[]

Zevk için matematik öğrenmek

Tam olarak zevk için değil aslında, matematik bilmenin bir şeyler katacağına dair bir inanç var bende. Matematikten kastım dört işlem veya havuz problemleri değil tabi, türev, integral, logaritma, trigonometri (geometri de öğrenmek istiyorum)

Çok insan kaçar ama ben öğrenim hayatım boyunca kötü olan matematiği şimdi anlamak istiyorum. Hem de kariyer vs hiçbir faydası yokken. Ne dersiniz kendi kendime öğrenebilir miyim? Arada yardım alabileceğim bir matematik hocası arkadaşım var sadece.


 
yardım ve yönlendirme olmazsa ileri aşamalarda bunalırsınız diye düşünüyorum.
Geometride ise yardım olmasa bile çöze çöze ilerlerseniz keyfi kaçmaz bence.
Ben de sizle benzer heveslerdeyim.
geçen bir iki kitap karıştırdım ama biraz ileri gittim sanırım, kafa yandı; bıraktım kitabı.
  • nigeo  (26.01.16 11:26:13) 
bunlar matematik değil. bunlar ileri seviyede dört işlem denecek alet-edavatlar. matematiğin neye benzediğini öğrenmek istiyorsanız ali nesin'in mantık ve kümeler teorisi (matematiğe giriş 2 olması lazım adının) kitaplarını inceleyebilirsiniz.
bunlar ilginizi çekmezse khan akademi'den calculus derslerilerini izleyebilirsiniz.
ya da coursera'da koç üniversitesi'nden atilla aşkar'ın derslerini izleyebilirsiniz. İlle önümde bir kitap olsun derseniz thomas calculüs'ün türkçe kitabı var mesela ya da internette anadolu üniversitesi'nin ders notları var (hatta birçok üniversitenin var).
tabi ön şart olarak bu yukarıda yazdığınız logaritma,trigonometri gibi şeyleri bilmek gerekiyor.
Bunun dışında yeni başladığınız için soyut matematik ders notlarını inceleyebilirsiniz (Bunlar hem internette-mesela acikders adlı internet sitesinde- hem de akademik kitap satan yerlerde vardır)
Analitik geometri üzerine piyasada güzel kitaplar var fakat bunun için önce kalkülüs'ü hazmetmiş olmanız gerekiyor. Matematik biraz da böyle birşey önce logaritma-trigonometri vs. calculus için kullanılabilecek aletler iken bu sefer calculus bir araç haline geliyor.
Calculus öğrendikten sonra yolunuza basit diferansiyel denklemler, analitik geometri, reel analiz gibi çeşitli alet edavatlar ile devam edebilirsiniz.

Bunun dışında kendi kendinize öğrenilmez diye birşey yok fakat zaman alacaktır elbette. Internette bir eleman kendi kendine video izleyerek mit'nin derslerini izleyip sınavlarından geçebildiğini göstermişti (tabi ders "geçmek" öğrenciler için yetersiz ama sizin gibi zevk için çalışacak birisi için yeterli olacaktır sanırım).

başarılar dilerim,bir sorunuz olursa mesaj atmanız yeterlidir.

edit: zeki/çok zeki olmanız ya da olmamanız matematik öğrenmek için geçerli değil.çalışarak, çok çalışarak başarırsınız herşeyi.
  • rakicandir  (26.01.16 11:56:43 ~ 12:27:14) 
öğrenirsiniz tabii ki ancak çok zeki değilseniz ve altyapınız da yoksa bir yardım almanız gerekir. belirttiğiniz konular ileri matematikte sadece araç olarak kullanılıyor.(rakicandir +1), ha siz derseniz bunlar bana yeter, üstüne calculus ve analitik geometri de koyarsanız bu sizi belli ölçüde tatmin edecektir.


  • makarnavodka  (26.01.16 12:13:12) 
Şu cümlene itafen:

"Matematikten kastım dört işlem veya havuz problemleri değil tabi, türev, integral, logaritma, trigonometri (geometri de öğrenmek istiyorum)"

Youtube'da khan academy ve tokta akademi kanallara bakmanı tavsiye ederim. Khan'ın ayrıca internet sitesi var.
  • sylvan  (26.01.16 14:57:40) 
Önce ünivrrsite hazırlık konu anlatımlı kitaplarla çalışın sonra akademik olanlara bakarsınız


  • karahitayli  (26.01.16 20:37:36) 
[]

Akp yanlısı hafif düzgün gazete var mı?

Hani sabah gibi, star gibi değil de trolluk yapmadan akp çizgisinde yayın yapan gazete var mı?




 
akp çizgisi troll bir çizgi. yok o yüzden. gerçi cemaatçileri de sol gazeteleri de ulusalcı gazeteleri de sevmem ben. bi radikal vardı ne güzel günlerdi.


  • dinsiz adam  (16.12.15 23:33:42) 
yok galiba.

eskiden bu yeni safak mesela biraz duzgundu, en azindan akit'e gore. ama simdi hepsi birbirinin laciverdi.
  • nawres  (16.12.15 23:34:38) 
akp cizgisi nedir tam olarak?


  • safepassage  (16.12.15 23:34:39) 
yok. zaman vardı eskiden, islamcıların cumhuriyet gazetesi gibi görüyodum zaman'ı. şimdi işler değişti tabii :)


  • nathanieltroy  (16.12.15 23:39:40) 
soru o kadar güzel ki, o kadar çok şeyi özetliyor ki = )


  • utanan ayi  (16.12.15 23:43:38) 
@justmentalamele, Cumhuriyet var okumaya deger.

Duyuruya cevaben ise ben de yok diyorum.
  • f_d  (17.12.15 00:28:13 ~ 00:28:41) 
milliyet
hurriyet

  • baldur2  (17.12.15 00:30:19) 
[]

Gmail'de bir posta adresinin gönderileri birincil kutusuna düşmese

Sadece oluşturduğum etiket kısmında görünse. Mümkün mü?




 
Mümkün, etiketi oluştururken gelen kutusunu atla seçeneğini işaretlerseniz direkt etiketli yere düşer, gelen kutusunda gözükmez.


  • elikası  (14.12.15 22:45:31) 
filtreleme de yapabilirsin ayarlardan. ben olusturdugum etiketlere oyle yonlendiriyorum hep.


  • superfluid  (15.12.15 07:49:14) 
[]

Bu kitaplardan hangisini okuyayım?

Popüler oldukları için merak ettiğim bu kitapların hangisini alayım sizce?

1) 1984 - George Orwell
2) Simyacı - Paulo Coelho
3) Şeker Portakalı - Jose Mauro De Vasconcelos
4) Zorba - Nikos Kazancakis
5) İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar - Stefan Zweig
6) Dava - Kafka

Hepsinin Can Yayınlarından olacağını belirteyim. Bu konuda da itiraz kabul edilir.

Son olarak gönlüm Simyacı'dan yana gibi. Herkes çok etkileyici bulmuş.

 
1984/seker portakali

ama Stefan Zweig'in kitaplarini ben de merak etmiyor degilim hani
  • mushtopus  (12.12.15 01:38:54) 
Şeker Portakalı için biraz geç kalınmış ama hemen aradan çıkartabilirsiniz. 1984 mutlaka okunmalı. Zorba'yı başlayıp yarım bırakmıştım ama onun da mutlaka okunması gereken bir kitap olduğu söylenir. Dava da zorlayıcı bir kitaptı ama bitirdiğime değmişti. Simyacı çok geyikti. Okumasam da olurdu.


  • rivulet  (12.12.15 02:15:36) 
Sıralama yapacak olursam,
1. Şeker Portakalı
2. 1984
3. İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar
4.Dava

Diğerlerini okumadım.

Yalnız Şeker Portakalı için hiçbir yaş geç değil.
Ayrıca Stefan Zweig'in başta Sabırsız Yürek olmak üzere tüm kitapları okunmalı.
İnsanlığın Yıldızının Parladığı Anlar zaten bambaşka bir kitap.
  • büyük engizisyoncu  (12.12.15 02:19:50) 
neden hepsini okumuyorsun ki?

sıralama yapacak olursam: ( bu beğeni sıralamam değildir kesinlikle. bana göre okunması gereken kronolojiklik)

3 - 2 - 4 - 6 - 1

insanlığın yıldınızının parladığı anları okumadım.
  • khul  (12.12.15 02:24:02) 
1984 + hayvan çiftliği


  • steve rogers  (12.12.15 03:15:07) 
dava


  • eksimeksi  (12.12.15 05:20:20) 
Steve Rogers +1


  • nawar  (12.12.15 06:08:46) 
Kitaplar yılların kitabı ben de anlamadım neden böyle bir anda popüler oldular.

Sorunun cevabına gelecek olursak; hepsini oku bence. Ben de Stefan zweig'i henüz okumadım.
  • kumlupara  (12.12.15 08:24:18) 
şeker portakalı ve simyacı'yı direkt eleyebilirsiniz. şeker portakalı çocuk kitabı olmasının yanında, dünya edebiyatında adı hiç geçmeyen, türkiye'de popüler edilmiş bir kitap. simyacı ise gereksiz yere şişirilmiş, zaman kaybı bir metin. bana kalırsa 1984 de iyi bir kitap değil. ben olsam dava'yı alırdım.


  • fleur du mal  (12.12.15 09:03:14) 
[]

Zayıflama ve spor konularında uzmanların çelişkili açıklamaları

Kimisi az az sık sık ye derken kimisi iki öğünden fazla yeme, yemekten dört saat sonra yağ yakımı başlar diyor.

Kimisi yürüyerek yağ yakarsınız, koşunca yağ depolanır diyor, kimisi koşunca yağ yakılır diyor.

Birinin bol yiyin dediğini diğeri az yiyin diyor. Ulan hangisini dinleyip zayıflayacaz. Kendimi motive ettim de kafam karışık.

 
Birine güvenip uygulamaya başlayacaksın. Kesin olan şey oturduğun yerden, hayatını değiştirmeden kilo veremeyeceğin.


  • arnold schwarzeneger  (01.09.15 15:42:18) 
karataya güven.^^
öğünlerin arasında 5-6 saat olsun.

  • sta  (01.09.15 15:51:11) 
Bir hedefe giden tek bir yol yok; birçok yol var. Sen ara tara araştır, kafana hangisi yatarsa onu dene. Doğru olan bu.


  • angelus  (01.09.15 15:55:20) 
Sana kime güveneceğini söyleyenlerin de fikirleri farklı olacak işte. Ya kendin oturup araştıracaksın, ya da birine gözü kapalı güveneceksin. Başka yol yok.


  • arnold schwarzeneger  (01.09.15 15:56:07) 
Bence bu yöntemlerin verimliliği kişiye göre değişiyor. Örneğin ben karatayın dediği saat aralıkları ile yesem, migren ataklarım kontrolden tamamen çıkar, seruma kadar gider. 6 öğün ile ben çok rahat kilo veriyorum. Size uygun olanı bulmanız lazım.


  • Phoebe  (01.09.15 15:56:27 ~ 18:50:35) 
phoebe + 1

kendine uygun olan bir yöntemle devam et. ben de örneğin 4-5 saat aç kalsam başım ağrır, halsizlik çöker. bu nedenle ben 6 öğüncülere güvenip onların yolunu takip ediyorum.
dediğiniz gibi bu beslenme dünyasında bir denilen diğerini tutmuyor. birinden yola çıkıp devam etmek lazım, önemli olan yola çıkmak burda.
  • vejeteryanvampir  (01.09.15 16:00:01) 
ben karatayı dinlemiştim. şekeri kestim. şekeri kesince acıkmamaya başladım, yemek yemek aklıma gelmiyordu ve günde 3 öğün yemeye başladım istemsiz olarak. şekeri kestim ama kahvaltıda tereyağlı ekmek falan yiyordum, zeytinyağına ekmek bandım. sadece böyle 2-3 kilo vermiştim kısa süre içinde. Hala da verik durumdayım geri almadım.

Önemli olan sağlıklı bir yaşam tarzı belirlemek. şekerden, aburcuburdan kaçıp mümkün olduğunca hareket etmek, tembellik yapmamak. hedefiniz kilo vermek olmasın, sağlıklı yaşamak olsun.
Bunların yan etkisi olarak kilo verince daha sağlıklı oluyor.
  • innerbliss  (01.09.15 16:00:28) 
kendi vücudunun tepkisine bakacaksın. dene kendin karar ver. Arnold reyizin dediği gibi birine gözü kapalı başlayıp duruma bakacaksın.


  • rodriguez2  (01.09.15 16:00:37) 
phoebe haklı. ben de karataya güvensem mesela sıçtım demektir. şeker kullanımım sıfır, glisemik indeksi düşük tutacak biçimde besleniyorum ama 3 saatten fazla yemek yemezsem migren, mide bulantısı vs hepsi birden başlıyor.

en çok söylenen günde 3 ana 3 ara öğün yapılması şeklinde. ara öğünleri ana öğün gibi yapanlardan olmazsan gül gibi de kilo veriliyor.

spora gelince de, hiç hareket etmeyen birinin en çok zevk aldığı şeyle başlaması lazım mesela. ben koşmaktan çocukluğumdan beri nefret ederim ama saatlerce yürüyebilirim. o zaman benim için yürümek daha mantıklı. bence burada temel olan hareketli bir insan olabilmek.
  • pokerface  (01.09.15 16:55:09) 
[]

Şu ram ler arasında ne fark var?

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

Windows 8.1 yüklü zayıf donanımlı 2 gb ramli makineye biraz kendine gelsin diye 2 gb olanı çıkartıp 4 gb ram takmayı düşünüyorum. Ne derece mantıklı? Yukarıdaki ram ler arasında ne fark var?

Laptop da bu: www.arcelik.com.tr

300 liraya aldım bu arada.

 
tek gördüğüm fark pahalı olan ömür boyu garantiliymiş.


  • six packsiz  (07.08.15 12:47:22) 
Benim bildiğim çalışma voltajlarında farklık var. Ultrabook tipi bilgisayarlara genellikle düşük voltajlı olan L serisi uyuyor, zaten S serisi belleği de ultrabookda çalıştıramamıştık önceden. Bu sebeple almadan önce anakart özelliklerinden teyit edilmesinde fayda var.

Factsheets:

www.kingston.com
www.kingston.com
  • superior  (07.08.15 17:04:07 ~ 17:07:10) 
[]

Bizim millet yaya veya araç kullanırken neden böyle yahu?

Malumunuz araçlar trafikte yayaları böcek olarak görüyor. Yol vermek bir yana durmuş trafikte karşıdan karşıya geçerken dahi ezilme tehlikesi yaşıyorsunuz sürekli. Araç kullanırken diğer araçların yaptıkları da malum, uzun uzun yazmaya gerek yok.

Yaya olarak kaldırımda yürürken daracık yerde birden önünde duranlar, arkadan hızlıca geldiğin halde önünü kesenler, beşli gruplarla tüm yolu tıkayanlar vs çok fazla salak saçma durumla karşılaşıyor insan.

Bilmem ben mi çok takılıyorum ama gerçekten sinir bozucu insanların medeniyetsizliği.

 
ben anahtarla çiziyordum bi ara, özellikle tam karşıya geçmek tek yol olan bi yerde önümde duran araba, minibüs felan görmeyeyim hemen sevgilimin adını kazıyıp uzaklaşıyorum. ne bok yiyosa yesin, genelde evimin çevresinde olduğu için atarlanan dangalakları da bi güzel pataklıyorum. insanlıktan nasibini almayana başka iyilik yapmanın anlamı yok.


  • masa penisi  (11.07.15 16:37:20 ~ 16:38:14) 
oğlum az bile takılıyoruz bence. yaşanmayacak nefes alınmayacak bir yer burası. elbet güzel yerleri var, elbet güzel insanlar var ama o kadar az ki denk gelmiyor.

dün araç kullanıyorum, ufaktan virajlı yol, geliş - gidiş. karşıdan öyle bir geliyor ki afedersin amkodumun çocuğu, resmen canıma kast etti. ara sokak ve virajlı yolun ortasından 80km/h ile geliyor. hemen frenledik karşılıklı, ben 20 ile falan seyrediyordum, çünkü karşıma bi o.ç çıkabileceğinin bilincinde olduğum anlardandı. dalgın ve yorgun değilsem hep bir şeyler çıkabilir, bir şeyler olabilir kafasındayım genelde.

sonra yan yana gelince elini kaldırdı, sanki suçlu benmişim gibi. öyle araba mı kullanılır a.kodumun oğlu dediğim gibi bastı gitti. hayır çarpsa bana gittim ya, gg'yim resmen.

böyle insanların kimseye zarar vermeden duvara falan vurarak farkındalık kazanmaları lazım. hem suçlu hem güçlü insanlar gördükçe yaşadığım yerden de, insanlardan da ayrı tiksiniyorum.
  • 1zenciolmasamda  (11.07.15 16:41:45) 
Ben almanyada yasiyorum, daha gecen hafta nezih bir yerden turklerin yogunlukta oldugu bir mahalleye tasindim. Bisikletle okula giderken kullandigim yolun mesafesi ve yapisi digeriyle birebir ayni. Trafik isigi falan ikisinde de yok. Ama digerinde 5 dakikads okuldayken burda 10 dakikadan fazla suruyor cogu zaman. Cunku bisiklet yolu turkler tarafindan direkt yok sayiliyor.

Bir de gecenlerde bisiklet yolunda kirmizi isikta beklerken onumde, bisiklet yolunda duran yayalara dilililili zil caldim. "Yuruyoz ya iste 2 saniye beklesen patlar misin" dedi bana amca.
  • letheavendangered  (11.07.15 16:51:57) 
Takilmamak mumkun degil. Isin kotusu bu sadece bir trafik sorunu degil, her alanda olan bir kultursuzluk sorunu.


  • f_d  (11.07.15 17:12:25) 
@1zenciolmasamda
neresi acaba o güzel yerler? ya da güzel insanlar? ben daha hiç denk gelmedim.

  • hzben  (11.07.15 17:12:42) 
nerede eski şoförler?
cevap, şoförlerde jenerasyon değiştikçe acelecilik, tahammülsüzlük, artıyor, hoşgörü azalıyor. sonrada böyle oluyor.

  • etna  (11.07.15 17:45:05) 
Hem bu konuda denetimlerin ve cezalarin caydirici olmamasi, hem de insanin icindeki kendi disiplin dürtüsü az oldugundan diye dusunuyorum.

Bence de insanlarin medeniyetsizligi vs asiri sinir bozucu, abime bile sinir oluyorum, mal gibi araba kullaniyor pis cahil, binmiyorum onun kullandigi arabaya mesela.
  • yuzır  (11.07.15 18:05:02 ~ 18:06:09) 
Bu magandalıktan ben de tiksindim artık. Sadece yaya-sürücü meselesi de değil bu, bakkalda, iş yerinde, lokantada, hastanede filan da aynı magandalık başka şekillerde karşına çıkıyor.


  • fadetoreality  (11.07.15 18:26:52) 
Milletçe genel olarak öküz ve karşımızdakine tahammülsüzüz bu bir gerçek. Araç kullanırken ayrı, yaya olarak yolda yürürken ayrı, bisiklet kullanırken apayrı sinir yaşıyorum. Sürücü yaya fark etmez, herkes önceliği kendisinde görüyor. Geçen bir sokağa girdim arabayla arkamda da en az 10 tane araç var ve yol tek şerit. Sokak da tek yön. Neyse sokağın diğer ucundan teyzenin biri yardıra yardıra geldi, bana da el kol yaptı "Geri git" anlamında. Ters yönde olduğunu söylesem de "Bana ne ben böyle gidicem" dedi, ellerini kavuşturdu bekledi öyle. Arkada bir sürü insan bekliyor filan. Yemin ederim arabadan inip bir tane ağzına vurasım geldi en sonunda.

Yayalar desen onlar da sütten çıkmış ak kaşık değil. Kendisine kırmızı yandığı halde yola atlayanlar, korna çalınca el kol yapıp küfredenler... Özellikle Mecidiyeköy'de sabahları yolda yürüyen yayalar yüzünden Walking Dead atmosferi ile işe gidiyorum her gün. Bisiklet sürersin, bisiklet yolunun yarısında mangallar sıralanmış, bisikletle geçtin diye sen suçlu olacaksın neredeyse... Herkes kendini dünyanın en önemli insanı olarak görüyor, önce o geçecek geri kalan böcekler beklesin, tüm öncelikler kendilerinde kafasındalar, temel sıkıntı bu.
  • dust in the wind  (11.07.15 18:36:15) 
@hzne bilmiyorum abi işte. öyle de demesem çok karamsar olacaktım, ki bence de yok.

@etna olayın eski şoförlerle alakası tabi var ama bi de artık her önüne gelenin kredi çekip araba alabilmesiyle alakalı bi durum bu. araba lükstü eskiden, epey lükstü yani. şimdi herkesin altında kıyak kıyak arabalar. dolayısıyla para kazanmayı, harcamayı bilmeyen, görgüsüz, eğitimsiz tipler aramızda
  • 1zenciolmasamda  (11.07.15 18:39:26) 
[]

Forumda bir konunun içinde kelime aratmak

Forumun konu içi arama olayı yok. Google vasıtasıyla nasıl yapılabilir bu iş?




 
"aranan sey site:forumadresi.com" yazarak deneyebilirsiniz (tirnak isaretleri olmadan yazin).


  • crown  (27.06.15 14:42:39) 
[]

İstanbullular eviniz ile işiniz arası mesafeyi ve nasıl gidip geldiğinizi

Merak ediyorum doğrusu. Bugün Anadolu yakasından Avrupa yakasının sonlarına doğru iş saatinde toplu taşıma ile geldim, yahu insanlar resmen eziyet çekiyor.

Metrobüste millet birbirini eziyor, binecek yer yok
Otobüs trafiğin içinde gidemiyor, ayaktaysan metrobüsten daha beter
Servis olsa yine trafik
Özel aracın varsa keza öyle

Saatlerinizi harcıyor musunuz yolda yahu? Ne olacak bu iş böyle?

 
servis giderken 7 dk
dönerken 30 dk

  • basond  (27.05.15 22:44:24) 
Servisle gidiyorum. Yazin 80-90 dakika, kisin iki saat kadar tek yon. Dolayisiyla gunde 3-4 saat kadar trafikteyim. (Simdi degilim, ama birkac aya donecegim geri) Yolda uyuyorum, kitap dinliyorum, muzik dinliyorum. Birkac yila tasindigim yeri degistirmeyi planliyorum ama pek de secenek yok elimde.


  • aychovsky  (27.05.15 22:45:57 ~ 22:46:30) 
Bir dönem adı geçen şehirde okuma gafletine düştüm. Bazen 3 araçla bazen 4 araçla kampüse ulaşabiliyordum, 1,5-2 saat sürüyordu. Bu sayılır mı?


  • grgn  (27.05.15 22:51:29) 
her gün git gel toplamda 110 km civarı yol gidiyorum avcılar maltepe arası. her gün en az 4 saatim yolda geçiyor. :'(

sabah servisle gidiyorum. akşam ise uzunçayıra kadar servisle gelip sonra metrobüsle devam ediyorum. dinç kalabildiğim tek gün yok. cücük kadar memur maaşıyla taşınma şansım da yok. böyle garip bi halde devam ediyorum. önceleri köprüden geçerken etrafı gözetlemek için gözlerimi dört açardım ama daha 5 aylık çalışanken bu sevdadan vazgeçtim.

biri beni silksin !!

:/
  • kuul  (27.05.15 22:56:13 ~ 22:58:37) 
metroyla iki durak gidiyorum. hava guzelse yuruyorum. gerek is gerek ev acisindan yenikapi-haciosman metro guzergahindan ayrilmayi dusunmuyorum.


  • nxtrls  (28.05.15 10:57:34 ~ 10:58:58) 
m-o-t-o-s-i-k-l-e-t

ev de is de pek otobus gecmeyen yerlerde. toplu tasima kullansam 15dk yuru (yokuslu)+otobus 3-5 durak sonra in+15dk daha yuru. aksam bi daha aynisi ya da hepten yurusem 1 saatte evdeyim zaten.

ama motosikletle 10dk gidis aksam 15dk donus :)
  • jimicik  (28.05.15 11:26:28) 
yaklaşık 10 km. servisle sabahları 20-25 dakika, akşamları 45 dakika civarı.


  • inheritance  (28.05.15 11:35:43) 
[]

Akım korumalı prizin batarya süresine etkisi olabilir mi?

''Ben sürekli akım korumalı prizle veya ups ile şarj ettiğim için telefonumun pili daha geç bitiyor'' diyen biri var. Akım koruması adı üstünde koruma. Batarya performansına etkisi olabilir mi?




 
Hayır.


  • enerji muhendisi  (04.05.15 00:21:04) 
ben mataramı arıtmadan dolduruyorum su daha geç bitiyor demek gibi bir şey.


  • o kadar da degil aga  (04.05.15 00:31:21) 
Aslında sabit akım altında bataryaların ömürlerinin daha uzun süre kullanabilir olmasi gibi bir şey var. Akımda dalgalanma hücreleri yipratiyor mantığı ile.

Ama bunun pratikte hisswdilecegini düşünmüyorum. Arkadaşınız da büyük ihtimal bu bilgi doğrultusunda öyle konuşuyordur.
  • nucleon  (04.05.15 01:02:41) 
alakası yok. enerji daha düzenli geliyorsa bile ancak bataryanın ömrüne incir çekirdeğini doldurmıycak kadar etkisi olabilir. o kadar.


  • peace.on  (04.05.15 01:04:30) 
@nucleon akımda dalgalanma varsa bile 220 V ACde oluyordur, 5 volt DC ye çeviriliyor şarj için, bu durumda dalgalanma devam eder mi hala? (bana etmez gibi geliyor)


  • spankenstein  (04.05.15 07:25:53) 
kısa surede degıl ama 6ay-1yıl gıbı bı zaman sonra farkedılır bu olay.

5v dc ye cevırırken de 2 kadar dusurup artırdıgından giris akımı degerlerı ne kadar oynarsa cıkıs da o oranda oynar. ve evet, stabil elektrik her turlu elektrikli alet ıcın ıyıdır.
  • bryan fury  (04.05.15 14:04:40) 
[]

Excel eğitim videolarıyla öğrenilir mi?

Makro falan gibi ileri düzey mevzulara girmeden excel öğrenmek için internette çok sayıda bulunan eğitim videoları yeterli midir? Kurs şart mıdır?




 
Ne amaçla kullanacağınıza bağlı.

Bir çok temel ihtiyacı karşılayan makroları internette bulabiliyorsunuz. Geri kalan standart excelde neye nereden ulaşacağınızı bilmek. Dolayısıyla eğitimden ziyade; kurcalamak da yeterli olacaktır.

tabi konu ne amaçla kullanacağınıza bağlı.

Eğer farklı kurgularda makrolar yapmanız gerekecekse excel eğitimleri dahi yetersiz kalacaktır.
  • 3 kere 3 etti mi sana 9  (17.04.15 23:55:28) 
belirli şablon ve tablo örnekleriyle sadece hesap kitap yapacaksanız videolar gereksiz. kendiniz uğraşarak da öğrenebilirsiniz formülleri.
ama ileri düzeyde kullanacağım, mevcut formüller yapacağım işe yeterli değil derseniz excel kursuna dahi gitseniz öğrenemezsiniz. bunlar için farklı kodlama dilleri öğrenmek gerekir.

  • uuth  (18.04.15 00:01:57) 
kurs şart değil, ancak ihtiyaç şart. bir gün sabah malum olup ben excel öğreneceğim diye öğrenemezsiniz. örneğin halihazırda işyerinde aktif olarak kullanıyorsunuzdur, o zaman çok yararlı olur. bende de oldu. kendiniz yaparak öğrenirsinize de katılmıyorum. ben ileri düzey excel kullanıcısı biriyim ve videolardan iyi biliyor olmama rağmen çok şey öğrendim. tabi bir de bilmek ve takla attırmak var.


  • desdinova  (18.04.15 00:40:26 ~ 00:41:38) 
[]

Gmail'de bazı maillerin spam klasörüne dahi düşmesini istemiyorum

Spam işaretleyince doğal olarak spam klasörüne düşüyor. Peki spam klasörüne dahi düşmesini engellemenin yolu var mı?




 
ilgili e-postayı seçip Diğer -> Benzer e-postaları filtrele -> (burada filtreyi özelleştirebilirsin -> Bu arama ile filtre oluştur -> Sil


  • ula  (16.04.15 17:59:11) 
[]

HDMI Kabloyla Laptop-TV Bağlantısı Hk.

Öncelikle altın uçlu falan şart mı? 10 liralık bir kablo iş görür mü? Usb belleğee atıp tv de izlediğim filmler tam ekran oluyordu, HDMI ile bağladığımda kenarlarda boşluk kalır mı?

Çift sesli filmleri izlerken tv üzerinde ses geçişi olmadığı için direkt laptopu bağlayayım diye alacağım kabloyu, amaç bu yani.


 
digiturkun verdiği hdmi kabloyu bi kaç defa laptop ile tv bağlantısı için kullandım kablo yalan oldu. o yüzden mümkün mertebe kaliteli birşey almakta fayda var


  • olurnedenolmasin  (20.02.15 22:05:15) 
görüntü kalitesinde bir fark olmaz. ucuz kabloların ucu daha çabuk korozyana uğruyor, altın uçlu kablolar korozyona karşı daha dayanıklı, fark bu.


  • rygard  (20.02.15 22:07:35) 
10 liralık bir kablo iş görür. 10 tl lik normal kabloyla 20 tl lik altın uçlu kablo arasındaki farkı gözle farketmeniz imkansız eğer teller aynıysa. zaten alacağınız kablo 2-3 metre birşey sanırsam. 10 tl lik kablo ile 20tl lik kablo arasındaki fark şudur; biri dandik malzemeden yapılmıştır, içindeki teller çabuk kırılır diğeri daha kalitelidir daha uzun süre kullanırsınız.

ayrıca şu markayı önerebilirim, türk malı gayet kaliteli.

www.extrateknoloji.com
  • aksimetre  (20.02.15 22:09:54 ~ 22:10:51) 
bir ekleme yapayım; "farkı gözle ayıramazsınız" doğru bir tabir olmamış, herhangi bir fark olmaz.

hdmi sinyal iletme metodu olarak TMDS(Transition Minimized Differential Signaling) kullanır. bunun iki işlevi vardır.

1.TS gönderdiği veri 1 ve 0lardan oluşur, dijitaldir. Veri gönderilmeden önce tekrar düzenlenir ve minimize edilir ve diğer uçta tekrar oluşturulur.

2.DS verinin iki ayrı varyantı farklı tellerden gönderilir (kablonun içindeki bakır teller) biri gerçek, diğeri out of phase. Sinyali alan cihaz bunları karşılaştırır ve yol boyunca oluşan herhangi bir bozukluk görmezden gelinir.

tüm iletilen veri dijitaldir ve bu işlemler sonucunda görüntü oluşturulur saniyenin 60 ila 100de birinde (frekans olayına girmiyorum hiç ama bunu da tv yapar, kablo bağlantısı karışmaz o işe)

Yani kablo eğer çalışıyorsa görüntü oluşur, kabloda herhangi bir sorun varsa hiç görüntü olmaz.

Kablodan kaynaklı görüntü sorunları ve kabloya bağlı görüntü kalitesi değişimi, dvi gibi hem djital hem analog veri iletebilen ortamlarda(dvi'ın da sadece 2 pininde, dijital tellerinde değil) veya sadece analog veri ileten kablolarda(vga) gözlenir, o zaman materyal kalitesi önemli olur.

Bu yüzden hdmi kablolarda materyal kalitesi sadece kablonun fiziksel ömrüyle ilgilidir, görüntü kalitesini etkilemez.

diğer sorulara gelince, hdmi kaynağı ne gönderirse onu verir. haliyle laptop görüntüyü nasıl gönderirse tv onu gösterir. bilgisayarın ses ayarlarından default kaynak olarak hdmi'i gösterirsen ses geçişinde de sorun kalmaz.
  • rygard  (20.02.15 22:41:42 ~ 22:53:59) 
Hazır elim değmişken şu v1.2 v1.4 olayını da açıklayayım madem.

aslında v1.2 veya v1.4 kablo diye bir şey de yok, hdmi versiyonları 1.0 1.2 1.3 1.4 kabloların değil, hdmi ile birbirine bağladığımız cihazların kullandığı standartlardır.

Kabloların sadece iki hız seçeneği ve ethernet var/yok opsiyonları bulunur; 120hz veya 240hz. Bu yüzden 120hz ethernetli, 120hz ethernetsiz, 240hz ethernetli, 240hz ethernetsiz kablolar alınabilir. 720p veya düz 1080p için 120hz yeterliyken, 1080p 3d, 1080p 120mhz, 4k gibi uygulamalar için 240hz olan kablo gerekir. v1.4 etiketli olması gerekmez, tıpkı sata3 kablosu gibi o da efsanedir.
  • rygard  (20.02.15 23:18:13 ~ 23:25:27) 
[]

Booking.com Tahsilat Şekli Hakkında

İlk kez bu siteden rezervasyon yaptım, otele gittim. Ödeme otele yapılacak diyordu ama ben kredi kartını vermedim otele, onlar siteden kart bilgilerini alıp o günkü kura göre çekim yapmış. Fiyat sitede gördüğümden daha yüksek oldu biraz. Sistem çok güvenli gelmedi bana. Parayı çeken otel, booking.com çekse daha iyi olmaz mı? Ayrıca otelin kuru yüksekse fazla ödüyorsunuz.




 
euro ise banka kuru yuksek oluyor, kurdan etkilenmemek icin rez zamani odeyebilirsiniz


  • kamyonsans  (08.09.14 12:02:50) 
Otelde kaldığınız günkü kurdan euroyu çarpıyorlar. tek sıkıntı bu. Bazen bu avantaj da olabilir. Tek taraflı bakmayın.


  • halilibo  (08.09.14 12:03:05) 
Otelin kuru diye bir şey yok. Kur bankadan alınıyor, otel ücreti 60 euro ise 60 euro çekiliyor. Ancak banka kuru 2.78 yerine 2.82 olarak yansıtabiliyor senin kartına.


  • cakabo  (08.09.14 12:25:12) 
Otelin kuru şöyle oluyor.

sallıyorum 100€ çekecek. Alıyor hesap makinesini eline euro kuru 3 TL diyor. 300 TL çekiyor:)

O aşamada siz devreye girip arkadaşım euro 3 değil 2.90 TL demeniz gerekiyor. Eğer otel sahibiyle münakaşa etmek istemiyorsanız booking e bir yazı yazın anında ilgilenirler. Otel de öyle bir şey yaptığına pişman olur.

Oteller için Booking=$$$$$$
  • halilibo  (08.09.14 12:44:22) 
Otel uyanıklık yapıp booking komisyonunu sizden tahsil etmeye çalışmış belli ki, söylendiği gibi booking'e yazın.


  • atom karincanin torunu  (08.09.14 12:56:39) 
parayı euro olarak ödüyorsunuz sonuçta. kur olayı bankadan bankaya değişir. ona yapacak bir şey yok. 80 euroluk ücreti 85 euro olarak ödediyseniz bookinge yazın ama döviz kurunu 2.8 yerine 2.9 olarak aldılarsa çok da bir sonuca ulaşamazsınız. bankanızın kuru ile alakalı bir durum sonuçta.
otel türkiyede mi? türkiyedeki otel nasıl euro üzerinden oda satıyor ki?

  • fayfim  (08.09.14 13:57:37 ~ 13:59:06) 
odeme seceneginde kredi karti ile odeme demisseniz, o sekilde yapabilirler. o yuzden her zaman nakit odeyecegim secenegini secin.


  • for the record  (08.09.14 14:16:10 ~ 14:16:59) 
otel hakkında yorum otelde kalışınızdan 2-3 gün geçtikten sonra size gönderilen maildeki linke tıklayarak yapabiliyorsunuz.


  • halilibo  (08.09.14 23:40:24) 
Euro olarak ödemiyorsunuz arkadaşlar. Sürekli booking kullanırım.

he sen dersen ki kardeşim 100€ ya anlaştım al sana 100€ canlı para o zaman kimse bir şey diyemez.

sitede euro yazar. Otelde euro yazar. Ama otel parayı alırken 100euro ise alır eline hesap makinesini belirlediği euro kuruyla 100 ü çarpar pos makinesinden çeker.

Burda sıkıntı otelin euro kurunu kendi kafasına göre belirlemesi. Banka fln belirlemiyor.
  • halilibo  (08.09.14 23:42:02 ~ 23:47:36) 
[]

Lens Kullanım Maliyeti Hk.

Merhaba dostlar,

Bu konuda çok cahilim. Şimdi ben lense geçmeyi düşünüyorum artık. Purevision 2 HD bir kutusu 60 lira. İki göz de bozuk, numaraları da aynı değil diyelim. Bu kutuların her birinde kaç adet lens var? Ne kadar kullanabileceğim? Özetle bir ayda cebimden kaç para çıkar?


 
bir kutudan 6 tane lens çıkar. iki göz farklıysa 2 kutu alman lazım. yani 120 lirayla 6 ay rahat edersin.


  • dwight  (10.05.14 20:18:01) 
www.lensmarket.com
lensleri şuradan alabilirsin. lens solüsyonunu da ücretsiz yolluyorlar diye hatırlıyorum. ama ne kadar gideceği sana kalmış.

  • bass solo take one  (10.05.14 20:24:07) 
Her ay yeni lens takın diyorlar ama ben 2-3 ay aynı lensi takıyorum. Maliyet azalıyor. Yani sana bağlı.


  • kelepir  (10.05.14 20:39:34) 
Ben Johnson&Johnson Acuvue Oasis kullanıyorum. Bir gözde astigmat var, o daha pahalı. Yani iki ayrı alıyorum haliyle. 6+6. Bana 1,5 yıl falan gidiyor. Ben de bir lensi 2-3 ay takanlardanım. Evdeyken çıkarıyorum, gözlük takıyorum. Dışarı çıkarken, okula giderken falan takıyorum. Dayanıyor bayağı.

Ama bazı gözler çok haslar. Bu kadar gitmiyor. Ama sana tavsiyem bütçenin el verdiği en iyi lensi al ve 3 ay tak. Bausch&Lomb kullanırken en fazla 1,5 ay gidiyordu, o da gözüme bata bata. Oasis aldım, rahat ettim. Ben de lensmarket'ten alıyorum bu arada, tavsiye ederim.
  • trachemys scripta elegans  (10.05.14 20:48:22) 
Aylık lensler kalitesine, kullanım koşullarına ve elbette kişisine göre 2-3 ay kullanılabiliyor. Dolayısıyla 6 adet lens 6-8 ay boyunca güvenle kullanılabilir. Değiştirme vakti gelince belli eder zaten o. Oksijen geçirgenliği yüksek lensleri kullanmanızı ve Bausch & Lomb'dan uzak durmanızı tavsiye ederim.


  • actionary  (10.05.14 21:08:55) 
Bi kere purevision kullandım pişman oldum jj oasys kullanıyorum.
Kutusu 60 lira olabilir ama astigmatın varsa bu rakam böyle kalmaz.
Lenten önemlisi göz sağlığın 6 ayda bir kontrole gitmen gerekir.
  • pass  (11.05.14 01:06:21) 
[]

Tırnak Uzunluğu Kavrama İlişkisi

Tırnaklarım azıcık uzayınca dahi kavrama yetisi azalıyor gibi hissediyorum. Mesela playstation kolunu tutarken. Klavye ile yazı yazarken rahat yazamıyorum. Uzunluktan kastım da azıcık beyaz kısımların kendini göstermesinden fazlası değil. İlla en dipten kesince rahatlıyorum.

Ben mi cinsim bu konuda?


 
Sorun sende ve tamamen psikolojik gibi duruyor. Şu an tırnaklarımın beyaz kısmı gözüküyor ve çatır çutur klavye kullanıyorum.


  • iki ekmek bir sigara  (06.05.14 14:12:10) 
parmak ucu etlerin kısa.tırnakların azıcık uzayınca parmak etinin üzerine çıkıyor ve böylelikle tırnakların kısa olsa bile uzunmuş gibi oluyor.


  • ataturkist  (06.05.14 14:13:14) 
bende rahatsız hissediyorum kendimi. ellerim hep kirliymiş hissine kapılıyorum. öğrenmenlerin ilkokulda cetvelle vurmasının etkileri sanırım :)


  • maden suyu  (06.05.14 14:13:33) 
@caitatum+1, ki ben de kısa tırnak tutarım sürekli.


  • gece lampulu  (06.05.14 14:26:01) 
iki ekmek bir sigara niye tik almamis bilmem ama hakli. kavrama hissi icin aksine tirnak gerekir. tirnagin azicik beyaz kisminin gelmesi parmak arasinda tutulan bir seyin deriyi arkaya itilmesini engeller. destek olur aksine. hayvan gibi dagcilar dahi (dahi diyorum cünkü kisa tutmalari sart herifler one finger grip yapiyor) dipten kesmez, kisa keser. uzun tirnakli veya kisa tirnakli degil, tam arasi, tutus icin en iyi araliktir.

tirnaklariniz gücsüz ve besin yetersizligi cekiyor sürekli kiriliyor vs ise sorun sizde, aksi durumda o kadar kisa kesmeyin, zamanla parmagin derisi tirnak üstünü doldurdugundan tirnak büyürken saplanma, can yanmasi vs yapabilir. buna alismayin kisacasi.

tamamen aliskanlik, kafada bir olay, aksi daha saglikli ama tersi bir izlenim edinmissiniz.
  • wiillii  (06.05.14 15:04:45) 
[]

James Bond Serisinin 24 Filmini İzlemeye Değer Mi?

Merhaba dostlar,

Baştan sona tamamını izlemesem çok şey kaybeder miyim? İndirmesi de uzun sürecek malum, elimde yok yani.


 
unutulmazfilmler.com'da bir çoğu var.
Hepsini izlemenize gerek yok. Örneğin Roger Moore'lular bir süre sonra hoşaf oluyor.
O yüzden Sean Connery'li olanların "never say never again" hariç tümünü
Roger Moore sizi bunalttığı noktada bırakın.
George Lazenby'nin tek filmini mutlaka AMA MUTLAKA izleyin, bambaşka bir bond'dur.
Keza, Timothy Dalton'ın iki filmi de gayet iyidir, bilhassa The Living Daylights.
Pierce Brosnan'dan kesinlikle bir Golden Eye'ı ve Tomorrow Never Dies'ı izleyin, geri kalanlar ehh işte.
Daniel Craig'in Quantum of Solace hariç izleyebilirsiniz. İsterseniz onu da izleyin. En kısa bond filmidir zaten.
  • sanal hayvan  (26.03.14 22:06:46 ~ 22:07:08) 
bence hiçbir bond filmi zaman kaybı değildir. izlemeni tavsiye ederim.


  • zencipanda  (26.03.14 22:10:32) 
Bazılarının arasında var bazılarının arasında yok ama olanlar arasındaki bağın da neredeyse hiçbir anlamı yok, hatta AÜ İLEF'li arkadaşlara Bond'un formülasyonuna dair bir ders anlatmışlardı da bana gelip anlatmıştı onlar da, çok eğlenceliydi. O yüzden herhangi bir filmini herhangi bir zaman izleyebilirsiniz aslında.
Örneğin Craig'in serisinde bir öykü kemeri var aşağı yukarı.
Diğerleri genel olarak serbest. Çok ama çok nadir referans vardır.
  • sanal hayvan  (26.03.14 22:17:59) 
Komple seyret başkanım, en kötüsünden daha kötü film seyrettiğine eminim. James Bond iyidir.


  • charlesbukowskiineksi  (26.03.14 22:23:12) 
seyret. seyrederkende yapılış tarihlerine göz atıp dünyadaki güç dengelerini düşün. bond'a yüklenen özelliklerin ve anlamların zamanla değişimi seyret. yakın tarih dersi gibi mübarek.


  • paulie walnuts  (26.03.14 23:49:12) 
[]

Kahvaltılık Farklı ve Hazırlaması Kolay Öneriler?

Sıkıldım aynı şeylerden. Var mı önerisi olan?




 
senin için farklı sayılır mı bilmem ama meyveli yoğurt ve yulaflı karışımlar(böyle gevrek tadında olanlar) iyi oluyor. Ama herkesn midesi sabah sabah kaldıramayabilir onu.


  • bipolar  (25.02.14 21:44:41) 
Tost ekmeğinin ya da benzer bir dilimli ekmeğin ortasını bardakla yuvarlak oyun. İki tarafına da tereyağı sürün. Sıcak tavaya koyun, sonra deliğe de biraz tereyağı koyun. Eiriyince yumurtayı kırın. Bir süre altı pişsin diye bekleyip sonra çevirin (zor kısmı bu ama geniş spatıla falan varsa halledersiniz). Diğer tarafı pişene/kızarana kadar bekleyin.

Aşırı farklı değil ama değişik en azından.

Ayrıca markette satılan üçgen yufkalarla 5-6 tane sigara böreği hazırlamak birkaç dakika sürüyor.
  • whoosie  (25.02.14 21:46:07 ~ 21:46:38) 
peynirle yumurtayı güzelce ezip dilim ekmeklerin (tercihen tost ekmeği) üzerine sürüyorsun. sonra zevke göre ince dilimlenmiş sucuk, dilimlenmiş yeşil zeytin ve ince dilimlenmiş biberle süslüyorsun. peynirler kızarana kadar fırında pişiriyorsun. nefis. (çok da değişik bir şey değil ama )


  • ayikiz  (25.02.14 21:46:41) 
french toast
mutfaksirlari.com

  • su olsam ates olsam  (25.02.14 21:55:50) 
ekmek arasi cikolata
meyve salatalari
meyveli turta
ekmek dilimlerinin uzerine, bir yumurta, peyaz peynir, yesil biber ve domates karisimini surup, 10-15 dakika firina verin. afiyetle yiyin.
kek, pogaca, borek vs satin alin arada
berliner
yas pasta
milkshake
bir muz, bir bardak cikolatali sut
  • dnznc  (25.02.14 22:05:18) 
normal süt ve yumurta ile yapılan omlete taze baharatlar eklemek çok kolay ve lezzetli oluyor.(dereotu, maydanoz gibi)


  • strangerinhere  (25.02.14 22:06:28) 
tel peynir, kaşar, mascarphone, çörekotlu tulum peyniri ile çok güzel bööörek yapıyorum ben.


  • [silinmiş]  (25.02.14 22:09:19) 
fikir verebilir:
www.milliyet.com.tr

  • sadecece  (25.02.14 22:24:38) 
krep, haşeşli gözleme, pişi, peynirli düğüm poğaça.

Kahvaltı deyince aklıma hamurişinden başka bir şey gelmiyor.
  • mayaa  (25.02.14 22:33:03) 
[]

Karakalem Çalışmaları Geçrek Mi Sizce?

forum.donanimhaber.com

Merhaba dostlar,

Şu konudaki karakalem çalışmaları ilk gördüğüm anda bana bilgisayarda yapılmış, elde çizilmemiş gibi geldi. Hiç anlamam böyle şeylerden, anlayan varsa yorumlayabilir mi? Özellikle şu çalışmada bebeğin yüzüne dikkat:

g1301.hizliresim.com

 
ortada bir el emeği olduğu gerçek, fakat çizen kişinin elinde fotoğrafın orijinali de bulunduğu için, zayıf kalan noktalara bilgisayar ile müdahale edilmiş gibi duruyor.


  • ekinoksah  (06.01.13 20:31:38) 
evet çoğu çizim ve kötü :)) bebeğin yüzü eklenmiş gibi


  • tirt star  (06.01.13 20:32:26) 
kılçıklık olsun diye demiyorum ama ben hiç beğenmedim :/


  • raif_efendi  (06.01.13 20:33:39 ~ 20:34:00) 
+1 ekinoksah

eller ve palenin yüzü, ayağı vs
  • oldboy  (06.01.13 20:34:01) 
evet photoshop'un filtre ayarları buna çok benzer sonuçlar çıkarıyor; ama elle de pekala yapılabilir. hele ki şunlarla mukayese edince.
paullung.daportfolio.com
www.kerimusta.com
  • dokunmakalbime  (06.01.13 20:34:12) 
fotograf cekmis gibi cizenler var.
tunaferit.deviantart.com

  • musella  (06.01.13 20:37:44) 
ehe ellere yeni dikkat ediyorum, damar damar üstüne layer olmuş.


  • ekinoksah  (06.01.13 20:38:34) 
Diego Fazio başka bir dünyadan galiba:

diegokoi.deviantart.com
  • iustitia omnibus  (06.01.13 20:45:45) 
[]

Okul Yaptırıp Vergiden Düşme Olayı

Merhaba dostlar,

Böyle bir şey söylenir durur. Okul yaptıran kimseler harcadığının tamamını vergiden düşebiliyorlar mı gerçekten? Net bilgisi olan veya kaynak gösterebilecek kimse var mı?


 
vergi matrahindan dusulur.


  • simendifer treni  (23.08.12 15:48:09) 
ilk önce bu yazı; guncelmevzuat.blogspot.com

yasal dayanak için; www.gib.gov.tr

kısaca özetlemek belirtilen alanlarda makbuz karşılığı yapılan harcamaları dönem sonunda gelir elde ettiğiniz takdirde indirime tabi tutabilirsiniz.
  • konsantrasyon  (23.08.12 16:02:02) 
ben lisedeyken bizim liseyi birisi öyle yaptırmıştı. 4 milyon lirayı çat diye düşmüşler adamın vergiden bizim müdür demişti. ki öyle bişey ki 100 liralık bişey alsan bile düşüyor. Eğitime %100 destek olayı kapsamında. milli eğitimden bilgi alabilirsin.


  • ari avigdor gemel  (23.08.12 16:04:15) 
[]

Matematik Sorusu. (Bir Sayının Başka Bir Sayının Yüzde Kaçı Olduğu)

Merhaba dostlar,

23673 sayısı 23195 sayısının yaklaşık %2 fazlası imiş, kitapta bu bilgi var. Peki bu %2 nasıl hesaplanıyor? (Hesap makinesi ile)


 
(23673-23195)/23195=0,0206 şeklinde. aradaki farkın küçük sayının yüzde kaçı olduğuna bakıyorsunuz.


  • kül  (12.08.12 10:14:23) 
Cikan sonucu da x100 yaparsaniz tam yuzde sayisini bulursunuz.


  • crown  (12.08.12 10:34:02) 
[]

Akademisyenliği Tercih Etmek.

Merhaba dostlar,

Hocaları gördükçe düşünmüşümdür. İdealist olmayı bir yana koyarsak, ülkemizde kendilerine verilen değer belli. Akademik kariyer yollarında dönen entrikalar da bilinen gerçekler.

Hepsini geçtim siz alanınızda çok daha yetkin ve donanımlı olduğunuz halde yetiştirdiğiniz öğrenci maddi anlamda sizden çok daha fazla kazanabiliyor. siz sürekli kendinizi geliştirirken, bilim üretirken maddi durumunuz herhangi bir devlet dairesinde çalışan düz memurdan çok da iyi olmuyor. Bu durumda neden akademisyenlik tercih edilir?

 
gayet benim danışmanlık yapan hocalarım var bok gibi para kazanıyorlar.


  • ayiadam  (15.05.12 00:03:04) 
ben de bu danışmanlık olayını anlamıyorum, hocalara kim ne danışıyor_?


  • kamilinsan  (15.05.12 00:05:26) 
bir fabrikada yapılacak üretim için hocalara çok şey danışabilirsin.


  • jangara  (15.05.12 00:06:21) 
peki sosyal bilimler?


  • kamilinsan  (15.05.12 00:10:11) 
valla işletme ve iktisatçılar özellikle finans ve muhasebeciler iyi kazanıyor. ayrıca devlet de danışmanlık isteyebilir özellikle kamu ve uluslardan. ayrıca bir sürü hoca biliyorum üst kurulların eğitimlerine giren. önemli olan kendini geliştirmek ve çevre edinebilmek. yoksa anca makale yazarsın.


  • ayiadam  (15.05.12 00:12:40) 
onlara da danışılıyor kardeşim. mesela benim administration in public context vesaire gibi kamu yönetimi derslerinee giren hocam eski ulaştırma bakanlığı bürokratı. bu konularda uzmanlık çok değerli oluyor.


  • sanal hayvan  (15.05.12 00:12:41) 
bir akademik olarak şöyle diyeyim sana:
geçenlerde bir arkadaşım en dandik kafalıların akademikler olduğunu söylemişti de inanmamıştım. yaşadıklarımdan sonra görüyorum ki, o kadar boş adam akademik olmuş ki, aklın şaşar. hiçbir iş yapmayan yayına el sürmeyen araştırmayan sadece ders anlatmayaı tez danışmanlığı almayı marifet sayan tonlarca model var. şirketlerden danışmanlık alanlar veya kamu örgütlerinden nispeten daha şanslı. ha teknik konularda örn. petrol, enerji gibi mühendislik alanları, çok iyi olan hocalar da mevcut. ama sosyal bilimler ölü bu ülkede. dişe tırnağa dokunur çok kısıtlı insan var. bölümlerde insanlar birbiri ile uğraşmaktan başka bir iş yapmıyor. bir de hastayım şu kapıya öğrenci görüşme saatleri diye ikaz asanl tiplere. emminiski sen zaten orda öğrenci için varsın. hayır 2547 de apaçık bu konuda. hala yok danışma saati. saati de danışmayı da....

  • fempusay  (15.05.12 01:47:24 ~ 01:47:59) 
çalışma şartları daha iyi daha rahat daha özgür oluyosun çalışma ortamında, özel sektörün aksine.


  • koyukalem  (15.05.12 01:52:19) 
lisans derecenizi aldıktan sonra genelde fark edersiniz ki, dereceniz çok geniş bir alanı kapsıyor. sevdiğiniz ve sevmediğiniz alt alanları var. sevdiğiniz alt alanda iş bulmak zor olabiliyor. iş buldunuz diyelim, alt alanların da alt alanları çıkıyor sonra, yine ilgilenmek istemediğiniz bir konuda çalışmak zorunda kalabiliyorsunuz.

akademisyen olursanız, alanınız hakkınızda ilginizi ne çekiyorsa onunla ilgili olarak çalışabilirsiniz. istediğiniz alanda kendinizi geliştirebilirsiniz. ve de yukarıda söylenen gibi "orada öğrenci için varsın" diye bir şey yok. orada araştırma için varsınız, önceliğiniz araştırmadır. yeri geldiğinde ders verme yükümlülüğünüz bile olmayabilir.

bunun dışında, klasik-devlet-üniversitesi-akademisyeni olmak yerine proaktif bir şekilde işinizi yaparsanız, konferanslara katılırsanız bir sürü ülke gezip görebilirsiniz, oraya/oradaki ulaşım/konaklama masraflarınız karşılanır.

diğer cevaplarda dendiği gibi, genelde birçok şekilde danışmanlık yapabilirsiniz. doktoranızın sonunda, doktora tezinizin anlattıklarını dünyada en iyi bilen insan olursunuz. o konu ile ilgilenen birileri çıktığında size muhtaçtır. fırsatı değerlendirirseniz yeterince para kazanabilirsiniz.

türkiye'de kalmanıza rağmen, yurtdışı kaynaklı para kazanma şansınız da var. eğer alanınızla ilgili öğretim materyaline ihtiyaç varsa (kitap gibi) uzman olduğunuz konu hakkında lisans seviyesinde kitap yazıp dünyanın parasını da kazanabilirsiniz. dünyada ihtiyaç duyulan alanlarda yetkin kitaplar milyonlar satabiliyor -- ama her akademisyen de kitap yazmıyor tabii ki, uygun bir alanınız/piyasada boşluk varsa tabii.

ve de patentler. sonuçta araştırma yapıyorsunuz, ve de insanların işine yarayacak herhangi bir sonuç aldığınızda patentleyerek hayal edemeyeceğiniz kadar para kazanabilirsiniz. bunu yapma şansınız endüstride çok küçük.
  • simendiferlerin efendisi  (15.05.12 02:21:41) 
calisma saatleri guzel, kilik kiyafet kurallari kati degil, yurtdisina kolay cikma imkani, toplanti, seminer vesilesiyle bol bol gezmek. birkac akademisyene sormustum, bu yazdiklarim hepsinin verdigi ortak cevaplardi.


  • toshiro  (15.05.12 08:43:52) 
çoluğa çocuğa bir şeyler öğretme aşkı, ilim bilim sevdası dışında maddi durumu aileden gelenler/kalanlar sayesinde iyiyse bir insanın, o kişi firmalarda uğraşmak yerine bunu tercih edebilir. zaten doktorayı bitirip kadroya geçebilirse kişi, iyi kötü düzeliyor alınan para da..

ya da başka meslek yapamayacak kadar sosyal ilişkilerinin kötü olması.. ben firmada yapamam, kapatırım kendimi laba, okurum makalelerimi işime bakarım diyenleri de tanıdım. işin komiği asıl bu işi yaparken sosyal olmak lazım ya neyse..
  • merena  (15.05.12 09:06:40) 
[]

Çelik Yapılar Neden Tercih Edilmiyor?

Merhaba dostlar,

Dün sanırım televizyonda bir adam çıktı anlattı çelik yapılar hem ucuz hem dayanıklı hem geri dönüştürülebilir vs vs anlattı. Gerçi kendisi çelik yapılar yapan bir firma sahibiymiş sanırım ama merak etmedim değil. Madem bu kadar avantajı var, hem diğer yapılardan ucuz, hem daha hızlı yapılıyor o zaman neden tercih edilmiyor bu çelik yapılar?


 
bu çelik yapı ile ilgili bir belgesele denk geldim. tarihi yarımada da nakkaş diye bir mağaza var altı yere batan sarnıcının bir kısmını kapsıyor mülk sahibi burayı beton yerine mühendisle iş birliği yaparak çelik kolonların üzerine oturtmuş böylece sarnıcın kolonlarına yük binmeyecekmiş. bu durum beton inşaatının iki katı maliyete sebep olmuş.


  • patlak fermuar  (11.05.12 22:53:50) 
Çelik yapılara genel olarak ucuz demek biraz düz adamlıktan geliyor. Bazı yapılar vardır ki, pahalı da olsa çelik konstruksiyon veya prefabrik yapmanız gerekir.

Ülkemizde yapılan çoğu bina için betonarme karkas yapmak hem daha ucuz, hem daha hızlı, hem de işçilik sırasında daha fazla hata kabul edebilir cinstendir.
  • sheba and the albino girls  (11.05.12 23:02:09) 
Normal boyutlardaki binalarda iyi ama gödelen vb. yüksek ve/veya büyük binalarda metal yaşlanması ilerde dert oluyor diye biliyorum. Üstelik yangın vb. durumlarda ısıya dayanamayabiliyor. Örnek: 9/11


  • metal revolution  (11.05.12 23:18:07) 
@metal revolution ısı konusunda yanlış bence

www.youtube.com
  • dieselsingle2  (11.05.12 23:32:39 ~ 23:32:57) 
çelik yapıları bilen mühendis, işçi az. öyle olunca pahalı oluyor. ucuz olsa çelik yapardı herkes.


  • dark horse  (11.05.12 23:52:50) 
mukavemeti en yüksek, ısıya en dayanıklı ve en uzun ömürlü yapılar çelik yapılardır. o yüzden gökdelenlerin tamamı çelikten yapılır. yüksek mesafelerdeki rüzgar kuvvetlerine beton dayanmadığı için çelik tercih edilir. betona nazaran çok pahalıdır.


  • rony  (12.05.12 00:19:50) 
Harun Yahya şarlatanını kaynak göstermeyelim bari...

Günümüzde çelik gökdelenlerin merkes kısmı güçlendirilmiş betonla destekleniyor. Bu sayede yangın çıktığında metal eğilse bile beton ayakta tutuyor onu. İspanya'daki bir gökdelen yangınında spatlandı bu. Yani sırf çelikle yapılmıyor artık, beton öyle ya da böyle kullanılıyor.
  • metal revolution  (12.05.12 00:58:33) 
[]

Kalamar Nereden Alınır, Neyle Yenir?

Merhaba dostlar,

Bu sıralar kalamarı iyice merak etmeye başladım. Yıllardır yiyenler över ama bir türlü yemeye fırsat olmadı. Sorularımı sıralayacak olursam;

-Kalamarı balıkçıdan mı almalı, donmuşları da iyi midir?
-Nasıl pişirilir?
-Neyle yenir?
-Hangi mevsimde yenir?

Şimdiden sağ olunuz.

 
uzman.tv işini görecektir


  • juusto  (06.02.12 18:32:18) 
güzel bir balıkçıda ye, evde yappılanı genelde pek güzel olmaz. yapanı da iyi yapar ama.


  • goldentitan  (06.02.12 18:50:59) 
balıkçıdan alacaksın halka halka doğratacaksın. biralı suda bekleteceksin sonra una bulayıp kızartacaksın. yarında da ekmek içi yoğurt sarımsak yağ limonla tarator yapacan üstüne de iki bira. her mevsimde bunu yemeyenin aklına şaşarım. istanbuldaysan mercana falan git oarada ye. üstüne de midye tava- midye dolma yemeyi unutma


  • mr fusion  (06.02.12 18:56:53) 
yeni başlayacaksan asla evde yapmaya kalkma. yapması çok meşakkatlidir. midyeciler, kokoreççiler ve balık restoranlarında bulunuyor. porsiyonu ortalama 10 TL'den gider. balık ekmek satan bazı yerlerde 8 TL'ye de bulabilirsin. içkili yerlerde de 12 TL'dir genelde. Yanında sosu da olur zaten. ne evi kokuttuğuna değer, ne saatlerce uğraştığına. maalesef dışarıda yenmesi gereken bir merettir bu ve çok güzeldir. bu aralar kalamarın mevsimidir. yıl başından, nisan başına kadar mevsimi devam eder.


  • sinematematikci  (06.02.12 19:33:24) 
evde kızartmayıp çeşitli sebzelerle sote yapmak, risotto yapmak da mümkün...


  • udi  (06.02.12 20:50:33) 
biralı su denmiş, biz de maden suyu içerisinde bekletiyoruz 1-2 saat, unlayıp kızgın yağa koyuyorsun pişer gibi olunca direk alıyorsun. olay çok pişirmemekte yoksa lastik gibi olur. eve şimdi tam mevsimi ve sosunu tarif etmişler. unutma, az duracak ateşte, lastik gibi olmasın. yerli kalamar alın donmuşları peş para etmez.


  • bir ileti paylastim  (06.02.12 22:03:16) 
123   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.