Bercestenin herşeyi çok kaliteli

Kursat

Gemici zeytin

magaza.ozgunzeytin.com.tr

Kürşat +1

Hodejegerne
Collateral
A perfect murder
Ronin
Heat
A simple olan
U turn

The Usual Suspects
Predestination

life of david gale
better watch out
primal fear
the others

coherence
timecrimes

enemy (2013)

pain & gain

The Lobster

Oldboy (kore yapımı olan, Hollywood değil)

Nueve Reinas

En iyisi değildir ama son zamanlarda izleyip sevdiğim filmlerden.

We need to talk about kevin
Köpek dişi
Paramparça aşklar ve köpekler
Dönüş yok
Midsommer

Little Bone Lodge

White Tiger

Ahmet Ümit berbat yazıyor ama grange tarzı en kaliteli yazarlar maxime chattam, jo nesbo ve Tess gerritsendir. Tess in cerrah ve çırak ard arda,maxime in kötü ruh karanlığın soluğu ve kara büyü ard arda ve ki nesbo nun harry Hole serisinin tamamı sırayla okunmalı.

adam fawer
öncelikle "empati"yi sonralıkla "olasılıksız"ı öneririm.

glenn meade

Aksa , yeotek, menderes tekstil ytd

Borsa şu an rakipsizlik nedeniyle lale devrini yaşıyor.
Nasıl desem, bri şişkinlik var. Aşırı birikmiş bi gaz. Bu bünye daha ne kadar gaz kaldırır, ona bakmak lazım.

Kripto paraların başına gelenleri kulağımıza küpe etmemiz lazım.

Borsanın şöyle bir olayı var. Herkes giriyorsa ve konuşuyorsa çıkma zamanı gelmiştir.

Ama şuan enerji hisseleri revaçta gözüküyor. firma farketmeksizin enerji arzlarına ve hisselerine küçük küçük dağıtılabilir.

Sayas orge palme europower kmpur barma

ak portföyün büyüme fonundaki hisselerine bir bakın: Fonun kodu: BUY

hatta direk fonu alın, niye uğraşıyonuz

Yurt içinde kuramazsın kanka. Kurayım dediğin günden itibaren yolun yemeğin elektriğin suyun yazmaya başlar.
Tek yol e ihracat. Zekan, azmin, analitik yeteneğin varsa denemen mümkün...

Ancak çiğköfteci.

E ihracat gerçekten çok zor ama sansin yaver giderse ihya eder gitmezse 5 dolar bile kazanamazsin.

Ama 40 bin TL'ye 400 çeşit iş kurulur. Bu ülkede Tahtakale diye bir yer var. Orayı iki gün gezsen ufkun dünyan değişir. Tabi ki algıların açıksa. Becerikli adam bin TL ye de iş kurar. Bu ülkede ayda yüz bin TL kazanan Cok becerikli isportacilar da var. AVM fuarlarinda 20 bin sermayeyle evini geçindirip çocuk okutan da var. Oturduğu yerden hiçbir iş kurulmaz diyenler hiçbir işi kuramayacak kişiler

Komisyoncu, al sat isleri, borsa,
Olmayan bi mahallede oto lastik tamircisi

Ciddi is olmaz.

Borsa. Her sabah borsa açılış saatini beklerken dopamin zirve yapıyor.

çok kullanıyorsanız elektronik orucu deneyin.
telfondan instagram vb uygulamaları silin
akşam 8 den sonra telefonu kullanmayın
tv izlemeyin.
1 hafta zorlar, sonra farkı görürsünüz.

elektronik orucu + meditasyon, amac surekli high hissetmek degil, iyi hissederek gune baslamak ve savrulmamak. meditasyon da bunu sagliyor, merkezinizde kalmayi. sabahlari 20 dk bile epey iyi hissettirecektir bir sure sonra

alimcgraw +1

yaklaşık 10 yıldır borsadayım benim için rutin bir şey.

sicak dus

Siz endekse yatırım yapmaktan bahsediyorsunuz. Şirket odaklı yatırım yaparsani bu etkenlere ihtiyacınız olmaz olsa da karliliginiza etkisi minimum olur.

Ekonomik veriler duruma göre pozitif veya negatif etki yaratır, bu verileri yorumlamak için gündemin hep içinde olmalısınız.

Örneğin bugünlerde (daha belirgin bir örnek olduğu için abd üzerinden gideceğim) ekonomik veriler büyümeyi işaret eden şekilde geldiği için borsa geri çekiliyor, çünkü enflasyonist ortamda büyüme verilerinin yüksek gelmesi faiz artışını tetikler faizler artarsa da dolara geçiş artar ve borsadan çekilme başlar insanlar. Ancak enflasyon baskısı olmasaydı aynı veriler pozitif etki yapacaktı.

Şu sıralar takip edilen en önemli veriler GSYH (GDP) oranları, TÜFE (CPI) oranları, satın alma endeksleri (PMI), İmalat, hizmet sektöründeki yükseliş ve azalışlar, devlet tahvil getirilerindeki değişimler, istihdam verileri ve ayrıca bütün dünyada çok takip edilen bir de abd tarım dışı istihdam verisi var. Bunlar temeldir, piyasalar genelde belirgin tepkiler verir ancak dediğim gibi "içinde bulunulan ortama göre tepkiler değişir"

Bunlar dışında daha genel ölçeği yansıtan MSCI endekslerini takip edebilirsiniz. MSCI World gelişmiş ülke endekslerini, MSCI EM gelişmekte olan piyasa endekslerini, MSCI EAFE abd hariç gelişmiş ülke piyasalarının durumunu gösterir.

Bu tip verileri tek bir yerde gösteren ekonomik takvimler var, onlardan birini kullanın. Bir süre sadece açıklanan verilere ve veriler açıklandıktan sonra o verilerle ilgili çıkan haberlere bakın ve sonra piyasayı takip edin. Bir noktadan sonra bağlantıları oluşturmaya başlarsınız.

ticaret.

Ticaret. Ya da borsa. Hem de hemen. Seçim belirsizliği bitiyor

63.228 liraya 2874 Dolar al.
İş bankasına yatırım hesabı aç.
3 tane 688 kodlu Eurobond al.
Her 6 ayda bir hesabına 70 Dolar yatsın.

Düzeltme:
Yanlış hesaplamışım :)

1 pay'ın getirisi 6 ayda 46,87 Dolar.
Yani 46,87 X 3 = 140,61 olacak.

Ama şu an Eurobond fiyatları arttı. 3 Tane alamaz.

İkazı için @ShadowOfMoon'a teşekkür ederim.

Ben succession'a başladım güzel bence, öneririm.

Louie. Keşke hafızamdan silme şansım olsa da sanki ilk kezmiş gibi yeniden izlemeye başlayabilsem dediğim bir yapım. İzleyin, neşeniz yerine gelir bir nebze.

Black Mirror
Philip K. Dick's Electric Dreams
Love Death + Robots

her bölüm ayrı istediğin yerde bırak.

White Lotus (birinci sezon)

How I met your mother. Bence tam senlik, hem 20 dk hem de komik. TED'de kendini bulabilirsin.

Tam aradigini yazıyorum; entourage

the bear
office
the terror 1. sezon

fleabag

Bilgim yok ama;

İmza listelerinde kimin gitmediği belli olduğu için mutlaka kopyasını vs almışlardır diye düşünüyorum.
Ben iktidarı destekleyip de oy kullanmaya gitmeyecek birileri olduğunu pek sanmıyorum diğer partilerin de bununla ilgileneceklerini pek düşünmüyorum.
Aslında ilgilenmek lazım insanları oy kullanmaya teşvik etmek lazım ama bir yandan da bu bir suç mudur bilemedim.
Mesela ben oy kullanmak istemesem ve gitmesem sonra beni bir parti arasa ve bu konuda konuşsa delirirdim sinirden.

"Partilerin kendilerine yakın siyasi eğilimde olan insanları bu kez ikinci turda sandığa götürebilmek adına çalışmaları oluyor mudur?"
Olmalı ama bu şekilde isim isim tespit ederek değil atıyorum bir apartmanda çok sayıda kişi gelmediyse oraya broşür bırakılabilir gibi şeylerle olabilir.

Tespit etmek kolaydır sanıyorum ama adam eğer yakın olduğu partiye oy vermek için sandığa gitme zahmetine girmediyse, o partiye o kadar da yakın değil demektir. Bu adamı oy vermeye ikna etse ne olacak ki, sandıkta kime oy vereceği belirsiz çünkü.

İnsanların yanılgısı her seçimde bu kadar gitmeyen insan var. Onlarin seçimle işi yok içlerinde en az 500 bin kişi iki adayın ismini bile bilmiyordur. Aranan kaçaklar,hastalar,özürlüler,siyasetle işi olmayanlar,akşama kadar uyuyan oyun manyakları vs bisuru insan var. Seçime küsüp de gitmeyen kişi sayısı o kadar çok değil yani

Kvkk gereği imza listelerinin paylaşılması yasak. Ysk el altından partilere vermediyse veya birileri gizli saklı listelerin fotosunu çekmediyse o bilgi kimsenin eline geçmemiştir.

Ticarette fırsatlar bitmez. Böyle bakarsan limon bile alıp satamazsin. Senin becerine azmine araştırmana iletişim ikna gücüne kismetine bağlı bazı seyler..

Araba al sat işinde her zaman hızlı ve uygun alımda kar vardır.

Mesela bir araç ilana çıkar, adamın acelesi vardır, sen ben vatandaş olarak gün boyunca düşünüp taşınıp araştırıp karar verene kadar;

adam atlayıp gidiyor hemen bakıyor kaportasına (anlıyor) sıkı bir pazarlıkla işi bitiriyor.

Sonra aracı bir güzel yıkıyor temizliyor parlatıyor, ufak tefek rötuşlarını yapıyor, daha alıcı bir ilan koyup kar ile satmaya çalışıyor.

Senin senaryonda 500 bin liran al sat al sat ile bi bakıyorsun bir iki ay içinde 600 bin olmuş.

al-satda kar öyle olmuyor. hazır nakit para ile sıkışmış ya da hafif sorunları olan bir araç buluyorlar. tanıdık vs. ucuza o aracın görüntüsünü düzeltip bazen de km düşürüp satıyorlar.

Aylık 15 bin taksitli kredi çek, arsa al

İş bankası'na yatırım hesabı aç. Her ay o birikimle Dolar al. Yaklaşık 2 ayda bir almaya yetiyor paran. 1 Tane Eurobond al.
Bence uzun vadeciler için en iyi yatırım şekli.

Borsa bu dönemlik vs diye yatırım yapılmaz. Alır üstüne yatarsın aylar sonra kazandigin paraya şaşar kalirsin

Kafan çalışacak + soğuk kanlı olma kabiliyetin olacak çünkü her şey mümkün + uyanık olacaksın + para çevirme işinden anlaycaksın + saf olmayacaksın (sürekli iyi niyetlilik) + girdiğin sektörle ilgili bilgili olmalısın rakipler ne kadardan satıyor, kime satarsın , kaç iskpnto seni kurtarır vs.

Ticarette başarılı gördüğüm insanların ortak özellikleri kişilik özellikleri oluyor genelde. Bu tip özellikleri taşımazsan, dğnyanın en orjinal ürününü al sat bir yerde tongaya düşersin.

Ecnebilerin "street smart" dediklerinden olmak gerek, hani diplomanın değil, sokağın eğittiği adamlardan. Gerekli özellikleri @gadlemler yazmış, ben nacizane bir de "kazandığını da kaybettiğini de belli etmeyen bir poker face sahibi olmak gerek" diye ekleme yapayım.

17 yaşımda paraya ihtiyacım olmadığı halde sırf ozguvenim ve iletişimim artsın diye önce garsonluk sonra isportacilik yaptım. Orada öğrendiğimle de ticarete daldım. Tecrübe ve cesaret en büyük sermaye. Ha bir de sinameki kilkuyruk tiplere göre değil ticaret. İnce eleyip sık dokuyanlar hep batmistir

burdan anlıyorum ki, saf, yüksek lisansını yapan, gençliğinde kitap başından kafasını kaldırmayan kendim için artık çok geç :) o abiler sokakta yetişmiş ama ben kent çocuğuyum bence.

Ahahh yok dostum, hiç öyle düşünme. tecrübe etmeden bilemezsin. Bazı insanların mayasında vardır; kiminin yoktur tecrübeyle değişir. cesaret de olmalı yukarıda yazıldığı gibi. niyetine girersen, hayat öyle bi yoğurur ki değişi verirsin. sayfalar dolusu yazarım. Yüksek yaptığına göre 20lerindesindir diye tahmin ediyorum ki 30larımda da olsan geç değil :) e-ticaretle başlayabilirsin belki

Hep başarılı olanlara odaklanıp başarısızlıkları göz ardı etmeye yönelik survivorship bias kavramı var. Ticarete atılacaksan sadece başarı hikayelerini inceleme. Bir sürü başarısızlık hikayesinvar onlara da bak.

Sana bir ipucu vereyim. Maaşlı çalışarak refaha ulaşamazsın. Maaşın iyi olursa evin, araban olabilir ama bu refah demek değil. Bunu fark ettiğin an zaten zengin olmayı istiyorsun. Zengin olmayı istediğinde ticaret ilk seçenek. Bunun üstünde düşündükçe ticarete başlama şansın artıyor. Gerçek hayatta sınırlar yok. Okuyan insanlar bunun farkında olmuyor. Bunu gördükçe zaten korkusuz olmaya başlayacaksın.

1. Başarısız olan çok var.

2. Başarılı olan insanların başka seçeneği yoktur. Dinlediğim hikâyelerde insanlar elindeki tek parayı harcamış.

3. Başarılı olanların iyi bildikleri ya da yapabileceklerini düşündükleri bir iş var.

4. Üniversitede girişimcilik dersi almıştım. İş planın mutlaka olmalı.

5. En önemlisi paran olmalı ve paranı para kazanmaya başlayana kadar iyi yönetmelisin.

6. Hayat mükemmel değil. Plan mükemmel gitmez. Beklemediğin durumlar için planların olmalı.

Yarını sadece o işmiş gibi inanıp asılan, sıkı takip eden birisinin başarısız olma ihtimali gerçekten çok düşük. Gerçekten çok düşük… Ekstrem şeyler olması gerekiyor, onlar da olursa yapacak bir şey yok.

"ince eleyip sık dokuyanlar hep batmıştır." sözü büyük oranda doğru. ne kadar bilimsel olmaya çalışırsan o kadar dezavantajlı oluyorsun bu işlerde. en büyük başarılar haydahlama gidip gözünü kapatanlardan çıkıyor. ama bunların ne kadarı başarılı oluyor sorusunun cevabı da yok. yani lambur lumbur iş yapıp başarıyı garanti görmek de yanlış. haydahlama gidip başarılı olanların çoğu ticaretin özünü zaten bir yerlerden kapmış oluyor. dolayısıyla doğru yolda lambur lumbur gidiyorlar. işin dışında ince eleyip sık dokumaktansa işin çırağı olup lambur lumbur gitmek her zaman çok daha büyük şans doğurur. çünkü işin çırağıyken farkında olmadan bir sürü metodu&sınırı öğreniyorsun.

bu konuya şöyle bir eleştiri getiricem.

1- ticaret olarak genelde türkiye'de yapılan al-sat, bir dükkan açmak vs. konuşuluyor. bugün elon musk da ticaret yapıyor. ya da yemek sepeti'nin kurucusu nevzat aydın da bir tüccar aslında. bugün start up kuranlar da tüccar. ve bu insanlar birçok konudan anlayan, donanımlı insanlar. ve ticaretin alasını yapıyor. ancak "ticaret yapmak lazım abi" kafası genelde dükkan açmayı, mal alıp satmayı kastediyor. bu yanlış bence. türkiye'de ticaretten bu anlanıyor. bir inovasyon yok.

2- bu inovasyon olmadan türkiye'de ticaret yapan tipler genelde klasik türk insanı oluyor. pata küte giriyor işe. %90'ı batıyor. kalan %10 da kendini yetkin sanıyor. başarılı olmasını sağlayan en temelde 2 şey var. fazla ısrarcılar ve yetkin miyim değil miyim diye bakmadan giriyor bu işe. ben bu görüşte değilim. ve bu tarz bir iş de yapmak istemem.

şu da benzer bir durum. beyaz yakalı, eğitilimli, aklı başında insanlar yasal yollardan yurtdışına gitme planları yaparken klasik anadolu insanı kaçak göçek gidiyor abd'ye falan. sonra orada kalıp alt düzey işler yapıyor. nitelikli bir noktaya gelebilir mi? hayır. ancak alt düzey işlerde pata küte girdiği için bir yer ediniyor. o türkiye'de inovasyon olmadan ticaret yapan insanlar da böyle.

3- son olarak şunu da ekleyim. kapitalizmin doğası bu. sistem bunun üzerine kurulu. yani birileri burjuva/patron olacak, birileri maaşlı emekçi olacak. herkesin patron olup zengin olması mümkün değil. hayattan maddi beklentilerinizi buna göre çizerseniz hep mutsuz olacaksınız. çünkü bunun bir üst sınırı yok. bence temel ihtiyaçları belirleyip onalara ulaşıp daha sonra keyif aldığınız şeylere yönelmek daha mantıklı.

Başaranların bir çoğuyla konuşsanız, geçmişte 2-3 iş batırmışlardır. Dördüncü de başarmışlardır.

Ya işi bilerek başlayacaksınız, fizibilite yapacaksınız. Ya da 2-3 batırarak, tecrübe ile öğreneceksiniz.


.

tibbi aciklamasini bilmiyorum; ama eski calistigim yerde gunde 15-20 bardak icen caykolik bir abi vardi. adamin dudaklari, teni kopkoyuydu. ama oyle genetik, dogal bisey degil. hani boyle dis faktorlere bagli rengi bozulan insanlar olur ya. ayni onlar gibi.

Yemeklerden sonra 30 dk içinde içilen çay ve meyve suyu kanda demir eksiltir

@buenosdias

Onda feci miktarda sigara da vardır, öyle oluyorlar evet. Bende sigara da yok.

Yemek saati çevresinde çay içtiğinde, çaydaki Tannik Asit yemeklerdeki demirinin emilimini yavaşlatabiliyor, bu belki uzun vadede kansızlık yapabilir ama kansızlığın birincil nedeni bu değil tabii. Onun dışında gün içinde içtiğin çayın böyle bir etkisi olmaz.

Evet, bende kansızlık var. Doktor hep çay içme diyor.

Kronik demir eksikliği hatta anemi boyutunda biri olarak senelerdir doktorlarimdan "yemek yedikten hemen sonra içilen çay demir emilimini azaltabilir. O yüzden yemeklerle çay arasına 1-2 saat koyun günde de 3-4 fincanı gecmeyin.' seklinde aciklama duyarım.

Hoş ben senede 3-4 fincan ancak çay içtiğim için bu beni etkilemiyor ama sizi de yemek saatine yakın zamanda icmediginiz müddetçe çok etkilemez diye düşünüyorum.

Demir eksikliğinde beslenme çok çok önemli. Sizin hali hazırda böyle bir sorununuz yoksa gün içinde içtiğiniz çay tek başına bir kansızlık nedeni değil asla.

Osman Müftüoğlu'na sormuşlardı bunu geçenlerde. Teorik olarak mümkün ama öyle olsaydı tüm Erzurumlular(şehri yanlış hatırlıyor olabilirim) kansızlık sorunu yaşardı gibi bir cevap vermişti. Özetle kanıtlanmış birşey yok diyor.

Genel inanış yemeğe yakın içmeyin şeklinde olduğu için biz hep yemeğin yanında içiyoruz.

Evet yapar. Doktorum bana çayı ve kahveyi yasaklamıştı

herkesin normali farklı
bazılarını 1-2 bardak içmek bile etkileyebilir
ya da eksik beslendiğin döneme denk gelir olumsuz etkiler

kafein demir ve kalsiyum emilimini olumsuz etkiliyor
ama ne kadar etkilediği herkeste farklı

@limonlu eksi'nin cevabından sonra yazayım dedim.

Doktor, tansiyon hastalarına tuzu yasaklar ama, sağlıklı insanın tuz tüketmesinde bir sakınca yoktur.

Soru sahibinin kansızlık problemi varsa elbette çay tüketmemesi önerilir. Ancak sağlıklı bir bireyse o çayın bu konuda bir sakıncası yok.

Yine de kebapçıya gidip 1,5 kebabı gömer gömmez, 'Çay getireyim mi Abey?' diye gelen garsona 'Hayır' demek uygun olur.

Besinlerden alacağın demirin emilimi, eğer yemek yedikten kısa süre sonra çay içiyorsan zorlaşır. Bu yüzden araya en az 2 saat koymak önemli. Demir takviyesi alan insanlara kahvaltıdan 2 saat önce gerekirse alarm kur uyan takviyeni al derler.

Dünya doğal taş, uçar doğal taş, Alibaba doğal taş ve güneş doğal taş var. Hepsi aynı bölgede. Tahtakalede mısır çarşısının arka kapısının ordaki isportacilar sokağında

şubenizdeki yetkiliyle bir konuşun en kötü ihtimalle peşin para bloke edip hızlandırma olayları vardı diye hatırlıyorum (atıyorum 50 bin bloke ediyorsun 50 bin limitli kart veriyorlar, birkaç ay harcama yapıp düzenli ödedikçe notun yükseliyor. Ama baştan belli bir parayı kilitlemiş oluyorsun işte)

500-1000 tl'lik ek hesaplar açtır hocam, düzenli öde kredi kartınla bol bol alışveriş yap. sürekli başvur kartlara hesaplara.

benim de sormak istediğim bir şey var ; Ama artık TL ile borclanmanin altın değerinde olduğu bu dönemde

demişsiniz. tl borçlanmak mantıklı mı yani kredi falan çıkıyorsa alalım mı diyorsunuz ?

TL ile borçlanıp ne yaptığına bağlı ama evet kredi çekmek için daha uygun bir zaman görmedim ben. Şuan 10 milyon kredi verseler çekerim 10 işyeri açarim ayda 1 milyon kazanırım güle oynaya

Standart Anne davranışı. Daha çok bu coğrafya da yaşayan kadınlarda görülen bir şey bu. Yapacak bir şey bulamayınca devamlı döngüler halinde aynı ev işlerini yaparlar. Ve hiç bir zaman bitmiyor. Hem de sabahtan akşama kadar kendilerini paralarcasına. Çünkü başka yapacak bir şey yok kadının. Bir süre sonra da psikolojik çöküntüler başlıyor. Bence çözüm annenize farklı ve yeni meşgaleler yaratmalısınız. Mesela hobi edinebilir bir şeyler okuyabilir. Spor yapabilir. Bir alanda kendini geliştirebilir. Yani hayatın o evle ugraşmaktan ibaret olmadıgını göstermelisiniz. Başka da çözümü yok. Uzun lafın kısası anneniz o eve sıkışmış kalmış.

Obsesif bozukluk

bence de obsesif&depresif. annelikle alakali degil. yorgunluktan olen bi insan is yapmayabilir, aciliyeti yok chnku. ama yapmamasi onu huzursuz ediyor burda mesele mesgale degil. ev isi biten bir sey de degil ama yapan da var yapmayan da. eve temizlikci cagirip pesinden temizlik yapan da. bi standart belirlemis ve bunu ne olursa olsun bozamiyor. dislerini sıkma huyu var mı diye düşündürdü

Ev hanımları için çok normal bir şey. Çoğu ev hanımı bu şekilde, özelliklr yaşı 40 üzerinde olanlar. Çocukları büyütüne kadar üzerlerinde bir sorumluluk oluyor, çocuğun bakımı, çocuğun okulu, bunlarla işi bitince maalesef boşluğa düşüyorlar. Eğer hayalarında kendilerine alan yaratmadılar yalnızlaşıyorlar, hayatta bir uğraşları kalmıyor. Haliyle böyle eve sarıyorlar. Bu ev işlerini yapmasa büyük ihtimal evde boş boş oturmaktan kafayı yerler. Öyle boş boş oturmaları da çok tehlikeli bir şey sağlıkları için.

Yaşı kaç bilmiyorum ama kendisine uygun bir kişisel alan yaratmasını sağlayın, benim annem 55 yaşında biz onunla spor salonuna yazıldık, bazen tek gidiyor, oradaki insanlarla konuşuyor. Ya da bazen sanki arkadaşımmış gibi onunla gezmeye gidiyoruz, nasıl arkadaşlarımla oturup gezdikten sonra kahve içiyorsam onunla da kahve içip sohbet edşyorum. Yeni bir kafe, müze etkinlik olursa gidiyoruz beraber gidiyoruz.

Belli bir yaştan sonra anne-baba çocuk rolleri biraz yer değiştiriyor gibi oluyor.

antalya güzel olur ekimde. bazı yerlerde denize bile girilir. biz kasımda dalış yapıyorduk antalyada.

Ekimde Bozcaada ve asos Adatepe falan çok güzel olur

bozcaada asos güzeldir de denize girmek pek mümkün olmaz gibi

Alanya

İzmirin sahil yöreleri deniz sıcaklığı olarak Ağustosta bile soğuk oluyor. Geçen hafta Didimde denize giriliyordu ancak artık havalar soğudu. Antalya dışında artık deniz soğuktur.

Hem evet, hem hayır. Hayır, enayilik yapmadınız çünkü denge tekrar kendini bulacaktır, şu an herkes niteliksiz iş gücünün ya da zanaatkarların çok iyi kazanıyor olduğunun farkında ve üniversitelere olan eğilim gittikçe azalıyor. Eğer bu eğilim doğru yönetilir de tekrar nitelikli insan enflasyonu oluşturulmazsa orta vadede düzelme başlar. Umarım artık doğru düzgün bir istihdam planlaması yapmanın önemi kavranmıştır. Türkiye çok yanlış bir şey yaptı, bir yandan "biz ara eleman ülkesiyiz, bizden mucit çıkmaz" mottosu savunulurken bir yandan da yeterli iş planı olmadığı halde çok fazla sayıda üniversite açarak eğitim siyaseti yaptı. Hal bu oldu.

Evet, enayilik yaptınız çünkü muhtemelen bu düzelme bizim neslimizi ilgilendirmez. Biz hayatın çoktan gerisinde kaldık. Sadece bir nebze toparlanma olur her şey yolunda giderse. Yani evet, niteliksiz iş gücünün patladığı, tarihteki bu ender dönemlerin birinde yanlış bir tercih yaptınız.

Ama sizi rahatlatacaksa, 17-18 yaşında bunun böyle olacağını bilemezdiniz.

sizin berber olup tek başınıza bir dükkanı işletebileceğiniz ne malumdu? artık telefon modeline göre statü belirlemeyi birakalım ayrıca. lise ögrencileri ip11 kullanıyor ceplerinde 5 lira yok. eskiden arabasına saatine vs göre bi şeyler ayırt edici gibi görünürdü bu işin telefona düşmesi aslında hepimizin ne kadar fakirleştiğinin göstergesi. 10-20bin liralık şeylerle zengin sanıyoruz he

Kısmen evet.

karsindaki adam kendi isini yapiyor, sen birinin yaninda calisiyorsun. en buyuk temel fark bu. oradan baslayarak hesabini yapabilirsin.

Net cevap; evet.

Kendimi de dahil etmek uzere evet, uluslararası firmada çalışıyorum, elektronik haberleşme sektöründe ve dediğin gibi ay sonu gelmiyor, ama aşağımızdaki kuruyemisci bu dönemde sıfır Peugeot 508 aldı. Üstelik iş stresi de yok.

Eğer mühendis olma, okul okuma sebebiniz çok kazanmaksa evet hata yaptınız.

O berber hem işinde sizden daha tecrübeli hem de kendi işini yapıyor. Ayrıca fiziksel de bir iş, ofiste masabaşı bir iş değil.

Bir berberin yanında çalışsaydı büyük ihtimalle sizden az kazanacaktı. Siz de bir mühendislik şirketi kurarsanız büyük ihtimalle berberden fazla kazanacaksınız. Diploma ile para arasında bu kadar net bir ilişki olması gerektiğini düşünmeyin.

Ben okudum ve üniversite deneyimini,yurt hayatını, gurbeti öğrendim. Daha üniversitenin ikinci ayında ihtiyacım olmadigi halde işe girip çalıştım sırf insan ilişkilerim guclensin diye. Üniversitede işimi kurdum. Şimdi bir muhendisin on katı kazanıyorum ama üniversite yıllarımı doğru degerlendirmeme borçluyum hepsini. İyi ki okumuşum

Soruya cevap değil ama telefon örneğiniz üzerinden konuşursak, kime ailesinden neler kaldığını bilemeyiz. Her kazanç mesleki kazanç olmayabiliyor yani. Çok alakasız, para etmez diyeceğimiz araziler çok büyük paralara satıldı geçtiğimiz 10 - 15 senede.

bu ne kadar sığ bir yaklaşım. berberin (ki yaşı ailesi v.s. belli değil, belki aileden desteği v.s. var veya geçmiş birikimi) bir iphone alıp bir de yurtdışına çıkabilmesi böyle bir karşılaştırmaya neden olmuş.

okuyarak enayilik yapmışsınız çünkü maalesef size pek bir şey katmamış en azından böyle karşılaştırmalar yapmayacak kadar.

Herkes sadece berber örneğine odaklanmış ancak berber burada sadece bir örnek. Soruyu soran arkadaş da gördüğü tek bu örnek üzerinden bir sonuca varmamıştır eminim.

İçinde olduğumuz durumda resmi verilere göre ülkenin %50 civarındaki bir kısmı asgari ücretle çalışıyor. Beden işçilerine yüksek bir talep var. Çoğu şantiyede beden işçileri başlarındaki mühendisle neredeyse aynı maaşı alıyor, hatta mühendisten fazla maaş aldıkları örnekleri bizzat kendi gözlerimle gördüm. Bugünkü durumda somut olarak, yüksek öğrenim görmek çok da çekiciliği kalmamış bir durum.

"Sen iyi olduktan sonra her şekilde kazanırsın" gibi şeyler söylenebilir ancak alanında çok iyi olan insanlar zaten her zaman, her yerde, her koşulda kazanır. Burada problem en iyisi olmak değil, problem ortalama bir hayat sürmenin çok zorlaşmış olması. Yani ya çok iyi olacaksınız ya da hiçbir şey olmayacaksınız durumu var.

Sorunun bir cevabı da bu aslında. "Orta direk" değil artık kimse. Okumak, okumamak önemli değil. Hal böyleyken insan ben neden bunu yaptım diye sorabilir elbette.

berber imkansizliktan ya da kendi seciminden dolayi okumamis olabilir ve islerini kurmus belli bi gelir seviyesine cikmis olabilir. inanamiyorum en az lisans mezunu birinin iphonu, samsungu kistas yapip okula gitmeyi enayilik gormesine.
kisaca cevap: asla degil ama sizinki enayilik olmus +1

hayır.

Okumasaydin otomatik olarak berber olmayacaktin ki?

Berberlik muhendislikten daha zor, pis ve ogrenmesi cok daha mesakkatli bir is ve bu kucumseme durumu garip olmus.

Okumasaydin gerceklesme ihtimali en yuksek ihtimaller soyle:
1. asgari ucretle herhangi bir is
2. tumden issizlik

Okuyarak hata yaptim, bak futbolcular benin 1 yilda kazandigimi 1 haftada kazaniyor diye hayiflanmak kadar sacma.

@hot potato + 1

toplumda sizin mesleğinize göre albenisi daha kötü gözüken bir çok meslek var sizden 90910295 kat daha fazla kazanıyor. çünkü bunun da bir nedeni var.

yani siz mühendis oldunuz diye toplumun çoğundan daha iyi kazancaksınız diye bir şey yok. buna kanıp mühendis olduysanız o zaman hata yapmışsınız. aksi halde belli bazı ön koşullar, yetiler vs. yok ise sizin de çoğumuz gibi yüksek tahsil yaparak iş piyasına dahil olmaktan başka çareniz yoktu.

Berber aslında şirket sahibi, sen ise bir şirkette çalışansın.

Sen eğer bir berberde çalışırsan çok daha kötü bir hayatın olur şuandakine göre. Ama eğer kendi çalıştığın gibi bir şirket açarsan o zaman daha iyi şeyler kazanabilirsin.

Ama şirket sahibi olmak her zaman zordur, meşakatlidir. Daha risklidir. Ticaret kafası da gerektirir. Öyle dükkan işletmek de kolay şey değil yani. oturmuş bir dükkanı devralmak kolay. Ama sıfırdan bir zanaat öğrenip, buna uygun bi işletme açmak vs kolay değil.

Bir işe girip çalışmak, bir dükkan açmaktan daha güvenli bir seçim, bu yüzden de daha az kazandırıyor doğal olarak.

Ek olarak, benim kuaförüm çocuğunu 14 yaşında yanında part time çalıştırmaya başladı. 18 yaşın bu işi öğrenmeye başlamak için çok geç bir yaş olduğunu söylüyordu. Yani o meslek de o kadar kolay değil

diploma sahibi olup maaşlı çalışmak ile okumayıp zanaatkar olmak seçimlerini yaparken incelenen parametreler 20 yıl önce başkaydı, bugün başka. çocuklarını bir ustaya değil de bir öğretmene teslim edenler bugünlerin geleceğini bilmiyorlardı. çünkü o anne ve babalar, bir memurun ya da okuyup bankada çalışan, fabrikada mühendis olan, plazada beyaz yakalı olan bir diplomalının maaşıyla, kendi ömür sınırları dahilinde ev, araba ve hatta yazlık alabildiğini, nispeten de orta sınıf hayatı yaşadğını biliyor ve görüyorlardı. belki kendileri de bu şansa sahip olmuşlardı. bu yüzden enayilik diyemeyiz. öngörüsüzlük de diyemeyiz. koca bir ülkenin sosyo-ekonomik yapısını değiştirebilecek kadar kötü bir yönetimin başa gelip 20 yıl gitmeyeceğini öngörebilmek mümkün değil. yani sahil kenarından, denizi gören, denize sıfır bir ev alıyorsun. sonra birileri senin evinin önündeki deniz kıyısına beton dolgu yapıyor metrelerce ve oraya gökdelen dikiyor. ve senin yapacak bir şeyin yok. bu enayilik değil yani, talihsizlik.

@durbakalim iyi bir noktaya değinmiş.

Bundan 10 yıl önce Rusya ile Ukrayna'nın savaşacağını, Türkiye'de darbe yapılmaya çalışılacağını çok az kişi tahmin edebilirdi. Bize 3. Dünya Savaşı çok uzak geliyor, olmaz diyoruz, ama o da olabilir. Bugüne kadar iki kez oldu, üçüncüsü niye olmasın. Bugüne göre değerlendirmek doğru değil. Değerinin bilindiği bir ülkede okuduğun için çok mutlu olabilirsin.

Ben kendi adıma enayilik yaptığımı düşünmüyorum. İnsan karakteri neye uygunsa onu seçer. Benim karakterimde üniversite eğitimi almak vardı. Okuduğum için mutluyum istediğim gibi işler bulamasam da.

Bazı berberlerin iyi kazandığı doğru. Ama ben uğraşmazdım bu işle.

araba tamircisi ve oto elektrikçi olan 2 arkadaşım çocuklarının ilköğretimden sonra çıraklık eğitime verdi. oto elektrikçi olan arkadaşın çocupu 18 yaşına geldi, bayan kuaförü, resmen para altında.

ötekisi de hem çalışıyor hem çıraklık eğitime gidiyor, 14 yaşındaki çocuk 3 kuruş maaşla hayat geçmez diye söyleniyor şimdiden. tabi bunun babasına haftada 3 tane motoru patlak araba gelse en az 60 lira kar bırakır. bi yağ bakımından 500 lira alıyolar, günde 4 5 tane kesin geliyor, ufak tefeği yok parçacıdan geçirmesi, yok eline kalan çıkma parçalar derken, toplayınca deli para oluyor.

Çoğu mesleğin "bazisi" iyi kazanıyor.
Benim de berber tanıdıklarım var mutlu değiller. Ama berber olup deli mutlu olan da var. Yani bu garanti değil ki.

Ama hep böyle başarılı örnekler göz önüne sokulur hiç değişmez. Avrupa için de iste mavi yaka/zanaatkar goygoyu var ama kimse o noktaya gelinene kadar kaç para alınıyor vs bakmıyor. Herkes 4-5 bin euro kazanıyor saniyorlar.

Neyse yani bir örneğe bakıp hata mı yaptım demek saçma. Bu mantıkla ben de size izmir'de müdürlerine 80-100 bin lira veren, dövizle para veren, yöneticilere a3 veren yerler söylerim. Ama bunlar da başarılı örnekler gene.

Ha herkesin üniversite okumasının saçma olduğuna inanıyorum ama bu herkesin iş yeri sahibi olması gerektiği düşüncesi kadar saçma.

Ne okuduğuna bağlı. Mesela benim üniversite okumama gerek yoktu. Burslu olarak okudum ama bana tek faydası %100 ingilizce olduğu için bana ingilizce katması oldu. Toplamda 6 sene okudum, 4 senesi çöp. Evet çöp olan kısmı lisans kısmı. Aile ve toplum baskısı+merak diyebilirim okulumu bitirmemi sağlayan şeyin.

Ben şahsen gerçekten eğitim veren 3-5 üniversite haricinde türkiye'de üniversite okumanın gereksiz olduğunu düşünüyorum. Ortalık her meslekten ortalama okuldan mezun olmuş insan kaynıyor. Gerçekten bu kadar mühendise, mimara, avukata, iktisatçıya, ve sözel puanla alan herhangi bir bölümden mezuna ihtiyaç yok.

Çok net diyorum bu ülkede 100 üniversite varsa 90'ı kapatılmalı. 100 akademisyen varsa 95'i kapı önüne konmalı. Bu ülkenin en büyük fabrikası boş beleşten üniversiteler.

Mezun enflasyonu mağdurusu , ve berber vergi ödemiyor, üstüne kaçırıyor. Türkiye'de parayı bulabilmenin yegane yolu, ticaret ~= vergi kaçırmak.

berberlerin işi de epey düştü
kendi traş olmayı öğrenenler
genel olarak saçları problemli zaten ülkenin
artan traş ücretleri

işinde en iyi olmadıktan sonra zengin olamazsın

Uzunca bir süre bende böyle düşündüm. Sonra farkettim ki şu an sahip olduğum statüyü okumadan elde etmem mümkün değildi.

Rakiplerim dahi hayal edemezlerdi. Hepsini yenince herşey çok başkalaşıyor. Az okumak, öz okumak lazım.

bence evet. türkiyede üniversite okumaya çok büyük önem atfediliyor. herkes okuyup masa başı iş, memuriyet peşinde koşuyor. senin bölümünden veya benim bölümümden her sene binlerce mezun çıkıyor. benim durumum iyi ancak bizi kandırdılar ve yıllarca oyaladılar. benim berberim de çıkan her iphone u alacak gücü var. bugün 13 pro max almış. ama benim bir sürü meslektaşım alamıyor. okuyan ve çalışan arkadaşlarım da alamıyor. insanları bir hayalle kandırdılar. şimdi köle gibi çalıştırıyorlar.

Brolar sakin. Bana amma sallamışsınız :d

Ezberci eğitimin getirdiği klasik beyaz yakalılıkla çoğunuz ana fikri dahi anlamamışsınız. Berber burada sadece bir örnek. Kırtasiyeci de benden fazla kazanıyor, kuruyemişçi de benden fazla kazanıyor. Ben ise az kazanmıyorum, hatta burada bana sallayanların çoğundan fazla kazandığımı düşünüyorum ama bu para bana yetmiyor. Gidip iphone 14 alamıyorum. Ayrıca mesleğimde kendi yaş grubumun en başarılılarından biri olduğumu söyleyebilirim. O yüzden bana sallamayı kesin.

Ayrıca berberi küçümsediğimi nereden çıkardınız? Ben bluetooth le ile lorawan ile wifi ile ethernet ile iot projeleri geliştirirken o adam saç kesiyor antep fıstığı satıyor. Sadece daha fazla kazanmayı hak ettiğime inanıyorum.

Bir de bana para için mi okudun demiş üstte biri. Yok kanka hayrına okudum ben. Ne parası?

@birmilyonunvarmi o iş öyle olmuyor maalesef, ticaret > maaşlı çalışmak. Atomu da parçalasan bir sistemin parçasısın ve işveren seni başka biri ile değiştirebilir.

Kimin ne kadar kazanmayı hak ettiği çok farklı bir konu, sonuçta iş kuran insan ortaya bir sermaye koyuyor. Ticari risk alıyor. Bir ara 3-5 lokmacı köşeyi döndü 300 tane lokmacı açıldı. Sonra hepsi kapandı. Piyasada da kimseye bedava para yedirmiyorlar.

Daha çok para kazanmayı geçtim, bence teknokrasi ile yönetilmemiz lazım ama o işler de öyle olmuyor.

Boşuna mı okuduk? Bence mesleki olarak tatmin olduğun bir iş yapıyorsan; hayır. Aldığın eğitim sayesinde yurt dışında iş bulabiliyorsan; hayır

kısmen evet.
eğitimli olmak güzel şey ama bu devirde eğitimi paraya çevirmek meşakkatli ve zor iş.

Okumak iyi para kazanacağınız anlamına gelmez zanaat her zaman kazançlıdır ayrıca artık alaylı zanaatkar yetişmediği için zanaat günden güne değer kazanıyor.

berber dediğin adam sanatçıdır, vasıfsız işçi gözüyle bakma. sende o yetenek ya da o heves var mı? olmadığı için mühendis olmuşsun zaten. mühendis olarak iyi para kazanmanın yükselmenin yolları var, o yolların peşinden koşacaksın. ulan berber bile bizden fazla alıyor berber olaydım keşke dersen aldığın diplomaya yazık. x kişi elektronik mühendisi dolar kazanıyor, ben nasıl öyle olabilirim diye düşünmen lazım.

mesleğinde kendi yaş grubunda en iyilerden biri olsaydın, ulan berber bile benden fazla kapanıyor gibi sığ bir tespitle gelmezdin dostum. acı ama gerçek maalesef.

Bütün mide koruyucular eninde sonunda bağırsak florasını bozar. Bağırsak en önemli organların başında gelir. Kesinlikle zararlı. Kullanman sartsa doğal probiyotik kullanarak florani korumaya çalış..

Uzun süre kullanımda kanser riski var. Yeni nesil mide koruyucularına geçmenizi tavsiye ederim örneğin nexium.

Geçmiş olsun. Amcam oldu.Teşhisten önce şikayetleri boşaltım sistemiyle ilgili şikayetlerdi.Karın guruldamaları, çoğunlukla akışkan dışkı. Gece terletip uyandıran haller vb.
Kan tahlili sonra kolonoskopi oldu. Kolonoskopide parça biyopsiye gitti. Biyopsi soncunda net teşhisi koydular. ameliyatla tümörlü bağırsak kısımları alındı. Şu an normal hayatına devam ediyor. Belli periyotlarla hastanede kontrollerini yaptırıyor.

Burada evre önemli galiba. amcam 1 veya 2. evrede yakalanmış

Benim de tanıdığım birine ilk evrede teşhis kondu. Çok katı diyetle sürekli tavuklu salata, haşlanmış kabak, kabak çekirdeği yiyerek yaşadı. Bir sene sonra hayatı normale döndü. 8 yıldır da nuksetmedi

Teyzem geçirdi iki defa, ikisinde de ameliyat ve devamında kemoterapi oldu şuan çok şükür çok sağlıklı 15 yıldır eski hayatına devam ediyor, her şey yolunda. İlk başta yol çok karanlık gibi geliyor ama emin olun insan her şeyin üstesinden geliyor, acil şifalar dilerim

Eşim oldu, yumuşak bağ dokusundan kolon kanserine evrildi, İkinci kez nuksettikten sonra 18 ay yaşadı sadece. Anne, kız aynı illetten vefat etti. Geçmiş olsun.

Dedemi ve annemi kolon kanseri ameliyatı ve kemoterapi sonrası metasdazdan kaybettim.

Bir arkadaşım 20 li yaşlarda kolon kanseri oldu, karın ağrısı, kanlı ishal şikayetleri vardı. 20 sene olmuştur ameliyat ve kemoterapiden sonra. Şu an turp gibi.

Dayım bağırsak tıkanmasıyla hastaneye gitti. Ameliyat ve kemoterapi sonrası 10 yıl geçti. Benden sağlıklı.

Anne geçişli bir hastalık diye biliyorum. Amerika'da belirli yaştan sonra belirli periyodda kolonoskopi yaptırmayanların sigorta kapsamı dışına çıkarıldığını duymuştum.

Kolonoskopi bu illetin teşhisi, varsa küçük nodüllerin alınması. Büyük bir şey varsa parça alınıp biyopsiye gönderilmesi için gerekli bir olay.

Metal Fırtına'yı ortaokulda okumuştum. Çok beğenmiştim. Tırt bir kitap değil. Yazarı da Ekşi Sözlük yazarıydı. Nick'ini unuttum. Metal Fırtına'nın serisi var. Kayıp Naaş'ı okumuştum. Bir süre sonra bozdu.

Şu Çılgın Türkler de okunabilir.

Çanlar kimin için çalıyor

Slaughterhouse No.5 - Kurt Vonnegut.

ingilizce oku ama. zaten senin iyi.

kavga dövüşten ziyade biraz savaşın ne demek olduğu ne hissettirdiği ile alakalı.

@dissendium, abi benim çekincem de o aslında ya. o yaşlarda muhakkak sarardı ama güncel politikaya, durumlara hakim birisi için pek etkileyici olmaz gibi duruyor. en azından spoiler yememek için pek de derine dalmadığım küçük çaplı araştırmalarım bunu düşündürdü bana.

@mevsimler, onu okudum. hatta en merak ettiğim, heyecanı kaybolmasın diye bilerek okumayı geciktirdiğim bir romandı... kötü değildi ama beklediğimin yanından bile geçmedi ne yazık ki. dağ bayır gezen amerikalı kendini beğenmiş bir dayıtın şovu gibi gelmişti bana. ne ispanya iç savaşıyla ilgili bir şey öğrendik, ne toplumdaki yansımasını. 3-5 kişinin kamp hikayesi gibi geldi bana daha çok.

@alsterwasser, teşekkür ederim. savaşın ne olduğunu hissettirmesi aradığım özelliklerden biri zaten, güzel olur.

Savaş ve Barış
Çanlar kimin için çalıyor +1

Gerçek savaş istiyorsan:
Medine Müdafası
93 Moskof Harbi ve Başımıza gelenler

Boyalı kuş. Efsanedir

@playing star again, teşekkür ederim ama onları uzun yıllar önce okumuştum evet :) çok da sevmiştim, hala ne zaman tren görsem aklıma cengiz aytmatov geliyor desem yeridir. o tarz romanlara bayılıyorum işte.

batı cephesinde yen bir şey yok
oku ve sonra bana teşekkür etmeye gel :)) yaşar kemal in yüz yılın kitapları arasında saydığı kitabı es geçmek olmaz

batı cephesinde yeni bir şey yok ("batıda yeni bir şey yok" diye de geçer).

günümüzde çok fark edilmeyen bir yazar olarak; "arthur koestler" - gün ortasında karanlık. (iç savaş temalı)

Roman değil kısa hikayeler o nedenle aradığınız olmayabilir ama Vsevolod Garshin'in öykülerini tavsiye ederim.

Bahsettiğiniz şey borsa, kripto yatırımı değil de ticaret anlamına söylüyorsanız o bütçe ile ancak güvendiğiniz birisinin ticaretine ortak olabilirsiniz.

Ankara maalesef böyle.

E-ticaret hakkında bir bilgim yok o sebeple bir şey diyemiyorum. Kendi ticaretimde bile Ankara'da %20 kar oranları ancak bulunuyor ayda.

istanbuldan ankaraya taşınarak fiziki ticaret imkanının büyük kısmını baştan elemiş oluyorsun, e-ticaret kalıyor geriye. etsy üzerine yoğunlaşmanızı tavsiye ederim tabi ingilizce lazım burada çünkü tr'den yurtdışına satacaksınız. etsy'e üye olun sitede gezin türkiyeden giden etnik ürünleri inceleyin. mümkünse düzgün bir etsy satış eğitimi bulun ve izleyin. ürünü bulunca zaten tedarik etmesi kolay, kar marjınız dolar bazlı olacağı için tedarikçi ile çok ince hesaplara girmenize gerek kalmayacak, önemli olan doğru ÜRÜNü bulmak, hiç ummadığınız bir ürün olabilir bu mesela oyalı bir havlu, işlemeli duş lifi veya desenli bir kese bile sizi ihya edebilir. farklı ürünlerden stoğunuzda 2-3 ürün olsun zaten 5-6 ay öğrenme süreci olur bu işin, sattıkça devamı gelir.

etsy uzerinden satisa baslamayi deneyin. etsy turkoye mikro ohracat grubuna bakin facebook da

Bilkent Center da ve başka AVM fuarlarinda satış yapan kadinlari araştırın. İyi ürünü olanlar oldukça iyi kazanıyor. 30-50 bin TL aralığında ayda 10 bin TL kazanç elde edecek bir sistem kurabilirsiniz. Biraz satış kabiliyeti biraz girişkenlik ve esneklik gerekiyor.

(bkz: im juli)

Edit: True Romance benim de aklıma gelmişti. Önerime ek olarak alimcgraw +1.

True romance

hepsinin karisimi gibi bisey istersen:

Under the Skin
www.imdb.com

nefes açlığı yaşıyor olabilirsiniz. genellikle yoğun stresli dönemlerde beynin bedene gönderdiği dur yiğen bi' nefes al sakinleş sinyalidir. yine de bir doktora gidin tabi :)

Yoğun esneme beyne yeterince oksijen gitmeme belirtisi.tek sebebi bu olmayabilir tabi. Bir mr çektirmenizi öneririm. Covid in damarlarda pıhtılaşma yaptıgı bilinen bir gerçek. Covid sürecinde kan sulandırıcı kullanmadıysanız böyle bir durum oluşmuş olabilir

Aaa bende de aynısı vardı hakikaten pıhtılaşma çıktı kanımda. Bundan dolayı olduğunu düşünmemiştim. Yanlız esnemek derken vücudu esnetmekten bahsediyorum uyku esnemesi değil.

@cilekli krep

ozel mesaj gonderdim sana.

tansiyon ya da seker de olabilir, ozellikle yemek sonrasi yorgunluk, mayisma, uyku istegi, tansiyon yukselmesinde nefes nefese kalma, bogulacak gibi olma, sikinti basmasi falan cok gorulur

Ah Mary vah Mary
Airplane 1-2
Pembe panter dönüyor

Superbad
Eurotrip

o brother where art thou?
what we do in the shadows
superbad

Naked Gun (1-2-3)

Death at a funeral (2007)

3 numara ünlü erotik film oyuncusu Zerrin Egeliler.

6 - erhan dilligil

Noroloji...

Tansiyon, B12 eksikliği,anksiyete, nörolojik durumlar dahil bir suru sebebi olabilir. Soğuk suyla sakaklarinizi bir kaç defa ıslatıp hafif ovalayın ve kendinizi dinlememeye çalışıp bekleyin bakalım nasıl olacak.

Orta kulak iltihabı?

Diş sıkması sonucu yaşadığım ağrıya benzettim, sabah olması, kulaktan yayılan elektrik gibi olması...

Direkt noroloji dedim ama, yasadigimi anlatayim. Bi 7-8 sene once yasiyordum tarif ettiginiz seyi. Bakmadiklari sey kalmadi, nihayetinde b12 eksikligi cikti. Eksiklik bile denemezdi esasen, seviye yerlerdeydi. O gun bugundur igne ile b12 takviyesi aliyorum.


Artik seviyelerimin ne zaman azaldigini bile kafami elektrik carpmasindan anliyorum :))

Ben youtubeda bilgi sahibisin kanalını takip ediyorum. Çünkü kripto işinde sabah alayım akşamına zengin olayım kafasında biri degilim .mantıklı ve iradeli adım adım büyümek isteyenlere uygun oneriler veren iyi niyetli bir arkadas

İnsanların can hıraş şekilde konuştuğu coinlerden uzak duruyorum. X coinini almaya niyetlendiğimde youtube’da o coinin videoları yüzbinlerce izlenmişse direkt uzaklaşıyorum. Yeni çıkan coinleri bulup alıp üstüne yatmayı düşünüyorum. Böyle aldığım coin olmadı haftalardır araştırıyorum bulamadım da. Bulmak zor zaten

Üsttekine ek olarak; bu tip bir koinde de 7x-8x işten bile değil

böyle bir strateji yok, çünkü bunlar meta değil. bağlı oldukları bir yer yok ve reel olarak kullanıldıkları bir yer yok yani verimliliklerini ve performanslarını ölçebileceğin bir yer yok. bir kaç tanesi hariç.

elinde sadece teknik analiz diye bir tool var o da aslında saniyelik artışlar hariç hiç bir zaman uzun vadeli sana yol göstermez.

insanlar rulet masasına siyah 13, kırmızı 25 dermiş gibi coinlere para yatırıyor tutarsa bak analizim tuttu, teknik analiz işe yarar vs diyorlar tutmazsa zaten konuşan eden yok.

sen sadece o kumarda kazananları duyuyorsun olay o.

o fenomenler vb insanlar bu işten para kazanılmayacağını bildiği için işi reklamcılığa döküp fenomen oluyorlar çünkü en azından o şekilde danışmanlık vs vs bir şekilde para kazanabilirler.

Ben eski ICO yatırımcısıyım o yüzden bunların hiçbiri. Fakat benimkiler ekstrem risklerdi (fakat onda bile ne yaptığını bilirsen iyi kar edersin), trading çok zor iş onu bil. En temizi herkes ağlıyorken (mesela seneye btc %50 düştü derlerse yavaştan bakmaya başla buralara) dipten güzel projeleri toplamak, sonra 2-3 yıl sonra satacağın zaman gelirse (bull) satarsın. Düzgün yatırım budur.

Yoksa milleti dinlersen, özellikle Türkleri dinlersen nerede ponzi var onu bulursun. Kriptoda bile en uçuk saçma projeleri buluyorlar. Mesela Türklerin bi "ucuz coin" takıntısı var, toplam market cap'ine bakmadan, circ.supply'ına bakmadan sadece ucuz bir şeyi 1 dolar olacak diye alıyorlar :D Türklerden uzak dur yabancılardan öğrenmeye çalış.

Mesela ben arkadaşlarıma Şubat gibi falan Neo veya Ont mantıklı diyordum, çünkü henüz artışını yapmamıştı. Şimdi hızlandı bu saatten sonra ben almazdım ama hala tepeyi de bulduğunu düşünmüyorum. Fikren şunu demeye çalışıyorum, zaten deli artmış bişeyi ben almam, düşükken potansiyelli bişeyi bulmaya çalışırım ki bu da aslında piyasanın içinde bolca vakit geçirmişlik gerektiriyor.

Yani arkadaşlarıma tavsiye ettiğim şey şu, şimdi ortama bakın. 3-5 kuruş atıp deneyin, 2022-23-24 gibi gelin toplayın sonra kar edin. Ben cycle'lara güveniyorum, 2018'de "market 2-3t olunca satarım" derken millet gülüyordu, 2t olduk bile. Ama siz yeni öğrenenler bu tur için acele etmeyin, "fear of missing out" duygusuna kapılmadan izleyin. Çok kan dökülecek onu da görün. Millet geçenki düşüşte fena korktu mesela, ilk defa gördüler çünkü.

Blockchain olan projeleri alıyorum. Ya da o blockchain üzerinde mantıklı bir iş yapanları. Yoksa BSC ya da Eth üzerinde zibilyon tane token var. Hepsi çöp. Bkz Solana. Çok başından bu proje sağlam olduğu belliydi. Gözümde nihai eth killer kendisi. Şu anda bile bedava.

iyi kötü 4 yıldır blockchain dünyasını/piyasasını takip ediyorum olabildiğince, son birkaç aydır neredeyse her gün yeni bir şey öğreniyorum, yetişemiyorum. kişisel olarak izlediğim yollardan biri, çok şey ponzi tipi yürüdüğünden, ilk yakalayanlardan olabilirsem çok zorlamadan topuklayıp sıradakine geçmek. bir diğeri de enteresan ve yaygınlaşana kadar yüksek getirisi olan, iyi kötü güven de veren bir şeylere denk gelirsem ufak tefek oradan tırtıklamak. üçüncü olarak da geleneksel piyasadaki oranlara daha yakın (yani daha düşük getirili ama daha güvenli) görünen şeylere biraz daha fazla zaman/para ayırmak. istediğim kadar birilerini takip edeyim, tüm bunları epey tam zamanlı mesai istiyor.

ninjalara ısınamadım bir türlü, uzak durmaya çalışıyorum. daha güvenilir görünen, hem kendi araştırmasını/treydini yapıp, işi gerçekten bilip hem de daha şeffaf olduğunu düşündüğüm kişileri takip etmeye çalışıyorum. bir de olabildiğince farklı bakış açılarını izlemeye çalışıyorum çünkü twitter'da bir tarafa kapılıp gitmek epey kolay.

nispeten orta-uzun vade bir şeyleri alayım tutayım dersem de (örneğin boğanın başından itibaren) yeniyse potansiyelini anlamaya çalışıyorum, eskiyse grafiğine göre fikir edinmeye çalışıyorum ya da birtakım yan getirileri varsa (örneğin farming) ona göre karar vermeye çalışıyorum. ayı zamanı da zaten büyük (ve becerebildiğim) ölçüde usdt üzerinden vur-kaç.

Yatırım stratejim çok basit;

- Uzun zamandır boş harcamalar yapmayıp, tasarruf edip sadece Bitcoin satın alıyorum ve kendi soğuk cüzdanıma çekiyorum. Bitcoin dışında hiçbir varlığı satın almıyorum. Hiç satış yapmıyorum.

- Kendine fenomen diyen, telegram grubu kuran, binlerce takipçisine alım-satım tavsiyesi veren, yalan yanlış teknik analiz yapan kimseyi dikkate almıyorum/takip etmiyorum.

- Arada bir coindesk, uzmancoin gibi siteleri inceliyorum.

Haftalık, günlük, 4 saatlik ve saatlik grafik bakıyorum.

Tabi tek tek tüm coinler için bunu yapmak inanılmaz zaman alacağından tradingview'deki kripto para takipçisi kısmını kullanıyorum. Belli filtreler verebiliyorsun orada ve birkaç temel filtre ile 20'nin altına düşüyor sayı.

Sonrasında yükseliş trendinde olduğunu düşündüğüm, aşırı alım bölgesinde olmayanlara ufak ufak giriş yapıyorum. Bazen %5, bazen %25 kazanıp çıkıyorum. Kaybettiğim veya stop koymadığım için günlerce eski seviyesine gelsin diye beklediğim de oluyor elbette. Çok sağlam psikoloji istiyor hakikaten, panik yaptığımda hep kaybettim sonradan kazanacak pozisyona geleceksem de.

Bir de aldın, nerede satacağını bilmek ve ona da uymak lazım. Önceleri hep tepe kovalıyordum, artık sattığım yerden bir o kadar daha yükselse bile yolun açık olsun diyorum. Aç gözlülük de kaybettiriyor.

şurdaki cevabıma alalım: (git: 1422917)

bir broadchurch bırakırım.

Bodyguard

Happy Valley

İngiliz değil sanırım ama izlediğim en iyi kriminal dizi the missing. Özellikle 2. Sezon olay.

(bkz: outlander) /ilk 2 sezon
İskoç period drama.

söyle bir hazine var, altyazi sorun degil diyorsan buradan istedigini secebilirsin.
www.dailymotion.com

burada olmayan river var, ben begenerek izlemistim.

en.wikipedia.org(TV_series)

After life
Fleabag
Sherlock

Luther
Broadchurch
Line of Duty
The Fall
Sherlock
Spooks
Happy Valley
Peaky Blinders

bodyguard

Parasetamol içeren agrikesiciler öneriliyor. Dolarex gibi.parol gibi.

arveles olmaz mı

Şimdi baktım arveles olumsuz etki yapıyormuş.

İbuprofen önerilmiyor. Arveles de gruptan. Parasetamol bulmaya çalışın.

Arveles de aynı gruptan.

parol kullanmıştım.. herhangi bir sorun olmadı..

ama alınmaması gereken ağrı kesiciler de var..

Hastanede tedavi görmüştüm. Taburcu olurken, ağrı ateş olduğunda paroldan başka birşey alma demişlerdi. İşin garibi parolda baya etkili covit ağrısını geçirmede ya da ateşini dusurmede

Siz yine de parol alin

film:
baba, matrix, yüzüklerin efendisi
dizi:
prison break, person of interest

Birçok filmi birden fazla kez izledim. En çok izlediğim The Matrix'tir, ondan sonra The Shawshank Redemption gelir.

A Beautiful Mind
The Lord of The Rings Trilogy
Prestige
Gladiator
Saving Prive Ryan
Forrest Gump gibi kült filmleri arada açıp izlerim. Arada dediğim 1-2 yılda bir.

inception

ilk aklıma gelenleri yazayım.

dizi;
fleabag
american horror story (2. sezon)
six feet under (henüz ikinci kez izlememiş olsam da kesinlikle izlicem)

film;
weekend (www.imdb.com)
this is england
sonbahar (www.imdb.com)

Film: Fight Club, Pulp Fiction, Frances Ha, Oslo 31. August
Dizi: Fleabag, Bojack Horseman, Futurama

True romance, the Godfather, heat, braveheart defalarca izlediğim filmler.

Lost a 5 inci kez başladım. Homeland, ozark ve the killing i de ikişer defa izledim.

Film tosun pasa, yabanci aklima gelmedi.
Dizi scrubs, sherlock, cemberimde gul oya

6 feet under
Trainspotting
bir zamanlar anadoluda

back to the future serinin üç filmini de onlarca kez izledim

matrix, fight club, mulholand dr 2-3 defa izledim

Terminator 1,2,3,4
back to the future serisi
Road to perdition
Matrix 1-2
Good will hunting
Awakenings
Taxi driver
Goodfellas
LOTR 1-2
Requiem for a dream
Leon
Kill Bill
Pulp fiction
True romance
Fearless jet li
Million dollar baby
Being there
Conjuring
Office space
What about bob
Naked gun
Lonely guy
Hangover 1-2
Horrible bosses
Salton sea

Dizi 1'den çok izlemedim

Le Fabuleux Destin d'Amelie Poulain

The Office US
Friends
Fleabag
Breaking Bad
Wilfred
Six Feet Under

öneri veren değil ama marketin genel gidişatını değerlendiren düzgün abilerimiz:
twitter.com - Willy Woo
twitter.com - PlanB

YouTube da bilgi sahibisin kanalı sabırlı tipler için çok faydalı tahminlerde bulunuyor. Anlık al sat pesindeysen önermem.

valla bir haftaya yakındır benim migren de çatlatıyor beni. havalar bozuk ona yoruyorum.

geçmiş olsun.

Yüksek tansiyon,anevrizma ihtimallerini de düşünmek lazim. Ağrı ense kökünden başlıyorsa tansiyonla ilgili olabilir.

Bu seneki gibi baş ağrısı çekmemiştim ben de daha önce. Genelde şakak bölgesi bir ağrıydı ve kusma, mide bulantısı ile devam ediyordu. Maske, stres, hareketsizlik vs nedenli de olabilir, başka herhangi bir şey de. Tanıdığınız bir doktor varsa telefonla da olsa danışın.

Göz bozukluğu da yapabilir ağrıyı...

Çift maskeni tak doğru nörolojiye. Birşey olmuyor korkmayın, böyle şeyleri ertelemeyin.

Kusma, uyuyunca rahatlama, normal ağrı kesici ile geçmemesi falan migreni düşündürdü. Doktora gidin mutlaka.

bol bol su iç. bende de öyle oluyor hatta geçen hafta 3-4 gün geçmedi. bol bol su içtim, kafamı sıcak tuttum, geçti.