Giriş
(18)

cocuk ve kopek ismi

in vino veritas
yeni bir yere tasindiniz diyelim, komsuluk iliskileri yogun yasaniyor ve siz de rahatsiz degilsiniz. fakat komsunun cocugunun adiyla sizin kopegin adi ayni. kopege adiyla seslenmeye devam eder misiniz? herhangi bir seyi degistirmeyi dusunur musunuz? ya da cocugun ebeveyni olsaniz rahatsiz olur musun
yeni bir yere tasindiniz diyelim, komsuluk iliskileri yogun yasaniyor ve siz de rahatsiz degilsiniz. fakat komsunun cocugunun adiyla sizin kopegin adi ayni. kopege adiyla seslenmeye devam eder misiniz? herhangi bir seyi degistirmeyi dusunur musunuz? ya da cocugun ebeveyni olsaniz rahatsiz olur musunuz?
0
in vino veritas
(25.11.25)
Köpeğime adıyla seslenmeye devam ederim ve adını degiştirmeyi düşünmem. Çocuğun ebeveyni olsam hiç rahatsız olmam çünkü hiçbir canlıyı birbirinden aşağı görmüyorum. Hatta hoşuma gider ve çocuğuma da " bak isimleriniz aynı, adaşsınız" derim.
+8
rock n roll
(25.11.25)
Bu tip şeylere alınmak için 0 hayvan sevgisi olması gerekiyor. Bir şey yapmam.
+2
arbre
(25.11.25)
Hayvana insan adı konmuş olması bence uygunsuz bir şey. Çocuğumun adı olması şart değil. Rahatsızlık duyar, o şahsa mesafeli olurum.

En azından bu tip durumlara maruz kalınabileceği öngörüsü güzel bir şey.
-18
Mirket
(25.11.25)
yazmıştım ama yine eksilemeye başladıkları için sildim ama tekrar yazasım geldi. olsun eksilesinler zaten mirketi de eksilemişler.

ben çocuğumun alay edilme riskine karşı böyle bir şeye izin vermezdim. çünkü alay insanlarda yara bırakıyor. ee şu avuç kadar yerde bile hemen goygoylamaya başlıyorlar. çocuk eminim bunla karşılaşır. hem onların küçücük kalpleri olanı biteni öyle bir anlıyor ki.

Aşağıdaki saçaklı da yine bana değdirmek için kıvranmış. Senin yaşadığın yerler öyle olabilir buralar senin gibi saldırgan kaynıyor. böyle bir şey var ve niye dikkatli olmasını istemeyelim adamdan. He narsist he hayvan sevgisi. Sen iftira atmamayı öğren önce. Pişkin yaratık.
Milletin sorusunun altına pislememeyi öğren gittiğin yüksek yerlerden. Nerdeee. O kadar görmene rağmen ancak bu kadar oluyor demek senden de.
-10
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(25.11.25)
Köpeğe it mi diyelim. Çocuğa köpek ismi koymak mı abes sen mi köpeğe insan ismi koydun o önemli. Sen köpeğe ferit ismini koyduysan o senin çapsızlığın. Ama çocuğa kahraman ismini koyduysa ebeveyn suçu.
-1
mikahakkinen
(25.11.25)
Bazı yerlerde unutulmuş olabilir ama komşuluk hakkı denen bir şey var sonuçta .
Çocuğun hakkı burada daha önemli . Arkadaşlarının onunla bu sebeple kafa bulması da mümkün.
Köpeğe başka isim de bulunabilir.
Çocuğun ismin değişmesi ise adliye dava mahkeme işleri falan çok uzun iş .
Çocuğun babasının da bir yavru sokak köpeği bulup ona bizim adımızın koymasını istemeyiz.
Bu sebeple böyle muhitte meşhur olmakta iyi bir şey değil.
-3
diyecevaplandı
(25.11.25)
Köpeğin adını değiştiririm.
Komşu olsam bu kişinin çocuğu yok herhalde diye düşünürüm.
Çocuk için akran zorbalığından tutun yeni taşınılan yerde kötü komşuluk ilişkilerine(dedikoduya) kadar birçok şeye gebe.
Çocuğun değil doğrudan komşunun ismi de olabilirdi.
"Sen bir şey mi ima etmek istiyorsun ?" bile diyebilir.
-4
WithWorth
(25.11.25)
Sorun sizde değil ki, sorun çocuğuna köpek ismi koyan ailede. Ahahahah ben çok eğlenirdim bak adaşın geldi diye sürekli takılırdım
-4
Hallegadola
(25.11.25)
yurt dışında bu durum oldukça yaygın aslında, kimse de gocunmuyor ya da tersi bir şekilde zorbalamıyor. Genelde hayvan sevgisi eksik olan topluluklarda garip karşılanacak bir durum. Zaten hayvanlar direkt aşağı seviye olarak görülüyor bu insanlar tarafından. dikkat ederseniz sosyo-kültürel seviye indikçe “köpek”, “kuduz”, “ötede havla”, “hoşt” gibi hakaretler de çok fazla kullanılıyor. köpeklerle alakalı ilginç bir kolektif hafıza yaratılmış gibi geliyor bana. Özellikle belli bir kesimde... böyle insanların yaşadığı bir yere taşınmıyorsanız sorun olmaz bence.
+5
eileengray
(25.11.25)
Sorun bence çocuğuna köpek ismi koyan ailede. Yabancı isim koyma modasının iyice boku çıktı. Oğlumun Hektor ve Ares adında bir arkadaşı var örneğin.. yüz kişiye bunlar Türkiye’de bir insan ismi mi yoksa köpek ismi mi diye sorsan yüz kişi de köpek ismi der.. öte yandan alınırlarsa da bu onların problemi.
+3
suicides underground
(26.11.25)
ay hayir, köpegimin adini degistirmem tabii ki de. öncelikle hayvana insan ismi verilmesinde sakinca görmüyorum, yani köpegime caner adini verdim diye alinacak adam fazla silik bir tiptir. öyle kırılgan narsisist insanlarla sahiden ugrasamam.
ikinci olarak son dönemde asiri mal insan isimleri cikti. bir lise arkadasim ogluna MİLO adini verdi. duyunca ilk tepkim "köpek adi ya bu" olmustu. yüzüne karsi da dedim valla. köpegimin adi milo olsa bu sebeple ismini mi degistireyim?
baska bir lise arkadasimin ogluna verdigi isim ŞANS. ortak bir arkadasimiz var, kücük bir toy poodle'i var, onun da adi şans. ananin babanin da hayirlisi nasip olsun cocuklara sahiden.
kendi ismimi bir köpekte duysam da alinmam, gel adasim biraz oynayalim, derim.
+6
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.11.25)
bizim sitede vardı böyle bi durum. eylüldü bi kızın ve köpeğin ismi.hiç yadırgamamıştık açıkçası. hatta çocuklar aaa iki eylül oldu, dilek tutalım filan diyorlardı. ki bence eylül insan ismidir, köpekte ne alaka ama olabiliyor yani. kızımın adı komşunun köpeğinin adı olsa ben umursamazdım ya. biraz buluttan nem kapmak gibi olur. sonuçta tanışmadan önce verilmiş bi isim. ama karşı taraf rahatsız olabilecekse veya sonuçta çocuk kafaya takacak gibiyse karşılaşma durumlarında köpeğe adıyla seslenmezdim heralde. zaten ne kadar iç içe olacaksınız ki.
+2
elorelia
(26.11.25)
köpeğe insan adı verildiyse umursamam.
çocuğa köpek adı verildiyse köpeğin adı değişmesi lazım.
0
duyuruuser
(26.11.25)
bizim kedinin adı da insan ismi ya jhdfjghjgh okuduğumuz bir kitap karakterinin bizde etkisi olduğu için kedimize bu karakterin adını koymuştuk. ve bize "yaa benim kaynımın adı da ..." falan diyenler olmuştu gülümseyerek tepki verdik. zaten baya geleneksel bir isim, şimdiki çocuklara konulmuyor artık. ben bu duruma gülüyordum sadece ama şimdi toplumun köpeğe bakış açısı biraz daha küçümseyici. dile öyle yerleşmiş. sizin komşu hayvan sevgisi yüksek biri ise bence dert etmenize gerek yok ama daha geleneksel bi yaşam tarzları var ise alınabilirler ve evet çocuk zorbalanmaya maruz kalabilir. bence kendiniz durumu tartıp ona göre karar verin. köpek adını öğrenmiştir artık değiştirilebileceğini çok sanmıyorum ama onların yanında seslenmezsiniz. adını sorarlarsa da "boncuk" vs gibi klasik bir şey söyleyip geçebilirsiniz :)
0
Sadece soruyorum
(26.11.25)
Çocuğun adı umarım Kont veya Boncuk değildir :) Köpeğiniz adına tepki veriyor mu? Onun için fark etmiyorsa bir de göbek adı koyun, onunla çağırın. Adıyla çağırmanız işe yarıyorsa diğer taraf katlanacak, yapacak bir şey yok.
+1
cosmicstring
(26.11.25)
sözlük'te şöyle bir hikaye vardı. orijinal entry silinmiş ama ekşi şeyler'de yayınlandığı için ulaşabiliyoruz:

eksiseyler.com
+1
kibritsuyu
(26.11.25)
Bunun bir sorun olabileceği aklımın ucunun kenarından geçmez. Buna alınan insanın en büyük derdi bu olsun derim.
+2
peki madem
(26.11.25)
Ya ben hayvanlara insan ismi konmasını çok seviyorum. Arkadaşlarımın kedisi Ali Rıza vardı, dünyanın en minnoş kedisiydi. Biri bana "köpeğime/kedime senin adını verdim" dese kişisine bağlı olarak güler geçerim ya da çocuğuna koymuş gibi mutlu olurum.
0
kobuzchu kiz
(26.11.25)
(13)

ikinci ismi ben seciyorum

konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
ikinci ve türkce isim olarak ilay veya belgin. ikinci secenege daha yakinim sanki. bu iki isimden hangisi? kafanizda nasil biri canlandiriyor bu isimler?
ikinci ve türkce isim olarak ilay veya belgin. ikinci secenege daha yakinim sanki.
bu iki isimden hangisi? kafanizda nasil biri canlandiriyor bu isimler?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.11.25)
Ben oyumu İlay'dan yana kullanıyorum çünkü Belgin diyemiyorum sdjhs. "e" sesi açık e olarak çıkıyor, bæelgin oluyor; e'yi kapatmaya çalışınca "lg" tuhaf çıkıyor, telaffuzu zor. Bir yandan da İlay Türkçe alfabe kullanmayan ülkede Ilay olarak yazılacak ama yine de daha güzel geliyor benim kulağıma :)

Ek olarak Belgin, şu an ismini hatırlamadığım bir aktrisi getiriyor aklıma. Şu an 70'lerinde olsa gerek, kısa siyah saçlı, kırmızı rujlu...
+3
kobuzchu kiz
(25.11.25)
Farklı önerilere açıksanız, Belgin ile fonetik benzerlik taşıyan "Bilge" güzel bir ikinci isim. "Bilgen" de var ama bana Belgin ve Bilgen'dense Bilge daha hoş geliyor. Tabii bu benim görüşüm.

Düşündüğünüz iki isme dönersek, İlay daha bir ilk isim, Belgin daha bir ikinci isim gibi duruyor.

İlay Deniz Şahin
Deniz Belgin Şahin
Gibi...

İki isim eşit geldi bana. İlkokul arkadaşım Belgin vardı, ondan ötürü Belgin birazcık daha önde ama subjektif neden. Sayılmaz.
+2
dilemma of subscribtionability
(25.11.25)
İlk adını dengeleyecek mi, profesyonel bilgi aldın mı? Eksiğini tamamlayacak bir isim olsa çok iyi olabilir bence, keşke ben de yapsam.
0
yaren
(25.11.25)
@kobuzchu, belgin'i ben de bälgin olarak telaffuz ediyorum, kapali e ile degil.
@dilemma, baska isim düsünmüyorum, bu ikisinden biri olacak.
@yaren, profesyonel bilgi alinacak ne var ki? ne eksigini tamamlasin? Bebek adi seciyoruz :)
0
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.11.25)
Belgin ismi Belgin Doruk’u çağrıştırdı bana da:)

İlay ismi çok var sanki Belgin daha klas görünüyor:)
+2
suicides underground
(25.11.25)
Halamın ismi Belgin, o yüzden sempatik geliyor. kendisi de ismini sever.
+1
eileengray
(26.11.25)
Belgin bana içe dönük İlay ise dışa dönük bir insan ismi gibi geldi. Ben Belgin'i seçerdim yine de nadir koyulan, hoş tınlayan olan bir isim.
+1
tiredofwaiting
(26.11.25)
belgin daha old bir isim ben de bu yüzden İlay+1 diyorum.
0
Sadece soruyorum
(26.11.25)
İlay daha tikican, Belgin daha ağır bir isim. İkisi de güzel. Bilge önerilmiş. O da güzel. Bilge isminde tanıdıklarım hep zeki insanlar. Eskiden erkek adı olarak da kullanılıyordu, son zamanlarda hiç erkek Bilge'ye rastlamadım.

İlk isimde olmayanı tamamlasa daha güzel olur belki. İlk isim ağırsa ikinci İlay gibi olup onu yumuşatabilir. İlk isim hafifse ikincisi Belgin gibi ağırlaştırabilir. İleride işine, ortamına göre kullanır.
0
cosmicstring
(26.11.25)
ilay çok var, açık ara belgin. ben de çok sevdim belgin'i.
0
Hallegadola
(26.11.25)
İkinci ve Türkçe isim dediğiniz için yabancı ülkede yaşadığınızı düşünüyorum. Öyleyse İlay sorun olabilir belki İ harfi yüzünden. Belgin diyorum ben de. Bu arada ben 20 yıldır yeni insan tanımıyorum sanırım çünkü İlay ismini ilk defa bu soruda duydum :)
0
peki madem
(26.11.25)
@peki madem, ben de cok ilay tanimadim. iki tane tanidim, biri suan 27 yasinda, digeri 36 yasinda. yeni bir isim degil, öztürkce.
0
🌸konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.11.25)
Belgin daha klas+1
0
Amaranta ursula
(26.11.25)
(2)

Dogu ekspresi hk

die fetten jahre sind vorbei
İlk defa bu tura katilmak istiyoruz, trenle gidip gelmek istiyoruz, ankara kars arasi, bilet bulma imkani var mi, tcdd sitesi cokmus sanirim bilet kismi acilmiyordu
İlk defa bu tura katilmak istiyoruz, trenle gidip gelmek istiyoruz, ankara kars arasi, bilet bulma imkani var mi, tcdd sitesi cokmus sanirim bilet kismi acilmiyordu
0
die fetten jahre sind vorbei
(23.11.25)
Tur firmalarında bulunuyor diye biliyorum.
0
cosmicstring
(23.11.25)
İmkansıza yakın.

Tur şirketlerinden bulabilirsinşz
0
Hallegadola
(24.11.25)
(5)

Bugünkü ekran süreniz kaç saat?

playing star again
Ve genel olaral ortalamanız nedir? 9-5 mesai mi yapıyorsunuz? Mesai saatinde telefona bakıyor musunuz?Edit: telefon ekran süresi kast etmiştim.
Ve genel olaral ortalamanız nedir? 9-5 mesai mi yapıyorsunuz? Mesai saatinde telefona bakıyor musunuz?

Edit: telefon ekran süresi kast etmiştim.
0
playing star again
(06.11.25)
4 saat 43 dk imiş ama telden dizi izliyor sesli kitap vs de dinliyorum onlar çok yemiş olabilir.
0
Amaranta ursula
(06.11.25)
Uyumadığım her an açık işte
0
Hallegadola
(06.11.25)
4 saat.
100 dakikası youtube. youtube'a sürekli bakmadım. açıp kenara koyup dizi izledim/dinledim. diğer şeyler normal sayılır.

ama bilgisayardaki ekran süremi söylemem.
telefon ekran süremi düşereyim derken uyanık kaldığım her dk bilgisayar başında olmaya başladım.
+1
biseysorcaktim
(06.11.25)
3 saat. Işyerinde de bakıyorum. Bahsettiğin saatler çalışma saatlerim
0
pembediken
(06.11.25)
16 saat.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(06.11.25)
(13)

Yumuşak yüzlü müsünüz?

pembediken
Ve yumuşak yüzlü olmak iyi mi yoksa suistimale açık mı
Ve yumuşak yüzlü olmak iyi mi yoksa suistimale açık mı
0
pembediken
(06.11.25)
Yumuşak ve güleryüzlüyüm.
Mesela markette kasada görevli benimle konuşur. Bazen yaşadıkları zorlukları anlatırlar, halimi hatırımı sorarlar.
Sert görünen kişilerden genel olarak bir çekinme hali oluyor insanların.
0
rock n roll
(06.11.25)
Soğuk. Buzdolabı derler böylesi daha iyi
0
artıküyeolmakistiyorum
(06.11.25)
Sanırım yumuşak yüzlüyüm. Çünkü beni yeni tanıyan bi insan bile "sen öyle bı şey yapmazsin" "öyle biri değilsin " ben yaparım mesela" gibi cümleler kullanıyor. Kastedilen konular işte insanlara cevap vermek, çirkef olmak gibi konular ama ben bu durumdan rahatsız oluyorum. Nasıl beni böyle çözüyorlar, yumuşak yuzlulugun belli kodları var ve ben hepsini uyguluyor muyum ister istemez. Bir de bütün duygulara da sahibim öfkem de var kin de tutarım. Haksizliga uğramayı da kaldiramam. Ama insanların beni duygusuz saf iyi biri gibi veya hakkımi savunmayacak biri gibi veya nazik olmamın suistimale açik anlamına gelen biri gibi beni algılamasından sıkıldım.

Yumuşak yüzlü algılanmayan insanlar neden öyle algılanıyor ben de bunu merak ettim şimdi.

Görgü kurallarına uyarım. Teşekkür ederim. Çok konuşan bı insan değilim. Küfür ve argo kullanmam. Çabuk sosyalleşemem. Bir sorun yaşarsam olay çikartarak değil doğru ve düzgün iletişim kurarak çözmek isterim. Olayları abartan biri değilim. Soğukkanlı bir yapıl vardır. Ama içten içe de çok yoğun duygular yaşarım.

Aklıma gelen bazı özelliklerim huylarım bunlar. Ama insanlar benle çok vakit geçirmese de buna vurgu yapan bir şeyler söylerler ve ben off yine mi böyle algılandım diye üzülürüm. Çunku onlarin kastettiği "güçsüz biri" gibi bir mesaj algılıyorum.
+1
egerbiryolcu
(06.11.25)
Çok yumuşak yüzlü, uysal zannediliyorum ama değilim ve insanlarda bu hayal kırıklığı yaratıyor.

Yumuşak yüzlü olmak bu ülkede kötü, başka ülkeleri bilmiyorum.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(06.11.25)
Yumuşak ve güleryüzlüyüm ama saygısız bir tavırla karşılaştığım zamanlarda kesinlikle kişiye çok güzel haddini bildiririm.
-2
rock n roll
(06.11.25)
öyleyim ve bunun zararlarını cok yasıyorum
+1
koela
(06.11.25)
Yumuşak yüzlüyüm. Sevimli ve sempatik bir görünüşüm olduğu için insanlar beni kolay yönlendirebileceklerini ya da iyi niyetimden faydalanabileceklerini düşünürler. Damarıma basıldığında tam bir şirret olabiliyorum oysa ki.

Ben seviyorum ama böyle olmayı, benden beklemedikleri tepkiyi gördüklerinde insanların yüzündeki şok ifadesi hoşuma gidiyor
0
kullanicadi
(06.11.25)
Hem gayet yumuşak yüzlüyüm hem de istediğim an bakışlarımla herkesi yıldırabilirim. Aşağıda biri "açılın ben yaşlı ve şişmanım" demiş, Allah'tan ben de öyleyim. Yoksa hiç çekilmezdim. (Bu yaşa gelene kadar bu hale geldiğimi de ekleyelim, insanoğlu şaşırmasın, ilk oeta lise üniversite sürecinde hiç böyle biri değildim, sonradan oldum).
0
muhayyer divan
(06.11.25)
yumuşaklı yüzlü olunca suistimal etmeye çalışıyorlar, adamına göre muamele yapıyorum, mesafeli ve sert olunca kimse suistimale yeltenmiyor ama o da benim doğama ters o ayrı. insanlar yoruyor...özellikle ticaretle uğraşırken büyük sıkıntı, nazik ve yumuşak yüzlüyse
0
gadlemler
(06.11.25)
sert mizaçlı ve güler yüzlüyüm. asabiyim ve aynı zamanda dışarıdan minnoş sevimli bir auram var.
-2
Hallegadola
(06.11.25)
Yumuşak yüzlüyüm, bunun zararlarınıda çekiyorum. Millet sert ve soğuk kişilerle mesafeli ve saygılı konuşurken. benimle farklı konuşuyorlar. Bazen insanlar bana yaklaşırken dik dik bakıyorum suratklarına artık. Bu ülke insanı adamı çıldırtır.
0
komando kani var bende
(06.11.25)
yumuşak yüzlüyüm ve kötü niyetli olmasalar da, insanlar bunu suistimal edebiliyor.
0
co2s2
(06.11.25)
Türkiye gibi, sırada beklerken bile kaynak yapan var mı yok mu diye sürekli alarmda olman gereken bir ülkede tabii ki her şey gibi bu da bir 'açık' olarak görülür ve suistimal edilir.

Naçiz gözlemim, yurt dışında insanlar çok insansever olmasalar da tanımadıkları insanlara karşı güleryüzlü ve kibar davranıyorlar çünkü bu bir görgü kuralı ve toplumun hayat standardını yükseltiyor. Bizde ise dünyanın en iyi kalpli insanı bile tanımadığı insanlarla mubatap olurken somurtmak zorunda çünkü nezaketi ve güleryüzlülüğü acizlik ve ahmaklık zanneden çok ayı var.
0
matarama su ko
(07.11.25)
(18)

Hitler'i kiskaniyo musunuz

lapaz
Yani sizin adiniz tarihten silincekken onunki belki yuzlerce yil kitaplarda gecicek?
Yani sizin adiniz tarihten silincekken onunki belki yuzlerce yil kitaplarda gecicek?
-11
lapaz
(05.11.25)
Tarihte şöyle yazıyor ama stalin tarafından tokatlandıktan sonra hitler kendi ülkesinde berlindeki bir sığınakta korkudan sıçan gibi saklanırken kafasına sıkarak intihar etmiştir :D
0
grimavi
(05.11.25)
Kıskanmak fazla ama lider ruhlu ve zeki olması ayrı bir parantez, diğer liderler de öyle. Kendi döneminin en zekilerinden biri olmak ( bir siyasi figür olmaya gerek yok) içten içe herkesin isteyebileceği bir şey. Mesela Muhammed, İsa bunlar da döneminin en zekileri. Şimdilerde beni büyüleyenler Bill Gates, Mark, Steve jobs, Elon musk gibi adamlar
0
olaylar olaylar
(05.11.25)
İyi de neden hitler ? Yüzlerce binlerce insan böyle oldu ve olmaya devam edecek. Ayrıca kıskanacak olsam hitleri de kıskanmazdım onca isim varken.
+3
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(05.11.25)
Adının yüzlerce yıl kitaplarda geçmesi öldükten sonra bir işe yaramadığından dolayı....
+1
hububrad
(05.11.25)
kıskanmam için bir sebep yok. ülkesini savaşa sürükledi, bir sürü masum insanı öldürdü, kendi askerlerinden çok kayıp verdi. ülkesinde taş üstünde taş kalmadı.


ben şimdi bunun neyini kıskanayım ki? ateşi bol olsun.
+1
Fodera
(05.11.25)
Abi ne yaparsa yapsın neticede yeri geliyor tek taşşak Hitler olarak da anılıyor çok kıskanılacak bir durum yok.
+1
kizil karga
(05.11.25)
bir katili neden kiskanalim abi deli miyiz?
+3
cooperr
(05.11.25)
yani ayni soruyu atatürk'ü, jeanne d'arc'i, marie curie'yi kiskaniyor musunuz diye de sorabilirdiniz. neden bir soykirimci sectiniz anlamiyorum.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.11.25)
ortalama bir ülkenin ortalama hayatını yaşayan insanlarız. hitleri ne kıskanacam hitler beni kıskansın.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Hitleri kıskanma değil de biraz anlamak lazım. Alman ulusunu yapılandırması ve şekil vermesiyle birlikte karanlık tarafı çok olan biri.
Öldürdüğü yahudiler konusunda yakın zamanda araştırma yapan Batılı bir tarihçi öyle sanıldığı gibi bunun 5-6 milyon olmadığını belirtiyor. Çünkü o tarihlerde bu kadar yahudinin Avrupa'da olmadığını kaynak taraması sonuçlarına göre belirtmiş.
Öldürülenlerin çoğu da fakir veya alt kesimden yahudiler.

Diğer ilaç veya silah üretimi konusunda söz sahibi olan yahudilere ise karışmıyor ve kendisinin yakın çevresinde yer alıyorlar.
Hatta bu katliamlarının temelinde vaad edilen topraklar fikrini gerçekleştirmek için yahudileri Avrupa'dan Filistin topraklarına sürme amacı güttüğü söyleniyor
-5
diyecevaplandı
(05.11.25)
Bu ne saçma bir çıkarım? Ben öleceğim, adım kalmayacak. Adımın kalması değil yaptıklarım önemli. Ben öldükten sonra adımın kalıp kalmaması zerre de umurumda değil. Ben yaşarken nasıl biriyim, ona bakarım. Milyonlarca insanı öldüren bir katili kıskanıyorsanız…

@diyecevaplandı, kendi yazdığına umarım kendin de inanmıyorsundur.
+1
cemallamec
(06.11.25)
Beğenmeyenler olmuş ama ,
Araştırın bakın aşırı uclarda ideolojiye sahip olanların ya kendileri yahudi kökenli oluyor ya da yakınlarında yahudiler yine oluyor.
Hitleri söyledik yukarıda. Yahudiliği de tartışma konusu.
Mao'nun da yakın çevresi öyle.
Stalin ve Lenin de dahil buna .

Eksileyenlere diyeceğim , sadece düşüncemi değil öğrendiklerimi yazdım.
Siz de sadece beğenmemezlik etmek yerine hiç değilse biraz araştırın.

Bu arada araştırırken Che guavera nın "dayısını " da unutmayın . Küba nere.. Ortadoğu nere ...

@cemallamec evet inanıyorum.
-3
diyecevaplandı
(06.11.25)
tarihte kıskanılacak başarılar elde etmiş bir sürü insan varken hitler’i neden kıskanayım. benim için bir güç figürü değil.
0
deartheodosia
(06.11.25)
Eksilemeyle olmuyor araştırmayla oluyor .
Sırada Karl Marks var . Onun da kökenine bakın. Zor değil . biraz araştırmak gerek sadece .

Masonluk veya yahudilikte bağlantılı tanınmış bilim adamları konusuna şuan hiç girmiyorum bile .
-2
diyecevaplandı
(06.11.25)
kendimi liberal birisi olarak tanimliyorum ama soyle bir duyuru gorunce aklima gelen ilk sey bu kadar malca bir sey soran birinin sitede barindirilmamasi gerek diye dusunuyorum.

milyonlarca insana soykirim yapip, dunya tarihinin akisini olumsuz bir sekilde ve buyuk olcude degistiren birini kiskanmak cok mantikli, evet.

yani banlanmayi falan takmadan kufur edilecek sey yazmissin. neyse.
+1
kiyiya vuran dildolar
(06.11.25)
öldükten sonra adımın tarihte yazması neyi değiştirir?
üstelik hitler'i saygı ve sevgiyle anan bir avuç insan var, kötü anansa milyonlar belki milyarlar. hakkında spekülasyonlara gerek yok, 6 milyon değil 2milyon kişi öldürmüşse de bir şey değişmez. mao 10milyon, stalin şu kadar milyon öldürmüşse biri diğerini daha az ya da daha çok şeytan yapar diye kıyasa girmeye de gerek yok. şeytan şeytandır. iyi anmıyorum bu insanların hiç birini.

unutulmaktan neden bu kadar korkuyorsunuz ki?
öldüğünüzde, sizi tanıyanlar ömürleri boyunca iyi ansınlar yeter. dahasına gerek yok.
0
biseysorcaktim
(06.11.25)
maradona veya charlie sheen olmak isterdim
0
Hallegadola
(06.11.25)
Sehir cöplügünü de kiskaniyor muyuz, onun kokusunu da metrelerce uzaktan aliyoruz mesela.
0
buf-e kür
(06.11.25)
(5)

Karadağ’ı işgal etsek

messina123
Max ne olur? https://x.com/haskologlu/status/1984288324027097459?s=46
Max ne olur?

x.com
-2
messina123
(31.10.25)
Karadağ çok dağlık, işgali zor. Osmanlı'nın yükselme ve duraklama döneminde Karadağ bizde görünüyor haritalarda ama onlara sorsan tam bir kontrol sağlayamamış Osmanlı aslında, onlar boyun eğmezmiş falan.

Malum artık işgal etme işleri 100 yıldır falan pek olmuyor. Olsa da uluslararası anlamda kabul görmüyor. II. Dünya Savaşı sonrası mı karar verildi tam bilmiyorum. Birkaç istisnası var tabii, İsrail bir örnek sayılır, detayları karışık tabii kime sorsan farklı şeyler söyler, bir de ABD demokrasi getiriyordu eskiden, onu bile bıraktılar, artık yerel taşeronlarla falan hallediyorlar işlerini, ya da şu anki gibi tehditle falan.

Soruya cevap vereyim, işgal etmeye gücümüz yeter ama direk tepemize binerler. Zaten her ülke kendi gücüyle var olsa Macaristan'a kadar kayda değer bir güç yok önümüzde, Yunanistan kağıt üstünde epey teçhizata sahip ama gene de bize karşı çok dayanamazlar.
+1
mbond
(31.10.25)
uzak. lojistik ciddi problem.

faydası yok. karadağ'ı niye işgal edesin? herhangi bir devletin/hükümetin üç beş tane vatandaşını umursadığını mı zannediyorsun? abd'nin öyle şov yapması filan da tamamen batı propagandası. hiçbir yerleşmiş güç/iktidar, şu ya da bu vatandaşı için uğraşmaz.
0
der meister
(01.11.25)
vize lazım, zor.
+5
duyurukullanıcısı
(01.11.25)
bağcılar karadağ'ı teke tekte yenebilir.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(01.11.25)
Zamanında Osmanlı fethedememiş. Aşiret liderlerini haraca bağlayabilmiş, onlar da sürekli isyan etmiş.

Şu anda nato üyesi oldu zaten işgal etsek ne olur etmesek ne olur
0
Hallegadola
(02.11.25)
(9)

Sevgili olma konusu

arbre
Yav bu konu enteresan bir hâl almaya başladı. Millet deli gibi tanışma, date yapıyor, sevgili oluyor. Hafta sonu buluşup geziyor, plan yapıyor. Benim uzun süredir sevgilim yok. Olacak gibi de durmuyor. Evlilik zaten düşünmüyorum. Uçuk bir şey benim için ama insanlar nerede, nasıl tanışıyor? Tek de m
Yav bu konu enteresan bir hâl almaya başladı. Millet deli gibi tanışma, date yapıyor, sevgili oluyor. Hafta sonu buluşup geziyor, plan yapıyor. Benim uzun süredir sevgilim yok. Olacak gibi de durmuyor. Evlilik zaten düşünmüyorum. Uçuk bir şey benim için ama insanlar nerede, nasıl tanışıyor? Tek de mutluyum ama bu işi formüle dökemiyorum. Ben ne yapabilirim sevgili konusunda?
-15
arbre
(30.10.25)
güzel abim tipini beğenmiyorlardır, yanlarına yakıştıramıyorlardır, araban yoktur, maddi açıdan yetersiz geliyorsundur, çevrendeki kadınların standartına uymuyorsundur. ne bileyim şiven vardır, espri yapamıyorsundur, creepy bir hava veriyorsundur.

kadınlar bunu hızlıca analiz edip uygun olup olmadığına karar veriyor. aynı terminatör gibi.

youtu.be

deli gibi tanışan, deyte çıkanlar lise-üniversite çağındaki dertsiz tasasız, boş vakti ve çevresi insanlarla dolu olan tayfadır.

ne yapabilirsin bilemiyorum fakat online tanışma uygulamalarından uzak dur. silme arızalı kadın dolu.
+1
yurtsuz john
(30.10.25)
Arızalı kadın var denmiş ama ben senin de çok arızasız bir tip olduğunu düşünmediğim için app önermeye geldim.
Bir süre dating applerde takıl en azından zaman geçirir insan tanırsın.
+5
mutekebbir
(30.10.25)
mutekebbir, arızam neymiş merak ettim
-2
🌸arbre
(30.10.25)
Bende aynı durumdayım, yurtsuz john haklı olabilir hatta her şey iyi olsa bile uzun süredir yalnızlık sebebiyle kadınlar bu tecrübesizliği bile sezip birlikte olmak istemiyorlar.

Kitap, film, dizi bu gibi aktiviteleri eksik görüyorum kendimde
Yürüyüş spor ve bir aktivite grupları eklemek mantıklı
0
kararsızataletfilozofu
(30.10.25)
Bilgi olması için genel yazayım. Param fazlasıyla var. Ki en kötü işimde en parasız hâlimde bile sevgilim vardı. İlişki tecrübem de var. Araba konusuna hiç girmiyorum. Boş bir şey. Şivem yok. Konuşmam, diksiyonum çok iyidir, akıcıdır. Ortalama üstü espri yaparım. Çok kişi dışarıdan çok seçici olduğumu söyledi. Çirkin olabilirim.
+1
🌸arbre
(30.10.25)
artık nesiller olayın özünü çözdü. x ,y,z,alfa,beta,alfa plus derken adamlar işin özünü çözdü ve olayı özüne getirdiler. olay f.ck body işiyle çözüldü. win win artık bu işler. zaman kaybına gerek yok one night.
@mutekebbir +1
-1
mikahakkinen
(30.10.25)
kısa veya çirkinsindir belki ikisi birdensindir.

incellere çok haksızlık yapılıyor. argümanlarının hepsi doğru ve asla yanlışlanamıyor
-3
Hallegadola
(31.10.25)
Hallegadola, öff, kısa da değilim, çirkin de değilim, incel hiç değilim, ne komik site burası ya
-3
🌸arbre
(31.10.25)
kısmetinle henüz karşılaşmadın, bir yerlerde seni bekliyor olmalı.
bu arada çirkinler bekar kalsaydı bu sitedekiler de dahil hiç kimse evlenemezdi :) her kör malın bir kör alıcısı vardır, serbest piyasa. ben olsam birkaç kursa yazılırdım ve kriterlerimi düşürmekle işe başlardım.

eşimin çok yakın bir arkadaşı 30-31 yaşlarında ve yıllardır sevgilisi yok birkaç kısa ilişkisi var sadece, sebebi de kendisini leonardo di caprio zannetmesi ve kendisine 10 beden büyük kadınlarla ilgilenmesi. ayrıca fazla açık sözlü davranıp kadınları kaçırtması.
+1
Sadece soruyorum
(31.10.25)
(2)

Ankara fizik tedavi merkezi önerisi olan var mı?

avatar is back
Bu alanda ankaranın en iyisine gitmem lazım. Kim var? Ortopedistte olur ftr’ci de. Tek kıstasım kendi kliniği/muayenesi olması. Devlet veya özel hastaneye gitmeyeceğim
Bu alanda ankaranın en iyisine gitmem lazım. Kim var? Ortopedistte olur ftr’ci de. Tek kıstasım kendi kliniği/muayenesi olması. Devlet veya özel hastaneye gitmeyeceğim
0
avatar is back
(27.10.25)
ürofiz'e gitti annem yakın zamanda baya memnun kaldı. balgatta.
0
jelly bear
(27.10.25)
Gazi uyumevi en iyisi ama normal insanı oraya alırlar mı bilmem subay vs tanıdığın varsa bi sordur.

İbrahim Tatlıses için bile buraya gelip toparlandı diyorlar ne kadar doğru bilemem
-1
Hallegadola
(28.10.25)
(9)

İnsanlar doğuştan…

pek iyi degilim bugunlerde
iyi midir, kötü müdür sizce? Tamam yüzyıllardır tartışılıyor ama ben hep iyidir derdim. Geçen bir yazıda kısaca şöyle demişti: insanlar doğuştan kötüdür çünkü iyi olsaydı haksız olduğu bir tartışmayı bile sürekli kazanmaya çalışmazdı.Ayrıca bu bahsedilen tutum, sonradan edilen bir şey mi doğuştan mı
iyi midir, kötü müdür sizce? Tamam yüzyıllardır tartışılıyor ama ben hep iyidir derdim. Geçen bir yazıda kısaca şöyle demişti: insanlar doğuştan kötüdür çünkü iyi olsaydı haksız olduğu bir tartışmayı bile sürekli kazanmaya çalışmazdı.

Ayrıca bu bahsedilen tutum, sonradan edilen bir şey mi doğuştan mı sizce?
0
pek iyi degilim bugunlerde
(27.10.25)
İyidir. Yaşadıklarıyla kötü olur. Haksızlık ne konuda? Herkesin kendince haklı bir sebebi olabilir. Sadece buna bakılarak insan kötüdür denemez.
0
arbre
(27.10.25)
hangi yönünü beslerse o.
+1
deartheodosia
(27.10.25)
Ben bu tip yaklaşımları pek anlamıyorum cidden. Şartlara göre değişmiyor mu? İnsan açken, rekabet halindeyken, kısıtlanmış hissederken kötü; iyi kötü bir stabil hayatı varken, ihtiyaçları karşılanıyorsa, rekabetten uzakken iyi olabilir.

Sizin verdiğiniz örneği de tam anlamadım. Doğuştan bir karakter hakkında konuşurken "haksız olduğu bir tartışmayı kazanmaya çalışmak" nasıl bir kıstas olabilir ki? İnsan doğuştan mı haksız olduğu bir tartışmayı kazanmaya çalışıyor? Şu denebilir belki, insan yetişme çağında "iyiliği" öğreniyor. Çocuklar bencildir, paylaşması gerektiğini yeri gelip ailesinden veya çevresinden görerek öğrenir. Çocukların dürüstlük hassasiyeti yoktur, kolay yalan söylerler. Yalan söylememeleri gerektiğini yaşayarak ve görerek öğrenirler. Çocuklar çıkarı için kardeşlerini ve arkadaşlarını kolayca satabilir. Empati kurup karşılarındaki kişinin perspektifinden bakabilmeyi ve ayıp kavramını eğitimle veya gözlemle öğrenirler. Ancak bu bence doğuştan kötülük anlamına gelmiyor.
+1
akhenaten
(27.10.25)
dogustan kotuyuz, iyilik ogrenilen birsey diye dusunuyorum.
0
cooperr
(27.10.25)
İyilik de kötülük de insanın kendi yorumudur. Güzel gibi çirkin gibi. Güzel ahlakı kötülük olan gören bir beyin için insan doğuştan kötüdür çünkü insan adaleti doğuştan benimser ve adalet güzel ahlak unsurudur.

İyilik kötülük yakıştırması hangi beyin tarafından hangi durumlar için yapılıyor o önemli. Herkese göre değişebilir yani. Ortak değerlerin olmadığı yerlerde özellikle.
0
muhayyer divan
(27.10.25)
ünv'ye yeni başladığımda hoca sınıfa evrensel ahlak var mıdır yok mudur diye bir soru attı, çoğu kişi parmak kaldırıp "evet vardır, şundan şundan ötürü.." diye uzun uzun anlattı yorumladı vs.

hoca ardından yeni gine'de antropologların 20. yy başlarınnda izlediği bir kabileden bahsetti;

bu kabilede yetişkinliğe geçiş sürecinde erkekler bir sınava tabi tutuluyorlar: komşu kabilenin değerli bir malını veya eşyasını çalıp getirmek. sadece bunu gerçekleştiren erkekler kabilede yetişkin bir birey olarak saygı görüyorlar ve erişkin olarak kabul ediliyorlar.

ahlak ve beraberinde gelen "iyilik", "kötülük"; bunların hepsi toplumsal norm'larla oluşan değerler. yeni gine örneğinde mesela "başkasının bir şeyini çalmak" o toplumda ahlak kullarına uygun bir gelenek olarak yerleşmiş. bu yerleşmiş gelenekler ve kültürler binlerce, hatta belki onbinlerce yıldır insanı biçimlendirip şekillendirdi (bunun içerisinde "iyi" ve "kötü" algımız da var)
0
makbur
(27.10.25)
Şu dünyada insanın iyi olduğunu düşünmek bile sıkıntılı bir durum. İnsan yok etmeye planlanmış sıra kendisini yok etmeye geliyor.
0
mikahakkinen
(27.10.25)
Kötü olarak adlandırırsın sanırım.
Öncelikle hayatta kalmak, sonra da daha iyi bir hayat yaşamak için her şeyi yapacak şekilde doğar insan.

İyilik olarak adlandıracağını düşündüğüm empati kurma, başka hayatlara saygılı olma, bir toplulukla uyum içerisinde yaşama sonradan öğrenilen özellikler diye düşünüyorum.
+1
michael_knight
(27.10.25)
Kötüdür çıkarcıdır hasettir kıskançtır
0
Hallegadola
(28.10.25)
(8)

İnsan yetişkinken lise veya üniversite zamanları kadar mutlu ve relax olabilir mi?

mahmuttt
Yani hem çalışıyorsun, hem evli hem çocuklusun. Bekar keyfekeder üniversite lise zamanları kafası kadar mutlu ve rahat olmak mümkün mü? Yani bu kadar sorumluluk ve yorgunluğa rağmen gayet mutlu ve relax nasıl kalınabilir?
Yani hem çalışıyorsun, hem evli hem çocuklusun. Bekar keyfekeder üniversite lise zamanları kafası kadar mutlu ve rahat olmak mümkün mü?

Yani bu kadar sorumluluk ve yorgunluğa rağmen gayet mutlu ve relax nasıl kalınabilir?
+1
mahmuttt
(27.10.25)
evlenmeyerek
0
eja
(27.10.25)
mutlu kalmak mümkün. seni mutsuz eden şeyleri iyi tespit etmen, tespit ettiğin şeyleri iyi analiz edip onlardan kurtulman gerekiyor. başka bir yolu yok.

basit gibi görünüyor ama insan kendisini mutsuz eden şeyleri doğru tespit edemiyor, tespit etse de bunlardan kurtulmak her zaman kendi elinde olmuyor. örnek veriyorum, işinizden çok mutsuzsunuz ama cebinizde beş kuruş para yok, işsiz kalmanız mümkün değil. sizi mutsuz eden şeyden kurtulmanız imkansız hale geliyor. evet kısırdöngü. ama işini bırakıp, başka bir işe geçebiliyorsan mutlu olma şansın oluyor.

relax kalmak mümkün değil.
0
co2s2
(27.10.25)
Olamaz. Evlilik ve çocuk çok büyük sorumluluk. Evli ve çocuklu olup içinden rahatça çok mutluyum diyen görmedim. Bekâr, parası olan insan lise ve üniversiteden daha mutlu olabilir.
0
arbre
(27.10.25)
bence bu çok göreceli bir şey. lise ve üniversitede öyle aman aman mutlu olduğumu hatırlamıyorum. ben kendi paramı kazanmaya başladığım dönemde mutlu oldum mesela. evlilikte tavan yaptı. evliliğin neden bu kadar kötülendiğini anlayamadım. evliliğin getirdiği sorumluluklar olumsuz şeyler değil ki. sadakat yükümlülüğüm olmasın filan diyorsanız onu bilemeyeceğim tabi. ama bence evlilik bekarlıktan çok daha güzel bir şey. çocuk için aynı şeyi söyleyemeceğim :D
+4
elorelia
(27.10.25)
Kafayı rahatlatmak için spor diyorum. Benim için mental açıdan faydası fiziksel faydasından daha çok diyebilirim.
0
kumandanim
(27.10.25)
muhtemelen mesleğe ve ekonomik tatminkarlığa, haliyle de özgürlüğe bağlı.

şahsen en mutlu olduğum zaman dilimi üniversite zamanlarımmış. şu an milyarlarca liram olsa o anın birkaç gününü yaşama ihtimalim yok, sıfır.

daima bir hesap verme, sorumluluğu yerine getirme, haftanın iki günü için 5 günü harcama, senenin en güzel zamanlarından 14 gün boşa çıkabilmek için tüm sene çalışmak vs vs mutluluk mu getirecekti zaten?
0
m e b
(27.10.25)
ben lise ve üniversite zamanlarımdan bir tık daha mutluyum ama tam olarak da mutluyum diyemem. nefret ettiğim bir işi yapıyorum ve yeni bir iş şu an ortalıkta gözükmüyor. yalnızım ama lise / üniversite zamanlarından bile daha fazla sosyalim.
0
rain when i die
(27.10.25)
Lisede mutlu olanların hepsinin zorba olduğunu düşünüyorum. Bir yığın insan halen daha lise travmasını atlatamadan yaşamaya çalışıyor. Üniversitede de çok varoş insanlarla karşılaştım bizim bölüm öyleydi galiba ya da. Eli yüzü düzgün bi mühendislik bölümünde böyle tipler yoktu bence. İibf pişmanlıktır.
0
Hallegadola
(28.10.25)
(17)

Babanızın bir lafı var mı?

michael_knight
Babanızın, size söylediği, aklınızda kalan böyle slogan gibi ibret alınacak hikaye gibi bir lafı var mı?Baba veya anne olsanız sizin lafınız ne olurdu?
Babanızın, size söylediği, aklınızda kalan böyle slogan gibi ibret alınacak hikaye gibi bir lafı var mı?
Baba veya anne olsanız sizin lafınız ne olurdu?
0
michael_knight
(26.10.25)
“Gelir gelmez huzurumuzu kaçırdın” demişti bir kez.
0
mutekebbir
(26.10.25)
"Şimdi taksi tutalım, 250 milyon verelim." Acil veya maddi bir şey istediğinde verdiği sarkastik cevap.
"Dünya üzerinde benden daha çok kitap okuyan kimse yoktur. Dünya'da benden daha bilgili kimse yoktur. Her şeyin en iyisini ben bilirim." Herhangi bir tartışmada sığındığı laflar.
nursuz pç
0
gabe h coud
(26.10.25)
rahmetlinin ısrarla yanlış telaffuz ettiği kelimeler.
çok fazla vardı hepsini yazamam da "barbüke"nin yeri ayrıdır.
+3
late viper
(26.10.25)
Babam: Kırk kere ölç, bir kere biç.
Sırrınızı hanımınız dahil kimseye söylemeyin.
Bu da geçer, her şey geçiyor.
Parasızlığınızı kimseye belli etmeyin, millet durumunuzu hep iyi bilsin. Yoksa yardımcı olmazlar.

Babaannem: Elalemi eşek yapıp üstüne bineceğine it yapıp kendine saldırtıyorsun.

Annem: Evladım hiçbir arkadaşınla yarışma, güreşe tutuşma, gururunu kırma. Kaybeder, gurur yapar. Yüzüne güler, arkandan kin tutar, zarar verir.

Dedem: Kalın ki göresiniz...
Sizin aranıza düşeceğime moskofun (bazen 'urusun' ) eline esir düşeydim... (İstiklâl gazisiydi)

Halam: Her yanlış birer nakış. (Bir yanlış bir nakış)

Ben (Evlatlarıma): En çirkin hakikat en güzel yalandan iyidir.
Güveni hiçbir parayla elde edemezsiniz.
Yitireceğiniz en değerli varlığınız imanınız, gırtlağınıza kadar günaha batsanız bile rabbinizden yüz çevirmeyin.
Merak etmeyenden bir halt olmaz.
+3
yadigar
(26.10.25)
Ne guzel duyuru olmus. Bissuru var denk geldikce not aliyorum farkli olanlari xd

Ama en boyle yasam mottosu tarzinda ve benim yasamima da etkisi olan "kimseye gebe kalamam" sık duyulur ;)
0
abuzer
(26.10.25)
En aklımda kalanı küfürlü buraya yazamam
0
basond
(26.10.25)
En sevdiğim anneanne sözüm: her zaman en önde koşan atın peşinde olacaksın. Siyaset tartışması sırasında söylemişti anlarsınız kimi kastettiğini ahahahahha.


Avkurma bilmeyen köpek kurdu kapıya getirir.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur.
İmam osurursa cemaat sıçar.
Acıma acınacak hale düşersin.
Kimseye çok yüz verme.
Dayak bulunca kaç, yemek bulunca ye.
Babamın sözleri bunlar daha var da hatırlayamadım şimdi.

Babamdan Tavsiyeler de var,
Her zaman dönüş paranı ayır, geri kalanı harca.
Kakanı yaptıktan sonra bile kontrol et, evden çıkarken her şeyimi kontrol etmem gerektiği için söylenen bir söz.
Bir şeyi sakatlıktan kırdım mesela yanlışlıkla oldu bilerek yapmadım dedim, Bilerek yapmadım deme zaten hiçbir şey bilerek yapılmaz dikkatli ol.

Vs vs aklıma bunlar geldi şimdi

Benim sözlerimse şu:
Maç 90 dakika artı uzatmalar var daha hiçbir şey bitmedi.
Her zaman bir çıkış kapısı vardır. Onu bul.
Her şerde bir hayır vardır.
İnsan doğası kötüdür, herkes kişisel çıkarları peşindedir kimseye güvenme.
Ben iyi bir insan olduğumu söylemem ama kendine ben iyi bir insanım diyen herkesten iyiyimdir.
+1
Hallegadola
(26.10.25)
Babamın küfürü var. Ciğerini .... çocuğu.
Anamında her yerde reklamı var büyük oğlum bahisçi küçük oğlum pavyoncu diye.
Şu an babayım ama nasihat vericek insanın bir yeterliliği ve zorluğu aşması gerektiğini düşünüyorum. Bizim y kuşağı genelde zorlandığında ana baba yardım etti, apartman dairelerine doğduk. Analarımız babalarımız 0 dan geldi onlarınki nasihat bizimki boş laf olur. Şu an bir babayım çocuğuma nasihatım mutlu olacağı ve seveceği işi yapması.
+2
mikahakkinen
(26.10.25)
dedemden: "sıçan sidiğinin bile değirmene faydası vardır."
bizi ufak tefek işleri yapmaya motive ederken kullanırdı.
+2
hrskrs
(26.10.25)
“Kuzular koyunları emer”
Kendisine çocukları tarafından hediye alındığında ya da para maddi bir şey verilmek istendiğinde söyler. Biz vermeliyiz siz değil anlamında.

“Düven öküzünün ağzı bağlanmaz”
İş yaptırdığın insana karşı cimrilik yapma manasında.

Çok eli açık bir insandır kendisi de canım babam.
+1
yenibirgüzelnick
(26.10.25)
''Akıllı hesabını yapana kadar deli suyu geçer.''

Babaannemin lafıdır. Ne zaman tereddütte kalsam uygularım. Pişman etmedi.
+1
yurtsuz john
(26.10.25)
"Gün geçer kin geçer"

Çoğu yerde işime yarıyor.

Benim kendi lafım var, "temizlik olmadan temizlik olmaz" hani kirli malzemeyle kirli yer temizlenmez anlamında. Bunu hem somut hem soyut anlamlarda kullanırım. Ama anne değilim ve olmayacağım 🙂
+1
muhayyer divan
(26.10.25)
kışın araba dinlenmez.

arabadan gelen takır tukur seslerin sebebini düşünüp araştırırken böyle bir şey demişti ve mevzuyu kapatmıştım.
+1
eisberg
(26.10.25)
dik dur dik otur. zamanında dinlemedim şimdi acısını çekiyorum.
0
inheritance
(26.10.25)
hahaha şahane duyuru.

rahmetliyle aramız pek iyi değildi, öyle hayat dersi vermişliği yoktur en azından bilinçli olarak ama bir keresinde "lord musun pezevenk, sen ara" demişti asla unutmuyorum.

lisedeyim, yaz tatili. bilgisayar başında pinekliyordum. hiç huyu değildir ama yanıma gelip niye bilgisayarda oturduğumu, dışarı çıkmadığımı sormuştu. ben de sitem edip "bütün arkadaşlar yazlıkta baba ya, buralarda olan varsa da kimse arayıp gel bir şeyler yapalım demiyor ki" demiştim.

inisiyatif almaktan çekinen bir çocuktum, şimdi bile insanlara rahatsızlık vereceğimi düşünürüm ve kimseye yazıp çizmeyi sevmem ama babamın bu lafı çok hoşuma gitmişti. o yüzden artık bir şey istersem, birileriyle görüşmek istersem vs. karşıdan beklemeyip ben iletişim kurmaya çalışıyorum. olmazsa yine olmaz ama kendim çaba göstermiş oluyorum en azından.

babam bu lafı söyleyene kadar yaptığımda hiçbir yanlışlık görmemiştim bile. bir şeyler olacaksa ben otururken onun gelmesi, beni bulması lazımdı. tek cümleyle hayata bakış açımı değiştirmişti filozof.

bir de favori lafıdır sadece bana değil herkese "analitik düşünemiyosun" diye kızardı. analitik ne demek diye sorsan bilmez.
+1
der meister
(26.10.25)
göt öpmekle ağız kirlenmez :')
+1
since1907
(26.10.25)
$api kaynatsan olur mu seker
cinsine yandigim (sictigim) cinsine ceker
0
cooperr
(26.10.25)
(7)

Kacinci sevgiliniz esiniz oldu?

lapaz
Sekreter problemi vardi matematikte, ona uydunuz mu?https://en.wikipedia.org/wiki/Secretary_problem
Sekreter problemi vardi matematikte, ona uydunuz mu?

en.wikipedia.org
+1
lapaz
(25.10.25)
6
0
mirty
(25.10.25)
Flörtleri saymıyorum gerçek sevgili olarak 4. Eşim oldu
0
Gradient_tabanlı_mor
(25.10.25)
İlk ve tek.
0
yadigar
(25.10.25)
İlk ve tek +1
+1
Hallegadola
(25.10.25)
2.
0
hrskrs
(25.10.25)
merhaba ben sözelciyim. bu teoriyi anlayabilmem zaman aldı cevaplar daha çok kafamı karıştırdı. herkesin cevabı doğruysa böyle bir kitleyi en son askerde gördüm.
+3
libertine
(25.10.25)
saymamin imkani yok ; zaten yaş olarak erken evlenmedim de
0
sweetoffice
(25.10.25)
(18)

Ayrılsak da beraberiz

kendinikertenkelebek
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle biten bir çiftin, “sevgiliyken daha iyiydik sanki” diyerek boşanarak yollarına sevgililik hayatı yaşamak şartı ile devam etmesi normal mi? Anlaşamayarak boşanan iki kişinin haftada 1-2 bir gün görüşüp, kadının “kendimi kadın gibi hissetmek istiyoru
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle biten bir çiftin, “sevgiliyken daha iyiydik sanki” diyerek boşanarak yollarına sevgililik hayatı yaşamak şartı ile devam etmesi normal mi? Anlaşamayarak boşanan iki kişinin haftada 1-2 bir gün görüşüp, kadının “kendimi kadın gibi hissetmek istiyorum, şımartılmak istiyorum, gezip tozmak istiyorum. bana bu kadarı da yeter mutlu olmam için” demesi. Erkeğin bunu kabul etmesi…

Ya tabii ki alan razı satan razı pek bir şey kalmıyor geriye ama. Cidden psikolojik açıdan da sağlıklı ilişki açısından da bir gariplik, sorun yok mu? Yani bir tek ben mi anlamakta zorluk çekiyorum bu durumu?

Şöyle güzelinden az açalım bu konuyu istedim. Şimdiden vakit ayıranlara teşekkürler.
0
kendinikertenkelebek
(25.10.25)
Aynı evde kalmayıp sevgili kalmaları normal. Ama arada sevgi aşk olmadan devam ediyorlarsa leş bi ilişki.
-1
luluki
(25.10.25)
Evlilik dediğin sorumluklar pakediyle birlikte geliyor, bu sorumlulukların yürütülememesi karşılıklı ilgiyi ve çekimi düşürmüş

Çift de bu sorumlulukları aradan çıkarıp, herkesin kendi hayatını derleyip topladığı, evleri ayırıp sevgililik moduna dönmüş, gayet güzel bir durum

Edit: arkaşlar niye eksiliyorsunuz herkes bizim standart evlilik pratiklerimizi de standart sevgililik pratiklerimizi uygulamak zorunda değil. İnsanlar kendilerine uygun daha farklı bir ilişkilenme pratiği seçmiş.
-2
grimavi
(25.10.25)
Evliliği anlaşamama ve iletişim sorunları nedeniyle bitiriyorlarsa neden sevgili kalıyorlar? Sevgiliyken de aynı sorunlar devam eder sonuçta. Bu biraz şey gibi olmuş evliyken ensemde boza pişiriyorsun istediğim şeyleri açık açık yapamıyorum sevgili kalalım arada seninle olayım arada başkalarıyla gibi bir şey. @edmond honda'ya katılıyorum açık ilişki yaşamak istemişler gibi.
+5
mermaidd
(25.10.25)
bu ikisini zorlayan sey yetiskin hayati. kadini bilhassa.
yetiskin olamamis iki kisi gibiler daha cok.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
yani etrafımda çok fazla boşandık ve sevgili kaldık artık çok daha mutluyuz diyen pek görmüyorum. bunun uzun sürebilecek bir ilişki turu olduğunu da düşünmüyorum çünkü evlilikte yaşanan sorunların bir şekilde tekrar edeceği, insanların tartışmalarına sebebiyet verecektir diye düşünüyorum.
+3
🌸kendinikertenkelebek
(25.10.25)
Evlilikten sevgililiğe geçiş fikri zekâ geriliği belirtisi bence ya. Üremesinler de napıyorlarsa yapsınlar.
+1
arbre
(25.10.25)
kız toksik biri erkekte pasif tencere kapak işte. bir süre böyle devam eder, şımarık sevgili baskasını bulursa pasiften ayrılır yeni sevgilisine hayatı dar eder böyle giderler işte.
+6
koela
(25.10.25)
Duygusal anlamda olgun olmadıklarını düşünmekle beraber tarafların her ikisinin de psikolojik olarak iyi olmadıklarını düşünürüm. Yakın arkadaşı olsam taraflardan herhangi birisinin psikoloğa gitmesini öneririm.
+1
ulukayin
(25.10.25)
son zamanlarda okuduğum en saçma şey.

muhtemelen erkek iktidarsız
+1
Algorix
(25.10.25)
Her ikisi de ' anlaşmalı yedekte kalma' tarafında olmuş olur.
Benzerleriyle işim biterse veya umduğum çıkmazsa arada bunu kullanırım düşüncesi var. Aile kavramı , sorumluluk vs çoğu şeyden uzak şekilde .
+2
diyecevaplandı
(25.10.25)
Elbette bir gariplik var. Bence de var. Evliyken insanların birbirine sevgisini saygısını ilgisini değiştiren şey imza mı oluyor yani anlayamadım. Sorumluluk yokken daha mı bağlılar yani? İstedikleri an başkasıyla birlikte olma yetkisi yok ki ortada, sevgili olmak birbirine bağlı olmaktır, açık ilişki yaşamak değil ki. Çok fazla saçma olmuş.
+1
muhayyer divan
(25.10.25)
Aldatmanın yolunu yapıyor. Grup seks partilerine gider işin sonu.

Edit: Başıma geldi, oradan biliyorum.
0
gabe h coud
(25.10.25)
Okan buruk-Nihan akkuş
0
Hallegadola
(25.10.25)
Kadın kişisi çalışmıyorsa, Babadan yetim maaşı alarak aile bütçesine katkı sağlamayı amaçlıyor olabilir mi?
0
Mirket
(25.10.25)
demek ki evlilik ilişkilerini monotonlaştırmış. nasılsa 7/24 aynı evdeyiz, bakımlı olmaya, dışarı çıkmaya gerek yok diye diye birbirlerine karşı özensiz ve ilgisiz hale gelmişler. nasılsa aynı evdeyiz diye birbirlerine değil başkalarına zaman yaratmışlardır. böyle böyle kopmuşlardır. kendi özel alanları da olmayınca, ev düzeninde de anlaşamadılarsa bu da huzursuzluk yaratmıştır.

sevgili olunca haftada 2 kez görüşürken özenli oluyorsun, heyecanlı oluyorsun. o enerjikliği geri istiyorlardır.

bu kişiler evlenmeden önce aileleriyle mi yaşıyorlardı yalnız mı?
-aileleriyleydilerse: evlenince özgür olacağını sandıklarından aradıklarını bulamamış ve bu durum ilişkilerini bozmuş olabilir.
-yalnızlardıysa: uzun süre yalnız yaşamanın rahatlığını bozunca evi başkasıyla paylaşmak çok zor gelmiş olabilir ve birbirlerine gıcık kapmış olabilirler kendi düzenlerine uyulmayınca.
+2
art cat chocolate
(25.10.25)
@art cat chocolate

peki ne kadar istenilen saglanabilir? ya da ne kadar sürdürülebilir bir ilişki türüdür bu? ya da sağlıklıdır?
0
🌸kendinikertenkelebek
(25.10.25)
@kendinikertenkelebek

hmm...

böyle sorunca bilemedim :d yani...

araları evli oldukları süreçte ne kadar bozuldu acaba? birbirlerine saygı ve ilgileri azaldıysa çok sürmez bence. birbirlerinden sıkılmış olabilirler, yeni kişiler tanımak isteyebilirler. evliliği de tattık bu ilişkiden bir halt olmaz baydı artık diyebilirler.

ilgileri, saygıları ve sevgileri azalmadıysa bu şekilde de devam edebilirler gayet güzel. çocuk da istemiyorlarsa ve ailenin-toplumun lafına da bakmayacaklarsa sorun yok. uzun bir ilişkinin evlilikle sonlanması şart değil.

bence okay. dedikodusu yapılıp gülünüp geçilebilir bir şey tabii çünkü evlenip boşanıp devam etmek garip geliyor kulağa. alışık değiliz bu tarz şeylere. keşke evlenmeden devam etselermiş. bu yüzden evlenmeden önce beraber yaşamayı denemek lazım. şimdi tüm eşe dosta düşmana bir güzel laf vermiş oldular.

kendimden yola çıkayım.

ben 11 yıldır ailemden uzakta bir şehirde, 7 yıldır yalnız yaşıyorum. 2 de kedim var. çok alıştım yalnızlığa. şu anda bir ilişkim var (2 yıllık gibi ama karışık biraz) ve onunla aynı eve çıkmayı hayal etmek bile beni boğuyor. yalnızlığa, sessizliğe, kendi düzenim olmasına çok alıştım. keza o da o şekilde. evlerimiz yakın ve arada bir görüşmek ve evlerde buluşmak daha rahat. aynı eve geçersem ondan soğuyabilirim. huzurum kaçabilir. ben çocuk istemiyorum, o da istemiyor. bu durumda evlilik oldukça gereksiz. düğünden ve diğer tantanalardan da hiç hoşlanmam. hiçbirine ihtiyaç duymuyorum. bu şekilde 2 yıl geçti ve başka sebepten aramız bozulmazsa, aynı evde yaşamıyoruz ve evlenmedik diye aramız hiç bozulmaz. ölene kadar bile sürebilir. bir noktada kira sebepli aynı eve çıkmak olası gözüküyor tabii :d (ülke ekonomisinin ilişkilere etkisi)
0
art cat chocolate
(25.10.25)
ikisi birbirlerini fazla sıkmış, hayatlarına fazla müdahil olmuşlar ve artık toksikleşmişler, sonra da dayanamayıp ayrılmışlar gibime geldi.

ne seninle ne sensiz durumu benim de bildiğim, tanıdığım bir durum.
bazen yakın olunca, mıknatıs gibi fazla yakın olunuluyor ve nefes alamıyor insanlar, uzakta olmayaysa dayanamıyor. sevgili olmak, sevmek ve aynı ev içinde olmak farklı şeyler. özgür yaşarken aynı evde yaşamanın sınır ve sorumluluklarını bilmiyor bazı insanlar. yadırgamıyorum. olgun değiller, büyüyememişler gibi düşünüyorum ben de bu konuda.

ayrıldık ama arkadaş kaldık aşamasına benzer bir şey olmuş bu.
ayrıldık ama arkadaş kaldık'ı bir noktaya kadar anlayabiliyorum ama "boşandık ama sevgiliyiz" biraz farklı bir trend. bunu garipserim.

bana şey gibi geliyor bu; birbirlerinin hayatına çok girmişlerdi, şimdi boşandıklarında fazla boş oldular, yalnız kaldılar, alışkanlıklarından vazgeçemediler ya da geçmek istemediler. o yüzden vites düşürdüler. bu çift belki de "boşanmadan önce evlerimizi ayırıp bir müddet ayrı kalsak, her şeyi bitirmeden önce bir de böyle denesek belki evliliğimizi kurtarırdık" diye düşünüyor olabilirler.
0
biseysorcaktim
(25.10.25)
(4)

Avrupa Birliği’ni ne kurtarır?

michael_knight
Pek çok alanda hızlı bir düşüşte olan AB’yi eski günlerine döndürebilecek bir ihtimal var mı?İkiz kuleler saldırısı gibi büyük bir olay veya bir savaş?
Pek çok alanda hızlı bir düşüşte olan AB’yi eski günlerine döndürebilecek bir ihtimal var mı?
İkiz kuleler saldırısı gibi büyük bir olay veya bir savaş?
0
michael_knight
(25.10.25)
Pembe götlüğü bırakmak, bu da nasıl olur komşu ülkeler tur bindirip kendilerine tehtid olduğunda, ha bu olur mu, olmayabilir.
0
olaylar olaylar
(25.10.25)
abdye yanlayıp realistic politikalara dönmeleri lazım. öncelikle enerji konusunda bizle anlaşmaları gerekir. güvenlik konusunda da turuncu reisi ikna etmeliler.
+1
mikahakkinen
(25.10.25)
Coğrafya ve tarihi tekrar iyi okumalarıyla ancak bu gerçekleşebilir. Dünya savaşları öyle hadi diyerek başlamadı. Savaş bu dünyanın bir gerçeği. Şuan ishal olmuş kişinin fotosunu tutmasıyla dünya jeopolitik durumu aynı. Daha ne kadar o totoyu tutabilirler burası muallak. Fakat illa ki o diyarenin sonuçlarını bu dünya yaşayacak. Ekonomilerini saçma şeylere kaynak ayırarak bitiriyorlar. Bugünün Avrupa insanı şımarıklığı tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar üst seviyede. Bunu çok acı bir şekilde tecrübe edecekler. Hatta belki de o tecrübe sonucunda Avrupa diye bir yer bile kalmayacak…
+2
ulukayin
(25.10.25)
O kadar mülteciyle zor.
0
Hallegadola
(25.10.25)
(2)

Hasan arda kaşıkçı kim?

hunharca ben
Bu arkadaşı her ünlü nerden tanıyor olabilir. Düğün yaptığında cl gibi ortam vardı. Şimdi de katarsis yapmış? Youtube da maç sonu yapıyor sanırım?
Bu arkadaşı her ünlü nerden tanıyor olabilir. Düğün yaptığında cl gibi ortam vardı. Şimdi de katarsis yapmış? Youtube da maç sonu yapıyor sanırım?
0
hunharca ben
(24.10.25)
yayıncı. influencer, genellikler maç yorumları yapıyor.
0
koela
(25.10.25)
Gizli trans
0
Hallegadola
(25.10.25)
(13)

Chemtrail olayı

messina123
Uçaklar sprey sıkıyormuş yağmur yağmıyormuş. Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında
Uçaklar sprey sıkıyormuş yağmur yağmıyormuş. Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında
-12
messina123
(24.10.25)
duz dunyacilarin dandik palavralarindan biri
+3
cooperr
(24.10.25)
Buna inanan kitleyle "aşıya çip taküyürler" diyen kitle aynı.
Mesela 2 yıl kadar önce chemtrail olayına inanan bir tanıdık dayı "3 ay içinde vampir virüsünü salacaklar gençler dikkatli olun, virüs bulaşan kafayı yiyecek çevresindekilere saldırmaya başlayacak, mesela bir polise bulaştı diyelim çekip tarayacak milleti" falan diyordu. Aradan 2 sene geçti şimdi de "farklı pazarlıklar yaptılar, rafa kaldırdılar ama yapacaklar" diyor.
+3
anatomik
(24.10.25)
Kayınvalidem bu.
Maalesef hanım çok üzülüyor annesinin kafayı yemesine. Gerçekten çok iyi kadın ama tv falan açıksa ya da ağzından buna yorulacak şeyler çıkarsa chemtrail'den covid kısır yapıyora, oradan her şeyi bigpharma yönetiyora, abd'de seçimler çalındıya, Avrupa'da seçimler çalınıyora falan filan peheey kafa açıyor.
Bu tarz şeyleri diyenlerin olayi misal bunu yazıp altına bu olmazsa beni cümle alem öpsün diyemiyorlar, tutmayinca bahaneleri hep var. Bizim kayınvalidenin de tutmadığı ici sürekli bahanesi var.

Kısacası kafayı yemiş ve komplonun ne kadar zor olduğunu anlamamis kitlenin ürünü. Chemtrail ile zehirliyorlar. Peki kendi tanıdıkları? Yok onlara hap verip sağlıklı tutuyorlar. Peki bu uçağı yapan üretici, uçağı uçuran pilot, uçak firması, uçak firması teknisyeni ve bunlarin aileleri hep bu işin içinde mi? O noktada kafa yanıyor.
+3
logisticsmanager
(24.10.25)
Komplo teorilerinin en dandik olanlarından biri. Neyse ki yakın çevremde bu zırvalara inanan kimse yok.

Laf anlatmaya çalışmakla kendinizi yormayın, hem boşa zaman harcarsınız hem de dalaşma riskiniz var.
+2
10551037
(24.10.25)
Önerme o kadar saçma ki (üstüne alınma) soruyu anlamadım ilk okuduğumda 😅
+1
truf
(24.10.25)
düz dünyacılarla kanki bunlar. gerçekten çevremde ne kadar zar zor okul bitiren adam varsa bunlara inanıyor. amk 3 harfli marketlerden her türlü hazır şeyi alıp corona aşıları bizi kısır etti diyen adamların çoğu chemtrailci. her türlü kanserojen gıdayı ye sonra bizi havadan gazlıyolar.
+1
mikahakkinen
(24.10.25)
uçağın arkasından çıkan beyaz dumanı gören fizik bilmez, bilim bilmez, aklında sürekli bir komplo ya uğradığı teorisiyle gezen adamların yakıştırması işte.

biri uydurdu uçaklar bizi spreyliyor diye, biri de chemtrail diye isim taktı. sen istediğin kadar bilimsel açıklamasını yap inandıramazsın kimseyi. "haaa demek öyleymiş" demezler.
+2
kibritsuyu
(25.10.25)
Komplo teorisi doğru orada atılan kimyasal bizzat arkadaşım.

Sadece yağmuru değil beyin gelişiminide engelliyor insanların bunu komplo teorisi olduğuna inandırıyorjfncmmdöf

Palavradan ibaret sadece insanlar nasıl kolayca inanır kanıtı için uydurulmuş bir goygoy bile olabilir
+2
basond
(25.10.25)
böyle bir şey yapmak yerine şehrin su şebekesine 2 gram civa damlatmaları daha az maliyetli olmaz mı?
+1
duster
(25.10.25)
Komplo teorilerini çok severim okurum bazılarına da inanırım da bu chemtrail kadar sikko bir şey yok.
0
Hallegadola
(25.10.25)
merhaba. birds aren't real a kadar giden bir delilik hali bu. keşke ülkemize de gelse. biz büyük oyun yeğen ile cin, evliya, hızır mızır oralara sıkıştık kaldık.
0
libertine
(25.10.25)
@libertine

Öyle deme, son 23 senede Türkiye çok gelişti ve komplo teorisinin her türlüsü ülkemize geldi.

Aşı karşıtlığı pandemiden önce de vardı, sadece bu kadar bilinen ve yaygın bir şey değildi. Ben aşı karşıtlığı denen zırvayı ilk kez 2015 sonu gibi Zeynep Casalini'den duymuştum. O tarihte pek önemsememiştim elbette.

Anti psikiyatri diye bir şey var, bunların kendilerince platformları bir araya geldikleri mecralar YouTube kanalları falan var.

Meşhur ufolog Haktan Akdoğan'ımız var yıllardır.

Düz dünyacı var mıdır bilmiyorum, birini gösteremem ama olmaması imkansız.

Bilimden uzaklaşılan alanı komplo teorileri ve üfürükçülük akıl almaz bir hızla doldurur. Komplo teoriler ve üfürükçülük ayrılmaz bir ikili ve birbirlerini çok iyi tamamlayan bir saçmalıklar bütünüdür. Bu nedenle ben üfürükçülüğü, komplo teorilerinden ayırmıyorum kavramsal olarak. Bu nedenle şehirli beyaz yakanın itibar ettiği bir dünya postmodern cinci hocaların cinci hocacılık (spiritüel tatavalar, enerjiler, kuantumlar, aile dizimleri, her gün yeni adlarla karşımıza çıkan sikko terapileri, bilinç altı temizlikleri vs) faaliyetlerinin tamamı chemtrails gibi komplo teorilerinin mütemmim cüzüdür.
+2
10551037
(25.10.25)
düzdünya, aşı karşıtlığı, topuk kanı karşıtlığı, chemtrails'ler, q-anon, aya inilmedi, 5g'ler zararlı, reptilianlar, kanserin tedavisi var ama saklanıyor....

böyle bir sürü komplo teorisi var.
hepsi için demiyorum ama komplo teorilerinin bazılarında haklılık payı var.
var olan bir gerçeği örtmeye çalışmak yerine içine onlarca saçmalık eklenir, artık onda bir'lik o doğruyu bile görmezden gelirsin. bknz: "bir gerçeği yok etmek istiyorsan iyi saldırma, kötü savun" meselesi.

bazı komplo teorileri eğlence amaçlı ortaya koyulurken (q-anon mesela) bazıları da gerçekleri aptallıkla örtmek için üretilir.

neyin zırvalık olduğunu, neyin az da olsa haklılık payı var olduğunu kaçırdık artık.
0
biseysorcaktim
(25.10.25)
(13)

yeşil pasaport vs yüksek maaş.

erdemylcn
merhabalar bir kamu kurumunda mühendisim. başka bir kamu kurumunda sözleşmeli bilişim personelliği pozisyonuna geçmeyi düşünüyorum ilanlarına başvurarak ama çok kararsızım. memuriyetten sözleşmeli bilişim personelliğine geçersem maaşım %42 artacak. ama yıllık iznim 30 günden 20 güne düşecek. yeşil p
merhabalar bir kamu kurumunda mühendisim. başka bir kamu kurumunda sözleşmeli bilişim personelliği pozisyonuna geçmeyi düşünüyorum ilanlarına başvurarak ama çok kararsızım. memuriyetten sözleşmeli bilişim personelliğine geçersem maaşım %42 artacak. ama yıllık iznim 30 günden 20 güne düşecek. yeşil pasaport alma hakkından olacağım. fakat sözleşmeli bilişim personelliğinde ise iş tatmin anlamında kendimi yetiştirdiğim alanda çalışmış olacağım. yeşil pasaport almama da min 2.5-3 yıl var. yeşil pasaportu alıp öyle geçeyim dediğimde de yaşım 39-40 olacak gibi. siz olsanız hangisini seçerdiniz ?

not. evli, 1 çocuklu, evi var, arabası var. (borcu yok)
0
erdemylcn
(24.10.25)
Tabii ki yuksek maas, vize alinir, su anki durum sizi yaniltmasin. 3-5 kere ayni yerden alirsiniz artik 2 yil veya 5 yil bile verebilirler o noktadan sonra. Sozlesmeli yerde islerin azalmasi, isten cikarilma gibi durumlarin olmadigini varsayiyorum, tabii hayat bu, memurluktan bile atilabiliyor insan. Neyse tek ekstra notum su, yil sonuna yaklasiyoruz, %42 farkla gidersiniz, bir doviz artisi, bir enflasyon, bir zam derken bir bakmissiniz eski maasla yeni maas arasinda aslinda cok da fark kalmamis.
0
mbond
(24.10.25)
3 yıl çabuk geçer. ben olsam yeşil pasaportu beklerim. ha deyince vize alınamıyor.

özel sektörün hali berbat. yaşınız büyük diye bile kovabiliyorlar. değmez. %42 zam bu enflasyonda birkaç ay sevindirir. hem yıllık iznin de baya azalacakmış. özelde onu baya kırpıyorlar. mesela şimdi 29 ekim tatil ya, 27 28 29 diye birleştirdiler ve zorla yıllık iznimizden düşecekler bunu. 14 gün iznimden hiç kendim kullanmadım 11.5 gün kaldı.

7 yıldır özeldeyim farklı sektörlerde aynı işi yaptım. çok iyi bir yazılım şirketinde bile aniden lay-off oluyor artık. hem bizim şirkette oldu, hem kuzenimin şirketinde, hem rakip firmalarda.

boş zamanlarınızda freelance alın daha iyi.

sözleşme bitince ortada kalma ihtimaliniz de var.

edit: yazıp yollayınca fark ettim yanlış anlaşılabileceğini ama düzeltmeye üşenmiştim.

önceki tatillerde kesilenler yüzünden 11,5 a düştü. şimdi bir de bu eksilecek 1,5 gün daha gidecek. kalacak 10 gün. izin hakkımın neredeyse 3'te birini şirket yemiş olacak.
+1
art cat chocolate
(24.10.25)
Yesil pasaportu gozunuzde cok buyutmeyin. 2-3 kere vize alinca artik uzun vermeye basliyorlar. 5 yillik schengen var bende mesela.
-1
nuevo
(24.10.25)
Gelecek güvencesi olarak da memurluk ile sözleşmeli personel arasındaki farkı göz ardı etmemek gerek
0
Mirket
(24.10.25)
yeşil pasaport gözde büyütülecek bir şey de, neyleyelim para yoksa yeşili :). kamu mühendisleri bence kamuda maaşı en olması gerekenin altında olanlar listesinde 1. sırada. kesinlikle daha fazla olmalı ama artık zor gibi... bence geç hocam, az para kazan.
0
eisberg
(24.10.25)
para olmayınca fosforlu yeşil pasaport olsa ne işe yarar?
0
scudman1
(24.10.25)
Kaç memur yurtdışına paraya acımadan çıkabiliyor buna bakmak lazım. Benim tercihim yüksek maaştan yana olurdu. Para = her şey, huzur dahil.
0
runaway
(24.10.25)
Yeşili almadan kıpırdamazdım. 3 yıl hemen geçer.
+1
emcekare olmadi einstein olsun bari
(24.10.25)
Özelde layoff olayı çok arttı cidden. Göz önünde bulundurmak lazım.
+1
hububrad
(24.10.25)
%42 artış 60'dan 90'a çıkış anlamına geliyorsa yeşili almak daha iyi. dikkat etmeniz gereken nokta yeşili aldıktan sonra geçtiğinizde yeşili geri alıyorlar mı alıyorlar mı?

100'den 150'ye çıkar, pasaportla işim olmaz derseniz paraya bakmak daha iyi.
0
klassno
(24.10.25)
ev var. araba var. borc yok.
yaldir yaldir para icin baska yere kosmayi gerektiren bir durum yok. üc yil bu sartlariniz icin hicbir sey degil. parayi üc yil sonra da gani gani kazanirsiniz. yesili kacirirsaniz bir daha alamazsiniz.
yesil beklenir.
bakmayin siz vize alinir diyenlere. 6 ay vize kapisinda sirf randevu bulabilmek icin sürünüyorlar, sonra burada "zorunuza gitmiyor mu?" diye duyuru aciyorlar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(25.10.25)
Sekiz yılda ekstra bir ilerleme veriyorlar, seçim zamanında da bir ilerleme gelebilir sandığınızdan daha az zamanınız kalmış olabilir dereceniz kaç
0
Hallegadola
(25.10.25)
@hallegadola
4/1
0
🌸erdemylcn
(26.10.25)
(12)

Hayatınızı iyi yaşadığınızı düşünüyor musunuz

arbre
Kaç yaşındasınız ve bu yaşınıza kadar sizce iyi yaşadınız mı? Hayattan alacağınız şeyler olduğunu düşünüyor musunuz? Sağ olun.
Kaç yaşındasınız ve bu yaşınıza kadar sizce iyi yaşadınız mı? Hayattan alacağınız şeyler olduğunu düşünüyor musunuz? Sağ olun.
-1
arbre
(24.10.25)
38. nispeten iyi. evim, arabam var. bu zamana kadar tabiri caizse ot gibi yaşadım, bundan sonra hayatın tadının çıkarayım dedim ama sağlık sorunları (doğuştan) yaşla beraber etkisini göstermeye başladı.
+1
inheritance
(24.10.25)
Yaşım 35 hayatım okumakla, mücadeleyle deyim yerindeyse bir baltaya sap olmaya çalışmakla geçti. Hala da çabam bitmiş değil. Kötü bi hayat yaşamadım ama maddi ve manevi tatmin de olmadım tam olarak.

Evli ve çocuklu değilim.
Maddi birikimim yok
İşim yok.
Mal varlığım yok.
Ama hayallerim çok fazla. O yüzden daha yeni basliyorum hayattan bir şeyler almaya.
+1
egerbiryolcu
(24.10.25)
32. egerbiryolcu'ya +1 mücadele etmekle geçti şu ana kadar hayatım. hayat yeni başlıyor.
0
nolmus yani
(24.10.25)
46
Mücadeleyi, hayatla uğraşmayı seviyorum, aşırı belaltı vurmadığı sürece ki vurduğu zamanlar vaki tabi :)

Tamahkar bi' insanım, son 10-15 sene iyi yaşadım çok şükür, alacağım şeyler var hala, bazı konularda yeni balşıyorum bile diyebilirim.
0
kumandanim
(24.10.25)
34 yaşındayım.
2023'ten beri çalıştığım şirketten nefret ediyorum.
Onun dışında hayatımdan memnunum.
Rabbim yaşadığım şehirde bana şu an yeni bir iş versin diye dua ediyorum.
Eylül 2026'ya kadar yaşadığım şehirde kalırım.
Sonra çok başka planlarım var.
0
rain when i die
(24.10.25)
tamamen boşa gitmiş gibi hissediyorum. özellikle 25-35 yaş aramı tamamen çöpe attığımı biliyorum, görüyorum. uzun bir süredir de bunun pişmanlığından kurtulmaya çalışıyorum.
0
tchuck
(24.10.25)
bu hayatın bana halen daha borcu var ve çoğunu ödemedi..
0
Hallegadola
(24.10.25)
Edit: Yaşı unuttum: 36 erkek kişisi.

Son 6 senedir evet güzel yaşıyorum. Tabii 6 senenin öncesininde bir altyapısı var. He diye bir günde olmadı. Geldiğim bu noktada bazı eksiklikler kaldı. Henüz tamamlanmayan sorunlar kaldı. Onları da üstesinden gelsem daha da güzel olacak inşallah.

Edit: 1 Ocak 2019 gününden bugüne kadar istediğim deneyimleri yaşadım çok şükür.
0
put it in your appropriate place
(24.10.25)
araba/iphone alabilmek gibi seyler beni iyi hissetirmeyeli baya oldu.
maddi birikim az, ev zaten bankanin.
iyi yasayabilmem icin bunun 2 kati paran kazanmam lazim o da yakin zamanda mumkun gorunmuyor.
gunu kurtariyoruz..
0
cooperr
(24.10.25)
Evlilik çocuk evler araba borçsuz hayat... Mutlu muyum? Hayır. başarılı mıyım? Hayır
İşimde (öğretmen) hayatın rezil gidişini durdurmak istiyorum. Olmuyor. Karikatüre bi hayat yaşıyorum. Behzat ç gibi... iyi bi adam olamadım ama kimsenin adamı da olmadım.
Hayat bana borçlu değil. Sadece bu kadar çabaya bişeyler değişsin isterdim. Olmadı.
Sindiremiyorum. Yeni nesil çok boktan.
0
luluki
(24.10.25)
referans noktasina gore degisir. hayata basladigim noktadaki insanlara gore cok iyi durumdayim. oradan bakinca cok iyi yasiyorum gibi duruyor. gecmise bakinca inanilmaz verimli bir hayat oldugunu goruyorum. sifirdan derecelerle cok prestijli yerlerde okudum, calistim, amerika'da burslu okudum, simdi de tum dunyanin adini bildigi, urunlerini kullandigi bir sirkette calisiyorum. iyi kazaniyorum, hobilerim var, arkadas cevrem var. istemedigim kadar hem de, cogu zaman davetlerini reddetmek zorunda kaliyorum.

ancak buradaki insanlara kiyasla durumum pek iyi degil. hala gocmenlik konusunu halledemedim. bu sebeple kariyerimde cok daha yukarilarda olabilecekken ortalama yerlerdeyim. stresli bir hayat.

kisisel olarak ise ilgi duydugum isi yapip tatmin oldugum bir hayatim yok. idare ettigim bir hayatim var. kolelikten kurtulmaya calismak icin guc toplamaya calistigim bir hayat. biraz beyhude cabalar. 40 yasinda hala calisiyor olursam fail etmis sayacagim kendimi.

mumkun oldugunca cok sey tecrube edip, ogrenmeye bakiyorum. hayattan gecerken en azindan ne varmis, ne yokmus ogrenmek istiyorum. bir de yaratabilecegim seviyeye gelirsem degmeyin keyfime.
0
antikadimag
(25.10.25)
Ben de antikadimag gibi gocmenlik konusunu hallemedim, hatta kariyer vs de yapamadim ama hobi var, arkadas cevresi var, neredeyse emekli oldum 36 yasinda. Bundan sonrasi gezip eglenip sonra evlenmek olmali. Bakalim.
+1
baldur2
(25.10.25)
(12)

kız arkadaşım resimler gördü ve..

baldan kaymak
fotoğraf uygulaması yedeği varmış. senelerdir girmediğim çöplük. Ve ayrılmak istedi. Yan yana çekildiğim resimler vardı geçmişten, onları gördüğünü söyledi. Ne yapmalıyım? Ondan sonra olan hiçbişi yok.Çok üzgünüm düşünemiyorum lütfen napmam gerektiğini salağa anlatır gibi..
fotoğraf uygulaması yedeği varmış. senelerdir girmediğim çöplük. Ve ayrılmak istedi. Yan yana çekildiğim resimler vardı geçmişten, onları gördüğünü söyledi. Ne yapmalıyım? Ondan sonra olan hiçbişi yok.

Çok üzgünüm düşünemiyorum lütfen napmam gerektiğini salağa anlatır gibi..
0
baldan kaymak
(24.10.25)
Olgunlaşmamış biriyle ilişki sürdürmek istemiyorum. Kendine iyi bak. Diyorsun.
+9
arbre
(24.10.25)
Konu bir iki gün soğusun sonra açıklamanı yaparsın, kendini aşırı açıklamaya çalışma sadece olanı anlat. Bundan sonrası ona kalmış istediği kararı verebilir

Geçmişindeki fotoğrafları silmeliydin vs argümanı da duygusal manipülasyon. Bazı insanlar fotoğrafları siler bazıları silmez. Bunu kabullenmeyecek insanlar da özgürce başka yollara gidebilir.
+1
grimavi
(24.10.25)
olgunlaşamamış +1
eskiden ben de böyleydim. olay çıkartırdım her şeye. sen açıklamanı yap inanmıyosa bye bye de.
+2
matilda
(24.10.25)
Mal mı bu afedersin onları görmeseydi yaşanmamış mı olacaktı.

Yaşanmış ve görmüş işte ne var bunda benim liseden beri fotoğraflarım duruyor (2012)

Merak edip bakarken ne görmeyi bekliyordu acaba?

Kızlarda şey tribi oluyor. Eskiyse neden silmiyorsun.s.s.s işim gücüm yok binlerce fotoğraf arasından eski foto arıycam.

Saniyorlar ki yalnız kalınca gizli gizli eski sevgililerimize bakıp ağlıyoruz herhalde... değişik bir kafa.

Ben şahsen olsa ve görsem çok isterim, merak ederim yani. Eşim her şeyi silmiş, bu daha rahatsız edici.
+7
ananiyimioguz
(24.10.25)
Derin derin nefes al geçecek. Kendini daha iyi hissedince her şey bu kadar karanlık olmaz ve daha iyi konuşur ona göre kararlar verirsin.
0
i'm gonna start a revolution from my bed
(24.10.25)
Kız arkadaşına olgunlaşmamış diyenlere katılmıyorum bazı takıntılı adamlar var ki ben de denk geldim eski sevgililerinin hepsinin fotoğrafları bi köşe saklı duruyor. Belki hala ona karşı bir şeyler hissettiğin için sakladığını düşünmüş olabilir. Bir kaç gün müsaade et ardından @grimavi dediği gibi açıklamanı yaparsın. Şayet açıklamadan sonra görüşmek istemiyorsa yapacak bir şey yok
+2
mermaidd
(24.10.25)
Kıza da hak veriyorum benim de birebir takıntılı olarak takip edildiğim oldu, çok ürkütücü.
Seni de öyle sanmış olabilir.
Sakin kafa ile konuşun güvenemiyorsa yapılacak başka şey yok.
0
cilekli pasta
(24.10.25)
Gecmis olmus bitmistir geri gidip mudahele sansinin olmadigi bir yerdir. Ayrica iyi ya da kotu insanin anilarini saklamasi kadar dogal bir sey olamaz. Fotograflarin duruyor olmasini, hala o kisilere karsi duygusal hisler besleyebilecegin anlamini cikaran insanlarla birlikte olma. Kimse kendini guvende hissedecek olgunlugu gosteremiyor diye gecmisine dair olanlari silme. iyi de olsa kotu de olsa gecmis senin gecmisindir. Gecmisin gecmiste kaldigini bilip bunu sindirebilecek olgunlukta olmayan biriyle vakit kaybetme.
+2
tezek
(24.10.25)
ayrıl abi, ne işin var. böyle bir psikolojinin kime ne faydası olacak.
0
gabe h coud
(24.10.25)
Ben şahsen birlikte olduğum kişinin eski sevgilisiyle fotoğraflarının arşivde dağınık bir şekilde kaldığını görsem daha rahat hissederdim. Bu durum özellikle hepsini silmiş olmaktan daha umursamazca duruyor.

Sadece bu kişiyle olan fotoğrafları ayrı bir klasörde titizce gruplanmış olarak bulsam biraz rahatsız olurdum ama yine de ayrılma noktasına gelmezdim.

Ayrılma noktası benim için fi tarihinden kalma fotoğrafların derli toplu şekilde güncel, kolay ulaşılabilir bir yerde ve hatta belki diğer eski sevgilerle olan fotoğraflarla da birlikte bir arada bulunması olurdu. Bu @mermaidd'in dediği yere denk düşüyor.

Böyle bir durum yoksa olgun bir davranış değil +1. Bence de kendi açınızdan olayı anlatıp sonrasında çok ısrarcı olmayın.
+2
akhenaten
(24.10.25)
bir iki gün bekle. sonra karşına alıp bu resimleri gördükten sonra ayrılmak istemesinin asıl sebebini öğren. resimleri sakladığını mı düşündü, yoksa ondan önce biriyle çıkmış olmana mı öfkelendi?
sakladığını düşündüyse açıklamanı yap, yedek olayını anlat. hala inanmıyorsa postala.
ondan önce biriyle çıkmış olmana öfkelendiyse, postala.

bu ne ya çocuk gibi
0
nolmus yani
(24.10.25)
ohooo daha şimdiden böyle şeylere ayrılmak istiyorsa işin iş geçmiş olsun
0
Hallegadola
(24.10.25)
(10)

Neden insan iş ve sosyal arkadaşlarıyla yüz göz olmuyor da eşiyle, sevgilisiyle kavga gürültü ediyor? Yüz göz oluyor.

mahmuttt
Anlatmak istediğim işte sosyal arkadaş ortamında empatik dinleyebiliyoruz ama partnerle ilişkide aynı şekilde duygusallaşmadan kişiselleştirmeden savunmacı olmadan olaya yaklaşamıyoruz. Bir şekilde olayı kişiselleştiriyoruz sonra olay tartışma karşılıklı savunmaya dönüyor. Bu neden böyle oluyor? Ayn
Anlatmak istediğim işte sosyal arkadaş ortamında empatik dinleyebiliyoruz ama partnerle ilişkide aynı şekilde duygusallaşmadan kişiselleştirmeden savunmacı olmadan olaya yaklaşamıyoruz.

Bir şekilde olayı kişiselleştiriyoruz sonra olay tartışma karşılıklı savunmaya dönüyor.

Bu neden böyle oluyor?

Aynı ev içinde olmaktan mı, yoksa konuya duygusal taraf olmaktan mı?

Ve bunu hangi bilinçle değiştirebiliriz
0
mahmuttt
(24.10.25)
Beklentilerden ötürü.
+1
osssy
(24.10.25)
diğer insanları aslında iplemiyoruz. dinliyormuş gibi yapıyoruz. yorum yapmamaya çalışıyoruz. yargılamıyoruz. ama yakınlarımıza yapmamız lazım.
0
ground
(24.10.25)
yakın olduğumuz insanlara müdahale etme yönetme kızma bağırma hakkını elimizde görüyoruz. çünkü gidemezler uzaklaşamazlar vs diye.

ama uzak insanlara kötü davranırsak müdahale edersek direkt hayatımızdan kolayca çıkıp gidebilirler bu yüzden daha temkinli yaklaşıyoruz
+3
jelly bear
(24.10.25)
muhtemel bir sebebi de yakınlarımızla organik/kan bağı var. biliyoruz ki ne kadar vurdulu, kırdılı davransak da o bağ hemen kopmayacak, nazımız geçecek, kaprislerimize veya en üst seviyedeki sinirli çıkışlarımıza tolerans gösterecek. ama elin kızı/adamı "sen kim oluyorsun da..." ile başlayan had bildirme veya seni silme aşamasına kolayca geçecek. ne sen, ne de o "gerektiğinde sinirlenme" hakkına tahammül edebilecek...
+3
m e b
(24.10.25)
kavga edecek 1500 kulvarınız eşinizle sevgilinizle:

şu fatura neden ödenmedi? çocuğu okuldan neden sen almıyorsun? akşam neden patlıcan yiyoruz? o kıza neden baktın? bu kim? annene gitmeyelim. maça gidemezsin. çok para harcıyorsun.

iş arkadaşınızla kavga edecek ancak 1 (bir) kulvar var, o kulvar da belli kurallar ile düzenlenmiş olduğu için ve ikinizin de işten atılma korkusu olduğu için çok fazla kavgaya sebebiyet vermiyor.

(iyi ki boşanmışım. yukarıda bir iki sorum yazdım ya, kanım çekildi resmen)
0
co2s2
(24.10.25)
Çok bilmediğin, tanımadığın biri sana bir şey söylediğinde arkasındaki niyeti kestiremediğin için tedbirli yaklaşıyorsun. Savunmaya geçip geçmemek konusunda bir fikrin olamıyor. Çünkü karşıdan gelen yorumun/sorunun ardında başka bir niyet var mı bunu anlayamıyorsun. Çok samimi olduğun, her şeyini bildiğin bir arkadaşın, eşin veya sevgilin bir şey söylediğinde söyleme biçiminden, ses tonundan, ufacık mimiğinden bile ne demek istediğini anlıyorsun (ya da anladığını sanıyorsun) o yüzden ne karşılık vereceğin daha net.

Biri sana bir laf edince gerçekten sana mı laf etti bilemediğin için bilinçaltında "belki de bana laf etmemiştir, kendimizi rezil etmeyelim durduk yere insan içinde" düşüncesi oluşuyor ve tartışmaktan, kavga etmekten geri duruyorsun.
+1
himmet dayi
(24.10.25)
o kadar da umursamıyoruz içten içe ya. ben en yakın arkadaşımın derdini dert edinirim ama iş arkadaşımın derdini dert edinmem mesela. anlık olarak konuşur geçersin. paylaşımın daha az çünkü hem duygusal hem genel olarak. ama aile, sevgili, yakın arkadaşla ortak paydan ve çatışma için cephen çok :)
0
chanandler bong
(24.10.25)
başkalarını olduğu gibi kabul edebiliyorum, çünkü beğenmesem bile bana ne ailesi düşünsün, eşi, çocukları düşünsün diyebilirim.

ama yanımdakiler, ailem eşim beni bağlar ve ben onlarla bir şeyleri düzeltmeleri konusunda kavga edebilirim. çünkü onların yaptığı bir yanlış bana dokunuyor veya kendisine dokunuyor, onları önemsemek zorundayım.

hiç bişey olmasa benim hayatımı etkiliyorsa kavga ederim tabii ki. hiç kavga etmediğim arkadaşımla da uzun süre aynı evde yaşasam onla da kavga edebilirim.

diye düşünüyorum.
0
ananiyimioguz
(24.10.25)
İnsan değer verdiğinden alınır, değer verdiğine kızar kırılır gücenir vs. Ama şu var, en çok evdekilere, en yakınlarına, aile bildiklerine karşı nazik ve hassas olmak gerekiyor, en çok onların kalplerini kırmamaya özen göstermek gerekiyor çünkü zor zamanda kimse yanında olmuyor ailen oluyor. Zor zamanda sana destek olmayı onlar için bir "mecburiyet" hatta "mahkumiyet" haline getirmemek gerekiyor. Bu hem kendine hem onlara saygı ve sevginin bir gereği.

Dışarıdakine daha iyiyiz çünkü ondan zarar gördüğümüzde ona zarar veremeyeceğimizi düşünüyoruz, eller iyisi olmakla kendimizi koruyoruz aslında. Ama içimizde biriken öfkeyi tepkiyi isyanı evdekilere boşaltınca evler ağusu (ağu=zehir) oluyoruz. Bu modeli çok uzun yüzyıllardır babanın anneye olan öfke kusma seanslarından öğrendik, bunun üzerinden yürüdü. Kadınlar doldu taştı, evlilik içi tecavüzdür çünkü bu, sadece şiddet değil tecavüzdür.

Beyin plastisite özelliği olan bir varlık. Değişime uyum sağlar, tam da bu sebeple evrim gerçekleşmiştir. İnsan her şeyi zihninde çözer ve başarır. İstersek bu kalıbı rahatlıkla değiştirebiliriz yani. Adım adım bile olsa kaplumbağa yavaşlığında bile olsa değişim mümkündür.
0
muhayyer divan
(24.10.25)
eşimi umursuyorum çünkü diğerleri figüran.
0
Hallegadola
(24.10.25)
(13)

Aşırı Değer Verme

cemallamec
Sevgili Güzin Ablalarım,Hayatımdaki yakın insanlara aşırı değer veriyorum ve bir müddet sonra fark ediyorum ki “ben onlar için hiçbir şeyim”. Hayatlarında en ufak şeyde kolayca silinecek biriymişim. El üstünde tuttuğum her insandan bunu gördüm. İnsanlara pek fazla değer vermemek lazım denecek ama bu
Sevgili Güzin Ablalarım,

Hayatımdaki yakın insanlara aşırı değer veriyorum ve bir müddet sonra fark ediyorum ki “ben onlar için hiçbir şeyim”. Hayatlarında en ufak şeyde kolayca silinecek biriymişim. El üstünde tuttuğum her insandan bunu gördüm. İnsanlara pek fazla değer vermemek lazım denecek ama bunu törpüleyemiyorum. Onlar benim için kıymetli ve onları seviyor iken ben onlar için anlamsızmışım ki bunu sonra fark ediyorum. Fark edince de uzaklaşıyorum ve karşı tarafın da hiç umurunda olmuyor. Ben ise her daim o kişileri özlüyorum ya da anıyorum ya da neden böyle davrandılar diye üzülüyorum ya da bana verdikleri değeri anlayıp kahroluyorum.

Herkesin en zor gününde de en güzel gününde de yanında olurken bir kere zor günümde yanımda olmadılar. Muhabbet etmediğim mesafe koyduğum insanın yaşadığı kötü bir olayda hemen ona ulaşırım ya da mutlu bir şey yaşamışsa tebrik ederim.

Kendimi durdurmaya çalışsam da benim onlara verdiğim değeri azaltamıyorum. Herkese değer verirken ben herkes için bir kullan-at aparatı gibiyim.

Arayıp sormasam aramayacaklar. Sizce ben mal mıyım allah aşkına dürüst olun? Beni siklemeyen insanları neden hala anıyorum, kendi zihnimden çıkaramıyorum?
0
cemallamec
(22.10.25)
Kendinden fazla feragat ettiğin her ilişkide ilk gözden çıkarılan sen olursun. Fazla fedakarlık fazla vefasızlık getirir demişler. Her şeyi dozunda ayarlaman gerekir. Başına gelenlerden ders çıkartmadıkça maalesef ki üzülen taraf olmaya devam edeceksin. Arkadaşlarının seni kullandığını düşünüyorsan iletişimi kes yeni çevre edin en basit yöntem bu.
+1
mermaidd
(22.10.25)
Iletişimi tamamen keserdim ben. Ilişkiler karşılıklı. Kendine dönmek kendine dışardan bakmak ve kendini geliştirmek en iyisi bu durumda
0
pembediken
(22.10.25)
Ben ne zaman bunu yazdım diye düşündüm okurken. Kendimi gördüm. Bende şöyle oldu alttan alan, fedakarlık yapan, jestlerde bulunan ilgi gösteren biriydim ortamlarda. Ama zamanla değer verilmediğini, insanların ortada hiçbir sebep yokken veya en ufak bir konuda çok kaba şekilde silebildiklerini, zor zamanimda yanımda olmamaktan cekinmediklerini üstüne bir de bunun sitemini edince suçlandığımi görünce artık patlama noktasına geldim nihayetinde biz de insanız. Maalesef belki de bu tecrübeler bize doğru hayat tecrübesi edindiriyor.

Şimdi ise yine hayatımdaki insanlara çok değer veriyorum. Kullanıldığımi hissettiğimde mesafe koyabiliyor veya arkadasligimi kesiyorum. Eskiden olsaydı belki yıllarca alttan alır görmezden gelir yok ya ben yanlış anladım diye diye toksik ilişkileri barindirirdim köşede.

Bence biraz mesafe koymak, her mutlu veya dertli zamanlarimizi paylaşmamak, gizemli olmak, sürekli plan yapan taraf olmamak, sürekli sürpriz yapan taraf olmamak, belirli bir arkadaş veya arkadaş çevresine takılı kalmamak gerekebiliyo sanırım. En iyi insan dediğimiz kişiler bile değişen koşullarda size karşı da degisebiliyorlar. Bu yüzden hayal kırıklığı yaşamamak adına belki de böyle olunmalı.
+1
egerbiryolcu
(22.10.25)
demek ki yanlış insanlara değer veriyorsunuz. bu bir yana.

"arayıp sormasam aramayacaklar." dediğiniz kişileri seviyor, onlarla konuşmak istiyor ya da birlikte vakit geçirmekten keyif alıyorsanız niye onlardan girişim gelmesini bekliyorsunuz ki? siz arayın, siz mesaj atın bu kadar basit. sonuçta kendi mutluluğunuz için yaptığınız bir hareket. niye "hep ben arıyorum" diye hayıflanıyorsunuz ki?
0
tnz
(23.10.25)
@tnz, iyi misin arkadaşım sen? Yazılanları bu kadar yanlış yorumlamak nedir böyle
+1
🌸cemallamec
(23.10.25)
Gecen bir sey dinlemistim o kadar mantikli ve hosuma gitti ki. Mesela bi elma alacaksin gidiyorsun elmaciya diyosun ki bana bi elma ver, parayi veriyorsun ama sana elmayi vermiyor. Sen bekliyorsun ama vermiyor sonra ertesi gun diyorsun ki daha cok para vereyim belki dunku para az geldi yine gidip daha cok para veriyorsun ama yine elma yok. O elmaciya normalde olsa tekrar gider misin? Hatta ilk gittiginden sonra gitmezsin muhtemelen cunku para verdin elma alamadin, parani geri de vermedi. Sevgi de boyle iste alma verme dengesi olmadan surekli vermemek lazim. Ben de boyleydim birine cok deger veriyordum yani kendi ustume psikiyatri ilaci bile yazdirdim onun parasi yok diye, alip ona vermistim icsin iyi hissetsin kendini diye. Parami da, yemegimi de paylastim. Hep maddi, manevi sıkıntıları vardı 5 dk güldürmek icin 2 metro degistiriyordum is arasinda yaninda olmak icin. Sonra bi gun benim bi derdim oldu bana amaan benim de derdim basimdan askin dedi o gun vazgectim hala gorustugum bi insan ama artik caba sarfetmiyorum denk gelirse gorusup sohbet ediyorum. Etrafimda bana faydasi olmayan kimseyi birakmadim bu fayda maddi bir fayda degil kesinlikle annem babamdan baska kimseden cok sıkışsam da maddi destek istemem. Bir insani ben seviyorsam ve deger verip iyi ve kötü gününde yaninda oluyorsam ama o hic olmuyorsa aninda cikartiyorum hayatimdan. Ben kimsenin fanı değilim. Deger verir karsiligini alirsam iliskim devam eder yoksa kimseyi cekemem ve kimse icin güzel canimi üzemem. Ben bir taneyim, bi daha bu dunyaya gelmicem olabilecek en yuksek seviyede kendi mutlulugumu dusunmeliyim. Beni seven ve onemseyen insanlarla etrafimi doldurmaliyim.
0
matilda
(23.10.25)
Benim gibi kazık yersen öğrenirsin
-2
Kahvedesu
(23.10.25)
sevgi eksikliği hissediyorsun, seni sevsinler istiyorsun. ama bu kendi kendine olacak şey değil. bu eksikliği insanları daha çok sevmeye çalışarak kapatma. akışına bırak.
+1
koela
(23.10.25)
sevgi, ilgi, onay ve anlaşılabilme ihtiyacımız var hepimizin. bazen bunlara ulaşabilmek için insanları farkında olarak veya olmadan duygusal olarak borçlandırmaya çalışıyoruz aşırı vericilikle. yaparken de böyle yaptığımızın, verciliğimizin sınırları aştığının farkında oluyoruz ama durmuyoruz çünkü muhtemelen bir şekilde bu iletişim şekline maruz kalmışız ve bizde içselleştirmiş olabiliyoruz.

alma-verme dengesini gözetemediğimiz yerlerde en kolay yol olan ve kontrol alanımızda olmayan karşı tarafı suçlamak yerine kontrol alanımızda olan kendimizde aksayan noktayı bulmak ilerleyen dönemlerde aynı deneyimleri yaşamamanın en temel anahtarı bence. özdeğer, kusurluluk/değersizlik şeması, people pleaser vb. konuları araştırmak gelecekte bu örüntüden çıkabilmeniz için faydalı olabilir.
+2
Phoebe
(23.10.25)
ben de arkadaşlık konusunda böyleyim. bütün duygularımı arkadaşıma yoğunlaştırıyorum, ona karşı çok açığım ve arka planda başka bir ajandam olmaz, şeffafım. ama yine en son bir arkadaşımda daha hayal kırıklığına uğradım. kendimi biraz daha geri çekeceğim ona karşı.

esasında evli olduğum için eşim en yakın arkadaşım, sosyalleşme ihtiyacımı hep onunla gideriyorum ama kız kıza arkadaşlığı da özlüyorum yalan değil
0
Hallegadola
(23.10.25)
Self-serving bias
+1
mikahakkinen
(23.10.25)
insanlara sandiginiz kadar karsiliksiz asiri deger verdiginizi sanmiyorum, muhtemelen cok icten ve temelden gelen sevgisizlik ve degersizlik ihtiyacinizi tamamen disariya delege etmis ve disardan karsilamaya calisiyorsunuz ve bu inanciniz o kadar derin ve yerlesmis ki bilincdisi bu inancinizi onaylayan (yani sizi degersiz ve sevilmeye layik hissettirmeyen) iliskiler kuruyor bu insanlari hayatinizda tutuyorsunuz. o zaman iste dipsiz kuyu gibi oluyoruz. bir turlu yetmiyor. insanlar bunu kendileri bile fark etmeden hissediyorlar ve uzaklasiyorlar, ya da kendi kendini gerceklestiren kehanet dedigimiz, surekli degersiz oldugumuzu onaylayan insanlarla bir araya gelip iliski kurmaya calisiyoruz ve tum yasamimiz temel inancimizi dogrulamakla geciyor. ingilizce biliyorsaniz confirmation bias, shadow work vs. olarak bakabilirsiniz.
+1
kassiopeia
(23.10.25)
Arkadaşlar, beni ne tanırsınız ne bir şey. Maşallah psikolojik teşhisleri koymuşsunuz. Kesinmiş gibi konuşmuş, üstüne çocukluğuma bile inmişsiniz.

Ben insanlarla çok çabuk kaynaşan biriyim. 1.200 km öteye hiçbilmediğim bir yere tek başıma taşındım ve burada insanlarla kolayca arkadaş oldum, dost oldum. İnsanlar aile ailem geldiğinde bile ailemi yemeğe davet ederler. Ama siz maşallah nerelere çekmişsiniz. Kendimden şüphe etmeye başladım. Olay çok farklı yöne evrilmiş. İnsanlara değer veren kişi psikolojik sorunluymuş ya da travamaları varmış gibi algılıyorum artık :) İnsanlara değer vermek, bence o insanı cepte görmek oluyor ve sonra o insan değersizleşiyor. Arkadaşımın babası vefat ettiğinde iki uçak değiştirip taziyeye gittim ama bunun çocukluğumdan kalan travmalardan ya da bilmem ne eksikliğinden ötürü olduğunu söylüyorsunuz şimdi. Ablam vefat ettiğinde ise aramayı bırakın mesaj bile yazmadı. Şimdi bende bir şeyler eksik olduğu için ona değer vermişmişim de bilmem ne…
+1
🌸cemallamec
(23.10.25)
(13)

yeni evlenecek çifte mobilya alışverişi tavsiyeleriniz

mazrufsezici
Selam dostlar. 1-2 haftadır nişanlımla ev eşyalarımızı seçmek üzere mobilyacı geziyoruz. Büyük bilindik markaların ve birkaç bağımsız markanın showroomlarını gezdik, az çok beğendiğimiz ürün cinsi ile renk/malzeme kombolarını oturttuk. Birkaç sorumuz var, kesin karar ve sipariş sürecine geçmeden önc
Selam dostlar. 1-2 haftadır nişanlımla ev eşyalarımızı seçmek üzere mobilyacı geziyoruz. Büyük bilindik markaların ve birkaç bağımsız markanın showroomlarını gezdik, az çok beğendiğimiz ürün cinsi ile renk/malzeme kombolarını oturttuk. Birkaç sorumuz var, kesin karar ve sipariş sürecine geçmeden önce bu konularda deneyimi olan duyurucu büyüklerimizin tavsiyelerini alalım dedik. Yanıtlarınız için peşinen çok çok teşekkür ederiz 😊
1. Dolap tarzı ürünlerde suntalam (yonga levha vs) yerine MDF'den mamul mobilya alalım diyoruz. Büyük mağazalarda sunta daha yaygın sanırım, gerekirse bağımsız atölyeden sipariş vermeye meyilliyiz zira işimiz gereği sık taşınma ve sök/tak durumu da muhtemel. Anlatıldığı kadarıyla suntalam hem o açıdan hem de dayanıklılık bakımından kesinlikle uzak durmamız gereken bir malzeme. Bu konuda ne önerirsiniz?
2. Koltuk kumaşı olarak, yazın terletmeyen ama temizliği de rahat olacak bir malzeme önerebilir misiniz? Tezgahtarların ağzına bakarsak sattıkları her üründe "hiçbir sorun yaşamayız" 😄
3. Büyük mağazalardan 3'ünde farklı şubelerden yatak odası, oturma grubu ve yemek odası takımları için toplu fiyat aldık. Hepsi ilginç bir şekilde ortalama 250 bin - 350 bin lira bandında bir toplam fiyat veriyor ve sürekli bir "kampanya bitti bitecek, elinizi çabuk tutun" lafı dillerinde. Bu bir pazarlama taktiği midir, benzer indirimlerin önümüzdeki günlerde de tekrarlanmasını bekleyebilir miyiz?
4. Beğendiğimiz tasarımları veya tarzları (alengirli tasarımları değil adeta en en basit düz tasarımları beğeniyoruz) bağımsız bir atölyede yaptırsak diyoruz. Bu konuda deneyimi olan var mı? Fiyat veya muhtemel kalite avantajı konusunda neler beklemeliyiz? Ankara Siteler'de bu tür bir hizmet alabileceğimiz bir yer önerebilir misiniz?
0
mazrufsezici
(22.10.25)
hocam vereceğim cevaplar muhtemelen sorunuza yönelik olmayacak yalnız. ben de kendi evimi tadile ediyorum. herşeyi atıp yeniden alıyorum öyle geniş bir araştırma sürecindeyim.


birincisi ev sizin değilse ve taşınmak durumunda kalırsanız eşyaların anası ağlayacak. özellikle gardrop komidin vb gibi parça parça kurulan şeyler. ikinciye kurulduğunda sağa sola leyla gibi hareket edecektir. yani ev kendinizin değilse gidip en süperini almayın.


ikinciolarak mdf veya sunta lam muhabbetine geleyim. sunta hafiftir,mdf kadar dayanıklı değildir. mdf dayanıklıdır ama suntaya göre hem çok pahalı hem de ciddi manada ağırdır.

mesela ben kendime cnc de mufak dolabı kestireceğim. 20 binlira. hani niye cnc de kestiriyorsun dersen. adamlar gitmiş ahzır dolap setleri yapmış. çeşitli ölçüler yapmış. direkt kesip paketleyip gönderiyolar. montajını kendin yapıyorsun. fiyat olarak marangoza yaptırmaktan çok daha ucuza geliyor.


geçen senenin fiyatları ile bir örnek vereceğim. bu cnc de kesme dolap alan bir arkadaşım oldu orada gördüm.


ikisi de aynı ölçülerde olan iki tane mutfak düşün. tezgahlar hariç bir arkadaş 13bine cnc de kestirdi yaptırdı suntadan. öteki arkadaş marangoza kaplamalı mdf ile yaptırdı 85 binlira verdi. hani mdfnin üzerine pleksiglas gibi bişey kaplamışlar. tornavidayla kazımaya çalışıyorsun çizillmiyor. şimdi sen kalkıp mutfak dolabını tornavidayla kazımayacaksan böyle zırh gibi bişeye neden fazla para vereceksin. ha parlaklık görüntü falan çok güzel orası ayrı.


öte yandan ikisi de suya karşı dayanıksızdır. ha ben banyo dolabı ihtiyacı dolayısıyla araştırma yaptım. mesela adamlar mutfağa sunta kullanıyor ama banyo dolaplarını mdf den yapıyor. demek ki mdf suntaya göre banyoda oluşabilecek neme daha dayanıklı.


ha para derdiniz yoksa mdf dolap grubu için falan çok güzel malzemedir ama suntaya göre de ciddi pahalı. ayrıca aklınıza gelen herşeyin bir kalitesi var. hani mdf olması illa süper kaliteli olacağı anlamına gelmiyor onun da bir sürü kalitelisi adisi vardır.


ben kendi evime mutfak dolabı sunta, banyo dolabı mdf, gardrop komidin vb sunta, tv ünitesi sunta, kitaplık sunta, ıvır zıvır dolabı sunta şeklinde alacağım.


oturduğum ev yirmi senelik. eski söktüğüm herşey mutfak dolabı , gömme gardrop falan sunta çıktı baktım ki hani bekar olup temiz kullanamamak dışında sağlamlık açısında hiç bir sorun yaşamamışım.


benim için önemli olan yenilediğim şeyleri temiz kullanabilmek ki buna pek inanmıyorum. sizin için önemli olan taşınmamak eğer kiracıysanız da gidip en pahalısını almamak olur.


olur da marangoza falan yaptırırsanız bişeyler, kesinlikle iş bitmeden para vermeyin. çok uğraşırsınız. ben kimsenin parasını iki saniye bile geciktirmek istemeyen adamım. çoğu yerde tanıdık usta da olsa nakit vermişimdir hep. hep de madur oldum. dünyanın en dürüst insanı bile olsa işi yapmadan bir kuruş vermem.

benim ev kombinasyonu da şöyle. duvarlar kirli beyaz, kapı kasaları gri, kapılar duvarlardan bir tık kirli beyaz, yerler gri olacak, fayans döşenecek yerler gri, mutfak duvarları tezgah arkası ve teazgah koyu renk.(kir göstermesin.) mobilya ıvır zıvır tv ünitesi hepsi düz beyaz. sade ve ışığı en etkili alabileceğim şekilde düşündüm.
0
Fodera
(22.10.25)
benim vereceğim tek öneri mobilya beklerken perişan olmamanız için ikea'yı tercih etmeniz olacaktır. ikea'nın belli kaliteli serilerinden ilerleyebilirsiniz. bir de asla sürgülü yatak odası dolabı almayın.
+1
ruhlardan esinlenen karga
(22.10.25)
bilmeden sunta aldım dolaplarımı, cidden çok dandikmiş.

vivense'den bir koltuk aldım. çok iyi, çok sağlam. ama çok ağır. köşe koltuk ve kocaman. çok taşınacaksanız almayın.

ayrıca yere yakın, ayakları kısa koltuk almayın. altını temizlemek işkence oluyor. ben çektim siz çekmeyin. robot süpürgeler girmiyor. vileda bile sokamıyorum.

benim koltuğum kadife kumaş. yazın mahvediyor. sakın almayın. benim kedilerim olduğu için, kadifeyi yırtamadıkları için aldım.

şu markalara bayılıyorum, eşya yenileyebilecek olsam düşünmeden alırım:

normod (koltuklar harika) (kullanan arkadaşlarım memnun)

woodenworkz (karyolaları çok güzel)

hamm (fiyatlar uçuk ama çok tatlılar)

...

sürgülü dolap almayın +10000
hemen bozuluyor ve kapanmıyor
0
art cat chocolate
(22.10.25)
ev kendinizse dolabı vs marangoza yaptırın hiç uğraşmayın
0
Hallegadola
(22.10.25)
Ev nişanlıma ait, uygun şartlarda uzun yıllar oturabiliriz aslında ama eş durumu vs sebeplerle düşük ihtimal de olsa atamaya tabi olduğumuz için insan çok da emin olamıyor. Ve açıkçası eşya seçiminde de bir yandan "çok taşınmayız" gibi bir varsayımda bulunup sök-tak yapmaya dayanıklı olmayan ama ucuz ve kolay bulunan bir malzeme tercihi de yapabiliriz, aynı sebeple evladiyelik bir şey olsun ve uzun yıllar dayansın diyerek tam tersi bir yola da gidebiliriz. O yüzden öneri almak istedik açıkçası, ödeyeceğimiz meblağlar az değil. Bize mağazalarda anlatılanlarla gerçek hayat tecrübelerini tartmak istedik.
0
🌸mazrufsezici
(22.10.25)
Koltuk kumaşı: tay tüyü
Çok kolay temizleniyor ve kediler ne kadar tırmalamaya çalışsa da zarar veremiyor. Terletme konusunda kadife, deri vs.ye göre daha iyi ama ben yine de yazın koltuk örtüsüyle kullanıyorum çünkü örtüyü sık sık yıkamak daha pratik ve temiz geliyor.
0
kobuzchu kiz
(22.10.25)
yatak odasini yillar once woodenworkz'e yaptirmistik. uzerine 3 kere tasindik hic bir sey olmadi. woodenworkz.com
koltugumuzu da Loda'dan almistik. hala minderlerinin bile degismesine gerek yok, o da 5 yillik.
dolaplar icin bir sey diyemeyecegim ama bence ikea olur. cok tasiniyorsaniz, sadece kasayi degistirmeniz yeterli. zaten pahali kismi kapaklari ve ic bolmeleri. onlar ayni kaldigi surece kasa degisebilir.
dagilmasi, bozan/kuran kisiye de bagli.
ilk tasindigimizdaki kisiler super bir is cikarmislardi ama son tasinmadakiler dagittilar ortaligi resmen.
0
65 derece
(22.10.25)
ben olsan asla takim almam bir kere. cok sakil duruyor. bu elde var bir. yavasyavas begendiginiz parcalari bir araya getirerek odalari dosemek daha mantikli. zaten yeni evlisiniz beraber kurdugunuz hayatin hikayenizin islerini nakis nakis ve islemek daha iyi.
ben sizin yerinizde olsam masif ikea alirim ama az alirim set almam. param oldukca sevdigim bir seyi gordukce bir yere gidip gezip bir ani eve getirmek istedikce evi doserdim yavas yavas.
kotuklar icin de kumasin ne oldsugu cok onemli degil cogunlukla hep artik leke tutmaz oluyor zaten ama en onemlisi cikanip yikanabilir fermuarli olsun alti yuksek olsun rahat temizlensin. ve yine de koltuk ortusu kullanin. dogal renkler her zaman iyidir siyah da beyaz da kir ve toz gosteriyor. ahsapin cesit cessit tonu var herahngi bir ahsap tonu alin guzel masif. sonra istersen siz boyarsiniz. bir parcasinda sorun olursa ikea dan gider alirsiniz seneler sonra. tasinma icin de kendiniz sokup takarsaniz sorun olmuyor. ama noolur takim almayin ya cok cirkin.
0
mavicorap
(22.10.25)
evet takim almayin +1
0
65 derece
(22.10.25)
Mutlaka inegöl'e gidin ve fiyat alın. Gayet iyi fiyatlar veriyor ve gayet kaliteliürünler satılıyor. Koskoca awm yapmışlar bir kaç tane.
0
liberal
(22.10.25)
1+1 de oturuyorum ben şu an, sonra ev aldık 2+1e geçeceğiz ancak yatak odam şimdi daha küçük olduğu için yatak odası takımımı daha 2 senelik olmasına karşın olduğu gibi mevcut evde bırakacağım.

yeni bir dolap mı alsam mevcut dolabı kestirsem mi diye düşünürken dedik ki ev bizim gidelim boydan boya duvar yaptıralım. iyi ki de yaptırmışız.

ancak daha sonra şifonyer de yaptırmak istdim, yapan marangoz dolabı ucuza yaptığını düşünerek kanımca bizi hep erteledi.

o zaman yeter ag dedim ve ikea'dan istediğim ebatlarda dolabımın modeline benzer bir şifonyer sipariş ettim. valla bence ikeanın mobilyası çoğu tanıdık mobilya şirketlerinden daha iyi geldi bana kalite olarak öneririm.

o yüzden bence marangozlarla da bir görüşün dedim uygun fiyat ve kalite seçebilirmek adına. ikea'ya da bakın bence evet bazı modeller pahalı ama zamansız parçalar. tavsiye ederim
0
Hallegadola
(23.10.25)
arkadaşlar araya kaynak yapıyorum kusura bakmayın ama benim de mesela gardrop veya yatak odası takımı, kitaplık, mutfak için kiler rafı, koltuk vb böyle bir sürü ihtiyacım var. yani aslında o kadar yok çünkü internette ve burada acayip geçiriyolar hani uygun olcaksa bulabileceksem inegöle gideyim, bütün eksiği gediği alayım. montaj ve kurulum konusunda sıkıntım yok elimden geliyor.

ben şimdi tekirdağdan kalkıp inegöle gitsem oradan alacaklarımı alsam nasıl gelecek buraya? nakliye nasıl oluyor?

giderim mağaza mağaza dolaşırım beğendiklerimi ayrı ayrı mağazalardan alırım da nakliye olayı korkutuyor işte.
0
Fodera
(24.10.25)
fodera ben gittim inegöl'den aldım, zaten hazır değilse belli süre veriyorlar falan ve kendileri getiriyorlar. inegöl'den istanbul'a 5.000 TL fark istediler sadece nakliyeye. Nakliye öyle abartılacak rakam vermediler ve eşyaları gelip kurdular, (bende masa vardı kurulacak).

İnegöl'e kesin giderim ve yönlendirme yaparım. Ama sabahtan gdiip akşama kadar dolaşıyorsunuz çok fazla seçenek ve çok fazla magaza var.
+1
liberal
(24.10.25)
(6)

uçakla yolculuk

mermaidd
Kabine değil alt bagaja vereceğim valiz içerisine kutu içecek koyabilir miyim? Gideceğim yerde bizim ülkede olmayan bir içecek var da.
Kabine değil alt bagaja vereceğim valiz içerisine kutu içecek koyabilir miyim? Gideceğim yerde bizim ülkede olmayan bir içecek var da.
0
mermaidd
(20.10.25)
Koyarsın duty freeden aldığın içecekleride yanında kabine alabilirsin
0
basond
(20.10.25)
koyarsin ama sarmani oneririm, patlama ya da kacirma olasiligi var.
sivi olan herseyi ben sarip koyuyorum.
0
cooperr
(20.10.25)
@cooperr yanıma şu patpat dedikleri şeyden almayı düşünüyorum alkol şişelerini de sarmak için
0
🌸mermaidd
(20.10.25)
Koyarsın o kısımda sıkıntı yok ama gideceğin ülkeye sokulması sıkıntı yaratan bir içecek ise gittiğin ülke girişinde valizi açtırırlarsa sıkıntı yaşarsın. Gideceğin ülkeye o içeceği sokabiliyor musun ona bir bak hocam.
0
ebeş
(20.10.25)
@ebeş Ben aksine gittiğim yerden türkiyeye bir şey getiricem, götürmeyeceğim
0
🌸mermaidd
(20.10.25)
her seferinde yaparım bir şey olmuyor sadece bir arkadaş daha demiş kırılmasın diye kıyafetlere sar
0
Hallegadola
(21.10.25)
(22)

babanızın babası nereli?

i'm gonna start a revolution from my bed
s.b?
s.b?
-1
i'm gonna start a revolution from my bed
(20.10.25)
Biz yüzyıllardır kütahyalıyız.
+1
Gradient_tabanlı_mor
(20.10.25)
Sohum (Аҟəа)
+1
Mirket
(20.10.25)
aa mirket’le hemşehriymişiz
+2
deartheodosia
(20.10.25)
Köylerinden bile çıkmamışlar yüzyıllardır Mersin. Muhtemelen bizimkiler kurdu şehri
+1
messina123
(20.10.25)
dedem zonguldak babadan bu yana kütahya
+1
basond
(20.10.25)
bozdoğan
+1
a darkness coming
(20.10.25)
edirne
+1
Fodera
(20.10.25)
Tırnova
+1
mirty
(20.10.25)
istanbul
0
cooperr
(20.10.25)
e-devlet'te 200 yıl geçmişe kadar gösteriyor. hep eskişehir.
0
art cat chocolate
(20.10.25)
Benim anne tarafı da Sohumlu.
Baba tarafım arhavi
+1
Hallegadola
(20.10.25)
Izmit City
0
arbre
(20.10.25)
Denizli.
+1
mikahakkinen
(20.10.25)
dedem izmir ama onun babası naoussa, imathia
+2
eileengray
(20.10.25)
e devlete göre 200 yıldır eskişehirde köylerinden ayrılmamışlar.
+1
glamdr1ng
(20.10.25)
Muğla milas.
+1
physcos physcos
(20.10.25)
tüm sülale, tüm geçmiş, sivas.
+2
tabudeviren
(21.10.25)
Kadıköy
+1
cilekli pasta
(21.10.25)
dedemin dedesi filibe, daha sonrası çanakkale.
+1
inheritance
(21.10.25)
1800'lerin başından itibaren hep vezirköprü.
kayıtlar oraya kadar gidiyor ama annemin taraf da babamın taraf da hep vezirköprü.
+1
m e b
(21.10.25)
aşkın ve hüznün şehri Zonguldak
+1
high hopes of the sozluk
(21.10.25)
Of. Dedemin babasından yukarısı görünmüyor ama zaten sülale Oflu yani muhtemelen bi 300-400 yıldır Oflular. Ailenin tarihçesini anlatan kitapta İran'dan geldiğine yönelik araştırmalar var ama başka kaynaklarda da taa Selçuklu döneminde Anadolu'ya gelip doğuda biraz dolaştıktan sonra yine benzer tarihlerde Of'a geldiği yazıyor. Ama muhtemelen atalarım arasında son 300 yılda Of dışında doğan ilk kişi benim
+1
nundu
(21.10.25)
(8)

Kasımda yurtdışına vizesiz nereye gidilir?

pembediken
Havası kasım ayında çok yağışlı olmayan, görmeye değer Kıbrıs harici önerileriniz nedir? Tek başıma olacak
Havası kasım ayında çok yağışlı olmayan, görmeye değer Kıbrıs harici önerileriniz nedir? Tek başıma olacak
0
pembediken
(19.10.25)
Misir
+1
kassiopeia
(19.10.25)
Cape Town bence 11 saat uçuş sıkıntı yaratmazsa
0
vedatchilipeppers
(19.10.25)
Kritere uymuyor direkt ama gideceğim için yazıyorum; Saraybosna.

15 Kasımda gideceğim bir aksilik olmazsa. Bakalım göreceğiz havayı
0
put it in your appropriate place
(19.10.25)
Petra için Ürdün. Birçok şey için Japonya. Schengen'e dahil olmadan evvel görmek için Belgrad.
0
kadirgali huseyin olmayan adam
(20.10.25)
belgradın şengene dahil olması şu an için imkansıza yakın.
ben de belgrada gitmeyi düşündüm ama çok araştırdım hiçbir şey yok bomboş bir yer.
paran varsa japonyaya git. mısır turu vs. de olabilir.
0
Hallegadola
(20.10.25)
japonya. ben seneye gidecektim ama sağlık sorunu nedeniyle gidemeyeceğim muhtemelen.
0
inheritance
(20.10.25)
Karadag derdim ama orasi artik biraz sey diyorlar, talebin artmasiyla fiyatlar artmis, esnaf suratsiz falan diyorlar. Neyse Arnavutluk kiyilari da olabilir. Yagis olmayacaginin garantisi yok tabii ama gayet gunesli 20 derece de olabiliyor bazen.
0
mbond
(20.10.25)
@put it in
Saraybosnayi düşünüyorum ben de şimdi videoları izliyorum gidiş dönüş bilet 4bin civarında. Değer mi gezmeye henüz emin değilim. Belgrad uygun olursa giderim.
0
🌸pembediken
(20.10.25)
(41)

Eşimle yaşadığımız son büyük tartışmayı yorumlar mısınız? (Evli ve boşanmışlara soru)

mahmuttt
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk. Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırı
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk.

Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırıyor çocuğa zorla saçına tokat takıyor.

O esnada ben koridordayım çocuk baba diye ağlamaya gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyor. Tabi bu yüzlerce kere tekrar eden bir sahne olduğu için, artık benim tepemin tasa atıyor.
Gidiyorum içeri ağzımdan bir küfür kaçıyor dayanamıyorum çünkü sonra çocuğu alıyorum kucağıma o odadan çıkıp koridor tarafına geçiyorum.

Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var bu arada.

Bu gibi sözlerinden dolayı dün akşam çok gitmek istediği şehir dışındaki arkadaşına aile ziyaretini yapmayacağız dedim. Çünkü bana bu şekilde saygısız, terbiyesiz konuşan bir insana “hadi gidelim” dediği bir yere gitmek ona “Aferin” deyip ödül vermek gibi geliyor. Katlanamıyorum.

Bunun hazımsızlığı sabah da üzerindeydi diye düşünüyorum bu arada…

Çocukla bu olay yaşanmadan öncesi de var. Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum. Çünkü dün cumartesi tüm günü kendi Çekirdek ailemizle beraber keyifli bir şekilde geçirmiştik. Ve tüm haftayı da.

O da bugün kendi ablasına gitmek istiyordu. Tamam diyorum sabah annemle kahvaltı yapalım; öğleden sonra da ablana gideriz.

Sonra dönüp bana diyor ki annen kahvaltı yapmıştır zaten. Ben de o esnada öğrenmek için annemi arıyorum. Sonra bana diyor ki bana sormadan niye arıyorsun. Sonra telefonu kapatıyorum. O esnada annem geri arıyor. Ben de emrivaki yaparak yarım saat sonra seni alacağız diyorum kahvaltı yapacağız. Bu emrivakiyi yapmamın sebebi ise şu. Annemle çekirdek ailemi bir haftada sadece yarım gün bir araya getirmek bana göre bir yaşlıyı sevindirmek iyi bir şey. Çocuk için de bu ortamı görmesi iyi birşey bana göre. Ve eşim maalesef bu konuda ikna edemediğim için buna mecbur kalıyorum.

Sonra biz çocukla beraber hazırız. Onun giyinmesini beklerken diyor ki ben gelmiyorum. Çocuğu da hiçbir yere çıkaramazsın. Sen git annenle ne yapıyorsan yap. “ Annen neden aramıza giriyor” diyor.

Fakat konik olan annem çok nezaketli gariban bir kadın. Asla eşime karşı karşı bir gün bile en ufak bir kaynanalık yaptığı olmamıştır. İşine karıştığı asla yok, aksine sürekli annelik yapıyor. Bu arada çalıştığımız için beş gün çocuğumuza da o bakıyor.

Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor.

Sonra ben de çok ağır ağırıma gittiği için bir tokat atarak karşılık veriyorum. “Sen bana nasıl vurabilirsin” diye.

Sonra izin verdi ben çocuğu aldım ve anneme geçtim. O esnada kendi annesini aradım. Çünkü kendisi benden önce arayıp yanlı bir şekilde olayları anlatacağına çok emindim.

Annesine bu durumları açtım, konuştum. Annem de kadınla gözlemlerini paylaştı. Dedim ki ben bu olaydan sonra o eve hiçbir şey olmamış gibi gidemem ya siz kendisini çağırın evinize, çocukla beraber gelsin konuşun.

Bu durumu kayınpederime de paylaşın. Ya da siz gelin bir hafta burada hem çocuğa bakın hem de bu konuyu konuşun. Terbiye saygı sınırlarını aşırı bir şekilde aşmış durumda çünkü dedim.

Muhtemelen kayınpeder de arka planda dinliyordu.

Sonra kayınvalidem kayınpedere olayı durumu sansürleyerek anlatır diye durumu bütün açıklığıyla mesaj olarak Kayınpedere de yazdım.

Allah rızası için şu olayı lütfen bir yorumlayın. tecrübe deneyimlerinizle bana bir yol haritası çizin lütfen.

Teşekkürler.

İhtiyaç üzerine Ekleme:

annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
0
mahmuttt
(19.10.25)
Kendisini yetiştirememiş sözde iki yetişkin görüyorum. Arada olan gariban cocuga acıdım.
Bu anlattıklarında da ikiniz haksızsınız. İkinizin de ciddi şekilde düşüncesini davranışını değiştirmesi gerekir ama bu saatten sonra ve fiziksel siddet olaylarından sonra bence bu iş öyle veya böyle bitecek gibi görünüyor.
+6
dedeminhirkasi
(19.10.25)
ikiniz de haksızsınız boşanın kurtulun çocuğa da yazık, ayrıca hikayenin seninle ilgili olan taraflarını yumuşatarak ballıyarak anlattığın belli, niye kadın sürekli annen aramıza giriyor muhabbeti yapıyor?
+7
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Saygı ve tahammül kalmamış geçmiş olsun.
+2
anon1m
(19.10.25)
Çocuk varken ayrılmayı kesinlikle düşünmeyin. Son çaredir o ve o aşamaya daha çok zaman var.
Ya ikinizin de saydığı bir aile büyüğünün hakemliğine gidin. Ya da bir aile terapisti bulun. İncir çekirdeğini doldurmayacak büyüklükte devasa sorunlarınız var sizin.
Ayrılın diyenler için de bir atasözü geldi aklıma. Bekara karı boşamak kolay gelirmiş.
-10
Mirket
(19.10.25)
selamlar, yaşadığınız bu sorun için üzüldüm ama her ne olursa olsun eşinize tokat atmanız çok yanlış. bunu geçtikten sonra eşinizin geçinmeye niyeti olmadığını, sizin anneninizle kendisini yarıştırdığını düşündüm. bunu sadece sizin söylemlerinize dayanarak söylüyorum karşı taraf ne der ne anlatır bilemem. sonuçta hakim de değilim avukat da ama her ne olursa olsun üzüldüm.
+2
Fodera
(19.10.25)
öncelikle ikiniz de psikiyatriye gitmelisiniz. bunu kardeşim hastasınız vs. diye söylemiyorum, lütfen kötü algılamayın. öncelikle kendinizi ve neyi tetiklediğinizi çözmeniz lazım. bu süreçte de ilaç desteği yardımcınız olur.

anneniz, arkadaşlar şu bu çok gereksiz bir çok yük edinmişsiniz. siz birbirinizle evlisiniz. o şunu dedi bu bunu dedi, yok annemle kahvaltı falan bunlar sadece ikiniz arasındaki ilişkiyi devam ettirirken yük olan noktalar.

merak etmeyin kimseye bir şey olmaz.

ortada çocuk var iki insan olarak o çocuğun sağlıklı büyümesini sağlamanız gerekli.

tokat vs. zaten rezalet bir durumdasınız. bunu kibarca ifade etmenin yolu yok.

ilişki sürdürmek zaten aşırı zor bir durum daha da zorlaştırmayın kendinize. bi antidepresan alın.

başkalarını unutun ilişkinize bakın.

sürekli ben haklıyım o haklı, ondan bunu esirgerim düşüncelerinden sıyrılın. önemi yok.

bizim düşüncemizin de önemi yok.

sakin olun.
+5
gurur
(19.10.25)
kadin tarafi cocugu coktan silah olarak kullanmaya baslamis. cocugu alamazsin, götüremezsin, görüstüremezsin... üstelik cocugun gelisimini, özgüvenini yaralayacak cirkin laflar ediyor, bunu yapmasindaki amac da kocasini yaralamak. babasinin oglu gibi laflari cocugunu ve esini eziklemek icin sarfeden insanlar bence anne baba olmamali.
ayrica cocugun sacindan memnun degilse götürüp kestirsin sacini yani, erkek cocuguymus madem, her sabah toka takip toplamaya calismak, sonra cocugu bu sebeple aglatip huzursuzluk yaratmak nedir?

"ben kadinim, tokat atabilirim ama sen erkeksin, bana tokat atamazsin" diye bir sey yok. fiziksel temasta bulundugunuz an cinsiyetin önemi kalmiyor, her ikisi de aile ici siddet. üstelik küfür de bir siddet formu.

esine misilleme yapmak icin hödük babasina iki yasindaki cocugun odasinda sigara icirten biri bu kadin. diger yanda sizin emrivakiler, haftanin 5 günü gördügünüz annenize haftasonu bile anacim da anacim diye gitmeyi dayatmaniz, problemleri cözmek yerine ödül-ceza gibi cok primitif mekanizmalar kullanmaniz ciddi sorun. kisilik olarak gelisememis iki insan görüyorum. aranizda saygi, tahammül ve sevgi kalmamis. bu artik bir evlilik degil. ailelerin bu cirkinligin icine cekilmesi de bircok acidan sorun. evlendiyseniz ailenizin kicindan düseceksiniz ya da evlenmeyeceksiniz. haftada 6 gün anasiyla görüsen koca da sahiden cekilecek dert degil.
bazen bosanmalar evliliklerden daha cok huzur ve mutluluk getirir. siddetin oldugu bir evlilikte bir saniye bile durmazdim sahsen.

evli ve cocuk sahibi demissiniz, ben bu iki sartin 1.5'una uyuyorum (gebeyim).
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
Abicim, hani o bosanmalarda cok duydugumuz "Siddetli gecimsizlik" tam olarak budur.
+3
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
ikinci evliliğini yapmış er kişiyim. birlikteliğinizde çok temel sıkıntılar olduğu açık, siz de biliyorsunuz zaten belli bir durum bu. ama benim anlamadığım sıkıntı yaşayıp anne babayı aramak nedir? kusura bakmayın ama bu yetişkin ilişkisi değil, nezaketle söylemek istiyorum ama 20 yaşında köy yerinde evlenmiş insanların sahip olduğu gibi bir ilişki mevcut. burdan sağlıklı bir ömür boyu birliktelik, mental olarak sağlıklı bir çocuk çıkması gerçekten çok zor.
+10
awlmi
(19.10.25)
Ben bekarim, sizin gibi medeni cesaret gösteremedim daha,

o cesareti gösterdiginiz saf duygulara dönmeyi denemelisiniz,

kendini yipratan seyleri karsiya anlat, oda sana anlatsin ve ilk günku gibi olamayi istediginizi soyleyin,

Cocuk herseyi gorur,duyar ve sizin hayatiniz, onunda tercihlerini belirler,

eşin stresi kaldiramiyor ve cocugada bunu yansitiyor, akli selim hareket edemiyorsaniz destek almayi deneyin,
ama siz, ana-babasiniz,akli selim olmalisiniz,bencil olamassiniz artik,

Egonuzdan siyrilarak birbirinize dertlerinizi pozitif kelimeler ile anlatmayi deneyin.
0
designer
(19.10.25)
Herkes çok olumsuz şeyler yazmış. Ben de ikinizi de haksız gördüm.

Bence çocuksuz bir kafa dinlemeye ihtiyacınız var. Ayrıca oturup konuşmaya. Gerçek düzgün bir konuşmaya. Hatta ben olsam baya ciddi ve yer yer kötü xor örneklerle konuşurdum. Kavgalarda boşanma lafının geçmesini hiç doğru bulmam ama bazen en kötüsünü de görmek göstermek lazım. Atıyorum adi Özlem. Derdim ki bak Özlem önümüzde iki seçenek var ya bu şiddetli kavgaya devam edeceğiz giderek dozu artacak ve bir şekilde boşanacağız ya da toparlamak için elimizden geleni kalbimizle yapacağız. Ben sana ve çocuğumuza iyi bir eş ve baba olarak elimden geleni yapmak istiyorum. Hayatın yükünü iki kişi omuzlamak istiyorum. belki şuan boşanmak sana iyi bir seçenek gibi görünebilir ilk başta ama işler senin için benim için olacağından daha zor olacak. Bütün evin yükünü market temizlik araba mevzuları herşeyı ama herşeyı tek yapman gerekecek. Ben sadece çocuğumuzla alakalı olan konularda yardımcı olabilirim. Sevgililer gününde ya da doğumgününde romantik bir hediye isteyeceksin ama benden sonra bu sefer cocukla herseyı dengeye oturtman cok daha zor olacak. Bak beni hala seviyorsun ya da sevmiyorsun bilmiyorum. Bazen saygılı cümlelerinden artık benı sevmedıgını hatta nefret DAHİ ettıgınj dusunmeye başladım. Ama ben seni hala seviyorum. Ve ilişkimiz için çabalamak istiyorum. Her zaman ailemizin direği olarak huzurlu yuvamıza seninle ve çocuğumuzla olmak istiyorum. Ama bunun için sadece benim çaba göstermem yetmez. Öncelikle cocugu bir silah olarak kullanmayı bırakman lazım vs vs vs.

Tabi bundan önce bence tokat için öncelikle özür dile. Cidden özür dile ve birkaç gnü daha dişini sık. Alttan al. Ortalık bir durulsun. 1 hafta fln. O şekilde konuş. Şuan eşinde haklı olarak tokatın siniri olduğu için herşey birbirine girecek. Ve ben olsam cidden bu boşanma seçeneğini de önüne koyar başına gelecekleri söylerdim. Ben boşanmış kadınların da aşırı mutlu olduğunu düşünmüyorum. Kadının toplumdaki rolleri çok fazla. İşte çalışıp kariyer inşa ederken bir yandan ev işleri bir yandan çocuktan kaynaklanan iş yükü. O yüzden hayatın yüküne dair bazı şeyleri hatırlatmak iyidir.

Ve bence eşin çok yıpranmış. Hiç bir insan boşanacağım mutsuz olacağım sinir krizleri geçireceğim sinir krizleri geçirteceğim diye evlenmiyor. Herkes sevdiği ve mutlu olmak istediği için evleniyor. Eşin bir şekilde çok yıpranmış. Ev iş çocuk ev iş çocuk bitmeyen bir iş yükü döngüsü. Hayatın yükü çok fazla omuzlarına binmiş. Ve bu yük altında okdr çok ezilmiş ki neyi görse duysa laf sokuyor geçiriyor bağırıyor sinirleniyor.

Bence eşin ciddi bir konuşma süreci sonrası toparlayabilir. Belki kendisine biraz zaman ayıracak birşeyler yapmak iyi gelebilir. Kendisine zaman ayırması derken evde tek kaldığında evi düzenlemesi temizlik yapması fln değil. Direk kendisi için birşeyler yapması.

Ve de tokatın karşılıklı olması birşeyi değiştirmez. Biz türk toplumunda kadın olarak şiddetin ortasında bir cinsiyet olduğumuz için, ben olsam ben de attığım tokada bakmaz sen nasıl bana vurursun bana vurdu fln derdim. Takıldığım tek şey olabilirdi. Ne yazık ki bu kültürel birşey. Yaşarken burda yazabildiğimiz kadar medeni ve olgun olamıyoruz ne yazık ki. O yüzden ilişkini toparlamak istiyorsan sen sana düşenleri yap da, öncelikle tokadın özüründen başlayarak ve uygun bir zamanda konuşup ona da kendisinin düzeltmesi için zaman tanıyarak. Zaten düzelirse düzelecek yoksa bu şekilde gitmez. Sizin de bir yerde kafanız atıp ayrılmak istemeniz muhtemel.
-2
mobydick
(19.10.25)
"Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum."

2 yaşındaki çocuğunuza haftada 5 gün bu kadının baktığını da yazmışsınız. Çok merak ediyorum çocuk yaparken böyle mi planladiniz mesela "Ee çocuğa da annem bakar bakıcı parası cepte kalır oh mis" ya da bakıcı tutmaya gücünüz yoksa o zaman neden çocuk yaptınız?

2 yaşındaki çocuğun enerjisine Eşinizin dahi yetemedigini zaten kendiniz de belirtmişsiniz. Peki yaşlı anneniz?

Anlattiklariniz 2 kişinin gecimsizliginin vs dışında çok daha temel problemler barındırıyor aslinda.

Çözüm odaklı bakarsak; eşinizle baş başa sakin kafayla her şeyi konusacaksiniz. Hatta bu görüşmeden önce bir kağıda birbiriniz hakkında hoslanmadiginiz her şeyi yazın, görüşmede de tek tek konuşun.

Bunların hepsini de çocuk için yapacaksanız. Yapamiyorsaniz bir an önce boşanın ki çocuğun da hayatı bir düzene girsin.

Umarım çocuğunuz için her şeyin en iyisi olur.
+2
makbur
(19.10.25)
birkaç haftadır neredeyse her haftasonu benzer duyurular ekliyorsunuz, çoğunda da amacınız size "haklı" olduğunuzun söylenmesi gibi geliyor. bunu duymak için de (@nahtoderfahrung +1) anlatımlarınız fazlaca yanlı geliyor. kendinizi pirüpak göstermeye çalışıyorsunuz.

eğer yanılıyorsam da ciddi bir iletişim probleminiz var demektir ki eşinize ve hatta eşinizin ailesine bir türlü bu iyi niyetinizi anlatamıyorsunuz. zira eşinizle yaşadığınız olayı sıcağı sıcağına kaynana ve kaynataya ayrı ayrı aktarmak istemeniz bence aşırı. onların yerinde olsam sabah sabah damat niye beni arıyor, mesaj atıyor der keyfimi kaçırdığı için de sinirlenirdim.

bir de çocuğun her şeyi reddedip, bağırması ve o durumda işine gelen ebeveyn hangisiyse ona yönelmek istemesi bence doğal. sizin buna gösterdiğiniz tepki ise abartı (hatta anlamsız gibi geliyor). zaten bu davranışınız da gününüzün geri kalanını şekillendirmiş.
+4
tnz
(19.10.25)
Uzun uzun yazamayacağım ama ikinizde haksızsınız+1 aranızı düzeltmenin yokuna bakın yoksa işin sonu avukat
İki tarafında fiziksel şiddeti doğru değil sırf bu bile yardımla çözülmesi gereken bir durum
0
basond
(19.10.25)
Çocuk iyi evliliği bozar, kötü evliliği boşar. Bunu bilerek anlaşmanın yolunu bulun. Yoksa çok da uzatmayın. Sonu boşanma olacaksa, ucunda bunu görüyorsan, ya şimdi ya 15 sene sonra.
+1
gabe h coud
(19.10.25)
İkiniz de haksızsınız, +1.

Karşı tarafın iyi kötü neyi yanlış yaptığını görüyorsunuz ama öz eleştiri için; "bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı" sorusuna eşiniz "annen kahvaltı yapmıştır zaten" diyor, kibarca hayır diyor. Ve siz bu cevabı kabul etmek istemiyorsunuz. Üzerine anneniz zaten haftada 5 gün çocuklarınıza bakıyor. Ortada gerçekten karşı tarafı bayan ve sizin farketmediğiniz bir durum var.

"Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var." Bu başlı başına başka bir duyuru konusu. Buna verdiğiniz misilleme ayrıca yanlış. Haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz.

"Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor."
İlk olarak sinir krizine giren birinin üzerine gitmek çok yardımcı olmaz. İkinci olarak siz kimsiniz de kime nereye gitmesini ne yapmasını emrediyorsunuz. Çok istiyorsanız en başından tamam ben annemle kahvaltı yapmak istiyorum çocuk kimde kalsın diyin, planınızı yapın.

İki tarafın da sıkıntıları var ama amacınız çözüm bulmak, sorun çözmek değil.

my 2 cents:
-İki tarafta aklında olanları içinde biriktirmeden, sakin sakin paylaşmalı.
-Her konuda anlaşmak ve orta yolu bulmak zorunda değilsiniz. İnsanların sizin annenizle iletişiminizi kısıtlayamacağı gibi, kendi hayatına eşinin ailesini, eşi her istediğinde sokmama, görmeme, kahvaltı yapmak istememe hakkı olduğuna da inanıyourm.
-“yanıma hiç yakışmıyorsun" laf değil, altında yatan ne ise konuşmak lazım.
- tokat kısmına hiç girmiyorum, oturun siz kendi adınıza samimi olarak özür dileyin.
+2
archmage mahmut
(19.10.25)
evli değilim ama
hem haftada 5 gün annem bebeme baksın ---hal böyleyken nasıl kadınla haftaboyu görüşmemiş oluyorsunuz hiç anlamadım? ışınlayarak mı gönderiyorsunuz çocuğu?--
hem de h.sonu annemle birlikte kahvaltı yapalım, diye bir dünya yok...koca olarak bu beklentiniz aşırı saçma.

o dünyanın olması için mesela oldukça ataerkil yetişmiş bir aileden bir eşiniz olması (yani cidden "kız almış" olmanız) lazımdı. mesela benim dışardan gayet modern, çalışan kadın vs olan kardeşim esasen böyledir, "gelin ettik" gitti babasının evine sadece senede 2 kere yarım saat geliyor. ailem fazlaca ataerkil o yüzden kimse için tuhaf değil durumlar -ben hariç, benim kafam ayrı çünkü. neyse, gidip böyle birini "alaydınız" madem böyle bir evlilik istiyorduysanız...

ya da mesela annenizle eşiniz kanka gibi filan olmalı onu sizin "gariban" anneniz olarak değil kendi kankası olarak görmeli.

her türlü, bunu sorun etmeden yapacak (şehirli, modern, çalışan vs.) kadın sayısı oldukça azdır. cidden etrafımda 1 elin parmağını geçmez yani.

5 gün k.valiyeye çocuk bırakmış gelin bir de h.sonu onunla kahvaltı yapacak...bunu "olağan" görüyorsanız o da "anasının oğluşu" der size..işler çirkinleşir. bunu nasıl normal görüyorsunuz? siz hangi gezegende yaşıyorsunuz? kaynana yahu sonuçta, isterse melek olsun. hayret bişeysiniz.

ha eşiniz de çok normal bir insan olsa, zaten annen 5 gün bakıyor, biz birlikte azıcık zamana sahibiz, gel şöyle bir program yapalım der normal makul konuşulurdu. o sizin aileyle kendi ailesini yarıştırıyor, çocuğu götüremezsin diye pazarlıklar filan ,korkunç. burada da onun tuhaf kafasını görüyoruz bence.

eşiniz işine kafası rahat devam etmek, bakıcı parası vermemek, istediği gibi çocuğu geç almak filan türü konforlar için k.valideye çocuk baktırıyor evet, (e aynı rahatlıklar sizin için de var ama sizin anneniz, onun değil, ona minnet borcu çıkıyor, gıcık bir durum...). yüksek ihtimalle siz 2niz anneniz olmasa zaten çocuk filan da büyütemezsiniz de ortalama Türk gibi siz de ailelere güvenip yapmışsınız işte. sonra neden 20 yaşında evlenen köylü gibi aileler herşeyin içinde deniyor, kuzum aileler olmasa hayatta kalamıyorlar çünkü, ondan olabilir mi?

neyse, eş bu duruma karşı zaten öfkeli (kendi çocuğunu kendisi büyütemiyor) olduğu için pasif agresif şeyler yapıyor. bu model türk kadını genellikle olmasını istediği ama olduramadığı şeylere karşı böyledir. intibam bu yönde... çünkü olmasını istediği o şeylere layıktır aslında.

misal sizin mesleğiniz değil de x meslek birini istemiştir, k.valideye baktırmak değil yabancı dadı isterdi, ama oluyor mu bunlar. olmuyor. e öyle bir imkan yok.
enteresan şekilde yine aynı türk kadını bu imkanları sunmasını da eşten beklediğine göre (çünkü neden evlendik o zaman?) öfkeleneceği kişi sizsiniz...."yanına yakışmıyor"sunuz. (ya da kendi fikrince layığını bulamadığı için aslında kendinedir öfkesi artık bu kadarı psikiyatrist işi benim işim değil)

kısacası ne o sizin beklentilerinizi karşılıyor ne de siz onun beklentilerini karşılıyorsunuz...böyle anladım.

boşanınca aşırı iyi bir nafaka ev araba herşeyi vermeyecekseniz öfkelenir öfkelenir geçer, şu anda boşanmaz. tümden deli değilse, onu tek bir konudan bilemedim açıkçası.
kadının şimdi yükü 80se boşansa 180 olacak çünkü. küçük çocukla boşanmak kolay değil. çocuk tamamen kadına kalıyor. kadın daha toka takarken deliriyorsa yemez yani boşanmak. çocuk büyüdükten sonra bu durum değişir.

ha 1-kadının aileden filan durumu iyiyse 2-cinsel hayatınız kötüyse 3-size olan öfkesinin arkasında başka birisinin ilgisi de varsa, o zaman o boşar zaten.

sevgi nerede burada...
valla bilemedim. ortada seven biri var gibi geçmedi konu. birbirine tokat atabiliyorsan sevmiyorsundur , bencesi böyle.
+2
subcomponent
(19.10.25)
boşan diyenlere bakma sen kardeşim.
sorumluluk sahibi, çözüm arayan bir baba için çıkış yolu her zaman vardır.

Annenle olan bağını korumak istiyorsan, bunu eşinle çatışmadan değil, uzlaşarak yapmanın yollarını ara
-2
jamswety
(19.10.25)
Resmen sen haklısın diyelim diye acayip taraflı şekilde anlatmışsın ama evli bir birey olarak haksızlığın buram buram kokuyor.

Karının tek hatası çocuğa bağırmak ve sert davranmak. Bu büyük bir hata. Geri kalan her şeyde sen haksızsın. Böyle bir kocam olsa zevkle boşardım. Öyle bir boşardım ki boşadığım için aklıma geldikçe sevinç duyardım.

“Yaşlı zavallı anneciğin” ile zaten haftanın 5 günü görüşüyorsunuz sanki aylarca görüşmemiş gibi bir haftasonucuk kahvaltıcık diye küçültmeye gerek yok. O kadar yaşlıysa çocuk baktırmayın zaten orda çelişki var.
Tüm hafta içi çalışıp yorgun argın bir tek haftasonunu bekliyorsun ve o da ne? Haftasonu yine KAYNANA. Oldu mu yani kim kabul eder bunu? Bir de emrivaki yapmaklar geleceksin diye bağırıp çağırmalar.

Üf yazamayacağım daha fazla sinirlerim bozuldu. Evli çocuklu bir insan olarak bunları okuyunca cinnet geliyor bana. Gidip kocamı öpüp şükür edeceğim. millette ne adamlar var ya.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
haklı olduğun taraflar çok ama taraflı anlatıyorsan bilemiyorum. tokat işi çok yanlış. uç bir nokta. çocuğu bir yetişkine bırakıp 1-2 saat baş başa konuşmayı deneyin. iki tarafın da adım attığı bir konuşma olursa sürüyor öbür türlüsü zaten mahkeme.
0
summerjam0306
(19.10.25)
kanka boşa gitsin. sana tokat atma gibi bir şeye cürret ediyorsa ahlaksızın önde gidenidir. yanıma yakışmıyorsun falan ne demek. ben olsam dünyanın kaç bucak olduğunu çok fena gösterirdim ona. erkek ol ve boşa. hiç ılımlı olayım anlayış göstereyim deme. bu tipler öyle şeyleri prenseslik olarak adlandırır. acıma.
-1
archmeister8
(19.10.25)
Çocuğunuz çok muhtemelen normalde annesinin sözünü dinleyecekken, sizin vereceğiniz tepkiyi bildiği için huysuzluğu artmış.

Kadın gayet kibarca kahvaltıyı annenizle yapmak istememiş, üstelik başka arkadaşlarıyla olan planı “cezalandırmak için” iptal etmenize rağmen kibar davranmış yine, siz emrivaki yapmışsınız. Üstüne de odaya çekip “had bildirmişsiniz”, üstüne de kadını kendi anasına babasına şikayet etmişsiniz hem de annenizle bir olup.
Ya allah eşinize sabır versin. Bir kadını ne kadar bunaltabilirseniz o kadar bunaltmışsınız. Şiddet kötü bir tepki ikiniz için de, hele de evde çocuk varken haklı görmüyorum ama bir kediyi bile bu kadar köşeye sıkıştırırsanız, tırmalar.
+6
physcos physcos
(19.10.25)
Bitmiş okeye dönüyorsunuz. Boşa zaman kaybetmeden boşanın. Ben böyle evliliklerin devam etmesini ve devam etmesini tavsiye edenleri anlamıyorum. Mesela siz bu saatten sonra nasıl seks yapabileceksiniz ki?
Sizinki evlilik değil ev arkadaşlığı olacak.
İşte birbirinizi tam anlamıyla tanımadan 5 yıl evli kalmadan çocuk yapmamak bu yüzden önemli.
+1
dawsonscreek
(19.10.25)
ikiniz de anormalsiniz. sakın boşanmayın, başka insanlarla evlenip onların da başını yakmayın
0
benarrivo
(19.10.25)
karın haklı.

annenle her hafta sonu görüşmek zorunda mı? zaten annen haftanın beş günü evinizde görünüşe göre. zorla kahvaltı yaptırtmaya çalışıyorsun, kadın istemiyorken. sonra tartışıyorsunuz ve anne babasına ispiyonluyorsun. pardon sen nasıl bir yetişkinsin? onun kendi annesiyle dertleşmesi ile senin aileleri karıştırman ve onu anne babasına şikayet edip durman aynı şey mi? kadından fiziksel olarak da uzaklaşmışsın ki çoğu aldatmalar ve boşanmaların kaynağı yatak odası. tabii senin duygularını da anlıyorum bu noktada ama yanlış bir davranış. bunun dışında söz verdiğin geziyi sırf ceza olması için iptal ediyorsun, halbuki belki gitseniz eşin sana minnet duyacak ve aranızdaki buzlar eriyecek.

kadın yorgunluğunu ve bıkkınlığını çocuğuna yansıtıyor olabilir ama ne korkunç bir anne!!!! demeden önce kanını canını çocuğu için verebileceğini düşünüyorum ben, burada eşinin yanlışı aranızdaki olumsuzlukları çocuğa yansıtmak.

haksızsın.

edit: sondan başlayarak yorumları okumaya başladım, physcos physcos +1 çocuğun annesinin sözünü dinlememesi de babasının nasıl davranacağını bilmesi. üstelik gidip kadına küfrediyorsun yok yere.

edit2: hızımı alamadım, Gradient_tabanlı_mor +1
+3
deartheodosia
(19.10.25)
düzenleyemedim, eşinin “yanıma yakışmıyorsun” demesi de muhtemelen onu yatak odasında reddedip durmandan kaynaklı bir yorum.
+1
deartheodosia
(19.10.25)
Eşin senin her hareketini abartmış. Sen anne sevgisini biraz abartmışsın çünkü eşin sen değil, ona göre bu hafta nasıl geçti bilmiyoruz, sen de bilmiyorsun, belki farklı şekilde rahatlamaya ihtiyacı var. Evli çiftlerin her hafta sonu anne baba ziyaretine gitmesi bana çocukluktan çıkılamadığını düşündürüyor.

Burada sorun senin eşini görmüyor, ihtiyaçlarını (özellikle duygusal ihtiyaçlarını) fark etmiyor olman, ben öyle anladım. Çünkü bir kadın çocuğuna bu kadar basit bir şeyden öfkelenmez. Belli ki deli gibi dolu, ağzından burnundan taşıyor.

Her hafta sonu anneni görmeyin. Onun annesini de görmeyin. Yaşlı sevindirmek tamam ama önce siz önemlisiniz. Eşin bunalmışsa önce onu ferahlatmak zorundasın, annen ikinci planda artık bu hayatta. Çünkü sen bir kadınla evlisin. Anneni yok say demiyorum, annenle bu kadar sık görüşme, hele ki eşin iyi değilse eşini rahatlatmadan hiç görüşme.

Bir ailenin annesi mutluysa o aile her türlü mutlu olur. Bu anne senin annen değil eşin. Bir kadını mutlu edecek tek kişi ise eşidir arkadaşım, başka kimse değildir.
0
muhayyer divan
(20.10.25)
öncelikle boşanmayın bence. en en son çözüm bu olmalı.

biri demiş eşin çok yıpranmış çocuktan çıkarıyor diye yüzde yüz katılıyorum bu yoruma. siz el bebek gül bebek büyütülmüş olabilirsiniz gariban ananız tarafından ama çağ değişti şartlar değişti bi kez olsun karınıza sordunuz mu neyin var seni bu hale getiren nedir diye?

haftada beş gün anneniz bakmıyor mu çocuğunuza? bir de haftasonu neden annenizle vakit geçirme ihtiyacı duyuyorsunuz? benim kocam peş peşe iki gün kendi annesi babasıyla vakit geçirince üçüncü gün fazla geliyor istemiyor kaçıyor normal değil sizin anne bağımlılığınız.

biri daha demiş sizden yüz buluyor, çocuk annesini dinlemiyor. ikilik yaratmayın çocuğun hayatında. böyle böyle anne kötü oluyor.

eşinizle ciddi konuşun belli ki bir sorunu var. evden bunalmış olabilir işten bunalmış olabilir. hiçbir şey yapmamaktan bunalmış olabilir. mutlu bir kadın ne bunları size yaşatır ne de çocuğunuza. kendi ister annenizle hep buluşmak.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Boşanmak çözüm değil ben boşandım bu anne düşkünlüğünü çözemedim. Evliyken annesinden çıkmazdı şimdi de velayeti bende olan çocuk her dakika annesinde olsun istiyor eski eşim. Çocuğun okulu ödevi hak getire, kafaların değişmesi lazım. Haftanın altı gününü bir çocuğun babaanne ile geçirmesi normal değil. Çalışan anne çocuğu ile sadece haftasonu etkinlik planlayabiliyor onu da kayınvalide ile neden geçirsin?

Aranızda saygı kalmamış tokat, kötü söz vs. çok çirkin ama çözüm eşinizin kök ailesi olmamalı. Aile olan siz eşiniz ve çocuğunuz sorunun çözüleceği yer de sizin eviniz. Aranızda uzun uzun konuşun ve kesinlikle destek alın derim.
+1
cilekli pasta
(20.10.25)
annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
-6
🌸mahmuttt
(20.10.25)
Alışkın olduğum bir sahne gözümün önüne geldi.

Bana göre sen haklısın ama senin de bazı olumsuz davranışların var belli ki.

"yanıma yakışmıyorsun" lafı çok kritik, boşa söylenmez. Barışsanız bile buranın üzerine git.
Böyle bir kadına karşı yapılacak şeyler çok sınırlı. Ailelere haber salmakta da iyi yapmışsın, neyin ne olduğunu bilsinler, herkes kendine çeki düzen versin. Arada çocuk olduğu için alttan alan kişi sen olman lazım. Biliyorum içinden gelmeyecek ama yalandan da olsa git özür dile, çiçek al, hediye al. hevesle story atacağı mekanlara götür.

2-3 gün geçtikten sonra psikoloğa gidelim iyi gelir de (ilk başta genelde ret ediyorlar uzatma, ara ara lafı geçirerek ikna etmeye çalış).

ilişki sıklığını arttırın bunun çok faydası oluyor.
0
duyuruuser
(20.10.25)
geçmiş olsun.

anlattığınız ortamda en olgun kişinin 2 yaşındaki çocuk olması çok acı.

sizin iki eş arasında olan rekabet ve üstünlük kurma hevesini kırmanız lazım.
+2
galahad reloaded
(20.10.25)
Bir eşiktesiniz, sevginin vb durumların bittiği, olgunluğun ve birbirinizin kararlarına saygı duyma evresinin başlayacağı, aynı zamanda çocuğun durumunu da dikkate alarak normal insanlar gibi yaşayacağınız bir geçiş bu.
Bu durum biraz sürebilir, neredeyse her evlilikte oluyor, bir tarafın sakin kalarak kendini geri çekmesi lazım.
Zor bir durum değerlendirmek tabi size kalmış ancak bu eşiği aşsanız bile ben bu evliliği çok sürdürülebilir bulmuyorum mutluluk açısından, mutlu olduğunuzu düşünmüyorum.

İkinizin de haklı ya da haksız olduğunuzu da düşünmüyorum, sadece bir uyumsuzluk gözlemliyorum. bu tür durumlar bir kök sebebin tetikleyicisi, dediğim gibi bekleyerek ve olgunlaşarak, ya da bir bilene giderek bu sorunları çözebilirsiniz. Ama ne olur çocuğu bunlarla etkilemeyin.
0
va
(20.10.25)
Eşinizin çocuğa zorla toka takmasına sinir oldum çocuk ne istiyorsa onu yapmak çok zor değil herhalde. Tokası olsa ne olur olmasa ne olur.

Haftanın beş günü gördüğü kaynanasını herrr hafta sonu da kadın görmek istemiyor bundan daha doğal ne olabilir? Siz gidin görün, kadını niye peşinizden sürüklüyorsunuz?

Arayıp velisine şikayet ettiğiniz yeri okurken patladım kusura bakmayın :d evlisiniz ve çocuğunuz var ya aileleriniz niye bu kadar her şeyin içinde? Bir yuva kurduğunuzun farkında değilsiniz, üzücü.
+3
sadakatsiz
(20.10.25)
reyiz halen daha anne bağımlılığını göremiyorsun bir de anlayış bekliyorsun.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Acilen boşan.

çocuğu yapmış nafakayı garanti altına almış kadın sendorumu yaşatıyor sana.

''yanıma yakışmıyorsun'' kasıtlı bilerek düşünerek söylenmiş bir söz.
0
xu
(20.10.25)
yanıma yakışmıyorsun lafı neyin lafıymış onu bir aç.
seni mi beğenmiyor artık.
çok mu güzel kadın.
işin sonu aldatmaya varmasın sonra?
eğer böyle bir durum yoksa boşanma.
oturup güzelce konuşun. kadın biraz sıkıntılı sen daha mantıklısın.
en azından bu aralar biraz daha idare et.
sen bayağı darlanmışsın.
0
OgutucuRecep
(20.10.25)
ben ailelerin araya sokulmasini anlattiginiz sekilde yanlis buluyorum, kendi iliskimde kesinlikle yapmayacagim bir sey. bence evlilik iki kisi arasindadir. ama elbette tercih ve yetistirilme meselesi. siz nasil uygun goruyorsaniz.
cocugunuzu neden krese vermeyi, belki en azindan haftada bir kac gun dusunmuyorsunuz? 2-3 yasindan itibaren cocuklarin yasitlari ile oyun oynamaya ve ebeveynlerine ihtiyaclari var aslinda daha cok, anneanne/babaanne'den ziyade. ben bunun ayrica evliliginizi de degistirecegini dusunuyorum, zira eslerin de birlikte kaliteli zaman gecirmeye ihtiyaci var, simdi sanki anlattiklarinizdan daha cok ailelerle birlikte toplu bir evlilik gibi geldi kulaga. zira mesela cocugunuz haftada 2-3 gun krese gitse, haftada bir aksam annenizden cocuga bakmasini isteyip esinizle birlikte sinemaya gidebilirsiniz belki, bir yemege cikarsiniz? bu hali ile, evden ise isten eve, e anne zaten her gun cocuga bakiyor, bir de bir aksam da baksin istenmez. ben anlattiginiz yasamda bogulurdum diye dusunuyorum.
ayrica unutmayin, bu kadinla evlenmenizin bir nedeni var. bir noktada begenmissiniz, o donemde yaptiginiz her ne idiyse o donemde keyif almissiniz, onlari hatirlamaniz onemli, her ikinizin de. birbirinizi sevdiginiz donemi, birbirinizde ve birlikte sevdiginiz seyleri hatirlamak onemli. bu anlattiginiz programda bunlari unutup kaybolmak cok normal.
ancak elbette, dedigim gibi hem herkesin hayati, aliskanliklari bambaska hem de disardan konusmak daha kolay.
0
kassiopeia
(20.10.25)
Oncelikle cocugun yaninda esine kufur etmen muthis yanlis. Bu gibi hareketleri yapiyorsan esinin psikolojik durumunu sen bozmus olabilirsin.

Bunun disinda anlattiklarinda haksiz oldugun bir konu gormedim. Anlattigin davranislari hic uygun degil. Ailesine durumu anlatmakla iyi yapmissin. Esine saygisizlik yapan kadinla aile olmaz. Ayrica buradan tavsiye almani onermem, anne bagimliligiyla konunun alakasi bile yok.

Cocugu boyle bir ortama daha fazla maruz birakmadan bir sekilde cozersiniz umarim. Tam psikolojisinin oturacagi yaslar ve hep sandigindan fazla seyi gorur, hisseder ve anlarlar.
0
osssy
(20.10.25)
neredeyse aynı şeyleri yaşadığım için sizi çok iyi anlıyorum. anne bağımlılığı vesaire kimseyi dinlemeyin. eşiniz yokken anneniz vardı. anneye gidilecek. anneye gidilmiyorsa kimseye gidilmeyecek. bu kadar basit.

ancak ne olursa olsun sizi tek taraflı okuduk, sizin de kabahatleriniz olmuştur. karşılıklı tokatlar falan ne oluyoruz? iki tarafın da kabahati olmadan işler bu raddeye gelmez. bu noktada suç ile kabahati ayırmak lazım. suçunuz yoktur ancak mesele buraya gelmeden bazı şeylerin önlemini almanız gerekiyordu. örnek vereyim. ben boşanmış biriyim. boşanma sebebim eşimi gereğinden fazla serbest bırakmak. çocuktan sonra işini bıraktı, bir süre çocuğa baktı ancak çocuk okula başlayınca sürekli gezmeye başladı. okul tatillerinde de sürekli memleketine ailesinin yanına gitti çocukla. halbuki şimdi anlıyorum, bağırıp çağırıp evde oturtacakmışım. karşı tarafa müsamaha göstermeyi, bazen iyilik ya da saygı zannediyoruz ancak karşı tarafı kendi hatalarından da korumamız gerekiyor. gerektiğinde sesinizi yükselterek.

bu anlattıklarınız çerçevesinde sizin tek hatanız, şiddete şiddetle karşılık vermek olmuş. yanlış. yanlışa yanlışla cevap verilmez ve ne olursa olsun siz erkeksiniz, onun tokadı ile sizin tokadınız bir olmaz.
-4
co2s2
(20.10.25)
Eşin hafta içi çalışıyormuş, o halde hafta sonunda aile ile ecirmek istemeyebilir. Sizin zorlamanın saçma. Sizinle kahvaltı yapmak isteyebilir ama her hafta zorlaman saçma. Ayda bir normal. Ve bunu eşinle paylaşırsan kabul edecektir,kabul etmiyorsa o zaman haksız duruma geçer. Ayda bir de onun ailesine gidersiniz.
Bu arada sen anneni daha sil görmek istiyorsan kimse sana karışamaz. Git görüş ancak bebeğini götürme. Çünkü kadın zaten 5 gün yorulmuştur. Extra zorluk çıkarıyorsun..bal olsa yenmez her gün.

Eşine neden sürekli had bildirme derdindesin? İletişim kuramıyorum bu da ilk hatalının sen oluğunu gösteriyor. Saçını acımıyorsa al coxugu kalır,annesi yakala akala diyip oyuna cevir,coxugu yatakta ye,üzerine esini de at,onu da ..o anı geçir. Ama sen ne yapıyorsun küfür ediyorsun. Bence olayları idare etme sürecinde sorunlu birisin.
Kusura bakma ama eşinin haksız olduğu her noktanın öncesinde senin haklı davranışın olduğu için havanın büyüğü sende
0
hacirotti
(06.11.25)
(23)

Erkek arkadaşımdan sıkılmaya başladım

ekşi duyuru sever
Önceden görmek için can atıyordum ama şimdi her hareketi batmaya başladı. Konuşacak konumuz, ortak noktamız yok gibi gelmeye başladı.Toplu ortamlarda düğünlerde, arkadaşların yanında bazen saçma sapan davranıyor. Bir de mesela çantasından olips çıkardı bana uzatmadan geri kaldırıyor. Ben deyince par
Önceden görmek için can atıyordum ama şimdi her hareketi batmaya başladı. Konuşacak konumuz, ortak noktamız yok gibi gelmeye başladı.

Toplu ortamlarda düğünlerde, arkadaşların yanında bazen saçma sapan davranıyor. Bir de mesela çantasından olips çıkardı bana uzatmadan geri kaldırıyor. Ben deyince pardon deyip veriyor.
Doğum günümde hediye almış. "Pasta ne zaman yeriz" diye soruyorum yani pasta beklentimi biliyor. Normalde de dışarda, evde hep pasta falan yeriz. Sonra saatlerce oturup en son işi çıkınca pasta almadan gidiyor.
Bunu konuştuk sonraki gün çok pişman olup çiçek, pasta aldı. Normalde çiçek de almaz.

Bunlar bariz olan örneklerdi. Normalde akış içinde de saçma şeyler yaşıyorum.
Sıkılınca bırakmak gibi huyum yok. Görünce mutlu oluyorum ama hareketleri batmaya başladı.
Sizin yorumlarınızı merak ediyorum.
-17
ekşi duyuru sever
(19.10.25)
Aslında sana çok da uygun olmayan birini başka sebeplerden tolere etmişsin, bu duygularını tatmin ettiğin için artık sana uygun olmayan kısımları batıyor

En güzeli sana artık eski duygularımı hissetmiyorum deyip ilişkiyi temizce bitirmek, çocuğa da kafa karışıklığı olmasın, kendinde bir hata bulmaya kafa takmasın çünkü ortada bir hata yok, onun karakteri ve hayat pratiği böyle

Bir dahakine hem gönlünü titreten hem de sonrasında soğumamak için kendine daha uygun, iletişim becerileri, sosyal becerileri sana daha uygun biriyle beraber olursun, bu sana hayatına insan seçme ve bazı şeyleri görmezden gelmeme konusunda bir deneyim oldu
+5
grimavi
(19.10.25)
Konuşacak bir şey yoksa ayrıl
+2
arbre
(19.10.25)
Olips vermedi diye ayrılmak hiç mantıklı değil.
Buraya bile yazarken çok da ayakları yere basan bir gerekçe gösteremiyorsun.
Hala görünce mutlu olduğun insanı öyle kolay söküp atamazsın hayatından.
Ayrılsan daha iyisini mi bulacaksın, boşluğa mı düşeceksin. Öncelikle bunu düşün.
Sonra senin için sorun olan şeyleri maddeler halinde yaz. Her birinin önemini tart. Sonra al elemanı karşına, konuşun.
Çözersiniz sorunu bence.
+3
Mirket
(19.10.25)
beraberken keyif almıyorsan, ne bileyim cidden ortak nokta yoksa sıkıcı olur. bir de ben pasta isterim muhabbeti her ne kadar bana enteresan gelse de, belki de cidden önemsemiyor seni. önemsenmemek üzücü tabi.

kedi +1

pastayla çiçeği biz alalım barışın olmaz mı?
+3
Fodera
(19.10.25)
ilgisi baskasindadir.
-1
gule gule
(19.10.25)
@mirket
Mesele olips vermedi değil. Böyle ufak düşüncesizlikler. Mesela kapı tutma gibi şeyleri de sonradan yapmaya başladı.
Bir önceki duyurumdaki yazdıklarıma da bakarsan fikir olur.
@fodera, ilişkimiz 1 sene olacak ilk kez doğum günümü kutladı. İlk olunca önemsedim.
0
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
önemsenmemek cidden üzücü. umarım öyle değildir.

öte yandan genç bir kardeşimiz olduğunu düşünüyorum. tahminim 21 22 yaşında olduğun, haklı mıyım?


ha bir de şimdi kızgınsın, sinirden tam böyle geniş geniş yazamıyorsun. duyurunu okuyunca çoğumuzun kafasında piremses kız imajı oluştu. bence biraz sakinleş sakin sakin genişçe yaz, konuşalım.
+1
Fodera
(19.10.25)
Yaptıkları şeyler anlattığın kadarıyla seni önemsemediğini gösteriyor. Bana kalırsa sen ilişki yaşamıyorsun bir arkadaşınla buluşuyor, görüşüyor gibisin. Karşına alıp oturup konuştuysanız ve hala aynı düşüncesizlikleri yapmaya devam ediyorsa yol yakınken kendini de onu da yıpratmadan aranızdaki "ilişkiye" son vermelisin.
+2
mermaidd
(19.10.25)
başlık, "sevgilimden sıkıldım" olunca akla direkt şımarık kız tahayyülü geliyor. okuyunca anlıyorsun, sıkılmak değil mesele.
+5
i'm gonna start a revolution from my bed
(19.10.25)
Sevmiyorsun bence. İnsan sevince gözüne gelmiyor böyle şeyler.
Sevmek zorunda da değilsin sevgin bitmiş olabilir. ayrıl gitsin.
-2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
Şeker vermedi kapı tutma gibi gerekçeler biraz bahane olmuş. Sıkıldıysan ayrıl kendine bahane arıyorsun gibi geldi
0
kondansator
(19.10.25)
ayrıl usta vakit harcamayın
-1
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Ayril coco
0
lapaz
(19.10.25)
okurken bile ruhum daraldı. bence hiçbir insan , çantasından çıkardığı olips'i ne yapacak diye gözetlendiği, "pasta istedim alacak mı dur bakayım hmmmf" diye kastırıldığı , böyle 12 yaş problemleri ile ilişkinin sorgulandığı gergin bir ortamı hak etmiyor. sal adamı gitsin.
+5
loch ness
(19.10.25)
Olips uzatılması "ağzın kokuyor" olarak yorumlanabilir. Bu yüzden istemeyene olips uzatılmaz. Pasta alınmaması öküzlük ama işi çıkması ve sonradan pasta alması mazur görülebilir. Bir noktadan sonra her hareketinin batması doğal, beklenilebilir, normal karşılanması gereken bir olay. Diğer "saçma" davranışların ne olduğuna bakılmalı.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
ayrılın kurtulun. daha iyileşmeyecek.
0
gurur
(19.10.25)
Olips fln hikayede, doğumgününde pasta almayıp sonradan alması. Bilemedim.

Batan başka şeyler de var demişsin. Daha iyisini bulabileceksen ayrıl. Görünce mutlu olman da güvenli alanın olması ve alışkanlık.
+1
mobydick
(19.10.25)
@mobydick
Hatta 4-5 saat beraber oturduk. Ne zaman mum üfleyeceğim dedim. Pasta alıcam dedi.
Ayrılmadan önce midesi ağrımaya başladı. Giderken de buna alındığımı söyledim. "Midem daha iyiken haftaya falan alırız" dedi. Sonra eve geçerken baya surat falan astım. Hiç beklediğim gibi bir doğum günü olmadı. Biraz travmatik oldu benim için.
Ben de gittikten sonra telefonda baya moralim bozuk konuştum. Sonraki gün pasta falan getirmeseydi açıkça konuşup beni önemsemediğini hatta ayrılmayı düşündüğümü de söylerdim. Normalde hiç çiçek de almadı. Hatta bir keresinde çiçek alırım ama solacak sonra o yüzden almıyorum demişti. Bence ölüp bittiği birisi olsaydım otomatik olarak içinden gelerek yapardı her şeyi.
0
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
@loch ness birlikte olduğun insanı iyi hissettirecek bir şey yapmayı sevmiyorsan sorun sendedir.
Allah senin gibilerden uzak tutsun kadınları.
-3
🌸ekşi duyuru sever
(19.10.25)
ayrıl coco +1
+2
gabe h coud
(19.10.25)
ilk doğum gününü kutlamalıydı. 10 yıllık evli çift değilsiniz. bence sen haklısın. ama kimseyi de değiştiremezsin, öğretemezsin. adam böyle biri demek ki.
0
deartheodosia
(19.10.25)
ben aşırı hassasım bu tür konularda eşimden de düşünceli olmasını bekliyorum, eğittim de o herkesin cimri dediği adam benim istediğim her şeyi bir şekilde yapıyor önüme seriyor.

seviyorsan böyle demezdin. sevmiyorsan ayrıl. seviyorsan şekillendirirsin merak etme
-2
Hallegadola
(20.10.25)
ayrılma bi süre aldat ara sıra, baktın yine sarmıyor ayrılırsın.
0
Algorix
(22.10.25)
(11)

yaşıma göre anlamsız bir yerde miyim

sarızeybek
32 yaşındayım, bu hafta 4-5 yıl önce ilişkim olan kız arkadaşımın evlenmiş olduğunu öğrendim. bu kişiyle hiçbir bağlantım kalmadığı için işin bu tarafı "o da mutlu olsun" tadında ama bu haberi öğrendiğimden beri bir kıyasa girdim ister istemez. o benden sonraki partneri ile evlenmiş, benim bu sürede
32 yaşındayım, bu hafta 4-5 yıl önce ilişkim olan kız arkadaşımın evlenmiş olduğunu öğrendim. bu kişiyle hiçbir bağlantım kalmadığı için işin bu tarafı "o da mutlu olsun" tadında ama bu haberi öğrendiğimden beri bir kıyasa girdim ister istemez. o benden sonraki partneri ile evlenmiş, benim bu sürede ilişkim olmadı. ne bileyim o özel sektörde 9-5 işte maaş karşılığı çalışıyor, ben freelance. o düz iş + aile hayatında, ben birden fazla iş + yetmezmiş gibi siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları. ben anne babamın yaşlarıyla ilgili problemlerin çözümüne çalışıyorum, o yeni ailesinde. kendimi o dahil başka yaşıtlarımla da çok boş, zor, geri dönüşsüz zorlanmalarla dolu bir yerde görmeye başladım. aldığım haberin etkisi ve üstüne fazla düşünmenin sonucu boş karşılaştırmalar mı, yoksa gerçekten düzensiz ve yaşıma göre yanlış bir yerde mi kaldım?
0
sarızeybek
(18.10.25)
Eski sevgilinin evlendiğini neden biliyorsun? Bu bilmen gereken bir şey değil. İstemeden öğrendiysen üstünde durmaman gerekiyor. Yaşla hayat paralel gitmiyor. Bazıları geç başlar, bazıları erken başlar. Bulunduğun yeri klasik şeylere göre değil, hayallerine, hedeflerine göre belirlemelisin. Türkiye'de emeklilik sistemi bitti. Ölene kadar çalışacaksın. Bir 30 yıl daha çalışabilirsin.
-1
arbre
(18.10.25)
Benim asla anlayamadığım bir durum içerisindesin açıkçası. Dışarıdan herkesin hayatı muhteşem gözüküyor da içeriden öyle değil. En basitinden kocamı gören herkes hayatını eğitimini boyunu posunu tipini işini her şeyini kıskanır. Ama aslında işinde mutsuz mesela. Ve çözüm bulamıyoruz. Belki de o da içsel kimsenin anlayamadığı şeyler yaşıyor. Takılma geç herkesin hayatında bir şeyler oluyor
0
Hallegadola
(19.10.25)
kimin hayatını nasıl yaşaması gerektiğine dair bir kural yok. dileyen 9-5 çalışır dileyen göl kenarında balıkçılık yapar.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
Bende dün tesadüfen(stalk) öğrendim soyadı değişmiş:/ iyi yanından bakıyorum zaten dipteyim sağlık konusu haricinde :)

Her insanın çizdiği yollar farklı ben 8-5 hayatını seviyorum çünkü belirsizliği daha az.
Öyle olmayan biriyle zor olur.
Ama tek kriter bu değil ki hayatı yaşama biçimi, tatilleri, arkadaşlarıyla sınırları, alkolü sigarası herşeyi uyumlu olması gerekiyor insanın.

Bende aynı yaşta olup düzenli işteyim ama bende yanlış yaşadım diye üzülüyorum gezip tozmadım daha çok insanla ilişkim olmadı filan.

Bundan sonraki süreci daha iyi yürütebilirsin. Geçmişe müdahale edemiyoruz.
0
kararsızataletfilozofu
(19.10.25)
Bazen çok seçici oluyoruz. Ondan da yalnız kalıyoruz. Kriterlerini azaltman lazım.
0
ekşi duyuru sever
(19.10.25)
benim bütün eski kız arkadaşlarım evlendi alışırsın
0
nahtoderfahrung
(19.10.25)
herkesin hayatı farklı, karşılaştırırsanız mutsuz olursunuz.

hayattan keyif almaya bakın.
0
gurur
(19.10.25)
Daha iyisini bulamadigin icin bu sekilde hissediyorsun.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
Niye bu kadar önemsiyorsun veya kıyaslıyorsun ki kendini onunla? Yarışmıyoruz ki kimseyle sonuçta. Yarışıyor muyuz yoksa?

(bkz: meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz)
0
vedatchilipeppers
(19.10.25)
ayrıca sen erkeksin, niye kendini kadınla kıyaslıyorsun. onlar evlenirken senin gibi milyarder mi olması gerekiyor. 2 makyaj, 1 yırtmaçla enayinin birini bulabiliyorlar.
-1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(20.10.25)
Nuri Bilge Ceylan'a ait sevdiğim bir sözü var: "Hayatımızdan memnun değilsek nerede olursak olalım, başka yerde mutlu olabileceğimiz avuntusu bize iyi gelir"

Konunun özet cevabı bu.

Mutluluk çoğumuza karşı kaldırımda gibi geliyor. Ama karşı kaldırımda yürüyenler de kendi içinde dertler, kronik problemler taşıyor genelde. Hatta bazıarı senin yürüdüğün kaldırımı hayal ediyor olabilirler.

Mutluluk biraz hikaye bir beklenti bu arada.

Eğer aşırı iyi şartlarda ağzında altın kaşıkla doğmadıysan Hayat=mücadele etmek demek. Ağzında altın kaşıkla doğanlar bile bir anlam problemi, depresyon vb sorunlarla mücadele edebiliyorlar.

Dolayısıyla Hayatta kalma ve stabil kalma mücadelesi veriyoruz hepimiz. Elbette tatlı güzel hatıralar, aile olmak sosyalleşmek çocuk sahibi olmak ya da tam tersi bekar olmak bunlar yerine göre güzel şeyler.

Ama özünde yetişkinler olarak mücadele ediyoruz. Ekonomiyle, geçimle, hergün çözülmesi gereken yeni veya eski bir takım problemlerle güne uyanıyor bunların çözümü için ölene kadar uğraşıyoruz.

"This is life" kısacası.
0
mahmuttt
(20.10.25)
(7)

iran mı? ürdün mü?

Phoebe
bu mevsimde sizce hangisi? neden? gittiyseniz tavsiyeleriniz, uyarılarınız, şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler? kültürel gezi çok severim, meraklıyım.tek kadın, daha önce yalnız seyahat ettim yurtiçi&yurtdışı, pratiğim çok var ama hep avrupa ülkesi.special thanx.
bu mevsimde sizce hangisi? neden? gittiyseniz tavsiyeleriniz, uyarılarınız, şurayı gezmeden dönme dediğiniz yerler? kültürel gezi çok severim, meraklıyım.

tek kadın, daha önce yalnız seyahat ettim yurtiçi&yurtdışı, pratiğim çok var ama hep avrupa ülkesi.

special thanx.
0
Phoebe
(18.10.25)
Isfahan Şiraz yazd. Persepolis
Ne Ürdünü? Petra belki
+3
topkapiaksaray
(18.10.25)
firsatim olsaydi ben ürdün taraflarina giderdim.
o civar cok karisik, iyice isler sarpa sarmadan görürdüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
iran tabii ki. savasa girme ihtimali olan da urdun degil iran
0
ala09
(19.10.25)
Bence İran’a gitme Ürdün daha güvenli
0
Hallegadola
(19.10.25)
Ben de kitap önermeye geldim, yolda olmak. Bende İran merakı yaratmıştı. Topkapiaksaray in yazdığı şehirlerden de bahsediyor.
0
a perfect lie
(19.10.25)
Iran'a gitmedim ama ben Urdun diyorum. Petra'da gece guzel projeksiyon gosterisi oluyordu. Bunun disinda dead sea'yi tecrube edebilirsin. Cok tuzlu ve yogunluktan dolayi batmiyorsun. Wadi Rum'da kendini baska bir gezegendeymissin gibi hissedersin. Birkac gun icin gidilebilir. Degisiklik olur.

ama kadin olsam ve yalniz seyahat etsem... ikisine de gitmezdim.
0
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
iran derim ben,
0
oscar
(19.10.25)
(4)

İnce külotlu çoraplarınızı nereden alıyorsunuz?

mutekebbir
Neredeyse 5-6 yıldır buradan çorap almayı bırakmıştım bir kez giymede kaçıp çöp oluyorlar diye ama şu an aldığım yerden getirtme imkanım yok. Hem görece daha sağlam hem de aşırı pahalı olmayan hangi markaları önerirsiniz?Bir de çorapların üst kısmının kalın gelen yerleri var ya onların da tayt gibi
Neredeyse 5-6 yıldır buradan çorap almayı bırakmıştım bir kez giymede kaçıp çöp oluyorlar diye ama şu an aldığım yerden getirtme imkanım yok.
Hem görece daha sağlam hem de aşırı pahalı olmayan hangi markaları önerirsiniz?

Bir de çorapların üst kısmının kalın gelen yerleri var ya onların da tayt gibi olmaması gerekiyor, bu sağlamlıkla aynı seviyede önemli, kısa bir şey giydiğimde görünen o koyu renk izden nefret ediyorum, anlatabildim umarım.

Teşekkürler şimdiden.
0
mutekebbir
(17.10.25)
Suwen. Ama şu youtu.be'ta çıkan ıslatıp dondurup kuruduktan sonra giyme olayını denedim geçen sene aldıklarımı hâlâ giyiyorum.
ty.gl
ty.gl
0
Amaranta ursula
(17.10.25)
palmers. cünkü en ufak yere takilinca kacmiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.10.25)
ben artık vazgeçtim.
ucuza alıp çok sayıda alıyorum kaçtıkça çöpe atıyorum.
a101deki ince çoraplar 5-6 giyim götürüyor beni. yapısı da güzel. tavsiye ederim.
0
Hallegadola
(17.10.25)
calzedonia hemen kacmiyor.
0
65 derece
(17.10.25)
(16)

Duyuru kadınlarına bir "erkek" sorusu

bitli su perisi
Oldukça yakışıklı olduğu halde kendine beğenmeyen ve dış görünüşüne fazla kafayı takan, otuzlarının başında saçında daha birkaç beyazı olmasına rağmen sürekli saç boyatan, alnında birkaç çizik var diye sık sık botoks yaptıran, birkaç ay uyku düzeni bozulduğu için göz altlarının şiştiğini düşündüğünd
Oldukça yakışıklı olduğu halde kendine beğenmeyen ve dış görünüşüne fazla kafayı takan, otuzlarının başında saçında daha birkaç beyazı olmasına rağmen sürekli saç boyatan, alnında birkaç çizik var diye sık sık botoks yaptıran, birkaç ay uyku düzeni bozulduğu için göz altlarının şiştiğini düşündüğünden önce göz altı dolgusu yaptırıp ve sonra göz altı torbalarını aldırıp bir de göz kapağı ameliyatı olan, beş on kilo aldı diye kompleks hissedip açıkça hiç gereği yokken jinekomasti ameliyatı olan ama hala özgüvensiz olduğundan aradan aylar geçmesine rağmen ameliyat sonrası kullanılan göğüs korsesini sıkça giyen, hiç ihtiyacı yokken aşırı bir sıklıkta G5 masajına gitme gibi zayıflama çabalarına giren... Bunlar ilk aklıma gelenler.

Üstelik ne zaman çevreden biri konusunu açsa ya da sorsa kesinlikle reddediyor ve hatta öfkeleniyor. Mesela saçındaki renk değişimini fark edenlere beachte çok fazla zaman geçirdiği için saç renginin açılması gibi bahaneler sunuyor ya da göz altı torbalarının yok olduğunu söyleyenlere göz altındaki egzama için krem kullandığını ve onun göz altı torbalarını yok ettiğini söylüyor. Böyle bir erkekten soğur muydunuz? Görünüş olarak asla yapaylık ve aşırı bir estetik durumu yok bu arada yani gayet doğal duruyor. Ancak gerçekten çevresinde ona ilgi gösteren ve çekici olduğunu dolu dolu hissettiren çok fazla kadın olduğu halde dış görünüşüyle bu kadar ilgilenmesi, bunu dert etmesi beni üzüyor ve bazen de ondan uzaklaştığımı hissediyorum. Anlayışsız mıyım?
0
bitli su perisi
(16.10.25)
You cant fix him :(
+3
grimavi
(16.10.25)
Böyle bir insan gayet soğutur. Erkek olmasina gerek yok
+1
artıküyeolmakistiyorum
(16.10.25)
Görünüş olarak bir problemi olmasa da psikolojik olarak bir hayli problemli duruyor anlattıklarına bakılırsa. Kendisinde beğenmediği şeyleri elbette yaptırabilir yada metroseksüel olabilir ama mesele bakımlı olmak değil yaptırdığı şeylere saçma sapan kılıflar uydurması. Bana bu tarz davranışlar aşırı şizofrence geliyor. Kişiyi sen tanıyorsun ama bu tarz bir adamla muhabbet kurmak bile istemezdim.
+3
mermaidd
(16.10.25)
Travmasi vardir tipine dair gecmisten kalan
0
baldur2
(16.10.25)
İnsanın kendisine dikkat etmesi bakımlı olması güzel bir şey ama bu biraz abartı olmuş artık, bu kadarı zarar. Belli ki bu arkadaşın psikolojik bir rahatsızlığı var kendisini bir türlü beğenmiyor sevemiyor. Kendisinde bu kadar kusur bulabilen birisi bana bakınca bende de sürekli kusur arar diye düşünür yanında rahat edemezdim. Sürekli bu bakım ve estetik muhabbeti de sıkardı beni açıkçası
+2
kullanicadi
(16.10.25)
www.memorial.com.tr
Tanı koymak değil tabii de, bence anlattığınız kişinin yaşadığı şey bir psikolojik bozukluk. Kendine bakmak bu değil.
0
kobuzchu kiz
(16.10.25)
O bedenen erkek olabilir ama ruhen bir kadın. Ben de olsam ben de soğurum. Anlayışsız falan da değilsin.
-3
muhayyer divan
(17.10.25)
psikolojik problemi var, aynisini yapan kadinlar icin de gecerli bu. atta yatan psikolojik nededin ne oldugunu bulabilirseniz, o sorunla yasayabilip yasayamamayi dusunmelisiniz. problem gorunusunun dogal/yapay olmasi degil.

yoksa herkes kendine baksin tabi, ama sacinin beyazi hakkinda yalan soylemesi fln sorunlu seyler.
0
taurina
(17.10.25)
bahsi gecen kisi kesin erkek mi?
-4
cooperr
(17.10.25)
Arkadas olarsk bile cevremde istemem.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.10.25)
efemine bir tip gibi geldi bana. erkek adam takmaz bunları.

geçmişten gelen travması olabilir +1
-4
Hallegadola
(17.10.25)
Arkana bakmadan kaç.
0
parka
(17.10.25)
psikolojik bozukluk sahibi, düzelmesi için yardım almalı ve önce yardıma ihtiyacı olduğunu kabul etmeli
0
( . )( . )
(17.10.25)
soğumak için ısınmak lazım önce, o aşamaya bile gelmem. özbakım bu değil, cinsiyetten bağımsız söylüyorum bunu. dış görünüşle bu derece kafayı bozmuş hemcinslerimle de arkadaş olamıyorum ben.

ha bu kafayı takma halinde bir anormallik olduğunun kendisi de farkındadır ama başedemiyordur, destek istiyordur, çözüm bulmaya/sıyrılmaya çalışıyordur, konuşuruz, dertleşiriz vb., o ayrı.
+1
Phoebe
(17.10.25)
Beden dismorfik bozukluğundan muzdarip olabilir. Psikiyatrik (psikolojik değil) destek alması gerekebilir.
0
10551037
(17.10.25)
beden dismorfik bozukluğu ilk aklıma gelen benim de. Dış görünüşe takık olmayı kadınlığa atfedenler cehaletin kaçıncı seviyesini yaşıyorlar hayret doğrusu.
+1
Sermet Hörmet
(17.10.25)
(15)

Dosta ev hediyesi sorunsalı?

makarnavodka
selamlar, yakın dostum ev aldı ve gördüğüm kadarıyla evinde her şey var, ne alacağımı bilemedim. sizce ne alabilirim?teşekkürler :)
selamlar, yakın dostum ev aldı ve gördüğüm kadarıyla evinde her şey var, ne alacağımı bilemedim. sizce ne alabilirim?

teşekkürler :)
0
makarnavodka
(16.10.25)
paşabahçe'den bir şeyler olabilir. mağazaya giderseniz bir fikir oluşuyor kafada.
0
ruhlardan esinlenen karga
(16.10.25)
paşabahçe +1

vazo, şekerlik gibi çerçeve gibi ya da şık cam - metal bir ev aksesuarı uzun yıllar kullanılıyor ve her seferinde bunu şu getirmişti, şunun hediyesi gibi lafı ediliyor. o yüzden güzel bir dekoratif obje iyi bir hediye olur.

www.pasabahcemagazalari.com
0
exlibris
(16.10.25)
altının her zaman adı var, paşabahçede en ufak şey bile altın fiyatı zaten ama çay bardağı falan uygun 12li alınabilir.
0
eja
(16.10.25)
Senin yanında ay çok güzelmiş deyip bir daha asla kullanamayacakları ve evde boşuna yer kaplayacak şeyler almayın abi insanlara. Yakın dostum diyorsan direkt sor, sana ev hediyesi alacağım ne lazım diye. Hiçbir şey lazım değilse ve illa ki hediye almam lazım diyorsan, bütçene ve dsotluk seviyene göre gram/çeyrek vb altın olabilir.
+1
bobinhoo
(16.10.25)
sorarak ihtiyacı olanı öğren +1
yakınsa zaten söyleyecektir. değilse de pike, nevresim takımı, bornoz havlu seti gibi şeyler çok iş görüyor evde kaliteli bir markadan bakabilirsin. misafir ağırlamayı seven biriyse masa örtüsü+peçete takımı olabilir. bu tarz şeyler bana genelde hediye geldi hiç gidip de aa kalitelisinden zevkime göre alayım demediğim için çok işimi gördü.
0
rayde
(16.10.25)
altın veya hediye çeki.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(16.10.25)
madame coco'ya git, genelde orda hep etiketin yarısı vs kampanya var ordan bir şeyler al.

bütçen daha düşükse tv battaniyesi
dekoratif bir heykel veya mum vs
bütçen daha yüksek ise nevresim takımı al.

ikea'dan tepsi de alabilirsin geçen gittim 1000 tl üstü güzel tepsiler vardı.
0
Sadece soruyorum
(16.10.25)
dostlar, kendisine sordum tabi ki, ancak şimdilik hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını belirtti. ben yine de bir şey alacağım.
0
🌸makarnavodka
(16.10.25)
Kullanılan bir şeyin altenatif ikincisi de olsa yük olmaz, farklı kullanımları hoş olabilecek bir şeyler alınabilir.

Nevresim takımı
Battaniye
Pasta/tatlı tabağı
Şık bir fincan kupa takımı vs

Ben bir arkadaşıma yıllar önce mutlu ev temalı bir keyif tepsisi almıştım. Hiç kullanilmaz diye düşünmüştüm ama deseni çok hoşuma gitmişti. Kullandikca fotosunu atardı. Kaç defa da çok beğendiğini soylemisti. Bu tarz keyif odaklı bir ürün de alınabilir.
0
egerbiryolcu
(16.10.25)
tam otomatik espresso makinesi veya moccamaster olabilir.
0
arakaali
(16.10.25)
Samimiyet +1 diyorum

"Sevgili dostum, ben bu ev için illa ki bir hediye alacam, saçma sapan bir şey olmasın, neye ihtiyacın varsa onu alayım" de, vallahi gerek yok vs derse bence hediyeye ayırdığın bütçeyi gram veya çeyrek veya işte durumun neyse ona göre altın gümüş alıp hediye etmek güzel olur. Nihayet bir güvence gibi olur hoş olur.
0
muhayyer divan
(16.10.25)
Duyuru'da Paşabahçe lobisi var :) Paşabahçe'de güzel şeyler var. Değişim kartı da koyarsanız, illa kendilerine göre bir şey bulurlar...

Devir ne kadar değişti bilmem ancak nevresim takımı biraz garantidir. Genelde iş görür.

Ben evlenen yeğenlerime "zigon sehpa almayın, siz beğenin, linkini gönderin, ben alacağım" diyordum mesela. Eve gidince önüne koyuyorlar, hoş oluyor kullanıldığını görmek.

Yine akrabalarıma ev hediyesi hep sorarak aldım. Bazen ütü oldu bu, bazen süpürge, bir tanesi abartıp tv istedi, imkanım dahilinde aldım bir tane...

Altın götürmek de ayıp değil. "Ne makbule geçer bilemedim, siz en uygununu yaparsınız" demenin kibar yolu.

Evcil hayvanları varsa bir sürü yeni elektronik pet zımbırtısı çıktı mesela, onlardan biri olabilir.

Son birkaç yılın silah zoruyla aldırılan ürünleri olan dikey süpürge, air fryer, robot süpürge ve yumurta makinası gibi bir şey de alabilirsiniz. Bence bir kısmı aşırı lüzumsuz ama, seveni çok...

Şık bir tablo yahut hat/ebru levhası da her zaman gideri olanlardan. İlla ki asacak yer buluyorlar...
0
dilemma of subscribtionability
(16.10.25)
viski karaf ve bardak seti gibi bir şey şık oluyor alkol kullanıyorsa.
ama her şey var diyorsanız eğer direkt altın bence.
0
ucurulmamak umidiyle
(16.10.25)
nevresim takımı demiş biri ona katılıyorum.
0
Hallegadola
(17.10.25)
normalde almayı düşünmeyeceği (parası bütçesi olsa bile) ama evde olsa illa ki kullanacağı bir şey alın. tamamen atıyorum:

örneğin kahve seviyorsa süt köpürtücü ya da güzel bir mokapot ya da chemex vs tarzı bir şey
şarap içiyorsa güzel bir karaf ve kadeh seti
viski içiyorsa güzel bir karaf ve kadeh seti

ya da atıyorum taşınabilir projektörlerden. (kolay kolay kimse almaz ama evde olunca çok acayip işe yarıyor)

ya da atıyorum hava temizleyici

zaten ihtiyacı olan şeyleri kendisi alır, bütçesi de var anladığı kadarıyla. evdeki 5 nevresim takımının yanına bir tane de siz alsanız ne esprisi var?
0
co2s2
(17.10.25)
(13)

Kıskançlık psikolojisi

arbre
Kıskançlığımın patolojik seviyede olduğunu düşünüyorum. Kız arkadaşımı (sevgili değiliz) kıskanabiliyorum bir erkekle konuştuğunu görünce.Normalde sevgilimin başka erkeklerle yakın olmasını, konuşmasını istemem. Ama ben sevgilisi olan kızlarla yakın olabiliyorum ve şunu düşünüyorum. Bu kızlar benim
Kıskançlığımın patolojik seviyede olduğunu düşünüyorum. Kız arkadaşımı (sevgili değiliz) kıskanabiliyorum bir erkekle konuştuğunu görünce.

Normalde sevgilimin başka erkeklerle yakın olmasını, konuşmasını istemem. Ama ben sevgilisi olan kızlarla yakın olabiliyorum ve şunu düşünüyorum. Bu kızlar benim sevgilim olsaydı olay çıkarırdım. Ama ben sevgilimi kıskanacağım o erkek konumumdayım gerçekte. Anlatabildim mi bilmiyorum. Ya da cinsellik konusunda geçmişini bilmek beni rahatsız eder, ama ben de neler yaptım. Kendi psikolojimi çözemiyorum. :D Psikoloğa mı gitsem?
-8
arbre
(16.10.25)
Psikologla alakası yok kişiliğin gelişmemiş.
Bu yaştan sonra gelişir mi inan bilemiyorum.
+17
Gradient_tabanlı_mor
(16.10.25)
kaç yaşındasınız bu aslında önemli bir kriter.
eskiden ben de böyleydim. mesela erkek arkadaşım (şimdiki eşim) bir kız arkadaşının sadece oturduğu semti biliyor diye yapmadığım kalmamıştı sen nerden biliyosun demek ki evine gittin vs. çok utanıyorum o hallerimden ama çok küçüktüm, 19 yaşındaydım. şu an eşim kız arkadaşlarıyla bensiz buluşur, görüşür, bi kıskançlığım kalmadı ara ara kıskanıyorum ama sorun çıkartacak, kavga çıkartacak düzeyde değil.

bence siz biraz niyet okuyorsunuz. karşı cinsten arkadaşı olması iyidir insanın her zaman. benim de karşı cinsten arkadaşlarım var. bunda yanlış bir şey yok. biraz empati yapmayı öğrenmeniz lazım. eğer aşırı kıskançsanız ve bu durumu çözemiyorsanız psikolog şart bence de. insan onunla konuşurken anaaaa diyip kendini çözüyor tabii doğru psikoloğu bulursa.

edit: kullanıcı adınıza bakmamıştım arbreymişsiniz çok genç olduğunuzu düşünmüyorum orta yaştasınızdır herhalde 35 civarı falan.
+2
matilda
(16.10.25)
matilda, 32'yim :)
0
🌸arbre
(16.10.25)
Böyle yaparak hem kendini hem karşınızdaki kişiyi bunaltirsin. Psikologa gitmek iyi fikir bence zaten farkındalığın olmuş bu konuda.
0
pembediken
(16.10.25)
Toksik maskülenite konusunu araştırmanı öneririm.
0
rock n roll
(16.10.25)
Gradient_tabanlı_mor, kişilik ne anlamda? Kişiliğimin ortalama üstü olduğunu düşünüyorum. Laf sokma mı, yardımcı olmak için mi bu yorum
-8
🌸arbre
(16.10.25)
abicim son derece sağlıklı bir erkeksin. bu devirde herkes alt alta üst üste diye de bu rezil ortamdan midenin bulanmasını garipsemene lüzum yok. herkes böyle olmak yada sosyal medya-hızlı sadakatsiz ilişkiler çağının getirdiklerini kabullenmek zorunda değil. hem kadın hem erkek olarak farklı bakış açısına ve karşı cins ile mesafeli insan ilişkileri kurabilme kapasitesine sahip kişiler de yaşıyor aramızda.

kız arkadaşın bir erkekle konuşursa elbette ki kıskanırsın, anında müdahil olmadığın sürece sorunlu bir durum yok. bu konuşmaların sıklığı artar , tonu değişirse de müdahale etmen son derece sağlıklı bir tepkidir. utandırma söylemlerine takılma bence.
-6
loch ness
(16.10.25)
reyiz gün gelecek eşin otobüse metroya binecek yanına elin adamı oturacak napacaksın.
iş arkadaşlarıyla çay kahve sohbeti yapacak engel mi olacaksın?

kendini eğitmeye çalış bir şekilde.
0
Hallegadola
(16.10.25)
Shepard nerlerde ya?
-1
mikahakkinen
(16.10.25)
mikahakkinen, 1 günde kurtulduk hepsinden. Compumaster sağ olsun. Komik olan Shepard beni engellemiş. HAHAHA. Ulan engelleyecektin neden her soruma cevap yazdın. Kafalar pırıl pırıl.
-1
🌸arbre
(16.10.25)
bence bu klasik erkek ikiyüzlülüğü :)) sevgilin olduğunda bu huyunu şu şekilde değiştirirsin, sen de artık kızlarla yakın olmazsın, senin kız arkadaşın da erkeklerle yakın olmaz, karşılıklı uzlaşma sağlanırsa sorun da kalmaz. pskologa gidecek bi durum olmaz. benim eşimle aramdaki anlaşma bu şekilde, kimsenin karşı cins arkadaşı yok, böyle anlaştık.
+1
Sadece soruyorum
(16.10.25)
Bu kiskanclik olayi bende sifir. Hic kiskanmadim.

Buraya bir anektod birakayim; Gecenlerde is yerime oglende bir arkadas geldi. Esimi restoranda gordugunu soyledi. Ben " umarim yanindaki adam benden yakisiklidir" dedim. Guzel bir kahkaha koptu is yerinde :) Evde falan da sormam o kim bu kim diye. Hic merak etmiyorum.
0
thetruenorthstrongandfree1
(17.10.25)
psikolojik özellikleri tek tek anlatıp hepsi bende bok gibi demenize gerek yok, genel olarak psikolojik/psikiyatrik problemleriniz olduğu ortada. psikolog ve psikiyatrist takibi şart.
+1
co2s2
(17.10.25)
(7)

uzayda yaşam bulduk diyelim

messina123
biz o gezegende kiminle iletişime geçeceğiz? kim akıllı kim değil nereden ayırt edeceğiz? belki uzaylılar dünyaya geldi ve bir ormana indi. baktılar orman devasa, dediler bu canlı bu gezegenin hakimi. ağaçla iletişim kurmaya çalışıp kuramadılar. veya bir eşeğin yanına gidip ona dertlerini anlatmaya
biz o gezegende kiminle iletişime geçeceğiz? kim akıllı kim değil nereden ayırt edeceğiz? belki uzaylılar dünyaya geldi ve bir ormana indi. baktılar orman devasa, dediler bu canlı bu gezegenin hakimi. ağaçla iletişim kurmaya çalışıp kuramadılar. veya bir eşeğin yanına gidip ona dertlerini anlatmaya çalıştılar. sonra da bunlar mal deyip yollarına devam ettiler belki de.

bu sorunu çözmemiz lazım.
-1
messina123
(14.10.25)
Bunlar güzel beyin cimnastiği fakat mantık olarak galaksiler arası seyahat edebilecek bilim ve teknolojiye sahip canlılar ağaç ve insanı ayırabilecek yetkinliğe de sahiptir

Neil de grasse tyson ın şöyle bir benzetmesi de var, biz otobanda aracı kenara çekip yol kenarındaki bir solucanla iletişim kurmaya çalışmıyorsak belki de evrende rahatça dolaşabilen gelişmiş uzaylılar da bizimle iletişim kurmaya gerek görmüyor
+4
grimavi
(14.10.25)
dünyaya gelebilecek ve fark edilmeyecek gelişmişlikte bir uzaylının böyle bir şey yaşaması mümkün değil. dünyadaki ve hatta galaksideki her şeyden haberi olur.

uzayda akıllı yaşam bulmak şu anki teknolojiyle zor. galaksi ve evren aklımızın alamayacağı kadar büyük. bizden daha gelişmiş olanlar bile bizi bulamıyor olabilir.

bunun dışında, uzay araçları ve istasyonları iletişimi için radyo sinyalleri kullanılıyor. yaşam veya yaşanabilme olasılığı olan başka gezegenleri ve diğer gök cisimlerini bulmak için özel uydular kullanılıyor. Mesela TESS ve CoRoT gibi:
science.nasa.gov
www.esa.int
scienceinschool.org
+1
ermanen
(14.10.25)
Akıllı, zeki, gelişmiş vs gibi tüm sıfatlarda referans alınan şey insan. zeka diye tanımladığın şey senin algıladığından çok daha farklı olabilir.

Şöyle örnekleyeyim; evde oturmuş netflix'den interstellar açmış izliyorsun. O sırada televizyonun önünden geçen karınca ne görüyor? Gözünün önündeki ışık ve renkler karmaşasında ne filmi, ne oyunculuğu, ne olayları algılayabiliyor. Muhtemeldir ki biz de evrene baktığımızda o karıncanın gördüğünü görüyoruz.
+3
thracia
(14.10.25)
uzayda yasam bakteri de olabilir. su an esas olarak aranan da bu.
akilli yasam bulursak zaten vay onlarin haline. akilli yasam bizi bulursa vay bizim halimize. kardashev ölcegi, karanlik orman hipotezi ve fermi paradoksu güzel bakis acilari buna.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
Bir yerde okumuştum, dünya benzeri bir ekosistemde canlıların bizim dünyadaki canlılarla epey benzeyeceği yazıyordu.

Canlılar evrimleşirken daima yukarı doğru evrimleşiyor. Yani bir canlı, kendisine zarar verecek bir yapı oluşturmaz. Oluşturursa üreyemez, elenir zaten. Yani, vücudumuzda yen, bir yapı çıkıyorsa, bu yapının en azından canlıya zarar vermemesi lazım. Yani evrim daima yukarı yönlü çalışıyor.

O yüzden dünyaya benzer gezegende yabancılık çekmeyiz, bilinç bir canlı varsa. Bize epey benzemeleri olası.

Voynich el yazması var mesela. 1600 yıllardan kalmak 200 sayfalık bir kitap. Bilmediğimiz bir dille yazılmış. Dünyada o dile bir kere bile rastlanmamış. Ve o elyazması hala çevirilemedi/çözülemedi.
Kimisi tamamiyle saçmalık, o yıllarda birisi trollüğe başlamış diyor.
Kimisi uzaylılardan kalma diyor :)
Bu arada bilim insanları saçmalık olduğunu düşünmüyor, çünkü filoloji açısından incelendiğinde belirli bir kurala göre yazılmış, diğer dillerdeki gibi bir yapısı varmış. Yani trollük fazla gerçekçi.
0
substituent
(14.10.25)
ben çok merak etmiyorum bu durumu. ya köle yapmaya ya da savaşmaya gönderecekler bizi oralara.
0
Hallegadola
(15.10.25)
Sene 1998. Atmosferin üst katmanlarında insan duyularının çok ötesinde bir hareketlilik başladı.

Zetalar gelmişti.

Zeta ırkı çok gelişmiş, bizden yüzbinlerce yıl ileride varlıklardı. Maddesel formları bizim gözlerimizle görülemiyor, sesleri duyulamıyor, herhangi bir cihazla tespit edilemiyorlardı. Bizim teknolojimiz ve yaşam formumuz onlar için o kadar geriydi ki, onlar için dünya bir çamur tabakası ile kaplı görünüyordu. İnsanların iletişimi, onlar için ilkel titreşimler ve ışık yansımalarından ibaretti, anlam veremiyorlardı. Zetalılar, bir türlü bu ilkel sistemlerle çalışmanın bir yolunu bulamadılar. Bizim teknolojimiz, Zeta ırkının ışık hızının ötesindeki algılarına taş sopa gibi geliyordu.

Merakla dünyayı izlediler, onları kimse fark etmedi ama bu tek taraflı gözlem bir süre sonra sıkıcı hale geldi ve vakit kaybetmeden gitmeye karar verdiler. Tam ayrılırken içlerinden birisi duraksadı. Bir anomali tespit etmişti. İstanbul’un batısında, Trakya’da, Tekirdağ adı verilen yerde titreşimsel olarak olağanüstü, her duyu için müthiş bir senfoni içeren bir sıvının stoklarını buldular. Bu üzümün ve anasonun evrensel yasalarla dans ettiği, yoğunlaştırılmış bir kozmik denge sıvısıydı. Bir Zeta, “Hayır olamaz, bu galaksimizin Yüce Yasa’sı tarafından yasaklanan, en büyük günah ilan edilen madde! Anasonun ruhani esansı ile kararlılaştırılmış o anlık, mükemmel sükunet. Bu bizim sonsuz arayışımızı ve gelişmemizi durdurur. Evrenin mutlak düzenini bozar.” dedi. Diğer bir Zeta ise “Bir karar vermemiz lazım, ben bu sıvının verdiği huzuru bir kez olsun tadmak istiyorum. Sonsuz gelişim yolculuğumuzu tamamlamadan önce, bu mükemmel süküneti bir kez olsun deneyimlemeliyiz. Evrende, Tekirdağ’daki bu kimyasal birleşimden daha zarif bir şey yok. Bir hatıra alalım” diyerek itiraz etti.

Görünmez gemileri, Tekirdağ’da fabrikanın üzerinde sessizce süzüldü. Kimse fark etmedi. Ne alarm çaldı, ne bekçiler gördü. Maddeyi bükebildikleri gelişmiş alan teknolojilerini kullanarak, fabrikanın deposundaki en özel, en güzel şişeleri topladılar. Kainatın derinliklerine, yanlarındaki beyaz altınla algılanamaz bir hızla yol aldılar.

Fabrika yetkilileri, durumu yıllarca açıklayamadılar. Resmi raporlarda durum “kayıt dışı, açıklanamayan, yüksek tonajlı stok kaybı” olarak yer aldı. Yıllar sonra Tekirdağ’ın bir köyünde bir masada Hüseyin Emmi, “Epten kafayı yediniz gündöndü kafalılar, uzaylılar geldiler en ballı rakımızı aldılar gittiler beyaaa, siz hala uyuyun” dedi.

(Az önce yazdım)
0
co2s2
(15.10.25)
(7)

Bu mesajı yorumlayabilir misiniz

egerbiryolcu
Kısa bir özet geçeyim. Ben bu yıl bir sınava girdim ve iyi bir puan aldım. Atanma ihtimalim çok yüksek ama tabi küçük de olsa olmama ihtimali de var. Hoşlandığım çocuk da başka bir sınava hazırlandı tüm yıl. baya emek verdi. Bu süreçte o benim sürecime destek oldu çok samimi mutluluklar gösterdi. Be
Kısa bir özet geçeyim. Ben bu yıl bir sınava girdim ve iyi bir puan aldım. Atanma ihtimalim çok yüksek ama tabi küçük de olsa olmama ihtimali de var. Hoşlandığım çocuk da başka bir sınava hazırlandı tüm yıl. baya emek verdi. Bu süreçte o benim sürecime destek oldu çok samimi mutluluklar gösterdi. Ben de ona destek oldum asılmaya devam et bırakma dayan vs gibi ve gönülden motive etmeye çalistim.

Sonuçlar yani puanlar aciklandi ve beklediği gibi gelmemiş sesi morali kötüydü. Ben de çok üzüldüm ama belli etmek istemedim. Kendisi de tekrar hazırlanacağını altyapısının oluştuğunu söyledi. Bunu duyunca da şu bakımdan içim rahatladı. Morali bozuk da olsa kendini bırakmadi tekrar hedef koydu vs

Neyse cevap olarak küçük bir mesaj yazdım. İnşallah o kadro açılır, bu yıl daha nokta atışı hazırlanırsın dediğin gibi altyapın temelin sağlam oluştu gibi şeyler. Ve çok da diyecek bir şey bulamadım bunaltmayayim diye.

Bana cevap olarak şunu yazdı. "Teşekkür ederim sen atan" ( emojisiz dümdüz)


Kendimle ilgili hiçbir yorumda bulunmamıştım. Morali bozuk diye elinden geldiğince dikkatli cümleler kurmaya özen gösterdim. Benim atanma sürecin de iki aylık kolaylıkla olmadı biliyor. On yıl önce mezun oldum. Kendi bolumumden olmayınca ikinci ünv okudum. Bu süreçte babam kanser oldu onu kaybettim vs yani şimaracagim bir durum asla yok.

Sadece hiçbir gönderme yapmadan öylesine kurduğu bir cümle mi yoksa ben mi fazla alınganlık gösterdim hiç emin olamıyorum. Konu benle ilgili değilken o cümleyi söylemesi çok dokundu nedense. Bana mesafe koymuş gibi hissettim. Bu yüzden bir şey yazmadım yazmam gerekir mi bundan sonra ben de bir süre sessiz mi kalmaliyim...
0
egerbiryolcu
(14.10.25)
çocuğun aldığı puanla atanamayacağı kesin mi? "kötü geçmiş olsa da belli olmaz, umudunu kesme, atanırsın inşallah" falan demeni beklemiştir belki. benim başarabileceğimi hiç düşünmemiş demek ki falan diye triplenmiş olabilir. diğer bir senaryo da sen atanıp gideceksin, o sensiz kalacak diye üzülüp tribe girmiş olması. iki türlü de odun bir mesaj olmuş. "teşekkür ederim, ikimiz de atanırız inşallah" de geç.
+3
hrskrs
(14.10.25)
@hrskrs bu açıdan hiç düşünmemiştim. Bir kadro için girebileceğini ama daha çok vakti olduğunu söyledi. Ben de o yüzden insallah o kadro açılır dedim o konuyla ilgili de.
0
🌸egerbiryolcu
(14.10.25)
senin atanmanı kıskanmış ve kendisine yedirememiş hepsi bu.
0
koela
(14.10.25)
Belki mesajı tamamlayamadan yanlışlıkla göndermiştir, sonra da düzeltmeye üşenmiştir üzüntünün verdiği yorgunluk ve bıkkınlıkla. Bence sana yansıttığından çok daha fazla üzülüyor. Bana sanki mesaj tamamlanmamış gibi geldi ama öyle değilse de ben bu mesajda fena halde bitkinlik gördüm. Bir iki yokla istersen.
0
muhayyer divan
(15.10.25)
kaymakamlık hakimlik sayıştay dışişleri vs torpiliniz dayınız falan yoksa hazırlanmayın.
kaç defa dedim bunu bu müessesede.
0
Hallegadola
(15.10.25)
bazen çok da üstüne gitmemek gerekir karşı tarafın. iyi niyetle söylediğiniz bir şeyin ters algılanma ihtimali yüksek oluyor.
0
co2s2
(15.10.25)
@co2s2
Kesinlikle katılıyorum ama sadece onun açiklanasi üstüne hicbi şey yazmamak da olmaz diye düşündüm ama belki de anlıyorum sonra konuşalım gibi bir şey desem daha yeterli olurdu belki de...
+1
🌸egerbiryolcu
(15.10.25)
(29)

Mesainiz kaçtan kaça?

hadi ya la
Soru başlıkta :)
Soru başlıkta :)
0
hadi ya la
(13.10.25)
07.00 15.00 6 gün
0
arbre
(13.10.25)
07:30 - 17:00
0
a perfect lie
(13.10.25)
08:15
11:30 gayriresmi
17:00 resmi
0
artıküyeolmakistiyorum
(13.10.25)
8.30-17.30
0
pembediken
(13.10.25)
09:00 - 17:30
bazen müşteriye göre 15-20dk veya 30dk oynadığı oluyor
0
MtKrt
(13.10.25)
Ders saatine göre değişiyor. Bugün 19:00-23:00 dü, yarın tek dersim var. Para-cokomel eğrisi, ne kadar çok çalışırsam o kadar çok kazanıyorum.

Sabahları gidip bir dershanede mi çalışsam diyorum ama dünyanın en ağır emek sömürüsü dönüyor oralarda da
0
sekizdokuzon
(13.10.25)
istediğim saatte başlayıp bitiriyorum.

genelde 9-5 arası.
0
sir gawain
(13.10.25)
9-6 çalışılıyor şirkette ama ben 10-6 arası ofisteyim genelde. Evdeyken daha erken açıyorum laptop'ı, daha erken kapatıyorum.
0
Bruce
(13.10.25)
09.00-17.00
Ama sevdiğim için uyanık kaldığım saatler boyunca çalışıyorum.
0
rakicandir
(13.10.25)
08.00 - 17.30
Hafta sonu off
0
kafa koparan manyak
(13.10.25)
15:00-22:00
0
ghilleinthemist
(13.10.25)
09.00-18.00
daily 10'da olduğu için çoğu zaman başlangıç 10
0
kornisch
(14.10.25)
07:00-16:00
haftada 4 gün.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.10.25)
günlük mesai sürem normalde 8 saatti ama ekonomik krizden dolayı 7 saate düşürüldü. 45 dk. da öğle arası var. haftada 5 gün.

ne zaman olduğu ise çok ekstrem saatler olmadığı sürece flexible.

eğer uyarsa 07:00-14:45 de yapabilirim, 11:00-18:45 de.

ama toplantılar filan varsa genelde 09:00-16:45 arası.
+1
king lizard
(14.10.25)
Bu kısım ofisin kurallari;
Resmi olarak sabah 9 civarı işte olmam lazım.
12-2 arası öğle arası
Akşam da gene resmi olarak 4 mu 4.30mu ne isteyen çıkabilir. Ha ben 6-7 gibi çıkarim genelde.

Amma lakin harbici esnek çalışma saati var. Isini yaptığın sürece kimse kimsenin ne zaman geldigine gittigine bakmıyor. Misal doktor randevum varsa çıkıp gidiyorum. Sadece sigorta sebebiyle is yerinde olmayacaksam müdüre yazıyorum o kadar. Kart sistemi falan yok.
Onun dışında sözleşme gereği resmi çalışma saatim yok. Günde 20 saat de çalışsam 3 saat de çalışsam aynı parayı alıyorum ve yasal olarak ikisini de yapabilirim.
0
logisticsmanager
(14.10.25)
1. gün 08:00/20:00
2. gün 20:00/00:00>
3. gün <00:00/08:00
4. gün off

5. gün başa dönmüş oluyor. kısaca 12/24/12/48 düzeni diyoruz. sektör havacılık.
0
phoarbix
(14.10.25)
8-17. 8 de işe mi gelinir ............
0
mikahakkinen
(14.10.25)
7:45-17:45
5 gün
0
messina123
(14.10.25)
09.00-18.00 maalesef bıktım artık bu hayattan ag hayatı
0
Hallegadola
(14.10.25)
08.45- 18,45
haftada 5 gün.
0
kumandanim
(14.10.25)
8:30-18:30
cumartesi pazar yok.
0
duyuruuser
(14.10.25)
7-5, 5 Gün.
ev mesaisi var tabi
0
eja
(14.10.25)
Resmiyette 8-5 herhalde ama bölümde kimse 8'de gelmiyor (belki personel hariç). Genelde 9 gibi gelinip 16.30 gibi çıkılıyor. 10'da gelip 16'da çıksan da kimse bi şey demez ki arada yapıyorum. Haftasonu deney falan yoksa gelmiyoruz, nöbet de yok bizim bölümde.
0
nundu
(14.10.25)
hafta içi sadece
10:00
18:00
0
devilone
(14.10.25)
08-16
0
cancoskn
(14.10.25)
Saha görevi yoksa sabah uyanınca başlar, akşam sıkılınca biter :)

Saha görevlerinde uçağa yetişmek için gece 3'te de başlar, akşam 8'de de başlar. Bitişi de genellikle belirsiz.
0
kimlanbu
(14.10.25)
10:00 - 14:00 arasını kapsayacak şekilde istediğim zaman başlayıp bitirebiliyorum. Haftalık 40 saat çalışma süresine göre aylık toplam çalışma saatini tamamlamam yetiyor. Her gün 8 saat çalışmak zorunda değilim ama bir gün 7 çalıştıysam aradaki 1 saat eksiği diğer gün(ler) tamamlamam bekleniyor.

Rutinim 08:00 - 16:30.
Ama toplantım ve işim yoksa 14'ten sonra bilgisayarı kapatsam ve 16:30'a kadar çalıştım desem kimse sorgulamaz.
0
himmet dayi
(14.10.25)
11-19 haftasonu yok. sabah geç gelmek çok güzel, uzun uyumak istersem uyuyabiliyorum. banka - hastane gibi işlerimi halledebiliyorum. gece erken yatmak zorunda kalmıyorum vs.
0
zozjotejmnk
(14.10.25)
7/24

acil durumlarla ilgili bir iş yapıyorum:

1- telefonum 24 saat açık, sesi de açık.
2- ara ara beklenmedik yolculuklar yapıyorum, ne zaman döneceğim belli olmuyor. rekorum 35 gün. plansız bir şekilde evden çıktım, 35 gün sonra eve geri döndüm.
0
co2s2
(14.10.25)
(17)

Eski sevgilinin hediyesini atamamak

kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
Çok uzun süreli bir ilişkinin bitimine yakın bir tişört göndermişti bana. Paketini açmadan bir köşeye atmıştım. Ayrıldık. Birkaç yıl geçti. Ciddi bir ilişkim var şu an. Açıp giymedim ama atamıyorum da. Veremiyorum da. Orada evin en ücra köşesinde, paketinde, poşetinde duruyor. Evimi taşırken yakın z
Çok uzun süreli bir ilişkinin bitimine yakın bir tişört göndermişti bana. Paketini açmadan bir köşeye atmıştım. Ayrıldık. Birkaç yıl geçti. Ciddi bir ilişkim var şu an. Açıp giymedim ama atamıyorum da. Veremiyorum da. Orada evin en ücra köşesinde, paketinde, poşetinde duruyor. Evimi taşırken yakın zamanda, getirmemek için çok uğraştım ama bir şekilde girdi kolilere.

Medenice bir ayrılık oldu. Sonrası beni çok yıprattı ama alıştım. Sosyal medyada minimal de olsa iletişimimiz var. Beğeni, minik yorum gibi. İkimiz de alıştık zamanla. Şu anki sevgilimle aram da gayet iyi. Belki de evliliğe doğru gidiyor.

Ama atamıyorum da, giyemiyorum da... Neden?
0
kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(13.10.25)
Bir tişörte bu kadar anlam yüklediyseniz onu alan kişiye karşı da içinizde hala bir şeyler var demektir bana göre. Normal halükarda bir kaç yıl geçmiş üzerinden, üstelik bir ihtimal evliliğe doğru giden ilişkiniz varmış. Eskilerin adı üstünde eski kalması ve sizinle olmaması gerekirdi.
0
mermaidd
(13.10.25)
Ölmüş gibi oldu ya, hatirasina saygi :)
+2
abuzer
(13.10.25)
Bana yeni sevgilim eski sevgilimin şeylerini attırmıştı. Helal olsun kıza. Ağzıma sça sça yola getirdi. At gitsin.
0
arbre
(13.10.25)
Yardım dolabına atınız :) birinin mutluluğu olur
+1
baldan kaymak
(13.10.25)
Eğer içinizde bir yerde hâlâ yeniden birleşme umudu olmadığına eminseniz, aklıma tek sebep geliyor:

Yaşanmışlığınız çok. Şu an durduğunuz yerde çok farklı kişiler oldunuz belki ama eski güzel günler sizde derin izler bırakmış. @abuzer’in dediği gibi, ilişkinizin ölümünü kabullenmişsiniz ancak yasını tutuyorsunuz. Atmayın. Kafaya da takmayın. Zamanı gelince ya giyeceksiniz, ya atacaksınız…
+2
yadigar
(13.10.25)
Yeni iliskim var evlilige gidiyor diyorsun...eski sevgilinin hediyesi tshirt diyorsun... Sentimental bir degeri de yok. Abicim ya kullan ya toz bezi falan yap.

Sen simdi o tshirti alip, gidip cope atsan hafiflersin :) Harika hissedersin. Tum problem cozulur. Tekrar bir sey dusunmek ya da hissetmek zorunda kalmazsin.
0
thetruenorthstrongandfree1
(13.10.25)
Hediyesi paketi bile açılmadan kenara atılan sevgilinin emeğine üzülen sadece ben miyim:'(

Bir ihtiyaç sahibine verirdim +1
0
kullanicadi
(13.10.25)
Eski sevgiline karşı hislerin olmasaydı ve hala bir ihtimali düşünmeseydin atardın. Şu hali ile şu anki sevgiline üzüldüm açıkçası. Eğer tişörtü üzerine anlam yüklemeden kullanıyor olsaydın (yıprandığı halde atmamak gibi durum dışında) bence atmana gerek yoktu. Bence üstüne başka bir anlam yükle ve ihtiyacı olan birine ver. Sonra da ya o sayfayı kapat ya da şimdiki sevgilinle vedalaşıp tekrar dene. Bu kopamama sağlıklı değil.
+5
nawar
(13.10.25)
Nereye kadar saklamayı düşünüyorsun? Diyelim ki şu anda hayatında olan kişiyle evlendin, çocuğun oldu ve 10 sene geçti, hâlâ tutacak mısın?

Bir şekilde vedalaşman lazım. İhtiyaç sahibi birini bulamıyorsan bir poşete koy ve çöpün yakınlarındaki yüksek bir yere as. İllaki gelen geçen birisi alır.

Ben de ilk kız arkadaşımdan ayrıldığımda dünyam başıma yıkılmıştı. Bende fotoğrafları vardı (basılı ).. Arada sırada çıkarır bakar ağlardım. Sonra bir gün fotoğrafları aldım evden çıktım, boş bir araziye gidip hepsini yaktım. Çok iyi geldi. Vedalaşmayı ve kafamda bitirmeyi bu şekilde sağlayabildim.
+2
tabudeviren
(13.10.25)
Çok ayrıntıya girmek istemiyorum ama o iş bitti. Ben bitirdim zamanında. Karşı da kabullendi. Ben de kabullendim. Çok özel ve güzel şeyler yaşadık ama dediğiniz gibi hayat bizi bambaşka kişiler yaptı. Bugün tekrar birlikte olsak kavgasız geçinemeyiz. Evlensek ertesi yıla kalmadan boşanırız. Şu an da çoooook farklı hayatlar yaşıyoruz. İnanınki inatla incinmişlikle yazmıyorum. Ortaokulda masum duygularla başlayan ve lise, üniversite, askerlik vesaire bir çok badireyi atlatmış bir ilişkiydi. Çoğu yönden birbirimizin ilkiydik. Fakat çok farklı insanlara evrildik. Gündelik hayatta çok şey var kullandığım onun hediiyesi. Problem olmuyor. Ama orada açılmamış duran o son tişört bende tarifi zor bir huzursuzluk, üzüntü yaratıyor. Belkide ben pes etmişken onun çabalamasının hatırası olmasından doğan vicdan azabı.
0
🌸kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(13.10.25)
unutamamışsınız, hala bi umut var içinizde.

olur da dönerse bak senin hediyen diyeceksiniz içinizde.

veya ben ne bileyim. milyon varyasyon olabilir :)
+1
gurur
(13.10.25)
Yaklaşık dört ay önce, bu nedenle üç yıllık ilişkimi bitirdim. Başta geçmişine saygı duyduğum için eski hatıralarını sorun etmedim. Ancak zamanla onu gerçekten unutamadığını fark ettiğim bazı olaylar yaşandı ve ayrıldık. Ayrılıktan birkaç hafta sonra ise onunla yeniden iletişime geçtiğini, yani geri dönmeye çalıştığını öğrendim. Anlayacağın yukarıdaki kuşkucu arkadaşlara hak vermemek elde değil. Kısacası şunu söylemek istiyorum: eğer şu anki sevgiline gerçekten değer veriyorsan, elinde geçmişe ait ne varsa hediyeler, fotoğraflar, mesajlar hepsinden kurtulmalısın. Aksi halde farkında olmadan bir başkasına büyük bir kötülük yapmış oluyorsun.
0
ruzgarr
(13.10.25)
"atamıyorum" çok acizce bir bahane. Koliye girmiş bir şekilde falan, kendini kandırıyorsun biraz.
0
Bruce
(13.10.25)
çöpe at. atamıyorsan kendini sorgula şimdiki sevgiline de haksızlık etme.

minik yorum, beğeni falan da atma, sana mı kaldı bunları yapmak?

aynı şeyi şimdiki sevgilinin yaptığını düşün. empati yapın biraz
0
Hallegadola
(14.10.25)
cevabı basit. unutamamışsın ve hala seviyorsun. hissizleştiğin an atarsın.
0
koela
(14.10.25)
Umarım aynılarını yaşarsınız. Bir de evliliğe gidiyor denmiş. Nefret ediyorum sizin gibilerden. Ne istediğini bilmeyen, bırak hayatındaki kişiye kendine bile dürüst olamayan kim varsa layığını bulur umarım.
-1
iggy pop
(14.10.25)
@iggy pop ne bu şiddet bu celal!

@herkes
Ya unutamayacağım tabi. Ömrümün yarısından çoğu -ama uzakta ama yakında- beraber geçti. Hatıralarımın yarısının içinde o da var. Hayatımın yarısını silememki ama bitti işte. Ne yapayım? Öldü ilişki. Ölüye yıllarca kalp masajı yapılmazki. Napayım? Kalan ömrümde niye yalnız kalayım? Şu anki kız arkadaşımla iki yılı aşkındır çok güzel şeyler yaşıyoruz. Sorun geri dönmek istemem değil. Bazışeylerin dönüşü olmaz hayatta. Şu anki kız arkadaşıma fiziksel, duygusal, direk, dolaylı bir ihanetim de olmadı. Eksi sevgilimleyse ayrılalı beri hiçbir defa bi kere bile içimden "keşke yeniden birlikte olsak" diye geçirmedim. Ayrılık acısı çok yaşadım. Yalnızlık acısı yaşadım. Ama dönüp birleşmek istemedim tekrar. İstemiyorum da. Sadece keşke o tişört bana hiç gelmeseydi. Anlatması zor.

Gereksiz ek bilgiler: Ailelerimiz ilişkimize karşı değildi. Kimse bizi zorla ayırmadı. Önce o hata yaptı. Ben affetmedim. Ben ayrıldım. Zamanla oda kabullendi. Benden sonra iki ilişkisi oldu en az instagramdan gördüğüm kadarıyla.
0
🌸kertenkeleyi kerpetenle ketenpereye getiren
(16.10.25)
(21)

Çocuk büyütmek gerçekten böyle mi?

silverleaf
Haftasonu bir misafirim vardı çocuklu aile. 15 aylık bir çocukları var. Çocuk yürüyor, oynuyor, neşesi keyfi yerinde. Ama sabah evden çıkmaları çıkmaya niyet ettikten sonra en az 3 saat. Akşam yemek yemeleri minimum 3 saat daha. Yemekleri ben yapıyorum, sofrayı ben kuruyorum, ben kaldırıyorum, onlar
Haftasonu bir misafirim vardı çocuklu aile. 15 aylık bir çocukları var. Çocuk yürüyor, oynuyor, neşesi keyfi yerinde. Ama sabah evden çıkmaları çıkmaya niyet ettikten sonra en az 3 saat. Akşam yemek yemeleri minimum 3 saat daha. Yemekleri ben yapıyorum, sofrayı ben kuruyorum, ben kaldırıyorum, onlar sadece kendileri ve çocuğu yediriyor. Çocuk sahibi olmak cidden böyle bir şeyse hayata dair tüm beklentilerimi sorgulamak istiyorum...
+1
silverleaf
(13.10.25)
Aile gevşek . Bu çocuk zaman ve nasıl uyuyor? kısmına daha gelmedik
Kimi ailelere bakın. onlar da farkında değiller belki ama çocukları onları yönetir. Onlar da bunu çocuk
büyütmek zanneder.
-2
diyecevaplandı
(13.10.25)
Tarlada çalışırken doğum sancısı başlayan, Sonra bebek ağaç gölgesinde uyurken tarladadaki işine devam eden kadının üçüncü kuşak torunu bu hale geldi.

Çocuk merkezli yaşayan bir garip aile modeli gelişti ülkede. O modeldir onlar. Hiç öyle bir şey yok yani.

3 saatte, beş dakikaya sığdırılamayacak ne yapıyorlar ki evden çıkarken.
-6
Mirket
(13.10.25)
Tamamen kisilere ve cocuga bagli. Ilk oglumuzu araba koltuguna oturtmak bile kucuk bir meydan muharebesi gibiydi. Adamin karakteri boyle, zor bir cocuk ve hala oyle. Daha sonra iki oglumuz daha oldu. Bunlari torbaya koyup sokaga cikarim, sikinti olmaz.
+4
quaker
(13.10.25)
bir söz var ya “en iyi anne anne olmamış annedir” gibi. katılıyorum. en iyi anne ve babalar çocukları olmayan kimseler ki akıl vermekte çok iyiler :,)

15 aylık bir çocuk hala bakıma muhtaç. zamanla anne ve baba (daha çok anne tabii) kendisine vakit ayırabilmeyi başaracak ve çocuk (bebek) hayatlarına bu kadar hakim olmayacak. ama bu yaşlarda genellikle böyle, evet.

bizim anne babalarımız bizi çok rahat yetiştirmiş gibi hissediyorum ben ayrıca, şimdiki nesilde çocuk merkezli oluyor her şey. ben de isterdim çocuğum benim programıma uysun falan ama öyle olmuyor işte. aklı ermeye başlayınca daha kolaylaşıyor bazı şeyler.
+1
deartheodosia
(13.10.25)
soruyu ben tam anlayamadım. misafir size yardım etmedi diye takıldıysanız zaten olması gereken bu değil mi?

onun dışında 15 aylık bi çocuk varsa hayatın onun etrafında dönmesi normal o aile için.

3 saat derken abartı olduğunu düşünüyorum. zaten bir yetişkinin ceketini alıp evden çıkması ile 15 aylık bi çocuğun evden çıkması için gereken hazırlık tabi ki aynı olamaz.

bence çocuğu olmayan insanlar çocuklu durumlar için yorum yapmasınlar.
0
elorelia
(13.10.25)
benim 75 yasinda kayinpederime, "cocuk gece teroru yasiyor, pek iyi durumda degiliz" dedigimizde, "ne olacak kabus goruyo iste, abartiyosunuz" demisti.
bizde misafir olduklari bir gece, gece terorune kendisi denk geldi, gozunu cikartacakti cocuk, odasina kacti pitir pitir koca adam.

baskasinin yasadigini yasamadan, o yasanan hakkinda gazel okumak kolay gelebilir de, genelde pek tutmaz. ben de yaptim cocugum olmadan once, yedik bi bok.
+5
quaker
(13.10.25)
benim de çok sevdiğim arkadaşlarım çocukları ile bu durumda. ve ne yazık ki buna kendilerinin sebep olduğunu düşünüyorum. onlar o tablonun içinde en doğrusunu yaptıklarını düşünüyorlardır ki öyledir de ama ben dışardan bakınca hatalar görüyorum.

anneler ve babalar tabii ki siz bizi anlayamazsınız, çocuğunuz yoksa yorum da yapmayın demişler ama bir çocuğun 3 saat yemek yemesini beklemek, ikna etme çabaları, gerginlikler filan bence normal ve doğru davranış olamaz. Çok üzgünüm. bu örnekte 15 ay kucuk ama benim arkadaşlarımda bu yıllarca sürdü. Evlerine gitmek sırf bu yemek ve dışarı çıkma mevzularından beni çok daraltıyordu ki hala böyleler :(

bence duyuru sahibi de yemeği kendi hazırlaması toplaması kısmını 3 saat süren bu yemek sürecine dahil değil diye belirtmek için söylemiş. Arkadaşından bunu beklediği için değil de.

ben bu arkadaşımı bu yemek konusunda sorgulayıp ara ara eleştiriyorum. bunları yemezse hasta olur yine biz uğraşırız vesaire diyor ama her gün en az 2 saat süren yemek krizini yaşamak hasta olmasındansa tercih edilecek bir şey değil bana göre.
-2
a perfect lie
(13.10.25)
3 saat olmasada vakit alıyor doğru
+1
basond
(13.10.25)
Öncelikle çocuğu olmadan buraya yazan arkadaşlar buraya yazdıklarını eğer çocukları olursa; ondan sonra bir daha okusunlar. 3 saat 5 saat 5 dk on dk. Çocuk sahibi olmak dünyanın en zor işi. çocuk olana kadar, ne kadar özgür olduğunu anlamak dünyanın en acı şeylerinden. çocuğum olmadan önce çocuklu ailelere kızar laf ederdim. olunca anladım ki çok zor amkkkk.

3 saat veya 5 saat olması ailenin düzenine bağlı bir şey. artık çocuklar aileleri yönetir durumda.

ben er kişiyim, eşim ve benden başka çocuk bakımına yardımcı olan herhangi bir kimse yok. kendime dair bir hayatım kalmadı. eşimi zaten düşünemiyorum. gerçekten bilinçli ebeveyn olmak zor.
+2
mikahakkinen
(13.10.25)
@a perfect lie beni çok iyi anlamış. derdim tabii ki bana yardım edilmemesi değil, durumu canlandırmak için yazdım ama yanlış anlaşılmış. Konu bir yemek yeme + yedirme sürecinin 3 saat sürmesinin normal olup olmaması. Aynı şey sabah hazırlanmak için de geçerli. 3 saat de hazırlanma süreci. Beraber etkinlik yapmak o kadar imkansız ki, hadi gidelim diyorlar tamam diyorum 3 saat geçiyor. Bireysel olarak onlara yardım edebileceğim her işi yapıyorum etraflarında ama yine de 3 saat.
+1
🌸silverleaf
(13.10.25)
3 saat çok fazla ama çocuğuna göre değişir, 5 yaş çocukla 45 dk falan alıyor benim oyuncaklarını toplayıp (bazılarını hala yanımızda gittiğimiz yere taşıyoruz işte bilinçsiz anne örneği ben) ve havaya göre giydirmekle, nereye gideceğimizi açıklamakla falan. yemek yemesi yarım saat gibi.
+1
deartheodosia
(13.10.25)
mecazen mi 3 saat dedin çok anlamadım ama gerçekten soruyorsan 3 saat çok abartılı. 14 aylık bebeğim var genelde gideceğimiz yerlere hesaplanan vakitten 20 dk sonra varırız. niye hep 20 dk geç kalıyoruz anlamıyorum ama genelde çocuk yürümek istiyor kucakta durmuyor filan yavaş yürüyor ondan kaynaklı sanırım.

yemek yedirmek ve kendimizin yemesi de max yarım saat olur, 3 saat kraliyet yemeği mi yiyorlar :D
+2
Gradient_tabanlı_mor
(13.10.25)
aynısı durumu bizde de hala var, yani illallah ettiriyor, değişiklik filan istemiyorlar, biraz rutin çocuklara iyi geliyor. anne baba çalışıyorsa o yaşta kendi kurdukları oyunları oynamak istiyorlar, mesela dışarı çıkacaksak kuaför oluyoruz, pantolon giydirme makinesi oluyoruz bunları öğrendikçe 1 saat altına indik, tabi bizim hazırlanma sürecimiz de var.

yemek konusu ise şöyle, biz bir şeyler hazırlayıp arabada yemesini istiyoruz, sabah okula giderken kahvaltısı da öyle elinde çerezi, dışarı bakarak yiyor arabada, yemek yemesini beklemek de yanlış, zaten ben evde bakarken doğrudan kahvaltı hazırlamam, önce dışarı çıkarız, parkta acıktırır öyle kahvaltı kurarım.
0
hoot
(13.10.25)
mecazen 3 saat kullanılmış. kimse 3 saat çocuğa yemek yedirmeye çalışmaz.

ama dışarı çıkma konusu 3 saat alabilir.
altını değiştir.
yemek yedir.
bebek bakım çantası hazırla
dışarısı için hazırda mama yoksa onları yap.
bebeğin üzerini değiştir.
kendin tuvalete git
kendin hazırlan.
bu sırada bebek tekrar kaka yapmış mı diye kontrol et.
arabayı al kapının önüne getir.
+1
duyuruuser
(13.10.25)
ben eli yavas insana asiri kuruluyorum. böyle hadi dedikten sonra 3 saat evden cikamayan kisiler gercekten ömür törpüsü.
benim kayinvalidem öyle ve üc saati gercekten mecazen kullanip söylemiyorum. yani gercekten üc saat. benim uzun süre tolere edebilecegim bir sey degil.
bir yere gidilecek, kiyafeti giyiyor cikariyor, baska kiyafeti giyiyor cikariyor, baska kiyafeti... inanilmaz bir kararsizlik icinde. bu böyle on kere tekrar ediyor. banyo yapip cikmasi tam tamina 2 saat. millet onu beklerken altina isiyor. baska insanlar da var orada, en az 5-6 kisi, onlar da giyinecek, hazirlanacak, yikanip yumulacak degil mi? benim hayatimindan sen her gün nasil o kadar vakit calarsin ya? mecbur mu herkes seni beklemeye? cok cok cok düsüncesiz bir hareket. üc saat yemin ederim size mecazen ya da abarti degil, dosdogru. benim tahammülüm ilk gün sonunda sahiden bitiyor. kadinin yürümesi bile uyusuk uyusuk ya. bir km yolu 30 dkda yürüyemiyoruz ve hayir, yürüyemedigi icin degil, uyusukluktan amk.

bir senesi babamin kuzenine gitmistik izmir'e. hani bazilari ile dalga gecerler, yürürken sakiz cigneyemez diye. iste babamin kuzeni onun konusurken baska is yapamaz versiyonu ve inanilmaz geveze. hem kel hem fodul yani. köfte yapmaya basladi, aciz, yoldan gelmisiz. bir tane köfteyi avcunda sekilliyor, duruyor car car car arada 2 dk bir sey anlatiyor. diger köfteyi sekilliyor, duruyor car car car arada bir sey anlatiyor... her köfte arasina 2-3 dk laf molasi koyuyor. bir kilo kiymadan köfteyi yapmasi 2 saat sürdü.

hayir, cocuk büyütmek böyle bir sey degil. bu tamamen kisinin eli ne kadar agirsa o kadar basa gelir bir durum. allah sabir versin, ben bu insanlarin cok yaninda olsaydim kafayi siyirirdim. allahtan kayinvalideme uzak yasiyoruz. evliligimin en büyük sinavlarindan kendisi.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.10.25)
"Tarlada doğum sancısı tutan kadın" diyen arkadaşa çok katılıyorum. aynen kardeşim tarlada bebeğe bakmayıp işine devam ettiğinde bebeğin ve annenin fiziksel ve psikolojik sağlığında bir sorun olmuyordu. Ölüm oranları çok düşüktü bizim nenelerimiz zamanında, hele psikolojileri çok iyiydi kesinlikle damızlık gibi doğum yapıp bebeklerinin yarısı ölen ve kalan bebekleriyle bağ kuramayan nenelerimizin.
Onu da geçtim, kadının ne haddineymiş konforlu ve hijyenik ortamda bebeğe bakmak? Bu ne şımarıklık? Lütfen sevgili kadınlar, tıpkı nenelerimiz gibi yaşayın. Bir de utanmadan hayatınızdaki önceliği bebeğinize veriyorsunuz yahu! Mesela tek kullanımlık bezler de almayın, kakalı bezleri yıkayın çünkü nenelerimiz böyle yapıyordu biliyorsunuz ki. Allah allah ya!
+4
mor bembombom
(13.10.25)
Bir uçtan diğer uca fazla hızlı savrulduğumuzu anlatmak için verdiğim örnekten mağduriyet devşiren kronik mağdur arkadaşım,
Ne soruda ve ne de verdiğim cevapta aile yapısı içinde belirli bir cinse özel bir eleştri yoktur. 3 kuşak öncesindeki durumun doğru olduğuna dair de bir sözüm yoktur. Benim sözüm çocukerkil aile düzeninin abukluğunadır.
Yazdıklarım o gözle oku. Ya da okuma. Mağduriyetini doya doya yaşa. Sen bilirsin.
Bu arada mor kurdelalı bir eyleme katılırsan çağır ben de gelirim. Ama 7*24 dünyaya o gözle bakma. Mutlu olamazsın.
-2
Mirket
(13.10.25)
mor bembombom +1
tarladaki nenelerimiz örneği beni de çok rahatsız ediyor her defasında duyduğumda. dünyaya getirdikleri çocukların yarısı vefat ediyormuş zaten. yazık o kadıncağızlara. ve hala sömürülüyorlar emekleriyle.
0
deartheodosia
(13.10.25)
bazı insanların götü ağır çocuktan bağımsız olarak. bence çocukla alakalı bir durum yok. ebeveynlerin karakteriyle alakalı bir durum.
0
Hallegadola
(13.10.25)
Bazı insanların zaman algısı ve zamanı kullanma hızı çok tuhaf, çok yavaş olabiliyor. Annem de öyledir, onun sağlık sorunları da var ama öteden beridir annemin dikkati çok dağınık olduğundan bir işi yapana kadar saatler geçebilir evet. Olabilir, yapı.
0
muhayyer divan
(13.10.25)
İnsanlar abarttığımı düşünmüşler doğal olarak ama değil, maalesef. Neyse ki bu gözlemi yapan sadece ben değilmişim.
+3
🌸silverleaf
(13.10.25)
(9)

Çok fazla şalgam tüketmek zararlı mı?

lynyrd skynyrd
Haftada ortalama 1-1,5t litre acılı şalgam tüketmek sağlığımıza zarar verir mi? Bir de piyasada sevdiğiniz markaları belirtebilir misiniz? Doğanay'ınkini aldım ancak çok beğenmedim?
Haftada ortalama 1-1,5t litre acılı şalgam tüketmek sağlığımıza zarar verir mi? Bir de piyasada sevdiğiniz markaları belirtebilir misiniz? Doğanay'ınkini aldım ancak çok beğenmedim?
0
lynyrd skynyrd
(12.10.25)
evde kendiniz yapabilirsiniz:
www.youtube.com
+1
santimantal
(12.10.25)
file market'te satılan usta şalgam epey başarılı bence.

tuzlu bir şalgam içiyorsan tansiyonunu yükseltebilir.
+1
kibritsuyu
(13.10.25)
filedeki güzel cam şişede hem de.
bi de yeni kavaklıdereninki güzel. şokta satılıyo
+1
jelly bear
(13.10.25)
doktor degilim ama salgam, ozellikle de acili hem de bu kadar tuketimde mideyi eline alman olasi. simdi salgam deyince agzim sulandi ama 15 sene once mideyi elime aldim ve sanirim o zamandan bu zamana toplam salgam tuketimim 500ml'i gecmemistir. :(( dikkat et hocam.
+1
arakaali
(13.10.25)
Adana'da tanıdık varsa açık alıp yollasın. Hazır şalgamlardan ise en iyileri Doktorum ve Turnib.
+1
dilemma of subscribtionability
(13.10.25)
doğanay'ın gurmesi çıkmış içinde turşu suyu var, bence daha iyi olmuş. onu deneyebilirsiniz. benim şalgamda yaptığım şey şalgama bir nevi şeker katmak. kühne turşu var, kühne turşunun alman usulü salatalık turşusunun suyunu salgama katıyorum, yarı yarıya değil biraz daha azını ve gayet güzel oluyor. tuşu sulu şekerli şalgam
+1
hoot
(13.10.25)
doğanay şalgam değildir. içecekseniz serafresh, adanus için. biz evde kendimiz yapıyoruz. yapılışı da aşırı basittir ama bu havalarda mayalanması uzun sürebilir.
basit bir tarifini de vermiştim şurada;
www.tiktok.com
+1
ground
(13.10.25)
serfressh şu an a101'lerde küçük şişelerde satılıyor bulabilirseniz alın. tavsiye ettiğim herkes 1 kasa aldı. çok iyidir.
+1
ruhlardan esinlenen karga
(13.10.25)
arka tampona zararı olur olsa olsa. şalgam faydalıdır onun haricinde
+1
Hallegadola
(13.10.25)
(16)

Evinize gelen misafir nasıl bir hediye getirirse çok mutlu olursunuz?

sekizdokuzon
Bana 40-50 cm boyunda bir salon bitkisi getirenin kendi yatağımda yatmasına izin verir, kendim salonda yatarım. Var değil mi böyle ev ziyaretine çiçek, bitki götüren güzel insanlar?Siz nasıl bir hediye alsanız gerçekten mutlu olursunuz?Teşekkürler.
Bana 40-50 cm boyunda bir salon bitkisi getirenin kendi yatağımda yatmasına izin verir, kendim salonda yatarım. Var değil mi böyle ev ziyaretine çiçek, bitki götüren güzel insanlar?

Siz nasıl bir hediye alsanız gerçekten mutlu olursunuz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(11.10.25)
paşabahçe beğenmezsem gider istediğimide alırım, bizim ailede genelde paşabahçe , daha azı madame coco nevresim seti battaniyesi falan
+1
eja
(11.10.25)
Maddî anlamda çok sıkıntılı bir zamanımdayken getirilen gram çeyrek yarım tam altın türünde bir hediye haricinde hiçbir hediye beni "çok mutlu" etmez sanırım. "Çok mutlu olmak" benim için epey büyük bir şey ya da algılarım/beynim abartıyor da olabilir, bilemedim şimdi. Hayal kuramadım resmen.
0
muhayyer divan
(11.10.25)
Benim için en güzel hediye misafirin hiç gelmemesidir.
+4
rock n roll
(11.10.25)
Ben bunları yapmasalarda yatağımı veririm
+2
Kahvedesu
(11.10.25)
Çiçek gelse bile bakmayı beceremiyorum bi fesleğenim vardı kuruttum.
Parfüm getirirse mutlu olurum.
Yiyecek olarak fıstıklı baklava gelirse mutlu olurum. Ama kalitesiz yerlerden alınmış çamur gibi baklava olmayacak.
Kaliteli lokum ve çikolata da olabilir.
+1
tabudeviren
(11.10.25)
çiçek iyi fikir.

birileri bir eşya getirince genelde mutlu olmuyorum.
neden zahmet ettin, ne gerek vardı, bir sürü masraf yapmışsındır şeklinde bir anne çıkıyor içimden. layık görmüyorum belki de. basit bir şeyse de yine beğenmiyorum. boşuna çöp olacak evde diye.

çift olarak yaşadığımız eve bir arkadaşım ikili ve sevimli bardak getirmişti. biri 400 diğeri 500cl miydi neydi. arada bir bira içerken onları kullanıyorduk güzel andım o arkadaşı. sevimli bir hediyeydi ve insanı borç altında hissetirmiyor da. çok yer işgal etmeyecek bir saksı çiçeğine de mutlu olurdum. büyük çiçek herkese gitmez, evinde yer yoksa zülum olur.
0
biseysorcaktim
(11.10.25)
Birinci sınıf inanılmaz kaliteli bir baklava ve ya bu kalitede bir tatlı.
Hiç görmediğim göremeyeceğim nadide bir hediyelik olabilir
Güzel çiçekleri açmış saksılı bir çiçek
0
pislick0
(11.10.25)
güleryüz ve huzur getirsin başka şey istemem.

gerçekten getirse ne getirmese ne yani.
+3
gurur
(11.10.25)
Kaliteli malzemeden (cam, ahşap, mermer, kemik, bronz, prinç, titanyum veya bunların karışımı), seri üretim olmayan, mümkünse ilerde antika değeri olabilecek bir koleksiyon parçası olan küçük obje, vazo, kutu, ufak mobilya, alkol bardağı/kadehi, sofra malzemesi vs. alsam çok sevinirdim. Çok spesifik oldu sanırım.
0
akhenaten
(11.10.25)
Bana yakın arkadaşım bir kere doğum günü hediyesi olarak saksıda biber hediye etmişti canlı bir bitkinin hediye olarak gelmesi gerçekten şahane bir şey çok mutlu olmuştum.
Ev bitkisi hediye gelse çok mutlu olurdum ben de.
Farklı tasarımlarda kupa bardakları çok sevdiğimi bilen arkadaşlarım bana kupa bardak da hediye ediyorlar bu da çok hoşuma gider.
Evde kokteyl denemeleri yapmayı sevdiğim için şık içki bardakları hediye gelse çok hoşuma giderdi.
Bir kere televizyon battaniyesi hediye gelmişti o da hoştu.
0
mutekebbir
(12.10.25)
Biraz kimin geldiği de önemli. Sadece kendisi bile en büyük hediye olabilir. Aranızdaki yakınlığa ve ilişkiye de bağlı.

Çoğu zaman misafir gelmemesi daha iyi +1
Dışarda bir yere davet etmesi daha makbul. Veya tatil hediye etsin ne bilim :)

Benim ihtiyacım olan şeyleri bilip getirmeleri de makbule geçebilir. Materyal şeylere pek ihtiyacım olmuyor. Çiçek bitki vs. de evde sevmem. (doğada severim, doğaya götürsün mesela?) Belki bazı ev gereçlerinin daha iyisi olabilir. Yediğim spesifik şeylerle alakali birşey de olabilir.
+1
ermanen
(12.10.25)
Hediye getirmemesi, getirecekse de ya işime çok yarayacak bir materyal tercihimdir. Bunun dışında eşya/bitki/vazo tarzı şeyleri mümkün olan en kısa sürede sağa sola bağışlamayı tercih ediyorum. Gereksiz eşyalardan kurtulmak için evin 2/3'ünü attım.
0
rakicandir
(12.10.25)
Evde bitki konseptini hiç sevmediğim için böyle bir hediye gelse üzülürdüm napıcam bunu şimdi diye.

Onun dışında kahve fincanına okeyim ya her zaman kullanılıyor, çok işlevsel bir hediye, evde fazlası hiçbir zaman sorun çıkarmaz. Saçma sapan esprili bi şey olmadıktan sonra fincan iyidir
0
nundu
(12.10.25)
Misafirliğe gelecek olanlara bana güzel yazan eşantiyon kalem, defter, ajanda; ilginç tasarımlı kupa bardak getirin diyorum. Söyleyince biraz yüzsüzlük gibi oluyor (:D) ama istediğim şeyler ya ücretsiz ya da ucuz. Misafirliğe gidiyorsam genelde küçük bir mutfak eşyası veya iyi bir pastaneden duruma göre bir şeyler alıyorum. Evde pet besleniyorsa ona da ödül maması götürüyorum.
0
gnosis
(12.10.25)
Oğluma oyuncak getirilince mutlu oluyorum, bana bir şişe güzel bir içki gelirse seviniyorum :)
0
kimlanbu
(12.10.25)
sarı kız.
0
Hallegadola
(13.10.25)
(17)

Burcunuz ne?

sekizdokuzon
Birkaç ay önce böyle bir duyuru açmıştım ama aramıza yeni katılanlar var, onları da tanıyalım. Daha önce burcunu söyleyenler yükselen, ay burcundan devam edebilir.Benim; güneş: balık, yükselen İkizler, ay burcu kova. Hayırlı forumlar. Teşekkürler.
Birkaç ay önce böyle bir duyuru açmıştım ama aramıza yeni katılanlar var, onları da tanıyalım. Daha önce burcunu söyleyenler yükselen, ay burcundan devam edebilir.

Benim; güneş: balık, yükselen İkizler, ay burcu kova.

Hayırlı forumlar. Teşekkürler.
-1
sekizdokuzon
(07.10.25)
Yengeç Burcum ama burçlara takılmam.
0
pembediken
(08.10.25)
Boğa
0
arbre
(08.10.25)
aslandan sonraki.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(08.10.25)
burcum akrep.
yükselenim ve ay burcum da akrep.
burcum hakkinda bildigim tüm bilgiler bu kadar.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(08.10.25)
Terazi. 12ekim sabah 5-6 civarı.
0
potsdamer
(08.10.25)
Yay.
Yükselenim Oğlak.
0
m e b
(08.10.25)
Balık. yükselenime boğa diyen de var ikizler diyen de.
0
Amaranta ursula
(08.10.25)
Burcum koç, yükselenim boğa. Ay burcu nedir, bilmiyorum.

Zaten yükselenimin boğa olduğunu da çok yeni öğrendim.

Burçlara inanmam klişesini de ekleyeyim ama gerçekten inanmam.
0
fraise
(08.10.25)
Yıllardır yükselenimi yanlış bilecek kadar ilgiliyim bu işlerle şimdi tekrar baktım ay burcunu bilmiyordum;

Burç: Aslan
Yükselen: Yengeç
Ay burcu: Koç
0
mutekebbir
(08.10.25)
senin balık olduğunu anlamıştım

güneş: yengeç
yükselen akrep
ay: yengeç

gören akrep zanneder, tanıyan yengeç olduğumu anlar.
0
Hallegadola
(08.10.25)
Balık burcuyum yükselenim yengeç

Berbat kombinasyon
0
kullanicadi
(08.10.25)
yengeç :)
0
sweetoffice
(08.10.25)
burcum başak. chatgpt’ye göre yükselenim terazi, ay burcum da yengeçmiş.
0
deartheodosia
(08.10.25)
Oğlak, yükselenimi bilmiyorum maalesef.
0
ekimoloji
(08.10.25)
yay
yukselen: aslan
0
111111
(08.10.25)
akrep :)
0
vampir akrep
(08.10.25)
burç oğlak
yükselen , bir arkadaş herkese söyleme demişti sebebini bilmiyorum
0
pislick0
(08.10.25)
(12)

Bu kız red flag mi?

baldan kaymak
1 hafta kadar konuştuk, her ikimiz de çok iyi vakit geçirdik. Sonra bi an'da bu hatun 'arkadaş kalmak daha iyi' dedi. Bende dengesiz bir davranış olarak nitelendirip, tanıştığıma memnun olduğumu söyleyerek tek mesajda uzaklaştım - uzatmadım. Aynı şekilde dönüş aldım, o da memnun olduğunu paylaşmış.
1 hafta kadar konuştuk, her ikimiz de çok iyi vakit geçirdik. Sonra bi an'da bu hatun 'arkadaş kalmak daha iyi' dedi. Bende dengesiz bir davranış olarak nitelendirip, tanıştığıma memnun olduğumu söyleyerek tek mesajda uzaklaştım - uzatmadım. Aynı şekilde dönüş aldım, o da memnun olduğunu paylaşmış. Gayet tabi takipten vs çıktım.

1 hafta kadar oluyor susalı. Dün akşam ortak arkadaşlar vasıtası ile 'instagramında yazışmalarlı reelsleri var, onlar kafamı karıştırdı, tek limanı ben değildim' vari şeyler söylemiş. Oysa ben edit yapıp atmayı sevdiğimi ona söylemiştim, onunla tanıştıktan sonra ya da birkaç ay öncesine kadar da birşey atmamıştım hatta insta telefonumda yüklü bile değildi. Ha bir de story atmış bi kadınla yanak yanağa gibi bir muhabbet dönmüş - 60+ yaşında çok sevdiğim bir anne figürü insan. - Duysa bunu kahrolur kadın, ben çok üzüldüm bu düşünceye.

Bu kız red flag değil mi ya da ben mi birşeyi göremiyorum. Kızla tekrar konuşmamı, yazmamı istediler. Gerçekten anlamıyorum: Ya bu çağın insanı değilim ya da ben mi göremiyorum. Bir fikrinize talibim. Konuşmalısın diyen old school'lardan bir de mentalite açıklaması rica edersem anlayacağım, örtüştüremiyorum.
0
baldan kaymak
(06.10.25)
ilk haftadan kıskançlık krizi denmez. ilişkinin geleceğine dair garantici yaklaşmış denebilir. ben olsam yazarım tekrar. gayet güzeldi diyorsunuz ilk döneme. yazın bir kendini açıklasın. ikna olursanız devam etmek için çaba sarfedersiniz.

edit: bir de bu saatte buraya yazacak kadar önemsemişsiniz :)) yazın yazın :)
0
summerjam0306
(06.10.25)
yedirememiş bence bu kadar kolay gitmeni. asla yazma.o kadar konuşası varsa kendisi yazsın.
0
Hallegadola
(06.10.25)
Instagram kısmını hiç anlamadım ama ben yazmazdım. Ben olsam herkesle arkadaş olmuyorum deyip giderken laf sokardım.

Bir de hareketlerini yorumlama. Herkes istediği gibi anlar. Çocukça şeyler.
0
arbre
(06.10.25)
hallegadola +1
sen yazma. iyice yapışkan bi şey olacaksın ve burun kıvıracak yazarsan.
0
deartheodosia
(06.10.25)
Ben olayı çok anlayamadım kim reels paylaşmış, kim edit yapmış, anne figürü olan kadın ne alaka karıştı bende hepsi.

Önemsediğim birisiyse, o bir haftalık iletişimin duygusu bana işlediyse bir kez daha yazıp her şeyi net olarak konuşmak isterdim yanlış anlaşılma kalmasın diye uğraşırdım. Pek önemsemediğim bir insan için bunu yapmazdım direkt no contact
0
kullanicadi
(06.10.25)
red flag ne :D
0
koela
(06.10.25)
kadın sende sadakatsiz ve cıvık bir profil ihtimali sezmiş. muhtemelen bu yönde bir travması var. anne figürüyle yanak yanağa pozlar senin için "olmazsa olmaz" değil ise, uzatmadan bu tür paylaşımları kesebilirsin. kaldırabilirsin. kızda bir problem yok. insanlar çok cıvık ve güvenilmez bu devirde.

ben 60+ bir abinin kız arkadaşımla sarmaş dolaş abuk sabuk bir samimiyette olmasına asla katlanmam mesela. dibine kadar kavga ederim. anne figürü ise bayramda elini öpersin, nasılsınız efendim? diye hatrını sorarsın. teyzecim bir ihtiyacın var mı? diye sorarsın, yanak yanağa fotoğraf çekinip story atmazsın :)
0
loch ness
(06.10.25)
başka kızlarla olan yazışmalarını videolaştırıp reels olarak mı atıyorsun?

eğer cevabın evetse: bu edit yapmayı sevmek değil. bakın ben de bir sürü kızla konuşuyorum diye gösterme ezikliği. sırf bir sürü kıza yürüdüğün için değil, böyle ezik reelslar paylaştığın için de gitmiş olabilir.

eğer cevabın hayırsa: ne editi o zaman onlar, ne yazışması? biraz daha bilgi ver. neyi kıskanmış, neden güveni kırılmış görelim.

her türlü sonuç: bu işten olmaz gibi geldi ya. kızın da senin de çok ilginiz yok bence. zorlamayın. başka kızlarla yazışmalarını paylaşan biri olarak sen kendin red flagsin zaten. o kızın red flag olup olmadığını değerlendirmek için başka bir olaya tepkisini görmek lazım.
0
art cat chocolate
(06.10.25)
yazışmalı reels ne demek, keşke onu da açıklasaydın. yani başkalarıyla yaptığın yazışmaları reels olarak mı atıyorsun? eğer durum buysa kız değil sen red flag’sin.
0
sir gawain
(06.10.25)
yine ucuz kurtulmuşsun, bazı kız arkadaşlarım salak ediyor karşısındaki çocuğu aynen böyle yaparak, köpek gibi eğitmek deniliyor buna kızlar arasında.
geri dönersen yine bu gibi salakça bir duruma maruz kalıcaksın, sonra böyle durumlara maruz kalmamak için ot gibi hayat yaşamaya başlayacaksın kavga çıkmasın diye.
0
eja
(06.10.25)
takılmak istiyorsan takıl da gönül bağlama.
seni yedeğe attığı kişi bunu salmış bu da hem ona hem sana bir şeylere sallıyo belli işte.
0
OgutucuRecep
(06.10.25)
2-3 yıllık ilişkidir, kendinizi anlatmanız gerekir, anlarım. ama 1 haftalık ilişki için neden birilerine laf anlatasınız ki? ne gerek var?
0
co2s2
(06.10.25)
(5)

nevresim takimi secimi hakkinda

screwedup2
Merhabalar,Biraz paraya kiyip guzel bir nevresim takimi almak istiyorum. Chakra ile ilgili guzel seyler duyuyorum. Onun haricinde yatak markalarinin koleksiyonlarina biraz baktim. Kaliteli nevresim takimi nereden alinir? Alerji dostu de olursa arti olur
Merhabalar,

Biraz paraya kiyip guzel bir nevresim takimi almak istiyorum. Chakra ile ilgili guzel seyler duyuyorum. Onun haricinde yatak markalarinin koleksiyonlarina biraz baktim. Kaliteli nevresim takimi nereden alinir? Alerji dostu de olursa arti olur
0
screwedup2
(04.10.25)
chakra iyi indrimdeyken alinir. onun haricinde madame coco, ikea, h&m
0
ala09
(04.10.25)
Madame coco çok kötü. Yatak kaliteli ben de oradan alcam
0
Hallegadola
(04.10.25)
chakra forever
0
mysql34
(05.10.25)
Yatsan
0
mrvln
(05.10.25)
Kıymak mı yakmak mı tartışılır seviyesi için vakko, daha makul için penelope.
0
Bruce
(05.10.25)
(8)

Hangi şampuanı kullanıyorsunuz

arbre
Uzun süredir Pantene Güç Ve Parlaklık kullanıyorum. Değiştirmek istiyorum.Öncelikle bir cilt rahatsızlığım var. Hafif sedef. Ve cildim çok kuru. Hangi şampuanı önerirsiniz? Nemlendirici olması gerekiyor sanırım. Bir de benim için saç kreminin bir faydası olur mu? Sağ olun.
Uzun süredir Pantene Güç Ve Parlaklık kullanıyorum. Değiştirmek istiyorum.

Öncelikle bir cilt rahatsızlığım var. Hafif sedef. Ve cildim çok kuru. Hangi şampuanı önerirsiniz? Nemlendirici olması gerekiyor sanırım. Bir de benim için saç kreminin bir faydası olur mu? Sağ olun.
-1
arbre
(04.10.25)
grimavi
(04.10.25)
seboreik dermatit sebebiyle vichy dercos ama genelde kullanmıyorum. su tutup geçiyorum
0
glamdr1ng
(04.10.25)
markette satılan hiçbir şampuanı kullanmanı önermem öncelikle.
0
jelly bear
(04.10.25)
yves rocher'nin yıpranmış saçlar için/nemlendirici etkili filan yazan ürünlerinden kullanıyorum şu sıra

ama
ben çok şampuan değiştiririm her markanın onarıcı (bazıları yatıştırıcı) /nemlendirici/kuru saça yönelik (sülfatsız) ürününde illa bişey yağı var zaten yok jojoba yok kukui var bişey.

belime kadar saçım var, hacimli, kalın telli (her ne kadar 20 yaşındaki gibi olmasa da hala ortalamaya göre sık)
gel gelelim eskiden asla kırılmayan asla karışmayan saç artık giderek kalitesini kaybediyor, (yaşlanmak böyle bişeyse demek). saçım da cildim de kuru.

eskiden "kuru saç"a özel, nemlendirmeye vs. yönelik hiç bişey kullanmazdım sıradan market ürünü hatta düz sabunlar geçerdim fakirken filan :D saçın zamanla ya da yere suya göre huyu karakteri değişiyor. benim çok elektrikleniyor da kıvırcık olmamasına rağmen krem daha çok bu konuda işe yarıyor.

hem bu tür ürünler hem krem (krem kullanmayınca daha fazla çitişiyor, krem yumuşatıyor, yatıştırıyor) hem arada sırada destek bişeyler kullanıyorum. krem kullanmasam benim saçım 15 gün filan yağlanmaz sanırım, krem biraz ağırlaştırıyor saçı bu da var.

bana iyi gelen bir şampuan da shea butter'lı ürünler belki ilk bunlardan birini denemelisiniz. ya da kendi başına shea butter deneyebilirsiniz.

şampuan ve saç kreminden hariç hindistan cevizi yağını da kendi başına kullanıyorum uygulayıp 1-2 saat bekletip duruluyorum o çok güzel yumuşatıyor hem de deriye temas etmiyor sizin hastalığınıza bir zararı olmaz.
0
subcomponent
(04.10.25)
Alpecin
0
mikahakkinen
(04.10.25)
Alpecin +1
0
Bruce
(04.10.25)
Kerastase - Bain de Force Quotidien
Kerastase - Bain Densité Homme
0
gabe h coud
(04.10.25)
İpek
0
Hallegadola
(04.10.25)
(11)

2. Dünya savaşından sonra büyük devletler ne oldu da bu işin birbirini vurmakla çözülmeyeceğini anladılar?

mikahakkinen
yahudi katliamı, sömürge paylaşımı, nüfus kaybı vb. büyük devletler nasıl bir karar aldı ve bu işlerin büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşündü?
yahudi katliamı, sömürge paylaşımı, nüfus kaybı vb. büyük devletler nasıl bir karar aldı ve bu işlerin büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşündü?
0
mikahakkinen
(03.10.25)
kapitalizm egemen ekonomik düzen oldu. Bu yüzden daha çok.
0
adivar
(03.10.25)
2.dünya savaşında belki 100 milyon kişi öldü.
avrupa'da büyük şehirlerde taş üstünde taş kalmadı.
ekonomiler allak bullak oldu.
yahudi soykırımı çok bir büyük savaş suçu.
ingiltere'nin fransa'nın sömürge düzeni çöktü.
bir dolu sebep var ama asıl sebep japonya'ya atılan atom bombalarının gücü herkesi korkuttu. benzer bir savaşta karşılıklı atom bombası atmaya başlarlarsa bildiğimiz anlamda insanlığın sonu gelebilir.
0
co2s2
(03.10.25)
Nazi hareketi olmasa bugünkü İsrail devletini kurmak için gerekli politika oluşur muydu ya da gecikir miydi diye tarihçiler tartışıyor. Dolasıyla kan dökme olayı elbette bitmedi; “herkesin kanı dökülmesin ama bazılarının kanı dökülebilir” aşamasına geldi. İsrail’in kurulmasında da yine İngiliz hükümetinin destekleri var nereyi kazısan İngilizler çıkıyor. Sömürecek işçilerin hepsi savaşta ölmesi kapitalist düzene kar getirmiyor; canlı kalsınlar ama itaat etsinler boyutuna geçti.
0
titanic kemancısı
(03.10.25)
Atom bombası ve nükleer caydırıcılık.

Büyük devletler büyük kayıplar vererek kendi ekonomilerinin zarar göreceği şekilde savaşmalarına gerek kalmadan da istediklerini elde edebildiklerini gördüler. Uluslararası şirketler üzerinden istedikleri gibi sömürebiliyor ya da pazara girebiliyorlar. Vekalet savaşları sayesinde doğrudan savaşmak yerine başka ülkeleri ya da örgütleri finanse ederek yıpratma yoluna gidebiliyorlar. Sonra da bunları birleştirip kapitülasyonlar imzalatıyorlar.
0
nawar
(03.10.25)
1. Dünya savaşında Almanlar büyük yenilgiye uğradığında kazanan taraf çok ağır faturalar kesti.

O zamanların bir ekonomisti, bunun doğru olmadığını, yıllık gelirlerinin %30’unu almanın makul olduğunu söylemişti. Hatta bu süreçte almayanın ekonomik kalkınması için yardım edilmesi gerektiğini söylemişti.

Peki ne oldu? Almanya borçları ödeyemedi. Milliyetçiliğin gazı ile naziye dönüştüler.

Kazanan taraf bir daha savaşa sürüklendi, borçlarını alamadan.
0
substituent
(03.10.25)
2.dünya savaşında, savaşın maliyetinin, savaş ile ulaşılmak istenen kazanımları aştığını yani maliyetini kurtarmadığını yaşayarak gördüler.

bir yeri işgal etmek, oradaki insanları beslemeyi, öyle veya böyle oralara hem insan kaynağı ayırmayı, hem altyapı yatırımı yapmayı vs. gerektiriyor.

bugün olduğu gibi politik yollarla sömürgeleştirmek çok daha az maliyetli ve yönetilebilir bir durum. ha buna rağmen, diğer büyük devletlerle paylaşım krizi veya çıkar çatışmaları politik güç ile dengeye ulaşamıyorsa, fiilen savaş yaşanmaya devam ediyor.

sadece bir örnek: bakınız ukrayna-rusya savaşı.
0
wilhelmwasmuss
(03.10.25)
sınırsız kaynak ve ucuz iş gücü ihtiyacının sebep olduğu global yıkımların kapitalizm sayesinde sonlandığını iddia etmek de enteresanmış. tam aksine dünya savaşlarının temelinde kapitalizmin egemen ekonomik düzen olması yatar. kapitalizmi savunanlar "30 sene önce cep telefonu yoktu bugün var" diyen akp'lilerden farksız. dünyadan koskoca nesilleri, yüzlerce seneyi çaldı bu sistem ama hala sanki bugün dünya barış içinde yaşıyormuş gibi kapitalizm güzellemesi yapıyorlar haha. bugün de zaten savaş meselesi kapanmış değil, üçüncü dünya savaşının önündeki tek engel nükleer caydırıcılık ve teknolojinin gelişmesiyle beraber coğrafi kontrol faktörünün eskisi kadar önemli olmaması. yani artık türkiye'yi işgal etmek için yarım milyonluk orduyla gelmene gerek yok. başına "demokratik" şekilde istediğin adamı koyuyorsun, bütün kaynakları o sana peşkeş çekiyor zaten. yok baktın işler istediğin gibi değil hop bu sefer darbe yapıyorsun.

bi şey değiştiği yok yani sadece artık aynı sömürü seviyesi için o kadar çaba sarf etmek gerekmiyor, illa savaşılacaksa yine demokrasi şöleniyle göreve gelmiş şahıslar aracılığıyla onların ülkesini savaşa sürüyorsun.
0
der meister
(03.10.25)
büyük savaşlarla çözülemeyeceğini düşünmediler aslında. abd ve sovyetler birliği birbirleriyle savaşmaya hazırlardı. ama atom bombası herkesi korkuttu. kimse cesaret edemedi büyük savaş çıkarmaya, hep kenarından dolaştılar. soğuk savaş yaptılar.
0
abelardo
(03.10.25)
merhaba. aslında büyük ülkeler birbirini vurmakla bu işin çözülmeyeceğini kavramakla beraber sikko devletleri bir şekilde sömürürüz kendi işimize yaradığınca destekleriz, yakar yıkar ele geçiririz sonra satranç tahtası gibi karşının hamlesine göre karar alırız dediler. doğrudan kimse birbirini yok etmeyi göze alamadı.

abd vietnam'da tökezledi, rusya yı küba destekledi, birbirlerinin hamlelerine karşı türkiye bile bir piyon olarak rusyayı vurabilecek nükleer füzelerin durduğu en ileri abd karakoluydu. sen çek ben de çekeyim diye küba/rusya vs turkiye/abd olarak kullanışlı aptal bir dönemimiz o yıllarda da oldu.

herkes çıkmasa girdi, afganistan demir leblebi gibiydi. oyunum sistemini değiştirdiler. aslında sorunuzun cevabı "proxy war" olarak günümüzde de devam ediyor. sonuçlanmış değil.

çok kısa cevap olarak: ben doğrudan hedef olacağıma karşı tarafı caydırıcı kullanışlı maşa bir ülkeyi kullanırım doğrudan hedef ben olmam. tek bir sorun vardı, iki kutuplu dünyada bunu tek aklına getiren abd olmadı.
0
libertine
(03.10.25)
insanlık yüzlerce yıl savaşmış, şimdi mi akıllanıp bırakmış:D işin şekli değişti sadece, özü aynı.

üçüncü dünya savaşı için de önce bağımsız bir almanya lazım. tarifteki ilk malzeme eksik.
0
kesmekes laleler
(03.10.25)
Şimdi uluslararası ilişkiler bölümüne çöp diyorlar işte biz de bir şeyler biliyoruz.

Cevap Mutual assured destruction ve Second strike capacity

Tabi bunlar soğuk savaş kavramları. Artık ülkeler ve kurumlar birbiriyle o kadar çok iş birliği halinde bağlandılar ki en kötü barış, savaştan daha hayırlı geldi. Bu da işte kapitalizmin zaferi neoliberal kurumsalcılık.

Ha bana kalırsa bence hiçbir zaman savaş bitmedi ve bitmeyecek hak ve batılın savaşı devam ediyor. Siyonizm vs diğerleri.
0
Hallegadola
(05.10.25)
(35)

Evinize yatılı gelen kayınpederiniz şunları yapsa ne yapardınız?

mahmuttt
İki yaşında çocuğunuzun Odasında camı açıp camda sigara içiyor fakat duman kokusu çocuğun odasına vuruyor. Eşime söylüyorum salonda içse olur mu diye çocuk odasındaki eşyalara sinmesini istemiyorum diyorum. O diyor ki bunu söyleyemem saygısızlık olur. O zaman annene söylet diyorum annem de söylemekt
İki yaşında çocuğunuzun Odasında camı açıp camda sigara içiyor fakat duman kokusu çocuğun odasına vuruyor.

Eşime söylüyorum salonda içse olur mu diye çocuk odasındaki eşyalara sinmesini istemiyorum diyorum. O diyor ki bunu söyleyemem saygısızlık olur. O zaman annene söylet diyorum annem de söylemekten çekinir diyor.

En son sigara içerken adam çaktırmadan arkası dönükken hava temizleyiciyi arka köşeye koydum açtım mecburen. 8-10 metre kare oda. Rüzgar vurdukça odanın içi kokuyor leş gibi çünkü.

Adam tabi farketti benim koyduğumu. Sen mi koydun diye sordu ben de evet dedim. Çok fazla açıklama yapmadım.
Bana diyor ki babama saygısızlık yaptın.


Babasının yanındayken de bu lafa açıyor işte mahmut rahatsızlığını belirtmek istemedi falan diye ben de yok hayır olur mu öyle şey filan dedim çok da fazla aşırı cevap vermedim.

Biraz da çünkü adam anlasın istiyorum rahatsızlığımı direk de söylemek istemiyorum saygısızlık olmasın diye.
0
mahmuttt
(03.10.25)
döverim net döverim. evden bile kovarım. 2 yaşındaki çocuğun yanında sigara içen insan görünce bile tepem atıyor.
0
mikahakkinen
(03.10.25)
Sorun kayınpederde değil, eşinizde. Saygısızlık olarak söylediği hiç bir şey, saygısızlık değil. Usturuplu bir şekilde söylerse kayınpederin ne kadar yumuşak olduğunu göreceksiniz.
0
etna
(03.10.25)
Koca koca insanlar olarak başka koca koca insanlarla kendi evimizde yaptıkları ve hoşumuza gitmeyen şeyler hakkında medenice konuşabilmeliyiz. Bunun saygıyla bir alakası yok.

Ayrıca konudan bağımsız; saygı kavramını anlamayan, bu nedenle de yerli yersiz bu kavramı kullanıp onu anlamsızlaştıran bir toplumuz. Bundan da vazgeçmemiz lazım.
0
salihdt
(03.10.25)
sigara içen insanın kendisine saygısı yoktur zaten siz neyin saygısını göstereceksiniz ya? sigar içenler bunu dünyanın en normal şeyi olarak gördükleri için içip çocuğun ağzına üflese de sorun yoktur onun için. direkt uyarmanız lazım alınırsa da alınsın.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(03.10.25)
Evden kovarım. Evimin hiç bir köşesinde sigara içilmesini istemiyorum derim. İçmek isteyen varsa çıksın dışarı 5dk içip gelsin derim. Bunu isteyince saygısızlık etmiş olmuyorsun tam aksine çocugun odasında sigara içerek o size saygısızlıgın alasını ediyor. Bu arada eşiniz de tam dayaklık
0
limonlu eksi
(03.10.25)
Doğrudan olmasa da dolaylı uyarmalarınız böylece devam etsin.
Bu, saygıda kusur falan değildir.
Gittiği yer kızının ve damadının evi de olsa her istediğini
yapamayacağını anlaması lazım.

Eşiniz de belli ki babasının
kendisine tepkisinden çekiniyor.
0
diyecevaplandı
(03.10.25)
Ya saygısızlığı, siz aşirette mi yaşıyorsunuz? "Baba burada içme, çocuk odası burası, balkonda iç, hem de gel çay da içeriz iki laflayalım" de mesela...
0
malheiros
(03.10.25)
Sigara içen biri olarak bile ne evimde sigara içerim ne de çocuğumun görmesini isterim. Dışarı çıkarim balkona orada içer gelirim. -20 derecede olsa yine orada içerim.

Yaşadığınız şeyi yasayan bir arkadaim var onun kayınpederi salonda iciyormus. Dedim konus, eşiyle konuşmuş söyleyemem ayıp olur demiş. Dedim Allah yardımcın olsun.

Sizin de Allah yardımcınız olsun.

Balkonu olan bir evde balkona çıkmadan sigara içen kişinin ne aileye ne de torununa saygısı yoktur. Kendi evinde istedigim haltı ye, çocuklu evde yapma bunu.

Ufak çocuğunun her şekilde yanında sigara içen adamlari da dovesim geliyor.
0
blue eyes white dragon
(03.10.25)
ben anlamadım bir anne çocuğunun sigara dumanını her an solumasına nasıl razı olabilir?

saygısızlık mı kalmış artık. suç eşinizde. derhal uyarmalı babanızı.
0
Hallegadola
(03.10.25)
Saygısızlık falan yapmadınız, iki yaşındaki bebenin olduğu odada sigara mı içilir, cahil midir nedir yahu? Ben olsam "burada sigara içmeyin, çocuk astım olur, kokusu da siniyor, en iyisi balkonda ya da başka müsait bir yer varsa orada için" derim. Kayınpeder mafya falan mı neden korkuyorlar ki?
0
lamborcini
(03.10.25)
sigara balkonda içilir. saygısızlık değil. babam geldi eve balkonda içirttim. balkon yoksa camda içilmez. çocuğun odasında hele hiç içilmez. bu saygısızlık değil. sigara içen saygısız asıl.
0
jelly bear
(03.10.25)
Döverim kovarım diyenler ne yaşıyor acaba ya komiksiniz. Kendi babanız gelse döveceksiniz sanki sigara içti diye. Medeni insanlar konuşarak anlaşabiliyor, tavsiye ederim yani baba salonda iç diyebilirsiniz, hiç de tepki göstereceğini ve yok illa torunum odasında içicem diyeceğini sanmam.

Konudan bağımsız, eşin doğulu mu?
0
Gradient_tabanlı_mor
(03.10.25)
zamanında dedem aynısını yapmış (ben yenidoğanken). aradan neredeyse 40 yıl geçmiş babam hala bir şey diyemedim diye söyleniyor. saygısızlık falan demeyin, dolaylı yollarla uğraşmayın direkt söyleyin.
0
inheritance
(03.10.25)
ya onun yaptığı saygısızlık olmuyor da, size bu kadar kendinizi kötü hissettirmeye hakkı var da, 2 yaşındaki çocuğun odasını leş gibi zehirlemeyi kendinde hak görüyor da, ıkına sıkıla "ya içmeseniz mi" bile diyemiyorsunuz da siz mi saygısız oluyorsunuz? bi gitsinler ya, çok sinirlendim. hikayede çocuğunu korumak isteyen sizden başka herkes aymaz ve haksız ve saygısız.
0
ofelia
(03.10.25)
bu esiniz anneniz hasta diye cocuga bakmasin diyen ayni esiniz mi?
cok enteresan kafalar gercekten. olaya dahil olan herkes, siz de, esiniz de, annesi ve babasi da cehalet ve sacmalik akiyor. boyle bir durumda esinize ;babana soyler misin' diye sormaniz bile abes, soz konusu olan cocugunuz, esiniz kadar siz de sorumlusunuz ve yetki sahibisiniz.
0
kassiopeia
(03.10.25)
anamıza, babamıza saygıda kusur etmeyelim tabi.

amaa!

s.kerim böyle babayı.
kendisi bunu sorun olarak görmüyor olabilir, buna bir şey diyemem.

bence eşinizi araya koymadan direkt iletişim kurun uygun bir dil ile.
0
stay with me
(03.10.25)
nasıl hayatlar bunlar amk çocuğumun sağlığını düşünmeyen kayınpederi de eşimi de siktir ederim
kendi babamı sigara içerken tekmeyle atarım aşağıya yallah siktir git mağarana
0
croswell
(03.10.25)
bence hepinizin iletişimi problemli.
sigara içen insanın kokuyu fark etmemesi normal.
üstelik önceki nesiller çocuk yanında sigara içilmesi konusunda bizim kadar hassas olmayabiliyor, muhtemelen cama çıkmasının yeterli olacağını düşündü.

bunu eşinizden sektirip söyletmeye çalışmanıza gerek yok.
madem oraya hava temizleyici koyabiliyordunuz, ki bu çok daha sert bir hareket, "baba ya rüzgarla duman içeri giriyor, gel biz senle balkonda oturalım rahat rahat iç sen de" ya da "baba ya gel salon camında iç, buradan rüzgarla içeri giriyor, sana ben çay da koyayım" falan gibi bir üslupla uyarabilirdiniz gayet güzel bir şekilde.

asıl şimdi bu yaptığınız biraz ayıp olmuş.
abartılacak bir şey yok.
0
blatta hiberna
(03.10.25)
Eşinizi araya koyma sebebiniz nedir?
Alın adamı karşınıza güzel güzel anlatın konuyu.
0
Mirket
(03.10.25)
esi araya koymam. orasi benim evim. ben sigara icmiyorum. evimde sigara icirtmiyorum. cocugumun odasinda hic icirtmiyorum. bu isi kimseye birakmam, giderim, biz bu evde sigara icmiyouz, sigara icmek istiyorsaniz balkon surada, orada icin kapiyi da arkanizdan kapatin, derim. mevzubahis cocugumsa asla pasif davranmam.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.10.25)
bu arada esinizin tavri da cok sikintili burada. önceligi kendi iki yasindaki cocugunun sagligi olmali. kicinin killari kadayif olmus ama hala kalas gibi empatisiz babasinin hödük duygulari degil. ben esimle de konusurdum bu olayi, aklini basina almasini söylerdim. bu olay benim icin fersah fersah iyi ebeveynligin ötesine gecis cünkü.

bu arada gecen günkü hasta babanne duyurusu aklima geldi, es kisisi bunu misilleme olarak da yapmis olabilir. sen annene laf etmeme saygisizlik diyorsan, ben de babama laf ettirtmem gibisinden. nasil kafa bu anlamadim?
o olayda esiniz bence hatali degildi ama
1. iyi niyetle eve cocuk bakmaya gelmis bir yasli kadin var ve 2. bu kadin hasta.
üstelik cocuklar hasta olur ve hastaligi atlatirlar. bu hastaliklar bagisikliklarini güclendirir.
öte yanda sigara dumani cocugu cok cidi hasta eder, hicbir faydasi yok ve üstelik burada kayinpeder kisisi cocuk hakkinda babannesi gibi "cocuga bakacagim" tarzi bir sorumluluk da almamis belli ki. yani o evde olmasi icin ziyaretten baska bir sebebi yok.
es kisisinin, cocugunun sagligini riske atarak güc gösterisi yapmasi, kendi hakliligini ispatlamaya calismasi inanilmaz sorumsuzca ve bencilce. akilli bir davranis degil asla. hakliyken asiri haksiz duruma düsmek bu olsa gerek.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.10.25)
asıl saygısız olan kayınpederiniz. söz konusu çocuğunuz olunca kimseye karşı pasif davranmayın lütfen. gerekli yerlerde tepkinizi kibarca koyun eşiniz darılsın gerekiyorsa. o da düşünsün çocuğunu bi zahmet.
0
rayde
(03.10.25)
eşin ne kadar pısırık ya. söylemek çok mu zor? saçmalık.
0
summerjam0306
(03.10.25)
döverim, kovarım diyen arkadaşlar yavaş gelin.

dövmem, kovmam ama açık açık söylerim. baba gel şu tarafta iç, duman içeri giriyor çocuğun odası kokuyor diye. yeni evliysem çekiniyorsam eşime söyletirim.

eşiniz maaşallah sizin annenize "anne hastaysan gelmeseydin dinlenseydin, çocuğa da hastalık bulaştıracaksın" falan diyor. saygısızlık falan da olmuyor. aynı çocuğun odasında sigara içilmemesini söylemek niye saygısızlık olsun?
0
kibritsuyu
(03.10.25)
oğlunuzun odasında sigara içmesini istemediğinizi söylemenizi saygısızlık kabul eden birisi zaten bu saygıyı hak etmiyordur. ince düşünecek bir durum yok. "bu odada sigara içme, hatta bu evde sigara içme" netliğinde bir cümle kurun. hiç evirip çevirmeye, kıvırmaya gerek yok. doğrudan söyleyin. belli ki anlayışlı birisi değil.
0
co2s2
(03.10.25)
Eşine sorma. Sen söyle. Saygısızlık yapmıyorsun.
@rayde +1
Darılıyorsa da darılsın. Bu ne ya ben gerildim. Bu kadar düşünmenize sebep olan eşiniz suçlu. Manipüle ediliyorsunuz.
0
sevilen progressive türkücü
(03.10.25)
Bu adam kizini karisini doven bir baba herhalde. Korkuyla her seyi saygisizlik goruyorlar. Ben evime gelen herkese balkonu gosteriyorum. Balkon ardiye gibi oldugundan apartmanin onune inip icen bile oluyor. Kimse de bozulmuyor, saygisizlik olarak gormuyor. Senin durumun bir de bebek odasi yani. Direkt soyle bir daha yapma de.
0
Kittie
(03.10.25)
baba salonda rahat rahat iç diyemediniz mi?
yalnız adamda pes yani onca oda içinde neden çocuğun odasında içiyor herkes ayrı bi manyak olmuş ya iyi dayanmışsınız ben burda sinirendim.
0
eja
(03.10.25)
aynısını senin baban yapsa eşin acaba böyle davranır mı? bence davranmaz. babana niçin söylemiyorsun diye sana kızar, bu yaşa geldin babana ağzını açamıyorsun diye aşağılar, sonra tutar kendisi babana söyler.
misafire her türlü saygı gösteririm ama benim evimde benim kurallarım geçerlidir. benim kurallarıma uymayana saygı göstermem.
yaşlı insanlar için sigara çok aşırı normal bir şey. bence ne yaptıgının farkında değil. o yüzden kibarca söylenebilir. iki yaşında çocugun duman solumasından iyidir.
0
abelardo
(03.10.25)
senin ve eşinin anne babaya saygı konusunda garip bi takıntınız var. sizi nasıl böyle büyüttüler anlamadım. geçen gün de eşin annene hasta isen gelmeseydin demişti sen de onun için eşine yüklenmiştin :) kadın da şimdi sana yapıyor aynısı bak hak ediyosun bence.

neyse sigara konusunu eşiniz değil siz de söyleyebilirsiniz, biz evimizde çocuk olmadığı halde sigara içilmesine izin vermiyoruz annem geldiğinde balkonda içiyor. siz de bunu söyleyin balkonda içebilir misin, çocuğun eşyalarına koku sinmesin yazık diye.
0
Sadece soruyorum
(03.10.25)
Bence boşan usta, eşin çok garip şeyler yapıyor. Başka bir duyuruda dolaylı olarak anneni evden kovduğunu anlatmıştın. Kendi babasına gelince maşallah, çocuk falan tanımıyor sağlığını umursamıyor. Annene gelince cinayet işlemiş muamelesi yapmıştı..
0
dawsonscreek
(03.10.25)
iki yaşında çocuk olan evde değil şu oda bu oda, evin hiçbir yerinde içirmem. gitsin binanın önünde içsin. ya da balkon varsa balkonda.

bu arada çocuk odasında sigara içmek nasıl bir farkındasızlıktır, çüş dedim. eşinizin babası karşısındaki ezikliği de hayret verici.

sabır diliyorum size bu aileyle.
0
sir gawain
(03.10.25)
çok kalmayacaksa idare edin. iyice havalandırın. bir süre sonra koku geçer belki. geçmesi için başka güzel kokular kullanırsınız.

adama demek sizi geriyorsa çok, kendinizi germeyin o kadar. söyleseniz adam bozulacaksa bu sefer de siz yine üzüleceksiniz. ne gerek var...
0
santimantal
(03.10.25)
İnsan en yakını olan annesine babasına -oldu da onlar düşünemedi- çocuğun yanında sigara içerse başka yerde için annae/baba çocuk rahatsızlanır vs diyebilmeli. Bu saygısızlık falan değil. Bunu demekten kaçınmak da normal değil. Anne baba böyle şeyden niye kırılsın veya niye saygısızlık olsun bu.
Onlarda sizin kadar çocuğun sağlığını düşünür. Yaşlı olunca belki bazı şeylere ehemmiyet gösteremeyebilirler. Bu konu gayet anlayışlı bir şekilde hiçbir şekilde gerilmeden halledilir.
0
ezkaza
(03.10.25)
kaç gün kalacak?

aile işleri dert. bikaç günse sallayın, saçma da olsa karınız bunu unutmaz bin defa getirir.
0
gurur
(04.10.25)
(2)

en iyi colosseum bileti

ted
çok farklı seçenekler var. sizce bunlardan hangisi en iyi?
çok farklı seçenekler var. sizce bunlardan hangisi en iyi?
0
ted
(01.10.25)
Resmi sitesinden alın derim.
0
peki madem
(01.10.25)
ticketing.colosseo.it orijinal sayfa bu. buradan aldık biz sorun olmadı. öncelikle bunu diyim

underground tur istiyorduk çok az açıyorlar. bulamadık, attic de aynı şekil.

full experience alacaksın 24 euroluk olan. arena+kolezyum+super sites içeriyor. foruma da aynı biletle gireceksin.

bütün forumu, super siteleri, kolezyumu falan dolaşmak bir günümüzü aldı. yetmiyor yetmedi.
0
Hallegadola
(01.10.25)
(7)

Hüseyin Günay

gnosis
Malum görüntüleri izleyenlere soruyorum, hangi durumlarda böyle küfürlü konuşuyorsunuz? Arkadaş ortamında da olsam salon hanımefendiliğimi bozmuyorum. Halka açık olmayan bir yerde yalnızken sinirle anlık böyle konuştuğum oluyor. En son elektrik faturasını görünce evde açtım ağzımı yumdum gözümü. Kam
Malum görüntüleri izleyenlere soruyorum, hangi durumlarda böyle küfürlü konuşuyorsunuz? Arkadaş ortamında da olsam salon hanımefendiliğimi bozmuyorum. Halka açık olmayan bir yerde yalnızken sinirle anlık böyle konuştuğum oluyor. En son elektrik faturasını görünce evde açtım ağzımı yumdum gözümü.
Kamu spotu: WH bahçesinde yapmamak lazım böyle şeyler.
0
gnosis
(01.10.25)
Sen de çok naifsin gnosis ya ama aferin doğrusunu sen yapıyorsun
Küfürlü konuşmuyorum. Üniversitede konuşıyordum çok ama bıraktım bu öküzlğğü
0
benaslindayohum
(01.10.25)
Kendi başıma kaldığımda küfreder, sabrım çok zorlanırsa uzun uzun kendimi açıklamak yerine başkasına da küfrederim.
0
sekizdokuzon
(01.10.25)
kadınım ben de, bütün konuşmalarım küfür, belaltı, dark humor ifadeler içerir.

küfretmeyi bulan medeniyeti kuran insandır öyle demeyelim.
0
Hallegadola
(01.10.25)
Genelde küfürlü konuşurum.
0
peki madem
(01.10.25)
ben şahsen konuşmuyorum.
0
gurur
(01.10.25)
Arkadaş ortamında hararetli bişiler anlatırken pekiştirme amaçlı bol bol söverim. Bazen de rahatlattığı için, bilerek söverim. Değişik küfürler kullanmayı da severim.
Küfür insanın kendini en samimi ifade ediş biçimlerinden, ama samimi insanlar yanındayken.
0
Bruce
(01.10.25)
Erkek ortamında full böyle konuşurum. Ortamda bayan varsa küfretmem.
0
mikahakkinen
(01.10.25)
(17)

en son ne izlediniz/ ne okudunuz?

titanic kemancısı
Çayımızı alıp okuyabileceğimiz duyurulardan olsun yine hadi başlayalım XDBen bu aralar Rus edebiyatına daldım Budala'yı okuyorum 850 küsür sayfaymış maşallah oku oku bitmiyor. Okurken dikkatimi çeken ayrıntılardan bir tanesi;18. yy Ruslarda çok az kazanan bir memurun bile kuru ekmeğe tabi hizmetçisi
Çayımızı alıp okuyabileceğimiz duyurulardan olsun yine hadi başlayalım XD

Ben bu aralar Rus edebiyatına daldım Budala'yı okuyorum 850 küsür sayfaymış maşallah oku oku bitmiyor. Okurken dikkatimi çeken ayrıntılardan bir tanesi;
18. yy Ruslarda çok az kazanan bir memurun bile kuru ekmeğe tabi hizmetçisi olması. İngiliz ve Fransızlarda, bizim Osmanlı döneminde de varmış tabi bu, çok az parası olmasına rağmen kahya, uşak barındırma olayı.
Sınıfsal olarak alt gruba ait olmama belirteciymiş adeta hemen aklıma Aşk-ı Memnu da gelmedi değil XD
Şimdi düşününce tuhaf geliyor elbette aslında insanlar çok kazandığından değil de alt sınıftakilerin hiç kazanmamasından ötürü o şartlar doğuyormuş sanki. Sahipsiz kalan hizmetçinin adeta yurtsuz ve hayatı bitmiş gibi olması da çok tuhaf geliyor.
Bir de yetim kalan çocuğu alıp sorgusuz sualsiz kendi ailesine alıp büyütme olayı da çok enteresan geliyor sonu ya ızdırap ya da sefa belirsiz, şimdi olsa elli tane prosedür var elbette bu bir tuhaf :)
Siz bu ara nelere takıldınız durduk yere, okurken/izlerken?
0
titanic kemancısı
(30.09.25)
Bir sertifika programına başladım uluslararası öğretmenlik lisansı için. Globalization okutuyor şu an, hocanın yolladığı makaleleri okuyorum. Bir aydır izlediğim tek sey de Downtown Abbey.
0
sekizdokuzon
(30.09.25)
Maldoror'un şarkıları. Durup durup "lan adam 17 yaşında bu muhayyileye nasıl erişmiş vay anasını ya" demekten kendimi alamıyorum, o yüzden mola vere vere okuyorum.

Ondan önce de Bozkır izledim, izlediğim Turkiyedeki insan profillerini birebire yakın tasvir eden nadir dizilerden biri olabilir. İşledikleri konular da hayret verici düzeyde cesaretli.
0
encokbenisevinnolur
(30.09.25)
Budala'nin tamamini okumadim(neden okumadigimi su an hatirlayamadim) ama ben dostoyevskinin kitaplarinda yansittigi psikolojik derinligi cok seviyorum. Karakterleri cok guzel betimliyor, ic dunyasini vs.

Ben bu ara virgina woolf'a sardim ya :)) Flush kitabini okuyorum. Elisabeth browning'in kopeginin bakis acisiyla viktorya donemi ingilteresini anlatiyor. Diger okudugum 2 kitabi inanilmaz felsefik, agir dili olan kitaplardi. Uzun ve dusundurucu cumlelerden olustugu icin okurken zorlandim. Fakat flush, diger eserlerine gore daha kolay ilerliyor.
0
sey mi dostum
(30.09.25)
Donna Tartt'in Saka Kuşu'nu okudum. Daha doğrusu bugün bitirdim, pek sarmadı. Aynı yazarın ilk kitabı olan Gizli Tarih'e başlayacağım bir iki güne

Seinfeld'i izliyorum. İlk iki sezon eh işteyken üçüncü sezonla birlikte sevmeye başladım.
Dün House of Guinness'in ilk bölümünü izledim. Beğendim. Yalnız beklentim çok yüksekti ama ses getirmedi hiç.
0
put it in your appropriate place
(30.09.25)
Şu an şu kitabı okuyorum. Kitabın kapağından sanki bilfiil Karabekir Paşa tarafından yazılmış gibi anlaşılsa da durum öyle değil. İzmir Suikastini içinde bulunmadığım cephenin bakış açısıyla anlatan bir kitap. Epey yanlı ama epey de doyurucu. Seviyorum Tarih okumayı.

Bu arada da Amazon prime videodan Lost'u seyrediyorum. Daha önce seyretmemiştim. Üçüncü sezon ondördüncü bölümdeyim. Yıllarca niye bu kadar abartılmış, göklere çıkarılmış diye şaşırarak ve biraz da sıkılarak izlemeye devam ediyorum. Yarım bırakamama obsesyonum nedeniyle tamamlayacağım bir şekilde.

www.pandora.com.tr
0
Mirket
(30.09.25)
Huzur içinde yatsın, Üzeyir Garih'in "İş hayatımdan kesitler ve gençlere tavsiyeler" diye bir kitabı vardı, onu okuyorum. Arapçamın pasını atmaya çalışıyorum derslere girerek. Hanımla Dexter'ın (2006) ilk sezonunu izledik. Şimdi anlaşamıyoruz neye devam edeceğiz diye. Dr. Mario oynuyoruz.

Bir de tamirat sezonum geldi. Musluktan cep telefonuna, masaj aletinden su sebiline, printerdan şifonyere evde tamir/tadil bekleyen ne varsa hallediyorum bugünlerde...
0
yadigar
(30.09.25)
- Ficciones (Jorge Luis Borges) okuyorum çünkü İspanyolca hocam şimdiye kadar okumamışım diye çok şaşırdı, utandım.
- Bir yandan Mitos (Stephen Fry) okuyorum, Yunan mitolojisi seviyorsanız çok keyifli.

- Project Runway'in son sezonundaki (21. sezon) yarışmacılardan birini izlemek istiyorum (çünkü başka bir programdan biliyorum) ama direkt 21. sezondan başlayamayacağım için ilk sezondan itibaren izlemeye başladım, 11. sezona kadar geldim. Bir noktada esas izlemek istediğim sezona yetişirim diye umuyorum. Evet çok saçma bir şey yaptığımın ben de farkındayım...
- Prime Video'da Last One Laughing UK izledik eşimle beraber, çok eğlendik.
- Bir de Slow Horses'ın ilk bölümünü izledik, çok sarmadı ama sırf Gary Oldman oynuyor diye en az bir bölüm daha izleyip öyle karar verelim dedik.
0
kobuzchu kiz
(30.09.25)
Ursula Le Guin - The Wind's Twelve Quarters
Sırf son hikayesi The Day Before the Revolution'u okuyabilmek için aldım (bir nevi Mülksüzler'in önsözüymüş) ama henüz oraya gelemedim.
0
aloha snackbar 3
(30.09.25)
Şu ara Kelebek Evi diye bir kitap okuyorum. Bundan önce de İçimdeki Müzik diye bi kitap okumuştum.
Bugün Seinfeld'e başladım. Metrobüste yolum hayli uzun artık 2.5 bölüm bitirdim.
Daha önce izlemediğim için üzüldüm açıkçası. 1989'da başlamış. 90'lara bayılıyorum. Bu bile diziyi izlemem için yeterli ama bakalım ne kadar çok seveceğim.
0
matilda
(30.09.25)
sait faik'in kayıp aranıyor'unu bitirdim en son. tek romanı. superman (2025) izledim en son
0
black holes in the sky
(30.09.25)
Büyük Isimler Sözlügü :) fikrimizi degistiren bir sey cikmadi.

Gone Girls: The Long Island Serial Killer izliyorum bu ara.
Bir de The X Files'i ücüncü defa bitiriyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(30.09.25)
Dan Brown'ın son çıkan kitabı "Sırların Sırrı" nı okudum, pek beğenmedim; dandik bir Robert Langdon fan fictionu gibi hissettirdi.
Şimdi de "With Amusement for All" diye bir kitaba başladım, 1800lerden itibaren Amerikan eğlence endüstrisini ve popüler kültürünü anlatıyor.
0
salihdt
(01.10.25)
killing bites (anime) izledim en son. dandadan ın mangasını okumuştum en son. sesli kitap sayılırsa space 1969* dinliyorum.
0
inheritance
(01.10.25)
Kafamda Bir Tuhaflık'ı okuyorum. 100 sayfa kadar kaldı. Ana karakterin kafasındaki tuhaflıktan iz yok hala. Ortalama Orhan Pamuk romanı.

Netflikş'te La Muertas'ı bitirdim. Ben çok keyif aldım. IMDB puanı düşük sayılır; şaşırdım.

Mubi'de Günahın Dokunuşu diye bir Çin filmi izledim. Çin bilmediğim bir coğrafya. Merakla izledim. Hikayesi de fena değildi.
0
auroraaurora
(01.10.25)
forbrydelsen ve broen dizilerini izledim. nordiclerin ahlak takıntısı aşırı geldi.
0
mikahakkinen
(01.10.25)
x-files turuna başladım her akşam bir motw bölümü izliyorum
0
grimavi
(01.10.25)
Erman Toroğlu'nun biyografi kitabı oynadım oynattım oynatalım okuyorum, charlie sheen'in kitabını bekliyorum çevrilmesi için.

onun harici sims 4 oyanyıp aşkı memnu izlerim, bu ara kıskanmak izliyorum ama
0
Hallegadola
(01.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.