ağırlıklıdır. puanın yetiyorsa yerinde olsam sabancıyı yazardım(koç a yetmiyordur herhalde)
0
sare
(12.07.08)
siyaset bilimi ya da uluslararası ilişkiler seçeceklere bölümle ilgili yardımda bulunablirim, marmara 3.sınıf öğrencisi olarak. dersler olsun, okullar olsun, çalışma alanları olsun konuşuruz yani.
0
ultrasgala
(12.07.08)
262.000 inci olan say-2 puanı 252olan kuzenim 4 senelik bi yere girebilir mi
0
merope
(12.07.08)
hiç kimseye bilg. muhendisligini tavsiye etmem. hele yuksek yaptım buna girmeliyim diyenlere hic bişey demiyorum en çok böyle girenler telef oluyor.
0
sourlemonade
(12.07.08)
"Ben tıp seçeceğim, seçesim var. Ancak şüphelerim de var." diyen arkadaşlar,

[email protected].

mail atıp sorabilirler.
0
hlathguth
(12.07.08)
ben tıp yazacağım şüphelerim var diyen arkadaşlar, şüphelerinizi 2 ile çarpın, ki bu bile bir underestimation olur ve evet daha da beter olduğu zamanlar olacak. buna rağmen "ben tıp istiyorum" diyorsanız, size karada ölüm yoktur, aramıza hoşgeleceksinizdir, haha...

unutmuşum, marmara tıp için mesaj filan atın, söz kafanızı karıştırmıcam
0
kara kadife
(12.07.08)
ankara üniversitesi tıp fakültesinde okuyan,okumuş olan kimse var mıdır acep? kardeşim muhtemelen kazanacak da,bilgi almaya çalışıyoruz hevesle. lakin çok acaip bi internet sitesi var,hiç bir şey anlamadık.
0
kanuniye
(13.07.08)
@merope

su urunleri, balık teknolojileri muhendisligi tarzı bolumler var onlara yerleşilebilir:) onun dısında kıbrıs a giderim parasını verip dersen farklı bolumlerde olur.
0
🌸rurouni
(13.07.08)
Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsüyle (yani Hacettepe'nin Tıp dışındaki herhangi bir bölümüyle) ilgili bilgi almak, görüş almak isteyen arkadaşlar sözlükten gelebilirler, sözlük dışından da burada tartışabiliriz, olmadı belki e mail bile veririm belli olmaz (ad soyad olunca çekiniyorum biraz hehe)
0
joelskellington
(13.07.08)
@cunext ya da cun8

gebze yüksek teknoloji enstitüsünü sakın yazma. yazıp kazanırsan da "yazma dediler ama yazdım" diye karşımıza çıkma.
0
canliceset
(13.07.08)
turizm bölümünü veya yabancı dil alanını tercih edicek arkadaşlar sormak istedikleri bir şey olursa

[email protected]
0
demlikposet
(13.07.08)
tıp ya da daha özelinde istanbul tıp fakültesi'ni düşünüp de aklında soru işaretleri olan varsa mesaj atabilir.
0
anatomik durus
(13.07.08)
Zonguldak karaelmas universitesi'yle ilgili danisabilirsiniz. [email protected].
0
theli
(13.07.08)
bu puanlar bir işe yarar mı? bir de sayısal puanı sorulara hiç bakmadan doldurulan cevap anahtarıyla alınmış, sınava giren kişi yıllardır öss'ye girdiğini, her girdiği sınavda sayısalı bu şekilde rasgele doldurduğunu ve hep barajı geçtiğini söylüyor, böyle bir şey olabilir mi?
img520.imageshack.us
0
areels
(14.07.08)
@areels

sonuca bakarsak kişi dil bölümü mezunu ve oyle olmasa bile diğer bolumlerin puanı ile yapacagı tercihlerde pek şansı dil puanı ile de ingiliz amerikan dili haricin bazı yerler icin şansı var.

sallıyarak yapabilir neden olmasın şans işte zaten de say1 157 bunu sen de sallasan tutar merak etme:)
0
🌸rurouni
(14.07.08)
ITU ve endustri muh. ile ilgili sorulariniz olursa yardimci olmaya calisirim (puanim yeter mi vs turu seyler disinda tabi..)
0
2pac
(14.07.08)
bilkent universitesi ile ilgili sorulariniz olursa cevaplarim.
0
kayranin kedisi
(14.07.08)
hukuk okuyup gözlerimi bozmak istiyorum diyenlere de ben yardımcı olabilirim. sözlükten ulaşabilirsiniz.
0
colg fusion
(14.07.08)
e hadi odtü ile ilgili sorularada ben yardımcı olmaya çalışayım:)
0
onurct
(14.07.08)
e benim neyim eksik? odtu ve genetik hakkinda tum sorulariniz itinayla cevaplanir.
0
gene mi gene
(14.07.08)
Bilkent ve hatta Bilkent Bilgisayar Müh. hakkında sorusu olanlar varsa yardımcı olmaya çalışırım. Ama peşinen söyleyeyim bu puan nereye yeter, bu puanla şuraya girer miyim gibi şeylerle gelmeyin lütfen...
0
crown
(14.07.08)
Sanat tarihi okuyan var mi?
mimar sinan' da sanat tarihi okuyan var mi?

Sanat tarihi dersi lise ve ortaokulda haala okutuluyor mu?

(Kardesimin puani -soz 2- 305,575. sirasi 49,487)

kendisi RTS istiyor ama istanbulda tutturmasi biraz riskli. olmazsa mimarsinanda okumak istiyor. arkeoloji olmasin dedik. sanat tarihi en azindan ogretmenlik acisindan avantaj saglar dedik. fena mi ettik?

RTS muhtemelen kocaeli gibi istanbula yakin uni lerde tutuyor. oraya gidecegine kizceyiz istanbulda daha iyi bi okulda okusa daha iyi olur sanki (gerci evet mimarsinan sanat tarihi besiktas kiyisindaki bi apartman da okutuluyormus malesef).
0
theli
(14.07.08)
Şöyle bir sorunum var: Bir arkadaşım 378 puan aldı ve Türkiye 460.sı oldu. İngilizce öğretmenliği okumak istiyor. Kafasında İstanbul Üni. ve Hacettepe var. Kendisi İstanbullu. Ben Hacettepe'yi tercih etmesini söyledim ama kalacak yere ayıracak çok parası yok. En büyük derdi bu... Odtü'ye giremeyeceğini düşünüyor. Siz olsanız ne yapardınız?
0
endless dream
(14.07.08)
Ahandanick, selenga var ekşide, o A.Ü Sinoloji mezunu. Şu anda Çin'de. Ona danış istersen, yardımcı olacaktır sana.
0
endless dream
(14.07.08)
İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü ve hukuk fakültesi ile alakalı soruları olanlar varsa, ben de konuşup yardımcı olmak isterim.sözlükten mesaj atabilirsiniz..

hepinize kolay gelsin.. allah aşkına iyi düşünün , araştırmadan karar vermeyin , sonra yaşıtlarınızın kürsüde asistanlık yaptığı dönemde hala benim gibi istemediğiniz bir bölümden mezun olmaya uğraşıyor olursunuz..

araştırın , soruşturun , gidin görün , kendinizi tartın , ölçün biçin , sadece puanınızı değil huyunuzu suyunuzu ve hayallerinizi de baz alarak tercihler yapın..
0
hickiran karasinek ve uyuyan karinca
(15.07.08)
selamlar yeniden;
bir arkadaşım konservatuar sınavlarına hazırlanıyor, barajı epeyce geçti. şimdi bir tercih yapar da yerleştirilirse konservatuara girmesine engel teşkil eder mi?yani başka bir bölüme kayıt olmaması mı gerek, yerleştirilmiş olmaması mı? bilen var mıdır? sağolun.
0
ahandanick
(15.07.08)
www.osym.gov.tr deki tercih kitapcıklarını indirebilmiş olan ve rapid vb. ortamlara saliverebilecek olan?

edit: buldum. osym den indiremeyenler icin ;

www.hulkbaba.com
0
theli
(15.07.08)
benim bir arkadaşım da konservatuara girmek istiyor, 3 senedir falan müzikle ugrastıgından iyi de olur aslında ama girdikten sonra konservatuar okumus olmasının ona saglayacagı maddi fayda kısa mı sürer. bir bilgilendirirseniz sevinirim.
0
cunext ya da cun8
(15.07.08)
yıldız iletişim tasarımı özel yetenek sınavında ön koşul olan 250 öss puanı ne demek ?

250 ham puan mı (ki bu sanırım çok yüksek bir puana tekabül ediyor , kaldı ki ben ((özel yeteneksiz)) zzamanında iyi bir yere girmeme rağmen bu puanın altındaydım ) yoksa toplam puan mıdır ?

sanırım, umarım, ya öyle de olmaz,yanılmıyorsam .... gibi şeylerle cvp yazmayın .
0
evil nymph
(15.07.08)
benim sorularım birazcık fazla.

birinci grup sorularım endüstri mühendisliğiyle ilgili

endüstri mühendisinin mesela bir günü nasıl geçer? ne yapar, çalışma ortamı nedir? masası, odası falan var mıdır? aldığı para iyi midir? tatili var mıdır? mesleki tatmin var mıdır, zekasını kullanabilme fırsatı var mıdır? ileride piyasa endüstri mühendislerine doyarsa endüstri mühendislerinin iş sıkıntısı çekmeleri olası mıdır?yurtdışı imkanı var mıdır?özgürlüğüne düşkün birisini kasar mı?patron gelip dır dır eder mi?

ikinci grup sorularım ise elektronik ve elektrik elektronik mühendisliği hakkında.
bu iki mesleğin farkı nedir?bir iş günü nasıl geçer?ne yapar, çalışma ortamı nasıldır?masası odası falan var mıdır?tatili var mıdır?mesleki tatmin var mıdır?iş bulmada sıkıntı çeker mi?aldığı ücret iyi midir?yurtdışı imkanı var mıdır?özgürlüğüne düşkün birisini kasar mı?patron gelip dır dır eder mi?
0
agabey
(15.07.08)
Trakya Üniversitesi ve Edirne hakkında soruları olanlar bana ulaşabilirler: [email protected]
0
shangrilla
(15.07.08)
Konservatuar'ı tercihlerinize yazmak gibi bir durum, tercih sıralaması vs söz konusu değil. ÖSS tercihlerinizi ayrıca yapıp konservatuar, sanat ile ilgili okullara ayrıca başvurabiliyorsunuz.
Hem tercih yaptığınız okulu, hem de konservatuarı kazanabilirsiniz kısacası.
Özel yetenek sınavıyla girilen üniversitelere baraj puanını geçtiyseniz sınav sonuç belgenizle, istedikleri gereken belgelerle son başvuru tarihlerine kadar istediğiniz okula şahsen başvuruda bulunuyorsunuz.

ftp://dokuman.osym.gov.tr/2008/2008_OSYS_TERCIH_KILAVUZU/8_tablo5.pdf

Buradan da özel yetenek sınavıyla öğrenci alan bölümleri görebilirsiniz.
0
rabbititus
(15.07.08)
Çukurova Ünv. Bilgisayar Müh. ile ilgili soruları cevaplayabilirim sanırım evet

ermanen [at] gmail com
0
ermanen
(16.07.08)
@evil nymph: herhangi bir bölümden -bu sözel olur, ea olur, say olur.- 240 ham puan gerekiyor diye biliyorum. bu şekilde dahi hala yüksekmiş gibi duruyo puanı, evet.

--kişisel tahmin--
ayrıca ön şart olan 240 puanı bu sene biraz indirirler diye tahmin ediyorum.
--kişisel tahmin--
0
tahret muslugu
(16.07.08)
kardeşim ısrarla ege gıda diye tutturdu,okuyan, tanıyan, bilen var mıdır? nasıl bir okuldur? nasıl bir bölümdür? öğrenci köyü varmış, nasıldır?

bir de, boğaziçi üniversitesi ile ilgili sorusu olana seve seve yardımcı olurum.

[email protected]
0
pustuklu mama
(16.07.08)
kardeşim biyoloji,kimya ya da peyzaj mimarlıgı dusunuyor. onlara puanı yetiyor. kendisi bayan. ne önerirsiniz ?
0
nihilanth
(16.07.08)
sakarya universitesi hakkında soruları olan varsa cevaplayabilirim.

duyuru kullanıcısı iseniz: [email protected]
0
quadropol
(16.07.08)
@agabey : endüstri mühendisleri ülkemizde hem biraz endüstri mühendisliği diplomasına sahip insanlar hem de işverenler yüzünden "her işi becerir" statüsünde görülüyorlar ve bunun sonucu olarak belirli bir sektörde yoğunlaş(a)mıyorlar malesef. ben seneye mezun olacak bir bilkent endüstri'li olarak en çok dönem arkadaşlarıma yükleniyorum bu konuda çünkü kendileri çok rahat bir şekilde "mezun oliym yeter abi, zaten bu işi yapmicam" diyebiliyorlar. tamam öss ilerideki mesleğini adam akıllı seçebilmene imkan sağlayan bir sistem değil farkındayım ama bölüm öğrencilerinin 5'te 1'inin zorunlu stajlarını pazarlama ve satış departmanlarında yapmaları ne kadar "endüstri mühendisi" olmak istedikleri konusunda fikir verecektir sana. bilemiyorum belki bilkent'e özgü bir durum da olabilir bu. böyle olunca firmalar hangi beklentilerinin bir endüstri mühendisi tarafından eksiksiz karşılanabileceğini bilmiyor.
bunları neden yazdın dersen, senin "bir endüstri mühendisinin bir günü nasıl geçer?" sorusunun aynı soruyu başka bir mühendis için sorsaydın alacağın cevaba benzer bir cevabının olmaması asıl sebep. sağlam bir üniversiteden fena olmayan bir not ortalamasıyla endüstri mühendisi olarak mezun olup da deyim yerindeyse hardcore endüstri mühendisliği yapan biriyle kendim de tanışıp sohbet etmek isterim açıkçası.
bizim okulun 2008 mezunlarının yaklaşık %10'unun iş bulmuş olması aslında piyasanın endüstri mühendislerine biraz doymuş olduğunu gösteriyor olabilir. yurtdışı-maaş-tatil konularındaki sorularına halen öğrenci olduğum için cevap vermemin pek anlamı olmaz.

bilkent ve bilkent endüstri hakkında başka soruları olan varsa yardımcı olmaya çalışırım. özellikle istanbul'da yaşayıp da bilkent tercih etmek konusunda tereddütü olanlar bir şekilde ikna edilir :p
0
berkertoy
(16.07.08)
ha bu arada bu yılki puanlarınız hakkında yorum yapmak için 2007 puanlarını referans almak pek mantıklı değil. çünkü hem sorular daha zordu, hem bir sürü okul kontenjanını artırdı hem de mezun vermeyen liseler oldu. geçen yıl en düşük puanla o okula giren öğrencinin kaçıncı olduğuna bakmak lord yarımağan'ın da dediği gibi en mantıklısı. ama onlar bile her zaman oynadığından daha fazla oynicak bu yıl. kısacası tercih aralığınızı geçen yıl girenler x kadar geniş tuttuysa sizin 3x kadar geniş tutmanız lazım çünkü bu yılın sonuçları -özellikle 5000 altı sıralamaya sahip olanlar için- bir çok sürprize gebe bence.
0
berkertoy
(16.07.08)
EA2 : 284 puan sıralama 155.000 lerde işletme iktisat bölümlernin istiyom devlet unisi I.öğretim gelir mi acaba
?
0
manonflier
(16.07.08)
@manonflier;

bu puanla herhangi bir şehirde işletmeye yerleşirsin buyuk ihtimalle ama o şehir tabiri caizse merkez bir yer değil biraz taşra olur. şu link i bi dene istersen. ek olarak ta kılavuzlar nette cıktı okullara da dagıtılmaya baslandı iyice bak sec ordan bir şeyler.

tercih.milliyet.com.tr
0
🌸rurouni
(17.07.08)
bölümüm sayısal ve başarı sıram 39.844. tercih listemin üst sınırını yaklaşık 14bin alt sınırını ise 40bin tutmayı düşünüyorum.(12 bölüm yazabiliyorum totalde) bu, bu sene için bir açıkta kalma riski oluşturur mu? oluşturursa ne kadar oluşturur, nedir ne değildir?

bir de bu seneki sıralamalardaki düşmeyi az çok kestirebilmek için 2005-2006 yılları arası sıralamalarının farkına bakmak ne derece sağlıklı olur?
0
tahret muslugu
(17.07.08)
@tahret musluğu, 40 bin malesef riski bir sıra. senin yazacağın tüm bölümlere sıralamada senden önde olanlar da talepte bulunur ve kontenjanlar dolarsa açıkta kalabilirsin. yani ortada bir risk var çünkü neredeyse 40 binincisin sen de. eğer ki en son istediğin yerin sırası 40binse ve daha düşük sıradaki öğrencileri alan bölümleri istemiyorsan, o şekilde yapman daha mantıklı. istemediğin bir bölüme gidip en az 2 seneni heba etmektense bir sene daha hazırlanır daha iyi bir yere gidersin. en son 45 bin ve 50 bininci sıradaki öğrenci ile kapatan bölümleri düşünüyorsan tercih listesine yazmanı tercih ederim ama sonuçta senin kararın ve anladığım kadarıyla kafanda istediğin en düşük yerin sıralaması 40 bininci öğrenciyi alan üniversite geçen sene. gene söyleyeyim açıkta kalma riskin var şu anki tercihine göre.
0
baldur
(17.07.08)
istanbul üniversitesi ve marmara üniversitesi alman dili edebiyatı bölümlerine girebiliyorum rahatça sizce bu bölümü tercih edeyim mi gelecek açısından ?

yada bu 2 üniversitenin almanca mütercim tercümanlıkları... ?

ve oldukça sosyal bir insanım falan filan hangisini tercih edeyim ?

tecrübe ve duyumlarınızla ışık tutarsanız sevinirim.
0
cagkan
(17.07.08)
@agabey

endüstri mühendisi dediğinin alanı derya denizdir. geçenlerde tercübEM diye bir kitap çıkardı odtülü 50 endüstri mühendisliği mezunu. kimi milletvekili, kimi sivil havacılıkta çalışmış, kimi internetten sebze meyve satıyor, kimi marka danışmanı olmuş, kimi sabancının üst düzey yöneticisi, kimi microsofta çalışmış yıllarca, kimi danışmanlık yapıyor vs.

endüstri mühendisliği (büyük laf edecem) öğrenen ve öğrenmesi gereken bir meslektir. yani girdiğin sektördeki bilgileri girdiğin sektörde öğrenmen gereklidir. kendini geliştiremezsen yerinde sayarsın, geliştirebilirsen yürü ya kulum der sana yukarıdaki. pazarlama ve danışmanlık diye tutturmazsan iş bulmama şansın az. diğer soruların her meslek için geçerli. mesleğinde mutluysan problem yok.

endüstri ile elektronik mühendisliği arasında dağlar kadar fark vardır.


not: odtü endüstri müh. ile ilgili sorularınız varsa bana sözlükten ulaşabilirsiniz. ya da ie (at) metu.edu.tr ye de mail atıp kaynağından öğrenebilirsiniz.
0
jesters cap
(17.07.08)
Bilkent Universitesi meslek ve tanitim gunlerine katilmak isteyen arkadaslar varsa suradan bilgi edinebilirler. Ayrica su an da rektorluk binasinda okulu gezdirmek ve bolumler hakkinda bilgi vermek amaciyla her bolumden insanlar bulunuyor. Kolay gelsin.

Yer: Bilkent Üniversitesi Kampusu B Binası (Bilgisayar Merkezi)
Tarihler : 23-24-25-26 Temmuz (Carsamba, Persembe, Cuma, Cumartesi)


www.adaybilgi.bilkent.edu.tr

Edit: Otomobiliniz yoksa, saat basi tunus caddesinde if performance hallun biraz daha yukarisinda okulun servisleri kalkiyor. Nizamiyede kimliginizi birakip sofore ya da servisteki birine B binasinda ineceginizi soylerseniz yardimci olurlar.
0
kayranin kedisi
(19.07.08)
istanbul üniversitesi hukuk fakültesi öğretim üyesiyim. yalnız iühf değil, istanbuldaki diğer bütün hukuk fakülteleri ile ilgili sorularınız tarafsız bir gözle yanıtlanır.
0
calendil
(20.07.08)
yıldız teknik mimarlık vs. mimar sinan mimarlık. efenim bi arkadaş için soruyorum ikisi de tutuyor. sinan'ın puanı daha yüksek ama yıldız da 'teknik' hani? hangisi daha avantajlı? cevap verenin evini çizerim dedi kendisi.
0
denizin kulleri
(20.07.08)
@cyberia

burayı bir düşün derim.

img390.imageshack.us
0
cagkan
(20.07.08)
tercih formlarını nerden alıyoruz?
0
jfk
(21.07.08)
@jfk

herhangi bir liseden 3 ytl karşılığında alabilirsin.
0
cagkan
(21.07.08)
yds den tercih yapacak olanlar mesaj atabilirler.
0
inner silence
(22.07.08)
ydsden girdim sınava
-351,459 puan aldım (ne yazık ki puanın da hiçbir numarası yokmuş :( yeni öğrendim )
-sıralama 2099
sorum şu olacak:
gazi inglisce öğretmenliği düşünüyorum tercih kılavuzunda 2060'tan almaya başlamış ve 140 kontenjanı var benim bu bölüm garanti midir?çünkü basit bir sayısal hesapla 2099-2060=33.illa ki giriyorum gibi bir kanı oluştu ben de siz ne dersiniz.
ayrıca tetrcih yaparken sıralama olarak alt ve üst sınır önerirseniz de çok makbule geçer (ör. 1850<2099(benim sıram)<3000 bu tarz bir şey)
0
RhapSody
(23.07.08)
Bilkent Genetik'le ilgili soruları olan varsa yardımcı olmaya çalışayım bari.
0
albino karakuzu
(23.07.08)
@RhapSody : gazi i.ö. in aldıgı son ogrencinin başarı sırası 2.060 ordan almaya başlamamış yanlış bir düşünce oluşmasın. bu yıl kontenjan artışı ile ortalam 100-200 kişi yukselir orası ama yerleşebilir misin bilmiyorum. sen yine de tercihlerini sıralarken 0.8 li başarı sırası 1000 lerde kalanlardan başla bu yıl icin süprizler bekleniyo.
0
🌸rurouni
(23.07.08)
ODTÜ'yle ilgili, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'yle ilgili, Uluslararası İlişkiler'le ilgili sorularınıza cevap verebilirim mezun tecrübesiyle

Öğrenci kisvesi altında da Galatsaray üniversitesi hakkında sorularınızı cevaplayabilirm
[email protected]
0
tehanu
(14.05.09)
(9)

Yüksek Lisans Mülakatı: Ne Giyilir?

boshi
Takım elbise mi giyilir? Kot & t-shirt gidilir mi? Gidilmezse nasil gidilir? Acil yanıt.
Takım elbise mi giyilir? Kot & t-shirt gidilir mi? Gidilmezse nasil gidilir? Acil yanıt.
0
boshi
(30.06.08)
İş yerinde her gün takım giydiğim için master mülakatına çok şık bir şekilde kot+kısa kollu gömlek+kravatla gittim, baktım bi de insanlar zevksiz zevksiz iğrenç takımlarla gitmiş. Mülakat öncesinde en önde olmama rağmen, mülakattan sıfırı yedim üstüne de 21.'liğe düştüm. Tahmin edersiniz ki 20 kişi alıyorlardı.
0
desdinova
(30.06.08)
t-shirt , kot, kirli sakal ve uzun saç kombinasyonuyla siyaset bilimi mülakatına girmiştim.benden başka herkes cillop gibiydi.erkekler takım elbise,bayanlar etek tayyörlü.hepsinin saçı yeni yapılmış vsvs.
les-mezuniyet-üds ortalamasıyla sıralıyorlardı mülakata girecekleri.
ortalamada 1. olmama rağmen mülakattan 10 almıştım.
sonuç:hocaları tanıyorsanız şortla bile gidebilirsiniz,hocaları tanımıyorsanız ne giydiğinizin bir önemi yok.
0
marcelorios
(30.06.08)
lisans eğitimini yaptığın yerde y.lisans'a başvurmuşsa çok da önemli değil aslında zaten senin ne olduğunu biliyorlardır. aksi bir durum ise de neresi olduğuna göre yine değişir.
0
kafa radyo
(30.06.08)
bölüme ve üniversiteye göre çok değişir. iü hukuk fakültesinde mülaata takım elbise giymezsen isterse allame-i cihan ol adam muamelesi görmezsin. boğaziçinde ise adama gülerler.
0
calendil
(30.06.08)
bir kaç üniversite görmüş birisi olarak takım giy derim. mülakatın bir amacı da öğrenciyi / katılanı gözlemektir.
0
fempusay
(01.07.08)
aman mutlaka takım giy.. ben gomlek kot giymiştim bilkent mba için kötü olmuştu.. :)
0
kokomichu
(01.07.08)
kot giyince kötü oluyor ama takım elbise-kravat giymiş insanlar da kötü duruyor.
kötü bir şey olduğunun farkındayım ama takım elbise ile tiril tiril gelmiş gençlerle biz dalga geçerdik. kötü şeydi yaptığımız.

gerçekçi olmak lazım. kot giyecek kadar da değil ama keten falan takıl. öyle bir tişört giyersin ki çok spor da durmaz, güzel olur. yeni alınınca izi oluyor ya hani kollarda, ona dikkat et sadece.
0
lovemyself
(01.07.08)
boğaziçi üniv. ing. dili ve edebiyatı master mülakatında kimse takım elbise giymemişti. herkes spor ayakkabı ve rahat kıyafetler giyiyordu. gideceğiniz üniv.nin hocalarının kıyafet tarzına bakıp bence mülakata öyle gidin.
0
aptallarin pin kodu
(01.07.08)
takım. yazın ceket çok zorluyorsa en azından kumaş pantolon-gömlek-kravat. öyle ağır bir takım değil, yaza uygun, keten, açık renk bir pantolon ceket takım gayet $ukela olur. düzgün, ütülü bir kıyafet mülakatı ciddiye aldığınızı gösterir, iyi bir izlenim yaratır hocalar üzerinde. alışık değilseniz bile katlanıverin, ne olacak ki, 1 saat bile sürmez nasılsa. bir de ne bileyim, yazın terli terli hocaların karşısına çıkmamakta fayda var. t-shirtle gidilip mülakat öncesi yakınlarda uygun bir yerde gömlek giyilebilir.
0
zen spider
(02.07.08)
(21)

şu fotoğrafçının yaptığına bakın (hukukçular bi el atıverin sevabına)

kuty
bugün öğle saatlerinde bir fotoğrafçıya gittim. fotoğrafçı 30 a yakın resmimi çekti bunlardan bir kaçtanesini beğenip çıkarttırdım. bir de fotoğrafçının çektiği fotoğraflarımı arşivine koymamasını rica ettim. fotoğrafçı laubali bir şekilde arşivinden silmeyeceğini söyledi bana fotoğrafları. biz kaza
bugün öğle saatlerinde bir fotoğrafçıya gittim. fotoğrafçı 30 a yakın resmimi çekti bunlardan bir kaçtanesini beğenip çıkarttırdım. bir de fotoğrafçının çektiği fotoğraflarımı arşivine koymamasını rica ettim. fotoğrafçı laubali bir şekilde arşivinden silmeyeceğini söyledi bana fotoğrafları. biz kazandığımızın yarısını arşivlerden kazanıyoruz falan dedi. yahu ben bu şehire bir daha gelmeyeceğim ömür billah dediysem de dinlemedi beni. silmedi arşivinden fotoğrafları. benim resimlerim adamda ömür boyu duracak. ama ben istemiyorum. gelene gidene son çektiği fotoğrafları gösterip bak bizim dükkan ne güzel fotoğraflar çekiyor diye gösteriyor bir de hıyar herif. ben sevmem böyle şeyleri. burası küçğk yer hemen tanınıyorsun. yok mudur bu ayıyı şikayet edebileceğim bir yer.

edit: özür diliyorum fakat hakkaten ayı. ayı - insan arası geçiş formu. o laubali tavırlar. senli benli konuşmalar falan.
0
kuty
(12.06.08)
edit: aklıma süper bi fikir geldi, siz de çaktırmadan en salak haliyle onu çekin. siz silmezseniz ben de silmem hatta internette adınıza bu fotoğrafla profiller açarım diyin. kısasa kısas olsun.

şikayet için aklıma ilk olarak bağlı bulunduğu meslek odası geldi. fakat hiçbir zaman tam olarak emin de olamazsınız gerçekten silip, silmediğine.

bunu da sizden izinsiz vitrinin camekanında filan kullanırsa bunun için de dava açabilirsiniz gibi geliyor. fakat o şehirde yaşamıyorsanız denk gelme ihtimaliniz de zor gibi.
0
babatema
(12.06.08)
bir de adam istersem vitrinin camına koyarım falan diyor. kundaklarım allah çarpsın. (son derece ciddi ve sıyırmış smiley)

o zaman niye çektirdin birader denilebilir. haklı da olunur. ben nefret ederim fotoğraf çektirmekten. en yakın arkadaşımın bile çekmesine izin vermem çoğu zaman (hastalık mıdır nedir) ama annem çok ısrar etti mezuniyet fotoğrafıydı.
0
🌸kuty
(12.06.08)
fotoğrafı silmek zorunda. sizden izin almadan saklı tutamaz. ama mutemelen şaka yapıyordur. siler yani. siz böyle davrandıkça kıllığına silmem, etmem diyor olabilir. boşverin sallayın gitsin hıyarı.
0
leontes
(12.06.08)
@leontes: valla silmem dedi kalktı gitti. yerine başka bir hıyar geldi. o da silmem dedi. şaka yaptığını hiç sanmıyorum. ama siz fotoğrafı silmek zorunda diyorsanız. bir şeyler yapmam lazım. avukatla polisle falan mı gideyim sildiğini görmek için ne yapmam gerekiyor?
0
🌸kuty
(12.06.08)
Tüketici Hakları Derneği'ne (dernek miydi bu?) şikayet edin derim. Ne de olsa fotoğrafçıları da kapsar. Adamın elinde fotoğraflarınızın kullanım iznini devrettiğiniz bi sözleşme v.s. olmadığından bi hak da iddia edemez.
0
colonizer
(12.06.08)
bilgisayarımda fotoğraflı cv hazırlamak için çektirdiğim fotoğrafların birini flash belleğe atmasını rica ettiğimde sanki annesine hakaret edilmişcesine itiraz eden versiyonu vardır bi de.
0
sonerblabla
(12.06.08)
çok basit yaw. ciddi bir tavır takınıp "eğer silmezseniz polisi aramak zorunda kalıcam,özel sebeplerim var" deyip cep telefonunuzu çıkarttığınızda,daha kulağınıza götürmeden siler. ahan da buraya yazdım...

silmezse adımı verin :D
0
brkylmz
(12.06.08)
bence de silmez o salak. porno arsivi mi yapiyor o oyle, ne terbiyesizmis. ozel haklar ile ilgili bir yasayi cigniyor olsa gerek. basliginiza hukukcular baksin derseniz size daha kolay yardimci olabilirler kanimca.
0
egotm
(12.06.08)
@egotm: haklısın dostum hukukçuların dikkatini çekmek lazım. hemen düzelttim.
0
🌸kuty
(12.06.08)
benim işim de müşterilerden bu tarz materyaller toplamayı içeriyor. fotoğrafçı deilim ama :P yani biz izin belgesi imzalatıyoruz, böyle görsel materyaller toplanırken fotoğrafı yani öyle kafana göre bilgisayarında tutamazsın. müşteri senden 8 adet vesikalık ister verirsin gider. silmek zorunda. yani avukat değilim ama böyle olduğu kulaktan dolma duyduğumuz için kendimizi koruyoruz. hele camekana asmak demek buna inanamam yani senin iznin yoksa insan haklarına aykırı bir durum. ama bu adamlar %99 sana takılıyorlar, üstüne gidersen şakanın boyutu değişebilir. yani sırf herif bilgisayardan silsin die mahkemelerdemi koşturacaksın, sapıksa zaten telefona, cd ye, usb ye bir yere kaydeder. yani salla hocam bunu unut yani
0
leontes
(12.06.08)
@leontes: bu daha çok koyuyor ama. adam silmeyecğim diyor ve sen bir şey yapamıyorsun. halbuki ben istiyorsam silmek zorunda. daha sonra isterim falan diye düşünüyorsa da ben aptal değilim istemem diyorsam istemem. ne yani sonradan pişman olup "abi seni dinlemeliydim köpek gibi pişmanım keşke sildirmeseydim" diyip ağlıcak mıyım. unutmam zor. eğee bu iş istediğim gibi olmazsa hakikaten kendime saygımı yitiricem.
0
🌸kuty
(12.06.08)
döv ozaman adamı kuty?
0
leontes
(12.06.08)
@leontes: dövsem gıcıklığına internete yayacak belki de. dövmek bir sonraki aşamada işe yarayabilir ama. tartışmada diretirsem zeten kavga da çıkar.

asıl merak ettiğim nokta şu: kanun/yönetmelik/yönerge bu konuda ne diyor. yani adama gösterip bak kardeşim suç işliyorsun diyebileceğim bir şey.
0
🌸kuty
(12.06.08)
silmiş görünse de geri getirmenin yolu var. bu saatten sonra sildiğinden emin olmak da kolay değil. kopyasını almıştır bile belki bir yerlere. dikkat çekici derecede güzel bir arkadaşım resimlerini fotoğrafçının bilumum şubelerinin vitrinlerinde görüp dava açmış, sorarım ne oldu davanın sonucu diye.
0
lykos
(12.06.08)
1- flashdiske sağlam bir trojanla entegre olmuş dijital fotoğraf atılır. baskıya götürülür. akabinde bilgisayara sızılır. trojanla uğraşamam derseniz virüs atın, format atsın.

2- o şehirde yaşamayan arkadaşlar ara ara gönderilip 20şer vesikalık çektirtilir. gidip alınmaz. fotoğrafçıya girer hesap.

pislikten başka yapılacak birşey yok. Hukuki yöntemler sonuç verse de asla gerçekten sildiğini bilemezsiniz.
0
neronas
(12.06.08)
iki adet takım elbise+gözlüklü yarma bu işi çözer bence :)
0
betty puf puf
(12.06.08)
Hukuki yöntemi benimseyecekseniz yapacağınız ilk iş noterden ihtarname göndermek. 3 gün içinde silinmezse hakkınızda hukuki işlem yapılacaktır, kişilik haklarının ihlalinden dolayı müdahalenin men'i ve manevi tazminat davası açılacaktır vs. demek. büyük ihtimalle riski almayıp silecektir.

tüketici heyeti de başarılı bir çözüm, tüketici mahkemesinin harç almıyor olması ve nispeten hızlı bir sonuca ulaşılması artıları.

onun dışında doğal olarak sulh hukuk mahkemesine başvurarak ihtiyati tedbir istenebilir. kişilik haklarına müdahale gibi durumlarda hemen karar çıkar, bu da fotoğrafçıyı yeterince korkutur. ama korkutmazsa 10 gün içinde tazminat ve müdahalenin meni davalarının açılması gerekir ki, o da iyi bir harç ödemek anlamına gelir. (dava kazanılınca masraflar karşı taraftan geri alınabilir)
0
calendil
(12.06.08)
vitrine koyana kadar bekleyin sonra indirin camı çerçeveyi. sildiremezsiniz ki 40 yere yedekleniyor dosyalar onlar artık server falan bulunduruyor.
0
sourlemonade
(12.06.08)
o fotoğrafları çoktan arşivlemiş ve bilgisayarı dışında da bazı platformlara kaydetmiştir söylediğiniz kadar ayı ise. maalesef geçmiş olsun. zira savcılık emriyle dükkanına ekipler gelip bilgisayarının hard disklerini ve foto makinalarının sandisklerini sokup goturseler de, o herif mutlaka bir cd ya da flash disk'e kaydetmiştir. tabi söylediğiniz kadar ayı ise.:)
0
trawmatolog
(13.06.08)
calendil, açık nokta bırakmamış.

fotoğrafçıya gidip resimleri tekrar silmesini söyleyin, silmezlerse mahkemeye başvurup bir heyetle geleceğinizi, mahkemenin inceleme için bilgisayara el koyacağını, sırf bu nedenle işlerinin aksayacağını, aynı zamanda tüketici heyetinede başvuracağınızı söyleyin. eğer biraz inandırıcı olursanız muhtemelen, "tamam silerim" ve/veya "tamam sildim" diyecektir.

ama silip silmediğinden emin olamazsınız. tüm bunları yaptıktan sonra kavgaydı, dövüştü bir şekilde biraz daha çemkirirsiniz olmazsa, iyice caydırıcı olur.

ayrıca, bu fotoğrafçının sizin fotoğraflarınızı arşivde tutma amacı nedir? kaldı ki, siz de bunu çözememişsiniz ama ben güzel olduğunuzdan şüpheleniyorum, haklı mıyım ? ? ?

(ne güzel süper duyarlı bir şekilde yaklaşmıştım cevaba, finali kötü oldu)
0
arpaci kumrusu
(13.06.08)
git savcılığa anlat derdini.. uğraşma meslek odasıyla falan..
0
zubundy
(13.06.08)
(2)

Do Re Mi Do Re Do

calendil
Gece gece içime dert oldu: Bizim konservatuarlıların kendini tanıtma işareti (Do Re Mi Do Re Do) nasıl oluyor da rusça konuşan ülkelerde küfür anlamına geliyor? Ayrıca hangi küfür? Nasıl bir bağlantı var? Akrostiş mi? Türkiye'ye nasıl gelmiş? Janacek mi getirmiş? Neden? Bir bilen varsa hele de Rusya
Gece gece içime dert oldu: Bizim konservatuarlıların kendini tanıtma işareti (Do Re Mi Do Re Do) nasıl oluyor da rusça konuşan ülkelerde küfür anlamına geliyor? Ayrıca hangi küfür? Nasıl bir bağlantı var? Akrostiş mi? Türkiye'ye nasıl gelmiş? Janacek mi getirmiş? Neden? Bir bilen varsa hele de Rusya'da müzik okumuşsa tadından yinmez.

Not: İnternetteki araştırmam yalnızca rusça siteler çıkarttı karşıma (cdecdc olarak da arattım) o da google translate ile bir yere kadar anlaşılabiliyor. Derinlikli bilgi lazım. Çatlayacağım.
0
calendil
(22.05.08)
Küfür değil onlarda da nota

До Ре Ми До Ре До


yahooanswers'da da sormuşsun cevap alamamışsın :)


Edit:

Şu notaları birleştirip goole'da araştırdım

ДоРеМиДоРеДо

Şöyle bir şarkı varmış, küfürlü diyorlar:
www.liveinternet.ru


www.mobik.ru
Melodies for the cell phones [Doremidoredo] (musician profanity: -))
0
ermanen
(22.05.08)
Şöyle diyeyim: Notalar vasıtasıyla bir hakaret veya sövgüde bulunulmuş oluyor. Yoksa notalar yine nota olarak ıslıkla veya enstrümanla çalınıyor, ama bir şekilde küfür anlamına geliyor. Benim merak ettiğim, hangi küfür?
0
🌸calendil
(22.05.08)
(9)

Arjantin'in en ünlü şeyi nedir?

derectus
Arjantine giden birisinden "gelirken bana .... getir" cümlesindeki boş yeri doldurunuz.
Arjantine giden birisinden "gelirken bana .... getir" cümlesindeki boş yeri doldurunuz.
0
derectus
(13.03.08)
milli takım (veya boca veya river) forması
0
ezeriko
(13.03.08)
maradona diyeceğim ama saçma olacak
0
elinherifi
(13.03.08)
Bu adamlarin bildigim kadari ile malbec uzumunden yapilan saraplari cok meshur. Ayrica bardaklari ve kahve kupalarinin da dunyada hatiri sayilir.
0
petekdoku
(13.03.08)
TANGO
Gelirken bana tango getir...
Zor olacak gerçi.. Ama tangoyla ilgili kitap yada eğitim filmi falan olabilir mesela; öğrenmek istiyorsan elbette.
0
malmoth
(13.03.08)
gelirken bana futbol taraftarı getir olabilir. futbol taraftarı da gayet ünlüdür.
0
sijwocaq
(13.03.08)
sağ sağlim git, sağ sağlim dön getirsin.

üstadım arjantin arjantin olalı böyle zulüm görmemiştir, adamların her bir şeyi spor veya ekonomi üzerine. misal kalpazanlık teknikleri kitabı getirilebilir. aklıma aslında ilk arjantin bardak geldi, ama arjantin bardak arjantin menşeili değil, vaşinkton portakal gibi.

siz en iyisi gümüş bir şeyler isteyin, arjantin' in gümüşü güzeldir ve özeldir.
0
galahad
(13.03.08)
bence arjantin'den değil de duty free'lerden veya o tarz dükkanlardan alkollü içki, parfüm, çikolata, mp3 player falan isteyin. ücreti mukabili tabii.
0
kibritsuyu
(13.03.08)
torrentes sarap
0
virtuoso
(14.03.08)
(bkz. mate)

bir de gaucho kıyafeti filan olabilir ama o çok fantastik olur tabii

minerallere ilgi duyuyorsanız malachite'i ünlüdür arjantinin. güzel incik boncuk olur.
0
calendil
(18.03.08)
(2)

kanser hücresi

eigon
sevgili bilm insanları `#10915037` no'lu entrinin son paragrafında kanser hücresinin üzerinde oluşan göz ve diş dokularından bahsediyor. nedir bu durum? ya da nasıl oluyorda oluyor? bi zahmet bilgilendirirseniz sevinirim.
sevgili bilm insanları #10915037 no'lu entrinin son paragrafında kanser hücresinin üzerinde oluşan göz ve diş dokularından bahsediyor. nedir bu durum? ya da nasıl oluyorda oluyor? bi zahmet bilgilendirirseniz sevinirim.
0
eigon
(12.03.08)
şöyle bir şey diyeyim ben:
(bkz. teratoma)
0
calendil
(18.03.08)
vay be. ilginçmiş hakkaten. teşekkür ederim.
0
🌸eigon
(18.03.08)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.