[]

Bir Adet Banka ve Kredi Kartı Sorusu

İyi Akşamlar.
Şimdi, şöyle bir durum var:

Dün, epeydir araştırdığım ve sonunda da aldığım bir ürün var N11 üzerinden.
Neyse, bugünse aynı ürünü, daha ucuza satan bir satıcı gördüm yine N11'De.
Hemen dün aldığım ürünü iptal edip, bu ucuza satan satıcıdan almaya niyetlendim; lakiiiinnn ne vakit kredi kartı bilgilerimi girip satın alma işlemini tamamlayayım desem, bana "işleminiz gerçekleştirilemedi" diye uyarı veriyor.
bankayı aradım, işte günlük bilmem ne bişey limitinizin üzerine çıkmışsınız dedi... De, açıkçası pek birşey anlamadım.
Neticede, eski siparişi iptal edince kullanıcı limitim gene eski haline dönüyor; ama ne hikmetse ürünü alamıyorum.
şu işi, aklı eren birisi anlatabilirse çok makbule geçer.

 
günlük bilmemne bişey limiti neymiş ki, hiç duymadım. ayrıca siz iptal etseniz bile hemen o dakika onaylanmıyordur o iptal. bankaya henüz yansımadığı için de limitin açılmamıştır.


  • elorelia  (07.09.18 19:02:11) 
işlemler provizyon denen yere düşüyor, yani henüz tam olarak yansımıyor falan. ya satın alım işlemlerinden biri ya da iptal işlemi (yüksek ihtimalle bu) provizyonda duruyordur tam geçmemiştir. o da limitinizi kapatıyor olabilir. tahminim bu yönde


  • senolll  (07.09.18 19:03:50) 
yani, telefondan hesabıma girip baktığımda günlük kullanılabilir limitimin eski haline döndüğünü görüyorum.
provizyon dursa veyahut bankaya yansımasa, telden de alışveriş sonrası miktarın durması gerekmez mi?

  • pangea  (07.09.18 19:17:15) 
[]

1.000.001. Kişi Olarak Soruyorum: Dolar Almak Mantıklı MI?

Sevgili Duyurucular,
Kar, kardır mantığıyla şöyle 2000 veya 3000 tl lik bir dolar hesabı açmak mantıklı mıdır?
getirisi olur mu? yoksa... zarar mı ettirir?
yardımlarınızı bekliyorum.
gracias.

 
bugun 7.08 den 5700 liraya doviz aldim. dolar ve euro. yarin 8 olmasini bekliyorum.


  • charlotte blanc  (12.08.18 21:13:31) 
7 lira Dolar almak için makul bir miktar, yarın kim bilir kaç lira olur piyasa açıldığında.


  • angelus  (12.08.18 21:27:06) 
tamamiyle kumar... kesin yüksek oranda artma durumu olsa millet kredi çekip dolar alır 1 ay sonra krediyi geri öderdi...


  • benim adim kerim hepinizi severim  (12.08.18 21:53:19) 
Bitcoin de 100.000 dolar olacak zaten. Abi hemen niye atlıyorsunuz trene ya? Duyurudan yatırım tavsiyesi mi alınır :D Dolar 10 liraya yelken açmış :D Nereye açtı? Nasıl açtı? Şunu izleyin biraz daha bir şeyler kafanızda oturabilir belki. www.youtube.com


  • bir peynir kutusu kibrit  (12.08.18 22:30:20) 
Son 20 senede doların yüksek oranda düştüğü tek bir gün dahi yok. 6-12 ay paraya dokunmadan durabileceksen, hesabı açmadığın her gün zarar ediyorsun.


  • roket adam  (13.08.18 00:23:34) 
[]

Bir Adet Vadeli Döviz Hesap Sorusu

Herkese iyi akşamlar!
Şimdi mesele şu:
Hesabımda ki bir miktar parayı vadeli döviz hesabına yatırdım.
4 ay da vade seçtim.
Bu vadeli hesapta ki para, 4 ayın sonunda otomatikman vadesiz hesabıma yatacak mıdır, yoksa onun için de talimat vermem gerekli midir??

 
hesap açarken sormuş olması lazım vade sonunda ne yapalım diye. tüm parayı vadesize aktar, faizi vadesize aktar anapara vadelide devam etsin, hepsi vadelide devam etsin gibi seçenekler olur. farkında olmadan birini seçmişsinizdir.


  • nrmnm  (12.07.18 22:06:36) 
[]

Bir Adet İngilizce Çeviri Sorusu

Merhaba.
İmdi, cümlemiz şu:
"Hikaye o kadar bağlayıcı ki hiç bitmesini istemeyeceksiniz."
Ben bunu,
"The story is so engaged that you will never want it to finishes"
diye çevirdim.
Nasıl olmuş? Var mı bi eksiği, gediği? Başka bir öneriniz varsa, ondan da alırım bi dal.

 
engaging, finish.


  • sanat guresi  (26.05.18 19:25:29) 
captivating daha iyi engage yerine


  • neverlose  (26.05.18 19:54:31) 
captivating daha iyi bence de.

the story is so captivating you will not want it to end

diyorm ben
  • n62  (26.05.18 22:23:05) 
[]

Pasaport İşleri NO:1

Merhaba.
Hayatımda ilk defa yurt dışına çıkacağım, haliyle bu işlerde cehaletim büyük.
Pasaport almam lazım; ama nasıl bir yol izlemem gerektiğinden tam emin değilim. pasaport almam iiçin nasıl bir yol izlemem gerekiyor?

TŞK.

 
randevu.nvi.gov.tr

burdan randevu alıyorsun,

www.pasaport.pol.tr

biyotmetrik fotoğraf çektiriyorsun, tüm fotoğrafçılar biliyor zaten pasaport için biyometrik fotoğraf çektirmek istiyorum dersen çekerler.

anlaşmalı bankalardan birine gidip(ziraat işbankası vs.) pasaport harcı yatırıyorsun kaç yıllık istiyorsan ona göre.

www.pasaport.pol.tr

sonra randevu günü gidip başvurunu yapıyorsun.
  • ocanal  (06.05.18 17:41:23) 
pasaport işleri 1 nisan itibariyle nüfus müdürlüklerine devrolduğundan aşırı yoğunluk bulunuyor. bilginize.


  • yuskek gerilim  (06.05.18 21:44:09) 
[]

Bir Adet Vücut Geliştirme Sorusu

İmdi, sevgili duyuru sakinleri...
İş, güç dolayısıyla artık salona gidecek zamanım olmadığından evde spor yapıyorum.
Haftada en az 3 gün şınav,mekik, dambıl hareketleri ve Youtube destekkli kardiyo çalışıyorum.
GAyet de fit bir vücudum var; lakin kişi doyumsuz bir yerde.
Biraz daha hacimlenmek için şu adresde ki
(git: www.supplementler.com )
arkadaşı kullanmak istiyorum.
Siz ne dersiniz? Faydasını görür müyüm?
Kız arkadaşım felan "ne gerek var? işte olmuşsun. Yeter. Başıma herkül mü kesilecen!" gibi sanki, birazcık haklı bir eleştirisi de var; ama ben yine de sorayım dedim.
yani, al hacimlenirsin felan diyen olursa acımam alırım yani!

 
beslenmen iyiyse spordan önce şekersiz kafeini bol kahve iç daha iyi gelir.
protein tozlarını kilo başı 1 .5 -2 gr arasında alamıyorsan alabilirsin ama öyle aman aman bir şey bekleme sen ne kadar sıkı spor yaparsan o kadar sağlam olur vucüdun.

  • welc0met0hell  (15.03.18 17:02:53) 
[]

Hani Twitter'da 140 Karakter Sınırlaması Kaldırılmışıtı ?

Arkadaşlarım, Twitter'da destanlar yazarken, fakir hala 140 karakterle meramını anlatmaya çabalıyor.
Neden böyle acep?
Şu işe bir el atsanız da, ben de diğer arkadaşlarım gibi yağdırsam Twitter'dan.


 
parti parti aciyorlar.


  • brkylmz  (19.10.17 17:17:02) 
Daha test aşamasında herkese açılmadı.


  • angelus  (19.10.17 17:17:06) 
[]

Şu İngilizce Çeviri Doğru Mu Sizce?

iyi akşamlar.
şimdi cümlemiz şöyle birşey:

" boş, boş konuşuyorlar ve bu beni kızdırıyor; ama bir süre için onları alttan almak durumundayım."
ben, bunu şöyle çevirdim:

" they talk gibrish and this makes me angry but for a while I have to take them lying down."

doğru mudur?

thx.

 
For a while ı sona eklersek heralde doğru olur.


  • xiii  (15.03.17 23:18:18) 
alttan almak olmamış, google translate olmuş diyicem google artık eski google değil...
I have to stay on the good side of them for a while. daha iyi olur.

  • theconqueror  (15.03.17 23:24:32) 
tolerate veya "I have to live with that" kullanılabilir.


  • mikro patlama  (16.03.17 00:11:30) 
They are mouthing off about me but for a while I have to tolerate/suffer.


  • mihajlovic  (16.03.17 20:07:21) 
[]

VPN üzerinden alış-veriş güvenli midir?

Sanal kart kullanarak VPN(GhostCyber) üzerinde bir alışveriş gerçekleştirsek bir sıkıntı olabilir mi?
Sonuçta VPN daha güvenli ve izinizin belli olmadığı bir bağlantı türü.
Yine de bir sorayım dedim ben.
Danke.

 
bence güvenli değil. başkasının bağlantısı sonuçta.


  • sutlu nescafe  (02.02.17 20:12:50) 
cyberghost mu yani? bilinen vpn saglayicilar guvenilirdir. "baskasinin baglantisi sonucta" epey sig bir yorum olmus uzgunum.


  • hopeless  (02.02.17 20:23:25) 
[]

TV'lerdeki Dahili Uydu Alıcısı Nedir, Nasıl Kullanılır?

koniçiva saygıdeğer duyuru sakinleri.
bir iki, güne elime başlıktaki gibi bir tv geçecektir.
imdi, burada benim öğrenmek istediğim, bu tv'deki dahili uydu alıcısını kullanırken herhangi biryerden kablo bağlantısı felan çekmem gerekli mi?
yani, diyelim ki TRT4K kanalını izlemek istiyorum (ki isterim), nasıl bir bağlantı yapmam gerekli? ek bir reciver'a ihtiyaç var mı yoksa TV otomatik olarak bulabiliyor mu?
kablo çekmek gerekiyorsa, nereden, nasıl bir kablo çekmek lazım?

 
normalde, çanak antenden veya uydudan gelen kabloyu bir harici receiver'a bağlıyordunuz. receiver'dan da tv'ye hdmi veya başka bir kabloyla görüntü aktarıyordunuz.

şimdi arada receiver yok işte. uydudan gelen kabloyu doğrudan tv'ye takıyorsunuz. tv'nin kendi receiver'ı var demek oluyor. kendi içinde kanal listesi var vs.

uydu ayarlarını yine yapmak durumundasınız tabii. otomatik her şeyin hallolması diye bir şey yok.
  • esmer  (20.12.16 11:12:53) 
Ek bir receiver'a ihtiyaç duymadan, uydudan gelen kabloyu doğrudan televizyonun arkasındaki bağlatıya F konnektör ile bağlayacaksın. Daha sonra televizyonun menüsünden uydu ayarlarını, kanalları vs. ayarlayabilirsin. uydu alıcılı sistemlerden farkı televizyonu tek kumanda ile kontrol edebiliyor olma. TRT4K yayını için TV'nin ve uydu alıcısının 4K desteğinin olması gerekli. Normal şartlarda 4K destekli uydu alıcıları 1.500 TL civarında.


  • himmet dayi  (20.12.16 11:15:21) 
uydudan gelen kabloyu direk televizyona bağlayacaksınız.

Trt 4k 50p yayın yapıyormuş, buna uygun tv almazsanız onu da izleyemezsiniz haberiniz olsun. (bizim tv de 4k ama 30p yayınlar için ondan izleyemiyoruz)
  • livaneli kadir  (20.12.16 11:16:23) 
tv'nin uydu alıcısı hevc/60p diyorsa trt 4k'yı alır. son modellerin çoğu öyle.

lnb(çanağın ucundaki sinyali alan aparat) ne kadar kaliteli, çanak ne kadar büyük olursa sinyal seviyesi/kalitesi o kadar iyi olur. kabloların da farklı standartları vardı sonu 6 ile biten 10 ile biten aynı tip kablolar vardı ama biri daha kalındı, sinyali daha iyi taşıyordu. ucu altın olunca daha iyi taşıyor vs vs. ama standart kablo da iş görecektir mesafe çok uzun değilse sinyal kaybı fazla olmaz.
  • passion rules the game  (20.12.16 11:19:15 ~ 11:21:44) 
tv' lg'nin 2016 modellerinden.
4k 60p'yi destekliyor.
peki, bizim çatıdaki uydu yanlış bilmiyorsam turksat'ı çekiyor.
yani, dem tv, halay tv, çay tv gibi yerel kanallar çıktığına göre türksat olması lazım.
trt 4k'da türksat'dan çekiyor, değil mi?
  • pangea  (20.12.16 11:46:51) 
türksat'ın sadece kablo tv'sini kullanacaksan yine direkt kabloyu tv'ye takabilirsin ama teledünya hizmetinden faydalanacaksan sana kart veriyorlar. o kartı tv'ye takabilmek için teledünya uyumlu conax modül gerekiyor, bilgin olsun.


  • baba jo  (20.12.16 11:50:14 ~ 11:51:02) 
[]

Hangi Reklam Filmiydi Bu?

ev hanımı olan güzel bir evli bir hanımfendi vardı hatırladığım kadarıyla.
neyse, işte bu kadın, kocasını sabah işe yolcu ettikten sonra ek işi olan dominatrixlik yapıyordu.
internetten müşteri bulup ev işlerini felan hep onlara yaptırıyordu.
sonra işte akşam kocası gelip "ya bu ne temiz ev" diyordu.
bu reklam filmi neyle ilgiliydi?
bi de link gönderebilirseniz şukela olur.

 
  • sutlu nescafe  (11.11.16 20:44:31) 
[]

Sizce Aslı Astarı Var Mıdır Bu Haberin?

Birkaç haber sitesinde okuduğuma göre, bizim TürkTelekom, Procera Networks diye Amerikan bir Online güvenlik sitesiyle anlaşarak casus yazılımı sipariş etmişmiş.
Bu yazılım, yalnızca kimin hangi siteye girdiği söylemekle kalmayıp, kişileri ip'lerini ve girdikleri şifreleri de gösteriyormuşmuş.
Olay da, "bu kadarı benim mesleki ahlakıma uygun değil" diyen Procera Networks'ün Malmö ofisinde ki bir yazılımcının gönderdiği epostadan sonra yayılmışmış.
Mevzuyla iligli linkler:
(git: www.forbes.com )
(git: www.cumhuriyet.com.tr)
Sizin yorumunuzu merak ediyorum arkadaşlar.
Gerçeklik payı yok mudur var mıdır? Bu peki, artık özel yaşamın mahramiyeti için G.G. mi demek yoksa ortadan mesele yapacak bir durum yok mu?

 
gerceklik payi olduguna inaniyorum.
gecen aylarda da sanirim italyan bi guvenlik firmasi hacklenmistide musterileri hangi ulkeler yayinlanmisti. o zaman bizim emniyet mudurlugu fln ismi geciyordu.
naif bakmamak lazim olaya, internet serbest bir ortam gibi dursa da birileri bunlari takip etmek, kategorilendirmek, ayiklamak icin calisiyor, gerektigi zaman kontrol mekanizmalarina bu tarz seyler yardimci olacagi icin.
  • jedilance  (25.10.16 22:18:49) 
ISP'den geçen muazzam verinin Türkiye gibi hukuğun, yasaların olmadığı yerde keyfi işlenmesi gayet olası. Soran eden, denetleyende yok. İstediğini yap. Çin yapıyor, TR'nin ne eksiği var?


  • christopher nolan  (25.10.16 23:50:34) 
Durumu doğru anlamak açısından, orijinal yazıya göre sadece kriptosuz verilerden şifre okuma sözkonusu. Bunu onayladığımdan değil ama google, tw, fb, bankalar, ekşi vs. https ile bağlanılan sitelerden şifre okunması durumu yok. Haber gerçek midir bilmek zor, 2 anonim mail atıp dedikodu yaymak zor bişey değil, politik oyunlar da gayet mümkündür. Yine de telekom tarafında casusluk ve izleme için mümkün olan her yolu kullandıklarını varsaymalıyız bence. Sadece tr değil belki tüm ülkeler kendi teknoloji kapasiteleri ölçüsünde bu tür şeyler yapıyor zaten. Hoşumuza gitsin gitmesin dünya bu yöne gidiyor.


  • mikro patlama  (26.10.16 00:50:12 ~ 27.10.16 19:10:34) 
[]

İngiltere'nin AB'den Çıkmasıyla İligi İki Soru.

İmdi, malumunuz BREXIT akımı başladı İngiltere'de. Dahası, etkili oldu bu akım.
İNG, AB'den ayrıldı.
Burada iki adet anlayamadığım mevzu var;
1-İngiltere'nin AB'den ayrılıp, ayrılmaması ile ilgili yapılan halk oylamasından sonra David Cameron neden istifa etti? Zaten kendisi de, İNG'nin AB'den ayrılması gerektiğini söylemiyor muydu?
2- Boris Johnson'ın bu olan bitenle ne ilgisi var? Niye İng'de hemen herkes, bu adama sayıp, sövüyor?

Tşk ederim cevaplar için.

 
1- Cameron kalmayi savunuyordu. Hatta ayrilmak isteyenler "Olm Turkler AB'ye girip Ingiltere'ye gelerek ulkenin icine edecekler, ayrilalim hemen!11!" derken o "Korkmayin lan, ayrilmamiza gerek yok. Turkiye 3000'den once AB'ye giremez zaten :'(" diyordu. Ancak isler onun yonlendirmek istedigi gibi olmayinca her ahlakli siyasetci gibi istifa etti.


  • crown  (03.07.16 21:15:33) 
Boris Johnson için de, eski Londra belediye başkanı. Haliyle tahmin edersiniz İngiltere siyasetinin önemli bir ismi. Brexit'i destekledi ve Brexit'in büyümesinde çok önemli bir rol oynadı.


  • deathlyhallows  (03.07.16 21:18:06) 
1) hayır, cameron tam aksine birlik yanlısıydı. aslında bu brexit ateşini kendisi için o harlamıştı. "alın amk referandum" diyecekti, britanya birlikte kalmak isteyecekti ve cameron da herkese şu bakışı atıp gavatların ifadesiyle gücünü konsolide edecekti,

galeri4.uludagsozluk.com

2) johnson da tıpkı farage denen barzo gibi "çıkalım", efendime söyleyeyim "avrupa'ya kafam girsin" gibi söylemlerle piyasaya çıktı ama cameron istifa ettikten sonra başbakan olması beklenirken "ya ben yapamam ki öyle şeyler :S" diyerek geri vites yaptı. yani başından beri (aslında başından beri değil, bir ara sessizdi, sonra baktı millet coşuyo bu da verdi gazı) brexit'i destekleyen adam, brexit gerçekleştikten sonra cameron'dan boşalan ve büyük sorunları çözmesi gereken koltuğu kendi yetersizliği ve eşekliği yüzünden reddetti. bu sancılı süreç için birilerinin öne çıkması gerekiyordu ve bu isimlerin en başında johnson vardı. bu açıdan, geri vites yapması onu bir numaralı suçlu haline getirdi. farage'ın "avrupa birliği'ne verdiğimiz 350 milyonu nhs'ye verelim" deyip "qandırdım xd" diye yan çizmesini bir üst boyuta taşıdı gibi bi şey.

ayrıca sadece saçı bile bu herifi sevmemek için yeterli bir neden bence.

ps: maalesef pek çok ekşicinin aksine ben uzman neyin değilim, sadece sabah akşam haber okumayı seven ve evropa-kafkaslar-rasiya politiğiyle ilgili bir vatandaşım. o açıdan hatalar, eksiklikler, sığlıklar ve sığırlıklar olabilir. varsa düzeltiniz, vatana millete hayırlı olunuz, oldurunuz.
  • der meister  (03.07.16 21:24:04 ~ 21:25:43) 
[]

Kimlik Bilgilerimizin Çalınması Ne Kadar Büyük Bir Telike?

Değerli duyurucular;
malumunuz, thankgiving sitesinde kimlik bilgilerimiz ifşa ediliyor.
İmdi, bu durumda iki sorum var;
1- Mevcut kredi kartımızla alış-veriş yapmak bir risk teşkil eder mi?
2- Genel anlamda, güvenliğimizi sağlamak için bireysel olarak ne/neler yapabilirz?

 
1- Tabii ki hayır.


  • i was made for you  (08.04.16 12:16:53) 
2- ben e devletten falan adıma açılmış hat var mı ya da böyle anlamsız vergi borcu var mı bakıyorum arada


  • whoosie  (08.04.16 12:19:05) 
  • crown  (08.04.16 12:20:28) 
1- ne alaka?
2- hiçbir şey

  • cekilmis gayfe  (08.04.16 12:22:35) 
Şöyle söyleyeyim ben az buçuk serefsiz pislik dolandirici olsam o bilgilerin 1000 tanesiyle 1 milyona yakın para toplarım.sayı arttıkça miktar da artar ve 50 milyona yakın bilgi var insafa kalmış.

1- sorun olmaz
2- e devlet+1 yapilabilecek pek fazla sey yok
  • sen de git sen de unut  (08.04.16 14:02:24) 
[]

Selfie Kültürü ve Sürekli Selfie Çeken Kişiler Hakkında Ne düşünüyorsunuz?

Selfie kültürü derken, nasıl oldu da, bazı kimseler kendilerinin, başkalarının gözünde ki imajını bu kadar önemser hale geldi, onun peşindeyim.
Kendi çevremden yola çıkacak olursam, iki tip selfie çekme heveslisi grup görüyorum; ne kadar mutlu, mesut, keyifli, eğlenceli, bahtiyar, hallerinden memnun bir yaşam yaşadıklarını gösterenlerle; "olağanüstü" bir fiziksel güzelliğe sahip olduklarını düşünenler ki sürekli kameraya bakarak poz vermeleriyle meşhurdurlar.
Gene, kişisel deneyimlerden yola çıkarsak; tanıdığım selfie tutkunu arkadaşların, bir çoğunun ne fotoğraflarda ki gibi hayattan "eşsiz" bir lezzet aldığı var(pek çoğu, depresif denilen ruh haline sahip hatta); ne de pek çoğunun, sandıkları kadar güzel/yakışıklı oldukları yok.
Gerçi, bu güzellik/yakışıklılık kavramları göreli işler; lakin çıtayı yüksek tuttukları için bu konuda yargıya varmak pek kolay oluyor.
Velasıl, bu işi abartanların -elbette ki istisnalar olmakla birlikte- biraz kendilerini, biraz da çevrelerini kandırmaya çabaladıklarını düşünüyorum.
Lafı fazla uzattım. Bu konu da sizin de düşünceleriniz merak ediyorum.

 
Başlığı okudum sadece:çok iticiler


  • gadlemler  (12.08.15 17:55:54) 
şimdi eskiden fotoğrafın maddi bi kıymeti vardı, o yüzden daha el üstünde tutulurdu. artık fotoğraf ''çekme''nin bi esprisi yok. çek, beğenmezsen sil.

Bu bağlamda selfie çekilmesini ben saçma/yanlış bulmuyorum. Ha gittiğin yerde anı yaşamanın ötesine geçiyorsa bu tutku, veya kendini beğendirme gayesinden fazlası yoksa içinde çok saçma oluyor diye düşünüyorum.

ama onun dışında bence güzel bir konsept, değişik bir manzara görürsün ölümsüzleşsin istersin klişe tabirle, hoş olabilir neden olmasın?
  • reavelyn  (12.08.15 17:57:08) 
selfie bir çeşit kendini kanıtlamaya çalışma biçimidir bence. oturup arkadaşlarınla bir iki fotoğraf çektirirsin amenna ama ikide bir kendi fotoğrafını çekmek, sürekli sosyal medyada paylaşmak narsizmin, "ben burdayım"cılığın, "etiketim bu"culuğun göstergesi.


  • lesmiserables  (12.08.15 17:58:27) 
Abartanların özgüven eksiliği olduğunu gösteren çalışmalar var. Abartılmasını, belirli açılardan yapay pozlar verilmesini itici buluyorum.


  • whimsical  (12.08.15 17:58:40) 
isteyen istediğini yapar tabi de, bana itici geliyor bu selfie manyakları.

ben, bi insan kendi fotosünü niye çeker ki, foto dediğin arkadaşlarla, aileyle falan bir yere gittiğinde, bir yerde otururken, eğlenirken çekilir anı olarak kalırcı kafadayım, ondan olabilir.

toplu selfie mantıklı, hadi onda, kimse fotoda eksik olmasın diye yaparsın da, böyle sırf kendi kendini çekmek bana hiç uymuyor.
  • wilhelmwasmuss  (12.08.15 18:04:13 ~ 18:04:50) 
[]

Kredi Kartı Borcunu Bir Batında Ödemek

selam ola duyuru sakinleri.
kullanılarbilir net limitimi yükseltmek için başlıkta belirttiğim işe girişmeyi düşünüyorum; lakin böyle bir şey yaptıktan sonra, hali hazırda ki taksitlerim ne olacak? Yani, ben artık borcumu ödediğim için banka mı ödeme yapacak? Yok yine benim hesanımdan çekilecekse, borcu hemen kapatmanın, kullanılabilir net limiti yükseltmekten başka ne getirisi var?



 
taksitler silinmez, mesela temmuz 500 agustos 500 eylul 500 taksitler varsa sen karta 1500 lira yatırsan bidahaki ayki ekstrendeki 500 çeker kalan 1000 lira +bakiye olarak gozukur


  • t joe  (09.06.15 17:25:22) 
taksit miktarı vakti gelindiği zaman alınır diye biliyorum. örneğin önümüzdeki üç ay için 200'er liradan 600 lira taksit borcun var, sabah da 150 liralık alışveriş yapmıştın. kart limitin de 1000 lira olsun.

bu durumda üç taksitten 600 lira ve sabah harcadığın 150 lira borç olarak görünür, dolayısıyla kullanılabilir net limitin 250 lira olur. dolayısıyla sen 750 liralık borç ödemesi yaparsan, tekrar 1000 liraya ulaşırsın. taksit zamanı geldiğinde kullanılabilir limitin 800'e düşer, ödeme için 200'lük taksit alınır.

tam olarak emin değilim, ufak tefek farklı hesaplar olabilir ama benim bildiğim kadarıyla böyle oluyor bu iş.
  • der meister  (09.06.15 17:29:38) 
[]

Birisi benim interneti mi "tırtıklıyor?"

İyi geceler arkadaşlar.
İşten eve geldim, yemek yerken birden bire gözüm modeme takıldı; evde Wifi'si açık hiç bir cihaz olmamasına rağmen modemin Wifi yazan kısmı aralıklarla yanıp, sönüyor. İşkillendim. Alt komşumun fırlama kızından şüpelenmiyor da değilim.
Her neyse, bu durum birilerinin benim internetimi "söğüşlediği" manasına mı geliyor, yoksa bu Wifi nin yanıp sönmesi olağan bir durum mudur?


 
kendi cihazlarınızdan hiç birinin bağlanmadığından eminseniz olağan DEĞİLDİR.
söğüşleniyor olabilirsiniz.

  • kutukcu  (05.06.15 01:24:50) 
normal.


  • losev bagiscisi  (05.06.15 03:43:19) 
dikkat etmedim hiç ama bu meretin arayüzünden kimin bağlandığını hatta ne kadar zamanda ne kadar harcadığını gösteriyor genelde. içiniz rahat etsin isterseniz bir bakın efendim.


  • u  (05.06.15 03:49:54) 
arkada belirli sevisler sevişiyor olabilir. cahilliğinden paranoya yapmışsın. birden fazla sebep vardır özetle.


  • 2006  (05.06.15 03:53:56) 
Modem arayuzune bak, baktın senin cihazlar harici bi cihaz var bas engeli


  • indescribable  (05.06.15 08:47:32) 
baktın mı var mıymış?


  • losev bagiscisi  (05.06.15 18:28:45) 
kızma güzel kardeşim :) olayın telaşıyla diğer ihtimal üzerine yönelmişiz ve iyi ki de öyle yapmışım.
gerekli düzenlemeleri yaptıktan sonra, ben kullanmadığım sürece yanmaz oldu ışık.
demek ki, emiliyormuşuz.
bu arada amma argo kullanmışız ha :)
  • pangea  (25.06.15 22:50:21) 
[]

Blu -Ray Disk vs 1080p MKV

sizce, dükkanlardan alınan blu-ray filmlerle, internetten indirilen 1080p çözünürlüğünde ki film dosyaları arasında görüntü kalitesi açısından bir fark var mı?
Örneğin, Interstellar'ın, nette dolanan 1080p sürümü için 2,5 gb bir sıkıştırma söz konusu.
Az değil mi? Hele de 1080p için?


 
720p'de minimum 4.37 şartını arayan bir insan olarak 1080p'de 2.5 gb gibi bir boyuttan pek bir şey beklemiyorum. 1080p olacaksa en az 8-10 gb olanları indiriyorum. deneyimleme fırsatım olmadı fakat bu boyutta olan sürümlerle orjinal blu-ray'lerin arasında çok bir fark olacağını düşünmüyorum.


  • kivanc1  (03.04.15 12:36:51) 
Kalite farki muhakkak var. Ama hem kaliteden ödün olmasin hem de bi miktar boyutu az olsun dersen indirirken remux versiyonunu indirebilirsin. Bunun ozelligi goruntu kalitesine hic dokunulmayip disk icerisindeki ekstra dilleri silmekten ibaret


  • trkm  (03.04.15 13:06:36) 
ben de söz konusu dosya mkv ise 720p için 4,3 gb, 1080p için en az 7-8 gb şartı arıyorum. hatta bazen bu 13-14 gb'lara bile çıkabiliyor. özellikle dizilerde 1080p varsa, kesinlikle onu indiriyorum. avi izlemeyeli 5-6 yıl oluyor.

blu-ray ile o 2,5 gb'lik 1080p arasında görüntü farkı var. akla aykırı çünkü birisi el değmemiş blu-ray olarak 38 gb gibi bir şey. hadi bunun ekstralarını at, ek ses dts-ma dosyalarını at 20 küsür gb kalır. dğeri 2,5 gb. illaki fark olacaktır.
  • mermize  (03.04.15 13:10:09) 
[]

Kredi Almak İster Misiniz diye gelen adamlar...

Dükkanda çalışırken, ansızın takım elbiseli, elinde siyah deri çantası ve yüzünde ki tekinsiz gülümsemeyle içeri birisi girdi.
"Merhaba!" dedi. "Size, kredi vermeye geldik!"
O sırada da dükkanda yetişrimem gerekn işler vardı.
"Yalnız, dedim biraz meşkulüm. Ben, size bir çay ikram edeyim buyrun"
Neyse, geçti bir köşeye.
Çayını içerken "dükkan küçük, çalışanınız da olmadığına göre krediye pek ihtiyaç duymuyorsun(bir an da sizden sene geçmesini de farketmedim değil!) herhalde". dedi.
Gerek duymadığımı söyledim.
"Peki kredi kartı verelim" dedi.
Başka kredi kartına ihtiyaç duymadığımı söyledim.
Neyse, işte çayını içtikten sonra da, "kolay gelsin" deyip gitti.
TÜrkiye Ekonomi Bankası'nın bir çalışanıymış.
Nedir, ne değildir bu kredici arkadaşalar? Neden ansızın, kredi verme ya da kredi kartı teklifinizde bulundular?
Siz, duyuruculardan malumat almak üzere bir danışayım dedim.

 
Nşa


  • Frederick Co  (11.03.15 18:07:18) 
ev arkadaşım da denizbankta çalışıyordu. böyle doşalıp doşalıp kredi, kredi kartı satıyorlar. sattıklarından da prim alıyorlardı. hatta her sorguladıkları tc'den. belli kotaları vardı


  • hononu  (11.03.15 18:25:28) 
Normaldir. Babama da surekli geliyor bankacilar boyle. Ya banka bilgilerine ulasiyor bir sekilde, kredi puaninin yuksek oldugunu goruyorlar ya da is hanini dukkan dukkan geziyorlar.


  • fortisvita  (11.03.15 18:29:47) 
Eskiden bankalar kredi kartı için o işi yaptırırlardı, demek ki artık krediler içinde yaptırmaya başlamışlar.

Arkadaşın dolandırıcı olmadığını varsayarak , kabul edilen başvuru belli bir sayıyı geçtiğinde pirim aldıklarını söyleyebilirim.
  • ketcapli dondurma  (11.03.15 18:37:12) 
Mantık basit, iş yerin var, ne olursa olsun bankayla işin olacak, bu kredi olur para yatırma olur pos cihazı olur.
Sana bir kredi kartı vermesi dahi sende dur ben başka bankaya gideceğime buna giderim daha az uğraştırırlar düşüncesi oluşturacaktır. Yani bi nevi geleceğe yatırım.

  • atom karincanin torunu  (11.03.15 18:38:26) 
Eski kart satışçılara artık kredi sattırıyorlar


  • bisi sorcam  (11.03.15 20:49:53) 
[]

Eve Led Işık Bağlamak

Selam ola Duyuru sakinleri.
Film izlerken veya oyun oynarken atmosferik olur diye odama led bağlamaya heves ettim.
Biraz soruşturdum; motor lazım dediler. İşte, 220 Voltun, 12 volta düşmesi gerekliymiş.
Şimdi, bu elektrik işlerinden anlamam; lakin zor mudur bu iş? Nasıl yapılır?
Ya da bu ledlerin direk prize tak yansın şeklinde olanları var mıdır?

 
Motor dedikleri basit bir adaptör aslında. Döşeyeceğin metre uzunsa fanlıları alman gerekiyor, film izlerken gözünü almaz mı onlar karanlıkta?


  • bisi sorcam  (28.01.15 11:09:43) 
evi keraneye çevirme panpa. ne led ışığı amk.


  • aeroflot  (28.01.15 11:13:20) 
philips'in ambilight'lı tv'leri daha iyi ambians yaratıyor bence.


  • etna  (28.01.15 11:16:02) 
@aeroflot. haha. yok öyle sarılı, yeşilli yanar, döner bir şey değil merak etme. bir şerit kırmızı led.
hepsi bu.
bu şerit şeklinde olanlar gözüme hoş geliyor, o sebepten.
  • pangea  (28.01.15 11:23:57) 
Aynisini ben de dusunuyordum da onun bi dolu ivir zivir detayi var dediler. Internette satilanlarin cogu (ucuz olanlar) adaptorsuzmus, cok kisa sure yanip sonra bozuluyormus, isiyla ilgili guvenlik bilmemnesi yokmus vs. en son ugrasmaktan vazgectim. Olur da ucuza bir sey bulursan bana da haber versene.


  • letheavendangered  (28.01.15 11:47:43) 
yılbaşı süsleri var
direkt 220 volt prize takılıyor.
led olmayabilir ama ışık sonuçta.
  • titiraprap  (28.01.15 11:48:24) 
www.ikea.com.tr

bu işinizi görür herhalde
  • kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci  (28.01.15 12:19:18) 
mavi hoş olabilir. muhtemelen kartonpiyer arkasına falan döşeyeceksin. direkt değil de dolaylı aydınlatma olmalı ledde çünkü gözünü alı. şerit led deneyebilirsin. led adaptörleri mevcut, sabit akım smps. elektrikçiye sorarsan yardım eder. dandik çin malı alma, bozulunca pişman olursun.


  • fuckerlove  (28.01.15 12:24:17) 
ledi tv nin arkasına döşe duşarıdan direk görünmeyecek şekilde. 42 inç için 2.5 m led yeter. ledi alacağın yere rgb, tercihen 5050 çipli, alacağını söyle hazır leptop adaptörü gibi bir şeyle satılıyor hatta kumandalı sese duyarlı flaslı falanda var.


  • mrthany  (28.01.15 12:46:13) 
[]

Prizden kıvılcım çıktı. Sigorta da attı. Prizi kullanmak güvenli midir?

İşyerinde tost yaparken, tam fişi çıkaracaktım ki "pat" sesiyle birlikte bir kıvılcım çıktı ve ardından da sigorta attı.
Tost makinesinin fişinin demirleri bayağı bir kararmış. Sanırsam matiz oldu kendileri.
Benim asıl sorum, prizi kullanmanın bir tehlikesi olur mu?
Yoksa hiç orayı kullanmayıp, yarın sabah bir elektrikçi mi çağırsam?

 
Kullanmayın, içinde kısa devre olmuş olabilir. Anlamıyorsanız hiç ellemeyin, önce bir açıp baksın elektrikçi. Tost makinesinden de olabilir elbette ama siz bi baktırın.


  • grgn  (15.01.15 20:27:33) 
riske girmeye değmez. elektrikçi çağırın baksın.


  • secilmis uye  (15.01.15 20:30:18) 
kullanma en azından içindeki kabloya yanmış mı diye bir bak makineyi de çöpe at.


  • basond  (15.01.15 20:32:44) 
Makineyi çöpe atma sorun onda olmayabilir. Elektrikçi gelince denesin. Sen kullanma prizi.


  • Lim5  (15.01.15 20:34:28 ~ 20:35:13) 
kullan bir şey olmamıştır. tost makinesini kullanma. en kötü sigorta attırır.


  • mr fusion  (15.01.15 20:34:49) 
Korkma.sigortayı kaldır ve prizin içini aç. Prizde sorun yoksa ufak güçlü bir şey tak örneğin saç kurutma makinası ve dene.Muhtemelen sorun tost makinasında


  • turkuaz  (15.01.15 20:38:09) 
Saç kurutma makinesi ufak güçlü demek, hmm...


  • grgn  (15.01.15 20:41:09) 
Evet, evde kullanılan kablo kesidine ve seçilen sigorta boyutuna göre küçük güçlüdür. Tost makinasında sorun çıkartan tesisatı cep telefonu şarjıyla test edip güvenilir sorun yok demeyecek her halde.


  • turkuaz  (15.01.15 22:10:22) 
[]

Memleketimizde, Komplo Teorilerine Hissedilen Ürkütücü Yatkınlık

İmdi, yakın çevremde de komplo teorilerine düşünmeden inanan birisi var.
Ona göre, uzaylılar var, İllimünatı adlı bir örgütün varlığı ve bu örgütün gezegenimizde olan biten herşeyi organize ettiği zaten hepimizin "malumu", Rockerfeller ailesi varmış sonra; tıpkı The Sims oyununda para hilesi yazmışcasına sınırsız maddi kaynakları olan. İllimünati adlı örgütü de bunlar finanse ediyormuş...
Bir de tabi, olmassa olmaz: Yahudiler!
Bu tanıdığıma göre, memleketimizde olan, biten her türlü olumsuz şeyden yahudiler sorumluymuş. Kendilieri zenginlik içinde yaşarken, bizim gelişmemizi engellemek için sürekli çabalıyorlarmış.
Gizli, gizli planları varmış...
Kurtuluş'da, küçük bir saatçi dükkanını işletip, ailesini kıt, kanaat geçindirmeye çabalayan musevi amcanın belli ki bu planlardan pek haberi yok!
Herneyse, insanın böylesi zırvalara büyük bir fanatiklikle inanan ve her gün görmek zorunda olduğu bir yakını olunca,"he ya he" deyip geçemiyor ve ister istemez biraz daha fazla düşünüyor bu komplo teorilerinin kaynağı üzerine.
Öncelikle, yakınımı gözlemlediğim kadarıyla bu komplo teorilerinde "villan" hep Batı'dan geliyor.
Hiç, Çin'in ya da Rusya'nın Türkiye üzerinde ki emelleri üzerine bir komplo teorisi duymadım ondan.
Bu da sanırım, kendisini, "ulusalcılık" denen ve milliyetçilikten ne farkı olduğunu anlayamnadığım akıma kaptırmış olmasından ileri gelmekte.
Asıl korkutucu olansa, bunlara hiç bir şekilde kanıt aramadan, aklın süzgeçinden geçirmeden inanması; yani körü, körüne inanması.
Yer çekimi ne kadar hakikatse, bunlar da, o kadar gerçek ona göre! Hayır, kendi gibi yaşamayanlara hemen "yobaz" sıfatını yakıştıran bu arkadaş, kendi yobazlığının farkında değil ne yazık ki.
Velasıl, kendi adıma, memleketimizde komplo teorilerine karşı buna benzer tavrların yaygınlığını ürkütücü bulmaktayım.
Sizin de, bu mevzu hakkında neler düşündüğünüzü merak ettim.

 
merhaba. sonuna kadar katılıyorum

ama sana mı? tabi ki hayır.

www.youtube.com
  • libertine  (17.12.14 13:37:48) 
bu kadar uzun yazmasan veya paragraf kullansan güzel olur idi :)

ben ne yapayım o halde, var olmayan bir tanrıya inanan milyarlarca insan var, her gün bu insanlar ile yüz yüze geliyorum, sorun edilecek bir şey yok, isteyen istediğine inanır, herkes araştırmak, sorgulamak zorunda değil, olayları kendi mantık süzgecinden geçirmeye bile gerek duymayan bu insanların ne yaptığı, ne düşündüğü beni pek ilgilendirmiyor.
  • grimer  (17.12.14 13:41:07 ~ 13:44:03) 
cahillik bu dünyanın en büyük sorunu değil;

dünyanın en büyük sorunu bence cahilliği yüceltmek.

bu tarz komplo teorilerine inanan insanlar genellikle arabesk kültür yüzünden arada kalmış, kimlik arayışında olan özgüvensiz tipler.

dersen ki amerika birleşik devletleri gerçekten yeni dünya düzeni kurmak istiyor, evet, bu doğru. dünyanın her yerinde liberal ekonomi istiyor ve mikro ekonomileri yok ediyor. serbest piyasa ekonomisi istemeyen ülkelerin hallerine bir bakarsanız durum ortada.

ama illuminati, uzaylılar falan; bunlar hem saçma aynı zamanda da ruh sağlığı açısından tehlikeli şeyler.
  • thracian  (17.12.14 13:41:56) 
  • hiko seijuro  (17.12.14 13:46:38) 
televizyon yapmadı mı bu insanları böyle? yıllardır mal mal dizilerde sadece elleri görünen takım elbiseli kocaman yüzüklü adamlar konsey masalarında hain planlar yapıyor, iq'su 50 olan çomarlar da gerçekten böyle bir ortam var sanıyor.

biz ezik bir milletiz, çok net. ülkeler insan olsaydı bizden anca çocukluğu ve ergenliği travmalarla geçmiş asosyal, paranoyak, hep kaybeden ama kendine aşık bir tip olurdu. avrupa ve asya'nın en kezban ülkesiyiz. sanki sıradan bir orta doğu ülkesi değilmişiz de bir bokmuşuz gibi mega güçler işi gücü bırakmış bizi devirmenin planlarını yapıyor zannediyoruz. şaka gibi.

uzaylılara körü körüne inanmak başka bir psikolojik vaka. onu ayrı tutuyorum.
  • sir gawain  (17.12.14 14:09:51 ~ 14:10:38) 
[]

Game of Thrones evreninde kötülere sempati beslemek?

imdi.
Günlük hayatda melek gibi birisi olarak tanımlanıyorum. Hoşgörülü ve iyi niyetli biriyim.
İnsanlar bana güven duyar; sırlarını ve mallarını emanet ederler; hiç gözleri arkada kalmadan.
Gelin görün ki, hal böyleyken; GOT evreninde nedense hep kötü karakterlere ilgi duyuyorum.
Gerek romanları okurken; gerekse de diziyi izlerken kötü karakterler daha cazibeli geliyor bana.
Şöyle bir favori üçlü olabilir mi ya; :)
Roose Bolton
Tywin Lannester
Little Finger.

Bu adamların yaptıkları ahlaki açıdan sorgulanabilir olsa da; fırtınada gemilerini karaya çıkarmakta hayli ustalar.
Üstelik, çevresini analiz edip, ona göre hareketlerde bulunarak analitik zekalarını da konuşturuyorlar.
Acaba bu yönleri mi benim takdirimi kazanan? Yoksa, Geofrey de kötü; ama ona karşşı zerre bir ilgi, alaka, sempati duymuyorum. Romanın ta başında, bu çocuk çok yaşamaz, tez elden bi dalaverada gider demiştim.
Bu durumla ilgili analizlerinizi alabilir miyim sevgili duyurucular?

 
yok. cofriyi sevmezdim.
hareketlerinin getirisini, götürüsünü hesaplamadığı için sevmezdim hiç.
kısaca aptaldı yani.
  • pangea  (16.05.14 00:07:37) 
craster hakkında ne düşünüyorsun mesela?


  • oriolus oriolus  (16.05.14 00:07:52) 
villain crush diye bi olay var. televizyon şovlarında şişirilmiş mükemmel karakterler görmeye alışmışız jenerasyonlarca. ama bizim yaptığımız, kimsenin bilmediği ibnelikleri, şerefsizlikleri yapan karakterleri daha bize yakın buluyoruz. daha gerçekçi geliyor kötü olmaları. herkesin kötü olduğu bir çağdayız çünkü.


  • kayan kayin  (16.05.14 00:14:10) 
şu abiyle bi tanış bakalım:
(bkz: niccolo machiavelli)

  • dafaiss  (16.05.14 02:02:30) 
Tywin kötü değil bile bence.


  • charlesbukowskiineksi  (16.05.14 08:48:14) 
Game of Thrones evreninde pure evil bir karakter yok bence. Gerçek hayatta da yoktur zaten. Cofri bile her evde bir tane bulunan ergenin kral olmuş halinden başka bir şey değil.


  • zombi  (16.05.14 10:39:23 ~ 10:39:49) 
[]

Dennis Ritchie ne kadar büyük bir adamdır?

imdi, diyorlar ki c programlama dilinin mucidi bu adam olmasaydı ne bügünkü oyunlar olurdu; ne de günümüzün modern işletim sistemleri.
bu görüş, doğru mudur?
eğer doğruysa, steve jobs kim ki dennis ritchie'nin yanında "bilgisayar dahisi" olarak anılıyor desem, pek doğru bir laf etmiş olmaz mıyım?


 
jobs daha fazla vitrindeki insan, örneğin;mihael şumayer,
mühendis adamlar arabayı yapıyo ama herkes şumiyi tanıyo.

  • basond  (08.05.14 19:51:50 ~ 19:52:37) 
steve jobs pazarlama dahisi, fikir uzmanı biri. ilk ürününü bile steve wozniaka tasarlatıyor.


  • veridis quo  (08.05.14 20:09:47) 
Steve Jobs bir bilgisayar dahisi değil ki zaten. Dennis Ritchie ile Steve Jobs çok farklı kişiler karşılaştırmak doğru değil. Steve Jobs Bill Gates ile karşılaştırılabilir.

Bill gates için format bile atamaz demek doğru değil. Bill Gates yazılımdan da iyi anlar ama dahi değil orası ayrı.

Steve Jobs ise tutkulu bir pazarlamacı. Çok iyi bir ticaret adamı. Belki bir tasarımcı olduğu da söylenebilir. Fakat kesinlikle bilgisayar dahisi değil.

Ritchie ise bilgisayar bilimleri açısından önemli bir karakter. Dahi mi değil mi orası subjektif kalıyor biraz.

Pirates of silicon valley diye bir film var. Bulursan bir izle derim.

www.imdb.com
  • godsparticle  (08.05.14 20:16:49 ~ 20:18:00) 
@divit bill gates konusunda yanlışsın.
wikipedia'dan biraz araştırırsan, bill gates'in vista'ya kadar aktif olarak programlamada yer aldığını görürsün.
şimdi, kalkıp da, bill gates'e "format bile atamaz demek", newton'a "ne integrali bulması! o daha çarpım cetvelini bilmez" demeye benziyor.
bak, steve jobs'un ciddi anlamda format bile atmayı bilmediğine inanırım.
zira, arkadaşlarında dediği gibi kendisi pazarlamacıdır. bilgisayar bilimcisi değil.
  • pangea  (08.05.14 20:31:18) 
Bill Gates dahi. Adam basic programlama dilini geliştiriyor, windows' un ilk sürümlerini bizzat kodluyor (geliştirici ekip lideri), hem de pazarlıyor. Hakkını yemeyelim adamın.


  • harzem  (08.05.14 20:34:37) 
1) bill gates msdos u cp/m den esinlenerek(arak) yazıyor doğru.
2) bill gates basic i sıfırdan yazmıyor. basic i ilk yazan john kemeny ve thomas kurtz (1964). Gates basic in yeni geliştirilen ALTAIR sisteminde çalışabilecek kısıtlı bir versiyonunu yazıyor (1974).
3) bill gates gayet zeki birisi. 160 iq oranına sahip. Yazılım konusunda dahi olmakla birlikte pazarlama konusunda da çok başarılı birisi.
4) steve jobs "bilgisayar dahisi" değil ama pazarlama dahisi ya da vizyonu geniş bir ürün geliştirme uzmanı diyebiliriz sanırım.
5) dennis ritchie altı okka tşklı bir abimizdir. RIP
  • vampir akrep  (08.05.14 21:59:26) 
[]

Şu fotoğraftaki duvar kağıdını arıyorum!

iyi akşamlar değerli duyuru sakinleri.
burada, hayvani bir betıl rum yapmış arkadaşın monitörlerine koyduğu duvar kağıdını arıyorum.
var mıdır aramızda bu çizimin hangi siteden alabileceğimi bilen?


 
  • freebird5406_2  (20.04.14 22:08:12) 
niuchan.org*/src/139396107278.jpg


  • yuto  (21.04.14 02:40:55) 
[]

Rusya'da düzenlenen olimpiyatlara tepki gösteren Çekresler

şimdi, sosyal paylaşım sitelerinde felan görüyorum; bazı çerkes kökenli arkadaşlarım rusya'da olimpiyatların, -adı şimdi aklıma gelmeyen- şehirde düzenlenmesini kınıyan mesajlar fln atıyorlar.
dediklerine göre burda bir takım kötü olaylar olmuş ve kış olimpiyatlarının böylesi kötü olaylar geçen bir yerde düzenlenmesi de hiç mi hiç etik değilmiş.
bununla alakalı olarak 2 sorum olacak;
1- olan, biten tam olarak nedir?
2- bu hadiseyle ilgili kişisel görüşünüz nedir?

 
1- (bkz: çerkez soykırımı)

2- bir çerkes olarak söylüyorum, bizim istediğimiz şu; olimpiyatlar barışı simgeliyor. ve madem olimpiyatlar barışı simgeliyor, böyle bir organizasyonun daha önce soykırım yapılan bu topraklar üzerinde yapılması saçma. zira bu çerkesleri ve çerkes soykırımını tanımamak demek. çerkes olup olmaması önemli değil hatta, önemli olan insanlık dışı bir soykırım. diğer taraftan yapılacaksa bile en azından çerkles soykırımını tanımaları ve ufakta olsa anarak dünyaya duyurmaları gerek. boru değil, koskoca soykırım.
  • eyyor  (09.02.14 19:12:20) 
1864'te kafkas-rus harbinin bitmesiyle oradaki çerkesler osmanlı topraklarına göç etmeye zorlanmış, bir milyona yakın kişi hayatını kaybetmiş, daha fazlası da göç etmek zorunda kalmış.(sayıları tam hatırlamıyorum)
bizim ermeniler'e yaptığımızın bir benzeri. bayağı büyük ve ciddi bir olay aslında. bu yüzden olimpiyatları protesto etmek mantıklı gelmiyor bana. ama eyyor'un barış söylemine de hak vermedim değil. en azından bir anma ve tanıma gerekirdi.
çerkes değilim bu arada.
  • tannen  (09.02.14 19:17:47) 
kısaca, bizim atalarımızın kemikleri üzerinde barışı simgeleyen bir organizasyon düzenleniyor ve bunu bilmeyen milyonlarca insan var.


  • eyyor  (09.02.14 19:22:17) 
[]

-video dosyalarına 5.1 ses eklemek-

diyelim, elimizde uzantısı .mkv ya da .mp4 olan bir video dosyamız var.
standart olarak stero ses olarak kodlanmış bu dosyaya, evimizde ki 5.1 ses siteminde kullanmak maksadıyla nasıl 5.1 ses destekli yapabiliriz?
bunu, şöyle mala izah eder gibi anlatabilecek sabrı gösteren arkadaşlara müteşekkir olacağım.


 
ses kartları (onboard yada harici) bir proğram yardımıyla steryo sesi 5+1 yapabiliyor. buna hoparlör doldurma yada sanal saran ses denebiliyor. yeni nesil anakartlarda falan var hep bu özellik. 2 kanal sesi bütün hoparlörlerden duymaya yarıyor ama tabi sadece. kaynağı baştan surround olarak mixlemek imkansız gibin bişey.


  • hasmetizm  (05.01.14 21:25:19) 
[]

Bir Site vardı hani; film öneriyordu bize.

hani, böyle sevdiğimiz filmi yazıyorduk, o da bize sevdiğimz filme benzer filmler öneriyordu.
hatta, sitenin logosu olarak da anime benzeri bir kız vardı, onun ağzından alıyorduk tavsiyeleri.
bu kadar tasfir yeter!
neydi acaba bu sitenin adı, adresi?

 
  • loveinaflipbook  (03.01.14 15:51:37) 
[]

ınstegram tarzı sitelere fitness fotoları koymak ya da koymamak?

merhaba.
bu başlıkta bahsettiğim durumu nasıl karşılıyorsunuz? diyelim, bir süredir fitness la iştikal ediyorsunuz, dahası vücudunuz da iyiden iyiye şekle girmeye başladı. bu durumda, vücudunuzun üst kısmını çekip gönderir miydiniz?



 
valla onun piyasası sakat diyolla. adamı madara edebilir veya yüceltebilir. sonuçta instagram iyi ama çevresi kötü.


  • fukka  (03.11.13 16:23:21) 
bence itici moruk.


  • Gkcn  (03.11.13 16:42:00) 
[]

Yere düşen lensi takmalı mı?

selam millet.
şimdi burada,yer dediysek evde ki parke yüzeyini kastediyorum.
bu sabah parke yüzeyine düştü; ben de aldım bi güzel ovaladım ve taktıp gözüme.
bir problem yok şimdilik; ama acaba doğru mu yaptık? yani ev sonuçta, sokak değil ki. yine de bilemedim.

 
dezenfekte ettikten sonra takabilirsin de, çok zorunda değilsen takma.


  • kirazıseviyorum  (23.10.13 18:13:55) 
bişi olmaz, olsa batardı hemen.


  • whoosie  (23.10.13 18:14:26) 
doğru yapmadın.


  • ermanen  (23.10.13 18:28:26) 
ben olsam takmazdım ki o kadar hijyen düşkünü değilim ama göz ve bazı organlar (swh) hassastır.


  • nereye bu gidis  (23.10.13 18:56:30) 
Çok hijyenik bir günümde değilsem lavabonun içine düşen lensi bile solüsyonla yıkayıp takıyorum çoğunlukla. 8 senedir de lens kullaniyorum, bir şey olmadı hiç. Atsan daha iyi tabi ama solüsyonun dezenfeksiyon özelliğine güvenmek daha heyecanlı.


  • passive aggressive  (23.10.13 19:08:39) 
bakterinin nerede olacağını bilemezsin. bir bakteri bile olsa üreyebilir.

lens kutusu dışında herhangi bir yere düştüğü anda yenisini takıyorum. tereddüt bile etmem.
  • sttc  (24.10.13 01:12:38) 
[]

bir tavla sorusu

şimdi ,diyelim toplama aşamasındayım. 5 hariç tüm yerlerde benim taşlarım var.
5 de ise rakibin iki taşlık bir kapısı mevcut. 5-5 attığımı var sayarsak, 4 de ki taşları alabilir miyim? yoksa 5 e sallama yapamadığım için sıra rakibe mi geçer?



 
o durumda 6 kapısında pulların varsa sallarsın, yoksa 4 kapısından alırsın.


  • etna  (24.09.13 14:15:55) 
5-5 atarsan altidaki taslarini sallamalisin. 6 ta uc tasin varsa 4. hamlende 4 te ki bir tasini alabilirsin.


  • onelook  (24.09.13 14:16:20 ~ 14:16:38) 
eğer altı kapında dört tane taş varsa onlaro bir kapısına sallarsın. ancak altı kapısında dörtten az taş varsa onları bir kapısına sallar geri kalan alman gereken taşı ise dört kapısından alırsın.


  • anarkokombi  (24.09.13 14:17:54) 
[]

Android Cihaz için Addblock benzeri bir uygulama var mıdır_

S3 kullanıyorum. Şöyle Firefox'da gezerken, Eksiszölük olsun, başka diğer sitelerin reklamları olsun; bunları engelleyecek bir app biliyor musunuz duyuru sakinleri?
Telefon root'lu bu arada.



 
adfree var bildiğim.


  • gozyakansakiz  (19.09.13 20:25:22) 
uygulamalardaki reklamlar için telefon root lu olduğuna göre lucky patcher kullanabilirsin


  • kutukcu  (19.09.13 20:36:04) 
adaway tavsiye ederim.


  • safseven  (20.09.13 04:38:43) 
[]

Saç Dökülmesi Ne dereceye kadar normaldir?

Ya da şöyle sorayım saç dökülmesi normal midir? Yaş 26. Saçım bir süredir uzattığım için artık uzun saç olarak tanımlanacak seviyeye ulaştı.




 
Kökten mi dökülüyor yoksa saçların kırılıyor da döküldü mü sanıyorsun?


  • pronefroz  (01.08.13 19:16:52) 
havalardandır havalardan diyesim var da neyse normaldır.


  • takilagimacanim  (01.08.13 19:21:23) 
@pronefroz tam olarak emin değilim. Kırılma derken tam olarak ne demek istedin?


  • pangea  (01.08.13 19:21:50) 
Evet normaldir. Yılanın deri değiştirmesine benzetebiliriz. Günde 100 tele kadar kökten dökülme normal kabul edilir.


  • grgn  (01.08.13 19:33:54) 
birader dökülen saçına bak kök var mı diye. kırılma derken neyi kastettin ne demek ya? bildiğin kırılıyor mu saç yoksa kökten mi kopuyor?


  • aynshinqaf  (01.08.13 21:28:44) 
saçın belli bir kesilme zamanı varmış onu aşarsan çok dökülürmüş bir kuaförün tavsiyesiydi, birde b12 vitaminini eksikliğini kontrol ettir mutlaka


  • dusundumdusundumdurdum  (01.08.13 22:45:40) 
[]

size de oluyor mu lan?

hani, böyle sevdiğiniz bir arkadaşınızla oturup, muhabbet ediyorsunuz. ilk başlarda böyle muhabbet demleniyor; laf, lafı açıyor; keyifler gıcır. lakin, bi süre sonra ufak, ufak sıkılmaya başlıyosunuz. içinizden, ufaktan yaylansa da kafa dinlenesem demeye başlıyorsunuz.
e, ben bu adamı seviyodum hani? ne oldu ki şimdi?
bir de, böyle hissettiğim zamanlarda suçluluk duygusu da kaplıyor içimi: lan, bak herif senin için gelmiş o kadar, sen ne yapaıyosun gibisinden.
gerçi, arkadaş tamam, seviyorum arkadaşımı; ama bir yerden sonra da sıkılıyorum işte ne yapayım.
sizce bu tavır yanlış mı? böyle, böyle, asosyal olup, yalnız kalmaktan da korkmuyor değilim hani.
sizce, böyle sıkılganlık geldiği zaman, kendimi daha fazla muhabbet etmeye zorlasam mı?

 
E arkadasınız gelince illa sabahlara kadar muhabbet edeceksiniz diye bir sey yok ki,insanlık halı elbette belirli bir süre sonra sikilabilirsiniz,bence anormallik yok.


  • fraise  (16.06.13 18:56:30) 
samimiyete bağlı. samimi adama "ya sıkıldım amk. bir şey yapacaksak yapalım-bir şey konuşacaksak konuşalım yoksa eve gidicem" filan diyebilirsin. sorun olmaz.


  • periphery  (16.06.13 20:27:47) 
[]

eski tüfek solcuların çocuklarına verdikleri fantastik isimler

Sizin var mı hiç yukarıda ki başlığa uyan bildiğiniz, duuduğunuz isimler ? Şahsen, Militan ve Fidel isimlerini duyduydum da bayağı bir oha çektiydim. düşünsenize bu isimlerle ortamlara girecekler i bu arkadaşlar; "militan! gelirken iki paket cigara kap gel" diyecek belki yakın bir arkadaşı. Düşünsenize Fidel yarın bir gün enseye tokat göte parmak muhabbetlere girecek arkadaşlarıyla; ayağında şıppıdı plaj terlikleri, kolunun altında şaşal su olimposta gezecek... nasıl olacak bunlar? neyse, öğlen, öğlen geyiğe ihtiyaç olur diye düşündüm. havalar da ısınıyor zati.




 
fidel diye benim de tanıdığım var.
onun dışında "savaş ki ulaşasın bahara"dan. savaş ulaş ve bahar isimli 3 kardeş.
hüseyin cevahirden adı cevahir,nurhak dağlarından adı nurhak olan tanıdıklarım da var.

hiç biri senin dediklerin kadar fantastik değil aslında lan.
  • zenc  (07.02.13 12:21:34 ~ 12:22:22) 
diren deniz var hatun kişi


  • zoban  (07.02.13 12:59:23) 
figen ulaş mahir eylem ogün şeklinde kardeş kombinasyonları bizde de var, nurhak sanırım bir düzine filan tanıyorum ama "fantastik" diyebileceğim bi tane bile isim yok


  • niye ama  (07.02.13 13:15:09) 
[]

Zenginler ve Tabloları

Hep, merak etmişimdir; zenginler resim tablolarına neden servet öderler? Acaba ben mi resim sanatından anlamayan, cahil, cühela, filistinistin tekiyim de, o yüzden mi anlayamıyorum acaba?
Misal, kuzenim müzede çalışır. Geçenlerde, ismini açıklamayayım, bir kimseyi temsilen, bir tablo için müzayedeye girdi.
Yani, nasıl desem, müzayedeyi kazanmak için verilen parayı duyunca OHANNES! dedim resmen, yalan yok.
Siz çok zengin olsanız verir miydiniz mesela?

 
1) eserlerin belli bölümü hisse senedi gibi prim yapar. bu nedenle alanlar vardır
2) güç gösterisi
3) gerçekten ilgileniyorlardır
  • murat mc  (19.12.12 10:49:37) 
o tabloların asıl alınış amacı yatırımdır.
çok extreme bir durum olmaduğu sürece o tablolar veya sanat eserleri asla değer kaybetmez hatta değerleri artar zamanla.

ve onun dışında neden bu yatırım derseniz?
bir nevi güç gösterisidir kendi içinde de.çevresine bakın ben güçlüyüm,bu kadar param var imajı verir.

yoksa inanın bana o tabloları veya başka sanat eserlerini alan insanların bir çoğu sizden,bizden çok daha cahil sanat konusunda.
  • bana da bu yakisir  (19.12.12 10:50:18) 
şöyle bir başlık var. onu okursan belki fikrin biraz değişir;

(bkz: maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi)
  • silver apple  (19.12.12 10:51:38) 
doğru sanat eseri çok iyi bir yatırımdır. bu işi yapan simsarlar olur geleceği olan ressamlar henüz aç ve ünsüzken resimlerini yok paraya alırlar zenginlere satarlar(mış). şu anda herhalde aşağı yukarı böyle yürüyordur. bugün ünlü diye taptığımız çoğu ressam ilk meslek yıllarında bildiğin sefildi.
zengin olsam ben de yapardım.

  • ecaz  (19.12.12 10:51:57) 
Ben çok zengin olsam kesinlikle bu alana yatırım yapardım. Bu öyle bir şey ki; sanki hobinden para kazanıyormuşsun gibi. Temel prensip, hoşuna gitmeyen şeyi satın alma. Üniversite birinci sınıftayken bir Ayvazovski sergisine gitmiştim. Birkaç tablo da satılıktı. Benim öğrenci param tabii ki yetmezdi ama gayet orta düzeydeki ailemin tüm birikimini topladığımızda tablolardan birini almaya yeterdi, tabii böyle bir şey teklif edemezdim aileme. Çok değil bu sergiden 6 sene sonra tam da gözüme kestirdiğim o tablo 1,5 milyon dolara (yazı ile birbuçukmilyonAmerikanDoları)müzayedede el değiştirdi. Dolayısıyla sadece iç geçiriyoruz.


  • SiyamkedisiZorro  (19.12.12 11:00:15) 
üstte söylenenlere ek olarak adam koleksiyoncudur, işin fetişidir.
yeterince parası varda topladığı eserlerden galeri yapar, müze açar vs.
paraya sıkışırsa da bir müzeye satabilir.

bir müenin bir sanatçının en önemli eserlerine sahip olmasının kişisel versiyonu gibi. monet müzesini düşün, yalnızca monet eserleri var. monet görmek istiyorsan gideceğin yer orası. ki o müze o eserleri bir sürü ülkeden topluyor. aynı şeyi bir kişinin yapması gibi. bu bir sanatçı olabileceği gibi bir dönemin, akımın eserleri de olabilir.
yine mesela musee l'orengerie var. monetnin dev nilüferler tablolarının hepsi orada. 6 tane. şimdi onlar 5 tane olsaydı, 6.yı inanılmaz bir fiyata almak zorunda kalırlardı. çünkü 5 tane olması yetmez, mutlaka 6 tane olmalı ve sonnuncusu bir başkasının elinde, zaten değerli olan bir şeyi çok daha fazla fiyata satabilir. aynı müzenin yaptığı gibi bir kişi de elindeki koleksiyonu tamamlamak için tek bir parçaya inanılmaz paralar verebilir.

ek olarak eski tablolar bir nevi tarihi eserdir. nasıl ki antikalar pahalı oluyor, bunlar daha da pahalı olur. üstelik bir eşi daha olmayacağı için çok daha değerlidir.

sanat eseri toplamak ve sanatçıları desteklemek tee rönesanstan beri zenginlik göstergesi. o dönemki zengin aileder de belli sanatçılara destek verir, ihtiyaçları olunca da onunla çalışırlardı. michelangelonun medicilerle anılması buna bir örnek mesela.

verebilecek param olsa ben de veririm.
  • goldentitan  (19.12.12 12:18:07) 
2 yıl sonra duyuru hortlamış :))


  • sayns  (11.12.14 10:51:57) 
contas reklam yapıyor


  • VickVickyVale  (11.12.14 11:09:19) 
[]

Sadece Kadın ve Çocukların Maça alınması nedir, ne değildir?

şimdi, hazır ortam da uygunken sorayım dedim; takım taraftarsız oynama cezası aldığı halde neden kadın ve çocukların maçı izlemesine müsade ediliyor?
düşününce, bunun altından bunlardan taraftar olmaz zaten; gelseler ne olur gelmeseler ne olur gibisinden bir mesaj çıkmıyor mu?
ya da ne bileyim, sırf kadınların maçı izlemesi ceza olarak da reva görülüyor olabilir ceza alan takım için.
işin asıl garibi de, karşı cinsin bu durumu hiç garipsemeyip, lay-lay-lom maçlara gidip gelmesi; ulan, madem seyircisiz oyama cezası verildi, bizim ne işimiz var o zaman diye sormamları.
haksız mıyım sizce?

 
haklısın...


  • sic_co  (30.09.12 11:05:31) 
3. taraf olarak mantıken haklısın. ama kadın ve çocuklar tarafından bakınca üzümü yiyip bağını sormamak daha mantıklı bence. bu durum en çok futboldan uzak feministlerin yada erkekleri rahatsız ediyor. gidenler gayet memnun.


  • mayeskuel  (30.09.12 11:06:36) 
güya iş yapmış oluyolar, seyircisiz ama kadınlar girebilir kadınları seyirci yerine bile koymuyolar işte.


  • bunumu demek istedin  (30.09.12 11:20:27) 
seyircisiz oynama cezası olay çıkaran seyirciler yüzünden olmuyor mu?
e bütün bu olayları kim çıkarıyor, erkekler.
o zaman neden hazır erkeklerin olay çıkaramayacağı nispeten güvenli bir maç varken, kadınları ve çocuklar rahat bir şekilde maç izleyemesin?
olaya sadece kadın erkek farkı olarak değil bir de türkiye şartlarında bakmak gerek.
maç olduğu günler ben evimden çık(a)mıyorum, bir olay çıkacak diye. türkiyede ölmek de yaralanmak da çok kolay.
  • goldentitan  (30.09.12 11:26:49) 
Olum ceza işte ama televizyon başındakine de ceza. Ciyak ciyak bağırıyorlar falan ama yinede mantıklı bir uygulama çünkü hem stad boş kalmıyor hemde toplumu bazen böyle etkinliklere sevk edip enerjilerinin alınması gerekiyor.


  • EXXE01  (30.09.12 11:30:33) 
ortalama bir kadını baz alarak konuşuyorum. ona göre, istisna örneklerle gelmesin kimse.

maça gitmek isteyen kadın bile bi değişiklik olsun diye gider, sorsan 5-6 oyuncu söyler tıkanır. en az iki tanesi zaten transfer döneminde gitmiştir. :)) hem arkadaşlarıyla gider, değişik bir ortama girmiş olur. ya da kafasına eser yalnız gider falan. amaç değişik bir şey olması.

böyle olunca, "bi izleyip gelelim" kafasındaki kadınların kapalı tribününün civarında olması mı daha mantıklı yoksa tamamen kendilerinden oluşan bir toplulukta olmaları mı ?

taraftarların yaptığı denyoluklara değinmiyorum bile, daha onlar var. yazsam karakter sınırı yetmez. bence gayet güzel bir olay.
  • zazazaraeta  (30.09.12 11:32:16) 
kadın ve çocuklardan oluşan bir grup erkekler kadar tezahürat vs yapamayacağı gerçeği ortada. bu yüzden de gelmelerinde bir sorun yok diye düşünüyorlar. bunun aşağılamak, seksistlik, ayrımcılık gibi bir amacı olamaz.


  • sttc  (30.09.12 11:51:50) 
bu uygulama saçmalıgın daniskasıdır, aydınlar başkanlıgı ve iktidarın ortak aldıgı saçma sapan bir karardır. böylece ortada ceza diye birşey kalmıyor, süper lig maçları liselerarası turnuva havasına bürünüyor.


  • smoothcriminal  (30.09.12 13:00:07) 
[]

Şu cümlede bir yamukluk var mı?

"While, in the years 1960 and 1970 artists had expressed melancoly with introvert and a calm expressions, in 1980 and afteryears, they had much more critical and stiff approach to melancholy. "
bir arakdaşa tr-ing çeviride yardımcı oluyorum; ancak şu yukarıda ki cümlede bir hatam varmış gibi geliyor.
emin olamadım bi türlü.


 
hiçbir şey anlamadım cümlelerden. neyi çevirmeye çalıştın?


  • fuerteventura  (31.07.12 18:36:22) 
ya, işte melankolinin türk ve avrupa resim sanatı üzerinde ki etkileri üzerine bir tez.
yukarıda ki cümlede de şu yıllarda böyle, böyleyken, şu yılda şöyle oldu gibisinden bir çeviri.
past perfect kullandım ve açıkcası ondan kıllandım.
  • pangea  (31.07.12 18:40:02) 
1960s, 1970s falan yazarsan daha iyi olacak sanırım. past perfectde sıkıntı yok gibi. Bir de "a calm expressions" u anlamadım. possesive yapıyorsan virgül olmalı s den önce, çoğul eki olarak kullandıysan da "a" yanlış. melancoly de yanlış, ilk cümledeki.


  • yakuza123  (31.07.12 18:47:37 ~ 18:52:34) 
calm expressions olacak. "a" olmayacak
afteryears değil afterwards olacak
"much more"a gerek yok. had a critical and stiff... demeniz yeterli.
  • eter  (31.07.12 18:52:04 ~ 18:55:34) 
Hepsinden önce melancoly diye bir kelime yok, doğrusu melancholia.


  • depol  (31.07.12 19:04:35) 
depol, melancholy doğru kullanım. yanıltma insanları.


  • 3003  (31.07.12 20:28:41) 
[]

"Her kibarlıkta, bir çeşit iki yüzlülük gizlidir"

dedi, geçenlerde bir tanıdığım.
o an için, pek emin olamamıştım bunun doğru olup olmadığından.

şimdi düşünüce, sanki biraz hak verir gibi oldum kendisine; ama yine de tam olarak ikna olmadım.
kibarlık derken, öküz olmama durumunu değil de, daha çok kibarlığa fazladan gayret etme durumunu kastediyorum.

siz ne düşünüyorsunuz?

 
buna benzer o kadar çok şey var ki üzerinde gram düşünmeden yaptığımız. adam dışarda kadınlara karşı kibarın allahıdır, eve gelir karısını döver. öyle yani...


  • aeroflot  (19.07.12 11:50:07) 
bizim memleket için doğru. ama gerçekten kibar olan toplumlar da yok değil.


  • keltikfrost  (19.07.12 11:51:49) 
her kibarlık belki mübalağa olur, ama birçoğunun arkasında menfaat gizli olduğuna ben de inanıyorum.


  • EasyTiger  (19.07.12 11:58:12) 
bence insan kendisi nasilsa baskasini da oyle bilir, ben hic cikarim olmayan hatta benden cikari olan insanlara da gayet kibarim, belki kendisi komplekslidir, bana aslinda kimse saygi duymuyor, hepsi yalan bu tavirlarin falan diyordur, kendisi de kimseyi ne seviyor ne sayiyordur insanlari...

ha soyle bir durum vardir, sence belli bir konumu haketmeyen insan vardir, sen de isyerindeki profesyonellik geregi belli bir formaliteyle iletisimdesindir, ama bu kibarlik degildir, normal medeni insan iliskisidir. bu durumda abuk davranis zaten ilkokul cocugu gibi mantigin egemen oldugu ortamlarda duygusal fevri davranislarda bulunmaktadir.

yine baska bir istisnasi yine kisisel olarak saygi duymadigin bir birey vardir karsinda fakat bulundugun topluma saygi geregi ters birsey soylemezsin.

eger bu durumlarda ortamin gerektirdiginden daha fazla samimiyet kuruyorsan, veya arkadasina saygi duymadigin halde bak buna yarin isim duser diye davraniyorsan tabi hos degil, ama bunun sinirlari kendin belirlersin oturup da zaten turkiye'de cok eksik bir kavrama camur atmazsin.

zaten kibar insanin ilk anlasildigi nokta evde aile iliskileridir, eger 'tesekkur ederim, lutfen, ozur dilerim' uclusunu yeterince kullanmiyorsa o insandan ben uzun vadede hayir gelmeyecegine inanirim.

yahu mesela bir ornek evde yanlislikla kedinin patisine bastigimda bile refleks olarak ozur dilerim ben, kediyle ne cikar iliskim olacak :D
  • mavicorap  (19.07.12 13:49:58) 
yalanın adı iltifat olmuş gibi bir laf da var, aynı kapı..

kibar olunmak icin dikkat ediliyorsa iltifat yapmak icin afili laf aranıyorsa gayet de katılıyorum. zaten anlaşılır içten mi geliyor zorlama mı.
  • nwnd  (19.07.12 13:55:41) 
"Tevazu, iki kez iltifat almanın yoludur. Örnek: Ne kadar güzelsiniz! Hayır değilim. Evet, öylesiniz. Etti iki! "


  • vincenzo  (19.07.12 14:26:11) 
[]

İbranice Bilenlerden Yardım İstiyorum

şu resimdekinin manasını benimle paylaşmak nezaketini gösterir misiniz?
tşk.



 
ibranice? felak suresi yazıyor orada.


  • ykz  (08.07.12 20:57:35) 
dostum arapça bu


  • kelepir  (08.07.12 20:57:56) 
yalniz ibranice degil arapca bu.
en üstte sagdaki besmele mesela.

  • shi aila  (08.07.12 20:58:52) 
(bkz: kufi)


  • irbat  (08.07.12 21:04:56) 
hocam ibraniceyle alakası yok kusura bakma ama...


  • norek  (08.07.12 21:08:13) 
eyvallah.
ibranice olduğuna beni inandıran arkadaşa göstereyim bunu o vakit.

  • pangea  (08.07.12 21:12:52) 
o degil de, cidden ibranice bilen var mi, herkes atlamis :)


  • shi aila  (08.07.12 21:16:47) 
bak bunu hiç düşünmemiştim. (-:
resim fln deyince demek ki ilgi çekmiş.
ben de hep bakarım anlamasam bile resimli duyurulara.
  • pangea  (08.07.12 21:19:54) 
İbranice bilmiyorum ama meraktan ben de atladım, hatta atlarken gözüm ilk cevaba kaydı. Onu da arada soru işaretini görmeden İbranice felak suresi olarak okumuşum :) ve evet felak suresiymiş.


  • saatgeceninonikisi  (08.07.12 21:51:07) 
[]

RedHack'İn Terör Örgütü İlan Edilmesi

sözlükten öğrendim. gerekçe olarak da, orak ve çekiç'in kullanılması, ek olarak da manifestoları olduğu için savcılık tarafından terör örgütü ilan edilmişler.
gerekçeler bana bir tuhaf geldi. bir siyasi ideolojiye sahip olmak ve o ideolojiyi simgeleyen bir sembol kullanmak neden terör örgütü olarak anlaşılsın ki?
RedHack'İn savunduğu ideolojiye inanan başka insanlar da var bu ülkede.
haliyle, onlarda mı terör örgütü mensubu oluyorlar?
bir de, merak ediyorum o manifesto da ne yazıyor acaba?
RedHack'in cana kastı yok, eylemleri şiddet içermiyor, emellerine ulaşmak için sivillere saldırısı yok.
dolayısıyla nasıl bir anda terör örgütü ilan edildiğini de anlayabilmiş değilim.
siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

 
devlet kurumlarına saldırıyorlar, gizli belge falan fistan takılıyorlar bildiğim kadarıyla. illa ki, kan dökülmesi gerekmez, yarın etrafta greenhack, bozkurthack ismi ile sindiremedikleri görüşlere ait siteleri çökerten ve belli gruplarca meşru görülen ergenler görmek istemem açıkçası, devlet doğru bir karar vermiş, elbette terör örgütüdür, tabiiki bir pkk değildir, ama yaptığı sanal şiddettir bence. olayın orak çekiçle ilgisi olduğunu sanmıyorum.


  • tck35  (06.07.12 11:28:48) 
çünkü batıyor birilerine. biliyorsunuz dış işleri bakanlığına internet saldırısında bulundu. "siber savunma yapmak için milyon lira harcadınız nerde hani" dedi. bakanlara mesaj gönderdi, önceden de böyle saldırılara imza atmış.

bizim türkiyede işler nasıl yürüyor peki? karşısında duramıyorsan direk fişini çekiyorsun. eleştri yok, itaat var. son hack saldırısında kişisel verilerin dropbox.tan dağıtılması üzerine birileri "dropbox.u da yasaklayım" demişse bu zihniyetin açık ve net olarak nasıl olduğunun göstergesidir, ki zaten biliyoruz kim nedir ne değildir.
  • dahinnotha  (06.07.12 11:29:37) 
maalesef yukaridaki iki arkadas da hakli. devlet nezdinde bu tarz seylerin yikimi buyuk oluyor. ilaveten sanal veya reel olsun devlete yapilan her turlu saldiri suctur.

ama diger taraftan devletin, beceriksizligini yasaklayarak yada kapatarak gecistirmesi sozkonusu.

dolayisiyla ceza almalilar. ehehe hackledik cunku herkese bunun mumkun oldugunu gostermek istedik demekle hicbirseyden muaf olamazlar. madem niyetin bunu gostermek bunu daha mesru yada devlete daha az zarar verecek yontemlerle yapmalisin.
  • keltikfrost  (06.07.12 11:36:24 ~ 11:37:03) 
bu sanırım talep edilmiş, henüz yapılan bir şey yok. Buradaki amaç bilişim suçları kapsamında bu kişileri yakalamanın neredeyse imkansız olması nedeniyle suçu terör kapsamına alıp bunun verdiği tüm gücü kullanmak.


  • bilan  (06.07.12 11:45:23 ~ 11:45:37) 
AMERIKALILARA SORMAK GEREK BU KONUYU TEORLE MUCADELEDEN IYI ANLARLAR 11 EYLUL DOLASIYLE BAYA BIR BIRIKIMLERI VAR BENIM AKLIM YETMEZ BU KONUYA


  • iplikci  (06.07.12 14:54:56) 
[]

Bilgisayardan Tv'ye HDMI Bağlantı yaptım; ama ses alamıyorum.

selam.
şimdi mevzu şu;
bilgisayarın ekrankartına bir monitör, bir de tv bağlı. normal hdmi'lar ekran kartına bağlanamadığından ikisini de de dvi-hdmi çevirici ile bağladım.
tv'den hiç bir şekilde ses gelmiyor.
film fln izlerken, bilgisayarda ki sesleri tv'den duyabilmem için ne yapmam lağzım?
ekran kartı, amd radeon 6950.
tşk.

 
goruntuyu dvi'dan hdmi'a cevirip gonderiyorsan ses alamaman dogal? dvi baglantida ses iletilmez cunku. donusturucude ekstra ses baglanti sansi var anca oyle.


  • fader  (20.06.12 18:24:39) 
bunu dediğin iyi oldu.
ekran kartının içinden çıkan dvi dönüştürüsüne tv'yi bağladım, diğer s-link marka dönüştürücüye de pc'nin monitörünü bağlayınca sorun çözüldü.
belki aynı sorundan muzdarip olanlar vardır, çözüm bu şekilde.
  • pangea  (20.06.12 18:42:03) 
[]

Vücut Geliştirme ve Beslenme

şimdi 1,69 boy 68 kilo'yum. vücut geliştirme işine merak saralı 6 ay kadar fln oldu. söz konusu kiloyu da bu evrede aldım zaten. ilk başladığımda daha zayıftım tabii.
neyse, bu süre içinde vücudum bayağı topladı. six pack sahibi oldum, omnuzlarım hayli gelişti fln.
elimden geldiğince de beslenmeme dikkat etitm. hiç tatlı bişey yemedim mesela bu süre boyunca.
sorum şu ki, bu işle uğraşanların kaçamak yapma hakkı var mıdır? mesela arada sırada -aşırıya kaçmadan tabii- tatlı bişeler yesem ya da ne bileyim çok acıkken büyük karışık bi pizza löpletsem, yine de formumu koruyabilir miyim? özellikle karın kaslarını koruyabilmek açısında soruyorum bu soruyu.
amino da alıyorum bu arada, günde 3 tane olmak kaydıyla.
tşk.

 
bokunu çıkarmazsan sorun olmaz. Haftada bir takıl.

Edit: Ben diyet yaparken diyetimi etkilemiyordu ama irademi zayıflatıyordu. Yedikten sonra daha çok zorlanıyordum yememk için.
  • poseidon1  (31.05.12 12:51:21 ~ 12:58:25) 
bence olmaz. haftada 1 big mac'ten alacağın kaloriyi telafi edebilirsin sanırım. ama bir gün hamburger, bir gün pizza, sonraki gün kebap ve baklava yersen bozulur.


  • der meister  (31.05.12 12:53:53) 
hiç bir kuvvet beni pizza yemekten, tatlı,yaş pasta, lahmacun, çiğ köfte, kebap yemekten vazgeçiremez. gayet de fit'im :d


  • expressive  (31.05.12 12:59:51) 
en sağlam sporcular yarışmaya hazırlanan adamlar bile haftada 1-2 öğün 'cheat meal' yapıyor. gönül rahatlığıyla yapabilirsin.


  • giderbey  (31.05.12 13:26:25) 
madem öyle, 6 aylık tatlı orucumu bozuyorum o zaman.


  • pangea  (01.06.12 12:24:48) 
[]

Behzat Ç'de çalan bir türkü

Şimdik dostlar, ekip ne zaman Akbaba'nın evinde toplansa bu türkü çalıyor; uzun, uzun saz soloları var böyle.
Hatırlayabildiniz mi?
Adını, sanını bilen var mı bu türkünün?


 
bilmiyorum ama hem akbabada hem meyhane çalan o tarz türküler halk ozanı türküleri oluyor. orjinal kayıt türküler. olsa o tarz bi best of albüm tadından yenmez bak!


  • inancsiz deve  (07.04.12 17:13:28) 
www.youtube.com olabilir mi acaba?


  • Tyler89  (07.04.12 17:25:17) 
yok bu değil; ama bu da güzelmiş.


  • pangea  (07.04.12 20:57:52) 
neşet ertaş açma zülüflerin ya da kendim ettim kendim buldum olabilir.


  • pinch  (09.04.12 11:53:27) 
[]

İstanbul Avrupa Yakasında Supplement Satan Dükkan

İyi geceler duyuru ahalisi.
başlıkta da belirttiğim gibi avrupa yakasında supplement(amino asit) satan dükkan arıyorumn.
var mıdır bildiğiniz?


 
en iyi ucuz mantıklı:

www.protein7.com
  • bencilata  (03.02.12 02:41:12) 
bayrampaşa yıldırım mahallesinde var yakınsan


  • pipbull  (03.02.12 03:24:27) 
[]

mac'de "exe" uzantılı dosyaları nasıl açabilirm?

soruda da belirttiğim gibi nasıl yapılır bu iş?
not: mac, intel işlemcili.



 
3 yol var: CrossOver programını kullanabilirsin, pek stabil çalışmaz. Bootcamp ile Windows kurabilirsin, .exe'lerle çok işin yoksa gerek yok. Parallels Desktop kurabilirsin ki herhangi bir sorunla karşılaşacağını sanmıyorum.


  • Rochefort  (23.01.12 11:58:34) 
winebottler diye bi program var. onu kullanıyorum ben. işe yarıyor.


  • kerhaneci keke  (23.01.12 12:24:08) 
ya da, sanal makine kurup oraya windoz cakarsın oyle calısır.


  • bryan fury  (23.01.12 14:14:39) 
[]

ingilizce gramer sorusu.

şimdi, aşağıdaki örneklerle anlatmaya çalışayım sorumu;

1- " Galdos has come be recognised as one of the spain's greaters novelist by critics "

2- " Two teenagers yesterday faced being expelded from school after they were found with over a hundred stolen mobile phones "

3- " I was left holding the baby while Karen went to answer the phone "

görüldüğü üzere passive cümlelerimiz var. normalde hiç zorlanmadan bunun anlamını çıkarıyorum çıkarmasına; ama burada asıl sormak istediğim bu tarz passive yapıların mantığı.

özellikle şu "be" nin kullanımı çok kafamı karıştırmış durumda. 1'de olduğu gibi kalırken 2'de ing takısı almış.
3'de ise V2 cinsinden yazılmış.

bu tarz passive cümlelerde "be" neden ve nasıl kullanılıyor acaba? yardım edebilecek var mı?

 
Genel olarak passive cümlelerde hep be yardımcı fiil olarak kullanılır. Mesela Türkçe'de "yapmak" fiilinin edilgen hali "yapılmak". İngilizce'de de "to do", "to be done"'a dönüşüyor. Genel mantık bu. "I did the job." -> "İşi yaptım." / "The job is done." -> "İş yapıldı."

1'de gerçekten bir tuhaflık var, ben de anlam çıkaramadım. Sanki "...has come to be recognised..." olması gerekiyor gibi. Emin olamadığım için geçiyorum bunu.

2'de being, gençler subject değil object olduğu ve passive olarak kullanıldığı için var. Mesela "okuldan atıldım" cümlesi "I am expelled" oluyor, çünkü okulan atılan benim. Aynı şekilde burada da atılmak fiili "be expelled" olarak kullanılmış. -ing almasının sebebi ise "face" fiilinden sonra isim gelmesi gerektiği için. "I faced an enemy", "He faced a lot of competititon." gibi cümlelerdeki gibi. "be expelled" fiilini de isim yapmak için sonuna -ing ekliyoruz.

3'te ilk dediğim kural geçerli. "She left me holding the baby" yerine "I was left holding the baby" olmuş. "holding" fiil değil burada, sıfat. Asıl fiil "leave".
  • metalik  (30.11.11 03:13:20) 
1 kesin yanlış. "has come to be recognised" olmalıydı.

abicim senin kafanı karıştıran, "to be" fiilinin çekilmiş halleri.

to be fiilinin halleri şunlar:

passive yapı

simple present ise: am, is, are
future tense ise: be
continuous ise: being
past ise: was, were
perfect tenslerden biriyse: been

2.de şöyle diyor: "okuldan ATILMAYLA karşı karşıya kaldılar" yani "being expelled" ATILMA demek. (Bu arada sen soruda expelled'i yanlış hecelemişin.)
Misal, "To sing" şarkı söylemek
"singing" şarkı söyleme gibi
yani 2. cümlede to be'nin sonundaki ing takısı, singing'in sonundakinin vazifesini yapıyo

yani senin kafanı karıştıran şey, 2. cümlede, asıl fiilin "faced" olmasını farkedememiş olman.
ATILMA ile karşı karşıya kaldılar yerine ATILDILAR demek isteseydi, they were expelled diyecekti ve cümle o zaman passive olacaktı. Halbuki burada cümle değil, sadece expel fiili passive'leştirilmiş. Onun için being expelled diyo.

3. ise past tense olduğu için was diye kullanılmış. bebeği tutar durumda BIRAKILDIM manasına.
  • compadrito  (30.11.11 05:22:43 ~ 05:24:31) 
@compadrito şu linke bakarsan advanced grammar in use kitabında doğru olarak görünüyor. 1 kesin yanlış cümleni bir düşün istersen. araştırmadan önce ben de yanlış mı acaba dedim ama araştırdım üstüne..
books.google.com.tr

  • ozdek  (30.11.11 06:20:05) 
bana da çok yanlış göründü o cümle. kitaplar da hata yapabilir.


  • mezzosprite  (30.11.11 09:18:11) 
@ozdek,

hmmm, sağol araştırma önerin için. ben de Google fight yaptım, sonuç şöyle çıktı:

has come be recognised: 9 sonuç (bu 9 sonucun 6 tanesi "Galdos has come be recognised" cümlesi, biri bu yapıyla alakasız bi cümle, iki kere de Advanced Grammer kitabındaki örnekten ve birbirinden bağımsız kaynaklarda geçmiş cümle)

has come to be recognised: 2 milyon 320 bin sonuç

bu durumda ben "has come TO be recognised"i kullanmaya devam edeyim diyorum.
  • compadrito  (01.12.11 07:25:35) 
[]

Sürekli Elektrik Çarparmış gibi Oluyor.

selamlar duyuru sakinleri.
yakalaşık 4, 5 aydır gittiğim bir spor salonu var. yaklaşık 1,2 haftadan beri salonda neye elimi atsam böyle elektrik çarpar gibi oluyor. çıt, çıt gibisinden sesler ardından böyle ufak çapta bir elektriklenme...
önceleri çok olmuyor diye kafayı çok takmıyordum; gelgelelim son zamanlarda çok fazla olmaya başlayınca buraya bir danışayım dedim.
ha unutmadan; bahsettiğim olay sadece spor salonunda cereyan ediyor. onun dışında ki mekanlarda bir şey yok.

 
Spor yaparken giydiğin ayakkabı yüzündendir muhtemelen. Bir de orada bol sürtünme olduğu için kaçınılmaz.


  • kimlanbu  (29.11.11 15:57:35) 
ayakkabıyla beraber spor salonunun zemini de statik elektrik üretmeye müsait belliki.


  • urubitinga  (29.11.11 16:08:46) 
evet salonun yüzeyi halıfleksle kaplı.
ondan mıdır acep? ayakkabıyı değiştirmek lağzım belki de.

  • pangea  (30.11.11 01:22:27) 
[]

Tubitak'da Neler Oluyor!?

imdi, evvela barış paksoy isimli bir gencin matematik yarışma projesini "seviye üstü" diye reddetmişler.
(cvp olarak bir tek bunu yazıp, iade etmişler.) dava açılıp olay basına yansıyınca, bu sefer çalışma incelenmeye başlıyor ve olmadığı halde intihal var deniyor.
güya, jonathan sondow adlı bir matematikçiden intihal yapmışmış.
adam da bunları duyunca Tubitak'a mektup yazıyor; barış'ın çalışması benimkinden farklı ve özgündür diye.
bu tür yeteneklerin desteklenmesi gerektiğini de ekliyor.
şu an öğrendiğime göre de, feza gürsey enstitüsü'nü kapatacaklarmış. (-daha doğrusu kuruluş ve işleyiş yönetmeliğini fes edeceklermiş dahası adı da değişecekmiş enstitünün sanırım.)
bunlardan çok daha önce bir de bilim ve teknik dergisi'nde evrimi anlatan sayıya müdahale edip; içeriği ve kapağı değiştirmişlikleri de var.
gece, gece endişeyle düşünüyorum; neler döndüğünü anlamaya çalışıyorum. bu sebeple biraz tartışmak istedim.

 
TUBİTAK kurumu bildim bileli garip şeylerin döndüğü bir kurumdur. KPSS ile girip çalışan bir arkadaşım bana "o kadar elemeden geçtik, adaylardan hepimizin en az yüksek lisans diplomamız vardı ama bir buçuk senelik çalışmam sonucu öğrendiğim tek şey yazıcı kartuşu değiştirmek oldu sürekli toplantı yapıyoruz ama başımızdaki kişilerle konuştuğumuz en önemli konu kahve makinasındaki hangi içeceğin daha güzel olduğuydu." demişti hiç unutmuyorum. Ha TUBİTAK UZAY VE TUBİTAK MAM iyi birimler diye biliyorum ama merkez teşkilat boş gibi.


  • muratk18  (26.08.11 02:40:13) 
bizim adamlar gidiyor yerlerine onların adamları geliyor. eskiden fem'e gitmeyen ödüller artık hep oralara gidiyor. Bu kadar basit. Yanı başınızdaki devlet hastanesinde, okulda, mahkemede, polis karakolunda, üniversitede ne oluyorsa TÜBİTAK'ta da onlar oluyor.


  • ernest everhard  (26.08.11 02:40:52) 
bu tübitak'ın ali nesin'le de bir olayı var yakın zamandan hatırladığım. burs falan vermiyorlarmış artık. çok fena bir yazı döşemişti. zaten galiba birbiriyle alakalı olaydan bahsediyoruz.


  • hyu  (26.08.11 03:17:10) 
evet o matematikte seviye üstü olduğu söylenen çocuğun nesin matematik kampıyla bir ilgisi vardı.


  • kayranin kedisi  (26.08.11 05:16:12) 
Tübitak Yayınları'ndan çıkan Dawkins'in kitaplarının bir kısmının ya da tüm bilim serisinin baskılarını da "telif hakkı bitmesi" sebebiyle durdurmuşlardı yakın zamanda.


  • uyku inadim inat  (26.08.11 08:28:44) 
Feza Gürsey Enstitüsü'nde fiilen çalışan zaten iki üç fizikçi ve birkaç teknisyen vardı, bunu Marmara Araştırma Merkezi'ne kaydırdılar. Garip bir durum yok bu maddeyle ilgili.


  • nop  (26.08.11 08:51:00) 
imam kadrosu artan tübitakın aziz nesin in oğlu olan matematikçi ali nesin e yapmış olduğu harekettir.
matematik köyüne izin vermediler diye birbirlerine girdiler.
bu son vuruş oldu.
  • seyduna6687  (26.08.11 10:32:05) 
nop, bildiğim kadarıyla istanbul'da ki bilimsel etkinliklerin yarısından çoğu feza gürsey'de gerçekleştiriliyor.
ayrıca, tübitak'a" bağlı bilişim ve bilgi güvenliği ileri araştırmalar merkezi"'ne
katılacakmış.
kaldı ki, madem bu kadar olağan bir durum, neden artık azınlık olmaya başlayan gerçekten bilim üreten insanlar bu kadar tepki gösteriyor bu karara?
  • pangea  (26.08.11 11:28:04) 
@pangea:
Evet bahsettiğin enstitü(Bilgem) MAM içinde zaten. Bahsini ettiğim fizikçilerden birini tanıyorum. Herhangi bir sıkıntıları olmadığını söylüyor. Şehir dışına ulaşım dışında. Diğer personelin çoğu muhasebe, personel, ayniyat elemanı vs. Emekliliği gelenler ve yolu göze almayanlar emekli olup gitti, çalışmak isteyenler asıl merkezde benzer posizyonlarda devam ediyormuş. F.G. kapatılmış olabilir ama merkez kampuste yeni yerler yapılmaya devam ediliyor. Bunun altında birşey aramak az buçuk fikir sahibi biri olarak bana abes geliyor.

  • nop  (26.08.11 11:37:42) 
[]

HDMI Kablo, Görüntü Kalitesine Etki Eder mi?

Selamlar.
Panasonnic Marka Plazma Tv sahibiyim. Tv'yi Ps3 oynamak ve arada Lapotop'u HDMI'dan bağlayıp mkv film izlemek için kullanıyorum.
Geçenlerde bir arkadaş, HDMI kablonun görüntü kalitesine çok etki ettiğini söyledi. Ben bu bahsettiğim işler için, Tv'yi aldığım firmanın promosyon olarak gönderdiği altın uçlu HDMI kablosunu kullanıyorum.
Acaba daha sağlam bir kablo alsam görüntü kalitesi artar mı? Yoksa arkadaş sallamış mı biraz?
Tv ile Ps3 ve laptop mesafesi çok fazla değil bu arada.

 
yok hdmi ise sorun yok. aynı hepsi de.


  • bryan fury  (27.04.11 16:16:51) 
aynı aynı gözle anlayamazsın farkı


  • popomlaoynuom  (27.04.11 16:44:21) 
cok etki ediyor. mesela ben gecenlerde 90 dolar verip yeni bir hdmi kablo aldim, filmleri falan farkli bir gozle izliyorum artik. cok degisik oldu, ne oldugunu anlatamam ama acayip degisik oldu. herkese tavsiye ederim, cok muthis gercekten. bence kesinlikle en pahalisindan almaniz lazim.


  • co2s2  (27.04.11 16:53:57) 
tartışılmıştı bir ara, hdmi kablo sinyalleri dijital olarak ilettiği için kablonun 10 lira olmasınında 100 lira olmasınında bir farkı yok. hatta yabancılar geyik konusu haline getirmiş durumdalar aha da linki;(git: www.engadget.com)


  • Dharmalı  (27.04.11 17:01:12) 
tek fark normal speed ve high speed hdmi kablo. bunun dışında fiyatın içeriğe etkisi yok.
normal speed ile 1080i ve 720p / high speed ile 1080p izleyebiliyorsun.
geçen burada birisi de yazmıştı. ancak şunu da belirteyim pahalı demek high speed demek değil. ben mediamarkt'tan 16,90'a aldım 1.5 metre. gayet sorunsuz. (zaten normal speed kablo pek yok galiba. en azından ben görmedim)
  • ben smyrna  (27.04.11 17:26:07) 
çok önemli bir fark yok fark edilmiyor. lakin dandikse (yani baya dandik) fark etmemek mümkün değil, karıncalar bile görebilirsiniz.


  • bill murray  (27.04.11 17:54:56) 
bir yerde okumuştum, çok uzun bir mesafe sözkonusu ise bir miktar fark edebiliyormuş ama 1.5 mt kablo için 10tl yeter de artar


  • spankenstein  (28.04.11 11:22:46) 
123   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.