%50'dir. şimdi toplamda 20 konserimiz var. fiyat 10lira iken kimse gelmiyor. fiyat 5 liraya düştüğünde 10 konsere gidiliyor. yani %50 artış söz konusu. eğer konserler ücretsiz olsaydı bu sefer 20 konsere gidilecekti. yine %50 bir artış söz konusu. tüketici rantı %50 anlayacağın... fiyat-miktar grafiği çizersen daha iyi anlarsın.

her okul farklıdır ama mülakatsız anca internet üzerinden yapılan tezsiz yüksek lisanslarda uygulanabilir.
y. lisanstan atılma kalktı. onunla karıştırmayasınız?

"her bölümde farklı mı uygulama ?"

evet.

ilgili okulun internet sayfasından (başvuru bilgilerini koymuşlarsa) detayları alabilirsiniz.

tezsiz yüksek lisanslarda da mülakat vardır. örneğin marmara üniversitesi üniversiteden üniversiteye göre değişir.

Hammer'in on ciltlik Osmanlı Tarihi iyidir, fakat biraz kasıntıdır. Jorga ve Zilkensen tarihleri de var, Zilkensen biraz daha iyi dil olarak. Fakat bunların hepsi detaycı, büyük tarihler. Daha küçük tarihler hakkında bir fikrim yok. Afyoncu'nun Sorularla Osmanlı Tarihi Serisi (5 cilt, sonradan tek cilt - ciltli) bir Osmanlı Tarihi değil, format olarak farklı bir yerde.

Hammer'ın saçmaladığı sonradan ortaya çıkmıştır. sana tavsiyem eski baskısını (1981) bulabildiğin Reşad Ekrem Koçu'nun Osmanlı Padişahları kitabıdır..

ytü merkez kampus eğer beşiktaş'taki ise beşiktaş, balmumcu, yıldız civarından ev tutun. davutpaşa ise geçmiş olsun.

besiktas'ta darphane, ertugrul sitesi civarinda falan tutulabilir..

dikilitaş olabilir.

Dikilitas'ta o paraya ev bulunabilir, esiniz bir minibus ile ise gider, siz yurursunuz, hem de sakin bir evde oturursunuz.

ytü'ye yürümek biraz yokuş ama bizim üst kat kiralık. 1300 tl istiyorlar. beşiktaş merkezde. mısırlı bahçe sokakta. 5 katlı binanın 5. katı.
isterseniz tel verebilirim emlakçının.

Önerileriniz için çok teşekkür ederiz. Bugün bütün gün, Beşiktaş'ta (Dikilitaş, Türkali, Abbasağa, Darphane, Barboros civarları) ev aradık ancak bir tane bile ev bulamadık. Eşimin servisi var zaten, onun için sıkıntı yok, ancak benim için YTÜ'ye yürüme mesafesinde olmasını istedik. Görünüşe göre biraz zor, bu vakitte. Artık otobüs ile YTÜ'ye ulaşımı kolay bir yerler arayacağız.

Dikilitas+1

havan ve bir avuç leblebi kadar uzağında

küçükken kendim yapardım ama şimdi evde havan yok. rondo işe yarar mı ki?

rondo işe yaramaz olur mu?

havan ve leblebi. ama işin püf noktası çok az pudra şekerinde... pudra şekeri de eklemen gerekiyor...

cayır cayır yapar vallahi iki çay kaşığı da toz şeker koy bas rondoya gitsin.

sermaye çıkışını bir tek artan dış borçlanmaya bağlayamazsın. ya da tam tersi. bu işler genel duruma göre şekillenir. sermaye çıkışı para kazanamadığından para kazanamayacağından veya spekülasyon için gerçekleşebilir.

ama net cevap dersen artan dış borç kriz tehditi demek olur o da sermyenin kaçmasına sebep olur.

dış borç ne demek? ülkeye döviz girmesi demek? döviz girerse ne olur? dövizin değeri düşer.. yani ülkede bulunan yabancı sermayenin, dövizin bi anlamı kalmaz. adamlar da korkarlar haliyle. örnek vereyim. ülkeye 1.70 seviyesinden girmiş olsun. dış borçla döviz bollaşıyor ve bol olan şeyin değeri göreceli olarak düşer. dövizin değeri 1.70'in altın düşerse ne olur? adam zarar eder. zarar etmemek için de sermayesini çeker ülkeden. anlatabiliyor muyum? sermaye çıkışı dediğine bakma. yatırım amaçlı sermaye değil o. kısa vadeli o sermaye...

konuşkan olsun. ama konuşucam diye de saçmalamasın. güler yüzlü olsun. düzgün giyinip gitsin. resmi giyinmesine gerek yok ama iyi bir şekilde giyinip gitsin.

www.havayolu101.com

www.tayyareci.com

Pek bir bilgim yok ama yazını okuyunca merak ettim açıkcası öncelikle çok geçmiş olsun. Aşağıdaki gibi bir bilgiye rastladım google da.

Beyin Sarsıntısı (Kafa Travması)
Kafatasına sert bir cisimle vurulması veya başın sert bir yüzeye çarpılmasıyla kafa travması oluşur.

Darbenin şiddetli olmaması halinde beyin sarsıntısı denen durum görülür. Darbenin isabet ettiği yerde bir hematom oluşur. Bu bölge ağrılıdır. Hastanın başı döner, midesi bulanır. Kendisine ne olduğunu hatırlayamaz (hafıza kaybı).

Şiddetli darbeler kafatasında çatlak ve kırıklar oluşturabilir. Beyni örten zarlar arasında veya beyin yüzeyinde kopan kılcal damarlar yerel hematom meydana getirebilirler. Bu koşullarda hastada; şuur kaybı, bulantı olmaksızın fışkırır tarzda kusma, hafıza kaybı, kan basıncında düşme ve burun deliklerinden, ağzından kan gelmesi görülebilir.

yanlış hatırlamıyorsam bu tip durumlarda hastanın uyumaması gerekiyor, çok geçmiş olsun. vuranın kimliği belli ise hastaneden darp raporu alıp polise şikayet edin..

Gecmiş olsun,
bir kere olay adli vaka,adli vakalar hastanede 2 türlü olur, ya kolluk kuvveti olayın muhataplarını kendi getirir rapor düzenlenir ya da hekim uygun görürse,şüphelenirse vs durumlarda istediği vakayı adli vaka olarak değerlendirerek kolluk kuvvetlerine haber verir.Yani gidip siz hekimden rapor almazsınız.
sizin olay tipik bir adli vaka,hasta hastaneye girdikten sonra adli vaka olarak kabul edilmeli.
Hekim de ne görürse yazar zira adli olaylar hekimin başını en çok ağrıtan olaylardandır, yani bu öyle pısırıklıkla vs ile alakalı değildir, olay ya adlidir ya da değildir.

Hastanın durumu için burada bir yanıt bulamazsınız,aramayın da bence burada.
Tekrar gecmiş olsun

arkadaşlar öncelikle cevaplarınız için teşekkürler. benim konuyu açış nedenim işin adli yönü değildi. zaten olay gerçekleştikten hemen sonra polis çağırıldı olay yerine. ben kabaca hastanın durumuyla alakalı bilgi almak istemiştim çünkü acilde çekilen filmde doktor raporuna "orta" yazmış. eh, nöbetçi doktor da kulak-burun-boğaz uzmanıymış. yani dün gece bu konuyu açtığımda pek bilgi sahibi değildik. zaten yaralının babası da polis memuru. işin adli kısmıyla alakalı bir tereddütüm yok. çok şükür, şu anda durumu iyi yakınımın.. tekrardan teşekkür ederim gösterdiğiniz ilgi, alaka için..

honda memnuniyet oranı en yüksek araba markalarından biridir. ben olsam jazzı alırdım.

fiesta az yakıyormuş.

evet fiesta tam tersi çok yakıyor diye biliyorum ben otomatik vites ile. polo pahalı, biz de bu sınıfta bu ikisi arasında kararsız kaldık.

oto alım satımı yapan bir bir abimiz yeni fiestaları tavsiye etmediğini söylemişti. jazz için bir şey diyemeyeceğim ama en azından fiestalar için durum bu. haa focus'lar iyiymiş ama sen de focus aramıyorsun...

yakıt sorununuz yoksa tabii ki de honda. ford da çok sağlam araçtır ama honda'nın motoru bi ayrı dünya. çok uzun yıllar ilk günkü gibi gider.

eski jazz' ı kullanmıştım; motorun ve cvt şanzumanın sağırlığı dışında bir problemi yoktu, çok ergonomikti mesela, tüm japonlar gibi.

japon otomobillerini severim ve şu an mitsubishi ile subaru kullanıyorum ama yeni fiesta' yı hakikaten tavsiye ederim. sürüş keyfi ve viraja giriş güvenliği go-kart ile yarışır, o kadarını söyleyeyim.. iç mekanı iddialıdır, o yüzden ya beğenirsiniz ya nefret edersiniz; motoru gayet iyidir ve sorunsuzdur.

ben olsam sürüş keyfini düşünüp açık ara fiesta derdim, japoncu olmama rağmen..

genellikle bu araba tavsiyelerinde birileri över, birileri kötüler mutlaka. o yüzden üşenmeyin gidip deneme sürüşü yapın ve arabayı iyice inceleyin. otomatik vites alacaksanız yokuşta kaydırıp kaydırmadığına bakın mesela.

35-40 bine araba alıyorsunuz, internetten kitap değil...

jazz ikisi arasında öne çıkıyor.

(bkz: the longest day)
(bkz: the brigde on the river kwai)
(bkz: das boot)

the thin red line

(bkz: band of brothers)

her bölümü film kalitesindedir ve bütün batı cephesi harekatları işlenir.

schindler's list?

(bkz: cross of iron)

(bkz: stalingrad)

polise haber verdim dostum. çok sıkıntılı bir hal alacak durum.

altın değilse pek değerli değildir. eh osmanlı parasına benziyor. açıkçası çok para etmez. tavsiyem nişantaşı'ndaki hak pasajı'nın alt katındaki antikacılara göstermen. orda bu tarz paraları alan satan adamlar vardır. hangi padişahın, hangi dönemin ve ne kadar ederi olduğunu sana söyleyeceklerdir.

kriminal şubede ip adresin tespit edildi (ne alakaysa...)

feriköy bıt pazarına gıdıven, orda derlerr

Soldaki bende de var. Gümüş olanı para eder. Eğer gümüş değilse ı-ıh. Ki gümüş olanı da tağşiş görmüştür. Sağdakinin işi daha zor. Yani taklit kalıp olma ihtimali daha fazla. Bunu bir numismatik ile uğraşana görütmelisiniz.

bu arada bu fotolardan bir şey çözümleyemiyoruz.

soldaki osmanlı parası ne olduğuna bakmam lazım(5 ya da 20 kuruş kendisi resim çok belirsiz,gozler bozuk).sağdaki anonim bizans sikkesi. kendisi tarlalardan çıkar.basil 2 diye geçer.bronzdur.

gayet normal bir durum 5 yaşında bir bakım evine girmiştim belki 20 yaşına kadar orada düşkün insanların görüntüsü gözlerimden gitmedi nedir bu derece beni etkileyen hep irdeledim.

senin ki şok durumu insan öleceğini tabii bilir ama bunu hiç hatırlamaz, insan beyni için ölüm şaka gibi bir imgedir, asla ölümü olduğu gibi görmek istemez, varoluşçu psikiyatri bu olayı inceler istersen göz at.
bazı ruhsal hastalıkların sebebi de ölümü kabullenemeyiş olarak karşımıza çıkabiliyor....
senin durumunda ölümü görmek şok etkisi yaratmış travmatik bir durum olmasa gerek fakat lüzum görürsen bir kaç seans psikolog ile görüşebilirsin.

senin için iyi olmamış. ölüm bazen en olmadık yerde en olmadık şekilde karşımıza çıkıyor. bu bizim ölümümüz manasına gelmiyor sadece. anlattığın şekilde, başkalarının ölümü de olabiliyor. öncelikle kendini suçluyorsan yardım edemediğin için, bundan vazgeç. bir şekilde yapamamışsın. bazen çakılıp kalırız bir şekilde herhangi bir durumda, olayda. bunun haricinde biraz zor olacak senin için ama ölümün de bu dünya için, bizim için olduğunu telkin et kendine. hepimiz öleceğiz öyle ya da böyle. yalnız yaşıyorsan, birkaç gün arkadaşlarını davet edebilirsin evine ya da sen onlara misafir olabilirsin. düzenini bozmamaya çalış. çünkü düzenin bozuldukça, sen bunu daha fazla kafana takacaksın emin ol.

Canlı canlı ölüm izlemek öyle bir etki yaratıyor cidden. Dedem bir hastanenin kardiyoloji bölümünde yoğun bakımda yatarken (şimdi sağlam maaşallah) yanında refakatçi olarak kalıyordum. Onu yoğun bakımın 2'li odalarına almışlardı kurtardı diye, sonra bi ara asıl yoğun bakımın olduğu geniş kısımdan sürekli sinyal sesleri gelmeye başladı, 1 dakika sürdü, 2 dakika sürdü gelen giden yok, doktorlar da yoktu, bi bakayım dedim, bi baktım köşede yatan amcanın aletler çılgın atıyor. Kalp ritmini izliyorum, eli havadaydı birini çağırır gibi, yavaş yavaş aşağı indi ve yatağa hızla düştü bi yerden sonra, o an ritm sıfıra indi, birkaç dakika sonra doktorlar koşa koşa geldi, herkesi içeri soktu ve bayaa bi süre kalp masajı yapmışlardı, amca muhtemelen gitti tabii.

Herifin elinin yatağa düşüşünü unutamıyorum ben de. Korkunçtu.

ptsd değildir inş.
gerçi bi gunde olmaz dimi o

ilk kez ex'le karşılaştığımda bende senin gibi olmuştum ama zamanla alıştım. evet alışır oldum, hemde çok kötü ex'lerle karşılaştım, yanmış, boğulmuş,kafası kolu kopmuş falan.
ama tabi ilk seferdeki psikolojiyi atlatamıyor insan ama sonuçta itfaiyeciysen herşeye hazırlıklı olmak zorundasın en azından benim için.

sana tavsiyem işin duygusal boyutundan sıyrılmak için kendini mutlu hissettiğin şeylere yönelmelisin, bu süreci düşünmemelisin. sonuçta bu bir döngü ve hepimiz o sürece gireceğiz birgün.
bu yaşam ölüm sürecini bir dizi gibi düşün, başlıyor ve bitiyor.

kendini başka şeylere yönelt mutlaka, o lokasyondan bir süre geçme, ne bileyim sevdiğin şeylere ağırlık ver.
geçmiş olsun...

zeki mürenden hergün isyanım var benim kadere dinle

www.youtube.com

-sen kimseyi sevemezsin
-dilşad olacak diye
-bir kızıl goncaya benzer
-kapın her çalındıkça
-görmedim ömrümün asude geçen bir demini
-akşamın olduğu yerde bekle diyorsun,gelmiyorsun
-bir rüzgardı, gelir geçer sanmıştım
-aşkımızın, sevgimizin üstünden

www.youtube.com
www.youtube.com

tabi ki zeki müren'den kahır mektubu ve mediha şen sancakoğlu'ndan o ağacın altını

Bu Akşam Bütün Meyhanelerini Dolaştım İstanbul'un
Söyleyemem Derdimi
Her Mevsim İçimden Gelir Geçersin
Beni Canımdan Ayırdı Ah Gönlümü Yıktı Temelden
Ömrümüzün Son Demi
Böyle Mi Esecekti
Unuturum Diye Yorma Kendini

diğer parçalar nedir bakamadım ama bu olmaz ise olmaz.
yine mi çiçek - sezen aksu
fizy.com

www.youtube.com

(bkz: biraz kül biraz duman)

münir nurettin'in sesinden ama

zeki müren - kahır mektubu
baya bi götürür seni yarım saat falan... zaten o zamana kadar çakır olursun

ben balık ekmeğe en çok şalgamı yakıştırırım.

balık yemek yararlıdır ama ton balığı konserve ise hamilelikte çok tüketmiyorduk, sebebini unuttum.

1.hayır. yani balık nedense et gibi çok tüketilebilen bir şey değil. yani adana'da falan günde 3 öğün et ve etli yemek mümkün. ama balık veya balıklı yemek öyle olmuyor. yenmiyor. yani yenebilir sınır içinde zararı olduğunu duymadım. ancak derisini yememekte fayda var çok çok sık yeniyorsa. ve tabi ızgara yemek önemli. yağda değil. ızgara derken tava ızgara.
2.su ayran.

büyük balıklarda civa birikimi olduğunu duymuştum periyodu ayarlamak gerek.Onun dışında rakı yoksa şalgam içerim ben

haftada en az 3 gün balık yerim.

acılı şalgam limonlu roka off off diyorum.

valla hiç bir zararını görmedim.

Denizlerdeki kirlenme nedeniyle balıklardaki civa oranının arttığı, küçük balıkları yedikleri için büyük balıklarda civa birikiminin daha çok olduğunu ben de okumuştum bir yerde ama kesin emin değilim. İçecek konusunda ise balığın ağızda bıraktığı lezzetini bozmayacak tek içecek elbette içme suyudur.

çiftlik balığını sık tüketmemekte fayda var bence. bunlar nedir? marketlerde ya da balıkçılarda ucuza satılan çupra ve levrek. çünkü yemle besliyorlar bu balıkları. zaten tadı da normal deniz balığı gibi olmuyor.

deniz balığı yemek lazım, yukarıda da bahsedildiği gibi çiftlik balıkları yemle besleniyor, bu yem ise doğal değil firmalar tarafından organik ve inorganik maddeler karıştırılarak hazırlanıyor. tadından da belli olur zaten.

solungaçları kırmızı olsun diye bir madde katılıyormuş diye duydum bu çiftliklerden birinde çalışan gıda müh arkadaşımdan.

uzmanlar ayda en az iki defa somon yiyin derler, kalbe çok yararlıdır içindeki omega3.

Sonuç olarak boşuna dememişler denizden babam çıksa yerim diye..

Ben alkol almayacaksam ve balığın tadı güzelse genellikle su içerim ağzımın tadı bozulmasın diye. Tadı kötüyse şalgamla güzel gider.

balık yararlıdır. her gün yenirse metal zehirlenmelerine sebep olabilir. çiftlik balıklarında çeşitli suni yem vs dolayısıyla, deniz balıklarında da metal birikimi dolayısıyla risk vardır.

alırsınız.sahidiniz bile olsa onun size saldırdıgına dair vurmanızı gerektirmeyecegi icin ceza alırsınız

ayaklarına ateş etmen çok mantıklı, gerçekten tebrik ederim. Ama önce sen de ona fiziksel olarak karşılık vermeliydin bence. Fiziksel olarak karşı koyamayacağını anlayıp da silaha sarıldıysan sorun çıkmaz.

meşru müdafaanın temel şartlarından birisi olan karşı saldırının orantılı olması gerekir.
Yani karşınızdaki size taş atıyorsa yumruk vurabilirsiniz.Silah çekiyorsa,bıçak çekebilir veya silah kullanabilirsiniz.Fakat karşınızdaki size yumruk atıyor siz ise silah çekiyorsanız meşru müdafaadan yararlanamazsınız.
Kısacası saldırı araçları arasında orantı-denge olmalı.

Silah ruhsatlı mı ruhsatsız mı? Ceza ona göre değişir. Bakın değişir dedim, çünkü her halükarda alacaksınız.

askerden örnek vereyim günlük hayata kıyasla,

bombaya dipçik, ateşe ateş.

Adam sizi vurmadan vuramazsınız muhtemelen, biber gazı deneyin, illa vurmak zorunda mısınız? Aynı şekilde, silah ruhsatınız vs olması gerekir, ruhsatsız taşırsanız onun da cezası var.

Yani, sizi tartaklayıp çantanızı kapmaya çalışan herkesi vursalardı memlekette adam kalmazdı. Keşke öyle olsa

Meşru savunma
TCK MADDE 25. -(1) Gerek kendisine ve gerek başkasına ait bir hakka yönelmiş, gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hâl ve koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez.
Size karşı haksız bir saldırı olsa bile bunu orantılı bir şekilde defetmek zorundasınız, eğer silah kullanırsanız kasten adam yaralamaktan yargılanırsınız.

o sana silah çekerse sen de ona silahla karşı koyabilirsin. yumruğa silah çekmek olmaz.

mesru mudafanın kabul edılebılmesı ve cezai sorumlulugun kaldırılması için bazı sartlat gerekir. şöyle ki:
saldırı zorunlu, orantılı olmalı ayrıca saldırıyı defetmenin baska bır yolu olmamalı. kesınlıkle basına bır iş gelmez yanlıs tabi. mesru savunmada sınır asılmıssa ve bu sınır mazur gorulebılecek heyecan,korku,panik ve telasla aşıldıgı takdırde ceza verilmeyebilir.
yani senın o tartısmayı baska bı sekılde bertaraf etme ıhtımalın var olmasına ragmen sılaha dolandıysan olmaz.

var tabi. ama şimdi değil.

kaç yaşında yapmayı düşünüyorsunuz ?

3-4 sene sonra bisikletle çıkacağım turu şimdiden planlamaya başladım.

evet.

bu arada ben parasiz yapmayi dusunuyordum. birinden gaz almistim. ama tarihi belli degil su an.

bisikletle dünya değil ama türkiye turu düşünüyordum bende ama sonra dünya turu yapmaya karar verdim

ermanen parasız yapmak nasıl olur tamam otostop çekersin birilerinde kalırsın ama yaptıgın sadece tasarruf yapmış olmak olur

bundan çok sonrasını konuşmak yersiz ama yazın ortak turlar yapabiliriz. biz çıkmayı planlıyoruz bu yaz türkiye turuna...

elbette var, 4 sene sonra.

bendensin okulu fln mı bekliyorsun

evet. ve para biriktirmem lazım tabi.
cesaretim olsa şimdi giderim ama biraz daha hayat yolunda olgunlaşmam gerek.

25-27 yaş arası. yani 3 sene civarı sonra. okulu bitirdikten sonra yani.

ben de düşünüyorum ama ilk etapta halletmem gereken bikaç yıllık iş kaldı önümde okul ve askerlik gibi, bunlar biter bitmez ilk etapta tam anlamıyla dünya turu olmasada 3-5 ülke gezeceğim.

ben para kazandığımda enduro sınıfı bir motorla yapmayı planlıyorum. ama paraya bakıyor elbette. Türkiye için bisikletle yapmak güzel olur, yanıma arkadaş bulursam seve seve yaparım bunu da...

bilmemkacincinick motorla yapmış bir italyanla tanışmıştım. adam o kadar memnun kalmıştı ki ertesi sene yine yapmıştı.

düzenli para getirecek alt yapıyı kurayım dakikasında durmam.

re 1809 aslında şu anda kafamda taslak halinde oluşturduğum bi plan var. burdan karadeniz kıyısınca devam edip, kuzeydoğudan gürcistana ve karadeniz kıyısı boyunca devam etmek. avrupanın içlerinden ilerleyip, avrupanın en ucuna kadar gidip, sonra akdeniz kıyısı boyunca geri dönmek... İlk etapta bunu yapmayı çok istiyorum ama dediğim gibi sağlam bir bütçeye, güzel ve dayanıklı bir motora bakıyor... Yanında arkadaşın, dostun da varsa tadından yenmez:)

bilmemkacincinick plan güzele benziyor ama uygulamak lazım. arkadaşla gidiyim dedikçe sürekli birilerinin planları değişiyor ve sadece zaman kaybetmiş oluyorsun.

var. ama şu an o kadar param yok. bir de okulu bitirmeye 2 sene var daha. ama ben 1 tane büyük turdansa bir çok adet ufak tur düşünüyorum. atıyorum bir çıkışımda güney amerika, bir çıkışımda kuzey amerika, bir çıkışımda arap yarım adası, kuzey afrika vs. kendimce böldüm dünyayı ve türkiyeyi kafamda ve bir rota yaptım kendime yani. hem zamandan hem paradan tasarruf bu şekilde. bir de hepsinin tadı ayrı. karıştırmamak lazım.

orange coffee senin planın gerçekleşmesi sadece okulunun bitmesine bakar. işe başladığın zaman para kazanınca yıllık izinlerinde yapabilirsin. ama ben tek seferde 1 yıl sürecek bir dünya turundan yanayım. tamamen ayrı bir ruh halinde sürecek 1 yıl.

elimde para, satacak da arabam olmadığı için uzun süre düşündükten sonra şu an için bana en yakın planın bu olduğuna karar verdim. önce bir işe girip elime biraz para geçmesini sağlamak. belli bir parayı biriktirdikten sonra yıllık izne bile gerek kalmadan sadece "gitmek" için işimden ayrılabilirim. iş bulduysam kaçırmayayım gözüyle değil vakit ve fırsat bulduysam gezeyim gözüyle bakıyorum olaya zira. şu a da gidebildiğim kadar gidiyorum zaten. otostop ve couchsurfingle gezdiğim için çok aşırı bir para gitmiyor aslında ama yine de en basitinden vizelere verilen paralar var. ki en çok da bu koyuyor. tabi ki ben de isterim 1-2 sene dünya turu yapmayı ama bunun maliyeti var. gittiğim yerlerde çalışayım desem bu defa bürokrasisi var. var oğlu var.

gerçekten de vize en can sıkan kısım.

panpalar kusura bakmayın ama burası tam umut sarıkaya lık olmuş, neyse her şey gönlünüzce olsun, sevgiler

doktora gitmemekte neden ısrar ediliyor anlamıyorum? benim doktorum da yerli yersiz ilaç kullanımına karşı ama hastasın sen. her baş ağrısında ağrı kesici almak başkadır, üşüttüğün zaman ilaç almak başkadır. aralarında fark vardır. vücudunu hırpalamış oluyorsun. iyileşsen bile, toparlaması daha uzun sürecek.. mutlaka doktora görün.

hemen doktora gitmelisin yoksa zatüre olursun.ilaçların yanında da nane limon içmeyi unutma geçmiş olsun.

doktora git , haftasonu olduğu için acile git iki ilaç versinler böylece sürünmekten de kurtulursun:)

bitkisel ilaçlar tedavi etmez, tedavi sürecine yardımcı olurlar. grip zatürreye çevirebilir.

öncelikle geçmiş olsun. öyle 1 yıl sonrasına mr randevusu verildiğini duymadım. ama gittiğin gibi mr da çekmiyorlar acil durumlar dışında. sgk'lıysan mr'ı karşılar. hangi şehirde olduğun da önemli tabi.

1 yıl sonrasına mr meselesi pek kalmadı artık. özelde 2 saatte çekiyorlar. bence 3-5 kuruş fark verip özele gidin orada mr'ı sizistemeseniz de çekerler.

mr'ı en kalabalık yerde 1 haftada çektirirsin. ancak mr raporunu yorumlayacak doktor mr çektirmekten daha önemli.

acıbadem hastanelerinde erkal bilen adında bir doktor vardı. her şeyi çok net açıklayan iyi bir doktordur. gideceksen mutlaka mr ı çektir öyle git.

çok rahatlıkla ve gönül ferahlığıyla veriyorum bu cevabı SENNHEISER!!!

SENNHEISER demiş arkadaş ki çok haklı...

sennheiser ı kesinlikle tavsiye etmiyorum, 70 lira para verdim ve çok pişmanım.
güya kulak için ama dışardaki en ufak sesleri bule duyabiliyorum. volumu de çok düşük zaten.

sennheiser mx371 :) kanatlandırır!
(git: www.elmasepeti.com)
(git: www.kulakligim.com
(git: www.cimri.com)
(git: www.sennheiser.com)
bakmayın fiyatı ucuz olduguna:)

sennheiser, bilmeyenler veya uğraşmak istemeyenler içindir. 100tl civarına brainwavz m2 var. eğer istanbuldaysanız buluşalım deneyin görün. mp4nation.com sitesinden palpal yoluyla sipariş edebilirsiniz.

Ayrıca şöyle de birşey var: www.eksiduyuru.com

kim ne derse desin klasik sony yıllardır kullanıyorum hala kulaklık alacagım zaman gidip ondan alırım.

@oldman: senin aldığın kulaklıkta arıza çıkması bütün brainwavz ürünlerinin mi durumunu gösterir?

Kişi belli ki bilgili değil bu konuda, dünki duyura oldugu gibi bugünkünde de doğru yolu göstermeye çalışıyoruz şurada. Neden sennheiser alıp hem kazıklansın hem de çok daha iyilerinden kalsın ki?

al bir sennheiser ol birinci:)
bu arada jester kafamı çelme benim brainwavz ile. resmen kışkırtıosun beni:)

son 2 yıldır sennheiser cx300II kullanıyorum hala taş gibi. ses izolasyonu , ses kalitesi mükemmel. hayatım boyunca kullandığım en harika kulaklık diyebilirm . benim zamanımda fiyatı 169 tl idi şimdi 129 a falan düşmüş. pişman olmazsın

@vadrigar: sen gel hele şöyle, eğer istanbuldaysan senin kulaklık vs brainwavz m2 yapalım gör. O zaman çelin yada çelinme. Bu teklif diğer ep640 veya cx300 II'ci arkadaşlar için de geçerli :)

PS: Donanımhaber'de kulaklık ve mp3 player buluşmaları yapılır. Sahi, neden burada yapmıyoruz ki?!

ben de uzun bir arastirmadan yerli yabanci forumlardan sonra brainwavz m2 almaya karar verdim. sennheiserin tek avantaji türkiyede bir sorunla karsilasildiginda muhatap bulabilmek. mp4nationdan aliyorum kulakligi bir sorun olsa göndermeye üsenirim büyük ihtimal.

sennheiser mx470 tek geçerim!!

forum.donanimhaber.com su adreste kulakliklarin head-fi.org adresinden karsilastirmalari var. fiyat/performans olarak degerlendirmek isteyene

@sustum oturdum yerime +1

"Bildiğimizin pîri, bilmediğimizin talibiyiz."

teşekkür ederim arkadaşlar. bu söz çok hoşuma gider, insanın zaman zaman kullanması da gerekli diye düşünüyorum.

"bildiğimin alimi bilmediğimin talibiyim" sözün aslı. hece sayısı daha uygun oluyor hem.

black?

www.youtube.com

hayır duptıs, bu ritmde bi şarkı değildi.

bu değil, böyle club şarkısı değildi :s

www.youtube.com
life değil lie ama belki işte.

Bi ihtimal bu? www.youtube.com

Hurts - Wonderful Life ?
www.youtube.com

www.youtube.com

hayırr hiçbiri değil :(

colin hay - beautiful world?

vimeo.com

eveett bu sonuncusu, teşekkür ederimm :D

üzerinde metal hiçbirşey olmasın. fermuarsız, metal düğmesiz kıyafetlerle git. küpe, piercing flan varsa çıkar hepsini. hareketsiz kal. kısa sürede bitecek zaten. bir de gürültüye kafanı takma. çekim sırasında fazla ses çıkıyor. kapalı yerde kalma fobin varsa o konu da birşey diyemeyeceğim maalesef. bir de bu odalar çok soğuk oluyor. ilaç meselesi de çok büyütülecek birşey değil.

normal gidip kolunun filmini cektirmenin biraz daha gelismisi.

gurultu olacak ve biraz uzun surecek, onun icin de bazi yerlerde kulaklik verip muzik dinletiyolar. gittiginde ne yapman gerektigini anlatirlar zaten.

hasili, korkma bi sik olmuyor

hastane kıyafeti filan giymenize gerek kalmıyor. sadece küpe, takı filan bu tarz şeylerle gitmeyin. dişlerinizdeki dolgudur, implanttır bunları önceden belirtin yetkililere. eğer kontrast madde ile çekilecekse yarım saati bulabilir... önce normal çekerler, sonra damardan kontrast madde verip bir de öyle çekerler. panik yapcak hiçbir şey yok. sadece gürültülüdür. radyasyon gibi yan etkileri yoktur. çalışma prensibi farklıdır bu güzel aletin. kıpırdamamaya çalışcaksın. eğer hareket edersen içerde, en baştan tekrarlanır her şey...

cüzdanda kredi kartı atm kartı vs varsa sorun çıkabilir yani kartların manyetiği bozulabilir.

girmeden önce bir kabinde soyunmanıza izin verirler muhtemelen. cüzdandaki kartlar zarar görür diyen arkadaş da sanırım mr'a tuvalu'da filan girdi. cüzdan'ın ne işi var la mr'da?

manyetik rezonans olduğundan, radyoaktif bir durum yok, oradan başlayayım. ama üzerinizde metal ve türevi şeyler olmamalı... olanlar varsa da mutlaka belirtilmeli... eğer mümkünse uykulu gidin. orada uyur pozisyonda olursunuz.hareketsiz kalmanız ve sıkılmamanız daha kolay olacaktır...
geçmiş olsun...

sunk costs: yapıldığı takdirde paraya geri çevrilmesi mümkün olmayan maliyetler. örneğin bir firmanın yaptığı pazar araştırması maliyeti. [batık maliyet]

fixed cost: maliyeti zamana ve miktara bağlı olarak artmayan maliyetler. örneğin fabrikaya eklenen herhangi bir makina. yıpranma payları fixed cost'ta göz önüne alınmaz. [sabit maliyet]

doğal tekel, doğal oligopol, sabit maliyetler bunlar kesin doğru.. diğerleri için bişey diyemiyorum.

sabit maliyet: işletme üretim yapsa da yapmasa da karşılaştığı maliyetttir. kira buna güzel bir örnektir.

yıkıcı fiyat uygulaması: buna da şöyle bir örnek verelim. bir piyasa birkaç firmayız diyelim. ben piyasadaki en güçlü firmayım. fiyatları düşürmeye başlıyorum. hatta zararına satış yapıyorum. haliyle siz satış yapamaz hale geliyorsunuz ve teker teker kapanıyorsunuz. ben büyük bir firma olduğum için bu zarara katlanabiliyorum belli bir süre. sizi piyasadan sildikten sonra fiyatları tekrar istediğim seviyeye çekebiliyorum. buna en güzel örnek rockefeller'ın zamanında diğer petrol şirketlerine attığı kazık verilebilir. gerçi günümüzde yasak bu hareket. bi nevi damping...

output çıktı daha yerinde bir Türkçe kullanım olacaktır.

kemerin deliğinden geçen o ince uzun demir parçası var ya, işte o demir parçasını da o zımbırtıdan geçiriyorsun. böylece pantolonunun ön kısmı da düşmemiş oluyor...

+ kemerin toka kısmını pantolonla aynı hizada tutmaya yarıyor yani.

"C6-7 seviyesinde disk yüksekliği hafif azalmıştır. Diffüz bulging ve sağ posterolateral disk protrüzyonu osteofitler ile birlikte ön subaraknoid mesafeyi kapatmış ve spinal korda temas göstermiştir. Sağ C7 sinirine yakın komşuluk gelişmiştir. Sağ nöral foramen belirgin dardır. "

Paragrafa göre diskin biri omuriliğe bası yapıyor. Fizik tedavi gördü mü? Gördüğü halde MR sonucu buysa bence ameliyat şart. Geçmiş olsun.

plastik turambar, hayır hiç fizik tedavi filan görmedi. tekrarlayan boyun omuz ağrısı-tutulmaları sonucu doktora gidildi ve sonuç bu. doktor direkt ameliyat demiş...

ben, izlemiyorum, iğreniyorum diyeni görmedim.

ben izliyorum diyeni de ben görmedim.

bende izlemeyenini görmedim..

bir dönem format vs. işleriyle uğraşıyorduk hatunların bilgisayarlarının %80inden dünya porno çıkıyordu, izlemiyorum diyenlerin çoğu yalan söylüyor...

cinsellik sadece erkekler için olan bir olgu değil. kadınlar için de var. dolayısıyla bir kadının da porno izlemesi kadar doğal bir şey yok. ama nedir, sert porno sevmez mesela. o da kadından kadına değişir. ama sadece erkeklerin cinsel dürtüleri yok. toplumumuz sağolsun, ayıp bir şey olarak lanse ettiği için kadınlar üç maymunu oynuyor,oynamak zorunda bırakılıyor.

pelinn. haklı. sonucta ihtiyaç ve haz.insanların ortak duyguları.

onun dısında emin ol etrafında ummadıgın kız ve ya erkek farketmez ilginç fantazileri ve sex takıntıları olabilir.

ummadık baş taş yarar hacı.(evet atasözünü ben böyle kullanıyorum) İzlemiyorlar mı? izliyorlar. Sırf meraktan izliyorlar. Yoksa onlar da biliyorlar cinselliğin öpüşmekten ibaret olmadığını. Günümüzde artık erkekler öyle ya da böyle bir şeyleri bilen kızlar istiyorlar karşılarında. Bekaret durumları ile tezat oluştursa da bu böyle.. Bu açığı da porno ile kapatıyor kızlar.

üniversiteden bir kız arkadaşım izliyordu, porno muhabbeti yapmışlığımız vardır. arkadaştan film almıştı falan.. kadınlar için yapılan pornolar var, şimdilerde onu izleyenler falan da oluyor.

ayrıca bisanthe'nin dediği gibi bi kaç kız arkadaşın pc'lerine format atalım derken pornografik şeylerle karşılaşmıştık, tabi merak edip te bakmış olabilirler..

sözlükte bir yazar vardı tumblr sayfası açmıştı kadınlar için porno diye galiba.
lisede kız arkadaşlar birbirleri arasında cd değiştiğini görünce bizimkilerden biri çantalarından kapmıştı ve porno cd si bulmuştu. hatta bir arkadaşım kızların %702inde zıbık olduğunu iddia ederdi.

ben kafam çok bozuk olunca açarım :)

daha böyle filmvari-duygusal pornolar hatunlara yöneliktir, diye okumuştum bir yerde. benim de görüşüm o yönde. duyguya-şehvete dair bir şeyler olduğunda daha çok ilgimizi çekiyor.

bi de erkeğin zevk aldığını görmenin mühim olduğu kanısındayım. sıradan pornolarda erkeği zevk alırken görmek zor. hatta maalesef, gay pornolarında zevk alan erkek oranının normallerden daha yüksek olduğunu üzülerek belirtmek durumundayım. olacak iş değil ama oluyor.

o yüzden, tamamen şahsi görüşüm ; zevk alan erkek + zevk alan hatun + duygu + şehvet = kadın için iyi porno. pozisyon zenginliğine gerek bile yok.

öööyle porno ustası oldum. yaa yaa...

böyle gay porno müptelası olan türleri vardır bunların. hiç elleşilmez bakış açılarına.

kadınlar da porno izler. Ama porno sektörü genelde erkek tüketiciye hitap ettiği için kadınlar tarafından "kaliteli porno" bulmak ve dolayısıyla beğenmek zor oluyor.

www.youtube.com

Konulu pornolar ne için var sanıyorsun.

üniversitesine göre değişebilir.Üniversitelerin web saydlarının akademik takviminde yüksek lisans için olan bölümünde belirli tarihler yazıyor başvuru için.Boğaziçi ve İtü'nün var mesala

neredeyse hepsi alır. enstitü sayfalarından takip etmen lazım (fen bilimleri, sosyal bilimler enstitüsü vs.)

aliyorlar panpa, benim de gotum tutustu, askerlik geliyor, hemen ales'e girdim, guz doneminde de basvurucam en ucuzundan biseylere.

alanı var almayanı var.
ilan.memurlar.net

"tüm ilanları göster"i tıklayıp, eski ilanlara bakabilirsiniz.

şimdiden takip etmeni öneririm. arkadaşların da dediği gibi üniversitesine göre değişir. tezli ya da tezsiz farketmez.

www.amazon.co.uk

arama.gittigidiyor.com

Rus malı eski madalyalar satan satıcılarda çok ekonomik fiyata bulunabilir.

galatasaray lisesinin karşısındaki sokaktan gir, hemen sağ tarafta bir pasaj var. şimdi ismini hatırlayamadım. Ayvalık Tostçusu'nun yanında kalıyor. o pasajın içinde gamalı haç'tan sovyet yıldızına kadar envai çeşit şey bulabilirsin...

kadıköy antikacılar sokağında bir dükkanda görmüştüm.

bende var.
satabilirim isterseniz.

baskıcılarda yaptırabilirsin

herhangi bir fotoğraf stüdyosunda yaptırabilirsin. resmini usb'ye kaydet bardakları var onların zaten :)

www.cafepress.com

kaç tane almayı düşünüyorsun? bi arkadaşımın işi bu baskı olayı?

@bilmemkacincinick

öyle bir toplu alım olayı yok, 2 en fazla 3.

ilk marşın adı Gölcük Marşı'dır. ikincisini bilemiyorum maalesef.

www.youtube.com

kafa şekliyle alakalı bence. kafa yamuksa 3 numara saç yakışmaz falan ya hani.

yüzü ortaya çıkıyor çünkü. kadın için de böyledir. güzel kadın 3 numar asaçla da güzeldir hala.

Öyle bir şey yok. Benim kafaya sadece üç numara yakışıyor. Hem de yakışıklı değilim.

alakası yok. 3-4 numaradır saçlarım hep ama yakışıklı bulmam kendimi (ayak yapmıyorum)

"fazla kılların tamamı bir kusur kapatmak içindir" mantığından çıkan bir söz. doğruluk payı var.

yani tibi güzelse her türlü güzel olur demek.

ben çok yakışıklıyım, 3 numarada da yakışıyor.
doğru demiş.

mentalite şu.kılda keramet olsa götte çıkmazdı.

tezli yüksek lisans 4 dönem sürer.
bunun ilk yılında ders işlenir, ikinci yılında ders olmaz (alttan ders bırakılmazsa) ve 2. yıl tez yılıdır.
tez döneminde hocayı ayda bir gün bile görseniz yeter. hatta görmeyip, mail bile atsanız muhtemelen hocalar kabul eder geçerli bir sebep varsa.

tezsiz yüksek lisans 1 yıl sürer. tezli yüksek lisanslar 2 yıl sürer. tezli ile tezsiz arasında çok bi fark yoktur. ilk sene ikisi de teorik derslerini alır. tezliler, 2. sene tez yazar. ama merak etmeyin, tezsizler de tez gibi bir proje yazıyorlar. aralarında da akademik açıdan bi fark yok. doktora filan yapabiliyorsunuz.

ostalmop mu ne ise onunla bakiyor eger gerekli ise boşaltıyorlar bazısında 6 ay bazısında 5 yıl gidip baktırmadan karar vermek mumkun degil.

bele yeni bişi çıkmış diyolar pipet gibi kulağına takıp ucunu yakıyomuşun, o basınçla içerdeki herşey çıkıyomuş diyollaa ben denemedim ama deniycem ilk fırsatta. genelde duyma zorluğu başlayınca yıkatılır, düzenli yıkatanı duymadım hiç. bir de gliserin de damlatılır o da açar.

kulağı bir kez temizlettiğin zaman sürekli temizletmen gerekli diye duymuştum. gençlerde pek tavsiye edilmiyor.. mümkün oldukça erteleyin kulak temizletmeyi. ayrıca kulak pamuğunu kulak deliğinize sokmayın. kirleri iyice içeri itmiş olursunuz. bu da naçizane bir uyarı benden...

işitmez kıvama geldiğinde, kulağında akma, koku vs olduğunda ağrı bilmem ne olduğunda git yoksa gitme

Bu konuda endişelenmeniz gerektiğini sanmıyorum.

Bulunduğunuz yerdeki emniyet müdürlüğüne gidin, komiserle görüşün, derdinizi anlatın. Neticede bu bir tez çalışmasıdır. Bu labaratuarlar öğrencilere bilgi vermekten kaçınmaz,bazı üniversitelerimizde adli tıp labaratuarları için kriminalistik ve toksikoloji alanlarında zaten yüksek lisans programları mevcut.
adlitip.ankara.edu.tr

Öğrencisiniz ve eğitiminizle ilgili bilgi edinmek istiyorsunuz,yasadışı bir niyetiniz yok, bay bayan farketmez gidin karakola hem bir çay için hemde komiserlere sorularınızı sorun. İlçe emniyetlerinde de "olay yeri inceleme" uzmanları olur çok yoğun değillerse size yardımcı olacaklardır.

sana tavsiyem MKEK'ye gitmendir. www.mkek.gov.tr eğer tez yazacağını belirtirsen yardımcı olabilirler. web sitesini de incelemeni öneririm. şahsi olarak ben silahlara meraklıyımdır. dedem de yivsiz av tüfekleri yapar(dı). Artık yaşlandı, sadece tamir eder. yardımcı olabileceğim bir şey olursa ben de seve seve yardım edebilirim.

@Oguzhang biliyorum. zaten o adli tıp enstitülerinden birinde yüksek lisan yapmak istiyorum. istanbul üniversitedekinde. o yuzden diploma tezimi balistik üzerine seçtim.amacım zaten oralar. verdiğin bilgiler için cok tesekkurler. emniyet müdürşüğüne gidip bir derdimi anlatayım. konu hakkında bilgili bir polis bulurum :D

@bilmemkacincinick teşekkür ederim. konu hakkında bilgili oldugunu gormek güzel. bir kac sorum olcak onları biraz derler toplar sana da sorarım. mademki ilgilisin. git dediğin yeri inceliyorum suanda. tavsiye ettiğin için en yakın zamanda oraya gideceğim.

çok teşekkürler. konuyla ilgili daha fazla bilgisi veya fikri olan varsa çekinmeden soylesin. teşekkürlerr

ben okuldayken ödev için çat kapı iem'e gidebiliyorduk çünkü zaten hocalar iem'de çalıştığı için selam söyleyip içeri giriyorduk.(ist.üni savunma ve güvenlik bölümü)
ha okul bitince de çeşitli araştırmalar için de iem'e yazı yazdım. araştırmanın konusuyla ilgili, ne bilgisi istediğimi falan, EKKM'ye verdim. (terör saldırılarıyla ilgili araştırmam vardı)
3gün sora önce eğitim şubeden aradılar, gittim konuştum mevzuyu, beni TEM'den birkaç komserle tanıştırdılar, ben soru sordum onlar yanıtladı, çeşitli istatistiki bilgiler aldım ve işimi hallettim.
keza aynı şekilde bomba imha şube ile de çalıştım, gayet yardımcı oldular.

tavsiyem konunuzla ilgili gidip kriminal şubenin amiriyle görüşün, balistik büro amirliği size yardımcı olur.
kriminal.iem.gov.tr

ekseriyetinde kitap olarak ise "silah bilgisi" diye bir kitap var, okuldayken okumuştuk. o da yararlıdır.
mesela şöyle bişi de var, işini görebilir kısmen...
www.google.com.tr

ama en garantisi gidip eğitim şube ile görüşmendir. onlar yardımcı olacaklardır.
sorunuz olursa sözlükten ulaşabilirsiniz...

Ağız kırdırma değil ama bir elde uyduruk traş bıçağı, diğer elde bir şişe suyla araba aynası önünde traş olmak zorunda kalabilirsiniz. Yerine göre kalmayabilirsiniz de :)

bunların tam birebir yazılı kuralı yoktur arkadaşlar. ha belki de vardır ama yazılı kuralı olsa bile bunları uygulayanlar insan olduğu sürece cengiz dayı gibi tavsiyeler vermekten öte gidemeyiz. oradaki komutanın ruh haline göre değişebilir şeyler bunlar. bu işin kanununda kitabında "askerler saç uzatamaz sakal bırakamaz"dan öte bir şey yazmaz. siz de o saatten sonra asker olduğunuza göre saçı sakalı kesmeniz gerekir. ama bu kuralı da uygulayacak olan sonuçta bir insandır. o o gün görevli komutan gıcık biri değildir "la sktiret 10 gün daha saçlı sakallı takılsın garipler" diyebilecek biridir belki. buna denk gelirseniz sorun olmaz. ama kanunu harfiyen uygulayan gıcığın tekine denk gelirseniz kapının önünde pet şişe su ve permatikle sabunsuz falan traş olabilirsiniz.

daha önce de yazmıştım. arkadaşım sen 30 kasım itibariyle resmi olarak askersin zaten. traş olup git, kafan rahat olsun. gereksiz yere niye strese giresin ki? hem aynaya baktığında alışmak için önünde belli bir süre de olur, çevrendekiler de alışır bu haline. ol traşını, hiç muhattap olma sınav günü ordaki subayıyla, astsubayıyla. bunları geçtim, uzman çavuş, normal asker bile bıdı bıdı yapabiliyor. yüz göz olmana değmez kıl tüy için. kesip öyle git. küpe müpe varsa çıkar.

ben girdiğimde hiç bir sıkıntı olmamıştı ama askerlikle ilgili genel geçer hiç bi şey yok zaten. her şey yerine göre, adamına göre değişir. o yüzden bence kestir saçı, sakalı kafan rahat olsun...

puslu kıtalar atlası

kitab-ül hiyel . spoiler verdim dikkat et :)

taht oyunları

dan brown
melekler ve şeytanlar

2 günde 350 sayfa okudum şu an ödevi bitirsem de bir an önce devam etsem okumaya diye düşünüyorum

o kadar yani

bir apaçi masalı

kinyas ve kayrayı beğendiysen hakan gündayın diğer kitaplarını oku. bir de bununla alakasız ama ihsan oktay anar'ı da seversin, herkes sever zaten..

kadının adı yok - duygu asena
adı aylin - ayşe kulin
berci kristin çöp masalları - latife tekin

aklından bir sayı tut

türk diyorsan engin geçtan'ın romanları çok akıcı ve güzeldir. yabancıda da paul auster.

frank schatzing - der schwarm

epey kısa. hemen okursun.

hmm, o zaman barış bıçakçı'dan veciz sözler'i öneririm sana. eğer hoşuna giderse bizim büyük çaresizliğimizden devam edersin..

stefan zweig'in satranç kitabını zamanında 1,5 saatte bitirmiştim, baya akıp gidiyor..

fareler ve insanlar da güzeldir.

Plasebo olma ihtimalinden baska bir sey olabilir mi? bunu ogrenmeye calisiyorum iste.

birkac kisiden daha duymustum bu formulu kullanip ise yaradigini soyleyenler var. ama neden ise yaradigi konusunda teknik bir bilgim yok maalesef.

jaaccckk tıp dediğimiz şey dünyada, evrende var olan şeyleri keşfediyor. yoktan yeni bir şey yaratmıyor en nihayetinde. büyük ihtimalle plasebo etkisidir ama şu da bir gerçek hergün çok düşük miktarda alınan alkol kalp ve damar sağlığı için faydalıdır. eğer baban bununla mutluysa ve sağlığına bir zararı yoksa bırakın içsin..

boşver.

hiç bulaşma.

senin ne hissettiğin önemli biz ne desek boş, 10 yıl sonra geri dönen de var 10 dakka sonra sim kartı çöpe atanda var

peki sen ne hissediyorsun tam olarak? aranızda ne boyutta nahoş durumlar yaşandı? bunları kendine sor bence önce.

skor yaparsın başka da bişi olmaz hafızzz

konuyla alakali bir video var
www.youtube.com
senin isine yarayabilecek kismi 1.11'den sonra basliyor...
Bol sans!

aman abi ben yaptim sen yapma. hic hos yerlere gitmiyor.

hiç uğraşma boşver.

O kadar ilişki yaşamışsınız. Bence kötü ayrılmadıysanız yaşadığınız güzel şeylerin hatırına görüşüp konuşabilirsiniz. Tabii ikinizin de sevgilisi olmaması gibi şartlar da uygunsa.

çalış seninde olsun

tabii ki tesadüf değil ama öyle 2 satırda da cevap vermek zor.

tarıma dayalı toplum düşün. bunlar toprak sahibi değil diye düşün. nerdeyse mecbur ticaret yapıyorlar...

bunlar zamanında kendi soylarından olmayan sabun arayışına girmişler, oradan öğrenmişler ticareti..

yetenekliler ticarette. bir de kendilerini korurlar, kollarlar. yani aynı ürünü ya da hizmeti üreten 2 firma olsun. ben de bu 2 firmadan ürün ya da hizmet alacak bir yahudi olayım. bu 2 firmadan birisinin sahibi yahudi olsun. gider yahudiyi tercih ederim ben. iyi bir şey aslında. birbirlerini tutarlar.

tevratta bile adamlara ticari sırlar tavsiyeler anlatılıyo bırakında olsunlar.

kuran'da yahudilerin bu konuda doğuştan üstün yaratıldığı yazar

yazmıyormuş ama bir yerde okumuş idim.

bir de şu yanı var olayın:
bunlar ilk başta filistindeydiler topluca. sonra roma gelip bunları dünyanın 4 bir tarafına sürünce aralarındaki irtibatı koparmıyorlar ve ülkeler-şehirler arası ticaret yapıyorlar hep birbirleriyle.
bir de sürekli bir sürülme korkusu yaşadıklarından mal mülk edinmeyip hep altına vs. yatırım yapıyorlar asırlarca.. döviz ve kuyumculuk olaylarında uzman oluyolar ve bu işleri tekellerine alıyorlar. e bu işler de riski sıfıra yakın ve bol karlı işler olduğu için yüzyılların birikimiyle dünya ticaretini filan ele geçiriyorlar.
bir de eğitim mevzusu var tabi. adamlar yatırımı kendilerine yapıyorlar, dil öğreniyorlar, yetenek öğreniyorlar, sanat ve bilimle uğraşıyolar hep. bizim türkler gibi çiftçilik, hayvancılık, askerlik arasında sıkışıp kalmıyorlar.

eklemek istediğim bir şey var.
ticaret yaptıkları insanlara ve kurumlara karşı, yahudi olunsun ya da olunmasın çok saygılı ve olumlu davranıyorlar.

ailemin ticaret yaptığı zamanlarda müslüman şirketler gelip yüzlerine bakmadan malı yere atıp giderken, yahudi olan firma adam gibi ve güleryüzle teslimini yapıp sürekli iyi dileklerde bulunurdu. annem hala söyler, bu adamlar bu yüzden ticarette iyi diye.

Tam cevap değil tabi ama söyleyeyim. Yahudiler cocuklarını kendi işyerlerinde yetistirmezler arkadaşlarının işyerinde en dipten baslatirlar ısı tamamen öğrenince cocuk babasının isine gecer. Simartmazlar cocuklarını kendileri de zengin olsalar da mütevazı olurlar. Ayrıca pintilik de var sanırım birkaç kez gördüm İsrailli adamın bardagin diibnde kalan içeceği alan garsonun pesinden koşup geri aldığını.

in fact
especially
sure

ben "almost exclusively" demeyi seviyorum. Bi şekilde sıkıştırıyorum laf arasına:)

(bkz: okunuşu cezbeden ingilizce kelimeler)

"as well"i çok severim ben.

much to my regret

pifetik. (acınası, ama yazamadım tam)

enthusiasm

indeed.

fall in love..

i wish you were a fish in my dish...

absofuckinglutely.

why dont u throw tick?

bollocks.
bloody hell.

unfuckingbelievable
alas
yet
the matter of the fact that
mother of god
safe and sound

farewell

çünkü göze batmak istemiyorlar, dikkat çekmek istemiyorlar.

güzel soru zengin insanlar akıllandılar çünkü zengin olduklarını göstermek istemiyorlar Türkiyede bile 3 milyar dolar serveti olan 5 6 iş adamı mevcut ama oğlunun şirketi kızının şirketi diye bölündüğü zaman ilk 100e bile girmiyorlar
önde olan göze batar hemde fakirin çenesini yorar.

basitçe.. adamlar bunlaarla ilgilenmiyorlaar..

@mrtskn .. sadece gülüyorum.

"bu ailenin bireyi bugünkü parayla 660 milyar $'lık serveti olduğu hesaplanıyor"
"..çünkü topu topu 3 milyar $ serveti var."

bu ailelerin servetleri hesaplanamıyor.

amerikan merkez bankası'nın yani fed özel bir kurumdur. tavsiyem bu güzelim bankanın oluşumunu, ortakları kim biraz araştırın. new york'taki birleşmiş milletler binasının arsası kime aitti bunu da araştırın. adamlar niye övünsünler ki zenginlikleriyle? görmüyor musunuz son olayları? millet çadırlarda yatıyor protesto etmek için. neden sivrilsin adamlar? bunları biraz araştırın. araştırın ki öğrenin;)

CEO'nun ne demek olduğunu, ne iş yaptığını bilirim. Ben sana diyorum ki koskocaman amerikan merkez bankası devlete ait değil, şahısların elinde ve bu banka hangi ailelerin elinde bunu araştır. Amerika'da anti-trost yasa kimin için çıkarılmış? Standart Oil Company kaç farklı şirkete bölünmüş? yoksa kim s.ker bill gates'i, microsoft'u... adamlar türkiye'deki aşiret düzeniyle yaşıyorlar bir nevi. kapalılar. niye açık olsunlar ki, niye göz önünde olsunlar? baksana dünyanın bir ucunda 3-5 züğürt olarak bizler adamların mal varlığını tartışıyoruz şu halde bile..

bak madem çok biliyorsun, şu rockefeller ailesinin ortağı ya da tamamen sahibi olduğu şirketleri bul. sonra ortaklık yapısına bak. ailede en zengin kimmiş, beni götümün üstüne oturt. yarın önemli bir sınavım, projem var. bir yandan ona bakıyorum. bak bi arkadaş yazmış bazı şirketlerini www.eksisozluk.com bi bakıver sana zahmet. aydınlat bizi olur mu.

öeeh be kardeşim. dır dır dır!! bireymiş!! kardeşim anlamıyor musun!!! adamların mantalitesi böyle!! hala konuşuyorsun!! sana amerikan merkez bankasının ortağı diyorum bu AİLE!! evet aile!! aç gözlerini biraz!! ötesi var mı? senin o hayran hayran baktığın bill gates'in paralarını bu adamlar basıyor!! dünya ekonomisine bu adamlar şekil veriyor! eh be kardeşim!!! petrol şirketleri, bankası cartı curtu her boku var adamların! seni duyan 1000 tane rockefeller var sanacak! öff be ömrümü yedin gece gece. hadi git yat uyu!!!

:) senin devletin ve diğer bütün devletler ağızları açık bekliyorlar fed'in alacağı kararları. (faiz puanı düşürecek mi, yükseltecek mi, para arzını kısacak mı vb...) adam kendi parasını basıyor. anlatamadım galiba. Amerikan merkez bankası özel bir kurum. sen kendi pembe dünyanda yaşa. çevrene "bill gates şerefsizi de bu sene iyi para kaldırdı haa:)" diye takıl. ben komplo teorisyeni değilim. gerçekleri söylüyorum. milletler cemiyeti'nin bi boka yaramadığı anlaşılınca 2. dünya savaşından sonra yeni bir oluşuma ihtiyaç duyuyorlar ve bizim sevgili "AİLEMİZ" new york'taki en güzel yerlerden birini Birleşmiş Milletler'e hibe ediyor. her şeyde "kesin bunda bi i.nelik var aga" mantığıyla çalıştırmıyorum kafamı. merak etme. daha da tartışmam seninle bu konuda...

bütün tartışmayı okudum ve bilmemkacincinick sen haksızsın. mertesacker çok net açıklamış durumu, sende sıçtığını anladığından beri laf kalabalığı yapıyorsun.

@mrtksn söylediklerimden rockfeller'ların kendileri için 1 trilyon doları basacaklarını çıkardıysan zeka seviyen konusunda ciddi şüphelerim olduğunu bilmelisin. daha da tartışmam. dediğim gibi siz hayata toz pembe gözlüklerle bakın. günümüzde yaşayan rockefeller'lara babalarından, dedelerinden miras kalmadı zaten değil mi amk... öpüldünüz.

hı hı tabi öptüm kib görüşürüz:*

duruyor.

ulusal bayramlarda cephesine bayrak asıyorlar... unutturmaya, iyice değerlenmesini bekliyorlar arazisinin. elbet orası da satılır, yıkılır..

Dedemle anneannemin mezarı ust uste biri 1977 digeri bu yıl vefat etti vasiyeti üzerine üst üste gömüldü ve yeniden mezar yaptırıldı. Üst üste gömülme diye bir sey var.

bu şekilde mezar yeri ayıran çok var. öldükten sonra eşinin, annesinin babasının yanına gömülmek için. zaten aile mezarlığının normal olanı bu. üst üste gömülme olmaz. hele önceden ölmüş eşler arasında hiç olmaz, nikah düştüğü için dinen bile uygun değil diye biliyorum. zaten bir de şöyle düşünün önceden ölen istiyor muydu bakalım o kişiyle gömülmeyi? o yüzden böyle resimdeki gibi mümkündür.

benim bildigim 25 yil sonra ustune gomu yapabiliyorsunuz biz babmi dedemin ustune gomduk dedm babam olmeden 30 yil once olmustu mezarin icinde hicbir sey kalmamisti.

herkesi birbirinin üstüne rastgele gömmüyorsun herhalde hocam. onu demek istememişler. belirli bir süre (ben 5 sene biliyordum, 10 seneymiş) geçtikten sonra aynı mezara başka birisi defnedilebiliyor. öyle rastgele değil. mesela benim anneannemin annesi ile anneannem aynı tek kişilik mezardalar. dedem, babaannem ve halam üçü birden aynı tek kişilik mezardalar (dedem ile babaannemin arasında 10 yıl yok. demek ki 10 yıldan daha erken de olabiliyor).

soruyu soran bunu sormamış. ama gördüğümü söyleyeyim, anneannem defnedilirken, anneannemin annesinin mezar taşı bozulmadı. o üstteki toprak kısımdan kazarak ulaşmışlar. ama o çok eski tip bir mezardı. böyle yüksek değildi. bunda da öyle yapılabilir mi bilmiyorum, muhtemelen kırıp ya da söküp baştan yaparlar.

Üst üste gömmeyi sormadım arkadaşlar... Mezar, yanyana 2 kişi gömülebilecek şekilde yapılmış ve bu çift mezarın biri dolu, diğeri boş. Şimdi şöyle oluyor; mezarın altına (yani o mermer kısımdan bahsetmiyorum, henüz o mermer yapılmadan önce, mevtanın gömüldüğü kısımdan bahsediyorum), hazır betondan dikdörtgen şeklinde yer yapıyorlar, naaşı içine gömüp, üstüne hazır beton plakaları kapatıp, daha sonra toprak atıyorlar. Böylelikle, mezarın üstü bizim ayak bastığımız seviyeye geliyor (yani naaş bunun yaklaşık 1-1,5 m. altında). Daha sonra biz bunun üstüne mermer yaptırıyoruz. Mermer yapılmadan önce, bizim ayak bastığımız seviyede mezarın üstüne tamamen beton dökülüyor, birkaç gün beklenip beton oturduktan sonra, önceden hazırlanmış olan mermer getirilip monte ediliyor. İşte benim sormak istediğim, çift kişilik mezarda, boş olan kısmın da altı, tıpki diğeri gibi (dolu olan gibi) betonlanmış oluyor ve bunların üzerine, birleştirilmiş şekilde yapılmış olan çift kişilik mezar monte ediliyor. (Fotoğraftaki gibi) Peki, diğer kişi de ölünce, onu oraya nasıl gömdüklerini soruyorum ben. Mezarı kaldırıp, betonu mu söküyorlar? Yani epeyce zor bir iş gibi... Bilemedim nasıl olduğunu.

evet benim büyük teyzemi kocasının üstüne gömdüler, 7 sene sonra gömülünebiliyormuş.
marcelle olay bahsettiğiniz kadar karışık değil galiba, yani benim dayımların var aile mezarlığı, eşi sağda , ananem solda yatıyor. kendisi de vefat ettiğinde ortaya gömülecek. ananem vefat ettiğinde öyle beton kırma dökme olmadan gömdüler yengemin yanına. sanırım alt kısımlarda beton yok.

ya benim anneannemi, dedemi ve babaannemi cebeci asri mezarlığının orta yerine gizli gizli mi defnettik, korsan iş mi yaptık allah allah? hala yok olmaz savaş hali falan diye ısrar etmeyin. oluyooor. bal gibi de oluyor. gayet yasalara da, islama da uygun olacak şekilde oluyor. sadece belli bir süre artık 5 yıl mıdır 10 yıl mıdır geçmesi gerekiyor. yakınlarıma sormama gerek yok. bizzat katıldım cenazelerine.

hatta şimdi aklıma geldi, mart 2011'de vefat eden özbeöz amcamı da, 1965 yılında daha bebekken vefat eden oğlu ile aynı mezara gömdüler. bu cenazeye de bizzat katıldım. henüz sekiz ay önce. savaş falan da yoktu. cebeci asri mezarlığından yol da geçmiyordu. heyelan falan da yoktu. aile istedi, oldu. oluyor yani boşa sallamanın lüzumu yok.

valla devletin imamı da, devletin mezarlık görevlisi de oradaydı. kendi başımıza götürüp gömmedik ya. dua okuyan imam efendi bilmiyor muydu yani? her gün kaç tane cenaze defnedilen mezarlığın görevlisinin haberi yok muydu, cahil miydi bunlar? tövbe haşa kime sorayım, islamiyete uygunluğunu sorabileceğim en yetkili adam devletin imamı işte. o deseydi "ağalar olmaz, buraya gömülmez" diye. zaten iş oraya gelene kadar bin türlü prosedür uygulanıyor, kaç ayrı yere kağıt imzalanıyor, kaç ayrı kuruma bildiriliyor. cenazeen önce yer hazırlanıyor. bunlardan en azından biri çıkıp "olmaz gömülmez" demiyorsa islama da, yaslara da uygundur bu iş. sakıncası yoktur. hepsi cahil, bilgisiz olamaz bunların.

her mezar yeri ayrıdır ve içerde beton bir oda şeklindedir. bakmayın yani üstünden birleşik gibi göründüğüne. ayrıca bir cenazenin üstüne başka bir cenaze koymak için 10 yıl filan gerekmez. 5 yıldır. isteyen buradan inceleyebilir

www.ibb.gov.tr

orada yan taraf boş. ama ilgili kişi ölünce (mutemelen eşidir) yan taraf açılıp, kazılacak mezartaşı yazılacak ve mermerler eski haline getirilecek. hatta mezarcı ile o şekilde anlaşılmıştır dahi.
bu arda üstüste gömme diye bir şey var. mezardakinin yakınlarının isteği ve izni ile üstüste gömülebiliyor. ama bir süre sınırı vardı. bir tanıdığın defi de bu şekilde yapıldı.

arkadaş bunu sormamış gerçi ama bilgi olması açısından: eşimin anneannesini iki gün önce rahmetli eşinin mezarının üstüne defnettik. asgari süre de 10 değil 5 yıl.

5- Osmanlıda özgürlük yoktur çünkü saltanat vardır. her vatandaş padişaha tabiidir. Padişahın, Allahın gölgesi olduğuna inanılıyordu çünkü. Vatandaşlar padişahın kuludur anlayacağın. Eşitlik de yoktur. Çünkü müslümanlar gayri-müslimlerden daha el üstünde tutulmuştur. evet inanç özgürlüğü vardır belki ama müslümanlar, müslüman olmayanlara göre daha el üstündedir.

4. soruyu düzeltsen onda da yardımcı olabilirim. diğerlerinde sallamak istemem.

bunları google amcana yazsaydın daha mantıklı olurdu gibi..

3: Avrupa Birliği'ni veya ismi ne iseyi oluşturan ülkelerin hepsinin hristiyan olması.

4. soru: osmanlı'nın 1. dünya savaşına zorla sokulma sebebi-osmanlı'nın sömürgecilerin iştahını kabartması, hammadde ve işgücü bakımından zengin olması. göstermelik sebep goeben ve breslau'un karadeniz'de bi yerleri bombalaması da "en az sebebi".

4. soru için: osmanlı savaşa girerse avrupa'da almanya'nın yükü hafifleyecek ve ingiltere'nin, 1 numaralı sömürgesi hindistan'la arasındaki bağ kopabilecekti.

ististist gozlerimle gormedim. suphelerim vardi, webcamle kayit yaptim. ben o sirada orada degildim.

ustume vazife degil, kari koca arasina seytan bile giremez ama kesin eminsen ve babanin bi delilik yapmayacagini dusunuryorsan(allah korusun, cinnet gecirmek vs. gibi) babana soylemelisin. o annense oburu de baban. goz gore gore birinin aldatilmasina seyirci kalamazsin.(kalmamalisin) birak, dostca ayrilsinlar.

annene durumun farkında olduğunu bir şekilde belli et bence... nasıl yaparsın bilmiyorum, annenin yapısıyla ilgili, ister konuş, ister yakala...

ruhibirbanyo, tavir almam gerekmez mi soylersem?

bence babanla bir ara başbaşa kal. ne bileyim dışarı çıkın. sonra konuyu evliliğe, annene getir. babanı bir yokla. sakince de anlat bildiklerini. böyle birşey gizlenemez. babana yazık.

anneni çek kenara konuş. babanın gururuyla oynamasın. insanlar bu yüzden cinayet işliyor maalesef türkiye gerçeği. boşanmalılar bana kalırsa. madem ki annen de çalışıyor, ayakları üzerinde durabilen bir kadın demek ki. sen eğer 3 maymunu oynarsan bu böyle sürüp gider ve elbet bir yerde patlak verir. inan ilerde vicdan azabı çekersin neden sustum, konuşmadım diye. medenice ayırsınlar yollarını. gerçi tam detay vermemişsin, ailenizin ekonomik, sosyolojik yapısını bilmiyoruz ve bir noktadan sonra da bize bok yemek düşer. ama en nihayetinde bizimkisi de bir fikir. annene söyle durumdan haberdar olduğunu. boşansınlar(bence)

Bence annenizle durumu konuşun. Bundan rahatsız olduğunuzu açıkça belirtin. Sonuçta yetişkin insanlar. Direk babanızla konuşmanız yapıcı olmayacaktır.

bence anneni karşına alıp konuş. bu tip durumlarda çat diye gerçeği söylemek çok büyük yıkımlara neden olabilir. belki annen yaptığının ne kadar kötü olduğunun farkına varıp bahsi geçen adamla ilişkisini kesebilir, her şey yeniden normale dönebilir baba üzülmeden, haberdar olmadan. ya da belki anne karar vermesi gerektiğinin farkına varır ve durumu babayla konuşur, güzelce ayrılırlar.

ben böyle bir durum yaşasaydım annemle konuşur ve babama da ona göre davranırdım. yani en iyi çözüm işi anneyle konuşup babayı haberdar etmeden halletmek, iş ciddiyse iki tarafın da bilgisine sunup(yine anneyle konuşarak) olabilecek tatsızlıkları engellemeye çalışmak.

arkadaşım sakin ol,ne karar alırsan al bi kaç kez düşün. ne kendi duygularınla hareket et nede buradaki yorumlarla mantık oluşturmaya çalış.Git bir aile danışmanına yada aile psikolğumudur adı herneyse işte yardım al.Yanlış bir hareketinle ileride hep bununla yaşamak zorunda kalabileceğin sonuçlar doğurabilecek bir durum.Herşeyden önce

önce anneyle konuşmak fikrine kesinlikle katılıyorum.

ikisinin de kendi meslekler ve mesleklerinden dolayi isyerleri var. parasal sikintimiz yok ama cok zengin filan da degiliz.

e peki nasil derim anneme ben babami aldattigini biliyorum diye? (cogunluk annenle konus dedigi icin soruyorum bunu)

son yorumdaki aile danışmanı,bilmem nesi mantıklı geldi. benzer bi durum arkadaşımın başına gelmişti; onun durumunu-çaresizliğini bildiğimden konunun ciddiyetinin farkındayım. burda bizden değil de samimi olduğun bi aile büyüğü ya da ne biliyim samimi olduğun güvendiğin o yaşlarda birinden yardım alsan daha iyi olur.
-annenle ya da böyle birisiyle konuşmadan babanla konuşma derim.

"webkamerasından izledim" yerine anlayabileceginiz veya acık verdiği bir başka konudan yola cıkarak söyleyebilirsiniz. yani burdaki aldatmanın gercek bir insanla gerce bir hayatta varolmus bir ilişki oldugunu farzedelim, internette biriyle chat yapmak vs değil yani. bir yerde başkasıyla gördüğünüzü vs soyleyip zarf atabilirsiniz. ya da zaten süphelendiğinizi soylemişsiniz, o ipucları neyse ondan bahsedebilirsiniz. direkt annenizin karşısına cıkıp "sen babamı aldatıyosun, bunu biliyorum, git ayrıl babamdan cabuk" gibi bir şey demeye hakkınız yok, sonucta bu bir noktada onların ilişkisi. babanız annenizi affetmeyi secebilir, ilişkilerine devam etmeye karar verebilirler vs. annenizi yüceltin yaptıgından oturu demiyorum ama cok da yaralayıcı olmamaya calısın iki tarafa da bence, zira birinin anneniz birinin de babanız oldugu gerceği onların arasındaki ilişki ne boyuta gelirse gelsin değişmeyecek.

Gerçekten zor bir durum, Allah yardımcınız olsun.
Bana kalırsa gidip babanıza söylemeyin. Çünkü ortalama bir Türk erkeğinin böyle bir durum karşısında alacağı tavır çok da rasyonel sınırlar içinde olmayabilir. Yani ileride hiç toparlayamayacağı dertler açabilir başına yahut hiç kurtulamayacağı bir psikolojiye girebilir.

Annem için canımı veririm, güvenirim. Böyle bir şey öğrenirsem sanırım anneme kafa göz girer adamı da keserim.

Tepkimi gördün, böyle bir aile faciası yaşanabilir, kararını buna göre ver.

bence babanın da adını koyamadığı şüpheleri vardır...

annen birşeylerden memnun olamadığı ya da tatmin olamadığı için başka yerlerde bunu arıyor olabilir.

annene ona güvendiğini annenin kendin için iyi şeyler düşündüğünü bildiğini ona hissettir.aile yapınıza uygun bir aktiviteye zorla onları.mesela bi piknik-mangal sefası hiç fena olmaz.hem mis gibi et yersiniz.mangal başında duran erkek bazı kadınlar üstünde afrodizyak etki yaratır.yani onların ilişkilerinin hem iletişim babında hem de cinsel manada canlanmasına neden olacak bazı şeyler tasarla.ya da burada sorunu var eden kişi annen olduğu için ona onu değerli hissettirecek bir hediye onun mutlu olmasını sağlayacak birşeyler yapabilirsin.bi yenilenme lazım ve sen annene bu yenilenmenin içerde de var olabileceğini hissettirmen lazım.bunu başarırsan o herif yalan olur gider.biraz ilişkilerini tazelemelerine neden olacak şeyler yap.unutma sen onların aşklarının meyvesisin:)meyve tat verirse yeni bir şeye ihtiyaç yoktur.

benim tavsiyem kimseye birşey belli etme.sadece farklı ve güzel şeyler yapmaya çalış.çalışan insanlar belli ki pek sosyal hayatları yok.biraz durgun suyun dibini deş bakalım.

ya da şunu dene.yatmadan önce git annene sarıl.yalandan bi hikaye uydur.şöyle bişey olabilir.hikayenin temasını yazıyorum daha duygusal hale getirmek sana kalmış:bizim okulda bi çocuk var ailesi problemli eve gitmek istemiyor resmen.kitabın başına oturuyor ama ailevi sorunları olduğu için hiç kendini derslere veremiyor.ona bakınca empati kurmadan edemiyorum.kendi hayatıma dönünce rahatlıyorum.bana güven veren bir aileye sahip olmanın ne kadar değerli olduğunu her o çocuğa baktığımda daha çok anlıyorum.böyle birşey.

ya da küçük şımarıklıklar yap.birazcık anneni kızdır komik duruma düşür.tatlı komikliklerden bahsediyorum.ya da sahteden babana karşı anneni koru.şakacıktan.
yatmadan önce anneni baban etrafta yokken samimi içten bi şekilde öp ve iyi geceleeerrr annneee diye hafif yüksek sesle bunu ona söyle.

gerçek mutluluk yürümekten keyif almaktır mesela.ya da nefes almaktan.normal şeylerden ne kadar mutluluk damıtabilirsen o kadar anneni geri kazanırsın...

annene diyeceksin böyle böyle, durumdan haberdarım anne. bi fırsat yarat, baş başa çıkın bi yerlere gidin. güzel, yapıcı bir şekilde konuş annenle. "babamın bu durumu bilmeye hakkı var ve bunu senden duymalı anne" diyeceksin annene. annen de artık kendini ayarlayacak, edecek, 2 yetişkin konuşacak.

sopiro kamerayi ben koydum zaten, gercek bir insanla yasanan bir seyleri gordum. babama soylememem gerektigini de biliyorum. ne tepki verir belli olmaz.

burda ne güzel filmlerde gördüğümüz repliklerden yazıyoruz annenle konuş falan diye... baksana o adamı vur diyen bile var.
siktiret bunları, kimse aile yapını annenle babanla ilişkini bilmiyor. burdan atıp tutmak kolay o yüzden. ya dertleşebileceğin bi aile büyüğü-dostu bul ya da (çok zor olacak biliyorum) bişe yapma.

nickini vermek istemeyen uye, merak etmeyin ne ben siddet uygularim ne de babamin siddet uygulamasi ihtimalini gozardi ederim.

dusunuyorum kac gundur, daha once bilgisayar konusunda filan yardimci olundugu icin bu konuda da fikir alayim dedim.

bir sey yapmamak cok mu yanlis peki? bana ne desem olmaz mi?

annene bildiğini söyle. gerisi gelir zaten.

Eğer Erkek isen;

git anneni döv,babana söyle boşansın. ve aldattığı erkeğinde kafasını gözünü dehşet bir derecede patlat.ama öldürme lakin bir iz bırakabilirsin.

Eğer bayan isen;

annen ile konuş, babana söyle boşansınlar.

yok öpecekmişte gerçek mutluğu bulacakmış yok mangalın afrodizyak etkisi yok yok meyvenin afrodikyat yetkisi.. puahahaha...

sorupgitsem, 3 maymunu pekala oynayabilirsin. ama ilerde babanın bu durumdan haberi olduğunda tatsız olayların yaşanmayacağının garantisini kimse veremez. her şeyi geçtim, vicdan azabı da çekebilirsin. evet şu anda omuzlarına büyük bir yük binmiş durumda. ya profesyonel yardım alacaksın ya da önce annenle konuşacaksın. çünkü ilerde baban kendi imkanlarıyla bu mevzuyu öğrenirse ve istenmeyen şeyler yaşanırsa inan 3 maymunu oynadığın için daha mutsuz olacaksın şu halinden...

bilmemkacincinick bir de bu var degil mi? o zaman ben gidip annemle nasil konusurum konusunu dusuneyim bir iki gun daha.

hepinize cok tesekkur ederim.

iyi geceler.

Bence güvendiğin ve hepinizi tanıyan birine açıkla durumu. O karar versin.Çünkü annenin yada sevgilisinin senin bildiğini öğrendikten sonra sana zarar vermeyeceklerini garanti ediyor musun?

konuyu kapatman belki suça ortak olman anlamına da geliyor olabilir. (hani bir şey yapmasam ne olur demişsin ya ondan diyorum, amacım seni yönlendirmek değil.)

anayasal bilgilerle donanımlı biri falan asla değilim ama en basitinden "evlilik" devletle yapılan yazılı bir "sözleşme" olduğu için ve bu durum da bu sözleşmeye aykırı olduğundan bir şeyler yapmanızın daha etik bulunacağı anlamı taşıyabilir.

sonhakan, tam gidecektim. bir de bu soru cikti karsima. haydi, ne yapcam ben?

annemle nasıl konuşacağımı düşüniyim dedin ya son olarak. bence sessiz kalmayı da düşün.
anladığım kadarıyla annen de baban da cahil insanlar değil, elbet bi şekilde bu sorunu çözeceklerdir.

bu konuda bencil ol derim. annen-baban ya da kimseyi düşünme.

senin için de sessiz kalmak daha iyi olur bence.

karışma. onların arasındaki mesele seni ilgilendirmez.

annenle konuş durumu. siktir et mangalı güler yüzü. açıkca söyleyim benim annem yapsa öldürürüm kesin.

öncelikle webcam'le yaptığınız o kayıt özel hayatın ihlalinin ta kendisi. çocukları olmanız bu gerçeği değiştirmez.

asıl konuya gelecek olursak bazı insanlar evlilik anlamında evlilikleri bitmiş olsa da başka bazı nedenlerden aynı evde yaşamaya devam edebilirler. Bu süreçte de ortak verdikleri bir kararla kendi hayatlarını yaşamayı seçebilirler. Anne-babanız da olsa kimin arasındaki ilişkinin nasıl olduğunu siz dışardan bilemezsiniz. sizin ruhunuz bile duymadan böyle bir karar alabilirler.

Bu durumda yapılacak en mantıklı şey annenize şüphelerinizi açıkça söylemek ve onun vereceği cevabı duyduktan sonra kendisine durumdan rahatsız olduğunuzu ifade etmektir.

hepinize tesekkur ederim yazdiklariniz icin.

Pukay yok artık!
snowflake babamin biliyor olacagini sanmiyorum :S
kedili madam ben o suc olma kismini da dusunmustum zaten. ama benden baskasi gormeyecegi icin sorun olmaz sanirim.

bir kac gun bekleyip annemle konusacagim sanirim. ne diycegimi bilmiyorum ama olsun. bulurum o zamana kadar.

tesekkurler.

annen babana asrın boynuzunu takmış sende gel burada bize anlat.
git babana söyle babanın şerefini kurtar.
daha neyin peşindesin sen yeğeenim.

Annenle konuşunca ne olmasını bekliyorsun.Tamam bir daha yapmayacağım demesini mi? Bu durumda için rahatlayacak mı ? Yada ne derse işler yoluna girecek ? Babana karşı sorumluluğun ne olacak ?

Son mesajından sonra olayı kafanda yazdığını düşünmeye başladım.Sanırım herkesde yedi.Ama eğer öyleyse anneni alet etmen inanılır gibi değil.Umarım değildir.

ya bırak ne özel hayatın ihlali ya. bunu diyen adam boynuz takıp yakalanmış beceriksizdir. özel hayatın ihlali falan değil kardeşim sıkma canını.

ayrıca senin bir baban var sakın unutma ve annen onu elin adamıyla aldatıyor boynuzluyor. bunu babanın bilmesi gerekli kesinlikle. uygun bir dille babana anlat bu durumu. nereye kadar böyle gidicek? sen söyliceksin daha sonra annen kontrol edicek webcam açık mı vs. diyerekten herşeyi kontrol edip tekrar adamı yatağa alacak.

baskı balatada sorun var, debriyajı bi gösterin servise falan

Yarım debriyaj yüzünden debriyaj balatası fazla ısınıp sıyrılmıştır biraz. Kokusu kötüdür, tahmin ediyorum. Büyük bir problem değil, genelde konforu gözetip yumuşak materyalden yaptıkları için balatalar çabuk ısınıyor. O da koku, duman ve kavramada yetersizlik yaratıyor dur kalk trafiğinde ve yarım debriyaj durumlarında. Soğuyunca geçer. 50.000-60.000 gibi balatayı kontrol ettirin yeter.

ama çok yeni araba daha. ve daha önce böyle bi sorunla alakam olmadı. çok zor bi ihtimal ama 1 e alıcam diye 3 te falan çıkmaya çalışmış olabilir miyim?

eğer farkında olmadan ayağın debriyaja yarım basılı filan gittiysen bir süre yersin. istersen araba 0 olsun. en nihayetinde insan yapımı. arkadaşların da bahsettiği gibi aşırı ısınmıştır.

e ederler tabi. çıkış tarihin belgeli, parayı yatırdıkları belgeli. çatır çatır (o nasıl oluyorsa artık) alırlar.

ogrenci adamada yapilmaz ya o kada parayi ver ve geri al :) gosteripte vermeme gibi oldu :/ bende bi bit yemigi oldgnu dusunuyorum o yuzden yazili belge isteticem mudurlukten parayida yatiran firmaya iade seklinde havale ile yollatcam bankadan en saglami bu olur heralde..

hacı iş mahkemeye kalırsa faiziyle çatır çatır alırlar. git öde derim.

parayı geri vermezsen, para hesabına yattıktan sonra 2 ay içinde dava açarlar ve büyük ihtimal kazanırlar, yasal faiziyle geri ödemek durumunda kalırsın.

şu durumda parayı geri verecek olursan, mutlaka bir belge, makbuz almayı unutma.

haberlerde çıkmıştı. bi çiftçi abimizin hesabına milyarlarca lira(eski tl üzerinden) yanlışlıkla geçilmiş banka tarafından. Abimiz de sesini çıkarmamış, güzel güzel yemiş o parayı. Durum anlaşılınca hapishaneyi boyladı ödeyemediği için. Demek istediğim, "suç onların bana ne, yatırmasalarmış" diyemezsin. adamlar seni arayıp, yanlışlığı bildirdilerse eğer, sen de bu yanlışlığı gidermek zorundasın. Mutlaka ama mutlaka havale yap ya da elden para teslim edersen imzalı bir kağıt al. ne olur ne olmaz.

e-devletten bi bakın bakalım ekim ayında sigortanızı yatırmışlar mı? eğer yatırmışlarsa kanuni olarak isteyemezler. yani vermeseniz bişeycik yapamazlar. amaaaa haram paradır vicdanen çalışmadan aldığınız maaşı yerseniz bi yerinizden muhakkak çıkar ve hakkaniyetli olmaz...

parayı verirken bir belge al kesinlikle, parayı hangi belgelere dayanarak istiyorlar onu da sor kesinlikle

parayı geri verirken de bankadan açıklama kısmına muhakkak adını-soyadını yazdır. sakın ha elden teslim etme! madem bankadan yatmış ben de bankaya yatırırım de elden ısrar ederlerse...

ewet bende sigortayi dusunmustum..yarin bi sifre alip bakayim..elden teslim etmekten yana degilim banka araciligi ile parayi yolluyan firmaya geri iadesini yaparim..

süründür sen de.

çıkış tarihin belli, parayı yatırdıkları tarih belli, ne için yatırıldığı belli. yani eninde sonunda alırlar onu. hem biraz dürüst ol be arkadaşım, hemen katakulli olmuyo böyle. sen para düşürsen misal, birisi bulsa getirse hoşuna gitmez mi? ya da o düşürdüğün parayı çatır çatır yeseler hoşuna gider mi?

(bkz: #5523390)
(bkz: #4658937)

(bkz: sebepsiz zenginleşme)

herkese yorumlar icin tsk ettim..bu hafta vize lerden dolayi onlari oyalicam.. ve resmi evrak isticem hata yapildigina dair.haftyada iadeyi banka yolu ile yaprm artk :)

www.imdb.com
www.imdb.com bir de bu var.

ama sanki sezon sezon değil de, ara ara bir kaç sezon mu yapmışlar ne?

why why family olabilir mi? tarih, galileo demeseniz ben de hollowlife+1 diyecektim.

il etait une fois la vie
www.imdb.com

alkislarlayasiyorum.com

jeux d'enfants

love actually

Ratatouille

up(yukarı bak)kesinlikle hiç sıkılmadan izlenebilcek bir film.şimdiden iyi seyirler...

çok klasik olacak ama izle forrest gump'ı huzura kavuş...

La vita è bella
www.imdb.com

forrest gump +1

pride and prejudice kesinlikle. 50nin üzerinde izledim. bazen gün içinde 3 kere izlediğim bile oluyor. terapi niyetine.

La vita è bella filan çok acıklı yahu, nasıl tavsiye edersiniz?

film değilde dizi dersek, ne zaman kendimi kötü hissetsem her şeyi unutmak için avrupa yakası izlerim. özellikle burhan sahnelerini. herif resmen benim iç dünyamın dışa vurulmuş hali arkadaş..