Yue koy (ay prensesi) :))

static.flickr.com

Rıdvan! sldkfşsdsa :D
Dişiyse lale mesela.Mesela...

"safırk"özellikleribelirginleşsindiyebolcaensestçiftleştirmesonucuüretilmişgenetikdefektlipetşoptassatılansentetikkedi koy adını.

ponyo
3.bp.blogspot.com

Gina (cina okunuyor), eski bir dünya güzeli ismi (italyan).

Melül

Adını Kümülüs koyardım, gri bir bulutu anımsattı bana. Gerçi kümülüs bulutları genelde beyaz olurmuş.

Arya.

haber.tr.msn.com

tr.wikipedia.org

kleo koy. benim kedimin adıydı

şu haliyle tam bir "mülayim"

Duman
Gölge
Bulut
Ash

Çok tatlıymış, güle güle büyütün, sağlıklı uzun ömürler dilerim...

ponçik

şerife (şerafettin'in dişisi)

valla aslan gibi yanaklar burun. güzel ve çirkini bilir miydiniz bilmiyorum ama ondan esinlenip vincent konabilir.

kediler s-ş harfleri geçen isimleri daha kolay öğreniyorlar, bir de ne isim koyarsanız koyun bir noktada kısaltma sevimli bir hale geliyor. ben ejderhamızrağından kitiara koydum, kedinin adı kitos oldu bir kaç senede, şimdi yazın sitenin çocukları da çitos diyor:D

Erkek olaydı, gri olmasından hareketle Gandalf derdim ama, dişi olunca Arwen iyi bi seçim gibi bence. Elfler gri sever nede olsa.

bence Mona harika bir isim.
ya da ben fazla max payne severim.
adını mona koyup max gibi seslenin "moğna" diye.
çok güzelmiş bence.

köpekler gibi görünür bir kanama falan bekliyorsanız, öyle bir şey olmuyor. 5-6 aylıkken cinsel açıdan aktif olucak olgunluğa erişebiliyorlar, 10-11 aylıkken de kısırlaştırma yapılabilecek şekilde düzene girmiş, olgunlaşması tamamlanmış oluyor.

arkadaşımın kedisi 3.5 aylıkken hamile kalmıştı!?

Benim arkadaşın ki doğduğunda hamileymiş sonra sezeryanle aldırdık oda hamile çıktı ama o düşük yaptı bi grup faliyeti olabilir

dişilerde kısırlaştırma için 5-6 ay uygundur.

cinsine ve kediye göre değişir. kendisi yalayarak temizlediği için farketmeyebilirsin. ilk kızgınlık dönemi biter bitmez kısırlaştır bence.

ben de ishal oldum geçenlerde , bol bol patates yedim , antibiyotik kullandım , cillop gibi oldum 2 günde.

kendin söylemişsin zaten bebek diye. insan evladı da metabolizması oturana kadar götünden işer. biraz daha palazlanana kadar elinde bez peşinden koşturucaksın, yapıcak bi şey yok...

@dodi el ford; söylemiycektim ama dayanamadım. nası pis narsist bi adammışsın...

geçmiş olsun.ishal bir hastalık değil bir semptom olduğundan birçok nedene bağlanabilir. hekiminiz gerekliği gördüğü testleri yapmış.bu noktadan sonra ishali halsizlik, iştahsızlık gibi başka belirtiler izlerse o zaman tekrar değerlendirilebilir. şu anda su alımına dikkat edin, ekstra başka bir yiyecek vermeyin. verdiğiniz diyet çok kaliteli değil ise pirinç lapası , içine yemesini sağlayacak et-tavuk suyu az miktarda kullanabilirsiniz. ancak ani diyet değişiklikleri ishali yeniden başlatabilir. bu tarz değişikliklerde yavaş bir geçiş, önceki diyetle mümkünse karıştırarak geçilmesi daha iyi olacaqktır.

psikolojik bile olabilir..karışık şeyler yemesine izin vermeyin bi süre..hatta mamayıda karıştırmayın..patates veya pirinç haşlayıp verebilirsiniz,özellikle pirinç hem çok besleyici hem de midesinin toparlanmasına yardımcı olacaktır..çook geçmiş olsun :)

Ankarada sadece kafes ile kuş 25 tl o "vs" kısmı da kendin almak istesen zaten çok çok o kadar tutar gayet uygun.

Sağlıklı olmasına dikkat et, hastalıklı kuş olmasın.

@megafon hastalıklı olduğunu nasıl anlayabilirim?

Bence çok iyi. Zaten üreticiler 35 liraya satıyorlar tek yavru kuşu.

Ancak şöyle bir durum da var, üreticiden alırsan kuşun hem yavru olduğu hem sağlıklı olduğu garanti olur. Biz de geçenlerde aldık, genç olduğunu biliyordum alırken ancak o anda sağlam olan kuş ikinci gün hastalandı, büyük ihtimal kafeste başka bir hasta kuş vardı. Şimdi uğraşıp duruyoruz hastalığıyla.

www.papaganclub.com
Suriye kuşları diye aratırsan çıkması lazım.

hasta olmuş o. yolda gelirken üşütmüştür büyük ihtimalle. yarın veterinere gidip durumu anlatın ve antibiyotiğiyle vitaminini alın. suyuna düzenli damlatın. (veteriner direkt ağzına damlatın diyebilir ama SAKIN böyle bir şey yapmayın. hayvan boğulma tehlikesi geçirebilir) kuşu sıcak yerde tutun, cereyanda kalmasın.

yolda üşüdüğünü sanmıyorum sıcaktı hava, evdeyken de neşesi yerindeydi epey öttü falan. az önce birden bire kusmaya başladı ve ishal başladı çok üzüldüm yahu.

british shorthair sanki. benzettim biraz

gerçekten dediğine benziyor. çok tatlıymışlar.

bebekle köpeiğin öpüşmesi demişler ama bunlar resmen french kiss yapmış.

başkasının köpeğiyle dedğil ama aşılarının ve kontrollerinin tam olduğum için kendi evcil hayvanımla sarılmasına oynamasına bişey demem ama bu kadarı fazla ve hatta iğrenç bence.

ingiltere'de 5-6 yaşlarında bir çocukla sohbet ediyoruz; konusu geldi en sevdiğin hayvanları say dedim ; fil dedi, kaplumbağa dedi.. peki ya köpekler, kediler onları sevmiyor musun dedim. suratı değişti böyle şaşkın şaşkın, ama onlar hayvan(animal) değil ki evciller (pet) ailenin üyesi gibiler dedi.

işte o zaman anladım. mantalite bu. hayvan sevgisiyle ilgili değil. biz de çok seviyoruz ama bu başka bir olay. zihniyet başka.

cevap olarak hayır. çocuk köpeğin tükürüğünü yutmayacak şekilde, kolunu bacağını yalayabilir.

köpeğimin temizlik alışkanlığı yerindeyse ve herhangi bir hastalık taşımadığından eminsem olabilir.

izin verirdim. çocuklar böyle havadan nemden sakındığımız için büyüyünce binbir türlü alerji, bağışıklık düşüklüğünden kaynaklanan hastalıkla boğuşuyor. bizzat kendimden biliyorum. o yüzden çocuğum olduğunda bağışıklığının yüksek olması için mümkün olduğunca serbest bırakırım bu gibi konularda. köpek aşılı olduğu sürece hiç sorun yok.

öksürüyor gibi olması normal, yalanırken yuttuğu tüyler yüzünden olabilir de şişen ayak ne? ayağı mı şişti kedinin? bunun için bir veterinere danışsan iyi olur sanırım.

cok ozur dilerim konuyla alakasiz ama,
www.youtube.com :)
bildigim kadariyla hayvanlar olume yaklastiklarinda acayip sesler cikariyorlarmis

yatak altlarına dolap arkalarına giriyorsa, evi komple temizleme zamanınız gelmiş anlamına da gelebilir, bizim kediler etrafta kulaklarından toz havı sallanır, aksıra tıksıra gezer hale geldiklerinde, bütün yatakları falan kaldırıp altını silmemiz gerektğini anlıyoruz. bahar alerjisi de olabilir, burnuna bir dokunun, normal ıslaklığı dışında bir şeffaf sümük çıkıyorsa, mevsimsel alerjiktir, öksürme dediğiniz sesleri arka arkaya 3-4 dakika boyunca gerçekleştiriyorsa, tüy kusmaya çalışıyor olabilir malt alın, yanısıra burnunda kuruluk ya da yeşil-sarı sümük, gözlerinde çapak halsizlik varsa da üşütmüştür ciğerini falan gidin 2 iğne kaktırsınlar düzelir.

arkadaşın sallamış. bıyıklar kullanılmadıkça biraz körelir, azalır, kırılır (saçlardaki gibi kırıklar), dökülür. sizinkinin bi tarafından başlamış bu. anormal değil
neden kullanmaz peki? çünkü evde hep ışık var. daha az kullanıyor.

Sallamış derken, tahmin olarak söyledi. Ben de buraya sorayım dedim, hiç fikrimiz yok yani.

Bu böyle kalacak mı peki? Vitamin eksikliği cart-curt denmiş bazı forumlarda. Bırakalım mı böylece, yoksa yapılabilecek bir şey var mı?

bıyıklar da kaşlar da, hep aynı kılların ömrü billah kalmasıyla olmuyor, arada tane tane dökülüp yerine yenisi çıkıyor, evin içinde normal tüylerden daha uzun misina gibi kaç ve bıyıkların dökülmüş hallerine rastlanabiliyor. bir taraftaki ömrünü tamamlayan bıyıklar dökülmüş, yeni ve kısa olanlar kalmıştır. çekiştirilince daha kolay dökülmüş olabilir, 1 aya uzar eski haline.

şaşıysa da şaşı olsun yahu ne olacak, hem daha sevimli.

şaşı kedi olabiliyor tabii de bebek kedilerin fotoğraflarda şaşı çıkması normal, bakışlarını odaklayamıyorlar ki daha :) hem şaşı kedi çok sevimli <3

büyüdükçe geçiyor.

insanlarda da öyledir ki, yenidoğan bebekler odaklayamaz gözlerini. düzelir sonra.

belki bi yavrusu eksiktir? bütün yavruları içeride mi?

ev içerisinde kendine uygun ortam bulamamış olabilir. değişik şeyler deneyin. kumaşları yatırdığınız bir köşe ya da karton kutu içine kumaş serin falan. kendine yer arıyor olabilir. bulana kadar kendini kasıp doğumu tamamlamayabilir.

arkadaşlar doğum dün gece başladı, bu sabah bitti. Bir de gündüz çok rahattı, yavrularını emzirdi uyudu falan.
Bir de ateşi var sanırım bayağı ondan mı böyle huzursuz acaba?

Kuyruk titmesi, seni gördüğüne sevindim anlamına geliyor esasen ama miyavlayıp seni rahatsız ediyorsa, bi sıkıntısı vardır yanında dur bakalım bi süre, ne yapacak ilgi göster azıcık. Biraz da yavrualara yanaş bakalım ne tepki verecek.

icim urperiyor'un söylediğine ihtimal veriyorum ben de. anne kediyle birlikte yavru kedileri ilk aldığınız yere bir tekrar inin. eğer diğer yavrusunu arıyorsa hemen deli gibi miyavlayıp aramaya başlayacaktır. yok yapmazsa bi fikrim yok.

yer ariyordur o, yavrular aciktaysa bundan rahatsiz olur. bizim bi tane vardi cok hosuma gittigi icin eve almistim 2 hafta sonra ortadan kayboldu, ara tara birde baktim ki tavan arasinda eski bi kanepenin icine saklamis yavrulari.

sokak kedisi malum belki de ''sote'' bir yer ariyordur yavrularina.

ben bunu doğum yaptığı kutuyla aldım getirdim ama kutu kanlı falan diye aldım bunu da yavruları da temiz bi kutuya koydum, ondan olabilir mi acaba?

muhtemelen, yeni dogum yaptiklarinda koruma icguduleri had safhaa oluyor. yavrucaklar ayaklanana kadar evde birakacaksan eger sote bir yere koy yavrularla anneyi. annenin girip cikabilecegi yer olsun. ve anne eve ve sana alisana dek yavrulara yaklasmamaya calis.

Yavrular ulu orta bir yerdeyse saklayacak yer arıyordur belki. Huzursuz olmuş olabilir yer değişikliklerinden falan dolayı çünkü yeni doğum yapmış kediler çok korumacı oluyor.
Ama aklıma direk içeride bebek kalmış olabileceği geldi. Bu tip durumlar olabiliyor, kedi doğumları 24 saati bile aşabiliyormuş zaman zaman. Bir aksilik olmuş içeride yavru kalmış olabilir, kasları yorulduğu için dışarı itemiyor olabilir. Ne bileyim bebek içeride ölmüş olabilir, düşürecektir vs vs. Yani demem o ki bir ihtimal durumu ciddi olabilir. Veterinere götürebilirseniz iyi olur. Bir şey yoksa bile doğum sonrası kontrol ettirmenizde fayda var.

yavrulara dokundugunda reddetme olasiligi da olabiliyormus diye duymustum bi kere. cik bi gun evden kafasina gore takilsin saklasin yavrulari :)

Kedilerde doğum süresi 24 saate kadar çıkabilir. iki doğum arasında 1 saat geçtiği halde,, kasılmalar sürdüğü halde yavru gelmemişse güç doğum ve müdahale gerekebilir. Sanırım sizde böyle bir sıkıntı yoktur diye düşünüyorum, doğum tamamlanmış gözüküyor.
Davranış anormallikleri bu evrelerde görebilirsiniz.Biraz içgüdünün devreye girdiği zamanlar bunlar.Ateş olsaydı bağırmak gezinmek yerine halsizlik daha olası bir belirti olurdu.
Bütçeniz varsa bir yavru kedi maması almanız daha iyi olur, anne için. Yavruları esmeyen bir yerde tutunuz, altları temiz tutun,koliyi ara ara değiştirebilirsiniz.
Anne ne yapacağını bilir, ona güveniniz.

nasil oldu, duzeldi mi kedi arkadas? merak ediyoruz, guncelleyin burayi.

up up up meraktayiz reyiz.

zararı olmaz merak etmeyin. sürülen ultrason jellerinin büyük bir kısmı silinse de kalanı her zaman için hayvanlar tarafından temizlenir. şimdiye kadar ultrason jeli ile zehirlenme vakası ile karşılaşanı duymadım.

intoko.kijiji.com.tr

dişi ise kesin hamiledir:)

üç renkliyse kesin dişidir:)

Havalar güzelleştikçe keşfe çıkmıştır. Benim de bahçede beslediğim kediler bazen aylarca uğramıyor sonra birden çıkıp geliyor. Hamile mi değil mi anlamadım ama çok güzel bir şey yapmışsınız tebrik ederim.

erkek kediye benziyor. iyi beslenmiş.

benim siyam da ısırıyor.
sonra mama gibi ısırıyor.
elimin ağzından kayıp gittiğini zannedip daha da sert ısırıyor.
çaresi ise elini vermeyeceksin.
büyüyünce alışıyor hep ısırmak istiyor.
ağzına alıyor elimi sonra gıırrr gurrr gırrr gurr..

tüy dökme olayı şu an benim kedide de dehşet var.
muhtemel olarak mevsimsel.

Sadece el değil. Ayak, bacak, kıyafet, kağıt falan filan; ne varsa ısırıyor. Sadece el olsa tamam da, olayın boyutu biraz farklı.

arkadaşım da bir kedi sahiplenmişti. diğer kardeşler sakinmiş ancak aynı anlattığın gibi arkadaşımın sahiplendiği küçük bir kaplan edasıyla her şeye saldırıyor. kimseye sevdirmiyor. nadiren sahibinin kucağına çıkıp ısırmamazlık ediyor. veteriner kısırlaştırınca düzelebilir demiş ama garanti etmemiş.

ısırıp parçalayacağı bir oyuncak işe yarayabilir, enerjisi fazla galiba :) büyüdükçe de sakinleşebilir tabii.
tüy dökme olayını biz de yaşıyoruz, bütün kış hiç sorun yaşamadık, 1 haftadır feci tüy dökmeye başladılar.

özel bir oyuncak değil ama sevdiği bir şeyi atıp peşinden haldır haldır koştursunlar onu. enerjisini atsın. bir de elle ayakla kesinlikle oynatmasınlar, oynadığı zaman sertçe hayır deyip uzaklaştırsınlar. daha çok küçük, çook koşup oynayacağı ay var önünde. her şeyi dişlemesi de şu an için normal gibi. bizim kız 3 yaşında ancak duruldu en azından artık saklanıp ayaklara tuzak kurmuyor geçerken. ama el yakalarsa affetmez. kediler de insanlar gibi, hepsinin huyu suyu başka oluyor.

benim kiz da cok fena isiriyordu, gecen yaz sort giymek kabus olmustu. bacaklarimdan kanlar suzuldugu cok oldu. simdi bir yasinda ve hamile kaldi totoyu kaldirmiyor, yatalak gibi oldu. o azginlik donemlerinde kucuk sunger toplardan aldim, onlari isirarak oynadi hep enerjisini atti, topu atiyorum kovaliyor tutuyor seklinde. ben oynamadigimda kendisi isirarak atip tutmaya calisiyordu, bir sure sonra profesyonellesti, agziyla isirarak topu havaya atip patiyle patlatarak duvara carptirip, geri donunce tutmaca oynuyordu. yalniz yumusak cok ziplayan onun agzina gore olan toplarla oynuyordu benimki sadece, ona kadar cok top aldim hic oynamiyordu. enerjiyi atinca uyuyor zaten. ama cok cektim topa kadar.

çağır çağır ya kadıköy itfaiye yada göztepe gelir.ölürlerse çok pis kokar apartman.

saat aralığı var mı? gündüz vakti çalışıyorum işteyim. 7'den önce evde olmuyorum, öğle arası gelicem olmazsa.

hamile değilseniz çok bir sorun teşkil etmez. ama hamilelik ihtimali bile varsa hiç durmayın.

bence kesinlikle başka bir vet bulun ve ona götürün. çiğ et yemekle hemen toksoplazma olmaz. bu çok düşük bir ihtimal. bu kadar düşük bir ihtimal için kediye öyle ağır aşılar vs. yaptırmak çok sakıncalı. kesinlikle başka bir vete danışmalısınız. ilk defa duydum ben böyle bir şey.

benim kedim de hep çiğ et/balık/vs. yedi, bu yaratıklar doğal ortamlarında böyle beslenmiyor mu zaten?

ben olsam yaptırmam. ancak belki önemli bir şeydir, benim haberim yoktur.

ya veteriner para söğüşleyecek yer arıyor sakın yaptırmayın öyle bi şey.

kedilerin köpeklerin doğal besinleri çiğ ettir zaten.

durdenist+1
çocukluğumdan beri kedi besliyorum, çoğunlukla pişmiş gıdalar versemde çiğ yediği da olmuştur, hele ki çocukluğumda beslediğim kedinin zamanında kuru mamalar falan yoktu ve o kedi çok çok uzun yaşadı, benim çocuğumu da gördü, hamileyken toksoplazma testi yaptırdım, bağışıklığım oluştuğu için sorun olmayacağını söyledi doktorum ve gerçekten de sorunsuz bir hamilelik geçirip sağlıklı bir çocuk doğurdum, kedimizde neredeyse veteriner yüzü görmeden, hiç bir ciddi hastalık geçirmeden 23 sene yaşadı. boşuna pimpiriklenme, çiğ et yedi diye ne kediye bir şey olur, ne de sen hastalanırsın.

(bkz: faith in humanity restored)

seni tebrik ediyorum.

teşekkür ediyorum yatalak hastalar gibi şuan, yaşadığının tek belirtisi nefes alıyor oluşu, haliyle kedi kumu falan da alamam olduğu yere yapacak, veteriner yaş mama vermem gerektiğini söyledi, su verme tavuk suyu çorbası falan yap onu da fazla verme ağzının kenarından pamuk ya da şırıngayla ver dedi, beni en çok korkutan kısmı boku sidiği sanırım :D güldüğüme bakmayın çok üzgünüm şu anda

fivli kediler iyi bakıldığında normal kediler kadar yaşayabiliyor diye biliyorum. yalnız fiv ve gençlik hastalığı aynı şeyler değil. gençlik hastalığına yakalanmışsa kurtulması biraz zor :/

Fivli ya da kedi aidsli dedi veteriner

kurtuluşu yok bildiğim kadarıyla.

maalesef bu sabah melek oldu kedicik, 2 gün uyumadım saat başı kontrol ettim, çocuğum olsa bu kadar güzel bakmazdım ama gitti işte, kurtulduğunu düşünüyorum. Antalya'da ne kadar hayvan sever kuruluş varsa mail attım,yetmedi veterinerlere mail attım, hayvan severlere 5 kez mail attım bağış kampanyası yapılsın diye ama saçma salak bi mesaj atıp döndüler bana, en son duvarlarına yazdım 2 kez sitem minvalinde, cevap bile vermediler. Hayvan Dostları diye bir oluşum var Antalya'da, ona mail attım, sonra mailimi okumadınız mı diye duvarlarına yazdım cevap şu "kedinin neyi varmış" BEN BİLİYORUM YA SANKİ, veteriner bile bilmiyor. Antalya Hayvan Derneği başkanı Jale Ünsal'a mesaj attım o da cevap vermedi, Haytap'a mail attım bi onlar cevap verdiler ama geç oldu.
Durum budur, hiçbir hayvan sever oluşumun samimiyetine inanmam şu dakikadan sonra.

zaten saydığınız hiçbir hayvan sever kuruluş (haytap dahil) bir işe yaramıyor.
bir şey yapacaksanız kendi kendinize yapacaksınız maalesef.
kediciğe çok üzüldüm, ama en azından artık acı çekmiyor.
ilgilendiğiniz için onun adına teşekkür ederim.

Hayvan severler beni hayvanı veterinere götürmemekle suçladı, yardakçıları da aynı şekilde, attığım tüm maillerde kediyi veterinere götürdüğüm yazıyordu, veterinere götürmemişsiniz vebalini biz mi alalım diye beni suçladılar, dinlemeden etmeden yorum yaptılar, hayvan öldü dememe rağmen sizi kampanya için bilgilendireceğiz dediler ve mail attılar hayvanın bilgilerini yollayın diye. 50 kez hayvanın öldüğünü söyledikten sonra kampanya için mail atıyorlar üzerine de derneğimiz hakkında konuşurken dikkat edin, desteklemek isteyen geri çekilebilir yorumlarınızı görünce falan diyorlar. Beni hayvana iyi bakmamakla ve sorumsuzlukla suçladılar, kendileri attığım maili götüyle okuyan ve birbirinden haberi olmayan insanlar. Neyse, olan kediye oldu konuşmanın alemi yok.

evet, aynen öyleler.
baktığım sokak köpeğini öldürdüler barınakta.
2 yıl oluyor herhalde.
ne yapabilirim diye haytap'a danıştım, sahte aşı karnesiyle "tek başıma" adamlara dava açmamı ve yalan ifade vermemi söylediler.

hayvan sever örgütlemekten anladıkları bu.
ayrıca zaten yardım etmeyi düşünen varsa da onlara yardım etmesin.
her yerde konuşun bence.
milleti hayvan severlerden soğuttular.

mirket diyeceğim de ayakta uyumuyorlar sanırım.

ayakta uyuyan mirketler ;

www.youtube.com

alman çoban köpeği.

gösterişten başka bir şey değil.kesinlikle katılıyorum.

sahiplendirme daha etik görünüyor. en azından bir nedenle çiftleştirmiş olanlar (belki sağlık sorunu bile olabilir) yavruları elden çıkarmak (?) istiyorsa sahiplendirme doğru bir metod. ama eş arama konusuna katılıyorum. eş aramanın sonu yine hayvan satışına çıkıyor. çünkü marka ırkları çiftleştirmenin sonucu o yavruları "para ile satmak"tır.

hiç ifrit falan olma. nasıl insanın çirkini varsa hayvanında çirkini güzeli var.

nasıl ki çirkin insan mutlu olamıyorsa çirkin hayvanında cins olanlar kadar mutlu olmaması normal.

madem o kadar iyilik meleğisin git çirkin bi adamla evlen bakalım hadi göreyim seni.

taşlayın hazırım...

ben bazen sataşıyordum gördükçe, ama artık uğraşmıyorum.
başa çıkılmıyor çünkü.

yani cins hayvan arayanı bir nebze olsun anlamak istiyorum.
anlamaya çalışıyorum.
çünkü işin komiği cins hayvan da bulunuyor barınaklarda.
5 aylık golden yavrusu gördüm ben geçenlerde mesela ilanlardan birinde.

bu sefer de cins hayvan kötü bir şeymiş gibi bir ayrımcılık yapmak da istemiyorum.
ama dediğim gibi, sokaktaki çomar'ı da beğenmesin, barınaktaki golden'ı alsın.
barınaktaki beagle'ı, sibirya kurdunu, kangalı, rottweiler'ı alsın.

yani yeter ki üretmesin, ürettirmesin.
artık buna bile razıyım.

çiftleştirme ilanlarından resmen tüylerim diken diken oluyor.
çünkü hayvan beslediği halde hayvanları düşünmeyen ya da kapasitesi düşünmeye yetmeyen insanların var olduğunu görmek hepsinden kötü.


@vur joker vur:
evde beslenen hayvanı evlenilecek adamdan ziyade evlat edinilecek çocuk ya da doğurulacak çocuk kategorisine koyman daha mantıklı.
çünkü evcil hayvan insan psikolojisinde bakıma muhtaç canlı olarak, çocuğumsu bir yerde bulunuyor.

kimse evlat edindiği köpeğiyle sapık olmadıkça cinsel ilişkiye girmiyor.
evleneceği adamla giriyor ama.
kaldı ki, çirkinlik göreceli bir kavram.

bunun dışında diyelim ki çocuğun engelli doğdu, yüzü gözü yamuk; sevmiyor musun o zaman?
benim kedilerimden birinin gözü yok mesela.
görmüyorum bile.
hatta geçen gün kendi kendime düşündüm, insanın demek ki engelli/sakat/görüntüsünde sorun olan çocuğunu sevmesi de böyle bir şey oluyor dedim.

yani madem kıyas yapılacak, bari doğru şekilde kıyas yap da tartışmanın bir temeli olsun.

golden retriever cinsi köpekler artık sokak köpeği oldu ki! bebekken alınıp 3-5 aylık olunca barınağa veya sokağa atılıveriliyorlar, keza dalmaçyalı cinsi köpeklerden de çok sayıda sokakta yaşayan var, ha bir de terrier cinsi köpeklerden de her gün onlarca sokakta bulunup sahiplendirme yapılmaya çalışılan ilanlar görüyorum. sokağa veya barınağa düşecekse bari üretmesinler zavallıları, sokakta doğup büyümüş hayvanlardan çok daha zor onların durumları :(

@vur joker vur düşünceni belirttiğin için tik attım cevabına ancak sokak hayvanlarını otomatik olarak çirkin, cins hayvanları güzel olarak algılaman çok hastalıklı bir düşünce. Dolayısıyla argümanı baştan yanlış kurduğun için devamına cevap vermeyeceğim.

@buff

ben mi öyle algılıyorum sadece? neden o zaman millet cins köpek peşinde koşturuyor. ayrıca evet cins köpek daha güzel, sende kandırma kendini. iki tane resim atarım şimdi sana görürsün aradaki farkı.

hea onlar hayvan, güzellik çirkinlik nedir bilmezler, ikisininde duyguları aynı dersen o zaman tamam haklısın derim ama görünüş farklılıkları var ve o da artık şanslarına kalmış bir şey.

kimisi bilerek çirkin geliyor belki, bilerek sokaklarda yaşıyor. insanlar yardım edecek mi etmeyecek mi test etmek için, bu dünya sınav dünyası, sonuçta birilerinin test edilmek zorunluluğu var...

bu kadar sert çıkma. tamam haklı olduğun noktalar var ama biraz örnek veriyim kendimden;

french bulldogum vardı ve eş aradık yine french bulldog,bultukta. eş aramamızın sebebi french bulldog zaten ender ve değerli bi tür,neslini başka bi cinsle karıştırarak yakmıyalım diye. sonuçta değerli hayvanların nesli tükeniyo(van kedisi vs) ve french bulldogda o tehlikede diye biliyorum. ayrıca yavrularından 1 tanesini bile parayla satmadık,aynen dediğin gibi eşe dosta kara kaşına kara gözüne bakarak verdik. hepside büyüdü,hiçbiri atılmadı,satılmadı.

genelleme yapıcaksan daralt biraz perspektifini

Cins fanatiklerini böylesine taşlamak zaten faşizmin ta kendisi. Cins köpek almak, çiftleştirmek isteyen adamla aynı fikirde olmayabilirsin ve ifritte olabilirsin ama böyle bir genelleme hakkın yok.

Hele ki bu tarz çıkışmaya hiç hakkın yok, tercih meselesidir.

Ayrıca geneli için konuşursak kedi ve köpeklerde cins hayvan ile sokak köpeği/kedisi arasında huyu ve suyu bakımından da bariz fark oluyor.

Madem konuyu çocukla özleştirdik o zaman sokakta büyüyen çocuk ile evde ailesiyle büyüyen çocuk arasındaki fark gibi bu da.

cins kedi aranmasına uyuz olurken cins köpek aranmasını o kadar yadırgamıyorum.
kedilerin cinsine bağlı olmadan bir karakterleri varken köpekler onlara göre daha genellenebilir çünkü.
evde pitbull ya da kangal besleyemezsin en basiti.

bahsettiğim tamamen cinsin fiziksel özelliklerinden bağımsız, sizin hayatınıza uyum sağlayıp sağlayamayacağıyla ilgili.
aman cins olmasın diye sokaktan köpeği alıp iki üç ay sonra "ay bunla da evde yaşanmıyo" diye hayvan size alışmışken geri sokağa atmaktansa barınaktan, tekrar söylüyorum barınaktan, yaşam tarzına uygun bir köpek cinsi alması daha uygun olabilir eğer köpekleri bir süre gözlemleyip karakterleri hakkında analiz yapmaya imkanı yoksa insanın.

eyyorlamam bu kadar.
kedim var.
cins değil.

selam bu hikayede bahsedilen kişi benim. evet oğluma bir dişi arıyorum ve evet bunu yeni yavru sahibi olmak için istiyorum. ama sorun bi neden istiyorum.

şaka lan şaka öyle sıradışı amaçlarım yok. tek derdim oğlumu kısırlaştırmadan önce babalık duygusunu yaşamasını sağlamak. evet hiç bir hayvanda annelik duygusu kadar ağır basan bir duygu değil belki babalık duygusu ama en azından takımı taklavatı askıya asmadan önce kendisinin ne olup olmadığını öğrenmesi gerektiğine inanıyorum.

neden peki aynı ırktan olması gerekiyor. sıradışı örnekler hariç her ırkın kendine ait özellikleri mevcuttur. nasıl ki kişi bir şeye sahip olmadan önce detaylı olarak araştırıp kendisine en uygun olanı seçebiliyor ise bu durum kişinin sahipleneceği bir yavru için de olabilir. sonuç olarak edindiği yavru ile ortalama olarak 15-20 sene vakit geçireceği düşünülürse.

british tercih etmemdeki temel etkenleri de şuradan söyleyeyim de meraklı genşler rahatlasın. öncelikle doğası gereği sakin bir hayvan. yanımda zıpır zıpır bir şeyin olması beni huzursuz eder arkadaş. ikinci olarak az tüy dökmesi ki dökülen kılların düşüncesi ile hayvan sahibi olmaktan vazgeçen yeterince insan var. nedenleri burada fazlasıyla uzatabilirim ama tatlı su romantiklerince olayın sonu "sen hayvan sevmiyosun reklam yapıyorsun"a varacağından daha da uzatmaya gerek görmüyorum.

ama ölümcül saçma bir durum var ki iki kelam etmeden geçmek istemiyorum. neymiş hayvan beslediği halde hayvanları düşünmeyen insanlar çiftleştirme ilanı veriyormuş. vay arkadaş köyün aynştaynına bak sen. eee ömrün boyunca uğraş dur ki sonunda bir evliliğin, şansın yaver giderse bir çocuğun olsun. ama nedense sokakta yatan çocukları göz ardı edip hala çocuk sahibi olacam diye yardır dur. bu ne perhiz bu ne şakşuka mk. en azından bi rispekt lan. hayatın boyunca kötü örneklerle karşılaşmış olabilirsin ama bu hepsinin kötü olduğu anlamına mı gelmeli? bu kadar mı sığırsın lan. o zaman insanlar da üremesin (aslında sonuna kadar bu fikrin yanındayım). sokaklar dilenci, selpakçı, tinerci çocuklarla dolu. yurtların artık insan alacak yerleri yok. zira çocuğa şiddetin sınırlarını bile kestiremiyoruz. o yüzden saçmalamanın sınırlarını belirli aralıklarda tutalım.

plizz.


sevgiler lebraaam.

kedilerin babalığı-analığı tatması gibi dünyanın en saçma düşüncelerinden birine sahip olan insanların bu tip bir şeyi anlamasını zaten beklemiyorum.

kedilerin "baba" olduklarında yavrularına babalık yapmamalarının yanı sıra, zaten anneleri de sadece 2 ay bakar.

üstelik dişiler çiftleşmek zorunda kalsın diye bulduğu yavruları öldüren erkeklere sahip bir hayvandan bahsediliyor.
ki aynı davranışı dağ aslanlarında falan da görebilirsiniz, yani direk olarak genetik mirastan bahsediyoruz.

üstelik köpek falan deseniz anlarım, çünkü köpeğin yavrusuyla anneyi ayırmadığın zaman bazen ömür boyu anne-çocuk ilişkileri olduğunu bilerek yaşamaya devam ediyorlar.

ama kediler resmen yavrularını götürüp başka yere bırakıyor ya da kendileri gidiyorlar, ki zaten köpeklere göre daha ilkel ve farklı oldukları bilinen bir şey.
böyle bir hayvanın "babalık" duygusunu tatmasını istiyorsanız bence üremeden evlat edinmesi gereken kişi siz oluyorsunuz.
çünkü bahsettiğiniz "babalık" duygusu özellikle kedilerde sadece nesli devam ettirmek üzere görev olarak yapılan ve unutulan, yılda birkaç kez tekrarlanan çiftleşme isteğinden ibarettir.

ya da yılda ortalama 3-4 kere kızgınlık dönemine giren kedinizi her seferinde çifleştirip birkaç yıl içinde binlerce yavrunuzla mutlu mesut yaşamak da bir seçenek.

siz bir (1) kediden yola çıkarak konuşuyorsunuz, biz (kendi adıma ben) bugüne kadar kurtardığı, sahiplendirdiği, beslediği, baktığı, geçici evlik yaptığı, pansiyoner olarak ağırladığı vs vs olmak üzere binlerce kediyi baz alarak konuşuyoruz.

ve evet, sizin gibi kedisi babalığı tatsın(!) isteyenler yüzünden bugün hay-sev'in facebook sayfasına baktığınızda bile evlatlık verilen-sokakta bulunan bir sürü british shorthair yavrusu da var.

hâlâ hayatın boyunca kötü örnekle karşılaşmış olabilirsin diyorsunuz.
biz kötü örnekle karşılaşmıyoruz, ülkedeki sokak hayvanı sayısı belli, barınakların durumu belli, toplumun hayvana bakışı belli, sokaktaki hayvan belli.

biz de isteriz mükemmel bir denetim olsun, cins hayvanlar sadece çiftliklerden alınsın ya da böyle ev kedilerinin çiftleşmesi sonucu doğsunlar, sahiplenilsinler.

biraz ufkunuzu genişletin lütfen.
elalemle köyün einstein'ı diye dalga geçeceğinize, tecrübeye saygı duyun.
en azından nedenini, nasılını araştırın.
kendinizi isviçre'de amerika'da zannettiniz herhalde.

Yeni okudum duyuruyu ve cok sasirdim, insanin cins kopek istemesini niye yadirgiyorsunuz kardesim? Bir hayvanseverlik tutturmus gidiyorsunuz, her seyi en iyi bilen sizsiniz. Sokaktaki kopekleri alsaymis, cins secmeseymis vs kime ne yahu? Sokaga mi atmis kopegini yoo, sokak kopegini beslemek zorunda mi yoo, size ne oluyor burada onu anlamiyorum. Sizin bu sacma mantiginiza gore ben de derim ki niye doguruyorsunuz, cocuk esirgeme kurumundan cocuk alin onu buyutun, sokaga atilmis bir suru yavru ne olacak?

Zarar vermedikten sonra kimseye size ne? Nerede goruyorsunuz kendinizi de sokak kopeklerini insanlar almak zorundaymis gibi baski yapiyorsunuz? Resmen iki yuzluluk denir buna.

Valla benim kedim tekir. Ama ben de isterdim bi british shorthair olsun bi american shorthair olsun nebliim bi van bi ankara olsun. Kısmet bu işler. İnsan kedi bakmak için ya da köpek bakmak için almıyor o hayvanları. Güzel bir hayvan beslemek veya sahiplenmek için alıyor genelde. Boş laf ediyorsunuz. Sokaktaki çomarı evde bakamazsın ayrıca.

inatla hala her şeyin en iyisini ben bilirim, tecrübe desen benden gırla akar, yaşasın hay-sevin verdiği yavrular diye tutturmuyor musunuz, işte o zaman "ifrit" kesiliyorum. neymiş deneyimden faydalanalımmış da arkadaş duvar kabuğundan çıkmadık ki biz de. bu saate kadar yaşanılan, görülen şeylerden elbette ders aldım. en basitinden elimde olan kediyi bir pet shoptan ya da sahibinden gidip milyarlar vererek almadım. sahibi adı altındaki yavşağın elinde yeterince bakılamadığı için, depresyonlardan depresyon beğenmeyip başkasını seçmek zorunda olduğu için dayanamayıp aldım. ama bu değildir ki kedi sahibi olacak herkes yavruya bakamayacak, onları sokağa atacak. eğer gördüğümüz örnekler üzerinden genelleme yapacaksak eğer aynı şekilde tersten de düşünebiliriiz mevzuyu. " aaaa geçen birini gördüm- ki kendi adıma konuşmam gerekirse kız arkadaşım olur- sokaktan kedi aldı bakmak için(6 sene önce), o zaman insanlar çooook iyi. yakında sokakta sahipsiz kedi kalmayacak". ne farkı var şimdi bu cümlenin sizin verdiğiniz örnekten. hatta ukalaca davranıp ben bunu gördüm o yüzden tecrübeye saygı diye mi bu satırları sonlandırsaydım? bilemedim şimdi.

saygılarla

lebraaam.

Benim buyrun :)

Sonra da o çocukları satmayı planlıyorsunuz herhalde?
Kısırlaştırın. Kısırlaştırın. Kısırlaştırın.
Bu kadar zor mu ya?

Ne hakkınız var sokaklarda bir sürü kedi yuva beklerken evinizde kısırlaştırma imkanınız olan kediyi yavrulatıp ihtiyacı olan diğerlerinin hakkını yemeye? Bu işi de ticarete döktünüz allah kahretsin.

Umarım eş falan bulamazsınız.

aha bak bunu yeni gördüm işte ve kan beynime sıçramadı ama bi seğirtti inceden. neymiş çılgınlar gibi üretecekmişim sonra sokakları kedi dolduracakmışım. damızlık sığır mı besliyorum arkadaşım ben, ne sandın sen beni? neyin peşindesin güzel karşim ilgi peşinde mi? al gösterdim gerekli olan ilgiyi şimdi cevap vereyim bari.

neymiş ne hakkımız varmış sokakta kediler yaşarken vıdı vıdı. ne iş yaptığını bilmemekle birlikte sokakta insanlar dilenirken ne hakkın var evinde bilgisayar başında takılmaya. bu mu olmalı yani olaylara bakış açımız. git kısırlaştır kendini o zaman sokaklar insan kaynıyor. zira işi ticarete dökmekmiş biliyor musun ben kimim, neyim, ne iş yaparım, ne yer ne içerim? oldu kedi çılgınlar gibi üresin de ben de paranın dibine dibine vurayım, gideyim sonra sokaklara kedi atayım.
en basitinden şunu da ekleyeyim bi yere. çocuk sahibi olma imkanı bile bulamadan kısırlaştırıldığını düşün ebeveynlerin tarafından. ne kadar eğlenceli geliyor demi kulağa?

ortalıkta "hayvan severim ben hööaaa" diye gezinmek güzel şey de hayvan değil, reklam yapmayı seviyorsun sen. sokak hayvanı olmayan hiçbir şeyi sevmeyip gelip burda hayvan sever naraları atmak komik oluyor. yapmayın bunu.

göztepede bi yer 50 dedi bana. istasyon caddesi üzerinde bi veteriner.

minübüs caddesi üzerindeki göztepe veteriner de 75 demişti.dışarıdan bi kedi kuaförü gelip yapıyormuş. ama bu uygulamayı anestezi ile yapıyorlar. bunu dikkate almakta fayda var.
biz veterinerimiz dahil 3 kişi tutarak bayıltmadan karın bölgesindeki tüyleri aldık.

size mesaj attım.

bostancı'da müjde kedi&köpek kuaförüne götürüyorum ben, 50 tl idi en son (yaz sonuydu). işlerini iyi yapıyorlar, yani kediyi traş etmek ya da tırnağını kesmek için uyutanları hiç anlamıyorum, götür profesyonel bi yere, zaten senede 2 bilemedin 3 kez gidecek, ne gerek var ilaç vermeye.
benim kedim traş-banyo-kurutma sırasında çok huysuzlanır ama 2 kişi çok rahat bir şekilde gereken her şeyi yapıyorlar.
başka bildiğim bir yer yok maalesef.

emin değilsen kedi sahiplenme.

şöyle kedi sahipleri bir alışma evrelerini bana anlatabilir mi acep? karar vermemde etkili olur diye düşünüyorum.

ilk önce alacağın kedi sütten kesilmiş ama ergenliğe gelmemiş yaşta bir dişi olmalı (dişiler daha temizdir.erkek gibi yaşadığı bölgeyi kendi özel feromonlarıyla işaretleme huyu da yoktur). ideal yaşı 4 aylık. 6 ayı geçince kısırlaştırma ameliyatını ve aşılarını yaptırmalısınız. zaten evde duracak hiç sokağa bırakmam ki demeyin. aşı konusu çok ciddi. bir de tek başına bir kedi almayın iki kız kardeş kedilerin ikisinin de ruh sağlığı için çok önemli. kuma alıştırmak çok kolaydır. zaten ilk bir iki gün huzursuzlandığında iki-üç defa kumunun önüne götürmeniz yeter gerisini onlar hallederler. bir de kumunu iki günde bir kontrol edip temizleyin. pis kumu kullanmak istemezler. kumu da silisyumlu olmasın. o kum ufaklıklar için zararlı. kumu kullanmayı çabuk öğrenirler. ev yemeklerini de yavruyken sindirmeleri zor olur. özel mama alırsanız daha sağlıklı olurlar. ve işin iyi tarafı 6 aylığı gdçmiş iki dişi kedi evde abartmamak kaydıyla (haftada bir gece gibi yalnız kalabilir. yetişkin olduklarında ise yeteri kadar mama, su ve kum durumunda 2 gün tamamen yalnız eğer mama, su ve kum konusunu halledecek biri varsa 4 gün yalnız başlarına kalabilir. bir de eğer alınan ufaklıklar cana yakınsa annenizsizden fazla sahiplenir onları.

ama en öenmlisi eve bir eşya değil büyümeyecek bir çocuk aldığınızı unutmayın. evde bakılan bir kedi 15 yıl yaşayabilir. planlarınızı buna göre yapın.

kendi götünü zor toparlayan biri olarak mahallede sokakta beslediğim kediyi eve aldım.(gecen aylarda,kar kış zamanı)1.5 yaşında fırfır hanım.
-eve geldiği ilk günden itibaren direkt kumunu kullanmayı öğrendi.
-mama olarak,kısırlaştırılmış kediler için veterinerin verdiği mamayı yiyor.
(bi iki mama değiştirdim,bi tanesi hayvanın bağırsaklarını halletti.kedi osuruğu cok fena bir şeymiş:)
-gündüz uyuyup gece dolandığı için başta geceleri sorun oldu.(odaya aldığım zamanlarda) ama sonra odamın kapısını kapatıp yattığımda bi iki miyavlayıp alıştı.

köpek de beslemiş biri olarak söyleyebilirim ki kedi çok daha kolay bir hayvan ama sorumluluk en nihayetinde.emin değilseniz almayın derim.

çok sağolun deneyimleriniz için sonuç olarak karar verdim sahipleneceğim. bir kaç ay içerisinde bir eve taşınacağız sanırım ondan sonra olacak bu şimdi aklımda kalan bir kaç soru;
-dişi alma konusunda emin misiniz? başka yerde de tersi bilgi görmüştüm galiba ama köpekle mi alakalıydı hatırlayamadım şimdi.
-kısırlaştırma ameliyatı ve aşıları aşağı yukarı ne kadar tutar?
-kızgınlık durumları kaç yaşlarındayken oluyor ve o zamanlar ne yapmam gerek tek çözüm kısırlaştırma mıdır ?

şimdi iki tane edinecek kadar müsait değilim maddi açıdan ama tereddüt ettiğim konulardan biri de bu alırsam yanlız olacak..
tek bakıp deneyimlerini/önerilerini paylaşacak var mıdır hiç?

dişi alıp almama konusu biraz da semte bağlı. taşındığınız çevrede bahçeli evler ağaç ve belli bir kedi nüfusu varsa erkek te alabilirsiniz tabii. ama öyle bir imkan yoksa (mesela şişli de oturacaksanız) ne kendinize eziyet edin ne de kediye. çünkü dişi ile erkek psikolojisi çok farklıdır ve ameliyatlı bir dişi eğer sokakta büyümemişse dışarı çıkma konusunda ısrarlı davranmaz.
ameliyat ve aşılar bölgeden bölgeye değişir.

bildiğim kadarıyla bütün belediyeler kısırlaştırma aşısı yaıyor. ama hayvansever bir veterinere denk gelirseniz bu konuda kolaylık yapacağına eminim.

6-7 aylıkken kızışabilirler ve ne yazık ki tek çözüm tam kısırlaştırma (bir de hisleri almadan sadece yavru doğurmasını engelleyen bir ameliyat çeşidi daha var ki sakın yaptırmayın. kediyi dişi erkek farketmez evde tutamazsınız. o nedenle tam kısırlaştırma yapın.

iki tane olursa yalnız kalıp evi dağıtmak yerine kardeşiyle oynayıp birbirini yorar ve uyurlar

ve merak etmeyin obur olmadıkça piyadasa satılan kaliteli mamalar iki kediye 1-1,5 ay yeter (evdeki iki eşşek bir ayda bir paket bitiriyor bunlardan biri 5 kiloluk bir ızbandut öteki de 3,5 kiloluk kendini prenses sanan bir yelloz) yavruyken şimdi yediklerini yarısıyla doyarlardı.

facebookta hayvan sahiplenme sayfaları var. orda bulabilirsin.

Birinin mesaji: TAHMİNENE 11 YAŞ CİVARI UFACIK BİR PEKİNEZ ALDIM MACUNKÖY BARINAĞINDAN..KATARAK AMELİYATI OLDU.KENDİNE YETECEK KADAR GÖRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ VETERİNERİ...ONA ÇOKKK İYİ BAKACAK BİR AİLE ARIYORUM..

www.sahibinden.com
www.petarkadas.com gibi siteleri de takip edebilirsiniz.

1,5-2 aylık yavru ilk defa kedi bakacak biri için çok küçük olur. Siz en az 5 aylık falan bir yavru sahiplenmelisiniz. Cins kedilerin bazı türleri gerçekten nazlı oluyor, sarmanlar da biraz öyledir.
Onun dışında bana erkek kedi bakımı dişi kediden daha kolaymış gibi geliyor ama tabi bu sadece bana göre böyle. Kedinin mizacına göre değişebilir.

Anne sütü almışsa daha sağlıklıdır, hastalıklara karşı direnci fazladır.

tekirler bu el ayak çizme konusunda diğer kedilere göre biraz daha acımasız.şunu da bilin beyaz kediler daha çok hasta oluyor.akşam 6-7 ye kadar yalnız kalıp da sıkılmayan bir kedi olması dileğiyle.

bence tek değil 2 kedi alın yalnızken çok sıkılıyorlar. yavruyken ya barınaktan ya da sokaktan alınbulunduğunuz belediye ilk aşılarını ve kontrollerini yapacaktır ücretsiz olarak 2 ay olunca kısırlaştırısınız zaten. sonra iyiki bunu yapmışım diyeceğiniz süper bir durum ortaya çıkıyor.

yavru scottish fold ya da russian blue

bir tele falan takılmış olabilir belki.
fotoğraflardan pek anlaşılmıyor.

nerede olduğunuzu yazmamışsınız, ama 0212 324 67 32'yi arayabilirsiniz.
levent'te yerleri.
24 saat açıklar.
onlara götürmeseniz bile arayıp bilgi alabilirsiniz.

size mesaj attım

beagle

www.facebook.com
www.facebook.com
www.facebook.com
www.facebook.com
www.facebook.com
off of o kadar çok var ki, terkedilmiş, sokağa atılmış... hepsi de çok güzeller. ne iyi edersin bir tanesini yuvana almakla :)

Bir tanıdığımın sahiplendirilmek için bekleyen 5 yavrusu var. Size mesaj yazdım.

@vur joker vur görüştüğümüz iki veteriner de beagle'ı önermedi, yine de ilgiliniz için teşekkürler.

@kadifepanter linklerin hepsine baktık ve konuyla ilgilenen hanımefendi ile iletişime geçtik, haftaya salı günü bir görüşmemiz olacak, umarım bir yavruya sıcak bir ev sunabiliriz.

@melpomeneman ben de şimdi size mesaj yazdım, çok teşekkürler

oha çok değişik bir hayvanmış.

bir tür çoban köpeği ile terrier kırması gibi duruyor sanki. ben de merak ettim.

peki bu köpek hakkında bilgisi olan varsa bana bir şeyler önerebilir mi ?

burada genel bilgiler var istersen.

en.wikipedia.org

hocam bobtail deği yahu çok hafif ve ufak bir köpek bu

valla surat birebir aynı. ben de bu ırkı ilk defa duydum ama senin fotoğraflarla birebir uyuyor. senin köpeğin tüyleri falan biraz bakımsız sadece. boyutları değişen türlerden olabilir eğer değilse de bobtail kırmasıdır. ama bu mevzubahis old english sheepdog kesin kanında var seninkinin. çok net belli oluyor.

vallahi doğru diyor olabilirsiniz sokağa atmışlar hayvanı bende sahiplenmek istedim terrier kırması dediler felan, ondan dedim..
ama on numara hayvan yahu..

sanırım ben buldum ya, (git:www.google.com.tr )

muhteşem bir suratı var...

cairn terriere benziyor sanki ama tam emin olmak zor, kırmalık var gibi evet.

köpeğin ikinci günü ve evet onu aldığıma hiç pişman olmadım..

dezenfekte edici bir sprey sıkıyorlar. benim kıza da turkuaz rengi sıkmışlardı. yalamamasını sağlamak gerek en azından kuruyana kadar, sonrasında yalıyorlar. bir şey olmaz, merak etme.

narkozdan sonra 1 günlük zaman dilimi içinde kusması normal. muhtemelen kurumuştur zaten o sürülen ilaç, veteriner ayrıca yalamasına izin vermeyin diye uyarmadıysa zararlı olacağını sanmam. o bölge traşlı olduğu için de hayvan garipsiyordur durup durup yalıyordur tüylerim nooldu ya diye:) birazcık severek ilgisini dağıtın isterseniz.

Ona o boyunluğu her yerini yalamasın diye takıyorlar. Boyunlukla yalayabiliyorsa herhalde zararlı değildir.

Prosedür olarak bölgeye operasyon sonrası dikiş atılmaz. Yara kendi kendine kapanmaya bırakılır. Yara bölgesinin korunması için bölgeye bu spreyler uygulanır. İçeriğinde antibiyotik da bulunur. mavi, lacivert, yeşil, mor gibi çeşitli renkleri bulunur. yalaması sorun yaratmaz.

bir de sıkarken eğer koklarsanız sümük rengi değişiyor diyorlar. hala beceremedim :/

muhtemelen biliyorsunuzdur fakat olur da bilmiyosanız diye yazıyorum.facede ve webde istemediğiniz kadar hayvan sahiplendirme sitesi/sayfası var.oralara bakalak olursanız 1 hafta içinde tahminimce bir şeyler denk gelir.

ne kadar harika bir dusunce! eger isterseniz barinaktan gecici olarak alip, hayatta kalmalarini saglayabilirsiniz bu yavrularin. cunku gecici ev hayatina ihtiyaclari var. barinaktaki sartlar cok kotu. cok var denizli barinaginda mesela www.facebook.com

www.facebook.com bu sayfada da bakıma ihtiyacı olan bir köpek bulabilirsiniz.

arkadaşlar bugün bir köpek sahiplendim hayırlısı olsun sokaktan kurtuldu kendisi :)
www.eksiduyuru.com

cesar milan videoları izleyin.

köpek eğitimi, kolay iş değil.
terlik ayakkabı kemirmesi normal dişleri çıkıyordur.
hayvanın havlaması da normal, belki bir sıkıntısı da olabilir. ama yavru köpeklerde sabırlı olmak lazım.
köpek bakmak demek yem su vermek demek değildir, çocuk bakmaktan daha zordur. cezalandırmanın bir köpekte işe yaradığını görmedim.

1.si terrier cinsi köpek bahçede bakılabilecek bir köpek cinsi değildir ev köpeğidir, normaldir asabileşmesi. 2.si 9 aylık bir köpekten uslu uslu oturmasını bekleyemezsiniz dişleri kaşınıyordur, yeni yeni sesi çıkar havlar, oraya buraya tuvaletini yapar yemek vermemek onu eğitmek asla değildir. Sabır gösterip sevgi vermelisiniz köpeğe. Böyle insanlar da köpek sahibi oluyor ya ne diyim ben.

nar eksisi + 1

köpek psikolojisini ve doğasını anlamanızı sağlayacak şeyler okumanızı ve izlemenizi tavsiye ederim.

kızmayın hemen. ilgi falan da göstermeye çalışıyorum. oyun da oynanmıyo. top atıyorum, tutup kaçıyor. oyuncak falan veriyorum, ilgilenmiyor. okşamak vs zaten oralı değil. sevmiyor. elimi çeker çekmez silkeleniyor.
neyse idare ediyoruz bakalım.

kızılacak bir şey yok, durum sizin hayvanı tanımamanızdan kaynaklanıyor.

terrier daha önce de söylendiği gibi bahçede bakılacak bir cins değil.
o ev köpeği ve bahçede yaşadığı için psikolojisinde bir sorun olduğu belli.
üstelik zaten ergenlik döneminde.
yani, "sevdirmiyor zaten" diye yaptığınıza devam etmeyin.
sevdirmemesinin, böyle hırçın ve yabani olmasının sebebi yalnız kalması.

çoğu insan köpek bahçede yaşar falan diye düşünür, ama terrier gibi cinsler ve hatta bütün köpekler insanla birlikte evrimleşmiş, insana özel olarak evcilleştirilmiş hayvanlardır.
yani insana ihtiyaç duyarlar.
o yüzden yalnız kaldıklarında psikolojileri bozulur, kafalarına göre takılırlar.
sokak köpeklerinin çoğunda aynı hırçınlığı görebilirsiniz.

burada tilkiden ya da kurttan bahsetmiyoruz.
direk olarak insanla bağı olan bir hayvan söz konusu.
onun ihtiyaç duyduğu şartları sizin sağlamanız lazım.

eğitim konusunda bir şey bilmiyor olabilirsiniz, ama dediğim gibi bununla ilgili kitap okuyup, internette araştırma yapabilirsiniz.
umudu kesip hayvanı bırakmayın elbette.

adını söyleyince aksiyon ya da normal durumlarda saygı beklemeniz normal.
ama iletişim sorunu yaşadığınız çok belli.
köpekler direk olarak dünyaya sahiplerine saygı duymaya programlanmış olarak gelmiyorlar.
yani iyi eğitimli ve aile içinde büyüyen bir çocukla, sokakta kimsesiz büyümüş bir çocuğun psikolojilerini ve davranışlarını karşılaştırın.
siz nasıl davranacağınızı bilirseniz, ondan da öyle karşılık alırsınız.
yani çocuğun aileyi değil, ailenin çocuğu eğitmesi gibi.

aile ne verirse, çocuk normal şartlarda onu alır.
dolayısıyla siz köpeğinize ne verirseniz, karşılığını da ona göre alırsınız.

gerekirse profesyonel bir eğitmene başvurun.
ama bunun dışında sevin, oynamaya çalışın, birlikte yürüyüşe çıkın, bir şeyler paylaşın.

edit:
mamasını geç vererek eğitmeye çalışmayın.
bu eğitme yolu değildir.
tam tersine, seveceği bir şeyler verin.
yanında yemek yiyin, yediğiniz şeyden ona da biraz verin.
bol bol konuşun, ilgisini çekecek bir şeyler yapın, size yanaşmasını sağlayın.

oyuncak, top, veterinerlerde satılan kemirme çubukları gibi şeyler verirseniz ayakkabıları falan rahat bırakır muhtemelen.
eğer gerçek kemik verecekseniz asla pişmiş kemik vermeyin, kasaptan alıp çiğ olarak verin.
pişmiş kemik sertleşir ve çatallaşır.
tavuk, kuzu, dana hepsinin kemikleri için geçerli.
çiğneme sonucu kırıldığında hayvanın bağırsaklarını ve midesini delme ihtimali çok yüksek olur.

birlikte yürüyüş yapmak (tasmalı olarak) köpeklerle sahiplerini çok yakınlaştıran bir şeydir mesela.
günde 15 dakika bile yeter.

11 yıl önce bir terrier aldım. 17 yaşındaydım. önceden bir terrierim daha olmuştu ama bütün ihtiyaçlarıyla ben ilgilenmedim. istanbula yatılı gittim anneye kaldı vs.. öyle sevdim sadece..

neyse, sonra bu yeni arkadaşı alınca işler karıştı. herşeyiyle ilgilenmem gerekiyodu ama kendi başımın çaresine zor bakıyordum. neyse uzatmadan şunu diyeyim. çok hatalar yaptım, heryere işeyip duruyor diye kıçına tekme de attım. şimdi bakınca nasıl yaptım diyorum ama işte oldu...

şimdi 12 yaşında ve hala benimle ve çok mutlu. bilmeyenlere ilginç gelir belki ama köpek tarafından eğitildim..bizim koşullarımıza uyum sağlamalarını onlara dayatıyoruz. ama onların doğasında yere işemek veya masadan yemek yemek yanlış değil. biz onlardan bunu istediğimiz için, onlar da önce afallıyorlar, sonra yapmamalarını istediğimiz şeyi anlayıp ona göre davranıyorlar.. ama sonunda yapıyorlar ne istiyorsak.

yani , son olarak, böyle insanlar diye birşey de yok. sen en azından şuraya yazıp sormuşsun merak etmişsin, ben onu da yapamadım.

en güzeli, şimdiden bu bilinçlenme işine girişmen ve onu sevmen. bahçede olması da sorun değil. hatta bence daha iyi, bizim oralarda köylerde sokaklarda bahçelerde terrier dolu, sadece sıcak, rahat bir yeri olsun. ama sonradan eve alma gibi bir planın varsa tuvalet eğitiminde zorlanırsın..böyle..

köpeklerin petshopta min 600 tlden satıldığını düşünürsen çok küçücük bir ihtimal bulsan bile bir servete mal olur o hayvan.

baktım amerika'da internet üzerinden 23 dolara satıyorlar. ben 500 lirayı gözden çıkarmıştım zaten. O civara bulabilirsem alıcam.

amerikadan gelen birini bulursan daha kolay olabilir. 100-150$ verirsin hallolur.

yılda 4, bazen daha fazla olur.
ama eğer yeni çıktıysa 20 mart'a kadar tekrar edeceğini sanmıyorum.
veterineriniz gelir gelmez yaptırırsanız bir sorun olmaz bence.

www.facebook.com
Cerrahi bir konu varsa tek geçerim.

durumunu takip edin. bir veterinerin görüşünü alın. doğumlar uzun sürebilir ama bebekler arasında çok uzun süre olması sakat olablir. ilkinin plasentası da çıktı mı? bu kaçıncı doğumu? az yavru mu bekleniyor çok mu? cinsi ne yaşı ne? bunlar önemli sorular :D zaten doğumdan sonra bi vet kontrolüne gitmesi iyi olacaktır bir iki hafta sonra nevsenevin dediği gibi haller görülebiliyor.

bence çok uzun süre. veterinize bir danışın derim. ıkınmaya devam ediyor mu?

Bence de kedi için uzun süre, veterinere götürün. Benim kızım 2 tanesini 15 dakika arayla doğurdu sonra hiç bebek gelmedi doğum bitti sandık ertesi gün karnından 2 ölü bebek çıkarıldı. İçerde bebek kalmış ölmüş olabilir.

plesenta çıktı. bu ilk doğumu çok yavru beklemiyoruz ayrıca hayvan da daha 7 aylık yani o da büyük bir kedi değil.internetten araştırdım stresten dolayı doğuma devam etmeyebilirmiş hayvan.acaba onla alakalı olabilir mi? Ikınma yok

Benim kızında ilk doğumuydu veterinet hatta 1 en fazla 2 bebek olur dedi 4 bebek oldu. Bizde belirti olarak ıkınma yoktu ama ne mama ne su içmedi, yavruları beslediği zaman haricinde hareketsiz yatıyordu öyle işkillenip götürdük.

En azından bir ultrason çeksinler baksınlar. Tabii doğum bitmişte olabilir ama riske atmayın bence anneye zarar vermeden.

aralarında öyle saatler sürmez. o işte bir problem olabilir. yani normali öyle saatler sürmemesidir. kedi birini doğurup temizleyip göbek bağını hemen kesip diğerini doğurur. 6 saat doğurmaması halinde hayvan ters dönmüştür, ölmüştür, anneyi de götürür allah korusun.

götürdünüz mü veterinere merak ettim?

çekyat falan varsa o tarz yerlerin içine bir bak, saklanıyor keratalar. kasti yapıyorlar bence arayalım diye. öyle sote yerleri çok seviyorlar.

camlar kapalıydı, gerçi camlarda sineklik var açık olsa bile düşmez. kapıdan çıkma ihtimaline karşı apartmanı gezdim sabahın köründe. tam o sırada apartmanda kıyamet koptu bir de, komşun
un biri diğerini polise şikayet etti, kapıma geliyor rahatsız ediyor diye, karambol oldu sabah sabah. eğer apartmandaysa bile o gürültüden korkup saklanmıştır her halde :(
çekyatların, bazaların içine baktım, sabah mama saatinde nerede saklanırsa saklansın ilk o koşup gelirdi

İlgisini çeken sesli bir oyuncağı varsa onunla ses çıkararak arayabilirsiniz. Genelde kaybolan kediler öyle ortaya çıkıyor.

hala yok :( her sabah saatim çaldığında kapımda dizilirlerdi, saat 6 kahvaltı saati. eğer bi yerlerde sıkışıp kalsa ağlar zaten, şimdi uyku vakti, hepsi uyuyor o yok. oysa ki o en küçüğümüz ve büyüklerin koynunda uyur hep :(

Eminim farkederdiniz ama sinekliklerden aralık olanı var mıydı?
Benim kedilerim sinekliği bile açıp pervaza çıktılar ondan biliyorum.
Belki o aralıktan düşmüştür.
İnşallah tez zamanda çıkar ortaya:(

@nevsenev; işallah, çok merak ediyorum onu :(

mart ayı geldi sayılır, operasyona çıkmış olabilir.

Bizim kedi üst komşunun evinden bir tam gün sonra çıkmıştı. Sizinki de çıkar inşallah!

herkese çok teşekkürler. kedicik apartmanın kömürlüğünde bulundu :) gece çöp çıkarmıştım, o ara kaçmış olmalı, bütün geceyi dışarda geçirdikten sonra eve girer girmez ilk işi kuma koşup çiş yapmak oldu :))

oh çok sevindim valla, geçmiş olsun :)

valla çok çok geçmiş olsun. büyük bir korkuyla okudum yazılanları. en sonunda mutlu sonu görünce rahatladım :)

ufaklığın dışarıda geçen yorucu ve korkutucu gecesinden sonra aldığı şekli paylaşayım dedim. ilgilenen tüm arkadaşlara teşekkür ederim :)
b1302.hizliresim.com

Akvaryumun suyu tümden değiştirilmez. O suda bir bakteri döngüsü filan vardı. Balıkları alıştıkları değerleden, tamamen farklı değerleri olan bir ortama salmışsınız. Ölmeleri normal. Şu siteyi hatmedin önce:

www.akvaryum.com

Normalde suyun tamamı değişmez değiştirdiyseniz de, eski su ile yeni suyun sıcaklıkları farklı olabilir. hoop diye balıklar içine atılmaz. Örneğin bir poşete suyu ile balıkları koyup ağzını bağladıktan sonra akvuryumun üzerine bırakabilirdiniz. zamanla 2 suyun sıcaklıkları eşitlenecek ve balıklar da uyum sağlayacaktır.

yukarıdakilere ek olarak musluk suyu kullanılacaksa aquatan damlatılsaydı iyi olurdu.

önce bir iyice araştırıp sonra değiştirseydiniz suyunu, yazık olmuş balıklara.

Birde ek olarak direkt musluktan değilde dinlenmiş su kullanın bundan sonra.
Çeşme suyundaki klor balıkları öldrüyor. Ki biz bu suları içiyoruz :)

dinlenmiş su kullandım da az bişey musluk suyu sanırım etkiledi o kadar allah'tan hepsi ölmedi biraz daha var japon balıkları ile beraber yaşatıyorum japonlara hiçbişey olmadı aslında japonlarla yaşamalarıda doğru değilmiş

barinaga gotureceginize hayvanlara nispeten iyi davrananlarin yasadigi bir semte birakin yuva bulunamazsa. cok tatliymis, kucucukmus. barinakta yok olur..

var

köpek ağlar ciddi ciddi.gözünden yaş gelmesi şart mıdır bilemem kavram olarak ama ağlar

Timsah

bizim evdeki ev arkadaşımın kedisi,kız dışarı çıkınca kendini kapının önüne atıp auuuğğğğ auuuuğğ diye ses çıkarıyor, o anda ne mamaya ne benim kedime hiç bir şeye ilgi göstermiyor, gözleri de böyle yapışkan çapakımsı bir şey salgılıyor,ya da buğulanıyor böyle buzlu cam gibi, bilmem ağlamak sayılır mı, ama ev arkadaşım bakkala gidip hemen döndüyse döner dönmez geçiyor o hali, uzağa gittiyse 15-20 dakka sürüyor, sonra gidip onun odasında yastığına ya da ortaya atılmış tişört falan varsa ona sarılıp yatıyor.

arkadaslar da zaten soylemis, salya sumuk degil ama viyir viyir aglar kedi kopek familyasi da hatta kus bile bir cikirder duygularini ifade eder eninde sonunda...

Cidden gerekli değildi, ticari kaygılarla yapmış.
Bunu daha üç dört gün önce kendi veterinerime sordum, gerek olmadığını söyledi. Hatta kendisinden önce götürdüğüm veterinerin yaptığı bazı başka aşıların da gereksiz olduğunu söyledi.
Özel kliniklerde zaman zaman sokuyorlar böyle.

tamamen ticari kaygılarla yapılmış, özellikle vaccine-associated sarcomaya neden olabilen aşılardan biri, bu nedenle de yapıldığında da normal sırttan falan deri altına değil, bacakta kas içine yapılması gerekiyor. ama veterinerler bacaktan yapmak daha zor, kedi huysuzlanıyor diye sırtına yapıveriyorlar aşıyı.
3-4 yaşına kadar yılda bir kez karma aşı, dışarı çıkan kedilerde de yine o yaşlara kadar kuduz aşısı bağışıklığın gelişmesi için yeterliymiş, bir üniversitede çalışan veteriner arkadaşın dediğine göre. parazit ialçları dışındaki yapmak istedikleri her aşıyı ben önce bir araştırayım deyin bence.

aman ne güzel, iyice sinir oldum. kedim zaten huysuz, yıkıyor ortalığı, bacaktan yapılmadı, sırtından yapmışlar. sonradan da fazlaca alkolle silmişler sanırım ki epey bi ıslaklık vardı sağ tarafında. zaten veteriner de ilk dozdan sonra ikinciyi yapmak için 3-4 hafta sonra gelin vs. gibi bir şey demedi. 3 ay sonra gelin paraziti yapalım dedi.
bu arada @alice practice bahsettiğin "vaccine-associated sarcoma" tam olarak nedir? ve buna aşı yüzünden yakalanma olasılığı kaçta kaçtır?
ben bu veterinere şimdi ne yapıyım?

endişelenmeyin binde bir oranda ortaya çıkıyormuş, bu leukemia aşısında falan alüminyum bilmemne varmış, o işte bir tür tümöre yol açıyor aşı yapılan noktada tümör oluşuyor ve ameliyatla alınması gerekiyor. fazla ayrıntılı açıklaması şurda mevcut. acikarsiv.ankara.edu.tr
nette de kedi aşı tümör diye aratırsanız, bazı hayvan hastaneleri ya da veterinerler, kısaca ''bazı aşılarda daha sıklıkla görülmekle birlikte 10.000de 1 gibi düşük oranlarla aşıların fibrosarkom denilen tümörler oluşturması mümkündür, veterineriniz bu konuda sizi bilgilendirecektir'' yazıyor ama şimdiye kadar bu aşıları yapmaya kalkan hiç bir veteriner beni bilgilendirmemişti.aşı yapıldıktan sonra yapılan bölgede şişlik var mı diye kontrol etmeliymişiz aslında, 12 haftaya kadar bu şişlik ve tümör ortaya çıkabiliyormuş.

off! çok teşekkür ederim.

(bkz: Axolotl)

Hida Salamander

pokemon lan bu

(bkz: su semenderi)

www.akvaryum.com

sahiplendirin

köpeğin fotosunu etrafa dağıtsanız bulundu diye, belki sahibi onu arıyordur?

facebook.com/haysev sayfasına da başvurabilirsiniz, yardımcı olurlar.

yue +1

Haysev'e başvurun. İlan bırakın. Geçici yuva sordurun.

sıkılıp sokağa salmış da olabilirler.

zabıtayı ya da eskinin beyaz masası şimdinin kentli servisini arayın. gerekiyosa çirkefleşin. bağırıp çağırmadan yol gösteren olmuyor zira.

Kafes dışını kirlettiği çok doğru. Bu sebeple kafes dışına fazla bırakmamakta, kafesin altına da tül geçirmekte fayda var. Ses konusunda ise iki haftadır bana şikayet gelmedi ki duvarlar ses geçiriyor. Çok ses çıkardıkları da doğru, ben çözümünü buldum. Susmalarını istediğim zaman kafesin üzerine bir şey örtüyorum, karanlıkta dinlenme moduna geçiyorlar.

Öncelikle daha önce kuş beslemediysen papağan beslemeyi beceremezsin zaten papağanda öyle. İç bes lira para verip ha diye satin alninarak beslenmeye müsait bı hayvan değildir bilgi birikim tecrübe sabır gerektirir papağan beslemek yoksa öyle ses çıkardığı anda kafesin üstünü örterek Yada aman etraf kirlenmesin diye hayvancagizi kafese hapsederek mundar edersin bebeyi.

Bence güzel kardesim dediğim gibi hiç tecrüben yoksa bakabileceginede inanıyorsan al bı muhabbet kuşu besle önce evcillestir sonra egit (ama bunları icine sevgini katarak yap Emine bedel Style:)) daha sonra dha büyük kuşları sahiplenirsin tavsiyem Jako dan uzak durman hem koku yapar hem toz yapar hem sesleri cok yüksektir bence muhabbetle başla sonra iste sna kalmış Sultan mı istersin cennetmi karar ver en sonda artık ben bu ısı öğrendim
Beslenmesinden bakımına saglıgından egitimine yapabiliyorum dersen bence ya amazon al Yada lori saygilar

Şimdilik telden yazdım bukadar kafidir sanırım

Papağanlar dağınık(cok fazla Cook:)) yaramaz,sosyal en önemlisi karakterli hayvanlardir Öyle kafese Yada tunegine ne zaman gidersem gideyim benimle oynasın beni eğlendirsin fln diye düşünüyorsan isirik manyagi olursun bilesin

hangi papağan olduğuna göre değişir.
bir muhabbet kuşu fln beslersen o kadar ses yapmaz.
ama cennet papağanlarının çok kart sesi var.
jakolar sürekli duyduğu sesleri çıkarır. sürekli telefon çalıyor gibi sesler gider mesela komşulara:)

kuş büyüdükçe kafes dışına çıkma ihtiyacı ve yaptığı dışkı miktarı artar.
özellikle büyük papaganları sürekli kafeste tutmak çok acımasızca.

bizde cennet papağanı var. genelde sürekli dışarıda duruyor. sürekli dolaştığı yerlerin içine ediyor. kafese sokunca da depresif oluyor, sürekli dışarı çıkmak istiyor.
bir daha deseler almam. papağanların yeri orman. başka yerde olmamalılar.

eğer besleyeceksen de çok iyi araştırmanı ve evde ona göre ortam kurmanı tavsiye ederim.

papaganokulu.org çok iyi bir sitedir.

hoca gulu seven dikenine katlanir. Papagan seviyosan sesine, kirine kedi seviyosan kilina tuyune katlanman lazim. Eve biblo alir gibi hayvan alirsan sen de bunalirsin hayvancik da.

Piyasada belirgin mama gruplarını bildiğinizi düşünüyorum. Bunlar bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda mamalardır.bunun dışında da bu gruplarla rekabet edebilmek adına fiyat kıran gruplar vardır. ancak bu gruplar tüketiciden çok, ki diğer mamalardan fiyat açısından 3-5 lira farkları vardır, asıl satıcı kişiye iyilikleri dokunur. yani satan kişinin kar marjı daha yüksek tutulur ki satmaya teşvik edilsin.
şunu söyleyebliriz ki mamalar ikiye ayrılır : market maması ve profesyonel mama. markette gördüğünüz mamalar- ki reklamlarda da oynayan en bilindik mama firması da buna dahil- hiçbir veteriner kliniğine gelip "benim mamam şöyle güzel, beni mamam harika" demez. bunu şuna benzetebilirsiniz: fastfoodçular anaokullarına gidip bizim menüler çok sağlıklı, benim menü çok besleyici demez.

ancak profesyonel mamcılar olayı şöyle anlatır: mama fabrikasını gezmeye gittiğimizde bizi gezdiren adam mamalara avucunu daldırıp ağzına attı. ve dedi ki : " ben yiyebiliyorsam hayvan da yer"

en iyi yok. fiyat bir gösterge. beslediğiniz hayvanın dışkı miktarı ve kalitesi sizin mamanınızın kalitesini belirler.
son zamanlarda en bilindik 3-4 mama firmasından başka sektör büyüdükçe daha başka mama firmaları piyasaya girmeye çalışıyor.hatta son 3-5 yıldır.ancak onlar kalitelerini ispatlamak ve daha çok satılmak için tüketiciye değil satıcıya fiyat kırıyorlar.

en iyisi siz yine de veteriner hekim tavsiyesinde mama alınız.

goo.gl
goo.gl
Şu iki ürün bana göre f/p'si en iyi olanlar.

onexey'in verdiği linklerdeki gibi 15 kiloluk mamalardan aldığınızda profesyonel mamalar market mamasından daha ucuza geliyor. bir de market mamaları yalnızca kısa vadede ucuz, uzun vadedeki etkilerini sözlükteki whiskas başlığına bakarak görebilirsiniz.

bizim bebeye proplan veriyoruz uzun zamandır, bi sorun yaşamadık. büyük petşoplarda kilo ile satıyorlar bu mamaları. hepsinden birer avuç alıp kedinizin hangisini sevdiğini test edebilirsiniz.

o bir tek kedi.kendisinin türü seal point and white domestic shorthair diye belirtilmiş, ama bu cinsten olan kedilerin hepsi onun gibi suratsız melun değil tabi, normal normal kediler.

www.grumpycats.com bu da official sayfası.

grumpy, somurtkan anlamına geliyor, kedinin ifadesinden dolayı öyle deniyor.

genetik bozukluk olduğundan o kadar bacakları kısa ve yüzünde o ifade var. dikkat edersen zaten hızlı da hareket edemiyor.

doğru yapıyorsunuz. ben genellikle mama bile kullanmıyorum; evdeki yemeklerden veriyorum. ilk günler yemez diye üzülme; zamanla alışıyor.

mamalar kedinin ağzını leş gibi kokutuyor. bir gün burnuna doğru esnerse acımasız gerçekle karşılaşıyorsun.

pek yanlış değil. ama evdeki yemeklerden arta kalanları da versen menüsü et ağırlıklı olursa daha iyi olur. ama arada sırada da olsa yaşına uygun kuru mama vermeyi ihmal etme. onlar için diş bileme aracı o.

dişlerinin sağlıklı olması ve tüylerinin çok dökülmemesi için kuru mama yemesi şart. ama marka mamalara inanmıyorum pek. marketten Goody marka ya da pet shoptan açık kilo işi mama alıyorum, şimdiye kadar onlarca kedi baktım hepsi gayet sağlıklı büyüdüler.

edit: sadece kuru mama verin demişim gibi olmuş, öyle değil. ara sıra tavuk ciğeri alıp pişirip yediriyorum. evde tavuk/et yendiğinde artanları veriyorum yemeleri için. ama sebzeli yemek yememeleri gerek. sindirim sistemleri sadece hayvansal ürünleri sindirecek şekilde.

ev yemegini arada vermelisin bence cunku ilk yazan arkadasin dediginin aksine asil ev yemegi hayvanlarin agzini kokutuyor, disleri mahvediyor. ve hayvanlarda dis temizligi zaten cok cok zor ve masrafli bir sorunken buna dikkat etmek sart... kuru mama disler icin ve hayvan icin en iyi olani aslinda. ev yemeklerindeki yag,tuz,seker orani hayvanlar icin uygun degil kuru mamada gerekli oldugu kadar bulunur bunlar. sirf ev yemegi ile beslersen bir sure sonra kuru mamayi begenmiyorlar ve hizla kilo aliyorlar; yaglaniyorlar. arada ev yemegi ver derim kisaca. ayrica adi ustunde marka. her seyin bir etiketi var. carrefourdaki mamanin kedin icin yeterli olduguna eminim. :)

kaliteli mama yediğinde günlük alması gereken ne varsa (vitamin mineral) hepsini alıyor. yemek verdiğinizde neyi ne kadar aldığını bilemeyiz. kakası az kokuyor. tüyleri az dökülüyor. tüyleri ve kendisi de daha sağlıklı oluyor.

yıllardır kedi besliyoruz bir kere bile mama vermedik. doğal yiyecekler gayet yeterli. kuru mama yokken ne yapıyordu kediler acaba?

yanlış yapıyorsunuz.
kalitesiz mamalar ileri yaşlarda çok sorun çıkarır.
şimdi 8 aylık kedide bunu anlamazsınız.

kaliteli kuru mama kedinin ağzını falan kokutmaz.
kalitesiz olanlar kokutur genelde.
zaten bir kedinin ağzının kokması bir sağlık sorunu olduğunu gösterir.
yani diş eti rahatsızlığı, mide rahatsızlığı vs vs.

ayrıca ev yemeği de kedi için sağlıklı bir şey değil.
madem kuru mama alamıyorsunuz, ki benim tavsiyem de o değil aslında, o zaman çiğ beslenmeye geçin.
hem hayvan sağlıklı olsun, hem de siz rahat edin.

nikmik'in dediği gibi, kuru mama yokken hayvanlar çiğ besleniyordu.
doğada pişmiş yemek yiyen hayvan var mı?
üstelik ev yemeğindeki tuz, salça vs. hepsi ileri yaşta böbrek yetmezliği, idrar yolu tıkanması olarak geri döner maalesef.

eksiduyu.ru

bana veterinerim şunu demişti. şimdi çok ucuz mama alırsın, ev yemeğiyle beslersin fazla para ödemezsin ama sonra kedi bir hastalanır, yıllarca iyi bir mama için ödemediğin parayı bir çırpıda hayvan iyileşsin diye veterinere ödersin. bence karıştır sana tavsiyem o olabilir. kaliteli mamayla daha düşük kaliteli bir mamayı karıştırıp maddi olarak yükünü azaltabilirsin. ben şu aralar yaşamımdaki garip gelgitler yüzünden mecburen onlara da yansıdığı için o şekilde yapıyorum. kendimi de affetmiyorum, suçluyorum onlara bunu reva görmek zorunda kaldığım için ama yapacak bir şey yok. tabletler var. çeşitli vitamin tabletleri, tüyleri, mideleri için tabletler... çok da yüksek meblağlı şeyler değiller. ev yemeği verme, ne olursa olsun verme. takibini yapamazsın. nasıl bir insan yediği bir yemeğin özelliğine göre midesini bozabiliyorsa onların da bozuluyor. dışkılarında gariplikler olur sık sık. çok zor ev yemeğiyle hayvan beslemek. ha farklı örnekler var. teyzem sadece tavuk ciğeri ve manco denilen şeyler 15 yıl baktı kedisini, onlarca uyarımıza rağmen. kedinin ağzı kokuyorsa ve bu devam ediyorsa denilmiş zaten, ben de tekrar edeyim muhtemelen diş etlerinde problem vardır. ağzının kokusunun sebebi kuru mama değildir.

belediyenin barınağı varmış da nerde bilmiyorum. yavru da çıkabilir ordan

www.patilen.com
www.hayvansevergazetesi.com

bu ve bunun gibi adreslerden sonuç alma ihtimalin var.

gecenlerde evka1 de birisi bir köpek bulmus, sahiplendirmek istiyordu. bir ara duyuruyu bulursun ilani.

aha da burada duyuru

eksiduyu.ru

petarkadas.com'dan kedi sahiplandim. bi bakın.

veterinerim pirinç lapası önermişti. ama muhakkak başka bir veterinere götürün.

kusan bir hayvana ağızdan ilaç içirmekle kusmayı provake edebilirsiniz. daha detaylı bilgi verebilir misiniz? kusma ve ishal için uygulanan bir tedavi oldu mu?iştah?

Başka bi veterinere götürdüm dün akşam, lapayı düşünmüştüm ama gençlik hastalığı olduğu için lapa fayda etmezmiş, zaten hiç bişey yemiyolar serum veriyoruz. Vitamin takviyesi de yapıldı. yedi gün boyunca devam edicek. Bekliyoruz.