Ekşi Duyuru

Sebamed temizleme barı.

Kükürtlü sabun

bioderma'nın yüz temizleme jeli. ben çok memnunum tavsiye ederim. başlarda biraz kurutuyor ama alışıyor sonra cilt.

ben dove sabun kullanıyorum. bence çok komplike şeylere gerek yok. yıkadıktan sonra da sıkılaştırıcı krem aldım çok çok az sürüp yayıyorum hem nemlendirsin hem de geç yaşlanalım diye :)

sözleşmeyi başlayacağın tarih için imzalayacaksın zaten iki hafta sonranın tarihi yazacak, girişin kesinse + buradan da çıkacağın tarihli bir istifa yazdıysan sıkıntı olmaz. ama bence yeni başlayacağın yere yalan söyle bir hafta tatil yap. ara vermeden iş değiştirince insan çok yoruluyor.

Yeni şirkete, 15 Nisan'da başlayabileceğimi söyledim.

İstifa dilekçemi yazdım. Bankadaki ihbar süremin sonu 15 Mayıs.



Şimdi ben 15 Nisan'da yeni şirkete gittiğimde, 15 Nisan başlangıç tarihli bir sözleşme imzalayabilir miyim? Banka bunu sorun eder mi? Bankadaki müdürlerim sorun etmez de, aynı anda iki yerde çalışıyormuşum gibi görünmek sorun olur mu diye tedirginim, ihbar tazminatı ödemek vs. gibi sebeplerden..



Ya da 15 Mayıs tarihli bir sözleşme mi imzalamalıyım?



Tatil yapma meselesini ben de düşünüyorum, teşekkür ederim, ama önce şu meseleyi anlamam lazım :)

eski ve yeni işveren sorun etmiyorsa sorun olmaz.
olmadı eski işyeri ile ibraname 15 mayıs tarihli imzalanır. zaten istifa dilekçesi ile arasında 1 ay olması gerek en az.

sorun cıkmaz baslangıc tarihini calısacagın 2 hafta sonrasına alaiblirsin

Evin geniş arsası var mı ? En fazla kaç kat yapılabilir ? Bunları arştırmak lazım öncelikle. Binalar yıkıldıktan sonra yenisi yapılırken yeterli arsa yoksa metrekaresi düşüyor

25-30 yıllık ev mutlaka çürüktür. Değilse bile, eve teklif verecek firmanın ya da satın almak isteyecek kişinin belediyede tanıdığı vardır, el altından çürük olmayan evi çürükmüş gibi gösterebilir. Tabii yine de mantıklı bir hamle olur mu evi almak bilmiyorum. @lilidance'nin dediği gibi arsanın m2'si, imar planın kaç kat çıkılmasına izin vereceği gibi etkenler var.

Merkezi bir yerdeyse her turlu kar edersin.

modlara sorabilirsiniz, yardımcı olurlar sanırım.

film değil ama dizi olarak mr. monk var.
spor falan yapmaz ama rutinlerine sadıktır:)

dexter

(bkz: as good as it gets)

as good as it gets +1

aslında rutinden daha ciddi bir durum olan okb var filmde ama bence uyar. çok da severim o filmi.

leon sayılır sanırım.

Her ay kalan borcuna faiz işletiliyor. Dolayısıyla, ödeyeceğin zaman 2binden çok daha az faiz ödersin.

Banka erken ödemeyi kabul etmek zorunda değil. Dolayısıyla, eğer erken ödemeyi kabul etse bile senden ek ücret talep edebilirler. Bu duruma finansta "Reinvestment Risk" denir hatta. Bankanızla konuşun erken ödemeyi kabul ediyorlar mı, ediyorlarsa ne kadar ek ücret talep ediyorlar diye. Mantıken ödemeniz gereken faizle aynı veya biraz daha az/fazla olur diye düşünüyorum. Esasında bu hususlar sizin Kredi Sözleşmenizde yazar. Bir örneğini size vermiş olmaları lazım.

Tüketici kredilerde baştaki taksitler faiz, sondaki faizler anapara ağırlıklı olur. İlk iki taksitte (2.000/12)*2=333 lira faiz ödememiş, atıyorum 500 lira faiz ödemişsinizdir. Yani 2 ay içinde kapattığınız kredi için 333 lira değil de 500 lira faiz ödemişsinizdir farketmeden. Erken kapatırsanız kredinizi, kalan faizi ödemezsiniz.

Normalde 18.333 TL borcunuz kaldıysa bunu ödersiniz. Ancak reel olarak 17.833'ü sizin anaparanızdır. Bu bilgiler size gereksiz gelebilir ama bilmek işinize yarayabilir.

Erasmus Mundus'u bir araştır istersen. Böylelikle gider düşünmekten kurtulursun.

dediğin ülkelerden en ucuzu polonya.

iskandinavlara güç yetmez.

doğu avrupa ucuz genel olarak.

tesla motors

abi onun da TR'de ofisi yok heralde.
Bana İstanbul'da çalışabileceğim yer lazım aslında.

Valla biri bir işi ahlaklı yapsa, başka bir çıkar, ahlaksız yapar (işçiyi sömürme, çevre yasalarını esnetme vs.) hizmeti/ürünü daha ucuza imal eder, ahlaklı firma da çekilmek zorunda kalır rekabet edemediğinden.

İstisna nasıl olur bilemedim. Yeni sektörlere bakman gerekli.

Bol bol içki (özeellikle tekirdağ rakısı) ve melankolik şarkılar yazıyorum sana herşeyi soran adam.

Bu tedavi sonrası kendine gelmen gerek.

ne kadar yuzeysel bir cevap. herkes senin gibi alkolik degil belki?

neyse, adalarda bisiklet, fayton, eminonunde balik tutma, ortakoy-bebek de kafelerde turlama, geceleri taksim'e akmalar olabilir.

araba varsa havalar da henüz bozmamışken yakın bi yerlere kaçabilirsin. ağva vb

istanbul'un tarihi semtlerinin sokaklarında kaybol.
adalar'a git.
beyazıt'taki üniversite botanik bahçesini gez.
atatürk arboretumunu gez.

Karaköy'e git

pek tam cevap değil ama halo effect diye aratırsan daha iyi sonuç elde edersin.

O dediğin aletin adı buzdolabı. Hemen her yerde bulabilirsin.

şu işinizi görür mü acaba: www.decathlon.com.tr/lunch-box-id_8300789.html

Onexey, bu bir bilmece olsaydı, şüphesiz ki cevap buzdolabı olurdu :)

www.vacuvita.com

bkz: tuperware

ne diyelim yahu tehlikeli sonuçta.

Sleep as an android programı da androidin kendi programı olmasına rağmen, tutorial'ında, şarja takın, sabaha kadar yastığın altında kalsın diyor. Böyle tehlikeli birşeyi nasıl olurda uygulamanın temel olarak yapılması gerekeni olarak anlatırlar, hayret.

benimkide ace, her gece skypta gorusme acik oldugu üçün şarja takip yatiyorum. gece bazen bakiyorum 3-5 gibi epey ısınmıs oluyor telefon. ama henuz patlamadi :p

bunca yıldır telefon kullanırım, genelde her gece şarja takar sabah alırım. patladığını görmedim. çok dandik çin malı batarya falan olursa anca...

sarji doldugu zaman cihaz zaten elektrikle alakasini kesecek. sorun olmaz.

Uçuş moduna alsam da, radyasyondan dolayı sağ yanağım yeşerir mi?

bir şey olmaz. gören de telefon uranyumla çalışıyor zanneder. telefon dediğin zaten en yoğun sinyal alışverişini bağlantı kurarken, bağlantı sonlanırken ve biraz daha azını konuşurken yapıyor. her yöne ayda 1000 dakika tarifesini bitirecek kadar kulağa yapıştırıp kullanırken yediğiniz dalgadan tırsmıyorsanız, yastık altında standby modunda birkaç saat duran telefondan da daha fazlasını yemezsiniz. hele ki uçak modunda telefonun şebeke bağlantısı tamamen kesik oluyor, kapalı gibi. dalga malga hiç olmaz. telefonun başucundaki dijital saatten farkı kalmıyor.

yine de şarj marj patlar korkusu varsa full şarj edin, telefonun kendisi ve uygulama dışında ne var ne yoksa kapatın, wifi, internet, şebeke mebeke her şeyi kapatın. zaten uçak moduna alınca hepsi kapanır. o full şarj sadece uyku ölçer uygulamasını sabaha kadar idare eder. sleep as android programı samsung s3 ile sabaha kadar şarjı bitmeden çalıştı. ace ne kadar dayanır bilmiyorum.

çok yakın bir arkadaşım hayatımda gördüğüm en düzenli sporcudur beslenme, uyku düzeni, antreman vs her açıdan. karbonhidrat ve protein birlikte besleniyor ve bir sıkıntı olmadı şimdiye kadar, maşallahı var gayet de.

okuduğun yeri merak ettim doğrusu, ben de bu konuda uzman olarak görmesem de kendimi olabildiğince okumaya çalışırım, şimdiye kadar ayrı ayrı alınması gerektiğine ya da birlikte alındığında ortaya çıkabilecek düşük verim sorununa dair bir şeye rast gelmedim.

Eğer bahsettiğin tozlar ise birlikte kullanmak çok saçma olur.
Sana şöyle bir tavsiye verebilirim;
spor'dan 1 saat önce karbonhidrat yani pilav ,makarna vs. yiyebilirsin yada abur cubur fark etmez.idman bitene kadar elin ayağın titremez kolay kolay.idman çıkışı amino asit yada direk protein tozu yada protein.proteinden 1-1,5 saat sonrada tavuklu salata yiyebilirsin. Gece yatarken yada yatmadan evvel karbonhidrat almamaya dikkat et.Casein alabilirsin vücudu besler süt ve yoğurt gibi.
Umarım faydalı olmustur..

var,ton balıklı bi gıdanın üstüne pirinç,bulgur yiyince şişersin.yoğurtlu bi çok gıdada da bu geçerli.ben etmem yerim argadaş .

ince bağırsak nasıl çalışıyor araştırsın bi onu diyen adam. anasına atlıyor resmen besinin bırak sindirmeyi.

Hikaye.

Ronnie Coleman, Jay Cutler, Dorian Yates, Phil Heath, Kevin Levrone, Shawn Ray, Kai Green, Flex Wheeler gibi ve daha nice profesyonel vücutçuların yaşantılarını gösteren uzun metraj filmlerin hepsini izledim. İstisnasız hepsi de protein ve karbonhidratı birlikte yiyorlar. Günümüzde Türkiye'deki bütün müsabık vücutçular da aynı şeyi yapıyor.

Bu dediğinizin neden bir şehir efsanesi olduğu şurada gayet güzel açıklanmış, buyurun: chealth.canoe.ca

çok ılık olur ama kaliteli bir yemek termosu bu imkanı sana verebilir.

Onu nereden bulabilirim? Internetten baktım o tip şeylere ancak, termosun için plastik gibi kaplardan oluşuyor. Sıcak bir yiyeceği de o plastikimsi kaplara koymaya çekiniyorum.

esse'den almıştım ben çelik termos gibiydi içi ama küçük bir kap 45 tl idi.

yurtdısında tanıdıgınız varsa orda daha uygun oluyor. ben almanya' dan aldım. tek çeşit yemek koymalık. iyi oluyor. 1,5 kişi doyabiliyor. ( yani ben )

Esse'ye bi uğraşayagim artık ama orası da oldukça pahalı.

Yurtdışında tanıdık yok maalesef. Amazon'da var mıdır, varsa bile o da esse fiyatına gelir, belki geçer =)

tapper al. ebayde var.

bir müddet ben de almayı düşündüm. henüz hala araştırma aşamasındayım fakat iyi olduğunu düşündüğüm şey bu:

www.amazon.com

(bkz: sefertası)

www.youtube.com

itu matematik mühendisliği

ben olsam itü matematik mühendisliği üstüne mba çakardım. boğaziçi matematiği bitirip ne olacaksın ki?

itu.

itü ne lan boğaziçi matematik elbette. kıçında mühendislik var diye atlamayın şu bölümlere

kendini satmayı iyi biliyorsan kesinlikle boğaziçi matematik.

itü

boğaziçi'nin markası dışında pek nanesi yok. itü'de okursan bildiklerinle bir yerlere gelirsin boğaziçi'nde okursan "boğaziçi'nde okudum" diyerek.

kaçmak diyorum. ya korktuğun için kaçarsın, ya da bir şeyi elde etmek için. korktuğun için kaçıyorsan normalinden çok daha fazla güç ve kondisyon hissedersin kendinde. bir şeyi elde etmek için kaçıyorsan da o istekle daha fazla dayanırsın.

Kaçmak+;
aslan yemek için kovalar,ceylan ise hayatta kalmak için kaçar. Bu durumda aslan kovalamaktan vazgeçebilir kendi keyfidir ama ceylan kaçmaktan vazgeçemez.

Tercih edenlerin yaslari da onemli, misal ergenlerin hepsi ikinciyi secer. Cevap, bir erkek olarak 1. Daha erkeksi, ikinci tam oglan.

Bana ahahaha diyeceginize yasla gelin ergenler.

1. çok abartı 2. ideal.

vücut olarak bakıyorsak bir ergen değilim ama 2yi tercih ederim.
surat olarak bir yorum yapmadım.
ergenlikle de alakasını göremedim.
ikisi farklı iki vücut tipi.

kesinlikle 1

oğlanmış hahahah. 2 diyorum yunan heykeli gibi adam kimse bu.

haşin irkek 1

2

ikisini de tercih etmem çünkü böyle kas sevmiyorum. ama ille de tercih et deseler -ergen değilim ama- 2.yi tercih ederim. niye? çünkü kıl sevmiyorum.

2.

in vinocum kıldan tüyden sebep 2 demiş
ben de 2 diyorum ama sebep başka: o kadar kastan (1. arkadaş kadar) korkarım abi ben elinde kalırım mazallah...

1 çok ürkütücü sıfat olarak. Kasları aşırı. 2 idealdir.

1

insight kelimesini pdf olarak aratabilirsin. Ama çok teknik şeyler de gelebilir.

Onun yerine çok okursan genel olarak, o zaman bir sürü kelime öğrenirsin. Internette Insight kelimesinin olduğu milyarlarca döküman vardır hepsi farklı konularda, pek faydalı oalcağını sanmam.

yazı değil de insight in a sentence diye aratınca bazı sözlukler bir sürü cumle veriyor içinde insight geecen.
bu iyi bir yol kelime ogrenmek için.

cambridge veya oxford'un advanced seviye sözlükleri var. (basılı ve internette)

bu sözlüklerde kelimenin örnek kullanımını içeren cümleler var. bunları iki üç kere okursun. sonra bir tanesini yazarsın defterine. aynı kelimeyi kullanarak bir cümlede sen kendin kurarsın. sonra ara ara bu defterde örnekleri okursan canavar gibi kelime öğrenirsin.

diğer yol olarak tek bir kelimeye takılmadan okuma yaparsan bir süre sonra güzel kelimeler öğrendiğini fark edeceksin.

tam aradigin gibi bi kitap gormustum optimum dnr da enn fazla 2 hafta once. maalesef yazarini ismini cismini hatirlayamiyorum. ama yazari turktu. herhangi bir kitabevine gidip yabanci dil bolumunu karistirirsan bence bulursun..

aradığın şey tam olarak şu www.vocabulary.com
istediğin kelimeyi yaz, sağ tarafta gazetelerden vs. alıntılar görüceksin, hatta istersen News/Medicine/Science/Business/Arts/Culture/Sports/Fiction/Tech olarak da ayrılmış..
tüm yazıya üstüne tıklayarak ulaşabilirsin..
ayrıca kelimelerin anlamlarını çok güzel açıklıyo kökenini, eş anlamlılarını, günlük hayatta kullanım şekillerini..
kolay gelsin

british national corpus var. bi kelime yazıyorsun, onun geçtiği bi sürü cümle çıkartıyor.

ferhan şensoy'un pardon filminde vardı. ulan ne sahneydi be.

(bkz: exam)

Hart's War (Sorgu ve mahkeme sahneleri var film boyunca)

nikita

9 (2002)

nasıl yazılmamış la usual suspects

Seven

24

jack bauer siker. pardon, sorar.

www.imdb.com

the secret in their eyes

das leben der anderen

modemle alakalı bir olay olmalı. marka model?

Netmaster CBW-700v

Baglanabilecek en fazla cihaz sayisi ile ilgili bir ayar oluyor bazi modemlerde. Bu ayar sizde 1 ise dediginiz gibi ayni anda birden fazla cihaz baglanamaz.

Beklenen soru: Bu sayıyı nasıl 2 yapabiliriz peki?

Netmaster CBW-700v modeminin sayfasını google'den bulmak ve o sayfayı kurcalamak. airties'lerdeki 192.168.2.1 mubabbeti gibi.

valla onu yapabilen bir adam sıfırdan saat imal edebilir gibime geliyor.

(bkz: cesur öztürk)

20-30 çok büyük ihtimalle kalmamış mıdır? Boşuna gitmiyim sabah sabah..

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Free run yahut parkour diye aratırsanız ulaşabiilirsiniz.

@limonkulak: var. bir arkadaşımın kardeşi yapıyor hatta.

bir de filmi var yamakasiydi yanılmıyorsam oradan oraya sıçrayıp duruyorlardı

www.youtube.com

folyolu çantalar var. yiyecekleri hazırlayıp bir süre buzdolabında bekletip bu çantalara alırsanız soğuk halini muhafaza ediyor.

lock&lock markasıyla sürekli alışveriş sitelerinde kampanyaya çıkıyor bu tip beslenme çantaları. bende olan bu, çok da severek kullanıyorum.(daha düzgün görsel bulamadım.)



maydesigns1.files.wordpress.com


edit: buldum.

benkonusuyorum.blogspot.com

Tavuk bu yaz sıcağında bütün gün dayanmaz. Anca gittiğin yerde buz dolabına koyacaksın.

sabahtan hazırlayıp çıkmam gerek, geceden yapacak durumum yok derseniz bir tane buz kaseti edinin (2-3 tl bir şey bazı marketlerin plastik çatal tabak reyonunda bulunuyor)
beslenme çantasına buz kaseti ile koyarsınız. tüm gün soğuk durur.

hazırla, okulda kantinciden rica et dolaba koysun ya da ş yerindeki buzdolabına koy.

edit: soğutucu poşetler var. dikdörtgen şeklinde olur ya hani o şekilde ağzı kilitli; ama nerde satılıyor bilmiyorum.

edit 2: dediğim gibi bulamadım ama şu iki linkteki şeyler işini görür bence www.google.com.tr

www.google.com.tr

çalışkan bayan var www.imdb.com kaç sene önce izledim nerden aklıma geldiyse...

çalışkan derken kendini bir amaca adamışlığı kastediyorsan law abiding citizen olabilir aslında. masterball da olur spora az cok ilgin varsa.

temple grandinin hayatını anlatan bir film var, aynı isimle.
çalışkan olmakla ilgili değil. ama insanın farklılıklarını, kendine has özelliklerini nasıl avantaja çevirebileceğini görüyorsun.

patch adams.

filmlerde bulabilirsin , dizileri pek bilemicem

valla ozellikle bakinmadim ama divxplanet'e bi bakin.

edit: mesela baktim simdi hemen ornek olarak; yahsi bati'nin ingilizce almanca fransizca flemenkce altyazialri var. vardir diger filmlerin de

çeviri mi yapacaksın?

türk torrent sitelerinde olabiliyor türkçe dublajlı yabancı filmler.
bi de forumlar var tek link rapid veya benzeri sitelere upload yapıp oradan dağıttıran. onlarda da türkçe dublaj bulabilirsin.

(bkz: öç öyküleri antolojisi)

Dokuz Öykü (J. D. Salinger)

Colombre (Dino Buzzati)

öykü kitabıdırlar. severim ikisini de.

salinger - 9 öykü
oğuz atay- korkuyu beklerken

gustave flaubert - üç hikaye

gogol
sait faik

başarı öykülerini içeren kitaplar var, onları tavsiye ederim.

aziz nesin - seçme öyküler

adam yayınlarından. iki üç gün önce aldım, her akşam iki üç tane öykü okuyorum. gerçi hepi topu 17 tane falan öykü var ama çok da sevdim kitabı.

öyküler anlatsın - ishak reyna
www.dr.com.tr

okulda aldığım short story dersi için okutuluyodu, geçmişten günümüze birçok yazarın öyküleri var, gayet iyidir.

(bkz: göçmüş kediler bahçesi)

cüneyd suavi - kesilen gitar

Anadili Türkçe olup da öykü okumak isteyen birisi Sait Faik okumadan geçmemeli bu dünyadan. Tabii Oğuz Atay - Korkuyu Beklerken, Murat Gülsoy'un öykü kitapları, Roberto Bolano-Katil Orospular, Edgar Allan Poe, Cemil Kavukçu da tavsiye dahilindedir.

edit: raymond carver'ı nasıl atladım! raikkonen +1

kısa öykü dendiyse raymond carver geçilmez. hemen bulabileceğiniz tek kitabı "lütfen sessiz olur musunuz?" büyük tavsiye.

murat uyurkulaktan bazuka önemle ısrar edilir...
oku öyküler muazzam derecede güzel.

borges abimizin kum saati de adamı alıp sever sevr yerine kor . o derece yani.

(git: 403333)

buradaki yanıtlara baktıktan sonra:

---

bu hatipleri dinleyin. özellikleri nelerdir? başkaları ile dinleyin. karışık insanlarla. çocuk olsun yanınızda. yaşlılar. gevezeler. dikkatli dinleyenler. onları gözlemleyin.

kimi ne kadar dinliyorlar?

ve zamanla sizin de hitabetinize ve hitap ettiğiniz kesime göre tarzınız oturacak.

saldırgan kibar cici düz akıcı hızlı... nasıl bir hatip olacaksınız?

---

dinlenir kılmak === anlatılan şey X hitabet

mesela bakan ali babacan çok kötü bir hatip. neredeyse daha kötüsü olamaz. ama adam canavar. odtü'den 4.0 ile mezun.

bir de süleyman demirel var. gelmiş geçmiş en iyi hatip.

ali babacan süper bir konu anlatıyor ama dinleyen yok.

onu demirel anlatsa?

veya demirel saçma bir şey anlatsa?

yani hem konu (metin) güzel olacak hem de hitabet güzel olacak.

---

ve dediğim gibi, hitabet ciddi bir sahne sanatıdır.

kilo tip boy pos KIYAFET çok önemli.

198cm jilet gibi giyinmiş birisi ayrı 155 bir adam ayrı.

ama ne kadar ayrı? ilk 1-2 dakika. sonra hitabet alır sazı.

mesela ilaç mümessileri. uzun boylu bakımlı güzel giyinirler.

ama dediğim gibi, anlattığınız metin de çok çok önemli. yoksa kahvede ciddi bir havada saçmalayan adamlardan farkınız kalmaz.

---

bunu uzun uzun okuyun:

mserdark.com

mesela ufak takılmalar yapmayın denmiş. çok güzel.

adam tam tüm salonu avucuna almış:

"ben.... bu güne kadar... bu sunumu... 800 kez yaptım ay yok 788 kez yoo 798 kez aman yahu yaptım işte çok oldu he he he" yapmayın gibi.

800 de gitsin be adam.

bunlar zamanla oturacak şeyler.

en iyi hitabet: aşk hitabetidir.

kıza olmayan şeyleri söyleseniz yine komik ama kekeme gibi mırın kırın söyleseniz yine komik.

metin de lazım, hitabet de lazım.

akıcı ve etkili (ses tonu, vurgular vs) bir konuşma

akıcı ve kendini tekrar etmeden konuşması. anlatılan şeyin inanılarak ya da yaşar gibi anlatılması dinleyiciyi oldukça bağlar. bu durumda tonlamalar da çok önemli.

yani hitabette işte çok farklı hatipler olduğu için, herkesin enstrümanı farklı. bach farklı ibo farklı tarkan farklı pink floyd farklı.

tarzı da hitap ettiği kesim de farklı.

arınç mesela düz konuşur. 3-4 kelimede bir susar, bakar. rte sert konuşur, saldırgandır. zeki müren zaten sanatçıdır. dinletir ama yeri vardır.

ahmet hakan berbat konuşur. her kelimede vurgu yapar-dı, artık azalttı. CUM-HUR-BAŞ-KA-NI AH-MET NEC-DET SE-ZER derdi, dinleyen yorulurdu.

mesela cübbeli hoca gayet güzel konuşuyor. adam şirin cici efendi. hitabetinden ziyade bilgisi daha önde. nefes almadan anlatıyor. ali kırca spiker hatip tarzı ses tonu tam ayarında.

----

şu spikerlik örneğinden VAZGEÇİN.

spiker HATİP değildir. readerdir, okuyucudur.

gezegendeki en berbat hatip banu güven'dir. her salise ama her ama her ama her salise

eee ııı iii eee iii der. daha kötüsü olamaz. anında değiştiririm kanalı. ama millet seviyor, çok ilginç.

---

mesela fatih altaylı. eee ııı der lafı anlaşılmaz ses boğuktur ama adam uyanık bilgili soruları süper konuya hakim çok dikkatli...

----

vs vs vs.

mesajim bulunsun, sonra okuyucam linkleri

bu arada ingilizcen varsa story telling diye arat, is dunyasi ile ilgili yerlerde oldukca ustunde durulan bir mevzu bu.

mesela:

tvarsivi.com

video az ilerleyince konuşan bir tiyatrocu var. sakallı olan.

her saniye eeee diyor. yılların tiyatrocusu ama ben 1 saniye dinlemem. neden eee diyorsun be adam düzgün konuş işte?

--

body language bence şişirilmiş bir balon değilse bile abartıldığı kesin.

siz aslan gibi kükreyerek kendine güvenerek tane tane konuşun da ellerin açısı bacakların sağı solu falan fark etmez.

zaten tüm body language kitaplarının sonunda "bu yazılanlar kültürel sosyal vs vs durumlara göre değişebilir" der.

bunların da antremanları çok çok var.

mesela, bir konu veriliyor size aralıksız 1 dakika konuşmaya çalışıyorsunuz hemen.

mesela konu kravat. başlayın konuşmaya.

şaka gibi ama insan 20 saniye konuşamıyor. böyle konular hakkında konuşmaya kalkın. MUTLAKA sesinizi kaydedin.

zarfa bakma mazrufa bak

yalan tabiki. kim daha çok yalan söylerse ya da abartarak konuşursa o ilgiyle dinleniyor bu memlekette, belkide her yerde bilemiyorum o kadarını.

kendisi de iyi bir dinleyici ise dinlenir biridir.

zarf da önemli mazruf da önemli.

ali babacan mesela. net kötü konuşuyor.

ha nedir adamın başarısı belli her şeyi belli ama konuşması nasıl? çok kötü. pazarda limon satsa 1 kişi almaz.

---

diksiyon - hitabet ilişkisi şöyle:

yapıveccen ediveccen diye konuşan adamın sağlam hatip olması çok zor ama sırf iyi bir diksiyon seni iyi bir hatip yapmaz.

güzellik - sinema oyunculuğu gibi.

ikisi birden olsa harika ama çok güzel olup da berbat oyuncu olanlar veya yamuk yumuk sıradan adam olup da harika oyuncu olan var.

----

mesela türkan şoray:

www.youtube.com

2 kelimeyi bir araya getiremiyor.

eee eee demeden nefes alamıyor. dayanamıyorum kapatıcam hemen. 30 saniyede 14 kez eee dedi. eller kollar havada gözler nereye bakıyor kim bilir. hitabet berbat ötesi. kulağımın ayarı bozulacak.

ama kamera karşısında inanılmaz iyi.

ama hülya koçyiğit hitabet olarak da çok iyi.

yani telaffuza çok takmayın.

bit.ly

ki bu yine en en en en iyi hali. eskiden çok çok çok daha kötüydü. hatta zamanında beyaz ile yakınlaşma olmuştu aralarında. beyaz da kendisi için "hiç de tahmin ettiğim gibi değilmiş" demişti.

mesleğinde nasıl? 1 nolu kadın.

türkçe seslendirmesi nasıl? süper. telaffuzu tam kusursuz istanbul ağzı.

ama hitabet?

olabileceğinin en kötüsü.

-olay örgüsünü iyi kurmadı (dam diyon kapı diyon hacı amca ne diyon)
-az mimik ve ölçülü el kol hareketleri kullanması ( bkz: akp öncesi trt haber spikerleri)
-vurgu ve tonlamalardaki hakimiyet
-etkileyici ses (bu da benden)

kitap oku gerisi kendiliğinden gelişir.

vücudun sadece bir günde bu kadar fazlasını değiştiremez. Her şey kafanda bitiyor. bazı günler devam etmene yardım edecek birine ihtiyaç duyarsın. bir otobüsün arkasında bisiklet sürerken rüzgar boşluğuna yakalanmak gibi. rüzgar seni de beraberinde götürür. Sadece biraz harekete geçirilmeye, teşviğe ihtiyacın var.

vücudun bir günden diğerine bu kadar değişemez.

(kediebesi'nin ilk cümle çevirisi daha doğru, o yüzden buraya koyuyorum bir izniyle)

vücudun bir günden diğerine bu kadar değişemez. mesele zihinde. bazı günler birinin seni motive etmesine ihtiyacın olur. bu sanki bir otobüsün arkasında bisiklet sürerken o (otobüsün yarattığı rüzgara) havaya kendini kaptırman gibi bir şey. (o sürüş boyunca) rüzgar seni sarar/ içine çeker/girdaba kapılırsın. ihtiyacın olan şey sadece biraz dürtülmek/kışkırtılmak/ biraz kafa tutmak/meydan okumak.

ankaralı ve konyalı arkadaşlarından kurtul

Sen beni tanıyorsun sanırım, benim çevremi onlar oluşturuyor zaten =)

diksiyon kursuna gitmeni öneririm. eğer gidemiyorsan diksiyon kitabı al, oradaki eksersizleri düzenli olarak çalış. nefes teknikleri de çok önemli. asıl önemli olan harflerin sesini doğru çıkarmak. doğru sesleri çıkarabilmek için yapman gereken egzersizler kitapta bulunur. saydığın şeylerde doğru.

1. Hitabet farkli diksiyon cok farkli.

Sakip sabanci call center a girse kimse almaz ama rahmetli iyiydi.

Sabanci diye de dinlerdik ama yine de iyiydi.

Veya hatun kusursuz ntv spikeridir de toplumda kimse dinlemez.

2. Genelde dini kesim ( sohbet vaaz hutbe vs vs) ve askeri kesim guzel konusur.

Guzel konusanlari dinleyin.

Erbakan - cubbeli hoca (ayni tarz)
demirel (cok iyidir)
melih gokcek
erdogan (saldirgan hatip)
fethullah gulen
ali kirca (iyidir)
cem yilmaz (4 saatte bir kez eee demez teklemez)
zeki muren
akp sozcusu celik (2 saat ezberden konusur)

bunlar iyidir. Kilicdaroglu abdullah gul bunlar kotu. Iyi olanlari dinleyin mumkunse yakindan izleyin.

3.

Universite mezunu insanlarin ne yazik ki yuzde 99.99 u her ama her ama her ama her salise

eee eee eee

iiii iii iii

ıı ııı

diyor. Sakin demeyin. Hitabet yapan adami bitirir. Eee derseniz olmaz.

Gecen fatih altay liya tiyatrocular konuk oldular. Berbat otesi idi. Diksiyon harika ama her her her her her her salise

eee eee eeee eeee eee

rezil otesi.

Sesinizi kaydedin ve eee dememeye calisin degil, asla ve asla demeyin.

4. Cuma hutbeleri iyidir. Cumaya gidin dinleyin. Arada vurgudur tekrardir sesi alcaltma yukseltme vs vs gorursunuz.

5. Saglikli olun. Sigara olmasin. Ses logitech 5+1 gibi ciksin.

6. Hitabet ciddi bir sahne sanatidir. Ortalama bir adami basbakan veya ulkenin trilyonlar kazanan standup cisi yapabilir. Ciddiye alin.

7. Kronometre tutun. Dakikada kac kelime konusuyorlar bakin.

8. Zamanla sizin tarziniz da oturur. Acele etmeyin.

9. Sik antreman yapin. Bir yerde konusun. Sohbet acin bakin kim dinliyor kim dinlemiyor.

10.

Tam karsilamasa da serdar kuzuloglu'nun

sunum yapmakla ilgili uzun bir yazisi var. Ona bakin.

11. Mumkunse esnaflara takilin. Pazarcilar iyidir mesela. Ciddiyim. Yaslilarla konusun. Cocuklarla ve polislerle konusun. Onlar sizi dinliyorsa herkes dinler.

1 yıl radyoda program sundum. üniversitede bikaç derse girmişliğim var. proje sunumları...vb tecrübelerim var. bu konuda değerlendirilmesi gereken ilk şey, ağzından çıkanı kulağın duyması olmalı. kendini iyi dinlemen gerekiyor. daha sen kendini dinlemezken ben neden dinleyeyeyim?

ikinci nokta, bahsetmek istediğin konuya yeterince hakim olmak olmadığında konuyu dağıtmadan kıvırmaya yetecek kadar konsantre olmak gerekiyor.

ek olarak, drama eğitimi alabilirsin.

yalnız kaldığında kendini sahnede binlerce insana konuşma yaptığını hayal edip aklına esen konulardan konuşabilirsin.

iyi yalan söyleyen biriysen bunları kolaylıkla becerebileceğini düşünüyorum. 5kişiye karşı konuşmakla 5bin kişiye karşı konuşmak arasında fark yok. biraz özgüven meselesi

guzel konusma isinin teknik yonunden baska bir boyuta degineyim ben de;

hakkinda konustugunuz konuyu cok iyi bilin, icsellestirene kadar ezberleyin. iste o zaman ee'lemezsiniz.

cok oku.

mesela yirmi sene, gunde 4 saat...

Esaretin Bedeli (muhteşem ötesidir),Salt, İnception,Schindler's List (muhteşemdir ötesidir) aklıma geldikçe eklerim.

-Perfume: The Story of a Murderer
-The Pursuit of Happyness

tonlarca var.klasiklerden rocky, vam damme filmleri,altın yumruk hatta karate kid bile olabilir.jackie chan'in de thunderbolt diye bir filmi var.forrest gump var yine.gaz lazımsa vam damme'ın kickboxer'ı yeter yeter artar :)nicolas cage "60 saniye" ise defalarca seyredilebilir.son çıkanlardan da brad pitt "kazanma sanatı" diyorum ama tempo epey düşük,dikkat! (bir de "sıkıysa yakala" diye bi film vardı o da şimdi aklıma geldi)

pursit of happyness i asla izleme 12. sınıf ucuz bir yeşilçam filmi diyecektim ki, geç kaldım.

www.imdb.com

www.imdb.com

www.imdb.com
izlemeyeni dövüyorlar

tumblr da kullanabilirsin..

yeni başlayanlar için blogger iyidir.

blogger bu konuda çok iyidir. en azından arayüzü çok daha kolay ve kullanışlı..

valla tumblr denedim ama bir türlü ısınamadım. gereksiz derecede karmaşık geliyor bana. yani okuyanı ve kullananı yoruyor. blogger daha düzenli, tertipli. istediğin kadar sade yapmak da senin elinde.

"birileri calisirken yedigin hurmalar, herkes uyurken gelir gotunu tirmalar"

(bkz: yazın yediğin hurmalar kışın kıçını tırmalar)

cevaba yaklaştığımızı hissediyorum ama aradığım söz bu diildi, öyle olsa kesin hatırlardım.

yanlış hatırlamıyorsam manisa spil dağında böyle bir yer/taş var. oralarda oturanlar bilebilir. (izmirliyim, öyle bir yerleri gördüğümü hatırlıyorum zamanında...ama nerede) adını tam öğrenebilir/bulabilirsen o taşın fotoğrafını da bulursun. bir varil kadar büyük bir kaya. üzerine ince su akıyor. erimiş durumda ortası....

dehşetmiş, tam aradığım şey. fakat bulamadım öyle bir resim yine de

ben de bulamadım sana söyledikten sonra baktığımda :) ama öyle bir şey gördüğüme eminim. birileri çıkar belki. (ağlayan kaya çıkıyor. bana o tanıdık geliyor. sanki oradan akan su yerdeki taşın üstüne damlıyor gibi bişey hatırlıyorum)

www.thecoolhunter.co.uk

burada bi kaç tane var ama ben ayıklamadım öyle linki yapıştırdım..
özellikle bu isteğini karşılar sanıyorum :) lübnanda galiba.
www.thecoolhunter.net

En basit yöntem şınav çekmek bol bol. Şınav sayısı artınca barfiks sayısı da artıyor, askerlik yaptığım zamandan biliyorum.

barfix çekebilmen için bicepslerinin yani ön kolunun ve sırt kaslarının(kanat) kuvvetli oması gerekir. barfiz bu iki yere en çok vurur.

Barfikse yardimci olan ayaga takilan lastikler var. Onlatin farkli sertlikte olanlarini alabilirsin. Hareketin kendisini yaparak ilgili kaslari calistirmak daha iyi sonuc verecektir.

şınavla barfiksin alakası yok.

şınav - push ups - adı üstünde push yani triceps
barfiks - pull ups - pull yani biceps

şınav için forearm ve bicepslerin ayrıca da sırt ve kanat bölgenin iyi olması lazım. bi de ne kadar az kiloluysan o kadar kolay tabi kendini yukarı çekebilmen.

gerçi 2 yılda halletmişindir de belki bilemiyorum şimdi :)

selamlar

cevabı bilmiyorum ama barfiks çekerken karşıya değil tavana bak. göğsüne kadar çekiyorsun.

sebebi stres ya da yağlı yiyecekler de olabilir.

biraz az masturbayon yap çok etkiliyor. ha yapmıyorsan cildiye doktoru.

@genius

Sivilcenin mastürbasyonla hiçbir alakası yok, bırakın bu yanlış düşünceleri.

@mottoman
yağlı yiyecek pek yemem zaten, spor yapıyorum diye; belki stres olabilir ama yani bu sivilceler hiç azalmadı-hep varlar. yani ergenlik bitti, sivilceler gitti fakat şimdi de stresten oluyordur diyemiyorum, çünkü öyle bi dönem olmadı hiç.
@genius
hiç denecek kadar az yapıyorum az yapıyorum, heralde onunla pek ilgisi yok.

@maimai nasıl yaw kendimden biliorumda söylüyorum. çok sık yapınca cıkıyordu. bırakınca geçiyordu. galiba kişiden kişiye değişiyor.

ayrıca karaciğerine baktır ve a vitamini al.

hayır masturbasyonun ilgisi yok.
ergenlik 25yaşına kadar devam edebilir, hatta geçebilir.
sivilce her yaşta çıkabilecek birşey.
cilt tipi de önemli. spor yapıyorum, yediklerime dikkat ediyorum, stressiz bir yaşamım var ama sivilce yüzünden dışarı çıkarken zorlanıyorum.
sivilce, karaciğerle ilgili hastalıkların da habercisi olduğunu duymuştum.
cildiyeye gitmek iyi olabilir.
bunun yanında onlarca topikal krem kullandım, hiç bir faydası olmuyor onların.

"Çok çalışıp çabalamadan bir bok olamazsın kanısını illâ el-âlemin ettiği haltları okuyarak zihnine yerleştirebiliyorsan sen okusan da çalışsan da bir bok olamazsın" konulu kitap önersek?

moneyball var film
aynı sekılde the fighter

martin eden ı oku.

martin eden çalışıp çalışıp kendini öldürüyor kanki. o senin işine gelmez. ama istediğin şey gazsa jack london oku gene.

reşat nuri'den "acımak"

hitch.

İsmail Hacıoğlu'nun oynadığı 2 filmde sonradan yakışıklı oluyor. Bence işin püf noktası önce tipsiz gösterip sonradan façayı düzeltmekte yatıyor..

Sinyora Enrica ile İtalyan Olmak
Hoşçakal Güzin

pulse kullanıyorum.
iyi geldi diyemem; zira her hangi bir şikayet üzerine başlamadım kullanmaya.
iştah açıcı, ek olarak genel sağlık vs.
bu anlamda faydasını gördüm.

bir ipe muz bağlayıp köpek gezdirir gibi muz gezdirtirdim kalabalık sokaklarda.
denedim %100 çalışıyor.

Bu durum kendi istekleri doğrultusunda değişir ya da sürer. İçine kapanık halinden memnunsa yapılacak bir şey yok. Bu durumu değiştirmek istiyorsa, ona bir süreliğine insanları inek sürüsü olarak hayal etmesini ve bu şekilde davranmasını söyleyin. Gerçekten bende işe yaramıştı.

mecbur kalınca öyle bi koşar ki. hiçbişeyine yardım etmeyin elemanın. zaten muhtemelen sizden başka da fazla arkadaşı yoktur istesin.

deplasman maçı için otobüs kaldırması lağzım.
yüzde yüz çalışan bir yöntemdir.

hulahop +1

önce bunu istemesi daha sonra aslında diğer kişilerin onun hakkında düşündüklerinin önemsiz olduğunu, onların kendisinden üstün olmadığını ve hatta böyle aktif davranarak ezik durumdan kurtulacağını söylerdim.

tabi dengeyi kurmak gerek. bi yanda özgüven eksikliği varken diğer yandada kendini bi bok sanma vardır.

edit: bir tavsiyede ticarete atılması. yırtık insana dönüşüyorlar.

bu tip öneriler ben de veriyorum ama onu harekete geçiremiyorum. birşey eksik, istemiyor da diyemiyorum, rahatsız bu durumundan ama yine de aynı tas aynı ..
herkesi çıplak düşün falan demiştim mesela, güzel fikir dedi ama yine değişen birşey olmadı.
birşey eksik, birşey ama ne?

benim sunduğum yöntem gayet bilimsel bir çalışmanın ürünü.
içine kapanık insanlar hata yapmaktan korkan başka insanların kendileri hakkında düşüncelerine önem veren bu yüzden de hata yapmaktansa hiç bir şey yapmamayı seçenlerdir. rezil olmaktan ölesiye korkarlar.

dediğim yöntem ise rezilliğin dibine vurup çıkmaktır. tüm içe kapanıklık gider. insanların düşüncelerine takmamayı direkman öğrenir. tabi içe kapanıklık doğru bir teşhisse. herkes zıpır konuşkan olmak zorunda değil.

yine paint le yapabilirsin. iki tane bombeli çizgi çekip ortasını çizgilerle aynı renk olacak şekilde doldurursun. biraz uğraşırsın ama olur yani.

power point'te bunu yapacak daha güçlü araçlar mevcut. paint hırpalar biraz

hepsinden ustun olduguma hiç bi zaman inanmadım,dusunmedimde ama dısarda cocuklar top oynarken ben evde kapanıp gitar calıyosam bazı kişilerden daha deneyimli olurum demektir,yeteneklerime guvenirim yani kenks

öncelikle yetiştirilme tarzı diyorum ben buna. sana ne kadar güvenilerek yetiştirilirsen, sen de kendine o kadar güveniyorsun. bu öyle sonradan kazanılan bir şey olmuyor, senin var oluşunla başlıyor sanki. yapı + yetiştirilme tarzı meselesi. güzellik, zeka gibi kavramlar çok geride kalır.

özgüvenleri diğerlerine göre daha az sarsılmıştır. bence bu kadar basit. yani yaşadıkları şeyler tamamen.

kendini ne başkasından üstün görür ne de onları kendisinden. olduğu gibi davranır. kendini böyle kabul etmeyecekler hiç olmasın daha iyi. gibi bir takım şeyler.

gosterdigi tutum ve davranis ile hayatta istediklerini cogunlukla elde edebilmistir. bu olumlu sonuc da o davranislari tekrar etmesine neden olur.

kendine güvenmeyenlerin içinde bulundukları durumun nedeni, aynı ortamda bulundukları insanların kendilerinden üstün olmadıklarını düşünememeleridir. sende rahat ol, sende konuş, sonunda ölüm yok amk..

güçlü bir ego.

kendine güvenin balon olanı ve olmayanı vardır. her ikiside duruma göre çekici olabilir.

misal, ben ses tonumunn güzel olduğuna inanıyorum fakat topluluk önünde yada iş yerinde tanımadığım biriyle falan konuştuğumda, sesim kalınlaşıyor, tuhaf oluyor. ben bile tanıyamıyorum kendimi..

normali bu zaten,kendine güvenmeyen insana neden güvenmiyorsun diye sormak lazım.

herkesin insan oldudugunu bilirler, baslarina gelen sey ilk defa onlarin basina gelmiyordur, sorunlari cözmenin onlarla bas etmenin bir yolu mutlaka vardir, bunu iddiali olacak ama dogustan biliriler, farkindalik ya da hazirbulunusluk.

sanırım şöyle bişi olabılır
www.sunglassesdolceegabbana.com&gabbanasunglasses/landing_page_dolce_&_gabbana_1.jpg

büyük cervceveli gözluk olmalı diye düşünüyorum

aşırı bi kemer yoksa olur gayet.

açılmıyor link.. güneş gözlüğü diil tabi istediğim, 0.75 miyop var bende, bunu bahane ederek birşeyler yapabilirmiyiz diye düşündüm =)

@rayde aşırı bi kemer yok, fakat geniş biraz, o köprüsü ona göre ayarlanır heralde.

bana hiçbir gözlük yakışmyordu. girdim optikçiye :) dedim abi benim hiç gözlüğüm olmadı. yakışmıyor. valla hemen ayarladı bi kaç tane beğendim kullanıyorum. sen de öyle yap. bulursun mutlaka