Giriş
(12)

BİST'e girelim mi? zamanı geliyor mu?

avatar is back
çok güzel temiz şirketler baya düşmüş. avantajlar:- dolar bazlı eski ath'larına %30-40 çıkabilecek çok şirket var- tr'ye gelen yabancı yatırımcı miktarının artması- abd'de faizlerin düşmesi, risk iştahının artmasıdezavantajlar:- tr'de düşmek bilmeyen enflasyon- sanayi üretimi ve harcamaların düşmesi
çok güzel temiz şirketler baya düşmüş.

avantajlar:

- dolar bazlı eski ath'larına %30-40 çıkabilecek çok şirket var
- tr'ye gelen yabancı yatırımcı miktarının artması
- abd'de faizlerin düşmesi, risk iştahının artması

dezavantajlar:

- tr'de düşmek bilmeyen enflasyon
- sanayi üretimi ve harcamaların düşmesi
- faizlerin yüksek olması ve 2026'ya kadar da böyle devam edecek olması

ne diyorsunuz?
0
avatar is back
(14.10.24)
ben zamanı gelmedi diyorum, 2025 sonu iyi bir zaman olabilr
0
abelardo
(14.10.24)
İsrail'in saldırmak için sırada tuttuğu ülkenin borsasına girmem ben.
0
Mirket
(14.10.24)
bence hayir, ulke ekonomisi buna izin verir bir goruntude degil, yumusak inis degil bayagi sert iniyoruz. Basit olarak sirketler onumuzdeki donemde de kar edemeyecekler. Iflaslar, isten cikarmalar vs. hayli olasi.

Bildiginiz uzere bir seyin dusmesi yada ucuz olmasi artacagi anlamina gelmiyor. Bir de F/K vb. carpanlar suan dusuk gozukse de onceki ceyreklerden kaynakli, 2025 ilk ceyrekte daha da dusmus fiyatlara ragmen yuksek carpanlar gormek cok cok cok olasi cunku sirketlerin bilancolari da kotu yani hisse basina dusecek karlar da dusuk olacak. vs. Dolayisiyla borsa ucuz degil.

"Yabanci" ' yi da tanimlamak lazim. Yakin zamanda gelecek bir yabanci yok.

yatirim tavsiyesi degil tabii ki , aktif pozisyonlarim var, bunun zarada olani karda olani var. Tutmayi surdurecegim simdilik cunku ihtiyacim olmayan bir meblag. Pozisyon almayin demiyorum ama dustu diye artacak diye bir sey yok. Daha da dusugu olabilir.
0
wallcan
(14.10.24)
zamanı geldi. girilir.
0
gabe h coud
(14.10.24)
Siz de süper zeki türk halkı gibi yapın. Bedavayken değil yükselmeye başlayınca girin.
0
deer hunter
(14.10.24)
ben topluyorum.
0
awlmi
(14.10.24)
gireceksen şimdi girip bekleyeceksin. 1 senelik düşüşü 1 ayda geri alacak tüm kağıtlar ama o sırada malda kimse olmayacak herkese yükselişi seyredecek yani.

2 sene sonra şu anda gözün kapalı alacağın herhangi bir hisse dolar bazlı 4-5 katına gidecek. işte o zaman tarih bugünkü gözü karaları yazacak korkakları değil.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.10.24)
Yani çok bilgim yok Türkiye piyasasından ama ailemin parasini;
Yüzde 30 altın (fiziki)
Yüzde 25 avrupa ve amerika borsası yatırım fonlari
Yüzde 25 kadar türk borsası yatırım fonlari
Geri kalan da faiz+para piyasası bağladım.
Bir de 1500€ var.
Paraya bakmayin dedim kalsın böyle birkaç sene. Ailemin parasi diye ben onlardan çok bakıyorum galiba ama bakarsan psikolojin bozulur türk borsasinda. O yüzden ben yatirdim unuttum gitti yaptim.

Neyse yani ben olsam yatirimin bir kısmı ile alırdım eğer amacım uzun dönem bakmaksa. Ama aylık para kazanayim gibi girecekseniz bence psikologa para gerekecek.

Çok da bilmiyorum tabi, ben düz msci world falan alan adamim.
0
logisticsmanager
(14.10.24)
baron rothschild'a atfedilen bir söz vardı, "alma zamanı sokakta kan olduğu zamandır, kan seninki olsa bile" diye. bizimki gibi dandik ülkelerde işler iyice karışmadan alınan her hisse pahalı görülüyor malesef. belli ki bu zamana kadar gelmeyen yabancı buralar iyice yere serilmeden gelmeyecek. gelenler günlükçü, algolarla piyasayı sallayıp düşen parayı alıp gidiyor. bu yüzden daha aşağı gidecek yolumuz olduğunu düşünüyorum. hele ki 2025 ortalarında abd'de resesyon bekleyen ciddi bir kapital var, orası dağılacak ise burada malda olmayı hiç istemem.
0
engelbert humperdinck
(14.10.24)
Şu an dip olmadı benim takip ettiğim analistlere göre. O yüzden bence biraz daha beklenmeli.
0
turuncu tonlarda
(14.10.24)
Ben de girdim gecen haftalarda ki bu bir ilk oldu. Etf aldim ben.
Tek hisse senedi aldigim olmadi zaten yurt disindayim kullandigim platformda bistteki hisseler yok etf var.
0
robert bosch
(14.10.24)
bu hafta - yazar herhalde
yarın memur maaş günü taze giren parayı da gümleticekler
0
bir soru sorcam
(14.10.24)
(17)

Köfteci Yusuf olayı

makbur
Hanımlar beyler nedir bu olayın aslı astarı sizce?Önce domuz eti çıktı dendi, sonra 2021'de adamların mekanına çökmeye çalışılmış vs vs.Çok derinlemesine takip edemedim ve merak da ediyorum..Yani komplo teorisine olmaz diyemiyorsun ama diğer taraftan Türk insanının inanılmaz bir yüzsüzlüğü ve arsızl
Hanımlar beyler nedir bu olayın aslı astarı sizce?

Önce domuz eti çıktı dendi, sonra 2021'de adamların mekanına çökmeye çalışılmış vs vs.

Çok derinlemesine takip edemedim ve merak da ediyorum..

Yani komplo teorisine olmaz diyemiyorsun ama diğer taraftan Türk insanının inanılmaz bir yüzsüzlüğü ve arsızlığı da mevcut, hani yedikleri bütün pislikleri haltları "yeğenim bunlar komplo montaj" şeklinde geçiştirmeleri..
0
makbur
(12.10.24)
ağa ne çıkarsa çıksın umurumda değil. o an seçeneklerime bakarım, mantıklı olan köfte yusufsa yerim.
0
pavlis
(12.10.24)
Tum linçlere rağmen coca cola satmaya devam ettiği icin kalemi kırıldı.
0
duster
(12.10.24)
2021deki çökme olayları yeni değil, o yıllarda olmuştu. Çok haber olmadı galiba o günlerde o haberleri okuduğumu hatırlıyorum.

O sebeple domuz eti meselesini hiç inandırıcı bulmadım ben.

Yeğenim bunlar komplodan ziyade yönetimde koltuk sahibi olup da neler neler ne yalanlar söyledi kimileri. O gücü çökmeye çalıştığı firmanın bedelini düşürmek için de kullanabilirler pekala
0
biseysorcaktim
(12.10.24)
ilk fırsatta köfteci yusufa gidip antrikot yiyeceğim. fiyatı çok uygunmuş. ben de yeni inceledim. sadece köfte yemiştim önceden artık antrikot ve pirzola yiyeceğim
0
abelardo
(12.10.24)
Alıp oyalanmamız için her hafta önümüze bir konu konuyor.

Nu haftanın konusu bu idi.
0
Mirket
(12.10.24)
youtube videosunu izledim. adamin temiz oldugu 10 km oteden belli oluyor. turkiye mafya cumhuriyetinde adamin kurdugu deger yaratan isletmeye salca olmaya calismislar. milyonlar yeniyor boyle ve sadece haydutlukla krallar gibi yasayan haramzadeler var bu ulkede. hatta son 10 yildir sadece onlarin borusu otuyor.
0
antikadimag
(12.10.24)
Şu olay bile ülkenin ne hale geldiğini göstermek açısından ibretlik. Adalet söz konusu olduğu zaman her olay "Schrodinger'in Kedisi" durumuna geliyor; suçlu da olabilir ama haklı da olabilir bizzat şahit olmadığımız sürece bilemeyiz.
0
salihdt
(12.10.24)
domuz olmasa da başka bir hile hurda olduğu zaten belliydi...

adam sıfırdan gelerek burger king, mcdonalds gücüne erişti. bunu yapmak bir destek olmadan çok çok zor. çakmış domuzu olay bu. adam temiz falan değil
0
ferenc
(12.10.24)
koskoca köfteci zincirinin domuzdan elde edeceği kazanç ne olacak, ne kadar olacak ki böyle bir riske girsin? mahalle köftecisi yapar, 10.000 olan cirosunu 15.000 yapsa faydadır. katmayı bırak, köfteleri komple %100 domuz etinden yapsa kazancı ne kadar artacak, adamın buna ihtiyacı mı var?

var bir iş, bana da komplo gibi geliyor.
0
kibritsuyu
(12.10.24)
Valla benim bu tür işletmelere güvenim çok düşük o yüzden birisi bana baya büyük ölçekli bir firmanın domuz eti kullanarak nasıl kar ettiğini anlatırsa inanacak durumdayım :D

Küçük bir yer olsa anlarım işletme köydeki avcıdan bir domuz alsa belki bir iki günlük ucuz et demek bu. Ancak yusuf gibi büyük bir işletmede bundan kar etmek için cidden büyük miktarda domuz eklemek gerekir sanırım. Denetime yakalanıp ciddi iş döndüren işletmeyi batırma riskini almak da bu kar beklentisini daha da yükseltiyor olmalı. Bu kadar büyük ölçekli bir şeyi de saklayamazsınız, nasıl saklanabilir ki? Yani, işçilerin birçok fabrikada çıplak ayaklarıyla bir şeylerin üstüne basarken tiktoka videolar attıklarını falan gördük. İş devlet denetimine gelene kadar bir yerden patlardı bu olay.
0
akhenaten
(12.10.24)
Bu adamın tipi bakışları tişörtü tişörtünden çıkan meme uçları bana hiç domuz eti kullanacak bir insan izlenimi vermiyor: pbs.twimg.com
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.10.24)
Çok net çökecekler
0
jackyr
(12.10.24)
Pişmiş ette çıkmış. Çiğ örnek almamışlar. Pişmiş ette benim bile DNA'm çıkabilir istersen. Çökme olayı konusu geçti. Siyasal islamcı kanadı yok kokakola, yok domuz, yok bilmemne diye laf ediyor. Köfteci Yusuf'un sonucunda ise vatan, millet, ezan, dış mihrak falan geçmiyor. Açıkçası ben ikna oldum.
0
nawar
(12.10.24)
Hic kofteci yusuftan alisveris yapmadim ama bilseydim domuz eti katmislar siparis verirdim. Cunku cok lezzetli oluyor.
0
Zetnikov
(12.10.24)
Neden at eşek daha ucuzken değil de domuz? Dini bütün arkadaşlara oynamak için yapılmış gibi geliyor bence de çökmek için.
0
mirty
(12.10.24)
fetöynen aynı. lahanayı yerken, olmadık yerlere çöküp her şehre en az bir şube açarken kıtır kıtır, bize attığın sakalı artır denince meeeğğ. tamamen çıkar çatışması. sömürgeci yusufun eline verilmesi.

akp Türkiye'sinde 1200 şube açmış adama temiz demezsin ya :)))))))

edit: ayrıca yeni öğrendiğim bir şey var. bu dayı meb ile anlaşma yapmış. meslek lisesinde yemek bölümlerinde okuyan öğrenciler yusufta saat doldurmadan mezun olamıyorlarmış. öğrenci başka yerde staj yapmak istese olmuyormuş. illa yusufta üç kuruşa, onun karar verdiği saatlerde çalışıyormuş küçücük çocuklar. asgari ücretin çok çok altına bir paraya. elemanları akp bağlantısı sayesinde beleşe getirmiş tosuncuk. sorarlarsa "garip kuşum" dersin.
0
titanyum22
(12.10.24)
belkide hiç işletme ve yöneticilik tecrübesi olmayan kişiler bile kalkıp yorum yapıyor, bir kere bu kadar şubenin operasyonlarını yönetmek kolay bir şey değil, kaldı ki bu gıda raporu siyası bağlantıları olan birilerinin yusuf a kumpas yapmadığını kim iddia edebilir. Biliyoruz ki başta tuik olmak üzere devlet kurumlarının şeffaflığı konusunda türlü şüpheler mevcut.

Diyelim ki adamlar içerisine domuz eti koyuyor, bu şekilde mi büyüttüler şubelerini, madem bu eti kullanıyorlardı şimdiye kadar neden bir rapor yayınlanmadı. ?

Diyeceğim o ki bu ülkede , her türlü olumlu ve olumsuz haberlerin peşin hüküm vermeden sorgulanması gerekir.

Şansen benim için değişen bir şey yok, gider köftemi de yer çayımıda içerim. Hatta ben gitmeden bile online sipariş verip, siparişin ihtiyaç sahibi birisine teslim edilmesi notunu yazdım.

Ha olurda içime kurt düşerse, küçük bir parça alıp gıda tarım müdürlüğüne bir numune göndermeye bakar.
0
Rao
(12.10.24)
(13)

Kahvaltıda tatlı olmayan bir şeyler

kizil sakalli sari
Merhaba,Kahvaltıda tatlıyı azaltmaya çalışıyorum da (bal, reçel, tahin-pekmez vs.) ama yine de ekmeğe sürecek bir şey arıyorum. Acukadan başka bir şey aklıma gelmedi, belki buradan fikir veren çıkar diye yazayım dedim.Sağ olun şimdiden.
Merhaba,

Kahvaltıda tatlıyı azaltmaya çalışıyorum da (bal, reçel, tahin-pekmez vs.) ama yine de ekmeğe sürecek bir şey arıyorum. Acukadan başka bir şey aklıma gelmedi, belki buradan fikir veren çıkar diye yazayım dedim.

Sağ olun şimdiden.
0
kizil sakalli sari
(11.10.24)
Labne, krem peynir, Hatay usulü tuzlu yoğurt üzerine çörek otu, zeytin ezmesi

Lütenitsa, ajvar türü soslar

Avokado ezmesi yap tulum peynirle falan onu sür
0
kullanicadi
(11.10.24)
Kaymak iyi gidiyor
0
tolgan
(11.10.24)
Şekersiz fıstık ezmesi, fındık ezmesi.
0
rock n roll
(11.10.24)
Hatta bak zaman sıkıntısı yoksa domatesi biberi incecik doğra, beyaz peyniri ufala, kaşar rendele, isteğe göre zeytin sucuk artık sana kalmış ne istersen ekle.

İçine bir de yumurta kır hepsini karıştır . O harcı ekmeklere sür ve fırınla.

Tüm kahvaltını ekmeğe sürüp yemiş olursun:)
0
kullanicadi
(11.10.24)
Patlıcan salatası
Zeytin ezmesi
0
grimavi
(11.10.24)
ekmeğe sürülmez ama bandırıp yemek için zahter. ekmegi zeytinyağına batırıp zahtere daldırın. çok pis yedirir yalnız.
0
orient blue
(11.10.24)
ekmeğe sürülmüyor ama ekmek yediriyor.

kuru domatesleri azcık sıcak suda ıslatıp, dilimleyip hafif yağda döndürdükten sonra üzerine yumurta kırarsan sucuklu yumurta gibi oluyor.

domatesleri sarımsaklı zeytinyağında kavanozlarsan da bu sahte sucuk daha lezzetli.

e tabi sonunda şu da var, kuru domatesleri uzun süre ıslatıp incecik kesip zeytinyağı ve/veya yoğurt ile ekmeğine sürebilirsin.
0
janderzel zartanyan
(11.10.24)
İçinde whey cinsinden protein de var. Mis: www.migros.com.tr
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(11.10.24)
şekersiz fıstık ezmesi ama ekmek yerine yulaf unundan krep yaparsan hem besleyici hem de daha sağlıklı olur.
0
eugenol
(11.10.24)
Genel adını tam bilmiyorum ama ekmeğe sürmelik ürünler oluyor. Meze deniyor aslında bizde, tapas da deniyor sanki ama o belki genel olarak ekmeğiyle birlikte anılıyordur. Neyse meze alırdım ben olsam.

saatlifirin.com
0
mbond
(11.10.24)
Harras sürülebilir lor
Altınkılıç kaymaklı lor
0
inheritance
(11.10.24)
çemen.
0
owaki
(11.10.24)
kahvaltıda niçin tatlıyı azaltmaya çalısıyorsun bilmiyorum ama yukarıda verilen tavsiyelerin çoğu reçel tahin pekmezden daha zararlı bunu yazmak istedim
0
abelardo
(12.10.24)
(4)

Tv'de emekli maaşı dendiği zaman sağlıklı yada engelli bireyler ?

Zetnikov
arkadaşlar sunu merak edıyorum mesela dıyorlarya emeklı maası 12bin oldubunun anlamı sağlıklı bireylerin aldıgı maas mı sadece demekyoksa hem onların hemde engelli maasımı demekyanı engellı engelsiz herkesi mi kastediyorlar. hepsi aynı maası almıyor mu mantıken?ozet : tv de emeklı maası denılınce en
arkadaşlar sunu merak edıyorum mesela dıyorlarya emeklı maası 12bin oldu

bunun anlamı sağlıklı bireylerin aldıgı maas mı sadece demek

yoksa hem onların hemde engelli maasımı demek

yanı engellı engelsiz herkesi mi kastediyorlar. hepsi aynı maası almıyor mu mantıken?

ozet : tv de emeklı maası denılınce engellı engelsız aynı seyı mı kastedıyorlar

cunku google a engellı maas yazınca net bısı bulmak cok zor oluyor benım ıcın baya karmasık gelıyor
0
Zetnikov
(11.10.24)
emekliliğin farklı kademeleri var. her emekli aynı maaşı almıyor.

en düşük emekli maaşı 12,5 lira.
emekli maaşı = yaşlılık aylığı diye geçiyor

engellilerin aldığı maaş farklı muhtemelen farklı yüzdeleri oluyor.
dul yetrim aylığı farklı, engelli maaşı farklı, evde bakım parası vs hepsi farklı.

12,5 lira denince aklına her hangi anormal bir durumu olmayan, gazi vs olmayan, sağlıklı bir şekilde çalışıp kendi hakkıyla emekli olmuş en düşük maaş alan adam/kadın aklına gelsin. anasından babasından eşinden hakedişle maaş alanların da oranları farklı oluyor. yani aslında 10-20 tane farklı maaş skalası var belki daha da fazla...

30-40 bin lira alan emekliler de var.
0
exlibris
(11.10.24)
en düşük emekli maaşı 12,5bin lira
engelli maaşı bambaşka bir şey. emekli maaşı deyince niçin engelli maaşı anlıyorsun anlamadım
0
abelardo
(11.10.24)
@abelardo

hoca öyle sordum bana emeklinin engellisi engelsizi olmaz dediler

birde tv de zaten engelli emekli aylıgını duymadım ben dırek emeklı maası dıyorlar

o yuzden mantıklı geldi

bu arada dıger arkadasın dedıgı seyı bılıyorum herseye gore degısıyor ama ben sadece emeklı maası dendıgınde engelsız bıreylerden mı sadece bahsedıyorlar dıye soruyorum

google da bıle cok net cevaplar bulamadım engellı maası dıye acayıp seyler yazıyorlar

standart maasdan bahsedıyorum yada ortalama
0
🌸Zetnikov
(11.10.24)
emekli maaşı ile engelli aylığı farklı şeyler.

haberlerde bahsedilen emekli maaşı sgkya belli bir gün prim ödemiş belli bir yaşı doldurmuş kişilere bağlanan maaş.
yalnız kök maaş diye bir şey de var. bahsedilen 12bin lira erdoğanın tamamen keyfi olarak belirlediği bir ücret. asıl emekli maaşları kök maaş dedikleri ücret. emeklilerin çok büyük bir kısmının kök maaşları 7bin lira civarı.

engelli emeklilerde ise muhtemelen engel oranlarını göre değişiklik gösteriyor. malulen emeklilikte ödediğin gün sayısı da çok önemli.

engelli aylığı ise sgknın değil aile ve sosyal hizmetler bakanlığının belirlediği ve ödediği bir ücret. yaşlı ve engelli aylığı diye geçer.
0
my fault
(11.10.24)
(5)

ABD'nin mevcut seçim sistemi

Bir ben var benden şurada
Abd'nin bu mevcut seçim sistemi neyi engellemek adına bu şekilde yapılıyor? Misal bizde herkes oyunu kullanıyor kim yüksek oy alırsa o seçiliyor ama ABD'de halk oy kullanarak 500 küsur üyeli Seçiciler Kurulu denilen bir topluluğu seçiyor, bu topluluk da kendi aralarında Başkan'ı seçiyor, bunun neden
Abd'nin bu mevcut seçim sistemi neyi engellemek adına bu şekilde yapılıyor? Misal bizde herkes oyunu kullanıyor kim yüksek oy alırsa o seçiliyor ama ABD'de halk oy kullanarak 500 küsur üyeli Seçiciler Kurulu denilen bir topluluğu seçiyor, bu topluluk da kendi aralarında Başkan'ı seçiyor, bunun nedeni nedir "benim oyumla çobanın oyu bir mi" gibi olayları mı engelliyor benim aklıma ilk o geldi çünkü ama öyle olsa mesela George W. Bush'un değil de sanki Al Gore'un seçilmesi gerekirdi, yani bu yöntemle de yine çobanın isteği olmuş gibi oldu diye düşünüyorum. Farklı bir nedeni var mı?
0
Bir ben var benden şurada
(11.10.24)
hocam o seçici kurulun aslında çok da sonuca etki eden bir tarafı yok. her eyalet nüfusuna oranla kurul üyesi gönderiyor. mesela oregon sekiz tane gönderiyor. oregon'u kazanan parti buradaki sekiz üyenin sekizine de sahip oluyor. haliyle seçici kurul oylayınca da hepsi kendi partilerinin başkanlarını oyluyorlar. iki eyalet istisna. sanırım onlar da partiler kazandıkları oy oranında üye gönderiyorlar. "faithless elector" yani başka bir adaya oy veren üyeler olabiliyor ama seçim sonuçlarına etkisi olmamış. bu arada bir çok eyalet yasaklıyor "faithless elector" olma olayını.
kısacası başkanı eyaletler seçiyor. en çok oyu alan kazanmıyor. kaliforniya'yı yüzde 99 ile kazanmak ile yüzde 50.01 ile kazanmak arasında bir fark başkanlık seçimi için yok. bazı eyaletlerde kimin kazanacağı neredeyse kesin. önemli olan yarışın yakın olduğu "swing state"lerde kazanmak. sonucun tahmin edilemediği, her seçimde başka partiye oy vermiş, yarışın yakın geçmesi beklenen eyaletlere "swing state" deniyor. buralarda başarılı olan başkan oluyor. şu sitedeki haritaya göre ortada "swing state"lerden gelecek 93 üye var. bu 93 üyenin rengi kazananı belirleyecek:

www.270towin.com
0
bellbane
(11.10.24)
İşte benim merak ettiğim de bu aslında, yani bu sistem neyi engelliyor, yani halktan en çok oyu alanın değil de bu şekilde yapılan bir seçimin önemi ne onu daha çok merak ediyorum.
0
🌸Bir ben var benden şurada
(11.10.24)
Dolaylı seçim sistemi deniyor buna. Teee eski Yunan zamanlarından kalma bir sistem.

Ben şöyle bir fikir yürütüyorum. Sistemler ve anayasalar, ulaşım ve haberleşmenin bu kadar kolaylaşmadığı çağlardan kalma. Gelenek haline geldiği için de değiştirme gereği duymuyorlar.
Ücrada bir köyün 50 kilometre mesafesindeki çiftliğinde yaşayan adamın oyu o dönemde başkente ulaşamaz, bari bir temsilci seçip yollasınlar da o seçsin demişler. Öylece sistem yürümüş gitmiş. Yoksa gerçekten anlamsız.
0
Mirket
(11.10.24)
Yukardaki cevapları devam ettiriyorum.

Bu bir şeyi engellemek için değil aslında. ABD eyaletlerinin her biri bir diğerinden bağımsız bir koloni olarak kuruldu biliyorsunuz. Hatta bu kolonilerin hukuki varlıkları da birbirinden oldukça farklıydı. Kimi doğrudan krala bağlı, kimi imtiyazlı tüzel kişiliklerce kimi de kraldan yetki alan bireysel kişilerce kuruldu. Bağımsızlık mevzusu gündeme geldiği yıllarda da her eyaletin vatandaşları kendi meclisini seçiyordu. Koloniler ortaklaşmaya çalışırken kongre kurulduğu zaman her koloninin meclisi kendisini temsil etmek üzere kendi temsilcilerini yolluyordu. burada kongre kendi başına kararlar alıyordu. Zamanla bu federal bir hükümeti oluşturdu. Bu temel sistem, içinde olduğu zamana ve ihtiyaçlara uyarlana uyarlana bugünkü haline evrildi. Patates kullanarak patlıcan yemeği yapamazsınız sonuçta, haliyle ABD'deki devlet yapısını da kendi tarihinden bağımsız düşünemeyiz.

Kısacası ülkenin tarihsel dinamiklerinden kaynaklanan sistem şekilde gelişiyor.

Bugün ABD tek bir devlet olsa da bu tek devlet aslında birçok devletçiğin birleşerek kurduğu bir devlet. Üniter bir devlet değil. Sistem yıllar içinde zamanla gelişiyor, ülkenin fabrika ayarlarında bu var. O dönemde bulunmuş, işe yaradığı için uygulanagelmiş bir yöntemin devamı. Bugün büyük bir probleme yol açmadığı sürece artık çok geride kalmış şeyleri değiştirmek mümkün değil. Bunları değiştirmeye kalkarsanız her kafadan bir ses çıkar. Çalışıyorsa dokunmazsınız.
0
akhenaten
(11.10.24)
eyaletlerin özerkliğini ve özkimliğini korumak için böyle yapılıyor.
0
abelardo
(11.10.24)
(13)

Dürüstlükle baş edemeyen insanlarla nasıl baş ediyorsunuz?

nolmus yani
Adam yaptığı şeyi atıyor. Nasıl olmuş diye soruyor. "Şurası şurası hatalı, burasını da şöyle yapsan daha iyi olur" diyorum. "Bu kadar kırıcı olmak zorunda mısın?" diyor. Başkası yaptığım bir şeye "Şöyle yapsan daha iyi olur." diyor. "Öyle yaptım zaten." diyorum. Öyle yaptım çünkü, ne cevap vereyim b
Adam yaptığı şeyi atıyor. Nasıl olmuş diye soruyor. "Şurası şurası hatalı, burasını da şöyle yapsan daha iyi olur" diyorum. "Bu kadar kırıcı olmak zorunda mısın?" diyor.

Başkası yaptığım bir şeye "Şöyle yapsan daha iyi olur." diyor. "Öyle yaptım zaten." diyorum. Öyle yaptım çünkü, ne cevap vereyim başka di mi? Yok, nolmus yani çok terso cevaplar veriyo oluyo adı.

Böyle böyle bir sürü olay yaşamaktan bıktım. Aman millet kırılmasın diye yalan mı söyleyeceğim ben? İstemiyorum.

Bu durumda kalınca ne yapıyorsunuz?
0
nolmus yani
(10.10.24)
Her doğru herkese her yerde söylenmez. İnsan iletişimi bu kadar düz çizgide ilerleyen bir şey değil, o yüzden ben düşündüğümü söylerim o alınmasın diye bakmak saçma.

Bi kere üslup var işin içinde. Sana soran o olmuş olsa bile karşındaki insanın huyuna göre söylememek ya da yumuşak söylemek gerekebiliyor.
0
Bruce
(10.10.24)
hatalı diye değil de direkt şöyle daha iyi olur denilebilir

ya da şöyle niye yapmadın aklıma şu yöntem geldi sen niye öyle yapmadın denilebilir

Başkası yaptığım bir şeye "Şöyle yapsan daha iyi olur." diyor. "Öyle yaptım zaten." diyorum. Öyle yaptım çünkü, ne cevap vereyim başka di mi? Yok, nolmus yani çok terso cevaplar veriyo oluyo adı.

gerçekten öyle yaptıysanız öyle yapmışsınızdır zaten o tepki garip olmuş :D
0
jülsezar
(10.10.24)
Sorun ne söylediğin değil de nasıl söylediğin muhtemelen. Dürüstüm, dobrayım diye her yerde pot kırıp patavatsızlık yapan çok. Kelime seçimi, üslup bilinci çok önemli.
0
potasyum bebek
(10.10.24)
kadınsın dimi? senin dediklerini bir erkek dese rahatsız etmeyecekken kadın diyince güçlerine gider insanların (bak kadın erkek ayırmıyorum burada). istediğin kadar kibar ol değişmez. o yüzden söylemen gerekeni söyle, gerisini kafaya takma. olay seninle ilgili değil.
0
titanyum22
(10.10.24)
Eklemeyi unuttum; bu konuşmalar hep iş ortamında ve slack üzerinden yazışma şeklinde gerçekleşiyor.
0
🌸nolmus yani
(10.10.24)
yazışma yanlış anlaşılmaya daha müsait. ses yok, mimik yok. normal ses tonunuzla öyle yaptım zaten deseniz sorun olmazdı, ama dümdüz yazınca bu kulağa çıkış yapmışsınız gibi gelebiliyor ve niyeyse insanlar öyle algılamaya daha meyilli. emojiyi dayamak lazım.
0
visnebahcesi
(10.10.24)
Hangi konuda dürüstlük yapıldığına göre değişebilen bir şey bu. Sizin bu verdiğiniz örneklerden yola çıkarsak bu konularda dürüstlükten rahatsız olmazdım. İş konusunda zaten alınganlığa çok gerek yok, hele ki ben birisine nasıl olmuş diye soruyorsam bahsi geçen şey ile alakalı eleştiri kabul edebilmeliyim.

Ancak dış görünüş, kişisel hayat ve karşımdaki kişiye görüşünü sormamışken gelip bana fikir beyan etmesi konularında yerine göre bazen sıkıntı yaşıyorum. Kimi insan dobralık ile patavatsızlığı karıştırıyor çünkü
0
kullanicadi
(10.10.24)
sosyallesmenin ne oldugunu anlamak gerekli sanirim. sosyallesmek entelektuel bir caba, bir eylem degildir. insanlarin bir arada hissetmek icin yaptigi bir eylemdir cogu zaman konusmak.

o yuzden karsinizdaki insanin entelektuel bir yorumu kaldirip kaldiramayacagi, bulundugunuz cevrenin entelektuel bir cevre olduguna bakmakta fayda var. boyle bir durumda sakinmadan soylerim gercegi. ama bunun disinda arkadaslarimi goygoylarim mecburen. yoksa beraberlik hissetmiyor insanlar. biraz bos yapmadan sosyallik mumkun degil.
0
antikadimag
(10.10.24)
basıma geldı artık nabza gore serbetı verıyorum tabı gene durust oluyorum ama bazı ınsanlar kendı ıstedıklerı seylerı duymak ısterler senın soyledıklerını degıl aslında
0
Zetnikov
(10.10.24)
Hocam birbirinden bağımsız farklı kişiler belli bir senaryoda, örneğin bu durumda yaptığınız geri dönüşlerde verdiğiniz cevapları kaba, sert, agresif buluyorsa ve bunu yüzünüze söyleyecek duruma geliyorlarsa muhtemelen gerçekten öyle olduğundandır.

İnsanlar söylediğiniz şeylere yanlış demememiş. Kırıcı ve ters olmamanızı istemiş. Bu anlatımda örnek verdiğiniz cevaplar kimsenin dürüstlükle ilgili bir sorun yaşamadığını gösteriyor.

Belki de dürüstlükle sorunu olan sizsinizdir. Bence bir düşünün. İnsanın kendisiyle ilgili şeyleri kabul etmesi zor olabiliyor.
0
akhenaten
(10.10.24)
visnebahcesi +1, yazılı ortamlarda bu önemli.

1 - günaydın
2 - günaydın :)
3 - günaydın !

görmüş olduğun gibi her üçü de aynı anlama geliyor, aynı sesler, aynı harfler, ama anlattıkları bambaşka
0
selam
(10.10.24)
ilk durum için konuşacak olursam; kılıcı eline alan yaralanmayı da göze almalıdır. Adam veya kadın nasıl olmuş diye sormuş. bu ne demek? sağı solu düzgün mü, bir sıkıntısı var mı, senin zevkine, estetik algına göre nasıl görünüyor bir yorumla demek.

eğer bu kadar kırılgansa ya da yaptığı işle kişiliğini bir tutuyorsa sormayı versin bir zahmet!zaten yazdığınıza bakılırsa gayet düzgün bir şekilde ifade etmişsiniz. bence burada problem o arkadaşta.

ikincisi de yine benzer bir durum; ancak belki burada üsluptan kaynaklı bir durum olabilir. sizinki öyledir diye demiyorum; ama kimi insanların mizacı böyle olabiliyor. benim kız arkadaş mesela. normal iletişimde bile böyle tersler gibi konuşur. sanki bir şeye cellalenmiş diye çekinir çevresindekiler.
0
pangea
(11.10.24)
dürüst olmak overrated bir şey
sanıldığı kadar iyi bir huy/davranış değil.
hatta ne kadar dürüst o kadar kaba diyebiliriz.
0
abelardo
(11.10.24)
(11)

spor salonu, bar vs...

islergucler
travmatik bir ilişki sonrası tek başına spor salonunda olmak ve bir bara yalnız gitmek konularında fikirlerinize ihtiyacım var.salonunda mevcut bir müdavim bir kitle var, bunların arasına dahil olamamaktan çekiniyorum. sizce nasıl dahil olurum?ikinci sorum bar ile alakalı. tek başıma bir barda oturm
travmatik bir ilişki sonrası tek başına spor salonunda olmak ve bir bara yalnız gitmek konularında fikirlerinize ihtiyacım var.

salonunda mevcut bir müdavim bir kitle var, bunların arasına dahil olamamaktan çekiniyorum. sizce nasıl dahil olurum?

ikinci sorum bar ile alakalı. tek başıma bir barda oturmak çocukça geliyor ama bur yandan da oradan başlamam gerekiyor diye düşünüyorum.

sizce bana uzun zaman konfor sunmuş bu ilişkiden kurtulup nasıl yeniden başlayabilirim?
0
islergucler
(08.10.24)
20 yıldır salona giderim yanıma "naber bro" diye gelen kimseyi geri çevirmedim çoğuyla da ahbab olduk, biraz gözlemle zaten gym müdavimlerinin büyük bir kısmımın benim dediğim gibi davrandığını görürsün.

Bar olayını bilmiyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(08.10.24)
Kaleci +1
Ben zaten yurtdışında olduğum için bir de spor salonunda çok vaktim olmadığı için fazla muhatap olmam. Arada böyle ağır kaldirdigim için gencler ya da benim gibi ağır kaldiranlarla muhabbet oluyor. Ben misal mevcut spor salonunda mevcut kitleye dahil değilim pek de umrumda değil açıkçası, isim spor yapmak.

Abi bar neden?

Sen yalnizsin insan bulacagin yerlere mi girmeye calisiyorsun?
0
logisticsmanager
(08.10.24)
BAK ÇOK İYİ TAKTİK VERECEĞİM

Salona gidiyorsun takılmak istediğin gruba "kaç set ulan" veya "uff kollara bak nasıl oldu abi, bir şey mi kullanayım yoksa tavuk mu yedin" diyorsun.

Bara gidiyorsun ve eğleniyorsun, barmenin önüne oturmaca varsa ve bir hanımefendiye yakın oturursan veya çevrene bir tanesi oturursa belki diyip muhabbet ediyorsun. Havadan sudan. Ama gittiğin barın ortamına göre davran diye de "ytd" ibaremi koyayım.
0
Shepard
(08.10.24)
salona zaten tek gidilir sorun değil. bara da bir kez gitsen alışırsın.
0
jelly bear
(09.10.24)
cok uzuldum be okurken. spor salonunun olayi tek basina yapilacak en iyi aktivitelerden biri ordaki birlik kafasini anlamadim. barda cok calisan goruyorum tek oturan ya. bi iki kere ben de calistim belki belirli hedef varsa yalnizim kafasina gidilmez. maksat bira icmekse sureyi kisa tut. ha yok tanismaksa, bilemiyorum altan o is akista
0
ala09
(09.10.24)
Spora tek gitmeyi cok seviyorum, senelerdir ayni yere gidiyorum, kimseyle pek konusmam, sporda kendimle kalmayi ve kendi isime odaklanip cikmayi seviyorum. Tercih meselesi ama kimsenin de konusmak isteyince geri cevirdigini gormedim.
Bar'a da tek gitmek isterseniz, en azindan yurtdisinda, en rahati gidip bara oturmaktir. En fazla barmenle uc bes konusursunuz, kimse de yalniz oturmanizi garipsemez.
Aslinda insanlar diger insanlara bizim tahmin ettigimiz kadar dikkat etmiyorlar, yani siz biriyle bara gittiginizde karsinizdaki ile muhabbet edip eve donmeyi mi tercih ediyorsunuz, vay tek basina gelmis adama bak diye tek tek etrafta oturanlari gozetlemeyi mi? Oradan hesap edin.
0
kassiopeia
(09.10.24)
bar için, bir problem yok, gidip takılacaksın, eğleneceksin, kimi şeyleri de kafaya takmayacaksın, (çarptı, yol vermedi vs. vs.) muhabbet edeceksin, sorun çıkartmazsan kimse niye tek geliyon gardaş demez, belirli bir süre gidip gelince zaten sima olarak bilinir oluyorsun, zamanla hiç tanımadığın, ismini bile bilmediğin kişiler selam vermeye başlıyor oradan da muhabbet açılıyor.

tek dikkat etmen gereken şey; bir amaç için gitme hiç bir yere. misalen yeni biriyle tanışayım falan gibi bir düşüncen olmasın, eğlenmekten başka amacın olmasın.

nasıl yeniden başlarsın;
1) kafanı başka işlerle meşgul ederek,
2) eğlenerek.
3) flört ederek.

iilk ikiyi yapmadan 3 çok zorlama olur, karşı taraf (cinsiyet fark etmeksizin) yumurtadan dün çıkmadıysa şıp diye anlar ve uzak durur senden.
0
selam
(09.10.24)
tek basina duzenli bir sekilde ayni bara gidersen arkadas yapmaman imkansiza yakin.
0
baldur2
(09.10.24)
spor salonundaki gruba dahil olmanin geregi ne onu anlamadim
0
bay b
(09.10.24)
@bay b

+1
0
Zetnikov
(09.10.24)
spor salonunda zaten yalnız gidilir ve yalnız olunur. bir partner bazı hareketlerde iyi olur tabi ama antrenman boyunca fazlaca sosyal olunmaz. soğumadan bir an önce program yapılır ve gidilir. spor salonu konusunda çekinmen yersiz. bir an önce başla, tek başına idman yap, yaparken etrafı gözle.

barda tek başına oturmak çocukça değil. hiç bir şeyi tek başına yapmak çocukça değil zaten. git ve ortamı gözle. insanlar nasıl davranıyorsa öyle davran. zaten herkesin kafa kıyak oldugu için kolayca sosyalleşirsin. ortam sarmadıysa başka bara git ve yeniden başla.
0
abelardo
(09.10.24)
(9)

yandex ne oldu?

duyurukullanıcısı
google falan olacaktı ama ne oldu sonradan?
google falan olacaktı ama ne oldu sonradan?
0
duyurukullanıcısı
(08.10.24)
Bir Rus şirketinin Google olmasını beklemek hayalcilik olur tabii ama kendi pazarında yine hatırı sayılır bir kullanıcı kitlesi var, onun dışında mesela bence Yandex Navigasyon hepsini tokatlar.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(08.10.24)
google ürünlerinin neredeyse hepsi var onlarda da (harita, drive, work solutions, cloud, web servis hizmetleri vs). bir çoğunda da google'dan aşağı kalır yanı yok.

ama piyasada google kadar yer edemiyor, edemez de.

yine de bazı ülkelerde google'dan dahat etkin.

türkiye'de ise sadece navigasyon kısmıyla iddialı. arama motoru olarak çok kullanılmıyor. ben bazen kullanıyorum.

ancak bugün erişemedim, bilmiyorum bi kısıtlama mı var bugünlerde. yandex.com'a değil, yandex.ru'ya erişebildim ama o da işime yaramıyor
0
biseysorcaktim
(08.10.24)
şuan yandex tarayıcıdan yazıyorum. yıllardır bu tarayıcıyı kullanırım bunun yanında birçok yandex mailimde var.
ayrıca yandex navigasyonda oldukça başarılı.
bir tek kullanmadığım servisi arama motoru olabilir.
0
my fault
(08.10.24)
rusya pis kaka olunca o da yenilmiş sayıldı
istanbul dışındaki şehirlerin toplu taşımasını haritasına entegre ettiği içün ara ara kullanıyorum memnunum şahsen
0
titanyum22
(08.10.24)
içinize doğmuş olabilir. şu an tr için tekrardan ekip kurup search odaklı çalışmaya başladılar. yakında daha çok duyarız.
0
blackidom
(08.10.24)
Navigasyonda Türkiye'de google'ı tokatlar. Google'da ekrana bakarken bile hangi şerit, sağdan mı, düz mü, hangi rampa diye kafayı yerken yandex'te ekrana bakmadan bile yolunuzu bulursunuz.Google maps sizi taksicilerin bile kullanmadığı bozuk yola, ara sokaklara sokuyor, yandex adam gibi rota sunuyor.

Google devamlı mevcut hızınınızı ve hız sınırını göstermekte nazlanıyor, yandex bu konuda baya başarılı.

Radar ispiyonlamayı google'dan önce getirdi, kazalar anında ekleniyor, trafikte anormal bir sıkışıklık varsa hangi şeritte kaza var vs her şeyi görebiliyorsunuz.

Doğduğu ülke yüzünden bir google olamaz ama kalitesi yarışır.
0
kimlanbu
(09.10.24)
Arama motoru olarak bilmiyorum ancak Rusya'da bütün sistem yandex üzerine kurulu ve muazzam bir kullanımı var. Toplu ulaşım, taksi, ödemeler vs.

Google olur mu bilmem ancak ben çok beğeniyorum yandex uygulamalarını.
0
va
(09.10.24)
yandex google falan olmayacaktı.
bir rus firması bir amerikan firmasını internet aleminde geçemez zaten.
ben yandex harita ve yandex disk kullanıyorum. hatta yandex mail kullanıyorum bir alternatif olarak. gayet memnunum.
0
abelardo
(09.10.24)
yandex google'dan daha eski ve daha ziyade hitap ettiği rusya/bdt ülkelerinde başarıya sahip.
0
kesmekes laleler
(09.10.24)
(10)

ülkede kara para varsa neden ekonomi bozuk

anon1m
Soru başlıktaTeşekkürler
Soru başlıkta

Teşekkürler
0
anon1m
(07.10.24)
Ekonomi bozuk değil ki, ekonomi sermayenin yanında, ücretler baskılanıyor, şirketler ve bankalar rekor kârlar açıklıyor
0
grimavi
(07.10.24)
Şu ana kadar çoktan kepenk indirmediysek kara para sayesindedir diye düşünüyorum ama aynı şeyden konuştuğumuza da emin olamadım.
0
Mirket
(07.10.24)
Kara paranın sahibi sorunlu ekonomiden zarar görenler değil ki.
0
diyecevaplandı
(07.10.24)
Yetiş ya Pablo Escobar
0
🌸anon1m
(07.10.24)
kara parayı piyasaya sürmüyorlar ki, kendi aralarında döndürüyorlar. biz ağzımız açık bakıyoruz
0
titanyum22
(07.10.24)
kara parayi emeklilere dagitmiyorlar kanka.
0
baldur2
(08.10.24)
Kara para sayesinde ayakta duruyoruz +1

Yoksa bir tomar parayla bir ekmek alacaktık bence. Kendi ceplerine giriyor birçoğu ama ülke içinde de dolaşıma giriyordur bir kısmı. Lüks mekanlar, arabalar, rezidanslar, eskortlar aracılığıyla esnafa vs. de gidiyordur ufak ufak. Sana bana gelmiyor zaten biz piramitin en altındayız maaşlı çalışan köleler olarak.
0
chicha_v2
(08.10.24)
Kara paranın ülkeye hiçbir faydası olmaz. Sıcak para çok hareketlidir yurt dışında değil de burada tutuluyorsa bir şekilde seni sömürmeye gelmiştir.

Sosyal, siyasal ve hukuk düzenini bozar. Çok dengesiz olaylarla karşılaşırsınız.

Gelişi siyasi ve sosyal kriz gidişi ekonomik krize neden olur.
0
hebanon
(08.10.24)
ekonomi bozuk lafı çok genel ve hiç bir anlam içermeyen bir laf. ekonomi sana bozuk iken başkasına bozuk değil.
0
abelardo
(08.10.24)
kara para temiz parayı kovar. çok bilinen bir ekonomik ve sosyolojik gerçek.

haliyle, temiz iş yapan, işinde gücünde namuslu vatandaşın parası da gitgide yok oluyor.

önceki cevaplara da katılıyorum. kara paranın az bi kısmı da olsa dolaşıma giriyordur. piyasaya can suyu oluyordur. ancak önemli ve büyük kısmının yurtdışında olduğuna adım kadar eminim. yani çok büyük kısmının vatandaşa faydası yok.

bi de ekonomi bize bozuk. ekonomik hiyerarşinin üst tarafında olanlar için hiç öyle görünmüyor.

ayrıca bakınız servet transferi ve ilintili kavramlar.
0
biseysorcaktim
(08.10.24)
(11)

Yaşını almış hanımlara karşı ilgi

tahirkemalbozoglu
Neden olur? Yaş 33 yolun yarısı eder. Fakat kendimden küçük veya yaşıtım insanlar yerine 50 yaşlarında bir kadın daha çok dikkatimi çekiyor. Bunun altında yatan nedeni sorgulayınca sanki ayıp bir şeymiş gibi geliyor topluma. Oysa öyle değil biliyorum, hatta deneyimledim de. Beklediğimden de çok daha
Neden olur? Yaş 33 yolun yarısı eder. Fakat kendimden küçük veya yaşıtım insanlar yerine 50 yaşlarında bir kadın daha çok dikkatimi çekiyor. Bunun altında yatan nedeni sorgulayınca sanki ayıp bir şeymiş gibi geliyor topluma. Oysa öyle değil biliyorum, hatta deneyimledim de. Beklediğimden de çok daha mutlu oldum, mutlu hissettim. Her Türk erkeğinin hayalidir bro diyebilirsiniz ama ben kendimi bildim bileli seviyordum ve hala da artarak bu istek devam ediyor. Sizde böyle bir durum var mıydı? Zamanla fikriniz değişti mi?
0
tahirkemalbozoglu
(07.10.24)
O kadar yaş farkı yok ama bende kendimden büyük kadınlara ilgi duyardım
0
Cezcez
(07.10.24)
Çok iğrenç ya! Benden küçükler bana yazınca çok iğrenç buluyorum. Kendi yaşıtın kadınlar varken neden yaşlı kadınlar? Çöküyor vücut.
0
Kahvedesu
(07.10.24)
22+ insanlar bunu dert etmemeli. 22 benim bireysel resitlik algim. kendimden küçük erkekler daha hosuma gidiyor. toplum baskisindan kaynaklandigi icin o hissi unutmak lazim
0
ala09
(07.10.24)
yaş konusu çok takılıyor. hayret ediyorum. seviyorsan konus bence
0
abelardo
(07.10.24)
Bir şekilde kafalar çok uyuştu, aha ruh eşimi buldum dedin ama yaş farkı var durumundan farklı bir durum seninki.

Daha gence yönelim daha iyi seks beklentisi,
@Kahvedesu'nun dediği gibi olguna yönelim, daha kolay elde edilir ve kaprisleriyle yormaz beklentisi ile yapılıyor.

Yaşını almış kadına veya erkeğe yönelim ise psikiyatride erkekler için küçük yaşta anne, kadınlar için baba sevgisinde mahrum yetişmiş olmayı gösterir, Karşı cinsle ilişkinin yanında o bebek çağ açlığının doyurulma ihtiyacından kaynaklanır der psikiyatri.
0
Mirket
(07.10.24)
kapris, duygu durumu degisimleri, cocukca davranis cekmemek +1

sebepleri kadinlarin yasca büyük erkek tercihinden farkli olmasa gerek. ayrica senin begendigin kadinlar büyük ihtimalle genclere göre daha feminen görünüyordur. 50 yasindaki bir kadin pantolon giymeyi kendini yakistirmiyorken artik, 20 yaslarindaki insanlar o bol salvarimsi pantolonlari giyip cikiyorlar, az aksesuar kullaniyorlar. büyük takilar de genc bir kadina cok yakismaz zaten ama yasi büyük bir kadinda hem küpe, kolye, bilezik her seyin büyük olmasi siritmaz ve hatta hos bile görünür.

bu olaylar sana daha feminen geliyor olabilir.

ayrica 50 yasindaki bir kadinin ya cocugu vardir ya da tren kacmistir. bunlar olmasa bile tutup da bu yastan sonra cocuk isteyecek hali pek yok. senin yasitin bir kadinin senden cocuk beklentisi olma ihtimali cok daha yüksek. bu seni darliyor olabilir.
0
sonsuz
(07.10.24)
-az kapris

-konuşacak lafları, anlatacak hikayeleri var

-erkeğin iyisinden anlamaları

-yatakta beceriklilik. ayy saçım, vay şuram oy buram yok

daha ne olsun bandıra bandıra ye. erkek olarak seziyoruz bunu.
0
yurtsuz john
(07.10.24)
40 falan anlarım da 50 çok olmuş be kardeşim.
0
bobinhoo
(07.10.24)
neden olur? fazla porno izlemekten olur. normal değil 50 ne ya
0
titanyum22
(07.10.24)
40ımı coktan gectim, older is better diyor tecrübelerim. Gencin kaprisini cekecegime olgunun tecrübesini cekerim. Doğru yoldasın.
0
duster
(07.10.24)
sen evli değil misin ya, geçen karım falan diye duyuru açtın birader?
0
titanyum22
(01.12.24)
(43)

Kadin olmak, kadinlik ne demek

Kittie
Benim bekar olusuma takik psikiyatristim bu soruya yogunlasmak istiyor.Ben de hep bakimli falan gidiyorum kendisine. Yani olabildigince. Sonucta doktor yani abartmiyorum ama oyle paspal gitmiyorum. Yolda insanlarin dikkatini cekiyorum falan. Bakiyolar hissediyorum yani. Ama bu doktor beni kadin gibi
Benim bekar olusuma takik psikiyatristim bu soruya yogunlasmak istiyor.
Ben de hep bakimli falan gidiyorum kendisine. Yani olabildigince. Sonucta doktor yani abartmiyorum ama oyle paspal gitmiyorum. Yolda insanlarin dikkatini cekiyorum falan. Bakiyolar hissediyorum yani. Ama bu doktor beni kadin gibi gormuyor. Ustu kapali bunu soyluyor. Simdi de tam olarak su konuyu konusacakmisiz. Hayir cevabim da yok buna. Ne denir ki? Nereye varacak cok merak ediyorum. Bekarim diye cinsiyetsiz falan mi goruyor beni bilmiyorum ki. Kendisi de unide bi doktorla tanisip evlenmis hemen cocuk yapmis biri. Bi gun kendisine unide biriyle tanismasaydiniz muhtemelen su an siz de bekardiniz dedim. Ama tanistim dedi :))
Sen onu yapmadin iste dedi. Tam olarak bunu dedi. Bu beni eksik biri mi yapiyor anlamiyorum ki.
Simdi ona soylemek icin degil de bu soruya ne cevap verirsiniz ki. Aklima bi sey gelmiyor olmasi sorun mu acaba? Direkt kadinla basladim da erkekler de kendileri acisindan cevaplasin :)
0
Kittie
(06.10.24)
Sorudan anlıyoruz ki senin için kadın olmak görsel açıdan kadın gibi görünmek.
Bekar olmana takık olma ihtimali yok, ona ne senin evli olup olmadığın. Taktığı şey muhtemelen kadınlığını bastırmanla ilgili bişidir.

Haricinde, psikiyatrını değiştir. Kadına bilenmişsin ne yapsa olmaz bu saatten sonra.
0
Bruce
(06.10.24)
Bruce: kadin degil. Bilenmedim de. Tersine cok seviyorum ilginc sekilde :) kkadinligimi nasil bastirabilirim ki onu bile bilmiyorum. Her yerde sevgili olma firsatlarimi yaratmaliyim kadinlik icin.
0
🌸Kittie
(06.10.24)
Evlenebilirsin de evlenmeyebilirsin de.

Bakımlı da olabilirsin, bakımsız da. Bir kadının kimseye güzellik borcu yok, kimsenin göz zevkine hitap etmek zorunda değil. Kadın bir kalıba sokulamaz. Şöyle olursan kadınsın, şöyle olmazsan kadın değilsin diye ima bile edemez kimse.
0
rock n roll
(06.10.24)
Bana bir psikiyatriste daha gitmen gerek gibi geldi. Farklı bir görüş almak adına
0
kullanicadi
(06.10.24)
kadin oldugun icin toplumda avantajli, dezavantajli gordugun seyleri listele. karsi cinsin ve senin basina gelme potansiyeli olan ornekler cikar aradaki farklara bak. kadin oldugun icin kendinde sorumlu hissettigin seyler var mi mesela. belki nonbinarysindir bunu dusunmeni, bastirmamani bekliyor olabilir. yolda yururken insanlarin sana baktigini dusunmen kadin oldugun icin kendince siradan bir olay olarak goruyor olablirsin ama yoldan gecen erkege kimse kolay kolay bakmaz yani bu gibi gunluk seyler cikar. sana gore birliktelik yasaman icin bir erkegin gelmesi mi gerekir mesela? bu konularda cinsiyetci olabilir misin? ondan da sorgulamak istemis olabilir
0
ala09
(06.10.24)
Seni kendisyle kıyaslamasını anlayamadım, ben doğruyum sen yanlışsın veya ben sağlıklıyım sen bozuksun demek gibi bu. Saçma.

Bence psikiyatrını değiştir, eğer sorduğu sorunun temelini sorduğunda sana anlatmak yerine kendiyle veya başkasıyla kıyaslıyorsa o olmamıştır.

Örnek göstermek başka bir şey. Mesela der ki "kadınlık sadece giyinip makyaj saç baş yapmak değildir, kadın olmaya cinsel kimliğini rahatlıkla yaşayabilmek de dahildir, cinsel kimliğini hedefe koymadan insanca iletişim kurarken kontrolcü olmamak, yumuşak tarzda konuşmak, istemeyi bilmek vs de dahildir, mesela (tamamen uyduruyorum) Dolunay Soysert gibi (tamamen uydurma faslı bitti).

Örnek gösterme böyle olur, onun yaptığı kıyaslama olmuş. Ben üniversitede biriyle tanıştım ama. Eee? E ona güvendim, yakınlaştık evlendik. Sonra? E sen bunu yapamadın demek ki kadınlıkla sorunun var.

Yani ben anlamıyorum böyle bir yaklaşım olamaz yahu. Acilen doktorunu değiştir derim.
0
muhayyer divan
(06.10.24)
Ben ortada bir sorun vallahi göremedim. Sen kadınsın. Dikkat çektiğin için sana bakanlar var. Doktorun senin bekarlığına yoğunlaşmak istemiş. E bunun cevabı da sende. Anca tahmin edebiliriz. Demek ki senin karşına birileri çıkmadı ünide veya çıktı ama olmadı. İş hayatında da aynı şekilde. Örnekler böyle gider ama senin suçun yok ki. Olmayınca olmuyor.

BENCE listelemek, günlük bilmem ne boş işler. BEN olsam gider sorarım "doktor ulan ne demek istedin, 10 gün oldu hala anlamadım". Dümdüz, açıkça konuşmak kadar süper bir şey yok.
0
Shepard
(06.10.24)
psikiyatrdan terapi mi aliyorsun? bence bu cok mantikli degil.

ama ben tanistim derken senin de aslinda bir sürü insanla tanistigini ama onlari bloke ettigini söylüyor. yani bekar kaldiysan bilerek ya da bilmeyerek bir seyleri engelliyorsun.

sorunun cevabini ben de bilmiyorum. sacma bir soru bence. seni kadin gibi görmeyisinin sebebi ne ? iliskinin olmayisi mi? sen eger iliskim neden yok diye sikayetci degilsen bu konuya onun gelmesi cok sacma. ama sen kendini yalniz hissediyorsan iliskiya ihtiyac duyuyorsan anlamli bir soru olabilir.
0
sonsuz
(06.10.24)
Shepard: evet evet oyle yapicam. Ama merak ettim herkes pat diye cevap verebiliyor mu bu soruya diye
0
🌸Kittie
(06.10.24)
@Shepard haklı

10 puan 10 puan 10 puan 10 puan
40 puan ve alkışşşş


Yani yüzüne yüzüne sormaktan çekinmemek anlamında. Eğer senin onunla konuşma sebebin duygusal ilişkiler konusunda problem yaşamansa dikkatini bir yere çekmeye çalışıyor olabilir ama yine söylüyorum, kendiyle kıyaslaması devasa bir yanlış, hele ki erkek olarak.
0
muhayyer divan
(06.10.24)
Sonsuz: yok hatta bana hic bekar olusundan bahsetmiyorsun diyor, ben cok gundemimde degil diyorum. Ne diyeyim yani acikcasi para veriyorum ve baska dertlerim var, bu bi dert degil benim icin. Ama o cok onemli bekar olusun diyor anlamadim ki ben de ya.
0
🌸Kittie
(06.10.24)
Soru mantıksız. Ama senden nasıl bir cevap bekliyor bu önemli olabilir. O yüzden tamamen kendi yorumunu iletmen doğru olur. Cevabın mantıklı olmasına gerek yok.
0
Cezcez
(06.10.24)
@Kittie

Özel mesajla konuşmak istersen buralardayım, sorduğun şeylerden birinn kadın olmakla bağlantısı olabilir, seni oradan çözmeye çalışıyor olabilir. Ama tekrar söylüyorum hâlâ kendiyle karşılaştırması çok yanlış hâlâ.
0
muhayyer divan
(06.10.24)
Üniversitede bir psikoloji hocasından ders alıyordum.
işte ben zeytin yiyemiyorum; hoca kafayı takmıştı, zeytin senin tüm problemin falan diye :) niye yiyemiyormuşum:))
Taktı mı takıyor değişik bir kitle bu psikologlar
0
Cezcez
(06.10.24)
@cezcez ihtiyacın olan şey yapmaktan en çok kaçındığın şeyin içinde diye bir söz vardır. Mesela sen kahvaltı masasında zeytin yiyorsundur çocukken ve annenle baban kavga eder orda. O yüzden zeytini zihninde kötü kodlamış olabilirsin ve bu kavgalar yüzünden kadın erkek ilişkileri konusunda bir travman olabilir. Zeytinden yola çıkarak travmayı çözdürmek istedi belki. Bu şu an uydurduğum bir örnek, psikiyatrist belki böyle bişi bekledi, sende öyle bişi hissetti o yüzden zeytine taktı:)

Ama haklısın da bir yandan insan dümdüz sebepsiz zeytin sevmiyor yiyemiyor olamaz mı canım :)

Btw gerçekten kittie'nin psikiyatristinin bakış açısını çok merak ettim. Bir dahaki gidişinde sor ve bizimle de paylaş lütfen.
0
kullanicadi
(06.10.24)
bu psikiyatrlar biraz tuhaf oluyor. lisedeki rehber öğretmenle yapılan saçma sapan bir yere varmayan muhabbetler. bana çok faydasızmış gibi geliyor genel olarak.
0
abelardo
(06.10.24)
yav bu nasıl bi psikiyatrist, divan edebiyatı yarışması mı yapıyorsunuz, her şeyi açıkça konuşmak gerekmez mi? bu ne saçma konular böyle. boş goygoy.

yapılacak seans sayısını artırmak için olmasın? :)
0
tabudeviren
(07.10.24)
Bence seni biriyle tanistircak kendine ceki duzen verirsen
0
lapaz
(07.10.24)
Herkesin tanımı kendine.

Simone de Beauvoir‘dan al, başla okumaya. Haha ayrıca evet, onun da dediği gibi kadın doğulmaz kadın olunur.

Neyse, soruya gelince dr’un tam ne kastettiğini biz buradan kısıtlı bilgiyle cevaplayamayız. Kendisine direkt doğrudan sormak lazım+11111

Belki cinselliğiniz, cinsel kimliğiniz ve ayrıca cinsiyet kimliğinizle ilgili bir sorgulatma yapmak istiyor da olabilir.Belki bu konuda farkındalığınızı arttırmaya çalışıyordur.

Kadın olmak benim için güç ve dönüşüm demek. Görüntüm falan hiç akıma gelmedi mesela.
0
jimjim
(07.10.24)
kadinla erkegin en buyuk farki dogurganlik. bence her kadinin bir kere bunu yasamasi lazim.
bunu yasamayip yasi gecen hatunlarda benim deneyimim ciddi sikintilar var, problemsiz olanini gormedim. bunu yasamayanlarda hep birsey eksik gibi..
elimde dogum yapmis olan bir kisi oldugu ici sureci bastan sona izledim, izlemeye devam ediyorum. gece/gunduz kadar fark var iki donem arasinda.
bu yuzden hayvanlarin da kisirlastirilmadan once mutlaka bir kere dogum yaptirilmasi lazim.
0
cooperr
(07.10.24)
Psikiyatrist bence boş yapıyor yada ortada anlatmadığın şeyler var bu yüzden bizr bunlar garip geliyor, ortada sorun yok gibi.
0
basond
(07.10.24)
Cooperr: offf ne alaka ya cevreni degistir
0
🌸Kittie
(07.10.24)
Basond: yok anlatmadigim bi sey. Brnce adam biraz geleneksel, biraz muhafazakar bi tip oldugundan evlrnmeyene, cocugu olmayana kadin degil diye bakiyor :(
Birakicam zaten bu doktoru
0
🌸Kittie
(07.10.24)
Bekar olmak degil de partnerinin olmamasi sahiden bi eksiklik insan icin.
0
halk
(07.10.24)
Bu adama en başından beri gitme demiştim. Adama her gittiğinde kendini daha çok eksik hissediyorsun.

''Ama tanistim dedi'' Aman ne büyük bir olay!!

Herkesin ortamı aynı mı? Bizim sınıfta 3 erkek vardı mesela. Bölümde toplasan 10 yarısı gay. Nasıl tanışalım? Arkadaşlarımın kimi otobüs yolculuğunda, uçakta, online falan tanıştı. Şans hepsi. Hoşlanmadığımız biriyle mi evlenelim?

@Cooper, kötü bir yalnızlıktansa tek kalmak mantıklı. Belli şartları sağlamadan ne diye çocuk yapalım? Sırf evlenelim çocuk yapalım kafasında olanların çocuklarına üzülüyorum. İtilip kakılarak büyüyorlar.

Ben senin yerinde olsam o adama gider '' Ben bekar bir kadınım, eksik de değilim. Sizin bilimden uzak Müge Anlı yorumlarınızı artık duymak istemiyorum'' diyip son verirdim. Nereye şikayet ediyorsan et! Ama sen yine de bu adama gidip psikolojini bozmaya devam edeceksin. Adam sen bekarsın, eksiksini kafana sokmaya çalışıyor.
0
Kahvedesu
(07.10.24)
Terapistiniz size uygun değil bence de. Bana da olmazdı.

Ben kendimi kadın gibi hissetmiyorum çok ama kadın değil gibi de hissetmiyorum. Daha fazla kadınsı hissetme isteği de yok içimde. Ama içten gelen şekli ile kadınlık nedir ben de kelimelere dökemedim.
0
peki madem
(07.10.24)
Ayrıca bu konuda erkekler fikir beyan etmesin. " Kadın olmak, kadınlık ne demek" konusunda. Her konuda bir fikirleri var ama bu sadece kadınların cevaplaması gereken bir soru.
0
rock n roll
(07.10.24)
konuyu okurken "kezbana bak iyi ki koca bulmuş hastasına bile hava atıyor" diyecektim ki yorumlarda doktorun erkek olduğunu gördüm. değiştir bu hıyarağasını.

asıl sıkıntılı tipler, bütün varlığını cinsiyeti üstüne kurmuş olanlardır. iki gün önce kızları doğrayıp sokağa atan ruh hastası gibi. şindi diyeceksin ki adam psikiyatr ooo. nevzat tarhan denen varlık da öyle. kaç defa, araya seneler koyarak kitabını elime aldıysam hepsini fırlatıp attım. herifte bildiğin incel mantığı vardı inanamazsın. kadınkar zaten alt varlık, çok kasmayacak analık yapacak boyun eğecekmiş, ha bir de meşhur FITRAT lafı. yıllarını orduda geçirmiş bu adam yıllar sonra orduyu bitiren akpye yanaştı ve hiç şaşırmadım.

özetle, herif doktor olunca içindeki köylülük bir yere gitmiyor. onu savunacak ve yayacak silahlar ediniyor. lütfen git kadın doktor bul bunu bırak. eminim bu ülkede yaşayan bir kadın olarak sıkıntılarının en küçüğü "kadınlığındır"
0
titanyum22
(07.10.24)
Bekarlığınızın hayatınızı kötü yönde etkilediğine dair bir derdiniz, serzenişiniz mi var ki buraya yoğunlaşılıyor. Ne görmüş bu konuda örneğin, sizin hangi sözlerinizden nasıl bir çıkarım yapmış ki derdi burada görüp yoğunlaşmak istemiş. Bunu bilmek en doğal hakkınız.

Kadın olmak, kadınlık vs gibi konularda bir erkeğin ahkam kesip norm belirlemesi kadar gerizekâlıca da pek az şey var. Sanki memleket yeteri kadar patriyarkal değilmiş gibi bir de psikoloğundan psikiyatristine kadınlık öğüdü veriliyor. Ört ki ölem.

Bir terapistin ahlak ya da toplumsal alışkanlık öğütlemesi, bu konuda yönlendirme yapması falan da gerçekten tüyleri diken diken etti.
0
thracia
(07.10.24)
Thracia: is hayati check
Arkadaslik iliskileri sosyal hayat check ailevi meseleler check
Cok sosyal de olmadigimi, arkadaslarimlayken bir anda ortamdan koptugumu, bi seyler yapmak istemedigimi kisacasi depresif bi kisiligim oldugunu soyluyorum. Ama ozel hayat check diyemiyor ve oradan ilerliyor. Tamam ben de isterim biri olsun ama birine ayiracak vakit de bana zul geliyor, kendimden sikilirken birini hayatima almak istemiyorum su ara diyorum ama geleneksel kafasi sanirim hmmm 30larinda biri sevgili yok, evlilik yok, bu eksik bunda diyor galiba. Zaten ozel hayat kismini hic "beslememissin" diyor. E besledim olmadi. Eskiden iliskilerim olldugunu da biliyor ama depresyon olarak bakmiyor bu konuya. Haa bi ara bi seyin dusuk senin bile dedi simdi aklima geldi. Libido dusuklugune bagladi. Depresyondayim bence ama krndisi libidomun dusuk oldugunu soyledi. Yani obur turlu iliskiler konusunda uzman birine giderim aslinda.
0
🌸Kittie
(07.10.24)
ikinci yorumum olacak ama yazmak istedim. az önce the fall diye bir diziye başladım. orada travma yaşamış bir kadın, psikologa gidiyor. sıkıntısını anlatıyor anlatıyor, bir bakıyorsun psikolog olacak herif, kadının çıplak resmini çizmiş önündeki kağıda. memeli falan. aklıma sen geldin.

kadın doktor bul bacım. elin gavuru böyle sapıksa bizimkileri üçle çarp.
0
titanyum22
(07.10.24)
@kittie

ablacim cevresini degistirmesi gereken sensin yaw..
cevrendeki sjwleri ayikla biraz, nevsin gibi tipleri de dinlemeyi birak da biraz kafan acilsin.
kendine kadin doktor bul denmis de valla hic tavsiye etmem, erkekler en azindan dogrulari soyluyor, satir aralarina bak. hersey apacik aptallara soylenir.
0
cooperr
(07.10.24)
Ben dün bu soruyu doktoru kadın sanarak okumuş cevaplamıştım. Açıkçası hemen şuracıkta Bi paragraf yazı okuyup hekime peşin hüküm kesmemek için ılımlı yaklaşarak bir görüş daha alman yönünde yorum yapmıştım. Tuhaf geldi evet ama kızım sen ne biliceksin ki belki kadın ordan başka bir yere bağlayacak işi dedim ne yalan söyleyeyim.

Bir de erkek bunu söyledi demek. Diğer fikirlerini de okuyunca doktoru değiştirmen konusunda emin oldum. Hemen aklıma 12 sene önce gittiğim erkek psikolog geldi. Depresyondan çıkmak için evde temizlik yap, zor yemekler yap mesela hünkar beğendi demişti. Patlıcanları hazır alma kendin közle falan demişti bunların kafa aynı demek ki:) he he diyip çıkıp gitmiştim

Özetle sen bu psikiyatristi değiştir derim
0
kullanicadi
(07.10.24)
patlıcanı hazır alan kimmiş yahu, bekar erkek yemeği o. şuursuz herif daha yemek yapmayı bilmiyor akıl veriyor koca doktor olmuş adam sanırsın
0
titanyum22
(07.10.24)
Psikiyatrin gözündeki gibi değil bence başka doktora gidin
0
pembediken
(08.10.24)
Visnebahcesi: evet oraya cekiyor. Benim bi takintim var. Tek basima cok uzaklasamiyorum bulundugum yerden. Yani gidiyorum tek bi yerlere, zevk de aliyorum tek gitme fikrinden ama hep etrafta acibadem olmasina dikkat ediyorum. Tek gittigim bi tatilde oteli acibademe yakinliga gore sectigimi soylemistim kendisine. Bu tek basima hastaneye dusme durumu, etrafta tek guvdendigim hastane olan acibadem olmamasi korkumu biliyor. Gecen tatile ciktim tek. Soyledim biliyordu cikacagimi. Tatil donusu gorustuk. Nereye gidecegimi de biliyordu. Hatirliyordu da. Yahu tek basima ulke degistirdim bu sefer, acibademi birak turk hastane yok etrafimda, gitmisim, saskinim bunu yapabildigime. Bunu soyledim, korkumu astim galiba dedim ama tatil uzerine tek konustugumuz konu biriyle tanistin mi orda oldu. Sanki iliski kocuna gidiyor gibiyim di mi
0
🌸Kittie
(08.10.24)
bence kendisi erkek istiyor bu kadar kafayı kırdığına göre. yurtdışına çıkan insana herkesin soracağı ilk soru neler gördün ne yedin falandır. vajina kıskançlığı sezdim doktorda.
0
titanyum22
(08.10.24)
Velev ki sorunun senin ilişki kuramamanda olduğunu düşünsün; o zaman bunun kökenine inilmesi gerekmez mi? Madem öye, neden hayatına birini almak istemediğinin sebeplerine inilmesi, bunun kökenini sorgulaması, eğer burada bir eksiklik olduğunu düşünüyorsa bu eksikliklerinin ana kaynağına inilmesi gerekmiyor mu? Buralara hiç girilmeden "hayatında biri yok ondan böyle oluyor" demek için terapist olmaya gerek yok, aynı yorumu alt komşunuzun anası halime teyze de yapar muhtemelen." Libidon düşük ondan böyle" , yapma yau, kral tespit yaptı. Acaba libido düşük diye tespit sıçmak yerine mesela hormon düzeylerine bi baksan mı, ya da acaba depresyon olabilir mi bunun sebebi? diye sormak istiyor bu terapiste de bence değmez. Yani şöyle düşün; karpuzu kestin, baktın kelek. Tadı tuzu yok. Hala yemeye devam mı edeceksin? Bence bu karpuzcuya daha fazla para kaptırmayın.
0
thracia
(08.10.24)
cinsiyet olarak kadın olmak, makyaj yapmak, bakımlı olmakla, dişi olmak farklı şeyler.

psikiyatristinizin buna takılma nedeni sizi beğenmemesi ya da sizin eksik biri olmanız değil, bu var oluş hâlinin gerçek bir ilişki yaşamanıza engel oluyor olması.
tabii ki evlenmek, evlenmemek sizin seçiminiz ama "tanıştım" demesinin altında yatan şey, sizin bu durumdan dolayı bu seçim şansına sahip olmakta zorlanmanız.

yani üniversitede biriyle tanışması, evlenmesi bir tesadüf değil, onu demek istiyor. insan bilinçdışından çevresine bir enerji yayar, bu enerjide de onun bilinçaltındaki kodlar vardır.
dünyanın en seksi giyinen, en bakımlı, en güzel kadını olun, bilinçaltınızda kadınlıkla ilgili sorunlar varsa, bir erkek bulamaz, bulsanız bile ilişkinizi yürütemezsiniz.
patates çuvalıyla dolaşan bir kadın çok daha dişi olabilir.

yani sizin kendi seçiminiz olduğunu sandığınız şey, aslında bilinçaltınızın sizi yönlendirmesi şu durumda.
ancak kendinizi tamamen bulduktan sonra özgürce bir seçim yapabilir hâle gelirsiniz.
doktorunuzun demek istediği bu.

kadınlık ne demek sorusuna gelirsek, o biraz uzun ve günümüzdeki kadın-erkek normlarına pek uymadığı için biraz tepki alıyor ama anlatmaya çalışayım.
sürekli çatışma, savunma, saldırı, güvensizlik hâlinde olmak, devamlı "doer" modunda yaşamak, içinde bulunduğu her durumu kontrol etmeye çalışmak, sınır çizememek ya da başkalarının sınırlarını ihlâl etmek, sürekli dışa dönük ve tepkisel yaşamak dişiliğin bir parçası değildir.

günümüzde birçok kadının maalesef hayat şartları yüzünden içinde bulunduğu durum bu zaten, kendi doğasından uzaklaşmak.
bu demek değil ki, kadın iş bitirici olmasın, bir şeyler yapıp etmesin, tabii ki bunlar olacak ama enerjiyi dengeleyebilmek gerekiyor.
kadın zaten kaotik bir enerji yapısına sahiptir, yani hem hormonal hem zihinsel açıdan.
buna bir de yukarıda saydıklarım dahil olduğunda, kadın görünümlü erkek olunuyor maalesef.
bu da ilişkilerde başarısızlığı, ilişki kuramamayı, kursa da yürütememeyi, kadın hastalıklarında artışı vb. getirir.
erkeklerde de bunun aksi yaşanıyor, "adam gibi adam olan erkek kalmadı" serzenişi de bununla ilgili.

bunların altında bir de aileden gelen erkek beklenirken kız çocuk olması, babanın sürekli "benim aslan kızım" falan şeklinde sevgi gösterisinde bulunması, ailenin maddi ya da manevi yükünü omuzlamak zorunda bırakılmak gibi aileden gelen şeyler olabiliyor.
bunlar da kadınlığın bilinçaltında reddedilmesine, kadın olduğu için kendinden nefret etmeye, sevilmek için erkek olmak gerektiğine dair inançlara yol açıyor ve yukarıda saydıklarıma bu yoldan da ulaşılabiliyor.
0
blatta hiberna
(22.10.24)
Blatta hiberna: zahmet etmissin tesekkurler. Birileri icin faydali olabilir bu cevap. Ama benim icin degil. Psikiyatristimin basindan beri falsolari vardi. En sonunda onu birakmayi basardim. Ben evin prensesi olarak buyudum, yetistim, oyle bir sorunum yok. Zaten konustuk bunu. Neymis bende maskulen bi durum yokmus, bende genc kiz halleri varmis. Bana bakinca millet olgun bi kadin gormuyormus. Adam ilk bulusmaya etek ve ceketle gitmemi uygun buluyor. Tam bi sacmalikti kendisi.
0
🌸Kittie
(04.11.24)
Ayrica ben de unide biriyle ciddi bi iliski yasadim ama olmadi. Yani ben de onun kadar tanisabildim. Haa yurutemedim cunku altta yatan kadinligimdan nefret etme durumum vardi... sacmaligin alasi.
0
🌸Kittie
(04.11.24)
Bir terapisti bunlari söylemesi baya tuhaf geldi
0
yuvarlanantencereninkapagi
(04.11.24)
psikiyatrdan ziyada redpillci bir dallama gibi geldi. evlilikik birliktelik başarıdır en azından bir insanla bir ilişki kurmana dalalet eder ancak en büyük başarı değildir.

sana koca bul her şeyin çözümü koca demeye getiriyor bırak bu herifi.
0
Hallegadola
(04.11.24)
(19)

çocuk sevmeyenlere sorum - neden?

mark greg sputnik
BAHSETTİĞİM ŞEY ÇOCUK SAHİBİ OLMAK DEĞİL.bazı insanlar çocukları hiç sevmez. etraflarında bulunmasını istemezler. şimdi ebeveynler zaten aşırı zor olsa bile muhtemelen kendi çocuklarından bıkmıyorlardır, yani en azından "keşke olmasa!" diyemiyorlardır. amca, teyze, dayı, hala vs. desen zaten premium
BAHSETTİĞİM ŞEY ÇOCUK SAHİBİ OLMAK DEĞİL.

bazı insanlar çocukları hiç sevmez. etraflarında bulunmasını istemezler. şimdi ebeveynler zaten aşırı zor olsa bile muhtemelen kendi çocuklarından bıkmıyorlardır, yani en azından "keşke olmasa!" diyemiyorlardır. amca, teyze, dayı, hala vs. desen zaten premium üye, çocukla keyifli vakit geçirip sıkılınca anasına babasına verebiliyorlar.

ama genel olarak hani mesela işte arkadaşıyla buluşurken onun bebeğini de getirmesine bile kızan, bebeklerle, çocuklarla aynı ortamda bulunmayı hiç sevmeyen insanları merak ediyorum.

ben her zaman çok sevmişimdir mesela, yaş çok fark etmez, ergenliğe kadar hepsini aşırı sevimli buluyorum. bi yandan çok saflar, diğer taraftan bizim asla aklımıza gelmeyecek düşünceleri olabiliyor. bebek zaten sevimli ve saftirik, biraz daha büyükleri "anaa harbi lan!" dedirtecek bissürü enteresan fikir üretebiliyor vs...

bir çocuğun devamlı sorumluluğunu almak dünyanın muhtemelen en zor işidir, ona itirazım yok ama neblim hani çocuk deyince yüzü düşen insanlar var. onu merak ediyorum. niye sevmiyosunuz? ağladığı için mi? makul bi şekilde iletişim kurulamadığı için mi?
0
mark greg sputnik
(05.10.24)
Çocuk bence çok büyük sorumluluk. ekonomik açıdan ve ilgilenme açısından bana yük geliyor.
0
ferenc
(05.10.24)
Ben çocuk sesinden nefret ediyorum bağran çağıran zırlayan bi çocuk hayattan soğutuyor beni.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.10.24)
e arkadasinla oturup iki muhabbet edeceksin ya cocuk orda ses yapacak ya ilgilenilmesi gereken bi seyler olacak. laf bolmek zaten hepsinin yaptigi bi sey sonuc olarak rahat degil. hele is yerine getirmek, daha fazla yorum yok
0
ala09
(05.10.24)
Çok çocuklu ailede büyümüş (birisi 3 diğeri 4 kardeş) iki arkadaşım da çocuk istemiyor. Kardeşlerine anne babalık yapmak durumunda kalmışlar ve bıkmışlar öyle söylüyorlar
0
kullanicadi
(05.10.24)
Sürekli bitmeyen bir ses... Ve o ses kulaklarini tirmalayacak seviyede olmadığında bile ilgini çekecek herhangi bir şey anlatmiyor
0
abuzer
(05.10.24)
Ben o yüzü düşen kişiyim. Çünkü doğası gereği hareketli, meraklı ve gürültülü oluyor. Sınır kavramları da yok. Duygusal bağımın olmadığı çocuklar sevimli gelmiyor o yüzden. Bir çocuğa sevgi besleyip tahammül edebilmem için ya öğrencim ya da kan bağımın olması gerekiyor. Diğer türlü uzaktan seviyorum yetiyor.
0
ruhen hastayim ben
(05.10.24)
Çocukları değil ebeveynlerini sevmemek aslında konu. Tek vasfı hamile kalmak-hamile bırakmak olan kişiler anne-baba olunca şımarık, sürekli ağlayan, bağıran, etrafı dağıtan, olay çıkaran insanların 2 saat dinlenmek için gittikleri yerin içine sıçan veletler ile hayvanlara ve kendilerinden daha küçüklere işkence eden p*çler doğuyor. Yoksa insan evladı gibi çocuklar ile ilgili sorunum yok. Baldan tatlı çocukları olan arkadaşlarım var.
0
nawar
(05.10.24)
@nawar, güzel nokta hocam. buna kesinlikle katılıyorum. bebek istediği kadar saçmalasın neticede birkaç senelik insan evladıdır, laf anlatsan da anlamaz ama çocuk yaptığı için kendini takdire layık gören sorumsuz ve dangalak ebeveynler gerçekten çekilmiyor.
0
🌸mark greg sputnik
(05.10.24)
Kaleci sacli +1
Nawar +1
0
mor oje
(05.10.24)
Çocukları "sevmeyen" biri değilim, onlarla iletişimi beceremeyen, kısa süre sonra elinde olmadan bunalan, darlanan, zaman zaman (çocuğun şımarıklığına, ailesinin ona yaklaşımına göre) sinirlenen biriyim. Hiçbir zaman hiçbir çocuğa hiçbir şekilde zarar gelmesini şstemem ve zarar vermem. Fakat çocuklarla bir arada olmak beni fena halde darlar, bunalırım, bazen sinirlenebilirim. Uzaklaşırım, elimden geldiği kadar da sorumluluk almam,bir arada durmam.

Dediğin örneği de cevaplayayım,

Arkadaşımla buluşmaya gelirken bebeğini getirmesi beni çok bozmaz, ama 2 yaştan itibaren o bir bebek değildir çocuktur ve çocuk sürekli anne ilgisini üzerinde ister, ben ise annesini ondan çalıyormuş gibi hissederim ve bu histen nefret ediyorum. Ayrıca bir çocuk hiçbir zaman büyüklerin kendi aralarındaki sohbetleri dinlememeli, duymamalıdır. Çünkü bilinçaltı bunlaro kaydeder ve kendi hayatımda yaşadığım gibi hayata dair bazı şeylerden nefret yahut korku geliştirebilirler. Bunu çok şiddetli yaşıyorum, onun için arkadaşımla görüşürken yanımda çocuk istemem.

Çocukları severim, çocukluğun o hesapsız ve korkusuz coşkusuna çok imrenirim ama bir arada duramam, bunalırım. Belki ben baskı altında (kime göre neye göre baskı) büyüdüğüm içindir, bilmiyorum.
0
muhayyer divan
(05.10.24)
Bebeklere agucuk gugucuk yapmak hoşuma gitmiyor. Yani bebekler sevimli gelmiyor bana, bi de kontrol edilemeyen, iletişime geçilemeyen canlılar olması da rahatsız ediyor. Gürültü de zaten söylenmiş.

Şöyle 7-8 yaşından itibaren en azından sohbet edilebilir seviyedeki çocuklarla bir sorunum yok. Hele böyle spesifik bir ilgi alanı olan, meraklı ve hafif büyümüş de küçülmüş çocuklarla sohbet etmekten keyif de alırım. Ama ne bileyim gel boyama yapalım, evcilik oynayalım tarzı işlerde de yokum :D

Ben genelin aksine ergenler konusunda daha pozitifim. Tabii ki bu salak kanzi tip ya da zevzek ergenler değil de biraz okuyan eden ergenlerle sohbet etmek keyifli oluyor.

Benim kardeşimle aramda 11 yaş var, bebekken doğru düzgün zaman geçirmişliğim yoktu neredeyse. Büyüdükçe, bir şeyler paylaşabildikçe yakınlaştık ve şimdi 17 yaşında bir ergen olarak kendisini çok seviyorum. Kendi öz kardeşimi bebekken pek sevmiyodum yani, elin veledi de kusuruma bakmasın :D
0
nundu
(05.10.24)
Neyi neden sevip neden sevmediğimizi pek bilmeyiz aslında. Çok daha derinden gelen şeyler bunlar en fazla justify edebiliriz bi bahane açıklama uydururuz hemen aslında şundan dolayı diye.

Yani seven anlaşan bi şekilde seviyor, sevmeyen de sevmiyor dünyanın en bayağı dandik yanıtı gibi dursa da mevzu böyle cidden.

Ben sevmeyen taraftayım niye sevmiyorum diye düşündüğümde ne yapacağı belli olmayan kontrolsüz, ayarsız, salyalı yüksek sesli inanılmaz dikkat edilmesi gereken bi yaratık sonuçta diyorum. Tanımadığım çocuklarla ilgili sıkıntım var sanırım. (bunu beni tanımadan okuyunca vay g*t herif deniyor çok doğal olarak da öyle değil durum yani dediğim gibi mantıklı bi sebep aradığımda aklıma bunlar geliyor)

Ha çocuk görünce goblin görmüşüm gibi kaçmıyorum çok iyi anlaştığım çocuklar da oldu, yeğenlerimle gayet güzel vakit geçirdim ufaklıklarında çok da seviyordum. Ama 20 yaş altı olmayan bi yere gönder beni ay çocuk seveyim göreyim demek aklıma 20 sene gelmez sanıyorum.
0
hedep
(05.10.24)
sevgi dolu ortamda buyumemistir, genel olarak iletisim sorunu da vardir muhtelemen.
cok kalabalik ortamda buyumustur nefret etmistr
bir suru sebep olabilir
0
kurcalamabozarsin
(05.10.24)
Ben de pek sevmem ya çocukları çünkü anlaşamam ve onu anlamaya çalışacsk sabrı gösteremem.

*geçen gün havuza gittim, çalışanlardan birinin çocuğu da gelmişti. Suya atlayıp bağrınıp çığrınıp duruyodu. Sabahın 8inde 2 kulaç atıcam, yarım saat 1 saat yüzüp gidicem, çocuk huzur bırakmadı.

*metroya biniyorum, bebek arabasıyla terör estiren biri biniyor, zaten sıkıl tepiş gidiyoz, bi de arabadaki çocuk zırıl zırıl ağlıyor, moral filan kalmıyor.

*bayram günü akraba evine gidiyorum, kahvaltımı yapıp kahvemi içip milletle sohbet edicem sanıyorum, çocuk eğlemekten başka bi şey yapmadan dönüyoruz eve. Acıkıyolar oyun istiyolar.

*bi ara amcamın evine gidemiyorduk çünkü kızı 4-5 yaşındaydı, gittiğimiz andan çıkana kadar barbi bebeklerle oynama simülasyonuna giriyoduk, oynamazsak mızmızlanıp ağlıyodu. Korkunç bi dönemdi.

Bu gibi şeyler yani. Ben de sevmiyorum. Zaten şöyle bi söz duymuştum çocuklar osuruk gibidir kimse kendisininkinden başkasına katlanamaz fjfkfkgk

Bi gün kendi çocuğum olursa bu bana yük gelmez muhtemelen içgüdüler sayesinde ama şu an başkasının çocuğunu pek de sevecek bi psikolojide değilim fmgkgkf
0
turuncu tonlarda
(05.10.24)
çok yeni bir şey söylemeyeceğim görünüşe bakılırsa:

çocuklarla çalışmayı seviyorum ama arkadaşlarımın çocuklarıyla ilgili toplumsal zorunlulukları yerine getirmek (örneğin, ilgilenmek, sevgi gösterisinde bulunmak, beğeni ifade etmek, hediye almak) istemiyorum. içimden gelirse bunları zaten yapıyorum, ama çok zaman söz konusu çocuk, benimle arkadaşımın arasındakı kopuşun "sorumlusu" oluyor. çünkü birlikte geçirilen zamanlarda çocuk bir şekilde odakta oluyor, veya çocuksuz bir insan olarak çocuklu akranlarınla geçirdiğin zamanlarda görünmez kalıyorsun senin bir hayatın yokmuş gibi. bezin kaç para olduğu da ilgimi çekmiyor, 3 yaşındaki çocuklarını kreşe vermek için milyor milyar gerekmesi de.

genelde de çocuktan çok, sorumsuz veya umursamaz ebeveynlerine kızıyorum. çocuğa yapacak bir şey yok, çok günahı veya sorumluluğu yok davranışlarında (mizaç olarak kiminin yamyam olduğunu kabul etmek gerek. ayrıca hepsinin öyle çok saf olduğunu da hiç düşünmüyorum).

arkadaşlarımın çocukları bir yana, hiç alakam olmayan insanların çocukları söz konusu olduğunda tahammülüm kendilerine ve ebeveynlerine çok çok daha düşük.
0
harfitarif
(06.10.24)
Açıkçası benim şahsen en zorlandığım şey çocuklu bir arkadaşla buluşup sohbet edebilmek. Sohbetin "Tamam yavrum, efendim canım, yapma evladım" gibi bir şeyle bölünmeden 10 saniye devam edebilmesi mümkün değil. Haliyle insan konuştuğundan da buluştuğundan da bir şey anlamıyor. Ha bir de tabi çocukla gelen kısıtlar var; oraya gidemeyiz, o saatte ayakta olamayız, onu yapamayız; o da zaman zaman zorlayıcı oluyor.
0
salihdt
(06.10.24)
güzel noktalara değinilmiş aslında insanların sevmediği eğitimsiz şımarık çocuklar, ailesi biraz kaliteli ilgi alaka gösterip doğru şekilde ahlak kurallarını verirse insanları rahatsız etmeyen oyun oynayıp başkalarını üzmeyen çocuklar ortaya çıkabiliyor.

ha bazı çocuklar o yaşta o eğitimi reddediyor bazısı reddetmiyor olay çok değişkenli.

ben küçükken düzgün aile eğitimi almış çocukları seviyorum ama her bir halta ağlayan zırlayan mızmızlanan şımarık çocukları sevemiyorum. deniyorum oynamayı iletişimi vs baktım olmuyor hadi yoluna diyorum yok güzelce anlaşırsak tüm gün oynuyoruz.
0
basond
(06.10.24)
Ben anneyim ve kendi çocuğumu çok seviyorum ama başka çocukları hiç sevmiyorum maalesef. Doğurmadan önce de sevmezdim çocukları.

Çünkü çok gürültü yapıyorlar, kontrol etmek zor, strese giriyorum, sürekli korumak gerekiyor, ilgi istiyor. Sevmiyorum arkadaş buluşmasında çocuk.
Ama kendi çocuğumda bunları kontrol edebildiğim için çok seviyorum.
0
kaptan maydanoz
(06.10.24)
çocukları sevmeyenler bence sevenlerden fazla. çoğu insan seviyormuş gibi rol yapıyor.

çocuklar sevilmez çünkü ağlarlar, zırlarlar, inatçıdırlar, şımarırlar
sürekli oyun oynamak isterler, yorarlar.
agucuk gugucuk yapmayı sevmiyorum. yapmadığım zaman ay ne soğuk diyorlar. bizim çocugu sevmedi, bizi de sevmiyor diyip gönül koyuyorlar.
agucuk yapıp çocuğu eğlendirince şımarıyor, bu sefer yapışıyor hep istiyor. ciddi olman gereken yerde de yapışıyor. hatta geçen başıma geldi, ciddi bir şey konusuluyor çocuk yapıstı konusup duruyor 4 yaşında falan. bir sus da diyemiyorsun anlamıyor.
ayrıca çocuklar her şeyi hemen söyler. adamı ipe götürür valla. anne bu bana böyle dediii diye hemen ispiyonlar. olay yanlış anlaşılır saçma sapan yerlere gider. bu sefer annesi ile aran kötü olur.
çocukların çoğu çirkindir. kirpi yavrusunu pamugun diye severmiş. herkese kendi çocugu yegeni güzel geliyor ama çogunlugu çirkin. foto gösteriyorlar bak ne kadar güzel diye, halbuki güzel falan değil.
geçen gün şöyle dedi diye anlatır dururlar halbuki her çocugun söyleyeceği normal şeyleri söylemiştir. ama annesi teyzesi öyle bir anlatır ki çocuk süper zeka sanki.
olur olmadık şeylere ağladıklarını söylemişmiydim
0
abelardo
(06.10.24)
(5)

Değişken fonlar neden zarar yazar ?

Rao
Merhabalar, kusura bakmayın fon konusunda yeterli bilgiye sahip değilim. örneğin IPB fonu yıl içerisinde güzel performans gösterip, son bir ayda eksi yazmayı başladı. Şimdi bu fon profesyonellerce aktif olarak yönetiliyor, belki diyeceksiniz borsa sert düştü ancak, bu fonların kısa pozisyon ,
Merhabalar, kusura bakmayın fon konusunda yeterli bilgiye sahip değilim.
örneğin IPB fonu yıl içerisinde güzel performans gösterip, son bir ayda eksi yazmayı başladı.
Şimdi bu fon profesyonellerce aktif olarak yönetiliyor, belki diyeceksiniz borsa sert düştü ancak, bu fonların kısa pozisyon , vb. gib hedge yönetemleri yok mu ? ve adı üzerinde değişken fon oldukları için pozisyonlarını piyasa beklentilerine göre arttırıp veya azaltıp, en azından zararı önleyemezler mi ?

Şimdiden teşekkürler.
0
Rao
(05.10.24)
Değişken fonlar zarar yazar diye bir şey yok.
Değişken fon alırken bugüne kadarki performansının yanında fon yönetimine ve fon içeriğine bakacaksın, ekonomiyi koklayıp ona göre kendin karar vereceksin. Yazmışlar oraya risk puanı 6 diye. Kaybetmeyi sindirebileceklere davetiye o. Her zaman kazandıracak diye bir kayıt yok ki.
Borsada bu denli düşüş beklemiyorlarmış, ona göre aksiyon alıp yanılmışlar.
Profesyoneller de yanılabilir yani.

BSOKE ile ilgilenmiş son işlemlerinde. Öncesinde de portföyünde varsa zaten BSOKE'nin bir aylık kaybı %27,50
0
Mirket
(05.10.24)
iyi de bu fonu yönetenler nereden bilsin borsanın sert düşeceğini de satsın?
ayrıca diyelim ki adam sattı borsadaki senetleri, sonra da borsa yükseldi, bu sefer fon yatırımcısı demeyecek mi ben risk sevdiğim için bu fonu alıyorum sen niçin satıp nakite dönüyorsun?

değişken fonlar riskli yatırımlardır, yatırımları daha çok riskli araçlarda (hisse senetlerinden bahsediyorum) değerlendirmek zorundadırlar.

anladığım kadarıyla düşüncen şu: bu fonu profesyoneller yönetiyorlar, bir zahmet borsa düşeceği zaman önceden satıp zarardan kaçsınlar. o iş öyle olsa bütün dünyada herkes portföyünü değişken fonlara emanet ederdi
0
abelardo
(05.10.24)
Borsanın yönü konusunda tabiki kimse net tahmin yapamaz, bu zaten kabulum.
Ancak , esas konu şuki bu değişken fonlar kendini düşüşlere karşı bir şekilde ağırlık değiştirerek, veya kendini ters repo vb. ile koruyup koruyamadığı .

Ayrıca şöyle bir konuda var, madem bu değişken fonlar borsa düşerkende yüksek düşüyor. Bu durumda hisse yogun fonlar almak daha mantıklı değil mi . Bunun şunun için sordum şimdi borsa %3 yukarı giderken bu fon % 0.50 gidecek belkide. Yani demem o ki , sizde değişken fon almanın mantığı nedir size göre ?

Ayrıca diğer bir konuda bu fonun pazar payının büyümüş olması, belkide doğru zamanda satmak istedi ancak, portföy büyüklüğü nedeniyle satışları hedef fiyattan karşılayacak alıcı bulamama ihtimalı de olmuş olabilir mi ?

@abelardo : burada sorum yön tahmin değil, hedge veya dengeleme mekanizması kullanıp kullanmamaları.


Ayrıca amatör bir yatırımcı olarak, ben düşüş öncesi ayda bist hisselerini %80 azaltmıştım, çünkü yabancı yatarımcı gelmiyor, dolar sabit, enflasyon halen yüksek seyrediyor , kısacası borsa gidemiyordu yükselemeyen bir boranın kötü bir haberde kırılabileceğini ben tahmin edip, ağırlık azaltmışsam. Bunu profesyonel bir fon yönetici hiç bir düşünemedi size göre ? Burda amacım tamamiyle değişken fonlara yatırım mantığını anlamak.
0
🌸Rao
(05.10.24)
Değişken fonların içini istedikleri gibi ayarlıyorlar. Ipb elimde var. 1 2 ay önce borsada dip görüldü diye bist oranını artırdılar ondan eksi yazmaya başladı. Bide bsoke btcim vakası var onların. Alternatif olarak an1 de bakabilirsin.
0
Topalordek
(05.10.24)
"@abelardo : burada sorum yön tahmin değil, hedge veya dengeleme mekanizması kullanıp kullanmamaları.


Ayrıca amatör bir yatırımcı olarak, ben düşüş öncesi ayda bist hisselerini %80 azaltmıştım, çünkü yabancı yatarımcı gelmiyor, dolar sabit, enflasyon halen yüksek seyrediyor , kısacası borsa gidemiyordu yükselemeyen bir boranın kötü bir haberde kırılabileceğini ben tahmin edip, ağırlık azaltmışsam. Bunu profesyonel bir fon yönetici hiç bir düşünemedi size göre ? Burda amacım tamamiyle değişken fonlara yatırım mantığını anlamak."

buna cevap vermiştim zaten. hedge yapması demek borsanın yükselişinden para kazanamaması demek. hedge yapsa borsa yükselse borsa yatırımcısı şikayet eder.
olay borsanın düşüp düşmeyeceğini kestirmek değil. riskli fona yatırım yapan kişi yükselişe oynuyor demektir. fon yöneticisi de buna göre hareket etmek zorunda
0
abelardo
(06.10.24)
(9)

abd'ye saldırmak çok zor değil mi

WithWorth
dünyanın öbür ucunda;gemiyle gitsen dert, füze yollasan öyle bir menzil yok.coğrafi kalelerinde(!), aşırı güvende değiller mi ?
dünyanın öbür ucunda;
gemiyle gitsen dert, füze yollasan öyle bir menzil yok.
coğrafi kalelerinde(!), aşırı güvende değiller mi ?
0
WithWorth
(02.10.24)
öyle bir menzil var. rusya amerikanın komşusu sonuçta.
0
brakgn
(02.10.24)
Bro o kadar da uzak olmayabilir ya: encrypted-tbn1.gstatic.com
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
cografi olarak guvenli yerdeler. o nedenle abd de halk girdikleri savaslari film izler gibi izliyorlar, disariya gonderdikleri lejyonerler icin endiseleniyorlar.

rusya, cin ve kuzey kore nispeten erisebilir yakinlikta. ama abd yi tehdit eden ulkeler veya orgutler, daha cok dunyanin bircok yerinde bulunan abd ustlerini hedef gosteriyor, ana karayi degil.
0
emrahday
(02.10.24)
Herkes alaska sınırını örnek göstermiş de, abd zaten alaska'yı bu jeopolitik öneminden ötürü Kanada'ya parayı bastırıp almış 19. Yy ortalarında. Alaska ileri bir üs gibi, Alaskada sonra kocaman bir Kanada var ABD'ye ulaşmak için.

Yani Rusya ABD'ye değil, abd aslında Rusya'ya komşu :)
0
makbur
(02.10.24)
Abi zaten Rusya Alaska'ya asker çıkarıp Alaska üzerinden ABD'ye saldırır gibi bir iddia yok, sadece mesafe ve menzil bağlamında verilmiş bir örnek bu. Yoksa zaten Rusya'nın ABD'ye saldıracağı bir senaryoda muhtemelen müttefiki Küba'yı kullanarak böyle bir şey yapmak isterdi.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(02.10.24)
zaten o yüzden süper güç
coğrafya her şeydir
amerikanın coğrafi avantajı mükemmel
0
abelardo
(02.10.24)
Intercontinental ballistic missiles (ICBMs) can fly much further than the minimum range; for example, Russia could hit Chicago with an ICBM launched from the Krasnoyarsk ICBM base, which is located 9,156 kilometers (5,689miles) away.

uzay sınırına çıkabilen balistik füzeler için menzil düz çizgi gibi olmuyor.
0
kisa
(02.10.24)
Balistik füzeler boşuna icat edilmedi +1
0
grimavi
(02.10.24)
Evet çok zor .
Ayrıca uyguladıkları taktikler:
-Ortadoğu her zaman birbirine girsin.
- Savaş yakınımda olmasın.
Benden uzakta olsun.
- Vietnam'da Irakta Afganistan'da sürekli kayıplar verdim. onun yerine diğer devletler veya vekil terör örgütler benim adıma savaşsın.
Diğer devletlerin içinde sürekli gerilim yaşanması için çeşitli STK lara veya gazetecilere fon yardımı yapayım.
-Hitlerden sonra almanyanın gücünü NATO oluşumu ile sürekli baskı altında tutayım.
- Rusyayla yakınlaşmaları olmaması için Avrupa'yı da sürekli korkutayım.
Diğer devletlerde CIA ile bazı cemaat ve tarikatlerde kendi uşaklarımızı her zaman hazır tutalım. (Japonya'daki moon tarikatı da da bunlardan biridir ve çeşitli siyasileri bun tarikatın içindedir)
- Askeri ve diplomatik çekişmelerin yanısıra doların rezerv para olması sebebiyle Fed in kararlarıyla canımız sıkıldığında diğer ülkeleri rahatsız edecek derecede ekonomik kararlar alalım.
- TV ye çıkan ve bize bağlı bazı ekonomist görünen uşaklarla, ekonomik gerçekte olan biteni değil kağıt üstünde yazılı olan şeyleri anlattırıp duralım.

vs. vs.

Bonus olarak , gerçekte Irakta kimyasal nükleer silah yoktu ama yine de girdik. Oraya özgürlük yerine kan getirdik.
Bununla birlikte Rusya'da her türlü silah olmasına rağmen bir tarafımız yemediği için onlarla kendi adkerimizle savaşmaya giremiyoruz arada ukraynalıları kullanıyoruz...
gibi unutulmaya yüz tutmuş gerçekleri hatırlamak lazım.

Saldırmak zor olsa da kendi içlerinde eyaletler
arası ayrılıkçı hareketlerle her şeyin tersine
dönmesi de söz konusu.
Bununla ilgili anltılardan biri ise:
Doların gücünü kaybetmesiyle birlikte devasa miktardaki
dış borçların ödenmesi noktasın eyaletlerin bunu üstlenmeyeceğidir
0
diyecevaplandı
(02.10.24)
(19)

sizin icin hayranlik veya saygi duyulacak insan kriteri nedir?

buenosdias
zeki olmasi?iyi kalpli olmasi?vizyoner olmasi? orneklerle aciklarsaniz sevinirim. tesekkurler.
zeki olmasi?
iyi kalpli olmasi?
vizyoner olmasi?

orneklerle aciklarsaniz sevinirim.

tesekkurler.
0
buenosdias
(01.10.24)
sokakta gördüğü -isterse anadan doğma çıplak olsun- birine banane deyip kendi işine bakan insana büyük saygı duyarım. güvenirim.

çıplaklıktan rahatsız olan insan olmamış insandır, sıkıntılı insandır. bunca yıllık hayatımda tecrübe ettiğim bir gerçek bu.
0
yurtsuz john
(01.10.24)
zeki insanlara her zaman hayranlık ve saygı duymuşumdur ama iyi kalpli olmadığını bir şekilde öğrenmişsem geri kalan hiçbir vasfı benim için artık önem arz etmiyor.

ama bir de sadece BAZI zamanlar sığ insanlara da saygı duyuyorum; keşke onlar gibi hayata siyah-beyaz diye ikiye ayırıp bakabilseydim, hayatı daha kolay görürdüm. mesela fanatik taraftarlar, fanatik anti x'ler filan ne güzel kafaya sahipler.
0
m e b
(01.10.24)
bence herkes kendinde eksik hissettiği veya olmasını istediği kritere hayran oluyor/saygı duyuyor.
çok sübjektif olacak ama heyecanlı, evhamlı ve endişeli birisi olarak sakin, ayakları yere basan ve iş bitirici insanlara-elbette bunları saygı çerçevesinde yapanlara hayranım.
0
birnevibahar
(01.10.24)
Bir konu hakkında bilgisi yok ise bilmiyorum diyebilen insanlara saygı duyuyorum.
0
peki madem
(01.10.24)
Basmakalip dusuncelerin esiri olmayan, ufku acik, saygili, toplum olma bilincinin farkinda olan kisilerdir.

Ilk madde ozelinde Sevan Nisanyan diyorum, "saygili" kriterinden kaldi, cunku burada karisinin basindan asagi bok doktugu iddia edilen birine "saygili" dersem hos olmaz.

Ornek olarak video atayim, adamin bilimle bir derdi falan olmasina gerek yok ancak bugun gelinen noktayla ilgili guzel yorum yapmis bence: www.youtube.com
0
mbond
(01.10.24)
Bazı insanların çok dengeli bir karakteri var. Nasıl anlatılır bilmiyorum, asalet deyince çok burnu havada duruyor; samimi deyince de çok cana yakın duruyor. İkisi de değil. İnsanlarla mesafesini kibar bir şekilde koruyabiliyorlar. Zevkleri var, ilgilendikleri şeyler var. Spesifik bir konuda derin bilgi sahibiler. Fevri davranmıyorlar. Böyle insanları görünce hemen kanım ısınıyor.
0
akhenaten
(01.10.24)
Bilgi derinliği fazla, farkındalığı yüksek, hitabet gücü olan ve Türkçeyi iyi kullanan, doğaya ve insana saygılı, toplum içinde yaşamayı tüm kurum ve kuramlarıyla sindirmiş, temiz ve bakımlı, gösterişten uzak hatta minimalist, kibar

Aklıma gelenler bunlar.

Tek bir kriter yok ki, hepsi masanın ayakları gibi, biri olmazsa bütün olmaz.
0
Mirket
(01.10.24)
Dövüşmen guzum, duruş ve entelektüel bilgi seviyesi.
0
ananiyimioguz
(01.10.24)
Çok kriter var aslında.

Yaşam hakkına saygı gösteren, hayvan, doğa sevgisi olan, sürekli tüketmeyen, ihtiyacından fazlasını almayan, emeğe saygılı, insanları dış görünüşe göre değerlendirmeyen, sömürmeyen, her koşulda nezaketini kaybetmeyen, temizliğe dikkat eden, kendini geliştiren insanlara saygı duyuyorum. Dediğim gibi daha çok kriter var aklıma gelirse ekleme yaparım.
0
rock n roll
(01.10.24)
Zengin olan
0
lapaz
(01.10.24)
saygılı insana saygı duyarım
0
abelardo
(01.10.24)
Saygılı insan+1
0
kumandanim
(01.10.24)
Çok kriter var mutlaka, çoğu da olması gereken şeyler ama özellikle şu dönemde mahremiyetine özen gösteren insanları ayrı seviyorum sanırım. Belki dünyanın en güzel yerlerinde yaşıyor, en güzel yerlerini geziyor, işinde çok başarılı, ilişkisinde çok mutlu ama çok çok az görüyoruz bunu mesela. Görgülü, sade yaşayan, görünür olmakla bir derdi olmayan insanlara daha yakın hissediyor ve saygı duyuyorum.
0
aquarium
(01.10.24)
fallout dizisindeki the ghoul karakteri gibi.

birincisi asiri zeki.
ikincisi kötülük ne cok iyi biliyor ama uygulamiyor. yalnizca karsidaki kötülük yapmak icin aksiyona gectiginde karsidakini yok ediyor. bu cok alfa bir durum bence.

bunu her duruma uygulayabilirsin.
0
robert bosch
(01.10.24)
geveze yazar +1
0
yurtsuz john
(01.10.24)
aklıma direkt Caner Eler geldi. İnanılmaz genel kültür seviyesi, işini severek yapması, saygılı ve resmi bir üslubu olması ama yeri geldi mi gevşek davranması, yaşadığı hastalığa ve engelli kalmasına rağmen bunu ne kendine dert edinmesi ne de "bakın ben engelliyim" edebiyatı yaparak bundan kendine avantaj çıkarmaya çalışması gibi sebeplerle çok saygı duyduğum biri.

Genel olarak genel kültürü yüksek kişilere saygı duyuyorum. Mesleğinde çok iyi ama mesleği dışında iki kelime laf edemeyecek kişilere de saygım çok az. Ha bi de hayatta en büyük önceliği kariyer ve para olan kişilere de saygım yok. Arada keyif p*zevenkliği yapmayan kişileri sevmem. Çok çalışkan insanlara da sinir olurum :d
0
nundu
(01.10.24)
Doğru olanı yapması. Yani bu yol zor olan yol olsa bile veya zarar görme ihtimali yüzünden endiseden gece uykuları kaçsa bile sabah kalkınca zor ama doğru olani yapması
0
aslagülümseyenbirkediyegüvenme
(01.10.24)
Zeka, bilgi, vizyonerlik falan umrumda değil.

Entelektüel birikim elde ettikçe ukalalaşan, saygısız, snob tipler beş para etmez mesela gözümde. İstediği kadar bilgili olsun. Cahilin ve okumuşun saygısızlığına eşit ölçüde katlanamam. Kesinlikle anlayış ve saygı benim için önceliktir.
0
kakaolu kremali biskuvi
(01.10.24)
gün içinde o kadar ahlaksızlık görüyoruz ve bu çok normalleşmiş durumda. insanların huyları yaşam tarzları bu olmuş. bazen ben de mi öyleyim diye sorguluyorum. saygı duyulacak insanın önce ahlaklı biri olması gerekiyor. çok sevilen biri olmasın saygılı olmasın ama önce bize lazım olana saygı duyuyorum. kimse kimseye iyi olmak herkeze saygılı olmak zorunda değil.
0
mikahakkinen
(01.10.24)
(11)

ilk uzun ilişkinizi unutabildiniz mi?

emenius sleepus
selam dostlar, yakın zamanlarda ciddili bir ilişkiye başladım. tanıştığım ilk günden beri bana karşı her hareketi çok coşkulu olan bu insan tanıştıktan yaklaşık 2-3 ay sonra direkt olarak benimle evlenmek istediğini söyledi.biraz korktum ama kendisiyle sanki mutlu olurmuşum gibi geliyor o yüzden bu
selam dostlar, yakın zamanlarda ciddili bir ilişkiye başladım. tanıştığım ilk günden beri bana karşı her hareketi çok coşkulu olan bu insan tanıştıktan yaklaşık 2-3 ay sonra direkt olarak benimle evlenmek istediğini söyledi.

biraz korktum ama kendisiyle sanki mutlu olurmuşum gibi geliyor o yüzden bu muhabbete ket vurmadan devam ediyoruz. lakin yakın zamanda gecmisimiz hakkında konuşurken benden yaklaşık iki ay önce 6 yıllık ilişkisini bitirdiğini söyledi. benim geçmişimde ise hiç kimse olmamıştı.

maalesef beni şeytan dürttü ve telefonunu biraz karıştırıp pişman oldum çünkü telefonun her yerinden kadının adının geçtiği mesajlar, fotoğraflar, videolar, profiller vs. fışkırıyor. silmeye vakit olmamış olabilir. 6 yılı yok etmek kolay değil. aileyle tanıştırılmış bu kişi ve evlenilecekmiş. erkek kişisinin benden önce birlikte olduğu ilk ve tek kişiymiş.

şimdilerde bu kadını nasıl unuttu ki acaba diye düşünüyorum, gerçekten unuttu mu sahi, 6 yıllık ilişkiniz bitmiş olsa bir anda unutup başkasına aşık olur muydunuz, evlenmek istediğinizi söyler miydiniz? erkekler ilk aşklarını, liseden başlayıp yetiskinlige kadar devam eden uzun iliskilerini unutabilirler mi? çok korkuyorum evlenecegim insan benim yanımda bir başkasını düşünecek diye.

not: anlayacağınız üzere ben kadın tarafı o erkek. ayrıca ayrılma sebebini artık sevmediğini hissettiği ve onu küçümseyen tavırlarından bıktığı şeklinde açıkladı. 6 yılın arasında birkaç aylık bir ayrılık olmuş, sonradan barışılmış ama eskisi gibi olmamış. tekrar ayrılmışlar.

özellikle erkeklerin fikirlerini merak ediyorum ama herkesin cevapları için tek tek teşekkürler.
0
emenius sleepus
(27.09.24)
Unutan var evlenip çoluk çocuğa karışıp unutamayan var, her durumda da 2-3 ay içinde evlilik kelimesi tuhaf bence, çünkü ilişki başındaki yüksek enerji yüksek heyecan yüksek hormonlar hep öyle devam etmiyor, evlilik için bakılması gereken başka konular var, bunlar zamanla gözlemlenmeli, akla geldikçe dürüst ve samimi şekilde konuşulmalı

Çocuk konusu, beklentiler, ekonomi, aile akraba ilişkileri, cinsellik, ev içi iş bölümü, ekonomi gibi türlü türlü başlık ilişkinin büyüsü bozulmasın ya da ayıp olur diye konuşulmuyor, görmezden geliniyor, bunlar hayatta yokmuş gibi davranılıyor fakat evlilik düşüncesinde etraflıca tam da konuşulması gereken konular

Bunlarda sözel olarak ortaklık kuruluyor fakat sözlerle eylemler örtüşüyor mu gözlemlemek gerekli, 2-3 ay bunlar için çok erken, biraz daha zamana yaymak gerek
0
grimavi
(27.09.24)
unutamadım değil. unutmadım. hafızada kayıtlı duruyor. üzerinde düşünmüyorum, bir eksiklik, özlem çekmiyorum. yaşanmışlıklar yaş aldıkça hafızada daha fazla yer tutacak. ama yenisine yer var.

benim durumum bu ama anlattığın pek normal gelmiyor. 2 ayda 6 yıllık ilişkinin etkisinden çıkması doğal değil. klişe tabirle love bombing yapıyor.
0
gabe h coud
(27.09.24)
Benim 4 senelik ilişkim bittiğinde 8-10 ay dişi sineği bile kovalamadım. Uzun ilişkiden çıkalı 2 ay olan insana zaten şöyle bir mesafeli bakmak lazımken evlilik falan filan.
Çok net red flag.
0
Bruce
(27.09.24)
Love bombing arkasından gaslighting, silent treatment gibi şeyler gelecek mi diye dikkat et. Bunları fark edersen erken davranır iletişimi kesersin.

Pek gözüm tutmadı yalan yok.
0
kullanicadi
(27.09.24)
Kaç demem de kaçmaya hazır olsun bir yanın derim.
0
encokbenisevinnolur
(27.09.24)
run forrest run

niyeyse uzun ilişkiden çıkan taraflar bazen "kim önce evlenecek" yarışına giriyorlar, nispet için olsa gerek. malzeme olma derim. ayrıca bağğzı erkekler bile isteye unutmuyor yukarıdaki arkadaş gibi, sonra gidiyor çocuğuna ismini koyuyor utanmadan. marifet gibi anlatırlar bi de bak (bkz: kızına eski sevgilinin adını koymak)
0
titanyum22
(27.09.24)
İki ay ciddi bir ilişkiden çıkıp, yeni bir ilişkiye başlayıp bir de evlilik konuşmak için kısa bir süre.

6 senelik bir ilişkide elbette milyon tane yaşanmışlık vardır ama şu da var: ilişki bir yerden sonra tarafları boğan bir hale gelmiş de olabilir. Şunu demek istiyorum, bazen bazı uzun ilişkilerde iki tarafın da ilişkinin yürümeyeceğini anladığı ama konfor alanından çıkmaya cesaret edemediği, oturup beklediği, zaman öldürdüğü bir nokta oluyor. Bu bazen ilişkinin ikinci yılında oluyor bazen beşinci. Dolayısıyla bu 6 yılın 6sının da aynı tempoda gittiğini söylemek biraz gerçekdışı olabilir, zaten arada ayrıl barış durumları da olmuş. Sevgiliniz kafasında bitirmiş olabilir o ilişkiyi, ilişki henüz devam ederken yani. Dolayısıyla dışarıdan 2 ay gibi görünen o boşluk onun mentalinde atıyorum 1 sene de olabilir. Dolayısıyla da sizi tanıyıp size aşık olması illa red flag olmayabilir (ama red flag olması da ihtimal dahilinde, onu siz daha iyi bilirsiniz çünkü bu kişiyi biz tanımıyoruz)

Ama...

Evlilik konusunu açması bence şu noktada bir red flag. Bu birine aşık olup birlikte vakit geçirmeye benzemiyor çünkü. Düşünülmesi gereken çok ciddi şeyler var. Aileler işin içine girecek, ortak yaşam alanı oluşacak, maddi manevi bir takım çalışması içine girip hayattaki hemen her şeye birlikte göğüs gereceksiniz, belki çocuk olacak vesaire.. Böyle kapsamlı bir maceraya atılacak kadar birbirinizi tanıyor musunuz ki? Sevgi aşk vardır tamam ama bu duygular uğrunda bulunmayı pratik etmediğiniz özverilerde bulunabilir misiniz birbirinize karşı? Hiç birlikte yaşamayı denediniz mi, birlikte tatile çıktınız mı, hastayken birbirinize baktınız mı, birlikte parasız kaldınız mı,bir şeylerin yasını birlikte tuttunuz mu?..Liste uzar gider. Elbette evlenmeden önce herrr şeyi yapma ihtimaliniz yok ama birlikte doldurduğunuz deneyim havuzunuz ne kadar derinse, evlendikten sonra onun içinde yüzmek daha kolay oluyor, öbür türlü bir avuç suda çırpınıp durursunuz balık gibi muhtemelen.

"Bana karşı her hareketi coşkulu" demişsiniz, oraya da takıldım biraz açıkçası. İlk zamanlarda coşku normaldir ama her harekeyin bu kadar yoğun şekilde coşkun olması+evlilik konusunu açması karışımı pek sağlıklı görünmüyor. Sakin, durgun zamanları da deneyimlemeden adım atmayın bence. Lovebombing olma olasılığı yüksek çünkü. Bir de, telefon karıştırmayın :( Anlıyorum insanın içini kemiriyor ama oradan asla sizi rahatlatacak bir şey çıkmaz, hatta kafanıza takacağınız bir sürü malzeme çıkar ki çıkmış. Kendi iç huzurunuz için ve karşı tarafın mahremiyeti için bir daha buna kalkışmayın bence.

Yine bence, erkekler de kadınlar da yaşadıkları aşkları unutmaz. Kadınlar bu konuda biraz daha farkındalıklı ve stratejik olduğu için, sağlıklı şekilde geride bırakmaya daha meyilliler sadece. Deneyimlediğim ve gördüğüm kadarıyla erkeklerde biraz daha garip işliyor o süreç. Sağlıklı bir şekilde kapanış yapıp, aşkını arkasında bırakan, zaman zaman güzel bir şekilde hatırlayan ama aklı karışmayan erkek sayısı daha az bence. Yani sizin sevgiliniz bu insanlardan biri değilse bile bu normal, onu demek istiyorum. Ama hayat sürekli değişiyor, insanlar da, özleri değişmese de yeni koşullara adapte oluyor. Sevgiliniz oraya takılıp kalmış demek değil bu illa, bunu bilemeyiz. Tek yolu, yeterince zaman geçirdikten sonra, sürecin içinde onun düşüncelerini dinlemek ve anlamak. Evlilik meselesine keskin bir şekilde hayır demek istemiyorsanız bile, biraz daha zamana ihtiyacınız olduğunu söyleyin bana kalırsa. O zamanda da karşı tarafı ölçüp tartmaya fırsatınız olur. Baktınız ki her şey yolunda, hareketlerinde bir değişiklik yok ve de geçmişini geçmişte bırakmış, bir adım atarsınız. Öteki türlü olursa da yolunuza bakarsınız. Şu an bir aksiyon almak zorunda değilsiniz, ilişkinin içindeki kendinizi ve onu inceleyin bence bir süre.
0
@stubborn inferno
(27.09.24)
unuttum tabi
ama bu kişi 6 yıllık ilişkisini bitirdiğinden bu yana yalnızca 2 ay geçmiş. 2 ay yeterli değil sanki
0
abelardo
(27.09.24)
insanlar yeni iliskisinde mutluysa eski iliskisini unutuyor, mutlu degillerse hatirlaniyor. ayrica yarim kalmis bir seyse de unutulmasi zor oluyor ama yasanip tükendiyse de daha kolay toparlaniyor insan.

o fotolara cok takilmam, oturup tek tek silmesi daha acinasi.
ama sen adam icin yarabandi olabilirsin.
bu evlenme nasil söylendi? ileride evleniriz gibi aslinda iliskiye olan bagliligi belirtmek ister sekilde mi yoksa hadi evlenelim artik gibi mi? ikincisi red flag, sakin evlenme hemen.
0
robert bosch
(27.09.24)
O resimler anı bence ondan silmemis olabilir
0
aligunal
(27.09.24)
2-3 ay evlilik kararı için tamamen mantıksız. histerik ve çocukça geliyor bana. hele 6 yıllık ilişki sonrasında bu kadar hızlı olması daha da problem.

önceki ilişkisine karşı bir duygusu var mı ancak zamanla anlarsınız. varsa saçmalamalar başlar heyecan azaldıkça ilk yılın sonuna doğru. ilişki rayındaysa temkinli devam derim kişiyi tanımadığım için ama pek güven vermedi. narsist yaklaşımları var mı bir bakın. narsist kişi ilişki başlangıcına benzettim. YouTube da da dünya video var psikologlar tarafından yapılan, bu gözle bir araştırın. onlar da böyle yüksek başlar sonra işler büyük değişir.
0
awlmi
(27.09.24)
(5)

120 yıl önce klasik kol saatlerinin çarklarını nasıl üretebilmişler?

adriana lima poposu yaglayicisi
Saatin içinde 2 mm çapında dişliler, çarklar var bunları o zamanki teknolojiyle nasıl üretebilmişler cidden aklım almıyor?Bir adet kırmızı mercimek tanesi boyutundaki dişliye nasıl 1912 yılında 8 adet simetrik ve düzgün diş açabilirler, hangi teknolojiyle?El yapımı İsviçre saati yapan ustalar o zama
Saatin içinde 2 mm çapında dişliler, çarklar var bunları o zamanki teknolojiyle nasıl üretebilmişler cidden aklım almıyor?

Bir adet kırmızı mercimek tanesi boyutundaki dişliye nasıl 1912 yılında 8 adet simetrik ve düzgün diş açabilirler, hangi teknolojiyle?

El yapımı İsviçre saati yapan ustalar o zamanlar bunları eğe, törpü, kıl testere vs ile yapmıyorlardır değil mi? What's goin' on there? Teşekkür ederim.
0
adriana lima poposu yaglayicisi
(26.09.24)
Bro küçük parçaları mercek altında büyütüp uygun araçlarla üretirsin ya bu çok sorun değil bence, bugün de aynı yöntemle pirinç tanesinden gemi falan yapıyorlar, olur yani.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(26.09.24)
özel tornalar kullanılıyormuş. bu aletler o kadar yeni değiller, yüzlerce yıldır kullanılıyorlar. mesela bir örnek;

www.youtube.com

büyütecin tarihi de 1600'lere dayanıyordu sanırım. yapılır yani, nitekim yapılmış da :)
0
orient blue
(26.09.24)
Benim genel olarak gördüğüm kadarıyla insanlar geçmişi çok küçümsüyor. Antik Uzaylılar gibi pseudo-science konuların altında da bu yatıyor.

Dijital teknolojiler yoktu elbette ancak mekanik anlamda teknolojik olarak bir eksik yoktu. Seri üretim yapan otomasyon üretim bantları yoktu, ancak küçük atölyelerde daha dar ekipman yelpazesi ve daha fazla zamanla daha az sayıda olmak koşuluyla gayet üretilebiliyordu.

Zaten saatlerin zirve yaptığı zamanlardan bahsediyorsunuz. Akıl almayacak bir şey yok aslında. İnsanın bazen aklına düşüyor, o an anlam veremediği için heyecanlanıyor ama detayına bakınca anlıyor. Herkese olur. Siz heyecanlanma aşamasında buraya koşmuşsunuz heralde :D

Bakın örneğin burada yukarıdaki aletten ve teknikten daha detaylı bahsediyor, sadece kesim işlemini yaptığı videonun devamını yüklememiş;

youtu.be

bu da başka bir tanıtım videosu

youtu.be
0
akhenaten
(26.09.24)
abelardo
(26.09.24)
1600 yillarda mekanik hesap makinesi yapmışlar. Usturlap diye birsey var konum hesaplayici. Sekstanst var denizde kordinat bulabilirsin..

Gecmişdeki insanlar da üretiyor çalisiyordu. Bence biz onlara gore aptalız.
0
Fritz-X
(26.09.24)
(24)

Eşiyle geçimsizlik yaşamışlar, nasıl çözdünüz?

psmstc
Akşam eve gelince çocuğumla biraz oynayıp sonra duş tv telefon yatıp uzanıyorum. Eşim ise mesai sonrası yatıp uzanmamdan çok rahatsız. Dağınık olmamdan bir şikayeti var. Ve en önemlisi bir süredir keyifsizim. Tükenmişlik, Keyifsizlik durumum da muhtemelen ister istemez kendisini etkiliyor. Sabahtan
Akşam eve gelince çocuğumla biraz oynayıp sonra duş tv telefon yatıp uzanıyorum. Eşim ise mesai sonrası yatıp uzanmamdan çok rahatsız. Dağınık olmamdan bir şikayeti var.

Ve en önemlisi bir süredir keyifsizim. Tükenmişlik, Keyifsizlik durumum da muhtemelen ister istemez kendisini etkiliyor. Sabahtan akşama evde sürekli çocukla ilgileniyor. Onun da birikmişliği oluyor üzerinde doğal olarak.

Sabah evde kıyafetimi yerde unuttum diye kızdı. Ben bu sıralar ekstra dağınığım haklı o da düzensizlikten çıldırıyor.

Bu iletişimsizliğimizi kavgalarımızı onun mutsuzluğunu nasıl çözeriz?
0
psmstc
(25.09.24)
ortada iletişimsizlik yok ki hocam kadın açıkça dağınıklığından şikayetçi

Mesela o da sana bu ara çok keyifsizim o yüzden bugün bebekle ilgilenmedim sabahtan beri aç dese :)

Ekstra dikkat edeceksin, kıyafetini ortada bırakmayacaksın, mutfak tezgahında temizlenecek yerine kaldırılacak şeyler varsa onları bırakmayacaksın, bunları otomatiğe bağlarsan sana da iyi gelir bir şeyler yapmış olmak
0
grimavi
(25.09.24)
Akşam eve gelince çocuğumla biraz oynayıp sonra duş tv telefon yatıp uzanıyorum.

Birlikte ortak kaliteli zaman gecirmiyor musunuz? Yukaridaki cumlenizden aksami kendi basiniza geciriyorsunuz gibi anladim.
0
mor oje
(25.09.24)
babanızın dönemindeki kadın köleliği bitti beyler. artık geriye dönüş de yok, kurdun dişine özgürlük değdi bir kere. işinize gelmiyorsa boşanın veya hiç evlenmeyin, bu kadar basit. bu işin başka çaresi yok.
0
titanyum22
(25.09.24)
Abi yazmayayım diyorum da seni bildik bileli burada ruhsal problemlerle boğuşmaların hakkında duyuru açıyorsun. Kadıncağızın başına gelmeyen de kalmadı, hep kendini suçluyor ve kadına haksızlık ettiğini anlatıyordun o aralar. Ne oldu da senin işlevsizliğin ve sağlıksız tavrın kadının suçu, mutsuzluğu, geçimsizliğine evrildi? Ben kaçırdım orayı. Allah karına sabır versin.
0
duygusalatasi
(25.09.24)
Sanırım siz çalışıyorsunuz, eşiniz de ev ve çocukla ilgileniyor. Bu senaryoda belki pek ev işi yapmamayı bekliyor olabilirsiniz, duruma göre bu normalde olabilir ama önemli bazı noktalar var. Arkanızda ekstra iş bırakmamanız lazım, ayrıca çocukları sevsek de insan biraz çocuksuz da vakit geçirmek istiyor.

Neyse kendimi "modern erkek" vs olarak görmüyorum, günümüzün çağdaş yaklaşımları olarak görülen çoğu şeye karşıyım ancak gene de işten geldiğimde direk çocukla vakit geçirmeye başlıyorum, ve genelde çocuk saat 8'de yatana kadar kendi keyfimle alakalı bir şey yapmıyorum.
0
mbond
(25.09.24)
Bazı erkeklerin hayatı boyunca kaç yaşında olursa olsun hep arkasını toplayan bir kadın oluyor. Çocukken ebeveyn anne, yetişkin olduğunda da eşi aynı zamanda ebeveyni oluyor gibi bir şey. Kıyafetini neden yerde bırakıyorsun? Çıkarınca kirli sepetine koy. Bunu neden eşinden bekliyorsun?

İşte bu yüzden yani erkeklerin yaşı kaç olursa olsun bir türlü gerçek anlamda büyüyememesi yüzünden evlilikler çok kötü gidiyor. Evlilik her anlamda çok tatminsiz oluyor.
0
rock n roll
(25.09.24)
eşiniz çalışsın, siz evde çocuk bakıp ev işlerini halledin.
0
Hallegadola
(26.09.24)
konuya ikinci yazışım olacak adam gerçekten çok ilginç buluyorum bunu.
yetişkin bir insan sana geliyor, şu konudan rahatsızım diyor.
sen işine gelmediği için sana söyleneni tamamen görmezden geliyorsun.
ve hatta karşındaki insanın dediği hiçbir şeyi kale almayıp, huysuzluk yaptığını düşünüyorsun.
sonra da bu huysuzluğu nasıl gideririm diye elaleme soruyorsun.
gavurların infantilizing dediği nane bu oluyor herhalde.

"onun mutsuzluğunu nasıl çözeriz?" vay anasını. bu kadın çocuk mu hayvan mı birader cidden ne olarak görüyorsun bi desene
0
titanyum22
(26.09.24)
erkeklerin bu tarz davranışları çiftler arasındaki "yetişkin" denkliğini bozuyor ve kadın bir bakıyor aslında iki çocuğa bakıyor evde. ne libidosu kalıyor ne karşısındaki yetişkin erkek olarak varsaydığı erkeğe sevgisi. sonra da çocuğa davrandığı gibi davranıyor. eşyanı kaldır oğlum, kalk biraz o tabletin başından oğlum vesaire vesaire. siz takım gibi davranmıyorsunuz, bakmakla yükümlü olduğu bir diğer çocuğu gibi davranıyorsunuz.

ana mesaj; yetişkin gibi davranın ki eşiniz de size çocuğa davrandığı gibi davranmasın.

bir de vicdan çok mühim, içten içe çocuk ve ev bakımının ne kadar yorucu ve yıpratıcı olduğunu bile bile ekstra dağınığım yeaaa, bu aralar tükenmişlik sendromum var yeaaa diyemiyor olmanız gerekir. hakkaniyetli davranın eşinize.
0
Phoebe
(26.09.24)
İkinizde gün içinde çalıştınız, hatta belki eşiniz çocuk ev işleri vs derken sizden daha çok yoruldu. Siz eve gelince bir süre sonra yatıp dinleniyorsunuz, ama eşinizin böyle bir lüksü yok. Bir de üstüne ikinci bir çocukmuşsunuz gibi sizin arkanızı topluyor. Bu adil mi şimdi?

Eve geldiğinizde eşinize iş çıkarmak yerine mesai sonra işleri bölüşeceksiniz adil bir şekilde. Yemek mi, evi toparlamak mı, temizlik mi artık her ne gerekiyorsa o akşam. Eşiniz haklı. İki dakika çocuğu eğlemek yeterli çaba değil.
0
inawen
(26.09.24)
onu mutsuz etmeyecek şekilde davranarak sorunu çözebilirsin mesela. sanki kadına allah tarafından mutsuzluk veriliyor da senle bir alakası yok gibi sormuşsun.
0
elorelia
(26.09.24)
Kime +1 yazacağımı şaşırdım.

Siz empati yapın insan olun onun mutsuzluğu çözülür.Asıl soru siz bu duyarsızlığı, anlayışsızlığı nasıl çözersiniz?
0
kullanicadi
(26.09.24)
Sorun dağınık olman değil ilgisiz olman. Sıradan olmayı seçtiğin sürece önce sen sonra eşin mutsuz hayata mahkumsunuz. Get your shit together
0
hasmetizm 2046
(26.09.24)
işten gelince uzanmak en büyük hakkın. sabahın köründe kalk yol trafik çek. işin stresini çek. evde gelince bir de eşinin bağırmasını çek. kimse işte çalışmayla evde çalışmanın konforunu karşılaştırmasın. gün içinde her türlü vakit yaratıp yumuşak yatagına uzanabiliyor ev ahalisi. işte böyle bir şey yok. sadece biraz daha düzenli olabilirsin. bence eşinle konuş sana daha saygılı olsun.
0
xrated
(26.09.24)
xrated:ın dediğini yapmalısın ki kadın senden boşanıp rahat etsin. dök içindekileri.
0
titanyum22
(26.09.24)
Titanyum senin fanınım:)) yürü be kızım:)
0
kullanicadi
(26.09.24)
feminaziler basmış burayı :/
0
xrated
(26.09.24)
sen kendinle gecinemiyorsun bence :)
silkelen kendine gel. esin neden calismiyor bi de? bebek yerine cocuk dedigine göre evde anneye muhtac biri yok sanirim?
0
robert bosch
(26.09.24)
yaw bunun için de gidilir mi, zaten bildiğimiz şeyleri söyleyecek, birine daha düzenli ve dikkatli ol diğerine çok sıkma biraz rahat bırak adamı diyecek zaten vs. vs. demeden çift terapisine gidin.
0
yemrem
(26.09.24)
feminaziler duyuruyu ele geçirmeye çalısıyor galiba. sen bunları dinleme.

problemin asıl kaynağı şu: "Ve en önemlisi bir süredir keyifsizim. Tükenmişlik"

bir erkeğin tükenmiş olmak, keyifsiz olmak gibi lüksü asla yoktur. silkelen ve kendine gel. biraz daha geç kalırsan kalıcı olarak çözülemez sorunlarınız.

edit: eski duyurularını da okudum. psikolojik rahatsızlığın var galiba. eşinden saygı görmen için iç sorunlarını çözmek zorundasın. biraz pısırık oldugun anlaşılıyor yazdıklarından. kadınların böyle erkeklere saygı duymadıklarını ilk defa duyuyor olamazsın
0
abelardo
(26.09.24)
xrated ülkede oy kullanan 25 milyon kadın var ve feminist olmayan bir kadın oy kullanmaz. beğenmeyen yallah Arabistana
0
titanyum22
(26.09.24)
Ise baslasin onun maasini da bakiciya verin. Boyle anlar
0
lapaz
(26.09.24)
Uzun yıllar çalışmış sonra da anne olup bir süre evde çocuk bakmış biri olarak erkeklerin bu dışarıda çalışıyorum yoruluyorum tükendim tribinden nefret ediyorum. Nedense hep erkekler tükeniyor hiç kadınların özellikle annelerin tükenme hakkı yok?
Kadın tükensin bakalım bir hafta da full time sen ilgilen çocukla.
Evde çocukla ilgilenmek kolay zannediyorlar herhalde biz de ofise gidip çalıştık hiç de zor değil sabah git akşam gel mis gibi. Ama annelik öyle mi yani kendine ait bir saniye vaktin yok.

Zavallı kadınlar ya hepimiz adına çok üzülüyorum. Biz bu erkolar gibi niye tükendim deyip çocuğu on dakika oyalamayı ebeveynlik göremiyoruz? tişörtümüzü atıp keyifsizim diyemiyoruz. :(
0
kaptan maydanoz
(26.09.24)
feministleri dinleme
taviz tavizi doğurur
daha sonra da bu adamın sınırları yok diye erkek yerine konmazsın.
0
nuisance2
(26.09.24)
(28)

Deniz Göktaş vs Baturay Özdemir vs Özgür Turhan

Bruce
Farklı mizah tarzları, farklı karakterler...Kime daha çok gülüyorsunuz, neden?Bence bu üçü mevcut Türk stand up sektörünün baş aktörleri. Sizce bunlardan daha iyi dediğiniz birileri var mı?
Farklı mizah tarzları, farklı karakterler...
Kime daha çok gülüyorsunuz, neden?
Bence bu üçü mevcut Türk stand up sektörünün baş aktörleri. Sizce bunlardan daha iyi dediğiniz birileri var mı?
0
Bruce
(24.09.24)
Hayatımda canlı gittiğim tek standup Deniz Göktaş'ın şovu. Selam Selam'ı YouTube'da izledikten sonra yeni gösterisine gitmiştim. Gerçekten muazzamdı. Baturay ve Özgür Turhan'ın full gösterilerini izlemedim. Kesitlerden Özgür Turhan daha komik geliyor. Bi de kamusal mizahı da izlerdim eskiden.
0
nundu
(24.09.24)
Deniz Göktaş'ı canlı izledim ve inanılmaz beğendim. Ama Özgür Turhan komik olmak için doğmuş gibi. Ayrı bir seviye.
0
duguit
(24.09.24)
Stand Up olarak üçü de tırt geliyor ama Özgür Turhan'ın Kamusal Mizah'ına gülüyorum ara ara açıp tekrar izliyorum eski işlerini, Stand Up olarak da son zamanlardaki favorim Özkan Çelik.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.09.24)
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, özkan çelik espri başına kahkaha olarak birim mizahta diğerlerini döver. ama stand up'ı bir anlatı olarak gördüğüm için aynı kefeye koyamıyorum. Beton etkisi esprisi mesela, 150 kez izleyip gülmüşümdür. Gülerken çok haklı amk diyip tatmin oluyorum. Ama aynı tempo, peş peşe aynı tarz şakalar, bağlam neredeyse hiç yok; o yüzden listeye eklemedim.
0
🌸Bruce
(24.09.24)
üçünü de canlı izledim.

özgür>deniz>baturay

ben salih tıraş ve nevzat can ünsal'a da baya güldüm. baturay'dan çok. özgür'den daha iyisini görmedim. normalde komik olmayan şeyleri özgür söyleyince bile gülünüyor.
0
jelly bear
(24.09.24)
Abi ben onun tarzını klasik ABD tipi komedi kulüp stand up'çılarına benzetiyorum, bizde mesela belli bir olay örgüsü içinde birbirine bağlantılı geçişlerin olduğu stand up yapılıyor ama bu eleman komedi kulüp stand up'çılarının yaptığı gibi birbiriyle bağlantısı olmayan şakalar yapıyor, ben sanki öyle olunca daha çok gülüyorum çok daha keskin ofansif şakaları var dümdüz gidiyor, ima edeyim de anlasınlar gibi bir derdi yok, bir de 50-60 tane :) psikolojik hastalığı var sanırım istese de hikaye anlatır gibi anlatamıyor kağıttan okuya okuya şaka yapıyor :)
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(24.09.24)
Ali congun şu sıralar bence en iyisi
0
olaylar olaylar
(24.09.24)
Bu üçüne komik diyecek kadar düşmedim henüz. Kim bunlar ya? Zorlama espriler yapan tipler hepsi
0
Cezcez
(24.09.24)
@Cezcez, kime komik dediğini söyle de mizahtan ne seviyede anlamadığın hakkında fikir sahibi olalım.
0
🌸Bruce
(24.09.24)
Cem Yılmaz a yaklaşabilecek birisi olmadı. Kötüye komik deyip kendimi kandırmam senin gibi.
0
Cezcez
(24.09.24)
🌸Bruce
(24.09.24)
3 u de iyidir. Denizin iq su en yuksek ama o bariz
0
lapaz
(25.09.24)
özgürün evli milf eşiyle videolarını çok severdim ama stand up için big no ikinci yarıda çıktım sahne hakimiyetlerini beğenmediğim için deniz zaten çocuk uyutuyordu o yüzden geç çıktı. ali congun eğlendirdi, hakimiyeti iyi bence ama daha gitmeye gerek yok. baturay gitmedim ama başarılı bence. deniz favori ama nataly aukar olayı çok başka yerlere taşımış onun sonrasında stand up için biraz düşünmem lazım 1.5 saat soluksuz tam bir sahne insanı aşiri iyi. türk belirtmişsin fakat türkiyede sahne aldığı için ekledim ya da hala etkisindeyim diyedir tıstıs

kaan sekbanla ayşe balıbeyin "gömercin kuşları" severek takipteyim
0
ala09
(25.09.24)
bence en zayıfı özgür. Baturay ve Deniz’in tarzı da birbirinden çok farklı. İkisini de iyi buluyorum, keyifle izlerim.
0
awlmi
(25.09.24)
@ala09, 3 gün üst üste sold out yaptı kadın, hakkın var.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Ali Congun'un youtubedaki gösterisine bakayım demiştim ama tam bir ekşici p*ç edasıyla yarısında çıktım ya hiç sarmadı. Köylü kurnazı bir havası var yani bilmiyorum beğenmedim hiç.
0
nundu
(25.09.24)
@nundu, hitap ettiği kitleyi doğru tespit.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Üçünün de Youtube'ta yayınladıkları gösterilerini izledim, en çok Baturay Özdemir'i beğendim, özellikle de ilk gösterisi neşeliydi. Deniz Göktaş da iyiydi; tarzı daha farklı, izlemeye alışık olduğum yabancı standupçılara göre çok daha sakin ama eğlenceliydi. Özgür Turhan'ı da normalde sevmeme rağmen standup gösterisini çok kopuk ve yer yer zorlama buldum.
0
salihdt
(25.09.24)
cem yılmaz yaşadığı sürece stand up işinde parlayabilecek adam yoktur. elit komedyen olmak zor.
0
mikahakkinen
(25.09.24)
deniz göktaş'ın tespitleri ve sakin anlatım tarzı hoşuma gidiyor, canlı izlediğimde de baya gülmüştüm.

özgür turhan doğal komik, adam hiçbir şey anlatmasın sadece gülsün sahnede, ben de gülerim sanırım. tepkileri çok komik.

baturay aralarında canlı izlemediğim tek kişi, youtubedaki standup videolarını eğlenceli buluyorum ama diğer ikisi kadar sarmadı beni.

yani burun farkıyla özgür'ü deniz'in önüne koyarım, baturay üçüncü olur.
0
sabenburak
(25.09.24)
deniz ve özgür'ü canlı da izledim. bence deniz>özgür>baturay
0
brakgn
(25.09.24)
Valla sıralayamadım hepsini seviyorum.

Deniz in zeka sağlam gerçekten, daha başlarda böyleyse ileride daha iyi olabilir. Gerçi insanın üretkenliği her dönem aynı olmuyor ama hayırlısı bakalım. Bir de uzun süre maruz kalınca bayabiliyor.

Özgür Turhan'ı kamusal mizahtan beri takip ediyorum. Kısa videolarını daha başarılı buluyorum. stand-up olarak eğer kendisini seviyorsanız gayet eğlenceli, bazı tespitleri de güzel ancak dışarıdan biri pek sevmeyebilir aşırı tepkileri, hareketleri ve çok güldüğü için.

Baturay ı ben tepkiler, mimikler ve anlatış olarak daha başarılı buluyorum. Bence tepede cem yılmaz var ise ona en yakın baturay olabilir diyebilirim başıma bir şey gelmeyecekse.

O yüzden stand-up için zoraki bir sıralama yapacaksam;

Baturay > Deniz > Özgür derim.

Ama samimiyet, yakınlık hissetmek olarak

Özgür > Deniz > Baturay benim için.
0
ananiyimioguz
(25.09.24)
bu üçlü benim için deniz göktaş>özgür turhan>baturay özdemir. ama farklı tarzları olduğu için de çok da karşılaştırılabilir gelmiyor, benim mizah anlayışımla ne kadar örtüştüklerinin sırası gibi bu.

ali congun'un sürekli kendi şakalarına gülmesini aşırı itici buluyorum. ya bi dur arkadaş, bi sal bizi de biz gülelim gerekirse.

özkan çelik'in 9 dakikalık bir youtube videosunu izledim, birim süre başı amk konusunda abartmış, benim için şakalarını gölgeliyor fazla fazla.

cem yılmaz'ı sevenler için de dün bir cem yılmaz yavrusuna denk geldim: zülfikar sönmez. cem yılmaz'ı zaten çoktan zamanın gerisinde kalmış ve onunla da bağlantılı olarak bugün aşırı cringe buluyorum (2000'lerin başında bayılırdım), bu adam da onun iyi denebilir kötü denebilir ama sonuçta bir taklidi.
0
harfitarif
(25.09.24)
cem yilmaz efsane komik. onu kimse tartisamaz. ama simdi bu adamlarin yaptigi mizah turu ile cem yilmaz'inkiler biraz farkli. bu adamlar biraz daha batimsi, netflix tarzi mizah anlayislari var. o yuzden iki ayri kulvari kiyaslamak hakkaniyetli olmasa bile ben gulmeme bakarim aga diyorsaniz cem yilmaz hepsini tokatlar.
0
baldur2
(25.09.24)
Cem yılmazcılar son gösterisini izledi mi? Üzülerek izledim bittiğini, yaşlandığımı hissettim izlerken. Bir tat bir dokunun cd'lerini saklayan biri olarak söylüyorum, devri bitti adamın, sonraki trene bindik artık.
0
🌸Bruce
(25.09.24)
Cem Yılmaz, Fundamentals'tan sonra düşüşe geçti bence. Yani önceki stand up gösterileri Fundamentalstan kötü demiyorum ama Fundamentals'ta hâlâ işin zirvesindeydi. Elite diamond o seviyeyi yakalayamadı. Ha ama bence de Cem Yılmaz Türkiye'de bu işin üstadıdır. Kendi döneminde ona yakın kimse yoktu. Ata Demirer, Yılmaz Erdoğan ve hele hele Tolga Çevik gibi isimler asla o seviyeye yaklaşamadılar. Tolga Çevik bu isimlerle kıyaslanmayı bile hak etmiyor bence hatta.

Cem Yılmaz'ın sinema/dizi sektöründeki işleri de çok iyi. Bence o alanda devam etmesi çok daha hayırlı kendisi için. Hâlâ çok sevdiğim biri yani ama stand up performansı olarak yeni nesil komedyenler daha etkileyici. Gerçi adam da 3 saat gösteri yaparak gelmiş buralara, şimdikiler 1 saati aşınca oo uzun bir gösterisi var diyoruz
0
nundu
(25.09.24)
deniz göktaş çok iyi
baturay özdemir güldürüyor, biraz eyyamcı
özgür turhan hiç komik değil, bir sıfat kullanırdım ama neyse :)
0
abelardo
(25.09.24)
kadıköy bebesi veya ekşici değilsen Baturay en iyisi. Ben şahsen youtubedan bedavaya izlemenin verdiği keyifle baya baya güldüm. özgürün internete son yüklediği video eh işteydi. karısı ile yaptığı esprileri çok uzattı, hep aynı renkte şakalar. para verip bir dünya yol gidip o gösteriyi canlı izleseydim üzülürdüm. deniz bana hiç hitap etmiyor, bıyıklı gay sevmem.
0
plastic_angel
(25.09.24)
(17)

yaptiginiz seyahatleri kaydediyor musunuz?

robert bosch
bir tanidigim gezilerini not ediyor. her gün ne yapmis, nereleri gezmis vs.vietnem'da aldigi montun bile parasini yazmis. sok oldum.siz nasil not aliyorsunuz?ben mayis'ta hollandaya gitmistim. hangi sehirleri gezdigimi hatirlayamiyorum su an. böyle bir sey yapsam mi dedim
bir tanidigim gezilerini not ediyor. her gün ne yapmis, nereleri gezmis vs.
vietnem'da aldigi montun bile parasini yazmis. sok oldum.

siz nasil not aliyorsunuz?
ben mayis'ta hollandaya gitmistim. hangi sehirleri gezdigimi hatirlayamiyorum su an. böyle bir sey yapsam mi dedim
0
robert bosch
(24.09.24)
Not almadım hiç.
0
rock n roll
(24.09.24)
Web sitemde bir de telefonda (Places been uygulamasi) sehirleri kaydediyorum sadece. Detay metay yok ama
0
brkylmz
(24.09.24)
Valla ben de böyle not almadım hiç. Ha gezi günlüğü olur, gittiğin ve seni etkileyen bir yerde içinden bir iki satır yazmak geliyorsa defterini çıkarır yazarsın da montun parasını yazmak gereksiz geldi. Yıllar sonra açıp vaay be X yılında şu kadar paraya mont aldım bunu yaptım demek istiyor sanki.
0
Amaranta ursula
(24.09.24)
Ne amaçla kaydediyoruz?
Gidilen yerleri maps kaydediyor konumsuz dolaşmadığım için. Yedim içtimi de maps puan/yorum olarak görebiliyorum.
Fazlasını kaydetmeye lüzum duymuyorum, hatırlatsın istediğim yer olunca hediyelik ya da oraya ait bir şey alıyorum, onu görünce aklıma geliyor.
0
Bruce
(24.09.24)
Google maps de işaretliyorum veya zaman çizelgem açık, oraya kaydediyor her tarihi ve saati. Not olarak değil de gezdiğim mekanlara yorum yazabiliyorum.

Bir de google fotoğraflarda buluta yedekleniyor çektiğim her şey. ne yemişim nereye gitmişim ne satın almışım aşağı yukarı fotoğrafı oluyor zaten.
0
ananiyimioguz
(24.09.24)
Bir zamanlar çarşaf gibi kocaman, Türkiye karayolları haritaları satılırdı. Onlardan bir tane edinip geçtiğim her yolu, sarı fosforlu kalemle çiziyordum. Çizmediğim yol pek kalmayıp harita sapsarı olunca attım haritayı.
0
Mirket
(24.09.24)
Google maps'te "been there done that" listem var.
Yemek yazısı yazacaksam (ara sıra bir grup için yazıyorum) detaylı nerede ne yedim günlüğü tutuyorum.
0
kobuzchu kiz
(24.09.24)
yurt dışına gittiğimde hemen hemen her müze/konser/otobüs/tren vs. bileti, fiş, peçete vb. bira/içecek kağıt ve kapakları vb. fiziksel çok yer kaplamayan şeyleri tutarım. her seyahatim için bunları sakladığım farklı poşet vb. var basitçe. yurt içinde de özellikle etkinlik biletlerini filan saklarım. not almak, fiyat yazmak gibi şeyler yapmıyorum.
0
tepedeki psychedelic adam
(24.09.24)
2017'den beri yapiyorum. gunluk gibi bir defterim var her seyahat ettigimde yanima aliyorum ve gittigim sehrin en ikonik yerlerinde manzaraya bakarken sehirle alakali dusuncelerimi yaziyorum. neler yiyip ictigimi falan. dikkatimi cekmisse otel adi, restoran adi, bazi seylerin fiyati falan da oluyor icinde.
0
bohr atom modeli
(24.09.24)
gezilerimi ne zaman yaptığımı bile unuturum bahardı, kıştı diye kalıyor. fotoğraf dışında bilgi yok gittiğim şehirlerin ismini unutup haritadan baktığım bile olmuştu

cahilliği seçersinin canlı kanıtı
0
ala09
(25.09.24)
Oguz tam olarak benim diyeceklerimi demiş.ama google efendi klasik yarı yolda adamı sattı yine eskiden aylık rapor atıyordu bende breh breh ne dolanmışım diyordum.şimdi kendi cihazında sakla bana ne dedi.yıl sonunda 20 uşke 100 şehire gitmişsin bu sene diye mail geldiğinde bakması keyifli oluyordu.

Bununla beraber apple resimler harita üzerinde resmi nerede çektiğini gösteriyor.en çok o işime yarıyor,diğer türlü galeriden resim bulmak benim için çok zor.çok seyahat,çok resim var.

Başka özel bir girişimim yok,
0
duptıs
(25.09.24)
Instagrama attığım story ve postlar harici pek bir şey kaydettiğim yok, hatta artık eskisi kadar aktif de değilim bazen aklıma gelmiyor foto çekmek. Hepsi zihnimde bu da yeterli.
0
kullanicadi
(25.09.24)
Ben yazmıyorum.
Doksanlı yılların sonunda banka müdürü olan komşumuz, gittiği yerlerden not olan bunları dosya halinde arşivleyen
bir arkadaşından bahsetmişti.

Kişisel olarak şu zamanda bazıları için önemsiz görülse de o yerlerle ilgili araştırma yapan veya bu hususlarda kitap yazma düşüncesinde olanlar için kaynak niteliği taşır böyle notlar.
0
diyecevaplandı
(25.09.24)
gittiğim yerleri swarm uygulamasından check-in yapıyorum. harita üzerinden check in yaptığım lokasyonları görebiliyorum, bu sayede başka birine önermem gerektiğinde açıp hızlıca bulabiliyorum.
0
a7x
(25.09.24)
İki sebebi olabilir.

1. Başkalarıyla bu tecrübeleri paylaşmak. Bir yere gideceğim zaman youtube'da araştırıyorum. Her türlü bilgi çok işe yarıyor. Nereler gezilir, ne yenir, fiyatları nedir?

2. Kendi tekrar gitmek istiyordur oralara, onun için not ediyordur.

Gezinin keyfini çıkarıyorsa, sorun yok.

.
0
kartallar yuksek ucar
(25.09.24)
Çektiğimiz fotoları şehir şehir arşivliyoruz bunun dışında not falan almıyoruz ama mesela gördüğümüz tur rotaları vs elimizin altında olsun diye fotoladığımızdan onlarda otomatikman arşivlenmiş oluyor
0
basond
(25.09.24)
ben google mapste şehir olarak kaydediyorum, şehir içinde gittiğim özel bir yer varsa onu da kaydediyorum veya puanlıyorum. onun dışında detay tutmuyorum
0
abelardo
(25.09.24)
(16)

Futbolda patlayıcı güç ve kondisyon hk.

digits
Haftada 5 gün hafif tempoda 10 km bisiklet sürüyorum. Haftada 3 gün hafif tempo yarım saat ile 45 dk arası koşuyorum.Yaşım orta yaş grubunda (erkek).Halı saha maçında top sürüyorum ama sürdükten sonra enerjim bitiyor sert şut çekemiyorum. Gençkende çok iyi şut çekemezdim ama bu kadar da zatıf değild
Haftada 5 gün hafif tempoda 10 km bisiklet sürüyorum. Haftada 3 gün hafif tempo yarım saat ile 45 dk arası koşuyorum.Yaşım orta yaş grubunda (erkek).

Halı saha maçında top sürüyorum ama sürdükten sonra enerjim bitiyor sert şut çekemiyorum.

Gençkende çok iyi şut çekemezdim ama bu kadar da zatıf değildi bacaklarım.

Güçlenmesi için ne yapmam gerek?

Bacaklarım neden bu kadar güçsüz?

Kolestrol yüksekliği veya d vitamini eksikliğinden olabilir mi?
0
digits
(23.09.24)
Bro pro futbolcular amatörler gibi sadece bacaklarıya topa vurmazlar kalçadan momentum üreterek şut çekerler, onların güçlü şut çekmek sırları bu. Bacağını kalçaya vidalanmış 2 eklemli bir tahta gibi düşün dizini kırarak şut çekersen mi daha fazla tork üretirsin yoksa bacağını kalçandaki eklemden savurursan mı daha fazla güç üretirsin? Kalçadan savurursan momentum kolu topa daha uzak olduğu için daha fazla güç üretirsin, bu şekilde şut çekme antrenmanı yaparsan sorununu çözebilirsin gibime geliyor bilim her şeyi çözer.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.09.24)
Yapıyorum dediğin sporda tarif ettiklerin, 50 yaşında sigara içen ve kanında plaklar oluşmuş bir amcaya doktorun yap diye tavsiye edeceği şeyler.

İnterval çalışma yapman lazım.

İntensiv çeşidi. Bulursam video koyayım.
0
Mirket
(23.09.24)
@ sevgili kaleci saçlı

evet. şut çekmenin tekniğini biliyorum ama uygulayacak güç yok. Vitaminsiz gibi vuruyorum. Sadece ayak üstü (Bağcık kısmı) sert şut çekmek değil, ayak içi normal plase vurulu da vitaminsiz vuruyorum. Anksiyete vardı ben de gece uykularım sorunlu. Onun getirdiği dinlenememişlikten mi diye düşünüyorum.

Lise ve üni de anksiyete yokken sürüp sert çekip sokuyordum uzaklardan ne zaman iş hayatına girdim anksiyete başladı. Kas ve kemik güçsüzlüğü oluştu.
0
🌸digits
(23.09.24)
@ mirket

bana interval iyi gelebilir. Bu haftasonu kardiyolojide kontrolüm vardı. Sanal anjiyo yaptırıp şu damarlardan önce bir emin olayım.

Anksiyete için de randevu da aldım. Çünkü gece uykularım dinlendirici olmuyor.

İnterval yapsam bile gece uykuda dinlenemeyince kas kaybediyorum. Benim için daha yıkıcı oluyor.
0
🌸digits
(23.09.24)
hocam yaşlanmışsın. Zaman acımasız davranıyor.
0
NowWeAreFree
(23.09.24)
Hocam o zaman ağırlık çalışması yapman lazım, yine futbolculardan örnek vereceğim ama dikkat edersen futbolcular normal antrenmanalrının yanı sıra haftanın belirli günleri salon çalışması yapıp ağırlık çalışırlar, aslında tüm sporcular ağırlık çalışır ağırlık çalışmaları kondisyonunu ve patlayıcı güünü arttıracaktır, özellikle poerlifting tipi çalışmalar. Bir de gerçekten bu kadar kafanı yoruyorsa bu mevzu kreatin takviyesi de alabilirsin günlük 5 gr.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.09.24)
Check up maksatlı mı bu sanal anjiyo?

Orta yaş, halı saha maçları ve BT anjiyografi bir arada olunca ilginç geldi bana.
0
Mirket
(23.09.24)
bisiklet kondisyonunuzu arttırırken, diğer antremanlara oranla güçlü şut çekebilmeniz için gereken kas gelişimine neredeyse hiçbir faydası yok. bacağınızın üst kısmını geliştirici hareketler deneyin.

beslenme de önemli. bisiklet ve koşuyu kasa dönüştüremediğiniz sürece pek bir anlamı yok. öncesi ve sonrasında doğru beslenerek kas güçlenmesini destekleyin.
0
tnz
(23.09.24)
@ now we are

aslında yaşıma göre çoğu akranımdan iyiyimdir ama şu bacakların güçsüzlüğü başka birşey. 5 tane nizami düz barfiks çekebiliyorum. çoğu erkek çekemez. kollar fena değil ama bacaklar neden vitaminsiz anlamıyorum.
0
🌸digits
(23.09.24)
@ mirket

aile hekimine rutin kan testleri yaptırmıştım. Kolestrol ve trigliserit yüksek çıkınca (tüm ailede var) beni kardiyoloji ye sevk etti.

bundan 3 ay önce kardiyolog ekg, eko ve efor testi yaptı. testler normal ama damarları da görsek iyi olur dedi. sanal anjiyo önerdi. kolestrol ilavı verdi. 3 ay sonra kontrole gel dedi.

bem diyetimden katı yağları çıkardım. kırmızı eti azalttım. zeytinyağı, kuruyemişler ve lifli gıdalar tükettim. bisiklet, yürüyüş ve jogging yaptım.

bu hafta sonu kontrole gidince sanal anjiyoyu yaptırmak istediğimi belirteceğim.

özellikle kalp damarları tıkalı olunca güçsüzlük ve çabuk yorulma olabiliyormuş.
0
🌸digits
(23.09.24)
@tnz

ayağına direnç lastiği/ bandı bağlayıp onu da sağlam bir nesneye bağlayıp şut çeker gibi savursam(kalçadan)

boksörler ani ve güçlü yumruklar atabilmek için bunu da yapıyorlar.
0
🌸digits
(23.09.24)
@ kaleci saçlı

evde squat yapmaya çalışacağım
0
🌸digits
(23.09.24)
Bu anjiyo yaptırma konusunda bir devlet hastanesi doktorundan daha görüş almanı öneririm.
0
Mirket
(23.09.24)
senin sorunun kondisyon değil ama sen bisiklet ve koşu ile kondisyon antrenmanı yapıyorsun.
bacaklarım zayıf diyorsan bunun çözümü kondisyon antrenmanı yapmak değil ki.
bacaklarını güçlendirecek egzersizler yapmalısın.
ve bolca şut çekmelisin.
0
abelardo
(24.09.24)
düzenli şekilde süren biri olarak bisiklet sürmekle topa sert vurmanın bambaşka şeyler olduğunu söyleyebilirim. muhtemelen aynı kas grubu kullanılmıyor.

diğer yandan gençlikte deli gibi basketbol oynar her gün kendimce sıçrama antrenmanları yapardım. mesela o zamanlar ortamdaki topa en sert vuran elemandım. belki de sıçramayı sağlayan kaslar topa sert vurmada daha etkiliydiler.

tabi tüm bu yazdıklarım kişisel tecrübe. belki de biraz araştırmak lazım. topa sert vurabilmek için hem teknik hem de kas grubu tarafını.
0
lazpalle
(24.09.24)
@mirket +1 kondisyon ve güç hemen kazanılan bir şey değil. şut işi teknik işidir ben en hızda olmasa da aynı teknikle gençliğimdeki gibi baskette de futbolda da şu çekerim.
vitamin eksikliğiyle değil durum. ayak kaslarınızı güçlendirmeniz lazım. 3 kez çapraz bağ ameliyatı oldum 3 ay hareketsizlikle ayak kaslarımın birazı eridi, yerine koymak için 9 aydır ftr artı egzersiz yapıyorum. spesifik bölgesel çalışmanız lazım.
0
mikahakkinen
(24.09.24)
(15)

Türkiyedeki insanlar neden boyle davraniyor anlayamiyorum. Sizi dinliyorum

Zetnikov
Amacim oetaligi karistirmak degil bu aralar ;Cok dikkat ettim deMesela amerika bebek katilidir, kakadir, kafirdir allah belalarini verecek insallah diyen kisiler neden ilk firsata sahip olduklarinda amerikaya kaciyor, vatandaslik aliyor ayrica cocuklarini orada okutuyorlar?En basiti green karta basv
Amacim oetaligi karistirmak degil bu aralar ;

Cok dikkat ettim de

Mesela amerika bebek katilidir, kakadir, kafirdir allah belalarini verecek insallah diyen kisiler neden ilk firsata sahip olduklarinda amerikaya kaciyor, vatandaslik aliyor ayrica cocuklarini orada okutuyorlar?

En basiti green karta basvuranlar hep onlar oluyor cevremde

Yada adam facebooktan israile kufur mesaji yayinliyor atiyor abi facebook kurucusu yahudi degil mi? Sen israil urunu ile israile yorum yapiyorsun bu normal bisey mi

Boykot diyorlar cep telefonu kullaniyorlar mesela martin cooper da yahudi abicim?

Sen yahudi telefonuyla yahudiye kufur ediyorsun ben anlamiyorum

yahudi savunucusu degilim arkadaslar hemen tribe girmeyin sadece ülke yada insanlar güzel seyler yapıyor uretıyor fakat bu ınsanların topluma mıllete dunyaya faydası yok cevreye kufur edip sonra amerika yada israil gibi ülkelerde yasıyorlar. sımdı dıceksınız ısraıl de kım yasıyor? benım tanıdıgım araplar var israilden nefret eden ama israile tasınan cok.

bu arada konumuz abd ve israil degil konumuz insanlar sizcede yuzsuz degil mi?
bana abd suraya gırdı ısrail bomba attı diye sacmalamayın bunu zaten fırsat bulan her ulke yapıyor gecmısı tertemiz bahama adaları bile yoktur heralde neyse.

Ben daha cok halki ornek verdim unluler yada millet vekili degil arkadaslar yani herkes bunu yapiyor neden boyle insanlar
0
Zetnikov
(22.09.24)
Bunu böyle yaparak bir bakıma ulu orta günah çıkartıyorlar diye dusunuyorum. Medya baskısı toplum baskısının da sonucu. Örnek verdiğiniz şeylerde şu benim umurumda değil ne halleri varsa görsünler tavrını takinirsaniz dost meclisinde bile linç edilmeniz işten bile değil.
0
encokbenisevinnolur
(22.09.24)
Zeka eksiliği ve eğitimsizlik.
0
NowWeAreFree
(22.09.24)
Klasik olacak ama müslümanlığı yaşamıyorlar. böyle yaparak vicdanlarını rahatlatıyorlar. Çoğu kul hakkı yer islamla müslümanlıkla alakası yoktur böyle yaparak hem kendilerini hemde çevrelerini kandırdıklarını zannediyorlar.
0
komando kani var bende
(22.09.24)
çünkü kimse tutarlı olmak zorundayız diye size bir söz vermedi.
0
abelardo
(22.09.24)
Cikarci ve bencil olduklari icin.

Yaptigi boykotu ya da elestirdigi seyi derinlemesine dusunmuyor ki. Vicdanini(!) rahatlatip geciyor. Yine amerika icin de cikarlarina uydugu icin orayi tercih ediyor.

Ikisinin birbiriyle cakismasi umrunda degil. Cikarina hizmet etmesi yeterli. Senin burdaki oksimoronu ona ispat etmen de zerre umrunda degil. Bos yere kendini paralama.
0
brkylmz
(22.09.24)
cikarci ve bencil olmalari. bunun uzerine utanmaz olmalarini da ekle. oldu bitti.
0
baldur2
(22.09.24)
Ezbere yaşamak. Sahip oldukları düşüncenin temeli yok. Ne sağ tarafını düşünüyorlar ne altını, ne üstünü ne de solunu.

Dümdüz bir düşünce ve yaşam anlayışı.
0
put it in your appropriate place
(22.09.24)
Bunu yapmayanlar da var. Mesela "bu elimdeki telefon, kullandığım uygulama vs yahudi malı olduğu için yahudilerin yaptıkları zulümlere ses çıkarmamalıyım, ne de olsa onların icadını kullanıyorum, bunu onlara yapamam" diyenler.

Zulme sessiz kalmayı tercih edenler yani.

Bence bu tür insanlardan iyidir bahsettiğin insanlar.
0
muhayyer divan
(22.09.24)
Türk insanı değil de sen tipik AKP liyi tanımlamışsın.
0
ferenc
(22.09.24)
duyuruda ne çok insan ''tek eksikliği, eğitimsizlik, bencil vs'' demiş.

boykot edilmesi gereken ne kadar ürün varsa boykot eden ve sosyal medyamda boykot çağrısı yapan biri olarak cevap vereyim. bazılarının deyişiyle, eğitimsiz ve bencil biri olarak :P

daha önce filistin'e gittim, 11 gün Filistin'de ülkenin farklı yerlerini gezdim, Gazze hariç toplamda 8 iline gitmişimdir. bu geziyi Filistinli öğrencilerle yaptım, oradaki bir üniversitenin etkinliğiydi. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, Filistin'de zengin ailelerin çocukları bile Amerika'da okuyor, hem de çok iyi üniversitelerde. Fırsatını bulan Filistinli birçok arkadaşım Amerika'ya yerleşti Ramallah'tan. Amerika'ya yerleşen Filistinli dostlarımdan biri İsrail'e sesini çıkarmıyor mesela, ama oradaki kadınların kalkınması için güzel projeler de yapmıştı Filistin'deyken. Ailesi Hamas karşıtı, ve siyaset o ülkede de var gibi düşünün. Onlarda da fikir ayrılıkları var başlarına geleni farklı şekilde anlamlandırıp yaşıyorlar. Onun dışında, Amerika'da çok iyi kurumda çalışan Filistinli arkadaşım, olanlardan sonra Amerika'ya lanet etmeye devam ediyor. Ama insan düşünüyor, ne yapsın, orada kalsa canından ruh sağlığından olacaktı. Herkesin nasibi değil mücahide olmak, ya da herkesin buna kapasitesi yeterli değil düşünürseniz. Hanginiz savunduğunuz bir davanın uğruna istikrarlı bir şekilde elinizde ne varsa verdiniz? Hiç mi düşmediniz, kalkmadınız?

Türkiye'dekileri sormuştu arkadaş, kendi üzerimden yanıtlayayım. İsrail'in ürettiği ürünler gerçekten çok konforlu, boykot ettiklerim de öyle. Amazon mesela... Ne güzel günlerde sipariş veriyorsun tak kapıda bir hizmet. Ama kullanmıyorum şu an, rahatımdan ödün veriyorum. Telefonum bozulsa, apple alamayacağım mesela, bu beni üzüyor mu, kesinlikle. Neden rahat varken zoru tercih edeyim? Ama işte değerleri uğruna ediyor insan. Yarın öbür gün Amazon'dan bir şey almam gerekse alır mıyım, bilemem. Dünyanın binbir türlü hali var. Belki yorulacağım, belki halim enerjim kalmayacak direnmeye? Şu an enerjim var konforumu feda etmeye.

Yurtdışına gelince... Bu ülkede yaptığın her adımda eleştirildiğim, çoğu zamanda sokakta dışlandığım bir ülkede yaşamaktansa, elimde imkan olsa belki ben de giderdim. Vicdanım sızlar ama yapacak bir şey yok, Türkiye'de ruh sağlığımı uzun süre koruyamam. Bir yerde tercih yapılırken, vazgeçtiğiniz şeyler de vardır, illa kazancınıza odaklanmayın.

Bence biraz daha ''insanları anlamaya'' empati kurmaya yaklaşırsanız, işte o zaman aldığınız eğitimler bir işe yarar. gördüğünüz şeylere ''zeka geriliği, eğitimsizlik, bencillik'' demek zira en kolayı. Ve kendini ülke tarihinden ayrıştırmamak da en kolayı dostlar.

Hepimize kolay gelsin.
0
damba
(22.09.24)
Soruya şaşırdım cevabı çok basit.

1-Mantık ve alaka örgüsünde bir icadı yapmış olanın düşman olması onu kullanmayı ve
ondan faydalanmayı yanlış yapmaz.

2-Düşmanın senin icadını kullanması ya da faydalanması da onun açısından yanlış
değildir.

3-İslamda'da başka inançlarda da bunu men eden kural yoktur. Uygulamada da düşmanla
savaş halinde ticaret yapılmıştır.

4-Cebiri müslümanlar buldu ,ikinci üçüncü derece denklemleri cebirle Müslümanlar çözdü
sinüs cos tan kotanjant gibi temelleri müslümanlar öğretti ve bunları teknikte
kullanıyorlar. Onların kullanması da yanlış değil

5-Amerika yahudilerin ülkesi değil. Sen daha güçlü lobi yaparsan senin ülken olur.

6-Arabistan ya da İran la ticaret yapan çok fazla batılı ve seküler Türk var.

7-Bu insanlara çıldırmışçasına yüzsüz, ikiyüzlü vs diyenler bence hayata küsmüş, vize
sırası bekleyen militanlar.

Agresif yaklaşımları hayranlık duydukları Avrupalıların müslümanlarla iyi olan iletişimine anlam veremeyip huzursuz olmalarından kaynaklanıyor.

İslam bütün dünyada yükselirken kendileri sosyokültürel ve ekonomik olarak Hindistan gettolarına yakınsıyorlar. Buna da anlam veremiyorlar.
0
hebanon
(22.09.24)
İkisinin birbiriyle alakası yok ki. Telefonu alırken paramı ödemişim öyle almışım sanki sadaka mı verdiler de yüzsüzlük olacak yahudi malı kullanmam?

Ben boykot filan yapmadım açıkçası şu an hayat akışım uygun değildi ama boykot yapana da niye yapıyorsun telefonun Amerikan malı demek salakça geliyor. Aldığımız ürünleri parasını verip alıyoruz ya hani??
0
kaptan maydanoz
(22.09.24)
insanlarin soylediklerine bakmayin. insan genelde sosyallesmek ve value signalling icin konusur. siz de ben de hepimiz oyleyiz.

insanlarin yaptiklarina bakmak daha mantikli. o zaman tutarsizlik kalmiyor.
0
antikadimag
(23.09.24)
vicdan mastürbasyonu, kültürel alışkanlıklar, iki yüzlülük, ahlaksızlık vs. bir de şey var. mesela cola'yı protesto ediyorlar ama mercedes'i protesto eden görmedim. mercedes'in ceo'su isral'e bağış yaptı mesela. starbucks'ı basanlar mercedes kullanan siyasetçileri protesto ettiler mi? hayır.
0
nick bulamadim
(23.09.24)
midem bulandı. facobook'u yahudi icat etti diye çocukların sırf yanlış yerde doğdu diye soykırıma uğramasına sessiz mi kalınacak? insan değilsiniz.
0
patronaj1
(23.09.24)
(11)

Sampiyonluk kacti mi simdi

lapaz
Fark oldu 5
Fark oldu 5
0
lapaz
(21.09.24)
Kaçtı çünkü Galatasaray Fenerbahçe'ye sahasında 3 tane soktuğu için haliyle Fenerbahçe şampiyon olsa bile Galatasaray şampiyonluğu hak ediyor oluyor, geçen sene böyle bir mantık vardı belli kitlelerde. Bildiri falan da yayinladilar, kongrelerinde konuştular. Laflarindan dönecek kadar dönek değildirler heralde?

Bu mantık sebebiyle Galatasaray otomatik olarak Fenerbahçe önünde bitirmeyi garantiliyor. O yüzden Fenerbahçe için kaçtı şampiyonluk. Ha bizim sahamızda 4-1 yenerlerse o zaman şampiyon olabilirler.
0
logisticsmanager
(21.09.24)
bu iş bitti. fener 3. olur.
0
NowWeAreFree
(21.09.24)
alakası bile yok. lig 36 hafta. daha altı maç oynanmış. bunun avrupası var. galatasaraylı bir oyuncu hamlesinde azıcık geç kalıp erken kırmızı kart görse fark tekrar 3'e hatta 2'ye düşebilir. derbi skoru her zaman önemlidir ama herhangi bir profesyonel futbol adamının şu noktada sezonun sonuna dair değerlendirmede bulunacağını hiç sanmıyorum.

şampiyonluk fenerbahçe için kesinlikle kaçmış değil ama iyi görünmüyor fenerbahçe, orası kesin. psikolojik üstünlük filan, klasik muhabbet. galatasaray abuk bir kayıp yaşamazsa yürüyüp gider tabii.

gençlerbirlikliyim bu arada, sadece futbolsever olarak değerlendiriyorum. illa bir tarafı seçeceksem ailem çoğunlukla galatasaraylı olduğu için oraya daha yakınım.
0
mark greg sputnik
(21.09.24)
Torreira sut atiyor, gol oluyor falan milyonda bir ihtimaller gerceklesmis gene. Gs bali. Zaten derbide ilk golu bulan aliyor maci. Ama su var, GS saha disinda cok guclu yanak oksattiktan sonra ne kart gorduler, ne puan kaybettiler gecen sene. Yandas medyayi 2 saniye acin bakin Ali Koc'a kuduz kopek gibi saldiriyorlar her firsatta
0
freedonia
(21.09.24)
20 sene olmayacak gollere derbi kazanıp doğru düzgün şampiyon olamayan bu takım kadıköyü yol geçen hanına çevirdikten sonra sittin sene şampiyon olamaz. Psikolojik üstünlük denen nane fasa fisodur ama psikolojisi histerik ölçüde bozuk ve sorunu dış mihraklar olan bu grup için doğrudur. Kendi kaderini kendin çizemeyecek kafar beceriksiz olursan okşattı mokşattı diyip maçtan hemen önce rte ziyareti yapılmasını da unutursun doğal olarak.
0
Bruce
(21.09.24)
Kim kazanır ligi, kim kaybeder konuşmak için çok erken ama Fenerbahçe kaosa girdi. Psikolojik üstünlük yüzde 60'i Galatasaray'da, yüzde 40'i Beşiktaş'da.
0
put it in your appropriate place
(22.09.24)
Turkiye'niun en rezil, en assagilik yillarinda Cemaatlerin, AKPnin hukum surdugu yillarda muzesi kupayla dolan, hocaefendi kucaklarindan inmeyen, bakan oksatmalara doyamayan, stadini dahi devlete yaptiran kulup sampiyon olmayacak da kim olacak Allah askina. Guldurmeyin adami
0
speedy
(22.09.24)
fenerbahce = akp
ali koc = tayyip

hem yonetim hem taraftar olarak.

ali koc 5 yildir, dis gucler vs diye sayiklayacagina yillardir, takimi duzgun yonetse belki 5. yildizi almaya zaten 1-2 sene kalmisti.

taraftar da bu yalanlara yillardir inaniyor, feto, gsli federasyon, beinsports bize karsi diyorlar, sonra 100 puan alan antrenoru tekme tokat kovuyorlar.

adamin 7 yildir yasatmadigi basarisizlik, rezillik kalmamis, buna ragmen yuzde 70 oyla tekrar seciyorlar ausdhasudausd
0
baldur2
(22.09.24)
mourinho ve ali koç ikilisiyle şampiyon olunacağını düşünmek akıl işi değil :)

mourinho sezon sonunu göremez.

ayrıca fenerin kadro kalitesi şampiyonluk için yeterli değil. fenerliler geçen sene sorunun teknik direktörden kaynaklandığını düşünerek hata ettiler. sorun yönetim ve oyuncularda.
0
abelardo
(22.09.24)
ilk anda cok buyuk darbe ama uzun vadede dusununce cok bi onemi yok. ikinci mactan sonra bile daha 10-15 mac oynanacak o yuzden 5 puan cok degil. hem odak fenerbahcenin uzerinde olmaz boyle daha iyi.
0
bohr atom modeli
(22.09.24)
"odak fenerbahcenin uzerinde olmaz" mı? :))

tüm spor kamuoyu mourinho ve feneri konusuyor bu mağlubiyetten sonra. camianın üzerinde bu kadar şampiyonluk baskısı varken ve artık sabır kalmamışken odak fenerin üzerinde olmaz demek hiç mantıklı değil.
0
abelardo
(22.09.24)
(3)

kompleks karbonhidrat mevzusu

gnoti tsauton
günde 1-1.5 ekmek yerken ani bir kararla ekmeği 2 aydır sıfırladım. bu süreçte yağ kaybettim fakat fitness yapıyorum ve kaslarda da bir gelişme olmamaya başladı. sanırım ekmeği kestikten sonra karbonhidratı yeterli seviyede alamamaya başladım. bu ekmek açığını neyle kapatabilirim pilavdan başka?
günde 1-1.5 ekmek yerken ani bir kararla ekmeği 2 aydır sıfırladım. bu süreçte yağ kaybettim fakat fitness yapıyorum ve kaslarda da bir gelişme olmamaya başladı. sanırım ekmeği kestikten sonra karbonhidratı yeterli seviyede alamamaya başladım. bu ekmek açığını neyle kapatabilirim pilavdan başka?
0
gnoti tsauton
(21.09.24)
Kaslarda gelişim görmek karbonhidrat kaynağıyla alakalı değil doğru alınmış toplam kalori ve besin makrolarıyla alakalı bir durum, öncelikle bunun ayarlamasını doğru yapmalısınız. İkinci olarak pirinç en temiz karbonhidrat kaynağıdır özel bir nedenle tüketmiyorsanız bilemem tabii ama öyleyse eğer patates karabuğday makarna silsilesine göre gidebilirsiniz, ayrıca ekmeğin de kas gelişmine ya da yağ kaybına negatif bir etkisi olamaz.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(21.09.24)
ben karabuğday yiyorum. ister tereyağlı pilavını yap, ister suda haşla ye.
0
yurtsuz john
(21.09.24)
"karbonhidrat yemezsen bir cacık olmaz senden"
prof. dr. serdar aktolga

ekmek kötü bir şey değildir. beyaz ekmek kötüdür. günde 1-1,5 ekmek de fazlaymış abi naptın sen :)

bu açığı elbette yulaf ile kapatabilirsin. yulafsız bir fitness ve kas gelişimi düşünülemez. brolar boşuna yemiyor kaşık kaşık yulafı.
0
abelardo
(22.09.24)
(5)

Bu tacize girer mi?

dejame
Yazlık yer düşünün, herkes emekli tayfa. Genelde komşular önceden anlaşıp akşamları ziyaret ediyor birbirini, ama burada bir teyze var, çat kapı gelip en az 4 - 5 saat oturuyor.Ailemi ziyaret ettiğimde çok sık görüyorum bunu. Kadın gelip yalnızca başkalarının dedikodusunu yapıyor ve annem pürdikkat
Yazlık yer düşünün, herkes emekli tayfa. Genelde komşular önceden anlaşıp akşamları ziyaret ediyor birbirini, ama burada bir teyze var, çat kapı gelip en az 4 - 5 saat oturuyor.

Ailemi ziyaret ettiğimde çok sık görüyorum bunu. Kadın gelip yalnızca başkalarının dedikodusunu yapıyor ve annem pürdikkat kadını dinliyor, sürekli ikramlar getiriyor.

Sevdiğinden değil, ciddi anlamda nefret ediyor kadından herkes. Ama annemin bir huyu var, ayıp olur diyor. Yüz verme diyoruz, veya aran kötü olmasın istiyorsan sık sık içeri gir, işim var de, veya daha kibarca bahaneler üret diyoruz ama yok, kadın öğlen geliyor, akşama kadar ev kilit.

Annem aşırı derecede iyi niyetli olduğu için şikayet etmeye hakkı yok diye düşünüyorum. Bu niyetini hayatı boyunca herkes istismar etmiş, bu yaştan sonra da bunu düzeltemiyor.

Kendi evim olsa kibarca kadını gönderirim fakat evdeki otoriteye sahip olmadığım için kendi işime bakıyorum.

Siz ne düşünüyorsunuz?
0
dejame
(21.09.24)
Ben misafir sevmem bir de çat kapı geliniyorsa daha da sevmem. Karşı tarafın düşünmesi lazım. İşte müsait olmayabilir, belki evi dağınıktır toparlayamamıştır mahçup olur diye. Bir de sürekli kimseye gidilmez, çat kapı hiç gidilmez, çat kapı gidiliyorsa da uzun oturulmaz bir kahve içer kalkarsın. Annen çok nazik, zarif bir insanmış o yüzden çok bir şey yapamaz bu durumda.
0
rock n roll
(21.09.24)
Taciz sayılmaz ama net yüzsüzlük
0
respect
(21.09.24)
Annen rahatsız değil kadından. Ne güzel dedikodu yapiyorlar işte. Sen kendi kendine gıcık olmuşsun bu duruma.
0
abelardo
(21.09.24)
Benzer hikaye bizim yazlıkta da yaşandı. Uzun bir süre kadın gidip geldi. Bir süre bahçede oturamadık gelip oturuyor diye. En son kapıyı kendi açıp girmeye kalkınca karşısına geçip müsait olmadığımızı söyledik. Başka türlü anlamadı. Anneniz yapamıyorsa babanız eve girmesini engelleyecek. Kolaylıklar diliyorum.
0
boyalı kuş
(21.09.24)
@abelaedo, annem yıl boyunca bu kadının ne kadar yüzsüz olduğundan, dedikodu dinlemek istemediğinden, artık bıktığından her seferinde bahsediyor. burası müstakil bir yer, çoğu zaman balkonda, bahçede vakit geçiriliyor. kadın ortaya çıktığı zaman gelmesin diye içeri kaçıp saklanıyor. haklı olabilirsiniz, annem gerçekten rahatsız değil gibi sanki.
0
🌸dejame
(21.09.24)
(7)

Youtube kanalı fikri ; ortaya karışık videolar atmak sizce mantıksız mı?

Zetnikov
ornegın ınsanlar araba kanalı acıp full arabalardan bahsedıyorlar yada yemek kanalı falanben aklıma estıkce kafama ne gelırse vıdeo cekıp atmak ıstıyorumbu neden yanlıs? boyle kanallar yok mu herkes tek bır konuya mı saldırmıs?bı kac kısı den duydum "bır kanalı takıp edeceksem ne oldugu bellı olsun
ornegın ınsanlar araba kanalı acıp full arabalardan bahsedıyorlar
yada yemek kanalı falan

ben aklıma estıkce kafama ne gelırse vıdeo cekıp atmak ıstıyorum

bu neden yanlıs? boyle kanallar yok mu herkes tek bır konuya mı saldırmıs?

bı kac kısı den duydum "bır kanalı takıp edeceksem ne oldugu bellı olsun kelebeklerse kelebek gormek ısterım" gıbı seyler

bu ne kadar dogru?

ben bılgılı oldugum alanlarda mesela yabancı dıl, bilgisayar, psikoloji , yemek , spor boyle alanları tek bı yerde toplamak ıstıyorum

artılarıyla eksılerıyle yorumlayabılır mısınız?
0
Zetnikov
(20.09.24)
Spesifik bir kanal açman dikkat çekmek için her zaman daha islevseldir.
0
Yourcousinmarvinberry
(20.09.24)
@Yourcousinmarvinberry

hocam spesifik kanalda hadi 40 video attım 41 yi nasıl bulacagım bilmiyorum
0
🌸Zetnikov
(20.09.24)
izlenmezsiniz. ayrıca bu biraz herbokologluğa kaçıyor, itici de duruyor.

mesela felsefe, dinler tarihi hakkında dinlediğim birisi yemek videosu çekse ne alaka derim ve izlemem.
aynı şekilde yemek tariflerini izlediğim birisinin siyaset hakkındaki görüşleri umrumda olmaz.
bu dediğinizin olması için size gerçekten "hayran" olan insanların olması lazım ki "aa x spor yapıyor izliyeyim", "x şu dizi hakkında ne söylemiş yav" desinler. bunun için de sizi ve hayatınızı gerçekten merak etmeleri lazım.

aslında böyle konsepti olan var ama sayıları çok az ve zaten belli bir takipçi sayısına ulaştıktan sonra yapıyorlar.

özetle yapıp tutunabilmeniz için önce belli bir üne kavuşmanız lazım. ondan sonra kafanıza göre takılabilirsiniz, ama yine 3-5 konu etrafında. çok değil.
0
candide
(20.09.24)
ortaya karışık videolar atan bir kanala asla abone olmam
0
abelardo
(20.09.24)
Yputube algoritması zaten videolarınızı öne çıkarmaz
0
olaylar olaylar
(20.09.24)
Tanımadığım bir insanın ilgi alanlarını dinlemek ilgimi çekmez, kendi ilgi alanımla ilgili şeyler dinlemek isterim.
0
playing star again
(20.09.24)
Candide +1

Hayatınız merak unsuruysa ancak o zaman izlenir farklı içeriklere sahip kanalınız. Böyle bir hayatım var derseniz deneyin :)

Ben şahsen bir konuda fikirlerini ve deneyimlerini beğendiğim, ilgi çekici bulduğum birilerinin hayatın diğer kulvarlarında neler yaptığını bilmeyi isterim çünkü insanları genel olarak merak ediyorum ve sıkılana ya da mesela kırmızı çizgim diyebileceğim bir konuda çok zıt ve üstelik temelsiz bir görüşle karşılaşana dek de takip ediyorum ama sonuçta bana değil çoğunluğa hitap edeceksiniz.

O yüzden bir konu seçin, onun üzerinden yürüyüp sadık bir kitle oluşturun, sonra deneysel takılırsınız dilerseniz ve kim ne kadar takip ediyor umursuyor o zaman görebilirsiniz. Ama önce kitle oluşturmanız lazım, onun için de bir konuya kanalize olmanız lazım.
0
@stubborn inferno
(21.09.24)
(5)

Huawei Saat Kullanan Var mı?

pantepember
Selamlar. Yaklaşık 2 yıldır Huawei GT Runner kullanıyorum. Şöyle sorunlar yaşıyorum:- Uyku süresini doğru ölçememe (hep 0,5-1,5 saat kısa ölçüyor)- Şekerlemeleri (nap) genellikle yakalayamıyor- Şarj olması eskiye göre çoook uzun sürüyor- Şarjı eskiye göre belirgin şekilde daha kısa sürede bitiyor- C
Selamlar. Yaklaşık 2 yıldır Huawei GT Runner kullanıyorum. Şöyle sorunlar yaşıyorum:

- Uyku süresini doğru ölçememe (hep 0,5-1,5 saat kısa ölçüyor)
- Şekerlemeleri (nap) genellikle yakalayamıyor
- Şarj olması eskiye göre çoook uzun sürüyor
- Şarjı eskiye göre belirgin şekilde daha kısa sürede bitiyor
- Camında, çizilmez olmasına rağmen, küçük bir delik oluşmuş

Bu nedenlerle saati servise göndereceğim. Ama pek umudurm yok.

Sizin bu sorunlarla ilgili deneyimleriniz var mı?
0
pantepember
(20.09.24)
gt4 kullanıyorum 2.5 ay oldu. uygulaması dışında şikayetim yok henüz.
0
inheritance
(20.09.24)
gt3 elite kullanıyorum, şarj süresinde bariz bir uzama yok ama şarj bitmesi sanki banada hızlandı gibi geliyor. telefona pek bağlamıyorum.
0
gencfb
(20.09.24)
gt4 kullanıyorum, her şeyiyle memnunum. hele uykuyu aşırı doğru ölçüyor. koltukta yarım saat sızmışsam bile tam uyuduğum ve uyandığım dakikayı kısa uyku diye yazıyor. sızmış gibi yarım saat kıpırdamıyorum, onu saymıyor. çok net anlıyor. gece uykuları da öyle.

açık denizde yüzdüğüm mesafeyi biraz fazla yazıyor gibi geldi, ondan da emin değilim.

ekran koruyucu film öneririm. bir de daha geçen gün kasanın üstüne tamamen geçecek bir koruma aldım sırf camı değil, kasayı da korusun diye. ama içine su giriyor, çıkarıp kurulamak gerekiyor, sevmedim.
0
kibritsuyu
(20.09.24)
gt2 kullanıyorum 3 sene olacak.
uyku süresi kullanmıyorum. gece çıkarıyorum kolumdan
şekerleme de ölçmüyorum
şark konusunda hiç sorunum yok. canavar gibi
camında ufak bir çizik var.

spor yaparken kullanıyorum. fitness, yüzme, yürüyüş. bazen gelen aramalarda işime yarıyor. genel olarak çok memnunum. yenileyecek olsam yine huawei alırım
0
abelardo
(20.09.24)
gt2 +1, 3 seneyi de geçmiştir heralde. hala taş gibi şarjı. ben de uyku ölçümü kullanmıyorum ama, kolumda saat varken uyuyamam. onun dışında çok memnunum. ekranda kılcal çizikler var, bir de heveslendim belki GT5 pro alırım. Ama yine huawei alırım telefonum iphone olmasına rağmen apple watch şarj performansı nedeniyle hiç düşünmüyorum.
0
mustafakesekci
(20.09.24)
(26)

terk edilmek ve aldatılmak

gloomy
aldatılmak ve terk edilmek birbirine hayli benzer şeyler gibi geliyor bana. ikisinin de sebep olduğu yıkım, uyandırdığı duygular, beklenmedik ve ani oluşları, yarattığı mağduriyet... bunların terk edilen/aldatılan kişide bıraktığı yaralar ve affedememe hali...spesifik örnek de olsun: biri hayatının
aldatılmak ve terk edilmek birbirine hayli benzer şeyler gibi geliyor bana. ikisinin de sebep olduğu yıkım, uyandırdığı duygular, beklenmedik ve ani oluşları, yarattığı mağduriyet... bunların terk edilen/aldatılan kişide bıraktığı yaralar ve affedememe hali...

spesifik örnek de olsun: biri hayatının çok zor bir döneminden geçerken, partnerine çok ihtiyacı varken yüzüstü bırakılıp, terk edildiğinde aldatılmışlıktan pek farkı yok gibi geliyor bana. ikisi de ihanet.

siz ne düşünüyorsunuz?
0
gloomy
(20.09.24)
Katılmıyorum.
Terk edilen insanlar genelde toparlaniyor ama aldatilan insan resmen yaralaniyor, travma gibi oluyor. Sonraki iliskilerindeki güveni de etkileniyor vs.
0
logisticsmanager
(20.09.24)
Katılıyorum. İhanet sadece üçüncü şahsın bedenen veya ruhen veya hem bedenen hem ruhen varlığı demek değildir. İhanet güveni boşa çıkarmaktır, verilen sözleri tutmamak, verilen güvenceleri yıkmaktır. Güven ortamını huzur atmosferini paramparça etmektir.
0
muhayyer divan
(20.09.24)
Katiliyorum. Gittikten sonra neden gittiginin benim icin önemi yok. Ikisi de ihanet degil de ikisi gidis.
0
robert bosch
(20.09.24)
spesifik örnek biraz daha yaralayıcı normal terk edilmeye göre ama katılmıyorum aynı şey değil.
0
jülsezar
(20.09.24)
katilmiyorum. zor donem muhabbeti çok yorucu, gereksiz, drama queenliktir. istenmeyen iliski derhal bitmeli. yok sinava girecektim oncesinde ayrildi falan bos muhabbet

aldatilmak cok ayri bir dunya
0
ala09
(20.09.24)
Yani sizinle mutlu olmayan bir yetişkin, ayrılıp kendi hayatına bakmak yerine sırf siz istiyorsunuz diye, size destek olmakla (veya sizin yüklediğiniz sorumlulukla) yükümlü, yoksa aldatmış oluyor? Yani ilişkide mutsuz biçimde kalsa, göstermelik olarak destek olsa aldatmış olmayacak mıydı?

Bu bana bir tanıtığımı hatırlattı. Ayrıldıktan sonra başkasıyla flörtleşen *eski* sevgilisini, kendisini aldatmış ilan eden bir çocuktu. Ona göre ayrılıktan sonra da *eski* sevgilisi onunla ilgilenmeliydi, neden ayrıldıktan sonra onu bir kere bile aramadığını soracak kadar da ayrılık kavramını anlayamamış bir çocuktu. Yazık.
0
bu ne bilimsizlik
(20.09.24)
Aldattıktan sonra hala seninleyse bir şekilde hazmediyorsun da terk edilmek korkunç birşey. sanki o insan ölmüş gibi oluyor bir daha göremiyorsun.
0
ashleybon
(20.09.24)
Benzesen tarafları olduğuna katiliyorum. Terkedilmek, o artık yok demek bir bakıma. Aldatılmak aynı zamanda bir çeşit degersizlestirme aşağılama içeriyor, aldatilanin güvenine dair. Aynı zamanda terkedilme doğrudan bir tahrip etme amacı içermedigi için (bu amaçla yapılamaz demiyorum da, işte usturupluca ben senden ayrılıyorum diyip terkedeni düşünerek söylüyorum bunu), onarılması elzem olarak kalan şey, onun yokluğu.
Aldatilmada, ancak aldatanin onarabilecegi türden bir şey var gibi. Bu açıdan farklı.
0
encokbenisevinnolur
(20.09.24)
Kesinlikle katılmıyorum. Aldatmak ahlaksızlık. Kimseyi aldatmadım. Affedilir bir yanı yok. Terk etmek başka. 1 kere aldatılmak yerine 20 kere terk edilmeyi tercih ederim.
0
nawar
(20.09.24)
katılıyorum. ikisi temelde aynı şey.

hatta örnek vereyim. birisi sizi aldatmasa, ama bir başkası için terketse, bu çok farklı mı olacak? hayır ikisi de aynı şey.

hatta artırıyorum. bu durumu anlatmasa ve bilmesen bile böyle bir ihtimal oldugunu hep düşüneceksin. e bunun aldatılmaktan pek farkı yok gibi.
0
abelardo
(20.09.24)
Terk edince sebebini nereden bileceksiniz ki?
0
Kahvedesu
(20.09.24)
Bizim halkımızın en büyük sorunu her şeyi arabeskleştirmek, acı içinde debelenmekten zevk almak. Küçük Emrah'la büyüyünce böyle oluyor demek ki.

Terk etmenin tam olarak neresi aldatmakla bir? Sırf sen üzülme diye istemediği bir ilişkiyi mi devam ettirseydi? Kendinizi ne önemsiyorsunuz, karşınızdakini ne kadar değersiz görüyorsunuz ya. Yarım kalmışlık hissini ahlaksızlıkla bir tutup kimseyi suçlayamazsın. @bu ne bilimsizlik +1
0
potasyum bebek
(20.09.24)
@potasyum bebek, emrahla ne alakasi var ya?

bir insan cözümü iliski icinde aramayip kafasinda ayriligi kurguluyorsa bu hainlik gibi bisi evet. bu saatten sonra ha bana ayrilik konusmasi yapmadan biriyle birlikte olmus ha benden ayrilip senelerce evinde yalniz oturmus, bana ne.

o kisi kendi kendine gitmeye karar verdikten ve bana en son ben ayriliyorum yhaa diye geldikten sonra beni artik hicbir sey ilgilendirmez.

bence @gloomy'nin kastettigi de biraz böyle bir sey. karsi tarafa sans vermemek. sevgiyi kafanda bitirmek. ayriligi iliskideyken yasayip en son zahmet edip söylemek :)
o uzaklasma döneminde de ha bos zamaninda gidip baskasiyla görüsmüs ha yanimda oturup ic sesiyle ayriligi düsünüp durmus. no difference.
0
robert bosch
(20.09.24)
Katılmıyorum ve bazı cevaplar ilginç geldi çünkü bu bakışla kimse sevgilisinden ayrılmamalı, ancak iki taraf da medenice ilişkinin bitmesine karar verip el sıkışarak ters yönlere gider ise doğru. Hayatın olağan akışına uygun değil bu bence.
0
peki madem
(20.09.24)
Yani ayağınız takılıp başınızı betona çarpıp öldünüz diyelim.

Başka senaryoda da birisi sizi bıçaklayıp öldürdü.

Sonuçta ortaya çıkan yıkım aynı. Ancak sonuçları aynı oldu diye bu sebepleri eş yapmaz.

Her iki olay da üzücü ve kıyaslamaya gerek yok, ancak birini diğerinden ayırabiliyor olmanız lazım.

Sizden ayrılmayı düşünen biri size karşı sizin ona beslediğiniz hisleri beslemiyordur.

Bu durumda ilişkiye devam ettiği sürece hem kendi geleceğinden, hem sizin geleceğinizden çalmış olur. Zaman durmuyor biliyorsunuz değil mi?

Terk edilmek üzücü, kuşkusuz. Peki sizi terk edecek aşamaya gelmiş birinin ne yapması olağan?

Yani siz sizi sevmediği halde sırf sizin duygularınızı düşündüğü için birinin kendi hayatından komple vazgeçip ömrübillah sizi mutlu etmeye uğraşmasını mı bekliyorsunuz? Bu nasıl mümkün olabilir? Cidden soruyorum. Nasıl olacak ki yani?
0
akhenaten
(20.09.24)
bunların terk edilen/aldatılan kişide bıraktığı yaralar ve affedememe hali

Senin bakış açına göre, hissettiğin duyguların suçlusu karşı taraf, o yüzden iki eylemde de karşı taraf suçlu çünkü kendimi kötü hissediyorum. Onların da kendi hayatı var ve yaptıklarını bir ihtiyaçlarını karşılamak için yapıyor. Suçlu arıyorsan bulursun zaten. Karşılaştırma yapmak istersen kedinin evden kaçması da benzer etiketler yarayacaktır. Hayatta başımıza bir sürü kötü olay gelecektir, kabullenmeyi öğrenmek olmalı asıl hedef. Niyesini araştırmak geçmişte tutmaktan başka şeye yaramıyor, yas süresini uzatır sadece. Suck it up and move on. Kabullen ve devam et.
0
hasmetizm 2046
(20.09.24)
@robert bosch

''bir insan cözümü iliski icinde aramayip kafasinda ayriligi kurguluyorsa'' bu neden hainlik olsun? İnsanların çözüm arayıp ilişkiyi devam ettirme gibi bir zorunluluğu, ahlaki yükümlülüğü mü var? Karşı taraf ayrılmak istemiyorsa, ikimiz de ayrılmak gibi ortak bir karara varamadıysak ama ben onunla devam etmek istemiyor ve haliyle ayrılmak istiyorsam sırf ''hainlik'' yapmamak için o istemediğim ilişkiye devam mı etmeliyim?

Ciddi mi cevap veriyorsunuz, anlamıyorum arkadaşlar çünkü o kadar mantıksız ve duygusal ki bakış açınız. İşleri bu kadar arabeskleştirmeye, acı devşirmeye gerek yok. Romantik komedi filminde yaşıyorsak neden olmasın ama gerçek hayat böyle fazla hassas beklentiler için son derece sert. @peki madem ve @akhenaten çok güzel açıklamış.
0
potasyum bebek
(20.09.24)
benden onceki son 4 cevaba asiri katiliyorum, bana da cevaplar cok enteresan geldi ya da yaslar cok genc.
terk edilmek acisindan; arkadaslar kafaniz mi guzel? birisi sizinle olmak istemiyor, bir sekilde sevgisi bitmis, ya da farkli yerlere evrilmis yasamlariniz, yani nereden baksaniz 20-30 hatta daha fazla yildan bahsediyoruz, siz kendinizi bu kadar mi degersiz goruyorsunuz, kendi yasaminiz bu kadar mi onemsiz sizin icin sizi sevmeyen ya da artik baska yollara gittiginiz asikar olan biriyle illa yasamimizin bir noktasinda bir soz verdik diye birlikte kalmayi sececeksiniz. yani baskasinin yasamini cope atmasini birakiyorum, kendi yasaminizi niye cope atiyorsunuz?
her iliskide onarilacak ya da onarilmayacak yaralar vardir, bazen bunlara karsimizdaki tek basina karar verir ve ayrilir, yapacak bir sey yok. aci mi? aci ama arabesklestirmek herhangi bir seyi iyilestirmez.
son olarak bi tik daha mantikla bakmak istiyorum, iki insanin 20li yaslarda tanisip taaa 70 yasinin sonuna kadar, hic degismeden, hisleri hic degismeden, hayatlarini derinden sarsacak olaylar yasamadan sabit kalmalari ne kadar mumkun? herkes biz fark etsek de etmesek de surekli bir devinim ve degisim icindediler, zaman zaman yollarimiz ayni yonde evrilmedigimiz icin ayrilabilir.
ayrica aldatilmanin travmasi bambaska bir sey, yalan soylenmesi, guvenin sarsilmasi farkli bir travma. dolayisiyla yazara burada da katilmiyorum.
0
kassiopeia
(20.09.24)
kassiopeia +1

Ayrica evet terk edilmenin acısıyla aldatılmanın acısı aynı değildir.
Aldatılmak daha kötüdür.
Terk etmek cogu zaman onurlu da bir davranıştır.
İstisnalar olabilir... yine de aldatilmakla eş değer değildir.
0
ananiyimioguz
(20.09.24)
kendine ve karşıdaki kişiye saygıdan, mutsuz olduğu hâlde ilişkide bulunmanın mantıksızlığından dem vuran arkadaşlara cevaben:

burada sorgulanan mevzu ayrılmak değil, terk edilmek. ayrılmak karşılıklı ve anlaşmalı da olabilir. ama terk edilmek farklı ve "ben mutlu değilim" ile haklı gösterilecek kadar basit değil. acun'un yarışmasında jürilik yapan bir yönetmen adam vardı. karısı kanser olunca onu boşamıştı. kurduğu cümle "ben artık mutlu değilim." olmuştur herhalde, ve kendisine ve karısına saygısı da büyüktür, değil mi?
0
🌸gloomy
(20.09.24)
neredeyse her ilişkimde terk edildim. bazılarında aldatılmış olabilirim ama bilgim yok açıkçası, ben hep terk edildim diye biliyorum.

üstelik kendi mental sağlığı problemli biri olduğumu söyleyebilirim, yani kolay kolay yol alamam vs. ama görüşünüze katılmıyorum.

terk edilmek ve aldatılmak bence ÇOK FARKLI şeyler. terk edilmek milyon tane sebeple gerçekleşebilecek, aslında doğal sayılabilecek bir durum. bazen olmaz yani. insanca veda etmek, "olmuyor" demek kendi içinde bence tutarlı ve makul.

aldatılmak ihanetin bambaşka bir boyutu. aldatıldığımı duysam, bilsem muhtemelen çok daha fazla üzülür ve yıpranırdım.
0
mark greg sputnik
(20.09.24)
Aldatılmak: temelde yalan söylenmesi ve ego sarsıcı etkisi var. Ve o ana kadar yasananlarin da doğruluğunu sorgulatir


Terk edilmek: temelde fazla dürüst olunması <3 ego yine sarsılır ama aldatilirkenki kadar değil... Ve yaşananlar hatıra kalır


Yüz üstü bırakma olayı saşmalik zaten ama spesifik örnek verdiğin için yazayım; Biri beni artık sevmiyorsa, yanımda durması en başta beni rahatsız eder zaten. İstersem yatalak olayım kanser olayım, sürüne sürüne tuaylete giderim ama o adamdan gelecek yardımı istemem.
0
abuzer
(21.09.24)
@gloomy

Ayrılmak ve terk edilmek aynı şey aslında, neden böyle dediniz ki? Evet insanlar karşılıklı anlaşarak da ayrılabilir ancak bu her zaman böyle olmaz.

Benim bir arkadaşım vardı böyle bir şey yaşayan. Çok sorunlu biriyle birlikteydi, bi hata yapıp ilişkiye başladığı biri ciddi anlamda problemli çıkınca uzun bir süre paçayı kurtarmak için bir çıkar yol aradı. Ayrılmaya çalıştığında bu kişi de "hayır ben ayrılmıyorum, tek başına ayrılamazsın" gibi şeyler söylüyordu. Haliyle iş adli bir sürece evrildi.

Yetişkin bir insanın ayrılık kavramını kabullenebilmesi gerekir bence, bunu çok dramatize etmemek gerekiyor, çünkü böyle şeylerin sonu genelde hiç iyi bir yere çıkmıyor. Bazen romantik, tehlikesiz, masum görünen hisler uygun ortamlarda en tehlikeli ve kontrol etmesi zor hislere evrilebiliyor, çok gri bir çizgi bu.
0
akhenaten
(21.09.24)
2 sevgilim oldu. ilkinde aldatıldım. ikincisinde terk edildim.

kesinlikle aynı değil.

ilk ilişkim 2.5 yıllıktı. ciddi ilerliyorduk sözde. ailelerle tanışacaktık. hatta o benimkiyle tanıştı. beraber yaşamaya başlıcaktık falan... meğer 6. ayımızdan beri ara ara aldatıyormuş beni.

özgüvenim eksilere düştü. insanlara güvenim de öyle. her şey yalanmış meğer dedim. şok geçirdim. inanmak istemedim. travma oldu. hala kimseye güvenemiyorum. aşırı derecede yetersiz ve değersiz hissettim. aptal olduğumu düşündüm. aşırı büyük bir hayalkırıklığıydı. saygısızlıktı. 1 yılda zor atlattım.

..

terk edilmemde de çok üzüldüm ve değersiz hissettim ama 3-4 ayda atlattım.
0
art cat chocolate
(21.09.24)
@art, 2,5 yıl boyunca asla bir şey sezmedin mi
0
abuzer
(22.09.24)
sezmedim. ilk ilişkimdi. 19 yaşımdayken başlamıştı. sonuncusunda sezdim işte. sonra olaylar gelişti.
0
art cat chocolate
(26.09.24)
(22)

erkekler duyarsiz mi

robert bosch
almanya'da bir sey fark ettim. tanidigim cogu erkek mesela "organik" yazili ürünlerin yalan olduguna ve fiyat artisina degmeyecegini düsünüyorlar. tuvalet kagitlari, kagit havlularin geri dönüstürülmüs olanlari daha pahali. erkekler yine bunu umursamayip normallerinden aliyorlar. kadinlarsa kiyafetl
almanya'da bir sey fark ettim. tanidigim cogu erkek mesela "organik" yazili ürünlerin yalan olduguna ve fiyat artisina degmeyecegini düsünüyorlar.

tuvalet kagitlari, kagit havlularin geri dönüstürülmüs olanlari daha pahali. erkekler yine bunu umursamayip normallerinden aliyorlar.

kadinlarsa kiyafetlerin bile organik pamugunu, fair tradeini falan ariyorlar. araba degil de bisiklete biniyorlar diye birbirlerine cevrecilik üzerinden hava yapiyorlar, et yememek, kahvecide inek sütü yerine yulah sütü koydurmak daha cool falan filan...
hep birlikte cafede oturuyoruz mesela. kadinlar yulah sütlü olsun, soya sütlü olsun diyorlar. erkekler birbirlerine bakip benimki normal sütlü olsun diye gülüyorlar... wtf

niye böyle sizce?
0
robert bosch
(19.09.24)
Almanya'yı bilmiyorum ama Türkiye'de "organik" etiketiyle satılan ürünlerin büyük bir kısmı dandik sertifikalar sayesinde organik olduğunu iddia edip kitleme yapan ürünler, yani organikliği bozan x ilacını değil de y ilacını kullanınca organik oluyor, halbuki o da kimyasal, %100 organik bir ürünü piyasaya veremezsin, verirsen talep edeceğin parayı kimse veremez ürünlerin elinde patlar batarsın. O nedenle organiklik aramak bana saçma geliyor ama bunun erkek olmamla ilgisinin olduğunu çok düşünmüyorum ben.

Onun dışında verdiğin tüm örneklerin nedeni erkeklerin "Düz" olmasından kaynaklanıyor olabilir, süt kullanan bir erkek çok nadir olarak yulaf sütü ister çünkü düzlük güzeldir kolaydır konforludur gereksiz egzotikliğe girmeyi engeller.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(19.09.24)
Çünkü erkekler akilci ve mantikci.
0
Yourcousinmarvinberry
(19.09.24)
bu türkiye'de de, birçok yerde de böyle. kıdınlır dıhı kılıy itkiliniyir falan değil, bu konuyla ilgili dümdüz kısırdöngü var. bu gibi "duyarlı" veya mevcut normun dışındaki hareketler/yenilikler feminen görüldüğü için erkekler mazallah pipileri düşmesin diye tepkiyle yaklaşıyorlar, "saçma buluyorlar" falan filan.

sermaye/piyasa/devlet olduğu gibi erkek kontrolünde, hem ekolojiye ilişkin hem başka bir sürü normu erkekler belirliyor. erkek adamın et yemesi de, erkek adamın gürültülü motoru olan ve cayır cayır yakıt tüketen araç kullanması da, erkek adamın kadınları kandırıyorlar instagram pinterest falan demesi de hep aynı hikaye. "cinsiyetçi küfür etmesene, cinsiyetçi şaka yapmasana dalyarak" diyince "ne alakası var ya, sanki ciddi söylüyoruz" diyen de aynı adam, gelsin sana havuç gibi "fiminist" desin sonra.



--
ps. yulaf sütü kadar yavan çok az şey var şu hayatta ya.
0
harfitarif
(20.09.24)
Erkekler olarak konuda haklıyız. Marketing taktiklerine çok kaptırmayın kendinizi. Dilencisinden milyon dolarlık şirketine kadar temelde hep aynı şekilde, duygulara oynamak var.

Tıpkı petrol ile çalışan araçlaro yeterince sattıktan sonra doymaya başlayacağı işaretini veren piyasaya elektrikli araç gibi çevreci(!) alternatif ürünler sunmak gibi çakallıklar var. Aynısı güneş enerjisi panelleri, badem sütü, glutensiz ve bazı geri dönüşüm muhabbetlerindeki gibi. Starbucks'taki kağıt pipet komedisi de aynı şekilde.

Doğayı koruyorum ayağına sağlığınıza zarar da vermeyin, enayi yerine de konmayın. Örneğin tavukta ve hindide Banvit ve Lezita'nın iyi tarım; yumurta ve ette Migros'un da organik ürünlerini alırım. İmalatını görüp onaylamadığım markanın sertifikasına inanmıyorum. Parayla pardon bağışla helal sertifikası verenler bile var. @Kaleci +1

(bkz: yeşil kapitalizm)
0
nawar
(20.09.24)
Erkekler duyarsız değiller, daha çok alışkın olmadıkları şeye rağbet etmiyorlar bence. Merak edip bilgi edindikleri konularda gereğini yapıyorlar çünkü. Nasıl ki bir etin kokuşmuş olanını almazlar, bir kıyafetin yırtık olanını almazlar, bilgi sahibi oldukları takdirde ve önem de veriyorlarsa bahsettiğin konularda da kendilerine uygun hassasiyetleri gösterecek ve ona göre alışveriş edeceklerdir.

Ama herkesten vegan vejetaryen vs olmasını beklemek yanlış, buna göre değerlendirmek çok daha yanlış.
0
muhayyer divan
(20.09.24)
Az içerim, istediğimden içerim ya da hiç içmem daha iyi. Bilmem ne bilmem ne sütü içmek istemiyorum ki ben.

Sektörün içinden bilgi vereyim, organik ürünler bildiğimiz anlamda organik değil. İsteyen ürününe organik diyebiliyor.
0
gabe h coud
(20.09.24)
bu erkeklerin duyarsizligindan ziyade kadinlarin safligini gosteriyor.

free range yumurta da mesela tavuklar dagda bayirda gezmiyor, sadece 2 metrekare daha fazla alanlari var ashdahsdauhda
0
baldur2
(20.09.24)
kadınların her gördüğüne özellikle inandığını gösterir, özellikle sosyal medyadan çok etkileniyorlar.
zaten marketingin %80i kadınlar üzerine yapıylıyor.
0
nuisance2
(20.09.24)
hic aklima gelmemisti ama yorumlari okuyunca dogru oldugunu goruyorum. 2 m2 yi kadin onemserken erkek fark goremiyor. zaten siddet egilimleri de daha yuksek oldugu icin gelismeleri zaman alabilir. veganlik da kadinlarda daha cok gibi gozukuyor

kendi cevrendeki duyarsizliktan eglenenler secmece gibi geldi. hicbi sey demeyedebilirdi
0
ala09
(20.09.24)
Geçenlerde siyasi görüş ile ilgili Almanya'da yapılan bir araştırma gördüm. Erkeklerin yıllar içinde, özellikle son nesile doğru, daha çok muhafazakarlaştığını ve sağ görüşe kaydıklarını, kadınların ise daha özgürlükçü ve sol görüşe kaydığını söylüyordu. Bu söylediklerinizle tam uyuşuyor. Sadece Almanya'da da değil kadınlar genelde çevreye, diğer canlılara, diğer insanlara karşı daha duyarlı. Erkekler yukarıda da görüldüğü gibi kendilerini daha üst bir konuma alıp bu çabaların gereksiz olduğunu ve kadınların kandırıldığını düşünüyor.
0
playing star again
(20.09.24)
marketingden daha çok etkileniyorlar +1
nawar+1


diğer sütler vegan olduğu için mi duyarlı oluyorlar, vegan olmayan herkesi duyarsız kategorisine mi dahil ediyoruz ?

ben biraz da kendini kandırma olduğuna inanıyorum bu kadar "duyarın"


bir de geri dönüştürülmüş ürünler kullanma bisiklete binme gibi şeylerin çevreye etkisi büyük şirketlerin yaptığı zararın yanında tartışmaya açık bile değil

elbette 1>0 ama bu ömürde kafa yormaya değer mi hele türkiyede takdir sizin
0
jülsezar
(20.09.24)
@ala09

2 m2'yi onemsememe sebebimiz 2 kati fiyat farkina degmemesi.

hem niye butun duyar tuketicilerden bekleniyor, ureticiler de duyar kassin ve hepsini "free range" uretsin o zaman.

sen konuyu anlamamissin belli ki. konu duyar ayagina, kaziklanmak ve firmalarin bunu kullanmasi.
0
baldur2
(20.09.24)
pakatlenmiş ürün gıda ya da bilmem ne organik değildir zaten
0
koela
(20.09.24)
playing star again +1

yeşil kapitalizm, greenwashing ve benzeri meselelere katılmakla ve herkesin vegan olmasıyla ilgili bir beklentim ya da çabam olmamakla birlikte, bence "ya hayvan sömürmeden de mis gibi yaşarız aslında ha" deyince ortalama bir erkeğin ve kadının tepkisinin farklı olması bence bir şeyler anlatıyor. ilk sorudaki mesele de tam olarak o.

"sen mi kurtaracaksın dünyayı" da buram buram erkek kokan bir argüman, "erkekler akılcı, mantıklı ve haklı olduğu için böyle" de aynı şekilde. e bu kadar katı olarak doğru olduğuna inanılan argümanların sorgulanmasını bekleyemeyeceğimiz gibi, benzer şekilde diğer statüko değişikliklerine itiraz gelmesini de bekleyemeyiz bir bakıma.

ayrıca pazarlamadan bahsederken neden erkeklere pazarlanan güçlü/büyük/zengin gösterir diye pazarlanan şeylerden bahsedip erkekler kolay kanıyor, bir motor patırtısına akılları gidiyor denmiyor da kadınlar kolay kandırılır oluyor?

"duyarlılık" kendiliğinden üstün bir şey olmayabilir ama ezenlerin ezilenlere yapıştırdığı bir "ponçiklik" etiketi olduğu için var bu tartışma bir yandan da.
0
harfitarif
(20.09.24)
duyarsızlık değil bu mantıklı davranmak.

havada aynı anda 2500 tane yolcu uçağı gezerken benim binmediğim 1.4 motorlu arabamın egzozunun çevreye vereceği zararı umursamıyorum mesela.

ya da geri dönüştürülmüş diye adam niye daha pahalı satıyor, hammaddeye para vereceğine çöpten toplamış, yine de bana pahalı satıyor, niye onu alayım? cüzdanıma bakar ucuzunu alırım.

fosur fosur sigara içip domatesim organik olsun diyenleri hele hiç ciddiye almıyorum.

2015 yılında yazlığa tadilat yaptırdım. aynı dönem tadilat yaptıranların hepsi sıcak su için çatıya güneş enerjisi koydu, bedava temiz enerji diye. ben elektrikli termosifon koydum.

termosifon 500 lira, güneş enerjisi kurulumu 5000 lira idi. yazın maksimum 2 ay kullanıyoruz, gelen elektrik faturası aylık 200 lira (her şey dahil). yaz günü sıcak su kullanılmıyor bile ama hadi o elektriği sırf termosifon harcıyor desek bile 22,5 ay, yani güneş enerjisi neredeyse 10 yılda ancak amorti ediyor.

ayrıca her yaz başında gittiğinde mutlaka ya çekvalfi bozuluyor, ya şamandırası kaçırıyor, ya kollektörü kırılıyor, illa gider gitmez sıcak su kullanabilmek için usta çağırıp tamir ettirmen gerekiyor, senede neredeyse 200-300 lira (bugünün fiyatıyla 1000-2000 olmuştur) tamirata vermen gerekiyor. ne o? temiz enerji bedava sıcak su kullandık.

şimdi ben elektrikli termosifon seçtim diye duyarsız mı oldum?
0
kibritsuyu
(20.09.24)
erkeklerin de kandığı şeyler vardır muhakkak ama duyuruda organiklik ve veganlıktan bahsedilmiş yanlış yorumlamadıysam. salt kandırılmak da değil bu.

dünyanın kirlenmesi, kaynakların tükenmesi, sanayi devrimi ve teknolojinin gelişmesi ile artan ivmeli bir tüketim toplumu olmamız ile gelmedi mi , aynı şekilde tedavilerin ilaçların aşıların çıkması ile. dünya doğal haliyle bu kadar nüfusu beslemeye yetmez. o zaman dünyanın geleceği için bazı insanları tedavi etmememiz gerekir.

Medeniyetlerin tarihi 10-12 bin yıla kadar gidiyor , 150 yıl öncesine kadar herkes organik besleniyordu.

Ben kendimi rahat hissediyorum açıklaması dışında, ufak tefek şeyler ile organik doğal çevreci olduğunu söyleyen insanlara katılamıyorum. evet damlaya damlaya göl olur ancak kısa ömrümüzde onlara enerji ve para harcamak beni yoruyor.

Telefon bilgisayar herhangi üretilmiş bir teknolojik ürün üretimi esnasında çevreye o kadar çok zarar veriyor ki. hele bataryaları. otobüse dahi binmeyin bisiklete binin ama bisiklet üretilirken de çevreye zarar veriyor fabrikalar.

o kadar da değil bisiklete binelim dediğimizde o sınırı kim çizecek ?
0
jülsezar
(20.09.24)
+1 bu erkeklerin duyarsizligindan ziyade kadinlarin safligini gosteriyor.

organik ürünlerin çoğu kandırmaca. diğerleri de hem marketing icatları.
yulaf sütü ne ayrıca? erkeklerin kalori ihtiyacını karşılamaz ki
0
abelardo
(20.09.24)
önemsemiyorlar. kadınlar gerçekten çoğu konuda çok daha duyarlı ve bu her reklamdan etkileniyoruz anlamına gelmiyor. ben temiz içerikli ürünler yemek ve yedirmek istiyorum, bu yuzden yumurtayı alırken bile detaylı bakıyorum seçeneklere. üzerinde "organik" yazması hemen sepete atmam için sebep değil; lakin gerçekten organik olanları aradığım da doğru misal. "organik" yazanlar bi noktaya kadar organik olabilir (belli standartları karşılıyordur yani) ama genelde gerçekten iyi araştırmak ve bulmak gerekiyor kafamızdaki gerçek organik tanımına girebilmesi için ürünlerin. özellikle organik denen yumurtalar genelde "1" ile başlıyor ama esas organik tanımı "0" olanları içeriyor gibi gibi...
0
anna sun
(20.09.24)
Modern dunya insani gittikce gerizekalilastigi icin bunlar oluyo hocam. Flynn effect tersine dondu. Keske benim de tokatlicagim fabrikalarim olaydi. Somururdum halki
0
lapaz
(20.09.24)
Sonra somurdugum parayi hookerslarla harcardim
0
lapaz
(20.09.24)
erkekler analitiktir. sebep-sonuç ilişkisi üzerine düşünür aklına yatmazsa inanmaz. kadınlar daha duygusal heyecan verici - iyiymiş gibi görünen şeylere analiz etmeden inanma eğiliminde.
0
orpheus
(20.09.24)
Düşünceli olmak, hassas olmak, duyarlı olmak daha çok kadınsı davranışlar olarak görülüyor. Bir erkek bu özelliklere sahipse en başta hemcinsleri tarafından dışlanıyor. Hatta bazı erkekler hep der ya " biz erkekler mantikliyız, siz kadınlar duygusalsiniz" diye. Mesela erkeklerin mantıklı olduklarını iddia etmeleri ve bu yüzden hep en doğru kararları verdiklerini iddia ettikleri komediden hallice bir durumları var.

Veganlarla kendi çaplarında dalga geçmeye çalışırlar özellikle vegan olan hemcinsleriyse daha da rahatsız ederler. Bir de erkeklerin çevreye olan duyarsizliklari, hayvanları sömürmeleri falan cinsiyet ile bağlantılı çok yönleri var. Bu konuda yazılmış makaleler mevcut inceleyebilirler.

Son olarak yanlış anlama, duyurulara verdiğin cevapları beğeniyorum, aklı başında biri olduğunu düşünüyorum ama " çevrecilik üzerinden hava yapıyorlar, et yememek, inek sütü yerine yulaf sütü koydurmak daha cool" lafına kızdım :) Çünkü veganlik bir moda, bir trend değil, cool görünmek için seçilmiş bir şey de değil bir etik meselesi. Vegan beslenmek daha fit görünmek için değil etik sebeplerle seçilen bir şey. Bir vegan olarak en büyük hayalim vegan bir dünya.
0
rock n roll
(21.09.24)
(18)

"Görev" kelimesine takılan hatun kişisi

winston insani
MerhabalarPartnerim özel okulda öğretmen, pazartesileri en yoğun günü, teneffüsler dışında akşama kadar molası yok nerdeyse, ben de her teneffüste seni arayıp 5 dakika modunu yukarı çekerim dedim haftasonu.Sabah mesaj attım "günaydın, bugünkü görevim aklımda ;)" diye, burada "görev" kelimesine takıl
Merhabalar

Partnerim özel okulda öğretmen, pazartesileri en yoğun günü, teneffüsler dışında akşama kadar molası yok nerdeyse, ben de her teneffüste seni arayıp 5 dakika modunu yukarı çekerim dedim haftasonu.

Sabah mesaj attım "günaydın, bugünkü görevim aklımda ;)" diye, burada "görev" kelimesine takıldı, "görev dediğin zorunlu yapılan bir şey değil mi" vs. fln dedi, ben de daha fazla uzatmamak ve ortamı yumuşatmak için "senin modunu yükseltip mutlu etmek benim görevim :)" desem de hala aynı şekilde devam etti.

Mizah anlayışı fena değildir aslında ama ne var ki bunda takılacak? Ben kendimi kötü hissettim böyle davranınca.

Zaten bir çok şeyin problem olduğu bir ülkede yaşıyoruz, bu kadar küçük şeylere takılıp probleme çevirme bana çok saçma geliyor.
0
winston insani
(16.09.24)
Gününün kötü geçeceğine o kadar odaklanmış ya da güne o kadar kötü başlamış ki bahane bulmuş gibi geldi. Çok tatlı bir şey yapmaya çalışmışsınız, inşallah gün bitmeden buna sahip olmanın kıymetini anlayabilir.
0
silverleaf
(16.09.24)
görev kelimesi pek hoş olmamış ama aynı şekilde devam etmeye gerek yok
0
jülsezar
(16.09.24)
Gergin uyanmış biraz :)
0
black holes in the sky
(16.09.24)
:( kolaylıklar diliyorum. hanımdan önceki iliskilerimi hatirladim.
0
logisticsmanager
(16.09.24)
Bahaneye sarilmaya gerek yok. Görev kelimesine bu kadar takilan biri biraz sonrasinda da hayati sana zindan eder.
0
Yourcousinmarvinberry
(16.09.24)
"İlişkide bir şeyi görev olarak görmemek, içinden geldiği için yapmak lazım" gibi bir prensip var. Anlatmak istediği konuda haklı bir yaklaşım.

Partneriniz de bunla bağdaştırmış ezberden. Alakası yok tabi, siz bunu bir etkinlik olarak yapıyorsunuz, ancak o üstüne çok kafa yormamış. "Benimle konuşmayı görev olarak görüyor" diye düşünmüş dümdüz.

Bunu açık açık böyle konuşup, bunun o durumla alakası olmadığını, içinizden gelen ufak bir oyun gibi yaptığınızı, o görevin bu görev olmadığını söyleyip kafasındaki bu bağlantıyı koparın.

Olur böyle bazen, her şeyi kronik problem gibi görmeye gerek yok bence. İnsanlar bazen yanlış düşünebilir, saçmalayabilir. Sorunu tespit edip çözersiniz.
0
akhenaten
(16.09.24)
Görev zorunu olarak yapılan iş+1

incelikler yaparken kelimeler üzerine biraz daha düşünmeli dikkat etmelisin

Dil hayatta önemli bir araç, en temel iletişim yöntemi, ifade becerilerin düşük olabilir ama ne var canım bunda takılınacak diye düşünmek yerine bu becerimi nasıl geliştirebilirim diye düşünürüm, sadece romantik ilişkilerde değil her türlü kendini daha doğru ifade etmek etkili olur

Sen iyi bişey yapmışsın ne var bunda takılınacak diye düşünenler bu beceriye ihtiyacı olmadığını düşünenler ya da bu konuda hiç düşünmemiş kişiler oluyor genelde :)
0
grimavi
(16.09.24)
Her tenefüste aramanı istemiyor olabilir mi peki? Yani bu biraz zorlama bi romantiklik ya sanki. Kızın başka işleri olabilir, kafasını dinlemek istiyor olabilir. Kendisi istediğinde arasa daha makul değil mi?
0
nundu
(16.09.24)
Abi bence göz kırpma emojisi başlı başına fail bir hareket kusura bakma ya, ikincisi de önceden böyle bir bilgi vermek biraz gereksiz bir hareket gibi olmuş sanki. Geçmiş olsun.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(16.09.24)
Bir şeyleri yanlış anlayasi ve alinasi var, o da sana patlamış.

Denklem şu, şimdi biraz kendini geri çeksen (tamamen değil biraz) hani gorevindi aramiyorsun diyebilir, beni niye ghostluyorsun diyebilir... görev kelimesine de takılma, bu algılama biçimiyle ayni tartışmayı başka bir şekilde yasayacaktin zaten.
0
encokbenisevinnolur
(16.09.24)
görev kelimesi hiç hoş olmamış bence de.
içinden gelerek yapmıyormuşsun gibi olmuş.
ayrıca fazlaca hanımcı ve ezik bir kelime olmuş.
kadınlara niçin böyle ezik davranıyorsunuz anlamıyorum.
0
abelardo
(16.09.24)
Güzel bir şey yapmak istemişsin ama kelimeyi yanlış seçmişsin. Bir de ne zamandır birliktesiniz? Eğer ilişkiniz yeni başladıysa ve sen ilk heyecanla bu kadar ilgi gösterip sonra hiçbir şey yapmamaya başlarsan iyi değil. Hep böyle ince olmak lazım, hep özen göstermek gerekiyor.

@abelardo; bu tarz davranışlar, karşındaki insanla ilgilenmek, özen göstermek eziklik değil, zerafettir. Kadın ya da erkek farketmez herkes birbirine karşı özenli olmalıdır. Bu kelimeden rahatsızlık duyunca, soru sahibi arkadaş kendini kötü hissetmiş bu da çok ince bir insan olduğunu gösterir.
0
rock n roll
(16.09.24)
Gereksiz gergin uyanmış ve saçma bir tepki vermiş. Kötü hissetmeyi gerektirecek bir şey yok. Düzenli olarak bu triplere giriyorsa da kolay gelsin. Sabır diliyorum, ne diyelim.
0
nawar
(16.09.24)
Merhaba.

Anlattıklarınızdan anladığım ya sınıf öğretmeni, ya da ingilizce.

Okulun ilk günleri bunlar. Sınıf oturmamıştır daha veya sınıf yönetimi çok iyi değildir. Kötü bir ders geçirmiştir ya da müdürle belki olumsuz bir şey olmuştur.

Kolejler bu ara tam bir köle sistemi. Ben de geçen sene bıraktım.

Bu seferlik çok kafaya takmamaya çalışın. Anlık bir şey olabilir.
0
la traviata
(16.09.24)
Çatacak yer arıyor diye okumladım.
0
playing star again
(16.09.24)
@rock n roll
sence ben özen gösterdiği için mi bu cevabı verdim? özen göstermesine bir şey demişim gibi konuyu çarpıtıyorsun. "görevim" dediği için bu cevabı verdim. ikisinin arasında dağlar kadar fark olduğunu biliyorsun ama çarpıtıyorsun.
0
abelardo
(16.09.24)
hepimiz yaşadığımız olaylara göre bazı şeylere takılıyoruz, gereksiz atar yapabiliyoruz o anki modumuza göre, sürekli olmuyorsa idare edip geç, takma
0
gezegen olan pluton
(16.09.24)
abi senin yaşın başın var diye biliyoruz. 20lik kızlarla takılırsan tek kelimede adamı yamulturlar böyle. bari 25 falan olsaydı
0
titanyum22
(16.09.24)
(7)

eksisozlugun vahsi reklam politikası

buenosdias
ufak tefek banneeleri anlarım da tüm ekranı kaplayan yada tema rengini göz yakan saçma renklerle değiştirince gerçekten insanların o ürünleri alacağını mı düşünüyorlar. sizin yorumunuz nedir.
ufak tefek banneeleri anlarım da tüm ekranı kaplayan yada tema rengini göz yakan saçma renklerle değiştirince gerçekten insanların o ürünleri alacağını mı düşünüyorlar. sizin yorumunuz nedir.
0
buenosdias
(15.09.24)
adblock plus kullan çıkmıyor hiçbir reklam.

asıl soruna cevap vermemişim.
reklamın amacı karşına pop up çıkınca hemen alışveriş yapman değil, bilinçaltına kazınması.
0
neira
(15.09.24)
Reklam "vay canına bu yumuşatıcı en iyisiymiş bundan alayım" dedirtmek için değil de yumuşatıcı almanız gerektiğinde o 5 ürün arasında önceden görüp tanıdık olduğunuzu almak için.

Ha örneğin benim gerçekten umrumda değil marketin ucuzluk ürünü ne yumuşatıcı varsa (çok rezil değilse) ondan alıyorum genellikle ama kafamın üzerinden yumoş perwoll falan sayabiliyorum (37 yaşında erkeğim reklamın hedefi de değilim aslında)

Bazen de "ulan bu iyidir ha" diyerek ara sıra markalıyı da aldığım oluyor.

Eheh ne güzel serbest saçmaladım :D Mevzu görülürlük yani.

Safari'den girdiğimde ben de oha bu ne be siteden çok reklam var diyorum ama, bence de olacak iş değil. Kullanmaya çalıştığımız şeyin rünün önüne geçmemesi lazım reklamın.
0
hedep
(15.09.24)
Reklamın kötüsü olmaz derler.
Bazı reklamlar gıcık ederek de olsa akılda kalmayı hedefliyor.
Ve ekşi yönetimin de gözünü para hırsı bürümüş durumda.
0
parka
(15.09.24)
salihdt
(15.09.24)
Cepte Firefox ublock, webde adblock plus.
0
fistikthecat
(15.09.24)
ben adblock plus kullanıyorum. eksisozluk ve eksiduyuruda sürekli tam sayfa reklam çıkıyor karşıma
0
abelardo
(15.09.24)
ben uBlock origin kullanıyorum, ne ekşi'de ne duyuruda reklam çıkıyor.
deneyin derim.
0
thedepressed
(15.09.24)
(5)

Sürekli birşeyler içmek istiyorum. Birşey içmeden duramıyorum.

slm ben yalnız komando yasin
Merhaba;Benim sorunun sürekli sıvı almak. Sürekli birşeyler içmek istemem. Birgünde içtiğim şeyler:5 litre su5 şişe soda10 bardak çay1 litre kola2-3 kupa kahve1 kutu meyve suyu2 kutu birakendime bir türlü hakim olamıyorum. İçimde doymak bilmeyen bir canavar var sanki Bu hastalık mıdır? hastanede han
Merhaba;
Benim sorunun sürekli sıvı almak. Sürekli birşeyler içmek istemem. Birgünde içtiğim şeyler:

5 litre su
5 şişe soda
10 bardak çay
1 litre kola
2-3 kupa kahve
1 kutu meyve suyu
2 kutu bira

kendime bir türlü hakim olamıyorum. İçimde doymak bilmeyen bir canavar var sanki
Bu hastalık mıdır? hastanede hangi bölüme gitmeliyim?
0
slm ben yalnız komando yasin
(15.09.24)
hoşgeldin şeker hastalığı, böbrek hastalığı, yüksek tansiyon.
0
abelardo
(15.09.24)
hepsinden önce merhaba psikolojik bozukluk. yeme içme bozukluğu psikolojik bir şey. düzeltnezsen üstteki arkadaşın dedikleriyle karşılaşcaksın. psikoloğa görünmen lazım.
0
buenosdias
(15.09.24)
Dahiliye (ve sonra da muhtemelen Endokrin)
Diabetes insipitus'a benziyor, geçmiş olsun
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(15.09.24)
Duygusal açlık çekiyor da olabilirsin.
0
muhayyer divan
(15.09.24)
1 litre kola ile 2 kutu birayi hic icmesen pek de bir sorun yok.
0
baldur2
(16.09.24)
(4)

halkalı biletli trene söğütlüçeşme'den binmek

beatbox yapan metalci
yht biletini halkalı kalkışlı aldık ama söğütlüçeşme'den binmek istiyoruz izin verirler mi? tecrübesi olanlar yazarsa sevinirim.
yht biletini halkalı kalkışlı aldık ama söğütlüçeşme'den binmek istiyoruz izin verirler mi? tecrübesi olanlar yazarsa sevinirim.
0
beatbox yapan metalci
(14.09.24)
5. Duraktan 10. Durağa giden yht'ye 6, 7, 8 veya 9. Duraktan binebiliyorsunuz ama 4 ve öncekilerden değil. Halkalı neresi, çeşme neresi bilmediğim için böyle örneklendirdim
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(14.09.24)
ben halkalı neresi çeşme neresi biliyorum. yukarıdaki cevapta yazılanları bilmiyordum
benim bilgimle yukarda yazılanları birleştirince izin verirler anlamı çıkıyor.
evet işsizim
0
abelardo
(14.09.24)
Halkalı kalkışlı trene Söğütlüçeşmeden binebilirsin. kesin bilgi. Fakat halkalı kalkışlı trene Söğütlüçeşmeden bilet alsaydin halkalı dan binemezdin. Yani ileri duraktan binebilirsin. Geride kalan duraktan binemezdin. Ne kadar çok "binmek" kelimesi kullandım. Neyse binin gitSisn. Bin.
0
cukur
(14.09.24)
Eğer o durakta duruyorsa önceki duraktan alınmış biletle binebilirsin.
0
efruz
(14.09.24)
(21)

Arkadas sorusu

songforsomeone
Selam herkese, hemen konuya girecegim2 kadin arkadasiz, yaslar yeterince buyuk.yaklasik 7-8yildir tanisiyoruz, tatillere filan gideriz, yakiniz epey. Ben ozel hayatimi kimseyle pek paylasmam, buyuk seyler olursa 2-3ay, belki daha fazla, sonra yakinlarima soylerim, kalanlarin da normal akista ogrenme
Selam herkese, hemen konuya girecegim
2 kadin arkadasiz, yaslar yeterince buyuk.yaklasik 7-8yildir tanisiyoruz, tatillere filan gideriz, yakiniz epey.
Ben ozel hayatimi kimseyle pek paylasmam, buyuk seyler olursa 2-3ay, belki daha fazla, sonra yakinlarima soylerim, kalanlarin da normal akista ogrenmelerini beklerim, kendi kendime kalmak, bakmak, icinde kalmak isterim, etrafimdaki herkes bilir bu huyumu, bir suru nedeni var, dedikodu malzemesi olmak istememekten tutun, olaylari sindirmemin kendimi anlamamin zaman almasina, kararlarimi genellikle tek basina vermeme kadar bana iyi gelen bu, ama bu huyum insanlarin bana iclerini dokmesini engellemez, kimseyi yargilamam, kimsenin ozelini biriyle paylasmam, bana soylenen bende kalir, kimin ihtiyaci olsa dinlerim, yanindayimdir, genellikle mantik ve kalbin dengelendigi bir ses olmaya gayret ederim, kimsenin hayatina mudahil olma cabam yoktur, aldigim feedback bu yonde. En fazla dalga gecerler kara kutu diye. Tek takilmayi da severim, kimseyi arayip sormadigim zamanlar da olur, arar sorarim da. Orta karar yasarim.
Arkadasim, her seyini hemen herkesle paylasir, herkesin her seyini ilk onunla paylasmasini, en cok paylasilan (insanlarin paylastigi) kisi olmayi, birlikte oldugu (sevgili olarak) insanin tum dikkatini ve enerjisini ona vermesini isteyen ve tum bunlari acik acik dile getiren biri. Agzi da cok asiri siki degildir ve genel olarak yargilayici bir dili var
Bir suredir biriyle birlikteyim, bu arkadasa da yaklasik 3-4ay sonra soyledim, bilen cok az insandan biriydi.
Onunla paylasmadigim/gec paylastigim icin benimle arkadasligini bitirme karari aldi. Baya boyle travmatik bir deneyim yasamis bu olayla, tum guvenini yitirmis bana karsi, kafasinda da dogru olmayan baska hikayeler yazmis anladigim. Eyvallah dedim, konusmaya hazir hissedersen bir gun, beni duymak istersen (benim tarafimi) buradayim. Bir suredir kafamda soru isaretleri olusmustu arkadasimla ilgili, biraz da bu nedenle bi tik uzaktik ama kendisinin haneri yok nedenlerinden. Neyse, Oldu bitti.
Soru, hakli haksiz degil de, zira dostluk anlayislarimiz farkli bence,cok mu yanlis yapmisim? Yapmis miyim? Ben kendi karakterim icinde tutarli oldugumu dusunuyorum, hatam arkadasligimla ilgili soru isaretleri olusmaya basladigi anda konusmamakti ama bu bu olaydan bagimsiz.
Cevaplar icin tesekkurler.
0
songforsomeone
(12.09.24)
Eminim kötü niyetle yapmamışsınızdır ama ben arkadaşınıza hak verdim. Yakın arkadaşımla götle don gibi olmayacaksak görüşmeyelim.

Edit: Şimdi aklıma geldi benim böyle bir arkadaşım olmuştu. “Hayatında biri var mı” sorusuna “Bilmem belki vardır belki yoktur” diye cevap verince biz de onun yanında kendi özel hayatımızdan bahsetmemeye özen göstermiştik. Tatile giderdi kalacağı yeri nazar değer diye söylemek istemezdi falan. Bu tür insanlar çok yorucu oluyor ve neşe kaçırıyor.
0
ruhen hastayim ben
(12.09.24)
Kotu niyetle yapmadim hocam, sizin dediginizi de anliyorum ama sanirim benim gotle don gibi olmak istedigim insan sayisi epey az, yorumlarina, bakis acisina, yasam yoluna guvenip deger verip kendimi tamamen birakmak icin, benim icin, yanlis kisi bu insan ama bu demek degil ki sevmiyorum, deger vermiyorum. Sadece o benim icin en 'inner cirle' degil, ben onun icin oyleyim.
0
🌸songforsomeone
(12.09.24)
Biriyle birlikte olduğunuzu söylemek için en inner circle olmanıza gerek yok bence. Konuşma sıklığınız da öyle birkaç ayda bir değil benim anladığım kadarıyla. Arkadaşlık bitirecek kadar büyük bir şey mi, benim açımdan değil. Sonuçta karşı tarafa kötü bir şey yapmamışsınız. Tepki vermesi doğal, ama verdiği tepki aşırı. Bir iki sitem edip geçerdim ben olsam. Bana karşı kasten kötü bir şey yapılmadıkça o kadar uzun süreli arkadaşlıkları bitirme taraftarı değilim ben.

Ama sizin genel tavrınızdan da rahatsızdır bu da patlama noktası olmuştur belki. Çünkü uzun yıllar sürdürdüğüm arkadaşlıklarda daha fazla bilgi sahibi olmayı ben de hak olarak görürdüm.
0
black holes in the sky
(12.09.24)
Biriyle birlikte olup arkadaşınızdan nasıl 3 4 ay bu bilgiyi saklıyorsunuz, bu arkadaşınızla sık görüşmüyor musunuz, insan plan yapar ederken bile laf arasında konusu geçer. Bu bilgi götle don olmayı gerektirecek hassasiyette bir bilgi de değil ki.
Benim nazarımda bunu normal akışta 2 hafta öğrenir zaten yakınız epey diyebildiğiniz kişi

Bunun konusu değil ama şu da garip, benim partnerim 3 4 ay yakın arkadaşına birlikte olduğumuzu söylemezse bundan da kıllanırım.
0
jülsezar
(12.09.24)
Ben de hayatımla ilgili gelişmeleri paylaşmayı sevmem kendi içimde yaşarım, bazı insanlar da daha paylaşımcıdır onları da anlarım

Bana da insanlar çok güvenir ve yakın arkadaşlarına bile anlatamadıkları konular da fikir alırlar

"Eyvallah dedim, konusmaya hazir hissedersen bir gun, beni duymak istersen (benim tarafimi) buradayim."

Karakter olarak çok benziyoruz, o yüzden seni çok iyi anlıyorum, bence süreci çok iyi yönetmişsin, onun üzüntüsüne kendi kendine kırılan güvenine senin yapabileceğin bir şey yok, hayatlarımızı low profile kendi halimizde yaşamayı seviyoruz, karakterimiz böyle napalım
0
grimavi
(12.09.24)
Ben sizi haklı buldum. Zaten bu "önce kendi içinde yaşama" huyunuz etrafınızca da biliniyormuş, yapınız bu şekilde. Arkadaşınızın kendi gerçeğini sizden beklemesi yanlış. Ama bence de aşırı bir tepki olmuş, sitem edip oturup etraflıca konuşup sonra arkadaşlığına devam edebilirdi. Ne var ki bunda yani? Büyütülecek bir şey değil.

Ayrıca çevremizdeki kişiler de sürekli yanımızda kalmalı diye bir şey yok. Zamanla herkesin zevkleri, hayatı değişebilir bu esnada çevremiz de bundan nasibini alır. Demek ki arkadaşlığınız artık birbirine hizmet etmiyormuş.
0
kullanicadi
(12.09.24)
Tesekkur ederim yorum yapan herkese. Dedigim gibi hatalarim var, cabam daha iyi bir insan olmak.
@julsezar iliskilerimde de arkadaslarimla oldugu gibi agirdan alan biriyim, benim icin 2-3 ay gibi bir sure ancak biriyle bir yere gidip gitmeyecegini gormek icin asgari sure. Iki haftada gorusmeye basladik birlikteyiz diyemiyorum
Bu demek degil ki gozum baskalarinda, herkese yesil isik yakiyorum, aksine, dikkatim karsimdaki insanda olur, iki kisilik deneyimlerle nasil olduguna bakarim, sonra yavas yavas arkadaslarla tanistirma vs gibi gitmeyi tercih ederim. Yapi meselesi sanirim.
Bir de bu bahsettigim arkadasimla yasadigim sikintilardan biri, derdi 'neden anlatmadin, yaninda olaydim, destek vereydim' degil (3-4yil once cok cok cok zor bir surec gecirdim, hic boyle bir endisesi yoktu), derdi once ben bileyim. Bu da benim icin degersiz bir 'dostluk'ifadesi oluyor, benimle o yasadigim korkunclugun icin alan acip, yanimda olamayacaksan, bilme, hadsiz hadsiz yorumlar yapma (o donem cok hadsizce yorumlar yapildi). Sanirim kendi yasamimi asiri koruma deneyimim zaten vardi, biraz da burada yogunlasti.
0
🌸songforsomeone
(12.09.24)
son yazdığın cevabı okudum. sal gitsin görüşme o zaman. sen bu kişinin bu pis huyunu bildiğin için istemsizce saklamışsın ilişkini. iplerin koptuğu iyi olmuş.

ben fazla tepki veren biri olduğum için arkadaşlarım başlayan ilişkilerini hep bana geç söyler. eskiden üzülürdüm şimdi hak veriyorum, beni dahil ettikleri kadarının muhabbetini edip bırakıyorum. ayrılırsa da en çok ben sövüyorum ki ben demeden ayrılıyorlar zaten slkflsl insan biraz kendini bilmeli.
0
titanyum22
(12.09.24)
@titanyum ahahah cok guldum yazdiginiza :) selamlar, sevgiler
0
🌸songforsomeone
(12.09.24)
Dostluklarda herkesin sınırları ve paylaşım biçimleri farklı olabilir ve bu farklılıklar bazen yanlış anlaşılmalara, hatta hayal kırıklıklarına yol açabilir. Sizin durumunuzda, kendi karakterinize sadık kaldığınızı ve ilişkilerinizde sınırlarınızı baştan beri koruduğunuzu belirtiyorsunuz. Özel hayatınızı belli bir zaman geçtikten sonra paylaşmayı tercih ediyor olmanız sizin kişisel tercihiniz ve buna saygı duyulması gerekir. Ancak, arkadaşınızın paylaşımlara dair farklı bir beklentisi ve bakış açısı olduğu da verdiği tepkiden belli...

Arkadaşınızın sizinle ilgili duyduğu güven kaybı, kendi ilişkilerinde ve paylaşım anlayışında öncelik verdiği konularla ilgili olabilir. Yani onun açısından paylaşmak "güven göstergesi" olarak algılanıyor olabilir. Bu da onun dünyasında oldukça önemli bir değer olabilir. Böyle durumlarda kesin bir "yanlış" veya "doğru" aramak yerine, her iki tarafın dostluk anlayışındaki farklılıkları görmek ve buna göre bir çözüm yolu aramak önemlidir. Sizin durumunuzda dostluğunuzda yaşanan bu farkın temel nedenlerinden biri paylaşım beklentilerinin uyuşmaması gibi görünüyor.

Şu anda siz de haklısınız, arkadaşınız da haklı. Tekrar buluşup konuşmak, kafanızdaki "kim haklı" sorusunun netleşmesine yardımcı olacaktır. Tavsiyem de bu buluşma talebinin sizden gelmesi, çünkü ilk adımı atan asıl cevap arayandır.
0
zaman ilac degil insanlar unutkan
(12.09.24)
@zaman ilac degil
Cok tesekkurler, ben de aynen boyle dusunuyorum, dostluk anlayisimiz ve beklentimiz farkli. Zaten hakli haksiz arayisinda degilim dedigim gibi, yanlisima bakmak istedi.. Bakalim zaman ne gosterecek. Onun da biraz alana ihtiyaci olabilir, belki bir iki hafta sonra denerim.
0
🌸songforsomeone
(12.09.24)
Arkadaşının hayatından çıkması senin için çok sorun değil görünüyor, bu da aslında neden bitmesi gerektiğine bir işaret. Belki de o bağ yeterince kuvvetli olmadığı için sen söylemek istemedin, belki de genel olarak insanlarla bu güven bağını kuramadığın arkadaşının yüzüne dan diye çarptı, kendini diğerlerinden farklı olmadığını düşündü ve olayı bu kadar büyüttü.

Haklı ya da haksız, etrafımızda bizi seven ve sevdiğimiz insanları üzdüğümüzde, hele ki bu kadar noktan bir sebepten, gidip gönüllerini alırız. Bunu yapmak sana zul geliyorsa sonra da deneme, gelmiyorsa vakit kaybetmeden yap, bize anlattığın gibi anlat.
0
Bruce
(12.09.24)
Ozel hayatinizin detaylarini kimseyle paylasmak istememeniz gayet anlasilabilir bir durum fakat yakin oldugunuz, birlikte tatillere gittiginiz arkadasiniza biriyle konustugunuzu 4 ay sonra soylemeniz biraz ilginc bence, basima gelse cok tuhaf karsilardim. Arkadasinizin kirilmasini anliyorum ama konusmayi kesmesini biraz abarti buldum.

Bu konuda cok detaya girmeden soyle biriyle konusuyorum, bakalim ne olacak tadinda yuzeysel de olsa bir paylasimda bulunmamaniz bana nazardan korkan, baskalariyla paylasinca islerinin bozulacagini dusunen ve bu sebeple bazi seyleri tamamen kesinlesmeden anlatmayan bir insan izlenimi uyandirdirdi.
0
pike
(12.09.24)
@arbre gereginden fazla sosyal bir insanim, sanirim ozellikle de bu nedenle bazi seyleri az kisiyle paylasiyorum, yasam deneyimim de epey fazla.

@pike, haklisiniz, nazardan korkmak degil, dedigim gibi zor zamanlarimda bu 'sosyallestigim' insanlardan, buna bu yakin arkadasim da dahil, cok hadsiz yorum aldim, cok yalpaladim, insanlar manyak mi bu yorumlari yapabiliyorlar dedim. Ben bu arkadasimi bu hali ile kabul ettim ve belli ki sinir koymusum, ve simdi boyle okuyup dusundukce ztn bir zaman once neleri anlatip neleri anlatmayacagimin kararini vermisim gibi geldi simdi, dedigim gibi derdi yanimda olmaktan ziyade 'bilmek', sonra kendi takildigi ve insanlarin genel muhabbetin kimin hayatinda ne oldugunu konusmak olan ortamlarda belki konusmak belki en once ben biliyordum demek. bu da benim icin dostluk degil arkadaslik seviyesi oluyor. Bir de herkesle her seyi konusmaya gerek yok bence. Kimiyle bilim tartisirim, kimiyle iliski gibi. Sagolasin.
0
🌸songforsomeone
(12.09.24)
ben şimdiki eşimle sevgili olduğumuz an iki arkadaşıma da söyledim. en başlarda birkaç bir şey anlattım basit şeyler. dalga konusu oldu ve ben aşırı rahatsız oldum. ve sonrasında birdaha detay bir şey anlatmamaya söz verdim kendime.

ancak kendileri tüm detayları istediler her şeyi anlat dediler. anlatmadım.

en son napiyorsunuz kaç defa seviştiniz şu ana kadar diye beni kızdırmaya çalıştılar. ben de dalga geçerek cevap verdim. sabırlar taştı.

bana nazar değecek diye mi anlatmıyorsun dediler o kadar saçmaydı ki alakası yok.

kıskanıyor muyuz sandın dediler alakası yok.

sonradan da koptuk işte öyle. karşılıklı sildik birbirimizi
0
Hallegadola
(13.09.24)
avrupa yakasında bir bölüm vardı cem şunu fark ediyordu, aslı tüm yaşadıklarını arkadaşlarına anlatıyordu ve bu yüzden geç kavuşmuşlardı birbirlerine sonradan arkadaşları bunu fark edince aslıya tavır almışlardı. nazarımız mı değiyor sandın demişlerdi.

www.youtube.com

burada da söylüyorlar youtu.be



boşanmaları da arkadaşlarının ve ailelerinin gazıyla olmuştu hatırlarsanız.
0
Hallegadola
(13.09.24)
SIz haklisiniz.Arkadas boyle sacma sebeplerle yormaz.Iyi arkadas aylarca gorusmesen bile kaldigin yerden devam ettigin birbirini yormadigin arkadastir.Bence yolla gitsin.Tepene cikmis
0
turkuaz
(13.09.24)
ben sana hak veriyorum. sana hak vermeyenlere şaşırıyorum.
her insanın huyu farklıdır. arkadaşlar birbirlerini olduğu gibi kabul ederler, tıynetlerinin bu oldugunu bilirler, asla yargılamazlar. senin bu huyunu bildiği ve 7-8 senedir tanıdıgı halde böyle bir tepki vermesi çok yanlış. bence başka bir sebebi var.
0
abelardo
(13.09.24)
bariz bir kallavi mizaç farkı var.
sevgilim olduğunda ilan ettiğimde değen nazardan ötürü ben de sessiz yaşamayı tercih ederim.
ona söylediniz tamam hadi kabul diyelim, o da başkasına söylerse olmaz o iş.

abartılı tepki vermiş kendisi. travma olacak bir durum değil bu. kadim bilgiler her zaman sevgilini, kocanı, sahip olduklarını kendine sakla der.
0
janderzel zartanyan
(13.09.24)
Siz kendiniz gibi davranmışsınız, o da kendi gibi davranmış. Olması gerektiği gibi.
İkinizden biri davranış değişikliğine gitmeyecekse arkadaşlık devam etmesin zaten.

Akışına bırakın

Ek: Ben de sizin gibi haklı-haksızın önemsiz olduğunu düşünüyorum. Çok haklı veya haksız da olsanız hiç farketmez. Arkadaşlarından farklı beklentileri olan insanlarsınız.
0
michael_knight
(13.09.24)
kadınım.

7-8 yıllık, tatile gitmeli bir arkadaşlık. baya baya yakın bir arkadaşlık bu.

15 yıllık yakın arkadaşım var, 10 yıllık yakın arkadaşlarım var, daha onlarla tatile gidemedik.

senin arkadaşlık anlayışın ve paylaşım seviyene baktığımda, o seviyede olduğum bir arkadaşım var. onunla ayda yılda bir haberleşiriz, düğününe çağırdı gittim, ancak hayatlarımızdan çok geç haberdar oluruz. cidden en son kaç ay önce oturup kahve içtik hatırlamıyorum bile. kendisi 4 yıllık arkadaşım. yalnız bizim bu haberleşmeme, nadiren sohbet etme tavrımız karşılıklı. bu sebeple alınan gücenen yok.

ama o ilk başta söylediğim 10-15 yıllık arkadaşlarımla her gün yazışırız. sürekli görüşürüz. yediğimizden içtiğimizden saniyesinde haber veririz. hasta olsak, mutsuz olsak anında grubumuz var ona yazarız konuşuruz. bu kişilerden biri sevgilisini 4 ay saklasa kırılırdık. küsmezdik, bitmezdi.


bir de bir erkek arkadaşım var. kendisi beni en yakın arkadaşı olarak gördüğünü söylüyordu. ben başta şaka sanmıştım ama ciddiymiş. kırmadan, üzmeden ben seni öyle görmüyorum dedim ve sınırı çizdim.

bence sizin arkadaş olmanız hata olmuş. o kişiye böyle yakın hissetmediğinizi söyşemeniz gerekirdi. sizin için önemsiz şeyler onun için çok önemli.

bence barışmaya bile çalışmayın. zaten huyundan rahatsızmışsınız. o da sizden rahatsız. ne gerek var?
0
art cat chocolate
(16.09.24)
(19)

"üşütme" diye bir şey var mı?

green eyed penguin
üşütmeden kastım : sıcaktan soğuya çıkıp üşütmeksoğuk bir şey içip üşütmek vs. yani birine hasta mısın öksürüyorsun hapırıyorsun dedigimde “üşütmüşüm ya bir şey yok” dediginde tilt oluyorum. öksürük hapşırma vs. bana viral bir şey oldugunu söylüyor. ama sıcaktan soguya çıkınca öksürük hapşırma geldi
üşütmeden kastım :

sıcaktan soğuya çıkıp üşütmek

soğuk bir şey içip üşütmek vs.

yani birine hasta mısın öksürüyorsun hapırıyorsun dedigimde “üşütmüşüm ya bir şey yok” dediginde tilt oluyorum. öksürük hapşırma vs. bana viral bir şey oldugunu söylüyor. ama sıcaktan soguya çıkınca öksürük hapşırma geldigini iddia edenler var.
0
green eyed penguin
(10.09.24)
Virüslere düşündüğümüzden çok daha fazla muhatap haldeyiz.
Hatta bazı virüsler o an hsta etmeden bünyemizde yaşar ve anı kollar. (örn: Herpes)
Bazen hasta oluruz da farkına varmayız. Bilmeden grip geçirdiğimiz çok olmuştur. 'Ben covid olmuşum, tesadüfen test yaptırdım da öğrendim ama hiç hissetmedim diyeni duymuşsundur.
Hani üşüyünce burnun kızarır ya, burun içindeki mukozada da benzer durum olur. O zaman da bekleşen ya da hastalık yeter sayısı kadar üreyemeyen influanzeye gün doğar.
Doğru yani onların dedikleri.
0
Mirket
(10.09.24)
Soğuk havaya maruz kalmanın ya da soğuk bir şey içmenin bir hastalığa "doğrudan" neden olduğunu gösteren kanıt bazlı herhangi bir araştırma yok, hastalıklara neden olan etken mikrobik organizmalardır, soğuk ya da sıcak gibi "fiziksel" bir unsur hastalığa doğrudan etki edemez, haliyle sıcak/soğuk bir ortamda bulunmak ya da soğuk bir şey içmek de hastalığa doğrudan etki etmez, aslında dolaylı olarak da etki etmez ama bazı virüslerin hayatta kalabilmesi için gerekli olan ortam sıcaklığı nedeniyle böyle bir algı oluşuyor ama aslında o da küçük bir etki sayılır.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
soğukta bağışıklık sistemi yavaşlıyor ve evet, mikroorganizmaları yenemeyip grip falan oluyor yani "üşütüyoruz". dile bu şekilde oturması bu yüzden. bir de benim gibi soğuktan sıcağa geçince burnundaki etler büzüşüp genişlediği için burnu akan, hapşıran kronik tıkanıklar var o ayrı.
0
nolmus yani
(10.09.24)
hic hasta degilken vucudumun bir noktasi sicaklayip, oraya azcik bir esinti geldiginde defalarca hapsuruyorum. yani var oyle bir sey.
0
lemmiwinks
(10.09.24)
Üşütme diye bir durum yok.
Hastalıkları yapan virüsler ve bakteriler. Cam açık kaldı üşüdüm veya klima açıktı üşüttüm demek hata. Demekki klima temizliği yapılmamış içinde bakteri oluşmuş o sizi hasta etti.
Bir diğer yanlış bilinende boğaz ağrısında soğuk bişey içilmemesi. Aksine boğaz ağrısında soğuk birşeyler yiyip içilecekki oradaki yangı giderildin.
0
my fault
(10.09.24)
o da bir şey mi ben sıcaktan soğuya çıkınca da, soğuktan sıcağa çıkınca da hapşırıyorum. hapşırmam için hasta olmama gerek yok yani

bunun yanında evet üşütmek diye bir şey var. soğuk bağısıklık sistemini zayıflatır, virüsler ve bakteriler vücudunda daha rahat top oynar ve üşütürsün. cam açık kalınca veya klima çarpınca da üşütürsün, klima ne kadar temiz olsa da üşütürsün. çünkü vücudumuzda her daim virüs ve bakteriler var. zayıf anı kolluyorlar.
0
abelardo
(10.09.24)
su ile ilgili olanı değil de hava ile ilgili olanı doktora sormuştum. sürekli sıcak soğuk hava değişimine giriş çıkmak, terlemek, o terin üzerinde soğuması hasta eder dedi.
0
elorelia
(10.09.24)
tabi ki var ya kim diyorsa yok diyo kışın incecik kıyafetle dışarı da 1 saat dolaşsınlar bakalım.
0
sizofren06
(10.09.24)
soğuk, hipotermi ve hipertermi dışında herhangi bir hastalığa sebep olmaz.
0
NowWeAreFree
(10.09.24)
Kışın soğukta 1 saat incecik kıyafetle dolaşırsan hastalanmasınız hipotermi olursunuz, hipotermi de bir hastalıktır değildir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
Hastalanmanızın nedeni d vitamini düşüklüğü olabilir. Normali 50 100 arasında olmalı. Test yaptırın 50 altı ise ondan sık hastalanıyor olabilirsiniz.

Takviye ile 50 100 arası bir değere getirebilirseniz hayat standardınızın ne kadar yükseldiğine inanamayacaksınız. Alerjik bünyelerde de d vitamini yükselince semptomların şiddeti azalıyor
0
kullanicadi
(10.09.24)
var.

boyle toplumsal olarak duydugunuz ancak bilimsel olarak dogrulayamadiginiz her sey nominal bir farkliliktir. yani isimsel farklilik.

'usutmek' denen seyle tabir edilen de immun sistemin zayiflamasi oluyor.
0
antikadimag
(10.09.24)
Soğuk havalar immun sistemi zayıflatsaydı soğuk iklimde yaşayan insanların hastalıktan kırılıp ölmeleri ve soylarının kuruması gerekirdi.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.09.24)
butun dunyada herkesin ekseriyetle kisin hasta olmasi tesaduf olmadigina gore ya bakteriler kisi seviyor ya da kisin cok sogukta bunye zayifliyor.
0
bohr atom modeli
(10.09.24)
Soğuk hava nötrofil hareketliligini etkiliyor deniyor
0
yuvarlanantencereninkapagi
(10.09.24)
@kaleci; adaptasyon diye bir sey var.

bunun yaninda her toplumda kisin hastaliklar ve olumler artar. ilgilenen arastirabilir.
0
antikadimag
(11.09.24)
Adaptasyon her insan topluluğu için geçerli ama adaptasyonla da bir alakası yok bugün buzul çağı başlasa canlılar soğuktan hastalanıp ölmezdi hipotermiden ya da yemek bulamadığı için ölürdü yemek işini çözebilirse hayatta kalırdı çünkü insan soğuk-sucak gibi fiziki nedenlerle değil mikrop-bakteri-virüs gibi nedenlerle hastalanır, adaptasyon buna bir çözüm olsaydı bu iklimlerde yaşayan hiç kimse hastalık kaynaklı ölmezdi ya da hastalanmazdı ama sanırım burada yaşayan insanlar da grip oluyor nezle oluyor zatürre oluyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(11.09.24)
Şimdi birkaç makaleye baktım (ama sadece özetlere), nedensellik olmasa da ilişki var gibi soğuk ve hastalık arasında:

"Weather factors have been shown to influence the manifestation of influenza-like symptoms."

www.sciencedirect.com

"We found a statistically significant (p = 0.003) association between periods of low dew point temperature and above normal pneumonia and influenza"

journals.plos.org mortality 17 days later
0
playing star again
(11.09.24)
Ben soğuk hava ve hastalık ilişkisini herkesin rahatlıkla anlayabileceği bir örnekle açıklayayım: Dünyamıza Teksas büyüklüğünde bir göktaşının düştüğünü ve çarpışmanın etkisiyle oluşan bazı kimyasal reaksiyonlarla bazı mikropların mutasyona uğrayıp büyüyüp zombiye dönüştüğünü ayrıca yükselen toz bulutunun Güneş'i kapattıp havanın soğumasına neden olduğunu ve zombilerin de sadece -1 ila +7 derecede hayatta kalabildiğini, hava sıcaklığının da ortalama +3 derece olduğunu, Zombilerin sadece bu yaşam şartlarında hayatta kaldıklarını ve beslenmek için de insanları yemek zorunda olduklarını düşünelim.

Bu senaryoya göre havanın ortalama +3 derecede ve zombilerin hayatta kalmasına imkan verecek kadar soğuk olması mı insanların ölümüne neden olabilir yoksa zombilerin hayatta kalmak için isanları ısırıp yemesi mi insanların ölümüne neden olabilir?

Yukarıdaki senaryoda insanların ölümüne neden olan şeyin soğuk hava olduğunu düşünüyorsanız günümüz dünyasında soğuk havanın hastalığa neden olduğunu düşünmenizi anlarım ama insanların ölümüne zombilerin neden olduğunu düşünüyorsanız günümüz dünyasında insanların hastalanmasına neden olan etkenin mikroplar değil de soğuk hava olduğunu düşünmenizi anlayamam çünkü soğuk hava ve hastalık ilgisinin yukarıdaki senaryodan öte bir ilişkisi yok.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(11.09.24)
(16)

Kimseye bir şey yazasım gelmez oldu

don’t panic
Eski işyerimde üstüm olan abi bir foto paylaşmış. Cevap yazdım “aaa abi, x bey en son şuradaydı, upgrade olmuş ne güzel” diye. Bana verdiği cevap: “orda değildi, akıllı adamsın biraz güncelle kendini” Bunun üzerine cevap yazdım; “y abi söylemişti orda olduğunu, o yüzden dedim abi” diye. Bu defa da;
Eski işyerimde üstüm olan abi bir foto paylaşmış. Cevap yazdım “aaa abi, x bey en son şuradaydı, upgrade olmuş ne güzel” diye. Bana verdiği cevap: “orda değildi, akıllı adamsın biraz güncelle kendini”

Bunun üzerine cevap yazdım; “y abi söylemişti orda olduğunu, o yüzden dedim abi” diye. Bu defa da; “y’ye mi inanıyorsun? :D” diye cevap yazdı. “Y’ye inanmamam için ne gibi bir sebep var ki, geçen gün nikahta denk geldik, ayak üstü konuşurken söylemişti” dedim.

Kendi bu defa alakasız bir konudan devam etti; “bu şirkette çok alakasız kişileri müdür yapıyorlar” diye. Ben de “şu anki müdür kim bilmiyorum abi” diye cevapladım. Bu defa da bana; “y’ye sor” yazdı.

Benzer şekilde değişik diyaloglara çok denk gelir oldum. Yazışmalarda jest mimikler görünmüyor diye asla öznesiz konuşmuyorum soğuk bir görüntü vermemek adına. Karşıdakinden benzer şeyler beklerken daha da fecaat şeylerle karşılaşıyor olmak yordu beni. Bu diyalogda bir gariplik var mı? Ben mi alınganlık falan yapıyorum sizce?

Teşekkürler…
0
don’t panic
(10.09.24)
"Akıllı adamsın biraz güncelle kendini" ne alaka mesela? Birinin terfisini haber almamış olmakla zekanın ne alakası var?

Hödük bir arkadaş sanırım konuştuğunuz insan, manasız diyaloglar yaşatmış. Çok kafaya takmaya gerek yok bence.
0
salihdt
(10.09.24)
Eski işyerinden biriymiş verssne ağzının payını, papağan gibi ne abi abi abi

Hanzonun teki

Şirket gerçekten tuhaf bir yer. alakasız kişileri müdür yapıyorlar, hanzolara da yetki veriyorlar
0
respect
(10.09.24)
çok abi abi çekme. "uzakta olduğum bir yeri nasıl bilebilirim akıllılıkla ne alakası var?" diye yazıp bozacaksın. boş ego şişirmişler abiye.
0
xrated
(10.09.24)
Bende karsimdakine hocam tarzi degilde abi deme aliskanligi vardi
Eskiden. Garsonlarada abicim bakar misin falan diyordum. Cakal bi arkadasim vardi beni uyardi dedi sen bu insanlara abi cekersen seni ezmeye calisirlar kimseye abi deme bu yastan sonra. Hakkatende dogru soyledigine kanaat getirdim. Yasin kac bilmiyorum ama komseye abi dememeye calis.
0
Zetnikov
(10.09.24)
çok yavşak bir herifmiş tanımadan tiksindim. o diyaloğu okuyan aklı başında herkes tiksinmiştir. artık bu dallamayla aynı iş yerinde çalışmadığın için kendini şanslı sayabilirsin. yerinde olsam adamı engellerim. istediğini konuşsun arkamdan.
0
titanyum22
(10.09.24)
sürekli abi abi deyip durmuşsun böyle konusmak cok itici. sadece ilk seferde abi diyebilirdin. hele seninle böyle ters konusan birine inatla abi abi demen şaşırtıcı.
0
sizofren06
(10.09.24)
İnsanların sana verdikleri tepkiler kendileriyle alakalı. Bu arkadaşın nasıl bir derdi varsa artık, o gün ne yaşadıysa, kendisiyle alakalı nasıl bir ezikliği varsa sana patlamış. Muhatap bile olmazdım ben olsam. Güya seni ezerek kendisini önemli hissedecek
0
kullanicadi
(10.09.24)
kullanicadi +1
bu tür insanlar genelde "topraklama" için diğer insanları kullanıyorlar. yaptığın yanlış değil, kendini bozmadan efendice yazışmışsın. kafaya takmaya değmez, onun hanzoluğu.
0
MtKrt
(10.09.24)
x'i çekemememiş, senin üzerinden egosunu şişirmiş. bi daha muhattap olma bence böyle toksik bi insanla. kendisinden giden hiçbir şey yok ama senden insanlara yazma hevesini almış.
0
nolmus yani
(10.09.24)
malin biriyle konusmussun sadece, abartmaya gerek yok.
0
bay b
(10.09.24)
hödük +1.

bu diyalogta senle ilgili bi problem yok.

illa bulacaksan, öyle tiplere karşı sert olmak lazım. nereden bileyim abi :( dememek lazım.

bi de yine böyle tiplere soru anlamına gelecek şeyler yazarken de dikkat etmek lazım. "x kim bilmiyorum, y'ye inanmamak için ne sebebim var" falan filan gibi şeyler sağlıklı diyaloglarda anlam kazanır.
0
biseysorcaktim
(10.09.24)
Ben olsam daha ilk cevaptan sonra ya devamini getirmezdim akilli adamsa hoduklugunu anlardi yada karsiyi bozacak bir cevap verirdim.Aklimi ise yarar yerlerde kullanmayi tercih ederim vb.

Yapmayacagim tek sey boyle hodukce cevap veren birine abi cekmek olurdu
0
turkuaz
(10.09.24)
Sizin hatanız, bu kişi abuk konuştukça iyi niyetli davranmak olmuş. Muhabbetinizi bilmeden yorum yapmak doğru olmaz ama adam açıkca size veya bahsettiğiniz kişiye bilenmiş. Bunu anladığınız anda muhabbeti kesmeniz veya beni ilgilendirmez demeniz lazımdı.

Bu kişiyle muhabbeti minimumda tutun, mümkünse görüşmeyin.

Toptancı tepkiler vermek doğru değil. Kurunun yanında yaşları da yakmayın! Ancak size karşı, yazdıklarınıza karşı bu şekil davranan kişilere yazmayın. Yazmak zorunda kalırsanız da resmi tutun, az yazın.


.
0
kartallar yuksek ucar
(10.09.24)
upgrade olmak iş hayatında ne demek bilmiyorum ama bence x'i kıskanıyor bu lavuk.
hatta y'den de hoşlanmıyor.
bu gibi sebeplerden dolayı kendini pek iyi hissetmiyor sana üstünlük kurmaya çalışarak egosunu beslemek istemiş.
ilk cevabından sonra ya haddini bildirecektin, ya da cevapsız bırakacaktın.
0
abelardo
(10.09.24)
söv geç
0
NowWeAreFree
(10.09.24)
Fazlasıyla küstah ve dikkate almaya değmeyen bir profil gibi duruyor
0
kondansator
(10.09.24)
(28)

Markette parası çıkışmayan çocuğa yardım edilmeli mi edilmemeli mi?

ananiyimioguz
Bazen markette kasada beklerken veya tam kasadan ayrılacakken kucuk bir çocuğun parasinin yetmediği durumlar oluyor. O da üzülüyor, ya bırakıyor ya da değiştiriyor falan. Araya girip üstünü ödemek istiyorum. Ama bu cocugun gelisimi acisindan saglikli midir bilemedim. Yani pedagojik acindan saglikli
Bazen markette kasada beklerken veya tam kasadan ayrılacakken kucuk bir çocuğun parasinin yetmediği durumlar oluyor. O da üzülüyor, ya bırakıyor ya da değiştiriyor falan. Araya girip üstünü ödemek istiyorum. Ama bu cocugun gelisimi acisindan saglikli midir bilemedim. Yani pedagojik acindan saglikli midir? Bu bir öğrenme süreci aşamasıdır ve karışmamak mı lazım? Ama yardim etsem mutlu olacak ve iyiliği de görecek, ileride o da birisine yardim edecek belki. Nasil davranmak lazim?
0
ananiyimioguz
(09.09.24)
Ben normalde vicdansız bir insanımdır sokak hayvanları dışında hiçbir şeyi düşünmem çocukları da sevmem ama markette öyle bir şey olunca otomatik olarak "kardeşim ben öderim" diyorum kasiyere niye öyle oluyor bilmiyorum ama sağlıklıdır sağlıksızdır çok da umurumda değil açıkçası.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(09.09.24)
İki kez yardım ettim.
Duygu sömürüsüyle dilenme sektörü oluşturacağına inandığımdan vazgeçtim.
0
Mirket
(09.09.24)
Bu kadar realist olmaya gerek var mı ya çocuk 2 ekmek almış canı çikolata çekmiş onu da almış ama parası çıkışmamış, bu çocuğun çikolata parasını ödeyince "vay keriz" deyip bir aşama ileriye götürerek "o zaman ben dilenip daha çok para kazanayım" diyerek dilencilik yapmayacaktır bence, paranız o kadar tatlı gelmez kimseye.
0
Bir ben var benden şurada
(09.09.24)
Eğer izin verirsen... minvalinde konuşmak lazım çocuklarla. Yani şu da ihtimal dışı değil, ödersiniz, gidip evde anlatır, azar işitir... sormasanız da bu ihtimal var da, mesela direkt odeyivermek bence biraz yok saymak da oluyor. Belki vazgececek, belki harçlığını biriktirmisti, yarın alacak, belki yanina para alirken yanlis saydi parayı... vb. bence en iyisi sormak ve izin istemek.
0
encokbenisevinnolur
(09.09.24)
Denk gelme sıklığına bağlı. Bunu mesleğe çevirip enayi parası yiyen çok. Gerçi öyle bir durum olsa sonrasında kasiyer kesin bir şey der. Onun dışında kesinlikle yanlış bir durum olduğunu düşünüyorum. 13+ olsa neyse ama aksi durumda çocuklara, yabancı büyük insanların maddi yardımcı olabileceğini gösteriyorsunuz. Bugün siz iyi niyetli olarak üstünü tamamlarsınız yarın benzer beklentide karşılığını isteyen bir "büyük" çıkar. Dünya hayalinizdeki kadar masum değil.
0
nawar
(09.09.24)
gereksiz. parasinin yetecegi aburcuburu alsin. hepimiz bu yasimizda dikkat ediyoruz butce, harcama vs.

bir de bu kac yasinda cocuk. normalde markette alisveris yapacak yastaki cocugun kasaya gelmeden once neyin ne kadar tuttugunu hesaplayabilmesi lazim.
0
hot potato
(09.09.24)
edilmemeli. paran yoksa alamazsin. bunu cocuk yasta ögrenemezse sonra daha cok üzülür. bu benim fikrim tabii sadece.

ona verilen parayla yetinmesi lazim. o para ona az geliyorsa da calismasi gerek.
0
robert bosch
(09.09.24)
Pedagoji falan, mahelle baskısı dinlemiyorum.
kanımızda var yardım etmek.
ben anında ödüyorum.
Bir kaç kez denk geldim böyle.

Çocuğın gelişimine yardımcı olacaksa bayramda da harçlık vermeyelim
Kazanmayı hayata tutunmayı kendi öğrensin o halde(!)

Burada çocuğun manen gelişime yardımcı olacak şey beleşe konması değil, büyüdüğünde onunda zorda kalan birine yardım etme hissinin şiödiden uyanmasıdır.
0
diyecevaplandı
(09.09.24)
hiç denk gelmedim ben ama gelsem öderdim.
0
floydian
(09.09.24)
Tabii ki. Büyüyünce bile insanın aklında kalıyor böyle şeyler. Sevgi dolu anıları olsun.
0
visnebahcesi
(09.09.24)
Yardım edilmemeli bence. Burada ben yardımcı olurum, parasını öderim diyen arkadaşlar sizler bence iyi insanlarsınız ama o çocuğun karşısına her zaman sizin gibi insanlar çıkmayabilir. O çikolatanın parasını ödemek yoluyla o çocukla iletişim kurup kandırmaya çalışan bir sapık da çıkabilir karşısına. Çocuk tanımadığı birisinin ona çikolata ya da herhangi bir ihtiyacını alabileceği fikrini kafasında normalleştirmemeli.

Annelerin ve babaların da özellikle çocuklarına her fırsatta tanımadığı kişilerle konusmamasını, soru sorarsa cevap vermemesini ve ona herhangi bir şey almayı teklif ettiğinde kabul etmemesi gerektiğini öğretmesi lazım.

Bir de istediğimiz bir şeye her istediğimiz anda sahip olamıyoruz. Bazen bunun için yıllarca mücadele etmemiz gerekiyor ve bazen ne yaparsak yapalım sahip olamıyoruz. Bu vesileyle bunu da öğrenmiş olur. Çünkü hayat o çocuğa da prens / prenses muamelesi yapmayacak.
0
rock n roll
(09.09.24)
Valla keşke bana da küçükken markette, bakkalda param çıkışmadığında yardım eden birileri çıksaydı, o zaman eve geldiğimde işçi babamı görüp üzülmezdim belki o kadar.
Eminim ki yıllar boyu gülümseyerek hatırlardım böyle yardım eden biri olsaydı. Bu tarz garibanlık hissettiren anlar bence daha travmatik bir çocuk için.
Ben o yüzden şu an markette denk geldikçe güzel bir üslupla yardımcı oluyorum gördüğüm çocuklara.

Şimdi geriye dönüp bakınca görüyorum ki, garibanlık anları çocukluk hatıralarında büyük yer kaplıyor ve aksine inanın sizin dediğiniz şey pedagojik yönden olumsuz etkilemez çocukları.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(09.09.24)
Anasının babasının sorunu beni ilgilendirmez. ben yardım etmem.
0
my fault
(09.09.24)
banane yav. ayrıca benim çocuğuma da yardım edilmesini istemezdim. bu sefer alışkanlık haline getirebilir. sezercik filmlerini azaltın amcalar
0
titanyum22
(09.09.24)
@ diyecevaplandı, evet hatta artık bazı çocuklar özellikle de bayramlarda akrabaları para olarak görmeye başladılar. akrabaları göreyim ziyaret edeyim değil para alalım kafasında olan çok çocuk var.

bir keresinde bir misafirlikteyim, kimsenin yanında nakit yokmuş. ziyarete gelen akraba çocuklar geldiler el öptüler falan, sonra kimse para vermedi diye ağladılar.

bunda yetişkinlerin de sıkıntısı var. sen sevgi verme, bağ kurma, sadece ne istiyorsa onu al, ayda yılda bir gördüğünde de sadece para ver, başka bir sorununu çözme, derdini dinleme, yanında olma... e çocuklar da seni para olarak görür tabi.

meraklı konuşkan çocuk da pek kalmadı. sohbet etmiyorlar, soru sormuyorlar. tüketim toplumu çocuklarından ne bekliyoruz ki.
0
🌸ananiyimioguz
(09.09.24)
gelişimsel açıdan annesi babası abisi yapsa sıkıntı, ama siz yapsanız sizdekinin tesiri tatlı bir anı olarak kalabilir. geilşimse derdiniz yapabilirsiniz, ama yapmazsanız da hayata dair güzel bir tecrübe öğrenecek çocuk, o da kötü bi senaryo değil.
0
damba
(09.09.24)
ben yardım etmem.
0
abelardo
(09.09.24)
Hayir etmem.

Biz de çocuk olduk ki çocukken market vs bilmezdik bile hiç. Ne aliyorsak ya hesabini yapardik(sonraki yaslarda) ya da veresiye yazdirirdik.

O yüzden kasada çocuklara yardim etmeyi vs çok cahilce buluyorum.
0
Yourcousinmarvinberry
(10.09.24)
olm ben yardim ederim diyecektim de yorumlari okudum, baya moralim bozuldu.

bence turkiye harbiden bombok bir yere dogru gidiyor, eskiden boyle seylerin mevzusu bile olmazdi.
0
cooperr
(10.09.24)
ben pinti biriyimdir ama bu durumda ederim. dilenciye para vermem asla. bu durumda süreç doğal ilerliyor. çok şüphelenmedikten sonra yardım ederim
0
ferenc
(10.09.24)
çingene çocukları hariç yardım ediyorum ederim.
neden çingeneler hariç? çünkü onlar o tarz işleri meslek olarak yapıyorlar.
0
nuisance2
(10.09.24)
Market alışverişlerini genelde uygulamalar üzerinden yaptığım için pek denk gelmiyorum ama denk gelirsem veririm ya o kadar da değil. Hayatımda bi tane bile dilenciye para vermedim de bi çocuğun alacağı çikolatadan duygu istismarı edileceksem de edileyim yani ki ben de çocukları pek sevmem
0
nundu
(10.09.24)
Ben yardım etmiyorum. farklı bir şey yapıyorum.
bakıyorum eğer sıradaki çocuk abur cubur almış, yani evden sipariş edilmiş bir şey almıyorsa, çikolata, cips, gazoz vb. şeyler varsa elinde soruyorum, sen mi yiyeceksin onları diye, evet derse tamam geç koy poşete para verme, harçlığın sana kalsın çok da bunlardan yeme deyip gönderiyorum çocuğu, kendi alacaklarımla birlikte kasiyerden geçmesini rica ediyorum. çoğunlukla okul çıkışı çocuklar eve gitmeden giriyor marketlere kalan harçlıklarını abur cubura yatırıyorlar. o saatlerde denk geliyorum ben.
dilenciye bir şey verirken bile başımın gözümün sadakası olsun tadında bir karşılık beklerken, bir çeşit beklentiye girerken, burada bir çocuğu mutlu etmek kadar anlık ve soyut bir beklentinin bu iş için yeterli olduğunu düşünüyorum. fazlası samimi değil, çıkar hesabı.
0
erty_ksk
(10.09.24)
Arkadaslar çok duygusal insanlarsınız ben de aşırı duygusal biriyim ama çocuklarımızı koruyabilmemiz için bazen duygusal değil de biraz daha katı olmamız gerekiyor. Çocuklar, kim iyi niyetli kim kötü niyetli bunu ayiramazlar. Senin iyi niyetli yaklaşımın o çocuğun kafasında herkes iyi niyetli algısı yaratabilir herkese guvenebilirler. İşte sıkıntı burada başlıyor. Hiç kimsenin çocuğunun çikolata, meyve suyu parasını ödemeyin. Annesi ve babası çikolata, meyve suyu alamiyorsa da bir zahmet dünyaya çocuk getirmesinler. Bunu aşağılama amaçlı söylemiyorum, bu hayatın gerçeği. Ben çocuğuma meyve suyu bile alamayacak durumdaysam dünyaya çocuk getirmemeliyim. Çünkü basit bir çikolata, meyve su vs. bunları bile alamiyorsam ben hiçbir şeyi alamam.

Çocuklarımızı koruyabilmemiz için bütün duygu ve davranış biçimlerimizi tekrar gözden geçirmeliyiz. Bazen katı olmak iyidir.
0
rock n roll
(10.09.24)
ben soyle yapiyorum.
posetlerimi doldurmama yardim etmen karsiliginda ben de sana yardimci olurum diyorum. kasadan posetlere doldururken posetimi tutarsa cikarip ustumde ne kadar bozuk varsa 30/40 veriyorum calistigin emegin karsiligi diye.
boylelikle bir seyler alabilmek icin para, o parayi da elde edebilmek icin karsiliginda emek/zaman vermesi gerektigini de ogrenmis oluyor.

bos dilenenlere asla bir sey vermem. ama su satan mendil satanlar olursa onlara da okeyim.
0
turbo sadık
(10.09.24)
rock n roll sen bizi neden ikna etmeye çalışıyorsun ki bizim için doğru olan bu senin doğrun oysa sen yardımcı olma insanlara, biz olmak istiyoruz bizim vicdanımız görmezden gelmeye izin vermiyor sanki ülkemizde her şey çok doğru çok süper de parası çıkışmayan çocuğa yardımcı olmak hatalı oldu hayret bişi.
0
Bir ben var benden şurada
(10.09.24)
@bir ben var benden şurada; bazı konularda ikna etmek zorundayız insanları. Çünkü bazı doğrular, pedofili denen sapıkların işine yarayabilir. O çocuk istediği şeyi alamayıp kasada bırakmak zorunda kaldığında emin ol ben de üzülüyorum ve senin zannettiğin gibi vicdansız değilim hatta tam tersi aşırı vicdanlı bir insanım. Hiçbir şeyi de görmezden gelmiyorum.

Sen iyi niyetli yaklasirsin çocuk bir yabancının ona gerektiğinde çikolata alabileceği algısını onda oluşturur yarın sapikla karşılaştığında onu da iyi zanneder.
0
rock n roll
(10.09.24)
İlkokuldayken bi kere dolmuşa param olduğunu sanarak binmiştim ve 50 kuruşum çıkışmamıştı. Yanimda oturan adam sağolsun tamamladı, neredeyse 30 sene geçmiş hala unutmam o anı. Çok utandım ama çok da minnettar kaldım. Bana denk gelse o anı hatırlayıp yardım ederim.
0
mirty
(10.09.24)
(10)

1 günlük çalışma ücretini isteyeyim mı?

fakat
Yani rasyonel olarak sanırım elbette denilecek ama sormadan da edemedim.:)Şimdi bir restoranda bir gün çalıştım, ortamı beğenmedim, yani personele 2.5 fanta bile çok görüldü, şaka değil bak sarı kola bile alınmadı. Verdikleri yemek de soğuk sandviç, ilk defa bu kadar değer vermemek gördüm, yani 9 sa
Yani rasyonel olarak sanırım elbette denilecek ama sormadan da edemedim.:)

Şimdi bir restoranda bir gün çalıştım, ortamı beğenmedim, yani personele 2.5 fanta bile çok görüldü, şaka değil bak sarı kola bile alınmadı. Verdikleri yemek de soğuk sandviç, ilk defa bu kadar değer vermemek gördüm, yani 9 saat çalışmaya bu mu?

Tabi ertesi gün gitmedim, mesaj attım, gelemeyecegim falan diyerek.

Şimdi sonuçta 1 gün çalıştım. Onun parasını isteyeyim mı, hiç verelim falan demedi. En geç önümüzdeki ay, 5-10 arası yatacakti.
0
fakat
(06.09.24)
Acayip ikilemde kaldim, ben istemezdim sanirim. Ancak sunu da soyleyeyim, isverenin bunu sorgusuz falan odemesi gerekir diye dusunuyorum. Bir riske girdi size ise aldi, 1 guncuk kaybi var, ki kayip bile sayilmaz calistiniz sonucta.
0
mbond
(07.09.24)
1 gün çalıştığım bir işyeri olmuştu. 1 günlük sgk primini yatırmışlardı. ücreti yatırmamışlardı. ben de istememiştim.
0
abelardo
(07.09.24)
bence rasyonel cevap burda evet degil ama sen bilirsin :)
0
cooperr
(07.09.24)
1 gunluk ucret icin agiz kokularini cekmeye degmez.
0
antikadimag
(07.09.24)
İşten mazeretsiz kaçmışsın. İstesen bile vereceklerinden emin değilim
0
etna
(07.09.24)
Mutlaka ara sor. Yıllar önce 3 gün bir firmada çalışup ani kararla ayrılmıştım.

İki ay sonra aradılar içerde paranız var niye almıyorsunuz diye.
0
hebanon
(07.09.24)
boyle sacma ikilemler sadece bizim cografyaya ozgu sanirim. ara sor. muhtemelen vermeyecekler ve arkandan suna bak 1 gunun parasini bile istiyor diyecekler ama bu tamamen ortadogulu comar kafasi. 1 saat calissan bile hakkini isteyeceksin. sonucta o kadar belge, emek vs.. harcamissin.
0
buenosdias
(07.09.24)
kesinkli iban atıp talep ediniz. Emeğinin karşılığını her türlü vermek zorunda deneme süresi diye bir şey var iş hayatında.
0
cancoskn
(07.09.24)
Sigorta yaptiysa zaten sigortadan cikmak icin kagit imzalamaya gidicen o sirada da verilir para. Benim de 1 gun calistigim yer olmustu.

Ama orada sigorta da yoktu herhalde ilk gunden. O yuzden arada yasal bi sey yok. Vermez oyle biri ama iste tabii ki. Istememen sacma olur. Hatta iste, vermem derse ustele. Gene vermiyorsa da hakkim haram olsun de cik.
0
Kittie
(07.09.24)
Oluru bence şu, mesajla:
Y tarihindeki 9 saatlik çalışmamın ücretini henüz gondermediniz, 9 saat çalıştım ve anlaştığımız asgari ücrete göre net ücret olan 75,56 TL'yi hesabıma göndermenizi bekliyorum. Aksi takdirde yetkili mercilere bildirecegimi bilmenizi isterim.
0
encokbenisevinnolur
(07.09.24)
(6)

Bir insan dunyaca unlu olunca nerede yasayabilir?

Zetnikov
Sorum su aslinda mesela adam messi yada michael jackson nereye gitse taniniyor nefes alma yokBu insanlar nereye tasiniyorlarYadaNerede takiliyorlarTum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlarMerak ettimNot : fakirim
Sorum su aslinda mesela adam messi yada michael jackson nereye gitse taniniyor nefes alma yok

Bu insanlar nereye tasiniyorlar
Yada
Nerede takiliyorlar

Tum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlar

Merak ettim

Not : fakirim
0
Zetnikov
(04.09.24)
Nerede yaşamak isterse orada yaşıyorlar. Malikane gibi bahçe içinde evlerde oturdukları için o eve giren çıkan arabaların hangisinde o ünlü var sen bilmiyorsun eğer ünlü görünmek istemezse. bu sayede her yere gidip geliyorlar istedikleri gibi. alışveriş vs zaten mağaza kapatıldığı için yine görmüyorsun arkadaşlar arka kapıdan girip çıkıp ne isterlerse ulaşıp yaşıyorlar. daha çok da yatlarda otellerde vs takıldığından ve onların otellerinde sen ben olmayıp multi zenginler olduğundan onlar da öyle messiiiieeeee diye bağırıp üstlerini başlarını yırtmıyor zaten. o yüzden elit ortam elit yaşam sen ben anlamayız. boşver yorma kafanı bu işlerle, ekmek kaç para sizin semtte :)

Not: nota gerek yoktu biz anladık onu :)
0
erty_ksk
(04.09.24)
los angeles, new york. burada yasiyorlar. sapka, gozluk ile cikinca taninmadan geziyorlar.
0
antikadimag
(04.09.24)
Evleri internette var görebilirsiniz

Evler güvenlikli oluyor zaten, muhitler de yine çok ulaşılabilir yerler değil. Gidilecek yerlere de yürüyerek veya toplu taşımayla gitmiyorlar (haliyle) arabalar vs. kullanılıyor. Gittikleri yerler de yine "exclusive" tabir edilen, herkesin ya maddi olarak karşılayamayacağı ya da zaten hiç giremeyeceği yerler, parklar, havuzlar, golf sahaları vs. aklınıza ne gelirse tarzında mekanlar. Bu tip yerlerde çok rahatsız edilmiyorlar zaten. Şehir görüleceği zaman da bol aksesuar kullanılarak gizlenme olayı gerçekten yapılıyor (gözlük, şal, bandana, şapka, kapüşon, atkı, bere vs.) arada birileri tanıyınca internete düşüyor hemen.
0
akhenaten
(04.09.24)
yine kafada büyütülmüş bir olay daha

messi miami ve barcelonada yaşıyor
www.magicbricks.com

michael jackson california'da yaşıyordu
www.wikiwand.com

Tum zenginler hergun birinin evinde mi bulusup parti yapiyorlar:
hayır tabi ki
0
abelardo
(04.09.24)
şapka ve gözlük taksa adamı tanıman çok zor.

bilerek magazincilere haber verenler var onlar dümen peşinde.
0
OgutucuRecep
(04.09.24)
bir de şöyle bir durum var. bir rock star tanıyorum, 65'in üstü.. türkiyede çok tanınmıyor. amerikada ingilterede ünlü.. baya beşiktaşta evi var eşiyle. konser turne vb olduğunda uçağa atlayıp gidiyor.. :)
0
jeanluc
(05.09.24)
(21)

Dusuk maas tekliflerinden ise giremiyorum

Kittie
Bir suru is buluyorum.En son buldugum iste sizinle mutlaka calismak isteriz, butun kriterlerimize uygunsunuz falan dediler. Unlu bir sirket ayni zamanda.Pozisyon da dusuk seviye degil.Maas beklentiniz ne dendi.Ucuk rakam bile soylemedim. Kit kanaat gecinebilecegim bir rakam soyledim.Ama bunlarin tek
Bir suru is buluyorum.
En son buldugum iste sizinle mutlaka calismak isteriz, butun kriterlerimize uygunsunuz falan dediler. Unlu bir sirket ayni zamanda.
Pozisyon da dusuk seviye degil.
Maas beklentiniz ne dendi.
Ucuk rakam bile soylemedim. Kit kanaat gecinebilecegim bir rakam soyledim.
Ama bunlarin teklifi 27 bindi :))
Hic oluru yok mu sizinle calismayi cok istiyoruz diyorlar bir de.
Dedim imkansiz. Isler cok durgun, ekonominin hali malum verebilecegimiz rakam bu dediler. Benim ekonomim nolacak?! Bi de dedi yeni yilda tekrar arayalim sizi, yeni butcemizle tekrar konusalim. E ben yeni yilda yeni rakam isticem zaten gene bulusamayacagiz ayni seviyede.

Baska bir yerle 2 gorusme yaptim. Her sey cok iyiydi.
Maas beklentisini de iceren bi form verdiler.
Bunu doldurun size donucez dediler.
Doldurdum. Donus olmadi. Aradim, baska adaya karar verdik dediler.
Formda ivir zivir yaziyordu, belirleyici tek sey maas beklentisiydi. Dusuk rakam yazan kazandi diye dusunuyorum.

Linkedinden basvuru yapiyorum. Yabanci firma. Salary: ulkenizdeki asgari ucret.
Saka mi bu?! Entry level ariyor sanki.
Ki entry levela bile asgari vermek ayip.

Napicam ben boyle? Is artik emegimi somurtmenin otesine gecmis. Gecinemeyecegim maaslar teklif ediliyor. Kit kanaat bile gecinilmez.

Bir de ise gitmek de para istiyor. Kiyafet, sosyallesme vs. Gercekten ise gitmek zarara sokacak nerdeyse.

Nasil bir yol izlemeliyim?
0
Kittie
(01.09.24)
Başlığa güldüm, işe ihtiyacın var mı yok mu onu anlaman lazım önce.
0
Bruce
(01.09.24)
Gerçekten haklı bir isyan. Aldığım para hiçbir şeye yetmiyor, eksiye girmeye devam ediyorum. Herkes için durum böyle. Geçinmeye yetecek paraları alanlar muhtemelen yurtdışına çalışıyor. Çevremde 70-80 yani geçinmeye yetecek parayı alan yok.
0
pavlis
(01.09.24)
Bruce: ise ihtiyacim var hem de cok ama ihtiyacim var diye de bunlara tamam mi demeliyiz? Galiba sen de bu tur bir isverensin.
0
🌸Kittie
(01.09.24)
Size bir iş için 27bin tl teklif ediliyorsa, o işi yapabilecek rasgele sokaktan bile çevrilebilecek milyon tane insan vardır.

Asgari ücreti şaka olarak niteleme vs. Bunlar biraz nahoş bir bakış açısı.

Bunu durumu idrak etmeniz için söylüyorum. Küçümsemek için değil. Çünkü bazı şeyleri objektif bir şekilde, kendinize samimi olarak kafanızda oturturanız muhtemelen hem iş bulma süreciniz hem de çoğu iş verene makul gelmeyen beklentileriniz daha makul seviyelere inecektir.

Ben olsam, bana en uygun işi kabul edip yükselmenin ve kendime birşeyler katmanın çabasına girerdim.
0
saturn
(01.09.24)
@Kittie, mülakata girdiğin şirketleri ve pozisyonları yaz, piyasadaki maaş aralıklarını söyleyeyim. Sonra yetkinliklerin üzerine konuşur, overqualified kaldığına karar verirsek daha üst pozisyon-şirketlere başvurman üzerinden plan yaparız.

Ya da bu adımların birinde takılırız, sonrası için @saturn'ün cevabına yönlendiririm seni.
0
Bruce
(01.09.24)
Biliyordum cevaplarin bu sekilde olacagini ama dusundugunuz gibi degil. Rastgele milyonlar falan... neyse evet ya ben niteliksiz olup kendini dahi sanan biriyim :(
0
🌸Kittie
(01.09.24)
Döngü kabaca şu: küresel ekonomik şartlar>bölgesel ekonomik şartlar>sektörel ekonomik şartlar> ikamet ettiğiniz şehirdeki sektorel ve bundan bağımsız (kira vb temel geçim masraflari) şartlar...

Buna göre herhangi bir pozisyon için bir piyasa fiyatı oluşuyor.

Şimdi sizin söylediklerinizin adresi işveren ya da sektör değil. Öyle sunuluyorsa (maalesef) ya kabul et ya terket durumunu oluşturan bir sistem var.

En mantıklısı maaşın artma ihtimali yüksek bir yerde çalışmak. Belki isyeri ortamının daha kurumsal daha huzurlu olanı. Kötünün daha az kötüsü.

Ötesine çözüm bulursanız lütfen buradan duyurun, ben de gidip o çözümü uygulayacağım.
0
encokbenisevinnolur
(01.09.24)
maaşlı bir çalışan olarak mevcut halime gelene kadar saçma sapan çok işte çalıştım, düşük maaşlara çalıştım, hayatı sorgulayacak hale geldim, lan dedim ya ben beceriksizim ya da çok şanssızım.

neyse ki şanssızmışım, bir yerde şansım döndü sonunda.

piyasada durgunluk var, yurtdışı ile iş yapmayan adam zaten zorda yalnız her zaman işi gerçekten bilen adam aranıyor.

asgari ücret zaten çok düşük kaldı, kendisini buna endeksleyen çoğu şirket zam yapmadı, haliyle size teklif edilen maaş 8 ay öncesinin maaşı olmalıydı en az.

bence bakışın salt maaş olmasın, çok kurumsal bir yer olmasın ama potansiyeli olsun. çok kurumsal bir yerde gelebileceğin yer belli. ya da böyle ucuz işgücüne dayanan şirketler, insan kendisini güvende hissedemez.
0
kimlanbu
(01.09.24)
Çok haklısın. Dengeler iyice şaştı. Ümit kaybetmeden denemeye devam. Kabul edebileceğin minimum şartları bulunca girip daha iyi şartlarda iş bulana kadar iş bakmaya devam edeceksin. Başka alternatifin olsa yapardın zaten.

Geçmiş olsun, umarım iyi gelişmeler olur.
0
gabe h coud
(01.09.24)
"Size bir iş için 27bin tl teklif ediliyorsa, o işi yapabilecek rasgele sokaktan bile çevrilebilecek milyon tane insan vardır"

daha saçma bir şey duyduğumu sanmıyorum. gayet yabancı dil ve eğitim gerektiren işlere komik paralar teklif ediliyor. ülkede hiçbir denetim olmadığı için patronlar fiyatları düşürdükçe düşürüyor, nasılsa ihtiyacı olan biri gelir işi alır diye düşünüyorlar çünkü insanlar arasında hastası olan borcu olan çok var. patronlar hamuduyla götürürken kalifiye elemana asgari ücret veriyor kuşa yem atar gibi. her zaman derim, bu ülkede işsizlik sorunı yok, aç gözlü patron sorunu var. üç kuruşa üç kişinin yapması gereken işi bir kişiye yükleyerek denetimsiz iş yapıyorlar. 100 milyonluk ülkede 500 bin mühendise de, 500 bin muhasebeciye de ihtiyaç var. ama patronlar ahlaksız olduğu için bunca işi 100 bin kişiye yığıp işsiz kalanları da iş beğenmemekle suçluyorlar.

z kuşağını çok gömüyorlar ama evde oturmayı seçen insanlar sonuna kadar haklılar. o yüzden sen haklısın kardeşim. devlet başa geçmedikçe bu kuzgunları leşlerden kaldıramayacağız.
0
titanyum22
(01.09.24)
Mesleğiniz nedir hocam ?
0
Yılmaz920
(02.09.24)
Çok iş arayan var ve bunu biliyorlar. Kimi sömürebiliriz diye bakıyorlar. Yaşamaya yetmeyen bir gelirle çalışmamak da mantıklı. Kendini geliştirmeye harca vaktini. Gerekirse bir ticaret öğren falan..
0
ferenc
(02.09.24)
Bu isverenlerin...

Vallaha kittie pek seçenek yok :/ ya bir is kabul edip o sıra yenisine bakacaksin ya da belki bir kariyer değişikliği. Yoksa şu an mevcut durumda ülkede sömürü var, karin tokluğuna çalıştırma var.
0
logisticsmanager
(02.09.24)
iş işteyken bulunur.
maaş hariç diğer şartlarını beğendiğiniz bir iş teklifini kabul edin.
sonra çalışırken tekrar iş ararsınız.
0
nuisance2
(02.09.24)
benim anlamadıgım şu: geçinemeyeceğini düşündüğün için maaşı beğenmiyorsun ama şu an çalışmıyorsun. peki çalışmadan nasıl geçiniyorsun?
eğer çalışmadan geçinecek kadar ek gelirin varsa bruce'ın cevabına geliyor olay. işe ihtiyacın olmayabilir.
eğer işe maddi olarak ihtiyacın varsa en optimum olan işi seçmelisin. çalışırken terfi alarak veya iş değiştirerek gelirini artırmayı denemelisin.
eğer işe maddi değil başka sebeplerle ihtiyacın varsa ona en uygun işi seçmelisin.
veya çalışmamaya devam etmelisin.
0
abelardo
(02.09.24)
Abelardo: eriyen bir birikimim var. Ama olay bu duzenin degismemesi. Her gecen gun ulke hepten somuruye gidiyor. Emegimi yedirmekten biktim. Ic dokme duyurusu bu biraz da.
0
🌸Kittie
(02.09.24)
@kittie anlıyorum, emeğin değeri hiç olmaması gerektiği kadar düşük maalesef. ben şöyle düşünüyorum, bu yalnızca özel sektör için geçerli. kamuda emek çok kıymetli, hatta hiç emek vermediği halde hem maaş hem statü olarak çok iyi durumda olan kamu çalışanları var. patronlar zaten emek sömürüsünden ve paradan para kazanıyor. tüm ülkenin yükü özel sektör çalışanlarına yüklenmiş durumda. herkes kendisini bir şekilde bu çıkmazdan çıkarmanın yolunu bulmalı. aksi halde özel sektör çalışanlarının birlik olup herhangi bir şekilde bunun değişmesi için baskı yapabileceklerini sanmıyorum.
0
abelardo
(02.09.24)
Bu iş arz talep meselesi. O işi daha ucuza yapan birisi varsa, o işe alınır. Çalışanda aranan nitelikler çok olabilir. Bu durumda:

1. ihtimal: Aranan kriterleri karşılayan ve 27 bin liraya çalışabilecek birilerini bulabiliyorlar.
2. ihtimal: Aranan kriterler aslında işi yapmak için gerekmiyor. Kriterleri sağlamasa bile gerçekte beklediklerini verebilecek seviyede gördükleri ve 27 bin liraya çalışacak birilerini bulabiliyorlar.


Kıyafet, sosyalleşme demişsin. Belki de 27 bin liraya işe giren kişi kredi ödüyor, kira ödüyor ve bir işe girmek zorunda. Her gün aynı şeyi giyecek ve hiç sosyalleşmeyecek vs. Bunu bilemeyiz. Kesin olan tek şey, 27 bin liraya o işi yapmayı kabul eden birileri var.

Eğer donanımlıysan ve benzer donanıma sahip kişiler piyasada daha yüksek ücretlere çalışıyorsa, gerçekten bu donanımı arayan işverenlere başvurmalısın.
0
cek
(02.09.24)
Kuzenimin arkadaşı bir şirkette iyi bir pozisyonda idi, aldığı maaş kıyafet, makyaj, yol, yemek cart curta gidiyor bana bişi kalmıyor diye istifa ettiydi seneler önce, evet, bu sosyalleşme yada presentable olabilme adına yapılan masraflar çok yüksek kesinlikle katılıyorum ancak iş, çalışırken aranır.

30 binle geçinemezsin doğru, anca yol parası, belki kiranın bir kısmını çıkartırsın ama iş işte aranır.

uzun süredir çalışmıyorum, çalıştığım dönemde istisnasız her ay mail atıp gelin görüşelim diyen firmalara işim var memnunum diyordum o dönemde, şimdi işsizim ben başvuru yapıyorum 2 hafta sonra başka adayla çalışmaya karar verdik diyorlar.

sen birinin ayağına gidersen değerini onlar belirler, onlar senin ayağına gelirse değerini sen belirlersin, bu oyunun kuralı böyle.

maaş az da olsa işe gir, sonra daha iyi firmalara başvuru yap, biraz kendini anlatan kurumsal dilde linkedin paylaşımları ile şansını arttır.

edit: linkedin dedim ama illaki linkedin diil tabii kendi alanında neresi varsa.
0
selam
(02.09.24)
Sektörünüzü, geçmiş deneyimlerinizi ve pozisyonunuzu bilsem biraz daha net bir fikrim olurdu, ama şunu önerebilirim. Filtrenizi biraz daha geniş tutmayı deneyebilirsiniz. Evet ekonomi çok kötü ve bunun için sizi sorumlu tutacak değilim, mevcut koşullarda en iyi işte çalışsanız bile hak ettiğiniz kadar kazanamayacaksınız maalesef, bu ülkenin sorunu bu. Yalnız 27 bin,asgari ücret vs bu dönemde nasıl ve kimler tarafından teklif ediliyor anlamadım. Sanıyorum beyaz yakalısınız. Geçen sene sektöründeki en hasis, sinekten yağ çıkartan ve çalışanını devamlı her koldan sömüren bir şirkette çalışıyordum, haziran 2023te maaşım 24 bindi orada bile. Birçok firma aynı pozisyon için 30-40 arası ödüyordu, bazı kalburüstü firmalar 55e kadar çıkıyordu sayıları az da olsa. Enteresan gerçekten.
0
@stubborn inferno
(02.09.24)
Şu an pek çok iş yeri, ekonomik olarak sıkıntılı. Adamlar açık açık söylemişler, "size verebileceğimiz miktar bu" diye.

"Tek kişiye 5-10 bin fazla vermekle ne olur ki?" diyebilirsiniz ama bu içerdeki tüm dengeleri değiştirir. Sizin pozisyonunuz başta olmak üzere, içerideki tüm kişilere zam yapması gerekebilir. Siz 20 bine çalışırken, aynı pozisyona, dışarıdan birinin 35 binle başlamasını kabul eder misiniz.

Mevcut ekonomik ortamda yaşamanın bir yolunu bulmanız gerekiyor. Farklı bir sektör, kendi sektörünüzde daha çok maaş alabileceğiniz bir alanda uzmanlaşma, şehir değiştirme vs. vs.


.
0
kartallar yuksek ucar
(02.09.24)
(10)

Neden çalışıyorsunuz?

sekizdokuzon
Benim için en büyük neden para kazanmak, sonra kişisel gelişim geliyor. Yaptığın işte iyi olma ve tanımadığın onlarca insanın arasında kendini ifade etme mücadelesi insana çok şey katıyor. Param olsa çalışır mıydım, çalışır ama bugünkü tavrimla çalışmazdim. Daha gözü pek, daha az kontrollü ve daha f
Benim için en büyük neden para kazanmak, sonra kişisel gelişim geliyor. Yaptığın işte iyi olma ve tanımadığın onlarca insanın arasında kendini ifade etme mücadelesi insana çok şey katıyor. Param olsa çalışır mıydım, çalışır ama bugünkü tavrimla çalışmazdim. Daha gözü pek, daha az kontrollü ve daha fazla keyif odaklı ilerlerdim.

Sizin çalışma motivasyonunuz nedir?
0
sekizdokuzon
(31.08.24)
Herkesin motivasyonu para kazanmak/daha çok para kazanmak.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(31.08.24)
4 haftadir tatildeyim. iyi güzel fakat insana mesgale de lazim. az az calissak herkes daha mutlu olur. su an calismak icin yasiyoruz.
0
robert bosch
(31.08.24)
Ben mesleğime aşığım. Çok yakın bir zamanda işten ayrıldım üzülerek. Mesleğimi yapmaya devam etmek istiyorum, uğraşıyorum bunun için. Çalışırken de hiç yorulmuyordum, hep çok dinamiktim.

Aslında mesleğim hem fiziksel hem de ruhsal olarak çok yorucu ama çok mutlu oluyorum işimi yaparken. Hiç oturmazdım bana otur biraz derlerdi oturmazdım. Saatlerin nasıl geçtiğini anlamıyordum.
0
rock n roll
(31.08.24)
Zorunluluk hocam. Haftada 3 gun calisabilcegim bi is bulsam ona gecerim. %40 maas kesintisine ok im
0
lapaz
(31.08.24)
çalışmıyorum. para için ve elalem işsiz demesin diye çalısıyordum. yeterli parayı kazandım, elalemin işsiz diyemeyeceği yaşa geldim 40, artık çalışmıyorum
0
abelardo
(31.08.24)
Para kazanmak. Parası olmasa bir dakka durmam. Mesleği seviyorum ama ülkemizde yapmayı hiç istemiyorum. Anestezi doktoruyum.
Sabit bir gelirim olsa finansal özgürlük gibi ülkeler gezip oralarda barmenlik falan yaparak yaşamak isterdim.
0
andlee
(31.08.24)
para kazanmak.
çalışmadığında sıkılmak.

işsiz kaldığın bir dönem de oldu.
kitap müzik film bir yere kadar.
çalışmayınca olmuyor.
0
tabudeviren
(31.08.24)
Aydan aya değişiyor. Bazen kirayı çıkarmak, bazen birikim yapmak, bazen zekat vermek için.
0
encokbenisevinnolur
(31.08.24)
Aileme ve sevdiklerime bakmak icin calisiyorum.
0
twelfth
(01.09.24)
Geçimi sağlamak elbette.

Buna "Parayı bulup, köşeyi vurmak" "erkenden emekli olmak" cevabını vermek isterdim. Fakat kamuda çalışıyorum ve bu kamuda aldığım maaşla mümkün değil. Ayda 3000-3500$ kazansan bile erken yaşta emekli olamazsın.

Erken yaşta emekli olmak için borsada param bekliyor.

8/5 işimi sadece geçinmek yani biyolojik ihtiyaçlarımı gidermek için yapıyorum.
0
arkady svidrigaylov
(01.09.24)
(16)

Şöyle hesapları takip eden biriyle iletişimi keser miydiniz?

duygusalatasi
https://www.instagram.com/p/C_REjBqxaCO/https://www.instagram.com/p/C_BNU7bsLbx/https://www.instagram.com/p/C_OKF9QMCI9/Pr filan değil. Abuk mesajlar atmayın lütfen. Yeni tanıştığım ve genel olarak sevdiğim bir arkadaşın bunları takip ettiğini gördüm ve hayal kırıklığına uğradım. Hobisidir, ilgi ala
www.instagram.com
www.instagram.com
www.instagram.com

Pr filan değil. Abuk mesajlar atmayın lütfen. Yeni tanıştığım ve genel olarak sevdiğim bir arkadaşın bunları takip ettiğini gördüm ve hayal kırıklığına uğradım. Hobisidir, ilgi alanıdır deyip normal mi karşılamalı? Bu şarlatanlara inananlara nedense hoşgörüyle bakamıyorum.
0
duygusalatasi
(31.08.24)
Gelip zorla anlatmiyorsa ilgimi çekmediği halde, iyi de anlastiysam öyle yapmam.
Dusundugunuzden başka bir takip amacı da olabilir. Instagram değil ama youtubeda gülmek için ara sıra izlediğim bu tür kanallar var mesela benim.
0
encokbenisevinnolur
(31.08.24)
kesinlikle keserim. net gerizekalilik belirtileri bunlar. astroloji, kuantum enerji menerji, secret, manifestlemek 777 falan sik sok, asi karsitligi, duz dunyacilar(bunlar en zararsizi gibi) vs diye gider. bunlarla mantik cercevesinde de tartisilmaz. zamaniniza yazik.
0
fearisthemindkiller
(31.08.24)
Senin kendi iç dünyan var, onun bir fikri ve tepkisi var. Niçin emin olamıyorsun kendinden?

Bunu deney olarak kullan, içinden geldiği gibi davranma da normal biriymiş gibi davran. Bakalım sınırlarını ne kadar zorlayacak, iç dünyan ne kadar haklı çıkacak.

@encokbenisevinnolur'a katılıyorum, zorla gelip anlatmıyorsa veya hayatının her alanına bunu uygulayan biri değilse daha bir çekilir olabilir. Ya da bu senin sınırın olabilir. Ben olsam öyle yaparım, bana zarar verebileceğini düşündüğüm noktaya kadar saygı gösteririm. Bence senin iç dünyan da böyle söylüyor.
0
muhayyer divan
(31.08.24)
kesinlikle keserim. sevdiğim biriyse ve bunları takip ettiğini görürsem o kişi gözümde sıfırlanır. geyiğine burç muhabbeti yapmayı aşan saçmalıklar bumlar, direkt -50 iq belirtisidir gözümde.
0
titanyum22
(31.08.24)
Sizin inandığınız bazı şeyleri ya da kıymet verip savunduğunuz fikirler de arkadaşlarınıza saçma gelebilir ama muhtemelen kimse bu yüzden size sırtınızı dönmüyor. Ben inanmıyorum konuşmak istemıyorum der geçersiniz lafı açılınca. Bir insanın bunlara inanması doğrudan gerizekalı yapmıyor ya kimseyi.
0
black holes in the sky
(31.08.24)
İletişim kesmek değil ama direkt etiketlerim ve o etiketin girişe engel olacağı yakınlık, samimiyet noktasını etkiler.
0
Jux
(31.08.24)
her arkadaşımızda kendimize zevkimize uymayan şeyler ararsak etrafımızda bir Allahın kulu kalmaz.
0
jamswety
(31.08.24)
İletişimi kesmesem dahi ciddi şekilde sınırlarım. İlişkinin merhaba merhabanın ötesine geçmesine izin vermem. Kendisinden kritik bir talepte bulunmam. Önemli konularda fikrini sormam.

Özetle, idare edilmesi gereken bir “hasta” olarak değerlendirir, ona göre muamele ederim.
0
10551037
(31.08.24)
O davşan kardeşin ensesine biraz reçel döküp tam üstüne şaplağı çakın ve acılarla dolu gerçek hayata bağlanmasını sağlayın.
İletişimi kesmek ayrı bir şey ama bu gibi şeylerin boş kimselerin uğraşısı olduğunu anlatın.

Burçlar vardır inanırım.bunların üstünden geleceği yorumlamak yanlış işler.
0
diyecevaplandı
(31.08.24)
Etiketlerim, yakınlık kurmam zorlaşır.

@featr +7
0
abuzer
(31.08.24)
Tabi ki etiketlerim.
Güzelse tolerans gösteririm
Burç yok astroloji yalan derim.
0
kisa
(31.08.24)
Astrolojiye takık biriyle iletişimimi belli noktada sürdürebilirim kendim zerre inanmasam da ama aşı karşıtı, düz dünyacı, saçma sapan komplocu insanlarla direkt keserim.
0
nundu
(31.08.24)
Bu tür konulara ilgi duyan, inanan, takip eden insanların hayatının geneline sirayet ediyor bu düşünceler. Hayatı bu pencerelerden yorumluyorlar ve bir noktadan sonra gerçeklik ve mantık algıları tamamen şirazeden çıkıyor. zaten zaman geçtikçe de onlar seni istemiyor çünkü verdiğin rasyonel yanıtlar, kurduğun mantıksal bağlamlar, pozitif bilim temelli açıklama istemen vb. onları öfkelendiriyor. Senin inanmıyor oluşuna inanamıyorlar ve senin zekanı sorgulamaya dahi cüret edebiliyorlar.

Zaman kaybı bu insanlar, hayat bu tür insanlara zaman ve enerji harcamak için ziyadesiyle kısa.
0
Phoebe
(31.08.24)
Şarlatan dedim diye sevgili adayımdan olmuşluğum vardır benzer durumda.

Çok bir şey kaybetmezsiniz.
0
kimlanbu
(31.08.24)
iletişimi kesmem.
0
abelardo
(31.08.24)
En komiği de bunların her şeyi bildiğini zannetmesi. Evet evet, o kimselerin bilmediği büyük sırrı bir tek sen ve saz arkadaşların çözdünüz. Astroloji neyse de komplo teorileri ve abuk sabuk dünya gizemleriyle kafayı kıranlardan koşarak kaçıyorum ben.
0
moonie
(31.08.24)
(12)

K.karti borcum yuzunden avukatlik duruma gelmisim

tantamount_to_equivalent
Tr'de yasamiyorum, is bankasi kredi kartimi arada sirada evdekilere yemek ismarlamak, hediye mediye gondermek icin kullaniyordum. Sonra mayis da mi ne kartin gecerlilik suresi doldu, eski adresime kart yollamalar, y.disina kart gonderemiyoruzlar falan defalarca sinir ettiler beni, ben de borc falan
Tr'de yasamiyorum, is bankasi kredi kartimi arada sirada evdekilere yemek ismarlamak, hediye mediye gondermek icin kullaniyordum. Sonra mayis da mi ne kartin gecerlilik suresi doldu, eski adresime kart yollamalar, y.disina kart gonderemiyoruzlar falan defalarca sinir ettiler beni, ben de borc falan odemiyorum dedim, 40000'lik borc 45000 olmus 3-4 ayda, simdi de musteri temsilcisi aramis avukatlik duruma gelmis borcunuz diye odeme istiyor. Bundan sonraki surec nedir?
0
tantamount_to_equivalent
(29.08.24)
icra yoluna gidilir. trde bir malın, banka hesabın varsa onlara haciz gelir, kredi notun da düşmüştür. bence hemen öde bekletmeden yaptığın mantıklı bir iş değil.
0
jelly bear
(29.08.24)
Abi borç ödemiyorum dersen ve ödemezsen icra açarlar. O parayı alırlar. Banka hesaplarına haciz, malına mülküne, arsana, arabana vs. haciz koyarlar bir şekilde alırlar. Bundan sonraki süreç parayı ödemezsen kaybedeceğin bir savaşa girmek olur. Buradaki sorular da...
0
Shepard
(29.08.24)
Hocam yurtdışında olmanın verdiği özgüvenle "ben de borç falan ödemiyorum" demek çok mantıksız, yani bu senin borcun en nihayetinde ödemediğin her an sana zarar bankaya hiçbir şey olmuyor banka öyle veya böyle alacak senden bear anlatmış zaten nasıl olduğunu ama asıl rezillik dosyan avukatlara verildiğinde sadece seni taciz etmeyecekler anneni arayacaklar babanı arayacaklar halanın kızını amcanın oğlunu arayacaklar söyleyin borcunu ödesin diye, o arada borcun da katlanacak, pis bir süreç yani hiç o toplara girmeden öde geç sonra hesabını kapatırsın istiyorsan.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.08.24)
90 gün borç ödenmezse yasal takip aşamasına geçilir. Banka çeşitli kanallardan sana ve yakınlarına ulaşmaya çalışacaktır. Seninki bu noktada. Ödememeye devam ettiğinde işin içinde avukatlık vb. masraflar da girecek.

Birkaç ay daha ödemezsen bankalar alacaklarını varlık yönetim şirketlerine satıyorlar. Seninki de satılırsa çooook rezillik çekersin. Tacizin bini bir para. Ayrıca bankaların kara listesine girersin ki yarın bir gün işin düşerse çok sorun olur. Mesela Türkiye'de para transferi yaparsın, bir de bakmışsın paraya bloke konmuş. Hiç önermem.

TR'de yaşamayan biri Türk bankalarındaki tüm kredili hesaplarını bence kapamalı, vadesiz TL ve USD-EUR hesapları bırakmalı. Yoksa uğraşır durursun. Bulunduğun ülkeden kredi kartını kullanmanı öneririm.
0
Lethe
(29.08.24)
Türkiyeye girerken sorun yasarsin.
0
robert bosch
(29.08.24)
Ayrica kredin puanin düsmüstür. Ev kredisi vs durumlarinda sorun yasarsin.
0
robert bosch
(29.08.24)
sirkete sinir olmak ile aldigin borcu ödemek arasinda nasil bir bag kurabildin ki? ben de kredi kartimi aldigim bankaya son alisverisimde sinir oldum. dedim, kapatin hemen. ben de o kapanacagi tarihe kadar su anki ben borcumu ödeyecegim, baska kullanim da yapmayacagim dedim. hemen pesine baska bankadan kart aldim.
borc ve sirkete sinir olmak baska seyler. sirkete sinir olduysan kartini kapatirsin ama borc senin borcun.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.08.24)
beni sinir ettiler ben de borc falan odemiyorum demek de ayri bir rahatlikmis, karsinizdaki finansal bir kurulus aman odemiyorsa odemesin demesini mi bekliyordunuz anlamadim?

avukat size ulasmaya calisir muhtemelen ulasamaz, sonra icraya gider muhtemelen ikametgah y.disindaysa nasil olur bilemiyorum bilen varsa yazar belki ogreniriz.

son tahlilde basiniza bela olur her sekilde ama.
0
bay b
(29.08.24)
Süreç; idari takip - yasal takip - icra takibi - haciz şeklinde ilerliyor.

Yasal takip sürecinde borcunuzu ödemeli ya da yapılandırmak için başvurmalısınız. Eğer yapmazsanız icradan ödeme emri gelir ve yine borcunuzu ödemeli ya da yapılandırma konusunda anlaşmalısınız dikkate almazsanız haciz için mal beyanı yapmanız gerekir. Haczedecek bir şeyiniz yoksa (mal varlığı, maaş) süreç orada sonlanır. Ancak siz de bir daha ülkeden kolay kolay kredili işlem yapamazsınız.

Yani bankaya kızıp kendinizi derde sokmaktan başka bir işe yaramamış yaptığınız. Üstüne bankaya yüklü bir de faiz ödeyeceksiniz. Ek olarak kredi notunuz düştüğünden ve ülkede bulunmadığınızdan geri toparlamanız da çok zor olacak ve ülkeyle alakalı her türlü kredili işlemde yıllar boyu sorun yaşayacaksınız. Bence çok mantıklı bir hareket olmamış. En azından icra takibine düşmeden ödemenizi yapın. Zararın neresinden dönülse kar. İşin daha kötü tarafı sizin borcunuzu ödememenizin bankaya etkisi sıfır. Tek zararı size.

Alakasız birine kızıp harakiri yapmaktan bir farkı yok bunun. Banka kocaman bir kurum, kimse siz borcunuzu ödemeniz diye zor durumda kalmadı, bu zincirin her aşamasında kendi işini yapıp mesaisini doldurmakla görevli insanlar çalışıyor, avukat da size dargın değil, müşteri temsilci de. Bankanın zaten hiç umrunda değil. Neden yaptınız ki böyle bir şeyi?
0
akhenaten
(29.08.24)
Bu arada soruna cevap değil ama senin gibi, benim de TR kredi kartına ihtiyacım olduğu için belirtmek istedim. Papara tarzı platformlardan dijital kart oluşturabilirsin ve çoğu yerde kullanabilirsin. Şimdilerde para yatırma işini de çözdüler. Yurtdışı kredi kartımdan dijital karta para yatırıp kullanabiliyorum.
0
VIPCH
(29.08.24)
herkes şirkete sinir oldugun için borcunu ödemeyişine yeterince laf etmiş zaten. o konuda saçmalığa değinmeyeceğim

sinir oldugun şeyler de saçma bence. yurtdışına niçin kredi kartı göndersin türkiyedeki banka? türkiyedeki kurye ile anlaşmaları var, amazon mu bu seni yurtdışında bulup teslim etsin. bunun için ekstra kargo ücreti ödemesi gerekiyor. böyle bir şey yapmamaları normal. sanal karttan devam edersin. borcunu da ödersin. bu işin doğrusu budur.
0
abelardo
(29.08.24)
Kara liste hayırlı olsun, 4-5 yıl türkiyede kredibiliten yok artık, bunda sonra söylendiği gibi icra işlemleri başlayacak, üstüne mal mülk en küçük bir şeye şerh koyacaklar, tapuda küçücük hissende şerh görünecek diğer hissedarlar bunu görecek, benim malım mülküm hiçbir şeyim yok dersen gün gelir miras kalır, gün gelir türkiyede bir şey satmak almak için para sokarsın sorun bunlar hep
0
atom karincanin torunu
(29.08.24)
(15)

İçki içmeyi sevmeyen insan

Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
Bu kişi benim, yani içki içmesini sevmiyorum, özel günlerde içmesini de sevmiyorum içki içmek benim için zevkli bir şey değil çünkü tadını lezzetini vs hiçbir şeyini sevmiyorum, bana yaşattığı ruh halini de sevmiyorum sarhoşluk çakırkeyif hali benim için hoş bir şey değil, ayrıca herhangi bir dini i
Bu kişi benim, yani içki içmesini sevmiyorum, özel günlerde içmesini de sevmiyorum içki içmek benim için zevkli bir şey değil çünkü tadını lezzetini vs hiçbir şeyini sevmiyorum, bana yaşattığı ruh halini de sevmiyorum sarhoşluk çakırkeyif hali benim için hoş bir şey değil, ayrıca herhangi bir dini inancım da yok yani beni engelleyen bir durumum da yok tek neden içkiyi sevmiyor oluşum. Tamam hiç içmiyor değilim kardeşimle falan bir araya geldiğimizde birkaç bira içerim ama 2-3 sene hiç içki içmediğim de oluyor ama insanların bunu anlamlandıramamasını anlamıyorum, neden oluyor bu?

Mesela arkadaşlarla dışarı çıkıyoruz, ben 1 tane bira alıp 10 saatte içiyorum bazen onu bile yapmıyorum, bana tip tip bakıyorlar içmiyorum diye, ulan beni 40 senedir tanıyan insanlar bunlar birader rahatsız oluyorsanız çağırmayın beni diyorum ertesi hafta yine çağırıyorlar yine aynı muhabbet kardeşim neden içmiyorsun derdin ne diye soruyorlar bana, böyle bir soru olabilir mi ya sanki su içmiyorum diyormuşum gibi bir tavır, neredeyse içki içmediğim için özür dileyecek hale geliyorum, bakın ben neredeyse 100 yaşında bir insanım ve içki sigara vs kullanmıyor oluşumun tek nedeni bunları sevmemek ve bu sosyal ortamda acayip tepki gören bir hale gelmiş, kardeşim bırakın ben de maden suyu içeyim hem böylelikle arabayı kullanacak ayık biri de oluyor herkes mutlu olacak ama "yok lan al sen de şunu iç" deyip burnuma dayıyorlar bira şişesini, sırf bu nedenle arkadaşlığımı bile kestim ama yine hayatımdan çıkaramadım bu insanları, niye böyle oluyor?
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(28.08.24)
Bizim insanların bir alkol iki mangal muhabbeti hiç çekilmiyor.

Her alkol alındığında, her mangal yapıldığında bıkmadan usanmadan aynı muhabbetler yapılır, etraftaki insanlara aynı davranılır. Adet. Alkol içilen bir ortamda içmeyen tek kişiyseniz buna maruz kalırsınız. Başka nasıl davranılması gerektiğini bilmiyor insanlar.
0
akhenaten
(28.08.24)
Çoğunluk içiyorsa şaşırıyorlardır. Ben de alkol kullanmıyorum, sigara da içmiyorum. İş yerimde sigara içmeyen tek bendim, şaşıran olmuştu biliyor musun? :))
0
rock n roll
(28.08.24)
Reis parti kur, üye olalım kalabalikmisiz

Ama bı de gürcü şarabı denesen efso bisi? Zaaa xd
0
abuzer
(28.08.24)
içki içilen ortamda içmeyen olursa hoş olmuyor bence. herkes saçmalarken aklı başında bir kişi ortamı geriyor. ama evet arabayı kullanacak ayık birisi iyi bir şey.

sigara olayı hepten saçmalık. sigara kafa yapmayan bir şey sonuçta, içen de aynı içmeyen de aynı oluyor ortamda. sigara içmeyene garip davranmak mallık
0
abelardo
(28.08.24)
Aynı şeyi yaşıyoruz. İçki içenlerin yanında sırf eşlik etmek için biraz bişiler içiyorum o bile batıyor niyeyse o kadar mı içtin niye az içtin diye. Zaten bira, rakı, viski bunları içmem mümkün bile değil zehir gibi geliyor. Sevdiklerim baya kız içkisi denilen şekerli şeyler onlar da artık dokunuyor gereksiz kalori gibi geliyor bana. Yemekle beraber de hiçbir şey içmem. Bir diğer linç de oradan geliyor. Yemeğin yanına hiçbir şey mi istemiyorsun. Hadi asitli bişi içmiyorsun ayran da mı içmezsin, bari. Bir soda iç vs.

Lisedeyken arkadaşıma ver bakayım şu sigara nasıl bişimiş dedim iki kez çektim öksürmekten ölüyordum. Bunu içenin var ya gram aklı yok demiştim de küsmüştü. Ama öyle yani Bi insanın ona bağımlı olması için epey uğraşması lazım. Çalışma hayatındayken de sigara içenlerden nefret etmeye başladım. Zart sigara molası, zurt sigara molası. Bir de sen sigara içmiyorsan o muhabbetten de geri kalırsın.
0
kullanicadi
(28.08.24)
Dini sebepli ya da değil, içki içmeyen kişiye saygım var tabii ki önden belirteyim.

Ama şimdi içki çok geniş kültüre sahip bir mevzu. Şarabı ayrı viskisi ayrı kokteyli apayrı, bira desen en "ucuz" içki onun bile apayrı tarihi kültürü var antik mısıra kadar giden. Yani cine vodkaya ve bilimum başka içkiye girmedim de. Bu kültürün bir ucundan dahil olmak ve bu konuda meraklı olmak kaliteli bir zevk. Ama gidip barda şişe efes içerken "sen niye içmiyosun" demek saçma bence. Hiç ulaşılmayan bi şey değil sonuçta, canın istemiyorsa içmezsin. İçmiş olmak için içmek belli bi yaşta bitmeli de ülkemizde hem içkinin hâlâ sosyal ortamda tabu olmasına bağlı cool olarak görülmesi hem de gereksiz pahalı olmasından dolayı "gelmişken içelim" fikri yaygın oluyor.

Tadını sevmeme olayı bana biraz tuhaf geliyor ama ya. Her içkinin apayrı tadı var. Neyin tadını sevmiyorsunuz? Bira desek bin çeşit bira var, şarap zaten apayrı işte yukarıda saydım çeşitleri. Hepsinin tadı çok farklı, kendi içlerindeki çeşitleri de farklı. İnsanlar o yüzden "bunu dene seversin" demek istiyor olabilir. Bi yandan da @abelardo +1 herkes çakırkeyifken ayık insan olsun istenmiyor genelde. Yine de tabii ki arabalı ortamlarda içmeyen bir kişi olması gerekiyor :D

Mobilden yazdığım için çok karman çorman oldu da temel düşüncemi anlatabildim umarım
0
nundu
(28.08.24)
İçki içmeyi 25 yaşımda bıraktım. Müzisyenim ve barlarda da çalıyorum.
Neden içmiyorsun sorusu o kadar fazla geliyor ki ben de inanamıyorum. İnanılmaz kaba bir soru bu içki içmenin ön tanımlı gelmesini geçtim alkolizm atlatmış olabilirim, dindar olabilirim, böbreklerim rahatsız olabilir, bambaşka bir sağlık problemim olabilir bunları kimseye açıklamak zorunda olmamam lazım.

Hoş hiçbiri de değil bu sebeplerin iyi bir şey değil bu, sağlıklı da değil zaten deyip bırakmıştım sigarayla birlikte yıllar evvel.

Sakallarım bi dönem uzundu, içki de içmediğimi görenler fena halde mümin olduğumu varsayıyordu :D Ezbere yaşıyoruz.
0
hedep
(28.08.24)
dini sebep olunca ortada tartışmaya açık olmayan bir konu oluyor. dini sebebi yoksa da kişi biraz asosyaldir veya öyle olmasa bile bar, meyhane tarzı ortamlarda sosyalleşmeyi sevmiyordur başka yerlerdir onun ortamı. o zaman zaten tam tersi o kişinini içmemesine değil içmesine şaşırırsın. ama öyle sebepler, durumlar olmayınca barlarda marlarda arkadaşlarıyla takılan ve sağlık durumları, inanç vs. gibi net bir engeli olmayan bir kişinin içmemesi biraz garip bunu da kabul etmek gerek sanki. çok içmeyi sevmiyorum max 2 bira ya da 2 cin tonik falan der anlarım da sık sık barlı ortamda takılan veya öyle bir çevresi olan birinin içmemesini ben de garipserdim. insanlarda ufaktan alkol belirtileri başlayınca içmeyen için zor bir ortam oluyor bir kere ama sen de içersen tam tersi normalinden daha da keyifli bir ortam oluyor. bir nevi grup etkinliği aslında o yüzden öyle takılan birinin içmemesini garipserdim.
0
semaforo de medianoche
(28.08.24)
Aynıyız valla. 31 yaşındayım, sigarayı ilk kez geçen piknikte içtim:) Babamın en sevdiği şey içki olmasına rağmen ben ona hiç çekmemişim. Ne bileyim hayatta çok daha güzel şeyler var bana göre. Bunların tadını hiç merak etmedim, etmem de. Dindar da değilim.
0
nothing in my way
(28.08.24)
Ben de böyleyim. İçki içmek sanki bir sekülerlik veya kafa insan olma nişanesi gibi algılanıyor. İçki içilmediğinde direkt muhafazakar gibi kodluyor insanlar, uyuz oluyorum bu duruma. Ayrıca velev ki muhafazakarım sana ne..

Şimdiye kadar denediğim içkilerin tadını pek sevemedim, güzelleri vardır muhakkak ama hiç karşıma çıkmasa ölene kadar içki aramam. Hafif sarhoş olmak keyifli olabilir ama benim bedenimi genelde fiziksel olarak çok kötü etkiliyor. Midem ilk yudumdan itibaren cayır cayır yanıyor, belli bir süre sonra kendimi hasta ve yorgun gibi hissediyorum, başım dönüyor, midem bulanıyor, yer yer istifra ediyorum. Ertesi gün de bu etkilerin geçmesi çok zaman alıyor. Vücudum resmen bu maddeyi istemiyor ve derhal dışarı atmaya çalışıyor. İnsanlar bu etkileri nasıl tolere edebiliyor hayret ediyorum.
0
playing star again
(28.08.24)
Geçenlerde teyzemin tanıdığı benim hiç tanımadığım hiç görmediğim yaşlı bir karı koca teyzemi ziyarete geldi, teyzem istedi diye ben de ağırladım onları. Birkaç gün sonra doğum günümü kutlamaya gelmişler, hediye de almışlar. Sırf bir kez görüştük diye. Biraz menfaatperestlik de var çünkü teyzem statü olarak onların üstünde, teyzeme bir bağları var bu anlamda. Dolayısıyla ufak bir yaltaklanma söz konusu.

Kimse bana sormadı doğum günü kutlamak ister misin, ister isen bu insanlarla kutlamak ister misin, burada kutlamak ister misin vs. Bi alışmışlar doğum günü olan kişi doğum günü kutlar, biz de gidelim biz de kutlayalım. Bildiğin tepeden inme emrivaki şeklinde kutlama yapmaya kalkıştılar.

Teyzeme dedim ki ben istemiyorum, doğum günü kutlamayacağım, neden böyle bir şey yapılıyor ki? Teyzem de gitmiş konuşmuş, istemiyor vs. Kös kös geri dönmüşler.

Kabalık gibi duruyor ama o hareket bir hatır ve saygı hareketi değildi, bir göz boyama ve elde etme hareketiydi. Beni kullanmaya kalkıştılar kendimi kullandırmadım.

Senin durumla ortak tarafı, herkesin kafasındaki kemikleşmiş önyargılar, peşin hükümler. Bir şeyler içmek sevilir düşüncesi, dışarı çıkınca veya özel günlerde içilir yargısı. Sebep?? Sevmeme hakkım yok mu benim diye birkaç kişiye üzerine geldikleri takdirde çıkışıversen rahat edersin aslında. Tamam kırmamak hatır saymak vs iyi ama sevmediğin istemediğin hem de tamamen keyif ve hatta yerine göre lüks sayılabilecek şeyleri yapmaya da mecbur kılınmamalısın. Üstelik beden sana aitken.
0
muhayyer divan
(28.08.24)
yalnız değilsin. kırk yaşında adamım, dini inancım yok ve bir sene içki içmesem aklıma bile gelmez. tamamen sosyal içiciyim, sırf yanımdakilere eşlik etmek için içerim kendimi bildim bileli. hele rakı votka gibi ağır şeylerde hiç yokum, anca bir iki bira, şarap ya da kokteyl.

üstelik içki cenneti bir ülkede yaşıyorum, marketlerde uygun fiyata alabileceğim yüzlerce çeşit içki var, benim yerimde başkası olsa delirirdi herhalde. markete girdiğimde içki reyonunu direkt pas geçiyorum, bakmıyorum bile.
0
sir gawain
(28.08.24)
Kimse sevmek, içmek zorunda değil. Ama insanlar genelde içince gevşiyor, daha rahat bir ortam oluyor. İçmeyen biri o ortamı kaldıramayıp sohbete uyum sağlamayabiliyor. Böyle birini ben de içki masasında tercih etmem. Bu tarz bir uyumsuzluk yoksa içmemen sorun olmamalı, kime ne.
0
asteriks
(28.08.24)
Abi o yaslarda da böyle olması garip. Bizim bir grup var, 6 kişi falan. Bir kişi dininden, bir kişi çok icmediginden, biri de spordan icmiyor. Geri kalan 3 kişi iciyoruz. Vallaha bir farkini göremedim pek.

Alkol güzel şey misal bir old fashioned. Ama icmek öyle çok da önemli değil yani. Yas ilerledikce daha az iciyorum ama senin arkadaş grubunda öyle değil gibi :/
0
logisticsmanager
(28.08.24)
vay bee
bu yaşta alkol almayanlar da varmış. alkol sosyalleşmenin mesneti oldu.
tebrikler.

valla parti kurarsan ben de gelirim :)

ben üstelik çay, kahve de içmiyorum. bıktım insanlara sevmiyorum demekten.
0
janderzel zartanyan
(29.08.24)
(33)

Neden Kediniz Var? Neden Kediniz Yok?

Lubb
tldr;neden bir kedi sahiplenmeliyim ya da siz neden sahiplendiniz, pişman mısınız ?ya daneden kedi sahiplenMEMEliyim ya da siz sahiplenmedinizi, pişman mısınız?--------Selamlar bir kedi sahiplenme durumu hasıl oldu. ihtiyaç sahibi bir kedi. satın alma veya o tarz durum değil zor durumda bir kedi var
tldr;

neden bir kedi sahiplenmeliyim ya da siz neden sahiplendiniz, pişman mısınız ?

ya da

neden kedi sahiplenMEMEliyim ya da siz sahiplenmedinizi, pişman mısınız?


--------
Selamlar bir kedi sahiplenme durumu hasıl oldu. ihtiyaç sahibi bir kedi. satın alma veya o tarz durum değil zor durumda bir kedi var (tekir değil cins) ve sanırım benim evim onun en iyi alternatifi. linç edecekler burdan sonra çıkabilir.

asıl konuya gelirsek ben her zaman bir kedi sahiplenmek o duyguyu tatmak istemiş biriyim. ama bir yandan da bu işin sorumluluğunun ağırlığının farkındayım ama karar aşamasında tecrübeye ihtiyacım var. o yüzden hevesle ya da düşünmeden karar vermek istemiyorum.

bu konudaki tüm görüş, soru ve önerileri aşağıdaki iki kutuptaki soruda birleştiriyor ve katkılarınızı bekliyorum;

neden bir kedi sahiplenmeliyim ya da siz neden sahiplendiniz, pişman mısınız ?

ya da

neden kedi sahiplenMEMEliyim ya da siz sahiplenmedinizi, pişman mısınız?
0
Lubb
(27.08.24)
Sahiplenmemelisin çünkü bakimi da muhafazasi da oldukça güç bir hayvan.
0
Yourcousinmarvinberry
(27.08.24)
Bro kedi sahibi olunca beynin serotonin reseptörleri kediye duyarlı hale geliyor ve kediyle olunca otomatik olarak mutlu oluyorsun, bu stres çağında muhteşem bir olay, o nedenle kedi sahibi olmalısın ama evde bi canlı beslemek en az bir çocuk büyütmek kadar masraflı ve zor mamasıydı vet. masrafıydı kılıydı yünüydü çok pahalı, ayrıca kafana göre bi tatile gideyim 2 gün bir yere kaçayım diyemiyorsun çünkü kedi her yere götürülebilen bi varlık değil tek başına bırakırsan da dönünce dünyayı sana dar eder ayrıca vicdanın izin vermediği için tek de bırakamazsın çok güveneceğin biri yoksa emanet de bırakamazsın, tüm hayatın kediye endeksli olur, zor yani ama kediler her şeye değer bence ben hiç pişman olmadım keşke dünyadaki bütün kedilere ben bakabilsem ama kedi bakmak çok zor ona göre düşünün karar ver minimum 10 sene sende olacak çünkü ama 15 de olur 20 de olur belli olmaz, eğer sahiplenip de 6 ay sonra ben buna bakamıyorum deyip sahiplendirme ilanı açarsan seni bulup döveriz şimdiden söyleyeyim ona göre karar ver.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(27.08.24)
kedi sahiplendim (tekir, sokak kedisi). oğlum yıllardır kedi beslemek istiyordu. çocuk şımarıklığı değil, severim sıkılınca da atarım gibi bir durum olmadığını biliyordum ama sorumluluğunu almaya da korkuyordum. gittiğimiz yazlıkta her sene yavru kediler oluyor, oğlan da çok seviyor, her sene acaba birini alıp götürsek mi, yapabilir miyiz diyip diyip vazgeçiyoruz. hatta 2021 yılında çok yaklaşmıştık vazgeçtik.

geçen sene kedinin biri, çok küçük yavru da değil 6-7 aylık eve geldi ve bir daha gitmedi. içeri almıyorduk kapıda yatıyordu, destursuz eve girip çıkıyordu. hiç diğer kediler gibi değildi. hepimizin o kadar kanı kaynadı ki dedik bu bizimle geliyor, bütün sorumluluğunu alıyoruz. iyi ki de getirmişiz.

neden sahiplenmelisin? mükemmel bir duygu. şu hayvana nankör diyenin allah cezasını versin. gelip yanına büzüşüyor, gorr gorr motor açıyor, karnına masaj yapıyor, en sıkkın anında iki sürünüp sırnaşıp mutlu ediyor. hoplaya zıplaya oynuyor neşe veriyor. canın sıkılınca gidip mıncıklıyorsun o da karşılık veriyor. acayip güzel bir duygu.

niye sahiplenmemelisin? her gün kumundan bok kürekleyeceksin, en geç ayda bir bütün kum kabını çamaşır suyuyla yıkayıp dezenfekte edeceksin. sabah akşam mama verilecek, haftada bir tüy taranacak. evin her tarafı tüy olacak, ağzından tüyü çıkacak, hele bir de uzun tüylüyse bütün koltuklar tüy olacak (sokak kedisi olmasına rağmen çok tüy dökmüyor, başka kedilere göre nispeten az benimki, sık sık taramakla da alakalı biraz). tırmalamak kedi için bir ihtiyaç, kedinin tırnakları içten dışa doğru uzuyor, tırmalayarak dış kabuğu atması gerekiyor. o yüzden ne kadar tırmalama direği de alsan o gidip halıları koltukları perdeleri tırmalayacak, eşyaların anasını belleyecek (benimki 1-2 şşşt yapma dedim, yapmıyor şimdi, nereyi tırnaklıyor bilmiyorum direğini de kullanmıyor. ama halılar koltuklar perdeler sağlam 1 yıldır). hasta olunca veterinere götürülecek, kavga dövüş ilaç içirilecek, ciddi hastalıklar epey masraflı, üzüntüsü de cabası (bu umarım hiç başımıza gelmez). en önemlisi tatile gidemeyeceksin, bayramda 1 hafta güneye kaçayım diyebilmen için şu dediklerimi yapacak birini bulman şart olacak. gezme tozma tayin yurtdışı işlerin varsa bakıcısını bulmadan yapamayacaksın, başına bela olacak. 1 aylık kuru maması 1500 lira, aylık kum 150-200 lira. bunun yaş maması var, maltı var, veterineri var, aşısı var (yıllık karma ve kuduz aşısı 900'er lira, iç dış parazit 3-4 ayda bir 600 lira), ilacı var, malzemesi (kum kabı, mama kabı, su pınarı, taşıma kutusu, tırmalama direği, tarama aleti, oyuncağı) var, var oğlu var, göçertmez ama biraz masrafı da var. bütün bu sorumluluğu peşin peşin kabul edip üstleneceksin, sonradan "yapamıyorum bana göre değilmiş" demeyeceksin.

ama böyle dertlerin yoksa, uzun seyahatlerde bırakabileceğim, bakabilecek biri var diyorsan, bok temizler, tüy tarar, mamasını suyunu veririm, halıya kusunca silerim, aşılarını aksatmam, masrafı da koymaz diyorsan mis gibi hayvan.

bokunu benden başka kimsenin temizlemeyeceğinden, veterinere götürme, ilaç içirme işlerinin bana kalacağından emindim. ne eşim yapar, ne oğlum yapar. ama ikisi de çok seviyorlar. ben hem seviyorum, hem bakıyorum. kedi de en çok beni seviyor. dibimden ayrılmaz. gece gelir koynumda yatar. çok kıpırdanırsam gider ayak ucumda yatar. sabah gelip öperek uyandırır. inanılmaz bir his var ya anlatamam. iyi ki sahiplenmişiz.
0
kibritsuyu
(27.08.24)
Valla bir canlının sorumluluğunu almak, hayatımı ona göre ayarlamak, temizliğiyle, mamasıyla, sağlık kontrollleri ile uğraşmak ve bu masrafa girmek istemiyorum.
0
Amaranta ursula
(27.08.24)
Yan apartmandaki komşu kedisini sokağa bıraktı, ben de sokakta bir iki kez sevip mama verdim buna, o ara kış geldi biraz mecburen sahiplendim vicdan ağır bastı, kedi 3 yıldır bende, bazı açılardan zorlukları olsa da kedi sahiplenmek iyidir aslında, bir zaman sonra evlat gibi oluyor.
0
blue rebel motorcycle club
(27.08.24)
Eksiden kedi besleyen biri olarak.

Kafana göre dışarı çıkıp uzun seyahat edemiyorsun. Bir evlat gibi sorumluluk gerekli.

Her yer tüy. Her 2 güne pislik temizliyorsun. Eşyaların anasını aglatıyor. Her taraf tırnak izi. Ayrıca masrafı da çok. Maması veteriner masrafları benim senede 1 tatil masrafım kadar. Eger doktor tavsiyesi degilse önermem. Ama yalnız yaşayan ve yalnız yaşamaktan kafayı kırmak üzereyseniz kedi çok iyi bir seçenek.
0
limonlu eksi
(27.08.24)
Benim tek bir yorumum olacak o da kedi sayısıyla ilgili. Kediler yaşlandıkça şikayetleri artıyor. TR'deki ekonomiyi düşünerek ne kadar sayıda kedi bakabileceğinizi iyi düşünün. Örneğin fip için tedavi çok ama çok pahalı, kaliteli bir mama alacaksanız bunun fiyatını araştırın.
0
rakicandir
(27.08.24)
Sorumluluğu yüksek olduğu için hiç girmiyorum o topa. Arkadaşlarımın kedileri ile gideriyorum evcil hayvan sevgimi. Bir yere gittiklerinde bakıyorum. Çiçek sulamak bile sorumluluk ama sen yokken çiçek kendi başını belaya sokmuyor. Kedinin ne yapacağı belli değil. Bir de depresyona falan giriyor bazıları sahibi gidince. Yapamam ama yapana engel olmam.
0
nawar
(27.08.24)
kedileri dışarıda severim ama evde asla. kedi kakasiyla uğraşmak iğrenç bir şey.
0
tabudeviren
(27.08.24)
Amaranta +1
0
jülsezar
(28.08.24)
uzun uzun yazdım ama tl:dr dersen özetlemiş arkadaşlar. ay kakası çok iğrenç, vay çişi çok kötü kokuyor, amanın her yer tüy oldu, abari eşyalar tırmık oldu, bu neymiş böyle ben hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim dayanamıyorum diyeceksen hiç ama hiç kedi beslemeyi düşünme. kedi besleyecek olanlar bunları en baştan kabul etsin.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
@jülsezar +1
0
Mirket
(28.08.24)
yalnız arkadaşlar herkes neden sahiplenmemesi gerektiğini yazıyor. böle olunca kedi beslemek çok iğrençmiş gibi bir şey oldu. "doğru lan şunu sokağa atayım da kurtulayım, 15 sene daha bununla mı uğraşılır" diyeceğim nerdeyse (şaka tabi).

birkaçınız da neden beslenmesi gerektiğini, olumlu güzel taraflarını yazsanız da tercih yapabilse, elinde "bütün bunlara razıyım", iyi tarafı benim için ağır basıyor" diyebileceği argümanlar olabilse.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
kibrit+1

benim icin nefes almak kadar hayati bir mesele. kedisiz evde hayat bulmuyorum ama!!!!! su sokaga atilan hayvanlari gordukce kriz geciriyorum. artilarini saymakla bitiremem evlat sevgisi denen sey iste agirlikla manevi yonu guclendiriyor merhameti taniyorsun

eksiler: kum kullanirsan evin her yeri kum olur. benim bebeler pelet kullaniyor tuvaletini kolayca alabiliyorum her gun temizlemek gerekir. bazen tam yemege otururken veya misafir kapidan girince bi yerden koku gelir:) benim icin tuvaletini guzel yapan kedi gazini cikaran bebek gibi sevindirici bir haber o yuzden komedi trajedi karisik o koku.

en buyuk eksi sen evde olmayacaksan hayvan ne yapacak? kediden anlayan bi cevre ihtiyaci onemli ve konum olarak yakin birileri lazim. olmayacaksan evine birileri gidebilmeli eger degilse hayvani baska kedili eve götürmek bir dert, kedisiz evde durmasi ayri dert.

maddi durum da saglik hizmetleri icin buyuk ihtiyac. mamasindan veterinere ucuza kacilinca kar edinilen hicbi durum görülmedi oyuncak haricinde

en nemrut kedinin bile duygulari vardir bi o kadar psikolojileri hassastir. ben yoksam baskasi ilgilenir demeyin cunku mhntemelen o hep sizi arayacak. ben sikildim bunlar zaten icguduleri var sokakta yasar diyemezsin cunku o ev bebesidir(hem de cins:'( )

yillarca ev arkadasi(ex bf) ile kedimiz oldugu halde kendi evime baska bi kediyi ilk sahiplendigim zamanlara gittim. bebenin huzursuz oldugu bi anini normal bi seymis gibi videoya cekmisim:( ne kadar bildigimi zannetsem de cahilmisim. her kedinin huyu farkli iyi tanimak gerekir. sahiplenirseniz kediler hk bolca bilgi edinin(su an yapmaya calistiginiz gibi), kedili bi evde zaman gecirin mesela

arkadasimla eve cikarken butce oldugu halde esya almakta cok zorlandik cunku kedilere uygun seyler secmek gerekiyordu. duz kumas bi koltugu hic etmek icin kedinin herhangi bir engeli yok, ona kizamazsin da. deterjanindan yatak basligina kadar her seyi "pati dost" almak durumunda kaliyorsun. mesela deri yatak basligi(nE?!) yerine ahsap seciyorsun

evladini camdan dusmesiyle kaybetmis biri olarak, butun cami kapiyi korumali hale getiriyorsun. aksi halde acilan gedikten sen de atlamamak icin zor tutuyorsun

yurt disi hayalin varsa ve onu goturemeyeceksen uzak duruyorsun

onu cok seviyorsun
0
ala09
(28.08.24)
Olumsuz taraflarına (veteriner masrafı, tuvalet temizlemesi, tüy dökmesi, eşyalara zarar vermesi vb.) arkadaşlar değinmişler zaten.

Ben 7 yaşındaki kedimizi sahiplenmeden önce "Bu eve hayvan girerse ben giderim." diyen 67 yaşındaki annemin yorumunu bırakıyorum: "Hayatımın 60 yılını böyle bir sevgiden mahrum geçirdiğim için çok pişmanım."
0
dark red
(28.08.24)
kedim yok çünkü uğraşamam.
0
abelardo
(28.08.24)
Ailemin evinde yaşarken kardeşim istedi diye alındı. Kedileri çok severim ama kendi evimde yok, sebepleri klasik :

1) Kısırlaştırmazsan evin her yerine işer, evden kaçar, camdan atlar, agresifleşir, sesiyle huzur vermez.

2) Her yer tüy olur, halılar, tişörtler, paçaların, çorapların.

3) Açıkta yemek bırakamazsın

4) Kumu leş gibi kokar ve devamlı temizlemek zorundasın.

5) Rahat bir şekilde seyehat edemezsin.

6) Evdeki eşyaların içinden geçer, dünyanın parasını verdiğin mobilyalar ve kumaşları, kablolar, çiçekler...

Özetle sorumluluğu çok büyük, bunları bilmeden arkadaşının evinde görüp kucağında iki sevdin, hoşuna gitti diye kedi beslenmez.
0
kimlanbu
(28.08.24)
Sokakta bahcede evet
Evde asla.
Kediler evcil degil vahşi hayvanlar. Ev onlara göre değil
0
halk
(28.08.24)
İlk kedimi sahiplenmeden önce hayvansever olduğumu bilmiyordum, gerçekten.
Cevaplarda da gördüğünüz gibi bakış açısına göre değişiyor.
Benim hayatıma çok şey kattı olumlu anlamda.
0
kumandanim
(28.08.24)
yazmayı unutmuşum. yukarıda sayılan olumlu ve olumsuz yorumların yanında, kedi alerjisi kısmını da atlama. alerjin olmadığından emin ol.

benim kediye alerjim vardı. ne zaman bir kedi sevsem, ev kedisi bile olsa ağzım yüzüm yamulur, gözüm burnum akmaktan, silmekten, hapşırmaktan kıpkırmızı olurdu. hatta misafirliğe gittiğimiz bir evdeki kediyi sevdim diye o kadar yamuldum ki acile götürdüler, iğnelerle toparladım.

kedi sahiplenmemdeki en büyük endişem de buydu, ya alerjim tutarsa ne yaparım diye. geçen sene yazlıkta gelen kediyi ankara'ya götürme konusunda yükselmeye başlayınca her gün sokakta gezen bu kediyi alıp her gün ağzıma yüzüme sürdüm. elimi kolumu tırmalatıp kanattırdım. kendi kendime hard bir alerji testi uyguladım, bir sıkıntı olmadığına emin olduktan sonRa sahiplendim, ankara'ya getirdim. hala da yakalayıp yumulurum, bir sıkıntısı yok. alerjiden de kurtulduk galiba.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
uzun yıllar kedi baktım. tüm kedilerim öldükten sonra küçük ırk bir köpek sahiplendim.

köpekle kurulan bağ kediden daha farklı oluyor. köpek ile daha bir karşılıklı iletişim kurulabiliyor.

o yüzden artık kedi bakmak istemiyorum. köpeği eğitebiliyorum artık eve pislemiyor, koltuk tırmalamıyor, eşyaları parçalamıyor, durduk yere havlamıyor. Ama kediler ne kadar kimi akıllı olsa da başına buyruk davranıyorlar.
0
ananiyimioguz
(28.08.24)
@kibritsuyu

Bu alerji denen hastalık, bir gün birden kaybolabildiği gibi tam tersi olup, bir gün birden ortaya çıkabilen bir illet.

Alerji ilaçlarının da ciddi yan tesirleri vardır.

Bir gün ciddi bir kedi alerjisi başlarsa ne yaparsın?
0
Mirket
(28.08.24)
@mirket

dediğin gibi aniden çıkıp aniden kaybolan bir şey. 1991-2004 yılları arasında da kedimiz vardı evdei onu da sokaktan tutup getirmiş, aileme zorla sahiplendirmiştim. 13 sene birlikte yaşadık, alerji falan olmadı. kedimiz öldü, birkaç sene sonra alerjim başkadı, ne zaman kedi sevsem yamuldum. etrafımdakiler de şaşırdı yahu 13 sene kediyle yaşadın bir şey yoktu, bu nereden çıktı diye.

bunu sahiplenirken de endişem oydu, testini yapıp getirdim, 1 senedir sıkıntımız yok.

aniden çıkarsa ne yaparım? bilmiyorum, ilaçla falan kesmeye çalışırım herhalde yan etkilerini göze alıp.

o risk her zaman her şey için var. sırf alerji de değil. yani her an her şey olabilir. ama bazı riskleri göze almak da gerekiyor. yoksa hiçbir şey yapamazsın, kavanozda tek başına yaşamak zorunda kalırsın.

babam hastanelik olup yatağa düşeceğini öngöremedi, köpek aldı. farklı şehirde hastanelik olunca, ben de yanına gidince (benden başka kimsesi yok) köpek yabancı şehirde sokakta kaldı. komşu, babamın el bebek gül bebek baktığı hayvana bahçede en fazla bir sokak köpeği kadar baktı. kimsenin aklına bu senaryo gelmemişti, olan köpeğe oldu. eğitimi, gelişimi her şeyi aksadı.geri aldık getirdik ama tekrar toparlayamadık. babamla mı ilgileneyim, hastanede refakatçi mi kalayım, köpeği mi eğiteyim de evde yalnız kalabilsin, kendi işime gücüme aileme mi bakayım derken köpekle yapamayacağımızı anladık, sahiplendirmek zorunda kaldık.

şimdi benim de ailem alır başını giderse, ben kedimle yalnız kalırsam, sonra ben de hastanelik olursam bu kedi evde tek başına ne olacak, kim bakacak diye düşünürsem hayat bana zehir olur. tüm ihtimalleri düşünüp en kötü senaryoları yazarsak hayatta hiçbir şey yapmadan fanusta yaşamam gerekir.

o yüzden bazı şeyleri de düşünmeden risk almak gerekiyor. gerisi kader kısmet.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
2,5 ay önce bende de bahsettiğiniz gibi bir durum oldu. Bence artıları ve eksileri kişiden kişiye değişir. mesela titiz biriyseniz kedinin her yere tüy dökmesini, veya banyo tuvalet vs dahil kedinin meraklı olması sebebiyle evin heer yerini dolaşıp sonra da yemek masasının üstüne çıkmasını kaldıramayabilirsiniz.

biz çok temizlk hastası bir çift olmadığımız için kedinn bu hareketleri gözümüze batmıyor. masrafları da karşılamakta sorun yaşamıyoruz. senin sahipleneceğin kedi kaç yaşında ise masrafı ona göre değişir. bizimki 5 aylıktı, 2 doz karma aşı 1 doz lösemi, 1 doz kuduz yaptırdık (1 doz daha lösemi yapılacak) aşının tanesi 1200 TL istanbulda. ama başka bir şehirde oturuyorsan miktarı değişir. kayseride bir tanıdğım karmayı 500e yaptırmış. kuduz 300 tl bakanlık yapıyor.

2 ayda 1 iç-dış parazit ilacı yaptırman lazım 800 tl

kum masrafı kullandığın markaya göre değişiyor, 1 ayda 1,5 kutu (yaklaşık 15 lt) kum kullanıyoruz. 1 kutusu 150 tl olan kum da var 750 tl olan kum da var. senin tercihine kalmış.

mama ise kaliteden ödün verilmemesi gereken bir şey, 5-10 kg olarak alınca ucuza geliyor ama 1,5 kg ya da 2 kg alınca aylık masrafı 1000-1500 TL. (toplu alımda ucuzluk bir avantaj ama bayatlama ve kedinin ishal olma durumu dezavantaj)

1 tüp vitamın 620 tl (2-3 ay gider)
1 tüp malt 340 tl (2-3 ay gider)

daha ucuza da var ben iyisini almıştım. Yani bu iş öyle ucuz değil. kedin hasta olursa tahlil yaptırmak zorunda kalırsan 5-6 bin tl paran gidebilir.

bunları karşılayabilecek misin? onu değerlendir. BENCE KEDİ BAKMANIN KÖTÜ TARAFI: evden ayrılamamak. biz çok gezenti tipler değiliz o yüzden sorun olmadı henüz ama 1 hafta 10 gün tatile gidecek olsak sıkıntı olur. kediyi evde bıraksan bi dert, birine emanet etsen bi dert. hayvancağız yer değiştirdiğinde stres oluyo. yalnız kalsa ayrı stres oluyor. stres olunca da tuvalete çıkamıyor ya da ishal filan oluyor hasta oluyor çocukcağız.

yani sanırım şimdiki aklım olsa almazdım ama aldığım için de pişman değilim. kendime iş çıkarmış oldum durduk yere.

KOKU KONUSUNDA GÜNCELLEME: Evimiz çok küçük değil, boş bir odamız vardı kedi kumunu ve mamasını oraya koyduk koku sadece o odada var. bizim burnumuz alıştığı için bize hiç bir yer kokmuyor. geçen hafta annemle teyzem geldiğinde sordum; o odada koku olduğunu ama diğer odalarda olmadığını söylediler. odadaki koku da çok ağır değilmiş. sadece fark ediliyormuş hayvan kokusu olduğu.
0
turuncu tonlarda
(28.08.24)
Misafirlige gitmistim

1 evleri pis kokuyor

2 heryer kedi kılı ve cekyata bile oturamadik ustumuz basimiz kıl oldu

Bu hayvanlar cok tuy dokuyor koku yapiyor evi leştibgittigim kisilerin
0
Zetnikov
(28.08.24)
arkadaşlar cevaplar için teşekkür ederim. çevreme de sordum sizlere de sanki durum şu :

kedi bakanların çoğu pişman olduğunu söyleyemiyor ama bir daha bu işe girişmezdim diyerek dolaylı bir itiraf yapıyor. istemeyenler de direkt söylüyor.

olumlu yönde çok az geri bildirim aldım bu @kibritsuyu ve birkaç kişi demiş ama genelde sanırım herkes geri dönülemez bir yola girmiş durumunda kalmış gibi.

hiç mi iyi yanı yok diye bakınca iyi yanlarından işte tatlı seviyorsun falan derken ardından çilesini yapıştırıyor herkes.

çocuğa karar vermek gibi. rasyonel düşünme ile olmuyor demek bu işler. duygusal içten geliyor sonrasını düşünmeden. karşılıksız iyilik yapmak işte. yaparsan yaparsın. yapmazsan yapmazsın.
0
🌸Lubb
(28.08.24)
yalnız şunu tekrar belirteyim. ben bu bahsettiğim sıkıntıların hepsinin farkında ve bilincinde olarak, tamamını kabullenerek gönüllü olarak sahiplendim, ilk kedim değil. kediyi sahiplendikten sonra sıkıntılarının farkına varıp, sonra da vicdanım sokağa atmaya elvermeyip mecburiyetten katlanıyor, iyi taraflarıyla da züğürt tesellisi gibi avunuyor değilim.

kendi özgür irademle, bütün zorluğunun farkında olarak kabullenip sahiplendim, bundan da asla pişman değilim, gayet memnunum.

yani kendi adıma "kedi bakanların çoğu pişman olduğunu söyleyemiyor ama bir daha bu işe girişmezdim diyerek dolaylı bir itiraf yapıyor" cümlesine kesinlikle katılmıyorum.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
Bu sorumluluğa giremem diyordum ama kedi resmen gelip benim evde yaşamaya başladı kendimi içinde buldum. Kedinin kendisi beni sahiplenmeseydi ben asla götümü kaldırıp da sahiplenmezdim sadece düşünürdüm herhalde. Şimdi yanımda yatmış mırlıyor o nedenle kararından pişman değil diye düşünüyorum. Bence de iyi oldu.
0
peki madem
(28.08.24)
"kedi bakanların çoğu pişman olduğunu söyleyemiyor ama bir daha bu işe girişmezdim diyerek dolaylı bir itiraf yapıyo"

Sonuna kadar katılmıyorum:)
0
kumandanim
(29.08.24)
Kedi bakanların çoğu pişmanım demiyor abi sen şu an zorluklarını anladığın için almamak için kendi kendini haklı çıkarmak adına herkesin pişman olduğunu ama söyleyemediği düşünmek istiyorsun ama öyle değil biz sana sadece kedi sahiplenmenin çok zor olduğunu bir anlık hevesle ya da sevgi patlamasıyla eve alınmaması gerektiğini bu işin çocuk büyütmekten daha zor olduğunu anlatmaya çalışıyoruz, pişman olanlar genelde bir anlık hevesle ve sevgi patlamasıyla alıp sonradan o zorluğu görüp kediyi başkasına kitlemeye çalışanlar oluyor, onlar da buraya yazmaz zaten. Kedi sahiplenmek kediyle yaşamak zaten mükemmel bir his bunu anlatmak saçma, önemli olan zorluklarını bilmek zorluklarını bilerek karar vermek, yoksa ben sana kediyle yaşamanın ne mükemmel olduğunu 15 paragraf yazarım ama kediyle yaşamanın zorluklarını ANLAMADAN kedi sahiplenirsen kedi seni sabahın beşinde boklu kumunu temizletmek için uyandırdığında bize küfredersin. Ayrıca senin kediden bi beklentin mi var abi sana ne anlatmamızı istiyorsun; sen eve gelmeden yemekleri yapar yemekten sonra da kahveni getirir su bitince su siparişi verir diyerek mi ikna edeceğiz seni içinde öyle bir sevgi varsa alır beslersin yoksa beslemezsin bu doğal bir içgüdü, kar/zarar performansına göre değerlendiremezsin, sen ikna olmaya çalışıyorsun ama ben sende öyle bir ışık göremedim kusura bakma, sen bu işlere girme.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.08.24)
Kedileri severim ama sahiplenmiyorum:
- Tüy sorunu
- Koku sorunu
- Tuvalet sorunu
- Eşya ve mobilyalara zarar verme sorunu
- Evde olmadığında, tatile çıkacağın zaman kimin bakacağı sorunu
- Sabahları erken saatte uyandırma sorunu
- İşin maddi boyutu
- Bir de çok alışma, başına birşey gelirse üzülme endişesi var.

Ayrıca duyduğum çeşitli konular var. Daha bu hafta birinden dinledim, kedisi musluğu açmış saatlerce su şarıl şarıl akıyor. Belki evi su basacak. Ötekinin kedisi zıplayıp kapıyı kulpundan açabiliyor, evin giriş kapısı açık kalıyor, kişi işinde veya dışarıda.

Bu nedenlerden hiç sahiplenmedim. Evim çok geniş/bahçeli olsaydı daha olumlu bakabilirdim.
0
Lethe
(29.08.24)
www.eksiduyuru.com

kedi sahiplenince düşen hayat kalitemden bahsetmiştim burada ve yol yordam istemiştim buradaki arkadaşlardan.

ben de bir yakınımın bakamadığı bir cins kediyi almak durumunda kalmıştım. ama şimdi 2 yıl geçmiş olacak neredeyse. gül gibi geçinip gidiyoruz. yalnız, sanırım ben uyum sağladım kediye, o bana değil slkfsf artık gürültülerini takmıyorum, yoksa benzer şeyleri hiç yapmıyor değil. az yapıyor ama devam ediyor gürültüleri.

hatta buraya yazmamışım ama eve kedi geldikten sonra 1 ay içerisinde 3 defa hasta olmuştum. doktor bile kedi alerjin var bakma hayvana dedi. onu bile atlattık.

benim gibi, eve kedi girince depresyona giren bir tip dahi yapıyorsa, herkes yapar bence.
0
akatreil
(29.08.24)
1. Herkes kum sorunu demiş ancak ben kedimin tuvaletini banyoya koydum, kendim banyoya işim düştüğünde ya da basitçe tuvalete gittiğimde toplamda 30 saniyede her gün kutusunu temizleyebiliyorum. Kum kabının dışında küçük, kum sıçratmayan bir kilim alıyorsunuz, o da tuvaletten çıktıktan sonra patilerinde kalan son kumları topluyor. Kumunda dert edecek ne var gerçekten anlamıyorum. Kum kaplarının kenarında köşesinde küçük poşet koymalık yerler oluyor, oradaki poşetlerden çekip kumunu 30 saniyede temizleyip çöpe atıyorum. Bitti gitti.

2. Tüy sorunu. Dönem dönem çok tüy döküyorlar ancak kedi sahiplenmeden önce Dyson aldım ve şu an iddia ediyorum ki herhangi bir kedi herhangi bir erkek kadar tüy ancak döküyor. Hatta evde erkek varsa kedi tüyü çok daha sevimli hale geliyor bile diyebilirim. Bunu eve ne zaman kardeşim, babam vs geldiği zaman anlıyorum. İnsan kılı, kedi tüyünden çok daha pis ve uğraşması tatsız bir şey.+ Kedi tüyü sorunu düzenli tarama ve bakım ile çok azalıyor.

3. Veteriner masrafları oluyor. Kediniz hasta olabilir, aşısı olur, tahlili olur vesaire. Maddi durumunuz el vermiyorsa kedi sahiplenmemelisiniz.

4. Kediyi evde bırakıp bir yerlere gitme konusu: Bu o kadar zor değil, hele düzenli çalışan insanlar için hiç değil. Ben ayda bir Ankara-İstanbul arası gidip geliyorum, 2 ayda bir de 3-4 günlük yurtdışı seyahatim oluyor. Ankara-İstanbul arası tren yolculuklarına kedim alıştı ve stressiz gidip gelebiliyoruz, yolda uyuyor. Yurtdışına giderken komşuma ya da bir arkadaşıma anahtarı bırakıyorum. Şu an 15 günlük uzak bir tatil yapmam için kedimi ailemin evine bırakmam gerekir (Ankara). Ama bunu, kedinin bana sağladığı psikolojik rahatlığa kesinlikle değer buluyorum.

5. Kediyi neden sahiplenmeliyiz? Çünkü, kedi insana evde bir arkadaş olduğu hissini çok iyi veriyor. Evde canlı kanlı, çoğunlukla sessiz, sizi mutlu etmek için hazır bekleyen muhteşem bir varlık var. Sizi yormuyor, kendi hayatı var ve size arkadaşlık ediyor. Bilhassa yalnız yaşayanlar için bir varlığı sevebilme kapasitesini kaybetmemeyi sağlıyor, şefkat ve merhamet hissi uyandırıyor. Bunlar çok değerli şeyler. İnsanlar bu tarz sevgi temelli duyguların ne kadar önemli olduğunu yok sayıyor, görmezden geliyor veya aşağılıyor. Ancak bir şeyleri sevince hayatta anlam ve keyif buluyorsunuz. İşte canım sıkılınca bazen kedimin fotoğraflarına bakıyorum. Kedimi bazen konuşturuyorum kendi kendime. Epey oyun oynuyorum. Beni canlı ve zinde tutuyor. Bir canlı için emek göstermenin ondan çok kendime iyi geldiğine inanıyorum. Sizi mutlu eden ve kedi her şeye değer diye düşündüren kısmı da bu oluyor. Emek veriyorsunuz ve o kendi çapında size karşılık veriyor. İnanılmaz bir bağ oluşuyor arada. Bunu maddi olarak açıklayamazsınız ancak çocuk sahibi olmak gibi, bir kere tattıktan sonra bir daha bırakamazsınız. Geri kalan ıvır zıvır temizlik derdi vs bana sadece tembel insan bahanesi gibi geliyor. Temiz insan hep temizdir. Evim kokmuyor, evim biraz tozlansa kedim hapşırmaya ve rahatsız olmaya başlıyor ve temizlik yapmamı bekliyor. Yatağımı toplamadığım zaman bile kızıyor -toplu haline alıştığı için düzgün olmasını bekliyor. Çocuk gibi, nasıl alıştırırsanız o şekilde bekliyor.

Son olarak, evdeki eşyalara zarar verme hikayesi... Hikaye diyorum çünkü evdeki eşyaları eskimesi için alıyoruz, eskisin ve yenisini alabilelim. Bir ömür boyunca aynı koltuğu kullanmak istemiyorum mesela. Aynı perdeyi de. İnsan her zaman farklılaşmak istiyor, sıkılıyor. Kedimin bunları eskitmesinden ziyan değil, keyif alıyorum. Eskisin ki yenisini alabileyim. Çünkü bu tarz eşyalar tek başına yaşayan bir insanın ömür billah eskitemeyeceği eşyalar. Eşyaya hizmet edeceğime, eşya benim ve kedimin keyfini yerine getirsin yeterli. 70 yaşında hala aynı perdeyi kullanmak isteyeceğinize emin misiniz? Hayır.
0
silverleaf
(29.08.24)
(5)

aile hekimine gitmedim ama gitmiş görünüyorum

abelardo
bugün enabıza girdim ve aile hekiminin dün saat 17.25te bilgilerime erişim sağladığını gördüm. beni şaşırtmadı, çünkü daha önce başka doktora gidince onun da aynı gün baktıgını görmüştüm.ama ziyaretlerime girince yine dün iki defa 17.25 ve 17.26da aile hekimimi ziyaret ettiğim görünüyor. detay veya
bugün enabıza girdim ve aile hekiminin dün saat 17.25te bilgilerime erişim sağladığını gördüm. beni şaşırtmadı, çünkü daha önce başka doktora gidince onun da aynı gün baktıgını görmüştüm.

ama ziyaretlerime girince yine dün iki defa 17.25 ve 17.26da aile hekimimi ziyaret ettiğim görünüyor. detay veya herhangi bir not yok.

bu normal mi?
0
abelardo
(27.08.24)
Bana da oluyor. Ben de merak ediyorum

Hatta hiç alakam olmayan başka bı il ve ilçeden muayenem görünüyodu. Biraz aradim vs. Ugrasamadm daha
0
abuzer
(27.08.24)
Bazen kontrol amaçlı rutin işlemler yapılıyor diye biliyorum aile hekimleri tarafından.

Edit: hatta şimdi baktım şöyle yazıyor: BELİRLENMİŞ ALT NÜFUSUN RUTİN GENEL SAĞLIK KONTROLÜ
0
playing star again
(27.08.24)
E nabızda o ziyaretin üzerini tıklayıp detay görüntüle deyin. Konan teşhise bakın. Sizinle ilgili olmadığından eminseniz il sağlık müdürlüğüne durumu mail ile bildirin.

En azından ilerde tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırırsanız o muayeneler karşınıza çıkacak.
0
Mirket
(27.08.24)
Konuyu iyi bilmiyorum ama üstteki yorumdan yola çıkarak, konan bir teşhis varsa ilaç vs. de yazılmış mı diye araştırın.
0
diyecevaplandı
(28.08.24)
@mirket @diyecevaplandı sorarken yazmıştım. tekrar yazıyorum. detay veya herhangi bir not yok. boş.
0
🌸abelardo
(28.08.24)
(13)

Size amerikan vatandaşligi verilecek ama Tr vatandaşliginiz silinecek

Zetnikov
Kabul eder misiniz. Tr vatandasligi hakkiniz bir daha olmayacak. Neden?
Kabul eder misiniz. Tr vatandasligi hakkiniz bir daha olmayacak. Neden?
0
Zetnikov
(24.08.24)
nereye başvuruyoruz
0
my fault
(24.08.24)
TR vatandaşlığının bir avantajı yok. Vatandaşlıktan çıkanlar mavi kart alabiliyor oy verme hariç Türk vatandaşlığından farkı yoktu. (gerçi bu sadece Almanya veya AB için çıkmış bişey mi emin değilim)

Mesela Hollanda çifte vatandaşlığa izin vermiyor, bir akrabam oranın vatandaşı olmak için TR vatandaşlığından çıktı.

ABD'de vergi sıkıntısı var diyorlardı, dünyanın neresinde yaşarsan para kazanırsan yine de ABD'ye vergi vermen gerekiyor. Seyahat özgürlüğü ve tehlikeli bi durumda devletinin arkanda durması açısından ABD vatandaşlığı iyidir.
0
nhk ni youkosu
(24.08.24)
@Mehmettheslim
Amerika'da yaşayacaksın dememiş.
vatandaşlığı alıp Türkiye'de mis gibi yaşarım ülkemiz yabancılar için cennet;)
(bkz: vatandaşı olmasan aslında eğlenceli ülke)
0
late viper
(24.08.24)
Amerikaya bebek katili diyip oradan vatandaslik alan cocuklarini okutanlar varken bazi yorumlar bana inandirici gelmiyor kankitolar
0
🌸Zetnikov
(24.08.24)
Olmaz.
Tabi tek neden bu değil ama özellikle bu seçimlerinden sonra ortalık daha da gerilecek oralarda. İdeolojik ayrışma var.
0
diyecevaplandı
(24.08.24)
tc kimliğinin bir avantajını 30 yaşıma kadar görmedim, bundan sonra da göreceğimi sanmıyorum.
0
Whily
(24.08.24)
Tabii ki kabul ederim. Devlet vatandasina nerde sahip cikiyor ki? Bi refah da saglayamiyor. Ulkede ikinci sinif vatandasiz zaten turkler olarak. E yurt disina gitsen vize kuyrugundasin. Ben hicbir avantajini gormuyorum tr vatandasliginin.
0
Kittie
(24.08.24)
akebeli dayı gibi konuşacağım ama kabul etmem, türk vatandaşlığımı silmeseler de etmem. burayı çok sevdiğimden değil abd'den nefret ettiğim için. pü pü allah korusun.

ayrıca tr vatandaşlığının silinmesi sıkıntılı bir durum. tamam abd vatandaşı birisi muhtemelen iyi kazanır, istediği zaman da pek sorun yaşamadan girip çıkar türkiye'ye ama bilmiyorum ya benim ailem, sevdiklerim vs. ülkenin durumundan memnun olmasam bile türkiye'de yani. doğup büyüdüğüm topraklara yabancı olarak girebilmeyi, işte oturum iznine başvurmadan ne kadar kalabilirim diye bakmak zorunda olmayı istemem. anam, kardeşlerim, yeğenim, arkadaşlarım vs. sağ olduğu sürece çok sevdiğim başka bir ülke vatandaşlık verse dahi tr vatandaşlığımı kaybetmek istemem. isterse dünyanın en berbat köşesi olsun, doğup büyüdüğüm ve neredeyse her şeyimi yaşadığım topraklara yalnızca bir yabancı olarak girebilmek benim zoruma gider, üzülürüm.
0
mark greg sputnik
(25.08.24)
Ruhumu bile satisa çikarabilirim USA için, vatandaslik ne ki.
0
Yourcousinmarvinberry
(25.08.24)
kabul ederim. sebebi çok basit. abd'de rahatça ikamet edip çalışabilmek için. abd'yi çok seviyorum
0
abelardo
(25.08.24)
asla. ben bu topraklara aitim ve önceliğim her zaman kendi ülkemin vatandaşlığı olur. söylediğiniz durum sanırım yalnızca iltica durumunda geçerli ki bu benim kabul edemeyeceğim bir durum.
2 yıl önce green card başvurum olumlu çıkmasına rağmen süreci hiç ilerletmedim bile. bi hevesle başvurmuştum zaten çıkmaz diye. gezip tozmalık gittim pek çok yere, gezmelik gidişler çok da güzeldi ama uzun süre başka bir yerde kalamıyorum ben ki amerika dışardan gözüktüğü gibi de değil pek çok konuda. gidip dönen de çok etrafımda. abd'de pek çok yeri gittim gördüm turistik olarak gayet güzel ama uzun süreli yaşam bana göre değil.
0
ezkaza
(25.08.24)
ABD pasaportu verilirse asimile olmam en fazla 10 dakikamı alır, 1,5 gün sonra falan belediye ile kavga edecek kadar oturduğum muhiti besinimseyip sorunlarıyla dertlenecek ve çözüm arayacak duruma gelirim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(25.08.24)
Sirf bir zarari yok diye isteyebilirim ama cok da onemli degil. Bu arada hollanda cifte vatandasliga izin vermiyor denmiş ama bu nedir yeni birsey mi? Normalde izin veriyor çünkü.
0
mbond
(25.08.24)
(6)

Lost favori karakteriniz?

abelardo
benimkisi Desmond ! :)en samimi adam oydu. gizli ajandası olmayan, kasıntı olmayan, sorunlu olmayan.tek yaptığı şey tuşlara basmaktı :)sizinkisi hangisiydi? bir sebebi var mı?
benimkisi Desmond ! :)

en samimi adam oydu. gizli ajandası olmayan, kasıntı olmayan, sorunlu olmayan.
tek yaptığı şey tuşlara basmaktı :)

sizinkisi hangisiydi? bir sebebi var mı?
0
abelardo
(18.08.24)
sayid'ti diye kalmış kafamda. en mert adam oydu sanki.
0
gitdaddy
(18.08.24)
Shannon. Adada ilk haftadan günes kremi bitti diye cingar cikarmisti. Boone a valizlerden günes kremi arattiriyordu.
0
sonsuz
(18.08.24)
Hurley
0
numlock
(18.08.24)
john locke, desmond hume, daniel faraday. bunlar en klas karakterlerdi benim için. john locke'a facebookta sayfa açmıştım hatta o zamanlar (dizinin 3. veya 4. sezonu yayınlanırken). beğenmek için arattığımda bulamamıştım ve ben bir sayfa kurayım demiştim. en son baktığımda hala binlerce beğenisi vardı sayfanın dünyanın dört bir yanından.
0
semaforo de medianoche
(20.08.24)
@semaforo: john locke hiç sevmezdim ve onu sevenleri bbg evinden eray sevenlere benzetirdim hahahah
0
🌸abelardo
(20.08.24)
desmond hume kral adamdı brathaa
0
mysql34
(20.08.24)
(8)

Reformer Pilates için Ne Düşünüyorsunuz?

Bluesque
Yaklaşık 1 yıldır reformer pilatese gidiyorum, hocamdan da gayet memnundum ancak ketojenik diyete başladım ve kolumu kaldıracak enerjim yok. Bu karbonhidratsızlıkta spora da ara versem diyorum; ancak hocam devam etmem konusunda ısrarcı. Sizin yorumunuz ne olur? (Soru özellikle sporla ilgilenen ya da
Yaklaşık 1 yıldır reformer pilatese gidiyorum, hocamdan da gayet memnundum ancak ketojenik diyete başladım ve kolumu kaldıracak enerjim yok. Bu karbonhidratsızlıkta spora da ara versem diyorum; ancak hocam devam etmem konusunda ısrarcı. Sizin yorumunuz ne olur? (Soru özellikle sporla ilgilenen ya da ketojenik diyet hakkında bilgisi olanlar için)

Teşekkürler

PS. Fitness reformer'ı döver, diyetten sonra ona başla derseniz o da kabulüm :)
0
Bluesque
(17.08.24)
Kadın kişisi olduğunu varsayarak cevap veriyorum. Gerekirse diyeti bırak. Hocanla uyumu da yakaladıysan reformer platesi bırakma.
0
Mirket
(17.08.24)
Ben de pilatesten yanayım.
0
kirmizipilotkalem
(17.08.24)
Reformer pilates kas uyarımı konusunda oldukça etkili bir disiplin ama ben kendi adıma ketojenik diyet yaptıran hocaları bir miktar iş bilmez ve kolaycı kurnaz kişiler olarak görüyorum zira ketojenik diyet karbonhidrat alımını kısıtladığı için kaslarda su atımına neden olup ağırlık kaybı yaşatarak müşterisine karşı PT'de "bak sana kilo verdirdim" kozunun olmasına neden oluyor ama kaslarda su atımı yaşandıktan sonra insanlarda "çok kramp giriyor kaslarım ağrıyor vs" gibi şikayetler oluyor, çünkü su-elektrolit dengesi bozuluyor. Ayrıca karbonhidrat kesildiğinde enerji büyük oranda kaslardan da karşılandığı için kas kaybına da neden oluyor, bu da tartı ağırlığını değiştiren ama vücutta pozitif bir etkisi olmayan bilakis skinny fat'liğe götüren bir vücut proporsiyonuna neden olan bir süreç. Bir PT "ketojenik diyet yapalım" diye teşvik ediyorsa ben o elemanla bir ders bile yapmazdım. Eğer bir insan epilepsi hastası falan değilse ketojenik diyet yapması gerçekten çok saçma sana burada ketojenik diyetin zararlarını sabaha kadar anlatırım ama ketojenik diyet kötülemekten yorulduğum için yapmıyorum artık.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.08.24)
@Kaleci Saçlı
Teşekkürler cevap için, mobil'de olduğumdan edit'leyemiyorum. Hocam değil Ketojenik yaptıran, başka bir diyetisyen.
0
🌸Bluesque
(17.08.24)
O zaman hocayla devam diyetisyeni değiştir. Hadi ketojenik diyet veren PT'yi anlarım ama bir diyetisyen ketojenik diyet yaptırıyorsa o çok daha bilinçli bir kurnazdır. Ben burada çok insanın diyetisyen sonuçlarını okudum hepsi de 1 ayda muazzam kilolar veren ama verdikleri kilolar hep kastan olan insanlar, ben açıkçası diyetisyene verilen ücretlere çok üzülüyorum para vererek kas kaybediyorlar biz o kası alabilmek için hayvan gibi antrenman yapıp yemek yiyoruz da 1 ayda 200 gram kas alamıyoruz ama diyetisyen eşliğinde 1 ayda 2-3 kilo kas kaybeden insanlar var böyle diyetlerle.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.08.24)
Konunun uzmani degilim elbette ama guclu olmak zayif olmaktan daha iyi sanki.
0
hot potato
(18.08.24)
Ketojenik diyet sırasında enerjinizin düşmesi yaygın bir durumdur, çünkü vücut karbonhidratlardan yağ yakmaya geçerken bir adaptasyon süreci yaşar. Bu süreçte enerji eksikliği hissetmeniz normaldir, özellikle de yoğun egzersiz yapıyorsanız.

Hocanızın ısrarı, genellikle egzersizin metabolizmayı hızlandırdığı ve bu sayede keto diyetinin etkilerini daha iyi hissedeceğiniz düşüncesine dayanıyor olabilir. Ancak, vücudunuzun verdiği sinyallere dikkat etmek çok önemli. Enerji seviyeniz çok düşükse ve kendinizi zorluyormuş gibi hissediyorsanız, egzersiz yoğunluğunu azaltmayı veya kısa bir ara vermeyi düşünebilirsiniz. Yavaş yavaş enerji seviyenizin artmasıyla birlikte, egzersize geri dönmek daha iyi olabilir.

Bu süreçte, daha düşük yoğunlukta hareketler veya sadece yürüyüş gibi hafif aktivitelerle devam etmek, enerjinizi tamamen tüketmeden aktif kalmanızı sağlayabilir. Ayrıca, keto diyetini uygulayan bir diyetisyenle de görüşüp, beslenme düzeninizi gözden geçirmek ve enerji seviyenizi artırmak için stratejiler belirlemek faydalı olabilir.
0
goodz
(18.08.24)
hocaya devam, pilatese devam, diyetisyeni bırak.

diyetisyenler alınmasın ama gerçekten pek bir şey bildikleri yok. ketojenik duymuş bir yerden sana yap demiş. spor yapan birisi için karbonhidrat çok çok önemli bir şey. yapmayan için de önemli ya neyse.
0
abelardo
(18.08.24)
(4)

Evli ama çocuğu olmayanın mirası

abelardo
Evli ama çocuğu olmayanın mirası kime kalıyor? Mirasın tamamı eşe mi kalır, yoksa kardeşlere de bolusturulur mu? Anne baba hayatta değil.edit: yani yarısını eş alıyor. kalan yarısı kardeşler arasında bölüştürülüyor öyle mi?
Evli ama çocuğu olmayanın mirası kime kalıyor? Mirasın tamamı eşe mi kalır, yoksa kardeşlere de bolusturulur mu? Anne baba hayatta değil.

edit: yani yarısını eş alıyor. kalan yarısı kardeşler arasında bölüştürülüyor öyle mi?
0
abelardo
(17.08.24)
Yarısını eş alır diğer yarısını üstsoy (anne-baba) alır, üstsoy hayatta değilse ve altsoy olarak çocuk da olmadığı için yansoy (kardeşler, yeğen) arasında paylaştırılırır, hiyerarşi bu şekilde akıp gider.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.08.24)
denktas.av.tr:~:text=%C3%87ocu%C4%9Fu%20olmayan%20e%C5%9F%3B,di%C4%9Fer%20k%C4%B1sm%C4%B1%20%C3%B6b%C3%BCr%20miras%C3%A7%C4%B1lara%20kal%C4%B1r.
0
plastik turambar
(17.08.24)
@kaleci saçlı forvet: yani yarısını eş alıyor. kalan yarısı kardeşler arasında bölüştürülüyor öyle mi?

@plastik turambar: o siteyi okumustum zaten ama anlamadım
0
🌸abelardo
(17.08.24)
Evet hocam yarısını eş alıyor diğer yarısı hayatta olan akrabaların yakınlık derecesine göre bölüştürülüyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(17.08.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.