ohmho
merhaba,parfüm seçimini nasıl yapıyorsunuz ? düzgün bir parfüm almak istiyorum ama tek başıma gidip tek tek koklamaya gözüm kesmiyor
merhaba,
parfüm seçimini nasıl yapıyorsunuz ? düzgün bir parfüm almak istiyorum ama tek başıma gidip tek tek koklamaya gözüm kesmiyor
parfüm seçimini nasıl yapıyorsunuz ? düzgün bir parfüm almak istiyorum ama tek başıma gidip tek tek koklamaya gözüm kesmiyor
0
Kadinim. Yeni parfum alacaksam soyle seciyorum:
- begendigim notalari biliyorum. Bu notalari iceren secenekleri kafama yaziyorum.
- fragnatica yorumlarina bakiyorum.
- tenime, sacima, tarzima uymayanlari eliyorum. Toplam 4-5 parfum koklayip birini aliyorum. Ama parfume duskun oldugum icin 500+ parfumun kokusunu zaten biliyorum. En birinci parfumunuzse daha uzun surer muhakkak. Sevdiginiz seyleri not alin, ona gore fragnaticadan bakin bence.
- begendigim notalari biliyorum. Bu notalari iceren secenekleri kafama yaziyorum.
- fragnatica yorumlarina bakiyorum.
- tenime, sacima, tarzima uymayanlari eliyorum. Toplam 4-5 parfum koklayip birini aliyorum. Ama parfume duskun oldugum icin 500+ parfumun kokusunu zaten biliyorum. En birinci parfumunuzse daha uzun surer muhakkak. Sevdiginiz seyleri not alin, ona gore fragnaticadan bakin bence.
0
Vergilerin düşük olduğu çağlarda StrawberryNET.com'dan nerdeyse bütün erkek parfümlerini almıştım asdads sonra aralarından birini seçip hep onu kullandım 15 senedir falan ara ara hediye gelen parfümleri saymazsak hep aynısını kullandım. StrawberryNET.com nasıl bir yerdi dersen; Türkiye'de bi parfüm 5 birimse orada 2 birimdi. Şimdi aynı ama.
0
ülkede bi' underground parfüm camiası var, hepsinin sosyal medya hesapları var - onlardan şaapın.
0
Fragrantiva, reddit, basenotes bakıyorum.
Sonra deniyorum ve o gün performansa vs bakıyorum. Aklima yatarsa alıyorum.
Sonra deniyorum ve o gün performansa vs bakıyorum. Aklima yatarsa alıyorum.
0
Dekant al 10-15 tane, birkaç ay takıl onlarla, ondan sonra hafiften bir zevk oluşmaya başlar.
0
fragrantica'daki populer parfumlerin incelemelerde her mevsim kullanima uygun olanlarini bulup deniyorum. bir mekana gidip birkac fis sikiyorum ustume, gun boyunca performansina bakip kokusunu da begenirsem aliyorum.
cogu parfumun kokusunu alamiyorsun siktiktan bir sure sonra burun alisiyor. o yuzden cok kurcalamadan alip geciyorum birini.
cogu parfumun kokusunu alamiyorsun siktiktan bir sure sonra burun alisiyor. o yuzden cok kurcalamadan alip geciyorum birini.
0
megacracker
Bunu öğrenseniz/bilseniz ne hissedersiniz ? Eskiyi kapattığından şüpheniz yok bu arada. Gerhangibi şüphe vs yok. Buna hoşgörü gösterir misiniz ? Görmezden mi gelirsiniz ? Bunun normal olduğunu mu düşünürsünüz? Kendinize saygısızlık yapıldığını mi?Hisleriniz nasıl olurdu merak ediyorum. Not: konu ben
Bunu öğrenseniz/bilseniz ne hissedersiniz ? Eskiyi kapattığından şüpheniz yok bu arada. Gerhangibi şüphe vs yok.
Buna hoşgörü gösterir misiniz ? Görmezden mi gelirsiniz ? Bunun normal olduğunu mu düşünürsünüz? Kendinize saygısızlık yapıldığını mi?
Hisleriniz nasıl olurdu merak ediyorum.
Not: konu benle ilgili değil(gerçekten :))) Ama soruyu soran erkek.
Arkadaşlar bakması ve tutması olarak ayrı yorum yapabilir misiniz?
Buna hoşgörü gösterir misiniz ? Görmezden mi gelirsiniz ? Bunun normal olduğunu mu düşünürsünüz? Kendinize saygısızlık yapıldığını mi?
Hisleriniz nasıl olurdu merak ediyorum.
Not: konu benle ilgili değil(gerçekten :))) Ama soruyu soran erkek.
Arkadaşlar bakması ve tutması olarak ayrı yorum yapabilir misiniz?
0
Anlamı olmayan bir şeyin saklanması da anlamsız geliyor. Halen bir şeyler hissettiğini düşünürüm. Kimseye tamamen güvenmem. Bu durum o güveni biraz daha düşürür. Kimsenin sonsuz kredisi yoktur ve tüm bu tutumlar özneldir.
0
Anlamı olmayan gelip geçmiş bir şeyi neden saklar ki bir insan? Bu yüzden hoşgörüyle karşılamam.
0
belliki gecmis hala gecmemis, dogru degil, hoşta degil, bir karar vermeli, sen unutma ilaci degilsinki, ha cok seviyorsan beklenirsin, katlanirsin, sabredersin ama o kadar vurgun degilsen adamakilli konusmak lazim gelir
0
Valla insanlarin anilariyla kurduklari iliskiler degisik degisik
Bazisi hicbir seyo silmeye kıyamaz, bazisi bazi seyleri atamaz. Durup durup bakmiyorsa ve benim gorebilecegim yerlerde mal gibi birakmiyorsa sikinti yok herkesin gecmisi bir yerlerde durabilir. Sonucta o fotograflarda kendisi de var niye silsin. (Ben de hic silip atmiyorum duruyor bir yerlerde ergenligimden beri bir seyler.)
Bazisi hicbir seyo silmeye kıyamaz, bazisi bazi seyleri atamaz. Durup durup bakmiyorsa ve benim gorebilecegim yerlerde mal gibi birakmiyorsa sikinti yok herkesin gecmisi bir yerlerde durabilir. Sonucta o fotograflarda kendisi de var niye silsin. (Ben de hic silip atmiyorum duruyor bir yerlerde ergenligimden beri bir seyler.)
0
Bilgisayarımda beş sene önceki sevgilimin, telefonumda iki ay önceki sevgilimin fotoğrafları duruyor. İki ay önceki sevgilim, beş sene önceki sevgilimin fotoğraflarına denk gelip silerdi de öyle azaldı biraz.
Ben üşengecim de, istisnalar kaideyi bozmaz.
Ben üşengecim de, istisnalar kaideyi bozmaz.
0
Tutması için bir şey demem belki gerçekten bir şey hissetmediği için silmemiştir diye düşünebilirim ama bakması ciddi sorun.
0
o fotoğrafları tutmak tam bir mallık tutan insan da ilerleyemiyor. şimdi bir sebepten eski fotoğraflarıma bakmam gerekti aradan çıktı yine 1-2 tane onları da sildim. ayrılık sebebi net +1
0
bende hala eski erk.kız. fotoları duruyor hatta beraber cekıldığımız fotolar bile. kimse buna karışlamaz. ben o ınsanlarla bir şey yaşadım tabii ki anlamı var. ne demek anlamı yok. bu benim ilişkilerime gösterdiğim saygıdır. ayrıca ona saklamak denmez. korumak denir. ve silmek saygısızca bir haraket olur.
fotograflara neden baktığı hakkında bir çok fikrim var fakat hiçbiri bi şey kanıtlamaz. bu durumdan rahatsızsa neden baktığını ona ne hatırlattığını sormalı. tutması ıcın ıse yukarıda belirttiğim gibi.
fotograflara neden baktığı hakkında bir çok fikrim var fakat hiçbiri bi şey kanıtlamaz. bu durumdan rahatsızsa neden baktığını ona ne hatırlattığını sormalı. tutması ıcın ıse yukarıda belirttiğim gibi.
0
poyrass
Hafta içi akşam vakti oraya gitmem gerekiyor. Bu mekânın otoparkı var mıdır? Şayet yoksa yakınlarında bir otopark mevcut mudur? (Istanbul'un yabancısı birine anlatır gibi anlatın.)
Hafta içi akşam vakti oraya gitmem gerekiyor. Bu mekânın otoparkı var mıdır? Şayet yoksa yakınlarında bir otopark mevcut mudur? (Istanbul'un yabancısı birine anlatır gibi anlatın.)
0
aklıma pek gelmiyor, ancak kadıköy'de var otoparklar; kadıköy-bostancı dolmuşları ile caddebostan'a ulaşmak 15-20 dakika. bu dolmuşlar rıhtım (kadıköy sahil) durağından kalkıyor; şöföre "ckm'nin yakınında ineceğim" dersen de epey yakın bi' yerde salıyor.
0
Haftaici akşam direkt gidin oraya, kendi küçük bir otoparkı var diye aklımda. Yoksa bile her sokak ispark. İki tur atınca boş yer bulursunuz Haftaici
0
Kendi otoparki var.
onun disinda her sokak ispark. Bazilari kadikoypsrk mi ne
onun disinda her sokak ispark. Bazilari kadikoypsrk mi ne
0
ckm'nin içinde otopark var zaten. biraz küçüktür ama genelde yer olurdu eskiden. bulamazsanız da çevrede ispark vs artık yürüme mesafesinde nereyi bulursanız bulacaksınız.
0
baglanti kablosu
merhaba,denizcilik işletmeleri yönetimi öğrencisiyim. ilgi alanlarımın en az birisini kapsayacak bir tez yazmak istiyorum. kaynak arıyorum ancak çok bir şey elde edemedim sanırım. edebiyat, yunan tarihi, dalga sörfü ve müzik ile ilgileniyorum.sizlerin aklına gelen "a bak şuradan yola çıkıp şunu da k
merhaba,
denizcilik işletmeleri yönetimi öğrencisiyim. ilgi alanlarımın en az birisini kapsayacak bir tez yazmak istiyorum. kaynak arıyorum ancak çok bir şey elde edemedim sanırım. edebiyat, yunan tarihi, dalga sörfü ve müzik ile ilgileniyorum.
sizlerin aklına gelen "a bak şuradan yola çıkıp şunu da katabilirsin" diyeceğiniz bir konu bulunuyor mu?
denizcilik işletmeleri yönetimi öğrencisiyim. ilgi alanlarımın en az birisini kapsayacak bir tez yazmak istiyorum. kaynak arıyorum ancak çok bir şey elde edemedim sanırım. edebiyat, yunan tarihi, dalga sörfü ve müzik ile ilgileniyorum.
sizlerin aklına gelen "a bak şuradan yola çıkıp şunu da katabilirsin" diyeceğiniz bir konu bulunuyor mu?
0
denizciliğin kökenlerine dayandır. "antik yunan kültüründe denizcilik" veya "müziğin, tarih boyunca ticaret ile aktarımı" gibi bi' şey.
denizciliğin bu dünyada yarattığı en büyük dönüm noktaları coğrafi keşifler ve o keşiflerle bulunan noktalardaki ticaret ve kolonileşme veya sömürü faaliyetleri.
ticaret ve seyahat ile kültürler birbirine aşina olmaya başlıyor, bu edebiyatı da kapsar - yunan tarihini de kapsar - müziği de kapsar - dalg... yok, ona pek bulamadım.
denizciliğin bu dünyada yarattığı en büyük dönüm noktaları coğrafi keşifler ve o keşiflerle bulunan noktalardaki ticaret ve kolonileşme veya sömürü faaliyetleri.
ticaret ve seyahat ile kültürler birbirine aşina olmaya başlıyor, bu edebiyatı da kapsar - yunan tarihini de kapsar - müziği de kapsar - dalg... yok, ona pek bulamadım.
0
der meister
bu soğuk ve sıkıcı ankara akşamında izleyeyim diyorum. karlı dedim ama coğrafyanın soğuk ve filmin kasvetli olması yeterli aslında, doğa filmi istemiyorum. aksine şehirde geçse daha güzel olur. madde madde toparlayacak olursam,* avrupa ya da rusya'da çekilmiş/geçen,* kış mevsiminde, serin-soğuk-karl
bu soğuk ve sıkıcı ankara akşamında izleyeyim diyorum. karlı dedim ama coğrafyanın soğuk ve filmin kasvetli olması yeterli aslında, doğa filmi istemiyorum. aksine şehirde geçse daha güzel olur. madde madde toparlayacak olursam,
* avrupa ya da rusya'da çekilmiş/geçen,
* kış mevsiminde, serin-soğuk-karlı olduğu belli olan bir memlekette geçen,
* mümkünse son 20 yıl içinde çekilmiş,
* ağırlıklı olarak dağda bayırda değil de şehirde geçen,
* hüzünlü, duygusal, yer yer sayko yönü olan
bir film arıyorum. "bunlar ne biçim kriterler hayvan oğlu hayvan" derseniz kraftidioten, jagten, ondskan, klass, plemya'nın yanı sıra andrey zvyagintsev'in tüm filmlerini bu kategoride değerlendirebilirim sanırım, bunlardan birini dahi izlediyseniz ve "aha aynı onun gibi, çok severim" dediğiniz film varsa paylaşın lütfen.
* avrupa ya da rusya'da çekilmiş/geçen,
* kış mevsiminde, serin-soğuk-karlı olduğu belli olan bir memlekette geçen,
* mümkünse son 20 yıl içinde çekilmiş,
* ağırlıklı olarak dağda bayırda değil de şehirde geçen,
* hüzünlü, duygusal, yer yer sayko yönü olan
bir film arıyorum. "bunlar ne biçim kriterler hayvan oğlu hayvan" derseniz kraftidioten, jagten, ondskan, klass, plemya'nın yanı sıra andrey zvyagintsev'in tüm filmlerini bu kategoride değerlendirebilirim sanırım, bunlardan birini dahi izlediyseniz ve "aha aynı onun gibi, çok severim" dediğiniz film varsa paylaşın lütfen.
0
Ama şehir olayı yok greyde. Full orman.
Netflixte hold the dark var. Azıcık kasabalı ama film genel olarak süper kötü yani.
Netflixte hold the dark var. Azıcık kasabalı ama film genel olarak süper kötü yani.
0
Force majeure demeye geldim soylenmis, Kosmos diyorum, Rusya'da degil ama rus etkisi olan Kars'da geçiyor, biraz dag bayir var yalniz...
0
the shipping news. bir kısmı amerika’da geçmekle birlikte büyük bölümü kuzey avrupa’da geçiyordu sanırım. karlı sahneleri bol.
0
Kosmos, Reha Erdem.
-Kis mevsimi, Kars (yeterince Rus esintili bir sehir?), son 20 yil, sayko yon. Cok severim dedigim bir film degil ama.
-Kis mevsimi, Kars (yeterince Rus esintili bir sehir?), son 20 yil, sayko yon. Cok severim dedigim bir film degil ama.
0
funny games'i izlemişsindir illa ki de, '97 versiyonu; evde geçiyor olması dışında bütün beklentileri karşılıyor sanki.
da bilmiyorum, prog. rock grubu isteyene pink floyd önermek gibi bir şey yaptığımı hissediyorum.
da bilmiyorum, prog. rock grubu isteyene pink floyd önermek gibi bir şey yaptığımı hissediyorum.
0
Son 20 yıl demişsin ama yine de yazayım dedim.
Fargo
Dr. Jivago
Groundhog Day
On Dangerous Ground
The Shining
Marketa Lazarová
My Winnipeg
Fargo
Dr. Jivago
Groundhog Day
On Dangerous Ground
The Shining
Marketa Lazarová
My Winnipeg
0
belatrix
Haftasonu 2 arkadaşım yemeğe gelecek.Öyle çorbalı ana yemekli tipik bir sofra hazırlamak istemiyorum. Bol miktarda kırmızı şarabımız olacak ama yanına ne menü çıkarmalıyım bilemedim.Öyle ızgara etle falan da uğraşıp, sofraya yorgun oturmak istemiyorum.Dışarıdan pizza söyleyip yanına güzel bir peynir
Haftasonu 2 arkadaşım yemeğe gelecek.
Öyle çorbalı ana yemekli tipik bir sofra hazırlamak istemiyorum. Bol miktarda kırmızı şarabımız olacak ama yanına ne menü çıkarmalıyım bilemedim.
Öyle ızgara etle falan da uğraşıp, sofraya yorgun oturmak istemiyorum.
Dışarıdan pizza söyleyip yanına güzel bir peynir tabağı, meyve, çerez vb. özetle beni yormayacak bir şeyler yapma niyetindeyim.
Bu saydıklarımın yanına ne yapabilirim sofrayı zenginleştirmek için, var mı öneri?
Öyle çorbalı ana yemekli tipik bir sofra hazırlamak istemiyorum. Bol miktarda kırmızı şarabımız olacak ama yanına ne menü çıkarmalıyım bilemedim.
Öyle ızgara etle falan da uğraşıp, sofraya yorgun oturmak istemiyorum.
Dışarıdan pizza söyleyip yanına güzel bir peynir tabağı, meyve, çerez vb. özetle beni yormayacak bir şeyler yapma niyetindeyim.
Bu saydıklarımın yanına ne yapabilirim sofrayı zenginleştirmek için, var mı öneri?
0
sıcak şarap ile sucuk ekmek şaapabilirsin, saçma bi' şekilde güzel gidiyor o ikisi.
0
amortisman
a) Ata'mın şerefine içiyoruz.b) Atamın şerefine içiyoruz.Ata = Atatürk
a) Ata'mın şerefine içiyoruz.
b) Atamın şerefine içiyoruz.
Ata = Atatürk
b) Atamın şerefine içiyoruz.
Ata = Atatürk
0
ben de a diye biliyorum. altıncı sınıftayken bi' bayram için kartona yazmamız gerekiyordu, bahar adlı sınıf arkadaşım "ata'mız" diye yazmıştı - epey batmıştı bana. edebiyat hocasına sordum, doğru olduğunu söyledi.
bağlam önemli bu hususta, "ata = atatürk" ön koşulu var ise, "ata'mın" olmalı.
bağlam önemli bu hususta, "ata = atatürk" ön koşulu var ise, "ata'mın" olmalı.
0
Şimdi, normalde ilkini okuyunca herkesin aklına Atatürk geliyor. İkincisini okuyunca kendi atana, ceddine içiyormuşsun gibi anlaşılıyor. Takma adlar büyük yazılır. Ata da Atatürk'e verilmiş bir takma ad. Bütün bunların ışığında cevap A.
0
Ata özel isim olduğundan a diyorum ama aynı anda neden “Atam izindeyiz” diye çok yazı gördüğümğ merak ettim.
0
hz emreyiz
Simplicity is the ultimate sophistication. Açıklarsanız sevinirim :)
Simplicity is the ultimate sophistication.
Açıklarsanız sevinirim :)
Açıklarsanız sevinirim :)
0
Basitlik en üst düzey karmaşıklıktır.
Sanırım yazar, zıtlık (tezat) sanatından yararlanmış ancak bu cümle ile neyi kastettiğini ben de çözemedim.
Sanırım yazar, zıtlık (tezat) sanatından yararlanmış ancak bu cümle ile neyi kastettiğini ben de çözemedim.
0
ssiradanbirigibi
İnsanların boyu konusunda bir problemim var. Ya herkes olduğundan daha uzun olduğunu iddia ediyor, ya da ben kendi boyumu yanlış ölçüyorum.Cihazda da ölçtüm, boyum 1.77. Çevremde hafif uzun boylu olduğum söylenir. Ama birçok benle aynı boydaki insan 1.80 1.83 filan olduğunu iddia ediyor. İnternette
İnsanların boyu konusunda bir problemim var. Ya herkes olduğundan daha uzun olduğunu iddia ediyor, ya da ben kendi boyumu yanlış ölçüyorum.
Cihazda da ölçtüm, boyum 1.77. Çevremde hafif uzun boylu olduğum söylenir. Ama birçok benle aynı boydaki insan 1.80 1.83 filan olduğunu iddia ediyor. İnternette ünlülerin boyları çıktı karşıma az önce, oraya göre de kısa boylu denilebilecek insanlarla aynı boydayım. Nerdeyse olan bayulgen bile 1.75 diyecekler.
Sizin de böyle bi şey dikkatinizi çekti mi? Şahsen ben de daha uzun olmak isterdim ama bunu 1.85'im diyerek sağlayamıyorum.
Cihazda da ölçtüm, boyum 1.77. Çevremde hafif uzun boylu olduğum söylenir. Ama birçok benle aynı boydaki insan 1.80 1.83 filan olduğunu iddia ediyor. İnternette ünlülerin boyları çıktı karşıma az önce, oraya göre de kısa boylu denilebilecek insanlarla aynı boydayım. Nerdeyse olan bayulgen bile 1.75 diyecekler.
Sizin de böyle bi şey dikkatinizi çekti mi? Şahsen ben de daha uzun olmak isterdim ama bunu 1.85'im diyerek sağlayamıyorum.
0
Bazen duyuyorum evet, ben 1.85'im ama benim de 1.90 oldugumu iddia ediyorlar kendi boylarini yukseltmek icin.
0
Türkiye'de boyu 3cm fazla söylemek bir gelenek zaten. Şimdiye kadar ben 179 boyundayım diyen bir kişiye bile rastlamadım. ama doğruyu söylediklerini varsayarsak bu kişilerle yanyana aynada durmanız lazım. benden 3cm uzun olduğunu söyleyen biri ile tamamen aynı boyda görüyodum kendimi. ayna karşısında 1 kere yan yana denk gelince doğru olduğunu anladım.
0
Ben 1.89'um, kime söylesem daha kısa olduğumu iddia ediyorlar, resmen takıntı oldu bende her hastaneye gittiğimde boyumu ölçüyorum ayakkabısız, hep 1.89 hep 1.89 :)
Vurasım geliyor sen o kadar uzun değilsin diyenlere.
Vurasım geliyor sen o kadar uzun değilsin diyenlere.
0
Ben de cok kez yaşadım. Boyumu soyleyince hayir daha uzunsun deniyor. Ayni boydaki kişilere sorduğumda 5 cm ekliyorlar. Ama sonuç değişmiyor tabii :)
0
Mrb ben 1.67yim ve 1.70 falan dedigim olmustur geçmişte. Ama bence benim 3 cm hakkım ya ona da laf etmeyin :D
0
1.70'im. hiç gocunacak bir şeyim yoktur. allah vergisi işte ne yapayım yani gidip şey mi yarıştırım? olduğu bu. içmemişiz küçükken çok süt, yememişiz yumurta bu çıkmış.
0
herkes fazla söylüyor.çok kez test ettim. boyum 1.71. benden en az 5 cm kısa olan kız 1.70im diyor. ya da benle aynı boyda olan adam 1.75'im diyor. kesinlikle biçok insan bu şekilde.
0
Boy takıntısı olan insanlar böyle söylüyor. Mesela ben de kilom sorulunca 2 3 kilo fazla söylerim. Daha özgüvenli oluyorum . bu küçük kandırmanın kimseye bi zararı yok bence. Boy olarak ben 185 im. Kızlarla konuşurken 82 ye kadar indiğim oluyor. Keşke ben 180 filan olsaydım diyorum hep. Arada bu kadar boy farkı olmasını sevmiyorum
0
aksini iddia edebilecek insan sayısı az olduğundan genelde yapar insanlar bunu. 1.81'im, hatta az önce yine ölçtüm doğru olsun diye. zirvenin birinde 1.67 civarlarında epey saf bi' elemanla tanıştım, ertesi gün "bby 1.90 falan, epey uzun" gibi bi' ifade kullandı; o zaman dank etti. yani senden kısa insanlar perspektif icabı bi' yerden sonra öteni görmüyorlar genelde, o arada iki üç santim sıkıştırsan hiç fark etmiyor - bildiğin epiphany yaşadım o aralar.
bir de şöyle bir şey var, fark etmeden kulladığım bi' taktik olduğunu fark ettim bunun. karşımdaki kadının 1.50-1.173 aralığı olduğunu kabul edelim. bu boyda bi' insan 1.80 civarında bir insana bakmak için epey yukarı bakmak zorunda kalıyor. bu da zaten olduğundan heybetli görünmene sebep oluyor yan yanayken. bu ne demek? düz santim üzerinden konuşulabilir demek? bu ne demek? örneğin biri bana 1.63 olduğunu söylerse 1.83 olduğumu söyleyebilirim demek. bu da aklı hinliğe çalışan birinin direkt anlayabileceği lakin cümlede hiçbir şekilde sırıtmayan: "senden yirmi santim fazlam var yani." gibi bir cümleye meydan verebiliyor - ha sırıttırmamak insanın lafları ne kadar başarılı kullandığı ile ilgili. bu olay sonucunda da karşındaki insanın ortalama zekası, sansüre bakış açısı ya da sekse bakış açısı gibi şeyler hakkında bilgi verebiliyor. bu bağlamda 1.54'e 1.84 dediğim ya da 1.71'e 1.81 dediğim olmuştur.
pek özgüven meselesi değil yani; oraya bağlamayalım hemen, bazen sadece bi' eğlence aracı.
edit: 1.74 birine 1.84'üm demek epey abes kaçar çünkü fark o kadar bariz değildir, ilk başta verilen boy aralığı limitini bu yüzden şaapmıştım.
bir de şöyle bir şey var, fark etmeden kulladığım bi' taktik olduğunu fark ettim bunun. karşımdaki kadının 1.50-1.173 aralığı olduğunu kabul edelim. bu boyda bi' insan 1.80 civarında bir insana bakmak için epey yukarı bakmak zorunda kalıyor. bu da zaten olduğundan heybetli görünmene sebep oluyor yan yanayken. bu ne demek? düz santim üzerinden konuşulabilir demek? bu ne demek? örneğin biri bana 1.63 olduğunu söylerse 1.83 olduğumu söyleyebilirim demek. bu da aklı hinliğe çalışan birinin direkt anlayabileceği lakin cümlede hiçbir şekilde sırıtmayan: "senden yirmi santim fazlam var yani." gibi bir cümleye meydan verebiliyor - ha sırıttırmamak insanın lafları ne kadar başarılı kullandığı ile ilgili. bu olay sonucunda da karşındaki insanın ortalama zekası, sansüre bakış açısı ya da sekse bakış açısı gibi şeyler hakkında bilgi verebiliyor. bu bağlamda 1.54'e 1.84 dediğim ya da 1.71'e 1.81 dediğim olmuştur.
pek özgüven meselesi değil yani; oraya bağlamayalım hemen, bazen sadece bi' eğlence aracı.
edit: 1.74 birine 1.84'üm demek epey abes kaçar çünkü fark o kadar bariz değildir, ilk başta verilen boy aralığı limitini bu yüzden şaapmıştım.
0
yazar yazmaz yazan yazar
Nette bulamadım bir türlü. var mı bilen eden? (0 nikotin olacak)
Nette bulamadım bir türlü. var mı bilen eden? (0 nikotin olacak)
0
hocam ben anlamam nbase mbase falan. bana güvenilir satıcı söyle. ben alır geçerim.:)
0
hocu çok yazdım çok aradım bulamadım. herifler sözleşmiş gibi nikotinsiz likit asla satmıyorlar. kendin al karıştır işte diyosan hiç giremem o topa anlamam o işlerden.
0
Bence de nargile, ben de sıfır nikotin kullanıyorum hocam. Likitless.net diye bir site var hocam Ankara menşeli.ben ordan dört beş likit aldım lezzeti iyi fakat kaliteli mi değil mi anlamam ben de yeni sayılırım bu işte.
0
arkadaşımın bi' arkadaşının işletmesi: www.elektroniksigara.ist
yıllardır e-cig kullanıyorum, en kaliteli alışverişlerim buradan oldu. ulan yıllardır da müşteri yönlendiriyorum, artık şu komisyon işini konuşsam mı diye de düşünüyorum. velhasıl kelam, merdiven altı değil kesinlikle ve nikotinsiz ürünleri de vardı birkaç ay öncesine kadar, bi' göz atıver.
yıllardır e-cig kullanıyorum, en kaliteli alışverişlerim buradan oldu. ulan yıllardır da müşteri yönlendiriyorum, artık şu komisyon işini konuşsam mı diye de düşünüyorum. velhasıl kelam, merdiven altı değil kesinlikle ve nikotinsiz ürünleri de vardı birkaç ay öncesine kadar, bi' göz atıver.
0
çok da zor değilmiş kendin yapmak ya. ben bir yoğunlaşayım bu işe. teşekkürler cevaplara.
0
Valla iki gündür ben de kendimi yapmayı düşünüyorum hatta tedarik sitelerini de araştırıyorum. İki tane iyi site buldum. Başlarda cesaretim yoktu şimdi de param yok:) ay başı gelsin de alacağım malzemeleri.
Önce nbase almak gerekiyor hocam (aslında sadece base, nbase nikotinlilere deniyor) 100 ml base için 5-8 ml civarinda aroma koyup iyice karıştırın, sonra sıcak suda biraz bekletmek lazım. Ara ara havalandırma gerekiyor bazı aromalar için. Toplamda bir veya iki hafta sonra likit hazır. Ben 50 - 60 ml likiti 4-5 ay kullanıyorum. Fazla içici değilim. 100 ml belki de bana bir sene gider.
Şırınga,eldiven küçük şişeler (eczanede satılıyormuş) gibi malzemeler lazım bi de.
Önce nbase almak gerekiyor hocam (aslında sadece base, nbase nikotinlilere deniyor) 100 ml base için 5-8 ml civarinda aroma koyup iyice karıştırın, sonra sıcak suda biraz bekletmek lazım. Ara ara havalandırma gerekiyor bazı aromalar için. Toplamda bir veya iki hafta sonra likit hazır. Ben 50 - 60 ml likiti 4-5 ay kullanıyorum. Fazla içici değilim. 100 ml belki de bana bir sene gider.
Şırınga,eldiven küçük şişeler (eczanede satılıyormuş) gibi malzemeler lazım bi de.
0
tute
ya şu çok şirin değil mi? 2 gündür bağımlısı oldum. :Dhttps://twitter.com/bowboschar/status/913465822827466752
0
şunları bi' izle madem: www.youtube.com
şu da orijinali: www.youtube.com
bi' de şu varmış, üsttekini kopyalarken açıldı: www.youtube.com
şu da orijinali: www.youtube.com
bi' de şu varmış, üsttekini kopyalarken açıldı: www.youtube.com
0
evet muffin time da muhteşem. telefon sesi yapıcam utanmasam :D ama türkçe dublajı başka güzel ya. tonlamalar falan tam bebe gibi.
0
chicha
Şans eseri fark ettim ki uzunca bir süredir sikko sikko hesapların bir sürü farklı gönderisini beğenmişim.Sadece tarayıcıda çıkan izin verilen uygulamalar menüsünde hiçbir şey gözükmüyor. Şifremi de değiştirdim yakın zamanda ama bugün bile kaç gönderi beğenmişim. Şifreyi tekrar değiştirdim ama nasıl
Şans eseri fark ettim ki uzunca bir süredir sikko sikko hesapların bir sürü farklı gönderisini beğenmişim.
Sadece tarayıcıda çıkan izin verilen uygulamalar menüsünde hiçbir şey gözükmüyor. Şifremi de değiştirdim yakın zamanda ama bugün bile kaç gönderi beğenmişim.
Şifreyi tekrar değiştirdim ama nasıl olduğunu cidden merak ediyorum. Başka ne yapabilirim? Hesapları engellemekten gına geldi.
Sadece tarayıcıda çıkan izin verilen uygulamalar menüsünde hiçbir şey gözükmüyor. Şifremi de değiştirdim yakın zamanda ama bugün bile kaç gönderi beğenmişim.
Şifreyi tekrar değiştirdim ama nasıl olduğunu cidden merak ediyorum. Başka ne yapabilirim? Hesapları engellemekten gına geldi.
0
instagram'a eklenti olarak yüklediğin programları silebilirsin. ben de fark etmiştim alakasız şeyleri fark etmeye başladığımın - flipagram'ı falan kaldırınca ortadan yok oldu gibi geldi ama tam olarak emin değilim. bir de instagram hesabını linkleyebileceğin programların tümünde de aynı olay meydana gelebilir mantıken.
bu arada geçen gün yeni bi' instagram açtım, orada da üç beş dövmeciyi ekledim kadıköy'de çalışan. daha sonra farklı dövmecilerin fotoğraflarımı beğenmeye başladığını fark ettim. vedat milör'ü takip etmeye başladığımda yine bi' şarap tadımcının fotoğraflarımı beğenmeye başladığını gördüm. dövmecilerden birine mesaj attığımda xxx (etik bulmadığım bir uygulama, reklamını yapmayacağım) deyü bir program geliştirdiğini söyledi arkadaşının. benim anladığım bu program takipçilerine erişiyor ve en çok paylaşılan hashtagleri gözlemleyip hedeflenen kitleye odaklanıyor, ya da #kadıköy - #taksim civarı bilgilere ve etrafa like gönderiyor.
gittikçe garipleşiyor ve bayağılaşıyor bu uygulama.
edit: bi' malware de kurabilirsin telefonuna ve bilgisayarına. üstteki adımları senin haberin olmadan işleme sokmak daha kolay aslında.
bu arada geçen gün yeni bi' instagram açtım, orada da üç beş dövmeciyi ekledim kadıköy'de çalışan. daha sonra farklı dövmecilerin fotoğraflarımı beğenmeye başladığını fark ettim. vedat milör'ü takip etmeye başladığımda yine bi' şarap tadımcının fotoğraflarımı beğenmeye başladığını gördüm. dövmecilerden birine mesaj attığımda xxx (etik bulmadığım bir uygulama, reklamını yapmayacağım) deyü bir program geliştirdiğini söyledi arkadaşının. benim anladığım bu program takipçilerine erişiyor ve en çok paylaşılan hashtagleri gözlemleyip hedeflenen kitleye odaklanıyor, ya da #kadıköy - #taksim civarı bilgilere ve etrafa like gönderiyor.
gittikçe garipleşiyor ve bayağılaşıyor bu uygulama.
edit: bi' malware de kurabilirsin telefonuna ve bilgisayarına. üstteki adımları senin haberin olmadan işleme sokmak daha kolay aslında.
0
bilinmez bir yazar
marhaba.bu aralar spora dönmeye heves ettim, 5-6 km yürüyşe bağlıyorum; sonra da gelip evdeki dumbelllara sarıyorum lakin fiziksel bi' challenge gerekiyor.velhasıl, "SADECE AKTİF" olarak bu aleti kullanan arkadaşlardan bi' öneri bekliyorum. 700-800 maksimum; bi' bütçe ayırdım. profesyonel olarak icr
marhaba.
bu aralar spora dönmeye heves ettim, 5-6 km yürüyşe bağlıyorum; sonra da gelip evdeki dumbelllara sarıyorum lakin fiziksel bi' challenge gerekiyor.
velhasıl, "SADECE AKTİF" olarak bu aleti kullanan arkadaşlardan bi' öneri bekliyorum. 700-800 maksimum; bi' bütçe ayırdım. profesyonel olarak icra etmeyi tam olarak düşünmüyorum lakin amatör olarak gelebildiğim en iyi noktaya gelmek istiyorum.
nedir öneriler? sevgiler.
ps 2: arama yaptım, önerilen aletleri kullanıp da düşüncesini aktaracak ya da alandaki yeni teknolojilerden beni haberdar edecek bi' ekibin düşüncelerini merak ediyorum sadece.
ps: evet, odağım kürek.
bu aralar spora dönmeye heves ettim, 5-6 km yürüyşe bağlıyorum; sonra da gelip evdeki dumbelllara sarıyorum lakin fiziksel bi' challenge gerekiyor.
velhasıl, "SADECE AKTİF" olarak bu aleti kullanan arkadaşlardan bi' öneri bekliyorum. 700-800 maksimum; bi' bütçe ayırdım. profesyonel olarak icra etmeyi tam olarak düşünmüyorum lakin amatör olarak gelebildiğim en iyi noktaya gelmek istiyorum.
nedir öneriler? sevgiler.
ps 2: arama yaptım, önerilen aletleri kullanıp da düşüncesini aktaracak ya da alandaki yeni teknolojilerden beni haberdar edecek bi' ekibin düşüncelerini merak ediyorum sadece.
ps: evet, odağım kürek.
0
O fiyata işe yarayan bir kürek bulamazsın, verim alabileceğin en ucuz kürek şu olur: www.voitbayi.com Ha 300-500 liraya da var ama ben onlara kürek demem. Çok iyi olanlar da zaten 3000 lira bandında başlıyor, kürek ucuz bi alet değil ne yazık ki.
0
hayır arkadaşım, az ya da bir aletle zayıflamak ya da kas yapmak istemiyorum. eski milli sporcuyum, sakatlığım sonucunda spordan spora geçe geçe spordan soğudum. bacağımın kaldırabildiği kadar, 7-8 km ayarı, yürüyüş yapıyorum ağırlık çalışmadan önce ve sonra - sadece kendimi sakatlamadan vücudumu yorabildiğimce yormak istiyorum.
@angelus
rw900 vs r800 olayındaki fark nedir? daha fazla modu olması, daha rahat olması, daha sessiz olması ya da daha kullanışlı olması gibi şeyler pek umurumda değil.
@angelus
rw900 vs r800 olayındaki fark nedir? daha fazla modu olması, daha rahat olması, daha sessiz olması ya da daha kullanışlı olması gibi şeyler pek umurumda değil.
0
internette bu iki ürün hakkında derinlemesine bir "özellikler" sayfası yok, enteresanmış.
voit oxford satan bi' arkadaş geri dönüş yaptı, rw900'ü sıfır alabileceğim fiyat ile aynı kapıya çıkıyor. bu modeli kullanmış ya da bu model hakkında bilgisi olan var mıdır? sayfası, tipi şu olan: www.voitbayi.com
voit oxford satan bi' arkadaş geri dönüş yaptı, rw900'ü sıfır alabileceğim fiyat ile aynı kapıya çıkıyor. bu modeli kullanmış ya da bu model hakkında bilgisi olan var mıdır? sayfası, tipi şu olan: www.voitbayi.com
0
ordinov
Ayni parayla 2-3 ay salsa kursuna baslamayi mi tercih edersiniz yoksa 1-2 ulke daha fazla gezmeyi mi?
Ayni parayla 2-3 ay salsa kursuna baslamayi mi tercih edersiniz yoksa 1-2 ulke daha fazla gezmeyi mi?
0
yapacağın ziyaretler; "turistik" ziyaretlerden oluşacaksa, salsa. bi' dans türünü icra edebilmek çok etkili bi' silah bana göre.
0
Salsa da gezmek kadar eğlenceli bence. Ama ortamdaki saçma tipleri görünce pişman olabilirsin orası ayrı :D
0
Gezmek. "Hiç dans etmeyeceksin ama ülke ğlke gezeceksin" dersen düşünürüm ama salsa yerine gezmeyi tercih ederim.
0
İkisi birden de yapılabilir.
2-3 ay dediğine göre profesyonellik düşünmüyorsundur. Bu durumda 1-2 ülke gezebileceğin kadar pahalı salsa kursuna gitmek zorunda değilsin. Belediye, Halk Eğitim Merkezleri, halk oyunları derneklerinin bile dans kursları oluyor. Daha uygun fiyatta dans kursu bulup hem gezip hem de kurs alabilirsin.
2-3 ay dediğine göre profesyonellik düşünmüyorsundur. Bu durumda 1-2 ülke gezebileceğin kadar pahalı salsa kursuna gitmek zorunda değilsin. Belediye, Halk Eğitim Merkezleri, halk oyunları derneklerinin bile dans kursları oluyor. Daha uygun fiyatta dans kursu bulup hem gezip hem de kurs alabilirsin.
0
chezsoi
Var mi bilen :/
Var mi bilen :/
0
capital expenditure (anapara harcaması) - fabrikaya yeni bi' motor alıyorsun. 800 dolar diyelim.
depreciation (yıpranma [payı]) - fabrikaya yeni aldığın motor iki sene sonra ömründen kaybediyor. motorun yıllık sabit yıpranma payı; alındığı günden itibaren her sene 10% desek, motorun 10 yıllık ömrü var demektir. ilk yıl motorun değeri değeri yıpranma payı dolayısıyla 640 dolara düşüyor, sonraki yıl 560 etc etc.
yalın hali ile pek bi' manaya gelmiyor, lakin bi' muhasebe kitabında falan gördüysen sermayeye yaptığın harcamanın, halihazırdaki dep. rate'ten yüksek olduğu anlamına gelebilir. bunun ne anlam ifade ettiğini anlamak için de problemi görmek gerekir cidden, çok da bi' anlam bulamadım.
depreciation (yıpranma [payı]) - fabrikaya yeni aldığın motor iki sene sonra ömründen kaybediyor. motorun yıllık sabit yıpranma payı; alındığı günden itibaren her sene 10% desek, motorun 10 yıllık ömrü var demektir. ilk yıl motorun değeri değeri yıpranma payı dolayısıyla 640 dolara düşüyor, sonraki yıl 560 etc etc.
yalın hali ile pek bi' manaya gelmiyor, lakin bi' muhasebe kitabında falan gördüysen sermayeye yaptığın harcamanın, halihazırdaki dep. rate'ten yüksek olduğu anlamına gelebilir. bunun ne anlam ifade ettiğini anlamak için de problemi görmek gerekir cidden, çok da bi' anlam bulamadım.
0
Firma yatirim yapiyor mu ? Sorusuna cevaben inceliyorlar.. pek anlamadim :) tesekkurler..
0
yup.
"kapitalist" sistem denilen zımbırtı zaten karın sermaye (kapital) olarak kullanılması üzerine gelişir; yani bi' şirketin capex'i dep'inden yüksek ise şirket büyüyor demektir bi' bağlamda. mikroiktisadi olarak incelenirse daha farklı sonuçlar çıkabilir lakin sağladığın bilgilerle "capex>dep=groth" gibi bi' denklem doğrulanır.
"kapitalist" sistem denilen zımbırtı zaten karın sermaye (kapital) olarak kullanılması üzerine gelişir; yani bi' şirketin capex'i dep'inden yüksek ise şirket büyüyor demektir bi' bağlamda. mikroiktisadi olarak incelenirse daha farklı sonuçlar çıkabilir lakin sağladığın bilgilerle "capex>dep=groth" gibi bi' denklem doğrulanır.
0
Tesekkürler @bilinmez bir yazar :) bir de su net isletme sermayesi olayini aydinlatabilir miyiz ? :) biz donen varlik- kvyk diyoruz ama onlarda bambaska bir formul var. Net working capital icin... :/
0
rica ettim. aslında tam olarak farklı değil:
net working capital = current assets - current liablities
(net işletme sermayesi) = (dönen varlık) - (kvyk)
tam olarak ecnebice karşılığı olan terimler sadece.
net working capital = current assets - current liablities
(net işletme sermayesi) = (dönen varlık) - (kvyk)
tam olarak ecnebice karşılığı olan terimler sadece.
0
Bendeki formul su trading assets(accounts receivable +inventory) - trading lia. ( acc. Payable + accrued expenses =net working capital
0
accounts receivable dediğin olay "gelecek alacaklar" - "inventory" zaten sahip olduğun envanter üzerine, gayrimenkül vs. de sayılıyor. account payable dediğin "gelecek ödemeler" - acc. exp dediği ise henüz ödenmemiş ama sürekli olarak biriken ödemeler; yevmiye, haftalık, maaş etc. ödenmemiş borçlara binen faiz de bu kategoriye geliyor yamulmuyorsam.
edit: özetle current assets ve current lia. nedir onu anlatmış.
yani bunun türkçesi de zaten şöyle oluyor:
anapara harcamasının, amortisman bedelinden fazla olması şirketin büyüdüğünü gösterir. (capex>dep)
net işletme sermayesini bulmak için, dönen varlıklardan (ticari alacaklar+ [halihazırda bulunan] envanter) kısa vadeli yabancı kaynaklar (ticari borçlar+ gider tahakkukları) çıkarılır.
ben türkçe görmedim bunları, o yüzden tam terim olarak karşılıklarından emin değilim, turenge falan gidiyorum, tahakkuk falan diyor. velhasıl, bildiğin şeylerin ingilizcesi, kafa karışıklığına yol açan taraf denklemi açıklamaya girmesi. "dönen varlık" nelerden oluşur, "kvyk" nelerden oluşur onu anlatmış.
edit 2: bu net işletme sermayesini, "net döner sermaye" olarak da alabilirsin daha mantıklı gelecekse.
edit: özetle current assets ve current lia. nedir onu anlatmış.
yani bunun türkçesi de zaten şöyle oluyor:
anapara harcamasının, amortisman bedelinden fazla olması şirketin büyüdüğünü gösterir. (capex>dep)
net işletme sermayesini bulmak için, dönen varlıklardan (ticari alacaklar+ [halihazırda bulunan] envanter) kısa vadeli yabancı kaynaklar (ticari borçlar+ gider tahakkukları) çıkarılır.
ben türkçe görmedim bunları, o yüzden tam terim olarak karşılıklarından emin değilim, turenge falan gidiyorum, tahakkuk falan diyor. velhasıl, bildiğin şeylerin ingilizcesi, kafa karışıklığına yol açan taraf denklemi açıklamaya girmesi. "dönen varlık" nelerden oluşur, "kvyk" nelerden oluşur onu anlatmış.
edit 2: bu net işletme sermayesini, "net döner sermaye" olarak da alabilirsin daha mantıklı gelecekse.
0
tavish11
ABD yapımı filmi seyretmiştim. Kıza, sosyal güvenlik memuru tecavüz ettikten sonra kendi yöntemiyle intikam alıyordu. Polise veya adli makamlara gitmiyordu. Kızın geçmişinde tam olarak ne gibi suçlar vardı ki polise gitmemeyi tercih etti. Sanırım kitapta yazıyordu?
ABD yapımı filmi seyretmiştim. Kıza, sosyal güvenlik memuru tecavüz ettikten sonra kendi yöntemiyle intikam alıyordu. Polise veya adli makamlara gitmiyordu.
Kızın geçmişinde tam olarak ne gibi suçlar vardı ki polise gitmemeyi tercih etti. Sanırım kitapta yazıyordu?
Kızın geçmişinde tam olarak ne gibi suçlar vardı ki polise gitmemeyi tercih etti. Sanırım kitapta yazıyordu?
0
kütüphaneye baktım da bi', yine "giden kitap geri dönmez" ahvali yaşanmış, arı kovanı ve ateşle oynayanı var.
velhasıl, bu kızcağız hacker idi - bi' dövüş sporu ile uğraşıyordu bi' de "neon yazılı" bi' part hatırlıyorum; orada da bi' motorun üzerindeydi. klasik antisosyal hacker kalıbı ile badass chica kalıbını alıp natalie portman ölçülerinde bi' kıza uyarlamış yani larsson abi.
suç ise, bi' kundakçılık hatırlıyor gibiyim. gerisinden emin değilim ancak burada geçmişindeki suçlardan çok intikam duygusu ağır basıyor olabilir - gitmemesinin sebebi vigilantecilik oynamak olabilir.
velhasıl, bu kızcağız hacker idi - bi' dövüş sporu ile uğraşıyordu bi' de "neon yazılı" bi' part hatırlıyorum; orada da bi' motorun üzerindeydi. klasik antisosyal hacker kalıbı ile badass chica kalıbını alıp natalie portman ölçülerinde bi' kıza uyarlamış yani larsson abi.
suç ise, bi' kundakçılık hatırlıyor gibiyim. gerisinden emin değilim ancak burada geçmişindeki suçlardan çok intikam duygusu ağır basıyor olabilir - gitmemesinin sebebi vigilantecilik oynamak olabilir.
0
spoiler'a girer aslinda sonraki kitaplarda ortaya cikiyor durum
--- spoiler---
ama kizin babasi kirli isleri olan bi adam, aslinda bi rus ajaniymis o yuzden da onun yaptiklarina isvec istihbarat teskilati ve polis hep goz yummus, buna kizin annesini surekli dovmesi vs. dahil. polis hicbirsey yapmamis annesi neredeyse olecek olmasina ragmen, o yuzden guveni yok. en sonunda da kiz babasini atese veriyor ama olmuyor, kiza da sosyal servis vasi atiyor.
-- spoiler--
hatirladiklarimbu kadar.
--- spoiler---
ama kizin babasi kirli isleri olan bi adam, aslinda bi rus ajaniymis o yuzden da onun yaptiklarina isvec istihbarat teskilati ve polis hep goz yummus, buna kizin annesini surekli dovmesi vs. dahil. polis hicbirsey yapmamis annesi neredeyse olecek olmasina ragmen, o yuzden guveni yok. en sonunda da kiz babasini atese veriyor ama olmuyor, kiza da sosyal servis vasi atiyor.
-- spoiler--
hatirladiklarimbu kadar.
0
vacigok
psikoloji okuyorum, edebiyat fakültesindeki bölümlerin hepsiyle yandal yapılabiliyormuş, ben felsefe ve sosyoloji arasındayım. bir yandan tarih, amerikan dili edebiyatı, dilbilim gibi bölümler de ilginç geliyor.. bilmiyorum, ne yapsam ki?
psikoloji okuyorum, edebiyat fakültesindeki bölümlerin hepsiyle yandal yapılabiliyormuş, ben felsefe ve sosyoloji arasındayım. bir yandan tarih, amerikan dili edebiyatı, dilbilim gibi bölümler de ilginç geliyor.. bilmiyorum, ne yapsam ki?
0
Amerikan dili okurdum ben. Dersler tamamen İngilizce işleniyorsa İngilizcene çok katkısı olur. İngilizce bilmeden yayın takip etmek zor. Özellikle psikolojide.
0
birinci sınıfta ve ikinci sınıfta felsefe ve sosyolojiyi görmüş olman lazım. beni hiç açmamış alanlardı, düşünmedim bile.
tarih baya bildiğin özel zevkimdir, sınırsız bi' yaşam sürem olsa kesinlikle okurdum. lakin ilber hocanın dediği gibi dört-beş dil bilmek şart kaynağından öğrenmek için. dilbilim sandığın kadar eğlenceli olmayabilir, en azından beni açmayan bi' bölüm olmuştur.
iibf ve hukuk fakültesi ile de çift anadal yapıyor olabilmen lazım, hukuk belki yandal olmaz ama iktisat, işletme etc. mantıklı olabilir.
neden mantıklı olurlar?
psikoloji-tarih: tarih tekerrürden ibarettir ve bu tekerrürü yaratan insandır. neden? bunu çözersin.
psikoloji-iktisat: (bkz: behavioral economics) - ben bunu çap olarak yapıyorum. sayısal bi' alan istemiyorsan uzak dur.
psikoloji-işletme: üsttekinin bi' farklı modeli. daha sözel ağırlıklı kariyer ve bölüm.
psikoloji-sosyoloji: baya sıkıcı olur.
psikoloji-felsefe: afşar timuçin'in felsefe bir sevinçtir kitabını "zorla" lisede okuduktan ve felsefe dersi aldığım hoca sonrasında bunu düşünemiyorum bile.
büdüt: yalnız ülkemizde psikolog olmak için de akademisyen olmak için de yüksek lisans şart. psikolojiyi "yanlayarak" bi' kariyer seçmeyeceksen eğlencesine okumuş olursun aşağı yukarı, "altın bilezik" olayına inanma - o olay bitirdi bizim jenerasyonu zaten.
tarih baya bildiğin özel zevkimdir, sınırsız bi' yaşam sürem olsa kesinlikle okurdum. lakin ilber hocanın dediği gibi dört-beş dil bilmek şart kaynağından öğrenmek için. dilbilim sandığın kadar eğlenceli olmayabilir, en azından beni açmayan bi' bölüm olmuştur.
iibf ve hukuk fakültesi ile de çift anadal yapıyor olabilmen lazım, hukuk belki yandal olmaz ama iktisat, işletme etc. mantıklı olabilir.
neden mantıklı olurlar?
psikoloji-tarih: tarih tekerrürden ibarettir ve bu tekerrürü yaratan insandır. neden? bunu çözersin.
psikoloji-iktisat: (bkz: behavioral economics) - ben bunu çap olarak yapıyorum. sayısal bi' alan istemiyorsan uzak dur.
psikoloji-işletme: üsttekinin bi' farklı modeli. daha sözel ağırlıklı kariyer ve bölüm.
psikoloji-sosyoloji: baya sıkıcı olur.
psikoloji-felsefe: afşar timuçin'in felsefe bir sevinçtir kitabını "zorla" lisede okuduktan ve felsefe dersi aldığım hoca sonrasında bunu düşünemiyorum bile.
büdüt: yalnız ülkemizde psikolog olmak için de akademisyen olmak için de yüksek lisans şart. psikolojiyi "yanlayarak" bi' kariyer seçmeyeceksen eğlencesine okumuş olursun aşağı yukarı, "altın bilezik" olayına inanma - o olay bitirdi bizim jenerasyonu zaten.
0
mslny
Her gün eşiyle beraber işten dönerken yahut gün içinde karşılaştığım, evinin işleriyle ilgilenen, arabasını yamuk parkedince tekrar düzelten, sürekli aktif olan, gayet sağlıklı görünen ve merhabadan öte muhabbetim olmasa da varlığına bu şekilde göz aşinalığım olan komşu abinin kalp kriziyle vefat et
Her gün eşiyle beraber işten dönerken yahut gün içinde karşılaştığım, evinin işleriyle ilgilenen, arabasını yamuk parkedince tekrar düzelten, sürekli aktif olan, gayet sağlıklı görünen ve merhabadan öte muhabbetim olmasa da varlığına bu şekilde göz aşinalığım olan komşu abinin kalp kriziyle vefat ettiğini öğrendim, yani şimdi artık onu görmeyecek miyim, inanamıyorum.
Sanki ölüm hep uzak ya da kazayla hastalıkla vs olur gibi geliyor. Böyle ani ölümler beni çok üzüyor, etkiliyor, korkutuyor. Akşam babama sarılıcam ve bak sakın dicem meselâ. Amannn ölüm de neymiş gayet doğal diyenlerin çok sevdiği birini kaybetmediğini düşünürüm hep. Birkaç yıl önce çocuğum gibi ciğerimden sevdiğim ananemi kaybettiğimde yaşadığım acıyı tarif dahi edemem, halâ hissederim, özlemi ayrı. Sanırım o yüzden benzer acı yaşamaktan bu korkum. Sizde nasıl etki yapıyor?
Sanki ölüm hep uzak ya da kazayla hastalıkla vs olur gibi geliyor. Böyle ani ölümler beni çok üzüyor, etkiliyor, korkutuyor. Akşam babama sarılıcam ve bak sakın dicem meselâ. Amannn ölüm de neymiş gayet doğal diyenlerin çok sevdiği birini kaybetmediğini düşünürüm hep. Birkaç yıl önce çocuğum gibi ciğerimden sevdiğim ananemi kaybettiğimde yaşadığım acıyı tarif dahi edemem, halâ hissederim, özlemi ayrı. Sanırım o yüzden benzer acı yaşamaktan bu korkum. Sizde nasıl etki yapıyor?
0
yemin ederim ilk paragraf benim (üst komşuyla sadece merabalaşmam arabayı parkedemeyince tekrar binip parketmem falan)
okuyunca tırstım.
okuyunca tırstım.
0
insan her şeye alışıyor. babam dahil dört yakınımın ölümüne şahit oldum. he alışamayan da olabilir, o zaman da psikiyatrist kapılarını aşındırıyor insanlar. tabi ki alışma belli bir süre gerektiriyor yoksa o kadar da kaygısız olmak mümkün değil. daha geçen gün muhabbet kuşumu kafesin dibinde buldum. sabah oynayıp sevdiğim kuşu öyle görmek bile insana ölümü sorgulatıyor.
0
Çok etkiliyor. Ve korkuyorum. Herkes için. Simdi bile birileri veda ediyor hayata.
0
Sıradanlığına rağmen ürkütücü bir olay tabi ama diğer taraftan ölümün karşısındaki yaşam da ondan daha az ürkütücü değil ki.
0
ne bileyim, sevdiğimizi kaybetmek ayrı, kendimiz için ayrı. Az sonra veya yarın ölebilirim, ama bunu bilsem de bilincinde değilim, uzak sanıyorum. Öldüm farzedelim, herşey yarım, planlar, acılar, hırslar, mutluluklar, heyecanlar, kızgınlık ve kırgınlıklar. Böyle düşününce hepsi ne kadar gereksiz.
0
çok sevdiğim dedemi kaybetmeme rağmen, üzülme konusunda her zaman yaygın kanaat ile paralel düşüncelere sahip olmayabiliyorum.
bunun sebebi; ölüm ile ilgili olan bakış açımı az çok değiştirmem olmuştur. inancımız ne olursa olsun, ölüm hep bir bilinmeyen olduğundan, çocukluktan beri bu bilinmezlikten o ya da bu şekilde etkilendiğimiz için ölüm olgusu bizi etkiliyor.
keza sürüngen beynimizdeki "hayatta kalma içgüdüsü" de bizi ölüme direnmeye mecbur bıraktığı için, özellikle yakınlarımızın ve sevdiklerimizin ölümü halinde, etik anlamda olmasa da pragmatik anlamda menfaatimizin etkilenmesi bizi üzer.
4 sene önce çok sevdiğim dedemi kaybettiğimde üzülmememin nedeni, ölümünü bekliyor olmam, kafamda alışmış olmam değildi. zaten ani bir ölümle aramızdan ayrılmıştı kendisi. tabi ki bakış açısını değiştirmekte, çeşitli inançların etkisi yadsınamaz ama biz kendi ölümümüzü çok uzak gördükçe, ölen kişiyle bir araya gelme ihtimalimiz olduğuna inansak bile, bu sürenin uzunluğu bizi sabırsızlık temelinde çok etkileme potansiyeline sahiptir.
Bütün bunlara rağmen, yine de sevdiklerimi ve yakınlarımı kaybetmek istemem o işin ayrı boyutu.
bunun sebebi; ölüm ile ilgili olan bakış açımı az çok değiştirmem olmuştur. inancımız ne olursa olsun, ölüm hep bir bilinmeyen olduğundan, çocukluktan beri bu bilinmezlikten o ya da bu şekilde etkilendiğimiz için ölüm olgusu bizi etkiliyor.
keza sürüngen beynimizdeki "hayatta kalma içgüdüsü" de bizi ölüme direnmeye mecbur bıraktığı için, özellikle yakınlarımızın ve sevdiklerimizin ölümü halinde, etik anlamda olmasa da pragmatik anlamda menfaatimizin etkilenmesi bizi üzer.
4 sene önce çok sevdiğim dedemi kaybettiğimde üzülmememin nedeni, ölümünü bekliyor olmam, kafamda alışmış olmam değildi. zaten ani bir ölümle aramızdan ayrılmıştı kendisi. tabi ki bakış açısını değiştirmekte, çeşitli inançların etkisi yadsınamaz ama biz kendi ölümümüzü çok uzak gördükçe, ölen kişiyle bir araya gelme ihtimalimiz olduğuna inansak bile, bu sürenin uzunluğu bizi sabırsızlık temelinde çok etkileme potansiyeline sahiptir.
Bütün bunlara rağmen, yine de sevdiklerimi ve yakınlarımı kaybetmek istemem o işin ayrı boyutu.
0
dede 1 - mort
dede 2 - mort (genç gitti)
nine 1 - mort
nine 2 - mort (genç gitti)
rol model dayı - mort (genç gitti)
büyük amca - mort
büyük hala - mort (genç gitti)
büyük yenge - mort
küçük amca - mort (genç gitti)
enişte 1 - mort
benden önceki on kardeş - mort (yarısı doğmadan, yarısı doğduktan sonra)
kuzen 1 - mort (baya genç gitti)
candan çok sevilen it - mort (çok genç gitti, 4 yaşında idi)
kuzenden sonra ölümü tamamen ti'ye almaya başladım. "büyük" ile başlayan ekip totalde 5 senede, son üçlüsü ise 3 ayda olmak üzere beraber gitti. benim kayışı koparmam sevimli itimin baya baya kıvranarak ölmesi ile başladı sanırım. kaç, üçüncü yıl dönümü geliyor galiba onun da. ondan bi' hafta önce dayınınki var - doğum günümle aynı gün.
tl;dr: aşağı yukarı anne ile baba, bi' avuç da teyze-amca-dayı etc kaldı. 5-6 gibi her şeyi siktir etmişlik geliyor, 8-9 civarı (ki her gün gördüğünse) kayışı kopartıyor. net bi' şekilde söylüyorum, daha bu pazartesi "ÇOK" uzun süreli depresyondan çıktığımı fark ediyorum. tıraş oldum - zararlı birkaç alışkanlıktan kurtuldum - eski hobilere döndüm ve yenilerini ekliyorum - kürek aleti sipariş ettim, fenerbahçe'yi zorlayacağım - okulun bi' spor takımına giriyorum etc.
tl;dr'nin tl;dr'si: yakınlardaki ilk birkaç ölüm sadece konsept ile tanıştırıyor - toz pembe dünyayı yıkıyor. sonraki birkaç ölüm yaşam sevincini biraz emiyor. ondan sonraki birkaç ölüm kaybetme korkusunu hayatın her anına sokuyor, sadece insanları sevip de kaybetmemek için mizantropi bile oluşabiliyor. sonrakiler de artık enkaza çeviriyor insanı - belli bi' yerden sonra anca toplarma adımları atılabiliyor.
özet geçiyorum, yakın akrabalar epey - akrabalar evet - çevredekiler, bi' yerden sonra pek önemsemiyorsun.
dede 2 - mort (genç gitti)
nine 1 - mort
nine 2 - mort (genç gitti)
rol model dayı - mort (genç gitti)
büyük amca - mort
büyük hala - mort (genç gitti)
büyük yenge - mort
küçük amca - mort (genç gitti)
enişte 1 - mort
benden önceki on kardeş - mort (yarısı doğmadan, yarısı doğduktan sonra)
kuzen 1 - mort (baya genç gitti)
candan çok sevilen it - mort (çok genç gitti, 4 yaşında idi)
kuzenden sonra ölümü tamamen ti'ye almaya başladım. "büyük" ile başlayan ekip totalde 5 senede, son üçlüsü ise 3 ayda olmak üzere beraber gitti. benim kayışı koparmam sevimli itimin baya baya kıvranarak ölmesi ile başladı sanırım. kaç, üçüncü yıl dönümü geliyor galiba onun da. ondan bi' hafta önce dayınınki var - doğum günümle aynı gün.
tl;dr: aşağı yukarı anne ile baba, bi' avuç da teyze-amca-dayı etc kaldı. 5-6 gibi her şeyi siktir etmişlik geliyor, 8-9 civarı (ki her gün gördüğünse) kayışı kopartıyor. net bi' şekilde söylüyorum, daha bu pazartesi "ÇOK" uzun süreli depresyondan çıktığımı fark ediyorum. tıraş oldum - zararlı birkaç alışkanlıktan kurtuldum - eski hobilere döndüm ve yenilerini ekliyorum - kürek aleti sipariş ettim, fenerbahçe'yi zorlayacağım - okulun bi' spor takımına giriyorum etc.
tl;dr'nin tl;dr'si: yakınlardaki ilk birkaç ölüm sadece konsept ile tanıştırıyor - toz pembe dünyayı yıkıyor. sonraki birkaç ölüm yaşam sevincini biraz emiyor. ondan sonraki birkaç ölüm kaybetme korkusunu hayatın her anına sokuyor, sadece insanları sevip de kaybetmemek için mizantropi bile oluşabiliyor. sonrakiler de artık enkaza çeviriyor insanı - belli bi' yerden sonra anca toplarma adımları atılabiliyor.
özet geçiyorum, yakın akrabalar epey - akrabalar evet - çevredekiler, bi' yerden sonra pek önemsemiyorsun.
0
kediyiyenpiskopatfareyimben
Haberlerde veya sosyal medyada haklı yere dövülen ya da eziyet edilen birini görünce çok seviniyor, sanki mutlu oluyorum? Bu bir psikolojik sorun mu acaba?Örnek; 1. Kapkaç yapan bir adamın yakalanıp dövülmesi2. Kadına kıza taciz eden adamın yakalanıp dövülmesi3. Behzat Ç dizisinde akbabanın köpeği ö
Haberlerde veya sosyal medyada haklı yere dövülen ya da eziyet edilen birini görünce çok seviniyor, sanki mutlu oluyorum?
Bu bir psikolojik sorun mu acaba?
Örnek;
1. Kapkaç yapan bir adamın yakalanıp dövülmesi
2. Kadına kıza taciz eden adamın yakalanıp dövülmesi
3. Behzat Ç dizisinde akbabanın köpeği öldüren adamı dövmesi gibi
Bu bir psikolojik sorun mu acaba?
Örnek;
1. Kapkaç yapan bir adamın yakalanıp dövülmesi
2. Kadına kıza taciz eden adamın yakalanıp dövülmesi
3. Behzat Ç dizisinde akbabanın köpeği öldüren adamı dövmesi gibi
0
Bir izleyinin o anda kensini özdeşleştirebileceği 3 farklı şahıs var.
1. Suçlu. İzleyici kendini suçluyla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.
2. Mağdur. İzleyici kendini mağdurla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.
3. Cezayı uygulayan. İzleyici kendindini cezayı uygulayanla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.
Sen kendini sanırım mapdurla özdeşleştiriyorsun ve mutlaka ceza bekliyorsun. Cezasını bulduğunda ise için ferahlıyor. Doğru mu anladım?
Burada psikolojik sorun değil de hassayet var diye düşünüyorum, zamanla bu özdeşleştirme mevzuu şizofrenlerdeki gibi hayal ettiğine inanma olayına dönüşmemeli. Dikkatli olmak gerek. Yani izlerken bu kadar duygusal değil de daha mantıksal izlemek lazım galiba.
1. Suçlu. İzleyici kendini suçluyla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.
2. Mağdur. İzleyici kendini mağdurla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.
3. Cezayı uygulayan. İzleyici kendindini cezayı uygulayanla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.
Sen kendini sanırım mapdurla özdeşleştiriyorsun ve mutlaka ceza bekliyorsun. Cezasını bulduğunda ise için ferahlıyor. Doğru mu anladım?
Burada psikolojik sorun değil de hassayet var diye düşünüyorum, zamanla bu özdeşleştirme mevzuu şizofrenlerdeki gibi hayal ettiğine inanma olayına dönüşmemeli. Dikkatli olmak gerek. Yani izlerken bu kadar duygusal değil de daha mantıksal izlemek lazım galiba.
0
Bu konuda bilimsellikten uzak olarak şunu söyleyebilirim ki bu bir sorundan ziyade süper kahramanların gelip onu kurtarmasını bekleyen çocuk psikolojisi gibi bir şey. Kendini tüm adaletsizlikleri çözecek güçte görmediğin de ya da o an harekete geçecek fiziki durumun olmadığında birinin senin yerine de intikam alması seni rahatlatıyor gibi.
bence için adaletsizliklere karşı hırsla dolmuş ama pek de bir şey yapamadığın için suçlu hissediyorsun. Bu da dışa vurumu.
bence için adaletsizliklere karşı hırsla dolmuş ama pek de bir şey yapamadığın için suçlu hissediyorsun. Bu da dışa vurumu.
0
batı diyarlarında bu sorunun cevabı "evet" olacaktı, lakin kültürel olarak bizde bu öğreti yok.
suç ve ceza hukuku esasında suçluların yakalanması ve rehabilite edilmesi şeklinde yerini buluyor. bu yüzden gotham'da hala batman'i istemeyen bi' ekip vardır. istanbul sokaklarında bi' batman'imiz olsa bağrımıza basarız. vigilante kültürü bizimki, tek adamcılık etc.
psikolojik ve biraz da antropolojik boyutunu biraz daha açmak gerekirse, bunu her ne kadar çağdaşlaşmaya çalışsak da öğretilmiş kültürden kopamamamıza bağlıyorum. hani biliyorsunuz, her ne kadar çağdaş bir insan gibi yaşamaya çalışsanız da "öeah, bu kadarı da fazla." şeklinde bi' cümle kuruyorsunuz illa ki, ölçülülüğü erdem kılan bi' kültürden geliyoruz ve on yıldır adaleti uygulayacak kurumların adaleti sağlamadığını aksine insanlık suçu sayılabilecek faaliyetlere eğildiğini görüyoruz.
bu bağlamda hem evet, hem hayır. ama hayır daha ağır basıyor, bu bahsettiğin örneklere yakın insanların başlığı açılıyor sözlükte, en çok favori alan genelde en çok ana avrat siken oluyor.
suç ve ceza hukuku esasında suçluların yakalanması ve rehabilite edilmesi şeklinde yerini buluyor. bu yüzden gotham'da hala batman'i istemeyen bi' ekip vardır. istanbul sokaklarında bi' batman'imiz olsa bağrımıza basarız. vigilante kültürü bizimki, tek adamcılık etc.
psikolojik ve biraz da antropolojik boyutunu biraz daha açmak gerekirse, bunu her ne kadar çağdaşlaşmaya çalışsak da öğretilmiş kültürden kopamamamıza bağlıyorum. hani biliyorsunuz, her ne kadar çağdaş bir insan gibi yaşamaya çalışsanız da "öeah, bu kadarı da fazla." şeklinde bi' cümle kuruyorsunuz illa ki, ölçülülüğü erdem kılan bi' kültürden geliyoruz ve on yıldır adaleti uygulayacak kurumların adaleti sağlamadığını aksine insanlık suçu sayılabilecek faaliyetlere eğildiğini görüyoruz.
bu bağlamda hem evet, hem hayır. ama hayır daha ağır basıyor, bu bahsettiğin örneklere yakın insanların başlığı açılıyor sözlükte, en çok favori alan genelde en çok ana avrat siken oluyor.
0
shenergy
ben yine bir otel köşesinde çok sıkılıyorum.siz?
ben yine bir otel köşesinde çok sıkılıyorum.
siz?
siz?
0
ben çektiğim uçak fotoğraflarını düzenliyorum, bütün gün bununla uğraştım hala bitmedi.
0
Tv acik Tlc'de obez biri var ona bakiniyorum, bir yandan da pinterest karistiriyorum.
0
ayıptır söylemesi: türk kahvesi yaptım şimdi. bira içtim tat vermedi,dışarıdan yemek söyledim pişman oldum. bi de bunu deniyorum.
0
038576
31. saniyeden itibaren tam olarak ne söylüyor bi çözebilir miyiz?https://youtube.com/watch?v=b73cM1Vv87g
0
don't be afraid, buzzkill is here.
"eve gidip yıkayalım mı seni bebeğim?" - sahildeler ve çocuk mayolu, tuzlanmıştır elbet.
edit: "eve gidip yıkanalım mı seninle bi'" - bu daha tehditkar geldi. velhasıl, konsept belli yani; sahildeler ve çocuk mayolu. ev diyor kadın, demek ki evde yapılacak bir şey. e mayo vardı, deniz - tuzlu su; yıkanmak etc. sondaki "bi'" sesi bebeğim mi denemesi mi meleğim denemesi mi yoksa kadın benim gibi boyuna "bi'" mi diyor emin değilim.
bu arada 0.75 hızla dinlendiğinde daha da tedirgin edici oluyormuş, üstümdeki haklıdır.
"eve gidip yıkayalım mı seni bebeğim?" - sahildeler ve çocuk mayolu, tuzlanmıştır elbet.
edit: "eve gidip yıkanalım mı seninle bi'" - bu daha tehditkar geldi. velhasıl, konsept belli yani; sahildeler ve çocuk mayolu. ev diyor kadın, demek ki evde yapılacak bir şey. e mayo vardı, deniz - tuzlu su; yıkanmak etc. sondaki "bi'" sesi bebeğim mi denemesi mi meleğim denemesi mi yoksa kadın benim gibi boyuna "bi'" mi diyor emin değilim.
bu arada 0.75 hızla dinlendiğinde daha da tedirgin edici oluyormuş, üstümdeki haklıdır.
0
3 oda 1 salon
Merhaba duyuru ahalisi. Biliyorum başlık çok kışkırtıcı oldu. Bu yüzden özür diliyorum. Genç bir kızımız var. daha 17 yaşında, lise son sınıf öğrencisi. bu kızımızın ailesinin durumu kötü, babası bir kaç iş birden yapıp iki çocuğunu okutmaya çalışıyor. Yaşadığı muhit de uyuşturucunun, itin kopuğun y
Merhaba duyuru ahalisi.
Biliyorum başlık çok kışkırtıcı oldu. Bu yüzden özür diliyorum.
Genç bir kızımız var. daha 17 yaşında, lise son sınıf öğrencisi. bu kızımızın ailesinin durumu kötü, babası bir kaç iş birden yapıp iki çocuğunu okutmaya çalışıyor. Yaşadığı muhit de uyuşturucunun, itin kopuğun yuvası olmuş bir mahalle.
Ben bu kızı geçen sene tanıdım. O günden beri de elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum.
Tanıdığımda sanatla iç içe bir hayat kurmak gibi bir dert edinmişti kendisine. Şimdi de Boğaziçi Sosyoloji'yi hedefliyor.
Açıkçası tek başına çırpınması üzüyor beni. Sanki yardım edemiyormuşum gibi hissediyorum.
Çevresinde öneri alabileceği kimsesi de yok.
İlber Ortaylı'yı, Celal Şengör'ü falan dinliyor sürekli.
Onların söylediği gibi, klasik müzik, dünya edebiyatı, felsefe ve sanata eğilmek istiyor ama ne okumalı, nereden başlamalı bunu ben de o da bilmiyoruz.
Bu konuda önerileriniz var mı? Neler tavsiye edebiliriz bu kızımıza?
Biliyorum başlık çok kışkırtıcı oldu. Bu yüzden özür diliyorum.
Genç bir kızımız var. daha 17 yaşında, lise son sınıf öğrencisi. bu kızımızın ailesinin durumu kötü, babası bir kaç iş birden yapıp iki çocuğunu okutmaya çalışıyor. Yaşadığı muhit de uyuşturucunun, itin kopuğun yuvası olmuş bir mahalle.
Ben bu kızı geçen sene tanıdım. O günden beri de elimden geldiğince yardım etmeye çalışıyorum.
Tanıdığımda sanatla iç içe bir hayat kurmak gibi bir dert edinmişti kendisine. Şimdi de Boğaziçi Sosyoloji'yi hedefliyor.
Açıkçası tek başına çırpınması üzüyor beni. Sanki yardım edemiyormuşum gibi hissediyorum.
Çevresinde öneri alabileceği kimsesi de yok.
İlber Ortaylı'yı, Celal Şengör'ü falan dinliyor sürekli.
Onların söylediği gibi, klasik müzik, dünya edebiyatı, felsefe ve sanata eğilmek istiyor ama ne okumalı, nereden başlamalı bunu ben de o da bilmiyoruz.
Bu konuda önerileriniz var mı? Neler tavsiye edebiliriz bu kızımıza?
0
Sevmekten başlamalı. Sevmeli bu dalları. Sevebilmek içinse tanımalı, her biri birer evren olan bu dallara küçük adımlar atmalı, tümdengelim yordamıyla derinleşmeli. Hemen olmaz tabii ama önce sevmeli, sevmek için merak edip tanımaya çalışmalı...
0
herşeyden önce dil öğrenmesi gerekiyor ama bunu üniversiteye de bırakabilir, özellikle boğaziçi olursa orada daha fazla imkanla dili öğrenebilir. şu anda sadece üniversite sınavına hazırlanması gerekiyor, başarabilirse meslek edinebileceği bir alanda eğitimini alsın bu hem ilerisi için iyi olacak hem de okurken burs bulmasını kolaylaştıracak. Ve malesef hayat şartları acımasız olduğundan ileride annesine babasına kardeşine yardım etmesi de gerekecek.
bunun yanında üniversite sınavını atlattıktan sonra da sistemli okumalı, esasında bi' mentör şart. bunu okulda bulabilir diye tahmin ediyorum. Şimdi öncelikle ve sadece üniversite sınavına hazırlansın onun dışında hiçbirşey yapmasın. üniversite yeni ve bambaşka bir dünya olabilir onun için. Oraya bir girsin, planlamayı oradan sonra yaparsınız.
Sanat felsefe ve müzik konusunda entelektüel çalışma yapmak çok daha kolaylaşacak o zaman.
bunun yanında üniversite sınavını atlattıktan sonra da sistemli okumalı, esasında bi' mentör şart. bunu okulda bulabilir diye tahmin ediyorum. Şimdi öncelikle ve sadece üniversite sınavına hazırlansın onun dışında hiçbirşey yapmasın. üniversite yeni ve bambaşka bir dünya olabilir onun için. Oraya bir girsin, planlamayı oradan sonra yaparsınız.
Sanat felsefe ve müzik konusunda entelektüel çalışma yapmak çok daha kolaylaşacak o zaman.
0
kitap okumak her zaman çok eğlenceli bir olay olmayabilir, beyin buna kendini alıştırmalı.
vasconselos'un efsane üçlüsü var: şeker portakalı - (devamı) güneşi uyandıralım - (devamı) delifişek - bu kitaplar duygusal olarak bi' bağ kurmaya başlar ve kitap okumayı daha çekici hale getirir.
kürk mantolu madonna - sabahattin ali: üsttekinin yerli ve romantik versiyonu olarak düşün. yalnız bu kitaptan sonra dikkat et lütfen; ayşe kulin fangirl olmasın.
yaban/ankara - yakup kadri karaosmanoğlu: yalın dil, yerli hikaye. giriş seviyesinin bi' üstü.
ha diyorsan ki kız zaten aktif olarak okuyor, direkt latin amerika yazarlarına eğilebilir. borges, coelho; daha komplike bi' şeyler istiyorsa marquez. biraz daha spesifik olursan ufaktan bi' program hazırlamış olayım. rus edebiyatından uzak durun ama, iyi olabilir ama ağdalı ve eski.
klasik müzik de rus edebiyatı gibi. müzikal dehaya saygı var tamam da, bazen o kadar da kafa kaldırmıyor (klasik rock olsa anlaşırız da) ya da benim hala kendimi geliştirmem gereken alanlar var. yine de klasik müzik olacaksa, gustavo dudamel ile bu aralar iyice revaçta olan arvo part olabilebilir.
felsefe bi' usta-çırak ilişkisi sonucunda gelişebilir açıkçası - bi' de eminim duyuruda felsefeci ya da felsefe meraklısı vardır; pas geçiyorum.
sanat olarak resim, heykel, festival filmleri etc. gibi şeylerden bahsediyorsun sanırım. o alışkanlığı edinmek çok zor; anca yirmili yaşlarında bi' şeyler yapmaya başlayabilir açıkçası. ama izlerim diyorsa "lullaby for pi" ısınma turu için başarılı olabilir - gerisini ustaları şaapsın.
vasconselos'un efsane üçlüsü var: şeker portakalı - (devamı) güneşi uyandıralım - (devamı) delifişek - bu kitaplar duygusal olarak bi' bağ kurmaya başlar ve kitap okumayı daha çekici hale getirir.
kürk mantolu madonna - sabahattin ali: üsttekinin yerli ve romantik versiyonu olarak düşün. yalnız bu kitaptan sonra dikkat et lütfen; ayşe kulin fangirl olmasın.
yaban/ankara - yakup kadri karaosmanoğlu: yalın dil, yerli hikaye. giriş seviyesinin bi' üstü.
ha diyorsan ki kız zaten aktif olarak okuyor, direkt latin amerika yazarlarına eğilebilir. borges, coelho; daha komplike bi' şeyler istiyorsa marquez. biraz daha spesifik olursan ufaktan bi' program hazırlamış olayım. rus edebiyatından uzak durun ama, iyi olabilir ama ağdalı ve eski.
klasik müzik de rus edebiyatı gibi. müzikal dehaya saygı var tamam da, bazen o kadar da kafa kaldırmıyor (klasik rock olsa anlaşırız da) ya da benim hala kendimi geliştirmem gereken alanlar var. yine de klasik müzik olacaksa, gustavo dudamel ile bu aralar iyice revaçta olan arvo part olabilebilir.
felsefe bi' usta-çırak ilişkisi sonucunda gelişebilir açıkçası - bi' de eminim duyuruda felsefeci ya da felsefe meraklısı vardır; pas geçiyorum.
sanat olarak resim, heykel, festival filmleri etc. gibi şeylerden bahsediyorsun sanırım. o alışkanlığı edinmek çok zor; anca yirmili yaşlarında bi' şeyler yapmaya başlayabilir açıkçası. ama izlerim diyorsa "lullaby for pi" ısınma turu için başarılı olabilir - gerisini ustaları şaapsın.
0
boğaziçi istediği her şeyi verir. şimdi sınav dışında bir şeye çalışmasın.
0
Bence de naapın edin sınava çalışmasına yardımcı olun. İstanbuldaysa arada bogazicine falan götürün motivasyon babında. Ya da götürün celal şengörle tanışsın falan ne biliyim. Ama sınav tek yol ve sınavla ilgili eksik ya da sizin çözemediğiniz biseyler varsa onları da burada paylaşabilirsiniz. Belki elimizden birşey gelir
0
evet günde 18 saat ders çalışsın; geri kalan vaktinde uyusun, arkadaşlara katılıyorum. böylece psikolojisini de bozar iyice, boğaziçi'ni kazanamazsa kendini tamamen başarısız olarak tanımlar - mis.
sosyoloji hakkında ne biliyor? bence bilmiyor pek bi' şey. hedef güzeldir ama kızın kendini geliştirmek istediğinden bahsetmişsin, bir takım güç merkezleri sadece kendilerinden olanlar ile dolduruyor ülkenin en yüksek puanlı bölümlerini. boğaziçi sosyoloji diyorsun, 11 yaşından beri özel dersle büyüyen binlerce çocuk var. senin kız sözelden ilk 100'e girebilecekse tamam, üstte denilen her şeyi yapsın. lakin yirmi birinci yüzyılda çok çalışan değil, doğru zamanda doğru yerde olan kazanır - yani hangi üniversitenin hangi bölümü olduğu çok da mühim değil.
sosyoloji hakkında ne biliyor? bence bilmiyor pek bi' şey. hedef güzeldir ama kızın kendini geliştirmek istediğinden bahsetmişsin, bir takım güç merkezleri sadece kendilerinden olanlar ile dolduruyor ülkenin en yüksek puanlı bölümlerini. boğaziçi sosyoloji diyorsun, 11 yaşından beri özel dersle büyüyen binlerce çocuk var. senin kız sözelden ilk 100'e girebilecekse tamam, üstte denilen her şeyi yapsın. lakin yirmi birinci yüzyılda çok çalışan değil, doğru zamanda doğru yerde olan kazanır - yani hangi üniversitenin hangi bölümü olduğu çok da mühim değil.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
sony vtc5-vtc6 veya muadili pil almak istiyorum ancak nereden nasıl temin edebilirim? acelem yok yurt dışından da sipariş verebilirim fiyatı daha uygun olacaksa. amazon.uk'de bir tane gördüm 2 pil kargoyla beraber 80 liraya geliyordu vtc5 oldugunu iddia eden ancak bazı yorumlar ürünlerin çok kalitel
sony vtc5-vtc6 veya muadili pil almak istiyorum ancak nereden nasıl temin edebilirim? acelem yok yurt dışından da sipariş verebilirim fiyatı daha uygun olacaksa. amazon.uk'de bir tane gördüm 2 pil kargoyla beraber 80 liraya geliyordu vtc5 oldugunu iddia eden ancak bazı yorumlar ürünlerin çok kaliteli çakma olduğunu söylediği için güvenemedim ne yazık ki.
0
tr.aliexpress.com
2li aldım. çok memnunum. 20 günde geldi. bi de piller için hardcase almayı unutma. sony bile olsa çıplak taşınması sakıncalı.
tr.aliexpress.com
olay pilde değil, şarj cihazında. dandik alma kaliteli olsun, nitecore'u tavsiye ederim.
bi de pilin kaplaması bozulacak zamanla. bunu da al:
tr.aliexpress.com
bu da nasıl yapıldığı: www.youtube.com
2li aldım. çok memnunum. 20 günde geldi. bi de piller için hardcase almayı unutma. sony bile olsa çıplak taşınması sakıncalı.
tr.aliexpress.com
olay pilde değil, şarj cihazında. dandik alma kaliteli olsun, nitecore'u tavsiye ederim.
bi de pilin kaplaması bozulacak zamanla. bunu da al:
tr.aliexpress.com
bu da nasıl yapıldığı: www.youtube.com
0
çinden xiaomi power bank alırsan eğer içinden 4 tane orjinal sanyo 18650 pil çıkıyor. 10400 lüklerden. 15 dolar civarıydı bu powerbank.
bunu da değerlendirebilirsin...
bunu da değerlendirebilirsin...
0
kaledekiyalnizlik
okula 3-4 yıl devam edememiştim bu yıl döndüm. verdiğim araya göre iyi de bir dönüş oldu ama gno çok düşük. dönem ortalamam iyi olmasına rağmen gno epey kötü nasıl yükseltebilirim ya da yükselir mi?
okula 3-4 yıl devam edememiştim bu yıl döndüm. verdiğim araya göre iyi de bir dönüş oldu ama gno çok düşük. dönem ortalamam iyi olmasına rağmen gno epey kötü nasıl yükseltebilirim ya da yükselir mi?
0
3,40 olan kaçıncı dönem ortalaman? gano'nun bu kadar düşmesi için önceki dönem notlarının sıfır falan olması lazım. devam etmediğin dönemler hesaba katılmış olabilir, onu bir kontrol et. onun dışında yapabileceğin tek şey önceki dönemden yükseltebileceğin durumda ders varsa onları tekrar alıp yükseltmek ve bundan sonraki dönem ortalamalarını da yüksek tutmak.
0
kredisi yüksek olan derslerin ya düşük ya da 0 (ff), kredisi düşük derslerin yüksek. burada iki denklem var.
kredi x not = ortalama. yani aldığın bütün dersler bu iç hesaptan geçtikten sonra ortaya çıkan çok yüksek sayı aldığın derslerin kredisine bölünüyor ve ortaya ortalaman çıkıyor.
not sistemi de 4 (aa) 3.5 (ba) 3 (bb) 2.5 (cb) 2 (cc) 1.5 (dc) 1 (dd) 0 (ff) olarak gider. dönem ortalaman sadece iç tüzükte yer alan bir iki husus için önemli. onun dışında pek önemi yok. muhtemelen önceki 4 sene derslere kayıt yaptırmış ama girmemiş göründün ve ff aldın bi' araba. alınması gereken dersleri aldığında hatırı sayılır bi' yükseliş görürsün. kredisi yüksek dersleri elinden geldiğince yüksek tutmaya çalışırsan ortalama tavan yapar.
edit: gerçi bu dönem 4 kredili iki dersten maksimum kredi almışsın, way to go!
kredi x not = ortalama. yani aldığın bütün dersler bu iç hesaptan geçtikten sonra ortaya çıkan çok yüksek sayı aldığın derslerin kredisine bölünüyor ve ortaya ortalaman çıkıyor.
not sistemi de 4 (aa) 3.5 (ba) 3 (bb) 2.5 (cb) 2 (cc) 1.5 (dc) 1 (dd) 0 (ff) olarak gider. dönem ortalaman sadece iç tüzükte yer alan bir iki husus için önemli. onun dışında pek önemi yok. muhtemelen önceki 4 sene derslere kayıt yaptırmış ama girmemiş göründün ve ff aldın bi' araba. alınması gereken dersleri aldığında hatırı sayılır bi' yükseliş görürsün. kredisi yüksek dersleri elinden geldiğince yüksek tutmaya çalışırsan ortalama tavan yapar.
edit: gerçi bu dönem 4 kredili iki dersten maksimum kredi almışsın, way to go!
0
dieselsingle2
adidas nike quechua'da 46skechers'da 45giyiyorum. timberland botların kalıbı nasıl? geniş mi?
adidas nike quechua'da 46
skechers'da 45
giyiyorum. timberland botların kalıbı nasıl? geniş mi?
skechers'da 45
giyiyorum. timberland botların kalıbı nasıl? geniş mi?
0
gereğinden fazla geniş hemi de.
iki yıldan sonra da kalın çorapla giyilmediğinde muhteşem acılara sebebiyet verebiliyor. büyüğü makbuldür.
iki yıldan sonra da kalın çorapla giyilmediğinde muhteşem acılara sebebiyet verebiliyor. büyüğü makbuldür.
0
yaren
Selam Telefonu elime aldım mıydı uğraşmalarım bir türlü bitmiyor. İşim olduğundan değil, sosyal medya da çok kullanmam. Mesajlaşma da pek yok. Oyun facebook duyuru. Bu üçü arasında mekik dokuyorum. Yanımda kitabım var, okumaya bi başlasam kaptırıcam biliyorum ama elim asla gitmiyor. Hatta telefonda
Selam
Telefonu elime aldım mıydı uğraşmalarım bir türlü bitmiyor. İşim olduğundan değil, sosyal medya da çok kullanmam. Mesajlaşma da pek yok. Oyun facebook duyuru. Bu üçü arasında mekik dokuyorum. Yanımda kitabım var, okumaya bi başlasam kaptırıcam biliyorum ama elim asla gitmiyor. Hatta telefonda da ayrıca okuduğum bir e-kitap var ama asla açmıyorum okumuyorum..
Neden? Çok sıkılıyorum yahu. Kafamdan derdim var. Beynimi bi poşet içinde olduğum yere bırakıp kaçmak istiyorum. Kitap niye okuyamıyorum ben yaaaa!.
Telefonu elime aldım mıydı uğraşmalarım bir türlü bitmiyor. İşim olduğundan değil, sosyal medya da çok kullanmam. Mesajlaşma da pek yok. Oyun facebook duyuru. Bu üçü arasında mekik dokuyorum. Yanımda kitabım var, okumaya bi başlasam kaptırıcam biliyorum ama elim asla gitmiyor. Hatta telefonda da ayrıca okuduğum bir e-kitap var ama asla açmıyorum okumuyorum..
Neden? Çok sıkılıyorum yahu. Kafamdan derdim var. Beynimi bi poşet içinde olduğum yere bırakıp kaçmak istiyorum. Kitap niye okuyamıyorum ben yaaaa!.
0
valla onu bilmem de, bu şartlarda kitabı eline alsan da 5 dakka sonra uyuyakalacaksın gibi geliyor :)
0
Tecrübelerime göre bir kitabın bir insanı çekebilmesi için kitapta elle tutulacak bir ilerleme kaydedilmeli. Biri diyelim her gün on sayfa okuyor, on sayfada kitabın içine ne kadar girebilirsin ki? Şöyle bir 20-30 sayfa oku ki gerçeklikten kop. Sonra ara verdiğinde kafanda acaba şimdi ne olacak sorusu olsun. Bir de kötü yazılmış bir kitapsa iyice kopuyorsun. Okumak zorunda değilsin. İlgini çekmiyorsa okuma.
0
internet tahammül sınırımı inanılmaz şekilde düşürdü. o yüzden içten içe korkup başlayamıyorsundur. düşünmeden direkt başla; al eline ve zorla kendini.
0
@killerbee, yok uyuyamam, dikkatimi toplayınca hayatta uykum gelmez :))
@dissendium, aslında merakımı uyanık tutuyor ama çok amatörce yazılmış kitap, tekrara düşmüş, bazı itici unsurları var vs... sıkılmışım hakkaten...
@fragile lady, haklısın, düşünmeden bodoslama dalmam lazım. Doğru.
@dissendium, aslında merakımı uyanık tutuyor ama çok amatörce yazılmış kitap, tekrara düşmüş, bazı itici unsurları var vs... sıkılmışım hakkaten...
@fragile lady, haklısın, düşünmeden bodoslama dalmam lazım. Doğru.
0
hayatımın aşağı yukarı on yılını kitaplara ayırmışımdır sanırım.
bu dediğin olayı feci şekilde yaşıyorum bazı zamanlar. işte tam o sıralarda, eskiden okuduğum ve beğendiğim bir kitaba başlıyorum - bi' çırpıda bitiyor ve sonra devamı geliyor. en son tıkanıklığı "kürk mantolu madonna" ile açmıştım, kitabı sevdiğimi hatırlıyorum ama kitabı tam olarak hatırlamıyorum onu fark ettim. varsa geçmişte sevdiğin bi' şeyler onlara göz at - gerisi geliyor.
bu dediğin olayı feci şekilde yaşıyorum bazı zamanlar. işte tam o sıralarda, eskiden okuduğum ve beğendiğim bir kitaba başlıyorum - bi' çırpıda bitiyor ve sonra devamı geliyor. en son tıkanıklığı "kürk mantolu madonna" ile açmıştım, kitabı sevdiğimi hatırlıyorum ama kitabı tam olarak hatırlamıyorum onu fark ettim. varsa geçmişte sevdiğin bi' şeyler onlara göz at - gerisi geliyor.
0
@bilinmez bir yazar
Yarım bıraktığım o kadar çok kitap var ki, kendimden utanıyorum. Cidden. Kafam kızıyor ama yapamıyorum da. Okuyamıyorum, almıyor. Ne bileyim yav amaaan.
Yarım bıraktığım o kadar çok kitap var ki, kendimden utanıyorum. Cidden. Kafam kızıyor ama yapamıyorum da. Okuyamıyorum, almıyor. Ne bileyim yav amaaan.
0
@j r r
Doğru. Daha çekici geliyor internet, kitap sanki biraz daha fazla efor sarfediyormuşum gibi hissettiriyor. Değişik.
Doğru. Daha çekici geliyor internet, kitap sanki biraz daha fazla efor sarfediyormuşum gibi hissettiriyor. Değişik.
0
aliskanlik yuzunden. hizli ve yuksek dozda uyaricilara alismissin. kitap cok renksiz geliyor. ayrica telefon hicbir sekilde dusunmene firsat vermiyor. kitap okurken kafa yorman gerek.
vucudunu bir cesit detoksa sokman lazim. butun elektroniklerden uzaklasip bir tatil yapsan bu arada da kitaplara donup tekrar okuma aliskanligi kazansan iyi olur. farkindalik meselesi kendine hakim olup gereksiz aliskanliklarini durdurmak zorundasin. gecmis olsun.
vucudunu bir cesit detoksa sokman lazim. butun elektroniklerden uzaklasip bir tatil yapsan bu arada da kitaplara donup tekrar okuma aliskanligi kazansan iyi olur. farkindalik meselesi kendine hakim olup gereksiz aliskanliklarini durdurmak zorundasin. gecmis olsun.
0
tosiba
nedir?ben başlıyorum.çok fakir ve denize kıyısı olan bir afrika ülkesine gidip orada hala yer altı zenginliklerini işgal eden ingiliz şirketlerinin sömürülerine, vurdumduymaz yöneticilere ve halkı sömüren zenginlere karşı bir isyan hareketi başlatmak ve sonunda ülkenin başına geçip reformlar yapmak.
nedir?
ben başlıyorum.
çok fakir ve denize kıyısı olan bir afrika ülkesine gidip orada hala yer altı zenginliklerini işgal eden ingiliz şirketlerinin sömürülerine, vurdumduymaz yöneticilere ve halkı sömüren zenginlere karşı bir isyan hareketi başlatmak ve sonunda ülkenin başına geçip reformlar yapmak.
edit: bu yer sierra leone olabilir. elmasların üstünde fakirlik çekiyor adamlar. yazıktır, günahtır. asla yolsuzluk yapmayacağıma da yemin ederim.
ben başlıyorum.
çok fakir ve denize kıyısı olan bir afrika ülkesine gidip orada hala yer altı zenginliklerini işgal eden ingiliz şirketlerinin sömürülerine, vurdumduymaz yöneticilere ve halkı sömüren zenginlere karşı bir isyan hareketi başlatmak ve sonunda ülkenin başına geçip reformlar yapmak.
edit: bu yer sierra leone olabilir. elmasların üstünde fakirlik çekiyor adamlar. yazıktır, günahtır. asla yolsuzluk yapmayacağıma da yemin ederim.
0
gerekli matematiksel hesaplamalardan sonra, mümkün olan en yüksek noktadan yere serbest düşüş yapmak. yere çakılmasını ya da hayatta kalmayı falan düşünmüyorum bak, sadece baya baya bi' kaç dakika öyle süzülmek istiyorum.
0
1. O kadar çok ama o kadar çok param olsun ki, bütün ülkenin çarpık yapılaşma-kentleşme sorununu tamamen çözeyim ve yeni yapılan her yerin hayvanların yaşama haklarına çok saygılı olunacak şekilde yapılaşmasını sağlayayım. İnsanlar müstakil evlerde ve bahçelerde otursunlar ve otoparkları olsun, hayvan sevmeyen adamlar hapse atılsın, herkes en çok sevdiği hayvanlardan sorumlu olsun falan.
2. O kadar çok ama o kadar çok param olsun ki, açlıkla savaşıp savaşı kahredici bir zaferle kazanayım. Aç insan kalmasın, eğitimsiz beyin kalmasın, kimse kimsenin sömürüsü olmasın.
2. O kadar çok ama o kadar çok param olsun ki, açlıkla savaşıp savaşı kahredici bir zaferle kazanayım. Aç insan kalmasın, eğitimsiz beyin kalmasın, kimse kimsenin sömürüsü olmasın.
0
İzmir Konak meydanında varyantın başında bir bina var. Şimdi müze olarak hizmet veriyor. Eskiden piçane denirdi, bakımsız terkedilmiş bir görüntüsü vardı. Bahribaba parkının içinde kalırdı, parkı makasladılar bina şimdi parkın önüne geldi.
O binayı kimsesiz yaşlıların, gençlerin ve çocukların bir arada olabilecekleri bir yer yapmayı çok isterdim. Merkezi konumda olması, taş bina olması, parkın içinde olması vs bence onu huzurevi+bakımevi yapmaya en elverişli binalardan biri yapıyor. Her yere ulaşım kolaylığı var. Tiyatro, sinema, kütüphane, opera, çarşı, deniz... yürüme mesafesinde, otobüs durakları önünde, metro keza aynı. vapur yürüme mesafesinde... Gün doğumu/batımı manzara süperdir izlemelere doyamazsın.
Daha iyi bir yer olamaz bence. Ama işte benim için uçuk bir arzu çünkü yapacak konumda değilim ne yazık ki.
O binayı kimsesiz yaşlıların, gençlerin ve çocukların bir arada olabilecekleri bir yer yapmayı çok isterdim. Merkezi konumda olması, taş bina olması, parkın içinde olması vs bence onu huzurevi+bakımevi yapmaya en elverişli binalardan biri yapıyor. Her yere ulaşım kolaylığı var. Tiyatro, sinema, kütüphane, opera, çarşı, deniz... yürüme mesafesinde, otobüs durakları önünde, metro keza aynı. vapur yürüme mesafesinde... Gün doğumu/batımı manzara süperdir izlemelere doyamazsın.
Daha iyi bir yer olamaz bence. Ama işte benim için uçuk bir arzu çünkü yapacak konumda değilim ne yazık ki.
0
basubadelmevt
Hiç beklemediginiz bi yerden para geldi diyelm, 5000 tlsi ile kendinizi sımartacak bir seyler almanız bekleniyor, ne alırsınız?Ya da neler? Tel olabilir, drone olabilir her sey olur ya.Limiti aşmayalım.
Hiç beklemediginiz bi yerden para geldi diyelm, 5000 tlsi ile kendinizi sımartacak bir seyler almanız bekleniyor, ne alırsınız?Ya da neler? Tel olabilir, drone olabilir her sey olur ya.Limiti aşmayalım.
0
Kıyafet alırım bi sürü çünkü ne zamandır bişi almadım kendime. Kışın giyecek kabanım yok yemin ederim. Bir kısmıyla da kedilere oyuncak falan alırım, bi de köpek maması alırım birkaç paket şöyle güzelinden.
0
Türkiye'de olmayan ama amazon'da satışı olan deli gibi pahalı ama hayallerimi süsleyen kitapların birkaçını alırdım.
0
Açıkçası öyle bi' para bekliyorum uzundur. Alacaklarım dahi belli:
*Bilgisayar koltuğu.
*Yeni gözlük.
*Jakuzi (2k falan tutuyor bu)
*Yeni telefon.
*Yeni kulaklık.
Jakuzin yoksa al derim, eski hayatımdan özlediğim en büyük şey.
*Bilgisayar koltuğu.
*Yeni gözlük.
*Jakuzi (2k falan tutuyor bu)
*Yeni telefon.
*Yeni kulaklık.
Jakuzin yoksa al derim, eski hayatımdan özlediğim en büyük şey.
0
Benim kendimi şımartmaktan anladığım şey bazen köpeğime konserve mama alıp sevinçle yemesini izlemek :D
0
kendimden ziyade sevdiklerime bir şeyler almak yapmak daha çok hoşuma gider, kendime bir mouse, birkaç kıyafet, bir de kulaklık alırdım.
0
kıyafet tabii. o parayı elektronik şeylere yatırmazdım. bir de dolabım yok. odaya bir dolap alırdım. almışken de ona uyumlu bir çalışma masası :(
0
en dandik akıllı telefonu kullanıyorum, inanılmaz eski ve 3 sene geçtiği için çöp olmuş durumda, ite kaka çalışıyor. telefon alırdım kendime. kalan parayla da rock smith :D
0
Pahali sanat kitaplari var almak istedigim. Ya onlar ya da odalarin birini ses yalitimi yapmak.
0
şu an almak istediğim hiçbir şey yok ama gitmek istediğim bir yer var. birkaç günlüğüne oraya kaçardım.
0
macbook alırdım muhtemelen
ya da motosiklet
diyorum ama ben kesin bunların hiçbirini almayıp büssürü kitap alırdım :(
ya da motosiklet
diyorum ama ben kesin bunların hiçbirini almayıp büssürü kitap alırdım :(
0
az daha olsa motosiklet alırdım ama yetmez. o yüzden birsürü ayakkabı alırdım 10 çift falan çoğu spor ayakkabı tabi. kıyafet alırdım kalanına da.
0
seyahate çık. Güzel bir yurtdışı tatili yapılır o parayla.
Drone'la ilgili anın olmaz ama 4-5 günlük bir tatil bir ömür aklında kalır.
Eşyalara değil, deneyimlere para yatır:)
Drone'la ilgili anın olmaz ama 4-5 günlük bir tatil bir ömür aklında kalır.
Eşyalara değil, deneyimlere para yatır:)
0
sevgilime drone, kendime gitar, gitar dersi, motor botu, guzel bisiklet, fotosop kursu, biraz da kiyafet, ayakkabi
0
O parayla dolar, altın ya da Euro alırdım. Zor günlerde kendimi şımartmak için :D
Not: Yatırımcı tavsiyesi değildir. :D
Not: Yatırımcı tavsiyesi değildir. :D
0
Kıyafet almam, Sri lanka ve Madagaskar'a uçak bileti alırım mart ayı için önceden. Kalan parayı da oralarda yerim, masaj yaptırırım, resiflerde dalarım, fil yavrularını biberonla beslerim vb.
0
Üzerine biraz daha para ekleme imkanım varsa istediğim foto makinesi ve lenslerini alırdım.
Yoksa seyahat için kullanırdım.
Yoksa seyahat için kullanırdım.
0
niyeti bozuk http nesnesi
Merhaba,Bir akrabam sigarayı bıraktı, e-sigaraya başladı. Şu an likiti bitmiş, internetten bi siteden sipariş etmiş/dolandırılmış. 1-2 gün içinde "halo" marka likit bulmam lazım. Nereden sipariş edebilirim hızlı ve güvenilir şekilde?
Merhaba,
Bir akrabam sigarayı bıraktı, e-sigaraya başladı. Şu an likiti bitmiş, internetten bi siteden sipariş etmiş/dolandırılmış. 1-2 gün içinde "halo" marka likit bulmam lazım. Nereden sipariş edebilirim hızlı ve güvenilir şekilde?
Bir akrabam sigarayı bıraktı, e-sigaraya başladı. Şu an likiti bitmiş, internetten bi siteden sipariş etmiş/dolandırılmış. 1-2 gün içinde "halo" marka likit bulmam lazım. Nereden sipariş edebilirim hızlı ve güvenilir şekilde?
0
bohr atom modeli
"yüzeydeki ters açı düzeltilmiştir"bu ters açı bir sorun. ben fix kullandım o sabitlemek olarak anlaşılır olmaz dediler. düzeltmeyi karşılayan başka hangi kelime kullanılabilir?
"yüzeydeki ters açı düzeltilmiştir"
bu ters açı bir sorun.
ben fix kullandım o sabitlemek olarak anlaşılır olmaz dediler. düzeltmeyi karşılayan başka hangi kelime kullanılabilir?
bu ters açı bir sorun.
ben fix kullandım o sabitlemek olarak anlaşılır olmaz dediler. düzeltmeyi karşılayan başka hangi kelime kullanılabilir?
0
zenc
kuzenim kötü bir ergenlik döneminden geçiyor. ailesi çok iyi her istediğini durumlarını zorlarlar yine yaparlar. zeki ve çalışkan bir çocuk istanbulda hatrı sayılır bi derece ile iyi bir liseye başladı geçen sene. aynı sene abisi de üniversiteyi kazanıp başka şehre gitti.zaten içine kapanıktı iyice
kuzenim kötü bir ergenlik döneminden geçiyor. ailesi çok iyi her istediğini durumlarını zorlarlar yine yaparlar. zeki ve çalışkan bir çocuk istanbulda hatrı sayılır bi derece ile iyi bir liseye başladı geçen sene. aynı sene abisi de üniversiteyi kazanıp başka şehre gitti.
zaten içine kapanıktı iyice içine kapandı. okulu kırmaya başladı. dersleri inanılmaz kötü oldu. sigaraya başladı. psikolağa gidiyor ama hala aynı. daha da kötüsü cebinde hap bulduk. hemen doktorla görüştük önce annesinin konuşması gerektiğini söyledi.
annesi dün konustu extacymiş içtiği dediğine göre ilk kez ama inanmadık. hatta bi kere taksimde günlük kiralik ev tutup tatılmışlar güya dediğine göre sadece içki almışlar..
bu durumda birine nasıl davranmamız gerek? abisinin üniversitesinin olduğu şehre mi taşınsınlar? okulu mu değiştirsinler bunların hepsi sanki onu daha çok sinirlendirir gibi? nasıl yapcaz ya?
zaten içine kapanıktı iyice içine kapandı. okulu kırmaya başladı. dersleri inanılmaz kötü oldu. sigaraya başladı. psikolağa gidiyor ama hala aynı. daha da kötüsü cebinde hap bulduk. hemen doktorla görüştük önce annesinin konuşması gerektiğini söyledi.
annesi dün konustu extacymiş içtiği dediğine göre ilk kez ama inanmadık. hatta bi kere taksimde günlük kiralik ev tutup tatılmışlar güya dediğine göre sadece içki almışlar..
bu durumda birine nasıl davranmamız gerek? abisinin üniversitesinin olduğu şehre mi taşınsınlar? okulu mu değiştirsinler bunların hepsi sanki onu daha çok sinirlendirir gibi? nasıl yapcaz ya?
0
elbette uyusturucu kullaniyor diye birini sehrinden etmeyeceksiniz. onerim yok ama ne yapilmamasi gerektigini soylemek istedim en azindan.
0
Durumun kaynağı araştırılmalı. Malı kimden aldın sorusu önemli. Eğer arkadaş çevresi sebebiyle eğlence için kullanıyorsa okul ve şehir değişikliği işe yarayabilir. Psikolojik sorunları nedeniyle kullanıyorsa bağımlı olmadan tedaviye başlasın. Baktınız olmuyor arayın narkotiği gelip alsınlar.
0
Dedigine gore okuldaki arkadasi vermis. O cocugun velisi ile rehber ogretmen konusmus. Adam cocugunun kullandigini biliyor hatta orda burda icecegine gel evinde ic diyecek kadar da rahat bi baba mk yaa.
0
bu uyuşturucuyu kullanmak yasak, babası bu kadar rahatsa polise ihbar etsenize o babayı ve çocuğu.
bu işin iyiliği filan olmaz, kim başlattıysa izin verip göz yumuyorsa cezasını çeksin.
bu işin iyiliği filan olmaz, kim başlattıysa izin verip göz yumuyorsa cezasını çeksin.
0
okul değiştirmesi radikal bir şey.
rol model gerek iyi bir tane. ayrıca siz değiştireceğinize sizinkine bunu veren değiştirsin okulu.
rol model gerek iyi bir tane. ayrıca siz değiştireceğinize sizinkine bunu veren değiştirsin okulu.
0
ya bak, bu ergenliğin kötü geçmesi ile alakalı değil. doksan sonrası jenerasyon gümbür gümbür uyuşturucu kullanıyor, tanıdığım her on kişiden dokuzu aktif olarak uyuşturucu kullanıyor ki nezih okullarda eğitim gördüm ve nezih semtlerde oturdum hep.
baskıcı ve sınırlayıcı bir tutum takınmanız her şeyi bok eder, etmeyin eylemeyin. velhasıl kelam her şehirde uyuşturucu bulmak oldukça mümkün. istanbul ve izmir kadar değil tabii, ama bir saat alır maksimum.
baskıcı her önlem, baskılanan fiilin daha absürt boyutta icra edilmesi ile sonuçlanır. çocuğun iyi derecesi var, demek ki hayatının son üç yılında stresten strese koştu.
ben iki yol öneririm.
*gerçekten uyuşturucu kullanımı varsa, sadece cuma günleri; ailenin gözetiminde olarak marijuanna ve türevi kullanmasına izin verin. hap dediğin şey zaten özel durumlarda alınan bi' şey, canım sıkıldı hap atayım diyen bir iki kişi tanıdım onlar da ileri safhada bağımlı.
*eğer eleman ilgi çekmek için sizi yiyorsa, yine aynısını yapın. bu sefer baskıya dayanamayıp yalan söylediğini açıklayacaktır.
edit: baba zaten söylemiş yazdığımı, en mantıklı çözüm.
baskıcı ve sınırlayıcı bir tutum takınmanız her şeyi bok eder, etmeyin eylemeyin. velhasıl kelam her şehirde uyuşturucu bulmak oldukça mümkün. istanbul ve izmir kadar değil tabii, ama bir saat alır maksimum.
baskıcı her önlem, baskılanan fiilin daha absürt boyutta icra edilmesi ile sonuçlanır. çocuğun iyi derecesi var, demek ki hayatının son üç yılında stresten strese koştu.
ben iki yol öneririm.
*gerçekten uyuşturucu kullanımı varsa, sadece cuma günleri; ailenin gözetiminde olarak marijuanna ve türevi kullanmasına izin verin. hap dediğin şey zaten özel durumlarda alınan bi' şey, canım sıkıldı hap atayım diyen bir iki kişi tanıdım onlar da ileri safhada bağımlı.
*eğer eleman ilgi çekmek için sizi yiyorsa, yine aynısını yapın. bu sefer baskıya dayanamayıp yalan söylediğini açıklayacaktır.
edit: baba zaten söylemiş yazdığımı, en mantıklı çözüm.
0
"narkotigi arayin" ve "babasini da cocugu da polise ihbar edin" diyenlerin insanlarla ve bagimlilikla ilgili hicbir fikri yok. bu tur kisilerin onerilerini hicbir sekilde onemsemeyin.
0
Şu ortam gerçekten enteresan bir yer. Narkotiğe haber vermeyin diyeni mi ararsın yoksa sadece belirli günlerde uyuşturucu kullansın diyeni mi? Daha bir hafta önce teyzemin eski komşusu hap yüzünden 18 yaşında öldü. Bu gibi gençlerin ölmesinin en büyük sebebi şu anda olduğu gibi uyuşturucuyu meşrulaştıranlar. Ben olsam o çocuğun babasını takibe aldırırdım. Bilmiyorum farkında mısınız ana Türkiye'de uyuşturucu kullanmak suç ve siz bir çocuğun yaptıklarını ergen diye görmezden gelirseniz o çocuğu çok yakın bir zamanda ölü olarak bulursunuz.
0
polise falan gitme salaklığı yapmayın, çocuğun bir derdi var ki bu yola girmiş. yakınınızda elbette vardır çocukla muhabbeti olan samimi muhabbet eden biri.
çocukla birinin konuşup sıkıntısını öğrenmesi lazım, kimse böyle meretlere öyle can sıkıntısına başlamaz size kolay gelen ama ona zor gelen birşey olabilir, sevgili durumu olur yada canını sıkan bambaşka birşey.
birinin yanına alıp güzel güzel konuşması ve ona yol göstermesi gerek.
çocukla birinin konuşup sıkıntısını öğrenmesi lazım, kimse böyle meretlere öyle can sıkıntısına başlamaz size kolay gelen ama ona zor gelen birşey olabilir, sevgili durumu olur yada canını sıkan bambaşka birşey.
birinin yanına alıp güzel güzel konuşması ve ona yol göstermesi gerek.
0
kimse kimseye beleş mal vermez. çocuğun harçlığını azaltıp doğru düzgün bir psikologa göndersinler ve hayatını sıkı bir takibe alsınlar. babası da malı veren arkadaşını ve onun babasını karşısına çekip "bir daha oğlumu bu işlere bulaştırırsanız sizi narkotiğe veririm" diyerek tehdit etsin.
çocuğa olan tavırlar ise çok hassas, nasıl davranılması gerektiğini ailesi olarak siz daha iyi bilirsiniz. etrafındaki tehlike unsurlarını ortadan kaldırdıktan sonra nabzına göre şerbet vereceksiniz. kimi insanlar güzellikle konuşulmaktan anlarlar, kimisi ağzına sıçılmadan kavrayamaz. onu siz bileceksiniz. mümkünse DÜZGÜN bir psikologdan yardım alarak hareket edin.
çocuğa olan tavırlar ise çok hassas, nasıl davranılması gerektiğini ailesi olarak siz daha iyi bilirsiniz. etrafındaki tehlike unsurlarını ortadan kaldırdıktan sonra nabzına göre şerbet vereceksiniz. kimi insanlar güzellikle konuşulmaktan anlarlar, kimisi ağzına sıçılmadan kavrayamaz. onu siz bileceksiniz. mümkünse DÜZGÜN bir psikologdan yardım alarak hareket edin.
0
çocuğu ve aileyi bir uzmana yönlendirseniz? hiç bir zaman bir uzman kadar yardımcı olamazsınız bence. iyi bir uzman bulmak önemli tabi, her psikoloğum diyen verimli olamıyor maalesef, referans önemli. hatta öncesinde aile psikologla görüşüp, çocuğun ikna sürecini birlikte oluşturabilirler.
0
arkadaşlar konu mariuana değil. çocuk kimyasal almış ve daha 15 yaşında. bunun yasal sürecini burada tartışmaya gerek yok.
doktor desteği zaten alıyoruz, gittiği doktor referanslı sağlam biri.. pazartesi randevusu var zaten ama içim rahat değil başka ne yapabiliriz diye sizlerden de fikir almak istedim.
doktor desteği zaten alıyoruz, gittiği doktor referanslı sağlam biri.. pazartesi randevusu var zaten ama içim rahat değil başka ne yapabiliriz diye sizlerden de fikir almak istedim.
0
Aile direkt istediği gibi taşınabiliyor mu ki öyle? Eğer öyleyse abi ile aynı şehirde yaşaması faydalı olabilir. Yani kendim düzenli olarak ot tüketen birisiyim ancak konu ot değil, 15 yaşındaki bir çocuğun direkt hap kullanıyor olması. Bu denli erken dönemde hapa başlayan çocuk, çok daha ağır maddelere de geçer diye düşünüyorum. Nitekim karakteri de buna uygun anlaşılan. Bu yüzden ne gerekiyorsa o yapılmalıdır kanımca. Aile eğer ki taşınabiliyorsa abi ona iyi bir rol model olabilir. Gerçi abiyle araları nasıldı hiçbir fikrim yok ama abi önemlidir herhalde kardeş için. Öte yandan, bu taşınma olayı ters teper mi bilemiyorum tabii, zira çocuğu tam olarak tanımıyoruz. Ona da doktorla konuşup karar verirsiniz. Başka çare pek aklıma gelmiyor benim açıkçası. "Benim yanımda takılsın" denilecek bir durum değil yani bence bu. Ot olsa tamam bir nebze "yanımda takılacaksa içsin" denilebilir belki fakat sentetiklere ulaşan bir çocuğun sadece babasının yanında takılmayacağını da hepimiz biliyoruzdur herhalde. Karışık durum. Ergenle uğraşmak zor olsa gerek aile için.
0
gerizekalı psikologlarla uğraşmak yerine o piçkurusunu tekme tokat dövüp cebinde tek kuruş para bırakmam,
ev ve okul dışında gözetim dışı adım attırmam.
ev ve okul dışında gözetim dışı adım attırmam.
0
@bilinmez bir yazar;
Şimdi yani hap kullanan bu ergeni kendi haline bırakalım ve kendi başına karar versin mi diyoruz? Teoride kulağa hoş geliyor tabii de pratikte sence de hapı aldığı kişiden farklı maddeler de almaya başlamaz mı? Ot demiyorum bak, 15 yaşındaki çocuk direkt hapa ulaşmış. Ayrıca senin çözümüne başvurduk diyelim, aile takmayacak, e çocuğun psikolojik durumu da pek düzgün değil anlaşılan, dolayısıyla irade de yoktur büyük ihtimalle ve bu şartlarda çocuk kendi başına doğru yolu bulacak diyoruz, değil mi? Bilemedim ben. Ha yolunu bulmuş insanlar tabii ki var fakat herkes aynı şartlarda olamıyor ve içerisinde bulunduğu durumu da biz pek bilmiyoruz. Dolayısıyla rol model olarak abinin yanında olması bence en mantıklı çözüm yolu. Yine de bir uzmandan fikir alınması şart tabii ki.
Şimdi yani hap kullanan bu ergeni kendi haline bırakalım ve kendi başına karar versin mi diyoruz? Teoride kulağa hoş geliyor tabii de pratikte sence de hapı aldığı kişiden farklı maddeler de almaya başlamaz mı? Ot demiyorum bak, 15 yaşındaki çocuk direkt hapa ulaşmış. Ayrıca senin çözümüne başvurduk diyelim, aile takmayacak, e çocuğun psikolojik durumu da pek düzgün değil anlaşılan, dolayısıyla irade de yoktur büyük ihtimalle ve bu şartlarda çocuk kendi başına doğru yolu bulacak diyoruz, değil mi? Bilemedim ben. Ha yolunu bulmuş insanlar tabii ki var fakat herkes aynı şartlarda olamıyor ve içerisinde bulunduğu durumu da biz pek bilmiyoruz. Dolayısıyla rol model olarak abinin yanında olması bence en mantıklı çözüm yolu. Yine de bir uzmandan fikir alınması şart tabii ki.
0
bence de iyi bir rol model gerekli. yani insanların özellikle o yaşlarda iyi birilerine özenmeleri o yönde ilerlemelerini sağlıyor. çevresinde iyi örnek olacak insanlar ona çekici gelmiyorsa, onlar gibi olmak istemiyorsa daha aykırı, farklı tiplere özenebilir.
onun dışında üst orta sınıf bir çevrede pek bir sorumluluk almadan büyümüş biri sanırım. e para da var, herhangi bir şeyi elde etmek için bir sıkıntı da yaşamamış. bir tatmin aracı olarak, farklı olmak için böyle şeylere bulaşması pek şaşılası gelmedi bana.
onun dışında üst orta sınıf bir çevrede pek bir sorumluluk almadan büyümüş biri sanırım. e para da var, herhangi bir şeyi elde etmek için bir sıkıntı da yaşamamış. bir tatmin aracı olarak, farklı olmak için böyle şeylere bulaşması pek şaşılası gelmedi bana.
0
bizmi düzgün insanlardık bu nesilmi şerefsiz?
15 yaşındaki çocuğa evde uyuşturucu kullansın haftada 1 gün diyenler bile var pes.
15 yaşındaki çocuğa evde uyuşturucu kullansın haftada 1 gün diyenler bile var pes.
0
@bilinmez bir yazar, ya sen önce bir okuduğunu anla diyeceğim de sen okuma bilmiyorsun sanırım. duyuruyu açan kişi çocuk hap kullanıyor demiş, sen bize burada marihuana kullanan arkadaşlarını anlatmışsın. yazdığımı iyi okursan en son adım olarak polisi önerdim ben. bir şeyin akademik olarak zararsız bulunması hiçbir zaman uzun vadede onun zararsız olduğu anlamına gelmez. öksürük şurupları bile insanlar üzerinde 20 yıl denendikten sonra üretiliyor, sen burada son birkaç yılda "tıbbi amaçlar" için yapılan marihuana araştırmalarından bahsediyorsun. "sadece cuma günleri kullanmasına izin verin" diyen kişi sensin, sonra da "burada hap kullansın diyen birini görmedim" diyen de sensin. kafan güzelmiş güle güle kullan.
0
Öncelikle buradaki cahil cüheylanın lafıyla iş yapmayın da, o bi' dursun.
Yapabileceğiniz en doğru harekete uzman (ve ama "UZMAN") bir psikoloğun desteğini almak. Burası kesin. Ben genel olarak uyuşturucu öcüsü üzerine birkaç kelam edeceğim, ki olay aklınızda netleşsin.
1) Kullanmayanlar bunun farkında olmaz, ama arayan istediği yerde uyuşturucu bulabilir. Dolayısıyla şehir değiştirmeyi asıl çözüm olarak görmeyin.
2) esrar, ekstazi, mantar, lsd vb. yasadışı uyuşturucular; alkol, sigara vb. yasal uyuşturuculara kıyasla sağlık açısından daha yıkıcı değildir. Bu konuda tarafsız, uluslararası kuruluşların yaptığı çalışmalara göz atın, içinizi rahatlatın.
3) Eğer söz konusu maddeleri kullanmaya devam edecekse en azından bunların farmakolojisi, nörolojik etkileri vb. hakkında bilgi sahibi olsun. Madem iyi bir liseye gidiyormuş az çok anlayabilir. Hiç değilse bilinçlenir, zira uyuşturucunun kendisinden ziyade yanlış kullanımı, saf olmaması vb. durumlar tehlike yaratmaktadır.
4) Uyuşturucu maddelerin (alkol ve sigarayı da dahil ederek) en çok bağımlılığa sebep olduğu grup sağlıkı bir amaç, hobi, meşgale skalasına sahip olmayan insanlardır. Yoksa günümüzde söz konusu maddelerin tedavi ve kişisel gelişim gibi amaçlar doğrultusunda kullanılabilmesi için faaliyet gösteren araştırma enstitüleri, sivil toplum örgütleri vb. oluşumlar var. Dolayısıyla kuzeninizin diğer ilgilerini, hobilerini vs. geliştirmesi (geliştirmeniz) uzun vadede bağımlılığa karşı en etkili çözüm olur.
Yapabileceğiniz en doğru harekete uzman (ve ama "UZMAN") bir psikoloğun desteğini almak. Burası kesin. Ben genel olarak uyuşturucu öcüsü üzerine birkaç kelam edeceğim, ki olay aklınızda netleşsin.
1) Kullanmayanlar bunun farkında olmaz, ama arayan istediği yerde uyuşturucu bulabilir. Dolayısıyla şehir değiştirmeyi asıl çözüm olarak görmeyin.
2) esrar, ekstazi, mantar, lsd vb. yasadışı uyuşturucular; alkol, sigara vb. yasal uyuşturuculara kıyasla sağlık açısından daha yıkıcı değildir. Bu konuda tarafsız, uluslararası kuruluşların yaptığı çalışmalara göz atın, içinizi rahatlatın.
3) Eğer söz konusu maddeleri kullanmaya devam edecekse en azından bunların farmakolojisi, nörolojik etkileri vb. hakkında bilgi sahibi olsun. Madem iyi bir liseye gidiyormuş az çok anlayabilir. Hiç değilse bilinçlenir, zira uyuşturucunun kendisinden ziyade yanlış kullanımı, saf olmaması vb. durumlar tehlike yaratmaktadır.
4) Uyuşturucu maddelerin (alkol ve sigarayı da dahil ederek) en çok bağımlılığa sebep olduğu grup sağlıkı bir amaç, hobi, meşgale skalasına sahip olmayan insanlardır. Yoksa günümüzde söz konusu maddelerin tedavi ve kişisel gelişim gibi amaçlar doğrultusunda kullanılabilmesi için faaliyet gösteren araştırma enstitüleri, sivil toplum örgütleri vb. oluşumlar var. Dolayısıyla kuzeninizin diğer ilgilerini, hobilerini vs. geliştirmesi (geliştirmeniz) uzun vadede bağımlılığa karşı en etkili çözüm olur.
0
@negatype, insanları yanlış yönlendirme diye bir şeyi açıklamak zorundayım. çünkü lafa siz cahilsiniz diyerek başlayan birinin direkt haksız olduğuna inanıyorum.
lsd gibi bir uyuşturucunun alkol ve sigaradan daha zararlı olmadığını söylemişsin. aşağıda sadece birkaç fotoğraf paylaşacağım. insanlar aradaki farkı görsün. çevremde sigara içip de aşağıdaki insanların haline düşen yok. akademisyenler yanılıyorlar demek ki.
www.best-drugrehab.org
www.google.com.tr
www.google.com.tr
www.strangepolice.com
insanları kandırmamanız ve gerçekleri görmeniz temennisiyle sağlıcakla kalın.
lsd gibi bir uyuşturucunun alkol ve sigaradan daha zararlı olmadığını söylemişsin. aşağıda sadece birkaç fotoğraf paylaşacağım. insanlar aradaki farkı görsün. çevremde sigara içip de aşağıdaki insanların haline düşen yok. akademisyenler yanılıyorlar demek ki.
www.best-drugrehab.org
www.google.com.tr
www.google.com.tr
www.strangepolice.com
insanları kandırmamanız ve gerçekleri görmeniz temennisiyle sağlıcakla kalın.
0
@negatype, evet cahilliğin tedavisi var, bir an önce başlarsanız iyi olur. Metamfetamin fotoğraflarını genel olarak uyuşturucu zararsız dediğiniz için attım. Vikipedi'deki lsd sayfasında yazanlar: Yapılan detaylı araştırmalarda LSD kullanıcılarının şiddetli patlamalara ve garip davranışlara eğilimleri ortaya çıkmıştır. Uçacaklarına inanarak binaların tepelerinden atlayabilirler. Kör olana kadar güneşe bakabilir, gözlerini yuvalarından çıkarabilir ve hatta cinayet işleyebilirler. Ayrıca, 1 gram LSD 10.000 doz için yeterlidir. Bir toplu iğne başı kadar LSD; kullanan şahsın kendisinden geçmesini sağlaması için yeterlidir.
Gerçekten çok zararsızmış. Hala akademik kaynak veriyorsun. Önce Türkçe okumayı öğren.
Gerçekten çok zararsızmış. Hala akademik kaynak veriyorsun. Önce Türkçe okumayı öğren.
0
ne tuhaf insanlarsınız yahu. duyuruyu açan kişi birkaç fikir duymak istemiş, siz kalkmış lsd zararlı mı diye tartışıyorsunuz. sonra da lsd before-after diye google'da aratılıp çıkan metamfetamin fotoğrafları lsd'nin etkisiymişcesine koyuluyor. lakin lsd'de öyle before-after etkisi falan da görülmez ki zaten bu yüzden metamfetamin fotoğrafları çıkmış. sonra da sanki bilerek metamfetamin fotoğraflarını koymuşsun gibi yazmışsın dissendium :) ben de dahil olmak üzere herkes cahil işte, dağılalım.
0
Aptalmış bırakın doğal seçilim işlesin ölür zaten 3-5 seneye ben olsam evlatlıktan reddedip evden atardım.
0
Şehir değiştirmek daha kötüye götürebilir. Ve küçük şehirlerde uyuşturucu bulmak İstanbul'dan daha kolay, İstanbul'da her gün miletin üzeri aranıyor vs. Küçük şehirlerde hem rahat ulaşacak hem de içinde ne olduğu bilinmeyen çeşit çeşit kimyasal katılmış olacak, bağımlı yapacak.
Çocuk ev tuttuk 2 gün takıldık demiş, inanmamak için bir sebep yok söylemiş işte. İnanmasanız bile belli etmeyin, üzerine gitmek sıkıntıyı büyütebilir. Her halükarda her hareketi psikoloğuna danışarak yapmak gerekli.
Çocuk ev tuttuk 2 gün takıldık demiş, inanmamak için bir sebep yok söylemiş işte. İnanmasanız bile belli etmeyin, üzerine gitmek sıkıntıyı büyütebilir. Her halükarda her hareketi psikoloğuna danışarak yapmak gerekli.
0
@bilinmez bir yazar, ağzın doluyken konuşma. hala önüme makale koymaktan bahsediyorsun. biz şurada 15 yaşındaki bir çocuğun hayatı mahvolmasın diye uğraşıyoruz, sen ben aptal değilim psikoloji okuyorum diyorsun. Walter white da metamfetamin üretirken kendince haklı sebeplere sahipti, belki senin de haklı sebeplerin var ama uyuşturucuyu her ne şekilde olursa olsun özendirmen, bir yakınını korumaya çalışan birine boşver yeaaa, korumayın, ben çok okudum, ben inanılmazım, sevgilim de uyuşturucu bağımlısıydı, uyuşturucu zararsız yeaaa demen doğru bir hareket değil. Şu noktadan sonra da bir şey demiyorum. Millet kendini tatmin etmeye yer arıyor.
0
