Ekşi Duyuru

batum.bk.mfa.gov.tr

ikinci telefonda aktifleştirdiysen 1. telefonda internete bağlanınca onay isteyecek.onay verirsen ikinciden çıkmış olur

2.de zaten açmadım.yedeği alamadı çünkü.kod girdim restore etmeye çalıştı %24lerde hata veriyor burdaki gibi: forums.androidcentral.com

korkum, 1.de interneti açınca orda da restore edemeyip tüm datayı kaybetme

yapacağımdan değil ama benimde aklıma ilk bu gelmişti. muhtemelen artacak. ama geçen katar'a gidildi bi swap işi patlayabilir. kafamda deli sorular

Ne kadar artacak ki. En fazla 200 baz birim. Onu da fiyatlarlar zaten bu hafta

Onu dolar 6 civariyken kredi musluklari acildiginda yapanlar yapti. Su noktada verimsiz.

Dolar da yüksek, faiz de yüksek. Yapılmaz.

borç parayla yatırım yapılmaz.

evet.
ama tavsiye etmem, adam dovup de basima is almadigim hic olmadi aksine keske bi tokat ya da yumruk yeseydim de olaylar bu kadar buyumeseydi dedigim cok oldu.

mi ayri yalniz, once onu ogren , krav maga bilmiyorsun diye dislanmazsin ama o tarz yazim hatasi yapinca lise terk zannederler adami twitter.com

Tek başına dövüş öğrenilmez. Temas olmadan jimnastik yapmış olursun sadece.

O soruyu "size sponsor olmamiz gerekecek mi" diye algilayin. Sizin yapabileceginiz bir sey degil, basvurdugunuz firma size sponsor oluyor.

ücret ödemesi gibi mi?çünkü ben çalışma vizesi alırken o şirketten belge vs almam gerekecek.bunların ücretini mi ödememek için bunu soruyor.firma ürkmesin diye gerek yok desem karşılayabilirmiyim ki ne kadardır bu vize

sponsor olurlarsa o şirketten ayrılırsam sınırdışı edilme durumu oluyormuş bir de diye duydum

şirkette çalışma vizesi sadece parayla olmuyor. şirketin de buna hevesli olması lazım.

yani vizeniz yoksa zaten gerek de yok derseniz sizin vizenizi kontrol ettiklerinde sizinle çalışayamayız diyeceklerdir. vize ihtiyacım var derseniz de zaten işsiz ve vizesi olanlarla çalışacaklardır. aa ile geleyim derseniz de aa vizesiyle eleman olarak çalışayamacağınızdan yine işe alınamayacaksınız.

bu bilgilere göre karar verin.

Isin icine sponsorluk girdigi zaman evet hem maliyet hem de sure artiyor. O surece girip girmeyeceklerini anlamak icin soruyorlar. Eger buyuk bir firma degilse daha once NON-EU calistirmamis bile olabilirler, o durumda 5-6 ay surebiliyor..

Gerek yok diyemezsiniz dedigim gibi, cunku olay sadece ucret odemek degil, uzun bir basvuru sureci. Maliyeti ben karsilarim derseniz farkli yaklasirlar mi bilmiyorum ama kurumsal firmalarin da ona cok yanasacagini dusunmuyorum.

Son paragraf da dogru evet. Aldiginiz sponsorluk sadece o firmada calismanizi saglar, baska yere gecis icin yine ayni sponsorluk sureci gerekir (indefinite leave to remain alana kadar).

Sıcakta ağrıyorsa sıkıntı var demektir.

Gittiğiniz kişinin kötü niyetli olup olmadığını bilemem ama şunu diyebilirim, bazen çürük derinse kanal tedavisi sınırında oluyor, eğer dolgunun yeterli olma şansı varsa kanal yapmaktan kaçınıp dolgu yapmayı tercih ediyorlar çünkü kanal tedavisi diş ömrünü çok azaltıyor. Ama sonradan ağrı devam ediyorsa dolgunun kurtarmayacağı anlaşılıp kanal tedavisi yapılması gerekiyor. Tabi diş hekiminin bu süreç hakkında baştan bilgi vermesi gerekirdi. Bunlar kendi tanıdık diş hekimlerinden öğrendiklerim.
Bence şiddetli bir ağrınız yoksa biraz daha bekleyin. Güvenmiyorsanız da başkasına gidin.

senin isini ucuza getirmeye calismis ama daha pahaliya gelmis olay bu. buyuk ihtimalle ilk seferinde kanal lazimdi.

eskiden agrimamasinin sebebi de onceden curuk kismin bir nevi izolasyon gorevi gormesi. simdi dolgu dedin madde oldugu gibi verir sicagi sogugu.

öncelikle dişi kurtarmak için dolgu tercihi doğrudur. kanal tedavisi demek dişi öldürmek ama fiziki olarak ağızda tutmak demek. bu yüzden dişi kurtarmak için çalışmış gibi doktorunuz.

şu an kanala ihtiyaç varmı bilmiyorum daha gitmedim.tahmin ettim sadece.
"dişi şu an kurtarmaya çalışıyorum dolguyla ama kanala gidebilir." demesi gerekmez miydi.
"dolgu yaptıktan sonra sıcak soğuğu anında verir çürüğe" gibi şeyler demedi

Ayni haltı bana da yaptılar. Sağlam dişimden oldum. Neyse geçmiş olsun size belki bundan 5 sene 10sene sonra patlayacakti bir yerden ama yapacak bir sey yok yaptirin gitsin

Lütfen önce sakin olun. Avukatın dediği gibi ihtar çektirmeniz daha mantıklı. Ancak ameliyat etse düzeleceğinden nasıl emin oldunuz? Doktorunuz bunu düşünse etmez miydi zaten?

dediğim gibi son 1-2 ayda çok doktor dolaştım.direk söylemiyo hiçbiri ama ameliyat ilk başta yapılmalı, şu an ameliyat yapılmaz 3 sene sonra diyorlar ve bu tür vakaları da araştırdım.ameliyatla düzelen çok var. ilk 2 ayda.beni ise 3 ay atele mahkum etti

yıllık izin esnasında söylemek zorunda değilsin

şunlara da bakın. kendim kullanıyorum Çok rahat

urun.n11.com

teşekkürler kaç saat kullanıyorsunuz günde

Sabah 9- akşam 6

www.amazon.com.tr

geçen bu prime indiriminde 169 liraydı :/ ben de bunu alacaktım ama bu markayı önermediler.

Valla 79 liraya almıştım ben. Kablolu olanlarından. Diğerlerinde pil derdi, frekans derdi sıkıntı. Diz üstü kullanıyorum. fotoşop filan da kullanıyorum. 2,5-3 yıldır. sıkıntısız kullanıyorum.

Et ve tavuk için söylenir bu. Diğer gıdalar için olduğunu sanmıyorum ya.

Etler dışında bir zararını ben görmedim.
Ekmek türü yiyecekler için sıklıkla yapıyorum.

aslında et taze olarak buzluğa atıldıysa ve çözdürülürken de buzdolabında çözdürüldüyse yine risk yok gibi bir şey ama kimse o riski almak istemiyor haklı olarak. diğer konularda risk yok desek yalan olmaz herhalde ama bir sürü etken var tabii yine de yine de en kötü mideni falan bozmayı başarabilirsin.

Hiçbir şey için yapılmaz

Belediye çağrı merkezini ararlarsa, sanıyorum veteriner gönderebilir ya da getirmelerini isteyebilirler. Ama h.sonu çalışırlar mı emin değilim.

Uygulama online kart yükleme yapıyor sanıyorum ki.
Kart almak çok kolay. Otomatlarda bile var. Bence alınmalı

Alsın bir kart. Hatıra da kalır.

uygulama ne işe yarıyor bilmiyorum ama kart almakta bir şey yok ki, çoğu istasyonda alınabiliyor. direkt makine veriyor yani önceden bir şey yapmaya da gerek yok, çok rahat ve kolay bir işlem.

Uygulama karta para yüklüyor sadece ama kartı yine gidip bir otomata okutman gerekiyor yüklemenin tamamlanması için. Yani kart almak şart.

Devam ettirmezden şekli bozulur kesin de o yoğunluktaki bir kıl için gerek yok bence.

ne epilasyonu abi baska bir seyi dert edin kendine.

Linke tıklarken ne göreceğiz acaba dedim normal bir kol cıktı. Sal kendini hocam.

öyle bir şey yok. ayrıca devlet için tüm ücretler brüttür.

Ayrılıp başka bir yere geçerseniz ve yeni şirket maaşınızı hesaplarken, başladığınız ayda kadarki kümülatif geliriniz sıfır gibi hesaplarsa sonrasınsa vergi borcu çıkabilir.

brütten ayrılıp nete geçtim.o yüzden hesap yapmamıştır yeni şirket

Brüt ve net ile bir alakası yok, kaldı ki devlet zaten sizin brüt veya net aldığınızı bilmez veya ilgilenmez.

Ama velakin, sene içerisinde 2 veya daha fazla iş veren ile çalıştıysanız. Yani iş değiştirdiyseniz veya aynı anda birden fazla işte çalışıyorsanız. Yıl içerisinde bu işlerden edindiğiniz brüt kazanç en az ikisi için 2. vergi diliminden yüksek ise (2020 yılı için 49binTL sanırım.) Takip eden yılın mart ayına kadar gelir vergisi beyanında bulunmanız gerekir.

Sonuç olarak, ilk işinizden toplam brüt 49bin'den fazla kazandıysanız ve yeni başladığınız işten de yıl sonuna kadar brüt 49bin'den fazla kazanırsanız, ayrıca vergi ödemeniz gerekecektir. Siz net de alsanız hesap brüt üzerinden yapılır.

Yeni başladığınız işyeri @efx'in dediği gibi yıl içerisindeki mevcut kümülatif geliriniz ile beyan etmeye devam ederse sizin de yıl sonunda büyük ihtimalle vergi sorununuz kalmayacaktır. Ancak sınırı geçerseniz yine de beyanda bulunmanız gerekiyor.

basarirsan bana yaz dostum. ben de yakin zamanda bir telefon getirmeyi dusunuyorum turkiye'ye. 2bin tl'lik telefona, 1500tl ekstra vermek istemiyorum..

Ben biseyi anlamadim. Yazdigimiz uygulamaların hepsini kendimize yapmiyoruz ki. Tabii ki disariya da yapiyoruz. Ve baskalarina yaptigimizda adimizi yazmiyoruz ki. Github a veya bilgisayardaki, buluttaki projelerimde duruyor. Cv ne şu kisiye şu uygulamayi yaptim diyorsun, sorarsa acikliyorsun. Inanmazsa kod uzerinde gosterirsin sen yazmadin mi sonucta ne korkuyorsun yahu anlatir ispatlarsin her türlü :)

Google play e o atti dersin inanmayacaklar mi sonucta şizofren misin kafana gore marketten bir uygulama secip bakin onu ben yazdim diyecek kadar :D

Gerizekalı olmaları.

gerizekalı olmaları

Gerizekalı olmaları.

Bilgi kirliliği, çelişkili açıklamalar ve eylemler, gizlenen veriler, plansızlık, belirsizlik, keyfi olarak gelip giden yasaklar, medyadaki aşı ilaç haberleri. Daha devam edip bu başlıkları açabilirim. Gerek var mı?

Edit: Ben yalan demiyorum elbette, hastalığı atlatmış tanıdıklarım var. Ama insanların neden inanmadığını veya abartıldığını düşündüğünü gayet iyi anlıyorum.

Çember bu kadar daralırken ve günden güne sayılar artkarken pandemi olduğu gün gibi ortada. şüpheyle yaklaşmak enteresan..

iki kere iki dört yani..

gerizekalı olmaları + 1

gerizekalı olmaları +2 -diğer 1'i benim muhabbet kuşu verdi, o da aynı fikirdeymiş-

bu inançsızlık sevdikleri biri hatalanıncaya kadar sürer ondan sonra zırlamaya başlarlar kimse kurallara dikkat etmiyor diye.

Gerçeği sadece senin bildiğin hissi bence çok tatmin edici. Grup içinde yalanın doğrusunu sadece sizin bildiğinizi düşünün. Öyle bir haz.
Bana sorarsanız ise; çok da geri zekalı görmüyorum.
Corona yok bunlar uydurma tezini hiç canlı kanlı görmedim. Bu biraz fantastik olmuş.
Maskenin ise yaradığını düşünmüyorum. Ama doktorların dediğini yapmayı uygun buluyorum.
Aslında karantina uygulamasının da ise yaradığını düşünmüyorum. Daha doğrusu zararının yararından fazla oldugunu düşünüyorum.

Koronanın varlığından ziyade önlemlerin işe yaramazlığına sarılıp aman sendecilik görüyorum. Mesela;
-Dışarıdan hava alan bir klima yasak fakat sirkülasyon sağlayan camlar açık ne farkı var diyor.
-Doktorlar korona olanların yanına tam techizat gidiyor, maske taktığı halde iş yerinden korona kapan adamı duyup ne anladım bu işten diyor.
-Toplu alanlarda tuvalet kullanımı serbest ama şampuan gibi temizlik maddelerinin kullandığı duşlar yasak deyip ne anladım bu işten diyor.
Bu tutarsız davranışlar umursamazlığa neden oluyor haliyle.

Ama bunu çin üretmiş, amariganin oyunu bunlar klasik komplo teorileri ve gerizekalılık unsuru. Tüm dünya ülkelerinin ekonomisini yerle bir etti, üretilmiş olsa üretene yılın malı ödülünü vermek lazım

Etrafımda totalde 4 kişi öldü, gerizekalılar

Ben konuyla ilgili dusuncelerimi daha once ekside yazmistim.

Garip olan tek sey bunun bir grip oldugunun unutulmasi. Evet cok kisa surede cok fazla kisiye bulasabiliyor ve cok agir seyrediyor lakin olduruculugu hala %20'yi gecebilmis degil.

Size absurd gelen herhangi bir sava inanabilmek icin organize ve kurumsal soylenen yalanlarin buyuklugunu bir kere fark etmek yeterli. Gerisi odaginizi nereye verdiginizle ilgili. Koronavirus salgini konusunda da sorulacak soru cok aslinda fakat sorumlu bir muhattap bulmak zaten zorken korku ve panik bazi seylerin konusulmasini hepten engelliyor.

Okumadan herşeyı biliyor olmaları ve iki uyduruk internet yazısını " bilgi " zannetmeleri

Uygulamalarını indirirseniz (Tiktak ve Moov için konuşuyorum) tanımlı hizmet bölgeleri var. Haritada gösteriyor nerelere bırakabileceğiniz. Ek olarak isparklar ücretsiz. Direkt olarak gidip arabayı bir isparka bırakıp çıkabilirsiniz. Aynen dediğiniz gibi martıya benziyor o konularda. İstediğiniz kadar da kullanabiliyorsunuz. Ücretlendirme Tiktak için dakika başı Moov için de 15dk'lık aralıklarla. Belli bir saati aşınca da (5 saat gibi) fiyat daha fazla artmıyor o gün içinde, günlük ücret sınırı var yani.

evet. tr'de şirket sahibi olmadan ve henüz müşteri bulmadan başvurabiliyorsunuz.

Durup dururken degil. Abd, japonya arasinda zaten gerilim var. Pearl harbor'daki filolari da japonya'ya karsi kullanacak yani buyuk ihtimal. Japonya da diyor ki, adamlarin filolarini onlar limandayken bitireyim, hic bulasamasinlar bana. Boylece bombaliyorlar.

2. Sorun gecersiz bana gore. Cunku abd, japonya ve almanya'ya karsi savasiyor. Dunya yanarken niye sessiz kalsinlar, gittiler japonya'yi bitirdiler iste. Zaten almanya, japonlardan once teslim oldu.

Yani "ya saf disi edemeseydi?" diye de bir soru olmaz, gucleri yetti, ettiler iste.

İlk olarak filmi sinemada izledim. İçi bomboş bir filmdi, bence tarih filmi değil. Görsel şölen filmi, uçaklar, aldığı manevralar falan güzel.

Onun haricinde getiremezlerdi. Almanlar kara gücü olmanın avantaj ve dezavantajlarını iki savaşta da yaşadılar. Avantaj: kısa süre içinde kendilerinden görece güçsüz tüm ülkeleri yutma. Dezavantaj: diğer bir kara gücü olan ve geniş topraklara sahip olan SSCB ve deniz ötesi ülkeler İngiltere ve ABD ile baş edememe. Almanya her iki büyük savaşta da Avrupa'nın içine sıkıştılar. Bir anda Afrika'da buldular kendilerini, İngiliz sömürgeleriyle kapıştılar. Okyanuslarda denizaltılarla ABD ile savaştılar. Karada sonsuz asker sayısı olan General Kış'ın ülkesi SSCB ile savaştılar. Görece güçsüz Mussolini İtalyası ne Arnavutluk da ne de Yunanistan'da ilerleyebildi. Almanlar gitti Balkanların içerisine kadar ilerledi. Hem asker hem de mühimmat bakımından çok zayiat verdi Almanlar. Dolayısıyla Almanya'ya karşı tüm dünya savaştı. Japonlar sadece Pasifik'de vardı. Çin, Hindistan, Avustralya ve diğer uzak komşusu ABD'ye sataşabilirdi sadece ki Çin'e girdi. ABD'de de Pearl Harbor'ı bombaladı. Zaten roma-berlin-tokyo axis'i kurulmasına rağmen Almanya tek başınaydı.

Pearl Harbor'ın bu kadar Holywood'da pazarlanmasının en büyük nedeni 11 eylüle kadar kendi ana kara be ülkelerine dışarıdan doğrudan gelen tek saldırı olmasıdır. Devamında da ABD savaşa girdi zaten.

Not: Nazi hayranı değilim. Bayern Münih hayranıyım. Kahrolsun Arap sermayedarların takımı PSG, yaşasın Rammstein.

Dünyanın sonu, alternatif tarih hikayesi: the man in the high castle
www.imdb.com

www.hepsiburada.com

Yandaki tekerliği orta tekerlek olarak kullanabilirsni muhtemelen, baş parmağını kullanmış olursun, baş barmak daha dayanıklı gibi.
Touchpade alışmak da fena olmayabilir ben laptop kullandığım dönemde mouse'dan daha rahat edebiliyordum neredeyse.

yazılımcıların derdi de bir başka oluyor ya, mouse tekerleği kullanırken parmak sakatlamak falan.

hidrolik direksiyonlu mouse lazım size.

logitech mx master serisi +1

ben ilk modeli kullanıyorum 4-5 senedir falan, kesinlikle tavsiye ederim. Eğer ayarlayabilirsem zaten 3. versiyona terfi ettireceğim kendimi :D

benim mouseda tekerlek yok, o kismi dokunmatik. cok da rahat bence. ben de grafik tasarimciyim yani cok kullandim hala kullaniyorum. logitech benimki de. oyle bir seye bakabilirsiniz isterseniz.

www.vatanbilgisayar.com

Gidilir , temasta olduğun kişilerde pozitif varsa gidilmez. uçakta çıktı diyelim pozitif biri zaten seni ararlar. 2 hafta karantinada kalman lazım diye

işin prosedürel tarafını mı soruyorsun ahlaki tarafını mı?

herkes ülke içi fıldır fıldır geziyor şu an. kimsenin umurunda değil, şirketler de salmış durumda. istersen tüm ülkeyi dolaş, ertesi gün gidersin işe.

Bizde koronanın popüler zamanları sürekli karantinaaa diye böğürüp sonradan memleket içinde fıldır fıldır gezen çok oldu. Kimse de gelmeyin filan demedi. Konusu bile geçmedi hatta. Şirketim toplamda 15000 civarı kişinin çalıştığı bir uluslararası şirketin 200 kişilik Türkiye ofisi. Gayet kurumsal.

iş yerine kalmış.
bizim iş yerinde millet memleketine gitti geldi aynen devam. Başka bir yerdeki arkadaşa "işyerine gelme, 14 gün uzaktan çalış" demişler.

Bizde izinden gelenlere bir hafta evden çalışın demişler. Normalde iki hafta dönüşümlü çalışılıyor.

bi vapura atlayıp karşıyakaya geçersen tam senlik bir kafe önerebilirim. bütüngün oturur çalışırsın bir yandan da gelen kafe sakinleriyle hoş muhabbet edip oyunlar oynayıp goygoy yapabilirisin. akşam mesai sonrası birileri illaki seni bostanlıya bira içmeye vs çağırır takılırsınız. çok kısa sürede onlarca kişiyle kaynaşabilirsin. ilgilenirsen yeşillendirebilirsin.

olur geçerim internet ve elektrik varsa. öğle ara vaktimi kullanırım

karşıyaka philia cafe veya pan kitabevi cafe önerebileceğim yerler şayet bilmiyorsanız.

Çalışmak için alsancak kabuk kitabevi, karşıyaka kafe bengisu, philia olabilir.

Mesai sonrası yapılabilecek çok bir şey yok aslında, izmiri bilmiyorsan gezilecek belli başlı yerlere gidip görebilirsin en fazla.

hoşgeldiniz.

çalışmalık yer olarak;

alsancak'ta doğa kafe, yakın kitabevi, kabuk kitapevi'ni önerebilirim. hepsi de sakin ve çalışmaya uygun yerler. yine hepsinin hem açık hem de kapalı alanı mevcut.

mesai sonrası aktivite olarak;

aracınız varsa;

- karaburun'da dolungaz, iskele, incirli koy, boyabağ gibi koylara deniz için gidebilirsiniz. bir çok pansiyon ve kamp alanı var, isterseniz haftasonu için kalabilirsiniz de eğer imkanınız varsa. yine karaburun'da nergis kafe benim çok sevdiğim yerlerden. hem çalışma hem de serin havada keyifli vakit geçirmek için birebir. fiyatları da uygundur.

ayrıca karaburun'da tüplü dalış eğitimi veren yerler de var, ilginiz varsa en azından bir deneme dalışı yapmanızı tavsiye ederim.

- şirince'de nesin matematik köyü diye bir yer var; nesin vakfı tarafından kurulan muazzam bir yer. orada bazen kursiyer dışındaki misafirlere de konaklama şansı veriliyor eğer müsaitse. bir arayıp öncesinde sorabilirsiniz. bence insanın 2-3 gün kafa dinlemesi için daha güzel bir yer bulunmaz. günübirlik de gidip gelebilirsiniz elbette ama biraz mesafe uzak, ona göre kendinizi ayarların. şirince'yi ben pek sevmem ama seviyorsanız oraya da gidebilirsiniz.

- eski foça'yı da görmediyseniz görmenizi tavsiye ederim. çok fazla aktivitesi yok ama rakı balık yapabilir bir günü geçirebilirsiniz.

yukarıda saydıklarım şehre görece uzak yerler. aşağıdakiler ise şehir merkezi için önerilerim;

- kemeraltı'na girip aynı istanbul'da tahtakale sirkeci'de gezer gibi gezebilirsinizç her köşesi ayrı bir tarihle doludur. gastronomik anlamda bence şahane bir yer bu arada. çok güzel hanları var. bunlardan biri de abacıoğlu han , benim çok sevdiğim ve aslında çok da bilinmesini istemediğim bir yer. hanın içinde çeşitli mekanlar var ama hepsi güzel ve keyifli. her taraf taş olduğu için de oldukça serin. çalışmak için de müsait bir yer.

- karşıyaka bostanlı sahili de haftasonları çok kalabalık olsa da haftaiçi akşamları çok keyifli oluyor. biranızı/kahvenizi sandalyenizi alıp keyifle vakit geçirebilirsiniz. kordon'u maalesef artık önermiyorum. haddinden fazla kalabalık ve bence artık bir miktar tekinsiz bir yer.

- bisiklet sürmeyi seviyorsanız izmir bu anlamda çok iyi imkanlara sahip. inciraltı kent ormanı'ndan başlayıp sasalı doğal yaşam parkı'na kadar neredeyse kesintisiz ve büyük kısmı sahilden ilerleyen bisiklet yolu mevcut. bisikletiniz yoksa bisim'den kiralayıp gayet keyifli vakit geçirebilirsiniz.

bunlar şimdilik aklıma gelenler, yine sormak istediğiniz şeyler olursa yazmaktan çekinmeyin.

yanınıza alabilirsiniz, üst kabin bagajını da kullanabilirsiniz. içinde sıvı, kesici delici alet vs olmadığı sürece ve izin verilen ağırlık ve ölçü limiti aşılmadığı sürece problem yok.

size tavsiyem bilet aldığınız firmanın internet sitesi üzerinden kabin bagajı kurallarına göz atmanız.

evet laptop varsa kabine alıyor, laptop yoksa almıyor.
en azından sabihada 2 defa böyle oldu.

daha önce çok soruldu burada, yanınıza 4kg'yi aşmayacak çanta(laptop, kişisel eşya ıvır zıvır) alabiliyorsunuz.

(git: 1434520)
(git: 1435594)
(git: 1435005) (aynenbencede'nin dediğine benzer bir hikaye içeriyor)
(git: 1434248)

www.turkishairlines.com

kabin derken oturduğumuz yer değilmi?laptop yoksa niye almasın oraya anlamadım.laptop yokkende koydum oraya

şu ana kadar hiç ağırlık ölçmediler yanıma aldığım.sakata gelirmiyim?laptop zaten 3kg yapıyor.aşarsa ne olur vakit yetermi bagaja vermeye

4 hafta önce Sabiha dan yurtdisina cikarken deli kadinin teki (sözde güvenlik) pasaport kontrolünden önce tutturdu sirtcantanizi yaniniza alamazsiniz diye. Cantamda bom bos ve incecik. Pasaport kotrolünden sonra atilacagini söyledi ve ucak firmasinin bagajina teslim etmemi tembihledi. O kadar sinirlendim ki, kadinlarin cantalarindan bile daha az kütlesi olan cantaya sorun cikardilar diye. Bende sorumumlulugu aldigimi ve gerekirse cantami cöpe atacagimi söyleyip gectim kontrolü. Kontroldeki güvenlikciler sagolsunlar hic bir sey demediler, hatta yarim litrelik suyumu bile yanima almama izin verdiler.

O kadin orda neciydi bende anlamadim.

gerçek değil bu tür olaylar. zaten buraya kadar geliyorsa görünmeden de gözlemleyebilir muhtemelen. eğer görünmek istiyorsa da bir pilota görünüp geri kaçmazdı herhalde. dayanaksız safsatalar ya da göz yanılgıları. hikayeler heyecanlı diye millet çok ilgi gösteriyor hepsi bu.

İngiltere doğumlu, vatandaşlığı olan Kıbrıslı bir arkadaşım var. Ne sürünüyorsun lan burada gidip orada paşa paşa yaşasana dedim. Çok sıkıştırıyorlar, rahat bırakmıyorlar demişti. Tabii bu genellenebilir bir durum olmasa gerek.

Amerika'dan daha iyi durumda tabi ama hala sikintilar var. Daha 20 yil once polislerin yerlileri (first nations diye geciyor, kolonilerden once burada olan insanlar) -40 derecede arabayla kasabanin disina goturup birakma hikayeleri filan var: thisiscriminal.com

Polis her yerde polis iste.

Kanada'nin gecmisinde tabi ki bir cok irkci olaylar mevcut ama amerika'dan biraz daha hizli gelistigi soylenebilir. (bkz: the underground railroad)
diye bir sey var mesela, koleler ya koleligin yasaklandigi eyaletlere ya da kanada'ya kaciyorlardi bu network ile.

Ote yandan 8 yil Toronto civarinda yasadiktan sonra bize istanbul'u kozmopolit diye yutturmalarina cok guluyorum. Nereye kozmopolit lan?

Antik yunan heykellerine ilgili ise. afrodisias Gidip görmeni tavsiye ederim. Aydın- karacasu

antik yunan için şöyle oldu:

MÖ 750'lerden itibaren karanlık çağlardan çıkmaya başladılar. Doğu ile ticarete başladılar. Bunun etkisi ilk olarak çömlekçilikte görüldü. Çömlekler üzerine doğuluların hoşlanacağı ya da yunan düşüncesindeki oriental bakış açısına uygun resimler çizmeye başladılar. (Googla “Orientalizan pottery” yazarak görselleri inceleyebilirsiniz.) Demek ki ilk olarak, bugün bizim batıya özendiğimiz gibi onlar da doğuya özendiler ve bu etki kendisini çömlekçilik snatında gösterdi.

Bu etkinin kendini gösterdiği ikinci alan heykelcilik oldu. Bu dönemlerde Mısırdan devasa heykel yapmayı öğrendiler. Heykeller başlangıçta son derece basitti, baston yutmuş gibi duran kasıntı heykeller yapabiliyorlardı. (googla "arkaik heykel" yazarak görsellee bakabilirsiniz.).

Yunan kültürünün "ben daha iyisini yapabilirim" inancı nedeniyle bundan sonra her alanda hızlı bir gelişme var. Bu gelişmenin heykeldeki karşılığı "hareket arayışı". yani kazık yutmuş heykelden hareket halindeki heykele geçiş için arayışlar. Büyük heykeller yapmaya yunanlılardan 1000 sene önce başlayan mısırlılar hala aynı tarz hareketsiz heykeller yapadursun, yunanlılar MÖ 450'lere gelindiğinde hemen her türlü hareket ve duyguyu taşa yansıtabilmeye başlamışlardı. (googla "Discobolus")

Bundan sonraki sanatsal akımın adı "idealizm"dir. Çünkü yine yunan düşüncesine göre olimpos tanrıları evrendeki kaosa son vererek başa geçmişlerdir. O yuzden insanın da araması gereken "düzen"dir. Mimaride "dor düzeni" "korint düzeni" "ion düzeni" gibi stillerin düzen adıyla anılması bu yüzdendir. İşte böylesi bir anlayış içinde heykeller de idealize edilerek yapılırdı. İdealize heykellerde kusur bulunmaz, olduğu gibi değil, olması gerektiği gibi yapılırdı.

İdealizm anlayışı kabaca Hadriana (MS 2. Yy’a) kadar sürdü. Hadrian heykelinin aslına uygun biçimde tasvirini yaptıran ilk roma imparatordudur. Ondan sonra başlayan akım ise realizm olarak anılır. Artık güzelliğine çirkinliğine bakılmaksızın herkes olduğu gibi tasvir edilmeye başlanmıştır.

Özetle, toplumları etkileyen önemli olaylar ve kişiler sanatsal akımlara yön verir.

Savaşlar, ganimetler, ticaret. Şimdiki kadar olmasa da dünya globaldi yine kısmen.

Döviz almak artık mantıksız %1ini kesiyorlar aldigin dövizin

Türk parasında beklemesi parayı çöpe atman ile birebir.. Altın da alsan döviz de %1 gidecek. 25 bin tl lik altın aldım geçen 250 liramı Cupsss diye yedi ama uzunn vadede yine de TL'den gelecek faizden fazla getirir bence.

yatırım fonu al 1 haftada nerdeyse getiriyor o yüzde 10 unu

kuyumcudan gram altın al? fiziksel alırsan vergi yok.

yatırım fonu önerileri varmı

kendin basvur. kimse yaptigin isi senden daha iyi anlatamaz/plan yapamaz. copy paste bi plan verecekler eline.

hic biseyin garantisi yok

Başvuru dosyasını aracı firmaya hazırlatıp kabul alan ve giden bir tanıdığım var ama o 1000 pound ödemiş.

Başka bir arkadaşımız da danışmanlık yapıyor ve çok fazla kişiye kabul almışlar.

Ben kontrol manyağı olarak başkasına güvenmez, her şeyi kendim yapmak isterdim, o ayrı.

önceden alınmış dövizin vergisi yok. yeni olarak tl'den yada başka bir para biriminden döviz alırken vergi var. fiziki altını kiralık kasaya koyabilirsin.

www.eksiduyuru.com
şuradaki cevabım geçerli

bankadan kasa kiralayın. küçük kasalar yıllık 200 tl civarı.

Tantuni +1. Belki 200 tl den biraz daha pahalı ama fiziki altın için kiralık banka kasası en iyisi bence. Döviz, saklayacaginiz yere çok güveniyorsanız riskli de olsa evde saklanabilir belki ama altın için durum farklı. Dedektör vs ile giren hırsız 5 dakikada patlatır zulanizi.

Evde altin saklamak deprem/hirsiz olayi yasanmasa bile sikinti. Uzun sureli bi yere gidince bir sey olacak dusuncesi insani rahatsiz eder. Isi borsa olmayanlarin disinda altin yatirimina kiyasla borsadan parasini artiran istisna sayilacak kadar azdir bence. Kiralik kasa mantikli.

bankaya dolar yatırınca vergi yok.

bence bir kısım evde, bir kısım bankada tutulabilir.

gittgidiyordan altın alırsam vergi koyulmuş halimi o fiyat yani mesela çeyrek altın

Onun en az 400-500 kalorisi vardır, ya sende bi yanlışlık var ya da yediğin haşhaş ezmesi değil.

Fıstık ezmesinde şekeri dayıyorlar fakat haşhaş ezmesinin 100 gramı da 100 kalori değil, daha yüksektir.

internette haşhaş ezmesinin 100 gramı 325 kaloridir yazıyor

bilim washing

ekolojide greenwashing diye bir kavram var, yeşil yıkama/yeşil badana, örneğin shell petrol firması yaptığı petrol sızıntısını doğadan temizleme maaliyeti yüksek diye bunun sorumluluğunu alıp masrafını üstlenmek yerine çok daha az masrafla bir ağaç dikme kampanyası düzenleyip bunu da reklamlarla, pr ile köpürtüyor, kendisine çevreci bir imaj yaratıyor

bir çok şirketin verdikleri zararı örtmek için kullandığı yöntem, işte bu neyse habertürk, fatih altaylı, teketek programı da odur, bilim washing

bunun yanında her şeyi biz biliriz şeklindeki içeriği de sorunlu, her şeyi hep aynı insanlar biliyor

"Alo Fatih" olayında, söz konusu Fatih kendisi olmasa bile itibarı bir miktar zedelendi. Ben kendisini ne severim, ne sevmem ama illa sevip sevmemekten birini seçecek olsam seviyorum derim. Bence iyi bir gazeteci. Bazı şeylere çok dokunmasa da özellikle son dönemdeki çıkışlarını yerinde buluyorum. Depremde GSM operatörlerine giydirmesi çok fazla insanın yapamayacağı bir şey. Kendisi muhalif olmadığı için biraz sevilmiyor sanırım. Muhalif olmayan tayfadan dinlenebilecek nadir kişilerden bence. Çünkü bu tayfanın büyük bölümü aşırı yalaka.

fatih altaylı, murat bardakçı gibi kişiler istanbul'un köklülerindendir ve çevreleri de geniştir. fransız okulundan mezundurlar, o okulun mezunları hep okumuş adam olmuşlardır. ayrıca gazetecilik mesleği ile birlikte de pek çok önemli isimle yakın ilişki kurmaları daha da kolaylaşıyor.

fatih altaylı fransa'yı da avucunun içi gibi bilir. severim kendisini. sapına kadar muhaliftir, ama particilik yapmaz. particilik yapmadığı için de hiçbir parti seçmeni kendisini muhalif diye sahiplenmez. ama doğruya doğru der, yanlışa yanlış der. vatansever olduğundan şüphem yok. vatansever olmasaydı zaten gider fransa'da bir gazete kurardı, ama habertürk'ün kurucularından diye biliyorum. ilk zamanlar habertürk çok kaliteliydi, artık bozdu.

ama programlarında bilgili kişileri konuk eder ve olayları her yönüyle konuşmaya gayret eder; tartışma programlarında her gün görünen, bağırp çağırmaktan başka bir şey yapmayan zıpçıktıları değil. türkiye'deki en iyi birkaç programdan biri teke tek'tir, yıllardır. oturma düzeni bile kendine hastır programın, herkes böyle oturtmaz konuklarını.

zararı olduysa şayet sadece yağlardan değil vücudundaki kaslardan da hacim kaybetmişdindir. ama 1 ay çok uzun bir süre değil. sorun olmaz.

bu ölçümleri ve tartıyı çok önemseme. aynadan kendine baktığında nasıl değişim gördüğün önemli. ben kalori hesabı ve tartıyı bıraktığımdan beri çok daha hızlı ilerliyorum. tavsiye ederim.

ben bu hesaba başladığımdan beri kilo verdim.öbür türlü 3000 kalorilik bile yiyebiliyordum.1500 ile 2500 arasında bayağı fark var.hangisi doğru anlayabilsem keşke

var mı bilgisi olan

Çöp,alınmaz

Bu tarz ne alınabilir

pcpartpicker.com

bu sayfadan en sağda edit this part list'e tıkla ve sonra video card ekleye tıkla. açılan listede senin anakart ile uyumlu ekran katları çıkacak. ama rtx2080 dahil hepsini destekiyor görünüyor...

Sağdan soldan liste falan bakınmana gerek yok. Pci-e 16 anakart. Artık agp ekran kartı kalmadı. İstediğin ekran kartını al sıkıntı olmaz. İşlemcin eski ama 4 çekirdek. Dota oynarsın elbet.

işlemci kaldırır mı onla ilgili bilgi bulamıyorum.ben bu pcyi aldığımda asus monster kartları yoktu şimdi var.uyar mı?

sıfır alsam olur mu şunlardan biri mesela www.hepsiburada.com

Olur. Fakat onlar oyun kartı falan değil. Google'a almak istediğin kartın modeli+dota fps yaz. Youtube'da videoları bile vardır genel bir izlenim edinirsin performansı hakkında.

yazayım da işlemci ve anakarta uyup uymadığını anlamam gerekecek.Pci-e 16 dota fps mi yazim

Canım kardeşim sana ne demişiz anakart pci-e 16. Artık agp ekran kartı da yok. BÜTÜN EKRAN KARTLARI OLUYOR. Bunun nesinde anlaşamadık anlamıyorum ki. İşlemci eski ama 4 çekirdek demişiz. Hala ne anakart uyumu arıyorsun? Attığın linkte en düşük özellik olarak çift çekirdek intel işlemci demişler e sende 4 çekirdek var.

Hayır bir de ekran kartlarını fiyatına göre sırala yapıp atmışsın. Orada 50 tane model var gt bilmem kaç. Model+fps.

Neden bu kadar sıkıntı yaptın anlamıyorum.

spor yapman lazım

Bunlar işte hep dayatılan güzellik ıvır zıvırları. Ayaktayken dümdüz diyorsan, sen normalsin.

algı malgı yok. kırmızı iz oluyor oturunca çok. o izden kurtulmak istiyorum

valla yasaksız ilk hafta sonu olacak uzun aradan sonra. mekanlarda açıldı. öğle saati gitseniz hafta içi ?

Havadan bulaşan bir virüs değil bu, maskenizi takın ve insanlarla yüzyüze durmayın.

En önemlisi dokunduğunuz yerler, ellerinizi asla yüzünüze götürmemelisiniz.

Araca binmeden yeni bir eşdiven takıp, iner inmez eldiveni atıp elleri yine de bi dezenfekte edin.

Şuan canlı bildiriyorum sakin.

İş gidiş-dönüş saatleri ciddi bir yoğunluk var. Dip dibe durumu şimdilik yok ama o kalabalık durumu da tedirgin ediyor.

neresinden tutarsam tutayım elimde kalıyor bu 2 soru.

1-kahveyle su içmek cümlesinin biraz daha açıklayıcı olması gerekiyor.
2-nasıl içildiğine bağlı.

kahveden bi yudum alıp 5 saniye sonra ılık su içseniz bence bi şeycik olmaz.
ama misal fırından çıkmış sıcak poğaça ısırıp ardına dondurma ısırırsanız dişler çatlayabiliyor.

İçindekilerin hepsini bilsen daha kolay olur. Zor bir şey değil biraz okumayla genel bilgi sahibi olursun.

www.carbmanager.com

myfitnesspal'da boyle bi şeyler vardı sanki.

Myfitnesspal güzel. Kendi öğününü oluşturuyorsun. Kalorisi eklenmiş yiyecekleri mix edip kendi özel öğününüzü oluşturuyorsunuz. Eklemede kolaylık oluyor.
Yazıo da güzel bir uygulama. O günki modunu ekleme var. Ayrıca onaylanmış kalori Ve besin değeri mavi tiki var. Netcarb vs gibi şeyler önemliyse bu çok önemli. Myfitnesspalde herkesin eklediğini görüyorsun. Çorba olmuş biraz.

Yazıo biraz ağır basıyor ismine gıcık olsam da

içindekilerin hepsini bilsem de mesela un 100 gr şu kadar kalori. pişince kaç kaloriye dönüşüyor onu nasıl hesaplicam

Hacıosman kent ormanı açıldı 19 mayıs'ta. koşu parkuru da var.

yıldız parkı güzel, sakin ama fazla kondisyonunuz yoksa yorabilir.

maçka'nın içindeki birkaç kilometrelik çok virajlı koşu yolu var. ama bir koşucu olarak tavsiye etmem. orada koştukça sinirleniyorum, koskoca Istanbul'da çocuk gibi ne yapıyoruz diye.

maçka'nın etrafında koşabilirsiniz. tabii kaldırım. bir de başka güzel rotalar var.

bir rota önerebilirim. bir turu max 15 km oluyor, 10 km sonra yokuşlar başlıyor.

burayı normalde gizli tutmaya çalışıyordum, başladığım benim gibi koşan kimseyi görmüyordum.(en az 1 yıl iki günde 1 koştum.)
ama geçen sonbahardan beri baya insan görüyorum.

güzergah: harbiye askeri müzesinden gezi parkı-maçka-beşiktaş-akaretler-maçka-nişantaşı-harbiye.

doğru sokaklardan, doğru noktalardan koşarsanız asla trafiğe ya da arabalara temas etmezsiniz. o açıdan oldukça güvenli. ve %90'ı insan olarak da sakin. bazı noktalar korkutucu derecede sakin.

harbiye askeri müzesinden gezi parkına kadar gidip karşıya geçmeden sola dönüyorsunuz. yani itü - mimarlık/grand hyatt'a doğru.

oradan da grand hyatt/itü önünden cemil topuzlu'nun içinden maçkaya giriyorsunuz. ben maçkada önce dışından, sonra içinden birer tur atarak aşağı çıkışından Vodafone park'ın oraya iniyorum.

sarayın önündeki ağaçlı yoldan da akaretlere, oradan da nişantaşına ve Rumeli caddesinden önce Osmanbey sonra harbiyeye giriyorum.


çok formda olursam/maratona falan hazırlanıyorsam bu rotayla Kuruçeşme-yıldız parkı hattı da gidiyorum.

Bisikletiniz varsa Beşiktaş'ta bir yere bağlayıp bebek tarafına gidebildiğiniz kadar koşabilirsiniz. erken ya da geç gidin ama. öğleden sonra/akşam üzeri vs oralar çok kalabalık olur. pandemi döneminde ise hiç tavsiye etmem.

yıldız parkı barbarosun bitişiğindeki değil mi ytünün altı?orda piknik yapıyorlar.koşu parkuru hatırlamıyorum.üst kısımlarda mı yoksa?

Beşiktaş - İstinye - Beşiktaş yapıyorum Yarı maraton
Beşiktaş - Bebek - Beşiktaş yapıyorum 12 km.

Bant nasıl birçok bölgeyi çalıştırabiliyor ki, yani bandın yapıp da dumbbell'ın yapamadığı ne var? Ya da şöyle söyleyeyim; şimdi sen bana 30 kiloluk tek bir dumbbell ver ben bu 30 kiloluk dumbbell'a bacak için squat yaparım sırtım için deadlift yaparım omzum için shoulder press yaparım kollarım için curl/pushdown yaparım sırtıma koyarım core bölgesi için plank yapar ayaklarımın arasına alır leg raise yaparım, bununla birlikte şimdi burada saymaya üşendiğim en az 20 farklı kombinasyon uygularım bir tane dumbbell'la, yani bütün vücudumu çalıştırırım. Bu durumda dumbbell nasıl belirli bir bölgeyi çalıştırıyor da bunların üçte birini yapamayacağın bant birçok bölgeyi çalıştırıyor ben anlayamadım açıkçası. Ha rehab. amaçlı kullanacaksan o iyi tabii ama diğer türlü ancak yoklukta iş görür, dumbbell'ın ya da başka bi serbest ağırlığın yanına yaklaşamaz.

Bant ile dumbell farkı yok diyen kisinin bant fabrikası falan olabilir. Yoksa akla mantiga uygun bir laf degil.
Banti sadece antrenman öncesi isinmada kullaniyorum, ozellikle omuz bolgesi icin. Onun dışında alakam yok.

benim de koşulardan sonra dizimin hafif sağına doğru bir ağrı peyda olurdu, sonra sonra fark ettim ki hafif şişlik var, sonra fark ettim baya bir doku oynuyor, sonra birkaç doktordan sonra da fark ettim ki tümör var imiş. iyi huylu, ancak yine de ağrılı. bir ameliyat ile aldırdım, ağzımda bıçakla squat high jack 10k koşu yapıyorum sabahları. üç ay diz ameliyatından sonra topalladım. o ara "seni güçlendireceğim oğlum" diye az söz vermedim kendime.

doktorum benzer sorunu yaşadıktan sonra bana koşmamam gerektiğini söyledi.
dizlerime vücudumun ağırlığı dışında başka yük bindirmemeliymişim.
onun verdiği egzersizler, diz çevresindeki kaslar güçlendiriyor. ondan sonra belki squat yapabilirim ancak hala tehlikeli bir hareket oluyor.

egzersizlere rağmen dizlerimi zorladığımda ağrı yaşıyorsam, egzersizlere devam edip, bir adet diklofenak potasyum alıyorum. ertesi gün acı geçiyor. ancak sürekli devam ederse mecbur doktoru ziyaret ediyorum.

doktora 4 kez gittim niye bi daha gideyim.

hasarlı olan dizlerde hasarın durumunu öğrenmek, egzersiz yetersiz geliyorsa fizik tedaviyle desteklemek, doktor uygun görüyorsa ilaç tedavisine başlamak,...
Eklem hastalıkları ömür boyu sürer, ağrının geçmesi iyileştiği anlamına gelmez. Doktor oldukça önemli bir role sahip.

Saçma değil, içerdikleri yağ miktarları fazla. 1 gram yağ 9 kalori.

ben de şok olmuştum gördüğümde. feci bir şey. o kaloriyi yakmak için dakikalarca koşuyorsun.

Kuruyemişi bilmiyorum ama meyve mümkünse yemekten 1 buçuk saat önce veya 2.5 saat sonra yenmeli.

tuzlanmamıştır. kuruyemiş ürünlerinde tuzlanma başlıca olarak tüketiciyi değil kurtlanmayı önler.

amaç zaten çiğ yemek tuzsuz sade

kilo verirsin. kas yapıyorsan kaslardan yeme ihtimali var onun için protein almak önemli. yağdan yesin mümkünse.

bunlar 1500 kalori etmez. youtube'da 1 saatlik antrenmanlara bakarsanız 650-700 kalori ediyorlar.

Internette bulunan bilgiye göre 1.6 km kosmak 100 kalori, kısacası 20km falan kosmak lazim 1500 kalori için.

Bahsettiginiz program o bahsettiginiz kalorilerin yanindan bile gecemez. 1 saatlik antrenman ile 1500 kalori olsa kilolu insan kalmaz :)

sodanın ingilizcedeki anlamı ile bizdeki anlamı farklı. yazıdaki soda gazoz kola vs. yüksek şekerli kafein içeren içecekleri diyor.

n62 +1
O soda dediği kola, gazoz, fanta...

İngilizce arıyorsanız sade sodayı mineral water olarak çevirin.

Çünkü yaşlılara markete çıkmak için izin verilmiyor. Açık havada yürüyümelerine imkan verip akıl ve fiziksel sağlıklarına katkıda bulunmak için izin veriliyor. Market ne alaka :)?

özlemişlerdir markete gitmeyi tek başına yettiklerini görmeyi:)

@ShadowOfMoon ben bizim markette maskeyi takıp kamufle olarak hafta içi alışveriş yapan 65+ çok görüyorum :) İzin belgeleri de yok eminim çünkü kendilerini tanıyorum :) Zaten öyle kaçamakları oluyor yani.

abi tek başına yettiklerini görmeyi özlemek nedir ya. çocuk mu bunlar, oyun mu oynuyoruz? duygusal olunacak bir durum göremiyorum ben. marketi de gezmeyiversinler.

John Wayne sevilmez mesela. Hem cinsiyetçi hem ırkçı diye.

the godfather'da neden olsun ki zaten kitapta geçmiyor öyle bir karakter. tom hagen'ı zenci mi yapacaklar?

zaten bu da normal. insanlar 50'lerde 60'larda otobüslere bile beyazlarla birlikte binemiyorlarken nasıl aktör aktris olsunlar...

Çöpün yanına koyup belediyeye haber verebilirsiniz, yardımcı olabilirler belki...

cam geri dönüşüm kutularına atın.