bazı bölümler yeşil alan ile açılıyor, alerji gibi. alerji hocasına randevu alabilmeniz için göğüs hastalıklarına gitmeniz gerekli mesela. oradaki hekim yeşil alan açıyor ve mhrs'de alerji randevularını görebiliyorsunuz.

gastroentoloji de spesifik bir alan olduğu için öncelikle dahiliyeye gitmeniz gerekebilir.

Ben 2. guzergahi tercih ederdim. Yolun tamami oyle midir bilmiyorum ama muhtemelen cogu bolunmus duzgun yoldur.

1. guzergah nasil 2k oluyor kopru tek basina 1k zaten?
bilecik kutahya yolu guzel bir sikinti yok sonrasini bilmiyorum but ben 2

@ala09, köprü 795 lira. yol ücreti hesaplama sitesi 1965 lira çıkardı toplam ücreti.

2de denizli marmaris arası dağlı bir rota var. Onun dışında tercih edilebilir normal bir yol. O dağlı rota da bölünmüş yol

denizli muğla arası virajlı bir yol ama gidilir. izmir muğla yolu daha rahat aydına kadar otoban var. aydın muğla merkez arası da rahat.

2. güzergah daha az km ama hem daha eski yol olduğu için arabanı yıpratırsın hem kamyon, otobüs, minibüs trafiğiyle daha geç biter hem de tuzak radarlarla %100 hız cezası yersin. 1. güzergahta yolun çoğu 3 şeritli ve rahat otoban yakıt tüketimini istediğin gibi ayarlayıp daha bile az yakarsın.

ikinci rotanın bir kısmını kullandım 6-7 ay önce.
yolda sorun yok. bölünmüş yol, iki şerit gidiş, iki şerit geliş.
çoğunlukla d650'den gideceksiniz.

denizliden sonrası virajlı.
ama sorunlu bir yol değildi hatırladığım kadarıyla.

ben 2bin lira fazla vermezdim sanırım.
bir de paralı yoldan gidince hızınız 150+ ortalama olacak, yakıt ortalaması farazi 6lt/100km'den 9lt/100km'ye çıkacak.

yol ücretlerini radyo trafik yolda uygulaması ile hesaplayabilirsiniz.

alternatif güzergahla köprüyü by-pass edebilirsiniz. sakarya - iznik - orhangazi - izmir otoyolu - marmaris

Denizli rotasında sanırım bir kere gitmiştim ve agustos sıcagında asfalt erimiş ve yolda giderken resmen su içinde gider gibi ses geliyordu. Yanlış yeri de hatırlıyor olabilirim.

Tatil için gidiyorsanız 1. güzergahtan gidip tatil bütçesine eklenebilir.

her sene giderim. 2. güzergah anlamsız. osmangazi köprüsüne girmenize gerek yok. izmir otobanına yalova altınova tarafından bağlanmanız ve bursa görükle çıkışından çıkmanız yeterli. oraya kadar normal kartepe izmit değirmendere karamürsel tarafından gidebilirsiniz. ben bir de susurluk tarafını atlamayı seviyorum ama bazen orada mola veriyoruz. susurluktan sonra ücretsiz yollar müko.

eşime alırken ben de aynı şekilde araştırmıştım. ve a55 aldım. gayet performanslı. net a55.

A55 yeterli

Gsmarena.com a göre A55'te 4, S24fe ise 7 major update var, doğru ise bence değer

A55 iyidir. Daha ucuz birsürü alternatif var neden pahalı olanları alıyorsunuz. 4 gb ramli yarı fiyatlı bişe bulun yeterli.

a55

Karasunun sezonu çok kısadır, bu yüzden çevresinde de sosyal yatırım olmaz, olanlar da kötü işletilir

insan olarak da dokusu iyi değil

Kışın öyle pek canlı değil. Yazın da Bodrum kadar popi değil. Bu sebeple uygun fiyatlar.

6 sene önce aileme yatırımlık arsa ararken yan ilçe Kocaali’yi keşfettik. Karasu’ya çok gitmiyorum ama yazları Kocaali’de geçiriyorum. 6 senede iyi değerlendi. Sahil kesiminde hızla yapılaşma devam ediyor. Hala uygun olduğunu Adapazarı Bartın treni ile daha da değerleneceğini düşünüyorum.

Deprem cok büyük bir etken. 99 depreminde Adapazari'nda bircok yer dümdüz olmustu.
Denizi tehlikeli. Karasu plajinda bir gün oturursaniz görürsünüz ki her gün bir ceset cikarirlar denizden.
Sezonu kisa. Karadeniz iklimi.
Üstelik Sakarya. Insan profili hakkinda bir bilgi verir bu sana.

ülkenin en tatil beldesi olmayacak yerine daireler yaptıkları için.

denyo, dangalak mekanı. arkadaşımın evi vardı anahtarı verdi istediğin kadar kal dedi yarım gün durmadan kaçtım eve döndüm.

karadeniz'in o taraflarında sezonda bir iki hafta keyiflice denize girilir.
sezon ortasında bile bazen her hafta deniz kapatılır. buna rağmen birileri girer ve her hafta bir insan boğulur.

kışın da rüzgarlı ve soğuk. ölü bir yer haline geliyor kışın.

çokça yeni bina da var oralarda. yukarıdaki saydıklarıma ek olarak bu da var.
bu sebeple ucuz binalar.

deprem fiyatlarda ne derece etkili bilmiyorum.

karasu'da deniz ilerliyor son senelerde. "karasu kıyı erozyonu" yazarsanız google'a görebilirsiniz.

ayrıca insanı berbat, denizi de berbat ama kumu türkiye'deki en iyi kumlardan biri. özellikle ihsaniye tarafı. orada da yerleşim yok, yasak. sadece gavsın yerleşkeleri var o da haber oldu baya son zamanlar.

özetle bundan ucuz.

Uygulanacak yer temiz ve eklem bölgesi olmamalı bunun için.
Bir de plastik değil bandın plastik değil bez olanına bakın.

Hoş zaten sahra kanser ilacı bile yapılan bu devird, sahte yara bandı da yapılsa şaşırmam.

çok ucuzuna kaçmadan herhangi bir marka flaster ve kağıt havlu derdinize derman olur. yıkansan da çıkmaz.

gaz kompres(spanç) + flaster en iyi yara bantı kombinasyonu

@ogutucu sabah 9da gidip muayene olmak istemedim. zaten bahsettiğim gibi mesai bitimine yakın randevulu hastaların bitmesini beklediğimi söyledim.

randevusuz gidip orada kalabalık yaratılmaması adına polikliniklerde randevusuz hasta bakmak yasak.

aile hekimine gidin. muayene etsin. eğer durumunuz ciddiyse o sizi hastaneye sevk eder. randevu almanıza gerek kalmaz.

Ben grip tarzi hastaliklar icin eczacima soruyorum soledigi ilaclari aliyorum doktora gitmiyorum cogunlukla zaten hep ayni seyi yaziyorlar benim icin soguk alginligi grip basit bisey

Ama ben grip tarzi hastaliktan emin olsugumdan dedim eger sende koronamsi bisiler varsa agirsa falan tabi once doktora git

Bu belki de biraz doktorun tutumuna bağlı. Yani tam mesai bitimine doğru değil ama başlarda, sırada bekleyen fazla kimse yoksa doktora rica ettiğinizde hemen girişinizi yapıp rmuayene olabiliyorsunuz tabii kafadan değil bir kaşeli kağıt veriyor doktor oradan hasta kabule gidip kayıt yaptırıp muayene olabiliyorsunuz ama dediğim gibi bu doktoruna bağlı biraz da fazla yoğunluk yoksa kabul edebiliyorlar ama siz mesai sonu gittiğinizde işleri daha da uzatmamak için kabul etmemiş olabilir.

bu biraz doktorun inisyitifine bağlı. siz en doğru zamanda gitmişsiniz ama doktorun da keyfi yerinde değilmiş muhtemelen o yüzden bakmamoş size. sonradan randevusuz gidip kayıt açtırıp muayene olan çok hasta ile karşılaştım hastanelerde.

ek: yaşadığınız soğuk algınlığı gibi bir şeyse hastane yerine sağlık ocağına gştmeniz daha doğru olur. em azından kalabalıkla falan uğraşmazsınız.

Geçen gün göğüs hastalıkları doktoruna gittim, zor randevu buldum,tek hekim buradaki. Muayene etti, astım krizi geçiriyormuş. Neden daha önce gelmedin, 3 hafta bekledin dedi. Randevu bulamadım dedim. Çok şaşırdı. Ayrıca başını uzatıp muayene olmak istediğini söylesen bakardım dedi. Akşama kadar randevusuz bir sürü teyze muayene ediyorum. Bu kadar kuralcı olmak zorunda mısın? diye sordu. Dumur oldum.

Doktorun inisiyatifinde, randevusuz hasta bakmayan bir doktor demek ki. Bakanlık tarafından 10 dkda bir koyulan mhrs randevularina tepki olarak randevusuz bakılmıyor genelde

Aile hekimine gidin önce, grip için pat diye uzman doktora zaten gidilmez. Aile hekimi gerek görürse sevk eder.

Doktorun işi yok diyorsunuz hasta görmeyince de belki 5 dkda baktığı hastanın tahlillerine anca şimdi vakitlice bakabiliyor? Ya da başka vakalara konsultasyön yapıyor? Belki servis görevi öncesi dinlenmede?

Randevu alınabilen bi saat olsa sistem randevu verirdi zaten.

yok hocam bunun hiçbir yolu yok.

ben taa 10-15 yıl önce uğraştım bununla, çeşit çeşit kablo aldım, bulamadığımı kendim yaptırdım, kesinlikle olmadı. kulaklık çıkışından da istediğim verimi alamadım.

dünyanın parasını verdiğim kablolarla, dönüştürücülerle ses almaıı başardım ama bu sefer de gecikme yaptı, ses görüntüden birkaç milisaniye sonra geld, iyice tadı kaçtı.

bu dediğim 2011 model samsung led tv ile. şimdiki yeni teknoloji televizyonlarda eminim hiçbir yolu yoktur.

bluetooth alıcı ile olabilir gibi görünüyor.

ilaç geldi :)
adresteki ürünü alıyorsun ve 250-300 TL'ye bu işi çözüyorsun.

www.n11.com

edit: 125 TL'ye bluetooth verici alarak da çözebilirsin ama biraz kablo işi ile uğraşırsın.

www.akakce.com

bu ve bunun gibi bir cihazi creative'e takıp tv ile bluetooth üzerinden eşleştirebilirsin.

benim araçta bt radio yok bunu kullanıyorum 2019'dan beri. sorunsuz.

abiler benim yazdığımı okumuyorsunuz, adamcağıza masraf çıkarıyorsunuz.

diyorum ki bunlarla ses alırsınız evet televizyonun sesi hoparlörden çıkıyor, ama gecikme oluyor. ekrandaki adamın ağzı oynuyor, sesi 0,1 saniye geriden geliyor.

telefonu araba radyosuna bağlamak gibi sadece ses aldığınız bir durumda elbette sorunsuz kullanırsınız, çünkü gecikmeyi fark edeceğiniz bir görsel yok, size sadece ses lazım. bluetooth kulaklığınız ve spotify'ınız varsa deneyin. önce kulaklık takmadan telefon hoparlöründen deneyin. play'e basın çalsın, tekrar basın dursun. basmanız ve çalması, basmanız ve durması arasındaki süreye bakın. anında başlayıp anında duruyor. şimdi bluetooth kulaklığınızı takıp deneyin, anında durmuyor, çok az bir gecikme oluyor di mi, belki 0.05 saniye, önemsiz bir süre. ama bunu bir de film izlerken düşünün. arada dönüştürücü olmadığı halde bu oluyor. televizyonda film izlerken, hele bir de dijital çıkan sesi analog'a çevirecek aletten geçecek, ohooo.

2001 model analog bir hoparlörü 2024 model full akıllı bir televizyona kayıpsız bağlayamazsınız. paranız çoksa deneyin, belki teknoloji gecikmeyi çözmüştür ama ben bu ve bunun gibi bir sürü dönüştürücüye dünyanın parasını verdim, hiçbirinden de verim alamadım.

kibritsuyu haricindeki arkadaşlar meseleyi tamamen yanlış anlamışlar. kibritsuyu'nun cevabı da pratikte doğru, teoride yanlış. sizin eski tv'nizde olduğu gibi, bazı tv'lerde kulaklık çıkışı var. benim mevcut LG tv'mde de kulaklık çıkışı var, sizin istediğinizi yapmak mümkün. sizin de bu çıkışa ihtiyacınız var. (bu arada sorunuzda giriş kelimesini kullanıyorsunuz, çıkış kelimesini kullanmanız lazım) eğer tv'nizin tam modelini belirtirseniz kulaklık çıkışı olup olmadığını ben de kontrol etmek isterim ama bakarak olmadığını zaten siz söylüyorsunuz. tv'lerdeki USB'ler sadece video-resim-müzik dosyalarını tv'de açmak için kullanılıyor. onlardan da ses çıkışı yapamazsınız. çok yüksek ihtimalle, çoğu Samsung'da olduğu gibi sadece iki ses çıkışı var sizin tv'de:

- optik ses çıkışı. hoparlörlerinizde optik giriş olduğunu zannetmiyorum ama yine de kontrol edin. optik çıkışı kulaklık jakına çeviren bir adaptör/cihaz var mı bilmiyorum.
- HDMI-arc : hoparlörlerinizde hdmi girişi de yoktur ancak hdmi'dan kulaklık jakına çeviren ara cihazlar var. bu cihazları kullanmadım, fiyatlarını da bilmiyorum. ama "HDMI to headphone" şeklinde Google'da ararsanız bulursunuz.

herkese detaylı cevaplar için teşekkür ederim. vadesini doldurmadığını düşündüğüm creative hoparlörle soundbar masrafından kurtulur muyum diyordum ama belli ki fazla sabır ve deneme yanılma ve alışveriş gerekiyor. ve ve ve görüntü ses uyuşmazlığı ihtimali bile beni hayattan soğuttu.

Öncelikle, televizyona bağlanacak hoparlörün kablosuz olmasının hiçbir artısı olmayacağı için kesinlikle kablosuz çözümlere girişmezdim. Bu nedenle sadece kablolu çözümlere bakardım.

Televizyonunuzda ses için HDMI portu zaten var. Ayrıca optik portu da olabilir, bence onu da teyit edin.

3,5 mm çıkışı optik çıkışa ve HDMI'a çeviren çeviriciler vardır. Bu çeviricilerin verimli çalışıp çalışmadıklarını bilmiyorum ancak satın alacağınız sitedeki müşteri yorumları dahi büyük oranda fikir verecektir. Benim gibi takıntılıysanız kısa bir forum/Reddit araştırması sonucunda bu işin yapılıp yapılamayacağını anlarsınız. Hiçbir bilgiye dayanmadan söylüyorum, bana öyle geliyor ki HDMI sorunlu olabilir ama optiğe çevrilirse verim alınır. Dediğim gibi, bilgiye dayanmıyor bu dediğim ama buradan araştırırsanız hoparlörlerinizin ömrünün uzayıp uzamayacağı hususunda net bilgi sahibi olursunuz. Hatta madem bu kadar insan yardımcı oldu, bulduğunuz sonucu bizimle de paylaşırsanız çok sevinirim.

bazı kablolar alarak denedik ama beceremedik -çok da uğraştığımızı söyleyemicem. daha sorunsuz bi deneyim için soundbar almaya karar verdik. (eldeki hoparlörü değerlendiremediğim için üzgünüm. bi zaman bi yerde daha eski bi tv kullanmaya karar verirsek ona bağlarız artık)

Mobil edit:olmaz derseniz koridorda saçma bir yere koyacağım :/

Kapağı açık çalıştırmazsan sinmez.
Koridor mutfaktan daha az saçma bu arada.

Çamaşır makinesinün üstüne monte edebiliyorlar. Biz mesela banyodaki çamaşır makinesi dolabını iptal ettik. Makine açıkta kaldı, üzerine de kurutmayı monteledik. 10+ yıldır sorun yok.
Not: Ablamınki mutfak balkonunda. Varsa düşünülebilir. (Balkon kaplı)

Koridorun ortasında kalacak ve hat çektirmek zorunda kalacağım en yakın buattan. Mutfakta kapının arkası çok derin ve orada bir priz var. Yani mutfak kapısı kapalı olmadığı sürece kimse görmeyecek. Tek derdim Makina ya bir şekilde yağ yemek kokusu siner mi endişesi... Mis gibi kıyafetlerim Fast food restoran gibi kokarsa çok üzülürüm.

Zaten Makina mantığı gereği kapağı açık çalışmıyor ama boş olunca kapağı açık bırakıp havalandırmak gerekiyor.

@yadigar çamaşır makinasını bir dolabın altına gömmüşler, dolap da tavana kadar, sökemiyoruz. Kapakları kaldırıp içine koyalım dedik 1cm geniş geldi kurutma. Çamaşır mak. Çevresinde dolap olmayınca o sığdı ama üstü tavana kadar dolap.

Kiracıyım, dolap ptalı maalesef söz konusu değil :/

benim yatak odamda. kimse girmiyor sonucta, görmüyor. odada olmadığım zamanlar çalıştırıyorum. aynı şekilde kiracıyım ve yer yok.

Maalesef herhangi bir odada yer yok :/

niye sinsin ki, kapalı makina sonuçta. bence mutfak mantıklı.

eski evde mutfaktaydı. hiç öyle bir sorun olduğunu hatırlamıyorum ama ben öyle balık kızartma vs. yapmıyordum.

karşı apartmanımda da yer yok sanıyorum banyolarında hepsinin kurutması balkonda (balkonlar kapalı), balkon banada mantıklı geldi hafif nemli kaldığında hemen balkonda asıveriyorlar. imkan varsa balkon çok pratik banyodansa.
mutfakta olur çoğu 1+1 evin çamaşır makinasıda mutfakta oluyor.

Estetik kaygılarınız varsa ve uzun süre otururum/paraya kıyarım derseniz, dolabı içine kurutma sığacak şekilde yeniden yaptırabilirsiniz. Ev sahibinin sıkıntı çıkaracağını düşünmüyorum.

android tv ya da yeni adıyla google tv bir şey alırsanız dilediğiniz gibi browser kullanımı daha güzeli stremio ya da iptv gibi uygulamaları kurup at koşturabilirsiniz.

ya da çok aklı olmayan makul bir fiyatlı tv alıp 3 senede bir tv box'u değiştirerek daha güncel tutabilirsiniz sistemi o da bir seçenek.

ben mini pc almıştım 5-6 sene önce gigabyte bace modeliydi. halen kullanıyorum browser açması yetiyor. celeron işlemcisi falan var.

tv'nizden memnunsanız yeni tv yerine bu tarz düşük işlemcili mini pc alabilirsiniz çünkü alacağınız tv'nin 3-4 sene sonra o app'leri desteklemesi garanti değil. benim tv 2017 samsung tizen ve çoğu uygulamayı desteklemiyor (ilk aldığımda her app vardı). şu an mini pc ile her şeyi izliyorum. bildiğin windows.

@bisorumvargaliba'ya kesinlikle katılıyorum, malum ortamlardan dizi/film izlemek için en iyi seçenek mini pc.

Güncel ve güçlü bir Android TV Box/Stick alırsanız belki ilk zamanlarda işinizi görebilir ama ilerleyen zamanlarda sıkıntı çıkarmasını bekleyebilirsiniz.

Akıllı TV'lerin akıllı kısmı hem harici cihazlar kadar iyi olmuyor hem de yazılım desteği TV'nin ömrü bitmeden kesilebiliyor. TV'nizden memnunsanız bence hiç masrafa girmeyin, Android Box/Stick ya da mini pc alıp yolunuza devam edin.

hiçbir teferruatla uğraşmadan yalnızca iptv üyeliği alacaksın hepsi bu.

ben de benzer ama farklı bir arayıştayım. benim de eski bi 42 inç tv'm var. yıllardır youtube, netflix, prime, browser üzerinden tv izliyorum. daha önce android box'larla izliyordum ama özellikle ip tv'de sıkıntı çıkartınca, "ulan benim xbox'ım var niye bunda izlemiyorum ki" diyip 3-4 yıldan beri xbox üzerinden izliyorum. şu an tek sıkıntı blu tv, ne uygulaması var ne de browser üzerinden çalışmasına izin veriyor blu tv.

işte ben de hala aynı yöntemle tv izlemek ancak daha büyük bir tv'de izlemek istiyorum. 65 inç tv'lere bakıyorum ama kaliteli olsun istiyorum. lg, samsung tv'lerin akılsız dümdüz tv olanları yok, akıllılar da muhtemelen bir süre sonra yeni çıkan uygulamalara destek olmayacak işletim sistemi yetersiz kalacak vs. o yüzden nasıl bi tv seçmeliyim hala ben de bulamadım.

Stremio kur hocam hiçbirine gerek yok, üzerine de torrent.io eklentisini kur istediğini seç izle

bütçene en uygun büyük ekran bişi al.,
bir de mibox s kutusu al ve arkana yaslan. tv ler bir yıl sonra kasmaya başlıyor.

TLC, en iyi panel ve uygulamalar onda. araştırın isterseniz.

Samsung m7 43” akıllı monitör modelinde indirim var şu an. Kendi üstüne yazılımda kurabiliyorsunuz, web tarayıcısıda var fiyatıda tvlere oranla çok uygun bir bakın derim

peynirlerimi balıkesir'den alıyorum: darbukakardesler
balımı marmaris'ten alıyorum: balcigokmen
şarküteriyi istanbul'dan alıyorum: etineniyisi
un çeşitlerini hanım sinop'tan bir yerden alıyor ama ismini bilmiyorum.
bazı sevdiğim baharatlar var bursa'daki bir yerden alıyorum ismini unuttum aklıma gelirse editlerim.

bir iki manisa, ardahan ve kars'tan peynir aldım ama pek beğenmedim ya da bir süre sonra bozdular. üsttekiler düzenli aldığım yerler.

sadece internetten aldıklarımı yazdım.

Müslümoğlu

Hassas noktam kırmızı cizgim. Düzgün sucuk bulamıyorum memlekette. Markettekileri eliyorum, hepsi çok bozdu. Pembemsi bir sey cogu.

Yanturali sucuklari bunlarin içinde en beğendiğim. Deneyebilirsinz

Kahvaltılık, sadece ya da yumurtalı tüketmek için sürekli kolayca tedarik etmek için benim bildiğim en iyisi Yanturalı.

etineniyisi beeves.

Kasap sucuğu,bulundugunuz şehir de mutlaka işini iyi yapan kasaplar vardır.

Peki Yanturali sucuklarini nereden aliyorsunuz? Online siparis disinda secenekler neler?

Tesekkur ediyoree

karakola ve savcılığa. vergisel kısım için cimer'e

william wood'tan araklamış her şeyi. savcılığa dolandırıldım diye gitmesi lazım. 2000 bin lira için uğraşmaz kimse diye düşünerek cukkalıyor.

geçen ay kayınpederimin dolandırılma davasına refakat ettiğimde 600 lira dolandırılan iş adamına/esnafa denk geldim celse sırası beklerken. iki muhabbet ettik. yarım saatte 10 katını kazanıyorum ama içime dokundu demişti adam. peşinden gitmek lazım özetle.

100 TL için şikayetci olmuştum 2-3 yıl önce. Geri aldım 10 mislini. İlgilendiler, denensin

sayfayı inceledim de şerefsizler her gönderiye muhtemelen fake hesaplardan ürünümüz geldi yazdırmış. Kullanıcı olan birisi ürünümüz geldi yazmaz normalde ürünün özelliğini yazar. amme hizmeti olarak okuyup gören herkes yorumlara dolandırıcı olduklarını yazsın bence

savciliga gidip dilekce verecek elindeki kanitlarla birlikte

Öğrenci evinde başımıza gelmişti. Bir hafta boyunca evi köpüklü sabunlu suyla duvarları kapıları yerleri, aklına gelebilecek bütün eşyaları silip yıkamıştık.

Yangın sonrası temizliği tek başınıza yapamayabilirsiniz. İs yayılır çünkü. Geçmiş olsun.

Yangın sonrası temizliği yapan temizlik şirketleri var. Özel deterjanlar kullanıyorlar.

Hatta siz görmüyorsunuz ama koltuklar, dolap içleri, mutfak dolaplarındaki tabaklar bile is olmuş olabilir. Koltukları halı yıkama makineleriyle falan yıkatmak gerekiyor is sindiğinde.

playdoh'un ilk yapılış amacı duvarlardaki isleri çıkarmaktı fakat halen aynı hamur iş görür mü bilemem. deneyebilirsiniz.

ublock origin kullanıyorum, böyle bir sorun yok.

Ublock origin +1

hiç bir şey olmaz. tut ki oldu; anam verdi dersin kim ne diyecek.

Bankalar soruyor evet, başıma geldi. Sanırım 20k euro karşılığı üstü içindi tam hatırlamıyorum. Bu durumda kanıt istiyorlar. Annenizin noter ev satış sözleşmesini kanıt göstererek yatırabilirsiniz diye düşünüyorum akraba ilişkisinden dolayı.

Depozitoyu ödemeden evi boşaltmayın. Boşalttıysanız anahtarı vermeyin. Millet kafayı yemiş iyice.

Bu arada depozitonuzu son kira bedeli üzerinden ödemesi gerekiyor onu da unutmayın.

@godless Yargıtay 6. Hukuk Dairesi, 2014/2287 E., 2014/4118 K

bisorumvargaliba'nin yazdigi karari merak ederken alttaki linke denk geldim.

www.erdemakcay.av.tr

orda da ne yapilabilir diye bir seyler yazmis yazar.

chat gpt yapar

chat gpt nasil yapar bilmiyorum ama, google maps gibi ise sizi cikmaz sokaklara, dag baslarina da yonlendirir.

En iyisi diger faktorleri de goz ounune alip (saat, seyahat araci, mesafe vs) insan aklinin bulacagi bir rota hazirlamak. cok da zor degil.

google maps'te çıkış ve gidiş yerini seçtikten sonra sağdaki üç noktaya dokunarak durak ekleyebiliyorsunuz.

Pandali vardı bı uygulama :(

Travel Sygic kullanıyorum yıllardır.

Gideceğim şehri giriyorum, kalacağım otelleri ekliyorum, sonrasında çevrede görülmesi gereken yerleri zaten gösteriyor. Beğenip eklediklerimi otele uzaklığa göre kendisi sıralıyor.

Polsrsteps'i de deneyebilirsiniz.

Kendi adını biliyor.
Mama deyince anlıyor.

- adı
- oğlum
- tostisteron
+ bunlara canı isterse cevap verip yanıma geliyor. istemezse kuyruk sallıyor pat pat ama tepki veriyor.

-- mama
-- yürü
++ bunlarla tabağına gidiyor.

--- hayır
+++ bunla da yeltendiği şeyden kaçıyor.

6 sanırım ama bazen aynı tonda başka kelimeler kullanınca da tepki verebiliyor.

kendi adini, benim adimi ve esimin adini biliyor.

mama, yogurt ve peynir kelimlerini anliyor.

"hayir" kelimesini biliyor.

"kedi" kelimesini biliyor, bahceye komsularin kedilerinden girerse "kedi" diye seslendigimizde kosarak gelip bakiyor misafir kediye.

"tut" komutunu biliyor, oynamamiz icin getirdigi oyuncagi atinca tutup geri getiriyor.

- adı
- adının kısaltması
- mama
- gel
- hayır
- çık dışarı
- otur
- in aşağı

Bunlar dışında muhtemelen söylediğim her şeyi anlıyor ama işine gelmiyor.

Bu işlerin şirketleri var. Kendi evimdeki başka bir böcek türü için herkes kendince işe yarayan ilaçları önerdi, neler alındı, ama sonunda isyan edip o şirketlere telefon açtım. Böceğin şeklini, şemalını ayrıntılı olarak sordular. Hemen geldiler, çok pahalı da değildi. Hamam böcekleri ve birçok böcek öldürseniz bile yumurtaları sayesinde varlıklarını koruyormuş. Çok minik birkaç şey koydular ve bir hafta içinde kökü kurudu böceklerin. İki farklı evde yaşadık bu durumu. En kökten çözüm ilaçlama şirketi. Çok pahalı da değildi ben en son bu hizmeti aldığımda. Şiddetle bunu tavsiye ederim. Geçmiş olsun.

İlaçlara ilaveten hamam böceklerinin nereden geldiği konusunu çözmeniz gerekiyor. Evde mi yuvalanmışlar bir yerden mi geliyorlar ? (Lavabo giderleri, duvar çatlakları vs birçok yer olabilir)

Bayer'in K-othrine ilacı + Maxforce jeli aşırı etkili ilaçlardır ancak kediyle etkileşim durumunu bir google'layın derim.

K-Othrine iki çeşit satılıyor biri alıp suyla seyreltilerek kullanılan diğeri direkt sprey halinde kullanıma hazır olan. ikisi de iş görür. düzenli aralıklarla, yoğunluk durumuna göre haftalık veya iki haftalık periyotlarla eve uygulamak çözüm getirir.

Maxforce jeli de mutlaka 3 ayda bir uygulamak gerekir. soykırım etkisi gösterir, kökten çözümcü bir ilaçtır.

ben cok cebelleşmiştim kendileriyle. kedim de var. kafalarına terlik vuruyordum atıyordum falan meğer hayvan parçalanınca yumurtalarını salıyormuş üredi de üredi. raid tabletler vs bir çok şey kullandım. sonra o mucizevi, büyük ilah, kurtarıcı ve son hamam bükücü borik asiti bir yerlerde okudum. eczanelerde satılıyor ve ucuz bir kimyasal.

patates kızartmasından bir iki tane borik asite bulayıp dolap altlarına ve kenarlarına koydum. genelde mutfakta takılıyorlar, kediyi de mümkün olduğunca sokmadım mutfağa. zaten pek sevmez orayı. meğer bunlar patates kızartmasına gelince borik asiti fark etmeyip ayaklarına falan bulaşınca yuvaya da taşıyorlarmış.

1 haftada sağda solda cesetleri belirmeye başladı. topladım attım. bir daha da ne hamamı ne karıncası belirmedi.

Bayer Solfac ev içinde kullandım, hiç sorun olmadı, işe de yaradı. Çok kedili ortam.

Sadece dip köşelere sprey ile sıkıyorsunuz, hemen kuruyor. İnsan ve hayvana zararı yok. Sadece suyla silebiliyorsunuz vakit geçince.

Ancak hamam böceği yoktu. Hamam böcekleri için de çözüm olur sanırım.

Olmaz tabiki. Evet iki tane bulaşık olduğun zaman bu anında düşer.
Poliüretan mastik ile yapman lazım. Dyson deniliyor piyasada.

nasıl düşsün? :D bant bi yük taşımayacak ki tezgah ve eviye arasında ezilecek sadece. eviye tezgahtaki deliğe oturtuluyor ve çerçevesi delikten daha geniş. şuan silikonu sökülü kaldırsan alabileceğin şekilde duruyor öyle yerinde ve kullanıyorum hiç bir şekilde yapıştırılmamış haliyle bile düşmesi imkansız.

bi su sızıntısını önlemesi amaç bi eviyenin yerinde oynamasını engellemesi. yük taşıma durumu yok.

O su bantı çok daha çabuk parçalar su sızar sürekli silikona dönmek zorunda kalırsın

Alttan yapıştırmalı evyeler de var, bantla tutar mı diyince ben de onlardan sandım, tutmaz, iki tencere koysan düşer diyecektim.

Üstten düttürmeli, sadece oynamasın diye araya bir şey konacaksa çift taraflı bant tutar, ama su geçirmezliği olmaz. Suyu gördükçe yıvşar. Silikon her zaman iyidir. Şeffaf silikon.

bahsettiğiniz ürün çöp. aracımda evde vs çok kullanıyorum suyu görünce gevşiyor. o ürünün amacı sıcakladıkça yapıştırmayı arttırmaktan başka bir şey değil.

ben ankastre ocak macunu kullanıyorum tavsiye ederim. arçelik beko vs gibi servisinden alabilirsiniz. böyle şerit macun gibi bir şey onu araya koyup iyice bastırın ve bir gün su almasın. alt taraf temiz olmalı ayrıca.

en temizi silikon, en pratiği benim dediğim.

bir hediye alın miniğe, bebek aldı diyin.

yalnız bırakmamaya çalışın. o yaş için anormal bir davranış değil, bebeğe yönelik ilgiyi kıskanıyor.

çimdikleyin. empati eğitimi!

Anonim +1

Benzer durumu eşimin kuzenin çocuğu bizim kızımıza yapıyordu.

Kuzenin çocuğu ile baş başa kalınca bende ona benzer hareketi yaptim. Bir daha böyle bir sorun yaşamadık.

hediye alırsan daha çok yapar.

Dayak. Hiç öyle yeni nesil anne babalık pozlarına girmeye gerek yok. Laftan anlamayana dayağı yapıştıracaksın. Bak bakalım bir daha yapıyor mu?

Benim çocuğum 3.5 yaşında iken hata yaptı diye amcası dayısı dövse ben onu hastanelik olana kadar döverim.

Çocuk bu, ilgiyi kendine ister yapar kıskançlık. hele ki başkasının çocuğu ne kadar durdurabilirsiniz ki? Gerekirse almayın evinize koruyun evladınızı.

onun annesi babasının sorunu bu. çocuğunuzu tek başına onunla yalnız bırakmayın.

benim çocuk 4 yaşında "yapma, bu yanlış bir hareket" dedim mi iş bitiyor. kardeşimin veya büyüğümün öyle bir çocuğu olsa eğitin şu çocuğu derim.

de yani niye çekiniyorsun ailenden.

6 gece çok çok fazla ya. Yazık günah, ha ölmez tabi ama yazık günah. Hangi şehirdesin?

2-3 tencereye su koyun, tencereleri eve dağıtın. 2-3 tabağa mama koyun.
Kapı önlerine sandalye koyun, kapıyı kapatırsa hapis kalmasın.
En az 10 lt temiz kum bırakın. Yaoksa dışarı yapabilir.

En önemlisi: Sakın yarım açık pencere bırakmayın.
Çıkmaya çalışır, sıkışır ve ölebilir.
Bizzat yaşadım malesef.

Mümkünse tanıdık birisi 2 günde bir kumu, suyu kontrol etsin.

Tecrübesi yoksa hiç bütün kaynakları erkenden tüketebilir her gün uğrayacak tanıdık kesin çözüm.

Ben hiç bırakmıyorum yalnız neredeysem dönüyorum genelde, hadi ben abartıyor olayım bu işin normali azami 4gün gibi sanki.

Eve laptop bırakılır, uygun programla 7/24 kedi ile iletişim kurulur. En az 5-6 farklı kaba su konulur, aynı şekilde 5-6 farklı kaba mama konulur. Otomatik besleyiciye güvenmem kesinlikle, bir dişlisi kırılsa bitti.

Laptop da klavyeyi de kilitlemek lazım, gelip tuşlara basarsa kontrol gider. Adaptör kablosuyla oynayıp yerinden çıkarabilir, buna da dikkat etmek lazım.

En temizi paraya kıyıp kedi oteline vs vermek, ya da güvenilir bir arkadala bırakmak. İşte bu yüzden evcil hayvan istemiyorum.

Hangi şehirdesiniz? Ücret karşılığında evinize gelip kedinizle ilgilenecek insanlar var. Instagram'da karşıma çıkmıştı. 6 gece çok uzun bir süre kedi için.

ben bu tarz bi durum ilk kez başıma geldiğinde (bakacak eş dost kimse yoktu yakında) armut'tan petsitter bulmuştum. şimdi daha da yaygınlaştı. instagramda suzionline_blog diye bi sayfa var, geçen bayram bi post attı petsitter arayanlar ya da petsitterlık yapmak isteyenler yorumlarda buluştu falan. postun linkini atıyorum. altına bi bakın sizin şehirde kimse var mı? ya da siz yazın arıyorum diye. armuta da bakarsınız.

www.instagram.com

ha bu arada 6 günde kediye hiçbir şey olmaz ama yaz sıcağı olduğu için evin havalanması ve kedinin sıkılmaması için birileri gitse 2 günde bir falan çok iyi olur.

Hepinizin söylediğine tek tek katılıyorum güvenebileceğim kimse olmadığından çaresiz kaldım komşu,akraba vs.Bakalım petsitter yada otel bakacağım hava çok sıcak.Mama devrilse yine yerden yiyebilir ama su dökülse buharlaşır bu havada.Teşekkür ederim hepinize.İnanın gittiğim yerden olabildiğinde çabuk dönerim normalde sırf onun için ama bu sene böle bişi oldu

Nerde yaşıyorsun belki bizler yönlendirecek birini buluruz?

Sakarya

Kalır, hatta evden başka bir yerde, başka insanlarla olmasından iyidir. Kedileri mekan degisikligi kadar strese sokan bir şey yok. Yalnız 3.gun biri eve gidip suyunu mamasını kontrol edip, kumunu temizlerse iyi olur. Evin farklı yerlerine derin kaplara su koy. Iki tane kum kabı olsun. kapıların önüne kapanmaması icin agirlik koy. Mümkünse mama kaplarının olduğu yeri gösteren minik bir kamera olursa icin de rahat olur.

petsitter denilen bişey var bu işi iş edinmişler, petsitteristanbul insta hesabını takip edip sorabilirsin sakaryada var mı, birde tüm veterinerlere sor anahtar verseniz ücreti karşılığı gelip evde kontrol ederler mi.

eve kesinlikle kamera al koridora koyarsın veya evde ençok durdukları yerlere, 4 gün bıraktım ama takip ettim 2 kameradan çocuk çok sıkılmıştı tek sorun buydu.

eğer 2 kedi ise sıkılmazlarda, camlarda file yoksa cam açma vasistas asla açık bırakıp gitme, etrafta kırılacak devrilecek herşeyi yere indir. tencere tencere temiz su koy(kimseyi bulamazsan) hava sıcak çabuk buharlaşıyor.

çamaşır leğeni alıp içine kum doldurmuştum kendi kumuna ek olarak.

arkadaşım 2 kedisini 10 gün bile bırakıyor ama 2 kedi avantajı var kimsede bakmıyormuş o sırada ben asla yapamam ama yapan var.

eve kamera +petsitter

6 gün çok uzun ya yalnız kalması için. ben 2 gün bıraktım bir kere, sesli bebek kameram vardı 2 saatte bir oğlum oğlum diye sesleniyordum asşkfl. içim el vermiyor. hayvan da strese giriyor zaten.

haftalık tatile gittiğimde bir kere annem bir kere de arkadaşım sağolsun 2 günde bir gelip mama kum temizleyip çıktılar hemen.

istersen bir arkadaş var petshop sahibi kirtetepe'de ve yazlık civarındaki evini annesi kedi oteli olarak işletiyor. yönlendirebilirim ama en son bizimki stresten mantarlandı. bırakmıyorum artık son 2 senedir.

merkezdeysen yardımcı da olabilirim 2 günde bir fakat erenler kampüs civarı falan gidemem. dsi civarı oturuyorum.

bir de evde kamera yoksa yardımcı olamam.

Yahu adamın sorduğu duvara takılan klimanın yere koyulan versiyonu.

Evet iş görüyor, tek sıkıntı biraz gürültülü olması ama o kadar sorun edilecek bir gürültü yok.

ben çok araştırmıştım pandemi zamanında, dışarıya boru salma muhabbeti falan uğraşma; özetle: nope.

özetsiz:

split klimalardaki dış ünite zaldır zaldır bağırıyor bir süre sonra. mobil için de bununla ilgili çok şikayet okudum. evin içinde motorsiklet çalışıyor vs. gibi.

dyson da olsa bir süre sonra evin içindeki sıcaklığı yok etmek için anırmak zorunda kalacak çünkü bu cihazın içindeki soğutacak ünite split klimaya göre minnaklar ötesi.

bir de cam kiti alacan sinek böcek girmesin diye. o yapışkanlı şey bir süre sonra sıcaklıktan kendini salacak her camı açtığında yerinden ayrılacak. sürekli küfredersin.

iş yerinden biri aldı. fakirdi markası sanıyorum. küçük odada işe yaradığını ama mutfakta vs uzun süre çalışsa da yeterli gelmediğini söyledi. bir de o borusu ısınıyormuş bir süre sonra artık borudan ısı yayılmaya başlıyormuş vs yani pek mantıklı bi cihaz değil anladığım kadarı ile ki fiyatı da çok uygun değildi yani direkt klima almak daha mantıklı.

biz tavan vantilatörü bakacağız bu arada, ben de bilmiyordum ama normal vantilatörden farklı bi çalışma mantığı varmış ve işe yarıyormuş serinletme açısından.

Ben geçen 12 binlik electrolux klima aldım, borusunu camdan şu aparat ile çıkartıyorum, www.koctas.com.tr

dışarıdan hava gelmiyor ve borudan felaket sıcak bir hava atılıyor, içeriye buz gibi hava üflüyor. Odam 30 dereceydi 25 e düşürüyorum o şekilde takılıyorum.

sadece normalde dış ünite olması gerekirken o mekanizma cihazın içinde olduğu için 60 desibel bir gürültüsü var.

gece uyurken klimayı yatak odasına taşıyorum, uğultu o zaman hoş oluyor sanki araba veya fön makinası gürültüsü gibi dsfjgdfg

ama çalışırken bazen rahatsız ediyor, gürültü önleyici kulaklık takılıyorum.

benim için çok dert değil terlete terleye çalışmaktansa mobil bir çözüm baya işime geldi.

Şikayet edilmesinin nedeni insanların normal klima performansı beklemesi.

Memnun olduğum yok.
Markayla, modelle ilgili değil. O ürünün tasarımı ve çalışma şekliyle ilgili sorun.
Büyük sorunlar:
1- Çok gürültülü. Normalde evin dışındaki ünitedeki gürültü bunda evin içinde.
2- Cama doğru giden boru sıcak hava atıyor ve çok sıcak. Adeta o boru boyutunda bir kalorifer peteği çalışıyormuş gibi odayı ısıtıyor.
3- Camı hafif aralık bırakmış oluyoruz. Bezle, aparatla bir miktar kapatıyoruz ama yine de o cam aralık kalmış oluyor, dışarıdaki cehennem sıcağı içeri giriyor.
4- Mobil deyince öyle vantilatör gibi zırt pırt taşıyabileceğinizi düşünmeyin. Onun o borusu, camdaki apartı vs. derken zahmetli bir iş. Ben her gün onu odadan yatak odasına taşımakla uğraşamam mesela.

Normal split kilma taktırmanız mümkün değilse mobil klima alırsınız ama memnun kalmazsınız.

En güzeli klima tamir eden bir dükkanı aramak, onlardan ikinci el klima alıp taktırmak. Valla.

Odunpazarı evlerini gezin. OMM'ye girilebilir müze olarak. Bi de çok sıra yoksa balmumu müzesi. Bunlar dışında da çok müze var da zaman çok değilse gerek yok. Odun pazarından çıkışta sol tarafta Atatürk bulvarı üstünde Eskişehir çibörek evi var. Çibörek yiyecekseniz orda yiyin, papağanda asla yemeyin. Ama bence Eskişehir'in asıl olayı Sorpa diye bi çorbaları var o :D iki az sorpa, bir porsiyon çibörek yapabilirsiniz ikisinin de tadına bakmak için. Balaban köftesi de var yerel lezzet güya ama her şehirde olan salçalı soslu köfte işte gideri var da özel bi olay değil.

Porsuk etrafını gezersiniz adalar civarında. Hoş bi yer yani dolaşması keyifli. Kanlıkavak parki da güzel zamanınız varsa uğranabilir.

Sazova parkı şehrin dışında. Araba varsa gidilebilir ama ekstra bi olayı yok çocuk yoksa.

Kore yemeği severseniz garın oralarda boyang diye bi kore restoranı var, öyle üç beş senelik yer de değil bildiğim kadarıyla. Oraya bakabilirsiniz. Yine aynı hizada ismini hatırlamadığım bi pizzacı var o da çok lezzetli tavsiye ederim.

Eskişehir'in 50 senelik burger zinciri pino var bi de. Beklentinizi doğru ayarlarsanız gayet lezzetli ama handmade burger gibi değil de lezzetli bir büfe burgeri gibi düşünün.

Aklıma gelenler bunlar, daha önce gezmeye gelmiş ve bir senedir Eskişehir'de yaşayan biri olarak yazdım. Uzun süredir buralarda yaşayanlar varsa daha detaylı yazarlar

esk'te çibörek yenmez. ayvalık'ta ayvalık tostu yemek gibi bir şey, hepsi leş. üstteki arkadaşın dediği yeri iyi bilirim, hüsrana uğrarsınız ama kötünün en iyisi. yeni bir trend üretmiş bir de hepsi, çemenli sos falan veriyorlar. uzak durun.

mercimekli börek yiyin. kolay kolay bulamazsınız başka yerde. haşhaşlı ekmek (çörek) de tadın. tüm fırınlarda vardır hemen hemen. arkadaşın dediği gibi balabana gerek yok, sorpayı da artık kimse kuzudan yapmadığı için farklı bir lezzet alacağınızı zannetmiyorum.

belki de tatar olduğum ve aileden gelerek hepsinin asıl lezzetini bildiğim için vasat geliyor olabilir bana.

nereleri gezelim konusu ise kişisel biraz. çocuk var mı yok mu, iki dişi mi iki erkek mi geziyor, hareket mi seversin yoksa sakinlik mi, avm mi yoksa yerel yerler mi, alkol var mı yok mu, müze sever miyiz vs. yelpaze büyük.

12k al en az.

benim salon 40 m2 kare civarı. 24k güzel soğutuyor fakat benim salonun cephesi direkt güney. eğer cephe tam güney değilse 15k serinletir 12k ise kurtarır. soğutmak için 24 net.

Bence 18k btu iyi bir marka her türlü kurtarır.

Mitsubishi daikin ve fujitsu saglam markalar. Gerisi fason mal gibi diyebiliriz.

benim de ihtiyacım var.
başka öneride bulunacak arkadaşlar var mı?

Alerji

nazal polip

kbb'ye gidiniz. risonel yazıp gönderecektir muhtemelen.

aracı bilmiyorum. eğer muadillerine göre ucuzsa ya kronik bir problemi vardır ya da ikinci eli çok yavaştır

ben bu aracı normal kullanan görmedim. anırta anırta kullanan ise çok gördüm. sakarya nezdinde konuşuyorum.

mini cooper tipik bir bmw, 10 yasina gelmisse, hele gecmisinde hor kullanilmissa ocagina incir agaci diker.

sanayide iyi bir usta bulun. o araçları zorlamayan yok. zaten bu tarz araçlarda belli yıldan sonra arızalar oluşuyor.

Tamirci bir yakın arkadaşınız yoksa almayın. Zaten öyle bir arkadaşınız olsa bize kalmazdı, o söylerdi almamanızı.

Dört tanıdığımın Mini Cooper'ı vardı, dördü de sürekli tamircideydi. Uzun süren tamirler sonrası arıza ışığı sönüyordu ve birkaç gün sonra yeni bir şey için yanıyordu. 5-10 yaş arasındaki arabalar bunlar. Bu arkadaşlarımdan biri tamirciyle o kadar samimi oldular ki bir yılbaşında birlikte dışarı eğlenmeye gittiler.

Yüzlerce kişiden feedback almadım ama dörtte dört. Ben o yüzden Mini Cooper'dan korkarım.

Camında ,kapısında "sürücü raporu verilir" ,"ehliyet raporu verilir" yazan özel klinikler var. Oradan kısa sürede alabilirsin.

Özel hastenelerde 100-200tlye 5dk da veriyorlar

e nabız da bilgilerimi doktor görmesin kısmını aktif ederseniz yeni aile hekiminiz göremez.

Önce Annenin e devletine bir bakın. Annen, anneanneden kalan arsanın %50 hissedarı olarak görünüyor mu diye.

Görünüyorsa eğer ve annen fazladan hiçbir kağıdın üzerine imza atmadıysa, ilerde istediğin zaman Dayının evin yarısına çökersin.

Hiçbir yere imza atmadı annem. Arsanın imar izni var. %50 hisse annemin evet.

kardeşim önce acık acık konusacaksınız bakın bu arsa su kadar yarısı bizim yarısı sizin diye sonra diyelim arsa 1000 m2 mi gidip arsanızı cevirin 500 m2 sini.
hatta sizde kücük bir konteyner falan koyabilirsiniz.

Satma söz konusu olduğunda köyde dayınızın da mesafeli olduğu arızalı yönüyle tanınan birine satın.
Maksat dayınız kıymetinizi anlasın.

Ev alma komşu al.. demişler eskilerimiz.

İnşaat ruhsatı alacak olsa sizin imzanız gerekirdi. Zaten o dediğiniz yol sosyal alan vs için düşülecek dop düşülmeden imar da gelmez. Yani kaçak inşaat yapıyor dayınız. Davaya gerek yok belediyeye şikayet edin yeter.

siz neden dertleniyorsunuz ki? dayınız size bedava ev yapıyor ne güzel. bırakın yapsın, ilerde hak iddia edersiniz, en kötü mahkemeyle alırsınız. dayınız saf biriymiş.

Normalde arsa ikiye bölünür, hangi taraf kime düşünecek diye tapu dairesinde kura çekilir. Zira caddeye bakan taraf daha değerli olur. Her neyse dayınla konuş, izin vermiyoruz, ileride yıkılırsa kusura bakma de. Dinlemezse tapuya git, arazimize izinsiz inşaat yapılıyor de, onlar yönlendirirler seni.

Edit: dayıların önünü erkenden keseceksin yoksa ipin ucu kaçıyor. bizim kumarbaz dayı yüzünden bütün araziler mahkemelik, dört tane icrası var, yetmezmiş gibi işin içinde tefeci de var. Kendisi nerede diye soracak olursan, Antalya'da dostuyla beraber yaşıyor oç

ileride bir mahkeme süreci olursa "bu evi biz kendi çabamızla yaptık" deyip mahkemeyi kazanır ve mahkeme artı avukat masrafları size yüklenir. başımıza geldi.

öyle "ev yaptı bizim de hakkımız var" diyemiyorsunuz. buradan gol yememek için şimdiden avukat tutup mal paylaşımına gidin derim. değerli olsun olmasın annenizi ikna etmeniz gerek özetle.

zaten bilirkişi gelecek bakacak edecek hakim değişti vs. derken en az 3-4 senelik bir süreç başlatacaksınız. vakit kaybetmeyin. kısa yoldan belediyeden falan kurtuluşunuz yok.

24 ayar olması lazım onun. 22 Ayardan işlem yaptırıp kazıklanma.
Kuyumcuların olduğu yerde alış satış fiyatını gösterir ekran yok mu? İzmirde birçok kuyumcuda vardır.

Bir de, para lazım değilse altın bozdurmak için uygun bir zaman değil şu sıralar.

evet hocam 24 ayar. 22'den mi fiyat verdiler bilmiyorum da hatırlamıyorum, sadece en ucuz yer olan nadirgold'dan havale fiyatının bile altıdır diye gitmiştim onun bile 2k altını söylemişlerdi.

yok tabi bozdurmaya niyetim yok da ne kadar param var bileyim istedim :)

ben bir kere minnak altın bozdururken bahsettiğiniz gibi gramını bilmiyorum ama büyükcene bir külçe altın bozdurmaya çalışan biriyle kuyumcunun muhabbetine denk gelmiştim ve o kuyumcuda bunda işçilik var gibi saçma bir bahaneyle altı fiyatına teklif vermişti. satmak isteyen vatandaş tartışmaya başlamıştı. sanırım tüm kuyumcular büyük altın için aynı şeyi yapıyor. benim tahminim kolay kolay başkasına satamayacakları için böyle bir yol izliyorlar.

Öncelikle, hayvanın herhangi bir rahatsızlığı ya da hastalığı olup olmadığını öğrenin. Yani veterinere gidin.

Veterinerden olumsuz bir haber almazsanız, bu konudaki tahmin ve önerilerim şöyle:
Kediniz avlanıyor. Kendine zarar vermeyeceğini bildiği avları seçerek avlanıyor üstelik.
Kediler evin süsü değil, avcı hayvanlar. Tahminim cins kedi değil kediniz. Cins kedi olsaydı belki biblo gibi dururdu ama diğerlerinin anası-atası avlanarak hayatta kalmış.

Hayvan evde sıkılıyor olabilir. Bahçeli eviniz varsa bahçeye salın. Gezsin, keşfetsin, avlansın, enerjisini atsın. Yoksa, köpek gezdirir gibi göğüs tasmasıyla gezdirmeyi deneyin. Kedi ile oynuyor musunuz? Her gün 45 dakika olta oyuncağı ile oynatın. Zıplatın, koşturtun, yorulsun.

Arkadaşlarımızın eve gelen herkese saldıran (baya zarar vermek için ve öfkeyle saldıran, oyunculuğundan değil) kedisi çocuktan sonra da değişmedi, çocuğa karşı da agresifti, çözemediler. Annenin ailesinin evine götürdüler, kedi artık orada yaşıyor. (Babanın "kedi yerine çocuğu versek olmaz mı acaba" diye düşündüğünden şüpheleniyorum ama kanıtlayamam.)

Başka bir örnekte insan sevmeyen, evde ruh hastası gibi insanların üstüne basa basa koşturan kedi çocukla beraber sakinleşti, bebek yatağında beraber yatıyorlardı hatta.

Ama kedinin çocuğa tepki verip saldırma ihtimali var, ben olsam bu ihtimale hazırlıklı olmaya ve kediye alternatif ev bulmaya çalışırdım.

Arkadaşımın huysuz kedisi bebeğine hiç zarar vermedi ama yine de başbaşa bırakmıyorlar hiçbir zaman.
www.kedimag.com

Rahmetli erkek kedim gençliğinde eve gelen 1-2 yaşındaki çocuğu yerde otururken görünce kulaklarını kıstı, vücudunu yere yaklaştırdı ve usul usul sürünerek yaklaşmaya başladı, eğer görüp durdurmasak ne yapardı bilmiyorum. Saldırmazdı muhtemelen ama yere devireceğine eminim.

Aynı şeyi apartmana giren güvercine yaptığında kuşu elinden zor kurtarmıştım.

Muhtemel sebepler :

1) Kıskançlık, evde birisini benimsemiştir ve onu kıskanıyordur
2) Avını veya rahatını bozmuşsunuzdur
3) Bölgesine girmişsinizdir, özellikle belli bir alanda yapıyorsa buna dikkat etmek lazım
4) Oyun oynuyordur, bebekliğinde ayarını bilmesi için terbiye vermemişsinizdir.

Yaprak sulamak için kullanılan sprey şişelerinden alın, kötü bir şey yapınca yüzüne bir kaç fıs su püskürtün, ondan sonra şişeyi elinize almanız bile istenmeyen hareketi dururmaya yeter.

benimki 5 yaşını geçti, sarman. halen vahşilikte sınır tanımıyor. bir kaç kere hastaneye gittim kolumu baya baya deşti. kargocuyu misafiri kovalıyor. babama bile bize gelince 5 sene olmasına rağmen halen tıslayıp saldırıyor, odaya kapatıyorum.

çocuk ise 3.5 yaşında, çocuktan doğduğundan beri ondan deli gibi kaçıyor. aynı korkuya sahiptik özetle. çocuk onun anasını ağlatır merak etmeyin.

karta başvururken memur sorar zaten birleştireyim mi diye. demezse de kapı önünde kiosk tarzı bir alet var. kimlik kartı aldıktan sonra oraya takıp 2dk da birleştirebiliyorsunuz.

Kimlik yenileme 2023 son değilmiş.

sigortacınızı arayın halleder. bunun için para veriyorsunuz.

İmza iki nüshada da ıslak atılıyor(du).

Ne demek ıslak imzasız tutanak kabul edilmiyor?

Telefonda uygulama ile doldurduğumuzda yalandan parmağımız ile imza gibi bişey karalıyoruz, o bile kabul ediliyor!

pil sağlığı kaç ki? 80in altına düştüyse değişilebilir.
formatlamayı deneyebilirsin. yedek alıp geri yüklersin yedeği sonra.

pil sağlığı servis uyarılı 76. formatlayıp temiz güncelleme sonrası yedekten geri aldım itunes üzerinden.

pili değiştir o zaman

kartuşa göre daha uyguna gelir fakat baskı hızı yavaşlar. çok çıktı alıyorsanız sinir bozar. çok çıktı almıyorsan kartuş daha avantajlıdır; bunun nedeni de ink kullanan yazıcılarda seyrek çıktı alırsan ink hortumu tıkanabilir ve likitte bozulmalar meydana gelebilir. sürekli kafa temizlemeyle uğraşırsın.

ink'leri standart zaten bir ink çeşidi 20 canon modeline uygun. kolay bulunur özetle.

sadece siyah beyaz basıyorsan tonerli bak.

Alkolizmle mücadele için uzun vadeli tavsiyelerinize de açığım.

Ne düzeyde alkol aldığınızı bilmiyoruz.
Belirli bir periyodda alınan alkolün durup durup bir gün tansiyonu düşürmesi mantıklı gelmedi bana. Başka bir sorununuz olmadığından emin misiniz?
Uzun süredir ve yüksek oranda alkol alıyorsanız, haftasonu alkol almadan pazartesi işe giderseniz yoksunluk çekersiniz.
Egzersiz yapabilecek güçte değilim şu an diye kendinizi kandırmayın. Gücünüz yettiğince yapın. Ama mutlaka yapın.
Çok alkollü içecekten daha az alkollü içeceğe geçiş yapın ama miktarı arttırmamaya gayret edin. Bunu başarırsanız, bazan alkol yerine başka içecekleri menüye dahil ederek azaltma yoluna gidin.
İlk cümlenin cevabını bilmediğimizden diğer söylediklerim afakidir.

Oncelikle su an yapacağın en guzel sey evde kendini kızağa çekeceksin,ayakları dikip oazartesiye kadar yatacaksın,ağzın burnun açık olacak,havadar bir ortam yaratacaksın,bol miktarda su içip takılacaksın.

Genel konuya donersek aldığın alkol miktarı ne kadar ki bahsettiğin durumdasın.üstüme vazife olmadan yazdıklarından çıkarım yapayım,yogun iş hayatın varsa gündüz alkol alma şansın düşük,kşam iş toplantıların olur ya da kendini iki kadeh içmeden,bir duble içmeden stresimi atamıyorum modelinden yola çıkıp bir şişe şaraba,muadili rakıya viskiye ,5 kırmızı tuborga gelmişsindir.buraya vardıysan hadi tamam ama ben bu halsizliği,geçmeyen yorgunluğu alkole bağlamam işin ucunda mutsuzluk,depresyon,yanlış ortam yanlış kafaya bağlarım.yolunda gitmeyen bir seyler vardır,bir yerde hata yapıyorsundur.

Uzun dönem mücadele için öncelikle tarzında ve ortamında değişiklikler yapman lazım.dışarıya çıktığında,evde film izlerken,yemek yerken,sevişmeden önce,her ne sebebin varsa bunların alkolsuzde olabileceğini kafanda oturtman gerekiyor.illa bırakmaya değil gerektiğinde,keyifli olduğunda içmeye yonlendir kendini.illa her yemekte içmek zorunda değilsin,arkadaslarınla ortak noktan buysa hafif bir cevre degisikliği,arkadasları buna surukleyen sensen daha az bulusma,düzenli eglenmeye çıkıyorsan hafif aralardan aldırma,içtiğinde daha rahat,daha havalı,daha daha olduğunu düşünüyorsan kendini kandırdığını,içmeyenlerin sebze olduklarını düşünüyorsan asıl sebzenin sen olduğunu gibi uzunca bir listeleme yapman lazım kendince.

Salla bunları bir tane çakayım yarın bakarız diyorsan ,o zaman bu dediklerimi bosver,direk amatem.

Haftada dört ya da beş defa iki, en çok üç şişe bira içiyorum. Ama iki senedir düzenli olarak alkol alıyorum ve karaciğerdeki yağlanmanın etkileri yavaş yavas kendini gösteriyor.

Her gün değilse zaten alkolik değilsiniz. Bir bağımlılığınız yok. Tercih sizinki. O yağlanma dediğiniz şey de alkolden değil sağlıksız beslenme ve hareketsizliktendir. Sağlam spora başlayın ve zararsız içeceklere yönelin. Bir de sağlıklı beslenin.
Şu an bir sağlık sorunu yaşıyorsanız da alkole bağlamayın. Doktora gidin.

Takviyeyi kan degerlerinizi kontrole gidince ogrenirsiniz. Magnezyum, D ve B vit, demir vs bir cok sey olabilir. Beslenmeyi hadi takviyeyle biraz toparladin fakat hareketsizligin cozumu yok. Begendiginiz bi alanda egzersiz yapabilirsiniz. Ordu jimmastigi tufeksiz hareketlere goz atabilirsiniz bana gore hem komik hem eglenceli hem de 5 dklik calisma baslangic icin tembellik yapmamani saglayabilir

Bir buçuk aydır ketojenik besleniyorum ve haftada üç gün salona gidiyorum, her gün en az iki km yürüyorum. Fazla kilom yok. Geriye sadece alkol alışkanlığı kalıyor ve insan hissediyor esasında neyin kendisine kötü geldiğini. Sorunumun alkol olduğuna eminim. Tavsiyeleriniz icin teşekkür ederim.

Senin sorunun alkol değil,muhtemelen demirin düşmüş.

pzt için bir şey diyemeyeceğim.

doğru düzgün hiç hareket etmeyen 9+ senedir ve her gün 3+ promil basan bir birey olarak söylerim ki probleminiz kesinlikle alkol değil. dahiliye gidin zaten kan ve idrar testi yapar. tansiyon düşmesini söyleyince kardiyolojiye gönderebilir.

çok iyi besleniyorum, dışarıdan paketli çöpleri yemem fakat kolestrol tavan cıktı bende mesela.

Haftada 20 bira içiyorsan ki hele de bu normal yani strong olmayan bira ise bu alkolizm sayılmaz ama çok yakınsın. Alkolizm dediğin benim gibi günde 8-9 kırmızı yuvarlayınca olur. Ve ben alkolik olduğumun farkındayım. Ertesi günüm hele sabah müthiş susuzluk ve açlık hissiyle uyanıyorum. Baş ağrısını tarif bile etmek istemiyorum. Karaciğer yağlı onu da biliyorum ama geçen yıl 98 kiloyken koşu ve egzersizle 73 kg oldum. Karaciğerdeki ağrı yok oldu sayılır ama yine var.
Halsizlik için bir uzman görüşü paylaşayım. İçmeden önce bir şeyler atıştır. Boş mideye alkol alırsan hem daha çok içersin hem de karaciğer yağlanman artar. Alkol sonrası kesinlikle normal bir öğün olarak yemek yemen gerekiyor. Sonrasında bol su içip yatıp uyuyacaksın. Uykuyu da tam almalısın. Min 8 saat.
Halsizlik geçmiyor ise kımızı et tüketmelisin. Başka çaresi falan yok. Hatta et suyuna limon falan sıkıp içmen gerek. Alkol ile birlikte vücut tuzu da atar ve tuzsuz kaldığın için halsizlik olur. Bol tuzlu et veya et suyu. Eğer seversen paça işkembe şiddetle tavsiye ederim.
10 yıldan uzun bir süredir düzenli olarak içiyorsan eğer alkolik sayılırsın. Kendi çabanla bırakamayacağın da ortada. Git bir uzman yardımı al. Amateme gitme bence ilaç yazıp bırakıyorlar. İstersen yatıyorsun ilk sefer 20 gün.
Psikoloğa git. En iyisi psikolog. İçmenin tam nedeni ne ise onu bul yüzleş. Bilinç altınla yüzleş. Ha zevk için içiyorsan devam.. nasıl mutluysan..

iphone'larda native olarak var. androidde de vardır sanırım.

hangi başlıkta, hangi isimle var bu dediğiniz?

ios'de ayarlar/ekran süresi/uygulama sınırları

Android için google family link var. Kendi telefonunuzdan kullanma süresi, kullanma saat aralığı, uygulama kısıtlaması yapabiliyorsunuz.

kaspersky safe kids

ben olsam harçlıkları türk lirasına döner hisse senedi fonlarından birine yatırır ve 20 sene dokunmazdım. kızım hayata 5-0 önde başlardı. siz bilirsiniz tabii.

orient blue +1 fon sepeti yapabilsiniz, ancak daha iyi bir getiri istiyorsanız aktif olarak yönetmeniz getirinizi attıracaktır.
Örneğin için şu an ucuz kalan altın alıp , altın yükselişini bitirdikten sonra, fonlara geçme vs. gibi.

Yani uzun vadede fonların getirisi iyidir, ancak aktif yöneterek bu gelirleri daha fazla da attırabilirsiniz.

Yarı yarıya Fiziki altın ile Eurobond öneririm.

aynı sekilde 3 yaş bende de var ve verilenleri altın döviz olarak takip edip biriktiriyoruz. benim dedem de hisselere fonlara vs yatırmış zamanında ellerimizde bir sürü değerli kağıtlar duruyor halen ve hiç bir değeri yok, büyük şirketler batmış. aslında isim değiştirilerek hortumlanmış. 5-0 önde başlayamadık yani.

Viennalife sigorta firmasını araştırın. Sadece iki ana ürün üzerine satış yapan yabancı bi sigorta firması. Benim çocuğum yok, farklı bi ürününü kullanıyorum. Hatta para biriktirme aracı olarak kullandığımdan iki farklı tutarla gidiyorum. Biri kendime, biri kardeşim niyetine yaptım. O parayı ona ayırdım yani. İsterseniz kendi danışmanımı yönlendirebilirim. Siz ve eşinize online olarak 15dk kadar bir sürede konuyu anlatır.

Genel hitap ettiği kesim üst düzey yöneticilerdir. TL üzerinden işlem görmüyor çünkü. Bir çeşit dövize endeksli sigorta gibi bir şey fakat insanlar bunu parasını değerlendirmede bir sepet olarak kullanıyor çünkü 15yıl sonunda dönüşü çok güzel oluyor ve yatırdığınız para yok olmuyor. Ayrıca size bir şey olursa da evladınıza ciddi bir miktar birikim kalıyor.

Hatta bri dk. Bana iletilen mesajı bulayım size. Direkt alıntılayım;

“Ülkemizde sigortalar senelik olarak yapılır ve mantığı da şöyledir; risk gerçekleşirse ödeme yapar, gerçekleşmezse ödediğin para sigorta şirketine kar olarak kalır.

Biz de şöyle oluyor 15 yıllık bir çalışma yapıyoruz 1 günden 15 yılın sonuna kadar bir teminat belirliyoruz. Allah göstermesin size bir şey olması durumunda çocuğunuza ve eşinize kalacak bir teminat ‘örnek veriyorum bu teminat 100 bin dolar olsun’ ecelen ya da hastalık sonucu size bir şey olması durumda geride kalanlara bu 100 bin dolar teminat ödeniyor. kaza sonucu bir yaşam kaybı olursa (ev kazası, iş kazası , trafik kazası, deprem) teminat çarpı 2 oluyor ve 200 bin dolar ödeniyor. buna karşılık kişinin yaşına ve cinsiyetine bağlı olarak sabit bir prim çıkıyor.bu da örnek veriyorum aylık 100 dolar olsun 15 yılda her ay 100 dolar ödediğinizde 180 ayda toplam 18 bin dolar para Ödemiş oluyorsunuz. süre sonu geldi çok şükür hayattasınız herhangi bir risk gerçekleşmedi, Ödemiş olduğunuz tüm parayı dolar olarak geri iade alıyorsunuz.

Ayrıca brüt maaşla çalışıyorsanız %15 ile %40 arasında vergi matrahınız var ortalama vergimi matrahınız %35 diyebilirim. Her ay 100 dolar ödediğinizde 35 dolarını maaşınızla birlikte geri iade alıyorsunuz dolayısıyla size maliyeti 65 dolar olmuş oluyor. içeride 100 dolar biriktirmiş oluyorsunuz. bu da hiçbir yatırım enstrümanında elde edemeyeceğiniz bir kazanç anlamına gelmiş oluyor.

Fayda özetleyecek olursam 15 yıl içerisinde size bir şey olmaz durumunda geride kalanlara 100.000 dolara 200 bin dolar teminat bir şey olmadığı noktasında ise paranız boşa gitmiyor dolar bazında peyderpey birikiyor artı her ay 35 dolarını geri iade alıyorsunuz hiçbir yatırım enstrümanı da elde edemeyeceğiniz bir kazanç. Burada her şey %100 devlet güvencesi altında ve ödediğiniz paralar haciz edilemez. Detaylı bilgi için dilediğiniz zaman 15 dakikalık bir zoom toplantısı yapabiliriz. “

sucuklu yumurtasız menemen;
önce soğanları sonra hazırladığın biberleri pişiriyorsun.
ardından domates ve biraz samırsak atıyorsun. yan tarafta pişirdiğin sucukları (yağı karışmasın diye eğer karışsın dersen domatesle birlikte atabilirsin) atıp isot ve isteğe göre pul biberle karıştırıyorsun. domates susuz ise biraz su ekleyebilirsin (tercihen kaynar su)

milföy hamuru ile sucuk kasar zeytin peynirli mini börekler.

domates soslu sosis

peynirli omlet

maydanozlu yumurta salatası(nergizleme)

kuymak

tost

domatesli klasik salata

domates halkaları sarımsakla tereyagında

avakado zeytinyağı limon sarımsak ezme gibi

Efsane oluyor.

www.youtube.com

Coktan menuyu hazirlamissindir gec oldu epey ama bir trick vereyim.

Giriyorsun nefisyemektarifleri’ne. Yemegin sari sitesi gibi bir sey oldu basic yemek yapanlar icin.

Ana sayfada altlara dogru ilerleyince + isareti olan bir yer var. Oraya basiyorsun ve yenge ne severse ekliyorsun. Atiyorum domates yumurta beyaz peynir.

Sonuclari sergiledikten sonra kahvalti kategorisini secebilirsin. Benimki mesela maydonoz sevmiyor. Hemen filtrelere tiklayip “icermesin” kismina mayonoz yaziyorum.

Ve karsinda bir suru basit tarifler.

firmaların dediğine bakmayın. şimdi amazonda vitamin satıyor onlarda mı sahte? misal vitaminler.com doğrudan ilaç depolarından veya ithalatçıdan ürün çekiyor.
yan yana iki eczaneye sorun ikiside birbirinden farklı fiyat verecekler. ne kadar kitleye bilirse o kadar kitliyorlar. hele konu solgarsa karları baya uçuyor.
hatta bazı markaların sitelerinde tavsiye edilen satış fiyatları yazıyor ona göre bakın. eğer ondan fazlaysa almayın.

ty-hb den alacaksanız satıcıyı iyi araştırın, arada satış yapan eczanelerde denk geliyor.

www.vitabiotics.com.tr perakende satış fiyatı 373 tl olarak belirtilmiş. internette bu fiyata satan firma yok. enteresan. tamamı feyk o zaman.

ben satıcısı amazon olan ürünleri gönül rahatlığıyla alıyorum. supplementler.com ya da vitaminler.com'dan da şüphe duymuyorum, yılların firmaları. Bunların dışında alacağın her yerden şüphe duyabilirsin. Eczaneler bu tarz ürünleri fahiş fiyatlara satıyorlar, solgar da eczanelerden alın diyor ancak internettekiler sahtedir diye değil. Uygun saklama koşullarına uyulmamış olabileceğinden dolayı bunu öneriyorlar.

eczanelerin yüksek kar marjı ile satması

açılın, online vitamin satıcısı geldi :) Hocam online satıcıların çoğu eczacı zaten. bazı markalar ecz dışı ürün bile vermiyor. ancak ecz lerde firaların belirlediği psf üzerinden satış yapıldığı için fiyatlar/marjlar çok yüksek. ecz de 600tl ye satılan ürünü, yine kar ederek online de 250tl ye satabiliyorsunuz yerine göre. online de satıcıyı iyi incelemek gerek. bazı paltformlar pek önemsemediği için satıcılar sahte ürün çakabiliyor. mesela trendyol, sahte ürün şikayet karşısında satıcıdan fatura isteyebiliyor. mesela bahsettiğiniz web sitesi sahte satmaz. yorumları, satıcı profilini iyi incelemek gerek. kimi üretici firma, internetten alamyın ecz den alın derken bir yandan eticaret siteleri ile de anlaşmaları yapmaya devam ediyor.

Eczacılar vitamin ve kozmetik ürünlerinden köşeyi dönüyorlar zaten.

Netten alım yaptığın satıcının puanını ve yorumlarını kontrol et, şikayetvar com'da yorumları arttırır. Bir sıkıntı görmediysen rahatlıkla online alışveriş yapabilirsin.

vitaminler.com gözün kapalı alabilirsin.

Esnaftan esnafa fark var. Benim tum sulalemin ilaclarini aldigim eczacim destek urunlerini internet fiyati altina veriyor bana. Yan eczaneye gitsem muhtemelen 1.5 kati falan ceker. Benden baskalarina da geciyordur benim eczaci eminim. Bazen usenip gitmiyorum ve supplemnentler ya da vitaminlerden aliyorum. Her satis mecrasinda varlar. Farmasi ve sachane de guvenilir.

Özellikle kedi ısırığı için değil ancak her türlü enfeksiyon bölgesi temiz tutulmalı, deniz dediğiniz şey sıvı toprak. İçinde her türlü canlı cansız şey mevcut. Sizde de görece baya rahatsızlık veren bir enfeksiyon mevcut, haliyle bunu bir de denize sokmamak sizin faydanıza olur.

takipte kalın antibiyotik sonrası da 2-3 gün içinde şişlik ve kızarıklık artıyorsa tekrar bir hekime başvurun.

2 güne geçer. ince görmüş hayvan. benimki çok ısırıyor sanki düşmanıymışım gibi. özellikle kollarıma hasta. kolonya döküyorum kabaran yere 2. günü görmüyor bile. kolonya basın.

KAN tahlili yaptırıp TSH değerinizi öğrenin. Yüksekse tedavi olmadan geçmez o kabızlık.

Duphalac. Sizi tuvalete çıkartana değin dozunu arttırabildiğiniz bir ilaç. Tamamen zararsız ve bağımlilik yapmıyor. Tadı iğrenç gelirse (baklava şerbeti gibi şekerli) çay, kahve, süt, ayran, kefir, meyve suyu vs. gibi bir içeceğe de katabilitsiniz.

Duphalac zoruyla da olsa her gün tuvalete çıkacaksınız. Ve her gün yemekten evvel bir iki kaşık buğday kepeği (bazı marketlerde var nuhun ankara marka) tüketeceksiniz bol bol su ile...

Bu ikili yardımıyla bir ay kırk gün gibi her gün tuvalete çıkmaya alışınca bağırsaklar terbiye oluyor ve her gün tuvalete gidiyorsunuz...

En az 6 ay Probiyotik kullan da bağırsak floran bir düzene girsin. Özellikle Enterococcus faecium içeren bir probiyotik hem ishali keser hem kabızlığı düzenler.

A101den fıstık ezmesi alıp üst kısmından cıvık kıvamlı yerinden 1-2 kaşık alırsan fayda görebilirsin.

İshal olanlar için de aynı fıstık ezmesinin dibindeki katı bölgeyi tavsiye ederim.
Şikayetiniz yoksa güzelce karıştırıp yiyebilirsiniz

ilaç olarak duphalac +1 ama sürekli devam eden bir sorunsa bunu çözmeniz muhtemelen beslenmenize dayanacak. bol bol su tüketmeye dikkat edin. gluten hassasiyetiniz varsa tetikliyor olabilir. lifli, sulu gıdalar yemeye bakın. işlenmiş ve paket gıdalardan alabildiğine uzak durun.

bir kür tarifi var: incirleri üçe dörde bölüp zeytinyağına basıp kavanozda bir gece bekleteceksiniz. sabahları aç karnına tüketmeniz gerekiyor. bana yardımcı olmuştu.

bunun dışında kabızlık, şişkinlik gibi şikayetler yaşadığım bir dönemde doktora gitmiştim ve ibs tanısı konmuştu. ilaç tedavisi işe yaramıştı ama ara ara zorladığı oluyor hala. bağırsak florasını düzene sokmak +1 ibs tanısı koyulsa da koyulmasa da önemli. devam ettiği takdirde muhakkak doktora görünün derim. geçmiş olsun.

Bu çay kesinlikle. Aktarlarda da satılıyor.
www.trendyol.com

sabah - aç karnına önce sıcak sayılabilecek kadar ılık su akabinde çok soğuk olmayan serin su.
sabah - kahvaltı sonrası 1 yemek kaşığı zeytinyağı shot.
öğlen - duphalac
akşam yemeği - emzirmiyorsanız; bir kase ev yoğurduna bir tepeleme çay kaşığı keten tohumu.
gece yatarken - bol su ve bağırsak zaten fokur fokur

ertesi sabah- sıçış.

her gün 5 hünnap+5kuru kayısı +5 diyet hurma. Ganlük beslenmeye yoğurt ve yeşilliği dahil edin.
Kendi tecrübe ve yorumum: sorun posasız şeyler yemek değil (aylar-yıllarca bol yeşillik yemiştim), barsak motilite azalması/kaybı. barsakları zorla hareket ettirecek (hünnap, kayısı, hurma) şeyler ve içerisini dolduracak (yeşillik) posalı şeyler tüketin.
Sorun devam ederse ekşiden ulaşın

bunun bir cok nedeni olabilir, kaynagini bulmak gerekir ama rahatlatmak amaciyla yapabieceginiz seyler var.
- magnezyum - sitrat formu ozellikle tuvalete cikmak icindir. ya sadece bu formu ya da icinde bu form da olan bir complexi gece yatmadan icin
- contipass --- icerdekileri yumusatir. pahali bir seydir yalniz.
- cig kabak cekirdegi yagi (eczanelerde var). kabak cekirdegi cok ise yariyor bu durumlarda. yagi da var. sabahlari 1 kasik rahatlatiyor.
- bagirsak sagligi icin duzenli probiotik. laktozsuz olanlari da var.
- kuru erik. 3-4 tane uzerine su.
- kuru kayisi. aksamdan suya yatirin sabah suyuyla birlikte tuketin.
- karniyarik otu (pisilyum) suda bekleyince jellesiyor. glutensiz ekmek yapiminda falan da kullaniliyor. kabizliga iyi geliyor.
- hareket edin. cok fark ediyor.

uzun sure cektim, halen de duzensizlikten cekiyorum. bunlar benim yaptigim ve faydasini gordugum seyler. sanirim en cok faydayi magnezyumdan goruyorum. (ocean extramag 2 adet kullaniyorum ben)

gecmis olsun.

Doğadan kayısı çayı
Tuvalette otururken ayaklarının altına tabure koymak

çünkü hasar kaydı yoktur. cevap basit.

tam anlatamadım sanırım. eğer plaka bulunur ise ödeme sayfasına yönlendiriyor.

aynı sisteme hasar kaydı olmayan bir aracımı girdim, onda ödeme ekranına attı.

ama bu diğer baktığım aracı girince "Böyle bir plaka veya şasi numarası bulunmamaktadır." diyor.

yeni tescil edilmiştir. plaka değişikliği olmuştur. sisteme hemen yansımayabiliyor. o yüzden en sağlıklısı şasi no ile yapılan sorgulamadır.
muhtemelen al-satçıdır. acil falan hikayedir.

şimdi ulaşabildim adama. inşaat sektöründeymiş müşterimden almıştım nakde çevirmem lazım dedi.

aracı 2 hafta önce almıştım o yüzden çıkmıyor olabilir dedi evet şase no ile sorgularız sorun değil dedi.

Aşağıdaki resimdeki başlıktan mı bahsediyorsunuz?

n11scdn.akamaized.net

Bu ise mavi halkanın olduğu kısım kapak, düz bir tornavida ucu ile o kapağı kenarından sıyırarak çıkarırsanız sökmek için vidasını görürsünüz.

hayır o halka yok tamamen kapalı bir başlık.

prnt.sc

bunun gibi.

O zaman asılınca gelmesi lazım, bi deneyin bakalım. Gerçi vidalı olan bile vidayı söktükten sonra çok zor çıkıyor yerinden.

başlığın (çevirdiğiniz yer) sağında solunda bir vida olması lazım. vida vs. hiç bir şey yoksa asılınca geliyor olabilir kalorifer vanası gibi.

sonuna kadar açtıktan sonra en sona yaslanınca birazcık zorlayıp daha fazla çevirmeyi dener misiniz?

kenara bıraktığınız dilimler epey masraflı ilk onları hesaplayın. bahsettiğiniz sıcak yemekler için açılışı stopajı kdv'si ne varsa ödemeniz gerekli. aylık ortalama min 5-6 bin tl. sıfır satış için konuştum. satış oldukça katlanır.

Yapmak istediğiniz şey "dark kitchen". Bunu yapanlar aslında bi binaya endüstriyel mutfak kurup oradan yemek çıkarıyorlar ve sadece siparişle çalışıyorlar ama tabi ki bunu endüstriyel mutfak kurmadan da yapmayı deneyebilirsiniz.

Burada sorun, profesyonel olmadığınız için ve mutfağınız da endüstriyel olmadığı için üretebileceğiniz ürünlerin miktarının az olacak olması ve günden güne farklılık gösterebilecek olması. Bunları aşabilirseniz pekala para kazanabilirsiz pek çok dark kitchen'ın yaptığı gibi.

müşteri kitlesi önemli
dışardan genelde döner, kebap söylemeye alışkınız

İnstagram üzerinden şehrinizde direkt müşteriden sipariş ile satış yapmak daha avantajlı. Komisyon ödeme yok. Yaptığınız ürünün elinizde patlaması gibi bi durum da yok. Bu şekilde evden butik yemek ya da gün mezeleri yapan çok kişi var. Lezzetli yaparsanız zaten kulaktan kulağa ününüz yayılır.

Les gibi yemegi fahis fiyata satanlar bile batmiyorsa iyi para var demek ki bu islerde. Bence mantikli.

Enpara.

Bu 'anne' nasıl biri? Mobil bankacılık kullanabilir mi? Yoksa şubeye gideyim, bana güler yüz, tatlı dil göstersinler mi der?
Tek kıstasımız havale, eft ücreti mi?
'Anne' emekli mi? Promosyon almıyor mu?

Dün bir banka şubesinde 45 dakika bekledim. Yaşlı insan rehabilitasyon merkezi gibiydi. Kuyruktakilerle muhabbet etmek, gişe görevlisine hal hatır sorup iki lafın belini kırmaya gelmiş insanlar vardı :)

@mirket haklısınız :) mobil bankacılık kullanabilir öğretirsem çok yaklaşmıyor ama öğrenir yani :) emekli veya promosyon tarzı bir şey yok.
Bazen biriktirdiklerini koyacak bazen ben göndericem tutacak yani orada.
Arada bir de alışveriş yaparken birine para gönderebilir o yüzden eft havaleye takıldım.

O zaman @Amaranta ursula'nın da dediği gibi Enpara ideal.

Bir vadesiz ve bir de birikim hesabı açarsınız, Kredi kartı kullanıyorsa bir Enpara kredi kartı alıp tüm faturaları için Kredi kartından otomatik ödeme talimatı verirsiniz.

Harika olur.

Teşekkür ediyorum cevaplarınız için :)

qnb finansbank'a gittiği zaman enparalı olunca bankadan para yükleme falan yapabiliyor mu peki (atm hariç) ?

kuveytturk. bir sorun oldugunda validenizin subeye gidip muhattap olması daha kolay. enpara'da finansbank'a gittiğinizde yardımcı olmama ihtimalleri yüksek.

ben de anneme kuveytten açtım en azından telefonla halledemezse şubeden halleder diye.

eft havale hesap ücreti vs yok.

kendim enpara kullanıyorum.

Kuveytturk veya Albaraka

Her ikisinde de online, mobil eft-fast ücretsiz. İşlemler hızlı oluyor.
Bankaya gittiğinde çok beklemez, muhatap bulur, saygı görür.

Mobil kullanımı da bence kolay, öğretirseniz merakı da varsa çabuk kavrar.

elimde poşet falan varsa, kafam meşgulse bazen kilitlendiğinden emin olamıyorum ve tekrar kumandadan kilitlediğim oluyor. Normalde kapıdan kilitliyorum ama, kumanda hep çantada, cepte oluyor.

2 kez basiyorum. once arabadan inip kapiyi kapatinca, sonra arabadan biraz uzaklasinca bi daha.

Basılı tutunca aynaları kapatıyor. Bakıyorum ayna kapanmadıysa 2., 3.kez basıyorum.

1 kez basıp kapı açma deneyi yapıyorum. bazen sadece bi kere kapatıp gidiyorum

otomatik kapanıyor. basmıyorum

şahsen aynalar kapanıyor, kilitlendiği %100 ama emin olamıyorum ne hikmetse. kapıyı kontrol amaçlı açma atraksiyonuna da giremiyorum keyless var.. obsesif miyim acaba

Bir kac kere basmam zaten algilayinca sesten veya farlardan anliyorum.

Ama şeyi cok sık yapıyorum, iner inmez kitlemisim ama unutuyorum kafam doluyken.

20 metre uzaktan ulan acaba basmis miydim deyip uzaktan tekrar basiyorum.

Yalniz şey yapan varmis dikkat edin. Siz kitlemeden veya otomatik kitleniyorsa da siz cok uzaklasmadan birisi sizin ters tarafiniza egilerek saklanip siz kitlemeden kapinin birini sessizce azicik aciyorlar. Siz kitledim sanip uzaklastiktan sonra icine giriyorlar.

Eski arabam otomatik kitleniyordu 1dk sonra, o yuzden tek basıyordum.
Su anki arabda bazen kitledigimi hatirlamayop yürürken tekrar bastigim oluyor.

iki kere, ikincide kornayla "kitledin kardesim kitledin" tribi atiyor, o sekilde emin oluyorum.

uzaktan 2-3 kere basarım. basınca o sinyallerin yanıp söndüğünü görmem lazım.

1 kere basıp yoluma devam ediyorum.

Ahah ha bu kişi tek benim sanıyordum :))

Yalnız olmadığımı gösteren soru ve cevaplar için en kalbi şükranlarımı sunarım.

Yukarıdaki cevapların pek çoğunu yerine ve zamanına göre uygulamaktayım. Uzaklardan hatta bazen evin camından bile farlarla göz kırpışmak muhteşem bir huzur :)

benim arabada bir tane düğme var, bir kere basınca kilitliyor, tekrar basınca açıyor.

hadi sıkıyosa buna da iki kere bas. tek bsıp kilitliyorum, kapı kolunu çekip kontrol ediyorum.

tekrar basarsan sıçtın, açıldı kapı.

bir kere. ayna kapanıyorsa okdir.

"basınca o sinyallerin yanıp söndüğünü görmem lazım."

Klasik OKB, yapmamaya çalışın.

Şunu deneyin, kapının birini tam kapanmadan, yani bir kapı açıkken kumandaya basın ve bakın bakalım aynalar kapanıyor mu?

Eğer kapı açık unutulduğunda, kumandaya basınca aynalar kitlenmiyorsa (ki genelde böyledir) şüpheye düşmenize gerek yok.

Kumandaya basın ve aynaların kapandığını görürken bir elinizle de kolu kontrol edin.

Sonra eve doğru giderken illa ki bi döner bakarsınız, aynalar kapalı görünüyorsa kilitlidir zaten.

Kumandaya 3-4 kere basmak, pilin ömrünü 3-4 kat azaltmaktan başka işe yaramayacak.

kapı kolu çekmek +1

fiziksel olarak o eylemi yapmak hatırlamayı da kolaylaştırıyor. (kilitledim mi diye geri dönüyorsan :D)

bir de herkes şu hikayeyi duymuştur sanırım, bi şekilde sinyali kesip kilitlenmesini engelliyorlarmış arabayı çalamasalar bile bagajda vs. ne varsa yürütüyorlarmış. Böyle laptop çalındığını duydum ama araba kilitlendim derken neden kilitlenmiyor o işi nasıl çözüyorlar ilk ağızdan dinleyemediğim için bilmiyorum.

Kilitlenme sesini duyarsam bir kere basarım, gürültülü bir yerse ve sesi duyamadıysam sadece sinyallere bakarak uzaklaşmam çünkü kapılardan birisi açık kaldıysa da sinyaller yanıyor ama kapı açık kalıyor. Bu durumda elimle kontrol ederim.

Ayrıca ar-ge'ci olduğum için elimizde ekipman var, şirket araçlarının kumandalarını hack rf one ile test ettik, mevcut sinyalleri kopyalayıp tekrar oluşturduk. Linea ve dacia'ları çalması çok kolay, aynı kodu her seferinde kabul ediyor :)

Diğer araçların bazılarında aynı kodu tekrar kullanamıyorsunuz, bazılarında ise saate bağlı bir üretme algoritaması olduğundan bir süre sonra kod geçersiz kalıyor.

Bunları bildikten sonra bazı marka ve modellerde dönüp kontrol etseniz de fayda etmeyeceğinin farkında olmak baya kötü hissettiriyor :)

Fiat gurubunda arabada değerli bir şey bırakmamaya çalışın.

@kimlanbu, bu çok bariz bir güvenlik açığı değil mi nasıl üretime onay alıyorlar :/

1 kere basıp kapiyi da elimle yoklarim. Tamamdir.

eski opel aracımızdan kalan alışkanlık olarak 2 kez basıyorum sürekli.

bunu çoğu kişi bilmez. opellerin bir kısmında çift kilit mekanizması vardır. kilide iki kez arka arkaya basınca kapı içerideki koldan açılmaz. yani birisi camınızı kırıp, kolunu sokup içerideki kapı mandalından kapıyı açmaya çalışırsa açamaz. o cam kırıklarının içinden girmek zorundadır, ona da çoğu hırsız yanaşmaz.

o yüzden sanki aracımda varmışçasına çift basıyorum kilide.

travocort kullandım, faydasını gördüm.

mavi kapaklı trosyd krem de çok kullanılıyor.

Saçma gelebilir ama geçen bir YouTube videosunda baya bilindik yabancı bir doktorun anlatımında denk geldim, çamaşır suyu kullanın, ben öyle yaptın doktor arkadaşım önerdi diyordu. Yorumlar da baya olumluydu denedim ilaçlardan görmediğim faydayı gördüm gibi gibi.

sonu cort olan tüm ilaçları denemelisiniz. benim elde olanı fucicort geçirdi ama aynı zamanda kasıkta işe yaramadı. diğerini de travocort geçirdi.

Klor dioksit.

tırnak mantarı değilse lamisil vela dermo trosyd. Ayağı kuru tutmak için de gündüz talk pudra kullanın. Akşam yatarken ayakları güzelce yıkayıp kurumayıp sürün ve yatın. Eğer fırsat yaratabilirseniz sabah ve akşam eve galdiğiniz saatte de tekrarlayın.

ukim ile neden pratik bir iletişim sağlayamıyorsunuz? ben ne zaman arasam yardımcı oldular. telefonları malum motorda yazılı.

lazım oldukça amazon’dan söylüyorum. ertesi günü geliyo zaten. toplu çantalar da var ama hiç ihtiyacım olmayacak şeylere para vermektense en az 1 kere lazım olan şeyleri almak daha mantıklı geliyor

Bim'de şu an kampanya ürünü olarak var. SGS iyi marka. Fiyatları da uygun. Arada yeni parçalar da geliyor. Takip et. Git, lazım olabilir olanları al.

Onun dışında takım halinde bir şey almaya kalkma. Gerçekten çok gereksiz oluyor.

bir tane orta boy bos takim cantasi alip yavas yavas ihtiyac oldukca teker teker alet edevat aliyorum. gidip yuklu miktarda takim almaya gerek yok eger bunu meslek olarak yapmiyorsan.

Lazım oldukça aldım yıllar içerisinde birikti, aşınan eskiyenleri değiştirdim.

Pro's Kit marka ev işleri için fevkalade iş görür alabilir, online sipariş verebilirsiniz.

toplu setlere kesinlikle para verme. cevap: boş takım çantası

- tornavida takımı almana gerek yok onun yerine şarjlı vidalama aleti alırsan yanında zaten lazım olan demirbaş 8 er adet matkap ve vida uç çıkar. koçtaştan alınma mcallister vidalama var bende 8 senedir tık demedi. en pahalısı bu ama çok iş yapar. yeri gelir kapın gıcırdar lazım olur, yeri gelir demonte mobilya alırsın can kurtarır. ankastre sökersin, raf takarsın. en son robot süpürgenin giremediği tüm mobilyaların ayaklarını bu cihazla değiştirdim mesela.

- pense şart, istediğini alabilirsin.
- matkap herhangi marka olabilir ama kablolu olmalı
- şu tarz bir her ağıza giren ingiliz anahtarı seni su problemlerinde kurtarır: st.myideasoft.com
- standart boy dübel ve vidaları. (10 ar tane alsan yeter koçtaştan 20 lira falandır)
- maket bıçağı
- alyan set


başlangıç olarak yeterli.

İzeltaş ve rico iyidir. Yavaş yavaş toplarsın acele etme.