Giriş
(9)

Beyaz gürültü işe yarıyor mu?

muhayyer divan
Selam23-24 dakikadır yağmur sesi açtım dinliyorum, rahatlayayım da uyuyayım diye ama hiçbir değişiklik hissetmiyorum. Halbuki yağmur sesini de kokusunu da çok ama çok severim. Bayılırım. Niye gevşemedim? Bu beyaz gürültü denen şey safsata mı acaba?
Selam

23-24 dakikadır yağmur sesi açtım dinliyorum, rahatlayayım da uyuyayım diye ama hiçbir değişiklik hissetmiyorum. Halbuki yağmur sesini de kokusunu da çok ama çok severim. Bayılırım.

Niye gevşemedim? Bu beyaz gürültü denen şey safsata mı acaba?
0
muhayyer divan
(25.06.24)
Beyaz gürültü benim bildiğim çocukların anne karnındaki duyduğu ses. Televizyon hışırtısı gibi. Bizim oğlan ufakken devamlı bunu dinletiyorduk faydası oluyordu.
0
etna
(25.06.24)
İlaçlar bile herkeste aynı etkiyi yapmıyorken safsata demek sert olur.

Ki zaten bu tarz yöntemler mucize değil,ilaç değil.
rahatlamanıza odaklanmanıza uyumanıza yardımcı olan şeyler. Kimi bunu kokuyla yapar.

Demek ki sizde etkisi olmamış, belki de fazla gergindiniz o yüzden etkisi olmadı.

Bu arada yağmur sesi, doğal sestir. Beyaz gürültü farklı. Beyaz gürültü dışında kahverengi, pembe gürültüler de var.
0
jülsezar
(25.06.24)
hoşunuza giden ve sizi mayıştıran yağmur sesi değil demek ki.

youtube da çeşitli asmr videoları var. derya deniz biri mutlaka işe yarar
0
Hallegadola
(25.06.24)
İşe yarıyor da her zaman değil.
Rain Rain diye uygulaması bile var.

Son zamanlarda sesli kitaplara sardım ben. Daha etkili gibi.
0
Mirket
(25.06.24)
Bir çok beyaz gürültü çeşiti var sadece yağmur sesiyle kısıtlamayın. Diğerlerini de deneyin, rüzgar sesi vb. gibi
0
o kadar da degil aga
(25.06.24)
bende bir işe yaramıyor.
0
OgutucuRecep
(25.06.24)
Beyaz gürültü bu: mynoise.net

Yağmur, fırtıma, deniz sesi vs ambient noise, uyurken değil ama çalışırken ortam sesleri bana iyi geliyor.
0
kobuzchu kiz
(25.06.24)
Uyurken değil ama çalışırken işe yarıyor +1 Benim favorim havaalanı sesi.
0
peki madem
(25.06.24)
Dinlerken uyuyakalmışlığım nadir, ama uykuya geçişimi kolaylaştırıyor. Ben Meditopia kullanıyorum. Sabahları bazen alarmdan önce uyanmaya başladım.
0
auroraaurora
(25.06.24)
(6)

Kolposkopi olan var mi hanimlar?

bxgx
Deneyimlerinizi paylasabilirseniz sevinirim. Özeldeki ucretler hk bilgisi olan varsa beni aci gercege hazirlayabilir.
Deneyimlerinizi paylasabilirseniz sevinirim. Özeldeki ucretler hk bilgisi olan varsa beni aci gercege hazirlayabilir.
0
bxgx
(24.06.24)
Ben oldum. Valla 2-3 sene oldu sanırım emin değilim ama 27 bin tl fatura çıkmıştı, tamamını sigorta karşıladı. Genel anestezi ile yaptılar, çıktığımda hemen ağrı kesici verdiler. Gece eve döndüm ama tüm gün hastanede odadaydım, ağrım oldukça ilaç verdiler hissetmedim. Sonraki 2 gün de istirahat ettim, çok hafif kanamam oldu. Ağrım çok az oldu.
Yalnız ben bunun local anesteziyle falan yapılanını duydum da, bence uygun fiyat çıksın falan diye hiç o işe girme. Düşününce bile nefesim sıkıştı şu an.
0
irene
(24.06.24)
@irene
sozlukte de cok farkli deneyimler okudum, cok ilginc gercekten. Normalde muayenede, smear alinirken falan cani aciyan biri misin peki?
0
🌸bxgx
(24.06.24)
Evet, canı benden daha tatlı biriyle daha tanışmadım desem yeri :) doktor çenemden korkup beni uyutmaya karar vermiş de olabilir asdfd
0
irene
(24.06.24)
Hahahsjd tamam bu bilgi rahatlatti. Ben de tam tersiyim cunku. Cok tesekkur ederim <3
0
🌸bxgx
(24.06.24)
Merhaba, geçmiş olsun öncelikle umarım tertemiz çıkar. Ben de özelde yaptırmıştım (sigorta karşıladı, fiyatı hiç hatırlamıyorum maalesef). Açıkçası ilk defa genel anestezi duydum ama tabi neden olmasın :)

bana hiç anestezi teklif edilmemişti, yaptıran tanıdıklarım da dayanırsın ya demişti, o yüzden ben de sormadım. Ama işlem sonrasında sormadığıma biraz pişman oldum diyebilirim. Kolposkopik inceleme çok ağrılı bir işlem değil (smearden bir tık daha rahatsız edici) ama biyopsi örneği alınması epey acılı oldu. Ben daha az acılı bir işlem tahayyül etmiştim, sanırım mental olarak hazırlıksız yakalandım. Dediğim gibi biyopsi ağrılı oluyor, sonrasında 1 gün boyunca 1 pedi dolduracak kanamam ve biraz kesik hissiyatlı ağrım oldu. Ama işlemden 2 3 saat sonra arkadaşımla kafede oturup muhabbet edebildim yani, tabi biraz tadım kaçıktı öyle hoplama zıplama modum yoktu da ama öyle evde yatayım modunda da değildim. Ertesi gün ağrım yok denecek kadar azdı, normal hayatıma döndüm.

Ay çok uzun yazdım. Kısacası canınız aşırı tatlı değilse anestezisiz bile dayanabilirsiniz. Ama tekrar yaptırmak durumunda kalırsam (inş olmaz :() lokali de bir sorarım gibi. Güzel haberler alırsınız umarım
0
aykaranlık
(25.06.24)
canım anama rahmetli ali ayhan yapmıştı. bence imkanınız varsa genel anestesi yaptırın diyeceğim ama doktorlar buna çok yanaşmıyor sanki. 2019 yılında yaptırmıştı heralde başkentte. ne kadar tuttu hatırlamıyorum.

zor bir muayene demişti annem ama onun canın tatlıdır. smearden daha zor ama onu söyleyeyim.

umarım tertemiz çıkar sonucunuz.
0
Hallegadola
(25.06.24)
(11)

Kendinizi ne zaman sevmeye başladınız?

sekizdokuzon
Kimseye yaranmaya çalışmadığımda, kimseyi memnun etmeye uğraşmadığımda, başıma gelen hiçbir şey için önce başkalarını suçlamadığımda, beni yargılayan herkesin en az benim kadar hayati noksanları olduğunu fark ettiğimde ve bana yapılan kötülüğe benzer şiddette cevap vermediğimde, tek başıma güçlenere
Kimseye yaranmaya çalışmadığımda, kimseyi memnun etmeye uğraşmadığımda, başıma gelen hiçbir şey için önce başkalarını suçlamadığımda, beni yargılayan herkesin en az benim kadar hayati noksanları olduğunu fark ettiğimde ve bana yapılan kötülüğe benzer şiddette cevap vermediğimde, tek başıma güçlenerek hayatıma devam edecek gücüm, iradem olduğunu fark ettiğimde ben kendimi sevmeye başladım. Başkalarının sevgisini kazanmak için soytarılık yapmaktan vazgeçtiğimde kısaca. Sizde bu süreç nasıl gelişti?

Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(10.06.24)
Ben hep çok sevdim kendimi. Özellikle son birkaç yıldır daha fazla seviyorum. Düşüncelerim, aldığım kararlar, duruşum, fiziğim, özgüvenim şahane. Belki kibir gibi narsizm gibi görülebilir ama değil, çünkü son birkaç yıl içinde zirveye çıktım gerçekten.
0
rock n roll
(10.06.24)
Valla ben de kendimi bildim bileli kendimi sevip değer veriyorum. Bu sadece duygusal ve ruhsal boyutta kalmıyor. Bana zarar veren ilişki biçimlerinden kurtulmaktan tutun iyilik halime (fiziksel, ruhsal, duygusal) iyi gelecek şeyleri yapmaya kadar gidiyor.
0
Amaranta ursula
(10.06.24)
hatirlatalim youtu.be
0
ala09
(10.06.24)
Kendimizi sevdiğimizi nasıl anlıycaz?
0
Kahvedesu
(10.06.24)
Bilmem ki. Kendimi hiçbir zaman tam anlamıyla sevemedim. Yani bazen seviyor gibi oluyorum sonra yine nefret ediyorum.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(10.06.24)
@orta buyuklukte +1

Hatta genel olarak sevmeme veya nefret ettiğim zamanlar çok daha fazla diyebilirim.
0
m e b
(10.06.24)
Büyük filozof RuPaul Charles'ın dediği gibi, if you can't love yourself, how in the hell you gonna love somebody else?

Çeşitli sanal mecralarda efendim kendinle en yakın arkadaşınla konuşur gibi konuş, kendini başkalarını değerlendirdiğinden daha sert değerlendirme gibi öğütler okuyup "allaalla?" diyordum, meğer kendini sevmeyen insanlara söylüyorlarmış. Kendini sevmemeyi, kendine kötü/sert/tahammülsüz olmayı aklım almıyor. Normalim bu, en derin depresyondayken bile kendimle aram iyiydi. Kendimi sevmeyeceğim de kimi seveceğim?
0
kobuzchu kiz
(10.06.24)
şimdi geçenlerde bir olaylar oldu bir hanımdan çok hoşlandım neyse sohbetimin olmadığı ancak ortak noktalarda gördüğüm bakıştığım vs. gel zaman git zaman reddedildim üstüne de engellendim. neyse arkadaş dedi ki: "ya üzülüyorum kalbin kırıldı" yok önemli değil diyip geçtim. içimden, "kırıla kırıla kırılacak bir kalbim olmadığını gördüm hissettim. burada amacım hayat dersi vermek ya da deneyimlerimi aktarmak değil elbette. şu var kendini sevmekten öte kendinize değer verin ama hak ettiğinizden fazlasını değil.
0
100binZar
(11.06.24)
narsist değilim ama :)

ben de hep sevdim. sevmediğim yanlarım tabii ki var ama kendi halimde çok mutlu bir insanım, kendi kendime keyifle vakit geçirebilirim. hayatım çok zorlu geçti belki de bu beni çok dayanıklı ve umutlu yaptı.
0
gabe h coud
(11.06.24)
4-5 yaşında anneme @kobuzchu kız'ın alıntısına benzer cümleler kurduğumu hatırlıyorum :d hep bu mantalite ile büyüdüm. Kendini sevmeme olayı bana da ilginç geliyor. Yani kendime çok kızarım, kendime küfrederim, gece durduk yere 10 sene önceki saçma bir anı gelir ve kendi kendime uyuz olurum ama sonuçta ben benim yani kendimi sevmeyip ne yapıcam? Kendimi sevmek için bir ön koşul ya da sebep de aramadım hiç. Sizin saydığınız kötü özelliklere sahip biri de kendini sevmeli. Dünyanın en kötü insanı da olsan kendini sevmen lazım ki daha iyi biri olabilesin. Sevmediğin bir şeyi daha iyi yapmak için uğraşmazsın sonuçta.
0
nundu
(11.06.24)
ben hep kendimi çok sevdim.

tam tersinin nasıl olduğunu anlayamıyorum
0
Hallegadola
(12.06.24)
(15)

çok soru soran kişiler

deartheodosia
nasıl algılarsınız? zeki/aptal, meraklı/hadsiz vs?
nasıl algılarsınız? zeki/aptal, meraklı/hadsiz vs?
0
deartheodosia
(08.06.24)
Buraya mahsus soruyorsan kesinlikle burayı hareketlendirmeye çalışıyor. Bana göre. Yok genel soruyorsan iletişim ve ilgi ihtiyacını gidermeye çalıştığını düşünüyorum.
0
muhayyer divan
(08.06.24)
Kararsız. Ben gibi
0
numlock
(08.06.24)
sorudan soruya fark var.

bazen sırf laf olsun, muhabbet diye de sorulabilir. bazen aşikar şeyleri sormak bile gerekebiliyor.

meraklı/zeki derim genelde soru soranlara. aptal demem pek. hadsiz de olabilir çok soruyorsa.
0
biseysorcaktim
(08.06.24)
Ömür törpüsü.

- Seni seviyorum.
- Neden?
0
gabe h coud
(08.06.24)
mal. hepsi gibi
0
pavlis
(08.06.24)
soruya göre degisir.
örnek lütfen?
....
galiba ben de cok soru soruyorum :)
0
robert bosch
(08.06.24)
olumlu veya olumsuz bir sey dusunmem
ama hafiften de sinir gelir abarti sekildeyse
0
aferin cok iyi dusunmussun
(08.06.24)
Mesela üretim yapan bir fabrikada yeni işe giren bir mühendisi düşünelim. Fabrika hakkında hiçbir şey bilmiyor. Her şeyi sormasını, merak etmesini beklerim. Sormuyorsa yadırgarım. Sorduğu soruların özelliğine göre zeki mi yoksa vasat mı onu anlarım.

Çok ufak bir araştırmayla bulabileceği şeyleri soran birisi eğer bunu alışkanlık haline getirmişse pek hoş karşılamam. Zevzek olduğunu düşünürüm.

Özellikle çocukların sordukları sorular onların zekalarıyla ilgili çok güzel ipucu veriyor. İyi soru soran çocuğa rastlayınca mutlu olurum.

Önemlidir soru sormak.
0
pispinti
(08.06.24)
Kesinlikle sordukları soruya bağlı. Sorusuna göre "Vay geri zekalı" ile "Hmm! Çok mantıklı bir soru" arasında geniş bir yelpaze var.
0
nawar
(08.06.24)
ne soruyor, anlamak için mi soruyor. konuşmuş olmak için mi soruyor bu önemli.
0
orpheus
(08.06.24)
Kişisel soruysa tersliyorum.
İş ile ilgiliyse cevaplarım, soru saçma olursa olsun, herhangi birşey düşünmem. Hepimiz öğreniyoruz. İyi bir soruysa, beğenirim kaliteli bir insanmış falan derim.
Ortamla insanlarla ilgiliyse, iyi düşünmem.
0
durgunfoton
(08.06.24)
cok soru sormak biraz aptallik gostergesi bence. dogru sorulari bulamiyor ya da cok dusunmuyor diye dusunurum ben.
0
bohr atom modeli
(09.06.24)
uzmanı dışındakiler soruyorsa aptal, insanları rahatsız ettiği için hadsiz.
0
kurcalamabozarsin
(09.06.24)
istihbaratçı olduğunu düşünürüm
0
Hallegadola
(10.06.24)
aramdaki ilişkiye göre değişir. kadın erkek tanışıklılık süresi. yani sorunun net değil. gerizekalı'dan çok zekalıya kadar geniş bir yelpazede
0
100binZar
(11.06.24)
(12)

karşılıklı sevme mevzusu hk

baldan kaymak
çok sevilen ve sevildiğimiz kişi zarar vermemek için uzaktan sevicem ama seni çok seviyorum diye uzak duruyorsa ona mesaj atar mıydınız?not: ben daha inatçıyım, ölsem yazmam
çok sevilen ve sevildiğimiz kişi zarar vermemek için uzaktan sevicem ama seni çok seviyorum diye uzak duruyorsa ona mesaj atar mıydınız?

not: ben daha inatçıyım, ölsem yazmam
0
baldan kaymak
(08.06.24)
Zarar vermemek derken ne demek istiyor? Mesaj atmazdım.
0
rock n roll
(08.06.24)
gerçekten sevse uzaktan sevicem diyerek uzak duramazdı bence.
0
dilili
(08.06.24)
"Horse Lie" derdim. Üstüne sizin "ıssız adam triplerinize..." derdim.

Not: Kadın-Erkek fark etmiyor Issız Adam'daki "Adam"a takılmamak lazım
0
nawar
(08.06.24)
dilili +1
0
pispinti
(08.06.24)
at yalani+1
0
ala09
(08.06.24)
Olmaz olmaz çok saçma olmamalı
0
lüzumsuz adam
(08.06.24)
atmam tabi. hatta cevap olarak 'hadi ordan tırrrrrek' der önüme bakarım.
0
antihero
(08.06.24)
Bence kendi haline bırakın. Eğer ilgilenmezseniz "ee peki ya şimdi?" diyerek absürt bir şey yaptığını anlayıp geri gelecektir. Ama bu saçmalığın üstüne siz geri kabul ederseniz yazık olur.

Siz yazarsanız bu arabesk ruh hali iyice her yanını kaplar. Kendi kendine triplere girer.

Çok yazık valla, acil şifalar.

tabi bunu karşılıklı sevgi olduğunu söylediğiniz kısmı gerçek kabul ederek yazdım. bana sorarsanız işler çok da düşündüğünüz gibi olmayabilir, bi de o açıdan bakın. "üzmeden nasıl ayrılırım" sorusuna böyle bir cevap üretmeyi denemiş. ancak konuyu o kadar yumuşatmış ki saçmalamış.
0
akhenaten
(08.06.24)
önüne bak dostum.
0
kurcalamabozarsin
(09.06.24)
ona dokununca alev mi alıyorsun ne tür bir zarar vermek anlamadım. ateş ve suyun hikayesi geldi aklıma.


yol ver.
0
Hallegadola
(10.06.24)
sevgi böyle bi şey değil. önünüze bakınız+1
0
nic cage
(10.06.24)
gözden uzak gönülden uzak. sevmen ya da sevilmen zarar verecekse zaten uzaktanda olmaması gerekir. hiç vakit kaybetme yenisi
0
100binZar
(11.06.24)
(17)

En beğendiğiniz özelliğiniz nedir?

sekizdokuzon
Biraz da pozitif basalım. "Şöyle biri olmasam başıma çok daha büyük belalar açardım." Dediğiniz ne var? Benimki herkesi eninde sonunda affediyor olmam. Affedip hayatıma tekrar almak değil ya da davranışını onaylamak değil. Sadece affetmek. Öç almamak, intikam planları yapmamak. Bazen bu tarafım yüzü
Biraz da pozitif basalım. "Şöyle biri olmasam başıma çok daha büyük belalar açardım." Dediğiniz ne var? Benimki herkesi eninde sonunda affediyor olmam. Affedip hayatıma tekrar almak değil ya da davranışını onaylamak değil. Sadece affetmek. Öç almamak, intikam planları yapmamak. Bazen bu tarafım yüzünden suistimale de uğruyorum ama kar-zarar analizi yaptığımda böyle olmasam ara sıra suistimale uğramaktan daha fazlası gelirdi sonucuna ulaşıyorum.

İki gün önce öldürmek istediğimi bugün affediyorum. Öyle olmasa belki de gerçekten zarar vermek için plan, program yapacağım. Bayağı soft power bence, aşırı mantıklı. Her şeyimiz de noksan, hasarlı değil. Maşallah bize.

Sizde neler var? Teşekkür ederim.
0
sekizdokuzon
(07.06.24)
İki tane söyleyebilirim:

1. Genel olarak şikayetçi bir insan olmamak. Tek başına yaşamanın getirdiği disiplin oldu son birkaç senede. Etrafta şikayet edecek kimse olmayınca insan şikayet etmemeyi ve dirençli olmayı öğreniyor. Çekilmesi zorunlu olan bir şey varsa şikayet edip etrafımdakilerin enerjisini düşürmem, yapar geçerim.

2. Üşengeç olmamak. Fiziksel olarak son birkaç senedir şöyle bir düstur geliştirdim: Ne kadar hareket edebilirsem kârdır. Bu sebeple ilk gençliğimdeki o üşengeç halimden eser kalmadı. Ev işlerinde bile böyle oldum. Evde bir şey yapılacaksa kalkıp direkt yapmaya başladım. Bu kaslar çalışmak için diyorum, hareket etsinler biraz. Yürümem gerekirse seve seve yürürüm, kedişi oynatmak gerekirse hiç üşenmem aksine farklı hareketler yapıp farklı kaslarımı çalıştıracağım için sevinirim. :)
0
silverleaf
(07.06.24)
Sağduyulu bir insanım bu şekilde birçok olayı savuşturdum. Birde çok iyi sır tutarım, niyeyse en çok takdir edilen özelliğim bu.
0
mirty
(07.06.24)
Kısa sürede sorunlara çözüm bulabiliyorum. Mesela hiç müdahil olmadığım bir konuda bir çalışma yapılmış, tam ortasından girdiğimde kimsenin görmediği bir açıdan sorunu çözebiliyorum, kaynağını bulabiliyorum.
Kötü alışkanlığım yok, sporcuyum ve çok sakin biriyim.
0
gabe h coud
(07.06.24)
Aşırı iradeliyim. Çok çalışkanım ve enerjim çok yüksek. İnandığım bir şey uğruna hiç yorulmadan, dinlenmeden, yemek yemeden, su içmeden çalışabilirim. Çok güçlüyüm hem fiziken hem ruhen. Mücadeleci ve savaşçıyım. Çok merhametli ve yardımseverim. İnsanları çok iyi motive ederim. Güler yüzlüyüm. Empati düzeyim çok yüksek. Bu bazen rahatsız edici olabiliyor. İnsanlar beni çok eğlenceli ve tatlı buluyorlar. Bir kaç kişi söyledi bunu. Samimi biri olduğumu düşünüyorum. Sevdiğim çok özelliğim varmış, aklıma gelirse eklerim :)
0
rock n roll
(07.06.24)
Koç burcu musun? @rock n roll
0
🌸sekizdokuzon
(07.06.24)
Sakinliğimi koruyabilme, kolay kolay sinirlenmeme
0
ananiyimioguz
(07.06.24)
@sekizdokuzon ikizler burcuyum
0
rock n roll
(07.06.24)
@rock n roll: doğum haritanda ateş de var ama belli ki (burç tahmini tutmadığında kadınlar).
0
🌸sekizdokuzon
(07.06.24)
Genel anlamda sakin bir insanım, özellikle iş hayatında çok işime yarıyor. Hırslıyım diyemem ama çok planlıyımdır ve hedefime ulaşırım, sabırsız değilim, 24 senedir içinde bulunduğum sektörde genelde insanlardan 1 adım önde düşünür ve hareket ederim.
Özel hayatımda da genelde sakin ve sabırlıyımdır. En son dakikaya kadar olumlu ve yapıcı hareket ederim.
Hayatla genel olarak espri yaparak başa çıkıyorum, çoğu konuda geniş bi' espri yelpazem var diyebilirim. Koşarken kaşım patlamış, hanım panik haldeyken makara yapıyorum mesela, daha da delleniyor napiyosun diye :):):)
0
kumandanim
(07.06.24)
dürüst bir insan oldum. her zaman. dürüstlüğümü seviyorum. bir de okumayı, öğrenmeyi seviyorum. bunlar sanırım.
0
deartheodosia
(07.06.24)
enerjik, güler yüzlü, neşe dolu ve dışadönük bir insanım. ruhen kötü olduğum zamanların üstesinden çabuk geliyorum.

bir de br insanı kendime çok çabuk bağlayabilirim arkadaş olarak. kendime sempati uyandırabilirim.

kötü özelliklerim daha fazladır ama
0
Hallegadola
(07.06.24)
- Genel olarak şikayetçi bir insan olmamak +1. İyimser biriyimdir. Art niyetli ve kötü niyetim yok.
- Başladığım bir sürecin sonuna kadar gidiyorum, kendi sınırlarımı zorlayıp, ötesine geçmeye çalışıyorum.
0
put it in your appropriate place
(07.06.24)
İlkelerimden taviz vermemeyi, insan ilişkilerinde ısrarcı olmamayı, öz-saygımı düşürecek davranışlarda bulunmamayı seviyorum kendimde.
0
blue rebel motorcycle club
(07.06.24)
Kimseye nefret beslemiyorum. Exlerimi ozluyorum falan oyle..
0
lapaz
(07.06.24)
blue rebel+++++
0
ala09
(08.06.24)
Çevremdekileri yargılamamam
0
lüzumsuz adam
(08.06.24)
sevdıklerıme sadatla baglanırım, adalet bilincim yüksektir. çalışkanım, sorumluluk sahibiyim, merhametliyim.
0
kurcalamabozarsin
(09.06.24)
(5)

Polat KV ilk 97'de nereden para kazanıyordu? (Çakır'dan sonra) Spoiler

ya ben lan neyse
kumarhane yıkıldı680 m çeçenlere gittiadamları kurduğu işleri batırdı (galeri, restoran, istasyon vs.)bir tek hüsrev ağa 10 m. amerikan lirası vermişti.onun dışında geliri neydi?
kumarhane yıkıldı
680 m çeçenlere gitti
adamları kurduğu işleri batırdı (galeri, restoran, istasyon vs.)
bir tek hüsrev ağa 10 m. amerikan lirası vermişti.

onun dışında geliri neydi?
0
ya ben lan neyse
(04.06.24)
Görünürde sürekli bir geliri var mıydı emin değilim. Ancak gördüğüm kadarıyla para sorun değil havalarındaydı sürekli. Sanki böyle devletle bağlantılardan geliyor gibiydi ilk başlarda, yaptığı bazı işlerde de para alıyor olabilir, mesela Halo'nun hapisten kaçırılması gibi.
0
mbond
(04.06.24)
koruma adi altinda harac keserek. cakir'in sistemi kumarhane haric aynen devam ediyordu. hatta hatirlarsan tombalaci soygununda polat harac alamamaktan sikayetciydi mematiyle konusurken.
0
arakaali
(04.06.24)
1. ortağı olarak çakır'ın iplikçi nedim'deki parasının yarısına miras yoluyla sahip oldu. hatta iplikçi ile paranın ne olacağını konuşmuşlardı. şu kadarı nesrin'in hakkı, bu kadarı çocuklar 18 yaşına gelene kadar işletilecek, şu kadarı ortak olarak benim hakkım diye. yani kumarhane gelirlerini de içeren ciddi bir miktar miras kaldı.

2. koruma adı altında haraç +1. pala'lar armatör cemal'e çöktüklerinde polat memati'ye "bizim himayemizdeki adama çöküyorlar ve sen bıdı bıdı" diye fırça atıyordu. polat ile memati'nin kopmaya başladığı dönemler. kimbilir "himaye" adı altında, armatör cemal gibi kaç kişiden haraç alıyorlardır.

3. aynı dönemde laz ziya 680 milyonu verdiğinde polat "niye aldık biz bu parayı" diye sitem eden dayı ve memati'ye bağıra bağıra "sokaktan bin bin toplamıyoruz artık, sokak bitmiştir, biz en büyük olucaz" diye bağıra bağıra nutuk çekmişti. demek ki o saate kadar sokaktan bin bin topluyorlarmış.
0
kibritsuyu
(05.06.24)
bu benim de aklıma gelmişti bence devlet sağlıyor parayı örtülü ödenekten ahahahha

680 m o zaman da bu zaman da çok büyük bir para şimdi yine görünce şeyettim
0
Hallegadola
(10.07.24)
@halle

devlet sağlıyor olamaz. polat'ın devletle organik bir bağı yok ki. aslan amca'nın bile yok. ilk sezonda istihbaratın ikinci adamı ufuk bey amerikalılara bilgi satarken yakalayıp sorguda kaybedince devlet kgt'ye bile desteği çekti, kgt yeraltına çekildi. terastaki "ben babayım sen amcasın" hesaplaşmasından sonra polat aslan amca'dan da koptu. şu saatten sonra devletin hangi birimiyle irtibata geçip, hangi biriminden para alsın? yok ki kimseyle bağı. bir doğu bey'e kimliğini açıklıyor ama o kadar. bunun karşılığında herhangi bir bağlantı kurulmuyor.

taaa 97. bölümde teslim olduklarında nezarethanede alper gelip sahip çıkıyor da devlete oradan bağlanıyor yeniden.
0
kibritsuyu
(10.07.24)
(6)

Çağla Tuğaltay cinayeti

tchuck
başlığı takip ettim de, ailenin baş şüpheli olduğu çok açık. hani abisi kıskanç vs. abisi bir şey yapmış olabilir, bunlar da okeydir.ama ben şeyi anlamadım; ailenin "aile boyu motivasyonunun" sebebi neymiş?yani çağla'yı öldürmeye karar vermişler diye anlıyorum. ama neden?çünkü işte anne komşu inme s
başlığı takip ettim de, ailenin baş şüpheli olduğu çok açık. hani abisi kıskanç vs. abisi bir şey yapmış olabilir, bunlar da okeydir.

ama ben şeyi anlamadım; ailenin "aile boyu motivasyonunun" sebebi neymiş?
yani çağla'yı öldürmeye karar vermişler diye anlıyorum. ama neden?

çünkü işte anne komşu inme saatini, ordan doktora gitme saatini falan hep önden planlamış diyelim cinayet için.
hadi abi de cinayette yer aldı diyelim.

motivasyonları neymiş yani? niçin planlı bir şekilde çağlayı öldürmüşler?
hani anlık bir sinirle, kıskançlık mevzusuyla bir cinayet işlense senaryo tam rayına oturuyor da. annenin bu doktor randevularını falan hep önden ayarlaması etmesi gibi şeyler işin içine girince, niçin bunu planladıklarını anlamıyorum.


ben mi kaçırıdk bu kısımlardaki "sebebi?"
0
tchuck
(02.06.24)
ben çağla'nın olayını 2000 senesinden beri bilir, takip ederim. açıkçası bu seneye kadar aileyi hiç şüpheli görmemiştim, hatta ben hep komşulardır diye düşünmüştüm ama son dönemde sözlük'ten okuduğum birçok şeyden sonra ailenin işin içinde olduğu aklımda netleşti.
gene de ben çağla'nın planlı bir şekilde öldürüldüğünü düşünmüyorum. annesinin bir ilişkisi olduğunu ya da babasının ganyan bayiisinin paralarını yediğini de düşünmüyorum.
pınarbk denen kadının da bazı şeyleri (mesela katilin solak olduğunu gösterdiği aşşşırı saçma bir video vardı) kendi fikrine uygun çıksın diye saçma ve yanlış şekilde ele aldığını görebiliyorum.

ben çağla'nın abisi tarafından bir tür kıskançlık, bir tür "ben sana ne demedim mi"cilik, bir tür hakimiyet kurma çabası sebebiyle öldürdüğünü düşünüyorum.
anne ve babasının cinayeti ilker'in işlediğinin farkında olup olmadığını, farkındalarsa hangisi ne kadar örtbasa dahil oldular kısmını ise elbette tam tahlil edemiyorum.
anne ve babası bir çocuğu mezara koyarken ötekini de hapse koymayalım diye delil karartmış, olayları çarpıtmış olabilirler.
annesi olaya hiç dahil olmayabilir ama sadece babası delil karartmış olabilir.
belki anne ve baba gerçekten ilker'den de şüphelenmiyor ve olayla hiç bağlantılı olmayabilirler. vs vs.
ama böyle çelişkilerin dağ gibi yığıldığı bir olayda abinin katil olduğu baya ayyuka çıktı gibi.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.06.24)
anahtar verme olayındayım ben, son yazılanları okudum birde fav özetleri okudum konu ile ilgili aileden ziyade anahtar vermek olayında bizimde başımıza gelen yazlık evde bir hırsızlık olayı var saçma sapan yerlerden ipucu birleştirerek başkasının fark ettirmeden anahtar kopyalanıp yapıldığını gördük böyle bişey olabileceğini düşünüyorum.

çağlanın aaa dediği duyulmuş sanki tanıdık birini gördü gibi izlenim var ama insan şaşkın veya korkmuş olduğunda da aynı tepkiyi verebiliyor.
0
eja
(02.06.24)
Bu olay neden bu yıl patladı? Müge Anlı'ya falan mı çıktılar?
0
Kahvedesu
(02.06.24)
@geveze yazar,

aslında sorumu açıkladım; teorilerde hep anne, baba ve oğul bir süredir cinayeti planlıyor gibi bir hava var. kadın doktor saatini, komşu ziyaretini hep buna göre ayarlıyor. abi ona göre üniversiteden erken gelip etrafa gözükmeden başka bir dairede yaşıyor/saklanıyor?

yani bu planlı cinayet için ellerindeki motivasyon ne? tüm aile birleşip 15 yaşındaki kızlarını öldürmek için niçin plan yapıyorlar?


-----

abi bir anlık öfkeyle/zorbalıkla kardeşini öldürür, anne baba da "iki çocuğumuzu da kaybetmeyelim" diyerek cinayeti örtbas etmeye çalışabilirler. bu okey, bu gayet açıklayıcı bir motivasyon olur.

ama cinayeti önceden planlayacak motivasyon ne yani? teorilere göre önceden planlamışlar çünkü.
0
🌸tchuck
(03.06.24)
miras ya da hayat sigortası için diyorlar. ama ortada bi belge vs yok. şu an aktif olarak soruşturuluyor mu bilmiyorum ama öyle olsaydı aile gerçekten bu cinayet sayesinde bi mal mülk edinmiş mi, miras intikali olmuş mu yoksa sigortadan para almış mı açıklanırdı heralde.

. çok üzücü bi cinayet ve aydınlanmasını ben de isterim ama insanlar sanki kırk yıllık dedektif gibi sürekli bi şeyler sallıyor. geçen biri şey yazmış. bunca yıldır sigara içiyorum asla sigaramı yarım bırakmadım, anne baba yarım bırakmış, çok şüpheli bilmemne. gerçekten bu mu yani? genel düşünceler vs de buna benziyor. bilimsel bi dayanağı yok. ekşisözlük gündem oluşturmak açısından iyi olabilir ama sözlükte sayfalarca sallanan görüşlerle çözülmeyecek bu cinayet.

ayrıca şu büyükşen çifti cinayeti mesela. onda da insanlar konuştu etti, kız suçlandı, oğul suçlandı vs. ne oldu? yan evdeki çifti öldürmek için gelen katiller adresi karıştırıp büyükşen çiftini öldürdü. demek ki hayatta olmaz denilen şeyler de olabiliyor.
0
elorelia
(03.06.24)
ya katil belli ama halen daha hapiste değil ben bunu anlayamıyorum
0
Hallegadola
(03.06.24)
(12)

kariyer ve gelecek planları(27 yaş bunalımı)

Behemote
Bugün bir firmada satın alma departmanında bir pozisyon için iş görüşmesine gittim, oturduk konuştuk, klişe bir görüşmeydi. Olumlu olumsuz geri dönüşlerini bekliyorum. İşin stresli ve yoğun olduğu her zamanki gibi dile getirildi. Eve gidince oturup düşünmeye başladım. 1 seneyi aşkındır işsizim, aske
Bugün bir firmada satın alma departmanında bir pozisyon için iş görüşmesine gittim, oturduk konuştuk, klişe bir görüşmeydi. Olumlu olumsuz geri dönüşlerini bekliyorum. İşin stresli ve yoğun olduğu her zamanki gibi dile getirildi. Eve gidince oturup düşünmeye başladım. 1 seneyi aşkındır işsizim, askerden geldiğimden beri iş arıyorum hatta sözlükte bu dönem yaşadıklarımı anlattığım bir entry de içimi dökmüştüm, birkaç kişi mesaj atmıştı. İstediğim bu muydu vb diye düşünüyorum. Bir yandan da maddi kaygılar var. 27 yaşına gelmişsin ve bir yerden başlaman lazım. Diğer taraftan ise bu işin üzerime yapışmasından korkuyorum. Yaşım ilerledikçe ufukta öyle bir ihtimal yok ama evlenip de çocuk sahibi olursam hayatımda radikal değişiklik yapabilecek bir adım atamam. Pandemi ve sonrasında mesleksizliğin ve niteliksizliğin kötü bir şey olduğunu deneyimlemiş birisi olarak dünyanın her tarafında yapabileceğim bir mesleğimin olmasını çok istiyorum. İİBF'de bir bölüm okuduğum için zaten pişmanım, yüksek lisansı bıraktıktan sonra açıköğretimde bilgisayar programcılığı okumaya başladım araya askerlik vb girdi ve 1 dersim kaldı. Türkiye'de beyaz yakalı olursan Kapıkule'den dışarı çıkınca bir anlamı kalmıyor, o işleri orada yapan gani insan var zaten, dünyanın her yanında yapabileceğin bir yeteneğinin olması lazım. Artık 27 yaş bunalımı mı dersiniz adına, yoksa ne istediğini, nereye gideceğini bilememek mi, yahut hayatı kaçırma hissi mi siz karar verin. İşe başlayıp bir yandan yazılım ve yabancı dil konusunda kendime bir şeyler katmaya çalışıp yurtdışı fırsatlarını kovalamak mı yoksa bu hayatı kabullenmek mi, çok dağınık oldu belki ama umarım kendimi ifade edebilmişimdir.

Bilmiyorum, belki de boşa kuruntu ediyorumdur. belki başka birisini alacaklar piyasada o kadar çok insan boşta ki, başka seçeneklere bakmak zorunda kalacağım, kpss'ye gireyim desem diğer bölümlerle aynı kulvarda b grubu kadrolar için yarışıyoruz ve puanlar yüksekten kapatıyor.

Geçen iibf mezunu bir arkadaşla karşılaştık jandarma'da uzman çavuş olmuş. Askerde asteğmen bölüğünde birlikte eğitim almıştık oysa ki. Markette kasiyer ya da giyim mağazasında reyon düzenlemek de var. Yapan insanlara gerçekten saygı duyuyorum. Sonuç olarak kimse sevdiği işte çalışmıyor. Hepimizin gelecek kaygısı had safhada.

Belki de yazılım işinde mutlu olamayacağım, orada da çok rekabet var ve sürekli yenilikleri takip edip kendini güncel tutmak zorundasın.

Ama çocukluğundan beri ama kalıcı ama geçici süreyle yurtdışında yaşamak isteyen birisiyim, bu ergen hevesi de değil. Parayı yerden toplamayacağımı da biliyorum, gittiğim yerde yabancı olacağımı da biliyorum. En ufak olayda topun ağzında olacağımı da. Ama burada da önümü göremiyorum.

Açıkçası sadece kariyer konusunda değil özel hayat konusunda da bunca sene boşa yaşanmış gibi hissediyorum. Ailem ve birkaç arkadaşım dışında öyle müthiş bir sosyal hayatım yok. Yeni insan tanımak da artık bana yorucu geliyor. Bugün iş görüşmesinde bile, bize kendinizden kısaca bahseder misiniz sorusuna cevap verirken iç sesim her seferinde aynı şeyleri söylemekten bıktım diyordu. Şurada doğdum, şu okuldan mezunum, şurada yaşıyorum vb.

İlerleyen yıllarda bunu atlatabilirsem geriye dönüp baktığımda gülümseyeceğim, vay be nerelerden geçmişim diye. Umarım öyle olur.
0
Behemote
(29.04.24)
@dissendium öncelikle cevabınız için teşekkür ederim, tam bir satın alma uzmanlığı değil de giriş seviyesi bir pozisyon olarak düşünün. Yazılım konusundaki şişmenin ben de farkındayım, swift öğrenmeye hevesli hatta bunun için macbook pro almış birisinin yazılımı bıraktığını gördükten sonra acaba yanlış yolda mıyım diye düşünmedim de değil ama web alanında full stack olan lise yıllarından beri bu işle ilgilenen bir arkadaşımla konuştuğumuzda beni cesaretlendirmeye çalışıyor. 1 yılın ben de uzun bir süre olduğunun farkındayım. Maddi ve manevi açıdan epey zorladı. En son ailemle tartışıyordum. Şimdi normale döndük. Geçen ay bir firmada işe başlayacaktım ama firmanın tavırlarından ötürü bu iş başlamadan bitti. Sonradan öğrendim ki firmada sirkülasyon yüksekmiş. Gelen de durmayıp kaçıyormuş. Yabancı firma bizim ülkeye gelince kendi ülkesinde yapamayacağı şeyleri yapabiliyor. "İş bulabiliyorsan direkt çalış" demişsiniz çok mantıklı. Maddi açıdan nefes aldırır ama bir daha yaş tahtaya basma ihtimali gözümü korkuttu. Birkaç gün kendime gelemedim, iştahım bile kapandı. Millete ne güzel işe başladım demiştim, ne diyeceğim diye utandım vb.

Açıkçası gelecek planlarım farklı olduğu için bilemiyorum. Türk vatandaşı bir satın almacı, yurtdışında iş yapabilir mi? Hans'ın Thomas'ın yapabileceği bir iş için işveren neden sponsor olup da oturma izni çıkartsın? Dediğiniz gibi yazılımı uzun vadeli düşünmek lazım. Bileğimde bir altın bilezik olması gerek. Ne olacağı belli değil. Yabancı dil konusu da önceliğimde.
0
🌸Behemote
(29.04.24)
Şimdi ben satın alma müdürüyüm yurtdışında.
Sponsor neden olsun? Spesifik bir alanda is yapmiyorsaniz(ornekler; misal elektrikli arac bataryasi konusunda teknik satin alma, ne bileyim rüzgar gülü yapımındaki kompozit malzemelerinin teknik satin almacisi vs) kimse sizi almaz evet. Düz satın alma yapacak insanlar Avrupa'da var zaten.
Benim genel çevremde yurtdışına satın alma ile gördüklerim;
Misal havacılık alanında çalışıp Fransa'da havacılık tarafina gecenler
Silah sanayinde çalışıp geçenler
Rüzgar gülü alanından geçenler
Ayni firmada bilmem kaç yıldır çalışıp yurtdışına ofisine transfer olanlar

Yani evet düz satın alma ile bir yere gidemezsiniz.

Yani tedarik zinciri soluyorum artık ve tedarik zincirinde çalışmak sizin anlattiginiz kadar kötü bir şey değil. Yani girmesi zor da bir kere girince genelde işsiz kalinmayan bir alan tedarik zinciri çünkü herkesin yapabileceği şeyler değil.
0
logisticsmanager
(29.04.24)
@logisticsmanager evet, tam olarak düşündüğüm şeyi ifade etmişsiniz, benzer şekilde düşünüyoruz, şu an görüşme aşamasında olduğum pozisyon niş, spesifik bir satın alma değil, firmanın ihtiyaçlarının tedarik süreciyle ilgili, dediğiniz alanlarda mühendis arkadaşların şansı daha yüksek gibi, bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz ama teknik bilgiye sahip olmaları daha avantajlı gibi, yoksa a4 kağıdını, masa sandalye, bilgisayarı o ülkenin vatandaşı da temin edebilir tabii ki de. Ama başlangıç açısında maddi açıdan nefes aldıracağını ve özgüvenimi tazeleyeceğini düşünüyorum. Ama benim için iyi olacaksa olmasını diliyorum. Öbür türlü geçen sefer yaşadığım saçmalığı tekrar yaşamak istemem. İş görüşmesine çağırılırken söylenenin tam tersi bir durumla karşılaşınca başlamadan bitti.
0
🌸Behemote
(29.04.24)
Iki tip satın alma var; direkt ve indirekt. Direkt üretimde kullanilan hammadde falan alır. Indirekt misal temizlik servisi de alabilir kağıt kalem de ama milyon dolarlık makine satın alması da. Ne yapacağınızı bilmedigimden bir şey diyemem.

Ilk olarak yapmaniz gereken bir şekilde kafayi sokmak. Kimse süper başlamıyor. Ben 2016 yılında depoda mal kabul yapip sayım falan yapiyordum, irsaliye imzaliyordum. Ben de ilk ise baslarken illallah etmistim sayimdi, irsaliyeydi falan. 8 sene öncesi yani. Ha benim buraya gelişim tedarik zincirinde olmamdan sebepli değil ama tedarik zincirinde olup gelen çok tanıdığım var. Önemli olan;
Bir şekilde tedarik zinciri girmek
Kendinizi gelistirip calismak
Hedefiniz yurtdışı ise bu hayal için sürekli calismak, cabalamak. Belki sizin için en doğrusu bu değil ama isteginiz bu gibi.
Bu şekilde yaparsaniz da yurtdışı olmaz ama Türkiye'de iyi bir şey olur.

Bu arada üst seviye Avrupa ülkeleri zor ama macaristan, romanya, Polonya genelde ucuz iş gücü olarak bakıldığı için oralara gitmek daha kolay.
0
logisticsmanager
(29.04.24)
@logisticsmanager dediğiniz ve ilandaki iş tanımının ışığında indirekt bir pozisyon olduğunu anlıyorum. Sizin için doğru değil derken tam olarak neyi kast ettiniz anlayamadım ama yurtdışında yaşamı mı kast ettiniz yoksa işi mi. Orada biraz kafam karıştı. Yurtdışında yaşamın zorluklarının farkında olduğumu ilk yazımda ifade etmiştim. Birazda kendimi ona hazırlamaya çalışıyorum. Sizin ilk işinize benzer bir işti o sıkıntı yaşadığım firmada ama o sorunlar yaşanınca olmadı. Başta kendimi düşündüm niye sabretmedim diye ama sonrasında birkaç kişiden duyduklarım, kararımın arkasında durmama neden oldu.
0
🌸Behemote
(29.04.24)
hocam ben de 27 yaşında yazılım öğrenmeye başlamış (top bir üniversitede okuyarak) biri olarak önermem, alaylıları geçtim sağlam yerlerden mezun olanlar için bile ortam çok rekabetçi. Satın alma tarzı beyaz yakalı işler vasat hatta kalifiye yazılımcılıktan daha iyi olabilir.
0
Erestor
(29.04.24)
@Erestor açıkçası rekabetçi ortamın ve alaylı olmanın dezavantajlarının ben de farkındayım, bazen kafayı kırıp ikinci öğretim mühendisliğe gidesim geliyor, gündüz çalışarak kendini finanse edeyim vb ama bu sefer de yaş geçiyor. Lisedeyken ilgimi çeken bir konuydu yazılım. Ancak eşit ağırlığa geçmek zorunda kaldım. O zaman iyi bir üniversitede okuyamadıktan sonra TM'ye geçerim daha iyi kafasındaydım. Pişmanım açıkçası. İnsanın istekleri yaş geçtikçe netleşiyor gibi. Bir de ilerisini göremiyorsun burada her an her şey olabilir. Belki buradan çıkmama yardımcı olur vb. hem de ilgi duyduğum bir alan diye düşünüyorsun. Serbest çalışmak hayalim desem, hayalperest mi olurum acaba? Riskleri var evet ama kendime sorduğumda günün birinde freelance olarak çalışmak düşüncem var. Bir de beyaz yaka olarak buradan çıkamayacağını düşünüyorsun. Orada da parlak bir ortam beklemiyor belki ama bilmiyorum, bu hayal yıllardır kafamda var. Hiç yaklaşmadım ucundan kıyısından bile ama bir gün olur belki diyorum.
0
🌸Behemote
(29.04.24)
Eğer doğru ise 1 Yılı aşkın işssiz durumda olmanızdan maddi bir derdinizin olmadığı ve konforunuzu bozmak istemediğiniz anlaşılıyor İİBF gibi genel bir bölümden mezun olup iş bulamamak imkansız gibidir belli ki siz istemiyorsunuz aksi ayrıca herkes mezun olduğu alanda iş bulacak diye bir kaide yok dünyanın hiçbir yerinde böyle bir sistem yok zaten bu yüzden devletler vatandaşlarını girişimciliğe yönlendiriyor neyse
madem tavsiye istiyorsunuz bir yerden başlayın devamı gelir. Geçici bir süre markette kasiyerlik olabilir mesela (maddiyat ve statü olarak bakmayın insan ilişkileri ve iş ortamı tecrübesi olur bu süre zarfında daha iyi işler bulursunuz devamı gelir.)

Uluslararası geçerliliği olan ve kolunuzda altın bilezik olacak olan yazılım dili (java) öğrenmenizi tavsiye ederim.
0
doharkoman
(30.04.24)
1 yılda pek çok görüşmeye katıldım ve çoğu olumsuz sonuçlandı, bir tanesiyle olacak gibi oldu ama olmadı, iyi ki de olmamış, konforu bozmamaktan ziyade geri dönüş alamamak diyelim, başvurduğum ilan sayısını şu an hatılamıyorum, java gibi, c# gibi oop bir dili öğrenmek mantıklı, zaten liseden az biraz c# bilgim vardı tazelemek şart,
0
🌸Behemote
(30.04.24)
soruna tam olarak cevap veremem ancak biraz kendimden bahsedeyim, sen de nasiplen.

31 yasindayim. cocuklugumdan beri hep bilgisayar muhendisi olup microsoft'ta calismak istedim. ancak ya benim malligimdan, ya da sistem yuzunden o sinavlari bir turlu kazanip muhendislige giremedim. kac kere universite sinavina girdigimi hatirlamiyorum bile. sacma sapan islerde calistim asgari ucretli olarak. baristalik, garsonluk, kasiyerlik vs. oralarda calisinca sunu cok iyi anliyorsun; bu hayat boyle devam etmez. son bir kez sinava girdim ve 26 yasindayken onlisans siber guvenlik bolumunu kazandim yari burslu. sonra okulda gordugum egitim cok hosuma gitti ve siber guvenlik alaninda uzmanlasmaya karar verdim. kimsenin almaya cesaret edemedigi sertifikalari aldim, isimde cok ilerledim. kendimi ovmek gibi olsun, turkiye'de su an top3'teyim. fakat malesef turkiye simulasyonu yuzunden issizim su an. bunun iki sebebi var: 1- danismanlik sirketleri cok az para veriyor. 2- kurumsal sirketler 4 yillik mezuniyet istiyor. yani baska ulkede olsam havada kapilacakken turkiye'de issizim. neyse, uzatmayayim. sana verecegim tavsiye oncelikle denemen olur. neden? cunku en azindan yillar gectikten sonra icinde kaldiginda en azindan denemedim demezsin. ben yazilimi denemedim mi? denedim. kac kere baslayip kac kere biraktigimi hatirlamiyorum bile. hatta bir sertifika almak icin programlama dili ogrenip zararli yazilim yazmam gerekiyordu, onu bile zar zor ogrenip hallettim. kafa almiyor bir turlu. linkedin'de mimar arslan diye biri dusuyor onume surekli adam javaci, yurtdisinda yasiyor. belki ona mesaj atip fikir alabilirsin. baktin calistin cabaladin olmuyor, kabullenip satin almaci olarak calisirsin. ama once dene. kafana uyarsa siber guvenlik de deneyebilirsin destek de olurum sana. mesaj atarsan mail adresimi iletirim.
0
arakaali
(30.04.24)
kpss alan çalış
0
Hallegadola
(30.04.24)
@dissendium takılmamaya çalışırım, olumlu geri dönüş yapılırsa denemeyi düşünüyorum, belki ileride de başka fırsatlar da karşıma çıkar diye ümit ediyorum ve çabalarım o yönde

@Hallegadola alandan girmeyi mezun olduğum dönem düşündüm ama sonra vazgeçtim. O süreçlerde uğraşıp sonrasında kurum sınavlarında mülakatlarda elenen arkadaşları görünce o topa girmek istemedim. İktisat maliye muhasebe hukuk üzerine kendi alanınızın derslerini çalışıyorsunuz, iki sınava girip üstüne kurum tarafından bir yazılı sınav+ sözlü mülakat, Ankara'ya git gel yapmak, 1 gece konaklamak vb. maddi ve manevi açıdan külfet. Memuriyette merkezi atama dışında şans göremiyorum kendime. Hoş imkanım olsa duyuruda belirttiğim gibi hayatıma başka bir ülkede devam ederdim. Belki vatandaşlık alırsam kesin dönüş denerdim.
0
🌸Behemote
(30.04.24)
(28)

bi erkek karısına böyle şaka yapabilir mi?

deartheodosia
evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtü
evlendiğimiz ilk yıllardaydı, eski eşim (hala boşanamadık) bana “ben iş gezisine gittiğimde sen sütçüyü eve alır çocuk yaparsın” gibi bi şaka (!) yapmıştı. ben çok şaşırmıştım tabii, bu şaka mı şimdi diye. böyle densiz densiz şakalar yapıyordu, bir kere araç bir yere sürtmüştü, “sen sürtüksün, sürtüklerin arabası sürter” falan demişti. bunun gibi çok şey var. bu adam normal değildi, di mi?
0
deartheodosia
(15.03.24)
normal değil.
evlenmeden önceki ilişkinizde bunları yapmıyor muyudu?
0
saturn
(15.03.24)
ben 21 yaşında olduğum için biraz (!) salaktım, anlamıyordum @saturn
0
🌸deartheodosia
(15.03.24)
biraz aptal bence. 'saka'nin iki tarafa da komik olmasi lazim. yetiskin yasa gelip bunu kavrayamamisin zekasindan suphe ederim.
0
hot potato
(15.03.24)
normal değil
0
benarrivo
(15.03.24)
mizah zekanın zekatıdır diye bir laf var islami değil biraz düşününce çok güzel bir söz

yani bir insanın bu kadar düşük bir şaka anlayışı varsa onun hakkında başka konularda da fikir verir
0
grimavi
(15.03.24)
Hay amk, çok komiq aq... Zekasız
0
abuzer
(15.03.24)
ciddi misin? çok geçmiş olsun. her biri ayrı travma. keko kocanın neresinden dönsen kardır. bu insanlar evleniyor, gerçekten hayret ediyorum. evlenmeyi geçtim, sürdürebildiği herhangi bir ilişkisinin olmaması lazım. sabit bakkalı bile yoktur.
0
gabe h coud
(15.03.24)
her ikisi de ağır ama ikincisi çok daha ağır.
insan olan değil karısına, sevgilisine, arkadaşına bile demez, dememeli.

merak ettim, evlendikten sonra bunu diyebilen biri, evlenmeden önce bunları yapabileceğine dair hiç sinyal vermedi mi? hiç "acaba" dediğiniz bir an olmadı mı?
0
tabudeviren
(15.03.24)
Toksikolojiye giriş resmen.
0
rock n roll
(15.03.24)
Karısı rahatsız oluyorsa yapamaz. Yoksa çiftlerin aralarındaki espri kalitesi ya türü bizi ilgilendirmez. Buradaki kilit nokta sen ve ikinizin espri/komedi dinamiği. Sen bundan rahatsız olmayıp aynı türde espri yapıyor olsaydın burada dehşete düşen hassas arkadaşlara, gökten düşen 3. elmayı yemek düşerdi. Hatta bundan çok daha ağırlarını(?) karşılıklı olarak gülerek yapan (hatta arada bizim de dahil olduğumuz) evli çift arkadaşlarım var. Gayet mutlular.

Bu arada ağır falan olup olmamasından ziyade komik değil bence.

@hot potato +1
0
nawar
(15.03.24)
ayrıca bir şey aldığımda/yaptıracağım zaman “yeni kocan için mi” diyordu.
0
🌸deartheodosia
(15.03.24)
Tabi ki normal değil de bana biraz sapıklık var gibi de geldi sanki ağız arıyor gibi. Evet filan desen devamı gelecek gibi. İğrenç ya. İyi ki kurtulmuşsun bundan.
0
Gradient_tabanlı_mor
(15.03.24)
bu bastırılmış cuckold'luk veya gavatlık değilse nedir bilemiyorum. Ha ikinci ihtimal, kendini küçük görüyorsa ve içinden "bu kız niye beni seviyor yav" diyorsa öyle bir gelecek projeksiyonu yapıyor olabilir. Her iki durumda da sıkıntılı bence.
0
nhk ni youkosu
(15.03.24)
yuh ya
ya karakteri olgunlaşmamız birisi ya da cuckold.
0
nuisance2
(15.03.24)
Yapamaz ve yapmamalı ama bu toplumda densizlik hadsizlik yozlaşma öyle bir safhadaki herşey normal karşılanıyor hatta yanlışı kınayanlar kınanır hale geldi. Bu arada yazdığınız ifadeler aynı zamanda hakaret suçuna konu olabilir diye düşünüyorum.
0
doharkoman
(15.03.24)
Umarim bosanmaniz bir an önce sonuclanir <3

normal degil, komik degil... ya cok saygisiz ya da en iyi ihtimalle manyak.
0
chihirovekohaku
(15.03.24)
Bana yaşlanınca tacizci olacak, amigdalası çalışmayan biri gibi geldi
0
durgunfoton
(16.03.24)
İçten içe kendisini aldatmanı istiyor gibi geldi
0
olaylar olaylar
(16.03.24)
normal mi diye sorulması bile anormal olan bir adam.
0
odiyus
(16.03.24)
Cinsel sorunları olduğu ortada. Bu tipler gözü açılmamış saf kızlarla evlenirler.
0
anais
(16.03.24)
"Aman canım bunda ne var" denecek türde sözler değil, resmen bilinçaltını bilinçlice ortaya koyuyor. Psikolojik şiddet uyguluyor.
0
muhayyer divan
(16.03.24)
@nawar çok güzel bir ayrıntı yakalamış.
Şaka iki kişiliktir. Şaka yapılan kişinin o an verdiği tepki önemli.
Bana bir daha bu tarz şeyler söyleme mi dedi.
Kıkırdayıp Ayy Çok hoşsun mu dedi.
Tebessümle mi karşıladı, kızdı mı?
O da ona en az aynı seviyede bir başka sözle mi karşılık verdi.
Bunları bilmeden yaptığımız yorumlar havada kalıyor.
Ben elşer arasında bu tarz şakayı yakıştıramam.
Ben insana küfrü de yakıştırmıyorum ama ağzından küfür düşmeyen insanlar da var.
Her ailenin dinamiği farklı. Yorumlar havada.
0
Mirket
(16.03.24)
Aptalmış
0
basond
(16.03.24)
Kesinlikle normal ve saka dedigin sey zaten böyle olmali.
0
Yourcousinmarvinberry
(17.03.24)
gavat ve cuckoldcu olduğunu düşünürüm o lafları tek tek müsait yerine enjekte ederdim.
0
Hallegadola
(18.03.24)
manyak galiba
0
sanguine mcqaer
(18.03.24)
Normal değil. Böyle şaka mı olur? İnsan eşine sen sürtüksün mü der?

Umarım kısa zamanda boşanırsınız.
0
drako
(05.04.24)
adamın şüphelendiği,geçmişte veya mevcut dönemde rahatsız olduğu bir şey yapmışsanız bunu ima ediyor olabilir mi?direkt söyleyip soramadığı için böyle saçma şekilde rahatsız edici şeylerle ima ediyor olabilir.bu durumda bile yanlış ama asla böyle bir şey yoksa tedavi olması gerekiyor insan sevdiğini bu cümlelerin öznesi yapmaz.
0
ercu cozer
(05.04.24)
(39)

Evlilik ve tükenmişlik hissi, boşanma düşünceleri, tavsiye..

ustapasta
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş ki
Selamlar, biraz uzun yazacağım. Doldum fakat tanıdığım biriyle dertleşmek istemiyorum. Eşimin mahremiyetini ihlal etmiş olurum diye tanıdık biriyle konuşmayı doğru bulmuyorum. O yüzden burada oversharing'in dibine vuracağım üzgünüm. Nasılsa kimse beni tanımıyor. Evli ya da başından evlilik geçmiş kişiler (özellikle kadın) özelden yazarsa ne güzel olur.

Yaş 33, 5 yıllık evliyim. Eşimle severek evlendik, hala da seviyorum. Güvenilir, merhametli, iyi kalpli bir insan. Neşeli çocuk ruhlu biri, ailem de onu kendi çocuğu gibi sever. Sorun ne diyecek olursanız, sorun 5 yıl geçmesine rağmen hala oturmayan bazı şeylerin beni artık tüketmiş olması. Her şey ama her şeyin benim ittirmemle, benim iknamla yapılması. En basitinden, ikimiz de çalışıyoruz ve haftasonları 1 gün temizlik yapılması gerekli. Bunun için hala her haftasonu mutlaka bir gerginlik olur. “Ben bugün yapmayacağım sen kendi payına düşeni yap. Ben yarın yaparım. Şu zaman yaparım bu zaman yaparım.” İşten geliyorum o içerde yatarken ben yemek yapıyorum yiyoruz (yemek bende, bulaşık onda). Mutfakta bulaşıklar gece saat 10 11’e kadar bekler kokar. “Biraz yatayım yapıcam, yoruldum, maça gideyim gelince toplicam.” Her şey bir savaş evde. En basic rutinler bile devamlı gerginlik sebebi. Haftasonu temizliğimizi iki üç saatte halledip güle oynaya bir yere çıkamıyoruz. Kavga edip bozuşuyoruz ve tüm haftasonu evde küs geçiyor bazen. Böyle günlerde kendimi camdan atasım geliyor ruhum daralıyor. Onun çok da umrunda olmuyor. Karşımda 36 yaşında bir erkek değil de, annesi tarafından devamlı dürtülen 15 yaşında bir ergen var gibi hissediyorum. Bunlar basit örnekler ama demek istediğimi anlamışsınızdır. Hiç bir iş yapmadan yatarsak ondan iyisi yok, o zaman kavga etmeyiz. Sarılıp yatmak ister bütün gün.


Eşim çocukları çok seviyor, ben de istiyorum 10 aydır çocuk deniyoruz ancak henüz olmadı. Her ne kadar temas bağımlısı olsak da bu biraz şefkat ağırlıklı olmaya başladı, cinsellik çok çok seyrekleşti. Ovulasyon günleri dışında nadiren beraber oluyoruz. Belli günlerde olunca vazife gibi oluyor, kendimi çok kötü hissediyorum, istek duyamıyorum. Bunu onunla birkaç kez konuştum, bari şu ovulasyon günlerinde biraz beraber zaman geçirsek, biraz romantik bir ortam olsa da ben kuluçka makinesi gibi hissetmesem. Ama bir türlü aşamadık, tamamen tatsız isteksiz, çocuk yapmak üzerine yaşanan bir eyleme döndü. Açık açık ona cinsel yaşamımızdan inanılmaz mutsuz olduğumu söyledim. Güzellikle söyledim olmadı, kavga ettim olmadı. 60 yaşında bir çiftin yaşamı bizden iyidir, inanın artık uğraşmıyorum ve geçtim bu konudan.


Gelelim bugün kopan kavganın sebebine. Bu ay doktora gittim ve birkaç gün ovulasyon takibi yapıldı. Pazartesi yumurtlama gördü ve üç gün birliktelik olmasını önerdi doktor. Pazartesi yaptık iyi hoş. Salı yani dün akşam eve geldik, yemek faslı. Sonra aslında haftasonu yapması gereken fakat yine ertelediği bazı ev işlerini yaptı. Sonra dışarı terziye gitti, çıkmışken biraz arkadaşlarının yanına uğradı ve 22.30 civarı eve geldi.


Ben bu arada haftasonu memleketten topladığımız bazı taze otları ayıklayıp haşlayıp buzluğa atmakla meşguldüm. Amk otları tam gününü buldu fakat ertesi güne kalsa artık bozulacaktı. Uzun da bir iş. Neyse benim saat 00.30 gibi işim bitti. Bu arada salonda yatıyor, asla gelip yardım teklif etmiyor. Ovulasyon var değerlendirmemiz lazım, zaten saat geç olmuş. Yardımın dokunmasa bile gel, napıyosun canım de, bi ilgilen. İşim bitti salona geçtim yatıyor, eline sağlık dedi yanıma gelsene dedi. Gerçekten o kadar istemedim ki o an, duşa girip yatıcam dedim ve gittim, çıktığımda uyumuştu. O gece bir şeyler yaşanacaksa o akşam biraz daha ilgili olunmasını, moda girilmesini istiyorum, çok mu abes bir şey istiyorum ki?


Bu sabah kalktık, modum düşüktü. En değerli gün boşa geçmişti çünkü. Noldu diye sorduğunda kavga koptu. Beni suçluyor, bütün sorun akşam sana mutfakta yardım etmemem mi diyor. Bendeki birikmişliği asla ama asla anlamıyor, kaç kez anlatmama rağmen. Gece seni yanıma çağırdım gelmedin diyor. Artık vazife gereği yapılan randevulu ilişkilerden de sıkıldığımı söyledim. Ovulasyon zamanında da biraz isteksiz yapıverelim idare et diyor. Sanki o günler dışında yapıyormuşuz gibi. İnanılmaz kötü kavga ettik, birkaç kez ayrıl benden o zaman dedi, bana çok ağır bir cümle kurdu hatırladıkça gözlerim doluyor. Benden ayrıl o zaman, kendini yaptırtacak birini bulursun çok meraklısın ya zaten dedi (elbette bu kelimelerle değil). İnanamadım, hiç bu kadar ağır cümleler kurmazdık kavga ederken.


Bu lafı yutamıyorum. Her ay aynı günlerde, her haftasonu aynı günlerde aynı konulardan kavga etmekten artık tükendim. Dışardan bakıldığında iyi bir çiftiz, ayrı ayrı bakıldığında belki de iyi insanlarız. Ne desem yapar, ama kendisi asla bir şey planlamaz. Kendi kendine bir fikir ortaya atmaz. Bütün erkekler mi böyle? Ne istedin de yapmadım diyor, çok basit, ben o da bir şeyler istesin istiyorum. Her şeyi düşünmek zorunda kalmak istemiyorum, biraz ipleri eline alan, bu kadar edilgen olmayan bir eş istiyorum. Gerek güzellikle gerek kavga ile kaç kere konuştuk. Hep dikkat edeceğim diyor ama olmuyor.


Bu akşam eve gitmeyi düşünmüyorum o ağır lafın üzerine. Boşanmak istiyor muyum? Bilmiyorum, ama eşimi artık bu haliyle istemediğimi biliyorum. Eskisi gibi olsun istiyorum. Ben hiçbir kavgada ayrılık kelimesini kullanmam ama o bugün birkaç kez söyledi. Ayrılmak öyle zor geliyor ki. Yeniden bir hayat kurmak, bütün rutinlerinden vazgeçmek, hayatın tepetaklak olması. Bu ruh haliyle bunlarla başa çıkamayacak gibi hissediyorum. Çift terapisi işe yarar mı bilmiyorum.


Her akşam evde boş boş yatarak geçirdiğimiz bir hayat, ben talimat verdikçe sorunsuz olan, duygusal olarak çok bir şey beklemediğim evliliğim. Bütün evliliklerin sonu bu mu? Erkekler bu rutin yaşamı sorun etmiyor biz mi ediyoruz? Şiddet yoksa aldatma yoksa her şey okey midir? Artık intihar eden insanların ruh halini bile anlayabiliyorum. Eskiden çok şaşırırdım, madem hayatından vazgeçecek duruma geldin, bari her yolu dene, ölümden kötü ne olabilir evden ayrıl aç kal sürün, olmazsa yine intihar edersin derdim içimden. Şimdi anlıyorum, insan bunlarla uğraşmayı göze alamayacak, savaşamayacak kadar tükenmiş oluyormuş. Uğraşmak istemiyormuş sadece bitsin istiyormuş. Ayrılmak istemiyorum, tüm bunlarla uğraşacak, aileme laf anlatacak, yeni bir hayata başlayacak gücüm yok. Tüm bunları göğüslesem bile boşanınca hayat daha mı iyi olacak, bunun garantisi yok. Ama böyle de o kadar mutsuzum ki.
0
ustapasta
(13.03.24)
hocam şöyle bir şey var, evliliklerin çok azı aradaki sevgi ve aşkın azalmasından dolayı bitiyor, daha çok böyle sorumsuzluklar ve hayatı paylaşmamak yüzünden bitiyor ve bir taraf tükeniyor

sizin kafanızı karıştıran şey "ama çok iyi bir insan, aileme ve çevreye çok iyi"

bu düşünce karar vermenizi zorlaştırıyor, ben böyle bir insanın değiştiğini görmedim, 50-60 yaşına gelip hayatının çoğu böyle angaryalarla harcanmış, tükenmiş çok kadın var

hocam bir de korunun bu çocuk konusunu hemen araya sıkıştırmayın, çocuğunuz olursa bu sorunlarınızın üstünü bir süre daha örtecek, çocuk büyürken zamandan da yemiş olacaksınız, çocuk bir adet sorumsuz ebeveyn ve bundan dolayı sürekli gergin ve öfkeli ebeveynin olduğu çok huzursuz bir evde büyüyecek, çocuk olunca eşiniz değişmeyecek, siz yine ev işleri, ev dışı sorumluluklar, çocuk bakım sorumluluğu hepsiyle tek başına uğraşmak durumunda olacaksınız

33 yaş çok genç daha, siz içinde bulunduğunuz koşullar yüzünden enerjisiz ve karamsar hissediyorsunuz, 40ındaki kadınlar hayatı yeniden yaşamaya başlıyorlar daha mutlu daha enerjik
0
grimavi
(13.03.24)
Öncelikle şunu söylemeliyim,

Bu olanları maalesef çoğu evli çift yaşıyor. Erkek ve Kadın versiyonu olarak azıcık farklılıklarla çoğu yerde duyuyorum bunları. Yaşayanlardan birisi de benim. Bu yaşadığınızın erkek tarafındayım.

Her şeyi denedim, profesyonel ve geleneksel olarak tüm tavsiyeleri yumuşak başla uyguladım. Olmuyor.

7 yıl sonra Bebek oldu, onun hikayesi de çok başka ama; takibi ve tedaviyi de ben kontrol ediyorum tabi ki. Yani size şunu desem anlarsınız, eşim ne zaman regl olacak bilmiyor ve takip etmiyor. Kendisi de mühendis bu arada. Makina sahasında imkansızı ürettirmeyi başaran kadın. Demekki böyle, evilik başka bir yetenek.

Boşanmak, bana da yorucu geldi. Tam ciddi kararlar evresinde bir sürü major değişiklik ve kayıplarım oldu. Saldım.

Amatörce ama çok doğru; olmayınca gerçekten olmuyor.
0
achilles
(13.03.24)
@edmond honda aslında hiçbir iş yapmıyor değil. Her şeyi yarı yarıya yapıyoruz, ama sorun bunu bir rutin olarak kabullenememesi. Hep benim söylemek zorunda kalmam. Herkesin işi belli, o yapmazsa ben elimi bile sürmem onun işine.

Dünyanın en sevgi dolu insanı bu arada, yeğenim bile ona bayılıyor çok güzel anlaşıyorlar. çocuk yaparsak sevgisiz asla kalmaz ama ev işleri büyük sorun olur. Bu beni de çok düşündürüyor. Sevmekle olmuyor, sevgi dolu ama tembel.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
en doğrusu minik darılmaları biriktirmemek. az önce bulaşık nedeniyle kavga ettiğin insanla sevişmek istemiyorsun. istediği kadar seksi olsun. bunu aklından çıkarma. senin için de öyle değil mi? güzel güzel konuşun. ikiniz de adım atın. birbirinizi yıpratmamak için elinizden geleni yapın. umarım düzelirsiniz ama ayrılmak dünyanın sonu değil. bazı kalıplara girmek zorunda değilsin. evlilik kutsal değil.

edit: imkanınız varsa haftada bir iki kez yardımcı tutun. öncesindeki gün bulaşık temizlik yapmayın, onları da yapar. haftada 2 gün dışarıdan söyleyip bulaşık çıkarmadan işinizi halledin. bir gün arkadaş aile ziyareti yapın. bir gün de dışarıda yiyin :) haftada bir iki günden fazla evde yemek yapmayın. o kadar büyük dert olmaz. eşin bu ve bunu değiştiremezsin. belki orta yolu bulabilirsin. istiyorsan.
0
gabe h coud
(13.03.24)
evli değilim hiç olmadım. o yüzden evlilikle ilgili yerlere girmicem, yaşayanlar daha iyi bilir. ama şunu görmek zor olmasa gerek, şimdiden böyle olan bir adam çocuk olunca sizce kendiliğinden sorumluluk üstlenip de çocukla ilgilenir mi? sizi rahat ettirir mi? yoksa siz 'iki' çocukla uğraşırken heder mi olursunuz? bence cevap ortada. bu senaryoda evet çocuğa da yazık olur ama bence yazığın en büyüğünü kendinize etmiş olursunuz. 33 yaşında böyle hissetmek normal değil, bunu ömrünüzün geri kalanına da yaymayın, bu adamdan çocuk yapmayın.

bu ruh haline girmek mutlak son değil, normal değil, doğal değil, herkes böyle olur evlilik böyledir vs diye bir şey yok, yaşadıklarınız düzeltmeniz gereken şeyleri gösteriyor, kabullenmeniz gerekenleri değil. çocuk fikrinden vazgeçip ilişkinizi değerlendirip iyileştirmeyi deneyebilirsiniz, bunun için çift terapisi iyi olabilir. ama işe yaramazsa da gencecik bi insansınız ayrılıp çok da güzel fıstık gibi yaşarsınız, hem de büyük küçük kimseye annelik veya hizmetçilik etmeden.. savaşacak da bir şey yok. düzgün bi insansa zaten ayrılırken sorun yaşamazsınız. çevreniz dar kafalı değilse sonrası da sorun olmamalı. milyonlarca bekar var, nasıl yaşıyorlarsa öyle yaşayacaksınız. maaşınız varsa kendinize göre evinizi tutuyorsunuz ve sadece kendi mutluluğunuzu dert ederek keyifle yaşamaya başlıyorsunuz. çok güzel oluyor valla, istediğinizde istediğinizi yapıyorsunuz, kimseye hesap vermiyorsunuz, rica minnet iş yaptırmıyorsunuz, laf anlatmıyorsunuz, caz trip çekmiyorsunuz, başkasının derdiyle hantallığıyla uğraşmıyorsunuz, sadece kendinizi düşünüyorsunuz falan şahane bi hayat. daha heyecanlı ilişkiler de yaşayabilirsiniz, size kalmış, istemeseniz de yaşamazsınız, kafanız rahat oh mis. teknik ve halledilebilecek zorluklara takılıp hayatı kaçırmayın, içinde bulunduğunuz ruh halinde olumsuzluklara odaklanmanız normal, ama yaşayınca ya niye daha önce yapmamışım diyeceksiniz sadece. kendinizi sonunu bildiğiniz bu yorucu hayata hapsetmeyin. kendiniz için yaşıyorsunuz, iyileştikçe bunu daha iyi görür insan, iyileşmeye odaklanın.

hiçbirini yapmıyorsanız bile kendinizi seviyorsanız şu an katiyen çocuk yapmayın derim naçizane, denemelere son verin. (30k)

ek: söylediği lafı unutmuşum, direkt o kısım bile ayrılık sebebi ama neyse.. hak etmediğiniz lafları yutmayın. iyi insan falan filan diye onur kırıcı sözlerini alttan almayın. o kısma takılmışsınız diye açasım geldi ama hocam zaten ortalama insan iyi insan oluyor. bariz kötülük yapmadığı sürece herkes iyi valla. sıradan bi şey bence. tek başına tutunulacak bi özellik değil.
0
nic cage
(13.03.24)
İnsanların evliliklerini yürütmemelerindeki temel sebeplerden en önemlilerini saymissiniz. Kadınların çalışma hayatındaki sorumlulukları yetmiyormuş gibi eve gelince de sorumlulukların devam etmesi, erkeklerin anne evinden sonra eşlerini de evin işlerini yapmak zorunda olan kişi olarak mimlemeleri kültürel olarak bizde zaten çok yaygın. Bunu kavga ederek, kuserek de tamir edemezsiniz. Anlaması gerekir. Önemli nokta şu, anlamaya gönlü var mı?


İkinci nokta aslında evliliklerde çok çok önemli fakat bizde kültürel olarak konuşulmaz. Biten evliliklerin çoğunda cinsel problemler vardır. İnsanlar bunu yok sayamazsa boşanır, yoksa da hayatları boyunca evlilik doyumundaki en önemli noktalardan biri eksik olarak hayatına devam eder. Zaten kadının cinsel doyum bekledigini söylemesi de genelde abes karsilanir. Eşinizin söylediği söz karşısında kirilmissiniz ve bu gayet anlasilir. Ama o da zaten sorunun kendinden kaynaklı olduğunu düşündüğü için ve bunu kabullenmekte zorlandığı için agresif bir tutum takinmis.

Yukaridakilere katılıyorum, bence böyle bir durumda çocuk yapmayı bir süre erteleyin ve eşiniz de kabul ederse birlikte çift terapisine gidin. Çözülmeyecek noktadaysa boşanmak dünyanın sonu değil ama en azından çaba sarf etmiş olursunuz. Çözülecek bir sorun varsa da karşılıklı iletişimle cozebilirsiniz. Sevgi ve aşk ise çok farklı olgular. Aşk yıllar içinde elbette şekil değiştirir ama sevginin baki olması gerekir. Birbirinize vakit ayırın, rutinlerim dışına çıkmaya çalışın.

İlişkilerimize duygusal yatırım yapıyoruz, emek veriyoruz. Bu yüzden bittiğini kabullenmekte zorlanıyoruz bazen ama şunu aklimizdan cikarmamak gerekir; "her iyi insan ve iyi baba, iyi bir eş olacak diye bir kaide yok".

Not: ben de evli ve çocuksuz bir kadın olarak yazdım bunları.
0
fraise
(13.03.24)
hepsini okudum.

bence bu sorunu çözebilirsiniz. adam kötü bir adam değil anladığım kadarıyla.
bence çocuk için acele etmeyin. yani şu an çocuk için yeterince enerjiniz yok.
ev işlerini tekrar bir bölüştürün ya da konuşun.
kendinize çok vakit ayırın.
amk otunu bırak bozulursa bozulsun yani.
birbirinze güzel şeyler söyleyin. film izleyin falan.
yani birbirinze vakit bulamamanızın bütün sebebi bu ev işleri mi.
erkekler biraz daha vurdumduymaz oluyor ama bence eşiniz de elinden geldiğini yapıyor.

burada ayrıl falan diyenleri ciddiye almayın. bekara karı boşamak da kolay diye bir laf var.
bence bu evlilik kurtarılır.

ama söylediği o laf biraz ayıp etmiş bence ciddi değil sinirlenince ağzından çıkmış.
0
OgutucuRecep
(13.03.24)
Erkek tarafıyım. Harekete geçme konusunda çok benzer durumlar yaşadım. Zamanla ortada buluştuk.
Her ikinizin de birbirinize doğru adımlar atmanız gerektiğini düşünüyorum. Bulaşıkları yıkamaması değil sizin sorununuz, sizin uygun gördüğünüz saatte yıkamaması.
Siz her konuda onu harekete geçirmek zorunda hissettikçe dürtükleyen bir insan oldunuz, o da dürtüklenme olmadan hareket etmeyen bir insan oldu. Sorun, sorunu doğurdu.
Çift terapisinin işe yarayacağını düşünüyorum.

Akşam eve gitmeme kararınızı bence gözden geçirin çünkü orası sizin eviniz. Zaten iyi bir durumda değilken bir de rahat etmediğiniz bir ortamda uyumakla uğraşmayın.

Çok şanslısınız ki çocuk konusunda acele etmenize gerek yok, henüz 33 yaşındasınız. İlişkiniz istediğiniz hale gelene kadar o işi biraz duraklatabilirsiniz.

Burada okuduğumuz birkaç satırla "bu evlilik devam etmemeli" gibi bir sonuca varan olursa asla kulak asmayın. Yapıcı tüm tavsiyeleri dikkate alıp yıkıcı tüm tavsiyeleri göz ardı etmenizi öneririm.
0
michael_knight
(13.03.24)
bence adamın pasif rol almasından zaten bunalmışken bu çocuk meselesi tuz biber olmuş. bence çocuk konusunu erteleyip diğer sorunları çözmeye odaklanın ve gündeminizden ovulasyonu vs. çıkarın.

gördüğüm kadarıyla ve eşimi de düşünürsem çoğu erkek kendisinden bir şey istenmeden bir şey yapmamaya plan program yapmamaya eğilimliler, bu doğru.

edit: bu arada ettiği laf konusunu unutmuşum ciddi anlamda özür dilemesi gerekiyor. telafi etmesini beklerdim ve eve gitmeyebilirdim ben de.
0
sanguine mcqaer
(13.03.24)
okudum hepsini
çocuk yapma işini durdurun öncelikle böyle bir ilişkiniz varken. bu sağlıksız bir karar, bence. sonrasında da mutlaka iyi bir terapist bulup terapiye gidin birlikte. iki taraf da çözmek istiyorsa halledersiniz. kavga etmeden konuşma ortamı yaratıp oturup konuşun bir de. belli ki bir şeyler yaşandıkça kavga ederek konuşuyorsunuz. sorun çıkmadığı bir anda oturun konuşun, randevulaşın hatta dışarı çıkın bir yerde oturup bir şeyler içerken konuşun.
0
veritaslibertas
(13.03.24)
Genel olarak bu düşüncede misiniz yoksa bir an için sinirlendiğinizde mi böyle hissediyorsunuz?

Bence sıkıntınız büyük. Eşiniz sizin söylediklerinize rağmen konfor alanından vazgeçmiyor. Ben de evlenmeden önce elimi sürmezdim işe. Ailem sağolsun yapardı.

Şimdi evlilikten sonra işbölümümüz var ve uyuyorum buna. Ama buna eşim zorlamadı.Ben kendim uymak zorunda olduğumu idrak ettim. Kimse çocuk değil.

Hatta işleri bir an önce bitirelim de rahat rahat oturalım diyorum eşime de. Bir de bu kadar iş yapmıyor diye söylenirken çocuk düşünüyorsunuz. Çok ilginç.
0
drako
(13.03.24)
bu akşam eve gitmeyeceksen de haber ver yüzünü göresim yok, şuradayım vs gibi. habersiz eve gitmemek büyük hata olur.

ev işi olayı dışında nasılsınız? eğleniyor musunuz? mutlu musun? beraber vakit geçirmekten hoşlanıyor musun? birbirinize hala değer veriyor musunuz? bunların cevabını düşün. olumlu ise kurtarmaya bak. sen boşanmak istemiyorsun çünkü bence.

temizlikçi tutun imkan varsa. yani belli bu adam temizlik yapmak istemiyor. ve iki yetişkinin yaşadığı evde de her hafta detaylı temizlik yapmak gerekmiyordur bence. bizde 1,5 yaşında bebek ve kedi var mesela. bazen sadece süpürge yapıp geçiyoruz. tozu gördüğüm halde toz almadığım hafta sonları oluyor. onun yerine ailemle vakit geçirmeyi tercih ediyorum. gerçekten kılı kırk yaracak kadar önemli mi bu temizlik meselesi? yapmayın evi bok götürsün demiyorum da bazı haftalarda da olduğu kadar yapıverin. inan sen kafana taktığın için bu mesele bu kadar büyük görünüyor gözüne. akşam yemeğinden sonra 10-11e kadar bekler bulaşıklar demişsin. beklesin. ne kadar kokabilir ki? sonuçta 11de de olsa kaldırıyor. yani sen onun öğretmeni, annesi, ev arkadaşı değilsin. senin sınavından 100 almak zorunda değil. 5 sene kavga etmişsin, konuşmuşsun olmamış. demek ki başka bir yol bakılmalı.

ipleri eline alsın diyorsun, edilgen olmasın diyorsun ya. bu adamın karakteri. sen adamdan A değil B olsun istiyorsun. sen zaten A ile evlenmişsin. değişmesini beklemen saçma değil mi? hani farklı bi durum olur değişmesini beklersin ama adam karakter olarak pasif demek ki. şimdi şöyle düşün. sen çok planlı, programlı, her şeyin kendi istediği gibi yapılmasını isteyen birisin diyelim. eşin de 5 sene sonra gelsin desin ki ben bu kadar dominant bir kadın istemiyorum, pasif olsun istiyorum. sence olur mu öyle bir şey? insanın karakteri neyse odur ya, değişmez. hele otuzlardan sonra hiç değişmez. törpülersin, dikkat edersin ama bir yere kadar.

cinsellik konusuna gelirsek. bazı insanlar isteksizdir. bunu kabul edelim. bir de adam yanıma gelsene demiş. kendisine göre gayet hoş bi davet. sen de reddetmişsin. suçu kendinde görmüyor doğal olarak. o güne otları bırakmak, buzluğa atmak filan senin kafanda yarattığın, çok da gerekli olmayan bir iş. iki saatini harcayıp yoruldun ve hırsını ondan çıkardın. hayatımda ot haşlayıp dolaba attığımı hatırlamıyorum bu arada. neyse. sonuç olarak çok da istekli biri değil belli ki ve hamilelik takvimi işi iyice rutine bindirmiş iki taraf için de.

bence çocuk işini erteleyin. zaten bu temizlik durumu çocuktan sonra seni daha da delirtir. hele taze otu buzluğa atan bi insanın bebek ek gıdaya geçince yapacağı şeyleri düşünemedim bile. sen kendini yorarsın eşin sadece güle oynaya ilgileneceği kadar ilgilenir. gelsin daha büyük kavgalar.

çocuk işini erteleyin. evlilik terapisi alın. ama gerçekten boşanma isteği varsa bir süre belirle. değişim görmek istediğini net bi şekilde belirt. baktın değişim yok o zaman boşanırsın.
0
elorelia
(13.03.24)
5 yıllık evli ve 20 aylık çocuk sahibi er birey olarak yazıyorum;

Sizin probleminiz çözülmeyecek bir problem değil ancak ikinizin de gönüllü olması ve psikolog desteği almanız gerekiyor. Buradan ya da cevrenizden alacağınız tavsiye ile çözemezsiniz.
Şunun kararını vermen lazım gerçekten bu kişi ile evliliğini devam ettirmek istiyor musun?

Eğer devam ettirmek istiyorsan eşini karşına alıp de ki "Ben seninle hayatıma devam etmek istiyorum ancak bu şartlarda değil psikolog desteği alalım" de o da eğer seninle devam etmek istiyorsa zaten kabul edecektir.

Eşimle iletişimimiz çok güçlü ve paylaşımcıyızdır ona rağmen çocuk olduktan sonra çok kez tartıştık çok zorlandık çünkü hem yorgun hem de tahammül azaldığı için sürekli gerginlik oluyor, çocuğun uykuları yeni oturmaya başladı ve ancak kendimize gelebildik bu problemleri aşmadan sakın çocuk yapmayın.
0
mirty
(13.03.24)
elorelia +1

1. çocuk işini erteleyin
2. genel temizlik için birini alın, haftalık ya da iki haftada bir mesela
3. mükemmeliyetçi tavrınızı törpülemeye çalışın, her hafta ev süper tertemiz olmak zorunda değil. bulaşıklar da 11 gibi makineye konsun, idare edilir bunlar

bu arada evli biri olarak yazıyorum, diğer şeyler bir yana, eşinizin itiraz etmeyip her programa katılması o kadar güzel bir şey ki. varsın program yapmasın, hepsine uyması bile güzel.
0
noxie
(13.03.24)
yazdıklarınız boşanmayı gerektirecek bir durum değil gibi, düzeltilebilir şeyler. eşiniz ev işleriyle çok istekli olmayabilir. peki boşanıp yeni birini bulduğunuzda istediğiniz gibi biri olacağından emin misiniz ve hatta birini bulabilecek misiniz?

erkeklerin büyük çoğunluğu eşiniz gibi. bence bi orta yol bulmaya çalışın.

bu arada eşiniz kötü konustuysa ayıp etmiş.
0
tabudeviren
(13.03.24)
teşekkür ederim fikirlerinizi okumak iyi oluyor öyle dolmuştum ki. Ot konusuna bu kadar takılmayın evet zamanlaması biraz saçma olsa da:) ot olmaz b.k olur, mesele yetişkin bir insana 5 yıldır hala devamlı ne yapması gerektiğini söylüyor olmak. Cevabın birinde dediği gibi bulaşık için tartıştıktan sonra kimse kimseyi arzulamaz. Birbirinden alakasız gibi görünen bu konular tamamen iç içe geçti ve birbirini etkilemeye başladı.

@eloreila ve diğer herkes, normalde (yani sorumluluklarımız söz konusu olmadığında) gayet iyiyiz. Beni hiç kırmaz hayır dediğini kolay kolay hatırlamam, ben de aynı şekilde ona değer veriyorum, mesela bu akşam eve gitmek istemiyorum ama ailemin evine de gitmek istemiyorum anlarlar onun hakkında kötü düşünürler diye:/ Sanırım gerçekten bizim en sık kavga nedenimiz ev işleri, haftada bir temizlikçi işini düşünebilirim. İkinci sorun bana göre cinsel yaşam, çocuk konusu zaten kötü olan şeyi daha kötü hale getirdi. Bunu bir süre erteleyeceğim. Eşime boşanmanın tüm zorluklarını göze alacak kadar katlanamıyor değilim, sadece bu döngüyü tekrar tekrar tartışmak ve çözememek beni yordu. Tükenmiş ve kendimi anlatamıyormuş gibi hissediyorum. O kadar laf anlatmama rağmen dün mutfakta yardım etmemem mi tüm sorun demesi mesela. Bunların beni ne kadar yıprattığını anlayamıyor, kendisi benim kadar etkilenmediği için.
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Selamlar henüz 2 yıllık evliyim (29E). Hepsini okudum bir şeyler karalamaya geldim.

Ben de ilişki anlatmayı veya okumayı çok severim o yüzden paylaştığınız için ve net, uzun yazınız için teşekkürler.

Biz de bu tarz olmasa da çok kavgalar ettik. Öncelikle şunu anlamak gerekiyor. Kadınların sorun ettiği şeyler bizim beynimizde "bu niye sorun şimdi ya", "bunu niye tartışıyoruz şimdi", "ben nerdeyim zaman dursa keşke uçsam gitsem şuan" gibi şekillerde yorumlanıyor. Yani önce bunu kabul etmek lazım. Ben de şu açıdan eşinize benziyorum, sorun sevmem, gerginlik sevmem. Evde yapılması gereken bir iş varsa o hemen yapılmayabilir yarın yaparım öbür gün yaparım haftaya yaparım. Evlenince tabi bu ertelemeleri biraz kısalttım. Ben biraz kısalttım, hanım biraz rahatlaştı derken ortada buluşmaya çalışıyoruz.

Bazen kadınların tepkileri o kadar anlamsız geliyor ki güne "bugün ne olsa da sorun yapıp büyütsem ve günü, seksi, hafta sonunu, geceyi mahvetsem..." diyerek başladıklarını düşünüyorum. Çünkü yaşanıyor bunlar yani.

Ne oldu diyorum hayatı sorguluyorum. Ne oldu yine yani çöpü mü atmadım gece film izlemedim ve odama mı gittim, belli bir gün geçti de çiçek veya hediye almayı mı unuttum, bulaşıkları mı dizmedim ne oldu??

Çünkü yetişkin bir kadın bunların herhangi biri yüzünden hem kendi hayatını hem partneri için hayatı zindana çevirebilir.

Ve sorun şi ki tam da sizin anlattığınız gibi bir şey anlatmadan bozuluyorsunuz ve neye bozulduğunuzu anlamamız gerekiyor. Bazen 50 kere de olsa söylemeniz gerekiyorsa söyleyin lütfen.

Gelin yardım et deyin. Ben şuna bozuldum deyin. Konuşun biraz iletişim lazım susarak, içten içe kurularak, içerlere gidip ağlayarak bize bir şey anlatamıyorsunuz bunu anlayın artık.

Biraz dümdüzüzdür ama anlarız yani. Ve de ne olsa da bozulsam diye değil de, ne olsa da ben bunu bir güzelliğe çevirebilirim, huzursuzluğa değil de huzura yorarım diye düşünmek lazım.

Siz bizden ince düşünüyorsunuz. Evi, kendinizi, bizi. Biraz salmanız gerekiyor eve de bişey olmaz ota da bişey olmaz. Yani olsa da bişey olmaz yani 3 günlük dünyada ot çöp yüzünden geri gelmeyecek zamanlar bir hiç uğrana gitmemeli ya.

Gidin sırnaşın onun yerine. Veya çok acilse iki ses edin yardım gelmiyorsa onu mutlu mutlu isteyerek yapın. Yok yapmak istemiyorsanız da salın gitsin. Bizim evde mesela bazen 2-3 günlük bulaşık duruyor, kim denk geliyorsa o hallediyor.

Ben hep evdeyim, bazen hanım gelmeden her yeri süpürüyorum, toparlıyorum, çamaşırları bulaşıkları yıkıyorum, yemek hazırlıyorum. Ama bazen de evde olmama rağmen tezgahın üstü bulaşık kaynıyor. Hanım da yorgun geliyor zaten bazen yapıyor bazen yapamıyor. Ama hiç bir zaman sorun etmiyoruz. En azından bu konuda çözdük bir şeyleri. Bizde de başka konular var.

Neyse, bunlar erkek gözünden bir yorum olsun diye yazdıklarım. Objektif bakarsam da şu çıkarımı yapıyorum. Evet bazen anlamıyoruz, dümdüzüz falan diyorum ama işin şu boyutu da var,

Kadın mutsuzsa yerde gördüğü çoraba bile bozuluyor. Ama mutluysa senin coraplarını yerim essek diyor icinden. Kadın mutluysa evin ortasına da sıcsan der ki "yalnız şu ortalıga sıcma olaylarını bir kaç bin yıl önce bırakmıştık hatırlatırım" der kaldırır yıkar.

Tam beyninizin çalışma yapısını anlamasam da mutsuzken pireyi deve yapıyorsunuz gibime geliyor. O yüzden sizin mutlu olduğunuz şeylere odaklanmalı, sizi üzecek şeylere takılmamanız lazım. Sorun ottan çöpten ziyada başka şeyler olabilir, biraz daha derine inip onları çözmeniz lazım.

Çocuk konusuna gelince, bence de sakın kalkışmayın. Mutsuz bir kadın olarak mutluluğu çocuk üzerinden bulmaya çalışmayın. Bir çocuğun en son isteyeceği şey kendisi mutsuz, ilişkisi kötü bir anne tarafından dünyaya getirilmektir.

Ben de bu sorunlarınızın çözülebileceğine inanıyorum ancak, baktınız çözülmüyor. Evliliğin kutsal olduğuna da inanmıyorum. Mutsuzsan ayrılacaksın. Hayata 1 kere geliyorsak öncelik kendi mutluluğunuz olmalı. Eşinizin veya çocuğunuzunki değil.

Siz mutlu olasınız ki eşinize, ailenize, arkadaşlarınıza veya ileride olursa eğer çocuğunuza verecek mutluluğunuz kalsın.

Netflix de "Kuvvetli bir alkış" ı izlemediyseniz birlikte izleyin belki çocuk yapmaktan biraz vazgeçersiniz :D

Teyzem geçen 60 yaşında boşandı. Çocuklar için katlandım yıllarca dedi. Katlanmak zorunda değilsiniz. Yani başından çözebilirsiniz. Bunu siz veya eşiniz kötü olduğu için değil, birbirinize uymadığınız için yapmalısınız. Uymak zorunda da değilsiniz ama zıtlığın uyumunu bile yakalayamıyorsanız o ilişkiyi sürdürmenin hiç bir anlamı yok.

Sanki ayrılsam başkası daha mı iyi olacak düşüncesi yanlış. Sorun daha iyi veya kötü olması değil zaten. "Daha uyumlu" olması. ki bu da vardır.

Ama bazen eşin 6 tane özelliği çok iyidir, 4 tanesiyle baş etmeye alışırsın, devam edersin. Bu da kafidir. Bazen de 9 özelliği çok iyidir, kim gelse eşinizi havada kapar, o kadar iyidir. Oma o kötü 1 tane özelliği size o kadar batar ki koşarak uzaklaşırsınız. Benim daha önce böyle bıraktığım uzun ilişkilerim oldu. Gram pişman değilim. Herkes dengini bulmalı. Zihnen, bedenen, ruhen, mantıken.. artık nereden bakıyorsanız.

İlla %100 anlaşılacak diye bir şey yok ama birbirinizi idare etmeyi, sorunları idare etmeyi öğrenmeniz lazım. Bakın katlanın demiyorum. Baş etmeyi öğrenmek lazım. Baktınız sizi çok zorluyor, olmuyor, ümitsiz vaka. O zaman bitirmek yanlış bir seçenek değil bana göre.
0
ananiyimioguz
(13.03.24)
Hepsini okudum o iş olmaz çocuk sahibi olmayın erteleyin önce aranızı düzeltin derim.
Eşiniz yanlış yapmış
40e 15 yıllık evliyiz
0
basond
(13.03.24)
Evli bir kadın olarak yorum yapmak istiyorum burayı okuyup gaza gelme. Bu saydığın sebepler boşanma sebebi değil.
Sadece sen yönetmeye yatkınsın, eşin de tembelliğe. Tıpkı benim evliliğim gibi :)
Başlarda bizim de böyle problemlerimiz oluyordu çünkü ben tembelim ev işi sevmiyorum yapmak da istemiyorum. Eşim de sizin gibi her şey tam düzenli ve muntazam olmalı diye düşüyordu.
Tezgahta patates soyarken neden altına bir şey sermemişim, neden salatalıkların kabuğunu orda kurutmuşum filan. Dedim bunun sana ne zararı var? Patatesi soyunca en son tezgahı siliyorum o yüzden altına bir şey koymak istemiyorum. Bu sadece bir örnek. Böyle onlarca olay vardı. Bir süre düşündü ve bana hak verdi. Haklısın aslında onun kimseye zararı yok ama ben alışmadığım için yanlış bir şey yapıyorsun gibi geliyor dedi. Dedim yanlış filan değil bu benim tarzım. Benim hayatım. Kimseye zararım yok.
Demem o ki bulaşığın 9 da değil de 11 de yıkanması kimseye zarar etmez. Hatta erkesi güne kalsın. Ne olabilir ki huzurdan önemli mi.
Kocam bu huylarını bıraktı valla 2 senedir cennette yaşıyorum. Kendisi için de öyle büyük bir stres kaynaği kalkmış oldu. Skeym tezgahı da bulaşığı da yani. Takıntı bunlar hep.
0
yenibirgüzelnick
(13.03.24)
yazacak çok şey var ama öncelik olarak çocuktan net olarak vazgeçin.
ondan sonra sağlıklı bir şekilde düşünüp karar verin.
çocuk sonrası boşanmak çok zor hele kadın için.
0
nuisance2
(13.03.24)
sorun sadece ev işleri meselesi ise bu konuda sorumluluğu daha fazla almanız gerektiğini düşünüyorum.
evet bencilce, fakat ev arkadaşı gibi iş bölümü yapmak erkeğin doğasına uymuyor.
modern yaşam erkekleri kadınlaştırıyor sonra da kadınların erkeğin bu şekilde olmasından rahatsız oluyor.

diğer konularda bir sorun olmadığından eminseniz kocanızı ev işlerine hiç bulaştırmayıp bir süre gözlemleyin(gerekirse yardımcı v.s.), bence işler değişecektir.

planlı çocuk yapma konusuna gelirsek, yumurtlama dönemi v.s. takip etmek bunları tamamen çöpe atın. aklınıze bile getirmeyin.
biz bu şekilde 1 yıla yakın uğraştık sonra ara verip normal sürece girdiğimizde çocuk olmuştu.
bu işlerde psikoloji > fizyoloji.
ayrıca kendinize eziyet etmenize gerek yok.
0
nuisance2
(13.03.24)
@ananiyimioguz teşekkürler kendi açından anlattığın için. Meşhur bir kitap var ya Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten, bana onu hatırlattı söylediklerin. İçeriği günümüze göre artık biraz seksist kalıyor ama bakış açımı bayağı değiştirmişti okuduğumda. Erkeklerin bizim gibi olmadığını ve olamayacağını kabul edersek ve bu ön kabule göre davranırsak mutlu olabileceğimizi anlamıştım. Orada da yazıyordu mesela, "Erkeklerin kadınların aklından geçenleri tahmin etme gibi bir sorumluluğu yok": Yalan yok buna çok içerliyorum ama dikkat etmeye çalışıyorum. Mesela ilk çocuk düşünmeye başladığımızda ayın o belli günlerine neden hiç dikkat etmiyor diye sinir olmuştum. Sonra gittim söyledim, her ay şu şu günler önemli, o günlerde lütfen biraz daha birbirimizle ilgilenelim ortam yaratalım, vazife gibi olunca kendimi kötü hissediyorum diye. Şimdi bunu bir iki kere söylemiş olmam ve tamam demiş olması yetmiyor mu? Her ay da söylenmez diye düşünüyorum, her ay gerekliyse pes.
Bir de ben bu kitabı okumuş ve biraz da olsa kendimi düzeltmeye çalışmıştım, ondan da okumasını rica ettim ama okumadı. Aklıma geldi şimdi :|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
Sizin biraz bosvermeniz biraz da kabullenmeniz lazim. Is sizin istediginiz gibi yapildi mi kismina değil is en sonunda yapildi mi kismina odaklanip sukretmek lazim, erkeklerin en beceriklisi bile bu kadar oluyor max, bunun otesi instagramda evin her tarafini fosur fosur yikayan adam.

Ovulasyon gunlerine bağlı seks yapmak sıkıcı ama garanti bir yontem. Ovulasyon takip ederken hamile kalamiyosam takip etmesem hic kalamam diye dusunmustum (kaldim). Ilk gun neyse de sonra ovulasyon donemi diye görev gibi 3 gun arka arkaya yapmak canimi sikiyordu mesela. Artik 3. gun naparsan yap gorev oluyor o.

Benzer yollardan gecmis biri olarak (35 k, 5 yil evlilik) duzelmeyecek şeyler değil ama iki tarafın da kendinden odun vermesi lazim biraz. Bence takmamayi ogrenmenin yollarini gelistirerek mutlu bir evlilige kavusabilirsiniz.
0
instant crush
(13.03.24)
@nuisance2 buna katılmıyorum ya, ev işleri erkeği kadınlaştırıyor diye hem dışarda çalışıp hem evin çoğu yükünü alırsak bizim suçumuz ne? O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de. Çünkü bu kadar yükle ben de kadın olmaktan çıkarım.

çocuk konusunda da, evet yumurtlama takibi nefrettt bir şey. Ama işte dediğim gibi sık sık yapan bir çift olsak zaten denk gelir diye düşünerek özellikle o günleri kovalamam. Ama sık yapmayınca bari o günlerde olsun diye dikkat etmeye başlıyorsun ister istemez:|
0
🌸ustapasta
(13.03.24)
temizlik-yemek işinin kadının vazifesi olması bi şekilde insan örfüne yerleşmiş.

siz rolleri değişmişsiniz, kentli modern çift filan. kocanız yeni rolü pek de kabullenemediği ama söylemeye çekindiği için işi ağırdan alıyor bence.

"O zaman erkekleşiyorum diyip dışarıdaki işimi bırakayım ben de." evet. yapabiliyorsanız yapın. geçim de erkeğin yüküydü. roller değişti. insanlığın son birkaç yüzyılının macerası bu.

çocuk yapamama meselesi evlilikleri sarsıyor. bu normal.

çocuk yapamadığı için erkekliği incinmiş olabilir onun da. diğer ihtimaller de var, evlilik değil bekarlık istiyor olabilir ama bunlar spekülasyon olur.

boşanma lafzı hoş değil ama konuşulabilir

burada afedersiniz d*yy*sluk ettiği şey, gidip başkasından yaparsın demesi. çüş. karı koca birbirine böyle derse, hukuklarını büyük yaralar. o yara özürle bile tamamen kapanmayabilir.

bu sonuncu konuyu bi irdeleyin. meselenin ayıbını tane tane anlatın. pişmanlıkla af dilerse, gafletse söylediğini derse, bi şans verebilirsiniz. size kalmış.
0
lambırcek
(14.03.24)
bi twit vardı, evlilikte kadının en büyük sorunu yemeği kim yapacak değil bugün yemekte ne yapsak ne yesek sorunu. ben de bunu yaşıyorum. yemek işi bende ama cidden bugün napacağım olayı beni yoruyor mesela.

diğer konuda da kimi zaman benim kimi zaman eşimin motivasyonu veya enerjisi olmuyor. darılmamamızın sebebinin birbirimize açık olmak olduğunu düşünüyorum. her şeyimizi açık açık o an söyleyip bitiriyoruz. sonu kavga da olsa seks de olsa bunu yapıyorum ben
0
Hallegadola
(14.03.24)
12 yil evli erkek olarak yazayim.
Sizin durumunuzdaki ciftler bosansa evliliklerin yarisi falan biterdi.
Bence esinizin tabiatinda mutfakda zaman harcamak yok.Is bolumlerini tekrar kontrol edin.Gerekirse alisveris, temizlik vb. esinizin yapabilecegi isleri yapsin.
Esiniz muhtemelen sizin gecimsiz, yuzu gulmeyen, surekli dirdir eden sorun cikartan biri oldugunuzu dusunuyor.Ettigi gereksiz kufurden de bir seyleri yerli yerine oturtmaktan, huzurluzluktan biktigini gosteriyor.bence overthinking yapmayi birakip guler yuzlu biri olmaya calisin. Erkekler icin evin bal dok yala olmasi yada evde guzel yemek yapilmasi degil guler yuzlu ve anlayisli bir es daha onemlidir.Esinizin cocuk ruhlu oldugunu yazmissiniz.Bilmem farkinda misiniz ama cocuk ruhlu birine karsi despot anne rolunu oynuyorsunuz.Bu sekilde gecimsizlik olursa yatakta da sorun olmasi cok normal.Ben sizi daha haksiz buldum.Biliyorum bu yazdiklarim hosunuza gitmeyecek bana kizacaksiniz ama dusunmeye deger bence.Yangina korukle gitmeyin.
0
turkuaz
(14.03.24)
yani mutsuz bir evlilik evet ama toksik bir evlilik değil. sadece rutine ve tekdüzeliğe hapis olmuş gibisiniz. tutku, arzu ne bileyim heyecan kalmamış pek. çocuk yapsanız da eşinizden ekstra destek, anlayış göremeyebilirsiniz. bu sizi daha çok üzebilir. çok çocuk heveslisi olsa eşiniz kendisi zaten bu süreçte takip eder, elinden geleni yapardı.
bu arada şeyi anlıyorum özellikle uzun süreli denemelerde bir noktada neden olmuyor stresi ile beraber insan darlanıyor ve zul gelmeye başlıyor. ama bu başka bir bıkkınlık boyutu gibi. gençsiniz, bence hayatınızı mutlu olmadığınız bir ilişkide feda etmeyin, çocuğu da mutsuz ve anlamsız bir birlikteliğin içine doğurmayın.
anlıyorum anne olmak istiyorsunuz, ama sizin anne olma hakkınız, çocuğunuzun mutlu ve sağlıklı bir ailede büyüme hakkından daha öncelikli değil maalesef.
0
wild honey suckle
(14.03.24)
erkekler gene bildiğimiz gibi... "ne var canım daha fazla fedakarlık yapsan" noktasından bakmışlar.
eşinin sana ettiği laftan sonra diğer şeylerin konuşulmasını çok saçma buluyorum. o sebeple kısa kestim.
0
suyin
(14.03.24)
Benim düsüncem senden beklenen; tipik ev kadınlığı ama adama rahat da vermemişsin o da küfür etmiş. Mutlu değilsen yaşın gençken ayrıl.
0
Coma
(14.03.24)
tüm evlilik ile ilgili sorunların temel sebebi, farkında olmadan yükselen stres seviyemiz. Hızlı yaşam, strese, stres huzursuzluk ve tahammülsüzlüğe , ve bunlarda insan ilişkilerine olumsuz olarak yansıyor, diğer her şey bahane ve teferruattan başka bir şey değildir.

Bunun imkan elverdiğinde doğa içinde küçük bir köy ve ilçede yaşamak için plan yapın , hayatınız yavaşladıkta , toprak ve doğra ile temas ettikçe her şeyin yavaş yavaş düzeldiğini göreceksiniz.

Belki inanmayacaksınız ama deneyin, yoğun şehir hayatı insanın doğasına en baştan uygun değildir .Ne varki bu şekilde yaşamayı farkında olmadan zorlanıyoruz.
0
Rao
(14.03.24)
@Rao, başta kulağa mantıklı gibi gelse de benden 2 önceki kuşak köyde yaşamışlar ve köy ortamında da gayet kavga, atışma, küslükler, cinayetler, adam kaçırma, tecavüz, adam vurma.. biraz daha doğuya gidersek töreler falan...

Ya komşu komşuya bahçesine ağaç sarktı ve bişey yapmadı diye 3 yıl küs kalır mı?

Kalır, onların dünyası da o çünkü.

Babaannem alzheimer olmasaydı da anlatsaydı size neler çektiğini. Kırsalda yaşayan bir kaç nesil öncemizde katlanma diye bir şey vardı. Artık kadınlar 1900lerden sonra iş hayatlarına girdiğinden beri bu pek kalmadı. Kimse birinin kahrını çekmek istemiyor veya sesini çıkarıyor artık.

Yani ben kendi dünyamızı büyültmenin veya küçültmenin sorunu değiştireceğini düşünmüyorum. İnsanın olduğu her yerde huzursuzluk, kavga, atışma olurmuş gibime geliyor. Doğamızda var yani. İstediğiniz kadar küçültük, heidi gibi yaşayın, artık o dünya sizin için yine normal olacak.

Ama şehrin, işlerin, kalabalığın vb. bir dünya etkenin bizi aşağı çektiği konusunda haksız değilsiniz.

@ustapasta, tekrar gelmişken şeyi demeyi unuttum, evet yukarıda da yazmışlar, kadınlar mesela eleştirirler annen miyim ben senin diye ama anne gibi davranmaktan da alıkoymazlar kendilerini. Burada bir çelişki yok mu.

İlişkinin başlarında eşim biraz evhamlı ve biraz kontrolcüydü. Yemek yedim mi, camı kapattım mı, üstüme bişey aldım mı, üşüttüm mü, kurulandım mı vs vs saymakla bitmez. ya kontrol eder ya da arar sorardı sürekli.

Anlam veremeyeceğim şekilde strese girer, meraklanırdı. Huzursuz olurdu. Bazen bir şeyi yapmadıysam sinirlenirdi, küçük çocuğa yapar gibi söylenirdi.

Ben de aşırı sülalem rahat bir insanım. Onu gördükçe iyice heyheyleri geliyordu.

Sonra ne olduysa bir ara aydınlanma geldi. Ya ben niye strese giriyorum koca adam gece yemek yiyemedi mi, dolapta bişey yoktu aç mı kaldı falan diye, huzursuz oluyorum. Gider en kötü makarna yapar, hiç bişey olmazsa yemek söyler açlıktan ölecek hali yok ya.

Diye bir ara gelince söylenmişti. Ondan sonra da böyle kontrolcülük yaptığını görmedim.

Ben onun beni yine düşündüğünü başka şeylerde anlayıp hissedebiliyorum ama bu tarz konularda "annelik taslama" huylarından erkenden uzaklaşmasına ben çok sevindim.

Yani bazen kızdığınız şeyi siz kendiniz yapıyorsunuz, çok takılmamak lazım. Hem siz rahatlarsınız hem eşiniz.
0
ananiyimioguz
(14.03.24)
@ananiyimioguz

Her türlü senaryoda negatif örnekle her zaman vardır, buna şans vb artık ne derseniz.
Ancak şöyle bir durum var ki ,yaşanılan yere bölge insanına , vb. göre çok değişkenlik gösteren bir durum.
Kal di ki, bundan insanlar ve nesiller değişiyor, bundan 50 sene önceki ve bugün ki toplum yapısı aynı değil.

Tüm olumsuzluklara rağmen ,doğanın, sessizliğin, temiz havanın , türlü kirlilikten uzaktan durmanın ve yavaş hayatın insana katacağı pozitif etki gerçeğini değiştirmez.
0
Rao
(15.03.24)
@ananiyimioguz aslında hiç anaç biri değilimdir. Mesela dışarda bir planım varsa onun evde ne yediğini ne yiyeceğini sormuyorum, kadınlar olarak erkeklerin beslenmesinden sorumlu olmamalıyız diye düşünüyorum. Hani tepki anlamında sormamak değil, bunu sormak ya da düşünmek aklıma gelmiyor. Birçok kişi böyle değil. Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız. Bence bu durum erkeklerin de hoşuna gitmiyor zaten. Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım, bunun baya baya yaygın olduğunu fark edince de şok yaşamıştım:D


Eşimin şahsi konularında müdahaleci değilim rahatım, kendi tercihleri sonuçta. Ama ev düzeni beni de etkilediği için her şeye de bana ne diyemiyorum işte. Biraz aşmaya çalışıyorum, bahsettiğim kitaptan sonra oldu bu hatta. Mesela eşimin annesi yemek konusunda çok kendini yoran biri değil, o da öyle alışmış. Önüne bir çeşit koysan ya da kahvaltı gibi geçiştirsen okeydir. Bizde ise yemek çok çok önemliydi, ben de öyle alışmışım öyle devam ettirmem gerekiyor gibi davranıyordum hep. İşten gelip üç çeşit yemek yapmak, ya da uğraştırıcı güzel yemekler yapmak için iki saat uğraşıyordum, haliyle çok yorulup hırçın oluyordum eşime kızıyordum. Ben iki saat ayakta yemek yapayım, o gelsin 10 dkda bulaşıkları toplayıp geçsin oh ne ala diye. Sonra kitapta okudum, sizden talep edilmeyen fedakarlıklar yapıyor ama karşılığını göremeyip üzülüyorsanız, belki de o fedakarlığı yapmamalısınız diye. O anda bir aydınlanma geldi, adamın benden üç çeşit yemek beklediği yok, ben kendime bu işi çıkarıyorum, hem yoruluyorum hem haksızlığa uğradığımı düşünüp kızıyorum. Üstelik annem çalışmıyordu, ben işten gelip neden bunu yapıyorum diye düşündüm ve bıraktım. Basit şeyler yapıyorum, yalnızca yemek konusunda değil diğer konularda da rahatladım.

Ama işte dışardan baktığında mesela iş paylaşımımız var. Etrafımda birçok kadın da "söylediğinde yapıyorsa ona da şükür" modunda. Fakat ben 36 yaşında bir insana devamlı ne yapılması gerektiğini söylemeyi kabullenemiyorum. Erkekler böyledir diyip geçmeyi de öyle, acaba böyle midir yoksa böyle mi alıştırıldılar? Dm'den bu "zihinsel yük" ile ilgili güzel bi çizim gelmiş onu da paylaşayım: ekmekvegul.net
Mesela ben de kahvaltı sonrası çayımı içerken yalnızca çayımı içiyor olmayı isterdim. Çay içerken akşam yemeğinin malzemelerinden neler eksik, dışarı çıkıp ne almak lazım diye düşünmek yerine. O zaman sen de düşünme diyip geçilemiyor, saat akşam 7 olunca o malzemeler bir anda belirmeyecek çünkü. Eşim olsa akşam yemeği saatine kadar bir şey düşünmez, saat 7 olunca duruma ayıkır. Bu kafa rahatlığı acaba nasıl bir şey, biz de bayılmıyoruz bir şey yaparken başka şey düşünmeye. Düşünen olmayınca ev işleri aksadığından mecbur kalıyoruz. Yahu mesela yemeği ocağa ısıtmaya koymuşum bir iş çıkmış beş dk içeri geçmişim, eşim mutfakta sigara içiyor telefonda bir şeyler izliyor. Mutfağa giriyorum ki cazır cuzur ses geliyor yanacak yemek nerdeyse. Mutfakta ama onu fark etmiyor mesela, çünkü kendisine söylenmemiş. Hani bu kadar obvious bir şeyin söylenmesi de biraz insanın zekasına hakaret sayılmaz mı? Bu kadarının da yapısal olduğu bence biz kadınlara yutturulmuş bir yalan.

Eşimle konuştuk bu arada. Ettiği kötü söz ile ilgili, sigarayı bıraktığı için bazen anlamsız bir öfke yaşadığını söyledi, bunun mazeret sayılmadığını biliyorum dedi ve özür diledi. Doktor sperm analizini görünce sigarayı bırakmasını istemişti, çocuk sahibi olmayı çok istediği için hemen bıraktı (oversharing reis online).

Temizlik konusunda da, temizlik günleri yaşadığımız gereksiz gerginlikler için şunu dedi, "ben sana sinir olmuyorum, temizlik yapma eylemine sinirli oluyorum. Yani temizlik yaptığım için gergin oluyorum." Ama bunu yapmak zorunda olduğumuzu, benim de bayılarak yapmadığımı, bu gerginliği bana yansıtmasının saçma olduğunu anlattım dikkat edicem dedi bakalım ne olacak. Çocuk gelince sorumluluğumuzun daha fazla olacağını, şimdi böyleysek ileride daha çok sorun yaşayacağımızı, o yüzden çocuk düşüncesini ertelemek istediğimi söylediğimde üzüldü. Artık daha düzenli olalım ben de dikkat edicem dedi. Temizlik için birini ayarlamayı düşünüyorum, en azından yüzeysel şeyler kalsın bize. Durumlar şimdilik böyle.
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
". Tatile giderken eşinin valizini hazırlayan kadınlar olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım,"

amacım laf söylemek değil ama böyle düşünüyorsanız aile olmanız zor.
çok bencilce bir düşünce bence.
siz ev arkadaşı olarak görüyorsunuz bence.
0
nuisance2
(15.03.24)
@nuisance2 herkesin “kendi” valizini hazırlaması nasıl bencilce oluyor anlamadım. Tam tersi senaryo olsaydı ne diyecektiniz? Eşim benim valizimi hazırlasın o zaman öyle aile olalım, o olmuyor ama dimi? Çocuklar bile 3-4 yaşından sonra ne giyeceğini kendi seçmek istiyorken bu durum bana komik gelmişti ama görüyorum ki burada bile varmış:D
0
🌸ustapasta
(15.03.24)
"Mesela annemlere gittiğimizde eşim tişörtle balkona çıktıysa annem hemen bana döner, "kızım çocuk üşüyecek montunu ver istersen". "Çocuk" üşürse içeri gelip montunu alabilir sanki, bu kadar verici olmamalıyız"

komiklikten ziyade mevzu şu aslında, adam(kadın) üşümüyor olabilir. ama eşi tarafından en azından kendisini düşündüğüne yönelik jesttir, iyi hissettirir. adam(kadın) evde açlıktan ölmez belki, ama dışardaki eşin onu da düşünerek belki yemek hazırlayıp
bırakması da aynı şekilde jesttir. adam(kadın) valiz hazırlamayacak kadar yorgun olabilir. eşin valizi hazırlaması jesttir. adam(kadın) ilaçlarını takip etmeyi unutabilir. eşin bunu bilip onun yerine hatırlaması hoştur. bu tip ufak gibi görünen davranışlarla zaten bir aile ortamı oluyor. nuisance +1 ev arkadaşlığı konusunda.
0
sarahkerrigan
(16.03.24)
Parantez içinde hep kadın da yazmışsınız ama, pratikte bu tür “jest”leri yapanların genelde erkek olmadığını hepimiz biliyoruz.

Daha bugün twitterda bir video gördüm, erkek işten eve kadından önce geliyor ve yemeği hazırlamış oluyor, kadın bunu videoya almış ve gayet mutlular. Yorumları görmeliydiniz, aşağılama ritüeli demişler, kadın erkeği s.kiyor demişler, bir adam bunu nasıl kabul eder demişler:D mesele beraber yenecek yemeği erkeğin hazırlamış olması.

Tam tersini düşünelim, kadın işten eve erkekten önce geliyorsa yemeği hazırlamaması söz konusu bile olabilir miydi? Sanmıyorum. Gerçek hayatta neyin ne olduğunu hepimiz biliyoruz. “Jest” yapan da, aman nolcak canım seviyorsa yapmalı, bunların hesabını yapıyorsa sevmiyordur denilen de kadın oluyor.

Konu benim konumdan çıktı şu an, şaşkınlıktan eşime şükrederek feminist manifesto yazıcam az kaldı:D
0
🌸ustapasta
(16.03.24)
okumaya bile dayanamıyorum bazı yorumları. sen bildiğin gibi devam et pasta bence...
0
suyin
(16.03.24)
(14)

Kötü niyet bu mudur?

skr1292
Bir arkadaşla aramızda geçen diyalogları birebir yazıyorum;Ben : Bugün öğlene kadar uyudumO : depresyonda mısın---Ben : aklımda şöyle şöyle bir iş fikri varO: Yapamazsın deneme bile---Ben: Abi işsizlik psikolojisi çok kötü insanın hayat enerjisi bitiyorO: Doğru ama sen niye bu kadar mutlusun onu anl
Bir arkadaşla aramızda geçen diyalogları birebir yazıyorum;

Ben : Bugün öğlene kadar uyudum
O : depresyonda mısın

---

Ben : aklımda şöyle şöyle bir iş fikri var
O: Yapamazsın deneme bile

---

Ben: Abi işsizlik psikolojisi çok kötü insanın hayat enerjisi bitiyor
O: Doğru ama sen niye bu kadar mutlusun onu anlamadım

---

Ben: Bugün ehliyet sınavım var
O: bu yağmurda işin çok zor

---

Ben: İngilizce için kitap aldım
O: 2-3 gün sonra çalışmayı bırakırsın iade et bence

---

Bütün bu diyaloglar bir yana yaşadığım şu olay bitirdi beni ;

bu arkadaşla normal bir şekilde sohbet ederken telefonum çaldı iş görüşmesine çağırdılar. Telefonu kapattım, arkadaşa söyledim iş görüşmesi için aradılar yarın görüşmeye gidicem diye. Abi yüzü bir düştü sanki çekip vurmuşlar gibi. İnanılmaz morali bozuldu. Bir anda durgunlaştı sessizleşti. Ben keyfini yerine getirmek için kıvrandım.
0
skr1292
(25.02.24)
(bkz: Dalyarak)

Belli ki kendi hayatı çok iyi gitmiyor, etrafındaki kimsenin de iyi gitmesin istiyor. Bilerek isteyerek zarar vermese bile iyiliğinizi istemiyor işte.
0
salihdt
(25.02.24)
“Ben keyfini yerine getirmek için kıvrandım.” Neden? Kesinlikle salihdt +1. Art niyetini rahatlıkla dışavurmaktan çekinmeyecek kadar kötü.
0
odiyus
(25.02.24)
heves baltalayan balta diye bi karikatür serisi vardı. onun baş karakterine benziyor.
son olay bambaşkaymış. bu kimse arkadaşın olmayı haketmiyo olabilir. yaptığından emin ol ve yol ver
0
lambırcek
(25.02.24)
saflığından faydalanıyor.
o senin keyfini yerine getirecek
hiç bir şey yapmamış oysa.
Araya mesafeni koy.

Bazı insanlar beden olarak büyüyor ama empati veya diğergamlılık olarak yerlerinde sayabiliyorlar.

Arada bazı oyunlar hazırla onun için.
Mesela kargodan gelmiş gibi kendine bir paket hazırla içine de güzel bir kaç eşya koy. bunları seni seven bir arkadaşın göndermiş gibi hareketler çiz.
yine bir arkadaşına, sen onun yanındayken aramasını söyle.
Seni akşam eve davet ettiğini söylesin o da duysun konuştuklarınızı.
Ona oldukça uygun indirimlerden aldığın eşyaları da göstermeyi ihmal etme.
senden yardım benzeri bir şey talep ettiğinde beklentisinin altında tavır sergile.
mesela borç olarak 500 mü istedi? 150 TL var ama markette bana lazım de.
psikolojik savaş neymiş görsün.

neyse, konunun mizahla kurgu edilmiş hali burada:
m.youtube.com
0
diyecevaplandı
(25.02.24)
Kıskanıyor enerjinizi emiyor hiçbir şey demeden engelleyin arkadaşlığınızı bitirin
0
Hallegadola
(25.02.24)
Ya iyidir kötüdür bilemem. Ama hayatını negatif yaşadığı belli. Sadece negatifleri görüp negatife odaklanıyor ve negatif duygularını paylaşıyor. Zihninde pozitif bir şey döndüğünü hiç sanmıyorum ben. Yani pozitif ve mutlu bir yanı olsa ve sana göstermese kötü niyetli derdim. Ama kendi negatif duygularını o kadar büyütmüş ki içinde pozitif bir şey kalmamış.

Ben olsam mesafe koyarım. Bu durumlar bulaşıcı. Bir şeyi 40 kere söylersen olur. Nasıl duygulara maruz kalırsan ona dönüşürsün. Görüşmeyı bırak bu insanla.
0
zimbirik
(25.02.24)
ben size daha iyi bi arkadaş olurum. buradan anlayabilirsiniz ne niyeti varmış.
0
baldan kaymak
(25.02.24)
Sizi kıskanıyor da olabilir, kötü niyetli de, eğer o da işsizse dümdüz mutsuz da. Tanımadığım için bir şey diyemem. Tek bildiğim arkadaştan uzaklaşmanız gerektiği. Kendi başını yesin :)
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(25.02.24)
Ben de de var bu tarz valla artık yaşım gereği sanırım iyice sıkıldım yük gibi taşımaktan beni beğenmez ama yaptıklarımın da aynısını yapar. Öncelikle storylerimi görmesini engelledim, görüşmelere de gitmiyorum, wapptan cevap yazında da gruplardan cevap atmıyorum. Kendi mutsuz olduğundan sizin hayatınızın akışında gitmesini istemiyor, iyiliğinizi istemiyor kısaca.
0
esinikaybetmiscorap.
(25.02.24)
Kesin kıskanıyor bırak kudursun
0
turuncu tonlarda
(25.02.24)
cosmicstring +1

Sorunuzu okurken ben de aynı şeyi düşündüm. Neden hala arkadaşsınız anlamış değilim.
0
pispinti
(25.02.24)
o arkadasın bu mu?
www.eksiduyuru.com
0
benarrivo
(25.02.24)
@benarrivo

hayır hocam farklı kişiler.
0
🌸skr1292
(25.02.24)
Kendi içindekileri size yansıtmış gibi. Depresyondadır ve mutsuz hissediyordur. Acıyı paylaşmaya odaklanmış bakış açısı, sizin mutluluğunuz onu mutsuz etmiş daha çok. Arkadaşlığın gidişatı sizin yaklaşımınız ile belirlenecektir şimdi. Destek mi olacaksanız yoksa yalnız mı bırakacaksınız? Ne derdi var diye sorun, ne olsa derdi biter hayatı güzelleşir diye sorun, neye ihtiyacı varmış öğrenin merak ediyorsanız ve yardımcı olmak isterseniz.
0
hasmetizm 2046
(26.02.24)
(9)

ağzı kokan biri kendisini bilir mi

benibulmanlazim
bugün güzel bir hanfendi arkadaşın ağız kokusunu hissettim. normalde hassas bir bünyem yok ama beni fena etkiledi. eminim o da bunun farkında değildir.sorum şu: bir insan ağzının koktuğunu nasıl anlar.
bugün güzel bir hanfendi arkadaşın ağız kokusunu hissettim. normalde hassas bir bünyem yok ama beni fena etkiledi. eminim o da bunun farkında değildir.

sorum şu: bir insan ağzının koktuğunu nasıl anlar.
0
benibulmanlazim
(18.02.24)
her zaman anlaşılmıyor. sarımsak yesem hissederim ama diğer türlü hissetmem heralde.

günde 2 kez diş fırçalayan birisinin ağzı kokuyosa başka sıkıntısı vardır doktora gitmesi gerekir.
0
jelly bear
(18.02.24)
Açtır, çürük vardır, normal bir kokudur. Diş hekimlerinin de kokuyor. İnsanlık hali ne var bunda suratına hohlamadıkça?
0
Kahvedesu
(18.02.24)
anlamak için bileği yalama filan gibi antin kuntin yöntemler var ama hiçbirinin kesin çözüm sunacağını zannetmiyorum, ben ağız kokusu konusunda çok hassas birisi olarak utanmasam bane gibi dolaşacağım ortalıkta, çok "test" etmişimdir kokuyor mu kokmuyor mu diye ama hiçbirinden güvenilir sonuç almadım.

cevaba gelecek olursak eğer mide rahatsızlığı, diş çürüğü vb. problemler varsa muhtemelen böyle bir sorun yaşayabileceğinin farkındadır. bunlar yoksa veya kendisi şuursuzsa ağzının koktuğunu hiç düşünmüyor olabilir. çünkü özellikle üzerinde durmuyorsa insanın kendi ağzının koktuğunu anlaması (birisi söylemediği sürece) gerçekten çok zor.

onun dışında diğer arkadaşlara da katılıyorum açıkçası, devamlılık arz etmeyen ve çok ağır olmayan ağız kokusu şu veya bu sebeple herkesin başına gelebilir. aç olabilir, rahatsız olabilir vs... başka zaman tekrar yaklaş bakalım :)
0
mark greg sputnik
(18.02.24)
Bilek yalamak gibi antin kuntin yöntemler işe yarıyor.
Bir diğer yöntem de ağzını burnunu maske ile kapatıp ağzından nefes verip burnunandan almak.

Durup dururken genelde farkedilmiyor. Acaba kokuyor muyum diye kontrol etmek lazım

edit: bende işe yarıyor en azından. belki mideden gelen kokularda ya da bazı tip kokularda sağlıklı bi çözüm değildir.
0
biseysorcaktim
(18.02.24)
@biseysorcaktim, abi nasıl yapılıyor o zaman, biliyorsan açıklar mısın? ben mi yanlış yapıyorum acaba? ya ağzımın koktuğundan yüzde bir milyon emin olduğum zamanlarda bile bundan ben hiç sonuç alamadım çünkü. burnum da aslında keskindir hani koku almıyor değilim. bende bu zaten takıntı düzeyinde. eskiden çok daha kötüydü, kendi sevgilimin yanında sakız çiğnemeden duramıyordum filan. o açıdan "ağzım kokuyo mu?" sorusuna net cevap bulabilmek sayko ruhumun yangınlarına su serpecek çok önemli bi şey benim için. ama yok yani bileğimi yalayınca kendimi sadece salak bi maymun gibi hissediyorum, hiçbi koku almıyorum.
0
mark greg sputnik
(18.02.24)
bilinmez sanki ya. ben koktugumu hissettigim oluyor ama belki kokmadigini dusundugum bir zaman da kokuyordur?? beslenmeyle dogrudan alaka kuruyorum curukten vs de ote. sagliksiz beslendiginde hizli aclik ve acliktan agiz kokmasi gibi bi dongu. bir de herkesin kendi kokusu oluyor bi sekilde cok yakinsan, ten kokusu gibi. sik sik temizlikle kokuyu bastirabilirsin
0
ala09
(18.02.24)
üzerine sıktığın parfümün kokusunu yada terlediğindeki kokuyu sürekli alıyormusun ki ağız kokusunu sürekli alasın?

kişilerin çoğu bunu fark etmez hele ki süre gelen bir rahatsızlıktan dolayı ise hiç fark etmeyebilir. çöp kokusu gibi bir koku ise mide rahatsızlığına işaret eder.
0
selam
(19.02.24)
ben hep anlıyorum sakız taşıyorum bu durumlar için.

anlamayan şaşıyorum. eminim ki kokan kendi koktuğunu biliyor sadece tembelliğinden önlem almıyor. valla yakın olduklarıma eşime arkadaşıma direkt sakız veririm ağzın kokuyor diye. yakın olmadıklarıma da sakız ister misin diye ikramda bulunurum napayım
0
Hallegadola
(19.02.24)
bence anlamıyorlar, anlasalar müdahale ederler. eski iş yerimde birinin ağzı kokuyordu, şu anki iş yerimde de birinin ağzı fena kokuyor. önde çürüğü var, muhtemelen o yüzden. ikisi de evli barklı filan ve günahlarını almayayım temiz insanlar. yani koktuğunu bilseler müdahale ederler.
0
elorelia
(19.02.24)
(25)

Böyle bir durumda bozulur muydunuz?

wild honey suckle
Diyelim ki evlendiniz. Düğünde hatırı sayılır miktarda altın takıldı. altın fiyatlarının yükselmesiyle beraber de iyice değerlendi. sürekli çift olarak yatırım yapma gereğini konuşuyorsunuz. ne eviniz ne şirket aracı haricinde kendi arabanız var. aylık geliriniz de iyi seviyede. yarın öbür gün kredi
Diyelim ki evlendiniz. Düğünde hatırı sayılır miktarda altın takıldı. altın fiyatlarının yükselmesiyle beraber de iyice değerlendi. sürekli çift olarak yatırım yapma gereğini konuşuyorsunuz. ne eviniz ne şirket aracı haricinde kendi arabanız var. aylık geliriniz de iyi seviyede. yarın öbür gün kredi çekseniz sorunsuzca ödeyebilme imkanınız da var.

ama eşiniz altınların kendisinin olduğunu söyleyip asla ortak bir yatırım yapılması ve belki ev alınması için dahi vermiyor. sonuçta siz bir ailesiniz bir şey yapılacaksa birlikte yapılacak. ama kadın tarafı sürekli altınları hariç tutup erkeğin kendi imkanlarıyla yatırım yapması gerektiğini iddia ediyor. ayrıca doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günlerde de sürekli olarak altın ziynet talep ediyor.

siz erkek olarak buna bozulur muydunuz? eşinizin size güvenmediğini ya da yarın öbür gün ayrılma ihtimalini gözettiğini düşünür müydünüz? yoksa tamamen bu erkeğin görevi, çalışsın kendisi alsın der miydiniz?
0
wild honey suckle
(16.02.24)
Güvene dayalı ilişki ve aile üzerine bir ton beylik laf edilir, hem ağızdan kolay çıkar hem kulağa hoş gelir ama evlilikler artık çok kolay bitebiliyor. Ev almak yatırım yapmak gibi büyük sorumlulukların altına evlenmiş dahi olsam her yönüyle uzun yıllar tanımadığım biriyle girmezdim. Sizin örnekte kadının ayrılık ihtimalini düşünerek böyle davrandığından çok emin değilim. Hem özel günlerde altın talep edip hem de ayrılık ihtimalini gözeterek kendini güvenceye alması pek örtüşmüyor. Gerçi ev alma imkanı varken altınları vermeyip iyi bir varsayımla kötü günlere saklıyor desek yine örtüşmüyor.

Anlattığınız olayda bence bir eksik var çünkü kadına hak verecek bir seçenek zorladak da çıkmıyor :)
0
beyfendi
(16.02.24)
yani bu kadın evlenmeden önce de böyledir. o zaman fark etmediniz mi gerçekten?

böyle bir kadını sizin fikirlerinize ikna etmek imkansızdır diyeyim size.

güvenip güvenmemeyle alakalı değil aileden öyle görmüş ve karakter olarak art niyetli olduğunu düşündüm.
0
Hallegadola
(16.02.24)
Eşiniz çalışıyor mu? Eğer çalışmıyorsa bu altınları belirsiz bir gelecekte karşılaşacağı problemlerde kullanabileceği bir teminat olarak görüyor olabilir. Bu size güvenmediğini göstermez. Davranış ne kadar doğru ne kadar yanlış tartışılır ancak ekonomik bağımsızlığı olmayan insanın böyle refleksler göstermesi anlaşılabilir. Siz bunu bir problem olarak görmüyor ve ev alınmasını elzem görüyorsanız evi eşinizin üstüne yapmayı deneyebilirsiniz belki bu şekilde daha kolay çözülür.

Eğer eşiniz çalışıyorsa yaptığı bence de çok anlamsız olmuş.
0
akhenaten
(16.02.24)
ben böyle biriyle evlenmezdim. diyelim evlendim boşanırım direkt.
böyle bencillik olmaz. evlilikte her şey ortaktır. ev arkadaşı almıyorsunuz hayat arkadaşı alıyorsunuz
0
jelly bear
(16.02.24)
Böyle evlilik olmaz. O zaman herkes kendi kazandığı parayı yesin eve de ona göre masraf yapsın.
Türk adalet sistemine göre düğünde takılan takılar gelinindir diyorlar orası doğru ama evlendiğin kişiyle ortak bir yatırım yapılmayacaksa neden evlenilmiş ki.
0
bigcaptain
(16.02.24)
@akhenaten konu kişi ben değilim:) arkadaşlarımdan gözlemlediğim bir durum. iki taraf da çalışıyor ve iyi sayılacak bir gelirleri var. o konuda bir sıkıntı yok.
0
🌸wild honey suckle
(16.02.24)
kendi geliri olsa bile türkiye'de bu şekilde davranan bir kadını kınamam ama birlikte de olmam, kaldı ki evlilik...

ilişkinin dinamiğine, içinde yetişilen ve yaşanmakta olan topluma göre bu normal olarak görülebilir. kimi yerlerde altınlara kızı geçtim gelinin ya da damadın ailesi çöküyor direkt. hatta daha da absürt durumları çevrenizde yoksa bile kadın forumlarında falan görebilirsiniz. evliliğin kimileri için evden, aileden kaçmanın tek yolu olduğu kimileri için de masrafları paylaşmak için yapıldığı bir ortamda bunlar yaşanmaması mümkün değil zaten.

ekşide vs kolay kolay birinin gelip de bu normaldir ya demesini beklemeyiz ama ülkenin belki yarısından fazlası için bu olağan bir durum bu özetle.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(16.02.24)
Kadın evlendiğinde çok altın takılacagını biliyordu ve bunları nakite dönmek için bir erkek lazımdı ve sanırım bulmuş.

Erkek kişisi kadına bazı imalarda bulunsa ve iş ciddileşse muhtemelen erkek bir de suçlu olacak ve erkeğin aslında parayı saçma işler için harcayacagını kendisinin önlem aldıgını falan iddia edip üste bile çıkma olasılığı var.

ayrıl demem de böyle de evlilik olmaz deme hakkım var.
0
liberal
(16.02.24)
Kadın tarafı Maddi güvenliğini aşırı önemsiyor olabilir, kültürü sebebiyle altın seviyor olabilir, sevgi dili hediye almak olabilir. Bunları konuşabilmek gerekiyor. Adam Nasıl hissettiğini söyleyip onun nasıl hissettiğini sorarak istediğini bilgilere ulaşabilir fakat bunu yaparken yargıda bulunmamak kaydı ile. Maddiyat önemli bir eşik ilişkilerde, aşmak ilişkiyi farklı yerlere taşıyacaktır
0
hasmetizm 2046
(16.02.24)
Bu kadınla tanışıp da anlaşabilen adama niye bu düşünce garip geliyor ki ben buna şaşırdım mesela. Ülkemizde böyle düşünen geleneksel bir kesim var. Kendilerini çağa adapte etmek gibi bir dertleri de yok üstelik. Siz değişir mi sandınız?
0
ruhen hastayim ben
(16.02.24)
ruhen+1 bu sonradan belli olacak bir seye benzemiyor ustelik hem taki miktari cok hem gelirleri iyi diyorsunuz. yani uzerine konusulasi bir para soz konusu. dogum gununde ziynet istegi ayri tutuyorum bu konudan, dugunde takilan takilar ortak olmali. evlilikten sonra elde edilen mal varligi sayilir sadece noterde onaylatmiyorsunuz. evlilik akdine uymuyor paylasimsizlik. ama insanlar cok eslilik, paylasimli, donusumlu iliskiler yasadigi icin norma gore degisir bize ters gelse de. hangi koyden bulduysa muhtemelen bunlar onceden bilinen seylerdir. sonradan alinmaca gucenmece olmaz.
0
ala09
(16.02.24)
Benzer durumda bir çift arkadaşım var. kız asla altınları vermiyor araba almak için. 2 senedir ikna olmadı. 2 sene önce arabayı almış olsalar hem arabaları olacaktı hem de muazzam değerlenmiş olacaktı paraları.

kocakarı kafası işte altın yatırımı yapıyor aklınca. sorsan egeli modern çağdaş kız üstelik. bu arada kız çalışmıyor. üstteki arkadaşın dediği gibi ilerisi için sigorta gibi görüyor olabilir altınları. zira 2 kere çok ciddi boşanma eşiğine geldiler sudan sebeplerden.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(16.02.24)
gelenek yasa masa bi şeyler var evet de ben şeyi anlamıyorum, kız tek başına olsa altın gelecek mi? hayır. evlendiği için altın geliyor ve bunda doğal olarak erkeğin de hakkı olmalı bence. ortak sayılmalı. ortak da yatırım yapılabilmeli veya ortak hesapta kasada bir yerde durmalı. "altın gelinindir" kafası modern, çalışan, kendine/eşine saygısı olan insanın zihniyeti olamaz. ha ama burada da bu kadın muhtemelen hep böyleydi, birden gelenekçi olmamıştır, adam bile bile evlenmiş ve durumları da iyiymiş, boşuna ağlamasını anlamadım. herkes aynı düşünecek diye bir şey yok. onlar için okeyse okeydir, dışardakilere dut yemek düşer. benim başıma gelse zaten paylaşırım da erkek tarafında böyle şeyler görürsem boşarım.
0
nic cage
(16.02.24)
"ayrıca doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi özel günlerde de sürekli olarak altın ziynet talep ediyor."

bu ne yaa kadın erkeği temettüye bağlamış :D
çok rahatsız edici bi durum. kadın çalışmasa hadi neyse de çalışıyormuş. böyle bakan biriyle evli olmak acayip bir duygu. düşman başına.
0
tabudeviren
(16.02.24)
Kadinda bir guvensizlik yaratmis demek ki kocasi. Ben oyle dusundum. Kendini garantiye almis belli ki. Sorun yok bence normal.

Dugunde takilan altinlar geline ait diye bir sey yok mu yasada da zaten? Yoksa da, karisinin altinina goz dikmesin kimse ya... bana cig geliyor bu davranis.

Eve giren diger maastan yardim istenebilir ama dugunde takilan altin kadinin guvencesi olarak kenarda kalsin zaten.
0
Kittie
(16.02.24)
Dügünde takılanlar nasıl kadının oluyor onu anlamadım, muhtemelen dügünde takılanların çogu erkek tarafı tarafından takılmış, kadın tarafının akrabaları gelinin annesine düğün takılarını vermiş olma ihtimali çok fazla.

Bu duruma benzer bir tanıdık vardı çok yakın akrabam, kız böyle çiglikler yaptı ve şu an ayrıldılar. Ha kadın sonra pişman oldu ama iş işten geçti.
0
liberal
(16.02.24)
Bozulurum tabi ki nasıl bozulmam? Böyle saçma bir düşünce mi olur? Hukuken takılan altınlar kadınındır ama bunu daha şu aşamada düşünüyorsa eşiniz -ki bana göre eş olamamış kendisi- ayrılmak için demek ki bahane arıyor.

Yerinizde olsam kesinlikle hiçbir ev-araba olarak hiçbir yatırım yapmam. Zira iş boşanmaya gelince eşiniz altınlarını da alıp gidecek ve yaptığınız yatırımların da yarısını isteyecek. Eşiniz de biliyor ki altınları verip ev-araba alsa bu sefer altınları isteyemeyecek. O yüzden ben altınları tutayım diyor sanırım. Üstüne de maddi-manevi tazminat ile sizin yaklaşık 10 yılınıza ipotek koyacak. Ben de herhalde kendisinden gizli yatırım yapardım. Yani illegal yola girerdim. Zira eşinizle en ufak bir tartışmada yani eşinizin istemediği bir şeyi zorladığınızda eşiniz basıp gidecek. Siz de ona göre kendinizi hazırlayın. Eşiniz kendisini buna hazırlamış zira.

Ben olsam koşarak uzaklaşırım valla. Ben yazarken sinirlendim.
0
drako
(16.02.24)
evlilik demek hayat arkadaşlığı demek değil mi? en azından benim için böyle. bu durumda olmak istemezdim. çünkü kafamda direkt boşanmayhı düşünüyor. boşandığımız zaman altınlar ve alacağımız ev-arabayı isteyecek diye düşünürdüm. aranızda sevgi varsa mutlaka bunu konuşup halletmenizi dilerim
0
jepa
(16.02.24)
bu anlattıkların kabul edilebilir şeyler değil bence.
0
basond
(16.02.24)
Bozulmayı bırak boşanırdım, güven olmayan evlilik yürümez, 5 yıllık evliyim.
0
mirty
(17.02.24)
tipik türk kadını: türk geleneklerinde kadına tanınan avantajları da kullanayım, modernizmin getirdiği avantajları da kullanayım. hep bana hep bana. geleneksel olarak erkeğe tanına avantajları feminizm sayesinde eleştireyim, modernizmin erkeğe sağladıgı avantajları ise erkeği utandırarak yok edeyim.

geleneksel olarak türk aile yapısında erkeğin malı ailenindir, kadının malı kadınındır. düğünde takılan altınlar da kadınındır. dolayısıyla kocasına vermek istemez. koca çalısıp eve para getirir, ev alınacaksa, yatırım yapılacaksa koca yapar.

kocasına altın veren kadınlar sonrasında pişman olur. erkek altınları tamamlayacağım der ama tamamlamaz.

bu örnekteki aile modernizm ile gelenek arasında sıkışıp kalan tipik bir türk ailesi olmuş.
0
abelardo
(17.02.24)
ben boşanıyorum, şu an eski eşim yaptığı tüm korkunç şeylere rağmen kötü durumda olsa ve yatırım olarak benden bir şeyler istese verirdim sanırım. ama konu duygusal durumlara gelince ben bayağı aptallaşıyorum, kadın akıllıymış, aferin. kimse de böyle kadınla evlenilir mi falan demesin. hikayenin sonunda bu tip kadınlar kazanıyor.
0
deartheodosia
(17.02.24)
oturur konusurdum, "ev alalim, araba alalim, altınların hepsini degil bir kismini bozudrabiliriz bunlar icin" diye, niyet okumaya gerek yok. hepsini harcamamak her zaman daha mantikli. altin ortalama bir ailenin yapilabilecegi en uygun yatirim.
0
rallied
(18.02.24)
bu evliliğe devam eden erkek tarafının acilen psikiyatr ile konuşması gerektiğini düşünüyorum.
0
andlee
(19.02.24)
şimdi önermeleri alt alta sıralayalım

modern ve bir takım konuyla alakasız sıfatlara sahip kadınlar, altınları paylaşır
medeni kanun isviçre medeni kanunundan mülhemdir, moderndir
medeni kanunda altınlar kadınındır
o halde medeni kanun ve avrupa* modern değildir?!
modernlik algın baştan sona hatalı olamaz tabii

modern nedir ve neden iyidiri konuşmuyoruz bile

burada ayıplayan bir üslupla ve görev bilinciyle tutarlı olsun olmasın normatif değerler iddia etmek, beylik lafları sıralayıp bir şeyler iddia etmekle de bu kaideler değişmez. çünkü karşınızdaki örf 10bin yıllık :D

şimdi ali koçun karısı çalışmıyor. aileden zengin. üstüne koca parası yiyor. modern değil mi.
tam da orta sınıfı paralize edip birer işçi kılmak için uydurulan masallar.

o altınlar kadının güvencesi. basbayağı öyle. mesela erkek de kanuna göre evin reisi değil 20 küsür yıldır. ama kadının sigortası halen erkek üzerinden devam ediyor. yani reisi :D

bazı kadınlar, diğer kadınlara taş ocağı mahkumu gözüyle bakıyor. ben çalışıyorum bunca eziyeti çekiyorum o neden çalışmıyor da güvencesine sığınıyor, ayıplayayım da yapamasın kafasındalar.

bazı erkekler de, yine ben o kadar çalışıyorum enayi miyim hazır günümüzde bunları konuşmak mümkünken kendi yükümün yarısına kadarını kadına yükleyeyim de rahat edeyim kafasındalar.

kadınları rahat bırakın
0
lambırcek
(20.02.24)
(4)

ankara'da cocugu hangi okula gondermeli

mavicorap
su anda hali hazirda sevdigi bir krese giden cocugumuzu ankarada ilkokul ortaokul ve liseyi de dusunerek nereye gondermeli? onumuzdeki sene 4 yas grubu anaokulu olarak ted, tfl, charles de gaulle, maya, blis, turk alman tam okullar, anka bilim koleji gibi b'r okula gondereceksek simdiden basvurmak g
su anda hali hazirda sevdigi bir krese giden cocugumuzu ankarada ilkokul ortaokul ve liseyi de dusunerek nereye gondermeli? onumuzdeki sene 4 yas grubu anaokulu olarak ted, tfl, charles de gaulle, maya, blis, turk alman tam okullar, anka bilim koleji gibi b'r okula gondereceksek simdiden basvurmak gerekiyor. ozellikle tfl ve charles degaulle daha sonra artik ogrenci almiyor.

ingilizce derdimiz yok, baba amerikali, fakat arti olarak baska bir dili super ogrense harika olur bana kalsa cince veya rusca ogrense daha iyi veya ispanyolca fakat diger olasiliklar genelde fransizca veya almanca var en iyi ihtimalle.

diger faktor esimi de hangi okula girerse ingilzce ogretmeni olarak sokayim indirim olur diyorum, yani ogretmene indirim saglayan bir okul olmali\ baska bir onemli unsur da bir de kardesimiz var kardes indirimi olan bir okul olursa super olur.

ve benim icin enonemlisi huzurlu ve cocuklar ve ogretmenlerin birarada mutlu oldugu bir okul olmasi.

networking saglayan bir yer olursa de fena olmaz.

bulamam boyle bir okul di mi?
0
mavicorap
(12.02.24)
Network olsun diyorsanız ve bütçe derdi de yoksa Bilfen düşünülebilr.
0
pianeta
(12.02.24)
Ted ankara
Tevfik fikret
Odtü koleji
Bilkent
0
Erestor
(12.02.24)
bana sanki tevfik fikret'i kastetmişsiniz gibi geldi.
0
eisberg
(12.02.24)
ayten şaban diri ilkokulu
hamdullah suphi ilkokulu
mesa koru ilkokulu
0
Hallegadola
(12.02.24)
(2)

Esenboğa’dan Bağlıca/Etimesgut’a nasıl gideceğim?

damba
Ankara’nın karışık toplu taşıma sisteminde, yardımınıza ihtiyacım var. Teşekkür ederim.
Ankara’nın karışık toplu taşıma sisteminde, yardımınıza ihtiyacım var.

Teşekkür ederim.
0
damba
(19.01.24)
tam olarak neresine?

ego ya da ankaraairle kızılaya gidip ordan metro/otobüs yapabilirsin. metroyla koruya gelip ordan otobüse bineceksin gideceğin yere göre.

google mapse yazarsan otobüs numarası vs gösterir.
0
jelly bear
(19.01.24)
havaşa/belkoya bineceksin kızılayda inersen koru metrosuna bineceksin
koruda ineceksin. pastanenin oradan değil dieğr çıkıştan çıkacaksın oradan sor bağlıca bağlıca ringlerine nereden binerim diye
bağlıcaya 587 gider, yeni bağlıacay 597. bağlıcanın neresine gideceksin

havaşa binip aştide ineceksen ankaraya bineceksin sonra kızılayda metroya bineceksin yukarıdakilerin aynısı
0
Hallegadola
(19.01.24)
(20)

Dindar kız dindar olmayan erkek ilişkisi olur mu?

birmilyonunvarmi
Bu hikayede erkek kişisi oluyorum. Müslümanız da o kadar yani. Alkol içerim, namaz kılmam, oruç tutmam, kumar oynarım. Kız da namaz falan kılıyor. Dindar başsörtülü bir kız. Allah var güzel ve yanındayken iyi hissediyorum. Beni cumaya başlatmaya çalışıyor falan. Bu ilişki tutar mı sizce?
Bu hikayede erkek kişisi oluyorum. Müslümanız da o kadar yani. Alkol içerim, namaz kılmam, oruç tutmam, kumar oynarım. Kız da namaz falan kılıyor. Dindar başsörtülü bir kız. Allah var güzel ve yanındayken iyi hissediyorum. Beni cumaya başlatmaya çalışıyor falan. Bu ilişki tutar mı sizce?
0
birmilyonunvarmi
(11.12.23)
Bence hayır çünkü çok temel şekilde ayriliniyor. Yani tutan vardır da yüzde kaç.

Misal alkol almamak farklı bir şey ama namaz kılan eden biri vs dinle alakası olmayan biri bir ilişki temelinde baya ciddi ayrım bana göre.

Misal sizi cumaya başlatması sizin onu alkole baslatmaniz gibi bir ayrım benim için.

Tutmaz
0
logisticsmanager
(11.12.23)
belki tutar diyecektim ama ta ki "beni cumaya başlatmaya çalışıyor"u okuyana kadar.
0
king lizard
(11.12.23)
@king lizard hayır diyince daha da sorgulamadı ama
0
🌸birmilyonunvarmi
(11.12.23)
Aşkın o ilk heyecanlı zamanları geçtikten sonra elde kalan şeyler sevgi, uyum ve saygı oluyor. Sizde uyum kısmı direkt ekside, saygı kısmına gelince de 'beni cumaya başlatmaya çalışıyor' kismindan anladığım kadarıyla direkt saygısızlık diyemesek de hayat tarzına müdahale olacak ki bu da bir saygısızlıktır bana göre. Velhasıl birkaç ay güzel vakit geçirirsiniz belki ama o heyecan bitince birçok sorun baş gösterir.
0
fraise
(11.12.23)
Olmaz
0
anon1m
(11.12.23)
Açılın bu benim uzmanlık alanım anakshsj.

Burda olay sende bitiyor. Eğer değişmeye gönlün varsa çok güzel olur ama ben değişmem eğilip bükülmem dersen hiç bulaşma koşarak uzaklaş.

Dindar bir kadın olarak böyle ilişkilerim oldu. İki taraf için de eziyetti çoğu. Ama evlendiğim insan da dindar değil, alkol alan hayatında oruç tutmamış dinle alakası olmayan biriydi ama benim için hayat tarzını değiştirdi. Değiştirmese evlenmezdim. Öyle sabit kalalım birbirimize hoşgörülü oluruz saygı duyarız diye bir şey yok. İki taraftan birisi değişmeli. Şu an dünyanın en mutlu çiftiysek sebebi kocamın değişimidir. Acı ama gerçek.
0
kaptan maydanoz
(11.12.23)
Olmaz
0
birgumuspeni
(11.12.23)
Bu arada şunu da eklemek isterim; 25 yaşını geçmiş hiçbir insan bir başkası için kendi temel degerlerinden vazgeçmemeli bence. Gelişmek ya da esneklik göstermek farklı bir şey ama komple başka bir insana dönmek bambaşka bir şey. Dışarıda bizimle benzer degerlere sahip binlerce insan var, onlardan biriyle de ilişki yaşayabilirsiniz. Ne bir baskasindan sizin için komple değişmesini isteyin, ne de siz değisin. Bu da eninde sonunda sorun yaratır çünkü.

He mesela size de yakın geliyorsa dindar olmak, o zaman zaten bu sorun değil. Orta yol bulunur .
0
fraise
(11.12.23)
Yakın çevremde bunun aynısının erkeğin kızı açılmaya ikna etmeye çalıştığı versiyonu var. Uzun süre sevgili olduklarını sakladılar aslında ilişkilerini adlandıramadılar bile. Erkeğin sürekli bir sınır çizme çabası var bizden olmaz diye kız da olacağına ikna etmek için kendinden çok ödün verdi. Alkole başladı, hayvanlardan dehşet korkuyordu (evimde muhabbet kuşu var diye bana gelmedi) çocuğun köpeği var diye köpekleri sevmeye başladı ve cinsel ilişkiye de düzenli giriyorlar. Kızın babası imam olmasa şimdiye çoktan açılırdı sanırım bu arada yaşlar 30 civarı kız memur çocuk yüksek lisans yapıyor öğrenci. Bi noktada ayrılacaklar bana kalırsa ama şimdi ama yarın öbür gün evlenmeye karar verirlerse çünkü çocuk asla ortada buluşmuyor. Kızın beklentileri cumaya gitsin falan da değil sadece ilişkilerinin adı konsun, arkadaşları falan bilsin, el ele falan rahat gezsinler, başka kızlarla flört etmesin falan. Çocuk bana kalırsa türbanlı biriyle birlikte olmayı kendine yakıştıramıyor. Yani sonuç olarak bence iki taraf da ortada buluşsa olabilecek bir şey cumaya git falan demiyorum tabii dini inanç herkesin kendi takdiri zaten ben de ateistim ama bunu düzgünce açıklayıp makul şeylerde ortada buluşmak karşılıklı beklentileri çok abartmamak lazım
0
eatpraylaw
(12.12.23)
bence olmaz ama yazın gittiğim bir düğün tam bu şekildeydi. bakalım ne kadar sürer.
0
inheritance
(12.12.23)
Kizilcik serbo izlemenizi tavsiye ederim shshdjdj
0
mor oje
(12.12.23)
Olmaz
0
AlsterWasser
(12.12.23)
Olmaz
0
chitosan
(12.12.23)
Kızdan soğuttunuz ama haklısınız.
0
🌸birmilyonunvarmi
(12.12.23)
"Alkol içerim, namaz kılmam, oruç tutmam, kumar oynarım"
şunları kendi başına hallettikten sonra olabilir de
dindar kız da pek mantıklı hareket etmemiş daha temkinli olurdum
0
mantık
(12.12.23)
olmuyor.
sakın deneme bile.
ben denedim.
0
rain when i die
(12.12.23)
Kız seni kendince rehabilite etmeye çalışacak. Fakat sendeki tablo iç açıcı degil.
Bana sorarsan olmaz. İyice ciddiye bindiğinde patlar
0
limonlu eksi
(13.12.23)
Din kısmına girmeyeyim. Sizin hali hazırda kendi motivastonunuz ile yapmadığınız bir şey size yaptırılmaya çalışıyorsa kabul etmek zorunda değilsiniz. Spor yapmanızı, sağlıklı beslenmenizi istiyor olabilir. Sigarayı bırakmanızı, erken yatmanızı diliyor olabilir. Bunlar gibi objektif ve somut şekilde sizin iyiliğinize olan şeyler dışındaki her şey gereksiz zorlama olur. Hele din konusu.
0
ckorkmaz
(14.12.23)
90lı yıllarda yapılmış danimarkalı gelin filmini izleyin.
0
jepa
(14.12.23)
Kız kendisinin kendi inancı çerçevesinde günah işlediğinin farkında ve bu yüzden cumaya başlatma çabası. Bir sonraki adım imam nikahı kıyalım kendi aramızda olacaktır
0
Hallegadola
(14.12.23)
(2)

ankara yht garına ulaşım

mark greg sputnik
iyi akşamlar dostlar,ben buraya hep taksiyle gitmiştim daha önce. ulus metro durağına yakınmış galiba. orada insem ne kadar yürümem gerekir? yol filan nasıldır yokuş mu mesela? sakat olduğum için ona göre daha erken çıkayım diye soruyorum. ulus'tan inince ne yana, ne kadar gitmek gerekiyor aşağı yuk
iyi akşamlar dostlar,

ben buraya hep taksiyle gitmiştim daha önce. ulus metro durağına yakınmış galiba. orada insem ne kadar yürümem gerekir? yol filan nasıldır yokuş mu mesela? sakat olduğum için ona göre daha erken çıkayım diye soruyorum. ulus'tan inince ne yana, ne kadar gitmek gerekiyor aşağı yukarı?
0
mark greg sputnik
(11.12.23)
Yeni hat yapıldı ya ona binsene. Kızılay metrodan doğrudan gar durağında ineceksin
0
Hallegadola
(11.12.23)
anaa öyle şeyler oldu mu ya, hiç bilmiyordum, teşekkür ederim
0
🌸mark greg sputnik
(11.12.23)
(5)

Kpss giriş hakkında

strawberry first
Lisans mezunuyum. Şu an örgün eğitimle bir önlisans programı okuyorum. Kpss'ye önlisans kapsamında giremez miyim? Mutlaka lisans olarak mı girmem gerek?Bilgisi olan arkadaşların yardımını bekliyorum.
Lisans mezunuyum. Şu an örgün eğitimle bir önlisans programı okuyorum. Kpss'ye önlisans kapsamında giremez miyim? Mutlaka lisans olarak mı girmem gerek?
Bilgisi olan arkadaşların yardımını bekliyorum.
0
strawberry first
(27.11.23)
Lisans varken Önlisans yandı hocam
0
tolgan
(27.11.23)
Ama şu an aktif olarak öğrenciyim. Bu yıl daha mezun olmuyorum. Bu seneki sınava girerken öğrenim bilgilerim öğrenci olarak görünmez mi?
0
🌸strawberry first
(27.11.23)
Lisans mezunusunuz gerisinin önemi yok.
0
anon1m
(28.11.23)
giremezsiniz
0
Hallegadola
(28.11.23)
sadece bir iki sağlık bölümü için bu istisna vardı. onun dışında üstteki arkadaşlar haklı.
0
elorelia
(28.11.23)
(12)

maaş avrupa-türkiye

yetkili birine benzeyen abi
100 bin TL maaş ile TR'de yönetici pozisyonu mu?4-5 bin Euro maaş ile Avrupa'da yönetici olmayan pozisyon mu?Tabii birçok faktör var, Avrupa'daki yaşam standartları ve TR'nin gitgide kötüye gitmesi vs. Ama genel olarak sadece maaş üstünden değerlendirmeye indirgedim.
100 bin TL maaş ile TR'de yönetici pozisyonu mu?
4-5 bin Euro maaş ile Avrupa'da yönetici olmayan pozisyon mu?

Tabii birçok faktör var, Avrupa'daki yaşam standartları ve TR'nin gitgide kötüye gitmesi vs. Ama genel olarak sadece maaş üstünden değerlendirmeye indirgedim.
0
yetkili birine benzeyen abi
(27.11.23)
Avrupa derken neresi olduğu çok önemli ama örnek olarak ben olsam 3 büyük şehirden birinde 100k TL yerine Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, İtalya’da 5k Euro’yu tercih ederdim sadece paraya bakarsak. Oradaki 5k Euro ile buradaki 100k TL’ye göre çok daha kaliteli yaşanır (yeme içme, ulaşım, kültür sanat gibi birçok açıdan, özetle medeniyet açısından).
0
orient blue
(27.11.23)
avrupa derken neresini kastediyorsunuz bilmiyorum kıta vs ülke saçma olmuş.

avrupanın başat ülkelerinden birini kastediyorsanız almanya, fransa vs.

düşünmeden 5k avrupa.
0
AlsterWasser
(27.11.23)
büyük avrupa ülkelerini kastediyorum. almanya, hollanda, ispanya gibi şehirlerin başkentleri vs istanbul.
0
🌸yetkili birine benzeyen abi
(27.11.23)
sadece maaş üzerinden gideceksek, avrupa’da 5 bin euro kazanarak iki aylık maaşınla fena olmayan ortalama bir ikinci el araba alabilirsin. türkiye’de 100k kazanarak iki aylık maaşınla anca motorsiklet alırsın. bu kadar.
0
sir gawain
(27.11.23)
100bin TL maaş ile Türkiye. Ailem, uzun süreli menfaat ilişkilerim, üniversiteden gelen çevrem hepsi burada. Bırakıp gitmem.

Yeni mezun olduğumda gitmeyi becerebilseydim belki.
0
okumakserbestbegenmeksart
(27.11.23)
Kaç yaşındasınız bilmiyorum ama evlenip çoluk çocuga karışında çocugun okul parası için ayda 500-1000 usd arası bir rakam olarak kenara koyun.

Ben olsam avrupa düşünmeden kabul ederdim.

Hele iki çocuk varsa kesinlikle yurt dışı.
0
liberal
(27.11.23)
Sadece ama sadece başka hiçbir şeye bakmadan dersek 100 bin derim belki çünku avrupa'ya sadece para hedefiyle gelenler genelde üzülüyor.

Misal ben şu an 3.4k € alıyorum fransada, Türkiye'ye birakin 100 bini, tahminen 7-8 bin eurodan aşağıya adım atmam. Kimse de bana o parayi vermez zaten de yani benim için Türkiye'de yaşamak demek seviye düşürmek demek. Bunu yapmam için de aldığımız 2 katini falan isterim.

Ama genelde Avrupa'ya daha fazla para için gelmeye calisanlar hep üzülüyor çünkü Avrupa'nın kimseye daha fazla para vermeye (genelde) ihtiyacı yok.

Bu sebepten diyorum türkiye bir de illa başkent denmiş.

Ha tabi 5 bin ile pariste misal çok güzel bir hayat yasarsiniz eminim İstanbul'dan daha iyi sartlarda da olur ama 100 bin kazanan kişi gibi tepside dansöz oynatacak bir seviye vermez size. Bana göre Avrupa'ya gelmek isteyen biri insanca yasamak, ailesinin geleceği, türkiye'de bunalmak gibi sebeplerden gelmeli. Ben misal Türkiye'de iki haftada bunaliyorum bırakın geri dönmeyi.

O yüzden ben sirf parasal bakis acisi için Türkiye diyebilirdim, çok araliktayim.
0
logisticsmanager
(27.11.23)
değişir.

şayet kira elektrik vs vs sonrası avrupada elinize 500 1000 kalıyor ve sürünüyorsanız istanbul.

bu arada istanbul için 100 bin çok da aşırı bir maaş değil artık.
0
gurur
(27.11.23)
Esiniz caliscaksa europa, obur turlu tr. Hizmet sektoru ucuz abi ulkede
0
lapaz
(27.11.23)
Abi TR'de İstanbul demesen direkt TR olurdu cevabım, ama bu haliyle maddi olarak arada pek bi fark yok. İstanbul'da 100k ile kuracağın hayat için Almanya'da 5k alıyor olman lazım zaten. Bi de İstanbul'un ciddi tadı kaçtı yani.

Ama yöneticilik infosu kritik. Avrupa'da bi yabancı olarak yönetici olma ihtimalin düşük, dolayısıyla maaşın artmayacak. TR'de yönetici olarak kendini gösterebilirsen seneye 2 katını alacaksın.

Şahsen diğer faktörleri katarsam, bana TR'de aldığımın 3-4 katını vermeleri lazım ki gideyim. Ama Avrupalı şirketlerde öyle bi para yok. Geleceği de parlak değil yani.
0
plutongezegendegilmi
(27.11.23)
avrupada 4-5 bin avro net parayi kolay kolay vermezler.
o kalibredeki birisi de turkiye'de 100binin cok uzerinde maas alir.
o yuzden bence once rakamlari bir kontrol et..

obur taraftan tr'de yonetici olsam, yurtdisina 5bin avro net icin cikmam..
0
cooperr
(27.11.23)
ben köylüyüm galiba türkiye derim bu oylamada
0
Hallegadola
(28.11.23)
(7)

Masa (Kutu) Oyunları

AlsterWasser
en az 2 kişi ile de oynanabilecek bildiğiniz en eğlenceli ve sürükleyici masa oyunları hangileri?favorileriniz neler board game konusunda.edit: en az iki kişi ama fazlası da olur. grupça olduğumuzda da oynanabileceleri de önerebilirsiniz tabii.
en az 2 kişi ile de oynanabilecek bildiğiniz en eğlenceli ve sürükleyici masa oyunları hangileri?

favorileriniz neler board game konusunda.

edit: en az iki kişi ama fazlası da olur. grupça olduğumuzda da oynanabileceleri de önerebilirsiniz tabii.
0
AlsterWasser
(27.11.23)
sub-terra ve suç günlükleri. ama suç günlüklerinde sadece 5-6 senaryo var ve sonrasında oyun bir işe yaramıyor ek paketleri olmadan.
0
oldtimer
(27.11.23)
iki kişiyle oynanabilecek dokuztaş (üçtaş versiyonu da varmış), mangala, go, gomoku gibi satranç, dama, tavla kadar klasik olmasa da gene klasik denebilecek zeka & strateji oyunları var. özelleşmiş kartlı oyunlar var mesela witcher gwent kart oyunu vardı bunu fiziksel olarak türkiye'de oynatan yer var mı bilmiyorum (pc için ayrı oyunu yapılmıştı) ama bu tarz kartlarla (yu-gi-oh da epey oynanırdı bir dönem) oynanan oyunlar var. bil bakalım kim oyunu vardı çocukken severdim. birbirinin alnına isim yapıştırıp sorular sormalı oyun oynanabilir. jenga da 2 kişilik oynanır sanırım.

edit: 2 kişiyle sınırlı değilse soru bence en keyifli oyun vampir köylü ya. illa bir kutu mutu olsun istenirse secret hitler de oynanabilir ama hiç para vermeye gerek yok bir kağıt kalem bulup kura çektirilmesi yeterli.
0
semaforo de medianoche
(27.11.23)
catan (dünyanin en iyi board game'i olabilir)
ticket to ride (bu da favorilerimden)
pandemic (co-op o yüzden herkes sevmeyebilir)
carcassonne (daha light ama zevklidir)
dixit (en az 4 kisi ve sohbet muhabbet esliginde oynanabilir)

kalabalik gruplarda (6 kisi üstü) oynanacak en iyi oyunlar roleplay oyunlari. secret hitler yazilmis zaten. ama ben werewolf'u daha cok seviyorum.
0
sir gawain
(27.11.23)
Cash and guns(silah prop u)
Exploding kittens(belki 400 kez oyandim)
0
lapaz
(27.11.23)
6 kisi üstü için ben werewolf +500
Exploding kittens(belki 400 kez oyandim) +500
0
put it in your appropriate place
(27.11.23)
Dokuz taş çok keyifli
Basit görünüp derin olan bir oyun
0
sadegazoz
(27.11.23)
ihtilal kutu oyunu
0
Hallegadola
(28.11.23)
(19)

Nasıl tepki vermeliyim? Alışveriş eş durumu.

Fritz-X
Nasıl anlatsam eşimin tüm isteklerini karsılamaya çalışıyorum yogun tup bebek dememelerimiz oldu vs vs.Alisverisi cok seviyor ama artık abarttigini dusunmeye başladımÖnce bir güneş gözlügü aldık osse marka güneş gözlugu aldık sonda hawk aldı şimdide rayban alcam diye tutturuyor. Tabi ben fittirdim
Nasıl anlatsam eşimin tüm isteklerini karsılamaya çalışıyorum yogun tup bebek dememelerimiz oldu vs vs.

Alisverisi cok seviyor ama artık abarttigini dusunmeye başladım

Önce bir güneş gözlügü aldık osse marka güneş gözlugu aldık sonda hawk aldı şimdide rayban alcam diye tutturuyor. Tabi ben fittirdim 2 tane var ihtiyaç degil abartma artık diye. Ama kafaya koymuş alacak

Yeni eve taşındık nakliye, tadilat boya vs 30 bin çıktı cebimden portmanto yaptiriyorum oda 16 bin. Mutfak tadilatı banyo derken 60 bin gidecek.

Tutturdu dyson alalım v10-11 model bakarız dedi, nisan ayı gibi elime 12 gram altın geçecek demez mi bana bilezik yapalım üstüne para koyup.

Tüm taşınma sürecinde diş teli tedavisine başladık 15 bin tutacak taksitli halde

Telefonu donuyor kapanıyor dyson yerine telefon alalım tlf daha acil ihtiyaç diyorum hayır dyson istiyorum. Tlf idare eder diyor biliyorum ki 3-4 ay içinde tamamen açılmayacak

Bitmeyen istek ve alışveris listemiz var. Artık sinirlenmeye başladım nasıl bir tavir almalıyım. Kendime ait özel bir harcamam yok ama eşimin harcama durumu dusunduruyor.

Alabilecek maddi durum olsa bile birikim yapmamız lazım artı bu surecte tup bebek harcamamiz olacak bir dunya

Hastane masrafinin boş yere gitmesi beni sinirlendiriyor. Diş teli çok elzem degildi neyse dedim. Biraz uzun oldu ama bu örneklere ek irili ufaklı seylerde var. Eşim çalışmiyor aileden eskiden gelen zenginlik vardı şimdi kendi ailesi normal yani.
0
Fritz-X
(03.10.23)
Kardeşim yanlış anlama 2 arkadaşım var. Biri bu sebepten boşanma aşamasında ikincisi de 2 çocuk olduğu için kafası karışık. Bu harcama muabbeti seni yoruyorsa ilerde daha büyük sorun olur. Ayrımcılık cinsiyetçilik muabbeti vs. Bilmem ama bayanlar bu çocuk yapma muabbetini kullanabiliyor. Sürekli bu ilişkide veren taraftaysanız, bir kaç kez vermeyi kesin tepkisini ölçün.
0
mikahakkinen
(03.10.23)
Neden çalışmıyor. İşi varken işsiz kalabilir, bu ayrı bir şey ama çalışmamak 2023 yılında mantıksız bir şey. Çalışma konusunu çözün önce.
0
dissendium
(03.10.23)
Gitsin çalışsın yahu insan utanır böyle habire kocasının eline bakmaya. Hangi devirde yaşıyoruz adam getirsin ben yiyeyim diye bir şey mi var.

Tüp bebek olayını da tekrar gözden geçirin bence.
0
kaptan maydanoz
(03.10.23)
@dissendium tüp bebek tedavimiz devam ediyor, belirgin bir yapabilecegi iş meslek vs yok.
0
🌸Fritz-X
(03.10.23)
Bazi duygusal ihtiyaclarini alisverisle kompanse ediyor gibi geldi bana yani bu surecteki duygularla bas etme bicimi olabilir. Bisey almak yerine bi terapiye baslasa daha iyi olur sanki
0
mor oje
(03.10.23)
Meslek yok ama olabilir. Kasiyer olabilir. Kursa gidebilir. Okul okuyabilir. Hayatının sonuna kadar çalışmadan yaşaması her şeyden önce kendisi için kötü bir şey. Kadının çalışması, kimseye muhtaç olmaması önemli bir şey. Bu bakış açısı artık kalmadı. Bunu değiştirmeniz gerekiyor. Çocuk olunca masrafınız artacak. Çocuk hep aynı kalmıyor. Bez parası bir süre sonra okul masrafına dönüşüyor. Çalışmasına engel bir durum yoksa çözüm çalışması.
0
dissendium
(03.10.23)
mutfak masrafı + parti-time harçlık ver gerisine karışma
biriktirip alsın
0
bir soru sorcam
(03.10.23)
Çalışmıyor olmasını anlarım. Kendi alanında iş bulamamıştır ama gereksiz harcamaların bir açıklaması yok. Ömür boyu onun istediklerini mi yapacaksınız? Yapmazsanız ne olur mesela?
0
Kahvedesu
(03.10.23)
kesinlikle çocuk yapma. eşine iş bulmasını, kazandığı paraya göre harcama yapması gerektiğini anlat. 1 sene bak duruma kezbanlığı devam ederse boşan.
0
ayseee
(03.10.23)
Bu tip kadınlara bebek gibi davranılması çok saçma. Karşınızda yetişkin bir insan var. Bir şeyleri düşüncesizce istemek tutturmak vs çocuk davranışıdır. Bunun için karşınıza alıp özel olarak konuşma yapmaya ikna etmeye gerek yok bence. Ne kadar kazandığınızı biliyor olmalı, ona göre isteklerde bulunması gerekir. Kendisine yetişkin olduğunu hatırlatıp gereksiz harcamalara hayır demeniz yeterli olmalı.
0
dfn4
(03.10.23)
yukarıdakiler +1 ve de belirgin bir mesleğinin olmaması hiçbir zaman olmayacağı anlamına gelmez ki. ben de şu an mezun olduğum bölümün işini yapamıyorum ve vasıfsız işçi konumuna düştüm bir süre. idareten bulduğum bir işte çalıştım sonrasında hızlıca bir nitelik kazanmaya çalıştım ve bir profession edindim. hele ki sizin maddi desteğiniz varken bunu yapması daha kolay. hayatınızın sonuna kadar başka birinin bitmek bilmeyen arzularını tatmin etmeye mi kendinizi adayacaksınız? ha diyorsanız ki zaten çocuk olunca eşim bakacağı için meslek edinmesine falan gerek yok, o kısmı bilemem.

Önerim: bence birkaç sefer elinizdeki parayı kendi isteklerinize ve ihtiyaçlarınıza ayırmak istediğinizi, bir güneş gözlüğü de kendinize almak istediğinizi ya da ihtiyacınız olan pahalı bir şeyi alacağınızı falan söyleyin. bir sana bir bana gibi. bakalım ne tepki verecek. ona göre aksiyon alırsınız.

ya da tüp bebek olayını askıya alma fikri mantıklı ama bu nasıl söylenir, ilişkiye zarar verir mi bilemiyorum. kenara para koymadan çocuk olayını düşünmenin sizi kaygılandırdığını, çocuğa güzel bir gelecek sunmak istediğinizi ve bu şekilde savurgan harcamalarla bunun mümkün görünmediğini falan açıklayabilirsiniz.

ikisi birbiriyle çelişen öneriler oldu ama hangisini yapsanız sonuçta belirleyici bir tepki alacaksınızdır zaten.
0
Mossy
(03.10.23)
İnstagram hesaplarınızı silin beraber bence, instagrama fotoğraf koymayınca masraflar ciddi oranda azalıyor bilginiz olsun.

Belirli bir harçlık verme fikri en makul olanı +1

"Paranız varken gereksiz eşyalar alırsanız, paranız yokken gerekli eşyaları satmak zorunda kalırsınız" gibi bir söz vardı, israftan kaçının. Bunu karınıza da anlatın, gereksiz küçük harcamalar yapmamayı parayı biriktirip mantıklı harcamalar yapmayı önerin.

Mesela "birikim yapalım sana araba alırız" diyin, kandırmayın tabi cidden birikim yapınca alın mesela.
0
John Bloor
(03.10.23)
birlikte oldugunuz kisinin duygusal kapasitesi ve olgunlugu, sizin duygusal kapasitenizin ve olgunlugunuzun gostergesidir.

neden sadece kadin sorgulaniyor anlamis degilim, meslegi olmayan, calismayan ve calismayi dusunmeyen ama cok harcamak isteyen (ya da neyse iste) biri ile evlendiyseniz bu beklentiler ve bu hal tavir size normal geliyor olmali. ya da bunlari, bir aile butcesi olacagi, harcamalarin nasil yapildigi/nasil yapilacagi ya onceden konusmus olmaniz lazim ya da rahatca konusabiliyor olmaniz lazim. tanimadan mi evlendiniz? evlilige hazir mi degildiniz? bence bunlari dusunmekle baslayin. birine kapasitesinde olmayan bir seyi dusunmuyor ya da yapamiyor diye sinirlenmek yerine ben neden boyle biriyle birlikteyim, benim kapasitem ve durusum ne diye sormak daha guzel bir baslangic olur.
0
songforsomeone
(03.10.23)
buradan aldığınız yorumlarla eşinizin neyi doğru neyi yanlış yaptığına karar vermeyeceğinizi umarım. kim bilir nasıl bir ilişki dinamiği vardı da eşiniz çalışmıyor. dışardan kadın erkek çalışsın demek güzel ama ne neden oluyor ya da olmuyor bilmiyoruz. zaten eşim çalışsın mı diye bir arayış veya soru da görmedim. belli ki böyle bir beklenti yok, belki de buna uygun ortam ve koşullar da yok. o yüzden eşe yüklenmenin anlamı yok.

eğer bütçenizi zorlayan ve gittikçe ağırlaşan bir yük oluşturmaya başladıysa eşinizi karşınıza alıp bunu konuşacaksınız. şu şu isteklerin bizi şöyle etkiler, şunu şunu yapmasan tüp bebek için elimiz daha rahat olur, hiçbiri olmasa da birikime ihtiyacımız var o yüzden harcamalarımızı kısalım. başka bir sorun yoksa veya anlayışsız biri değilse herhalde bu konuşmadan sonra bir değişim olur. yok olmazsa ve sorun da devam ederse (ve eşinizin sağlığı çalışmasına imkan veriyorsa) o zaman sevgili eşim acaba sen de çalışsan daha mı iyi olur ekonomik olarak elimiz de güçlenir temalı bi konuşma yaparsınız. hiçbir şekilde orta yolu bulmaya çalışmıyorsa da geçmiş olsun, umarım zaten bunları bilerek evlenmiş ve birbirinizi böyle seviyorsunuzdur.
0
nic cage
(03.10.23)
Buradan yorumla hareket etmeyin +1
eşinide dinlemek lazım
Şu an çocuk işini öteleyip işleri yokuna koyun
İşleri yoluna koymadan çocuk yapmayın
0
basond
(03.10.23)
patolojik bir alisveris bagimliligi var. cocuk olursa cok daha berbat bir hal alacak zira cocuga alinacak cok daha fazla ivir zivir var gelisme surecinde, yetiskinlere gore. direkt ayril demiyorum ama en azindan cocuk isini bir daha dusun.
0
hot potato
(03.10.23)
Babasının prensesi miymiş yoksa onyomani mi?
Onyomani konusunu araştırın.
HAYIR demeyi öğrenin.
Sorunu çözmeden çocuk yapmayın. Çözemezseniz boşanın.
0
Tina
(04.10.23)
ne kocalar var ya sürekli şaşırıyorum mehmet şimşekvari bir kocayla yaşıyorum.

biz wishlist oluşturuyoruz. sırayla alıyoruz ihtiyaçları.

ben de ev çok tozlanıyor dikey süpürge istiyorum diye ağladım ahahahaah gitti araştırdı benimki bosch series 6 aldık 5700 liraya iş görüyor çok memnunuz.

bence eşiniz tüp bebek tedavisi mental yorgunluğunu alışverişle atıyor. alışveriş bağımlılığı çok kötü bir şey.
0
Hallegadola
(04.10.23)
sıkıntılarını kimi yemeğe vuruyor kimi alışverişe.
0
parka
(04.10.23)
(4)

Sırpça, Balkan dilleri

dissendium
Sırpça bilmek işe yarar mı Türkiye için? Ben Sırbistan'ın bir gün AB'ye gireceğine inanıyorum. Yatırımlık dil olarak görüyorum. Boş iş mi denemeye değer mi? Bir de hangi diller kolay sayılabilir? Ne bileyim Arnavutça?
Sırpça bilmek işe yarar mı Türkiye için? Ben Sırbistan'ın bir gün AB'ye gireceğine inanıyorum. Yatırımlık dil olarak görüyorum. Boş iş mi denemeye değer mi? Bir de hangi diller kolay sayılabilir? Ne bileyim Arnavutça?
0
dissendium
(03.08.23)
o tarafa göçme niyetin yoksa yaramaz. sırpça-hırvatça-boşnakça neredeyse tamamen aynı. bazı kelimeler ve kullanımlar farklı sadece. bi de sırpça kiril alfabesiyle yazılabiliyor (rusçayla tamamen aynı değil, bikaç harf farklı) ama o zaten bir günlük iş. arnavutça bildiğim kadarıyla tamamen farklı bir dil, gramer merakım olduğundan arada hangi dil nasılmış diye bakarım, bana fazla yabancı ve zor gelmişti. hint-avrupa diye geçiyo ama bence amariga'nın oyunu, öyle hint-avrupa dili ne duydum ne gördüm daha önce.

bence çok tatlı bir dil (sırpça için söylüyorum), şahsen iyi bilmeyi ve balkanların altını üstüne getirebilmeyi çok isterdim ama dediğim gibi o coğrafyada yaşamayı planlamıyorsan bence işe yaraması düşük ihtimal. milyonda bir filan yani durduk yere "bize sırpça bilen adam lazım!" diye birisi çıkacak, anca öyle.

sırbistan'ı ab'ye almazlar bu arada. kosova mevzuunun çözülmesi lazım. o da pek mümkün değil. gevşek vucic "yaa tmm hadi sizin istediğiniz olsun :))" deyip avrupa'nın tüm şartlarına eyvallah dese bile bu sefer vatandaş sokağa inebilir, ordu "sen hayırdır lo?" diyebilir vs... haklılığını haksızlığını bi kenara bırakıyorum, 99'da nato'nun bombaladığı bi ülkede yaşasam ve 2025-30'da vatandaşlarım ab'ye girmek istese muhtemelen kahrımdan ölürdüm.
0
mark greg sputnik
(03.08.23)
Kendi düşüncem; bomboş iş. Yani bunu yapmayıp boş oturulacaksa değil ama bir sürü dil varken boş iş.

Buna ek olarak Sırbistan gibi geçmişi olan ve bunlari reddeden bir ülke giremez. Onlar da sıkıntılı bir ülke.
0
logisticsmanager
(03.08.23)
bombos is +1

sirpca da arnavutca da biliyorum. balkanlara satis yapan bir yerde calismiyorsaniz hic bir isinize yaramaz. zaten ufak piyasalar genel olarak, satis yapan bir yerde olsaniz bile cironuz cok yuksek olmaz.

su anda turkiyede yasayacaksaniz arapca ogrenmek daha cok hayriniza olur.
0
taurina
(04.08.23)
Türkiye, Sırbistan'dan daha önce girer AB'ye o kadar uzak bir ihtimalden söz ediyorsun.
0
Hallegadola
(04.08.23)
(19)

En toksik özelliğiniz?

sekizdokuzon
Benimki tembellik. Sizinki?
Benimki tembellik. Sizinki?
0
sekizdokuzon
(19.07.23)
çok konuşuyorum :) bir şeyi anlatmanın uzun yolu varsa mutlaka onu seçerim.
0
in vino veritas
(19.07.23)
kindarlık
0
pide
(19.07.23)
küçük yaşlarımdan beri dünyanın en iyi grubunun hangisi olduğu konulu tartışmalarla inatla girer ve her zaman çirkinleşirim.
cevap basittir.
0
AlsterWasser
(19.07.23)
Lafı bazen çok uzatmak :)
0
gadlemler
(19.07.23)
Kesin yargılı olmam.
0
Amaranta ursula
(19.07.23)
Bir konu hakkında kendimi çok yeterli görüyorsam ve o konu hakkında kulaktan dolma yalan yanlış bilgilere sahip olan birileriyle bi tartışma içindeysem karşımdaki kişiye aptal olduğunu iliklerine kadar hissettirmeyi çok seviyorum, hatta bazen anlattığım konuyu gerçeklerden saparak kendi içinde çelişerek anlatıyorum ki bakalım fark edip bana "sen ne anlatıyorsun birader" desin ama onu da anlamadıklarında daha çok zevk alıyorum, en toksik özelliğim bu olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(19.07.23)
Eleştiriye aşırı duyarlılık,
Yoğun sevgi beklentisi

Toksik ama beni sevenler de bu özelliklerim dolayısıyla seviyor. Yani problem yok.
0
Gradient_tabanlı_mor
(19.07.23)
kendimi cok elestiren birisiyim, ben buna alistim.
aynisini diger insanlar uzerinde uygulayinca kavga cikiyor.
elestirmeyi birakmam lazim.
0
cooperr
(20.07.23)
dengesiz ruh hali
0
personaa
(20.07.23)
Lovebombing, ıssız adam sendromu.
0
Bruce
(20.07.23)
Çok kuralcıyım, zıt tipte olanları çok yargılarım. Her şey planlı, her şey zamanlı. Dakika hesabıyla yaşıyorum. Bazen zor geliyor örneğin evden 5dk geç çıkıyorum, kendime de kızıyorum :D Dışardan bakınca mesleki anlamda iyi bir şey gibi durabiliyor bu ama mesela iş yerinde savsaklayan üstlerimi de çeşitli şekillerde hizaya getiriyorum :D onlar için hoş olmuyor olsa gerek.
0
akhenaten
(20.07.23)
Manipülatif biriyim. Karşımdakini iyi tanıyorsam bazen keyfi bir şekilde düşüncelerini değiştirmeyi seviyorum. Kendi sınırlarımı deniyorum sürekli acaba buna da ikna eder miyim diye kendi kendime meydan okuyorum.
0
jazzabel
(20.07.23)
Tembellik. Hatta üşengeçlik direkt. Buna bağlı olarak yapmam gereken bir işi manipülasyonla başkalarına yaptırmak. Başkalarına yaptırdıkça işin nasıl yapıldığını teorik olarak bilmek ama pratikte eksik kalmak.

Çocukluktan beri bu şekildeydim ama artık üniversiteden mezun olup iş hayatına girince bunu değiştirmeye çalışıyorum. Yine de bazen kolay geldiği için yapabiliyorum. Bunu yaparken başka ve kendime kolay gelen işleri yaptığım için çok da göze batmıyorum.

Mesela intörnken sonda takmak gibi el becerisi gerektiren işleri sevmediğim için bilgisayardaki dosya işlerini alıp sevmediğim işleri arkadaşlara bırakıyodum. Şansıma genelde grup arkadaşlarım da bilgisayar işlerini sevmiyordu o sayede denge buluyoduk.
0
nundu
(20.07.23)
tembellik ve bunun getirdigi erteleme aliskanligi.
0
baldur2
(20.07.23)
arkadaslik yapamiyorum, biri bir yere davet etse gidemiyorum, mesela sinema. misir kokusunun, telefon isiginin rahatsizligi o kuracagim iliskinin degerinden daha büyük oluyor.
0
wishmaythşngs
(20.07.23)
kıskançlık, önyargı, önyargıyla bağlantılı olarak hararetli anlarda karşıdakini dinlemeyip aşırı yükselmek.
0
naksidil
(20.07.23)
yedi büyük günahın hepsi
0
Hallegadola
(20.07.23)
Yakın çevreme elin oğlunun "sugar-coating" dediği şeyi yapmayı, yapmacık olmayı, yalandan ümit satmayı, haksız oldukları konuda yalan ile konuyu geçiştirmeyi vs. sevmiyorum. Samimiyetsiz yalanları amaçları ne olursa olsun sevmiyorum. Hem hayal kırıklığının parçası olmak istemiyorum hem de bir hata varsa iş yerinde, yeni tanıştığı grupta, flörtüyleyken şurada burada bilmeden o kötü huyuyla/olayla devam etmesindense burada biz bizeyken doğruyu öğrenmesi daha önemli bence. Bana da aynısının yapılması hoşuma gider.

Bir de mesela bir arkadaşım saçını kestikten sonra kötüyse, kıyafeti/makyajı kötüyse vs. direkt söylerim. Bir aile üyesinin sağlık durumu karamsar olan muhtemelen de kaybedeceğimiz bir arkadaşım var. Arkadaşıma o aile üyesinin sağlık raporları üzerinden yaptığım çıkarımı ve öğrendiğim durumu doğrudan söylememek için biraz laf geveliyorum. O da az çok farkında ve iyi bir şey duymak istiyor muhtemelen ama ben o yalanı söyleyemiyorum. O hayal kırıklığının sebebi olmak istemiyorum. Ne bileyim yemek kötü olduysa "eline sağlık, çok güzel olmuş" demem. Ha tabii bunları da kırma amaçlı ya da dobrayım ben diyen öküzler/odunlar gibi yapmıyorum. O samimiyetsiz yalanları istemiyorum ama
0
nawar
(20.07.23)
kendi kafama göre hareket ederim.
grup mrup hiç dinlemem.
kimse umrumda değil.
bunu bana zaman gösterdi.
0
rain when i die
(20.07.23)
(6)

Geçmeyen öksürük

unidentified floating object
3 hafta kadar önce ağır grip gibi bi şey geçirdim. Grip de zor geçti de öksürük yordu artık. Boğazımda göğsümde ağır bi his var. Doktora sordum, geçer dedi -_- film fln çektiricem, randevu aldım ama geceleri doğru düzgün uyutmuyor. Var mı bi kocakarı formülü azıcık rahatlatan? Teşekkürler.
3 hafta kadar önce ağır grip gibi bi şey geçirdim. Grip de zor geçti de öksürük yordu artık. Boğazımda göğsümde ağır bi his var. Doktora sordum, geçer dedi -_- film fln çektiricem, randevu aldım ama geceleri doğru düzgün uyutmuyor. Var mı bi kocakarı formülü azıcık rahatlatan? Teşekkürler.
0
unidentified floating object
(04.07.23)
Valla korkutmak gibi olmasın ama annem 1 ay önce böyle bir grip geçirdi. Dün gittiği doktor bronşit olmuşsun demiş. Kortizon iğnesi, ilaç ve şurup vermiş. Ben de şu an grip aşamasındayım. Öksürüge ve tahriş olan boğaza iyi gelsin diye bal, zencefil, limon, karabiber, zerdeçal karışımına sıcak su ekleyip içiyorum. Iyi geliyor.
Geçmişler olsun.

Edit: bunu sadece toz zencefil ve 1 tatlı kaşığı balı karıştırıp yutmak da bir çözüm.
0
Amaranta ursula
(04.07.23)
Bu yil benzer bir sorunu ben de yasadim. Öksürügüm gecmek bilmedi. Doktorun dedigine göre, bu yilin hastaligi gecmeyen öksürükmüs. Geceleri öksürükten uyuyamayinca nane cayi icmeye basladim. Bir miktar rahatlatti. Doktor ilk basta öksürüge karsi etkili bir damla verdi. Bu damla gece uykuya dalmami kolaylastirsa da tam bir cözüm olmadi. En son antibiyotik kullanmaya basladim. Böyle böyle 40-45 günü buldu tamamen iyilesmem. Cok gecmis olsun.
0
chihirovekohaku
(04.07.23)
Geçmek bilmeyen, başlayınca neredeyse kusuncaya kadar devam eden öksürüğüm için KBB uzmanına gitmiştim. Alerji dedi. İki iğne, bir hap ile bir haftada şifa buldum.

Sizinki de böyle bişey olabilir mi acaba?
0
Mirket
(05.07.23)
Çok saçma gelecek çünkü bana da öyle geliyordu ve son çare olarak yaptım fakat mucizevi bir şekilde işe yarıyor.

Taze zencefil alıp rendeliyoruz, sonra suyunu sıkıp yarım çay bardağını şat atıyoruz.
Tadı çok acı ve içince damarlarında akışını hissedebiliyorsun. 10 dakika dayan sonra su iç.
Ben iki defa yaptım, birincide azalttı, ikinci de öksürük ve hastalık bitmişti.

Tamamen kendi deneyimim, öneri değil. İşine geliyorsa.
Teşekkür etmeyi unutma, by.
0
pavlis
(05.07.23)
benim de öksürüğüm çok uzun sürmüştü. çeşitli inhaler kullandım. en sonda ağır bir inhaler kullandığım ve azalarak bitti.

benimki alerjikti ama.
0
Hallegadola
(05.07.23)
bende 1.5 senedir var, geçmiyor bir türlü girmediğim doç. prof kalmadı. yaş da daha 19. kimisi reflü diyor, kimisi astım, kimisi alerjik rinit. ülkedeki doktorlar gerçekten çok kalitesiz
0
hold the door
(05.07.23)
(25)

rte nasıl bu kadar yüksek aldı sizce?

avatar is back
tamam kendi dar çevremize bakmayalım diyorum ama her yerde ciddi bir değişim isteği vardı, insanlar da o hava vardı. bir kaç akp'li arkadaşım tayyibe oy vermeyecekti ama son seçim vaatleri (maaşları, asgariyi uçuracaz) ve pkk bakanlık alacak söylemleri çok etkiledi gidip verdiler ama bir o kadar da
tamam kendi dar çevremize bakmayalım diyorum ama her yerde ciddi bir değişim isteği vardı, insanlar da o hava vardı. bir kaç akp'li arkadaşım tayyibe oy vermeyecekti ama son seçim vaatleri (maaşları, asgariyi uçuracaz) ve pkk bakanlık alacak söylemleri çok etkiledi gidip verdiler ama bir o kadar da değişimden yana olan, 2015'te falan baya oy verip bugün kk destekleyenler de baya oldu.

geniş perspektiften bakınca ülkenin %70 civarı haberleri hala trt, atv, cnn gibi kanallardan takip edince biraz anlıyor gibiyim ama 5 senede bu kadar da olamaz gibi ya. 2008 krizi bile ülkeyi çok etkilememesine rağmen 2009'da halk cezayı kesti adamlar 47'lerden 38'e düştü. hakeza 2015 haziranı da var.

bugün nasıl olmadı bu? son 5 yılda memuru orta grubu falan bitirdiler ama özellikle esnaf ticaretle uğraşan adam para bastı, ev araba alan alanaydı, bunlar hiç ekonomik kriz falan görüp yaşamadılar bunlar mı desteğe devam etti acaba?
0
avatar is back
(15.05.23)
Asgari ücretli ile özel sektör mühendisi arasındaki maaş farkı 1.5 kat gibi. Benzer şekilde memur, öğretmen vb mesleklerde de oran aynı. Ülkenin %50 si asgari ücretli. Özellikle küçük şehirlerde, anadolu'da asgari ücretli sayısı fazla. Buradan oy almış olabilirler.

Bunun dışında bir kültürleme olayı da var. Daha muhafazakar bir yapı oluştu.

Bir de kriz istanbul'dan uzaklaştıkça çok hissedilmiyor. Urfa'da asgari ücret açıklanınca zurna ve davulla halay çekiyorlar.
0
roe
(15.05.23)
Çünkü ülke böyle. Ülkede milliyetçi muhafazakar bir yüzde 50-55 var. Bunların bir kısmı kırgın ogan vermiş bir kısmı vermemiş gerisi kendisi.

Son aylarda yapılanlar;
Memur işçisine zam
Eyt
Asgarî ücret zam

Dün birinde okudum; deprem bölgesinde biri ben evimde iki çeşit yiyebilirdim burada kahvaltida bir sürü çeşit olur demis. Yani insanlar mutlu işte, mutsuz olan orta kesim falan.

Ha bu arada rte mhp olmadan bir hiç durumunda şu an. Ülkede bundan sonraki dönüş muhafazakar değil milliyetçi olacak gibi MHP+iyip+zafer vs neyse.
0
logisticsmanager
(15.05.23)
yaşlılar vefat ediyor gençler geliyor diyorlardı ama o matematik tutmadı. Ya gençler de benzer dağılımda oy verdi ya da büyük kısmı veremedi. Ki ikinci tur hiç vermezler üşenirler.

Değişim isteği büyük şehirlerde vardı abi ya. Demek ki etkilemiyor/yetmiyor. Ben zaten son aylarda dolar tutulunca gereksiz bi zenginleşme yaşadığımızı düşünüyordum demek ki halk da hissetmiş ve oy getirmiş. Ayrıca asgari ücretli ve emekli tayfanın hayatı pek değişmedi (emekliler eskiden evini aldıysa bi şekilde geçiniyor, küçük şehirde kirada olan pek etkilenmiyor)

Asgari ücretli hep kötüydü hala kötü hep 300-400 dolar civarında gidip geliyor. (dolar enflasyonu vs. düşünmüyorum şimdi çünkü gıda kalitesi düşse de alım gücü benzer, sadece daha kalitesizini alıyor)

En çok etkilenen beyaz yakalıydı, onlar da büyük şehre sıkışmış azınlık demek işte.

Ayrıca rte herkesi yok doğalgaz, gemi, araba, uçak bilmemne şovuyla toparladı. Kendi kitlesini çok iyi tanıyor. Korkuyu da kullandı, rte kalırsa gidişat belli diğerleri gelirse kötü olur gibi algı yarattı sanırım.
0
nhk ni youkosu
(15.05.23)
Binlerce insan erken emekli oldu. Bunu da dikkate almak gerekiyor. Euro yüksek. Yurt dışında yaşayanlar düşmesini istemiyor. Suriyelilere vatandaşlık verildi. Bunlara rağmen Kılıçdaroğlu iyi bile aldı.
0
dissendium
(15.05.23)
1-tamamen dincilere oynadi bu sefer, eskiden yetmez ama evetci tipleri de urkutmeden konuşuyordu bu sefer seriatcisi, tarikatcisi hepsine yürüdü, modern seçmeni tamamen disladi.

2-iki taraf da HDP ve mhp konusunda kumar oynadı, ben de şahsen HDP 15 alır diye bekliyordum, MHP de 5. Bu sebeple akp Kürtleri bütünüyle gözden çıkardı. CHP de tam tersini yaptı. Bundan sonra hiçbir ittifak HDP ve Kürtleri ağzına bile almaz, bundan sonra sonsuza dek ortada kalacaklar ve her ittifak HDP karşıtlığı üzerine yapacak politikasını

3-chp dincilere yürümeye çalıştı ve neredeyse 0 getirisi oldu üstelik MV kaybetti.

Bu tabloda HDP ve mhp konusunda kkya kızmıyorum yani hepimiz şaşırdık şok olduk. Faakat dinciler konusunda başından beri hata yaptığını düşünüyorum. Tamam hdp yi yanına aldın ama bir şekilde ogan ve inceyi de safına cekecektin.
0
sanguine
(15.05.23)
Genel olarak bir sürü şeyin etkisi var sanırım ama bence

1 - Mevcut kitleyi onca yıllık kazanımların kaybı korkusu, muhalefetin parçalı yapısı, TOGG, uçak gemisi, bedava doğalgaz, maaş zamları vb. üzerinden sürekli diri tutup hem katılımı yükseltti, hem de başka partilere kaçacakları azalttı.

2 - Başka partilere oy vermeyi kafayı koymuş seçmenin önüne MHP dışında Yeniden Refah başta olmak üzere çeşitli partiler koydu. Zaten MHP burada "RTE iyi de çevresi kötü" diye düşünen insanlar için iyi bir alternatifken, Yeniden Refah dini hassasiyeti yüksek olan ama AKP'den de uzaklaşmış seçmene opsiyon oldu; mesela bu kitlede "Diğer tarafta da Saadet var" deme ihtiyacı kalmadı.

3 - Son olarak da terörle işbirliği argümanı fazlasıyla vurgulandı. İyi Parti'nin milliyetçi kitleye ulaşmasını engelleyip bunları MHP ile Sinan Oğan arasında seçim yapmaya mecbur bıraktı.
0
salihdt
(15.05.23)
- vatandas yapilan gocmenler
- alevi'ye hicbir sekilde oy vermeyecek kitle
- depremin muhalefete getirdigi rehavet, insanimiz deprem Allah'in isi, kader der gecer faturayi niye lidere kessin ozellikle o bolgenin insani
- trollerin teror orgutu ile muhalefeti iliskilendirmesi. AKP HDP ile ittifak yapsa kardeslik, baris, cozum, Barzani gormekten kusardik 7/24. Ama simdi bizim milletin milliyetci olacagi tuttu birdenbire.
- Sedat peker, muhammet yakutmus, cevheriymis, amerika, ingiltere, bati falan Allah askina agzini acmasin. Bunlarin ne dediklerinin bizim halkta karsiligi yok. Aksine ters tepiyor. Aha bak bizim adama operasyon yapiyorlar, reisi indirmek istiyorlar diye karsi taraf daha da konsolide oluyor.
- Euro kazanip burda yiyen y.disi secmeni. Bunlar oyle kendi halinde tipler degil ha sagda solda Reis soyle, reis boyle, Turkiye cok gelismis, Avrupa'da bulamiyoz, Avrupa'dan iyiyiz diye agizlarindan kopuk saca saca Reis overler saatlerce. Mulayim, kendi halinde reisci gurbetci bir elin parmaklarini gecmez. Adamlar ayakli Reis reklam panosu gibi dolasip reis ovuyorlar, cevresindekiler de bunlari yiyor o ayri.
- devletin tum imkanlarini kullanan partiye karsi yarismak da kolay degil: akp'ye oy vericem deyince, 3 hasta bakici, ambulans aninda hazir ediliyor youtu.be
0
freedonia
(15.05.23)
hakan bayrakçı aylardır söyledi kk ve hdp desteği ile kazanılmaz hdp getirdiğindan daha çok götürür diye.
0
mhmt11226
(15.05.23)
ben chp secmeni olarak kilicdaroglundan hicbisey anlamadim, ve gercekten zor oy verdim. kilicdar fazla bile aldi.
0
wishmaythşngs
(15.05.23)
öncelikle rte ve ak parti yüksek oy almadı kendi standartlarının gayet altındalar bence akp de de bir hoşnutsuzluk hakim mevcut sistemde her şekilde mhp ye tabi oldular.

Bence burda sorgulanması gereken mhp'nin bütün anketleri ters köşe yapması, milliyetçi çizgisi olan iyi parti'nin mhp den oy koparamaması ve hdp'nin oylarının diplemesi yukarıda arkadaşın dediği gibi bu seçim hdp'nin dahili ya da harici olarak ittifaka destek verdiği son seçim sanırım daha da hiç bir parti bu riske girmez.
0
frenk
(15.05.23)
muhafazakar seçmen kürt alevi adaya oy atmıyor olay bu. ayrıca kemik kesimin hayatında değişen bir şey yok. minimum hayatını sürdürdüğü sürece sıkıntısı ideolejiye iniyor. ayrıca iyip örgütleri çalışmamış seçmeni de kkyı kabullenmedi. araştırmacılar ve gazeteciler meydanlara bakıyor ancak pazara gitmeleri lazım.

ben 300 memurun olduğu yerden 10 kk oyu duymadım, çoğu iktidar ve oğana attı. ülkenin ana sorunu halen terör bu gruba göre.
0
mikahakkinen
(15.05.23)
Ulkenin yuzde 70i sagci. Meclisin de yuzde 80i sagci oldu kemal kilicdaroglu sagolsun.
0
baldur2
(15.05.23)
1. secim kazanmak icin yapilan yalan zamlar...evet kur baskisiyla zamlar bugune etki etti ancak yakin zamanda maaslarin cop olmasi olasi.
2.cikartilmamis dogalgazi sanki cikarmisiz gibi gostermek, bu sirada rusyadan dogalgaz odemesi erteletip, sanki turk gazini dagitmisiz gibi hava yaratmak.
3. dunyada butun ulkeler elektrikli araba cikarmaya basladi, dizayni italyadan akusu cinden vs artik cok daha kolay. ama sanki sifirdan bmw yaratmisiz gibi bir algi olusturdular. afganistanin bile arabasi var su an ama halk bunu anlayabilecek durumda degil.
4. tv'de,radyoda 7/24 chp teroristtir propagandasi yapildi. o kadar tekrar ettiler ve karsi cikabilen yok ki artik bu arguman akp secmeninin gozunde gercek oldu.
5. kilicdaroglu'na beslenen duygular da secimde etkili oldu. inaniyorum ki imamoglu olsaydi aday, cok daha fazla oy alirdi. sinan ogan olsaydi mesela o da cok daha fazla oy alirdi. bu kilicdaroglu kotu oldugu icin degil ancak secmenin liderde kendisini gormesiyle alakali.
0
monicapp
(15.05.23)
En büyük sebep bana göre HDP. Çevremde dahi yıllardır CHP'ye oy verenler HDP ile alakalı hassasiyetleri nedeniyle çekinceliydi. Kimi vermedi , kimisi ise zorlama ile verdi. Bence HDP ile olan durum da KK'ya zarar verdi. Götürüsü daha fazla oldu.
0
drako
(15.05.23)
Bu arada not olarak düşeyim; HDP konusunda iktidarın yaptığı propagandanın başarısı burada bile hissediliyor. Ciddi bir muhalif seçmen kitlesi tüm yaşanan sosyal, hukuk, ekonomik olumsuzluklara rağmen kayyumları, HDP'ye oy veren herkesin ötekileştirilmesini, bütün HDPlilerin kategorik olarak terörist olarak nitelendirilmesini falan kabul etmiş, bunun üzerinden altılı masaya kuşkuyla bakmış; Üstelik de HDP gerçek anlamda masanın bir üyesi değilken ve resmi olarak herhangi bir pazarlık yapılmamışken... Öyle bir hava estirildi ki sanki Kemal Kılıçdaroğlu başkan olduğunun ertesi günü ülke bölünecek, Diyarbakır merkezli yeni bir eyalet kurulacak falan filan... Halbuki olsa olsa Demirtaş serbest kalırdı ki onun da teoride başkanla değil, yargının düzgün işletilmesiyle alakası var.
0
salihdt
(15.05.23)
chp'li babamin sinan'i secme sebebi kilicdaroglu, davutoglu, babacan, hdp, kisaca milleti canta da keklik görmeleri. milliyetci oylarin rte'de kalma sebebi
0
Coma
(15.05.23)
Din + milliyetçlik + makarna

Hakir görmüyorum, Türk halkının büyük bir kısmı basit düşünür

Sonuç ortada
0
ditu
(15.05.23)
ilk önce şunu görelim, akp oy kaybetti %34 aldı. akp oyları mhp ve yeniden refaha kaydı. öyle ki mhp+iyip 20'nin üstünde bu demek oluyor ki ikisi birlikte tek parti olsa chp'yi bile geçme ihtimali vardı.

rte'nin %49 alması en büyük şaşkınlık zaten. oğan olmasa ilk turda alırdı. çünkü mhp+oğan vermiş insanlar, ikinci turda rte'ye döner oylar muhtemelen.

sorun şu halk alevi adaya oy vermedi vermiyor. ülkedeki %55 sağ oyu koronadaki yaşlı ölümleri ve deprem azaltmadıysa daha da azalmaz. bu ülkede solun iktidar olamayacağı anlaşılmalı.

hdp bu seçimin kumarı olduğuna katılıyorum. oylarını hep yüksekten gösterdiler. büyük ihtimalle baraj %7 olmasa onun da altına düşebilirlerdi. demek ki sandığımız kadar hdp seçmeni yok. bence bu fark edilmeli buna göre hareket edilmeli.

seçimin kaybedeni net chp'dir, kazananı da yeniden refah. deva, gelecek ve saaadet oy kazandırmadı ki hatta milletvekili kaybetti chp. saadet ve akp oylarının da yeniden refaha aktığını gördük.

bu seçim şunu da gösterdi, rte menderesi de geçti. artık ölümüne kadar rte'nin kalacağı kesinleşti gibi. sevindiric gelişme ise %34e düşen akp oyunun rte'den sonra dağılacağı. bu oyu kim paylaşacak peki gelecekte bu sorulmalı, yeniden refah mı, mhp mi yoksa yeni bir merkez sağ parti mi?
0
Hallegadola
(15.05.23)
bir de akp+rte kadınlardan çok oy oluyor. istanbul sözleşmesi faso fiso. ilk önce halkı okumak gerek.
0
Hallegadola
(15.05.23)
sn @anten

bu yazıyı sözlüğe ref vererek taşıyabilir miyim?
0
nuisance
(15.05.23)
bir nevi aidiyet hissi denilebilir buna sanirim. tahminimce büyük bir kisim insan bu adami sanki aileden biri gibi görüyor, dolayisiyla onu dogrusuyla yanlisiyla aynen kabul ediyor. ne yapilirsa yapilsin bu hissin yok olacagina ihtimal vermiyorum. bu kitle en az %35 civarindadir desek pek gercekdisi olmaz sanirim.

adamin binasi yikildi, evi yok, hala ona oy veriyor. babam yapsa su adamin yaptiklarini tüm irtibati coktan kesmistim ben ama bazi insanlar aileden gördügü kisiyi arada bazen sallantilar, kirginliklar olsa da bagrina basmaya devam ediyor. kisilik meselesi iste.
0
soso
(15.05.23)
ben secimin basindan beri kk'ya saygi gosterdim, ekrem ya da mansur'u aday gostermemesine bir sey demedim, fark edecegine inanmamistim sanirim. ancak dun cikan tablodan sonra, akp'de de degisim isteyen insanlarin olduguna ancak kk degil ekrem olsaydi oy verebileceklerini dusunmeye basladim. mansur yine fark yaratmazdi bence. bir sekilde akp secmeni, degisim isteyen kismi, kk ile ozdeslesemiyor, kk olacagina bu devam etsin diyor bence.

ayrica sinan ogan'in cb olma ihtimalini cok tehlikeli buluyorum, kk cekilmesi durumunda oy vermem muhtemelen.
0
kassiopeia
(15.05.23)
şu tweeti buraya bırakayım, üç aşağı beş yukarı bende bu şekilde düşünüyorum.
twitter.com
0
sealth
(15.05.23)
İki tarafın da oylarını arttırmak için dişe dokunur bir çabası olmadı. Hele akp'nin hiç olmadı.

E nasıl o zaman 4% fark attı dersen cevabı asılında basit;

Kırsalda yaşayan kesim, metropollerde yaşayana benzemez. Kriz çıkar "buna da şükür" der, deprem/afet olur "takdiri ilahi" der, her kesimin gönlünü almak isterim dersin "teröriste oy mu veririm" der ve sonuçta Kılıçdar değil, Clark Kent bile aday olsa maalesef 50%'yi göremez.


Nitekim Kılıçdar 51% ile seçilseydi bile meclis çoğunluğunun yine iktidar elinde olması her şeyi özetliyor.
0
Avoiding The Puddle
(15.05.23)
ben bozulan ülke popülasyonuna bağlıyorum biraz da. yabancılar, mülteciler, sayıları azımsanmayacak kadar fazla.
0
kondansator
(16.05.23)
(17)

kılıçdaroğlu ikinci turda % kaç alır sizce?

mhmt11226
sb
sb
0
mhmt11226
(15.05.23)
şu anki oyu geriler bence mv seçimlerinin yarattığı moral bozukluğundan dolayı.
tahminim %40
0
nuevo
(15.05.23)
ilk turda aldigindan daha az alir. ilk turda destekleyenlerin bir kismi bence sandiga bile gitmeyecek. nasilsa kazanamayacak diye. diger tarafin oylari ezici bir sekilde artacaktir maalesef.
0
exlibris
(15.05.23)
ben de dunden daha az oy alacagini dusunuyorum. secmenlerde buyuk moral bozuklugu var gibi, cogu secmenini sandiga bile goturemeyebilir.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(15.05.23)
40-45 arası max. alır. Ben de katılımın düşeceğini düşünüyorum.
0
giovanne
(15.05.23)
daha az alır :(
0
Hallegadola
(15.05.23)
30-35
0
pavlis
(15.05.23)
35 civarı.ikinci tur gereksiz olacak gibi.
0
essoist
(15.05.23)
Dün Cnn Türk'te Hakan Bayrakçı "2. turda 55-45 olarak Erdoğan kazanır dedi" şu anki sonuçları da %1'den bile daha az bir farkla bildiğini söylüyordu, yanındakiler de onaylıyordu.

Edit: Baktım da hakikaten Sonar'ın anket sonuçları Erdoğan için de Kılıçdaroğlu için de %1'den daha az yanılma payıyla bilmiş.
0
John Bloor
(15.05.23)
Çok yoğun bir yıldırma politikası var şu an. İnsanları sandığa küstürüp uzaklaştırmaya çalışıyorlar. O başarılı olur, KK da şu anki moral bozukluğunu düzeltip tripli seçmen ve milliyetçi oylarını biraz toplayamazsa düşer tabii ki.

Bak, öyle ya da böyle. RTE de kaybetti seçimi. 16373737 tane kişiye vatandaşlık verip havadan oy almasına rağmen hem de. Kimse çıkıp "RTE yerine (atıyorum) Selçuk Bayraktar aday olsaydı kazanırdık. RTE yüzünden kaybettik." diyor mu? Demiyor. Bir bizim muhalif kesimde var bu bir ülkü, bir idea uğruna birleşemeyip birbirini yemek.
0
nawar
(15.05.23)
chp seçmeninin katılımı düşer bence de. böyle bir reaktif davranış doğal olarak beklenebilir. çünkü çok inanmışlardı ve büyük bir yanılgı büyük bir hayal kırıklığı gerçekleşti dün. aynı kişiler oy kullansa katılım yine bu seviyede olsa dahi fark ortada. malum önde gösteren anketlerden sonra rakam konuşurken artık çok daha dikkatli olmalı herkes. sonrası böyle travmatik oluyor çünkü.
0
debian
(15.05.23)
benim tahminim de %45 civarı
0
🌸mhmt11226
(15.05.23)
oğan ve incecilerin hepsi sandığı boykot etse ve kk ekstra 1 oy bile koyamasa üstüne gene de %48'i zorluyor olacak şu anki matematiğe göre. şu anda beklenti ilk turda kazanmanktı bu beklenti karşılık bulmadığı için hayal kırıklığı ve karamsarlık çöktü insanlara doğal olarak ama bence burada yorum yapan arkadaşların düşüncesi birkaç güne değişecek. bu kadar yakın bir seçimde küstüm oynamıyorum denmez çünkü. üstüne oğan ve ince cephesinden rte'ye çok çok az geçiş bekleniyor ve bu kesimden oy vermeye karar veren çoğu kişi kk lehine kullanacak. 2 taraftan birinin aşırı bir psikolojik tepkisi olmadığı takdirde 48-52 aralığında olacak gibi adayların oyları. istanbul tekrar seçiminde olduğu gibi kazanılabileceği görülüp katılım artarsa bence kazanılabilir de negatif basmaya gerek yok şu aşamada.
0
semaforo de medianoche
(15.05.23)
40
0
baldur2
(15.05.23)
40 alırsa sevinsin.
0
mikahakkinen
(15.05.23)
tayyip erdogan'a oy veren kisi, sinan ogan'a hayatta vermez, bu sebeple ogan'a verenlerin cogu ya kilicdarogluna verir ya da oy vermez. chpli secmenler kusmus olabilir daha az kisi oy verebilir, ancak secim sonucunu tahmin etmek cok olasi degil, her an hersey olabilir, kilicdaroglu adaylik cekilirse ogan aday oluyor mesela bu da bir opsiyon.
0
monicapp
(15.05.23)
Ogana bağlı olmakla birlikte 44 dolaylarında alır diyorum.
0
mekaniker
(15.05.23)
Bir mucize lazım, o mucize olur mu şüpheli. KK alıp alabileceği maksimum oyu almış görünüyor, ikinci turda bu oyu alması bile zor. Ben yine üzerime düşeni yapıp oy vereceğim ancak tekrar sandığa gitmeyi düşünmeyen birçok arkadaşım var.
0
halitkin
(16.05.23)
(10)

En sevdiğiniz Gibi bölümü

dissendium
En sevdiğiniz Gibi bölümü hangisi? 2. sezondayım. Spoiler vermeyin please. Teşekkür ederim. Sebebini kısaca yazarsanız iyi olur.
En sevdiğiniz Gibi bölümü hangisi? 2. sezondayım. Spoiler vermeyin please. Teşekkür ederim. Sebebini kısaca yazarsanız iyi olur.
0
dissendium
(11.05.23)
1. sezondaki ikinci yol bölümü. ilkkanın yaşı ile ilgili olan. zaten sonraki sezonlarda tek tük güzel bölümler var. iyi bölümlerin çoğu ilk sezon
0
paintov
(11.05.23)
İlk sezon neredeyse her bölüm efsaneydi. Seçmek zor. Erasmusla gelen yamyam olabilir. Sonraki sezonlardan tek öne çıkan bölüm vücutçu Yalvaç.
0
chavezding
(11.05.23)
son sezonu izlemedim, ilklerden hiltili bölüm favorim; karanlık güç
0
engelbert humperdinck
(12.05.23)
İlk sezon Kokoriç hariç bütün bölümleri çok iyiydi, Vatka ve Atın Bulunuşu benim iki favori bölümüm. Ondan sonraki sezonlar zaten ilk sezonun formülüne göre çekilmiş taklit bölümler gibi geliyor bana ama yine de izliyorum yani.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(12.05.23)
bro yalan yok, sahibe seher/kuki bölümü. o bölümü izledikten sonra en az beş kişiden "lan izleyince aklıma sen geldin" mesajı aldım ki normalde ölsem cenazeme annem ve kardeşlerimden başka gelecek insan yoktur, yokluğumun fark edilmesi bir hafta alır. rammsteiner bdsm boi_41 olunca milletin aklında kuki diye yer etmişiz resmen. ki bundan bağımsız olarak da acayip komik bir bölümdü, çok eğlenmiştim.

diğer favorim büfe bölümü ama genel olarak sevdiğim çok bölüm var ya. genellikle eleştirilen bölümleri bile seviyorum.
0
mark greg sputnik
(12.05.23)
2.sezonun son bölümü bence çok güzel. roma zamanında geçiyor spoiler sayılmaz. yine 3.sezonda galiba ilkkan'ı övdükleri bölüm var o da güzel.
0
sassot
(12.05.23)
epeyi bir sure kan parasina guldum. populer olduktan sonra hic bahsi gecmeyen bir bolum oldu. simdi nasil bu kadar keyif aldigimi anlamiyorum jsjsjs vatkayi zorla bitirmeme ragmen top yapti. ilk iki sezonun finallerini begendim. kotu bolumlerin replikleri daha tuttu sanki
0
ala09
(12.05.23)
erasmus'la gelen yamyam
ikinci yol
badana
ayırtma yenilemesi
sokak röportajı
çaça ve cosplay
gülnuray
0
hedep
(12.05.23)
ben büfe bölümünde çok güldüğümü hatırlıyorum.
0
roket adam
(12.05.23)
kuki ve ilkkanın ailesini aradığı bölüm.

sevdiceğimin ise vita brevis.
0
Hallegadola
(12.05.23)
(10)

Ahmet Davutoğlu ile Davut Güloğlu isimlerini karistiriyor musunuz?

stavro
Sb
Sb
0
stavro
(11.05.23)
hayir tabi ki
0
koela
(11.05.23)
Ben karıştırmıyorum ama karıştıran duydum, yalnız değilsin yani.
0
John Bloor
(11.05.23)
ilk senden duydum
0
freedonia
(11.05.23)
Twitterda yıllardır geyiği döner bu ikisinin isminin karıştırılmasının. Normalde karıştırmıyorum ama bazen geyiğine ters söylediğim oluyor :d
0
nundu
(11.05.23)
bunları karıştırmıyorum ama
guntekin onay -gultekin uysal'ı karıştırıyorum bazı bazı
0
exlibris
(11.05.23)
karıştırmıyorum. ama karıştıranı ben de duydum
0
paintov
(11.05.23)
Karıştırmıyorum.

Şununda belirtmek gerekir ki
Yakın zamandaki Ahmed Davudoğlu isminden tanınmış iki kişi vardır. Biri siyasi kişi diğeri ise İslam alimidir ve kitapları vardır.
0
diyecevaplandı
(11.05.23)
Karistirmiyorum ama Ahmet Davutoglu denince aklima horon tepen Davut Güloglu'nun gelmesini de engelleyemiyorum. Davut Güloglu deyince de Güllüoglu baklavalarinin logosu geliyor aklima. Sonra Davut Güloglu ismi Davut Güllüoglu'na evriliyor kafamda. Öyle bir seyler.
0
chihirovekohaku
(11.05.23)
ahmet davutoglu denince akla davut guloglu geliyor ister istemez. bu baglamda karistiriyorum sadece.
0
baldur2
(11.05.23)
karıştırmıyorum da söylerken iç içe geçiyor şu dördü:
ahmet davutoğlu
davut güloğlu
abdullah gül
abdülhamit gül
0
Hallegadola
(11.05.23)
(20)

Yemek sırasında yerinizin değiştirilmesi problem midir?

harmanyeri
Restoranda/ kafede yemek yerken bir grubu almak için başka bir masaya geçmeniz rica edilse rahatsız olur musunuz? 2 kişilik masaya oturduğunuz halde, başka masayla birleştirip 4 kişilik bir grubu almak için.
Restoranda/ kafede yemek yerken bir grubu almak için başka bir masaya geçmeniz rica edilse rahatsız olur musunuz? 2 kişilik masaya oturduğunuz halde, başka masayla birleştirip 4 kişilik bir grubu almak için.
0
harmanyeri
(10.05.23)
evet olurum. mekanda yer ayarlanamaması benim problemim değil.
0
paintov
(10.05.23)
Yani böyle şeyler bana o an sinir olacağım bir şey gibi gelmiyor. Şayet bu zihniyette bir yere gittiysem bu tip şeylerle karşılaşacağımı kabul etmişimdir.
0
olaylar olaylar
(10.05.23)
Bu tür durumlarda aşırı derecede sinirleniyorum.
Eğer yapılacak bir şey varsa yardımcı olurum elbette atıyorum ben 4 kişilik bir masadayım mekan boşken oturmuşum mekan dolmuş iki kişilik masalar müsait ve bir grup geldi bu durumda direkt benim kendilerine siz gelin ben küçük masaya geçerim demişliğim çok fazla oldu. Mekan da bana böyle bir taleple gelirse anlayışla karşılar yerimi değiştiririm.

Ama benim masam küçük olmasına rağmen birleştirme için vs benim yerimi değiştirmek istediklerinde ben hesabı öder kalkar giderim bir daha da o mekanı silerim. He bu onlar için ne kadar önemlidir tartışılır ama benim böyle bireysel boykot ettiğim yerler çoktur :D
0
Dağcı
(10.05.23)
Problemdir. O mekana bi daha gitmemeyi tercih ederim.
Bazıları bunu daha oturmadan yapıyor o da sinir bozucu
0
jelly bear
(10.05.23)
Olurum ve mekandan uzaklaşırım. O an öyle denk gelmiş ve oturmuşsam yapacak bir şey yok. Servisi iptal eder kalkarım. Servis geldiyse de kalkmam.
0
roe
(10.05.23)
hiç problem olmaz, bir sandalyeden kalkıp diğerine oturuyorsun topu topu.
çatalı, kaşığı, yemeği zaten garsonlar 3 saniye içinde diğer masaya alıyor.

küçük masaya oturduğunuz hâlde, birleştirme yapmak isteyebilirler çünkü her an her yerdeki masa birleştirilemez.
geçişi engelleyip servisi aksatabilir konum olarak.
insanlar da mecbur kalmadıkça müşterilerini durup dururken rahatsız etmek istemezler bence.
orası da iş yeri sonuçta.
siz ne kadar müşteriyseniz, masayı birleştirmesini gerektiren kişiler de o kadar müşteri.
0
blatta hiberna
(10.05.23)
Düzgün bir üslupla söylenirse kafaya takmam böyle küçük şeyleri.
0
roket adam
(10.05.23)
işletmeci 4 tane müşteriyi kaçıracağıma 1 müşteriyi harcarım edasıyla geliyorsa rahatsız olurum, geçmem. ama insanlar mağdur olmasın diye nazik bir üslupla istenmişse -ki rica edilse demişsin- sorun edilecek bir şey olarak görmem.
0
hrskrs
(10.05.23)
üslup doğru şekilde olursa sorun görmem. hatta genelde bana sormadan önce ben kalkarım yerimden.
0
Hallegadola
(10.05.23)
Büyük masada oturuyorken ya da bardaysa sorun etmem. Restoranda iki kişilik masadayken gelirse rahatsız olurum. Üslup iyi değilse gitmem zaten bir daha. İyiyse de yönlendirildiğim(iz) masaya göre yer değiştirebilirim tabii ama yine de rahatsız olurum.

Mekanın yerleşim planı benim sorunum değil. Barda içkini alıp geçersin ya da yemek henüz gelmediyse de geçebilirsin ama yerken ya da yemeğin hemen ardından gelen teklif saygısızlık.
0
nawar
(10.05.23)
Yemek sırasında böyle bir şey yapılması, otobüsle giderken şoförün "ben durağa gitmiyorum siz şu arkadan gelen otobüse binin" deyip sizi indirmesi ve sizin arkadaki otobüse bindiğinizde otobüsteki diğer yolcular tarafından mülteci muamelesi görmenize neden olacak bakışlara maruz kalmanız gibi bir mahcubiyet duygusu yaratıyor, yani aslında hepimiz eşitiz aynı parayı verip aynı hizmeti alıyoruz ama yine de oluyor yani, böyle yapılmasa daha iyi tabii "hiç takmam" diyemem açıkçası.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(10.05.23)
Takmam.

Aslında böyle durumlarda empati yapmak güzel olur. Sen mekana geldin, masa bulamayıp dönmek mi istersin, yoksa birisi 2 dakika öbür masaya geçsin mi istersin?

Eğer ikincisini istiyorsan, işin öte tarafındayken senden böyle bi ricada bulunulduğunda sinirlenmek çok mantıklı değil.
0
plutongezegendegilmi
(10.05.23)
Yemeğin ortasında hoş olmaz doğrusu.
Ama tek kişiysem çokta sorun yapmam
0
diyecevaplandı
(10.05.23)
Olurum. Degistirmek de istemem. Soyleyenin tavri ve mekanin durumuna da bakarim ayrica.
0
mor oje
(10.05.23)
rahatsız olsam da kalkarım muhtemelen. hatta ben teklif ederim o karmaşayı görürsem. keşke banane desem hayır kalkamam desem de yemeğime devam etsem...
0
anna sun
(10.05.23)
yemeğe başlandıysa yer değiştirilmez.
0
Piyano piyano bacaksız
(10.05.23)
evet sinir olurum. bu ne ya
0
sizofren06
(10.05.23)
iki kisilik masada kalkmam, rahatsiz olurum, baska nereye oturcaksin ki? terbiyesizlik yani. heryere de yorum olarak yazarim.
ama büyük masa da, öneml degil.
0
wishmaythşngs
(10.05.23)
Garsonun söyleme tarzına bağlı; karar ise benim. Keyif yerindeyse geçerim. Geçmezsem bana tavır yapmaya hakkı yok.
0
gadlemler
(10.05.23)
yemeğe başlandıysa yer değiştirilmez +1
0
cooperr
(10.05.23)
(17)

Kötülük döner dolaşır sahibini bulur mu?

sassot
soru başlıkta
soru başlıkta
0
sassot
(08.05.23)
bulur.
0
tantunisultansuleyman
(08.05.23)
Bulur. yıllar geçse de bulur.

Ayrıca bir filmizden dolayı zarar gören bir hak sahibi varsa uygun dille konuşmak, özür dilemek gerekir.
0
diyecevaplandı
(08.05.23)
Hayır :d
0
ruhen hastayim ben
(08.05.23)
Bulmaz... Yaptığı kötülüklerin bedelini ödemeden gayet güzel hayatlar yaşayıp ölmüş bir sürü insan var. Ancak şöyle bir mantık yürütebiliriz; kötülük dediğimiz şey çoğu zaman kendine denk bir tepki oluşturma ihtimali taşır (Birine yumruk atarsan, yumruk yeme ihtimalin artar), bazen illegaldir, bazen ciddi risk almayı gerektirir; haliyle bu büyük riskleri tekrar tekrar alan kişi bir noktada işin matematiği gereği kaybeder. Bunu "Su testisi su yolunda kırılır" diye de yorumlayabiliriz. Ancak bu "Döner dolaşır sahibini bulur" şeklinde bir kesinlik belirtecek şekilde olmak zorunda değil.
0
salihdt
(08.05.23)
bulur :D
ama düşndüğün şekilde değil.

çok detaya girmeden, aslında saf kötülük diye bir şey arama, çok nadir. kötülük dediğin şey büyük oranda insanın bencilliği ve aç gözlülüğü.
dolayısıyla, silahla yaşayan silahla ölür gibi düşün. bu şekilde yaşayan insanlar da benzer durumlara maruz kalırlar. ha, bu verdiği sıkıntının cezasını görür şekilde olmaz. ama kazık atan biriyse, etrafında böyle insanlar olur, sürekli tetiklte olmak zorunda kalır vs. yoksa sana kazık attı, hayatını kaydırdı, onun da başına bir şey geldi ve pişman oldu diye bir şey düşünme :D
yani olay aalet, bedel ödeme değil, seçtiği hayatın dinamikleriyle yaşamış olmak.
0
kisa
(08.05.23)
bulmaz.
0
gabe h coud
(08.05.23)
Bunu bekleyeni bulur.
Ayrıca bekleyenin evi başına yıkılır, diğerini bulsa da cornetto disk alır dondurma kısmı betona yapışır.
0
pavlis
(08.05.23)
Sirlar dunyasi'nda oluyor o durumlar, gercek hayat oyle degil.
0
freedonia
(08.05.23)
bulmaz.
her insanın başına bir kötülük gelebilir tabi; bunu da insanlar karmaya, ilahi adalete bağlarlar.
0
lazpalle
(08.05.23)
Hep kaybeden insanların avuntusu olan bir batıl inançtır o.
Aslı astarı yoktur.
0
Mirket
(08.05.23)
hayır. dünyada çok fazla iyilik ve kötülük yapılıyor, bunlardan bazılarına belli sıralarla rastlamak kaçınılmaz.
0
engelbert humperdinck
(08.05.23)
Kısa +1
0
abelardo
(08.05.23)
kısa +1

ayrıca kötülük yapanlar kendini çok akıllı sananlar, ama herkes bir yerde hata yapar, hatasının bedelini öder aslında kötülüğünün değil.
0
Hallegadola
(08.05.23)
Hayır.
Öyle olsa birileri binlerce insanın ölümüne sebep olup sarayda yaşamaya devam etmezdi.
0
vizivozo
(08.05.23)
kesin
0
debian
(08.05.23)
Hayır. Kesin bilgi. Yayalım. 100 taneden 1 tanesinin başına gelince "bak işte kimsenin yanına kar kalmıyor" denir. Burç muhabbeti gibi.
0
nawar
(08.05.23)
Böyle bir şey gerçek olsaydı, Kenan Evren 96 yaşına kadar yaşamazdı.

Ama herkes ektiğini biçecektir bir noktada, o doğru.
0
Avoiding The Puddle
(08.05.23)
(5)

Cumhurbaşkanı değişiminde görevi sonlanacak bürokratlar hangileri?

mikahakkinen
700ü aşkın bürokrattan bahsediliyor. Valiler ve üst düzey görevlerde değişim oluyor. Mesela baş savcı benzeri şehir bazında üst düzey yöneticilerde değişim olacak mı?
700ü aşkın bürokrattan bahsediliyor. Valiler ve üst düzey görevlerde değişim oluyor. Mesela baş savcı benzeri şehir bazında üst düzey yöneticilerde değişim olacak mı?
0
mikahakkinen
(03.05.23)
başsavcıları hsyk atar, hemen değişmez. hsyk'daki hükümetin atadığı isimler değişecek ondan sonra hsyk kararnamesi çıkacak vs. ama diğer bürokratlarda hızlı bir değişime gider yeni cb eğer değişirse. valiler değişir, kamu kurumlarındaki üst düzey yöneticiler (genel müdür vs) değişir, merkez bankası başkanı değişir, sonrasında yavaş yavaş il müdürleri (emniyet, sağlık, meb vs), kaymakamlar rotasyona girer. ama kurumların işleyişini aksatmaması için il bazındakilerin değişimini ağırdan alabilirler.
zaten bazı kurumlarda teamül gereği bürokratlar kendiliğinden istifasını sunar bakanlar değişince. yeni bakan çalışmaya devam etmek istemezse de hemen yerine atama yapar.
0
faberkastelli
(03.05.23)
cumhurbaşkanın görev süresi bitince üst kademe bürokratların da görevi eş zamanlı sona erer. cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde yazar bu. hangileri mesela iletişim bşk, savunma sanayi bşk., diyanet işleri bşk. gibi gibi..

kendi imzasıyla atanan tüm bürokratların görev süresi bitecek kısacası
0
Hallegadola
(03.05.23)
rektörler
0
piotr
(03.05.23)
bürokratların görev süreleri belirlenmiştir. cb'nin görevinin sona ermesiyle onların da görevleri sona ermez. cb değişirse elbette hızla kritik kurumlarda değişimler başlar. kızılay, tüik afad, toki, merkez bankası, bazı valiler, trt vs ilk başlayan değişiklikler olur
0
paintov
(04.05.23)
Bu husus 3 nolu Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde belirtiliyor.
www.lexpera.com.tr
Alıntı:
MADDE 4
(1) Bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (I) sayılı cetvelde yer alanların görev süresi, atandıkları tarihte görevde bulunan Cumhurbaşkanının görev süresini geçemez. Cumhurbaşkanının görevi sona erdiğinde, bunların görevi de sona erer. Ancak bunlar, yerlerine atama yapılıncaya kadar görevlerine devam eder. Görev süreleri sona erenler, yeniden atanabilir. Bunlar, görev süreleri sona ermeden de Cumhurbaşkanınca görevden alınabilir.

Yalnız bu madde hakkında aynı kararname ile ortaya çıkan bir de özel durum var. Bu özel duruma göre (III) sayılı cetvel ile süreli görevler olarak belirtilen görevler otomatik olarak sona ermiyor.( (I) sayılı cetvelde yer alsa bile) Eğer Cumhurbaşkanı görevden almaz ise cetvelde belirtilen süreleri sona erinceye kadar görevlerine devam edebiliyorlar. (Rektörler ve Diyanet işleri başkanı gibi. İlgili madde:
MADDE 7
4 üncü madde hükümleri bu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine ekli (III) sayılı cetvelde yer alanlar hakkında uygulanmaz. Bunların görev süreleri ekli (III) sayılı cetvelde gösterilmiştir.

Bürokratların listesi için (I) ve (III) sayılı cetvelleri aşağıda paylaşıyorum.

//////////////////////
(I) sayılı cetvel
//////////////////////


DİYANET İŞLERİ BAŞKANI
MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI BAŞKANI
MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETERİ
DEVLET DENETLEME KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ
SAVUNMA SANAYİİ BAŞKANI
BAKAN YARDIMCILARI
CUMHURBAŞKANLIĞI OFİS BAŞKANLARI
CUMHURBAŞKANLIĞINA BAĞLI KURUM VE KURUL BAŞKANLARI
TÜRKİYE RADYO - TELEVİZYON KURUMU GENEL MÜDÜRÜ
TÜRKİYE RADYO - TELEVİZYON KURUMU YÖNETİM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ (Ek: 13.07.2021 t. 80 s. CK. m.24)
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI
ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKANI
SAYIŞTAY BAŞSAVCISI
VALİLER
BÜYÜKELÇİLER, DAİMİ TEMSİLCİ/DELEGELER
DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUMLAR BAŞKAN VE ÜYELERİ (RTÜK VE KİŞİSEL VERİLERİ KORUMA KURULUNUN TBMM’CE SEÇİLEN ÜYELERİ HARİÇ)
TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU BAŞKAN VE ÜYELERİ
YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÜYELERİ
İÇ DENETİM KOORDİNASYON KURULU ÜYELERİ
(Mülga:5.2.2019 t. 29 s. CK. m.2)
YUNUS EMRE VAKFI MÜTEVELLİ HEYET ÜYELERİ
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU BAŞKAN VE ÜYELERİ
REKTÖRLER (MİLLİ SAVUNMA VE TÜRK-JAPON BİLİM VE TEKNOLOJİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLERİ DAHİL)
AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANI
AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKAN YARDIMCILARI (Ek: 08.06.2022 t. 103 s. CK. m.20)
AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE DENETİM BAŞKANI (Ek: 08.06.2022 t. 103 s. CK. m.20)
GELİR İDARESİ BAŞKANI
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI
KÜÇÜK VE ORTA ÖLÇEKLİ İŞLETMELERİ GELİŞTİRME VE DESTEKLEME İDARESİ BAŞKANI
TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANI
TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU BAŞKANI
YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR BAŞKANI
AKARYAKIT İKMAL VE NATO POL TESİSLERİ İŞLETME BAŞKANI
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU BAŞKANI
(Mülga: 28.3.2020 t. 57 s. CK. m. 18)
(Mülga: 28.3.2020 t. 57 s. CK. m. 18)
BAKANLIKLARIN, TEFTİŞ KURULU, TEFTİŞ, REHBERLİK VE TEFTİŞ, REHBERLİK VE DENETİM, DENETİM HİZMETLERİ BAŞKANLARI İLE DİĞER KURUL BAŞKANLARI (Değişik:6.8.2019 t. 43 s. CK. m.21)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE TEFTİŞ BAŞKANI
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE TEFTİŞ BAŞKANI
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ BAŞKANI
DİYANET İŞLERİ BAŞKAN YARDIMCILARI
MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI BAŞKAN YARDIMCILARI, MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI BAŞKANLIĞI BAŞKANLARI
MİLLİ GÜVENLİK KURULU GENEL SEKRETER YARDIMCILARI
SAVUNMA SANAYİİ BAŞKAN YARDIMCILARI
CUMHURBAŞKANLIĞINA BAĞLI KURUM VE KURUL BAŞKAN YARDIMCILARI
MERKEZ BANKASI BAŞKAN YARDIMCILARI
DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU BAŞKANI
DİYANET AKADEMİSİ BAŞKANI (Ek: 25.8.2022 - 109 s. CK. m.1)
MUSHAFLARI İNCELEME VE KIRAAT KURULU BAŞKANI
TOPLU KONUT İDARESİ BAŞKANI
ÇANAKKALE SAVAŞLARI VE GELİBOLU TARİHİ ALAN BAŞKANI
TÜRK PATENT VE MARKA KURUMU BAŞKANI
(Mülga: 28.3.2020 t. 57 s. CK. m. 18)
TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANI
TÜRKİYE TIBBİ CİHAZ VE İLAÇ KURUMU BAŞKANI
BÖLGE KALKINMA İDARESİ BAŞKANLARI
ÖLÇME, SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANI
TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU BAŞKANI
TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANI
TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜLERİ BAŞKANI
TÜRKİYE SU ENSTİTÜSÜ BAŞKANI
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME ARAŞTIRMALARI MERKEZİ BAŞKANI
VERGİ DENETİM KURULU BAŞKANI
GELİR İDARESİ BAŞKAN YARDIMCILARI
TÜRK AKREDİTASYON KURUMU GENEL SEKRETERİ
HELAL AKREDİTASYON KURUMU GENEL SEKRETERİ
SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKAN YARDIMCILARI
ÖZELLEŞTİRME İDARESİ BAŞKAN YARDIMCILARI
YURTDIŞI TÜRKLER VE AKRABA TOPLULUKLAR BAŞKAN YARDIMCILARI
GENEL MÜDÜRLER
STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLARI
HELAL AKREDİTASYON KURUMU YÖNETİM KURULU BAŞKANI
İLLER BANKASI GENEL MÜDÜRÜ
BASIN İLAN KURUMU GENEL MÜDÜRÜ
(Mülga:5.2.2019 t. 29 s. CK. m.4)
TÜRKİYE VARLIK FONU YÖNETİM KURULU BAŞKANI, GENEL MÜDÜRÜ VE YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
ADLİ TIP KURUMU BAŞKANI
AVRUPA BİRLİĞİ EĞİTİM VE GENÇLİK MERKEZİ BAŞKANI
TÜRKİYE’NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI ANLAŞMALAR GEREĞİ KURULAN ÜNİVERSİTELERİN MÜTEVELLİ HEYETİ, YÖNETİM VE DENETİM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ
DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU ÜYELERİ (Ek:5.2.2019 t. 29 s. CK. m.5)
TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ BAŞKANI
TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ BAŞKANI (Ek: 18.6.2019 t. 39 s. CK. m.14)
TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANI (Ek: 28.3.2020 t. 57 s. CK. m. 18)
TÜRKİYE ENERJİ, NÜKLEER VE MADEN ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKAN YARDIMCILARI (Ek: 28.3.2020 t. 57 s. CK. m. 18)
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAŞKANI (Ek :29.10.2021 t. 85 s. CK. m.40)
GÖÇ İDARESİ BAŞKANI (Ek :29.10.2021 t. 85 s. CK. m.40)
GÖÇ İDARESİ BAŞKAN YARDIMCILARI (Ek :29.10.2021 t. 85 s. CK. m.40)
GÖÇ İDARESİ BAŞKANLIĞI REHBERLİK VE DENETİM BAŞKANI (Ek :29.10.2021 t. 85 s. CK. m.40)
KAPADOKYA ALAN BAŞKANI (Ek: 08.06.2022 t. 104 s. CK. m.2)
ALEVİ- BEKTAŞİ KÜLTÜR VE CEMEVİ BAŞKAN VE BAŞKAN YARDIMCILARI
ULUDAĞ ALAN BAŞKANI


//////////////////////
(III) sayılı cetvel
//////////////////////

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI 4 YIL
YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÜYELERİ 4 YIL
REKTÖRLER 4 YIL
ÖLÇME, SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANI 4 YIL
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKANI 4 YIL
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI BAŞKAN YARDIMCILARI 4 YIL
TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI PARA POLİTİKASI ÜYESİ 4 YIL
TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU BAŞKANI 4 YIL
TALİM VE TERBİYE KURULU BAŞKANI 4 YIL
ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU BAŞKANI 3 YIL
TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA KURUMU BAŞKANI 4 YIL
TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU GENEL MÜDÜRÜ 4 YIL
TÜRKİYE RADYO-TELEVİZYON KURUMU YÖNETİM KURULU BAŞKAN VE ÜYELERİ 4 YIL
DÜZENLEYİCİ VE DENETLEYİCİ KURUM BAŞKAN VE ÜYELERİ (RTÜK HARİÇ) 4 YIL
TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU BAŞKAN VE ÜYELERİ 4 YIL
TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VE EŞİTLİK KURUMU BAŞKAN VE ÜYELERİ 4 YIL
İÇ DENETİM KOORDİNASYON KURULU ÜYELERİ 4 YIL
YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANI 4 YIL
ADLİ TIP KURUMU BAŞKANI 4 YIL
TÜRKİYE SAĞLIK ENSTİTÜSÜ BAŞKANI 3 YIL
SAYIŞTAY BAŞSAVCISI 4 YIL
TÜRKİYE ADALET AKADEMİSİ BAŞKANI 3 YIL
TÜRKİYE BİLİMLER AKADEMİSİ BAŞKANI 4 YIL
0
yeninesiltupcu
(04.05.23)
(10)

Kurtlar Vadisi

dissendium
Ben bu diziyi zamanında hiç beğenmiyordum. Bazen ilgimi çekiyor. Kurtlar Vadisi müziğini de eskiden sevmezdim ama bence aslında başarılı bir müzik. Bu dizi izlenir mi? Tavsiye eder misiniz?
Ben bu diziyi zamanında hiç beğenmiyordum. Bazen ilgimi çekiyor. Kurtlar Vadisi müziğini de eskiden sevmezdim ama bence aslında başarılı bir müzik. Bu dizi izlenir mi? Tavsiye eder misiniz?
0
dissendium
(30.04.23)
İzlenir de abi acele etmene gerek yok sonra da izlenir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.04.23)
İlk 97 bölüm izlenir.
0
halitkin
(30.04.23)
Her türlü izlenir. İnsanlar bunu hala mafya dizisi sanıyor ama asıl olay bambaşka.
0
pembe mezarlık
(30.04.23)
bu türe ilgin varsa elbette izlenir. tercihen ilk 97
0
paintov
(01.05.23)
izlemediğin her saniye vakit kaybediyorsun. mafya dizisi falan değil, aşk komedi aksiyon her şey var.

keşke hafızam silinse de en baştan keşfedip izlesem. muhteşem bir dizi.

bir arkadaşım aşırı önyargılıydı hayatta izlemem diyordu. ilk 2 bölümünü zorla izlettim. sonra 3'e de bakayım dedi. bitirdik ben gittim o akşam 8'e kadar izlemiş. şimdi benden daha çok seviyor.
0
sassot
(01.05.23)
yav hacı abi dizinin çıkış sloganı ''bu bir mafya dizisidir'' siz ne diyorsunuz? :)

ayrıca mafya dizisi/ filmi kötü bir şey değil ki? dünyanın en baba yapımları arasında bir çok mafya dizisi/ filmi var. o yüzden bu şekilde bakmayın olaya.

soruya gelecek olursak; kesinlikle izle. türk dizi tarihinin en iyi üzerine düşünülmüş yazılmış ve oynanmış dizisidir kurtlar vadisi. birçok güzel dizi izledik ancak üstüne çıkanı görmedim daha.
0
not sure if serious
(01.05.23)
Senede bir kere ilk 97 izliyorum bir çok insan gibi, senede bir kere de Behzat Ç. izlerim.

TV'de yayınlanırken bir kere bile izlememiştim, tam da izleyici kitlesi yaşlarındaydım. Tam tarihini hatırlamasam da ilk izleyişim 2010'lardan sonra olmuştu, çünkü ben de çok önyargılıydım.

Senaryosu, çekim teknikleri, yönetmen kalitesi vs vs gerçekten yüksek bir dizidir. Polat'ın Duran Emmi'nin yanına yerleşene kadar geçen bir kaç bölümlük süre bana sıkıcı gelir, belki de daha önce izlediğim içindir.
0
John Bloor
(01.05.23)
Bu dizi o kadar başarılı ki normal bir elden çakması imkansız gibi. Amerika’dan servis edildiğini düşünüyorum zaten senaryonun temeli star wars’ın birebir kopyası.

twitter.com

Kesinlikle izlenmeli ilk 97 bölüm.
0
Hallegadola
(01.05.23)
izlerken ömer baba hikayelerini atlama şansın var, biz komple izleidk zamnında ds
elifli kısımlar da geçilebilir
0
bir soru sorcam
(01.05.23)
ömer baba hele hele elif sahnelerini atlama. ikinci izleyişte gerek olmaz ama ilk defa izleyen bir insanın sahne kaçırmadan izlemesi gerekiyor. tamamiyle polatın psikolojisini, yaşadığı ikilemleri anlamak için önemli bence ve ömer baba ilk sezon o kadar da çok boş yapmıyor asdafsg

elif sahneleri de bence eleştrildiği gibi değil hatta elifi severim ben, tam olarak rolünü oynuyor. napacaktı? he tamam sen protagonistsin ben şimdiye kadar hayatımı kurduğum bütün doğruları, değerleri, mesleğimin ilkelerini yıkıp senin etkinde sen ne dersen onu yapacağım mı diyecekti?

bunları yazdım, çünkü izlerken bunları da göz önünde bulundur :D
0
not sure if serious
(01.05.23)
(11)

Kılıçdaroğlu'nun kadroları

vizivozo
Öncelikle belirteyim millet ittifakına oy vereceğim mecburiyetten. Yalnız rte başa geldiğinde partisinde baya ağır toplar vardı.KK benim gördüğüm tek adam takılıyor.İttifakta da babacan dışında konusunda uzman yok. Nerede bu kadrolar?
Öncelikle belirteyim millet ittifakına oy vereceğim mecburiyetten.
Yalnız rte başa geldiğinde partisinde baya ağır toplar vardı.
KK benim gördüğüm tek adam takılıyor.
İttifakta da babacan dışında konusunda uzman yok.
Nerede bu kadrolar?
0
vizivozo
(29.04.23)
Niye yahu, Sadullah Ergin var, eski adalet bakanı. İYİP'te İdris Naim Şahin var, eski içişleri bakanı. Babacan ve Davutoğlu malum zaten.

RTE'nin eski kadrosu tastamam burada.
0
plutongezegendegilmi
(29.04.23)
rte ilk geldiği zaman kim vardı ağır top söyler misin?

abdullah gül ve bülent arınç mı? bunların hangisi ağır top?
www.wikiwand.com

bir kaç ay önce öncelikli ekonomi olmak üzere pek çok konuyu içeren chp bir kaç saatlik bir sunum yapmıştı. orada tümm ağır topları görebilirsin.
www.youtube.com
0
abelardo
(29.04.23)
Brom halkımıza bu aşamada kadroları anlatmak gezegenlerin neden sürekli döndüğünü anlatmak kadar anlamsız bir olay, kimse bunu merak etmiyor kadro diye Rambo Okan'ı getirsen bugünkü durumumuzdan daha kötü olmayacağımızı herkes biliyor, o nedenle tüm camia topuyla tüfeğiyle başımızdakini indirmek için uğraşıyor, bunun için de kadro açıklanmasına hiç gerek yok bence.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(29.04.23)
rte'nin agir toplari belki simsek ve babacan idi.

benim gozlemledigim kadariyla kadrosu en iyi olan parti deva partisi. proje partisi de oldugundan "sirket" gibi davraniyor ve teknik insanlari, yurt disinda egitim almis ve is yasaminda basarili olmus insanlari partiye dolduruyor. ikinci sirada iyi parti geliyor. deva partisi kadar olmasa da onlarin da iyi projeleri ve kadrolari var.

chp'nin kadro ve proje sorunu yasamasi beni hep rahatsiz etmistir. bu kilicdaroglu'yla baslayan bir durum degil, ataturk sonrasinda baslayan bir durum. ozellikle deva partisi'nin ortaya cikmasi bu sorunu daha da belirgin kildi cunku ortak politikalar metnine baktigimizda %80 deva, %20 iyi parti politikalari. aslinda memleket partisi ve zafer partisi'nin "bile" kendilerine gore projeleri var ama kadrolari yok.

bence kilicdaroglu'nun yapmak istedigi bir "federasyon." partiler vardir, herkese hitap eden cati partileri vardir. chp'nin yaptigi belki de tum partileri icine alip kullanmak. acikcasi bu bence guzel bir sey. tabii ayni zamanda tehlikeli. mesela ince'nin istanbul sanayisinin bir bolumunu karaman'a tasimasi ve bunlari limanlara baglama projesi guzel. ata ittifaki'nin basit hukuki islemlerde yapay zekayla sorun cozme projesi guzel (hukuki karar alma degil, usule iliskin olarak kullanmak). dolayisiyla her partinin guzel projeleri olabilir. bunlari bir catida toplamak cok guzel olabilir.
0
Sour
(29.04.23)
Partide bir ekonomi uzmanı, bir bilim uzmanı, bir eğitim uzmanı vb olsun. Bunlar kendi konularında iktidarı sıkıştırsın. Olay kk, rte kutuplaşmasından çıksın istiyorum.
0
🌸vizivozo
(29.04.23)
Sanırım aktroller hazir bekliyor kılıçdaroğlu duyurularinda.
Kadro konusunda Türkiye’deki en geniş havuza sahip kılıçdaroğlu. Tek adam takılıyor demek için kör ve sağır olmak gerek. Rte ve ince tek başına asıl. Mitinglerini geçtim afişleri bile ortada. İmamoğlu ve yavas'ı geçtim, sadece ekonomide bilge yilmaz, selin sayek Böke, ali babacan gibi isimler var. Hepsini de açıklıyor yavaş yavaş.
0
anjepotre
(30.04.23)
babacan'in neresi agir top allah askina? amerika'da mba yapmis sonra 2 sene danismanlik yapmis adam.

eger bu agir topluksa yarin ekonomi bakanligini bana verin cunku ayni cv bende de var. sadece aile sirketimiz yok ve islamci degilim.

bence babacan'i cok fena kullandi bati. resmen faydalandilar. 35 yasinda benim simdiki halimin biraz daha yaslisina ekonomi teslim edilmis. mba okuyan adam ne makroekonomi bilir, ne baska bir sey. 35 yasinda direktor falan oluyor insanlar buna ulke ekonomisi emanet ettiler.

su anda millet ittifaki'nda 2002 babacan'indan daha saglam isimler var. agir top ariyorsaniz bilge yilmaz, ufuk akcigit, selin sayek gibi isimlere bakin. bu insanlarin onu acilacak akp'den kurtulunca.
0
antikadimag
(30.04.23)
Babacan, Odtü endüstri mühendisliğini tam puanla okul birincisi olarak bitirmiş adam.
Bakanken satıp savmaktan başka şey yapmadı orası ayrı da, cv'si güçlü.
0
🌸vizivozo
(30.04.23)
iste ben de onu diyorum. bi halt bilmiyordu ve dolayisiyla yanlis kararlar aldi. ekonomiyi ekonomi profesorlerinden kurulu bir kurula emanet etmek gerekir.

odtu endustri'yi 4.0 ile bitirmesinin ekonomiye bir faydasi yok. gidip endustri muhendisligi yapsaydi o zaman guclu cv olurdu.

ama endustri muhendisligini 4.0 ile bitirdi diye ekonomi teslim etmenin guresciye banka yonettirmekten cok farki yok. o adam da bir konuda cok basarili ama basarili oldugu konu ile gorevi uyusmuyor.
0
antikadimag
(30.04.23)
@antikadimag cv tek basina bir anlam ifade etmiyor. ona bakarsaniz devlet bahceli de ekonomi prof'u. tansu ciller de ekonomist ve amerikan egitimli. hem de yale'den postdoc'u var. ama ekonomiyi ne hale getirdigini hatirlayalim.
0
Sour
(18.05.23)
atilla koç, kürşat tüzmen, köksal toptan, feridun sinirlioğlu, vecdi gönül gibi ağır toplar yok evet kılıçdaroğlunda.

ağır top diyince benim aklıma top seviyede bürokrat geliyor. akp en başında bunları topladı evet, ama bu kadrolar refah, anavatan ve dyp gibi sağ parti döneminde atanmış kişiler. chp böyle üst seviyede bürokrat artık bulamaz çünkü hepsi akpli. hadi diyelim buldu, akp tarafından hemen aforoz edilir, kariyerini bitirirler.

işin ilginç yanı bunların hepsi mttb'den birbirleriyle tanışık. chpnin böyle bir kaynağı yok
0
Hallegadola
(18.05.23)
(8)

Komedi filmi önerisi

gallienus
Güzel, kaliteli komedi filmi önerisi yapabilir misiniz?İzleyip beğendiğimiz komedi filmlerinden aklıma gelenler:The Hangover, Due Date, Life of Brian.
Güzel, kaliteli komedi filmi önerisi yapabilir misiniz?
İzleyip beğendiğimiz komedi filmlerinden aklıma gelenler:
The Hangover, Due Date, Life of Brian.
0
gallienus
(27.04.23)
Spy
Nice guys
Bullet train
0
Hallegadola
(27.04.23)
Dunyanin en guzel filmlerinden
MIDNIGHT RUN (1988)
0
unidentified floating object
(27.04.23)
Top Secret
The Naked Gun 1-2-3
Airplane
Wrongfully Accused
Bruce Almighty
0
nhk ni youkosu
(28.04.23)
Death at a Funeral (2007)
0
oldtimer
(28.04.23)
Analyze This
0
beraesad
(28.04.23)
Ah Mary vah Mary kopartir gülerken
0
deer hunter
(28.04.23)
napoleon dynamite
0
nothing in my way
(28.04.23)
The guard galiba İrlanda'lı diye çevrilmişti, kara mizah sevenlere
neuf mois fermé Fransız filmi
0
tiny penny
(28.04.23)
(8)

memuriyetteki çalışmayan gamsızları ne yapmalı sorusu?

sanemz
her yerde böyle mi? sen bi yerlerini yırtıyorsun diğerlerinin umrunda değil.. en son yine çok acil bi iş vardı, bunlar toplaşıp balık yemeye gittiler. iş 2 kişiye kaldı.müdüre bildirsen durumu adın şikayet edene çıkacak. zaten adam görev dağılımını da güzel yapmıyor belki işine böylesi daha iyi geld
her yerde böyle mi? sen bi yerlerini yırtıyorsun diğerlerinin umrunda değil.. en son yine çok acil bi iş vardı, bunlar toplaşıp balık yemeye gittiler. iş 2 kişiye kaldı.
müdüre bildirsen durumu adın şikayet edene çıkacak. zaten adam görev dağılımını da güzel yapmıyor belki işine böylesi daha iyi geldiği için. bu yaşadıklarım benim sorunum değil de ben de yıllar önce ücretli öğretmenlik yapmıştım, gözümün içine baka baka kadrolu değilim diye bana fazla nöbet yazılmıştı. bunlar birde okumuş adaletli insanlar. sizin iş ortamları nasıl, buna benzer sorunlar yaşadığınız oluyor mu?
0
sanemz
(26.04.23)
Kamuda mesai saatlerini işyerinde geçirmemek tembellik değil, bilinçli bir tercihtir çoğu zaman. Bahsettiğiniz kişilerden en az biri 5 yıl sonra yöneticiniz olabilir, kendinizi buna hazırlayın şimdiden. Müdür, daire başkanı, müsteşar yardımcısı vb. Diğerleri de doğru kişiye yanladıkları sürece rahat davranırlar. Onlara güvenip iş emanet edilmez ama yancı karakterleri gereği sıkıntı da yaşamazlar.

Müdürünüz neden görmezden geliyor, bu insanlar neye güvenip çalışmıyorlar, zamanla anlarsınız.
0
zihua
(26.04.23)
memuriyet budur.

çok iş yaparsan daha çok iş verirler. memurluk vasata eşitlemektir. zihniyeti budur. hükümetlerden bağımsızdır. çok göze batarsan aykırı davranırsan köşeye itilirsin.

balık yemeye gidiliyorsa iş o kadar da önemli değildir. bazı sinsiler uyanıklar da ben çalışyorum der başkası yatıyor algısı yaratır. göze batar.

memurluk ortalama işi ortalama sürede çıkarmaktır. ne tembel olacaksın ne inek.

çok çalışana ek ücret, makam mevki para vermiyorlar. memuriyette atanma ve yükselme şahsi tercihler ve siyasi bağlantılara bağlıdır.

bence de kasma.
0
Hallegadola
(26.04.23)
eski bir memur olarak uzun uzun yazıp sildim. şikayet et, mobbinglere boyun eğme. ben sineye çektim tepeme çıktılar. en son müdür yardımcısı yüzünden katil olacaktım elimden zor aldılar.
0
Erestor
(26.04.23)
O 2 kişi de yapmasın o işi. Çözüm bu. O aşamada sanki sadece o 2 kişinin işiymis gibi yaklaşımda bulunan olursa da gölü atarsınız.

Biraz pasif agresif bir tavır mi evet, ama böyle basit bir meseleyi bu hale getiren onlar (balığa gidenler ve bunu görmezden gelen amir), siz de öyle oynayın.
0
encokbenisevinnolur
(26.04.23)
@Erestor, sakin şampiyon benlik bir durum yok. bir arkadaş ekolü diyelim, dertleştikte. aldığı parayı helal ettirmeyen, azcık eksik yatarsa çemkiren tipler birde bunlar. ilahi adaleti kandırımazlar ama.
0
🌸sanemz
(26.04.23)
“bunlar birde okumuş adaletli insanlar.”

Şu söylediğiniz şeyi tekrar düşünün. Bu ülkede Memur Teoman diye bir gerçek var. Adam rüşvet almadı diye ünlendi; düşün yani rüşvetin ne kadar yaygın olduğunu. Ben geçmişte işim gereği emniyet amiri, icra memuru, zart savcısı, zurt hakimi falan derken birçok memurla muhatap oldum; bizim bürokrasimiz o kadar çürük ki tarifi mümkün değil yani. Adaletsizliğin tillahı kamuda.
0
vedatchilipeppers
(26.04.23)
memuriyet kurumdan kuruma, birimden birime, bölgeden bölgeye çok değişik kendi iç kültürüne sahip ama arkadaslarından da değindiği pek çok ortak olumsuzluğa da sahip.

ben milli eğitim adına konuşayım. hatta öyle bakanlık falan değil, en alt kademe. okul yani. müdür yardımcısıyım.

benzer durumları yaşıyorum. gecen sene 6 kişiydik bu sene 6 yardımcı 1 müdür baş yardımcısı olduk. ben başta çok sevinmiştim ooo baş yardımcı geliyor. bir okul için önemli işlerin yüzde 90 ı müdür baş yardımcısının görevi, rahatlarız dedik kalan 6 kişi. ama kazın ayağı öyle olmadı. bu baş arkadaş müdürün hemşehrisi ve partinin fanatiklerinden. bahsettiğim parti tabii demokratik sol parti haha şaka şaka malum parti işte.

neyse başta her şey iyiydi ama sonra anlaşıldı ki bu baş arkadaş hiçbir şey bilmiyor. yani çakal değil ama aşırı vasıfsız. neyse baktık ki okulda işler yürümüyor. müdür de çare olarak. gerektiğinde müdür baş yardımcısı görev tanımındaki işleri müdür yardımcılarına vekaleten verebilir maddesine dayanarak hepimize dağıttı. e sonuç olarak ben ve diğer sıradan manuel baş olmayan boş paket müdür yardımcıları gecen seneden çok daha fazla çalışıp yoruluyoruz. baş arkadaş kendi sorumluluğundaki sınırlı sayıdaki işleri güya yapıyor ama beceremeyince gene o işleri de biz yapıyoruz. o da basit, angarya türünden tırı vırı işleri büyük bir ciddiyetle yapıyor.

şimdi biz şikayetlerimizi müdüre dile getiriyoruz ama bir sonuç çıkmıyor. hatta arkadaşı karikatürize edip, aman melahat sen karışma bu işe sakın diyor. veya müdür onun görev tanımında bir iş olduğunda, aman melahat e bırakmayın bu işi rezil oluruz diyor falan filan. isim temsili tabii.

bak diğer bir durumda şu. iş beceremeyen insandan kurtulmak için, onu terfi ettirme var. gecen sene de başka bir müdür yardımcısı görevlendirme geldi. getiren müdür. sonra onun da tembellikte nirvana biri olduğu kısa sürede ortaya çıktı. müdür de rahatsız oldu. çözüm: kurtulmak için arkadaşı köy okuluna müdür yaptılar. total öğrenci sayısı 30. ve aldığı para bizle aynı.

daha böyle ne hikayeler vardır. bizimki memuriyet evreninde bir damlacık olan kurum.
0
wilhelmwasmuss
(26.04.23)
@wilhelmwasmuss, vasıfsızı terfi edip kurtulmak da iyimiş ya, gece gece asdfgh
0
🌸sanemz
(26.04.23)
(13)

Memurluk

dissendium
Merhabalar. Bir iş sorusu daha. Mesleğim (mühendis) dışındaki memurluklara başvursam pişman olur muyum? Adalet Bakanlığı'nın alımı var. Aklıma şu geliyor. Mesleğimi yapmıyor olsam da KPSS'ye tekrar çalışıp kendi bölümümden atabilirim. Aklıma bu geliyor.Zabıt kâtipliği yapılmayacak iş mi? Özelden sık
Merhabalar. Bir iş sorusu daha. Mesleğim (mühendis) dışındaki memurluklara başvursam pişman olur muyum? Adalet Bakanlığı'nın alımı var. Aklıma şu geliyor. Mesleğimi yapmıyor olsam da KPSS'ye tekrar çalışıp kendi bölümümden atabilirim. Aklıma bu geliyor.

Zabıt kâtipliği yapılmayacak iş mi? Özelden sıkıldım açıkçası. Memur olmak çok mantıklı geliyor. Değerli görüşlerinizi duymak isterim. Sağ olun. İyi geceler.
0
dissendium
(25.04.23)
Zabıt kâtipliği yapılmayacak iş mi?
Cevap: EVET

Sakın, sakın, sakın.

Dediğin kurumda memur gibi çalışılmıyor. Uyarayım yani.
0
infernalcadre
(26.04.23)
Selamlar, 12 yıllık zabıt katibi olarak ne sorsan cevap verebilecek durumdayım.
Öncelikli olarak mobbingin kralını zabıt katipliğinde görürsün, patronların hakim savcı. Özel sektöre benzemez.
Sonrasında çalışma arkadaşların genel olarak sosyal açıdan düşük standarta sahip insanlar olacaklardır.
Sonrasında ise işe aidiyet duygun olmayacak, burada öncelikle "personel" hakim ve savcılar. Sen sadece onlara "yardımcı personel"sin. Adalet Bakanlığının gözünde yoksun yani.
Kendi bölümüne atanacak durumun varsa ve burayı kısa süreli çalışma olarak göreceksen bunları göz ardı edip çalışabilirsin gayet ama bi defa girdim artık devam ederim gibi bi düşüncen varsa zaten işe girdiğin anda bunun böyle olmayacağını kendin de görüceksindir.
Ha bi de maaşı düşük :)
0
mimetorg
(26.04.23)
Memurluk şu an istenecek bir pozisyon değil. Resmen memurlar ölsün diye bakılıyor. Torpille giren çaycı sizden çok maaş alacak. Bunu göze alıyorsanız deneyin.
0
Angelismeee
(26.04.23)
şu an memur olsan 12 bin maaş alcaksın. değer mi? değmez. git mesleğini yap.
0
sizofren06
(26.04.23)
tabiki memur ol. ama zabıt katipliği de lise mezunları bile yapıyor. bir tık daha üzeri varsa onlara baksın gözün.
0
sanemz
(26.04.23)
Devlet kurumlarinda calisacaksan ustun asker, emniyet muduru, hakim, savci gibi kisiler olmayacak. kendi bransindan muhendis olarak atanirsan gayet iyi bir calisma ortami yakalayabilirsin. duz memur olmak istiyorsan da calisma bakanligi, enerji bakanligi, aile bakanligi gibi etliye sutluye karismayan bakanliklar iyidir. maaslar ozele gore dusuk artik.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(26.04.23)
Son maaşım memur maaşından yüksek ama özel beni yoruyor. İş değişikliği süreci sıkıntılı. İcra için de aynı şeyi mi düşünüyorsunuz? Teşekkür ederim.
0
🌸dissendium
(26.04.23)
sana burada defalarca memurluk-kpss danışmanlığı yaptım halen daha aynı sorular. karar veremiyorsun bir türlü bir şeye.

zabıt katipliği yapma. yapamazsın. ağlarsın.

seneye çift sene otur adam akıllı çalış kpss'ye 90-95 yap mühendis adamsın matematik yapıyorsundur. ilk atamada iyi bir yere atan kurtul.

sizde bir de mülakat da yok. daha neyi zorluyorsun.
0
Hallegadola
(26.04.23)
Hallegadola, sınavı bekleyemem. Şans faktörü var ve riskli.
0
🌸dissendium
(26.04.23)
puanın yüksek olunca olmuyor ya ona göre listeni yaparsın
0
Hallegadola
(26.04.23)
zabıt katipliğine geçme, icra katipliğine asla ve asla geçme. birisine ben özel sektörden sıkılıp da icra katibi oldum desen gülerler. fazla mesaisi, haczi, biriken taleplerin tek tek işleminin yapılması vs....
0
mimetorg
(27.04.23)
Aldığınız maaş 25+ ise geçmeyin. Daha altında alıyorsanız geçmek mantıklı. Zaman kazanırsınız.
0
yalniz kizkulesi
(27.04.23)
belki anlatmışımdır. üniversite arkadaşlarım genel olarak özel sektöre geçtiğimizde bir arkadaşım 100 lira fazla veriyorlar diye zabıta olmuştu. o ayrı dünyanın insanı oldu. hala parasal olarak sürünüyor. bir kere toplanmalarımıza geldi. üstü başı yırtık pırtık. çocuk yapmış eşi çalışmıyor. ama dünyanın en mutlu adamı. kanında mutluluk akıyor. o ayrı bir mesele. benim sıpa yesin, sizin gibi kasamam ben abi, böyle mutluyum diyor.

ben hayvan gibi zenginledim ama mutlu değilim. mutluluk parada değil. ama zabıt katipliği'nde de değil. madem memurluk yapacaksın, rahat bir iş bul. belediye olur, aktif olarak çalışmayan bakanlıklar olur. biraz gezip tozarım dersen ihracatçı meclisi vs olur. tübitak vb kurumlar olur. zabıt katipliği, yazık edersin kendine. oldu olacak gardiyan ol.
0
gabe h coud
(27.04.23)
(12)

Toprak ve Çınardan sonra erkek ismi

sturan2023
Arkadaşlar 3.erkek çocuğum oluyor,1.çocuğum kız adı Yasemin2.Çocuğum erkek adı Toprak3.Çocuğum erkek adı Çınar4.Çocuğuma ne isim versemilk 3 Çocuğumda olduğu gibi Bitkiler ile ilgili isim vermek istiyorumToprak ve Çınardan sonra erkek ismi ne olabilir
Arkadaşlar 3.erkek çocuğum oluyor,

1.çocuğum kız adı Yasemin
2.Çocuğum erkek adı Toprak
3.Çocuğum erkek adı Çınar
4.Çocuğuma ne isim versem

ilk 3 Çocuğumda olduğu gibi Bitkiler ile ilgili isim vermek istiyorum

Toprak ve Çınardan sonra erkek ismi ne olabilir
0
sturan2023
(25.04.23)
tayga
0
deartheodosia
(25.04.23)
Bunun sonu Rüzgar ile biter gibi.
0
ruhen hastayim ben
(25.04.23)
Yağmur (bkz: yağmur atacan) erkek
0
carisch
(25.04.23)
Ekin.
0
since1907
(25.04.23)
mete, meşe'ye gönderme yaparısn
0
bir soru sorcam
(25.04.23)
Doga (bkz: doga bey) erkek
0
hot potato
(25.04.23)
Poyraz ismini severim veya Bulut.
0
yalniz kizkulesi
(25.04.23)
Arkadaşlar hala karar veremedik
şimdilik gelen öneriler

Ekin+++
Başak
ardıç++
burçak
ayaz
rüzgar
bulut+
doğa
tayga
yağmur
poyraz



Erkek ismi ne kadar azmış doğayla ilgili
kız isimleri çokvar çiçeklerle,erkek ismi yok gibi :)

Önerilerinizi bekliyorum
0
🌸sturan2023
(05.05.23)
Gülce nasıl,erkeğe olur mu
0
🌸sturan2023
(16.05.23)
bora ve rüzgar bence.
0
Hallegadola
(16.05.23)
Ağaç ismi olursa:
Gürgen
Ardıç
Sığla
vb.
Köksal
Ulaç (ulu ağaç manasında)
Doğa-Doğan
0
vizivozo
(16.05.23)
birkaç günü var doğmasına ekinde karar verdik gibi,
erkek çocuğa bitki ismi çok azmış
0
🌸sturan2023
(22.05.23)
(30)

Hesap Ödeme Sorusu

parcaliham
Kadın kişisi, erkeğin sevgilisi olduğunu biliyor ancak erkekle 'dostane' br şekilde buluşmak istiyor. Talep kadından geliyor.Erkek, kendisine yakın bir yerde buluşmayı teklif ediyor.Kadın 20km uzaktan geliyor. Taksiye biniyor falan filan.Kadın ve erkek kahve söylüyor, tatlı yiyor, iki saat oturuyor.
Kadın kişisi, erkeğin sevgilisi olduğunu biliyor ancak erkekle 'dostane' br şekilde buluşmak istiyor. Talep kadından geliyor.

Erkek, kendisine yakın bir yerde buluşmayı teklif ediyor.

Kadın 20km uzaktan geliyor. Taksiye biniyor falan filan.

Kadın ve erkek kahve söylüyor, tatlı yiyor, iki saat oturuyor. Ödeme kısmına geçiliyor. Erkek kendi yiyip içtiğini ödüyor sadece.

Sizce burada yanlış bir şey var mı?
0
parcaliham
(23.04.23)
Bu olaylarda doğru yanlış yok. Erkek ödeyince daha şık oluyor. Sonuçta uzaktan gelmiş ve her zaman olan bir şey değil anladığım kadarıyla.
0
dissendium
(23.04.23)
Ben söz konusu kadın olsam muhabbeti keserim. Hem kalk 20 km öteden taksiye binip git hem de kendi ödemeni yap.
0
cemallamec
(23.04.23)
Genel olarak erkeğin ödemesini daha şık ve doğru bulurum ve burada anlatılan konsept dışında da olsa bu hesabı ben öderdim. Burada şöyle yapılması gerekiyor doğrusu yanlışı bu diye bir şey düşünmezdim. Yani doğrusu bu diye hesap Ödemiş olmazdım.
0
kisa
(23.04.23)
17 yy. paris'inde erkek ödemeliydi. Bu ekonomide normal. Üstelik bir de talep kadından gelmiş.
0
OrangeYellow
(23.04.23)
Erkek ödemek zorunda değil. Belki parası yok. Bir kahve olmuş en kötü yerde 60 lira, tatlı da bu civarda olsa*2= çok para (bana göre).

Zaten kadın teklif etmiş. Ben arkadaşlarım (erkek) ödediğinde çok utanırım.
0
Kahvedesu
(23.04.23)
Buradaki doğru neden erkeğin ödemesi olsun, onu anlamadım. Teklifi kadın yapıyor zaten, erkeğin maddi anlamda uygun olmayan bir dönemi bile olabilir. Bu tarz beklentiler bana yanlış geliyor, erkek bir arkadaşım benim yediklerimi ödese rahatsız olurdum şahsen.
0
bitli su perisi
(23.04.23)
erkek kadının teklifini kabul ettikten sonra, kadının erkeğin sevgilisi olduğunu bilmesi, 'dostane' şekilde buluşmak istemesi falan gibi detayların önemi yok.
bu soru için bu bilgilere ihtiyacımız yok, kadının 20 km uzaktan gelmesi daha önemli.
hesabı ödememek veya ödememek için kadının flörtöz tavrı bir neden olamaz yani.

elbette erkek ödemeliydi.
öylesi adab-ı muaşeret kurallarına göre her zaman daha doğrudur.
bir kahve için ekonomi düşünülecek durumdaysa, erkek sevgilisi varken başka bir kadınla kahveye çıkmasın.
0
blatta hiberna
(23.04.23)
@blatta hiberna
sevgilisi olan bir erkek, karşı cinsle 'dostane' bir şekilde buluşamaz mı? buluşursa da hesabı ödemek zorunda mı? tam anlayamadım...
0
🌸parcaliham
(23.04.23)
Hesap ödeme bana flörtöz bir davranış gibi geliyor. -belki görgüsüz bir köylüyümdür-


Arkadaşlarıma ve ikinci kez buluşmayı düşünmediğim insanlara hesabımı ödetmem. Bence sık görüşülmeyen dostluklarda herkes kendi yediğini ödemeli. Sık görüşseydiniz o hesap telafi edilirdi zaten.
0
ruhen hastayim ben
(23.04.23)
Teklifi kadın yapsa da kadın kalkıp 20 km öteden geliyor ve taksiye biniyor. Taksi ücretini de ödüyor. Kadının para sıkıntısı olmadığı kesin. Kendi hesabını da öder ama bizim burada baktığımız nezaket kurallarına göre erkek tarafı en azından bu durumu bilip bir kahvenin ücretini ödeyebilirdi. Ya da gelmeden önce kadına “herkes kendi ödesin” de diyebilirdi. Ama kalkıp sadece kendi hesabını ödüyorsa orada kabalık var. Biz “her zaman erkek ödesin” demiyoruz zaten. Erkek de kadın da ödemeli ama kadın zaten kalkıp o kadar yol gelmiş, taksiyi de ödemiş filan. Dönüşte de taksiye binmiştir diyelim. Erkek de bir zahmet bir kahveyi ödesin, bir şey eksilmez.
0
cemallamec
(23.04.23)
sevgilisi olan erkek tabii ki bir kadınla dostane şekilde buluşur.

soruda "kadın sevgilisi olan adamla dostane mazeretiyle, aslında flört etme amaçlı buluşmak istedi" iması var.
sizin dediğiniz gibi olsa bu detaylara zaten girmeye gerek yok, ben de onu diyorum.

ayrıca bin lira hesap gelir, yenmiştir içilmiştir anlarım da, arkadaş olarak da 20 km uzaktan gelmiş bir kadına bir erkek kahve hesabını ödetmemeli zaten.
0
blatta hiberna
(23.04.23)
Bence olayın maddi bir boyutu olduğu kadar da 'gesture' boyutu var.

bir erkek, bu gesture'ı gerçekleştirmek zorunda değil gibi geliyor bana.

kadının nereden geldiği çok da önemli değil. gelmeyi seçen, bunu kabul eden ve de buluşma teklifini yapan kişi kendisi zaten.
0
🌸parcaliham
(23.04.23)
20km geldi diye hesap ödeten kadın diye başlık açılması gerekir. Böyle çok az saçma şey gördüm.

teklifi yapan hesabı öder. Bu kadar basit. Ben en mantıklısı alman usulü ama neyse
0
karayel
(23.04.23)
şu sorunun cevabı kişiden kişiye ve duruma göre değişir. ben olsam nezaketen kadına ödetmezdim ama soruda bahsedilen kişinin de ödememesi yanlış değil doğrusu.
0
false pretension
(23.04.23)
sosyal hayat kurallarina gore teklifi yapan hesabi oder. bu durumda kadin tum hesabi odese daha dogru olabilirmis ama herkesin kendi masrafini odemesinde de bir yanlislik yok.
0
in vino veritas
(23.04.23)
davet eden öder gibi bir gelenek var ama "misafir eden öder" gibi bir alışkanlık da var. Yani uzak mesafeden veya başka şehirden buraya gelen olsa genelde en azından ilk yemeği veya kafeyi bişeyi ben öderim, karşılıklı jest gibi. Buluştuğum kişi kadın erkek fark etmez.

Fakat bu durumda arada bir gri bölge (gizli flört gerilimi) varsa, "sana yazmıyorum" mesajı vermek için de alman usülü yapmış olabilir. Hesabı öderse öyle görüneceğini düşünmüştür belki. Kim ne düşünür bilemeyiz çok öznel konular bunlar.
0
nhk ni youkosu
(23.04.23)
muhabbet etmek için geldiyse kendi bile ödese olurmuş
0
bir soru sorcam
(23.04.23)
Taraflardan biri fakr u zaruret içinde harap ve bitap düşmemişse kimin ödediğinin hiçbir önemi yok bence.
0
vedatchilipeppers
(23.04.23)
Bu İstanbul sorusu ise 20 km hiçbir şey ifade etmiyor. Maltepe-Kadıköy arası zaten neredeyse 20 km. Taksi de burada bir şey ifade etmiyor. Kimse "taksi ile gel" demedi. O, kadının kendi tercihiydi. Burada taksi ve mesafenin dikkate alınabilmesi için tek bir detay önemli. Erkek şehir merkezinden uzakta oturuyorken, kadının merkeze daha yakın oturuyor olması. O halde -buluşulan yerin şehrin sayılı güzel yerlerinden olması istisnası dışında- erkek tarafı misafir eden kişi olduğu ve ulaşım sıkıntısına da soktuğu için hesabı ödemesi daha uygun olurdu. @nhk ni youkosu +1 burada bir yerlerde

diğer tüm senaryolarda (örneğin erkek şehir merkezine yakın olduğu için orada buluşulduysa) ortak ödemek gayet uygun. Şu paylaşılan bilgiler ışığında olay 90'larda ya da Anadolu'nun güzide şehirlerinde yaşanmıyorsa ya da erkek zengin, kız orta gelirli değilse neden bütün hesabı erkek ödesin? ayrıca erkeğin ödemesi neden "nezaket" ve "şıklık" kavramları ile bağdaştırılsın anlamıyorum. Bu arada @blatta hiberna gibi, özellikle "dostane" yazıldığı için ortada bir ima olduğunu düşünüyorum.

O değil de kadınların da çalışıp para kazandığı bir dönemde tüm hesabı ödemek bana biraz "benim pek bir özelliğim yok, param ile seni etkilemeyi deneyeceğim" havası veriyor. Ekonominin durumu ortada. Gereksiz şekil çabası... Yakın arkadaş, aile üyeleri, sevgili, fwb vs. değilse kimsenin hesabını ödemem/ödemek istemem. Bu saydıklarım ile buluşulduğunda hesap öderken de herhangi bir buluşma kriteri üzerinden "kim ödemeli" diye düşünülmez zaten.
0
nawar
(23.04.23)
kadin niye erkege hesap odettigini anlamadim. kendi cagirdi?
0
ala09
(23.04.23)
Ben bu konularda gerikafalıyım sevgilimi elin kızıyla buluşmaya göndermezdim başta neden çocuk kızla buluştu onu anlamadım.

İkincisi ekonomik kriz ortada bu krizde hesap ödetmeye çalışmak kızın kabalığı.
0
Hallegadola
(23.04.23)
"Dostane" buluşmalarda buluşmanın dostane olduğunu vurgulama ihtiyacı ve gereği olmaz. Oraya gidiyorsanız bunu bilerek gidin. Bu bir date çünkü, çok net bu.

Eğer erkek kısmının sevgilisinin bu buluşmanın nasıl geliştiğinin detayından haberi olursa buna haklı olarak verebileceği tepkiyi herkes kendisini o kişinin yerine koyarak anlayabilir sanırım. O yüzden bence hiç kendinizi kandırmayın.
0
akhenaten
(23.04.23)
Problem yok, herkes yediğini içtiğini öder.

Madem uzun yol gitmek problem olacaktı, o zaman mekanı ayarlarken bu konunun önceğini belirtmeliydi uzaktan gelen.
0
zimbirik
(23.04.23)
Date mi ki bu erkek ödesin. 20 km den gelmesi olayı değiştirmez.
0
olaylar olaylar
(23.04.23)
Davet eden ödemez mi?
Erkek kişisi niye elini cebine atmış?
0
Mirket
(24.04.23)
E adam kendi yediğini ödemiş işte, neden kadınınkini ödesin? Şimdi bunu soran erkek tarafıysa, vicdan azabı çekeceği şey bu olmasın. Ama ön cümle beni düşündürüyor. Ne konuştular iki saat?
Soruyu soran kadınsa adam hem sevgilisi olduğunu söylemiş bunu da kadının hesabını ödemeyerek perçinlemiş.

Şu yaşıma kadar kadından ziyade erkek arkadaşlarım oldu, sevgili değil dost manasında. Evlenmeden önce de evlendikten sonra da sohbet edeceğimiz zaman ya grup halinde sohbet ettik, ya da belli bir konu hakkında oturduk konuştuk. Sevgilim varken ya da evlendikten sonra kimseyle bire birde dostane buluşmalara gitmedim, eşimin de gitmesini istemem. Hele biri "dostane buluşacağız, şu cafeye gidelim mi Zorro'cum" dese alt motifini sorgularım. Ha bu arada iş konusu olur, konu bazında Cafede toplanırsınız, normaldir.
0
SiyamkedisiZorro
(24.04.23)
20 yaşındaysa bölüşülür 30+ ise erkek öder.
0
nuisance
(24.04.23)
erkeğin sevgilisi var ve dostane buluşma.
erkek öderse şık olur ama mevcut şartlarda olayın iki erkek buluşması gibi olması lazım.
herkesin kendinin ödemesi doğru olur.Bu bir date değilse (ki değil) erkeğin sorumluluğu yok.
ha dersen ki 20 km mesafe ozaman orası da bana uymuyor sonra görüşürüz fln der geçiştirirsin
0
izmirlimuh
(24.04.23)
Kadın erkek buluşunca erkek davet etti diye hesap erkeğe kitlenir. Bu sefer kadın davet etmiş ama uzaktan geldi diye hesap yine erkeğe kitlenmiş. Erkek erkeğin kurdu gibi olmuş. Yanlış birşey yok tabi ki. Heralde yarı yarıya olcaktı.
0
yalniz kizkulesi
(25.04.23)
Hayır yanlış bir şey yok bence.

Taksi tutmak kadının tercihi, 20 km uzaktaki yere tamam demek de öyle. Bunlar hesabın karşı tarafa "yıkılmasını" gerektirmiyor.

Böyle olması abes değil ama adam bir çizgi çekiyor gibi ilk cümledeki detayları göz önüne alınca.
0
chicha_v2
(25.04.23)
(9)

Hakim ve savcı maaşı

Gradient_tabanlı_mor
Net olarak kaçtır bilen var mi?
Net olarak kaçtır bilen var mi?
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.04.23)
15ila 50 arasında değişiyor
0
melodi
(23.04.23)
@melodi neye göre değişiyor?

10 senelik savcı hakim kaç alıyor mesela öyle sorayım.
0
🌸Gradient_tabanlı_mor
(23.04.23)
yeni başlayanlar ortalama 15den başlıyor yargıtay vs 50küsur alıyor. 10 senelik tahminen 1.sınıf olmuştur (herşey normalinde ilerlediyse) 40 falan
0
melodi
(23.04.23)
15 eski tarifedir ya. Benim maaşlarla ilgili 6-7 sene önce hatırladığım para 15 falan. Halihazırdaki maaşlarla ilgili hiç bilgim yok ama şu an 15’e bu yükün altında iş yapacak hakim savcı yoktur diye düşünüyorum. Belki stajyerlere akademideyken falan verilen paradır o
0
vedatchilipeppers
(23.04.23)
www.memurlar.net

30-50 arası alıyor.
0
infernalcadre
(23.04.23)
hiç bir hakim-savcı 15'ten falan başlamıyor. 4 yıllık mezun hakim 30 küsürden başlıyor. savcılar 40'tan başlıyor. ikisinde de dediğin gibi 10 yıllıklara falan bakarsak 45-50bin alıyorlar çoğu
0
avatar is back
(23.04.23)
@avatarrisback 4 yıllık mezun hakim ne demek:) bu kadar net konuşmanızı neye yormalıyız merak ettim. hakim savcı maaşları aynıdır hakim şu kadar savcı bu kadar diye bi ayrım yok mevzu kıdem. 5 yıllık kıdemi olan bir hakim şuanda 35bin tl alıyor 4 yıllık olanda 30bin.

yargıtay ve diğer yüksek yargıdakiler şuanda en son yapılacak zamlarla 55-60binlere gelecekler normal hakim savcılara zam yok.
0
melodi
(23.04.23)
Yeni hakim savcı yardımcılığı 25 bin başlıyor. Yeni hakim 30-35 alıyordur
0
Hallegadola
(23.04.23)
10 senelik hakim savcının maaşı 40 falandır
0
Hallegadola
(23.04.23)
(15)

Tepkiniz ne olurdu?

karayel
çocuğunuz çöpünü yere atsa ve biri yere atma bak ilerde çöp var oraya at dese tepkiniz ne olurdu?
çocuğunuz çöpünü yere atsa ve biri yere atma bak ilerde çöp var oraya at dese tepkiniz ne olurdu?
0
karayel
(21.04.23)
Çocuğa mı?
"Evet, bak orada çöp var. Al, oraya at."

Uyarana mı?
"Teşekkürler. Gözümden kaçtı. Toplum içerisinde nasıl yaşanması gerektiğini öğretmeye çalışıyoruz ama maalesef çok fazla kötü örnek var. İyi günler."
0
nawar
(21.04.23)
Söyleyen kişiye kafa sallayıp çocuğuma çöpü yerden aldırırdım.
0
dissendium
(21.04.23)
Çocuğumdan utanırdım maalesef. Ama velisi olarak kendimden de çok utanırdım. Ama utanacak bir insanın çocuğu böyle olmaz zaten diye düşünüyorum. Bu bilinçle yetiştirmiştir.
Açıkcası ben kendim gördüğümde müdehale ediyorum, ne yapıyorsun diye. Çöpünü yere atan insan gözümde inanılmaz değersiz bir insan.
0
a perfect lie
(21.04.23)
Olumlu karşılarım.

Eğitim için ders verenler bazen farklı kimseler de olmalı
0
diyecevaplandı
(21.04.23)
söyleyiş şekline göre değişir. hethöt yaparak kızgın tondan söylüyorsa, söylenen şeyden bağımsız olarak, çocuğa o tonda konuşulmasından çok rahatsız olurum, ben çocuğumla öyle iletişim kurmuyorumdur çünkü mesela.

minnoşça söylüyorsa ayak da uydurabilirim, ben de çocuğu doğru olana doğru yönlendirme fırsatı olarak görebilirim. hatta zaten çocuk çöpü yere atmışsa ben de o sırada yere atmamasını söylüyor, gereğini açıklıyor olurum. böyle bir durumda çok önemsemem yani.
0
nimberjack
(21.04.23)
Çocuğum yere attığı için mahçup olur. Bak amca/teyze doğru diyor hadi çöp kutusuna at çöpünü derdim. Uyarana da teşekkür ederdim
0
Hallegadola
(21.04.23)
Nawar ve hallegadola

Yazacağım cümleleri yazmışlar
0
epitaf
(21.04.23)
uyaranın konuşma şekline göre değişir. babacan ve şefkatli bir tavırla söylüyorsa teşekkür ederiz derdim ama sert sinirli bir şekilde söylüyorsa niye sesini yükseltiyorsun ya da niye sinirlendiniz hayırdır şeklinde bir şey söylerdim.
0
sassot
(21.04.23)
Üslupla alakalı. Rencide edici bir dil kullanmadığı müddetçe, yere çöp atmasının büyük küçük sonuçlarını yaşamalı diye düşünürdüm. Rencide edici bir yaklaşım söz konusuysa; çöpü atması gereken yeri çocuğa, yaklaşımının yanlış olduğunu da yetişkine hatırlatırdım.
0
from where i ride
(22.04.23)
bak insanlar rahatsiz oluyor, herkes copunu yere atarsa her yer cok pis olur derim ve yerden alip cope atmasini isterim. eger gerekirse gonullu temizleme kamplarina katilirim cocugumla beraber.
0
Sour
(22.04.23)
Söyleme tarzı ve zamanlaması önemli. Yani çocuk attıktan sonra daha benim uyarmama fırsat vermeden anında müdahil oluyorsa söyleyiş tarzı kibar ya da kaba olması fark etmez, önce uyaran kişinin ağzının payını verirdim. Çocuğa, yere çöp atılmamasının öğretilmesi ve uyarılması önce benim sorumluluğum. Bi dur soluklan bak bakalım ben kayıtsız kalıyor muyum duruma. Öyle her şeye zıplanmaz hemen.
0
elestirman
(22.04.23)
Nawar +1
0
camussar
(22.04.23)
Çocuk ya da yetişkin, bir toplumun içinde yaşayan birinin kendini güvende hissetmesi yere atılan çöpten daha önemli. Azarlar gibi söylüyorsa canına okurum, makul bir tonda söylüyorsa bile usturupluca teşekkür edip işine bakmasini söylerim.

Çocuğumun yanindaysam o benim sorumluluğumda o an demektir. Söylediği şeyin doğru olması hadsiz olmasına ya da çocuğumun içinde yaşadığı toplumdaki güvenlik hissini sarsmasina göz yummam için geçerli bir gerekçe değil.

Ekoloji konularını bu kadar onemsiyorsa sürekli çevreye zarar veren egzoz dumanı, fabrika bacası, üretim sürecinde ciddi düzeyde atık üretimine yol açtığı halde uretimine devam eden şeyler... gibi konularla ilgilenebilir.
0
encokbenisevinnolur
(22.04.23)
çocuğum yere çöp atmazdı atsaydı da adamla birlikte ben de kızardım. yere çöp atan bir çocuk görürsem de anasıyla babasına söverdim. terbiye vermemişler diye. sokaklar hepimizin.
0
sanemz
(22.04.23)
uyaran kişiye teşekkür eder ben de çocuğumu uyarırdım. yerden çöpü birlikte alır ve çöp kutusuna götürüp atardık. bazen yolda arabanın camını açıp çöp atıyorlar sürücü koltuğundan, deliricem ya. ne iğrenç, pis insanlar. uyaranı da bıçaklayacak potansiyelde kişiler var, uyarmak da ayrı bir olay bence bu yüzden.
0
deartheodosia
(22.04.23)
(2)

ümitköy civarında ankara simidi

orient blue
arkadaşlar ümitköy taraflarında hakiki ankara simidini nereden bulabilirim? kuğulu park çevresinde tezgahta satılan, koyu renkli ve sert, hakiki ankara simidini arıyorum. koru metro civarında tezgahta satılır diye düşünüyorum ama sorayım dedim. o bölgeye daha önceki ziyaretlerimizde birçok yerde den
arkadaşlar ümitköy taraflarında hakiki ankara simidini nereden bulabilirim? kuğulu park çevresinde tezgahta satılan, koyu renkli ve sert, hakiki ankara simidini arıyorum. koru metro civarında tezgahta satılır diye düşünüyorum ama sorayım dedim. o bölgeye daha önceki ziyaretlerimizde birçok yerde denedik ama aradığım lezzeti bulamadım, genelde pastane simidi gibiydiler.
0
orient blue
(18.04.23)
G.m.o simitçi pttnin solunda kalıyor içeriye doğru ümitköydeki.

Çayyolundaki ise konut 2 çarşısının az daha yukarısında.

İkisi de aşırı kalabalık oluyor oturacaksanız eğer.

Bir de koru çarşısında var
0
Hallegadola
(18.04.23)
GMO ya da Osman Ağa Konakları'ndaki Savarona.
0
heritage
(18.04.23)
(9)

Cam silme sorusu

Hallegadola
Arkadaşlar merhaba, gece gece dert edindim kendime.Evimiz en üst katta. Camlardan bir tanesi duvardan yere kadar, cam silmeciler de gelmiyor epeydir bu düz camı silmek için. Bundan hariç üç tane daha cam var. Yüksekten çok korkuyorum ama camlar pis durunca da içim acıyor. Şu mıknatıslı cam silme apa
Arkadaşlar merhaba, gece gece dert edindim kendime.

Evimiz en üst katta. Camlardan bir tanesi duvardan yere kadar, cam silmeciler de gelmiyor epeydir bu düz camı silmek için. Bundan hariç üç tane daha cam var. Yüksekten çok korkuyorum ama camlar pis durunca da içim acıyor.

Şu mıknatıslı cam silme aparatları bir işe yarıyor mudur acaba en azından tozunu lekesini alsın. :(
0
Hallegadola
(17.04.23)
Onlar tekli camlarda belki iyidir de çift camda yeterince iyi tutmuyor ve kaydırayım derken düşüyor.
0
bk
(17.04.23)
Cift cam icin ozel, miknatisli cam silme aparatlari is goruyor. Yorumlarina bakarak kadar verebilirsiniz.
0
lynda.com
(17.04.23)
Yaramiyor. Ben cam sil aparati aldim, dalgali oluyor. Araba cam silleri daha iyi sanki.
0
Kahvedesu
(17.04.23)
Bir de viledaya havlu baglama
0
Kahvedesu
(17.04.23)
miknatisli cam silme aparatlari cok verimli degil habire dusuyor ama baska seceneginiz yoksa kullanilabilir bir sey. cam kalinligina gore bakmaniz gerekir. piyasadaki ucuzlar cift camlarda cok iyi tutmuyor.
butceniz varsa robotlari var bunlarin onlara bakabilirsiniz.
0
65 derece
(17.04.23)
Robotlara da çok iyi değil diyorlar. Sopalı versiyonları varmış ondan da nedense korktum. Dediğim gibi dert oldu bana bu. Bir çözüm yolu bulacağım bulursam buraya da yazarım herkes aydınlansın
0
🌸Hallegadola
(17.04.23)
arkadaşlar ne robotu gözünüzü seveyim.

bir tarafı sünger, bir tarafı kauçuk olan cam çekçeklerinden alıp ucuna uygun boyda bir sopa takarsınız, süngerle köpürtüp, lastikle çekersiniz, pırıl pırıl olur. adamlar koca otobüslerin ön camını, ikinci katta vitrini olan dükkanların camlarını siliyorlar.

artık bunu da robot yapmasın.

www.parex.com.tr
www.trendyol.com (bu sadece lastik. köpürtmeyi başka saplı fırçayla yaığı bununla da çekersiniz).
0
kibritsuyu
(18.04.23)
@kibritsuyu bunu alıp deneyeceğim bakalım. Boyum kısa ama benim en uca kadar yetişebilir miyim bilmiyorum çok büyük tavandan yere kadar tamamen bir duvar camla kaplı ve tek bir pencerem var açılır şekilde burada. Uzanırken düşerim diye korkuyorum :(
0
🌸Hallegadola
(18.04.23)
Silecek kısmı kaliteli olduğu sürece uzun çubuklu ekipmanlar güzel iş çıkarıyor. Ben cama çıkıp sarkmadan temizlersem rahat etmiyorum diyenler için:
www.numekosafety.com
www.hepsiburada.com
0
nawar
(19.04.23)
(3)

Bim Milföy 20tl, superfresh milföy 50tl. Bu farkın nedeni nedir?

summerof69
Yahu enikonu hamur bu. 2.5 kat fiyat farkı olmasının nedeni nedir? Dışarıda satilan börek, pogacalarin da mümkün olan en ucuz malzemeyle yapıldığını ve bunlarin her gün milyonlarca kişi tarafindan yenildiğini düşünürsek, superfresh in hamurunda ne var ki bim ve soktaki milföy hamuruna göre bu kadar
Yahu enikonu hamur bu. 2.5 kat fiyat farkı olmasının nedeni nedir? Dışarıda satilan börek, pogacalarin da mümkün olan en ucuz malzemeyle yapıldığını ve bunlarin her gün milyonlarca kişi tarafindan yenildiğini düşünürsek, superfresh in hamurunda ne var ki bim ve soktaki milföy hamuruna göre bu kadar yüksek bir fiyata satılıyor?


Teşekkürler.
0
summerof69
(16.04.23)
10 lirası kalite ise 20 lirası markadır.

torpat dondurulmuş patates 32,50 www.migros.com.tr
superfresh dondurulmuş patates 69,90 www.migros.com.tr

allahın dümdüz patatesi.

migros ton balığı 44,50 www.migros.com.tr
dardanel ton balığı (40 gram daha eksik ürün olmasına rağmen) 87,90 www.migros.com.tr

üstelik ikisini de dardanel üretiyor.

dediğim gibi az bir şeyi kalite farkı. mesela dardanel ton balığı tek parça et, migros 2-3 parça. ama bu fark ürün fiyatını ikiye katlar mı, hiç sanmıyorum. hepsi de migros fiyatı ha, farklı market de değil.

hele patates, dümdüz patates yahu.
0
kibritsuyu
(16.04.23)
Biminki daha güzel bu arada.
0
Hallegadola
(17.04.23)
Superfresh'in her şeyi gereksiz pahalı. Dondurulmuş gıda pazarına ilk girmenin ekmeğini yiyorlar. Bu fiyatlarla uzun yaşamazlar zaten. Allah'ın hamuru, ucuzunu al geç.
0
halitkin
(17.04.23)
(5)

güllaç fiyatlarındaki gariplik. hangisi mantıklı?

semaforo de medianoche
yemeksepeti'nden çevredeki pastanelere bakıyorum neredeyse hiçbir yerin fiyatının birbiriyle alakası yok. çok garip geldi bu durum o fiyata güllaç olmaz, şu fiyat aşırı kazık asla etmez falan gibi bir şey varsa onu da bilmiyorum malum durumlardan ötürü pahalı mı ucuz mu bir şey anlamak zorlaştı. siz
yemeksepeti'nden çevredeki pastanelere bakıyorum neredeyse hiçbir yerin fiyatının birbiriyle alakası yok. çok garip geldi bu durum o fiyata güllaç olmaz, şu fiyat aşırı kazık asla etmez falan gibi bir şey varsa onu da bilmiyorum malum durumlardan ötürü pahalı mı ucuz mu bir şey anlamak zorlaştı. sizin bu konuda yorumlarınız olursa diye burada listeliycem fiyatları ben hangisini almalı hiç bilemedim. aşağıdakilerin hepsi cevizli güllaç fiyatları.

ekol -> 500 gr 117 tl
menendi -> 1 kg 150 tl
hüdaverdi -> 1 kg 230 tl
carnavale -> 1 kg 175 tl
victoria -> 1 kg 250 tl
0
semaforo de medianoche
(16.04.23)
Kendi kuryesiyle teslimat yapanlar genelde daha ucuz oluyor. Pahalı olanlar yemeksepeti kuryesiyle teslimat yapıyor olabilir.
0
gallienus
(16.04.23)
herkes tutturabildiğine.

çorba fiyatlarına da bakın aynı şeyi göreceksiniz. 50 tl yazan da var 25 tl yazan da.
0
mr.goodcat
(16.04.23)
Ben de çok severim. Ama 250 TL verilmez sanki ya. Evde yapmak zor olmamalı. Erkek halimle süte bandır, dolapta beklet tatlısı olduğunu biliyorum örneğin. Bir fikir.
0
mekaniker
(16.04.23)
Ceviz kullananla Antep fıstığı kullanan farklı fiyat koyuyorlar.
Bugün migros ta 160 liraydı. 1 kg
0
etna
(16.04.23)
Tutturabildiğine +1

Atış poligonuna döndük her gelen farklı fiyat veriyor
0
Hallegadola
(17.04.23)
(3)

ankara'da hangi tiyatro oyunu?

sanat guresi
- kulis sanat'ın bir yaz dönümü gecesi rüyası mı?- yoksa dt'nin izafiyet oyunu mu?
- kulis sanat'ın bir yaz dönümü gecesi rüyası mı?
- yoksa dt'nin izafiyet oyunu mu?
0
sanat guresi
(15.04.23)
izafiyeti bilmiyorum ama bir yaz dönümü gecesi rüyası tahmin edebileceginiz uzere daha klasik bir tiyatro. ben oldukca begendim. ozellikle bir iki oyuncu cok basarili.
0
aguen
(15.04.23)
izafiyete gittim fena değildi izlenebilir
0
jelly bear
(15.04.23)
Caligula
0
Hallegadola
(16.04.23)
(16)

anne olmak için en güzel yaş

lahmacun
kaçtır sizce?
kaçtır sizce?
0
lahmacun
(13.04.23)
Anne degilim ama annem super bi anne ve aramizda 22 yas var. Cok iyi anlasiyoruz. Bence ne kadar erken anne olunursa o kadar guzel olurmus. Ben 30'um, degil cocuk, hayvan bile bakmak istemiyorum. Insan kendi hayatina duskun olmadan, rahata alismadan coluk cocuk sahibi olmali eger onunde sonunda bir hayali varsa, yoksa zor bence. Bana imkansiz gorunuyor en azindan.
0
unidentified floating object
(13.04.23)
klasik ve tırt bir cevap olacak ama "kişinin kendini en anne hissettiği yaş" diyeceğim :)

bana bunun ideali 24-26 arası gibi geliyor. ne genç, ne yaşlı. öte yandan 30-32 yaşında doğurmuş kadına da "hadi len sen anne misin?" demek saçma olur. bence biyolojik olarak, olgunluk ve mevcut dünya düzeni vs. düşünülerek ilk çocuk için 24-26 yaş arası ideal nokta diye düşünüyorum ama tabii ki herkesin hikayesi, yaşantısı farklı. bebe sağlıklı olduktan sonra anne 35 yaşında olsun, ne çıkar?
0
mark greg sputnik
(13.04.23)
Karakterin oturup baska bir canlıya bakim saglayabilecek olgunluga erisebilmesi bakimindan en erken 32-34 diyorum
0
instant crush
(13.04.23)
Ben en az 35 diyorum. 20'li yaşlar kesinlikle değil bence. Birçok kadın üniversite okuduktan sonra evlendiği için ya da çocuk yaptığı için bir gün bile çalışmadan, kendi parasını kazanmadan, o kadar okumanın, uğraşmanın tadını çıkarmadan, tecrübe kazanmadan eve tıkılıp kalıyor. Başlarda bebeklikten çıkmasını bekliyorlar ama sonra bir bakmışlar çocuğu okula götürüp okuldan alıyorlar. O saatten sonra zaten çalışmak isteseler de kopmuş oluyorlar. Çocuk yetiştirmek için önce kişinin kendini geliştirmesi gerekiyor. 20'li yaşlar direkt sıkıntı çünkü çoğu hayattan habersiz oluyor.
0
dissendium
(13.04.23)
35'ten sonra bebek için riskli. anomalili doğabilir.
0
toua tokuchi
(13.04.23)
35 yaşında cocuk sahibi olmuş biri olarak yazıyorum enerji yetmiyor bence 30 ideal.
0
mirty
(13.04.23)
hicbi yas :))))) bana gore hicbi yas ama ideali dusunursem 28-29 diyecegim. maddi kaynaklarini cok on plana katmadan tadinda ve sevimli annelik icin bir miktar genclik lazim, o agirlik cokmeden, cocuk bakmak kolaylasabilir. cok kucuk yasta anne olunca da sosyal hayattan epeyi kopuluyor bir arkadasim 23unde dogurdu, biz yeni yeni para kazandikca gezip tozuyorduk o ise evin icinde yemek yapip cocuk bakiyordu. bence o yasta kaldirilabilrcek bir sey degil ki kendisi bunaliyordu. ama bazi zevkleri yasayip anne olunsa icinde ukde de kalmaz diye dusunuyorum.
0
ala09
(13.04.23)
29 yaşındayım.

24-26 yaşlar denmiş o yaşlarda çok çocuktum düşünüyorum da.

halen daha kendimde anne hissi yok. ben daha kendim hayatımı yaşamadım koşturmacadan.

33-35 yaşlarına kendimi hazırlıyorum.
0
Hallegadola
(14.04.23)
31 yaşında anne oldum. Bazen erkenmis diye düşünsem de şu an enerjim yetmezmiş gibi geliyor. Ama asla 30 yaş altı anne olmazdım.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(14.04.23)
33-34 denmiş 25’ten sonra insan yaşlanmaya başlar. 30’tan sonra çocuk sahibi olmak sıkıntılıdır diye düşünüyorum.
0
hold the door
(14.04.23)
İlk çocuğunu 20'li yaşlarda, 2. çocuğunu 30'lu yaşlarda doğurmuş bir anne en güzel cevabı verecektir. Çünkü çocuk bakmak ve büyütmek gerçekten yorucu, enerji isteyen, güç isteyen, sabır isteyen bir iş.

Biyolojik olarak da en idealinin 20-30 yaş arası olduğu yazılıyor bilimsel kaynaklarda, 35 yaşından sonra tüp bebek için bile işlemlerin oldukça zor olduğu belirtilmiş.

Allah isteyen herkese sağlıklı çocuklar nasip etsin, hepimizin çocuklarını da esirgesin, amin.
0
John Bloor
(15.04.23)
34 te doğurdum. Bi tık geç kaldığımı düşünüyorum, gerçi biz denedik kendisi anca tüp bebekle geldi napalım :)
30 civarı iyi gibi zira 30 dan sonra insanın enerjisi günden güne düşse de daha olgun olunuyor. 30 +-3 diyeyim kabaca.
0
physcos physcos
(15.04.23)
Cocuk yapmak niyetinde degilim. Fakat, 20li yaslarda cocuk sahibi olmak bana tam bir delilik gibi geliyor.
39 yasindayim, kafa olarak en iyi zamanim simdi bence. 39-45 yas arasi annelige cok daha saglam bir kafa ile yaklasabilirim. Ama fiziksel olarak senelerce uykusuz, yavas adimlarla cocuk pesinde yuruyen, cocukla oyun oynayacak vs durumda degilim kesinlikle. 30-35 daha uygun olurdu onun icin herhalde. Simdi enerjimi kendime harcamak istiyorum.

Mamafih, dedigim gibi, cocuk yapma niyetinde degilim.
0
sopiro
(17.04.23)
30-31 geçişi
sonrası geç
öncesi erken.
0
noisnot
(17.04.23)
ben 29’da anne oldum, 7/24 yalnız büyütüyorum. enerjim yetmiyor. 35lerimde şöyle rahat bi nefes alabilmeyi umuyorum. mental olgunluk açısından 30ların ikinci yarısı iyi gibi duruyor ama bir yandan da o yaşa kadar insan o kadar rahata alışıyor ki 30lardan sonra başka varlığın düzenine adapte olabilmek de zor, çocuk çok büyük bir challenge.

herkesin uygun vakti farklı. benim için 28 hamile kalmak için ideal görünüyordu.
0
deartheodosia
(17.04.23)
23-24
0
abi bi dizi buldum on numara
(17.04.23)
(13)

Gunaydinnn-Bugun dogumgunum

balpolen
Bugun dogumgunum, sturbuck bedava icecek veriyor, baska kim ne veriyor, gidip faydalanayim
Bugun dogumgunum, sturbuck bedava icecek veriyor, baska kim ne veriyor, gidip faydalanayim
0
balpolen
(13.04.23)
Dgko
youtu.be
0
gabe h coud
(13.04.23)
belki otobüs bedavadır :)
0
arveles gibiyim
(13.04.23)
Bahis sitesi üyeliğin varsa bonus vardır.
Hepi börtdey kral.
0
etna
(13.04.23)
doğum günün kutlu olsun. koç burcu güzel bir burçtur, erkeğe daha iyi gidiyor, kadınsan seren serengile kadar uzanan bir paleti var.

yeni yaşın yeni yılın kutlu olsun
0
Hallegadola
(13.04.23)
Yves rochede indirim olması lazım
Nice yıllara
0
kararsızataletfilozofu
(13.04.23)
Doğum gününüz kutlu olsun,

L’occitane’ın ücretsiz cilt bakım hizmeti ve doğum gününüzün olduğu ay içerisindeki ilk alışverişinizde 15% indirimi oluyor.

Kiehl’s’ın ve sephora’nın doğum günü hediyeleri var. Gidip kasadan alabiliyorsunuz. Ama kiehl’s için sanırım bir de alışveriş yapmak gerekiyordu, hatırlayamadım tam.

Estee Lauder’ın ise ücretsiz makyaj hizmeti var.

Mac’in sadakat programına üyeyseniz onların da bir hediyesi var ama sanırım üyelik tipinizin en az 2. Seviye olması gerekli. Sitesinde detayları vardır.

İpekyol da indirim tanımlıyor üyelerine. Fena da bir indirim değildi.
0
irene
(13.04.23)
istanbulkart da bedava:) her kart bastığında makina "doğum gününüz kutlu olsun" diyor.
0
sirkelimon
(13.04.23)
Dgko
0
2027
(13.04.23)
Yakın zamanda doğum günümdü. Bilgilerimin olduğu 3-4 markada indirim mailleri geldi o kadar. Böyle şeyler mi varmış? Öyle dümdüz boş geçmişim.

Doğum günün kutlu olsun.
0
nawar
(13.04.23)
doğum günün kutlu olsun. benim de doğum günüm dündü:)
0
nothing in my way
(13.04.23)
H&M’de bir adet üründe(seçtiğiniz) indirim oluyor eğer üyeyseniz “member” diye uygulamalarından.
0
kullanıcıadımbuolsun
(13.04.23)
Mutlu yıllar :)
0
brnbrs
(13.04.23)
nice mutlu yaşlara <3sayenizde neler yapabileceğimizi öğrenmiş olduk derhalde irene saydıgı markalara üyelik başlatıyorum :) starbucksta o gun icmezsek kahve ekleniyo mu yine de yaw? sanki bende fazladan hediye kahve var da ordan mı geldi acb
0
ala09
(13.04.23)
(12)

islamda dua okunurken kadınların baş kapatması diye bir şey var mı?

semaforo de medianoche
yani islama göre kendi evinde çekirdek ailesiyle olduğu anlar hariç zaten kadınlar başını kapatmalı orası ayrı tabi de başı kapalı olmayan kadınların camiye girerken baş kapatması gibi ortamda dua okunurken baş kapatmak diye bir gelenek de mi var? şundan ötürü soruyorum https://twitter.com/unal_rabi
yani islama göre kendi evinde çekirdek ailesiyle olduğu anlar hariç zaten kadınlar başını kapatmalı orası ayrı tabi de başı kapalı olmayan kadınların camiye girerken baş kapatması gibi ortamda dua okunurken baş kapatmak diye bir gelenek de mi var? şundan ötürü soruyorum twitter.com bana garip geldi ama bilgim yok konuyla ilgili. ortam cami değil mezar değil alakasız bir yerde gene de kapanmak mı gerek?
0
semaforo de medianoche
(12.04.23)
Anadolu geleneğidir, Mevlüde giderken, Dua okunurken, Mezar ziyaretine giderken vs. kapatılır.

Hatta yaşlıları ziyaret ederken kapatanı bile gördüm.
0
Mirket
(12.04.23)
türk müslümanlığı biraz da böyledir. işimize geldiği yerde işimize geldiği gibi giyiniriz.
0
alperz
(12.04.23)
valla yeni görüyorum bu modeli "iftarda başörtü takmak". dün iftardaydım arkadaşım basortu takmayı düşünmüş çok şaşırdım. sessiz bi anlaşma sanırım baskı hissediyo insanlar bu konuda.
0
ala09
(12.04.23)
orada kuran okunuyor, en son dua okunurken çekilmiş foto.
kuran okunurken baş kapatılır evet.

şerefsiz aktrollerin algı oyun işte.
0
nuisance
(12.04.23)
nuisance +1

midem bulanıyor aktrollerden, ne diyorlarsa tersi doğrudur.

baktım videosunu bulup izledim, ayet vs okunurken, kadınlarda baş örtünür her yerde böyledir bu. mezarlıklarda da hürmetten yapılır
0
avatar is back
(12.04.23)
dua okunurken basini kapatmayan kadin gormedim. 35 yasindayim, yeni bir sey degil.
0
Sour
(13.04.23)
twitterdan gordugum kadariyla bir iftar organizasyonu var ve galiba kuran tilaveti oluyor diye dusunuyorum. eger bir ortamda kuran okunuyorsa edep geregi baslar kapatiliyor. kadinlar evlerinde baslari acik bile kuran okuyabilirler. bunun aksini belirten bir emir yok kuranda. baslari acik dinleselerdi bu sefer de oradan vuracaklardi.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(13.04.23)
anadolu, Türk geleneğidir +1.

yapılan hareket doğru.
0
Hallegadola
(13.04.23)
İslam'a göre kadın başını kapatmalı. Başını kapatmayan da böyle zamanlarda en azından saygıdan yapıyor bunu.

Yurt dışından gelen kadın turistler de bazı tarihi camilerde buna dikkat ederek rızalarıyla başlarını kapatırlar.
0
diyecevaplandı
(13.04.23)
saygıyla alakalı bir durum. yoksa zaten o kafasını kapatması da kapatma olmuyor aslında.
0
arveles gibiyim
(13.04.23)
annem de öyle yapıyor kendimi bildim bileli. yeni çıkmış bir şey değil. iftarla değil kuran okunmasıyla alakası var.
0
bohr atom modeli
(13.04.23)
Bir şeyin yapılması için illa bir yerde yazılı bir kural olması gerekmiyor, böyle bir gelenek var işte dua okunurken cami ziyareti yapılırken mevlit ortamındaysan kılsan yünsen saç kapatılır, böyle bir gelenek oluşmuş işte zaman içerisinde, orada da Kuran okunmuş sanırım bu hanımefendiler de bunun gereğince saçlarını örtmüş, normal bir şey. Benim annemin de mesela dua kitabı var onu okuyacağı zaman saçını örter, şimdi ben ne diyeyim anneme İslam'da böyle bir şey yok anne saçını aç mı diyeyim, gelenek işte.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(13.04.23)
(8)

bu aşkın sonu nereye gidecek...

sana bir sarki yazdim fernando
iç dökeceğim yoksa olduğum yerde patlayacağım artık. aynı bölümde olduğumuz bir kız var. bir arkadaşıma benden hoşlandığını söylüyor. işin iyisi ben de bu kızdan uzun zamandır hoşlanıyorum. daha önce hiç muhabbetimiz olmadı. geçen sabah da ben çay alırken konuşmaya çalıştı. ben de karşılık verdim am
iç dökeceğim yoksa olduğum yerde patlayacağım artık.

aynı bölümde olduğumuz bir kız var. bir arkadaşıma benden hoşlandığını söylüyor. işin iyisi ben de bu kızdan uzun zamandır hoşlanıyorum. daha önce hiç muhabbetimiz olmadı. geçen sabah da ben çay alırken konuşmaya çalıştı. ben de karşılık verdim ama ders vakti yaklaştığı için çat diye gittim görüşürüz diyip. daha önce de benzer bir diyalogda böyle basıp gitmiştim. bilerek değil valla, acelem vardı. o diyalogdan sonraki ilk konuşmamız bu oldu. o günden beri benim için kıpır kıpır. duramıyorum yani yerimde. ortak dersimiz yok ama girdiğini bildiğim bir ders için bugün sınıfın kapısında bir saat bekledim abartısız. gelmeyeceği tuttu. başka da hangi dersi alıyor bilmiyorum. koca bölüm. ortak arkadaşımız da yok. karşılaşmış olma süsü vermek istiyorum. gidip çat diye instagram'dan da yazmak bir seçenek ama oha.. hayır. belki yazar diye bugün bir sürü story attım, bir tanesine bile yazmadı. zaten niye yazsın? haftayaki dersten önce benim bir şeyler yapmam lazım. cidden olduğum yerde duramıyorum. ne yapayım? bir bahane mi bulsam? ne bahanesi?
0
sana bir sarki yazdim fernando
(11.04.23)
Sen onun storyisine yaz, direkt mesaj da atabilirsin ilk adımı atmakta bir sorun yok. Sonraki tavırlarına göre yazıp yazmayacağına karar verirsin.
0
olaylar olaylar
(11.04.23)
Girdiği bi dersi bulursan git o dersi dinle, çıkışta da muhabbet et. Bu dersi almıyorum ama merak ettim şu şu nedir şunu anlamadım vs
Bu arada kantinde çay içelim mi
Hoop al sana muhabbet, sonra cebini iste


Buna imkan yoksa instadan yürü gitsin bee ya
Gençlik güzel şey
0
photo85
(11.04.23)
ne güzel be ben heyecanlandım vallaha. Gençlik çok iyi lan kıymetini bilin bir daha o günlerin ve o hislerin gelmeyeceğini bilmekten daha acı hiçbir şey yok. Dostum şartlar olgunlaşmış işte kahveye davet et olsun bitsin. Süs müs verme abi içinden geldiği gibi ol neden çekiniyorsun ki istihbarat tamam, kızın çabası da cabası.
0
guitarissimo
(12.04.23)
karsilasmis olma mesaji falan verme. ezikce bir hareket. filmlerde olur oyle seyler. gercek hayat oyle degil.

git onunla ilgilendigin icin orada oldugunu goster. sen erkeksin yahu. almak istedigin seyi gidip alacaksin. cok basit.
0
alperz
(12.04.23)
Kizi iki kere ayakustu birakmissin, kiz senin storyne cevap yazar mi? Instagramdam eklemenin nesi oha? Boyle boyle yordunuz kendinizi?
Oglum sen erkek tarafisin farkinda misin? Kizi baskasinin yaninda gorunce uzulme sonra.
Yani ozetle seviyosan git konus bence.

Ya da hadi bunu yazmayacaktim ama yazayim, senin yapabilecegin maximum hareket storysine falan cevap yazmak sanirim. Sen oyle bi basla bakalim.
0
balpolen
(12.04.23)
Cevabınız soruda gizli değil mi ki zaten? Kız doğrusunu yapmış, sizi gördüğü yerde sohbete başlamış, ayaküstü çay alıyormuşsunuz mesela, ne güzel işte. Siz de gördüğünüz yerde sohbete başlayın neden bu kadar dert ettiniz ki?

Konuya da "iki seferdir düzgün konuşamadık" temasında girerseniz yarıda kesilen sohbetleri önemsemediğinizi düşünmez daha rahat olur.
0
akhenaten
(12.04.23)
karşılaşmış gibi yapma direkt konuş. kızlar bu konularda cesur ve ne istediğini bilen erkekleri severler.
0
Hallegadola
(12.04.23)
İkidir oturup sohbet edemedik diyip çek kızı bir kafeye sohbet et. Karşılaştık ayağı yapma bence de hiç. Direkt yekten git konuş madem karşılıklı etkileşim var taktiğe gerek yok bile.
0
bigcaptain
(12.04.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.