[]

ergenlikte mesajlaşırken üç nokta kullanır mıydınız?

diğer üç nokta sorusunu görünce aklıma geldi. özellikle şu an 25-35 yaş arasındakilere soruyorum, sms'le mesajlaşan masterrace üyelerine.

ben hatırlıyorum 13-14 yaşındayken kız arkadaşımla mesajlaşırken hep üç nokta koyardım cümlelerin sonuna. o da öyle yapıyordu. bir yerde bana saçma gelmeye başlamıştı ama üç nokta olmayınca sanki agresifmiş, soğukmuş gibi gelirdi. üzülürdüm "yahu ileride böyle yapamayız ama o şekilde de ben hiç alışamıyorum ki" diye. derdimi seveyim.

bu sizin de 12-16 yaş aralığında yaptığınız bir şey miydi yoksa biz mi manyakmışız? her mesaja üç nokta bu arada. yani "iyiyim aşkım yoldayım..." gibi. şimdi düşününce acayip komik geliyor. o zaman bu mesajı üç noktasız alsam benden nefret ettiğini hissederdim hahaha.

 
ben hiç yapmadım, çevremde yapan da yoktu galiba :)

ya biz okuldan dönünce telefonları alıp saatlerce konuşurduk, şu an telefonda konuşmaktan nefret eden biriyim hadi kapatalım artık modundayım. asla anlam veremiyorum öyle ne konuşuyormuşuz. şimdi trend mesajlaşmak tabii, eski nesil kaldık.
  • deartheodosia  (05.01.23 17:52:46) 
Hayir...


  • ahm1  (05.01.23 17:54:30) 
Valla hatırladığım kadarıyla kullanmıyordum. Çok arabesk geliyor bana.


  • Amaranta ursula  (05.01.23 17:57:53) 
Ergenlikte belki kullanmışımdır. Ama şu an eksiltili cümle dışında kullanılıyorsa itici ve saçma geliyor bana, dilbilgisi takıntısı.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (05.01.23 18:12:22) 
Hiç yapmadım, gönderme ya da manidar bir mesaj yazmak istersem yazarım üç noktayı


  • roket adam  (05.01.23 19:23:24) 
Anaaaa galiba ben yapiodum xd nokta koyunca resmi oluyodu sanırım djdjsjsjs oha nostalji aq


  • abuzer  (05.01.23 19:44:56) 
Ergenligimde mesajin tanesi 2 kontor, mesaj da 160 karakterdi galiba. Gnld tm hrflri ble yzmiyrdk, na byl. 3 nokta koyup karakter kaybedemezdik.

Ha ama msn'de de koymadim uc nokta. Aliskanlik.
  • argaladhel  (05.01.23 20:24:36) 
@arga+1
O karakter sayimi yuzunden kac mesajimi editleyip editleyip gonderdigimi bilirim. O yuzden uc nokta oldukca lukstu ve hic kullanmadim. Hatta o zamanlar isi abartip caldirma sayisina ve uzunluguna gore bir iletisim bicimi bile gelistirmistik. Hey gidi gunler.

Sonralari sms paketleri vs cikti ancak bu sefer de eski aliskanliklari birakamadigimiz icin yine oyle kisa mesajlara devam ettik.
  • j r r tolkien hayrani  (05.01.23 20:31:46) 
Kullanmazdım, kullananları da eğitimsiz bulurdum.
Çünkü dilbilgisine önem verirdim.

  • epitaf  (05.01.23 20:44:04) 
Ergenlikte sms atarken kullanıyo muydum hatırlamıyorum muhtemelen kullanmıyodum ama o duyuruya da cevap verdim, şu an iflah olmaz bir iki nokta bağımlısıyım maalesef..

Twitter alışkanlığı bu ama daha çok. 3 cümle olan bir tweette vurgulu cümle bu demek için de kullanıyorum, noktayla biterse gereksiz resmi olur düşüncesiyle de. İmla kurallarına dikkat eden biriyim bu arada baya ama bu iki nokta işini seviyorum baya. Bugün tdk başkanı olsam iki noktayı eklerim kurallara :d

Whatsappte konuşurken de tek nokta ile bitirmek sinirli gibi geliyor üç nokta da manidar laf sokma gibi. İki nokta ideal geliyor
  • nundu  (06.01.23 00:27:22) 
hayır, fakat daha kötüsünü söyleyeyim ".." iki nokta kullanan yok muydu aranızda :D Tek nokta çok kestirip atmış gibi geliyordu, üç nokta için de yüklemsiz belirsiz olması lazım gibi geliyordu iki nokta koyuyordum ahah


  • nhk ni youkosu  (06.01.23 00:34:50) 
bu olayi ilk senden duydum simdi


  • freedonia  (06.01.23 00:44:48) 
Yapmadım


  • romario  (06.01.23 01:08:12) 
hayır


  • abelardo  (06.01.23 01:24:20) 
ergenlikte yapmıyordum ama artık yapıyorum ne gömdünüz 2 gündür bee

2,3,5,8 nokta koydugum bile oluyor

#noktamadokunma
  • ananiyimioguz  (06.01.23 09:58:32) 
[]

memuriyet kazanmak bu kadar kolay mı cidden?

yılbaşı gecesi ev arkadaşımla içiyorduk. kendisi benden yaşça büyük, bilişim alanında yıllardır çalışan (kendisi memur değil ama etrafındakilerin çoğu öyle, devlet kurumunda) ve "iş-araba-ev" konularında belli bir noktaya gelmiş birisi.

benim de en büyük sıkıntım yaş 28 olmasına rağmen okulun daha bitmemiş olması. üstüne askerlik vs... dil-edebiyat öğrencisiyim bu arada, okuldan doktor veya mühendis olarak çıkmayacağım yani. üstelik öğrendiğim dilde henüz iş yapacak yeterliliğim yok.

ben bu yüzden yine dertlenince "olm sakin ol ya! bölümünde iyi olmasan da olur, ne okuduğun önemli değil, şu diplomayı al. kpss'ye gir. ne kadrolar var sırf ingilizce bildiğin için alırlar. ben gardiyanlık için bile mülakata gittim, yabancı mahkumlarla da konuşabilmesi için ingilizceyi iyi bilen birini istiyorlardı, o yüzden elediler" dedi. söylediğine göre yaş sınırı da 35'miş.

yahu sırf lisans mezunuyum ve yabancı dilim var diye cidden kendimi devlette böyle bir yere atabilir miyim? benim çocukluk hayalim buradan gitmekti (ekonomiden filan bağımsız) ve kendimi hiç memur olarak görmemiştim ama malum insan belli bir yaşa gelip ekmek kazanmaya mecbur kalınca bunları önemsemiyor, sonuçta ben memur olmayan halimle de türkiye'den çıkamıyorum djfdjkfkd.

yani neblim böyle kpps'den vasat üstü bir puan alıp yabancı dil bilgisiyle bi yerlere girmek mümkün oluyor mu gerçekten?

benim ölçülebilir tek becerim yabancı dil. iş verildiğinde disiplinli çalışırım, dikkatliyimdir, güvenilir biri olduğumu düşünüyorum yani bana güvenip iş veren biri bence yolda kalmaz ama sonuç olarak kağıt üstünde kendimi satabileceğim hiçbir olayım yok.

o yüzden çeviri filan da olmazsa köprü altında ölürmüşüm gibi geliyor. ama arkadaşlarıma kalsa şu diplomayı bir alsam uzaya çıkacağım.

kısacası 30'una kadar kendini rezil etmiş birinin o saatten sonra mesleki anlamda kurtulma şansı var mı sizce özellikle günümüz ekonomisinde/dünyasında? yoksa son son birkaç sene güzel yaşayıp ölmek mi lazım?

 
ya evet ben de ondan şaşırdım zaten, bir sürü insan senelerce çalışıyor, ne kadar uğraşıyorlar. değişik geldi bana. ben üzülmeyeyim diye söyledi herhalde jdfdk


  • mark greg sputnik  (04.01.23 20:19:01 ~ 20:21:52) 
Kpss de kolay değil orda da rekabet dönüyor. Sonrasında mülakat olabiliyor. Kendi hayatının yeni başladığı yaşta ölümden bahsetmen üzücü.


  • baba553  (04.01.23 20:32:13) 
Kontenjanlara göre değişir.


  • ruhen hastayim ben  (04.01.23 20:38:03) 
Kızma ama seni yolda muz kabuğu görüp yine düşeceğim diyen Temel'e benzetiyorum. Sıkıntı olduğunun farkındasın ama çözüm bulamıyorsun. Sana çözüm söylüyorum. Meslek edin. Bu iş böyle olmaz. Diploma alınca hiçbir şey olmuyor. Sonunda gidip CV oluşturup iş arıyorsun. Hatta KPSS için lisans dezavantaj. Neden dersen lisans mezunu çok var. Ön lisans mezunu birinin memur olması daha kolay. Ben kendi bölümümde 90 ile dağın başına atanıyorum. 80 YDS puanım var. 90 almak kolay değil. 1 2 yıl ciddi şekilde ders çalışman gerekir. Bir hemşire 70 ile 0 İngilizce bilgisiyle İstanbul'a atanabiliyor. Dil bölümleri daha da zor. Bakanlık söz konusu. Orası kaymağın kaymağı. Oraya giren adam belki liseyi Robert Kolej'de okumuştur. Referansı vardır. Dil bilmek gerçekten abartılıyor. Dili sayesinde iş yapan kişi şanslıdır. Konudan konuya atladım ama bu çok boyutlu bir konu. Türkiye'deki olayları anlatsak zaten kitap olur.

Edit: Reklamımı yapmadım. Böyle bir şeye ihtiyacım yok. Gerçekten sana yardımcı olmak, bir şeyleri belki fark ettirme umuduyla yazdım. Kötü anlıyorsan canın sağ olsun. Başarılar.
  • dissendium  (04.01.23 20:44:21 ~ 20:48:06) 
@baba, ben de üzülüyorum ama ne bileyim abi... hayat çoğu kişi için 30'dan sonra başlıyor ama onlar belli düzen kurdukları, kariyerlerinde bir yere geldikleri, daha komple bir insan/yetişkin haline geldikleri için öyle yaşayabiliyorlar. ben 30'da okulu yeni bitirmiş, 22 yaşında çocukların peşinde gomtanım gomtanım diye gezen bir adam olacağım.

gerçekten arkadaşlarımın dediği gibi bi' şey bulur da işleri yoluna koyarsam ne ala. ölmeyi istiyor değilim ama 30-35'inde dikili ağacı, arkadaşı, kimi kimsesi olmayan biri olursam çok fazla uğraşmak da istemiyorum açıkçası. o kadar yaşama sevincim yok. benimkisi depresif, hüzünlü bir intihardan ziyade "e oldu biz kalkalım o zaman" tarzı bir gidiş olur. umarım olmaz ama tabii, onun için mücadele ediyorum.

@dissendium, dayı her duyuruma gelip kendi reklamını yapma artık ya rica ediyorum, cidden. şu "hmmm yazık salak çocuk, bak ben nasıl iyiyim" alt metinli cevapların hoşuma gitmiyor. senin yolun açık olsun, sen daha güzel rotalar çiz kendine, kazancın da mutluluğun da bol olsun ama benim sorularıma böyle üstten bakar tavırla cevap verme artık lütfen. kimseye sinirlenmek, kimseyle boğuşmak istemiyorum artık.
  • mark greg sputnik  (04.01.23 20:45:23 ~ 20:47:43) 
Greg'cim selam, seni severim ben, ikimiz de İzmit'in tozunu yutmuş insanlarız.

Dil bilmek büyük avantaj, abartma diyenlere kulak asma bence, bizim dota'dan öğrendiğimiz İngilizce'den iyi ingilizceleri olduğunu bile düşünmüyorum ben.

Kendimden örnek vereyim ben üniversite bile okumadım. (aöf yıllardır duruyor idle şekilde) şu anda bilişim sektöründeyim(sistem tarafı) buraya gelene kadar Sakarya OSB'de oto parça fabrikası, A101, copy center, call center, kargo işleri yaptım, ha deyince olduramadım ama world of warcraft'ta öğrendiğim ingilizce ile sıyrıldım mülakatlarda, gerçekten pozitif bir etkisi oldu. Senin zaten ingilizcen yıllardır iyi durumda.

Ben 38 yaşındayım şu anda, bu söylediklerim 5 yil önce oldu, ben yapabildiysem sen de yaparsın hiç karamsar olmana gerek yok.

soruna tam olarak cevap değil elbette ama sen ekmeğini bulursun, ben buna inanıyorum.
  • devorgilla the gunslinger  (04.01.23 21:02:25) 
Sadece dil yetmez mevzusuna katilmiyorum, sirf dil bildigi icin cok guzel para kazanan, iclerinde lise mezunu olan tanidiklarim var. TR'de sikinti insanlarin dil bildigini sanmasi ama bilmemesi, bence genetik olarak dile yetenekli bir irk degiliz o yuzden insanlar dil fakiri ulkede. Ornek vereyim, almanca bilen eleman ariyorduk zamaninda bir suru adam basvurdu, gelenlere "simdi almanya'ya telefon acip sunlari sor, verdikleri cevabi not al bize soyle" diyorduk, bir kisinin bile totosu yemedi dedigimizi yapmaya, hepsi birakti kacti. Kagit uzerinde alayi kendini Kafka saniyordu ama.

Elinde meslek yok +1. Ben yerinde olsam, ingilizce harbiden saglamsa okulu bitirmekte acele etmem, part time'a cevirir uzatirim. Ustune cok bilinmeyen bir dil daha eklerim. Gardiyan olmak gibi sacma sapan fikirlere kapilmam. Ingilizcenin yanina bir dil daha ekler oradan yururum. Almanca, fransizca gibi rakibin cok oldugu dillere bulasmam.
Benim son zamanlarda favorim Rusca.

Kapsamli olarak 2-3 dil bilen ve/veya iyi derecede ensturman calan kimse dunyanin hicbir yerinde ac kalmaz. Ac kaliyorsa baska sikintilari vardir, otizim falan gibi.
  • cooperr  (04.01.23 21:02:30 ~ 21:04:34) 
@cooperr, rus dili ve edebiyatı öğrencisiyim zaten ama okulu uzatma şansım yok. fazlasıyla uzadı. askere gitmem lazım, tecil hakkım yok.


  • mark greg sputnik  (04.01.23 21:05:43) 
@ mark

ok abi oyle desene o zaman onun acik, askere gidene kadar biraz ingilizceni parlat, askerligi aradan cikar sonra yolunu bulursun. ben turk dili edebiyati sanmistim.

en kotu bir sekilde rusyaya kacarsin oradan yurursun. Olmadi turki cumhuriyetler falan var. Sirtin kolay kolay yere gelmez.

panige gerek yok, oynat devam diyorum.
  • cooperr  (04.01.23 21:10:30) 
Eskiden kolaydı. Şimdi mezun sayısının artması ve alımların azalmasıyla çok zorlaştı.

Memurluktan kasıt düz memurluksa piyangodan ikramiye vurması gibi bir şey. Milyonlarca üniversite mezunu başvuruyor. Sadece bazı öğretmenlikler için görece kolay.
  • scholar  (04.01.23 22:28:43) 
28 ileri bir yaş değil. 30'una kadar kendini rezil ettiğini de düşünmüyorum sen niye öyle düşündün ki? Rus dili ve edebiyatı gayet iyi bir böyüm bence. Çeviri yapabilirsin. Rusçaya ihtiyaç duyulan devlet daireleri vardır diye düşünüyorum oralara girebilirsin. Ev arkadaşına kulak ver. Bir de sürekli ileriyi düşünmek insanı yoruyor. Bence adım adım ilerle, "önce üniversite bitsin, sınra askere gideyim, sonra şunu yapayım bunu yapayım vs" gibi. Gerçekten Ölmek isteyeceğini sanmıyorum o yüzden ona bir diyeceğim yok :)


  • bhhs  (04.01.23 22:39:31) 
[]

ispanyolca öğrenmek

hayatımda ne zaman bir çukurdan çıkmaya, tekrar insan olmaya çalışsam dil öğrenme hevesine girerim. yine öyle bir süreçteyim. ispanyolcayla ilgili sorularım,

1) iyi düzeyde ingilizce, orta/orta-üstü rusça (kelime ve pratiğim zayıf aslında ama gramerim sağlamdır ki genel olarak gramer çalışmayı severim) bilen birisi için çok karmaşık, tuhaf, zor gelir mi? bu dillerle benzerlik taşıyan, görece rahat etmemi sağlayacak "artı puan"lar söz konusu mu?

2) zamanında heves ettiğimde pandemiye denk gelmişti, tömer'in yüz yüze sınıfı yoktu. şu an yüz yüze dil eğitimi veriyorlar mı, bilen var mı? ankara için soruyorum. varsa kursa gitmek isterim aslında.

3) kurs dışında önerebileceğiniz, memnun kaldığınız internet kaynağı var mı? türkçe veya ingilizce anlatımlı olabilir ama daha kapsamlı olacağını düşündüğüm için ingilizceye öncelik veriyorum. pdf formatında direkt kitap olabilir gramer için ama genel olarak dil öğreniminde katkı sağlayabilecek her türlü materyale açığım.

4) subjuntivo gerçekten anlatıldığı kadar korkunç bir konu mu? rusçada mesela aynı şey padej (ismin halleri) için geçerli... evet farklı bir konsept, dilde ustalaşmayı çok zorlaştırıyor ama dilin en temel yapı taşlarından biri. çoğunlukla da kuralı var. yani bi' kere alışınca konuyu zaten %80 oranında anlamış oluyorsun. bu da öyle mi ("zor ama anlaşılabilir") yoksa "ispanyollar bile bilmiyo ne olduğunu" türünde bir melanet mi?

5) onun dışında yeni başlayan biri için her türlü tavsiye, sevgi, şefkat vs. alırım varsa elinizde.

 
İngilizce bilmeniz size zaten avantaj sağlıyor. Ortak kelimeler çok fazla. Duolingo'da günlük 15-20 dk ayırmanız bile 6 ayda sizi temel seviyeye getirecektir. Spanishdict'te grammer konu anlatımı ve örnekleri epey iyi. Günlük ispanyolca gazeteleri açıp, çeviremediğiniz yerlerde translate uygulamalarından destek alırsınız. Anlattıklarınıza bakılırsa dil öğrenme konusuna yatkınsınız zaten.

İspanyolca'yı çözdüm diyemem, halen öğrenme aşamasındayım. Bir yılın sonunda meraktan Portekizce, Fransızca, İtalyanca benzerliklerine bakmaya başladım. Yeni dilleri öğrenmeye kapı açması açısından da keyifli bir dil.

www.duolingo.com
www.spanishdict.com
elpais.com
www.elmundo.es
  • zihua  (04.01.23 10:42:13) 
duolingo ve mondly ingilizce → ispanyolca olarak gayet başarılı.


  • entropik  (04.01.23 11:18:22) 
1. İspanyolca, bir Roman dili olduğu ve hem İngilizce hem de Rusça ile kelime bilgisi ve dilbilgisi açısından birçok benzerlik paylaştığı için İngilizce ve Rusça konuşanlar için öğrenmesi nispeten kolay bir dil olabilir. Size tanıdık gelebilecek gramer özelliklerinden bazıları fiil çekimleri, isim cinsiyeti ve edatların kullanımıdır. Bununla birlikte, İspanyolca'da İngilizce ve Rusça konuşanlar için zorlayıcı olabilecek, dilek kipinin kullanımı ve aynı zamanı ifade etmek için farklı fiil formlarının kullanımı gibi bazı gramer özellikleri de vardır.

2. Tömer'in mevcut teklifleri hakkında bilgi sahibi değilim, ancak web sitelerinde veya doğrudan onlarla iletişime geçerek yüz yüze dil kursları hakkında bilgi bulabilirsiniz.

3. İspanyolca öğrenmek için web siteleri, uygulamalar ve çevrimiçi kurslar da dahil olmak üzere birçok internet kaynağı mevcuttur. Bazı popüler seçenekler arasında Duolingo, Babbel ve Rosetta Stone bulunmaktadır. Ayrıca İspanyolca öğrenmek için hem basılı hem de dijital formatlarda çok çeşitli kitaplar ve diğer materyaller bulabilirsiniz.

4. Dilek kipi İspanyolca öğrenenler için zorlayıcı olabilir, çünkü çeşitli şüphe, belirsizlik ve öznellik tonlarını ifade etmek için kullanılır. Bununla birlikte, pratik ve maruz kalma ile dilek kipini kullanma konusunda yetkin olmak mümkündür. Tüm biçimlerine ve çekimlerine hakim olmaya çalışmadan önce dilek kipinin bağlamını ve kullanımını anlamaya odaklanmak faydalı olabilir.

5. İspanyolca öğrenmeye yeni başlayanlar için bazı ipuçları arasında temel kelime bilgisi ve dilbilgisi ile başlamak, konuşmalar ve kayıtlar aracılığıyla dinleme ve konuşma becerilerini geliştirmek ve müzik, film ve televizyon şovları gibi kaynaklar aracılığıyla kendinizi mümkün olduğunca dilin içine sokmak yer alır. Ulaşılabilir hedefler belirlemek ve çalışmalarınızda tutarlı olmak da yararlıdır. Zorluklarla karşılaşırsanız cesaretiniz kırılmasın - yeni bir dil öğrenmek zaman ve çaba gerektirir, ancak ödülleri buna değer.

Kendi tecrübem: Bir yıl sadece Duolingo kullandım, 4. ayda orta seviyede akıcı bir şekilde cümleler kuruyordum. Üniversiteye başladığım yıl konuşurken video çektim hatta, YouTuber olmayan birine göre çok izlendi ve harika yorumlar aldım :) Sonrasında İspanya'ya Erasmus yaparken gittim, toplamda bir ay kaldım, sonraki yıl üç aylığına staj yapmaya Valencia'ya gittim. Bu sırada internette tanıştığım native insanlarla sohbet ettim, bol bol hedef dilde youtube, netflix, yemek tarifi, hobilerim gibi ne varsa İspanyolca üzerinden beslendim. Hiçbir zaman ders kitabım, not defterim olmadı, yani Duolingo hariç oturup çalışmadım. Şimdi her gün podcast dinliyorum, arada İzmir'de speaking club'a katılıyorum. Başarılar :)
  • hadi ya la  (04.01.23 11:42:02) 
Dil benzerligi acisindan soyle bir ornek vereyim, benim ispanyolcam oldu(dead) ancak zamaninda ispanya'da guney amerikali arkadaslarla gezerken onlara latino denir beni de ispanyol sanardi yerliler... ah nerde o gunler... neyse ne diyecegim...

ben zamaninda ispanyolca ve ingilizce bilgimle fransizca seviye tespit sinavina girdim, b1 ciktim 0 fransizca bilgimle, elbette dili kullanma yetenegim yok ancak pasif yetenekler acisindan epey bir ekstra bilgiyle baslayacaksiniz muhtemelen... Ispanyolcam niye oldu? 4 senedir konusmuyorum hola deyip kitleniyorum hicbir sey soyleyemiyorum, insan beyni cok acayip...
  • hewit  (04.01.23 14:49:16) 
düzeltme : taksimde olmama rağmen

1.5 yil olmustur heralde ispanyolca öğreniyorum kursa flnda gittim en kralina fakat bu dili tavsiye etmiyorum. gerci bu meslegin ile yada nerde yasadigina da bagli.
oncelikle bilmen gereken 20 küsür ülke konusuyor bu dili konussada bu ulkelerin en az 15 i fasfakir ülkeler. istanbula gelemiyorlar bence. ben istanbulda yasiyorum cok az ispanyolca konusan insanla yuz yuze karsilastim en turistik yerde genelde taksim olmama ragmen. anlaticagim cok sey varda yazasim gelmiyor.
kendine boyle cok ilgi alakan olduguna kesin emin oldugun bir dil sec ben mesela dunya haritasina bakip aaaa ne kadar cok konusan var ve kolay dil diyorlar sazanligi ile basladim. sen dedigim gibi sevdigin bir dil olsun. birde kaynagi cok olan cesitli olan bir dil seç. mesela youtube a girdin ne izleyebilirsin seni ne gelistirebilir. ne kadar guzel seyler var anlatabiliyor muyum. yada podcast dinliceksin sana ne anlatir bu dilde insanlar cok onemli birsey.
cok emek vereceksin sana tavsiyemden biride kullanilabilecek dil sec. ben mesela meslegimde ve hayatimda kullanamiyorum. italki cambly yada ucretsiz programdan dil arkadasi bulmam lazim. birde son olarak ingilizceni en az c1 yaptisan akiciysan sececegin yeni dil kazik bir dil sec taviyesim rusca arapca cince kolay dil arama bence.kolay diye bir dil yokzaten bana sorarsan hepsinde yillarini harciyorsun bari hepten kazik olsun. ozet ile mecbur degilsen ispanyolca ogrenme tavsiye etmiyorum
  • Slynmaster  (04.01.23 16:11:10 ~ 16:47:24) 
abi teşekkür ederim ama zaten ilgim olduğu için seçiyorum, daha önce üniversite bölümü olarak da yazmış ama aklımın bir ucunda rusça kaldığı için kendimi verememiştim. şimdi rusça aradan çıktığı için ispanyolcayı da öğrenmek istiyorum.

işime yaraması yönünde beklentim yok. millete kalsa ingilizce de yaramıyor çünkü herkes biliyor, rusça zaten hiç işe yaramıyor... yani bunları hep duyuyorum, dil öğrencisi olduğum için sık sık karşılaşıyorum. bizim insanımıza sorarsan çinceden başka dilin hiçbir manası yok.

ben o yüzden bu yönüyle ilgilenmiyorum artık. sevdiğim, içimde ukte kalmış, coğrafyasını yaşamak değilse bile gezmek istediğim bir dil. tiktok izleyeceğime b2 ispanyolca yapsam fena mı olur, ispanyolca öğrenmeyince de faydalı bi şey yapmıyorum ki zaten.
  • mark greg sputnik  (04.01.23 16:19:14) 
o zaman öyleyse sorun yok öğrenebilirsin.
gramer olarak fiil ve çekimi çok fazla var o biraz kafa ütülüyor

  • Slynmaster  (04.01.23 16:48:40) 
ispanyolca kolay bir dil, öğrenirsiniz. yazılacak olan pek çok şey yazıldığı için tekrar etmeyeceğim.


  • fever  (04.01.23 16:52:34) 
[]

(modern family) claire mi gloria mı?

diziyi izlemedim, insta reels'te hep çıktığı için biliyorum. ben sadece fiziksel güzellik açısından soruyorum ama diziyi izleyenler insanlık, hayırseverlik vb. farklı açılardan da değerlendirebilir elbette :) siz gloriacı mısınız claireci mi?

sofia vergara çok seksi kadın tamam ama ben claire'i çok daha güzel buluyorum açıkçası ya. yani sofia'ya tapınıyor millet biraz ilginç geliyor. aksanı tatlı filan ama bir süre sonra sıkıyor. claire acayip hoş kadın. 28M ankara bu arada. görüşlerinize ASL de eklerseniz sevinirim. tşk.


 
claire. e


  • inheritance  (24.12.22 22:09:07) 
Dizinin büyük fanıyım, hatta bu yakın zamanda üçüncüye tekrar izlemeye başladım. O yüzden karakterlerden ayrı objektif bir yorum yapamiyor olabilirim ama benim favorim Gloria. Çok gülüyorum sahnelerine.


  • fraise  (24.12.22 22:11:11) 
bence de claire ya bi düşündüm de.

çok iyi dizi bu arada.
  • AlsterWasser  (24.12.22 22:13:11) 
abi insta'da gördüğüm sahnelerine gerçekten çok gülüyorum, çok hoşuma gidiyor ama amerikan işlerine karşı ciddi bir nefretim mevcut genelde. inanılmaz yapmacık geliyorlar. the office'i çok severim mesela ama onun oyuncuları bile açık açık diyorlar ki "bugün çekecek olsak bizi cancel'larlardı". bilmiyorum belki modern family de kalıpların dışına çıkabilen, political correctness iğrençliğinden nasibini almamış güzel bir dizidir ama amerikan işi olduğu için ister istemez ön yargı ile yaklaşıyorum biraz. ingiliz dizisi olsa misal çoktan izlemiştim. onlar böyle değil.


  • mark greg sputnik  (24.12.22 22:17:31) 
2 kere izledim tamamini, net claire.
30 e londra

  • fakyoras  (24.12.22 22:20:19 ~ 22:21:10) 
Gloria.


  • invictae  (24.12.22 22:31:35) 
Ben birkaç sezon izleyip sarmayinca bırakmıştım, cevabım Claire.


  • Amaranta ursula  (24.12.22 22:36:22) 
ben de senin gibi reelsten biliyorum diziyi kesinlikle gloria. e


  • paintov  (24.12.22 23:35:55) 
biraz kuru got ama benim icin de cevabi claire. bir de sarisin sevmem ustelik.


  • antikadimag  (25.12.22 00:16:30) 
İkisi arasından seçeceksem Claire. Çok beğendiğim için değil ama sofia vergara'yı beğenmiyorum.


  • mirafiori  (25.12.22 00:41:27) 
tüm bölümlerini izledim.

fizik olarak gloria
karakter olarak claire
  • sir gawain  (25.12.22 02:19:16) 
claire'in fizigi cok kotu ya duzgun olsaydi karsilastirirdik ama sofia vergaradan bahsediyoruz. buyuk meme got seven birisi de degilim. claire petite ve kivrimli olsaydi daha cok begenebilirdim


  • aydonno  (25.12.22 09:18:03) 
Her iki açıdan da Gloria. Karakter açısından Claire'in bazı yönleri problematik geliyor bana. 21, k.


  • black holes in the sky  (25.12.22 09:21:00) 
[]

ağır ruh hastası film önerisi

aklıma gelen örnekler begotten (hiç sevmedim gerçi), philosophy of a knife, srpski film ve salo o le 120 giornate di sodoma. buna benzer saçmasapan, dehşet verici abuk filmler biliyor musunuz? kapıların arkasından birisi çıkmalı antin kuntin korku filmi olmasın ama, daha ziyade gerilim ve "allah sizi bildiği gibi yapsın püü" tepkisi verdirtecek, psikoloji bozacak türden bir şeyler. o açıdan paranormal hikaye olmaması, gerçek insan hikayesi olması tercihimdir.




 
human centipede, martyrs


  • freebird5406_2  (23.12.22 14:33:12) 
Bad Boy Bubby (1993) geldi aklıma ama ne kadar istediğinizi karşılar emin değilim.


  • Amaranta ursula  (23.12.22 14:37:02) 
Antichrist.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (23.12.22 15:10:56) 
mientras duermes tarifine uyan en iyi film budur.


  • koela  (23.12.22 15:19:54) 
teyzem


  • 9kuyruklukedi  (23.12.22 15:57:44) 
antichrist demeye geldim, gaspar noe izlenmiştir kesin ama enter the void ve biraz da climax.


  • patronaj1  (23.12.22 16:20:36) 
La piel que habito


  • nothing in my way  (23.12.22 17:01:44) 
Grotesque isminde, YouTube tan izlenilebilen bir japon filmi izlemiştim. O olabilir.


  • encokbenisevinnolur  (23.12.22 17:11:31) 
taxidermia


  • sir gawain  (23.12.22 18:03:06) 
Mum&dad 2008
m.imdb.com

  • buzbebek  (23.12.22 20:31:26) 
midsommar


  • aydonno  (23.12.22 23:21:23) 
cannibal holocaust
pink flamingos (solom'un 120 gününde de öyle korku öğeleri yoktu diye hatırlıyorum. o yüzden bu ruh hastası filmi yazdım)

edit: aklıma bir de tusk geldi şimdi.
  • bohr atom modeli  (23.12.22 23:31:06 ~ 23:35:54) 
[]

kulaklığın kafasına göre ses kısıp açması

yahu kulaklıktan yana yüzüm gülmüyor dostlar. önceki bozulunca buradaki tavsiyelerin de etkisiyle kz zsn pro almıştım. ilk 1-2 ay gayet iyiydi ama son iki gündür müzik dinlerken ses kendiliğinden azalıp artıyor bazen. iki tarafta beraber olabiliyor, tek tek de. yani iki taraf da aslında işine gelince tam sesi hala verebiliyor ama kafasına göre kısıp açıyor. tuhaf.

daha önce hiç yaşamamıştım böyle bi şey kulaklıkla, genelde bi tarafı bozulurdu. bu nedir, bilen ve nasıl çözebileceğim konusunda yardımcı olabilecek birisi var mı acaba?


 
acaba otomatik ses seviyesi dengeleme gibi bir ayar açık olabilir mi? ses seviyesindeki ani yükselişlerde kulakları korumak için sesi kısıyor, sonra tekrar açıyor olabilir.


  • orient blue  (23.12.22 13:51:17) 
bildiğim kadarıyla öyle bir ayarı yok ve sesi kıstığı anlar rastgele. yani en azından bana öyle geldi. ses yüksek olduğunda veya aniden arttığında yapmıyor bunu. kafasına göre kısıyor. hatta ben kafamı sağa sola çevirdiğimde de oluyor, belki denk gelmiştir bilmiyorum ama o yüzden temassızlıktan şüphelendim. öyle olsa normal sesi verememesi gerekirdi ama sanki. o yüzden emin olamıyorum hiç.

yani bozulmuş olsa yine anlayacağım ama işine gelince normal çalışıyor.
  • mark greg sputnik  (23.12.22 14:04:18) 
Kaynak cihazdan ses açılıp kapandığını görüyor musunuz yoksa kulaklıkta ses mi azalıyor?

Tek tek dediğinize göre kulaklık bazlı bişey muhtemelen gerçi. Konektörlere dikkat edin. Çin malı olduğu için kalite kontrol sıkıntısı olabilir. Gerçi ben ve çevrem epey kz kullanıyor bozuk mal geldiği olmadı ama satın aldığınız yerle temasa geçin birden fazla ses kaynağında aynı problemi sergiliyorsa.

~Verdiğiniz yanıta göre en basit şekilde kontaktlarda problem olabilir. başka cihazda da aynı hatayı veriyorsa hemen iade isterdim. Kz bile amazondan almak lazım sanırım artık.
  • hedep  (23.12.22 14:34:32 ~ 16:21:50) 
ses barında hiçbir değişiklik yok, o aynı kalıyor ama benim duyduğum ses azalıp artıyor. şu an youtube'da bir şarkı açtım mesela bol baslı bir şey, 2-3 saniyede bir azalıp artıyor şimdi. normalde bu kadar sık değildi. ilginç.

başka cihazda henüz denemedim çünkü ilk kez dün yaşadım bu problemi ama telefondan da bakacağım.
  • mark greg sputnik  (23.12.22 14:38:13) 
[]

ricardo milos'un şu vücudu doğal mı?

vücut geliştiricileri abilerime, ablalarıma soruyorum. ilaçsız, doğal şekilde bu vücut yapılır mı? ilaçsızdan kastım steroid filan olmadan. protein tozunu vs. saymıyorum. en meşhur videosunu paylaşacağım zaten biliyorsanız bakmanıza gerek yok, bilmeyenler için vücut şu,

www.youtube.com


 
Abi adam pornocu, Steroid kullanmış olması %99. Vücudu+malum yerleri ile para kazaniyor.
Vücudu imkansız değil ama bu vücuda sahip insanlarin çoğu "bir şey" kullanmis oluyor. Zaten olay bu vücuda sahip olup uzun yillar devam ettirmek, o kisim asil zor.

Neyse yani vücudu imkansiz değil ama kendisinin natty olması bence imkansiz. Bence gh kullanmis olabilir
  • logisticsmanager  (22.12.22 21:49:29) 
Bir insanın ilaç alıp almadığını en iyi trapezlerinden ve omuz başlarından anlarsın ilaca en çok tepki veren görüntü olarak diğerlerin ayrılan bölgeler bunlardır, bu abi belli ki ilaç kullanmış ona şüphe yok zaten kas oranı yüksek su oranı yüksek yağ oranı da nispeten yüksek ama aynı zamanda detayları da belirgin, aynı böyle bi vücudu ilaçsız yapamazsın yani hepsi bir arada olmaz, o trapezler falan hiç olmaz yani.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (22.12.22 22:09:16) 
%100 ilaçlı, zaten natürel birinin bu forma kavuşması imkansız gibi bişi


  • olaylar olaylar  (22.12.22 22:13:16) 
Kıro vücudu bu ya, tam böyle diskolarda ''Are you cola?'' diyenlerden. Beğenen kadın var mı gerçekten?


  • Kahvedesu  (22.12.22 22:30:33 ~ 22:31:11) 
kahvedesu yapma allaşkına kaç tane diskoda bu vücutla "are you kola" diyen adam gördün


  • mark greg sputnik  (22.12.22 22:31:11) 
Çok, ne kadar kıro varsa, hepsi böyle. Daha azı daha normal bence. Bence bir duyuru aç, sor, beğenen var mı şu vucüdu görelim.

Soruna cevap: doğal durmuyor.
  • Kahvedesu  (22.12.22 22:36:01 ~ 22:41:02) 
ben sadece doğal olup olmadığını merak ettim, duyurucuların neyi beğendiğini merak etmiyorum işin açığı, bana ne :)


  • mark greg sputnik  (22.12.22 22:38:23 ~ 22:39:40) 
@Kahvedesu

Yıllarca antrenman arası muhabbetlerimden ve gözlemlerimden şöyle bir çıkarımım var.

Kadınların büyük kısmı bu vücudu beğenmiyor. Ama çok küçük bir azınlık bayılıyor.

Kadınların Yüzde biri bayılıyor diyelim. Erkeklerim Binde biri böyle. Dolayısıyla bu tip stereodli vücuda sahip erkekler hiç boş kalmıyor.
  • Mirket  (22.12.22 22:44:17) 
@Mirket, tespitimi doğruladığın için teşekkür ederim. Bu Turabi vücudu.

Erkeklerin boşta kalmaması için vücut yapmalarına gerek yok bence. Zaten 1 erkeğe 2 kadın düşmüyor mu?
  • Kahvedesu  (22.12.22 22:47:12 ~ 22:51:11) 
bana doğal gelmedi, kaleci saçlı forvet'in dediği gibi, trapez kaslarından anlıyorlar genelde. bi ara bir insan hangi motivasyonla bunu kendine yapar deyip body builder forum sitelerine göz atmıştım, öyle diyorlardı.

ayrıca umarım doğal değildir, böyle korkunç bir şeyin yanlışlıkla bile doğal yollardan olması ihtimali ürkütücü.

edit: sjkdksjdjd hayatımda izlediğim en saykodelik videolardan ilk beşe oynar. videodan çıkamıyorum çok utanç vericikcldld ay çok kötü ya bu shjxksms.
  • susannah delgado  (23.12.22 02:14:11 ~ 02:32:51) 
[]

reçete geçerlilik süresi ne kadar?

önemi var mı bilmiyorum ama özel bir klinikten yazıldı. kağıtta kod verdiler. normalde aynı gün alırdım ama dün yazılan reçete için iki gündür vaktim olmuyor. yarın alabilir miyim? son geçerlilik tarihi nedir?

gerçi benim sağlık güvencem filan da yok, dediğim gibi özel zaten, ilaç da aslında reçetesiz satılıyor. o yüzden canım istediğinde gidip alabilir miyim? fiyatta fark olmuşmayacak nasılsa.


 
3 gün.

evet alabilirsin.
  • jelly bear  (21.12.22 15:26:40) 
3 iş günü


  • sizofren06  (21.12.22 15:58:39) 
Benim eczacı hep o ayın sonuna kadar sürem olduğunu söyledi bugüne kadar. 3 günden sonra da ilaç aldığım oldu.


  • sanguine  (21.12.22 17:51:52) 
Gözlük reçetesi 1 ay sanırım. Sağlık güvencen yoksa zaten parayla alacağın için süre farketmez.


  • romario  (21.12.22 18:35:23) 
[]

bilgisayarda durduk yere bozulan medya dosyalarını kurtarabilir miyim?

bilgisayarımdaki bazı video ve fotoğrafların zaman içerisinde çalınamaz hale geldiğini görüyorum. küçük simgeler oynatma işaretlerine dönüşüyor. oynatmak istediğimde hata veriyor. streamable'a filan bile yükleyemiyorum, "dosya video değil!" uyarısı veriyor.

yani durduk yere değil muhtemelen sebebi var ama yıllardır aynı cihazı kullanıyorum, bunları bir yere taşımış da değilim. ne zaman o klasörlere işim düşse görüyorum ki bazı fotoğraflar, videolar vs. gitmiş...

bu codec veya başka bir şeyle ilgili olabilir mi, ne bileyim farklı bir oynatıcıyla çalıştırma şansım olabilir mi? veya başka bir yöntem? bissürü çok güzel şey vardı, üzülüyorum böyle teker teker kaybolunca. cloud mloud da kullanasım gelmiyo pek kafam almıyo öyle şeyleri.

 
DVD ömrü yaklaşık 3 yıl, kaliteli DVD için bilemedin 6 yıldır. Plastik olduğu için zaman içinde esner vs. Disklerde ise 10 yıl civarı diye biliyorum.

Yedeklerinizi bu bakışla, yeniden düzenlemnizde yarar olabilir.

Bulut üzerinde yedek tutarsanız doğru olur. Disk yenileme işini bulut tarafında sizin için yaparlar, uğraşmazsınız. Google Drive veya Microsoft Onedrive tavsiye ederim.
  • alfired  (16.12.22 15:02:02) 
[]

sakallılar - sakalınızı hiç kesiyor musunuz?

pandemi zamanından beri sakalla bıyığı ilk kez kestim. bıyığı kesme konusunda isteksizim çünkü barkod gibi göründüğü ilginç bir dönem var, uzamışken kesesim gelmiyor hiç ama biraz cildim nefes alsın dedim. nitekim kesince fark ettim ki suratım mayın tarlasına dönmüş aboov, yok böyle bir çirkinlik. her taraf yara bere, değişik değişik renkler, acayip kuru filan. o yüzden 3-4 ayda bir yumurtaya dönüşeyim dedim kendi kendime.

siz sakallarınızı belli aralıklarla kesiyor musunuz yoksa 3-5 yıl gidiyor musunuz? cilt sağlığı açısından kesmek gerekir mi mesela, önemli bir nokta mıdır?


 
en az 5 yıldır falan sıfır kesmedim. kısaltıyorum sadece berberde. kendim de kesmiyorum. askere gidersem anca.


  • jelly bear  (15.12.22 16:22:37 ~ 16:22:47) 
2012-13'ten beri toplamda 2 sene sakalımı sinek kaydı kestim. onun haricinde hep leonidas sakalı.. ilk sinek kaydındaki travmayı hala unutamıyorum. bembeyaz surat, buz gibi rüzgar.. yara falan yoktu bende ama koca bir kafadan aniden yumurtaya dönünce özgüveni falan kalmıyor insanın. dediğin gibi ama yüzün hava alıyor, yüzük mordorda yok edilmiş de ortadünyaya bahar gelmiş gibi, çiçekler açmış gibi hissediyor insan.

31 yaşındayım artık, çocukça geliyor artık bu sakal. yavaş yavaş kısaltıyorum zaten. önümüzdeki 6 aya bu gölgeden kurtulurum diye planlıyorum.
  • IncredibleMau  (15.12.22 16:34:32) 
haftada 2 kere 2 numarayla kesiyorum. cilt bakımı yapabilecek kadar kısa. ergen gibi gözükmeyecek, sakallı diyecek kadar uzun.


  • gabe h coud  (15.12.22 16:36:53) 
Dokuz yıldır bıyığım var. Sakal bazen var bazen yok. Sakal bana aslında yakışmıyor ama düzenli tıraş olmaya üşeniyorum.


  • pispinti  (15.12.22 16:41:39) 
Sadece yazın tatile çıkacağımda keserim.

Temmuz-Ağustos sıcaklarında yüzümde sakalla güneşlenmek falan hoşuma gitmiyor. Hem bu vesileyle yüzüm de komple bir hava alıp güneş görmüş oluyor. Tatilden dönünce yine sakalla devam, daha da kesmem.
  • Berck  (15.12.22 16:44:59) 
5 yıldır bir kere, o da pandemi kapanması sırasında can sıkıntısından kestim. onun harici hep sakallıyım. bana hep sakal konusunda takılan genel müdürüm video konferansta halimi görünce sen bir daha sakalını kesme dedi :)


  • delidir yakalayin  (15.12.22 16:54:08) 
Ya bu sakallı olanların eşleri durumdan rahatsız değil mi? 5 yılda 1 kere sakal mı kesilir?


  • Kahvedesu  (15.12.22 16:55:58) 
Hiç sıfırlamadığım bi dört-beş senelik dönem oldu, şimdi kafama eserse bi sıfırlıyorum yılda iki üç kez. Onun dışında berberde düzeltiyordum şimdi makine aldım çok elim yatkın olmasa da iyi kötü hallediyoruz :d

Özellikle yeni bi şehre taşınıp iyi berber bulamadığım süreçte berbere sakalı nasıl istediğimi anlatmakla uğraşmak yerine (aslında değişik bi model de değil ama eski berberime hiçbir şey söylemem gerekmiyodu o yüzden bilmiyorum shshsh) sıfırla diyodum. Bi de makine aldığım ilk dönemde kısaltma işine cesaret edemeyip sıfırlamıştım. Yazları sıfırlamak iyi geliyo ama güneş görüyor hava alıyor yüz
  • nundu  (15.12.22 16:59:49) 
Her cumartesi tıraş olurum. Sakal sevmem. En fazla iki hafta uzar. Fazlası işte imajımı bozar.


  • dissendium  (15.12.22 17:43:34 ~ 17:44:04) 
4 senedir hiç sakalsız değilim, en az kirli takıldım. Geçen yaz baya uzundu sonra sıkıldım kısa takıldım, şimdi bi daha uzatıcam. Öyle çok gür bi sakalım olmadığı için sorun olmuyor.


  • Bruce  (15.12.22 17:53:13) 
sıfır kesemiyorum çünkü jilet vurduğum an cildim kabarıyor. onun yerine makinayla olabildiğince kısaltmaya çalışıyorum çok uzadığı zaman. genelde 2-3 ayda bir oluyor bu.


  • false pretension  (15.12.22 18:08:50) 
Askerden geldiğimden beri sadece 2 kere kestim. Düzenli olarak kısaltıyorum.


  • nawar  (15.12.22 18:59:28) 
1 yıldır hiç dokunmadım diyebilirim, istediğim bir görünüm vardı onu elde etmek için de 4-5 yıldır çeşitli kısaltmalar ayarlamalar yaptığım oldu şu anda da oldu gibi.

Bıyıklarımi 2 haftada bir falan düzeltirim ama, hem ağzıma giriyor rahatsız oluyorum hem de hoş görünmüyor.

Bir de uzun süre kesilmeyecekse bana kalırsa mutlaka, azami günaşırı yıkamak lazım. Yoksa hem kötü görünüyor hem de rahatsız ediyor, hele ki sigara içiyorsanız daha da kötü oluyor.
  • encokbenisevinnolur  (15.12.22 19:13:31) 
En son 2009 yılında askerde kestim.
hiçbir zararını görmedim. berberim yüzümüe maske falan yapıyor ama, sakalın altında neler oluyor, neler bitiyor allah bilir.

  • maksat muhabbet  (15.12.22 22:36:22) 
makina 2mm kesiyorum haftada 1
uzayınca kaşındırıyor

  • bir soru sorcam  (15.12.22 22:44:19) 
Hiç kesmiyurjm, 2mm kadar bir sakal hep kalıyor. Yillar oncr bir değişiklik olsun ve nefes alsin diye ben de bir kestim, soyulmus hiyar gibi gorununcunce bir daha asla kalkışmadim.

Ama cildimde bir sorun, yara bere iz falan bir sey yoktu tertemiz cikti uzun bir aradan sonra sakali kestigimde.
  • stavro  (15.12.22 23:03:35) 
Yılda bi kaç kez komple kesiyorum sakalı. Onun haricinde makineyle kısaltmaca.

Ama bıyığı askerlik hariç 10 yıldır kesmedim. Bi gün salvador dali, bi gün enver paşa, niçe, başka bi gün ülkücü cosplay'i yapıyorum, hayatıma renk geliyor.
  • plutongezegendegilmi  (15.12.22 23:25:55) 
en son askerde jiletle kestim. 4 senedir berberde kısalttırıyorum. senede 1-2 kere çok sıkılırsam kendim makineyle sıfıra yakın kesiyorum.


  • zgrydn  (15.12.22 23:27:44) 
Askerden geldiğimden beri sakalımı hiç sıfır kesmedim bi 15 sene falan olmuştur, sadece uzunluğunu biraz değiştiriyorum o kadar. Muhtemelen ölene kadar da hiç kesmem. Bir de üniversite dönemi de dahil hiç saçımı uzatmamıştım, pandemiyle birlikte saçımı da hiç kestirmedim dağ ayısı gibi dolaşıyorum ortalıkta.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (15.12.22 23:33:52 ~ 23:37:16) 
kesmiyorsan bol bol yüzüne masaj yapmalısın


  • sert siyah krom  (16.12.22 10:37:36) 
[]

geceleri asla uyuyamıyorum. işe yarar takviye öneriniz var mı?

antidepresan uyutur belki diyordum ama o da uyutmuyor. bir aydır filan kullanıyorum onu, genelde akşamüstü alıyorum. yatağa girmeden 1-2 saat önce de magnezyum atıyorum bir tane.

uyandığım saatten ve yorgunluk durumumdan bağımsız olarak gece 12-1 deyince asla uyuyamıyorum. sağa sola dönerken saat 3-4 oluyor, erken kalkacaksam zaten onun anksiyetesiyle iyice kopuyorum olaydan. bir süredir böyle.

kafayı resetlemeye yardımcı olacak, kafayı vurdum mu uyutacak takviye öneriniz var mı? melatonine aslında çok girmek istemiyorum çünkü hap yutmaya alışınca vücut bir süre sonra belki iyice saçmalar, yani dışardan aldığım için iyice az üretmeye başlar diye düşündüm, bilimsel dayanağı var mıdır bilmem. o yüzden hormonlarla fazla oynamadan gümletecek bir şey var mı?

 
Takviye değil ama bir bardak ılık süt olabilir. Ayran da olabilir. Laktik asit konusu.


  • dissendium  (15.12.22 15:19:38) 
Ben de öyleyim bir süredir. Kalıcı yaz saatinin etkisi diye düşünüyorum. Sabah 9 gece karanlığında, hava kapalıysa sabah 10'a kadar gece gibi. Uyku saati 3'e atıyor bu yüzden


  • romario  (15.12.22 15:22:57) 
Spotify uyku listeleri


  • dreamnesiac  (15.12.22 15:24:53) 
çok klasik bir öneri olacak ama kitap okumak, bende de aynı problem vardı, bir kitap okuyucu aldım ve yatarken okuyorum daha onuncu sayfadayken sızıyorum.


  • mysql34  (15.12.22 15:26:47) 
kitap okumak, kuran dinlemek


  • dedim ben sana  (15.12.22 15:27:04) 
Kedi otu ekstraktı kullandım bir ara ben. Hem pamuk gibi uyutuyordu hem de kolay uykuya dalıyordum. 2 ay falan içtim her gün, sonra bıraktım bu uyku olayı da düzenlenmişti. Üstünden bir sene geçti uykularim hala güzel.


  • encokbenisevinnolur  (15.12.22 15:32:02) 
"Headspace: İnteraktif Gevşeme Rehberi" var netflixte bir ara ne yaparsam yapayım ne içersem içeyim asla uyuyamıyordum. Uykusuzluktan bayılıp öyle dalıyodum uykuya. Ne olacak deyip denedim ve mışıl mışıl uykuya daldım.


  • yazdonumu  (15.12.22 15:55:41) 
antidepresanı ve magnezyumu sabahları alın


  • sta  (15.12.22 16:05:00) 
göz masajı, parmak uçlarıyla göz kapağı üzerinden çok hafifçe her noktaya 1-2 dk
bütün kasları kasıp gevşetmek birkaç kere
akşam telefon pc ekranını sarartmak - gece ışığı modu
uyumadan 1 saat önceden ekranları bırakmak
evdeki beyaz ışıkları 6500 kelvinden en fazla 3500-4000 kelvin olacak şekilde çevirmek
  • comp  (15.12.22 16:09:54) 
1 mg melatonin, yataga gecmeden 1 saat önce. iyi uykular. Antidepresan uyutmayabiliyor da? Öyle değil mi? İlacın ilk ayında evde gece geziyordu annem, çok iyi hatırlıyorum. Bi' okuman lazım yan etkilerini.


  • buf-e kür  (15.12.22 16:14:45 ~ 16:16:48) 
alkol


  • nolmus yani  (15.12.22 16:31:22) 
Takviye sayılır mı bilmiyorum ama rooibos çayı beni acayip yumuşatıp mışıl mışıl uyutuyor.


  • Amaranta ursula  (15.12.22 16:36:49) 
spor, özellikle düzenli koşu. 8 gibi 1 saat koşarsan 11 e kalmaz bebek gibi uyursun


  • abi bi dizi buldum on numara  (15.12.22 17:39:44) 
yoga nidra. youtubedan sesi sizi irrite etmeyen birini bulup açabilirsiniz. sadece yatıp dinliyorsunuz. gevşemenize yardımcı olur. tabi yoga nidrada amaç uyumak değil ama ben hiç uyumadan bırakamıyorum.


  • faredenkorkankedi  (15.12.22 20:13:36) 
[]

en ucuz viski hangisi

viski sorusunu görünce aklıma geldi.

bir ara içeyim diye heves ettiğimde tekele sormuştum. üstünde iskoç bayrağını görünce aşka gelip ballantines kaptım bir tane. sonra sevip daha fazla içmeye başlayınca "lan sanki gurmesin, buna ne para veriyon bu kadar, git en ucuzunu al" dedim ama internette şöyle bir bakınca aslında ballantines'in en ucuzlarından biri olduğunu gördüm. daha popüler diye jack daniels daha ucuzdur filan dediydim ama öyle de değil.

hemen her tekelde/içki satan markette bulunabilecek en ucuz viski hangisi şu an? köpeköldürenin viski versiyonu diyeyim.

 
Yani kendine neden bunu yapmak istediğin tabii ki senin bileceğin iş ama Carrefourlarda Grants var. Hem tekel, hem ucuz viski derken, tekrar görebilmen için 100 bin TL toplamayalım duyuruda.

lan sanki gurmesin, buna ne para veriyon bu kadar, git en ucuzunu al" denecek bir şey değil. Ucuzu gerçekten çok kötü olabiliyor.
  • nawar  (15.12.22 12:17:27) 
Jb

Iğrenç bir viski. Bir şeylerle karistirmadan içmek ızdırap.

Red label da iğrenç bana göre.

Onun dışında daha az taninan ucuz viskiler de var ama her tekelde bulunmaz.
  • logisticsmanager  (15.12.22 12:17:29) 
passport ucuzdu. grants da ucuz ama guzel o


  • ala09  (15.12.22 12:25:04) 
Passport sanırım en ucuzu.


  • vedatchilipeppers  (15.12.22 12:27:54) 
Köpek öldüren versiyonunu bilmiyorum ama marketlerde en ucuzları Jim Beam, Jameson, J&B falan oluyordu.

Jack Daniels bence ucuzlar arasında en içilebilir olanı tadı güzel olanı. Herkesin tercih etme sebebi biraz o. Jameson alıp bitirememiştim mesela. (kimi seviyor o ayrı)
  • nhk ni youkosu  (15.12.22 15:53:06) 
JB ve Bells en ucuz viskiler Bells'den daha ucuz viski olduğunu sanmıyorum, görmedim de. ama bunları içeceğine git kolonya iç daha iyi. bunlara para vermektense vermemek daha iyi.

balantines'den devam. o iyidir.
  • koela  (15.12.22 16:29:17) 
bir zamanlar famous grouse en ucuzuydu ama bulmak zor. büyük marketlerde rastlamadım belli başlı tekeller satıyordu oralardan alırdık.


  • bravoteam  (15.12.22 19:03:24) 
Vat69 var idi bir zamanlar.


  • en bi orijinal  (15.12.22 21:52:32) 
[]

askerde antidepresan kullanımı

merhaba,

ben antidepresan kullanıyorum ve muhtemelen bu tedavi süreci bitmeden bir ara askere gideceğim. özel kliniğe gidiyorum. askerdeyken altı ay boyunca ilacımı temin etmem ve kullanmam mümkün mü? bu iş nasıl oluyor, süreç nasıl işliyor?

yani resmiyette bir teşhis var mı, devletin kayıtlarında bir şey görünüyor mu açıkçası bilmiyorum. doktor bana kendisi okb ve kaygı bozukluğu dedi mesela. ondan alacağım raporu sunmam yeterli olur mu? askerdeyim, iki ay sonra haplarım bitti misal o zaman ne oluyor, gomtanım ilacım bitti deyip eczaneye gidecek halimiz yok neticede.

bu işin oluru nedir bilen birisi aydınlatırsa çok sevinirim.

 
Mümkün. Ancak ilacı sen dolabında tutamıyorsun, tek tek veriliyor. Sabah içtimasında sayım yapıldıktan sonra ilacı olanlar bekliyor ve bölükteki doktorlardan ya da sağlıkçılardan biri ilacı veriyor.

Sana silah vermeyebilirler ya da nöbet tutturmayabilirler.

Revire gitmenin sorun olacağını sanmıyorum. Kanal tedavisi ve diş temizletme falan bile yaptıran vardı.
  • OrangeYellow  (13.12.22 19:20:08 ~ 19:32:25) 
Belki işler değişmiştir, ben 10 yıl önceki halini söyleyeyim;
Eğer anti depresan kullanırsanız büyük ihtimalle RDM asker olursunuz. Bazı yerlerde tüm RDM askerleri aynı bölüğe koyarlar. Bir arada olmaktan keyif almayacağınız, psikolojik rahatsızlıkların her türlüsünden muzdarip 20 yaşında gençler topluluğu.

Askerlik işini bilen biriyle konuşun eğer durum halen bu şekildeyse belki doktorunuzla da görüşerek tedaviyi 6 ay ilaç kullanmayacağınız bir şekilde ayarlamaya karar verirsiniz.

Normalde siz raporunuzu, reçetenizi, ilacınızı yanınıza alırsınız. İlk fırsatta askeri doktor sizi muayene edip o da aynı kararı verirse reçetenizi yazar ve bölükteki ilaç işlerinden sorumlu kişi ilacınızı her seferinde size tek tek verir. Hatta bir de içtiğinizi görmek de onun sorumluluğunda ama o kadar kasmazlar genelde.

Size gereksiz yere endişe yaratmış olabilirim, eğer öyleyse özür dilerim şimdiden. Konuyu daha iyi bilenlerle de görüşün.
  • michael_knight  (13.12.22 19:27:25) 
Ben askerlik yaparken sistem şöyleydi.

Öncelikle acemi birliğinde yemin töreni çok önemli. Yemin törenine herkesin katılması için ciddi sağlık sorunu yoksa revire gitmek kolay değil. Önce komutanına söylüyorsun durumunu, o git derse gidiyorsun. Çünkü reviri yemin töreninden kaçmak için kullanmaya çalışan çok kişi var. Ayrıca reviri askerlikten muaf olmak için kullanmaya çalışan çok kişi de var.

Revire gidersen doktora durumunu anlatırsın. İlacın varsa almanı sağlarlar. Dışarıdan sivil bir eczacı ilaçları birliğe getirir. Birlikte de ilaçların verildiği bir yer var. Oradan gidip tek tek alırsın. Her yemekten önce ya da sonra ilaç kuyruğu olur. İçmen gereken ilaç sayısından fazlasını vermezler. Sebebi ilaçların intihar etmek için kullanılmaması. Dolaplar aranır, dolabında bulurlarsa sorun yaşarsın. Ama ben ilaçlarla ilgilenen kişiyi tanıdığım için bana hepsini vermişti.

Birliğe normalde ilaç sokamazsın. Girişte çantalar aranır. Tavsiyem bu işi gitmeden çöz. Birlikteki doktor uzman değil. Bilmediği bir şey olursa hastaneye sevk eder. O da sıkıntılı bir süreç. Her sabah hastaneye bırakırlar, akşam alırlar, her işini kendin çözersin.
  • dissendium  (13.12.22 19:27:55) 
Konudan alakasız arkadaşım için soruyorum, nöbet tutmayacak olman iyi bir şey değil mi? Onda da aynı sorun var.


  • Kahvedesu  (13.12.22 19:28:31) 
@michael_knight,

abi benim aklıma gelen bir nokta da buydu aslında. ben 30 yaşında filan yapacağım askerliği. en baştan zaten her türlü sıkıntılı noktadayım. üstüne façalı reyizlerin arasına atarlarsa sırf anksiyeteden dolayı hepten kayış kopar. bakınca sadece kendini üzen, kimseye zararı olmayan, kaygılı bi insanım yani bunca sene ilaçsız da yaşadım şimdi bunun yüzünden orada durduk yere manyak olursam üzücü olur diye düşünüyorum. kaygı bozukluğu için ilaç alan adamla kendini jiletleyen balici bir mi :/
  • mark greg sputnik  (13.12.22 19:33:30) 
Ondan korkma ya. Ben adam vuran kişilerle falan tanıştım. Hatta silah atışı öncesi taktik vermişlerdi. Adam cinayet işlemiş diyelim hapisten çıkıp askere gidiyor orada da RDM'lik oluyor. Bunların muhabbeti iyi genel olarak. Korkman gereken götü kalkık esnaf tayfası.


  • OrangeYellow  (13.12.22 19:37:00) 
@mark benim gördüğüm kadarıyla; Evet. Simetri hastalığı olanla insanlara ve kendine zarar verme eğilimi olan psikopat askerlikte aynı kategoride. Fakat Orange'ın da dediği gibi dışarıda olsan korkacağın bir insan orada o düzen içerisinde pek de korkutucu olmuyor.
Yine de mümkünse ilaç kullanma. İlaç işinden hiç bahsetme.

Bu işin olurunu aslında biliyorsun, 80 bin TL :(
  • michael_knight  (13.12.22 19:50:27) 
yok yahu içtimada filan zaten söylemem niye söyleyeyim, ben önceden halledebilmek adına sordum soruyu. ama bunu neden söylediğinizi tam olarak anlamadım. içtimada söylemek komik olur diye mi diyorsunuz? yoksa askerde antidepresan kullandığımı da gizlemeli miyim mümkün olduğunca?

belki ben safça düşünüyorum bilmiyorum ama reçetesiz bile satılan bir ilaç abi bu, bence bugün ülkenin en az yarısının kullanması lazım zaten, niye böyle bir algı var ki yani sanki zombiymişim veya elime silah verilmezmiş gibi? tam aksine takıntılı adam olduğum için her şeyi en ince detayına kadar düşünüyorum, en çok bana silah ve nöbet vermeleri lazım aslında.
  • mark greg sputnik  (13.12.22 20:23:04) 
Rdm bölüğü olayı artık yok, 5 sene oldu askerlik yapalı yoktu. Bunun dışında silah görevi verilmez muhtemelen (belki ilaç kullanan hiç kimseye vermiyorlardir ama onu net hatırlamıyorum). Böyle olunca bir meziyeti olmayanın durumu zor oluyordur bence çünkü hem meziyetsiz hem silahsız olunca orada verilecek tek iş hamallık kalıyor. Meziyetsiz değilsen de bir çeşit büro görevin olur ya da gazinocu garson olursun.

Özetle endişelenecek bir şey yok.

Bir de oradaki doktorun da rdm subayının da benim gözlemin farklı bir bakışı oluyor, hani antidepresan kullanımının onların gözünde bir şey yaratacağını sanmıyorum.
  • encokbenisevinnolur  (13.12.22 21:35:54) 
[]

whatsapp web başka pencerede açık uyarısı

merhaba,

son günlerde bilgisayarda sürekli bu uyarıyla karşılaşmaya başladım. whatsapp web'i kullandığım başka bir cihaz yok. kendi telefonum ve bilgisayarım. hack'lenmiş ve takip ediliyor olabilir miyim acaba? iş için vpn kullanıyorum ama firmanın kendi zımbırtısı. onlar mı girip bakıyor nedir? onu zaten sadece iş için kullanıyor, işim bitince kapatıyorum ki kimsenin oturup "bu ne yapıyormuş" diye inceleyeceğini sanmama ma yine de işkillendim.

daha önce böyle bi şey yoktu çünkü. durduk yere "başka cihazda giriş yapıldı, buradan mı devam edelim kapatalım mı?" diye uyarı geliyor. whatsapp'ın halt yemesi mi yoksa federaller peşimde mi?

 
telefonda bagli cihazlar kismina baktiniz degil mi? ne olur ne olmaz tum bagli cihazlardan cikardim ben olsam.


  • pide  (06.12.22 17:10:54) 
[]

sağlık hizmetlerinden faydalanma durumu

ben normalde yeşil kartlıydım. gelir testi yaptırıp ultra fakir çıktığım için her şey ücretsizdi neredeyse.

daha sonra iş nedeniyle şirket açmam gerekti, resmiyette bağkurluyum ancak bağkur prim borcum mevcut ve maddi durumum dolayısıyla onu ödeyemiyorum. hatta yapılandırmada öyle bir imkan olursa borcu tamamen sildirip çalıştığım süreçteki emeklilik hakkımdan feragat edeceğim. önceliğim şu an maddi olarak suyun üstünde kalabilmek, onu yatırabilecek durumum yok.

sanırım borçlular 2022 sonuna kadar yine faydalanabiliyor ama devamı için durum nasıl bilmiyorum.

devlet hastanesine tedavi olmak için gitsem mesela 2023'te nasıl işliyor sistem? direkt ret mi ediyorlar yoksa sigortasız gibi ücret mi ödüyorum? öyleyse eğer ne kadar bu? doktor muayenesi, kan testi, mr, röntgen vs. hepsine ayrı ayrı para ödüyor muyuz?

kritik sorum şu ki ben allah vermeye bir hastalığa yakalandım, ödeyemediğim prim borcum var. ameliyat olmam, hastanede yatmam gerekti vs... ölüme mi terk ediliyorum? bahçeye mi yatak atıyolar nasıl oluyo?

 
haktan feragat etme olayı hakkında bilgim yok. 5-6 senedir uzatılıyor borçlulara bakma olayı, seçim senesinde de bitirmezler. fakat ocak hatta belki şubat ayında yeniden kabul edilene kadar bir süre sorun yaşarsınız hastaneye gitmeniz gerekirse.

acil durumlarda (size göre acil değil acilin gerçek tanımına uyan) zaten gerekenler ücretsiz yapılıyor. poliklinik başvurularında, acil olmayan ameliyatlarda vs ücreti ödemeden bakmazlar evet.
  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (05.12.22 16:05:20) 
dahiliyeye gidecek olsam mesela ücret ne kadardır peki şu an aşağı yukarı? hastaneden hastaneye (devlet hastanesi tabii ki) değişiyor mu?


  • mark greg sputnik  (05.12.22 16:07:45) 
[]

ankara'da bestekar sokağa toplu taşımayla nasıl gidebilirim

ankara'da yaşıyorum ama şehrin o tarafı çok ciks geliyor bana, pek işim düşmedi şu ana kadar. haritada bakınca çıkaramıyorum. gitmek istediğim yer aslında büklüm sokaktaki otobüs durağına yakın ama oradaki otobüsler ters yöne (kızılay'a doğru) gidiyor, karşıdan gelen otobüs var mı bilmiyorum, google'da göremedim.

kızılay'dan nasıl gidebilirim oraya? yürüsem çok uzun sürer mi? sakat olduğum için yokuş zorluyor, yokuş değilse ve 45 dakika altında sürecekse deneyebilirim.

tunus caddesi haritada bakınca makul görünüyor, oradan içeri dalınca zaten bestekar yakın ama oradan da geçen otobüs görmüyorum. dardayım aney.

 
yokuş yok denecek kadar az ve yalnızca 15-20 dakikada yürüyebilirsiniz kızılay'dan.


  • mstiteltr90  (05.12.22 14:19:41) 
Ankara toplu ulasim sacmaliklarina giris saydirmami yapayip hizli cevap vereyim.

Bestekarin neresine gideceginiz biraz belirleyici olur. Esata giden otobuslere, 317 gibi, binebilirsiniz. Sizi esat dortyol duraginda indiriler oradan asagi salarsiniz.

Eger daha kizilay tarafina yakin olacaksa akay caddesi duragindan gecen 114,408,413,427 gibi otobuslere binebilirsiniz. Daha kugulu park yakinlari ise gene ayni otobuslerle kugulu parka kadar gidip asagi salabilirsiniz
  • jnlbnnn  (05.12.22 17:36:40) 
[]

acil ameliyata çağırılan cerrah müsait değilse ne oluyor?

çok affedersiniz alköl içerken geldi aklıma bu soru diğer ameliyat sorusunu görünce. ben tıpçı değilim, oradaki sistemi hiç bilmem.

rahmetli babamın son zamanlarında acil ameliyata alınması gereken birkaç durum olmuştu. hepsine aynı cerrah mı girdi açıkçası emin değilim ama apar topar geliyordu yani saat ayırt etmeksizin.

böyle durumlarda nöbet sistemi uygulanarak hep bir cerrahın hazır bulunması sağlanıyor mu belli hastanelerde? ne bileyim mesela adam akşam eve gitti, iki kadeh bi şeyler içeyim dedi. hop gece 1'de ameliyat var diye arıyorlar. o halde gidemez. e hayatını "ya hastaneden çağırırlarsa?" düşüncesiyle de yaşamıyorlardır herhalde, boş oldukları gün vardır sanırım?

sistem nasıl işliyor genelde? neblim mesela mesainin yanı sıra şu şu günlerde acil çağırabiliriz seni şeklinde bilgilendirme mi oluyor?

 
Hasta ile ilgilenilen bütün bölümlerde uzmanlar için icapçı listeleri oluyor. Cerrahlar da böyle bir durumda müsait olmak zorunda.
Aralarında nöbet değişimi yapabilirler.

  • pro9it9is9  (03.12.22 20:32:50) 
icap nöbeti diyorlar ona nöbetçi doktor gerektiğinde çağrılacağını bilerek ona göre bekliyor. çoğunlukla hemen hastaneye yetişe bilecek bir konumda oluyor.
yani öyle gelemem başkasını çağırın olmuyor.

  • astronom bey  (03.12.22 21:49:12) 
[]

interaktif vergi dairesi ödenmiş borcu ödenmemiş gösteriyor

15 dakika kadar önce vergi ödemesi yaptım. ödediğim diğer kalemler anında sistemden düşerken bu hala ödenmemiş olarak görünüyor. daha önce hiç başıma gelmemişti.

daha önce yaşayan oldu mu, bir süre sonra düzelir mi? alındı belgesini indirmiştim. düzelmezse bunu gönderebileceğim bir merci vs. var mı? meblağ yüksek değil ama yine de faiz binsin, ödenmemiş görünsün istemem. ekran hoşuma gitmiyor öyle.


 
borç ekranının sağ üst köşesinde "refresh" ikonu var, ona bastınız mı?


  • malheiros  (29.11.22 13:05:40) 
evet, hala ödenmemiş görünüyor. karıştırdım diyeceğim ama hayır, kuruşuna kadar aynı. ödediğim şey buydu.


  • mark greg sputnik  (29.11.22 13:09:26) 
Bu normal, borç tahakkuk edince de hemen borç gözükmüyor ki.Mesela kira vergisini beyan ediyorsun borç bir saat sonra çıktıgı oluyordu.


  • liberal  (29.11.22 13:22:34) 
bir süre sonra geleceği ile ilgili bir uyaru bir yerlerde yazıyordu zaten o sayfanın, 1 gün beklemeden panikleme


  • kenarortay  (29.11.22 14:35:51) 
az bekleyin hocam yahu. her şey elektronik, interaktif falan oldu da o kadar da mükemmel değil. ödediyseniz, alındı da varsa bir şey olmaz, illa ki düşer sisteme.


  • kibritsuyu  (29.11.22 15:02:49) 
[]

yumurta ve makarnayı kullanabileceğim bir tarif

var mı, önerir misiniz?

carbonarada mesela yumurta oluyor diye biliyorum ama o kadar komplike değil de daha az malzeme gerektiren, yumurtanın bir nevi sos olarak değerlendirilebileceği bir tarif arıyorum. amacım makarnayı boş yemek yerine yanına ucuz yollu protein ekleyebilmiş olmak.

aslında noodle'a direkt tavada kızarttığım yumurtayı atıyorum ama makarnada yapınca kuru oluyor, tadı aynı şekilde güzel olmuyor. hani yoğurtlu veya salçalı yiyeceğime 2-3 tane yumurta atabileceğim bi' tarif olsa daha besleyici olurdu diye düşündüm ama hiç tarif bulamadım da işin açığı.

 
İsimli bir tarif bilmiyorum ama ben nadiren spagettiye koyu kıvamlı rafadan yumurta döküyorum. Yani spagettiyi pişirip tabağa koyduktan sonra sarısını üstüne sos olarak döküyorsunuz, beyazını da küp küp doğrayıp içine koyup karıştırıyorsunuz. Karabiberle fena olmuyor.

Bahsettiğiniz kuruluk problemi de yaşanmıyor. Ek olarak maydanoz da eklenebilir seviyorsanız.
  • akhenaten  (25.11.22 10:37:49) 
Pasta with fried eggs

Fried eggs güzel oluyor.
Onun dışında basit yumurta ve peynir ile tarifler de var.
  • logisticsmanager  (25.11.22 11:02:35) 
Ben avakado ile haşlanmış yumurtayı karıştırıp sos yapıyorum bazen. İçine biraz sıvıyağ, limon, tuz.

Avakado ve yoğurtla başka tarif yapıyordum. Yoğurt da ekleyebilirim üstteki karışımın içine.

Bunu makarna sosu olarak kullanabilirsin gibi
  • zimbirik  (25.11.22 13:04:11) 
Biz sey yapiyorduk onceden kavanoza bir sogan yagi hazirliyoruz, sonra istedigimiz zaman noodle haslayip ustune bu yagi, julyen salatalik, susam ve 7 dk haslanmis yumurta koyuyorduk, adi ne diye geciyor hatirlayamadim. Dekor olarak yesil sogan da eklenebilir. Normal makarnayla nasil olur bilmiyorum.

Bir alternatif olarak taze yumurtali makarna yapabilirsiniz :D. Sonra ister domatesle yiyin ister ustune tereyag peynir. Carbonara haric sos olarak aklima gelmedi yani makarna salatasi gibi taze domatesli feslegenli hazirlayip ustune pose yumurta falan koyabilirsiniz belki. Italyan tipi makarnayla asya usulu kizarmis cirpilmis yumurta guzel karismiyor.
  • mirafiori  (25.11.22 14:01:12) 
Bol soğanı bol yağda kavurup üzerine biraz salça, nane vs atıp içine haşlanmış küp doğrayıp uydurması yumurta salatası yapıyorum arada kendime. Sonra bunu haşlanmış makarna üzerine koyup yedim sırf makarnayı proteinle yemek için. Ben seviyorum o şekilde. Hatta üstüne de maydanozu çok yakıştırıyorum. Alternatif olarak bol soğanı yağda kavurup yine haşlanmış küp doğranmış yumurtayı koyuyorum. İçine varsa toz biber atıyorum. Sıcağı çıkınca mayonez koyup yine salata olarak tüketiyorum. Yine bunu aynı mantıkla makarnaya koyup yediğimde güzel oluyor


  • yazdonumu  (25.11.22 15:11:33) 
[]

drive bildirimleri - hacklenmiş olabilir miyim?

son bir haftadır üçüncü kez oluyor bu. telefonuma google drive'dan bildirim geliyor. rusça olarak ücretsiz bilet kazandığıma dair bir şey. üye olduğum birkaç platform var, o yüzden rusça spam mesajlara alışığım ama bunlar mail adresime gelir hep. şu an olan ise drive'da dosya paylaşma isteği şeklinde.

bu bildirimler gelince direkt siliyorum tıklamadan. drive'a girdiğimde de hiçbir yerde böyle bir istek göremiyorum. zaten kullandığım bir şey değil açıkçası, pek vakıf değilim oraya.

bu işin aslı astarı nedir? dikkat etmem gereken bir durum var mı sizce? yani bildirim var ama ben ne olduğunu bile göremiyorum drive'da, ortalıkta yok. tıklamak da istemiyorum. kararsız kaldım o yüzden, endişelendim.

 
Sakın tıklama, klasik phishing taktiği. Ben senin yerinde olsam mail adresimi değiştirir yeni Drive kurarım.


  • vedatchilipeppers  (24.11.22 18:52:46) 
abi dediğim gibi bu işlerden hiç anlamıyorum ama benim bahsettiğim google drive. yani yeni mail adresi alsam bile google'daki tüm hesaplarımda aynı drive'ı kullanmayacak mıyım? fark olur mu?


  • mark greg sputnik  (24.11.22 19:03:32) 
Yeni mail adresiyle yeni Drive kullanacaksın; halihazırda kullandığın mail adresinin Drive'ı ile yeni alacağın mail adresinin Drive'ı ayrı olacak.


  • vedatchilipeppers  (24.11.22 19:08:51) 
[]

ankara şehir hastanesine ulaşım

bu yenilerde açılan devasa yeri soruyorum. dahiliyeye gideceğim ben, genel hastane binası olarak geçiyordu sanırım.

yenimahalle veya kızılay tarafından toplu taşımayla en kolay nasıl ulaşım sağlayabilirim buraya? yakınında yöresinde tercihen metro/ankaray istasyonu (otobüsteyken durak takip etmekte zorlanıyorum, kaçırıyorum bazen) var mıdır? eğer varsa indiğim yerden hastane binasına yürüyüş normal tempoda kaç dakika sürer mesela aşağı yukarı? sakat olduğum için normalden yavaş olacağım, ona göre ayarlayabilmek için soruyorum.


 
tarım bakanlığı-danıştay metrosunda ineceksiniz.
inip 2-3 dakika yürüdükten sonra ring durağı var. oradan ringlere binebilirsiniz. dahiliye durağını tam olarak hatırlamıyorum.
acil girişi metroya en yakınıydı sanırım en az bir 10-15 dakika yürüdüğümü hatırlıyorum sizin daha uzun sürer. dahiliyeye yürümek daha uzun sürer ve sizi yorar muhtemelen ring daha iyi bir seçenek olur.
geçmiş olsun.
  • black holes in the sky  (21.11.22 19:26:03) 
112-2 ile gidebilirsiniz. Hastanenin neredeyse içine kadar giriyor.


  • coca cola turca  (21.11.22 21:19:12) 
Zaten metroda duyuru yapılıyor. İndikten sonra da kalabalığı takip et herkes hastaneye gidiyor zaten.


  • Hallegadola  (21.11.22 22:28:42) 
[]

gibi'den bir sahne (spoiler kısmen olabilir)

geçen insta'da karşıma çıktı. kahvehane gibi bir yerde, açık havada oturuyorlar diye hatırlıyorum ama emin değilim. ilkkan kağıt sayıyor, yılmaz'a da "dur" demesini söylüyor. ben son bölümden olduğunu düşünerek direkt geçmiştim videoyu çünkü son bölümü izlememiştim. gelgelelim son bölümde öyle bir şey olmadı.

böyle bir sahne hatırlıyor musunuz siz? hangi bölümdeydi?

nazilli'ye gittikleri zaman öyle bir yerde oturmuşlardı ama kağıt oynadıklarını hatırlamıyorum ben.

 
sarışın ve kotlu s3e1


  • duyurukullanıcısı  (20.11.22 21:58:05) 
[]

kulak içi kulaklık önerir misiniz?

bende plantronics midir nedir öyle bir markadan vardı babamdan kalma. sağ taraf gitti şimdi. bunların kablosu neyin içerden geçiyor bi de yani ne oldu da bozuldu anlamadım. acayip canım sıkıldı.

kulak içi ama aynı zamanda hafif, her yere taşınabilecek, hatta böyle boynumuza gezebileceğimiz, uygun fiyatlı ama kaliteli ürün öneriniz var mıdır? bulututlu olsa daha iyi ama şart değil. çok fark etmez. yeter ki böyle iki ayda bozulmasın, efendime söyleyeyim metroda havada karada vs. rahat kullanabileyim, yer kaplamasın. ses kalitesi süper olmasa da olur.

piyasayı hiç bilmiyorum. sizin önerebileceğiniz bi ürün var mı?

 
fiyat belirtmemissin ama bu paraya alabilecegin en iyi kulaklik kz zsn pro'dur


  • nibba  (18.11.22 20:57:55) 
fiyat belirtmememin sebebi piyasayı bilmemem. şimdi bana sorsan ben 500 liradan fazla vermek istemem ama belki şu an 500 liraya sakız bile vermiyorlardır... o yüzden bir şey diyemedim. para vererek en son 10-12 yıl önce kulaklık aldım sanırım :/


  • mark greg sputnik  (18.11.22 21:00:03 ~ 21:02:05) 
Jbl öneririm bt tune 115 kullanıyorum


  • rebecca  (18.11.22 22:25:58) 
kz zsn pro yu ben de yaklaşık 2 - 3 yıldır kullanıyorum ve aşırı memnunum. gümüş kablo ile kullanıyorum. yalnız 3 aydır şehir dışındayım, kulaklığımı almayı unuttum, ucuz yollu bir şeyler olsun dedim ve JBL C100si aldım. kz zsn pro kadar iyi değil tabi ki ama hani fiyatına göre iyi derler ya o cinsten. kısa süreliğine idare etsin yada ben hoyrat kullanırım bozulduğunda üzülmeyeyim kolayca yenisini alayım derseniz fazlasıyla yeterli gelecektir. takıp kullanacağınız aygıta göre ses kalitesi artabiliyor.


  • issiz karga  (18.11.22 22:32:48) 
anker'in bulututlu modelleri cok iyi, tavsiye ederim.


  • cooperr  (19.11.22 03:06:57) 
[]

bağkur borcu / sgk'ya gitsem yardımcı olurlar mı

şahıs şirketim var. çalıştığım firma istemişti açmamı iş yapabilmeye devam edebilmek için, yani ben aslında onlardan maaş alıyorum ama resmiyette onların benim şirketime verdiğim hizmet karşılığı ödeme yapması, benim onlara fatura kesmem durumu söz konusu.

bağkur ödemelerimi aksattım ve açıkçası ben bu parayı ödemeyi hiç istemiyorum. emekli olacak yaşa geleceğimi sanmıyorum, maddi olarak sıkıntıdayken elime geçen üç kuruş paranın ikisini bağkur'a yatırma fikri hiç hoşuma gitmiyor.

merak ettiklerim,

1) bu borç birikti, birikti diyelim. sonunda ne oluyor? kyk borcu gibi vergi dairesine devredip boğazıma sarılıyorlar mı? koca iki sene boyunca ödemedim diyelim, faiz ve cezayla tutarın artması dışında ne oluyor?

2) sgk'ya gidip "kardeşim benim buradan doğan tüm haklarımı alın ama borcumu da silin" deme şansım var mı? yapılır mı böyle bi şey?

ömür boyu sigortasız çalışayım demiyorum ama bu benim tam zamanlı işim değil. ona birkaç yıl sonra askerlikten sonra filan başlarım. zaten yaş 50 oldu, sigortam ha şimdi başlamış ha iki sene sonra, umrumda değil. dediğim gibi zaten 60 yaşına gelip de "hmm iyi ki emekliliğim var hehe" diyeceğimi sanmıyorum, bizim neslimiz çalışırken ölür, boomer değiliz.

bu saçmalığı ödemem şart mı benim? ben sosyal güvence filan istemiyorum abi bana kazandığım parayı bıraksınlar komple.

 
Anladığım kadarıyla çalıştığım dediğiniz şirket, hizmetinizi sattığınız firma. Yani sizi SGK'lı çalıştıran bir işveren değil, siz resmiyette baya baya şahıs firması olan ve fatura kesen bir küçük esnafsınız.

Eğer aynı zamanda sgk'lı olsaydınız zaten bağkur pirimi çıkmazdı, demek ki sgk'nız yoktu.

Şimdilik ödemek istemiyorsanız bekleyin, bizim memlekette sık sık bu konularda af çıkar. Bazen faizi silerler, ana borcu öde derler. Bazen de tüm primleri ve o günleri komple silerler (bu sanki daha önce bi kere olmuştu.)

Daha önce hiç sigorta girişiniz yoksa, ilk defa bu şahıs firması ile bağkurunuz ve doğal olarak sigorta girişiniz başladıysa;

benden bir büyük tavsiyesi, af çıksa bile asla geçmişi sildirme, faizi sildir ve ana parayı ödeyip geçmiş primlerin kayıtta kalmasını sağla. Zaman çok çabuk geçiyor, ben de 18-19 yaşlarındayken bu durumu sallamamış ve sigortamı yaptırmamıştım.

O zaman sigortamı yaptırsaydım, EYT sayesinde 3-5 sene sonra emekli olurdum. Bu durumda 60 yaşı bekliyorum.
  • John Bloor  (10.11.22 15:19:52) 
2 nolu maddeyi af zamanı yapıyorlar. muhasebecinizle görüşün size haber versin. bağkura gidip silin benim günlerimi ve borcumu dediğinizde siliyorlar. tertemiz devam ediyorsunuz hayatınıza


  • erty_ksk  (10.11.22 15:39:48) 
yapılandırmayı bekleyin. yapılanma çıktığı tarihte ödenmemiş hizmetleriniz gün olarak silinir ve borcunuzdan düşürülür. diyelim 30 aylık 45.000 borcunuz var. hizmetinizden 30 ay silerler borcunuz sıfırlanır. zaten prim yatırmadığınız için herhangi bir kaybınız olmaz (ödenmiş aylar silinmez, ödenmemiş aylar silinir). yalnız yasanın çıktığı tarihle alakalı 2-3 aylık primi silmezler. onu da yapılandırarak ödemenizi tavsiye ederim.


  • steyro  (10.11.22 20:35:58) 
yapılandırma düzenli olarak olan bir şey mi peki? yani yapılandırmayı beklerken 50-60 bin lira borçla dımdızlak kalmam değil mi? :)


  • mark greg sputnik  (10.11.22 20:39:12) 
yakınlarda eyt ile beraber bir yapılandırma konuşuluyor. yakın zamanda çıkacak


  • steyro  (10.11.22 21:10:41) 
[]

kyk borcum bir kuruş eksilmemiş?

benim kyk borcum vergi dairesindeydi. bugün faizler silinmiş. buna vergi dairesindeki borçlar da dahil diye okumuştum. benim borcum aynen duruyor ki yıllardır ödemediğim için kallavi faizi de vardı.

normalde yapılandırdığım halde ödemediğim için sistem üzerinden taksit ödemesi yapamıyordum, vergi dairesine giderek elden ödemem gerektiği söylenmişti. şimdi ise taksit taksit ödeyebiliyorum internetten... yani "güncelleme" gelmiş bir şekilde ama borç bir kuruş azalmamış.

ben bu işi hiç anlamadım. iki ay önce ödemek için gittiğimde oradaki memurlar resmen almamak için uğraşmış, "faizlerini silecekler zaten meclisin toplanmasını bekle" diye göndermişlerdi.

yine hiçbir şey değişmemiş. bi süre daha bekleyeyim mi, bi şey değişir mi? yoksa ne bileyim benim şu ana kadar ödediklerim zaten faiziydi de o yüzden bana hiç vurmadı mı bu piyango? tamamını kapatıp kurtulayım mı?

 
daha bugün yayınlandı karar. yıllardır ödemiyormuşsunuz zaten şimdi ne bu acele, biraz daha bekleyin.


  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (09.11.22 13:23:52) 
[]

futbolseverlere soru - kafamı karıştıran entry

brezilya kadrosunun başlığındaki şu entry'den söz ediyorum,

eksisozluk.com

yazar "o kadrodan ölen var" demiş. belki şakasına demiştir bilmiyorum ama cidden merak edip baktım çünkü kimseyi hatırlamıyordum. maçın wiki sayfası şurada: en.wikipedia.org(2014_FIFA_World_Cup)

almanya veya brezilya'da o gün forma giymiş yahut yedek oturmuş herkes şükür sağlam bugün. kimse ölmemiş.

gözden kaçırdığım biri var mı? aklıma takılıverdi öyle. belki adam "çok zaman geçti" anlamında laf olsun diye söylemiştir ama ben öyle görünce üzüldüm bi an ya "kim öldü lan ne ara öldü" diye coşup baktım. ölmedi di mi kimse?

 
yazar arkadaş mübalağa yaparak vermek istediği mesajı güçlendirmek istemiş. yani "o kadar eskidi ki o kadro" veya "o kadar yaşlandılar ki" demek yerine, o şekilde bir ibare kullanmayı uygun görmüş.


  • savata  (08.11.22 11:25:25) 
8 sene onceki dunya kupasi cok gecmiste degil. sadece 2 dunya kupa oncesi demek aslinda. ben de o entry'yi okudugumda hakikaten kim oldu diye dusundum once.

mubalaga sanatini kullanmis ama gereksiz bir kullanim olmus bence.
  • baldur2  (08.11.22 12:32:27) 
dani alves 39 yaşında belki onu kastetmiştir


  • guzel gunler gorecegiz  (08.11.22 12:47:43) 
ölen yok relax :d


  • birmilyonunvarmi  (08.11.22 17:54:10) 
[]

bitlis'teki kuduz vakaları

ne kadar doğru bilmiyorum ama 36 vaka daha görülmüş diye okudum az önce. bu konularda acayim pimpirikli bir insanım. 28 yaşındayım, zamanında kuduz aşısı olduysam da hatırlamıyorum. kart filan kalmamıştır ortada, imkanı yok bulamam.

kuduz hayvan ısırması dışında yollarla geçebiliyor mu? 36 insanı da ısırmamışlardır herhalde? ikinci sorum, şimdi gidip sağlık ocağında vs. yaptırabilir miyim? korur mu? yoksa ısırıktan hemen sonra mı yaptırmak lazım?

bildiğim kadarıyla acil müdahale edilmezse kuduzun hiçbir şekilde tedavisi yok. o yüzden tırstım. ben de köpeği bol muhitte yaşıyorum, bir akşam canları sıkılsa bi parça alır götürürler.

 
süre ilerledikçe kurtulma şansın azalıyor. ısırma dışında salya teması yoluyla geçebilir. açık yaraya salya bulaşırsa enfekte eder. başıboş sokak hayvanına dokunmak her zaman risklidir. fare yer oradan kuduz olur ya da yarasa saldırısına uğrar vb. hayvan kuduzsa başlarda anlaşılmayabilir. son evrelerde saldırgan oluyorlar. özellikle durduk yere saldıran hayvanlarda kuduz riski daima vardır.


  • OrangeYellow  (03.11.22 16:48:38 ~ 16:49:28) 
Şuan aşı olmanıza gerek yok. Aşı da aslında uzun süre koruyucu değil. Sokak hayvanlarını bile 1 sene koruyor. O yüzden ne kadar küpeli de olsa sokak hayvanlarında kuduz riski hep var.

Isırıldıktan sonra aşı olmanız yeterli. Açık yaraya salya bulaşması yoluyla da geçebilir. Canlı fareden size geçme ihtimali yok çünkü fare kuduz olduktan sonra hemen ölüyor. Ama yarasa da insan için kuduz kaynaklarından biri.

Kuduz kedi vakasına türkiyede rastlanmıyordu. Ama patisini yalayan kuduz bir kedi sizi tırmalarsa da teknik olarak geçmesi mümkün. Ama dediğim gibi, buna aşı yapmıyorlarmış bile duyduğum kadarıyla.
  • zimbirik  (03.11.22 16:56:02) 
kuduz saatli bomba. belirti görüldükten sonra kurtulma imkanı yok gibi birşey, hatta belirtisi görüldükten sonra kurtulan sadece bir kişi vardı sanırım.

www.reddit.com
  • inheritance  (03.11.22 16:56:30) 
Diğer bir çok aşı gibi ön koruma yapmıyor kuduz aşısı, nedenini tıpçılar yazar. Sadece vaka olduğunda acilen ilk aşıyı ve devamında 3 tane daha olmak gerekiyor.

Herhangi bir yabani hayvanla ve sokak hayvanlarıyla sıvı temasınız olmadıysa korkmanıza gerek yok. Sizinki sadece anksiyete bence.
  • John Bloor  (03.11.22 17:01:26) 
36 vaka olayı şüpheli ısırılma sanırım ama kuduz olduklarına dair bir emare görmedim.

Türkiye'de ortalama senede 5-6 kuduz vakası oluyordu yanlış hatırlamıyorsam. Kuduz %100 ölümcül bi hastalık ama ısırıldıktan sonra aşı olursanız sıkıntı yok. Öncesinde koruma aşısı zaten yok. Veterinerlere (ya da yarasaların çok olduğu mağaralarda çalışanlara bazen) falan düzenli olarak yapılabiliyor ama o da belli durumlarda olan bi şey.

Zimbirik'ın dediği gibi fareden kuduz bulaşmaz.

Yani yapmanız gereken tek şey ısırılırsanız acile gidip aşı olmak. Açık yaraya salya bulaşarak hasta olmanız düşük bi olasılık ama tabii o da aklınızda olsun.

Bu arada insandan insana kuduz bulaşması da çok düşük hatta son 100 yılda böyle bi vaka yok diye hatırlıyorum.
  • nundu  (03.11.22 17:18:04) 
Dostum 36 insani isirmis olmaları gayet olağan bir durum.

Bugun bir gazeteci kuduz olan cocugun babasi ile görüştü, cocuk ilk birkaç gun babasina soylememis kopek isirdigini. Gazeteci de neden haber vermedi size, oyle sey olur mu dediginde de babasi bizim orada hep olan bir şey, sürekli milleti köpek isiriyor buna alışkın çocuklar, o yüzden cok büyük bir ısırık olmadigi icin cocuk soyleme geregi duymadi demiş.

Bana sorarsan 36 iyi bile. Kulaga hos gelmiyor farkındayim ama şöyle bir dusunursen gayet mumkun o bolgede.
  • stavro  (04.11.22 01:56:55) 
[]

iş mail'lerinde imza yoksa sona hep bir şey eklenir mi

siz ekliyor musunuz ve bu işin raconu nedir, onu merak ediyorum.

ben işim gereği aslında kimseyle muhatap olmuyorum, bana sunulmuş platform üzerinde kendim çalışıyorum. nadiren herhangi biriyle iletişim kurmam gerekiyor ki bu kişilerin sayısı da oldukça sınırlı. kendime ait imzam, iş mailim vs. yok. hatta eskiden bir üstüm mail'lere "slm" diye başlardı direkt, çok eğlenceliydi.

şimdi bana herkes sonu "iyi çalışmalar dilerim"li mail attığı için ben de öyle cevap veriyorum ama yerine göre aynı gün içinde 2-3 kez karşılıklı mail atılıyor. kullanılan dil de çok resmi diyemem. "ödemeyi nasıl yapacağız? iyi çalışmalar dilerim" falan gibi şeyler söylemek bana komik geliyor. hele sürekli olunca. öte yandan yapmasam tuhaf gelebilir, onu da bilemedim.

özellikle sık sık "iyi çalışmalar dilenen", mail trafiği olan iş kollarında çalışan abilerim/ablalarım bu konuda fikir beyan ederse çok mutlu olurum. olur olmadık istisnasız her mail'in sonunda sevgiler, esenlikler, iyi çalışmalar, öpücüx vs. dilemek gerekir mi, normal işleyiş bu mudur?

 
Gerek yok. İlk maile, son maile yazın yeter. Ama her mailin sonuna ben ismimi yazardım (soyadsız). Mesela: "Tekrar merhaba. Ödemeyi nasıl yapacağız? [enter][enter] Prole"


  • prole  (27.10.22 15:26:52) 
valla benim calistigim yerde de herkes minimum
tesekkurler,
isim

tarzinda yolluyor her maili. ben tek satir bir cumle cevap yazip cart diye send'e basip yollayan tayfadanim. o "cok tesekkurler ve esenlikler dilerim" falan tarzi dilekleri genelde disariya yolladiigim maillerde veya iceride baska departmana ulasip bir sey istiyorsam yaziyorum. her gun 30 defa mail alip yolladigim adama yazmiyorum.
  • hot potato  (27.10.22 15:43:29) 
şablon imzalar var onlara basıyorlar
elle yazmak gerekmediğinden düşündüğün kadar duygusal yaklaşılmadığını söyleyebilrim

ilk mailden sonrakiler chat ekranına daha yakın
  • bir soru sorcam  (27.10.22 16:35:18) 
Outlook'da otomatik olarak ayarladım. Mail yollarken imza görseli ile, mail cevaplarken de "nawar [alt satır] çalışılan pozisyon" ile yollamış oluyorum otomatik olarak. Çalıştığımız bütün firmalarla iletişim bu şekilde gerçekleşiyor. Onlardan da imzalı geliyor mail.


  • nawar  (27.10.22 18:46:47 ~ 18:47:13) 
[]

aile sağlığı merkezi'nde kan testi

merhaba,

hemen alt sokağımızda bir aile sağlığı merkezi var. başta karaciğer enzimleri olmak üzere bazı şeylere baktırmak istiyorum ancak ikametgahım ve dolayısıyla aile doktorum başka şehirde.

bu durumda randevusuz gitsem ilgilenirler mi? yok ilgilenmezlerse eğer randevu aldığımda durum değişir mi? yoksa bu tip hizmetleri sadece bağlı olduğumuz merkezden mi alabiliyoruz? bunun için hastaneye gitmesem iyiydi, zaten randevu bulmak çok zor.

 
genelde bakmıyorlar. ama anında aile hekimini oraya değiştirip test verebilirsin


  • jelly bear  (25.10.22 13:28:34) 
:( o nasıl oluyor ki? ikametgah değişmeden aile hekimi değişir mi? ikametgahı değiştirmek istemiyorum çünkü bu şehirde öğrenciyim ve düzenli adresim yok açıkçası, yani yerine göre her sene ev değiştirmek zorunda kalabiliyorum. büyük baş ağrısı olur.


  • mark greg sputnik  (25.10.22 13:29:56) 
evet değişir.
e nabızdan oluyor
ya da orda form doldurup yapılabiliyor

www.turkiye.gov.tr
  • jelly bear  (25.10.22 14:09:33) 
[]

bir yerden ayrılırken veda anlamında kişilerin ismini söyleme olayı

başlıkta ifade edememiş olabilirim. yabancı dizilerde muhakkak rastlamışsınızdır. örneğin ahmet ile mehmet'in olduğu bir ortama giriyorsunuz. kısa bir sohbet sonrasında ayrılacaksınız. "ahmet, mehmet" diyor (yüzlerine bakarak, belki hafif bir baş selamıyla) ve çıkıyorsunuz.

ben bu konsepti çok seviyorum ama türk dizilerinde veya gerçek hayatta hiç rastlamadım. yani aman ne desem, bir şey demem gerekir mi gibi özellikle sosyal anksiyetesi yüksek insanlar için şahane bence. adamların adlarını söyleyip basıp gidiyorsun. hoşuma da gidiyor benim, karizma hareket hehe. sorularım,

1) türkiye'de buna şahit oldunuz mu hiç? iş ortamında vs en azından? ben yani öyle ücra köyde büyümüş birisi de değilim ama HİÇ rastlamadım ya.

2) onu geçiyorum yurtdışında rastladınız mı? gerçekte olan bir şey mi yoksa sadece televizyonda olan şeylerden biri mi bu da?

3) türkiye'de böyle bir vedayla karşılaşsanız bulunduğunuz ortamda, yapan kişi hakkında ne düşünürsünüz? yani adam çıkarken yüzünüze baktı, adınızı söyleyip başını eğdi hafifçe. "ooo qral" diye mi düşünürsünüz yoksa "denyoya bak" mı dersiniz?

 
Vedalaşma versiyonunun türk dizilerinde kullanıldığına rastladığım oldu, çok çok nadiren günlük hayatta kullanıldığını da gördüm.

Selamlaşma versiyonunu ben kullanıyorum çoğu zaman. Çevremde kullanıldığını da çok gördüm. İşte de kullanıyorum, yeni tanıştığım örneğin arkadaşlarımın arkadaşları için de kullanıyorum. "Bir tanışıklığımız var, ama samimiyiz de diyemem" selamlaşması bu benim için.

edit: şimdi fark ettim ben vedalaşırken de kullanıyorum, ama şöyle;

mesela iki grup halinde oturuyoruzdur sonra bizim grup topluca kalkmıştır vedalaşıyoruzdur. bu sırada herkese güle güle, hoşçakal falan demek yerine herkesin adını söyleyip gözünün içine bakıp baş selamı verip sıvışıyorum genelde.
  • akhenaten  (23.10.22 15:08:10 ~ 15:12:44) 
valla yazdıklarınızı okurken ben acaba yurt dışında mı yaşıyorum diye düşündüm. kendimi bildim bileli bir yerden ayrılırken ortam kalabalıksa isim söyler başımı aynen tarif ettiğiniz gibi hafifçe eğer ayrılırım. aynı şekilde bir ortama girerken de.

ahmet abi, merve, hande hanım şeklinde. düşününce garip geldi bana da. daha önce fark etmemiştim. hatta toplu bir ortamda diğerlerinden daha samimi olduğum biri varsa ismini söyler elini sıkar belki sarılırım vs. samimiyet yoksa isim şöyle kafa salla geç şeklinde yapıyorum.

hiç düşünmemiştim arkamdan denyo derler mi demezler mi diye. ben yapana denk geldiysem ben de dememişim, hafızamda yok çünkü öyle bir an.
  • coldegezenkutupayisi  (23.10.22 15:12:27) 
Bu çok normal bir şey değil mi ya. Bana çok denk geldi bu. Bunun benzerini askerde yaparlar. Seni gördüm demek gibi. Odadan çıkarken x binbaşım deyip çıkabilir rütbeli biri.


  • dissendium  (23.10.22 15:43:53) 
@diss, askerde olur abi. orası farklı. sivilde görmedim ama.


  • mark greg sputnik  (23.10.22 15:47:14) 
Ben yapıyorum bunu ya. Temas kurmak istemediğim zamanlarda özellikle. Masadan kalkarken tokalaşmak, sarılmak vs zor olacaksa yapıyorum


  • black holes in the sky  (23.10.22 15:57:44) 
türkiye'de kalabalık ortamda herkesle tokalaşamayacaksak yapılır ancak. çünkü bizde vedalarda da tokalaşma olur. görüşürüz abi der el kaldırırsın en kötü.


  • jelly bear  (23.10.22 17:15:43) 
[]

gözlerinden birini tek başına kırpamayan var mı aramızda?

ben sağ gözümü tek başına kırpamıyorum. sol oluyor. ikisini birlikte kapatabiliyorum. sol açıkken sağı kapatamıyorum. sol da beraber iniyor. yeni bir şey değil, kendimi bildim bileli böyle ama zaman zaman işkilleniyorum. babamı beyin tümöründen kaybettim, gördüğümüz ilk farklılık sol gözünü kapatamaması olmuştu. muhtemelen alakası yok ama yine de düşünmeden edemiyor insan.

sizce bununla ilgili doktora görünmek iyi fikir olur mu yoksa baskın göz/beynin baskın tarafı vs. gibi doğal şeylerle açıklanabilir mi bu?

ikinci sorum rica etsem siz de dener misiniz, iki gözünüzü ayrı ayrı kırpabiliyor musunuz?

 
bende de aynı. ilave olarak solu tek başına kapatabiliyorum ama sağ olmuyor.


  • inheritance  (19.10.22 23:03:01) 
Evet kırpabiliyorum.
Bir elim sol mememe dikine vururken diğer elimle yatayda yukarı aşağı da yapabiliyorum diğer mememin üstünde.
Veya tüm parmaklarımı kapatıp orta ve yüzük parmağımın arasını açabiliyorum.

Bu tarz şeyleri küçükken denerdik kimisi yapar kimisi yapamazdı. Ben de bazılarını yapamazdım. Deneye deneye oldu sonra. Belki kas hafızası ile ilgilidir.
  • ananiyimioguz  (19.10.22 23:41:47) 
abi meme olayını yapabiliyorum ama göz kesinlikle olmuyor ya. inat ettim, çok denedim. manyak gibi sol gözümü elimle açık tutarak sadece sağı kırpmayı denedim filan... imkanı yok. sağ gözümün kapanabilmesi için ön koşul solun kapanması adeta. tek başına sağ kapanmıyor.


  • mark greg sputnik  (19.10.22 23:48:00) 
Ben küçükken denemiştim yapamamistim. Sonra hırs yaptım çalıştım ve oldu.


  • encokbenisevinnolur  (20.10.22 00:15:03) 
Kirpiyom ikisi de ayri ayri. Bu neden oluyor?


  • balpolen  (20.10.22 00:38:48) 
bende de sağ tek olmuyor. hiç olmadı, lens kullanırken far etmiştim çok uzun zaman önce. çok da uğraşmadım, doktora gitmek ise hiç aklıma gelmedi.


  • halanne  (20.10.22 09:23:45) 
sağ gözümü kırpabiliyorum, sol olmuyor.


  • nickini degistiren yazar  (20.10.22 09:43:05) 
Puhahaha komediye gel :)) Çocukken bunu doktor randevusunda demiştim. Olmaz öyle şey, kırp bakayım demişti doktor. Adamın karşısında gözümü kırpmaya çalışmamı ve ağzımı yüzümü acayip şekillere sokuşumu, doktorun bana garip garip bakmasını hiç unutamıyorum. Demek ki başkalarında da olan bir şeymiş. Yıllarca bu utançla yaşamama hiç gerek yokmuş.


  • gabe h coud  (20.10.22 10:52:17) 
123   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.