Ekşi Duyuru

yerel ya da genel?

kimin seçileceği falan umrumda değil de bir iş için lazım.


 

otobüs korkuluklarına dokunurken, umumi kapıları, paraları tutarken...

bunlara daha önce dokunanların elleriyle taharet aldığı, cinsel organlarına dokunduğu, burnunu karıştırdığı, bulaşıcı hastalığı olduğu (ya da sizin için en feci düşünce neyse o) aklınıza geliyor mu?

nasıl yeniyorsunuz bu durumu?

sağ olun.

 

inanmasanız da beğendiğiniz ayet/hadis var mı? merak ettim. sağ olunuz.

farz ibadetsiz müslüman.


 

devlet Türk kültürünü koruyup gençlere öğretme faaliyetlerini ortaokul seviyesinde en fazla hangi derslerle sağlayabilir?

sizce?

düşüncenizi sayıyla ifade ederseniz daha iyi olur.

"yüzde 50 müzik dersiyle" gibi.

teşekkürler

 

10 milyar ışık yılı mesafedeki yıldızın ışığı bize şimdi geldi diyelim. (yıldızın bizden uzaklaştığını şimdilik yok farz edelim.)

biz o yıldızın 10 milyar yıl önceki halini görüyoruz.

durduğumuz yerde hiç yıldıza yaklaşmadan, sadece daha gelişmiş bir teleskop yaparak yıldızın 10 milyar yıl değil de 9 milyar yıl önceki halini görebilir miyiz?

hani büyük bir teleskopla daha uzun bir uzuv elde edip daha öteye ulaşabiliyoruz ya?

1 metrelik maşayla masanın ucundan bir eşya alabilirken 10 metrelik bir maşayla evin ucundaki bir eşyayı almak gibi?

 

hadi yine malum parti yapsa bekleyemeyiz ama CHP malum partiye göre çok daha demokrat ve adil diye düşündüm şimdiye kadar.

ilk vukuatları da değilmiş üstelik.

daha önce 2 milyon mazot parası mı, mektup parası mı ne harcayan bir kadını ihraç etmemişti CHP bunda ne olur sizce? ya da CHP'ye yansıdı mı olay?

 

askerlik dahil.

yaş 32.

bireysel silahlanmaya karşıyım fakat 1-2 el olsun atış yapmadan ölmeyeyim.

yok mu bir yolu? kursu, hobisi vs.? -avcılık bana göre değil-

edit: yer: eskişehir.

 

günde 80 km yolculuk yapıyorum.

ilçe aracı olduğu için ve şoförleri tanıdığım için koltukların temizlenmediğinden eminim.

uyuz da bit gibi kafanın dayandığı yerden bulaşır mı?

yıllardır egzama-sedef hastasıyım kaşıntının coşmasının ne demek olduğunu biliyorum. önlem almam gerekiyor.

 

ben hiç oy kullanmadım. benim o database'de kimlik numaram var mıdır acep?




 

onlarca siyah nokta var. (bir de bir sürü şeffaf/siyah iplik) bir tanesi dikkat çekecek kadar büyük ve oynayıp duruyor.

7 ay önce gözlerimde güneş alerjisi vardı ve yarım saat kadar karşıda güneş doğarken (doğduktan 1 saat kadar sonra aslında) göz alıcı parlak asfalt yola bakmak zorunda kalmıştım. ondan sonra oldu.

bunun tedavisi var mı yok mu?

 

yasal olarak?

aldığım yerdeki adam "fiş sıkıntı" demişti. ne demekse amk. sıkıntı kelimesini lugatinden çıkarsa konuşamayacak tipler var.


 

bedavadan geçebiliyor mu gemiler?




 

geçmiş seçim sonuçlarını en yakın tahmin edenler? çok -ar'la biten şirket var. karıştırıyorum.

sağ olun.


 

yo madafaka biç! mi diyor ne anlatıyor? üşeniyorsanız "uyuşturucunun zararını anlatıyor" gibi bir şey yeterli. teşekkürler.

9gag.com


 

çok aşağılayıcı bir şey değil mi bu monarşi? demokrasinin beşiği ülkeler bir de.

bu tip sorularda "senin ülken daha bik bik" diyenlere söylemek istiyorum: durumun farkındayım. ben onların bakış açısını merak ediyorum.


 

5 kuruş kadar alanda el derisi biraz derince soyuldu. 2 gün naylon eldivenle dolaştığım için hava alamayıp iltihaplandı. tehlikeli bir durum mu? bir şey yapılmalı mı?




 

kariyer sahibi insanlardan zeki olduğunu düşünüp herkese "zavallı aptallar" diye bakmak, kimseye imrenmediğini söylemek. vs.

kimsenin kendisine emir verebilecek yeterlikte olduğunu kabul edememek. (amirler vs.)

ben değil bir tanıdık

hastalık mı bu? evet, deyip geçmeyin mümkünse hastalığın adını da verin.

 

kimlik kartı ve ehliyet...

merkezdeki ilçelerden değil de 40 km ötedeki ilçeden direkt gidip alabilir miyiz?

geçen sene 3-4 arkadaşım böyle yaptı ama randevu falan almadan direkt gidip başvurdular. çünkü o sıralarda merkezdeki 2 ilçe (eskişehir) çok doluydu.

hala yapılabilir mi?

teşekkürler.

 

böbreklerim ağrıyor gibi hissediyorum. üroloğa gittim, idrar tahlili temiz çıktı. günlerdir belim ağrıyor. bunun yanında gün içinde ani gelen şöyle bir his var: elim ayağım boşalıyor. sanki dehşete kapılmışım gibi hissediyorum. Allah korusun bir yakınınız aniden ölür ya bütün vücudunuz birden boşanır gibi hissediyorum. ama kalp çarpıntısı falan yok. (panik atak değil bence. ölüm korkusu yok.)

bu sırada kas kontrolünü kaybediyor gibi hissediyorum. güçsüz hissediyorum kendimi. akşam işten gelince uyuyp az önce uyandım hatta, "ne güzel uyurken hissetmiyorum, yine başladı." dedim kendi kendime. bu arada sık sık idrara çıkıyorum. çok hafif de bulantı var.

bana sanki adrenalin mekanizmam bozulmuş da böbrek üstü bezlerim dengesiz çalışıyor, o yüzden belim ağrıyor ve dehşet hissi yaşıyorum gibi geliyor. bunu tamamen uyduruyorum tabi. tanımlayabilmek için yazdım.

1 yıl önce sokakta polisle hafif münakaşa etmiştim, aynı şeyler o günün akşamı da olmuştu, bayılıyorum diye acile gitmiştim. kalp doktoruna gönderdiler, şekere baktılar bir şey yok, dediler.

hangi doktora gideceğim ben? neyim var? bu bilinmezlik çok rahatsız ediyor beni.

 

samimiyetle belirteyim ki övünmüyorum.

2004 yılında üni.ye girdim. öyle böyle 2.5 ortalamayla mezun oldum. iyi bir sözel alan diyeyim.

yaklaşık 10 yıldır öğretmenim.

yahu etrafıma bakıyorum, 3,5'la mezun olup kpss'de derece yapmış öğretmen arkadaşlar alanları dışında bir halt bilmiyor.

dünyadan bihaberler. genel kültür 0.

ortaokulda öğretmenim.

çocuklar fark etmiş durumu. "hocam siz çok bilgilisiniz." dedi geçen bir çocuk, bu ilk de değil. (oğlum ssss...tr demeden önce bi okuyun.)

astronomi, teknoloji, din, aklına soru gelen bana koşuyor. küçük bir okuldayım zaten.

çocukların güncel muhabbetlerini duyuyorum bazen. yeni çıkan oyunlardan, elon musk'tan, karadelik fotoğrafından bahsediyorlar. ben de oradan bir laf atınca heyecanlanıyorlar. yanıma koşup muhabbet açmaya çalışıyorlar.

bizim okulda her öğretmenin kendi sınıfı var. geek denilen tipte 3-4 çocuk teneffüslerde yanımda bitiveriyor. hemen teknoloji, astronomi vs. konuları açıyorlar. nöbetçiyken nöbetçi olduğum yere geliyorlar, muhabbet ediyoruz.

bakıyorum 14 öğretmeniz (11 kadın 3 erkek. ort. yaş 30), hiçbirine gitmiyorlar. aslında bu durum hoşuma gidiyor. geçen gün dersine başka öğretmen giren çocuk bana "seneye siz mi dersimize gireceksiniz hocam?" diye umutla soruyordu.

öğretmen yeterliliğinde hep 3 kalemden bahsedilirdi okulda.

alan yeterliliği
pedagoji bilgisi
genel kültür

bu genel kültür sanki bu genç öğretmenlerde hiç yok. bu benim 2. okulum. çok öğretmenle tanıştım. baya bi halttan haberleri olmadan yaşıyorlar. (yüzde 10'u hariç tutayım) bugün öğretmenler odasında 6 kadın her zaman yaptıkları gibi "yarın ne yiyeceğiz"i tartışıyordu. her yıl seminer döneminde mangal yapıp öğretmenler odasını gurme lokantaya çeviriyorlar. bugün kağıda isim yazıp karşısına kısır, börek yazmışlar; gördüm. yemek olaylarına net olarak katılmıyorum.

övünme meselesine geleyim. tevazu falan yok net olacağım. neticede 11 yaşında çocuğun heyecanla dinleyeceği kadar bilgili olmam beklenebilecek bir şey. hele ki şu duyuru ortamında cilalamayayım kendimi. burası da seçmece ortam kabul edelim. lakin ben de bilhassa bu genel kültür kaleminde yüzde 80 oranında meslektaşımı çok rahat tokatlarım. o yüzden bu soruyu sorma cüretinde bulunuyorum:

siz bu yeni nesil öğretmenlerin dünyaya karşı ilgisizliği hakkında ne düşünüyorsunuz? yoksa böyle bir şey yok da hep bana mı denk gelmiş?

ve en çok önemsediğim soru: böyle geek muhabbetlerin çocuklara faydası olur mu olmaz mı? bunlar çocuğun zamanını çalan, faydasız, pc başından kalkmayan şişman adam muhabbeti mi?

 

hayvani makasa sahip olmayan bir yöntem olursa çok iyi olur.

banka (var mı bilmiyorum), ya da direkt 1-2 kilo külçe gümüş almak vs.

teşekkürler.

 

nerden baktım bilmiyorum. 500$ harcamışım şimdiye kadar.

yalnız 100 civarı oyunum var ve oyun başına 5$ harcamış olamam. mini çakal gibi hep indirimdeyken oyun alıyorum. hep de 2 yıldan eski oyunlar.

bu yekün acaba oyunların indirimsiz fiyatlarının toplamı mıdır?

 

32 yaşında evlenme isteği hiç olmayan er kişiyim. şöyle kızım olacağını bilsem hemen yarın nikah dairesine gitmeye razıyım. bunun yanaklarını ısıra ısıra haşat ederim. 10 tane oğlum olacağına 1 tane böyle kızım olsun. nasıl şirinlik bu. yavru kedi görmüş 16 yaşında ergen kızlara döndüm, elmayra oldum. adını bilen var mı?

belki 32 senelik gizli babalık şeysim uyandı bilemedim. size çok şirin gelmemiş olabilir.

(altta ne yazıyor bilmiyorum)

 

aynısı? bir de gümüş.

www.trendyol.com

www.gramaltin.com

 

vardır da... bir sorup öğreneyim istedim.

ne diye geçiyor tam olarak?


 

ya da en az nefret ettiğiniz?




 

akraba olmayıp soyadı aynı olan
x kaya
y kaya

evlenirse ve kadın kocasının soyadını almak isterse kayıtlara "kadın kocanın soyadını aldı." diye geçiriliyor mu?

 

bilmem kaç yahudi o gün işe gitmemiş güya.

gerçek mi şehir efsanesi mi?


 

tekel olduğu dönemde 124775113784 model çıkarması ve ardışık her modelin arasında çok küçük farklar olması gibi?

bugün samsung un bir serideki ardışık modellerinde hissedilir fark var. 8 senede 10 tane note modeli var.

bu nokia resmen düdüklemiş bizi. ne dersiniz?

 

belli bir siyasi kesimin teveccühü yüzünden sakalı sevmesem de kesince resmen yumurta gibi oluyorum. sevmesem de sakallı dolaşıyorum.

sizin sakal-erkek düşüncelerinizi alabilir miyim?


 

plastiğimsi bir şey ve kokuyor. neticede kaynar suyu döküp gün boyunca bekletiyoruz ve akıtınca iç kapağa da su değiyor. kanserojen olmuyor mu bu durumda? piyasada iç kapağı plastik olmayan termos yok mu?

şu: www.hergunyeni.com


 

aldığımız kelimeler, günlük yaşayış vs.




 

selam dostlar,

bende okb var. saçma sebepler yüzünden elbiselerimi çöpe atıyorum.

200, 300, 500 liralık 7-8 ceket, 100-200 liralık 5-6 pantolonum var.

hepsi de birileri dokundu, ya da bir yerlere sürttü diye giyemediğim şeyler. dedim ya okb... bazısını 1-2 defa, bazısını toplamda 10 defa giymişimdir. hepsini iş kıyafeti diye almıştım.

ihtiyacı olana verilebilecek şeyler değil. satıp parasını versen daha çok iş görür.

bunları letgo da satsam saçma mı olur? piyasası var mı? 500 liralık ceketi kaça satayım mesela?

 

buradaki fotoğrafları masaüstüne indirmek vs.?




 

ilk kez kullanıyorum. koyduğum ürünü millet favorisine ekleyip duruyor. almak isteyen yok.

yoksa bunlar bana mesaj mı veriyor "bana mesaj at" gibisinden? belki mesajları falan kapalıdır...


 

bim'den 50 liraya küçük kumtel ısıtıcı aldım. asbestin önceden elektrikli ısıtıcılarda kullanıldığını hatırlıyorum.

şu anda üretim aşamasında yalıtım malzemesi olarak kullanılıyor mu?


 

selamlar,

lütfen tartışmayalım. duyuru silinsin istemem. sosyoloji ve siyaset bilimi dahilinde aydınlatmanızı rica ediyorum.

halkımız "devlet iş imkanı sağlasın, ev versin (toki), kredi faizlerini düşürsün" gibi devletten sanki komünist bir devletmiş gibi bir beklenti içine girmiyor mu? son belediye seçimlerinde dahi halk görevi olmadığı halde adaylardan iş imkanı yaratmasını talep etti. adaylar yine komünist devletlerde görülen ucuz su, ucuz ya da bedava ulaşım vaad etti.

eyt diye bir şey çıktı ki tam sosyalist devlet işi. b.başkan adayları bile vaat verdi bu konuda.

ilave tv ya da halk ekranı gibi youtube kanallarında halk hep devletten bir beklenti içinde.

meslek grupları devletin ağzına bakıyor. otomotivciler ya da inşaatçılar "devlet kredileri düşürsün." diyor elektronikçiler "devlet ithalat vergisini artırsın" diyor, halk desen "toki bize de ev yapsın" derdinde.

halka sorsan "devlet fabrika açsın, elindeki fabrikaları satmasın. (bence de satmasın)"

tüm bunlarla halkın kafasındaki devlet anlayışı komünist bir devlet olmuyor mu?

sosyal devlet ayrı bir şey fakat bizdeki çok sosyal devlet arzusu gibi.

bunları eleştirmiyorum ya da övmüyorum. hep kafama takılmıştır "halkımız aslında farkında olmadan komünist" diye. tabii komünist bizde hakaret gibi de algılanıyor. bu ironiden de dem vurmanızı rica ediyorum aydınlanma babında.

saygılar.

 

yöneticinin de olduğu taraf gün boyu güneş alıyor. bizim taraf çok soğuk. 2x8 daire 8 kat apartman.

bugün annem karısına söylemiş "yakarsak sıcaktan biz duramayız." demiş.

şimdi hava sıcaklığı 15'in altına düşünce yakmak zorunda olmuyor mu bu herif?

 

dilerseniz özel mesajla bildirebilirsiniz.

10+ yıllık 2 hastamız var. özel ya da kamu hastanesi olabilir.

saygılar...

 

birkaç aydır ilk kez parça parça izliyorum diziyi. baya güzelmiş ilk bölümler hariç.

ilk bölümlerde hep sevişme, entrika varken sonra daha prodüksiyon gereken işlere mi girmişler sanki? kameranın çekimi falan sonradan iyi anlamda değişmiş.

ilk bölümler asmalı konak gibi. sonradan sanki sinema çekimi olmuş.

sorum şu: bana mı öyle geliyor yoksa 40-50 bölümden sonra çok güzel bir dizi mi olmuş? yorumlarınız nedir?

 

mecburlar mıydı? öldürmeyen mi çoktu öldüren mi?




 

yıllar önce tele on'da sık sık şifresiz çıkardı.

istanbul'da geçiyormuş güya. istanbul'un 60'lardan kalma görüntüleri günümüzmüş gibi gösteriliyordu. her yerde fesli araplar geziyordu ve şehirde bir dövüş turnuvası vardı. başrol hangi binaya girse Atatürk resmi asılıydı. başrol, arabeskçi takım elbiseli-altın kolyeli adamları dövüyordu.

adını hatırlayan var mı?

 

atıyorum: "teknik" kategorisindeki soru/duyuruları görmeyeyim istiyorum. oluyor mu?




 

bir psikiyatri ilacı yazdırmam gerekiyor. tedaviyi devlet hastanesinde bir doktor yürütüyor ama devlet hastanesi 22 ekime aldığım randevumu iptal etti. nöroloji ya da psikiyatri bölümlerine olması lazım. 5 dakikalık bir iş. ilaç bitti ve ilacı uzman olmayan doktor yazamıyor. hafta sonuna ilaçsız gireceğim yoksa. devlet hastanesinde numara bulmak zor ve 2 hastaneye de uzağım. 3 ten önce de gidemem. 3'ten sonra numara bulmak da zor. cumartesi olursa çok iyi olur.

internette fiyat bilgisi yok.

teşekkürler.

 

45 yıllık bir antika arabamız var. hatırası var diye saklıyoruz. bu yıl sigortası bitiyor. 1000 tl ye yıllık sigorta yapıyorlar. araç 6 bin değerinde.

yıllık vergisi az 300 tl falan. onu veririz.

arabayı hiç kullanmayacağız, garajda duracak. çok gerekli olursa çekiciyle naklederiz.

araca sigorta yapmasak olur mu? suç mu? polisler kapıya gelir mi? ya da 10 yıl sonra karşımıza çıkar mı?

 

ilk kez cool mint olanı denedim fakat bildiğin naftalin bu. sağına soluna baktım skt bulamadım. böyle mi oluyor bu yoksa bana güneşte kalmışı, bozuğu falan mı geldi? yarım saattir 90'lı yıllarda yaşadığım gecekondunun elbise dolabında kilitli kalmış gibi hissediyorum.

şu: www.kozmela.com


 

gümüş de gram altın gibi düşük (ya da az mı denmeli?) makas aralığıyla al-sat yapılabiliyor mu?




 

yahu okuyorum okuyorum ben mi anlamıyorum? facebook'ta dükkanın önüne duba koyan birinden yakınan kullanıcıya yazılmış. lütfen anladıysanız açıklayabilir misiniz?

"Vallahi banada bi dukkan sahibi bıdı bıdı ettirdi o zaman kameralar azdı gece sokak veletlerine 100 er tl verdi tum dukkanın cam cerceve indirdiler iceride poset icinde köpek bokları attılar adam 2 gun dukkanı toparlayacam diye ugrastı şimdi olsa işim zor her yer kamera ama o ertesi gun adamın suratını görmeye gittim 77 sulalemi bacak omuza yapıyordu"

bunu yazan İTÜ'de okumuş güya. inanak mı?

 

muhteşem yüzyıl'ın ilk kez bazı kısımlarını izliyorum. güzel diziymiş. aleviliği de çok bilmiyorum ama yeniçeriler bol bol Hz. Ali, pir falan diyor. Alevi miydi yeniçeriler?




 

10 tane ekran kartı ve gerekli ekipman alsam, balkona koyarım kışın soğutma masrafı da olmaz...

25 binlik yatırım yapsam ayda 1500tl kar edebilir miyim? en azından 2 yıl sonra sermayeyi kurtarsam elimde 10 tane hala oyun için iş yapacak ekran kartım olur. 25 bini 2016'dan beri dolar olarak bekletiyorum krediye girip araba alırım diye. ötv düşmeyeceğine göre otomobil bize hayal.

yorumlarınızı alırım, teşekkürler.