Ekşi Duyuru

Ya ben de çok aradım durdum.
Sağ üstte bildirimler var oraya baktınız mı

@kisa baktım. yok maalesef hiç bir yerde.. :(

Başvurularım bölümünde başvuru satırında “
E-TAHSİLAT NO ” sütununda bulunur , fakat işlem tamamlanmadıysa orada bir numara göremezsiniz. Bekleyen ödemeniz var kısmında ki uyarı başvuru yapar yapmaz çıkıyor hatalı. Memur işlemi tamamladığı zaman hem belirtilen satırda gem de sms yoluyla etahsilat numarası tarafınıza ulaşacak

git gel yapmamak için mezarlık müdürlüğünden mezar taşı yaptırmak için izin kağıdı al. sonra gidersin mermerciye.

Yakın zaman da ben de babamın mezarını yaptıracağım, gelecek cevapları ben de merakla bekliyorum. Yukarıdaki arkadaş güzel bir ayrıntı vermiş izin alınması gerektiğini bilmiyordum.

İstanbul için şöyle oluyor, Mezar Yeri Kullanma Belgesi ile birlikte, mezar yeri kullanım hakkı sahibi bizzat mezarlıklar müdürlüğüne başvuruyor, tarifede belirlenmiş ruhsat harcını yatırarak inşaat ruhsatı alıyor Bu başvuru için Mezar Yeri Kullanım Belgesinin yanı sıra ruhsatlı taşçılar ile yapılmış sözleşme ile birlikte Müdür Yardımcılıklarındaki Ruhsat birimine başvurmak gerekiyor .Mezar İnşaatı süresince Kullanma Belgesi, Bölge Müdür Yardımcılığında emanete alınır ve inşaat bitiminde yapılan kontrol sonrası geri iade ediliyor.

o neymiş ya öyle? bu istanbul'a özgü bir şey mi, yoksa yeni bir şey mi?

2014'te vefat eden anenmin mezarı için mermerciye gittim, adasını parselini söyleyip model beğendim, taşa yazılacak şeyi de söyleyip çıktım gittim. şehir ankara, karşıyaka mezarlığı.

belki bu prosedürü mermerci amca hallediyordur bilemiyorum. ben siparişi verdim çıktım sadece.

o ney lan, gören de bina dikiyoruz zanneder ha.

2017-18de istanbulda işleyiş böyle. mermerci o kağıdı görmeden dükkandan mezara bile gitmedi.

İstanbul'da mezarlıklar müdürlüğüne gitmek şart, atlamayın. Millet yan mezardan santim santim alan çarptığı için mutlaka kontrol ediyorlar.

Daha önce de soruya cevap vererek süreci benim de merak ettiğimi yazmıştım, bugün babamın mezarını ziyaret ettikten sonra mezar taşı yaptıran yerle ve mezarlık müdürlüğü ile görüştüm, bize mezarın numarasını ölen kişinin adını soyadını doğum tarihi bilgilerini verin yeterli gerekli tüm işlemleri biz yapıyoruz siz bir şeye karışmıyorsunuz dediler.

Muhtemelen diğer illerde durum farklıdır ama benim yaşadığım ilde bu şekildeymiş yazayım dedim.

Ben de bunlar icin kardiyolojiye gittim, tetkik vs bir sey cikmadi...

kan değerleri derken hangi tahliller yapıldı?

hastalık yoktur hasta vardır bakış açısıyla değerlendirildi mi kan tahlilleriniz örneğin?

birçok değerin referans seviyeleri çok geniş bir aralıkta.

örnek olarak, açlık insulin tavan değeri birçok hastanede lab.da 25 yazar halbuki ideali 10'un hatta 5'in altında olmalıdır, doktor hastaya göre yorumlar. gibi gibi

tiroid için sadece kan değerlerine mi bakıldı, ultrason da çekildi mi?

@la lykia tiroid için kan değerine bakıldı. Sorun yok. Ultrasonuna ayrıca bakılacak. Soruyu sorarken konuyu tiroid'den uzaklaştırmak için "tiroidinde sorun olmayan" yazdım. Çünkü kalple ilgil başka sıkıntılar olmasından endişe ediyorum. Cevaplayacakları o tarafa yönlendirmek istedim.

Mesela şekerine bakıldı ama insülin seviyesine bakılmadı. Bakılmalı mı?

İşin düşük tansiyon boyutu aynı olan hatta genelde 9/6 olan biri olarak doktora sorduğumda bunun bazı insanlar için normal olduğunu demişti. Halsizlik ve baş dönmesi durumu için de demir özellikle ferritin bır de d vitamini değerlerine de bakmanızı öneririm. Bende de bunlar eksik ve aynı şeyleri yaşıyorum. Özellikle aniden ayağı kalkınca yıldızları görüyorum. Bunun yanında saç dökülmesi ve çarpıntı yapiyor ferritin eksikliği.

Geçmişler olsun.

tabiki kesinlikle bakılmalı.

bakilmasi gerekenler:

1. aclik kan sekeri
2. aclik insulini
3. tokluk kan sekeri
4. tokluk insulini

belki de gizli hipoglisemi yasiyorsunuz.

ancak bunu da en saglikli sekilde tespit etmenin kurallari var ve gercekten cok az doktor hastasini bu sekilde yonlendiriyor.

ben doktor degilim ama cok deneyimli profesyonel hastayim diyebilirim

şu şekilde bakılmalı:

1. kan vereceginiz gunu belirleyeceksiniz.

2. kan vereceginiz gunden onceki 2-3 gun ama ozellikle son gunu cok dengeli gecireceksiniz. agir yemek yok, asiri tatli, asiri karbonhidrat yok ama uzun sureli aclik, cok ac kalmak da yok, agir spor yok, uykusuz kalmak yok, cok uyumak yok. dengeli beslenme, dengeli hareket ve dengeli uyku ile gececek o birkac gun.

3. kan vereceginiz gunun oncesinde akşam 20:00 gibi aksam yemeginizi yiyecek ve 22:00de son bir hafif ara ogun yaptiktan sonra 22:00 sonrası su harici hicbir sey yemeyecek ve icmeyeceksiniz.

4. sabah kaninizi 08:00 - 08:30 arasi vereceksiniz. kan vermeye giderken fiziksel olarak efor harcamayacaksiniz.

5. diyelim ki kaninizi sabah 08:00'de verdiniz, en gec 08:30'da kahvalti yapmaya baslayacaksiniz. ilk lokmanizda saate bakacaksiniz ve tam 2 saat sonra tokluk kaninizi vereceksiniz. diyelim ki 08.25'te ilk lokmanizi aldiniz, 10:25te tokluk kaninizi vereceksiniz.

6. kahvaltinizi en gec 15-20 dakika icinde bitireceksiniz ve son lokmanizdan sonra yine hicbir sey yemeyecek ve icmeyeceksiniz.

7. son lokmanizdan sonra yine fiziksel efor yok. yani aslinda kan verdiginiz gun uyandiktan sonra tokluk kaninizi verene kadat fiziksel efor yasak. dolayisiyla kan verdiginiz yer ile kahvalti yaptiginiz yer yakin olmali. kahvaltidan sonra da oturmalisiniz.

8. aclik kani verdikten sonra yiyeceginiz kahvalti tabagi da protein-karbonhidrat-sebze dengeli olmali, seker icermemeli. 1-2 dilim kepekli cok tahilli ekmek, biraz peynir, belki bir yumurta, domates, salatalik, yesillik, birkac tane zeytin. bir tane acik cay ama sekersiz.

hipoglisemi yasayip yasamadiginizi anlamanin en emin yolu bu.

aclik kanindan mutlaka hba1c de bakilmali.

ferritin, demir, total demir baglama kapasitesi, b12, d vitamini de bakildi mi?

1. Makineye gelen su fazla kireçli değilse tuz kullanmaya gerek olmuyor. Tuz kullanılmazsa bardaklar üzerinde leke oluşur yıkamadan sonra.
2. Bilmiyorum.
3. Üçlü tablet deterjanlarda parlatıcıya gerek yok. Ben kullanmıyorum. Bir sorun olmuyor bulaşıklarda. Zaten bardaklarım parlamasa da olur.

1- tuz suyu yumusattigi icin deterjanin daha iyi cozulmesini sagliyor ve su izi daha az kaliyor.

3- yanda on yikama icin sivi deterjan gozu var. Tabletlerde pek gerek yok. Bir de yaninda ikinci acilan bir kapak var oraya parlatici koyuyorsun kurutma icin iyi oluyor.

1- Makineyi aldığımızdan beri (3 yıl falan oluyor) hiç kullanmadık, başımıza bir şey gelmedi. Bardaklarımız vs. gayet güzel gözüküyor.
2- Hiç duymadım, pas.
3- Oraya da hiçbir şey koymuyoruz. Finish hepsi bir arada ve Pril Gold aldım şimdiye dek, memnunuz.

Geçen hafta makine bozuldu, tamirci geldi yaptı. Giderken tuz kullanmayın, parlatıcı ve deterjan kullanın dedi.

Parlatıcı kullanmayınca kupkuru çıkmıyor bulaşık o yüzden parlatıcı kullanıyorum.

1. Oturduğunuz bölgenin suyu çok sert ve kireçli ise tuzu muhakkak kullanın. Yukarıda kullanmayın diyenler olmuş. Kendi evinize gelen suya göre karar vereceksiniz, ezbere değil.
2. Hiç duymadım.
3. 3ü bir arada kullanılırken eğer misafir gelecekse, parlatıcı koyuyorum. Yoksa koymam, ben önemsemem. Sadece güzelce kurumasına yardımcı oluyor

1. bulunduğunuz şehirde şebeke suyu fazla kireçliyse, deterjan 3'lü bile olsa ilave tuzu mecburen kullanıyorsunuz. tuz kullanmadan bulaşıklar parlak çıkıyorsa ihtiyacınız yoktur.
3. hiç kullanmadım.

Parlatıcı iyidir. Tuz gereksiz. Çiziyor bardakları.

sadece devlet degil toplum olarak liyakat yerine sadakatte israr. diger butun sebepler bunun alt teknik detayi.

"yarim hekim candan eder, yarim hoca dinden."

-politik oyunlarıyla emperyal / büyük güç olma derdindeki küçük beyinler.
-ABD nin Rusya'nın oyunlarını anlayamaması.
-Çin i ve Arap ülkelerinin dış politikalarının sürekli değişmesini okuyamaması.
-G20 deyim diyerek kendini büyük görmesi.
Tüm bunları yapabilecek kadroların FETÖ ve AKP tarafından tasviye edilmesi. Kendi getirdiklerinin bunları yapabilecek kapasitede olmaması.
-Uluslararası politikada ulusal birlik oluşturamamaları.
-Parayla ya da ödün vererek dış politika yapabileceklerini sanmaları.
-Dinsel durumlar yüzünden Araplarla yakın olduklarını sanıp, Arap politikasının din değil petrol + çıkar üzerine kurulu olduklarını anlayamamaları.
-merkez dışı (varoş) güç sahiplerinin kendilerini (şahsı) belki gelecekte dinsel bir ülke hayalini kurarak payitaht abdülhamit rüyaları görmesi.


a-Suriyede koridor, Ruslarla işbirliğine bağlıdır. artık sadece ruslarla değil Suriye hükümetiyle ilişkilidir. Rusya bu saatten sonra size Suriyeyi yedirtmez ve orada oyuna izin vermez.
b-Rusya "Boz Ayıdır" tırmalar ve yer. Arkanda NATO var diye bana ters yapma "rusyadan gelecek turistleri 1 ay engelliyorum" der ve 10 yıl engelleyebilir. + sen benim uçağımı vurdun deyip tüm iha + sihaları vurabilir.
- mülteci krizi Rusyadan filan bağımsız bizim ihvancı yöneticilerin tetiklediği ve baş edemediği + binlerce mültecinin öldüğü durumdur. iktidar bu durumdan bile AB den para koparma ve mültecileri tehdit olarak kullanma derdindedir.
+ Yunanistan büyük bir askeri güç değildir fakat ABD ve AB şu an için kullanmaktadır.
Neredeyse Tüm adalar silahlandırılmış ve Akp hükümeti uyumuştur ve hala uyumaya devam etmekteler. Bu konuya karşı çıkan + bir şeyler yapmayı öneren tüm eski genaralllerden şüphecilerdir. "Mavi Vatan" kavramını ortaya çıkaran generali bile yargılamışlardır.
e- Suriye , Irak gezmiş ve incelemiş biri olarak, hepsi demokratik olmayan rejimlerden rahatsızdır. Pkk o ülkelerin halklarında ciddi ciddi benimsenmiş ve etkili etkinlikler yapmış. not (Emperyal yakınlaşmalar yüzünden Pkk yı sevmediğim bilinsin) Fakat bu ülkelerde ciddi bir sempati geliştirmiş örgütlenmedir.
Ayrıca; Suriye, Irak ta bizim (TR nin) ciddi bir sivil + askeri gücü, ajanları + istihbaratı vardır.
ABD + Rusya olmasa, TR den habersiz kuş uçmaz dersem yeridir.

Biraz içimi döktüm. Baki selam.

Şimdilik sadece Abd ile olan ilişkileri irdeleyeceğim.

S-400 meselesi: Dünya tekrar bir soğuk savaş ortamına doğru sürüklenirken Türkiye karşı bloktan büyük bir silah alımı yaparak aslında bir gedik açtı surdan. Abd bunun büyümesini, diğer ülkelerin de karşı bloktan bu tarz büyük alımlar yapmasını istemiyor. Türkiye'nin almak istedik vermedik argümanı baştan aşağı yanlış. Abd iki kere patriot için onay çıkardı fakat Türkiye teknoloji transferi istediği için almadı. peki s-400'lerde teknoloji transferi var mı, cevap: :D yok elbette. Bence düşen uçağın diyetiydi s-400.

Ypg-pyd konusu: Ypg şu an Suriye'de Abd'nin jandarması konumunda. Türkiye için ise ypg bir ontolojik tehdit. Bu bağlamda büyük bir çıkmaz var. Türkiye'nin baş yetkilileri birden çok kez Abd'ye, ypg ile değil bizimle hareket et dedi fakat Abd bu konuda seçimini çoktan yaptı. zaten hiçbir dönüş de yapmadı Türk yetkililere.

Demokratlar ve insan hakları: Abd'de Biden'ın partisi demokratlar insan haklarını bir ön şart olarak kullanıyorlar. Türkiye'de ise iktidar, iktidarındaki dağılmayı önlemek ve seçmen kitlesini konsolide etmek için gittikçe sertleşiyor ve insan haklarını ihlal ediyor. Eskiden Türkiye'nin kritik konumu yüzünden sümenaltı edilse de artık bu konu da Abd ile ilişkilerde büyük engel.


Şahsi görüş: Abd Türkiye'yi gözden çıkarmış durumda. Son dönemde Abd uçakları Türkiye üzerinden uçmamak için binlerce km yol uzatıyor. Türkiye bu durumdan ancak kendi değerini hatırlatarak çıkabilir, Rusya'ya karşı jandarmalık görevi şimdiden hayırlı olsun. İktidar değişimi ve akıllı diplomasi Türkiye için çok şey değiştirir.

beyefendinin yıllar önce (akp’den de önce) söylediği; ‘demokrasi bizim için amaç değil araçtır; istediğimizi alana kadar demokrasiyi kullanırız’ minvalindeki sözünü eksiksiz olarak tatbik etmesi.

1. onların sözü dinlenmez eski Türkiye'de farklı haraket edilirse bir çok şeyden çıkarılırız. Önemli olan da kendimiz olmak değil mi zaten? Tabi kendi alternatif kaynak ve imkanlarımızın farkına da varıyoruz böylece.
2. sıcak paradan kasıt dış yatırımcılar ise onlar zaten tefecilerin uluslararası çaptaki bir modeli . Onların yatırımı faiz oranına bağlı. Amaçları da kısa vadede Türkiye'ye kâr verme değil zarar ettirmeye odaklı.
3. 90lı yılları hatırlarım ki dışarıdan korkulan zamanlar o zamanlardı. Kaldı ki daha yıllar önce de aynı şeyler söz konusuydu. Komşularla iyi geçinme kuralı gerçekte ülkemiz için "aman ses çıkarmayalım" demekle aynı manaya gelirdi. Maalesef 1992 deki bu örnek hala hafızalarda ve o zamanlar sesimiz çok çık(a)madı maalesef.
tr.m.wikipedia.org(DM-357)
Basit bir silah gibi tek bir hareketle değil, 5 adımla kontrollü çalışan füze ile gemimiz abd tarafından yapılan açıklamaya göre "kaza" ile vuruldu.
Zamanı geldiğinde bu dosya tekrar açılmalıdır.
Korku demişken, (Türkiye'nin ekonomik sıkıntılarından ayrı olarak) Libya, Akdeniz, Ege ve Karadeniz'de ve aynı anda ticari ve askeri faaliyetler yürütülüyor. Bu haldeyken bile korkuyorsak(!) korkmadıpımız zamanda daha neler olmasın?
4.egede adalarımız çok yıllar önce elden çıkmıştı zaten.
Ab eleştirmez, uyutur,sakinleştirir.
5.görünürde Türkiye aleyhine de olsa Yunanistan'da ki yığınak, bir söylentiye göre ABD'den uzaklaşan Rusya'ya yakınlaşması söz konusu olan Avrupa'yı hedef alma onlara ayar verme olabilir.
Hatırlayın, geçenlerde biden, putin için katil dedi. Bu ifade Avrupa'daki devletlere tarafınızı seçin demekle aynı. Yani Rusya'ya yakın olan düşman listesine alınacak. Hemen sonrasında kaç tanesi bilmiyorum bazı devletler Rus diplomatları sınır dışı etme kararı aldılar.

Risk denilen dış yatırımcı için sadece düşük faiz olmalı ki ,Türkiye'de salgındı terördü başka siyasi ve diplomatik meselelerdi onları yapacakları kâr adına hiç ilgilendirmiyor olmalı.

Yunan kanallarındaki Türkiye'yi konu edinen programlarında onlara para vererek dahi reklamını yaptıramayacağımız ölçüde silahlarımızı bir bir yarı korku yarı övgü içerisinde anlatıyorlar.

freestyle optimum keton ve seker olcumu yapiyor, ayri cubuklari var. dogubankta bulunan medikalciden almistim ben

göğüs hastalıkları olabilir.

1- çok az fark ediyor.
2- evet
3- kaspersky
4- kullandığım pc ve telefona tanımlı
5- bölgesel kısıtlamalardan kurtulmak (netflix gibi)
6- netflix'i kullanıyorum, sorun yaşamıyorum.

1- biraz farkediyor
2- vpn bana ait sıkıntı yok, sunucuya para veriyorum
3- paralı en güvenli vpn sağlayıcısı mullvad'dır
4- cihaz başına tanımlı genel değil
5- önceliğim site engeli aşma ve reklam filtreleme
6- denemedim hiç netflix, spotify falan parayı direk hesabımdan çekiyor.

geçmiş olsun, favipiravir tableti markası da bu olabilir (git:n.sinaimg.cn )

Mutlaka üretilir, ama sektöre yakın biri olarak tahminim ikea satışının en az iki misli fiyata çıkar, belki de daha fazla.

Para mühim değil derseniz yapacak bir atelye illa ki bulurum sora sora.

Eyüp Modessa mobilyacılar çarşısında tüm dükkanlar yaparım demişti bana. Birinden yaptırdık ama adını sanını hatırlamıyorum hiç.

www.instagram.com --> bu arkadaşlar yapar.

özel ölçü televizyon ünitesi yaptırmıştım, memnun kaldım.

Doldurabilirsiniz. İkisi de aynı cins gaz kullanılıyor

Doldurabilirsiniz.

4

3 numaradan çıkıp sola dönersen küçükyalı tarafı

4 kesin bilgi.

kızılay-altıntepe çıkışı aradığın.

aynı renkleri bir arada yıkayarak, yünlü kazakları falan ayrı yıkayarak.

Özellikle giysileri yıkarken ceplerinde kağıt mendil filan kalmamasına dikkat edin. Bir defa oldu muydu çok zor çıkıyor. Ya da kurutma makinasına atın, o bu tip topakları emip biriktiriyor. Siyahlar sihay olarak kalıyor.

tuy toplama aletiyle temizleyin, tekrar olusmasi daha uzun surer saniyorum.

tum camasirlari ters yika (inside out) boylece hem daha az yipranirlar hem de dis yuzeyleri bu sekilde tuylenmez

bunun sebebi muhtemelen ceplerden birinde selpak mendil unutuldu ve o sekilde yikandi. bir kac yikama sonrasi duzelir, yikamadan once ceplerin kontrolu onemli

ayni renkleri bir arada yikamak da renk kaybini onlemek icin onemli

bu beyazlıklar peçete kırıntısı. ip yumağı, yün topağı falan değil.

birinin cebinde peçete kalmış. ya da makinenin bir tarafında peçete kalmış.

evds2.tcmb.gov.tr

burada I-CARİ İŞLEMLER HESABI(Milyon ABD Doları) olarak gösterilen.

Tiroid bezinin sol lobunun alt kısmında bir nodül var, bu paratiroid bezinin adenom dediğimiz iyi huylu tümörü de olabilir, tiroide ait bir nodül de olabilir diyor. Bunu ayrımı için iğne biyopsisi önermiş.
Geçmiş olsun

Ama tiroid sintigrafisinde bu nodül için "tutulum yoktur" demiş. Bu da muhtemelen paratiroid adenomu olduğunu göstermekte, endokrinoloji ve genel cerrahiye başvurmanız gerekir. Ameliyat gerekebilir.

Kabak mücveri(fırında)
Mantar sote
Patates donmuşsa püre olmaz sanırım...
et hakkında fikrim yok ama mantar soteyle birleşebilecek nitelikteyse öyle yapabilirsiniz

yağsız mücver +1 hatta peynir de koymayı unutma

küşleme iyidir hoştur ama yine de yarım z.yağı yarım ayçiçekyağı ölçeklerde marine yap

mantarın içine de kaşar doldurabilirsin

dondurulmuş patatesleri ve sarımsağı da fırın yap, ısıtır ısıtır yersin

mücver için dereotu ve bir kaşık un lazım.
mesela üç kabağı rendeleyip iyice suyunu sıkacaksın, büyükçe bir tutam dereotu, bir yumurta, bir çorba kaşığı (tepeleme olmayabilir, kıvamına göre) un, tuz-karabiber ile karıştırıp bulamaç gibi yapacaksın.
sonra iki çorba kaşığı ya da dondurma kaşığı yardımıyla alıp porsiyonlayacaksın.

bunu fırında yapmak zorunda değilsin, tavanın dibini kaplayacak kadar bir zeytinyağında ya da Ayçiçek yağında her yüzünü 2-3 dakika tutup kızartabilirsin, o zaman yağ çekmez.
fırında yapınca çok kötü oluyor bana göre, ama zevk meselesi.

not: porsiyonlamadan kastım, iki kaşık yardımıyla ya da dondurma kaşığı yardımıyla alıp, direkt yağın içine bırak, o kendini toplar.
yani köfte gibi kalıp gibi şekil verebileceğin bir şey olmuyor, dokusu daha gevşek kalıyor.

bunun dışında, dondurulmuş patatesi fırında yapabileceğini sanmıyorum, ama deneyen varsa anlatsın.

yumurta, domates, sivri biber, soğanla menemen yapabilirsin tabii ki...

kuzu küşleme için:
www.youtube.com

peynir kaşar ya da mozarella falansa, önce mantarları 2 damla yağ ile bir tavada kavur, suyunu salsın.
ondan sonra bir fırın kabına koyup mantar üzerine peynir, üzerine varsa tatlı toz kırmızı biber.

bunlara ek olarak bir tavuk göğüs ya da hindi falan olsa, domates sosu, soğan, yeşil biber, sarımsak ve istersen biraz mantarla tavuk/hindi sote yapabilirsin mesela.

Monkeysurvey

google forms en userfriendly olan ve ücretsiz, excel formatında verinizi alabilirsiniz.

surveey.com'a da bakabilirsiniz ücretsiz alternatif arıyorsanız,spss datası olarak da veriyor topladığınız veriyi. biraz karmaşık ama spss datası sunması harika.

surveymonkey ve qualitrics gibi siteler de eğer okulun üyeliği varsa işe yarar. surveymonkey ücretsiz kullanıldığında sadece 10 soruya izin veriyor.

evet kabaca diyebiliriz. üstüne gsync ya da freesync gibi özellikler de yoksa monitörün hz'inden daha yüksek fps tearing'e neden olur kalite de düşer. amma velakin; gsync olsa -yanlış hatırlamıyorsam gsync 20 fps üzerinde çalışmaya başlıyor- tearing vs hayatta olmaz. bir de aslında fps ya da hz'den daha da mühim bir şey var; o da stabil frametime. diyelim ki pc ile bi oyunda ortalama 60 fps alıyorsun ama bazen 10 bazen 100 oluyor fps, diğer yandan da playstation var sürekli 30 fps veriyor. oyun deneyimi akıcılığı açısından playstation daha iyi tat verecektir.

şu anda oyun oynamanın en mantıklı yolu:

1- xbox onex oyun konsolu alınmalı
2- live üyeliği alınmalı
3- gamepass üyeliği alınmalı
4- isteğe göre ea acces üyeliği alınmalı
5- 55nu8000 tv alınmalı. isteğe göre 65nu8000 olabilir.

isteğe göre 2. joistik alınmalı.

üyelikler gözünü korkutmasın. indirimlerden senelik çok komik rakamlara alınabiliyor. bu dediklerimi yaparak cebinden kolay kolay ekstra para çıkmadan oynayamayacağın kadar oyunun olur.

donanım derdinden de kurtulursun.

konsollar da cazip olabiliyor tabii ama masaüstü pc'nin özgürlüğü hiçbir şeyde yok. bu konuda "mantıklı yol" kişiden kişiye değişiyor, bütçe de mühim tabii.

şahsen benim pc TV'ye de bağlı, iki tane joystick de var. ayırabileceğin bütçe mantık konusunda en büyük etken. tv için 6-7 bin tl para vermek misal bana öeah geliyor. 27 inch 165 hz monitörüm oyun için o tvlerin hepsini döver.

Günümüzde oyunlarda en fazla darboğazı monitörler yapıyor.

2k oynamak istiyorsun mesela monitör desteklemiyor.

300 fps alıyorsun monitör 60hz ise bir işe yaramıyor vs.

Günümüz şartlarında en ideali o nedenle 2K 144hz freesync monitörler.

300 fps de çıkarsa pc, monitör onu gösteremedikten sonra anlamı yok. O yüzden Gaming konusunda yenileme hızı çok önemli.

Freesync gsync falan dedikleri de monitörün yenileme zamanıyla pc nin gönderdiği kareleri senkronlamak.

Tabi ben hala ra2 oynadığım için benlik bir sorun yok:p

Blackstar Fly 3 var. Benim bildiğim bunu yapabilen en ucuz alet bu. Belki daha ucuzları da vardır.

www.blackstaramps.com

Ekleme: Şu son denileni yapıyor mu, yani bluetooth ile kulaklığa ses veriyor mu ona emin olamadım.

Markası ne ?

Michelin CrossClimate

Üzerinde DOT yazar. Örneğin; DOT 2416 ise 2016 yılının 24. haftası.

evet.

edit: Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartının geçerlilik süresi nedir?
Kimlik kartının geçerlilik süresi on yıl olup, sürenin bitimini izleyen tarihten itibaren başvuru üzerine yenilenir. Geçerlilik tarihi kart üzerinde yer almaktadır.

Sürücü Belgeleri Geçerlilik Süreleri Kaç Yıldır?
Ø C1,C1E,C,CE,D1,D1E,D ve DE sınıfı sürücü belgeleri 5 yıl,
Ø M, A1,A2,A,B1,B,BE, F ve G sınıfı sürücü belgeleri 10 yıl geçerlidir. Sürenin bitimini izleyen tarihten itibaren sürücü belgeleri geçersiz sayılır.

Fren hidroligi değişmez.
Şanzıman yağına gerek yok değiştirmeye
Eksik var mı diye bakılsın yeter.
V kayısı gözle kontrol yanıltır km ve yıl önemli.
Yakıt filtresi kolay.
Benzinli mi araç? Bujiler ne durumda?

Fren hidroliği bal gibi değişir.
Şanzıman yağı tiplere göre 60.90 ya da 120.000 de bir değişen versiyonları vardır. Kaliteli yağ ile değişim lazım ayrıca hava yapmaması lazım.
Tahrik kayışındaki soru sanırım triger kayışı. Eğer kötü ya da şüpheli ise kasnakları ile beraber değişin.

Araçta hiçbir zaman sıvı değişiminden korkmayın. Bu listeye ek olarak motor suyu antifirizini kontrol ettirin gerekise değiştirsinler.

fren hidroliği değişmez diyen birisinden öneri almamanı öneriyorum öncelikle.

fren hidroliğinin belli bir değişim süresi vardır. bu araç tipine göre değişir. içersindeki sıvı kullanıma bağlı olarak kaynama noktası düşmektedir. buda fren kaybına neden olabilir. sıcak ve nemli yerlerde değiştirme periyodu kısalabilir. kimisi 2-3 senede bir değişir, kimisi 8 sene bile gider. aracınızın fren performansına da bağlı bir olay.

araç hakkında bir bilgi verseydiniz birşeyler söylebilirdim. şanzıman yağı bazı araçlarda ömürlük olup, vuruntu ve benzeri şekilde titreme yapmadıkca yağ değiştirilmez.

kayışta çatlamalar oluşmuşsa değiştirilmesi gerekir. en son değiştirdiğiniz zamanı hatırlıyor musunuz?

yakıt filtresi değiştirme periyodu aracınızın kitapcığında yazar.

valla bu 4ü, ben diyeyim 1000 tl sen de 500 tl. aracı bilmeden kesin birşey söylemek güç.

aracın modeline göre 1000 tl de tutabilir 4000 tl de tutabilir.
ve şanzıman yağı triger seti işçiliği pahalıdır. lütfen kaliteli ustalara yaptırın mümkünse başında durun.

eğer triger kayış değil zincir ise kontrol edilir sadece çok bir maliyeti olmaz.

@ykyt

bu arkadaşın söyledikleriin hepsi yanlış.
yarı otomatikse yağı mutlaka değiştir.
Fren hidroliği değişir. kim demiş değişmez diye daha çok eskiyen arabalarda fren hidroliği boruları bile değişiyor. v kayışı 90 k da değişir araçtan araca 100 120 k olabiliyor. v kayışı triger ile birlikte de değişebilir. triger değişiyorsa mutlaka devirdaim pompası ve gergi rulmanlarıda değişmeli.

mikrodalganın mantığı şu, gıdanın içindeki su moleküllerini titreştirerek ısıtıyor. o sebepten tabak ısınmazken yiyecek ısınıyor. bu çerçevede baktığımızda kanser bu işin neresinde dersin?

Maalesef hala gizemini koruyor. Araştırmalar yok öyle bir şey diyor. Ama geyik sürüyor.

mikrodalgayi pisirmek icin degil isitmak icin kullanmak lazim. bir de cam kap lazim, plastikleri mikrodalgaya uyumlu olsa dahi kullanmiyorum.

mavi vana kapalı olursa sıcak su gelmez büyük ihtimalle.

Yalniz beyler resmin sol ust kismindaki musluklari kastettim. Sag alttakilere dokunmadim. Bir de oyle yorumlasaniz

Kombinin tesisat basınç vanası bunlardan birisi... kombinin kapağını açın içinde tesisat basıncını gösteren bir analog ibresi olan gösterge göreceksin (kombinin dijital ekranından bahsetmiyorum) vanalardan birisi bu basıncı ayarlıyor... basıncın mavi yeşil bölgede kalması önemli... tesisat basıncı kırmızı bölgeye gelirse tesisat basınçtan dolayı patlamalar yapar her yeri su götürür . İkinci vanayı bilmiyorum ama birisi bahsettiğim gibi tesisat basınç vanası kombi su basıncı düşük uyarısı vermediği sürece onla oynamayın.
Dipnot: standart bir kullanıcıyım kombi Uzmanı değilim.

var ama neyde kullanacaksın? ufak parçalar için polisaj kitleri var da kalkıp araba cilalayamazsın haliyle.

polisaj için de yüksek devir gerekli şarjlı matkapla olmaz. taşlama için de yüksek devir lazım.

www.hepsiburada.com

urun.gittigidiyor.com

urun.gittigidiyor.com

taşlama için de böyle aparatlar var, bunları nalburlardan falan çok daha ucuza alabilirsin ya da sadece bu tür şeyleri satan yerlerden burada çok pahalı tabi

urun.gittigidiyor.com

Polisaj icin devir ayari sart o devirde cevirmezsen olmaz. Yapma derim bok edersin.

eğer ne boyutlarda ne yapacağını tarif edersen sana en ekonomik çözümleri sunarım.

Zamanında kağıt bant ekip yapmanız lazımdı ama olan olmuş.

Maket bıçağı ile parkeyi kesmeden (kolay kolay zarar görmez parke) boydan boya çizin.

Sonra parmak ile güç kullanarak fazlalığı alın.

Saç kurutma makinasıyla ısıtıp kazımaya çalışın, sıvacı spatulası var adını bilmiyorum metal uçlu bir hede. Onunla kazıyın ısıtıp ısıtıp. Yumuşayınca sümük gibi sünerek çıkar.

aliexpresste şöyle bişey görmüştüm geçen gün belki işinizi görebilir.

tr.aliexpress.com

Ustanin bir sucu olmayabilir de. Belki zemin egridir. Gerci kose birlesimi de yanlis yapilmis. Ancak zemin ile supurgelik arasindaki boslugun sebebi supurgeligin egriligi de olabilir. Normalde oyle kalir o bosluk. Zamanla ici toz dolar kapanir.

www.google.com

gorseldeki gibi citadan alip cam civisiyle cakabilirsin.

ustayı çağıır düzeltsin. sen böyle süpürgelik gördün mü dersünüz

Olan olmuş, yapılacak en mantıklı şey mastik çekmek. Ama daha temiz mastik çekmeyi öğrenin, berbat olmuş üst kısım.

1.Evet
2. Pürjör anahtarı
3. Ortasında vida yok mu?
4. Tiner iş görür

2'ye ekleme: Pürjör anahtarı şart değil, ortadaki vidayı gevşetip al havayı.
3'e ekleme : Vananın ortasındaki vidayı çıkarıp vanayı asıl.

3- ortasında vida yoksa kapk vardır, o kapağı kaldırırsan vida altındadır.

1. mümkün. kalite kaybı ya da gecikme yaşamazsın. büyük grup konserlerinde kablolu jak kalmadı zaten.
2. mümkün.

1- var ama pahalı. Ucuzunu bulursan %99 delay olur.

2- nasıl bağlamak istiyorsun, garageband'in efektlerini mi kullanmak istiyorsun? O zaman amfi almana gerek yok, bir usb ADC al, bir set de monitör al takıl.

Müzik, altyapı ritm falan mı vermek istiyorsun? Aux oluyor bazı amplerde o işini görür. Çift jack giriş varsa DAC alıp analoga çevirmen lazım.

Tek girişe ikisini de sokmak istiyorsan çoğaltıcı var ama kullanmasan daha iyi heralde.

Amfinin out'unu bilgisayara verip kayıt mı almak istiyorsun? O zaman da ADC'ye ihtiyacın var, fakat amfi out'ları adc için fazla güç veriyor olabilir, dikkat etmek lazım

Adc -> analog to digital converter (senheisser, behringer,m-audio max 100€'ya düzgün bişey alırsın)
Dac -> tam tersi ( bunun piyasasını çok bilmiyorum.)

Kur sepetinde bakmakda eknomik durumu degerlendirmek acisindan mantikli olmayabilir. Örnegin Namibia dolari karsisinda Türk lirasi deger kazansa bile gercekte bu degeri kazanimini hesaplarken cok kücük carpanlarla hesaplamak gerekir. cünkü Namibia dolari karsisinda türk lirasi iki katina ciksa ne olur, ticari iliskimiz yokki. bu nedenle tl deger kaybediyor derken asil agirlikli olarak dis borc ödemelerimizin oldugu dolar ve euro baz alinir. bu seye benziyor, eger pinpon oyanamayan biri ise pinpon topu karsisinda elimdeki paranin degeri düsse ne olur düsmese ne olur, beni ilgilendirmez. beni ve herkesi ilgilendiren ekmek karsisinda paramin degerlenip kaybettigidir. burada da ekmek dolar oluyor, bir sekilde herkes ekmege para ödüyor ve asil yogunluk onda.

kisaca dolar ve euro karsisinda tl nin degerlemesi gercek degerini 100% vermez, ama salliyorum %90 gercek derini verir cünkü ödemelerimizin %90 dolar ve euro üzerine. Bir de bunun yanin ingliz sterlinini, cin yuani, japon yenini, rus rublesini de kattik mi %99 bir degeri cikar. bunlarin disinda bir para birimi kullanmiyoruz ki uluslararasi piyasada.

Atıyorum Venezuela Bolivarı'na karşı değer kazandı diyelim, onu görmek istiyorsan döviz.com gibi yerler var. Ancak TL'nin Dolar ve Euro ile olan ilişkisi bu ülke için önemli olan mevzu. Diğerlerine bakıp ekonomiyi değerlendirmek epey komik olacaktır.

Dolar tüm para birimleri üzerinde bir baskınlık kurdu evet. Ancak Euro kurmadı. Peki bizde neden Euro artıyor? Çünkü asıl mesele bizde hacım. Diğer para birimlerinin kaybı ile TL'nin kaybını karşılaştırabilirsin. TL epey uzun süredir negatif ayrışıyor.

hello.

istediginiz şeyin adı "TL endeksi".

mesela dolar endeksi var, dolarin diger 6 para birimine gore degerine bakiyor. boylece sadece eurusd ile sınırlı kalınmamış oluyor.

TL dünyada çok ragbet gıren bir para olmadigindan, TL endeksi diye bir sey yaratan yok. zira dolar/TL zaten yeterli bilgiyi veriyor dünyaya. TL'nin degeri degisiyor diye dünyadaki diger paralar etkilenmiyor.

siz kendiniz bu endeksi olusturabilirsiniz. dolar, euro, yen, hong kong dolari ve yuan'a karsi degerini yazın bir kenara. ister esit, ister ağırlıklandırılmış bir sepet olusturun excelde ve gündelik kurları yazarak sepet degisimine bakın.

spoiler: uzun vadede usd/TL deki degisime yakin bir hareket elde edersiniz.

bir kac cesidi var bunun fixed-fixed yada fixed -float gibi.

burdaki asil risk faiz riski aslinda. yani usd tl swap yaptiginda usd icin libor faizi riskini tl icinde tribor faizi riskini aliyorsun.

ornek

Pay U.S. Dollar Float Quarterly MM Act/360 In Advance / Receive Turkish Lira Float Quarterly MM Act/360 In Advance

gordugunde gibi anlasma 1 yillikta olsa donem icinde quarterly faiz ustunden degerleniyor swap in degeri.

markayı bilmem ama servisler felaket kazıkçıdır sakın oralara gidip bayılma bu paraları . sanayideki hondacılara git. hiç bir sıkıntı yaşamazsın emin ol. ankaradayım 2011 hondam var ve hiç yetkili servise sokmadım hep sanayideki hondacılarla hallettim.

Sanayide frenciye git, diskler degismden de olur belki. torna yapilabilir inceden.

balatayi da bilindik bir markadan kendin al taktir, frencide de vardir belki.

ben kendi aracım olan 2010 sedan versiyonu için delikli ebc fren diskleri ve balatalarını ön - arka takım olarak 700 küsür liraya alıp taktırdım. orjinal halinden farkedilir derecede daha yüksek performanslı. mga ve e-disk markalarını da duymadım. genelde servisler uzun süredir trw takardı.

arka balataları n11'de 40 küsür liraymış. www.n11.com

sakın servise o paraları verme. azcık araştır, tonla alternatif var.

doktorlar der ki; hasta yatağında .ikilir. sende kendi elinle gidince, bunları da yapmamız lazım diyerek geçirecekler. Demişler işte, git balatacıya.

disk değişeceğinden emin misiniz? diskler sarf malzemesi değildir genelde. balatalar öyledir de, disk değişmez kolay kolay. sadece balata için de 1100 çok.

60 binde arabanın disklerinin değişmesi imkansız. balatalar içinde 1100 aşırı yüksek. 550de yüksek. başka bir şey olmasın o.

Normsinv(0.9) yazilan yer %90 cumulative pdf icin gerekli z-score'u veriyor olsa gerek.

Bana hesap sizin anlattiginiz kadariyla mantikli gelmedi, sd ile n^1/2 carpilmasi kismi anlamli bir sey ifade etmiyor. Eger yapilacak hesapta cok guzel denk gelmis sadelesmeler vs varsa bilemem, o zaman belki de mantiklidir.

Ön not: Bu tür hesaplamalara aşinayım. Ama senden önceki arkadaşın ne yaptığı hakkında anca spekülasyon yapabilirim.

Faizlerin volatilitesini hesaplamak üç aşağı beş yukarı benzer

Arkadaşın varsayımı günlük faiz değişimlerinin birbirlerinden bağımsız ve aynı şekilde normal dağıldığı şeklinde (ecnebi literatüründe independent and identically distributed normal distribution da deniyor). yani X senin faiz değişiminse X ~ N(0,sig) şeklinde dağıldığını varsayıyor. Yöntem doğrudur yanlıştır bilemem.

Standart sapmayı gün sayısıyla çarpma hesabı da faizler günlük olduğu için onu yıllığa çevirirken kullanılır. Normal dağılan bir rasgele değişkeni bir sabitle çarparsan ortalaması ve varyansı o sabitle çarpılarak dağılımı bulunabilir, dolayısıyla standart sapma da kareköküne kadardır. Yani Y ~ (mu,sig) ise a.Y ~N(a.mu, sqrt(a).sig) olur. Gün sayısının karekökü bu yüzden alınır.

Çıkan sonucu bir güven aralığı (confidence interval - yani ileride gelen değerlerin %A kadarı bu aralıkta çıkacak) çıkarmak için çarpmış olabilir. Direk standart hatayı verir. Standart normal dağılımdaki 0.95lik alanı kapsayan değer bulunur. Mesela 95% güven aralığı mu +-1.96*sigma şeklinde geçer ama normal dağılım çift taraflı simetrik olduğu için =NORMSINV(0.975) alırsın. Senin arkadaş 80% güven aralığı almış gibi gözüküyor. Bu piyasa volatilitesi değil, faizlerin çıkma ihtimalini gösteren bir göstergedir.

o numara icin ameliyat ol. eger lens kullanirsan muhtemelen yillar sonra retinan incelecek ve gozun lazerli ameliyati kabul etmeyecek. bi de konjoktivit belasi var.

O kadar düşük dereceye lens yok dedi bana iki göz doktoru da.

o kadar düşük derece için ne torik lens belasına ne de ameliyat riskine gerek var. ya gözlük kullanın yada bir şey kullanmayın bence. hele bir de hipermetrop yani, okuma gözlüğünüz olsun, yeter gider.

yakın gözlüğünü zaten sürekli kullanmak gereksiz. ameliyat ise ekstra gereksiz. hipermetrop muhtemelen yaşlandıkça ilerleyecektir zaten. şimdi olunan ameliyat, ikincisi gerektiğinde faydadan çok zarar getirecektir.

Birincisi lens korneayı inceltmez. Bu genetik bir durum. Kornea kalınlığı ve tipi genetiğinize göredir. Göz ameliyatlarında kesi yüzünden ya da göz hastalığından falan incelir. Ha uzun vadede kuruluk ve korneada cüzi yıpranmaya neden olur ki bu da kullanmayı bırakmakla düzeliyor.

İkincisi numaran gerçekten çok düşük. Bunun için ne lens kullanmaya ne de ameliyat olmaya değer. Sadece yakın gözlüğü yeter bence. Zaten onu da sürekli kullanmayacaksın.

kesinlikle gözlük.

gözlüğe 1-2 ay içinde alışırsınız, biraz deneyin.

lens korneayı inceltir. korneada kan damarı yoktur, havadan direkt difüzyonla beslenir. lens taktığınız zaman korneanın havayla temasını kesmiş olursunuz, uzun süreli kullanımda incelir. o yüzden lenslerin hava geçirgenliğinin yüksek olması önemli bir özellik.

Pek net bilgilerim olmamakla birlikte zaten o discovery dalislari icin bi sey istenmiyor daha fazlasi icinse discovery dalisi yapmanin pek bir anlami yok. Ayrica dalista uluslararasi kurallar gecerlidir hangisine gidersen ayni seyler gecerli olacaktir.

turkiyede fedarasyonun tanıdığı bir tek cmas dı (en son ne oldu bilemiyorum)
turkide olduğunu farzedersek ilk yıldız cmas al (2 yıldız olmadan dunya çapında dalışa gitme parana yazık) , 2 ci yıldızı SSI alırsın, denklikle beraber

Adam gibi hiçbir dalış merkezi saydığın federasyonlardan birinde aldığın bröveyi geri çevirmez takma kafana.

Türkiye'deki bir çok dalış eğitmeni de zaten birden çok sistemin eğitmenidir. Resmi olarak TSSF CMAS'ı şart koşuyor Türkiye'de dalış yapabilmen için Türk vatandaşı olarak (yabancıysan diğer brövelere izin var ama, çok mantıklı), ama dalış merkezleri dalma demez, hatta %80 bröveni başka sistemlerden almanı tavsiye edeceklerdir.

Aslında ne değişiyor dersen cevabım pek bir şey değişmiyor olur. Eğitmenler bir yıldız, yani temel eğitim için genelde sistemlerin zaten benzer olan eğitimlerini harmanlayarak bir eğitim programı oluştururlar, sana da bırakabilirler seçimi (Federeasyonların üyelik masrafları da değişkendlik gösterebilir).

Benim tavsiyem brövenin üzerinde yazanı takma, iyi bir dalış okulu ve iyi bir eğitmen seç. Gerisi hikaye.

Şimdi soruna özet cevap vereyim. Bu üç kurum da dünyada tanınan kurumlar, fark etmez.

1-) ilerler kullansan da ilerler gerçi.

1.gözlük takmak veya takmamak derecesini arttırmaz veya azaltmaz. gözlük sadece hayat kalitesini arttırır.
2. bilmiyorum.

1. ilerlemesi ile gozlugu kullanmak arasinda cok net bir iliski yok bildigim kadariyla, kullanmadigin surece kendine eziyet etmis oluyorsun ve muhtemelen her turlu ilerleyecek.

2. neden doktora soylemedin ki? tansiyon falan bir suru seye bakiyorlar normal muayenede, yapildi mi onlar? gerci bir rahatsizligin olmasa bile surekli ekrana baktigin icin normal olabilir bu, proje teslim donemlerimde falan benim gozlerim de mahvoluyorlar. belli araliklarla dinlendirmen, ekran parlakligini iyi ayarlaman ve calistigin pencereleri mumkun oldugunca koyu renge ayarlaman lazim.

gecmis olsun.

gözlük kullan gözün az yorulsun. artık lcd ekranlar nedeni ile ekranlar göze zarar vermez. sadece sürekli bakmak (ki sizin işte .. eğer şube içinde bir işte isen) sürekli bakmıyorsun. müşteri var filan... sadece göz kuruluğu yapar. onun için ara vermek en güzelidir.
dediğin şey yorulmaktan kuruluktan olabilir. ama göz tansiyonunu da bi kontrol ettir diyeceğim ama acıbademde etmedillerse .. zaten git paraın geri iste.
son olarak eski ekranlar interlaced idi. o yüzden yorardı. artık interlaced yok. o yüzden yormaz. şimdi sürekli kitap okumak gibi. ışık ayarını düzgn yap ama.

support.google.com

Arama sonucu da bu > goo.gl

yan yatıp kıvrılmış bir fleur-de-lis'e benzettim ama başka bir anlamı varsa bilmiyorum.

www.google.com.tr