Giriş
(17)

Haç kolye takılmasını garipsiyor musunuz?

morca
Bu ülkede ve Hristiyan olmayanlar tarafından tabii ki bahsettiğim. Genç kız ve erkeklerde son yıllarda çok fazla görüyorum, çoğunluğu gotik görünmek isteyen veya haç takmanın cool olduğunu düşünenler. Haydi onlara öykünme diyelim en basitinden. Peki kendine rockçı diyen 45-50 yaşındaki abilerin bu t
Bu ülkede ve Hristiyan olmayanlar tarafından tabii ki bahsettiğim. Genç kız ve erkeklerde son yıllarda çok fazla görüyorum, çoğunluğu gotik görünmek isteyen veya haç takmanın cool olduğunu düşünenler. Haydi onlara öykünme diyelim en basitinden. Peki kendine rockçı diyen 45-50 yaşındaki abilerin bu tarz kolye veya küpe kullanması? Hristiyan değiller yani dini bir amaç yok kesinlikle. Doğrudan yargılamaktan kaçınma çabasıyla birlikte zihnimde onlarla ilgili bir miktar ilginç bir profil çizilmesine sebep oluyor açıkçası bu. Siz ne düşünüyorsunuz? Yaştan, olgunluktan bağımsız olarak gayet normal mi?
0
morca
(08.05.24)
Türkiye oksimoronluk merkezi olduğu için garipsemiyorum.
0
ferenc
(08.05.24)
22 yasimda erasmustayken, bir gece tren istasyonunda sabahlarken, evsiz bi bulgar teyze onu diger serseri evsizlere karsi korudugum icin bana boynundaki hac ve isa kolyelerini vermisti. Isa kayboldu da haci takarim hala arada. Boyle bi anlami olmasaydi da takardim pasa keyfim oyle istedigi icin. Takanlara karsi bi fikir de belirmiyor. Taki iste süs püs gayet normal. Dini sebeple takilmasindan cok daha anlasilir buluyorum ve bence estetik bi tarafi da var. 30k
0
nic cage
(08.05.24)
Komik geliyor. He isteyen istedigini yapar tabi.
0
logisticsmanager
(08.05.24)
Normal bir ülkede olsam garipserdim. @ferenc çok güzel özetlemiş.
Ama garipsemem sadece beni ilgilendirir. Takmak istiyorsa taksın tabi.
0
Mirket
(08.05.24)
Müslüman için asla olmayacak bir şey haçlı kolye takmak.
Müslüman olduğunu söyleyen ama bunu takanın daha İslam hakkında bilmediği bir çok şey daha vardır.

Hristiyanlık için olmasa bile öylesine veya şekil olsun takmak bir bahane olamaz ve bu şekil hristiyanlıkla özdeş ve onun alametlerinden biri haline gelmiştir.
0
diyecevaplandı
(08.05.24)
inancindan dolayi takiyorsa hic sikinti yok, insanin bir dinin mensubu olarak dogmasi sacma, sonradan din degistirmek istemek normal.

pbur taraftan sadece estetik kaygisi ile takiliyorsa bu zaten oncelikle dini onemi olan bir objeye saygisizlik. ayrica bence dangalaklik, hersey oyuncak degil.

bunu yapan bir arkadasim vardi, yurtdisinda hatun avina ciktiginda oltadaki yem olarak kullaniyordu mesela. gidip en satafatlisini almisti. partiye gore takip cikartiyordu. araplarin partisine gittiginde osmanli tugrasi falan takardi. te allam..
0
cooperr
(09.05.24)
garipsemiyorum. inançsız birisinin takmasını da garipsemiyorum. inanıp taksa daha çok garipserim hatta. cool görünüyor bence. yakıstırıyorsa takabilir. güzel bir şekil bence haç
0
abelardo
(09.05.24)
Bunu takan Z kuşağının bir çogu ne anlama geldiğini bile bilmiyor. Bunu sadece bir aksesuar sananlar bence çoğunlukta. Mesela K-pop denilen akımın peşinden koşturanlarda epey çok kullanılır bu haçlı kolyeler. Sebebi de K-pop grupların boynunda haçlı kolye görmeleri. Özenip bulup aksesuar niyetine takıyorlar. Yaşı yüksek olup da aslında takan dayı ve teyzelerin marjinal görünmek amacıyla taktıklarını düşünüyorum tabi ( Hristiyan degilseler tabi)

Bir ara gamalı haç kolye takan bir z kuşağına bunun ne anlama geldiğini sorduğumda bana şunu söylemişti.

Bilgisayar oyununda görmüştüm hoşuma gitti ondan takıyorum demişti.

O sebeple bence çok anlam yüklememek lazım. Bence isteyen kafasına huni de takıp gezebilir.
0
limonlu eksi
(09.05.24)
Hıristiyan olmayabilir ama hıristiyanlığa sempati besliyor olabilir. şartlar kendisi için olgunlaşsa belki hıristiyan olacak olabilir. bence milletin ne taktığını kafaya takmayı bırakırsak daha iyi olacak.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.05.24)
Valla ben garipseyemiyorum ya :D Ha ama şu var, yansıtmaya çalıştığı tarzı taşıyamıyorsa garip geliyor gözüme evet. Bu her türlü tarz için geçerli. Ama hem karakter olarak, hem görünüş olarak tamamen "o şey" olmuşsa garipsemiyorum. Dinle alakalı hiçbir düşüncem de yok bu arada bunları söylerken, çünkü zaten sizin de fark ettiğiniz üzere dini sembol olarak kullanılmıyor bu. Aklıma bile gelmiyor açıkçası dini açıdan bunu düşünmek.

Haç dini bir sembol olmaktan çok, dini teması olan bir sembol. İçine çok fazla ekstra anlam yükleniyor yıllar boyunca. Örneğin gotik akımlarda haç temelde dini bir simgeden ortaya çıkmış olsa da artık farklı bir ambiyansın parçası aynı zamanda. Şimdi bunu başka neyle anlatacaksınız? Ya da neden buna bu kadar kafa patlatasınız ki? Ortada yıllar boyu içine bir ton imge eklenmiş bir kalıp sembol var zaten. Örneğin aynı durum yin yang sembolü için de geçerli. Bunun gibi tonla şey var. Ama bence burada en önemli nokta haçın imaj anlamında bu kullanımını Hristiyanlar oluşturmuyor zaten. Hatta hristiyanlar bunun böyle kullanılmasına karşı. Yani bu hususu görmezden gelerek yapılacak her türlü çıkarım konuyla alakasız kalıyor bence. Haliyle o haç sembolü hristiyanlık kökenli olsa da "hristiyanca" bir şey asla değil. Olsa da fark etmez de, değil yani.

İnsanların olağan şekilde yaşarken bir felsefi manifesto gibi de dolaşması gerekmiyor bence. Bazı şeyleri sadece yaparsınız. Bizde nedense insanlar her yapılan şeyin derin felsefi bir altyapısı olması gerektiğine inanıyor. Ben uğraşamam şahsen :D ilham öyküleri kitabında yaşamıyoruz sonuçta. Biraz da keyif almaya bakmak gerek.
0
akhenaten
(09.05.24)
Peki o gördüğün insanlar gerçekten hristiyan ise, nasil bu kadar emin olabiliyorsun olmadiklarina sirf bakiş atarak? Hepsiyle tek tek konuştun mu? Sordun mu hayir

Bana sanki senin haç takanlara kıl olma durumun varmış gibi geldi
0
Zetnikov
(09.05.24)
Takanların Hristiyan olduğunu düşünüyorum. Ama Hristiyan değillerse ve onu takıyorlarsa dışarıdan Hristiyan olarak görünmeyi kabul eden kimseler olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan bakınca bunu yapan Müslümansa tabii ki pek akla yatan bir hareket olarak gelmiyor.
0
psipsipsi
(09.05.24)
Birleşik Krallık bayraklı tişörtler falan da yer yer moda oluyor. Herhangi bir ülke bayraklı kıyafet giymek için o ülke vatandaşı olmak gerekmiyorsa, haç kolyesi de bence öyle. İnsanları ne giydiği/ne taktığı üzerinden yargılamam pek fazla. Beğenmiştir takmıştır der geçerim
0
nundu
(09.05.24)
muhtemelen bos adamdir der muhabbeti fazla uzatmam. hatta yurtdisinda da oyle. kiyafetinde dini sembol kullanan hangi dinden olursa olsun bos insandir benim icin.

ayrica gercekten hristiyan bir turke bir kez universitede denk gelmistim. bir daha da gelmedim. genelleme yapmak cogu zaman hayat kurtarir.
0
bohr atom modeli
(09.05.24)
garipsemiyorum. garipseyenleri garipsiyorum.
0
paintov
(09.05.24)
Hristiyan olup takanlar için okay gayet normal diyorum ama hristiyan değil de özentilikten takıyorsa bana aşırı basit ve sığ biri izlenimi veriyor.
Ciddiye aldığım insanlar kategorisine sokmam mesela.
0
Gradient_tabanlı_mor
(09.05.24)
Liseden beri takarım ben, o zamanlar kolye takardım şimdi hem küpem hem kolyem var.
İnançsızlığım lise öncesine kadar gider, görsel olarak hoşuma gittiği için takıyorum gayet de seviyorum, hatta asıl en sevdiğim formu ters haç ama bununla yapılmış küpe ve kolyeye denk gelmedim hiç, gelirsem onu da alır takarım.
0
mutekebbir
(09.05.24)
(7)

İş hayatında üst ile samimiyetle dertleşmek olumsuz bir durum mudur?

psmstc
Amirim yaşça on beş yaş büyük bayan. Ben erkek. Sistemin insana değer vermemesi, özel piyasanın durumları, zam süreçlerinde yeterli artışların olmaması gibi genel kronik problemler hakkında karşılıklı samimi bir şekilde dertleşmek sizce olumsuz bir durum mudur? Ve samimi biçimde içinden gelenleri k
Amirim yaşça on beş yaş büyük bayan. Ben erkek.

Sistemin insana değer vermemesi, özel piyasanın durumları, zam süreçlerinde yeterli artışların olmaması gibi genel kronik problemler hakkında karşılıklı samimi bir şekilde dertleşmek sizce olumsuz bir durum mudur?

Ve samimi biçimde içinden gelenleri karşılıklı sohbet esnasında konuşmak, karşı tarafın yakınmalarını, özel bazı kişisel itiraflarını, düşüncelerini dinlemek bu sizce iş hayatı profesyonelliği ve sürekliliği açısından eksi bir şey midir? Yani oldukça samimi, insan insana iletişimlerden bahsediyorum..

Bunlar profesyonel iş hayatı adına negatif şeyler midir?

Sormamın sebebi her samimi konuşmanız dedikodu malzemesine de dönüşebiliyor veya size karşı kullanılabiliyor da sonra zira. Malum yani…


Şimdiden çok teşekkürler.
0
psmstc
(08.05.24)
değil ama günün sonunda bu diyalog sana bişey kazandırmaz, aksine kaybettirir. bil istedim.
0
numlock
(08.05.24)
cevabını sen vermişsin zaten: "her samimi konuşmanız dedikodu malzemesine de dönüşebiliyor"

iş hayatı = rol yapmak

sana verilen rol ne ise onu oynaman lazım.

bu yüzden iğreniyorum iş hayatından. beyaz yakalılar bu ülkenin en sömürülen ve en değersiz kitlesi. bu değersizliği hak etmiyorlar diyemem.
0
abelardo
(08.05.24)
bunları konussan ne olacak ki. yakın arkadaslarla konusulacak konular bunlar.
0
sizofren06
(08.05.24)
Çok enteresan ki ben bu sorulara ne zaman cevap versem duyuru ile ayri noktada oluyorum.
Ben kendi iş yerimde iki müdürümle de bu şekilde konuşuyorum. 6 yil bitecek ve iş hayatıma sadece pozitif etkisi var.

Tabiki böyle firmaya sokayim demiyorum ama misal "verilen ortalama zam enflasyon altinda, bu şekilde elimizde nasıl tutmayi planlıyoruz" diyorum ya da "verilen bonus ile rakip firmalar arasında fark var" gibi. Gene iş hayatının yoruculugu, sirketin son yillardaki degisimleri vs.

Ben mudurlerimin hayatlarini çok dinledim, yaptıkları hatalar misal. Ha ama ben de müdürüm ayrı konu. Bir de tabi ülke fransa. Bu kişilere müdür gibi değil mentor gibi bakarim.

Belki ben çok güzel yerde çalışıyorum bilmiyorum ama ben calisanlarimla rahatça konuşuyorum yani. Kimsenin bana anlattigini kendisine karşı kullanmam ya da başkasına söylemem.
Neyse yani mudurunuzu taniyorsaniz bunun profesyonel olmayan bir tarafı yok. Profesyonel profesyonel diye diye insanliktan olduk.
0
logisticsmanager
(08.05.24)
@logisticsmanager burası türkiye
0
abelardo
(08.05.24)
genelleme yapmak gerekirse olmasa daha iyi ama karşındaki samimi doğru dürüst bir insansa dert dışında başka şeyler de dinlersin ve çok olumlu da olabilir. sana mentörlük yapabilir, önünü açabilir, hiç farkında olmadığın konuları gündeme getirebilir.
0
gabe h coud
(08.05.24)
ben ust olarak altimdakilerle pek dertlesmek istemiyorum, cunku sonra kovmasi zor oluyor basima geldi.

ayni sekilde ustumdeki adamla da pek dertlesmek istemiyorum ki beni kovmasi gerektiginde zorlanmasin.

isyerinde duyguya yer yok, herkes sonucta para kazanmak icin bir araya geliyor, mevzu gayet net ve basit.
0
cooperr
(08.05.24)
(10)

Usain Bolt dünya rekorunu antrenmanlarda geçmiş midir?

nundu
Birkaç aydır bu soru aklımda, Usain Bolt burda örnek tabii de yüzme, yüksek atlama, halter vs herhangi bir branştaki rekortmen atlet olarak düşünebiliriz. Hatta halter, yüksek atlama gibi barı kendin belirlediğin branşlar için daha da geçerli.Şimdi Usain Bolt'a ait 100 metre rekoru 9,58 malum 2009'd
Birkaç aydır bu soru aklımda, Usain Bolt burda örnek tabii de yüzme, yüksek atlama, halter vs herhangi bir branştaki rekortmen atlet olarak düşünebiliriz. Hatta halter, yüksek atlama gibi barı kendin belirlediğin branşlar için daha da geçerli.

Şimdi Usain Bolt'a ait 100 metre rekoru 9,58 malum 2009'da dünya şampiyonasında kırmıştı. Şimdi dünya şampiyonasında o an 9,58 koşan kişi antrenman pistinde yaptığı koşularda bunun üstünü koşmalı gibi geliyor bana. Hayatının en en en iyi performansını direkt dünya şampiyonası finalinde yapmış olması biraz olasılık dışı geliyor.

Ama internette konu hakkında okuyunca da antrenmanda kendisini korumak için fazla zorlamayacağı, yarış anındaki adrenalin salgılanmasının ekstra yardımcı olduğu gibi önermelerle karşılaştım. Bu önermeler de makul gibi yine de evinde sallıyorum 9,55 falan koşmayan biri direkt gidip finalde 9,58 koşabilir mi yav?
0
nundu
(08.05.24)
Tam bir dan johnizim insanı oldum gene ondan vereceğim bilgileri.
Dan john track and field eski sporcusu 30 yıldır da antrenör (buna ek basket, amerikan futbolu vs de calistirmis strength training olarak)

Kendisinin dediği şu. Ne yaparsan yap sahnede olmak aynı şey değil. Yani o yüzden sporcularini misal sandalyede bekletiyor, farkli kosullarda bekletiyor çünkü misal yarismada çok bekliyorsun ve buna alisman lazım diyor. Yani bir şeyi kendi kendine yapmak ile sahnede yapmak arasinda deli fark var. Ben misal 235 kg deadlift yaptim. Ama bana desen ki "yarışma var". Ona özel beslenirim, uyurum, antrenmanda yaparim, psikolojimi hazirlarim ve gider 250+ denerim çünkü antrenmanda kendimi asla sıfır noktasina kadar zorlamam ama sahnede zorlarim.
orada psikolojik olarak da fiziksel olarak da en top nokta yapiyorsun. Ve üstüne binen o yük aslında öyle kolay bir şey değil. Misal usain bolt onu yapması için belki aylar öncesinden özel antrenmana baslayip özel diyet yapıp psikolojik olarak kendini hazırlaması gerekiyor. Ve bütün dünyasi sadece 10 saniye altında bir şeye bağlı oluyor. Bu noktada kendisinden aynı şeyi antrenmanda beklemek mantıklı olmaz evet çünkü antrenmanda böyle bir risk alinmaz.

Evinde 9.55 koşan yaris aninda daha iyi kosar. Çünkü evinde madalya yok, seni izleyen milyonlar yok, rakip yok, öncesinden sadece o ana özel çalışma yok. Misal hangi sporcu "14 Eylül'de evimde rekor deneyeceğim ondan simdiden ona özel çalışayım, yiyeyim, psikolojimi hazirlayayim" der? Hiçbiri.

Misal gene bu tarz yarismalar öncesi kişiyi hazırlamak için yapilan enteresan yöntemler;
James george (olympic halter) antrenörü her hareketinde patlayici güç kullanmasını istemiş. Misal koltuktan kalkarken, yataktan kalkarken.
Sonra koşu ekibinde her yere koşun yürümeyin diyen varmis.

Neyse dan john yazdığı bir paragraf, ağırlık için bu ama olsun;
"First, never, never, never fail in training.

Make every lift. Don’t miss lifts. Stay within yourself. Perfect practice makes perfect.

Missing lifts can damage you, true, but more important is that missing lifts costs you a lot of energy. For a hurdler, crashing down to the ground is going to mean bad things sooner or later.

Simply dealing with a miss is energy consuming, but worse is the mental effort in psyching yourself up for the next attempt. Keep within yourself in training!

Remember this? Performance should be BETTER than practice!"

Bir de bahsettiğim gibi kişileri yarışmaya hazirlamak ile alakalı yazi (burada antrenmanda çok iyi olup yarışmada kötü olmak konusulmus);
www.akersofstrength.com

Neyse yani ben misal maximum agirligimin yüzden 80-90i ile çalışıyorum. Yüzde 100 denedigim ya da üstünü denedigim zaman kaç gün öncesinden kendimi hazırlıyorum. Bunu olimpik atlete uygularsan onlar da eminim aylar öncesinden böyle yapiyordur :)
0
logisticsmanager
(08.05.24)
hayatının en iyi performansını dünya şampiyonası finalinde yapmış olması tam aksine çok olası bir şey. adam antrenmanda nasıl şampiyona finalinde gibi koşabilsin?

bir de rüzgar faktörü var. +0.9m/s arkadan gelen bir destek rüzgar var dünya rekoru kırdığında. maksimum 2m/s rüzgar desteğine izin veriliyor. rekor kırdığında epey bir destek de almış.

maraton mesela. 2 saatin altında koşan Kipchoge, antrenmanda daha iyi mi yapıyordur? gerçek yarışlarda yarışçı sakatlanma pahasına en iyi performansını sergiler. karşılığında alacağı fayda ile antrenmanda rekor kırmasının karşısında alacağı sıfır faydayı düşün.
0
gabe h coud
(08.05.24)
bence kırmıştır ya. yarış dediğin tek sefer, antrenman dediğin sürekli. illa ki kırmıştır. filmlerde bile görüyoruz antrenmanlarda rekor süreleri (koşu, araç, uçak vs.) önemli olan yarış ama.
0
numlock
(08.05.24)
100 metre koşusu çok anlık bir güç patlaması sonuçta o yarış anında bir adımı yanlış atsa birkaç saliseye malolabilir tamamen "perfect race"'i yaptığı yüzlerce antrenmandan birinde yakalaması daha olası gibi geliyor bana. Fiziki olarak zorlamasını bilemem profesyonel sporcu olmadığım için ama olimpiyat altını hedefleyen sporcu antrenmanda da kendini zorlamalı gibi düşünüyordum
0
🌸nundu
(08.05.24)
Usain bolt antrenmanda kırmış olsa zaten duyardın. Adamın paylaşılan koşu antrenmanı şu şekilde;
"Track Work

Training on the track was obviously a major part of Bolt’s preparations for 100m and 200m races and he split his sessions into four key areas. We’ve highlighted these below with example workouts.

Starting Blocks:10×2 point starts for 10-20m (rest: 2mins), 6×3 point start for 10-20 m (rest: 3mins), 4×2 block starts for 10-30 m (rest: 5mins)

Acceleration: 10×20m with weight vest (rest: 4mins), 5×15m 2-point start using weight sleds (5mins recovery)

Top End Speed: 5×30m acceleration, 75 per cent speed for 15-20m, sprint for 10-15m (rest: 4-5mins)

Deceleration: 2×100m (2-3 reps), 95 per cent of 200m pace (rest: 2-3mins between reps, 5-8mins between sets)

Speed endurance work would also get regular attention including sessions such as 6-8 reps of 150m at 80-90% of 200m pace with 3-4 minutes rest."

Hiçbir atlet antrenmanda yüzde yüz vermez. Elit atlet böyle risk almaz. Ha bu arada atış yapılan sporlarda olabilir çünkü rüzgar falan etkili ama koşu, yüzme, ağırlık falan yani rekor kıracak performans demek gelmiş geçmiş en iyi performansı antrenmanda vermeye çalışmak demek.

Usain bolt kendi açıklamasına göre o 9 saniye için 4 yıl çalışmış.
0
logisticsmanager
(08.05.24)
nundu seni çok iyi anlıyorum ve sana laflar hazırladım. lojistik menajer zaten oldukça detaylı bir şekilde açıklamış, pro sporcuların antrenmanları hiç ana yarışmaları gibi olmuyor. hüseyin bolt illa ki 100mt o tip koşular atmıştır ama antrenman programını yazmış üstte zaten. seni anladığım ise, eğer denerse, sallıyorum 1 yıl boyunca haftada 3 kere denerse ve öyle yarışmaya çıkarsa, muhtemelen çoğu sporcu için en iyi skor, yarışmaya son bir kaç hafta kala ki antrenmanlardan biridir çünkü antrenman performansı ile iyice tavan olduğu o zaman illa birinde daha iyi bir puan almışlardır.

soru özelinde bence zaten usain bolt o yarışta daha iyi bir puan alabilirdi, tekrar izlersen son 10 metrede falan adam neredeyse sevinç kutlamasına başlamış sağa solu izleyip güldüğünü göreceksin. full konsantrasyon gitseydi 9.58 değil de 9,5 belki daha altı bile olabilirmiş
0
avatar is back
(08.05.24)
bazı spor branşlarında dediğin gibi antrenmanlarda daha iyi derece olabilir ama 100 metre sprint için sanmıyorum ki antrenmanda daha hızlı koşsun. bu gibi büyük müsabakalar öncesi her şey ayarlanıyor. yani adamın kilosu, kan değerleri, moral motivasyonu, ıvır zıvırı hep final günü için ayarlanmış. bütün bir sene boyunca bu seviyede fizik kondisyonu olamaz zaten. final günü o yıl için her anlamda zirve. o yüzden en iyi koşusunu final günü yapmıştır. zaten antrenmanda daha hızlı koşsa haberimiz olurdu +1
hatta bazı ufak turnuvalardaki yapılan dereceler de dünya rekoruna dahil ediliyor. dikkat ederseniz o turnuvalarda pek rekor olmuyor. çünkü atletler tüm performansını dünya veya olimpiyat şampiyonalarına saklıyor.
florence griffith joyner bunun dışındaki bir turnuvada dünya rekoru kırdı. o da zaten yüksek ihtimalle dopingliydi. 100 metre sprint rekoru 40 senedir kırılamıyor.
0
abelardo
(08.05.24)
Cevaplar çok açıklayıcı oldu teşekkür ediyorum.

Peki örnek değiştirip Armand Duplantis'e bakarsak, 2022'den beri 6 kez dünya rekoru kırdı sanırım. Şimdi kendisinin belirlediği bir yüksekliği aşmaya çalıştığı bir spor yapan biri. Antrenmanda başarılı şekilde atlamadığı bir yüksekliği yarışmada deniyor mudur rekor olarak? Yani yarışmada dünya rekoru kırdığı o an kendi bireysel en iyisi mi oluyor sprint yarışı için belirttiğiniz aynı sebeplerle? Yoksa antrenmanda önceden atlamıştır zaten onun güveniyle mi deniyordur?

Soruda da belirttiğim gibi, standardı kendin koyup başarmaya çalıştığın halter, yüksek atlama, sırıkla yüksek atlama vs sporlarda hep zaten başardıkları ağırlıkları yarışmada deniyorlardır gibi düşünüyordum yani çocukluktan beri. Bu Usain Bolt örneği bi iki ay önce aklıma takıldı da öncesinde düşünmemiştim :D

Eğer Duplantis de yarışma anında "Ulan iyi hissediyorum, bi üstüne çıkarım gibi" diyip zorlayıp geçiyosa ekstra şok olacağım ahahaha
0
🌸nundu
(08.05.24)
Aklıma bir örnek daha geldi. Bu sene yüzme dünya şampiyonasi ve olimpiyatlar aynı seneye denk geldi (covid yüzünden takvim sastigi için)

Katie ledecky Şubat ayindaki yüzme şampiyonasına katılmadı. Olimpiyatlara katılacağını söyledi. Şubat ayı ve ağustos ayında bu kadar uzun süre kondisyonunu üst düzey tutamazdi çünkü. Buradan da anlıyoruz sporcuların zirvesi yarışın yapılacagi dönem oluyor.

Uzun atlamayı bilmiyorum ama halter için bence finalde kaldırdığı kiloyu antrenmanda kaldırmıyor. Finaldeki gerilimi izleyenler bilir. Kaç kilo kaldırılacağı rakibin kaldırdığına göre çok değişiyor. Eğer önceden kaldırmış oldukları bir kilo olsa daha rahat olurlardı kilo seçiminde. Uzun atlama da benziyor aslında buna.
0
abelardo
(08.05.24)
Bransina gore degisir ama sirikla uzun atlamada antrenmanda kirdiklarini garanti edebilirim.Sergey Bubka santim santim ilerletti dunya rekorunu.Bazen dusunurum.Top seviyede en iyisini denese kac kirardi acaba? para icin yavas yavas gelistirmeyi secti
0
turkuaz
(08.05.24)
(9)

Arabayı çekiciden düşüren şoförün para isteyip hakkım haram olsun demesi?

dejame
Geçen gün Kılıçdaroğlu misali böyle bir şey olabilir mi şekilde bir duyuru açmıştım fakat asıl soruyu sormayı unutmuşum telaştan.Mevzu şöyle:Arkadaşımın aracı bozuluyor, çekiciye biniyorlar ve şehre doğru yol alıyorlar. Arabanın içinde üç kişiler, çekicinin üstünde yol alıyorlar. El freni çekili, yo
Geçen gün Kılıçdaroğlu misali böyle bir şey olabilir mi şekilde bir duyuru açmıştım fakat asıl soruyu sormayı unutmuşum telaştan.

Mevzu şöyle:
Arkadaşımın aracı bozuluyor, çekiciye biniyorlar ve şehre doğru yol alıyorlar. Arabanın içinde üç kişiler, çekicinin üstünde yol alıyorlar. El freni çekili, yokuşta halat kopuyor ve araba yola düşüyor. Arkadaşın aracı ağır hasar aldı. Kendileri de canından olabilirdi otobanda.

Şoför olay anında sürücüyü suçlayıp kavga ediyor, el frenini çekmediğini iddia ediyor fakat üç kişi şahit, el freni çekildi. Zaten asıl problem çürüyen halatın kopması, yani çekicinin sorumluluğunda olan bir olau. Ardından aracı sanayiye götürüp yaptırıyor ama ilk andan beri para istiyor. Üstüne hakkım haram olsun diyor.

Bu durumda arkadaşım ne yapmalı?

A. Normal çekici hizmetinin bedeli neyse ödesin, kaza bu, olabilir.
B. Sadece yakıt parasını ödesin, 20 km kadar bir mesafede taşıma yaptı.
C. Araca o kadar hasar vermiş, üstelik canlarından da olabilirdi. Üstüne o kadar kavga etmiş ve hiç özür dilememiş, geçmiş olsun bile dememiş. Hiç ödeme yapmasın.
0
dejame
(04.05.24)
C
0
grimavi
(04.05.24)
Kaza müşterinin sorumluluğunda değil. Çekici, vermesi gereken hizmeti doğru dürüst veremediği gibi bir de kazaya neden olmuş. Normalde sigorta şirketinin bile araçta oluşan hasarı çekici firmasından tahsil etmesi lazım, en azından teorik olarak. Ben olsam para falan vermezdim.
0
salihdt
(04.05.24)
D. Bilirkişiye gidilsin. Bahsedildiği gibi halattaki hasar ile olduysa çekiciden araca gelen hasar için para istensin ve konu ilgili mahkemeye sevk edilsin. Aracın periyodik kontrolünü yapmak müşterinin sorumluluğunda değil.
0
nawar
(04.05.24)
E. şıkkı çekici şöforunu sizden bunu isteyecek kadar kendimi ezik duruma getirmezdim.
normal şartlarda o şoforun sizin isminizi gördüğü yerde gerilmesi mahcup olması lazım.
0
nuisance2
(04.05.24)
Çekiciden aracın hasar masrafı talep edilsin. Ödemezse yargıya gidilsin.

Bildiğim kadarıyla çekiciye yüklenmiş araçta yolculuk edilmez, bunu sağlamak ve el freninin çekili olmasını sağlamak çekicinin sorumluluğunda.

Aracı teslim ettiğiniz gibi teslim alma hakkınız var.

Bir avukatla görüşün.
0
Mirket
(04.05.24)
D hiç birisi. çekici araca hasar verdiyse bedelini ödemek zorunda. tam bir köylü kurnazlığı çekicinin yaptığı.
0
abelardo
(04.05.24)
Aracı kim tamir ettirdi, Cekici mi arkadaşınız mı?

Cekiciye araç içinde binmek yasak hemde 3 kişi araç içinde. Bu konu hakkinda oncesinde yasak vs denildigi halde birsey olmaz denilsi mi?


Halatın kopması araç+3 kisi yuzundense arkadaşinız haksız.
0
Fritz-X
(04.05.24)
Hata arkadaşınızda kanuni olarak hakkını aramak yerine (burada ihmal olduğu anlaşılıyor ) saçma sapan polemiklere giriliyor kavga ediliyor forumlarda çözüm aranmaya çalışılıyor Allah bilir arabanın sigortası kaskosuda yoktur bu kafayla daha çok sıkıntı yaşarsınız. Kaza yok ihmal var suç duyurusunda bulunun ayrıca hasar için tazminat talep edin.
0
doharkoman
(04.05.24)
araba çekici üstüne çıktığı anda çekicinin sorumluluğu başlar, arabanın bütün önlemlerini almak onun sorumluluğunda. ayrıca arabanın içinde de sizi taşımamalıydı siz başka bir şekilde gelmeliydiniz. kural,sistem olmayan güzel ülkemde bu işlerle ilgili mevzuat olduğunu da düşünmüyorum. ben olsam dava açardım, çekicinin iş bilmezliği yüzünden niye arabam zarar görsün. çekici ilk önce kendini garantiye alıp çalışmalı, çocuk oyuncağı değil bu işler.
0
firavunfaresi
(05.05.24)
(6)

Birikimlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

dedeminhirkasi
1 milyonunuz varsayalım, bunun yuzdesel olarak dağılımı nasıl olmalıYani %50 hisse senedi % 30 altın %20 doviz gibi. Temkinli fakat yavaş yavaş sağlam ilerlemek isteyen birisi için bunun dağılımı nasıl olur
1 milyonunuz varsayalım, bunun yuzdesel olarak dağılımı nasıl olmalı
Yani %50 hisse senedi % 30 altın %20 doviz gibi. Temkinli fakat yavaş yavaş sağlam ilerlemek isteyen birisi için bunun dağılımı nasıl olur
0
dedeminhirkasi
(03.05.24)
Haftadan haftaya değişmiyorsa zarar edersin.
0
Mirket
(03.05.24)
Herkesin yatırım stratejisi farklıdır fakat olması gereken kullanacağınız para ile yatırım yapmayın kenara atıp unutacağınız para ile yatırım yapın. tavsiye olarak yatırımı en az 5 yıl olarak düşünün bana kalsa tamamı ile hisse senedi alırdım kısa sürede biri beş yapardım. Döviz bir yatırım aracı değildir.
0
doharkoman
(03.05.24)
XBANK yani Bankacılık endeksi:
1 Kasım 2010 tarihinde 996,31 Dolarmış
Bugün, 412,97 Dolar.

Yani bankacılık endeksine yatırılan para 14 yılda Dolar bazında %50'den fazla erimiş.

TCELL 3.12.2007 tarihinde 5,72 Dolarmış.
Bugün, 2,54 Dolar.

Yani o tarihte TCELL'e yatırılan para 17 senede Dolar bazında %50'den fazla erimiş.

Uzun vadede Hisse mi Dolar mı diye bir kez daha düşünmek için iki tane örnek. Yorumsuz örnek.
0
Mirket
(03.05.24)
%100 borsa (turkiye hisseleri degil). nakit/faiz'de para hic yok, tum para birimleri dahil. maasimin buyuk bir kismi ev odemelerine gidiyor su siralar, bir sure daha boyle olacak gibi. o yuzden borsa yatirimim her ay ufak bir miktar artiyor sadece. her ay ayni fonu aliyorum, uzun suredir herhangi bir satis islemi yapmadim.
0
hot potato
(04.05.24)
tüm parayı altcoinlere yatırıp batırıyoruz
0
abelardo
(04.05.24)
1-2 aylık ihtiyacım olabilecek kadar döviz; az az para piyasası fonu/mevduat, eurobond fonu, altın-emtia fonu/altın-döviz byf/altıns1; biraz yabancı hisse fonları; kalan çoğunluk yerli hisse senedi veya hisse senedi fonları. Şu an birikimimden para çekme ihtiyacım yok. Öyle olursa borsa ağırlığını azaltıp altın-döviz-para piyasası fonu ağırlığını artırırım.
0
perferil
(04.05.24)
(3)

Hangi dating appi kullaniyorsunuz

Kittie
Uzun suredir beraberligim yok.Cok uzak kaldim bu konulara.Yani zor geliyor artik tanisma fasli mesela.Gozumde buyuyor.Cok olumsuzluk yasadim bu beraberligim yyok dedigim donemde.Soyle kullanmasi kolay, kitlesi duzgun bir oneriniz var mi?Fark eder mi bilmiyorum ama kadinim.
Uzun suredir beraberligim yok.
Cok uzak kaldim bu konulara.
Yani zor geliyor artik tanisma fasli mesela.
Gozumde buyuyor.
Cok olumsuzluk yasadim bu beraberligim yyok dedigim donemde.

Soyle kullanmasi kolay, kitlesi duzgun bir oneriniz var mi?
Fark eder mi bilmiyorum ama kadinim.
0
Kittie
(03.05.24)
Hinge ve Bumble
0
king lizard
(03.05.24)
Eksi Sözlük diyecegim de müthis toksik bir yer. Ayni anda birden fazla kisiyi idare edip, en varliklisi seçiliyor falan..
0
Yourcousinmarvinberry
(03.05.24)
Ekşi sözlük
0
abelardo
(03.05.24)
(10)

2-3 saat icinde gecen filmler

robert bosch
örnek var mi?benim bildigim sanirim testere sadece
örnek var mi?
benim bildigim sanirim testere sadece
0
robert bosch
(01.05.24)
Tüm zamanların en güzel filmlerinden

www.imdb.com
0
Mirket
(01.05.24)
Yani tek mekan filmlerinin bir çoğu böyle sanki.

Buried www.imdb.com
Locke www.imdb.com
Bence Rezervuar Köpekleri de sayılır, tamam flashbackler vs. var ama esas olay depoda birkaç saat içinde geçiyor.

Die Hard'ların hepsi böyle birkaç saat içinde geçiyordu diye hatırlıyorum. Buna çok güzel örnek olur mesela.
0
nhk ni youkosu
(01.05.24)
Victoria (2015) - sağlam film
Die Hard'ın hepsi
Retribution (2023) - dandik
Man on a Ledge - fena değil.
0
prole
(01.05.24)
man from earth
0
pide
(01.05.24)
(bkz: The Man from Earth)
(bkz: Phone Booth)
(bkz: The Strangers)
(bkz: Captain Phillips) biraz daha uzun bir süre ama dikkate değer
(bkz: The Invitation)
0
10551037
(01.05.24)
Son of saul'ü de ekleyelim
0
prole
(01.05.24)
En kisa hikaye zaman dilimi "run lola run" olabilir. 20 dakika sadece. Ama 3 farkli senaryo gosteriliyor filmde.

"Vantage Point" gibi coklu perspektif filmleri de guzel ornek. Bunda hikaye zaman dilimi 23 dakika ama 8 farkli perspektiften anlatiliyor.

Bunlar gibi hikayesi kisa zamanli, bikac saatli veya bikac gunlu bicok ornegi burda bulabilirsin:
tvtropes.org

Not: time loop, ruyada olma veya birinin dusunceleri vb. senaryolu filmleri haric tutuyoruz tabii. Onlarda zaman dilimi anlik, bikac saniyelik veya anlamsiz olabilir.
0
ermanen
(01.05.24)
tepedeki psychedelic adam
(01.05.24)
yukarıdakilere ilaveten benim aklıma gelenler

www.imdb.com bullet proof - trende geçiyor
www.imdb.com cebimdeki yabancı- yemekte geçiyor
www.imdb.com triangle -gemide geçiyor

gemi demişken titanic de 2-3 saat içinde geçiyor :)
0
abelardo
(02.05.24)
Bird Man
Non stop
Unstoppable
0
iwasbornonamountainside
(02.05.24)
(11)

Özgeçmiş Hobi Kısmına Şunları Yazmak Saçma Mı?

depresif çocuk
1) parfüm koleksiyonerliği2) ikinci dünya savaşı tarihibunlar takıntı seviyesinde meraklı olduğum konular. Ama biraz saçma durur gibi geldi.
1) parfüm koleksiyonerliği
2) ikinci dünya savaşı tarihi

bunlar takıntı seviyesinde meraklı olduğum konular. Ama biraz saçma durur gibi geldi.
0
depresif çocuk
(01.05.24)
artı veya eksi etkisi olmaz.
0
gabe h coud
(01.05.24)
artı veya eksi olabilir.

artı: aaa ben de bu konuları seviyorum diyebilecek hr, patron

eksi: saçma bunu niye yazmış ki diyebilecek hr, patron.
0
buenosdias
(01.05.24)
Eksi etkisi olur herhalde. Kurumsal is kulturunden uzak oldugun dusunulebilir. Bilmemne korosunda tenorum gibi somut veya yazlari akdeniz sahillerini temizleyen gonullu grubunu organize ediyorum gibi begeni uyandiracak seyler de degil yazdiklarin.
0
hot potato
(01.05.24)
"İkinci Dünya Savaşı Tarihi"
demeseniz de mesela "Churchill Doktrini" filan deseniz güzel olur. Tabii bu anlamda bilginiz varsa (bilmiyorsanız uçmayın sakın).

"Parfüm Koleksiyonerliği" yerine de, "Parfüm ve Duygular" deseniz, açıklarken de Şarap Kolleksiyoncusu gibidir deseniz mesela.

Günümüzde ilgi çekmek ve popülizm önemli. Detaylar ise önemsiz.
0
alfired
(01.05.24)
Hot potato +1

Bir de cok ergence buldum ben. Stajyer yazsa hos olabilir anca.
0
Kittie
(01.05.24)
hobi kısmı olmasın cv'de +1
0
kurbanlik koyun
(01.05.24)
hangi iş ve meslek yazılmamış ancak ikinci dünya savaşı geek bir izlenim veriyor bence. alakalı bir meslek değilse yazmamak daha doğru olur.
parfüm koleksiyonerliği iyi olabilir. özellikle satış pazarlama falansa dış görünüşüne önem gösteren, kokudan anlayan birisi diye düşünülebilir.
0
abelardo
(02.05.24)
Abi şimdi herkesten farklı bakacağım ben cv'de hobileri görmeyi seviyorum ve özellikle hayatında farklı şeyler olanlar ilgimi çekiyor. Yani parfüm koleksiyonu diyorsun, misal 20 tane varsa farklı ama bana basenotes'ta hednic var. Bu herif gibiysen o zaman bu gerçekten bir hobi.
Tarih konusunda da misal sana soru geldiğinde buna olan ilginin gösteriyorsan gene güzel.

Hobiler aslında kişiler hakkında ise alan kişiye bilgi verebilir. Misal bak ben fitness hobi derim ama bazı kişiye göre fitness yürümek, koşmak, iki hareket yapmak. Benim için 230 kg deadlift yapmak, 50 kg çantayı alıp taşımak, 20 kg yelek ile dağda yürümek, kitaplarını okumak, arastirmalara bakmak.

Yani aslında sen hobi diyince biz bundan ne anlamayiliz buna bakmak lazım. Sen ikinci dünya savaşı diyince bu konuda elinde 30 kitap varsa, misal Avrupa'da bu alanlarin gezmissen vs bu bize senin hakkında bilgi verir aslında.

Neyse yani benim kendi muhattap olduğum sirketler ve roller seviyesinde ben hobi kismini severim. Yöneticiler falan kendi tanitimlarini yaparken hobilerini de koyuyorlar o PowerPointlere ve gerçekten aklımda kalan şeyle hep hobileri, nerede calismislar, nerede okumuslar umrumda değil. Adamın hobisi misal hobi trenleri falandi. Çok ilgimi çekmişti.

Neyse çok konuştum :)
0
logisticsmanager
(02.05.24)
1 belki kurtarır da 2 saçma.
0
hrskrs
(02.05.24)
yazmak istiyorsan yaz, saçma olsun ne olacak. benim ilgimi çekerdi mesela. ama insanlar o kadar düz ki komik ve salakça algılayacak kişiler olacaktır tabii.
0
deartheodosia
(02.05.24)
Genellemeler kötüdür kabul ediyorum ama mesleği bu olmadığı halde ikinci dünya savaşına takık biri 15 yaşında bir ergen değilse çok olumlu düşünmem. Gavurların red flag dediği zımbırtı yani benim için bu ikinci dünya savaşı takıntısı. Ha bu red flag iş vermeye engel olmaz benim için ama çok da muhabbet etmeyi tercih etmem kendisiyle lol
0
nundu
(02.05.24)
(10)

hatırladığınız en eski anı kaç yaşınıza ait ve neydi?

tabudeviren
örneğin: dört yaşındaydım babamla lunapark'a gitmiştik.
örneğin: dört yaşındaydım babamla lunapark'a gitmiştik.
0
tabudeviren
(30.04.24)
4 yas, 99 depremini hatirliyorum ve sonrasinda ev saglam olmasina ragmen cadirda kaldigimiz gunler.
0
gule gule
(30.04.24)
3 veya 4 yaş. Giriş kattaki evimizin pencere korkulugunda ağladığımi hatırlıyorum. sokakta ayı oynatiyorlardi.
0
cukur
(30.04.24)
3-4 yas, video olarak degil ama cogunlukla fotograf olarak.
video 5-6 yasindan sonra basliyor.
0
cooperr
(30.04.24)
2 yaş. Babam ve bir arkadaşı pinpon oynuyorlardı. Düşen topun peşinden koşuyordum.
0
Bluesque
(30.04.24)
13-14 aylık evdeyken dışarı bakıp su akıyo demiştim. aaa çocuk konuştu diye evdekiler sevinmişti bunlar neye seviniyor diye bakmıştım.

daha net olan bir anı da 2.5 yaşındayken kardeşimin doğumu, bir süre annanemlerde kalmamız ve eve dönerken kardeşimin metal beşiğini söküp arabanın bagajına yüklememiz. ama asıl net olan kısım uzun süre sonra ilk defa eve girince hissedilen yabancılık ve bunu daha önce tecrübe etmediğimi fark etmem. sonra büyük bir kahverengi örgü sepet içinden oyuncaklarımı çıkarıp bir radyo ile oynuyorum.

bunlar gibi çok var ama bir süre sonra çoğu anının kendisi değil de hatırlaya-hatırlaya oluşan kopyaları gibi.
0
orpheus
(01.05.24)
Yaşı bilmiyorum ama annemin beni ayağında salladığını hatırlıyorum, bir de ablamın bana karyoladan nasıl çıkılacağını öğrettiğini hatırlıyorum.
0
mirty
(01.05.24)
dört yaş, babamı evin penceresinden bekliyordum, yağmur yağıyordu , nasıl eve gelecek diye ağladığımı hatırlıyorum.
0
peri harfler narla
(01.05.24)
3-4 yas. Bana yeni bir ayakkabi almislar ancak yagmur yaginca alti camur oluyor, merdiven basamaklarinin girisinde yere ters bir bicimde bir kurek demiri sabitlenmis, bizimkiler bana ayakkabimi orda nasil temizlemem gerektiginiz anlatiyorlar.

Bir de, otobuse biniyoruz, yan koltukta oturan kadin cocuguna muz veriyor, ben de ona bakiyorum, kadin dayanamayip bana da veriyor. Babam ona tesekkur ediyor.
0
va
(01.05.24)
2 yasimi hatirliyorum. dedemle birlikte uyurken kalp krizi gecirmis. uzerine beyaz carsaf serdiklerini ve bicak koyduklarini hatirliyorum

bi allahin kuluda bu cocuk burada ne yapiyor deyip uzaklastirmamis
0
foster
(01.05.24)
4 yaşımı hatırlıyorum. meşhur 87 istanbul kışını hatırlıyorum. çatı tamamen kar dolmuştu
0
abelardo
(01.05.24)
(13)

türkiye'de hiç bir şeyin yetmemesi

avatar is back
yani gerçekten illallah ettirdi. yürüyüşe parka çıkıyorum her yer insan, pikniğe gidiyorum yer yok, arkadaşlarla akşamları sakin cafe aramak için çokça cafe geziyoruz, bi yemeğe gidelim desek güzel mekanın önünde 10 dk sigara içip bekliyoruz, bayrama memlekete uçak bileti bakıyorum şimdiden haftanın
yani gerçekten illallah ettirdi. yürüyüşe parka çıkıyorum her yer insan, pikniğe gidiyorum yer yok, arkadaşlarla akşamları sakin cafe aramak için çokça cafe geziyoruz, bi yemeğe gidelim desek güzel mekanın önünde 10 dk sigara içip bekliyoruz, bayrama memlekete uçak bileti bakıyorum şimdiden haftanın 2-3 günü dolmuş kalanlarda da az yer var fiyatlar uçmuş, otellere baktım ailemi götürsem mi dedim, oteller tıklım tıklım. bunları geçtim, konut yetersiz araç yetersiz neye baksam ya yetersiz ya da çok talep görüyor.

abi bu nedir ya? gerçekten ülke nüfusu 2010'da 30 milyondu da biz mi bilmiyorduk yoksa şimdi 150 milyon mu? bir arkadaşla tartıştık bu konuyu, ben biz türklerin çok ciddi tüketim düşkünü olduğumuzu ve aşırı sosyalliğe bağladım o ise, yüksek istihdam ve yüksek maaşlara bağladı, köyden kalkıp gelen hastanelerde sağlıkçı okullarda öğretmen kamuda memur, öyle ya da böyle 1500$ maaş alıyor herkes neredeyse.

cidden nedir bu ya?
0
avatar is back
(30.04.24)
Boş şeylere vaktimiz çok.
Bu bir gerçek.
Kütüphanelerin boş olduğu bir toplumda sorun da çoktur.
0
diyecevaplandı
(30.04.24)
istanbulda?
0
abuzer
(30.04.24)
bence türkiyenin en büyük problemi ve her şeyin sebebi kalabalık olması. bu yazdıklarının sebebi de kalabalık olması. hindistan, bangladeş olma yolunda ilerliyoruz
0
abelardo
(30.04.24)
İstanbul için nüfus yoğunluğu problem
0
jülsezar
(30.04.24)
Doğru cevap, tüketimin artması.

Mesela bakın, 2020’de kişi başı harcama 8.5k dolar iken 22 de 10.5k dolar olmuş.
data.worldbank.org

Bunun sebebi para basılması, bunun sonucu enflasyonun artması, enflasyon artmasına rağmen faizlerin düşük tutulması.

Türkiye’yi yokuşa süren 3 olay bu. Para basmak deyince fiziki parayı düşünmeyin sadece. Seçimden önce, toplamda 1000 dolar tutarında kredi çektiğinizi düşünün, enflasyondan dolayı geri ödediğiniz miktar 600 dolar olsun mesela. Aradaki 400 dolar para basılarak karşılandı.

Son yıllarda para basılmasının sebebi, millete para dağıtmak. Bayağı bayağı para dağıltıdı kredi ile. Sebebi ise, seçimi kazanmak. Belliki başarılı oldular.

Bu grafikte dağıtılan paranın büyüklüğünü gösteriyor mesela, kredi genişlemesini: eksisozluk.com
0
substituent
(30.04.24)
Türkiye'de yüksek istihdam ve yüksek maaş mı varmış?

İstanbul nüfusu 16 milyon, anlık insan sayısı minimum 20 milyondur öğrencisiyle göçmeniyle turistiyle, bunun %1'i dışarda olsa 200 bin insan ediyor. 200 bin insan da İstanbul'da her türlü mekanı doldurur zaten. Bu kadar basit matematiği yok sayıp "Madem ekonomik kriz var, niye her yer dolu" diye konuşmak çok tuhaf geliyor bana
0
nundu
(30.04.24)
Sen de bu kalabalıkta +1 sin. Farkında olman seni o kalabalıktan ayırt etmiyor. Gel taşraya bu kalabalık yok
0
olaylar olaylar
(30.04.24)
Bu işin çözümü cem uzan'ın dediği gibi doğu illerine kumarhane açıp hem istihdam yaratıp hem de para getirisi sağlamaktır.
0
ferenc
(30.04.24)
Arz asil problem.
0
aloha snackbar 3
(30.04.24)
birinci sebep kalabalık ve nüfusun şehirlere dengesiz dağılımı. ikincisi ise insanların boş vakit geçirmekten tek anladığı şeyin kafeye restorana gitmek olması. biz türkler para harcamadan eğlendiğimizi anlamıyoruz. illa bir şeylere para ödenmeli, hizmet alınmalı, şımartılmalı, o tatmin duygusu yaşanmalı. insanlara da hak veriyorum, büyük şehirlerde yapacak bir şey yok. doğru düzgün doğa yok, doğa olsa ulaşım yok, ulaşım olsa her yer tesisleşmiş, vs. vs.
0
sir gawain
(30.04.24)
Vallaha paris'e gittiğimde ben de kalabalık diyorum, bunun gibi bir de lyon dedim onun dışında demedim. Oralarda da her yer dolu. Bunun sebebi nüfus yani. İstanbul'a bakan birinin herhangi bir şekilde araştırma yapmasına gerek yok, gereksiz kalabalık yer. Yaşanacak bir tarafı yok.

Bu sebepten buraya yigilmamaliydi ama hükümetler bu yolu seçti. Her şey oraya yigdi malum inşaat. Yoksa İstanbul'daki hayat biraz başka şehirlere yayilsa bu sorun olmayacakti.

Ha bu arada Türkiye gibi enflasyon tavan ülkelerde harcamanin artmasi da normal. Bugün 100 liraya yediğini 2 ay sonra 150 liraya yiyeceksin. E zaten ne araba ne ev alinabiliyor, hobi desen para, yurtdışı gezmek para. Yani insanlar ya eve tikilacak ya elinde olup bir şeye yetmeyen parayi harcayacak.

Türkiye'de çok para var diyen kendi çevresine bakıp bunu söyler. Yüksek istidham ve yüksek maaş. Maşallah sanırsın almanya. Şu an devlet para alıyor o kadar.
0
logisticsmanager
(30.04.24)
turkiye kaldirabileceginden cok nufusa sahip. sehirler korkunc. allah askina ankara kalesine cikip etrafa bir bakmanizi tavsiye ederim. manzara hindistan'in aynisi.

cayyolu'na guya varliklilar gitti tasindi. gidin google maps'ten bir uydu goruntusune bakin. parsel parsel arsa ceviren site dikmis, hicbir mantigi olmayan butunluksuz cirkin yapilasmalar olusmus. bunun fakirlikle alakasi yok. 1930'da turkiye alman sehir planlamacilarina sehir tasarlatiyordu. simdi ise kolay ve hizli rant kapisi aralandi. mafyalasma her yerde. ulke en son bir plana gore yonetildiginde 2002 sonrasi kemal dervis planlari takip ediliyordu.

biz 10-15 sene once universitede bunlari tartisirdik ve kalbim sikisirdi uzuntuden. korkarak anlattigimiz her sey oldu.

ileride ne olur? turkiye ayni iran, pakistan gibi devletin guclu oldugu ama halkin fakirlikten agzinin koktugu bir yer haline gelecek. kendini devlete hizalayan guclenecek, alip yuruyecek. memurluk ve mafyalik ulke gencligine sunulan opsiyonlar olacak.
0
antikadimag
(01.05.24)
Genelde büyükşehirlerde bu şekilde sebeplerini yorumlamak haddim değil fakat gözlemlerim ve tecrübelerime göre Türkiye'de insanların ekonomik durumu iyi yemeyi içmeyi ehli keyfi lüksü ve gösterişi seviyorlar insanlarda gereksiz bir araba sevdası var kadınlar estetik ve para düşkünü ve sokaklarda çıplak gezerek bedenlerini teşhir ediyorlar yazdıklarım gözüme batanlar genel gözlemler istisnalar kaideyi bozmaz. Benim tahminime göre Türk halkı sosyal medyadan, dizilerden , sosyal platformlardan kontrolsüz bir şekilde etkileniyor bunların hepsi pr'ın etkileri. Bu durum aynı zamanda istatistiki bir veri olmasa da Türk ekonomisinin ne kadar canlı olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. İstanbul yaşanacak bir yer değil Bu arada köyden kente göç 90'lı yıllarda bitti.
0
doharkoman
(01.05.24)
(7)

olimpik/milli sporcuların gerçek mesleği bu mu?

kibritsuyu
yani geçimlerini yaptıkları spordan mı sağlıyorlar, parayı yaptıkları spor ile mi kazanıyorlar?sorum futbolcular falan değil. artistik buz patencisi mesela. anca kış olimpiyatları oluyor, belirli bir turnuva oluyor, ona gidip yarışıp dönüyor. bu adamın mesleği bu mu, yoksa normal herkes gibi işe gid
yani geçimlerini yaptıkları spordan mı sağlıyorlar, parayı yaptıkları spor ile mi kazanıyorlar?

sorum futbolcular falan değil. artistik buz patencisi mesela. anca kış olimpiyatları oluyor, belirli bir turnuva oluyor, ona gidip yarışıp dönüyor. bu adamın mesleği bu mu, yoksa normal herkes gibi işe gidip, mesleğinden parasını kazanıp müsabaka olunca da ona mı gidiyor? gerçek işi mühendis ama artistik buz pateni müsabakası olunca kalkıp ona mı gidiyor?

mete gazoz mesela. işi gücü mesleği okçuluk mu, yoksa normal üniversitesini okuyup, mesleğini eline alıp çalışıyor da okçuluk ile ilgili müsabaka olunca mı kalkıp gidiyor?

hadi mete gazoz rekortmen, popüler bir kişi, sponsorla reklamla falan kazanıyordur da sıradan bir okçu için durum ne? mete'nin rakipleri için mesela?
0
kibritsuyu
(26.04.24)
Olimpik sporcu olmak için amatör olmak, bu sporu profesyonelce yapmıyor olmak şartı var.

Ancak geçimi için bir işte çalışmak zorunda olanların bu denli başarılı sporcu olamayacağı herkesçe malum.

Bu kural şu şekilde deliniyor. Büyük holdinler kendi adlarıyla spor klüpleri kuruyor. Örneğin atletizm takımı için bir sporcuyu transfer ediyor. Sporcu holdingin bir atölyesinde işçi olarak çalışırken (!) antrenmanlarına da devam edip holdingin takımında koşuyor.

Şu an çok gündemde olan 'ATM memurluğu' konusunun spora uyarlanmış hali. Ve bütün dünyada da bu şekilde.
0
Mirket
(26.04.24)
diploması vardır yoktur bilmiyorum ama yaptıkları spor kendi işleri. zaten aksi durumda olimpik sporcu olabileceği gerçekçi gelmiyor.

özellikle sponsor bulunma şansı az sporlarda ya meslek ya spor oluyor, örneğin satrançta türkiye'nin bir numarası oyuncu ki bizim ülkenin olimpiyatlarda 6. olmasını sağlayan sporcumuz satranç ekonomik olarak zorluyor diye profesyonelliği bırakıp amerika'da üniversite okumaya gitti.
0
gule gule
(26.04.24)
çok rekabetçi olmayan bir branş değilse evet gerçek mesleği sporculuk oluyor. aksi taktirde başarılı olamaz zaten
0
abelardo
(26.04.24)
amatörlük meselesini tam anlamıyorum. basketbol, futbol ya da voleybol gibi branşlarda katılan sporcular gayet takımlarından maaş alıyorlar, yani profesyoneller.
0
co2s2
(26.04.24)
@co2s2 olimpiyatların sloganı önemli olan kazanmak değil katılmaktı ilk başladığı zamanlar.

1936'da tek olimpiyatta 4 madalya alan ilk kadın yüzücü olimpiyatlardan sonra yüzme hocalığına başladığından amatörlükten çıkıp diğer olimpiyatlara katılamadı mesela.

ya da hatırlamadığım bir branşta bir sporcu madalya kazanıyor fakat daha önceleri spordan maaş aldığı ortaya çıktığından madalyasını geri iade ediyor..örnekler var.

tabii günümüzde(1984 sonrası) sponsorlar turnuvayı finanse ettiğinden dedikleri oluyor, bunun yanında profesyonelliğin olimpiyatlara girmesi daha ikinci dünya savaşından önce siyasi şekilde başlıyor. kızıştıkça kızışıyor..
0
gule gule
(26.04.24)
@mirket; bu kuralın olduğundan emin değilim. Senin bahsettiğin eski kurallar olması lazım.
www.rulesofsport.com

1980lerde degismeye basladi, haliyle cogu bugun profesyonel atlet.
0
logisticsmanager
(26.04.24)
yurtdışındaki sistemi bilmiyorum ancak örneğin hollandalı artistik cimnastikçi epke zonderland esasında doktordur mesela. fakat günde 6-8 saat antrenman yaptığını düşünürsek ne derece mesleğini icra ediyordu bilemiyorum.

türkiye'de ise şöyle... profesyonel branşlar, amatör branşlar ve olimpik branşlar var (olimpik branşlar tüm dünyada olimpik tabii). profesyonel dallarda mücadele eden (futbol, basketbol, voleybol vs.) profesyonel lisansa sahip sporcular zaten kulüplerinden yeterince maddi destek alıyor. amatör branşlarda ise eğer kulüple bir anlaşman yoksa ücret söz konusu değil ya da cuzi bir miktar alabilirsin. amatör branşlardan aynı zamanda olimpik olanlar da var. mesela yine cimnastikten örnek verelim. hem amatör branş, hem olimpik. buradaki sistem de şu. sporcular türkiye olimpiyat hazırlık merkezi (tohm, gençlik ve spor bakanlığı'na bağlı) kotasını alırlarsa tamamen bu amaçla donatılmış tesislerde ücretsiz konaklıyor, antrenman yapıyor ve belirli bir maaş alıyor. buradaki sporcular ekseriyetle milli sporcu oldukları için ekstradan millilik maaşları da var. birçoğu üniversite'de besyo okuyor. okul bitince direkt millilik atamasından öğretmen, antrenör veya spor yöneticisi oluyorlar. eğer atandıktan sonra hala sporculuk yaşamları devam ediyorsa resmi izinli sayılıp antrenmanlarına/yarışmalarına katılıyorlar. bazı sporcular ilgili federasyonlardan da maaş alabilir.

kısacası eğer milli ve olimpik sporcuysan geçimini sağlayacak kadar para kazanırsın. hele ki dünya/avrupa/olimpiyat derecesi alırsan devlet ödülleri, yarışmaların kendi ödülleri, çeşitli sponsporluklar falan derken iyi para gelir. ama falanca kulübe gidip birkaç yarışma gördüysen nanay. :)
0
motosiklet burclu adam
(27.04.24)
(11)

ilişkimiz 2 hafta sürdü diyen birileri ne yaşıyor?

mr.goodcat
herkesin herkesle flörtleştiği bir dönemdeyiz. bazısına sorulduğunda ilişkimiz 2 hafta sürdü diyor mesela. bu kadar kısa süren bir ilişkinin başlangıç miladı mı oluyor o halde? zaten 1-2-3 hafta dediğin periyot flörtleşme periyodu. yani bir şey oluyor da o bir anda ilişkiye mi dönmüş oluyor, ne oluy
herkesin herkesle flörtleştiği bir dönemdeyiz. bazısına sorulduğunda ilişkimiz 2 hafta sürdü diyor mesela. bu kadar kısa süren bir ilişkinin başlangıç miladı mı oluyor o halde? zaten 1-2-3 hafta dediğin periyot flörtleşme periyodu.

yani bir şey oluyor da o bir anda ilişkiye mi dönmüş oluyor, ne oluyor yani?
0
mr.goodcat
(25.04.24)
onlar genelde hayatında birisi olsun diye beraber oluyorlar, diğer taraftan başkalırıyla görüşmeye devam ediyorlar. daha iyisini bulunca da ayrılıyorlar. bunu genelde yeni kuşak yapıyor. 38 yaşındayım, benim zamanımda böyle değildi. şimdi her şey çok hızlı gelişiyor ve her şey çok normal kabul ediliyor.
0
numlock
(25.04.24)
bunu diyen birinin görece daha uzun ya da daha derin bir iliskisi olmamistir herhalde. senin iliskiye yükledigin anlam belki daha uzun süren daha derin bir sey icin gecerli. ama o da bu duyguyu yasamak, bir seylere anlam yüklemek istedigi icin böyle diyor. biraz daha yasi kücük birinin yapacagi bir sey gibi bence de.
0
robert bosch
(25.04.24)
aslında sorumu tam doğru yöneltemedim.

ben ilişki neden 2 hafta sürüyor demiyorum. 2 hafta süren bir ilişki nasıl başlıyor. yani buna nasıl ilişki denebiliyor? bana göre 2 haftalık şey flörtleşmedir. yani ilişki demek için 2 haftanın öncesinde bir flört aşaması geçmesi gerekiyor.

yani;

flört --->> x --->>> ilişki --->> 2 hafta sonra the end

bu x'de ne oluyor yani?
0
🌸mr.goodcat
(25.04.24)
onu 2+2=4 mantığında düşünemezsin. evet anlıyorum demek istediğini ama belli bir süreç söylenemez. olsun olsun ortalama 20 gün olsun flört. başlangıç düdüğü yok bu işin.
0
numlock
(25.04.24)
flört yok bence direkt one night two night stand ama bir yandan da cok zaman da gecirmece sonra ayrilik. :(
0
robert bosch
(25.04.24)
bir ay bir yerde calisan da iki sayfa cv yaziyor su projeyi ustlendim, sunu cozdum, bunu hallettim vs, ayni hesap.
0
cooperr
(25.04.24)
Bir yerden kabul ediyorlar işte. Kimi dating uygulamalrını silince başladık sayıyor, kimi üstüne konuşup anlaşınca, kimi daha tanışır tanışmaz... Neticede insan bir noktada "evet benim artık bir ilişkim var" diyor, doğru olsun ya da olmasın. Çünkü bazen tarafların biri kendi kendine de gelin güvey oluyor.

İlişkiler söz konusuysa her şey mümkün. Çok anlamaya çalışmayın.
0
akhenaten
(25.04.24)
hiç bir şey olmuyor. sadece lafta 2 hafta. nereden sayarsan say
0
abelardo
(25.04.24)
Ben uzun süredir o dünyadan uzaktayım ama ilk sevişmeden itibaren sayıldığını düşünüyorum.
Yani sevişmişler, görüşmeye devam etmişler ve 14 gün sonra "bir daha görüşmeyelim" demişler.
0
michael_knight
(25.04.24)
Seni seviyorum dendiyse o ilişki başlamıştır benim için. Kriterim bu.
0
kaptan maydanoz
(26.04.24)
@kaptan maydanoz ilişkinin başlamasıyla "seni seviyorum" denmesi arasında ortalama 3-4 ay var benim tecrübelerimde.
Bence o çok büyük bir adım.
0
michael_knight
(26.04.24)
(9)

duygusal bir çöp kovası olmak

duyurukullanıcısı
sağolsun arkadaşlarım tüm negatif duygu ve düşüncelerini bana açıyorlar. beni aradıklarında anlıyorum ki bi 15-20 dk ne kadar kötü-negatif-anlamsız düşüncesi varsa bana anlatıyorlar.başlarda saf gibi bunun iyi bir şey olduğunu falan düşünüyordum. sonradan anladım ki bir adet duygusal çöp kovasından
sağolsun arkadaşlarım tüm negatif duygu ve düşüncelerini bana açıyorlar. beni aradıklarında anlıyorum ki bi 15-20 dk ne kadar kötü-negatif-anlamsız düşüncesi varsa bana anlatıyorlar.

başlarda saf gibi bunun iyi bir şey olduğunu falan düşünüyordum. sonradan anladım ki bir adet duygusal çöp kovasından farkım yok.

mesela şunu yapalım bunu yapalım diyorlar. yemek, gezi vs vs yapıyoruz da ama arkadaş günün sonunda ben cidden şişmiş oluyorum. başka eventlerine falan bakıyorum güle eğlene vakit geçiyorlar. gülmeli çoşmalı selfiler çekiliyorlar. bizim buluşmalarda tek bir selfi yok çünkü suratlar asık, moodlar düşük.

peki ben anlatıyor muyum negatif şeyleri? tabiki hayır.

biraz gibideki mektup gibi oldu ama çok kafam takıldı bu işe. gezmeye eğlenmeye x kişisi ile dert yanmaya dk'ya diye bir gidişat var.

ben mi abartıyorum yoksa cidden böyle bir şey var mı hayatta ?

yani bazı insanlara duygusal bir çöp kovası gibi davranmak gibi.
0
duyurukullanıcısı
(25.04.24)
"ben mi abartıyorum yoksa cidden böyle bir şey var mı hayatta ?

yani bazı insanlara duygusal bir çöp kovası gibi davranmak gibi."

karşısındakini yargılamayan ve dinleyen insanlara karşı böyle bir eğilim var ama bu bilinçli yapılmıyor bence (yine de kötü bir durum olduğunu değiştirmez)

siz yargılamadan vs dinlediğiniz için akıllara siz geliyorsunuz

şaka yollu takılın amk iyice ağlama duvarına çevirdiniz burayı birazda eğlenceli bir şeyler yapalım diye
0
jülsezar
(25.04.24)
var tabii ki, size spesifik olarak yapiliyor olabilir ya da bazi kisiler herkese oyle davraniyor, sazi eline alip ne var ne yok icini dokuyor. ikisi de kabul edilemez, ya da bir dereceye kadar kabul edilebilir diyelim. guzellikle sinir koymayi ogreneceksiniz zira aksi kendinize saygisizliktir.
0
kassiopeia
(25.04.24)
Var böyle bir durum maalesef.

Bazi insanlar mizaçlari gereği dertlerini sürekli başkalarıyla paylaşmayı, akıl almayı ya da sürekli sorunlarından bahsetmeyi severler. Arkadaş grubunuz bu insanlardan oluşuyor olabilir.

İkinci sebep de "sizi dert dinleyen" olarak konumlandirmis olmaları olabilir. Önceki deneyimlerinde onlara koşulsuz kabul, ilgi, sevgiyle yaklastiysaniz bu özellikle bizim toplumumuzda çok az rastlanır bir durum; biz genelde kendimizi anlatmayı severiz. Sizi zihinlerinde bu şekilde etiketlemislerdir. Ama bunu kabul etmek zorunda değilsiniz. Güzel bir dil ile açıklayabilirsiniz.

Ayrıca mesleğiniz de buna yakın bir meslekse (bende çok sık olur mesela), insanlar akıl alacak biri olarak görüyorlar. Ben de çok yakın arkadaşlarımin yanında olmaktan mutluluk duyuyorum ama bazen aylarca konuşmadığım biri WhatsApp tan mesaj atıp iki kelime sonra "bizim çocuğun da şu sıkıntısı var, annem de depresyon tanısı aldı" dediğinde biraz üzülüyorum. Eskiden onlara da yardımcı olmaya çalışırdım; şimdilerde "anliyorum, zor bir süreçten geçiyorsunuz. İsterseniz tanıdığım uygun bir terapiste yonlendirebilirim" deyip konuyu kapatıyorum. Siz de "ben kötü deneyimler dinledikçe sonrasında kendimi kötü hissediyorum. O yüzden sürekli bunlardan konuşmasak sevinirim" diyebilirsiniz.
0
fraise
(25.04.24)
Hayır demeyi deneyin ve sonrasında olacakları izleyin. Size zarar verdiğini karşı taraflara söylemediyseniz tahmin edip anlayış göstermelerini beklemeyin. Empati ile dinleme beceriniz olmadığı sürece de dert dinlemeyin. Size yüklenen tüm konforsuz duyguları sizin de başka yere aktarmaniz gerekir, aksi halde çöp kovası olarak etiketlersiniz kendinizi. Sempatik yönünüzü bastırıp empatik yönünüzü geliştirmeniz yararınıza olur ve hayatınızı güzelleştirir.
0
hasmetizm 2046
(25.04.24)
var tabiki. eğer dinleyen kişi olmak rahatsız ediyorsa dinleme.
0
abelardo
(25.04.24)
Diğer insanlar sizi bağlayıp ya da kafanıza silah dayayıp bunları yapmıyorsa değişim ve dönüşüm gereken alan sizde demektir. Hayır diyebilmek, sınır çizebilmek, bu açtıpınız alanı ortadan kaldırmak veya daraltmak, sürekli aynı senaryoyu yaşıyorsanız ben bu senaryodan besleniyor muyum acaba ve eğer öyleyse nedir bendeki karşılığı gibi sorular sorabilmekle başlayabilirsiniz.
0
Phoebe
(26.04.24)
ya iyi güzel akıl veriyorsunuz da ;

x kişisi çağırdı çay içelim dedi, ne diyeceğini biliyor muyuz? hayır.

oturdunuz bir yere bi 20dk güzel muhabbet geçti sonra
"geçen ne oldu biliyor musun?" diye konuya giriş yaptı
tam bu noktada

"baboli negatif bir şey anlatıcaksan anlatma yada ben gideyim"

diyebiliyor musun? elbette diyemiyorsun.

yani teoride, kağıt üstünde güzel akıl veriyorsun da duyuru, pratikte hayat senin yazdığın çizdiğin gibi olmuyor.

bu andan itibaren ölene kadar vurabilirsiniz. atış serbest. hazırım.
0
🌸duyurukullanıcısı
(26.04.24)
Tam o noktada baboli ya zor bir hafta geçirdim, anlıyorumki sende bunalmışsın, sadece geyik muhabbeti çevirelim de kafamız dağılsın beaaa dememek için bir sebep yok. Ya da kronik olarak size dert tasa kusan kişi aradığında canım sıkkın kanki, başka zaman çay içeriz deyip geçebilirsiniz. Ya da açık açık konuşacaksınız, böyleyken böyle, beni hiç sormuyorsunuz bile, sürekli kusuyorsunuz, ben de insanım, bunu dengeleyelim mi diyebilmeniz lazım. Ben daha iki gün önce eski eşini daha ne kadar anlatacaksın kanka, başka bişi konuşamıyoruz, bunaldım altı ay oldu hadi çıkalım artık bu döngüden dedim yakın bir arkadaşıma, o da haklısın ya hiç farkında değilim, iyi ki söyledin dedi. Bunlar niye böyle net konuşulamasın ki?
0
Phoebe
(26.04.24)
Verdiğiniz örnekler hayır diyememekle ilgili tamamen. Eğitim alırken en zorlandığım konulardan biri olmuştu hayır demeyi öğrenmek.
Kabul ihtiyacı ile ilgili genel olarak.
Sanırım kendi ihtiyaçlarından bahsedip anlaşılmayacağını düşünüyorsun. Ya da daha kötüsü anlaşılıp yalnız kalacağını. Kendini ifade edecek beceriye sahip ama isteğini ifade edecek cesarete sahip değilsin sadece. Denemeden bilemezsin. Korkunun cesaretini engellenmesine izin vermemeyi denemelisin. Geri bildirim almadığın sürece bu böyledir söylenemez gibi genellemeler yaparak kendini üzmeye devam edersin.
0
hasmetizm 2046
(27.04.24)
(14)

Muayene sırasında hemşirenin odada bulunması

bluewhale
Hemşirelere bir garezim yok ama, psikiyatri kliniğinde de özel bir durumu anlatırken hemşire olması bilemiyorum yani, en basit tabirle cahillik. Erkek hasta olarak bir çok hastanın rahatsiz olacağını düşünüyorum odanın içinde doktordan başka bir kişi olmasından.Ürolojiye henüz gitmedim ama orada da
Hemşirelere bir garezim yok ama, psikiyatri kliniğinde de özel bir durumu anlatırken hemşire olması bilemiyorum yani, en basit tabirle cahillik. Erkek hasta olarak bir çok hastanın rahatsiz olacağını düşünüyorum odanın içinde doktordan başka bir kişi olmasından.Ürolojiye henüz gitmedim ama orada da varsa şaşırmam. Siz ne düşünüyorsunuz ?
0
bluewhale
(25.04.24)
hasta beni taciz etti iftirasına karşı bi önem olarak yapıldığını okumuştum. muayenelerde normal karşılıyorum açıkçası.

psikiyatride olması biraz saçma olmuş ama yine aynı sebepten olabilir.
0
elorelia
(25.04.24)
doktor ile aynı şey bence.
0
duyurukullanıcısı
(25.04.24)
Haklisiniz. Zamaninda cok kavga ettim. "Doktor-hasta mahremiyeti" konsepti var kagit uzerinde. Guzel bir dille buna vurgu yapilirsa anlarlar saniyorum. Ben biraz sert anlattigim icin belki tartismislardi saniyorum. Yoksa doktor hasta mahremiyetini bilmiyor degiller.
0
WithWorth
(25.04.24)
Olması gereken bir durum. Spesifik olarak kaç kere "Hasta muayenesinde (özellikle kadın hastaysa) muayene odasında bir hemşire bulundurun" diye hocalar belirtti hatırlamıyorum bile. Hasta mahremiyeti olması ile odada hemşire olması birbiriyle çelişen durumlar değil, hemşire de hastaya bakım ile görevlendirilmiş biri, aynı mahremiyet onunla da var.

Bu olay hem hastayı rahatlatmak hem de doktorlara karşı gelebilecek taciz iddialarına karşı bir koruma. Psikoyatride de "Bana uygunsuz sorular sordu" diyebilecek pek çok kişi var. Hemşirenin olması bana tuhaf gelmedi
0
nundu
(25.04.24)
Psikiyatri servisinde terapi yapılmıyor, malum. Terapi odası değil yani orası. Hemşire de psikyatri hemşiresi oldugundan sorun değil gibi geldi bana. Sebebi yukarıda aciklanmks zaten.

Ayrıca devlet hastanesi ise psikologa gittiğinizde de yanında stajyerlerin olması çok muhtemel.
0
fraise
(25.04.24)
testis, alt bolge ultrasonuna girdim, radyolog(sonograf mi deniyor yoksa) da hemsire de kadindi.
NOT: y.disi
0
tantamount_to_equivalent
(25.04.24)
bilmiyorum niye ama tıp sektörüne inanılmaz bir düşkünlüğüm var. dışarıda beni kesseler utancımdan yapmayacağım şeyleri hastanede seve seve yapıyorum. siz de öyle olun bence. odadan çıktıktan 1 dakika sonra sizi kimse hatırlamayacak emin olun. tıbba güvenin :)
0
numlock
(25.04.24)
tibbi islerde ayip olmaz, benim kadin/erkek/marsli umrumda olmuyor.
0
cooperr
(25.04.24)
Nundu +1
Hasta mahremiyeti ile hemşirenin odada bulunması çelişen durumlar değil

Ortalık taciz iftirasında bulunan hastalarla dolu, birkaç ay ince Muğla'da bir çocuk doktoru bu sebeple kısa bir süre hapse girdi hatta
0
mey17
(25.04.24)
"Hemşirelerin Hasta Mahremiyetini Gözetme Durumlarının İncelenmesi"
"Namlı (2012)’nın mahremiyet ihlallerine ilişkin yaptığı çalışmada, katılımcıların %63’ü kendinin, %73’ü başkalarının mahremiyet hakkının korunmadığını ve %80’i mahremiyetleri ihlal edildiğinde haklarını arayamadıklarını belirtmiştir [14]."

dergipark.org.tr

Başka çalışmalar da var, çıkıyor.
0
WithWorth
(25.04.24)
taciz olaylarinin, iddialarinin önüne gecmek icin asil üroloji, jinekolojide olmasi lazim bence.
tr'deki ve su an almanya'daki jinekologum ikisi de erkek. tr'de hep hemsire beklerdi, almanya'da öyle degil ama doktorla bas basasin.

psikiyatri bana da gereksiz geldi. doktorla konusabilirsin aslinda bu durumu.
0
robert bosch
(25.04.24)
12 senedir devlette psikiyatri doktoru goruyorum sadece bir defa yaninda baska birisi vardi oda egitim goren biri oldugu belliydi
0
Zetnikov
(26.04.24)
Bu yuzden trip atmadim
0
Zetnikov
(26.04.24)
hemşireden rahatsız olmam. iğne vursun diye götümü açtığım profesyonel birisinden niçin rahatsız olayım? doktordan hiç bir farkı yok benim için. doktora yardımcı olmak için orada bulunuyor sonuçta.
ürolojiye gidiyorum ve kadın hemşire de oluyor ve rahatsız olmuyorum.
ancak geçenlerde bir doktor ziyaretinin orta yerinde odaya başka bir doktor girdi. benim doktor ona hocam hoşgeldiniz dedi, diğer doktor da geçti doktorun arkasında bir şeyler ile uğraşmaya başladı. benim işimin bitmesini bekler gibiydi. bu beni rahatsız etti mesela. ki tam o sırada doktora özel bir şey soracaktım. doktora yardım etmek için orada olan bir hemşire olsa rahatsız olmazdım ama alakasız başka bir doktor sırf muhabbet etmek için dan diye odaya girdi. ilgilenmiyor gibi davrandı ama tam da özel bir şey soracağım sırada oldugu için rahatsız ediciydi.
0
abelardo
(26.04.24)
(5)

Spor; sabah mı? Akşam mı?

spherical
Şimdi.. amacım kilo vermek. Grup derslerine katılıyorum akşam, sonra da aletlerle falan kendim takılıyorum.Bu dersler akşam 4, sabahta 2 tane ama bana ard arda ağır geldiği için akşam 1-2 tanesine katılıyorum.Akşam iş saatlerinde değişiklik oldu, arada kaldım sabah mı gitsem akşam mı diye. Akşam yin
Şimdi.. amacım kilo vermek.
Grup derslerine katılıyorum akşam, sonra da aletlerle falan kendim takılıyorum.
Bu dersler akşam 4, sabahta 2 tane ama bana ard arda ağır geldiği için akşam 1-2 tanesine katılıyorum.
Akşam iş saatlerinde değişiklik oldu, arada kaldım sabah mı gitsem akşam mı diye. Akşam yine giderim ama geçe kalacağım,
sabah derslerine katılım oluyor mu bilmiyorum.
Sabah kahvaltı yapmıyorum diyetle ilgili değil alışkanlığım böyle. Sporda bu yüzden zorlanmam.

Diyet listem var.
0
spherical
(16.02.24)
Sporun şu saatte olanı daha faydalı, bu saatte olanı faydasız diye bir şey yok. Sana hangisi uygunsa o saatte git. Akıllı saatin varsa ve derdin zayıflamaksa daha çok kalori yakılan derslere katıl.
Sabah yapacağın sporda yoğun tempolu bir şeyler yapılıyorsa aç olacağın için zorlanabilirsin.
0
Mirket
(16.02.24)
öğleden sonra 4 seçerdim. uzun seneler sabah 6-7 gibi ağır kardiyo ve ardından ağırlık antrenmanı şeklinde spor yaptım. stresimi artırdığını, cildime iyi gelmediğini kendi tecrübelerimle söyleyebilirim. araştırmalar da böyle yazıyor. akşam 8'den sonrası da uyku için iyi değil.
0
gabe h coud
(16.02.24)
Mirket +1
Kanitlanmis sekilde su saatte spor yapmak ideali diye bir şey yok.
Caniniz ne zaman isterse o zaman gidin.
0
logisticsmanager
(17.02.24)
bence sabah spor yapılmamalı. 4 çok iyi bir saat.
0
abelardo
(17.02.24)
kisinin kendini en iyi hissettigi zamandir, su iyi bu iyi diye kanitlanmis bir sey yok. ben sabah ve bos mide ile yapiyorum cunku kendimi en iyi o zaman hissediyorum mesela.
0
bay b
(17.02.24)
(5)

Vücut ağırlığı ile yapılan egzersizler için youtube, tv app, android app?

ananiyimioguz
Pc başında oturmaktan hareketsizlikten hığğk deyip gideceğim.Spor salonuna gitmeyi deniyorum ama çok sıkıcı geliyor ortamını da sevmiyorum açıkçası. E hazırlanması giyinmesi soyunması da çok zahmetli geliyor. Hep başlayıp başlayıp 1-2 ay sonra bırakıyorum.Evde hiç denemedim. Evde 1 tane mat ve bir i
Pc başında oturmaktan hareketsizlikten hığğk deyip gideceğim.

Spor salonuna gitmeyi deniyorum ama çok sıkıcı geliyor ortamını da sevmiyorum açıkçası. E hazırlanması giyinmesi soyunması da çok zahmetli geliyor. Hep başlayıp başlayıp 1-2 ay sonra bırakıyorum.

Evde hiç denemedim. Evde 1 tane mat ve bir iki dambıl var.

Ama ne yapacağımı bilmiyorum. Fıtığım var 3 tane ellerinizden öper. Onu zorlamayacak şeyler yapmam lazım. Aynı zamanda da sırt kaslarımı geliştirmem lazım ki fıtığım ilerlemesin.

Boy: 191, KG: 110 benim acilen 95 lere inmem lazım. Aslında dışarıdan bakıldığında sadece göbeğim varmış gibi gözüküyor ama ben 90lardan buralara geldim. 90 olunca da baston gibi dolaşıyorum o da rahatsız ediyor.

Hangi adımları izleyebilirim evde?
0
ananiyimioguz
(16.02.24)
Google "you are your own gym". Her seyi anlatıyor.

Ama fıtık demissiniz. Bu biraz sıkıntı çünkü youtube ya da kitap size fıtığa sorun yaratmayan diye anlatmaz. O kısım biraz zorlu.
0
logisticsmanager
(16.02.24)
Kilo vermek için diyet yapman lazım. Sağlıklı ve dengeli beslenirsen kilo verirsin, sporla değil.

Fıtığın varsa web'den ya da uygulamadan spor seçip yapmanı önermem. Bir gün iki büklüm kalabilirsin.

Bir reformer pilates salonuna yazılmanı öneririm. Hem postürün düzelir 2-3 ayda, hem sırt kasların güçlenir.
0
Mirket
(16.02.24)
Better me diye bir app var, on gündür kullanıyorum. Ufak bir ücret karşılığı (indirimde 100 küsur liraydı sanırım) beklentiniz, hedefiniz doğrultusunda size üç aylık program hazırlıyor. Keyifli memnunum şimdilik, bakabilirsiniz indirip
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(16.02.24)
Soruna tam cevap değil ama spor salonuna gitmeye zorla kendini. Yoksa bu tembellik usengeclik ile evde de pek verimli ve düzenli spor yapacagini zannetmiyorum. Kilo fazlan var ve disiplinli şekilde sedanter yaşamdan çıkmalısin. Spor salonuna hazırlanmaktan bile useniyorsun. Bu usengecligi yenmek için üzerine gitmeli ve salona düzenli gitmelisin. Bir zaman sonra usenmeyeceksin.
0
abelardo
(16.02.24)
Youtube => walk at home.

Hiç bir alet gerektirmeyen her yaşta ve seviyede insanın kolaylıkla yapabileceği kardiyo egzersizleri.

iyi bir diyetle birlikte düzenli uygularsan kilo vermek garanti. Tarafımdan denendi onaylandı.
0
zikardo
(17.02.24)
(25)

Böyle bir durumda bozulur muydunuz?

wild honey suckle
Diyelim ki evlendiniz. Düğünde hatırı sayılır miktarda altın takıldı. altın fiyatlarının yükselmesiyle beraber de iyice değerlendi. sürekli çift olarak yatırım yapma gereğini konuşuyorsunuz. ne eviniz ne şirket aracı haricinde kendi arabanız var. aylık geliriniz de iyi seviyede. yarın öbür gün kredi
Diyelim ki evlendiniz. Düğünde hatırı sayılır miktarda altın takıldı. altın fiyatlarının yükselmesiyle beraber de iyice değerlendi. sürekli çift olarak yatırım yapma gereğini konuşuyorsunuz. ne eviniz ne şirket aracı haricinde kendi arabanız var. aylık geliriniz de iyi seviyede. yarın öbür gün kredi çekseniz sorunsuzca ödeyebilme imkanınız da var.

ama eşiniz altınların kendisinin olduğunu söyleyip asla ortak bir yatırım yapılması ve belki ev alınması için dahi vermiyor. sonuçta siz bir ailesiniz bir şey yapılacaksa birlikte yapılacak. ama kadın tarafı sürekli altınları hariç tutup erkeğin kendi imkanlarıyla yatırım yapması gerektiğini iddia ediyor. ayrıca doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günlerde de sürekli olarak altın ziynet talep ediyor.

siz erkek olarak buna bozulur muydunuz? eşinizin size güvenmediğini ya da yarın öbür gün ayrılma ihtimalini gözettiğini düşünür müydünüz? yoksa tamamen bu erkeğin görevi, çalışsın kendisi alsın der miydiniz?
0
wild honey suckle
(16.02.24)
Güvene dayalı ilişki ve aile üzerine bir ton beylik laf edilir, hem ağızdan kolay çıkar hem kulağa hoş gelir ama evlilikler artık çok kolay bitebiliyor. Ev almak yatırım yapmak gibi büyük sorumlulukların altına evlenmiş dahi olsam her yönüyle uzun yıllar tanımadığım biriyle girmezdim. Sizin örnekte kadının ayrılık ihtimalini düşünerek böyle davrandığından çok emin değilim. Hem özel günlerde altın talep edip hem de ayrılık ihtimalini gözeterek kendini güvenceye alması pek örtüşmüyor. Gerçi ev alma imkanı varken altınları vermeyip iyi bir varsayımla kötü günlere saklıyor desek yine örtüşmüyor.

Anlattığınız olayda bence bir eksik var çünkü kadına hak verecek bir seçenek zorladak da çıkmıyor :)
0
beyfendi
(16.02.24)
yani bu kadın evlenmeden önce de böyledir. o zaman fark etmediniz mi gerçekten?

böyle bir kadını sizin fikirlerinize ikna etmek imkansızdır diyeyim size.

güvenip güvenmemeyle alakalı değil aileden öyle görmüş ve karakter olarak art niyetli olduğunu düşündüm.
0
Hallegadola
(16.02.24)
Eşiniz çalışıyor mu? Eğer çalışmıyorsa bu altınları belirsiz bir gelecekte karşılaşacağı problemlerde kullanabileceği bir teminat olarak görüyor olabilir. Bu size güvenmediğini göstermez. Davranış ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır ancak ekonomik bağımsızlığı olmayan insanın böyle refleksler göstermesi anlaşılabilir. Siz bunu bir problem olarak görmüyor ve ev alınmasını elzem görüyorsanız evi eşinizin üstüne yapmayı deneyebilirsiniz belki bu şekilde daha kolay çözülür.

Eğer eşiniz çalışıyorsa yaptığı bence de çok anlamsız olmuş.
0
akhenaten
(16.02.24)
ben böyle biriyle evlenmezdim. diyelim evlendim boşanırım direkt.
böyle bencillik olmaz. evlilikte her şey ortaktır. ev arkadaşı almıyorsunuz hayat arkadaşı alıyorsunuz
0
jelly bear
(16.02.24)
Böyle evlilik olmaz. O zaman herkes kendi kazandığı parayı yesin eve de ona göre masraf yapsın.
Türk adalet sistemine göre düğünde takılan takılar gelinindir diyorlar orası doğru ama evlendiğin kişiyle ortak bir yatırım yapılmayacaksa neden evlenilmiş ki.
0
bigcaptain
(16.02.24)
@akhenaten konu kişi ben değilim:) arkadaşlarımdan gözlemlediğim bir durum. iki taraf da çalışıyor ve iyi sayılacak bir gelirleri var. o konuda bir sıkıntı yok.
0
🌸wild honey suckle
(16.02.24)
kendi geliri olsa bile türkiye'de bu şekilde davranan bir kadını kınamam ama birlikte de olmam, kaldı ki evlilik...

ilişkinin dinamiğine, içinde yetişilen ve yaşanmakta olan topluma göre bu normal olarak görülebilir. kimi yerlerde altınlara kızı geçtim gelinin ya da damadın ailesi çöküyor direkt. hatta daha da absürt durumları çevrenizde yoksa bile kadın forumlarında falan görebilirsiniz. evliliğin kimileri için evden, aileden kaçmanın tek yolu olduğu kimileri için de masrafları paylaşmak için yapıldığı bir ortamda bunlar yaşanmaması mümkün değil zaten.

ekşide vs kolay kolay birinin gelip de bu normaldir ya demesini beklemeyiz ama ülkenin belki yarısından fazlası için bu olağan bir durum bu özetle.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(16.02.24)
Kadın evlendiğinde çok altın takılacagını biliyordu ve bunları nakite dönmek için bir erkek lazımdı ve sanırım bulmuş.

Erkek kişisi kadına bazı imalarda bulunsa ve iş ciddileşse muhtemelen erkek bir de suçlu olacak ve erkeğin aslında parayı saçma işler için harcayacagını kendisinin önlem aldıgını falan iddia edip üste bile çıkma olasılığı var.

ayrıl demem de böyle de evlilik olmaz deme hakkım var.
0
liberal
(16.02.24)
Kadın tarafı Maddi güvenliğini aşırı önemsiyor olabilir, kültürü sebebiyle altın seviyor olabilir, sevgi dili hediye almak olabilir. Bunları konuşabilmek gerekiyor. Adam Nasıl hissettiğini söyleyip onun nasıl hissettiğini sorarak istediğini bilgilere ulaşabilir fakat bunu yaparken yargıda bulunmamak kaydı ile. Maddiyat önemli bir eşik ilişkilerde, aşmak ilişkiyi farklı yerlere taşıyacaktır
0
hasmetizm 2046
(16.02.24)
Bu kadınla tanışıp da anlaşabilen adama niye bu düşünce garip geliyor ki ben buna şaşırdım mesela. Ülkemizde böyle düşünen geleneksel bir kesim var. Kendilerini çağa adapte etmek gibi bir dertleri de yok üstelik. Siz değişir mi sandınız?
0
ruhen hastayim ben
(16.02.24)
ruhen+1 bu sonradan belli olacak bir seye benzemiyor ustelik hem taki miktari cok hem gelirleri iyi diyorsunuz. yani uzerine konusulasi bir para soz konusu. dogum gununde ziynet istegi ayri tutuyorum bu konudan, dugunde takilan takilar ortak olmali. evlilikten sonra elde edilen mal varligi sayilir sadece noterde onaylatmiyorsunuz. evlilik akdine uymuyor paylasimsizlik. ama insanlar cok eslilik, paylasimli, donusumlu iliskiler yasadigi icin norma gore degisir bize ters gelse de. hangi koyden bulduysa muhtemelen bunlar onceden bilinen seylerdir. sonradan alinmaca gucenmece olmaz.
0
ala09
(16.02.24)
Benzer durumda bir çift arkadaşım var. kız asla altınları vermiyor araba almak için. 2 senedir ikna olmadı. 2 sene önce arabayı almış olsalar hem arabaları olacaktı hem de muazzam değerlenmiş olacaktı paraları.

kocakarı kafası işte altın yatırımı yapıyor aklınca. sorsan egeli modern çağdaş kız üstelik. bu arada kız çalışmıyor. üstteki arkadaşın dediği gibi ilerisi için sigorta gibi görüyor olabilir altınları. zira 2 kere çok ciddi boşanma eşiğine geldiler sudan sebeplerden.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(16.02.24)
gelenek yasa masa bi şeyler var evet de ben şeyi anlamıyorum, kız tek başına olsa altın gelecek mi? hayır. evlendiği için altın geliyor ve bunda doğal olarak erkeğin de hakkı olmalı bence. ortak sayılmalı. ortak da yatırım yapılabilmeli veya ortak hesapta kasada bir yerde durmalı. "altın gelinindir" kafası modern, çalışan, kendine/eşine saygısı olan insanın zihniyeti olamaz. ha ama burada da bu kadın muhtemelen hep böyleydi, birden gelenekçi olmamıştır, adam bile bile evlenmiş ve durumları da iyiymiş, boşuna ağlamasını anlamadım. herkes aynı düşünecek diye bir şey yok. onlar için okeyse okeydir, dışardakilere dut yemek düşer. benim başıma gelse zaten paylaşırım da erkek tarafında böyle şeyler görürsem boşarım.
0
nic cage
(16.02.24)
"ayrıca doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günlerde de sürekli olarak altın ziynet talep ediyor."

bu ne yaa kadın erkeği temettüye bağlamış :D
çok rahatsız edici bi durum. kadın çalışmasa hadi neyse de çalışıyormuş. böyle bakan biriyle evli olmak acayip bir duygu. düşman başına.
0
tabudeviren
(16.02.24)
Kadinda bir guvensizlik yaratmis demek ki kocasi. Ben oyle dusundum. Kendini garantiye almis belli ki. Sorun yok bence normal.

Dugunde takilan altinlar geline ait diye bir sey yok mu yasada da zaten? Yoksa da, karisinin altinina goz dikmesin kimse ya... bana cig geliyor bu davranis.

Eve giren diger maastan yardim istenebilir ama dugunde takilan altin kadinin guvencesi olarak kenarda kalsin zaten.
0
Kittie
(16.02.24)
Dügünde takılanlar nasıl kadının oluyor onu anlamadım, muhtemelen dügünde takılanların çogu erkek tarafı tarafından takılmış, kadın tarafının akrabaları gelinin annesine düğün takılarını vermiş olma ihtimali çok fazla.

Bu duruma benzer bir tanıdık vardı çok yakın akrabam, kız böyle çiglikler yaptı ve şu an ayrıldılar. Ha kadın sonra pişman oldu ama iş işten geçti.
0
liberal
(16.02.24)
Bozulurum tabi ki nasıl bozulmam? Böyle saçma bir düşünce mi olur? Hukuken takılan altınlar kadınındır ama bunu daha şu aşamada düşünüyorsa eşiniz -ki bana göre eş olamamış kendisi- ayrılmak için demek ki bahane arıyor.

Yerinizde olsam kesinlikle hiçbir ev-araba olarak hiçbir yatırım yapmam. Zira iş boşanmaya gelince eşiniz altınlarını da alıp gidecek ve yaptığınız yatırımların da yarısını isteyecek. Eşiniz de biliyor ki altınları verip ev-araba alsa bu sefer altınları isteyemeyecek. O yüzden ben altınları tutayım diyor sanırım. Üstüne de maddi-manevi tazminat ile sizin yaklaşık 10 yılınıza ipotek koyacak. Ben de herhalde kendisinden gizli yatırım yapardım. Yani illegal yola girerdim. Zira eşinizle en ufak bir tartışmada yani eşinizin istemediği bir şeyi zorladığınızda eşiniz basıp gidecek. Siz de ona göre kendinizi hazırlayın. Eşiniz kendisini buna hazırlamış zira.

Ben olsam koşarak uzaklaşırım valla. Ben yazarken sinirlendim.
0
drako
(16.02.24)
evlilik demek hayat arkadaşlığı demek değil mi? en azından benim için böyle. bu durumda olmak istemezdim. çünkü kafamda direkt boşanmayhı düşünüyor. boşandığımız zaman altınlar ve alacağımız ev-arabayı isteyecek diye düşünürdüm. aranızda sevgi varsa mutlaka bunu konuşup halletmenizi dilerim
0
jepa
(16.02.24)
bu anlattıkların kabul edilebilir şeyler değil bence.
0
basond
(16.02.24)
Bozulmayı bırak boşanırdım, güven olmayan evlilik yürümez, 5 yıllık evliyim.
0
mirty
(17.02.24)
tipik türk kadını: türk geleneklerinde kadına tanınan avantajları da kullanayım, modernizmin getirdiği avantajları da kullanayım. hep bana hep bana. geleneksel olarak erkeğe tanına avantajları feminizm sayesinde eleştireyim, modernizmin erkeğe sağladıgı avantajları ise erkeği utandırarak yok edeyim.

geleneksel olarak türk aile yapısında erkeğin malı ailenindir, kadının malı kadınındır. düğünde takılan altınlar da kadınındır. dolayısıyla kocasına vermek istemez. koca çalısıp eve para getirir, ev alınacaksa, yatırım yapılacaksa koca yapar.

kocasına altın veren kadınlar sonrasında pişman olur. erkek altınları tamamlayacağım der ama tamamlamaz.

bu örnekteki aile modernizm ile gelenek arasında sıkışıp kalan tipik bir türk ailesi olmuş.
0
abelardo
(17.02.24)
ben boşanıyorum, şu an eski eşim yaptığı tüm korkunç şeylere rağmen kötü durumda olsa ve yatırım olarak benden bir şeyler istese verirdim sanırım. ama konu duygusal durumlara gelince ben bayağı aptallaşıyorum, kadın akıllıymış, aferin. kimse de böyle kadınla evlenilir mi falan demesin. hikayenin sonunda bu tip kadınlar kazanıyor.
0
deartheodosia
(17.02.24)
oturur konusurdum, "ev alalim, araba alalim, altınların hepsini degil bir kismini bozudrabiliriz bunlar icin" diye, niyet okumaya gerek yok. hepsini harcamamak her zaman daha mantikli. altin ortalama bir ailenin yapilabilecegi en uygun yatirim.
0
rallied
(18.02.24)
bu evliliğe devam eden erkek tarafının acilen psikiyatr ile konuşması gerektiğini düşünüyorum.
0
andlee
(19.02.24)
şimdi önermeleri alt alta sıralayalım

modern ve bir takım konuyla alakasız sıfatlara sahip kadınlar, altınları paylaşır
medeni kanun isviçre medeni kanunundan mülhemdir, moderndir
medeni kanunda altınlar kadınındır
o halde medeni kanun ve avrupa* modern değildir?!
modernlik algın baştan sona hatalı olamaz tabii

modern nedir ve neden iyidiri konuşmuyoruz bile

burada ayıplayan bir üslupla ve görev bilinciyle tutarlı olsun olmasın normatif değerler iddia etmek, beylik lafları sıralayıp bir şeyler iddia etmekle de bu kaideler değişmez. çünkü karşınızdaki örf 10bin yıllık :D

şimdi ali koçun karısı çalışmıyor. aileden zengin. üstüne koca parası yiyor. modern değil mi.
tam da orta sınıfı paralize edip birer işçi kılmak için uydurulan masallar.

o altınlar kadının güvencesi. basbayağı öyle. mesela erkek de kanuna göre evin reisi değil 20 küsür yıldır. ama kadının sigortası halen erkek üzerinden devam ediyor. yani reisi :D

bazı kadınlar, diğer kadınlara taş ocağı mahkumu gözüyle bakıyor. ben çalışıyorum bunca eziyeti çekiyorum o neden çalışmıyor da güvencesine sığınıyor, ayıplayayım da yapamasın kafasındalar.

bazı erkekler de, yine ben o kadar çalışıyorum enayi miyim hazır günümüzde bunları konuşmak mümkünken kendi yükümün yarısına kadarını kadına yükleyeyim de rahat edeyim kafasındalar.

kadınları rahat bırakın
0
lambırcek
(20.02.24)
(10)

İşyerinde evli olanların çarpık ilişkileri

meraklitursucu
2 evli ve çocuklu bireyin aynı ekip içinde ilişki yaşadığını farkediyorsunuz Bu durum sizi rahatsız eder mi? Beni ilgilendirmez işime bakarım mı dersiniz?
2 evli ve çocuklu bireyin aynı ekip içinde ilişki yaşadığını farkediyorsunuz
Bu durum sizi rahatsız eder mi? Beni ilgilendirmez işime bakarım mı dersiniz?
0
meraklitursucu
(15.02.24)
İlgilendirmez aslında ama tüm kadınların ve birkaç meriçin, sağlam bir dedikodu çıktığı için kutlama yapacakları da bir gerçek. Rahatsızlık duygusu da kişinin kendisi ile ilgilidir. Kimse başkasının duygusundan sorumlu değildir.
0
hasmetizm 2046
(15.02.24)
Iki çocuklu evli biri başkasıyla ilişki yaşıyorsa ve eşinin haberi yoksa eşini aldatıyordur. Yani her gün aynı eve girdiği, ayni yatagı paylaştığı insanı kandırıyordur. Ama büyük kandırma yani, öyle at yarışına gitmek falan değil, yuva yıkan cinsten. Bir süre beklerim ama baktım boşanma da yok, "karısını aldatan bize ne yapar..." diye düşünürüm. Zira ekibimde güvenilmez insan istemem. Haliyle rahatsız olurum. Doğal.
0
prole
(15.02.24)
Bizim okulda da benzer ilişkiler zaman zaman oldu/oluyor. Ben ailelerine ulaşmayı, ifşa etmeyi falan düşünmem üzerime vazife değil ama o kişilere karşı ister istemez bir güvensizlik duyup rahatsız oluyorum.
0
ruhen hastayim ben
(15.02.24)
Çok rahatsız eder. İş yerinde evli insanların cıvık cıvık iletişim kurmasından da rahatsızım. Eşinin yanında o şekilde davranmıyorsa eşi yanında değilken de öyle davranmamalı.
Bunu normalleştiremeyiz.
0
Gradient_tabanlı_mor
(15.02.24)
Ben rahatsız olamıyorum açıkçası. İnsanlar sürekli birilerini aldatıyor zaten. Beklentimi baya düşürdüm, kendi çevremin içine kapandım böyle mutluyum.

Fikrimi alırlarsa uygun bulmadığımı söylerim, ama niye fikrimi alsınlar? Eşlerinden biri şirkete gelir de olayı anlamaya çalıştığını hissettirirse ipuçlarını görmesine yardımcı olurum.

Ama durduk yere bir şey yapmam, gözüme de batmaz. Bana ne? Benle ilişki yaşamıyorlar ki? Benim hayatımı etkileyen en ufak bir yönü yok.
0
akhenaten
(15.02.24)
İki kişinin rızasının olduğu herhangi bir şey beni ilgilendirmez ama eşini aldatan kişiye güvenmeyeceğim için arkadaş da olmam.
0
jazzabel
(15.02.24)
rahatsız eder. aldatmasına da gerek yok,
"İş yerinde evli insanların cıvık cıvık iletişim kurması" +1

cinsiyet yazmamışsınız ama kesin erkektir.
bi çakma hesap ile eşine durumu iletirim. mümkünse görsel de temin ederim..
0
tabudeviren
(15.02.24)
Eşe durumu bildiririm. +1

Şahısla da aynı ekipte olmak istemem. Eşini aldatan ekip arkadaşına ne yapmaz.
0
Mirket
(16.02.24)
Hic isim olmaz. Bu tip seyleri takip edip mudahil olacak kadar para almiyorum. Calistigim yer de asiri kurumsal, insanlari ozel hayatina gore degerlendirmeye yer yok. Saat 17:00'da koridorda koridorda asansor bekleyen bir calisanim. Diger elemanlarin dramasini kendime ek yuk olarak almak gibi bir istegim yok. Is arkadaslarimdan tek beklentim islerini duzgun ve cabuk yapmalari ve benim isimi aksatmamalari.

Eslerine falan ulasmam zaten elbette ki eslerini tanimiyorum. Altimdaki ekipten de boyle bir mudahale yapan olursa otomatik kovulur.
0
hot potato
(16.02.24)
Beni ilgilendirmez. Isime bakarim.
0
abelardo
(17.02.24)
(9)

Plakanız XX ASS XXX şeklinde olsa değiştirir miydiniz?

ananiyimioguz
Bulunduğum şehirde çok görmeye başladım komik geliyor ama insanlar takmıyor sanırım
Bulunduğum şehirde çok görmeye başladım komik geliyor ama insanlar takmıyor sanırım
0
ananiyimioguz
(12.02.24)
hayır degiştirmezdim. Çünkü istek harfli özel plakalar büyük paralar. onun dışında araç plakalası alırken bunun dışında sana seçim hakkı vermiyorlar
0
limonlu eksi
(12.02.24)
Hayır.
AM (ki vermezler), GOT, SIK ise değiştiririm de yabancı dil ise kimse takmaz
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(12.02.24)
Neden değiştireyim ki, özellikle tutarım :D
0
akhenaten
(12.02.24)
Yani degistirmek isteyebilirdim. Plakada da her seyi begenmiyorum ben, buna gore araba secmemisligim var :)
0
mor oje
(12.02.24)
ass varsa boşta alırım. değiştirmem.
0
mikahakkinen
(12.02.24)
Değiştirmem
0
abelardo
(12.02.24)
değiştirmem
0
black holes in the sky
(12.02.24)
Ben tepesine "i like big", "give me your" vs bile yazardım :) Kesinlikle tutardım.
0
kimlanbu
(12.02.24)
alirim+1
0
ala09
(12.02.24)
(4)

Kriptoların rekor tazelemesi ne zaman olur sizce?

ananiyimioguz
veya tazeler mi?
veya tazeler mi?
0
ananiyimioguz
(03.02.24)
fed faiz indirip piyasaya da bol para verirse olur

faiz indirim başlangıcı mayıs gibi görünüyor, öncesinde bir şey olmaz
belki 2024 sonu belki 2025 belki de hiç :)
0
gurur
(03.02.24)
geçtiğimiz dönemlere bakınca halvingten bir sene sonra rekor geliyor, sonra düşüyor.
0
abelardo
(03.02.24)
YTD.

mayıs-haziranda güzel seviyeler görürüz. Orada balinalar sağlam satışlar yapar.

Sonrası dump. Temmuz dip.

YTD
0
adwokat
(03.02.24)
2021 gibisini zor görürürüz. abd'de tüm gençlere esnafa herkese zarf içinde 2-5-10k$ lar verildi. adam var biliyorum, çalışıyordu, remote'a döndü, ulaşım+öğle yemeği parası + sosyal harcamaları %80 düştü baya birikim oldu üstüne devletten para aldı. böyleleri bastılar ethereum'a solanaya. bir daha zor ama sakin sakin artışlar fed faizi düşürüp para bastığında olur gibi
0
avatar is back
(03.02.24)
(9)

kardeşlere tapu devri

abelardo
2 erkek 2 kız kardeş ve bir anne var. babalarından kalan ev 20 yıldır hepsinin üzerine hisseli.erkek kardeşlerden birisi hakkını iki kız kardeşe devredecek.nasıl yapılıyor tam olarak? imza vermeye hazır kendisi.anne de hakkını kızlara vermek istiyor ama 90 yaşında ve zor yürüyor. bu nasıl yapılır?di
2 erkek 2 kız kardeş ve bir anne var. babalarından kalan ev 20 yıldır hepsinin üzerine hisseli.
erkek kardeşlerden birisi hakkını iki kız kardeşe devredecek.
nasıl yapılıyor tam olarak? imza vermeye hazır kendisi.

anne de hakkını kızlara vermek istiyor ama 90 yaşında ve zor yürüyor. bu nasıl yapılır?

diğer erkek kardeş inat ediyor vermiyor.
0
abelardo
(29.01.24)
- erkek kardeş tapuda hissesini istediği oranda kız kardeşlere (kız kardeş 1 %50 - kız kardeş 2 %50 veya %40-%60 nasıl isterse) bağış yapacak ve rayiç bedelin devrettiği hissesi oranındaki tutarının %6'sı kadar vergi ödeyecekler. kız kardeş 1 için %6, kız kardeş 2 için %6 ayrı ayrı ödenecek.
- anne de böyle bağış yaparsa, vermek istemeyen erkek kardeş sonradan itiraz edebilir.
- anne için sağlık raporu falan isteyebilirler, ama bizim hiç başımıza gelmedi, nasıl ve nereden alıyorlar hiç bilmiyorum.
0
malheiros
(29.01.24)
@malheiros teşekkürler. peki tapu dairesine mi gidilecek? öncesinde bir şey yapılıyor mu? rayiç bedel için bir şey yapılıyor mu? siz yaptıysanız detaylıca prosedürü anlatır mısınız?
0
🌸abelardo
(29.01.24)
Detaylı prosedür: www.axasigorta.com.tr

Annenin yaşı gereği rapor isterler, Google'da "fiil ehliyeti" ya da "hukuki ehliyet" diye ararsanız detaylı bilgi veren sayfalar var.
0
kobuzchu kiz
(29.01.24)
- belediyeden rayiç alacaksınız
- belediyeye borcu olmayacak
- imzaya gelemeyecek kişi varsa, başkasına noterden vekalet verecek, notere anlatırsınız tapuda şu gayrimenkulun bağış işlemi yapılacak diye. şuna dikkat edin: mesela kız kardeşlerden biri gelemeyecek ise, devredecek erkek kardeşe vekalet veremez, ama diğer kız kardeş gelecekse ona verebilir (veya tamamen başka birine mesela dayıoğluna). yani alıcı-satıcı aynı kişi imza atamıyor vekaleti olsa bile. kız kardeşler a kişisine, erkek kardeş de b kişisine vekalet verebilir; hepsi birden a kişisine veremez.
- webtapu'dan devredecek kardeş kendisi giriş yapıp, gayrimenkulu seçip bağış için başvuru yapacak, orada zaten adım adım istenenler yazar. vekaletname olacaksa onları da tarayıp başvuruda ekleyeceksiniz. orada açıklama falan oluyor, oralara varsa not eklersiniz falan.
- sonra zaten cep telefonlarına mesaj geliyor, şu tarih/saatte tapuya gelin diye. belediyeden alacağınız rayiç belgesini de yanınızda ötürün.
0
malheiros
(29.01.24)
Anne'nin hissesini devretmesi konusu için de Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) konusunu bir araştırın.
Diğer kardeş bu konuda baş ağrıtabilir daha sonra.
0
Mirket
(29.01.24)
@malheiros teşekkürler detaylı yazmışsın. dask yapılmış olması gerekiyor mu devir için?
rayiç belgesini alan kişi devredecek kişi mi olmalı? yoksa alıcılardan birisi de olabilir mi? bunları da cevaplarsan çok sevinirim.
0
🌸abelardo
(30.01.24)
Evet dask da olacak, rayici herhangi biri alabilir
0
malheiros
(30.01.24)
Rayiç belgesini (ve vergi borcu yoktur belgesini) ilçe belediyesi veriyor. Kayınbabanınkini ben almıştım belediyeden.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(30.01.24)
Devirlerinizi bağış adı altında yaptırın.
Anne için mutlaka akıl baliğ raporu isterler, ve bu raporun geçerlilik süresi 1 gündür. 65 yaştan sonra istiyorlar bunu. Devreden ve devir alacaklar arasında 65 yaş üstü varsa onlar da bu raporu alacaklar.

Annenin ölümünden sonra diğer kardeş tenkis davası açabilir, çünkü saklı payı var.
0
iustitia omnibus
(30.01.24)
(14)

Kredi kartı meselesi

adwokat
Merhaba hayatımda hiç kredi kartı kullanmadım. Bunu duyan arkadaşlarım çok şaşırıyor ve kredi kartı çıkartmam için beni ikna etmeye çalışıyor.Ben her şeyi nakit almayı seven bir insanım. Ancak yatırım kafası olan arkadaşlar onun yanlış olduğunu söylüyor. Hatta bir arkadaşım internetten üç taksitle a
Merhaba hayatımda hiç kredi kartı kullanmadım. Bunu duyan arkadaşlarım çok şaşırıyor ve kredi kartı çıkartmam için beni ikna etmeye çalışıyor.

Ben her şeyi nakit almayı seven bir insanım. Ancak yatırım kafası olan arkadaşlar onun yanlış olduğunu söylüyor.

Hatta bir arkadaşım internetten üç taksitle altın bilezik alıp kenara atmanın çok mantıklı olduğunu söylüyor. Ben ise hayatım boyunca altınımı vakıfbanktan alıp Biriktirmiş bir insanım :)

Siz ne düşünüyorsunuz? Kredi kartı yatırımcı için olmazsa olmaz mıdır...
0
adwokat
(24.01.24)
Nakitle alışveriş mi yapılır ya enflasyon ortamında? Mesela aralık ayında vade farksız 9 taksitle spor ayakkabı aldım, hiç enflasyon olmasa bile ocakta ve temmuzda maaşıma iki kez zam geleceğini düşünürsek yine kârdayım. Ben yanımda 100 liradan fazla nakit taşımıyorum bile, herhangi bir alışverişimi maaş kartıyla yapalı da birkaç yıl olmuştur. Kârlı olmasını geçtim, sadece kolaylığı bile apayrı.

Ha hiç taksitle altın falan almadım. Alınır tabii de ben altını fiziksel olarak sevmiyorum, yapacaksam sizin gibi banka üzerinden alırım. Ama onun dışındaki her şey için kredi kartı. Faturalardan, market alışverişine, kılık kıyafetten, kişisel harcamalara her şeyi kredi kartıyla yapıyorum. Ödeyebilsem kiramı bile kredi kartıyla öderim dsjdsj
0
nundu
(24.01.24)
Kart ile yatırımın doğrudan bağlantısı yok fakat şu an olduğu gibi yüksek enflasyon dönemlerinde peşin fiyatına taksitle alışveriş yapmak finansal açıdan daha doğru. Örneğin 10 lirayı 5 taksitle ödemek varken neden peşinen veresiniz?

Altın konusu ayrı mesele, bireysel kartlara altında taksit yapılmaz, ticari kart olması lazım ama aldıktan sonra taksitlendirme seçeneği varsa onu bilemem. Taksit olsa bile peşin fiyatına yapmazlar, kredi kartıyla taksitsiz alımda bile fark koyar kuyumcular. Dolayısıyla ilk golü en başta yiyorsunuz, borç ödenene kadar altının değeri ödediğiniz toplam bedelin üstüne çıkıyorsa (enflasyonu da ekledikten sonra) kardasınız ama altının artacağının garantisini kimse veremeyeceği için o riski almış oluyorsunuz.
0
orient blue
(24.01.24)
Kredi kartı kullanmamak ve avret yerini incir yaprağı ile örtmek hemen hemen aynı şeyler.
0
allah yazdiysa bozsun
(24.01.24)
Bu biraz gelirle de alakalı. Kredi kartının 2 büyük faydası var:
1. peşin almaya paranız yetmeyen ürünleri taksitle aldırabilmesi.
2. internetten alış veriş. Bunun için sanal kart çıkartabilirsiniz.

Evet bir dönem Kredi kartı faizleri çok düşüktü ve güzel avantajları vardı ama şu an o kadar da yok. 3 taksitle altın alan arkadaşınız, %4-%8 komisyon ödüyor.

Eğer paranız yetiyorsa, hiç bulaşmayın kredi kartına.


.
0
kartallar yuksek ucar
(24.01.24)
benim şaşırdığım kısım hiç mi pahalı istediğiniz bişey olmadı, atıyorum bir beyaz eşyadır ne bileyim yemek yiyorsun dışarda en az 2000 tl, kim yanında 1000-2000 tl taşırda nakit verir belki dedem yapar bunu.
0
eja
(24.01.24)
Ben de çok çok nadiren taksitli alışveriş yapıyorum genelde sadece bilgisayar, telefon gibi ürünler alırken taksit yapıyorum onlar da 3-6 taksit arası oluyor.

Ancak sakıza kadar tüm harcamalarımı sadece kredi kartından yapıyorum. Bunun bence faydası büyük.

Tüm harcamalarınızı görüp bütçenizi buna göre ayarlamak çok daha kolay. Nerelerde gereksiz harcama yapmışsınız, maaşınızın tam olarak ne kadarını harcamışsınız gibi istatistiki şeyleri rahatça görüp plan yapabiliyorsunuz. Ödeme günü geldiğinde de o aya ait tüm harcamalarınızı tek seferde ödediğiniz için harcama konusunda daha farklı bir bilinç gelişiyor. Tüm harcamalarınızı tek bir yerde görmek sandığınızdan daha ufuk açıcı bir durum.

2.si para taşımamak büyük rahatlık. Pandemi başından beri nadiren elime para değmiştir. Önceden sadece otobüs kartı yüklemesi için para kullanıyordum ancak artık o da uygulamadan yapılıyor. Nakit paraya uzun zamandır dokunmadım. Kredi kartımı unutsam bile telefondan karta ait tüm özellikleri kullanabiliyorum.

3.sü nakitle sadece yüz yüze alışveriş yapabilirsiniz ancak kredi kartları dijital ortamın tek ödeme yöntemi olmasa da en genel-geçer hali. Her türlü ürün satış sistemi başka diğer yöntemlerin yanında kredi kartlarına da tamamen entegre edilmiş halde olduğu için herhangi bir yöntem düşünmenize gerek kalmıyor.
0
akhenaten
(24.01.24)
kredi kartı matematiksel olarak çok mantıklı, enflasyon ortamında her türlü kara giriyorsun, taksit yapmasan şimdi alıp ay sonu ödeyince bile kara geçiyorsun artı bonuslar kampanyalar vs. tek kötü yanı psikolojik, cebinden para çıkıyor gibi olmadığından ayarsız harcayabiliyorsun.
0
hobarey
(24.01.24)
Şu an çok farkında değilsiniz belki ama herkes kredi kartına fark koymaya başladı, ya da yakında koyacak. Peşine ne olur dediğiniz zaman daha düşük fiyat teklif edecekler.


.
0
kartallar yuksek ucar
(24.01.24)
mesela arkadaşlarınla bulustunuz yemek yediniz, kahve içtiniz, mağazada uzun zamandır ihtiyacınız olan bir eşya /giysi gördünüz ve indirimde almaya karar verdiniz. 10 bin lira harcadınız. bu kadar nakit mi taşıyorsunuz her defasında?

cep telefonu almaya karar verdiniz 40bin lira. bankadan 40bin lira çekip telefoncuya mı gidiyorsunuz?

hiç internetten alışveriş yapmadınız mı?

çamaşır makinesi, buzdolabı nasıl alıyorsunuz?

ve son soru aileniz memur mu?

hiç kredi kartı kullanmamış olmak için 18 yaşında olmak veya memur çocugu olmak lazım

kredi kartı kullanmak hem pratik hem de enflasyonist ortamda karlı.

insanlar kredi kartı ile geçtiğimiz sene motorsiklet falan alıyordu sırf yatırım olsun diye
0
abelardo
(24.01.24)
-kredi kartı harcamaya çok seven, iç kontrol mekanizması zayıf kişiler için büyük tehlikelidir.
-Bilinçli olup, gerektiği kadar harcama ve yatırım yapan kişeler için ise türkiye gibi enflasyonist ülkelerde kullanılması avantajdır.

alışveriş yapacağınız yer nakite yeterli indirimi yapıyorsa k.kartı kullanılmayabilir. Çünkü bir çok işyeri k.kartı pos masraflarını ürün fiyatına yedirdikleri için nakitte özel bir indirim yoksa k.kartı kullanmak yerinde olur.
0
Rao
(24.01.24)
bu kadar enflasyonun oldugu bir ulkede KK kullanmamayi aklim almiyor ne yazik ki, benim 4 tane kartim var 3'unun hesap kesimleri 1-10-20 olacak sekilde her ay. kesileni kullaniyorum ki boylece her odemem min 30 max 40 gun vade ile odemis oluyorum. piyasada hicbir tuccar pesin parayla calismaz mumkun mertebe vadeli alir her seyi. sizi ticaret yapanlardan farkli kilan ne o zaman? pesin fiyatina taksit firsatlari da cabasi.
0
bay b
(24.01.24)
(bkz: kredi puanı)
sırf şunun için bile gerekirse az limitli bi kart alıp kullanmak lazım. İleride kredi alman gerekse bu yüzden alamayabilirsin.

www.hangikredi.com
0
nhk ni youkosu
(24.01.24)
Arkadaşlar banka kartım var tabii ki. Kredi kartım yok :)
0
🌸adwokat
(24.01.24)
Eğer banka kartı ile döndürebiliyorsan harika.
Sayısal olarak kredi kartı avantajlı gibi duruyor (taksitle geç ödeme enflasyonist ortamda daha ucuza ürün almak demek oluyor, bunun yanında ek bonuslar, ki bonuslar bence kara sokmuyor, daha çok harcamaya itiyor), ancak bence kredi kartı kesinlikle tüketimi körüklüyor.

Kredi kartı, eğer bugünkü tüketim alışkanlıklarını koruyacaksan senin için de faydalı olacaktır, ama ben alışkanlıkları değişmeyip, nakit olarak almayacağı şeyi kredi kartıyla da almayan kimse görmedim.
0
burfak
(25.01.24)
(2)

alt coinler

yetkili birine benzeyen abi
2 sene önce binance hesabı açmıştım. ilk bir haftada %50 kar yapınca daha da para yatırdım. toplamda 14 bin yatırmışım. 2 senedir de hiç bakmıyordum. dün baktığımda çeşitli alt coinlerden toplamda %50 karda olduğumu gördüm. başka bir şeye yatırsam (altın, döviz) 2 senede çok daha kar ederdim.şu an 2
2 sene önce binance hesabı açmıştım. ilk bir haftada %50 kar yapınca daha da para yatırdım. toplamda 14 bin yatırmışım. 2 senedir de hiç bakmıyordum. dün baktığımda çeşitli alt coinlerden toplamda %50 karda olduğumu gördüm. başka bir şeye yatırsam (altın, döviz) 2 senede çok daha kar ederdim.

şu an 21 bin ana param. kar oranını mı çeksem tamamını mı çeksem?
hisse senedi falan mı alsam? eskisi gibi karlı durmuyor sanki bu coin işleri.
0
yetkili birine benzeyen abi
(20.01.24)
coin alıp 2 sene bakmamak çok yanlış. coinlere uzun vadeli yatırım yapılmaz. boğa piyasası geliyor birkaç ayda çok kazandırıyor, sonra 2-3 sene çakılıyor. yeni boğa piyasası gelince eski coinlerin yüzüne kimse bakmıyor, yeni coinler artıyor. 2 sene alıp unutacaksan altın veya eregli al. coin işi sürekli takip gerektiriyor.
0
abelardo
(20.01.24)
evet öyle bir sürekli bakma durumum yok.
başka bir yatırım aracı alsam ona da sürekli bakmam.

o yüzden şimdiye kadar alıp unutup en çok kar ettiğim altın oldu.
ama şu an iş durumum da stabil olmadığı için kısa vadede getirisi olan bir yatırım aracı da arıyorum.

bu coin'lerin bir kısmını ya da tamamını satarsam sonra pişman olur muyum diye düşünüyorum. etherium vs. gibi sağlam olanları bırakmak belki bir seçenek.
0
🌸yetkili birine benzeyen abi
(20.01.24)
(19)

Kendinize sevginiz, sayginiz var mi?

Kittie
Benim yok. Terapistim kendine cok sert davraniyorsun diyor. Hakli olabilir. Kendimi sevmiyorum ve ben saygi da duymuyorum bence kendime. Kendini seven sayan insanlar neler yapiyor mesela?Kiloma, dis gorunusume dikkat ediyorum.Mental olarak sevgi, saygiya ornekler verir misiniz daha cok?Ben genel ola
Benim yok. Terapistim kendine cok sert davraniyorsun diyor. Hakli olabilir. Kendimi sevmiyorum ve ben saygi da duymuyorum bence kendime. Kendini seven sayan insanlar neler yapiyor mesela?

Kiloma, dis gorunusume dikkat ediyorum.
Mental olarak sevgi, saygiya ornekler verir misiniz daha cok?
Ben genel olarak kendimi cok degersiz de goruyorum .
0
Kittie
(17.01.24)
Bence sen değersiz değilsin öyle düşünme. Ben de mesela kendime karşı çok hoşgörülü değilimdir hatta kendimi en çok ben eleştiriyorum ama başkalarına daha hoşgörülü davranıyorum. Belki de mükemmelliyetçiyimdir. Bu arada ekleme yapayım, bence sen kendini değersiz görmüyorsun sadece potansiyelinin üzerine çıkmaya çalışıyorsun o yüzden sert davranıyorsun. Kendini kusursuz görseydin o düşüncenin arkasında değersizlik duygusu yatıyor olabilir. Çünkü kendini aşırı değerli görmek aslında hissedilen değersizlik duygusunu maskelemekmiş.
0
rock n roll
(17.01.24)
var var, çok. narsist olabilirim.

gerektiği zaman sesini çıkarabilmek, hakkını savunabilmek mental olarak sevgi ve saygıya en güzel örnektir. dexter gibi belli prensiplerle yaşayan insanın kendine saygısı vardır, denilebilir.

bunlar olumlu pekiştirmelerle mümkün. bir ortama girdiğinde zekanla, konuşmalarınla sivriliyor musun? bir sınava girdiğinde kolaylıkla ilklerde yer alıyor musun? bazılarına göre çok zor olan konular senin için çok kolay mı? disiplinli bir şekilde amacına ulaşana kadar çalışabiliyor musun? hepsi olmasa da buna benzer kendin ile gurur duyabileceğin tecrübelerin varsa, başka bir konu önüne geldiğinde, herkes yapıyorsa ben daha iyisini yaparım de. buna bir çok örnek verebilirim. araba kullanmam gerektiğinde, bunu herkes yapıyorsa ben daha iyi yaparım dedim. şimdi çok iyi araç kullanıyorum. yabancı dilde de böyle, işte de böyle. örneğin yüzmek. koşmak. hayatın her alanına yetişip bir de haftada 70-100 km koşuyorum, mesela. yapman gereken adım atmak, çalışmak. çoğu insan hiç bir konuda istikrarlı bir şekilde çalışmaz. yaparsan, emek verirsen, olur. bu mottoyla, kendine güvenerek giriş hayat önüne ne çıkarırsa.
0
gabe h coud
(17.01.24)
kendime hayranım
0
abelardo
(17.01.24)
Kendini sevmemek nasıl oluyormuş yav böyle psikologlara da ayar oluyorum. Bence bir insana kendisinin verdiği değerin hiçbir anlamı yok çevre size değer verse siz de kendinizi değerli hissedersiniz, yani insan kendi kendini nasıl üzebilir ki
0
olaylar olaylar
(17.01.24)
Gabe h coud anlamadim ne dedigini.
Basariyla alakali bir konu degil ki bu. Oyle olsa kendimi sevmem gerekirdi.
0
🌸Kittie
(18.01.24)
Var tabii ki. Mesela geçen gün iş yerinde birinin eşie diyabet tanısı kondu. Benim de kafamın içinde konu konuyu açtı, pankreasımı düşündüm. Dedim yani, canım pankreasım, seni ne kadar çok seviyorum, ne kadar güzel çalışıyorsun beni yaşatıyorsun.
Kendinle alakalı bir değersizlik hissin varsa sana bunu hissettirmiş/hissettiren birileri olmuştur hayatında. Üzgünüm ama bunu kronik hale getirecek kadar etkilendiysen, muhtemelen senin değer verdiğin biri(leri)dir bu/nlar.
Belki annen, belki baban?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.01.24)
Konusma ben konusuyorum: evet oyle bi durumum var. Bence de kaynagi o.
0
🌸Kittie
(18.01.24)
Kendimi seviyorum, kendimi tanıyorum. Ne iyi geliyor, ne iyi gelmiyor biliyorum. Bazen rahatımın yerinde olması yüzünden daha fazlasına kavuşabilecekken gereksiz bir gevşemeyle yerimde sayıyorum ama olsun.

Önce kendini tanıman lazım. Dışardan bakan birisi seni senden iyi görebilir ama en az onlar kadar kendini görebilmen lazım.
0
kimlanbu
(18.01.24)
seviyorum kendimi. hatamla doğrumla, sevabımla yanlışımla :)
saygım büyük ölçüde var gibi ama yer yer kendime yeterince dikkat etmediğim zamanlarda başta kendime saygımı sorgulayıp toparlanmaya gayret ediyorum. ikili ilişkilerde taviz verdiğim, alttan aldığım durumlardan sonra düşündüğüm oluyor. ama ilerleyen süreçte başımın ağrımaması için yaptığımı söyleyerek kendimi telkin ediyorum...
0
black holes in the sky
(18.01.24)
Kendisine sevgisi ve saygisi olan insan sinir koyabilen, ona neyin iyi gelip gelmedigini bilen ve buna gore tercih yapan, kendine verdigi sozu tutan, kendini koruyan ve kollayan insandir. Bunlar baskasinin size verdigi degerden bagimsizdir, zaten siz bunlari yaptikca ve tercihleriniz bilincli oldukca yani sizi kendinize iyi davranip, oz sevgi ve sayginiz arttikca size boyle davranmayan insanlardan da dogal olarak uzaklasirsiniz. Kendi ozgun/otantik benligini bilir ve sahip cikar, toplumun dayattigi inanclari degil kendi degerlerini ve inanclarini belirler ve ona gore yasar.
Kendi degerini, baskasinin ona verdigi deger uzerinden tanimlayan insan gucunu baskasina teslim etmis olur, herkesi memnun etmeye calisan bir bukalemun haline gelir, boyle insanlara da kimse pek saygi duymaz ztn. Insanlar otantik insanlara saygi duyarlar. Bunun patalojik narsisizmle bir alakasi yoktur, saglikli ego dedigimiz seydir.
0
kassiopeia
(18.01.24)
Ultra elestirel birisiyim, kendimi de cok elestiririm.
Kendimi pek sevdigim soylenemez, cikis noktama bakilirsa kendimi baya basarisiz birisi olarak goruyorum zaten.
Su anda cok farkli bir noktada olmam gerekirdi.
Bununla nasil basa cikiyorum? Kismet degilmis diyip kendimi rahatlatiyorum arada. Bir de cymbalta 60mg bu aralar iyi geliyor.
0
cooperr
(18.01.24)
Kendime karşı sevgim ve saygım var.
Elimden geleninin en iyisini yapmaya çalışıyorum olmuyorsa da nerede eksik kaldığımı tespit etmeye çalışıyorum.
En sevmediğim huyum insanları kırmak pahasına da olsa daha fazla hayır diyememem. Onun haricinde kendimle aram oldukça iyi :)
0
bartholomew87
(18.01.24)
kendine güven yoksa kendine sevgi ve saygı da yoktur, diye düşünüyorum.
0
gabe h coud
(18.01.24)
Sevgim de saygım da var. Bunlar benimle ilgili olan pek çok şeyi şekillendiriyor.
0
Amaranta ursula
(18.01.24)
Karar almam gerektiğinde kendime danışırım :)
Şaka gibi gelse de böyle bir durum var. Kararım anlık rahatlığımı mı destekliyor veya uzun vadeli mi olacak? Neler olmasını bekliyorum ve neden gibi kendine karşı içten ve sorumlulukla hareket etmek. Kendimi dinlerken yargılamamak ve sınırlarımı bilerek oluşabilecek olumsuz dönemlere hazır olacağımı ve gerçek sorunları anlık huzursuzluklarla maskelemeyeceğim konusunda öngörü ve kabul oluşturmak için kendime vakit ayırırım.
0
sadegazoz
(18.01.24)
Evet canım kendim.

Ben de kendimi çok eleştiriyorum ama üstüme de çok fazla gelmiyorum. Düzeltmeye çalışıyorum, daha iyi olmaya çalışıyorum, hedefim neyse ona ilerlemeye çalışıyorum.
0
jazzabel
(18.01.24)
Bir zamanlar pek yoktu. Bu aralar normal.

Geçen sene acayip kendime karşı bir sevgim ve saygım vardı. 10 üzerinden 9'du kendime olan sevgim ve saygım.

Dediğim gibi normal bu aralar. Standart diyebilirim.
0
put it in your appropriate place
(18.01.24)
hacırotti +1
douchebag -1

oysa sorun kendi içinde +1
suç başkalarındadır demiyorum, bazı süreçler-sebepler neticesinde insan bi tuzağa düşüyor, takılı kalıyor orada. kendi başına çıkan çok az

kendine güven yoksa kendine sevgi ve saygı da yoktur -1
kendime güvenim çok. kendime saygım yok. çalışmadı formül.

mizaç bence. üstteği 2 örneğin 2şer versiyonunda da mizaçları, ırsi mirasları ve onların akıp yolunu bulmasını kounşuyoruz. bence.
0
lambırcek
(18.01.24)
Bence yok ya şimdi de başka birinin peşinden gidiyorum.
0
Kahvedesu
(18.01.24)
(4)

En saglikli seker

duyurukullanıcısı
tamam seker kotu ama iclerinde en iyisi hangisi? Bitter mi? Kuru meyve mi?
tamam seker kotu ama iclerinde en iyisi hangisi? Bitter mi? Kuru meyve mi?
0
duyurukullanıcısı
(11.01.24)
Bitter çikolata %80 mi vardı en çoğu. En iyisi o.
Meyvede fruktoz var. Bitter daha iyi
0
Mirket
(11.01.24)
www.nhs.uk

"Sugar found naturally in milk, fruit and vegetables does not count as free sugars."

Meyve, sebze içerisinde bulunan şeker ile katılmış şeker aynı şekilde kabul edilmiyor.
Kendi cikarimlarinizi yapabilirsiniz ama bu kabul edilen bir gerçek. Bu şekilde meyveninki en sağlıklısı denilebilir.
0
logisticsmanager
(11.01.24)
şekerin hepsi aynıdır. iyi şeker kötü şeker yok. hepsinin vücuda verdiği etki aynı.
yukarıdaki örnekte free sugar kavramı yazılmış. free sugar da sonuçta şeker ve etkisi farklı değil.
ancak şeker kötü bir şey diye sebze meyve yemekten veya süt içmekten vazgeçemeyiz. dolayısıyla illa ki vücudumuza şeker girecek.
bu şekeri vücudumuza almaya değer mi ona bakmak lazım
meyve sebzeden gelen şeker (çok fazla olmamak kaydıyla) elbette alınabilir.
bitter çikolatadaki şeker ise bana göre çok gereksiz. bitter çikolata besin değeri olmayan bir abur cubur. dolayısıyla yenmese daha iyi olur.
ayrıca sadece şekeri kesmek yetmez. lifli gıdalar tüketmeliyiz. yoksa pek anlamı yok.
0
abelardo
(11.01.24)
Meyvenin şekeri, normal toz şekerden daha sağlıklı sayılmaz aslında aynı miktarda tükettiğinizde.
Meyve şekeri dışındaki şekerleri kalori açığı olarak kullanabiliriz, yani açsanız ve kaloriye ihtiyacınız varsa vücut enerji olarak kullanır. ama meyve şekeri direk yağ olarak depolanır. Kalori açığınız olsa bile kullanmazsınız vs.

Size kuru meyvenin sağlıklı sayılabileceğini düşündüren ne oldu?

Fruktoz şurubu, mısır şurubu dediğimiz şeylerde zaten meyve şekeri olduğu için normal pancar şekerinden daha zararlı.

Ama ekstra pancar şekerini tüketeceğiniz diğer ürünler paketli ürünler olacak, işlenmiş paketleri ürünlerin şeker dışında başka zararları da olacak.
Meyvedeki tek sorun ise fruktoz. Yani daha kötü bir şeker içeriyor. Lif dışında bir faydası yok, enerji olarak kullanılamıyor ama paketli değil, ekstra kimyasal içermiyor vs.
Onun kar zararını siz kendiniz hesaplayın. Ama kuru meyve nedir ya. Normal meyve yiyin yiyecekseniz de. Gidip şeker bombası kuru meyveyi tüketmeyin.
0
zimbirik
(12.01.24)
(3)

5000 doları faize yatırmak?

siyasil
sizce mantıklı mı? hangi banka şu an iyi mevduat veriyor acaba?
sizce mantıklı mı? hangi banka şu an iyi mevduat veriyor acaba?
0
siyasil
(02.01.24)
dolar olarak mı faize yatırmak?
tlye çevirip mi faize yatırmak?

bence ikisi de mantıksız :)
0
abelardo
(02.01.24)
bomboş durmasından mantıklı.

binance usdt'ye 11.16% veriyor, banka olarak bilmiyorum.
0
gule gule
(02.01.24)
Binance'e yatırılabilir ama binacein veya tetherin öyle veya böyle riski diğer şeylere göre,
Midas %4 veriyor, stopaj yok ama yıllık bu tip yurtdışı kazançlarda yıllık bir muafiyet üstüne vergi var muhtemelen 5000 doların getirisi başka bir yabancı hisse geliri falan yoksa muafiyeti aşmaz en güzel bu seçenek olur.
Ek olarak burgan bank %3.5 veriyor ama %25 stopaj kesilir gerçek oran %2.62 olur
0
atom karincanin torunu
(02.01.24)
(7)

foto cekecek arkadasi olmayanlar ne yapiyorsunuz?

duyurukullanıcısı
Uzun zamandir foto cekilen, gec seni cekeyim falan diyen arkadasim yok. Dolayisi ile soyle boydan veya karsidan falan neredeyse hic fotom yok.Bu durumda ne yapiyorsunuz?
Uzun zamandir foto cekilen, gec seni cekeyim falan diyen arkadasim yok. Dolayisi ile soyle boydan veya karsidan falan neredeyse hic fotom yok.

Bu durumda ne yapiyorsunuz?
0
duyurukullanıcısı
(02.01.24)
Selfie ya da çekinmiyorum. Ben arkadaşıma gel seni çekeyim dedim. Buradan mana çıkarıp ondan hoşlandığımı sanmış. Çeksek bir dert çekmesek bir dert.
0
Kahvedesu
(02.01.24)
Abi ağaç kovuğundan çıkmadığımız için etrafımızda çevremizde illa ki biri olur, canım çok boydan fotoğra çektirmek çekerse onlardan rica ederim böyle bir durum olursa. Kaldı ki çok arkadaşın olsa da kimse gel seni çekeyim demez bence ya.
0
Bir ben var benden şurada
(02.01.24)
fotoğraf çekilmeyi zaten sevmiyorum, o yüzden 100 senelik fotoğraflarımı kullanmaya devam :D
0
candide
(02.01.24)
oradan geçen birine çektiriyorum. beş on tane çekiyor . birinden biri iyi çıkıyor.

bu arada yüksek çözünürlüklü kaliteli fotoğraf istiyorsan fotoğrafçıya git. onların stüdyosu fena değil. düşük ücrete bir sürü poz verirsin.
0
yurtsuz john
(02.01.24)
sultanahmet'e gelmiş yalnız bir italyan benden rica etmişti, fotoğraflarını çekmiştim. bi de özenmiştim bak, öyle her açıdan çekmiştim, adam bayağı memnun olmuştu:) siz de italyan gibi yapabilirsiniz. yalnız, düzgün giyinimli, aylak birini gözünüze kestirin ve fotoğrafınızı çekmesini isteyin.

fotojenik olamadığımdan fotoğraf çektirmeye de hiç hevesim olmadı benim:)
0
kesmekes laleler
(02.01.24)
yolda geçen birisinden iste çeksin
0
abelardo
(02.01.24)
aynadan.

arkadaşın niye gel seni çekeyim desin hocam sen çeker misin dersin istiyosan
0
ala09
(03.01.24)
(5)

Fed olası faiz indirimin türkiye üzerine olan muhtemel etkileri

Rao
Merhabalar, Araştırma yapınca çok kaynak bulumadım bir konuya cevap arayarak sorularım,Türkiye ekonomi tarihinde fed in faiz indiriminin ekonomimiz üzerinde naslı etkiler oluşturdu.Aynı şekilde muhtemel faiz indirimesi ve mevcut ekonomi yönetimi ve ekonomi politikaları düşünüldüğünde ülkemiz üz
Merhabalar,

Araştırma yapınca çok kaynak bulumadım bir konuya cevap arayarak sorularım,


Türkiye ekonomi tarihinde fed in faiz indiriminin ekonomimiz üzerinde naslı etkiler oluşturdu.

Aynı şekilde muhtemel faiz indirimesi ve mevcut ekonomi yönetimi ve ekonomi politikaları düşünüldüğünde ülkemiz üzerine beklenen etkileri neler olabilir.

Çok teşekkürler.
0
Rao
(01.01.24)
fed faiz indirimi genelde türkiyeye olumlu etki ediyor
0
abelardo
(01.01.24)
Çok büyük fonları yöneten adamlar var. Mesela adam 100 milyar dolar yönetiyor. Diğerinde Arapların 1 trilyon doları var. Bu adamlar çeşitli ülkelerde yatırım yapıp parayı büyütüyor.

Fed faiz indirirse bu adamlar Amerikan faizindeki paralarının bir kısmını başka yerlere kaydırır. Hazır bizde de faizler artarken neden olmadın?
0
iddaaci
(01.01.24)
1- Döviz kuru ve sermaye akışları açısından; doların değeri düşeceği için kur baskısı azalır, risk iştahı artar, sıcak para gelir. ayrıca dolar ile mal alıp euro ile satan bir ülke olduğumuz için lehimize olur.

2- faiz ve yatırım: global faizlerin düşüşünü sağlar, tr gibi ülkeler için yatırım maliyetini çok azaltır.

3- tr daha rahat borç para bulabilir, daha ucuza maliyetlenir.

genellikle olumludur. ancak faiz oranları düşük ülkelere bunun enflasyon etkisi de olabilir, tr şu an böyle değil, olacak gibi de durmuyor. hızla düşmeyecek ama fed hızla düşürürse faizleri tr'de varlık fiyatları (borsa dahil) bir şişikliğe sebep olabilirdi.

15-18 sene aradan sonra son 3 senede fed deli gibi faiz artırınca abd'de çok para toplandı bankalarda. faiz azalırsa, evet bu para dünyanın dört bir yanına dağılacak.
0
avatar is back
(01.01.24)
FED faiz indirirse Dolar'ın değeri düşer.
Türkiye ithalatını Dolar ile, ihracatını Euro ile yapan bir ülke. Dolar/Euro paritesindeki düşüş bizim cari açığımızı azaltıcı etki yapar.
0
Mirket
(01.01.24)
2008'de olan şeyi söylüyorsunuz sanırım.

Basit bir mantığı var: paranızı kendi ülkenizde faize yatırıp güzel bir gelir elde ediyordunuz diyelim. Ama sonrasında faizler indiriliyor ve sizin paranızı faize koymanın bir anlamı kalmıyor. Siz de faizi yüksek olan ülkelere gidiyorsunuz (tabii bunları genelde en az milyon dolarları olan insanlar yapar). Türkiye %50 faiz veriyor diyelim. 100 milyon dolar ile geldiniz, dolarınızı 30'dan bozdurdunuz, 3 milyar liranız oldu. Paranızı bir sene vadede tuttunuz, oldu size 4,5 milyar lira.

Dolar yavaş yavaş 35 lira oldu diyelim ve bir yılın sonunda faizler de indirildi diyelim. Faizler indirildiği için Türkiye'den çıkmaya karar verdiniz, 3,5 milyar liraya 100 milyon dolarınızı geri alıyorsunuz, üstüne 1 milyar lira da kârınız oluyor. Onu da dolara çevirirsek 28 milyon dolar kâr.

Yani bir senede dolar bazında %28 kâr demek. Olay tamamıyla budur. Bu da müthiş bir kâr oranıdır. Herkes çıktığında da dolar kuru fırlar.
0
ahm1
(01.01.24)
(3)

Borsaya yatırılan paranın o şirkete faydası oluyor mu?

havadakarada
Halka arz kısmında şirket bu parayı alıyor, bu tamam. Ondan sonra ise o hisse fiyatının yükselmesi, insanların alması veya satması givi durumlar o şirketi etkiliyor mu? Biz o şirketin hisse senedini alınca (halka arz değil) bu parayı o şirket değerlendiriyor mu yoksa olay farklı mı?
Halka arz kısmında şirket bu parayı alıyor, bu tamam. Ondan sonra ise o hisse fiyatının yükselmesi, insanların alması veya satması givi durumlar o şirketi etkiliyor mu? Biz o şirketin hisse senedini alınca (halka arz değil) bu parayı o şirket değerlendiriyor mu yoksa olay farklı mı?
0
havadakarada
(31.12.23)
hayır olmuyor. en fazla aşağıdaki iki şey olur
1. artan fiyat ve işlem hacmi sayesinde şirketin reklamı olur
2. artan fiyat patronun bir miktar hisse senedi satmasına ve şirkete nakit sokmasına sebep olur.
0
abelardo
(31.12.23)
@abelardo peki borsadan halka arz dışında yapılan alım satimlardan şirketlerin karı yoksa kimin var?
0
🌸havadakarada
(31.12.23)
İlk soruya cevap: Borsada işlem fiyatı, şirketin büyük ölçekli el değiştirme durumunda emsal teşkil eder. Bu yüzden önemlidir.

İkinci soruya cevap: Borsa İstanbul'un, takas ve saklama bankasının, aracı kurumların, bankaların, ucuza alıp pahalıya satanların, Türkiye'de çok da oturmuş bir sistem olmamasına rağmen temettü ile geçinenlerin
0
Mirket
(31.12.23)
(6)

"o seni sevdigi icin sana satasiyor"

ahm1
Eski gunleri huzunlu bir sekilde dusunurken annemin, abim bana satastigi zaman bunu soyledigi aklima geldi. Bazen ciddi kavga ederdik, o zaman da bunu soyluyor muydu bilmiyorum ama bu laf mantikli mi sizce? Bu laf size de soyleniyor muydu?"İnsan, sevdigiyle ugrasirmis" lafi da var ama bu baska, bu r
Eski gunleri huzunlu bir sekilde dusunurken annemin, abim bana satastigi zaman bunu soyledigi aklima geldi.

Bazen ciddi kavga ederdik, o zaman da bunu soyluyor muydu bilmiyorum ama bu laf mantikli mi sizce? Bu laf size de soyleniyor muydu?

"İnsan, sevdigiyle ugrasirmis" lafi da var ama bu baska, bu romantik seyler icin soyleniyordu.
0
ahm1
(20.12.23)
40 yaşında adamım. bunu genelde yeğenlere yapıyorum. (yeğenim yok. kuzen çocukları.) küçük bir ilçede baba tarafı sülale (yörüğüz) bir arada yaşıyoruz. 4-5 sokak olduğu gibi aynı soydan.

ben kız kardeşimle 10 seneden fazla konuşmuyorum. babam vefat ettiğinden beri mal-miras mevzuları haricinde de konuşmadım. borç isterse veriyorum. vakti gelince ödüyor.

bana ciddi bir konuda yalan söylemişti. kendisine "bana herkes yalan söyleyip kandırabilir ama ailem bunu yapmamalı. ne kadar kızsam da sövsem de bunu yapmamalı" demiştim.

birkaç yıl sonra duyduğu ve yanlış anlamış olduğu bir konu hakkında kendisi bana ağır sözler söylemişti. duyduklarının doğru olmadığını evrakla ispatlayınca özür dilemişti.

zamanla ona karşı olan kızgınlığım geçti. artık kırgın da değilim. benim için sokaktaki herhangi bir insan.

nazını çeken insanın sınırı zorlamak her daim tatlı bir uğraşıdır.
0
phonex
(21.12.23)
Normal değil, sevgisinden olduğunu varsayaak bile insan sevgisini sevgi dolu şekilde göstermeli. Bunu sağlamak da yetişme çağında ailenin görevi.

Ne yazık ki birçok anne baba bu konuda çok da başarılı sayılmaz. Kendinizi yormayın, istemediğiniz sevmediğiniz şeyleri söyleyin. Bazen insanların değişmesi gerekir; normal olan bu.
0
akhenaten
(21.12.23)
"Abinin seninle sataşması sorunu ile ilgilenecek vaktimiz/takatimiz yok veya ilgilenmek istemiyoruz bu nedenle seni sataşılmanın aslında iyi bir şey olduğuna ikna ederek aradan çıkıyoruz" anlamına geliyor bence.
0
peki madem
(21.12.23)
"sevdiği için sana sataşıyor" lafı sataşılan kişiyi idare etmek içindir ve çoğu zaman şu anlama gelir
"onun nazını çekeceğini bildiği için sana sataşmakta sorun görmüyor veya biz sana gıcık oldugu için sataştığı ihtimalini düşünmek istemiyoruz"
0
abelardo
(21.12.23)
@abelardo: heh aynen, cevap bu sanirim. "nazini cekecegini bildigi icin sana satasiyor"
0
🌸ahm1
(21.12.23)
aslında alıp karşılarına konuşmaları ve çözülmez bir sorunsa profesyonel yardım almaları gerekir ama bir taraf diğer tarafa kin gütmesin diye anne-babalar böyle şeyler söyleyebiliyor. bu gerekçe tabii ki kabul edilemez ama çocuğun çözemediği bu sorunu aileler de çözemeyecek kadar bilinçsiz genelde.
0
anna sun
(22.12.23)
(5)

faiz sorusu

vss
az önce bir ilan gördüm. %47 hoş geldin faizi veriyormuş 90 gün boyunca. vov diye bir şey.şimdi ben 100.000 yatırırsam 147 bin mi alacağım. çok cahilim bu konu da üzgünüm :/
az önce bir ilan gördüm. %47 hoş geldin faizi veriyormuş 90 gün boyunca. vov diye bir şey.

şimdi ben 100.000 yatırırsam 147 bin mi alacağım. çok cahilim bu konu da üzgünüm :/
0
vss
(19.12.23)
47bin x 90/365 olması lazım dörtte biri yani
0
gece abisi
(19.12.23)
%5 stopaj da kesilicek
0
condom kurşunu
(19.12.23)
arkadaşlar çok teşekkürler cevap için ama ortalık karışmış biraz :)

www.alternatifbank.com.tr

şu linkte ayrıntı var.

@4'ün hesabına göre 90 günde 22 bin lira getiriyor sanırım. doğru mudur?
0
🌸vss
(19.12.23)
90 günde 11bin lira getirisi olur
0
abelardo
(19.12.23)
92 gün sonunda 11.254TL faiz geliri alacaksınız. Yalnız 100.000 ile 150.000TL arasında bir miktar yatırdığınız zaman banka 12.500TL'nizi vadesiz hesaba alcak (verdiğiniz linkte yazıyor) yani fiiliyatta 112.500TL yatırıp 92 gün sonunda net 11.254TL faiz alacaksınız.
0
pispinti
(19.12.23)
(22)

Kayinvalidenin pilot ogluyla yatilarda gidip gezmek istemesi

screwedup2
Merhaba,Ben ve esim pilotuz. Cesitli yerlere yatiya gidiyoruz. Kayinvalidem gezemeyi seven biri. Oglunun ucus programi aciklandiginda onunla bir yerlere gitmek istiyor. Kayinvalidem oglu ise girdiginde bosandi. Yani kendisi bekar ve ve maddi olarak biz yardimci oluyoruz. Onunla gittiginde ayni otel
Merhaba,

Ben ve esim pilotuz. Cesitli yerlere yatiya gidiyoruz. Kayinvalidem gezemeyi seven biri. Oglunun ucus programi aciklandiginda onunla bir yerlere gitmek istiyor. Kayinvalidem oglu ise girdiginde bosandi. Yani kendisi bekar ve ve maddi olarak biz yardimci oluyoruz. Onunla gittiginde ayni otel odasinda kalarak en azindan otel parasindan kurtarma gibi bir durum var ortada.

Gezmeyi gercekten cok seviyor ve ben bu durumdan rahatsiz olarak engel olmasam gidebildigi her yatiya esimle gitmek ister.
Ben gelin olarak bu durumdan rahatsizlik duyuyorum. Olabildigince nesnel anlatiyorum ki olabildigince nesnel yorum almak istiyorum. Bir gelinin bu durumdan rahatsiz olmasi sizce normal midir?

Bu arada meslege yeni basladigimiz icin borc icindeyiz ve maddi durumumuz o kadar da iyi degil. Neden ayri otel odasinda kalmiyor diye soranlari icin soyluyorum. Daha yeni ikimizin ilk arabasini alabildigimiz icin elimizde para bile yok. Ki olsa bile ben deli gibi gunde 13 saat calisip kendi paramin sefasini suremezken bizim paramizla tatillere cikmasi gezmesi bana batiyor.

Ilk evlenecegimizi soyledigimizde evlenmemizi istememisti tek ogluna biraz duskun.

Bu gezme olayindan rahatsizligimi esim anlamiyor. Sizce durum normal mi?
0
screwedup2
(18.12.23)
Bence çok haklısın. İzaha bile gerek duymadım her yatıya gitmek çok manitacılık işi evli oğlunu salabilmeli. Bütün enerjisini oğluyla atması kötü fikir
0
ala09
(18.12.23)
her şeyin bir ölçüsü var. sürekli sürekli olacak iş değil. insanlar anlayışsız ve vurdumduymaz olunca böyle sonuçlar ortaya çıkıyor. yaşanan durum normal değil. buna bir şekilde çözüm bulunması gerekiyor.
0
dedeminhirkasi
(18.12.23)
Maddi boyut haricinde ve sizin de bu seyahatlerde onlarla birlikte olmadığınızı varsayarak büyük bir problem göremedim ben.
0
elorelia
(18.12.23)
bence bu durum eşinizle alakalı, iki tarafın da gönlünü alıp orta yolu bulması gerekir
0
babemsi
(18.12.23)
Her seferinde değil de yüzde elli olduğu durumda bence normal. Hatta çok zorlarsam her seferinde bile normal karşılayacak sebepler bulabilirim.

Niye rahatsız olduğunuzu anlamadım. Ana oğul gezsin işte sizinle ne alakası var bu durumun? Kaynanam kocamla takılınca be güzel ana oğul hasret gideriyor diye düşünüyorum ben aklıma bile gelmez kıskanmak.
0
yenibirgüzelnick
(18.12.23)
Pilot oğlunun pilot gelinle evlenmesine itiraz eden annede ben bir çentik ararım.
0
onepointzero
(18.12.23)
Maddi durumunuza etkisi tam olarak nasıl oluyor, ben o kısmını anlayamadım. Sonuç itibariyle eşiniz otel ücretini tek de kalsa, annesiyle de kalsa ödemiş olmayacak mı? Uçak biletini mi siz alıyorsunuz? Yoksa komple tatildeki her şeyi mi siz ödüyorsunuz?

Bu durum haricinde birlikte gidiyor olmalarından eşiniz bir rahatsızlik duymuyorsa, siz de orada olmadığınız için ben de bir sorun göremedim. Eşiniz ile annesi arasındaki bir mesele bu bence.
0
fraise
(18.12.23)
siz bu yatılarda yanlarında değilseniz ve arkanızdan eşinizi size karşı doldurma gibi olaylar yoksa, yani siz eşinizle baş başayken her şey yolundaysa bırakın takılsınlar ana oğul derim normal şartlarda ama eşiniz bu durumdan kendisi hiç rahatsız olmuyorsa uzun vadede rahatsız olmakta haklısınız. böyle anneci adamlar ilişkilerinde dengeyi sağlayamıyor çünkü. eninde sonunda bir yerde ilişkiyi etkiliyor bu durum mutlaka.

üçünüz aynı odada kalıyorsanız çarşı karışır tabi.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(18.12.23)
Burada ne sorun var anlayamadım. Oğlu normalde tek gidecekken anne olarak oğluna eşlik etmesi, eşinden yeni ayrılmış bir kadın için güzel bir kafa dağıtma yöntemi.

Bu durumdan rahatsız olup engel olmak iyi niyetli birisinin yapacağı bir hareket değil bence. Bence gereksiz yere sorun çıkarıyorsunuz.
0
but that was just a dream
(18.12.23)
but that was just a dream +1

oyle bir yazmissiniz ki sanki ikisi birden surekli tatile gidiyor, sizi ozellikle yanlarina almiyorlar :D

Hatun bosanmis, dunyayi gezmek istiyor. Bu sirada oteli bedavaya getirmek istiyor, eger kocaniz bunu dert etmiyorsa problem ne anlamadim. Kocaniz zaten tahminen sabah annenizden once kalkip ucaga gidiyordur. Adam calisiyor yani, tatilde degil :)
0
cooperr
(18.12.23)
Şimdi öncelikle sebebini bilmesek de istenmeyen gelin olarak bi kalp kırıklığınız var. Bu, kayinvalideye karşı negatiflik tohumu atmış. Bu yüzden onların beraber bu kadar çok vakit geçirmesi sizi korkutmuş olabilir. Çok vakit geçirdikçe sizin çekirdek aileniz içindeki olumlu-olumsuz bilgiye sahip olacak validanım, eşiniz ne kadarına izin verirse tabi. Bu kaygı anlaşılabilir.

Diğer bir konu da eşini kaybetmiş ya da boşanmış annelerin koca misyonunu oğullarına yükleme eğilimi var eskilerde. Çoğunlukla bağımsız bir hayat yasayamadiklari icin olsa gerek. (aslan gibi oğlum var benim!) Zaten maddi anlamda böyle olduğunu söylediniz. Aile içi dengeyi bozan bi şey bu. Bu da kaygı verici.

Kadınların eşlerinin aile bağını koparması da doğumda annelerin oğullarıyla kesemediği göbek bağını gelinin kesmesi aslında. Duygusal olgunluğa erişmiş erkeklerde bu zaten yaşanmıyor, gayet güzel yönetiyorlar durumu.

Mesela bu söylediklerim soz konusu olmasaydı, borcunuza harcınıza rağmen rahatsız olur muydunuz aynı durumda?
0
beetlejuice
(19.12.23)
Ne kadin ne erkek hic kimsenin annesiyle bahsettiginiz siklikta ve yakinlikta vakit gecirmesini normal bulmam. Ustelik is seyahatinde surekli annesiyle beraber koca adam... Belki ben esimle bir sey konusacak, planlayacak, yapacagim, ergen gibi annen yaninda mi diye mi soracagim kocama hep? Yilda birkac kez normal. Fazlasi garip.
0
nic cage
(19.12.23)
Ailenin geçmişine ve gelişim sürecine bakmak gerekir. Ben pilot olsam annem istediği her yatıya benimle gelebilirdi. Bu konuda eşime karşı bir ihmalim olmazdı ama maddi olarak hiçbir şeyden kaçınmazdım.

Ama her insan pekala aynı değil, anne olmak kişinin kötü yönlerini alıp götürmüyor. Karşı taraftan bakıldığında tasvip edilmeyecek tavır ve tutumlar, çıkarcılık, fırsatçılık, işgüzarlık vb. çoğaltılabilecek durumlar varsa ben de hazzetmezdim.
0
Nature Works
(19.12.23)
Anne evliliği istememiş.

İşleri maddi olarak rayına oturtmaya çalıştığınız bir dönemdeymişsiniz.

Eşinizle yeni evli olduğunuz için ve annesinin de bu davranışı eskiden beri süregelen bir şey olmayıp görece yeni başlayan bir şey olduğu için eşinizle ilişkinizi nasıl etkileyeceğini anlamamışsınız.

Bu üç konu bu meselede canınızı sıkıyor anladığım kadarıyla.

Ben yerinizde olsam gözlemlerdim olayı. Annenin davranışı normal değil evet, sonuçta gezmeyi çok seviyor diye oğluyla "ayda yılda bir" sıklığından daha fazla seyahat etmesi absürt. Orası iş ortamı sonuçta. Anne-oğul hayatı bu denli iç içe geçmemeli. Bazı sınırlar var.

Diğer taraftan anladığım kadarıyla ortada zaten ailevi bir sorun var. Anne boşanmış. Bu birçok açıdan insanları etkiler. Siz böyle bir aileye girmişsiniz. Yani evde yangın varken gelip her şey normal gibi yaşamayı beklememelisiniz. Önce bu sıkıntılar atlatılmalı.

Ben yerinizde olsam bu durumu anneyle aramı düzeltmek için fırsata çeviririm. Hatta anneyi bir kere de siz yanınıza alın mesela?

Sonra bu olaylar yatıştıktan sonra eşim hala bunu sürdürmeye devam ediyorsa oturur konuşurum nasıl iş bu böyle diye.
0
akhenaten
(19.12.23)
ben anlayamadım sıkıntının ne oldugunu. anladıgım kadarıyla oğlu zaten yalnız oluyor bu seyahatlerde. annesi de onunla aynı odada kalıyor. annesi olsa da olmasa da sen bu zaten olmayacaksın. o zaman annesinin olmasında sıkıntı nerede anlayamadım.
sen eşinle beraber gitmek istiyorsan anlarım ancak oğlu tek olacak ise anne oğul neden bir olamasınlar.
maddi olarak da bir yük olmuyor anladıgım kadarıyla. uçak bileti ve otel parası da ekstra yük olmuyorsa sorun nedir?
sizin paranızla nasıl tatile çıkıyor? yemek yiyor en fazla. annenin yediği yemeği mi sorun ediyorsun
0
abelardo
(19.12.23)
Annesine aylik bazda ne kadarlik masraf yapiyor bu seyahatler dolayisiyla?

Iyi tarafindan bakin. EN azindan kiminle ne yaptigini biliyorsunuz.
0
turkuaz
(19.12.23)
Bu duruma bakılacak birden çok taraf var.

Maddi açıdan başlarsak,
- Bildiğim kadarıyla kayınvalideniz pas uçacak, pas uçarken pilotlara ek bir farklılık yok ise sadece vergiler ödenerek uçuyor yolcular. Bu ödenen ücret mi sizi rahatsız ediyor?
- Eşiniz otelde double kaldığı zaman ikinci kişi farkı oluyor ve onu da sizin bütçeden ödüyor ise bu mu sizi rahatsız ediyor?
- Sonuçta eşinizin yaptığı seyahat bir iş seyahati. Şirketin yatı sırasında çalışanlardan belirli beklentileri var ve kayınvalideniz olunca eşiniz bu beklentileri yerine getiremediği için iş kaygısı mı yaşıyorsunuz?

Manevi olarak:
- Eşiniz annesiyle fazla zaman geçirince sizden uzaklaşıyor mu? Kayınvalidenin düzenli bir eşi doldurma durumu mu var?
- Eşiniz ailesiyle sık görüşmeye devam ettiği için kıskançlık yapıyor olabilir misiniz?

Tüm bu soruları kendinize sormanız gerçek sebebi bulmanıza yardımcı olabilir.

Ha ben olsam belki bazı yatılara annemi götürürdüm ama artık benim de bir hayatım var, yalnız olmam gereken zamanlar var mesajını da verirdim.
0
en bi orijinal
(19.12.23)
bir iki kere merak ettigi yere gider de, ben hic normal bulmadim, koca adam niye annesiyle ayni odada kaliyor, bence rahatsiz edici, anne sonradan görme heralde.
sen de kendi anneni götür, ama kaynanan varken biz sonradan görme degiliz ayri odalarda kaliriz diye laf sok. masraflari da ortak hesaptan düs.
0
durgunfoton
(20.12.23)
Durumun normal olup olmaması işin sıklığına bağlı. Senede 2 veya 3 defadan fazla böylesi beraber seyahatler ilişkileri bozar. Şöyle söyleyeyim (ki olayın sadece maddi boyutu olmadığını gösterebileyim) kvalide sizden maddi destek almasa bile eşinizle senede 20 geziye çıkması sizi mutsuz eder miydi? Beni ederdi, çünkü yoğun iş temposu içinde muhtemelen ben bu kadar eşimle beraber olmazken onların birlikte olması bizim evlilik birliğini kurmamızı (evliliğin erken dönemlerinde) etkilerdi.
Bir de seyahat muhtemelen sadece konaklama ve uçak bileti masrafından ibaret değil. Orada gezecek, yemek yiyecek, ıvır zıvır bir şeyler alacak, günün sonunda geçimi için biz destek oluyorsak gözüme batar benim de. Bütün bu olayların üstüne bir de evlenmemi baştan istememişse... Neyse sakin...
Eşinizle annenin bu gezi çerçevesini çizin ama konuşmayı eşinizin yapması lazım, bunun için de ikna olması lazım. Yoksa bir seyahat sonunda eşinizle yollarınız ayrılabilir.
0
SiyamkedisiZorro
(20.12.23)
ufukta boşanma var maalesef.
0
tantunisultansuleyman
(21.12.23)
anne oğluna aşırı düşkün hastalıklı bir kadınsa ayrı, oğlunu tüm bu geziler için maddi manevi bir araç olarak kullanıyorsa ayrı.
ilki zaten evlerden ırak bir durum. yorum bile yapmama gerek yok, ama ikincinin neden rahatsızlık verebileceğini anlıyorum. sonuçta maddi olarak siz de sıkıntıda olduğunuzdan bahsetmişsiniz, geçimine yardım sağladığınız birinin sürekli olarak gezmesi herkesi huzursuz eder. ben mesela evladım dahi olsa, destek aldığım biri varken kendim kişisel harcamalarımı kısmaya özen gösteririm.
ayrıca yeni evli eşek kadar bir insanın kendi annesiyle bu denli çok zaman geçirmesi de sıkıntı. emin olun kadın tarafı olsa da aynısını derdim. insanların ailelerinden uzaklaşıp biraz kendi ailelerinin bilincinde olmaya başlaması gerekiyor.

uzun lafın kısası. madem geçinemeyecek derecede sıkıntısı var, yeni evli çiftin her şeyinden yararlanıp gezmeyiversin.

tşk
0
wild honey suckle
(21.12.23)
merhaba,

bir psikolog ve bir evin bir oğlu ile evli bir kadın olarak cevap vermek istiyorum:

''annenin ilk başlarda kafa dağıtmak için böyle seyahatlere çıkması normal'' diye yorumlar gelmiş, buraya bir nebzeye kadar hak verebiliriz, diyelim ki bu durum geçici, diyelim ki her seyahatine değil de bazı seyahatlere gidiyor anne.

yine de, başta evlenmenizi istemeyen ve sizin maddi gücünüzden alıp, başkasına ''keyfi'' olarak verilen paranın, sizi rahatsız etmesi bence çok normal. burada hissettiğiniz kıskançlık olabilir, öfke olabilir, değersizlik olabilir sizinle alakalı. ama dikkat, sizinle alakalı diye eşinizle alakalı değil, diyemeyiz. siz bir çiftsiniz, evlisiniz, sizinle ilgili olanlar eşinizi de ilgilendirir.

ben eminim ki tüm bu zor şartlar altında, kayınvalideniz zor durumda olsa, Allah korusun bir sağlık gideriz olsa ve yüklü miktarda ona para ayırmanız gerekse, bundan o kadar da rahatsız olmazsınız. ama söz konusu gezmek, tozmak ve ekstra olan bir şey. bunun yanında eğer başta evlenmenizi istemediyse ve oğlu işe girdiğinde kocasından boşandıysa, orada oğlu ile kurduğu sıkıntılı bir bağ olabilir, bunu eşiniz de kayınvalideniz de fark etmiyor olabilir. mesela, tamam artık oğlum güçlü, bana bakar diye bile boşandıysa, bu durum sıkıntılı. sizi de rahatsız eder. valideyi suçmalak doğru değil, bilerek yaptığını hiç düşünmüyorum, Anadolu'da erkekler sınır koymasa bir çok kayınvalidede bunu yapma potansiyeli ne yazık ki var, özellikle kocasıyla sağlıklı bir ilişkisi olmayan kayınvalidelerde.

eşinizin sizi anlamadığını düşünüyorsanız, ona duygularınızdan bahsedin, ve onu suçlamadan kendinizi ifade etmeye çalışın, sizin için de zordur eminim. ''kendimi şu şu duygular içinde buluyorum, ve ancak senin yardım edeceğini düşünüyorum. benim için evlilik birlik beraberlik ve huzur demek; bu yaşananlar benim huzurumu etkiliyor, acaba bana destek olmaya çalışsan, biraz daha empati kurmaya çalışsan, gerçekten buna çok ihtiyacım var.'' gibi cümlelerle yaklaşabilirsiniz.

ve bence mutlaka, evlilik terapisine gidin. ve sakın siz, annen seninle sağlıklı bir ilişki kuramıyor vs demeyin, dememeye çalışın. sizi anlamayacaktır, anlamadığı gibi size tepki de verir. siz üzülürsünüz. bunu uygun bir yolla evlilik terapistinden duyar zaten. ve aslında sizin neden ve ne için rahatsız olduğunuzu, yine aranızdaki hakem, yani terapist anlatır sağlıklıca diye umut ediyorum.

çok geçmiş olsun, sıkıntılı bir durum herkes için bence. ama hayat biraz böyle bir yer, ve evlilik de bazen strateji gerektiren bir ilişki süreci. kolaylıklar.
0
damba
(21.12.23)
(4)

B hatchback - C hatchback şehir içi kullanım kolaylığı

duguit
Sorum çok farklı araçlar kullanmış olanlara. 5 yıl B hatchback araba kullandıktan sonra 3.5 yıldır C hatchback bir araba kullanıyorum ve özellikle son zamanlarda gereksiz büyük gelmeye başladı, ben mi abartıyorum yoksa gerçekten de kağıt üzerinde küçük gözüken farklar pratikte cidden düşündüğüm kada
Sorum çok farklı araçlar kullanmış olanlara. 5 yıl B hatchback araba kullandıktan sonra 3.5 yıldır C hatchback bir araba kullanıyorum ve özellikle son zamanlarda gereksiz büyük gelmeye başladı, ben mi abartıyorum yoksa gerçekten de kağıt üzerinde küçük gözüken farklar pratikte cidden düşündüğüm kadar fark ediyor mu?

4 yıl 1999 model polo, 1 yıl 2010 model punto kullandıktan sonra 3.5 yıldır 2013 model Citroen c4 kullanıyorum. Boyutları arasında inanılmaz bir fark gözükmüyor, Polo 3.7 m, Punto 4 m, C4 ise 4.3 m. 30'ar cm uzuyor araçlar. C4 ikisine göre 10 cm daha geniş bir de.

Ama şehir içinde özellikle park yeri ararken ya da dar sokaklarda iki araba arasından geçerken vs. ciddi ciddi eski arabalarımı özler oldum. Ya da kaldırımda evin önüne park ederken vs. çok fazla manevra yapmam gerekiyor. Özellikle merkezde park yeri ararken de arabanın o "bi tık" büyüklüğü bazı yerleri denememi bile engelliyor.

Otomobilden çok anlamayan insanlar b hatchback c hatchback farkını bile bilmiyor, polo ile golf aynı araba çoğuna göre.

C4 alırken de hep b segmenti bakıyordum ama aynı paraya c segmenti daha dolu dizel araba alabiliyorum diye almıştım.

Benzer şeyler yaşayıp B segmentine geri dönen oldu mu? Abartıyor muyum?
0
duguit
(15.12.23)
çok dar sokakları olan mahallelerde cidden fark ediyor. manevra yapmak, park etmek daha kolay oluyor. bence mahalle çok fark ediyor. geniş sokakları olan mahallede d suv kullanılır ama dar sokaklarda b hatchback.
0
abelardo
(15.12.23)
yani evet b hatchback daha iyidir dar yerlerde ama biraz abartıyorsun gibi geldi. bu biraz avrupalı işi. bizde genelde imkan elverdikçe önce b sonra c-d diye gider. ben dönmezdim. ama sana sıkıntı oluyorsa dönmende problem yok. hem model yılını da yükseltirsin
0
paintov
(15.12.23)
abartıyorsun. golf ve poloya bakalım.
golf polodan 3.8 cm daha geniş.
golf polodan 20 cm daha uzun.

yani 20cm uzunluk ölümcül bi fark değil. genişlik farkı ise serçe parmak kadar bile değil. önemsiz yani. 20 cm dediğin bi karış. sana öyle geliyor sadece. daracık arabalardan ne zevk alıyorsunuz anlamıyorum.. sanki d suv.
0
jelly bear
(16.12.23)
B sınıfa dönerseniz de eski bi b sınıfı olmalı. Şimdiki b hatchbackler eski c hatchbacklerden daha büyük. Ben uğraşmazdım ama araba değiştirmekle falan
0
glamdr1ng
(16.12.23)
(11)

Bu durum nasıl yorumlanır? saygısızlık/yersiz şaka/taciz

le petit bonheur
Olay Avrupa’da geçiyor. Olayın kahramanlarından kadın türk, diğer ikisi başka milletlerden. A ve B iki yakın arkadaş, ikisi de erkek. Birlikte dolaşmaya çıkıyorlar ve A, B’nin nişanlısına (K) bir video gönderiyor:Videoda A, kadının nişanlısının boynuna montundan sökülmüş bir ip geçirmiş “buraya gel,
Olay Avrupa’da geçiyor. Olayın kahramanlarından kadın türk, diğer ikisi başka milletlerden.

A ve B iki yakın arkadaş, ikisi de erkek. Birlikte dolaşmaya çıkıyorlar ve A, B’nin nişanlısına (K) bir video gönderiyor:

Videoda A, kadının nişanlısının boynuna montundan sökülmüş bir ip geçirmiş “buraya gel, hey, cici köpek” deyip kahkaha atıyor. B durumundan hoşnutsuz görünse de boş gözlerle A’ya bakmak dışında bir tepki vermiyor.

Kadın kişisi videoyu görünce küplere biniyor, “Bu nasıl bir saygısızlık ve sen, sana bunun yapılmasına nasıl izin verdin! Bir de bunu ne diye videoya alıp bana gönderiyor?”

Aynı tepkiyi kadın, A’ya da gösteriyor. B ve nişanlısı A’yla görüşmeme kararı alıyor ve özür dilemesine rağmen A’yı düğünlerine davet etmiyorlar.

Aradan zaman geçiyor, A ve B arasındaki buzlar eriyor. K da “Belki kültürel farklılıklardan kaynaklanan bir durumdu. Bir daha yapmaz belki böyle saçmalıklar. Belki onun kültüründe erkekler arasında böyle şakalaşmalar normaldir” diye umuyor. İyi niyet göstermeye çalışıyor. İki arkadaşın arasını bozan eş durumuna düşmek istemiyor.

Ardından A, çifti birkaç kez evlerinde ziyaret ediyor.

Son ziyaretinde 3 gün çiftin evinde kalıyor. Son gün akşam kadın mutfakta yalnızken A, kadının yanına gidiyor.

A: Salata mı yapıyorsun?
K: Evet.
A: (Tezgahtaki rokayı göstererek) Bizde buna roka derler. Siz ne diyorsunuz? Biliyor musun rokayı?
K: Biliyorum rokayı evet. Bizde de roka denir.
A: Cilde çok yararlıdır. Bir de 18+ faydaları vardır, neyse söylemeyeyim.

Kadın cevap vermiyor, ciddiye almıyor.

A kapıya doğru yöneliyor ve sonra; “B bunu yesin, sonra daha iyi” diyip elinin ayasıyla kapıya hırıltılı sesler eşliğinde tak tak tak vurup başka odaya geçiyor.

Kadın şok. Ağzı gerçek anlamda açık kalıyor, ne diyeceğini bilemiyor. Orada donup kalıyor. Olayın şokuyla tepki de gösteremiyor.

Kadın son yaşananın taciz olduğunu düşünüyor ve A’yı bir daha evde görmek istemiyor.

B, A'nın yersiz bir şaka yaptığını ve çok kötü cinsiyetçi bir mizah anlayışı olduğunu söylüyor. B yaşanan durum için eşinden özür diliyor ve A’yla konuşacağını söylüyor. Konuşalım ki yaptığının rahatsız edici olduğunun farkına varsın, gibi bir düşüncesi var.

Kadın, A’nın bunu zaten tasarlayarak yaptığını, yani ne yaptığının son derece bilincinde olduğunu düşünüyor. Bu yüzden B'nin A'yla bir daha görüşmesini istemiyor.

A'nın bu davranışların ne kadarı kültürel farklılıklardan olsa gerek diye yorumlanabilir? Yurtdışında yaşayan duyurucuların yanıtlarını özellikle merak ediyorum.
0
le petit bonheur
(15.12.23)
Bazı insanlar böyle gevşek olabilir. Rahatsız oldularsa görüşmesinler madem ama kadının eşinin arkadaşlıklarına karışması ve görüşmemesine karar vermesi bana saçma geldi. Demek ki bu adamın (A) karakteri böyle, uymuyorsa B kendi karar versin ve görüşmesin. Bana kadın çok dominant, B ise umursamaz geldi. İlk baştaki video onu rahatsız etmemiş bile.
0
birgumuspeni
(15.12.23)
3gün kalınca farklı beklentilere girmiş
B fazla geniş
0
mantık
(15.12.23)
"Videoda A, kadının nişanlısının boynuna montundan sökülmüş bir ip geçirmiş “buraya gel, hey, cici köpek” deyip kahkaha atıyor."

A B'nin boynuna mi ip geciriyor?
0
tantamount_to_equivalent
(15.12.23)
@tantamount_to_equivalent, Evet. İpi dolamak gibi değil de boynuna atmış ipi, köpek muamelesi yapıyor. B, o sırada başını çevirip boş gözlerle A'ya bakıyor. Hoşnutsuzluğu belli, gülümsemiyor mesela ama aynı zamanda başka tepki göstermiyor. Rahatsız ama ciddiye almıyor gibi bir tavrı var.

A bu videoyu, B'nin nişanlısına gönderiyor.
0
🌸le petit bonheur
(15.12.23)
A gevşek bir adam
K, A ile irtibatı kessin, ailece görüşmeye son versinler. Eve davet olmasın.
A, B'nin kiminle arkadaşlık edeceğine karışmamalı.
0
Tina
(15.12.23)
A ingiliz mi? Ingilizlerde var bu sinir tanimayan espri, sululuk olayi, alinganlik edersen sadece banter'di derler, banter'dan anlamiyor diye de dislarlar sonra.

A ve B yakin arkadasmis ama enseye saplak derecesinde, sulu bir arkadaslik sanirim bu. Sayet oyle ise dugune cagirmamak falan ilk olayi cok fazla buyutmussunuz, eglencesine bir video cekmisler sizi kizdirmak icin de A size atmis.

Ikinci olay biraz olcusuz olmus ama isin icinde alkol varsa normal bu tarz sulu arkadasliklarda. 3 gun baskasinin evinde yatiya kalmak daha absurt geldi bana yalniz, bayagi bir sulu ya da koklu bir arkadaslik A ve B nin anlasilan. Normalde Avrupali anasini babasini istemez evinde 3 gun
0
tantamount_to_equivalent
(16.12.23)
@tantamount_to_equivalent, Yok ingiliz değiller. A kişisi Arap, alkol almıyor. B de bir avrupalı.

B kişisi daha ziyade sakin bir adam. A dahil olmak üzere kimseye öyle şakalar yapmıyor. A haricinde ona böyle şakalar yapan bir arkadaşı da yok.
0
🌸le petit bonheur
(16.12.23)
@le petit bonheur Yol verin o zaman. Cunku bir musluman ekstra daha dikkatli olur, arkadasinin esinin yaninda ne konusacagina nasil davranacagina, aile kurumuna saygi gosterir. Onda bu hassasiyetler yok. Avrupali simariktir, serbest buyumustur, genistir falan diye kredi vermistim basta ama ici pis gozukuyor arkadasin
0
tantamount_to_equivalent
(16.12.23)
K esinin kiminle gorusup gorusmeyecegine karar veremez, evine alip almamak ve kendisi gorusup gorusmemeye karar verir. K kisisi istemiyorsa gorusmemek ve evine almamak konusunda haklidir.
Ancak tavirlarindan rahatsizsaniz, rahatsizliginizi sahiplenin buradan destek almakla olacak sey degil, hoslanmiyorsaniz hoslanmiyorsunuzdur, kendiniz disinda kimseye bir aciklama yapmakla yukumlu degilsiniz. K kisisi esini kontrol etmeye calistigi icin buradan destek ariyor sanirim.
B kisisi de bu sakalari kaldirip kaldirmak istemedigini, A kisisinin dostlugunun ona ne kazandirdigini nelerinden hoslanip hoslanmadigini kendi dusunup tartip karar vermeli. Bunun icin de kendini tanimali, kendi sinirlarini bilmeli. Ancak bunun farkinda degil sanirim.
0
kassiopeia
(16.12.23)
kültürel tabi. türkiyede hangi erkek bu durumu normal görebilir? siz de türkiyede büyümüş bir kadınsınız ve size de anormal geliyor haliyle.
ayrıca evli bir çiftin yanında böyle bir adamın 3 gün kalması anormal. hangi türk izin verir elin herifinin üç gün karısının yanında kalmasına, hem de yalnız kalıyorsunuz evde.
0
abelardo
(16.12.23)
Milliyetleri sözleyince olay daha oturdu. Arap işin farkında, önce B'yi kadının gözünde küçük düşürüp sonra kadına saracak. kültürel fark ama bu kültürden cacık olmaz. Ailece görüşmeyi kesinlikle kessinler, B'de A ile mümkün olduğunca az görüşsün.
0
SiyamkedisiZorro
(18.12.23)
(9)

Yöneticilik - Adil Olma ile İlgili

french lover
Merhaba.Diyelim ki bir şirkette yöneticisiniz.Ekibinizde X ve Y diye iki çalışan var.X çok başarılı ve terfi almayı hak ediyor ancak veremiyorsunuz çünkü bir takım prosedürel engeller var (IK'nın şart koştuğu tecrübe yılı yetersiz, belli sayıda tecrübesi sayılmamış vs). 1 yıl daha beklemesi gerekiyo
Merhaba.

Diyelim ki bir şirkette yöneticisiniz.
Ekibinizde X ve Y diye iki çalışan var.

X çok başarılı ve terfi almayı hak ediyor ancak veremiyorsunuz çünkü bir takım prosedürel engeller var (IK'nın şart koştuğu tecrübe yılı yetersiz, belli sayıda tecrübesi sayılmamış vs). 1 yıl daha beklemesi gerekiyor.

Y de fena bir çalışan değil, işini beklendiği seviyede yapıyor ancak asla X kadar fark yaratmıyor. Y'nin terfi almasının önünde bir engel yok, prosedürel olarak terfi verilebilir durumda.

Soru: Y'nin terfisini verir misiniz yoksa bekletir misiniz?
0
french lover
(15.12.23)
Y'ye terfi veririm. X ne kaybedecek ki bu durumdan? her durumda bir sene bekleyecek zaten. bir sene sonra ne olacağı belli değil. niçin Y'nin hakkını yiyeyim ki. iyi bir çalışanmış zaten
0
abelardo
(15.12.23)
Yöneticilik istisna yaptırabilme gücüdür, x'in de terfi alması için elimden gelenin fazlasını yapardım.
0
Bruce
(15.12.23)
çok benzer bir durumu yaşadık.
saçma sapan ik prosedürleri vs.

disssedum +1 x bir gün gidecek.
ama ben olsam, x varken SADECE y ye vermezdim. ik ya baskı yapardım, ikisine de veriridim. biz böyle yaptık.

ortada x gibi bi olmasa, elbette y ye ver geç.
0
neden beni sevmedin
(15.12.23)
Bruce + 1

Kurallar, bozulmak içindir. İK veya firma, isterse kuralı anında değiştirir. Yönetici olarak bu durumu dile getirin. X için terfi alamasanız bile prim veya yurtdışı eğitim vs bir ödül verin.
0
alfired
(15.12.23)
Burada Y, X'ten ayrı düşünülür ve terfisi verilir.

X için terfi olmasa da başka duruma uygun başka artılar düşünülebilir.
0
diyecevaplandı
(15.12.23)
Terfi verilmek zorunda mı? Yoksa yöneticinin isteğine bağlı mı?
Önce bunu sorgulamak lazım.
0
erty_ksk
(15.12.23)
zorunlu değil, yöneticinin değerlendirmesine bağlı.
0
🌸french lover
(16.12.23)
Y’ye vermelisiniz, X proseduru bilmiyorsa ona da durumu aciklamali ve farkli sekilde de olsa odullendirmelisiniz. Vermediginiz terfi yuzunden elinizdeki calisanlar kacabilir, seneye terfi verme sansi olmayabilir/kisitli olabilir.
0
ayheytmayselfenvanttuday
(18.12.23)
Hangisini kacirmak istemiyorsan terfiyi o alir, oburu memur kafali degilse istifa eder gider. Zaten istifa etmiyorsa terfiyi hakedecek bir tip degildir.

isveren kanunlar cercevesinde kaldigi surece kimseye adil davranmak zorunda degil, herkes kendi basinin caresine bakar.
0
cooperr
(18.12.23)
(12)

25 yaş kadın ve 40 yaş erkek ilişkisi hakkında düşünceniZ nedir?

madurumdamadurum
...
...
0
madurumdamadurum
(14.12.23)
EYT'li olmasına az kalmış biriyle işim olmaz. Bir yere gidicez arkadaş gibi 40 yaş üstü olacak. Kendimi burada 25 yaşında biri gibi düşündüm. Olmaz.
0
Kahvedesu
(14.12.23)
çok güzel olur.
0
tabudeviren
(14.12.23)
Böyle çok mutlu iki aile tanıyorum.
0
Mirket
(14.12.23)
Allah mesut etsin
0
mirty
(14.12.23)
Birlikte oldugunuz kisi sizin duygusal olgunlugunuzu yansitir, bu iki insanin duygusal olgunlugu uyumlu ise gayet olur. Duygusal olgunluktan kastim geziyoruz egleniyoruz degil bu arada; uyusmazliklara yaklasiminiz, degerleriniz, oncelikleriniz vs.
Yeni nesle bakis acim ne yazik ki biraz onyargili bu nedenle 25 yasindaki birinin, saglikli olgunlasmis 40 yasindaki biri ile etkilesimi ve paylasiminin cok sinirli olacagini, 40 yasindaki kisinin halletmesi gereken meseleleri oldugunu dusunurum.
Ama ben de dahil olmak uzere, o 2 kisi disinda, kimin ne dusundugunun bir onemi yok.
0
kassiopeia
(14.12.23)
bol manipülasyon soslu olur. afiyet olsun.
0
meyal
(14.12.23)
mis gibi olur, bence arada min. 10 yas lazim zaten.
iki tarafta yaslandikca oturur iliski. 40-55 mesela olmaz denebilir mi?
0
cooperr
(15.12.23)
Amerikalı yazar Paul Auster'dan gelsin. "25'inden sonra herkes yaşıttır."

Gayet normal yaş farkı.
0
kalemdefter
(15.12.23)
gayet uygun.
0
abelardo
(15.12.23)
Yaş farkı fazla.
0
rock n roll
(15.12.23)
Yaş farkı çok fazla. Adamın 40 yaşında 25lik kadına bakması da problem. 55-70 bile olsalar yaş farkı çok fazla, kapanmaz.
0
birgumuspeni
(15.12.23)
Yeri var
0
gece abisi
(15.12.23)
(5)

Konsollar ve GTA VI

AlsterWasser
Şimdi kullandığımız ps5 veya Xbox Series X ya da S ler GTA 6 yı kaldıracak mı?Seneye yeni oyun konsolu çıkmayacak sonuçta bu konsollara göre yapıyorlar değil mi?
Şimdi kullandığımız ps5 veya Xbox Series X ya da S ler GTA 6 yı kaldıracak mı?

Seneye yeni oyun konsolu çıkmayacak sonuçta bu konsollara göre yapıyorlar değil mi?
0
AlsterWasser
(11.12.23)
Evet. Ilk bunlara çıkacak.

Sonra bir iki yıl sonra pc.
0
logisticsmanager
(11.12.23)
evet
0
abelardo
(11.12.23)
4k 30 fps upscaled olarak kaldırabilir diyorlar
0
false pretension
(11.12.23)
2k 30 fps olacak deniyor mevcut konsollarda. PS5 Pro söylentileri var. P5 Pro ile 2k 60 fps ve 4k 30 fps modu gelebilir Pro'ya özel.
0
xenocidee
(11.12.23)
Seneye yeni oyun konsolu çıkacak aslında; PS5 ve X-BOX'ın daha güçlü versiyonları çıkacak. Hatta büyük ihtimalle Rockstar'ın elinde geliştirme kitleri de mevcuttur ve oyunu buna göre tasarlıyorlardır.
0
pangea
(11.12.23)
(9)

Ayrıldım pişmanım

FreSh
8 aylik bir ilişkim vardı ve son zamanlarda heyecanımı kaybettiğim, hiçbir şey hissetmedigim için 2 gün önce ondan ayrıldım. Işin garip tarafı ayrılırken sürekli ağladim ve şimdi de pişmanım. Onu aslında seviyor olduğumu fark ettim. Nasıl bir aptalliga düşüp de böyle davrandığımı inanın bilmiyorum.
8 aylik bir ilişkim vardı ve son zamanlarda heyecanımı kaybettiğim, hiçbir şey hissetmedigim için 2 gün önce ondan ayrıldım. Işin garip tarafı ayrılırken sürekli ağladim ve şimdi de pişmanım. Onu aslında seviyor olduğumu fark ettim. Nasıl bir aptalliga düşüp de böyle davrandığımı inanın bilmiyorum. Kendimi çözemiyorum, ne istediğimi bilmeyen biriydim hep zaten. Ama bu kez çok iyi, yanında huzurlu hissettigim, mutlu olduğum birini bulmuşken onu bırakarak gerçekten salakça davrandığımı kanıtlamış oldum. 2 gündür durmaksızın ağlıyorum, onu çok özlüyorum şimdi geri dönsem büyük bir hata yaptım desem dalga geçiyor gibi mi olur? Böyle bişey yaşayan oldu mu hiç bunu yapan ve karşı tarafın yaptığı?
0
FreSh
(11.12.23)
Çok fazla zaman geçmeden bu duygularınızı onunla da paylaşın, 2-3 gün içinde ağlayarak hata yaptığını söyleyen eski sevgiliye hemen hemen herkes inanır, hak verir, barışır.

Ama uzun süre ara verdikten sonra geri dönüş sinyali verilirse "benden daha iyisini bulamadı, denedi başkalarıyla, şimdi de bana geri dönüyor" sanar herkes.

Ben olsam gurur yapmam ve dayanırım kapısına.
0
John Bloor
(11.12.23)
+1 John Bloor.

Ne kadar süre geçtiği en önemli belirleyicilerden biri olur.
Sizi seviyorsa kabul eder.
0
crinix
(11.12.23)
Tavrınız çok güven verici olmasa da böyle konuşmaları sıcağı sıcağına yapmak en iyisi +1
0
akhenaten
(11.12.23)
Bence kafanız karışıkken daha da belirsizlik yaratmayın karşı tarafta. Önce kendi içinizdeki bu duygudurum değişikliğini çözmeye odaklanın, sonra karar verin.
0
lüzumsuz adam
(11.12.23)
lüzumsuz adam +1

kabul etse bile, daha sonra yine aynı şeyi yapıp bu sefer karşı tarafa da hasar vereceksiniz. bence şu anki durumunu kabullenmeye ve alışmaya çalışın.
0
MtKrt
(11.12.23)
pat diye ayrıldın yani öyle mi? bir süredir soğuk yapıyorsan ve sonrasında ayrıldıysan karşı taraf ta sogumus olabilir.
ama 2 gün önce pat diye "ben artık bir şey hissetmiyorum" deyip ayrıldıysa o zaman da dengesiz birisi gibi gözüküyorsun.
duygularından emin olmayan birisi hiç güven vermez. bence de bir an önce konuş ama yukarıda yazdıklarım önemli.
0
abelardo
(11.12.23)
@abelardo Bir süredir soğuk yapıyordum ve nedenini de bilmiyordum onun yanlış yaptığı bişey olmamasına rağmen. Ama insan bir insanın değerini kaybedince anlıyor ya o oldu bende ve belki de duygularimdan emin olmam için bunu yapmam gerekiyordu. En azından bırakmayıp ara vermeliydim maalesef akıl edemedim :(
Soguduysa ve affetmezse de hata yaptım dönüşü yok deyip kabullenecegim kendi düşen ağlamaz sonuçta

@akhenaten evet pek güven verici değil yaptıklarım haklısınız. Umarım güvenini tammaen kirmadan duzeltebilirim çok da geçmeden.
0
🌸FreSh
(11.12.23)
hiçbir şey demeden sadece seni özledim de yeter. başka açıklamaya gerek bile kalmaz.
0
OgutucuRecep
(11.12.23)
Rahat bırak sebepsiz soğuk yapıp dünyasını zindan etmişsin kafasından kim bilir neler geçti neler kurdu sonra anlamsızca ayrılmışsın şimdi pişmanım deme, gene darlayacaksın zindan edeceksin bir süre sonra hayatı.
Bırak ikinizde uzak durun birbirinizden
0
basond
(12.12.23)
(5)

Yatırım fonu getirisi hesaplama

denizzz
Ay ay devamlı alım yapan bir kişi yıllık bazdaki getiriyi nasıl hesaplayabilir? Yani şunu demek istiyorum, diyelim ben bir kerede 20.000 liralık fon aldım. 1 sene hiç oynama yapmadan beklersem ertesi yıl aynı tarihlerdeki bir yıllık değişim ne kadar olmuş net görebilirim. Ama her ay farklı tutarlard
Ay ay devamlı alım yapan bir kişi yıllık bazdaki getiriyi nasıl hesaplayabilir? Yani şunu demek istiyorum, diyelim ben bir kerede 20.000 liralık fon aldım. 1 sene hiç oynama yapmadan beklersem ertesi yıl aynı tarihlerdeki bir yıllık değişim ne kadar olmuş net görebilirim. Ama her ay farklı tutarlarda fon alıyorsam bunların yıllık getirisinin hesabını yapmanın yolu nedir?
0
denizzz
(08.12.23)
Tefas da aldığın fonun detaylar kısmında aylık 3 6 ve 1 senelik hatta 5 senelik getirileri gösteriyor. Yatırdığın parayı getiriye göre hesaplayabilirsin
0
dedeminhirkasi
(08.12.23)
Bir excell programı yazar, her aldığında maliyet ve miktarları kaydedersin. Toplam ve birim maliyeti gösterir.
0
Mirket
(08.12.23)
tefas sitesinde günlük aylık 3 aylık yıllık ve YTD olarak getirileri görebiliyorsunuz
ayrıca istediğiniz tarih aralığında da getiri görebilirsiniz. fon karşılaştırma sekmesinde istediğiniz tarih aralığını girerseniz yine getiri oranı görünüyor

ben şöyle yapıyorum. aldığım tarih, adet ve alıkş fiyatını excel'de tutuyorum. ne kadar getirdiğini hesaplamak için
= (anlık toplam tutar - alım tutarı)/ alım tutarı yüzde olarak görebiliyorum. (kısaca kar/maliyet şeklinde hesaplayabilirsin)
0
exlibris
(08.12.23)
Bu anlamda gelecegi tahmin edebilmek icin varsayimlar yapmaniz lazim. Cunku her alimda fon fiyati farkli olacagindan bu varsayimlarin agirligi bile yillik kazanci cok degistirir.Verdiginiz sekilde banka vadesi gibi kesini olacagi hesaplayamazsiniz. Ancak olduktan sonra bunu gorebilirsiniz.

Neden farkli varsayimlar farkli sonuc getirir.
Ornegin fon un her ay %1 getiri getirecegini sizin de aylik 1000 lira yatirdginizi dusunelim. Sizin yatirdiginiz para sabit ama urun fiyati surekli artacagindan getiriniz yilda %12 yerine %6-7 olur.

Baska bir senaryoda yine ayni verilerle 11 ay hic artmadigini son ay %12 arttigini dusunsek getiriniz yillik getiriniz %11 olur.

Farkli tutarlarda aldik diyelim yada sayi olarka aldik diyelim parasal karsiligina bakmadan yine onu ona gore bir varsayim senaryosunda hesaplamak gerekir.
0
wallcan
(08.12.23)
excel kullanmayı biliyorsan yaparsın
0
abelardo
(08.12.23)
(8)

hediye yerine hediye kartı almak

denizzz
alıcı olarak bunu hoş karşılıyor musunuz yoksa kaba mı buluyorsunuz?
alıcı olarak bunu hoş karşılıyor musunuz yoksa kaba mı buluyorsunuz?
0
denizzz
(08.12.23)
"Hediyeyi hediye yapan şey, maddi değeri değil, anlamıdır." (bir önceki yorumda denmişti, şimdi silinmiş) bakışını bir nedenle doğru bulmuyorum: yanlış hediye olma ihtimali. Bu da hediye verilen kişi üzerinde "ne yapıcam şimdi ben bunu; tutsam bir dert, atsam başka bir dert" diye gerilmesine neden olabilir. Bunun yanı sıra (hatta belki bundan önce) gereksiz üretim/tüketim, çevre kirliliği gibi sorun yaratacaktır muhtemelen.

Belki de en iyisi "değiştirilebilir hediye" almak. Veya kendisine sorarak almak. Adetleri yaşatmak zorunda değiliz. Bazı adetler gerçekten tamamen saçmalık.

Hediye kartı almak ister miydim diye düşündüm. Sonuç:
Çalıştığım şirket alıyorsa hoş, ama yakın arkadaşım alıyorsa nahoş/gereksiz/tuhaf. Arkadaşım bir gün bana içki ısmarlasın, yeter. Hatta o da gereksiz. Hatırlaması yeter.

Not: Hediye beklemek tuhaf geliyor bana. Belli günlerde hatırla(n)mak da tuhaf geliyor. Samimiyetsiz bir yandan. Ara sıra "kendime şunu alıyordum, sana da aldım", "seveceğini düşündüm. beğenmezsen başkasına veririm/kendim kullanırım" gibi tutumlar daha akılcı bence.
0
pantepember
(08.12.23)
karaktere göre değişiyor sanıyorum bu. ben mesela zor beğenirim, kendime alacağım şeyleri günlerce düşünürüm. benim için baya iyi bi hediye hediye kartı.
0
a7x
(08.12.23)
Belirli durumlarda mantıklı,iş yerinde,öğretmenler gününde vs. O kadar kişinin düşünüp bir hediyede karar kılması zor. Birebir alınan hediyelerde ise kaba,özensiz geliyor. Bana hediye edilmesini istemem.
0
asteriks
(08.12.23)
saçma sapan alıp bir köşeye atacağım bir şey verilmesindense hediye kartı verilmesi bence daha mantıklı.
0
my fault
(08.12.23)
hediye kartı tercih ederim. çünkü bana verilen hediyeler genelde hiç kullanmadıgım hoşuma gitmeyen bir kenarda bekleyen şeyler oluyor. hediye kartı ile kendi begendiğim şeyi alırım daha iyi.
0
abelardo
(08.12.23)
Arkadaştan geliyorsa daha bile çok hoşuma gider, sevgiliden geliyorsa hoş karşılamam. Püh yazıklar olsun derim :D
0
akhenaten
(08.12.23)
Geçen yıllardan birinde doğum günümde 3-4 arkadaş birleşip kitapyurdu'ndan hediye kartı almışlardı ve aldığım en iş yarar hediyelerden biriydi. Çünkü hepsi de hayatımda neye tam olarak ihtiyacım olduğunu bilecek kadar yakın olmayan, ama işimi neyin göreceğini bilecek kadar yakın olan insanlardı.
0
pianeta
(09.12.23)
Ben hediye kartı istiyorum. Özel anlamlar yüklemeyi ve sürprizleri sevmem finalde benim istediğim olsun isterim. Hatta aileme, sevgilime ve samimi arkadaşlarıma trendyol/hepsiburada hediye listesi hazırlayıp atarım. Bunlardan birini hediye olarak alabilirsin derim. Ucuzdan pahalıya baya bir çeşit olur, herkes mutlu.

Mesela birine ev hediyesi vs alınacaksa bu sefer ben liste talep ederim. Nelere ihtiyacın var yaz, link gönder öyle alayım derim. Yine herkes mutlu.
0
jazzabel
(09.12.23)
(4)

borsada hisseyi adetle almak

sir gawain
yurtdışında kullandığım platformda istediğim hisseden istediğim tutarda (50 euro’luk, 100 euro’luk vs.) alabiliyorum. yani hisseleri adetle almıyorum. ama türkiye’de herkes şu hisseden üç tane aldım, beş tane aldım diyor. ben hangi hisseden kaç adet var onu bile bilmiyorum. bu benim kullandığım uygu
yurtdışında kullandığım platformda istediğim hisseden istediğim tutarda (50 euro’luk, 100 euro’luk vs.) alabiliyorum. yani hisseleri adetle almıyorum. ama türkiye’de herkes şu hisseden üç tane aldım, beş tane aldım diyor. ben hangi hisseden kaç adet var onu bile bilmiyorum. bu benim kullandığım uygulamaya özgü bir şey mi yoksa insanların hisseleri adetle almasının bir sebebi mi var?
0
sir gawain
(07.12.23)
kullandigin uygulamaya ozgu bir sey. bu isin normali taneyle almaktir. "fractional" hisse almak yeni cikan bir sey ve her brokerage desteklemez.
0
hot potato
(07.12.23)
türk borsasında lot altı hisse alımı satımı yok. küsuratlı hisse alıp satamazsın.
0
false pretension
(08.12.23)
turk borsasinda yok, aslinda bildigim kadariyla amerikan borsasinda da yok son kullanici icin. ama sizin aldiginiz platform 10 lot hisse alip gelen talebe gore onu 23 kisiye paylastiriyor mesela. bizde de araci kurum istese yapar belki ama yasal bir engel var mi ondan emin degilim.
0
bay b
(08.12.23)
türk borsasında da toplam tutarı yazıp alım yapabilirsin. örneğin 1000 liralık hisse alıyorum dersin. hisse fiyatı 30 lira ise sana 33 adet hisse verir. 10 lira cüzdanda kalır (tabi komisyon dahil etmiyorum bu hesaba)

ben zannetmiyorum ki senin kullandıgın uygulama pazardan toz şeker alır gibi paranın tamamı ile hisse alsın. mutlaka biraz para kalıyordur. örneğin coin alıp satarken fractional alıp satabiliyorsun ama yine de bakiyenin bir kısmı coin almadan cüzdanda duruyor. çünkü ne kadar fractional alsan bile sonsuza kadar uzanan küsurat olabilir.

kısacası senin uygulamada da mutlaka vardır böyle bir şey. hisse adetini bilebilirsin. aracı kurum ile konusursan sana söylerler.
0
abelardo
(08.12.23)
(6)

Mikrodalga ne kadar zararlı gerçekte? Kullanıyor musunuz?

winston insani
Merhaba,Babam ev hediyesi olarak mikrodalga fırın almış arçelikten. Ben pek kullanmıyordum şimdiye kadar "sağlık" açısından ama babam alınca şimdi mecburen bunu mutfağa koyup kurmak gerekiyor.Siz kullanıyor musunuz? Veya gerçekten bahsedildiği kadar sağlıksız bir yöntem mi mikrodalga fırın? Doğru ku
Merhaba,

Babam ev hediyesi olarak mikrodalga fırın almış arçelikten. Ben pek kullanmıyordum şimdiye kadar "sağlık" açısından ama babam alınca şimdi mecburen bunu mutfağa koyup kurmak gerekiyor.

Siz kullanıyor musunuz? Veya gerçekten bahsedildiği kadar sağlıksız bir yöntem mi mikrodalga fırın? Doğru kullanmak için tavsiyelerini varsa alabilirim.
0
winston insani
(01.12.23)
bebek mamaları bile mikrodalgada ısıtılıyor. ben içim rahat şekilde kullanıyorum.
0
brakgn
(01.12.23)
Sağlıksiz olduğuna dair hiç bir kanıt yok. Rahat rahat kullan.
Pişirmek için değil ısıtmak için kullanıyorum sadece
0
kisa
(01.12.23)
Zararlı olması için hiçbir sebep yok
0
nundu
(01.12.23)
Zararlı olduğuna dair bir kanıt yok benim bildiğim, insanlara bu algı nereden oturmuş; hiç bilmiyorum. Yıllardır da kullanırım.


İçine alüminyum folyo vs koymadiginiz müddetçe sorun yok.
0
fraise
(01.12.23)
ilk defa duyuyorum böyle bir şey. niçin zararlı olsun ki
0
abelardo
(01.12.23)
Evrim Ağacı linki: dar.vin

deq.utah.gov
ionizing olanlar zararlı.
0
nhk ni youkosu
(01.12.23)
(7)

Saçını evde kendisi kazıyan var mı?

faberkastelli
Yaş 40'a dayandı, beyazlamalar ve seyrelmeler başladı ben de komple kelliğe dönmeye karar verdim. berberde kazıttım, hoşuma da gitti. ama sürekli berberde kazıtırsak maaşı oraya bırakırız, o yüzden haftada 1 veya 2 kez evde kendim halletmeye karar verdim.kafayı kazımak için en uygun jilet ve tıraş k
Yaş 40'a dayandı, beyazlamalar ve seyrelmeler başladı ben de komple kelliğe dönmeye karar verdim. berberde kazıttım, hoşuma da gitti. ama sürekli berberde kazıtırsak maaşı oraya bırakırız, o yüzden haftada 1 veya 2 kez evde kendim halletmeye karar verdim.
kafayı kazımak için en uygun jilet ve tıraş köpüğü hangisi? saçı kazıdıktan sonra herhangi bir şey sürüyor musunuz tıraş losyonu gibi? jiletin başlığı kaç tıraş gidiyor ortalama? tavsiyeleriniz için teşekkürler keltoşlar.
0
faberkastelli
(29.11.23)
Jilet ve tiras kopugu karistirmaya gerek var mi? Makine cok daha pratik (ve uzun vadede ucuz) olur. Yani sinek kaydi girismeye gerek yok benim yorumum.
0
hot potato
(29.11.23)
Var ben :)

Makina ile sıfır alıyorum jilet köpük kullanmıyorum.
0
thesomberlain
(29.11.23)
Meraktan iki kez denemişliğim var.
Önce makineyle sıfıra vurmak sonra jiletle girişmek gerekiyor.
Benim gibi yalnız yaşıyan biriysen 'Bir yeri unuttum mu acaba' tedirginliği yaşıyorsun. Özellikle alışana kadar bu konuda yardım alman önerilir.
Saç kılları sakal kadar sert olmadığı için sabun-köpük falan farketmez. Sakal için gerekenden fazla jilet de gerektirmez diye düşünüyorum.
Bir nemlendirici losyon sürmende fayda var.
0
Mirket
(29.11.23)
@hot potato ve @thesomberlain siz hangi marka model makineyi kullanıyorsunuz?
0
🌸faberkastelli
(29.11.23)
Ben philips in body groom'u ile once kabasini alıyorum eger saclarim cok uzamışsa baska bi makinanin tarakli kısmıyla inceltiyorum öncesinde. Kazıma işini de kadınların jiletleri oluyor yumuşatıcılı onunla köpük falan yapmadan alıyorum ayna gibi oluyorum :)
0
mirty
(29.11.23)
pandemide kendim kazıyordum ama jiletle sıfır değil. traş makinesi ile 1 numarada alıyordum. bu da işini görebilir bence.
0
abelardo
(29.11.23)
Moser neoliner

Makine alırken değerlerine bakmanızı öneririm. 0,3 0,5 ve 08 mm kısalıkta kesen farklı modeller var. Ben o zamanki en kısa keseni aldım ki çabuk uzamasın. 8-9 yıldır aynı makineyi kullanıyorum artık pili bitti kablosuz çalışmıyor ama hala iş görüyor.
0
thesomberlain
(29.11.23)
(4)

Araba artik alinamayacak bir sey mi?

Kittie
Maasli calisana araba devri kapandi mi?Cok buyuk ihtiyac biktim artik her seyin luks olmasindan hic mi oluru yok diye bi minik bir arastirma sorusu bu.En ucuz sifir arac fiyatlari kactan basliyor?Ikinci el alinacaksa kac yil / kac km / hangi marka bakilmali?Ikinci elde kaclara alinabilir en dusuk?Kr
Maasli calisana araba devri kapandi mi?
Cok buyuk ihtiyac biktim artik her seyin luks olmasindan hic mi oluru yok diye bi minik bir arastirma sorusu bu.

En ucuz sifir arac fiyatlari kactan basliyor?

Ikinci el alinacaksa kac yil / kac km / hangi marka bakilmali?
Ikinci elde kaclara alinabilir en dusuk?

Kredi durumlarindan da bilgi verir misiniz?

Cevremde babam dahil kimseye soramiyorum bunlari.
Bu islerin piri abimdir sulalede zaten. Babam otomatikman ona soyler kardesine fikir ver der.

Burada da bilen bilir abimi..
Kendisine odak noktasi para olan bi konu acamam :D

Tesekkurler simdiden
0
Kittie
(25.11.23)
en ucuz sıfır araba hyundai i10 manuel en düşük paket 675000

ben ikinci el 2004 model peugeot 206 desire otomatik vites satıyorum. 400 liraya veririm
0
abelardo
(25.11.23)
Kittie sen bize kaç para odeyebilecegini soylersen daha iyi olur.
Çünkü şu an elinde 300 bin mi var 900 bin mi anlamiyoruz.
Para durumuna göre her araç onerilebilir. Sonuçta sahinler bile hala yolda bu ülkede.

Bu arada evet; maaşlı çalışanın herhangi birikmişi yoksa araba alması imkansiz. Burada maaşlı calisandan kastım 100 bin lira alan adam değil.
0
logisticsmanager
(25.11.23)
araba çok büyük bir ihtiyaç mı?
aksine türkiye gibi toplu taşıma ağının yaygın ve çeşitli olduğu ülkeler için lükstür.
öncelikle bu fikrini değiştirmen lazım.
ayrıca araba almakla herşey bitmeyecek. bunun mtvsi var, kaskosu var, zorunlu trafik sigortası var, muayene ücreti var, lastiği var, servis bakımı var varda var.
bu seferde bi maaşla bunları nasıl karşılayacağım diyeceksin.


fiyatlar çok şişirildi haklısın ama fiyatların bu duruma gelmesine sebep olanlar arabayı yatırım aracı görenler ve arabasız yapamamcılar.
0
my fault
(25.11.23)
en ucuz sıfır i10. 650*700 arası fiyatı var. kredi falan yok. kredi 3 aydır yok.

3 aydır kredi olmamasına rağmen aylık 100bin adetten fazla araç satılıyor. esnaf ve kendi işini yapanlar için piyasa hiç bir sorun yok. tarihi satış rakamları muhtemelen gelmeye devam edecek. bizim burdaki restoran mesela adam yine zam yapmış hayrola abi dedim, ocakta asgari zammı olacak ondanmış. muhtemelen ocakta bir turda asgari ücret belli olunca zam patlatır. üstüne bir de vergi borcu vs de silinir seçim ayağına. hal durum böyleyken maaşlılar boşuna beklenti ya da hayale girmesin.

piyasa bozuk, çok acil almak istiyorsan, çok lazımsa fiyatlarına bakıp ucuz olan neyse almalısın. 175k km geçmesin, kesin alırım dersen iyi bir ekspertize sok mutlaka aracı, bolca pazarlık yap.
0
avatar is back
(25.11.23)
(5)

R. Kiyosaki'nin "borçlanarak zengin olma" dediği şey Türkiye'de mümkün mü?

yazamajor
Bu adam "borçlandığım zaman vergiden muaf oluyorum, aldığım borcu da işe yatırıyorum veya ev alıyorum" diyor ya, bu durum Türkiye'deki vergi sistemiyle ve faiz oranlarıyla mümkün mü? Evrensel bişeyden mi bahsediyor yoksa bu sadece Amerika için mi geçerli?
Bu adam "borçlandığım zaman vergiden muaf oluyorum, aldığım borcu da işe yatırıyorum veya ev alıyorum" diyor ya, bu durum Türkiye'deki vergi sistemiyle ve faiz oranlarıyla mümkün mü? Evrensel bişeyden mi bahsediyor yoksa bu sadece Amerika için mi geçerli?
0
yazamajor
(25.11.23)
TR'de de mümkün. Bir örnek vereyim: Belli bir eurobond kazancının üzeri vergilendiriliyor; ama ev krediniz varsa, ödediğiniz aylık kredinin tamamını vergiden düşebiliyorsunuz. Bu sadece tek bir örnek. Ya da kirada 3-5 eviniz var diyelim, emlak vergisinden evlere yaptığınız harcamaları düşebiliyosunuz falan.

Borçlanarak zengin olmak için son yıllarda TR'den daha iyi olan çok az ülke var, kredi muslukları açıkken büyük bir servet transferi oldu. Hala da devam. Kısacası borçlanın, ama TL ile :)

Türkiye kurulduğundan bu yana altına karşı TL borçlanan biri hep zenginleşti mesela.

konuyla ilgileniyorsanız cihat e. çiçek'i takip etmenizi öneririm.
0
zeleno
(25.11.23)
kiyosaki "sıradan vatandaş"ın yaşadıkları hakkında en ufak bilgisi ya da fikri olmayan şarlatanın teki. öyle bir imkan varsa da sen olamazsın. enflasyonun yüksek olduğu ülkede bulabiliyorsan düşük faizle kredi almak faydalıdır elbet ama ola ki işler ters gitti, senin bu sorunu çözebilecek mali gücün var mı? bu dangalak benim de karşıma çıkıp duruyordu insta'da, aylarca "böyle gönderileri önerme" diyerek anca yok edebildim.

3-5 tane yankinin "zengin olma tavsiyeleri"ni dinleyerek en fazla borsada onlara para kazandırmış olursunuz, öyle bir dünya yok.
0
mark greg sputnik
(25.11.23)
negatif faz ortamındaki tüm ülkelerde geçerli bir durum , ancak burada vade ve borçlanılan tutarları , kredi taksitlerini ödeyecek düzenli bir gelire sahip olmakta önemli
0
Rao
(25.11.23)
Ana para geliri kitap satışları olan ve bu kitapta bize zenginlige giden yolu anlatan birinin ne dediğinin pek önemi yok.
Bu arada dediği doğru da bu kadar basite indirgersen doğru. Bunu Türkiye'de yapan çok. Benim arkadaşın iyi geliri varken ucuz kredi furyasinda pat pat çekti kredileri sonra da satti evi falan çok daha iyi paralara çok kisa sürede. Böyle böyle işte baya para yaptı.
Sputnik+1 sürekli karşıma çıkıyor.
0
logisticsmanager
(25.11.23)
türkiye gibi enflasyonist bir ülkede çok daha mümkün
0
abelardo
(25.11.23)
(2)

sebebi bulunamayan kasıkta ağrı sorunu

la mort heureuse
selamlar, annemde yaklaşık 1 senedir zaman zaman olan bir ağrı var sağ kasık bölgesinde, sürekli olan bir ağrı değil. arada geliyor düzensiz bir ağrı, bazen de şişlik oluyor. bu süreçte 3 farklı doktora gidildi, genel cerrahi ve kadın hastalıkları olmak üzere. kadın hastalıkları tarafında tetkikler
selamlar, annemde yaklaşık 1 senedir zaman zaman olan bir ağrı var sağ kasık bölgesinde, sürekli olan bir ağrı değil. arada geliyor düzensiz bir ağrı, bazen de şişlik oluyor. bu süreçte 3 farklı doktora gidildi, genel cerrahi ve kadın hastalıkları olmak üzere. kadın hastalıkları tarafında tetkikler yapıldı hiçbir şey çıkmadı, topu genel cerrahiye attılar orda da röntgen, mr vs çekildi hiçbir şey çıkmadı. antibiyotik verdiler ve o an geçti. ama birkaç gün önce yine başladı, annem şimdi farklı bir genel cerrahi doktoruna tekrar gidecek.

böyle bir durum yaşayanınız var mıdır, istanbul anadolu yakası/kocaeli civarlarında doktor öneriniz var mıdır ya da?
0
la mort heureuse
(24.11.23)
Geçmiş olsun. Hiç bir şey bulunmadı demişsiniz, o zaman antibiyotik neden verildi? MR sonucunda hiç bir şey yazmıyor mu? E-nabiz da teşhis kısmında birşey yazmıyor mu?
0
ditu
(24.11.23)
annemde de benzeri oldu, üroloji doktoruna gitmenizi tavsiye ederim, geçmiş olsun
0
abelardo
(24.11.23)
(8)

Hayvanlar kendi türlerini nasıl tanıyorlar?

Bir ben var benden şurada
"Ayna testi" ile ilgili bi makale okurken aklıma geldi, ayna testini geçebilen canlı sayısı kısıtlı, çoğunlukla primatlar kendini tanıyor ve bunların "kendisi gibi olan" türlerle etkileşime geçmesi bu nedenle mantıklı geliyor ama "ben" bilinci olmayan bir hayvan kendisinin ne olduğunu bilmeden kendi
"Ayna testi" ile ilgili bi makale okurken aklıma geldi, ayna testini geçebilen canlı sayısı kısıtlı, çoğunlukla primatlar kendini tanıyor ve bunların "kendisi gibi olan" türlerle etkileşime geçmesi bu nedenle mantıklı geliyor ama "ben" bilinci olmayan bir hayvan kendisinin ne olduğunu bilmeden kendi türünü nasıl tanıyıp etkileşim sağlıyor, misal bi sincap kendi yansımasından kendisini tanımazken neden kendi türü olduğunu düşünüp başka bir sincapla iletişim kurma ihtiyacı hissedebiliyor, tek açıklaması içgüdü mü acaba?
0
Bir ben var benden şurada
(22.11.23)
bu konuda cahil biri olarak tahmin yürütüyorum:

evet icgüdü ile. icgüdü dedigimiz sey dusunmeden yaptigimiz seyler. aynada kendini tanimak icin "dusunmek" lazim. fakat nasil ki insanlar olarak ornegin susadigimizi anlamak icin dusunmuyorsak, bu tür hayvanlar da öyle "programlandiklari" icin o sekilde hareket ediyorlar.

ek olarak yine tahminen: hayvanlar kendi türlerini tanimiyorlar zaten. örnegin: önüne gelene kerkinen köpekler.
0
arkadakiadam
(22.11.23)
Aynadaki yansımanın kendisine ait olduğunu anlamasa da kendi türü olduğunu en azından görsel olarak anlayabilir. Gerçek bir türdaşını ise görüntü, koku, ses ve davranışlarından anlayabilir. Bunların bir kısmı doğar doğmaz öğrenilen (örneğin annesinin kokusu, sesi ve görünüşü), bir kısmı (davranışlar gibi) sonradan öğrenilen bilgiler olabilir. ‘Ben’ bilinci olmasa da hayatına başladığı an (ya da duyuları çalışmaya başladığında diyelim) annesi/ailesi yanında olduğu için refleks olarak bu türü benimsiyor herhalde.

Uzmanı değilim, sadece tahmin.
0
orient blue
(22.11.23)
tamamen sallıyorum. kendi türlerini tanımıyorlar. her canlı ile iletişime geçiyorlar. kendi türünden canlılar ile aynı şekilde davrandıklarını fark ederek daha yakınlaşıyorlar.
0
abelardo
(22.11.23)
Konu hakkında şöyle bir deneyimim var.
Yeni yumurtadan çıkmışken aldığım bir muhabbet kuşum vardı. Yıllarca birlikteydik. Hiç muhabbet kuşu görmedi. Bir gün bir eşe ihtiyaç duyabileceğini düşünüp bir muhabbet kuşu aldım. Ama bizimkine zarar vermesin diye de bebek bir kuş aldım. O kuş bizimkinin peşinden hiç ayrılmazdı ama bizimki hep ondan kaçar bana sığınırdı.
Aynada hep kendisiyle oynayan kuş o kuşu hiç benimsemedi. İade etmek zorunda kalmıştım.
O sıralar bizimkinin kendini kuş değil de insan sandığı konusunda epey geyik döndürmüştük.
0
Mirket
(23.11.23)
Bing e sordum sanırım chatgpt 4 ile güçlendirilmişti;

Hayvanlar kendi türlerini nasıl tanıdıkları, biyolojik, davranışsal ve bilişsel açılardan ilginç bir sorudur. Hayvanların kendi türlerini tanımlamak için kullandıkları çeşitli yöntemler vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Morfolojik benzerlik: Hayvanlar, kendi türlerinin fiziksel özelliklerini, renklerini, şekillerini, boyutlarını, desenlerini vb. tanıyarak kendi türlerini ayırt edebilirler. Örneğin, kuşlar, kendi türlerinin tüylerinin rengini ve biçimini tanıyarak eş seçebilirler.

Kimyasal sinyaller: Hayvanlar, kendi türlerinin salgıladığı feromon, idrar, dışkı, ter gibi kimyasal maddeleri koklayarak kendi türlerini tanıyabilirler. Örneğin, kediler, kendi türlerinin idrarını koklayarak bölge işaretleyebilir veya eş bulabilirler

Sesli iletişim: Hayvanlar, kendi türlerinin çıkardığı sesleri, çağrıları, şarkıları, ulumaları vb. duyarak kendi türlerini tanıyabilirler. Örneğin, balinalar, kendi türlerinin şarkılarını dinleyerek yön bulabilir veya sosyalleşebilirler.

Bilişsel tanıma: Hayvanlar, kendi türlerinin yüzlerini, gözlerini, ifadelerini, hareketlerini vb. gözlemleyerek kendi türlerini tanıyabilirler. Örneğin, maymunlar, kendi türlerinin yüz ifadelerini taklit ederek veya yorumlayarak iletişim kurabilirler.

Hayvanların kendi türlerini tanıma yöntemleri, hayvanların yaşadıkları ortama, evrimsel geçmişlerine, zekâ seviyelerine ve sosyal yapılarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Hayvanların kendi türlerini tanıma yeteneği, hayvanların hayatta kalma, üreme, öğrenme, işbirliği gibi pek çok önemli işlevi yerine getirmelerine yardımcı olur.
0
ananiyimioguz
(23.11.23)
Bizim kedi aynayı kullanmayı bile biliyor. Bir süre sonra öğreniyorlar ayna kullanmayı da. Kendi cinsini de içgüdüden, ses frekansı, koku gibi çeşitli yollarla tanıyorlar bence.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.11.23)
Aynadakinin kendisi olduğunu anlamayıp, kendi türünden başka bir hayvan zannediyordur bence çok çok. Bir de hayvanlar doğal ortamda doğumundan itibaren kendisini doğuran annesini, büyüdükçe annesine benzemeye başlayan kardeşlerini, bazen babasını, sürü hayvanıysa sürüdeki diğerlerini görerek büyüyor. O kadar göz aşinalığından çıkartıyordur kimin kim olduğunu.
0
d max
(23.11.23)
Koku olabilir mi
0
Zetnikov
(23.11.23)
(8)

Pazar günü istanbula kar geliyormuş ama nasıl

regina phalange
Bakıyorum 14 derece gösteriyor, dalga mı geçiyorlar nasıl olucak olay?
Bakıyorum 14 derece gösteriyor, dalga mı geçiyorlar nasıl olucak olay?
0
regina phalange
(21.11.23)
Tamam da işte onu diyorım nası bu kadar farklı modellere bakabiliyorlar yani biri 14 derece gösteriyor biri kar var diyor
0
🌸regina phalange
(21.11.23)
kar geleceğini kim söylüyor, kaynak var mı?
0
mark greg sputnik
(21.11.23)
kar beklenip beklenmediğini bilmiyorum ama pazar gün içinde 14 derece gösterirken akşam 4 dereceye, pazarı pazartesiye bağlayan gece de 2 dereceye kadar düşüyor ve pazartesi max 7. yani bir soğuma var ve gece işte belki bazı yerlere kar yağacağı tahmin ediliyodur. pazarı pazartesiye bağlayan gece için düşünecek olursak dalga geçmek olarak tanımlanacak kadar acayip bir durum yok gibi ortada.
0
tepedeki psychedelic adam
(22.11.23)
yok abi kasım ayında ne karı yahu
0
abelardo
(22.11.23)
Geçen hafta da tam böyle olmadı mı? Çarşamba günü kolsuz elbise üzeri ceketle geçirdim günü dışarıda, Ctesi montla üşüyordum. Bir soğuk hava dalgasına bakar. İstanbul'un yüksek kesimlerine Ctesi-pazar olduğu gibi bir iki atıştırır. Ctesi 18 pazar ise 9 derece dedi havayı koklayan adam, ki temkinlidir kendisi.
0
SiyamkedisiZorro
(22.11.23)
Silivri'ye şöyle bir kırağ düşebilir, ya da Kartal Aydos tepesine ince bir kar örtüsü olabilir.

Siyasi olarak İstanbul sınırı mı? Evet, ama mantıklı bir haber değil. Bu yüzden ben her zaman ilçe bazında bakıyorum hava durumlarına.
0
John Bloor
(22.11.23)
@john bloor ona nerden bakıyorsunuz ilçe ilçe haber veren kaynak var mı?
0
🌸regina phalange
(22.11.23)
mgm'de var.

www.mgm.gov.tr
0
tepedeki psychedelic adam
(22.11.23)
(4)

Fon Alıp Satarken Bankanın Gecikme Uygulaması Yasal mı?

pantepember
Yani, fonu alma/satma emri verdikten x gün sonra alış/satışını yapması yasal mı? Bu süreler neye göre belirleniyor? Arkasındaki mantık nedir?Mesela az önce (Finansbank Teknoloji Sepeti Fonu) fon satışı emri verdim, 4 gün sonra gerçekleşecek.Özellikle satış aşaması sorun olabiliyor. Nakite ihtiyacın
Yani, fonu alma/satma emri verdikten x gün sonra alış/satışını yapması yasal mı? Bu süreler neye göre belirleniyor? Arkasındaki mantık nedir?

Mesela az önce (Finansbank Teknoloji Sepeti Fonu) fon satışı emri verdim, 4 gün sonra gerçekleşecek.

Özellikle satış aşaması sorun olabiliyor. Nakite ihtiyacın varken çekememek gibi. Paran varken parasız kalmak.
0
pantepember
(20.11.23)
t+2 fon satıyorsanız, saat 13:30'dan önce emir geçmeniz gerekli. getirisi en düşük olanlar yani likit fonlar sadece aynı anda alım satıma uygun; diğerleri borsa, emtia ve diğer fonlar içlerinde karışık olduğu için böyle. fon alırken zaten yazar alırken t+1, satarken t+2 falan diye. onlara uyacaksınız.
0
malheiros
(20.11.23)
evet yasal,
mesela sattığın fon valör tarihleri bu şekilde
Alım - Satım Valör Tarihleri T+1/T+3
her fon için ayrıdır ve hepsi belirlenmiştir.
www.qnbfinansbank.com
0
abelardo
(20.11.23)
yerli hisselerde zaten t+2 uygulaması var. hisse bazlı fon aldıysanız doğal olarak aynı süreye bağlı kalınıyor. yurtdışı hisse aldıysanız yine ilgili ülkenin çalıma günleri ve valörü bağlayıcı.

onun haricinde bu hangi fonun ne kadar valörü var bilgisine tefas'tan ulaşabilirsiniz.
not: işlem saatini geçirmemeye dikkat etmekte fayda var.
0
zakk
(20.11.23)
sorularınıza cevaplar verilmiş ama bir şey eklemek istedim: para piyasası TL fonları ve bazı TL kısa vadeli borçlanma fonlarının valörleri T0 oluyor. olası nakit ihtiyaçları için onlardan bulundurabilirsiniz.
0
perferil
(20.11.23)
(4)

yetersizlik hissi?

sarisinvekotlu
nasıl başa çıkıyorsunuz?
nasıl başa çıkıyorsunuz?
0
sarisinvekotlu
(14.11.23)
Gayet yeterli oldugum seyleri düsünüp, kendime: "e bunlar bana yeter, bak baskalari bunu yapamiyor" diyerek.
0
Yourcousinmarvinberry
(14.11.23)
yeterli oldugumuz konular var. bunlara odaklanabiliriz.
yetersiz oldugumuz konularda kendimizi geliştirebiliriz.
geliştiremiyorsak kapasitemiz bu kadar diyip kabullenip hayata devam ederiz.
0
abelardo
(14.11.23)
benim yontemim: sakin ol ve instagram/linkedin yuklu telefonu yavasca yere birak.
0
hot potato
(14.11.23)
Bruce
(14.11.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.