Ekşi Duyuru

Parayı verince girersin. Muhtemelen okul bitince de Türkiye'ye dönmek zorunda kalırsın. Avrupa'nın Erzurum'u gibi düşün. Biraz esmersen, saçın kılların falan siyahsa konuşmazlar seninle.

Polonya avrupa'nın kalanına göre oldukça homojen bir ülke. Yani göçmen nüfusa çok alışık değiller. Okullara kayıt olmak kolay polonya için. bir haftada yüksek lisans kabulünüz tamamlanır. Sıkıntı vize almakta.

Son 3 yılda polonya türk öğrencilerin gözdesi oldu çünkü almanya ve benzeri ülkelere parası yetmiyor artık kimsenin.

Polonya da bu bir anda artan talep karşısında çok seçici davranıyor öğrenci vizesi konusunda.

Ülkede çok fazla özel üniversite var. Bazıları bizdeki tabela üniversiteleri gibi. Birçok türk de bunlara başvuruyor tam da sizin dediğiniz gibi ben oraya gideyim de sonra iş bulurum diye. Ama konsolosluk bunu yemiyor vizede. Hatta bir eğitim danışmanı birkaç üniversiteden gelen başvuruların çoğu vizede ret yiyor diye anlatmıştı.

Okullar bir akademik değerlendirme yapmıyor genelde. Ödemeyi alıyor, üniversite mezunu musun diye bir bakıyor sonra kaydını alıyor.

O yüzden başvurunuzun gerçekten bir yüksek lisans başvurusu olması lazım. Bir kere alanınızla alakalı olmalı. Yani atıyorum işletme, ekonomi bitirmiş adam yazılım yüksek lisansı yapacağım derse "ne alaka" derler. Ya da çok iyi niyet mektubu yazmanız lazım bunun işiniz için önemli olduğuna dair.

Normalde eğitim vizesi için sgk dökümü falan istenmiyor. Ama 33 yaşında bir başvurunun profesyonel kariyerini göstermesi vize için önemmli.

Konsolosluk eğitim başvurularını çok inceliyor. "Bu okumaya değil, okul bahanesiyle buraya yerleşmeye geliyor" algısını hissettiği anda ret diyor.

Adamların olayı şu, tamam gel eğitimini al, sonra ülkene geri dön. Bunu hissetmesi lazım vizede. Burada dönmenizi gerektirecek bir sebep sunmalısınız. Atıyorum şirketinizde yükselmek için yurtdışında yüksek lisans şartınızın olması bunu göstermeniz vs.

Çünkü son 2-3 yıl içinde yüksek lisans diye gidip dönerci olarak oraya yerleşen çok türk oldu adamlar da bunu istemiyor.

Mümkünse ciddi bir devlet üniversitesinden başvuru yapın. Bir eğitim danışmanıyla çok iyi bir başvuru hazırlayın. Öbür türlü büyük ihtimal okula kaydınız olduğu halde ret yemeniz yüksek ihtimal.

Bu arada ben 30 küsür yaşında lisans için vize alan örnekler duydum. Biraz da şans faktörü.

Polonya'da iş fırsatları ise sektöre göre değişiyor. Genelde köyden hallice derler ama büyük firmalar için şu anda eskiden Türkiye'nin olduğu pozisyonda. Bir dönem birçok şirket ucuz iş gücü sebebiyle Türkiye'yi tercih ederdi. Şimdi AB üyesi olduğu için, avrupa'ya yakın olduğu için genel merkezlerini buraya taşımaya başladı. Büyük şehirlerinde yazılım ve pazarlama konusunda çok ciddi iş fırsatı var. Polonyalı gençler de almanya'ya kaçtığından genç işgücü arıyorlar.

Eğer bütçeniz ve bilginiz varsa ticaret ve yatırım için daha uygun bir ülke. Çünkü AB üyesi olmasına rağmen birçok sektörde çok fazla açık var. Özellikle Türkiye'den uygun fiyatlı ürün alıp oraya satmayı düşünenler için fırsat büyük. Tekstil, mobilya, gıda vb sektörlerde potansiyel büyük.

Ama dediğim gibi bir göçmen olarak avrupa'nın kalanına göre uyum sağlamak daha zor. Özellikle fiziksel olarak göçmen olduğunuz belli oluyorsa, Lehçe konuşmuyorsanız zorlanmanız olası. İngilizce bilen insan sınırlı büyük şehirler dışında. 40 yaş üstü nüfus bile doğru düzgün ingilizce bilmiyor. Mesela almanya'da, belçika'da, hollanda'da ingilizce'yle yaşarsınız. burada varşova'nın merkezi dışında zorlanırsınız.

Sosyal olarak da iyi ve ılımlı insanları olmasına rağmen ciddi bir yabancı karşıtı hatta radikal sayılabilecek bir nüfus da var özellikle yaşı büyük olanlarda. Çok fazla işgal gördükleri için toplumsal hafızaları yabancı karşıtlığına evrilmiş. Birçok polonyalı için türk pasaportunuzun olması doğrudan "müslüman göçmen" sınıfına sokuyor onların gözünde sizi. Koyu katolik hatta bağnazlık seviyesinde katolik oldukları için fiziksel şiddete kadar varan durumlar yaşanabiliyor münferit olarak. bu arada adamlar herkese mesafeli. Özellikle din konusunda hassasiyetleri avrupa'ya göre daha yüksek. Bizdeki %99 müslüman ülke muhabbetinin benzerini birkaç sosyal medya postunda görmüştüm. "Burası %90'ı katolik bir ülke, göçmenler bunu unutmasın" gibisinden yazıyorlar:D Yani ortodokslara da mesafeliler. Yahudilere de. İngilizce konuşan birini gördükleri anda dönüp bakıyorlar. Mesela koşer ve helal et satışının yasaklanması konu oldu bir ara. Müslüman ve yahudi nüfus kolkola eylem yaptı ki çok kolay bir araya gelmezler bunlar.

Kolay bir ülke değil yani. Türkiye'de orta sınıf bir beyaz yakalı için yaşam şartları sadece bir miktar daha iyi sayılabilir.

hocam ürün türkiye'de olmayan bir ürün değil, sadece amazon'da yok sanırım. bence ürünü yetkili servise gönderin, onlar bir baksın. zira bazen doğrudan onlar da yenisini gönderebiliyor.

@aman üstüme geliyorlar

farklı bir model vermiyorlar, daha ucuz bile olsa. onu da sordum. illa aynı satıcının stoğunda olması gerekiyor.


@shadowfollower

HP Türkiye'yi de aradım. Bizim ürünümüz değil dediler. Tek yetkili Amazon ve o da yurtdışından getirip direk satıyor. HP bu tip ürünlerde tamir olmuyor direk değiştiriliyor dedi. Amazon gibi bir firma istese anında çözüm bulabilir biraz yokuş gibi geldi bana.

dolandırıcı ise büyük ihtimalle hiçbir şey yapamıyorsunuz. tim ara sıra dolandırıcı firmalar ile ilgili uyarı mailleri yolluyor, şu ülkede şu firma vb. diye. hiçbir mailde de, paranız kaldıysa şurasıyla iletişime geçin türü bilgi yok. anca dikkat edin tarzı.

ama yine de tim ile irtibata geçmek ve onlara bir sormak faydalı olabilir.

üzgünüm ama bu şekilde dolandırıldığınız ile kalırsınız. en garantisi ithalat işlemlerinde akreditif kullanmak.

tam anlamadim ama karttan para mi cekilmis? aktarma deyince transfer gibi geliyor kulaga (iban ile)


eger karttan cekilmis ise o zaman chargeback yapabilir. daha fazla yaptigi bi mudahale yok. chargeback'in suresi var turune gore maks 30 ila 120 gun. ondan sonra isteseniz de olmuyor. "supheli" diyorsaniz kartinizi da bloklayin malum yine olabilir.

Yüksek lisansı salla, bu iş pratik işi.
Öncelikle ingilizcen ÇOK İYİ olsun, eğer bu alanda eksikliğin varsa önce mutlaka onu çöz.
Sonrasında network sertifikalarını öneririm (CCNA iyi bir başlangıç)
+ olarak az da olsa scripting öğrenirsen çok işine yarar, linux bash scripting, powershell, python vs.

İlerlenebilecek en iyi durak --> siber güvenlik. Şu anda en çok adam açığı güvenlikte, o yüzden düşük tecrübeliler için bile en yüksek maaşlar da orada diyebiliriz. mesela daha mantıklı. Tavsiye olarak da türk telekom, beyaznet, innovera, turkcell, bilge adam, cyberwise gibi firmaların yeni mezun programlarına katılmanı öneririm. Practice makes perfect.

Linkedin için ipucu: bir profil oluştur, tanıdıklarını ekle, tanımadıklarını follow et. atıyorum git fortinet'te manager'ları arat, onları takiple. Zaman içerisinde feed'den yorumlarla insanlarla arkadaş olursun zaten. Öğrendiklerini anlattığın bir blog aç, o blogu paylaş, içerik üret yani.

Yurtdışına gitmek istersen de uluslararası "teknik" sertifikalar (ccna, ccnp, cissp vs gibi) her zaman daha geçerli olur.

Yasin 29'dan kucukse isbankasinin ilanlari var su anda. Giris seviyesi eleman ariyorlar, siber guvenlik alaninda da araniyor. Yurtdisi icin sertifika / yl'den ziyade is tecrubesi daha onemli olur. Network / guvenlik alaninda once is tecrubesi sonra da sertifika one cikiyor.

Not: giris seviyesine 7-8 veriyolar sanirim net olarak

yüksek lisansı boşver. hiç bir işe yaramıyor :)

ccna bence iyi bir başlangıç. ek olarak forti veya sophos sertifikasyonlarına da bir bak derim. hattan forti nse-2 ye kadar ücretsiz diye biliyorum. tabi makbul olan nse-4.

bu işin geleceği bilgi güvenliği. o yünde ilerle. yazılmış ama bende yazayım. 3-5'e bakma bir yere junior olarak gir tecrübe kazan.

Ccna networkun alfabesi. Olmazsa olmazı yani. Bunu alıp öğrenip sonra core network, güvenlik alanları, ses alanları vs kırılım yapabilirsin.

Selamlar,

2011'den beri sektörün içindeyim networkten siber güvenlik içerisine doğru evrilen bir kariyerim oluştu zamanla. Sertifikalar bana hem üreticinin hem de kullanıcının kendisini pazarlama taktiği gibi geliyor. Adamlar sertifikadan dünyanın parasını kazanıyor, bende 3 tane üreticinin sertifikası var ancak hepsi expire durumda zira sürekli para vermek can sıkıcı ve işin yoğunluğundan oturup çalışmaya artık vakit kalmıyor. Dumpları ezberleyip sertifika sahibi olan bildiğim çok insan var. Sertifikanın şöyle işe yarar 1- Karşında işten anlamayan ve işe alım yapan birisi vardır, 2- işe alacak firma ihale şartlarını sağlaması için sertifikalı adam arıyordur.

Arkadaşların da dediği gibi tecrübe ve dil en önemlisi çevre zamanla oluşur benim tavsiyem her işe dokunmaktansa bu alanda zevk aldığın bir konunun tüm yönlerini bilmen siem olur waf olur pentest olur vb.

kasko poliçenize bakın. toplam 14 gündür çoğunluk poliçede. bir de bol bol yaygara kopartın.

Kasko değil yetkili servis problemi bu. Dünyada parça beklerken kaskodan ikame araç alan nadir ülkelerdeniz. Parça ellerinde olmak zorunda. Yoksa size araç temin etmeliler

firmaya göre farklılık göstermektedir. Örneğin PSA grubu araç serviste olduğu sürece ikame araç tedarik ediyor. geçtiğimiz sene 40 gün kadar ikame araç ile gezdim :)

ama şuan da bütün sektörlerde bir "MÜCBİR SEBEP" bahanesi ile işler yapılmıyor veya yasal haklarınız kullandırılmıyor.

Gezer internasyonel

www.decathlon.com.tr

decathlon iyidir fiyat performans olarak

her şeye girer de kullanımını değiştirip değiştirmediği önemli. suya bile girer ama suyun kendisine değil de damacanasına veya şişesine girer vs. her şey dijitalleşebilir yoksa.

soruyu doğru mu anladım bilmiyorum ama.. kokular ve tat diycem. parfümler mesela..

duygular, hisler, farkindalik diyorum ben. bunlar insani seyler. (duygu-his hayvanlarda da var). bir cihazin/robotun kendisinin varliginin farkinda olmasi mumkun olur mu? bence olmaz, yani umarim olmaz.

Gıda

vize evraklarını verdikten sonra çek gitsin.
kontrol etme gibi bi sistemleri yok, bankayı arayıp soramaz, sorsa da bilgi alamaz kişisel bilgin o senin.

en fazla güncel ekstre isterler o zaman da parayı tekrar bulup buluşturursun hesaba yatırırsın

rahat bırak, dönerse senindir.

bir süre sevmeyin. kendisini sevdirmek için onun size gelmesini sağlayın.

yok ya stocks o verileri yahoodan cekiyor. bazi gunler iyi calisiyor bazi gunler cat diye gidiyor.

vals yani bi dans sarkisi bu aslinda cok da klasik degil tur olarak. folk tarzi gibi geldi bana.

Hangi amaçla gidiyorsun öncelikle bunu belirlemelisin. Eğer yüksek lisans ise özellikle niş bir okulu seçmen şansını arttırır.
Ek olarak genellikle avrupa ve ingiltere tier4 vize istiyor bir iş bulmak için şirketin senin adına tier4 vizene sponsor olması gerekiyor ve bunun çok kolay olduğunu söyleyemem ama imkansız değil.
İngilterede okul bittikten sonra oturma iznin 6 ay hollanda da 1 yıl mesela bu orada kalıp iş arayabileceğin süreyi arttırıyor.
Eğitim için çoğu şirket ücretsiz danışmanlık veriyor ama gidip sadece fikir almanı sonra başvuruları kendin yapmanı öneririm. İstanbuldaysan atlasedu ve edcon var nişantaşında fena değiller.
Kolaylık olarak da kanada ve avusturalya şeklinde duydum özellikle ama biraz detaylı araştırmalısın birkaç kaynaktan özellikle orada çalışanlardan onlar daha yardımcı olurlar.

kanada yada avustralya. daha once abd tecruben varsa bence acentaya, sirkete ihtiyacin yok. universitelere basvurmaya basla, acceptance gelince vize basvurunu yap. geldikten sonra okurken immigration avukati bulup yardiracaksin. gocmenlik kurallari devamli degisiyor o yuzden simdiden soyle ya boyle yap demek yanlis olur. zamani gelince bunlari avukatla konusmak lazim.

hep et verdiğiniz için alışmış işte, vermemeniz gerekiyordu o kadar. benim de önüme hep et konsa, ben de diğerlerini yemezdim. önüne kuru mama koyun, acıkınca elbet yiyecektir. oradan alışır bir şekilde.

hayvanların da zamanla bi damak tadı gelişiyor. benim kedi yavruyken her bulduğunu yerdi, önce mama seçmeye başladı şimdi proplan mamadan başka mamayı yemiyor. bi kere maması bitince idare etsin diye sucuğu hafif kızartıp koydum önüne aç kaldı gene de yemedi hayvan.

tabi bu zevklerinin değişmesini istiyorsanız biraz diretmeniz lazım kedi alışana kadar. gereğinden fazla beslemeyin, kısırlaştırdıktan sonra ışık hızıyla şişmanlıyorlar ne olduğunu anlamıyorsunuz.

Alıştırmışsınız. Mecbur yer. 1 aç kalır 2 aç kalır

Mama vermiyorsaniz, tavugu eti haslanmis pirincle blenderda karistirip vermeyi deneyin isterseniz

Reçeteli 5 küsür, reçetesiz 11 gibi yuvarlak hesap. Reçete ücreti dahil.

Bayağı fark varmış. :(

ama reçeteye ilave hekimlik ücreti de girecek. yol parası ve harcayacağınız zaman da girince bence ayda 1 kutuyu imkanımız varsa nakit alın.

sık sık olmasa da baileys. fiyatı ne olursa olsun bir şekilde alacağım ürünlerden birisidir.

var, çay.

Zara'nın Black Tag serisi çok iyi. Arada bakarım yeni ne var diye

Aslında sevdiğim markalar var ama fiyatı ne olursa olsun alırım diyemiyorum. Fiyat önemli.

işin alışılagelmiş yöntemi zımpara yapmaktır. yeni boyanın tutunması için. İlla kimyasalla sökmek istiyorum diyorsan da şöyle bir ürün var :

www.mesakimya.com

boya sökücü kimyasal dökeceksin haliyle tiner belki işe yarar yada hidrolik sıvısı.

Caramio?

Türkiyede üretilen karamelli şeylerin alayı yalan dolan. İflah olmaz bir karamel hastası olarak bu acı gerçekle yaşamaya çalışıyorum.

bisküvi olmasa da belki işine yarar;
www.google.com.tr
migroslarda var, seviyorum.

Değiştirmeyi düşünmüyorum geçen gün kayıp ruhsat yaprağı için emniyete gittim tam bir özürlü yuvası. Oraya oraya oraya kafayı yicektim. Bide kimlik taşımıyorum ehliyet var diye yenisi geçmiyormuş Son güne kadar devam.

Güncel fiyat ne ki hocam? Değecek bir miktar mı?

güncel fiyat 15tl

Gidip degistir kafan rahat olsun. Zamli degistiriceksin enjnde sonunda.

nasil on kat artiyor oyle fiyat yahu? ben de son zamanlarda degistirsem mi diyordum ama simdi daha bir heveslendim.

Bence o kadar artmaz. Hep öyle dedikodu çıkarıyorlar millet bir an önce yaptırsın, paralar gelsin vs diye ama sonunda dedikleri şey olmuyor. Ben değiştirmeyeceğim şimdilik.

boş bir vakit denk gelir de emniyetin önünde geçiyor olursam anca giderim.

her ne kadar 100-150 tl olsa da elimdeki ehliyet de 2019 a kadar geçerliymiş.

e hani bu ehliyetler yeni kimliklere entegre edilecekti falan yalan mı oldu?

ben değiştirdim eskisi parçalanmıştı.
şuradan randevu alın.
surucurandevu.egm.gov.tr

evde iki dişi kedim var. kuş sorunuza kadar her şeye cevabım evet. kuş konusunu bilmiyorum.

Kedi kendi başına yaşar sorun olmaz, kuş konusunda iki hayvanın da yaşları önemli erişkin hayvansa olmaz.

Kolay değil, bi çocuğa nasıl bakılıyorsa aynı şekilde özen ihtimam göstermen gerekiyor. Yani kediyi aldım mamasını önüne koydum kumunu temizledim her şey yolunda gibi olmuyor ne yazık ki. Kuşla beraber yaşar mı bilmiyorum ama yavru değilse akşama kadar evde tek kalması sıkıntı çok sıkıntı yaratmaz. Ha biraz canı sıkılır ama akşam beş dakika fazla oynarsın unutur sıkıldığını.

1 kedi ile başladık 2. kediyle devam ediyoruz. İlk kediyi aldığımızda evde iki kuşumuz vardı. Şimdi sorularına sırayla cevap vereyim.

Mama ve tuvalet temizliği öyle saatlerini alan bir şey değil. Mamasını koyuyorsun o zaten kendi namnamnam yiyiyor. Tuvaletini temizlemekte 2 günde 5 dakikanı alacak bir iş.

Şimdi baştan şunu bil. Sen de tüy döküyorsun hem de inanılmaz derecede. Bu hayvanın kılı, tüyü elbet dökülecek ve dökülüyorda. Türüne göre değişmekle beraber eğer küçükken taramaya alıştırır ve düzenli tararsan evde öyle sandığın gibi tüy topakları, yumakları oluşmaz.

Kuşla beraber yaşama işi tamamen şans. Kimisi alışıyor beraber uyuyorlar bile kimisi alışmıyor. Bizim ilk kedimiz tekir. 3 aylıkken falan geldi. Kuşa alıştırmayı denedik ama olmadı. Tekirler de bir iç güdü var çok zor alışıyor kuşa. Biz de çareyi kuşu oturduğumuz oda da yüksek bir yere asarak bulduk. O şekilde birlikte yaşıyorlardı ta ki 2. kedimiz gelene kadar. :) 2. kedimiz ilk kedimize göre daha atletik. Baya yükseğe atlayabiliyor. Bir gün onu kuşun kafesinde otururken yakaladık :) Ama kuşta bir şey yoktu merak etme. Kafese girmiş oturmuş, karşılıklı bakışıyorlardı. O günden sonra kuşun olduğu odayı biz evde yokken kapalı tutmaya başladık. Ama alışmaz diye bir şey yok. Çevremde kedi seven ve besleyen çok insan var. Onların kedileri kuşlarla arkadaş. Yani tamamen şans.

Aklına başka takılan konu olursa yardımcı olmaya çalışırım.

bizimki yapamadı kuşla. sürekli darladı hayvanı. en son kafesini yere atmıştı zor kurtardık. 3-5 gün ellemez. sonra bi işten gelir bakarsın zarar vermiş kuşa, kahrolursun. o riski alma. başlarında da duramayacaksın.

bizim kedi dünyanın en uysal ve barışçıl hayvanı. evde hamsterlar ve kaplumbağalarla uzun zaman yaşadı. hatta hamsterları önüne koyardık annesi gibi yalar temizlerdi hayvanları. sonra bir dönem geçici olarak kafes içinde kuş getirdik eve. düşün o sakin hayvan bile kuşa kayıtsız kalamadı, devamlı taciz etti, dibinden ayrılmadı, birkaç defa içeri pati sokmaya çalıştı, kuş öttükçe delirdi. kabus gibi bir haftaydı.

bakımının kolaylığı kişiye göre değişir. bence su kaplumbağası bakmaktan daha kolay. haftada bir-iki defa kumunu değiştireceksin (ki maks. 5 dakika sürüyor), sabah akşam mama su koyacaksın, bir de düzenli veterinere götüreceksin, hepsi bu. evde yalnız kalır. tüy sorununu da tarayarak çözersin. ama kuş işi bozuyor işte.

kedi dediğin hayvan epeyce zeki evin ağzına sıçabilyor bazen.
mesela bizimki tüm kapıları ve çekmeceleri açabilyor. mesela paspası alıp kumun üstüne örtebiliyor ya da her yeri tırmlayıp tüm koltukların ebesini belliyor.
tavsiyem kesinlikle insan yemeği vermeyin alıştırmayın. yoksa menemenden poğaçaya evde arkanızı döndüğünüz an her şeyi yiyor. çöpleri deviriyor dış kapı kiliteizse açıyor biizmki bu arada hem mutfak hem banyo çöpü. banyo çöpünden ped çekmeceden de don çıkartıp misafire göstermişliği var. amma velakin sevimli hayvan pisliği bl olsa da.
şimdi mesela ben makyak masama açıkta hiçbir şey koyamıyorum
Not: evarkadaşımın kedileriyle yaşadım hiç kendim kedi büyütmedim.

kediler de insanlar gibi huyları karekterleri farklı farklı . ben 16 yıldır birçok kedi besledim . şu an iki tane var evde . @fasulyek senin kedin gibi bir kedim hiç olmadı mesela . hep aynı yerde oturup kapı kapalıysa öylece beklediler.
hatta bir gün yanlışlıkla banyonun kapısını kapatıp işe gitmişim kedimin tuvaleti de banyodaydı . akşam eve geldiğimde banyonun kapı önünde onu kesik kesik miyavlarken buldum kapıyı açar açmaz kumuna koşup tuvaletini yaptı bütün gün tutmuş zavallım.
genelde çok ağır abi kediler bana denk geldi şimdiki de nerede nasıl uyuduğu bellidir hiçbir yeri karıştırmaz ellemez dağıtmaz .kendi maması dışında bir şey yemez mutfak kapısı açık olsa da girmez.

Kedi beslemeyi bir insani oldugu gibi kabul etmek gibi dusun. Koltuklari, bazalari tirmalayacak, ama sen bunu yaptigina yeri gelecek mutlu bile olacaksin cunku bileceksin ki ne zaman mutluysa o zaman tirmaliyor. Isten eve gelince cocuk gibi sadece onunla ilgilenecek ve oyun oynatacaksin, yorgunken bile onceligin o olacak cunku her gun ayni saatte ayni seyi yapmazsa inatci bir sekilde diretecek bir canli olacak. Yeri gelecek hastalanacak veteriner masrafi cikacak, periyodik olarak veterinere gotururken kovalamaca oynacaksin, kutusundan oyle bir bagiracak ki organ mafyasi kediyi kaciriyor sanacaklar sdafgsfa. Perdelere tirmanacak. Tuy dokecek. Yemegini vermek ve kumunu temizlemek en basit sey kalacak bunlarin yaninda ama tum bumlara ragmen sabah uyandiginda senin tepende prr prr sesiyle sana gozlerini kisarak bakmasi hepsini unutturacak ve iyi ki o yanimda diye dusuneceksin.

Kusla beraber yasayacagini pek sanmiyorum ama kedilerde karakterler cok degisken kimisi cok uyumlu olabiliyor.

Rutin işleri basit, sıkmaz.Ve evde olmaları çok mutluluk verici sürekli onların ne şaklabanlık yapacağını takip ediyorum. Artık çevremdekiler kedilerin resimlerini görmekten bıkmış olabilirler. Ancak resmi büyük görmeniz için olumsuzluklarını da yazacağım. Sizin için ne kadar önemli ya da değil ona göre karar verirsiniz.
1- Kedi alerjisi ya da tiki olan insanların eve gelmesi sorun, başta bi odaya koyarım diye düşünebilirsiniz ama o öyle olmuyor. Alışmadıysa o odada kapalı kalmaktan hoşlanmıyorlar. (Benim çözümüm kedi sevmeyen gelmesin, burası onun da evi )
2-Hastalanabiliyorlar, Bu hem maddi hem manevi bir sorun. Kedin hasta sürekli kusarken onu bırakıp işe gidemiyorsunuz ama iştekilere kedim hastaydı veterinere götürdüm dediğinizde pek iyi karşılamayabilirler. Ve onun hasta olması çocuğu hastalanan bir anne gibi sizi manevi anlamda da ciddi etkiliyor, kedim kustuysa gece 3-4 defa kalkıp kontrol ettiğimi uyuyamadığımı bilirim.
3- Bir kedinin aylık kedi kumu, maması, yaş maması, aşıları, ve hastalanması durumunda tedavi masraflarını araştırıp hesaplayın. Bütçeniz buna elveriyor mu ?
4- Tatile giderken bakabilecek birileri var mı çevrenizde? 2 günde bir en azından kontrol edilmeleri aklınız kalmaması için önemli. Yanınızda götürmeniz 20 gün altı seyahatlar için tavsiye edilmiyor, yeni ortama alışmaları ve uyum sağlamaları kolay değil.
Normal bakımları dışında evin düzenini onlara göre ayarlamanız gerekiyor,çünkü onların dünyasından bakınca olaylar şöyle :
masanın üstünde kalanlar yere atılıp oynanacak oyuncaklar.
Klavye oturmak için en güzel yer.
Saksıdaki çiçeğin yaprakları yenecek ve toprağı yere dökülecek.
Gündüz miskin miskin uyuma zamani.
Gece saat 02:00 koridorda koşturup mama kaplarını çekiştirme zamanı.
Sabah 6:00 yemek zamanı, yatak odasının kapısı kapalıysa tırmalanacak , açıksa annenin yüzüne pati atılacak, uyanmazsa burnu yalanacak. Ayak parmağı ısırılacak. Şeklinde uzar giderm :) Sahiplenmelik 4.5 aylık beyaz erkek bir yavrumuz mevcut :)

bizde de iki kedi var. ilk kedimizi sahiplendiğimizde bebekti, ikinci yaşına geldiğinde bir kedi daha aldık ve şu an bir yetişkin bir bebek kedimiz var.

şimdi keşke en başta iki kedi birlikte alsaydık diyoruz, birbirlerini çok sevmelerinin ve birbirleriyle oynamalarının dışında, büyük kedimiz bayağı problemliydi, davranış bozuklukları vardı. çişini her yere yapıyordu; yorganlara, halıya, koridora, kendi yatağına, üstümüze... ve devamlı miyavlıyordu, sıkıntısını anlayamıyorduk. diğer kedi gelince bu davranışlarını bıraktı. insan değil kendi cinsinden bir arkadaş istiyormuş.

tuvaletine yaptıkça tuvaleti hiç problem değil, tüy bırakıyorlar ama evinizi düzenli temizliyorsanız o da problem değil. alıştıktan sonra kedisiz ev çok boş geliyor.

evde dokuz kedi var ve evdeki dört köpekten daha az yorucular inan bana.

maalesef böyle bir program yok ios ta.

Macgo Iphone Cleaner

www.macblurayplayer.com

valla ben telefonlarıma gönülden bağlanıyorum işimi görememeye başlayıncaya kadar kullanıyorum. zaten iş göremez olduğunda ömrünü de tamamlamış oluyor.

Cok kafa yormussun.istiyorsan gidip her ay degistirirsin abi kime ne.her ihtimalde kasa kazaniyor,fazla kasmaya gerek yok.

ben biraz hor kullandığım için telefonumu genelde ucuz bir şey alıp gittiği yere kadar kullanıyorum. misalen geçen sene 550ye aldım bi sıkıntısı yok hala. ondan öncekini de 600e alıp 2 yıl kadar kullanmıştım.

Her sene değiştirmek mantıklı değil bir seri geriden takip etmek mantıklı mesela şuan ikinci el iphone 6s alınır elindeki iphone 6yı satıp. 7s çıktığı zaman da 7 alırsın ikinci el temiz bir cihaz böylece hep güncel telefon kullanmış olursun arada 300-400 oynar

@gözü açık sevişen yahudi

tam isabet. geçen ay çok temiz 6s plus aldım. kayıt ettirdim. karla satıp 7 plus almayı düşünüyorum. 300 tl net karlı bi teklif geldi. 500 tl kar istiyorum kararsızım.

Kurumsal olmayan firmalarda çalışmak çok sıkıntılı. Kurumsal bir yer olmadığı sürece hiçbir mantığı yok.

peki şu an hem mesleğinle alakasız hemde çok çok saçma bir işte çalıştığını düşünmüyormusun?

Ahkam kesmiyorum, lütfen öyle düşünülmesin. Siz kendinize ne değer verirseniz çevreniz de onu veriyor.
Çalışmazsam dünyanın gerçeklerinden anlamadığımı düşünecekler diye düşünmüş olabilirsiniz, çalışmazsam kibirli ve aptal olduğumu düşünürler diye düşünmüş olabilirsiniz.
Kendi iş yerinizde olmayabilir ama sizin bireysel olarak mesleğinizde geleceğiniz olabilir. Körelmeyin ve sizden daha aptal insanların altında çalışmayın.
Sevgiler

Ben de mesleğimi yapmıyorum ama bahsettiğin yerde çok vizyon sahibi olamayabilirsin. Bari kurumsal bir şirkette çalışsan deneyim kazanmıs olursun. Kısaca oranın 1 numarası olsan da uzun veya kısa vadede tatmin etmez.

küçük yerlerde iş öğrenilir, işinle alakasız bi yerse siktret

belli ki hala fanboy'luktan kurtulmuş değilsiniz yaptığınız yorumlardan gördüğüm kadarıyla ve sizi hala iphone tatmin eder. boşverin, saygınlığa ve sosyetik olanına koşun siz.

s5 kadar iyi telefon az bulunur
s7 edge ile yapacaklarınızı s5 ile yapabilirsiniz hic bi kesinti olmadan.
ve 1300 tl ye.

s7 edge kullanıyorum bir aydır. aynı senin durumundaydım. 3 yıldır iphone 5s kullanıyordum. ip7'yi mi beklesem s7 edge mi alsam derken aldım edge'i süper rahatım. ip7 alsam temasından tut uygulamalarına, bütün ayarlara şuna buna kadar her şey aynı olacaktı. 7'de yapıp da 5s'de yapamayacağın hiçbir şey olmayacaktı. tamamen aynısı sadece dışı değişik olacaktı. o kapalı ekosistem beni bunaltmıştı anlayacağın. o yüzden androide döndüm.

ha dersin ki ben stabiliteyi seviyorum, yaptıklarımın sınırı olsun ama kafam rahat olsun, derdi tasası olmasın. hep ilk günkü gibi olsun ve değer kaybetmesin. ip7 al. bu yönden düşünene de sonuna kadar hak veririm. bir ay olmasına rağmen bazı değişiklikler yapayım derken bok ettim telefonu. sonra toparladım gerçi ama olsun sonuçta uğraştırdı. kernel, rom vs kimine göre uğraştırıcı angarya.

s7 edge alacaksan değer kaybetmesini de kabul edeceksin. dediğim gibi ben sıkılmıştım s7 edge rahatlattı. bir sene sonra ip7s çıktığında dönecek olursam 1000-1500 tl'ye satmayı, 2 sene sonra ip8 çıktığında dönecek olursam da 750-1000 e satacağımı kabullendim. ama 2 senelik ip6 çok rahat bir şekilde 1500'e gidiyor hala.

prestij ve eskime konusu ise şöyle; iphone 2 senede bir kasa değiştiriyor. bi sene normal model bi sene s çıkıyor. ama samsungda veya diğer android üreticilerinde bu yok. sürekli kasa yenilendiği için seninki ister istemez 2 sene sonra çok eskiymiş gibi duruyor. çünkü piyasada seninkinin üzerine çıkmış 2 model oluyor hatta 3. modelin leak fotoları vs çıkmış oluyor.

karar sende. sıkıldım, bunaldım iphonedan diyorsan 1 sene 2 sene al takıl dön iphone'a. ama ben aldıktan sonra 3-4 sene kullanıcam dersen iphone al geç.

Android alıyorsun ilk başlarda diyorsun ki olum ben mal mışım bunca yıl Apple'a domaldık boş yere. Biraz süre geçiyor senin elindeki telefon o kadar çabuk eskiyor gibi geliyor ki sana keşke iphone alsaydım diye onu yarı fiyatına (alan olursa android 2.el piyasası leş mk) satıyorsun üstüne bir daha borçlanıp apple alıyorsun.

custom rom atarken yaptığın işlemleri yapıp( Wipe system, dalvik cache reset gibi) stock rom atsan olur.

wipe system, dalvik cache reset yaparsan stock rom'a dönmezsin. Yalnızca son yüklediğin rom'un ayarlarını sıfırlarsın
FTF dosyasını flashtool ile yüklemen lazım sıfırdan (flashmod'da). dosyayı bulamazsan forum.xda-developers.com xperifirm ile indirip decrype-create işlemlerini flashtool ile yapıp kurabilirsim.
soru olursa mesaj atarsın kolay gelsin:)

valla dun alman televizyonuna verilen mulakatta alimlarin yapilmaya baslandigi soylendi. kpss ile fln almiyorlar anladigim kadariyla artik.

Bende dışişlerine sözleşmeli eleman aradıklarını duymuştum. Cepten cebe mesaj göndermişlerdi. Anında da buldular.

Yahu ne ara başladılar milleti içeri doldurmaya, Web sitelerinde hiçbir bilgi yok. Ne mesaj ne bi duyuru. Biz nasıl ulaşacağız bu şahıslara. İş yine tanıdık, torpil meselesine mi döndü yani?

el altından yapılıyor ya da yapılacaksa yazıklar olsun

torpilsiz olur mu o işler la?

memurlar.net'e bak

www.dpb.gov.tr

fethullah gülen gider x cemaati gelir, onun müritleri kadrolaşır. sıradan vatandaş için değişen bir şey olmayacak..

Yalnız açığa alınanlardan aklanmış olanların geri dönme ihtimalleri de var. O yüzden bu kadar hızlı alım yapılması doğru olur mu bilmiyorum. Hoş ne doğru ki bu ülkede!

Web sitelerindeki bilgiler yetersiz. Sayılar çok az. O ilanlar 3 5 kişilik özel yetenekli falan. On binlerce kişi atıldı.

Biz burada sadece vakit kaybediyoruz. Bunun mutlaka başka bir yolu var ve bilenler söylemiyor. İçeriden birileri mi yönlendiriyor bilmiyorum artık ama püf noktası olduğu kesin.

Efendiler, açığa alınmak atılmak değil tamam ama açığa alınanların geri dönemeyeceğine dair bir yazı okudum. Khk 667'ydi sanıyorum.

yakın bi arkadaşım gümrük bakanlığında çalışıyordu. eşi de işsizdi hop diye sözleşmeli gümrük bakanlığında çalışmaya başladı 4-5 ay önce. Sanırım haklısınız arkadaşlar normal vatandaşın kamu kurumlarına girmesi için çok çooook çoooooooook çabalaması gerekiyor.

aynı durumdaydım, anksiyetem olduğu ortaya çıktı. ilaç tedavisiyle birlikte psikoterapi alıyorum. sadece ilaçla olacak bir iş değil mesela bendeki.

evet öncelikle tahlil yaptırmanızı öneririm.

bir kesit aktarmışsın, sırf "öfkelilik" üstünden ne dense yalan olur çünkü sen bir makina değilsin ki "öfkelilik" parçanı söküp yerine yenisi takılsın tamir edilsin, hem o dediklerinin ırsi bir tarafı da olabilir pekala, kimisi sebepsizce "sadece öyle" olur.

belki de o sana denilenler seni bastırıp sindirmek, o "fevri" falan hareket ettiğin durumlarda onların haklı olduğunu sana kabul ettirmenin bir kılıfıdır o da bir ihtimal.

tamamen sinirsiz mi olalım diyom öyle diyenlere ben, öyle put gibi mal gibi.

baskomutanimiz bugune kadar kendi cikari disinda bir sey yapmadi, eger basina bir sey dusmediyse tabi ki gelen gideni aratacaktir.

1- mevcut tasfiyeler zaten zamanında kendi doldurdukları adamlar. öyle kadrolaşma falan dışarıdan olacak bişey değil. aldıkları anayasa mahkemesi üyesini oraya getirebilmek için zamanında 40 takla attılar, aldıkları öğretmenleri doldurabilmek için kopya skandalında "tatmin oldu"lar, aldıkları askerleri yükseltebilmek için ergenekon yalanını uydurdular, vs. yeni gelenler de biat yoluyla seçiilecek, hiç şüphen olmasın.

2- bir Türk atasözü der ki, rüzgar eken fırtına biçer.

doların pazartesi sabah 3,05 seviyelerinden açılacağını ve sonra yavaş yavaş düşerek 2,95 seviyelerinde günü kapatacağını düşünüyorum.

Kimse bilmiyor. Borsayi acip acmayacaklarina, acarlarsa yerli / yabanci yatirimcinin borsadan hizla cikip cikmayacagina bagli biraz.

Kronometre mekanizması düzgün olan saatlerin hepsinde bu şekildedir, zira kronometreyi kullanman gerektiğine göre zaman hassasiyeti de önemlidir ki bu yüzden büyük alanda saniye gösterilir. İlla içi şekilli şüküllü olsun ama saniye de büyük olsun istiyorsan kronometre yerine takvimli saat alabilirsin. Şu gün ay, 24 dilimlik saat gösterenlerden falan...

Rolex'te saat modunda büyük saniye sabit duruyor, küçük dairenin içindeki saniyeyi sayıyor. Kronometreyi çalıştırınca büyük olan saniye dönmeye başlıyor.

Her saat markası için geçerli değil bu söylediğiniz durum. Mesela bende kronometre özellikli Chronotech marka bir saat var ve saat kipindeyken büyük saniye hareket ediyor. Bu durum kalite ile alakalı mı bilmiyorum fakat her mekanizma aynı çalışmıyor, bundan eminim.

Metro ile Yenibosna'ya gec ve oradan taksiye bin

Metrobusle sirinevlerde in
Taksi tut
15 tl yazar
Bitaksi uyg cebinde olsun. O saatte taksi bulamayabilirsin.

esenler'den metro'yla havaalanına gitmek mümkün değil mi?

metro direkt havaalanının içine giriyor. yenibosna'dan taksiye binmen senin için iyi olur. çok büyük arazilerden söz ediyoruz. yanyana iki bina değil yani bunlar.

havalimanı taksi seni yakın mesafeye götürmek istemeyecektir. yenibosna'dan taksiye binmen daha mantıklı.

arsız oluyor o tipler kovsanda umrunda olmaz.. var bendede bi tane.
bir ton laf saydım yine aynı yine aynı kavga ettim yine aynı hakaret aynı değişmez gamsız

ofisinizin kapısı var mı? o gelince kapıyı açmayın.
kapı yoksa da kapılı bir ofise geçin.
kapı çok önemli. kapıyı kıracak hali yok neticede. bakar bakar gider melül.

bol bol ta.ak geçin. bi iki gelir bi daha gelmez.

Sürekli iş veririm. "Boş duranı Allah sevmez.", "Boş durma boşa çalış.", "İşleyen demir pas tutmaz." gibi ifadelerle sürekli gaz verir, tutuştururum eline işi. Misafir gelince çay taşıtırım, dosya getir-götür yaptırırım, bakkala yollarım,...

otorduğu yere girip "boşta kim var?" derim "hah, sen iyi ki burdaymışsın" derim, sonra da işi verir cevap vermesine izin vermeden döner çok acelem varmış gibi giderim.

ayağı kesilmezse de işinize yarar.

aynen. iş çakmak en güzeli olur.. ;)

3. seçenek.

Türkiye'de zaten yıllardır oluyor böyle şeyler, evi bitiremeyen adam parayı alıp kaçıyor. Hatta inşaata hiç başlamadan maket üstünden daire satıp kaçanlar da var. Genelde kaçıyorlar. Devletin bu konuda bir şey yaptığını ben şahsen görmedim.

her hafta bi kanlada denk geliyorum bu tür haberlere. müteahhit evleri sattı kaçtı diye.

www.firsatbufirsat.com

marmaraparkta gidiyorum, imax 19 lira, normal 15 lira. haftanın 2 günü gnctrkcll kampanyası oluyor. fırsat sitelerinde de indirimler oluyor

www.yakala.co

sözel sınavda oluyor hocam torpil. o noktaya gelene kadar da sorular birilerine servis ediliyordur.

Merkezi alımlarda mesele puan değil sıralama. Öyle kadrolar var ki senede 10 alım yapılıyor ama istediği özelliklere sahip zaten sınava giren kişi sayısı 15 örneğin. Doğal olarak ilk 10 kişi alınıyor, isterse puanı 50 olsun.

Ama öyle kadrolar var ki(bazı mühendislikler ve düz memurluklar örneğin), binlerce kişi giriyor sınava ama alımlar kuş kadar. Doğal olarak 90 puan alan adam bile açıkta kalabiliyor.

Kısacası bölümüne göre değişiyor sorunun cevabı.

Merkezi alımlar dışında açıktan kurumlar kendi sınav ve mülakatlarıyla alımlar da yapıyorlar, büyük ihtimalle burada torpilin babası dönüyor. Detayları bilemiyoruz elbette.

Teşekkürler. Peki merkezi yerleştirme olmayan yerler nerelerdir peki? Ptt vb. gibi sonradan özelleştirilen yerler mi örneğin?

Kurumların çoğu kendi sınavlarını/mülakatlarını yapıp personelini kendi ihtiyaçlarına göre alıyor artık. Bu yüzden de merkezi alımlardaki sayılar eridikçe eriyor. Memurlar.net'teki ilanları incelersen görebilirsin.

North face

North face

South face

Sanırım 14 kasım (çok emin değilim) Cepa Avm deki H&M de tanıtımı yapılacak.

hm de cepa'da bugun izdiham olmuş diye duydum.

@mutcai, @yatagants

evet 5 kasım diyor internet adresinde. izdiham olduysa pek birşey kalmamıştır heralde. fiyatlar hatrı sayılır seviyede olmasına rağmen kapış kapış gitmiş. boşuna gitmekte istemiyorum.

Boşuna gitme. Çok kalabalıkmış izdiham yaşanmış resmen.

ya malik-el mülk

ey mülk sahibi

3te 1 yerine olası zararınız olan 3000TL'yi kapora olarak teklif edin?

30 bin lirada karınız ne kadar.

verdikleri adrese önceden 1 çalışanınızı yollasanız bir baksa ortama 3000 TL yerine belki 200 TL ile riski minimize edersiniz kafanız rahat eder.

kar 10 bin olacaktı. konuşması ve istekleri itibariyle yamuk bi tipe benziyor, vazgeçtik.

hayırlısı olsun.

ben de benzer bir ticaret yapıyorum. daha doğrusu imalat yapıyorum. yeni çalışacağım bir firmadan, yaptığım işin malzeme parasını almadan sipariş almam. isterse milyonluk olsun.

1/3 kapora mı olur yav. zaten karınız 10bin liraymış. ya sen dolandırıcıysan. adamdan direkt kar kadar para istemişsin. en fazla zararın kadar istersin ticari ahlak budur.

@lancelot

saçmalama. o 3 bin lira zarar sadece kargo için. yani en iyi ihtimalle. ben aracıyım. aldığım adam, ret durumunda malı kabul etmezse ne olacak? satamazsam, elden çıkaramazsam o zaman 20 bin lira zararım olacak.

bu mantıkla zaten satamazsın. adam almamış işte. satıcı sensin risk alacaksın.

tüm karını kapora olarak istemen mantıklı geliyor mu sana? bana biri bunu dese güler geçerim.

Tek başıma karar alamam.

bi belgeyle iş mi bulunurmuş?

bu alanda ilerlemeyi düşünen insan için gayet işlevsel bir belge. belge olmadan o alana adım atamıyorsun zaten artık.

@eksi sozlukte eksiyen adam

peki ne gerekiyormuş?

sorumluluğu çok fazla olan bir meslek iş güvenliği uzmanlığı. hapis cezasına kadar. belgeyle iş bulabilirsin tabi ama dediğim gibi çok donanımlı olmadın mı zor da bir meslek. bizim de alma hakkımız var ama ben almıyorum. çünkü değmez. bir osgb'de çalışsan max.2000 verir.

bi firmaya girdiğini düşün hem mesleğini (mühendis olduğunu düşünüyorum) yaparsın hem de madem belgen var iş güvenliği uzmanımız da sen ol diye gazlarlar işi. yapamam da diyemezsin maaşasına pek pek bir zam vermezler. ama ölümlü bir iş kazasında sen güme gidersin.

Cv'de güzel gözüksün diye bile alınır. Zaten kursuna gitmişsin almazsan kursa ödediğin para çöpe gidecek. Az biraz çalış da gir al. 2.ye kalırsan sınavdan kursun yanar ama çalışıp gir.

bana da aksi gibi güzel geliyor taze olduğu için. kuyruk yağı da katın pişirirken tadını veren o oluyor.

gormemis gibi hepsini kavurma yaptigimiz icin olabilir mi?
mundar ediyoruz etleri, duzgun pisiremiyoruz.

dinlendirilmesi lazım etin. kestiğin gibi pişersen tadı yavan olur.

etin dinlendirilmesi lazım lezzetli olması için ama benim etraftan duyduğum kurban etinin bekletilmemesi gerektiği; sanırım bu yüzden hemen yeniyor. bir de tabii pişirme tekniği vs. var. nasıl ki evdeki kurabiye ile dışarıdaki bir olmuyor, et için de geçerlidir diye düşünüyorum.

Hayvan strese giriyor, kasiliyor
Bi de dinlenmis et degil

baharatlama olayını da diğer yorumlara ekledik mi, üstüne de pişirme usulü. bu iş olacak gibi.

Etin dinlenmesi lazım. herkes bunu atlıyor. bir de ev ahalisi ile kasabın yeteneği aynı değil, kesmesi vs. yoksa bu işten anlayan ve muhteşem kurban eti yemişliğim vardır.

tam tersi bana da kasaplardan aldığım et kurban eti tadını vermiyor. siz kurbanı alırken nasıl aldınız. besi mi, yaylım mı? besi almışsanız yağlı olur tadı da güsel olmaz ama yaylım hem lezzetli olur hem az yağlı ve sağlıklı. annem koyun olmasına az kalmış kuzu kesti acayip lezzetliydi.

evet bi garip kokuyor. tadı çok kötü.

Bi de hepsinin kavurması olmaz danaysa haşlanır, koyun kuzu kavrulur... Kuzu kesilmesin ama mümkünse.

et uzmanı geldi.

1. kurbanlık diye tabir edilen özellikle koyunlar 1 yaşını fazlaca aşmıştır. (örnek: iyi kebapçılar sadece 1 yaşındaki erkek koyunların etini kullanırlar.) kurbanlık ise dişi olabilir, yaşlı olabilir, yanlış kesilmiş ve yanlış doğranmış olabilir.
2. dinlenmemiş et. et uzmanı tarafından bekletilir. bunun iyice profları dry aging vs. falan yapar dünyalar paraya satar (nusret veya diğer steakhouselar gibi)
3. evde pişirme teknikleri çok zayıf. yeterince harlı olmayan ateş, etin suyunu salması. kuruması vs. vs. bi ton yanlış uygulama olabilir. dışarda iyi bir yerde yenen etin tadına ve kıvamına yaklaşamaz.

teşekkürler.

dışarda yediklerimiz kurban olamayacak kadar küçük yaşta oluyor genelde.

bi dahaki kurbana bize gelsene sen

Bence tam tersine. Hayvanı yanlış yerden alıyorsunuzdur.

yabancı olmanız gerekiyor.
araçların 6 ayda bir yurt dışına çıkması gerekiyor. yani diğer bir deyişle çifte vatandaşsanız ucuz bir araba alabilirsiniz ancak yılın sadece 6 ayı türkiye'de kullanabilirsiniz.

Ayrica bu aracin tescili yurt disi olacagi icin arac yurt disindaki bir adrese vergilendirilecek ve sigorta islemi o adres üzerinden yapilacaktir. Bunun icin yurt disinda bir ikamet, veya oturum gerekir.

İki araba alır 6 ay birini ay 6 ay diğerini kullanırım gibi bir düşünce de aklına gelebilir. Ben araştırdım olmuyor. Unut yani.

Mutlaka bir açığı olmalı. Yapan var biliyorum. Artık işin pjçliğini biliyor ya da emniyette falan bi torpili var ama yapıyor işte nasıl bilmiyorum. Tanısam soracağım.

bir de vekalet olayı var. araç alınıp tr'de birine vekaleten kullandırılıyor. ama bunda da 6 ay prosedürüne ek olarak başka dalgalar da var. vekalet olayıyla ilgili çok bilgim yok.

hesabiniz donduruldu diyor. dondurulmadiysa iplemeyin.

pcworld vardı ben gittiğimde. Orada mutlaka olur diye düşünüyorum.

@gkn

Online sitesinde yok, sadece mağazada satılıyor sanıtım. Peki hepsinde var mıdır mesela Kensington'dakinde yoksa en büyük mağazada falan mıydı?!

Hocam ben gideli baya oldu, o zamanlar telefon kılıfı modası yoktu. Ancak mağazanın tarzı media markt gibi bişeydi. O yüzden orada olur diye düşündüm.

Ancak şimdi sitesinden baktım ben de göremedim.

Yine de elinizde başka seçenekler de olsun. Diğer gelecek cevaplara da bi göz atın bence.

benim uğurlu sayım bi 10 senedir falan bu nicki kullanıyorum

8 ekleyen de var 5 ekleyen de 23 yazan da 3 yazan da...

özel bir anlamı olabilir o kişiye ya da nicki alınmıştır rastgele eklemiştir sonuna.

misal senin nickin sonuna ekleyip aratırsak:

gucci5 => www.google.com.tr

gucci7 => www.google.com.tr

solaryuma gidin o zaman. en rahatı 10 dakika 2 seans işi bitirr.

Aman bronzlaşıcam derken patates etme kendini. 2 hafta kendime gelemedim ben geçen sene.
Mutlaka kaliteli güneş kremi kullan, cilt kanserinden korunmak için.
Ayrıca bronzlaşmak uğruna solaryumda kansere kucak açmaya değer mi bir düşün derim.

restoran anlaminda cevap veriyim.

x donercisi y pidecisi z mekani actin diyelim aldigin elemanlar ozellikle mutfak elemanlari eger kurumsal degilsen o mekanin kilit kisisi oluyor. onlarin ise gelmesi onlarin isten cikmasi onlarin izinleri tatilleri eger sen isi bilmiyorsan buyuk anlamda bir sorun. tabi daha bir suru sey de var ama dedigim gibi bu restoran anlaminda. diger is alanlarini bilmiyorum oyle mi.

işi öğren diye? pisliğini, avantajını, dezavantajını, başına gelebilecekleri vs vs.

ne kadar süre yeterli olur? sana bağlı. ama sanırım bir yıldan azı yetmez.

" - bak koçum" dedi,
" - yan taraftaki oto galeri var ya. hah ben işte orda 2 yıl araba yıkadım la dedi. "
trilyonluk olmuş ve oto galeri sahibi olan 40 yaşındaki abi.
( evet yürü ya kulum denmiş kendisine. )
işine; içeriden ve ters açıdan bakmanı sağlıyor. bence çok önemli bir durum. işinle ilgili tüm artı eksi yönleri görüyorsun.

Gerçek. Lévi Strauss gibi abiler ekmeğini bu ilişkileri açıklayarak yemiş.

çok genelleme olacak ama; eğer ailede aşırı bir dini/siyasi durum ve bu yönde baskı varsa genellikle çocukta ya aynı ya da tam zıt inanç görülebilir.

eğer aile bu konularda baskı yapmayan, siyasi ve dini görüşlerini çocuğa empoze etmeye çalışmayan bir tutumla yetiştirirse çocuğun ileride benimseyeceği inanç veya görüş ailesinden bağımsız şekillenebilir.

Hediyelik eşya standı olabilir.

Yemek katında, ya da AVM'den izin alabilirsen bahçede minik bir çay-kahve standı olabilir (tabi yanında kola ice tea falan da olacak).

Yalnız AVM'lerde stand açmak kolay değil malesef. Eğer bir torpilin ya da teminatın yoksa, yani sadece düşünce aşamasındaysan bu dediklerini yapman biraz zor.

çiğköfte. başka bir şeye ihtiyacın yok.

mutlaka gidin avm'lerde sizin gibi çalışanlara vs danışın..avm'lerin yeri gelen insan profili vs çok fark ediyor çünkü..

bizim burada bir stand var..telefon,tablet kapağı vs satıyor..3000tl kira ödüyor 20.000tl iş yapıyor ama nasıl yapıyor kim o kadar parayı o kapaklara veriyor bende bilmiyorum..aslında bakarsan 50-60km çevredeki tek avm..yani belli olmuyor fazla..

pet shop açmak istiyorsan solempet.com (mallar) veya komple franchise almak istiyorsan petbox ile iletişime geçebilirsin.

kuru temizleme olabilir. bir arkadaşım ünlü bir kuru temizleme zincirinde sorumlu müdürlük yapıyordu. çok az masrafla gayet iyi kar marjlarını yakaladıklarından bahsediyordu. ayrıca hizmet sattığınız için stok derdi yok, çalışan sayınız nispeten az, rekabet nispeten az yine.
saydığınız diğer işlerde yoğun rekabet var, para kazandırmayacak seviyelerde.

Şartlarını ve anlaşmalarını çok iyi inceleyin derim. Bayi olacağım derken firmanın maaşlı çalışanına bile dönebilirsiniz bir anda.

çikolata şelalesi olabilir. önünde kuyruk olmayanını görmedim.

Kuruyemiş ve şekerleme olabilir

Çiftleşme dönemi gelmiş bunun, kısırlaştırın.
Ayrıca sıpa mı? Hayvanlık yapma diye uyar bence. Kırılsın...

bırakınız uzatsınlar, bırakınız bıraksınlar.

"ufaklık" derken mi espri yaptınız, "üniversite 2" derken mi?

yani arkadaş üniversite 2'ye giden ve uzun saçlarını döküp toplamayan biri mi?

eğer saçlarının döküldüğünün ve bunun rahatsızlık verdiğinin bilincinde olduğu halde toplamıyorsa kusura bakmayın ama kırın öyle adamı. daha da anlamıyorsa gece uyurken traş makinesiyle saçına önden arkaya yol yapın, bakın bakalım o zaman kestiriyor mu kestirmiyor mu.

kimse kimsenin kılına tahammül etmek zorunda değil. zorunluluktan veya istee bağlı insanın saçı kılı olabilir ama rahatsızlık verecek derecede dökülüyorsa bunun çaresini kendisi bulmalı.

saçlarını oraya buraya, sofraya, yemeğe, lavaboya döküp öylece bırakan, şu saçlarını topla dendiğinde de umursamayan bir adamla karşı karşıya kalsam, 50 yaşında da olsa söylerim. daha da dinlemezse gider kendim dalarım o saçlara. bunun yaşla başla ilgisi yok.

dokulen saçlarını yemeğine katın .

kızların uzun saçlı erkekleri beğenmediği fikrini kafasına sokun.

SON SAMURAY FİLMİNDEKİ GİBİ KATANAYLA SAÇINI KES ONURSUZ HİSSETSİN KENDİNİ

AMA BU ÇOK ONUR KIRICI BİR HAREKET DEYİP SURATINA BALGAM ATABİLİR

universite 1'e giden erkek kardesimle birlikte yasiyoruz. saclamizin boylari ayni,hatta onunki daha iyi tepeden topuza geliyor. sac kili onun mi benim mi ayirt edemedigim icin sorun olmuyor ama yakistiramiyorim. defalarca baski yaptim, nuh dedi peygamber demedi. en son tepeden toplattim, oo ninja gibi oldu lan filan diye gazladim. ciddi yerlere goturecegimde de daginik gozuktugunu, toplamasi gerektigini soyledim. sindi daha sık topluyor. taktik degistirin bence

çok uzun süre uzun saçlı olarak yaşamış biri olarak önerilerimi sıralayayım.
1. saç bakımını öğretin, sadece şampuan yetmez, saç kremi de kullanması gerektiğini gösterin.
2. saçlarını duşta taramasını önerin, saçılan dökülen tüy sayısının inanılmaz bir miktarda azaldığını göreceksini.
3. beraber temizlik yapın, kendi kabahatini görsün.

20 yaşındaki bir insana ortak yaşam, kişisel hijyen ve sorumluluk dersi vermek için biraz geç kalmışsınız ama bunu yapın. Ne kadar geç kalsanız da, yapıcı bir şekilde yaklaşırsanız o kadar iyi olur. Empati kurmasını sağlayın, sizin gözünüzden görsün yaptıklarını.