Giriş
(9)

Japonya seyahati

lüzumsuz adam
İnanılmaz dengesiz fiyatlar geziyor ortalıkta. Yakın zamanda gidenlerinizden tecrübelerini paylaşabilecek olan varsa çok sevinirim. Özellikle uçak bileti alımındaki minik şeytanlıklara çok ihtiyacımız var :/ fiyat dengesizliği örneği:Mongolian Airways - aktarmalı gidiş dönüş: 28.000tlTHY - iptalde
İnanılmaz dengesiz fiyatlar geziyor ortalıkta. Yakın zamanda gidenlerinizden tecrübelerini paylaşabilecek olan varsa çok sevinirim. Özellikle uçak bileti alımındaki minik şeytanlıklara çok ihtiyacımız var :/


fiyat dengesizliği örneği:

Mongolian Airways - aktarmalı gidiş dönüş: 28.000tl
THY - iptalde tam iadeli direkt gidiş dönüş: 72.000tl
0
lüzumsuz adam
(26.11.24)
aktarmalı düşünürseniz finnair ile helsinki üzerinden de bakabilirsiniz. aktarmalı uçuş olduğu için schengen ihtiyacı da olmuyor.
0
fingers of fury
(26.11.24)
ben China Southern diye bi firma ile gittim. 18 bin tlye bu yaz sonunda. gayet iyi bir firma. tabi ki THY ile direkt uçmanın farkı başka ama arada çok fiyat farkı var.

Giderken 3 saat bekledik, dönüşte 10, o biraz sıkıntı oldu, aramızda sigara içenler olduğu için. Southern China'nın indiği havalimanında sigara içirmiyorlar asla, kafayyı bozmuşlar. eğer sigara tiryakisiyseniz bu firmayı kullanmayın. onun dışında gayet fiyat performans şirketi :-)

Japonya çok gzl ve ucuz.
0
euteamo
(26.11.24)
ben Sırbistan aktarmalı gittim, çok uyguna geldi. 2.5 milyon tl civarında paraniz varsa qnb miles and smiles kart alıp, mil borç alabiliyorsunuz, bu da bir yol.
0
monicapp
(26.11.24)
instagramda ucuzaucak ve gokdenizgok un hesaplarını ve gruplarına bakabilir misiniz? 1 yıldır gidiş dönüş 16.000 tl civarı bilet paylaşıyolarlar, 1 aktarmalı. giden çok kişi de yorum yapıyor vs..
0
benaslinda
(26.11.24)
hatta esrageziyor un da instagram kanalına bakabilirsiniz daha 1 saat önce japonya gezisi ile ilgili bilgi paylaştı.
0
benaslinda
(26.11.24)
çok sağ olun hemen dalıyorum ilgili kanallara
0
🌸lüzumsuz adam
(26.11.24)
Mart sonunda ucuzaucak sayesinde 15 bin civarına bilet bulup gitmiştik China Eastern ile.

Bir aktarmaydı ama gidişte 12 saat, dönüşte 13 saat Şangay'da havalimanında kalmak (biliyorsunuz Çin vize istiyor ve Çin vizesi Türklerin alması en zor vizelerden biri olabilir) biraz sıkıcı, yorucu ve saçmaydı. Tekrar gidecek olsak (ki düşünüyoruz) biraz daha para verip daha az aktarmalı bir uçuş seçeriz.

Mytrip diye bir siteden almıştık biletleri. Sonrasında ekşi'de neler demişler diye bir baktım iptal edecektim neredeyse hatta China Eastern'e de sövmüşler bayağı ama o fiyata yine fena değildi bence hizmet, yemekler vs.

Japonya çok güzel kesinlikle git bence ^^
0
chicha_v2
(26.11.24)
china southern gidiş dönüş 17,5k diyor. google flights'a bakabilirsin kral
0
avatar is back
(26.11.24)
THY direk uçuşlar pahalı. Orta Asya ülkelerinin havayolları sitelerine tek tek girip bakmanı öneririm onlar Japonya için en ucuzları. Katar ve Emirates de THY'den uygun olur ama ciddi fark olmayabilir.
0
Lethe
(26.11.24)
(8)

Saç ekimi motivasyonu

HellKeePer
Seyrek yerlerim var ama kel değilim. Şimdi saç ekimi yaptıranlara bakıyorum şok dökülmeydi derken en az 5-6 ay kafa görüntüsü çok kötü gözüküyor. Tıp gelişti, ekim yaptırmak istiyorum ancak bu 5-6 aylık süreç gözümde çok büyüyor. Bekar er kişi olduğum için yarım sene asosyal kalacak olmak canımı sık
Seyrek yerlerim var ama kel değilim. Şimdi saç ekimi yaptıranlara bakıyorum şok dökülmeydi derken en az 5-6 ay kafa görüntüsü çok kötü gözüküyor. Tıp gelişti, ekim yaptırmak istiyorum ancak bu 5-6 aylık süreç gözümde çok büyüyor. Bekar er kişi olduğum için yarım sene asosyal kalacak olmak canımı sıkıyor. Saç ekimi motivasyonunu nasıl sağlayabilirim?
0
HellKeePer
(23.09.24)
öncesi sonrası fotoğrafları incelemenin faydası olur
0
jülsezar
(23.09.24)
Sayılı gün çabuk geçer.
0
parka
(23.09.24)
kel kalinca saglayabilirsin
0
joelskellington
(23.09.24)
yarım sene gibi bir durum yok. eşim ektirdi geçen ay ve şu an kafası normal. zamanla gürleşecek.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(23.09.24)
Ben ekim yaptırdım 90 günde kafa %90 toparlanmıştı.

Şöyle düşün, saç dökülmesi ileride daha fazla artacak ve yıllarca o saçsızlıkla gezmen gerekecek. Önündeki uzun yıllar mı, 3-4 ay çok da istemediğin saçla gezmek mi. Çok kötü görünmüyor endişe etme. Ekim sonrası eski saçın civarında bir saçla dolaşırsın. Bunu sonbahar gibi halledersen 2025 yazına bomba gibi girersin öyle düşün motive ol. :)
0
Lethe
(23.09.24)
en fazla 10 gun garip gorunur. sonra normal
0
foster
(23.09.24)
acil yaptır. böyle şeyler kışın yapılır
0
ala09
(23.09.24)
yaptırma. onun yerine Finasteride, minoksidil ve biberiye yağıyla rutin oluştur. kel kalmadan saçların gürleşsin. oetadoğu erkeğine saç ekimi pek başarılı olmuyor. saç ekimi merkezinde çalışıyorum. gelmeyin fakir türkolar ve kürdolar. işin şakası bir yana ciddiyim, gerçekten başarı oranı düşük sizde.

edit: redditte tresless subını tavsiye ederim. adamlar mucizeler yaratıyorlar.
0
titanyum22
(23.09.24)
(10)

İkinci evi almak mantıklı mı?

dedeminhirkasi
Yatirim amaçlı yarısı kredili olacak şekilde almak mantıklı mı? Kiraya verip krediye de destek olacak. Olabildiğince yüksek kredi çekebilsem daha iyi tabi. Borsa altın vs hiç birisi kredi ile alınan ev kadar kazandırmıyor maalesef.
Yatirim amaçlı yarısı kredili olacak şekilde almak mantıklı mı? Kiraya verip krediye de destek olacak. Olabildiğince yüksek kredi çekebilsem daha iyi tabi. Borsa altın vs hiç birisi kredi ile alınan ev kadar kazandırmıyor maalesef.
0
dedeminhirkasi
(22.09.24)
:) borsa nasıl ev kadar kazandırmıyor ya. Sayas 5 yılda yüzde 8900 , embis yuzde 34.000, tetmt yüzde 7000 arttı. Bunun gibi 120 hisse var. Yani hisselerin 5 te biri. Borsa dendiğinde aklımıza sadece Tüpraş vs geliyorsa o başka. Evden yatirim falan olmaz.
0
deer hunter
(22.09.24)
ev yatırımı başka bir konu ama üstteki cevaba istinaden borsanın son 5 yılda kazandırdığını önümüzdeki 5 yılda kazandıracağı meçhul. Geçmiş 5 yıl ekonomi açısından negatif reel faizli tuhaf bir dönemdi.

Yatırımlık olarak ev yerine imkan varsa dükkan veya ofis öneririm.
0
biravekahve
(22.09.24)
evet ucuz kredi ile alınır ama kenardaki paranın tamamını peşinata bağlayacaksan diğer fırsatları kaçırmana sebep olduğundan ben çok büyük fırsat olmadıkça tercih etmem. kenardaki paranın max %50si peşinata yeterse belki.
0
awlmi
(22.09.24)
finansmani cok büyük kismini bankadan hallediyorsan mantikli yoksa daha iyi alternatifler var diye düsünüyorum.
0
robert bosch
(22.09.24)
ben bu planı hep çok mantıklı bulmuşumdur. kuzenim de aynı şeyi yaptı. hem kredinin yarısını kiracı ödedi hem de senin ödediğin kredinin değeri artık her gün daha da düşmüş olacağından çok kolay üstesinden gelinir. seneye bile aylık ödediğin kredi çerez gibi gelebilir yani (azıcık abartalım)
0
neira
(22.09.24)
3-4 sene önceki ortamla, şimdi ki ortam aynı değil.

Ne ev fiyatları aynı, ne doların gerçek fiyatında olmaması aynı ne de kiracıların durumu aynı. Şu ortamda kiralama için ev alınmaz.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
0
kartallar yuksek ucar
(23.09.24)
Şimdi insanlar diyecek ki konutun getirisi mevduatın altında kalıyor, reel olarak fiyatlar düşüşte, kiracı işi sorunlu vs. Haklılar.

Öte taraftan bu soruları sorup konuştuğumuza göre profesyonel yatırımcı değiliz. Hisse senedi short edip, çapraz paritelerden para yapacak durumda değiliz. Bazı kağıtlar TL'deki erimenin, pandeminin de etkisiyle evet coşturdu. Peki kaç kişi bu işten zengin oldu veya doğru düzgün para kazanabildi? Böyle bir dönem acaba tekrar gelir mi? Konutun getirisi belki diğer varlıklara göre daha düşük olsa da kafan rahat ediyor. Elindeki paranın miktarını artırmak çok iyi bir beceri ama harcamadan yerinde tutmak da başka bir beceri. Bunları herkes yapamıyor.

1- Farklı finansal varlıklarda parayı tırtıklama durumu oluyor. "Bu ay çok sıkıştım, tatile gidiyoruz şuradan biraz bozdurayım da sonra yerine eklerim". (Ekleyemedi)

2- Konut fiyatları TL bazında nominal de olsa artıyor. Reel veya döviz olarak düşüşler zaman zaman oluyordur ancak kaçımız dolar kazanıyoruz veya hali hazırda enflasyona karşı değer kazanan bir yatırımımız var da konutu beğenmiyoruz?

3- Yatırım yaptıysan herşeyden önce güveneceksin, kafan rahat olacak. Kaç kişi 3-4M TL parayı gözü kapalı borsaya gömebilir? Gündüz bir bakıyorsun saçma sapan bir açıklama sonrası borsa tepetaklak. Borsada kazanç/işlem vergisi haberlerini hatırlayın. İnsanın siniri bozuluyor. Bu boş açıklamlara gerek var mıydı? Bugün unutuldu.

Sonuç olarak konut yatırımı mantıklı ancak bazı şartlarla:

1- Yatırım olarak alınacak ev(ler) 1+1 olursa bence daha iyi. Kiracı sirkülasyonu daha yüksek, kiracılı da olsa satışı daha kolay (yatırım için tercih ediliyor), prim yapıyor.

2- Kiracıya her ihtimale karşı taahhütname imzalatılmalı ancak işin insani boyutu unutulmamalı. Kira bedelinin bölge rayiçleri kadar olmasa da ona yakın bir bölgede tutulması sağlanmalı. Karşılıklı hakkaniyet bunu gerektirir.

3- Kira getirisinin krediyi karşılama gibi bir avantajı var. Her sene konuta yaptığın yatırım daha da düşüyor. Uzun vadeli kredinin bitişini bekleme şartıyla belki evin yarısı veya 2/3 maliyetine o konutun sahibi olabiliyorsun. Kredi imkanları daraldı ama yine de bir noktada kredi-kira başa baş noktasına gelecek, bir noktada da kira>kredi olacak. İşte o noktada evin maliyetini düşürmeye başlıyorsun.

4- Uzun vade aylık düzenli nakit akışı imkanı oluyor. Borsada temettüler 6 ayda bir verilirse iyi diyoruz. Altında bu imkan hiç yok.
0
Lethe
(23.09.24)
eksisozluk.com

alınır
0
nuisance2
(23.09.24)
Öncelikle yazacaklarım, kişisel görüşlerimdir. Yatırım tavsiyesi değildir!

Herkesin kafasında 0,69-0,79 döneminde ev alanların hikayeleri var. Ancak ortam: o ortam değil. Buna dikkat edin!

* Öncelikle ev kredileri çok yüksek.
* Kiralar ve kiralama kanunları çok sıkıntılı. Sulh hukuk mahkemeleri doldu, taşıyor. En küçük dava 4-5 sene sürüyor.
* Önümüzdeki dönemde büyük bir işsizlik ve resesyon geliyor. Şu anda "ne güzel, çok yüksekten kiraya verdim" diyenler, kira alamayacak + üstteki maddeden dolayı 4-5 sene kiracısını evden çıkaramayacak.
* Ayrıca ev fiyatları hala yüksek + dövizin fiyatı olması gerekenden çok düşük. Şu an 100bin dolarlık bir evin gerçek değeri aslında 50bin dolar. 4-5 ay içinde devalüasyon olursa, evi 2 katına almış olacaksınız.
* Ayrıca kesinlikle topraktan ev almayın veya işinizi çok sağlama bağlayın. Önümüzdeki süreçte başlanıpta, tamamlanmayan çok proje olacak.
* Oldu ki bir durum oldu, aldığınız evi satmaya çalıştınız. Uzun bir süre evinizi satamayacaksınız. Şu ortamda 5-10 milyon verip, ev alabilecek insan sayısı çok az. Emlak cazipliğini yitiriyor. Krediler düşse, bu seferde miktar çok artıyor. İnsanlar taksitli de olsa 15-20 milyonu ödeyemeyecekler.
vs. vs.

Daha bir çok nedenden dolayı, oturacak eviniz yoksa, kiradaysanız ev alınır. Oturacağınız evi biraz pahalı almanızın bir zararı olmaz. Ancak yatırım için, uzun bir süre ev alınmaz!

Bunlar benim öngörülerim. Yarın tam tersi de olabilir. Piyasa çok değişken. Kendi kararınızı kendiniz verin. Yatırım tavsiyesi değildir!

.
0
kartallar yuksek ucar
(23.09.24)
@kartallar uzun uzun yazmış. Ben kısa yazayım eski Türkiye nüfusu genç, yüzü batıya dönük, arada teklese de işleyen bir demokrasiye sahip bir ülke idi. O dönemdeki emlak artışlarının bkr daha yaşanmasına imkan yok.
0
parka
(23.09.24)
(4)

İstanbul'da gezmelik ikincil yerler

sanguine
Merhabalar, ikincil deme sebebim belli başli yerleri gördükten sonra daha gözden uzak veya çok göz önünde olmayan yerler.Küçüksu kasrıni duydum orasi var aklimdaSonra Pera palaca hotelde yemek yeme Böyle mekanları ve yerleri sayabilir misiniz rica etsem
Merhabalar, ikincil deme sebebim belli başli yerleri gördükten sonra daha gözden uzak veya çok göz önünde olmayan yerler.

Küçüksu kasrıni duydum orasi var aklimda
Sonra Pera palaca hotelde yemek yeme

Böyle mekanları ve yerleri sayabilir misiniz rica etsem
0
sanguine
(22.09.24)
Mağlova su kemeri (Kemerburgaz Kent Ormanı'nı da gezersiniz)
Ağaçlar yapraklarını dökünce Atatürk Arboretumu
0
kullanicadi
(22.09.24)
Kasırlar, Saraylar:
- Beylerbeyi Sarayı, Maslak Kasırları, Küçüksu Kasrı, Mecidiye Kasrı, Yıldız Sarayı (yakın zamanda restorasyondan çıktı), Aynalıkavak Kasrı

Müzeler:
- Arkeoloji Müzesi, Resim ve Heykel Müzesi (Beşiktaş), Beykoz Cam ve Billur Müzesi, İBB Dijital Deneyim Müzesi - Miniaturk

Doğa Yürüşü - Boğaz:
- Polonezköy Tabiat Parkı, Çekmeköy'de Rahmi Demir Kent Ormanı-Seyir Terası, Rumeli Kavağı, Anadolu Kavağı

Diğer:
- Anadolu Hisarı, Yedikule Zindanları (gündüz ve gece ücretsiz rehberli turlar oluyor), Çubuklu Silolar, Bulgur Palas, Yuşa Tepesi, Zofia Rızı Anı Evi (Polonezköy), Demir Kilise (Balat)

Bunların yakın olanlarını kombinlersen çok güzel haftasonları geçirirsin. Örneğin Beykoz'a gidince Mecidiye Kasrı & Cam ve Billur Müzesi yapılır. Sonrasında Yuşa Tepesi'ne çıkılır. Anadolu Kavağı'nda balık yiyip dönülebilir gibi.
0
Lethe
(23.09.24)
zeytinburnu balıklı rum ayazması
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(23.09.24)
Çubuklu Silo, biz çok beğendik.
0
kumandanim
(23.09.24)
(4)

kredi puanı hakkında

depresif çocuk
irili ufaklı 7-8 tane kredisi olan ama hepsini maaşının son kuruşu ile geciktirmeden ödeyen biri için bankalar ne düşünür?1. Helal olsun, krediye fısıldayan adam.2. İflas etmiş, bir daha kredi vermeyelim buna.Bu bağlamda, kredi puanı nasıl etkilenir?
irili ufaklı 7-8 tane kredisi olan ama hepsini maaşının son kuruşu ile geciktirmeden ödeyen biri için bankalar ne düşünür?

1. Helal olsun, krediye fısıldayan adam.
2. İflas etmiş, bir daha kredi vermeyelim buna.

Bu bağlamda, kredi puanı nasıl etkilenir?
0
depresif çocuk
(16.09.24)
Ödemelerin düzenli olması kredi skorunu olumlu etkiler ancak skorun yüksek olması bir kredi daha almak için yeterli değil. Algoritmasının detaylarını bilmiyorum ancak kredi skoru kredi borcunun gelire oranını dikkate almıyor olabilir, haliyle kredi skorunuz yüksekse bile bir bankaya gidip kredi çekmek istediğinizde onlar bu hesabı yapıp başvurunuzu reddedebilirler.
0
salihdt
(16.09.24)
Benim kişisel tecrübeme dayanarak bildiklerim şu şekilde doğrusu yanlışı olabilir %100 eminim diyemem. Ancak kredi puanıma önem veriyorum işim gereği o yüzden bildiklerim şu şekilde:

Öncelikle kredi puanının gelirle alakası yok. Birden fazla parametre var puan hesaplanırken
* en önemlisi kredi borcunun zamanında ödenmesi
* çok fazla kredili ürün başvurusu yapmak olumsuz etkiler.
* kredi kartı limitinizin tamamını kullanıyor olmanız olumsuz etkiler. Yarısını kullanıp yarısını boşta bırakın mümkün olduğunca
* hiç kredili ürün kullanmamak veya az kullanmak da olumsuz etkiler. Tabi sizin durumunuz bu değil gibi görünüyor.
* bir kredi kartını uzun süre kullanmak olumlu etkiler. devamlı yeni kredi kartı çıkarıyorsanız olumsuz etkiler.

Yani mantıken ihtiyacı olduğunda kredi çeken ve borcunu zamanında ödeyen adamın kredi puanı çok yüksek olur.

Eğer bu kadar fazla kredi kullnıyorsanız ve diğer herşeyiniz yerli yerindeyse benim tahminim sizin kredi puanınız iyi seviyesinde kalır çok iyi seviyesine çıkamayabilir.
0
nuevo
(16.09.24)
önceki cevapta belirtildiği gibi, düzenli ödüyor olmanız avantajsa da toplam limitin kaçta kaçını kullandığınız da çok etkili.

kredi kartları ve nakit avans (esnek hesap) gibi ürünlerdeki limiti de kullanıyorsanız puanınız düşer ve tekrar verilmeyebilir.

yeni bi kredi alacaksanız, türüne göre verilebilir. hatta bunları kapatacak tek bi kredi bile teklif edilebilir ya da düşünebilirsiniz.
0
biseysorcaktim
(16.09.24)
Kredi başvurusu yaptıkça ve kullandığın kredi tutarı arttıkça kredi skoru düşer. Zamanında ödeme yaptıkça kredi skorun yükselir.

Bankalar ne düşünürden kastın yeniden kredi başvurusu yaparsan olumlu sonuçlanması mı? Kredi sayısından çok aylık taksit ödemeleri/aylık gelir önemlidir. 1 kredin vardır aylık ödemesi gelirine göre çok yüksektir, ikinci krediyi çekemezsin. 5 kredin vardır aylık toplam taksit tutarı gelirine göre düşük kalıyordur; 6,7. krediyi çekersin. Bu kişiden kişiye göre çok değişkenlik gösterir.

Bankalar her zaman ürün satabildiği ve ödemelerini zamanında yapan müşterisini kaybetmemeye çalışır. Bankalar için "iflas etmiş" şeklinde bir kategori yok ama buna en yakın olan 90 günden fazla yapmamış ve kanuni takibe düşmüş müşteriler olabilir. Yani kredi sayısı çok diye müşteri iflas etmiş diye düşünülmez. 30-60-90 günlük gecikme periyotlarına göre müşteriler izleme/yakın izleme/yasal takip sınıflarına alınır. Yasal takiple alacaklar tahsil edilemezse varlık yönetim şirketlerine kredi portföyleri satılır.

Sonuç olarak kredi risklerin arttıkça skorun düşer, düzenli ödeme yaptıkça toparlanır. Kredi sayısından çok aylık taksitlerin aylık gelire oranı önemlidir. Kredi sayısı fazla diye müşteri iflas etti şeklinde düşünülmez.
0
Lethe
(16.09.24)
(12)

hafta sonu neler yapıyosunuz?

baldan kaymak
kahve, avm gezmek dışında.
kahve, avm gezmek dışında.
0
baldan kaymak
(15.09.24)
Arabayı yıkadım, berbere gittim, boş boş oturdum onun dışında. Ankara'da yapacak bir şey yok.
0
NowWeAreFree
(15.09.24)
sevgılımın yanına gıdıyorum

bazen turıstık yerler başta olmak üzere deniz bogaz falan gezıp yıyıp ıcıyoruz

modumuza göre sonra evde cınsellık yasamaca dadluslasmaca etkinlikleri

yazın olursa 2-3 gunluk ard arda ızın alabılırsek adalara gıdıp kalıyoruz yada ıstanbula en yakın yerlerde sürtüyoruz yüzme başta olmak üzere vs.
0
Zetnikov
(15.09.24)
Bu haftasonu: temizlik, ütü, tatlı yapma, yürüyüş, kitap okuma ve dizi-film izleme ile geçti.
0
Amaranta ursula
(15.09.24)
Çocukla oynuyorum, evde ve dışarıda, yemek de yapıyorum bazen, benim için fantastik sayılabilecek denemeler yapıyorum bazen. Ancak asıl istediğim; çöpe gidecek şeyleri yüklemek, ortalığı düzenlemek, temizlemek, bazı teorik çalışma gerektiren şeyler de olabilir, bunları biraz yapmışsam iyi bir hafta sonu olarak görüyorum.
0
mbond
(15.09.24)
Yeme içme manasında merak ettiğim yerler oluyor o listeyi tamamlamaya çalışıyorum. Bu cumartesi herise istanbul a gittim. Pazar günü de bazı bedelleri ödemekle geçti:( yediklerimi yakmam lazımdı :/
0
kullanicadi
(15.09.24)
Koşu, yürüyüş, doğa gezileri, arkadaşlarla buluşma, date, yemek, temizlik, tiyatro, konser, havuz, tekne gezisi vs.
0
gabe h coud
(15.09.24)
+ alışveriş :)
0
gabe h coud
(15.09.24)
- Son dönemde genellikle tarihi yerleri ve kültür-sanat alanlarını geziyoruz. Kasırlar, saraylar, müzeler gibi. Bahçeleri genellikle çok bakımlı, manzaralı ve zaman geçirilecek şekilde oluyor. Oralarda zaman geçiriyoruz. Milli Saraylar ve İBB'nin son yıllarda restore ettiği tesisleri öneririm. Hepsi birbirinden güzel ve gez gez bitmiyor.

- Yeşil alanlarda/sahillerde yürüyüş: İstanbul'un kuzeyinde Polonezköy, Anadolu-Rumeli Kavağı, Beykoz gibi yerlerde tabiat parklarında ve sahillerde yürüyüş yapıyoruz. Akşam yemeği de yiyip -genelde balık- eve dönüyoruz.
0
Lethe
(16.09.24)
benim iş yüküm hafta sonu daha çok, o yüzden aslında hafta sonu ne yapacağımı düşünecek vaktim çok olmuyor. imkanım olursa f1-f2 yarışlarını izliyorum, 2-3 tane maç izliyorum. bitiyor zaten. boş günlerim hafta sonu olsaydı ne yapardım diye düşününce de pek bir şey bulamıyorum açıkçası, herhalde yine camış gibi yatıp maç izlerdim. kalabalık sevmiyorum. e malum doğal olarak insanlar cumartesi-pazar dışarı çıkıyor, stres atıyor... o ortama girmek istemem pek. belki haftalık yemek yaparım, evi temizlerim. birisi bir yere davet etmediği sürece evden pek çıkmam herhalde hafta sonu.
0
mark greg sputnik
(16.09.24)
denize gidiyorum, evde dinleniyorum ya da arkadaşlarımla bir şeyler içmeye dısarı cıkıyourm.
0
koela
(16.09.24)
Son zamanlarda rutinin dışında olsam da koşu ve bira içmek.
0
kumandanim
(16.09.24)
Temizlik, örgü, egzersiz, varsa evdeki ufak tefek tamir işleri. Havalar ölümcül sıcaklığını kaybetmeye başladığı için daha çok yürüyüşe çıkabilmeyi umuyorum.
0
peki madem
(16.09.24)
(4)

boş evin tadilatı ne kadar sürer?

administ
mutfak banyo ve parkeler yeniden yapılıp boya badana yapıalcak. Ortalama kaç haftada biter bu işler deneyimleyen var mı?
mutfak banyo ve parkeler yeniden yapılıp boya badana yapıalcak. Ortalama kaç haftada biter bu işler deneyimleyen var mı?
0
administ
(11.09.24)
Kendim deneyimlemedim ama alt katımızdaki daire satıldı. 3+1, kapalı mutfak ve iki banyolu, iki balkonlu (evin tadilat isteyen bölümleri net olsun diye detay yazdım). Ev tümden bir tadilat istiyordu. Taşınacak kişi "tadilat yaptırıyorum 20 gün sürecek tüm komşularımdan özür dilerim" diye not yazmış. Tabi işçi sayısına göre değişir ama 3-4 hafta olarak planlamışlar. (Haftaiçi 10:00-17:00 arası tadilat yapılabiliyor kalan zaman ve haftasonunda kesinlikle yasak)
0
Lethe
(11.09.24)
Eger mimar yapmayacaksa koordinasyon kismi onemli sure icin.

Parkeci ayri, boyaci ayri, su tesiatcisi ayri, mermerci, mutfak dolabini yapan, elektrikci, fayansci... bunlarin hepsi ayri ustalar. Eger araya is almayacak ve birbirlerinin islerine mani olmayacaklarsa 15-20 gunde biter sanirim.

Mimar olmayinca hepsi sucu birbirine atiyor (mermerci, dolabi yapan yamuk yapmis diyor. Banyoyu yapan tesisatci yanlis cekmis borulari diyor. Parkeci yer terazide degil deyip boyaciyi sucluyor).

Bir de kaytarma durumlari var. Illa bi cenazeleri cikiyor 3-5 gun.

Eger imkan varsa mimarla calisin derim. (Basta pahali gibi dursa da totalde daha az stresli ve daha az maliyetli oluyor)
0
brkylmz
(11.09.24)
Parayı asla peşin vermemeniz lazım ki iş umduğumuz gibi bitsin.
Bire bir yapılan işin de takipçisi olun.
0
diyecevaplandı
(12.09.24)
o ustalardan ne çektik ya herkese katılıyorum. sıfır alınan malda kusur çıkıyor, dükkana gidip gelmeyen var. napalım dükkan mı basalım bu saatten sonra. iş kadar mimarda para istiyor. ha hoş mimar da napalım bu da böyle derse muhattap kim onu da bilmiyorum. 5lira sı iş bitince dersen herkes sana kapıyı gösteriyor.
0
hunharca ben
(12.09.24)
(19)

En abartılmış (overrated) ülke/şehir hangisi sizce?

ermanen
ya da hangileri?bence new york / abd, ya da abd'nin çoğu yeri. "san diego" gibi bir yer hariç belki bana göre. new york kalabalık, bakımsız ve turistik denecek pek bir şey yok. sokaklar evsiz dolu ne yazık ki. tarihi pek bir şey de yok. binaların tepesinden çıkıp bakıyorsun, bi de özgürlük heykeli v
ya da hangileri?

bence new york / abd, ya da abd'nin çoğu yeri. "san diego" gibi bir yer hariç belki bana göre.

new york kalabalık, bakımsız ve turistik denecek pek bir şey yok. sokaklar evsiz dolu ne yazık ki. tarihi pek bir şey de yok. binaların tepesinden çıkıp bakıyorsun, bi de özgürlük heykeli var. central park'ta bisiklet sürmek fena değil. yaşamak farklı olur tabii, kültür ve sanat açısından çeşitlilik var. bir etkinlik için de ziyarete gidilebilir mesela. büyük şehirlerin iyi yanları da var tabii ki.

not: demin sorulan italya'nın abartıldığı sorusundan esinlendim. bana göre avrupa şehirleri daha görülesi yerler gibi duruyor, tarihi çeşitlilik ve farklı kültürlere yakın olmak. abd bu tarafa uzak da, ve insanlara da uzak yerler cazip gelebiliyor. abd'nin de bir cezbedici yanı var sanırım. şehirlere/ülkelere turist olarak gitmek farklı tabii, ve ülkenin daha küçük yerleşim yerleri ve kültürüne daha yakın olabileceğin yerler de var. deminki soruda da bahsedildi bu tür şeyler. abd de sonuçta kocaman ülke ve bir çok farklı deneyimler edinebilecek bir yer, ama küçük yerleşim yerleri avrupa gibi gezilesi yerler olmuyor genelde.
0
ermanen
(04.09.24)
Oyumu Amsterdam'dan yana kullaniyorum.
0
mbond
(04.09.24)
new york, new jersey, boston. hepsi benim için hayalkırıklığıydı. hele amerikan yaşam tarzını sevmiyorsan daha da rahatsız edici oluyor.

avrupa’da helsinki. gerçi çok büyük beklentim yoktu ama sonuçta başkent diye gitmiştim. bomboş bir şehir, içinde hiçbir şey yok.
barselona da aşırı turistik ve boğucu olmaya başladı. 15 sene önce gitsem belki severdim ama şu an b*ku çıkmış, posası kalmış bir şehir.
0
sir gawain
(04.09.24)
1-paris
2-amsterdam
3-barcelona

balon kere balon 3 tane sehir.
0
bay b
(04.09.24)
Viyana
0
Bruce
(04.09.24)
İskandinav ve balkan şehirleri.

Stockholm'ü 1 numaraya yazayım, Gamla Stan bölgesi evet güzel ama onun dışında özellikle yazın giderseniz şehir bomboş, insan yok. Birçok restorant, cafe ve sosyalleşebileceğiniz yerler tadilata giriyor/kapanıyor. Bu da şehrin canlılığını yok edip sıkıcı bir ortam haline getiriyor. Epey şaşırmıştım. Yaşamak için çok iyi olabilir onu hariç tutuyorum.
0
Lethe
(04.09.24)
bunun cevabını verebilmek için hakkını vererek ciddi şehir gezmiş olmak lazım.

turistik gezide bile ne aradığına bağlı çok öznel bir konu. mesela chicago veya new york bir mimar için gayet turistik tek tek binaları görmek vs. çokça tatmin edecektir, bir başkası için bina yığını. müzesinden sokaklarına, cafelerinden konser salonlarına, saraylarına her şehirde çok şey var gezip görecek. avrupa şehirlerinin overrated olduklarını kesinlikle düşünmüyorum. koca bir arşive sahip çıkıyorlar. turizimden dolayı popülasyon sıkıntılı ama stratejik tarihler seçerek gezilebilir. Amerika da bence eşsiz uçsuz bucaksız arazileri ile bayağı cezbedici.

en son gezdiklerim arasında gelmesek de olurmuş dediğim Torun var lakin şehrin her yanını bezemiş tuğla yapılarını görmüş olduğum için memnunum.

uzak doğu hiç yok lugatımda onun için karşılaştırma yapamıyorum.
0
nwnd
(04.09.24)
bana nyc ilginc geliyor cünkü mimarim ve ilgimi ceken cok fazla sey var. pis olmasi falan ayri bir konu ama mimari ve kültürel acidan cok doyurucu. ayrica abd'nin bircok sehrinden farkli olarak yürüme mesafesinde bircok sey bulabiliyor olusunuz sehrin sokaklarin civil civil kiliyor.

paris nasil balon oluyor anlamiyorum bu arada. paris'i ben 15 gün gezdim, bir 15 gün daha gezerim yani. müzeyse müze, parksa park, saraysa saray, güzel mimari, konserler, günün her saati civil civil sokaklar, tekne turlari, kiliseler. daha ne ariyorsunuz mesela? aynisi amsterdam ve barcelona icin de soruyorum bu arada. amsterdam'da toplamda 6 hafta üstünde kaldim 4 farkli gezide. barcelona'da bir hafta kaldim. bir an canim sikilmadi.

bence dresden'di. avrupa'da gezdigim sayisiz yer icinde bu diyecegimi sadece burasi icin derim: bok gibi yerdi. ufacik tefecik bir örnek vereyim. hostelde resepsiyona pub var mi civarda diyoruz, pub ne diyor. sokaga cikiyoruz, keza ayni. bir yerel kadin sonunda pub ne demek biliyordu ama dedi ki pub yok sehirde, biergarten var ama kisin kapali. la sehirde oturup icki icecegimiz yer yok mu? cafe soruyoruz, o da yok. bir tane var, cafede 3 masa var ama iceride 30 kisi bekliyor. sonra güc bela bir irish pub bulduk.
404094 sehir gezdim, pub ne diyen insani ilk defa orada gördüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.09.24)
Amsterdam diyeni döverim. Bünyesinde dünya kadar turistik aktiviteyi barındıran başka muadili yok.

Başka hangi ülkede ağzında sigara kanal turu yapabilirsin, mantar sote yiyip müze gezebilirsin, vitrinden manken seçebilirsin, tarihi yapıları görebilirsin, büyük clublara gidebilirsin, plajlara gidebilirsin...
0
kimlanbu
(04.09.24)
en overrated şehir hangisidir diye anket yapmışlar, birinciliği istanbula vermişler!
0
exlibris
(04.09.24)
Abartılmış biraz iddialı, yerine beklentimin altında kalan hayal kırıklığı yaratan Viyana oldu.
0
put it in your appropriate place
(04.09.24)
En beğenmediğim Seul.

İtalya iyi güzelde ok, bence de abartılmış balon artık. italyanları iş hayatında tanıyorum ve nefret ederim onunda etkisi olmuş olabilir.

Newyork’u ben çok beğendim ama orada tabi ki zenginsen güzel, metrosunu falan hiç beğenmedim.
Abd’de gökdelen, şehir dışlarında ki doğa ve müze dışında birşey yok, şehirler zaten evsiz dolu, bana çok tehlikeli geldi ama bilmiyorum belki yalnızdım ondandır.

Bence münih ve çevresi ve portekiz, ispanyanın bazı şehirleri ‘underrated’. TR ise birinci olabilecekken cahillikten harcanıyor.
0
durgunfoton
(04.09.24)
Sehir gezerken zamanlama cok onemli.

NY'ye agustosta gittim berbatti, sehir o kadar yogunlugu kaldiramiyor, her yer cop yiginiydi. 5 gunlugune diye gitmistim, 3 gun zor dayandim kactim.

Sonra bir arkadasin dugunu icin ilkbaharda gittim sakindi, cok guzeldi.

Bir de Istanbul overrated diyen tas olur yaw, eski yarimdada dunyanin en guzel yerlerinden biri, sadece bogaz yeter. Her ne kadar icine etmis olsakda guzel sehir.
0
cooperr
(04.09.24)
Gördüklerim arasında açık ara Prag. İnanılmaz abartılıyor. Türk tipi şark kurnazı esnafı da cabası.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(04.09.24)
kısmen haklısın ancak pis sokakları için değil kültürel mirası için gidilip gezilmesi gerek bazı yerlerin.
yeme içme vs konusunda katılıyorum, abartılmayan kısmı geçmiş kültürlerini miraslarını orada yaşayabiliyorsunuz. gerisi boş abartı işler.
0
basond
(04.09.24)
@nwnd +1. arkadaşlar siz mükemmel tarihi ve mimarisi süper olan bir ülkede mi yaşadığınızı sanıyorsunuz? paris boş ne demek ya. adamlar 30 kere ihtilal, dünya savaşı vs. yaşamış her yeri tarih dolu bir şehir. türkiye de 1 şehir söyleyin ki dolu dolu tarihli ve korunmuş.

Amsterdamdaki olanakların müzelerin 10da 1i hangi Türk şehrinde var. veya dünaydaki kaç şehirde var. herkesin şehirlerden beklentileri farklıdır. dünyada 4 ülke görüp bu yorumu yapmak çok saçma. ben mesela le havre şehrini çok sevdim. fransada le havre en sıkıcı şehirlerden biri olarak görülür.
0
mikahakkinen
(05.09.24)
bana göre de avrupa çok sıkıcı. bakış açısı.
0
deartheodosia
(05.09.24)
New York City bence overrated. Bana Istanbul'u andırıyor. Sehir artık doymuş..insana, çalışana, turiste.. böyle yerler bana bir şey ifade etmiyor. Full kaos ve yorgunluk. İnsan ilişkileri yapay ve para hep ön planda.
0
ferenc
(20.09.24)
izlanda, isvec, finlandiya gibi iskandinav ulkeleri. asiri abartiliyorlar.

new york'a dil uzatanlar utansin. dunyanin baskentine laf etmek... abd sehirleri evet abartidir cogunlukla, tarih yok, mimari yok ne var lan it dedirtir adama. hele dallas falan gitmeden once kulaga cool geliyordu. gidince cok sasirmistim bombos bir sehir, bombos.

ama new york, italya buralar abarti degil. bunlara abarti diyen neye bakmasi gerektigini bilmiyordur zannimca.
0
antikadimag
(20.09.24)
kanada. guzel isli maasli birinin gidip 6 ay kuremesi akil alir gibi degil.
0
baldur2
(20.09.24)
(4)

Ev sahibine 15 gün kala mı haber veriliyor evden çıkılacağı?

administ
Bu 3. sene dolayısıyla belirsiz süreliye dönen bir kira sözleşmesi var. Bu durumda en erken 15 gün kala mı bildirmek gerekiyor ev sahibine evden çıkılacağı?
Bu 3. sene dolayısıyla belirsiz süreliye dönen bir kira sözleşmesi var. Bu durumda en erken 15 gün kala mı bildirmek gerekiyor ev sahibine evden çıkılacağı?
0
administ
(04.09.24)
Sozlesmenizde de yazar bu detay inceleyin mutlaka ama 1 aydir normalde
0
mor oje
(04.09.24)
Belirsiz süre diye bir şey yok. Her sene yenilenir sözleşme hiç bir şey yapmasanız da ilk yaptıgınız sözleşme esastır ve o sözleşme her sene kendiliginden yenilenir. Sözleşmede aksi bir madde yoksa sözleşme bitiminden 3 ay önce haber vermelisiniz. Yukarıdaki arkadaşın verdigi bilgi yanlış
0
limonlu eksi
(04.09.24)
Günümüzde kira işleri çığrından çıktığı için çıkış tarihinizin ev sahibini zora sokacak bir durumu yok. Yarın çıkıyorum deseniz bile ev sahibi sevinecek. Çünkü sizinkinden çok daha fazlasına kiraya verebilir. İşinize nasıl geliyorsa öyle haber verin.
0
nickini vermek istemeyen uye
(04.09.24)
İşin teorik kısmı basit bir Google araması ile öğrenilir ancak günümüzde-pratikte ev sahipleri evden çıkacak kiracının yollarına gül döktüğü için sorun teşkil etme ihtimali çok düşük.

2019 gibi biraz da hızlı iş değişikliği etkisiyle evden çıkacağımı evin sahibine 2 hafta kala iletmiştim. Kendisi "hiç sorun değil evi soran çok oluyor yeni işin hayırlı olsun" demişti. Daha evden ayrılmadan evi görmeye gelen bir çift beğenip kiralamıştı.
0
Lethe
(04.09.24)
(4)

Sabiha Gökçen - Pendik tcdd arası ulaşım

master of ceremonies
Sabiha gökçene Pendik YHT istasyonundan nasıl ve ne sürede gidilir? Taksi dışında önerdiğiniz bir yöntem var mı?
Sabiha gökçene Pendik YHT istasyonundan nasıl ve ne sürede gidilir? Taksi dışında önerdiğiniz bir yöntem var mı?
0
master of ceremonies
(04.09.24)
Pendik YHT istasyonundan direkt otobüs seferleri var. sefer süresi 40 dk.

(git: )iett.istanbul

Hareket saatleri uymazsa pendik köprüsünden metro veya sahile inerek E9 otobüsü ile gidebilirsiniz
0
obscure
(04.09.24)
Pendik Sabiha arası metro var gözüküyor ama uzak kalıyor sanırım?
0
🌸master of ceremonies
(04.09.24)
Hızlı trenin oradan metroya 15 dakikada yürünür 1 km kadar mesafe var ama çantan, valizin vb. ağırsa sıkıntı olabilir biraz da yokuş yukarı. YHT'nin oradan bir otobüs, minibüs yaparsan 5 dakikaya metroya çıkarsın. Oradan metroya binişinden itibaren havalimanı 5 istasyon sanıyorum 10 dakika kadar sürer. Toplamda in-çık derken yarım saat zaman geçebilir.
0
Lethe
(04.09.24)
Cevaplar için teşekkürler
0
🌸master of ceremonies
(05.09.24)
(13)

Evlilik teklifi hangi aşamada edilir?

Cesario
Anlaşmazlığa düştük. :)Bana göre sürpriz bir anda edilip kadın kişisi kabul ettikten sonra aileler tanışır.Aksini söyleyen yani önce aileler tanışır falan sonra edilir diyen var.Nedir bu işin geleneği, siz nasıl yaptınız ya da gördünüz çevreden?
Anlaşmazlığa düştük. :)

Bana göre sürpriz bir anda edilip kadın kişisi kabul ettikten sonra aileler tanışır.

Aksini söyleyen yani önce aileler tanışır falan sonra edilir diyen var.

Nedir bu işin geleneği, siz nasıl yaptınız ya da gördünüz çevreden?
0
Cesario
(30.08.24)
Aileler sonra tanışır tabiki, öncesinde edilir bence.
0
tuborg yesili
(30.08.24)
Bizde aileler tekliften sonra, nisanda tanistilar (nisan ve kiz isteme birlikte oldu). Bu isin genel gecer bir kurali yok, her ciftin sartlarina ve anlayisina gore degisir.

Dugunde tanisan aileler var bildigim :)
0
sertac akin
(30.08.24)
Genelgeçer bir kural ya da gelenek yok ki denildiği gibi. Niye bir dikteye ihtiyaç duyuldu anlayamadım . Sevgiliyken de birbirimizin aileleriyle tanışabiliyoruz, aileler de birbiriyle tanışabiliyor çok normal olarak. Evlilik ve ailelerin birleşecek olmasını görüşme niyetiyle bir aile buluşması söz konusuysa bu da evlilik teklifinden sonra olur tabii ki.
0
duygusalatasi
(30.08.24)
Aileler sonra tanisir
0
abuzer
(30.08.24)
Türkiyede iki kişi değil iki aile birleşiyor gibi bir anlayış olduğu için önce icazet almak insanlara normal geliyor

Bence iki kişinin arasında olan şeyi aileler sonra öğrenmeli
0
grimavi
(30.08.24)
önce teklif sonra tanışma makbuldür bence de.
0
theseachange
(30.08.24)
bizde çok sürpriz olmadı. Biz tek tek karşı aileyle tanıştık (buradan niyet az çok belli oluyor yani), sonra ben teklif ettim. Sonra aileler tanıştı.
0
nhk ni youkosu
(30.08.24)
Evlenme teklifi olmadan evlenen insanlar var. Yüzügü birlikte secenler var.
Evlenmeye 3 gün kala evlilik teklifi alanlar var.
Herkesin keyfine göre yani :)
0
robert bosch
(30.08.24)
Partnerinin ağzını arayıp ya da en yakın arkadaşından sorup ya da ne bileyim bir filmdeki yorumlarını falan kovalayıp benimsediği tarzı öğrenmek mümkün. En doğrusu o olacak gibi.
0
muhayyer divan
(30.08.24)
ailelerden tanistiktan sonraki teklife evet deme ihtimalim yok:d dogum gunu gecen dg kutlamasi gibi gereksiz ve zevksiz. bana gore teklif gercekten tekliftir sonra aileler
0
ala09
(31.08.24)
Aileler tanissin girişimi ufaktan evlilik teklifine doğru demek oluyor diye biliyorum ben.
0
encokbenisevinnolur
(31.08.24)
Önce teklif, sonra aile tanışması.

Ama bunlar kanun değil, nasıl isterseniz öyle yapın. Her çiftin, her ailenin beklentileri farklı oluyor.

Tek dikkat çekmek istediğim nokta evlilik teklifi etmeyi planlayan kişinin planını, bütçesini hazırlamış olması. Yani birine evlilik teklif edip sonra da "evlilik için yeterli maddi birikimim yok, 2-3 yıl para biriktireceğim" demek çok yanlış geliyor bana. Mesela bugün teklif eden Nisan gibi evlilik yapabilecek şekilde planını yapmış olmalı bence. Bu da kanun değil elbette ama evlilik teklifinin basit bir çıkma teklifinden çok farklı olduğuna dikkat çekme istedim.
0
michael_knight
(31.08.24)
- Sürprizli veya beklenen şekilde teklifini edersin. Karşı taraf evet der.

- Niyeti bu şekilde resmiyete döktükten sonra hanımın annesi ile tanıştım. Sonra da isteme günü belirledik. İsteme günü aileler tanışmış oldu. Babası "gençler kararlarını vermişler, hayırlı olsun" dedi. Hızlıca nişan günü belirledik sonra da nikah aşamasına geçip süreci tamamladık.
0
Lethe
(31.08.24)
(4)

Arabamı satıyorum nelere dikkat etmeliyim?

housedaki topal doktor
İlk defa araba satıyorum, dikkat etmem gereken neler var? Hgs’mi iptal ettim. Para gönderen ile ruhsat sahibinin aynı kişi olmasına dikkat edeceğim. Başka dikkat etmem gereken neler var?
İlk defa araba satıyorum, dikkat etmem gereken neler var? Hgs’mi iptal ettim. Para gönderen ile ruhsat sahibinin aynı kişi olmasına dikkat edeceğim. Başka dikkat etmem gereken neler var?
0
housedaki topal doktor
(29.08.24)
sattıktan sonra kasko sigortayı iptal etmeyi unutma.
ödenmemiş vergi ceza var mı kontrol et. muayenesi varsa yaptır.
0
jelly bear
(29.08.24)
Yakın zamanda araç sattım ve aldım. Malesef insanımız kaypak, yalancı ve dolandırıcı olmuş. Her konuda çok dikkat etmende fayda var.

- Aracı görmeye geldiklerinde güvenli ya da işlek bir yerde olmak lazım. Her ihtimal göz önünde bulundurulmalı. Test sürüşü talep ederse kabul etme, motor kaputunu açtırırsa dikkatli ol. Aracında o esnada değerli eşya mümkünse olmasın (güneş gözlüğü vs.).

- Alıcı ekspertize götürecektir. Bir gözün araçta olsun o süreci takip etmeni öneririm.

- Kişi aracı görür de anlaşırsanız kapora talep et. Ertesi gün alıcı adayı arazi oluyor, veya kolaylıkla vazgeçiyor.

- Satış masrafı alıcıya aittir noterde ödeme yapacak ona dikkat et.

- Satış öncesi aracını boşalt. Bagaj, torpido, gözlük yeri ve diğer gözleri dikkatlice kontrol et eşyan kalmasın.

- Para hesabına düşmedikçe satışa onay verme. Açıklamada "XXXX plakalı aracın satış bedeli" gibisinden açıklama olsun.
0
Lethe
(29.08.24)
Devralacak kişi ile size para gönderen aynı isim değilse, Açıklamaya 'felan plakalı arabanın filancaya satışı için' gibi devralacak kişinin adını eklettirin.
HESABINIZDA PARAYI GÖRMEDEN DEVİRE BAŞLAMAYIN. Fest ile saniyesinde hesabınıza düşüyor para, karşı tarafın dekontuna itibar etmeyin, kendi nesabınızı kontrol edin.
Şu bankada hesabın yok mu gibi lüzumsuz detayları kaale almayın. Yeni hesap açmaya uğraşmayın. 'Adım Hıdır, hesap numaram budur' gibi sağlam durun.
Al-satçı değilim, biniciyim
Triger kayışı değişti mi
Şu leke, boya neden oldu
Bakımlaro nerde oldu
1.200.000 demişsin de, bak bi, emekli ikramiyem yattı, hepi topu 1.000.000 olma mı? Yarına/haftaya kadar beklemez misin?
Vs vs çok sabırlı olmayı gerektiren konular olacak.
Kapora vermiyorsa bekleme sözü de yok.
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(29.08.24)
hocam şehir dışına satış yapma. çoğu dolandırıcı şehirdışından geliyor ve şehirdışından geldim diye para kırmaya çalışıyorlar. yok yoldan geldik yol parasını düşelim falan. parayı hesabında görmeden satışı verme. para gelen hesapla satışı yaptığın hesap aynı olmalı.
0
sizofren06
(29.08.24)
(3)

Meksika vizesi

VIPCH
Meksika'ya hep gitmek istemiştim ama insanları havalimanından geri çeviriyorlar diye cesaret edip gidemedim. Avrupa'da yaşıyorum ve Amerika vizem var. Şimdi ben konsolosluk vizesi alıp gitsem yine de böyle bir sorunla karşılaşır mıyım? Amerika'da yaşayan bir kaç YouTuber kapı vizesi ile giriş yapmak
Meksika'ya hep gitmek istemiştim ama insanları havalimanından geri çeviriyorlar diye cesaret edip gidemedim.

Avrupa'da yaşıyorum ve Amerika vizem var. Şimdi ben konsolosluk vizesi alıp gitsem yine de böyle bir sorunla karşılaşır mıyım?

Amerika'da yaşayan bir kaç YouTuber kapı vizesi ile giriş yapmak istediklerinde alınmadılar diye olayın mantığını tam çözemiyorum.

Eğer geri çevirirlerse, Amerika'ya uçak bileti alıp geçme şansım var mı?
0
VIPCH
(29.08.24)
Meksika seyahatinde sorun ABD vizesi sahibi olmamak. Dışişleri Bakanlığı şöyle bir açıklama yapmıştı: www.mfa.gov.tr

Geçerli ABD vizesi olan vatandaşlarımızın Meksika’ya Meksika vizesi olmadığı halde girebilecekleri Meksika makamlarınca bildirilmiştir.

Meksika hudut yetkilisi vatandaşımızın pasaportunu damgalamak suretiyle Meksika’da kalma süresini belirleyecektir.

ABD vizesi olan ve Meksika’ya havayoluyla seyahat eden vatandaşlarımız uçuş / biniş kartlarını da hudut makamlarına ibraz etmek zorundadırlar.

ABD vizesi olmayan vatandaşlarımız Meksika’ya gitmeden önce Meksika vizesi almak zorundadırlar.

Tereddüt halinde Meksika Büyükelçilikleri veya Başkonsoloslukları ile irtibata geçilmesinde yarar görülmektedir.
0
Lethe
(29.08.24)
yasadigin ülkenin meksika konsoloslugundan bir belge al. kapidaki polis killik yaptiginda onu gösterip gecebiliyorsun. abd vizesi ya da ab oturumu olanlar meksika'ya vizesiz girebiliyorlar ama bazi sinir polisleri killik cikarabiliyor.
kaynak: bir arkadasim
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.08.24)
2 ay önce gittim Meksikaya. Diğer milletden insanlar 10 saniyede kontrolden geçerken beni 45 dk boyunca beklettiler.

En son aktif schengen vizem olduğunu, rezervasyonlarımı, uçak biletimi vs görünce ikna oldular. Aktif Amerika vizeniz veya schengen vizeniz varsa büyük ihtimalle alırlar. Ancak soru yağmuruna tutuyorlar.

son sorunuzun cevabınızı bilmiyorum.
0
nuevo
(29.08.24)
(12)

K.karti borcum yuzunden avukatlik duruma gelmisim

tantamount_to_equivalent
Tr'de yasamiyorum, is bankasi kredi kartimi arada sirada evdekilere yemek ismarlamak, hediye mediye gondermek icin kullaniyordum. Sonra mayis da mi ne kartin gecerlilik suresi doldu, eski adresime kart yollamalar, y.disina kart gonderemiyoruzlar falan defalarca sinir ettiler beni, ben de borc falan
Tr'de yasamiyorum, is bankasi kredi kartimi arada sirada evdekilere yemek ismarlamak, hediye mediye gondermek icin kullaniyordum. Sonra mayis da mi ne kartin gecerlilik suresi doldu, eski adresime kart yollamalar, y.disina kart gonderemiyoruzlar falan defalarca sinir ettiler beni, ben de borc falan odemiyorum dedim, 40000'lik borc 45000 olmus 3-4 ayda, simdi de musteri temsilcisi aramis avukatlik duruma gelmis borcunuz diye odeme istiyor. Bundan sonraki surec nedir?
0
tantamount_to_equivalent
(29.08.24)
icra yoluna gidilir. trde bir malın, banka hesabın varsa onlara haciz gelir, kredi notun da düşmüştür. bence hemen öde bekletmeden yaptığın mantıklı bir iş değil.
0
jelly bear
(29.08.24)
Abi borç ödemiyorum dersen ve ödemezsen icra açarlar. O parayı alırlar. Banka hesaplarına haciz, malına mülküne, arsana, arabana vs. haciz koyarlar bir şekilde alırlar. Bundan sonraki süreç parayı ödemezsen kaybedeceğin bir savaşa girmek olur. Buradaki sorular da...
0
Shepard
(29.08.24)
Hocam yurtdışında olmanın verdiği özgüvenle "ben de borç falan ödemiyorum" demek çok mantıksız, yani bu senin borcun en nihayetinde ödemediğin her an sana zarar bankaya hiçbir şey olmuyor banka öyle veya böyle alacak senden bear anlatmış zaten nasıl olduğunu ama asıl rezillik dosyan avukatlara verildiğinde sadece seni taciz etmeyecekler anneni arayacaklar babanı arayacaklar halanın kızını amcanın oğlunu arayacaklar söyleyin borcunu ödesin diye, o arada borcun da katlanacak, pis bir süreç yani hiç o toplara girmeden öde geç sonra hesabını kapatırsın istiyorsan.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.08.24)
90 gün borç ödenmezse yasal takip aşamasına geçilir. Banka çeşitli kanallardan sana ve yakınlarına ulaşmaya çalışacaktır. Seninki bu noktada. Ödememeye devam ettiğinde işin içinde avukatlık vb. masraflar da girecek.

Birkaç ay daha ödemezsen bankalar alacaklarını varlık yönetim şirketlerine satıyorlar. Seninki de satılırsa çooook rezillik çekersin. Tacizin bini bir para. Ayrıca bankaların kara listesine girersin ki yarın bir gün işin düşerse çok sorun olur. Mesela Türkiye'de para transferi yaparsın, bir de bakmışsın paraya bloke konmuş. Hiç önermem.

TR'de yaşamayan biri Türk bankalarındaki tüm kredili hesaplarını bence kapamalı, vadesiz TL ve USD-EUR hesapları bırakmalı. Yoksa uğraşır durursun. Bulunduğun ülkeden kredi kartını kullanmanı öneririm.
0
Lethe
(29.08.24)
Türkiyeye girerken sorun yasarsin.
0
robert bosch
(29.08.24)
Ayrica kredin puanin düsmüstür. Ev kredisi vs durumlarinda sorun yasarsin.
0
robert bosch
(29.08.24)
sirkete sinir olmak ile aldigin borcu ödemek arasinda nasil bir bag kurabildin ki? ben de kredi kartimi aldigim bankaya son alisverisimde sinir oldum. dedim, kapatin hemen. ben de o kapanacagi tarihe kadar su anki ben borcumu ödeyecegim, baska kullanim da yapmayacagim dedim. hemen pesine baska bankadan kart aldim.
borc ve sirkete sinir olmak baska seyler. sirkete sinir olduysan kartini kapatirsin ama borc senin borcun.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(29.08.24)
beni sinir ettiler ben de borc falan odemiyorum demek de ayri bir rahatlikmis, karsinizdaki finansal bir kurulus aman odemiyorsa odemesin demesini mi bekliyordunuz anlamadim?

avukat size ulasmaya calisir muhtemelen ulasamaz, sonra icraya gider muhtemelen ikametgah y.disindaysa nasil olur bilemiyorum bilen varsa yazar belki ogreniriz.

son tahlilde basiniza bela olur her sekilde ama.
0
bay b
(29.08.24)
Süreç; idari takip - yasal takip - icra takibi - haciz şeklinde ilerliyor.

Yasal takip sürecinde borcunuzu ödemeli ya da yapılandırmak için başvurmalısınız. Eğer yapmazsanız icradan ödeme emri gelir ve yine borcunuzu ödemeli ya da yapılandırma konusunda anlaşmalısınız dikkate almazsanız haciz için mal beyanı yapmanız gerekir. Haczedecek bir şeyiniz yoksa (mal varlığı, maaş) süreç orada sonlanır. Ancak siz de bir daha ülkeden kolay kolay kredili işlem yapamazsınız.

Yani bankaya kızıp kendinizi derde sokmaktan başka bir işe yaramamış yaptığınız. Üstüne bankaya yüklü bir de faiz ödeyeceksiniz. Ek olarak kredi notunuz düştüğünden ve ülkede bulunmadığınızdan geri toparlamanız da çok zor olacak ve ülkeyle alakalı her türlü kredili işlemde yıllar boyu sorun yaşayacaksınız. Bence çok mantıklı bir hareket olmamış. En azından icra takibine düşmeden ödemenizi yapın. Zararın neresinden dönülse kar. İşin daha kötü tarafı sizin borcunuzu ödememenizin bankaya etkisi sıfır. Tek zararı size.

Alakasız birine kızıp harakiri yapmaktan bir farkı yok bunun. Banka kocaman bir kurum, kimse siz borcunuzu ödemeniz diye zor durumda kalmadı, bu zincirin her aşamasında kendi işini yapıp mesaisini doldurmakla görevli insanlar çalışıyor, avukat da size dargın değil, müşteri temsilci de. Bankanın zaten hiç umrunda değil. Neden yaptınız ki böyle bir şeyi?
0
akhenaten
(29.08.24)
Bu arada soruna cevap değil ama senin gibi, benim de TR kredi kartına ihtiyacım olduğu için belirtmek istedim. Papara tarzı platformlardan dijital kart oluşturabilirsin ve çoğu yerde kullanabilirsin. Şimdilerde para yatırma işini de çözdüler. Yurtdışı kredi kartımdan dijital karta para yatırıp kullanabiliyorum.
0
VIPCH
(29.08.24)
herkes şirkete sinir oldugun için borcunu ödemeyişine yeterince laf etmiş zaten. o konuda saçmalığa değinmeyeceğim

sinir oldugun şeyler de saçma bence. yurtdışına niçin kredi kartı göndersin türkiyedeki banka? türkiyedeki kurye ile anlaşmaları var, amazon mu bu seni yurtdışında bulup teslim etsin. bunun için ekstra kargo ücreti ödemesi gerekiyor. böyle bir şey yapmamaları normal. sanal karttan devam edersin. borcunu da ödersin. bu işin doğrusu budur.
0
abelardo
(29.08.24)
Kara liste hayırlı olsun, 4-5 yıl türkiyede kredibiliten yok artık, bunda sonra söylendiği gibi icra işlemleri başlayacak, üstüne mal mülk en küçük bir şeye şerh koyacaklar, tapuda küçücük hissende şerh görünecek diğer hissedarlar bunu görecek, benim malım mülküm hiçbir şeyim yok dersen gün gelir miras kalır, gün gelir türkiyede bir şey satmak almak için para sokarsın sorun bunlar hep
0
atom karincanin torunu
(29.08.24)
(10)

Sivrisinek sayısı azaldı mı

adwokat
5-6 sene öncesine kadar yazları o kadar çok sivrisinek olurdu ki her gece birkaç tane avlayıp öyle uyurdum ona rağmen kulağımın dibindeki vızzz vızzz sesiyle uyanırdım. Her yerimi yerlerdi. Şimdiyse en son ne zaman sivri sesi duyduğumu hatırlamıyorum. Evde de hiç görmüyorum.Bunların sayısı azalmış o
5-6 sene öncesine kadar yazları o kadar çok sivrisinek olurdu ki her gece birkaç tane avlayıp öyle uyurdum ona rağmen kulağımın dibindeki vızzz vızzz sesiyle uyanırdım. Her yerimi yerlerdi.

Şimdiyse en son ne zaman sivri sesi duyduğumu hatırlamıyorum. Evde de hiç görmüyorum.

Bunların sayısı azalmış olabilir mi??
0
adwokat
(29.08.24)
O güzel sivrisinekler o güzel atlara binip gittiler :(

Vallaha ben de sanki daha azmis gibi düşündüm simdi sen diyince. Acaba ilaclama mi havalar mi nedir merak ettim.
0
logisticsmanager
(29.08.24)
Kesinlikle böyle bir şey var çok şaşkınım ve çok mutluyum.
Sivrisinek alerjisi olan biri olarak yazları birkaç kez acile gidip iğne olurum bu yıl bir kez oldu. Bence bu saatten sonra da olmaz (umarım).
0
mutekebbir
(29.08.24)
Bence de oyle
0
abuzer
(29.08.24)
Azalmadı
0
jülsezar
(29.08.24)
Herkes öyle diyor çevremde de ama bizim evde çok var ya :( yani buranın 3-4 sene önceki durumunu bilmiyorum geçen sene taşındım ama cam pencere açık yatınca gece vızzzz diye sesle uyanıp sinek avına çıkıyorum hemen her gün
0
nundu
(29.08.24)
Birkaç yıldır ben de hissediyorum bunu, bu sene bir kere ısırıldım. İlginç valla.
0
akhenaten
(29.08.24)
İstanbul'da ben de azalmış diye düşünmüştüm. Ama göl kenarı bir yerleşim yerindeyim şu an ve çok var. Yani mekana göre değişiyor
0
kullanicadi
(29.08.24)
Şehir içinde azaldı evet ama bahçeli evlerde konumdan bağımsız olarak sayıları değişmedi
0
Mcfly
(29.08.24)
İlaçlamalar artmış olabilir. Nispeten yeşil bir bölgede oturuyorum, etrafta sinek, böcek, kirpi hatta az da olsa fare vb. var. Ben salonumun kapısını açık bıraktığımda yerde sabah sivrisinek, kelebek ve benzeri böceklerin ölülerini görüyorum. Diğer odaların camlarında sineklik olduğundan giremiyorlar. Bizde pek azalma yok.
0
Lethe
(29.08.24)
istanbul beylikduzu, yaz bitmis 1 tane sinek mi ne gordum evde.
gecen sene falan prizlere ilaclar bilmem ne takmadan uyunmazdi
kapi pencere full acik tel falan da yok.
0
bay b
(29.08.24)
(33)

Neden Kediniz Var? Neden Kediniz Yok?

Lubb
tldr;neden bir kedi sahiplenmeliyim ya da siz neden sahiplendiniz, pişman mısınız ?ya daneden kedi sahiplenMEMEliyim ya da siz sahiplenmedinizi, pişman mısınız?--------Selamlar bir kedi sahiplenme durumu hasıl oldu. ihtiyaç sahibi bir kedi. satın alma veya o tarz durum değil zor durumda bir kedi var
tldr;

neden bir kedi sahiplenmeliyim ya da siz neden sahiplendiniz, pişman mısınız ?

ya da

neden kedi sahiplenMEMEliyim ya da siz sahiplenmedinizi, pişman mısınız?


--------
Selamlar bir kedi sahiplenme durumu hasıl oldu. ihtiyaç sahibi bir kedi. satın alma veya o tarz durum değil zor durumda bir kedi var (tekir değil cins) ve sanırım benim evim onun en iyi alternatifi. linç edecekler burdan sonra çıkabilir.

asıl konuya gelirsek ben her zaman bir kedi sahiplenmek o duyguyu tatmak istemiş biriyim. ama bir yandan da bu işin sorumluluğunun ağırlığının farkındayım ama karar aşamasında tecrübeye ihtiyacım var. o yüzden hevesle ya da düşünmeden karar vermek istemiyorum.

bu konudaki tüm görüş, soru ve önerileri aşağıdaki iki kutuptaki soruda birleştiriyor ve katkılarınızı bekliyorum;

neden bir kedi sahiplenmeliyim ya da siz neden sahiplendiniz, pişman mısınız ?

ya da

neden kedi sahiplenMEMEliyim ya da siz sahiplenmedinizi, pişman mısınız?
0
Lubb
(27.08.24)
Sahiplenmemelisin çünkü bakimi da muhafazasi da oldukça güç bir hayvan.
0
Yourcousinmarvinberry
(27.08.24)
Bro kedi sahibi olunca beynin serotonin reseptörleri kediye duyarlı hale geliyor ve kediyle olunca otomatik olarak mutlu oluyorsun, bu stres çağında muhteşem bir olay, o nedenle kedi sahibi olmalısın ama evde bi canlı beslemek en az bir çocuk büyütmek kadar masraflı ve zor mamasıydı vet. masrafıydı kılıydı yünüydü çok pahalı, ayrıca kafana göre bi tatile gideyim 2 gün bir yere kaçayım diyemiyorsun çünkü kedi her yere götürülebilen bi varlık değil tek başına bırakırsan da dönünce dünyayı sana dar eder ayrıca vicdanın izin vermediği için tek de bırakamazsın çok güveneceğin biri yoksa emanet de bırakamazsın, tüm hayatın kediye endeksli olur, zor yani ama kediler her şeye değer bence ben hiç pişman olmadım keşke dünyadaki bütün kedilere ben bakabilsem ama kedi bakmak çok zor ona göre düşünün karar ver minimum 10 sene sende olacak çünkü ama 15 de olur 20 de olur belli olmaz, eğer sahiplenip de 6 ay sonra ben buna bakamıyorum deyip sahiplendirme ilanı açarsan seni bulup döveriz şimdiden söyleyeyim ona göre karar ver.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(27.08.24)
kedi sahiplendim (tekir, sokak kedisi). oğlum yıllardır kedi beslemek istiyordu. çocuk şımarıklığı değil, severim sıkılınca da atarım gibi bir durum olmadığını biliyordum ama sorumluluğunu almaya da korkuyordum. gittiğimiz yazlıkta her sene yavru kediler oluyor, oğlan da çok seviyor, her sene acaba birini alıp götürsek mi, yapabilir miyiz diyip diyip vazgeçiyoruz. hatta 2021 yılında çok yaklaşmıştık vazgeçtik.

geçen sene kedinin biri, çok küçük yavru da değil 6-7 aylık eve geldi ve bir daha gitmedi. içeri almıyorduk kapıda yatıyordu, destursuz eve girip çıkıyordu. hiç diğer kediler gibi değildi. hepimizin o kadar kanı kaynadı ki dedik bu bizimle geliyor, bütün sorumluluğunu alıyoruz. iyi ki de getirmişiz.

neden sahiplenmelisin? mükemmel bir duygu. şu hayvana nankör diyenin allah cezasını versin. gelip yanına büzüşüyor, gorr gorr motor açıyor, karnına masaj yapıyor, en sıkkın anında iki sürünüp sırnaşıp mutlu ediyor. hoplaya zıplaya oynuyor neşe veriyor. canın sıkılınca gidip mıncıklıyorsun o da karşılık veriyor. acayip güzel bir duygu.

niye sahiplenmemelisin? her gün kumundan bok kürekleyeceksin, en geç ayda bir bütün kum kabını çamaşır suyuyla yıkayıp dezenfekte edeceksin. sabah akşam mama verilecek, haftada bir tüy taranacak. evin her tarafı tüy olacak, ağzından tüyü çıkacak, hele bir de uzun tüylüyse bütün koltuklar tüy olacak (sokak kedisi olmasına rağmen çok tüy dökmüyor, başka kedilere göre nispeten az benimki, sık sık taramakla da alakalı biraz). tırmalamak kedi için bir ihtiyaç, kedinin tırnakları içten dışa doğru uzuyor, tırmalayarak dış kabuğu atması gerekiyor. o yüzden ne kadar tırmalama direği de alsan o gidip halıları koltukları perdeleri tırmalayacak, eşyaların anasını belleyecek (benimki 1-2 şşşt yapma dedim, yapmıyor şimdi, nereyi tırnaklıyor bilmiyorum direğini de kullanmıyor. ama halılar koltuklar perdeler sağlam 1 yıldır). hasta olunca veterinere götürülecek, kavga dövüş ilaç içirilecek, ciddi hastalıklar epey masraflı, üzüntüsü de cabası (bu umarım hiç başımıza gelmez). en önemlisi tatile gidemeyeceksin, bayramda 1 hafta güneye kaçayım diyebilmen için şu dediklerimi yapacak birini bulman şart olacak. gezme tozma tayin yurtdışı işlerin varsa bakıcısını bulmadan yapamayacaksın, başına bela olacak. 1 aylık kuru maması 1500 lira, aylık kum 150-200 lira. bunun yaş maması var, maltı var, veterineri var, aşısı var (yıllık karma ve kuduz aşısı 900'er lira, iç dış parazit 3-4 ayda bir 600 lira), ilacı var, malzemesi (kum kabı, mama kabı, su pınarı, taşıma kutusu, tırmalama direği, tarama aleti, oyuncağı) var, var oğlu var, göçertmez ama biraz masrafı da var. bütün bu sorumluluğu peşin peşin kabul edip üstleneceksin, sonradan "yapamıyorum bana göre değilmiş" demeyeceksin.

ama böyle dertlerin yoksa, uzun seyahatlerde bırakabileceğim, bakabilecek biri var diyorsan, bok temizler, tüy tarar, mamasını suyunu veririm, halıya kusunca silerim, aşılarını aksatmam, masrafı da koymaz diyorsan mis gibi hayvan.

bokunu benden başka kimsenin temizlemeyeceğinden, veterinere götürme, ilaç içirme işlerinin bana kalacağından emindim. ne eşim yapar, ne oğlum yapar. ama ikisi de çok seviyorlar. ben hem seviyorum, hem bakıyorum. kedi de en çok beni seviyor. dibimden ayrılmaz. gece gelir koynumda yatar. çok kıpırdanırsam gider ayak ucumda yatar. sabah gelip öperek uyandırır. inanılmaz bir his var ya anlatamam. iyi ki sahiplenmişiz.
0
kibritsuyu
(27.08.24)
Valla bir canlının sorumluluğunu almak, hayatımı ona göre ayarlamak, temizliğiyle, mamasıyla, sağlık kontrollleri ile uğraşmak ve bu masrafa girmek istemiyorum.
0
Amaranta ursula
(27.08.24)
Yan apartmandaki komşu kedisini sokağa bıraktı, ben de sokakta bir iki kez sevip mama verdim buna, o ara kış geldi biraz mecburen sahiplendim vicdan ağır bastı, kedi 3 yıldır bende, bazı açılardan zorlukları olsa da kedi sahiplenmek iyidir aslında, bir zaman sonra evlat gibi oluyor.
0
blue rebel motorcycle club
(27.08.24)
Eksiden kedi besleyen biri olarak.

Kafana göre dışarı çıkıp uzun seyahat edemiyorsun. Bir evlat gibi sorumluluk gerekli.

Her yer tüy. Her 2 güne pislik temizliyorsun. Eşyaların anasını aglatıyor. Her taraf tırnak izi. Ayrıca masrafı da çok. Maması veteriner masrafları benim senede 1 tatil masrafım kadar. Eger doktor tavsiyesi degilse önermem. Ama yalnız yaşayan ve yalnız yaşamaktan kafayı kırmak üzereyseniz kedi çok iyi bir seçenek.
0
limonlu eksi
(27.08.24)
Benim tek bir yorumum olacak o da kedi sayısıyla ilgili. Kediler yaşlandıkça şikayetleri artıyor. TR'deki ekonomiyi düşünerek ne kadar sayıda kedi bakabileceğinizi iyi düşünün. Örneğin fip için tedavi çok ama çok pahalı, kaliteli bir mama alacaksanız bunun fiyatını araştırın.
0
rakicandir
(27.08.24)
Sorumluluğu yüksek olduğu için hiç girmiyorum o topa. Arkadaşlarımın kedileri ile gideriyorum evcil hayvan sevgimi. Bir yere gittiklerinde bakıyorum. Çiçek sulamak bile sorumluluk ama sen yokken çiçek kendi başını belaya sokmuyor. Kedinin ne yapacağı belli değil. Bir de depresyona falan giriyor bazıları sahibi gidince. Yapamam ama yapana engel olmam.
0
nawar
(27.08.24)
kedileri dışarıda severim ama evde asla. kedi kakasiyla uğraşmak iğrenç bir şey.
0
tabudeviren
(27.08.24)
Amaranta +1
0
jülsezar
(28.08.24)
uzun uzun yazdım ama tl:dr dersen özetlemiş arkadaşlar. ay kakası çok iğrenç, vay çişi çok kötü kokuyor, amanın her yer tüy oldu, abari eşyalar tırmık oldu, bu neymiş böyle ben hiç böyle olacağını tahmin etmemiştim dayanamıyorum diyeceksen hiç ama hiç kedi beslemeyi düşünme. kedi besleyecek olanlar bunları en baştan kabul etsin.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
@jülsezar +1
0
Mirket
(28.08.24)
yalnız arkadaşlar herkes neden sahiplenmemesi gerektiğini yazıyor. böle olunca kedi beslemek çok iğrençmiş gibi bir şey oldu. "doğru lan şunu sokağa atayım da kurtulayım, 15 sene daha bununla mı uğraşılır" diyeceğim nerdeyse (şaka tabi).

birkaçınız da neden beslenmesi gerektiğini, olumlu güzel taraflarını yazsanız da tercih yapabilse, elinde "bütün bunlara razıyım", iyi tarafı benim için ağır basıyor" diyebileceği argümanlar olabilse.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
kibrit+1

benim icin nefes almak kadar hayati bir mesele. kedisiz evde hayat bulmuyorum ama!!!!! su sokaga atilan hayvanlari gordukce kriz geciriyorum. artilarini saymakla bitiremem evlat sevgisi denen sey iste agirlikla manevi yonu guclendiriyor merhameti taniyorsun

eksiler: kum kullanirsan evin her yeri kum olur. benim bebeler pelet kullaniyor tuvaletini kolayca alabiliyorum her gun temizlemek gerekir. bazen tam yemege otururken veya misafir kapidan girince bi yerden koku gelir:) benim icin tuvaletini guzel yapan kedi gazini cikaran bebek gibi sevindirici bir haber o yuzden komedi trajedi karisik o koku.

en buyuk eksi sen evde olmayacaksan hayvan ne yapacak? kediden anlayan bi cevre ihtiyaci onemli ve konum olarak yakin birileri lazim. olmayacaksan evine birileri gidebilmeli eger degilse hayvani baska kedili eve götürmek bir dert, kedisiz evde durmasi ayri dert.

maddi durum da saglik hizmetleri icin buyuk ihtiyac. mamasindan veterinere ucuza kacilinca kar edinilen hicbi durum görülmedi oyuncak haricinde

en nemrut kedinin bile duygulari vardir bi o kadar psikolojileri hassastir. ben yoksam baskasi ilgilenir demeyin cunku mhntemelen o hep sizi arayacak. ben sikildim bunlar zaten icguduleri var sokakta yasar diyemezsin cunku o ev bebesidir(hem de cins:'( )

yillarca ev arkadasi(ex bf) ile kedimiz oldugu halde kendi evime baska bi kediyi ilk sahiplendigim zamanlara gittim. bebenin huzursuz oldugu bi anini normal bi seymis gibi videoya cekmisim:( ne kadar bildigimi zannetsem de cahilmisim. her kedinin huyu farkli iyi tanimak gerekir. sahiplenirseniz kediler hk bolca bilgi edinin(su an yapmaya calistiginiz gibi), kedili bi evde zaman gecirin mesela

arkadasimla eve cikarken butce oldugu halde esya almakta cok zorlandik cunku kedilere uygun seyler secmek gerekiyordu. duz kumas bi koltugu hic etmek icin kedinin herhangi bir engeli yok, ona kizamazsin da. deterjanindan yatak basligina kadar her seyi "pati dost" almak durumunda kaliyorsun. mesela deri yatak basligi(nE?!) yerine ahsap seciyorsun

evladini camdan dusmesiyle kaybetmis biri olarak, butun cami kapiyi korumali hale getiriyorsun. aksi halde acilan gedikten sen de atlamamak icin zor tutuyorsun

yurt disi hayalin varsa ve onu goturemeyeceksen uzak duruyorsun

onu cok seviyorsun
0
ala09
(28.08.24)
Olumsuz taraflarına (veteriner masrafı, tuvalet temizlemesi, tüy dökmesi, eşyalara zarar vermesi vb.) arkadaşlar değinmişler zaten.

Ben 7 yaşındaki kedimizi sahiplenmeden önce "Bu eve hayvan girerse ben giderim." diyen 67 yaşındaki annemin yorumunu bırakıyorum: "Hayatımın 60 yılını böyle bir sevgiden mahrum geçirdiğim için çok pişmanım."
0
dark red
(28.08.24)
kedim yok çünkü uğraşamam.
0
abelardo
(28.08.24)
Ailemin evinde yaşarken kardeşim istedi diye alındı. Kedileri çok severim ama kendi evimde yok, sebepleri klasik :

1) Kısırlaştırmazsan evin her yerine işer, evden kaçar, camdan atlar, agresifleşir, sesiyle huzur vermez.

2) Her yer tüy olur, halılar, tişörtler, paçaların, çorapların.

3) Açıkta yemek bırakamazsın

4) Kumu leş gibi kokar ve devamlı temizlemek zorundasın.

5) Rahat bir şekilde seyehat edemezsin.

6) Evdeki eşyaların içinden geçer, dünyanın parasını verdiğin mobilyalar ve kumaşları, kablolar, çiçekler...

Özetle sorumluluğu çok büyük, bunları bilmeden arkadaşının evinde görüp kucağında iki sevdin, hoşuna gitti diye kedi beslenmez.
0
kimlanbu
(28.08.24)
Sokakta bahcede evet
Evde asla.
Kediler evcil degil vahşi hayvanlar. Ev onlara göre değil
0
halk
(28.08.24)
İlk kedimi sahiplenmeden önce hayvansever olduğumu bilmiyordum, gerçekten.
Cevaplarda da gördüğünüz gibi bakış açısına göre değişiyor.
Benim hayatıma çok şey kattı olumlu anlamda.
0
kumandanim
(28.08.24)
yazmayı unutmuşum. yukarıda sayılan olumlu ve olumsuz yorumların yanında, kedi alerjisi kısmını da atlama. alerjin olmadığından emin ol.

benim kediye alerjim vardı. ne zaman bir kedi sevsem, ev kedisi bile olsa ağzım yüzüm yamulur, gözüm burnum akmaktan, silmekten, hapşırmaktan kıpkırmızı olurdu. hatta misafirliğe gittiğimiz bir evdeki kediyi sevdim diye o kadar yamuldum ki acile götürdüler, iğnelerle toparladım.

kedi sahiplenmemdeki en büyük endişem de buydu, ya alerjim tutarsa ne yaparım diye. geçen sene yazlıkta gelen kediyi ankara'ya götürme konusunda yükselmeye başlayınca her gün sokakta gezen bu kediyi alıp her gün ağzıma yüzüme sürdüm. elimi kolumu tırmalatıp kanattırdım. kendi kendime hard bir alerji testi uyguladım, bir sıkıntı olmadığına emin olduktan sonRa sahiplendim, ankara'ya getirdim. hala da yakalayıp yumulurum, bir sıkıntısı yok. alerjiden de kurtulduk galiba.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
uzun yıllar kedi baktım. tüm kedilerim öldükten sonra küçük ırk bir köpek sahiplendim.

köpekle kurulan bağ kediden daha farklı oluyor. köpek ile daha bir karşılıklı iletişim kurulabiliyor.

o yüzden artık kedi bakmak istemiyorum. köpeği eğitebiliyorum artık eve pislemiyor, koltuk tırmalamıyor, eşyaları parçalamıyor, durduk yere havlamıyor. Ama kediler ne kadar kimi akıllı olsa da başına buyruk davranıyorlar.
0
ananiyimioguz
(28.08.24)
@kibritsuyu

Bu alerji denen hastalık, bir gün birden kaybolabildiği gibi tam tersi olup, bir gün birden ortaya çıkabilen bir illet.

Alerji ilaçlarının da ciddi yan tesirleri vardır.

Bir gün ciddi bir kedi alerjisi başlarsa ne yaparsın?
0
Mirket
(28.08.24)
@mirket

dediğin gibi aniden çıkıp aniden kaybolan bir şey. 1991-2004 yılları arasında da kedimiz vardı evdei onu da sokaktan tutup getirmiş, aileme zorla sahiplendirmiştim. 13 sene birlikte yaşadık, alerji falan olmadı. kedimiz öldü, birkaç sene sonra alerjim başkadı, ne zaman kedi sevsem yamuldum. etrafımdakiler de şaşırdı yahu 13 sene kediyle yaşadın bir şey yoktu, bu nereden çıktı diye.

bunu sahiplenirken de endişem oydu, testini yapıp getirdim, 1 senedir sıkıntımız yok.

aniden çıkarsa ne yaparım? bilmiyorum, ilaçla falan kesmeye çalışırım herhalde yan etkilerini göze alıp.

o risk her zaman her şey için var. sırf alerji de değil. yani her an her şey olabilir. ama bazı riskleri göze almak da gerekiyor. yoksa hiçbir şey yapamazsın, kavanozda tek başına yaşamak zorunda kalırsın.

babam hastanelik olup yatağa düşeceğini öngöremedi, köpek aldı. farklı şehirde hastanelik olunca, ben de yanına gidince (benden başka kimsesi yok) köpek yabancı şehirde sokakta kaldı. komşu, babamın el bebek gül bebek baktığı hayvana bahçede en fazla bir sokak köpeği kadar baktı. kimsenin aklına bu senaryo gelmemişti, olan köpeğe oldu. eğitimi, gelişimi her şeyi aksadı.geri aldık getirdik ama tekrar toparlayamadık. babamla mı ilgileneyim, hastanede refakatçi mi kalayım, köpeği mi eğiteyim de evde yalnız kalabilsin, kendi işime gücüme aileme mi bakayım derken köpekle yapamayacağımızı anladık, sahiplendirmek zorunda kaldık.

şimdi benim de ailem alır başını giderse, ben kedimle yalnız kalırsam, sonra ben de hastanelik olursam bu kedi evde tek başına ne olacak, kim bakacak diye düşünürsem hayat bana zehir olur. tüm ihtimalleri düşünüp en kötü senaryoları yazarsak hayatta hiçbir şey yapmadan fanusta yaşamam gerekir.

o yüzden bazı şeyleri de düşünmeden risk almak gerekiyor. gerisi kader kısmet.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
2,5 ay önce bende de bahsettiğiniz gibi bir durum oldu. Bence artıları ve eksileri kişiden kişiye değişir. mesela titiz biriyseniz kedinin her yere tüy dökmesini, veya banyo tuvalet vs dahil kedinin meraklı olması sebebiyle evin heer yerini dolaşıp sonra da yemek masasının üstüne çıkmasını kaldıramayabilirsiniz.

biz çok temizlk hastası bir çift olmadığımız için kedinn bu hareketleri gözümüze batmıyor. masrafları da karşılamakta sorun yaşamıyoruz. senin sahipleneceğin kedi kaç yaşında ise masrafı ona göre değişir. bizimki 5 aylıktı, 2 doz karma aşı 1 doz lösemi, 1 doz kuduz yaptırdık (1 doz daha lösemi yapılacak) aşının tanesi 1200 TL istanbulda. ama başka bir şehirde oturuyorsan miktarı değişir. kayseride bir tanıdğım karmayı 500e yaptırmış. kuduz 300 tl bakanlık yapıyor.

2 ayda 1 iç-dış parazit ilacı yaptırman lazım 800 tl

kum masrafı kullandığın markaya göre değişiyor, 1 ayda 1,5 kutu (yaklaşık 15 lt) kum kullanıyoruz. 1 kutusu 150 tl olan kum da var 750 tl olan kum da var. senin tercihine kalmış.

mama ise kaliteden ödün verilmemesi gereken bir şey, 5-10 kg olarak alınca ucuza geliyor ama 1,5 kg ya da 2 kg alınca aylık masrafı 1000-1500 TL. (toplu alımda ucuzluk bir avantaj ama bayatlama ve kedinin ishal olma durumu dezavantaj)

1 tüp vitamın 620 tl (2-3 ay gider)
1 tüp malt 340 tl (2-3 ay gider)

daha ucuza da var ben iyisini almıştım. Yani bu iş öyle ucuz değil. kedin hasta olursa tahlil yaptırmak zorunda kalırsan 5-6 bin tl paran gidebilir.

bunları karşılayabilecek misin? onu değerlendir. BENCE KEDİ BAKMANIN KÖTÜ TARAFI: evden ayrılamamak. biz çok gezenti tipler değiliz o yüzden sorun olmadı henüz ama 1 hafta 10 gün tatile gidecek olsak sıkıntı olur. kediyi evde bıraksan bi dert, birine emanet etsen bi dert. hayvancağız yer değiştirdiğinde stres oluyo. yalnız kalsa ayrı stres oluyor. stres olunca da tuvalete çıkamıyor ya da ishal filan oluyor hasta oluyor çocukcağız.

yani sanırım şimdiki aklım olsa almazdım ama aldığım için de pişman değilim. kendime iş çıkarmış oldum durduk yere.

KOKU KONUSUNDA GÜNCELLEME: Evimiz çok küçük değil, boş bir odamız vardı kedi kumunu ve mamasını oraya koyduk koku sadece o odada var. bizim burnumuz alıştığı için bize hiç bir yer kokmuyor. geçen hafta annemle teyzem geldiğinde sordum; o odada koku olduğunu ama diğer odalarda olmadığını söylediler. odadaki koku da çok ağır değilmiş. sadece fark ediliyormuş hayvan kokusu olduğu.
0
turuncu tonlarda
(28.08.24)
Misafirlige gitmistim

1 evleri pis kokuyor

2 heryer kedi kılı ve cekyata bile oturamadik ustumuz basimiz kıl oldu

Bu hayvanlar cok tuy dokuyor koku yapiyor evi leştibgittigim kisilerin
0
Zetnikov
(28.08.24)
arkadaşlar cevaplar için teşekkür ederim. çevreme de sordum sizlere de sanki durum şu :

kedi bakanların çoğu pişman olduğunu söyleyemiyor ama bir daha bu işe girişmezdim diyerek dolaylı bir itiraf yapıyor. istemeyenler de direkt söylüyor.

olumlu yönde çok az geri bildirim aldım bu @kibritsuyu ve birkaç kişi demiş ama genelde sanırım herkes geri dönülemez bir yola girmiş durumunda kalmış gibi.

hiç mi iyi yanı yok diye bakınca iyi yanlarından işte tatlı seviyorsun falan derken ardından çilesini yapıştırıyor herkes.

çocuğa karar vermek gibi. rasyonel düşünme ile olmuyor demek bu işler. duygusal içten geliyor sonrasını düşünmeden. karşılıksız iyilik yapmak işte. yaparsan yaparsın. yapmazsan yapmazsın.
0
🌸Lubb
(28.08.24)
yalnız şunu tekrar belirteyim. ben bu bahsettiğim sıkıntıların hepsinin farkında ve bilincinde olarak, tamamını kabullenerek gönüllü olarak sahiplendim, ilk kedim değil. kediyi sahiplendikten sonra sıkıntılarının farkına varıp, sonra da vicdanım sokağa atmaya elvermeyip mecburiyetten katlanıyor, iyi taraflarıyla da züğürt tesellisi gibi avunuyor değilim.

kendi özgür irademle, bütün zorluğunun farkında olarak kabullenip sahiplendim, bundan da asla pişman değilim, gayet memnunum.

yani kendi adıma "kedi bakanların çoğu pişman olduğunu söyleyemiyor ama bir daha bu işe girişmezdim diyerek dolaylı bir itiraf yapıyor" cümlesine kesinlikle katılmıyorum.
0
kibritsuyu
(28.08.24)
Bu sorumluluğa giremem diyordum ama kedi resmen gelip benim evde yaşamaya başladı kendimi içinde buldum. Kedinin kendisi beni sahiplenmeseydi ben asla götümü kaldırıp da sahiplenmezdim sadece düşünürdüm herhalde. Şimdi yanımda yatmış mırlıyor o nedenle kararından pişman değil diye düşünüyorum. Bence de iyi oldu.
0
peki madem
(28.08.24)
"kedi bakanların çoğu pişman olduğunu söyleyemiyor ama bir daha bu işe girişmezdim diyerek dolaylı bir itiraf yapıyo"

Sonuna kadar katılmıyorum:)
0
kumandanim
(29.08.24)
Kedi bakanların çoğu pişmanım demiyor abi sen şu an zorluklarını anladığın için almamak için kendi kendini haklı çıkarmak adına herkesin pişman olduğunu ama söyleyemediği düşünmek istiyorsun ama öyle değil biz sana sadece kedi sahiplenmenin çok zor olduğunu bir anlık hevesle ya da sevgi patlamasıyla eve alınmaması gerektiğini bu işin çocuk büyütmekten daha zor olduğunu anlatmaya çalışıyoruz, pişman olanlar genelde bir anlık hevesle ve sevgi patlamasıyla alıp sonradan o zorluğu görüp kediyi başkasına kitlemeye çalışanlar oluyor, onlar da buraya yazmaz zaten. Kedi sahiplenmek kediyle yaşamak zaten mükemmel bir his bunu anlatmak saçma, önemli olan zorluklarını bilmek zorluklarını bilerek karar vermek, yoksa ben sana kediyle yaşamanın ne mükemmel olduğunu 15 paragraf yazarım ama kediyle yaşamanın zorluklarını ANLAMADAN kedi sahiplenirsen kedi seni sabahın beşinde boklu kumunu temizletmek için uyandırdığında bize küfredersin. Ayrıca senin kediden bi beklentin mi var abi sana ne anlatmamızı istiyorsun; sen eve gelmeden yemekleri yapar yemekten sonra da kahveni getirir su bitince su siparişi verir diyerek mi ikna edeceğiz seni içinde öyle bir sevgi varsa alır beslersin yoksa beslemezsin bu doğal bir içgüdü, kar/zarar performansına göre değerlendiremezsin, sen ikna olmaya çalışıyorsun ama ben sende öyle bir ışık göremedim kusura bakma, sen bu işlere girme.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.08.24)
Kedileri severim ama sahiplenmiyorum:
- Tüy sorunu
- Koku sorunu
- Tuvalet sorunu
- Eşya ve mobilyalara zarar verme sorunu
- Evde olmadığında, tatile çıkacağın zaman kimin bakacağı sorunu
- Sabahları erken saatte uyandırma sorunu
- İşin maddi boyutu
- Bir de çok alışma, başına birşey gelirse üzülme endişesi var.

Ayrıca duyduğum çeşitli konular var. Daha bu hafta birinden dinledim, kedisi musluğu açmış saatlerce su şarıl şarıl akıyor. Belki evi su basacak. Ötekinin kedisi zıplayıp kapıyı kulpundan açabiliyor, evin giriş kapısı açık kalıyor, kişi işinde veya dışarıda.

Bu nedenlerden hiç sahiplenmedim. Evim çok geniş/bahçeli olsaydı daha olumlu bakabilirdim.
0
Lethe
(29.08.24)
www.eksiduyuru.com

kedi sahiplenince düşen hayat kalitemden bahsetmiştim burada ve yol yordam istemiştim buradaki arkadaşlardan.

ben de bir yakınımın bakamadığı bir cins kediyi almak durumunda kalmıştım. ama şimdi 2 yıl geçmiş olacak neredeyse. gül gibi geçinip gidiyoruz. yalnız, sanırım ben uyum sağladım kediye, o bana değil slkfsf artık gürültülerini takmıyorum, yoksa benzer şeyleri hiç yapmıyor değil. az yapıyor ama devam ediyor gürültüleri.

hatta buraya yazmamışım ama eve kedi geldikten sonra 1 ay içerisinde 3 defa hasta olmuştum. doktor bile kedi alerjin var bakma hayvana dedi. onu bile atlattık.

benim gibi, eve kedi girince depresyona giren bir tip dahi yapıyorsa, herkes yapar bence.
0
akatreil
(29.08.24)
1. Herkes kum sorunu demiş ancak ben kedimin tuvaletini banyoya koydum, kendim banyoya işim düştüğünde ya da basitçe tuvalete gittiğimde toplamda 30 saniyede her gün kutusunu temizleyebiliyorum. Kum kabının dışında küçük, kum sıçratmayan bir kilim alıyorsunuz, o da tuvaletten çıktıktan sonra patilerinde kalan son kumları topluyor. Kumunda dert edecek ne var gerçekten anlamıyorum. Kum kaplarının kenarında köşesinde küçük poşet koymalık yerler oluyor, oradaki poşetlerden çekip kumunu 30 saniyede temizleyip çöpe atıyorum. Bitti gitti.

2. Tüy sorunu. Dönem dönem çok tüy döküyorlar ancak kedi sahiplenmeden önce Dyson aldım ve şu an iddia ediyorum ki herhangi bir kedi herhangi bir erkek kadar tüy ancak döküyor. Hatta evde erkek varsa kedi tüyü çok daha sevimli hale geliyor bile diyebilirim. Bunu eve ne zaman kardeşim, babam vs geldiği zaman anlıyorum. İnsan kılı, kedi tüyünden çok daha pis ve uğraşması tatsız bir şey.+ Kedi tüyü sorunu düzenli tarama ve bakım ile çok azalıyor.

3. Veteriner masrafları oluyor. Kediniz hasta olabilir, aşısı olur, tahlili olur vesaire. Maddi durumunuz el vermiyorsa kedi sahiplenmemelisiniz.

4. Kediyi evde bırakıp bir yerlere gitme konusu: Bu o kadar zor değil, hele düzenli çalışan insanlar için hiç değil. Ben ayda bir Ankara-İstanbul arası gidip geliyorum, 2 ayda bir de 3-4 günlük yurtdışı seyahatim oluyor. Ankara-İstanbul arası tren yolculuklarına kedim alıştı ve stressiz gidip gelebiliyoruz, yolda uyuyor. Yurtdışına giderken komşuma ya da bir arkadaşıma anahtarı bırakıyorum. Şu an 15 günlük uzak bir tatil yapmam için kedimi ailemin evine bırakmam gerekir (Ankara). Ama bunu, kedinin bana sağladığı psikolojik rahatlığa kesinlikle değer buluyorum.

5. Kediyi neden sahiplenmeliyiz? Çünkü, kedi insana evde bir arkadaş olduğu hissini çok iyi veriyor. Evde canlı kanlı, çoğunlukla sessiz, sizi mutlu etmek için hazır bekleyen muhteşem bir varlık var. Sizi yormuyor, kendi hayatı var ve size arkadaşlık ediyor. Bilhassa yalnız yaşayanlar için bir varlığı sevebilme kapasitesini kaybetmemeyi sağlıyor, şefkat ve merhamet hissi uyandırıyor. Bunlar çok değerli şeyler. İnsanlar bu tarz sevgi temelli duyguların ne kadar önemli olduğunu yok sayıyor, görmezden geliyor veya aşağılıyor. Ancak bir şeyleri sevince hayatta anlam ve keyif buluyorsunuz. İşte canım sıkılınca bazen kedimin fotoğraflarına bakıyorum. Kedimi bazen konuşturuyorum kendi kendime. Epey oyun oynuyorum. Beni canlı ve zinde tutuyor. Bir canlı için emek göstermenin ondan çok kendime iyi geldiğine inanıyorum. Sizi mutlu eden ve kedi her şeye değer diye düşündüren kısmı da bu oluyor. Emek veriyorsunuz ve o kendi çapında size karşılık veriyor. İnanılmaz bir bağ oluşuyor arada. Bunu maddi olarak açıklayamazsınız ancak çocuk sahibi olmak gibi, bir kere tattıktan sonra bir daha bırakamazsınız. Geri kalan ıvır zıvır temizlik derdi vs bana sadece tembel insan bahanesi gibi geliyor. Temiz insan hep temizdir. Evim kokmuyor, evim biraz tozlansa kedim hapşırmaya ve rahatsız olmaya başlıyor ve temizlik yapmamı bekliyor. Yatağımı toplamadığım zaman bile kızıyor -toplu haline alıştığı için düzgün olmasını bekliyor. Çocuk gibi, nasıl alıştırırsanız o şekilde bekliyor.

Son olarak, evdeki eşyalara zarar verme hikayesi... Hikaye diyorum çünkü evdeki eşyaları eskimesi için alıyoruz, eskisin ve yenisini alabilelim. Bir ömür boyunca aynı koltuğu kullanmak istemiyorum mesela. Aynı perdeyi de. İnsan her zaman farklılaşmak istiyor, sıkılıyor. Kedimin bunları eskitmesinden ziyan değil, keyif alıyorum. Eskisin ki yenisini alabileyim. Çünkü bu tarz eşyalar tek başına yaşayan bir insanın ömür billah eskitemeyeceği eşyalar. Eşyaya hizmet edeceğime, eşya benim ve kedimin keyfini yerine getirsin yeterli. 70 yaşında hala aynı perdeyi kullanmak isteyeceğinize emin misiniz? Hayır.
0
silverleaf
(29.08.24)
(7)

İstanbul'dakilere fatura sorusu

huzurlarinizda huzursuzluk
Sizin de su faturanız elektrik faturanızdan fazla geliyor mu?Su 320 TL elektrik 180 TL gelmiş. Geçen ay da aşağı yukarı böyle. 2 kişiyiz. Eskiden hep su elektriğin yarısı kadar falan olurdu. Bizde mi bir tuhaflık oldu anlamadım.
Sizin de su faturanız elektrik faturanızdan fazla geliyor mu?

Su 320 TL elektrik 180 TL gelmiş. Geçen ay da aşağı yukarı böyle. 2 kişiyiz. Eskiden hep su elektriğin yarısı kadar falan olurdu. Bizde mi bir tuhaflık oldu anlamadım.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(26.08.24)
Evet. Belediye birkaç ay önce suya zam yaptı. 100 lira gelen fatura 200 'ün üstüne çıktı.
0
prole
(26.08.24)
az bile gelmiş yeni nornmal bu. inanılmaz öpüyorlar suda.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.08.24)
suya 2 ay önce %53 zam geldi.

akp zam yapınca ortalığı yıkarlar ama imamoğlu yapınca sesleri çıkmaz.
0
my fault
(26.08.24)
Benim hala çok daha düşük su faturam.
0
auroraaurora
(26.08.24)
Geçen ay su faturası çok geldi 230 TL. Normalin çok üzerinde olduğundan itiraz ettim. Baktım birim fiyata zam gelmiş ama o kadar farketmesi mümkün değil. Her ayki normal kullanımımızı yapmamıza rağmen 7 m3 kullandığımız yazılıydı. normali 3 falan. 40 günlük falan dedi iski ben de saldım artık ne yapayım. Bu ayki fatura 3 m3 ve 97 TL gelmiş 32 günlük. Bizim evin normali bu aslında. Bence kullanımdan geçiriyorlar
0
Godless
(26.08.24)
Eveettt, ben de aylardir bu dertten muzdaribim. Su son 2-3 senedir yukseliste. Son sene de artik onunu alamiyoruz. Yalniz yasamama ragmen cok fazla geliyor. Elektrigi katliyor dememe gerek yok sanirim.

Kimsenin de gıkı cıkmıyor. Şaşkinim. Ulasım keza öyle. Inanilmaz pahalandi. Onunu alamiyoruz. Su, ulasim bunlar en temel gereklilikler. Bunlardaki bu fahis artislari sosyal ve demokrat oldugunu iddia eden belediyecilik anlayisina hic yakistirmiyorum.

Ama bekliyormuydum bu durumu. Evet.
Sasiriyor muyum. Hayir.
0
narod
(26.08.24)
En son 194 TL su faturası öderken 279 TL elektrik faturası ödemişim. Evden çalışma, iki kişi devamlı evdeyiz.

Bir yerlerde su kaçağı var mı (klozet rezervuarı vb.), faturalardaki birim kullanım ücreti ile beraber kontrol etmekte fayda var. İSKİ'nin web sitesinde grafikler vardı diye hatırlıyorum aylık kullanımını kontrol edebiliyorsun.
0
Lethe
(26.08.24)
(3)

Akbank şubelerinden döviz yatırabiliyor muyuz

condom kurşunu
Sanırım bütün şubelerinde vezneler kaldırıldı masalar var ellerinde tablet hizmet veriyorlar. Atmye güvenemiyorum bankaya gidip kendim döviz yatırmak istiyorum mümkün mi bu?
Sanırım bütün şubelerinde vezneler kaldırıldı masalar var ellerinde tablet hizmet veriyorlar. Atmye güvenemiyorum bankaya gidip kendim döviz yatırmak istiyorum mümkün mi bu?
0
condom kurşunu
(25.08.24)
tabii ki
0
jelly bear
(25.08.24)
Gişe yetkilisi var alıyorlar tabi
0
robin one persie
(25.08.24)
Nakit işlemsiz banka olmaz, o dediğin tabletli kişileri biliyorum daha çok yeni müşteri girişini sağlıyorlar ve bilgilendirme yapıyorlar gibi görünüyor. Akbank'ta gişeler aktif.
0
Lethe
(26.08.24)
(14)

Hayattaki en büyük pişmanliginiz nedir?

Zetnikov
Sb
Sb
0
Zetnikov
(23.08.24)
Meslegim
0
abuzer
(23.08.24)
Gereksiz yere suçluluk duyduğum anlar. Başkasının bakış açısıyla kendimi yargıladığım anlar.
0
marsli gocmen
(23.08.24)
Doğmak dışında (:

Kendimi bilemem
Yanlış üniversite ve bölüm seçimi
Psikolojim için erkenden yardım almak için adım atmamak
Güven alanından çıkmamak
Kendimi çok doğru başkalarını hep yanlış kabul etmek.
İnsan sermayesi (sevmiyorum bu lafı) biriktirememek.
Değişim programlarını fırsatım varken denememek.
Sevdiklerime seviyorum dememek.
0
anon1m
(23.08.24)
evlenmek
0
hhhh99
(23.08.24)
2011 yılında yeteri kadar ısınmadan bench press'e girmiştim :(
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(23.08.24)
2020 senesinde 0,69 faizli krediyle Ankara-Yaşamkent'te ev almamış olmak. :(
0
Lethe
(23.08.24)
Olmaması:) olsa nasıl olurdu bir pişman olsaydım dediğim oluyor bazen
0
encokbenisevinnolur
(24.08.24)
Şu an bulunduğum şehri tercih etmiş olmak. 3 yıllık koca bir pişmanlık oldu, mental sağlığımla ödedim bedelini ve maalesef hala ödüyorum.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(24.08.24)
Sanirim egitime abanmamak en buyuk pismanligindir. Bir Cok firsati geri teptim.
0
🌸Zetnikov
(24.08.24)
Heba ettiğim ve boşa geçirdiğim zamanlarımı
0
put it in your appropriate place
(24.08.24)
Onunla evlenmemek
0
Kittie
(24.08.24)
bana bağlı olmayam negatif durumlar için kendimi çok suçladım,

suçlamamam lazımmış
0
duyurukullanıcısı
(24.08.24)
Üniversite tercihleri yaparken henüz kendimi tam keşfetmemiş, tanıyamamış olmam. Bu yüzden yanlış bir bölüm okuduğumu düşünüyorum

Üniversitede okurken bir yandan orada burada çalışmamış olmak (son sene çalışmaya başladım ama daha erken yapsaydım keşke). Sırf sınavlara çalışıp değil dersleri kaçırmamaya çalışmak yerine okulu uzatsaydım biraz düşük not alsaydım ama daha fazla pratik yapıp tecrübe edinseydim


O senelerde keşke daha fazla gezseydim yurtdışına daha çok çıksaydım
0
kullanicadi
(24.08.24)
lisansı yurt dışında okumamak.
ailemin durumu vardı.
ben isteseydim, vizyonum olsa viyana teknikte okuyabilirdim.
şu an belki avusturya kalıcı oturumum ve akıcı almancam vardı.
bak şimdi 4.5 yıldır romanyada yaşıyorum, uzun dönem oturum alabilmek için daha yeni romence öğrenmeye çalışıyorum.
neden? salak gibi çok çalıştım amk 4.5 sene.
kafam almadı dili önceden.
0
rain when i die
(24.08.24)
(1)

yakın zamanda ev alan var mı?

baldan kaymak
faiz oranı kaçtı? ona göre bakılsın
faiz oranı kaçtı? ona göre bakılsın
0
baldan kaymak
(22.08.24)
Akbank %3 civarındaydı ancak ilk evin olup olmamasına göre oran değişiyor. İş Bankası da ona çok yakın.
0
Lethe
(22.08.24)
(4)

Asgari zammı yüzde kaç olacak?

basubadelmevt
Asgari zammı ocakta yüzde kac olacak sizce?Tahmin ya da duyumunuz var mı?
Asgari zammı ocakta yüzde kac olacak sizce?

Tahmin ya da duyumunuz var mı?
0
basubadelmevt
(21.08.24)
tahmin ve söylenenelere göre 20 ila 30 arası olacak.
0
koela
(21.08.24)
%45
0
gabe h coud
(21.08.24)
30-35 arası bir şey bekleniyor
0
cisimcik golgi
(21.08.24)
Artık geçmiş enflasyona göre değil, gelecekte beklenen enflasyona göre maaş zammı yapma yaklaşımı var. Yakın zamanda planlı seçim olmadığını da hesaba katmamız lazım.

Zam oranının %30'u geçmeyeceğini düşünüyorum. 22K-23K civarı asgari ücret görebiliriz.
0
Lethe
(21.08.24)
(2)

Pendik Yenişehir de site önerisi ...

sonhakan
2+1 Bütçe 30.000
2+1 Bütçe 30.000
0
sonhakan
(19.08.24)
Dumankaya Konsept'e bakın.
0
alfired
(19.08.24)
O bölgenin en gözde yeri Lens İstanbul. 30K'ya 2+1 olmayabilir ama yine de araştırın, pazarlık edin.

Mira Beşyıldız, Avlu Kurtköy, Elit Yaşam Evleri, WRoof, Hobi Extra benim beğendiğim siteler. Yeni yapılan Sima Garden çok iyi görünüyor.

Az ileride Harmandere tarafında çok lüks siteler yapıldı. Mahalle olarak dip dibeler orayı da incelemeni tavsiye ederim. Akasya Port projesini beğeniyorum.

Garden Planet'ı tavsiye etmiyorum, 3 sene oturdum. Peyzajı güzel ancak ses yalıtımı yok, yan dairenin telefon konuşmasını dinlersin. Bir de kalorifer peteklerinden devamlı su sesi geliyordu çözememişlerdi.
0
Lethe
(19.08.24)
(8)

Sorum evlilere? Düğün-masraf vs.

jackyr
Evlenirken masrafları aileniz mi üstlendi kendiniz mi yaptınız? Takı, düğün, yemek, ev eşyası vs.Aileniz ne kadar destek çıktı? Ne tür sorunlar, kavgalar yaşandı?
Evlenirken masrafları aileniz mi üstlendi kendiniz mi yaptınız? Takı, düğün, yemek, ev eşyası vs.

Aileniz ne kadar destek çıktı? Ne tür sorunlar, kavgalar yaşandı?
0
jackyr
(18.08.24)
Ben evlendiğimde ailem karşı çıkmıştı. Her şeyi kendim aldım, borca harca girdim. Ama en çok koyan ailemin yaptığı psikolojik şiddeti. Bir bayram günü bile içim rahat rahat ailemi ziyarete gidemedim.
0
numlock
(19.08.24)
Eşyalar konusunda her şeyi kendimiz yaptık, herhangi bir sorun yaşamadık, kimseden bir talebimiz olmadığı için kafamız rahattı. aileler ufak tefek hediye aldılar sadece (mutfak eşyası gibi)

Takı da talep etmedim ama iki üç bilezik filan takılmıştı diye hatırlıyorum. Ben yemekli istememiştim eşimin babası yemekli istediği için kendi ödedi. Benim ailem de nişan kına özeniyoruz dediler, kendileri yapıp ödedi. Biz eşimle genelde figüran gibi olduk yani yapın demedik, yapana da katıldık.
0
Gradient_tabanlı_mor
(19.08.24)
biz de her şeyi kendimiz yaptık. çeyizlerimi de kendim aldım. onların verdiği şeylere ek fayda olarak baktık. kına nişandır vs evde oldu. kokteyl nikah yaptık düğün yapmadık. eşimin babası yemek organizasyonu düzenledi nikah sonrası akrabalara ona da biz karışmadık ve hatta gitmedik ahahahahah.

ben de takı istemedim bana nişanda set, nikahta dört bilezik taktılar. eşim apple watch istediği için annem ona onu aldı, babam da bana bir burma bilezik taktı o kadar.
0
Hallegadola
(19.08.24)
Masrafların neredeyse tamamını kendim karşıladım. Annem eşime set tarzı birşey hediye etti. Ev eşyaları tarafında ufak mutfak gereçleri ve nispeten dekoratif sayılabilecek ürünler haricindeki tüm ana kalemleri kendim satın aldım. Kimseden birşey talep etmedim istemiyorum dedim, olmaz diyip altın taktılar.

Ciddi bir sorun yaşamadık kavga tarzı bişey hiç olmadı. Hemen herşeyi kendimiz planlayıp uygulamaya geçtik. Makul bir süreç oldu.
0
Lethe
(19.08.24)
2 sene önce 220k tl bandındaydı.

geçen gün kabalama hesap ile 750-1.000k tl çıktı.
0
baldan kaymak
(19.08.24)
ailem çıgın destek çıktı. peder memleketteki düğünü direk kendisi yaptı zaten cebimden hiç para çıkmadı. annem beyaz eşyaları hediye aldı. çerçöp denen bir çok şeyi de hediye verdi.(yemek takımı zart zurt) kız tarafından saçma sapan bişi yaptık peder ona karışmam dedi onu biz ödedik pahalı değildi zaten. takılar bizimkilerden hediye oldu. Allah başımdan eksik etmesin. imkanı olmayanlar bişi diyemem elbette ama imkanı olup da yardım etmeleri çok büyük nimet.
0
andlee
(20.08.24)
herseyi kendimiz yaptik, 0 sorun cikti.

dugun 35k tutmustu (~200 kisi yemekli dugun + bazi konaklamalar, 2017), ev esyalari sanirim 7-8k civariydi (2016, 1+1, ikea. en pahali sey buzdolabiydi - 1500). gelen takilar bize kaldi, dolara cevirip bankaya koymustuk kisa bir sure sonra. yanlis hatirlamiyorsam dugun masraflariyla kafa kafaya, belki 3-4k uzeri bisey gelmisti.

tam dugun donemi bir suru masraf ciktigi icin ufak bir kredi cekmistik enparadan, 5-6k sanirim, 1-2 ay icinde geri odedik. hayat aynen devam etti sonra.
0
taurina
(21.08.24)
yaklasik 1/4'unu ben ustlendim, 1/4'unu hanimin ailesi, 2/4'unu sagolsun peder ayarladi.
imece usulu..
0
cooperr
(21.08.24)
(9)

Çogu yerde ikramlar neden kalktı?

ananiyimioguz
Eskiden hatırlıyorum bir benzin istasyonuna giderdik çay vardı, peçete verirlerdi, harita, koku falan verirlerdi.Bir burger alirdiniz istemediginiz kadar ketcap mayanoz verirlerdi.Şimdi bakiyorsunuz kimse kimseye gunahini vermiyor her sey parayla.Pahalilastiysa ona göre fiyat artırıyorlar zaten. Esk
Eskiden hatırlıyorum bir benzin istasyonuna giderdik çay vardı, peçete verirlerdi, harita, koku falan verirlerdi.

Bir burger alirdiniz istemediginiz kadar ketcap mayanoz verirlerdi.

Şimdi bakiyorsunuz kimse kimseye gunahini vermiyor her sey parayla.

Pahalilastiysa ona göre fiyat artırıyorlar zaten. Eskiden 100 liraysa simdi 1500 lira veriyoruz ama ufak tefek seylerden para alma olayi neden geldi?
0
ananiyimioguz
(18.08.24)
Cevre bilinci. Gereksiz tületimin, ziyanin önüne gecmek?
0
sonsuz
(18.08.24)
Artık tüm işletmeler kar odaklı çünkü. Sineğin yağını hesaplayıp ona göre davranıyorlar. Çevre bilinci, ziyan falan bunun süslemesi.
0
en bi orijinal
(18.08.24)
Önceden hepsi veriyordu çünkü rekabet vardı. Herkes bir şekilde cazip olmaya çalışıyordu.
Sonra ekonomi cortlayınca tek tek bu tarz ekstralar kalktı. Aynı şey burda da yaşandı, diğeri vermiyorken ben neden vereyim dedi herkes. Ki haklılar da. Ekonomi ebesinin gözünü görmüşken kim neden ikram derdine düşsün. Bırak ikramı herkes sattığı ana ürünün bile kalitesini dibe çekti. Ayrıca bunu "100 liralık ürünün yanında 10 kuruşluk ikramın lafı mı olur canım" diye de düşünmemek lazım. O 10 kuruşlar birike birike yıl sonunda zilyon paralar ediyor. Adamlar da doğal olarak o parayı oraya bağlayacağıma, daha fazla ürün alıp satarım daha iyi diyor. Ki haklılar yine.
0
pianeta
(18.08.24)
Şimdi Bankalarla müşterek kredi kart kampanyaları yapıyorlar, herşey dijital ortamda daha pratik oluyor.
0
Mirket
(18.08.24)
Ne çevre ne duyarlilik... sadece cimrilik.. ona göre fiyat biçseler alici azalir
0
olsun demekte zor artik
(18.08.24)
Çok uzun zaman oldu ama yanlış hatırlamıyorsam bu konuda yasak geldi. Benim büyük dedem kamyoncuydu. PO'dan aldığı mazotla yemek takımı dizmişliği var eve, bir sürü eşantiyon eşya getirirmiş annem anlatır. Gazete kuponlarıyla dağıtılan eşyalar gibi eşya dağıtıyordu petroller 25-30 sene önce falan. Sonra yasak geldi diye hatırlıyorum 2005-2008 civarı olabilir yasaklama tarihi. Ama çok netleşmedi şu an tarih.

petrol ofisleri için konuşuyorum.

Bunun dışındaki örnekler tamamen ekonomik. Köylerde şapka dağıtırladı ya da festivallerde falan. Ya da her yer eşantiyon kalem olurdu. Veteriner ve doktorlara tvler, klimalar hediye edilirdi mümessiller tarafından.

Yani pek çok sebep var fakat Asıl sebep ekonomik.
0
jackyr
(18.08.24)
Ne ziyanı ya. İkram bu ikram, taze ekmek değil ki bayatlasın. Benim ofiste masam doludur kek, kurabiye vs.
0
numlock
(19.08.24)
Çünkü eskiden insanların alım gücü vardı, üçe beşe kimse takılmazdı.

10+ yıldır gittiğim balık lokantası ikramları büyük ölçüde kesti. Garsona sorduğumda "abi maliyetler fazla, kısıyorlar" demişti. Nispeten üst seviye sayılabilecek çok büyük bir lokanta iki dilim elma-portakalın hesabını evet yapıyorlar, "maliyet" gerekçesiyle kaldırmışlar.

Önce zam yaptılar, sonra porsiyonlar küçüldü, sonra kalite düştü. Şimdi dikkat et birçok restorant "servis ücreti" koydu. %3 ile %10 arası görüyorum. Herkes en ufak giderin hesabını yapar oldu.

İşte yüksek enflasyon böyle birşey, sadece fiyat artışından ibaret değil. Dediğin gibi "kimse kimseye günahını vermiyor, herşey parayla". Toplumun geleneğini, esnaf-müşteri ilişkisini, ahlakını dahi bozuyor.
0
Lethe
(19.08.24)
benzincilere promosyonla ilgili kısıtlama getirildi.
onun dışındakiler tamamen kar maksimizasyonu.
kimse aza tamah etmek istemiyor.
en az çaba ile en yüksek kar nasıl yapılır coğu esnafın tüccarın tek derdi bu.
0
nuisance2
(19.08.24)
(4)

Avrupa’da neresi

andlee
herkese selam 30 ağustos haftası bir 5 günlük boşluğum var. planım avrupa'da bir yerleri gezmek. hanımdan izin çıktı kendisi ailesinin yanına ankaraya gidecek. ben antalyadan direk uçuşlu yerleri tercih etmek istiyorum.sizin öneriniz neresi olur? git berlinde takıl ya da bremen ordan hamburg yap güz
herkese selam 30 ağustos haftası bir 5 günlük boşluğum var. planım avrupa'da bir yerleri gezmek. hanımdan izin çıktı kendisi ailesinin yanına ankaraya gidecek. ben antalyadan direk uçuşlu yerleri tercih etmek istiyorum.sizin öneriniz neresi olur? git berlinde takıl ya da bremen ordan hamburg yap güzel olur gibi gibi.

gönül italya ispanya ister elbette ama direk uçuş yok maalesef(Milan var sadexe aşırı pahalı). viyana'ya gidip ordan zagrep bologna Milan mı yoksa münihten mi dönsem bilemedim. yer yön bilen iz bilenden yardım istenir teşekkürler.
0
andlee
(18.08.24)
portekiz. direkt uçuşlar başladı
0
buenosdias
(18.08.24)
Antalya’da olduğun için deniz tatili yapamayacağını varsayarak Paris diyorum.

5 günde ben maksimum 2 şehir gezerim o da birbirine trenle 2-3 saatlik mesafedeyse. Viyana Zagreb bolognayi 5 güne sığdırmaya kalkarsan anca tren istasyonlarının önünde fotoğrafın olur hiç bir şehri anlamadan ve yorgun dönersin. Viyana zaten tek başına 5 günlük bi şehir.
0
Mcfly
(18.08.24)
avrupayı bilmiyorum ama dersen 5 gun hunhara ulke gorucem gezıcem balkanlara gitmeni tavsiye ederim vize derdi yok ve hepsi yan yana 1 er otobusle 10 tane yer gezersin. bunuda düşünebilirsin.
0
Zetnikov
(19.08.24)
Schengen olduğunu varsayıyorum. Amsterdam keyifli olur, Hollanda'nın havası da serin oluyor bir nefes almış olursun. Gitmediysen Prag'ı da şiddetle öneririm.

Balkanlar ve İskandinav ülkelerini tavsiye etmiyorum.
0
Lethe
(19.08.24)
(13)

tek başına yurt dışı tatili motivasyonu

semaforo de medianoche
bununla ilgili daha önce de sordum ama bu sefer daha farklı açıdan soracağım. geçtiğimiz senelerde arkadaşlarla yurt dışı tatili ayarlamaya çalışmıştım ama parası olanın vakti yoktu, vakti olanın parası yoktu bir şekilde gidemedik sonuç olarak. o yüzden artık bu yıl tek gitmeye karar verdim. gitmeyi
bununla ilgili daha önce de sordum ama bu sefer daha farklı açıdan soracağım. geçtiğimiz senelerde arkadaşlarla yurt dışı tatili ayarlamaya çalışmıştım ama parası olanın vakti yoktu, vakti olanın parası yoktu bir şekilde gidemedik sonuç olarak. o yüzden artık bu yıl tek gitmeye karar verdim. gitmeyi düşündüğüm yer japonya. balkanlara gitsem bile 50k gidiyor her türlü o kadar harcamışken 100k vereyim japonya olsun dedim orası çok daha fazla ilgimi çektiği için (kafama yatan başka bir yer olursa değiştirme ihtimalim var gideceğim ülkeyi ama vizesiz yerleri düşünüyorum sadece).

kesin kararlıydım ancak bileti alırım o zamana dediğim tarih aralğı yaklaştıkça emin olamamaya başladım tekrar. arada sırada tek başına çıkıp takılmayı (self date de diyorlar buna internette) seven biriyim aslında. birkaç gün önce yaptım bunu en son daha önce gitmediğim güzel bir yerde yemek yedim üstüne farklı kokteyller deneyebileceğim bir yere geçip birkaç kokteyl içtim. güzeldi ancak 5-6 gün üst üste bunu yapmak sıkar gibi geliyor ben bunu ayda 1 bilemedin 2 yapıyorum. insan sosyal bir paylaşım içinde bulunacağı birini arar sanki. japonya'da öyle tanımadığın insanlarla bir anda sosyalleşebileceğin bir kültür var mı bilmiyorum ama ingilizcem de aşırı akıcı değil yani iletişim kurabilirim tabi öyle kötü de değil ama ingilizcede komik falan olabileceğimi sanmıyorum düz ve sıkıcı muhabbet ederim en fazla gibi.

aklımdaki gezi planını anlatayım bir de. sabah uyanıp kahvaltını yapmak ardından gezmeye değer yerleri gezmek akşama doğru oraya özgü şeylerle güzelce karnını doyurmak akşam ve gece de pub gibi bir yerde içmek. plan mı hatalı tek başına gezecek birisi için yoksa plandan bağımsız ben mi önyargılıyım. bilemedim daha önce tecrübesi olan veya tecrübesi olan birini yakından tanıyan varsa düşüncelerini tavsiyelerini öğrenmek isterim.

eğer önemliyse yaş 31, cinsiyet erkek.
0
semaforo de medianoche
(16.08.24)
yani bende tek takılmayı seven biriyim. ben olsam giderdim.
0
sizofren06
(16.08.24)
Aklıma Lost in Translation filmi geldi bi izle derim haha. Tam hatırlamıyorum bile ama japonyada yalnız olan birkaç kişi hakkında olduğu aklımda.

Avrupa falan olsa rahat gezersin de, japonya gibi daha egzotik bir yeri yorumlama paylaşma ihtiyacı da var bence.
0
nhk ni youkosu
(16.08.24)
@arbre: daha önce arkadaşlarımla bir yerlere gittiğimde hep bu tarz geçirdik günleri çok da eğlendik ama tek başıma hiç şehir, ülke vs. gezmedim daha önce aynı plan tek başına uygulayınca sıkıcı olabilir belki evet. tek başına gezmek için daha iyi bir plan nasıl olabilir tavsiye verebilir misin?

@sizofren06: ama ben dediğim gibi ayda 1-2 kere yapınca seviyorum üst üste 5-6 gün nasıl hissettirir bilemedim.
0
🌸semaforo de medianoche
(16.08.24)
cold feet yapmaya gerek yok. planina sahip cik ve git.

orada da planlayabilirsin hangi sehirlerde nerelere gitmek istedigini. bileti al ve planlamalara koyul.
0
robert bosch
(16.08.24)
ben de bir solo travelerım. arkadaşımla hiç yurtdışına çıkmadım/çıkamadım sizinkilere benzer sebeplerden. ama hayatı ertelemeyi sevmiyorum. benim isteklerim başkalarının şartlarına bağlı olmamalı. şu durumda tabiki. normal zamanda da sosyal birisiyseniz sıkılabilirsiniz. ama bunu da denemeden bilemezsiniz. planınız da benim çıktığım seyahatlerdeki uyguladığım şey. ama motamot bağlı olmuyorum. bazen yoruluyorum günü erken bitirip otele dönüyorum. bazen listemdeki bi yer daha fazla ilgimi çektiği için orda daha fazla zaman geçirip sonraki yeri atlıyorum vs. bizim insanımız da yalnızlık ve terkedilmişlik duyguları karışıyor bence. kaç gün ayırdınız bu seyahat için bilmiyorum ama 3gece 4günlük gidebileceğiniz bi yerlerden başlasanız daha iyi sanki. 2 gün zaten yolda geçiyor. 2 tam gün gezeceğiniz bi yerde de tek başınıza sıkılmazsınız sanıyorum ki. ben her zaman denemekten yanayım. denedim sevdim/sevmedim diyip özeleştiri yapmak bana daha mantıklı geliyor. tabi ki karar yine de sizin.
0
dedim ben sana
(16.08.24)
ben hem arkadaş grubumla hem de solo seyahati çok severim. ikisinin de kendisine göre üstün olduğu yönler var.

senin sevip/sevmeyeceğini hiçbirimiz bilemeyiz ama bir kere hayata geliyorsun ve bir kerecik bile solo seyahati denememek çok garip olmaz mıydı? ne olursa olsun git tek başına gez bence bak bakalım nasıl oluyor.
0
gitdaddy
(16.08.24)
Geçen hafta londradaydım. Sıfır plan program. Aklımdaki rakamın 5 katını harcadım.
İyice plan program yap. Tek başına tatil daha güzel.
0
numlock
(16.08.24)
ben gittiğim her yerde date uygulamalarından birkaç tane gay bulup nereleri gezeyim neresi ilginç diye sorarım. hatta buluşup beni ortamlara sokmalarını isterim. kadınlar bu konuda pek iyi değil, çok fazla mekan bilmezler. adamı kullan at. fotonu çektir, hesabı ödet, eğlencene bak. güzel japon hatun bulursan da (pek olası değil ama) onla takıl.
0
plastic_angel
(16.08.24)
Öncelikle tek gitmek isabetli bir karar olmuş. Bir ara ben de arkadaşlara isyan edip tek takılmaya başladım. X ülkeye gidelim diyorsun, başta tamam hadi gidelim oluyor. Zaman gelince kimi diyor bütçem yok kimi diyor ben senin tatil planını çok beğenmemiştim, şunu şunu yapıcaz dersen gelirdim. Sizle mi uğraşıcam be.

Japonya biraz kapalı bir toplum ve pek İngilizce konuşamazlar. Yani sosyalleşme anlamında Avrupa gibi olmayablir ama turistler vs. illa ki ortam yakalarsın. Sana da bağlı.

Yalnız kalmayayım dersen tur paketi alabilirsin tavsiye ederim. Tur grupları genelde güzel oluyor tek bile gitsen insanlarla kaynaşırsın. Tura her zaman dahil olmak durumunda değilsin yani gündüz onlarla gezip akşama kafana göre takılabilirsin. Bizim katıldığımız turlarda tek gelenler de kolayca sosyalleşiyordu.

Japonya'yı bilen bir rehberle gezmek mantıklı. Alfabe bize ters okunmuyor, trenlerde bilet alabilmek sıkıntı, İngilizce bilen çok az ama yine de yardımsever bir toplum haklarını yemeyeyim.

Japonya'da yapacağın etkinlikleri iyi araştır (Örn: Getyourguide üzerinden) ve çok önceden biletini al. Aşırı kalabalık bir ülke, her yerde her konuda sıra var. Normal bir restorantın önünde bile 15-20 kişinin sıra beklediğini görebilirsin. Bir gösteri, müze, eğlence vs. katılacaksan biletini 1-2 ay önceden almanı öneririm abartmıyorum. 1 hafta önceden üst seviye restorantlarda yer bulunmuyor. Zamanın bolsa sorun yok ama 1 haftalığına gireceksen Japonya doğaçlama gezilecek bir yer değil, çok şeyini kaçırırsın.
0
Lethe
(16.08.24)
28 yaşında kadınım, şu an bunları tüm gece uykusuz kaldığım ve sonunda ulaştığım yurt dışı tatilimden tek başıma yazıyorum. Ben de yalnız gezmeye eşlik edecek insan bulamamaktan dolayı başlamıştım. Zamanında korkmuştum da. Üzerinden yıllar geçti ve dönüp baktığımda o insanların meşguliyetleri hiç bitmemiş hala devam etmekte ama benim tecrübe ettiklerim zenginleşmiş.

Vaktin var, paran var, özgürlük var, gençlik var. Gençliğini çarçur etmeden yaşa işte. Yılda 5-6 gün tek başına bir yere gitmek nedir ki koca bir ömrün içinde?
0
ruhen hastayim ben
(16.08.24)
@Lethe: turu düşündüm ben de ama hem genelde turlarla ilgili şöyle bir izlenimim var kısıtlı sürede çok şey yaptırtmak için oradan oraya koşturuyorlar öyle olunca gezdiğin gördüğün yerlerin de tadını çıkaramıyorsun gibi geliyor. bir de planlar programlar nasıl oluyor bilmiyorum da tatile gidip de sabah 8'de kalkmak istemem açıkçası. bir de oralara tur seçenekleri daha azdı sanırım en son baktığımda tekrar bir bakıcam ama. eylül sonu ekim başı gibi düşünüyorum gitmeyi. tabi gitmişken güzel yerlerde yemek isterim o kadar sıkıntı mı o iş. hani 3 michelin yıldızlı yer zaten abartı olur ama o kadar lükse kaçmayan güzel yerlerde yerim diye düşünüyordum. google çevirinin kamera özelliği iş görür diye düşünüyorum çoğu durumda. eşlik edecek rehber bulması kolaysa ve aşırı pahalı değillerse faydalanabilirim.
0
🌸semaforo de medianoche
(16.08.24)
İzlenimin doğru. Turlar kısa sürede olabildiğince fazla yeri gezdirme adına yoğun geçiyor. Bazı yerlerin tadına doyuyorsun, bazı yerlere süre yetmiyor ama hiç görmemekten iyidir. Japonya turunda bize de biraz öyle oldu.

Başka ülkelerde sorun olmaz ama Japonya'da önden rezervasyon işi çok yaygın o nedenle uyardım. Örneğin ben Kobe Beef yiyeceğim zaman istediğim restorantlarda yer bulamadım, nispeten istemediğim bir yerde ancak yer ayırtabildim. Oraya kadar gidip de tatmamak olmazdı. Özellikle tatmak istediğin bir lezzet var ise önden yerini ayırt.

Tur konusunda örneğin 3 gün boyunca Tokyo'dasınız. İlgini çeken gün ya da günlerde tur ile takılırsın, katılımın çok da şart olmadığı gün ya da günlerde bireysel takılabilirsin.

Tamamen tercih meselesi turlu ya da tursuz ikisi de iyi geçer. Önemli olan planı iyi yapmak, görmek gereken yerleri atlamamak ve bilet/rezervasyon gerekiyorsa önden almak. Türkiye'den tur paketi almana gerek yok Japonya içi de birkaç saatlik turlar satın alıp farklı milletlerden insanlarla sosyalleşebilirsin. Bu da 3. yol. Benim hatırladığım Getyourduide üzerinde Tokyo şehir turu, içki tadım turu vb. turlar vardı.
0
Lethe
(16.08.24)
kisiden kisiye gore degisir. ben bu kadar kati goruslu degilim. tek basina gitmenin de birileriyle gitmenin de avantajlari ve dezavantajlari var. tecrubeme gore tavsiye istiyorsaniz bence plani kabaca yapin, siz cok detayli bir plan yapmissiniz gibime geldi. sabah icin kahvalti filan demissiniz. akisina birakin.
0
Sour
(16.08.24)
(5)

Kağıthane'deki Nef evleri nasıldır?

merhum
Kağıthane'deki Nef projelerinde 1+1 ev bakıyoruz.Genel olarak yaşam ve çevresi nasıldır? Özellikle Nef 06 iyidir 08'in çevresi berbat vs. diyebileceğiniz bir yer var mı?
Kağıthane'deki Nef projelerinde 1+1 ev bakıyoruz.
Genel olarak yaşam ve çevresi nasıldır? Özellikle Nef 06 iyidir 08'in çevresi berbat vs. diyebileceğiniz bir yer var mı?
0
merhum
(16.08.24)
emlakyoruma bak orada bölge ile ilgili yorum yazanlar olabiliyor
0
walter white kilikli
(16.08.24)
Yatırım için almak mantıklı mı acaba? Alıp kiraya vermek için yani? Duyuruya salça oldum ama çok pardon.
0
kumandanim
(16.08.24)
Çok küçükler. İnsan kafayı yer.
0
gabe h coud
(16.08.24)
Klasik Kağıthane, övülecek bir tarafı yok. Lokasyon olarak Levent'e yakın o anlamda merkezi. Yaşam anlamında başka bir artısını göremiyorum.

Yatırımlık alıyorsanız o civarda yaşayanlar için kiralama anlamında iyi bir alternatif dolayısıyla kiracılardan yüksek talep görür. Olabildiğince Kağıthane metrosuna yakın projeleri tercih etmek isabet olur oralar daha derli toplu; Büyükdere Caddesine doğru Gültepe, Emniyetevler, Çeliktepe, Telsizler gibi mahalleler var ki İstanbul'un yapılaşma anlamında ikonik en kötü yerleri. NEF projelerinden birisi onların göbeğinde 163 olması lazım o mahallede ancak o kadar alakasız bir yapı olur.

NEF projeleri 1+1 de çok küçük oluyor 30 m2 civarında alanları oluyor.

- Özetle yatırım ve kiralama için düşünülüyorsa olabilir.
- Yaşam için düşünülüyorsa ben olsam tercih etmem. Biraz daha ötede 5. Levent, Finanskent bölgesini tercih ederim ki vaktiyle etmiştim.
0
Lethe
(16.08.24)
2020 den beri Kağıthanede anucurlar ve Gündoğmuşlar arasında bir çete savaşı mevcut son zamanlarda da ciddi büyümüş durumda bu durumu da gözönünde bulundurun derim.
0
apocalipy
(16.08.24)
(2)

Ara ödemeli konut kredisi türü var mı?

merhum
Diyelim ki aylık ödemesi 40 bin olan 10 yıllık konut kredisi çektim ama ilk 6 ay 100 bin ödeme imkanım var. 1-Daha az faiz ödemek için cezasız ara ödemeli konut kredisi var mı? 2-Aylık 100 bin ödemeli 5 yıllık kredi çekip 6 ay sonra aylık 40 bin ödemeli olacak şekilde refinansman yapsam mı daha az f
Diyelim ki aylık ödemesi 40 bin olan 10 yıllık konut kredisi çektim ama ilk 6 ay 100 bin ödeme imkanım var.

1-Daha az faiz ödemek için cezasız ara ödemeli konut kredisi var mı?

2-Aylık 100 bin ödemeli 5 yıllık kredi çekip 6 ay sonra aylık 40 bin ödemeli olacak şekilde refinansman yapsam mı daha az faiz öderim?
0
merhum
(08.08.24)
Ara ödemeli kredi var, balon ödemeli diye geçiyor genelde normal aylık taksit ödüyorsunuz ama anlaştığınız dönemlerde büyük ödeme yapıyorsunuz.

Aynı şekilde azalan taksitli artan taksitli hepsi mevcut. Siz bankacıdan hepsi için ayrı döküm isteyin karşılaştırın derim.
0
koskoca kirpi
(08.08.24)
1- Her banka yapmayabilir ama balon ödemeli krediler var. Ara ödemeyi her bankada yapabiliyorsun, örneğin eline toplu para geçti o krediyi yeniden yapılandırabiliyorsun. Ara ödeme yaptıktan sonra;
-Taksiti sabit tutup vadeyi kısaltabilirsin
-Vadeyi sabit tutup taksitleri düşürebilirsin
- Taksit tutarını artırıp vadeyi iyice kısaltabilirsin.

Bu tip kombinasyonlar yapılabiliyor.

2- Aylık 100K ödediğin bir krediye kıyasla, aylık 40K ödediğin ödeme planında anaparadan çok daha az tahsilat olur ve vadeyi de uzatmak zorundasın. Dolayısıyla ödeyeceğin faiz epey artar.
0
Lethe
(08.08.24)
(5)

Uyku kaçırma yöntemleri

muhayyer divan
SelamOlabildiğince kesin çözüm ve olabildiğince de sağlıklı uyku kaçırma yöntemleri nelerdir, mesela kolanın içine granül kahve döküp içmek en sağlıksız olanlarından, bunu istemiyorum ama kahve içmek istesem en uyku kaçırıcı kahve hangisi mesela. Ya da bildiğiniz başka yöntemler var mı?Yarın uykusuz
Selam

Olabildiğince kesin çözüm ve olabildiğince de sağlıklı uyku kaçırma yöntemleri nelerdir, mesela kolanın içine granül kahve döküp içmek en sağlıksız olanlarından, bunu istemiyorum ama kahve içmek istesem en uyku kaçırıcı kahve hangisi mesela. Ya da bildiğiniz başka yöntemler var mı?

Yarın uykusuz kalacağım ve araç kullanacağım onun için soruyorum.
0
muhayyer divan
(31.07.24)
Kesin çözümü söylerim ama kolanın içine kahve döküp içmek yanında diz çöküp tövbe ister öyle bir sağlıksızlık ama kesin çözüm, önerilerin hiçbiri aklına yatmazsa söylerim.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(31.07.24)
Ben üniversitedeyken modiwake alırdım sınav zamanları uyanık kalmak için. Asla tavsiye değil.
0
vedatchilipeppers
(31.07.24)
Geçen bir proje geçişi nedeniyle gece 00:00'dan ertesi gün 11:30'a kadar çalıştım. Normalde 23:00 gibi uykum gelir yatarım öyle uykucuyumdur.

Nasıl yaptın dersen bir kere bol su. Su içmek insanı ayık tutuyor. Devamlı tuvalete de gittiğinden uykun kaçıyor. Bununla beraber buzlu limonata içmiştim serinletsin diye.

Kahvede amerikano veya espresso içebilirsin en sertleri onlardır. Ben filtre kahve içmiştim.

Devamlı birşeyler ye enerjin düşmesin. Gece geç saatte yemek yedim, üzerine çalşırken mısır patlağı, fıstık ezmesi, bitter çikolata gibi şeyler yedim. Böyle böyle kendimi ertesi gün öğlene kadar ayık tuttum.

Havalar sıcak olduğundan mayışıyoruz ve enerjimiz düşüyor. Kendini serin tutman lazım ona yönelik içecekler iyi olur. Bu noktada buzlu kahveler hem serinletir hem de ayık tutar.

Senin durumda araç kullanacağın için gündüzden mutlaka uyu. Herkesin kendine göre yöntemi vardır örneğin ben yağlı ve ağır yemek yersem uykum gelir, uyurum. Veya sıkıcı bir film izle, öyle uyu. Aracı uykusuz kullanmaman lazım.
0
Lethe
(31.07.24)
Uykusuz/az uykulu araba kullanmayi aklinizdan bile gecirmeyin!!!

Yolda her 1-1.5 saatte, veya dikkatiniz dagilmaya basladiginda mola verin. Acik hava uykunuzu kacirir.

Ayrica normalde 6-8 saat uyku yerine ara ara 15-20dk lik kisa sekerleme yapmaya calisin. Bu yontemi okyanusu tek basina gecen yelkenciler cok kullanir. Denizin ortasinda oyle 3-5 saat surekli uyuma luksunuz yok. Ama araliklarla 15-20 dk lik kisa uykular sayesinde uzun sureli uykuya gerek olmadan seyahat edersiniz.

Araba kullanirken en ufak bir uykusuzuk belirtisinin bedeli cok agir olur. Saniyelik, hatta daha da kisa bir surede hayatiniz tepetaklak olmasin.

Iyi yolculuklar.
0
parcxerox
(01.08.24)
Surekli birseyler cozmeye calisirken beyin uykuya giremiyor
0
Zetnikov
(01.08.24)
(4)

İstanbul havalimanı dutyfree’de içkiler ucuz mudur?

toucheamore
Yoksa taşımaya değmez mi?
Yoksa taşımaya değmez mi?
0
toucheamore
(31.07.24)
her türlü değer.
0
benaslinda
(31.07.24)
Ne kadar hocam fiyatları ?
0
cukur
(31.07.24)
Bence piyasadan çok farkı yok. Bazen indirimler oluyor Baileys alıyorum. Kendi ilgi alanım olan içkilerde pek fark görmedim.

Ucuzluktan öte çeşit bol ve dışarıda bulamadığım çeşitleri buluyorum. O anlamda benim için fazlasıyla değiyor.
0
Lethe
(31.07.24)
1 litre jack 29 EUR idi.
Surekli kampanyalar oluyor, mesela tekli sisede kampanya varken ikili paketten ucuza geliyor, bazen de ciftlide kampanya oluyor vs.

bu fiyattan mukayese edebilirsiniz, oradan kafanizda bir fikir olusur. TR'de markette 1 litre Jack kac TL onu bilmiyorum.
0
kartonpiyer
(04.08.24)
(13)

Teams zoom yokken

pavlis
Nasıl oluyordu?O 5-10 kişi bir araya mi geliyordu cidden 5-10 dakikalık şeyi konuşmak için?
Nasıl oluyordu?
O 5-10 kişi bir araya mi geliyordu cidden 5-10 dakikalık şeyi konuşmak için?
0
pavlis
(29.07.24)
whatsapp ve skype dışında aklıma bir şey gelmedi ama skype çoğu sektörde kesin vardı.
0
patronaj1
(29.07.24)
Ondan da öncesini soruyorum o zaman
0
🌸pavlis
(29.07.24)
Evet tabi.

Outlook'tan toplantı odası kovalıyorduk yeri geliyordu hepsi dolu oluyordu illa biri gelmeyen müdür/direktör odasında toplantı yapıyorduk.

Öyle 2000'lerden bahsetmiyorum bu arada 2019'a kadar böyleydi benim çalıştığım şirkette :)
0
chicha_v2
(29.07.24)
skype 2003'ten beridir var zaten, internet tarihini dusunursek eski. msn messenger falan daha da eski. yok onun da oncesini soruyorsan telekonferans servisleri vardi (hala varlar), telefonunda herkes ayni numarayi ariyor, sifreyi girip baglaniyor toplantiya.
0
hot potato
(29.07.24)
Conference call yapiliyordu, baska ofiste ya da mobil olanlar telefonlarindan katiliyorlardi. Toplanti odalarinda da spider denen zimbirtilar oluyordu: supplycentre.oxfam.org.uk
0
sertac akin
(29.07.24)
Farklı firmalardaki kişiler birbiriyle genelde skype üzerinden ekleşip konuşurlardı. Firma içinde ise yine skype, whatsapp veya microsoft lync kullanıyordu. Çok nadir de olsa bir ara google hangouts da kullanıldı.
0
plastic_angel
(29.07.24)
Konferans çağrı +1
Ofis telefonlarında bu yetenek olurdu, spider da kullanılırdı.
16-17 gibi skype ve google meet kullandığımızı hatırlıyorum.
0
Bruce
(30.07.24)
Skype. Skype'tan öncesinde ben ilköğretim öğrencisiydim. O yüzden bende yok o bilgi. Ya telefon ya da toplantıdır zaten.
0
nawar
(30.07.24)
Ofis telefonlarından tele konferans yapıyorduk. Hem zaten bu kadar da toplantı olmuyordu ve bir şekilde işler yürüyordu. Şimdi toplantıdan iş yapamıyoruz )
0
koskoca kirpi
(30.07.24)
Danışmanlık verdiğimiz bankada pandemi öncesi kullandıkları telefonlar görüntülü idi ve tele-konferans yapılabiliyordu. Toplantılara fiziken gelemeyenler telefonu açıp görüntülü olarak katılabiliyorlardı.

Bir de 5-10 dakikada çözülebilecek bir konu genelde 2-3 kişi ile halledilirdi, 2-3 kişi bir araya gelip gereğinde ofisten telefonla ekstra kişiler bağlanırdı falan. Katılımcı sayısı 10'u buluyorsa o konu 1 saatin altında çözülmez ona da toplantı odası ayarlamak lazımdı ki çok zahmetli işlerdi hey gidi.
0
Lethe
(30.07.24)
allahin belasi skype vardi, insanlik tarihinin gordugu en berbat yazilimlardan biri...
0
bay b
(30.07.24)
2013 yılında google hangouts kullanıyorduk biz.
skype'ı birden fazla kişi ile beraber hiç kullanmadım. öyle bi özelliği olduğunu bile bilmiyordum. msn messenger'da webcam ile görüntü konuşma 2006'da falan yapılıyordu, muhtemelen öncesinde de.

skype efsaneydi ama. bilgisayardan telefonu arayabiliyordun ya da tam tersi. microsoft aldıktan sonra hem msn (live messenger) öldü hem de skype daha garip oldu.

gerçi değişen kullanım alışkanlıkları da buna sebep olabilir.
0
biseysorcaktim
(30.07.24)
şu videoda tüm cevaplar var

www.youtube.com
0
duyurukullanıcısı
(30.07.24)
(2)

para yatırma-fatura kesme

yetkili birine benzeyen abi
önce hizmet karşılığı para mı yatırılır yoksa önce fatura mı kesilir?not: şahıs şirketi-kurumsal şirket ilişkisi.
önce hizmet karşılığı para mı yatırılır yoksa önce fatura mı kesilir?

not: şahıs şirketi-kurumsal şirket ilişkisi.
0
yetkili birine benzeyen abi
(18.07.24)
%95 önce fatura kesilir. Bazı cins firmalar illa önce ödeme olacak der.
0
nano mercy
(18.07.24)
Önce ödeme yapılıp sonra fatura kesildiğini hiç duymadım.

Kurumsal firma işin içindeyse hizmet veren yer fatura keser, ödemesini örneğin 30 gün sonra alır. 90 gün sonra ödeyeni de gördüm.
0
Lethe
(18.07.24)
(17)

İnsanlar neden cruise/gemi turlarına gidiyor?

ermanen
İnsanlar neden cruise/gemi turlarına gidiyor?bana çok saçma ve gereksiz geliyor. okyanusun ortasında olma, kısıtlanılmışlık, belli kalabalıklara mazur kalma, fırtınaya yakalanma riski, gemide salgın riski, batma riski, limanda durunca belli saatte dönme kısıtlaması ve gemiyi kaçırma riski vs. benim
İnsanlar neden cruise/gemi turlarına gidiyor?

bana çok saçma ve gereksiz geliyor. okyanusun ortasında olma, kısıtlanılmışlık, belli kalabalıklara mazur kalma, fırtınaya yakalanma riski, gemide salgın riski, batma riski, limanda durunca belli saatte dönme kısıtlaması ve gemiyi kaçırma riski vs.

benim hiç ilgim yok mesela. tembel tatili gibi ama limanda durunca da koştur koştur yapacaksın. tatil köyü çok daha iyi olur dinlenme tatili olacaksa.
insanların niye ilgisi var? sizin var mı?

not: neden kapadokya'ya gidiyorlar sorusundan esinlendim. cruise turları çok daha rererö.
0
ermanen
(17.07.24)
Çünkü normalde lokasyon degistirmek bissuru iş. Araba ya da uçağa binicen, yolculuk, valiz. Bu haliyle sen havuzda serinlerken birden başka ülkede oluyosun <3
0
abuzer
(17.07.24)
Bu aktivitenin altında bayağı primitif bir dürtü de var gibime geliyor. Hani 150 yıl önce yaşasa balina avına çıkacak insanların torunları paraya kıyıp bir çılgınlık yapıyor gibi.
0
sekizdokuzon
(17.07.24)
Bu arada param olsa ben giderim. Dedem de Jack London değil ama ben giderdim. Bence bayağı heyecanlı bir aktivite.
0
sekizdokuzon
(17.07.24)
Cruise fikri çok güzel. Ben duruyorum ama etrafım değişiyor.

Müthiş bir oteldeyim. Bu müthiş otelin kapısından her çıktığım gün başka bir şehre açılıyor kapı. Hem de hiç seyahatle, eşyalarımı toplayıp yeniden odamı düzenlemekle vs. uğraşmadan oluyor bunlar.
0
michael_knight
(17.07.24)
Cruise benim çocukluk hayalim sadece yalnız gitmeye çok korkuyorum denizden biraz korkarım :)
Yanıma gelecek bir yoldaş bulduğumda planlama yapmayı çok istiyorum.
0
mutekebbir
(17.07.24)
@abuzer

cruise'a giderken de çoğu insan oraya seyahat ediyor bi şekilde. sonra onun uzun sırasını bekleme ve yerleşme baya meşakkatli bence. cruise'lar tatil köylerine göre daha kalabalık. havuzları tıklım tıklım genelde öeh.

limanda durunca da koştur koştur görüyorsun karadaki yerleri. pek görmüş gibi olmuyorsun o yüzden.
0
🌸ermanen
(17.07.24)
Herkesin şehir gezme anlayışı bir değil ya. Müzeleri hariç tut, dünyadaki herhangi bir şehri 10 saatte "gezerim". Yani tırnak içine aldım çünkü tabii ki her yerini göremeyeceğim onlarca şehir var ama en azından ortalama turistin görmesi gereken her yeri görürüm, iki öğün güzel yemeğini yerim, bi de içkimi içerim mis gibi.

Cruise turu yapan adam da en meşhur yerlere bakıp çıkacak kafada işte. Otel tatili yaparken denizde gezip iki de şehir görürüm diye yapıyor. Hiç Cruise gezisi yapmadım ama baltık denizinden geçmiştim 12-13 saatti sanırım, o bile aşırı keyifliydi manzarası, çok da turistik olmayan o gemide bile yapılacak aktiviteleri falan. Şöyle kaliteli bi cruise gemisiyke karayipler fena akardı yani :d
0
nundu
(17.07.24)
benim çok istediğim bir şey. okyanusun/denizin ortasında olma fikri süper. ayrıca koy koy, liman liman, şehir şehir geziyorsun. çok güzel.
0
benarrivo
(18.07.24)
benim hayalim. tam da okyanusun ortasında olma fikri çok hoşuma gidiyor. o histen çok hoşlanacakmışım gibi geliyor. onun dışında da, odanda otururken camdan dışarı bakınca deniz göreceksin, yeri geldiğinde deniz ile karışık kıyı göreceksin. çok güzel bir histir. kısıtlanmışlık hissinin rahatsızlık derecesine varacağını sanmıyorum, panik atak vs. muzdaribi değilseniz.

tembel tatili ne demek onu da anlamadım :)
0
ahm1
(18.07.24)
Farklı bir deneyim. Bana da çok iyi bir fikirmiş gibi gelmiyor ama gidilir.
0
sevilen progressive türkücü
(18.07.24)
yuzen otel gibi zaten, mis

bence tam tersi insanlar neden cruise tatili yapmiyor, ulkemizde neden populer degil, onu anlamiyorum
0
foster
(18.07.24)
Katılanlar genelde yaşlı oluyor, o kadar sarkmış meme, kol ve kırışık surat görmek istemiyorum. Özellikle havuzda :) Yoksa çok beğendiğim bir konsept.

Alternatif olarak; kafa insanlarla veya aileyle karışık bir kaç gün - bir hafta tekne, gulet gezisi çok keyifli oluyor. Tavsiye ederim.
0
gabe h coud
(18.07.24)
ortalama olarak baya ucuz, yemekler iyi, servis iyi, normalde arabayla/ucakla gidemeyecegin adalara ulasim imkani, hicbirseyle ugrasmadan kafa rahat tatil yapma imkani, daha sayayim mi? :)

bir kere gittim, inanilmaz keyifliydi ki dandik 4 gunluk bir turdu. imkanim ve vaktim olsa yarin tekrar giderim.
0
cooperr
(18.07.24)
İlgi ile alakalı katıldık beğendik gayet lüks rahat geçti
0
basond
(18.07.24)
Fiyat performans orani muthis ayrica. Resmen luks bir tatil yapiyorsun. Onu yapma, bunu yapma, ne yapacak insanlar?
0
baldur2
(18.07.24)
Öncelikle Icon of the Seas gemisine bakmanı tavsiye ederim. Youtube'da videoları var.

Gemi turunu sadece 10 gün gemide hapis geçiriyorsun gibi düşünme. Örneğin dediğim gemi Miami'den kalkıyor, turuna göre Bahamalar, Meksika, Honduras, Porto Riko gibi bölgelerde demirliyor, gün içinde oralarda gezme, okyanusa girme, beach club'larında takılma imkanın oluyor. Bunu yaparken de valiz topla, yola çık, havalimanına git derdin olmuyor.

Gemideki aksiyonlar sınırsız. Çeşit çeşit restorantlar, aqua parklar, havuzlar, akşam çeşitli gösteriler, casinolar, canlı müzikler, publar vs vs gerçekten sınır yok.

Benim bahsettiğim Royal Caribbean turları. Avrupa tarafındakilere yorum yapamıyorum ama incelediğim turlarda gemiler daha küçüktü. Soğuk birkaç ülkede gemiyle tur atmayı tercih etmezdim.
0
Lethe
(18.07.24)
1 kere gidersen müdavimi olursun yatağından kalkıp en geç 10 dakika içinde ulaşamayacağın aktivite yok.
0
iwasbornonamountainside
(18.07.24)
(2)

bostancıdan yeni havalimanı ulaşım.

1837837
metro yada marmaray'a yakınım. otobüs kullanmadan raylı sistemle yada metrobüsle nasıl ulaşıyorum. raylı sistem tercihim.
metro yada marmaray'a yakınım. otobüs kullanmadan raylı sistemle yada metrobüsle nasıl ulaşıyorum. raylı sistem tercihim.
0
1837837
(16.07.24)
Marmaray ile Yenikapı İstasyonu
Yenikapı'dan Hacıosman metrosuna aktarma ile Gayrettepe İstasyonu
Gayrettepe'den Havalimanı metro hattına aktarma.
0
Lethe
(16.07.24)
Bırakayım hocam ben.
0
numlock
(16.07.24)
(10)

Evden çalışmada son durum nedir

Cezcez
Koç grubu artık ofise dönüyoruz demiş galiba. Geri kafalı herifler. Bi tane yenilikleri yok yeni fikirleri yok. Neyse artık bu karara benzer kararlar duyar mıyız
Koç grubu artık ofise dönüyoruz demiş galiba. Geri kafalı herifler. Bi tane yenilikleri yok yeni fikirleri yok.
Neyse artık bu karara benzer kararlar duyar mıyız
0
Cezcez
(13.07.24)
Biz devam ediyoruz. Ama güvenmemek lazım.
Çoğu yer hibrit çalışıyor.
0
sevilen progressive türkücü
(14.07.24)
Evden çalışan adam hiç çalışmıyor düşüncesinin eseri.
Neyseki ben hala devam.
Muhtemelen benim düzenimle oynamazlar. Çünkü işe alınırken üstüne basa basa dedim. Ben ofise 1000 küsür km uzakta yaşıyorum diye. Bunu bilerek aldıkları için oynayabileceklerini sanmam.
0
limonlu eksi
(14.07.24)
İş ararken Ya remote olsun ya hybrid diye çok aradım. Benim sektördeki ilanların %90'ı bok varmış gibi ''ofiste çalışmayı seven'' ''ofisten çalışacak'' ''ofiste çoook eğleniceeeez'' kafasında ilanlardı. Kırk yılın başında bulduğum bazı remote ya da en azından hybrid ilanlara da ben uygun değildim. Şimdi sektörümle alakasız ve her gün işe gitmek zorunda kalacağım bir işe giriyorum. Çünkü para kazanmam lazım.

Küfür etmek istemiyorum. Ofislerinde çalışsınlar bakalım...
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.07.24)
Bizde herkes ofise dönsün olamaz çünkü tüm çalışanları karşılayabilecek bir ofis alanı yok.

Özellikle IT sektörünün uzaktan çalışma geçmişi 4 yılı geçti. Ofise döndüren döndürdü. Hibrit çalışma modelleri kalıcı oldu. Bir de IT'de tam zamanlı ofise gitmeye kimse yanaşmıyor. İlana çıkıldığında personel alamama durumları arttıkça bu tip kararlar gözden geçirilir.
0
Lethe
(14.07.24)
bizim ofis de hibrit çalışmaya dönmüştü. ama şehir dışında olan kişiler remote çalışıyordu. geçen gün açıklama yaptılar, tamamen ofise dönüş kararı almışlar. gerizekalılar.
0
noxie
(14.07.24)
hibrit e dönüyoruz 20 temmuz gibi. sıkıldım bu tür dönüşlerden.
0
baldan kaymak
(14.07.24)
Koç bi sürü adamı remote olarak işe aldı onlara ne olacak şimdi
0
regina phalange
(14.07.24)
Benim bildiğim yerler hala aynı. Ayda 6 gün, 6 hafta da 2 hafta ofis gibi çeşitli çözümleri var, uzun zamandır değişmiyor.

Patronlar neler olup bittiğini bilmek istiyor sanırım. Ofiste de epey laklak oluyor ama evinde çoluk çocuk olanlar için falan ofiste daha iyi verim alıyorlardır sanırım.
0
mbond
(14.07.24)
Normalde hibrit çalışıyoruz ama yaz mevsiminde kimse gelmiyor ofise, ben yazlıktayım diyen uzaktan çalışıyor. Patronlar zaten kafasına eserse uğruyor, biz de terlemekten su torbasına dönüşmüş şekilde gidip geliyoruz işte.
0
peki madem
(14.07.24)
insanlar artık hibrit sisteme alıştı.
bir yer tam zaman ofise gelmeni istiyorsa
o yer çalışanın kafasında direkt eleniyor.
yani işverenin işçiye dayatması eski kafa.
işçinin işverenleri yönlendirmesi yeni normal.
0
yetkili birine benzeyen abi
(14.07.24)
(18)

nasıl bu hisle başa çıkılır

mrenton
mezun olduğum üniversiteden arkadaşlarımı stalkladım hepsi çok başarılı olmuş. yurt dışına taşınmışlar iyi bi meslek edinmişler ben ise borcumdan mahvolmuş bi halde duruyorum işin kötüsü tembel de değilim. yaptığım seçimler şu an çok acınası geliyor. herkes başarmış ben birden mal gibi kaldım. lised
mezun olduğum üniversiteden arkadaşlarımı stalkladım hepsi çok başarılı olmuş. yurt dışına taşınmışlar iyi bi meslek edinmişler ben ise borcumdan mahvolmuş bi halde duruyorum işin kötüsü tembel de değilim. yaptığım seçimler şu an çok acınası geliyor. herkes başarmış ben birden mal gibi kaldım. lisedeki zorbalarım bile başarmış. benim gibi hisseden var mı? yaş 27...
0
mrenton
(09.07.24)
27 yaş nedir ki? Daha önünde uzun bir hayat var. Umutsuzluğa kapılmak için her zaman erkendir. Herkesin hayat yolculuğu farklıdır. Bir gün bir bakmışsın zirvedesin.
0
rock n roll
(09.07.24)
@rock n roll teşekkür ederim depresyondayım sanırım algılarım kapandı
0
🌸mrenton
(09.07.24)
Depresyon, insanın görme yeteneğini yok eder anlamında bir yazı okumuştum. Hep en olumsuzu görürsünüz diyordu kitapta. Hiç başarınız yok gibi gelir size, depresyon gerçekleri çarpıtır diyordu. Kendine inan, başarılı olacaksın.
0
rock n roll
(09.07.24)
Dert etme.
Asıl sorun kendini başkaları kıyaslamanda.

O nedenle başkaları yerine , kendini geçmişteki durumunla kıyasla ve daha iyisini yapmaya çalış.
Kendini başkaları ile kıyaslaman hased etmene de neden olur.

Yurt dışına gitmek vs. bize yıllardır yedirilen ve bencillik kokan şeyleri düşünmek yerine kendi hayatının içinde mutlu olmaya çalışmak daha önemli.
Yurtdışına gitmek zoru başarmak değil. Asıl zoru başarmak, gitmek için bir çok imkan olmasına Türkiye'de kalabilmekte.

Fırsatın olduğunda dışarıdan Türkiye'ye geri dönenlerle görüş konuş onları dinle.

Bir düşün ..
Bu hayata başkalarının maddi dünyasını takip etmeye mi geldik?
Hayır.

50'li yaşlarına yakın da bir kitap yazma hayalin olsun.
0
diyecevaplandı
(09.07.24)
@diyecevaplandı aslında hiçbir zaman yurtdışı hayalim olmadı ama bunca insan giderken acaba vizyonsuz muyum diyorum mesleğimi seviyordum ondan da şüphe etmeye başladım artık... hiç böyle bi süreç yaşamamıştım bi anda büyüdüm ve yalnız ben böyleymişim gibi. teşekkür ederim..
0
🌸mrenton
(09.07.24)
Benzer hissi LinkedIn'de dolanırken yaşıyorum. Benim ilk üniversitem İTÜ, bitirmeden bıraktım orayı. İTÜ'deki 35+ arkadaşlarımın nerelerde olduğunu tahmin edersin:p Aynı bölümde okuduğum üç dönem üstüm şu an İstanbul'da yeni açılacak metroların birinin baş mühendisi. Adam metro yapıyor jhkij ben de akşama kadar burada millete laf yetiştiriyorum yani, napayım. Benim de çapım bu kadarmış diyorum, Allah'a şükür. Allah bugünlerimizi aratmasın.
0
sekizdokuzon
(09.07.24)
@sekizdokuzon of kendimi suçlamaktan bunaldım..
0
🌸mrenton
(09.07.24)
Sen kendine odaklan boşver. Olduğu kadar. Herkes kariyer yapacak diye bir şey yok. Seni mutlu eden şey başka bir yerdedir belki. İş güç kariyer değildir. Ben tutkusuzum yani o konuda. Senin yaşlarında benim de kafama çok takılıyorduz kendimi değersiz hissediyordum. Ama yok yani, içimde yok. Önce kendimi iyileştireyim, iş güç her zaman bulunur. Akıl sağlığına mal olan hiçbir şey değerli değildir. O adam da metro yapsın yani napayım. Allah daha çok versin.
0
sekizdokuzon
(09.07.24)
Ayni durumdayım. Çok iyi bir okuldan mezunum. Daha farklı şeyler hayal etmiştim ama hiç biri olmadı. Arkadaşların çoğu iyi yerlerde, iyi pozisyonlarda, ülke degistirende çok.

Piyasaya göre maaşım düsük.İş yerinde kafam rahat sayılır,onla avunmaya çalışıyorum.


Yalnız değilsin, bunu bil. Anda mutlu olmayı öğrenmeye çalışıyorum,eldekilerle yetinmeye.


Üniversitede hayal edilenlerden çok farklı hayatlar olduğunu da gözlemledim. Ablamın bir arkadaşı mesela ODTÜ mimarlık mezunu, işini hiç yapmadı. Zar zorda mezun oldu. Birini buldu ,evlendi. Evliliğinde de çok mutlu değil. Lisedeyken çok farklı planlar vardı olmadı.

Bazı insanlar mental olarak bazı şeyleri kaldıramıyorlar. Benim mesela stres yönetimim zayıf, cok daha yüksek miktar kazanacağım islere giremiyorum bu yüzden.

İkili ilişkilerde de hep bir yerde kopukluk oldu.

Bu süreçleri kabullendim artık. Mutluluğu hep erteledim. Şimdi öyle yapmiyorum günlük bazda bakıyorum mutluluğa.
0
ırene adler
(09.07.24)
Dur aklıma geldi. Bence bu biraz da (aslında çoğunlukla) kişiliğine hitap eden, derdine derman olacak işlerde çalışmakla alakalı. Ben mesela ne alaka inşaat mühendisliğiyle? Matematiğe bile en az sayısal olan alan olduğu için kaydım, çok da severim ama tutkum değil. Ben şu an mecburen matematik öğretmenliği yapıyorum ama açıkçası işime de bayılmıyorum. Her gün uyandığımda "Bugün de kimlerin dimagini acicaz bakalım!" heyecanını hiç hissetmedim. Bak bu aslında çok büyük bir eksik. Ben bu eksikliği sürekli başka şeylerle kapatmaya çalışıyorum. Ama mesela bana hitap eden bir işte çalışıyor olsaydım her şey çok başka olurdu, yaptığım işe ruh katardim, başarı da arkasından gelirdi otomatik olarak. İşin bir de bu boyutu var.
0
sekizdokuzon
(09.07.24)
Bir bırakmadılar yani sinema okuyayım. İmkanım olsa lise 1'deki hakimin yanina gider, "Bana bak kızım, sakın o Matematik sınavını fulleme. Hayatını kaydıracaklar." derdim. Full edebiyat, felsefe, biz bilmezik integral falan. Seni unutup kendi derdime daldım, insan işte. Söylediklerim biraz olsun iyi gelmiştir yine de umarım.
0
sekizdokuzon
(09.07.24)
(yanıtları okumadım)
yurtdışına taşınmak neden bir başarı? son 10 yıldır böyle bir algı var, yurtdışına taşındın, orada yaşıyorsun. bitti: başarılısın. neden?
hayatlarının nasıl olduğunu bilmiyorsunuz.
0
deartheodosia
(09.07.24)
ilk çalıştığım yerde devam etseydim çok iyi yerlerde olabilirdim
ben hatayı puana göre bölüm seçerek yaptım

bu hisle nasıl başa çıkılır
başa çıkılması gerekmiyor
çalışmayı seviyorsan doğru yerleri, fırsatları, işleri deniycen
yaşın ve mevcut tecrüben en büyük avantajın
0
bir soru sorcam
(09.07.24)
Herkes kendi kulvarında koşuyor. Uzun vadede hepsini geçmek senin elinde. Bu duygu istersen seni motive edebilir.
0
gabe h coud
(09.07.24)
Ben de boyle hissediyordum bu yaslarda, simdi 36 oldum daha da kotu hissediyorum. Bir yerlerden baslamak lazim, klise oldu biraz, en alakasiz gordugum mesguliyetlerin bile ilerde bir cok insana fayda sagladigini gordum. Kariyer birikimi sagladiktan sonrasi biraz kendi kendine geliyor sanirim. Cal Newport'u bi dinlemeni tavsiye ederim.
0
mbond
(09.07.24)
bu eşikten ben de geçtim bakıyorum şöyle, kimler kimler nerelerde.

şöyle bir şey var, bir şey nasibinse olur seni bulur, değilse dünyaları versen yine de senin olmaz. o yüzden başkasının elindekilere asla özenmem.

bir de herkesin kendine ait farklı farklı dertleri var bilemezsin. yurt dışında yaşamak neden başarı olarak görülüyor onu da anlayabilmiş değilim.

rabbim huzur mutluluk ve sağlık versin gerisi boş
0
Hallegadola
(10.07.24)
Sorunun temeli insanların kendini diğer insanlarla sürekli kıyaslamasından kaynaklı. Bu şekilde mutlu olma şansın yok çünkü senden daha iyi şartlarda yaşayanlar mutlaka olacak.

Kendin ol, kendini kimse ile kıyaslama. Özgün işler yap, bugününü 1 sene önceki kendin ile kıyasla. Üstüne koyduysan ne mutlu. Yok eksideysen neleri yanlış yaptığını tekrar gözden geçir.

27 çok genç bir yaş, ayrıca geçmiş seçimlerinden ötürü tecrübe sahibisin. Doğru seçimlere odaklanıp çok çalış.

Bir de mutlu olmaya çalış, herşey y.dışına taşınmak veya meslek sahibi olmak değil. Meslek sahibi olup maaşlı çalışanlar da kendi işinin patronu olanlara benzer gözle bakarlar. Bunun sonu yok. "Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür" veya "the grass is always greener on the other side".

Zayıf ve başarılı olamadığın konularda kendini çok zorlama. Güçlü noktalarına odaklan, oralardan başarıyı yakalamaya çalış. İnsan kendini zamanla daha iyi tanıyor. Hadi kolay gelsin.
0
Lethe
(10.07.24)
sorun şu ; yeterince iyi değilsin.
0
Zetnikov
(10.07.24)
(8)

Yurt disindan misafirle Istanbul plani

osssy
Yurt disindan degerli bir misafirim 5 gunlugune Istanbula geliyor. Turistik program yapmamda yardimci olabilir misiniz? Kendisi akademik bir insan, muzik calar, sanatla fikirlerle ve yemekle ilgilenir.Ben yarim gun tarihi yarimadada ve Ayasofya ve carsi, yarim gun Istiklal ve oradan bir muze, yarim
Yurt disindan degerli bir misafirim 5 gunlugune Istanbula geliyor. Turistik program yapmamda yardimci olabilir misiniz? Kendisi akademik bir insan, muzik calar, sanatla fikirlerle ve yemekle ilgilenir.

Ben yarim gun tarihi yarimadada ve Ayasofya ve carsi, yarim gun Istiklal ve oradan bir muze, yarim gun bogaz turu ve kucuk sahil semti, yarim gun Nisantasi ve Besiktas ve orada bir etkinlik/sergi gibi dusundum. Buna gore 3 gun eksigim var.

Yemek olarak da bir aksam kebap, bir aksam raki sofrasi, bir aksam lokanta desek 2 aksam eksigim var.

Ayrica nokta atisi mekan, etkinlik veya fikir tavsiyeleriniz de olabilir. Planda bosluk cok :/ Tesekkurler.
0
osssy
(30.06.24)
Yarım gün tarihi yarım ada ve Ayasofya olmaz tam gün bile az. Yerebatan sarnıcı Ayasofya,cami, Topkapı sarayı olmazsa olmaz düşünsene Paris’e 5 günlüğüne gidiyorsun Versay’ı donmeden geri dönüyorsun adama gülerler. Geri ülkesine döndüğünde iyi hatırlanmazsın.

Dolmabahçe yok planda Beşiktaş ve Ortaköy’ü ekleyip bir gün planla buraya.

Tek gün sadece kapalı çarşı Eminönü vs olur.

Son gün de gelen misafirin fikrine gore bebek tarafı ya da adalar olur kadikoy olabilir Caddebostan vs.

İstanbul’u bildiğinden emin olamadım bence ChatGPT’den yardım al sen de :)
0
Mcfly
(30.06.24)
Tarihi yarımada dendiği gibi asla yarım günde bitmez. Bu arada turistler için biletler saçma sapan fiyatlara gelmiş durumda, eğer çok fazla müzeye girilecekse Museum Pass İstanbul'a bir bakın derim. Dolmabahçe'de ve Ayasofya'da geçerli değildi sanırım ama.

En az bir gün Tarihi Yarımada
Bir gün karaköy - beyoğlu (burada dolapdere'de arter'e, şişhane'de pera müzesi'ne ve iş bankası'nın yeni müzesi resim heykel müzesi'ne uğranabilir.)
bir gün beşiktaş - ortaköy ve boğaz turu yapılabilir
bir gün Haliç - Fener, Balat, Piyer Loti'ye turistlerin genelde dibi düşüyor, ben o kadar etkilenmiyorum oradan nedense.
bir gün de zevkinize göre Adalar'dan birine gidilebilir, Kadıköy - Üsküdar tarafı gezilebilir. Sabah Çengelköy Çınaraltı'nda bir kahvaltıyla başlanıp, orada Beylerbeyi Sarayı, oradan Üsküdar, oradan Kadıköy ve Çiya'da bir yemekle tamamlanabilir.

Yaşadığım yer sebebiyle mekan önerilerim daha çok Anadolu Yakası'ndan olabileceği için yazmıyorum. Bir de günümüzde bütçe vs bilmek lazım. Tarihi Yarımada gezisinde Süleymaniye'deki kuru fasulyeciler güzel olur. Beyoğlu tarafında öğlen Galata'da Postane var, orası değişik gelebilir yemek için. Biraz saçmalamıştı en son yemek fiyatları ama.
0
bi mekan
(30.06.24)
bir tam gun: topkapi, ayasofya, sultanahmet, yerebatan, suleymaniye ve kapali carsi.
kisinin zevklerine gore 1,5 bile olabilir bu ama normalde ideali 1dir.


bogaz turu da bence olmazsa olmaz.
mekan olarak is bankasi rhm yeni acildi olabilir.
istanbul modern yeni haline hic gitmedim ama olabilir.
feshane'de andrew tate var o olabilir ilk aklima gelenler.
0
bay b
(01.07.24)
Boğaz turu olmuyorsa bile mutlaka Anadolu yakasına geçen vapur/motorlara binin. Yabancılar çok etkileniyor, özellikle Kadıköy'e geçerken tam tarihi yarımadanın denizden görünüşü (hele de günbatımı saatiyse) çok güzel gerçekten.
0
peki madem
(01.07.24)
Biraz dağınık fikirler vericem ama katkı sağlar umarım:

- Sanatla ilgileniyorsa Artİstanbul Feshane ziyareti yerinde olur. Tarihi dokusu korunmuş bir atmosferde sergileri inceleyebilirsiniz bence ilgi çekici olur. Denizyolu veya tramvay ile giderseniz geçerken Demir Kilise ziyaret edilebilir yine ilginç bir kilise.

- Program tamamen Avrupa yakasında olmuş, Anadolu tarafında örneğin Beylerbeyi Sarayı ziyaret edilebilir, sonrasında küçük sahil semti ve rakı sofrası için yine o bölgede sahilde bir mekana gidilebilir. "Küçük sahil semti" konseptinde Kuzguncuk veya Kanlıca ziyareti de yapılabilir. Ayrıca Anadolu Hisarı restore edildi yine o bölge ziyaret edilebilir. Kısacası Anadolu tarafını programa katmak lazım.
0
Lethe
(01.07.24)
aya sofya
sultanahmet camii
Süleymaniye camii
Yerebatan sarnıcı
Topkapı sarayı
kapalı çarşı
mısır çarşısı

bu üstteki listeyi gezmek 2 günü bulur aslında. en azından bir öğle yemeğini Sultanahmet köftecisinde yiyin. akşam yemeğini seven hills'de yiyin.

bunlara ek olarak en azından yarım gün Dolmabahçe sürer. devamında istanbul modern ve galataport'ta akşam yemeği.

galata kulesi + istiklal + bölgede 1-2 sanat galerisi için yarım günün üzerinde ayırmanız lazım.

bir akşam jazz olan bir yerde akşam yemeği.

arkeoloji müzesi.

karşıya geçip Moda'da ve Kadıköy'de biraz zaman geçirin. çiya'da Osmanlı mutfağı denersiniz.

beşiktaş-ortaköy arası yürüme iyi olur.

tekneyle boğaz turu. en az bir kere Üsküdar - beşiktaş seferi. zaman kalacaksa adalardan birine gidin.

bomonti'ye gidin, güzel müzikli etkinlikler oluyor.
0
co2s2
(01.07.24)
Hazir konu acilmisken eklemleneyim.

Bu soru 5-10 sene once sorulmus olsa en baslara Kariye muzesini yazardim. Camiye cevrildikten sonra Kariye muzesi kesin olarak gidilmemesi gereken bir destinasyon halini aldi mi? yoksa gecmisin hatrina son bir kere gideyim mi?
0
turkuaz
(01.07.24)
@turkuaz ben prensip olarak gitmiyorum. en son gittigimde cok buyuk bir renovasyondan gecmis ve komple acilmisti daha once gittiklerim hem parca boluktu. o yuzden son haliyle kalsin istiyorum. ayni sekilde ayasofya'ya da gitmiyorum. son gittigin haline bakarak gidebilirsin bence
0
bay b
(04.07.24)
(17)

30lu yaşların 20lerden daha zor geçmesi. Böyle olan var mı?

pembediken
20 lerde sorumluluk daha az olabilir yinede sanki 30 larin daha rahat olması gerekmez mi? Sanki üzerimde sık sık karabulutlar dolanıyor. Şansım her konuda kapalı/düşük. Bekar/ çocuksuz birey olarak olarak hem de. Yeni birşeylere başlamakta tereddüt ediyorum. Sizin 30 lu yaşlar nasıl geçiyor/geçti?
20 lerde sorumluluk daha az olabilir yinede sanki 30 larin daha rahat olması gerekmez mi? Sanki üzerimde sık sık karabulutlar dolanıyor. Şansım her konuda kapalı/düşük. Bekar/ çocuksuz birey olarak olarak hem de. Yeni birşeylere başlamakta tereddüt ediyorum. Sizin 30 lu yaşlar nasıl geçiyor/geçti?
0
pembediken
(25.06.24)
20 ler lesti, 30 lar efsane.

Azicik ekleme yapmak istedim, sorumluluk olarak 30 yasindayken daha fazla sorumlulugum var ama 20 li yaslar o sorumluluk sahibi olma durumunu elde etmekle gectigi icin hep bi mucadele, hep bi zorluktu benim icin. O yuzden 30 lar cok guzel.
0
Feriyaanim
(25.06.24)
Ben daha bir şey anlamadim sürekli bir mücadele hali.

40 olunca da muhtemelen böyle olur, değişim umudum yok.
0
pavlis
(25.06.24)
Yirmilerdeki sorumlulukları zorlanmadan yerine getirip otuzlardakilerde takılmış olabilirsiniz. Evlenmek,. çocuk yapmak gibi şeyler mesela, laf arasında söylemişsiniz. Ya da kariyerin oturması, yükselme. Bunları yapmak zorunda hissedip yapmamanin ya da yapamamanin huzursuzluğu olabilir. Kırklara doğru geçiyor o trip de.
0
sekizdokuzon
(26.06.24)
Bir sonraki sınavın konularını vereyim:p 35-36 dan sonra muazzam bir anlam arayışı başlıyor. İnsanın görüşü dışarıdan içeriye yöneliyor. Biraz ergenlikte yaşanan kafa karışıklığına benziyor ama hayatınız boyunca yaşadığınız her şeyi kafanızda bir yere oturtup bir çerçeveye oturtmaya çalışıyorsunuz. Hiçbir şey bilmiyorum şoku yaşanıyor, her şeyi yeniden öğreniyor gibi hissediyorsunuz. Bu krizi atlatmak için de bol bol araştırmak,. öğrenmek, dinlemek, sakin kalmak, daha fazla kapsayıcı olmak falan gerekiyor. Diğerlerinden daha doyurucu bir mücadele ama, daha keyifli.
0
sekizdokuzon
(26.06.24)
20 lerin gözünü seveyim içerden bildiriyorum gelmeyin 30 lara
0
spacevan
(26.06.24)
Hayatın en güzel dönemi 30-40 arası bence.

Aileden zenginseniz o ayrı tabii.
0
pispinti
(26.06.24)
30lar bazı açılardan 20lere kıyasla daha iyi olmakla beraber bazı açılardan çok daha kötü geçiyor bende şu ana kadar.
Hayata dair beklentiler netleştikçe, kaygılar da aynı şekilde netleşiyor. Yaşın ilerlemesinden ötürü de hedeflere daha yoğun odaklanma, haliyle kaygıların streslerin de zihnimdeki yerini büyütüyor. Böyle boktan olaylar.
0
cay koy geliyorum
(26.06.24)
30lar çok daha iyi.

Ayrıca bekar olmak zaten ekstra yük o sebeple evli olmamak da etkiliyor olabilir. Evli insanlar hem sorumlulukları paylaşıyor hem birbirine destek oluyor.
0
yenibirgüzelnick
(26.06.24)
30lar daha güzel bence

ben 40ların da güzel olacağını düşünüyorum.

20ler iş güç okul eş bulma denklemi etrafında dönüyor. 30una geldiğinde bunları hallettiysen çok daha rahat geçiyor
0
Hallegadola
(26.06.24)
30'larda kariyerde ilerleme baskısını çok hissediyorum. Aileden tamamen koptuğum ve kendi evime çıktığım için sorumluluklarım ağırlaştı. Tek başıma evi ayakta tutma hissiyatı yaşıyorum. 20'lerde daha gözü pek biriydim sanırım. İnsanın kaybedecek şeyi arttıkça hayatı bir anlamda zorlaşıyor.
0
silverleaf
(26.06.24)
Geleceğe dair umutlarım gitgide azalıyor, herhangi bir şey için çabalamak istemiyorum çünkü anlamsız geliyor. Ama bu 30lar ile mi yoksa ülkenin gidişatı ile mi alakalı bilemiyorum.
0
peki madem
(26.06.24)
40'ıma beş ay var. 20'lerim köle gibi geçti. İnanılmaz çalıştım ama fiziksel olarak dayanıklıydım. Kariyerimde yükseldikçe stres de eklendi. Son işimde hem 20'lerimdekinden fazla çalıştım, hem de dayanılmaz bir stres ve sorumluluk vardı. Uykusuzluk, insomnia baş gösterdi. Son 9 aydır yeni bir işteyim ve harika bir iş, daha iyisi olamaz. Fiziksel olarak en güçlü, en hızlı olduğum yaştayım.
0
gabe h coud
(26.06.24)
@peki ülkenin gidişatı özellikle ekonomik durumlar çoğumuzu olumsuz etkiledi. Insanın amacı olmayınca anlamsız geliyor.
0
🌸pembediken
(26.06.24)
20ler zordu ya, çok fazla duygu karşaması vardı.
zorluklar, ümitsizlik vardı ama ümit de vardı.

30lara gelince daha sıradan, daha tekdüze olmaya başladım. zorluklar bazı konularda azaldı, ama ümit de azaldı.
okuduğum kitap sayısı yılda bire düştü son zamanlarda, bu gidişle iki yıld bir olacak.
dinlediğim müzikler değişti, güldüğüm espriler değişti. artık "osuruklu komedilere gülen adam" oldum.
artık edebiyat, felsefe gibi şeylere ilgim azaldı. daha para ve kariyer odaklı oldum.

yeni bir şeylere başlamak rahatsız ediyor. "dur bakalım pantolonları hiç kaldırmayalım, böyle gidelim" diye iç geçiriyorum her yeni konuda, çoğu kez haksız da çıkmıyorum. herkes yakaladığını...

küfürlü ya da kaba konuşur oldum, ama bakıyorum olan bitene, az bile diyorum.

velhasıl, tüm bunlarda ülkedeki değişimlerin etkili olduğunu düşünüyorum.
hatta şimdiki 20li yaştakiler ile bizim 20li yaşlarımız kıyaslansa, biz onlardan iyi durumdayızdır bence.

demek ki sorun tümden bizde ya da yaşta değil, değişsen düzende.

30ların zor olmasındaki bir diğer şey de, insanlar evleniyor, düzen kuruyor, kimisi yurtdışına gidiyor, çocukları oluyor. bekar biri için bunlar korkutucu olabiliyor ya da farkında olmadan bile özlem oluşturabiliyor. 20lerde böyle şeyler hayatımızın başat gündemi değildi.
0
biseysorcaktim
(26.06.24)
Daha zor/kolay geçmesi yaş grubuyla değil hayat şartlarınla alakalı. Maddi durumun makul seviyedeyse, eşin dostun iyiyse, sağlığın yerindeyse, sosyal bir hayatın varsa iki yaş grubu da birbirinden güzel geçer.

30 yaş grubu evliliklerin daha fazla olduğu grup. Başarılı-uyumlu bir evlilik yaparsan 2+2 = 5 oluyor. Evliliğin sıkıntılıysa, boşanma vb. süreçlere giriyorsan 2+2 = -1 bile olabilir. Ben böyle tanımlıyorum.
0
Lethe
(26.06.24)
20'li yaşları ciddiye almıyorum. Hayat konusunda çok tecrübesiz olduğun yaşlar. 30'lu yaşlar hiçbir şey için geç olmayan yaşlar bana göre. Yapmak istediğin, hayal ettiğin şeyleri dene. 40'lı yaşlar zirve. Birkaç gün önce 40 oldum. 30'lu yaşlarımın ortaları ve sonlarına doğru inanılmaz bir şekilde iyi hissettim kendimi. Hayata bakış olsun, düşünceler, aldığım kararlar olsun, fiziksel görünüm olsun. Bundan sonra da şahane olarak devam edeceğimi biliyorum.
0
rock n roll
(26.06.24)
20'lerimde kendi içimde verdiğim mücadelenin 30'larımda zevkini yaşıyorum.
0
put it in your appropriate place
(26.06.24)
(1)

Lens alırken kazıklanıyor muyum? Ne yapsam?

michael_knight
Keratokonus için çifti yaklaşık 500 euro'luk bir lens kullanıyorum, Türkiye'den alıyorum. Almanya'da 250 Euro'ya satıldığını görüyorum internette. Aynı marka, aynı çeşit. Özel üretim lensler.Türkiye'de iki katına satıyor olabilirler mi?Almanya veya başka bir ülkeden bu lensleri almanın bir yolu var
Keratokonus için çifti yaklaşık 500 euro'luk bir lens kullanıyorum, Türkiye'den alıyorum.
Almanya'da 250 Euro'ya satıldığını görüyorum internette. Aynı marka, aynı çeşit. Özel üretim lensler.

Türkiye'de iki katına satıyor olabilirler mi?
Almanya veya başka bir ülkeden bu lensleri almanın bir yolu var mıdır?
0
michael_knight
(24.06.24)
Şu an döviz bazında ÇOK pahalı bir ülkeyiz. Çok pahalı diye bilinen ülkeler bize ucuz geliyor. Bizzat aldığım teknolojik ürünlerde bunu tekrar tekrar yaşadım. Sorularına cevap:

- Evet olabilir.
- Satılıyorsa amazon vb. üzerinden sipariş verebilirsin. O ülkelere giden tanıdığın olursa onlardan da isteyebilirsin. Özel üretimse ilgili kuruluş ile iletişime geçip Türkiye'ye kargo yapmalarını talep edebilirsin. Gümrük vb. prosedürleri iyice öğrenmen lazım vergisi oluyor.
0
Lethe
(24.06.24)
(3)

Pcde oturmaktan boyun ağrısı

veritaslibertas
Yıllardır pcde uzun saatler çalışıyorum sanırım yeni yeni patlak veriyor. dünden beri boynumda ince ince bir ağrı var. Tam tanımlayamıyorum da ama içeriden bir yerden bir gerginlik, bir elektriklenme/yanma hissi geliyor. Napmak lazım önünü alalım şimdiden?
Yıllardır pcde uzun saatler çalışıyorum sanırım yeni yeni patlak veriyor. dünden beri boynumda ince ince bir ağrı var. Tam tanımlayamıyorum da ama içeriden bir yerden bir gerginlik, bir elektriklenme/yanma hissi geliyor. Napmak lazım önünü alalım şimdiden?
0
veritaslibertas
(12.06.24)
Ben de 2 yıldır boyun ağrıları çekiyorum. Aynı şekilde bilgisayar başında çalışmaktan.
Mümkünse laptop ekranına bakmayın. Laptopı monitöre bağlayıp boyun seviyenizde bir ekrana bakın. Bir de rahat bir sandalye edinin.

Eğer ağrı devam ederse fizik tedavi doktoruna görünün mr çektirip tedaviye başlayın
0
nuevo
(12.06.24)
Yüksek monitör ve rahat sandalye +1
(İki arkadaşım ve ben birbirimizden göre göre şu monitör ayağını [www.amazon.com.tr] aldık, hepimiz çok memnunuz ama fiyatı bir senede 825 liradan 3500 liraya çıkmış, olacak şey değil. Daha ekonomik monitör yükseltme çözümleri var, www.ikea.com.tr şu bile olur.)

Sonra da reformer pilates. Bir yıldan fazladır eşimle beraber gidiyoruz, ikimiz de sürekli bilgisayar başında çalışan insanlarız ve artık boynumuz belimiz ağrımıyor. Spor yapmayı hiç sevmiyorum, pilates de bence sıkıcı ama gerçekten iyi geldiğini gördüğüm için bırakamıyorum :/
0
kobuzchu kiz
(12.06.24)
Masa-sandalye-oturuş düzeni tabi ki önemli ancak egzersiz/spor yapmadığın sürece boyun-bel-sırt-omuz ağrıları illa ki çekersin. Özellikle bellli program dahilinde tüm vücut kaslarını çalıştırmak ve pilates çok iyi gelecektir.
0
Lethe
(12.06.24)
(11)

Yazın yapması ekstra zorlaşan şeyler

sekizdokuzon
Malum aktivite dışında:) bence spor yapmak aşırı zorlaşıyor.
Malum aktivite dışında:) bence spor yapmak aşırı zorlaşıyor.
0
sekizdokuzon
(11.06.24)
Spor+1
Temizlik yapmak çok zor, mesela şuan cama kafa atasım geliyor. Bir de çalışırken iş yerinde zor oluyor.
0
rock n roll
(11.06.24)
Uyumak :(

Sıcağı bir yandan, sivri sineği diğer yandan. Bu sabah 5'te uyandım ve geri uyuyamadım mesela. Normalde 8'de çalan alarma uyanamıyorum kışın :d

Onun dışında duhhh bi cevap olacak ama sokakta yürümek, gezmek, kültür turizmi yapmak gibi şeyler yani açıklamaya bile gerek yok zaten.

Benim için pek geçerli değil ama insanlar yemek yemeyi de yazın daha zor buluyorlar.
0
nundu
(11.06.24)
Ben kitap okurken çok zorlanıyorum, bünye iyice ağırlaşıyor konsantre olamıyorum.
0
Lethe
(11.06.24)
klima/vantilator yoksa neredeyse her sey. havanin sicak ve terletici oldugunu farzediyoruz. sicaklayip terlemekten zevk alan da vardir ama :)

yani suyla yapilan aktiviteler disinda belki: dus almak, denize girmek vs.

ama kisin da ayni seyler zor olabilir ve hatta daha fazlasi. belki daha soguk/karli yerlerde. iki ucu boklu degnek. sonbahar ve ilkbahar daha anlayisli olabilir. bulundugun yere de bagli.
0
ermanen
(11.06.24)
Yemek yapmak zor geliyor.
0
reactionic
(11.06.24)
Bir iş için toplu ulaşımla Alsancak'a gidip gelmek de aşırı zor oldu. Bugün deneyimledim. Hiç tavsiye etmem. Kıbrıs Şehitleri'ni yürümek hiç bu kadar zor olmamıştı.
0
Mirket
(11.06.24)
malum aktivite bence gayet iyi yaz icin:) bocek cok yoruyor beni alerjim de var tiksintim de isiriliyorum da. market alisverisi zor brncr poset tasimak, yanan arabaya binmek ve tabii ki sigara sicakta icilmez icilmemeli(eski icici)
0
ala09
(11.06.24)
Bence flört bile keyif vermiyor bu sıcakta, kaldı ki malum aktivite :) @ala09
0
🌸sekizdokuzon
(11.06.24)
yaşamanın kendisi.
ama en önemlisi araba, araba, araba.
0
sparkle kiddle
(11.06.24)
Diğer cevaplara ek olarak benim için örgü örmek. Şu an bir hediye bitirmeye çalışıyorum böyle bütün kucağımı kaplıyor. Piştim :(
0
peki madem
(11.06.24)
@peki madem: örgünün vücuduna değen yerlerine varsa pamuklu nevresim şer, yakar o naylon ipler. Off! Allah sabır versin.
0
🌸sekizdokuzon
(11.06.24)
(15)

İşe girerken planlanmış tatili söylemek. İşe girmeden önce mi sonra mı?

ermanen
Bi işe gireceksiniz diyelim. Aylar önceden planlanmış tatiliniz var ve biletler alınmış. Tatil işe girdikten bikaç hafta veya 1 ay sonra gibi diyelim.İşe girmeden önce mi söylersiniz yoksa girdikten sonra mı? Tecrübelerinize göre nasıl oldu?Girdikten sonra söylenirse mecbur kabul mu ederler ki? ücre
Bi işe gireceksiniz diyelim. Aylar önceden planlanmış tatiliniz var ve biletler alınmış. Tatil işe girdikten bikaç hafta veya 1 ay sonra gibi diyelim.

İşe girmeden önce mi söylersiniz yoksa girdikten sonra mı? Tecrübelerinize göre nasıl oldu?

Girdikten sonra söylenirse mecbur kabul mu ederler ki? ücretsiz izin şeklinde tabii.
0
ermanen
(11.06.24)
tabiiki oncesinden. en azindan dialog, cozum icin adamlara opsiyon saglamis olursun. ha toksik turk sirketiyse "daha yeni basladin ne izni la" diyebilirler.
0
buenosdias
(11.06.24)
girmeden önce anlaşmak ve bilgi vermek gerek.
aynı durumda işe alınanlar hep önden bilgi verdiler bunlardan biri genel müdürdü biride normal uzman ünvanı ile çalışandı.
orta yol bulunuyor işin aciliyetine göre.
0
eja
(11.06.24)
Tabiki önceden.
Sonradan soyleyene iyi gözle bakmam ben.
0
logisticsmanager
(11.06.24)
Ne zaman başlayabilirsiniz sorusunda söyleyebilirsiniz. 5 temmuzda başlayabilirim, ağustosta da 2 hafta tatil planım var vs. gibi.
0
nickini vermek istemeyen uye
(11.06.24)
Ben şimdiki işime girerken senin durumundaydım. 1 haftalık ve işe başladıktan 1 ay sonra gitmem gereken tatilim vardı.

Teklifi kabul ettiğim esnada durumu belirttim. Anlayışla karşılandı, tatilime gittim geldim. Sorun edecek bir durum yok. İşe girdikten sonra bu durumu dayatma derim. Önden bildir kafan rahat olsun.

Ücretsiz izin neden olsun ki. Ücretli şekilde yıllık izninden düşüp gidebilirsin.
0
Lethe
(11.06.24)
tabii ki önceden söylemelisin. önceden söylendiğinde sorun çıkaran şirket görmedim hiç. eğer sorun çıkarırlarsa zaten red flag diyip hiç başlama. sonradan söylersen "mecbur kabul ederler" diye de bir şey olmaz, bir yılı doldurmadan izin kullanamazsın diyebilirler haklı olarak.
0
hrskrs
(11.06.24)
Simdi arastirdim da, Reddit ve Stackexchange sitelerinde de cogu kisi onceden soyle demis.

Sadece bir recruiter'in cevabi "sakin onceden soyleme" demis. bu ise girmeni engelleyebilir demis.
0
🌸ermanen
(11.06.24)
önceden söylemek gerekir, ki sonradan söylerseniz 1 yıl çalışmadan tatil hakkı olmadığı için sorun çıkarabilirler, 1-2 haftadan fazla olmadığı sürece işe alımda da etkisinin olacağını düşünmüyorum, hele kurumsal bir firma ise hiç etkisi olmaz.
0
gezegen olan pluton
(11.06.24)
Abi senin tatilin sebebiyle seni işe almayacak yere neden giresin zaten?
Mantıken düşün misal o döneme her şey planlı, kişi sana hiçbir şey söylemedi. Ise girdi "ha bu arada gelecek ay 2 hafta yokum" dedi. Insanların içinden küfürü yersin.

Herkesin bir fikri var. Ben zamanında bir pozisyona geçmek isteyen geçici pozisyonda olan kişiye bu pozisyon ile arasında fark olduğu ama isterse beraber çalışıp bu eksikleri gidermeye calisabilecegimizi söyledim. Kız da sonra iste birilerinin gazına falan gelip ayrıldı (ki sonra üzgün olduğunu gaza geldiğin söyledi neyse).O dönem liderlik projesindeki arkadaşlar bunun yanlış olduğu, kıza "tabi başvur bakariz" demem gerektiğini böylece temiz 2-3 ay garantiye alacağımı söyledi. Benim etik anlayisima göre bu doğru değil (kisiye umut verip kendimi garantiye almak). Gördüğün üzere herkesin kendi fikri var.

Sen diyorsan ki sonradan söylemek senin anlayisina daha uygun sonuçta kendini garantiye alıyorsun, o zaman sonradan söyle. Ama çoğunluk bulamazsin arkanda, bir de sorun olursa is yerine -1 ile baslarsin direkt.
0
logisticsmanager
(11.06.24)
tatilin süresini kısaltmaya çalışabilirler en fazla
önceden söylemek lazım
0
bir soru sorcam
(11.06.24)
Önceden söylemek lazım. Önceden söylemek işe girişte işe alanın dediği gibi olumsuz dönüş ihtimalini artırabilir ama sonradan söylediğinde işveren o tarihte sana icretli ya da ücretsiz izin vermek zorunda değil. Hatta ilk senede, sözleşmede ek olarak belirtilmediği sürece ücretli izin hakkı yok zaten.

O sebeple yasal olarak çıkan sorunla kalırsın. Önceden söylenince rahat rahat gidersin.
0
nawar
(11.06.24)
önden söylemek daha mantıklı. gireceğiniz iş yerini de zor durumda bırakmamak lazım.
0
co2s2
(11.06.24)
işe bismillah demeden planlı tatil konuşulması negatifte olabilir, her hangi bir etkisi de olmayabilir. bu çalışacağınız firmanın kurumsallaşmasıyla alaklı bir durum. nabza göre şerbet vermenizi önerebilirim.
0
100binZar
(11.06.24)
aklima bisey takildi. ise girmeden onceden kastin nedir? mulakat esnasinda soylemedin mi? eger soylemediysen pratikte ise basladiktan sonra soylemis gibi oluyorsun.
0
buenosdias
(11.06.24)
imzayi atmadan once soylemen lazim.
0
cooperr
(11.06.24)
(12)

Emekliye neden ucuz olsun ki?

michael_knight
Kanun çıkmış. Şehirlerarası otobüs biletleri emeklilere %20 indirimli olacakmış.Bu yük neden otobüs firmalarına yükleniyor ki? Ya devlet ödesin bu farkı ya da böyle kanun çıkarmasın.Sonunda 100 lira olan tüm biletleri 120 lira yapacak firma, olan hepimize olacak.Mesela tesisatçılar için de çıkacak m
Kanun çıkmış. Şehirlerarası otobüs biletleri emeklilere %20 indirimli olacakmış.

Bu yük neden otobüs firmalarına yükleniyor ki? Ya devlet ödesin bu farkı ya da böyle kanun çıkarmasın.
Sonunda 100 lira olan tüm biletleri 120 lira yapacak firma, olan hepimize olacak.

Mesela tesisatçılar için de çıkacak mı böyle kanun. O zaman emekli arayıp çağırdığı zaman "işim çok, bu hafta gelemem" diyecek tesisatçı. Mecburen genç birine telefon ettirtecek.

Bu durum bir yorum farkı mı yoksa dümdüz saçmalık mı sizce?
0
michael_knight
(07.06.24)
Yani anlayamadigimiz bir mantığı yoksa saçmalık.
Işsiz olanı anlarim, ogrenciyi anlarim. Ama emekliyi anlamıyorum.
0
logisticsmanager
(07.06.24)
evet firmalara yüklenmeyecek dediğiniz gibi , o indirim farkını diğer biletlere yansıtacaklar.

mantığı yok. fakirleştiğimiz için gittikçe, emekliye de zam yapamadıkları için bu tarz şeylerle sus payı vermeye çalışıyorlar
0
jülsezar
(07.06.24)
@tnz ben kararın verilme sebebini anlamıyor değil bu yükün özel firmalara yüklenmesini saçma buluyorum.
Saçma bulmamın dışında bu yükün sonradan daha katmerli olarak hepimize taşıtılacağını düşünüyorum.

Mesela "patronun emekli olduğu şirketlerde çalışanlara %20 az maaş verilsin" mi? Çok saçma di mi? Neden çalışanın cebinden çıksın ki? Aynı şekilde özel şirketin cebinden çıkması da mantıksız.
0
🌸michael_knight
(07.06.24)
devlet dayatıyorsa öğrenci indirimini o da olmasın

edit: özel şirket yapıyorsa yapsın yapmalı da hatta ama devlet eliyle zorla olmuyor, olmasın
0
jülsezar
(07.06.24)
@tnz evet bence özel şirketlerde öğrenci indirimi de olmasın. Yani isterlerse kendileri yapsınlar öğrenci müşterileri kazanmak için.
Devletin verdiği hizmetlerde öğrenci-emekli gibi indirimlerin olmasını çok garipsemiyorum ama özel şirketlerde olmasını aklım almıyor.
Mesela ekmekte neden yok bu indirim? Ekmek otobüsten daha önemli bir ihtiyaç.

Fırının ekmeği farklı insanlara farklı fiyata satması ne kadar saçmaysa otobüs bileti de bu şekilde benim gözümde.
0
🌸michael_knight
(07.06.24)
En uygun.com'a ya da benzeri sitelere örneğin İstanbul-İzmir yazar bir günü seçerseniz, otobüs fiyatları arasında, ya da aynı firmanın seferleri arasında ya da 3 gün önceden alınan biletle beş gün önceden alınan bilet arasında bile bu %20 yi komik duruma düşürecek farklar olduğunu görürsünüz.

Yani bu hareket, maddi bir değeri olmayan ama insanlarda sanki bir değer ifade ediyormuş da Devlet emeklisini düşünüyormuş algısı yaratacak bir hareket.

Yani olay da saçmalık, olay hakkında kafa yormak da saçmalık. Yine birileri algıya oynuyor. Hepsi bu.
0
Mirket
(07.06.24)
Ekonomiyi batıran hükümet, emekli maaşlarını kuş kadar yapan hükümet, indirimin masrafının yedirildiği zamlı otobüs biletlerini almak zorunda kalarak özel şirketleri hayatta tutacak olan çalışan kesim olarak biz, sonuç: devletimiz emekliye indirim sağladı. Türkiye klasiği.
0
peki madem
(07.06.24)
İşin şu kısmı da var. Bu otobüslerde uçak gibi kimlik kontrolü yapılmıyor, biletteki isim ile seyahat eden kişinin aynı olduğu nasıl garanti edilecek. Muavinler veya şoför bu işlerle ilgilenmez ki. Bilet başkasının adınaysa kişi otobüsten mi indirilecek.

Kamu bunu özel sektöre dayattığı zaman özel sektör bunu tüm biletlere zam olarak yansıtır telafi eder.

Kısacası bilet fiyat artışına neden olacak mantıksız bir hareket. Kamu bunu bir şekilde telafi edecekse yine herkesin cebinden çıkmış olacak.
0
Lethe
(07.06.24)
mantık 4-5 sene önce aramızdan ayrıldığı için böyle çözümler sunuluyor. iki ucu borçlu değnek oldu. asgari ücrete zam yapılır, bu sefer her şey pahalanır, her şey pahalanınca asgari ücret yetmez olur. tanıdığım iyi bir "ekonomist" vardı. benim alanım ekonomi demişti en son sonra batırdı her yeri. aklınıza yanlış birileri gelmesin. moğolistan'dan bahsediyorum...
0
exlibris
(07.06.24)
Ya devlet yapsin ya boyle kanun cikarmasin mi? Kac yasindasin, nerede yasiyorsun.. kucuksen veya isvicrede falan yasayip bizi merak ediyorsan bi sey diyemem ama bunlar degilse gercekten bu soruyu mu soruyosun :) Devlet neyi ustlenmis ki bunu ustlensin?! Bizde devlet boyle isliyor ve yillardir boyle uyuttular milleti de zaten. Devlet, gecinemeyen emekliye zam yapmaya deger gormuyor ama onlara deger veriyormus gibi gozukmek icin boyle bi sey yaptim diyor. Sorumlulugu baskasina yukluyor. Her zamanki hikaye. Bizim milletimiz de malum sahsa tapmaya devam ediyor boylece. O yapti oluyor cunku.
0
Kittie
(07.06.24)
Saçmalık değil kimseye yüklenildiği yok. Otobüs firmaları özel teşebbüs olmalarına rağmen kamu hizmeti vermektedir. Hatta bazı durumlarda tamamen ücretsiz hizmet vermeleri zorunludur.
0
doharkoman
(07.06.24)
Tamamen saçmalık. Emeklinin dışarı çok çıkması isteniyorsa maaşlarına zam yapılsın. dışarda çay içmeyecek durumdalar.
0
parka
(07.06.24)
(20)

Zorla evlendiriliyor olabilir miyim? + dertleşme duyurusu

top_secret
Bir sevgilim olsun, onunla gezip tozayım hayatı paylaşayım çok isterdim.Uzun zaman olmadı bu, olanlar kısa sürdü çünkü ben sıkılıyordum.Yani ilişki bir süre sonra, "o kızı gezdirmeliyim, o kızla buluşmalıyım, onu mutlu etmeliyim" e dönüyor. Ben hiç zevk almıyorum ve bir iş bir ödeve dönüyor ilişki,
Bir sevgilim olsun, onunla gezip tozayım hayatı paylaşayım çok isterdim.
Uzun zaman olmadı bu, olanlar kısa sürdü çünkü ben sıkılıyordum.
Yani ilişki bir süre sonra, "o kızı gezdirmeliyim, o kızla buluşmalıyım, onu mutlu etmeliyim" e dönüyor.
Ben hiç zevk almıyorum ve bir iş bir ödeve dönüyor ilişki, üstümde baskı hissediyorum.

Sonra bir arkadaş vasıtasıyla bi kızla tanıştım. İyi gibi görünüyor uzaktan her şey.
Akıllı, sevecen ve beni çok seviyor.

Ama iletişimimiz konuşmalarımız he geçen gün kötüye gidiyor.
Bana göre o; sürekli dediği olsun isteyen, kendi bildiğinin doğru olduğunu sanan biri.
Mesela "şu beyaz desem; bunun doğru olmadığını kendinin doğru olduğunu söyler ama sonuçta bu beyaz der.

Ona göre kendi; çooook görmüş geçirmiş, hayatın her aşamasını geçmiş biri. Ben daha ergenim, ilişki ne bilmiyorum, evlilik ne bilmiyorum, hatta bi ara arkadaşımın olmadığını filan söyledi yani ben içine kapanık asosyal bir tipim demek istiyor.

Son zamanlar her telefon konuşmamız tartışma, ses yükseltme, onun ağlaması, gerginlikle bitiyor (ona göre normalmiş)

Farklı şehirlerdeyiz biraz uzak mesafe yürütüyoruz.

Birlikte güzel şeyler yapıyoruz, buluştuğumuzda mutlu oluyoruz, ten uyumumuz iyi gibi fakat ne zaman bir gezi vs yapsak sonunda bir tartışma ve gerginlik (ona göre normalmiş) yaşıyoruz.

Ayrıca ben onu çok eleştiriyormuşum, ama yanlış olana yanlış diyorum ama bunu deyince kızıyor ağlıyor beni suçluyor.

Tüm bunlar ışığında biz ciddi düşünüyoruz, tanışalı 6 ay filan oldu, aileler tanıştı, yüzük takıldı sanırım nişanlandık.

Sanırım diyorum çünkü her şey öyle hızlı ve kendi kendine gidiyor ki.

Kız şöyle şöyle yapalım diyor tadımız kaçmasın diye tamam diyorum dediği oluyor.
Tatil ayarlıyor şu tarihte gideceğiz diyor tamam diyorum gidiyoruz.

Bir akarsuda öylece ilerliyorum. Hayır dersem gerginlik oluyor tadımız kaçıyor ben bundan nefret ederim. Kimseyle laf dalaşına girmek istemem ben.

Artık evlenme aşamasına geldik.
Bana gün al salon tutalım diye sürekli söylüyor.
Arkadaşları sürekli soruyormuş ne zaman evleneceksiniz diye cevap veremiyormuş.

Kimse bana neyi ne zaman istediğimi sormuyor.
Evlenmek istiyor muyum veya sürekli tartıştığım biriyle evlenmek istiyor muyum bilmiyorum. Hayır diyemiyorum. Demekten korkuyorum, beni azarlamasından korkuyorum. Bana kızmasından korkuyorum.

Biraz karışık anlattım ama inanın çok sıkışmış durumdayım. Lütfen kendinizi benim yerime koyun ve bana fikirler verin buna çok ihtiyacım var.

Ben zorla mı evleniyorum? Ne yapmalıyım?
0
top_secret
(05.06.24)
Jason bourne gibi bu ortamı arkana bakmadan terket
0
grimavi
(05.06.24)
Koca adamsın. Karşına al ve hislerini açıkça söyle. Sakın evlenme. Gerekirse kötü ol, ne kendine ne de ona bunu yapmaya hakkın yok.
0
gabe h coud
(05.06.24)
Oha amk dünyaya 1 kez geliyorsun ve ayıp olmasın diye 65 yılını sürekli didistigin biriyle mi gecircen
0
abuzer
(05.06.24)
nişanın maksadı zaten budur. bak ciddi bir yola giriyorsun, köprüden önce son çıkış, kesin ve net kararını ver aşamasıdır.

ben ortada evlenmesi gereken bir çift göremedim. bütün evlilikler dört dörtlük olacak, her iki taraf da çok sevecek veya her şeyde anlaşacaklar diye bir kural yok ama siz asgari şartları bile karşılamıyorsunuz bence.

ya 3 gün sonra boşanırsınız ya da cesaret edemeyip senelerce mutsuz mutsuz yaşarsınız gibi duruyor.

iyice ölçüp biçip kesin karar verme aşaması sizin için. geç değil ama erken de değil. birkaç gün içinde karar verin bence.
0
candide
(05.06.24)
"Kimse bana neyi ne zaman istediğimi sormuyor.
Evlenmek istiyor muyum veya sürekli tartıştığım biriyle evlenmek istiyor muyum bilmiyorum. Hayır diyemiyorum. Demekten korkuyorum, beni azarlamasından korkuyorum. Bana kızmasından korkuyorum."

Kesinlikle evlenmemen gerekiyor. Henüz kendini dahi yönetemiyorsun, hayır demenin gereklerini yaşayamıyorsun, ikili ilişkinin dengesini oluşturabilmek için gereken gerilim seviyesini, bunu yönetmeyi öğrenmemişsin, gerilimden korkup kaçtığın için akıntıya kapılmış gidiyorsun.

İşin kötüsü bunların hiçbiri zorla olmuyor, sadece hayır diyemediğin, iletişimi yönetemediğin için oluyor.

Bence ayrıl. Rahatla. Sevgi başka bişey, sevmeden evliliğe girişme. Sıkılıyorsan sevmemişsindir, oradan pay biç. Seven insan -kadın erkek fark etmez- emek verir, sıkılmak şöyle dursun özler, egodan uzak bir kaybetme korkusu yaşar. Yani bağımlılık değil sağlıklı bir bağlılık yaşar. Kendini gözlemlemelisin, sıkılmak sevmediğinin göstergesi, hayır diyememek travmatik bir durum, kendini koruyamadığın iletişimde karşındakini hiç koruyamazsın vs. Bu ilişkide nişanlık anne sen de 5 yaşındaki çocuk durumuna gelirsiniz, gerçekten gerek yok.
0
muhayyer divan
(05.06.24)
Evlilik şakaya gelmez. Yani şöyle gelmez; evlenmek çok kolay ama boşanmak çok zor olabilir. Maddi-manevi çok yıpranabilirsiniz. O yüzden ciddi bir şekilde kendinize sorun: bu insanla birlikte yaşamaya hazır mısınız? İstiyor musunuz? En ufak şüpheniz varsa "kusura bakma ben yapamayacağım" diyin ve bırakın.

"Beni azarlamasından korkuyorum" tarzı lafları yakıştırmayın kendinize. Çocuğu değilsiniz onun. Lütfen.
0
pispinti
(06.06.24)
kontrolü eline al. Sana yanlış gelen bişeyi söylediğinde sinir krizi + ağlama krizi oluyorsa zaten sevgililiğe bile devam etmen sıkıntı, bir de evlilik diyorsun.

"Tadım kaçmasın diye tamam diyorum" bu da çok yanlış. Sürekli ortayı bulmaya çalışmak yerine, normal hayatın akışında benzer düşünüp benzer planlar yaptığın birini bulursan o zaman evlen.
0
nhk ni youkosu
(06.06.24)
İnsan ilişkide yaptıklarını zorunluluk olarak görmemeli.

Görev gibi hissettiğin şeyleri kendinin zaten seve isteye yapacağı bir ilişki bulman lazım. Karşı taraf için de aynısı geçerli.

Bunlar kişiden kişiye değişir, o yüzden uyuşan kombinasyonda birisini bulmalısın.

Eşim de bazen salıyor sadece senin istediğini yapıyoruz çünkü evlilikti şehir değişikliğiydi vs. bunların tüm yükünü bana atıyorsun sanki kafana silah dayayıp yapmışım gibi, onların suçunu bana attığın için psikolojik baskı hissediyorum, hayatı yaşarken sadece senin merak ettiğin şeyler alınıyor, sadece senin merak ettiğin yerlere gidiliyor, kimse fikrimi sormuyor diyor.

O da böyle bir hayat istemiyormuş. Çünkü genelde onun fikirleri çok para harcamaları yerler oluyor ben orada eleniyorum.

O yüzden gönül isterdi ki kimse böyle hissetmesin, iki tarafın da gönlü olduğu şeyler yapılsın.

Ben de mutlu olmuyorum ki çok gönlü olmayan bir şeyi yaptığımızda. Zaten yüzünden anlaşılıyor yani. Motorla gezsek nee, pleysteyşın oynasak ne... yok ki hanım orada.

O yüzden ona bırakmayı deniyorum, fakat kendisi bir plan-program yapamıyor. Sonra iş yine başa düşüyor. Bu sefer de diyor senin istediğini yapıyoruz hep sdfksdgk saçma bir kısır döngü.

Kadınların arzuları bitmiyor. Benim tek beklentim sorun çıkmasın, koşullar neyse uyum sağlansın, mutlu olunsun, pozitif olunsun... Ama hanımlarımız pek öyle olmuyor.

Hatta şöyle söyeyim öyle gibi yaşayanlar da (mutlu gibi, pozitif, bir şeylere katlanır halde vs.) öyle sürdürdükleri için mutsuz. Yani aslında öyle de mutlu değiller. Sen de zannediyorsun ki ne kadar da anlayışlı bir karım var :)))) Meğer o katlanmak olarak görüyor. Eeeey efendi katlanmak deyince biz nelere katlandık diye çıkışırsan, savaş çığırtkanlığı gibi oluyor, o da aynı söylüyor ortalık kan gölüne dönüyor.

O yüzden seçtiğiniz insana dikkat edin. Benim sütten ağzımın yandığı kriterlerim başkaydı. O yüzden eşim beni tavlayabildi. Ama çok önemsemediğim diğer bu tarz konular, zaman ilerledikçe canımı sıkmıyor değil.
0
ananiyimioguz
(06.06.24)
bu mutsuzluğun yeni ortaya çıkmadıysa ayıp olmasın diye nişanlandın yani? tadımız kaçmasın diye nişanlanılır mı hocam bu hareketin ciddiyetinin farkında değilmiş gibi konuşuyorsun ya da aslında bir yandan da böyle bir yola sokulmanın seni tatmin eden tarafları var karşındaki kişi olmasa da burada sana biçilen rol hoşuna gidiyor. bana sanki ikincisi gibi geldi çünkü bu durumdan o kadar mutsuz olsan onunla tadınızın kaçmasından da korkmazsın tam tersi esas istediğin şey tadınızın kaçması ve sonunda ayrılmak olur. belki hoşuna giden o kocalık rolüyle seni mutsuz eden kişi arasında kaldın. esas istediğin ve istemediğin şeyler neler iyi düşün evlilikten önce de karar ver. nişan atmak da sıkıntı yaratan bir şey tabi ama boşanmak kadar değil öyle düşün.
0
semaforo de medianoche
(06.06.24)
Mutsuz edecek bir ilişkide ısrar edip üstüne bir de ömür boyu nafaka ödeme isteğiniz neden bu kadar yüksek? Kaçın.

"Bir sevgilim olsun, onunla gezip tozayım hayatı paylaşayım çok isterdim."

Bu isteğinizi her önünüze gelenle yaşayamazsınız. Azıcık cesaret lazım ki zaten herkes yazmış.
0
kimlanbu
(06.06.24)
Hayatına giren kadınlar çok da farklı olmayacak ikili ilişkiler her zaman böyledir. İlişkiler karşılıklı fedakarlıklar ister yani ikinizde zamanla değişeceksiniz. Bir yola girmişsiniz o yolu bitirip evlenin bence
0
respect
(06.06.24)
yan yana olsanız 2 ay sürmeyecek ilişkinin 6 ay devam etmesi ve nişanlanmanız...
0
elorelia
(06.06.24)
"Ona göre kendi; çooook görmüş geçirmiş, hayatın her aşamasını geçmiş biri. Ben daha ergenim, ilişki ne bilmiyorum, evlilik ne bilmiyorum," Duyurunun tamamnına bakınca burada biraz haklılık payı var gibi nişanlınızın.

Bir kere ilişkilere "o kızı gezdirmeliyim, o kızla buluşmalıyım, onu mutlu etmeliyim" şeklinde bakıyor olmanız sıkıntılı bir bakış açısı. Buluşmadığınız kişiyle mi sevgili olacaksınız? Enerjiniz yoksa belki de siz ilişkide olmak için doğru zamanda değilsinizdir nerede kaldı evlenmek...
Lütfen karşınızdaki insanı sırf ideal olduğu için bir maceraya sürüklemeyin. Kendinize zaman tanıyın ve ne istediğinizden emin olana kadar da kimsenin zamanını çalmayın.
0
Kediyi üzdün
(06.06.24)
Sanırım nişanlandık mı? Yok canım ne alaka.
0
Kahvedesu
(06.06.24)
- Birlikte güzel şeyler yapıyoruz, buluştuğumuzda mutlu oluyoruz, ten uyumumuz iyi gibi fakat ne zaman bir gezi vs yapsak sonunda bir tartışma ve gerginlik (ona göre normalmiş) yaşıyoruz.

-> Karşındaki kişi üzgünüm ama bir kezban. Serbest bir gezme ortamında bu gerginliği çıkartan, evde yaşarken en küçük bir sorun anında nasıl davranır ben düşünmek istemiyorum. Üstelik bu gerginliği çıkarmayı kendisi için bir "hak" olarak görürken, bu gerginliği sona erdirmeyi sana "görev" olarak vermiş. KOŞARAK KAÇ.

- Arkadaşları sürekli soruyormuş ne zaman evleneceksiniz diye cevap veremiyormuş. Kimse bana neyi ne zaman istediğimi sormuyor.

-> Kadınlar birbirine bu konularda baskı yapmayı sever. Göreceksin biraz daha cevap vermezse "bu çocuk seni oyalıyor" geyiği yapacaklar, o da sana çemkirecektir.

- Ona göre kendi; çooook görmüş geçirmiş, hayatın her aşamasını geçmiş biri. Ben daha ergenim, ilişki ne bilmiyorum, evlilik ne bilmiyorum, hatta bi ara arkadaşımın olmadığını filan söyledi yani ben içine kapanık asosyal bir tipim demek istiyor.

-> Daha yeni tanışıyorsunuz ve seni aşağılıyor, sürekli suçluyor, küçük görüyor.

- Yani ilişki bir süre sonra, "o kızı gezdirmeliyim, o kızla buluşmalıyım, onu mutlu etmeliyim" e dönüyor. Ben hiç zevk almıyorum ve bir iş bir ödeve dönüyor ilişki, üstümde baskı hissediyorum.

-> Yine bir ofsayt argüman. İçinden gelmiyorsa, mutlu olmuyorsan, bunu bir görev gib görüyorsan bir ömür bunu nasıl sürdüreceksin?

Anlattıklarından anlaşılan sen ZORLA EVLENİYORSUN VE MUTSUZ OLACAKSIN. İnsaf, bu kadınla aynı eve girdikten sonra hayatın cehennem olur.

Bir ve tek hayatın var, onu da kaprisli, seni aşağılayan bir kadınla ziyan edeceğine kafanı topla. Dünyada tek kadın o değil, daha düzgün, anlayışlı, kültürlü birine illa ki denk gelirsin. Kimse kimseyi bu kadar idare etmek zorunda değil. Bir an önce bitirip yoluna bak derim.
0
Lethe
(06.06.24)
Uzak mesafe ilişkisi yürüttüğünüz için şimdilik birbirinize tolerans gösterebiliyorsunuz.

sen daha alttan alan taraf olduğun için bazı şeyler gözüne batmıyor veya birşey söylemiyorsun çünkü sabır eşiğin daha yüksek.

bunun diğer sebebi de yeteri kadar bir arada vakit geçirmemiş olmanız. mümkünse bir arada minimum ardışık 7-10 gün kadar birlikte vakit geçirin.
artık aynı evde mi kalırsınız veya tatile mi çıkarsınız veya aynı şehirde bulunup günün büyük kısmını birlikte mi geçirirsiniz bilmem.

yakından tanıyıp olacakları görmenizin başka yolu yok anladığım kadarıyla
0
joooper
(06.06.24)
Okurken Peep Show'un Mark karakteri aklıma geldi, o da ayıp olmasın diye evleniyordu yanlış hatırlamıyorsam;)
0
blue rebel motorcycle club
(06.06.24)
İstemediğin şeylere Hayır diyemiyorsun

Tartışma çıkacak korkun var ve tartışmadan kaçınıyorsun

Meli malı düşünce yapısına sahipsin; o öyle olmalı bu böyle yapılmalı bu böyle söylenmeli vb düşünüyor ve bu düşüncelerini ciddiye alıp tavsiye veriyorsun.

Bol bol sempatiye düşüyorsun, empati yeteneğin çok zayıf

İhtiyaçlarının sorumluluğunu alacak cesaretin yok

İhtiyaçların konusunda da net değilsin, elinden tutan seni sürüklüyor, işleri başkasının sürüklenmesi bir bakıma rahat da geliyordur

Normal konuşmaları ima olarak duyuyorsun

İnsanların senin hakkında ne düşündüğünü de tahmin edip düşünüyor olabilirsin tahminim

sosyal ortamlarda kendini ifade etmekten de geri duruyor olabilirsin ek tahminim.

Kanka evlilik seni çok kötü çarpar şu an. Kendine gelemezsin.
Hayatının kontrolü içindeki utangaç çocukta hala. Terapi alıp yetişkin haline bırakmalısın sorumluluğu. Ayrıntı istersen mesaj at brocum.
0
hasmetizm 2046
(06.06.24)
light selami gibi bir ilişki anladım anlattıklarından

ayrılmalısın

tadımız kaçmasın diye her şeye evet denilmez

evlenilmez
0
jülsezar
(06.06.24)
Ailenle iyi kötü bir iletişimin varsa önce onlara aç konuyu. Ana fikir ayrılık olmayabilir ama "Biz daha birbirimizi tanımıyoruz, aceleye geliyor her şey" tarzında konuştuğunda belki onlardan da destek gelecek. Büyük ihtimalle gelir. Sonra gözünü karartıp kıza söyle. Burada anlattığın gibi biriyse "Beni yarı yolda bıraktın, Allah senin belanı versin, ben sana ne yaptım? Zaten hiç sevmemissin. Asıl ben senden ayrılıyorum." falan diyebilir. Bunlara hazır ol. Cevap verme. Söylediğin tek şey olsun, "Daha erken.", "Evlenmek için daha erken." Evet seni hirpalayacak, hakaret edecek, suçlayacak, kendini acindiracak. Ama bunları göze al. Eninde sonunda ne demek istediğini anlar. Kimse kimseye zorla bir şey yaptıramaz ya. O arkadaşlarına mahçup olmasın diye iletişim kuramadigin bir kadınla evlenmek zorunda mısın? Sinirleniyorum cidden bak, yine geliyorlar bana. Hayırdır ya?

Lütfen tavrını koy, olmaz öyle şey.
0
sekizdokuzon
(06.06.24)
(1)

İmes durağındaki iş için?

kænu
Merhaba, arkadaşım imes durağına yakın bir yerde işe başlayabilir. Tek başına yaşayacak ve kedisini yanına alacak. Yakındaki yerlerde kiralar çok yüksek gibi, maaş 28k teklif edilmiş. Sizce metroyla gidip gelebileceği, kadın olarak tek başına sıkıntı yaşamayacağı nerede oturabilir? Bu maaşa mantıklı
Merhaba, arkadaşım imes durağına yakın bir yerde işe başlayabilir. Tek başına yaşayacak ve kedisini yanına alacak. Yakındaki yerlerde kiralar çok yüksek gibi, maaş 28k teklif edilmiş. Sizce metroyla gidip gelebileceği, kadın olarak tek başına sıkıntı yaşamayacağı nerede oturabilir? Bu maaşa mantıklı mı? Öneriniz olur mu?

Teşekkürler.
0
kænu
(03.06.24)
Hocam 28K maaşla tek başına kiraya çıkmak, ev geçindirmek İstanbul'un herhangi bir noktasında çok zor. O metro hattının en ucuz bölgesi Parseller ve Huzur mahalleleri ve oralarda bile kiralar 15K'dan başlıyor.

Üsküdar-Çekmeköy metrosu Sancaktepe-Samandıra'ya kadar uzatıldı, oralar bir nebze daha uygun olabilir. İlla metro ile gidecekse aktarma ile İMES'e gidilebiliyor. Otobüs hatları da mutlaka vardır.

Bence kiraya çıkacaksa yanına ev arkadaşı bulsun şartlar malesef çok ağır. 2+1 bir evde 15-20K bandı kira hiç değilse ikiye bölünebilirse şartlar daha uygun olur. Site içi güvenli, düzgün bir yerde oturma imkanı olabilir.
0
Lethe
(04.06.24)
(14)

Birini işten nasıl çıkarırsınız

sarahkerrigan
Başlık açık aslında ama detaylandırayım, bu konuda hiç tecrübem yok. Sadece bugün aynı takımda çalıştığım bir arkadaş aniden işten çıkarıldı. Son ana kadar söylememişler, adam bugün ofise geldi, mesaj uygulaması üzerinden gayet akşam içeriz muhabbeti yapıldı, iş konuşuldu. Öğleden sonra hesabını kil
Başlık açık aslında ama detaylandırayım, bu konuda hiç tecrübem yok. Sadece bugün aynı takımda çalıştığım bir arkadaş aniden işten çıkarıldı. Son ana kadar söylememişler, adam bugün ofise geldi, mesaj uygulaması üzerinden gayet akşam içeriz muhabbeti yapıldı, iş konuşuldu. Öğleden sonra hesabını kilitleyip işten attılar. 2 sene üzerinde çalışan biri. Gözüme bir performans düşüklüğü de çarpmadı açıkçası.

Bayadır çalışıyorum çalıştığım yerde, ilk zamanlarımda yine bir kişi bu şekilde işten atılmıştı. Hatta atılmadan önceki gün adam gece nöbetine kalıp kritik bir sistem geçişi yapmıştı.

Ben etkilenmedim, iş performansımın da iyi olduğunu düşünüyorum ama böyle sahip olduğumuz işlerin özellikle özel sektörde ne kadar kırılgan yapıda olduğunu hatırlamak mutsuz hissettiriyor.

Özellikle bu konuda deneyimi olan veya yönetici olanlara sorum, bu işin doğrusu bu şekilde mi olmalı? Siz nasıl yapardınız, önceden performansından memnun olmadığınızı açık şekilde belirtir miydiniz?

Ya da diyelim ki aynı şekilde yapacaksınız patron olarak. Ben kovulacağımın ipuçlarını nasıl yakalayabilirim?
0
sarahkerrigan
(03.06.24)
İnsan onuruna uygun bir çıkarmış değil bence. Ama nerdeyse aynısına şahit oldum. Yani yüz kızartıcı bir suçu vardır, ya da ne bileyim firma bilgisi sızdırmıştır vs anlarım.

Bir zamanlar bir bankada çalışıyorum. Genel merkezdeyim. Saat 10 gibi adamın önce sistem kapanıyor. Sanırım sonra bi telefon geliyor. Telde bilgi veriliyor çıkarıldınız gibisinden. Sonra iki tane binanın güvenlik görevlisi geldi adama eşlik ettiler güya ve çıkardılar binadan. Kepazelikti. O güvenlik görevlisi vlilierinin gelmesi vs adam masasını toplarken başımda durmaları... Gerçekten iğrençti. Neden çıkarıldı bilmiyoruz.
0
saturn
(03.06.24)
HR ile birlikte yöneticin nedensiz bir toplantı daveti atmışsa, kovulacağın günün sabahına uyanmışsın demektir.

Pasif agresif tipler öncelikle toplantılara, organizasyonlara davet etmemeye başlar, çalışanı görmezden gelir. Ağzınla kuş tutsan fark etmez. Seninle direkt konuşmak yerine başkası üzerinden konuşur vs.

Ben kovmadan önce bir çok kez güzelce konuşurum, desteklerim. Olmuyorsa, yine yanlış kariyerde ya da şirkette olduğunu söyleyerek gönderirim.

Saygısızlık, kötü niyet görürsem anında kovarım. O başka.

Örneğin, senin başarısız olmanı istiyorum diyen birine, cevap olarak ben mi kovayım sen mi istifa edersin demiştim.
0
gabe h coud
(03.06.24)
Adam kovmak için başka şehirden geldi daha üst düzey yöneticiyle bölge ofisine, normalde sadece yeni projeye başlayınca gelirdi beraber çalışırdık 3-4 gün. Bugünkü olaya ne alaka demiştim hafif şüphelendim ama çok rahatsız edici ya.
0
🌸sarahkerrigan
(03.06.24)
Ben birini işten çıkartacak olsam o kişi sabah işe geldiğinde bunu öğrenmezdi. Bence çalıştığın yerde herkes risk altında. Çünkü o derece profesyonellikten daha da kötüsü vicdan ve empatiden yoksunmuş ki yöneticileriniz. Düşünsene sabah işe gidiyorsun ama aslında dün kovulmuşsun haberin yok :(
0
rock n roll
(03.06.24)
ben de bir kere yaşadım bunu. ortada hiçbir sebep yok ne bir deadline kaçırmışım ne bir işi becerememe gibi bir şey yaşamışım. normal çalışıyorum. ekip liderim de benden memnun gayet (sonra zaten o da istifaya zorlandı). iş yaptığımız firma vpn veriyordu bize ama bazen sorun çıkıyordu. sabah denediğimde bağlanamıyordum o firmadaki adamla yazıştım sorun için adam da anlamadı niye olmuyor diye falan. sonra beni bir konuşmaya çağırdılar kovulmuşum. yetkilerim kapatılmış ondan bağlanamıyormuşum meğer sonra anladım. hiçbir neden de söylemediler şundan oldu bundan oldu diye ısrarla sormama rağmen. şirketi 3 ortak yönetiyordu. konuştuğum yönetici ben bilmiyorum diğerlerine sor ben sadece sana iletiyorum kararı dedi. diğerleri ortada yok. böyle bir kaçma taktiği geliştirmişler 3 ortak.

azıcık insan olanın böyle yapmaması lazım tabi ki. bir anda semaforo'yu kovun diye vahiy gelmediyse bir süreç sonrasında alınmıştır bu karar. sürecin belli bir yerinde uyarılır çalışan şuna dikkat et buna gayret et denir sonra kişinin gelişimi gözlemlenir falan. hadi kovma kararını aldın gidip sabah salak gibi çalışmasını izlemezsin bir şekilde haber verirsin. ha sonra benim için hayırlı oldu kısa sürede çok daha iyi şartlarda bir iş buldum ama o insanlar kendini öyle iğrenç bir pozisyona düşürmüş oldu. maalesef bazen anlaşılamıyor. sadece şu var hissettiğim uyanık olan ve işleyişte en büyük etkisi olan yöneticinin bir yalaka güruhu vardı ben de biraz soğuktum o yöneticiye karşı çalışanların bir kısmıyla "kanki" olup bir kısmıyla olmaması çok profesyonellikten uzak gelirdi bulunduğu konum itibariyle. o adamın beni sevmediğini hissederdim ama bunun kovulmaya kadar gideceğini hiç düşünmedim. o adamın circleında olmayan hemen herkes sıkıntı yaşadı zaten. garip bir yerdi.
0
semaforo de medianoche
(03.06.24)
Bence de oldukça kötü bir yaklaşım, bugüne kadar iş arkadaşlarımdan patronun çıkarmak istediklerine son şans rica ettim, hepsinde performans problemi vardı, büyük hatalar vardı.

bir kaç gün önce işten çıkarılan arkadaş işe geldiği gün gidip patrona birlikte çalışmak istemediğimi, liyakatsiz olduğunu belirttim, deneyelim dediler iyi dedim. daha ilk günden onu istemediğimi, projelerine destek vermeyeceğimi belirttim. Elemanın gidişi sürpriz değildi.

Sizin durumunuzda anlatmadığınız detay yoksa böyle işten çıkarma olmaz. Hele son gün kritik bir iş bitirtmek hiç olmaz. Adama en azından gidip iş bulabileceği bir süre yaratırsın, en kötü 2 hafta önce soylersin, işlerini devreder, kendisini hazırlar vs...
0
kimlanbu
(04.06.24)
hocam sorunuza gelirsek, kovulacağınızın ipuçlarını bilmek pek mümkün değil. zira her firmanın ayrı bir yapısı var. kimisi hiç belli etmez, kimisi de açık açık söyler "şunlara dikkat etmezsen gidersin" gibisinden.

çalışanın işten çıkartılma sebebine göre masasına bile oturtulmadan gönderilmesi "normal" olabilir. özellikle ortada bir güven sorunu veya yüz kızartıcı bir suç durumu varsa bu gibi durumlar olabilir. böyle bir durumda da gerekçe çevreye açıkça söylenmez.

yalnız diğer cevaplarda çalışanın bir anda gönderilmesine takılanlar olmuş. iş kanununa göre birini işten çıkardığınızda zaten 2-8 hafta arası (çalışma süresine göre) bir ihbar süresi bulunur. ancak firma, bu ihbar süresinde çalışanı çalıştırmayıp çalışmış gibi maaşını verebilir. büyük ihtimalle bu firma da, işten çıkarılan çalışan gitmeden bir şeylere zarar vermesin mantığı ile bunu yapmış. yani günde 2 saat çalışma izni yerine 9 saat çalışma izni vermiş, dolayısıyla bir hak yeme durumu yok.
0
shadowfollower
(04.06.24)
Karar verildiyse aynı gün söyleyip göndermek en iyisi ya, öbür türlü ortamı zehirleyenler oluyor dedikodu vs. Zaten onu söyledikten sonra çalışmıyor adam, hani hakkaten "1 ay sonra seni çıkarıcaz" diyip de o 1 ayı normal şekilde çalışarak geçiren insan sayısı çok düşük.

İşten çıkarılma sebebi performans olmayabilir, ama olabilir de. Birebir görüşmede "ya şu şu noktalarda daha iyi olman lazım" dediğimde ciddiye alan insan sayısı çok az oldu. Direkt "bunu düzelt yoksa işten çıkarılırsın" desen de olmuyor, çalışmayı bırakıp iş bakıyorlar falan filan. Yani feedback verilse de işe yaramıyor her zaman.

Kişi için kötü tabi, inşallah çıkarırken fazladan 2-3 maaş eklemişlerdir tazminatına. Ama "1 ay erken haber verelim de iş baksın" yerine, 1 aylık fazla tazminat vermek daha iyi bence şirket için.

Benim de başıma geldi bu arada, dünyanın sonu değil, ama insan bi üzülüyo :)
0
plutongezegendegilmi
(04.06.24)
Yönetici ve patronların %90'ından fazlası bir çalışanı(bir yıldan uzun çalışan çalışanı) işten çıkarmadan önce onu uyarır, düzelmesini söyler, bekler, uğraşır.
Yeni birini bulmak hem zahmetlidir hem de nasıl biri çıkacağı pek belli olmaz. Ayrıca gelince işlere alışması için verimsiz geçireceği bir süre de var.

Bunun istisnası yüz kızartıcı suç, hakaret, tehdit gibi sebeplerdir, onlarda işçi anında işten çıkarılır. Bu durumda bi ipucu da yakalayamazsınız.

Türkiye işçi haklarının iyi olduğu bir ülke. Bir anda işten çıkarılsanız bile düzgün bir tazminat alırsınız. Ardından da 10 ay işsizlik maaşı var. Yani biraz daha rahat olabilirsiniz bu konuda.
4 yıllık, 30 bin TL maaş alan bir çalışan ihbar dahil 168 bin TL tazminat alır şirketten. 10 ay boyunca işe girmezse aylık 16 bin TL işsizlik maaşı alır.

Yani bu maaşla bu durumda işten çıkarılan işçinin toplam 328 bin liralık bir güvencesi olmuş olur.
Ayda 30 bin lira ile geçinmek yerine 10 ay boyunca ayda 33 bin lira ile geçinir. 10 aya kalmadan da umarım iş bulur.

Umarım olmaz ama bir gün bir şirket sizi işten çıkarırsa neye imza attığınıza iyi bakın, en güzeli imza atmamak. Elinizi zorla tutup imza attıramazlar ya. Bu işlere bakan bir avukata ulaşın, yardımcı oluyorlar. Ne kadar ısrar ederlerse etsinler "bu öyle bir belge değil, buna imza atabilirsin" derlerse desinler imza atmayın.
0
michael_knight
(04.06.24)
Her türlü işten çıkartıldım.. Evde otururken mesaj ile, biz senle devam etmek istiyoruzun ertesi günü de. Sonuncusu da işten çıkartma değil süründürme şeklinde oldu. Zorunlu ücretsiz izine çıkardılar.
0
Kahvedesu
(04.06.24)
Düzgün yerde "kötü performans hadi kapı dışarı" olmaz. Performans geliştirme vs diye bir sürü süreç var. Ben misal bir çalışana yaptim ve üstünden 3 yil geçti harbiden de gelistirdi kendini.

Ben hayatımda bir kere jet hizinda isten atilma gördüm. Sonradan öğrendiğim kişi lojistik tekliflerini genelde eski çalıştığı firmaya pasliyormus. Müdürün tanıdığı olan biri "ya size sürekli teklif yapıyoruz ama hiç kazanamiyoruz" demesi ile arastirilinca hop gg wp oldu.

Onun dışında ben de katılıyorum, eğer harbiden bu tarz bir şey yoksa riskli bir yerde gibisiniz.
0
logisticsmanager
(04.06.24)
Atılacağını nasıl anlayabilirsin, sondan başlayayım:

- İş yükün hafiflediyse, sana iş vermekten kaçınıyorlarsa ve bunu sorduğunda seni oyalıyorlarsa;
- Şirkette maaş zamları çok düşükse, sana zam vermiyorlarsa veya enflasyonun çok altında zam veriyorlarsa;
- Mobbing görüyorsan, üzerinde anlamsız psikolojik bir baskı varsa;

işten çıkartılma ihtimalin belirmiş olabilir. İşten çıkartma işveren için maliyetli bir iştir o nedenle öncelikle senin istifa etmeni sağlamaya çalışacaktır.

İşten çıkarılacağını öğrendiğin an o kuruma hemen hiçbir faydan olmaz. Diğer çalışanların da en az etkilenmesi/araya zaman girmesi için bu iş genelde cuma mesai biterken anlık olarak yapılır.

İşin doğrusunu yapmak sadece o günün işi değildir, öncesi de olmalıdır. Örneğin;

- Çalışanın eksik yönlerine dair geri bildirimler verilmeli ve hatta pozisyona göre eğitim, gelişim, mentorluk fırsatları sağlanmalı.

- Performans değerlendirmesi doğru şekilde yapılmalı. Şirketin kendisinden beklentileri makul şekilde aktarılmalı.

Yine de çalışandan beklenen verim alınamıyorsa artık son aşamada profesyonel şekilde kendisiyle bu şekilde çalışmaya devam edilemeyeceği belirtilip yasal ve makul bir çıkış tazminatıyla şirketten uğurlanabilir. Konuya iki taraflı bakıp azami seviyede profesyonel ve insani olmak lazım.
0
Lethe
(04.06.24)
duyduğum kadarıyla savunma sanayide benzer şekilde oluyor. adam sabah normal bir şekilde işe geliyor. ik konuşmaya çağırıyor. atıldığı söyleniyor hakları verilerek. masasına döndüğünde bilgisayarı yerinde olmuyor. güvenlikler eşlik ediyor çıkmasına vs. 20-30 yıllık çalışanlara bile böyle yapıyolarmış kendi isitfa etmezse.
0
jelly bear
(04.06.24)
kurumsal bi yerde çalışıyorum.
yüz kızartıcı durumlar veya yasal konular haricinde bu şekilde çıkarılan olmadı.

performanstan dolayı çıkartılacak kişiler zaten kendini belli ediyor, o kişilerin bile öncesinde yönetici ik v.s. konuşuluo baya böyle ihbar süresi v.s. beklenip çıkarılıyor. kendisi söylemese çıkarıldığı bile anlayamazsınız.

bir de toplu küçülmeler oluyor, o durumda bahsettiğinize şekle benzer bir şey oluyor ama onda da nispeten perforamansı düşük çalışanlar çıkarılıyor.
0
nuisance2
(04.06.24)
(3)

ev alirken odenmesi gereken diger ucretler

antikadimag
daha once hic ev almadim. hayat sigortası, dask, konut sigortası ve tapu masrafı gibi kalemler ne kadar tutuyor? varsayalim 5 milyonluk bir ev.
daha once hic ev almadim. hayat sigortası, dask, konut sigortası ve tapu masrafı gibi kalemler ne kadar tutuyor? varsayalim 5 milyonluk bir ev.
0
antikadimag
(25.05.24)
bir de bu kiracilar ne kadar komisyon aliyor? sanirim sahibinden'deki fiyatlarin sismesinin bir diger nedeni de bu arkadaslar.
0
🌸antikadimag
(25.05.24)
Alıcıdan ve satıcıdan %2 +KDV alırlar da kiracılar almaz onu, emlak komisyoncuları alır.
0
Mirket
(25.05.24)
Konutu nakit aldığında ve banka kredisi kullanmadığında: tapu harcı ve DASK zorunludur.

İşin içine banka kredisi katarsan banka sana hayat sigortasını, konut için DASK ile birlikte yangın sigortası vb. zorunlu tutabilir.

DASK, hayat sigortası ve diğer sigortalar yıllık 6-7K kadar tutabilir. Tapu masrafı evin rayiç bedeline göre belirlenir ve %4'tür.
0
Lethe
(25.05.24)
(4)

İnönü stadında otopark var mı?

kafakopter
Merhaba,Yarın Hayko Cepkin konseri için araçla gideceğiz, stadın kendi otoparkı var mı yoksa aracı nereye bırakacağız güvenli bir şekilde? İçerdeki özel otoparklar ile ilgili çok güzel yorumla okumadım. Araç da kiralık olacak başına bir iş gelmesini istemiyorum. Tüm tavsiye ve yardımlarınıza ihtiyac
Merhaba,

Yarın Hayko Cepkin konseri için araçla gideceğiz, stadın kendi otoparkı var mı yoksa aracı nereye bırakacağız güvenli bir şekilde? İçerdeki özel otoparklar ile ilgili çok güzel yorumla okumadım. Araç da kiralık olacak başına bir iş gelmesini istemiyorum. Tüm tavsiye ve yardımlarınıza ihtiyacım var.

Teşekkür ederim.
0
kafakopter
(25.05.24)
bence araçla gitmeyin. anadolu yakasından gidiyorsanız kadıköy + vapur
0
oekuklu
(25.05.24)
Avrupa yakası, İstanbul'un en batısından gideceğiz büyükçekmece:)
0
🌸kafakopter
(25.05.24)
belki tramvay hattı üzerinde bi yere park edip tramvay ile devam edilebilir. kabataştan biraz yürüme var. eminönü-karaköy civarında baya otopark yeri vardır.
illa stadın çevresinde bi yer bulmaya gerek yok bence. yakınlarda baya yer vardır otopark için.
0
high hopes of the sozluk
(25.05.24)
Yenikapı-Hacıosman metro hattında herhangi bir İspark'a bırakabilirsin. Metro ile Taksim'e gelip stada yürüyerek gidebilirsin.

Örneğin geçenlerde Levent civarında işim vardı, aracımı 4. Levent'teki büyük İspark'a bıraktım. İspark'ın mobil uygulaması oluyor orada tüm otoparkları ve otoparklardaki kapasiteyi gerçek zamanlı görebiliyorsun.
0
Lethe
(25.05.24)
(3)

Döviz bazlı yatırım nelerdir?

dedeminhirkasi
Mesela altın doviz bazlı yatırım midir veya başka neler doviz bazlı yatirimdir
Mesela altın doviz bazlı yatırım midir veya başka neler doviz bazlı yatirimdir
0
dedeminhirkasi
(19.05.24)
S&P ve Nasdaq' tan hisse senedi yatırımı yapabilirsin ya da bunlara yatırım yapan Tefas fonlarından alabilirsin.
Nitelikli yatırımcıysan Döviz ile alınp satılan fonlar da var.
Altın, evet döviz bazlı yatırımdır.
Eurobond alabilirsin veya eurobonda yatırım yapan fon alabilirsin.
0
Mirket
(19.05.24)
Döviz bazlı dediğin yatırım ABD doları ile fiyatlanan yatırımdır. O nedenle Türkiye'de altın bu kadar popüler. "Altın çok yükseldi" dediğimiz şey genelde TL'nin USD'ye karşı değer kaybı nedeniyle oluşan TL bazlı yükseliş.

- Emtia'lar (altın, gümüş, bakır, petrol vs.)
- Kripto paralar
- ABD'de işlem gören hisse senetleri
- Eurobond'lar

dolar ile fiyatlanan/döviz bazlı yatırım araçlarıdır.
0
Lethe
(20.05.24)
Altının fiyatı Türkiye'de 2 şeye bağlı: Altının ons dolar fiyatı ve dolar kuru. Dolayısıyla bu ikisinden biri artarsa fiyatı artar. İkisi birden artarsa katlamalı artar.

Şu ara doları sabit tutuyorlar ama altının ons fiyatı her geçen gün artıyor. Artış sadece dolar/TL kurunda değil. Son 6 ayda altın, dolar bazında da %21 arttı. Çünkü artık doların da enflasyonu var.

Paranızı enflasyona karşı korumak istiyorsanız, en güzeli şu an için : fiziksel altın.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
0
kartallar yuksek ucar
(20.05.24)
(23)

Her gün arabayla işe 20 km git gel yapılır mı?

dedeminhirkasi
İşe gitmek için 10 km git 10 km gel hadi 25 km diyelim arabayla mı gitsem toplu taşımayla mi karar veremedim. Toplu taşımayla gidersem eğer 3 vasıta değiştirmem gerekiyor. E böyle olunca da arabayla gidip geliyorum bir süre ama artık benzin de yetistirememeye başladım. Sizce 20 km bir gün için norma
İşe gitmek için 10 km git 10 km gel hadi 25 km diyelim arabayla mı gitsem toplu taşımayla mi karar veremedim. Toplu taşımayla gidersem eğer 3 vasıta değiştirmem gerekiyor. E böyle olunca da arabayla gidip geliyorum bir süre ama artık benzin de yetistirememeye başladım. Sizce 20 km bir gün için normal mi az ki çok mu siz ne dersiniz
0
dedeminhirkasi
(19.05.24)
Uzun süreli bir işse fırsat olduğu anda işe yakın bir yere taşınmak daha iyi seçenek gibi görünüyor
0
diyecevaplandı
(19.05.24)
Rota müsaitse elektrikli bisiklet için güzel bi uzaklık.
Ama trafiğe kalmıyosanız bence 25 km total bi şey değil
0
zimbirik
(19.05.24)
km'de ne kadar yakıt tükettiğine bak, sonra aldığın yol parasına bak. her halükarda konforundan dolayı araba tercih edilir, totalde %20-30 kendi cebinden çıksa bile.
0
numlock
(19.05.24)
Bir gün arabayla git bir gün toplu taşımayla.
0
sevilen progressive türkücü
(19.05.24)
hibritte yapilabilir. tek otobusle gidebilecegin konuma kadar arabayla gidip, park edip devam edebilirsin
0
foster
(19.05.24)
20 km hiç bir şey değil. ben olsam araba devam ederdim.

edit: he bu dediğim trafik yoksa tabi. diğer türlü toplu taşıma her türlü.
0
biergarten
(19.05.24)
üç vasıta çok yorucu olur. bu vasıtalarda hep ayakta mı gidiyorsunuz?
bi de birinden inip birine binmek de olmayacak. hep bekle bekle..

öte yandan sabah ve akşam trafiğini araçta yaşamak var. kaza riski falan var.

ama yine de trafik yoksa her türlü araba derim. masrafı çok olsa bile.

benim iş 18 km. araba var ama servis olduğu için servisle gidiyorum. hiç o trafiği çekemem. (istanbul anadolu yakası)
0
tabudeviren
(19.05.24)
arabaya sırf yakıt masrafı olarak bakmamak lazım. bunun lastik yıpranması var, bakımı var, sigortası-kaskosu var. bunlar hep maliyet.

istanbul için ya işe yakın eve taşınacaksın yada evine yakın iş bulacaksın.
0
my fault
(19.05.24)
Abi napıyorsunuz 10 git, 10 gelsen bahsediyor. Yok lastik yıpranması falan. Çıldırdınız mı.
0
numlock
(19.05.24)
Makul bir çözüm istiyorsunuz sanırım yanlış anlamadıysam bu durumdaevinizi iş yerinize yakın bir noktaya taşıyabilirsiniz ya da motosiklet, bisiklet, elektrikli scooter gibi alternatif ekonomik araçlara yönelebilirsiniz.
0
doharkoman
(19.05.24)
20 git 20 gel yapıyorum, toplu taşıma kullanıyorum. Hem şoförlük hem trafikte beklemek manasız geliyor, mis gibi toplu taşıma
0
kondansator
(19.05.24)
10 km çok kısa değil mi ya. Büyük şehirler algımızı mı bozdu acaba. 10 km benim markete gitme mesafem :D
0
yenibirgüzelnick
(19.05.24)
20 git 20 gel 40km gittim 2 sene. Trafik olmayan bir rota ise kendi aracımı tercih ederim. Trafik yoracaksa varsa servis yoksa toplu taşıma.
0
cilekli pasta
(19.05.24)
20 hatta 25 km gidiş dönüş İstanbul için son derece normal hatta az bile diyecektim ki araç seninmiş. Onun yakıtını, yıpranmasını falan yetiştiremezsin tabii ki. Mesafe diyorsan normal. Hatta 3 vasıta çekeceğine arabayla git gel derim ama "yetiştirememeye" başladım dediğin anda akan sular durur.
0
nawar
(19.05.24)
Bu kadar mesafe tek vasıtayla toplu taşıma olsa bile arabayla gidilir. Tabii aşırı trafikli bir güzergah değilse.
0
mbond
(19.05.24)
20 km ne ki tabiki yapılır. üstelik 3 vasıta değiştirme alternatifi varsa kesin yapılır
0
paintov
(19.05.24)
20 km az bile. arabasız ben gitmezdim asla. şu an bir araba ortalama kmde 3 tl yakıyor. ayda 1750 tl çok değil. işe de arabayla gitmiceksen arabanın anlamı yok. ben git gel 60 bile yapardım şahsen. bu konfordan kısılmaz. 3 vasıta diyosun bi de işkence resmen. eline geçen ekstra 1000 tlye değer mi? ki toplu taşıma da ucuz değil artık. daha az kalıyodur eline.
0
jelly bear
(20.05.24)
20 km yol değil git gel, tek yön olsa bile önemsiz bir mesafe. hele bir de senin durumda tek yön 10 km diyorsun, yol arabayla 15 dk sürer en çok. daha ne kadar yakın olması ideal oluyor ki sizin için uzun vadede yakın yere taşınmak öneriliyor :D
lastik yıpranması falan denmiş, çıldırdınız mı abi siz?
iddia ediyorum, istanbul'da çalışan nüfusun %95'inin yolu seninkinden daha uzundur.
benim yolum tek yön 23 km, arabayla 30 dk çekiyor. daha yakına taşınmayı düşünmüyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(20.05.24)
10km yol degil+1 bence arabayla gidilesi en iyi mesafe bu. 3 vasita dusunulemez
0
ala09
(20.05.24)
10 km mesafeye bu kadar taşıt değiştirmek durumunda olmak talihsizlik olmuş. 3 ayrı vasıta ile işe gitmek demek; 3 defa vasıta beklemek demek ve bunlara yürümek demek. Sırf yarım saate yakın bu şekilde kaybedersin. Dönüşte de bir yarım saat kaybedersin sana etti 1 saat.

Örneğin haftada 1 kez belki Cuma günleri işe toplu taşıma ile gidebilirsin. Ayda 1 haftalık benzin parandan tasarruf etmiş olursun.
0
Lethe
(20.05.24)
ben her gün 36 git, 36 gel, 72 km yapıyorum. toplam 3 saat. hatta bazı günler trafik çok olunca, 36 km yerine 65 km olan bir yoldan gidiyorum.

10 km gidip gelmek için 90 liralık benzin harcarsınız. toplu taşıma ne kadar tutuyor?
0
co2s2
(20.05.24)
10 km için 3 vasıta değiştirmek çok kötü
0
jülsezar
(20.05.24)
bence arabayla devam et.
0
sizofren06
(20.05.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.